130
SINIF TEORİSİ DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN, DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! 2003 n EKİM-KASIM n 2 AYLIK TEORİK DERGİ n FİYATI: 3.000.000 TL 4 KADROLAR 4 ‹K‹ Ç‹ZG‹ VE MÜCADELES‹ ÜZER‹NE TEOR‹K NOTLAR (1) 4 “S‹V‹L TOPLUM”CULUK, BURJUVA TOPLUMU ÜRETME, BURJUVA DEVLET‹ KUTSAMA EYLEM‹D‹R (1) 4 “DEMOKRAT‹K SÖMÜRGEC‹L‹K” YA DA NE ‹fi‹ME YARIYORSA O DO⁄RUDUR S‹YASET TARZI ÜZER‹NE KISA B‹R DE⁄‹N‹ 4 DEVR‹MC‹ ENTERNASYONAL‹ST HAREKET VE DEKLERASYONU HAKKINDA 4

Sınıf Teorisi - Sayı 4

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2002’den bu yana yayınlanan, Marksist-Leninist-Maoist teorik dergi.

Citation preview

Page 1: Sınıf Teorisi - Sayı 4

SSIINNIIFFTTEEOORRİİSSİİDDEEVVRRİİMMCCİİ TTEEOORRİİ OOLLMMAADDAANN,, DDEEVVRRİİMMCCİİ PPRRAATTİİKK OOLLMMAAZZ!!

22000033 n EEKKİİMM--KKAASSIIMM n 22 AAYYLLIIKK TTEEOORRİİKK DDEERRGGİİ n FFİİYYAATTII :: 33..000000..000000 TTLL

2200

0033

n

EEKKİİMM

--KK

AASSII

MM

n22

AAYY

LLIIKK

TTEEOO

RRİİKK

DDEERR

GGİİ

4 KADROLAR

4 ‹K‹ Ç‹ZG‹ VE MÜCADELES‹ ÜZER‹NE TEOR‹K NOTLAR (1)

4 “S‹V‹L TOPLUM”CULUK, BURJUVA TOPLUMU ÜRETME, BURJUVA DEVLET‹ KUTSAMA EYLEM‹D‹R (1)

4 “DEMOKRAT‹K SÖMÜRGEC‹L‹K” YA DA NE ‹fi‹ME YARIYORSA O DO⁄RUDUR S‹YASETTARZI ÜZER‹NE KISA B‹R DE⁄‹N‹

4 DEVR‹MC‹ ENTERNASYONAL‹ST HAREKET VEDEKLERASYONU HAKKINDA

4

4SI

NIF

TEOR

İSİ

Page 2: Sınıf Teorisi - Sayı 4

3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

‹Ç‹NDEK‹LER

SINIFTEOR‹S‹

2 ayl›k teorik dergi

2003 .4. Ekim-Kas›m

KARDELEN BASIM YAYIM REKLAM GÖSTER‹ORGAN‹ZASYON LTD. fiT‹.

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Erdal GÜLER Yönetim yeri: Millet Cad. Nevbahar Mah.F›nd›kzade Saray Apt. No:57 D:11 K:5F›nd›kzade/‹ST.Tel: (0212) 584 18 04Fax: (0212) 584 18 05Dizgi: Kardelen Yay›mc›l›kBask›: KAYHAN MATBAASI

KADROLAR....................................................................... 7Girifl........................................................................................................ 7

-I-KADRO S‹YASET‹M‹Z...................................................................... 91- ‹nsanlar› Tan›mak..............................................................................1 02- Kadrolar›n Uygun Seçimi ve Konuflland›r›lmas›.............................. 163- ‹nsanlardan En ‹yi ve Do¤ru Biçimde Yararlanma Yetene¤i.................244- Kadrolar›n Uygun Da¤›l›m›....................................................................295- Kadrolara Yard›m..................................................................................326- Kadrolar›n Korunmas›...........................................................................39

-II-MARKS‹ST-LEN‹N‹ST-MAO‹ST KADRO T‹P‹NDEN NE ANLIYORUZ? ..................................................................43

1- Davaya Kesin Ba¤l›l›k..................................................................... 432- Kitlelerle S›k› Ba¤ Kurma.................................................................473- ‹nisiyatifli Olmak.............................................................................. 504- Disipline Ba¤l›l›k Ve Marksist-Leninist-Maoist

‹deolojik Sa¤laml›k.......................................................................... 53Sonuç Yerine............................................................................................... 56

Girifl...........................................................................................................57A- ‹K‹ Ç‹ZG‹ VE TANIMI............................................................................611- Çeliflki ve ‹ki Çizgi...............................................................................61

‹K‹ Ç‹ZG‹ VE MÜCADELES‹ ÜZER‹NE TEOR‹K NOTLAR (1)...................................................... 57

Page 3: Sınıf Teorisi - Sayı 4

4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Çeliflmenin Evrenselli¤i (Mutlakl›¤›)........................................................ 63Çeliflkinin Özgünlü¤ü ve Onunla Ba¤›nt›l› Sorunlar.................................65Temel Çeliflki............................................................................................66Bafl Çeliflki................................................................................................67Çeliflkinin Ana ve ‹kincil Yönü..................................................................68Çeliflkinin Yönlerinin Özdeflli¤i ve Savafl›m›............................................69“Çeliflkide Uzlaflmaz Karfl›tl›¤›n Yeri”.......................................................71

2- ‹ki Çizgi Ve ‹ki Dünya Görüflü........................................................................723- ‹ki Çizginin Farkl› Boyutlar›...........................................................................78

a- Genel Siyasi Çizgi................................................................................79b- Önderlik Çizgisi....................................................................................82c- Uluslararas› Çizgi.................................................................................86

Dühring’i Keflfeden “3. Alan”c› “Yeni” Mucidler!.................................................. 92Sivil Toplum fiarab›yla Mest Olanlar................................................................... 94Sivil Toplumcular›n Statüko Aflk›..........................................................................96“S‹V‹L TOPLUM” DEN‹LEN BURJUVA “VAHfi‹ ÇÖLÜN” “AHLAK-HAK VE HUKUK”U PROLETARYA VE EMEKÇ‹LERE YÖNEL‹KB‹R PUSU EYLEM‹D‹R!.......................................................................................99“Arabay› At›n Önüne Koymak”...........................................................................101“Sivil ‹taatsizlik” Burjuvaziden Merhamet Dilenme Çizgisidir..............................104Gramsci Ve “Tarihsel Uzlaflma”.........................................................................106“Medeniyet”in Barbarl›¤›!....................................................................................108

“S‹V‹L TOPLUM”CULUK, BURJUVA TOPLUMU ÜRETME,BURJUVA DEVLET‹ KUTSAMA EYLEM‹D‹R (1) ......................88

“DEMOKRAT‹K SÖMÜRGEC‹L‹K” YA DA NE ‹fi‹ME YARIYORSA O DO⁄RUDUR S‹YASET TARZI ÜZER‹NE KISA B‹R DE⁄‹N‹....................................................................109

DEVR‹MC‹ ENTERNASYONAL‹ST HAREKET VE DEKLERASYONU HAKKINDA...............................................118

Girifl.................................................................................................................... 118A- DEKLERASYON BELGES‹NDE HATALI BULDU⁄UMUZ NOKTALAR........122B- DEKLERASYON’A EKLENMES‹ ‹STEN‹LEN SOMUT ÖNER‹LER..............129

Page 4: Sınıf Teorisi - Sayı 4

5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

YYeennii bbiirr ssaayy›› iillee mmeerrhhaabbaa..

Bu say›m›z›n ana konusu geçmiflsüreçlerde de komünist bas›nüzerinden hassasiyetle duru-

lan kadrolar meselesi ki, bu say›m›zdaKadrolar ana bafll›¤› ile konuyu yenidenele ald›k. Zira bir devrimci savafl›n geli-flip güçlendirilmesinde ve sa¤lam bir fle-kilde yönetilip yönlendirilmesinde kad-rolar önemli bir yere sahiptir. Hele debu kadrolar, sadece ve sadece her han-gi bir iktidara karfl› alternatif olan kad-rolar de¤il de, emperyalist kapitalist sis-teme her yönüyle alternatif ve bu alter-natifleri ile iktidara talip olan komünistkadrolar ise, ayn› zamanda yeni fikirlerkadar, devlet yönetimi de dahil yeni birkültürün tafl›y›c›s›d›rlar. Dolay›s›yla çokyönlü bir de¤erlendirme ile kadro soru-nu üzerine dururken, ayn› zamanda ye-ni insana dair sentez bir kimlik üzerinede duruldu¤unu bilmek durumunday›z.

Bu kavray›fltan hareketle kadrolarsorununu iki yönden ele alan kapsaml›bir de¤erlendirmeyi sunuyoruz. Birinciyön, bir politik yap›n›n kadrolara vekadro siyasetine yaklafl›m› iken; ikinciyön ise bu yaklafl›ma paralel olarak eleal›narak ortaya konulan kadro özelli¤iya da bir kadroda olmas› gereken özel-liklerdir ki, bu ikinci yön, komünist birpartiden beklentiler kadar, komünistpartisi taraf›ndan beklenilene de dikkatçeken bir yöndür ki, her devrimci birey,bu noktada kendi sorumluluklar›na sa-hip ç›karak ve bu sorumluluklar dahilin-de bir yön tayin ederek inceleme ve de-¤erlendirme yapmak durumundad›r.

‹kinci konumuz ise belki de bu kad-ro biçiminin yarat›lmas›na da maya çala-cak olan iki çizgi mücadelesidir. ‹ki çizgianlay›fl› ve iki çizgi mücadelesine yakla-fl›m dünden bugüne tart›fl›lan ve tart›flt›-ran bir konudur ki, bu konuda ortayaç›kan anlay›fllar ve kültürler, ayn› za-manda bir kadro tipine de yön verebil-mektedir. Dolay›s›yla kendi içerisindebu noktada ortaya ç›kan yanl›fllar› daelefltiri konusu yaparak haz›rlanan ‹ki

Çizgi Ve Mücadelesi Üzerine Notlarbafll›kl› bir yaz›m›z› yay›mlamaya bafll›-yoruz.

Yine yay›mlanan yaz›lar›m›z›n birbir-leriyle alakas› içerisinde söyleyecekolursak; Devrimci Enternasyonalist Ha-reket ve Deklarasyonu’na iliflkin yakla-fl›mlar› da dünden bugüne süren bir çiz-gi mücadelesi olarak de¤erlendirebilirizki, komünistler, gerçeklefltirdikleri ilkkongrede bu konuya iliflkin de¤erlendir-meleri ve yaklafl›mlar› dünü ve bugü-nüyle de¤erlendirerek yar›n› güçlü k›l-mak üzere sentez bir sonuç ç›kard›lar.Bu sentezi yay›mlamay› enternasyonalproletaryaya ve enternasyonalist hare-kete karfl› bir sorumluluk sayarak ya-y›ml›yoruz.

Di¤er iki yaz›m›z ise uluslararas›alanda bir süreden beri yayg›nlaflan veyayg›nlaflt›¤› oranda da halklar›n müca-delesinde ya da mücadele bilincinde ge-dikler açan ideolojik ve siyasal yan›lsa-malara iliflkin.

‹lki “sivil toplumculuk” yan›lsamala-r›na karfl› kaleme al›nm›fl bir yaz› olup,sivil toplumculu¤un özünü ve niteli¤ine,ideolojik, siyasal ve s›n›fsal dokusuylaortaya koymaya çal›flan bir araflt›rma,inceleme ve yorum yaz›s›d›r ki, siviltoplumculu¤un siyasal kavray›fl›ndan ey-lem çizgisine kadar, her ayr›nt›s›n› de-¤erlendirmeye çal›flan dizi bir yaz›d›r;her alanda ideolojik mücadelenin gün-celleflmesi aç›s›ndan önemlidir!

‹kincisi ise, bu ideolojik yan›lsamalar-dan ayr› düflünülemeyecek olan güncel birsiyasi yan›lg›y› de¤erlendiren “Demokra-tik Sömürgecilik” Ya Da Ne ‹flime Yar›-yorsa O Do¤rudur Siyaset Tarz› ÜzerineK›sa Bir De¤ini bafll›kl› yaz›m›zd›r. Bu ya-z›m›z da emperyalizmin Irak’› iflgali üzeri-ne yurtsever Kürt hareketinin önderlikkademelerinde ortaya ç›kan ve dolay›s›ylaemperyalizme kap› aralayan bir yan›lg› de-¤erlendiriliyor.

‹lgiyle okunaca¤›n› düflünüyor ve birsonraki say›m›zda buluflmak üzere, diy-oruz...

SU

NU

Page 5: Sınıf Teorisi - Sayı 4

GiriflBaflkan Mao’nun “yeni zaferler ka-

zanmak için” parti kadrolar›na yönelikyapt›¤› vurgular› aktarmakla girifl yap-mak istiyoruz.

“Yeni zaferler kazanmak için, partikadrolar›m›z› a¤›rl›klardan kurtulup, mo-toru çal›flt›rmaya ça¤›rmal›y›z. ‘A¤›rl›k-lardan kurtulmak’, zihnimizi birçok yük-ten kurtarmak anlam›na gelir. Birçok fley,e¤er onlara körükörüne ve hiç elefltiridengeçirmeksizin ba¤lan›rsak bizim için bi-rer yük, birer a¤›rl›k haline gelebilir. Bir-

kaç örnek verelim: Hata iflledinizse,

bunlar›n yükünü hayat boyu s›rt›n›zda

tafl›yaca¤›n›z› düflünebilir ve bu yüz-

den cesaretinizi kaybedebilirsiniz; ha-

ta ifllememiflseniz, hiç hata ifllemeyece-

¤inizi sanabilir ve kibirlili¤e kap›labi-

lirsiniz. Çal›flmada baflar›s›zl›k, kötüm-

7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Nitelikli kadro ihtiyac›yeni ortaya ç›km›fl de¤il.

Devrim için bu kilit sorunbugüne kadar hiç ihtiyaç

olmaktan da ç›kmad›. Dev-rim mücadelesi ve s›n›fl›

toplumlar varl›¤›n› sürdür-dü¤ü müddetçe de bu so-run ihtiyaç olarak devam

edecektir. Kongremizin aç›-¤a ç›kartt›¤› bafll›ca sentez-

lerden, hem de kilit sentez-lerden birisi de Partimizin

kuruluflundan bugüne kadardo¤ru ve somut bir kadro

politikas›n› oluflturamamas›gerçekli¤idir.

KADROLAR

Page 6: Sınıf Teorisi - Sayı 4

serli¤e ve bezginli¤e yol açabilir; bunakarfl›l›k baflar›, kibir ve böbürlenme do-¤urabilir. Henüz k›sa bir mücadele geç-mifli olan bir yoldafl, bu nedenle sorumlu-luktan kaçabilir; k›demli bir kimse, uzunbir mücadele geçmifli oldu¤u için bildi-¤inden flaflmaz bir tutum tak›nabilir. S›n›fkökenleriyle gurur duyan iflçi ve köylüyoldafllar, ayd›nlara tepeden bakabilir;baz› bilgilere sahip olduklar› için ayd›n-lar da, iflçi ve köylü yoldafllar› hor görebi-lir. Bir kimsenin herhangi bir alanda ka-zand›¤› ustal›k, onun böbürlenmesine vebaflkalar›n› hor görmesine yol açan kifliselbir sermaye haline gelebilir. Hatta bir in-san›n yafl› bile böbürlenme konusu olabi-lir. Gençler, zeki ve yetenekli olduklar›n-dan yafll›lara de¤er vermeyebilirler; yafll›-lar da zengin tecrübelere sahip olduklar›n-dan gençlere tepeden bakabilirler. Eleflti-rici bir uyan›kl›k olmazsa, bütün bunlarbirer a¤›rl›k birer yük haline gelebilir. Ba-z› yoldafllar›n kibirli olmalar›n›n, kendile-rini kitlelerden tecrit etmelerinin ve tekrartekrar hata yapmalar›n›n önemli bir nede-ni, yanlar›nda bu gibi a¤›rl›klar tafl›mala-r›d›r. Dolay›s›yla, kitlelerle s›k› ba¤lar

sürdürmenin ve daha az hata yapma-

n›n ön koflullar›ndan biri, kiflinin kendi

a¤›rl›klar›n› gözden geçirmesi, bunlar-

dan kurtulmas› ve böylelikle zihnini öz-

gürlü¤e kavuflturmas›d›r.” (abç) (Seç-me Eserler. Cilt 3-Sf;180)

Partimizin geçmifl tarihini muhasebeederken, s›n›f mücadelesinde bugüne ka-dar istenilen seviyeye ulaflamad›ysak hiçflüphesiz ki bunun bafll›ca nedenlerindenbirisi olarak da “kadro siyasetimizdeki ha-tal› yanlard›r” diye belirleme yapm›flt›k.

Ayn› zamanda partimizin 30 y›ll›k Ta-rihi Muhasebesinde vard›¤›m›z sentezler-den birisi de parti olarak çok say›da nite-

likli kadro s›k›nt›s› çekti¤imizden söz et-mifltik. fiüphesiz ki nitelikli kadro ihtiya-c› yeni ortaya ç›km›fl de¤il. Devrim için

bu kilit sorun bugüne kadar hiç ihtiyaç ol-maktan da ç›kmad›. Devrim mücadelesive s›n›fl› toplumlar varl›¤›n› sürdürdü¤ümüddetçe de bu sorun ihtiyaç olarak de-vam edecektir. Kongremizin a盤a ç›kart-t›¤› bafll›ca sentezlerden, hem de kilitsentezlerden birisi de partimizin kurulu-flundan bugüne kadar do¤ru ve somut birkadro politikas›n› oluflturamamas› ger-çekli¤idir.

Kadro deyince bununla elbetteki Mark-sist-Leninist-Maoist kadrolar› kastediyo-ruz. Yoksa Marksist-Leninist-Maoist kad-ro tipine uygun olmayan onlarca "kadro"bu partinin saflar›nda gelip geçti. Bunusöylerken mücadeleyi b›rakanlar› küçüm-sedi¤imiz, onlar› suçlad›¤›m›z san›lmas›n.Bu noktada kadrolar›n sa¤a, sola savrul-mas›n›n politik arkaplan›nda yatan esasfaktör flüphesiz ki bir partinin izledi¤i kad-ro siyasetinin do¤ru olup olmamas›d›r.Hiçbir insan do¤ufltan kötü insan de¤ildir.Onlar› kötü yapan s›n›fl› toplumlar›n var-l›¤›d›r. Gerici sistemlerin politik, ideolojikve kültürel flekillenmeleri sonucu insanlarkötü oluyor ve olabiliyor. ‹flte bir komünistpartisi içerisine giren bütün insanlar›n üze-rinde bu toplumsal sistemin kuflat›lm›fll›¤›flu veya bu flekilde mevcuttur. Bu nokta-dan sonra insanlar›n kötü al›flkanl›klar›n›gidermek veya en alt düzeylere düflürmeksorunu o partinin elindeki bir sorun halinegelmifltir.

Mücadeleyi b›rakmalar s›n›f mücade-lesi devam etti¤i müdetçe kaç›n›lmaz birflekilde devam edecektir. Bu gerçeklik bi-zimki gibi ülkelerde kendisini daha çokgösterecektir. Çünkü bu gibi ülkelerdekimücadele oldukça zor geçmektedir. Fakataz önce de vurgusunu yapt›¤›m›z gibi ak-tif mücadeleden k›r›lmalar›n azl›¤› veyaçoklu¤u tamam›yla o partinin do¤ru birkadro politikas› ve içinde bulundu¤u mo-ral-motivasyonla orant›l›d›r.

Özcesi, partili ve partisiz kadrolar›n

8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 7: Sınıf Teorisi - Sayı 4

aktif mücadeleyi b›rakmas› veya de¤ifliktarzlarda partiden kopufllar› mevcut top-lumsal sistem ve s›n›f mücadelesinin ka-ç›n›lmaz diyalekti¤i içerisinde durdur-mak imkans›zd›r. Bu, bir partinin her ba-k›mdan Marksist-Leninist-Maoist bir hatizledi¤i dönemlerde de gündeme gelir,gelecektir. Bu, s›n›f mücadelesinin yasa-s›d›r. Bizim burada üzerinde durmak iste-di¤imiz ana halka, Marksist-Leninist-Maoist nitelikli kadro sorunudur.

Bu gerçeklik ayn› zamanda istikrarl›bir önderlik kurumuyla do¤rudan iliflkili-dir. Hep genel siyasal çizgimiz do¤rudurderiz. Fakat bununla birlikte genel siyasalçizgiyi somut geliflmelerle birlefltirecekönderlik çizgisinin oturmad›¤›/oturtula-mad›¤› gerçekli¤inin alt›n› da çiziyoruzve çizmekteyiz. ‹flte bunun nirengi nokta-s›n› çok yönlü kadrolara sahip olamay›fl›-m›z oluflturmaktayd›. Bilinmelidir ki busorunun çözümünün anahtar› da do¤rubir kadro politikas›ndan baflka bir araç ol-mayacakt›r.

Bilindi¤i gibi genel siyasal çizgiyi

teorik aç›dan do¤ru bir flekilde ortaya

koymak tek bafl›na yetmiyor. O neden-

le bu do¤ru teorik çizginin pratikteki

diyalektik birli¤ini sa¤lamak için de

örgütsel çal›flma zorunludur. Bunu dakadrolardan baflkas› yapamaz. Dahas›,Stalin yoldafl›n iflaret etti¤i gibi, "do¤rubir siyasal çizgiye sahip olmak elbette ilkve en önemli fleydir. Ama bu, henüz yet-mez. Do¤ru bir siyasal çizgi sadece ilanedilmek için de¤il, ama uygulanmak içinçizilmifltir. Ne var ki, do¤ru bir siyasalçizgiyi pratik olarak uygulamak için kad-rolar gerekir, partinin siyasal çizgisini an-layan, onu kendi öz çizgileri olarak kav-ray›p uygulamaya haz›r bulunan, onuprati¤e geçirmesini bilen ve onu yan›tla-maya, savunmaya, onun için savaflmayayetenekli olan insanlar gerekir. Yoksa,do¤ru siyasal çizgi, ka¤›t üzerinde kalmatehlikesini tafl›r."

Bu saptama, gerek genel siyasal çizgi-nin uygulanmas› gerekse taktik politika-lar üretmek için geçerlidir. Nas›l bir kad-ro siyaseti ve kadro tipi konusunda Le-nin, Stalin, Dimitrov ve Mao yoldafllar,özellikle de Mao yoldafl teorik bak›mdançok do¤ru tezler ortaya koymufllard›r.Dolay›s›yla teorik-politika olarak kadrosiyaseti ve tipi üzerine bu büyük devrimustalar› ve ö¤retmenlerinden uzun uzad›-ya al›nt› yapmay› uygun bulmuyoruz. Buçal›flmada parti olarak oldukça s›k›nt›s›n›çekip ihtiyac›n› duydu¤umuz kadro soru-nunda nas›l bir siyaset ve nas›l bir kadrooluflturmal›y›z sorular›n› tart›flaca¤›z. Bu-nu daha kavrat›c› k›lmak için de kenditarihimizden örnekler vererek güçlendi-rece¤iz.

Sözle eylemin diyalektik birli¤ininsa¤lanmas›na teorik olarak ›fl›k tutmayaçal›flaca¤›z. “Gerçekten Maoist Kadrolarm› olaca¤›z yoksa burjuvazi ve küçükburjuvazinin ideolojik-politik koflullan-m›fll›¤› alt›ndaki kadrolar m› olaca¤›z?”ya da “sadece uzmanl›¤a dayal› kadrolarm› yoksa bürokratizmi saflar›m›zda sü-pürmek için Mao’nun belirledi¤i proleterkadrolar m› olaca¤›z?” vb. sorular› yaz›-m›z›n ak›fl› içersinde kapsaml› bir flekildeyan›tlamaya çal›flaca¤›z.

-I-KADRO

S‹YASET‹M‹ZKonumuzun detaylar›na geçmeden

önce afla¤›ya aktaraca¤›m›z perspektif vesiyasetin sadece partili kadrolar ve partiüyeleri için geçerli olmad›¤›n›, partisizkadrolar olan ileri ve örgütlü sempatizan-lar için de (özgünlükleri dikkate al›narak)geçerli oldu¤unu belirtelim.

Bilinmelidir ki bir partinin herhangi

9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 8: Sınıf Teorisi - Sayı 4

bir politikas›n›-gerek parti içi gerekseparti d›fl›-kitlelere götürecek biricik güçkadrolard›r. O halde kadro siyaseti ne ka-dar do¤ru ise partili ve partisiz kitleyle deo kadar bütünleflilmifl demektir. Tersi du-rumda, ne kadar do¤ru karar al›rsak ala-l›m e¤er bu karar ve politikalar› kitleleregötürecek kadro yoksa bu kararlar›n ka¤›tüzerinde kalmaktan öte bir anlam› olma-yacakt›r.

Bu bilinçledir ki do¤ru bir kadro siya-setine sahip olmak devrim için olmazsaolmaz bir ölçüttür. Buradan hareketlekadro siyasetimizi her bak›mdan içsellefl-tirmek zorunday›z.

Do¤ru bir kadro siyasetine sahip ol-man›n yolu da afla¤›da tek tek üzerindeduraca¤›m›z alt› noktan›n gerek teorikgerekse pratik olarak savunulup uygulan-mas›ndan geçer. Buna göre önce gözö-nünde bulunduraca¤›m›z temel ölçütleriaktaral›m.

1) ‹nsanlar› tan›mak.

2) Kadrolar›n uygun seçimleri ve terfileri.

3) ‹nsanlardan en iyi ve do¤ru biçim-de yararlanma yetene¤i.

4) Kadrolar›n uygun da¤›l›m›.

5) Kadrolara yard›m.

6) Kadrolar›n korunmas›.

Bu temel noktalar› nas›l ve hangi yön-temlerle bilince ç›kartaca¤›z soru ve so-runlar›n› tek tek ele al›p detaylar›yla bir-likte yan›tlamal›y›z.

1) ‹nsanlar› Tan›mak

‹nsanlar› tan›mak derken, bununla,partili-partisiz kadro adaylar›n› anlamal›-y›z. Gerek partiye üye al›m› aflamas›ndagerekse partisizlerin ilk örgütlenme afla-mas›nda örgütlenmeye ve partiye adayinsanlar› do¤ru bir flekilde tan›yarak ör-gütlemek ve partiye üye almak do¤ru birörgütsel politikan›n ilk ve en önemli aya-

¤›n› oluflturacakt›r.

Daha önce iflaret ettik. Kadro sözcü-¤ünü sadece partili kadrolar için de¤il,partisiz kadrolar için de kulland›¤›m›z›belirttik.

fiunu da eklemeliyiz ki devrimin sade-ce partili-partisiz kadrolara de¤il partiyleideolojik anlamda iliflkisi olmayan yüz-lerce-binlerce kadroya da ihtiyac› vard›r.Bizim partili-partisiz kadrolar diye ifadeettiklerimiz devrimin yukar›dan afla¤›yado¤ru kitlelere ve gelece¤in iktidar›naekonomik, politik-ideolojik, örgütsel, as-keri ve kültürel alanda öncülük ve önder-lik yapacak yetenekli elamanlard›r. Öyleki, her aktivist kendi alan›nda bir kadro-dur. Çünkü o kendi faaliyet alan›nda çe-liflkileri çözmede öncü ve önder rolü oy-namaktad›r. Devrim çeliflkileri çözmekise, bu çeliflkileri çözme mücadelesindeöncü rolü oynayan her bir aktivist de oözgülde birer önderdir.

Bunlar› söylerken tabii ki bizim üzerin-de yo¤unlaflt›¤›m›z-yo¤unlaflaca¤›m›z kad-ro, baflta partili kadrolar olmak zorundad›r.E¤er bu alanda do¤ru bir kadro çizgisi aç›-¤a ç›kart›lamazsa alt kademe ve kitleleredo¤ru gidildi¤inde (istisnalar hariç) do¤rubir kadro flekillenmesi yarat›lamaz.

Kadrolar› tan›may› iki kategoride

ele al›p de¤erlendirmeliyiz:

Birinci olarak, insanlar› örgütsel ilifl-kiye dahil etmeden kiflinin sosyal, siya-sal, psikolojik vb. yap›s›na iliflkin bilgile-ri eksiksiz olarak elde etmeye çal›flmak.

Bu, illegal bir örgütün ve örgütlenme-nin güvenli¤i aç›s›ndan önemli oldu¤u ka-dar, kiflinin yapt›¤›-yapaca¤› ifller ve ör-gütsel yeteneklerine göre ve hangi alandakonuflland›r›laca¤› aç›s›ndan da önemlidir.

Örne¤in, bir kifli parti veya örgüt suçuiflledi¤i durumda o kiflinin geçmifl psiko-lojik-sosyal yaflant›s› bilinirse hem bunauygun örgütlenme, hem de bu durum gö-

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 9: Sınıf Teorisi - Sayı 4

zönünde bulundurularak sonuca gitmekiçin önemlidir. Kifli hakk›nda her yönlübilginin bilinmesi demek o kifliye karfl›do¤ru bir önderli¤i de beraberinde getirir.

‹kinci olarak, örgütlenecek veya parti-ye üye al›nacak kifli veya kiflilerin geçmifl-ten örgütlü faaliyete geçifl ve sonras› süreçiçerisindeki özelliklerini (yetenek vb.) çokyak›ndan bilmek-tan›mak zorunday›z.

Bu, insanlar›n yeteneklerine uygun ör-gütlenmesinden tutal›m da kifliye yeter-siz, eksik ve zaafl› oldu¤u noktalarda yar-d›mc› olmaya kadar önemli bir görev ola-rak bilinmelidir. Kiflinin bu çok yönlüözelliklerini bilmedi¤imiz zaman önder-lik görevini de do¤ru bir flekilde yerinegetiremeyiz.

Parti olarak gerek orduya savaflç› al›-m›nda, gerek partinin di¤er yan örgütlen-melerinde (Maoist Gençlik Birli¤i vb.)gerekse partiye üye al›m› ve kadro ayr›m›ve de bunlar›n görevlendirilmesi siyase-tinde geçmiflten bu güne kadar esas ola-rak Marksist-Leninist-Maoist bir hat izle-yemedik. Bu saptamam›z geçmifli inkarolarak anlafl›lmamal›d›r. Buna, özelliklede yenilgi ve örgütsel kaosun (ayr›l›k,a¤›r örgütsel darbe al›fllar ve yenilgilerdönemi) yafland›¤› dönemlerde, insanla-r›n do¤ru-dürüst tan›nmadan örgütlendi¤ive hatta üye yap›ld›¤›n› yak›n geçmifli-miz tan›kl›k etmektedir.

‹nsanlar›m›z› sempatizan birimleriiçerisinde örgütlemeye bile gitmeden üyeve hatta kadro yapt›¤›m›z oluyordu. Kifliüye mi, de¤il mi tart›flmas›n›n yap›ld›¤›yerde OPK gibi bir süreçte karfl›m›za de-lege olarak dahi ç›kabiliyor-ç›kart›labili-yordu.

Öyle ki, baz› üyeler birkaç y›l gibi hiçpratik görev yapmam›fl, bu süre içerisin-de partinin yan›ndan bile geçmeden kad-rosal boflluk vb. ihtiyaçlardan dolay›MK’ya kadar getirilebilmifltir. Dahas› bir

bildiri dahi kaleme alacak yetene¤i olma-yan bir üye yine bu liberal kadro politika-s›ndan dolay› sekreterli¤e kadar seçilebil-mifltir. Örgüte karfl› kendisini dayat›p, ör-gütü dahi tasfiye etmeye çal›flan (“bölge-sel döneme geçelim,” “PKK’ya giderim”,“ben yapmam-yapmayaca¤›m” gibi ba-¤›ms›zl›kç›, yar›-anarflist tav›r ve anlay›flsahibi biri) kimi kadrolar örgütün MK’s›-na seçilebilmifltir. Hem de en önemli gö-revlere getirilmifltir. Benzer liberalizmOPK’da da çok aç›k ve net bir flekildemalum suç sahiplerine karfl› izlenen siya-sette kendisini göstermifltir.

Geçmiflte izledi¤imiz yanl›fl ve hatal›kadro siyasetimizin bir boyutu liberalkadro siyaseti iken, di¤er boyutu ise sek-terlikti. Biz burada çarp›c› olsun diye bir-iki örnek verdik. Yoksa kadro siyasetimi-zin liberal ve sekter boyutlar› bafll› bafl›naele al›nmas› gereken konulard›r. Bunlarmadalyonun özünde ayn› ama iki farkl›yüzüdür. Bu gibi yanl›fl siyaset tarzlar›nayaz›m›z›n ak›fl› içersinde daha da ayr›nt›-l› de¤inece¤iz. Zaten bu yaz›n›n amac›da, kadro siyaseti noktas›nda yanl›fl vehatal› çizgileri alt etmekdir.

fiüphesiz ki kadrolar konusundakiyanl›fl siyaset tarz›m›z sadece yak›n tari-himizde ortaya ç›km›fl de¤il. Bunun, ta-rihsel kökleri geçmifl onlu y›llara daya-n›r-dayanmaktad›r.

Zaman zaman “naylon üye” al›m›ndansözettik. Hatta bu üyelerden kimisininüye kayd›ndan hemen sonra üst kademe-lerde konuflland›r›ld›¤›n› partimizin Tari-hi Muhasabesini yaparken ortaya koy-duk. Parti tarihinde “naylon üye” al›m›daha çok 1.Konfrans (’78) öngünlerindepartiye al›narak üye yap›lm›flt›r. Yafl› dahitutmayanlar partiye üye kaydedilmiflti.Parti tarihinde üyelik ifllemi ilk kez o ta-rihte yap›ld›. Bunda tecrübesizlik ve si-yasi gerili¤in önemli pay› vard›.

Bilindi¤i üzere, ilk konferansta do¤al

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 10: Sınıf Teorisi - Sayı 4

delegelerden (oy kullanma hakk› olma-yan ama görevi ve konumu gere¤i üst kon-feranslara kat›lmak ve rapor vermek zorun-da kalan delege) birine çeflitli kariyerist he-saplar (seçilmek için) için oy da kulland›r›l-m›flt›. “RS” hizbinin iflledikleri suçlardanbirisi de buydu.

Örnek vermek için fazla uza¤a gitmeyede gerek yok: 94 ayr›l›¤› sonras› H. Batmazajan unsurunun bu partiye nas›l üye kayde-dildi¤i hala tart›flmal›d›r. Bu unsur ayr›l›ksonras› birden bire partinin karfl›s›na üyeolarak ç›km›flt›r. Oysa, bu unsur birlik son-ras›ndan OPK’ya kadar üye de¤ildi.

Bu örne¤i niye verdik? Ayr›l›k anlar›ndabu tür olumsuz durumlar›n daha fazla orta-ya ç›kaca¤› gerçekli¤inden hareketle, örgüt-sel olarak daha tedbirli olmak vurgusunuyapmak için verdik.

Keza ayr›l›k sonras› Birsen (NurtenErifl) iflbirlikçi unsurunun da hem üye, hemde TMLGB-MK üyeli¤ine atanmas›n›n ide-olojik arkaplan›nda yine dönemin örgütselihtiyaçlar› ad› alt›nda liberalizm yatmakta-d›r. Temel hata ilkelerin k›sa vadeli hesapla-

ra feda edilmesidir.Yine ayn› ideolojik öz ve grupçu siya-

set tarz›n›n bir ürünü olarak H.H. Er ifl-birlikçi unusurunun da de¤ifltirilip dönüfl-türülmeden (birkaç ay önce savafl bölge-sini b›rak›p gitmesine karfl›n) k›sa süredeaday üyeli¤e al›nmas› gerçekli¤i ortadaduruyor.

Benzer flekilde, üstelik “ben kaçmakiçin iflbirlikçili¤i kabul ettim” yönlü anla-t›mda bulunan Hfi’nin durumu var. Buunsurun durumu iyiden iyiye sorgulan-madan, önce aday üye sonra ise üye ola-rak partiye al›nd›. Bilindi¤i gibi yaklafl›k10 y›l gibi geçtikten sonra yeni bir polisyakalanmas› sonucu gerçek durumu aç›-¤a ç›km›fl oldu. Bu on y›l içerisinde Ye-flil’den tutal›m da Bozo ve Kartal’a kadariliflkili bir flekilde örgüt içerisinde gezdi.94 ayr›l›¤›ndan sonra ise iki örgütü karfl›karfl›ya getirmek için Parti’nin bir miktarparas›n› götürüp TKP/ML’ye verdi.

Daha önce iflaret ettik. OPK tart›flma-lar› öncesine kadar üye olmad›¤› belirti-len bir kadronun üye olarak OPK’n›nönüne getirilmesi ve oradan da yedek de-lege olarak OPK’ya kadar seçilmesi gibibir örgütsel tarz var karfl›m›zda.

Bunlar›n hepsi de k›sa vadeli ç›karlargüdülerek yap›lm›flt›r. Kimisi grupçu te-melde üye yap›l›rken, kimisi örgütsel ih-tiyaç, kimisi ise sözünü etti¤imiz örgütselkaoslar döneminde üye yap›lm›flt›r. An-cak görüldü¤ü gibi hepsi de özündeMarksist-Leninist-Maoist kadro siyasetide¤il, liberalizmdir.

Ajan ve iflbirlikçi unsurlar parti içer-isine s›zabilir. Bu, düflmanlar›m›z›n “ka-leyi içten fethetme” stratejik plan›n›n birürünüdür. S›n›f düflmanlar›m›z varl›¤›n›sürdürdükçe bu projeleri de devam ede-cektir. Dolay›s›yla burada tart›flmam›z›nkilit noktas›n› ajanlar›n parti içerisindenç›k›p ç›kmamas› gerçekli¤i de¤il, bu düfl-man unsurlar›n parti içerisine s›zmas›n›

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Geçmiflte izledi¤imiz yanl›flve hatal› kadro siyasetimizin

bir boyutu liberal kadro siya-seti iken di¤er boyutu ise

sekterlikti. Biz burada çarp›c›olsun diye bir-iki örnek ver-dik. Yoksa kadro siyasetimi-zin liberal ve sekter boyutla-

r› bafll› bafl›na ele al›nmas›gereken konulard›r. Bunlar

madalyonun özünde ayn›ama iki farkl› yüzüdür.

Page 11: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nas›l engelleyebiliriz siyaseti oluflturma-l›d›r. Yoksa, az önce de parmak bast›¤›-m›z gibi komünist partiler içerisinde poli-tik ajanlar›n ç›kmas› kaç›n›lmaz bir olgu-dur. Bugüne kadar hiçbir komünist parti-si de bizde “ajan” ve “iflbirlikçiler” ç›k-mad›-ç›kmaz diye yazmad›-söylemde bu-lunmad›. Düflman bu noktada esasta ken-disi için daha çok tehlikeli gördü¤ü ille-gal devrimci radikal örgütlere yönelmek-tedir. Özellikle de silahl› radikal partilere.Bu, baz› örgütler için dönemsel, baz› ör-gütler için ise stratejik plan dahilinde ya-p›l›r. Hangisi kendisi için daha çok tehli-keli ise elbette ki ona daha fazla yönele-cektir. Bu durum bizim için de geçerlidir.Stratejik düflmanlar›m›z aras›nda taktikaç›dan ayr›m yapmak zorunday›z. Bu,devrimin taktik-stratejik mant›¤›d›r. Do-lay›s›yla öncelikli olarak vuraca¤›m›zgüç bafl düflman olarak tespit etti¤imizgüçtür.

Bu tür kifliler parti ortam›n› provakeediyor, partinin faaliyetlerini engelliyor;örgütü kiflisel sorunlarla meflgul ederekpartiyi tam bir ifl yapamaz duruma getiri-yorsa, orada ajanlara ifl bile düflmez. Çün-kü ajan-iflbirlikçiler daha çok bu gibi or-tam ve davran›fllar sonucu örgütün Mark-sist-Leninist-Maoist düflünce ve çal›flmatarz›n› dejenere etmeye; kendisine dahafazla adam ayartmaya ve onlar üzerindenkendi amaçlar›na ulaflmaya çal›fl›r. Bu dayetmiyormufl gibi, kimi kariyerist unsur-lar bu kaotik ortamdan faydalanarak ken-disini partiye dayat›p oradan da örgütü ifl-lemez hale getirir. “Ayr›l›r›m,” “baflka ör-güte giderim” gibisinden flantajlarla in-sanlar›n iyi niyet ve liberal tarzlar›n› kö-tüye kullan›r ve hedefine ulafl›r. Görevverilir, ama bu kez organ üyesiyle anlafl-mazl›¤a düfler. ‹ki çizgi mücadelesiylesorunlar›n› çözmek yerine görevinden is-tifa edip baflka tarafa gitmeyi dayat›r. Ni-tekim baflka bölgeye gider. Orada da ör-

gütsel kaosun ve uyumsuzlu¤un bafl›n›çekerek tam bir tasfiyeci rol oynar. Der-ken kongreye gelir. Kongrede üzerine gi-dilince kah kongreyi sabote etmek içinu¤rafl›r, kah baflka örgüte giderim flantaj›-n› yapmaya çal›fl›r. Sonuçta bu tav›rlar›noktas›nda k›smi de olsa özelefltiri veripgeri döner. Ayn› ba¤›ms›zl›kç›-çete tav›rbu kez kongreden bir kaç ay sonra günde-me gelir. Ve duygusal yak›n› birisiyle ör-gütten ayr›l›p kendisini en yamanTKP(ML)’ci olarak yans›tmaya çal›fl›r.Kendisine para, silah verilerek yolun aç›kolsun diye tav›r tak›n›l›r. Tüm bu Mark-sist-Leninist-Maoist anlay›fl ve tutumakarfl›n bu asi çete ideolojisinden etkile-nen söz konusu kadro bu kez kamuoyunabildiri da¤›t›r.

‹flte Marksist-Leninist-Maoist kad-ro(!) siyasetimizin sonuçlar›. Elbette kisöz konusu kiflilerin bu duruma gelme-sinin nedeni, birinci derecede kiflinin bi-reyci ve bencil iç diyalekti¤i ise, ikinciderecede ise örgütün-önderliklerin izle-dikleri kadro çizgisidir.

fiüphesiz ki bu tür unsurlar parti içeri-sinde partinin her bak›mdan en iyi oldu¤udönemlerde de ç›kabilir. Bunlar müm-kündür ve kaç›n›lmazd›r. Fakat mesele-nin kilit noktas›n› bu kiflilerin partiyeal›nd›ktan sonra ideolojik olarak de¤iflti-rilip-dönüfltürülmesi; yeteneklerine uy-gun örgütlenmesi oluflturmaktad›r.

Örneklerle bu durumu biraz daha de-tayland›ral›m:

Bir kadro bir dönem örgütsel ayr›l›¤›nbafl›n› çekiyor (üstelik de sekreter), amaaradan bir y›l gibi bir süre bile geçmedenmücadeleyi b›rak›yor. Yine, bir dönemörgütün sekreteri, ama içeri düflünce iha-net ediyor. Sekreter ama örgütten gizlimalum ticaret suçunu iflliyor. Sekreterama hizipçilik yap›p sonra ayr›l›k ilanediyor. Sekreter ama ayr›l›ktan k›sa birsüre sonra yakalan›p ciddi bir flekilde çö-

1 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 12: Sınıf Teorisi - Sayı 4

zülüyor. Sekreter ama bir-iki y›l içerisin-de mücadeleyi b›rak›yor. Bir baflka ör-nek: Sekreter ama birkaç sempatizanlabirlikte kahvehanelerde oturarak ancak 3-4 gün içerisinde parti ad›na bir bildiri ka-leme alabiliyor. Sekreter ama örgütü top-lamak ve MK toplant›s›na kat›lmak içinçaba sarfetmesi gerekirken, gidip çoluk-çocu¤uyla u¤rafl›yor, aile ziyaretleri yap›-yor; ve polisi peflinden gezdiriyor. Sonrada kongrede üyeli¤e lay›k görülmeyerekparti üyeli¤i elinden al›nca, bu kez de ör-gütsel kaos yaratmak için ayr›l›kç› tutum-lar sergiliyor. Bilgisiyle-bilinciyle ayd›nolup cüretli bir flekilde ortaya ç›ksa yineneyse? Kapal› kap›lar ard›nda dedikodu-larla, t›pk› kendi feodal, küçük burjuvakiflili¤ine yak›fl›r bir flekilde hareket ede-biliyor. Üstelik partinin 30 y›ll›k tarihin-de ayr›l›kç›lara karfl› görülmemifl düzey-de do¤ru yaklafl›mlar›na karfl›n bunu ya-p›yor-yapmaya çal›fl›yor. Bu tür davran›flsahipleri etkili olabilir mi? Olamaz! Do¤-ru tutum karfl›s›nda kim veya kimler etki-li olabilir ki?

Dünyada sosyalist kamp ile emperya-list kamp aras›nda bir çeliflkinin olmad›-¤›ndan partimiz y›llar önce söz etmesinekarfl›n, ama bizim meflhur(!) sekreter sö-züm ona program tasla¤› haz›rl›yor veorada bu çeliflkiden söz ediyor.

Bir bildiri dahi kaleme alacak kapasite-de olmayan ve sözünü etti¤imiz çeliflkidenart›k günümüzde söz edilmedi¤ini bilme-yen birisi sekreter olarak seçilirse, art›k oörgütün do¤ru bir önderlik ve kadro siya-seti izledi¤inden söz edebilir miyiz?

Bir de, biri 1.Konferansa kadar gide-rek örnek sunal›m: 1.Konferans öncesiyakalan›p çözülmüfl olmas›na karfl›n vedaha aradan birkaç ay gibi zaman bilegeçmeden sekreterli¤e seçilebiliyor.

Bunlar› yazarken yak›nd›¤›m›z san›l-mas›n. Geçmifl tarihimizde büyük baflar›-s›zl›klara u¤ramam›z›n gerçek nedenleri-

nin bilinmesi için bunlar› yaz›yoruz.

Peki böylesine ciddi boyutta olumsuz-luk gösteren kadrolar nas›l sekreter seçi-liyor? Bunun arkaplan›nda ne yat›yor? ‹fl-te meselinin ana noktas›n› buras› olufltu-ruyor. Hiç kuflkusuz ki bu olumsuzlu¤unarkaplan›nda yatan temel faktör do¤ru birkadro siyasetine sahip olamay›fl›m›zd›.

Elbette baflkaca faktörler de var. Fakattayin edici faktör kadro siyasetinde izle-nen yanl›fl siyaset tarz›m›zd›r.

Do¤ru bir kadro siyaseti oturtulmad›¤›zaman az›c›k etkisi olan hem sekreterhem de daha üst görevlerde yer alabili-yor. Çünkü bu siyasetin oturmad›¤› yerdead› konulmam›fl kliksiz klikler de çokolur. Dolay›s›yla bu kliklerden hangisi ni-cel olarak güçlü ise ondan sekreter seçile-biliyor. Birçok konferansta bu tür seçim-ler olmufltur.

Marksist-Leninist-Maoist ilkelerin,kiflileri tan›mak için uygulanmad›¤› yer-de bir Nihat de¤il onlarca Nihat’›n ortayaç›kmas› kaç›n›lmaz olur. O halde bunla-r›n ana kayna¤›n› oluflturan faktör nedir?Elbette ki yanl›fl kadro siyasetidir, yanl›flçal›flma tarz›d›r. Yani tayin edici olan,çizgi sorunudur. Do¤ru çizgi mi, yanl›flçizgi mi uyguluyorsun. Meselenin dü-¤ümlendi¤i kilit nokta buras›d›r.

Konumuz için çarp›c› bir örnek daha:

OPK’da MK üyeli¤ine seçilen ve ayn›zamanda Amed Bölge komitesi sekreterli-¤ine atanan bir kadro OPK sonras› dahaaradan alt› ay gibi bir zaman bile geçme-den polise düfler. Bu sorgu sürecinde iflbir-likçili¤ini kabul etmesi gibi bir gerçeklikvar ortada. Bu kiflinin ne zaman, yani han-gi tarihte iflbirlikçilik yapt›¤› noktas›ndatam ve net bilgimiz hala da yok. Fakat bukiflinin iflbirlikçi oldu¤u bizim taraf›m›z-dan aç›k ve net bir durumdur.

Bizim üzerinde durmak istedi¤imizana halka, OPK’n›n söz konsu kifliyi do¤-

1 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 13: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ru bir bak›fl aç›s›yla tan›y›p atamamas›gerçekli¤idir. E¤er bu unsuru yeterincetan›m›fl olsayd› ne MK üyeli¤ine seçer,ne de Amed bölgesi sekreterli¤ine atam›flolurdu. Demek ki zaman›nda bu unsurunideolojik zaaflar›n›n üzerine gidilmemiflve liberal davran›lm›flt›r. Yoksa ad›na la-y›k bir MK üyesi k›sa süre içerisinde,hem de birkaç ay içerisinde birden bireiflbirlikçi olacak kadar zaafa düflmez.

Yine ayn› sürecin devam›nda, dahado¤rusu daha önce yakalan›p çözülen birbaflka MK üyesi mevcuttur. Hem de buçözülme OPK sonras› MK düzeyindekiilk çözülmedir.

Sorun, s›radan bir olay de¤il. Bir ko-münist partisine ve devrime önderlik ede-cek kadro at›yorsun. Onun çok yönlü za-aflar›n› bir önderlik, bir konferans, birkongre do¤ru ve yerinde tespit etmek zo-rundad›r. Bu iç çözümlemeyi do¤ru yap-mad›¤› zaman devrimle, partiyle dahafazla oynam›fl olursun. Bu da devriminde¤il karfl›-devrimin ifline yarar. Dolay›-s›yla öylesine üzerinden atlanarak geçile-mez. Sorun, MK’ya seçme noktas›ndakikadro politikas›n› uygulay›p uygulama-ma sorunudur. Daha aç›kças› sorun, kad-royu do¤ru tan›y›p tan›mama sorunudur.Durum böyle olunca art›k o örgütün do¤-ru bir önderlik kapasitesinden sözedilebi-lir mi? Hay›r söz edilemez! Çünkü bir ör-gütün kadro niteli¤i o örgütün önderlikçizgisiyle do¤ru orant›l›d›r.

Haz›r yeri gelmiflken, II. Konferans’tatekrar MK’ya seçilen ve ayn› zamanda1.MK’n›n da üyesi olan bir kadroya ilifl-kin dönemin MK’s›n›n tak›nd›¤› tutumuaktaral›m:

Söz konusu MK üyesi “yakalanmamhalinde poliste çözülür veya en fazla bir-iki gün direnirim” yönlü ideolojik zaaf›n›aç›k ve dürüst bir flekilde belirtmesinekarfl›n, bizim MK bu kadroyu polistenkorumak için tedbir almaz. Bunun iki tür-

lü tedbiri vard›r. Ya MK üyeli¤ine seçmezveya seçtikten sonra hemen MK üyeli-¤inden al›rs›n. Ya da polisin ulaflamaya-ca¤› bir alanda konuflland›r›rs›n. Birinciyöntem iflin kolay›d›r. ‹kinci yöntem ise,en do¤ru tutum olurdu. E¤er bir kadropolisteki iflkencelere gögüs geremeyece-¤ini aç›k ve dürüst bir flekilde dile getiri-yorsa, partinin burada yapaca¤› o kadro-yu polise kapt›rmamak için tedbirler al-mak olmal›d›r. Yoksa hemen düflürmekolmaz. Bu, iflin en kolay yan›n› seçmekolur ki, bu da kadrolara yard›mc› olmakde¤il onlar› kaybetmek demektir.

Parti 1. Kongremiz partimizin geçmifltarihinin hatal› yanlar›n› sorgularken vebu hatalar›n bafll›ca nedenlerinden birisinide kadro siyasetimizdeki yanl›fl ve hatal›çizgiye ba¤larken bu gerçeklerden hare-ket ederek senteze varm›flt›r. Ve bu bilinç-ten hareketledir ki kadro siyasetimize ilifl-kin ortaya ç›kard›¤› analiz ve sentezi ka-muoyuna sunmaya karar vermifltir.

Tüm bu olumsuz tablonun azami dü-zeyde önüne geçmenin sacayaklar›ndanbirisi flüphesiz ki insanlar›m›z› ilk örgüt-sel çal›flman›n içerisine çekti¤imiz andan,üye ve kadro olarak örgütlendi¤imiz afla-maya kadar her bak›mdan do¤ru tan›mak(psikolojik yap›s›ndan tutal›m da sosyal,siyasal ve yeteneklerine kadar her yönü-nü bilmek-tan›mak) prensibinden hareketetmek olacakt›r. Yani öze uygun örgütlen-me, öze uygun üye ve kadro al›m› ve ata-mas› yapmak flartt›r. Kiflilerin geçmiflineiliflkin (sosyal, siyasal, örgütsel, askerivb.) bilgilerin arflivini tutmal›y›z. ‹flte bu-rada Merkezi Denetleme Kurulu(MDK)’nun ne denli bir ihtiyaç oldu¤uortaya ç›k›yor. Evet mevcut sübjektif ko-flullar›m›zdan (kadro s›k›nt›s› vb.) dolay›bu kurumu yukar›dan afla¤›ya do¤ru he-nüz örgütleyemedik. Fakat dikkat çekme-miz gerekir ki geçmiflte bu kurumun olufl-turulmas› için ne kafa yorduk ne de koflul-

1 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 14: Sınıf Teorisi - Sayı 4

lar›m›z› zorlad›k. Üstelik bunun subjektifolanaklar› ortaya ç›kmas›na karfl›n yine deoluflturmak için kafa yormad›k. Örne¤inbirlik sonras›, özellikle de OPK'daMDK’y› oluflturmak için yeterli kadro gü-cü vard›. Ancak biz bunu es geçtik. Bu dabu kurumun parti ve devrim aç›s›ndanönemini kavramad›¤›m›z› gösteriyor.

Bir sorunun önemi o sorunun bilinceç›kmas›yla orant›l›d›r. Bilince ç›kar›lma-d›¤› zaman o sorunu ka¤›t üzerinde inflaetmenin hiçbir pratik de¤eri olmaz.

Kadrolar› tan›ma, daha do¤rusu de¤er-lendirme konusunda içine düfltü¤ümüzhatal› yanlar›m›zdan bir di¤er husus isefluras›d›r:

Ço¤u kez bir kadroyu de¤erlendirir-ken onu sadece bir dönem içerisinde düfl-tü¤ü hatayla de¤erlendirmeye tabi tutarakgözden ç›kar›yoruz. Bunun parti tarihin-de örnekleri çoktur. Az önce örnekledik-lerimiz kadro siyasetindeki liberalizmingöstergeleri iken, bu vb. yaklafl›m tarzla-r› ise sekterizmdir.

Parti tarihi boyunca bir yandan libera-lizm sonucu birçok kadroyu yitirirken ve-ya onu ciddi ideolojik zaafa itmede suçortakl›¤› yaparken, di¤er taraftan ise ör-gütsel sekterizm sonucu bir çok kadroyud›fltalad›k. Dolay›s›yla her iki hatal› yak-lafl›m sonucu onlarca kadro ya d›fltalan-m›flt›r ya da kendili¤inden mücadeledenkopup gitmifltir. Bu durum da d›fltalama-n›n baflka bir versiyonudur. Ona yard›mc›olmamak tabii ki d›fltalamakt›r.

Dolay›s›ylad›r ki, bir kadroyu bir dö-nemiyle de¤erlendirmek yerine onun bü-tün hayat›n› ve politik çal›flmalar›n› diya-lektik bir bütünsellik içerisinde ele alarakde¤erlendirmeliyiz. Yani onu her bak›m-dan do¤ru tan›mal›, do¤ru yaklaflmal›y›z.

Do¤ru tan›yal›m ki gerekli yard›m› su-nal›m. Yoksa sunamay›z. Bu tarz ayn› za-manda kendi kendimizin de d›fltalanmas›

demektir. Çünkü yanl›fl ve hatal› siyasettarz› zamanla herkesi vurur. Ne ekersenonu biçersin. Komünisttir veya iç çeliflkibelirleyicidir deyip iflin içerisinden ç›k-mak kadro sorununu hiç çözmemek de-mektir. Hata yapmayan kadro mu var?Bu, s›n›f mücadelesinin diyalekti¤ine ay-k›r›d›r. Bu konuya iliflkin ileride yeri gel-di¤inde daha kapsaml› girece¤iz.

Özet olarak geçmiflte kadrolar› tan›manoktas›nda izledi¤imiz siyaset hatal›yd›.Tan›mak de¤il, tan›mamak üzerine kuru-luydu siyasetimiz.

2) Kadrolar›n Uygun Seçimi

Ve Konuflland›r›lmas›

Kadrolar›n terfilerine iliflkin Dimitrovyoldafl flu önemli noktalar›n alt›n› çiziyor:

“Terfi, tesadüfü bir fley de¤il, Parti'ninola¤an ifllerinden biri olmal›d›r. Terfi edi-lecek komünistin y›¤›nlarla ba¤› olup ol-mad›¤› hesaba kat›lmadan, sadece darparti hesaplar› temeli üzerinde terfi yap›-l›rsa kötüdür. Terfi, çeflitli parti iflçilerininbelirli görevleri yerine getirme yetenek-leri ve y›¤›nlar aras›nda sevilmeleri teme-li üzerinde yükselmelidir."

Belirtmeliyiz ki Dimitrov yoldafl›nkodrolar sorununda iflaret etti¤i noktay›bugüne dek yeterince yerine getirmedik.Yerine getirmedi¤imiz gibi kadro atan-mas› noktas›nda hem liberal hem de sek-ter bir çizgi izledik.

Parti olarak kadro politikas› noktas›n-da net ve aç›k görüfllere sahip olmad›¤›-m›zdan kadrolar›n terfilerini de do¤ru ya-pam›yorduk. Daha çok kitabi bilgilerleyetiniyor; bunun için de Lenin, Stalin,Dimitrov ve Mao’nun söylediklerini ak-tarmakla yetiniyorduk. Ama somut birkadro politikam›z yoktu.

Kadro yetenektir, kadro bilinç ve siya-settir diyoruz. Kadro fikir uygulayan ve

1 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 15: Sınıf Teorisi - Sayı 4

uygulatand›r diyoruz. Kadro niteliktir;kadro ideolojik olarak sa¤lam ve tek ba-fl›na kald›¤› zaman bir alan›, bir bölgeyiyönetip-yönlendiren yetenektir. Kadrokitleler taraf›ndan sevilmeli ve onlarlaba¤› olan kitle adam› olmal›d›r.

K›sacas›, kadro denilince, özellikle departili kadro denilince bununla en bafltanitelik akla gelmelidir. Peki öyleyse nite-lik nedir?

Nitelik denilince bununla, ideolojikolarak sa¤lam ve çok yönlü yetenekleriüzerinde tafl›mak anlafl›lmal›d›r. Bu ikisiiçerisinde ana unsuru ideolojik sa¤laml›koluflturur.

Çok yönlü yetenekten ise flunu anla-mal›y›z: Siyasi, örgütsel, askeri ve teknikbak›mdan yetenek ve inisiyatifi geliflmiflolmak anlafl›lmal›d›r.

Buradan hareketle konumuzu daha dasomutlaflt›rarak derinlefltirelim.

Geçmiflten gününmüze kadar partiolarak kadro siyaseti noktas›nda net veberrak bir perspektifimiz olmad›¤› gibi,bununla ba¤›nt›l› olarak kadro dedin mihemen herkesin ayn› birikim ve yeteneksahibi olmas› gerekir gibisinden sekteranlay›fllara da sahiptik. Hala da bu görüfl-te olanlar var.

fiu noktalarda bilincimiz ve siyaseti-miz net olmal›d›r:

Birincisi, önderlik kurumunda yeralacak kadrolar›n hemen hepsi (baz› öz-gün koflullardan dolay› askeri bak›mdanyetenekli kadrolar hariç) için politik-te-orik, örgütsel, askeri vb. alanlarda genelbir birikim ve yetenek aranmal›d›r. Bukadrolar›n kendi aras›nda tercih yaparkende ideolojik sa¤laml›k esas al›nmal›d›r.

‹deolojik sa¤laml›k, en zor koflullardaMarksizm-Leninizm-Maoizm’e ve ko-münizm davas›na sad›k kalmak olarakanlafl›lmal›d›r.

fiu tür anlay›fllar kesinlikle yanl›flt›r:

Poliste, hapishanede direnmifl, ölüm oru-cu vb. direnifllerde baflar› göstermifl, veyauzun y›llar gerilla savafl› içerisinde diyekifliyi, sadece bu sa¤laml›¤›ndan dolay›götürüp önderli¤e seçer veya yerlefltirir-sek, bu do¤ru bir kadro politikas› olmaz.Bu direnifl özelliklerini tafl›mak gerçek-ten büyük bir erdemliliktir. Bunlar birkadro, bir partili, bir aktivist çin vazgeçil-mez görevlerdir. Fakat biz sadece bu ni-telikten dolay› götürüp önderlik kademe-sine koyarsak, iflte o zaman o örgütündo¤ru bir kadro siyaseti güttü¤ünden sözedemeyiz. Bu tür özellikleri e¤er yukar›-da iflaret etti¤imiz yetenekleriyle birleflti-ren bir kadro varsa tabii ki bunlara önce-lik verece¤iz. Aksi anlay›fl ve siyaset tar-z›, geçmiflte izledi¤imiz yanl›fl kadro si-yasetini tekrarlamak olacakt›r.

Kongremiz taraf›ndan üyeli¤i elindenal›nan kadroyu gözlerimizin önüne geti-relim: Düzen içi yaflamdan; çoluk-çocukve aile düzeninden dahi kopmayan; birelefltiri karfl›s›nda hemence küsen, dahas›da parti bildirilerini kahvehanelerde sem-patizanlarla birlikte oturup kaleme alan(bu, bildiri yazmas›n› bilmedi¤inden vekariyeristli¤indendir), bilmem hangi ko-numda oldu¤unu dillendiren, y›llarca par-ti görevi yapmayan, evinin etraf›ndan öteillegal ifl yapmay›p polisi çevresinde göl-ge gibi koflturan, dahas› da polis deyincebacaklar› titreyen bir faaliyetçiyi b›raka-l›m kadro olarak atamay› üye, hatta ilerisempatizan olarak bile örgütlemek do¤ruolmaz. ‹flte bu “kadro” kongremiz tara-f›ndan tüm bu iflah olmaz çal›flma tarz›ve davran›fllar› sonucu parti üyeli¤indendüflürüldü.

Tabii ki bu insan›n buralara kadar ge-tirilmesinde partinin büyük derecede pay›var. Oralara seçmeyecekti, atamayacakt›.Buradaki yanl›fl siyaset partinindir. Amabugün parti kongrede bu tür insanlar› ye-niden kal›ba dökmek için partiden ay›kla-

1 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 16: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ma yoluna gitti.

Bu tür iflah olmazlar› ay›klamazsakne olur? O zaman hatalar› tekrar etmifloluruz. Böylesine yeteneksiz ve düzen içibir insan›n önderlik kademesine seçilme-si dahi kadro siyasetimizin yanl›fl ve ha-tal› oldu¤unu ortaya koymak için yeterbir kan›tt›r.

Bu insanlar düzelirse yeniden partiyeal›n›r. Tabii ki bu tür insanlara yine birin-ci derecede parti yard›mc› olmal›d›r.Elinden tutup yard›mc› olmazsa tekrardüzelmezler. Ama tüm bunlara karfl›nideolojik hastal›¤›nda ›srar ediyorlarsa, odurumda b›rak›n gitsin batakl›¤a.

Önderlik kademesine seçilecek kadro-lar›n seçimini do¤ru yapt›¤›m›zda o partiyukar›dan afla¤›ya do¤ru stratejik bir fle-kilde oturur. Dolay›s›yla kendi haleflerinide yaratm›fl olur. Stratejik önderlik kuru-mu, yani istikrarl› ve süreklili¤i sa¤lan-m›fl önderlik kurumu da ancak bu siyaset›fl›¤›nda infla edilebilir. Çünkü kendisinindahi önderli¤e muhtaç olan bir kadronunpartiye ve devrime önderlik etmesi düflü-nülemez. Onlar partinin ve devriminönünde ayak ba¤› oluflturur. Niyetleri iyiolabilir. Devrim isteyebilirler, partiningeliflmesini isteyebilirler. Ama devrim ni-yetlere göre yap›lmaz. Tersi anlay›fl ve si-yaset tarzlar›yla geçmifli tekrarlamaktanbaflka bir yere gidemeyiz.

‹kinci yanl›fl anlay›fl, her partiliye ön-derlikte yer alan bir kadro gözüyle bakansekter anlay›flt›r.

Evet her parti üyesi kelimenin geniflanlam›nda bir kadrodur, ama kelimenindar anlam›nda kadro de¤il. Bunun üzerin-de dural›m:

Partili kadro, partili (kadro d›fl›ndakiüyeler) ve partisiz kadro (ileri ve örgütlüsempatizan) diye parti faaliyetçilerini ikikategoriye ay›rd›k.

Bir kifliyi parti üyeli¤ine al›rken kadro

olma vasf›n› üzerinde tafl›mas› flart koflul-maz. Daha do¤rusu parti üyeli¤i ölçütleriiçerisinde kadro özelliklerine sahip olma-l›d›r diye bir ölçüt yoktur. Olmas› da do¤-ru bir bak›fl aç›s› olmaz.

Toplumsal koflullardan dolay› okumayazmas› olmayan onlarca-yüzlerce savafl-ç› ve aktivist faaliyetçi var. Bu durum in-sanlar›n teorik bak›mdan h›zl› bir flekildegeliflmesini engelliyor. Bundan dolay› te-orik-politik konular›n alg›lanmas›, kav-ranmas› do¤al olarak zor oluyor. Buradasuçlu okuma-yazmas› olmayanlar de¤il.Elbetteki sistemin kendisidir. Ülkeninsosyo ekonomik yap›s›ndan kaynakl› bugerçekli¤i bir kenara b›rakarak meseleninözüne gelelim.

Saflar›m›zda öylesine de¤erli-yete-nekli baz› savaflç› ve örgütlü ileri sempa-tizanlar varki (ve olacak) bunlar askeriaç›dan beyaz orduyu bozguna u¤ratacaktecrübe ve savafl kapasitesine sahiptir.Y›llarca ölümü göze alarak kar-k›fl deme-den düflmanla difle difl çat›flan savaflç›lariçin politik-teorik seviyesi geridir diyeüyeli¤e almamazl›k yapamay›z/yap›la-maz. Yetene¤i askeri konuda geliflmifltir.Parti ve ordu disiplinine uyuyor. Asgarideolsa parti porgram›n› da biliyor ve savu-nuyor. Burada çok derinlikli ve kapsaml›bir flekilde parti fikirlerini bilmesi flartkoflulmaz.

Üyelik için için aranmas› gereken

bafl ölçüt davaya ve disipline ba¤l›l›k

olmal›d›r. Burada teorik-politik ileriliktemel al›nmaz. E¤er politik-teorik ilerilikbaz al›n›rsa yüzlerce-binlerce küçük bur-juva ayd›n› hemen üye yapmam›z gere-kir. Bu da partiyi proleterlefltirmek yerineonu küçük burjuva yapar. Da¤da en zorkoflullar alt›nda y›lllarca mücadele yürü-ten bir savaflç›y› üye yapmak varken, da-¤a gitmekten çekinen, ölümü göze alma-yan ve disipline uymayan bir insan ne ka-

1 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 17: Sınıf Teorisi - Sayı 4

dar teorik bak›mdan ileri olursa olsun o ki-flilerin partiye üye olarak al›nmas› demekpartiyi burjuvalaflt›rmak demektir. Bizimistedi¤imiz devrimci komünistler profes-yonel devrimciler olmak zorundad›r. Birparti örgütü ve partili için bu olmazsa ol-maz ölçüttür. Lenin yoldafl gerçek bir ko-münist partisi için profesyonel devrimcili-¤in önemini flu sözlerle vurgulamaktad›r:

“...‹ddia ediyorum ki: 1. Süreklili¤isa¤layan istikrarl› bir önderler örgütü ol-madan hiçbir devrimci hareket varl›¤›n›sürdüremez; 2. Hareketin temelini olufltu-ran ve ona kat›lan halk y›¤›nlar› mücade-leye kendiliklerinden ne kadar büyük sa-y›da sürüklenirlerse, böyle bir örgüteolan gereksinme o ölçüde ivedileflir ve buörgüt de o ölçüde sa¤lam olmal›d›r (yok-sa demagoglar›n y›¤›nlar›n daha geri ke-simlerni pefllerinde sürüklemeleri dahada kolaylaflm›fl olur); 3. Böyle bir örgüt

esas olarak devrimci eylem meslek

edinmifl kimselerden oluflmal›d›r;(abç)

4. Otokratik bir devlette, böyle bir örgü-tün üyelerini devrimci eylemi meslek

edinmifl profesyonel olarak e¤itilmifl

kimselerle ne denli s›n›rlarsak(abç) ör-gütü a盤a ç›kartmak, o ölçüde zorlafla-cakt›r; 5. Harekete kat›labilen ve oradaetkin olarak çal›flabilen iflçilerin ve ötekitoplumsal s›n›flardan gelme ö¤elerin sa-y›s› o ölçüde büyük olacakt›r.” (Lenin. Neyapmal›? Sf;153-154)

Demek ki Lenin’in de vurgulad›¤› gi-bi bir partinin faaliyetçilerinin profesyo-nel olmas› o partinin do¤ru bir hatta yü-rümesi için çok önemlidir.

‹llegal bir parti, profesyonel devrimci-lerden oluflmazsa, o parti ne olur? O par-ti düzeniçi olur; yasalc› ve tasfiyeci olur.Düzeniçi; evinden-ailesinden kopmayan(‹stisnalar hariç. ‹stisna dediklerimiz deçok yafll› ve hasta olanlard›r) bir insan te-orik olarak ne denli kitabi bilgiye sahipolursa olsun o partiyi gerçekte komünist-lefltiremez. Komünistlik burjuva filozof-lar› gibi sadece dünyay› yorumlamak de-¤il, onu de¤ifltirmek için s›n›f mücadele-sinin her alan›nda aktif-profesyonel birflekilde yer almakt›r. Mevcut kurulu sis-temden her bak›mdan köklü (radikal) birflekilde kopmayan bir devrimci gerçekkomünist olamaz.

Bu konu üzerinde ileride tekrar dura-ca¤›m›zdan geçiyoruz.

Dimitrov yoldafl kadro seçimi ve terfinoktas›nda, yetenek ve kitleler taraf›ndansevilmesi temel al›nmal›d›r derken çokdo¤ru söylemifltir.

Kifli üyeli¤e al›nd›ktan sonra onunkadro olarak atanmas›nda göz önünde bu-lunduraca¤›m›z kriterler kiflinin yetene¤ive kitleler taraf›ndan sevilip-sevilmemesiolmal›d›r. Bizce bu iki nokta aras›nda te-mel al›nmas› gereken ölçüt y›¤›nlar tara-

1 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Herkesi yetene¤inegöre örgütlemekilkesi sadece par-

ti üyeleri için de¤il partisiz kitleiçerisinde örgütleme yapmakiçin de geçerlidir. Kurumlafl-mak ancak böyle olur. Yoksa

bir insan› götürüp yetene¤i ol-mayan bir alanda görevlendirir-sen orada baflar› alamazs›n. Ki-fli burada bir yetenek edinince-ye kadar oldukça uzun zamana

ihtiyac› olacak. Bu da zamanharcamak olur

Page 18: Sınıf Teorisi - Sayı 4

f›ndan sevilip sevilmemesi olmal›d›r.

Herkesi yetene¤ine göre örgütlemekilkesi sadece parti üyeleri için de¤il parti-siz kitle içerisinde örgütleme yapmak içinde geçerlidir. Kurumlaflmak ancak böyleolur. Yoksa bir insan› götürüp yetene¤iolmayan bir alanda görevlendirirsen ora-da baflar› alamazs›n. Kifli burada bir yete-nek edininceye kadar oldukça uzun za-mana ihtiyac› olacak. Bu da zaman harca-mak olur.

K›sacas›, do¤ru örgütleme yetene¤egöre yap›land›r. Askeri yönü geliflkin iseaskeri olarak, propaganda yönü geliflkinise propagandist, ajitasyon yönü geliflkin-se ajitatör, çeviri yönü geliflkinse çevir-men, teknik yönü geliflkinse teknik ela-man, t›bbi yönü geliflkinse sa¤l›kç›, hu-kukçu vb. yönü geliflkinse hukukçu vb.geliflmifl yönlerine göre örgütleyip atamayapmak insanlar› yeteneklerine göre ör-gütlemek demektir. Bu tür atamalarla an-cak kal›c› ve köklü kurumlaflmalar yara-tabiliriz.

Bu noktada oldukça sab›rl› ve uzun va-deli çal›flmal›y›z. Bir-iki günlük baflar› pe-flinde koflmamal›y›z. Bir kifli her tarafa gö-revlendirilirse ve her tarafa koflarsa o kifliçal›flmalar›nda verimli olamaz. Verimli ola-mayaca¤› gibi bu dört tarafa yumruk salla-ma dar prati¤i içerisinde bo¤ulup kal›r. Vebir süre sonra da gerileyip mücadeleden ko-par. Çünkü tek bir kiflinin bir çok fleye kofl-mas›na ne zaman› yeter ne de enerjisi yeter.Bir-iki günlük ifl batabilir. Anl›k ve günükurtarma fleklinde hareket ettin mi köklü veuzun vadeli kurumlaflmalar yaratamazs›n.Nitekim bugüne kadarki çal›flma tarz›m›zda bu dar, k›sa vadeli hesaplar üzerine otur-du¤u için baflar›l› olam›yordu.

Sorunun özü insanlar›n yeteneklerinidevrim için harekete geçirmek ve ileriye ta-fl›mak olmal›d›r. Yoksa yeteneksiz bir kadrokimseye önderlik yapamaz, devrimi ileriyetafl›yamaz. Tam tersine ayak ba¤› olur.

Kadrolar›n seçimi ve atanmas›nda gö-zönünde bulundurulmas› gereken ana un-sur o kadronun kitle taraf›ndan sevilip se-vilmemesi olmal›d›r. Kitleler taraf›ndansevilen kadro bu sevgisini yetene¤i ilebirlefltirdi¤i zaman harekete geçiremeye-ce¤i kitle kalmaz. Bu sorun bir kadro se-çiminde çok önemlidir. Dolay›s›yla de-tayl› bir flekilde üzerinde durmam›z› ge-rektirmektedir.

Kitleler taraf›ndan sevilmeyen birkadro partinin fikirlerini kitlelere götüre-mez-nüfuz ettiremez. Bir kadro kitlelertaraf›ndan seviliyorsa demek ki o kadrokitlelere birfleyler veriyor. Onlarla birlik-te devrimi üretiyor. Bu, gerek parti, gerekordu içerisinde ve gerekse partisiz kitleiçerisinde olsun böyledir. Kitlelere verdi-¤in zaman al›rs›n. Önce vereceksin kisonra da bunun karfl›l›¤›nda verim alabi-lesin. Kitlelerin kap›s›n› çalmay›nca kit-leler senin kap›n› çalmaz. Çünkü onlaras›n›f bilinci d›flar›dan gider. Onlar s›n›fbilincini kendili¤inden elde edemez.

Kadro öncü ve önderdir. Bir kiflininöncü ve önder olmas› için de çeliflkilerinoldu¤u yatak içerisinde olmas› flartt›r. Buyatak da kitlelerden baflkas› de¤il. Çünkügerçek kadro, kitlelere bilinç götüren veonlar›n s›n›fsal çeliflkilerinin çözüm gücüoland›r. Yoksa yukar›dan ya¤d›r›lan tali-matnameler, kararlar ve genel ça¤r›larlakitleler harekete geçemez. Bu, bürokratikçal›flma tarz› olur. Kitleler bürokratlar›sevmez. Kitleler, bürokrat kadrolar›n de-dikleriyle harekete geçmez. Çünkü kitle-lere tepeden bakan, onlar›n sorunlar›n›yak›ndan görmeyen; onlarla iç içe ayn› ha-vay› solumayan bir kadronun kitleler tara-f›ndan sevilmesi için bir neden yok. Kitle-lerle birlikte de¤er yaratmayan bir kadroancak ve ancak burjuvazinin uzmanl›¤adayal› yaratt›¤› kadro tipi olur. Bizim iste-di¤imiz ve savundu¤umuz kadro tipi sade-ce uzmanl›¤a dayal› kadro tipi de¤il. Kit-

2 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 19: Sınıf Teorisi - Sayı 4

leyle bütünleflen uzman kadrolara ihtiyac›-m›z var. Ki geriye dönüfllerin bafll›ca ne-denlerinden birisi de uzmanl›k ad› alt›ndakitlelerden kopuk bu bürokrat kadrolar›niktidar› yönetip-yönlendirmesidir.

Ayn› durum ordu için de geçerlidir. Or-dudaki komutanlar askerler ve savaflç›lar-dan kopuk hareket ettikleri zaman onlar›savaflt›ramaz; harekete geçiremez. Komu-tan›n› sevmeyen bir savaflç› onun emir vetalimatlar›na uymaz. Uysa da çok gönül-süz ve isteksiz bir flekilde ifl yapar. Dolay›-s›yla bu çal›flmalardan verim al›nmaz.

Ordu içerisinde savafl a¤al›¤› çal›flmatarz› diye bilinen fley de budur. Yoksa, or-du içerisindeki savafl a¤al›¤›ndan bahse-dilirken maddi varl›¤› ülkenin savafl a¤a-lar›n›nki gibi zengin olanlar kastedilmi-yor. Burada ifade edilmek istenen bürok-ratik çal›flma tarz›yla ordu içerisindeki“savafl a¤al›¤›” çal›flma tarz›n›n niteli¤i-nin ayn› olmas›d›r. Mao, parti içerisinde-ki bürokratik çal›flma tarz›n› baz› örnek-lerle ortaya koyduktan sonra “savafl a¤a-l›¤› çal›flma tarz›na” iliflkin ise flu vurgu-lar› yapmaktad›r. Aktaral›m:

“... ordu çal›flmalar›m›zda bir çeflit sa-vafl a¤as› çal›flma tarz›na da rastlanmak-tad›r. Bu da, ordusu kitlelerden kopukolan Guomindang’a özgü bir çal›flma tar-z›d›r. Askerlerimiz, ordu ile halk aras›n-daki, ordu ile hükümet aras›ndaki, orduile parti aras›ndaki, subaylarla erler ara-s›ndaki ve askeri çal›flmayla siyasal çal›fl-ma aras›ndaki iliflkilere ve kadrolar ara-s›ndaki iliflkilere yön veren do¤ru ilkele-re uymal›, asla savafl a¤al›¤› hatas›na düfl-memelidir. Subaylar, askerlerini sevmeli-dir; onlar›n yaflam koflullar›na kay›ts›zkalmamal› ve dayak cezas›na baflvurma-mal›d›r. ...”

“Mahalli çal›flmadaki bürokrasi e¤i-

liminde de, ordu çal›flmas›ndaki savafl

a¤al›¤› e¤iliminde de, hatan›n niteli¤i

ayn›d›r, yani kitlelerden kopuk olmak-

t›r. Yoldafllar›m›z›n büyük ço¤unlu¤u iyi

yoldafllard›r, bu hatalar› iflleyenler bir kezelefltirilip, hatalar› kendilerine gösterildimi, hatalar›n› düzeltebilirler. Ancak öze-lefltiri yapmak zorunludur ve hatal› e¤ilim-lere fliddetle karfl› ç›kmak ve bunlar› ciddi-yetle düzeltmek gerekir. Bir kimse yerelçal›flmada bürokrasi e¤ilimini elefltirmez-se, Guomindangvari çal›flma tarz›n› koru-mak ve tertemiz yüzünü kaplayan bürok-rasi ya da savafl a¤al›¤› tozunu, oldu¤u gi-bi b›rakmak istiyor demektir ve iyi bir Ko-münist de¤ildir. Bu iki e¤ilim ortadan kal-d›r›ld›¤› zaman, üretim kampanyas› da da-hil olmak üzere bütün çal›flmam›z düzgünbir flekilde geliflecektir.”(abç) (SeçmeEserler Cilt:3 Sf;165-166)

Bir noktaya daha temas edelim:

Evet, baz› kadrolar›m›z›n kitlelerle te-mas› iyi ve kitleler taraf›ndan seviliyor.Ama bu bir kadro için tek bafl›na yetmez.O halde daha öncede vurgusunu yapt›¤›-m›z gibi söz konusu kadronun inisiyatifliolmas› flartt›r. Eger inisiyatifi geliflme-miflse bu tür partilileri kitleler seviyor di-ye hemen kadro olarak atay›p büyük yük-ler alt›na koymak do¤ru bir siyaset ol-maz. Bir partiliyi kald›ramayaca¤› yükünalt›na sokmak ayn› zamanda hem partiyigelifltirmez hem de partiliyi bu a¤›r yü-kün alt›nda bo¤ar. Yükün alt›ndan kalka-mayan bir partili de süreç içerisinde mü-cadeleden koparak at›l hale gelir. Kiflimücadeleyi b›rak›p at›l hale gelince yan-l›fl ve hatal› kadro siyasetimizi sorgulaya-ca¤›m›za “kiflinin iç diyalekti¤i mücade-leyi kald›rmad›” deyip iflin içerisindens›yr›lmaya çal›fl›r›z. Kolektif bir bilinçlebu olumsuz boyutu üstlenmez, bütün ha-talar› kifliye ba¤lar›z. Ne olur? Günü gel-di¤inde bu kez kendimiz gerileyip at›llafl-m›fl oluruz. Çünkü olumsuzluklar›n ar-kaplan›nda yatan siyaseti sorgulamaz, so-runlar› kiflisellefltirerek ele al›r›z. Böyleyap›nca da elbetteki do¤ru bir siyaset iz-leyememifl oluruz. K›sacas› olumlulukla-

2 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 20: Sınıf Teorisi - Sayı 4

r›m›z› kolektif bir bilinçle sahiplendi¤i-miz gibi olumsuzluklar› da kolektif birbilinçle sahiplenmek zorunday›z. ÇünküMaoist’lik bunu emreder.

Baflkan Mao kitlelerle s›k› temasta ol-ma erdemine sahip bu kimseler için flun-lar›n alt›n› çizmektedir:

“Motoru çal›flt›rmak, düflünme organ›-n› iyi kullanmak anlam›na gelir. Baz›

kimseler, a¤›rl›k tafl›malar›na ve kitle-

lerle s›k› temasta bulunma erdemine

sahip olmalar›na ra¤men, araflt›r›c› bir

flekilde düflünmeyi bilmedikleri ya da

kafalar›n› kullanarak çok düflünmek ve

derin düflünmek istemedikleri için hiç-

bir fley baflaramazlar. Baz›lar› da, kafa-

lar›n› ifllemez hale getiren a¤›rl›klar ta-

fl›d›klar› için kafalar›n› kullanmay›

reddederler. Lenin ve Stalin insanlara s›ks›k kafalar›n› kullanmalar›n› ö¤ütlerlerdi;biz de ayn› ö¤üdü vermeliyiz. Bu meka-nizman›n yani beynin, düflünmek gibiözel bir ifllevi vard›r. (...)Her zaman kafa-m›z› kullanmal› ve her fleyi iyice düflün-meliyiz. ‘Biraz kafan› çal›flt›r, akl›na iyi

bir fikir gelir’ diye bir özdeyifl vard›r.

Baflka bir ifadeyle, çok düflünmek insa-

n› arif yapar. Partimizde yayg›n bir hal

alan gözü kapal› hareket etme al›flkan-

l›¤›ndan kurtulmak için, yoldafllar›m›z›

düflünmeye, tahlil yöntemini ö¤renme-

ye ve tahlil etme al›flkanl›¤›n› kazanma-

ya teflvik etmeliyiz. Partimizde bu al›fl-

kanl›k henüz pek az yerleflmifltir. A¤›r-

l›klar›m›zdan kurtuldu¤umuz ve moto-

ru çal›flt›rd›¤›m›z taktirde, elimizde ha-

fif paketlerle yürüdü¤ümüz ve derin

düflünmeyi ö¤rendi¤imiz taktirde, ke-

sinlikle zafere ulafl›r›z.”(abç) (SeçmeEserler Cilt:3, Sf;181-182)

Kadro yetenektir diyoruz. Parti tari-hinde, özellikle de örgütsel kaos ve grup-laflmalar›n yafland›¤› kaotik süreçlerdekimi partililerin yetene¤i göz önünde bu-lundurulmadan; kafa sall›yor, daha do¤-

rusu o grubun dediklerine kafa sall›yordiye kadro olarak üst kademelere atan›-yordu. Hatta MK’ya kadar seçilenler olu-yordu. Yetenekli olmak ayn› zamandainisiyatifli olmak demektir. Tabii ki herbir yetenek farkl›d›r. Örgütsel alanda ye-tenekli olmak farkl› askeri, teknik vb.alanlarda yetenekli olmak ise farkl›d›r.

Örgütsel ve politik inisiyatif ise ancakörgütsel faaliyetler içerisinde elde edilir.Elbette ki hiç kimse do¤ufltan inisiyatiflive yetenekli olamaz.

Kadro, yetenektir diyoruz. Kadro fikirüreten; uygulayan ve uygulatand›r. Bu-nun için de politik-örgütsel alanlara so-rumlu olarak atanacak önderlik kadrolar›-n›n inisiyatifli, yetenekli ve politik-teorikbak›mdan birikimli olmas› gereklidir. ‹ni-siyatif demek herhangi bir geliflme karfl›-s›nda manevra yapmas›n› bilmek demek-tir. Somut geliflmeler karfl›s›nda tek bafl›-na tav›r koyma manevras›na sahip olmakabiliyeti demektir.

Yetenek ise politik, örgütsel, askeri,kültürel, teknik, ajitasyon vb. alanlardabirikimli olmak demektir. Dolay›s›ylad›rki, özellikle de önderlik kademelerindeyer alacak kadrolar›n hem inisiyatiflihem de yetenekli olmas›n› göz önündebulundurmam›z zorunludur. Çünkü buözellikleri üzerinde bar›nd›rmayan birkadro parti üyelerine önderlik yapamaz,partiye yeni kadrolar yetifltiremez. Evetpolitik-teorik bak›mdan ileri düzeyde ol-mayan bir kadro askeri olarak çok güçlümuharebelere önderlik yapabilir, fakatpartinin di¤er kollar›na önderlik yapa-maz. Bu tür kadrolar askeri alanda büyüksorumluluklara getirilmeli. Bu tür kadro-lar› ideolojik-politik önderlik kurumlar›-na seçmek veya atamaya kalk›flmak do¤-ru bir kadro siyasetinden sapmak olur.

Politik-teorik bak›mdan ileri bir sevi-yeye sahip olmayan bir kadro alt kademe-

2 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 21: Sınıf Teorisi - Sayı 4

lere önderlik yapamaz. Bu durumda neyapacak? Ya mücadeleden kopacak, ya li-beral davranacak, ya da yetkisini kötüyekullanarak sekterizme baflvuracak. Herüç tarz›n da do¤ru bir örgütsel çal›flmayahizmet etmedi¤i ortadad›r. Bu olumsuzsonuçlar›n ortaya ç›kmas›nda kifliyi de¤ilizledi¤imiz yanl›fl kadro siyasetini so-rumlu tutmal›y›z. Bilindi¤i gibi biz bugü-ne kadar bu olumsuz çal›flma tarz›n›n ar-kaplan›n› hep kifliye ba¤layarak yanl›fl si-yasetimizi sorgulamaktan kaç›nd›k.

Bilindi¤i gibi, geçmiflte kimi kadrolarkadro oldu¤unu sadece alt kademelerekarfl› yetki kullanma aflamas›nda hat›rl›-yordu. Örgüt yetkisini arkas›na alarak altkademedeki kadro, üye ve sempatizanlar›sekter bir tarzda ezmeye çal›flan bir kad-ro Maoist bir kadro olamaz. ‹deolojik ba-k›mdan nitelikli olmas›n› bir kenara b›ra-kal›m, yetenek ve inisiyatif bak›m›ndanda geri oldu¤u için bu türden kaba-sekterörgütsel tedbirlerle örgütsel sorunlar›çözmeye çal›fl›yor. ‹deolojik, politik, te-orik derinli¤i olan bir kadro sorular› çöz-mek için politika üretir; çözüm gücü olur.Örgütsel yetkilerle kiflilerin üzerine git-mez, onlar› bast›rmaz. Bu tür geri kadro-lar böylesine kaba ve sekter örgütsel ted-birlere daha çok alttan kendilerine yöne-lik elefltiri geldi¤i zaman baflvurur. Bukimseler do¤ru siyasetin gücüne güvene-rek sorunlara yaklaflmaz. ‹deolojik-poli-tik bak›mdan kendilerine karfl› güvensiz,çaresiz ve güçsüz olduklar› için örgüt hu-kukunu keyfiyetçi bir flekilde kullan›rlar.Örgütsel sopay› kullanarak görevlerini vesorumluluklar›n› yerine getirdi¤ini san›r,oysa bu tür tutumlar›yla örgütsel sekteriz-mi gelifltirdi¤ini, örgütü y›kmaya hizmetetti¤ini farketmez. Bu tür hatal› yakla-fl›mlar›n arkaplan›nda ideolojik-politikgerilik yatmaktad›r. Bu tür olumsuz çal›fl-ma tarzlar›n›n esas kayna¤› bu iken, ikin-

cil nedeni ise bu davran›fl sahiplerinin kü-çük burjuva kariyerist olmalar›d›r. Do¤ruönderlik yap›l›nca proleterleflenler oldu-¤u gibi ayak direyenler de oluyor. Tabii kiayak diremekte ›srarc› olanlar› parti saf-lar›ndan uzaklaflt›rmak flartt›r. Yoksa buiflah olmazlar partiyi dün oldu¤u gibi ge-lecekte de y›k›ma u¤rat›r.

Böylesine kadrolara bizim ihtiyac›m›zyoktur, olmamal›d›r. Elindeki yetkiyi kö-tüye kullanan, iflah olmaz kariyerist un-surlara partimizin ihtiyac› yoktur. Butarzlarda ayak direyenlere Maoist'lerinihtiyac› yoktur. Bu bilinçten hareketledirki kongremiz bir k›s›m parti üyesini partisaflar›ndan uzaklaflt›rm›flt›r. Gerek bugü-nün devrim mücadelesi gerekse yar›n›ndemokratik ve sosyalist toplumunun bur-juva kadrolara de¤il baz› özgün durumlar(teknik tecrübeler vb.) hariç her bak›m-dan proleter ideolojiyle yo¤rulmufl/prole-terleflmifl kadrolara ihtiyac› vard›r.

Nicelik de¤il niteli¤e göre üye ve kad-ro al›m› ve atanmas› ayn› zamanda gele-ce¤in iktidar› için de geçerlidir. Az olsunöz olsun ilkesi niteliktir. Çünkü bir parti-nin kadrolar› ne kadar nitelikli ise (bunayeteneklerini de kat›yoruz) o partininMarksist-Leninist-Maoist bir çizgide yü-rümesi de o kadar emin olur. Lenin yol-dafl›n, “yüz laf ebesi ‘ayd›n’ gibisindenkadromuz olaca¤›na befl iflçi kökenli kad-romuzun olmas› daha ye¤dir” kuram›ndaifade etmek istedi¤i gerçeklik de budur.Bu, kiflinin s›n›fsal dokusunun iflçi olma-s›ndan düflünsel ve davran›flsal olarakproleterleflmifl olmas› demektir. Bir kad-ronun, bir üyenin s›n›f kökeni küçük bur-juvad›r diye onu üye veya daha sonras›n-da kadro yapmamal›y›z gibisinden bir an-lay›fl› savundu¤umuz san›lmas›n. Türki-ye-Kuzey Kürdistan’da s›n›flar›n toplum-daki yerleri ve nüfus oranlar›na bak›ld›-¤›nda küçük burjuvazi toplam nüfusun

2 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 22: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ezici ço¤unlu¤unu oluflturmaktad›r. Heleki k›r flehiri kuflats›n devrim güzergah›n›n(yar›-sömürge, yar›-feodal toplumsal ger-çeklikten dolay›) geçerlili¤inden hareket-le parti içerisinde k. burjuva s›n›f köken-lilerin nicel olarak fazla olmas› da gayetnormaldir. Özcesi, burada bilince ç›kar-t›lmas› gereken temel halka kiflilerin ide-olojik olarak proleterlefltirilmesidir. Buda önderli¤in izleyece¤i do¤ru bir kadrove örgütsel politika ile do¤ru orant›l›d›r.Örgütsel politikan›n ruhunu da parti içive parti d›fl› kitle ile olan iliflkinin kendi-si oluflturmaktad›r. “Kitlelerden kitlelere”kitle çizgisi bir Komünist önderlik tara-f›ndan ne kadar do¤ru bir siyaset alt›ndauygulan›rsa kitleler o kadar devrim safla-r›na akm›fl olur. Bunun bafl uygulama ara-c›n› ise kadrolar›n oluflturdu¤u tart›flma-s›zd›r. Dolay›s›yla bu çizgiden asla flafl-mamal›y›z.

3) ‹nsanlardan En iyi Ve Do¤ru

Biçimde Yararlanma Yetene¤i

‹nsanlardan en iyi ve do¤ru bir biçim-de yararlanma yetene¤i demek, insanlar›herhangi bir göreve atarken onu yetenek-lerine uygun atamakt›r. Hangi ifli yapabi-lir ve kaç kiloluk ifli gücü kald›r›r sorunu-nu gözönünde bulundurarak yap›lan ata-ma insanlar› yeteneklerine göre atamayapmakt›r. Konuya iliflkin Mao flu vurgu-lar› yapmaktad›r:

"Kadrolardan iyi yararlanmay› bilme-liyiz. Önderlik, son tahlilde, iki temel so-rumlulu¤u içerir: Fikir gelifltirmek vekadrolardan iyi yararlanmak. Planlar yap-mak, emir ve talimat vermek gibi fleylerinhepsi 'fikir gelifltirmek' s›n›flamas›na gi-rer. Fikirleri prati¤e uygulamak için kad-rolar› birbirleriyle kaynaflt›r›p hareketegeçmelerini teflvik etmeliyiz: Bu, 'kadro-lardan iyi yararlanmak' s›n›flamas›na gi-rer. Tarihimiz boyunca kadrolardan ya-

rarlanma konusunda taban tabana karfl›tiki çizgi vard›r; bunlardan biri "insanlar›yeteneklerine göre atamak", öbürü ise"atama yaparken adam kay›rmak"t›r.Bunlardan birincisi dürüst, di¤eri ise dü-rüst olmayan yoldur. Komünist Partisi-

nin kadro siyasetinde uygulayaca¤› öl-

çüt, bir kadronun parti çizgisini uygu-

lamakta kararl› olup olmamas›, parti

disiplinine ba¤l› olup olmamas›, kitle-

lerle yak›n ba¤lar› bulunup bulunma-

mas›, yönünü tek bafl›na bulma yetene-

¤ine sahip olup olmamas›, faal, çal›fl-

kan ve bencillikten uzak olup olmama-

s›d›r, insanlar›, yeteneklerine göre ata-

man›n anlam› budur."(Mao SeçmeEserler, Cilt 2, Sf; 210)

Bu noktay› biraz aç›klayal›m:

Yetenek üzerine daha önce de¤indik.Dolay›s›yla ayn› fleyleri tekrar etmeyece-¤iz. Mao’nun iflaret etti¤i gibi adam kay›r-ma temelinde kadro atamak bir komünistpartisinin kadro siyaseti olamaz. Bu tipkadrolar ayn› zamanda yukar›ya karfl› libe-ral ve ba¤›ml› olurlar. ‹nisiyatif kullana-mazlar. Uzaktan kumandal› bir flekilde iflyaparlar. Dolay›s›yla partinin ve devrimingeliflmesi önünde ayak ba¤› olufltururlar.

Bizim kadrolar›m›z›n, özellikle de ge-rilla bölgelerindeki kadrolar›m›z›n siyasive askeri yeteneklerinin birlikte gelifltiril-mesine azami dikkat gösterilmelidir. Sa-dece askeri veya sadece siyasi yönünügelifltirmek temelinde kadro yetifltirme-meliyiz. Çünkü savafl sanat›n› bilmeyen,bu konuda teorik-pratik bilgisi olmayanbir kadro halk savafl›n›n, özellikle deHalk Kurtulufl Ordusu’nun gerçek kadro-su olamaz. Askeri sanat› bilmeyen, bu ko-nuda kafa yormayan bir kadro halk sava-fl›n› politik, örgütsel, askeri ve kültürelalanda yönetip-yönlendirme becerisi gös-teremez.

Ayn› durum askeri kadrolar›m›z içinde geçerlidir. Yani askeri yönü iyi gelifl-

2 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 23: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mifl bir kadro siyasi yönden zay›f ise, odevrimi yönetip yönlendirmede baflar›l›olamaz. Bu iki yandan daha çok siyasiyönünün geliflmesi flartt›r. Siyasi yan kü-çümsenirse bu durum zamanla askeri ba-k›fl aç›s›n› daha da güçlendirir. Bu da biz-leri tipik savafl a¤as› çal›flma tarz›na götü-rür. fiüphesiz ki burada sözünü etti¤imizsavafl a¤al›¤› maddi bak›mdan savafl a¤a-s› olmak de¤il, yönetip-yönlendirmedebürokratik bir çal›flma tarz›d›r.

Daha önce ifade ettik. Bizim askerikadromuz ayn› zamanda iyi bir siyasi yo-rumcu ve tahlilci de olmak zorundad›r.

Yoksa Marksist-Leninist-Maoist ideolojive siyasetten yoksun bir askeri yetenekbizim savundu¤umuz askeri kadro politi-kas› de¤il, burjuvazinin ve kimi küçükburjuva siyasi ak›mlar›n ordu anlay›fl› vepolitikas›d›r. Bizim kadromuz, bizim sa-vaflç›m›z sadece savaflan bir asker de¤il,ayn› zamanda siyaset üreten, onun üretil-mesine katk›da bulunan; kitleler içindepropaganda/ajitasyon örgütlenmesi gibigörevleri yerine getirecek özellikleri detafl›mal›d›r. Bizim ordumuz paral› orduolamaz. Do¤ru bir askeri çizgi ancakdo¤ru bir siyasal ve örgütsel çizgiyleorant›l› bir flekilde gerçek mecras›nda yü-rüyebilir.

Teorik olarak iyi ama askeri sanat ko-nusunda zay›f veya bilgisi olmayan birkadronun ülke devriminin örgütlenmesin-de baflar› flans› yoktur dedik. Çünkü ülkedevriminin siyasi taktiklerinin baflar›ya

ulaflmas›n›n birincil aya¤›n› do¤ru bir orduörgütlenmesi ve orduya sunulacak askerisavafl taktiklerinden geçece¤ini unutmakveya gözlerden kaç›rmak bu ülke devrimiiçin en büyük hata olur. K›r flehiri kuflats›n,ya da küçükten büyü¤e do¤ru oluflturula-cak olan k›z›l ordunun devrimde parti ör-gülenmesinden sonra ikinci derecedeönemli örgütlenme arac› oldu¤u gerçekli-¤ini bilmek ve kavramak zorunday›z.

Bir savafl ancak savafl›n bafl›nda duru-larak yönetilir kuram›n›n ard›ndaki ger-çeklik tam da bu noktad›r. Yoksa kadrodenilince omuzunda silah; her zaman her

yerde ve en önde sald›r› birli¤inin bafl›n-da çat›flmalara girmek olarak anlafl›lma-mal›d›r. Maoist teorisyenleri teorik geve-zelerden ay›ran temel ölçüt de teori ileprati¤i iç içe yürütmesidir. Marksist-Leninist-Maoist teorisyenlerin temel gö-revi dünyay› de¤ifltirmektir.

Kifli anas›ndan do¤ar do¤maz devrim-ci olamayaca¤› gibi, örgütle siyasi-örgüt-sel iliflkiye geçer geçmez de hemen kad-ro olamaz. Burada onu kadrolaflt›racakpolitik sürecin kendisidir. Yani s›n›f mü-cadelesi içerisinde yer almadan, fikir üre-tip uygulayan bir yetenek olmadan o kifli-leri kadro olarak tan›mlamak do¤ru ol-maz. ‹flte burada da görülece¤i gibi ko-münist bir kadro yetifltirmenin birincilyolu da parti önderli¤inin do¤ru bir kad-ro siyasetine sahip olmas› olacakt›r. Bu-nun önceli¤ini de Marksist-Leninist-Maoist bir görüfl aç›s› oluflturur. Kitaplar-

2 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Bir kadro her türlü bencillikten uzak olmal›d›r. Bencil ve bireyci olanbir kadro komünist bir kadro olamaz. Bencil ve bireyci olan bir partiüyesi gerçek bir dava adam› olamaz. Dava adaml›¤› kendisini komünizmdavas›na adamak demektir. Komünizm davas› ise her türlü kiflisel ç›ka-r› reddeder. Kendi bireyci ç›karlar›n› toplumun ç›karlar› üzerinde tutanbir partili veya aktivist kitlelere do¤ru önderlik yapamaz.

Page 24: Sınıf Teorisi - Sayı 4

dan al›nt›lar yap›larak kadro politikas›oluflturmak ise dogmatizm ve flabloncu-luktan öte hiçbir anlam ifade etmez.Mevcut toplumsal yap› içerisinde partilive partisiz kadrolar›m›z›n çok yönlü ye-tenekli olmalar›n›n koflullar› fazlaca yok-tur. Ancak biz önderlik olarak bu kiflileriöne ç›km›fl yetenekleri do¤rultusunda gö-revlendirebilir ve bu kiflileri çok yönlüyetenekler elde etmesi için yetifltirebili-riz. Bu, tamam›yla do¤ru bir önderlik vekurumlaflma sorunudur. Kendisine önder-lik yapacak bir kapasitede olmayan birkifliyi kalk›p kadro olarak tan›mlar ve bu-radan da partililere önderlik etmesinibekler isek daha iflin bafl›ndayken hatayapm›fl oluruz.

Mao’dan aktard›¤›m›z kadro özellik-lerinden günümüz ve gelecek aç›s›ndanen temel ölçüt flüphesiz ki kitlelerle ba¤›nolup olmamas›d›r. Bu noktan›n önemiüzerine birinci madde alt›nda geniflçe yerverdik. fiimdi parti çizgisini uygulamaktakararl›l›ktan ne anl›yoruz sorusu üzerindedural›m:

Bir kadro partinin resmi çizgisini yan-l›fl ve hatal› da bulsa onu kararl› bir flekil-de savunup uygulamal›d›r. Parti disiplinibunu zorunlu k›lar. Bu, farkl› görüflleriniparti içerisinde açmas›n anlam›na gel-mez. Her parti üyesi görev yapt›¤› bütünparti organlar›nda partiyi ilgilendiren po-litik-örgütsel konularda görüfllerini aça-bilir, savunabilir. Bu organlarda elefltiri-lerini yürütebilir. Bu, bir partilinin hemhakk› hem de yerine getirmesi gerekenbafll›ca önemli görevlerden birisidir.

Geçmiflte bir çok kadro ve üye bunuyanl›fl alg›l›yor ve uyguluyordu. Öyle ki,kimi kadrolar yanl›fl görüyorsam aç›ktanuygulamam demese de ancak pratikte gö-nülsüz davran›yordu. Disiplini bu nokta-da dejenere ediyor; parti birli¤ini bozu-yordu. Derken örgütsel kaos gündemegeliyordu.

Mao’nun iflaret etti¤i gibi “yukar›n›n

görüflleri, kararlar› hatal› da olsa, hat-

ta bu yanl›fl ve hatal› kararlar eziyette

çektirmifl olsa yine de bu kararlara uy-

mak zorunday›z.”

Parti disiplini gere¤i buna uymayanlarniyetleri ne olursa olsun disiplinsizlikyapm›fl olur. Bu tür disiplinsizlikler dahaçok boyutlan›rsa, bu hizipçili¤e kadar gi-der. Bir parti içerisinde iki bafl iki yöne-tim olmaz. Komünist Partisi içerisindehiziplere yer yoktur ve yer verilmez. Kidisiplinsizlik konusunda da öyle. Kifli di-siplinsizlikleri noktas›nda iflah olmuyor-sa o kimselerin parti içerisinde tutulmas›do¤ru olmaz. Çünkü bu kimselerin parti-ye hiçbir yarar› yoktur.

Bugün üstün kararlar›n› veya ayn› or-gan›n ço¤unluk kararlar›n› uygulamayanbir kadro, bir üye, bir aktivistin yar›nkendisinin de imzas›n›n alt›nda oldu¤uço¤unluk kararlar›n› uygulamaya ve uy-gulatmaya hakk› olmaz ve olamaz. Rüz-gar eken f›rt›na biçer. Baflkas›na karfl›Marksizm ama kendine karfl› liberalizmbir Maoist üye ve aktivistin uygulayaca-¤›-savunaca¤› anlay›fl olamaz. Bu tür üyeve kadroya da Maoist partinin ihtiyac›yoktur.

Yar›-anarflist bir disiplin anlay›fl›yla,parti kendi iç birli¤i ve bütünlü¤ünü ko-ruyamaz. E¤ri oturup do¤ru konuflal›m:Geçmiflte bu saflarda kendisini partiyedayatarak görev yapmayan MK üyelerivard›r. Bazan bu durumlar örgütsel kirzhalini bile alm›flt›r. Örne¤in, kongredenbirkaç ay sonra tek bafl›na dolaflan kadrokendisini 96’dan kongreye kadar bir çokkez partiye dayatm›flt›r. Bu kimse parti-nin de içinde bulundu¤u zay›f halkalar-dan cesaret alarak birçok kez disiplinsiz-lik yapm›flt›r. “Yapmam, etmem” deyip ifliistifalara kadar götürmüfltür. Bu ba¤›ms›z-l›kç›-kariyerist duruflu askeri harekat tar-z›nda da kendisini göstermifltir. Ki bu di-

2 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 25: Sınıf Teorisi - Sayı 4

siplinsiz tutumu sonucu 5(befl) savaflç› yol-dafl›m›z flehit düflmüfltür. Örgüt içerisin-deki dengelerden ve liberalizmden dola-y› bu unsurun üzerine Kongreye kadargidilememifltir. Kongrede kendisinde bugücü bulamay›nca bu kez çeflitli bahane-ler ileri sürerek yine kendisini dayatma-ya çal›flm›flt›r. Daha sonra ise bilindi¤igibi ba¤›ms›zl›kç›l›¤›n› partiden ayr›lmatavr›yla sonuçland›rm›flt›r.

K›sacas› bir kadro, bir partili, bir aktvi-sit kendisini örgüte dayatamaz. Bu tür da-yatmalara bir komünist partisi müsaadeedemez-etmemelidir. Bir üye parti içerisin-de kald›¤›, bir aktivist faaliyet yürüttü¤ümüddetçe yukar›dan gelen kararlar› yanl›flda görse uymak ve uygulamak durumun-dad›r. Aksi anlay›fl ve tutumlar›n Maoist birkadro, bir partili ve bir aktivistle uzaktanyak›ndan iliflkisi yoktur.

Bir kadro her türlü bencillikten uzak

olmal›d›r. Bencil ve bireyci olan bir kadrokomünist bir kadro olamaz. Bencil ve bi-reyci olan bir parti üyesi gerçek bir davaadam› olamaz. Dava adaml›¤› kendisinikomünizm davas›na adamak demektir. Ko-münizm davas› ise her türlü kiflisel ç›kar›reddeder. Kendi bireyci ç›karlar›n› toplu-mun ç›karlar› üzerinde tutan bir partili ve-ya aktivist kitlelere do¤ru önderlik yapa-maz. Çünkü düflünce ve yaflam tarz›ndakomünistçe düflünüp, komünistçe yaflama-yan bir faaliyetçi kitleleri Komünizmin il-keleri do¤rultusunda flekillendiremez. Bi-linci ve davran›fl tarz› Marksist-Leninist-Maoist iedolojiyle donanmayan bir kadrokitlelere de do¤ru bir bilinç afl›layamaz.Çünkü ruh hali kötü olan bir insan›n kitle-lerin bilincini komünizm do¤rultusundade¤ifltirip-dönüfltürmesi düflünülemez.

Bencil ve bireyci olanlar kolektif dü-flünüp kolektif ifl yapmaktan uzakt›r. On-lar, paylafl›mc› olamaz. O tür kifliliklerburjuva ideolojisinin ideolojik-politik ku-

flatmas› alt›ndad›r. Bilinci bu kuflat›lm›fl-l›k alt›nda olanlar devrim davas›nda feda-kar olamaz ve ölümü göze alamaz. Örgütiçi sorunlarda tart›flmalar› daha çok kifli-sel polemikler üzerinden sürdürerek ör-gütsel çal›flmalar› provake eder. Örgütselkaos yarat›p örgütü tasfiyeye u¤rat›r. On-lar için kariyerleri her fley, partinin gelifl-mesi ise hiçbir fleydir. Bu kimseler hata-lar›n› kabul etmeye yanaflmazlar.

fiüphesiz ki parti çizgisinin uygulan-mamas›n›n iki temel nedeni vard›r: Bun-lardan birincisi, kiflinin siyasi ve idolo-jik gerili¤i iken, ikincisi ise k. burjuvaideolojik zaaflar›d›r. Birincisi ola¤andurumdur. Her zaman ortaya ç›kar. Amaikincisi ola¤an de¤il ve normal karfl›la-namaz. Küçük burjuva zaaflar›ndan(bencillik, benmerkezci tutumlar, k. bur-juva karamsarl›k, y›lg›nl›k, ideolojik bu-nal›m vb.) dolay› kifli e¤er parti çizgisi-ni uygulam›yor/kararl› bir flekilde haya-ta geçirmiyorsa, burada iki çözüm yön-temi savunulmal›d›r:

‹lk olarak, kiflileri bu ideolojik zaafla-r›ndan ar›nd›rmak gerekir. Bu, baflta ön-derlik olmak üzere her bir kadronun te-mel görevleri aras›ndad›r.

‹kinci çözüm yentemi ise, bu ideolojikhatalar›nda ›srarc› olanlar›, yani iflah ol-maz oportünist (kariyerist, bencil, ayak-ba¤›, liberal ve sekter kifliler gibi) kimse-leri örgütsel olarak ar›nd›rma siyaseti gü-dülmelidir.

Parti çizgisini bilinçli olarak uygula-m›yor; onun disiplinine uymuyor, istedi¤izaman istifa ediyor, partiye dayatmac›vb. gibisinden bir pratik sergiliyor ise, bukifliler kadro olmayaca¤› gibi parti üyesibile olamazlar. Çünkü bu gibi kiflilereparti disiplini küçük burjuva kifliliklerin-den dolay› a¤›r geliyor. Çünkü bu yar›-anarflist ve kariyerist unsurlar parti disip-linini kendileri için a¤›r bir yük olarakkabul etmektedirler.

2 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 26: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Baz› kariyerist kimseler yetkileri ol-mazsa hiçbir ifl yapamazlard›. Çünkü ini-siyatifsiz olduklar› gibi parti sorunlar›naalabildi¤ine bencilce yaklafl›rlar. Kendi-lerini ilgilendiren ana sorun kendi mevki-leridir. Yoksa devrim sorunlar› için kafayormak, politika üretmek gibi dertleriyoktur. Kendilerine dokunuldu¤u zamanparti ve devrim ak›llar›na gelir. Devrimsorunlar› için eline ka¤›d› kalemi al›p birsayfal›k perspektif yaz›s› bile yazmazlar.Ancak ifl kendi kiflisel sorunlar› oluncaonlarca sayfal›k yaz› yazmaktan geri dur-mazlar. Taban kitle (örgütlü) ve kitleninsorunlar› kendisini pek ilgilendirmez.Ama ne yaz›k ki taban kitle kendisinielefltirdi¤i veya dokundu¤u zaman iflinigücünü b›rak›p taban kitle ile u¤rafl›r.Hem de binbir türlü yalan senaryolar uy-durarak bu örgütlü insanlar›n siyasi ha-yatlar›n› bitirmeye yönelik kumpas faali-yetleri yürütür. Elindeki parti yetkisi iletaban kitle ve kitleye karfl› zorbac› vebask›c› davran›r; öyle ki asosyal kiflili¤i-ni neredeyse (yani gücü yetse) parti çizgi-si ve kiflili¤i haline getirmek için politikaüretmeye, karar ç›kartmaya kadar dahi iflivard›rtan kadrocuklar vard›. Kitle ile ba¤kurmay› de¤il ba¤ kurmamay› teorize et-meye, siyaset haline getirmeye çal›flan"kadro"lar vard›. Hem de partinin önemlikademelerinde yer almaktayd›lar.

Durum böyle olunca partinin do¤rubir kadro politikas› oluflturmas› mümkünolur mu? Çünkü partiye hakim olan çizgi-nin sahipleri Marksist-Leninist-Maoistnitelikteki kadro vas›flar›na sahip de¤il-lerdi. MK'n›n bileflimini bir kenara b›ra-kal›m. Geçmifl SB'nin bileflimine bakt›¤›-m›zda bir bildiri, bir politikay› ve birperspektif yaz›s› yazacak, kaleme alacakkapasitede olmayan kadro vard›. Bu,mevcut önderli¤in ve partinin kapasitesi-ni çok aç›k ve net bir flekilde ortaya koy-maktayd›.

‹flah olmazlar›n partiden at›lmalar›kimseyi üzmemelidir. Tam tersine sevin-dirmelidir. Çünkü iflah olmazlar gerçekparti kiflili¤i ve çizgisinin önünde engel-lik teflkil etmekteydi. Onlar partiye olum-lu de¤il olumsuz de¤er katmaktayd›lar.

Kald› ki bir insan›n komünist veyaMarksist-Leninist-Maoist olmas› farkl›fley, kadro vas›flar›na sahip olup olma-mak ise farkl› fleydir. Politik sorunlarüzerine kafa yormayan, devrim çeliflkile-rini çözmek için politika üretmeyen kim-seler ne yapacak? O zaman kiflisel sürtüfl-melerle örgütü u¤raflt›racakt›r. Çünküüretimin olmad›¤›/yap›lmad›¤› yerde tü-ketim olur. Tüketici insanlar da bilindi¤igibi daha çok asalak olarak yetiflmifl vefabrika disiplininden uzak k. burjuva s›-n›f kökenli kimselerdir. Bunlara parti di-siplini fabrikada çal›flmak gibi zor gelir.Küçük burjuva kökenlilere fabrika disip-lini a¤›r gelir. O, disipline uymay› sev-mez, ama disiplini uygulatmay› sever.Dahas› baflkalar›na disiplini uygulatmakiçin her türlü yetkiyi kullanmaktan sak›n-maz. Yoksa küçük burjuva örgüt yaflam›-n› nas›l sürdürecek. Proleter demir disip-linin uyguland›¤› yerlerde bu tür küçükburjuva unsurlar fazla varl›k gösteremez.Ya demir disipline uyarak proleterleflir yada ar›n›r. fiöyle etraf›n›za bir bak›n. Ör-gütsel disiplinsizlik yapmakda istikrarl›olan bir çok kimseyi bulabilirsiniz. Bukimseler kendilerini parti çizgisine uy-durmak yerine, parti çizgisini kendilerineuydurmaya çal›flmaktad›rlar. Nitekim ki-mileri istikrars›zl›¤›n istikrar› sonucupartiden at›l›rken, kimileri ise fedakarl›kgösterme anlam›nda zorlu¤u gö¤üsleme-yerek mücadele d›fl› kalm›flt›r.

Parti tarihimizi dahi bilmeyen çokçaüye ve kadromuz vard›. Abartmaks›z›nbelirtmeliyiz ki kadrolar›m›z›n ezici ço-¤unlu¤u parti tarihinden habersizdi. Çün-kü partiyi bir bütünlük olarak ele alacak

2 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 27: Sınıf Teorisi - Sayı 4

yaz›nsal bir çal›flma-belge ve arfliv yoktu.Ülke tarihini bilmiyordu ve bu konudado¤ru-dürüst bir araflt›rmam›z yoktu. Bunoktadaki eksikli¤imiz hala da giderilmiflde¤ildir. Teorik bak›mdan kadrolar hayligeriydi. Siyasi olarak geçmiflte yaflan›langeliflmeler tecrübe haline getirilmiyor ve-ya getirilmemiflti.

Proleterleflmeyen küçük burjuva kö-kenli kadrolar geçmifl al›flkanl›klar›n›nbir tezahürü olarak faal, çal›flkan ve üret-ken olmaz. Bu kadrolar›n ço¤unlu¤u gü-nünü gün ederek ve zamanlar›n› daha çokgeyik muhabbetleriyle geçirmekteydiler.Disiplinli çal›fl›p disiplinli üretmiyor. Ko-flullar› planl›/programl› bir flekilde ayar-lamak yerine kendili¤inden ve dar pratik-çi bir hat içerisinde çal›fl›r. Bir anda hertarafa yumruk sallamay› sever. K. burju-vazi disiplinsizdir; ani hamlelerle ifli bi-tirmeye çal›fl›r. Onun için o anl›k ifller yo-luna girmiflse en büyük baflar› odur. O,uzun vadeli düflünüp uzun vadeli hesap-lar yapamaz. Koflullar› de¤ifltirmek yeri-ne ona teslim olur. Sosyal yaflam›n› iseplanl› yürütmez. Acelecidir. Günübirlikpolitikalar ve baflar›lara kendisini hapse-der. Uzak görüfllü ve sab›rl› bir flekildedüflünüp ifl yapmak onun can›n› s›kar.

Daha önce de iflaret etti¤imiz gibi par-timizin bugün ve gelecekte de üyelerininço¤unlu¤unun s›n›f kökeni k. burjuvaolacakt›r. Bu, ülke gerçekli¤inin do¤al birsonucudur. Daha önce de vurgulad›¤›m›zgibi ülkenin nesnel koflullar› ve stratejikolarak k›r-flehiri kuflats›n hatt›ndan yürü-memiz partiye k. burjuva s›n›f kökenlile-ri daha çok kazand›racakt›r. Sorunun özübu kimselerin s›n›f kökenlerinin k. burju-va olmalar› de¤il, bu kimselerin partiyeal›nd›ktan sonra ideolojik bak›mdan dö-nüflüp dönüflmemeleridir. Yoksa bir Mao,Lenin ve Marks'›n kendisi de küçük bur-juva kökenlidir. Sözün özü partinin prole-terleflmesini sadece kiflilerin s›n›f köken-

lerinin proleter olup/olmamas›na ba¤la-yamay›z. Böyle düflünmek, böyle hesapyapmak ütopik bir anlay›fl ve hesapt›r.Hedef olarak daha çok, hatta hepsininproleter olmas›n› istemek farkl› fakat ger-çeklik farkl›d›r. Biri istenen ve amaçla-nan iken, di¤eri ise mevcut gerçekli¤insonucudur. Gerçeklere göre de¤il istekle-re göre hareket etmek demek hiçbir fleyyapmamak demektir. Bu da devrimi ger-çeklefltirmemekle efl anlaml›d›r. K›sacas›,mesele Marksist-Leninist-Maoist yönlen-dirme-flekillendirme, yani ideolojik ola-rak k. burjuva s›n›f kökenlileri de¤ifltiripdönüfltürmektir. Bunun ana yolu da par-tinin örgütsel alanda izleyece¤i do¤ru birsiyasete ba¤l›d›r. Do¤ru bir örgütsel çiz-ginin ana ruhunu da do¤ru bir kitle çizgi-si oluflturur.

4) Kadrolar›n Uygun Da¤›l›m›

Dimitrov yoldafl bu noktaya iliflkinflunlara iflaret etmektedir:

“Her fleyden önce, hareketin ana hal-kalar›n›n y›¤›nlarla ba¤lar› olan, bu y›-¤›nlar›n ta içinden ç›km›fl, giriflkenlik sa-hibi ve dayan›kl› güçlü insanlar›n sorum-lulu¤unda olmas›n› telkin etmeliyiz. Da-ha önemli bölgelerin uygun say›da böyle-si savaflç›lar› olmal›d›r."

Kadrolar›n bölgelere göre da¤›l›m›n›yaparken, özellikle de önemli bölgelereda¤›l›m›n› yaparken burada dikkat edil-mesi gereken, söz konusu kadrolar›n kit-lerle ba¤›n›n olup olmamas›, dahas› zor-luklar karfl›s›nda dayan›kl›-güçlü olup ol-mad›¤›na bak›larak da¤›l›m yap›lmas›d›r.Bölge bofl kalmas›n veya sadece alan› ta-n›yor diye ama zay›f ve sendeleyen kad-rolar› önemli bölgelere atarsak oradakiçal›flmalarda gerekli verimi alamay›z.Çünkü zorluklar karfl›s›nda sendeleyen,karamsarl›k ve umutsuzlu¤a düflen birkadroyu götürüp önemli bölgelere atar-

2 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 28: Sınıf Teorisi - Sayı 4

sak, bu kadroyu daha iflin bafl›nda ikenkaybetmek demektir. Bu tür kadrolar› dö-nüfltürdükten sonra yeni görevlere atama-l›y›z. Sendeleyen kadrolar› birfley olmazdeyip ayn› görevlere atarsak hem o kad-royu kaybetmifl oluruz, hem de o alanda-ki çal›flmalara zarar vermifl oluruz. Partitarihine bakt›¤›m›zda bunun örneklerineçokca rastlar›z. Bu kimseler flehir faali-yetlerinde ise polis taraf›ndan ele geçiril-di¤inde çözülüyor, gerilla bölgesinde isearadan fazla zaman geçmeden tökezleye-rek mücadeleyi b›rak›yor.

Oysa bu kimselere do¤ru yaklafl›m,onlar›n yeni durumlar›n› (sendelemeleri-ni) gözönüde bulundurarak kald›rabile-cekleri yükün alt›na sokmak ve yard›mc›olmakt›r.

Kald›ramayaca¤› yükün alt›na koy-mak o kadroyu kaybetmeyi göze almakdemektir. Bu tür yanl›fl siyaset tarzlar›ylasadece kadro kaybedilmiyor, o alan faali-yeti de kaybediliyor. Kadro, kald›rama-yaca¤› yükün alt›na girince m›zm›zlan›-yor, etraf›na karamsarl›k ve umutsuzluktohumlar› ekiyor. Dahas› git gide parti veparti çizgisine karfl› güvensizlik gelifltiri-yor. Ve sonunda da partiden kopuyor. ‹fltebu kopuflun tayin edici unsuru burada iz-lenen yanl›fl siyasettir. Çünkü zaman›ndabu kadroya karfl› do¤ru yaklafl›p yard›m-c› olunmam›flt›r.

Kadro ilahi bir güç de¤ildir. Özelliklede örgütsel bunal›m ve devrimci duru-mun geri oldu¤u dönemlerde kadrolardasendeleme kendisini daha çok gösterir.Örgütsel moralin zay›f oldu¤u koflullardamücadeleden kaç›fllar artar. ‹flte bu dö-nemlerde yine her zamanki gibi en büyükgörev kadrolara düfler. Durumu olumluyaçevirme tamam›yla kadrolar›n ideolojiksa¤laml›l›klar›yla orant›l›d›r. En zor ko-flullarda dahi devrimci iradenin her zorlu-¤u altedece¤i bilinci ve kavray›fl›yla ha-reket eden, bencil ç›karlar› yerine devrim

ç›karlar›n› esas alan komünist bir kadrokolay kolay tökezlemez. O, yol göster-mede öncü ve önder olmak cüretini heralanda göstermelidir.

Her türlü oportünist ak›ma karfl› gö¤üsgererek parti çizgisini en üst seviyede tut-mak kadronun görevidir.

Dayan›kl› ve güçlü olmak ideolojiksa¤laml›kla ilgilidir. Marksist-Leninist-Maoist ideolojiyle ne kadar donan›rsanher türlü zorlu¤u da o kadar kolay aflar-s›n. Çünkü s›n›f mücadelesinde her türlüzorlu¤u aflmada bilince yön veren Mark-sizm-Leninizm-Maoizm olmal›d›r. Zor-

luklar insan›n kafas›ndad›r. Kafanda

zorluklar› ne kadar büyütür ve çözüle-

mez k›larsan, o kadar da zorluklar›n

alt›ndan kalkamazs›n. Zorluklar› afl-

mada bilgisizlik bencillikle birleflirse o

zorluklar› hiç aflamazs›n.Zorluk, bilgisizlikle orant›l›d›r. Bir çelifl-

kinin çözümüne iliflkin bilgin varsa o çelifl-kinin çözümü de o kadar kolayd›r. Bilginyoksa ve de o çeliflkiyi çözmek için cüretinyoksa çeliflkiyi çözemezsin.

Cüret dedi¤imiz tabii ki öylesine kurukurusuna cesaret de¤il. Marksist-Leninist-Maoist bilgiyle donanm›fl cüretten söz edi-yoruz. Günlük sosyal yaflamda dahi insan›nbilmedi¤i fleyler oldukça zor gelir. Korkudenen fley de tamam›yla geri toplumsal birkuflat›lm›fll›¤›n sonucu bilincin parçalanm›flhalidir. Nas›l ki tanr› diye sanal bir fleyeinanmak bilgisizlik sonucu ortaya ç›km›flsa,ölüm karfl›s›ndaki korku da tamam›yla bil-gisizlik sonucudur.

Bilgisizlik, güçsüzlük demektir. Güç-

süzlük ise zorluklar karfl›s›ndaki daya-

n›ks›zl›k demektir. Bilgi güç ve iktidar de-

mektir. Çünkü, bir çeliflkinin çözümü

noktas›nda elde edilen bilgi o çeliflkiye

hükmetmek demektir. O halde siyasal-ör-

gütsel zorluklar›n üstesinden gelmek için

de tamam›yla Marksist-Leninist-Maoist

ideolojiyle donanmam›z flartt›r. Günü-

müz aç›s›ndan ise illa da Maoizmle do-

3 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 29: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nanmal›y›z. ‹flte burada Marksist-Leninist-Maoist

önderli¤in asli görevi partili kadro ve tümaktivistlerin bilincini her zaman içinMarksist-Leninist-Maoist ideolojiyle do-natmakt›r. Bu görev ertelendi¤i, küçüm-sendi¤i zaman kör inanç, zorluklar karfl›-s›nda sendeleme ve dahas› mücadeledenkopma da o kadar h›zlanm›fl olur.

Kolektif fikir üretmek ve kolektif pay-lafl›m her türlü dayan›kl›¤› beraberindegetirir. Bireyci çal›flma tarz›ndan azamiderecede uzak kaçmal›y›z. Kendi d›fl›-m›zdaki kadro, üye, aktivist ve halka kar-fl› sonsuz güven beslemeliyiz. Tarihi vedevrimi yapan gücün halk y›¤›nlar›ndanbaflkas› olamayaca¤›n› hiçbir zamanunutmamal›y›z. Güven ve sevgimiz ko-lektif olmal›d›r ki bir güç yaratal›m. Ken-disinden baflkas›na güvenmeyen, halk›nave yoldafllar›na sevgiyle yaklaflmayanlarözünde kendisine de güvenmiyor demek-tir. Çünkü kifli tek bafl›na hiçbir fley yapa-maz. Tek bafl›na sevemez. Tek kiflilik sev-giler sahtedir. Orada bir güç ve dayan›k-l›k yoktur. Kitleleri ve yoldafllar›n› sevdinmi onlar da seni sever, sana güç verir. ‹fl-te bu, mücadelede iktidarlaflmad›r. Amaonlar› sevmedin mi, onlara tepeden bak›ponlardan kopuk yaflad›n m› senin gücünhiçbir fleydir. ‹flte emperyalist haydutlar›nve gerici hakim s›n›flar›n “ka¤›ttan kap-lan olmalar›n›n” politik arkaplan›nda ya-tan gerçeklik de budur. Çünkü onlar içinesas mesele insanlar› sevmek ve insanla-r›n özgürleflmesi sorunu de¤il, özel mül-kiyet iliflkileri temelinde sermaye kat-makt›r. Dolay›s›ylad›r ki, yani insana da-yanmayan bir güç de bofl ve koftur. Enbüyük güç kitlelerdir. O halde kitleleredayanan bir kadro ve parti de çok güçlüve dayan›kl› olur.

Tabii ki birey anlam›nda bu güç ve da-yan›kl›l›k birden bire ortaya ç›kmaz. Bu-nun bir süreci olur. ‹nsan her an ileriye

do¤ru düflünür ve ifl yaparsa o derecegüçlü ve dayan›kl› olur. Bilginin s›n›r› ol-maz. Zaten bildi¤iyle yetinmeyi savun-mak geliflmenin ve bilimin en büyük düfl-manl›¤›n› yapmak demektir. Koflullarateslim olanlar kendilerini gelifltirmek is-temedikleri ve bulduklar› ile yetindikleriiçin yerinde çak›l›p kalabiliyor. Statüko-culuk denen fley de budur.

Bir kadro, bir aktivist sürekli bir flekil-de kendi bilgisini yenilemelidir. Yenili¤eaç›k olmayan bir kadro ve aktivist yenigeliflmeler karfl›s›nda tökezler. Çünkü ye-niye karfl› kapal› olmak eskide ›srar et-mek demektir. Do¤ru, mevcut an› iç ved›fl, subjektif ve objektif koflullar›yla bir-likte bilimsel bir flekilde ele al›p de¤er-lendirmek demektir. Dolay›s›yla bir anauygulanan yöntemi baflka bir an› çözmekiçin uygularsan o yöntem do¤ru olmaz.Mao’nun “farkl› nitelikteki çeliflkiler an-cak farkl› yöntemlerle çözülür” derkenkastetti¤i budur.

‹flte kadrolar›n uygun da¤›l›m›nda gözö-nünde bulundurmam›z gereken temel ölçütde bu olmal›d›r. Gücüne ve yetene¤ine göreifl vermeliyiz ki o kimseler o yükün alt›ndankalkm›fl olsun. Bu, bir bölgenin sorumlulu-¤u bak›m›ndan olsun, bir komiserlik, birkomutanl›k, bir il örgütlenmesi bak›m›ndanolsun fark etmez. 50 kiloluk ifl yapacak gü-cü olan birisine götürüp 100 kiloluk ifli ve-rirsek o yükün alt›ndan kalkamaz. Dayan›k-l›l›k meselesi budur. 50 kilo yükü kald›rana50 kiloluk ifl, 100 kiloluk ifli kad›rana 100kiloluk ifl vereceksin. Zorlama bir flekildedayan›kl›l›k olmaz. Sorunu sadece götürüpiradeyle aç›klamak da olmaz. ‹radeyle olsaiflkencede direnenler devrim için tek bafl›nayeterli olurdu. Mesele her alanda do¤ru birsiyaset izlemektir. Her fleyin belli bir s›n›r›vard›r. Dolay›s›yla bir kadronun da kald›ra-ca¤› yük bak›m›ndan s›n›r› vard›r. Bu bi-linçten hareketledir ki do¤ru bir kadro siya-setinin önemli bir aya¤›n› da kadrolar›n uy-

3 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 30: Sınıf Teorisi - Sayı 4

gun da¤›l›m›n› yapmak oluflturmaktad›r.

Dayan›kl›l›¤› ve ideolojik sa¤laml›¤›sadece kiflinin poliste direnmesine ba¤la-mak bizi çok olumsuz bir kadro/örgütlen-me politikas›na götürür. Evet poliste di-renmek önemli bir görevdir. Bir komünistiçin olmazsa olmaz ölçütlerin bafl›nda ge-lir. Ama bu tek bafl›na yetmez. Di¤er özel-likleri de kadro olmaya müsait ise atama-larda bu tür kimselere öncelik verilir. Budurumu tart›flmak abestir. Bizim tart›flt›¤›-m›z esas konu fluras›d›r:

Kifli poliste direnmifl, fakat di¤er özel-likleri bak›m›ndan kadro olmaya müsaitde¤ilse sadece bu durumundan dolay›kadro olarak seçmek, önemli görevlereatamak Maoist bir kadro siyaseti olamaz.Hatta öyle kimseler vard›r ki, poliste di-renmifl fakat daha sonraki süreçte üzerin-deki bir dizi ideolojik zaaf a盤a ç›km›flt›r.Öyleki parti üyeli¤ine uygun davran›fllarbile sergilemiyor. Polisteki direniflini par-ti kitlesi ve partisiz kitle üzerinde bask›unsuru olarak kullanmaya çal›flmaktad›r.Bunu bir görev oldu¤u bilinciyle de¤il birimtiyaz arac› olarak kullanmaya çal›fl›r.Dahas› bu kimselerden zafer sarhofllu¤u-na kap›lanlar süreç içerisinde mücadele-den koptu-kopuyor. Bu tarz› sergilemekbafll› bafl›na bir ideolojik zaaft›r. K›sacas›,ideolojik sa¤laml›k ve dayan›kl›l›¤› sade-ce tek bir noktada ele almak büyük bir ya-n›lg›d›r. Onlarca y›l gerilla savafl› içerisin-de b›kmadan-y›lmadan savafl yürütmek deideolojik sa¤lamla›¤›n baflka bir boyutunuoluflturur. ‹deolojik sa¤laml›k bir bütün-lük arzeder. Bu her türlü bireyci düflünme,yaflamdan uzak davran›fl bütünlü¤ü de-mektir. Her bak›mdan Marksist-Leninist-Maoist ilkelere uygun komünist bir duruflsergilemektir ideolojik sa¤laml›k. Bunun-la birlikte, mevcut komünist parti kadrola-r› ve üyeleri “komünist toplumda yetiflmiflkomünistler olmad›¤›ndan”, komünistle-

rin her konuda dört dörtlük davranmas›beklenemez.

5) Kadrolara Yard›m

Belirtmek gerekirki parti olarak geç-miflten günümüze kadrolara yeterli sevi-yede yard›mc› olundu¤unu söyleyeme-yiz.

Dimitrov yoldafl›n konuya iliflkin vur-gular›n› öncelikli olarak aktaral›m:

“Bu yard›m, gerekli direktifler, yol-daflça denetim, eksikliklerin ve yanl›flla-r›n düzeltilmesi ve somut, günlük önder-lik biçiminde olmal›d›r."

Baflkan Mao ise flu noktalara dikkatiçekmeketidr:

"Kadrolara özen göstermesini bilmeli-yiz. Bunun çeflitli yollar› vard›r.

Birincisi, onlara yol gösterin. Bu, so-rumluluk yüklenme cesaretini gösterebil-meleri için çal›flmalar›nda onlara serbest-lik tan›mak ve ayn› zamanda, partinin si-yasi çizgisinin rehberli¤inde inisiyatifle-rini tam olarak kullanabilmeleri için on-lara yerinde ve zaman›nda talimatlar ver-mekle olur.

‹kincisi, kadrolar›n düzeylerini yük-seltin. Bu, teorik kavray›fllar›n› ve çal›fl-ma yeteneklerini artt›rabilmeleri için on-lara ö¤renme olana¤› sa¤layarak onlar›e¤itmek demektir.

Üçüncüsü, çal›flmalar›n› denetleyin;tecrübelerini özetlemelerine yard›mc›olun. Kadrolara özen göstermenin yolu,görev verip denetlememek ve ancak cid-di hatalar yapt›ktan sonra ilgilenmek de-¤ildir.

Dördüncüsü, hata yapan kadrolarakarfl› genel olarak ikna yöntemini kulla-n›n ve hatalar›n› düzeltmeleri için onlarayard›mc› olun. Mücadele yöntemi sadececiddi hatalar yapt›klar› halde kendilerineyol gösterilmesini kabul etmeyenlere kar-fl› uygulanmal›d›r. Bu durumda sab›rl› ol-

3 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 31: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mak gerekir, insanlara kolayca "oportü-nist" damgas› vurmak ya da onlara karfl›kolayca "mücadeleye giriflmek" yanl›flt›r.

Beflincisi, karfl›laflt›klar› güçlüklerdeonlara yard›mc› olun. Kadrolar hastal›k,geçim, aile hayat› ya da baflka nedenleryüzünden s›k›nt›ya düfltüklerinde onlaramutlaka elimizden geldi¤i kadar ilgi gös-termeye çal›flmal›y›z."(Mao, Seçme Eser-ler. Cilt-2. sf;211)

Mao'nun dikkat çekti¤i hususlara ek-leyece¤imiz baflkaca bir nokta söz konu-su de¤il. Bu kriterler ›fl›¤›nda kadrolarayard›mc› olmay› görev bilmeliyiz.

Yön göstermek demek onlara öncülüketmektir. Bu, ayn› zamanda onlar›n inisi-yatiflerine müdahele etmemek, ba¤›ms›zinisiyatiflerini gelifltirmek demektir. Yöngöstermek kadrolar›n her yapt›¤› ifle bu-run sokmak, inisiyatiflerini k›rmak olarakanlafl›lmaz.

Düzeylerini yükseltmekten kadrolarateorik-siyasi, askeri, örgütsel alanda yar-d›mc› olmak, daha ileri tafl›mak anlafl›l-mal›d›r.

Denetleme, yukar›dan afla¤›ya do¤rugerek raporlar yoluyla gerekse pratik ola-rak çal›flmalar› denetlemektir. Bu, bizimkigibi ülkelerde illegal mücadelenin zorun-lulu¤undan dolay› daha çok raporlar yo-luyla olur. Direkt denetim ise yerinde de-netimdir. En verimli sonuç bu tür dene-timlerde al›n›r. Fakat bu tür denetimlerolanaklar›n darl›¤› ve illegal koflullardandolay› oldukça s›n›rl› olur. Raporlar yo-luyla denetimler kendi içinde baz› eksik-lik ve yetersizlikler tafl›r. O nedenle bu türdenetimlere oldukça özen göstermeliyiz.

Hata yapanlara ve karfl›laflt›¤› güçlük-leri aflamayanlara yard›mc› olmak her birkadronun ve partilinin görevidir. Hem deen önemli görevidir. Devrimin hata ya-panlara ihtiyac› var. Hata yapmayanlarancak ölülerdir. Mücadele içerisinde

olanlar hata da yapar. Bu, mücadeleninkaç›n›lmaz sonucudur.

Tabii ki hata yapanlar› iki kategoriyeay›rmal›y›z. Birincisi, hatalar›n› düzelt-me e¤ilimi tafl›yanlar, di¤eri ise hatalar›n-da ›srar edenlerdir. Hatalar›nda ›srarc›olanlar iflah olmaz oportünistlerdir. ‹flaholmazlara parti içerisinde yer olmaz-yerverilmez. Bunlar partiden ar›nd›r›lmakzorundad›r. Çünkü iflah olmazlar›n çizgi-si devrime de¤il karfl›-devrime hizmeteder. Onlar partinin geliflmesi önündeayakba¤› oluflturur.

Kadrolara yard›mc› olma noktas›ndaözel kadro politikam›z yok. Ya kadrolar›nolumlu yanlar›n› abartarak kadroyu veziryapar›z, ya da bir hatas›ndan dolay› onuher bak›mdan olumsuzlar ve olumsuzluk-lar›n› abartarak gözden ç›kart›r›z. Bu ko-nuda bazen sekter, bazen ise liberal birörgütsel çizgi izledik. Sorunu örgütselalandaki çizgi olarak ele al›p de¤erlendir-mek gerekir. Bir partinin Konferans,Kongre veya Merkez Komitesi düzlemin-de kadro politikas›na iliflkin nas›l birperspektif ortaya konulmufl ise alt kade-melerde o prati¤i sergiler. Bir önderli¤in

3 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Ya kadrolar›n olumlu yanla-r›n› abartarak kadroyu veziryapar›z, ya da bir hatas›ndandolay› onu her bak›mdanolumsuzlar ve olumsuzluklar›-n› abartarak gözden ç›kart›r›z.Bu konuda bazen sekter, ba-zen ise liberal bir örgütsel çiz-gi izledik. Sorunu örgütselalandaki çizgi olarak ele al›pde¤erlendirmek gerekir.

Page 32: Sınıf Teorisi - Sayı 4

kadrosal bak›mdan niteli¤i (nitelik de-mek; ideolojik sa¤laml›k, siyasi ilerilikve yeteneklerinin toplam›d›r) o örgütünher alandaki geliflim düzeyini gösterir, eleverir. Bir partinin genel ideolojik-siyasiçizgisi do¤ru olabilir, fakat bu ideolojik-siyasi hatt› s›n›f mücadelesinin prati¤iyleeylemsel alanda buluflturacak niteliklikadrolar yoksa, o partinin dönemsel çiz-gisi Marksist-Leninist-Maoist de¤il opor-tünist olur.

Bir önderli¤in ald›¤› taktik-politik ka-rarlar e¤er do¤ru ise o örgüt dönemsel vehatta günlük olarak da do¤ru bir çizgideilerliyor demektir. Lenin yoldafl, bir parti-nin her alanda Marksist çizgi izlemesiiçin flu üç önemli noktan›n birbirini ta-mamlamas› gerekir diyor: Parti progra-m›nda, örgütsel ilkelerde ve taktik-politi-ka üretmede Marksist fikirlere-çizgileresahip olmak flartt›r. E¤er bunlardan birieksik olursa o alanda Marksist bir çizgiizlenmez. Daha da somutlaflt›r›rsak:Programda Marksist, örgütsel ilkelerdeMarksist, ama taktik politika üretmedesol veya sa¤ subjektifizme düflüldü¤ü za-man iflte o özgülde Marksist çizgi izlen-memifl demektir. “Bir hareketin niteli¤ieylemine göre de¤erlendirilir” denilenfley tam da budur. Bunun içindir ki ancaksomut politika izlemekle bir parti hemprogram›n› hem de örgütsel ilkelerini kit-lelere nüfuz ettirebilir. Tabii ki somut po-litikay› bu genel siyasal çizgi ›fl›¤›nda be-lirleyeceksin. Yoksa sa¤a, sola sapmankaç›n›lmazd›r.

“Her parlayan fley alt›n de¤ildir.” Do-lay›s›yla baz› kararlar görünürde iyi vegüzel görünebilir. Ama bu söz konusu herpolitikan›n do¤ru oldu¤u anlam›na gel-mez. Bilindi¤i gibi geçmiflte politik-te-orik gerili¤imizden dolay› kararlar›n gö-rünürdeki do¤rulu¤undan hareket ederekflöyle diyorduk; ald›¤›m›z kararlar do¤ruama biz uygulamad›k. Bunun mazereti

ise daha çok “sa¤c›” olmak oluyordu. An-cak gerçekler öyle de¤il. Partinin subjek-tif gücü (kurum, kadro, savaflç› vd. ola-naklar), düflman›n durumu, halk›n vedevrimci hareketin içinde bulundu¤u veuluslararas› siyasal durum ve geliflmele-rin yönü, askeri güçler dengesi vb. gözönüne al›narak taktik politikalar belirlen-medi¤i için baflar›s›zl›¤a u¤ruyorduk.Yoksa bu baflar›s›zl›klar kiflilerin niyetle-ri sonucu ortaya ç›km›yordu. Baflar›s›zl›-¤›n as›l nedeni belirlenen taktik politika-lar›n ya gerçekli¤in ilerisinde ya da geri-sinde olmas›ndan kaynaklan›yordu. Dü-flünce yönteminde öznelcili¤e düflüldü¤üiçin pek tabii ki örgütsel ve askeri alandada baflar›s›zl›¤a u¤ramak kaç›n›lmaz olu-yordu. Daha önceleri de ifade ettik: Birtaktik politikan›n do¤rulu¤u ancak s›n›fmücadelesinin gerçek prati¤i içerisindeortaya ç›kar.

Fikir üreten ve ayn› zamanda bu fikir-leri uygulay›p /uygulatan bir kurum ol-mal›d›r ki, gerçekte Marksist-Leninist-Maoist önderlik hayat bulsun. Biz önder-li¤i tek kiflinin yönetti¤i/fikir üretti¤i birkurum olarak ele al›p de¤erlendiremeyiz.Bizim önderlik dedi¤imiz kollektif fikirüreten ve bu fikirleri uygulay›p-uygula-tan kurum olmal›d›r. Tersi fleflerin, lider-lerin tek bafl›na yön verdi¤i burjuva veküçük burjuva örgüt ve partiden baflka biraraç olmaz. Partinin ad› üzerinde: Komü-nist. Komünistlik kavramsal kökenini ko-münal kolektiflikten al›r. Bütün parti ikti-dar›n› ve yönetimini tek bir kifliye b›rak-mak o kiflinin yan›lmaz otorite oldu¤unukabullenmekten baflka bir anlam ifade et-mez. Bu da komünistli¤in özüne ayk›r›-d›r. Bizim kiflileri putlaflt›rma ve onlarüzerinden siyaset yapma diye bir politika-m›z olamaz. Kolektif önderlik komünistpartisinin ruhunda vard›r. Bunu reddetti-¤in zaman komünist olmaktan ç›kars›n.Yan›lmaz otorite diye bir fley yoktur. S›n›f-

3 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 33: Sınıf Teorisi - Sayı 4

l› toplumda herkes yan›l›p hata yapabilir.

‹flin olumsuz bir boyutunu kollektifönderli¤in rolünü yads›yan küçük burju-va anlay›fllar olufltururken iken, di¤er bo-yutunu ise teoride kolektif önderli¤i sa-vunmam›za ra¤men ancak pratikte bunauygun hareket etmeme gerçekli¤i olufl-turmaktayd›. Bizim hatam›z önderli¤inrolünü küçümsemek ve ona gerekli öne-mi vermemekti. Yoksa belirgin ve aç›kbir flekilde flef tipi örgüt ve önderli¤i sa-vunan kimse yoktu saflar›m›zda. Bu du-rumda da do¤ru bir önderlik çizgisi ger-çeklefltirilemez. Bizim savundu¤umuz,süreklili¤i sa¤lanm›fl, istikrarl› ve kolek-tif bir önderliktir.

Aksi anlay›fllar do¤rulardan sa¤a ve"sol"a sapmakt›r. Bunun örgütsel çal›fl-madaki en belirgin ve somut yans›mas›ise bürokratizmdir. Bürokratizmin orduiçerisindeki yans›ma biçiminin ise savafla¤al›¤› çal›flma tarz› oldu¤unu daha önceifade etmifltik. Stalin yoldafl örgütsel ön-derlik sorunlar›na iliflkin flu temel vurgu-lar› yapmaktad›r:

“Baz› kifliler, zaferin sözde kendili¤in-den gelmesi için do¤ru bir parti çizgisisaptaman›n, bunu tepelerden ilan etme-nin, genel tezler ve kararlar biçiminde ifa-de etmenin ve oya sunup oybirligiyle ka-bul etmenin yeterli oldu¤unu san›yorlar.

Bu, tabii ki yanl›fl ve kaba bir yan›lg›-d›r. Yaln›z iflah olmaz bürokratlar böyledüflünebilirler. Asl›nda bu baflar›lar ve za-ferler kendili¤inden de¤il, parti çizgisininuygulanmas› için çetin bir mücadele so-nucunda meydane geldi. Zafer asla kendikendin gelmez, ço¤unlukla onun eldeedilmesi gerekir. Partinin genel çizgisininlehindeki iyi kararlar ve bildiriler yaln›zbir bafllang›çt›r: bunlar sadece zafere kar-fl› duyulan arzuyu ifade ederler, zaferinkendisini de¤il. Do¤ru çizgi ortaya kon-duktan ve sorunun do¤ru bir çözümü bu-lunduktan sonra baflar›, iflin nas›l örgüt-

lendi¤ine, parti çizgisinin uygulanmas›için mücadelelerin örgütlenmesine, gö-revlilerin uygun seçimine ve yönetici or-ganlar›n kararlar›n›n uygulanmas› deneti-minin sürdürülüfl yoluna ba¤l›d›r. Aksitaktirde, partinin do¤ru çizgisi ve do¤ruçözümler ciddi olarak zarar görme tehli-kesindedir.

Bundan da öte, do¤ru siyasal çizgi or-taya konduktan sonra örgütsel çal›flmado¤rudan siyasal çizginin kaderinin bafla-r›s›n› ya da baflar›s›zl›¤›n› dahil her fleyibelirler.”

Stalin yoldafl ayn› makalesinde Leninyoldafl›n "örgütsel çal›flmada esas soru-

nun do¤ru kiflilerin seçimi ve kararla-

r›n uygulanmas›nda denetimin sürdü-

rülmesi oldu¤u (abç) konusundaki dahi-ce düflüncesini gösterdi," vurgusunu yap-maktad›r.

Burada bilince ç›kart›lmas› gerekenbirinci nokta, kadrolar›n do¤ru bir bak›flaç›s›yla seçilmesi iken, ikinci nokta iseal›nan kararlar›n uygulanmas›nda deneti-min do¤ru bir flekilde sürdürülmesi ger-çekli¤i olmal›d›r.

Bu ikisinden birisi eksik oldu¤undakararlar›n do¤rulu¤u ka¤›t üzerinden öte-ye geçemez.

Do¤ru fikirleri Marksist-Leninist-Maoist kadrolar üretecek, bu fikirleri yi-ne prati¤e geçirecek bafl güç ise elbette kikadrolar olacakt›r. Marksist-Leninist-Maoist kadrolar› kim seçecek, kim ataya-cak? Kuflkusuz ki bunu yerine getirecekolanlar, Marksist-Leninist-Maois kadropolitikas›na sahip üyeler, parti önderli¤ive kongrelerdir.

Demek ki örgütsel çal›flman›n kaderiönce kiflilerin do¤ru bir bak›fl aç›s›yla se-çilmesi, atanmas›, sonra ise seçilen bukadrolar›n görevlerini denetlemekten ge-çer. Denetlemek derken bir kez daha vur-gulayal›m ki bundan iki tür denetlemeyi

3 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 34: Sınıf Teorisi - Sayı 4

anlamal›y›z. Birincisi dolayl› denetim,ikincisi ise pratik denetimdir.

Parti olarak rapor yazmas›n› yeterincebeceremiyorduk. Bu yetersizli¤i gider-memiz flartt›r. Rapor nas›l yaz›l›r nokta-s›nda geçmifl komünist say›lar›nda örnekbir rapor tasla¤› sunulmufltu. Bu taslak te-mel al›narak rapor haz›rlanmal›d›r. Ra-porlar k›sa tutulmal›d›r. Geçmifl çal›flma-lar›m›zda rapor yaz›m› noktas›nda hakimolan tarz daha çok tutanaklar› oldu¤u gi-bi aktarmak fleklinde gerçeklefliyordu. Buçal›flma tarz› yanl›flt›r. Raporun özünü fa-aliyetlerin kendisi oluflturmak zorunda-d›r. Ama bizim rapor diye sunmaya çal›fl-t›klar›m›z daha çok örgütsel sorunlara¤›rl›kl› kararlard›. Kald› ki yaz›l› raporda sunulmuyordu ço¤u kez. Organlar da-ha çok sözlü olarak faaliyetlerini aktar-maktayd›lar. Buna, istisnai durumlar ha-riç müsaade edilmemelidir. Görev yap-mayan kadrolar vard›. MK bunlara müsa-ade ediyor, bunlara göz yumuyor, es geçi-yordu. Bu durumda o örgütün demir di-siplininden söz etmek elbetteki do¤ru ol-maz. Bir komünist partisinde gönüllülükve bilince dayal› demir disiplin hükümsürmezse o partinin s›n›fa ve devrime si-yasi öncülük ve önderlik edece¤inden sözetmek de mümkün olmaz. Kadrosuna,üyesine, vd. aktivistlerine söz geçireme-yen; kararlar› uygulatamayan-uygulama-yan; her zaman için örgütün örgütsel fa-aliyetlerini provake etmeye çal›flan kifli-lere örgüt içerisinde müsaade edilmez.Buna müsaade edildi¤i yerde o örgütünörgütsel çal›flmay› do¤ru yürüttü¤ünüsöylemek veya bu yönlü bir iddiada bu-lunmak için insan›n devrim sorunlar›nakarfl› ciddiyetsiz, sorumsuz ve duyars›zdevrimciler olmas› gerekir.

Bilinmelidir ki örgütsel kaosun hü-küm sürdü¤ü ortamlarda afla¤›dan yuka-r›ya do¤ru giden raporlar›n geneline ha-kim olan tarz subjektifizmdir.

E¤er bir MK üyesi, bir kadro verilengörevleri yapmaz; ve bir kadro parti içe-risindeki mücadelesini iki çizgi mücade-lesi do¤rultusunda yürütmezse, art›k birönderli¤in kalk›p alt kademelerde görevyapan partili ve partisiz kadrolardan gö-revleri yerine getirmesini, disipline uy-mas›n› beklemesi saçmal›k olmaz m›?Bu, kendine karfl› liberalizmi baflkalar›nakarfl› Marksizmi savunmak demektir. Du-rum bu merkezde olunca alt kademelerdegörev yapmayan, disipline uymayanlar›örgütten atmaya kadar gitmenin Mark-sist-Leninist-Maoist örgütsel çizgiyleuzaktan yak›ndan iliflkisi olmaz.

Marksist-Leninist-Maoist örgütsel di-siplin anlay›fl›nda çifte standartç› uygula-malara yer yoktur. Herkes için tek disip-lin geçerlidir. Disiplini ihlal edenleri he-men cezalara çarpt›rmak do¤ru olmaz. ‹fl-ledi¤i suça uygun cezalar verilmelidir.Tabii ki disiplin cezalar› verirken kiflininkonumundan tutal›m da suçu iflledi¤i içve d›fl koflullara, oradan da psikolojik du-rumuna kadar her türlü faktörü gözönün-de bulundurmal›y›z. Ceza vermek dönüfl-türmenin bir arac› olarak tercih edilmeli-dir. Cezan›n neden-niçin verildi¤i gerek-çeleriyle birlikte insanlara derinden deri-ne kavrat›lmal›d›r. Keyfiyetçi cezalardanazami bir flekilde uzak durulmal›d›r. Hataiflleyen herkese yard›mc› olunmal›d›r.Meselenin kilit noktas› insanlar›m›za ha-talar›ndan ar›nmas› için yard›mc› olmak-t›r. Bu, her bir kadro için vazgeçilmez gö-revler aras›ndad›r.

Devrime karfl› sorumluluk tafl›mak sa-dece iflkencede direnmek, ölüm orucu di-reniflini baflarmak veya bir çat›flmay› ba-flar›yla atlatmakla s›n›rl› de¤ildir. Demekistedi¤imiz o ki, partili kadro sadece bugibi ölçütlerden hareketle de¤erlendirile-mez. Evet bu ölçütler bir niteliktir, bunlarbir kadronun üzerinde tafl›mas› gerekenözellikler olmal›d›r. Bu özellikleri tafl›-

3 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 35: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mak büyük bir erdemliliktir. Fakat buözellikleri tafl›yan bir çok örgüt ve kiflivard›r. Bunlarla birlikte kadro seçiminegiderken kiflinin ideolojik duruflu; ideolo-jik flekillenifli ve yetenekleri de göz önün-de bulundurulmal›d›r.

Devrimin gerçek kadrolar›n› yetifltir-mek istiyoruz. O halde de geçmiflin yan-l›fl kadro politikas›n›n üzerimizde b›rakt›-¤› etkileri atmak zorunday›z.

Unutulmamal›d›r ki, kadrolara yar-d›mc› olmak ayn› zamanda iflah olmazkiflileri partiden ar›nd›rmak demektir.Çünkü bu kifliler gerçek komünist kadro-lar›n geliflimi önünde engel teflkil etmek-tedir. ‹flah olmazlar kendilerini parti çizi-gisine uydurmak yerine parti çizigisinikendilerine uydurmaya çal›fl›rlar. Dolay›-s›ylad›r ki, Marksist-Leninist-Maoist ör-gütsel çizgide hareket etmeyen bu iflaholmaz unsurlar devrim mücadelesiningerçek yata¤›nda yürümesinin önündeengel teflkil ederler. Bir baflka deyiflle, bukimseler kendilerini parti içerisine gizle-mifl Marksist-Leninist-Maoist maskeliküçük burjuva unsurlard›r.

Yeri gelmiflken kadrolara yaklafl›mnoktas›nda bir baflka hatal› noktaya dik-kat çekmek istiyoruz:

Geçmiflte partili yoldafllar›n ezici ço-¤unlu¤u siyasi-ideolojik geriliklerinin deetkisiyle üst kademe kadrolar› adeta birç›rp›da kesip at›yordu. Muhalefet yürüt-me ad› alt›nda alabildi¤ine sekter bir tarzsergilenirdi. ‹fl yapmaz, kafa yormaz amaifl elefltirmeye geldi mi kimseye s›ra b›ra-k›lmazd›. Tabii ki bu elefltirilerin ço¤un-lu¤u bilimsel bir anlay›flla de¤il daha çokmisillemeci tarzda yap›l›yordu. Elefltirileryön göstermek, yukar› kademelere yar-d›mc› olmak yerine daha çok yak›nmac›-l›k üzerine kuruluydu. Bu da örgütsel de-moralizasyona yolaç›yordu.

Her partili örgütsel ve politik sorunlaraparti bilinciyle yaklaflmak zorundad›r. Bi-linmelidir ki, e¤er elefltiriler iki çizgi müca-

delesi bilinciyle yürütülmezse o parti içeri-sinde gerçek bir birlik ve bütünlük yarat›la-maz. Elefltiriler parti örgütünü güçlendir-mek için yap›lmal›d›r ki o partinin iç birli¤ive bütünlü¤ü de pekiflmifl olsun. Aksi tu-tum, yani parti örgütü gözetilmeden yap›lanelefltiriler partiyi güçlendirmez.

Elefltirilerde dikkat edilmesi gerekenbir di¤er önemli nokta ise fludur: Elefltirilerbilimsel olmak zorundad›r. Elefltirilerdeöznel, keyfi yarg›lardan azami bir flekildekaç›n›lmal›; elefltirilerin her çeflit adileflti-rilmesine müsaade edilmemeli; konuflma-lar delillere dayanarak yap›lmal›, dahas›tüm elefltirilerin siyasi bir anlam› olmal›-d›r. Siyasi olmayan elefltirilerin ne partiye,ne de devrime hiç bir yarar› yoktur. Bafl-kan Mao elefltiri silah› için flu temel vurgu-lar› yapmaktad›r:

“Partinin içindeki elefltiri, parti ör-

gütünü kuvvetlendirmeye yarayan ve

partinin savaflç› yetene¤ini yükselten bir

silaht›r. Ama, K›z›l Ordu’nun içindeki

parti örgütlerinde baz› hallerde elefltiri,

baflka bir karaktere bürünür, kiflisel sal-

d›r›lar haline dönüflür. Neticesinde bu,

yaln›z kiflilere de¤il, ayn› zamanda parti

örgütlerine de zarar getirir. Bu küçük

burjuva bireycili¤inin bir gösteriflidir.

Bunu düzeltmenin metodu, s›n›f mücda-

lesinde zaferi kazanmak amac›yla parti

üyelerine elefltirinin amac›n›n partinin

savaflç› yetene¤inin kuvvetlendirilmek

oldu¤unu ve elefltirinin kiflisel sald›r›lar-

da bulunmak için bir alet haline gelme-

mesi gerekti¤ini anlatmaya dayan›r.”(Mao; seçme Sözler.Sf; 149)

Bilimsel-siyasi elefltiriler en iyi-endo¤ru denetim fleklidir. Bunu, her partilikadro akl›ndan ç›kartmamal›d›r.

Özet olarak söyleyecek olursak, ne üstalt› do¤ru bir siyaset ›fl›¤›nda denetliyor,ne de alt kademeler üst kademeleri denet-leyip elefltirilerini yürütüyordu. Her ikikesim de kendilerine karfl› liberal baflka-lar›na karfl› ise sekter bir tarz izlemektey-

3 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 36: Sınıf Teorisi - Sayı 4

di. Örgütsel iliflkilerde bir yandan libera-lizm öte yandan sekterizm atbafl› gidiyor-du. Ancak bu alanda genel olarak hakimolan çizgi örgütsel sekterizmdi. Örgütselsekterizmin en canl› örne¤ini ise, gereküst kademe gerekse alt kademe kadrolar›-n›n kendi hatalar›na karfl› ciddi ve dürüstyaklafl›m göstermemeleri oluflturmaktay-d›. Bundand›r ki yeterince kendileriniafl›p, hatalar›ndan ders ç›kartam›yorlard›.Kongremiz ise bu olumsuz durumu tersi-ne çevirmeyi baflard›. Hatas›nda ›srareden bir-iki kifli ise partiden k›sa bir süresonra kopmak zorunda kald›.

Kadrolara yaklafl›m konusunda bir di-¤er hatal› yan›m›z ise kendisini flöylegösteriyordu: Kadrolar›n sa¤l›k sorunun-dan tutal›m da ailesine (evli ve çocukluolup da yard›ma ihtiyac› olanlar) maddivb. noktalarda gerekli yard›m› gösterdi¤i-miz ne yaz›k ki söylenemez.

Kadroyu mücadele içerisinde aktif ol-du¤u zaman “çok iyi” diyor, fakat ne za-man ki sa¤l›k vb. problemleri ortaya ç›-k›p at›llaflt›ysa “ifle yaramaz” diyerekgözden ç›kart›yoruz. Sa¤l›k problemle-riyle ilgilenmeyince ve gerekli yard›myap›lmay›nca pek tabii ki bu kadrolar da-ha da at›llaflm›fl oluyor. Öyle ki süreçiçersinde mücadleden kopabiliyorlar.Evet olanaklar›m›z s›n›rl›d›r. Fakat biz bus›n›rl› olanaklar› da iyi flekilde kadrolar›nhizmetine sunmuyorduk. Zaten mesele-nin olumsuz yan› da buras›d›r.

Garip ama gerçek, kimi zaman kadro-lar rahats›zl›klar›n› dahi dile getirmektensak›n›yorlard›. Niye çekiniyorlar? Hastaolduklar›na inand›ramayacaklar› düflün-cesinden hareket ettikleri için bu yolabaflvuruyorlard›. fiüphesiz baz› aktivistlerde hasta olmad›klar› halde “hasta” olduk-lar›n› dile getiriyorlard›. Bu durum dahaçok ideolojik k›r›lganl›klar›n› kamufleiçin kullan›l›yordu. Ve nitekim bu tipkadrolar aradan fazla zaman geçmeden

aktif mücadeleden kopuyordu.

Kadrolar› kolay ve ucuz bir flekildegözden ç›kartmamal›y›z. Onlara her ba-k›mdan yard›mc› olmay› görev bilmeliyiz.Bunu yaparken elbette ki ideolojik zaafla-r›yla uzlaflmayaca¤›z. Ki partili ve partisizbir aktivistin de her konuda partisine karfl›samimi olmas› flartt›r. Bunu sa¤lamak dayine baflta kadrolara düfler. Kadrolar akti-vistlerin her türlü sorunuyla ilgilenir veonlar›n nabz›n› elde tutarsa o zaman dü-rüst olmayan tutumlar›n önüne büyükoranda geçilmifl olur. Burada siyasi-sosyaldiyalog kurmak temel al›nmal›d›r.

Aktif mücadeleyi b›rakanlara yönelikpolitikam›z da esasta hatal›yd›. Bu konu-daki ilkemiz mücadeleye aktif kat›lanlarnas›l devrimci de¤erimiz ise, mücadeleyib›rakanlar da devrimci de¤erimiz olarakgörülmelidir. Bu kadrolar› tekrar kazan-mak için çaba sarfedilmelidir. Kadrolar›kaybetmek kolayd›r, ama kazanmak zor-dur. Aktif mücadeleyi b›rakanlara karfl›nazik davranmal›y›z. Onlar› gelifli-güzelteflhir etmemeliyiz. Onlardan devrim içinyararlanaca¤›m›z alanlar vard›r. Hiçbirfley yapam›yorsak partiye küfür ederekayr›lmalar›n›/partiden tümden kopmalar›-n› engelleyebiliriz. Unutmayal›m ki bugibi kimseler ortam›n› buldu¤unda veyaparti bunlara elini do¤ru bir flekilde uzat-t›¤› zaman partiye tekrar döneceklerdir.En az›ndan parti aleyhinde anti-propa-ganda yapmalar› önlenmifl olacakt›r.

Hiç kuflkusuz ki kadrolara yard›m›nen büyük arac› kadrolar›n siyasi-ideolojikseviyelerini yükseltmekten geçer. Bununiçin özel politikalar üretilmesi flartt›r. Do-lay›s›yla Kongremizin kadro e¤itimineiliflkin ortaya koydu¤u perspektif do¤ru-dur. fiimdi mesele bunun pratikteki ayak-lar›n› oluflturmakt›r. Burada e¤itim soru-nunu çözecek bafll›ca araçlardan birisi isesüreklili¤i sa¤lanm›fl illegal Parti okullar›

3 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 37: Sınıf Teorisi - Sayı 4

açmakt›r. Bunun k›sa vadede olmasa daorta vadede koflullar› mevcuttur.

6) Kadrolar›n Korunmas›

Kadro siyasetindeki bafll›ca hatalar›-m›zdan bir di¤eri ise kadorlar›n korun-mas› gibi özel bir politikaya sahip olun-mamas›yd›.

Belirtmek gerekir ki devrim mücade-lesinde kadrolar›n korunmas› gibi özelbir politikaya sahip olmak devrim içinçok önemli bir sorundur.

Fakat parti olarak di¤er konulardakihatal› yanlar›m›z› kadrolar›n korunmas›noktas›nda da sürdürdük. Sözün özü, birdevrim için kadrolar›n önemi ne kadarbüyükse, kadrolar›n korunmas› da o ka-dar önemlidir.

Partimizin illegal bir parti oldu¤unuve illegal faaliyeti esas ald›¤›n› tart›flmakistemiyoruz. Durum böyle olmas›na kar-fl›n ancak illegalite aç›s›ndan kadrolar›nyeterince korundu¤unu ne yaz›k ki söyle-yemeyiz.

‹llegaliteye baflta kadrolar, hem de ön-derlik kadrolar› uymuyordu dersek geç-miflimize haks›zl›k yapm›fl olmay›z. Öyleki, kimin MK içerisinde hangi görevdeoldu¤unu; kimin parti sekreteri oldu¤unudahi kendi kendimize deflifre edecek du-ruma gelinmiflti. Yak›n geçmiflin önemlikademelerinde yer alm›fl fakat daha sonrakongre taraf›ndan üyelikten düflürülmüflbir kadro elinde telefonu saatlerce çocu-¤u ve torunuyla konufluyor. O da yetmi-yormufl gibi arkas›ndan konufltu¤u evegitmekten sak›nm›yor. Durum böyleolunca tabii ki polisin takibinden kurtula-mazs›n. Polisi gölge gibi arkas›nda gez-dirdikten sonra gerisin geri geldi¤in yeregideceksin. Polis bu arkadafl› niye almad›diye bir soruya yan›t›m›z ise fludur: Al-mamas›n›n esas nedeni onun üzerindeniliflkileri ele geçirmekti. Hem de bu ilke-sizlikler kongrenin öngünlerinde yap›l›-

yor. ‹flte burada bu tür kadrolar b›rakal›mpartiden atmay› bir kenara özel olarakyarg›lanmay› dahi gerektirir. Bu kadro-nun gerçekten devrime ve partiye karfl›sorumlu oldu¤unu söyleyebilir miyiz?Yerinde oturup partiyi savunabilir. Bunoktada iyi niyetli de olabilir. Ama sergi-ledi¤i tav›r ve davran›fllar›n görüldü¤ügibi ne partiye ne de devrime bir faydas›yoktur. Ayn› kimse kendisini örgütün bil-mem neyi oldu¤u noktas›nda deflifre ede-cek kadar dahi ileri gitmifltir.

‹flte bu tür kadrolar b›rakal›m partikadrosu olmay› bir kenara partili, hattaörgütlü sempatizan olarak bile örgütlen-mez. Çünkü illegaliteyle oynamak illegalbir örgütle oynamak demektir. Bu da par-tinin de¤il düflman›n ifline gelir. Bu türçal›flma tarz› olunca devlet art›k parti içe-risine niye ajan soksun ki? ‹llegal partiy-le oynamak demek devrimle oynamakdemektir. ‹llegal çal›flma ile oynamak de-mek partiyi düflmana jurnallemek demek-tir. Niyet ne olursa olsun objektif olarakyap›lan budur.

Bu, uç bir örnektir. Fakat belirtmeliyizki illegaliteye her alanda gerekli önemverilmiyordu. KDH öncesine kadar geril-la bölgesinde bu konuda alabildi¤ine de-flifrasyon mevcuttu. Baflta komiser ve ko-mutanlar olmak üzere gerillalar tafl›n üze-rine ç›karak birbirlerinin isimlerini deflif-re etmekteydiler. Son y›llarda bu konuda-ki zaafiyet önemli derecede afl›lm›flt›r di-yebiliriz. Ancak henüz yeterli bir illegali-te uyguland›¤›n› söyleyemeyiz.

Da¤ ve silahlar omuzumuzda deyipilegaliteyi küçümseyip, gözden kaç›ra-may›z. Birkaç y›l öncesine kadar deflif-rasyonlara karfl› ç›k›ld›¤› durumda ise ay-nen flu sekter yan›t veriliyordu: "Silahomuzunda korkuyor musun? Yoksa k›r›b›rak›p flehirlere gitmeye mi niyetlisin?"vb. vb. yönlü tav›rlar gerilla birlikleri içe-risinde yayg›nd›.

3 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 38: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Bu tür deflifrasyonlara neresindenyaklafl›rsak yaklaflal›m hiçbir olumlu ya-n› yoktur. En basitinden ismi vb. deflifreedilen bir savaflç› veya milis bir yakalan-ma ve çözülme sonras› illegal duruma dü-flebiliyor. Yaral› ve hasta olan bir savaflç›-y› tedaviye göndermek için nüfus cüzda-n›na ihtiyaç oldu¤unu düflünelim. Bununiçin günlerce zaman harcand›¤›n› hat›r-latmaya bile gerek yok san›r›z.

Demek istedi¤imiz o ki, biz mücade-leyi ilkelerine göre uygulad›¤›m›zda düfl-man›n baflar›ya ulaflmas› imkans›zd›r. ‹l-legaliteyi bir çat›flma an›ndaki hata gibidüflünürsek o zaman gerçekten de illega-lite uygulad›¤›m›zdan sözedebiliriz. Builkeli uygulamalar düflman unsurlar›n›nparti içersine s›zmas›n› da önlemifl olur.Yoksa düflman ajanlar› parti içerisine da-ha kolay s›zar. KDH’nin parti içersinde odenli palazlanmas›n›n nedenlerinden biri-sinin de illegal çal›flman›n dejenarasyonuoldu¤unu kim inkardan gelebilir ki?

Düflman, ajanlar›n› legal partilerin içe-risine niye göndersin ki? Çünkü legalpartilerin faaliyetleri düflman›n gözleri vedenetimi alt›nda yürütülüyor. Onun içinillegal partiler ve faaliyetleri tehlikelidir.Buna göre bizim de en legal parti çekir-de¤imiz dahi illegal olmak zorundad›r.Bu ilkeye uymayanlar kesinlikle affedil-memelidir.

Örgütsel olarak her türlü deflifrasyondüflman›n ifline yarar. Bilindi¤i gibi düfl-man üst kademe kadrolar› imha etmekiçin ajan unsurlar› parti içerisene ve geril-laya göndermeye çal›flt›-çal›fl›yor. ‹flte de-flifrasyonun fazla oldu¤u yerde düflmanunsurlar bu kadrolara daha kolay ulaflm›flolur. Subjektif gücümüz elverdikçe tehli-kenin a¤z›ndaki bu tür kadrolara özel gü-venlik verilmelidir. Bugün say›m›z azd›rbunu yapam›yoruz, ama yar›n nicel gücü-müz art›kça bu tedbirleri almak zorunda-y›z. Bugünden haz›rl›kl› olmal› ve ad›m

ad›m infla etmeliyiz.

fiehirlerde ise illegaliteye daha fazlaözen göstermeliyiz. En basit gibi görünenbir örgütsel deflifrasyon bazen büyük birhataya yol açabiliyor. Deflifre olanlar› iseya zaman geçirmeden yerlerini de¤ifltir-meli, ya da flehir faaliyetinde ihtiyaç yok-sa en k›sa yoldan gerilla bölgesine çek-meliyiz. Daha önce dikkat çektik: Nas›lki askeri boyutuyla en küçük bir hata sonhata oluyorsa, flehirlerde illegal faaliyetinönemini küçümsemek de en büyük hatadurumuna gelibiliyor. Hem kadrolar ya-kalan›yor, hem de buradan örgüt birçokbak›mdan deflifre oluyor, darbe al›yor.

Gerçe¤i söylemek gerekirse baz› dö-nemler illegal bir partimiyiz, de¤il miyiztart›flmas›n› dahi yapabildik. Ne illegali-teyi ne de legaliteyi yerli yerinde uygula-mad›k. ‹llegal ile legal çal›flma aras›nda-ki diyalektik ba¤› do¤ru kuramad›¤›m›zgibi, bazen çok kat› illegalite uygularkenbazen ise alabildi¤ine legalize olabiliyor-duk. Özellikle de yurtd›fl›nda çok yayg›nlegalizm mevcuttu. Eline telefonu alanhem kendi aras›nda hem de ülkedeki fa-aliyetçilerle örgütsel sorunlar› tart›fl›yor-tart›flt›rabiliyordu.

‹llegaliteyi kitleden kopuk, devekuflumisali kafam›z› kuma gömerek saklan-mak diye anlamamal›y›z. Öyle ki bizimillegal faaliyetçilerimiz kitle içerisindes›r›tan, yani karaya vuran bir bal›k gibide¤il, tam tersine denizde yüzen bir bal›kgibi kaybolmal›d›r.

Kadrolar›n korunmamas›n›n arkapla-n›nda yatan di¤er bir yanl›fl düflünce ise,kadro vas›flar› ve kadronun devrimdeki ro-lünün küçümsenmesidir. Kadrolar›n dev-rimdeki rolü küçümsenince bu anlay›fl be-raberinde kadrolar› korumamay› da getirir.

Baz› kimselerin kadro mu ölmüfl, par-ti Genel Sekreteri mi flehit düflmüfl pekumurunda de¤ildi. Bu tip kadrolar›n nas›lve ve hangi emek sonucu ortaya ç›kt›¤›n›

4 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 39: Sınıf Teorisi - Sayı 4

pek fazla hesaplayan yoktu. Kadrolarucuz bir flekilde yitiriliyordu. Kadrolarucuz bir flekilde düflmana kapt›r›l›yordu.Durum böyle olunca her dönem kadro s›-k›nt›s›n› oldukça fazla çektik.

Elbette ki gerçek kadrolar saks›da ye-tiflmez. Gerçek kadrolar s›n›f mücadelesi-nin prati¤i içerisinde yetiflecektir. Bu,do¤ru bir düflüncedir. Ancak ne var ki ku-ru bir savafl 盤›rtkanl›¤› yap›larak da ger-çek kadrolar yetifltirilmez. Bunun içinfazla örnek vermeye ihtiyaç duymuyoruz.Otuz y›ll›k prati¤imize dönüp bak›ld›¤›n-da bu durum çok net bir flekilde kendisiniortaya koyar.

Sözün özü, nas›l ki bir kadronun yetifl-tirilmesi zor bir görev ise, bir kadronun,kadrolar›n yitimi konusunda da oldukçahassas olmak zorunday›z.

Az önce vurgulad›k. Parti olarak el-bette ki yoldafllar›m›za, flehitlerimizinkahramanl›klar›na sahip ç›kaca¤›z. Bunaitiraz›m›z yok. Fakat ölmek tek bafl›nayeterli de¤il. Bilinmelidir ki Maoistlerolarak e¤er bu tür fedakarl›klara do¤rubir perspektifle yaklaflmaz ve bu do¤rul-tuda uygun bir politika oluflturmazsak, ozaman kelimenin gerçek anlam›yla flehit-lerimze sahip çkt›¤›m›zdan sözedemeyiz.Evet flehitler devrimin kilometre tafl›d›r.fiehit vermeden devrim gerçekleflmez.Fakat tek bafl›na flehit edebiyat› yap›larakda devrim olmaz. Öyle ki her bir flehidi-miz karfl›s›nda düflmandan en az on kay›pverdirtmeliyiz. Her bir kadromuzun flehitolmas› durumunda ise düflmandan en azyüzlerce-binlerce kay›ba yol açmal›y›z.Mükemmeliyetçi davranal›m demiyoruz.Böyle düflünürsek pratikte hiçbir ad›mileriye atmam›fl oluruz. Fakat kolay kolaykay›p da vermemeliyiz. Ço¤u kay›plar›kendi hatalar›m›z sonucu vermifl durum-day›z. Bu tart›flmay› fazla uzatmak iste-miyoruz. Sorunu sadece askeri çat›flmalarsonucu kay›plar temelinde ele al›rsak bi-

zim kayb›m›z düflman›nkinden daha faz-la olmufltur. Askeri çat›flmalarda bizimkayb›m›z›n daha fazla olmas› demek bualandaki baflar›s›zl›¤›m›z› gösterir. Dola-y›s›yla durumu tersine çevirmek zorun-day›z. Bunun için de Maoist askeri çizgi›fl›¤›nda hareket etmek flartt›r.

Herkes asli görevini yapmal›d›r. Her-kes görevini yapmal›d›r derken, yetenek-lerine göre kim nereye atanm›flsa o kim-selerin öncelikli olarak atand›¤› görevleriyerine getirmesi gerekir. Bu konudabirkaç y›l öncesine giderek sergilenen ha-tal› pratiklerden bir örnekleleme yapal›m:

Hat›rlanaca¤› gibi 98 y›l›nda SB'yeba¤l› bas›n birli¤i kendi inisiyatifinde ter-mal kameral› tanka karfl› bir sald›r› eyle-mi düzenlendi. Ve eylemin baflar›yla so-nuçland›¤›na dair bildiri de yay›mlanm›fl-t›. Eylem yaz›ld›¤› gibi baflar›l› sonuçlan-m›flt›. Fakat biz bu soruna eylemin bafla-r›yla sonuçlanmas› üzerinden yaklaflma-yaca¤›z. Soruna, SB'nin sözkonusu birli-¤ini eyleme iten bak›fl aç›s›n› sorgulaya-rak yaklaflaca¤›z.

Maoistler sadece baflar›s›z eylemlerinarka plan›nda yatan gerçekleri a盤a ç›-kartmakla yetinmez. Her baflar›l› eylemide sorgulamak zorundad›r. Her baflar›l›eylem do¤ru bir anlay›fl ›fl›¤› alt›nda ya-p›lm›flt›r diye bir düflünce savunmak do¤-ru bir bak›fl aç›s› de¤ildir. Burada gözdenkaç›r›lmamas› gereken kilit nokta söz ko-nusu eylemin do¤rulu¤u, yanl›fll›¤›d›r.Yoksa baflar›ya sadece askeri bak›mdanbakarsak o zaman pragmatist olup ç›ka-r›z. Politika farkl› askeri taktiklerde ba-flar›l› olmak farkl›d›r. Siyasi Büro’nunasli görevi gidip askeri eylem peflindekoflmak de¤ildir. Asli görevi partiye ide-olojik-siyasi olarak önderlik yapmakt›r.Maoist Parti kiflili¤i Siyasi Büro’yu sor-gularken kaç askeri eylem yapt›n diyesorgulamaz; partiye ideolojik, siyasal,örgütsel ve askeri çizgi konusunda nas›l

4 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 40: Sınıf Teorisi - Sayı 4

önderlik ettin diye sorgular-hesap sorar.Gerisi askeri bak›fl aç›s›d›r. Dar deneyciideolojidir.

Bir partili ve kurum kendisine verilengörevlerin esas›n› yerine getirmiflse bafla-r›l›d›r. Tersi drumda ise baflar›l› de¤ildir.

Yine hat›rlanaca¤› gibi Cüneyt Kahra-man yoldafl›n a¤›r yaralanmas›na yolaçan olay (94 Mart) Cüneyt yoldafl›n ba-fl›nda oldu¤u özel birli¤in görev ve so-rumlulu¤u kapsam›nda yap›lmas› gere-ken bir görev de¤ildi. Bu birli¤in ana gö-revi Askeri Komisyon'a ba¤l› özel askeriiflleri yürütmekti. Burada keyfi bir flekil-

de yol kantrolüne gidilmifl ve bu olayseyrinde roketçi panzere karfl› roketinikullanamay›nca arkas›ndan Cüneyt yol-dafl a¤›r yaralanm›fl, Kader K›l›nç yoldaflise flehit düflmüfltür. Daha önce yine bubirlik görevi olmad›¤› halde ÇemiflgezekKaymakam›’n›n evine yönelik roketlisald›r›da bulunmufltur.

K›sacas› üzerinde dikkatle durup bi-lince ç›kkartmak istedi¤imiz ana konufludur: Parti olarak yukar›daki örneklerdede ortaya koydu¤umuz gibi kifli ve ku-rumlar› iflledikleri hatalar konusunda bi-limsel bir sorgulamaya tabi tutup derslerç›kartam›yoruz. Bunun önüne, ancak tümpartili ve partisiz kadroyu görev ve so-rumluluk alanlar›nda do¤ru bir flekildedenetler-sorgular ve e¤itirsek geçmifl olu-ruz. Ama biz ne yap›yorduk? Ço¤u kez

bu hatal› yanlar› es geçiyorduk.

Örne¤in, Kand›ra bask›n› sonras›ndaörgütün darbe almas›n›n ard›ndaki hatal›anlay›fl ve tarzlar› elefltirip altetmedik. ‹flinsadece baflar›l› ve siyasi propaganda yan›-n› öne ç›kartt›k. Bu eylemin arkas›ndan ör-gütün a¤›r darbe al›fl›n› hiç sorgulamad›k.Bu eyleme iten anlay›fl neydi? Bunu a盤aç›kart›p örgütü e¤itmedik. O zaman neolur? Pek tabii ki Baba yoldafl bu kez bir-iki silah almak için Gümelönü karakolunasald›r› düzenler. Ve arkas›ndan düflmanunsur Nihat taraf›ndan vurulur. Baba Er-do¤an yoldafl parti genel sekreter yard›m-

c›s›. Onungörevi gidipbir karakolbasmak de-¤il. Ki onunkendisini butür eylem-lerde ispat-lamaya daihtiyac› yok-

tu. Ama yanl›fl anlay›fl ve dar deneyci ide-oloji Baba yoldafl› t›pk› Kand›ra’daki gibibu eyleme itti.

Tüm bunlar, yani Cüneyt, ‹smail Bulutve daha bir çok de¤erli kadronun a¤›r ya-ralanmas› ve ölümüne yol açan ana nedenaskeri bak›fl aç›s›ndan kaynakl›yd›. Bu ba-k›fl aç›s› zaman›nda altedilmifl olsayd› bukadar ciddi kay›plar vermifl olmayacakt›k.Parti olarak sorunlar›n özünü ve onun ar-d›nda yatan tarihsel ve ideolojik arka pla-n› sorgulam›yor; insanlar›m›z› sadecekahramanl›klar›yla öne ç›kartarak olum-suzluklar›m›z› görmezlikten geliyorduk.

Fedakarl›k ruhu ad› alt›nda yanl›fl dü-flünceler gelifltirilerek macerac› bir çizgiyesavrulunmufl; fokocu anlay›fllar teorik düz-lemde savunulmasa da ancak pratikte örgü-te nüfuz etmiflti. Partili bilinci zay›flam›fl,

4 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Elbette ki gerçek kadrolar saks›da yetiflmez. Gerçek kadrolars›n›f mücadelesinin prati¤i içerisinde yetiflecektir. Bu, do¤ru birdüflüncedir. Ancak ne var ki kuru bir savafl 盤›rtkanl›¤› yap›la-rak da gerçek kadrolar yetifltirilmez. Bunun için fazla örnek ver-meye ihtiyaç duymuyoruz. Otuz y›ll›k prati¤imize dönüp bak›l-d›¤›nda bu durum çok net bir flekilde kendisini ortaya koyar.

Page 41: Sınıf Teorisi - Sayı 4

savafl›n ve baflar›lar›n yön verdi¤i askeribak›fl aç›s› geliflmifl; orducu kafa yap›s›parti üzerine ç›kart›lm›flt›r. Dolay›s›ylad›rki bu askeri çizgi sonucu k›sa sürede yeridoldurulmas› oldukça zor önder kadrolaryitirilmifltir. Ve Örgüt neredeyse bir-iki y›l-da derin örgütsel bunal›mlarla yüzyüze gel-mifltir. Öznelcilik siyasal, örgütsel, askerihatta derin ve güçlü bir hakimiyet sa¤la-m›fl; bu felsef› bak›flaç›s› "sol" ve sa¤ çizgi-lerin partide hakimiyetini (istisnai durum-lar/dönemler hariç) beraberinde getirmifl vebu çizgiler sürekli olarak birbirini besleye-rek partinin geliflmesini engellemifltir."Sol"a karfl› ideolojik mücadele ederkensa¤ gelifltirilmifl; sa¤a karfl› ideolojik müca-dele ad› alt›nda ise “sol” siyasi çizgiler ge-lifltirilmifltir.

Tüm bu yanl›fl anlay›fllar›n etkisiyle do-¤al olarak kadrolar da korunmam›flt›r-koru-namam›flt›r. Partimiz oldukça fazla kadrokaybetmifltir. S›n›f mücadelesinde kadroyitimi elbette olacakt›r. Fakat bizim bu ka-dar fazla kadromuzu yitirmemizin karfl›l›-¤›nda elde etti¤imiz mevziler çok yetersiz-dir. Kadro kayb›m›z fazla oldu dememizinard›nda yatan gerçeklik tam da buras›d›r.Kadro, her bir aktivist çok büyük bir de¤er-dir. Büyük bir emek sonucu bu de¤erler or-taya ç›km›flt›r. Dolay›s›ylad›r ki bu de¤erle-rin öylesine kolay bir flekilde yitimini gözealamay›z. Buna de¤er vermemek yarat›lande¤erlere önem vermemek demektir. Yara-t›lan de¤erleri korumamak ve onlar› dahada ileri tafl›mamak ise eme¤e ihanettir, ya-banc›laflmakt›r. Eme¤e yabanc›laflman›nbafllad›¤› yerde apolitikleflme ve yozlaflmabafllam›fl demektir. Öyleyse yarat›lan tümde¤erleri gözbebe¤imiz gibi korumal›y›z.

-II-Marksist-Leninist-Maoist

Kadro Tipinden

Ne Anl›yoruz?Kadro tipi derken bununla nas›l bir

kadro, yani kadro ölçütlerimiz ne olmal›-d›r soru ve sorunlar›n› anlamal›y›z. Kad-ro siyasetimiz bölümünde Mao'dan kadroölçütleri konusunda aktarma yapm›fl vebu ölçütlerin teorik aç›l›m›n› k›saca da ol-sa örnekleriyle birlikte ele al›p de¤erlen-dirmifltik. Bu bafll›k alt›nda kadro derkenana ölçülerimiz ne olmal›d›r? Bir baflkadeyiflle kimleri kadro de¤erlendirmeliyizsoru ve sorunlar›n› yan›tlayaca¤›z. Kadroölçütleri noktas›nda bilincimiz aç›k ol-mal›d›r ki, kim kadrodur kim de¤ildir so-rusunu do¤ru yan›tlayal›m. Bu bilinçaç›kl›¤› olmay›nca kadrolardan beklenti-mizi de bilemeyiz.

Bundand›r ki burada sözünü edece¤i-miz kadro tipinin partili kadro olaca¤›n›öncelikle belirtmek isteriz.

Öyleyse nas›l bir kadro tipi derken bu-nun ölçütleri ne olmal›d›r?

Bu ölçütler s›ras›yla afla¤›daki gibidir:

1) Davaya kesin ba¤l›l›k

2) Kitlelerle s›k› ba¤ kurma

3) ‹nisiyatifli olma

4) Disipline ba¤l›l›k ve Marksist-Le-ninist-Maoist ideolojik sa¤laml›k

1) Davaya Kesin Ba¤l›l›k:

Davaya kesin ba¤l›l›ktan proletarya-n›n s›n›f davas›na ve partiye sadakat an-lafl›lmal›d›r. Proletaryan›n s›n›f davas›demek Komünizme varma mücadelesidir.Komünizm nihai amac›m›zd›r. ‹flte herbir komünist kadronun mücadelenin enzor anlar›nda bile olsa bu davan›n bayra-¤›n› yere düflürmemesi demek davaya ke-sin ba¤l›l›k olarak anlafl›lmal›d›r.

Komünizm davas›na ba¤l›l›k proletar-yan›n s›n›f kavgas›na ba¤l›l›¤›n kendisi-dir. Çünkü Maoist ideoloji ça¤›m›z›n en

4 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 42: Sınıf Teorisi - Sayı 4

modern ve devrimci s›n›f› olan proletar-yan›n s›n›f ideolojisidir. Dolay›s›ylad›r kiher bir davran›fl bu s›n›f›n ç›karlar›na uy-gun düflmek zorundad›r.

Bilinirki s›n›f mücadelesinin en zoralanlar›n›n bafl›nda iflkence, hapishane veburjuva mahkemeleri gelir. Bir komünistkadro düflman taraf›ndan tutsak edildi-¤inde iflkencede, hapishanede ve mahke-mede direnmeli; düflmana siyasi olarak

asla teslim olmamal›d›r.

Elbette ki s›n›f mücadelesinin her ala-n› zordur. Her alan›n›n kendine has zorlu-¤u vard›r. Fakat bu üç alan bir komünis-tin tek bafl›na kald›¤› yerlerdir. Dolay›s›y-la kifli tek de kalsa komünizmin bayra¤›-n› yere düflürmemelidir. O bayra¤› sürek-li olarak yükseklerde tutmal›d›r. Buradakomünistin elinde direnece¤i tek bir silahvar o da komünist iradesinden baflka biraraç de¤ildir. Bu, ayn› zamanda partiyesadakat demektir.

‹flkencede, hapishanede ve mahkeme-lerde kendi bireysel ç›karlar›n› düflünerekkomünizm davas›na s›rt çevirenler ne ka-dar yetenekli olursa olsun o kifliler yinede partili kadro olamaz. Çünkü bu zaaf›gösterenler o özgülde proltaryan›n s›n›fkavgas›na s›rt dönmüfl, partiye ise sad›kkalmam›flt›r. fiüphesiz ki bu alanlardakimücadeleler küçümsenemez. Oldukçazorluklar› kapsamaktad›r. Fakat komünistiradenin alt edemeyece¤i hiçbir fley yok-tur. En zor olan ölümü yenmektir. Amadava insanlar› ölümü, bedenini feda ede-rek yendi- yener-yenebilirler. Buna tari-himiz çok canl› bir flekilde tan›kl›k et-mektedir.

‹flkencede direnerek flehit düflen partikurucumuz yoldafl Kaypakkaya var, par-timizin II.Genel sekreteri Süleyman Ci-han yoldafl ve onlarca kadro ve sempati-zan›m›z var. Hapishanelerde direnerekflehit düflen onlarca partili-partisiz kadro-muz var. Bunlar›n bir k›sm› ölüm oruçla-

r›nda flehit düflerken, bir k›sm› ise devletina¤›r bask› ve iflkenceleri sonucu flehit düfl-müfltür. 96 ve 2000 ölüm oruçlar›nda top-lam 10 ölüm orucu flehidimiz var. Burju-va mahkemelerini komünizm kürsüsüneçeviren partili-partisiz kadorlar›m›z var.12 Mart-12 Eylül askeri cunta koflullar›n-da askeri faflist mahkemeleri siyasi savun-malar›yla yarg›layan partili-partisiz kad-rolar›m›z var. O nedenle bu konuda haylizengin tecrübemiz söz konusudur.

Köyde-flehirde, da¤da-evde son mer-misine kadar çat›fl›p flehit düflen onlarcapartili-partisiz kadromuz var.

‹flte tüm bu ölümüne direnifller ölümüyenmenin ad›d›r. O halde ölüm yenilmezdemeye hiçbir partili ve partisiz kadro-nun hakk› yoktur. Yeterki bilinçle, cüretleölümün üzerine yürü! Yeterki bencil vebireyci ç›karlar›n› halk›n, davan›n üzeri-ne ç›kartma! Yeterki kendini MLM ide-olojiyle donat! Bunun d›fl›nda ölüm ye-nilmez diye yap›lan yorumlar bofl-soyutve bencilce yorumlard›r. Tabii ki partinin,halk›n ve devrimin menfaatlerini de¤il,kendi bireysel ç›kar›n› düflünen ölüm kar-fl›s›nda direnemez, ona yenilir. Bu tip ki-fliler iflkencede, hapishanede ve burjuvamahkemelerinde direnmez. Da¤da sonmermisine kadar çat›flmaz...

Davaya ba¤l›l›k konusunda fazlaca ör-nek sunmaya ihtiyaç duymuyoruz. Çünkütarihimiz bunun örnekleriyle doludur.Davaya ba¤l› olanlar sadece partili kad-rolar de¤il partisiz kadrolar›m›z da var.Buna iliflkin yak›n tarihimizden bir ikiörnek verelim:

96 ölüm orucu flehitlerimizden AliAyata flehit düflerken sempatizan olarakörgütlüydü. Demek ki Ali yoldafl ölümkarfl›s›nda bilinciyle cüretini birlefltirerekölümü ayakta direnerek yendi.

2000 ölüm orucunda flehit düflenler-den Adil Kaplan, Celal Alpay, Yeter Gü-

4 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 43: Sınıf Teorisi - Sayı 4

zel ve Zeynel Karatafl yoldafllar partimi-zin ileri-örgütlü sempatizanlar›yd›.

Bu somut örneklerden de anlafl›laca¤›üzere komünizm davas›na ve patiye sada-kati sadece partili kadrolar göstermiyor.Dahas› bu görev sadece onlara ait de¤il.Sorunun bir boyutunu bu nokta oluflturur-ken di¤er boyutunu ise bu direnifllerde birçok partili kadronun direnifli sonuna ka-dar götürmeyerek k›r›lma yaflamalar›d›r.

Parti kongremiz hakl› olarak k›r›lmayaflayan bu partili kadrolar›n üyeliklerinielinden alm›flt›r. Çünkü s›n›f›n davas›naba¤l›l›kta ve partiye sadakatte ölümü gözealmayan bir kifli, bu k›r›lmayla partili kad-ro olma vasf›n› yitirmifltir. Tabii ki bu k›-r›lma art›k o kiflinin bir daha partili kadroolmayaca¤› anlam›na gelmez. Böyle biranlay›fl›m›z da yoktur zaten. Partisiz kad-rolar›m›z komünizm davas›na ve partiyesadakatlerini gösterirken ama öte yandanbir çok partili kadro direnifl içerisinde k›-r›lma yaflayarak ölüm orucunu b›rakm›flt›r.

Bu tür direniflleri göstermek partili vepartisiz kadronun görevidir. Parti üyeli¤i-nin görevidir. Parti üyeli¤inin görevlerin-den birisinin de ad› geçen üç zorlu alandadirenmek oldu¤u parti tüzü¤ünde deönemle vurgulanmaktad›r. Aksini savun-mak parti üyelik görevlerini liberalize et-mek ve davaya ba¤l›l›k ve partiye sada-kati ayaklar alt›na almakt›r. Bu da bir ko-münistin ve komünist partisinin savuna-ca¤› kadro tipi olamaz.

Bir nokta daha: Demek ki direnmedetemel sorun kiflinin üzerindeki apolet de-¤il. Komünizm davas›na ve partiye sada-kattir. ‹flin lafz›n› bilmekte ifl bitmiyor.Mesele teoriyle prati¤in iç bütünlü¤üdür.Kiflinin teorik bak›mdan fazla bir bilgisiolmaz ama ifl uygulamaya geldi mi o bil-diklerini tutkulu bir flekilde uygulamaktançekinmez. ‹flte ad›n› verdi¤imiz sempati-

zan kadrolar›m›z bunun somut ve canl›örneklerini oluflturmaktad›rlar. Tersi du-rumda ise, bir dönem MK üyeli¤i dahiyapm›fl üyelerimizden poliste çözülen veölüm orucunu b›rakan “kadrolar›m›z” var.

Görüldü¤ü gibi bunlar baz› yetenekle-ri bak›m›ndan kadrodur, fakat özü bak›m-dan(ideooljik sa¤laml›k) kadro de¤ildirve olamaz da.

Direnifl gösterenleri elbete ki öne ç›-kartmal›y›z. Ama onlar›n baflar›lar› karfl›-s›nda zafer sarhoflluklar›na da kesinliklemusaade etmemeliyiz. Direnen yoldafllaryetenekleri bak›m›ndan da kadrolu¤a mü-sait ise bunlar› kadro olarak seçmeliyiz.

K›r›lma yaflayan partili kadorlar› iseyeniden kal›ba dökmek için tekrar kazan-mal›y›z. Onlar› gösterdikleri zaaflar› ko-nusuunda e¤itip-dönüfltürmeliyiz. Onlar,zaaf gösterdi diye art›k bir ifle yaramazdeyip bir kenara at›lamaz. Aslolan insan-lar› kaybetmek de¤il kazanmakt›r.

Ölümü göze almayan, partinin verdi¤igörevlere sad›k kalmayan, parti flurayakofl dedi¤inde koflmayan bir faaliyetçidavaya ve partiye sad›k de¤ildir. Bu tip-ten partililer ve kadorlar söz konusu hata-lar›ndan vazgeçmemesi durumunda ko-num ve önemli görevlerinden al›nmal›d›r.Çünkü özsel olarak o görevlere lay›k de-¤illerdir. Bu tür kadrolar devrim için mü-cadele eden bir partiyi ileri götüremez.Davaya ve partiye sad›k olmayan bir in-san›n baflkalar›n› davaya ve partiye sad›kduruma getirmesi düflünülemez. Tam ter-sine geriletir. Burada meselenin özü “na-sihat etmek de¤il örnek olmakt›r.” Sözüve özüyle örnek olmayan bir kadronunbaflkalar›na verece¤i fazla bir fley yoktur.Verse verse düzeniçili¤i verir. Vermeyenalamaz da.

Özcesi, parti olarak bugüne kadar buölçütlere gerekli hassasiyeti gösterdi¤i-

4 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 44: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mizi söyleyemeyiz. Bu tür olumsuzluktafl›yanlara ya “sol-sekter” yaklaflt›k, yada sa¤-liberal bir flekilde yaklaflarak kad-rolar› ve partiyi daha da olumsuz bir rota-ya soktuk. Kifli poliste çözülmüflse, bu gi-bi kiflileri yeniden kazanma gibi bir der-dimiz olmad›. Bu kiflilere oldukça sekteryaklaflarak ezici ço¤unlu¤unu kaybettik.12 Eylül süreci ‹stanbul hapishanelerindeizledi¤imiz örgütsel poltika tam bir kadroö¤ütme fabrikas› gibiydi.

Poliste direnenleri ise neredeyse tabu-laflt›rd›k. Bunlar›n olumsuzluklar›n› isegörmezlikten gelip liberal davrand›k.

Her iki yaklafl›m da yanl›flt›. Sekte-rizm ve liberalizm do¤ru bir örgütsel çiz-gi de¤ildir.

Ayn› yanl›fl ve hatal› yaklafl›mlar›n birbenzerini daha sonras› y›llarda da göster-dik. Öyle ki hapishanelerde üye yap›lan-lar›n ço¤unlu¤u ya zorlu direnifller içeri-sinde (2000 ölüm orucu gibi) tökezlemiflya da d›flar›ya ç›kt›¤›nda aktif mücadele-ye kat›lmam›flt›r.

Partinin örgütsel olarak bunal›ml›

dönemlerinde parti kadrosu, parti üye-

si al›rken ve seçerken daha fazla hassas

olmam›z gerekir. Bu dönemlerde parti-

ye sahip ç›kanlar›n say›s› az oldu¤u/ola-

ca¤› saptamas› ne kadar do¤ru ise, bu

gibi dönemlerde düflman unsurlar›n

partiye s›zmas› da o kadar kolay olur.

Zor s›navlardan baflar›yla geçenlerekap›m›z› daha fazla açmal›y›z. Sallant›l›kimselere karfl› kap›m›z› s›ms›k› kapat-mal›y›z. Az olsun öz olsun ilkesi de bu-dur zaten. Ne kadar fazla nitelikli kadro-muz olursa Partimiz de o kadar niteliklibir flekilde büyür. Ama ne kadar az vas›f-s›z (niteliksiz) kadromuz ve üyemiz olur-sa savafl› gerçek ray›nda yürütmemiz zorolur. Çünkü aslolan ideolojik-siyasi çiz-gideki netliktir.

Bir davaya tutkuyla ba¤lanmay› körükörüne ba¤lanmak diye yorumlayanlarç›kabilir. Hatta tutkulu bir flekilde ba¤l›olanlar› küçümseyebilirler. Nitekim butür yanl›fl anlay›fl ve yaklafl›mlar geçmifl-te oldu¤u gibi hala da saflar›m›zda mev-cuttur. Bu tür yaklafl›m sahipleri genellik-le pratikten kopuk, sözüm ona teorik ba-k›mdan biraz ileri olan kimselerdir. Fakatgerçek flu ki davaya ba¤l›l›¤› küçümseye-nler gerçek bir dava adam› da olamaz veolamad›lar da. Yukar›da somut bir flekildeortaya koyduk. Bu ba¤l›l›k mistik ya daidealist bir ba¤l›l›k de¤il. Bu ba¤l›l›k ger-çekten de kendi kurtuluflunu devrim da-vas›nda, partiye sadakatte bulan ba¤l›l›k-t›r. Davaya ba¤l›l›¤› ve partiye sadakatiidealize edilmifl bir aflk gibi ele alabiliriz.Tabii ki bizim dava aflk›m›z bilinçli ol-mak zorundad›r. Bilinç derken bununlaMarksizm-Leninizm-Maoizmi anlamal›-y›z. Marksist-Leninist-Maoist teoriyi as-gari de olsa bilmek ve sürekli olarak ken-di bilgi seviyemizi gelifltirmek bir komü-nistin, bir dava adam›n›n vazgeçilmezgörevleri aras›ndad›r. Biz böylesi devrim-ci bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Yoksa kendiküçük burjuva duygular›m›z› tatmin et-mek için üç-befl kelimeyi ö¤renmeyi kas-tetmiyoruz. Bizim “kürsü sosyalistlerine”ihtiyac›m›z yoktur. Kürsüde bolca sosya-listlik ve Sosyalizm nutkunu at›p ama ifldünyay› dönüfltürmeye geldi mi piyasadagözükmeyenlere ihtiyac›m›z yoktur. Ma-oizm’i kitaplardan da ö¤renece¤iz amaö¤renmenin ana okulu mücadelenin canl›prati¤idir. Baflkan Mao’nun dedi¤i gibigerçek ö¤renmenin yolu prati¤in içerisin-de olmaktan geçer. “Nas›l ki armudun ta-d›n› ö¤renmek için onu difllemek” zorun-daysak, bir komünistin komünist olabil-mesi için de Marksist-Leninist-Maoistideolojinin ›fl›¤›nda siyasi mücadelenin

4 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 45: Sınıf Teorisi - Sayı 4

içerisinde yer almas› flartt›r.

Bir kez daha vurgusunu yap›yoruz:Komünizm davas›na kesin ba¤l›l›k gös-termeyenler ve partiye sad›k olmayanlarkomünist kadro olamaz!..

2) Kitlelerle S›k› Ba¤ Kurma

Kadro, önderliktir; fikir üreten ve fikiruygulatand›r diyoruz. Buna göre Mark-sist-Leninist-Maoist bir kadronun fikirüretip ve üretilen bu fikirleri uygulamas›-n›n yata¤› neresidir? Bu yata¤›n kitleleroldu¤u tart›flma götürmez bir gerçekliktir.Bunu bilmek tek bafl›na sorunu çözmez.O halde sorunun anahtar›n› açacak kap›hangisi olacak? O da kitlelerin kap›s›n›çalmakt›r. Bu kap›dan içeriye girmesinibilmektir.

Teorinin s›nand›¤› tek bir yer varsa oda prati¤in kendisidir. Bunun da ikiönemli sacaya¤› var. Yani kitlelerden kit-lelere denilince, bununla; ilk olarak partiiçi (parti üyeleri vb.) kitle, ikinci olarakise parti d›fl› taban kitleyi (ileri sempati-zan, örgütlü sempatizan ve taraftar) vegenifl halk y›¤›nlar›n› anlamal›y›z. Geniflhalk y›¤›nlar›n›n da üç kategoride ele al›-naca¤›n› (ileri, orta ve geri kesim) belirt-meye gerek görmüyoruz.

"Kitlelerden kitlelere" diye bilinenkitle çizgisine iliflkin yeri geldi¤i için birkez daha durmakta fayda görüyoruz. Busorun teorik bak›mdan, özellikle de pratikolarak ne denli özümsenirse, kitlelerinkurulacak iktidara kendi iktidar› olaraksahip ç›kmas› da o kadar sa¤lam ve güve-nilir olacakt›r. Çünkü kadro, uzmanl›kderken kitleden kopmufl bürokrat kadro-lar› anlam›yoruz. Kadro, uzman olacakfakat kitlelerin içinde, onun bafl›nda yeralan; ondan önce ö¤renmesini sonra iseö¤retmesini bilen kadrolar› anlamal›y›z.Kitlelerin içinde-onunla birlikte üretimekat›lan; onun yarat›c› ve paylafl›mc› ruhu-nu paylaflan kadro. Bu konuda Mao flun-

lar›n alt›n› çizmektedir:

"...partimizin bütün pratik çal›flma-

lar›nda do¤ru önderlik, 'kitlelerden

kitlelere’ ilkesine uygun olmak zorun-

dad›r. Bunun anlam› fludur: Kitlelerin

fikirlerini (da¤›n›k ve sistemleflmemifl

fikirleri) almak ve onlar› derli toplu

hale getirmek (onlar› inceleyerek, derli

toplu ve sistemli fikirler haline getir-

mek), ondan sonra yeniden kitlelere

gitmek ve kitleler bunlar› kendi fikirle-

ri olarak benimseyene, onlara s›k› s›k›-

ya sar›lana ve onlar› eyleme dönüfltü-

rene kadar bu fikirleri yaymak, aç›kla-

mak ve bu fikirlerin do¤rulu¤unu biz-

zat kitlelerin eylemi içinde s›namak.

Sonra kitlelerin fikirlerini al›p bir kez

daha derli toplu hale getirmek, yeni-

den kitlelere gitmek ve böylece ›srarla

bu fikirlerin uygulanmas›n› sa¤lamak.

Böylece fikirlerin her defas›nda daha

do¤ru, daha canl› ve daha zengin bir

hale geldi¤i sonsuz bir helezon içinde

bunu bir daha, bir daha tekrarlamak,

iflte Marksist bilgi teorisi, budur."

Yine Mao Parti içi düzeltme hareketi-ne iliflkin yazd›¤› makelede, önderliklekitleler aras›ndaki do¤ru bir iliflki kurma-n›n ana ruhunu ise flu cümlelerle ifade et-mektedir:

"... Bir örgütte ya da bir mücadele-

de önder grupla kitleler aras›nda do¤-

ru bir iliflki anlay›fl›, önderli¤in do¤ru

fikirlere sadece 'kitlelerden kitlelere'

yöntemiyle sahip olabilece¤i anlay›fl› ve

önderli¤in fikirleri prati¤e uygulan›r-

ken genel ça¤r›n›n özel rehberlikle bir-

lefltirilmesi gerekti¤i anlay›fl›; iflte bu

kavramlar›, kadrolar›m›z aras›nda bu

meselelerle ilgili olarak görülen yanl›fl

görüflleri düzeltmek için bugünkü dü-

zeltme hareketi s›ras›nda her yerde

yaymak gerekir. Birçok yoldafl›m›z bir

önderlik çekirde¤i oluflturmak için faal

4 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 46: Sınıf Teorisi - Sayı 4

unsurlar› bir araya getirmenin ve bu

önderlik çekirde¤ini kitlelerle s›k› s›k›-

ya kaynaflt›rman›n önemini kavram›-

yorlar ya da bunda baflar›l› olam›yor-

lar ve bu yüzden önderlikleri bürokra-

tik ve kitlelerden kopuk bir hale geli-

yor. Birçok yoldafl, kitle mücadeleleri-

nin tecrübesini toparlaman›n önemini

kavram›yor ya da bunda baflar›l› ola-

m›yor. Bunun yerine kendilerini zeki

sanarak, öznel fikirlerini ileri sürmek-

ten hofllan›yorlar ve bu yüzden bunla-

r›n fikirleri bofl ve pratikten uzak bir

hale geliyor. Birçok yoldafl, bir görevle

ilgili olarak genel bir ça¤r› yapmakla

yetinip, onu derhal özel ve somut reh-

berlikle devam ettirmenin gere¤ini

kavram›yor ya da bunda baflar›l› ola-

m›yorlar ve bu yüzden yapt›klar› ça¤r›

ya dudaklar›nda ya ka¤›t üzerinde ya

da konfenrans salonunda kal›yor ve

önderlikleri bürokratik bir hale geli-

yor.(Seçme Eserler. Cilt-3:Sf; 125-126)

Mao, bu sözleri 1942-43 y›llar› ara-s›ndaki ÇKP için söylüyor. Fakat belirt-mek gerekir ki ÇKP için belirtilenlerin,ayn›s› partimiz için de geçerlidir. Hem defazlas›yla.

Bazen kitle kuyrukçulu¤u yaparak sa¤çizgi izlerken, ço¤u kez ise gerek parti içigerekse parti d›fl› kitlelere karfl› tepedeninmeci sol-sekter örgütsel çizgi izliyor-duk. Hem de emir ve talimatlarla, genelça¤r›lar yaparak bunu yapmaya çal›fl›yor-duk. Kitlelerin ö¤rencisi olmadan ö¤ret-meni olmaya soyunuyorduk. Ö¤renmesi-ni bilmedi¤imiz için de kitlelere ö¤retme-sini de beceremiyorduk.

Partinin genel siyasi çizgisini dahi bil-meyen politik-teorik olarak geri kimsele-ri önderli¤in politik kadrosu olarak seç-mek kesinlikle do¤ru bir siyaset olmaz.Kendisini dahi yönetmeyi beceremeyenbir partili baflka partililere ve genifl halk

y›¤›nlar›na önderlik yapmay› beceremez.Bu, öylesine s›radan bir önderlik de¤il.Politik önderlikte yer alacak kadro siya-sal geliflmeler karfl›s›nda politika belirle-yecek kapasitede olmal›d›r. Bu kapasite-de olmal›d›r ki güncel politik geliflmeleriönceden görebilsin ve ona uygun somut-taktik politikalar üretebilsin.

Daha öncesi de ifade ettik. Bürokra-tizm tek bafl›na silah omuzunda savafl-makla veya o köy benim flu köy senin di-ye halk›n içinde gezmekle de giderilmez.Savaflmak tek bafl›na bir fley ifade etmez.Ne kadar iyi askersen o kadar da iyi siya-setçisin anlay›fl› do¤ru de¤il. Bu askeribak›fl aç›s›d›r. Bizim savundu¤umuz siya-setin silahlara kumanda etti¤i do¤ru biraskeri çizgidir. Yoksa bürokratizmin nes-nel zemini ordu içerisinde daha güçlüdür.

Yeni ve tecrübesiz genç kadrolar yafll›ve kendisinden önceki kuflak kadrolarakarfl› “bunlar art›k birfley yapamaz” gibi-sinden önyarg›yla yaklafl›p güven duyma-d›klar› gibi, yafll› ve "tecrübeli" kadrolarise yeni ve genç kufla¤a karfl› ayn› önyar-g› ile yaklaflarak küçümsemeye gidiyor-du. Bu, kendisini daha çok kuflak çat›fl-mas› olarak gösteriyordu.

Yafll› ve tecrübeli kadrolarla, genç vetecrübesiz kadrolar aras›nda tecrübe akta-r›m› pek fazla olmazd›. Karfl›l›kl› olarakküçümseme olurdu. Bu tarz kendisiniparti d›fl› kitlelere karfl› da gösteriyordu.Genç kuflakla yafll› kuflak aras›ndaki tec-rübe ve dinamizmi birlefltirmesini bilme-yenler kitlelere do¤ru bir poltik önderliketmeyi de baflaramaz.

Mücadelenin somut sorunlar› üzerin-de kafa yormak demek kitlelerin ekono-mik-politik-kültürel durumuyla direkt il-gilenmektir. Somut durumu yerinde vedo¤ru tespit etmek için kitlelerin içindeolmak flartt›r.

Bilindi¤i gibi örgütsel politikan›n ikiana boyutu var: Bunlardan ilki bir parti-

4 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 47: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nin örgütsel hukukunu da içeren örgütüntüzü¤ü vb. politikalar› kapsarken, di¤eriise günlük siyasal geliflmelere karfl› kitle-leri harekete geçirmek için belirlenen so-mut politikalar boyutudur. Birinci boyutüzerine kongreden kongreye ancak de¤i-flikli¤e (o da biçimsel de¤ifliklikleri geç-mez) gidilebilirken ikincisinde ise anl›k,günlük ve ayl›k de¤iflikliklere gidilir.Bundand›r ki önderlikte yer alan kadrola-r›n dünya ve ülkenin siyasal geliflmeleri-ni yak›ndan takip etmesi ve ona karfl› po-litika oluflturacak kapasitede olmas› zo-runludur.

Sorunu sadece atamak veya seçmek si-yasetiyle s›n›rl› tutmak do¤ru olmaz. Par-ti üyelerinin içten; samimi ve dürüst ol-mas› flartt›r. Gücünün yetmedi¤i ve kapa-sitesinin elvermedi¤i görevlerin alt›na gir-memelidir. Dürüst ve aç›k bir flekilde “benbu kadar yükü ancak kald›rabilirim” cüre-tini göstermelidir. Bu dürüstlü¤ü göster-meyen bir kadro ve üye ideolojik olarakciddi bir zaaf tafl›yor demektir. Bu kimse-ler üst görevlere seçildi¤inde söz konusua¤›r yüklerin alt›ndan kalkamaz ve süreçiçerisinde bo¤ulur. Kariyerizm, yani mev-ki düflkünlü¤ü üzerine siyaset yapanlargerçek komünist olamaz. Gerçek bir ko-münist yapamad›¤›-yönetemedi¤i iktidar›di¤er komünistlere terk etmesini bilmeli-dir. Bunu bilmeyenler proletarya ve hal-k›n iktidar›n› savunamaz. Bu savunular›sahte olaca¤› gibi kuracaklar› iktidarlar›nda ömrü uzun sürmez. Bir çok kez alt›n›çizdik ki geriye dönüfllerin temelinde ko-münist partilerin bürokratik çal›flma tarz›yatmaktad›r. Yeni bürokrat burjvazi denenfleyin kendisi tam da budur.

Bir Komünist, özde neyse öyle gö-

rünmelidir. Göründü¤ü gibi de¤il ol-

du¤u gibi davranmal›d›r. Sözle özün

diyalektik birli¤i komünist kiflili¤in

ana ruhudur. Tersi anlay›fl ve davran›fliçersinde olanlar gerçek komünist ola-

maz. Onlar için kendi mevkileri (iktidar-lar›) her fley, kitlelerin ç›karlar› hiçbirfleydir. Kitlelerin ç›karlarn›, kendi ikti-darlar›n› kamufle etmek için görüntüdesavunurlar. Kitle mi, parti mi ikilemindekariyeristler parti ve kendi iktidarlar›n›düflünürler. Kariyerist ve bürokratlar“alem buysa kral da benim” hükümranl›-¤›ndan hareket ederler. O nedenle kitlele-rin elefltiri ve önerilerini de dikkate almaz-lar. Çünkü kariyeristtirler, benmerkezci-dirler. Bu ba¤lamda benmerkezcilik-kari-yerizm ve bürokratizm ayn› noktalarda ke-siflir; ideolojik arkaplanlar› ayn›d›r.

Benmerkezciler kariyeristtir. Çünkükariyeristler sadece kendi iktidarlar›na vebilgilerinin do¤ruluklar›na güveniyorlar.Bu anlamda kariyeristler yukar›dan afla-¤›ya do¤ru iktidar h›rs›yla kiteleri amir-memur fleklinde yönetmeye çal›fl›rlar.Onlar, kitleleri sürü olarak görür. Çünküiyi bir kitle adaml›¤› demek kendisini kit-lelerin elefltirisine ve denetimine sunmas›demektir. Ama kariyerist ve bürokratkimseler elefltiriyi sevmezler; kitlelerinelefltirisini sekter bir flekilde bast›rmayaçal›fl›rlar. Az önce de dikkat çekti¤imizgibi kariyerist-bürokrat kimseler için ikti-dar her fley kitleler hiçbir fley demektir.Daha aç›kças› bu tip kimseler arac› ama-c›n üzerine ç›kartarak amac› araca fedaetmektedirler. “Örgüt mü, kitleler mi” so-rusunu “örgüt” olarak yan›tlay›p kitlele-rin kurtuluflu ve nihayetinde komünizmdavas› geri plana at›labiliyorlar.

Nitekim kiflileri putlaflt›rman›n, herfley parti için demenin ideolojik arkapla-n›nda bu iktidar ve kariyer h›rs› yatmak-tad›r. Kifli gidince parti gidiyor, kifli gi-dince ülkede geriye dönüfller oluyor. De-mek ki burada ideolojik bak›mdan ciddihatalar vard›r.

Do¤rudur, devrimde önderlerin rolübüyüktür. Öncülü¤ü ve önderli¤i olma-

4 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 48: Sınıf Teorisi - Sayı 4

yan hiç bir hareket baflar›ya ulaflmaz. An-cak devrimde bireylerin rolünü oldu¤un-dan fazla abartmak da do¤ru bir yaklafl›mde¤ildir.

Öncülük ve önderli¤e evet, ama devri-min ana motoru olan kitelere karfl› güven-sizli¤e hay›r! Proletarya diktatörlü¤üneevet, ama yeni bürokratik diktatörlüklerehay›r! Halk›n genifl kat›l›ml› diktatörülü-¤üne evet, ama bir avuç önderin diktatör-lü¤üne hay›r! Kitlelere güvenmeyen parti-li yoldafllar›na da güvenmez. Kitle deste-¤inin olmad›¤› hiçbir devrim baflar›ya ula-flamaz. ‹ktidarda kalamaz. Zaten nihaiamac›m›z bütün iktidarlar› ad›m ad›m or-tadan kald›rmak de¤il midir? O halde bu-günden yar›na infla edilecek iktidar organ-lar›na kiteleleri ne kadar ortak edersek okadar baflar›l› olaca¤›m›z kesindir. Yoksakuru kuruya iktidar kitlelerindir slogan›n›atman›n hiçbir pratik de¤eri yoktur.

Kitlelerle ba¤›n ana ruhu kitelelerekarfl› sonsuz güven ve sevgi beslemektengeçer. Onlara güvenmeyen onlar› da sev-mez. Onlar› sevmeyen ve onlar› iktidaraortak etmeyen bir parti gerçek komünistpartisi olamaz.

Unutmayal›m ki kitleler bir okyanus-tur. E¤er bir kadro bu okyanus içerisinde-ki dalgalar›n ak köpü¤ü olma kapasitesinesahip de¤ilse kitlelere önderlik yapamaz.

Üzerinde önemle durmak istedi¤imizdi¤er bir nokta ise, gerek parti içerisindegerek parti d›fl› örgütlenmede kad›nlar›nörgütlenmesi sorunudur. Parti içerisindeve d›fl›nda kad›nlara gereken önemin ve-rilmedi¤ini belirtirsek geçmiflimize hak-s›zl›k yapm›fl olmay›z. E¤er bugün safla-r›m›zda ve önderlik kademelerinde az sa-y›da kad›n kadro varsa flüphesiz ki bundabirinci derecede sorumlu olan partimizinkad›nlara karfl› izledi¤i siyasettir. Kongre-miz bu sorun üzerinde ciddi bir flekilde

durarak yanl›fl anlay›fllar› alt etmesini bil-di. Kad›nlar›n örgütlenmesi ve öne ç›kar-t›lmas› için özel-özgün politikalar üret-mek flartt›r. Bunun için de belirli ad›mlarat›lm›fl durumdad›r. Fakat bu ad›mlar he-nüz yeterli de¤ildir. E¤er en çok ezilen vesömürülen kesim en devrimci kesimdirdiyorsak o halde toplumdaki ezilen cinsolarak kad›nlar› örgütlemeliyiz. Tutarl›l›kbunu gerektirir. Yoksa teorimizle prati¤i-miz uygunluk arz etmez. Konuya iliflkindaha fazla ayr›nt›ya girmek istemiyoruz.Bu konuda gerek tarihi muhasebede ge-rekse de¤iflik belgelerde ayr›nt›lara girdik.

Konuya iliflkin Mao’nun kadrolar›nbürokratlaflmas›n› önlemek için y›l›n bel-li zamanlar›nda üretim faaliyetlerine ka-t›lmas›n› zorunlu kofltu¤unu belirtelim.Yüksek ö¤renim gençli¤inden tutal›m dakafa emekçisi ayd›n kadrolara kadar üre-time katma siyasetini bürokratizmi y›k-mak için uygulam›flt›r. Bizim arad›¤›m›z-benimsedi¤imiz sadece kendi dal›nda uz-manlaflm›fl kadrolar de¤il, kitlelerle kay-naflm›fl-birleflmifl uzman kadrolard›r.Yoksa sadece kendi dallar›nda uzmanla-flan kadrolar›n burjuva bürokratlar›ndanözde bir fark› olmaz.

3) ‹nisiyatifli Olmak

‹nisiyatifli olmak demek en özlü ifa-

deyle örgütsel, politik, askeri vb. alan-

larda anl›k manevra yapma yetene¤ine

sahip olmak demektir. Daha aç›k bir

deyiflle ana uygun ani karar verme,

manevra yapma esnekli¤ine sahip ol-

mak demektir.

fiüphesiz ki s›n›f mücadelesi içeri-

sinde olan her faaliyetçi belli bir inisi-

yatif edinir. Fakat bilinmelidir ki bizim

kastetti¤imiz inisiyatif s›radan inisyatif

de¤il. Biz, bir kadro için gerekli olan

5 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 49: Sınıf Teorisi - Sayı 4

inisiyatiften sözediyoruz. Bu, bir ör-

gütçü, bir propagandist, bir ajitatör ve

bir askeri kadro için de geçerlidir. Her-

kesin kendi konuflland›r›ld›¤› alanda

yönetip-yönlendirmede inisiyatifli ol-

mas› bir kadro için flartt›r.

Bir düflünelim: Hareket manevras›nasahip olmayan bir askeri kadro komutaetti¤i bir birli¤i muharebe etti¤i düflmangüç karfl›s›nda baflar›ya ulaflt›ramaz; düfl-man sald›r›s› karfl›s›nda ne yapaca¤›n› fla-fl›r›r. Dolay›s›yla üst kademe bir komuta-n›n üzerinde bar›nd›raca¤› en temel özel-lik ak›l ve cesaretini birlefltirmek olmal›-d›r. Üst kademe bir komutan düflman›nher türlü sald›r›s› karfl›s›nda, özellikle degafil avlanma durumlar›nda üstünlü¤üele geçirme yetisine sahip olmal›d›r. Yok-sa birli¤ini imha ettirir. Zaten savaflta ger-çek üstünlük denen fley de budur. Bir bafl-ka deyiflle düflman›n sald›r›s›n›; pusu vekuflatmas›n› bofla ç›kartarak durumu ter-sine çevirterek esas darbeyi düflmana in-dirme baflar›s›n› göstermeye askeri sanatdilinde gerçek üstünlük denilir. Daha aç›kbir deyiflle gafil avlanma durumundangafil avlama durumuna geçifl, “gerçek üs-tünlük” demektir.

Bir komutan sözkonusu çat›flma içeri-sinde ak›l ve cesaretini göstermedi¤i za-man baflar›s›zl›k veya daha büyük kay›p-larla karfl›laflmas› kaç›n›lmazd›r. Di¤er dö-nemlerde ise birli¤i düflmana karfl› sald›r›ruhuyla harekete geçirmez-geçiremez.

T›pk› bunun gibi askeri alan d›fl›ndagörevli olan kadrolar da kendi alanlar›n-da inisiyatifli olmal›d›rlar. Bu manevrakabiliyetini gösteremeyen bir partili kad-ro partiye, halka ve devrime zarar verir.

Bu durumlar›n en alt düzeyde yaflanma-s› için önce do¤ru bir kadro politikas›na sa-hip olmak flartt›r. ‹kinci olarak ise, sözkon-su kadrolar›n görev ve sorumluluklar nokta-s›nda samimi ve aç›k olmalar› flartt›r.

‹nisiyatifsiz kadrolar mücadeleyi sek-teye u¤ratt›¤›-u¤rataca¤› gibi ayn› za-manda kendilerini de mücadelede tüket-mifl olurlar.

‹nisiyatifsiz kadrolar bir de ideolojikbak›mdan tam dönüflmemiflse üst kade-melere karfl› liberal alt kademelere karfl›ise sekter olurlar. Bu tip kifliler görev vesorumlulu¤unu t›pk› bir burjuva memuruedas›yla yerine getirmeye çal›fl›r; “gözle-rimi kapar vazifemi yapar›m” bilinciylesorunlara yaklafl›r; ald›¤› sorumlulu¤ugörev bilinciyle de¤il, sanki üzerine ezi-yet yükü bindirilmifl gibi ele al›rlar. Os-manl› mumuru gibi kafa yormaz; fikirüretmez ve yeni hamleler yap›lmas› içinideolojik-politik önermelerde bulunmaz.

Her partili ve partisiz aktivist bilmeli-dir ki bir devrimci için en tehlikeli fley,daha do¤rusu bir devrimci aktivistin ge-liflmesinin önünde en büyük engel fikirtembelli¤idir. Fikir tembelleri tüketiciler-dir. Devrim sorunlar›na kafa yormaz; gü-nünü verilen iflleri yapt›ktan sonra genel-likle geyik muhabbetleriyle geçirirler.Düflünce tembelleri kafalar›n› kendiomuzlar› üzerinde tafl›maz. Genelliklebaflkalar›n›n kafalar›na göre hareket eder-ler. Dolay›s›yla bu tip insanlar baflkalar›-na yön verme ve kitleleri hareket geçir-mede hareket serbestli¤ine sahip olamaz-lar. Bu tür durumlarda ya iyi bir sekterolurlar ya da gerilik ve inisiyatifsizlikle-rinden dolay› kitle kuyrukçusu olurlar.

Fikir tembelleri devrim sorunlar›nakafa yormazlar dedik. Devrim sorunlar›-na kafa yormayanlar ise ortaya ç›kacakciddi engeller karfl›s›nda elbette ki tökez-ler. Çünkü onlar çeliflkinin pratikte çözü-mü için kafa yormuyor.

Fikir tembelleri geçmifl tarih bilincin-den de yoksun olurlar. Çünkü onlar geç-miflte ne olup bitti¤inden habersizdirlerveya geçmiflin tecrübelerini bilgi da¤ar-c›klar›nda saklayarak önlerini ayd›nlat-

5 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 50: Sınıf Teorisi - Sayı 4

may› düflünmezler.

Fikir tembeli bir kadro zorluklar

karfl›s›nda y›lg›nlafl›r. Bilginin s›n›r›n›n

olmad›¤›n› hepimiz biliyoruz. Bilgiye

ve bilime en büyük düflmanl›k bildi¤iy-

le yetinmeyi savunma davran›fl›d›r.

Düflünce tembelleri ve inisiyatifsizlergerilla birli¤inde üç kurufl para veya üçmermi geç geliyor diye yak›nmac› bir fle-kilde etraf›na umutsuzluk ve karamsarl›kyayarak bunal›m yarat›r. Kendi olumsuzruh halini savaflç›lara yans›t›r. O da yet-miyormufl gibi yak›nmac› bir flekilde so-runun esas kayna¤›n› götürüp yukar›yaba¤lar. Yak›nmac›l›k üzerine durmayagerek yok. Bir kadronun yak›nmaya hak-k› olmad›¤›n› bilmesi gerekir. Kadro ya-k›n›rsa art›k alt düzey partililer ve partisizaktivisitler nas›l yak›nmas›n ki? Kadroçeliflkiyi çözmekte öncü ve önder bir güçise o halde yak›nmac›lar gerçekte Maoistkadro olamaz.

Kadro, örgütsel sürece yön verecekkapasitede olmal›d›r. Çünkü kadro siya-settir. Siyaset ise yönetme-yönlendirmesanat›d›r. Güncel politik geliflmeleri ön-ceden görebilme uzak görüfllülü¤ü de-mektir. Dolay›s›ylad›r ki inisiyatifli kadrokitleleri harekete geçirmenin yön verici-motor gücüdür. Bu yön vericilik her alan-da kendisini göstermelidir.

Dahas› da var. Çok küçük sorunlardandolay› birçok kadro ve savaflç› kaybettikise, bunda birinci derecede nedeni kadro-lar›n somut duruma uygun manevra yap-mamalar›d›r.

Bilinmelidir ki faaliyet yürüttü¤ümüztüm alanlarda ne kadar fazla hataya dü-flersek, bu, s›n›f düflmanlar›m›z›n iflineyarayacakt›r. S›n›f düflmanlar›m›z bizimhatal› çal›flmalar›m›zdan faydalanarakesas darbeyi vuruyor. Tersi durum bizimiçin de geçerlidir. Düflman› zay›f halka-s›ndan vurmak. Bunu her alanda yapmakdemek yönetme ve yönlendirme sanat›n-

da ustalaflmak demektir. Ancak tarihimizgösterdi ki s›n›f düflmanlar›m›z›n heralandaki zay›f noktalar›ndan yeterincefaydalanamad›k. Düflman›n zay›f yan›n›yakalamak demenin ayn› zamanda kendigüçlü yönümüzü a盤a ç›kartmak oldu¤u-nu bilincimize kaz›mal›y›z. Tersi durum-da ise, yani zay›f yönlerimizi aflmaman›nkendisi de düflman›n partiyi her an en za-y›f yerinden vurmas›na kap›y› aç›k b›rak-mak demektir. Bundand›r ki mücadeledeistenilen mevzileri henüz elde edemedik.

Kaç de¤erli kadronun-savaflç›n›n k›r-da ve flehirde basit hatalar ve keyfiyetçitutumlar sonucu flehit düfltü¤ünü ve düfl-man taraf›ndan ele geçirildi¤ini aktarma-ya gerek görmüyoruz. Bu hatalar›n ifllen-mesinin arkaplan›nda yatan gerçeklikflüphesiz ki savafl› savafl kurallar›na göreyürütemeyiflimizdi. Düflman› altetmek is-tiyorsak onun inisiyatifini de ad›m ad›mk›rmak kaç›n›lmazd›r. Yoksa s›n›f düfl-manlar›m›z kendili¤inden iktidar› terk et-mezler.

Bu gerçeklikten hareketledir ki kadro

5 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Bir kadro, bir üye ve bir par-tisiz kadronun organ d›fl› iliflkilerkurmak ve disiplinsizlik yapmak-tan tutal›m da görev yapmamagibi bir hakk› ve lüksü yoktur. Budurumu, “flu ifle gücüm yetmi-yor, dolay›s›yla baflka bir görevverilsin” sorunuyla kar›flt›rma-mak gerekir. Bunu, yani gücüyetmedi¤i görevleri her partili,kadro ve aktivist bildirmek deözgürdür. Bu, bir komünistin gö-revidir. Dürüstlük bunu emre-der. Ama bu, görev kabul etmi-yor-etmiyorum fleklinde alg›lan-maz-alg›lanmamal›d›r.

Page 51: Sınıf Teorisi - Sayı 4

tipinde inisiyatifli kadrolara a¤›rl›k ver-meliyiz. Aksi durumda örgüt kötürümle-flir; devrim ve mücadele büyümez. Bu,her türlü kadro için geçerlidir. Bütün kad-rolar›n her konuda yetenekli olmas›n› is-temek farkl› fley, ama bir kadronun birçok konuda yetenekli olmas›n› beklemekise farkl› fleydir. Zaten mevcut koflullardabir kadronun her konuda inisiyatifli veyetenekli olmas›n›n imkanlar› yoktur.Meselenin kilit noktas›n› kadro belirleni-minde Marksist-Leninist-Maoist kadro ti-pinin ana ölçütlerinden birisi olarak “ini-siyatifli” olma gerçekli¤inden sapmamakoluflturmal›d›r. Aksi anlay›fl ve politikalargeçmifl hatalar› tekrar etmektir...

4) Disipline Ba¤l›l›k Ve

Marksist-Leninist-Maoist

‹deolojik Sa¤laml›k

Bu konuyu iki ara bafll›k alt›nda ele al›paç›mlayaca¤›z.

a) Disipline Ba¤l›l›k

Marksist-Leninist-Maoist bir kadroyudi¤er kadrolardan ay›ran en temel özelliküst düzeyde parti disiplini bilincine sahipolmas›d›r. Bu, ne demektir?

Bu, Marksist-Leninist-Maoist bir kad-ronun disiplinsizlik yapma diye bir hakk›-n›n olmamas› demektir. Hiçbir parti üyesive aktivistin disiplinsizlik yapma diye birlüksü ve hakk› yoktur. Disiplini çi¤nemeksuçtur. Bu, en üst kademeden en alt kade-meye kadar geçerli bir kurald›r. Bu, tama-m›yla gönüllülü¤e dayal›d›r.

Gönüllülük demek istedi¤imi yapar is-temedi¤imi yapmam diye anlafl›lmaz-an-lafl›lmamal›d›r. Bu, örgüte gönüllü kat›ld›-¤›n gibi gönüllü de ayr›labilirsin demektir.Yoksa istedi¤imi yapar›m, istemedi¤imiyapmam anlay›fl› bir komünist partisininsiyaseti olamaz. Örgüt varsa disiplin devar demektir. Disiplinli çal›flma faflizminhüküm sürdü¤ü ülkelerde daha s›k› ve ka-

t› olmak zorundad›r. Mevcut iktidar› y›k-mak için nas›l ki illa da bir parti flartsa, de-

mir disiplin de flartt›r.Dolay›s›yla baflta kadrolar olmak üzere

her aktivistin günlük sosyal yaflam›ndanmücadelenin tüm alanlar›na kadar Mark-sist-Leninist-Maoist bilincin ürünü olangönüllülü¤e dayal› böyle bir disiplinle ha-reket etmesi bir komünist kadro için ol-mazsa olmaz özelliktir. Bir kez daha vur-gulayal›m:

Bir kadro, bir üye ve bir partisiz kadro-nun organ d›fl› iliflkiler kurmak ve disiplin-sizlik yapmaktan tutal›m da görev yapma-ma gibi bir hakk› ve lüksü yoktur. Bu du-rumu, “flu ifle gücüm yetmiyor, dolay›s›ylabaflka bir görev verilsin” sorunuyla kar›fl-t›rmamak gerekir. Bunu, yani gücü yetme-di¤i görevleri her partili, kadro ve aktivistbildirmekde özgürdür. Bu, bir komünistingörevidir. Dürüstlük bunu emreder. Amabu, görev kabul etmiyor-etmiyorum flek-linde alg›lanmaz-alg›lanmamal›d›r.

Bir baflka nokta daha: Bir kimsenin be-lirlenen politikalar› elefltirme hakk›yla be-lirlenen görev ve politikalar› yerine getir-memeyi de birbirine kar›flt›rmamal›y›z.Birincisi her bir aktivistin görev ve hakk›iken, ikincisi ise hiçbirisinin görevi vehakk› de¤il. Bunun ad› disiplinsizliktir,suçtur.

Elefltirmek görevdir. Bu hakk›n› ise an-

cak kendi örgütlü oldu¤u komite ve

parti organlar›nda dile getirebilir. Çal›fl-t›¤› tüm komitelerde görüfllerini belirtmehakk› var derken parti üyelerinin bulundu-¤u komite ve organlardan bahsediyoruz.Yoksa bir parti üyesi, sempatizan (ileri ve-ya örgütlü) komitesinin toplant›lar›nda veikili iliflkilerinde parti içi farkl› görüfllerinipaylaflamaz-açamaz. Parti üyesi, partinin-organ›n resmi görüfllerine iliflkin farkl› gö-rüfllerini ancak örgütlü oldu¤u parti organ-lar›nda açabilir. Sempatizanlar ise ancakörgütlü oldu¤u sempatizan komitelerindeaçabilir. Bir parti üyesi sempatizan komi-

5 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 52: Sınıf Teorisi - Sayı 4

teleri içerisinde komiteyi ilgilendiren, yanikomitenin yetki alan›n›n içerisindeki so-runlar hakk›nda t›pk› sempatizanlar gibifikirlerini söyleyebilir. Sempatizanlarla buözgün sorunlar› tart›fl›r. Onlarla ortak kararalmaya çal›fl›r. Tabbii burada dikkat edil-mesi gereken ana nokta, belirlenen takti-¤in partinin genel politikas›yla çeliflmeme-si gerekir. Her parti üyesinin partiye yaz›yazma hakk› vard›r. Bu hak herkes içineflittir. Ayr›ca Kongre tart›flma dönemle-rinde ve kat›ld›¤› tüm parti toplant›lar›ndamevcut gündemlerle ilgili görüfllerini; fi-kir ve elefltirilerini ortaya koyabilir.

Parti üyesinin kat›ld›¤› tüm parti top-lant›lar›nda ve görevli oldu¤u organlardagörüfllerini açma hakk› var söyleminden,partinin politika ve örgütsel sorunlar›nailiflkin görüfllerini belirtmeyi anlamal›y›z.Kiflilerin yarg›lanmas› ve kiflilere iliflkinsuç kapsam›ndaki iddia vb. sorunlar› örgütdisiplinini dejenere etmeyecek flekilde ya-par-bildirir. Kiflinin yarg›lanmas›na iliflkingerekli do¤ru siyaset parti tüzü¤ünde orta-ya konulmufltur.

Kendi organ üyesi hakk›nda iddia veelefltirilerini ancak ayn› organ içerisindeyapabilir. Kendi organ üyesini baflka birorgan toplant›s›nda elefltiremez, onu deflif-re edici konuflmalara giremez. Varsa baflkaorgan üyeleri hakk›nda iddia ve eleflti-rileri, bunlar› kapal› zarf usulüyle üst ka-demelere do¤ru iletmeye çal›fl›r. Aksi tu-tumlar disiplin suçudur. Kiflileri teflhir vedeflifre etmektir.

Parti disiplininin ilkelerini saymaya ge-rek görmüyoruz. Disiplin kapsam›na girennoktalar› aktarmak anlams›zd›r. Çünküpratik bir de¤eri olmayacakt›r. Bu konudaparti tüzü¤ünde ortaya konulanlar do¤ru-dur ve uygulanmas› gerekli ölçütlerdir.Dolay›s›ylad›r ki parti disiplini nedir, nede¤ildir tart›flmas›n› uzatmayaca¤›z. Üze-rinde yo¤unlaflt›¤›m›z Marksist-Leninist-Maoist bir kadroda aranacak ölçütlerin ol-mazsa olmaz› olan disiplinli yaflam ve ça-

l›flma tarz›d›r. Disiplinsizli¤in ideolojik olarak arka

plan›nda yatan gerçeklik küçük burjuva“ba¤›ms›zl›kç›” asi-çete ideooljisidir. Buideoloji s›n›fsal dokusunu daha çok lümpenküçük burjuvaziden almaktad›r. Bizimki gi-bi ülkelerde, özellikle de yar›-feodal üretimiliflkilerinden kaynakl› olarak küçük burju-vazinin nüfusu hayli kabar›kt›r.

“Ba¤›ms›zl›kç›” tav›rlar›n ard›ndaMao’nun dedi¤i gibi ‘önce ben’ düflüncesiyatmaktad›r. Baflkan Mao konuya iliflkinflunlar›n alt›n› çizmektedir:

“Ba¤›ms›zl›k” anlay›fl› çok zaman

‘önce ben’ düflüncesini birinci plana ge-

çirmek e¤ilminden ayr›lmaz. Bu gibi

ba¤›ms›zl›k anlay›fl›n› savunanlar ge-

nellikle kifli ile parti aras›ndaki iliflkiler

sorununu yanl›fl bir flekilde ele al›rlar.

Lafta onlar da partiye sayg› duyarlar,

ama pratikte kendilerini ön plana, par-

tiyi de ikinci plana koyarlar. Bu insan-

lar ne peflinde koflarlar acaba? Bu in-

sanlar ün ve mevki peflinde koflarlar,

kendilerni göstermek isterler. Onlar bir

çal›flma kesimini kendi yönetimleri alt›-

na ald›klar› zaman hemen ‘ba¤›ms›zl›k-

lar›’n› isterler. Bu amaçla da yoldafllar

aras›nda övme ve dalkavukluk usülleri-

ne baflvurarak baz›lar›n› kendi yanlar›-

na çekerler, baz›lar›n› uzaklaflt›r›rlar,

Komünist Partisinin içine burjuva par-

tilerinin en baya¤› adetlerini getirirler.

Namussuzluk onlar› mahveder. Bence

namuslu çal›flmam›z gereklidir; namus-

lu bir davran›fl yoksa dünyada herhan-

gi bir görevi yerine getirmek kesinlikle

imkans›zd›r.” (Seçme Sözler; Sf; 137)Namuslu olmak demek dürüst olmak

demektir. Dürüstlük ise her konuda parti-ye, yoldafllar›na ve halka karfl› aç›k sözlüolmak demektir. Dürüst olanlar, hile veentrikayla u¤raflmaz. Onun defterinde hal-ka, partiye ve devrime karfl› ba¤l›l›k var-d›r. Dürüst olanlar, bugün halk, devrim veparti için ne yapt›m hesab›yla yat›p kal-

5 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 53: Sınıf Teorisi - Sayı 4

kanlard›r.Disipline iliflkin sözlerimizi Mao’nun

afla¤›daki vurgular›yla ba¤layal›m.“Parti disiplininin kurallar›ndan bi-

ri az›nl›¤›n ço¤unlu¤a tabi olmas›d›r.

Kendi düflüncesinin inkar edildi¤ini an-

layan az›nl›k ço¤unluk taraf›ndan al›-

nan karara uymak zorundad›r. Gere-

kirse, sözkonusu sorunun daha sonraki

toplant›ya yeniden getirilebilmesi hariç

al›nan karara hiçbir flekilde karfl› ko-

yulmaz.” (age,Sf;144)b) Marksist-Leninist-Maoist ideolo-

jik Sa¤laml›k:

Daha önce ifade ettik. ‹deolojik sa¤-laml›k derken, bununla Marksizm-Leni-nizm-Maoizm'e, yani komünizm ere¤inesars›lmaz bir flekilde ba¤l›l›k anlafl›lmal›-d›r. Teorik olarak bir çok insan MLM'yisavunabilir, ama pratik bak›mdan bununruhuna uygun mücadele yürütmüyorsa, o

kifli veya kifliler gerçekte komünist kadrove partililer olamaz. Çünkü önemli olandünyay› yorumlumak de¤il, dünyay› de-¤ifltirme eylemine giriflmektir. Marks'› di-¤er bilim adamlar›ndan ay›ran temel yandünyay› de¤ifltirme eylemidir. ‹flte bizimarad›¤›m›z kadro tipi de, sadece dünyay›yorumlayan de¤il, onu de¤ifltirme prati¤iiçerisinde olmal›d›r. Marksist-Leninist-Maoist ideolojiyi teorik düzlemde savun-mas› kriter olarak al›nmamal›d›r.

Her türlü bencillik ve bireyciliktenuzak kadro tipine sahip olmal›y›z. Konuyailiflkin Dimitrov ve Stalin yoldafllar fluvurguyu yapmaktad›rlar:

"Dördüncüsü, s›n›f düflman›na karfl› mü-cadelede oldu¤u kadar, Bolflevik çizgidentüm sapmalara karfl› uzlaflmaz karfl›-koyufl-lar›nda da disiplin ve Bolflevik sa¤laml›k.

Kadrolar›n do¤ru seçimini belirleyenbu koflullara daha da çok önem vermeli-yiz. Çünkü pratikte ço¤u zaman, örne¤in,iyi bir yaz›-yaz›c› ve iyi bir konuflmac›olup da bir eylem adam› ya da kad›n› ol-mayan ve belki o kadar güzel yaz›p konu-flamayan ama giriflkenli¤e sahip, y›¤›nlar-la ba¤› olan, savafla girmeye ve baflkalar›-n› savafla sokmaya yetenekli sa¤lam biryoldafl, mücadeleye uygun olmayan biryoldafla tercih ediliyor. Tekkecilerin, dokt-rincilerin ya da çokbilmifllerin sad›k y›¤›nisçilerimizin, gerçek iflçi s›n›f› önderleri-nin yerini ald›¤› bir y›¤›n olay yok mudur?

Yönetici kadrolar›m›z ne yapmalar› ge-rekti¤i konusundaki bilgilerini Bolflevikdayan›kl›l›k, devrimci kiflilik gücü ve onuuygulayacak irade ile birlefltirmelidirler...(Stalin. Örgüt Üzerine. Sf; 61-62)

‹yi bir kadro parti içi ideolojik mücade-leye önem verir. Partinin Marksizm-Leni-nizm-Maoizm çizgisine karfl› geliflen veyagelifltirilecek sapmalara karfl› ideolojikmücadeleyi hiçbir zaman elden b›rak-maz/b›rakmamal›d›r. Onun gündemini fluadam bu ifli yapt›, bu adam flunu yapt› gi-bisinden bofl ve soyut fleyler üzerine tart›fl-

5 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Do¤ru yolday›z. Do¤rularda›srar etmekten asla vazgeç-

meyelim. Sab›rl› ve uzun vadelibir çal›flmayla Kongre çizgimizi

her alanda iktidarlaflt›rmayamuktediriz. Çünkü bugün her

zamankinden ve her bak›mdandaha güçlüyüz. Bunlar› yapar-

ken ve söylerken kesinlikle za-fer sarhofllu¤una kap›lmamal›-

y›z. Her türlü zafer sarhofllu¤ubizi yeni ve daha büyük baflar›-s›zl›klara götürür. Daha yolun

bafl›nday›z. Yeni zaferler kazan-man›n, hem de daha büyük za-

ferler kazanman›n koflullar›mevcuttur.

Page 54: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ma yürütmek oluflturmaz. Politik olarakgeri ve yar›-lümpen tüketici-asalak kifliliktarz›na sahip insanlar ancak ideolojik tar-t›flma yerine kiflileri tart›fl›r. Çünkü bu türyar›-lümpen kimselere ideolojik mücadelezor gelir. ‹deolojik mücadeleyi hakk›ylavermek apolitik, yar›-lümpen dil sahipleri-nin ifli olamaz. Bu tür kimseler daha sonraise mücadeleden kötü bir flekilde savurula-rak küçük burjuva yaflam tarzlar›na geridönerler.

Baflkan Mao bir komünist için gerçe¤isavunmaya her zaman haz›r olmal›d›r di-yerek flu özet vurgular› yapmaktad›r:

“Komünist, gerçe¤i kesinlikle savun-maya her zaman haz›r olmal›d›r, çünkü hergerçek halk›n ç›karlar›na uygundur; ko-münist, her zaman için hatalar›n› düzelt-meye haz›r olmal›d›r, çünkü her hata hal-k›n ç›arlar›na ayk›r›d›r.”

“Bir komünist her fleyin nedenini kendikendine sormal›d›r, kafas›n› kullanarak eni-ne boyuna düflünmeli, üzerine e¤ildi¤i herhangi bir sorunun gerçe¤e uyup uymad›¤›n›ve gerçek bir temele dayan›p dayanmad›¤›-n› görmelidir, hiçbir surettle baflkalar›n› kö-rükörüne izlememeli, hiçbir surettle köle gi-bi itaate teflvik etmemelidir.”

Bilindi¤i gibi parti içerisindeki yanl›flanlay›fllardan birisi de; bir kadro, bir üye vebir partisiz aktivist hata yapt›¤› zaman,özellikle de sözümona muhalefet yürütmead› alt›nda elefltiriler yürütüldü¤ü zaman ki-fli hatalar›n esas nedenini kendisinde ara-mak yerine d›fl›rada arayarak idealizme sap-maktad›r. Sanki kendi iradesi yokmufl gibidavranmaktad›r. Dahas› kifli kendi pay›nadüfleni a盤a ç›kart›p bunun üzerinden dü-rüst bir özelefltiri vermesi gerekirken olum-suzluklar›n kayna¤›n› d›fl faktörlere ba¤la-yarak iflin içerisinden ç›kmaktad›r. Bu kifli-ler dürüst de¤il. Bunu bir örgüt ve parti ya-p›yorsa o da dürüst de¤il.

Sonuç Yerine:

Kadrolar üzerine ortaya koydu¤umuzperspektif geçmifli muhasebeden elde etti¤i-miz senteze dayanmaktad›r. Bugün görevkongre çizgimizin emretti¤i siyaseti uygu-lamakt›r. Bu siyasetin uygulanmas› kendiba¤r›nda baz› sanc›l› yanlar› da tafl›makta-d›r. Bu siyasete ayak uyduramayan kadrolarda ç›kabilir. Dolay›s›yla bu kimseler kadrosiyasetimizi bofla ç›kartmak için teori üretippratikler sergileyebilirler. Dahas› sözkonu-su kadro siyasetine ayak direyenlerden aktifmücadeleden kopanlar da olabilir. Çünkügeçmflin kadro siyaseti bir yandan sekterli¤iöte yandan ise liberalizmi bar›nd›rmaktay-d›. Bundand›r ki özellikle de düzeniçi yafla-ma al›flk›n olanlar, özellikle de profesyonelçal›flmaya uzak olanlar bu siyaset karfl›s›n-da ayak direyeceklerdir. Bu tip kadrolar› ka-zanmaya-ileriye tafl›maya çal›flmal›y›z. Fa-kat onlar›n düzeniçi çal›flma tarzlar›yla aslauzlaflmamal›y›z. Bizler elimizden geleniyapmal›y›z. Ama kendi dizeniçili¤inde ›sraredenleri ise illa da kendi içimizde tutma di-ye bir anlay›fl›m›z ve siyasetimiz yoktur veolamaz da. Aksini yapmak geçmifli tekrarla-makt›r. Bizim istedi¤imiz ve savundu¤u-muz kadrolar düzenden her bak›mdan kök-lü (radikal) bir flekilde kopmufl profesyonelkadrolard›r.

Do¤ru yolday›z. Do¤rularda ›srar et-mekten asla vazgeçmeyelim. Sab›rl› veuzun vadeli bir çal›flmayla Kongre çizgimi-zi her alanda iktidarlaflt›rmaya muktediriz.Çünkü bugün her zamankinden ve her ba-k›mdan daha güçlüyüz. Bunlar› yaparkenve söylerken kesinlikle zafer sarhofllu¤unakap›lmamal›y›z. Her türlü zafer sarhofllu¤ubizi yeni ve daha büyük baflar›s›zl›klara gö-türür. Daha yolun bafl›nday›z. Yeni zaferlerkazanman›n, hem de daha büyük zaferlerkazanman›n koflullar› mevcuttur.

5 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 55: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Girifl;

Vurgulamam›z gerekir ki, Uluslara-ras› Komünist Hareket içerisindeiki çizgi ve mücadelesi üzerine te-

orik polemikler ilk kez yap›lm›yor. Bu tart›fl-malar›n tarihsel kökleri Marks dönemine ka-dar gitmektedir. Ancak flu da var ki, Uluslara-ras› Komünist Hareket’in son 50 y›ll›k dili-minde iki çizgi ve mücadelesi üzerine gerekkavramsal gerekse teorik olarak tart›flmala-r›n daha yo¤un bir flekilde gündeme geldi¤i ta-rihsel dönemeçlerin bafl›n› ise “1957 Dekla-rasyonu” ve “1960 Bükrefl Bildirisi” üzerineyap›lan polemikler çekmektedir. Bu polemik-lerde ML kanad›n bafl›n› Mao ve ÇKP çeker-ken, modern revizyonist kanad›n bafl›n› Krufl-çev ve Partisi SBKP çekmekteydi.

Bu tart›flmalar›n Türkiye-Kuzey Kürdistankomünist ve devrimci hareketi içerisinde yo-

¤un bir flekilde gündeme geldi¤i tarihsel kesitise ilk olarak 1960’l› y›llar›n sonu ve 1970’liy›llar›n bafl›d›r. Bu süreçte tart›flmalar›n ide-olojik odak noktas›n›, “Sovyetler Birli¤i sos-yal emperyalist mi” ve bununla koflut olarak“SBKP modern revizyonist mi, de¤il mi” tar-t›flmas› oluflturmaktayd›. Bu tart›flmalar ÇKP

5 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

‹ki Çizgi veMücadelesi ÜzerineTeorik Notlar (1)

Hiç flüphesizki, iki çizgi

ve müca-delesini do¤ru kavra-

mak ve uygulamakiçin bu sorunun te-

orik boyutunu do¤rukoymak ön flartt›r.Bu, bütün sorunlar

için geçerlidir. ‹kiçizgi politik bir kav-ram ve ayn› zaman-da politik bir sonuç-tur. O halde bu poli-

tik olguyu nas›l venereden bafllayarak

aç›mlamal›y›z ki,do¤ru teorik sonuç-

lara da varal›m?

Page 56: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ile SBKP aras›nda az öncede iflaret etti¤i-miz gibi 1957 y›l›nda bafllay›p 1963 y›l›n-da ise en üst seviyeye ç›kt›. Ve 1963 son-ras› ise çeliflkiler antagonist hale geldi. VeÇKP ile SBKP aras›nda her türlü iliflkikoptu. Bu saflaflmalarda çok az say›daparti ÇKP çizgisinde saf tuttu. Öyle ki, 81komünist partisi içerisinde sadece 9 ko-münist partisi ÇKP ile birlikte hareket et-ti. ‹lk saflaflma 1957 y›l›nda kendisinigösterdi. 1960’l› y›llar›n ilk yar›s›nda busaflaflma her türlü kopuflu getirdi. Sovyet-lerBirli¤i’nin Çekoslovakya’y› iflgal et-mesiyle birlikte ve ayn› tarihsel kesitte,Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ide-olojik-siyasi etkisiyle Mao Ve ÇKP’ninUluslararas› Komünist Hareket içerisindehem ideolojik hem de siyasi nüfuzunungeliflmesinin dönüm noktas› oldu. Sovyet-ler Birli¤i’nin dönemin Çekoslovakya’s›-n› iflgali ayn› zamanda gerek SBKP ge-rekse Sovyetler Birli¤i’nin politik niteli-¤ini daha aç›k bir flekilde tart›fl›l›r hale ge-tirdi. Bu tart›flmalar her ülkede yeni yenisaflaflmalar› da beraberinde getirdi. Busaflaflmalar kategorize olarak flu üç biçim-de kendisini gösterdi. Bunlar;

1- SBKP modern revizyonist çizgi-

sinde hareket eden revizyonist partiler.

Bu çizgiye sahip tüm revizyonist parti-ler Sovyetler Birli¤i’nin iflgalci hareketle-rini “devrimi ihraç” etme ad› alt›nda sa-vunmaktayd›lar. Sosyalizmin kalesi deyipSBKP’yi ve Sovyetler Birli¤i’ni her ba-k›mdan takip eden modern revizyonist be-flinci kol parti ve ak›mlard›. Türkiye-Ku-zey Kürdistan’da bu çizginin beflinci kololma misyonunu ise ‹smail Bilen’in sekre-teri oldu¤u TKP çekmekteydi. Legal-yasaldüzlemde ise TS‹P, T‹P gibi reformist par-tiler temsil etmekteydi.

2- “Ne ÇKP ne de SBKP” deyip hiç-

birisini aç›ktan desteklemeyen ara-orta

yolcu küçük burjuva örgüt ve partile-

rin izledi¤i çizgi.

Bu ara ak›mlar “SBKP revizyonist,

ama Sovyetler Birli¤i Sosyalisttir” de¤er-lendirmesi yapmaktayd›lar. Öyle ki buara ak›mlardan bir k›sm› Rus sosyal em-peryalizminin 1979 Afganistan iflgalinisosyalizm ad›na yap›l›yor diye destekle-mekten de geri durmad›lar.

Ülkedeki bu ara ak›m ve orta yolcuparti ve örgütlerin bafl›n› DenizlerinTHKO’su ve Mahirlerin THKP/C’si çek-mekteydi. Daha sonraki y›llarda ise Dev-rimci Yol, Devrimci Sol gibi küçük burju-va örgütler temsil etmekteydi. Ç›k›fl› itiba-riyle Marksizm-Leninizm’den etkilenenama özü itibariyle milliyetçi bir ideolojik-siyasi çizgiye sahip PKK ise SBKP veSovyetler Birli¤i konusunda bu ara ak›m-larla ayn› çizgide hareket etmekteydi.

Küba ve Kuzey Kore Sovyetler Birli-¤i’nin ve SBKP’nin modern revizyonistçizgisi ve sosyal emperyalist karakterikarfl›s›nda do¤rudan tav›r almayarak ortayolcu bir çizgide hareket etmekteydiler.

3-Mao’nun bafl›n› çekti¤i uluslara-

ras› MLM çizgi.

Bu çizgi saflar›nda hareket eden ülkeve partilerin bafl›nda Enver Hoca ve Ar-navutluk Emek Partisi de (AEP) yer al-maktayd›.

Öncünün ideolojik-teorik, daha sonraise politik olarak flekillenifline yolaçan ta-

rihsel dönüm noktas› da flüphesizki Bü-yük Proleter Kültür Devrimi ve Mao’nungörüflleridir.

Büyük Proleter Kültür Devrimi’ni ta-kip eden y›llarda Mao ve ÇKP çizgisini70’li y›llar›n ortalar›na do¤ru gelindi¤indeise THKPC/ML (Halk›n Yolu),TDKP(Halk›n Kurtuluflu) gibi irili ufakl›küçük burjuva örgütler de savunmaktayd›.

Kuzey Kürdistan’da ayr› örgütlenme-yi savunan örgütlerden KAWA da Mao veÇKP çizgisini savunanlardand›.

ÇKP ile SBKP’nin bafl›n› çekti¤i buuluslararas› çizgi saflaflmas› Mao’nun

5 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 57: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ölümünden sonra bu kez Mao ve EnverHoca çizgisinde hareket edenler fleklindekendisini d›fla vurdu.

1970’li y›llar›n ortalar›ndan bafllay›pikinci çeyre¤inde kristalize olan bu saf-laflma kendisini flu üç belirgin boyutuy-

la gösterdi: Bunlar;

a)-Üç Dünya Teorisi’ni (ÜDT) savu-

nan s›n›f iflbirlikçisi sa¤ oportünist çizgi:

Bu çizginin ideolojik-politik alandabafl›n› ÇKP çekmekteydi. Bu sa¤ çizgi sa-hipleri ÜDT’nin Mao’ya ait oldu¤unu id-dia ederek bu do¤rultuda hem uluslarara-s› bir siyasi nüfuz yaratmak istediler, hemde Çin’de kapitalizmin restorasyonunuüstten afla¤›ya do¤ru tamamlad›lar. ÇKPiçerisindeki sa¤ revizyonist çizginin mi-marlar› ise Deng Siao-Ping ve Hua Kua-Feng kli¤idir.

Ülkede ise ayn› çizgi do¤rultusundakendisine yön veren hareketlerin bafl›n›günümüz ‹flçi Partisi ve önceli T‹-‹KP(Türkiye ‹htilalci ‹flçi Köylü Partisi)çekmekteydi.

b)-Enver Hoca ve AEP’in bafl›n› çek-

ti¤i Troçkist revizyonist k›rmas› çizgi:

Bu çizgi kendisini Enver Hoca’n›nMao’nun ölümünü takib eden, daha do¤-rusu 1978 y›l›nda Mao ve görüfllerinekarfl› cepheden bayrak açmas›yla d›flavurdu.

E. Hoca, ifle Mao’nun da ÜDT’yi sa-vundu¤u sald›r›s›yla bafllad›. Devlet, dev-rim ve parti sorunlar›nda yar›-troçkist ya-r›-revizyonist görüfller ileri sürdü. Yar›-sömürge, yar›-feodal ve sömürge ülkeler-de Mao’nun “k›r flehiri kuflat›r” devrimteorisine “küçük burjuva” diyerek aç›k-tan sald›rd›. Mao’nun Halk Savafl› teori-sine “küçük burjuva teoridir” deyip red-detti. Köylülü¤ün devrimdeki rolünü in-kardan geldi. Sosyalizm sorunlar›nda“antagonist” çeliflkileri görmezlikten gel-di. Dahas› kendi çizgisinde hareket eden

partilere yasalc›-parlamenterist yoldandevrim yapmalar› tezini gelifltirdi. Nite-kim bugün AEP çizgisinde hareket edipde yasallaflan partilerin tümü Enver Ho-ca’n›n bu reformist-revizyonist devrimçizgisiyle yola devam etmekteler.

Enver Hoca ve partisinin çizgisinde saftutmalar 1978’lerin sonlar›ndan bafllay›p,1979 bafllar›nda ise h›z kazand›. Bu saf-laflman›n bafl›n› TDKP, T‹KB, THKPC-ML ve TKP/ML Hareketi çekmekteydi.Ayn› safta KAWA da yerini ald›.

Öyleki bu irili ufakl› bütün hareketlerEnver Hoca’n›n ve AEP’in gözüne gir-mek için Mao ad›na ne varsa onu dillerin-den silme yar›fl›na girdiler. Dün “e¤erMao’nun yolundan dönersek bize lanetolsun” diye and içen Halk›n Kurtuluflugibi örgütler(Halk›n Kurtuluflu sonradanTDKP oldu) dahi aradan iki y›l gibi birzaman geçmeden, kendilerini lanetlerce-sine Mao’ya sad›rmaktan geri durmad›lar.

c)-Mao çizgisinde saf tutan Mark-

sist-Leninist-Maoistler:

Bu saflaflmalarda Mao ve tezlerini sa-vunan komünist partileri oldukça s›n›rl›say›dayd›. Fakat Mao çizgisinde hareketedenler 1980’li y›llar›n bafl›nda bir topar-lanma sürecine girerek bugünlere kadargerek tek tek ülkelerde gerekse uluslara-ras› düzlemde önemli örgütsel-politikmesafeler kaydettiler.

Mao sonras› uluslararas› düzlemde or-taya ç›kan sözkonusu ideolojik kaosunMaoist öncüyü de etkilememesi elbettedüflünülemezdi. Öyleki öncünün önderli¤iMao’nun usta olup olmad›¤› tart›flmas›n›dahi parti gündemine sokmaktan geri dur-mad›. “Mao’nun klasik (usta)oluflunu” as-k›ya al›p tart›flt›rma cüretini gösterdi. Da-ha önce birçok parti belgesi ve 1.Kong-re’nin Tarihi Muhasebe’sinde de iflaretedildi¤i üzere, “1.MK ideolojik olarakHocac› çizgiden” önemli derecede etki-lendi. Nitekim “Bolflevik Partizan” (Parti

5 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 58: Sınıf Teorisi - Sayı 4

tarihinde Yurtd›fl› Hizbi diye geçmekte-dir) çizgisi bu saflaflmalar ve onu takipeden y›llarda flekillenerek ortaya ç›kt›.

Bilinmelidir ki, her bir ülkedeki her

bir parti ve örgütün politik-ideolojik

çizgisi uluslararas› ideolojik-siyasi çizgi

ve ak›mlardan ayr› düflünülemez. Bu vebunun gibi konular› yaz›m›z›n ak›fl› içeri-sinde daha da detayland›raca¤›z. Yeri gel-miflken sadece flunu ifade etmekle yetine-ce¤iz: Mao ve tezleri üzerine yap›lan pole-miklerin bafll›calar›ndan birisini de “Par-ti içerisinde iki çizginin varl›¤›-yoklu¤u

ve mücadelesi” sorunu oluflturmaktayd›.

Öyleki parti içerisinde iki çizgi üzerineyap›lan farkl› yorumlar ve görüfller bugüne

kadar varl›¤›n› devam ettirdi. ‹ki çizgi konu-sunda iki farkl› görüfl genellikle flu iki bi-çimde kendisini gösterdi-göstermektedir.

Birinci görüfl; parti içerisinde iki çizgi sa-vunulmaz; çünkü iki çizgi demek “farkl› plat-form”, “farkl› program”, dahas› “hizipçilik”demektir. Dolay›s›yla parti içerisinde iki çiz-giye müsaade edilmez. Daha aç›k bir deyifllebu görüfl sahipleri “iki çizgiyi” sistemleflmifl

farkl› görüfller olarak tan›mlamaktayd›lar.

‹kinci kanat ise, “iki çizgi”yi kelimeningerçek anlam›yla iki farkl› görüfl olarak ta-n›mlamaktad›r. Bunun için de bu farkl› görüfl-ler “Parti içerisinde istesek de istemesek deirademiz d›fl›nda nesnel olarak vard›r ve varolacakt›r”. Fakat bunun farkl› boyutlar› vard›r.Yani iki çizgi tek boyutlu olarak ele al›namaz.

‹kinci kanat, partiyi bugünlere kadartafl›yan MLM kanatt›. Di¤er kanat iseYurtd›fl› Hizbi’nin (YDH) bafl›n› çekti¤ioportünist kanatt›.

Do¤ru ve bilimsel olana yak›n düflünce-ler savunuluyordu. Fakat bu savunu yeter-li de¤ildi.

Belirtmeliyizki iki çizgi konusundauzun y›llar gerek parti içerisinde gereksedi¤er Maoist grup ve partiler içerisindeYDH ile ayn› paralelde görüfl savunanlarda oldu. Örne¤in TKP/ML hala da konu-muzun ak›fl› içerisinde ortaya koyaca¤›-m›z gibi iki çizgi konusunda esasta

YDH’ye yak›n görüfller savunmaktad›r.

Maoist Komünist saflarda ise en derin vekapsaml› bilinç s›çramas› parti 1.Kongre-si’yle sa¤lanm›flt›r.

Marksist-Leninist-Maoist kanad›ndo¤ru ve bilimsel düflünceye olan yak›n-l›¤›ndand›r ki bugün, özellikle de1.Kongremizle vard›¤›m›z bilinç seviyesiyakalanm›flt›r.

Soruna iliflkin var›lan bilinç seviyesielbetteki bilimsellik ve do¤ruya en yak›n

fikirler sonucu sadece geliflip güçlenme-di. fiüphesizki bunda yanl›fl fikirlerin depay› vard›. E¤er konuya iliflkin farkl›, hat-ta yanl›fl fikirler sözkonusu olmasayd› iki

çizgi konusunu gerek kavramsal gerekseteorik boyutuyla bu denli ayd›nl›¤a kavufl-turmufl olamayacakt›. Dahas›, iki çizgi

6 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

S›n›fl› toplumda, özellikle de günümüzün s›n›fl› toplumla-r›nda her insan bir dünya görüflüne sahiptir. Bir baflka de-yiflle, dünya görüflüne sahip olmayan tek bir insan yoktur.Buradan hareketle öncelikle iflin felsefi boyutunu aç›mla-mal›y›z. Daha do¤rusu iki çizgi sorununu gerek tan›msalgerekse daha sonras› evrelerini do¤ru alg›lamak için öncedo¤ru bir felsefi bak›fl aç›s›na sahip olmam›z flartt›r.

Page 59: Sınıf Teorisi - Sayı 4

konusunda vard›¤›m›z bilinç seviyesi

sonucudurki böylesine derinlikli ve

kapsaml› bir ideolojik muhasebeyi ya-

pabildik.

fiunu çok net ve aç›k bir flekilde vurgu-luyor ve her bir okurumuzun da(özelliklede Maoist taban›n) bu vurgu üzerine yo¤un-lafl›p düflünmesini tavsiye ediyoruz:

Öncü saflar›nda bugüne kadar ortaya

ç›kan birçok gereksiz örgütsel ayr›l›k ve

kopuflun ideolojik olarak arkaplan›nda

yatan ana gerçeklik, iki çizgi ve mücade-

lesi siyasetini do¤ru alg›lay›p do¤ru uy-

gulamama gerçekli¤idir.

Dikkat çekti¤imiz konu üzerinde bilim-sel olarak kafa yoranlar yapt›¤›m›z belirle-menin do¤ru oldu¤u sonucuna varacaklar-d›r. Bu, savundu¤umuz birlik anlay›fl› vedavas›n›n ne denli ilkeli ve do¤ru oldu¤usonucunu da beraberinde getirmifl olacakt›r.

fiüphesizki iki çizgi ve mücadelesi siya-setini do¤ru alg›lay›p do¤ru uygulamak birMaoist parti ve onun bireyleri aras›nda bö-lünmeyi ve ayr›l›¤› de¤il, daha yüksek dü-zeyde birli¤i getirir.

‹flte bu yaz›m›z›n esas amac› bir yandaniki çizgi ve mücadelesi siyasetini teorik bo-yutuyla ortaya koymak iken, di¤er yandanise Maoistlerin örgütsel birli¤ini teorik bo-yutuyla da olsa daha ayd›nlat›c› bir flekildesa¤lamak ve yard›mc› olmak içindir.

Bu bilinçten hareketle iki çizgi ve mü-

cadelesi üzerine söyleyeceklerimizi uzuntuttuk. Bu teorik çal›flma bir ihtiyaçt›. Özel-likle de bütün Maoist taban kitle içinönemli bir ihtiyaçt›. Dolay›s›yla iki çizgi vetan›m›, iki çizginin s›n›fsal kayna¤›, iki çiz-gi mücadelesinde izlenmesi gereken do¤rusiyaset ne olmal›d›r soru ve sorunlar›n› kap-saml› bir flekilde yan›tlamay› uygun bul-duk. Bunun için de kendisini Maoist olaraktan›mlayan her birey bu yaz›y› mutlak birflekilde okumal› ve tart›flmal›d›r.

A- K Ç ZG VE TANI-MI

Hiç flüphesizki iki çizgi ve mücadele-sini do¤ru kavramak ve uygulamak içinbu sorunun teorik boyutunu do¤ru koy-mak ön flartt›r. Bu, bütün sorunlar içingeçerlidir. ‹ki çizgi politik bir kavram veayn› zamanda politik bir sonuçtur. O hal-de bu politik olguyu nas›l ve neredenbafllayarak aç›mlamal›y›z ki, do¤ru te-orik sonuçlara da varal›m? Ne diyoruz?S›n›fl› toplumda, özellikle de günümüzüns›n›fl› toplumlar›nda her insan bir dünyagörüflüne sahiptir. Bir baflka deyiflle, dün-ya görüflüne sahip olmayan tek bir insanyoktur. Buradan hareketle öncelikle iflinfelsefi boyutunu aç›mlamal›y›z. Dahado¤rusu ‹ki Çizgi sorununu gerek tan›m-sal gerekse daha sonras› evrelerini do¤rualg›lamak için önce do¤ru bir felsefi bak›flaç›s›na sahip olmam›z flartt›r. Bunun içinde önce ÇEL‹fiK‹ sorununu ortaya koy-mam›z gerekir. Ancak bu konudaMarksist-Leninist-Maoist bir görüfl aç›s›ve kavray›fla sahip olanlar iki çizginin ta-n›msal boyutunu da bilimsel bir flekildealg›lay›p uygulayabilir. Daha aç›k birsöylemle, çeliflki kavram›yla iki çizgikavram› aras›ndaki diyalektik ba¤› do¤rukurmak ayn› zamanda iki çizgi sorununuda do¤ru savunma ve uygulamay› da be-raberinde getirir.

1- Çeliflki ve ‹ki ÇizgiÇeliflki demek en özlü ifadeyle birbiri-

ne z›t iki nesnel olgunun bir bütünü mey-dana getirmesi demektir. Daha kolay birsöylemle çeliflki, z›tlar›n birli¤i demektir.

Bu, ayn› zamanda do¤a, toplum vedüflünce alan›ndaki her fleyin çeliflki ha-linde olmas› demektir. Bir baflka deyiflle,çeliflkisiz hiçbir varl›ktan sözedilemez.Yani soyut gerçeklik diye birfley olmad›-

6 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 60: Sınıf Teorisi - Sayı 4

¤› gibi, çeliflkisiz de nesnel bir varl›kyoktur. Gerçeklik, nesnel olan›n, fleyle-

rin iç kanunlar› ve iç nedenleridir.

Bu, çeliflkinin evrensel ve mutlak ol-du¤u demektir de. Kald›ki hareketin ken-disi bir çeliflkidir. Nerede bir hareket var-sa orada bir çeliflki var demektir. Zatenher hareketin kendisi bir olgu demektir.

Soyut gerçeklik diye bir fley olmad›-¤›n› her bir Maoist savunur, veya savun-mak zorundad›r. Yoksa Maoist de¤il, ide-alist olur. Buna göre, yani komünist par-tisi gibi bir politik oluflumdan sözediyor-sak-sözediliyorsa hiç flüphesizki bu dadi¤er partiler gibi çeliflkisiz olmaz-yafla-yamaz. Nesnel temeli olmayan hiçbirfleyden sözedilemez.

Bilinirki bilincimizdeki her bir kav-

ram farkl›l›¤› nesnel bir çeliflmeyi yan-

s›tmaktad›r. Daha do¤rusu, BaflkanMao’nun dedi¤i gibi “nesnel çeliflmeleröznel düflüncede yans›rlar ve bu süreç,kavramlar›n çeliflmeli hareketini olufltu-rur, düflüncenin geliflmesini sa¤lar ve in-san düflüncesindeki sorunlar› durmadançözer.”(Seçme Eserler cilt:4-Sf; 421)

Bu, soyut ve de çeliflkisiz bir kavramve sözcükten sözedemeyece¤imizin bi-limsel teorisidir. Eflyan›n tabiat› bunu em-rediyor. Çeliflme bütün fleylerin geliflmesürecinde kaç›n›lmaz bir flekilde varl›¤›n›sürdürür tezi, budur. Bu da birin ikiye

bölünmedi¤i tek bir varl›k yoktur anla-

m›na gelir. Efldeyiflle, çeliflme yasas› z›t-

lar›n birli¤i yasas›yla anlamdaflt›r.

Komünist partisinin oluflumu ve için-deki çeliflkilerin karekterine(politik) ileri-de de¤inece¤iz. Fakat bu sorunun bilimselbir flekilde bilince ç›kar›lmas› için çeliflki

kavram› ve olgusu üzerinde biraz dahadurmakta fayda görüyoruz. Çeliflki soru-nunda ne denli bilimsel bir bilinç düzeyineulafl›rsak, komünist partisi içerisindeki çe-liflkilerin niteli¤i konusunda da bilincimiz

o kadar ayd›nlan›r. Daha aç›k bir deyiflle,çeliflki yasas›n› her boyutuyla do¤ru kav-rayanlar diyalektik materyalizim konusun-da da temel-do¤ru bir fikre ulaflm›fl ola-cakt›r.

Çeliflme üzerine felsefi alanda en ge-liflkin, ayr›nt›l› ve kapsaml› bilimsel so-nuçlara varan flüphesiz ki Mao’dur. Dola-y›s›yla konuya iliflkin ilk önce Mao’yabaflvural›m:

“fieyler içindeki çeliflkinin yasas›, yanikarfl›tlar›n birli¤i yasas›, materyalist diya-lekti¤in temel yasas›d›r. Lenin: ‘Do¤ru an-lamda diyalektik, eflyan›n özündeki çe-liflkilerin incelenmesidir,’ diyor. Lenin buyasadan, s›k s›k, diyalekti¤in asl› diye sö-zeder ve buna, diyalekti¤in özü de der.”(abç) (Teori Ve Pratik Sf;26)

Her bir Maoist çeliflme yasas› veonunla do¤rudan diyalektik bir ba¤ içeri-sinde olan ve Mao’nun iflaret etti¤i, “ikidünya görüflü, çeliflmenin evrenselli¤i,çeliflmenin özgüllü¤ü, bafl çeliflme ve birçeliflmenin esas yönü, bir çeliflmeninyönleri aras›ndaki özdefllik ve mücadeleve uzlaflmaz karfl›tl›¤›n çeliflmedeki yeri”gibi felsefi sorunlar› bilimsel bir flekildekavrad›¤›nda devrimin, özellikle de gü-nümüzün parti (ayr›l›k ve birlik gibi ör-gütsel sorunlar) ve devrim sorunlar›n›çok kolay bir flekilde çözmüfl olacakt›r.Bunun için iki çizgi ve mücadelesi soru-nunu teorik boyutlar›yla detayl› bir flekil-de ortaya koymay› gündemimize ald›k.Ve bu sorunun Maoist bir bilinçle alg›-lanmas› için de çeliflme yasas›yla ifle bafl-lad›k. Öyleyse, çeliflme yasas› ve onunlado¤rudan ba¤›nt›l› felsefi sorunlar›n te-orik aç›l›m›n› Mao’nun izledi¤i yöntemirehber alarak devam ettirelim.

‹ki dünya görüflü konusunu yaz›m›z›nsistemati¤ini bozmamak için daha sonraele alaca¤›z. Önce çeliflmenin evrenselli-¤i denilince ne anlafl›lmas› gerekti¤ini

6 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 61: Sınıf Teorisi - Sayı 4

yan›tlayal›m.

Çeliflmenin Evrenselli¤i

(Mutlakl›¤›):

En özlü ifadeyle, çeliflkinin evrenselli-¤i demek bütün fleylerin geliflme sürecin-de mutlak bir flekilde çeliflkinin bulunma-s› ve her fleyin geliflme sürecinin, bafl›n-dan sonuna kadar bir karfl›tlar hareketininvarolmas› demektir. Daha aç›kças› bu,do¤a, toplum ve düflünce alan›nda her fle-yin çeliflkiden meydana geldi¤i, çeliflki-siz hiçbir fleyden sözedilmeyece¤i bilim-sel teorisidir.

Bu, ayn› zamanda Mao’nun alt›n› çiz-di¤i gibi “çeliflmenin evrenselli¤i veyamutlakl›¤›n›n iki anlam›” demektir.

Çeliflkinin evrenselli¤ine iliflkin Mao,Lenin ve Engels’e dayanarak flu tespitleriyap›yor:

“Engels ‘hareketin kendisi bir çeliflki-dir.’ der. Lenin, karfl›tlar›n birli¤i yasas›n›,‘...do¤an›n (zihin ve toplum da dahil) tümgörüngülerindeki ve süreçlerindeki çeli-flen, birbirlerini karfl›l›kl› d›fltalayan, karfl›te¤ilimlerin tan›nmas›(keflfedilmesi)’ ola-rak tan›mlar. Bu görüfller do¤ru mudur?Evet do¤rudur. fieylerdeki çeliflik yanlar›nbirbirlerine ba¤›ml›l›¤› ve bunlar aras›nda-ki çat›flma, o fleylerin yaflam›n› belirler vegeliflmelerini sa¤lar. ‹çinde çeliflki tafl›ma-yan fley yoktur; çeliflki olmasayd› hiç birfley olmazd›.

Çeliflki, basit hareketin (mekanik hare-ket gibi) esas› oldu¤u gibi, ayr›ca karmafl›k

haraketin de esas›d›r. Engels, çeliflkinin ev-renselli¤ini flu sözlerle anlatmaktad›r:

‘E¤er daha basit mekanik yer de¤ifltir-me, kendinde bir çeliflki içeriyorsa, mad-denin daha yüksek hareket biçimleri ile or-ganik yaflam ve organik geliflmesi, haydihaydi içerir. (...)Yaflam›n, en baflta bir varl›-¤›n, her an, hem kendisi hem de bir baflkas›olmas›na dayand›¤›n› görmüfltük. Öyleyseyaflam da fleylerin ve süreçlerin kendindevarolan, ara vermeden ortaya ç›kan ve çözü-len bir çeliflkidir. Ve çeliflki biter bitmez, ya-flam da biter, ölüm bafl gösterir. Ayn› biçim-de, düflünce alan›nda da çeliflkilerden

kurtulamayaca¤›m›z› ve örne¤in içerden

s›n›rs›z insani bilme yetene¤i ile, bu yete-

ne¤in d›flardan hepsi de s›n›rl›, ve bilgile-

ri de s›n›rl› olan insanlardaki gerçek var-

l›¤› aras›ndaki çeliflkinin, bizim için, pratik

bak›mdan, hiç olmazsa sonsuz geliflme için-de, sonu olmayan kuflaklar dizisi içinde çö-zülece¤ini, görmüfltük...”

“... Lenin de çeliflkinin evrenselli¤iniflöyle aç›klam›flt›r:

‘Matematikte : + ve -. Diferansiyel veintegral.

‘Mekanikte : etki ve tepki.

‘Fizikte: art› ve eksi elektrik.

‘Kimyada: atomlar›n bileflimi ve çö-zülmesi.

‘Toplumbilimde: s›n›f savafl›m›.’ ”

(abç) (Mao. Teori ve Pratik. Sf; 33-34)

Konumuzu en yak›ndan ilgilendiren

6 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Her hareketin her biçimini gözden geçirirken bu hareketin di¤erbiçimleriyle olan iliflkisini de gözden kaç›rmamal›y›z. Tabii ki bu-rada belirleyici olan, daha do¤rusu hareket hakk›nda bilgimizin te-melini oluflturucak kilit nokta, bir olgu veya hareketin özel husus-lar›n› görmek ve hesaba katmakt›r.

Page 62: Sınıf Teorisi - Sayı 4

noktan›n toplumbilimi oldu¤u ortadad›r.Dolay›s›yla bu alandaki çeliflkileri dahabilimsel bir flekilde kavramal›y›z.

S›n›f savafl›m› toplumbilimi kategorisin-de ele al›nd›¤›ndan flüphesizki komünistpartisi de s›n›f savafl›m›n›n bir parças›, birihtiyac› olarak tarihin belli bir kesitinde or-taya ç›kt›¤›na göre, o halde bu olguyu çelifl-

kisiz bir varl›k olarak kabul edenler ya

idealisttir ya da onun ideolojik ipli¤inden

dokunmufltur.

Konuya iliflkin Baflkan Mao flu bilimselsaptamada bulunuyor:

“Parti içinde, durmadan, çeflitli fi-

kirler aras›nda karfl›tl›k ve çat›flma

olur. Bunlar, parti içindeki s›n›f çeliflki-

lerini, topulumdaki yeni ve eski fleyler

aras›ndaki çeliflkileri yans›t›r. Partide

çeliflki ya da çözülecek ideolojik sava-

fl›m yoksa, partinin yaflam› sona erer.”(abç) (age.Sf;35)

Çeliflmenin evrenselli¤i üzerine ortayakoymaya çal›flt›¤›m›z nokta ayd›nland›.Gerek basit, gerek karmafl›k hareketlerde,gerekse nesnel ve ideolojik olgularda çe-liflki evrensel olarak her süreçte vard›r.

Daha önce ifade etti¤imiz gibi fleyler-deki bu çeliflkiler sürecin belli bir aflama-s›nda ortaya ç›kmay›p sürecin bafl›ndansonuna kadar vard›r. Tersini savunanlar di-yalektik materyalist de¤illerdir, metafizi¤esapm›fllard›r. ‹ki çizgi denilince bununlasadece sistemleflmifl çizgiyi anlayanlar bunoktada metafizi¤e sapm›fllard›r. Yeri gel-di¤inde bu metafizik düflüncelerin detayl›elefltirisini yapaca¤›z. Biz flimdi konumu-zun daha bir ayd›nlanmas› için Mao’nunkonuya iliflkin Sovyet Deborin okulunayöneltti¤i elefltirileri aktaral›m:

“Sovyet felsefe çevrelerindeki tart›fl-malara bak›l›rsa, Deborin okulu, çeliflki-

nin, sürecin bafl›nda ortaya ç›kmad›¤›,

ancak geliflmenin belirli bir aflamas›n-

da ortaya ç›kt›¤› görüflündedir. Yani o

ana kadar geliflme, iç nedenlerle de¤il,

d›fl nedenlerle olmaktad›r. Böylece De-borin, metafizik d›fl nedenler ve meka-nizm teorisine dönmektedir. Somut sorun-lar›n tahlilinde böyle bir görüfl uygulayanDeborin okulu, Sovyetler Birli¤i’ndemevcut koflullar alt›nda ‘kulaklar’ ile ge-nellikle ‘köylüler’ aras›nda yaln›zca farkolup çeliflki olmad›¤› görüflünü benimse-mekte ve böylece Buharin’in görüflleriyletam birlik içinde bulunmaktad›r. (...)De-

borin okulu, dünyadaki her fark›n bir

çeliflkiyi içerdi¤ini ve bu fark›n çeliflki-

nin tam kendisi oldu¤unu anlam›yor.(...) Sovyetler Birli¤i’ndeki toplumsal ko-flullar alt›nda bile iflçiler ile köylüler ara-s›nda bir fark vard›r ve bu fark emek ilesermaye aras›ndaki gibi bir uzlaflmaz kar-fl›tl›¤a ya da s›n›f savafl›m›na gitmemeklebirlikte, bir çeliflkidir. Sosyalist kurulufldöneminde, iflçiler ile köylüler sa¤lam birbirlik kurmufllard›r, ve bu çeliflkiyi sosya-lizmden komünizme ilerleme sürecindeyavafl yavafl çözeceklerdir. Bu, çeliflkile-rin varl›¤›-yoklu¤u sorunu de¤il, özellik-lerindeki ayr›l›klar sorunudur. Çeliflki ev-

renseldir, mutlakt›r ve fleylerin bütün

geliflme sürecinde vard›r ve bütün sü-

reçlerde bafltan sona devam edip gi-

der.” (abç) (age, Sf; 35-36)

Evet, bütün fleyleri do¤ru alg›lama veonu pratikte yaflan›r k›lman›n biricik yolubilimsel bir görüfl aç›s›na sahip olmaktangeçer. Kuflkusuz ki bunun önflart›n› dado¤ru bir felsefi bak›fl aç›s›na sahip ol-mak oluflturur. Do¤ru bir felsefi bak›flaç›s›n›na sahip olmak, Mao’nun çeliflme-ler sorunu, özellikle de çeliflmenin ev-

renselli¤i üzerine ortaya koydu¤u bilim-sel tezleri özümsemekten geçer.

‹leride ortaya koyaca¤›m›z gibi bütün

6 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 63: Sınıf Teorisi - Sayı 4

küçük burjuva ve kimi Maoist örgüt vepartilerin iki çizgi sorununu hatal› bir fle-kilde ele almalar›n›n arkaplan›nda yatanda bu metafizik görüfl aç›s›d›r.

Çeliflkinin Özgüllü¤ü ve

Onunla Ba¤›nt›l› Sorunlar:

Hareketin, bir baflka söylemle herhan-gi bir olgunun kendine has, bir olguyudi¤er hareketlerden(olgu) nitelik olarakay›ran özgün çeliflki tafl›mas›na çeliflme-nin özgüllü¤ü denir.

Bir baflka deyiflle, bu eflyan›n özünde-ki iç nedendir. Her hareketi di¤er hare-ketten, dahas› her olguyu di¤er bir olgu-dan ay›ran farkl› çeliflkilerin olmas› çelifl-menin özgüllü¤üdür.

Her hareketin her biçimini gözden ge-çirirken bu hareketin di¤er biçimleriyleolan iliflkisini de gözden kaç›rmamal›y›z.Tabii ki burada belirleyici olan, dahado¤rusu hareket hakk›nda bilgimizin te-melini oluflturucak kilit nokta, bir olguveya hareketin özel hususlar›n› görmekve hesaba katmakt›r.

Her bir hareketin özel noktalar›n› gö-rüp bu noktay› do¤ru tespit etti¤imiz an,ancak bir hareketin baflka hareket biçim-leriyle farkl›l›k tafl›d›¤›n›, dolay›s›yla ni-

teliklerinin de farkl› oldu¤unu görebilir-kavrayabiliriz. Ki, eflyan›n özündeki buözel çeliflki öteki fleylerden nitelik olarakfarkl› oldu¤unu da ortaya koyar.

Baflkan Mao’nun dedi¤i gibi “(...)‹flte bu,iç nedendir ve buna, fleyleri birbirindenfarkl› yapan, çeflitlili¤inin esas›d›r da diye-biliriz. Do¤ada pek çok hareket biçimi var-d›r: mekanik hareket, ses, ›fl›k, s›cakl›k,elektrik, ayr›flma, birleflme vb. Bütün bu bi-çimler birbirilerine ba¤l› olduklar› gibi, bir-birlerinden nitelik bak›m›ndan farkl›d›r da.Her biçimin sahip oldu¤u özel nitelik, ken-disine özgü çeliflki ile belirlenir. Bu, yaln›zdo¤a için de¤il, toplum için de, düflünce içinde do¤rudur. Her toplum biçiminin, her

düflünce tarz›n›n özel bir çeliflkisi, özel bir

niteli¤i vard›r.” (abç) (age, Sf; 38)

Farkl› çeliflkilerin olmas› farkl› nitelikteolgular›n olmas› demektir dedik. fiüphesizki bu, ayn› zamanda çeliflkilerin çözüm yö-netmelerinin farkl› olmas›n› da beraberindegetirir. Yani farkl› nitelikteki çeliflkiler an-cak farkl› yöntemlerle çözülür. Her çeliflkiyiayn› yöntemle çözmeye kalk›flmak diyalek-tik de¤il metafizik yöntem olur. Kald› ki çö-zülemez de. Bir yerde zor yöntemine baflvu-rarak çözdü¤ün sorunda, ayn› zor yönetimnigötürüp parti içerisindeki sorunlara uygula-d›¤›n zaman parti içi sorunlar› çözemezsin.Halk s›n›f ve tabakalar› aras›ndaki bir so-runda ikna, e¤itim yöntemi yerine zor yön-temini kullan›rsan çözemezsin. Parti içindede ileride ortaya koyaca¤›m›z gibi, çeliflki-nin biricik çözüm yöntemi elefltiri-özelefltiriyöntemidir. Tersi durumda, yani düflman s›-n›flar› alt etmek için silahl› mücadele yerinebar›flç›l mücadele yöntemini esas al›rsanorada devrim hayal olur.

Özcesi, farkl› çeliflkiler(do¤a, toplum vedüflünce alan›nda) ancak farkl› yöntemlerleçözülür.

Çeliflmenin özgüllü¤ü ile evrenselli¤ininiçiçe oldu¤unu, ancak bunlardan özgüllü¤ünevrensele ba¤l› oldu¤unu da ayr›ca belirte-lim. Özgüllük evrensel çeliflkiye ba¤l›d›rderken bununla evrenselli¤in özgüllü¤üniçinde oldu¤unu(her fleyin içinde olmas›n-dan hareketle) reddetti¤imiz san›lmas›n.

Konumuzun daha bir ayd›nl›¤a kavufl-mas› için sözü yine Mao’ya b›rak›yoruz:

“Çeliflkinin evrenselli¤i ile çeliflkinin

özgüllü¤ü aras›ndaki iliflki, çeliflkinin or-

tak niteli¤i ile tek ve ayr› niteli¤i aras›n-

daki iliflkinin ayn›s›d›r. ‹lki ile (çeliflkininevrenselli¤i ve özgüllü¤ü) çeliflkinin, bafltansona kadar bütün süreçlerde var oldu¤unuve devam etti¤ini, çeliflkilerin hareketler,fleyler, süreçler ve düflünceler oldu¤unu söy-lemifl oluyoruz. Bu, her zaman ve her ülkeiçin geçerli olan ve hiç bir istisnas› olmayan

6 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 64: Sınıf Teorisi - Sayı 4

evrensel ilkedir. Yani ortak nitelik, ya damutlakl›kt›r. Ama bu ortak nitelik, her tek veayr› nitelikte vard›r: tek ve ayr› nitelik ol-maks›z›n, ortak nitelik olamaz. Bütün tek

ve ayr› nitelikler kald›r›lsa, ortada art›k

nitelik diye bir fley kalmaz. Her çeliflki öz-

gül oldu¤u için tek ve ayr› nitelikler orta-

ya ç›km›flt›r. Bütün tek ve ayr› nitelikler

koflula ba¤l› ve geçidir, yani ba¤›nt›l›-

d›r(görelidir).

Bu ortak nitelik, tek ve ayr› nitelik, mut-

lakl›k ve ba¤›nt›l›l›k ilkesi, fleylerdeki çat›fl-

ma sorununun özüdür. Bunu anlamamak,

diyalekti¤i anlamamak demektir.”(abç)(age. Sf; 51)

Konumuzla ba¤›nt›l› olarak temel çeliflkinedir, ne de¤ildir sorununa da teorik boyu-tuyla aç›kl›k getirmeye çal›flal›m.

Temel Çeliflki:

En özlü ifadeyle bir fleyin geliflme sü-recini belirleyen çeliflkiye temel çeliflkidenilir. Bir baflka ifadeyle bir fleyin süre-cinin bafl›ndan sonuna kadar devam edençeliflkiye temel çeliflki denilir. Bu, ayn›zamanda, süreç de¤iflmedikçe temel çe-liflkinin kendisi de de¤iflmez demektir.

Sürecin uzun sürmesi durumunda ken-di içinde aflamalar› da sözkonusu olur.Dolay›s›yla temel çeliflki de¤iflmemeklebirlikte, bu sürecin her aflamas›na uygunçeliflkiler de de¤iflir. Bu çeliflkiler d›fl›n-da, temel çeliflkinin belirledi¤i ya da etki-ledi¤i daha bir dizi iri ufakl› çeliflkiler debu sürecin içinde yer al›r.

Konumuzu daha bir anlafl›l›r k›lmakiçin Mao’nun süreç de¤iflmeden-dolay›-s›yla temel çeliflki de¤iflmeden sürecinbelli aflamas›nda de¤iflen çeliflmeler içinverdi¤i örnekleri al›nt›layal›m:

“Örne¤in, serbest rekabet dönemindekapitalizm emperyalizm haline geliflti¤izaman, iki s›n›f aras›nda, yani proletarya

ile burjuvazi aras›nda ya da toplumun ka-pitalist özündeki temel çeliflki de, iki s›n›-f›n s›n›f niteli¤inde bir de¤ifliklik olma-makla birlikte, bu iki s›n›f aras›ndaki çe-liflki yo¤unlaflt›; tekelci sermaye ile tekel-ci olmayan sermaye aras›nda yeni bir çe-liflki do¤du; sömürgeci ülkeler ile sömür-geler aras›ndaki çeliflki fliddetlendi ve ka-pitalist ülkeler aras›ndaki çeliflki, yanibunlar›n eflit olmayan geliflmelerinin do-¤urdu¤u çeliflki, kendisini çok sert bir bi-çimde gösterdi ve kapitalizmden, özelaflamas› olan emperyalizmi meydana ge-tirdi.”(age,Sf;44)

Dünya çap›nda ça¤›m›z›n temel çelifl-kisi emek-sermaye (proletarya ile burju-vazi) çeliflkisi iken, Türkiye-Kuzey Kür-distan’›n temel çeliflkisi ise Maoist Ko-münist Partisi’nin Program›’nda ifadeedildi¤i gibi, “emperyalizm, komrador-bürokrat kapitalizm ve feodalizmle geniflhalk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflkidir.”

Çeliflkiler üzerinde bu denli detayl›durmam›z›n nedeni, konumuzun bafl›ndada ortaya koydu¤umuz gibi iki çizgi soru-nunu teorik aç›dan daha net ve daha aç›kbir flekilde bilince ç›kartmaya yard›mc›olmak içindir. Bu sorun felsefi aç›dando¤ru kavran›rsa, ancak iki çizgi sorunuda do¤ru kavran›lm›fl olunur.

Örne¤in, temel çeliflki boyutuyla ide-olojik-siyasi düzlemde bir örnek sunma-ya çal›flt›¤›m›zda, hiç flüphesiz ki bununen yak›n ve canl› örne¤ini uluslararas›düzlemde Maoist siyasal çizgiye sahipbütün parti ve örgütler oluflturmaktad›r.fiöyle ki; bu parti ve örgütlerin hepsi deMaoist siyasal çizginin sonuçlar›d›r. Ayn›durum ülkedeki Maoist parti ve örgütleriçin de geçerlidir. Bu siyasi-ideolojik çiz-giye sahip birçok parti, örgüt ve grup var.Hepsi de Maoist siyasal çizginin(sürecin)sonuçlar›. Ancak bilindi¤i gibi bunlar ay-r› örgütsel yap›lara sahip. Bunlar›n hepside Marksizm-Leninizm-Maoizm süreci-

6 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 65: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nin farkl› aflamalar›nda flu veya bu neden-le ortaya ç›km›fllard›r. Hepsinin de özüayn›, ama hepsi de ayr› olduklar›ndan ni-telikleri farkl›d›r. Oysa hepsini birlefltire-cek temel hat(süreç)mevcuttur. Bununnesnel zemini de yoldafl Kaypakkaya’n›nortaya koydu¤u devrim tezleri, örgütselilkeler ve Maoist ideolojik-siyasi çizgidir.

‹deoloji alan›nda uluslararas› plandaburjuva ideolojisi ile Marksist-Leninist-Maoist ideoloji aras›ndaki çeliflki temelçeliflki iken, ancak günümüz aç›s›ndan baflçeliflki burjuva ideolojisinden g›das›n›alan reformizmdir.

Konumuzu daha fazla da¤›tmadantekrar çeliflkinin özgüllü¤ü sorununa dö-nüyoruz.

Çeliflkinin özgüllü¤üyle ba¤›nt›l› ola-rak yer alan sorunlar aras›nda bafl çeliflkive bir çeliflmenin ana yönü de var. Top-lumda, do¤ada ve düflünce alan›nda e¤erbirçok çeliflkiden sözediyorsak pek tabiiki bu çeliflkiler içerisinde birisi bafl çelifl-ki veya çeliflkinin bir ana, bir de ikincilyönü var demektir.

Bu konulara iliflkin sadece tan›mlama-larla yetinece¤iz.

Bafl Çeliflki:

Bafl çeliflkiyle ilgili olarak Mao flunla-r› belirtiyor:

“Karmafl›k bir fleyin geliflme sürecin-de birçok çeliflki vard›r; bunlardan birininvarl›¤› ya da geliflmesi, öteki çeliflkilerinvarl›¤›n› ve geliflmesini belirler ya dabunlar üzerinde etkili olur. ‹flte bu, baflçeliflkidir.

Örne¤in kapitalist bir toplumda çelifl-kideki iki karfl›t güç, proletarya ve burju-vazi, bafl çeliflkiyi oluflturur.” (age, Sf;52)

Yine Türkiye-Kuzey Kürdistan’›niçinden geçti¤imiz devrim aflamas›n›n si-yasal düzlemde bafl çeliflkisi, Öncününprogram›nda ifade edildi¤i gibi “feoda-

lizmle genifl halk y›-¤›nlar› aras›ndaki çe-liflkidir.”

Unutmadan belir-telim: Her sürecinbelli bir aflamas›ndasadece bir tek bafl çe-liflki olur. Yani bir sü-recin tek bir aflama-s›nda birden fazla baflçeliflki tespiti yap›l-maz. Sözkonusu afla-ma de¤ifltikçe bafl çe-liflki de de¤iflir. Dik-kat edilsin birisi afla-ma, di¤eri (temel çe-liflki) süreç de¤iflme-dikçe de¤iflmez.

‹deolojik düzlem-

de ise okun sivri

ucunun yöneltilmesi

gereken bafl hedef,

yani bafl çeliflki re-

formizmdir.

Gerek dünyada ge-rekse ülkede ekono-mik ve s›n›fsal düz-lemde nas›l ki temel,bafll›ca ve bafl çeliflkitespiti yap›l›yorsa,ideolojik ak›mlar içe-risinde de bafl ve bafll›-ca çeliflkiler tespitinegidilir-gidilmelidr.Çünkü sözkonusu ide-olojik ak›mlar ve ide-olojiler tamam›yla mevcut s›n›flar ve sü-reçlerle do¤rudan orant›l›d›r. Farkl› eko-nomik-siyasi yap›lanmalar olmasa, dolay›-s›yla farkl› ideoloji ve ideolojik ak›mlar-dan da sözedilmez-edilemez. ‹deolojilerve ondan ideolojik dokusunu alan araak›mlar›n varl›¤›-yoklu¤u tamam›yla s›-n›flar›n varl›¤›-yoklu¤una ba¤l›d›r. Bun-

6 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

“‹nsanl›k tarihin-de s›n›flararas› uz-laflmaz karfl›tl›k,karfl›tlar savafl›m›n›nözgül bir belirtisiolarak vard›r. Sö-mürücü ve sömürü-len s›n›flar aras›nda-ki çeliflkiyi düflünün.Köleci, feodal ya dakapitalist bir top-lum olsun, iki çeli-flik s›n›f, bir top-lumda uzun süre bi-rarada bulunur vebirbirlerine karfl›savafl›m verirler;ama iki s›n›f aras›n-daki çeliflki, belirlibir aflamaya kadargeliflince, aç›k biruzlaflmaz karfl›tl›kbiçimini al›r ve dev-rime dönüflür. S›n›f-l› bir toplumda ba-r›fl›n savafla dönüfl-mesi de böyledir.”

Page 66: Sınıf Teorisi - Sayı 4

dand›r ki ideolojik ak›mlar içerisinde detemel, bafll›ca ve bafl çeliflki ayr›m›na git-mek bilimsel olan bir anlay›flt›r. Tersi do¤-ru bir yaklafl›m olmaz. Dört tarafa yumruksallamak olur ki, bu da hedefi do¤ru vur-mak de¤il aksine onu gelifltirip güçlendirir.

Bunlar aras›nda ayr›m yapmak; dahas›ideolojik ak›mlar aras›nda bafl çeliflki, bafldüflman, bafll›ca veya temel çeliflki ay›r›-m›na gitmek demek burjuvazinin ideolo-jisinden beslenen ideolojilerle fikir düz-leminde ittifaka gitmek diye anlafl›lma-mal›d›r. Fikirlerde uzlaflma olmaz. Fakatfarkl› ideolojilere sahip siyasi yap›larlabafl çeliflki, bafl düflman durumundakiideolojik ak›m›n siyasi temsilcisine karfl›ittifaklara gitmek reddedilmez. Örne¤inrevizyonist, reformist bir siyasi ak›makarfl› küçük burjuva ideolojisini savunanküçük burjuva hareketlerle siyasi nokta-larda ittifaklar yap›l›r. Ki baz› durumlar-da sözkonusu revizyonist ve reformistyap›larla da siyasi olarak ittifaka gitmereddedilmez. Bu, ideolojide ittifak yap›l-d›¤› anlam›na gelmez. “‹lkelerde uzlafl-maya hay›r ama politikada esneklik veuzlaflmaya evet.” Marksist-Leninist-Ma-oist anlay›fl ve prati¤idir bizim savundu-¤umuz.

Temel çeliflki, bafll›ca çeliflkiler ve baflçeliflki üzerine bu teorik yorumlamay›yapt›ktan sonra çeliflmenin ana ve ikincil

yönleri üzerinde durabiliriz.

Çeliflkinin Ana Ve ‹kincil Yönü:

Hiç kuflkusuz ki bir çeliflkinin süreciiçerisinde tek düzelik diye bir fley yoktur.Bir sürecin öne ç›kan çeliflkisi ile, bu öneç›kan çeliflkiye ba¤l› olarak ikincil çelifl-kiler her süreçte mutlak bir flekilde mev-cuttur. Aksi durumda hangi çeliflki bafl,hangisi ikincil çeliflkidir tespitini do¤ruyapmam›fl oluruz, ki bu da bizi do¤ru he-deflere ve baflar›ya götürmez. Bir süreç-

teki bafl çeliflki ile ikincil çeliflkilerin, çe-liflkinin ana yönü ile ikincil yönlerini bil-meyen, bu konuda do¤ru bir bak›fl aç›s›nasahip olmayan bir parti siyasal, askeri,stratejik ve taktik sorunlar› belirlemededo¤ru tespitler yapamaz, do¤ru sonuçlaragidemez. Çünkü bir süreç ve o sürecinherhangi bir aflamas›nda, dahas› bütüntaktikler birbiriyle eflit olamaz. Bunlararas›nda dengesizlik vard›r. Bazan çeliflikyönler aras›nda bir denge varm›fl gibi gö-rünür. Ama gerçek böyle de¤ildir. Bu gö-rüntü dahi geçicidir, görelidir. Esas olandengesizliktir.

Dolay›s›yla bir sürecin içersinde bir-den fazla çeliflkinin oldu¤u yerde bu çe-liflkiler içerisinde yaln›zca bir tanesi baflve belirleyici rol oynar, di¤erleri ise ikin-cildir, yani ikinci derecede rol oynarlar.Bu çeliflkinin do¤ru bir tespiti ve do¤rukavran›fl› devrimin di¤er sorunlar›n›n çö-zümünü de kolaylaflt›r›r.

Buradan hareketle Baflkan Mao flunusöylüyor: “Bir fleyin niteli¤ini, çeliflki-

nin egemen duruma geçen ana yönü

belirler.” (abç) (age, Sf; 54)

Buna göre temel, bafll›ca, bafl çeliflkive düflman tespitleri yapt›¤›m›zda çelifl-kiye egemen olan güçler çeliflkinin anayönünü olufltururken, bu güçlere karfl›mücadele eden güçler ise ikincil yönünüoluflturur.

Bu, ayn› zamanda eski ile yeni aras›n-daki çeliflkide ana yönü eskiyi temsileden s›n›flar›n oluflturdu¤u anlam›na ge-lir. Bu neye yolaçar? Bu da ana yön ileikincil yönün belli koflullar alt›nda yerde¤ifltirdi¤ini-birinin di¤erine dönüfltü¤ü-dönüflece¤i anlam›na gelir. Mevcut du-rumda gerek dünya çap›nda gerekse tektek ülkeler özgülünde(gerek temel, ge-rekse bafl çeliflki boyutuyla olsun) temelve bafl çeliflkinin ana yönünü oluflturan s›-n›f güçleri, genel anlamda söyleyecekolursak tekelci burjuvazi, komrador-bü-

6 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 67: Sınıf Teorisi - Sayı 4

rokrat burjuvazi ve büyük topraka¤alar›s›n›f› iken, bu s›n›flar›n sömürü ve bask›-s› alt›nda olan tüm halk s›n›f ve tabakala-r› ise ikincil yönü oluflturmaktad›r. Ancakbilinirki devrimle bu çeliflki ana ve ikin-cil yönleri yer de¤ifltirmifl olacakt›r. S›n›fmücadelesinde çeliflkinin ana yönü dedi-¤imiz eskiyi temsil eden s›n›flar her ge-çen gün zay›flarken, yeniyi temsil edens›n›flar ise güçlenmektedir. Bu, eski ileyeni aras›ndaki bir savafl›md›r. Kald› kiMao’nun söylemiyle “eskinin yerini ye-ninin almas›, evrenin genel, sürekli ve de-¤iflmez bir yasas›d›r. Bir fley, kendisini,niteli¤ine, içinde bulundu¤u koflullarauygun olarak ve çeflitli s›çramalarla bafl-ka bir fleye dönüflür. Bu, eskinin yerineyeninin geçmesi sürecidir.” (age,Sf;559

Sözün özü, hangi süreçte olursa olsunmevcut çeliflkiler eflit olamaz. Bunun içinbafl çeliflki tespiti yapmak ne kadar zorun-luluksa, bir çeliflkinin ana ve ikincil yönü-nü tespit etmek de zorunluluktur. Bu ikiolgu da çeliflkinin özgüllü¤ünün önemliiki sac aya¤›d›r. Hangi durumda olursa ol-sun çeliflik güçler tek düze, yani dümdüzve eflit de¤ildir. Bundand›r ki Mao’nun de-di¤i gibi, “(...) düz geliflme ya da denge te-orisine karfl› ç›kmam›z gerekir.”

Çeliflkinin Yönlerinin

Özdeflli¤i ve Savafl›m›:

Çeliflkinin özdeflli¤i için Mao flu belir-lemeyi yapmaktad›r:

“Özdefllik, birlik, uygunluk, iç uygun-luk, içiçe geçme, karfl›l›kl› ba¤l›l›k(varolabilme için karfl›l›kl› ba¤l›l›k), içtenba¤l›l›k ya da iflbirli¤i. Bu çeflitli terimle-rin hepsi ayn› anlama gelir, ve flu iki nok-taya dayan›r: önce, bir fleyin geliflme sü-recindeki her çeliflkinin iki yönünün her-biri, varl›¤›n› öteki yönde bulur ve her ikiyön ayn› varl›kta birlikte bulunur. Sonra,

çeliflik iki yönün herbiri, belirli koflullaralt›nda birbirlerne dönüflmeye e¤ilimlidir.Özdefllik terimi ile, iflte bunu demek isti-yoruz.”(age,Sf;59)

Bu, ne anlama gelir?

Bu, bir çeliflkinin her bir yönünün ken-disini di¤er yönde bulmas› ve her iki yö-nün de ayn› varl›kta birlikte bulunmas› veayn› zamanda bu iki çeliflik yönün bellikoflullar alt›nda birbirine dönüflece¤i e¤i-limini tafl›mas› demektir. Bir baflka deyifl-le, birin ikiye bölünmesidir bu. Z›tlar›nbirli¤i ve mücadelesi diye bilinen diyalek-tik yasa da budur. Z›tlar›n birli¤inin geçi-ci, mücadelesinin ise esas oldu¤u Maoistfelsefi görüflü de buna dayanmaktad›r.

Bilindi¤i gibi çeliflik yönler istisnas›zher fleyde vard›r. Karmafl›k bir süreçtebirden fazla çeliflik yön varken, yal›n sü-reçlerde ise tek çeliflik yön bulunur.

Marksist-Leninist-Maoist felsefi birgörüfl aç›s›na sahip bir kimse çeliflik yön-lerden sadece bir yönün tek bafl›na varol-du¤undan sözetmez. Çünkü dünyada çe-liflkisiz hiçbir fley yoktur. Çeliflik yönlerbir yandan birbirine karfl›t iken di¤er yan-dan ise birbirine ba¤l›d›rlar. Hem de içiçegeçmifl bir flekilde ba¤l›d›rlar. Örne¤inproletaryas›z burjuvazi, burjuvazisiz pro-letarya olmaz. Ya da burjuva, küçük bur-juva düflünceler olmadan komünist dü-flünceler, komünist düflünceler olmadanküçük burjuvaziye-burjuvaziye ait ide-olojiler ve ara ak›m ideolojileri olmaz.Ölüm ve yaflam; üst-alt, kararl›l›k-karam-sarl›k, savafl ve bar›fl gibi... Bunlar hepsibirbirine ba¤l› ve bir bütünü meydana ge-tiren çeliflik yönlerdir.

K›sacas›, çeliflkinin özdeflli¤i demek

çeliflik yönlerin birbirilerinin karfl›l›kl›

varolufl koflullar›-nedenleri olmalar›d›r.

Bu, ayn› zamanda çeliflkinin özdeflli-¤inin ilk anlam›d›r. ‹kinci anlam› ise çeli-

6 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 68: Sınıf Teorisi - Sayı 4

flik yönlerin belli koflullar alt›nda birbiri-ne dönüflmesidir.

Örne¤in mevcut durumda sisteme ha-kim olan-yönetici sömürücü s›n›flar dev-rim sonras› yönetilen duruma düflerken,proletarya ve genifl halk y›¤›nlar›n›n iseyöneten duruma geçmesi gibi.

Bir komprador s›n›f›n iç savafl döne-minde halka karfl› iken iflgalci koflullardakomünistlerle birlikte emperyalist iflgalekarfl› olmas› gibi. Yak›n ve uzak tarihi-miz aç›s›ndan Kemalist hareket, Saddamve Goumintang bunun somut örneklerinioluflturmaktad›r.

Yine yürüttü¤ümüz toprak devrimimücadelesi sonunda bir zamanlar›n bü-yük toprak a¤alar› topraks›z duruma dü-flerken, buna karfl›l›k yoksul ve topraks›zköylüler küçük toprak sahibi olacaklard›r.

Mao’nun iflaret etti¤i gibi “bütün çeli-flik fleyler birbirlerine içten ba¤l›d›r vebunlar, belirli koflullar alt›nda, bir varl›k-ta, yaln›zca birarada bulunmazlar, ayn›zamanda, belirli koflullar alt›nda birbirile-rine dönüflürler. ‹flte çeliflkinin özdeflli¤i-nin tam anlam› budur.”

Çeliflkinin özdeflli¤inin ayn› zamandaz›tlar›n birli¤i demek oldu¤undan ve bu-nun da geçici ve göreli oldu¤undan sözet-tik. Karfl›tlar›n mücadelesi, bir baflka ifa-deyle savafl›m› ise mutlakt›r.

Daha aç›k bir deyiflle, çeliflkinin birboyutunu z›tlar›n birli¤i olufltururken di-¤er boyutunu ise karfl›tlar›n birbiriyle mü-cadele ve savafl›m içerisinde olmas› olufl-turmaktad›r. Mao konuya iliflkin Lenin’edayanarak tart›flmay› flöyle sürdürüyor:

“Lenin:

‘Karfl›tlar›n birli¤i (çak›flmas›, özdefl-li¤i, eflit hareketi) koflullara ba¤l›, geçici,süreksiz, görelidir. Birbirlerini d›fltalayankarfl›tlar›n savafl›m›, t›pk› geliflme ve ha-reketin mutlak oluflu gibi mutlakt›r.’

Her sürecin bir bafllang›c›, bir sonuvard›r. Bütün süreçler kendilerini kendikarfl›tlar›na dönüfltürürler. Bütün süreçle-rin kararl›l›¤› ba¤›nt›l›d›r, ama bir sürecindi¤erine dönüflümde kendini gösteren ka-rars›zl›k mutlakt›r.

Bütün fleylerin hareketi, iki durumda

olur: ba¤›nt›l› durgunluk durumu ve

apaç›k de¤iflme durumu. Her iki hareketdurumu da, o fleyde bulunan iki çeliflik et-kenin savafl›m› sonucudur. Bir nesne, hare-ketin ilk durumundaysa, o fley, nitelik ba-k›m›ndan de¤il, yaln›zca nicelik bak›m›n-dan de¤ifliklik geçirir ve duruyormufl gibigörünür. Nesne, hareketin ikinci durumun-daysa, o fley, ilk durumdaki nicelik de¤ifl-mesinde belirli bir uç noktas›na eriflmifl,varl›¤›n sona ermesinin nedeni olmufl, birnitelik de¤iflmesini meydana getirmifl vebunlar›n sonucu, apaç›k bir de¤iflme gibigörünmüfltür.” (abç) (age, Sf; 65-66)

Bu arada, bir çeliflkideki savafl›m›n sü-recin bafl›ndan sonuna kadar devam etti¤i-ni, bunun da ayn› zamanda baflka fleye dö-nüflümün nedeni oldu¤unu da belirtelim.Z›tlar›n birli¤i, bir di¤er deyiflle çeliflkininözdeflli¤i flartl› ve ba¤›nt›l› iken, ancak z›t-lar›n savafl›m› flarts›z ve mutlakt›r. Z›tlar›nbirli¤i ve savafl›m› (mücadelesi) her fley-deki z›tlar›n hareketini oluflturur. Bunlarolmazsa çeliflki diye, varl›k diye, düflüncediye hiçbir fleyden sözedilemez.

Birbirine karfl›t fleyler hem birbirinitamamlar hem de birbirini d›fltalar. ‹fltebu karfl›tlar›n birbirini d›fltalamas›na kar-fl›tlar›n savafl›m› denir. Karfl›t fleylerinbirbirini tamamlamas› demek ise iki kar-fl›t fleyin belirli koflullar alt›nda birlik ol-mas› ve bu ba¤lamda özdeflli¤e ulaflmas›demektir.

fiunu da eklemek isteriz ki her bir gö-reli durumun içinde mutlakl›k vard›r.Mutlak demek mevcut gerçekli¤in varo-luflu demektir. Buna ayn› zamanda fizik

7 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 69: Sınıf Teorisi - Sayı 4

biliminde “maddenin sak›n›m kanunu”denir. Yani bir madde varl›¤› itibar›ylamutlakt›r. Dahas› bir fleyin vardan yokedilemez yoktan da varedilemez kanunu-na “maddenin sak›n›m kanunu” denir. ‹fl-te bu maddenin de bir mutlak bir de göre-li(izafi) gerçek yan› mevcuttur. Bir baflkasöylemle bu, objektif bir olgunun mutlak

ve izafi yanlar› demektir.

Konumuzla ba¤›nt›l› olarak “çeliflkideuzlaflmaz karfl›tl›¤›n yeri” noktas›na ilifl-kin k›sa da olsa dural›m.

“Çeliflkide Uzlaflmaz

Karfl›tl›¤›n Yeri:”

Bu bafll›ktan hareketle baz› anlay›fl sa-hipleri “uzlafl›r çeliflki” diye bir fley mivar diye soru sorabilirler. Felsefi olarakyaklafl›ld›¤›nda uzlafl›r-uzlaflmaz diye birçeliflki yoktur. Ancak siyaseten sorunayaklafl›ld›¤›nda uzlafl›r-uzlaflmaz çeliflkidiye bir fley vard›r. Buradaki uzlaflmazl›kkarfl›t s›n›flar aras›ndaki çeliflkinin bellibir aflamadan sonra aç›k savafl durumu-

na dönüflmesidir. Konuya iliflkin sözüMao’ya b›rakal›m:

“Karfl›tlar›n savafl›m› sorunu, uzlafl-maz karfl›tl›¤›n ne oldu¤u sorununu içerir.Bizim yan›t›m›z: uzlaflmaz karfl›tl›k, kar-fl›tlar›n bir savafl›m biçimidir, ama biricik

biçimi de¤ildir.

‹nsanl›k tarihinde s›n›flararas› uzlafl-maz karfl›tl›k, karfl›tlar savafl›m›n›n özgülbir belirtisi olarak vard›r. Sömürücü vesömürülen s›n›flar aras›ndaki çeliflkiyidüflünün. Köleci, feodal ya da kapitalistbir toplum olsun, iki çeliflik s›n›f, bir top-lumda uzun süre birarada bulunur ve bir-birlerine karfl› savafl›m verirler; ama ikis›n›f aras›ndaki çeliflki, belirli bir afla-

maya kadar geliflince, aç›k bir uzlafl-

maz karfl›tl›k biçimini al›r ve devrime

dönüflür. S›n›fl› bir toplumda bar›fl›n

savafla dönüflmesi de böyledir.

Bir bomba, patlamadan önce, belirlikoflullar nedeniyle, karfl›t fleylerin yanya-na bulundu¤u bir varl›kt›r. Patlama, yenibir koflul (ateflleme) ortaya ç›k›nca olur.

Yukarda belirtti¤imiz gibi, s›n›flar va-roldukça, komünist partisi içinde, s›n›f çe-liflkileri, do¤ru ve yanl›fl fikirler aras›ndaçeliflkiler olarak, bu partinin ba¤r›nda yan-s›rlar. Bafllang›çta ya da baz› konulardaböyle çeliflkiler kendilerini hemen uzlafl-maz karfl›tl›k olarak a盤a vurmaz. S›n›fçat›flmas›n›n geliflmesi ile onlar da geliflirve uzlaflmaz karfl›tl›k haline gelir. Sovyet-ler Birli¤i’nde Lenin’in ve Stalin’in ide-olojisi ile Troçki ve Buharin’in yanl›fl ide-olojileri aras›ndaki çeliflki, bafllang›çta

kendisini uzlaflmaz karfl›tl›k biçimindeortaya koymam›fl, sonralar› geliflerek uz-laflmaz karfl›tl›k haline gelmifltir. Çin Ko-münist Partisi’nin tarihinde de benzer birdurum olmufltur.” (abç) (age. Sf; 67-68)

Öncü saflar›nda da benzer durumlaryaflanm›flt›r. Bunlar› yaz›m›z›n parti için-deki çizgiler boyutunu ele ald›¤›m›z bö-lümde ortaya koyaca¤›z.

Uzlaflmaz karfl›tl›k formülünü her çe-liflkiye ya da çeliflkinin her alan›na uygu-layamay›z. Özcesi, uzlaflmaz karfl›tl›¤›karfl›tlar›n savafl›m›n›n biricik biçimi ola-rak de¤il, bir biçimi olarak ele almal›y›z.Bu konuya iliflkin yeri geldi¤inde dahaderinlikli bir flekilde girece¤imizden flim-dilik bu kadarl›k aç›l›mla yetiniyoruz.

Çeliflki üzerine buraya kadar orta-

ya konulanlar› özetleyelim:

1. Her fleyde çeliflki vard›r. Çeliflkisizhiçbir fley yoktur. fieylerdeki çeliflki yasa-s› ayn› zamanda z›tlar›n birli¤i yasas›d›r.Buna göre, yani çeliflki yasas› do¤a vetoplumun temel yasas› oldu¤una göre dü-flüncenin de temel yasas›d›r. Çünkü do¤ave toplum düflüncenin nesnel zemininioluflturmaktad›r.

7 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 70: Sınıf Teorisi - Sayı 4

2. Çeliflki, do¤a, toplum ve düflünce-nin bütün süreçlerinde vard›r. Ve bu du-rum bafltan sona kadar bütün süreç bo-yunca varl›¤›n› devam ettirir. Bu, çeliflki-nin evrenselli¤i ve mutlakl›¤›d›r.

3. Her çeliflkinin ve bunlar›n yönleri-nin kendine has yanlar› vard›r. Bu da çe-liflkinin özgüllü¤üdür. Çeliflkinin özgül-lü¤ü bir yan›yla özdefllik iken, di¤er ya-n›yla ise birbirine dönüflümü ifade eder.Bu çeliflkinin izafili¤i, görecelili¤i veba¤›nt›l›l›¤›d›r.

4. Z›tlar›n birli¤i geçici, ba¤›nt›l› vegöreli iken, ancak karfl›tlar›n savafl›-m›(mücadelesi) mutlakt›r.

5. Her karmafl›k süreçte temel, bafll›-ca ve bafl çeliflki gibi tespitler yap›lmakzorundad›r. Çünkü bu çeliflkiler her kar-mafl›k süreçte mevcuttur. Her çeliflkininyönleri aras›nda ise ayr›m yap›lmal›d›r.Bunlardan biri ana di¤eri ise ikincilyöndür.

6. Çeliflkinin evrenselli¤i ve özgüllü-¤ünü incelerken, çeliflkideki savafl›m›nde¤iflik biçimleri aras›ndaki fark›n oldu-¤unu gözden kaç›rmamal›y›z. Her farkbir çeliflki oldu¤u gibi, her çeliflki de an-cak farkl› yöntemlerle çözülür diyalekti-¤ini asla ak›ldan ç›kartmamal›y›z.

Daha öncede bir çok kez iflaret etti¤i-miz gibi çeliflki sorununu bilimsel olarakkavrayan bir Maoist, bir devrimci di¤ersorunlar› da bilimsel bir flekilde çözmeyibaflar›r. ‹flte bunun için de diyoruz ki herbir Maoist öncelikli olarak çeliflki konu-sunda do¤ru bir bak›fl aç›s›na sahip ol-mal›d›r. Sonra bununla ba¤›nt›l› olarakparti içindeki iki dünya görüflünün varl›-¤›-yoklu¤u; bunun çeflitli boyutlar›, buboyutlara karfl› mücadele siyasetine bi-limsel olarak sahip olmal›d›r. Çünkü buikisi tamam›yla birbirine ba¤›nt›l›d›r.

Dolay›s›yla flimdi, çeliflkiler sorununado¤ru bir teorik aç›l›m getirdikten sonraparti içindeki iki çizgi eflittir iki dünyagörüflü sorununu daha kolay ve anlafl›l›rbir flekilde ortaya koymufl olaca¤›z.

2- ‹ki Çizgi ve ‹ki Dünya Görüflü

Do¤ada, toplumda ve düflüncede çelifl-ki sorununu felsefi olarak ortaya koyduk.

Çeliflkinin sadece do¤a ve toplumolaylar› için geçerli olmad›¤›n›, düflüncealan› için de geçerli oldu¤unu Mao’danzengin aktar›mlar yaparak aç›mlamayaçal›flt›k.

Bunun için de önce iki çizginin ne ol-du¤unu ortaya koymam›z gerekir.

‹ki çizgi kavram› siyasal bir kavram-d›r. Dolay›s›yla da her bir siyasal görüflfarkl›l›¤› ideolojik dokusunu farkl› s›n›f-lardan al›r. Bir baflka deyiflle her siyasalkavram ve farkl›l›¤›n nesnel zemininifarkl› s›n›flar oluflturur. Siyasal olgu vegeliflmeler s›n›flarla birlikte ortaya ç›k-m›flsa, o halde s›n›flarla birlikte de farkl›ideolojiler de sürekli bir flekilde vard›r vevarolacakt›r. S›n›flar ortadan kalkt›¤› za-man ve buna paralel olarak s›n›flara ait üstyap› dedi¤imiz(siyaset, ideoloji vb. gibi)kurumlar da ortadan kalkm›fl olacakt›r.

S›n›fl› toplumlarda beyni dumura u¤-ramayan her birey( küçük çocuklar hariç)mutlak bir flekilde bir s›n›fa ve dünya gö-rüflüne sahiptir. Bu, ister yar›-feodal bur-juva olsun, ister küçük burjuva olsun, ve-ya isterse proleter olsun herkes için ge-çerlidir. Bir kiflinin “ben hiçbir s›n›fa aitde¤ilim” sözünü kulland›¤› yerde o kiflimutlak bir flekilde bir s›n›fa ve onundünya görüflüne sahiptir. Bu, s›n›fl› top-lumlarda her insan için evrenseldir. Buevrensellik ayn› zamanda özgüllü¤ü de

7 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 71: Sınıf Teorisi - Sayı 4

kendi içinde bar›nd›r›r. Her insanda fark-l› düflüncelerin birarada olmas› evrenselbir yasa, fakat her insanda bu çeliflkininald›¤› nitelik farkl› farkl›d›r. Birisi, ko-münist, birisi küçük burjuva, birisi fe-odal, birisi milli burjuva, birisi tekelci ve-ya komprador burjuva gibi...

Belirtmek gerekirki insanda hakimolan bu yönler tek bafl›na varolamaz-va-rolmaz. Her bir yönün bir de z›dd›n› olufl-turan yanlar mutlak bir flekilde her insan-da mevcuttur.

Baflkan Mao konuya iliflkin Lenin yol-dafla dayanarak flu noktalar›n alt›n› çiziyor:

“‹nsan bilgisinin tarihinde, evrenin ge-liflme yasalar› ile ilgili olarak, daima ikigörüfl bulunmufltur: 1.Metafizik görüfl, 2.Diyalektik görüfl. Bu iki görüfl birbirinetamamen karfl›t, iki dünya görüflüdür. Le-nin flöyle der: “Geliflmenin (evrimin) ikitemel (ya da iki olas›? ya da tarihsel ola-rak gözlemlenebilen iki?) kavram› flun-lard›r: azal›fl ve art›fl olarak, yineleniflolarak geliflme ve karfl›tlar›n birli¤i ola-rak geliflme (bir birli¤in karfl›l›kl› olarakbirbirlerini d›fltalayan karfl›tlara bölün-mesi ve onlar›n karfl›l›kl› iliflkileri).’ ‹flteLenin, burada, bu iki dünya görüflüne ifla-ret ediyordu.” (Teori Ve Pratik, Sf. 28)

Bu kuramdan hareketle iki çizgi nedir,ne de¤ildir formülasyonunu kural›m:

-Çeliflkisiz hiçbir fley yoktur. Bir baflkadeyiflle her fley çeliflki halindedir.

-Her politik olu-flum (devlet, parti,ordu vb.) çeliflkihalindedir. S›n›fl›toplumlarda her in-san bir dünya görü-flünü savunur. Da-has› (küçük çocuk-lar hariç) her insanbir s›n›fa aittir.Farkl› s›n›flar›n

varl›¤› farkl› ideolojileri, farkl› ideolojilerde s›n›flara bölünmüfl her insan›n düflün-cesinde mevcuttur. Dolay›s›yla düflüncealan›nda da mutlak bir flekilde çeliflkivard›r.

-Her politik parti ve onun her hareketimutlak bir flekilde s›n›flar ve s›n›f müca-delesine ba¤l›d›r. S›n›flar ve s›n›f müca-delesi olmazsa parti diye bir fley de ol-maz. Dolay›s›yla parti içindeki çeliflkile-rin varl›¤›; geliflmesi ve keskinleflmesi ta-biat› gere¤i tamam›yla s›n›flar ve s›n›fmücadelesine ba¤l›d›r.

-Her politik oluflum ve geliflimin (olum-lu veya olumsuz) arkaplan›nda mutlak birflekilde bir ideoloji vard›r. S›n›fs›z politikoluflum, ideolojisiz ise politik baflar› veyabaflar›s›zl›kdan sözedilemez.

- Her bir politik görüfl farkl›l›¤› bir ide-olojiye denk düfler. Dahas› her bir politik(siyasal, askeri, örgütsel, külütürel vb. po-litikalarda) görüfl farkl›l›¤› farkl› bir ide-olojinin yans›mas›d›r.

O halde, yani her bir politik görüfl ay-r›l›¤›n›n (ister küçük isterse büyük olsunfarketmez) farkl› bir ideolojiye denk düfl-mesi demek, ayn› zamanda onun bir çiz-

giyi temsil etmesi demektir de.

Bu durumda yani farkl› görüfller farkl›s›n›f ve ideolojilerden kaynakl›ysa, ifltebu ideooljiler de bafll›bafl›na bir çizgiyitemsil etti¤ine göre, demek ki en ufak ves›radan bir politik-taktik-örgütsel veya si-

7 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Mao’nun Sovyet Deborin okuluna felsefe alan›nda “on-lar, her fark›n bir çeliflki olmad›¤›n›,” “her sürecin bafl›ndaçeliflki olmad›¤› ve ancak belli aflamas›nda meydana geldi¤i,dolay›s›yla buraya kadar d›fl faktörler belirleyicidir” vb dü-flüncelerine yönelik “metafizikçili¤e” düflmektedirler yön-lü elefltirisinin ayn›s›n› biz de iki farkl› görüflü iki çizgi ola-rak de¤erlendirmeyenler için söylüyoruz.

Page 72: Sınıf Teorisi - Sayı 4

yasal alandaki görüfl ayr›l›¤›n›n kendisiniiki çizgi olarak tan›mlamak en bilimsel,en do¤ru belirleme olacakt›r. Sözün özü,iki farkl› politik görüfl eflittir iki çizgi.

‹ki çizgi kavram› do¤ru ifadesini an-

cak bu flekilde bulur.

Mao’nun dedi¤i gibi her fark bir çelifl-kidir. Her çeliflki ise farkl› bir niteli¤e sa-hiptir. Bir bütünü oluflturan çeliflik yanla-r›n birbiriyle mücadelesinin her zamaniçin ayn› olmayaca¤›n› bilinçlerden ç›-kartmayal›m.

Nas›l ki di¤er nesnel ve toplumsal

çeliflkilerin boyutu sürecin bafl›ndan

sonuna kadar ayn› seyir izlemezse,

parti içerisinde kendisini farkl› görüfl-

ler(çizgilerin) fleklinde d›fla vuran iki

çizginin boyutu da her dönem için ay-

n› boyutta olmaz. Bunu en yak›n ve

canl› bir flekilde kendi üzerimizdeki

proleter ve küçük burjuva yanlar›n

birlikte ve sürekli bir çat›flma içerisin-

de olmas› fleklinde düflünebiliriz.

Burada z›tlar›n birli¤i göreli ve ba¤›n-t›l›, mücadelesinin mutlak oldu¤unu birkez daha vurgulamak isteriz. Her süreç,her çeliflki, her fley için bu kural geçerli-dir. Çeliflik yönlerin birbiriyle mücadele-sinin boyutu her dönem için ayn› de¤ildir.Örne¤in kapitalizmin ilk evresindeki, da-has› do¤ufl aflamas›ndaki proletarya ileburjuvazi aras›ndaki çeliflkinin boyutuylatekelci veya emperyalizm dönemi çelifl-kinin boyutu farkl›yd›. ‹lk baflta birbiriy-le savaflmadan yanyana durabiliyorken,ancak sürecin belli bir aflamas›nda bu du-rum fliddete, bir baflka ifadeyle aralar›n-daki çeliflkinin boyutu savafla dönüfltü.

‹flte bu diyalektik yasadan hareketlefarkl› görüfllerin de kendi içinde farkl›boyutu ve bu ba¤lamda farkl› niteli¤i söz-konusudur.

E¤er burjuva veya küçük burjuva ide-olojisini bafll›bafl›na bir çizgi olarak ele

al›yorsak, o durumda bu ideolojilere denkdüflen her bir anlay›fl ve pratik farkl›l›¤› daçizgi olarak de¤erlendirmek zorunday›z.

Mao’nun Sovyet Deborin okuluna fel-sefe alan›nda “onlar, her fark›n bir çeliflkiolmad›¤›n›,” “her sürecin bafl›nda çeliflkiolmad›¤› ve ancak belli aflamas›nda mey-dana geldi¤i, dolay›s›yla buraya kadar d›flfaktörler belirleyicidir” vb. düflüncelerineyönelik “metafizikçili¤e” düflmektedirleryönlü elefltirisinin ayn›s›n› biz de iki

farkl› görüflü iki çizgi olarak de¤erlen-

dirmeyenler için söylüyoruz. ‹ki farkl›

görüfl eflittir iki çizgi demeyenler yön-

temde metafiziktirler. Çünkü onlara gö-re bu iki farkl› görüfl ancak program hali-ne geldi¤i zaman iki çizgi olur. Bu farkl›görüfller daha önce sanki soyut, uzaydangelmifl, dahas› iki farkl› görüflün s›n›fsalkayna¤›n› ve bunun beslendi¤i farkl› ide-olojik kaynaklar› görmüyorlar. Bu görüfl-leri partinin oluflum-kurulufl baflang›c›n-da de¤il belli aflamas›nda ortaya ç›k›pçizgi olmufltur diyorlar. Demekki o günekadar bu görüfl-ideolojiler partinin içindeyoktu. Sonra d›flar›dan geliflerek çizgi ha-line geldi. Bu da Deborin okulu gibi çe-liflki sorununa yaklaflmakt›r. Dahas› bu

anlay›fl monolotik (tek düflünce, tek

çizginin oldu¤u) parti anlay›fl›d›r.

Bu anlay›fl sahipleri daha da ileri gide-rek çizginin varl›¤›-yoklu¤una iradi ola-rak kendileri karar verebileceklerini dü-flünüyorlar. Sanki farkl› görüfller sosyaldokusunu s›n›flar›n varl›¤›ndan de¤il in-sanlar›n sonradan iradeleri sonucu ortay-la ç›km›fl gibi ele almaktad›rlar. Dolay›-s›yla da bu çizgilere parti içerisinde mü-saade edilmez. Kendi içinde tutarl›d›rlar.Çünkü bu görüfl sahipleri sistemleflmiflçizginin billurlaflm›fl ifadesi olan prog-ram ve platform düzlemindeki görüfl ay-r›l›klar› d›fl›ndaki farkl› görüflleri çizgi

olarak tan›mlam›yorlar. Dolay›s›yla hiç-bir komünist partisi iki farkl› program

7 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 73: Sınıf Teorisi - Sayı 4

do¤rultusunda örgütlenme olan iki bafl-

iki örgüte(fraksiyona) istisnai dönemlerhariç müsaade etmez. Çünkü parti içeri-sinde hizip ve fraksiyonlara yer yoktur.‹stisnai dönemler denilen durum da flu-dur: Lenin’in 1912 öncesi RSD‹P dönemigibi. Bunun d›fl›nda Kongre tart›flmalar›sürecinde herkesin kendi görüfllerini(is-terse program temelinde) aç›ktan ortayakoymas› her partilinin görevidir. Dolay›-s›yla bu görüfllerin ortaya konulmas›n›kimse engelleyemez. Bu, Marksist örgüt-lenmenin temel ilkelerinden birisidir. Do-lay›s›yla farkl› programlar› savunan farkl›fraksiyonlar›n kongre dönemlerinde gö-rüfllerini aç›ktan ortaya koymalar› ve butemelde kongre tart›flmalar›na kat›lmalar›farkl›, ancak bu program sahiplerinin

bütün süreç boyunca kendi ayr› prog-

ramlar› do¤rultusunda örgütlenmeye git-meleri farkl› bir durumdur. Bu durumdaparti içerisinde demokratik merkeziyetçi-li¤in merkeziyetçi yan› diye bir fley kal-maz. Mao’nun “aç›ktan muhalefet grup-lar›ndan korkmamak gerekir” dedi¤i fleyde bu noktad›r. Yani herkesin kendi görüfl-lerini disiplin çerçevesinde ortaya koyma-s› en dürüst ve devrimci tav›rd›r. Tehlike-li olan gizli kapal›, dahas› disiplin d›fl› ha-reket etmektir. Bu ilke Maoist KomünistPartisi’nin tüzü¤ünde de mevcuttur. Bugibi konulara yeri geldi¤inde daha detayl›de¤inece¤imizden geçiyoruz.

Felsefi olarak flunu bir kez daha belirt-meliyiz ki, iki farkl› görüflün bir parti içe-risinde sürekli ve mutlak bir flekilde ol-mas› demek, iki farkl› görüflten bir do¤-

ru görüfl ortaya ç›kar anlay›fl›n› savun-mak de¤ildir. ‹ki farkl› görüflten bir do¤-ru görüfl ortaya ç›kar anlay›fl›n› ancak,Hikmet K›v›lc›ml› gibi yar›-troçkist, ide-alist felsefi görüfl sahipleri savunur. Onunsavundu¤u diyalektik geliflim “tez-anti-tez-sentez, ve senteil...” formülasyonu-dur. Yani iki tezin çat›flmas›-tart›flmas›

sonras› bir do¤ru görüfl ortaya ç›k›yor, buda kendisini sürekli bir flekilde tek-rar(senteil) edip-gider.

Ayn› düflünce ve formülasyona ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin 12-25 Eylül tarihli“S›n›fsal Bak›fl” köfle yaz›s›nda da rast-gelmekteyiz. Öyle ki bu de¤erledirmehem de sözümona Mao ad›na yap›lmak-tad›r. Mao bu türden anlay›fllar› ve diya-lektik yorumu idealizm olarak yorumla-maktad›r. Tam tersine Mao’ya göre iki birolmaz, ama bir ikiye bölünür. “‹kinin birolmad›¤›”n› flu temel felsefi görüfle otur-tuyor: Z›tlar›n birli¤i geçici, göreli ve ba-¤›nt›l› iken mücadelesi mutlakt›r. ‹ki gö-rüflten, dahas› iki yanl›fl veya birden fazlayanl›fl görüflün birarada olmas›-birleflme-si sonucu do¤ru bir görüfl-sonuç(sentez)ortaya ç›kmaz diyor. Onun sentez dedi¤ifley birinin di¤erini altetti¤i sonuçtur.Mao’nun örneklerle de aç›mlamaya çal›fl-t›¤› gibi sentez dedi¤i fley birinin di¤erinialt etmesidir. K›z›l ordunun Goumintangordusunu yenmesi veya Goumintang or-dusunu kimi dönemler yenmesi, büyükbal›¤›n küçük bal›¤› yemesi-yutmas› gi-bi... Analiz her fleyi tahlil etmektir. Neyindo¤ru neyin yanl›fl, neyin yararl› neyinzararl› oldu¤unu tahlil etmektir.

Sözkonusu köflede bir di¤er yanl›fl an-lay›fl ise Mao’nun “yads›man›n yads›ma-s›”(inkar›n inkar›) tezini savundu¤ununileri sürülmesidir. Tam tersine Mao bu tezisavunmak yerine, bu tezi savunan Engels’ielefltirerek flunlar›n alt›n› çizmektedir:

“Engels üç kategoriden söz etmiflti,ama bana sorarsan›z ben bu kategorilerinikisine inanm›yorum. (z›tlar›n birli¤i entemel kanundur; nicelik ve niteli¤in birbi-rine dönüflmesi, nicelik ve nitelik z›tlar›nbirli¤inden ibarettir ve yads›man›n yad-s›nmas› ise hiç yoktur.) Nicelikle niteli¤inbirbirine dönüflmesi, yads›man›n yads›n-mas›n› ve z›tlar›n birli¤i kanununu ayn›düzeyde yan yana koymak, ‘tekçilik’ (mo-

7 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 74: Sınıf Teorisi - Sayı 4

noizm) de¤il, ‘üççülük’tür. En temel fley,z›tlar›n birli¤idir. Nicelikle niteli¤in birbi-rine dönüflmesi, nicelik ve nitelik z›tlar›-n›n birli¤idir. Yads›man›n yads›nmas› di-ye bir fley yoktur. Olumlama, yads›ma,olumlama, yads›ma...fleylerin geliflimin-de, olaylar zincirinin her halkas›, hem

olumlama hem de yads›mad›r.

Köleci toplum ilkel toplumun yads›n-mas›yd›, ama feodal toplum aç›s›ndanolumlamay› teflkil ediyordu. Feodal top-lum köleci toplum aç›s›ndan yads›nmay›,ama kapitalist toplum aç›s›ndan olumla-may› teflkil ediyordu. Kapitalist toplumfeodal toplumun yads›nmas›yd›, ama o dasosyalist toplum aç›s›ndan olumlamad›r.

Sentez yöntemi nedir? ‹lkel topulu-mun köleci toplumla yan yana var olmas›mümkün müdür? Evet, yan yana vard›r-lar, ama bu, bütünün sadece küçük birparças›d›r. Genel görünüm fludur: ‹lkeltoplum tasfiye olacakt›r. Üstelik, toplu-mun geliflmesi, aflama aflama gerçekleflir,ilkel toplum da birçok aflamaya ayr›-l›r.”(abç) (cilt:6,Sf,327-328)

Konuya iliflkin elefltiri ve yorumlar›-m›z› daha fazla uzatmaya gerek yok.Çünkü al›nt›lardan da anlafl›laca¤› gibiköfle yazar›n›n iddia etti¤i gibi Mao’nun,her iki tezi(tez-antitez-sentez, ve yads›-man›n yads›nmas› tezleri) de savundu¤uyok. Tam tersine köfle yazar›n›n aksini sa-vunuyor.

Maoist saflardaki bu türden yanl›fl yo-rumlar›n genellikle teorik gerilik; araflt›r-ma-incelemedeki yetersizlik ve basmaka-l›p yaz›m tarz›ndan kaynakland›¤›n› dabelirtelim. (Sözkonusu köfle yaz›s›, herne kadar ‹flçi-Köylü gazetesinin bir son-raki say›s›nda özelefltirisi verilerek düzel-tilmifl olsa da, bu gibi önemli konulardabariz hatal› görüfllerin savunulmas›, ide-olojik netlik ve birli¤in sa¤lanamam›fl ol-du¤unu gösterir.)

‹ki çizgi ve iki dünya görüflüne iliflkinyorumlar›m›za devam edelim.

Bir parti içinde farkl› politik görüfllerve çeliflki olmazsa o partinin yaflam›ndansözedilemez. Her kimki bizim partimizdefarkl› politik(taktik, örgütsel, siysal veyaaskeri) görüfl yok diyorsa, o kifli veyapartiler hayat›n gerçek diyalekti¤ini, hemde kaç›n›lmaz diyalekti¤ini reddediyordemektir. Bir parti içerisinde çeliflkininvarl›¤› ne kadar nesnel bir gerçeklikse,her bir çeliflkili görüflün farkl› bir dünyagörüflüne denk geldi¤i de o denli nesnelbir gerçekliktir. Farkl› dünya görüflününolmas› ise farkl› çizgilerin o özgülde d›flavurumudur.

Bir parti içerisinde görüfl ayr›l›klar›n›nirademiz d›fl›nda nesnel bir gerçeklik ol-du¤unu her bir Maoist savunmak zorun-dad›r. Onun da ötesinde bu tür farklar›nkaç›n›lmaz ve gerekli oldu¤unu da sa-vunmal›d›r.

Çok somut konuflal›m: Bir insan›n bi-reyci davran›fllar›, bireyci al›flkanl›klar›farkl› bir ideolojinin (küçük burjuva)yans›mas› de¤il midir? Dahas› öznelcidüflünce yöntemi, yani öznelcili¤e düfl-mek felsefi olarak dokusunu idealizmdenalm›yor mu?

Herkes bir dünya görüflüne sahiptir.Her bir hatan›n ideolojik kayna¤› var. Bafl-kan Mao, bütün olumsuzluklar›n ideolojikkayna¤› için flu vurgulamay› yap›yor:

“Hiçbir komünistin akl›ndan ç›karma-mas› gereken temel çal›flma yöntemi, çal›fl-ma siyasetlerimizi somut duruma göre be-lirlemektir. Yapt›¤›m›z hatalar›n nedenle-

rini araflt›rd›¤›m›zda, bunlar›n hepsinin,

belirli bir zaman ve yerdeki gerçek du-

rumdan uzaklaflt›¤›m›z ve çal›flma siya-

setlerimizde öznelci davrand›¤›m›z için

ortaya ç›kt›¤›n› görüyoruz. Bu, bütün yol-dafllara bir ders olmal›d›r.” (abç) (Seçme

7 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 75: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Eserler, Cilt 4, Sf; 221)

Bir parti içerisinde farkl› dünya görüflü-nün yans›mas› olarak farkl› politik görüflle-rin her zaman için varoldu¤unu ve bunun dakaç›n›lmaz oldu¤unu belirttik. Dahas› fark-l›(muhalif) görüfller bir komünist partisi içingereklidir de. Lenin yoldafl konuya iliflkin“Bir Ad›m ‹leri ‹ki Ad›m Geri” adl› ünlüeserinde flunlar›n alt›n› çizmektedir:

“(...)anarfliye ve bölünmeye yolaç-

mad›¤›, bütün yoldafllar›n ve parti üye-

lerinin ortak r›zas›yla onaylanan s›n›r-

lar›n içinde tutuldu¤u sürece, parti

içinde görüfl farkl›l›klar›n›n çarp›flma-

s›, hem kaç›n›lmaz bir fleydir hem de

gereklidir.” (abç) (Sf, 183)

Lenin yoldafl›n parti içerisinde görüflfarkl›l›klar›n kaç›n›lmazl›¤› ve gereklili-

¤i üzerine ortaya koydu¤u tezler parti içe-risindeki iki çizginin meflrulu¤u ve bununda bafl›ndan sonuna kadar varl›¤›n› sürdü-rece¤inin somut göstergesidir. Lenin yol-dafl b›rakal›m irademiz d›fl›nda, iki çizgi-nin parti içindeki varl›¤›n›n nesnelli¤inisavunmas›n› bir kenara, gereklidir diyor.Ayn› belirlemeyi Baflkan Mao’da flu söz-lerle ifadelendiriyor:

“Do¤ru, yanl›fltan ay›rt edilmelidir.Do¤ru ile yanl›fl aras›ndaki iliflkide ber-rakl›k, insanlar› e¤itmemizi ve bütün Par-ti’yi birlefltirmemizi sa¤layacakt›r. Par-

ti içinde, ihtilaf, elefltiri ve mücadele

vard›r. Bunlar gereklidir. Uygun mik-tarda elefltiri ve hatta flartlar gerektirdi¤izaman mücadele etmek, insanlara hatala-r›n› düzeltmede yard›m etme yollar›d›r veonlar için yararl›d›r.” (abç) (Cilt:6, Sf; 33)

Bu, ne demektir?

Bu, farkl› görüfllerin parti içerisinde

çarp›flmas›, yani farkl› fikirlerin varl›-

¤›n›n nesnel bir olgu oldu¤u gerçekli¤i

demektir.

Bu, irademiz d›fl›nda kaç›n›lmaz bir

flekilde varl›¤›n› sürdüren iki çizgiyi

iradi olarak engellemek de¤il, tam ter-

sine bir parti için gerekirli¤ini ortaya

koymaktad›r.

‹ki çizgi eflittir iki dünya görüflü üzeri-ne söyleyeceklerimizi daha fazla uzatmakistemiyoruz.

Ve al›nt›larla birlikte teorik aç›l›m›n›yapt›¤›m›z gibi, iki çizgi demek iki fark-

l› politik görüfl demektir. Bunu, baflka

bir flekilde tan›mlamak idealizmdir,

metafiziktir. Parti yekpare olamaz. Ve

kim ne derse desin parti yekpare bir po-

litik oluflum de¤il. Çünkü dünyada tek

bir politik görüfl yoktur. Buna imkan da

yok. Birin ikiye bölünmesi olgusu ev-

renseldir. Bu, herfley için geçerlidir. Ko-

münist düflünce ve çizginin oldu¤u yer-

de küçük burjuva düflünce ve çizgi de

var demektir. Aksi anlay›fllar küçük

burjuvaziye ait zorlama teorilerdir.

Bu, do¤ru ile yanl›fl›n çarp›flmas› flek-linde kendisini gösterdi¤i gibi iki yanl›flgörüflün birbiriyle çarp›flmas› biçimindede gösterir. Meselenin kilit noktas›n› çelifl-kinin kendisi oluflturmaktad›r. Yoksa ikiçizginin farkl› boyutlar› de¤il. Her fleyin,

her sürecin kendi içerisinde farkl› bo-

yutlar›n›n olmas› diyalektik bir yasa ise,

iki çizginin de diyalektik olarak farkl›

boyutlar› vard›r. Dolay›s›yla iki çizgiyi

veya farkl› çizgileri sadece sistemleflmifl

çizgiye indirgeyerek tek boyutlu bir bi-

çimde ele al›p savunmak diyalektik gö-

rüfl aç›s› de¤il metafiziktir. Bizim buradatart›flmas›n› yapt›¤›m›z, iki farkl› görüflünçizgiye denk düflüp düflmedi¤i nesnelli¤i-dir. ‹ki çizginin, yani parti içerisindekifarkl› görüfllerin ortaya ç›kmas›n› hiç kim-se ne iradi olarak engelleyebilir ne de bun-lar irade içerikli sorunlard›r.

Lenin yoldafl›n “her üçgenin bir ya-

n›, öteki iki yana her zaman kar-

fl›”d›r(abç) dedi¤i gibi iki çizgi de her za-man için parti içerisinde vard›r. Proleterveya burjuva yön var ise tersi de vard›r.

7 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 76: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Bu, kaç›n›lmaz bir kanundur.

Konuya iliflkin sözlerimizi BaflkanMao’nun her politik düflünce biçimininbir s›n›f›n damgas›n› tafl›d›¤›na dair sözle-riyle ba¤lamak istiyoruz:

“(...)S›n›fl› toplumda, herkes, belli

bir s›n›f›n üyesi olarak yaflar ve her dü-

flünce biçimi, istisnas›z, bir s›n›f›n dam-

gas›n› tafl›r.” (abç) (Teori Ve Pratik. Sf; 8)

3- ‹ki Çizginin Farkl› Boyutlar› ‹ki çizginin tek bir boyutunun olmad›-

¤›na, boyutlar›n›n çok çeflitli ve farkl› ol-du¤una bugüne kadar birçok yerde birçokkez de¤indik. ‹ki çizgi konusunda kavra-n›lmayan önemli bir nokta da iki çizgininkendisini tek boyutlu olarak ele alma anla-y›fl›d›r. Maoist saflardan tutal›mda oportü-nist küçük burjuvalara kadar bir çok hare-ket ve ak›m çizgi dedin mi bunu “Prog-ram”,”Platform”a denk düflen “sistemlefl-mifl çizgi” olarak alg›lamaktad›rlar. Dahado¤rusu onlar›n dilinde farkl› çizgiler an-cak program ve platform boyutundaki gö-rüfl farkl›l›¤›na denir. Bu küçük burjuvaoportünist düflünce sistematiklerinden ha-reketle de herhangi bir siyasal, örgütsel veaskeri baflar›s›zl›¤›n ideolojik arkaplan›n›ortaya koyamamaktad›rlar-koymuyorlar.Baflar›s›zl›k, olumsuzluk ve yenilgi deyipgeçiyorlar. Öyle ya onlara göre Marksist-Leninist-Maoist’ler siyasi hata yapmaz;yüzde yüz do¤ru düflünce ve prati¤i savu-nur-uygularlar. Ortaya ç›kan politik-taktikbaflar›s›zl›klar›n ideolojik arkaplan› yok-tur. Bunlar›n esas nedeni ideolojiden vebelirlenen siyasetten ayr› tutulur. Onlariçin herhangi bir taktik konuda dahi sa¤asola sapma olmaz.

K›sacas›, onlar için bu baflar›s›zl›klarneden-niçin oldu; bunun ideolojik, siyasi,dahas› s›n›fsal kayna¤› nedir, bunda ulu-sal ve uluslararas› objektif koflullar›n pa-

y› nedir, tarihsel kökler nereye dayan›yorvb. gibi soru ve sorunlarda kendi hatal›politik tespitlerinin paylar›n› bulup a盤aç›kartmak olmaz. Bu anlay›fl sahiplerido¤ru politika belirlemifller ama bu poli-tikalar ya altlar taraf›ndan uygulanmad›¤›için baflar›s›zl›¤a u¤ram›fl, ya da d›fl fak-törler sonucu olmufltur.

Bu tür felsefi-ideolojik sorgulamalaragitmedikleri için de bir parti içerisindeçizgi dedin mi bununla sadece ve sadeceML görüfller anlafl›lmal›d›r diye felsefiidealizme saplanmaktad›rlar. Onlar içinKongreleri, Konferanslar›, MK’lar› do¤-ru siyasal tespit yapm›fl ama alt kademe-ler uygulamad›¤› için bu do¤rular nüfuzetmemifl. Dolay›s›yla önderliklerinin buolumsuz ve baflar›s›z sonuçlarda hiç pay›yoktur. Çünkü “onlar›n küçük burjuvayanlar› hiç olmaz.” “Saf proleter ve dörtdörtlük Marksist-Leninist-Maoist’dirler.”Bir politik-taktik baflar›s›zl›¤›n ideolojikarkaplan›n› öznelcilik olarak belirtirlersebu materyalizmden sapma olur, o zamankendi Marksist-Leninist-Maoist’liklerinegölge düflürmüfl olurlar. Öznelci tespitleridahi ideolojik sapma olarak de¤erlendir-miyorlar. Öznelcilik deyip geçiyorlar.Düflünmüyor ki, öznelcilik gerek teorikgerekse pratik olarak Marksizm-Leni-nizm-Maoizm’den sapmakt›r. OysaMarksizm’in ruhunun “somut flartlar›nsomut tahlili oldu¤unu” herkesten fazlakullan›yorlar. Ama ifl bu somut flartlarauygun yap›lmayan tahlilin yolaçt›¤›olumsuzluk ve baflar›s›zl›¤›n ad›n› koy-maya geldi mi, bunun ideolojik-siyasi ta-n›m›n› yapmaktan çekinirler.

Sorunlara Marksist-Leninist-Maoistpencereden bakmak isteyen bir insan azönce aktard›¤›m›z belirlemeden dahi her-hangi bir konuda öznelcili¤e düflmenin oözgülde sapma oldu¤unun ad›n› koymak-tan çekinmez. Çünkü bilimsel olan yakla-fl›m budur. Kendisine Marksistim diyen

7 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 77: Sınıf Teorisi - Sayı 4

herkes elbetteki Marksist de¤ildir. Ancakönyarg› ve küçük burjuva hesaplardanuzak bir Marksist-Leninist-Maoist içinherhangi bir politik sorun karfl›s›nda e¤ersomut tahlil yapamam›fl ve yapmam›flsanorada Marksizm-Leninizm-Maoizm’densol veya sa¤ bir flekilde sapm›fls›n demek-tir. Çarp›tmaya gerek yok. Ya “Marksi-

zimin ruhunun somut flartlar›n somut

tahlili oldu¤u” düflüncesinden vazgeçip

küçük burjuva oldu¤umuzu ilan ede-

ce¤iz ya da somut duruma uygun belir-

lenmeyen bir tahlilin öznelcilikten kay-

nakl› sol veya sa¤ sapma oldu¤unu sa-

vunaca¤›z.

Daha aç›k bir deyiflle, e¤er “Mark-

sizm somut flartlar›n somut tahlili” ise

bunun tersi bir tahlil yapmak da Mark-

sizm-Leninizm-Maoizm’den sapmad›r.

Yani öznelcili¤in yolaçt›¤› sa¤ veya sol

sapmad›r.

fiöyle bir Marksist-Leninist-Maoist

bir teorik belirleme ve tutum olur mu?

Bir yandan örgütün yedi(7)y›ll›k

politik-örgütsel faaliyetini esasta olum-

suz de¤erlendireceksin, fakat öte yan-

dan bu politik faaliyetin arkaplan›nda

yatan ideolojik dokuyu ve bunun han-

gi sapmaya denk düfltü¤üne dair ad-

land›rma yapmayacaks›n. Bu olumsuzsüreç sol subjektifizmden mi, yoksa sa¤subjektifizmden mi kaynakland› vb. gibiideolojik analiz ve tan›mlama yok. Peki ozaman nas›l baflar›s›z ve olumsuz de¤er-lendirdin? Siyasi olarak baflar›s›zd›k di-yorsan, o halde her siyasi baflar›s›zl›¤›nda mutlak bir flekilde ideolojik arkaplan›,tarihsel ve s›n›fsal kökleri vard›r. Birdenbire mi ortaya ç›kt› bu baflar›s›zl›klar?Hiçbir politik hata soyut bir flekilde orta-ya ç›kmaz. Daha önce belirttik. Soyutgerçeklik diye birfley yoktur. Bundand›rki her politik hatan›n da ideolojik-s›n›fsalve tarihsel nedenleri mevcuttur. Bu du-

rum bir süreç için geçerli oldu¤u gibi

tek bir hata için de geçerlidir.

Bu hatalar›n ideolojik arkaplan›

do¤ru ve bilimsel bir flekilde tahlil edi-

lip ortaya konulmadan geçmiflin ide-

olojik hastal›klar›n›n yolaçt›¤› olum-

suzluklardan nas›l kurtulacaks›n ki?

Kurtulmak imkans›zd›r. Çünkü bir po-

litik olumsuzluk veya süreçten kurtul-

mak için o olumsuz süreci yaratan ve-

ya onun yarat›lmas›nda esas rol oyna-

yan ideolojik hastal›klar›n ad›n› do¤ru

koymal› ve ondan köklü bir flekilde

kurtulmak zorundas›n. Ad›n› do¤ru

koymak da tek bafl›na yetmiyor. Bu

olumsuz gerçekli¤in iç ve d›fl nedenle-

rini, objektif ve subjektif koflular›yla

birlikte tarihsel ve s›n›fsal faktörlerini

de do¤ru analiz etmek zorunday›z.

Yoksa geçmiflin olumsuzluklar›n› tek-

rar etmifl oluruz.

Mao Marksist-Leninist-Maoist ilke-

ler için; bilme ile yapmay›, teoriyle

prati¤i, objektif olanla subjektif olan›

birlefltirmektir diyor.

Marksist-Leninist-Maoist teorik de-rinlik ve felsefi bak›fl aç›s› noktas›ndayoksun olanlar elbetteki iki çizgiyi tek birboyutlu olarak ele almaktan da geri dur-mazlar.

Çünkü onlar için bir politikaya opor-tünist düflünce veya o özgülde oportünistçizgi damgas›n› vurmufltur dedin mi, ar-t›k o önderlik veya parti de oportünisttirdemen gerekir. Teorik-felsefi olarak birkere oportünizme sapland›n m› art›k ora-dan kendi¤inden kurtulman imkans›zolur. Kurtulmak için Marksist-Leninist-Maoist ideolojinin emretti¤i özelefltirisüzgecinden geçmek flartt›r.

Bu ön aç›l›mdan sonra, geçiyoruz ikiçizginin çok çeflitli boyutlar› üzerindedurmaya.

Genelden özgüle do¤ru çizgi çeflitleriüzerinde dural›m:

7 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 78: Sınıf Teorisi - Sayı 4

a-Genel Siyasi Çizgi:

Bu, bir partinin ulusal ve uluslararas›düzlemde devrim, devlet (bugün ve gele-ce¤in) ve parti teorilerine iliflkin savun-du¤u temel görüfllerdir. Daha da açarsak,bir partinin genel siyasi çizgisi denilinceverilecek yan›t flu olmal›d›r:

Bir partinin yak›n-orta ve nihai hede-fini ulusal ve uluslararas› düzlemde k›save bilimsel bir flekilde ortaya program,temel taktik politikalar ve örgütsel ilkelernoktas›nda ortaya konulan genel görüfl-ler, o partinin siyasi çizgisidir.

Bu, ayn› zamanda bir partinin niteli¤i-dir. Bir baflka deyiflle bir partinin niteli¤i-ni o partinin savundu¤u program, örgüt-sel ilkeler ve pratik politikalar› belirler.

Konumuzu daha bir ayd›nl›¤a kavufl-turmak için Mao’nun devrim öncesi ÇinKomünist Partisi’nin genel siyasi çizgisiiçin söylediklerini aktaral›m:

“Proletarya önderli¤inde genifl halkkitlelerinin emperyalizme, feodalizme vebürokrat kapitalizme karfl› yürüttükleridevrim: Çin’in yeni demokratik devrimibudur. Tarihin bugünkü aflamas›nda ÇinKomünist Partisi’nin genel siyasi çizgisive genel siyaseti budur.” (Seçme Eserler.Cilt:4, Sf; 231)

Bu, ne demektir, ÇKP’nin Çin devrimiiçin yak›n devrim hedefi olarak ortayakoydu¤u genel siyasi çizgidir. ‹flte bu be-lirlenmifl genel siyasi çizgi do¤rultusundapartinin mücadele ve örgüt biçimleri, dev-rimin ittifak ve düflman güçleri; devriminniteli¤i ve amaçlar›; kurulacak iktidar›nhangi s›n›flar›n iktidar› olaca¤›; yeni ikti-dar›n iç ve d›fl politikalar›; içteki ekono-mik ve sosyal politikalar gibi temel sorun-lara iliflkin verilen k›sa ve bilimsel yan›tlarbir partinin program›n› meydana getirir.

Lenin’in deyifliyle program “içerik-tir”. Dahas› Lenin, bir “Program gerçek-

ten de taktiklerden, taktikler de örgüttendaha önemlidir” diyor. (Bir Ad›m ‹leri ‹kiAd›m Geri. Sf; 232) Ama hepsi de birpartinin do¤ru yürümesi için önemlidir.

Bir parti programda Marksist-Leni-nist-Maoist olup da taktik ve örgütsel il-kelerde oportünist olabilir mi? Elbettekiolabilir. Bir partinin program› Marksist-Leninist-Maoist olur(bu, özdür), fakat so-mut durumlara iliflkin güttü¤ü politikalaroportünist olabilir. Dahas› örgütsel sorunve ilkelerde de oportünizme düflebilir.Ama burada tayin edici olan parti progra-m›n›n oportünist olmamas›d›r. Program›noportünist olmas› demek o partinin ayn›zamanda genel siyasi çizgisinin de opor-tünist oldu¤u anlam›na gelir. Bu da o par-tinin Marksist-Leninist-Maoist de¤il kü-çük burjuva nitelikte odu¤unu gösterir.

Tek tek ülkelerde kurulu komünistpartilerinin genel siyasi çizgisini ulusla-raras› çizgiden ayr› düflünemeyiz. Dahaaç›k bir deyiflle bir ülkedeki komünist ve-ya küçük burjuva, dahas› burjuva partile-rin genel siyasi çizgileri uluslararas› çiz-gilerinden ayr› ele al›namaz, düflünüle-mez. Bu, komünist partiler için daha dageçerlidir. Çünkü bu partiler daha fazlaenternasyonalist ve daha fazla enternas-yonalizme önem verirler. MKP’nin önce-li TKP(ML)’nin siyasi flekilleniflinde ta-yin edici rolün Büyük Proleter KültürDevrimi olmas› gerçekli¤i de tamam›ylabu nesnelli¤in sonucudur. Bu durum “d›flfaktörün belirleyici¤i olarak” yorumlana-maz. Bu, t›pk› çeliflkinin evrenselli¤i gibiideolojiler (Marksist-Leninist-Maoist ve-ya burjuva) ve siyasi parti flekilleniflleriiçin de geçerli olan bir yasa olarak eleal›nmal›d›r. Gerisi mekanik materyalizmve idealizmdir.

Bu genel teorik aç›l›mdan sonra Tür-kiye-Kuzey Kürdistan’da siyasi olarakvarl›¤›n› sürdüren parti ve örgütlerin ge-nel siyasi çizgileri ve birbiriyle ayn› ge-

8 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 79: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nel çizgide hareket eden parti ve örgütle-ri ortaya koyabiliriz:

1.Marksist-Leninist-Maoist genel

siyasi çizgiye sahip parti ve örgütler:

Bunlar; Maoist Komünist Partisi,TKP/ML ve Maoist Parti Merkezi’dir.

Bu her üç örgüt içerisinde hal›haz›rdaprogram› olan parti sadece Maoist Ko-münist Partisi’dir. Di¤er iki örgüt ve par-tinin henüz haz›r hale getirilmifl program›yok, fakat programa denk düflen (progra-matik) temel görüflleri mevcuttur.

Her üçünün de program bak›m›ndandayand›¤› ana kaynak yoldafl Kaypakka-ya’n›n ortaya koydu¤u programatik gö-rüfllerdir. Dolay›s›yla her üçüne de içeri-¤ini veren yoldafl Kaypakkaya’n›n 72 y›-l›nda 5(befl) temel belgede ortaya koydu-¤u programatik tezlerdir.

O halde, yani Lenin yoldafl›n dedi¤igibi program içerik ise, dahas› programtaktiklerden daha önemli ise, öyleyse herüç örgüt ve partinin de genel siyasi çizgi-si ayn›d›r. Kald›ki her üç örgütün örgütselilkeler boyutuyla savunduklar› temel gö-rüfller de esasta ayn›d›r.

O zaman flöyle bir soru sormak gerek:Neden ayr› kal›yorlar? Ya da neden ayr›ayr› örgütsel varl›klar›n› sürdürüyorlar?

Demek ki küçük grup hesaplar› peflin-de kofltuklar›, büyük de¤il küçük düflün-dükleri için ayr› kal›yorlar.

Bu konuda Maoist komünist Partisi’nidi¤erlerinden ayr› tutmak gerek. ÇünküMaoist komünist Partisi sözkonusu partive örgütlerle birli¤in önünde ilkesel düz-

lemde bir ayr›l›k noktas› görmüyor.Bunun için de her iki örgüt ve partiyle ör-gütsel birlik sorununu y›llard›r gündemi-ne alm›fl durumdad›r. Bu konuda yanl›fl

ve hatal› bir çizgide ›srar etmenin bafl›-

n› ise TKP/ML çekmektedir.

Bu üç örgüt aras›ndaki sorunlar birlik-elefltiri daha yüksek birlik bilinciyle tart›-

fl›lacak sorunlard›r. Bir partinin iç ideolo-jik sorunlar› olarak ele al›nabilecek görüflfarkl›l›klar› kapsam›ndad›r. Çünkü mev-cut durumda aralar›nda ilkesel düzeydebir görüfl ayr›l›¤› yoktur.

‹lkesel düzeyde görüfl ayr›l›¤›n›n ol-

mad›¤› yerde örgütsel birlik siyasetini

savunmamak ise oportünizmden baflka

bir anlam ifade etmez.

Marksist-Leninist-Maoist’lerin bir-

li¤i ilkesel bir sorundur. Burada ilkesel

görüfller üzerinden birli¤e var›l›r. Nas›l

ki ilkeler üzerinden birli¤i savunma-

mak oportünizm ise, ilkelerde ayn›l›¤›n

oldu¤u bir parti-bir örgütle birli¤i sa-

vunmamak da oportünizmdir.

‹lke nedir, ne de¤ildir sorusuna da ya-n›t verilmelidir. Çünkü bu konuda yerliyerine oturmufl bir düflünce sistemati¤iyok. Öyleki ço¤u kez ilke düzeyinde olangörüfl ayr›l›klar›yla taktik, nüans(nicel,küçük çapl›) boyutlu görüfl ayr›l›kalar›birbirine kar›flt›r›l›yor.

‹lke; parti, devrim ve devlet sorunla-r›nda bir partinin temel(ana) fikirleri de-

mektir. Bir baflka deyiflle bu, bir parti-

nin stratejik konulara iliflkin ortaya

koydu¤u temel tezler olarak anlafl›lma-

l›d›r. Örne¤in devrimin zorla yap›lmas›sorunu bütün komünist partiler için savu-nulmas› gereken zorunlu bir sorundur.

Dahas› ilke, devrim aç›s›ndan olmazsa

olmaz düzeyde savunulmas› zorunlu

Marksist-Leninist-Maoist tezlerdir. Fa-

kat ilke d›fl›ndaki sorunlar öyle de¤il.Örne¤in, seçimlere karfl› tav›r taktik birsorundur. Burada hata yapmak veya se-çimleri hep boykot etmek devrimi tümdenengellemez. Ona sadece küçük çapl› za-

rarlar verir. Ama Zor’u savunmad›n

m›, dahas› bizimki gibi ülkelerde Halk

Savafl›’n› savunup uygulamad›n m›

devrimi yüzy›l da geçse yapamazs›n.

Parti ve devlet sorunlar› için de ayn›

8 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 80: Sınıf Teorisi - Sayı 4

durum geçerlidir.

Bu gerçeklikten hareketlidir ki, mev-cut durumda bu üç parti ve örgütün genelideolojik-siyasi çizgisi temelde ayn›d›rdiyoruz. Onun için de her üç yap›n›n ör-gütsel birli¤ini savunuyoruz.

Mevcut durumda bu üç yap›ya en ya-k›n ideolojik-siyasi hatta sahip örgüt iseTKP(ML) Birlik’tir. Bu yap› Marksist-Leninist-Maoist nitelikte de¤il, fakat on-dan di¤er küçük burjuva örgütlere naza-ran daha fazla etkilenmifl devrimci küçükburjuva örgüttür.

2.Enver Hoca’n›n çizgisinde (yar›-

troçkist, yar›-revizyonist ideolojik-si-

yasi çizgi) hareket eden küçük burjuva

oportünist örgüt ve partiler:

MLKP, T‹KB, TDKP, TK‹P gibi örgütler.

Bu örgüt ve partilerin genel siyasi çiz-gisi esasta ayn›d›r. Hepsinin de ideolojikesin kayna¤› Enver Hoca’n›n devlet, dev-rim ve parti sorunlar›nda ortaya koydu¤utezlerdir. Bu partiler içerisinde kimisininlegalleflmesi o partilerin genel siyasi çiz-gisinin özde ayr› oldu¤unu göstermez.

Bu partiler aras›nda görüfl ayr›l›klar›mevcuttur. Fakat bu görüfl ayr›l›klar› birparti içerisinde birleflmelerini engelleye-cek boyutda(nitelik) de¤ildir.

Devrim, devlet ve parti noktas›ndakitemel görüflleri esasta ayn›d›r.

Dolay›s›yla tüm bu küçük burjuvaoportünist partilerin bir parti içerisindebirleflmesinin zemini müsaittir. Ki bu ko-nuda MLKP’nin bir dönem izledi¤i siya-set do¤ruyken, di¤er örgütlerin siyasetiyanl›fl ve hatal›yd›.

Ayn› çizgide hareket eden örgüt vepartiler di¤er ülkelerde de mevcuttur. An-cak di¤er ülke partilerinin hemen hepsiTDKP çizgisinde olup TDKP ile siyasiiliflki içerisindedirler. Ve bunlar›n çekir-dek düzeyde de olsa uluslararas› bir ku-rumlaflmas› sözkonusudur.

3.Kastrocu (fokocu) çizgide hareket

eden küçük burjuva ak›mlar:

Kastrocu çizginin dayand›¤› ana çizgidaha çok “partisiz devrim (partisiz orduörgütlenmesi ve sadece orduyla devrimyapma fokocu devrim teorisi), milli burju-vazisiz devrim ve iktidar ve dönemin(1960’l›, 70’li ve 80’li) Rus sosyal emper-yalizimini “sosyalist” de¤erlendirme gibitezlerde kendisini göstermekteydi.

Bu çizgi sahipleri silahl› mücadeleyisiyasi mücadelenin üstüne ç›kart›p öncüsavafl› teorilerini savunmaktad›rlar. Buteorinin mucidi ise Fidel Kastro’dur.“Öncü savafl›”, bir baflka deyiflle partisizordu örgütlenmesiyle devrim yap›labile-ce¤i tezini (Küba’daki gibi) savunmakta-d›rlar. Konumuz bu ak›m›n ideolojik-si-yasi çizgisini analiz etmek ve elefltirmekolmad›¤›ndan daha fazla ayr›nt›ya girme-den geçiyoruz.

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da bu çizgi-de hareket eden parti ve örgütlerin bafll›-calar› DHKP-C, THKP/C-HDÖ veMLSPB gibi örgütlerdir. Geçmiflin Dev-rimci-Yol’u da bu çizgideydi.

Bu yap›lar›n ülkedeki programsal esinkayna¤› ise Mahir Çayan’›n ortaya koy-du¤u tezlerdir. Hepsi de M. Çayan’›nprogramsal çizgisini savunmaktad›r. Biri-nin nicel olarak güçlü, di¤erinin ise zay›folmas›, Çayan çizgisinde olmad›¤›n› gös-termez.

Dolay›s›yla her üç örgütün de bu konu-da izlemesi gereken do¤ru yol tek bir örgütçat›s› alt›nda birleflmek olacakt›r. Çünkümevcut genel siyasi çizgileri ayn›d›r.

Bu örgüt ve partiler d›fl›nda benzer ge-nel siyasi çizgiye sahip küçük burjuva ör-gütler de mevcuttur. Ancak flu bir gerçek-tir ki ismini sayd›¤›m›z tüm örgütleri bir-birinden ayr› tutan temel faktör dar gruphesaplar›d›r. Bir baflka deyiflle örgütünde¤il halk›n ve devrimin ç›karlar›n› esas

8 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 81: Sınıf Teorisi - Sayı 4

alan, özellikle de Maoist parti ve örgütle-rin örgütsel birliklerini engelleyecek cid-di bir faktör yoktur. Grup hesaplar› vegrupçulu¤un devrimi de¤il karfl›-devrimibesleyip büyüttü¤ünü belirtmeye gerekduymuyoruz.

b- Önderlik Çizgisi

Önderlik çizgisi demek, en özlü ifa-deyle bir partinin önderli¤inin(MK) heriki kongre aras›nda izledi¤i siyasal, ör-gütsel ve askeri çizgidir.

Önderlik çizgisiyle parti çizigisi ayn›m›d›r? Hay›r ayn› de¤ildir. Parti çizgisiaz önce de ifade etti¤imiz gibi genel siya-si çizgidir. Bir partinin genel siyasi çizgi-si de¤iflmeden önderli¤i de¤iflebilir. Dahado¤rusu bir partinin genel çizgisi Mark-sist-Leninist-Maoist olabilir, ama o parti-nin önderli¤i kongre sonras› sürecin bellibir kesitinde oportünist olabilir.

Burada iki noktaya dikkatleri çekmekistiyoruz:

Birincisi, bir önderli¤in her iki kongrearas›nda izledi¤i(siyasal, örgütsel ve as-keri çizgi) oportünist olmas›na karfl›n oönderli¤in öz itibar›yla hala da Marksist-Leninist-Maoist’li¤ini korumas› iken,ikincisi ise kongre sonras› iflbafl›na getiri-len önderli¤in ad›m ad›m sistemleflmifloportünist çizgiye sahip olmas›yla Mark-sist-Leninist-Maoist öz ve niteli¤ini yitir-mifl olmas›d›r.

Birincisi henüz kazan›lmas›, dönüfltü-rülmesi mümkün bir sapma içerisindeiken, ikincisi ise iflah olmaz bir oportüniz-me sapm›flt›r. Birincisinin partinin genelsiyasal çizgisiyle, yani özüyle sorunu yokiken di¤erinin (sistemleflmifl olan›n) parti-nin genel siyasi çizgisiyle z›t bir hatta ge-nel çizgiye sahip olmas› gerçekli¤i vard›r.

Bundand›r ki genel siyasi çizgiyle so-

runu olmayan tüm önderlikler dönemselolarak oportünizme sapm›fl olsalar da, bu

önderliklerin genel niteli¤i yine de

Marksist-Leninist-Maoist’dir diyoruz.Örne¤in, II.MK’n›n gerek sol gerekse sa¤önderlikleri için bu tespiti yap›yoruz.

‹kincilerin niteli¤i ise Marksist-Leni-nist-Maoist de¤il, küçük burjuvad›r. Ör-ne¤in I.MK’n›n belli bir dönemine(tü-müne de¤il) damgas›n› vuran önderli-¤in(Bolflevik Partizan’›n kurucusu ve dö-nemin parti genel sekreteri) niteli¤iMarksist-Leninist-Maoist de¤il oportü-nisttir. Onlar›n genel siyasi çizgisi art›kMarksist-Leninist-Maoist de¤ildir. Çün-kü onlar Marksist-Leninist-Maoist prog-ramdan farkl› nitelikte bir platform veprogram› savunmakatad›rlar.

Bunlar›n örnekleri di¤er ülkelerin ko-münist partileri tarihinde de mevcuttur.Örne¤in Mao, 1935 öncesi ÇKP’ye ha-kim olan baz› sol ve sa¤ sistemleflmiflçizgiler( Cen Di Su’nun 1927’deki sa¤çizgisi, 3. Sol Vang Ming’in çizgisi,Troçkist Cang Kuato, izledi¤i sa¤ çizgi)için sistemleflmifl ve oportünist, hattakarfl›-devrimci çizgilerdir belirlemesiyapmas›na karfl›n, ancak di¤er çizgilerve sahipleri için ayn› tespiti yapm›yor.Onlar için, hatalar› konusunda özelefltiriyapt›lar.

Dahas› da var: ismini sayd›¤›m›z ön-derliklerin çizgileri için oportünist deme-sine karfl›n, ÇKP için oportünisttir diye birtespit yapm›yor. Hatta 1958 y›l›nda yap›-lan ÇKP 8. Kongresi’ne Li fiao-fii kli¤ihakim olmas›na (Hem de “üretici güçlerigelifltirmek esas s›n›f mücadelesi talidir”revizyonist tezini hakim k›lmalar›na kar-fl›n) karfl›n yine de Mao ÇKP için “reviz-yonisttir” belirlemesi yapmamaktad›r.

Demek ki Mao, partiyle önderlik çiz-gilerini, hatta baz› oportünist önderlikle-ri bile bir ve ayn› de¤erlendirmiyor. Ya-ni her oportünist önderlik için iflah ol-

8 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 82: Sınıf Teorisi - Sayı 4

maz veya karfl›-devrimcidir(Çang Katogibi) diye tespit yapm›yor. Mao yoldafloportünistler ve oportünizm aras›nda,dahas› do¤ru ve yanl›fl›n dahi kendi ara-s›nda ayr›m yapt›¤› gibi, Lenin yoldaflda ayr›m yapmaktad›r. Lenin yoldafl1900’lerin bafl›nda RSD‹P içerisindekigruplar aras›ndaki görüfl farkl›l›klar›n›nözünden haraketle gruplar› flöyle adlan-d›rmaktad›r:

“1) tutarl› devrimci sosyal-demokrat-lar; 2) küçük oportünistler; 3) orta boyoportünistler; ve 4) büyük oportünistler...”(Bir Ad›m ‹leri ‹ki Ad›m Geri. Sf 172)

Baflkan Mao’nun “üç çeflit söz vard›r”ve komünistlerin hatalar› konusundayapt›¤› belirlemeleri hat›rlatmak gerekir.Mao’nun “üç söz çeflit söz vard›r” söyle-mi üzerinde durmadan önce söyledikleri-ni aktaral›m.

“Üç çeflit söz vard›r; birisi do¤ru, ikinci-si esas olarak do¤ru veya pek do¤ru de¤il veüçüncüsü esas olarak hatal› veya tamamenhatal›.” (Seçme Eserler Cilt 6, Sf 117)

Evet biz de bir faaliyeti de¤erlendirirkenesas olarak do¤ru veya baflar›l› diye de¤er-lendiriyoruz. Tam do¤ru fleklinde de¤erlen-dirmeler de yap›yoruz. Hatalar ve yanl›flolanlar içerisinde ise esas olarak hatal› veyatam hatal› diye belirleme yap›yoruz.

Bu neyi gösteriyor?

Bu, Marksist-Leninist-Maoist bir par-ti veya bir komünist faaliyetçinin baflar›-s›zl›¤a u¤rad›¤›, ayn› zamanda sapmayadüfltü¤ü anlam›na geliyor. Tersi durumdaise, yani esas olarak hata veya baflar›s›z-l›k denildi¤inde ise yap›lan faaliyetleresasta hatal› ve yanl›fl olmas›na karfl›nancak bu faaliyetleri içerisinde olumluyanlar da var demektir. Bu olumlu yanlarMarksist-Leninist-Maoist yanlar iken,olumsuz yanlar ise oportünist yanlard›r.

Bu, bir parti, bir önderlik ve bir ko-münist faaliyetçinin komünist ve oportü-nist yönleri bir arada tafl›d›¤›n› gösterir.

Bu, her baflar›s›zl›¤›n alt›nda Mark-sist-Leninist-Maoist ilkelerden sapmaoldu¤unu gösterir.

Marksist-Leninist-Maoist bir parti ve-ya önderlik hiçbir taktik, askeri veya ör-gütsel konuda oportünizme düflemez mi?Bu, diyalekti¤i reddetmektir. Bu, Mark-sist-Leninist-Maoist parti, önderlik vebireyi s›n›fs›z ve çeliflkisiz bir flekilde elealan idealist bir anlay›fl olur. Burada

kavran›lmas› gereken kilit nokta han-

gi yönün a¤›r bast›¤›d›r.

Taktiklerde oportünizme düflme nok-tas›nda flimdilik Mao’dan bir al›nt› ver-mekle yetinece¤iz.

“Yoldafllar, partimizin, Çin devirimi-nin genel çizgisinin ve genel siyasetininyan›s›ra, çal›flmalar›m›z için çeflitli so-mut çizgiler ve somut siyasetler de sapta-d›¤›n› biliyorsunuz. Bununla birlikte bir-çok yoldafl, Partimizin somut çal›flmaçizgilerini ve somut siyasetlerini hat›rdatuttuklar› halde genel çizgisini ve genelsiyasetini s›k s›k unutyorlar. partinin ge-

nel çizgisini ve genel siyasetini gerçek-

ten unutacak olursak, o zaman kör,

ham, kar›fl›k kafal› devrimciler olup

ç›kar›z ve somut bir çal›flma çizgisini

ve somut bir siyaseti uygularken de ro-

tam›z› flafl›r›r, bir sola, bir sa¤a yalpa-

lar›z ve çal›flmalar›m›z zarar görür.”(abç) (age. Sf; 230)

Benzer belirlemeler Lenin yoldaflta damevcuttur. Lenin yoldafl k›saca flu belir-lemeleri yapmaktad›r:

“Program sorunlar›nda bir oportünistolan yoldafl Eduard Bernstein, (...)Taktiksorunlar›nda oportünist olan yoldafl VonVollmar (...)Örgüt sorunlar›nda oportünist

8 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 83: Sınıf Teorisi - Sayı 4

olan Martov Ve Akselrod yoldafllar...”(Bir Ad›m ‹leri ‹ki Ad›m Geri Sf;254).

fiüphesiz ki program sorunu hepsin-den önemlidir. Program sorunundakioportünizm taktikler ve örgütsel alandakioportünizmi de getirir. Daha aç›k bir de-yiflle programda oportünist olan bir örgüttaktikler ve örgütsel ilkelerde de oportü-nist olur. Çünkü program içeriktir-özdür.Fakat bir parti, bir önderlik zaman zamantaktik konularda oportünizme düflmüflolabilir. Hatta bir partinin önderli¤i ikikongre aras› süreç boyunca oportünistçizgi de izleyebilir, veya örgütsel politi-kada oportünizme düflebilir. Fakat bu du-rum o partinin program ve özünün deoportünist oldu¤u anlam›na gelmez.

Bunu somutlamak için fazla örneksunmaya gerek yok: E¤er öyle olsayd›partimizin bugüne kadar önderliklerininhemen hepsi neredeyse pratik önderlikçizgisinde oportünist bir çizgi izlemifltir.Buna göre partiyi de oportünist ilan et-memiz gerekir. Ancak bu anlay›fl yanl›flve hatal› bir bak›fl aç›s›d›r.

Bir partinin oportünistli¤i sadece tak-tik politik çizgilerle aç›klanamaz. Onunönderli¤iyle özdefllefltirilemez. Hatta ön-derli¤in pratik politikalarda(taktik ön-derlik) oportünist yönlerinin a¤›r basma-s› bile onun niteli¤inin, bu ba¤lamdaözünün oportünist oldu¤unu getirmezdedik. Öz, o partinin ve önderli¤in ulusalve uluslararas› savundu¤u ideolojik-si-yasi çizgidir. Yani bir devrimin yak›n, or-ta ve nihai hedefine iliflkin ortaya koyupsavundu¤u temel teorik tezlerdir.

Bu bilinçten hareketle de gelmifl geç-mifl önderliklerimizden genel siyasi çizgibak›m›ndan oportünist olan önderlikler1975 bölgesel döneminin önderli¤i olanKK(Koordinasyon Komitesi) ve 1. Kon-ferans’›n iflbafl›na getirdi¤i 1.MK’n›n bir

kesimi ve bir dönemidir diyoruz.

Belirtmeliyiz ki bir partinin program›oportünist ve revizyonist olarak de¤er-lendirilmeden o parti için revizyonist ve-ya oportünisttir diye bir belirleme yap-mak bilimsel de¤il. Ama bizde bu gibisorunlara genellikle sonuçtan yaklafl›la-rak idealizme düflüldü.

Bir önderli¤in çizgisi daha sistemlefl-meden o önderlik için ya hemen sol veyasa¤ oportünist dedik, ya da daha ileri gi-derek o önderlik için revizyonist belirle-mesi yapt›k. Ve dolay›s›yla örgütle-ön-derlikle ipleri kopartmaya kadar gittik.

Bir önderli¤in teorik çizgisi oportü-nist ba¤lamda sistemleflmiflse o önderlikart›k Marksist-Leninist-Maoist de¤erlen-dirilmez. Çünkü onun özü de¤iflmifltir ar-t›k. Ama az önce de ifade etti¤imiz gibi,bir önderli¤in çizgisi platform veyaprogram boyutuyla henüz sistemleflme-miflse, o önderli¤in özü ve niteli¤i halada Marksist-Leninist-Maoist’dir.

‹flte Maoist saflarda iki çizgi konu-suyla ilintili kar›flt›r›lan temel noktalar-dan birisi de buras›d›r. Bu nokta kar›flt›-r›ld›¤› için de iki çizgi mücadelesi de do-¤al olarak yanl›fl bir siyeset temelindeyürütülüyor.

En özlü ifadeyle sistemleflmifl çizgidemek, bir kiflinin veya bir grubun devri-min yak›n-orta ve nihai hedefine ilifl-kin(parti, devlet ve devrim) temel fikir-ler noktas›nda içinde yer ald›¤› bir partiveya kanattan farkl› bir programa denkdüflen görüfllerin savunulmas›d›r.

Bu, çizginin geliflmifl en üst(sistemli)boyutudur. Çizginin daha önceki halleriise yukar›da üzerinde durdu¤umuz flekliy-le henüz sistemleflmeyen durumlar›d›r.

Sistemleflmifl çizgi sa¤ veya onun da-ha bir üst nitel aflamas› olan revizyonist-

8 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 84: Sınıf Teorisi - Sayı 4

reformist çizgi fleklinde kendisini göste-rirken, sol ve onun daha da geliflmifl veüst aflamas› olan anarflist-troçkist çizgi-lerle de kenidisini gösterebilir. Hangi du-rumda olursa olsun bu iki ideolojik ak›-m›n ideolojik özü ayn›d›r, yani ikiz kar-defltirler.

‹ki çizginin yans›d›¤› boyutlardan bi-risi de uluslararas› çizgidir. fiimdi bununüzerinde dural›m.

c- Uluslararas› Çizgi

Daha önce ifade ettik. Her parti ve ör-gütün çizgisinin mutlak bir flekilde ulus-lararas› kayna¤› mevcuttur. Nas›lki çelifl-kinin kendisi evrensel ise, bir ülkedekibir partinin örgütsel veya siyasal çizgiside uluslararas› çizgilere dayanmaktad›r.Proletaryan›n dünya görüflü ne kadar ev-rensel bir özellik tafl›yorsa, burjuva ide-olojisi de o kadar evrensel bir özellik ta-fl›yordur. Proletarya ideolojisi bilimsel-dir, fakat burjuva ideolojisi bilimsel ola-may›p idealisttir. Yoksa her ikisi de ev-renseldir. Çünkü her ülkede, her parçadaburjuvazi ve proletarya ve de di¤er s›n›f-lar var. Ayn› flekilde her ülkede burjuva,milli-küçük burjuva, komünist veya ko-münizmden etkilenmifl küçük burjuvaoportünist siyasi partiler(illegal veya le-gal) mevcuttur.

Mevcut durumda, daha do¤rusu Ma-oist parti kuruldu¤undan beri onun bes-lendi¤i uluslararas› çizgi Markizm-Leninizm-maoizm’dir. Bilhassa Ma-oizm’dir. Bilindi¤i gibi dünyada Mark-sizm’den etkilenmifl bir çok burjuva, kü-çük burjuva ideolojik ak›m vard›r. En be-lirgin olanlar› Troçkist, Anarflist, Reviz-yonist, Reformist, Enver Hoca’c›, EuroKomünist, Kastrocu(Kübaist) ve Mark-sizm-Leninizm-Maoizm’i, illa da Maoiz-mi temel alan ak›mlard›r.

Maoist parti kuruluflundan bu yana

Marksist-Leninist-Maoist ak›m içerisin-de yerini belirleyerek(zaman zaman ha-tal› yanlar› olsa da) genel siyasi çizgisi-ni flekillendirmifl durumdad›r. Bu çizgi-sini 1.Kongre ile daha da berraklaflt›r›pnetlefltirdi.

Bu çizginin halihaz›rda örgütlü birmerkezi yap›lanmas› da sözkonusudur.Fakat bu örgütlülük henüz bir çekirdekdüzeyindedir. Devrimci EnternasyonalHareket(DEH) ad›yla kurumlaflan bu ör-gütlülük içerisinde birçok Maoist partive örgüt yer almaktad›r.

Bu örgütlülü¤ün bir de genel çizgisiolarak kabul etti¤i DEKLARASYONbelgesi mevcuttur. Bu belgenin içerisin-de baz› hatal› görüfller mevcut olsa da,ortaya konulan görüfllerin esas› Mark-sist-Leninist-Maoist’dir.

DEH üyesi olmay›p da ona yak›n du-ran bir k›s›m komünist örgüt ve parti demevcuttur. Bunlar içerisinde belli bafll›olanlar› flunlard›r: TKP/ML, HindistanKomünist Partisi(ML- Halk Savafl›) veFilipinler Komünist Partisi.

Bu partilerin DEH’e üye olmamas›için çok derin ve köklü ilkesel görüfl ay-r›l›klar› sözkonusu de¤ildir. Sorun bupartilerin kendilerinden kaynaklan›yor.Ki TKP/ML bir dönem DEH üyesiydi.Daha sonra DEH’e karfl› tutumlar›ndandolay› DEH üyeli¤inden ç›kart›lm›flt›r.Gelinen aflamada DEH konusunda kendiiçerisinde, en az›ndan teorik düzlemdede olsa(“DEH’e karfl› elefltirilerimiziaç›ktan yapmayaca¤›z” vb.yönlü politikabelirlemifl olmalar›) olumlu bir e¤ilimiçerisine girmifl durumdad›r. “Aç›ktantart›flma yapmama” karar› olmas›na kar-fl›n, ya da bizi elefltirirken bu havay› ver-melerine karfl›n aradan birkaç ay bilegeçmeden Partizan dergisinin A¤ustos-Eylül-Ekim say›s›nda Devrimci Komü-nist Partisi (ABD)’ye yönelik yap›lan

8 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 85: Sınıf Teorisi - Sayı 4

sald›r›lar hiçde ald›klar› kararlar›na uy-gun davranmad›klar›n› gösteriyor. Bizsadece kendi kararlar›na ve olumlu yöne-limlerine sahip ç›kmalar›n› hat›rlatmakiçin bu uyar›y› yapmay› uygun bulduk.Gerisini kendileri düflünsün. YoksaTKP/ML’nin DEH konusundaki hatal› vetutars›z yaklafl›mlar› için söylenecek çokfley mevcuttur. Ki bunlar› çeflitli yaz›lar›-m›zda da ortaya koyduk. Örne¤in, “dek-lerasyon oportünist. Ama DEH MLM”eklektik-oportünist belirlemelerindenhenüz vazgeçmemeleri, DEH’i “oportü-nist” olarak ilan etmelerinin özelefltirisi-ni vermemeleri gibi noktalardaki tutum-lar› elefltirilmesi gereken önemli husus-lard›r. Devrimci Komünist Parti-si(ABD)’ne Partizan dergisinde aç›ktanyap›lan sald›r›, DEH ve üyelerine karfl›al›nan kararda hiç de samimi ve ciddi ol-mad›klar›n› gösteriyor.

Tüm bu olumsuz yaklafl›mlar›na kar-fl›n TKP/ML, ad›n› sayd›¤›m›z di¤er par-ti ve daha baflka örgütler DEH konusun-da içine düfltükleri hatalara yönelmeleridurumunda DEH içerisinde yer alabile-cek parti ve örgütlerdir.

Bu partiler DEKLERASYON’u ken-dilerine temel alarak DEH’e yaklaflmal›-d›rlar. Yoksa TKP/ML’nin savundu¤u gi-bi, “DEH MLM; ama Deklarasyon opor-tünisttir” belirlemesi diyalekti¤i tersineçevirmektir.

Uluslararas› çizgi bellidir. DEH Dek-larasyonu etraf›nda birleflmek temel al›n-mal›d›r. Varsa eksiklik ve yanl›fll›kla-r›(bizce vard›r) bunlar DEH d›fl›nda kala-rak yap›lmaz. Meselenin özüne göre ha-reket çizgisi belirleyeceksin. Kald› kiTKP/ML’nin Deklerasyon’a iliflkin sis-temli hale getirilmifl bir elefltirisi de yok-tur. Deklerasyon neden-niçin oportünist-tir diye aç›ktan derli-toplu bir elefltiri ya-z›lar›na da denk gelmedik. Kald› ki Dek-

lerasyon için oportünist demekle oportü-nist olunmaz ki! Hangi temel konulardagörüfl ayr›l›¤› var, bunlar temellendiril-melidir. ‹lkesel konularda görüfl ayr›l›¤›-n›n olmad›¤› bir Deklerasyon’u “oportü-nist” olarak de¤erlendirmek bilimsel biryaklafl›m olamaz.

Konumuzla yak›ndan ba¤›nt›l› oldu¤uiçin, Deklerasyon ve DEH çizgisiniMarksist-Leninist-Maoist olarak nitelen-diren tüm partiler hem DEH içersindeyer almal›, hem de tek tek ülkelerde ayr›yap›lar›na son vererek tek parti etraf›ndaörgütsel birli¤e gitmelidir, vurgusunuönemle yapmak istiyoruz. Tersi anlay›flve tutumlar küçük hesapl›, grupçu küçükburjuva yaklafl›mlard›r. Komünistler gru-bunu korumak için küçük hesaplar peflin-den koflamaz. Grupçuluk devrime ve hal-ka zarar veren anlay›fl ve tutumlard›r.

K›sacas›, uluslararas› çizgi bellidir.Her bir Maoist parti, örgüt, grup ve bireybu çizgiyi kendisine temel alarak tek birparti etraf›nda örgütsel birli¤e gitmelidir.

Özet olarak;

Detaylar›yla ortaya koydu¤umuz gibiiki çizginin bir çok boyutu var. En belir-gin hali ise sistemleflmifl olan boyutudur.Bunun d›fl›ndaki boyutlar› güncel, dö-nemsel taktik politika, örgütsel ve askerikonularda kendisini gösterir. Ki bu da birparti içerisinde her zaman için nesnel birgerçeklik olarak vard›r. Sistemleflmifl bo-yutu ise her dönem ortaya ç›kmaz ve herzaman varolmaz. Ki bu tür durumlara birkomünist partisi içerisinde uzun süre(is-tisnai durumlar hariç) müsaade edilmez.Yaz›m›z›n ilerleyen bölümlerinde bu ko-nu üzerinde daha detayl› duraca¤›m›zdangeçiyoruz. o

(Gelecek say›da: Parti ‹çerisindeki‹ki Çizginin S›n›fsal Kayna¤›(Küçük

8 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 86: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Burjuvazinin Düflünce Yöntemi, SiyasalE¤ilimi Ve Örgütsel Yaflam›), ‹ki ÇizgiMücadelesinde ‹zleyece¤imiz Siyaset(‹ki Çizgi Mücadelesi ‹deolojik Savaflt›r,‹ki Çizgi Mücadelesiyle DemokratikMerkeziyetçilik ‹liflkisi-‹rade Birli¤i,Eylem Birli¤i, Hiziplere Müsaade Edil-mez, Parti ‹çinde ‹deolojik Mücadelemi, Yoksa Siyasi Mücadele mi Geçerli-dir?) ve Sonuç bölümü.)

8 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 87: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Sivil Toplumculuk anti-bilim-selli¤i açı¤a çıkarılmıfl, pra-tik tarafından da anti-bilim-

selli¤i ispatlanmıfl “liberal” burjuvaideologlarının, Marksist-Leninist-Maoist devlet-devrim ö¤retisine, as-lında umutsuz sözde bir meydan oku-yufl (!) teori ve eylemidir.

Devletle iliflkisiz, ondan kopuk

bir “Sivil toplum” gerçe¤in kaba

bir çarpıtılmasıdır. “Üçüncü yol,

Üçüncü alan” cilasıyla parlatıl-

mak istenerek “sol” diye yutturul-

maya, pazarlanmaya çalıflılan bu

burjuva sa¤ ideolojinin siyaset fel-

sefesini, Marks ve Engels bafltan

itibaren deflifre etmifllerdi. Burju-

va liberal siyasetin bu argümanı,

sözde “özgür yurttafllar” etiketiy-

le burjuva devleti koruma ve kut-

sama eylemidir.

Piflman, sözde eski “Marksist”le-rin “özgürlük toplumu” adıyla sela-

8 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

“S‹V‹L TOPLUM”CULUKBURJUVA TOPLUMU ÜRETME

BURJUVA DEVLET‹ KUTSAMA EYLEM‹D‹R (1)

MMaarrkkss gayet net söyledi,“Sivil Toplum” olarak adlan-

dırılan fley, burjuva toplumunbizzat kendisidir. Uzlaflmaz

sınıf karflıtlarının ürünü, ve sı-nıf hakimiyeti aracı olan dev-

leti, ondan soyut düflünüle-meyecek burjuva toplumdanayrıymıfl gibi göstermek saç-madır. Sınıflı toplum gerçe¤i-ni sözde gizlemek, toplumu

homojen göstermek burjuvaaldatmacadır.

Page 88: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ma durdukları sivil toplumculu¤un “var-dır” dedi¤i özgürlükler burjuva toplu-mun, burjuva devlet egemenli¤inin giz-lenmek istenmesidir. Popülarize edilen si-vil toplum, liberal burjuva kaynaklıdır.Onlar ne yapmak istediklerini açık beyanve itiraf etmek zorunda da kalmıfllardır.Kapitalist ekonomi ve onun üzerindeyükselen burjuva egemenli¤i temsil edendevletin (özel mülkiyete dokunmadan)görevlerini azaltarak bunların bir bölü-münü burjuva topluma yaymak...

“Özgürlük” denilen iflte bu burjuvatoplumun bizzat kendisidir. Ne ki, “sol-culuk” markasıyla burjuvaların, burjuvatoplumun imdadına yetiflen teorisyenler,burjuvazinin aleni beyanatı ve zorunluitirafını, devletten soyut, “özerk”, “öz-gür 3.alan” vitriniyle pazarlama icraat-larında, burjuvaziden daha çok burjuvatoplumu, kitabına uydurularak savunmadurumundadırlar. Efendiye bu muhte-flem yalakalı¤a burjuvazi dahi hayret et-se yerindedir.

Marks gayet net söyledi, “Sivil Top-lum” olarak adlandırılan fley, burjuvatoplumun bizzat kendisidir. Uzlaflmaz sı-nıf karflıtlarının ürünü, ve sınıf hakimiye-ti aracı olan devleti, ondan soyut düflünü-lemeyecek burjuva toplumdan ayrıymıflgibi göstermek saçmadır. Sınıflı toplumgerçe¤ini sözde gizlemek, toplumu ho-mojen göstermek burjuva aldatmacadır.Heterojen sınıflı toplum gerçekli¤inin ta-rihsel süreçle de do¤rudan alakalı duru-munu, burjuva teorisyenlerin dahi kabuletmek zorunda kaldıkları sınıflar ve sınıfmücadelesi meselesini kapıdıfları ederek(!) homojen “Sivil toplum” olarak adlan-dırmalarıyla burjuvazinin acentası rolünüoynayan komprador “solcu”ların kapita-lizm aflkına, emperyalizm ne kadar te-flekkür etse azdır..

Emperyalizmin teveccühüne layık gö-

rülmüfl, komprador “solcu”lar emin ola-bilirler ki, kendilerine kapitalizm gerçek-ten güvenmektedir. Sözde “sol”cular›m›z›n kan ba¤ıflında bulundukları“Sivil” denilen burjuva toplum savunu-culu¤una “acaba yanlıfl mı düflünüyo-rum” diye öykünenler de az de¤ildir.

‹nsanlı¤ın sınıflara bölünmesiyle sah-neye çıkan devletin iktisadi-siyasi-tarih-sel koflullara ba¤lı olarak flekillenmifl“hukuk”unu, egemenli¤in “hukuk”la pe-kifltirilmifl olmasının kapitalizmdeki adıolan “özgür” köle, proletarya ve emekçi-leri, iflte size “Sivil toplum” diyerekavutmaya, yanılsamalara sürüklemeyeçalıflan “uygarlık”çı, aydınlanma felse-feci, “Rönesans”çı burjuva liberal te-orisyenlerin sözde anti-devletçili¤i sade-ce burjuva devlet savunuculu¤udur. Özelmülk dünyasında sınıflar gerçekli¤indesözde “Sivil toplum” büyük bir yalandır.Tarihin sınıf mücadeleleri gerçekli¤ini vesınıf gerçeklerini “Sivil toplum” operas-yonlarıyla, kaba ve keyfi çarpıtmak, hiç-te masumane bir durum de¤ildir. “Sivil

toplum” denilen burjuva toplum, ondansoyut gösterilmek istense de burjuvadevletle iliflkisiz düflünülmez. Üst yapı-alt yapı iliflkisinin bu keyfi yalıtılmıfl su-nuluflu, özel mülk dünyasında ve sınıflıtoplum gerçekli¤inde, toplumu politikadıflı “sivil” gösterme gayretini (!) masu-mane bulmamanın nedenleri kolaylıklaanlaflılacaktır. Devlet varlı¤ını korudukçatoplumu ondan kopuk, onun dıflında ta-savvur etmek bofl bir ütopyanın ötesindeburjuvaziye hizmet gayretidir.

‹nsanlık tarihinin sınıfsal her bir dö-nemine ba¤lı flekillenen toplum, hiçte“sivil” olmamıfl, koflullara ba¤lı olarakflekillenmifltir. ‹stisnasız her birey sınıflıtoplumlarda bir sınıfa ba¤lı olmufl, onagöre mevzilenmifltir. Politika, sınıflı top-lumların argümanıdır. Sınıflı toplumların“politika”, politik mücadele gerçekli¤ini

8 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 89: Sınıf Teorisi - Sayı 4

“Sivil” terimli oyunlarla yok farzedenler,her hangi bir ekonomik temel dıflında, ta-rihsel koflullar ötesinde mi yaflıyorlar.De¤ilse, yani politika, ekonominin yo-¤unlaflmıfl ifadesiyse sınıflı toplumlarpolitik de¤il de, sınıflar üstü bir “sivil”kalabalı¤ı olarak tanımlanabilinir mi?

Marks ve Engels’in Komünist Mani-festo’da belirttikleri gibi, feodal toplumyıkıntılarından fıflkıran burjuva toplumsınıf çeliflkilerine son vermek bir yana,eskilerinin yerine yenilerini geçirdi.“Eski” denilen feodalizmin yerini alankapitalizm, sınıflı ve burjuva egemenlikdıflında düflünülemeyecek burjuva toplu-muydu. De¤iflik co¤rafyalarda özgün bi-çimlerine ra¤men aynı ortak öze, burjuvaegemenli¤ine sahiptirler. Tarafsız olmasıdüflünülemeyecek devlet egemenlik aracıoldu¤u sınıfın silahıydı. “Ça¤dafl” dedik-leri Batı burjuva toplumlarında devletmüdahalesine u¤ramayan, (....) özerkalanlar, yurttafllar, gruplar “sivil top-lum”culara ra¤men, gerçek baflkadır.

Özel mülk ekonomik temeli üzerindeyükselen hangi siyasi ve hukuksal libera-lizmde, özel mülk dünyasına ra¤mendevletin müdahalesi “dıflında”, “özerk”,“özgür” bir alandan bahsedilebilinir?Ekonomik liberalizmin bafl illeti olan in-sanların do¤ufltan eflit olmadıkları, özelmülkün bir yetenek, inisiyatif, yarıfl ni-meti oldu¤u savı ortadayken, hangi hu-kuki “eflitlik” formelli¤i, iflin özünü, heralanda eflitsizli¤i yadsıyabilir? Ekono-mik, sosyal koflullardan ba¤ımsız, dev-letli ortamda, devlet müdahalesi dıflında,özerk bir alan veya sivil toplum keflfi sa-dece saçma de¤il, saçma sapandır.

“Özgürlük-Eflitlik-‹nsan Hakları” sı-nıflı toplumlardaki, eflitsizlik özünün,üzerine çekilmifl aldatıcı bir perdedir.Burjuva devletle çıkarları temelinde zıtsınıfları, “Sivil Toplum” projesiyle uzlafl-

tırma gayretinin, Bernfltain’ci, Ka-utksy’ci, Berlinguer’ci “Avrupa Komü-nizmi”nin foyasını, komünistlerin kong-resi bir kez daha açı¤a çıkarmıfltı. Sınıfmücadelesini yadsıma, sınıfları sözdebirlefltirip uzlafltırma çöpçatanlı¤ının gü-nümüzdeki adresi, “sınıf farklılıklarınınartık tarihin müzesinde kaldı¤ı” uydur-macasıdır.

Modernite örtülü Avrupa, ABD yaniemperyalizm merkezli “sivil toplum”projesinin hedeflerinden biri, kapitaliz-min krizine sözde çare bulma(!)dır. Öylesanıldı¤ı gibi “yeni” bir teori de¤ildir.Hümanizme vurgusuyla Descartes’te,egemenlik düzenini teorilefltiriyordu. ‹la-hi bir yasa olarak kutsuyordu. “Aydınlan-ma ça¤ı”nın temellerine katkılarıyla ünlüDescartes’in yanısıra Kant’›n da teorisin-de aynı kriz mevcuttur. Sonraki teoris-yenlerde (Hobbes gibi) yeryüzünde birtanrı gereksinimine vurgu yaptılar. Ege-menli¤i tarihsel koflullarla iliflkili de¤il-mifl gibi ebedilefltirdiler. Rousseau da ay-nı kapıya çıktı. Onun “mutlak cumhuri-yeti” Hobbes’un “yeryüzündeki tanrı”anlayıflının özde bir devamıydı. Hegel,“aile ve sivil toplum alanları iliflkisindedevlet dıflsal bir zorunluluk ve üstün ikti-dardır. (....) Ama öte yandan devlet içkinamaçtır ve kuvvetini evrensel ve nihaiamacıyla bireylerin tikel çıkarlarının bir-li¤inden (...) alır” diyordu. Egemenlikmakinasının polis gücü ve bürokrasisinintanrılafltırılmasında Hegel’ci abartmayaçokça dayanılmaktadır.

“Ulusal devlet” denilen olgu kalıcı-mutlak de¤il, insanlık tarihinin kapita-lizm aflamasının evladıydı. Çöküfl mecra-sındaki feodalite ilkel sermaye birikimiortamında yeni politik egemenlik biçim-lerine gebeydi. Tabiiki kaba evrimci, bi-rikimci, kendili¤indenci bir yürüyüflle ta-rih ilerlemiyordu. Verili koflulların talepetti¤i, (Sivil toplumcular rahatsız olsalar

9 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 90: Sınıf Teorisi - Sayı 4

da) bilinçli müdahale devreye giriyor-du. ‹ngiliz-Amerika-Fransız burjuvadevrimleri keyfi de¤il, bu koflulların ta-lep etti¤i müdahalelerdi. MutlakiyetçiMonarfliler, krallar sözkonusu tarihselkoflullarda yıkılmaya mahkumdu.Y›kanlar (burjuvazi) aslında yıktıkları-nı tarihsel koflullara uygun olarak yeni-den ürettiler. Marks’ın Luis Bonapar-t’›n 18. Brumeri’nde dedi¤i gibi sonra-ki burjuva eksenli devrimler, “burjuvadevlet aygıtını parçalamak yerine, onuyetkinlefltirmekten baflka bir fley yap-mamıfllardır.”

Özgün önemli farklılıklarına ra¤menburjuva devlet, yıktı¤ı feodal devletintarihsel koflullara ba¤lı olarak aynı za-manda yeniden üretilmesiydi de...küçükbireysel üretim, baya¤ı üretim araçları

üreticilerin veya feodalbeyin do¤rudan tüketimiiçin üretim, bu tüketimüzerinden (...) üretimfazlasının satıfla sunula-rak de¤iflime girmesi,do¤ufl durumundaki me-ta üretimi, toplumsalüretimdeki anarflinin to-hum özelli¤i Ortaça¤toplumuna iliflkin En-gels’in vurguladı¤ı özel-liklerdir.

Manifaktür ile da¤ı-nık üretim araçları bü-yük atölyelerde toplandı.Birey ve üretim araçlarıtoplumsal araçlara dö-nüfltü. Kapitalist üretimaraçlarının sahibi oldu.“Ürünleri temellük ede-rek onları meta durumu-na getir”di. Üretici, üre-tim araçlarından ayrıla-rak ücret kölesi halinegeldi. Rekabet, üretim-

deki toplumsal anarfli derinleflti. Makineüretimi, yedek sanayi ordusunu dado¤urdu. Üretim geliflirken, üretici güç-leri de gelifltiriyordu. “Üretim biçimi de-¤iflim biçimine karflı baflkaldırıdır.”

Burjuvazi artık fuzulileflmifltir, on-suz “tüm toplumsal ifllevler ücretli gö-revliler tarafından yerine getirilme” du-rumundadır. Ve bafllayan Proleter Dev-rim... Engels bu geliflmeyi parlak vedahiyane bir flekilde özetledi. Bizimyapmaya çalıfltı¤ımız bu bilimsel do¤-rulu¤a sadece bir kez daha dikkat çek-mektir. Sivil toplumculuk, bu bilimsel-tarihsel gerçeklerin saptırılması ve bur-juva egemenli¤in idealize edilmesidir.“Adalet” burjuva egemenli¤in adaleti-dir. Yasalar önündeki burjuva eflitlik,burjuva mülkiyete dokunamaz. Rous-seu’nun projesi de buydu. Ölümsüz“do¤rular”, “adalet” ve ahlak da¤ıtıcısıDühring tarihsel geliflimin bu bilimselaçıklamasını “budalalık”, “vulgarizas-yon skolastizm, do¤ufltan anlayıfl darlı-¤ı” olarak de¤erlendirmiflti.

Bu ünlü(!) soyut ahlakçı teorisyen,matematik-astronomi-mekanik-fizik-kimya vb. bilimlerdeki do¤rulardan ha-reketle kendi “ölümsüz do¤ru”luklarınıpropaganda eder. Ahlaksal-hukuksal birtemelle gerekçelendirilen bu baflafla¤ıdüflünce sistemati¤i aslında diyalekti¤i,metaryalizmi, bilimi gerçekten de kapı-dıfları eder. ‹malatı fludur:

“‹ki insan iradesi, iki insan iradesi

olarak tamamen eflittir.” (Anti-Düh-ring, aktaran Engels.sf, 180)

Engels’in dedi¤i gibi bu “abart-ma”dır. “Çocukluk”tur. Evet bu iki in-san “cinsiyet bakımından eflit olmaya-bilir.” Aile veya kadının ba¤ımlılı¤ıDühring’i ilgilendirmiyor. Gerçe¤era¤men ahlak ilkeleriyle ifli “yolunakoyan” Dühring’in gerçekli¤i sadece

9 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Emperyalizminteveccühüne layıkgörülmüfl, komp-rador “solcu” laremin olabilirler ki,kendilerine kapi-talizm gerçektengüvenmektedir.Sözde “Sol”cubaylarımızın kanba¤ıflında bulun-dukları “Sivil” de-nilen burjuva top-lum savunuculu-¤una “acaba yanlıflmı düflünüyorum”diye öykünenlerde az de¤ildir.

Page 91: Sınıf Teorisi - Sayı 4

“bofl bir bulgu”dur. Sadece kadın, erkekaçısından da de¤il, insanların farklı ifller-le u¤raflmıfl olması, iflbölümü de bayDühring’i ilgilendirmez. “Ölümsüz” il-keleri ahlaken eflitli¤e karar vermifltir ya,özdeki eflitsizlikle Dühring ilgilenmez.Tarihsel koflulları hesaba katmayan bukeyfi “eflitlik” betimlemesi, ulusal-eko-nomik-siyasal-dinsel-cinsel özellikler-den soyut, tarih dıflı bir foto¤raf çekmek-tedir. Foto¤rafın varsa bazı problemleri,tarihsel de¤il, “kabul edilebilir ba¤ımlı-lıklar” olarak gösterime sunulur.

Dühring’i Keflfeden“3.Alan”cı “Yeni” Mu-

cidler!“Üçüncü Alan” teorisi Dühring

yoluna çıkar. Bu yol soyut ve bofltur. En-gels, “Bütün insanların eflit oldu¤u, dün-ya kadar eski bir fikirdir” der. “Yenilik”keflifçilerinin söylediklerinde aslında“yeni” bir fley yoktur. Biliyoruz ki, hakeflitli¤i denilen bu ortaklık, mülkiyet or-ta¤ı “ortaklık üyeleri arasında söz konu-su olabiliyordu”(Engels) Köleler, kadın-lar vd. bunun dıflındaydı. Tersi, Yunan veRoma gerçekli¤inin iflaret etti¤i gibi, an-cak bir “delilik” olarak görülebiliyordu.Roma hukuku, özgür insan-köle farkınıkorudu, güvenceye aldı. Özel mülkiyethukuku temelinde özel kiflilerin, ege-menlerin eflitli¤ini savundu.

Hıristiyanlık “bütün insanlar arasındayalnızca bir eflitlikten (....) ilk günah eflitli-¤inden”(Engels) bahsetti. Genel kabul, seç-kinlerin eflitli¤iydi. Buyurulanlara ra¤menCermen’lerin Batı Avrupa istilası, bununnemenem bir eflitlik(!) oldu¤unu gösterdi.Burjuva yola giren toplum, feodal rejimleyüzyüzeydi. Bu durumu sözde aflan burju-vazi, proletaryayı karflısında buldu. Seslen-

dirdi¤i burjuva eflitli¤e, proletaryanın sınıfayrıcalıklarının kaldırılması talebi efllik etti.Sadece biçimsel de¤il, ekonomik, toplum-sal alanda da bu talep edilmek durumun-daydı. Fransız proletaryası somut bir örnek-tir. Gerçekten de belaydı. Burjuva eflitliksözleri proletarya saflarında (köylüler sava-flında oldu¤u gibi) sınıf eflitsizliklerine birtepkiye dönüfltü. Konuflan sınıf içgüdüsüy-dü. Kapitalistlerin söylemi kendilerine kar-flı ayaklanacak proletarya mücadelesindeifllevsel bir ajitasyona dönüflüyordu. Görül-mektedir ki, “eflitlik” fikri proletarya açısın-dan, burjuva alanı aflan, sınıfların kaldırıl-ması istemine dönüflen bir eyleme götür-mekteydi.

Burjuva toplumu, burjuvazinin ege-menlik aracı dıflında “sivil toplum” gös-terme konseptlerinin çürük temeli, En-gels’e dayanarak yaptı¤ımız bu kısaözetle açıktır. Sınıflı toplumlarda devlet-le iliflkili burjuva toplumun bu “sivil”adedi gerçek dıflı bir mitolojidir.

Bu mitolojik efsaneler tiyatrosunun ti-raji komik sahneleri kahkaha tufanı içiniyidir de, tarihin bilimsel açıklanmasınagelince, ifle yaramazdır. Bofl kurgularlahikaye üretenlerin konusu olabilir, amadiyalektik-tarihsel materyalistler için,özü burjuva olan sözde “sivil toplum”,(güldürücü oyunu olarak sahnelense de)kabul edilmez iflkencedir. Tarihsel bilgi-ler kovulmak istenseler de, bilimsel ö¤-retinin tanıklarıdırlar, yaflayanlarıdırlar.Tanık ifadelerinin de onayladı¤ı gerçek-ler flunlardır:

Tanık yaflanmıfl, yaflanan pratiktir.18.yüzyıl Fransız filozofları, us’u herfleygörüyorlardı. Devlet ve toplum e¤er buus’a dayanırsa ölümsüz us’sun “adaleti”meseleleri çözecek diye düflünülüyordu.Fransız devrimiyle kurulan devlet ve top-lum, Rousseau’nun “toplum sözleflmesi”terörle buluflmufltu. Burjuvazinin “eflit-

9 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 92: Sınıf Teorisi - Sayı 4

lik-özgürlük-kardefllik”, aldatmacas› Na-polyon despotizmine sarılmıfltı. Vaazedilen ölümsüz barıfl balonu patlamıfl,sürekli fetih savafllarına sürüklenilmiflti.Us ile son verilece¤i düflünülen zengin-yoksul karflıtlı¤ı daha da derinleflmiflti.

Engels’in ifade etti¤i gibi, “böylecebu kurtulufl küçük burjuva ve küçük köy-lü bakımından her türlü mülkiyetten kur-tulufl durumuna dönüflüyordu.” Bu ke-simler, büyük sermaye ve büyük toprakmülkiyeti ile “eflit” bir rekabet içindeolamazdılar. “Eflit” denilen rekabet orta-mında ezildiler. Ellerindeki mülkü kendi-lerini ezenlere satmak, devretmek duru-munda kaldılar.

Kapitalist temel üzerinde geliflen sa-nayi, sadece iflçi sınıfı açısından de¤il,sefaleti toplumun karakteristi¤i halinegetirdi. Çıplak feodal cebirin yerini alanpara ile yine Engels’in ifadesiyle “ilk ge-ce hakkı, feodal beylerden burjuva fabri-katörlere geçti. Fuhufl görülmemifl dere-cede yayıldı.” Ticaret özgürlü¤ü dedikle-ri aslında bir dolandırıcılıktı. Yozlaflmahad safhaya varmıfltı. Kerameti us’tanbekleyen aydınlanmacı filozofların bek-lentileri çökmüfltü. Tabelasında da “öz-gürlük” ve “eflitlik” yazılan burjuva top-lumun tüm kurumları emekçiler açısın-dan aldatıcı bir maske ile, burjuva ege-menlik hizmetindeydiler. Saint-Simon veOwen daha o dönemler bu sorunları elealmıfllardı. Komünizmin tohum halinde-ki fikirleri filizleniyordu. Siyasal kurum-ların belli bir ekonomik temele dayandı-¤ı, tarihsel, ekonomik koflullara ba¤lıolarak sınıf mücadeleleri yoluyla bunla-rın de¤iflti¤i, aynı flekilde ve devrimle de-¤iflece¤ine Simon dikkat çekmiflti. Siya-set-iktisat iliflkilerini ele almıfl, devletinmutlak olmadı¤ı, tarihsel bir olgu oldu-¤u, siyasal yönetimden fleylerin ve üre-tim ifllemlerinin yönelimine geçiflle,onunda zamanını tarih içinde dolduraca-

¤ı, ortadan kalkaca¤ına iflaret edilmiflti.Tabiiki bunlar, Marksist ö¤retinin formü-le etti¤i komünizm ideoloji-teori-siyasetve onun ekonomi politik, bilimsel sosya-lizm, diyalektik materyalist bileflenleri-nin ancak tohumları olabilecek bir dü-zeydeydiler. Burada Owen’i de kısacaanmak durumundayız.

Owen, burjuvazinin zenginleflmesini,iflçi sınıfı ve emekçilerin kölelefltirilme-sini sa¤layan koflulların, üretim güçleri-nin “bir yeniden örgütleme temelini sun-du¤u”nu belirtir. Toplumsal olan üretimgerçekli¤ine ra¤men, flahsi mülk hiçteebedi de¤il, toplumun geliflmesinin bellibir aflamasının sonucu ve tarihseldi. Özelmülke son vermek, “ortak mülkiyete”geçmenin temelleri ve yolu ile Engels’intanımlamasıyla “...ifl adamı düflüncesi,(...)tecimsel hesap meyvesi” olarakOwen u¤raflmıfltı. Owen’ci komünizmortaya çıkmıfltı. Avrupa’nın yine En-gels’in deyimiyle bu “en sevilen adam”ıortaya koydu¤u teori ve “toplumsal re-form” projesiyle, yolunun üstündeki ba-rikatlar olan özel mülk, aile ve dine sal-dırınca, bekledi¤i baflına geldi. Resmitoplum, “sivil” denilen burjuva toplum,onu derhal dıflladı. Komplolara maruzkaldı.

Evet bu ütopik komünistlerin düflün-celerinin sonra görülebilecek (Marks ta-rafından) yetersizlikleri, yafladıkları ta-rihsel koflulların objektif sınırlamalarıylado¤rudan ilgiliydi. Baflka ne olabilirdiki? Yeni toplumun ö¤eleri, yafladıkları ogünün yeterince geliflmemifl burjuva top-lumunda geliflkin düzeyde ortaya çıkma-mıfllardı, hemen çıkamazdılar da. Dola-yısıyla yeni toplumun ö¤elerini elbetteekonomik-siyasi-sosyal ve di¤er olaylar›gözler önüne koyma durumunda oldular.“Ça¤dafl tarihe bafl vuramama” sınırlılı-¤ı, yetmezli¤i onları us’a yüklenme du-rumuna soktu.

9 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 93: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Tarihsel süreçlerin dıflında, basit suç-lamalar ve onların ütopyacılıklarının ta-rihsel nedenlerini yok farzedip ahkamkesmeler olsa olsa daha artçı bir us’çu-luk, bilimselli¤i pratikte de ispatlanmıflMarksist ö¤reti gerçe¤i de dikkate alındı-¤ında çok daha kaba bir ütopyacılık olur.Dühring tam da böyleydi. Anti-bilimsel“sivil toplum”cularımız, tarihi ve onunlailiflkili toplumu keyfi yorumluyorlar.Hak, adalet vitrinleri gerçekleri gerçekolmaktan çıkarmaz. Materyalist tarih an-layıflı karflısında “sivil toplum”cularınnefesleri hemen tükeniverme durumun-dadır. Geriye bofl bir gürültü ve kuru ka-labalık kalmaktadır. fiu açıktır; görülmüflve ispatlanmıfltır ki, toplumsal rejimlerkeyfi de¤il, üretim, üretilen ürünlerin de-¤iflimi temelinde flekillenmektedirler. Si-yasal üst yapı elbette edilgen de¤ildir.Ekonomik temel üzerinde tayin edici roloynadı¤ı durumlar da olabilir. Kaba ma-teryalistlerin anlamadı¤ı bu durumu,Marksist-Leninist-Maoistler her seferin-de ortaya koydular. Bu tartıflma yine ya-pılacaktır. Biz yine konumuza dönece¤iz.

Tarihte her toplum, ürünlerin bölüflü-mü, üretilen fley ve üretim biçimi, üreti-len fleylerin de¤iflim tarzı vb. dıflında fle-killenmemifltir. Toplumsal de¤iflimler,üretim ve de¤iflim biçimi de¤ifliklikleritemelinde bilinçli müdahaleyi elbette ge-rekli kılar. Ama mutlak de¤il, genel ola-rak iktisadi temel esastır.

Sivil Toplum fiarabıylaMest Olanlar

fiu “sivil” diyerek, mest olanlara so-

ruyoruz. O toplumu kuran kimdi? Ha-

vadan mı geldi? Kuran egemen sınıf olan

burjuvazi de¤il miydi? Parçalanan feodalrejimin yıkıntıları üzerinde yükselen burju-va toplumun gerçeklefltirdi¤i formel de¤il,

gerçekten de özgürlük, kapitalist üretim bi-çiminin özgürce geliflme gerçe¤iydi. Bu ge-liflme kapitalizmi yeni engellerle yüzyüzegetirdi. Üretici güçler ve üretim biçimi ara-sındaki kaçınılmaz çatıflmaya, burjuva top-lum da çare olamazdı. Bizzat kendi çelifl-melerinin bir sonucuydu çatıflma...

Bilimsel sosyalizmin yaptı¤ı, nesnelolarak varolan gerçeklerin tahlili, bilim-sel sentezlerin düflünceye yansımasıydı.Materyalist teori bunu dahiyane bir flekil-de açıkladı. Materyalist diyalektik tarihgörüflüyle görmek istemeyenlere ra¤mengerçekler bilimsel konufltu ve ispatlandı.

Toplumsal üretim ile özel mülk ara-sındaki çeliflki kendisini burjuva-prole-tarya karflıtlı¤ı fleklinde gösterir. “Sivil”burjuva toplumların yadsınamaz gerçe¤ibudur. Üretim araçları mülkiyetini elin-de bulunduran burjuvazi, öte yanda iseemek gücünden baflka birfleye sahip ol-mayan proletarya sözde “sivil” burjuvatoplumunun ana özelliklerindendir.Marks, “Vulcan’ın Prometheus’u kaya-lara mıhlamasından daha sa¤lam olarak”iflçilerin sermayeye bu mıhlanmasının“sermaye birikimine karflılık düflen birsefalet birikimi yaratır. Bu yüzden birkutupta servet birikimi, öbür kutupta,yani kendi eme¤inin ürününü sermayefleklinde üreten sınıfın tarafında sefale-tin, yorgunluk ve bezginli¤in, köleli¤in,cahilli¤in, zalimli¤in, ussal yozlaflmanınbirikimi ile aynı anda olur” dedikleri fluünlü “sivil” göz boyamacılarla bize ku-caklamamız buyrulan burjuva toplumuntepeden tırna¤a gerçekleridir. Ne de gü-zel (!) bir “sivil toplum”mufl!..

Kapitalizmin bizzat kendi çeliflkileri,burjuva toplumun ne menem bir “siviltoplum” oldu¤unu, yani olamayaca¤ınıkendisi bile anlatırken, neyi yapmamızgerekti¤ine de objektif olarak yardımeder. Bu anlamda ona bir teflekkür borcu-

9 4

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 94: Sınıf Teorisi - Sayı 4

muz var. Kapitalizm gerçekten de mezarkazıcısını da yaratır, yani proletaryayı...Onun bizzat kendi çeliflkileri izlememizgereken yolu gösterir. Engels’in vurgula-dı¤ı gibi yol fludur:

“Proletarya devlet erkini ele geçirir. Veüretim araçlarını önce devlet mülkiyetidurumuna dönüfltürür. Ama bunu yap-makla proletarya olarak kendi kendini or-tadan kaldırır.” Köleci, feodal, burjuvadevlet, proletarya devleti de tüm toplumutemsil edemez. Bir sınıf hakimiyeti aracı

olan devleti toplumun tümünün malıymıflgibi göstererek, devletli toplumu “sivil”ilan etmek, ilancılarımız alınmasın amagülünçtür. Sınıflar gerçe¤inin sonucu vehakimiyet altında tutulacak sınıflarınvarlı¤ının gerektirdi¤i devlet ortamında“sivil toplum” lapasını yutanlara söyle-mek isteriz ki, kusura bakmasınlar, bizböyle bir sofraya oturmadık, oturmaya-ca¤ız. Büyük Proleter Kültür Devrimi ilebilimimizin ulafltı¤ı yeni-üçüncü aflama-nın, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in ay-dınlattı¤ı sınıfsız topluma yürüyüfl tarihieylemimizin tecrübelerini özetleyenKongre dökümanları kamuoyuna sunul-mufl durumdadır. Bunları bu yazıda tek-rar ele almaya ihtiyaç duymadık. “SivilToplum”cu tarih anlayıflını, “3.alan” te-orilerini “Eski Toplum ve Devleti Aflmak

Ama Nasıl” belgesinde elefltiren Kongre-nin ilgili dökümanına ve di¤erlerine birkez daha dikkat çekmekle flimdilik yetin-mek durumundayız.

Devleti zorunlu kılan tarihsel koflulla-rı de¤ifltirme, yani devrim zahmetine kat-lanamayanların eski devleti, burjuva top-lumu en fazladan yaptıkları ifl sadece onuonarmak, reforme etmekten ibaret olan-ların eski resmi burjuva toplumu “SivilToplum” gösterme çabaları Neo-liberalideolojik hegemonya hizmetkarlı¤ıdır.

Sınıfların varlı¤ı koflul-larında, devrimi sonunakadar sürdürmek, esas al-mak, iflçi sınıfı ve emekçi-ler için özgürlük kapısınıaçacak bu anahtarı, onlarınkaderlerini ellerine alma-larına yardımcı olmak içinönderlik tarihsel göreviyerine, soyut “hak-adalet”sözcükleriyle idare etmek,Marksist-Leninist-Ma-oist’lerin ifli olamaz. Sınıf-

ların varlı¤ı genel hak ve adalet ile çatı-flır. Hiçbir formel hak ve biçim özündeçatıflma yatan gerçe¤in yerine konula-maz. Sömüren ve sömürülenler oldukça,ki bu bir kader de¤il, “üretimin güçsüzgeliflmesinin bir sonucu” ile de iliflkili,insanlık tarihinin belli bir evresinin ürü-nüydü. Sınıflara bölünme özünde iflbölü-münün sonucuydu. Bu tarihsel bir du-rumdur. Ebedi de¤il, belli koflulların so-nucudur. Ve insanlık kaçınılmaz olarakKomünizmle bu durumu aflacaktır. Cü-reti buna yetmeyenlerin burjuvazinin so-yut “hak-adalet-eflitlik” söylemini, “SivilToplum” için yeter bulmaları, bizi halensınıflar-sınıf mücadelesi kafasıyla konu-fluyoruz diye suçlamalarına niye kızalımki? “Ortodoks” marksistler, “dogmatik-

9 5

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Burjuva devleti sakın ha “Parçalama”, can sıkanDevrim sözcü¤ünü sakın ha “a¤zına alma”, “devle-time dokunma” teorisidir “Sivil Toplum!” Ne Si-vil, her sınıf gibi tepeden-tırna¤a politiktir. Ne si-vili, aslında en yaman devletçidir. “Hak-Adalet”

peçesiyle, devletin, ailenin aslında dokunulmaz ilanedilmesi teorisidir.

Page 95: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ler” ba¤ırtılarınızı duyuyoruz. Biz sadecesınıf mücadelesini kabul etmek, yürüt-mekle de kalmıyoruz. Siz görmek iste-meseniz de o zaten var... Biz bunun ka-çınılmaz olarak proletarya diktatörlü¤ü-ne götürece¤ini söyleyen ve komünizmeyürüyüflün kaçınılmazlı¤ını gösteren, ö¤-reten Marks’la da yetinmiyoruz. Sizin bi-ze yapıfltırdı¤ınız “dar kafalılık” dedi¤i-niz, devrimi, proletarya iktidarı döne-minde tüm sosyalizm dönemi boyuncaKültür Devrimi tecrübesinden ö¤renip birkere de¤il, tekrar-tekrar devam ettirme,sosyalizmin de gerçe¤i olan sınıflı toplumniteli¤inin bir gerçe¤i olarak komünizmekadar sürdürme “suçu”nu, Maoizmin par-lak yolunda ifllemeye devam edece¤imiziyine haykırıyoruz. Bize “Sivil” dedi¤inizburjuva toplumun can kıyıcılarıyla birlikteoldu¤umuz için ne kadar kızsanız o çoksevdi¤iniz, avundu¤unuz “hak”kınızdır!..Soyut de¤il, bizde kendi sınıfımızın“hak”kını, görevini biliyoruz.

Burjuva devleti sakın ha “Parçalama”,can sıkan Devrim sözcü¤ünü sakın ha “a¤-zına alma”, “devletime dokunma” teorisi-dir “Sivil Toplum!” Ne sivil, her sınıf gibitepeden-tırna¤a politiktir. Ne sivili, aslındaen yaman devletçidir. “Hak-Adalet” peçe-siyle, devletin, ailenin aslında dokunulmazilan edilmesi teorisidir. Özel mülkiyetintanrılafltırılmasıdır. Devletçi, töreci resmitarih kutsayıcılarımızın tek marifeti bugerçeklerini giydikleri “Sivil” gömlekleörtmeye çalıflmalarıdır ki, “Kral Çıplak!”Neylersin, yine de bu gömle¤i üzerlerin-den çekip almak gerekir. Gerçek kimli¤ini-zi koymak yerine örtülere ihtiyaç duyma-nız, ideolojik-teorik çürüklü¤ünüzün birsonucudur. Sizleri anlıyoruz!...

Bizim yapmaya çalıfltı¤ımız, sizin sizolmanıza, örtüsüz konuflmanıza bir yö-nüyle de yardımdır. Kurtulmak isteyenlere

ellerimizi uzatmak görevimizdir. ‹steme-yenleri de gerçek kimlikleriyle göstermek.Damgalama ve kaba suçlamalar hengame-sinde olmayaca¤ız, sadece göstermeye, bi-limsel olanın ne oldu¤unu kapasitemiz öl-çüsünde anlatmaya çalıflaca¤ız.

Sivil Toplumcuların Statüko Aflkı

1843 yılında yani henüz Marksizmegidifl yolunun baflında iken, daha halenHegel’in ifli daha köklü bitirilmemiflken,Marks’ın o alıntısını bugün çarpıtan, si-vil toplumu devlet dıflı “özerk bir alan”gösterenlerin aksine, Hegel’le mesafe dekoyuyordu.

“Devlet biçimleri kadar hukuki ilifl-kilerin de ne kendilerinden, ne de iddiaedildi¤i gibi insan zihninin genel evri-minden anlaflılmayaca¤ı, tam tersine,bu iliflkilerin köklerinin, Hegel’in18.yüzyıl ‹ngiliz ve Fransız düflünürle-rinin örne¤ine uyarak “Sivil Toplum”adı altında topladı¤ı maddi varlık ko-flullarında bulundukları ve sivil toplumanatomisinin de ekonomik-politik için-de aranması gerekti¤i...” diyordu.

Özerk ve 3. Alancılar, toplumu dev-let dıflı yorumlayıcıları, burjuva toplumuekonomi-politik dıflında ele alıcılar,maddi hayatı hiçe sayarak kapitalist ko-flullar çerçevesinde “Sivil” özgür toplumicat edici idealistlerin Marks’›n bu alın-tısına dayanmaları açık çarpıtma içindeolduklarını göstermektedir. ÜstelikMarks’›n alıntısı bile daha henüz köklüMarksizm’e ulaflılmadı¤ı, bafllangıçadımları döneminin ürünüydü. Dahasonra kavram olarak bile “Sivil Toplum”Marks’›n eserlerinde yer almaz. Toplumnet tanımlanır, “burjuva toplumu..! Söz-de “Sivil” denilen bu toplum sınıf karflıt-

9 6

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 96: Sınıf Teorisi - Sayı 4

lıkları üzerinde yükseliyordu. Egemenburjuva sınıfın di¤er sınıf ve tabakalarüzerinde ekonomik, siyasi ve di¤er bas-kılarını içeriyordu. Devlet onun hakimi-yet aracıdır. Toplum bu aracın dıflındade¤ildir. Kurumlar bu tarihsel koflullardıflında tanımlanamazdı. Özgün koflul-lardaki burjuva üretim iliflkileri içindeki“özgürlük”, “özgür bezirganlık”tır. “Be-zirganlık kalkarsa özgür bezirganlık kal-kar.” Alternatif eski mülkiyet iliflkilerin-den, geleneksel fikirlerden köklü kopufl-tur. Özel mülkiyete son vermektir. Bunu,komünizm yaratabilir. Komünist Mani-festo’da haykıran fikirler hem çarpıtıcı-ların hem Marksizm’e sözde meydanokuyan her bir burjuva teorilerini pratik-te ispatladı¤ı gibi, ıskartaya çıkarmıfltır.Çıkarmaya devam ediyor.

Marks, antik-köleci-feodal-burjuvatoplumların biçimlenifllerini ekonomikve bunun üzerinde yükselen ö¤elerle bir-likte betimleyerek, kalıcı olmadıklarını,olamayacaklarını komünist toplumunhiçte bofl bir ütopya olmadı¤ını göster-mifltir. ‹dealizmi yıkmıfl, diyalekti¤i ma-teryalist temele oturtmufllardı. Soyut ge-nellefltirilmifl kavramlarla diyalekti¤ikatledip, insanlı¤ı burjuva toplumun ev-rensel kalıcılı¤ına inandırmaya çalıflan,burjuva toplumu “de¤ifltirilemez do¤ayasaları” metafizik yaklaflımlarıyla mut-laklafltıran burjuva teorinin sefalet felse-fesini, onun büyük teorisyenleri kurtara-mamıfllardı, kurtaramazlardı. Zira bu biryetenek meselesi de¤ildi. ‹flas, bilimselolmayan özün kaçınılmaz kaderiydi. Bi-limsel bilgi, iflasçıların koydu¤u “mut-laklık” barikatlarını yıktı. Sosyalizm vekomünizmin kaçınılmazlı¤ı gösterildi.

Burjuva kuramcılar, proletaryanındevrimci ba¤ımsız tarihsel rolünün söz-de önünü kesmek için öteden beri “dev-

let ve hukuk” olgularını sınıflar üstügösterme durumu içinde olmufllardır.Burjuva toplumun, burjuva devleti veburjuva hukuku özgün tarihsel koflulla-rın dıflında soyut bir genel kavram ola-rak herkesin malı olarak yüceltmeleri,sadece “Sivil Toplum”cuların de¤il, bur-juva teorilerin her varyantının u¤raflı ol-mufltur. Nasıl burjuva toplumda toplum-sal zenginlik denilen sermaye, onu üre-tenlere ra¤men burjuvazinin idiyse, hu-kuk ve devlet de onundu. Proletaryayakalan sefaletti.

Sınıf niteli¤ine bakmaksızın “bilim”adına bu yüksek akademisyenlerin “Si-vil Toplum” tezleri, burjuvazinin hizme-tindeki akademik çevrelerde önemsene-bilir, proletarya ve emekçiler açısındanhem sınıfsal niteli¤i hem de bilim dıflıniteli¤i itibarıyla de¤ersizdir.

Biliyoruz ki, Batı burjuva teorisyen-leri “Sivil Toplum”u askeri olmayantopluma indirgememektedirler. Böyleele alanlar olsa da bizim üzerinde durdu-¤umuz konu bu de¤ildir. Biliyoruz ki,burjuva teorisyenler “Sivil Toplum” ilesınıflar üstü gösterip, barbar özünü giz-leyip kutsasalar da burjuva uygarlı¤ı an-latma durumundadırlar. (Do¤al olarakkendi sınıf karakterlerine göre yorumla-maktadırlar) Kentleflme kapitalizmlemuazzam geliflme gösterse de onunlabafllamadı. Roma, Bizans ve di¤er afla-maların da olgusuydu. Dolayısıyla hu-kukta öyle...

Sivil toplum olarak gösterilen burju-va hukuk ve di¤er kurumlar burjuva uy-garlık, burjuva tarih, kısacası burjuvadünya görüflünü ifade eder. Avrupa dada¤ınık, kapalı feodal düzen dönemindeflehirleflme ve ticarette do¤al olarak can-sızdı. fiehrin feodalizmin ba¤rında geli-flen yeni sınıf için feodal beyler engeldi.

9 7

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 97: Sınıf Teorisi - Sayı 4

fiehirler imtiyazlar istiyorlardı. Feodal-ler iktidarlarını sürdürebilmek için uz-laflmak zorunda kaldılar. Böylelikle fe-odal dönemde bile Avrupa’da özellikleflehir denilen alanlarda “yargı”, “danıfl-ma organları” gibi kurumlar ortaya çık-mıfllardı. Belli alanlarda “kamu düzeni”denilen fleyler flekillenmiflti. Yani “SivilToplum”cuların, sivil dedikleri toplu-mun dayanakları, kökleri feodal toplum-da da mevcuttu. Burjuva devrimler dö-neminde de¤iflikliklere ba¤lı olarak iv-me kazandılar. Kralların, beylerin yerinialan “yeni” rejimlerin kaptanı burjuva-ziyle!.. “Demokratik Hukuk Düzeni” de-nilen, budur.

fiekilsel seçme-seçilme, ifade, örgüt-lenme özgürlü¤ü, yasalar önünde eflitlik,kuvvetlerin ayrılı¤ı ve di¤er saymadı¤ı-mız “özgürlükler” düzeni”(!) proletarya,emekçilerin gözlerini bu boyama “öz-gürlüklerinin” mahiyeti üzerinde ayrıcaduraca¤ız. Feodalizme göre “yeni” deni-len bu dönemden önce de “hukuk devle-ti” vardı. ‹nsanlık “hukuk”la sadece budönem tanıflmamıflt›. Prusya, Osmanlı,Roma, Bizans’ta hukuk devletiydi. Tümbu “hukuk devletleri”, çıkarlarını temsilettikleri sınıfların hakimiyetlerinin araç-larıydılar. O dönem pozitif hukukunuifade ediyorlardı. “Demokratik hukukdevleti”, eski sömürücü sınıf hukukla-rından biridir. Özgün farklılıkları, bi-çimsel geliflmeleri yadsımıyoruz, ancaköz olarak eskinin bir baflka biçimde (ta-rihsel koflullara ba¤lı olarak) devamıdır.Örne¤in; özel mülkiyet koruna gelmifltir.Sömürünün, toplumun biçimi de¤iflmifl,eski sömürücü sınıfların yerine yeni sö-mürücü sınıflar almıfltır. Yani sömürüdevam edegelmifltir. Öz de¤iflmemiflderken anlattı¤ımız bunlardır.

“Hukuksal eflitlik” yaygarası özü de-

¤ifltirmez, de¤ifltiremez. Kapitalizm özelmülkiyeti kapitalistin do¤ufltan hakkı,ücretli köleli¤i proletaryanın kaderi vegörevi ilan eder. Formel hukuki eflitlik,özü görmemizi engelleyemez. Ki, onunhukuksal eflitli¤inin kendisi “adalet mül-kün temelidir” anlayıflında dile getirdik-leri gibi, burjuva mülkiyetin kutsallı¤ınıanlatır, korunmasına hizmet eder. Neideoloji, ne ahlak, ne de hukuk sınıflar-dan, ekonomik, sosyal koflullardan ba-¤ımsız ele alınamaz. ‹nsan, sosyal haya-tın dıflında bir varlık mıdır? De¤ilse, ta-rihsel bir varlık ise, hukuk bu tarihselkoflullardan ba¤ımsız de¤il ise, formeleflitlik sözleriyle her hukuka baflım üstü-ne diyemeyiz.

Hukuk örtüsü altında sınıflı toplum-ların çıkarları zıt sınıflarını, “sivil top-lum” uyumlu-eflit” bireyleri gibi göste-remeyiz. Hegel’in önemli bir yanılgısıda, sivil toplum ve devleti ayrı birimlerolarak göstermesiydi. Ayrı birimler ola-rak gösteren Hegel, aynı zamanda devle-ti onun dıflında ona flekil veren bir ö¤eolarak tanımlıyordu. Sivil toplumcular,Marks’›n elefltirdi¤i Hegel’ci görüflleredayanarak, Marks’ı da sözde kendilerineortakmıfl gibi göstermekten geri kalma-maktadırlar.

“Statükoyu güzellefltiren” “Almanmodası” olarak Marks’ın tanımladı¤ıHegel’ci görüfl açısı, burjuva devletinolumsuzlaflması ve zorunlu çöküflünüiçermez, idealize eder. Sivil toplumcularuzlaflmaz sınıf karflıtlıklarını birlefltirme,de¤iflim yaftası altında statükoyu koru-yan muhafazakarlıkta haksızlık etmeye-lim, gerçekten büyük filozof Hegel’i,do¤rularını bilerek, yanlıfllarını ilerlete-rek bırakmaktadırlar. Hegel bazı kurumve Prusya tipi müdahale ile kapitalizmigelifltirme uygulamalarını yanlıfl anlayı-flı yüzünden bayraklafltırıyordu. Sivil

9 8

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 98: Sınıf Teorisi - Sayı 4

toplumcuların yaptı¤ı da aynıdır.

“S‹V‹L TOPLUM” DEN‹LENBURJUVA “VAHfi‹ ÇÖLÜN”

“AHLAK-HAK VE HUKUK”U!PROLETARYA VE EMEKÇ‹LE-RE YÖNEL‹K B‹R PUSU EYLE-

M‹D‹R!

Marksist-Leninist-Maoist’ler,“ahlak-hukuk-hak-adalet” kavramlarınaelbette ilgisiz de¤illerdir. Bunları sınıflarüstü gösteren burjuva aldatmacalara kar-flıdırlar. Marks’ta bafllangıçta sömürü veyabancılaflma ekseninde bu kavramlarınele alındı¤ı görülür. Örne¤in; 1841-1843yıllarında yazılarında etik meseleler üze-rinde durulur. Marksizme ulaflıldı¤ındabu kavramlar ekonomik, toplumsal, sos-yal, kültürel koflullarla ba¤ı içerisindedaha bilimsel bir içerik kazanırlar. Marks1843’te “Prusya sansür yönergelerine”“karekter yoksunlu¤u, kötü vicdanın dü-flüncesiz haykırıflları” diyerek kınamıfltı.“Demokratik haklar”dan bahsetmiflti.“‹nsani” çıkarlarla çatıflan koflul ve uygu-lamaları lanetlemiflti.

“E¤er insan koflullar tarafından biçim-lendiriliyorsa, içinde yafladı¤ı koflullarıninsanilefltirilmesi gerekir. E¤er insan do-¤ası gere¤i toplumsal ifle bu durumda ger-çek do¤asını ancak toplum içinde geliflti-rir” diyordu. Bu dönemde dahi Marks,Hegel’in sınırlı oy hakkı, bürokrasininprofesyonel yönetim anlayıflına karflı du-rur. Genel oy hakkı ve “demokrasi” konu-larını ifller, Hegel’ci görüfle çakılıp kal-maz. Fuerbach hümanizmi ile de birlik veayrım çizgileri vardır Marks’ın.(1843’lerde) “Despotizmin tek düflüncesi,

insanın afla¤ılanmasıdır, insanlıktan çıka-rılmasıdır.” 1843’lerdeki görüfl açısını ifa-de eder. Hegel’in hukuk felsefesinin elefl-tirisine katkıda Marks flöyle demektedir.

“Din elefltirisi insanın insan için üstünvarlık oldu¤u doktriniyle sonuçlanır. Bunedenle kesin olarak insanın de¤ersiz,köleleflmifl, terkedilmifl, afla¤ılık bir var-lık oldu¤u bütün bu koflulların yıkılmasızorunlulu¤uyla sonuçlanır. Bu koflullarköpeklere vergi konulması önerisi karflı-sında bir Fransızın flu flekilde haykırma-sından daha iyi betimlenemez. Zavallıköpek sana insan muamelesi yapmak is-tiyorlar.”

Görüldü¤ü gibi Marksist düflünceningeliflim seyrinin bafllangıç evresinde ah-lak gibi kavramlar, aydınlanmacı filozof-ların, ahlakçı devrimci hümanist, radikalliberalist çizgileriyle, keskin ayrımlarasahip olsa da, yer almaktadır. Ahlakı“özerk bir alan” gibi ele alan anlayıfllaraköklü elefltiriler yürütülür. Özerk ahlakçıkeyfi yorumların idealist özü daha köklüdeflifre edilir. Artık Hegel’e sempatininyanısıra keskin saldırı da yürütür.

“Hegel’e göre insan, insan hayatı özbilince eflittir. Bu nedenle insan hayatınınyabancılaflması dedi¤imiz fley öz bilincinyabancılaflmasından baflka bir fley de¤il-dir. Bu öz bilinç yabancılaflması, insanhayatının gerçek yabancılaflmasının, bil-gi ve düflüncede yansıyan ifadesi olarakgörülmez.”

Hegel’ci yabancılaflma, nesneleflmeteorileri, bafl afla¤ı durmaktadır. Marks,mistik perdeyi yıkarak yerliyerine otur-tur. “‹flçinin kendi nesnesine yabancılafl-ması”nı ekonomi politik çerçevesinde elealır. “Ne kadar çok üretirse o kadar az tü-ketmesi gerekir, ne kadar çok de¤er yara-tırsa o kadar de¤ersizleflir, ürün ne kadaruygarlaflmıfl olursa iflçi o kadar barbarolur, ifl ne kadar zeka açı¤a vurursa iflçi-

9 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 99: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nin zekasında o kadar azalmaolur ve kendisi do¤anın bir kö-lesi haline gelir.

Siyasal ekonomi iflçi (ifl) ileüretim arasındaki do¤rudaniliflkiye e¤ilmedikçe eme¤indo¤asındaki yabancılaflmayıgizler. Emek zengin için elbetteharikalar üretir, ancak iflçi içinüretti¤i yoksunluktur. Saraylarıüreten emektir ama iflçi içina¤ıl üretir. (....) zeka üretir, an-cak iflçiler için aptallık üretir.”

Yabancılaflmanın özel mül-kiyetle iliflkisi açıklanır. Özelmülkiyetin yabancılafltırdı¤ıemek ortamında, insanın kendihayat faaliyeti ve varlı¤ı “sade-ce kendi var oluflunun aracı ha-line gelir.” ‹nsanı kendisine ya-bancılafltıran, ürettiklerinin kö-lesi haline getiren özel mülkdünyasıdır. Bu dünyanın kar hır-sıdır. Dahiyane açıklamalarıylaMarks, “insanlı¤ın üretime so-yutlanması”nın pratikte prole-taryada nasıl tamamlandı¤ını,insanlık dıflı durumu koflullarıy-la, sebepleriyle açıklayarak or-taya koyar. Proletaryanın kendi-sini özgürlefltirmesi, bu koflulla-rın de¤ifltirilmesi, bu koflullarayol açan sebeplerin kavranarakortadan kaldırılması, özellikletarihsel rolünü anlayarak, tarih-sel eylemini bilinçli konufltur-ması dıflında düflünülemez. Özelmülkiyete son vermedikçe, üre-tim ve de¤iflim denetime alın-madıkça yabancılaflma köklüaflılamaz.

Alman ideolojisinde Markskonuyu ele alır. ‹flbölümü veüretim araçlarına tabi olunduk-ça, “üretim araçları kitlesi her

bireye ve mülkiyet herkese tabi”kılınmadıkça yabancılaflma ger-çek anlamda tarih müzesinegönderilmifl olmaz.

‹nsanlı¤ın kendisine yaban-cılafltırılması, üretti¤i ürüne vebireyin kendi do¤asına yabancı-laflması burjuva toplumun (“Si-vil”) aflamayaca¤ı tarihsel birgerçektir. Bireyler bu “sivil” de-nilen burjuva toplumda, toplum-sal üretimin kölesi haline getiri-lirler. Burjuva toplum, bireyle-rin yetenek ve kapasitelerini öz-gürce gelifltirmelerini, kendileri-ni yeniden ve yeniden üretmele-rini engeller. Servet iflçiyi ezen“yabancı ve hükmedici bir güçhaline gelir.” Evet üretim top-lumsaldır ama mülkiyetin özelniteli¤i yabancılaflmanın kayna-¤ı olmaya devam eder. Marks’›ndedi¤i gibi özgürlük, “aslındazorunluluk ve dünyasal kaygı-larla belirlenen eme¤in sona er-di¤i yerde bafllar” Bu yetmez,Mao’nun dedi¤i zorunlulu¤ukavramak, denetim altına al-mak, de¤ifltirmek için çalıflmak,dönüfltürmek flarttır. Hukuku,ahlak adaletiyle ünlü (!) “Sivil”elbiseli barbar uygar burjuvatoplum Marks’ın dedi¤i flu de-¤il midir?

“Milyonlarca insanın en de-rin yalnızlıklar içinde yafladı¤ı,kimselerin bilmedi¤i dayanıl-maz bir kendini öldürme arzu-sunun kifliye hakim olabildi¤i(....) bu toplum, bir toplum de-¤il; Rousseau’nun deyifliyle,vahfli hayvanların yafladı¤ı birçöldür.” Hukuk, adalet soyutkavramlarıyla bu “vahflet”“çöl”ünü “Sivil” ve uygar

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

‹nsanlı¤ın ken-disine yabancı-lafltırılması, üret-ti¤i ürüne ve bi-reyin kendi do-¤asına yabancı-laflması burjuvatoplumun (“Si-vil”) aflamayaca¤ıtarihsel bir ger-çektir. Bireylerbu “sivil” denilenburjuva toplum-da, toplumsalüretimin kölesihaline getirilirler.Burjuva toplum,bireylerin yete-nek ve kapasite-lerini özgürcegelifltirmelerini,kendilerini yeni-den ve yenidenüretmelerini en-geller.

Page 100: Sınıf Teorisi - Sayı 4

olmas›n›n ne anlama geldi¤i, elbette açık-lanacaktır, ancak emekçiler acı yaflamla-rıyla onun bir cehennem oldu¤unu yafla-yarak hissetmektedirler.

“‹nsan soylulu¤u ve kardeflli¤i” ancakkomünizmle gerçek anlamını bulur. ‹nsa-na, eflitli¤e, gerçek kardeflli¤e ilgisiz de-¤il, aksine “yıpranmıfl vücut”larda, pran-galardan, zincirlerden kopararak onlarıgerçek haline getirme, “Sivil” denilenburjuva toplumun karı de¤ildir. Onun özelmülkiyet sisteminde, “ihtiyaçlar, insanlıkdıflı, ayartılmıfl, do¤al olmayan ve hayaliisteklerin ustaca ve daima hesaplı bir hiz-metkarı haline gelir.

(....) Hiçbir harem a¤ası biraz ilgi gör-mek için kendi ihtirasını, sanayii’nin ha-rem a¤ası olan, giriflimcinin sevgili kom-flusunun cebinden birkaç gümüfl, ya da al-tını kendi cebine aktarmak için yaptı¤ın-dan daha utanç verici biçimde pohpohla-maz ya da böylesine rezil araçlarla onunzevksiz ihtiyacını uyarmaya çalıflmaz.

Giriflimci kendi komflusunun en bafltançıkarıcı düfllerine razı olur, onunla ihtiyaç-ları arasında pezevenklik eder. (....) sevgieme¤inin karflılı¤ını daha sonra talep ede-bilmek için her zayıflı¤ı gözler.” (Marks)

Yani hak-hukuk ya da arzular, tarih-sel, toplumsal koflullardan soyut, nerede,ne anlama geldi¤i açıklanmadan, ahlakçıteorilerin yaptı¤ı gibi ele alınamazlar.

Hegel’in hukuk felsefesinin elefltirisi-ne katkıda Marks flöyle der: “Hristiyanlı-¤ın toplumsal ilkeleri korkaklı¤ı, kendiniküçük görmeyi, de¤ersizleflmeyi, boyune¤meyi, tevazuyu, özetle ayaktakımınınbütün özelliklerini över, ayaktakımı mu-amelesi görmek istemeyen proletarya, ek-mekten çok daha fazla cesarete, öz bilin-ce, gurura ve ba¤ımsızlı¤a ihtiyaç duyar.”

Tanrıya kullar olarak boyun e¤meyiö¤ütleyen dinler ideolojisi gibi “SivilToplum”cularda adil, hukuki vicdani di-

ye yutturulmak istenen burjuva topluma“Sivil yurttafllık” imtiyazıyla yine biat et-memizi istemektedirler.

Soyut, toplumsal koflullardan ba¤ım-sız, herkes için aynı de¤er yargıları sınıf-lı toplumlarda olamaz. Suç, ceza sınıflıtoplumların bir kategorisidir. Hegel veteorisini yok farzetmezken, insana önemverirken, onu yüceltmeye sempati göste-rirken Marks, insanı düflüren koflulları“de¤erler, soyut kavramları altında gizle-nen fleyleri de açı¤a çıkarır”der ve Hege-l’i köklü olarak aflar. Der ki;

“Bireyin yerine onun gerçek güdüleri-ni, onu ezen çeflitli toplumsal koflullarıkoymak; “özgür irade” insanın pek çokniteli¤inden biri, yerine de bizzat insanınkendisini geçirmek bir haya de¤ildir. Ye-nilerine yer açmak için pek çok suçluyuidam eden cellatı yüceltmek yerine, busuçları besleyen sistemde bir de¤ifliklikyapmayı derin biçimde düflünmek gerek-mez mi?”

Suç ve cezanın tarihte kalaca¤ı durakkomünizmdir. Sınıflar ahlakını aflacaktaodur. Sınıfları atlayan ahlak, hukuk, ada-let teorilerinin “Sivil Toplum” teraneleri-nin temeli çürüktür, bilimsel de¤ildir.

“ Arabayı Atın Önüne Koymak!”

“Toplum flimdiye kadar sınıf antogo-nizmi içinde hareket etti¤i için, ahlak da-ima bir sınıf ahlakıdır” der Engels.

Mesele budur. Sömürünün ortadankaldırılması, yabancılaflma duvarının yı-kılarak aflılması, gerçek özgürlü¤ün tesi-sinde insana daha büyük bir hizmet vede¤er vermek var mıdır? ‹nsanlık dıflı ko-flullara meydan okuma ve de¤ifltirmedeahlakçı teori lafzını etse de, Marksizm’leboy ölçüflemez.

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 101: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Lafla de¤il, sınıf-renk-inanç-ulusal-cinsiyet eflitsizliklerine karflı mücadeleve bunlara son vermeye yol gösterenMarksizm, eflitsizlikleri kökten de¤ifltir-meye muktedir olmayan, ahlak meselesi-ni söylem düzeyinde bırakan, eflitsizlik-lerin sebeplerini kavrama ve de¤ifltir-mekten uzak, ahlakçı teoriye de do¤ruolarak karflıdır. Lenin’in dedi¤i gibi, “ko-münist etik, komünist ahlak vardır.” Bueme¤in sömürülmesine son vermeye hiz-met eden bir ahlaktır. Emekçileri, komü-nizm için birlefltirip seferber eden ahlak-tır. Bu temele oturmayan soyut ahlak te-kerlemeleri ya da Marks’ın komünistManifesto’daki deyimiyle “Hukuk, ah-lak, din, proletarya için ardında burjuva-zinin pek çok çıkarının pusuya yattı¤ıburjuva önyargılardır.” Böyle pusularave burjuva ön yargılara, “Sivil Toplum”yaftasıyla ezilenleri teslim etmeye çalı-flanları deflifre etmek boynumuzun bor-cudur. Ahlakçı teoriler, kötülüklere sözde“düflman” gözükseler de, onlara yol açansebeplere, de¤ifltirmek için saldırmadık-ları için tutucudurlar. “Filozoflar dünyayıçeflitli tarzlarda yorumlamakla kalmıfllar-dır. Aslolan onu de¤ifltirmektir” Mark-sizm tutuculu¤a devrimci ideolojik nefl-teri vuruyordu. Çok açıktır ki, sömürücüsınıfların her biri kendi çıkarlarını “idealbir form içinde” tüm toplumun çıkarıy-mıfl gibi göstermekteydiler. Burjuvazionlar› “evrensel” ve “akılcı” gösterir.

Evet liberal hümanist Hunza’le pole-mi¤inde Engels’in belirtti¤i gibi komü-nistler “ebedi gerçekler” gösterilen, top-lumun temelini oluflturan de¤il, kendileritoplumun ürünü olan burjuva “evrensel”“akılcı”, “ahlaki” anlayıflları elbette be-nimsemezler.

Proudhon elefltirisinde Marks’›n an-lattı¤ı da aynıdır. Proudhon toplumdakiproblemleri “saf duyudan yoksunluk”sözleriyle karflılar. Hegel’de aynı çık-

mazdan muzdaripti. Dünyevi tarihi, in-sanlık tarihi olarak de¤il, “kutsal” tariholarak ele alıyorlardı. Marks’›n deyimiy-le “idealler tarihi”, idea’nın bu mutlakmistik mecrası, idealist özü gere¤i, bolcalafzını etse de, insanlı¤ı eflitli¤e ulafltıra-maz. Eflitlik bu anlayıflla ancak lafta kalır.Gerçekleflemez, mistik bir ütopya oluve-rir. Çünkü tarih somut koflullarıyla elealınmaz. Tarihsel gerçekler atlanarak de-¤ifltirme yoluna girilemez. ‹dealara boyune¤meye ça¤rılır. Maddenin incelenmesizahmetine girmeyenler sorunları, dünyayıdo¤ru yorumlayıp de¤ifltirecek çözüm ye-rine, “sonsuz adalet” sözlerinden medetumarlar. Yaklaflımıyla Proudhon gerçek-tende “arabayı atın önüne koyuyor”du.Toplumu yasalarıyla açıklama yerine,“adalet” kavramıyla açıklamaya çalıflı-yordu. Hukuku, toplumsal koflullarla ilifl-kisi temelinde ele alaca¤ına, hukukla top-lumu açıklama durumunda oluyordu.Ekonomik olguları, ahlakla izah ediyor-du. Yani sebep ve sonucu biribirlerine ka-rıfltırıyordu. Metafizik dedi¤imiz budur.

Abarttıkları o burjuva toplumların“devrimci” dönemlerinde, burjuva de-mokratik devrimler sırasında da ne yap-tıklarını bilmiyor de¤iliz. Marks’ın daözetle söyledi¤i gibi, tanınan “haklarıneflitli¤i” sözdeydi. Feodalizme karflı mü-cadelede bütün bireylerin yasalar önün-deki eflitli¤i söylemine takılıp maddiaraçların elde edilifli, kapitalist üretimle“eflit” denilen ço¤unlu¤u “sadece geçin-mek için gerekli olan neyse” ona mah-kum edici, burjuvazinin icraatını gör-mezden kim gelebilir. ‹nfla edilen “Sivil”denilen burjuva toplum bu de¤il miydi?Bireyin iflbölümüne kölece boyun e¤ifli-ne, kafa-kol, yöneten-yönetilen ve di¤erçeliflkilere tamamıyla son verilmeden,burjuva haklar ufku aflılmadan yani “her-kesten yetene¤ine göre, herkese ihtiyacıkadar” parolası gerçeklefltirilmeden

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 102: Sınıf Teorisi - Sayı 4

“eflitlik” bofl laftır. Söylenilenler(Komü-nizmle) gerçeklefltirildi¤inde artık “eflit-lik” kavramının da hükmü kalmaz. Eflit-lik, eflitsizlik zıtların birli¤idir. Varlıklarıbu çeliflki dıflında ele alınamazlar...

Kapitalizmin adaleti vardır. “Adil de-¤ildir” diyemeyiz. Adillik, eme¤ini satanaleyhine, satın alan kapitalist lehine dü-zenlenmifltir. Haklar kapitalist de¤iflimyasasının mührü ile damgalıdır. ZiraMarks’›n iflaret etti¤i gibi, “Hak, aslatoplumun ekonomik yapısının ve bu ya-pının koflulladı¤ı kültürel gelifliminin üs-tünde olamaz.” Kapitalist sistemi yık-mak için proletaryayı seferber etme yeri-ne, yurttafllık statüsü eflitli¤i ve adaleti ilemeflguliyet, kapitalizmi aflmaz. Kapita-lizmin köklü elefltirisi ve mahkumiyetiniiçermeyen, adalet yalvarıfllarının gücü,özü de¤ifltirmeye yetmez.

Açıktır ki, eski toplumu aflma müca-delesinde önemli bir hamle olan sosya-lizm eflitsizliklere son vermekten halenuzaktır. Gulaflçı sosyalizmin palavraları-nı burada ele almayaca¤ız. Sosyalizmdede metaların de¤iflmesi, eflit de¤erlerinde¤iflimine göre düzenleyen ilke geçerli-dir. ‹çerik, biçim baflka olsa da (mülkiye-tin biçimindeki de¤ifliklik ve di¤er) da¤ı-tım iliflkilerinde geçerli olan hala bir bur-juva haktır. “Eflit hak” ilkesel olarak bur-juva hak durumundadır. Marks’ta “içeri-¤i bakımından her hak gibi eflitsiz birhaktır bu” demekteydi.

Sosyalizmdeki da¤ıtım ilkesi, kapita-lizmden komünizme bir geçifl dönemiolan sosyalizmdeki da¤ıtım ilkesi, sosya-lizmin koflulları üzerinde yükselen bir“hak ve adalet”e götürür. Kifli eme¤ininkarflılı¤ını alır. Tüketim araçları edinebi-lir. Bunun dıflında özel mülkiyet edine-mez. Çalıflmak zorunludur. Hastalık veçalıflma yetene¤ine sahip olmayanlar içingeçinme imkanı asgari sa¤lanır.

Mao Zedung di¤er temel konularınyanısıra, sosyalizm ve sosyalizmde sınıfmücadelesi konusunda da bilimimizi ye-ni bir aflamaya ulafltırarak, yaflanan tec-rübelerden ö¤renen bilimimizi bizzatpratik içinde yeni-üçüncü aflamaya (tümbafllıca bileflenlerinde nitel ilerlemelerle)ulaflt›r›yordu. Yani, Marksizm-Leninizm-Maoizm’e!..

Büyük Proleter Kültür Devrimi ileulaflılan bilimimizin üçüncü aflamasıyla,insanı düflüren tüm koflullar ve bu du-rumdan nasıl çıkılaca¤ı açıklanmıfl, pra-tikte gösterilmifltir. “‹nsan hakları” de-yip, burjuva kulvardan çıkmamak duru-mundaki ezilenleri de¤ifltirerek kazan-maya elbette devam edece¤iz.

Bilinci ya da “‹nsan içgüdüsünün bi-linci” insanın bafllıca özelli¤idir. Hay-vanla insanı ayırteden önemli özelliktir.Geçim araçlarını üretmeye bafllamasıylainsan maddi hayatını da üretti. Kendisinihayvandan bu yolla gerçekten ayırdetti.‹nsanı hayvandan ay›rt eden “tarihsel ey-lem” sadece düflünüyor olması de¤il,özelliklede buydu. Zira, bilincini de be-lirleyen maddi hayattı. Marks’ın Alman‹deolojisi’nde de belirtti¤i gibi, iflbölümüilkin cinsel iflbölümü (Kadın-Erkek) ilebaflladı. Sonra, “ihtiyaçlar, rastlantılaryoluyla” do¤al olarak iflbölümüne dönüfl-tü. Kafa-kol eme¤i ayrıflımıyla “sahideniflbölümü” oldu. Zihni ve maddi faaliyet,e¤lence ve çalıflma, üretim-tüketim iflbö-lümü eksenine göre biçimlendi. Medeni-yet ve devletlerin bafllangıç hikayesi bu-dur. Yabancılaflma kavramının Rousse-au’daki ele alınıflı somuttan kopuk yetive duygulardır. Hegel “evrensel akıl” te-melinde soruna yaklaflır. Bilimsel ele alıflMarks’tadır. Meta ekonomisiyle ba¤içinde tanımlanır yabancılaflma. Metaekonomisi, insanları nesnelere ba¤ımlıkılar. Nesne insanı denetleyen bir meka-

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 103: Sınıf Teorisi - Sayı 4

nizmaya dönüflür. Meta ekonomisi iflbö-lümünden soyut ele alınamaz.

Özel mülkiyet yabancılaflmanın ser-pilip derinleflti¤i anadır. Kapitalizminbiçimsel özgürlükleri buna “çare” olmakbir yana, “modern” sömürü ve ba¤ımlı-lık ekseninde, emekle sermayenin bi-çimsel özgürlü¤ü örtüsü altında sorunuderinlefltirir. ‹flçinin etkinli¤inin sonucuolan meta özel mülkün do¤ası gere¤i onayabancılaflır, ezen bir olguya dönüflür.Emek ürünü, emekçiden yabancılaflır. ‹flsüreci, iflçiye yabancılaflır. ‹fl, onu ürete-ne dıflarıdan dayatılan bir zalim olur. Bi-rey, bencil “özgür” rekabetlerin kölesinedönüflür. Dayanıflma, yabancılaflma ilebuzlu sulara gömülür. Bafllangıçta cinseleflitsizlikler ve bölünme ile girilen bu sü-reç, meta ekonomisi ve taht kuran özelmülkiyetle sınıflı toplumların vaz geçi-lemez meyvesi haline geldi.

Bu gerçekler aleniyken, burjuva dev-letin hakimiyeti için topluma empoze edi-len sözde “eflitlik” de¤erlerini devlettenba¤ımsız bir “Sivil Toplum” kültürü diye-rek benimsemek, sömürücü cellatlaravurmaları için boynumuzu uzatmak de-mektir. Düzenin sınırları dıflına çıkmayan“eflitlik” naraları, devrime ba¤lanmazsakendi-kendini tatmin aracına dönüflür.

“Sivil ‹taatsizlik” Burjuvaziden Merhamet

Dilenme ÇizgisidirHer devrimin temel sorunu olan siya-

sal iktidarı devrimci zor ile ele geçirmeevrensel kanununun nedenleri üzerindeçeflitli vesilelerle durmufl oldu¤umuzdantekrar etmeyi gereksiz görüyoruz.

Düzenle uzlaflma çizgisi olan “SivilToplum”culuk, onu tehlikelerden koru-

mak amacıyla “mücadele” adına burju-vaziden merhamet dilencili¤i siyasetineçıkar. Onun icazeti ve lütfuna sı¤ınır.

Devrimin evrensel kanunu zoru gayr-ı meflru ilan etme amacına hizmet eden“Sivil ‹taatsizlik”, burjuva “Sivil” toplu-ma teslimiyet ça¤rısıdır. Sömürücü ege-menlere “itaatsizlik” denilen, aslındakullu¤u benimseyen bu itaat eylemininneyine itibar edilebilir ki? ‹tibar etmek,devrimci komünistler açısından siyasalintihardır. Kral’a, Monarfli’ye, BurjuvaCumhuriyet’e kullu¤u peflinen kabulederek, onların yasaları çerçevesindeki“itaatsizlik” boyun e¤meyi kabul edilebi-lir hale sokma projesidir. Özünde itaatkarkul ya da burjuva toplumun tebaası “öz-gür” yurttaflın, “sivil itaatsizlik”le özdeyaptı¤ı nedir? Tek kelimeyle boyun e¤di-¤i, kabullendi¤i düzene, onu köklü rahat-sız etmeden flikayetini bildirmek!.. Kök-lü bafl kaldırmayı engellemek! Bu kabuledilebilir “uygar” itiraz (!) karflı koymade¤il, kabullenme temelinde yakınmadır.“Sivil itaatsizlik” zulme karflı gerçek an-lamda direnmek de¤il, zulmün rızasıiçinde sürünme mazoflizmi “hakkı” olur.

Böyle bir “hak”k›, burjuvazi niçinonaylamasın ki? Üstelik temellerine za-rar vermeyecek böyle bir “hak” icraatçı-ları, burjuvazinin “demokrat”lı¤ının dajokerleri olacaklardır. “Sivil” denilenburjuva toplumun bu “Sivil itaatsizlik”ibir burjuva yurttafl konuflmasıdır. Burju-vazinin “Çi¤nenen” flu veya bu hukukformuna ra¤men, burjuva düzenin yafla-tılması eylemidir.

Burjuva düzenin paramparça edilme-sinde devrimci fliddet, devrimin bir kanu-nudur. Keyfi bir tercih de¤il, iktisadi-si-yasi-sosyal-tarihsel koflulların bir sonu-cudur. “Sivil itaatsizlik” devrimci zorunönüne dikilen bir barikattır. Burjuva he-gemonya karflısında diz çöken bu sözde

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 104: Sınıf Teorisi - Sayı 4

itaatsizlik, haklı-haksız savafl ayrımıyapmaz. Devrimci fliddeti bafltan itibarengayrı meflru ilan eder. Burjuva yasallı¤ı-na teslimiyeti, burjuva iktidara kullu¤utemel alır. Devrim tasfiyecili¤ine bir hiz-met kanalı olan “Sivil itaatsizlik” post-modern devrim kaçkınlı¤ıdır. Onun “ba-rıflçıl-siyasal” mücadele eylemi, bir baskıaracı olan burjuva devletin fliddetini vebu fliddetin hizmetindeki burjuva huku-ku onaylarken, yani tercihini burjuva sa-

vafl makinasından yana koyarken, kendisözde barıflçılık balonu velvelesini yinebizzat kendisi bofla çıkarmaktadır.

“Sivil itaatsizlik” kollektif de¤il, yü-celtti¤i bireysel sözde itiraz çizgisiyle,kitlelerin örgütlü-devrimci mücadelesinireddeder. Sınıf mücadelesinin aracı olanPartinin olmazsa-olmazlı¤ının karflısınada dikilir. Sokrates, Montaigne’ye de da-yanılarak kollanan burjuva hukuk yanisavunulan emrine girilen burjuva düzenekarflı, devrimci kitlelerin kollektif isyanı-nı, “itirazınız varsa bunu sivil yurttafl vetek birey olarak fliddetsiz yasalara genel-de saygılı, itiraz etti¤iniz fleyin karflılı¤ıolarak suçunuzun bilincinde ve verilecekcezayı baflım üstüne” diyerek tasfiye et-me ça¤rısıdır. “Kamu vicdanı” denilerekkutsanan sözde “ortak adalet” burjuvadüzen bekçili¤idir. Günümüzde “Sivilitaatsizlik” emperyalist gerici, Neo-libe-ral saldırı ve kitleleri örgütsüzlefltirme,devrimi tasfiye etme operasyonunun bir

bileflkesidir.

Bu sözde ferdi “isyan”, “akıllı asici-lik” burjuva düzen terbiyesiyle ıslahlafl-ma durumudur. Devrimci mücadeleniniçeri¤ini boflaltmak, saptırmak amaçlı bumodası çoktan geçmifl anlayıflın, globaletiketlerle, “evrensel” gibi gösterilerlepropaganda edilmesi, emperyal impara-torluk düzeninde herkesi sözde birlefltir-me konseptine balıklama katılımdır.

Sınıflı toplumlarda, sınıfların uyumune mümkün olmufltur, nede olacaktır. ‹n-sanlık tarihinin gerçekleri, icat edilen busözde büyük “teori”lerin koflu¤unu gös-terdi, göstermeye devam etmektedir.

Çeliflki do¤a ve toplumun gerçe¤idir.Mücadele ve de¤iflim bu gerçe¤in kaçı-nılmaz sonucu...! Tarih göstermifltir ki,“evrensel-de¤iflmez” bir toplum ve düzenolmamıfltır, olmayacaktır. Kapitalizmin,“evrensel ve de¤iflmez” kabul ediliflindendolayıdır ki, onun kanlı-barbar özününüzerine onu temizleme gayretiyle bir gülmisali konuveren sözde “hümanist” akıllıitaatsizlerimiz, kapitalizme mutlak itaatdinlerine, ümmet olarak tapmamızı isti-yorlar. Sivil itaatsizlikle anlattıkları bu-dur. “Tanrıya kızabilirsiniz ama sakınolaki onun Tanrı oldu¤unu, tapmanın farzoldu¤unu unutmayasınız.” Yoksa, biliyo-ruz, “günah” ifllemifl olaca¤ız!..

Deli ve günahkarlar ordusu proletaryave emekçiler sizin burjuva tanrınızın sal-tanatını bafllarına çalma günahını iflleme-ye size ra¤men devam edeceklerdir.Köhne düzeni, bir baflka alem yaratmakiçin yıkmak, Tanrı-bey-a¤a-paflaları ta-rihsel görevinin bilincine varmıfl prole-tarya ve emekçilerin yıkacakları, enter-nasyonal marflımızın sözlerini, yıktı¤ı-mız nice düzenlerinizle göstermifltik,gösterece¤iz... Sizin postmodern cilalıburjuva hegemonyanızın kitlelerde yarat-tı¤ı yanılsama ve ön yargılardan beslen-

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Düzenle uzlaflma çizgisi olan “SivilToplum”culuk, onu tehlikelerden koru-mak amacıyla “mücadele” adına burju-vaziden merhamet dilencili¤i siyasetineçıkar. Onun icazeti ve lütfuna sı¤ınır.

Page 105: Sınıf Teorisi - Sayı 4

me kanallarınızı kesmeyi becerebilirseke¤er, yıkılıflınız daha da hızlanacaktır.“Büyük” teorilerinizle, zulme-sömürüyeisyan dinamiklerini, Tanrıyla (emperya-list sistemle) uzlafltırma projelerinizin et-kilerini görmüyoruz de¤il, görüyoruz,ciddiye alıyoruz, cereyanı göflüsleme gö-revimize daha sıkı sarılıyoruz.

Tarihsel-sosyal ve “cezaevi” denilenzindanların özgül koflullarının ortaya çı-kardı¤ı, kesinlikle keyfi olmayan objek-tif koflulların ortaya çıkardı¤ı ve bu te-melde bilinçli olarak ele alınan flanlıÖlüm Oruçları eylemini “Sivil itaatsiz-lik” kategorisinde ele alanlara da, bu ve-sile ile bir-iki fley söylemek isteriz:

“Canımız Halk Savaflına Feda Ol-sun!” diyenler ve sömürü düzenine tümkurumlarıyla devrimci temelde meydanokuyan devrimcilerin çizgisi burjuva ya-sallı¤a dayanmayı bafltan reddetmifltir.Silah haline getirilen bedenler bu çizgi te-melinde yalvarma de¤il, faflist diktatörlü-¤e karflı devrimin hizmetinde politik hü-cum ruhuyla konuflmufltur. Komprador-feodal devleti ve hukukunu kabullenmede¤il, yıkmayı beyan etmifl ve eylem bu-nun hizmetindeki bir pratik olmufltur.

Emperyalist karflı-devrimci stratejiksaldırıya, devrimci stratejik saldırı pers-pektifiyle meydan okunmufl, onların da-yattı¤ı konseptler yırtılmıfltır. Bireyselsızlanma de¤il, devrim esas alınarak kit-lelerin cesaretle seferber edilmesi bilincive prati¤i olmufltur. Eylemin içeri¤ineyön veren çizgiye bakmaksızın ...... ör-ne¤i vererek biçimsel olarak ele alıp “bubir sivil itaatsizliktir” demek, son derecekaba bir çarpıtmadır. Sivil itaatsizlikdevleti yıkmak için meydan okumaz, be-nimser. Sivil itaatsizlik örgütlü eylemiöngörmez, ferdi yalvarıfl zemininde du-rur. Yasallı¤a sı¤ınır. En önemlisi deonun sözde itaatsizli¤ine yön veren dev-

rimci çizgi de¤il, burjuva hukuk yoludur.Ölüm Orucu eylemi hem içerik ve hem-de biçim olarak, bazıları sokmak istese-ler de o çerçeveyi teori ve prati¤iyle heryönlü yıkar, yıkmıfltır...

Sınıflı toplumda, sınıflar ve sınıf mü-cadelesi dıflında politikanın bulaflmadı¤ıhiçbir birey yada söylendi¤i gibi bunlardıflında “Sivil Toplum Örgüt”leri yoktur.TÜS‹AD, TOBB’ları mı “Sivil Toplum”örgütleridir. Sadece onlar de¤il, burjuvaya da burjuva feodal toplumun tüm ör-gütleri, sınıflar ve politika dıflı örgütlerde¤ildirler, olamazlar.

Gramsci Ve “Tarihsel Uzlaflma”

Berlingui’li “Avrupa komünizmi” savu-nucularının yaptıkları gibi, fiimdinin “SivilToplum”cuları da, Gramsci’yi teorilerinedayanak yapmaya çalıflmaktadırlar. “Sivil”ya da “tarihi blok” gibi Gramsci’deki bazıkavramların mahiyetini bir kenara bırakıp,içerikten bilinçli olarak kaçarak, kelimelerirast gele kullanmakta ve keyfice yorumla-maktadırlar. Konumuz özel olarak Grams-ci’nin de¤erlendirilmesi, yanlıfllarının elefl-tirilmesi de¤ildir. Bu, bafllıbaflına ele alın-mayı gerektiren bir konudur. Kısaca belirte-lim ki, Gramsci hatalarına ra¤men Mark-sist’tir, komünisttir. “Avrupa komünizmi”onun devamı de¤il, ondan revizyonizm yo-lunda ilerleyerek kopmufltur. Bernfltein’cibir seyahattir. Gramsci’nin esasın› oluflturando¤ruların› de¤il, yanlıfllarını elbette kul-lanmaktadırlar. Avrupa merkezci üreticigüçler teorisi savunucularına dayanak yap-tıkları hataları, ülkemiz komünistlerininkongresinde aktardı¤ımız bir belge ile dev-rimci kamuoyunun dikkatine sundu¤umuz-dan yeniden tekrar etmeyece¤iz.

Sömürücü egemen sınıflarla “Tarihi uz-laflma” ya da kapitalizme alternatif olmak

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 106: Sınıf Teorisi - Sayı 4

de¤il, onun içinde kalarak, uzlaflarak, düzeniçin sözde “alternatif” hale gelme, Grams-ci’nin de¤il, bir “Avrupa komünizmi” hastalı-¤ıdır. Gramsci, burjuva hegemonyaya karflımücadele idi. “Tarihi blok” terimlerini, burju-va egemenli¤i parçalamak için devrimci sınıfve tabakaların ittifakı anlamında ele alıyordu.Devrimci cephe tartıflması ba¤ıntısındaki butanımlamayı burjuvaziyle “Tarihsel uzlaflma”teorilerine dayanak yapmak Gramsci’ye ha-karettir. Burjuvaziyle uyum, “Sivil Top-lum”cuların paketidir, Gramsci’nin de¤il. Ni-tekim böyle olmadı¤ı içindir ki Gramsci, ‹tal-yan zindanlarında ölüme terkedilmiflti. Burju-vaziden tek bir af dileme bir yana, teorik kimiyanılgı ve hatalarına ra¤men, ona hep dev-rimci meydan okuyufl bayra¤ı oldu. Tıpkı Ro-sa Lüksemburg gibi!..

Bazı kaygılar ortaya koymufl, görüfllersunmufl olsa da Gramsci, hiçbir zaman“Ekim Devrimi”ni bir “darbe” olarak gör-medi. Alt yapı-üst yapı iliflkisini ele alıfltabazı tartıflılır görüfller ortaya koysa da hiçbirzaman bilinçli müdahalenin rolünü yadsı-yan kaba evrimci “Sivil Toplum”cuların se-viyesine düflmedi.

Burjuva devleti yıkma görevini askıyaalıp, onunla kol-kola girip icazetine sı¤ın-madı. “Sivil Toplum”cuların yaptı¤ı nedir?Burjuva limanlara çıkmamak üzere demiratmak!.. “Sivil Toplum”cu M. Belge, Laçı-ner, Köymen’lerin vb. konakladıkları adres-ler bunu yeterince ispatlamıfltır.

Verili koflulların bilincinde ve bu temel-de bilinçli müdahale dıflında hiçbir toplumkaba evrimci teorisyenlerimizin hükümle-rince kendili¤indenci baflka bir topluma ye-rini bırakmamıfltır.

Batıda feodal devlet, köleci meta üreti-minin geliflkin seviyesine dayanarak hamleyapıp sahneye çıkmıfltı. Meta üretimi flimdi“Türkiye” denilen topraklarda o dönem gö-rece çok daha geriydi. Feodal dönemin “Ba-tı”sının siyasal yapısı oldukça parçalıydı.

Osmanlılar bunu tersine merkezi askeri-fe-odal devlet durumundaydılar. Batı, kapita-lizmle daha erken bulufltu. ‹ngiltere, Fransaburjuva devrimleri bu temelde yükseldi.Burjuva devrimlerle, ulusal devletleriyle si-yasal birlik oluflturdular. Almanya böyle biryolla olmasa da, Prusya tarzı ile 1870’lerde“ulusal birli¤ini” kurmufltu. ‹talya’da sonra-ları Prusya yolu ile de¤il, özgün koflullarınagöre biçimlenen özgül bir yolla “siyasal bir-lik”ini tesis etmiflti. Batı’da “Sivil” burjuvatoplumların oluflum serüveni böyleydi. Ki-lise ve siyasi otorite biribirlerinden tama-mıyla kopuk olmasalar da nispi bir ayrıflmaiçindeydiler. Laikli¤in hikayesi de budur.

Merkezi feodal Osmanlı imparatorlu¤u-nun görece üstün gücü koflullarında, burju-va sınıf feodallerle zorunlu izdivaç mecbu-riyetindeydi. Toplum, batı gibi de¤il, kendi-ne özgün bir harmaniyle flekillenmifltir. Bukısa özetin gerçeklerini, “Asya türü üretimtarzının” (Atüt) “demokrat”lı¤ını, “ço¤ul-culuk”cu keflfetmeye vardıranlar da, esasın-da Osmanlı devamı, günün koflullarındatemsili ‹ttihat Terakki ve Kemalist hareketiilerici-devrimci hamlelerin kayna¤ı göste-renler de mevcuttur. fiimdiki “Turancı”devlet sözde solculu¤un ve de DemokratParti, Adalet Partisi demokratlı¤ına (!) sev-dalı, islama göz kırpan veya prens Sabahat-tin’ci çizgilerin kökleri buralardadır.

Birileri Kemalizmi “burjuva demokra-tik devrim”, “jakobenizm” diye yüceltir-ken, di¤eri Osmanlı TC. karıflımı projeyisalık vermektedir. Her ikisinin ortak özü,sistemle barıflık olmalarıdır. Bu saçmalı¤ıTC. tarihinin bilimsel tahliliyle ilk olarakKaypakkaya deflifre etti. Devlet solculu¤u-nu da, liberalizmin DP-AP aflkına da mer-hamet darbesi indirdi. Pratik ve flimdi ya-flananların ispatladı¤ı Kaypakkaya’cı tahlilve sentezlerdir.

fiimdi Türkiye’nin kendilerince “yarım

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 107: Sınıf Teorisi - Sayı 4

kalmıfl”, “Sivil” toplumunun inflaasına ken-dilerini adayanlar, burjuva aflk iksirinin sar-hofllu¤uyla, komprador burjuva-feodallerortaklı¤ının anlaflmazlıklarını geride bıra-kacak (!) diplomasi tacirleridirler. Osmanlıile siyasal islam ile zaten özünde düflmanolmayan, Kemalizm’le kucaklafltırma gay-retinin adına Türkiye’nin “Sivil Toplum”projesi olarak bakmaktadırlar. “‹lericilik”,“demokratlık” adına ne de büyük bir maha-ret (!) de¤il mi? Sözde daha ileri giden ger-çek bir burjuva toplum için yanıp tutuflan“Sivil Toplum”cular da var. Yanıp tutufltuk-ları bu sevdayı da anlatmamız gerek...

“Medeniyet”in Barbarlı¤ı!fiu “Rönesans”, “Aydınlanma Ça¤ı” de-

nilen moment, burjuva toplumdur. Feoda-lizme karflı bu tarihsel ilerlemeyle, dünya-yı fethe çıkan burjuvazinin medeniyeti kaniçici barbarlıkla ilerliyordu. 18.yüzyılın bu“medeniyet” denilen aydınlanma “Ça¤ı”,burjuvazinin yükselme dönemidir. “SivilToplum” tanımlarının betimledi¤i bu me-deniyettir.

Bu medeniyet, Maya-Aztek-Mezopo-tamya’da çok daha önce varolan kastlafl-maya ra¤men uygarlı¤ı kendi çıkıflıyla bafl-latır. Fetihçi barbarlık, uygarlık olarak pa-zarlanır. Barbarlı¤ın adı olan “medeniyet”,kılıçtan geçirdiklerini “barbar” ilan edebil-mifltir. Endülüsü yakan, Maya-Aztek-‹n-ka’yı ya¤malayan vahfletin adı olmufltur“medeniyet!” ‹ngilizlerin, Hindistan’ı ya¤-malaması, geometri keflifi Arapların, Avru-pa uygarlı¤ı (!) mengenesinde ezilmesi ta-rihidir “Sivil Toplum.”...

Bir yanılsama durumuna götüren, bur-juvaziye has medeniyet “Çin setlerini topatutup (....) bütün milletleri yokolma tehdi-diyle yüz-yüze bırakıp”, burjuva egemenli-¤i dayatıyordu. Burjuvazinin “siyasi mer-

kezileflme” eyleminin tarihsel anlamını or-taya koymak de¤il, “Sivil Toplum”cular,tapınılan bayrak haline getirmektedirler.Ortaça¤ karanlı¤ı Avrupa medeniyetininbeslendi¤i kaynaktır. Onun burjuvazininçıkarları do¤rultusunda koflullara ba¤lı ye-niden düzenlenmesidir.

Matbaanın keflfi aynı zamanda burjuva-zinin egemen fikirlerine emekçileri çivile-mek de¤il miydi? Tek yanlı övgülerle, ge-liflmeleri sunmak, Rönesans koflulların birsonucu de¤il, de¤iflmez “evrensel” bir tarihfleklinde sunmak aldatıcıdır. ‹nsanlık tarihi-nin ilerlemesindeki olumlu katkılar, özdekibarbarlı¤ı gizleyerek tek düze sunmak,burjuva medeniyeti do¤ru ele almak de¤il,teslim olma yoludur.

Tarihi kendisiyle bafllatan bu burjuva te-kelin ipote¤ine çivilenmifl “Sivil Top-lum”culu¤un, Avrupa merkezci burjuvahayranlı¤ını komünistler kongrelerinde birkez daha yıkmıfltı. Burjuvazinin bir ege-menlik biçimi olan “burjuva demokrasi-si”ne hayran olan “Sivil Toplum”cu de-mokrasi projeleri de aldatıcıdır. Ezilenlerinmücadelesi ile kazanılmıfl kimi “hak”larburjuvazi tarafından, burjuva egemenli¤igizleme örtüsü haline getirilmiflken, bunuaçıklama gerçekleri götürme yerine, bilim-sel “demokratik” aldatıcı yürüyüfl içindeyer almak “Sivil Toplum”cuların bafllıcau¤raflıdır. Burjuvazinin özde de¤il, koflulla-ra ba¤lı biçimde de¤iflik egemenlik türleriarasında ehven-i fler mantı¤ıyla kabulleni-lebilir seçimi yapanlarda az de¤ildir. Ne kikabulümüzde de¤ildir. Burjuva demokrasi-si emekçiler açısından daha sevecen, dahaaz kanlı, daha kabul edilebilir de¤ildir.Burjuva hakimiyetinin sadece bir biçimi-dir. Krizle yönetim aczine düflen sömürücüegemen sınıfların, egemenliklerini sürdür-mek için zorunlu bafl vurdukları bir yöne-

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 108: Sınıf Teorisi - Sayı 4

tim biçimidir. Biçime takılıp, burjuvaziyi“iyi ve kötüler” diye bölmek hatası olduk-ça yaygındır. “Tarihsel uzlaflma”cı “Si-vil”ler biçim olarak faflizme karflı çıkarlar-ken, burjuva egemenli¤in di¤er biçimlerinedokunmamakta, boyun e¤meye ça¤ırmak-tadırlar...

7 9

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 109: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Her fleyden önce flunu belirtelim:Genelde yayg›n bir flekilde kav-ram kargaflas› yaflan›yor. Egemensömürücü s›n›flar bunun için kit-

le iletiflim araçlar›n› etkili olarak kullan›yor, tefl-vik ediyorlar. Öyle ki, iflgal ve istila savafl›n›nad› "operasyon", iflgal harekat› "demokrasi gö-türme", iflgalciler "müttefik güçler" vb. tan›mla-malarla beyinlere fl›r›nga ediliyor. Kompradormedyan›n bilinçli olarak yapt›¤› bu gibi tan›m-lamalardan baz›lar›, bakm›fls›n›z ki bir süre son-ra memleketin kimi “ayd›n”, “demokrat” ve hat-ta kimi devrimci politik yap›lar taraf›ndan dakullan›lmaya bafllanm›fl. ideolojik hegemonyakendisini hem kavram kullan›m› hem de tan›m-lamalarda gösteriyor.

Daha önceleri birçok kez alt›n› çizdi¤imizgibi, kavramlar ve tan›mlamalar yerli yerinekullan›lmay›nca, bu ideolojik kaosun kendisiolur veya oraya götürür. Bu bizim saflar›m›z-da da sözkonusudur. Bizdeki yanl›fl kullan›-m›n esas nedeninin teorik gerilik oldu¤unu dabelirtelim.

1 0

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

"DemokratikSömürgecilik"

Ya da Ne iflime Yar›yorsa ODo¤rudur Siyaset Tarz› Üzerine

K›sa Bir De¤ini

AABBDD’ye yaranmak, dahas›Türk devletinin Güney’deki opo-rasyonlar›n› engellemek için hakl›temelde bafl gösteren Irak ulusal

direniflini kötülemeye kimseninhakk› olmamal›d›r. “Denize dü-

flen y›lana sar›l›r” siyaset tarz›n›nKürt ulusuna hiçbir yarar› olma-d›¤›-olmayaca¤› gibi KADEK’e deyarar› yoktur. KADEK genel bafl-kan›n› kendi emperyalist ç›karlar›

için Türk devletine teslim edenABD’nin kendisi de¤il mi? KA-

DEK, bunlar› erken mi unuttu?

Page 110: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Her fley yerli yerinde kullan›lmad› m›,ortal›¤› bir kavram kargaflas› kapl›yor.Gerçek sahte gömlek giydirilerek piyasa-ya sürülüyor.

T›rnak içinde bafll›¤a ald›¤›m›z belirle-me gibi kimi baflka söylemleri duydu¤unuzveya okudu¤unuzda "bu da ne?" diyerekönce flafl›r›rs›n›z belki. Ama meseleyi birazirdeledi¤inizde karfl›n›za ç›kan›n pragma-tizm oldu¤unu görürsünüz. Bunun burjuvasiyaset tarz› oldu¤unu-ve üstelik devrimcisiyaset ad›na yap›ld›¤›n›- bildi¤inizden,görmezlikten gelemezsiniz ve sorunu elealman›z has›l olur.

KADEK Baflkanl›k Konseyi Üyesi Os-

man Öcalan'›n afla¤›da üzerinde duraca¤›-m›z aç›klamalar› tam da böyledir. Ciddi-yetle ele al›nmas› gerekmektedir. Zira, s›ks›k ayn› kap›ya ç›kan aç›klamalar, demeç-ler yap›lmaktad›r. Yani, gerçekler s›k s›ktahrif edilmekte ve genifl bir okuyucu-din-leyici kitlesine tahrif edilmifl halde sunul-maktad›r. Bunun hem bizzat Kürt ulusalmücadelesine, hem de genel anlamda dev-rim mücadelesine zarar› var.

Gerek Irak'a yönelik ABD emperyaliz-mi önderli¤inde savafl tehditleri yap›ld›¤›n-da, gerekse savafl›n bafllay›p iflgalin ger-çekleflmesinde ve bugüne de¤in süregelengeliflmeler bak›m›ndan olsun, her s›n›f vepolitik hareket kendi s›n›fsal ç›karlar› do¤-rultusunda meseleye yaklafl›m göstererekbuna göre tav›r ald›. Dünya genelinde anti-iflgalci ve anti-emperyalist bir karfl› durufloldu. Dünyan›n ezilenleri bu iflgal ve ABD-ingiliz emperyalizminin sald›rganl›¤›n› la-netledi, karfl› ç›kt›. Kimi emperyalistler vegerici devletler bile karfl› ç›kt›. Onlar›n kar-fl› ç›k›fllar› elbetteki kendi s›n›fsal ç›karlar›gere¤iydi, yoksa ABD-‹ngiliz emperyaliz-mine karfl› Irak halklar›n›n yan›nda olduk-lar› için de¤il. ABD-‹ngiliz emperyalizmitaraf›ndan Ortado¤u-Asya'da kendi etkialanlar›n›n daralt›lmas› nedeniyle iflgalekarfl› oldular. Yani, tekelci burjuvazinin s›-

n›f ç›karlar› do¤rultusunda hareket ettiler.

Denilebilir ki, “kimi emperyalist ve çe-flitli gerici devletlerin kendi s›n›fsal ç›kar-lar› gere¤i iflgale karfl› ç›k›fllar› ne kadardo¤alsa, Kürtlerin de ulusal menfaatleri ge-re¤i iflgale karfl› ç›kmamalar›, hatta des-teklemeleri de o kadar do¤ald›r.”

Evet, burada do¤al olan nedir? Do¤alolan, meseleye milliyetçi burjuvazinin ba-k›fl aç›s›yla yaklafl›md›r. Meseleye bak›flbununla bitmiyor. Mesele, gerek Kürt ulu-sunun gerçek ç›karlar› bak›m›ndan, gerek-se halk›n›n (özellikle de halk›n) ç›karlar›aç›s›ndan ele al›nd›¤›nda bu yaklafl›m›ndo¤ru karfl›lanacak ve savunulacak bir tara-f› olmad›¤› gerçekli¤idir. Çünkü bu türyaklafl›mlarla ne Kürt ulusu gerçek ba¤›m-s›zl¤›na kavuflur, ne de Kürt halk› kurtulur.Dahas› bu tür yaklafl›mlar›n gerçek anlam-da Kürt ulusal mücadelesine birfley kazan-d›rmayaca¤› gibi, kaybettirece¤i de rahat-l›kla görülmelidir.

KADEK'in bu konudaki yaklafl›m›n›n,ulusal temelde gerçek bir kazan›m› elde et-meye yarar sa¤lamayacak, tersine zarar ve-recek bir zemine kayd›¤› görülüyor.

Somut örneklerle meselenin tart›fl›lma-s›n› derinlefltirelim:

"Ben ABD'nin flu anki durumunu anla-mak için sömürgecilik anlay›fl›na yeni ta-n›mlar getirmeye çal›fl›yorum. Klasik sö-mürgecilik, yeni sömürgecilik ve demokra-tik sömürgecilik diye tan›mlanabilir yafla-nan süreç. ABD'nin bölgede yapmak istedi-¤ine demokratik sömürgecilik denebilir.Yeni sömürgeci iliflkiden ileri bir konum-dur bu."(O. Öcalan, Özgür Politika, 18A¤ustos 2003-italikler bize ait)

Bir an için bütün iyi niyetimizle düflü-nelim ki, ABD emperyalizmi bölgenin de-mokratikleflmesini istiyor. Peki yapt›¤› ne-dir? En vahfli savafl teknolojisi eflli¤inde100 binin üzerinde bir askeri güçle Irak'asald›rarak yak›p y›k›yor, öldürüyor... ‹flgal

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 111: Sınıf Teorisi - Sayı 4

ediyor. Ne amaçla? Bu iflgal ve sömürgeci-li¤i Irak’a “demokrasiyi getirmek” için miyapt›? Tek kelimeyle hay›r!

Bütün dünya biliyor ki, ABD emperya-lizmi dünyan›n tek hakimi olmak ve bunuda ebedilefltirmek istedi¤i için bölgede ifl-gal harekat› yapt› ve sürdürüyor. Tabii kibu gerçe¤i O. Öcalan ve KADEK de bil-mektedir. Öyleyse, O. Öcalan ve KADEK’i"yeni tan›mlar yapmaya" zorlayan baflkanedenlerin oldu¤u aç›kt›r.

Bizce, bu zorlama "yeni tan›mlar" yap-man›n ideolojik arka plan›nda yatan ger-çeklik burjuva mililiyetçi görüfl aç›s› iken,siyaset alan›nda ise yine KADEK'in ç›k›fl›itibar›yla baflvurageldi¤i bir siyaset yapmatarz› olan pragmatizmdir.

Bilindi¤i gibi, KADEK ve önceli PKKbenzer yaklaflmalar› Rus Sosyal Emperya-lizmi’nin Afganistan'› iflgal etti¤i dönemdede göstermiflti. Neymifl? “Feodalizmi tasfi-ye edip o ülkeyi demokratik ve Sosyalistyapacakm›fl”. Rusya’n›n Afganistan iflgali-ni “Sosyalizmi ihraç etme” ad› alt›nda bafl-kaca destekleyen Dev-Sol gibi küçük bur-juva sol örgütler de olmufltu.

Dün Afganistan iflgalini “devrimin d›fla-r›dan ihraç” edilmesini savunup destekle-yeceksin, ama bugün de “Güneyli Kürtle-rin ulusal devletlerini ABD kuracak” diyedestekleyeceksin. Yar›n ise, hatta bugün-den “ABD gelsin Kuzey Kürdistan’› dakursun” vb. anlay›fllar› dillendirmeye çal›-flacaks›n.

Tüm bu anlay›fllar›n kesiflti¤i tayin

edici siyaset tarz›n›n kendi öz gücüne

güvenmeme oldu¤u aç›k ve net bir flekil-

de ortadad›r.

Hiçbir ülkeye d›flardan demokrasi vedevrim ihraç edilemez. Bu gerekçeyle bafl-ka bir ulusun topraklar›n›n iflgali, kim tara-f›ndan yap›lm›fl olursa olsun, gerici ve hak-s›zd›r. Dolay›s›yla iflgale karfl› ba¤›ms›zl›ksavafl› vermesi hakl›, zorunlu ve tarihi bir

görevdir ve de desteklenir. Geçmiflte RusSosyal Emperyalizmi’nin Afganistan'a yap-t›¤› iflgalin karfl›s›nda olmufl ve Afganistanba¤›ms›zl›k savafl›n› bu bilinçten hareketledesteklemifltik. PKK-KADEK o günler RusSosyal Emperyalizmi’ne bel ba¤l›yor, des-tek istiyordu. ‹flgali desteklemesinin arkaplan›ndaki gerçeklik, iflte bu kendi gücünegüvensizlik ve pragmatizmdi.

Bugün ise ABD'ye güven vermeye vedayanmaya çal›flarak bir statü elde etmeyeçal›fl›yor. Emperyalist iflgal ve sömürgecili-¤in bafl›na "demokratik" ekini koyarak onuflirin göstermeye çal›flmas›n›n ard›ndakigerçekte, bu dar milliyetçi görüfl aç›s› ve si-yaset tarz›d›r.

fiunu görmek zorunday›z. Emperyalizmkendi varl›¤›n› daha uzun süre ayakta tut-mak için daima kar›fl›kl›klar ç›kararak sa-vafllara yolaçar. Bunu, emperyalist savafllarfleklinde yapabilece¤i gibi yerel ve bölgeselsavafllar flekilinde de yap›yor-yapmaktad›r.

Fazla uza¤a gitmeye gerek yok. Son yir-mi y›l› gözlerimizin önüne getirelim: Onlar-ca ülkeye sald›r›lar ve iflgaller yap›ld›. Ru-anda, Somali gibi ülkeler bunlardan sadeceikisidir. Sald›rganl›klar›n› da flöyle kamufleetmeye çal›flt›lar; "... ülkeye insani yard›mve demokrasi götürmek için operasyon dü-zenliyoruz". Böylece savafl›n ad› "operas-yon", iflgal ise "insani yard›m ve demokrasigötürmek" oldu. Bu neyi gösterir? fiunu:Emperyalizm hem vahflettir, hem de ikiyüz-lü sahtekarl›kt›r! Üzerine "demokratiktir"yaz›l› bir peçete örtülmesi onun gerçekli¤i-ni ortadan kald›r›r m›? Ya da emperyalizmibu tarz yaklafl›mlarla flirin göstermeye çal›fl-mak Kürt ulusuna bir yarar sa¤lar m›?

Sa¤lamayaca¤› çok aç›k. Tersini iddiaetmek, geliflmelere gözleri kapatarak KA-DEK’in kendi kendisini kand›rmas›n›n öte-sine gitmez ve Kürt ulusal mücadelesine deonar›m› güç düzeyde tahribatlar verir. ‹ste-¤imiz o ki, KADEK bu yanl›fl ve tehlikeliyaklafl›mdan biran önce vazgeçsin.

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 112: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Ancak, O. Öcalan'›n bir baflka vesileyleyapt›¤› aç›klamalara bakt›¤›m›zda, KA-DEK'in bu gidiflata kendini fena halde kap-t›rd›¤›n› görüyoruz.

"Türkiye, ABD için stratejik düzeydekullan›lan bir güçtü. ABD, Ortado¤u'da ye-ni bir düzenlemeye giderken Türkiye, hemmüdahaleye karfl› ç›kt›, hem de baflar›s›zolmas› için çaba sarfetti. Bu, ihanettir"(O.Öcalan, Özgür Politika, 9 Eylül 2003).

Türk devletinin ABD taraf›ndan kulla-n›ld›¤› bir gerçektir. Zira, esasta ABD'yeba¤›ml› ve onun ufla¤›d›r. Ancak, ABD'nin"müdahalesine" karfl› ç›kt›¤› ve de baflar›-s›z olmas› için çaba sarfetti¤i, “ihanet” et-ti¤i belirlemesi gerçek de¤ildir. Uflaklar›nkendi efendilerine belirli noktalarda k›smioranda muhalif pozisyona girmeleri veyaöyle görünmeleri, efendilerine ihanet et-tikleri ve efendiyle ufla¤›n birbirlerindenvazgeçtikleri anlam›na gelmez. Ayn› flekil-de tamamen çeliflkisiz bir efendi-uflak ilifl-kisi de olmaz. Bu diyalekti¤e ayk›r›d›r. Fa-kat bir ufla¤a mevcut sorunlardan dolay›efendisine bu kadar ileri düzeyde(!) kafatuttu¤unu söylemek de uflak-efendi iliflki-sini bilmemek demektir.

Kald› ki, Türk egemen s›n›flar› sadeceABD emperyalizmine ba¤›ml› de¤iller. Di-¤er emperyalistlerle de (Bat› Avrupa) ba-¤›ml›l›k iliflkileri vard›r. Fakat ABD ileolan ba¤›ml›l›k iliflkisi di¤erlerine oranladaha fazlad›r, o kadar. Dolay›s›yla, emper-yalistler aras›nda cereyan eden her önemliçeliflki, Türk egemen s›n›f klikleri aras›ndada gündeme gelir ve birbirleri üzerindebask›n olmaya çal›fl›rlar.

Türk devletinin 1 Mart tezkeresinionaylamamas›n›n politik arkaplan›n› S›n›fTeorisi’nin 2. say›s›nda detaylar›yla birlik-te ortaya koyduk. Dolay›s›yla ayn› fleyleritekrar etmeyece¤iz.

Öteden beri Türk egemen s›n›flar›n›nuykular›n› süsleyen iflgal hayalleri ve de

KADEK'in Güney Kürdistan’daki güçleri-ni tasfiye etmek ile KDP ve YNK'y› frenle-me gayeleri, onlar› ABD ile belli boyuttapazarl›¤a yönlendirmifltir. Kuflkusuz, istek-lerine asgari oranda kavuflmak için "Türk-men kart›"n› da kullanmaya çal›flm›flt›r. Fa-kat bu çabalar› ne ihanet boyutuna varm›fl-t›r, ne de vard›rabilecek güçleri vard›r. Ni-tekim biraz ileri gitmeleri üzerine kafalar›-na geçirilen çuvalla durum tamamen ABDemperyalizminin denetiminde flekillenip8.5 milyar dolar borç karfl›l›¤›nda(esasta bunedenle) faflist Türk odusu ABD'nin kiral›kkatili olmay› kabul ederek Irak konusundaanlaflmaya varm›fllard›r.

Bu durumda Öcalan'›n yukar›daki sözle-ri neyi amaçl›yor? O da ayn› aç›klaman›ndevam›ndaki flu sözlerinde gizli. Okuyal›m:

"Statükonun y›k›lmas› Kürtlerin de ç›ka-r›nad›r. Güneyde ABD ile Kürtler aras›ndabir ittifak vard›r. Di¤er parçalarda da zeminioluflmufltur. Statükonun de¤iflmesi içinKürtler dayanak haline gelmifltir". Yani...

Yanisi flu;

ABD, sen bölgede yeni bir düzenleme-ye giderken Türk devleti seni destekleme-di. Baflar›s›z olman için çaba sarf edereksana ihanet etti. Ama Kürtler seni destekle-di. Biz dört parçada da etkiliyiz. Bölgedebir düzenlemeye giderken bizimle ittifakkurarsan baflar›l› olursun. Biz de statüko-nun de¤iflmesini istiyoruz, sen de. Birlikteçal›flal›m. Türk devletinden sana bir hay›rgelmez. Bölgedeki temel dayana¤›n ancakbiz Kürtler olabiliriz.

Aktard›¤›m›z ilgili al›nt›larda ABD em-peryalizmine mesaj verilmekte. Sarf edilensözleri daha anlafl›r k›ld›¤›m›zda söylenen-ler afla¤› yukar› bunlar.

Faflist Türk ordusunun Kuzey Kürdis-tan’daki iflgaline, devletin imha ve inkarpolitikas›na karfl› kendi ulusal varl›¤›na sa-hip ç›km›fl ve ba¤›ms›zl›k temelinde y›llar-ca ulusal kurtulufl savafl› vermifl ve çok a¤›r

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 113: Sınıf Teorisi - Sayı 4

bedeller karfl›l›¤›nda önemli kazan›mlar el-de etmifl bir devrimci ulusal hareketin geli-nen aflamada bu tür yorumlar yapmas› vebeklentiler içerisinde olmas› gerçekten dehem üzücü hem de ac› verici bir durumdur.

KADEK’in çokça sözünü etti¤i "statü-konun y›k›lmas›" neyle olacak?

ABD-‹ngiliz emperyalizminin iflgaliyle mi?

Baflka bir ulusun topraklar›n›n iflgal edi-lip ya¤malanmas›ndan Kürtlerin ne yarar›olabilir ki?

Yüzy›llard›r topra¤› iflgal ve istilaya, ta-lana maruz kalm›fl Kürt halk›n›n baflka ulu-sun topraklar›n›n ya¤malanmas›ndan me-det ummayacaklar›na eminiz. Bundan me-det umanlar kim olur? Bir avuç Kürt geri-cisi ve burjuvazisi olur. Dahas› bundan an-cak dar milliyetçi anlay›fllardan malülpragmatistler medet umabilir. Ki, onlar daumduklar›n› bulamayacak, hayal k›r›kl›¤›yaflayacaklar.

Kald› ki ABD henüz Türk devletinigözden ç›kartm›fl de¤il ki, Kürt devletininde kurulmas›na müsaade etsin. Veya kendigüdümünde bir kukla Kürt devleti kurmakiçin çaba sarfetsin. Ancak flu da bir gerçek-tir ki, daha önce de iflaret etti¤imiz gibiABD’nin Irak’ta en güvendi¤i güç GüneyKürdistan’›n hakim s›n›flar› durumundaolan KDP ve YNK’d›r.

Yok, biz çeliflkilerden faydalan›yoruzdenecek yine. Evet, çeliflkilerden yararlan›-l›r, ama nas›l? Irak'ta iflgalci ve istilac› vedünya halklar›n›n bafl düflman› olan ABDemperyalizmiyle ittifak kurarak m›? ‹tti-faklar meselesinde do¤ru ve ilkeli bir anla-y›fla sahip olmak yerine, kimden fayda ge-lirse o en iyi dostumdur pragmatist siyase-tini benimsemek, zamanla kendi varl›k ne-denini de inkara götürecek ve güçlü olanaba¤›ml› hale getirecek bir tehlikeyi kap›n›-z›n efli¤ine dayand›r›r ve o zaman da on-dan kaç›nman›z olanaks›zlafl›r.

Çeliflkilerden elbette yararlan›l›r, yarar-

lan›lmal›d›r da. Ancak bu, asla amaca tersdüflmeyecek flekilde, yani devrimci tarzdayap›ld›¤›nda mücadelenize olumlu katk›larsunar. Bu, sözkonusu meselede nas›l so-mutlanmal›d›r?

Birincisi; Türk devleti ve ABD emper-yalizmi aras›nda meydana gelecek çeliflki-leri derinlefltirecek taktik politikalar› usta-l›kla uygulamay›, ama onlardan herhangibiriyle ittifak kurmaya çal›flarak de¤il, üs-telik iflgalci ve dünya halklar›n›n bafl düfl-man› ABD emperyalizmiyle hiç de¤il.ABD ile bir ittifak› savunmak onun arkabahçeli¤ini ve Ortado¤u’da ileri karakoluolmay› kabul etmek demektir.

ikincisi; Ortado¤u meselesi düzlemindebirinci derecede ittifak yapaca¤›n›z güçlerOrtado¤u halklar› ve ezilen uluslar›d›r. Bu-nun d›fl›ndaki güçler dolayl› ittifaklard›r ki,bu, asla iflgalci güçler olamaz, iflgale karfl›olan güçlerdir.

Düflmanlar aras›ndaki çeliflkilerden ya-rarlanmak dünya halklar›n›n bafldüflman›,hele ki somutta bir ulusun topraklar›n› iflgalve sömürgelefltiren bir emperyalist devletleittifak› savunmak hiç olmaz.

Özetle vurgulad›¤›m›z bu anlay›fl vekriterler d›fl›nda çeliflkilerden yararlanmave baflka güçlerle ittifak aray›fl›na girmek,Kürt ulusal mücadelesi ve Kürt ulusal hare-ketine kaybettirir. KADEK bunun fark›navararak düfltü¤ü yan›lg› ve zararl› aray›fllar-dan bir an önce kurtulmal›d›r, kurtulabilirde. Bunun zaman› henüz geçmifl de¤il.

Türk devletinin mevcut durumda Irak’aasker göndermesinin nedenlerinden birisi-nin de KADEK’i tasfiye harekat› oldu¤unu,buna da ABD’nin göz k›rpt›¤›n› KADEKgörmezlikten gelmemelidir.

O. Öcalan ayn› de¤erlendirmesinde ifli okadar ileri götürüyor ki, hakl› ve meflru olanbir ulusal direnifli dahi kurgusal bir flekildeyorumlayarak neredeyse direnmesinler ça¤-r›s›n› yapacak. Onlar için Irak’ta her ulasal

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 114: Sınıf Teorisi - Sayı 4

direnifl Kürt hareketine karfl› geliflti-rilmifl-k›flk›rt›lm›fl bir hareket olarakde¤erlendirilmektedir. O. Öcalan’›nkonuya iliflkin yorumlar› ve kurgula-r›n› hep birlikte okuyal›m:

"Türkiye, Suriye ve ‹ran'la ittifakoluflturup Irak'›n içifllerine müdahaleetti. Bir direnifl geliflmesi için tefl-vikte bulundu. Zaten çok geçmedenABD'ye karfl› bir direnifl geliflti. Di-renifli gelifltiren güç TC'dir."

Öncelikle Irak ulusal direnifli

için yap›lan bu belirlemenin ta-

mam›yla subjektif ve kurgusal ol-

du¤unu belirtelim.

Osman Öcalan’› bu yoruma itenana neden fludur: Türk devletiIrak’ta herhangi bir Kürt oluflumunuistememektedir. Bu durumda, yaniIrak’›n iflgaliyle birlikte Güney Kür-distan ulusal boyutuyla daha ileridüzeyde olufluma gitti. Bu oluflumda Türk devleti baflta olmak üzereKürtlerle ulusal çeliflkisi olan ‹ranve Suriye’nin ifline gelmemektedir.Dolay›s›yla bu üç devlet Türk devle-tinin öncülü¤ünde Irak ulusal direni-flini örgütlediler.

O. Öcalan’›n penceresiyle, yanisoruna sadece ve sadece Kürt ulu-sal ç›karlar›n›n penceresiyle bak›l›r-sa bu yorum do¤ru olur. Fakat oradasadece Kürtler yaflam›yor. Her fley-den önce bir ulusun topraklar› ABDbaflta olmak üzere di¤er iflgalci güç-ler taraf›ndan iflgal edilmifl durum-dad›r. Bu durumda O. Öcalan buyu-ruyor ki aman ha Irak Arap ulusu,iflgalcilere karfl› direnifl gösterme-yin. Gösterirseniz bunu baflka dev-letlerin k›flk›rtmas› olarak de¤erlen-diririz. Her hareketinizi Kürt ulusalç›karlar›na göre atmal›s›n›z. Herkim ki Kürt ulusal ç›kar›na dokuna-rak ifl yapar, hatta ulusal ba¤›ms›z-

l›k savafl› verirse, o güç baflka dev-letlerin iflbirlikçisi ve ufla¤› olur. Budünyada varsa yoksa sadece Kütle-rin ulusal hakk› gasp edilmifltir. Do-lay›s›yla her hareket Kürtlere göread›m›n› atmal›d›r.

Evet bu anlay›fl, dar milliyetçibir anlay›flt›r. Baflkaca yorumlana-maz. Dünya jandarmas› ABD’ninicazetiyle, dahas› dünya halklar›n›ncan düflman› bir emperyalist haydu-tun flemsiyesi alt›na s›¤›narak eldeedilen ulasal haklar ve buradan daba¤›ms›zl›k için verilen bir ulusaldirenifl savafl›n› TC’nin k›flk›rt›pyönlendirdi¤i tespitini yapacaks›n.

Güney’deki Kürt oluflumu sözü-nü etti¤imiz üç devletin de ifline ya-ram›yor. Bu tespit do¤rudur. HattaTC Irak ulusal direniflçilerine yard›mda edebilir. Bunu da diyalektik ola-rak olas›l›k d›fl› b›rakm›yoruz. Amagelinen aflamada TC’nin anti-ABD’cibir hareketi gizliden de olsa destekle-

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Faflist Türk ordusunun KuzeyKürdistan’daki iflgaline, devletinimha ve inkar politikas›na karfl›

kendi ulusal varl›¤›na sahip ç›kmave ba¤›ms›zl›k temelinde y›llarcaulusal kurtulufl savafl› vermifl veçok a¤›r bedeller karfl›l›¤›nda

önemli kazan›mlar elde etmifl birdevrimci ulusal hareketin gelinenaflamada bu tür yorumlar yapmas›

ve beklentiler içerisinde olmas›gerçekten de hem üzücü hem de

ac› verici bir durumdur

Page 115: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mesi için dünya kadar yüre¤i olmas› gerek. 1Mart tezkeresini meclisten ç›kartamay›ncaABD karfl›s›nda boynu bükük gezen bir ikti-dara kalk›p Irak ulusal direniflini örgütledi de-mek oldukça hayalci bir tespit olur.

Böyle bir direnifl savafl›n› örgütlemesi içinbir kere Türk devletinin, dahas› mevcut hükü-metin ABD ile tüm ba¤›ml›l›¤›n› kopartmay›göze almas› flartt›r. Mevcut durumda Türkdevletinin, hatta hükümetin ABD ile ekono-mik-siyasi ve askeri ba¤›ml›l›k(uflakl›k) iliflki-lerini kesecek boyutta oldu¤unu söylemekiçin insan›n apolitik veya safdilli olmas› gere-kir. ABD’ye göbekten ba¤l› uflak bir devletinöylesine kolay kolay ABD’den vazgeçmesidüflünülemez.

Bu duruflu göstermeleri için birincisi, Türkdevletinin tüm ç›karlar›n›n ortadan kalkmas›,

‹kincisi, ABD karfl›s›ndaki emperyalistbloklar›n(AB gibi) çok güçlü, en az›ndanABD ile boy ölçüflecek boyutta olmas›,

Üçüncüsü ise, hükümet veya mevcut dev-leti yöneten hakim s›n›flar›n anti-emperyalist,özellikle de Anti-ABD’ci olmalar› flartt›r.

Bu üç koflulun hiçbirisi de ne mevcut hü-kümette, ne de mevcut hakim s›n›flarda var.

Hepsi de (kimi klikler Avrupa Birli¤i’ninufla¤› olsa da) ABD’ye kafa tutacak ba¤›ms›-z›kç› bir politik durufla sahip olmay›p, flu veyabu emperyalist devletin ufla¤› durumundad›r.

Elbetteki uflaklar›n da bazan kendi efendi-leriyle çeliflkisi olur. Çeliflkisiz hiçbir fley dü-flünülmeyece¤ine göre uflak s›n›flarla efendi-ler aras›nda da çeliflki olur. Ama bu her du-rumda kafa tutacak bir durufl sergilemek flek-linde kendisini göstermez. Tam tersine tümönemli politikalar›n›(istisnalar hariç) efendile-rine göre yapmaktad›rlar-yaparlar.

KADEK’e kal›rsa Türk devletinin Irak’aasker gönderme tezkeresini meclisten geçir-mesinin tek nedeni oradaki Kürt ulusal hare-ketidir.

Türk devletinin Irak’a asker gönderme-sinin bir tek nedeni yok. Bir çok nedini var.

Bunlardan birincisi, 8.5 milyar dolar borçparay› almak için Türk ordusunun ABD ifl-galci güçlerinin kalkan› olmas›n› kabul et-mek amaçl› iken, ikinci nedeni ise Kürtdevletleflmesini, özellikle de KADEK’i tas-fiyeye yöneliktir. Baflkaca nedenleri de var.Örne¤in, 1 Mart tezkeresiyle bozulan iliflki-leri yeniden düzeltmek için vefa borcunuödemek gibi.

Son geliflmeler, daha do¤rusu gerekABD taraf›ndan oluflturulan iflbirlikçi-uflak“Irak ulusal konseyinin”, gerek ABD’ninmevcut durumda en fazla güvenip dayand›-¤› sosyal güç olarak Güney Kürdistan ha-kim s›n›flar›n›n Türk ordusunu istememesi,gerekse Ba¤dat’taki Türk Büyükelçili¤ineyönelik yap›lan sald›r›lar, Türk ordusununIrak’a gönderilmesini engelleyecek faktör-ler olarak de¤erlendirebiliriz.

Ülkede Irak’a asker göndermeye karfl›oluflan tepikilere bu geliflmeleri ekledi¤i-mizde, Türk ordusunun Irak’a gitmesi ola-s›l›¤› azal›yor.

Bu k›sa de¤erlendermeyi yapt›ktansonra, tekrar O. Öcalan’›n yorumlar›nadönelim:

O. Öcalan Irak ulusal direnifli içinbaflka bir olas›l›k tan›madan direnifli“Türk devletinin örgütledi¤ine” ba¤la-ma anlay›fl› ayn› zamanda KADEK’inkendisini de vurmaktad›r.

Bir direniflin do¤rulu¤u ve yanl›fll›¤›n›sadece kendi parçana, kendi k›sm›na görede¤erlendirirsen, orada asla do¤ru sonuç-lara varamazs›n. KADEK anlay›fl›ndanhareket edilirse pek tabii ki emperyalist vetüm gericilerin kendi iktidarlar›na karfl›yürütülen s›n›fsal kurtulufl mücadelelerini“d›fl kaynakl›, baflka devlet k›flk›rtmal›”yorum ve de¤erlendirmelerine hak vermekgerek. Hatta KADEK’in verdi¤i ulusalmücedele için de ayn› yorumlar yap›lmak-tad›r-yap›lmaktayd›.

Ne deniliyordu? KADEK ve önceli

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 116: Sınıf Teorisi - Sayı 4

PKK’yi “d›fl güçler k›flk›rt›yor” deniliyor-du. Bunu Türk flovenlerinin hepsi söylü-yordu. O halde KADEK’e sormak gerek:Türk hakim s›n›flar›n›n KADEK için yap-t›¤› bu tespit do¤ru mu?

Tabii ki baflka devletler, özellikle de s›-n›r çat›flmas› olan devletler bu tür hareket-lerden yararlanmak ister. Yani s›n›r anlafl-mazl›¤› içinde olan devletler baflka devletizay›flatmak için bu tür çeliflkilerden fay-dalanmak ister. Hatta bu tür hareketlerleçok özel iliflkiler gelifltirmeye de çal›fl›r.Burada sorun o hareketin bu devletlerin

çeliflkilerden yararlanma ad› alt›nda onunsiyasi denetimi alt›na girip girmemesi so-runudur. Yoksa vars›n kim o hareketi için“iflbirlikçi” derse desin, o hareketin niteli-¤ini de¤ifltirmez.

Bir hareketin ulusal direniflçili¤inin ze-mini varsa, hem de iflgalcili¤in ve de güç-lü anti-ABD’cili¤in oldu¤u bir topraktaulusal direnifl neden-niçin örgütlenmesinki? Bunun nesnel zemini alabildi¤ine var.Önce bu ba¤›ms›z birlikler fleklinde de or-taya ç›kabilir. Sonra merkezi bir örgüt ha-line gelebilirler. Nitekim Türk ulusal kur-tulufl savafl›nda da direnifller böyle baflla-m›flt›r.

Dolay›s›ylad›r ki KADEK çeliflkiler-den yararlanma ad› alt›nda bu türdenhaks›z ve subjektif yorumlardan vaz-geçmelidir.

Bu türn söylemlerle sözümona ABD’yi

Türk devletinin üzerine yöneltti¤ini-yö-neltece¤ini san›yor. Ama yan›l›yor. Bu türyorumlar mevcut durumda ABD’nin Türkdevleti üzerine gitmesinde etkili olmaz.

Bu koflullar alt›nda hangi güç ABD ifl-galcili¤ine vuruyorsa, o güç ilerici rol oy-nuyordur. Dolay›s›yla desteklenmelidir.Ben Kürdüm, topra¤›m ve hakk›m deyipbaflka bir ulusun ba¤›ms›zl›k mücadelesinigörmezlikten gelemezsin. Onu görmezlik-ten gelip parçay› her fleyin önüne ç›kart-mak siyaseti burjuva siyaset tarz›d›r. Kürttopraklar› bu tür siyasetlerle gerçek ba-

¤›ms›zl›¤›na kavuflmaz-kavuflamaz. He-leki ABD öncülü¤ü ve mandac›l›¤› alt›ndahiç kavuflmaz. Olsa olsa bir kukla Kürtdevleti olur. Bunun da desteklenecek biryan› olmaz. Çünkü böylesine bir Kürt dev-leti ABD’nin Ortado¤u’da ileri bir karako-lu olacakt›r. Hatta daha ileride Ortado-¤u’nun yeni bir israil devleti olabilir.ABD, bunun peflindedir. Ama koflullar he-nüz buna müsait de¤il. ABD, e¤er Irak’›nGüney’i d›fl›nda kalan topraklarda baflar›-s›z olursa, o zaman olas›l›k olarak Gü-ney’de bir Kürt devleti kurdurmay›düflünebilir. Ancak mevcut Irak ulusal mo-zai¤i, bölge ve uluslararas› dengeler henüzaç›ktan bir Kürt devletinin ilan› için mü-sait de¤ildir. ABD’nin Irak için mevcut ç›-karlar› tüm Irak’a hakim olmak için biryönetim oluflturmakt›r.

Topraklar› iflgal alt›nda olan bir ulusunulusal direnifli için Türk devletinin k›flk›rt-

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

KADEK’in dar milliyetçi çizgisini dün oldu¤u gibi bugün ve gelecek-te de elefltirmeye devam edece¤iz. Tabii ki devrimci-ilerici yönlerinide destekleyerek bunu yapaca¤›z. Savundu¤umuz ve iste¤imiz o kiKADEK, ABD üzerinden Türk devletini bask› alt›na alma siyaseti ad›alt›nda ABD’nin oyununa gelmesin!..

Page 117: Sınıf Teorisi - Sayı 4

mas› dememek için veya böyle bir savafl›nbafllat›lmas› için KADEK ve Güney Kür-distan’›n hakim s›n›flar›ndan izin al›narakm› direnifl bafllat›lmal›yd›?

Osman Öcalan’›n bu direnifl için yapt›-¤› de¤erlendirmelerle Türk devletininKADEK için yapt›¤› de¤erlendirmeleraras›nda ne fark var? Fark›n kendisi, biri-sini ezen ulusun hakim s›n›flar›n›n söyle-mesi di¤erini ise ezilen ulusun devrimcisi-nin söylemesidir. Yoksa her iki yaklafl›mda özünde ayn›d›r. Çünkü her ikisi de ken-disinden baflkas›n› görmüyor-görmek iste-miyor.

Ezilen ulusun burjuvazisi burjuva tarzsiyasetin kendisini egemen ulusun burju-vazisinden ö¤renir. Çünkü onun ilk olaraksiyasi ve ideolojik olarak e¤itildi¤i burju-va okul, egemen ulusun e¤itim sistemidir.Hakim s›n›flar›n e¤itim sistemi üzerinefazlaca yorum yapmaya gerek yok san›r›z.Siyaset tarz›; “bana dokunan, beni eleflti-ren en büyük düflman-bölücü-y›k›c›,” “neolursa olsun bana yard›m eden, bana yara-r› olan ise en büyük dosttur!” fleklindedir.

ABD’ye yaranmak, dahas› Türk devle-tinin Güney’deki operasyonlar›n› engelle-mek için hakl› temelde bafl gösteren Irakulusal direniflini kötülemeye kimseninhakk› olmamal›d›r. “Denize düflen y›lanasar›l›r” siyaset tarz›n›n Kürt ulusuna hiçbiryarar› olmad›¤›-olmayaca¤› gibi KA-DEK’e de yarar› yoktur. KADEK genelbaflkan›n› kendi emperyalist ç›karlar› içinTürk devletine teslim eden ABD’nin ken-disi de¤il mi? KADEK, bunlar› erken miunuttu?

KADEK’in bu yönlü pragmatist siyasettarz›yla yeni karfl›laflm›yoruz. Bu tarz›nkökleri PKK’nin kurulufluna kadar git-mektedir. 90’l› y›llar, özellikle de A. Öca-lan’›n esir al›nmas›ndan sonra pragmatistsiyaset tarz› kendisini daha çok gösterdi.

A. Öcalan’›n “Demokratik Cumhuriyet”projesi ve ABD’ye övgü dolu sözler söy-lenmesinin alt›nda da bu siyaset tarz› yat-maktad›r.

KADEK’in dar milliyetçi çizgisini dünoldu¤u gibi bugün ve gelecekte de elefltir-meye devam edece¤iz. Tabii ki devrimci-ilerici yönlerini de destekleyerek bunu ya-paca¤›z. Savundu¤umuz ve iste¤imiz o kiKADEK, ABD üzerinden Türk devletinibask› alt›na alma siyaseti ad› alt›ndaABD’nin oyununa gelmesin!..

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 118: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Girifl

MKP 1. Kongresi’nin önemli gündem-leri aras›nda yer alan konulardan birisinide Uluslararas› Komünist Hareket’in ge-nel durumu ve görevlerimiz oluflturmak-tayd›.

Uluslararas› Komünist Hareket deni-lince flüphesiz ki bununla ifade edilmekistenen Devrimci Enternasyonalist Hare-ket’in (DEH) kendisidir.

Kongre, bir yandan Devrimci Enter-nasyonalist Hareket’in niteli¤i ve misyo-nu üzerinde ciddi bir flekilde dururken,öte yandan bu Harekete karakterini verenprogram niteli¤indeki DEKLARAS-YON’a iliflkin görüfl; öneri ve elefltirileri-ni de ortaya koydu.

DEH ve Deklerasyonu’na iliflkin öne-ri ve elefltirileri ortaya koyarken öncelik-li olarak kendi hatal› yanlar›na yöneldi.Geçmiflte gerek DEH gerekse Deklaras-yon hakk›nda içine düfltü¤ü hatal› yönle-rin özelefltirisini yapt›.

DEH’le 85 ila 97 y›l› aras› kopan ör-gütsel iliflkilerde esas hatan›nTKP(ML)’nin sol-sekter çizgisinin birsonucu oldu¤unun alt› çizildi.

Bilindi¤i gibi TKP(ML), DEH’in ör-gütsel inflas›nda büyük çaba ve katk› sun-mufltur. ‹lk kurulufl çal›flmalar›nda öncü-lük ve önderlik yapan belli bafll› partiler-den birisi de TKP(ML)’dir. 1980’de yap›-lan ilk toplant›ya ve 84 y›l›nda yap›lan 2.Enternasyonal Konferans’a kurucu üyeolarak kat›lm›flt›r.

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

DEVR‹MC‹ ENTERNASYONAL‹ST

HAREKETVE DEKLERASYONU

HAKKINDAKongre, bir yandan Devrimci Enternasyonalist Hareket’in niteli¤i ve

misyonu üzerinde ciddi bir flekilde dururken, öte yandan bu Hareketekarakterini veren program niteli¤indeki DEKLARASYON’a iliflkin gö-rüfl; öneri ve elefltirilerini de ortaya koydu.

Page 119: Sınıf Teorisi - Sayı 4

2.Toplant› ayn› zamanda DEH’in,Deklarasyon’da ortaya konulan programetraf›nda kuruluflunu ilan etmesi oldu.TKP(ML), kurucu üyesi oldu¤u bu ulusla-raras› embriyonik Enternasyonalist Hare-ket’in program›n› oluflturan Deklarasyo-n’u da (bir konu hariç) imzalam›flt›r. fierhdüfltü¤ü nokta ise “Marksizm-Leninizm-Mao Zedung Düflüncesi” formülasyonuy-du. Bir baflka deyiflle Deklarasyon belge-sinde formülasyon olarak savunulan MaoZedung Düflüncesi’ne flerh düflülmüfltü.TKP(ML) hariç DEH üyesi tüm partilerbu formülasyonun alt›na imza att›.

TKP(ML)’yi, bu konuda hataya sü-rükleyen ana faktör ideolojik alanda,özellikle de Parti 1.Konferans›’yla birlik-te bafllayan k›r›lman›n yans›malar›yd›.Bunun tarihi kökleri ise KoordinasyonKomitesi(KK) Ve Bölgesel Dönem’e ka-dar dayanmaktad›r.

Belirtmek gerekir ki, TKP(ML)’ninbir yandan MZD formülasyonu noktas›n-da yanl›fl ve hatal› düflünürken, ama di¤ertarafta ad› geçen belgeye imza atmas› iseMarksist-Leninist-Maoist bir tutum ve si-yasetti. Dönem itibar›yla Mao’nun

ML’ye tüm katk›lar› (nitel) savunuluyor-du fakat, bir tek MZD formülasyonu sa-vunulmuyordu.

TKP(ML)’nin tüm bu olumlu çaba vegiriflimleri II. MK taraf›ndan 85 y›l› son-ras› bu kez örgütsel iliflkiler kopart›laraksekter bir çizgide sürdürülmüfltür. Bu sek-ter çizgi DEH’le yeniden örgütsel iliflkisa¤lan›ncaya dek de devam ettirilmifltir.

DEH’le iliflkilerin olumsuz bir flekildedevam etmesinde karfl›l›kl› hatalar ol-mufltur. Bu hatalar daha çok DEH Komi-tesiyle (DEH-KOM) iliflkilerde kendisinigöstermifltir. Fakat buradaki esas hatan›nTKP(ML)’nin yanl›fl yaklafl›m›ndan kay-nakland›¤›n› bir kez daha vurgulayal›m.TKP(ML)’nin bu alanda olumsuz bir çiz-gi izlemesini geçmiflin önderlik çizgile-rinden ve yaflanan örgütsel kaoslardanayr› düflünemeyiz. Öyle ki parti tarihindeörgütsel kaosun en üst seviyeye ç›kt›¤›ara dönemlerden birisi de bu y›llard›. Budurumu Parti tarihine göz att›¤›m›zdagörmüfl olaca¤›z.

fiüphesiz ki örgütsel kaosun had saf-haya ç›kt›¤› dönemler ayn› zamanda ide-olojik savrulmalar›n da artt›¤› dönemlerolmufltur. Bu iki durumu birbirinden ay›r-mak do¤ru bir anlay›fl olmaz. Tersi yön-den bir orant›lama yapt›¤›m›zda, partiiçinde ideolojik savrulmalar beraberindeörgütsel kaosu da getirmifltir. Do¤ru olanorant›lama da budur. Yani, her örgütselkaosun politik arkaplan›nda yatan ger-çeklik ideolojik bak›mdan sa¤lam bir du-rufl göstermemektir.

Bilinir ki Marksizm-Leninizm-Ma-oizm’e yabanc› düflünce ak›mlar›na karfl›ne kadar sa¤lam bir ideolojik donan›masahipsek o kadar da siyasi, örgütsel ve as-keri çizgide sapmam›z gündeme az gelir.fiüphesiz ki Marksizm d›fl› düflünceler vedüflünce ak›mlar›n›n günümüzdeki engüçlü panzehiri ise Maoizm’dir.

1 1

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

MZD formülasyonu konu-sunda KONFERANS kanad›ileri bir ad›m atarak bu for-mülasyonu savundu. DABK

kanad› da bu konuda bir iler-leme gösterdi. Evet MZD for-mülasyonunu yine savunmad›.

Fakat MZD formülasyonunayak›n bir düflünceyi savundu.Özcesi, geçmiflteki gibi MZD

formülasyonunu savunmayauzak de¤ildi.

Page 120: Sınıf Teorisi - Sayı 4

DEH ile örgütsel kaostaki derinleflme87 y›l›na gelindi¤inde daha da büyüdü.Fakat DEH ile ideolojik yak›nlaflma, özel-likle de MZD formülasyonu noktas›ndageçmifle oranla bir yak›nlaflma oldu.

MZD formülasyonu konusunda KON-FERANS kanad› ileri bir ad›m atarak buformülasyonu savundu. DABK kanad› dabu konuda bir ilerleme gösterdi. EvetMZD formülasyonunu yine savunmad›.Fakat MZD formülasyonuna yak›n birdüflünceyi savundu. Özcesi, geçmifltekigibi MZD formülasyonunu savunmayauzak de¤ildi.

MZD formülasyonunu savunmada birideolojik yak›nlaflmaya karfl›n DEH ileörgütsel kopuflun mesafesi daha da aç›ld›.Bu tarihten sonra her iki yap›n›n da DEHve Deklerasyonu’na iliflkin yapt›¤› de¤er-lendirmeler özet olarak afla¤›daki gibidir:

DABK kanad›n›n 1989 y›l›nda yapt›¤›3. Konferans’ta flu tespitler yap›lmaktad›r:

“TKP/ML 3. Konferans›, enternasyo-nal faaliyetimizin yönünü ve buna ba¤l›olarak DEH karfl›s›ndaki tutumumuzusaptamak için; DEH’in yap›s›n›, faaliyet-lerini ve 84 Deklarasyonu belgesini de-¤erlendirdi:

Proleter enternasyonal örgütlenmeDEH’in flu andaki en nitelikli örgütlenmeoldu¤unu, yap›sal özelli¤i ve ideolojikmücadele olanaklar›n›n varl›¤›ndan dola-y›, bu örgütlenme içindeki ML parti vegruplarla saf tutarak ve bu örgütlenmeyizemin alarak, dünya proletarya hareketi-nin as›l ihtiyaç duydu¤u, daha yüksek en-ternasyonal örgütlenmelerin yarat›labile-ce¤ini belirledi. Konferans, Deklarasyonbelgesi hakk›ndaki görüfllerimiz bildirile-rek, üyelik baflvurusunda bulunmay› ka-rarlaflt›rd›.

Deklarasyon hakk›ndaki k›sa kararfludur:

DEH’in 1984 Deklarasyonu’nda ha-kim olan görüfller revizyonisttir.” (abç.)

Bu de¤erlendirmeler, DABK kanad›-n›n 1989 y›l›n›n Haziran’›nda gerçeklefl-tirdi¤i 3. Konferans’da “Devrimci Enter-nasyonal Hareket’in Deklarasyonu hak-k›nda” bafll›¤› alt›nda kaleme al›nan bel-geden al›nm›flt›r.

KONFERANS kanad›n›n söz konusukonulara iliflkin saptamas›:

“DEH, ML iken Deklarasyon ise sa¤oportünisttir.”

Birlik sonras›ndan Kongreye kadar parti-mizin resmi görüflü ise afla¤›da ki gibiydi:

“DEH ML iken, ama Deklarasyonusa¤ oportünisttir.”

TKP/ML’nin resmi ve yürürlükte olansaptamas› ise flöyledir:

“DEH, ML iken Deklarasyon Sa¤Oportünisttir.”

Parti Kongremiz, tart›flmas›n› yapt›¤›-m›z sorunlara iliflkin flu noktalar›n alt›n›çizmifltir:

“Geçmiflte partimizde hakim hale ge-len “sol” sekter çizgi ve bölünmeler ne-deniyle DEH ile iliflkilerimiz aksam›flt›r.‹liflkilerin aksamas› esasen partimizinyanl›fl de¤erlendirme ve tutumundan ilerigelmekteydi. Bunun as›l nedeni Ma-oizm’den sapma idi. Gelinen aflamadaPartimiz DEH’i ve onun yay›mlad›¤›Deklarasyon ve “ Yaflas›n Marksizm-Le-ninizm-Maoizm” belgesini MLM olarakde¤erlendirmekte ve sahiplenmektedir.”

DABK, KONFERANS veTKP/ML’nin konuya iliflkin yanl›fl ve ha-tal› saptamalar› üzerinde özet olarak daolsa durmakta fayda vard›r.

S›ras›yla üzerinde dural›m:

DABK’›n soruna yaklafl›m› oldukçakaba ve sekterdir. DEH konusunda yuka-r›ya yapt›¤›m›z al›nt›da da görüldü¤ü gi-bi net bir görüflü yok. “En nitelikli örgüt”olarak DEH’i tan›ml›yor, ama Marksistmi, de¤il mi noktas›nda ise aç›k ve net bir

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 121: Sınıf Teorisi - Sayı 4

görüfl ileri sürmüyor. Bu ifade tarz›ndananlafl›lmas› gereken sonuç, DEH’in opor-tünist oldu¤u gerçekli¤idir. Yani DABKkanad› sak›nmadan DEH için oportünistdemeliydi. Ama bu görüfllerini aç›k venet bir flekilde belirtmemifltir. DABK’›nen büyük tutars›zl›¤› ise fluradad›r:

Bir yandan DEH’i Marksist de¤erlen-dirmiyor ve ifli daha da ileri götürerek buörgütün deklarasyonunu “revizyonist”ilan ediyor, öte yanda ise bu örgütün içe-risinde yer almak için iliflkiler gelifltirme-yi savunuyor. Bu, apaç›k oportünizmdir.MLM’ler “revizyonist bir program”(Deklarasyon) etraf›nda siyasi olarak ör-gütlenen bir örgütün içerisine girmek içinçaba sarf etmez, zaman harcamaz.

‹kinci bir hata ve tutars›zl›k ise fludur:Böyle bir program› esas alan tek tek ülkepartilerinin Marksist-Leninist oldu¤u yo-rumunu yapmak ise apayr› bir eklektizm-dir. “Revizyonist” bir deklarasyona “bi-zim de savundu¤umuz deklarasyondur”diye imza atan hiçbir parti komünist ola-maz. Eylem birli¤i mi yap›yorsun veyabir kitle örgütümüdür ki gidip içerisindeçal›flma yürütesin. Özcesi, DABK’›n so-runa yaklafl›m tarz› subjektif ve sekterdir.

Benzer eklektizme KONFERANS ka-nad› ve TKP/ML’de düflmektedir. Kong-reye kadar TKP(ML)’de ayn› tutars›zl›¤›tafl›maktayd›.

Bir yandan Deklarasyon için “Sa¤oportünist” ama öte yandan DEH içinMLM demek, bu apaç›k eklektizmdir.Hem de sorunu tersten almakt›r. Niye mi?Öncelikle her bir Maoist flunu net ve an-lafl›l›r bir flekilde bilince ç›kartmak zo-rundad›r:

E¤er bir örgüte MLM diyorsan o za-man o örgütün program› için de (Dekla-rasyon) hayli hayli MLM’dir diye tespityapman flartt›r. Çünkü bir örgüt, bir parti,program ve taktiklerine göre de¤erlendi-

rilir. Program ve eylem çizgisi bir parti-nin içeri¤idir, özüdür. Dolay›s›yla progra-m› “Sa¤ oportünist” gösterip örgütüMLM göstermek oldukça eklektik bir an-lay›flt›r.

fiöyle bir tespitte bulunulmufl olunsay-d›, o zaman iç tutarl›l›ktan sözedebilirdi:

“DEH’in önderli¤i oportünist, amaDeklarasyon MLM’dir.” Çünkü bir örgü-tün program›n›n Marksist-Leninist-Ma-oist olmas› o örgütün önderli¤ini oportü-nist olarak nitelendirmekle çeliflmez. Ör-ne¤in ÇKP’nin 1935 öncesi önderlik çiz-gileri, partimizin geçmifl önderlik çizgile-ri, Peru, Nepal vb. bir çok komünist par-tisinin daha önceki önderlik çizgilerioportünistti, fakat programlar› MLM’ydi.

Özcesi, Revizyonist ve oportünistprograma sahip bir partinin önderli¤i aslaMarksist olamaz. Çünkü program veuluslararas› çizgi bir partinin genel siya-sal çizgisinin özünü oluflturur. Bu da opartinin özü demektir. Özün oportünistama biçimin MLM oldu¤u hiç görülmüflmüdür? Fakat görüldü¤ü gibi partininad› geçen kanatlar› ve TKP/ML böylesineters bir tespit yapabilmektedir. Sorunuayaklar› üzerine dikece¤ine bafl afla¤› di-kerek ele almakla idealizme düflülmüfltür.

K›sacas›, DEH ve Deklarasyonu’nailiflkin yap›lan analiz metafizikçe, siyasetalan›nda ise eklektizme düflülmüfltür.

Yeri gelmiflken, Mao Zedung Düflün-cesi’nin ‹brahim sonras› ilk kez 87 y›l›n-da yap›lan 3. Konferans’ta resmi hale ge-tirilerek savunuldu¤unu not düflelim.

Maoizm’in partide resmi düflünce ha-line getiriliflinin tarihi ise 1993 y›l›ndayap›lan Ola¤anüstü Konferans’t›r.

Konuya iliflkin kapsaml› ve ayr›nt›l›de¤erlendirme (tarihçesiyle birlikte)“‹deoloji” adl› belgede yap›ld›¤›ndan da-ha fazla ayr›nt›lara girmeden geçiyoruz.

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 122: Sınıf Teorisi - Sayı 4

A) DEKLARASYON BELGE-S‹NDE HATALI BUL-

DU⁄UMUZ NOKTALAR

Deklarasyon’a iliflkin elefltirilerimiziDeklarasyon belgesindeki s›ra bafll›klar›-n› takip ederek sürdürece¤iz.

Elefltirilere geçmeden önce, de¤erlen-dirmeye tabi tuttu¤umuz belgelerin DEHtaraf›ndan 84 y›l›nda resmi hale getirilenDeklarasyon ve yine ’93 y›l›nda DEHimzal› “Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Maoizm!” belgeleri oldu¤unu belirtelim.

a) “Dünyada durum” hakk›nda ile-

ri sürülen saptamalara iliflkin:

1)Dünya çap›ndaki bafll›ca çeliflmelers›ralan›rken, esasta do¤ru bir saptamayagidilmifltir. Ancak bu saptama kendi için-de tali hatalar ve eksiklikler de bar›nd›r-maktad›r. Bu hatal› ve eksik yanlar ken-disini flu noktalarda göstermektedir:

Bafll›ca çeliflkiler flöyle s›ralanmaktad›r:

“Çeflitli emperyalist güçler aras›ndakiçeliflki, emperyalizm ile ezilen halklar veuluslar aras›ndaki çeliflki ve emperyalistülkelerde proletarya ile burjuvazi aras›n-daki çeliflki.”

Bu bafll›ca çeliflkiler afla¤›daki gibiifade edilirse daha do¤ru kullan›lm›flolacakt›r:

Emperyalistlerin kendi aras›ndaki çe-liflki, emperyalizm ile ezilen halklar veuluslar aras›ndaki çeliflki, kapitalist-em-peryalist ülkelerde proletarya ile burju-vazi aras›ndaki çeliflki.

“Emperyalist ülkelerde proletarya ileburjuvazi aras›ndaki çeliflki”nin bafll›caçeliflkiler içerisinde gösterilmesi do¤ru,fakat bu tespit kendi ba¤r›nda eksiklik ta-fl›maktad›r. fiöyle ki; bu bafll›ca çeliflkiyi,yani proletarya ile burjuvazi aras›ndakiçeliflkinin kendisini sadece emperyalist

ülkelere özgü olarak ele almak do¤ru biryaklafl›m de¤ildir. Söz konusu çeliflki sa-dece emperyalist ülkeler için geçerli de-¤il, kapitalist ülkeler için de geçerlidir.

Bilindi¤i gibi dünyam›zda emperya-list olmayan fakat kapitalist yar›-sömür-ge sosyo-ekonomik yap›ya sahip onlarcaülke mevcuttur. Bunlar; Do¤u-Avrupa,Kafkas ve Balt›k ülkelerinden tutal›m daBalkan ülkelerine, oradan da Portekiz, ‹s-panya, Yunanistan ve Güney Kore’ye ka-dar hepsi kapitalist-yar› sömürge ülkeler-dir. Bütün bu ülkelerin hepsinde de baflçeliflki t›pk› emperyalist ülkelerdeki gibiproletarya ile burjuvazi aras›ndaki çelifl-kidir. Bu ülkelerde temel çeliflki farkl›d›r.Temel çeliflki emperyalizm ve kapitalizmile genifl halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflki-dir. Oysa emperyalist ülekelerde iflgalkoflullar› d›fl›nda temel çeliflki ile bafl çe-liflki ayn›d›r.

Bundand›r ki söz konusu bafll›ca çe-liflkiyi sadece emperyalist ülkelere özgüifade etmek do¤ru bir anlay›fl olmaz. Sö-zü geçen bafll›ca çeliflkiyi yukar›ya aktar-d›¤›m›z flekliyle ifade etmek ancak do¤rubir anlay›fl olur.

Dünyada çap›nda temel çeliflki tespitiyapmamak ise bafll› bafl›na bir eksikliktir:

Dünya çap›nda bafll›ca çeliflkilerdensöz edilirken temel çeliflki tespitine gidil-memesi do¤ru bir yaklafl›m de¤il. Oysabütün bafll›ca çeliflkilerin üzerinde yüksel-di¤i ana zemin temel çeliflkinin kendisidir.

Ça¤›m›z emperyalizm ve proleterdevrimler ça¤›d›r diyorsak, o halde buça¤ bafll› bafl›na ana bir süreçtir. Bu ça¤adamgas›n› vuran iki modern s›n›f›n varl›-¤›ndan her bir Maoist söz eder, etmek zo-rundad›r. Bu iki modern s›n›f›n beslendi-¤i-temsil etti¤i ekonomik zemin Sermayeile Emektir. Sermayeyi temsil eden s›n›fburjuvazi iken eme¤i birinci derecedetemsil eden s›n›f ise proletaryad›r.

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 123: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Bu durum sadece eko-nomik ve s›n›fsal plandaböyle de¤ildir. ‹deolojikdüzlemde de böyledir.fiöyle ki; bilindi¤i gibi bi-limsel dünya görüflü olandiyalektik ve tarihsel ma-teryalizmin ideolojik ola-rak kayna¤›n› ald›¤› s›n›fproletarya iken, idealiz-min beslendi¤i s›n›fsaldoku ise burjuvazidir.

Dolay›s›yla soruna ne-resinden bak›l›rsa bak›l-s›n, yani ister siyasi, isterekonomik, isterse ideolo-jik olarak bu ça¤›n temelçeliflkisi ekonomik düz-lemde emek-sermaye çe-liflkisi iken s›n›fsal düz-lemde ise proletarya ileburjuvazi aras›ndaki çelifl-kidir. Bu süreç de¤iflmedi-¤i müddetçe sözkonusu te-mel çeliflki de de¤iflmeye-cektir. ‹sterse dünya ça-p›nda emperyalist bir sa-vafl ç›ks›n, yine de temelçeliflki de¤iflmeyecektir.Bu gibi durumlarda sade-ce bafl çeliflki ve bafl düfl-man tespiti de¤iflir.

Dünya çap›nda baflçeliflki tespitiyap›lmamas› da bir eksikliktir:

DEH’in söz konusu deklarasyonbelgesinde bafl çeliflki tespiti yap-mamas› önemli diyebilece¤imiz bireksikliktir. ‹çinde yaflad›¤›m›z süre-cin bugünkü aflamas›nda söz konu-su bafll›ca çeliflkiler içerisinde öneç›kan; çözülmesi durumunda di¤erçeliflmeler üzerinde etkide bulunan;kimisini çözerken kimisinin ise öneç›kmas›n› sa¤layan çeliflkinin ken-disi emperyalizm ile ezilen dünya

halklar› ve uluslar› aras›ndaki çelifl-kidir. Bu, ayn› zamanda proleterdünya devriminin bugünkü aflama-s›nda öne ç›km›fl bafl çeliflkisidir.

Gerçekten de durum öyle de¤ilmidir? Dünya devriminin f›rt›namerkezleri Latin-Amerika, Asya veAfrika gibi sömürge, yar›-sömürgeyar›-feodal ülkeleri de¤il midir? Pe-ru, Nepal, Türkiye-Kuzey Kürdis-tan, Hindistan, Filistin, Kolombiya,Irak, Ortado¤u ve di¤er sömürge,yar›-sömürge, yar›-feodal ülke halk-lar› ve uluslar› emperyalizme karfl›ayaktad›rlar. Emperyalist burjuvazi-ye ve onlar›n uflak s›n›flar›na karfl›en büyük darbeler buralardan vuru-luyor. Ki geçmiflin Demokratik veSosyalist devrimlerinin tümü bura-larda (Rusya hariç) gerçekleflti. Kal-d›ki ismi geçen kimi ülkelerde sos-yal ve ulusal kurutulufl mücadeleleritüm h›z›yla devam etmektedir. Dola-y›s›yla emperyalizmin zay›f halkas›durumundaki bu nesnel dünya ger-çekli¤ine gözümüzü kapatamay›z!

Bafl çeliflki tespiti yap›lmas›n›nLin Biaoculuk’la uzaktan yak›ndanbir alakas› yoktur. Troçkizm’le dealakal› de¤ildir. Bu tespitle dünyaçap›nda “toptan devrim” anlay›fl›n›nuzaktan yak›ndan da alakas› yoktur.Toptan devrimi savunan yok. Yap›-lan sadece dünyadaki mevcut bafll›-ca çeliflkilerden birinin daha yo¤unyafland›¤› ülkeler gerçekli¤ini do¤rutespit etmektir. Bu da ister kabuledelim ister etmeyelim dünyam›z›nnesnel gerçekli¤i olarak gün gibi or-tada durmaktad›r.

Tüm bu gerçeklikten hareketledünyadaki mevcut bafll›ca çeliflkileriçerisinde emperyalizmle ezilendünya halklar› ve uluslar› aras›ndakiçeliflkiyi bafl çeliflki olarak saptad›k.

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

K›sacas›, DEH,dönemin durumunu

abart›l› bir flekildeele alarak sübjekti-vizme düflmüfltür.Bundan dolay› dadünyadaki ittifakgüçlerinin do¤ru

tespit etmekten tu-tal›mda mücadelede

okun sivri ucununs›n›f düflmanlar›n›niktidarlar›na (iç sa-

vafl) yöneltme yeri-ne “savafl k›flk›rt›c›s›emperyalist güçlerekarfl› yo¤unlaflmal›”

taktik politikas›n›öne ç›karm›flt›r. Bu

da s›n›f iflbirlikçisisa¤ oportünist bir

tespittir..

Page 124: Sınıf Teorisi - Sayı 4

“3. Dünya Savafl›’n›n yak›nda ç›kaca-¤›” tespiti sa¤ subjektif tespittir:

Bu saptaman›n subjektif oldu¤u gayetnet bir flekilde a盤a ç›kt›. 84 y›l›nda ya-p›lan dünyadaki durum tespiti hiçteDEH’in belirledi¤i gibi “yak›nda dünyasavafl› ç›kacak” fleklinde geliflmedi. Ge-liflmeler tersini gösterdi. Do¤rudur, mev-cut koflullarda emperyalist güçler aras›n-da, özellikle de ABD ile Rus Sosyal em-peryalizmi aras›nda çeliflkiler gün geçtik-çe k›z›flmaktayd›. Fakat bu durumDEH’in iflaret etti¤i gibi “yak›nda emper-yalist savafl ç›kacak” düzleminde de¤ildi.Nitekim 90’l› y›llara gelindi¤inde RusSosyal emperyalizmi ekonomik ve siya-si olarak önemli bir güç kayb›na u¤rad›.Adeta çöktü. Kendi denetimindeki ulus-lar›n ço¤unlu¤u bir bir ayr›larak ayr› dev-let kurdu. Rusya’n›n bu ekonomik çökü-flü önce sözünü etti¤imiz politik nüfuzalanlar›n›n daralmas›n› da beraberindegetirdi. Son birkaç y›ld›r yeniden topar-lanmaya bafllayan Rusya’n›n b›rakal›mABD’ye karfl› ekonomik olarak kafa tut-mas›n› bir kenara, siyasi olarak dahi ABDvd. emperyalist devletlere kafa tutacakgücü kalmad›.

Di¤er emperyalist devletlerin deABD’ye karfl› kafa tutacak ne ekonomikne de siyasi bir gücü vard›. fiüphesiz kiekonomik olarak güçsüz bir devletin siya-si olarak kafa tutmas› düflünülemez. ABD,o gün bugündür, özellikle de 90’l› y›llar›nbafl›ndan bu yana tek bafl›na dünya jandar-mal›¤›n› sürdürmektedir. ABD karfl›t› baz›ekonomik-siyasi oluflumlar( Avrupa Birli-¤i, fianghay Befllisi gibi) ve kutuplaflmalarvarolsa da-gelifltirilse de ancak bunlar›nmevcut gücü henüz ABD’ye karfl› bir sü-per güç boyutunda de¤ildir. Dolay›s›ylaABD bu gidiflatla daha uzun y›llar tek ba-fl›na dünya jandarmal›¤›n› sürdürece¤ebenziyor. Bundand›r ki emperyalist birdünya savafl›n›n yak›n zaman diliminde

ç›kma olas›l›¤›n›n oldukça zay›f oldu¤unuda bu arada belirtelim.

Emperyalist dünya savafl›n›n ç›kmaolas›l›¤›n›n zay›f olmas› demek emperya-listler aras› çeliflkinin ve kutuplaflman›nolmad›¤› fleklinde yorumlanamaz, yo-rumlanmamal›d›r. Emperyalist güçleraras› çeliflki her zaman için vard›r ve em-peryalizm var oldu¤u müddetçe de bu çe-liflki varl›¤›n› devam ettirecektir. Üzerin-de durdu¤umuz kilit nokta bu çeliflkinindüzeyinin bir emperyalist savafl ç›karta-cak boyutta olmad›¤› gerçekli¤idir.

K›sacas›, DEH, dönemin durumunuabart›l› bir flekilde ele alarak sübjekti-vizme düflmüfltür. Bundan dolay› dadünyadaki ittifak güçlerini do¤ru tespitetmekten tutal›mda mücadelede okunsivri ucunun s›n›f düflmanlar›n›n iktidar-lar›na (iç savafl) yöneltme yerine “savaflk›flk›rt›c›s› emperyalist güçlere karfl› yo-¤unlaflmal›” taktik politikas›n› öne ç›-karm›flt›r. Bu da s›n›f iflbirlikçisi sa¤oportünist bir tespittir.

DEH’in sözkonusu hatal› tespite ilifl-kin hala da özelefltiri yapmamas› ise apayr› bir olumsuzluktur.

b) “Proleter Dünya Devriminin ‹ki

Bileflen Ö¤esi Üzerine:”

Proleter dünya devriminin iki bileflenö¤esi esasta do¤ru konulmas›na karfl›n, an-cak tart›flma yaratacak ifade tarzlar› ve kav-ramlar kullan›ld›¤›n› da belirtmek isteriz.

Önce tart›flmaya yol açacak ifade tar-z›n› oldu¤u gibi aktaral›m:

“Proleter Dünya devriminin esas ola-rak iki ak›mdan olufltu¤u-emperyalist ka-lelerde proletarya ve müttefikleri taraf›n-dan savafl›m› verilen proleter sosyalistdevrim ile emperyalizm boyunduru¤u al-t›ndaki uluslar ve halklar taraf›ndan sava-fl›m› verilen ulusal kurtulufl ve yeni de-mokratik devrim fleklindeki, tarih taraf›n-dan da teyit edilmifl...”

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 125: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Bu ifade tarz›nda eksik olan yan veideolojik kar›fl›kl›¤a yol açacak nokta flu-ras›d›r:

“Emperyalizmin boyunduru¤u alt›nda-ki uluslar ve halklar taraf›ndan verilenulusal kurtulufl” vb. yönlü ifade tarz› veyasaptama ile çok uluslu devletlerin yaflad›¤›yerde ezilen ulus burjuvazisinin ezen ulusburjuvazisine karfl› yürüttü¤ü ulusal kurtu-lufl savafl› gözden kaç›r›lm›flt›r.

Bilindi¤i gibi ulusal kurtulufl savafllar›sadece emperyalizmin boyunduru¤u al-t›ndaki sömürge veya yar›-sömürge ülke-lerde sürdürülmüyor, sürdürülmemekte-dir. Çok uluslu, hem de yar›-sömürgedevletlerin varl›¤›n› sürdürdü¤ü bir çokülkede (Türkiye, Hindistan, Sri Lanka,Iran, Irak, Filipinler vb.) egemen uluslardirekt olarak emperyalizm taraf›ndan ezi-lirken, ancak ezilen ba¤›ml› uluslar iseesas olarak egemen uluslar taraf›ndanezilmektedir. Bu gerçeklikten dolay›d›r kiçok uluslu ülkelerde ezilen ba¤›ml› ulus-lar›n ulusal kurtulufl mücadelesi önünde-ki en büyük ve birinci derecedeki engelgüç daha çok egemen ulus burjuvazisidir.Buralardaki ulusal kurtulufl savafllar› em-peryalizme direkt de¤il dolayl› darbe vur-maktad›rlar.

Bundand›r ki bu ifade tarz› S›n›fsalkurtuluflu ifade eden Yeni DemokratikDevrimleri tam olarak ifade etmiyor.

Özcesi, söz konusu ifade tarz› flöyledüzeltilmelidir: “... Emperyalizm boyun-duru¤u alt›ndaki uluslar ve halklar tara-f›ndan savafl›m› verilen ulusal demokra-tik devrim (milli demokratik devrim) ve-ya yeni demokratik devrim fleklindeki...”Bunun d›fl›ndaki ifade tarzlar› proleterdünya devriminin iki ana bilefleni vurgu-sunu tam ifade etmez.

Burjuva (ezilen ulus) önderlikli ulusalkurtulufl hareketleri proleter dünya devri-

minin temel bileflenleri içerisinde de¤er-lendirilmez/de¤erlendirilmemelidir. Buhareketler emperyalizme darbe vurdu¤uve proleter devrimleri güçlendirdi¤indeancak proleter dünya devriminin yedekgüçleri aras›nda de¤erlendirilir/de¤erlen-dirilmelidir. Ki o da ancak devrimci ulu-sal karakter tafl›yan ulusal kurtulufl hare-ketleri emperyalizme darbe vurup prole-ter devrimleri güçlendirir. Reformist ulu-sal hareketler emperyalizme darbe vur-mad›¤› gibi proletarya devrimlerini degüçlendirmez. Dolay›s›ylad›r ki reformistulusal hareketler proleter devrimlerin ye-dek gücü kategorisinde ele al›n›p de¤er-lendirilemez.

Bu saptaman›n özü do¤rudur dedik.flöyle ki;

Yeni Demokratik Devrim mücadelesi-nin emperyalizmin boyunduru¤u alt›nda-ki yar›-sömürge, yar›-feodal ve sömürgeülkelerde verilmesi, bunun da ancak veancak proletarya önderli¤inde baflar›yagötürülece¤i gerçekli¤i tarihsel-toplum-sal tecrübe ve devrimlerden a盤a ç›km›fl-t›r. Tabii ki burada proletaryan›n temelmüttefik güçleri, özellikle de yar›-sömür-ge yar›-feodal ülkelerde baflta köylü-lük(yoksul) olmak üzere küçük burjuvazive milli burjuvazinin sol kanad›d›r.

Bu gibi ülkelerde fiili iflgalin hükümsürmesi durumunda dahi temel çeliflki yi-ne de¤iflmez, fakat bafl çeliflki de¤iflir. Te-mel çeliflki, bu gibi ülkelerde emperya-lizm, komprador kapitalizm ve feodalizmile genifl halk y›¤›nlar› aras›nda iken, baflçeliflki ise farkl›d›r. ‹flgalcili¤in olmad›¤›yani iç savafl›n hüküm sürdü¤ü koflullardabafl çeliflki feodal sistem ile genifl halk y›-¤›nlar› aras›nda iken, iflgalcilik koflullar›n-da ise emperyalizm ile ulus aras›ndad›r.

K›sacas›, konuya iliflkin Deklarasyon-da belirtilen anlay›fl do¤rudur.

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 126: Sınıf Teorisi - Sayı 4

c) ”Uluslararas› Komünist Hare-

ket’in tarihine iliflkin baz› sorunlar”

hakk›nda:

Bu bölümde ortaya konulan düflünce-ler esasta do¤rudur. Uluslararas› Komü-nist Hareket’in tarihi MLM bir görüfl aç›-s›yla analiz edilmifltir. Bu belgede eksikolan Maoizm yerine Mao Zedung Düflün-cesi formülasyonunun savunulmufl olma-s›d›r. Ki o koflullarda bu tezin savunulma-s›nda fazlaca garipsenecek ve elefltirile-cek bir durum söz konusu de¤il. Kald› kibelgede ad› geçen eksiklik ve yetersizlik“Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Maoizm”belgesinde giderilmifltir.

Bilindi¤i üzere bu belge DEH taraf›n-dan 26 Aral›k 1993 y›l›nda haz›rlanm›flt›r.Dolay›s›yla bu eksiklik üzerine söylene-cek ve elefltirilecek birfley yok.

d) “SSCB VE KOMÜNTERN”e

iliflkin:

Bu bölümde dikkatimizi çeken hatal›saptama flu noktada kendisini göstermek-tedir:

“... Üç bariz sapma tespit edilmelidir.”

Deklarasyon ilk iki sapmay› bilimselbir flekilde belirlerken, ancak üçüncüsapma olarak alt›n› çizdi¤i hususta hatal›bir anlay›fl› savunmufltur: Deklarasyo-n’un konuya iliflkin anlay›fl› flöyledir:

“ ... Üçüncüsü, faflizm, emperyalist ül-kelerde tekelci burjuvazinin en gerici

k›sm›n›n rejimi olarak tan›mland›¤›

zaman, bu, tekelci burjuvazinin bir kesi-mini ilerici olarak görme fleklindeki teh-likeli, reformist ve pasifist e¤ilime kap›y›aç›k b›rakt›. ”(abç)

Deklarasyon, hatal› bir yol izlemifltir.Faflizmi, emperyalist ülkelerde “tekelciburjuvazinin en gerici k›sm›n›n rejimiolarak tan›mlamak”, bizce do¤ru bir siya-si saptamad›r. Bu saptama tekelci burju-vaziyi stratejik olarak ilerici görme sap-mas›n› getirmez.

Burada sorgulanmas› gereken ad› ge-çen ülkelerdeki komünist partileri ve Ko-mintern taraf›ndan tekelci burjuvazininfaflist olmayan kesimine 2. Dünya Savafl›koflullar›nda fazla bir misyon yüklenmesive beklentilere girilmesidir. Deklarasyo-nun da do¤ru bir flekilde iflaret etti¤i gibis›n›f iflbirlikçisi sa¤ oportünist politikala-r›n izlenmifl olmas›d›r. Yoksa bu sapma-lar›n kayna¤›n›, götürüp faflizm tahlilininyanl›flli¤›na ba¤lamak do¤ru bir politikbak›fl aç›s› de¤ildir.

Baz› tarihi-siyasi koflullarda tekelciburjuvazinin belli bir kli¤iyle (örne¤in ifl-gale ve faflizme karfl› ç›kan) ittifaklara dagidilir. Tabii ki bu ittifak geçici ve dö-nemseldir. Nas›l ki bir Çin’de Çan Kayfiek iktidar›yla fiili iflgal koflullar›ndaMilli Birleflik Cephe politikas›n› izlemekdo¤ruyduysa; ve Mao’nun o somut döne-meçte bu klik için “ilericidir” vb. yönlüsaptamas› ne denli bilimsel ise, yukar›dadikkatleri çekti¤imiz koflullar alt›nda (an-ti iflgalcilik, anti-faflizm) bir hareket tarz›izleyen tekelci burjuvazinin bir kesiminiilerici olarak tan›mlamak da do¤ru ve ye-rinde bir tespit olur.

Ayn› anlay›fl yoldafl Kaypakkaya’n›nKemalist hareket için yapt›¤› saptamadada görülmektedir. Kemalist hareketin sa-vafl y›llar›nda güdük de olsa anti-emper-yalist rol oynamas›n›n “ilerici” olarak ta-n›mlanmas›, do¤ru bir tespitti. Bu gibiözgün koflullarda egemen hakim s›n›fla-r›n bir kesimini ilerici olarak tan›mlama-n›n da hatal› bir anlay›fl olmad›¤› gerçek-li¤i daha kolay alg›lanm›fl olur.

Sorunun özü, yani burada bilince ç›-kart›lmas› gereken ana halka, bu takti¤ive belirlemeyi stratejik bir mesele halinedönüfltürmemek olmal›d›r. Daha aç›kças›önemli olan takti¤in stratejiyi yememesi-dir. ‹flte Komintern’in bu konuda içinedüfltü¤ü temel hata savafl d›fl› dönemlerdemevcut tekelci iktidarlarla ittifaklar› de-

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 127: Sınıf Teorisi - Sayı 4

vam ettirmifl olmas›d›r. Fransa baflta ol-mak üzere bir çok ülkede bu s›n›f iflbirlik-çisi sa¤ politikalar izlenmifltir. Bu sa¤ çiz-giler sonucu olarak da iktidara alternatifdevrim güçleri bu ülkelerde ezilmifltir.

Özcesi, bu konuda Deklarasyon öznel-ci, sol bir belirleme ve hataya düflmüfltür.

e) ”Mao Zedung, Kültür Devrimi ve

Marksist-Leninist Hareket” Hakk›nda

Deklarasyon’un konuya iliflkin gözeçarpan hatas› kendisini flu flekilde göster-mektedir:

“Öneri, emperyalist ülkelerle ilgiliolarak ‘ABD emperyalizminin denetledi-¤i ya da denetlemeye çal›flt›¤› kapitalistülkelerde iflçi s›n›f› ve halk sald›r›lar›n›esas olarak ABD emperyalizmine, amaayn› zamanda milli ç›karlara ihanet edentekelci kapitalistlere ve öteki yerli gericigüçlere de yönelmelidir’, görüflünü önesürüyordu. ‘Bu tip ülkelerdeMarksist-Le-ninist hareketin geliflmesini ciddi bir fle-kilde etkileyen bu görüfl, emperyalist ül-kelerde “milli ç›karlar›n” emperyalist ç›-karlar oldu¤u ve di¤er emperyalist güç-lerle ne gibi ittifak kurarlarsa kursunlarve böylesi ittifaklar›n kaç›n›lmaz olarakeflitsiz niteli¤e ra¤men, tersine savunul-du¤u olgusunu gözden saklamaktad›r. Buülkelerin proletaryas› böylelikle, emper-yalist burjuvaziden, onun emperyalist ç›-karlar›n›n en iyi savunuculu¤unda dahabask›n ç›kmaya gayret etme do¤rultusun-da teflvik ediliyor. ”

Tek t›rnak içine ald›¤›m›z görüfllerÇKP’ye ait görüfller olarak aktar›lm›flt›r.Geriye kalan görüfller ise Deklarasyon’aaittir.

Deklarasyonun bu al›nt›y› nereden vehangi kaynaktan aktard›¤›n› bilemiyoruz,ancak bizim elimizdeki belgelerden Dek-larasyon’un elefltirisine konu olanÇKP’nin söz konusu görüflleri demeye-lim de ona yak›n ifade tarzlar› flöyledir:

Önce bunu aktaral›m, sonra Deklarasyo-n’un konuya iliflkin yapt›¤› elefltirilerüzerinde dural›m ve bir iki hat›rlatmadabulunal›m.

“ABD emperyalizminin siyasi, iktisa-di ve askeri hakimiyeti alt›nda olan baz›ileri kapitalist ülkelerde iflçi s›n›f›n›n vekitlelerin esas darbeyi emperyalist ABDhakimiyetine ve ayn› zamanda tekelcisermayeye ve milli ç›karlara ihanet edeniçerdeki di¤er gerici güçlere de yönelt-meleri gerekti¤i tezi. ”(Uluslararas› Ko-münist Hareket’in Genel Çizgisi Hakk›n-da Polemik-1963)

Birincisi, söz konusu al›nt›larda e¤erçeviri hatas› ve eksikli¤i yok ise (gerekDeklarasyon al›nt›y› yaparken, gerekseDeklarasyon’dan Türkçe’ye çeviri yap›-l›rken) her iki al›nt›n›n da özde ayn› dü-flünceleri ifade etmekte oldu¤unu belirte-lim. Bunu, okur da görmektedir.

‹kincisi, ÇKP’nin söz konusu görüflle-rinde bizim anlad›¤›m›z demeyelim deDeklarasyon’un alg›lamas› gereken bura-da sunulan öneri ve görüfllerin iflgal alt›n-daki kapitalist (bu, emperyalist ülke de ol-sa) ülkeler için ortaya konuldu¤u gerçek-li¤i olmal›d›r. Örne¤in bir Fransa gibi ül-keler için bu görüfller geçerlidir. “63 Pole-miklerinden” Deklarasyon’dan yapt›¤›-m›z al›nt›larda burada ileri sürülen teziniflgal alt›ndaki emperyalist ülkeler için ge-çerli olaca¤› siyasetidir. Bu tez, bizce do¤-ru oland›r. Aksi anlay›fl ve siyasetler “sol”sekter bir anlay›fl ve siyasettir.

ABD emperyalizminin siyasi, ekono-mik ve askeri hakimiyeti alt›nda olan ba-z› ileri kapitalist ülkeler ifadesinden,60’l› y›llar›n bafl› ve daha öncesi y›llar›anlamal›y›z. Bilindi¤i gibi o tarihsel-si-yasi koflullarda Mao’nun da dünyadakisiyasal durum tespitini yaparken belirtti¤igibi dünya çap›nda bir dünya savafl› ola-s›l›¤›n›n (Küba krizi bunun somut örne¤i-dir) yüksek oldu¤u koflullard›. Bu dönem

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 128: Sınıf Teorisi - Sayı 4

itibar›yla ABD’nin dünya halklar›n›n“can düflman›”, “ABD’ye karfl› birleflikcephe oluflturma” öneri ve tezleri tümdeno somut siyasal koflullara özgüdür. Dola-y›s›yla ÇKP’nin bu saptamas›nda ne birs›n›f iflbirlikçisi sapma ve ne de bununlaba¤lant›l› olarak bura ülkelerinde MLMpartilerin geliflimi engellenmifltir.

Bu öneri ve tezlerin hangi tür ülkeleriçin söylendi¤i önemlidir. Yoksa Mao’dave ÇKP’de iflgalcili¤in olmad›¤› koflul-larda emperyalist ülkelerdeki ML partile-rin ve proletaryan›n s›n›f mücadelesindeizleyece¤i politik-taktikler nettir. Tarihselve bununla ba¤›nt›l› olarak ülkelerin sos-yo-ekonomik yap›s› göz önünde bulun-durularak böyle bir öneri ÇKP taraf›ndanortaya at›lm›flt›.

Özet olarak deklarasyon ÇKP’ye ilifl-kin yapt›¤› elefltiride hatal› bir bak›fl aç›-s›na düflmüfltür. Görüflümüz odur ki sözkonusu yer yeniden düzenlenmelidir. Da-ha do¤rusu, söz konusu elefltiri Dekleras-yon’dan ç›kart›lmal›d›r.

f) “Sömürge,Yar›(veya Yeni)-Sö-

mürge Ülkelerde Görevler”e ‹liflkin

Tezler Hakk›nda:

1-Halk›n Birleflik Cephesi’nin bile-

flenleri net ve aç›k bir flekilde ortaya

konulmam›flt›r:

“Milli burjuvazinin sol kanad› devri-me kat›l›r” denmesine karfl›n ve devrimcibirleflik cephenin temel bilefleni olarak“iflçi-köylü temel ittifak›” diye vurgu ya-p›lmakla birlikte, ancak milli burjuvazi-nin sol kanad› ve flehir küçük burjuvazisiiçin birleflik cephenin stratejik bileflenle-ridir diye saptama yap›lmam›flt›r. Ayn›durum Yeni Demokratik Devrim ve ‹k-tidar›n bileflenlerini ortaya koyarken dekendisini göstermektedir.

Bu konuyu fazla uzatmak istemiyoruz.K›sacas›, Deklarasyon’da Halk›n BirleflikCephesi bileflenleri içerisinde milli burju-

vazinin sol kanad› ve flehir küçük burju-vazisinin de oldu¤u da net ve aç›k bir fle-kilde belirtilmelidir.

Bunun mant›ksal sonucu olarak YeniDemokratik ‹ktidar’›n bileflenlerinin ayn›s›n›f ve tabakalardan olufltu¤u perspektifive siyaseti de Deklerasyon’da yer almal›d›r.

2- Bu alt bafll›k alt›nda aç›k ve net

bir flekilde belirtilmesi gereken di¤er

bir nokta ise fluras› olmal›d›r:

Belgede Yeni Demokratik ‹ktidar’›nözünün ve niteli¤inin proleter oldu¤uaç›k ve net bir flekilde ortaya konulma-m›flt›r. Maoist komünist partilerinin ön-derlik yapt›¤› Yeni Demokratik Devrim-ler ve ‹ktidarlar›n biçimde burjuva, özdeise proleter oldu¤u gerçekli¤i belgede or-taya konulmal›yd›.

Toprak sorununun, esas olarak köylü-lük sorunu oldu¤u do¤rudur. Ama bu ha-rekete önderlik eden s›n›f köylülük de¤il,proletaryad›r. Proletarya, bu devrime si-yasi önderli¤ini Komünist Partisi arac›l›-¤›yla yapar. Dolay›s›yla, bu harekete vesonras›nda ortaya ç›kacak iktidara karak-terini veren burjuvazi de¤il proletaryad›r.Bir hareketin niteli¤i, o harekete hangi s›-n›f›n ve hangi siyasal çizgiyle önderlikyap›ld›¤›yla ölçülür. Yoksa o hareketiniçerisinde ço¤unluk olarak köylülü¤ünyer almas› veya böyle bir talebin (toprak)esas olarak köylülü¤ün olmas› demek, oharekete köylülü¤ün önderlik yapt›¤›-ya-paca¤› anlam›na gelmez. Ça¤›m›zda köy-lülü¤ün toprak sorununu burjuvazi de¤ilproletarya çözecektir. Çünkü burjuvazidevrimci barutunu tüketti. Dolay›s›yla busorun proletaryan›n omuzlar›na kald›.Proletarya da devrimlere kendi öncüsüKomünist Partisi arac›l›¤›yla ancak ön-derlik yapabilir.

Bu gerçeklikten hareketledir ki YeniDemokratik ‹ktidarlar için biçimde burju-va özde proletarya diktatörlü¤üdür tespitiyap›yoruz.

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 129: Sınıf Teorisi - Sayı 4

Özcesi, Yeni Demokratik ‹ktidarlar bi-çimde burjuva özde proletarya diktatörlü-¤üdür. Dolay›s›yla bu perspektif belirtti-¤imiz flekliyle belgede yer almal›d›r.

3- Silahl› mücadelenin esas ve tali olma-

s› üzerine

Belgede konuya iliflkin yap›lan belirlemeflöyledir:

“Her ne kadar bu tip ülkelerde s›n›f müca-delesinin görevlerini yerine getirmek için si-lahl› mücadelenin belli bir biçimi her zamaniçin, hem de elveriflli olmas›na ra¤men, belli

dönemlerde silahl› mücadele esas mücade-

le biçimi olabilir, di¤er dönemlerde ise ol-

mayabilir.”(abç)

Konuya iliflkin ortaya konulan perspektifesasta do¤rudur. Türkçe’ye çeviride bir hatayoksa (?), silahl› mücadele biçimi baz› dö-nemlerde esas “olmayabilir” tespiti, hatal› veyanl›fl yap›lm›fl demektir.

Her bir Maoist Komünist Partisi ve Ma-oist flunu çok iyi ve derinli¤ine bilince ç›kart-mal›d›r ki, bir ülkede silahl› mücadele bir ke-re bafllad›ktan sonra di¤er mücadele biçimle-rinin hepsi silahl› mücadeleye tabi ve ona hiz-met için ele al›nmak zorundad›r. Dolay›s›yla-d›r ki silahl› mücadele d›fl›nda kalan bütünmücadele biçimleri devrim için ikincil, üçün-cül araçlar olarak kullan›l›r, kullan›lmal›d›r.

Alt›n› çizdi¤imiz, yani elefltirisini yapt›¤›-m›z ifade tarz›nda “ateflkes”, “geri çekilme”vb. gibi taktik politikalar kast ediliyorsa, budurumda fazla bir elefltirimiz olmaz. O za-man sadece söz konusu ifade tarz›n› daha an-lafl›l›r k›lmal›y›z diye uyar›da bulunmakla ye-tinece¤iz.

Bir hat›rlatma: “Ateflkes”,“geri çekil-me” vb. taktik politikalar›n savunulmas› veuygulanmas› durumunda yine silahl› müca-dele ikincil duruma düflmez. Tam tersine butür mücadele biçim ve araçlar› silahl› mü-cadeleyi gelifltirip güçlendirmek için kulla-n›l›r. Bir dönem silahlar›n susmas›, silahl›mücadelenin tali-ikincil plana düflece¤i an-lam›na gelmez.

K›sacas›, yap›lan saptama esasta do¤-rudur. Fakat alt›n› çizdi¤imiz belirleme(iflaret etti¤imiz soru iflaretlerinin pay›n›da b›rakarak) kendi içinde ciddi eksiklikve hatal› yanlar bar›nd›rmaktad›r.

B) DEKLERASYON’A

EKLENMES‹ ‹STEN‹LEN

SOMUT ÖNER‹LER:

1) “Bütün ülkelerin iflçileri ve ezilen

halklar birleflin!” fliar› at›lmal›d›r:

Belgede geçti¤i gibi “bütün ülkeleriniflçileri birleflin!” fliar›n›n at›lmas› tek ba-fl›na yeterli de¤il. Bu eksikli¤in gideril-mesi için “bütün ülkelerin iflçileri ve ezi-len halklar birleflin” fliar› da at›lmal›d›r.

2) Dünya çap›nda baflçeliflki tespiti

yap›lmal›:

Bu konuda içinden geçti¤imiz aflamaaç›s›ndan do¤ru tespit “emperyalizmleezilen dünya halklar› ve uluslar› aras›n-daki çeliflki”nin bafl çeliflki olarak belir-lenmesidir.

3- Dünya çap›nda temel çeliflki tes-

piti yap›lmal›d›r:

Temel çeliflki olarak ekonomik düz-lemde emek-sermaye, s›n›fsal düzlemdeise proletarya ile burjuvazi aras›ndaki çe-liflki belirlenmelidir.

Emperyalizm ve proleter devrimlerça¤› devam etti¤i müddetçe bu temel çe-liflki sürecin bafl›ndan sonuna kadar varl›-¤›n› devam ettirecektir. Çünkü temel çe-liflki sürecin bir bütününü ifade eder. Busüreç de¤iflmedikçe temel çeliflki de de-¤iflmeyecektir. Fakat bafl çeliflki öyle de-¤il. Bafl çeliflki de¤iflir. Geçici bar›fl›n ha-kim oldu¤u bir süreçte (içinde yaflad›¤›-m›z) bafl çeliflki 2. öneri maddesinde ifla-ret etti¤imiz çeliflki iken, ancak bir em-peryalist dünya savafl› koflullar›nda isede¤iflir. Bu durumda emperyalist savafl›n

1 2

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m

Page 130: Sınıf Teorisi - Sayı 4

bafl›n› çeken güçlerle bu savafla karfl› ç›-kan güçler aras›ndaki çeliflki bafl çeliflkiolur.

4- Emperyalizm ile ezilen uluslar

aras›ndaki çeliflki vurgusu, emperya-

lizmle ezilen halklar aras›ndaki çeliflki-

nin önüne geçmemelidir:

Emperyalizmle ezilen uluslar aras›ndaçeliflkinin oldu¤u nesnel bir gerçeklik. Buifade tarz› emperyalizmle ezilen dünyahalklar› aras›ndaki çeliflkinin önüne geçi-rilerek kullan›lmamal›d›r. Buna, dikkatedilmelidir.

5) Emperyalizme darbe vuran ve

proleter devrimlerine hizmet eden dev-

rimci ulusal hareketler proleter dünya

devriminin yedek güçleri olarak, net

ve aç›k bir ekilde vurgulanmal›d›r.

6) Gelinen aflamada “illa da Ma-

oizm” vurgusunu öne ç›kartmal›y›z:

Gelinen aflamada Maoizm’i savunmaktek bafl›na yetmiyor. Marksizm-Leni-nizm-Maoizm formülasyonunda öne ç›-kartmam›z gereken illa da Maoizm vurgu-su olmal›d›r. Çünkü Maoizm savunulma-dan Marksizm-Leninizm savunulamaz.Bir partinin Marksist-Leninist olmas›n›nkilit noktas› Maoizmi savunmaktan geçer.Dolay›s›ylad›r ki Maoizm vurgusu öne ç›-kart›lmal›d›r.

7) ‹ki Çizginin parti içerisindeki fi-

kir alan›nda z›tlar›n birli¤inden baflka

bir fleyi ifade etmedi¤i gerçekli¤i net ve

aç›k bir flekilde vurgulanmal›d›r:

Parti içerisinde iki çizgi denilince bu-nunla iki farkl› görüflün bir arada olmas›anlafl›lmal›d›r. Bu, bir parti için kaç›n›l-mazd›r. Yani, kendi içerisinde farkl› fikir-leri olmayan hiçbir parti yoktur ve ola-maz. Bir insan›n kendisinde farkl› çeliflki-ler, daha do¤rusu ölü ve canl› hücrelerinbir arada yaflay›p çat›flmas› gerçekli¤i nekadar nesnel ve bilimsel bir durumu ifadeediyorsa, bir parti de kendi içinde farkl›fikirler tafl›madan yaflayamaz.

‹ki çizginin farkl› fikirlerin bir aradaolmas›n› ifade etmesi farkl› fley, bu fikir-lerin sistemleflmifl çizgi mahiyetinde (program, platform vb.) kendisini yans›t-mas› ise farkl› fleydir. Bunlar birbirine ka-r›flt›r›lmamal›d›r. Bu durumlar iki çizgi-nin ald›¤› farkl› boyutlard›r.

8) DEH üyesi partiler aras›nda or-

taya ç›kan sorunlar düflman önünde

tart›fl›lmamal›d›r.

Bu Maoist tez deklarasyonda yer al-mal›d›r.

Bu güne kadar DEH üyesi partiler ara-s›nda bir çok sorun düflman›n önünde yaaç›k tart›fl›lm›flt›r ya da “aç›k tart›flmama”kural›na yeterince dikkat edilmemifltir.Bunun örneklerini burada s›ralamaya ge-rek görmüyoruz. Bu olumsuzluklar›nönüne geçmenin yolu partiler aras› sorun-lar› iç görüflmeler ve yaz›flmalar yoluylaçözmektir. Bu Maoist tez ›fl›¤›nda hareketetti¤imizde DEH’in iç birli¤i ve bütünlü-¤ü daha da pekiflmifl olacakt›r. Tersi anla-y›fl ve tutumlar düflman›n ifline yarar.

9-) Deklarasyon, daha sade ve anla-

fl›l›r bir dille yeniden düzenlenmelidir:

Deklarasyonun dili sade ve anlafl›l›rde¤il. Deklarasyon yeniden bir programbiçiminde ele al›n›p yaz›lmal›d›r. Sadeceprogram yazmakla yetinilmemeli, ayr›cabu program›n yön verdi¤i örgütsel ilkelerde bir tüzük kapsam›nda haz›rlanmal›d›r.

10) Deklarasyon’da uluslararas›

düzlemde özgün kad›n örgütlenmeleri-

ne gidilmelidir yönlü bir siyaset belir-

lenmelidir.

11) Deklerasyon, dünyadaki çevre

sorunlar›na özel yer vermeli ve bunun

için özgün siyasetler belirlemenin pers-

pektifine sahip olmal›d›r.

15 Eylül 2002

Maoist Komünist Partisi

1 3

SINIF TEOR S2003 *4* Ekim-Kası m