44
CSR Turkey Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Mart-Nisan 2014 • Sayı: 14 • ISSN 2147-6179 KSS politikası sürdürülebilir değildir Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

  • Upload
    vohanh

  • View
    251

  • Download
    3

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

CSR Turkey

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Mart-Nisan 2014 • Sayı: 14 • ISSN 2147-6179

KSS politikası sürdürülebilir değildirPaydaş iletişimi sağlanmadıkça

Page 2: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Güçlü bireyler.Güçlü toplumlar.

G��e�e�� S������ V��

gelecekturizmde

Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu ikinci dönemi başlıyor! Sürdürülebilir turizme katkı

sağlayacak fi kirleriniz varsa www.gelecekturizmde.com’a başvurunuzu yapın,

biz projenizi destekleyelim, siz de turizmin geleceğini.

Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu ikinci dönemi başlıyor! Sürdürülebilir turizme katkı

Gelecek Turizmde, gelecek sizde.

GT A4 emine teyze dikey.indd 1 19.02.2014 16:52

Page 3: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Güçlü bireyler.Güçlü toplumlar.

G��e�e�� S������ V��

gelecekturizmde

Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu ikinci dönemi başlıyor! Sürdürülebilir turizme katkı

sağlayacak fi kirleriniz varsa www.gelecekturizmde.com’a başvurunuzu yapın,

biz projenizi destekleyelim, siz de turizmin geleceğini.

Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu ikinci dönemi başlıyor! Sürdürülebilir turizme katkı

Gelecek Turizmde, gelecek sizde.

GT A4 emine teyze dikey.indd 1 19.02.2014 16:52

Page 4: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

KSS Uygulamaları12 Give&Gain12 Avrupa KSS Pazaryeri13 Sağlık Gönüllüleri Türkiye18 ING Bank20 Kâmil Koç

21 6. STK Günleri

28 Koroplast

29 TAYSAD

30 Soyak

32 McDonald's

35 Akçansa

37 Goody

Üniversite18 İstanbul Üniversitesi34 Bilgi Üniversitesi36 Hacettepe Üniversitei

KSS Söyleşileri6 PepsiCo Didem Şinik8 Adel Kalemcilik Ayşe Kırımlı10 Adım Adım Dr. Itır Erhart16 Kiğılı Hilal Suerdem

Merhaba,KSS Türkiye dergisinin 14.sayısı sizlerle.

Kurumsal sosyal sorumluluğu (KSS) konuşurken, anlatırken çeşitli açılardan ele almaya gayret ediyoruz. Bunlardan biri de, KSS alanında çalışan kişilerin de fikir ayrılığına düştükleri bir konu.

KSS, yasal zorunluluk haline gelmeli midir?

Evet, KSS’nin ruhu gönüllülük... Fakat her ne kadar gönüllülük temeline dayansa da, dünyada ve Türkiye’de insani ve toplumsal fayda adına sorumluluk alınması gerekliliğinin, şüphesiz, kabulüyle hukuki bağlayıcılığı olmayan yanı sıra teşvik edici olması amaçlanan bazı uygulamalar mevcut. Diğer dünya ülkelerinde bu uygulamalar daha hatırı sayılır düzeyde. Bu durum bizi şöyle bir analize götürebilir: Sosyal sorumluluk bilincini yerleştirmek ve yürürlüğünü sağlamak bazı uyaranları gerektiriyor. Peki yeterli mi?

Sürdürülebilir kalkınmayı, yaşamı sağlamak sürdürülebilir kurumsal sorumluluğu gerekli kılıyor. Ve şu soru beliriyor: Kurumsal sorumluluk şansa bırakılabilir mi / bırakılmalı mı?

Üzerinde yoğunlaşılması gereken; bir şekilde sosyal sorumlu davranmaktan geri durulmamasını sağlamak olmalı. KSS’yi ve bileşenlerini sil baştan yazmak değil elbette ama sosyal sorumluluk farkındalığını kaçınılmaz hale getiren yeni bir bakış açısına ihtiyaç var.

Söz konusu yasal yaptırımlar olunca da, devletin sosyal sorumlu bir tutum sergileyerek, konuyu ciddiyetle ele alarak KSS meselesine eğilmesi gerektiği açık. Bu konuyu sonraki sayılarda daha ayrıntılı olarak ele alıyor olacağız.

Bu sayıya gelince; kuruluş, üniversite, STK’ların KSS çalışmalarına yer verdik.

İyi okumalar.

Sevgi ve Saygılarımla,

D.Eylem Altıok

38 Toyota Boshoku

Türkiye

39 IDEMA

40 Henkel

41 TİSK

42 İMSAD

22 Garanti Emeklilik Deniz Güney25 GSK Türkiye Tuğba Çamlı Cantürk

Page 5: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Değerli Okuyucular,

Mart ayı, Avrupa’da kurumsal sosyal sorumluluk açısından çok önemli bir ay oldu. 20 Mart 2014’te Brüksel’de düzenlenen Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri’nde ellinin üzerinde şirket ve KSS alanında çalışmalar yapan kuruluş, “Şehirlerde Sürdürülebilir Yaşam” alanı üzerinde geliştirdikleri ve uyguladıkları KSS projelerini ilgili paydaşlarla paylaştılar. Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği olarak bu etkinliğin odaklandığı “Şehirlerde Sürdürülebilir Yaşam” alanını da dahil ederek Aralık 2014’te Türkiye’de gerçekleştirmeyi planladığımız Türkiye KSS Pazaryeri için hazırlıklara başladık. Bu alan haricinde Türkiye için önemli olduğunu düşündüğümüz farklı alanları da belirleyerek, Pazaryerini daha odaklı ve farklı bir platforma dönüştüreceğiz.

Bunun yanı sıra Kadir Has Üniversitesi ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği işbirliğinde kurulan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Akademisi tarafından her yıl düzenlenen, Sivil Toplum Günlerinin 6.sını bu yıl 15 Mayıs 2014 tarihinde “STK’lar Markalaşma ve Teknoloji” teması ile Kadir Has Üniversitesi’nde düzenliyoruz. 6. STK Günleri’nde, sivil toplum kuruluşları kendi stantlarını açarak faaliyet alanlarında katılımcılara tanıtım yapabilecekler. Ayrıca STK’lar ve Teknoloji adı altında yine aynı gün düzenlenecek panele Google Türkiye, IBM, TOG, TEMA ve Harvard Üniversitesi katılarak bu alandaki deneyim ve başarılarını paylaşacaklar. Günün sonunda Türkiye’de teknolojiyi araç olarak kullanan ve farklılık yaratan sosyal

sorumluluk projelerini teşvik etmek ve başarılı sosyal girişimlerin rol model olmasını sağlamak amacı ile STK Günleri’nde Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından üç sivil toplum kuruluşuna “Sorumluluk” ödülü verilecek.

Dernek olarak bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz Give&Gain Çalışan Gönüllülüğü Haftası’nın hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Özel sektörde; tek bir günde geniş bir gönüllü kitlesi yaratmayı, gönüllüğün önemi hakkında farkındalığı arttırmayı, ilk defa gönüllülük yapacak şirketlere gönüllülüğü tecrübe edebilecekleri bir alan sağlamayı ve gönüllüleri motive etmeyi amaçladığımız bu etkinlikte, şirketler ve sivil toplum kuruluşları arasında yeni ilişkiler kurmak ve uzun soluklar projelere dönüştürmek için çalışıyoruz. Bu yılki etkinlik 02-11 Mayıs 2014 tarihlerinde yapılacak. Başvurular hala devam ediyor.

Bu faaliyetlerimiz dışında GAP Bölgesinde yürüttüğümüz KSS çalışmaları, Sağlam KOBİ, Sürdürülebilir Şehirler, Girişimcilik Merkezi gibi birbirinden farklı proje ve etkinliklerle KSS alanında çalışmalarımızı büyük bir heyecanla devam ettiriyoruz. Detaylar belirlendikçe siz paydaşlarımızla bunu paylaşacak ve sizlerle ortak girişimler geliştirmek için iletişim halinde olacağız.

Sevgilerimle,

Page 6: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) farkındalığı ve KSS’nîn iş stratejilerine entegrasyonu anlamında kuruluşunuzu anlatır mısınız?

PepsiCo’nun sorumluluğu, bugünden daha iyi bir yarın oluşturmak için, dünya üzerinde faaliyet gösterdiği her noktada çevresel, sosyal ve ekonomik olarak sürekli iyileştirme sağlamaktır. Bu doğrultuda çevreyi korumaya odaklanan programlar uygulayarak, topluma fayda sağlayan faaliyetlerle, PepsiCo’yu gerçekten sürdürülebilir bir şirket haline getirmek vizyonumuzun temel çatısını oluşturmaktadır. PepsiCo Türkiye olarak, performansımızın topluma, çevreye ve yeteneğe faydalı olmak için yapılan yatırımlarla birlikte ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz. “Fayda Gözeten Performans” vizyonumuz çerçevesinde “Toplumsal Sürdürülebilirlik”, “Çevresel Sürdürülebilirlik” ve “Yetenek Sürdürülebilirliği” odak alanlarımızla “sürdürülebilir büyüme” sağlamaya kararlıyız. Bizim için fayda gözeten performans, toplum ve dünyamız için geleceğe daha sağlıklı yatırımlar yaparak sürdürülebilir büyümeyi sağlamak demektir. Küresel bir yiyecek ve içecek firması olarak, lezzetli ve besin değeri arttırılmış yiyecekler ve içeceklerden oluşan bir portföy oluşturmaya, toplumsal, çevresel sürdürülebilirlik ve yetenek sürdürülebilirliğine odaklıyız. Sürdürülebilir büyüme sağlamaya kararlıyız. Enerji, su ve ambalaj kullanımını azaltmaya yönelik yenilikçi yöntemler bulmaya ve çalışanlarımız için mükemmel bir iş ortamı sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca, faaliyet gösterdiğimiz yerlerde, o ülkenin vatandaşlarını istihdam ederek, yerel zevklere göre tasarlanmış ürünler geliştirerek, çiftçiler, yerel yönetimler ve yöre halkı ile ortaklık kurarak yerel topluma saygı göstererek, onlara destek olacak ve yatırım yapacağız. Çünkü bütün insanlar ve dünyamız için daha sağlıklı bir gelecek, PepsiCo için daha başarılı bir gelecek demektir.

Projelerinizi kurgularken neleri baz alıyorsunuz?

PepsiCo Türkiye olarak ürettiğimiz projelerde öncelik her zaman çocukların oldu. Çünkü, bizler bir toplumun gelişimini, toplumdaki çocukların belirleyeceğine ve bunu bilerek hareket etmenin de geleceği belirleyeceğine inanıyoruz. Bu bağlamda eğitimde var olan fırsat eşitsizliğini, nitelikli bir

toplum oluşturma yolunda büyük bir engel olarak görüyoruz. Projelerimizle bölgeler arası fırsat eşitsizliklerini en aza indirmeyi hedefliyoruz.

Güncel KSS uygulamalarınızdan/projelerinizden söz eder misiniz?

TC Başbakanlık GAP İdaresi ve Türkiye Kalkınma Vakfı işbirliğiyle başlattığımız “GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri” projesi bu amaçla PepsiCo’nun attığı ilk adımdı. 2003 yılında Batman’da hayata geçirdiğimiz GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri projemiz, daha sonra Nusaybin, Adıyaman, Gölbaşı, Ömerli, Silvan, Suadiye, Hilvan, Siirt, Kilis ve son olarak da Kızıltepe olmak üzere 8 ilde 11 gelişim merkezi ile devam ediyor. 2003 yılından bugüne dek 28.500’den fazla çocuğa sosyal, kültürel, sportif ve eğitimsel alanda destek olduğumuz proje her sene yeni açılan bir merkez ile büyümesini sürdürüyor. 2009 yılında ise GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezine devam etmiş ve artık lise eğitimine başlayacak, ancak ailesinin ekonomik şartları sebebi ile eğitimlerine devam edemeyecek olan başarılı kızlarımız, bize yeni bir projeyi hayata geçirmemiz için ilham verdiler ve “Kızlarımız Okuyor” projesi doğdu. Projeyi, PepsiCo Türkiye olarak, GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezlerinin sorumluluk alanı olan 4-14 yaş aralığı sınırını bir üst seviyeye taşıyarak kız öğrencilerin tüm lise öğrenim ihtiyaçlarını kapsayacak şekilde sürdürüyoruz. Hayata geçtiği ilk sene 20, bugün ise toplam 82 kız çocuğunun lise eğitimlerine her türlü ihtiyaçları karşılanarak devam edebilmelerini PepsiCo çalışanlarının yaptığı gönüllü bağışlar ve aynı zamanda şirketin de yapılan bağış kadar katkıda bulunması ile yürütülüyor. PepsiCo Türkiye, her yıl projeyi genişletmeyi ve en sonunda üniversite eğitimini de kapsamayı arzu etmektedir.

Yeni dönem için planlanan projeleriniz var mı? Nelerdir?

Önümüzdeki dönemde de “GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri” ve “Kızlarımız Okuyor” projelerimize desteklerimiz artarak devam edecek. Her sene GAP İdaresi ile belirlediğimiz illerde en az bir tane gelişim merkezi açma hedefimiz var. Bursiyer kızlarımızın sayısı da her yıl artıyor. Projelerimizi daha ileriye taşımak ve daha fazla çocuğa dokunmak öncelikli hedefimiz.

Bölgesel eşitsizlikleri en aza indirmeyi hedefliyoruz

PepsiCo Kurumsal iletişim Müdürü Didem Şinik ile şirketin KSS politikasını ve uygulamalarını konuştuk.

KSS

Söyleşi le

ri

6

Page 7: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Eğitimde 10. yılımızı 28.500’den fazla çocuğumuz

ile kutluyoruz.

Page 8: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Adel’in kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) algısı ve bunun şirket faaliyetlerine entegrasyonundan söz eder misiniz?

Adel Kalemcilik özünde barındırdığı “iyilik” değerini benimseyerek eğitimin ve eğitimde yaratıcılığın en büyük destekçilerinden biridir. Bu doğrultuda 2011 yılında Adel Kalemcilik, UNICEF Türkiye’nin “2015’e kadar Temel Eğitimsiz Çocuk Kalmasın” hedefine öncülük edecek “Stars of İstanbul” projesine “Kalemlerin Yıldızı” ile destek oldu.

2013 yılında 10.000 öğrenciye kırtasiye desteği verdik. 2012 yılında başlattığımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleriyle birlikte düzenlenen “Yaratıcı Çocuk, Yaratıcı Beyin” temalı öğretmen seminerleri düzenlemeye başladık ve devam etmekteyiz.

2012 yılında başlattığımız işbirliği çerçevesinde “Çocuklar Gülsün Diye” derneği ile ihtiyacı olan bölgelerde yapılan anaokullarının kırtasiye

ihtiyaçlarını karşılayarak okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına katkıda bulunuyoruz. Ayrıca müzelerde ve okullarda yaptırdığımız “Yaratıcılık Atölyeleri ile 10.000’den fazla çocuğun yaratıcılığını destekliyoruz.

2012 yılından bu yana Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin seminerleri düzenliyorsunuz. Bu uygulamayı anlatır mısınız? Amacı neydi ve bugüne kadar alınan sonuçlar nelerdir?

Adel Kalemcilik çatısı altında bulunan Faber-Castell markamız ile yaratıcılık ve inovasyonu benimsiyoruz. Çocukların yaratıcıklarının gelişimi evde başlayıp okulda devam ediyor. Bu sebeple Faber-Castell olarak öğretmenlere çocukların yaratıcılıklarını geliştirirken nelere dikkat etmeleri gerektiği hakkında bilgiler vermek istedik. Öğretmenlerin kişisel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla 28 Nisan 2012 tarihinde ‘Yaratıcı Çocuk, Yaratıcı Beyin’ isimli projesini

Adel Kalemcilik, eğitim odaklı KSS projeleri yürütüyorAdel Kalemcilik Pazarlama Direktörü Ayşe Kırımlı, şirketin kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını ve Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin seminerlerini dergimize anlattı.

KSS

Söyleşi le

ri

8

Page 9: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

hayata geçirdik. 2012 yılında Kadıköy ve Sarıyer, 2013 yılında ise Ataşehir ve Ankara’da gerçekleşen seminere İlçelere bağlı devlet okulu ve özel okullardan çok sayıda ilkokul, anaokulu ve resim öğretmeni katıldı. 2012 ve 2013 yılında toplam 600 öğretmene Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından onaylanmış katılım sertifikaları verildi. Farklı seminer başlıkları altında farklı bölgelerde 2014 yılı içerisinde “Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin” seminerleri ile daha fazla öğretmene ulaşmayı hedefliyoruz.

“Yaratıcı Çocuk, Yaratıcı Beyin” seminerleri tamamen Adel Kalemcilik tarafından yaratılan bir proje olup Faber-Castell’in faaliyette olduğu diğer ülkeler tarafından beğeni ile karşılanmıştır. İlerideki dönemlerde bu projeyi kendi ülkelerinde başlatabileceklerini sinyallerini vermişlerdir.

Gündeminizde yeni KSS projeleri/uygulamaları var mıdır?

Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin seminerlerimize 2014 yılında da devam edeceğiz.

Bunun yanı sıra Adel Kalemcilik olarak bu yıl 45. yılımızı kutluyoruz. 45. yıl için hazırladığımız özel ürünümüzün satışından elde edilecek gelirin Unicef’e bağışlanmasını planlanmaktayız.

Faber-Castell, Oyuncak Müzesi, Koç Müzesi ve Sabancı Müze’lerinde gerçekleştirdiği yaratıcılık atölyeleri ile çocukların keyifli vakit geçirip, el becerilerini geliştirmelerine destek oluyor. Müzelerde ve okullarda kurduğumuz Yaratıcılık Atölyeleri ile Şimdiye kadar 10.000 çocuğa ulaştık. 2013 yılında Pera Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi ve Ankara’da Çengelhan Rahmi Koç Müzesi ile çalışılmaya başladık. 2014 yılında Müzeler ile olan çalışmalarımızı arttırmayı ve daha çok çocuğa ulaşmayı planlamaktayız.

Eklemek istedikleriniz

Adel Kalemcilik olarak her yaş grubuna hitap eden ürünlerimiz ile bu yaş gruplarına yönelik kampanyalar, aktiviteler düzenleyerek yaratıcılığa olan ilginin artmasına yardımcı oluyoruz. Son olarak yaptığımız “Tek Çizgide Hayallerim” yarışmamız gençlerin büyük ilgisini çekti. 3 ilde toplam 8 üniversitede gerçekleştirdiğimiz yarışma ile gençler hayallerini tek çizgide anlattılar. 1507 kişinin katıldığı yarışmanın Facebook üzerinden oylanmasını sağlayarak projenin daha fazla kişiye ulaşmasını sağladık. Yarışma sonucu seçilen 200 gencin çizimi İstanbul, Ankara ve İzmir’de 10 gün boyunca açıkhava mecralarında sergileyerek “Türkiye’nin ilk Açıkhava Mecra Sergisini” gerçekleştirdik.

Ayşe Kırımlı

Page 10: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Dr. Itır Erhart ile Adım Adım oluşumu üzerine konuştuk.

Adım Adım oluşumunu tanıtır mısınız? Kuruluş amacı ve faaliyetleri nelerdir?

Adım Adım, 2008 yılında Runtalya’da ilk toplu yardımseverlik koşusu yapmak üzere yola çıkanların oluşturduğu bir oluşumdur. Gönüllülerden oluşan ve onlar tarafından yürütülen bir ‘sivil oluşum’ olarak faaliyetlerini sürdürmekte olan Adım Adım Oluşumu, toplumsal duyarlılığı olan amatör sporculardan oluşuyor. Her yaştan ve beceri düzeyinde koşucu Adım Adım’a katılabilir. En önemlisi herkesin başkasının iyiliği için kendi sınırlarını zorlamasıdır. Adım Adım’lı yardımsever koşucular bugüne kadar binlerce insanın hayatında olumlu bir fark yarattı. Adım Adım olarak amacımız ülkemizdeki önemli toplumsal sorunlara ‘sadece’ koşarak katkı sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. 7 bine yakın üye ve takipçimiz bulunuyor. Üyelerimiz ve takipçilerimiz sayesinde ‘yardımseverlik koşusu’ kavramı tüm spor organizatörlerinin, koşucuların ve ilgili kamuoyunun çok iyi bildiği bir kavram olduğunu ifade edebiliriz. Geçtiğimiz süre içerisinde yardımsever koşucu üyelerimiz desteklediğimiz vakıf ve derneklerin sosyal sorumluluk projeleri yararına farkındalık ve toplam 6 milyon TL’ye yakın bağış yarattılar.

Adım Adım, bir STK olarak, etkinliklerini yine STK’lar yararına düzenliyor. İşleyişi anlatır mısınız?

Adım Adım’ın kaynak yaratma modeli yurtdışındaki benzer yardımseverlik koşusu modellerinden farklı olarak tek bir STK projesi yerine birkaç farklı projeyi desteklemektedir. 2008 yılından bugüne kadar Adım Adım olarak toplumsal fayda, organizasyonel yapı, şeffaflık, hesap verebilirlik, sürdürülebilirlik gibi kriterlerimize uyan kurumlar arasından titiz bir eleme gerçekleştirdik. Bu elemeler sonucu 2008 yılında TOFD, TEGV, TOG, BUĞDAY gibi kendi alanlarında önemli derneklerle yola çıktık. 2012’de ise AÇEV, AKUT, KORUNCUK, TEMA desteklediğimiz STK’lar arasına eklendi. Adım Adım olarak en büyük toplu yardımseverlik etkinliklerimiz Runtalya Maratonu ile Vodafone İstanbul Maratonu’dur. Yüzlerce koşucumuzla Runtalya Maratonu ile Vodafone İstanbul Maratonu’na katılıyoruz. Ayrıca ‘Suda Koşanlar’ adıyla yarışan yüzücü arkadaşlarımız ise her yıl Temmuz ayında düzenlenen Boğaziçi Yüzme Yarışı’nda bağış topluyoruz. Adım Adım’a katıldıktan sonra yardımseverlik koşu sürecinden de bahsetmek isteriz. Koşu önce hangi yarışta yardımseverlik koşu yapacağına karar veriyor ve kaydını yaptırıyor. Yardımseverlik koşusunun ikinci önemli adımı seçtiğin yarış hedefine göre uygun bir antrenman programına başlamakla devam ediyor. Üçüncü önemli adım ise koşucunun hangi STK projesi yararına katılacağına karar vermektir. En kritik aşama ise koşucunun kendis çevresine desteklemeye karar verdiği STK projesi yararına tüm kişisel ve iş çevresine anlatan ve yardımseverlik koşusu için desteklediği STK için bağış yapılmasını isteyen epostasını göndermektedir. Bu aşamaları yaptıktan sonra yarışa katılıp yapabileceğinin en iyisini yapabilmek için gayret göstermesi gerekir. Yarıştan sonra koşucu yakınlarına ikinci bir e-posta göndererek yarıştaki tecrübelerini anlatır, neler yaşadıklarını, nasıl geçtiğini ve isteyenlerin nasıl bağış

Gönüllülerden oluşan bir sivil oluşum: Adım Adım

KSS

Söyleşi le

ri

10

Page 11: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

yapabileceklerini söylemekle süreç devam ediyor. Burada çok önemli bir konu bağışların doğrudan desteklediğimiz STK’ların resmi banka hesaplarına yatırılmasıdır. Adım Adım olarak hiçbir aşamada paraya ‘dokunmuyoruz’. Yardımseverlik koşudaki son kritik aşamada senin her bağışçıya STK tarafından düzenlen en teşekkür sertifikalarının koşucu tarafından kendi bağışçılarına iletilmesidir.

Her yıl gerçekleştirilen Runtalya koşusuna bu yıl 2 Mart Pazar günü katıldınız. Bu yılki Runtalya koşusundan bahsedebilir misiniz?

Runtalya organizasyonuna son 7 yıldır ‘Resmi Sosyal Sorumluluk Ortağı’ olarak katılıyoruz. Bu yılda Adım Adım oluşumu olarak koşuya toplam 765 üyemizle katıldık. 610 üyemiz bu yarışta yardımseverlik koşusu yaparak bu yılki Runtalya Maratonu’nda 1,2 Milyon TL’ye ulaştı. Runtalya’nın en büyük koşucu kitlesi olan Adım Adım sayesinde her 5 koşucudan biri bu yıl ‘iyilik peşinde’ koştu. Bu arada Runtalya’da koşarak TEGV’e bağışta bulunan şirketlerden biri de Schneider Electric. Şirket bu yıl Runtalya’ya tam 51 çalışanı ile katılarak; Adım Adım katkıda bulundu. Ayrıca Microsoft, TEB, Borusan, Atos, Doğuş Otomotiv, Teleperformans ve Bilim İlaç gibi kurumlar da koşucu ekipleriyle katılarak Adım Adım ile birlikte ‘İyilik Peşinde’ koştular.

Adım Adım oluşumunun anterman takviminden bahsedebilir misiniz?

Adım Adım kurulduğundan beri her hafta Cumartesi günü İstanbul Belgrad Ormanı’nda birlikte antrenman koşuları yapıyoruz. İsteyenler kendi koşu düzeylerine uygun bir grupla, isteyenler gönüllü antrenörümüz ile birlikte Neşet Suyu parkurunda antrenman koşusu yapabiliyor.

Ayrıca her ayın ilk cumartesi günü aynı parkurda bir eğlence yarışı düzenliyoruz. Sadece Adım Adım üyelerine değil herkese açık olan bu amatör organizasyonun amacı, ormana gelen tüm koşucu ve yürüyüşçüleri dostane bir yarış ortamında buluşturmak, Adım Adım’ı tanıtmak ve koşu/yardımseverlik kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunmaktır. Adım Adım Koşu yarışında birbirimizle değil kendimizle yarışarak seviyemiz ne olursa olsun kişisel performansımızı ve yarış disiplinimizi geliştirebiliyoruz. Adım Adım Koşu Yarışı çerçevesinde ayrıca yılda 3 kez ‘Takım Maratonu’ düzenliyoruz. Şirketler, Okul/ Üniversite/ STK ve Bağımsız kategorilerinde yarışan 7’şer kişilik takımların 6k süreleri toplanarak takımların yaklaşık 42k ‘maraton’ süreleri üzerinden sıralama yapılıyor.

Adım Adım gönüllüleri tarafından yürütülen ‘Çaylaklar/ Rookies’ programı, uzun mesafe koşmaya başlamak isteyen ancak bunu nasıl yapacağını bilmeyen kişilerin temposu yavaş yavaş artan koş-yürü-koş antremanlarıyla koşar hale gelmesini sağlıyor ve Adım Adım’a yeni yardımseverlik koşucuları kazandırıyor. Ayrıca yardımseverlik koşusu nedir, nasıl yapılıyor, STK proje seçimi konularında bilgilendirme yaparak, birebir destek veriliyor. Çaylaklar her hafta cumartesi günü Belgrad Ormanı Neşet Suyu parkurunda ve Çarşamba akşamları Caddebostan’da antrenman koşuları yapar.

11

Page 12: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

02-11 Mayıs 2014 tarihlerinde Türkiye’de gerçekleştirilecek olan Çalışan Gönüllülüğü

günü Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği ve Özel Sektör Gönüllüleri Derneği tarafından yürütülüyor.

Türkiye’de sadece bir gün olarak değil bir hafta olarak gerçekleştirilen etkinliklere Özel Sektör

Gönüllüleri Derneği ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından yapılan çağrı ile katılan kurumlar arasında; Akbank, Bilim İlaç, Borusan Holding, GLAXOSMITHKLINE, HP, HSBC, IBM, Kadir Has Üniversitesi, KPMG, Levi Strauss&Co Türkiye, Microsoft, PWC, UPS, Viko, Yapı Kredi Bankası ve Yüksel Holding yer aldı.

Give & Gain Day 2014 Çalışan Gönüllülüğü Haftası 02-11 Mayıs 20142008 yılında başlatılan, Give&Gain - Çalışan Gönüllülük Günü, İngiltere’de faaliyet gösteren ve Business in the Community’nin birçok ülkede gerçekleştirdiği bir proje. Özel sektörde; tek bir günde geniş bir gönüllü kitlesi yaratmayı, gönüllüğün önemi hakkında farkındalığı arttırmayı, ilk defa gönüllülük yapacak şirketlere gönüllülüğü tecrübe edebilecekleri bir alan sağlamayı ve gönüllüleri motive etmeyi amaçlıyor. Şirketler ve Sivil Toplum Kuruluşları arasında yeni ilişkiler kurmak ve geliştirmek için bir fırsat olan bugünde yaratılan işbirlikleri uzun soluklu projelere dönüşüyor.

Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri 20 Mart 2014’te CSR Europe üye şirketleri, ulusal ortaklar ve ilgili paydaşların katılımıyla gerçekleşti. Enterprise 2020 girişimi kapsamında gerçekleştirilen etkinliğin amacı “Şehirlerde Sürdürülebilir Yaşam” konusunda CSR Europe’un üye şirketlerinin ve ulusal ortaklarının yaratıcı projelerinin paylaşılması; vatandaşlar ve tüketiciler için şehirlerde daha sürdürülebilir bir

yaşama yönelik ortak bir girişimin başlatılmasına yönelikti.

Organizasyon, düzenlenen çok sayıda oturumda, Pazaryeri etkinliği katılımcılarına,

alanında uzman konuşmacılarla tanışma, CSR Europe’un üyelerinin iyi örnek uygulamalarından ilham alma, vatandaş ve tüketiciler için daha sürdürülebilir şehirler adına geliştirilen kampanyaya dahil olma fırsatını sundu.

Avrupa KSS Pazaryeri’nde sürdürülebilir yaşam hareketi başlatıldı

KSS

Uygulamaları

KSS

Uygulamaları

12

Page 13: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kimler başvurabilir?

Medyada sağlık bilincinin gelişimine katkı sağlayan;

• Gazeteciler,

• Köşe yazarları,

• TV/radyo programları,

• Gazete, dergi, kitaplar

• Yayın kuruluşları

• Yapımcılar

• PR ajansları

• Kreatif ajanslar

• Kurum ve kuruluşlar başvurabiliyorlar ya da kişiler beğendikleri kişi, kuruluş, yayın organı ya da programı aday gösterebiliyor.

Başvuru koşulları

Başvurular ücretsiz yapılıyor. Adayların beklenen, yaptıkları işi en iyi şekilde anlatan

dökümanları Sağlık Gönüllüleri Türkiye’ye 6 kopya olarak ulaştırmaları gerekiyor. E-mail ortamında aday ile ilgili detaylı bilgilendirmenin yapılması da yeterli oluyor.

Başvuru/ödül kategorileri

Medya aracılığı ile sağlık bilincinin geliştirilmesin en fazla katkı sağlayan;

• PR/Pazarlama İletişim Ajansı

• Yayın Kuruluşu

• Gazeteci-Köşe Yazarı/TV-Radyo Program Yapımcısı-Sunucusu

• Kreatif Ajans (Kamu spotu vb. sosyal pazarlama çalışmaları)

• Kurum ve kuruluşlar

• Bireyler (lider, kanaat önderleri, iletişimciler)

Sağlık Gönüllüleri Türkiye (SGT) yedi yılı aşkın süredir, Türkiye’de sağlık alanında sosyal sorumluluk faaliyetlerinin arttırılmasına yönelik çalışmalar sürdürüyor. Düzenlediği Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödüllerini ile de, her yıl belirli bir tema altında sağlık alanında başarılı çalışmalar yapan sağlık sektörü kuruluşlarını, sivil toplum kuruluşlarını, kamu-özel sağlık kuruluşlarını ve de kişileri ödüllendiriyor. Bunu da kriterleri net belirlenmiş bir değerlendirme süreci ve alanında saygın kişilerden oluşan bir jüri ile gerçekleştiriyor.

Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri bu yıl, Sağlık Bilinci ve Medya alanında verilecek

Sağlık Gönüllüleri Türkiye (SG-T) tarafından her yıl  düzenlenen Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri bu yıl “Sağlık Bilinci ve Medya” temalı gerçekleştirilecek. 3 Haziran Salı akşamı Ankara-Söğütözü Ramada Plaza Otelinde gerçekleştirilecek ödül töreninde, ülkemizde sağlık bilincinin gelişimini destekleyen kamu-özel kuruluşları, sağlık sektörü kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, medya mensupları ve bireysel başarı sağlayan kişiler ödüllendirilecek.

KSSUygulamaları

13

Page 14: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

DARUSSAFAKA A4 ILAN_Layout 1 06.11.2013 11:35 Page 1

Page 15: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça
Page 16: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ile kuruluşun kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini konuştuk.

Kuruluşunuzun kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) odaklı faaliyetlerinden, güncel KSS projelerinden söz eder misiniz?

Kiğılı olarak Kurumsal sosyal sorumluluğu, bir görev ciddiyeti ve vicdani sorumluluk duygusuyla yapıyoruz. Herhangi bir amaç gütmeden sadece yardımımız dokunabilen projelerde yer almaya çalışıyoruz.

Güncel KSS projelerimizden biri olan Kiğılı ile +1 Fark Yarat, 21 Mart Dünya Down Sendromlular gününde keyifli bir şekilde gerçekleşti. Kiğılı mankenleri olarak fotoğraf çekimlerinde 17 yaş üstü beş Down Sendromlu gencimiz yer aldı. Down Sendromlu gençlerimiz Kiğılı casual ürünleriyle giydirildikten sonra fotoğraf çekimi için kamera karşısına geçtiler. Sadece bununla da kalmadı, fotoğraf çekiminde genç arkadaşlarımızın yanında kurum içinden çeşitli departmandan arkadaşlarımız da eşlik etti. Çekilen fotoğraflar 21-22-23 Mart günlerinde Kiğılı mağazalarında bulunan led ekranlarda sergilendi. Proje sonrasında fotoğraf çekimine katılan gençlerimize giydikleri kıyafetler hediye edildi.

Bir diğer projemiz Türkiye Engelsiz Kültür ve Sanat Merkezi (TEKSEM) tarafından sahnelenen ‘Engelsiz CAN’lar Trafikte’ projesine Kiğılı olarak destek sağlıyoruz. Proje kapsamında bulunan ‘Haylaz Kedi Trafikte’ oyunuyla çocuklara trafik bilincinin oluşturulmasını amaçlayarak 7 ilde 50 köy okuluna turne düzenlenmesi adına Kiğılı olarak destek veriyoruz. Bu proje ile 5 engelli kız çocuğunun eğitim masrafları karşılanmaktadır.

Toplumda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz

KSS

Söyleşi le

ri

16

Page 17: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Engelliler Haftası'nda, engellilere jest

Sosyal sorumluluk projesi kapsamında engelli tiyatrosu etkinliğini birlikte yürüttüğümüz

TEKSEM ile farklı bir sosyal sorumluluk projesini daha hayata geçireceğiz. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda, 2 yıldır evlerinden çıkmayan 45 engelli kişi Ege’ye kampa götürülecektir. Kiğılı olarak, bu projeye destek olan firmalardan biriyiz.

‘Tane Tane Kapakları Toplayalım Adım Adım Engelleri Aşalım’ projemiz yaklaşık bir sene kadar devam etti. Bu proje sonunda mavi kapakları toplayarak iki adet tekerlekli sandalye alındı. Alınan sandalyeler ihtiyaç sahiplerine verildi.

Bir başka projemizde TOÇEV yetkilileriyle ortaklaşa bir çalışma işine girdik. Kiğılı’ya iade ürünlerin etiketleri kesilip TOÇEV tarafından depolanıyor. Ürünlerden gelen gelir sayesinde de TOÇEV çocuklarının giyim ve dershane masrafları karşılanıyor. Ürünler ihtiyaç sahiplerine göre dağıtıldı veya satışlarından bağış elde edildi. Böylece TOÇEV’de ihtiyaç sahibi çocuklarımızı da unutmadık.

Kiğılı bir erkek giyim markası olduğu kadar çeşitli nedenlerden dolayı farklı olan genç arkadaşlarımızın da rehabilite olmasına katkı

sağlayarak aslında herhangi bir farkının olmadığını hem kendisine hem de topluma göstermeyi amaçladık. Bu amacımıza istinaden her yıl katalog çekimlerinde Otizm hastası bir gence de yer veriyoruz.

KSS projelerinizi kurgularken öncelikleriniz, baz aldığınız konular nelerdir?

KSS projelerimizi kurgularken önceliklerimiz genel olarak çocuklarımız ve gençlerimizdir. Toplum olarak, arka plana atıp ötekileştirilen değerlerimizi ön plana çıkarmayı, onları mutlu ederek hayatlarına küçük dokunuşlar yapmayı hedefliyoruz.

Gündeminizde yeni KSS projeleri/uygulamaları var mıdır?

Kiğılı olarak, KSS projelerine hız kesmeden devam etmeyi ve hiç olmayan projeler geliştirerek insanları şaşırtırken, destek olunanları mutlu etmeyi planlamaktayız.

Eklemek istedikleriniz

Kiğılı her daim KSS projelerini önemsemektedir. Yola çıktığı her projesiyle, toplumumuzda farkındalık yaratıp, duyarlılığı arttırarak ve insanları mutlu ederek topluma kazandırmayı hedeflemektedir.

17

Page 18: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

ING Bank Turuncu Damla Programı’nın 1. yaş günü kapsamında Küresel Para Haftası’na da dikkat çekmek üzere ilkokul 3. sınıf öğrencilerine ve ING Bank çalışanlarının çocuklarına yönelik bir anlatı yarışması düzenledi.

ING Bank, 1. yaşını dolduran finansal okuryazarlık odaklı sosyal sorumluluk projesi Turuncu Damla

Programı kapsamında tasarrufu çocukların anlattığı bir yarışma düzenledi. 10-17 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek Küresel Para Haftası’na da dikkat çekmek üzere düzenlenen yarışmada çocuklar kendi tasarruf hikayelerini paylaştılar.

Turuncu Damla Projesi’nde eğitim alan 3. sınıf öğrencileri ile ING Bank çalışanlarının çocuklarının katılacağı yarışmada çocuklar tasarruf hikâyelerini, öykü, şiir ve resim gibi farklı yöntemlerle, kendilerini en iyi ifade ettikleri şekilde, yarışma için özel olarak hazırlanan Turuncu Damla Eğitim Programı karakterlerinin yer aldığı kağıtlara aktardılar.

4 ilde, 25 okuldan, 2000’e yakın Turuncu Damla öğrencisinin katılımı ile gerçekleşecek yarışmanın jürisinde Yalvaç Ural, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, REC Türkiye, ING Bank yöneticileri ve PSI Danışmanlık yer alıyor. Dereceye giren öğrencilere oyun, kitap setleri ve ING Bank’tan aslan kumbara hediye ediliyor.

12 Mart 2013’te ING Bank, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, Koç Üniversitesi ve REC Türkiye arasında imzalanan protokol ile ilkokul 3. ve 4. sınıflarda başlayan Turuncu Damla, 1 yılda 9 ilde, 99 okulda, 191 öğretmene ve 8400 öğrenciye ulaştı.

Turuncu Damla öğrencilerinin tasarrufu kendi çizgileriyle anlattıkları ve Ekim ayında İstanbul Cihangir Sanat Galerisinde sergilenen “Çocuk Gözünden Tasarruf Resim Sergisi” Küresel Para Haftası ve Turuncu Damla’nın Birinci Yaş Günü kutlamaları kapsamında ING Bank Genel Müdürlüğü’nde sergilenecek.

Turuncu Damla, 1. yaşını kutladı

İstanbul Üniversitesi, okul kütüphanelerinin koleksiyonlarının zenginleştirilmesi, bu koleksiyonların sınıflandırılarak kullanıma sunulması için destek sağlanması ve yaşam boyu öğrenmenin ön koşulu olan bilgi okuryazarlığı konusunda eğitimler düzenlenmesi amacıyla ve gönüllülük esasıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlattı.

Proje, bilgi okuryazarlığının önemine ilişkin farkındalık yaratmak ve Türkiye’de, özellikle

eleştirel yeteneklerini ve kişiliklerini geliştirmek için etkin öğrenme kabiliyetine ihtiyacı olan

12-18 yaş grubundaki gençlerin, “bilgi okuryazarlık” düzeylerinin arttırılmasını ve onlar arasında bu farkındalığın yaygınlaştırılmasını hedefledi.

Proje kapsamında, 3 Mart’ta Sarıyer Kaymakamlığı Mustafa Kemal Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencileri için ilk bilgi okuryazarlığı etkinliği gerçekleştirildi ve bir kez daha kitap ve kütüphanenin önemi vurgulandı.

Proje, uzun vadede hem öğretmenlerin ve öğrencilerin bilgi okuryazarı bireyler olmalarına katkıda bulunmak amacıyla devam edecek.

İstanbul Üniversitesiokul kütüphanelerini destekliyor

KSS

Uygulamaları

KSS

Üniversite

18

Page 19: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Okumak isteyen ama maddi olanak bulamayan çocukların bize ihtiyaçları var.

Vereceğimiz küçük bir destek, onlar için büyük bir gelecek demek.

OkuyorumOkuyorsunOkuyamıyor!

0212 282 89 16tocev.org.tr

Page 20: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kâmil Koç, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (Koruncuk) ile ortak bir proje hayata geçiriyor. “Hayata İz Bırak” projesiyle Kâmil Koç, korunmaya muhtaç çocukların eğitimine ve geleceğine destek vermeyi amaçlıyor. Projeyle Kâmil Koç’un www.kamilkoc.com.tr adresli web sitesi üzerinden bilet alırken çocukların yararına bağışta bulunmak mümkün olacak. “Hayata İz Bırak” projesiyle, bir yıl içinde 1 Milyon TL’lik bir bağış hedefleniyor.

Kâmil Koç Genel Müdürü Kemal Erdoğan projeyle ilgili, “Türkiye Korunmaya Muhtaç

Çocuk Vakfı Koruncuk ile çocuklarımız için yola çıkmanın mutluluğu içindeyiz. Ülkemizin kendi alanında örnek vakıflarından olan Koruncuk, korunmaya muhtaç çocuklara iyi bir gelecek kazandırmak konusunda oldukça etkili ve önemli çalışmalar yürütüyor. Biz de “Hayata İz Bırak” projesiyle Vakfın Bolluca Çocukköyü’nde kalan çocukların geleceği için büyük bir özveri ile yapılan çalışmalara destek vermeyi, bu sürecin bir parçası olmayı hedefliyoruz. Projemiz süresince ilk etapta web sitemiz üzerinden Bolluca Çocukköyü’nde kalan çocuklar yararına bağış toplanacak. Bu kapsamda yolcularımız kamilkoc.com.tr’den korunmaya muhtaç çocuklar için 1 TL bağışta bulunabilecek. Hedefimiz bir yıl içerinde vakıf yararına 1 Milyon TL bağışa ulaşabilmek. Bağışlar, yıl sonunda hayata bırakılmış kocaman bir iz olacak ve bu bağışlar çocuklarımızın geleceğe daha güvenle bakabilmelerine katkı yapacak. Tabi yapacağımız çalışmalar bununla sınırı kalmayacak.

Korunmaya muhtaç çocuklarımızın kültürel, sosyal ve zihinsel gelişimlerine yönelik olarak da birçok projeyi hayata geçireceğiz. Amacımız korunmaya muhtaç çocukları hayatın içine daha güvenli taşıyabilmek, onlara yaşam yolcularında yol arkadaşlığı yapabilmek” dedi.

Koruncuk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Figen Özbek iseşunları söyledi:

“Ülkemizde korunmaya muhtaç çocukların pozitif bireyler olarak topluma kazandırılması için faaliyetlerini yürüten Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Koruncuk’a, Kâmil Koç gibi güçlü bir kuruluşun desteğini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. 1979 yılında kurulan vakfımızda, ‘El ver hayata tutunsun!’ sloganı ile ailesi olmayan, ailesine rağmen kişisel varlığı tehdit altında, ihmal ve istismara uğramış, kötü alışkanlıklara karşı savunmasız kalmış çocukları koruma altına almayı amaçlıyoruz. Tamamen gönüllüler tarafından kurulan vakfımız, 35 yıldır çalışmalarını bağışçılarından ve destekçilerinden aldığı güçle sürdürüyor. Kâmil Koç ile yaptığımız işbirliği projesi Koruncuk Vakfı için çok değerli. Ülkemizin en köklü markalarından birinin desteğinin faaliyetlerimize, çocuklarımızın geleceğine önemli katkıları olacağına inanıyoruz. Kâmil Koç’un yaygın hizmet ve satış ağı ile yeni bağışçılarımıza ulaşabilecek, vakfımızı daha geniş kitlelere iletebileceğiz. Kâmil Koç’a “Hayat İz Bırak” projesinin bir parçası olduğu ve verdiği bu örnek destek için teşekkür ederiz.”

Kâmil Koç’tan Hayata İz Bırak projesi

KSS

Uygulamaları

20

Page 21: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kadir Has Üniversitesi ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği işbirliğinde kurulan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Akademisi tarafından her yıl düzenlenen, Sivil Toplum Günlerinin 6.sı bu yıl 15 Mayıs 2014 tarihinde “STK’lar Markalaşma ve Teknoloji” teması ile Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek.

Günümüz sivil toplum kuruluşlarının (STK) sürdürülebilirliği, faaliyet gösterdikleri alanda

(konu ve coğrafi alan) yaptığı çalışmalar ile toplumsal dönüşümü olumlu yönde değiştirmeyi başarmasıyla yakından ilgili. STK’ların olumlu yönde toplumsal dönüşümü gerçekleştirebilmesi için öncelikle topluma ve paydaşlarına etkin bir şekilde ulaşması gerekiyor. STK’ler topluma ulaşmada değerlerini, amaçlarını, faaliyetlerini ve toplumsal dönüşümü gerçekleştirecekken izleyecekleri yöntemi topluma anlatabilmeli. Sonrasında paydaşlarını iyi tahlil etmeli, paydaşlarının katılımını sağlamalı ve paydaşlarının STK’nın değerlerine sahip çıkmasını sağlaması gerekir.

Teknoloji çoğu konuda kolaylaştırıcı bir unsur olmasının yanı sıra özellikle dünyadaki kilit aktörler biri olan sivil toplumun markalaşma ve hedeflerini yerine getirmesi için dönüştürücü bir araç olarak da karşımıza çıkıyor. Özellikle internet teknolojisi sivil toplum için, faaliyetleri inşa eden, fon bulmayı, bilgi yaymayı, hizmet sağlamayı, markalaşmayı ve tartışma ortamı yaratmayı mümkün hale getiren bir platform. Aynı zamanda iç iletişimin, proje geliştirmenin ve sürdürmenin daha verimli olmasını sağlayan ve doğru kullanıldığı takdirde, öngörülen maliyetleri minimuma indirecek bir araç.

Sivil toplumun bu platformda yerini alması için teknik yeteneği, teknoloji bilgisi, teknoloji farkındalığı yüksek olan bireylerin sivil toplumda yetişmesi ve kendini geliştirmesi son derece önemli. Fırsat ve zorlukları da içinde barındıran internet teknolojisinin kullanımında sivil toplumun bilinçlenmesine ihtiyaç var.

Markalaşan ve teknolojiyi kullanan ve daha etkin kullanmak isteyen sivil toplum kuruluşlarının, çalışmalarında daha verimli olmaları ve bu alanda farkındalık yaratılması amacıyla 6. STK Günleri’nin teması “STK’lar ve Teknoloji” olarak belirlendi.

6. STK Günleri’nde, sivil toplum kuruluşları kendi stantlarını açarak faaliyet alanlarında katılımcılara tanıtım yapabilecekler.

Türkiye’de teknolojiyi araç olarak kullanan ve farklılık yaratan sosyal sorumluluk projelerini teşvik etmek ve başarılı sosyal girişimlerin rol model olmasını sağlamak amacı ile STK Günleri’nde Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından üç sivil toplum kuruluşuna “Sorumluluk” ödülü de verilecek.

STK, iş dünyası temsilcilerinin, basın mensupları, akademisyen, öğrenci ve aynı tarihlerde Kadir Has Üniversitesinde Harvard Üniversitesi tarafından düzenlenen “STK’larda Stratejik Yönetim” kurusuna katılan uluslararası öğrencilerin de bulunacağı 6. STK Günleri’nde, STK’ların birbirlerini daha yakından tanıma imkanı bulmalarının yanı sıra paydaşları ile yeni işbirlikleri oluşturma fırsatını yakalayacaklar.

Program09:30 -10:00 Kayıt10:00 - 11:00 Açılış Konuşmaları Prof. Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Serdar Dinler, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Başkanı Başak Ersen, TÜSEV Genel Sekreteri Eyüp Ergür, İstanbul Valiliği Dernekler İl Müdürü11:00 - 13:30 6. STK Günleri Ziyareti13:30 - 15:00 STK’lar Markalaşma ve Teknoloji Paneli Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Genel Sekreteri (Moderatör) Pelin Kuzey, Google Türkiye Kamu İlişkileri Müdürü Yörük Kurtaran, Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Deniz Ataç, TEMA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ceyhun Göcenoğlu, IBM Kurumsal Sosyal Sorumluluk Programları Müdürü Dr. Nathalie Laidler, Kylander Harvard Üniversitesi15:00 - 15:30 STK “Teknoloji” Ödül Töreni16:00 Kapanış

6. STK Günleri etkinliğinin teması:STK’lar ve Teknoloji

KSSUygulamaları

Page 22: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Kuruluşunuzun kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) politikasından söz eder misiniz?

Garanti Emeklilik olarak, kuruluşumuzdan beri sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket ediyor ve bu yönde projeler geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Başta çocuk eğitimi ve sağlığı konularında olmak üzere, topluma katma değer katan, sürdürülebilir ve uzun soluklu projeleri desteklemek ve hayata geçirmek en büyük önceliklerimizden. Ayrıca, yürüttüğümüz tüm sosyal sorumluluk faaliyetlerinde, çalışanlarımızın gönüllü katılım ve desteğini çok önemsiyoruz.

Kurumsal sosyal sorumluluk projeniz “İşimiz Okumak”tan biraz bahsedebilir misiniz? Özellikle çalışan çocuklara yönelme sebebiniz neydi? Proje kurgulanırken neler amaçlanmıştı?

İlköğretim çağındaki çocukların, düzenli olarak okula gitmeleri gerekirken başta sokaklar olmak üzere çeşitli iş yerlerinde çalışmaları ya da aileleri tarafından çalışmaya zorlanmaları toplumumuzun gün geçtikçe daha ciddi sorunlarından biri haline geliyor.

Bu çocuklarımızın, okula devam etmeleri gerektiği halde çalışmak zorunda olmaları okul başarılarını olumsuz etkiliyor ve büyük çoğunluğu bir süre sonra eğitimlerini yarıda bırakıyor. İyi kötü muhakemesi yapamadıklarından, sokaktaki kötülüklere yenik düşüyorlar. Bu noktada onları korumanın yolu, okulda tutmaktan geçiyor. Bizim projemizin temel amacı ve misyonu da işte bu.

Çalışan ilköğretim öğrencilerine okulu sevdirmeyi, onları okullarına bağlamayı ve eğitimlerinin devam etmesini sağlamayı, bu sayede onları sokaktan kopartmayı hedefleyerek, 2010 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitenin yani bilimin desteğini de yanımıza alarak Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ile el ele verdik ve İşimiz Okumak projemizi hayata geçirdik.

İşimiz Okumak projemiz kapsamında, İstanbul’da para kazanmak amacıyla herhangi bir işte çalışan ilköğretim öğrencilerimize yönelik, kendi okullarında ekstra kurslar ve sosyal etkinlikler gerçekleştiriyor, böylece onların sadece olmaları gereken yerde, yani okullarında olmalarını sağlıyoruz.

Proje kapsamında çocukları okullarına döndürmek için neler yaptığınızı biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?

Projemiz dahilinde, çocuklarımızla okullarında akademik başarılarını artırmaya ve sosyal gelişimlerine yönelik ekstra eğitimler gerçekleştirirken, aynı zamanda proje kapsamında görevli rehber öğretmenlerimiz de onlarla, erken yaşta çalışmaları halinde kendilerini bekleyen tehditler ve daha iyi bir gelecek için okumanın ne kadar önemli olduğu ile ilgili görüşmeler gerçekleştiriyorlar. Bunların yanı sıra, velilerle de görüşmeler gerçekleştirilerek, aile geçiminin çocuğun görevi olmadığı, bu görevin kendilerine ait olduğu ve çocukların okula devam etmesinin önemi konularında onları bilinçlendiriliyorlar.

2012 yılında projeye dahil ettiğimiz “Uygur Çocuk Tiyatrosu” iş birliği ile hayata geçirdiğimiz drama atölyesi çalışmalarıyla, profesyonel drama eğitmenleri, çocuklarımızla ayda 2 kere bir araya gelerek, «kendini daha iyi ifade etme, empati kurma, birlikteliğin uyumu, sebep-sonuç ilişkisi kurma vb.» birçok özel etkinlik gerçekleştiriyorlar. Bu kapsamda, çocuklarımızın toplum içerisinde kendilerini daha iyi ifade edebilme yeteneklerini geliştirmeyi ve onların empati kurabilen bireyler olarak yetişmelerini hedefliyoruz.

Projemizin en önem verdiğimiz taraflarından biri de Garanti Emeklilik çalışanlarımızın, yani gönüllülerimizin, projemize aktif olarak katılmaları ve çocuklarımızla hem okulda hem de okul dışında bir araya gelerek birbirinden çeşitli aktiviteler

Garanti Emeklilik çocukları okula döndürmeyi amaçladıGaranti Emeklilik Kurumsal İletişim Müdürü Deniz Güney, “İşimiz Okumak” projesinin detaylarını, hedeflerini dergimize anlattı.

KSS

Söyleşi le

ri

22

Page 23: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

gerçekleştirmeleri. 2010 yılından bu yana, 650 Garanti Emeklilik gönüllüsü projemize destek vererek, çocuklarımızla birbirinden keyifli etkinlikler gerçekleştirdiler. Gönüllülerimiz hem okullarda çocuklarımızla bir araya gelip İngilizce dersleri, hızlı kitap okuma, film ve gazete yorumlama gibi akademik çalışmalar yaptı hem de okul dışında müze gezileri, sinema, basketbol maçı izleme, akvaryum ziyareti gibi birçok sosyal etkinlik düzenledi.

Proje kapsamında kaç çocuğa ulaştınız? Şu ana kadar kaç çocuk çalışmayı bıraktı?

Projemizi, 2010 yılından beri İstanbul’da sürdürüyoruz. Bugüne kadar, çalışan çocukların yoğun olarak bulunduğu 12 ilçede ve toplam 34 okulda, yaklaşık 4.000 çocuk ve velisine ulaştık. Akademisyenlerimizin, eğitimcilerimizin ve 650 gönüllümüzün de önemli desteğiyle, toplam 305 çocuğumuzun çalışmayı tamamen bırakmasını sağladık. Ayrıca bu süreçte, çocuklarımızın okul ve

sosyal çevreleriyle olan ilişkilerinde olumlu yönde gelişmeler tespit ettik.

Gündeminizde yeni KSS projeleri/uygulamaları var mıdır?

Garanti Emeklilik olarak çok uzun yıllardan beri Ayhan Şahenk Vakfı ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın sağlık, çocuk eğitimi ve kişisel gelişime yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarını destekliyoruz. Ayrıca, şirket yöneticilerimiz 2007 yılından beri Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nun Bankacılık ve Sigortacılık Bölümlerindeki öğrencilerin Bireysel Emeklilik Lisanslama Sınavına hazırlıklarına yönelik dersler veriyor ve deneyimlerini öğrencilerle paylaşarak onların iş hayatına daha sağlam adım atmaları yolunda destek veriyorlar.

Önümüzdeki dönemlerde yine bu projelere destek vermeye ve İşimiz Okumak projemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Deniz Güney

Page 24: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Eklemek istedikleriniz

Birçok çalışan çocuğu tekrar “okullu” yaptığımız projemiz, başarısını ulusal ve uluslararası alanda aldığı toplam 6 ödülle de kanıtladı. Aldığımız bu ödüller, bizleri projemizin gelişimine yönelik daha fazla cesaretlendirirken, çok büyük mutluluk ve gurur yaşattı tabii.

1. EMEA Sabre Ödülleri 2011 (Toplumla İlişkiler Kategorisi)

2. IPRA - Altın Küre Ödülleri 2011 (Sosyal Sorumluluk Kategorisi)

3. Global Sabre Ödülleri 2011 (Toplumla İlişkiler Kategorisi)

4. Hermes Creative Awards 2013 (Sosyal Sorumluluk Kategorisi’nde Platin Ödül)

5. 12. Altın Pusula Ödülleri 2013 (Kurumsal Sorumluluk - Eğitim Kategorisi)

6. European Excellence Awards 2013 (Ulusal ve Bölgesel Kampanyalar)

Garanti Emeklilik olarak “İşimiz Okumak” projemiz ile her geçen sene daha fazla çocuğumuzu tamamen okullarına döndürmeyi hedefliyoruz.

Ratkaisun Paikka - the leading Corporate Responsibility Event in Finland 13 Mayıs 2014 Helsinki, Finlandiya Organizasyon: FIBS- Corporate Responsibility Network

Social Policy Innovation Conference 19-20 Mayıs 2014 Brüksel, Belçika Organizasyon: Commissioner László Andor and the EMPL Directorate General

Roundtable: Striving for excellence - Key success factors for supporting entrepreneurship 25 Haziran 2014 Brüksel, Belçika Organizasyon: CSR Europe

24

Page 25: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

GSK Türkiye İletişim Müdürü Tuğba Çamlı Cantürk, GSK ve kurumsal sosyal sorumluluk algısı üzerine sorduğumuz soruları yanıtladı ve yürütülen projeleri anlattı.

GSK’nın kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) stratejileri hakkında bilgi verir misiniz?

Dünyanın 115 ülkesinde insanların daha aktif olmaları, kendilerini daha iyi hissetmeleri ve daha uzun yaşamalarını sağlayarak yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren GSK’da, KSS stratejimizin temeli işimizi sorumlu şekilde yapmak esasına dayanıyor. Başarıya

nasıl ulaştığımızı aslında ne başardığımız kadar önemsiyoruz, bu nedenle iş yapış süreçlerimizden topluma dokunduğumuz her alana kadar şeffaflığı ön plana çıkarıyoruz. KSS stratejimizi “herkes için sağlık”, “davranışlarımız”, “çalışanlarımız” ve “dünyamız” olmak üzere dört temel alana odaklanarak ördük.

Bunlardan birincisi ve tabii ki en önemlisi, tutkusu sağlık çözümleri lideri olan bir kurum olarak, “herkes için sağlık” prensibimiz. Bu doğrultuda, daha fazla insana sağlıklı bir hayat sunmak üzere ilaca erişimi kolaylaştırma yolunda çalışmalar yürütüyoruz. Kararlı bir şekilde hastalara odaklanmış olmamızdan güç alarak, yenilik ve sağlık hizmetlerine erişim konularında açık, esnek ve işbirlikçi yaklaşımımızla tüm dünyada sağlık alanında yarar sağlıyoruz. Hastayı merkeze alarak geliştirdiğimiz değerlerimize dayanan iş kültürümüz doğrultusunda ise bilimsel bilgiyi, etik ve hasta odaklı iş yöntemlerini destekleyen davranışları temel alarak, her zaman hastalarımıza ve müşterilerimize öncelik veriyoruz. Bu öncelik KSS stratejimizin 4 odağından biri olan kurumsal davranış prensiplerimizin temelini oluşturuyor. Diğer yandan, tüm hizmetleri en etkin şekilde sunabilmek için başarımızın temelinde çalışma arkadaşlarımızın olduğunu biliyoruz, bu nedenle stratejimizin bir parçası olarak onların bireysel yetkinliklerini artırmaya, gelişmelerini desteklemeye ve gelebilecekleri en iyi noktaya ulaşmalarına odaklanıyoruz. Tüm dünyada daha fazla insana ulaşmak için çalışırken tabii ki çevre politikalarını da önemseyerek, sadece hastalarımızın değil dünyamızın da yaşam kalitesini arttırmayı hedefliyoruz. Tüm dünyada daha fazla hasta ve doktorun GSK ürünlerinden faydalanmasını sağlarken, bir yandan da çevre üzerindeki ayak izimizi azaltmak için çalışıyoruz.

KSS çalışmalarımızda dört temel ilkeyi esas alıyoruz

KSSSöyleşi leri

25

Page 26: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Güncel KSS projelerinizi/uygulamalarınızı paylaşır mısınız?

Dünyanın lider sağlık hizmetleri şirketlerinden biri olarak, ulaştığımız her toplumda hem sosyal hem ekonomik değer yaratacak çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Bu da bize bilimsel deneyimimizi artırma ve yenilikçi sağlık çözümleriyle daha fazla insana ulaşacak ürünler geliştirme imkanı sağlıyor. Bugün, temel sağlık hizmetlerine ulaşamadığı ya da sadece iyi beslenemediği için her yıl 6 milyon çocuğun öldüğü bir dünyada yaşıyoruz ve sağlık çözümlerimizi bu çocuklara ulaştırarak, ölümleri durdurmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda, küresel boyutta hem kendi çalışmalarımızla hem de uluslararası iş ortaklıklarıyla ilerliyoruz. Üçüncü dünya ülkelerindeki sıtma, suçiçeği gibi salgın hastalıklarla savaşmak üzere ilaçlarımızı ve aşılarımızı gönderiyoruz. Uluslararası örgütlerden Save the Children ve WHO, UNICEF, Dünya Bankası ve birçok sivil toplum kuruluşunun desteklediği GAVI Alliance ile ortaklaşa çalışıyoruz. Save the Children ile 1 milyon çocuğa ulaşarak, temel sağlık hizmeti sunuyoruz, GAVI Alliance’a desteğimizle ise başta pnömokok olmak üzere birçok hastalık için 46,8 milyon doz aşıyı 2013 yılında dezavantajlı bölgelere ulaştırdık. Ayrıca, bu bölgeler için çalışmalarımız sadece çocuklarla sınırlı değil. Gelişmekte olan ülkelerde diyabet ve kanser gibi hastalıkların özelinde eğitimler veriyor, araştırma yapıyoruz.

Herkes için sağlık prensibimiz doğrultusunda özellikle Sahara altı Afrika’sında 130 milyon sterlin ayırdığımız 5 yıllık bir stratejik yatırım planımız bulunuyor. Bu planla, 900 milyon insanın yaşadığı bu bölgedeki temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefliyoruz. Bölge devletlerinin de iş ortağımız olarak yer aldığı bu proje ile Afrika’nın kendi, ilacını kendi üretebilecek noktaya gelmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Dünyanın yoksul bölgelerine yardım eli uzatmak üzere yürüttüğümüz bir diğer sosyal sorumluluk çalışmamız PULSE ise gönüllü GSK çalışanlarını bu bölgelerdeki insanlarla buluşturmak üzerine kurulu. PULSE ile hedefimiz, bu bölgelerdeki ulusal veya uluslararası sivil toplum kuruluşları ile çalışacak gönüllü çalışanlarımızın yetkinlikleri ile dünyanın en yoksul coğrafyalarındaki insanların sorunlarına çözüm olmak ve hayatlarında fark yaratmak. Bu projede kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışıyoruz ve yüksek performans ve liderlik potansiyeli gösteren GSK çalışanlarının profesyonel uzmanlıklarını 3-6 ay süreyle bu kurumlarla paylaşmasına destek oluyoruz. Böylece, stratejimizin temelinde yer aldığı üzere hem herkes için sağlık erişimi sağlıyor hem çalışanlarımızın gelişimine çok farklı bir perspektiften hizmet ediyoruz. PULSE ile GSK çalışanları toplumların yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunurken, kendileri de yeni deneyimlerle gelişiyor ve zenginleşiyorlar. PULSE kapsamında bugüne kadar 45 farklı ülkeden 400 çalışanımız,

Page 27: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

56 farklı ülkede görev aldı. GSK Türkiye’den ise dört çalışanımız PULSE programına katılarak, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına katkıda bulundu.

İlaç sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir kuruluşun Türkiye ayağı olarak, KSS çalışmalarınızı kurgularken neleri baz alıyorsunuz?

Türkiye özelindeki projelerimizde GSK’nın temel KSS odaklarını da dikkate alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bütün faaliyetlerimizi, GSK’nın “Hasta Odaklılık”, “Dürüstlük”, “Şeffaflık ve “ İnsana Saygı” değerlerinden yola çıkarak kurguluyoruz. Öncelikle, GSK’nın insana saygı değerinin bir uzantısı olarak birliktelik ruhu ve kurum kültürü çalışmalarına ağırlık vererek işe başladık. GSK bünyesinde takım ruhunu ve iletişimin önemini güçlendirecek çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar arasında şüphesiz ki bu anlamda en öne çıkan çalışma “YOL” projemiz. “Yenilikçilik Odaklı Liderlik” diye tanımladığımız bu anlayışla, 2015’te nasıl bir GSK görmek istediğimizi tüm çalışanlarımızla beraber belirledik. Dürüstlük ve şeffaflık değerlerimiz ise yaptığımız işin olmazsa olmazları olarak, hasta odaklılık değerimizin de kapsamına giriyor çünkü hastalar için yaptığımız her çalışmanın kalbinde bu iki değer yer alıyor. Bu nedenle, GSK bünyesinde yer alan “hasta odaklılık” değerimiz gereğince tüm paydaşlarla olan iletişimimizi güçlendirmeyi hedefledik. Bu doğrultuda, sektörün tüm bileşenlerini kapsayacak programlar geliştirmeyi ve sektöre öncülük etmeyi son derece önemsiyoruz. Diğer yandan topluma karşı olan sorumluluk anlayışımızın bizi bütün bu çalışmalarımızın daha da anlam kazandığı bir noktaya taşıyacağına inanıyoruz. Kurum içinde sosyal sorumluluk bilincinin artmasına yönelik çalışmalar yapan sosyal sorumluluk kulübümüz

Turuncu Hareket bünyesinde “Sorumluluklarımız sadece GSK’da işimizi yapmak değil, biz topluma karşı da sorumluyuz” mottosuyla yola çıkan gönüllü çalışanlarımızı buluşturduk. Kulüp faaliyetleri kapsamında tamamen gönüllülük bilinci ile tüm GSK çalışanlarını dahil edebilecek projeler hazırlayan çalışanlarımız, toplumda yardıma ihtiyaç olan alanları belirleyerek o alanlarda fark yaratacak projelere imza atıyor. Aynı zamanda topluma karşı sorumluluklarının bilincinde olan bir sağlık hizmetleri firması olarak, toplumsal arenada da birçok çalışmaya imza atıyoruz. Çünkü GSK olarak “insana saygı” değerimizi sadece çalışanlarımızla sınırlandırmıyoruz. Hasta dernekleri ile birlikte çalışarak, toplumu hastalıklar hakkında bilinçlendirmek için çalışıyoruz.

Diğer yandan, ilaç ve aşı Ar-Ge’si ile üretimindeki büyük potansiyeline inanarak 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğimiz Türkiye’de, eğitim önceliğimiz doğrultusunda Hacettepe Üniversitesi Teknokent A.Ş. ile işbirliği yaparak kurduğumuz Aşı Klinik Araştırma Merkezi’miz bulunuyor. 4 yıldır buradaki çalışmalarımızla yenilikçi aşı Ar-Ge’si alanında Türkiye’de bilgi birikiminin artmasına ve altyapının güçlenmesine katkıda bulunuyoruz.

Paylaşabileceğiniz yeni projeleriniz var mıdır?

Sosyal sorumluluk kulübümüz Turuncu Hareket’in liderliğinde “Kök Hücre Kardeşliği” projesiyle kök hücre tedavisi ve bağışı hakkında farkındalık yaratmak üzere tüm çalışanlarımızı ve paydaşlarımızı kapsayan bir kampanyamız bulunuyor. Önümüzdeki yıl bu farkındalığı tüm topluma kazandırmayı hedefliyoruz. Toplum Gönüllüleri Vakfı işbirliği ile geliştirdiğimiz ve uzun vadede 100 bini aşkın gence ulaşmayı hedeflediğimiz bir diğer projemizi ise yakında kamuoyu ile paylaşacağız.

27

Page 28: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Koroplast, çocuklara daha iyi bir gelecek yaratma fikrinden yola çıkarak “Gülümseyen Gelecek” platformunu hayata geçiriyor.

Koroplast, Gülümseyen Gelecek Platformu’nun ilk adımı olarak Türkiye Korunmaya Muhtaç

Çocuklar Vakfı (Koruncuk Vakfı)’nın Bolluca’daki Köyü’nde yaşayan çocuk ve annelerinin bir yıllık beslenme, sağlık ve eğitim masraflarını karşılıyor. Proje aynı zamanda 100’den fazla çocuğun yaşadığı köyün yenileme, bakım ve çevre düzenleme çalışmalarını da kapsıyor.

Nisan ayından itibaren Türkiye genelindeki tüm Carrefoursa mağazalarında satılan Koruncuk logolu her ürün paketi için Koroplast, Koruncuk Vakfı’na katkıda bulunuyor.

Platformu hayata geçirmekten büyük heyecan duyduklarını belirten Koroplast Pazarlama Müdürü Lizi M. Yılmaz, “Koroplast olarak kadınların hayatına değer katıyoruz. Onların hayatını kolaylaştırmanın bir anlamda çocuklarının da yaşam kalitesini artırmak anlamına geldiğini biliyoruz. Ancak maalesef her çocuk aynı imkânlara sahip olamıyor. Gelecek nesillerimizi öncelikli olarak değerlendirdiğimiz için özellikle çeşitli imkânsızlıklara sahip çocuklarımızı odak noktamızda tutarak, onların kişisel ve sosyal gelişimlerine destek olacak bir projeyi hayata geçiriyoruz. Koruncukların 1 yıllık beslenme, sağlık ve eğitim masraflarını karşılayarak ilk adımını attığımız platformumuz kapsamında, Bolluca’daki

Koruncuk Köyü’nün yenileme, bakım ve çevre düzenlemesi çalışmalarını da üstleniyoruz. Tüketicilerimiz de Carrefoursa mağazalarından satın aldıkları Koruncuk logolu ürünlerimizle projemize katkıda bulunabilecek. Bunların yanında yıl içinde Koruncuklarımızın gelişimlerini ve yaşam kalitelerini artırmaya destek olacak farklı etkinlikleri de gerçekleştireceğiz” dedi.

Koruncuk Vakfı Genel Müdürü Erhan Ongun “34 senelik vakfımız, bugüne kadar güvenli, sağlıklı ve mutlu kuşaklar yetiştirmeyi amaç edindi. Gülümseyen Gelecek Platformu ile de iletişim ağımızı güçlendirerek ülkemizin önemli bir sorunu olan korunmaya muhtaç çocuklarımıza umut olacak, önemli bir farkındalık çalışması daha yaratacağımıza inanıyorum. Bu amaçla, Koruncuk Vakfı olarak ‘Korunmaya Muhtaç Çocuklarımıza’ güvenli, sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. ‘Toplumun yaşam kalitesini arttırmak’ paydasında ülkemizin sektöründe lider markası Koroplast’ın başlattığı Gülümseyen Gelecek Platformu sayesinde köyümüz renklenecek ve örnek bir çehreye kavuşacak. Koruncuklarımızın eğitim, sağlık, beslenme giderlerine ve Çocuk Köyü’müzün fiziki ihtiyaçlarına yapacağı önemli destek ve katkısından dolayı Koroplast’a teşekkür ediyoruz. Sosyal sorumluk adına başlatılan bu örnek girişim, vakfımız ve çocuklarımız için önemli bir birliktelik, çalışmalarımız için de büyük bir enerji kaynağı olacak” dedi.

Koroplast, Gülümseyen Gelecek platformunu hayata geçiriyor

KSS

Uygulamaları

28

Page 29: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Taşıt Araçları Yan Sanayiciler Derneği (TAYSAD) tarafından meslek liselerinin ihtiyaçlarını karşılamak için başlatılan ‘‘Atma Değerlendir, Meslek Okullarını Güçlendir’’ projesinin en büyük destekçilerinden biri de Yiğit Akü.

İnsan gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün işletmelerle iş birliği yapılarak

yetiştirilmesi, mesleki ve teknik eğitim sistemi bütünlüğü içerisinde desteklenerek geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için TAYSAD tarafından gerçekleştirilen proje büyük destek görüyor.

Gelecekte bizimle sanayide çalışacak gençlere yatırım yapıyoruz

Mesleki ve teknik öğretimin; kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın artırılması ve

ülkenin rekabet gücünün yükseltilmesi yönünden kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Yiğit Akü Genel Müdürü Hulki Büyükkalender: “Sanayileşme, kalkınmanın en önemli unsurlarından biri. Bu sebeple, ülkemizde hizmet ve üretim alanlarında teknolojik gelişmelere uyumlu, mesleki, teknik bilgi

ve becerilerle donatılmış insan kaynağına ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bu ihtiyacı karşılamak için, çağdaş teknoloji metotlarını bilen, yorumlayan, kullanan, geliştiren ve yeniliklere uyum sağlayan vasıflı insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla mesleki ve teknik eğitim okullarının payı büyük.

“Atma değerlendir, meslek okullarını güçlendir” sosyal sorumluluk projesiyle, meslek okullarına laboratuvar ekipmanı desteği sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İleride bizimle birlikte sanayide çalışacak gençlerimize yatırım yapıyoruz. Şu an için fabrikamız adına kimyasal cam malzeme, kumpas, ölçüm aletinden oluşan 11 kolilik bir destek sağladık. Bizler bunları gençlerimizin hizmetine sunarak hem otomotiv endüstrisine, hem ülke ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz” dedi.

Pilot uygulamanın başarılı olması ve meslek liselerinden gelen talep üzerine “Atma değerlendir, meslek okullarını güçlendir” sosyal sorumluluk projesini daha geniş kitlelere yaymak isteyen TAYSAD, 23 Nisan 2014 tarihine kadar uzattığı kampanyaya desteklerin sürmesini bekliyor.

Atma Değerlendir, Meslek Okullarını Güçlendir

KSSUygulamaları

29

Page 30: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Soyak’ın ilkokul öğrencilerini hedefleyen ve proje ortakları arasında İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile

Bilgi Üniversitesi’nin yer alıyor.

Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Fatma Çelenk proje hakkında, “Akıllı Yıldızlar bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak 2014-2016 yılları arasında İstanbul ve İzmir’de 33 devlet okulunda hayata geçirilecektir. Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi’nin amacı 4. sınıflarda Fen ve Teknoloji ders müfredatına paralel olarak işlenecek konularla ilkokul öğrencileriyle, bu öğrencilerin öğretmen ve velilerinde enerji tasarrufu, enerjinin verimli kullanımı ve sürdürülebilir yaşam için önemi konularda farkındalık yaratmaktır” dedi. Çelenk, Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi’nde 250 öğretmenin 4000 saat boyunca bilgilenip enerji öğretmeni olarak görev alacağını, proje okullarındaki yaklaşık 10.000 4. sınıf öğrencisinin ise yaklaşık 100.000 saat boyunca enerji tasarrufu konusunda eğitim alacaklarını söyledi. Çelenk; “Akıllı Yıldızlar projemizle aynı zamanda 10.000 veliye de toplamda 20.000 saat seminer vereceğiz. Projenin gerçekleşeceği okullarda öğrenim gören toplam 45.000 öğrenci de farklı zaman dilimlerinde en az 3 saat boyunca enerji şenliklerine katılacak. Böylece 135.000 saat boyunca enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirme gerçekleştireceğiz” dedi.

Çelenk, Akıllı Yıldızlar’ın aynı adı taşıyan web sitesi vasıtasıyla tüm Türkiye’deki çocuklara enerji tasarrufu ve sürdürülebilir yaşamın önemini aktaran mesajlarla da ulaşacağını belirterek, Akıllı Yıldızlar’ın web içerikleriyle de tüm Türkiye’de toplamda yaklaşık 50.000 öğrenciye ulaşarak, proje sonunda 150.000 saatlik bilinçlendirme

hedeflediklerini, projenin İstanbul bölümünün 2013-2014 ilkbahar öğretim döneminde Küçükçekmece ve Başakşehir ilçelerinde yer alan toplam 10 ilkokulda, 2014-2015 güz öğretim döneminde ise Arnavutköy İlçesi’nde yer alan 5 ilkokulda, İzmir’de ise 2015-2016 eğitim-öğretim yılında 15 ilkokulda hayata geçirileceğini belirtti.

Çelenk “Proje aynı zamanda Yılmaz Soyak ve Bilge Soyak ilkokulu ile Erkut Soyak Anadolu Lisesi’nde uygulanarak böylece toplam 33 okulda öğrencilerle buluşacaktır” dedi.

İstanbul Küçükçekmece’de projenin uygulanacağı okullar arasında; Altınşehir İlkokulu, Osman Zeki Üngör İlkokulu, Arif Nihat Asya İlkokulu, Toki Şehit Er Yılmaz Özdemir İlkokulu ve Mustafa Kemal Paşa İlkokulu yer alıyor. Akıllı Yıldızlar’ın Başakşehir’de hayata geçirileceği okullarsa Bahçeşehir Süleyman Demirel İlkokulu, Hacı Avni Osman Gül İlkokulu, Mahmut Şevket Zırh İlkokulu, Toki Osmangazi ilkokulu ve Nurettin Topçu İlkokulu.

Soyak Holding CEO’su Dr. M. Emre Çamlıbel;“Bildiğiniz gibi Soyak Holding’in kurumsal kültürü Sürdürülebilir Yaşam Yaklaşımı üzerine bina edilmiştir. Bu bağlamda 2007 yılında ‘Geleceğe Bir Damla Sakla’ projesiyle küresel ısınma kapsamında çok önemli bir unsur olan su tasarrufu konusunda bir kurumsal sosyal sorumluluk projesine imza attık. Birçok ödül sahibi olan bu projemizin ardından bugün sizlerle paylaştığımız Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu Kurumsal Sosyal Sorumluluk projemizle de ikinci kez ilkokul öğrencilerini hedefliyoruz. Biz çocuklarımıza güveniyor ve gençlerle iş birliği yapmayı seviyoruz” dedi.

Soyak, 50.000 öğrenciyi Akıllı Yıldız yapıyorSoyak’ın ilkokullarda hayata geçireceği ‘Akıllı Yıldızlar Enerji Tasarrufu’ kurumsal sosyal sorumluluk projesi, İstanbul ve İzmir’de 33 devlet okulundaki 4. sınıflarda uygulanacak. Proje, toplamda yaklaşık 50.000 öğrenciye ulaşmayı hedefliyor.

KSS

Uygulamaları

30

Page 31: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Türkiye’nin su durumu ve geleceğine ışık tutmak amacıyla hazırladığı “Türkiye’de Suyun Durumu ve Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar: Çevresel Perspektif” raporunu yayınladı. Çarpıcı veriler içeren rapor, iklim değişikliği sebebiyle Türkiye’de kuraklık etkilerinin artacağını, suyun depolanmasında sıkıntılar yaşanacağını ve sonuç olarak Türkiye’nin su kıtlığı sınırında olduğunu gösteriyor. Dernek, iş dünyasının su kullanımına ilişkin tavsiyelerde bulundu.

Entegre Havza Yönetimi ve Ekosistem yaklaşımları çerçevesinde hazırlanan rapor

yakın gelecekte Türkiye’nin yaşayabileceği tehlikeyi gözler önüne seriyor.

İklim değişikliği etkileri su havzalarını kurutuyor

Çevresel etkenlerle kişi başına düşen kaliteli su miktarı tüm dünyada her geçen gün azalırken,

verilere göre, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli hissedileceği yerlerden bir tanesi olarak göze çarpıyor. Raporun en çarpıcı bulgularından bir tanesi de Türkiye’nin 25 su havzasından üçünün; Marmara, Küçük Menderes ve Asi’nin su fakiri; Meriç-Ergene Havzası’nın ise su kıtlığı sınırına gelmiş durumda olması. Yakın gelecekte Seyhan ve Fırat-Dicle havzalarının da iklim değişikliğinden olumsuz etkileneceği belirtiliyor.

Yılda üç Büyükçekmece gölü kadar su tüketiyoruz

Rapor, Türkiye genelinde yıllık ortalama yağış miktarının 643 mm ile, 800 mm olan dünya

ortalamasının altında kaldığını gösteriyor. Raporun gösterdiği bir başka ilgi çekici veri ise, Türkiye’de suyun yüzde 11’i sanayide, yüzde 15’i evlerde ve yüzde 74’ü tarımda kullanılıyor ve senelik toplam su tüketimimiz yaklaşık üç Büyükçekmece gölüne denk geliyor.

Türkiye’nin su ihtiyacı 25 yılda 3 kat artacak

Türkiye’de su tüketimi kullanılabilen su kaynaklarında öngörülen azalma ile ve artan

nüfustan etkileniyor. Yanı sıra, artmakta olan nüfusun da su tüketimi üzerinde etkileri görülüyor. Türkiye’de 73 milyon nüfus dikkate alındığında yıllık kişi başına düşen su miktarı yaklaşık 1.519 m3 iken, 2030 yılında nüfusun 85 milyon olacağı varsayılırsa, kişi başına düşen yıllık su miktarının 1.120 m3’e düşeceği öngörülüyor. Rapora göre, kullanılabilen su kaynakları potansiyeli azalırken, Türkiye’nin su tüketim ihtiyacının önümüzdeki 25 yılda 3 kat artacağı gözlemleniyor.

Türkiye’de son yıllarda suyun yönetimi ile ilgili önemli adımlar atıldığını söyleyen İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı Galya Frayman Molinas, “İş dünyasının su konusundaki farkındalığını artırarak, yakın gelecekte suya ilişkin ortaya çıkması beklenen sorunlara çözüm üretilmesine katkıda bulunmak en büyük gayemiz. Bunun için de çok taraflı işbirliği zeminlerinin oluşturulması gerekiyor. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği olarak bir yandan su konusunda iş dünyasının farkındalığını artırmaya çalışırken, bir yandan su kullanımına ilişkin bazı tavsiyeler sunuyoruz. Tarım, sanayi ve evsel kullanımlarda inovasyon ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, sanayinin üzerine düşen görevler arasında, üretim süreçlerinde iyileştirmeler, üretilen ürünlerde su ayak izi düşürme çalışmaları ve tüketicinin de bu ürünlerin kullanılmasında özendirilmesi yer alıyor” diye konuştu.

Raporda, dünyada ve Türkiye’de suyun durumu, suyla ilgili genel eğilimler ve su yönetiminin yasal, kurumsal ve idari boyutunun ortaya koyulduğunu belirten Molinas, bu raporun, Türkiye ve bölge için çok iyi bir işbirliği ortamı ve geleceğe dönük deneyim paylaşımı örneği olarak yerini alacağını umduklarını ifade etti. Toplantıda, raporla ilgili teknik detayları paylaşan Doğa Koruma Merkezi Genel Müdürü Dr. Uğur Zeydanlı, Raporu, bir ekosistem içerisindeki tüm unsurları dikkate alarak hazırladıklarını söyleyen Zeydanlı, Son elli yıl boyunca birçok sulak alan çeşitli nedenlerle kurumuş olması, ülkemize önemli düzeyde ekonomik ve sosyal kayıplara neden oldu. Bu dönemde Türkiye’de 1.3 milyon hektar sulak alanı geri dönülemez bir şekilde kaybettik. Bu raporu, su konusunda bir yol haritası olarak hazırladık, umuyorum ülkemizin su geleceği konusunda en iyi şekilde hizmet eder” dedi.

Su kaynakları azalıyor, ihtiyaç 25 yılda 3 kat artacak

31

Page 32: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

McDonald’s, Türkiye’de sürdürülebilirlik ile ilgili performansını GRI Küresel Raporlama Girişimi’nin (Global Reporting Initiative) standart açıklamalarını ve ilgili göstergelerini temel alarak raporladı. McDonald’s’ın 2011-2012 yıllarındaki ekonomik, çevresel ve sosyal performansını yansıttığı Sürdürülebilirlik Raporu ile ilgili olarak Genel Müdür Dilek Dölek Başarır, ‘‘McDonald’s olarak kurulduğumuz günden bu yana işimizin sürdürülebilirliği için hem sosyal, hem de çevresel içerikli pek çok yatırım yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de sürdürülebilir iş modelimizle değer yaratmaya devam edeceğiz’’ dedi.

Sürdürülebilirlik Raporu ile McDonald’s; tüm dünyadaki faaliyetlerinde temel aldığı

McDonald’s Standartları ve Türkiye’de rehber aldığı Anadolu Grubu’nun çalışma ilkeleri ışığında, ağırlıklı olarak 2011-2012 faaliyet dönemlerinde olmak üzere, bugüne dek paydaşlarına fayda sağlamak üzere yaptığı çalışmaların özetini sunuyor. McDonald’s raporda; ekonomik, sosyal ve çevresel performansını bir bütün içinde paylaşıyor.

15 bini aşkın istihdam

McDonald’s Türkiye’nin satış hacminin yanı sıra sistem olarak çok sayıda sektörle

ilişkide olmasından dolayı, sektöründe önemli bir rol üstlendiğini belirten Dilek Dölek Başarır, “Restoranlarımızda sunulan ürünlerin ve ambalaj malzemelerinin yüzde 98’ini yerel olarak, Türkiye’deki tedarikçilerimizden temin ediyoruz. Tedarikçilerimiz ile yıllık iş hacmimiz 2012 yılında 95 milyon ABD Doları’nı buldu ve tedarikçilerimizle birlikte yarattığımız toplam istihdam 15 bin kişiyi geçti” diye konuştu.

Tarladan çatala izlenebilirlik

McDonald’s’ta tüm ürünlerin, en taze ve ‘birinci sınıf’ malzemelerle hazırlandığını belirten

Dilek Dölek Başarır, “Ürünlerimizde kullandığımız malzemeleri, üretildiği tarladan ya da çiftlikten müşterimizin tepsisinde sunulduğu ana kadar, her aşamasında izliyoruz. Müşterilerimizin dengeli beslenmesi için onlara kendi kişisel beslenme ihtiyaçlarına uygun, yüksek kaliteli, lezzetli ürün alternatifleri sunuyoruz” dedi.

McDonald’s’ta tedarik zinciri yönetimine büyük önem verildiğini kaydeden Dilek Dölek Başarır, “Sistemimizi kusursuz işletebilmek için geliştirdiğimiz küresel yöntemleri tedarikçilerimizle paylaşıyor, iş birliği yaptığımız firmaların iş

McDonald’s, sektöründe ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı

KSS

Uygulamaları

32

Page 33: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

hacimlerini büyütmelerine ve çalışma ortamından işçi refahına kadar her anlamda gelişmelerine katkıda bulunuyoruz” dedi.

En önemli unsur, çalışan memnuniyeti

Sosyal performansın en önemli unsurlarının başında, çalışanların ve misafirlerin sağlık,

güvenlik ve mutluluğunu gözetmenin geldiğini belirten Dilek Dölek Başarır, “McDonald’s olarak misafirlerimizi memnun etmenin yolunun, çalışanlarımızı memnun etmekten geçtiğine inanıyoruz. Bu nedenle çalışanlarımızın memnuniyetini yakından izliyor ve gelişimleri için yatırım yapıyoruz. 2012 yılında restoran çalışanlarımızın memnuniyet oranı yüzde 88 olarak gerçekleşti. Raporlama döneminde eğitim alan çalışanlarımız yüzde 23 oranında artarken, toplam sağladığımız eğitimler yüzde 33 oranında arttı. Misafirlerimizin sağlık ve güvenliği onların memnuniyetinin, bizim de çalışma yöntemlerimizin temelini oluşturuyor” diye konuştu.

Iskarta oranı yüzde 30 azaltıldı

McDonald’s’ın çevresel etkilerini enerji ve suyu verimli kullanarak ve atıklarını en doğru

şekilde bertaraf ederek yönettiğini belirten Dilek Dölek Başarır, “Restoranlarımızda aldığımız önlemler sayesinde raporlama döneminde, hem elektrik, hem de su tüketimimizdeki artışlar restoran artış oranımızın ortalama yüzde 5 altında gerçekleşti. Restoranlarımızda kızartma amaçlı kullandığımız yağın kalite ömrü ve gıda kodeksine göre limitleri dolduğunda geriye kalan kısmı toplandı. Yine ambalaj atıklarımız karşılığında

lisanslı kuruluşun gerçekleştirdiği geri dönüşüm oranı yaklaşık yüzde 40 olarak gerçekleşti. Restoranlarımızda uygulamaya başladığımız yeni üretim sistemi olan ‘Made For You’ sistemi sayesinde ise 2012’de ıskarta oranımızı yüzde 30 azaltmayı başardık” dedi.

KSS çalışmalarına 1,5 milyon doların üzerinde kaynak aktarıldı

McDonald’s’ın sosyal performansının bir diğer ayağını da, başta McDonald’s Çocuk Vakfı

olmak üzere toplum yararına yapılan çalışmaların oluşturduğunu belirten Dilek Dölek Başarır, ”McDonald’s olarak toplumun sorumlu bir üyesi, McDonald’s restoranları olarak ise bulunduğumuz bölgede iyi bir komşu olabilmek üzere, toplum yararına gerçekleşen projelerin içinde yer alıyoruz. McDonald’s Çocuk Vakfı çalışmalarına aktardığımız yaklaşık 1,5 milyon dolar kaynakla, bugüne dek 21 yerleşim merkezinde 150 binin üzerinde çocuğa fayda ulaştırdık. Aile odaları, hastane ilköğretim derslikleri, hastane oyun alanları ve çocuk servisleri tefrişi projelerimize ek olarak Sağlıklı Göz ve Eğitimde Başarı Projesi’ne de önümüzdeki dönemlerde devam etmeyi hedefliyoruz” dedi.

Tüm çabaların temelinde McDonald’s değerleri ve Anadolu Grubu’nun çalışma ilkelerinin yattığını belirten Dilek Dölek Başarır; bu değerler ve ilkelerin iş yapış şeklini ve paydaşlarla geliştirilen ilişkileri şekillendirdiğini ifade etti. Başarır, “McDonald’s önümüzdeki dönemlerde de tüm paydaşları için daha iyi bir dünya yaratma yolunda çalışmalarına devam edecektir” taahhüdünde bulundu.

33

Page 34: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Geçtiğimiz yıllarda Zumbara, Hayat Sende Gençlik Akademisi ve Annemin Kilimleri gibi projelerin ödül aldığı BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri’nin bu yılki finalistleri 3 Nisan 2014’te gerçekleştirilen törende açıklandı. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen yarışma ile daha iyi bir toplum için proje üreten 10 genç daha ödüllendirildi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin öncülüğünü üstlendiği ve International Youth Foundation

(Uluslararası Gençlik Vakfı), Sylvan/Laureate Foundation (Sylvan/Laureate Vakfı) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’nın işbirliği ile gerçeğe dönüştürülen BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri’nde en başarılı projeler belli oldu.

Toplamda 71 başvuru arasından seçilen 10 genç sosyal girişimci iki farklı seçici kurulun kararıyla belirlendi. Finalistler, 3 Nisan 2014 tarihinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen törenle ödüllerini aldılar.

Sabancı Üniversitesi’nden Neyyir Berktay, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ayşen Bulut, KA-DER Başkanı Çiğdem Aydın, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Genel Sekreteri Ali Ercan Özgür, Doğa Gözcüleri Derneği kurucusu Prof. Dr. Mustafa Sarı, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Nurdan Şahin, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Güler, Eğitim Reformu Girişimi Koordinatörü Batuhan Aydagül, Sosyal İnovasyon Merkezi Kurucu Ortağı Suat Özçağdaş, Gençtur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hülya Denizalp, Bilgi Üniversitesi öğrencisi ve 2011 BBSGO finalisti İpek Yosunlu, Marks&Spencer Bölge Uygunluk Yöneticisi Tolga Han, Gazeteci Meral Tamer, Marjinal Porter Novelli Koordinatörü Leylan Yener Sınırdere ve TEGV Genel Müdürü Berna Çağatay, Seçici Kurul’da yer aldı.

BİLGİ Genç Sosyal Girişimci Ödülleri projesi, yaşadıkları topluma değer katabilen genç sosyal girişimcileri bularak onlara destek olmayı hedefliyor. Aynı zamanda verilen ödüllerle sosyal girişimciler ağı oluşturmak ve gençlerin her yıl daha da büyüyen bu ağ aracılığıyla bilgi ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşmasını sağlamayı amaçlıyor.

Her sene seçilecek olan on genç sosyal girişimci, liderlik vasıflarının geliştirilmesi ve topluma sağladıkları faydanın sürdürülebilmesi için mentor desteği alıyor, özenle hazırlanmış eğitim programlarına katılıyor ve eğitim sürecinin sonunda bir ödül töreni ile onurlandırılıyor. Genç Sosyal Girişimci Ödülleri ile finalistlerin her birine, projelerini geliştirebilmeleri için nakit para ödülü de veriliyor.

Ödül alan projelerEnes Çelik, Yaş: 28, Yenilikçi Fikir: Dededen Toruna Sözlü Tarih Mirası

Uğur Kaya, Yaş: 27, Yenilikçi Fikir: Şiddetsiz Sanat

Aysu Erdoğdu, Yaş: 29, Yenilikçi Fikir: Eşya Kütüphanesi

Elvan Başarı, Yaş: 27, Yenilikçi Fikir: Meraklı Merdane

Enes Kaya, Yaş: 26, Yenilikçi Fikir: SineMASAL ‘Sinema Artık Köylerde’

Yaşar Temiz, Yaş: 24, Yenilikçi Fikir: Köye Öğrenci Yardımı (K.Ö.Y)

Nur Fındık, Yaş: 26, Yenilikçi Fikir: İyilik İçin Tasarım

Oğuzhan Canım, Yaş: 27, Yenilikçi Fikir: Askıda Ne Var

Ezgi Karaağaç, Yaş: 22, Yenilikçi Fikir: Yaşayarak Öğrenme Merkezi (YAŞÖM)

Ece Çiftçi, Yaş: 20, Yenilikçi Fikir: SosyalBen

BİLGİ Genç Sosyal Girişim Ödülleri dördüncü kez sahiplerini buldu

KSS

Üniversite

34

Page 35: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, bugünü ve yarınları düşünerek adım attıklarını belirterek,  “5 yıl önce yüzde 2 olan alternatif yakıt kullanım oranımızı 2020 yılına kadar yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Hakan Gürdal, bugünü olduğu kadar yarını da düşünerek adım attıklarını vurgulayarak,

“Yarım asra yakın bir süredir Türk çimento sektörüne yön veren bir şirket olarak yeni yatırımlarımızı enerji ve sürdürülebilir çevre alanına yönlendiriyoruz. Bu doğrultuda tüm paydaşları ve dünya için olumlu sonuçlar doğuracak yenilenebilir enerji kaynakları, atık yönetimi uygulamalarıyla verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı çalışıyoruz. İklim değişikliği ve etkileri konusunda kamuoyu bilincinin arttı. Karbon yönetimi, emisyon ticareti ve temiz teknolojilerin geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalarla sera gazını önlemede ciddi stratejiler geliştirildi. Biz de şirket olarak birçok projeyi destekliyoruz’’ şeklinde konuştu.

Fabrikalarındaki atık kullanımıyla son 5 yılda karbon emisyonu anlamında önemli tasarruflar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Gürdal, “5 yıl önce yüzde 2 olan alternatif yakıt kullanım oranımızı 2020 yılına kadar yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

“Üretim tesislerimizde alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, çevre koruma konusundaki hassasiyet, iş güvenliği ve çalışma etiği gibi büyük önem taşıyan süreçlerde çok yüksek standartlar uyguluyoruz”

diyen Gürdal, özellikle atık yönetimi konusunda gönüllü elçililik yaptıklarını ve bu anlamda sektörün öncüsü olarak bayrağı taşıdıklarının altını çizdi.

60,000 ton CO2 tasarrufu sağlamış olduk

2011 yılında Çanakkale’de faaliyete geçen Türkiye’nin ilk Atık Isı Geri Kazanım

Tesisi’ni kurduklarını belirten Gürdal, Atık Isı Geri Kazanımı tesisleriyle çimento üretim teknolojisinde fabrikalarının yüzde 30 enerji ihtiyacını karşıladıklarını belirterek, “105 milyon kwh kapasiteye sahip tesisimizle Çanakkale ilinin tüm evsel elektrik ihtiyacını karşılıyoruz. Karbon emisyonu olarak da 60,000 ton CO2 tasarrufu sağlamış olduk” dedi.

Geçen yıl Çanakkale Fabrikasında Alternatif Yakıt Besleme tesisini tamamladıklarını dile getiren Hakan Gürdal, bu tesisin Mart 2013’den itibaren Türkiye’de lastiğin parçalanıp yakılabildiği ilk ve tek tesis olduğunu kaydetti.

Gerçekleştirdikleri ‘CO2 Tek Karbon Çift Oksijen Projesi’yle Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından Sürdürülebilir Atık Yönetimi ve İletişimi alanında ödüle layık görüldüklerini belirten Hakan Gürdal, kuruldukları günden beri çevresel ve sosyal alanlarda sektöre öncülük ettiklerinin altını çizerek, sektörün ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladıklarını belirtti.

Akçansa’dan çevre dostu adımlar

KSSUygulamaları

35

Page 36: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

KSS

Üniversite

AktiF-İz Gençlik Topluluğu, HÜSOP (Hacettepe Üniversitesi Sosyal Projeler Topluluğu) ve Ankara Boks Okulu Derneği tarafından Türkiye’de ilki 7 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenecek olan Sosyal Sorumluluk Projeleri Kongresi (SSPK)’nin konuları “Çocuk, Genç, Kadın, Yaşlı ve Proje Kalitesi” olarak belirlendi.

Sosyal Sorumluluk Projeleri Kongresi; Çocuk, genç, kadın ve

yaşlı odaklı projeleri masaya yatırmayı, bu kitleleri hedef alan örnek projeleri interaktif bir ortamda paylaşmayı, paylaşım aracılığıyla da sosyal sorumlu projelerde kalite kavramının standartlarını belirlemeyi ve katılımcıları bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

Kongre ekibi, Bugüne kadar birçok alanda gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerinin destek veren kuruluşların veri tabanlarında saklandığını, sosyal sorumluluk anlamında projelerin oluşturulduğu ortak bir zemin söz konusu olmadığını belirtiyor.

Ekip, organizasyon için şunları söylüyor: ‘‘Doğası gereği projelerin paylaşılarak büyümesi, geliştirilmesi ve farklı zihinlerde yeşermesi istenir. Sosyal sorumluluk projelerinin hedeflerine ulaşmasında benzer

projelerden ilham alınması, uygulanmış projelerdeki noksanların tespit edilmesi ve var olanın üzerine yeni bakış açıları eklenmesi kritik önem taşımaktadır. Projelerin istenen etkiyi yaratması için de, sosyal sorumluluk projelerinin tüm aşamalarının sistemli hale getirilmesi ve bu sayede verimin artırılması gerekir. İşte bu yüzden; uygulanmış örnek projelerin sunulacağı, proje kalitesinin ve projelerin nasıl daha sistemli hale getirilebileceğinin tartışılacağı bir ‘Sosyal Sorumluluk Projeleri Kongresi’ ihtiyaç hale gelmiştir.

Öngörümüz; projelere hibe veren kurumların temsilcilerinin, kaliteli projeleri hayata geçirmiş STÖ ve gençlik oluşumlarının temsilcilerinin, projelerini geliştirmek isteyen STÖ/örgüt temsilcilerinin, projelere ilgi duyan kişilerin, projeler konusunda çalışma yapmak isteyen STK’ların ve zihni yeni fikirlerle dolu gençlerin bir araya geldiği bir ortam sağlamaktır.

Ulusal alanda birçok yenilikçi düşüncenin bir araya getirilmesinin hedeflendiği bu kongrede, sürecin önde gelen isimlerini, proje uygulayıcılarını, projelere merak duyanları ve özellikle gençleri, proje kalitesini arttırma sürecine ilişkin yaklaşımları paylaşmaya davet ediyoruz.’’

1. Sosyal Sorumluluk Projeleri Kongresi’nde çocuk, genç, kadın ve yaşlı odaklı projeler konuşulacak

Page 37: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Goody kedi - köpek mamalarının, Tiyatrokare ile birlikte hazırladığı ve tiyatro sanatçısı

Nedim Saban tarafından kaleme alınan “Bir Dostluk Hikâyesi” adlı oyun, hayvan sevgisine duyarlı ve eğlenceli yaklaşımı ile şimdiye kadar 40’a yakın eğitim kurumunda ve sayısız kültür merkezinde sahnelendi.

Bir ev köpeği ile bir sokak kedisinin dostluğunu anlatan ve “La Fontaine” fabllarına da atıfta bulunan oyun aralarında Koç Okulları, İstek Okulları, TED Koleji, Özel Şişli Terakki İlkokulu, Doğa Koleji, Bahçeşehir Koleji, Küçük Prens Okulları ve Işık Okulları gibi pek çok eğitim kurumunda düzenlediği temsillerde 20 bin’den fazla ilkokul öğrencisine sanat aracılığıyla hayvan sevgisinin önemini anlattı.

Goody Çocuk Tiyatrosu projesi ile ulaştıkları öğrencilerin yaşamlarında önemli farklılıklara imza attıklarını anlatan Goody markasının sahibi Türkiye’nin ilk ve en büyük mama üreticisi Tropikal Pet’in Pazarlama Direktörü Petek Ulusu, “Kurulduğumuz günden bu yana amacımız çocuklara hayvan sevgisini aşılamak idi. Geçen sene ilkokullar ve kültür merkezlerinde

düzenlediğimiz temsillerde 10 binden fazla öğrenci ile birebir iletişime geçtik. Bu sene de ilkokulların yanı sıra yeni iş ortaklarımız CarrefourSA, Kipa, ve Hepsiburada.com gibi kurumlar nezdinde yeni temsiller düzenleyerek daha çok çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

2012 yılından bu yana devam eden Goody Çocuk Tiyatro’su projesinde öğrencilere aşılamaya çalıştıkları hayvan sevgisinin çocuklar tarafından çevrelerine de yayıldığını anlatan Ulusu, “Goody Çocuk Tiyatrosu’nu izleyen miniklerimize etkinlik sonrası sahipsiz hayvanlara destek hediye paketi dağıtıyoruz. Paketimizde sokaklarında yaşayan sahipsiz dostlarına vermek üzere kuru kedi - köpek maması, Goody sahipsiz havyan destekçisi rozeti ve çeşitli hediyeler yer alıyor. Öğrencilerin rozetlerimizi gerçekten sahiplenerek taktığını ve arkadaşlarına sahipsiz hayvanlara yardım etmenin önemini anlattığını bilmek, projemizin ne kadar doğru bir noktada olduğunu gösteriyor” dedi.

Barınaklara mama bağışı

Etkinliğin ardından dağıtılan sahipsiz hayvanlara destek paketinden çıkan resim kartları ve boya

Goody Çocuk Tiyatrosu miniklerle buluşmaya devam ediyor Evcilleri dostu, evsizleri sorumluluğu olarak gören Goody kedi - köpek mamalarının iki yıl önce kurduğu ve şimdiye kadar yaklaşık 20 bin ilkokul öğrencisine ulaşan Goody Çocuk Tiyatrosu’nun Bir Dostluk Hikâyesi” adlı müzikli oyunu hayvan sevgisini çocuklara sanatla aşılıyor.

KSSUygulamaları

37

Page 38: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

kalemleri ile çocukların yaptığı resimleri bir bağış kutusunda topladıklarını ve sonrasında her resim için sokak hayvanlarına mama bağışı yaptıklarını anlatan Ulusu, “Her öğrenci oyun sonrasında dağıttığımız kutulardan çıkan boya kalemleri ve resim kartlarına ‘Hayvanlarla Birlikte Yaşamak’ konulu bir resim yapıp, bağış kutumuza atıyor. Goody de her resim için sokak hayvanlarına bir kilo mama bağışı yaparak, çocuklarımızın barınaklarda yaşamlarını sürdüren kedi ve köpeklere yardımcı olma alışkanlığı edinmesini sağlıyor” dedi.

Nedim Saban’ın kurduğu Tiyatrokare’nin oyuncuları tarafından sahnelenen “Bir Dostluk Hikâyesi” adlı oyun “La Fontaine” fabllarına da atıfta bulunuyor. Ömür Gedik, Tuna Arman, Reyhan Karaca ve

Yavuz Seçkin gibi hayvan haklarına duyarlı sanatçılar fabllardaki karga, öküz, kurbağa ve tilki gibi karakterleri canlandırarak oyuna destek veriyor.

Önümüzdeki dönemde Bahçeşehir Koleji Etiler ve Halkalı yerleşkelerinin yanı sıra pek çok ilkokulda sahne alacak “Bir Dostluk Hikâyesi”, Goody’nin iş ortaklarının misafir edeceği çocuklar için Hepsiburada organizasyonu ile 10 Mayıs 2014 tarihinde saat 14.00’de Profilo Kültür Merkezi’nde, Carrefour organizasyonunda 26 - 27 Mayıs 2014 tarihinde saat 14.00’da Profilo Kültür Merkezi’nde ve Kipa organizasyonu ile 17 Mayıs 2014 tarihinde İzmir Kipa’da sahnelenecek.

38

Toyota Boshoku Grubu, yeniden ağaçlandırma aktivitelerini, her bir bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde tüm dünya çapında üstlenirken, Toyota Boshoku Türkiye ise çevresel farkındalık oluşturmak

için bu tür etkinliklere katkıda bulunarak Türk toplumuna ve gelecek nesillere çevre bilincini kazandırmayı amaçlıyor.

Toyota Boshoku Türkiye’den ağaçlandırma etkinlikleri

Otomotiv iç döşeme sistemlerinin önde gelen üreticilerinden Toyota Boshoku Türkiye (TBT) yerel toplum faaliyetlerine çevresel sorumluluk çerçevesinde katkı sağlıyor. 2008 yılında Adapazarı›na bağlı Serdivan ilçesinde yeniden ağaçlandırma etkinliklerini üstlenen TBT, Orman Bakanlığı Sakarya Ofisi›nin de desteğiyle Kaynarca Bölgesi›nde yeniden ağaçlandırma etkinliği gerçekleştirdi ve Kaynarca yolu kenarında 1000 adet fidan dikildi.

KSS

Uygulamaları

Page 39: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

IDEMA, ortakların yanı sıra ulusal ve uluslararası düzeyde önemli başarılara adını yazdırmış, alanında uzman, geniş bir danışman ekibi ile 2001 yılından bu yana hizmet veriyor.

Sosyal ve ekonomik kalkınma çözümleri, kamu-özel sektör ve sivil toplum ortaklığı, etkili

analiz ve raporlar, ulusal ve uluslararası kalkınma projeleri alanlarında çalışan IDEMA, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) üzerine de şirketlere yol gösteriyor.

IDEMA, KSS yaklaşımı temelinde şirketlerin kendi iş süreçleri ile uyumlu KSS stratejilerinin olması gerektiği algısından hareketle kurum ve kuruluşlara; KSS Durum Analizi, Yatırımların Sosyal Geri Dönüşü Analizleri, KSS Proje Geliştirme ve Yönetimi, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporlaması konularında yol gösterici olmak amacıyla hizmet üretiyor.

Yatırımların Sosyal Geri Dönüşü Analizleri

Gerçekleştirilen yatırımların ve hayata geçirilen faaliyetlerin ortaya çıkardıkları ekonomik

faydanın yanı sıra sosyal, çevresel ve politik etkileri aynı zamanda yatırım sahibinin sosyal, çevresel ve politik düzeydeki kazanımlarını inceleyen kapsamlı bir analiz ihtiyacı ortaya çıkıyor. IDEMA, bu kapsamda özel sektör, kamu kuruluşları ve sivil toplum bünyesinde ortaya çıkan analiz ihtiyacını karşılamaya yönelik bir çalışma ortaya koyuyor.

Gerçekleştirilen yatırımlar ve faaliyetlerden etkilenen paydaşlar nezdinde ortaya çıkan sosyal, çevresel ve politik değişimin parasal değer olarak ölçümlemesi yapılıyor.

KSS Raporlaması

Şirketler sosyal sorumluluk alanında; İş Hayatında İnsan Hakları, ISO 26000, BM

Küresel İlkeler Sözleşmesi, OECD KSS İlkeleri gibi uluslararası araçları veya kendi özgün stratejilerini kullanarak birçok KSS uygulamasını hayata geçiriyor.

Bu kapsamdaki uygulamaların şeffaflık ve hesap verebilirliği açısından en önemli göstergelerden biri de KSS Raporlaması. IDEMA, danışman ve uzmanları aracılığı ile ISO 26000 ve Entegre Raporlama sistemleri temelinde KSS Raporlaması hizmeti sunuyor.

KSS Proje Geliştirme ve Yönetimi

IDEMA gençler, kadınlar, engelliler, , afetler ve çevre konusunda pek çok sosyal sorumluluk

projesinin yanı sıra girişimcilik, sosyal fon sağlama, sosyal girişimcilik, bilişim okuryazarlığı, sağlık, eğitim, sosyal merkez yönetimi gibi birçok alanda farklı kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu işbirliklerini geliştirdi ve yönetti.

IDEMA, bu hizmetten yararlanmak isteyen kuruluşlara KSS alanında projeler geliştiriyor, portföyündeki işbirliği ve kurum ortaklıkları ile yeni olanakları harekete geçirerek özgün ve yaratıcı projeleri hayata geçirmek üzerine danışmanlık sunuyor. Projeler hayata geçirilirken süreç yönetimi ve raporlama hizmetleri de sağlıyor.

KSS Durum Analizi

KSS Şirket Durum Analizi sürecinde IDEMA KSS Uzmanları;

-Şirketlerin iş süreçlerini ve uygulamalarını inceliyor,

-Paydaş yaklaşımı temelinde birebir görüşmeler gerçekleştiriyor,

-Sektörü detaylı olarak analiz ediyor,

-Uluslararası benchmark değerlendirmeleri aracılığı ile şirketlerin KSS durum analizini oluşturuyor.

Bu analiz üzerinden de şirkete özgün KSS stratejisi geliştirilmesini sağlıyor.

IDEMA, şirketlere çözüm ortağı oluyor

KSSUygulamaları

39

Page 40: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Henkel Innovation Challenge’ın Düsseldorf’taki finalinde Türkiye’yi kendilerine verdikleri

isimle The Hub ekibi temsil etti. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Hüseyin Gökçe Kırmacı ve Mustafa Erdi Durak’ın oluşturduğu The Hub; Bonderite markası altında, gelecekteki tüketiciler için toz formatında, sürdürülebilir çevreci ve inovatif hijyen ürünü fikirlerini jüriye sundu. Ayrıca deneyimli bir Henkel yöneticisi yarışma boyunca finale kazanmaya hak kazanan ekiplere mentörlük etti. The Hub ekibi dereceye giremese de sunumlarıyla jüriden beğeni topladı.

Kazanan takımdan Dominik Benger, “İkimizin de geçmişinde spor önemli yer tutuyor. Dolayısıyla mücadele etmeyi çok seviyoruz. Ancak bu büyük yarışmada birinci olmayı hiç beklemiyorduk. Burada geçirdiğimiz üç günün en güzel yanı ise yaşadığımız uluslararası atmosfer oldu. Asla unutamayacağımız harika insanlarla tanışma fırsatı bulduk” dedi.

Henkel Innovation Challenge’ın birincileri, 10.000 Euro değerinde dünya turu bileti kazanırken, ikinci ve üçüncü olan ekiplerle birlikte Henkel Yönetim Kurulu Başkanı Kasper Rorsted ile bizzat tanışma fırsatını da elde ettiler.

Kazanan takımın Schwarzkopf markası için geliştirdiği ve bir yazılım ile kullanıcıların saç şekillerini değiştirmelerine olanak sağlayan “H Dizayn” adlı ürün fikri, jüriyi ikna etmeyi başardı. Henkel Innovation Challenge’ın ikinci ve üçüncüsü

ise Katar ile Hindistan’dan katılan ekipler oldu. Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Jasim Polin ve Sarah Mustafa, dünyanın ilk programlanabilir güzellik ürünü ile ikincilik ödülüne layık görülürken Delhi Araştırma Yönetimi Fakültesi’nden Geetika Goel ve Mayank Nandwani’nin oluşturduğu Hindistan takımı ise otomotiv endüstrisinde kullanılmak üzere geliştirdikleri “eCoat” adlı sürdürülebilir yüzey kaplama çalışmaları ile üçüncü oldu.

Henkel Innovation Challenge

Yarışma bu yıl bir kez daha tüm dünyada farklı bilim dallarında okuyan öğrencilerin ilgisini

çekti. Fikirler, aralarında Türkiye, Brezilya, Çin, Amerika, Fransa ve Hindistan’ın da bulunduğu en az 30 ülkeden gelen ve ikişer kişiden oluşan gruplar tarafından sunuldu. Öğrencilerin görevi 2050 yılının trendlerine ve piyasanın ihtiyaçlarına dayanarak Henkel markası için yenilikçi ve sürdürülebilir bir ürün ya da teknoloji üretmekti.

Henkel Innovation Challenge yedinci kez düzenlenirken son yedi yılda yarışmaya tüm dünyadan 30.000 öğrenci katıldı. Bu yarışma sayesinde dünya genelinde seçkin öğrencileri bizzat tanımaya fırsat bulan Henkel, potansiyel işveren olarak da öne çıkıyor. Dünya çapında 75’ten fazla ülkede 120 ulustan ve yaklaşık 47.000 kişiden oluşan bir iş gücüne sahip olan Henkel, her yıl tüm dünyada 1.500’den fazla öğrenciye staj olanağı sunuyor.

Henkel Innovation Challenge’ın birincisi Hırvatistan takımı oldu

30 ülkeden 21 öğrenci takımı Düsseldorf’ta düzenlenen ‘Henkel Innovation Challenge’ın uluslararası finalinde yer aldı. Öğrencilerin yenilikçi konseptlerini Henkel yöneticilerinin bulunduğu panelde göstermek için üç günleri vardı. Sonuç olarak jüri, 2050 yılı için en iyi ürün vizyonunu sunan Hırvatistan takımını birinci seçti. Hırvatistan’ın Rochester Teknoloji Enstitüsü’nde öğrenim görmekte olan Daren Perincic ve Dominik Benger, Henkel Innovation Challenge’ın bu yılki kazananları oldu. Finalde, ikilinin devrim yaratan saç şekillendirici projesi uluslararası rakiplerinin arasından sıyrılmayı başardı.

KSS

Uygulamaları

40

Page 41: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

TİSK, proje kapsamında “TİSK 2014 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” vermeye

hazırlanıyor. Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) alanında farkındalığı artırıp, şirketleri teşvik etmeyi amaçlayan ödüller için TİSK’e 30 Haziran 2014 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.

Her kategoride bir büyük ölçekli ve bir KOBİ olmak üzere 2 şirket; toplamda 12 şirket ödül almaya hak kazanacak.

Büyük Ödül

Bir toplumsal soruna yönelik yenilikçi bir çözüm içeren etkili bir projenin farklı paydaşlar ile

işbirliği içerisinde iyi bir uygulama ile yaygınlaşarak sürdürülmesi sürecini gerçekleştiren iki proje (bir büyük şirket ve bir KOBİ) yılın TİSK KSS Büyük Ödülü’nü alacak.

Kapsayıcılık Ödülü

Kamu, sivil toplum, özel sektör işbirliği içerisinde uygulanan veya diğer şirketler ile işbirliği içinde

gerçekleştirilen; projenin yararlanıcısı olan toplum kesimlerini, şirket çalışanlarını sürece dahil eden KSS projelerine bu ödül verilecek.

Etkililik Ödülü

Belirli bir toplumsal soruna ya da dezavantajlı gruba yönelik etkili bir çözüm getiren ve olumlu

bir sosyal ya da çevresel veya ekonomik etkisi olan KSS projeleri bu ödülü alacak.

İyi Uygulama Ödülü

Fikir aşamasından başlayarak tüm planlama, uygulama, izleme-değerlendirme ve iletişim

süreçlerinde etkin bir proje yönetiminin sergilendiği KSS projeleri iyi uygulamalar olarak seçilecek.

Sürdürülebilirlik Ödülü

Belirli bir toplumsal sorunu tamamen ya da kısmen ortadan kaldırmaya yönelik

kalıcı çözüm içeren; zaman, kaynak ve uygulama kapasitesi açısından sürdürülebilir, yaygınlaştırılabilir KSS projelerine bu ödül verilecek.

Yenilikçilik Ödülü

Toplumsal sorunların çözümünde yenilikçi süreç, ürün, hizmet, uygulamalar veya bilimsel yöntem

ve teknolojilerin kullanıldığı KSS projeleri yenilikçi ilan edilecek.

Başvuru kriterleri

• Türkiye’de ticaret siciline kayıtlı şirketler, Türkiye’de uygulanan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile ödüle başvurabilirler.

• Başvuru için TİSK üyesi olmak şartı aranmaz. Şirketler, ayrı ayrı başvuru yapmak koşuluyla birden fazla proje ile başvurabilirler.

• Projelerin halen uygulanmakta olması ya da 1 Ocak 2010 tarihi ve sonrasında tamamlanmış olması zorunlu tutuluyor.

Değerlendirme süreci

İşçi, işveren, hükümet, medya, üniversite ve STK temsilcilerinin saygın isimlerinden oluşan Seçici

Kurul, 20 finalist projeyi belirtilen kriterlere göre değerlendirerek her konuda bir büyük ölçekli ve bir KOBİ olmak üzere 2’şer şirketi; toplamda 10 şirketi Tematik Ödüller için belirleyecek. Ayrıca, Seçici Kurul 20 finalist şirketi, 5 temel kriterin tamamı üzerinden tekrar değerlendirerek Büyük Ödül için 2 KSS Projesi daha seçecek. En İyi KSS Uygulaması olarak adlandırılacak bu ödüller de büyük ölçekli ve KOBİ kategorilerinde verilecek.

Türkiye Ödülleri 17 Eylül 2014 tarihinde TİSK tarafından düzenlenecek “Ulusal Konferans ve Ödül Töreni’nde sahiplerini bulacak. Proje ortaklarının kendi ülkelerinde düzenleyecekleri ödül törenleri de eşzamanlı olarak 15 -19 Eylül Güney Doğu Avrupa KSS Ödülleri Haftası içinde yapılacak.

TİSK “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” verecek“Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk’’ projesi, Avrupa Birliği’nin finansman desteği ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)’in liderliğinde, Uluslararası İşverenler Örgütü (IOE), Romanya, Hırvatistan, Makedonya ve Karadağ İşveren Çatı Örgütleri’nin ortaklığında 2012 yılından bu yana sürüyor.

KSSUygulamaları

41

Page 42: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından sosyal sorumluluk projesi olarak gerçekleştirilen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işbirliği ile hayata geçen ‘Güvenli Yapı’ kampanyası, ‘Sesimi duyan var mı?’ kamu spotu filmi ile start aldı.

‘Sesimi duyan var mı?’ filminde, yıkılmış bir binanın sonsuz boşluğuna uzatılan fener

ile bir ailenin yıkılan hayatı anlatılıyor. Dağılmış bir konstrüksiyonun içinde, bir oyuncak ayıcık, kitaplar ve mutlu bir aile fotoğrafı, feneri tutan elin çaresiz bağırışlarına yanıt veriyor. Kurulan özel bir enkaz seti üzerinde çekimlerin yapıldığı film, başlangıcının tam aksine bir sahneyle sona eriyor. Doğru malzeme kullanılarak ulaşılabilecek aydınlık, mutlu ve neşeli bir geleceğin sergilendiği bu sahnede; yemyeşil bahçede köpeğiyle oynayan ailenin mutluluğu, arka plandaki sağlam binaların koruması altında görünüyor.

Amacımız, güvenli yapı konusunda toplum bilincini geliştirmek

Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener, ‘Enerji Verimliliği’ ile birlikte bu yıl gündemine

taşıyacakları iki büyük kampanyadan biri olan ‘Güvenli Yapı’ kampanyası ile ülkemizde, bir binanın tasarımından yapımına kadar, denetimi de kapsayan bütüncül bir sistem kurulmasını ve toplumda güvenli yapı bilincinin oluşmasına katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Kentsel dönüşümün başladığı bu dönemde, güvenli yapının insanların ve kentlerin hayatındaki önemini vurgulayan Yetişener, “Türkiye İMSAD olarak ‘Sesimi duyan var mı?’ kamu spotu ile insanlarımızın hak ettiği güvenli ve çağdaş yapılarda yaşayabilmesi için, güvenli yapı bilincini geliştirmeyi, bu doğrultuda oluşturulacak sinerjiyi ve dinamizmi, toplumumuzun tüm kesimlerine yaymayı hedefliyoruz” dedi.

Türkiye İMSAD’dan ‘Güvenli Yapı’ kampanyası

KSS

Uygulamaları

42

Page 43: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça
Page 44: Paydaş iletişimi sağlanmadıkça