Upload
others
View
15
Download
1
Embed Size (px)
Citation preview
TEKNOLOJİ DESTEKLİ MATEMATİK ÖĞRETİMİNİN SINIF YÖNETİMİNİN
ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN ETKİLİLİĞİ
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
TEKNOLOJİ DESTEKLİ MATEMATİK ÖĞRETİMİNİN SINIF YÖNETİMİNİN ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN
ETKİLİLİĞİ
Şenol ERGİNBAŞ
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim Teknolojileri Anabilim Dalı
Jüri: Yrd. Doc. Dr. Said TAŞ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇ ( Danışman) Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇALIŞ
Bu çalışmada ortaöğretim düzeyindeki teknoloji destekli ortamlarda matematik öğretiminin sınıf yönetiminin öğrenci özellikleri üzerindeki etkileri deneysel çalışma ile araştırılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni teknoloji destekli ortamda matematik öğretimidir. Bağımlı değişkenleri ise sınıf yönetimini etkileyen öğrenci özelliklerinden matematik kaygı düzeyi, matematik ilgi düzeyi, öz-yeterlilik, görev yönelimlilik, istenmeyen öğrenci davranış düzeyi ve başarı olarak belirlenmiştir. Isparta merkezde seçilen bir özel okulda yirmişer kişilik 9. sınıf öğrencilerinden oluşan deney ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Hafta sonlarında ikişer saat olmak üzere, deney grubuna teknoloji destekli öğretim, kontrol grubuna da geleneksel öğretim sekiz hafta süreyle verilmiştir. Deney grubuna akıllı tahta, projeksiyon cihazı, bilgisayar ve görsel posterlerle desteklenmiş sınıfta; kontrol grubuna ise sadece geleneksel ders araç ve gereçleri (tahta, cetvel, ders kitabı, ÖSS hazırlık testleri vb.) ile düzenlenmiş sınıfta öğretim verilmiştir. Her iki gruba da araştırmada kullanılan bağımlı değişkenleri ölçmek amacıyla hazırlanmış olan anket ön-test ve son-test olarak uygulanmıştır. Grup içi ve gruplar arası test sonuçlarını karşılaştırmak amacıyla bağımlı ve bağımsız t-testi analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin matematik kaygı düzeyleri ve matematiğe karşı olan ilgilerinde deney grubu lehine anlamlı düzeyde farklılıklar bulunmuştur. Öz-yeterlik, görev yönelimlilik, istenmeyen davranış düzeyi ve başarı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Teknoloji Destekli Öğretim, Ortaöğretim Matematik Öğretimi, Öğrenci Özellikleri, Sınıf Yönetimi. 2009, 69 Sayfa
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
THE EFFECTS OF TECHNOLOGY-SUPPORTED MATHEMATICS INSTRUCTION ON STUDENT CHARACTERISTICS OF CLASSROOM
MANAGEMENT
Şenol ERGİNBAŞ
Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Educational Technology
Thesis Committee: Yrd. Doc. Dr. Said TAŞ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇ ( Supervisor)
Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇALIŞ
This quasi-experimental study investigated the potential effects of technology-
supported high school mathematics instruction on classroom management in terms of
student characteristics. The independent variable was mathematics instruction in a
technology-supported learning environment while dependent ones were student
attributes influencing on classroom management including the level of math anxiety,
the level of math interest, self-efficacy, task orientation, the level of student
misbehavior, and math achievement. The study took place in a special high school
located in the city of Isparta. The sample consisted of an experiment and a control
group with 20 ninth grade high school students in each group. The control group was
given math instruction in a traditional classroom while the experiment group was in
the technology-supported classroom equipped with a smart board, a projection,
computers and visual posters. The experiment lasted for eight weekends with two
hours of instruction each. A questionnaire was developed to measure the variables
and administered to both groups as a pre-test and a post-test. Dependent and
independent sample t-tests were calculated to compare student responses within and
between groups respectively. According to the results from the data analysis,
significant differences were found in the level of math anxiety and the level of math
interest in favor of experiment group. On the other hand, no significant effects were
found on self-efficacy, task orientation, the level of student misbehavior and math
achievement.
Key Words: Technology Supported Insrtuction, High school Mathematics
Education,Student Characteristics, Classroom Management.
2009, 69 pages
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………..i
ÖZET………………………………………………………………………………...iii
ABSTARCT……………………………………………………………………........iv
TEŞEKKÜR………………………………………………………………………….v
ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………… vi
ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………………………...vii
KISALTMALAR…………………………………………………………………...viii
1.GİRİŞ……………………………………………………………………………….1
1.1. Araştırmanın Amacı ……………………………………………………………..2
1.2. Araştırmanın Önemi……………………………………………………………...3
1.3. Araştırmanın Problemi…………………………………………………………...4
1.4. Varsayımlar………………………………………………………………………5
1.5. Sınırlılıklar……………………………………………………………………….5
2. KAYNAK ÖZETLERİ……….……………………………………………………6
2.1. Sınıf Yönetimi ve Boyutları……………………………………………………...6
2.1.1. Sınıf Yönetiminde Motivasyon, Öz-Yeterlik ve Görev Yönelimi…………….9
2.1.2. Sınıf Yönetimi ve Öğrencinin Kaygı Düzeyi ………………….......................13
2.1.3. Sınıf Yönetimi ve İstenmeyen Öğrenci Davranış Düzeyi.……………………14
2.1.4. Sınıf Yönetimi ve Başarı ……………………………………………………..16
2.2. Teknoloji Destekli Eğitim ve Sınıf Yönetimi…………………………………..17
2.2.1. Teknoloji Destekli Eğitimin Tanımı………………………………………….17
2.2.2.Teknoloji Kullanımının Sınıf Yönetimine Etkisi……………………………...18
2.2.3. Teknolojinin Öğretmen ve Öğrenci Rollerine Etkisi…………………………20
2.2.4. Teknoloji Kullanımının Öğretim Yöntemlerinde Meydana Getirdiği .…………
Değişimler …………………………………………………………………..20
2.3. Teknoloji Destekli Matematik Eğitimi…………………………………………24
2.3.1. Teknolojinin Matematik Öğretimine Etkisi…………………………………..25
2.3.2. Teknoloji Destekli Matematik Dersi ve Sınıf Yönetimi……………………...28
3. MATERYAL VE YÖNTEM……………………………………………………..30
3.1. Araştırma Yöntemi……………………………………………………………...30
ii
3.2. Evren ve Örneklem……………………………………………………………..31
3.3. Okulda Deneysel Çalışmanın Uygulanması Aşamaları………………………...32
3.4. Veri Toplama Aracının (Anket) Oluşturulması………………………………...37
3.5. Güvenilirlik Çalışmaları………………………………………………………...42
3.6. Verilerin Analizi....………………………………………………………...…...43
4. ARAŞTIRMA BULGULARI…………………………………………………….44
4.1. Deney ve Kontrol Gruplarının Ön-test Puanlarının Karşılaştırılması…………..44
4.2. Kontrol Grubu Ön-test ve Son-test Puanlarının Karşılaştırılması……………...46
4.3. Deney Grubu Ön-test ve Son-test Puanlarının Karşılaştırılması……………….47
4.4. Deney ve Kontrol Gruplarının Son-test Puanlarının Karşılaştırılması…………48
5. TARTIŞMA VE SONUÇ………………………………………………………...51
6. KAYNAKLAR…………………………………………………………………...54
EK-1…………………………………………………………………………………64
EK-2 ...………………………………………………………………………………66
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………69
iii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
TEKNOLOJİ DESTEKLİ MATEMATİK ÖĞRETİMİNİN SINIF YÖNETİMİNİN ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN
ETKİLİLİĞİ
Şenol ERGİNBAŞ
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim Teknolojileri Anabilim Dalı
Jüri: Yrd. Doc. Dr. Said TAŞ
Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇ ( Danışman) Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇALIŞ
Bu çalışmada ortaöğretim düzeyindeki teknoloji destekli ortamlarda matematik öğretiminin sınıf yönetiminin öğrenci özellikleri üzerindeki etkileri deneysel çalışma ile araştırılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni teknoloji destekli ortamda matematik öğretimidir. Bağımlı değişkenleri ise sınıf yönetimini etkileyen öğrenci özelliklerinden matematik kaygı düzeyi, matematik ilgi düzeyi, öz-yeterlilik, görev yönelimlilik, istenmeyen öğrenci davranış düzeyi ve başarı olarak belirlenmiştir. Isparta merkezde seçilen bir özel okulda yirmişer kişilik 9. sınıf öğrencilerinden oluşan deney ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Hafta sonlarında ikişer saat olmak üzere, deney grubuna teknoloji destekli öğretim, kontrol grubuna da geleneksel öğretim sekiz hafta süreyle verilmiştir. Deney grubuna akıllı tahta, projeksiyon cihazı, bilgisayar ve görsel posterlerle desteklenmiş sınıfta; kontrol grubuna ise sadece geleneksel ders araç ve gereçleri (tahta, cetvel, ders kitabı, ÖSS hazırlık testleri vb.) ile düzenlenmiş sınıfta öğretim verilmiştir. Her iki gruba da araştırmada kullanılan bağımlı değişkenleri ölçmek amacıyla hazırlanmış olan anket ön-test ve son-test olarak uygulanmıştır. Grup içi ve gruplar arası test sonuçlarını karşılaştırmak amacıyla bağımlı ve bağımsız t-testi analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin matematik kaygı düzeyleri ve matematiğe karşı olan ilgilerinde deney grubu lehine anlamlı düzeyde farklılıklar bulunmuştur. Öz-yeterlik, görev yönelimlilik, istenmeyen davranış düzeyi ve başarı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Teknoloji Destekli Öğretim, Ortaöğretim Matematik Öğretimi, Öğrenci Özellikleri, Sınıf Yönetimi. 2009, 69 Sayfa
iv
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
THE EFFECTS OF TECHNOLOGY-SUPPORTED MATHEMATICS INSTRUCTION ON STUDENT CHARACTERISTICS OF CLASSROOM
MANAGEMENT
Şenol ERGİNBAŞ
Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Educational Technology
Thesis Committee: Yrd. Doc. Dr. Said TAŞ Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇ ( Supervisor)
Yrd. Doç. Dr. Hakan ÇALIŞ
This quasi-experimental study investigated the potential effects of technology-supported high school mathematics instruction on classroom management in terms of student characteristics. The independent variable was mathematics instruction in a technology-supported learning environment while dependent ones were student attributes influencing on classroom management including the level of math anxiety, the level of math interest, self-efficacy, task orientation, the level of student misbehavior, and math achievement. The study took place in a special high school located in the city of Isparta. The sample consisted of an experiment and a control group with 20 ninth grade high school students in each group. The control group was given math instruction in a traditional classroom while the experiment group was in the technology-supported classroom equipped with a smart board, a projection, computers and visual posters. The experiment lasted for eight weekends with two hours of instruction each. A questionnaire was developed to measure the variables and administered to both groups as a pre-test and a post-test. Dependent and independent sample t-tests were calculated to compare student responses within and between groups respectively. According to the results from the data analysis, significant differences were found in the level of math anxiety and the level of math interest in favor of experiment group. On the other hand, no significant effects were found on self-efficacy, task orientation, the level of student misbehavior and math achievement. Key Words: Technology Supported Insrtuction, High school Mathematics
Education,Student Characteristics, Classroom Management.
2009, 69 pages
v
TEŞEKKÜR
Bu araştırmada bilgi ve tecrübesi ile bana yol gösteren ve yönlendiren değerli
danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Mustafa Koç’a teşekkürlerimi sunarım.
Ayrıca tez çalışmalarımın her aşamasında bana çok büyük destek sağlayan değerli
eşime de sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi sunarım.
Şenol ERGİNBAŞ
ISPARTA, 2009
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 3.1. Sihirli küre animasyonu……………………………………………..35
Şekil 3.2. Kare problemi sunusu………………………………………….........35
Şekil 3.3. Arşimet’in banyosu animasyonu…………………………………….36
Şekil 3.4. İnteraktif soru bankası programı…………………………………….36
Şekil 3.5. Bir kelime bir işlem programı……………………………………….37
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 3.1. Kontrol ve deney grubundaki öğrencilerin cinsiyetlerine göre
dağılımı……………………………………………………………....32
Çizelge 3.2. Deney çalışma planı…………….…………………………………...34
Çizelge 3.3. Araştırmanın bağımlı değişkenleri ve kullanılan ölçekler…………..37
Çizelge 3.4. Faktör analizi sonucu ölçeğe alınan maddeler ve faktör yükleri….…41
Çizelge 3.5. Güvenilirlik Katsayıları……………………………………………...43
Çizelge 4.1. Deney ve kontrol grubu ön-test sonuçlarının analizi………………..44
Çizelge 4.2. Kontrol grubu ön-test ve son-test sonuçlarının analizi………………46
Çizelge 4.3. Deney grubu ön-test ve son-test sonuçlarının analizi………………..47
Çizelge 4.4. Deney ve kontrol grubu son-test sonuçlarının analizi………………48
viii
KISALTMALAR
WIHIC What is happening in this class: Bu sınıfta neler oluyor.
BDO Bilgisayar Destekli Ortam
BDÖ Bilgisayar Destekli Öğretim
TDO Teknoloji Destekli Ortam
AO Aritmetik Ortalama
AOö Ön -Test Aritmetik Ortalaması
AOs Son- Test Aritmetik Ortalaması
t t değeri( t testi için)
p Anlamlılık düzeyi
SS Standart Sapma
% Yüzde
1
1. GİRİŞ
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yenilikler ve gelişimler her alanda olduğu gibi,
eğitimde de önemli etkileri olmaktadır. Öğretim ortamları bu teknolojilerle hızla
değişmektedir. Eğitim araç ve gereçlerinin, teknolojideki bu yeniliklerle birlikte
yenilenmesi, günün gereksinimlerine cevap verebilir duruma gelmesi kaçınılmazdır.
Böyle bir gelişim ve değişim ortamı içinde eğitime teknolojik bir nitelik kazandırma
gereği de güncel konulardan biri olmuştur. Teknolojik olanaklardan yararlanmayan
eğitim, artık, günümüz toplumsal ve bireysel beklenti ve gereksinimlerine yanıt
verememektedir. Eğitim alanında kullanılan teknolojinin, ileri düzeyde çağdaş
öğretim ve öğrenimi zenginleştirerek bir teknolojiye dönüştürülmesi en öncelikli
konular arasındadır.
Günümüzde eğitim teknolojileri sınıf ortamlarının vazgeçilmezi olmuş ve sınıflar
klasik yapılarından kurtularak daha modern araçların bulunduğu sınıflar halini
almıştır. Bu durum öğretmenin sınıftaki rolünü de değiştirmiştir. Artık öğretmen,
öğrencilerine bilgiyi aktarmaktan çok, öğrencilerinin neyi, nerede ve nasıl
öğreneceklerini, öğrendiklerini nasıl uygulayacaklarını gösteren bir rehber olarak
görülmektedir. Her ne kadar teknoloji öne çıksa da asla bir öğretmenin yerini
alamamıştır. Bu yüzden eğitim teknolojileri bir amaçtan çok bir araç olarak
kullanılmaktadır. Eğitim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler eğitim programlarını,
eğitim ortamlarını etkilediği gibi eğitim araç gereçlerini ve sınıf ortamlarınıda
değiştirmiş, eğitim ve öğretime farklı bir boyut kazandırmıştır.
Önceleri sadece kitap, tahta, resim ve grafiklerden oluşan araçlar günümüzde ise
teknoloji ile birlikte farklı boyutlar kazanmıştır. Özellikle bilgisayarın eğitim
ortamına girmesi ile araç gereçler daha da gelişmiştir. Görsel öğeler, işitsel öğeler ile
birleşerek çoklu ortamları oluşturmuşlardır. Böylelikle teknoloji sınıf ortamını
oluşturan birçok parametreleri etkileyen bir unsur haline gelmiştir.
2
1.1. Araştırmanın Amacı
Son yıllarda teknolojinin sınıf ortamında kullanılmasıyla ilgili yapılan çalışmalar
öğretmenlerin, öğrencilerin öğrenimini artırmak amacıyla teknolojiyi kullanmaya
hazır olmadıklarını göstermektedir. Yapılan literatür taraması, teknolojinin sınıf
içinde matematik dersini canlandırması, öğrenci başarısını ve ilgisini artırması gibi
pedagojik sonuçlarının öğretmenin teknolojiyi etkili kullanmasına bağlı olduğunu
belirtmektedir. Bu sonuç sınıf yönetiminin orkestra şefi olan öğretmenin bu alandaki
bilgi ve becerisini artırmasını gerekli kılmaktadır. Bu tez çalışması, sınıf yönetimi ile
teknoloji etkileşimindeki belirsizlikleri gidermeye çalışarak, öğretim sanatına yönelik
yeni bilgiler kazandırmayı ve öğretmenlere bu konularda yol göstermeyi
amaçlamaktadır.
Literatürde özellikle belirgin bir konu seçimi yapılarak matematik dersinin teknoloji
destekli sınıflarda anlatıldığında sınıf yönetiminin nasıl olması gerektiği veya
karşılaşılan sınıf yönetim problemleri üzerinde çok az durulmuş daha çok
teknolojinin öğrenci başarı düzeyleri üzerindeki etkileri üzerine çalışmalar
yapılmıştır. Öğrencilerin motivasyon düzeyleri, derse karşı ilgileri, sınıf içi iletişim
gibi konular az çalışılan alanlar olmuşlardır. Ayrıca teknoloji sınıflarının oturma
düzeni ve öğrenme ortamlarının düzenlenmesi daha çok bilgisayar derslikleri için
yapılmış, teknoloji destekli bir matematik dersliği için gereken şartlar üzerine çok az
çalışma yapılmıştır.
Teknolojinin sınıf ortamına girmesiyle birlikte ortaya yeni problemlerde çıkmıştır.
Sınıfın fiziki yerleşimi, aydınlanması, öğretmenlerin ders anlatım yöntem ve
teknikleri gibi alanlarda değişiklikler olmuştur. Bu değişimlerin sınıf yönetimine
etkisini inceleyen ve sınıf yönetiminin boyutları açısından değerlendiren çalışma çok
azdır (Ersoy 2002; Li, 2003). Dolayısıyla bu tez çalışmasının temel amaçlarından
birisi de bu alanla ilgili literatürün zenginleşmesine katkıda bulunmaktır.
Günümüzde teknolojinin hızla geliştiği ve okulların teknoloji edinim imkânlarının
arttığı düşünülürse bu tür özel durum çalışmalarının yapılarak daha verimli öğretim
ortamların geliştirilmesinin eğitim sistemine faydası kaçınılmazdır. Yapılan
3
çalışmadan elde edilen bilimsel bulgularla bu sürecin en verimli bir biçimde
gelişmesi amaçlanmaktadır.
Sonuç olarak bu tez çalışmasının genel amacı, teknoloji destekli ve geleneksel
öğrenme ortamlarında verilen ortaöğretim seviyesi matematik derslerinin sınıf
yönetiminin öğrenci özelikleri açısından karşılaştırılması yoluyla teknoloji
kullanımının sınıf yönetimi üzerindeki olası etkilerinin gözlemlenmesidir.
Araştırmadan elde edilecek sonuçların etkili sınıf yönetimi stratejilerinin
geliştirilmesinde ve eğitimde daha verimli teknoloji entegrasyonu yollarının
belirlenmesinde kullanılabileceği düşünülmektedir.
1.2. Araştırmanın Önemi
Eğitimde başarıya ulaşmanın yolu etkili ve kaliteli bir sınıf yönetiminden
geçmektedir. Sınıf yönetimi, çoğunluğun düşündüğü gibi öğrencileri disiplin
etmeninde ötesinde; sınıf içerisinde cereyan eden akademik, idari ve sosyal
etkinliklerin düzenlenmesi ve yürütülmesini içermektedir. Yönetici ve lider olarak
öğretmen bu süreçte çeşitli problemlerle karşılaşabilmektedir. Bu problemler olumlu
sınıf ortamı oluşturma da sorunlara yol açmaktadır. Bu problemlerin birçok farklı
kaynakları vardır. Öğrencinin gelişim özellikleri, zihinsel yeterlilikler, öğrenci
başarısı, öğrencinin motivasyon sorunu ve kaygı düzeyi bu problemlere yol açabilir.
Bunun yanında okulun fiziksel durumu, ilişki yapısı, sınıf kurallarında ki tutarsızlık,
idarenin tutumu ile öğretmenin sürekli aynı öğretim yöntem ve tekniklerini
kullanması, öğrenciler ile sağlıklı iletişim kuramaması, motivasyonu sağlayamaması,
araç gereçleri etkili kullanamaması, mesleki yeterlilikleri ve öğrenci davranışlarını
kontrol biçimleri de sınıfın yönetilmesinde etkilidir.
Bu denli karmaşık bir yapıya sahip olan sınıf yönetimi, teknolojinin sınıfa girmesiyle
birlikte, farklı bir boyut kazanarak üzerinde bilimsel araştırmalar yapılması gereken
önemli bir konu haline gelmiştir. Teknoloji kullanımının sınıf yönetimine olası
etkileri neler olabilir? Teknoloji destekli sınıflarda nasıl bir sınıf yönetim politikası
izlenmelidir? Etkili bir sınıf yönetimi için teknolojiden nasıl faydalanılabilir?
Teknoloji entegrasyonu sınıfın fiziksel ve eğitsel ortamında, öğrenci davranışlarında,
4
öğretmen ve öğrenciler arasındaki çok yönlü iletişimde, öğrenci başarısı ve
motivasyonunda, okul-aile işbirliğinde ve diğer eğitsel faaliyetlerde ne gibi
değişimlere, yeniliklere veya gereksinimlere neden olabilir? Bunlar ve benzeri
soruların son zamanlarda eğitimcilerin arasında ve akademik platformlarda sıkça
tartışılır olması, eğitim teknolojileri ile sınıf yönetimi etkileşiminin ihmal edilmeyip
araştırılarak aydınlatılması gerektiğini göstermektedir. Bu tez çalışması teknoloji
destekli ortamlardaki matematik öğretiminin sınıf yönetiminin öğrenci özellikleri
boyutunu nasıl etkilediği hakkında bilgilendirici olup, matematik öğretmenlerinin
teknolojiyi sınıf yönetiminde nasıl etkili kullanabileceklerini göstermesi bakımından
önemlidir.
Bu çalışmadaki öğrenci özellikleri teknoloji kullanımının etkileyebileceği psikolojik,
içsel değişkenler arasından seçilmiştir. Bu özellikler bir sonraki bölüm olan kaynak
özetlerinde detaylı olarak açıklanmıştır.
Bu alanda, özellikle matematik dersine yönelik, yapılan bilimsel araştırmaların çok
kısıtlı olması önerilen çalışmanın yukarıda bahsedilen hususların ve soruların
aydınlatılması ve ilgili literatüre yapacağı katkı bakımından önemli olduğunu
göstermektedir.
1.3. Araştırmanın Problemi
Yukarıda belirtilen amaçlara ulaşmak amacıyla deneysel desene dayalı bir araştırma
tasarlanmış ve bu araştırmanın genel problem cümlesi; teknoloji destekli ortamlarda
ortaöğretim matematik öğretiminin sınıf yönetiminin öğrenci özellikleri üzerindeki
etkileri nedir? şeklinde belirlenmiştir. İlgili literatür taranarak sınıf yönetimini
etkileyen bazı öğrenci özellikleri belirlenmiş ve her bir özellik içinde aşağıdaki alt
problemler oluşturulmuştur:
1. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin matematik
ilgi düzeylerine etkisi nedir?
2. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin öz-yeterlik
düzeylerine etkisi nedir?
5
3. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin görev
yönelimlilik düzeylerine etkisi nedir?
4. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin matematik
kaygı düzeylerine etkisi nedir?
5. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin istenmeyen
davranış düzeylerine etkisi nedir?
6. Teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin öğrencilerin matematik
başarı düzeylerine etkisi nedir?
1.4. Varsayımlar
1. Deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin hazırlanan ankete verdikleri
yanıtlarda gerçek düşüncelerini yansıttıkları varsayılmaktadır.
2. Araştırmaya katılan tüm öğrencilerin anket maddelerini aynı düzeyde
algıladıkları varsayılmaktadır.
3. Araştırmayı etkileyebilecek değişkenlerin deney ve kontrol grubunu aynı
şekilde etkilediği varsayılmıştır.
1.5. Sınırlılıklar
1. Bu araştırma, Isparta ilinde bulunan Özel Altınbaşak Bedri Ayhan Lisesi
9.sınıfına devam eden öğrencilerden oluşturulan 40 kişilik grubun görüşleri
ile sınırlıdır.
2. Araştırma 2008–2009 eğitim öğretim yılında eylül-aralık arasında 16 saatlik
hafta sonu kurslarıyla sınırlıdır.
3. Sınıf yönetimi kavramı çok geniş bir kavram olup sınıf içi ve sınıf dışı birçok
değişkenden etkilenmektedir. Dolayısıyla teknoloji destekli öğretimin sınıf
yönetimi üzerindeki etkisini doğrudan belirlemek zordur. Bu araştırma sınıf
yönetiminin öğrenci özelikleri boyutu ile sınırlandırılmıştır.
6
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Bu bölümde sınıf yönetiminin ve teknoloji destekli öğretimin kavramsal çerçevesi ve
bu konulara ait literatür taramalarına yer verilmiştir.
2.1. Sınıf Yönetimi ve Boyutları
Sınıf yönetimi, eğitimin yönetilmesinin en önemli unsurudur (Başar, 1999). İyi
davranış kazandırma sınıf ortamında başlar. Bu etkileşim için gereken kaynaklar,
öğrenci, öğretmen, program sınıf ortamında bulunur. Sınıf yönetiminin kalitesi
eğitim yönetiminin kalitesini doğrudan etkiler.
Sınıf yönetimi, sınıf ikliminin bir orkestra gibi idare edilmesidir (Lemlech, 1988).
İçinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli olanak ve
süreçlerin, öğrenme düzeninin, ortamının, kurallarının sağlanması ve sürdürülmesidir
( Doyle, 1986; Brophy, 1988; Montero ve Sieburth,1989). Öğretmen ve öğrencilerin
çalışmasını engelleyen unsurların en aza indirilmesi, öğretim zamanının uygun ve
etkili kullanılması, öğretim etkinliklerine öğrencilerin katılımının sağlanmasıdır
(Kearney vd., 1985). Kısaca açıklamak gerekirse, sınıftaki kaynakların, insanların,
zamanın yönetimidir (Haigh, 1990).
Olumlu bir öğrenme ortamının oluşturulabilmesi için etkinliklerin planlanması ve
etkinlikler arası geçişin uyumlu olması, sınıf ortamının fiziksel olarak hazırlanması,
öğrenme materyallerinin hazırlanması, genel düzenin korunması için kuralların
oluşturulması ve imkânların oluşturulmasına sınıf yönetimi adı verilmektedir
(Türnüklü, 2001).
Başar (1999) sınıf yönetimini beş boyut altında incelemiştir. Bunlardan birincisi sınıf
ortamının fiziksel düzenidir. Sınıfın genişliği, sınıf alanının çeşitli etkinliklerin
yapımı için bölümlenmesi, ısı, ışık, gürültü düzenekleri, renkler, temizlik, estetik,
eğitsel araçlar, oturma düzeni, öğrencilerin gruplanması gibi etkenler bu boyut
kapsamındadır. İkinci boyutunu plan-program etkinlikleri oluşturur. İlgili dersin
7
hedef ve davranışlarının, içeriğinin, öğretim yöntem ve tekniklerinin, eğitim
durumlarının ve ölçme ve değerlendirme aktivitelerinin öğretim öncesinde
tasarlanmasıdır. Üçüncü boyut, zaman düzenine yönelik etkinliklerdir. Sınıf içinde
geçirilen zamanın çeşitli etkinliklere dağılımı, zamanın ders dışı ve bozucu
etkinliklerle harcanmaması, sıkıcılığın önlenmesi, öğrencinin zamanının çoğunu
okulda sınıfta geçirmesinin sağlanması, devamsızlığın ve okuldan ayrılmaların
önlenmesi, bu boyut içinde görülebilir. Sınıf yönetiminin dördüncü boyutunu ilişki
düzenlemeleri oluşturur. Sınıf kurallarının belirlenip öğrencilere benimsetilmesi,
sınıf yaşamının kolaylaştırılmasına yönelik öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen ilişki
düzenlemeleri, özellikle, bir sonraki boyut olan davranışı da şekillendirici
etkinliklerdir. Beşinci boyut, davranış düzenlemelerinden oluşur. Sınıf ortamının
istenen davranışı sağlayabilir hale getirilmesi, sınıf ikliminin olumlulaştırılması,
sorunların ortaya çıkmadan önce tahmin edilmesi yoluyla istenmeyen davranışların
önlenmesi, sınıf kurallarına uyulmasının sağlanması, yapılmış olan istenmeyen
davranışların değiştirilmesi bu boyuta ilişkin etkinlikler olarak söylenebilir.
Sınıf yönetimi, başka açılardan da boyutlanabilir. Örneğin, Çubukçu’nun (2008)
çalışmasında sınıf yönetimi alan hâkimiyeti, amaçlı davranış, sınıf içi liderlik,
planlama, sınıfta iletişim, sınıfta davranış yönetimi, etkinlik yönetimi, zaman
yönetimi ve değerlendirme olarak boyutlandırılmıştır. Türnüklü’ye (2001) göre de,
öğrenme ortamının oluşturulabilmesi için etkinliklerin planlanması ve etkinlikler
arası geçişin uyumlu olması, sınıf ortamının fiziksel olarak hazırlanması, öğrenme
materyallerinin hazırlanması, genel düzenin korunması için kuralların oluşturulması
ve imkânların oluşturulmasına sınıf yönetimi adı verilmektedir.
Sınıf yönetiminin en önemli konuları arasında istenmeyen davranışların önlenmesi ve
bunlarla başa çıkılması, öğretmen ve öğrencilerin öğrenme ortamlarının
düzenlenmesi, zamanın iyi kullanılması, öğrencilerin etkinliklere katılımının tam
olarak sağlanması, sınıfta sıcak bir iklimin oluşturulması ve öğrencilerle olumlu
iletişim kurulması gibi hususlar bulunmaktadır. Diğer taraftan, sınıf yönetimi, sınıf
içi problemlerin çözümünde öğrencilere öz-yeterlik ve içsel kontrol kazandırarak
öğretim verimliliğini artırmayı amaçlamaktadır (Algozzine vd. , 1997; Başar, 1999;
8
Gürkan ve Gökçe, 1999). Bu amaçlar doğrultusunda sınıf içinde yapılan tüm
etkinlikler, sınıfı etkileyen tüm koşullar öğrenme durumu ve öğretim vermenin
niteliği sınıf yönetimini etkilemektedir ( Tan, 2001).
Davranış yönetimi, öğrencilerin topluma uyumunu kolaylaştıracak ve bir gruba
aidiyet hissini artıracak davranış değişikliklerini meydana getirip uygunsuz
davranışları azaltmaktır. Uygun davranışların sürdürülebilmesi ve istenmeyen
davranışlara imkân tanımayan ortamların hazırlanması etkili bir davranış yönetimi ile
mümkündür. Sınıf ortamında öğrencilerin ne zaman nasıl davranacakları belli
olmadığından istenen ve istenmeyen davranış biçimlerinin niteliğini belirlemek zor
olmaktadır. Oluşan her probleme sabit bir çözüm önerisi yoktur. Her durum
öğrencinin özellikleri ve diğer sınıf içi ve dışı koşullar açısından değerlendirilmelidir.
Bunun neticesinde istenmeyen davranışların yönetimi için kullanılacak etkili
davranış modellerini seçmek zorlaşmaktadır. Belirlenecek davranış yönetimi
stratejilerinde öncelik, öğrencilerin sınıf ortamında nasıl davrandıklarını ve onları bu
davranışa yönelten sebepleri bulmaktır. Çünkü istenmeyen davranışları ortadan
kaldırmak ve yeniden ortaya çıkmasını engellemek, bu davranışa neden olan olası
faktörler ortadan kaldırılmadıkça mümkün olmayacaktır (Brophy, 1988; Özyürek,
1996; Başar, 1997; Aydın, 1998; Özyürek, 2001).
Sınıf yönetiminde en önemli mesele öğrencide kalıcı davranış değişikliği meydana
getirmektir. Öğretmenin birinci amacı öğrencilerin dikkatini öğrenme materyaline
yönlendirme, öğrenme motivasyonunu artırma ve öğrencilerde içsel kontrolün
artırılması olmalıdır (Gürkan vd. , 1999). Sınıf yönetimi öğrencilerin kişisel ve
psikolojik ihtiyaçlarına dayanmaktadır (Celep, 2000). Sınıf ortamında öğrencilerin
öğrenmeye motivasyonunun sağlanması, öğrenme ortamının düzenlenmesi ve
yönetilmesi öğretmenin sorumluluğundadır (Lumsden, 1999). Öğretmenler önce
öğrencilerin ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçlara ilişkin davranışları anlamalı ve sonrasında
da iyi bir sınıf yönetimi sergilemelidir (Celep, 2000). Eğitim öğretim etkinliklerinde
motivasyon oluşturma önemli bir yere sahiptir (Tan, 2001).
9
Sınıf içinde gerçekleştirilen etkinliklerin büyük çoğunluğu öğretmenin uygulama
şeklinden etkilenir (Balcı, 1993; Gordon, 1999). Öğretim planlanırken önceden
öğrenilen bilgiler ile yeni bilgiler ilişkilendirilmeli ve bilgiyi anlamlı kılmalıdır.
Araştırma ve sorguya dayanan, teknolojiden destek alan, öğrenci katılımını sağlayıcı
ve öğrenci dikkatini toplayan motive edici yöntem ve teknikler kullanılmalıdır.
Dersin işlenmesinde yöntem önemli bir rol oynamaktadır (Moore, 1999; Ataünal,
2000; Demirbaş, 2002).
Görüldüğü gibi sınıf yönetimi öğrenci özellikleri, öğretmen özellikleri, sınıfın
fiziksel değişkenleri, ilişki politikaları, öğretim yöntemleri gibi birçok faktörden
etkilenmektedir. Evertson ve Weinstein (2006) son yıllardaki araştırmaları ve
teorileri inceleyerek yazdıkları sınıf yönetimi araştırma el kitabında, sınıf yönetimi
çalışmalarının dört tema altında toplandığını vurgulamaktadırlar. Bu temalardan
birisi olumlu ve verimli bir öğretim ortamı hazırlamanın temel şartının öğretmen
tarafından öğrencilerin özelliklerinin (demografik bilgiler, ilgi ve ihtiyaçları,
duyuşsal ve psikolojik özellikler vb.) belirlenmesi ve bu doğrultuda sınıf yönetimi
uygulamalarını düzenlemesidir. Dolayısıyla, bu çalışmada teknoloji destekli
öğretimin sınıf yönetimini etkileyen öğrenci özellikleri üzerindeki etkileri
araştırılmıştır. Aşağıdaki bölümlerde araştırmada bağımlı değişken olarak kullanılan
öğrenci özellikleri ve bunların sınıf yönetimi ile ilişkileri üzerinde durulmuştur.
2.1.1. Sınıf Yönetiminde Motivasyon, Öz-Yeterlik ve Görev Yönelimi
Araştırmacılar örenme sürecinde bilişsel ve davranışsal öğeler kadar motivasyon ile
ilgili öğelere de dikkat çekmektedirler. Motivasyon, başarıyı pozitif yönde
etkilemektedir. Motivasyon öğrenci ile öğrenilecek yeni davranış arasında psikolojik
bir ilinti kurabilmektir. Bu ilişki kurulmadan öğretime başlanması durumunda
etkinliklerin verimi azalmaktadır. Motivasyon öğrenmeyi kolaylaştıran önemli bir
unsurdur (Kaya, 2001). Öğrenci motivasyonundaki artma sınıftaki problem ve
sıkıntıların azaltır ve dolayısıyla sınıf yönetimini olumlu yönde etkiler (Öncü, 2001).
Motivasyon zamana, konunun anlatım şekline ve nasıl öğrenildiğine göre
değişebilmektedir (Pintrich, 1996).
10
Literatürde genellikle motivasyonun öğrenme ve davranış üzerindeki etkisi üzerinde
çok sayıda makale bulunmaktadır. Ancak motivasyonun öğretim tasarlamada nasıl
kullanılacağı ile ilgili çalışmalar yetersizdir. Çünkü bilişsel hedeflerin kazanım
düzeylerini ölçmek motivasyon ile ilgili hedef ve kazanımlara göre daha kolaydır
(Spitzer, 1996; Seah ve Bishop, 2000; Dede, 2003). Bu düşünce biçimi
motivasyonun çok önemsenmemesine neden olmaktadır. Spitzer’e (1996) göre, 300
sayfadan oluşan öğrenme teorileriyle ilgili bir kitapta motivasyon konusuna 1,5 sayfa
yer verilmesi yukarıda anlatılanları desteklemektedir. Spitzer’e göre motivasyon
daha çok dikkat çekmek ve öğrencileri öğrenmeye yöneltmek gibi sınırlılıklarda ele
alınmaktadır.
Motivasyon araştırmaları öz-yeterlik, amaca yönelim, ilgi gibi kavramların
değişimlerinin öğrencilerin motivasyon inanışlarıyla ilgili olduğunu göstermektedir.
Öğrencilerin öğrenmek için sebatlı olmaları ve çalışma yapmaları, anlatılan konuya
olan istek ve ilgilerinin yüksek olması, dersteki etkinlik ve uygulamaları
yapabileceklerine olan yüksek düzeydeki öz-yeterlik duyguları, başarılı olabilme
hususunda kendilerine güvenmeleri öğrenmeye karşı olan motivasyonlarını
artırmakta ve kavramlara karşı olan yanlış algılamalarını değiştirebilmektedir
(Pintrich, 1996; Yin, 2008) .
Bireylerin öğrenme süreçlerinde öz-düzenleme stratejileri ve motivasyon ile ilgili
inanışlarının etkili olduğu üzerinde durulmaktadır. Zimerman’a (1989, 1990) göre
öz-düzenleme stratejileri öğrencilerin işine yarayacak hedef ve kazanımlara ulaşmak
için yürüttüğü işlemlerdir (Üredi ve Üredi, 2005). Bu işlemler öğrencinin konuyu
öğrenmek için yaptığı tekrarlar, konuyu anlamak için gösterdiği çaba, hatırlamak için
kullandığı anlamlandırmalar gibi bilişsel stratejilerdir (Pintrich ve De Groot, 1990).
Ancak öğrencinin bu stratejileri uygulaması için de bu stratejileri kullanmaya motive
olması önemlidir. Burada en önemli nokta motivasyon ile ilgili inanışlardır. Pintrich
ve De Groot (1990) motivasyonu, öğrencinin sınıftaki akademik performansı ve
bilişsel faaliyetlerine ilişkin bakış açısı ve inançları; Rao, Moely ve Sachs (2000) ise
öğrencilerin bir öğrenen olarak akademik performanslarına ilişkin nitelikleri ve
etkililikleri hakkındaki inançları olarak tanımlanmaktadır (Üredi ve Üredi, 2005).
11
Öğrencinin motivasyonel inançlarını belirleyen temel değişkenler ise öğrencilerin bir
görevle ilgili performansına ilişkin öz-yeterlik inancı, görevin önemi hakkındaki
inancı ve görev hakkında hissettikleridir (Pintrich ve De Groot, 1990).
Öz-yeterlik de öz-düzenleyici öğrenme literatüründe önemli konumdadır. Öz-yeterlik
Stone’a (2000) göre, öğrencilerin verilen görevleri yerine getirmek ya da kişisel
olarak koydukları amaçlara ulaşmak için kendilerinde gördükleri inançtır (Suchunk,
1989, 1992). Öğrencilerin öz yeterlikleri ne kadar kuvvetli ise öğrenmeye de bir o
kadar inançlı ve isteklidirler demektir (Bandura, 1986). Keskin ve Orgun’a (2006)
göre öz-yeterlik:
“Kişinin nasıl hissedeceği, düşüneceği ve davranacağını belirleyen önemli bir özelliğidir. Düşük öz-yeterlik duygusu depresyon, anksiyete ve çaresizlik ile birliktedir. Ayrıca böyle bireyler düşük öz güvene sahiptirler ve bireysel başarıları ve gelişimleri hakkında kötümser düşünceler beslerler. Güçlü bir bitirme hissi ise, işlemleri kavramayı kolaylaştırır ve akademik performansı artırır. Öz-yeterlik düzeyi, harekete geçmek için güdüleri engelleyebilir ya da artırabilir. Öz etkililiği yüksek olan bireyler daha karmaşık ve riskli görevleri seçebilirler, hedefleri yüksektir ve bu hedeflere ulaşmak için azimle çalışırlar” (Keskin ve Orgun, 2006 s.92).
Zimmerman ve Schunk’a (1998) göre görev yönelimlilik, öğrencilerin öğrenmeyi
kendilerine sağlanan bir aktivite değil de, kendi kendilerine yaptıkları bir aktivite
olarak görmeleridir. Öğrencilerin verilen etkinlikleri istekli ve azimli bir şekilde
tamamlamaları onların görev yönelimlilik düzeylerinin yüksek olduğunu gösterir
(Alcı, 2007). Aynı zamanda başarısı düşük olan öğrencilerin görev yönelimliliklerini
artırmak için, hedef oluşturma, zaman planlaması, öğrenme stratejileri oluşturma,
kendi kendini değerlendirebilme, kendini motive etme, yeterlilik duygusunu
geliştirmelerini sağlama gibi önlemler alınmalıdır (Zimmerman, 2002).
Yapılan çalışmalar öğrencilerin öğrenmeye yöneldiklerinde verilen görevleri nasıl
yapacaklarını daha iyi düşündüklerini göstermektedir. Yapılan deneysel araştırmalar,
ilgi çekici çalışmaların öğrencilerin görev yönelimlerini pozitif etkilediğini ortaya
koymuştur. Görev yapma arzusunun üst düzeye çıkması öğrencilerde hata yapma
12
endişesine neden olabileceğinden öğrenmeye dayalı bir görev yönelim oluşturulması
daha sağlıklı olacaktır. Öğrencilerin memnuniyet düzeyi ve katılımı sınıf ortamının
etkinliklere dahil olmasıyla artmaktadır. Görev yönelimlilik öğrencilerde üstün olma,
öne çıkma (ego) şeklinde olmaktansa öğrenme amaçlı olması sınıf ortamını olumlu
yönde etkilemektedir (Archer, 1988). Görev yönelimli öğrencilerin sınıf içinde başka
işlerle uğraşmayan ve nasıl davranması gerektiğini bilen bireyler olmaları öğretmen
için sınıf yönetimini kolaylaştırmaktadır.
Günümüzde motivasyonla ilgili konuların ölçülmesi önemlidir. Özellikle matematik
dersi bu nokta da çok önemlidir. Matematiğin eğitim sistemi içerisindeki ağırlığı,
soyut kavramlarla ilgili zihnsel faaliyetleri içermesi açısından ayrı bir öneme sahiptir.
Üredi (2005) yapılan farklı çalışmalarda öz-yeterlik sürecinin matematik
performansına olumlu etkileri olduğundan bahseder. Öz-yeterlik inancının yüksek
olması, bireylerin kendilerine daha yüksek hedefler oluşturmasına ve verdikleri
kararlarda tutarlı olmalarına neden olarak onların bilişsel süreçlerini ve
motivasyonlarının daha da yüksek olmasını etkileyebilmektedir (Locke ve Latham,
1990).
Öğrencilerin matematik dersinde istekli olmaları, motivasyonları ile ilgilidir.
Öğrencilerin derse yönelik motivasyonlarını yükseltmek için öğretmenin alabileceği
çeşitli önlemler vardır. Her şeyden önce öğrencilerin matematiği anlamlı
öğrenmeleri, onların derse yönelik tutumlarını olumlu yönde etkileyecektir.
Dolayısıyla, öğrencilere verilecek ödevler, sınıf etkinlikleri ve benzeri çalışmaların
öğrenci için anlamlı olması, bu açıdan oldukça önemlidir. Öte yandan bütün
öğrenciler aynı biçimde motive edilemezler. Bazı öğrenciler başarı ile motive
olurken bazıları oyunlar, bulmacalar, ilginç problemler ve benzeri etkinliklere daha
çok ilgi duyabilirler. Kimi öğrenciler ise öğrendiklerini uygulama şansı yakaladığı
zaman derse daha çok ilgi duyar. Sonuç olarak öğrencilerin bireysel farklılıklarını
dikkate alarak matematiği öğrenmeye yönelik motivasyonlarının olumlu yönde
geliştirilmesine önem verilmelidir.
13
PİSA 2003 projesi, ülkemizdeki öğrencilerin matematik dersindeki durumlarını
OECD ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak görme imkânı sağlamaktadır. Araştırmanın
raporları incelendiğinde Türkiye’deki öğrencilerin performansını açıklamada
matematiğe ilginin, görev yöneliminin ve öz-yeterlik inancının etkili olduğu
görülmüştür. Bu araştırmada matematiğe karşı olan ilgi OECD ülkelerinin üzerinde
çıkarken matematik kaygı düzeyi çok yüksek çıkmıştır. Yine üzerinde düşünülmesi
gereken bir nokta da öğrencilerin kendilerini matematik dersi için yeterli görme
oranları OECD ülkelerinin altında kalmıştır. Sonuçlar değerlendirildiğinde
öğrencilerimizin matematik dersine olan ilgi düzeylerinin OECD ortalamasının
üzerinde olduğu görülmektedir. Buna karşın matematik kaygı düzeyleri çok yüksek
çıkmıştır. Bu ülkemizde ki sınav sisteminde matematik dersinin ağırlığının fazla
olması ile ilişkilendirilebilir. Bundan dolayı matematik dersi için öz-yeterlik, görev
yönelimlilik, ilgi, kaygı düzeyi üzerinde yapılacak çalışmalar öğrencilerimizin
başarısını artırmada yardımcı olacaktır. Yapılan araştırmalar, öz-düzenleme
stratejileri ve motivasyonel inançlarla akademik başarı arasında yüksek bir ilişki
olduğunu ortaya koymuştur. Başarı ile de istenmeyen davranışlar ve sınıf iklimi
arasında pozitif bir ilişki olduğu göz önünde bulundurulursa yapılacak çalışmaların
sınıf yönetimine katkısı daha iyi anlaşılacaktır (Pintrich ve De Groot, 1990; Chye,
Walker ve Smith,1997; Malpass v.d, 1999; Young, 2001; Young ve Vrongistinos,
2002).
2.1.2. Sınıf Yönetimi ve Öğrencinin Kaygı Düzeyi
Sınıf yönetimine etki eden faktörlerden biriside öğrencinin kaygı düzeyidir.
Kaygının, günlük yaşamda insanı bazen dürtüleyerek yaratıcı ve yapıcı davranışlara
teşvik eden bir duygu (Yenilmez ve Özabacı, 2003), fiziksel ve toplumsal çevreden
gelen tehlikelere karşı bireyi uyarma, gerekli uyumu sağlama ve yaşamı sürdürme
işlevine katkıda bulunan doğal bir duygu (Korkut,1992) gibi tanımları bulunmakla
birlikte; bireyin yaşamını olumsuz etkileyen nesnel bir tehlike olmadan sanki bir
tehlike varmış gibi kişinin ürkmesidir (Atabek, 2000) şeklinde tanımları da
bulunmaktadır.
14
Kaygı kavramı, korkudan ve korkuya bağlı belirli bir nesnesi olan benzer
kavramlardan tümüyle farklıdır (Armaner, 2003) ve kaygı nesnel bir tehlike olmadan
sanki bir tehlike varmış gibi kişinin ürkmesidir ki, bu sağlıksız bir tepkidir. Korku ise
nesnel bir tehlikeye karşı duyulan sağlıklı koruyucu tepkidir (Atabek, 2000).
Scovel (1991), kaygı ve başarı ilişkisi ile ilgili yapılan pek çok araştırmayı taradıktan
sonra “kolaylaştırıcı” ve “engelleyici” kaygı ayrımını öne sürmüştür. Kolaylaştırıcı
kaygı, öğreneni yeni öğrenme ortamlarında mücadele etmeye ve yaklaşma
davranışına yöneltirken; engelleyici kaygı yeni öğrenme ortamlarındaki bireyin
kaçınma davranışını benimsemesine neden olmaktadır (Batumlu ve Erden, 2007).
Kaygının ölçülmesi durumunun literatüre 1950’li yıllarda girdiği söylenebilir. 1951
yılında öğrenme psikologu Taylor’un gözkapağının hareketlerini koşullanma yoluyla
incelerken yaptığı bir deney sırasında bireyin kaygısını ölçmesi durumu ortaya
çıkınca, Taylor “Taylor Açık Kaygı Ölçeğini” geliştirmiştir (Bindak, 2005).
Literatürde matematik kaygısı, kimya kaygısı, sosyal kaygı, meslek kaygısı, sınav
kaygısı gibi durumluluk kaygısı çeşitlerinden bahsedilmektedir. Öğrencinin kaygı
düzeyinin öğrenme düzeyine ve sınıf içi davranışlarına etki ettiği açıktır. Derste
başarısız olma veya anlatılanları anlayamama kaygısı olan öğrencilerde öğretim
aktivitelerine aktif katılmama, devamsızlık, ödevleri yapmama veya stresten dolayı
bilgi ve becerilerini etkili kullanamama gibi davranışlar sergileyebilir ve sınıf
yönetimini zorlaştırabilir.
2.1.3. Sınıf Yönetimi ve İstenmeyen Öğrenci Davranış Düzeyi
Ergün ve Duman (1998) tarafından Ankara, Uşak ve Afyon’daki lise ve üniversite
öğrencilerinin görüşleri alınarak yapılan, istenmeyen öğrenci davranışları ve baş
etme stratejileri adlı araştırmada, öğretmenlerin en sık karşılaştığı istenmeyen
öğrenci davranışları; dersin başlangıcına geç kalma, ders esnasında gürültü yapma,
ilgisizlik, sataşma, dersi dinlememe ve ödev yapmama olarak belirlenmiştir.
15
Trabzon ili ve ilçelerindeki ilköğretim okullarında 4.ve 5. sınıfta okuyan toplam 305
öğrenci üzerinde yapılan araştırmada sınıf içerisinde en sık karşılaşılan istenmeyen
öğrenci davranışlarına karşı öğretmenlerin sık kullandıkları yöntemler; göz teması
kurma, görüşmeye çağırma, sesle uyarma ve soru sorma olarak belirlenmiştir
(Aksu 1999).
Türnüklü (1999), İngiltere ve Türkiye’deki ilköğretim okullarında istenmeyen
davranışlarla baş etme stratejilerini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Araştırmada
nicel veri için yapılandırılmış gözlem formu, nitel veri için ise yarı yapılandırılmış
görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre istenmeyen davranışlar
benzer özellikler gösterirken uygulanan öğretim biçimleri farklıdır. Türkiye ‘de
geleneksel yöntem yani öğretmen merkezli, öğrencinin sıralarda oturduğu ve
öğretmenin anlattıklarının not edilip dinlendiği bir anlatım biçimi kullanılmıştır.
İngiltere’de ise yapılandırmacı yaklaşım’a dayalı, öğrenci merkezli derslerin
etkinliklerle pekiştirildiği bir uygulama yapılmıştır. Her iki ülkede görülen problem
davranışlar ders içinde gürültü ve izinsiz konuşmalar olarak özetlenebilir. Ayrıca
sınıf oturma düzenleri İngiltere’de gruplar şeklindeyken Türkiye’de sıralı biçimdedir.
Sadık (2000), tarafından Adana ilindeki 32 ilköğretim okulunda yapılan istenmeyen
davranışlar ile ilgili bir diğer araştırmada, öğretmenlerin tespit ettiği en önemli
problem davranışlar; verilen ödevi yapmamak ve ders dışı şeylerle uğraşmak olarak
belirtilmiştir. Disiplin sorunlarının nedenleri olarak öğrencilerin sıkılması, derse ilgi
duymaması, öğretmenini sevmemesi, aile ve diğer faktörler öne çıkmaktadır. Dersi
sevmeme nedeni öğrencilerin derse hazırlıksız gelmeleri ve dersin zor olduğunu
düşünmeleri olarak belirtilmiştir ( Sadık, 2006).
Sayın (2001), Eskişehir merkezde 946 sınıf öğretmenine anket çalışması ile sınıf
yönetiminde karşılaştıkları en önemli problem davranışlar sorulmuş ve elde edilen
bulgular, derste gereksiz konuşma, gürültü ve şikâyet etme olarak belirtilmiştir.
Gutmann ( 2001), İsrail de liseye devam eden 220 öğrenci ve 28 öğretmen, 115 veli
arasında yaptığı, okullarda istenmeyen davranışların nedenlerini karşılaştırmalı
16
olarak incelemiştir. Araştırma sonucunda öğrenci görüşlerine göre istenmeyen
davranış nedenlerinin en başında, öğretmen tutumları ve aile davranışları öne
çıkmıştır. Öğretmenler ise öğrencilerin dikkat eksikliğini ve psikolojik problemlerini
öne çıkarmıştır.
Öğrencilerin sınıf içerisindeki istenmeyen davranışları ile ilgili araştırmalar
incelendiğinde genellikle öğretmen görüşlerine başvurulduğu, öğrenci görüşlerine
daha az başvurulduğu görülmüştür (Sadık, 2006).Öğrencinin davranışını değiştirmesi
için öncelikle neden yanlış yaptığının anlaşılması gerekmektedir. Bunun öğretmenler
tarafından bilinmesi uygulanacak sınıf yönetim stratejisi açısından önemlidir.
Bundan dolayı sınıf içerisinde yapılan istenmeyen davranışlar ile ilgili araştırmalarda
öğrenci görüşlerine de yer verilmesi gereklidir.
Sonuç olarak sınıf ortamında istenmeyen davranışların anlaşılması için öğretmen ve
öğrenci görüşlerine başvurmak gereklidir. Ancak bu konuda genel hükümler
çıkarmak zordur. Çünkü araştırmalar farklı kültür, farklı eğitim kademeleri ve farklı
okullarda yapılmaktadır. Yurt içi araştırmalarda en çok görülen sınıf ortamında
istenmeyen öğrenci davranışları; gürültü, izin almadan konuşma, ödev yapmama ve
derse ilgisizlik olarak sıralanabilir.
2.1.4.Sınıf Yönetimi ve Başarı
Dursun ve Dede (2004) uygulanan öğretim stratejileri ve teknikleri, öğretmen
yeterliliği ve dersi iyi dinleme gibi hususların matematik öğretmenleri tarafından
öğrenci başarısını etkileyen faktörler olarak belirtildiklerini vurgulamışlardır. Sınıfta
uyum ile öğrenci başarısı arasında önemli bir ilişki vardır (Ök vd., 2000). Yapılan
çalışmalar öğrenci başarısının sınıf yönetimine olumlu yönde katkı sağladığını
göstermektedir. Başarılı öğrencilerin çoğunlukta oldukları sınıflarda olumsuz öğrenci
davranışlarıyla daha az sıklıkta karşılaşılması beklenir.
Başarı, okul ortamında belirli bir ders ya da akademik programlardan bireyin ne
derece yararlandığının bir ölçüsü ya da göstergesidir. Okuldaki başarı bir akademik
17
programdaki derslerden öğrencinin aldığı notların ya da puanlarının ortalaması
olarak düşünülebilir (Özgüven, 2002). Öğrencinin ders başarısı üzerinde etkili olan
pek çok değişken bulunmaktadır. “Öğrenme değişkeni” olarak da adlandırılan bu
değişkenler hemen tümüyle fizyolojik, psikolojik ve toplumsal durum ve koşullarla
ilgilidir. Öğrenme değişkenleri, öğrencinin öğrenme durumunu, dolayısıyla da başarı
düzeyini olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir (Uluğ, 1993). Okul başarısı
“zihinsel olmayan” birçok faktör tarafından da önemli düzeyde etkilenmektedir.
Bunlar arasında başarı güdüsü, kaygı, ailenin nitelikleri, sosyo-ekonomik özellikler,
okul ve eğitim koşullarının yetersiz oluşu, genel çevre özellikleri, beslenme, sağlık
koşulları ve benzerleri yer almaktadır (Özgüven, 2002).
Öğretmenlerin başarılı öğrencilerden beklentileri ve onlara karşı tutum ve
davranışları ile düşük başarı gösteren öğrencilere karşı tutum ve davranışları arasında
büyük ölçüde farklılıklar vardır (Kısaç, 2003).
2.2. Teknoloji Destekli Eğitim ve Sınıf Yönetimi
2.2.1. Tanım
Genel anlamda teknoloji destekli eğitim herhangi bir öğretim sürecinde bilgi ve
iletişim teknolojilerinin yer alması anlamına gelir. Teknolojinin bu süreç içerisinde
farklı rolleri olabilir. Bilginin öğrencilere aktarılmasında bir kanal olarak
kullanılabileceği gibi, bilginin işlenme sürecinde öğrencilerin bilişsel yüklerini
hafifletecek şekilde bilişsel araç olarak ta kullanılabilirler. Ayrıca, öğrenci
kayıtlarının tutulması ve okul-aile iletişiminin sağlanması gibi faaliyetlerde bir
yönetim aracı olarak kullanılabilir. Yapılandırmacı eğitimde teknoloji bir öğretici
olmaktan öte öğrencilerin ihtiyaç duydukları bilgiye kolayca ulaşabileceklerini
sağlayan ve bu bilgileri analiz ve organize etmede yardımcı olacak bir öğrenme aracı
olarak kullanılır. Özden (2000)’ e göre teknoloji destekli eğitim:
“Bilgisayar ve ağı (LAN, İntranet, İnternet) üzerinden erişebilen, çok ortamlılık (multimedia) özelliklerine sahip, etkileşimli olarak hazırlanmış, pedagojik özellikleri
18
olan, bilgi aktarmanın yanı sıra beceri kazandırmaya yönelik, eğitim alanlarının performanslarının bilgisayar tarafından otomatik değerlendirilebildiği ve kaydedilebildiği, herkesin kendi bilgi algılama ve kavrama hızına göre ilerleyebildiği ve kendilerine uygun zaman ve yerde eğitim almalarına olanak sağlayan kurs malzemelerinin kullanılarak yapıldığı kişisel veya kitlesel bir uygulama olarak tanımlayabiliriz”(Özden, 2000 s.37).
2.2.2.Teknoloji Kullanımının Sınıf Yönetimine Etkisi
Teknolojinin hızla gelişmesi onun sınıf ortamında kullanılmasını kaçınılmaz
kılmıştır. Teknolojinin alanının geniş olması ve sürekli yenilenerek ilerlemesi onun
kullanım biçimi ve yönteminde de değişiklikler meydana getirmektedir. Teknolojinin
nasıl kullanıldığı sınıf yönetimini etkileyen başlıca etkenlerdendir. Davranışçı
yaklaşıma dayalı teknoloji destekli öğretim uygulamalarında geleneksel yöntemle
ders anlatımına destek verilir ve öğrencinin anlama ve motivasyonu artırılır.
Yapılandırmacı yaklaşım kullanılarak oluşturulan bir teknoloji sınıfında ise öğrenci
merkezli çalışmalara ve bağımsız çalışma etkinliklerine yer verilir. Buna bağlı olarak
sınıf yönetim teknikleri değişiklik gösterecektir. Literatürdeki çalışmalar teknolojinin
sınıf ortamına entegrasyonun sınıf yönetimine olumlu sonuçları olduğu gibi aynı
zamanda bazı sıkıntı ve problemleri de beraberinde getirdiğini göstermektedir.
Bilgisayarların sınıf ortamına girmesiyle birlikte istenmeyen öğrenci davranışlarına
ilaveler oldu. Öğrencilerin teknoloji kullanmalarıyla lisanssız yazılımlar, diğer
öğrencilerin çalışmalarını engellemek, ağı çalışmaz hale getirmek, öğretim
personelinin bilgisayarlarına izinsiz erişmek gibi davranışlar da eklendi. Ödevler
arkadaşlarından veya İnternet sitelerinden dijital olarak kopyalanır oldu. Ödev
yapmamak için bilgisayarım bozuldu, virüs bulaştı, format attım gibi bahaneler
üretilmeye başlandı.
Sınıfın oturma biçimi, bilgisayar sayısı, sınıfın toz durumu, ışıklandırılması, havanın
sıcaklığı gibi fiziksel etmenler teknoloji kullanımı ile birlikte sınıf yönetimine
eklenen maddeler oldu (Anonim, 1990). Ayrıca öğretmenlerin karşılaştığı teknik
problemler dersin işleyişini ve dolayısıyla sınıf yönetimini etkilemeye başladı
(Judith, 1990).
19
Fried (2008) yaptığı çalışmada sınıf ortamında dizüstü bilgisayar kullanımını geniş
bir şekilde inceleyerek literatürü özetlemiştir. Dizüstü bilgisayarların üniversitelerde
derslerde kullanımının ders ortamını canlandırdığı, ilgiyi ve not tutmayı artırdığı
şeklinde görüşler olmakla birlikte, son zamanlarda yapılan çalışmalarda dizüstü
bilgisayar kullanımının sınıf ortamında yönetim problemlerine de yol açtığı
yönündedir. Fried’in (2008) çalışmasında dizüstü bilgisayarların öğrencilerin anlama
düzeylerine ve ders içi performanslarına negatif etkilediği sonucu çıkmıştır. Ayrıca,
dizüstü bilgisayarların sınıf ortamında her öğrencinin kendi dizüstü bilgisayarını
kullanmasının öğrenci başarısına etkisi ile ilgili çalışmalarda doğrudan bir etki
bulunmadığı görülmektedir. İlk başlarda yüksek öğretimde standart hale gelmeye
başlayan sınıflarda dizüstü bilgisayar kullanımı son zamanlarda değişmeye başlamış
hatta Schwarz’ın (2003) tespitine göre bazı profesörlerin derslerinde kablosuz ağ
bağlantısını kapattırdığı, öğrencilerin bilgisayar özelliklerini kısıtlattıklarını ifade
etmiştir. Dizüstü bilgisayar kullanımının düşünüldüğünün aksine öğrencilerin
dikkatini dağıttığını, birbirleriyle ve ağ ile farklı iletişimlere girerek sınıf
yönetiminde güçlükler yaşattığı görülmüştür. Fried (2008), teknolojinin sınıf
ortamına entegre edilmesinde çok temkinli ve dikkatli olunması gerektiğini ifade
etmiştir. Dizüstü bilgisayarların sınıf ortamında öğrencilerin öğrenme ve ders
performanslarına olan etkileri üzerinde daha çok çalışma yapılması sonucuna
varılmıştır.
Chui (2003) yapmış olduğu araştırmada öğrencilerin bilgisayarla yapılacak ödevleri
daha kısa sürede ve zevkle yaptıkları sonucuna varmıştır. Bu araştırmanın
sonuçlarına göre bilgisayarlar sadece ders içerisinde değil ders sonrası etkinliklerde
de aktif olarak kullanılması gerektiğini göstermektedir.
Singleton’un (2001) yapmış olduğu araştırmada bilgisayar destekli sınıf ortamlarının
öğrencilerin motivasyonlarını artırarak derslerin daha zevkli geçmesini sağladığı
sonucu çıkmıştır. Ayrıca bilgisayar kullanımının öğrencilere farklı ve zengin
öğrenme fırsatları sunmasından dolayı bilimsel düşünce gerektiren problemleri
çözmede daha başarılı olacakları düşünülmektedir. Ancak bunu destekleyecek çok
sayıda araştırma bulgusu yoktur. Yapılan araştırmalar genellikle bilgisayar ve diğer
20
teknolojilerin öğrencilerin bilişsel düzeylerinden çok duyuşsal özelliklerini
etkiledikleri göstermektedir (Uyar, 2007). Sonuç olarak teknoloji kullanımının sınıf
yönetimine olan etkileri üzerine yapılan az sayıda çalışma bulunmakta ve elde edilen
çelişkili sonuçların teknolojinin etkilerinin tam olarak bilinmediğini göstermektedir.
Bu belirsizliğin azaltılması bu alanda yapılacak yeni araştırmalara bağlıdır.
2.2.3. Teknolojinin Öğretmen ve Öğrenci Rollerine Etkisi
Öğretmenin dersi anlatıp öğrencinin not alması devri teknoloji destekli öğretim
kavramının gelişim sürecinde değişmiştir. Artık öğretmenin rolü, bilgiyi aktaran
konumundan ziyade, öğrencileri yönlendirme ve yol gösterme şeklini almıştır. Yeni
yapılanmada öğretmenin en büyük yardımcısı bilişim teknolojisi olmuştur
(Memişoğlu, 2005).
Gelişen teknoloji elbette bir öğretmen gibi düşünülmemelidir. Teknolojinin
öğrenmeye vereceği katkı hünerli bir öğretmene bağlıdır. Öğretmen öğrenci-
merkezli, otantik, işbirlikli ve çoklu ortamlı yeni öğrenme etkinlikleri için hangi
teknolojileri nasıl kullanacağını bilmelidir. Öğretmenler özellikle son yıllarda
uygulanan yapılandırmacı yaklaşımda daha çok yönlendirici ve rehberlik edici
konuma gelirken öğrenciler daha fazla etkinlik yapma durumuyla karşı karşıya
gelmişlerdir. Teknolojinin sınıf ortamına entegrasyonuyla öğretmenlerin daha
disiplinli ve sıkı bir hazırlık yapmaları gerekli olmaktadır. Gerek donanım, gerekse
yazılım açısından öğretmenlerin kendilerini yenilemeleri zorunlu hale gelmiştir.
Sonuç olarak öğrenci merkezli ders ortamlarının oluşturulması bir gereksinim haline
gelmiştir. Bu etkinliklerde, öğretmenler yönlendirici öğrencilerde uygulayıcı
konumuna gelmişlerdir (İşman, 2001).
2.2.4. Teknoloji Kullanımının Öğretim Yöntemlerinde Meydana Getirdiği
Değişimler
Bilgisayar destekli eğitimin matematik dersinde uygulanması ülkemizde yeni
olmakla birlikte teknoloji desteğinin matematik başarısını artırdığına yönelik ciddi
21
bulgular bulunmamaktadır. Matematik öğretiminin daha etkili ve verimli olması için
öğretimde değişiklikler yapılması gerekmektedir (Memişoğlu, 2005).
Koç (2004) tarafından yapılan literatür taramasında, teknolojinin öğrenme aracı
olarak etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasının öğrencilerin başarılarında,
tutumlarında, öğretmen ve arkadaşlarıyla olan iletişimlerinde fark edilir bir değişim
yapabileceği ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirebileceği ortaya konmuştur.
Ayrıca, davranışçı öğrenme kuramı ile desteklenen teknoloji uygulamalarının temel
düşünme becerilerini geliştirmesine rağmen, öğrencilerin merkezde olduğu ve
bilişsel etkinliklere olanak sağlayan bütünleştirici kuramla desteklenen uygulamalar
kadar etkili olmadığı görülmüştür. Diğer taraftan, literatürde bilgisayar destekli
eğitimin öğrencilerin akademik başarısı ve öğrenme düzeyleri üzerinde anlamlı bir
etki ortaya koymadığını gösteren çalışmalarda mevcuttur. Bu çelişkili sonuçlar
teknolojinin öğrenme üzerindeki etkisinin belirsizliğini koruduğunu göstermektedir.
Bilgisayar destekli eğitimin birçok olumlu yanının bulunmasına karşın bazı olumsuz
yönleri de bulunmaktadır:
• Öğrenciler bilgisayar ile baş başa kaldığı için fazla ben merkezli davranmakta bu
da öğrencinin arkadaşlarıyla ve öğretmeniyle olan etkileşimini azaltmaktadır.
• Eğitim yazılımların kullanılabilmesi için ön bilgi, özel donanım ve beceri
gerektirmesi; yazılımların sürekli güncellenme ihtiyacının ek maliyet
oluşturması.
• Kullanılan eğitim yazılımlarının müfredata uygun olan davranış ve
kazanımlardan oluşması ve sürekli yenilenme içerisinde olması (sık müfredat
değişikliği).
• Yazılımların etkin öğrenme ortamlarını öğrenciye sunabilmesi gerekir.
Yazılımlar ise genellikle eğitimciler tarafından yapılmadığından sorunlarla
karşılaşılabilmektedir (Daştan, 2006).
Sınıf ortamı genellikle davranışçı eğitim anlayışı içerisinde ele alınır. Sınıf ortamının
yerleşim düzeni, aydınlatması, havalandırması gibi fiziksel özellikleri öğrenme-
öğretme üzerinde çok etkilidir (Özden, 2002). Yapılandırmacılık bakımından sınıfın
fiziksel özellikleri, öğrenci merkezli ve farklı öğrenme ortamlarını da içerecek
22
biçimde olmalıdır. Sınıf ortamına öğrenciler farklı öğrenme biçimleri, inanç, değer
ve sosyal tercihlere sahip olarak gelmektedir. Öğrencilerin bilgi yapılanmaları bu
özelliklerinden etkilenmektedir. Öğrenme biçimleri çevresel koşullar, duyuşsal
özellikler, sosyal tercihler ve fiziksel özelliklerden etkilenmektedir (Özer, 2001).
Bundan dolayı, sınıf yerleşim düzeni, uygulanmak istenen eğitim anlayışı ve diğer
yapısal düzenlemelerin göstergesidir denilebilir (Özden, 2002). Yapılandırmacı
öğrenme ortamlarında bulunan öğrenciler, öğrenme sürecinde daha fazla sorumluluk
alarak daha etkin rol oynamaktadırlar (Yaşar, 1998).
Öğrencilerin sınıf içerisinde aktif veya pasif durumda olmaları sınıfın yerleşim
düzeni ile de ilgilidir (Saban, 2002). Öğrencilerin sınıf ortamında aktif katılım
sağlaması sınıf ortamının gerektiğinde farklı şekillerde düzenlenmesiyle sağlanabilir.
Sınıf yerleşim düzenleri; bireysel yerleşim düzeni, U yerleşim düzeni, sıralı yerleşim
düzeni, küme yerleşim düzeni ve yuvarlak masa yerleşim düzeni olarak sayılabilir
(McKeinze, 1997; Bal vd., 2002; Özden, 2002).
Bilgisayar laboratuarlarında klasik yerleşim genellikle tercih edilmektedir. Ancak bu
yerleşim düzeninde öğretmen arka sıralara ulaşmakta zorlandığı için yardım etmesi
güçleşecektir. Yine arka taraftaki ekranları göremeyeceğinden bir yönetim yazılımı
kullanmak durumunda kalacaktır.
U yerleşim düzeninde öğretmen merkezde ve tüm sınıfa hâkimdir. İstediği anda
müdahale edebilmektedir. Ayrıca ekranlar sınıfa dönük olduğu için izlemesi
kolaylaşmaktadır.
Çokgen küme yerleşimi ise genellikle altıgen ya da sekizgen masaların her bir
kenarına bir bilgisayar yerleştirilmesiyle oluşturulmaktadır. Bu yerleşim düzeni daha
çok bireysel çalışmaların yapılacağı geniş mekânlar için söz konusudur. Çokgen
yerleşimde öğrencilerin tahta, projeksiyon ve tepegöz gibi bir noktaya bakmaları
gereken durumlarda, bir kısmı arkasını dönmek zorunda, bir kısmı ise masa üstünden
görmeye çalışmaktadırlar. Bu açıdan konu anlatımı ve uzun süreli bir izleme
gerektirmeyen durumlarda kullanılması uygundur (Akgün ve Yıldırım, 1995).
23
Öğrenme ortamlarının (mekânlarının) düzenlenmesi için kullanılan performans
ölçüleri Demirkan (1995) tarafından sınıflandırılmıştır. Genel olarak eğitim
ortamlarının düzenlenmesine ilişkin teknik kurallar; boyut ve hacimler, çalışma
masası, oturma yeri, aydınlatma, renklendirme, iklimlendirme, gürültü şeklinde
sınıflandırılabilir (Akgün ve Yıldırım, 1995).
Öğretim modeli tasarımlarında, öğrenmeye, anlamaya ve becerilere dayalı faktörlerin
motivasyona yönelik faktörlere göre daha ağırlıklı olarak dikkate alındığı
görülmektedir. Main’e (1993) göre bunun nedeni duyuşsal alandaki öğretim
stratejileri ve aktivitelerin gelişiminin, psiko-motor ve özellikle de bilişsel
alandakilere göre daha yavaş gelişmesidir (Dede, 2003). Bundan dolayı öğretim
tasarımları öncelikli olarak bilişsel alanda yapılmaktadır. Duyuşsal alan ile ilgili
tasarımlar iki başlık altında incelenir. Birincisi bireyin değişen değer, inanç ve
tutumlarıyla ilgilidir. İkincisi ise, kişinin öğreneceği konu hakkındaki düşüncelerini
kapsar. Burada amaç öğrencinin konuyu öğrenmesi için motive olmasıdır (Main,
1993).
Wu ve Huang (2007) tarafından Tayvan’da yapılan bir çalışmada öğretmen merkezli
teknolojik ortamla öğrenci merkezli ortam bazı değişkenler açısından
karşılaştırılmıştır. Çalışmada, öğretmen merkezli ortamda bilgisayar öğretmenin
kullanımında öğrencilere görsel bir araç olarak sunulmuş, öğrenci merkezli grupta ise
öğrenciler kendileri bilgisayarı kullanmıştır. Sonuç olarak, başarı yönünden çok
önemli farklılıklar bulunmamakla birlikte istenmeyen davranışların öğretmen
merkezli ortamda daha az olduğu tespit edilmiş, motivasyon, özgüven ve bağımsız
çalışma yapabilme özellikleri öğrenci merkezli çalışmada daha iyi çıkmıştır.
İngiltere’de matematik öğretmenlerinin %77’si akıllı tahta kullanma imkânına
sahiptir. Dünya genelinde de bu teknolojiye eğilim günden güne artmaktadır (Bell,
2002; Kent, 2004; Becta, 2005; Hodge ve Anderson, 2007). Bu konuda Smith (2005)
tarafından yapılmış olan bir tarama çalışması öğretmenlerin akıllı tahta kullanma
nedenlerini:
• Esneklik çok yönlülük,
24
• Mültimedya sunum olanakları,
• Çalışmaların kaydedilebilmesi ve çıktı alınabilmesi,
• Verimlilik,
• Derslerin planlanması ve kayıtlı hale gelebilmesi,
• BİT öğretmesi,
• Etkileşim ve katılımın olması olarak özetlemektedir.
İngiltere’de Jones (2004) tarafından yapılan akıllı tahta çalışmasında teknoloji
kullanımının tek başına konuların anlaşılması ve sınıf içi disipline katkı sağlamadığı
ifade edilmiştir. Teknolojiyle birlikte çok iyi tasarlanmış yazılım ve iyi bir ders planı
içerisinde öğretmenin rolünün çok önemli olduğu vurgulanmıştır. Derslerde
öğretmen merkezli bir uygulama yapılmış, bunun öğrencinin öğrenmesinde ve
konuları kavramasında daha etkili olduğu belirtilmiştir. Çalışmada öğrencilere
tamsayılarda işlem yapma gösterilmiş. Kullanılan yazılım yardımıyla gruplara
ayrılan öğrenciler tahtaya kaldırılarak işlem yapmaları oyun şeklinde sunulmuştur.
Öğretmenin çalışmayı yönetmesi öğrencileri daha aktif hale getirmiş
motivasyonlarını artırmıştır.
2.3. Teknoloji Destekli Matematik Eğitimi
Bilgi ve iletişim teknolojileri yıllardır günlük yaşamımızda ve çevremizde yaygın
olarak kullanılmaktadır. Ancak bu teknolojilerin okullarda matematik derslerinde
nasıl kullanılacağı üzerinde ortak bir görüş birliğine varılamamıştır. Alan yazın
incelendiğinde hesap makinesinin matematik derslerinde kullanılması konusunda
önyargıların olduğu hatta zararlı olduğuna dair görüşler bulunmaktadır(Baki, 2002).
Bilgisayar destekli ortamlar söz edilince bakış açısının olumlu ve beklentilerin daha
yüksek olduğu görülmektedir. Beklentinin yüksek olması günümüz de teknolojinin
birçok alanda işleri kolaylaştırmasından kaynaklanabilir. Oysa teknoloji destekli
matematik eğitimi etkinliklerinin verimli olabilmesi için dört boyutun ve her boyutu
oluşturan bileşenlerin tam uyumlu ve eşgüdümlü olarak planlanması, yatırım
programlarında her boyutun ve bileşenlerin birlikte düşünülmesi gerekmektedir.
Bunlar yatırım, donanım ve yazılım, öğretmen eğitimi, bakım ve onarımdır. Yazılım
25
olmadan donanımın, bakım ve onarım işleri yapılmadan donanım ve yazılımın bir
anlamı olmayacaktır. Hepsinden önemlisi öğretmen eğitimi olmadan hiç birisinin
etkin kullanılamayacağı açıktır.
2.3.1. Teknolojinin Matematik Öğretimine Etkisi
Matematik eğitiminin teknoloji ile desteklenmesi üzerine yeni ihtiyaçlar ortaya
çıkmaya başlamıştır. Öğrencilerin belirlenen hedef ve davranışlara ulaşmaları için
teknolojinin öğretimde nasıl ve ne şekilde kullanılacağı önemli bir soru olarak
durmaktadır (NCTM, 2000). Eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılan araç ve
gereçler, öğrencilerin derse olan ilgisini artırmakta, öğrenmelerini kolaylaştırmakta
ve motivasyonlarını artırmaktadır (Yalın, 2000). Matematik öğretiminde teknolojiden
yararlanmak, öğrencilerin matematiğe karşı olumlu bir tutum edinmelerini
sağlayacak, eğitim-öğretimin verimliliğini ve kalıcılığını arttıracaktır.
Teknolojideki hızlı gelişme sayesinde eğitim öğretim süreçlerinde kullanılabilecek
araç gereçlere her gün yenileri eklenmektedir. Bilgisayar ve teknoloji aracılığı ile
soyut olan içeriğin somutlaştırılıp, görsel ve işitsel hale getirilerek eğitim-öğretim
faaliyetlerinin yürütülmesi zorunluluk haline gelmiştir. Bilgisayarlar, ilköğretimin
birinci kademesinde matematik dersi için somut, ikinci kademesinde ise soyut
kavramlar arasındaki ilişkileri anlatmada kullanılabilir. Geleneksel ortamlarda kâğıt,
kalem ve cetvel gibi araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilen etkinlikler
bilgisayarlarla daha etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir (Baki, 2002).
Alışılagelen matematik sınıf ortamı tahta, tebeşir ve silgiden oluşan bir ortamdır.
Ancak teknoloji sınıflarının devreye girmesiyle bu ortamlar farklılaşmıştır. Bazen
bilgisayar laboratuarları ve internet kullanılabilirken bazen bir bilgisayar ve
projeksiyon cihazı ilave edilerek akıllı tahta veya grafik tabletler kullanılarak dersin
işlenişi zenginleşebilmektedir. Öğretmen merkezli klasik bir sınıf ortamında anlatım
zaman dilimlerine bölünmüştür. Öğretmen konuyu anlatmakta sonra yazmakta ve
öğrenciler not tutmaktadır. Bu durum zaman kaybına neden olmaktadır. Teknolojik
ortamda anlatım hızlı bir şekilde desteklenebilir (Çağlayan, 2001).
26
Heddens ve Speer’e (1997) göre, gelişen teknoloji matematikle ilgili öğretim ve
öğrenme süreçlerini de değiştirmeye başlamıştır. Teknoloji destekli ortamlarda
matematik dersi öğrencilerin ilgilerini artırmak ve matematiği anlamalarını
kolaylaştırmak için kullanılmalıdır. Peker’e (1985) göre, teknolojinin matematik
eğitimine getireceği yararlardan birisi de matematiğe duyulan kaygıyı azaltarak etkili
düşünme alışkanlıkları kazandırmasıdır (Alakoç, 2003). Kullanılan araçlar
bilgisayarları, programlanabilir hesap makinelerini, projeksiyon cihazlarını, akıllı
tahtaları, grafik tabletleri, İnternet tabanlı uygulamaları ve ilgili yazılımları içeren
CD’leri kapsamaktadır. Sürekli yenilenerek ilerleyen bu teknolojilere bir bütün
olarak bakmak gerekmektedir. Bilgisayarların matematik dersindeki kullanımlarına
ilişkin yapılan araştırmalarda alıştırma-uygulama yaptırılması ve eğitim temelli
oyunların oynatılması en çok göze çarpan uygulama alanlarıdır (Alakoç, 2003).
Jinich’e (1986) göre, teknoloji destekli matematik öğretiminde en önemli faktör
yazılımdır. Birçok program yeterli pedagojik desteği almadığı için öğrenciyi ekran
karşısında pasif hale getirmektedir. Ancak bilgisayarların ses, grafik ve görüntü
özellikleri kullanılarak öğrencinin dikkati çekilmeli ve içerik farklı öğrenme stillerine
ve çok sayıda duyu organına hitap edebilmelidir.
Bilgisayarların matematik eğitiminde kullanılmaya başlamasıyla matematik
öğretiminde değişimler olacağı, yeni boyutlar oluşacağı şeklinde düşünceler ortaya
atılmıştır (Baki, 2001). Bilgisayarın sunduğu kolaylıklar ve görsellikler kullanılarak
öğrencilerin matematiği keşfetmeleri ve ders içinde not tutma şekillerinin değişeceği
düşünülmüştür. Ancak bu düşüncelerin birçoğunun henüz gerçekleşmediği
görülmektedir. Yapılan yanılgılardan birisi geleneksel sınıflarda kullanılan
davranışçı yaklaşımın bilgisayar uygulamalarına alıştırma-tekrar ve öğretici
yazılımlar şeklinde birebir aktarılmasıydı. Bunun yanında öğretmenler bilgisayarın
işlerini kolaylaştırdığını düşünerek daha az çalışma yapmaları gerektiğine inandılar.
Bu şekildeki bir kullanım biçimi ve öğretmenlerdeki bilgisayar ortamlı sınıfa bakış
açısı geleneksel matematik öğretimini değiştirmedi ve sadece bilgisayara öğretmenin
rolünü yükledi (Smith, 1998).
27
Bilgisayarın, sayma, hesaplama, grafik çizme gibi zihinsel bakımdan düşük düzey
uygulamalar için kullanılması, öğrencinin düşünmesini sınırlamakta ve bilgisayarın
eğitim alanında hayat bulamaması anlamına gelmektedir. Çünkü yapılan
araştırmalar, bilgisayarın genellikle düşük düzey beceriler için kullanılmasının
öğrencilerde zararlı etkilere neden olabileceğini ortaya çıkartmıştır. Matematik
eğitiminde bilgisayar kullanımı; araştırma, muhakeme etme, varsayımda bulunma ve
genelleme gibi yüksek düzey zihinsel beceriler üzerine odaklanmalıdır (Wiest, 2001).
Teknoloji, matematik sınıflarında uygun biçimlerde kullanıldığında, matematiksel
anlamayı derinleştirebilecektir.
Noss’a (1988) göre, bilgisayar yazılımlarının matematik eğitimindeki ana rolü
öğrenciye matematiksel düşünme mantığını kazandırmaktır. Couco ve Goldenberg’e
(1998) göre: Bilgisayarların sayısal olarak deneme imkânı vermesi, öğrencilerin
teoremleri algılamalarında, problem çözümlerinde ve genelleme yapmalarını
sağlamada faydalı olmaktadır. Bunun yanında bu işlemleri yaparak matematiksel
anlamda özgün düşünme yetisi kazandırmaktadır.
Kısaca, bilgisayarın matematik eğitiminde uygun kullanımından kasıt, bilgisayarın,
öğrencilerin yüksek düzey bilişsel beceriler geliştirmelerini sağlamalarına yardımcı
olması ve bir matematikçinin yaşamış olduğu deneyimleri öğrencilere yaşatarak
kendi matematiklerini kurmalarını sağlamasıdır.
Ersoy (2003), matematik eğitiminde başarılı olan ülkeler incelendiğinde matematik
öğretiminde araç gereç kullanımı ve öğretmenlerin eğitimi üzerinde önemle
durulduğunu ifade etmektedir. Ayrıca bu ülkelerde teknoloji destekli eğitim öğrenci
merkezli olarak yapılandırmacı yaklaşıma göre uygulanmaktadır.
TIMSS-R’de (Third International Mathematics and Science Study ), ilk sıralarda yer
alan ülkelerin başarısı incelendiğinde öğretmenin rolünün ve öğretim yöntemlerinin
etkisi olduğu görülür. Bu bağlamda geleneksel ve yapılandırmacı yaklaşım
yöntemleri karşılaştırıldığında bilişim teknolojilerinin öğrenme/öğretme
28
etkinliklerinde etkin olarak kullanılması göze çarpmaktadır (Ersoy, 2002). Ersoy’a
(2002) göre:
“Yapılandırmacı yaklaşım içerisinde öğretmenin rolü ile ilgili şu şartlar oluşmalıdır. Öğrencinin öğrenmeleri ile ilgili kuramsal ve uygulamalı bilgi ve beceriler edinmelidir. Sınıflarda bilimsel ve matematiksel düşünme, problem çözme ve yaratıcı etkinliklerle ilgili uygun iklim ve atmosfer oluşturulmalıdır.Öğrencilerin özgeçmişleri, yetişmelerine ve ilgilerine uygun olarak matematik tarihi, matematiğin uygulamaları, matematiğin güzelliği vb içerecek konu işlenişleri hazırlamalı veya uzmanlarca hazırlanmış etkinlikleri kullanmalıdır” (Ersoy, 2000s.12).
2.3.2. Teknoloji Destekli Matematik Dersi ve Sınıf Yönetimi
Teknoloji kullanımının öğrenci başarısına etkisi ile ilgili yapılan birçok çalışma bu
konunun zorluklarını ortaya koymuştur. Sınıf ortamı bir deney labaruvatuvarı
olmadığı için bu konuda elde edilen sonuçlar bize geleneksel yöntemler ile
teknolojinin karşılaştırmasında kesin sonuçlar sunamamaktadır. Ancak birçok
çalışma teknolojinin öğrenci motivasyonunu artırdığını problem çözme ve algılama
kabiliyetini geliştirdiğini ortaya koymuştur. Yine yapılan çalışmalar teknolojinin
belirli sınırlılıklar ve şartlar altında öğrenmeye pozitif etkilerinin olduğunu ortaya
koymuştur. Teknolojiye yatırım yapmaya değer mi? Sorusunun yerine hangi şartlar
oluşturulursa teknolojiği kullanmak gerekir? Sorusunun cevabının bulunması
gerekmektedir (Kelley ve Ringstaff, 2002).
İngiltere’de yapılan bir çalışmada akıllı tahtanın öğretmenlerin ders anlatım
biçimlerine etkisi araştırılmış. Öğretmenlerin yazılım, teknik bilgi ve becerilere sahip
olduktan sonra daha hareketli ders işledikleri öğrenci katılımının ve motivasyonunun
daha çok olduğu gözlemlenmiştir. Öğrenci katılımının artması ve derslerin verimli
geçmesi öğretmenlerin akıllı tahtayı uygun yazılımlarla desteklemeleri sonucunda
olmuştur (Warwick 2006).
29
Jones (2004), akıllı tahtanın matematik eğitim ve öğretiminde kullanımı ile ilgili
yapılan çalışmaları tarayarak özetlemiştir. Bu çalışmada Simpson (1998), Cogill
(2003), Robinson (2000) ve Damcott (2000) matematik için kullanılacak interaktif
teknolojilerin konularına göre farklı kullanılmaları gerektiğini belirtmişlerdir.
Kullanılan pedagojik yaklaşımların değiştirilmesi gerektiği üzerinde durulmuş ve
Sutherland (2004) tarafından teknoloji sınıflarında el hareketlerinin ve jestlerin
öğrenmeyi destekleyip artırdığını belirtmiştir. Kendon’a (2000) göre el hareketlerinin
kullanılması gibi görsel hareketler kişinin isteğini açığa çıkartan, sembolize eden
tanımlamalardır. Abrahamson (2003) bunun matematiksel algılamanın artmasında
önemli bir rol üstlendiğini ifade etmiştir.
Şimsek vd., (2008) eğitim teknolojileri alanında Türkiye’de yapılan yüksek lisans ve
doktora çalışmalarını incelemişlerdir. İncelenen tezler Türkiye'de eğitim teknolojisi
alanıyla ilgili birçok konuda henüz yeterli çalışma yapılmadığını göstermiştir. Ayrıca
nicel ve nitel araştırma desenlerinin birlikte kullanıldığı karma araştırma
paradigmasına dayalı araştırmalara daha çok yer vermek gerektiği de vurgulanmıştır.
30
3. MATERYAL VE YÖNTEM
Bu bölümde araştırma yöntemi, evreni ve örneklemi, okulda deneysel çalışmanın
uygulanması aşamaları, veri toplama aracı ile yapılan çalışmalar (anket), güvenilirlik
çalışmaları ve verilerin analizi hakkında bilgi verilmiştir.
3.1. Araştırma Yöntemi
Çalışmanın amaçlarına uygun olacak şekilde nicel araştırma paradigmasına dayalı
kontrol ve deney grubundan oluşan ön test-son test ölçme işlemlerinin uygulandığı
klasik deneysel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Deneysel araştırma genellikle
bağımsız değişkendeki değişmelerin bağımlı değişkeni nasıl etkilediğini (neden-
sonuç ilişkisi) tespit etmek amacıyla kullanılan etkili bir yöntemdir (Ekiz, 2003;
Karasar, 1994). Kontrol grubu hiçbir işleme tabi tutulmazken, deney grubuna etkisi
araştırılmak istenen işlem (bağımsız değişken) uygulanır. Deney öncesi ve sonrası
bağımlı değişkenler üzerinden ölçümler alınır ve sonuçlar karşılaştırılarak
yorumlanır.
Bu tez çalışmasında ortaöğretim matematik öğretiminde teknoloji kullanımının sınıf
yönetimi üzerindeki etkilerinin tespit edilmesi için, deney grubuna teknoloji destekli
ortamda, kontrol grubuna da geleneksel ortamda matematik öğretimi verilmiş
sonuçlar istatistiksel testlerle karşılaştırılmıştır. Deney grubuna akıllı tahta,
projeksiyon cihazı, bilgisayar ve görsel posterlerle desteklenmiş sınıfta; kontrol
grubuna ise sadece geleneksel ders araç ve gereçleri (tahta, cetvel, ders kitabı, ÖSS
hazırlık testleri vb.) ile düzenlenmiş sınıfta öğretim verilmiştir. Teknolojik ortam
olarak bilgisayar destekli bir sınıf yerine akıllı tahta destekli bir ortam tercih
edilmiştir. Bunun nedeni uygulamanın yapıldığı okulda matematik sınıfında bir tane
bilgisayarın bulunmasıdır. Ayrıca bilgisayar destekli sınıfların, öğrencilerin sosyo-
psikolojik gelişmelerini engellemesi ve bireyselleşmeyi artırdığı da göz önünde
bulundurulmuştur (Daştan, 2006). Akıllı tahtanın sınıf ortamında öğretmen merkezli
anlatımlar için daha verimli olması, mültimedya sunum olanakları ve verimlilik gibi
nedenlerde tercih nedeni olmuştur (Wood ve Ashfield, 2008). Her iki sınıfın
31
büyüklüğü ve düzeni aynı olarak seçilmiş, farklılık yalnızca teknolojik ekipman ve
matematik araç gereçlerinden oluşturulmuştur.
Her iki gruba da matematiksel işlem yeteneği başlığı altında tamsayılarda işlem
yapma, rasyonel sayılarda işlem yapma ve birinci dereceden bir bilinmeyenli
denklem çözme konuları sekiz hafta süreyle anlatılmıştır. Konu, her iki sınıfta, Milli
Eğitim Bakanlığı’nın 2005–2006 eğitim-öğretim yılında yayınladığı matematik dersi
öğretim kitabında belirtilen kazanımlar ve tavsiyeler doğrultusunda yapılandırmacı
eğitim ilkeleri esas alınarak işlenmiştir. Deney öncesinde her iki gruba da ölçme
araçları ön test olarak uygulanmış ve ölçümler grupların araştırmanın bağımlı
değişkenleri bakımından denkliklerinin belirlenmesinde kullanılmıştır. Sekiz haftalık
deney sonrasında aynı ölçme araçları bu sefer son test olarak tekrar uygulanmış ve
ölçümler deney sonrasında bağımlı değişkenlerdeki gruplar-arası farklılıkların
tespitinde kullanılmıştır. Ayrıca ön test ve son test sonuçlarından deneyin iki grup
üzerindeki etkilerinin (grup-içi değişimler) belirlenmesinde de faydalanılmıştır.
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evreni, Isparta Merkez Özel Altınbaşak Bedri Ayhan Koleji 2008–2009
eğitim-öğretim yılında lise birinci sınıflarında (9. sınıflarda) öğrenim gören
öğrencilerden oluşmaktadır. Hafta sonlarında verilen temel matematik kursu için
Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı (OKS) sonuçları gözetilerek bilişsel
giriş özellikleri açısından birbirine yakın seviyedeki öğrencilerden 50 kişilik bir grup
seçilmiştir (Oks - Mf puanları 300’ün altında). Bu gruba okulların açıldığı ilk hafta
temel matematik testi adı altında araştırmacının hazırladığı 20 soruluk test
uygulanmıştır. Okulların açılmasından dört hafta sonra lise bir öğretmenleriyle şube
öğretmenler kurulu toplantısı yapılarak 50 kişilik öğrenci grubu sınıf-içi öğrenci
davranışları, ders başarıları ve cinsiyet dağılımları bakımından benzer yapıda olacak
şekilde yirmişer kişilik iki gruba ayrılmıştır. On kişi şube öğretmenler kurulu sonrası
gruptan çıkartılmıştır. Bu ölçütler gözetilerek, bilişsel ve duyuşsal açıdan homojen
yapıdaki deneklerin seçilmesi ve deney dışı değişkenlerin olası etkilerinin (örn:
öğretmen etkisi) kontrol edilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak benzer yapılarda
32
20’şer kişilik iki grup oluşturulmuştur. Hangisinin deney veya kontrol grupları
olacağı tesadüfü çekiliş yoluyla belirlenmiştir. Deney ve kontrol grubunu oluşturan
öğrenciler yaş ve cinsiyet dağılımı bakımından eşit seçilmiştir. Katılımcılar 14-15
yaş grubundan oluşan 19 kız ve 21 erkekten oluşmaktadır.
Çizelge 3.1. Kontrol ve deney grubundaki öğrencilerin cinsiyetlerine göre dağılımı
Cinsiyet Kontrol Grubu Deney Grubu Toplam
Kız 9 10 19
Erkek 11 10 21
Toplam 20 20 40
3.3. Okulda Deneysel Çalışmanın Uygulanması Aşamaları
Araştırmacı, şube öğretmenler kurulu ve idare ile iletişim, teknoloji destekli ortam
olanağı ve bu ortamı araştırma için kullanabilme gibi nedenlerden dolayı deney için
kendi çalıştığı kurumu seçmiştir. Seçilen 40 kişilik lise bir grubunun hiçbirisinin
dersine girmemektedir. Öğrencilere hafta sonu temel matematik kursu adı altında 8
hafta süreyle cumartesi günleri ikişer saat (2x45 dakika) ders anlatmıştır. Derslere
başlamadan önce öğrenci velileri ile toplantı yapılmış kursun amacının öğrencilerin
temel matematik eksikliklerini gidermek olduğu ifade edilerek, öğrencilerin devam
ve devamsızlıklarını iyi takip etmeleri söylenmiştir. Deney süresince yoklamalar
alınmış olup gelmeyen öğrencilerin velileri SMS yoluyla bilgilendirilmiştir.
Araştırmacı sekiz hafta süreyle iki grupla haftada iki saatten toplam 16 saat ders
yapmıştır. Bu süreçteki yapılan öğretim etkinlikleri ve deneysel çalışmalar Çizelge
3.2’deki çalışma planında özetlenmiştir. Derslerde matematik müfredatında yer alan
ve öğrencilerin temel matematik becerilerini kapsayan konular anlatılmıştır. Bu
konular M.E.B 2006-2007 matematik dersi 9.sınıf öğretim programından alınmıştır.
Hedeflenen kazanımlar aşağıdadır.
1. Tam sayılar kümesinde toplama, çıkarma, çapma ve bölme işlemleri yaparak
toplama ve çapma işlemlerinin özelliklerini belirtme.
2. Rasyonel sayıları ifade etme ve rasyonel sayıların eşitliğini açıklama.
33
3. Rasyonel sayılar kümesinde toplama, çıkarma, çapma ve bölme işlemleri
yaparak toplama ve çapma işlemlerinin özelliklerini belirtme.
4. Rasyonel sayıların ondalık açılımını yaparak toplama, çıkarma, çarpma ve
bölme uygulamaları yapma.
5. Birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemlerin çözüm kümelerini değişik
sayı kümelerinde bulma.
Derslerin anlatılmasında 9.sınıf öğretim programında belirtilen etkinlikler esas
alınmıştır. Kontrol ve deney grubuna ÖSS Maltepe yayınları işlem yeteneği yaprak
testleri verilmiştir. Ödevlendirmeler bu testler üzerinden yapılmıştır. Kontrol
grubuna dersler 9–B sınıfında yapılmıştır. Sınıfta tahta, tebeşir, cetvel ve ÖSS yaprak
testleri kullanılmıştır. Deney grubunun dersleri matematik sınıfında yapılmıştır.
Matematik sınıfında bilgisayar, ses sistemi, projeksiyon cihazı, akıllı tahta,
matematik posterleri ve matematik sergilerinde kullanılan araç ve gereçler vardır.
Deney grubuna dersler, PowerPoint slâytlarından faydalanılarak akıllı tahta
desteğiyle işlenmiştir. Ayrıca derlerde matematik ile ilgili teknoloji uygulamaları
(Java scriptler, videolar, etkileşimli alıştırma programları vb.). Aşağıda bu
uygulamalar kısaca tanıtılmış ve bazılarının arayüz kesitleri verilmiştir.
Sihirli küre: Toplama ve çıkarma işlemleri yaptırılarak sayıların çözümlenmesi ile
ilgili ilginç özellikleri eğlenceli bir oyun şeklinde sunan bir flaş animasyonu.
Devletin matematik hesabı: Ali Poyrazoğlu tarafından oynanan 3 dakikalık yanlış
bir bölme işleminin esprili bir dil ile sağlamasının yapıldığı bir skeç.
Satrancın hikâyesi: Matematiğin Aydınlık Dünyası belgeselinden satrancın
anlatıldığı kısım kesilerek 3 dakikalık video haline getirilmiştir.
Pi sayısı: Matematiğin Aydınlık Dünyası belgeselinden pi sayısının ne olduğunun
anlatıldığı kısım kesilerek 3 dakikalık video haline getirilmiştir.
Esher belgeseli: Ünlü sanatçı Esher’in hayatını anlatan belgeselden eserlerinde
matematiği nasıl kullandığını gösteren 3 dakikalık bir kesit video haline getirilmiştir.
Kare problemi: Düşüncenin şartlanması üzerine hazırlanmış bir sunum.
Arşimet’in banyosu: Sayılar arasında örüntü kurdurtan ve değişken kullanmayı
öğreten bir flaş animasyonu.
İnteraktif soru bankası: Test Grubu yayıncılığa ait interaktif soru bankası deney
grubunda ders aralarında alıştırma yapmak amacıyla kullanılmıştır. Bu soru
34
bankasında kolaydan zora doğru çoktan seçmeli soruların rasgele olarak seçildiği
testler bulunmakta ve test sonunda öğrencilerin performansını gösteren doğru yanlış
grafikleri dönüt olarak verilmektedir. Bu araştırmada özellikle tamsayılar ve ondalık
sayılar konusunda öğrencilere projeksiyon cihazı ile yansıtılıp küçük değerlendirme
sınavları şeklinde uygulamalar yaptırılmıştır. Bu programın genel amaçları:
• Yaprak testlerdeki soruları projeksiyon yardımıyla tahtaya yansıtarak şekil
çizimine gerek duymadan soru üzerinde çözmek,
• Tahtada hazır olan soru üzerinde öğrencilerin farklı çözüm yollarını
göstermelerini sağlamak ve dolayısıyla soruyu farklı çözen öğrencilerin
çözüm yöntemlerini sınıfla paylaşmak,
• Şekil çizimi ile geçen zamanı daha fazla soru çözmek için kullanmak,
• Daha fazla öğrencinin derse katılımını sağlamak,
• Dersi görsel olarak zenginleştirerek öğrenci merkezli ve eğlenceli bir şekilde
işlemektir.
Bir kelime bir işlem: TRT 2’de uzun yıllardan beri oynayan yarışma programının
sayı bulmaca kısmı ile ilgili hazırlanmış bir bilgisayar programı.
Çizelge 3.2. Deney çalışma planı
Grup Deney Öncesi 1 - 2 Hafta 3 – 4 Hafta 5 – 6 Hafta 7 – 8 Hafta Deney Sonrası
Kon
trol
Temel
matematik testi ve anket
uygulandı (ön-test). Şube
Öğretmenler Kurulu toplandı.
Rasyonel sayılar anlatıldı.
İlgili yaprak test ödev olarak
verildi.
Ondalıklı sayılar anlatıldı.
İlgili yaprak test ödev olarak
verildi.
Tamsayılarda işlemler anlatıldı. İlgili yaprak test
ödev olarak verildi.
Denklem çözme anlatıldı.
İlgili yaprak test ödev verildi.
Temel matematik
testi ve anket
uygulandı (son-test).
Den
ey
Temel matematik testi
ve anket uygulandı (ön-
test). Şube Öğretmenler
Kurulu toplandı.
Rasyonel
sayılar anlatıldı. İşlem yeteneği testi 1 çözüldü.
Test 2 ödev verildi. Sihirli
küre Java uygulaması
yapıldı. 4 kare problemi
sunumu yapıldı. Bir kelime bir işlem oynandı.
Ondalıklı sayılar
anlatıldı. İlgili yaprak test
ödev olarak verildi. Satrancın
hikâyesi adlı kısa video
gösterildi Test Bankasından interaktif soru
çözümü yapıldı. Pi sayısı belgeseli izletildi.
Tamsayılarda işlemler anlatıldı. İlgili yaprak test
ödev olarak verildi. Devletin matematik hesabı
adlı kısa video izletildi. Test bankasından
interaktif soru çözdürüldü.
Denklem çözme anlatıldı.
İlgili yaprak test ödev verildi. Arşimet’in
banyosu flaş animasyonu kullanıldı. Esher ve
matematik belgeselinden kısa bir kesit
izletildi.
Temel matematik
testi ve anket
uygulandı (son-test).
35
Şekil 3.1. Sihirli küre animasyonu
Şekil 3.2. Kare problemi sunusu
36
Şekil 3.3. Arşimet’in banyosu animasyonu
Şekil 3.4. İnteraktif soru bankası programı
37
Şekil 3.5. Bir kelime bir işlem programı
3.4. Veri Toplama Aracının (Anket) Oluşturulması
Araştırmada kullanılan değişkenlerin ölçülmesi amacıyla bir anket formu
oluşturulmuştur. Geliştirilen bu anket EK-1’de görüldüğü üzere iki ana bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölümde araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ve cinsiyetlerini
ölçen iki soru bulunmaktadır. İkinci bölüm ise araştırmanın bağımlı değişkenlerini
ölçmeye yönelik toplam 41 maddeden oluşmaktadır. Araştırmanın bağımsız
değişkenini deney konusu olan teknoloji destekli ortamda matematik öğretimi
oluşturmaktadır. Matematik dersi için sınıf yönetimini doğrudan veya dolaylı olarak
etkileyebilecek (a) matematik kaygı düzeyi, (b) matematik ilgi düzeyi, (c) öz-
yeterlik, (d) görev yönelimlilik, (e) istenmeyen davranış düzeyi ve (f) başarı düzeyi
adlı faktörlerde araştırmanın bağımlı değişkenleri olarak belirlenmiştir. Bu faktörler
ve kullanılan ölçekler hakkındaki tanımlayıcı bilgiler aşağıda verilmiş ve Çizelge
3.3’de özetlenmiştir.
Çizelge 3.3. Araştırmanın bağımlı değişkenleri ve kullanılan ölçekler
Değişken Adı Kısa Tanımı Ölçme Aracı Değer
Aralığı
Matematik Kaygı
Düzeyi
Matematik dersinde başarılı
olmaya yönelik öğrencilerin
yaşadığı endişe ve sıkıntı
gibi psikolojik etmenler
Bindak (2005) tarafından düzenlenmiş ve
test edilmiş 10 maddeden oluşan
“Matematik Kaygı Ölçeği”. Maddeler 5’li
Likert tipi ölçeği ile puanlanmış ve
toplam puan hesaplanmıştır.
10–50
38
Matematik İlgi Düzeyi Öğrencilerin matematik
dersine yönelik tutum, zevk
alma, sevgi gibi duyuşsal
özellikleri.
Duatepe ve Çilesiz (1999) tarafından
geliştirilmiş matematik tutum ölçeğinin
ilgi boyutunu ölçen 6 maddesinden
oluşturulmuştur. Maddeler 5’li Likert tipi
ölçeği ile puanlanmış ve aritmetik
ortalama hesaplanmıştır.
1–5
Öz-yeterlik Öğrencilerin matematik
dersinde kendi yeteneklerine
ve becerilerine güvenme
düzeyleri.
Pintrich ve De Groot (1990)’ un
“Öğrenmeye Yönelik Motivasyon
Stratejileri” anketinin ilgili 9 maddesi
kullanılmıştır. Maddeler 5’li Likert tipi
ölçeği ile puanlanmış ve aritmetik
ortalama hesaplanmıştır.
1–5
Görev Yönelimlilik Bir etkinlik veya problemin
sonuçlandırılmasında
gösterilen ilgililik ve
azimlilik düzeyi.
WIHIC (What is happening in this class)
anketinin ilgili 8 maddesi alınmıştır.
Maddeler 5’li Likert tipi ölçeği ile
puanlanmış ve toplam puan
hesaplanmıştır.
8–40
İstenmeyen Öğrenci
Davranış Düzeyi
Sınıftaki eğitsel amaçlara
ulaşmayı ve akademik
etkinliklerin yürütülmesini
engelleyici öğrenci
davranışlarının sergilenme
miktarı.
Sadık (2006) tarafından istenmeyen
öğrenci davranışlarının incelenmesi
amacıyla hazırlanmış öğrenci anketindeki
8 maddeden oluşturulmuştur. Maddeler
5’li Likert tipi ölçeği ile puanlanmış ve
toplam puan hesaplanmıştır.
8-40
Matematik Başarısı Öğrencilerin deney
sürecinde anlatılan
konulardaki hedef
davranışlara ulaşma düzeyi.
Araştırmacı tarafından geçmiş yıllarda
OKS ve ÖSS sınavlarında çıkmış
sorulardan seçilerek hazırlanmış 20
soruluk çoktan seçmeli test kullanılmıştır.
Her bir doğru cevap 5 puan, yanlış cevap
ise 0 puan ile değerlendirilerek toplam
puan hesaplanmıştır.
0–100
Matematik kaygı düzeyi: Matematik dersinde başarılı olmaya yönelik öğrencilerin
yaşadığı endişe, sıkıntı ve korku gibi psikolojik etmenleri belirtir. Bu faktörü ölçmek
için Bindak (2005) tarafından düzenlenmiş 10 maddelik matematik kaygı ölçme aracı
kullanılmıştır. Her bir madde 5 aralıklı Likert tipi derecelendirme ölçeği (Tamamen
katılmıyorum=1, Tamamen katılıyorum=5) kullanılarak ölçülmüş ve her bir katılımcı
için ölçekten alınan toplam puan hesaplanmıştır. Olumlu maddeler (örn: Benim için
matematik çok eğlencelidir) tersten puanlanmıştır (Tamamen katılmıyorum=5,
Çizelge 3.3.(devam)
39
Tamamen katılıyorum=1). Elde edilebilecek en yüksek kaygı puanı 50, en düşük
kaygı puanı ise 10’dur. Puanın yüksek olması matematik kaygısının yüksek olduğunu
belirtmektedir. 10 maddeden oluşan matematik kaygı ölçeğinin Cronbach Alfa
katsayısı 0,84 olarak bulunmuştur. Test yarılama yöntemi ile hesaplanan güvenirlik
katsayısı ise Sperman-Brown düzeltmesi ile 0,83 olarak bulunmuştur. Faktör analizi
sonuçları %51,7 dir. Tek faktörlü ölçeklerde varyansın % 30 olması yeterlidir
(Büyüköztürk, 2003). Buna göre matematik kaygı ölçeğinin yapı geçerliliğinin
yüksek olduğu söylenebilir.
Matematik ilgi düzeyi: Öğrencilerin matematik dersine yönelik tutum, zevk alma,
sevgi gibi duyuşsal özelliklerini belirtir. Bu değişkeni ölçmek için Duatepe ve Çilesiz
(1999) tarafından geliştirilen matematik tutum ölçme aracının ilgi boyutunu ölçen 6
maddesi kullanılmıştır. Her bir madde 5 aralıklı Likert tipi ölçeği (Tamamen
katılmıyorum=1, Tamamen katılıyorum=5) kullanılarak ölçülmüş ve her bir katılımcı
için maddelerden alınan puanların aritmetik ortalaması hesaplanmıştır. Olumsuz
maddeler (örn: Başkalarıyla matematik hakkında konuşmaktan hoşlanmam) tersten
puanlanmıştır (Tamamen katılmıyorum=5, Tamamen katılıyorum=1). Ölçekten
alınacak aritmetik ortalamanın yüksek olması matematiğe karşı ilginin yüksek
olduğunu göstermektedir. Ölçme aracının güvenirlik katsayısı Cronbach alfa 0.96
olarak belirtilmiştir. Ayrıca Yarılama (Split- half) güvenirlik katsayısı 0.93 de testin
yüksek bir iç güvenirliğe sahip olduğunu göstermektedir. Ölçekteki bir maddenin bir
faktördeki yükü 0.48’in üstünde ise madde o faktörde sayılmıştır. Bu da ölçme
aracının geçerliliğinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Öz-yeterlik: Öz-yeterlik öğrencilerin verilen görevleri yerine getirmek ya da kişisel
olarak koydukları amaçlara ulaşmak için kendilerinde gördükleri inançtır (Suchunk,
1989, 1992). Bu araştırmada öz-yeterlik değişken öğrencilerin matematik dersi için
kendi yeteneklerine ve becerilerine güvenme düzeylerini göstermektedir. Pintrich ve
De Groot (1990)’ un “Öğrenmeye Yönelik Motivasyon Stratejileri” anketinin ilgili
kısmından alınmıştır. Toplam 9 maddeden oluşmaktadır. Her bir madde 5 aralıklı
Likert tipi ölçeği (Tamamen katılmıyorum=1, Tamamen katılıyorum=5) kullanılarak
ölçülmüş ve her bir katılımcı için maddelerden alınan puanların aritmetik ortalaması
dikkate alınmıştır. Puanın artması öz-yeterlik düzeyinin yükselmesini belirtir.
40
Sorular konunun uzmanı tarafından tercüme ettirilmiş ve daha sonrasında başka
uzmanlara geri tercüme ettirmek suretiyle kontrol sağlanmıştır. Pintrich ve De Groot
(1990) kendi çalışmalarında ölçeğin Cronchbach alfasını 0.89 olarak ifade
etmişlerdir.
Görev yönelimlilik: Öğrencilerin verilen bir iş veya etkinliğin sonuçlandırılmasında
veya bir problemin çözülmesinde istekli ve azimli olma düzeylerinin göstergesidir.
Görev yönelimli öğrenciler sınıfta akademik aktivitelerden başka işlerle meşgul
olmayan ve bu aktiviteleri tamamlamak için çaba harcayan öğrencilerdir.
Fraser(1996) ‘nın hazırlayıp Fraser ve Chiong (1998) tarafından yeniden düzenlenen
WIHIC (What is happening in this class: Bu sınıfta neler oluyor) anketinin ilgili 8
maddesi alınmıştır. WIHIC anketinin orijinal hali 90 soruluk dokuz bölümden
oluşmakla birlikte 1996 ve 1998 yıllarında Avusturalya, Çin, Tayvan ve İngiltere de
yapılan çalışmalar ile en son olarak yedi kısımdan oluşan sekizer soruluk bir anket
haline getirilmiştir (Fraser,1998). Çalışmada anketin en son hali kullanılmıştır.
Sorular konunun uzmanı tarafından tercüme ettirilmiş ve daha sonrasında başka
uzmanlara geri tercüme ettirmek suretiyle kontrol sağlanmıştır. Her bir madde 5
aralıklı Likert tipi derecelendirme ölçeği (Tamamen katılmıyorum=1, Tamamen
katılıyorum=5) kullanılarak ölçülmüş ve her bir katılımcı için ölçekten alınan toplam
puan hesaplanmıştır. Elde edilebilecek en yüksek görev yönelimlilik puanı 40 en
düşük ise 8 puandır. Puanın yüksek olması öğrencinin görev yönelimlilik düzeyinin
yüksek olmasını göstermektedir. Ölçeğin Cronchbach alfası 0.88 olarak ifade
edilmiştir.
İstenmeyen davranış düzeyi: Sınıftaki eğitsel amaçlara ulaşmayı ve akademik
etkinliklerin yürütülmesini engelleyici öğrenci davranışlarının sergilenme miktarını
gösterir. Bu değişkeni ölçmek için Sadık (2006) tarafından geliştirilen sorulardan 12
tanesi araştırmacı tarafından seçilerek kontrol ve deney grubuna uygulanmıştır. Her
bir madde 5 aralıklı Likert tipi (Hiç=1, Çok sık=5) ölçeği kullanılarak puanlanmıştır.
İlgili maddelerin bir faktör veya boyuta indirgenip yeni bir değişken oluşturup
oluşturmayacağını tespit etmek amacıyla SPSS bilgisayar programında faktör analizi
uygulanmıştır. Faktör analizinin uygunluğuna karar vermek için KMO (Kaiser-
41
Meyer-Olkin) ve Barlettt testleri hesaplanmış (Büyüköztürk, 2003) ve sırasıyla 0,75
ve 189,88 (p=0,00) bulunmuştur. Bu sonuçlar faktör analizinin bu veriler için
uygulanabilir olduğunu göstermektedir.
Veriler korelasyon matrisinin kullanıldığı açıklayıcı faktör analizi tekniği ve
Varimax rotasyonu ile analiz edilmiştir. Ölçekteki maddelerden çıkarılacak faktör
sayısı bir olarak seçilmiştir. Analiz sonucunda faktör yükleri 0,4’ün üstünde olan
toplam 8 madde ölçekte tutulmuş, altında olan 4 madde ise ölçekten çıkarılmıştır.
İstenmeyen davranış düzeyi ile ilgili kalan bu 8 maddelik faktörle açıklanan toplam
varyans %56 olarak bulunmuştur. Analiz sonucunda faktörü oluşturan maddeler ve
faktör yükleri Çizelge 3.4’ deki gibidir. Her bir öğrenci için bu maddelerden alınan
puanların toplamı alınarak istenmeyen davranış düzeyi değişkeni oluşturulmuştur. Bu
değişken için en küçük değer 8 en büyük değer 40 puandır. Puanın yüksek olması
ilgili öğrencinin daha fazla istenmeyen davranış sergilediğini göstermektedir.
Çizelge 3.4. Faktör analizi sonucu ölçeğe alınan maddeler ve faktör yükleri
Madde Faktör Yükü Matematik dersine girmemek için mazeretler ileri sürerim 0,73 Matematik dersi sırasında Öğretmenimin uyarılarını dikkate almam
0,74
Matematik dersine hazırlıksız gelirim 0,55 Matematik dersinde gürültü yaparım 0,64 Matematik dersi sırasında ders dışı şeylerle ilgilenirim 0,83 Matematik dersi sırasında Arkadaşlarımla işbirliği yapmam 0,88 Matematik dersine ait önceden belirlenen kurallara uymam 0,84 Matematik dersinin ev ödevlerini yapmam 0,68
Not. Kaiser-Meyer-Olkin=0,75 Bartlett's Testi=189,88 (p=0,00)
Matematik başarısı testi: Öğrencilerin deney sürecinde anlatılan konulardaki hedef
davranış ve kazanımlara ulaşma düzeyini ölçmeyi amaçlayan testtir. Araştırmacı
tarafından geçmiş yıllarda Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) ve Öğrenci Seçme
Sınavlarında (ÖSS) çıkmış soruları incelenmiş ve belirlenen hedef ve kazanımlarla
örtüşen 20 adet sorudan oluşan çoktan seçmeli başarı testi hazırlanmıştır. Her bir
42
doğru cevap 5 puan, yanlış cevap ise 0 puan ile değerlendirilerek toplam puan
oluşturulmuştur.
3.5. Güvenilirlik Çalışmaları
Bir ölçme aracının güvenilirliliğini hesaplamada en yaygın olarak kullanılan yöntem
ölçme aracının bir kez uygulanması durumunda kullanılan içsel tutarlılığının
(internal consistency) hesaplanmasıdır. Bu çalışmada da bu yöntemle hesaplanan
Cronbach α güvenilirlik ölçütü kullanılmıştır. Cronbach α değeri 0 ile 1 arasında
değişebilen ve değer 1’e yaklaştıkça ölçeğin güvenilirliğinin yüksek olduğunu
gösteren bir ölçüttür. Literatürde Cronbach alfa için uygulanan değerlendirme
kriterleri ;
0.00≤ α ≤ 0.40 ise güvenilir değildir.
0.40≤ α ≤ 0.60 ise ölçek düşük güvenilirliktedir.
0.60≤ α ≤ 0.80 ise ölçek oldukça güvenilirdir.
0.80≤ α ≤ 1.00 ise yüksek derecede güvenilirdir (Özdamar, 2004).
Bu araştırmada kullanılan ölçme araçları üzerinde yapılan analizler sonucunda
yalnızca öz-etkinliği ölçen soruların ön-test güvenirlik katsayısı 0,79 - oldukça
güvenilir - olarak bulunmuştur. Diğerlerinin güvenilirlik katsayıları yüksek derecede
güvenilir çıkmıştır. Çizelge 3.5 araştırmadaki bağımlı değişkenleri ölçmek için
kullanılan ölçme araçlarının ön-test ve son-test sonuçlarına göre bulunmuş
güvenilirlik katsayılarını özetlemektedir. Orijinalleri yabancı dilde (İngilizce)
yazılmış olan ölçekler öncelikle araştırmacı tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bu
çeviriler eğitim bilimleri alanında uzman ve yurtdışı deneyimine sahip bir öğretim
üyesi tarafından tekrar ilgili yabancı dile çevrilmiştir. Daha sonra araştırmacı ve
öğretim üyesi bir araya gelerek çeviriler karşılaştırılmış, uyuşmazlıklar tartışılarak
giderilmiş ve ölçek maddeleri anlaşılabilirlik, Türk kültür ve sosyal yapısına
uygunluk ve örneklemin dil düzeyine uygunluğu açısından değerlendirilerek
Türkçeye uyarlanmıştır.
43
Çizelge 3.5. Güvenilirlik Katsayıları
Bağımlı Değişken Ön-test Son-test Kaygı- düzeyi 0,94 0,88 İlgi düzeyi 0,88 0.89 Öz-yeterlik 0,79 0,89 Görev yönelimlilik 0,87 0,87 İstenmeyen davranış düzeyi 0,88 0,85
3.6. Verilerin Analizi
Veri toplama aracı olarak kullanılan ölçeğe örneklem tarafından verilen yanıtlar
SPSS 10.0 istatistik paket programı ile analiz edilmiştir. Öncelikle bütün değişkenler
için en küçük ve en büyük değerler hesaplanarak bilgisayara verilerin girilmesi
esnasında olabilecek sehven hataların olup olmadığına bakılmıştır. Daha sonra bu
değişkenlere aritmetik ortalama, standart sapma ve frekans gibi temel betimleyici
istatistiksel işlemler ve güvenirlik kestirme hesaplamaları uygulanmıştır. Kontrol
grubuyla deney grubu arasındaki bağımlı değişkenler açısından farklılıkları
belirlemek için veriler çıkarsamalı istatistiksel işlemlerle çözümlenmiştir. Kontrol
veya deney grubunun bir değişkene ait kendi içindeki ön-test ve son-test sonuçlarının
karşılaştırmalarında (grup-içi) eşleştirilmiş iki grup t-testi, her iki grubun bir
değişkene ait ön-test veya son-test sonuçlarına göre karsılaştırılmasında (gruplar-
arası) ise bağımsız iki grup t-testi kullanılmıştır. T-testi sonuçlarının
değerlendirilmesinde anlamlılık düzeyi 0,05 olarak alınmıştır.
44
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
Orta öğretim düzeyinde geleneksel ve teknoloji destekli ortamlarda matematik
öğretiminin sınıf yönetimi boyutlarında karşılaştırılması üzerine hazırlanmış olan bu
araştırmadan elde edilen verilerin istatistiksel çözümlenmesinde bulunan sonuçlar
aşağıda özetlenmiştir. Bu bölümde kontrol ve deney gruplarının bağımlı
değişkenlerden aldıkları ön-test ve son-test puanlarının aritmetik ortalamaları,
standart sapmaları ve bunları karşılaştırmak için uygulanmış olan t-testi sonuçlarına
yer verilmiştir.
4.1. Deney ve Kontrol Gruplarının Ön-test Puanlarının Karşılaştırılması
Teknoloji destekli ortamda öğretim görmüş deney grubu ile geleneksel ortamda
öğretim almış kontrol grubunun araştırmanın bağımlı değişkenlerindeki ön-test
ölçümlerinin betimsel ve çıkarımsal analiz değerleri Çizelge 4.1’de sunulmuştur.
Çizelge 4.1. Deney ve kontrol grubu ön-test sonuçlarının analizi
Bağımlı Değişken Kontrol Deney
t p AO SS AO SS Kaygı düzeyi 39,15 7,07 38,25 8,25 0,37 0,71 İlgi düzeyi 1,94 0,91 2,04 0,69 -0,39 0,70 Öz-yeterlik 2,46 0,62 2,81 0,48 -1,96 0,06 Görev yönelimlilik 27,65 5,86 27,95 6,57 -0,15 0,88 İstenmeyen davranış düz. 20,40 5,98 18,75 7,77 0,75 0,46 Başarı testi 41,25 14,50 39,50 13,37 0,40 0,70
Not. T-testi serbestlik derecesi=38, AO=Aritmetik ortalama, SS=Standart sapma.
Matematik dersi kaygı puanları incelendiğinde, kontrol grubunun aritmetik
ortalamasının 39,15 (SS=7,07) ve deney grubunu aritmetik ortalamasının da 38,25
(SS=8,25) olduğu gözükmektedir. Birbirine çok yakın olan bu değerler arasındaki
farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (t=0,37, p=0,71). Bu sonuçlar her iki gruptaki
katılımcıların deney öncesinde yüksek ve benzer düzeyde matematik kaygısı
yaşadıklarını göstermektedir.
45
Matematik ilgi düzeyi puanlarına bakıldığında, kontrol grubunun ortalama olarak
1,94 (SS=0,91) ve deney grubunun da 2,04 (SS=0,69) düzeyde oldukları
hesaplanmıştır. T-testinden elde edilen -0,39 değeri her iki grubun deney öncesinde
eşit düzeyde matematik ilgisine sahip olduklarını göstermektedir (p>0,05). Ayrıca,
bu ölçekten alınabilecek en düşük ve en yüksek değerlerin sırasıyla 1 ve 5 olduğu
hatırlanırsa, her iki grubunda ortalama olarak matematiğe az ilgi duydukları
görülmektedir.
Araştırmanın bir diğer bağımlı değişkeni de öğrencilerin matematik dersi için kendi
bilgi becerilerine güvenme düzeyleri olan öz-etkinliktir. Bu değişkene ait betimsel
analiz sonucunda kontrol grubunun aritmetik ortalamasının 2,46 (SS=0,62) ve deney
grubunun ise 2,81 (SS=0,48) olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar araştırma
başlangıcında öğrencilerin orta düzeye yakın bir derecede kendilerinin matematikte
etkili olabileceklerine inandıklarını göstermektedir. Ayrıca her iki grubunda deney
öncesinde bu değişken açısından homojen yapıda oldukları bulunmuştur (t=-1,96,
p=0,06).
Görev yönelimlilik ölçeğinde alınan puanlar analiz edildiğinde, deney öncesinde
ortalama olarak kontrol grubunun 27,65 (SS=5,86), deney grubunu ise 27,95
(SS=6,57) gibi iyi sayılabilecek düzeyde görev yönelimli oldukları görülmektedir.
Elde edilen t=-0,15 değeri ile bu iki ortalama arasındaki farkın anlamlı olmadığı
sonucuna varılmıştır.
Kontrol grubu istenmeyen davranış düzeyi ön ölçüm ortalaması 20,40 (SS=5,98) ve
deney grubu ortalaması 18,75 (SS=7,77) olarak bulunmuştur. Bu ölçekten
alınabilecek en yüksek puanın 40 olması ve puanın yükseldikçe sınıfta istenmeyen
davranış düzeyinin arttığı düşünüldüğünde, her iki grubunda orta düzeyde olduğu
söylenebilir. Diğer taraftan, t-testinden elde edilen sonuç (t=0,75, p=0,46) deney
öncesinde her iki grup arasında istenmeyen davranış düzeyinde anlamlı farlılık
olmadığını göstermektedir
46
Araştırmanın son bağımlı değişkeni olan matematik başarısına ait ölçümler
incelendiğinde, kontrol grubunun matematik testinden aldıkları puanların 100
üzerinden aritmetik ortalamasının 41,25 (SS=14,50) ve deney grubunu aritmetik
ortalamasının da 39,50 (SS=13,37) olduğu gözükmektedir. Bağımsız t-testi ile
sonuçlar karşılaştırıldığında, birbirine yakın olan bu değerler arasındaki farkın
anlamlı olmadığı bulunmuştur (t=0,40, p=0,70). Bu sonuçlar her iki gruptaki
öğrencilerin deney öncesinde, deney sürecinde anlatılan matematik konularında az ve
benzer düzeyde bilgi ve beceriye sahip olduklarını belirtmektedir.
Sonuç olarak, bağımlı değişkenlerin ön-test ölçümleri karşılaştırıldığında, kontrol
grubu ile deney grubunun arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir (p
> 0.05). Bu bulguya göre geleneksel ortamda matematik dersi gören kontrol grubu ile
teknoloji destekli ortamda ders gören deney grubunun çalışma öncesinde bağımlı
değişkenler bakımından denk oldukları söylenebilir.
4.2. Kontrol Grubu Ön-test ve Son-test Puanlarının Karşılaştırılması
Geleneksek ortamda matematik öğretimi verilmiş kontrol grubundaki öğrencilerin
çalışma öncesinde ve sonrasında bağımlı değişkenlerden aldıkları puanlar arasında
anlamlı farklılık olup olmadığını sınamak amacıyla eşleştirilmiş iki grup t-testi
uygulamış ve istatistiksel sonuçlar Çizelge 4.2’de sunulmuştur.
Çizelge 4.2. Kontrol grubu ön-test ve son-test sonuçlarının analizi
Bağımlı Değişken Ön-test Son-test
t p AO SS AO SS Kaygı düzeyi 39,15 7,07 22,60 5,73 7,51 0,00
İlgi düzeyi 1,94 0,91 2,30 0,93 2,48 0,02
Öz-yeterlik 2,46 0,62 3,03 0,82 5,11 0.00
Görev yönelimlilik 27,65 5,87 31,75 4,92 -3,49 0,00
İstenmeyen davranış düzeyi 20,40 5,98 16,20 5,03 3,08 0,01
Başarı Testi 41,25 14,50 60,50 16,38 -8,58 0,00
Not. T-testi serbestlik derecesi=19, AO=Aritmetik ortalama, SS=Standart sapma.
47
T-testi sonuçları ve aritmetik ortalamalar incelendiğinde geleneksel ortamda
matematik öğretimi alan öğrencilerin bütün bağımlı değişkenler için çalışma
öncesinde aldıkları puanlar ile çalışma sonunda aldıkları puanlar arasında anlamlı
farklılıklar olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, bu gruptaki öğrencilerin matematik
kaygı düzeylerinde anlamlı azalma (AOö=39,15, AOs=22,60, t=7,51, p=0,00),
matematiğe karşı olan ilgi düzeylerinde anlamlı artma (AOö=1,94, AOs=2,30, t=2,48,
p=0,02), öz-yeterlik düzeylerinde anlamlı artma (AOö=2,46, AOs=3,03, t=5,11,
p=0,00), görev yönelimlilik düzeyinde anlamlı bir artma (AOö=27,65, AOs=31,75,
t=-3,49, p=0,00), istenmeyen davranış düzeylerinde anlamlı bir azalma (AOö=20,40,
AOs=16,20, t=3,08, p=0,01), başarı testinde anlamlı bir artma görülmüştür
(AOö=42,25, AOs=60,50, t=-8,58, p=0,00).
4.3. Deney Grubu Ön-test ve Son-test Puanlarının Karşılaştırılması
Teknoloji destekli ortamda matematik öğretimi verilmiş deney grubundaki
öğrencilerin çalışma öncesinde ve sonrasında bağımlı değişkenlerden aldıkları
puanlar arasında anlamlı farklılık olup olmadığını sınamak amacıyla eşleştirilmiş iki
grup t-testi uygulamış ve istatistiksel sonuçlar Çizelge 4.3’ de sunulmuştur.
Çizelge 4.3. Deney grubu ön-test ve son-test sonuçlarının analizi
Bağımlı Değişken Ön-test Son-test
t p AO SS AO SS Kaygı düzeyi 38,25 8,25 17,40 6,37 8,88 0,00
İlgi düzeyi 2,04 0,69 3,13 0,78 -5,31 0,00
Öz-yeterlik 2,81 0,48 3,45 0,59 5,14 0,00
Görev yönelimlilik 27,95 6,57 33,30 5,28 -4,21 0,00
İstenmeyen davranış düzeyi 18,75 7,77 15,40 4,28 1,88 0,08
Başarı Testi 39,50 13,37 57,75 12,92 -7,93 0,00
Not. T-testi serbestlik derecesi=19, AO=Aritmetik ortalama, SS=Standart sapma.
T-testi sonuçları ve aritmetik ortalamalar incelendiğinde teknolojik ortamda
matematik öğretimi alan öğrencilerin istenmeyen davranış düzeyi hariç diğer bağımlı
değişkenler için çalışma öncesinde aldıkları puanlar ile çalışma sonunda aldıkları
48
puanlar arasında anlamlı farklılıklar olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, bu gruptaki
öğrencilerin matematik kaygı düzeylerinde anlamlı azalma (AOö=38,25, AOs=17,40,
t=8,88, p=0,00), matematiğe karşı olan ilgi düzeylerinde anlamlı artma (AOö=2,04,
AOs=3,13, t=-5,31, p=0,00), öz-yeterlik düzeylerinde anlamlı artma (AOö=2,81,
AOs=3,45, t=5,14, p=0,00), görev yönelimlilik düzeyinde anlamlı bir artma
(AOö=27,95, AOs=33,30, t=-4,21, p=0,00), başarı testinde anlamlı bir artma
görülmüştür (AOö=39,50, AOs=57,75, t=-7,93, p=0,00).
4.4. Deney ve Kontrol Gruplarının Son-test Puanlarının Karşılaştırılması
Verilerin analizinin son aşamasında, teknoloji destekli ortamda matematik
öğretiminin araştırmanın bağımlı değişkenleri üzerindeki etkilerini incelemek
amacıyla deney ve kontrol gruplarının son-test puanları bağımsız iki grup t-testi ile
karşılaştırılmış ve bulgular Çizelge 4.4’de özetlenmiştir.
Çizelge 4.4. Deney ve kontrol grubu son-test sonuçlarının analizi
Bağımlı Değişken Kontrol Deney
t p AO SS AO SS Kaygı-korku düzeyi 22,60 5,73 17,40 6,37 2,72 0,01
İlgi düzeyi 2,30 0,93 3,13 0,78 -3,06 0,00
Öz-yeterlik 3,03 0,82 3,45 0,59 -1,89 0,07
Görev yönelimlilik 31,75 4,92 33,30 5,28 -0,96 0,34
İstenmeyen davranış düzeyi 16,20 5,03 15,40 4,28 0,54 0,59
Başarı 60,50 16,38 57,75 12,92 0,59 0,56
Not. T-testi serbestlik derecesi=38, AO=Aritmetik ortalama, SS=Standart sapma.
Matematik dersi kaygı düzeyi son-test puanları incelendiğinde, kontrol grubunun
aritmetik ortalamasının 22,60 (SS=5,73) ve deney grubunu aritmetik ortalamasının
da 17,40 (SS=6,37) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar deney grubundaki
öğrencilerin deney sonunda kontrol grubundakilere nazaran daha az düzeyde
matematik kaygısı yaşadıklarını göstermektedir. Ortalamalar arasındaki farkın
anlamlı olduğu bulunmuştur (t=2,72, p=0,01). Bu sonuçlar teknoloji destekli ortamda
49
matematik öğretiminin öğrencilerin matematik kaygı düzeyini anlamlı etkisinin
olduğunu göstermektedir.
Matematik dersi ilgi düzeyine ait son- test puanları incelendiğinde, kontrol grubunun
aritmetik ortalamasının 2,30 (SS=0,93) ve deney grubunun aritmetik ortalamasının
3,13 (SS= 0,78) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar deney grubundaki öğrencilerin
deney sonunda kontrol grubundakilere göre matematik dersine olan ilgilerinin daha
fazla arttığını göstermektedir. Ortalamalar arasındaki farkın anlamlı olduğu
bulunmuştur. (t=-3,06, p=0.00) Bu sonuçlar teknoloji destekli ortamda matematik
öğretiminin öğrencilerin matematik dersine olan ilgi düzeyine anlamlı etkisinin
olduğunu göstermektedir.
Matematik dersi öz-yeterlik düzeyine ait son-test sonuçları incelendiğinde, kontrol
grubunun aritmetik ortalamasının 3,03 (SS=0,82) ve deney grubunun aritmetik
ortalamasının 3,45 (SS=0,59) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar deney grubundaki
öğrencilerin deney sonunda kontrol grubundakilere göre öz-yeterlik düzeylerinin
daha fazla arttığını göstermektedir. Ancak ortalamalar arasındaki farkın anlamlı
olmaması (p=0.07) teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin, öğrencilerin
öz-yeterlik düzeylerine anlamlı bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
Öğrencilerin görev yönelimlilik düzeyine ait son-test sonuçları incelendiğinde,
kontrol grubunun aritmetik ortalamasının 31,75 (SS=4,92) ve deney grubunun
aritmetik ortalamasının 33,30 (SS=5,28) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar deney
grubundaki öğrencilerin deney sonunda kontrol grubundakilere göre görev
yönelimlilik düzeylerinin daha fazla arttığını göstermektedir. Ancak ortalamalar
arasındaki farkın anlamlı olmaması (p=0.34) teknoloji destekli ortamda matematik
öğretiminin, öğrencilerin görev yönelimlilik düzeylerine anlamlı bir etkisinin
olmadığını göstermiştir.
Öğrencilerin istenmeyen davranış düzeyine ait son-test sonuçları incelendiğinde,
kontrol grubunun aritmetik ortalamasının 16,20 (SS=5,03) ve deney grubunun
aritmetik ortalamasının 15,40 (SS=4,8) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar kontrol
50
grubundaki öğrencilerin deney sonunda deney grubundakilere göre istenmeyen
davranış düzeylerinin azaldığını göstermektedir. Ancak ortalamalar arasındaki farkın
anlamlı olmaması (p=0.59) teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin,
öğrencilerin istenmeyen davranış düzeylerine anlamlı bir etkisinin olmadığını
göstermiştir.
Öğrencilerin Başarı düzeyine ait son-test sonuçları incelendiğinde, kontrol grubunun
aritmetik ortalamasının 60,50 (SS=16,38) ve deney grubunun aritmetik ortalamasının
57,75 (SS=12,92) olduğu gözükmektedir. Bu sonuçlar kontrol grubundaki
öğrencilerin deney sonunda deney grubundakilere göre başarı düzeylerini
artırdıklarını göstermektedir. Ancak ortalamalar arasındaki farkın anlamlı olmaması
(p=0.56) teknoloji destekli ortamda matematik öğretiminin, öğrencilerin başarı
düzeylerine anlamlı bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
51
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Teknoloji destekli ortamda öğretim görmüş deney grubu ile geleneksel ortamda
öğretim almış kontrol grubunun araştırmanın bağımlı değişkenlerindeki ön-test, son-
test ölçümlerinin betimsel ve çıkarımsal analiz değerleri bulgular kısmında
incelenmiş ve teknolojik destekli ortamda anlatılan matematik dersinin öğrencilerin
korku-kaygı düzeylerini geleneksel ortamda anlatılan matematik dersine göre
düşürdüğü görülmüştür. Yine teknoloji destekli ortamda anlatılan matematik dersi
öğrencilerin ilgi düzeylerini geleneksel ortama göre artırmıştır. Araştırmanın diğer
bağımlı değişkenleri olan başarı düzeyi, istenmeyen davranış düzeyi, görev
yönelimlilik ve öz- yeterlik düzeyi üzerinde teknoloji destekli öğretim ortamının
anlamlı etkisi olduğu bulunamamıştır. Fried (2008), Wu ve Huang (2007) ve Jones
(2008) yaptıkları çalışmalarda teknoloji kullanımının başarıyı doğrudan
etkilemediğini, yine Chui (2003), Singleton (2001), Abrahamson (2003), Kelley ve
Ringstaff (2002)’ın çalışmaları teknoloji desteğinin öğrenci ilgi ve motivasyonunu
artırdığını göstermiştir. Ayrıca Jones (2008) yaptığı çalışmada teknolojinin tek
başına anlamayı ve sınıf içi disiplini sağlamaya katkı yapmadığını belirtmiştir.
Görüldüğü üzere bu çalışmada elde edilen sonuçlar ilgili literatürdeki çalışmalarla
benzer sonuçlar içermektedir.
Araştırma sonuçlarına bakıldığında gerek geleneksel ortam gerekse de teknolojik
ortamda araştırma değişkenlerinin başlangıç koşullarına göre tamamında bir artışın
gözlemlenmesi üzerinde durulması gereken bir konudur. Kontrol ve deney grubuna
özel olarak ders dışı vakitlerde(hafta sonu kursu) ders anlatılması, derslerin amacının
öğrencilerin temel matematik bilgilerindeki eksikliği gidermek olduğunun ifade
edilmiş olması ve bu bilgilerin velilerle de paylaşılması katılımcılarda olumlu bir etki
oluşturmuştur. Ayrıca araştırma süresince öğrencilerden derse gelmeyenlerin mesajla
velilere iletilmesi, sınav sonuçlarının velilerle paylaşılması öğrencilerin çalışma
ciddiyetinde etkili olmuş olabilir. Bu etkinin sağladığı motivasyon ve okul- veli
işbirliğinin genel olarak tüm değişkenleri pozitif olarak artırdığı düşünülmektedir.
Pisa 2003 araştırma raporlarının değerlendirme raporları incelendiğinde ülkemizde
öğrencilerin matematiğe önem verdiği, ilgi düzeylerinin yüksek olduğu görülmüş
52
ancak matematik korku-kaygı düzeyleri ise yüksek çıkmıştır. Bu aslında ülkemizdeki
üniversite giriş sisteminde matematik dersinin ağırlığından kaynaklanmakta
öğrenciler matematiği yapmadan istedikleri mesleğe ulaşamayacaklarını
düşünmektedirler. Araştırmanın korku-kaygı düzeyini düşürmüş olması bu noktada
önemlidir. Ancak başarı düzeyinde geleneksel ortamla anlamlı bir farkın olmaması
hatta geleneksel ortamın başarı ortalamasının daha yüksek çıkması ilgili literatürde
rastlanılan ve üzerinde durulması gereken bir durumdur (Wu ve Huang, 2007; Fried,
2008).
Sınıf yönetimine doğrudan etki eden faktörlerden istenmeyen davranış düzeyine
teknolojik ortamın anlamlı bir etkisinin olmaması teknolojinin kullanım biçiminden
kaynaklanabilmektedir. Buna neden olarak, öğrencilerin öğrenme süreçlerine katkı
sağlayacak eğitim yazılımlarının yapılandırmacı ders anlatım biçimine göre eksik
olması gösterilebilir. Araştırma süresince kullanılan yazılımlar ve materyaller
özellikle seçilmiş olmasına rağmen yapılandırmacı yaklaşıma uygun öğrenci
merkezli yazılımlar az kullanılmıştır (Main, 1993; Dede, 2003). Bunun sonucu
kullanılan akıllı tahta geleneksel ortamdaki tahtanın yerine geçmiş, öğrencilerin
ilgisini çekmekle birlikte istenmeyen davranışlara sebep olan kök sorunlar teknoloji
destekli ortam ile geleneksel ortamda benzerlikler göstermiştir.
Yapılan araştırmanın bulguları ve kaynak özetleri göz önünde bulundurularak
aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
1. Öğrencilerin öğrenmelerine yönelik yapılandırmacı yaklaşım temelli matematik
dersi yazılımları geliştirilmelidir. Bu şekilde sınıf içi etkinlikler verimli hale
getirilerek öğrencilerin ilgi düzeyleri artırılabilir.
2. Teknolojik ortamın matematik dersi, korku-kaygı düzeyini azaltması, ilgiyi
artırmasından hareketle sınıflarda projeksiyon cihazı, bilgisayar ve imkanlar
dahilinde akıllı tahta bulundurularak matematik derslerinde kullanılmalıdır.
53
3. Matematik dersi işlenirken hangi konuda nasıl bir teknoloji desteğinin
kullanılacağının ve hangi yöntemle anlatılacağının belirlenmesine gereksinim
duyulmaktadır. Bu tarz çalışmalar ile öğretmenlere örnek uygulamalar sunulmadıkça
teknolojinin sınıf yönetimine katkı sağlaması eksik kalacaktır. Teknolojinin
matematik dersinde müfredatla ilişkili, etkinlik ve kazanımları destekleyici olarak
nasıl kullanılması gerektiği ayrıntılı olarak ortaya konulmalı ve öğretmenlere hizmet
içi eğitim seminerleri yoluyla anlatılmalıdır.
4. Hangi teknolojik araç ve gereçlerin hangi öğretim metoduyla kullanılması
gerektiği üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Yapılandırmacı
yaklaşımla teknoloji ilişkisi öğretmen eğitimde üzerinde durulması gereken bir konu
olmalıdır.
5. Milli eğitimin bakanlığının internet ve teknoloji ile ilgili birçok çalışması
bulunmaktadır. Bu çalışmalara paralel olarak bu teknolojilerin sınıf ortamındaki
kullanımı, sınıf yönetimi noktasında dikkat edilmesi gereken noktalar farklı
araştırmalar yapılarak ortaya konmalıdır. Milli eğitim bakanlığı öğretmenlerin
teknolojiyi kullanma biçimlerini araştırmalı, teknoloji kullanılırken karşılaşılan
zorluklar tespit edilmeli ve bu kullanım biçimlerinin sınıf ortamına etkileri ortaya
çıkarılmalıdır.
6. Teknolojinin matematik dersi için Öz-yeterlik ve görev yönelimini artırmaya
yönelik olarak nasıl kullanılması gerektiği üzerine çok az sayıda araştırma vardır. Bu
konu da araştırmalar yapılarak belirli yöntemler ortaya çıkarılarak öğrencilerin
kendine güvenleri artırılmalıdır.
7. Teknoloji destekli ortamlarda verilen eğitimin öğrenci başarısını artırmasının
sağlanması için teknolojinin nasıl ve hangi sınırlar içerisinde kullanılması gerektiği
üzerine daha fazla deneysel çalışmaların yapılması gerekmektedir.
54
6. KAYNAKLAR Abrahamson, D., 2003. Embodied Spatial Articulation: A Gesture Perspective On Student Negotiation Between Kinaesthetic Schemas And Epistemic Forms İn Learning Mathematics. In: 26th. Annualmeeting of The International Group For The Psychology of Mathematics Education. McDougall,D.E.,and Ross,J.A. ed. New York Academy of Science, 2, pp.791–797, New York. Akgün, M., 1995. Eğitim Araçlarının Kullanımında Ergonomik Ölçülerin Önemi, 5. Ergonomi Kongresi, MPM Yayınları, No:570, 428-437, İstanbul. Aksu, Ü., 1999. Sınıf öğretmenlerinin disiplin problemlerine yönelik sınıf yönetimi yöntemleri ile stresle başa çıkma tutumları arasındaki ilişki, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 67s. Trabzon. Alakoç, Z., 2003. Matematik Öğretiminde Teknolojik Modern Öğretim Yaklaşımları, The Turkish Online Journal of Educational Technology TOJET 2(1), 7-15. Alcı, B., ve Altun, S., 2007. Lise öğrencilerinin matematik dersine yönelik Özdüzenleme ve biliş üstü becerileri, cinsiyete, sınıfa ve alanlara göre farklılaşmakta mıdır? Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(1), 33–34. Alkan, C,. 1997. Eğitim teknolojisi. Anı yayıncılık, No:5, Ankara, 222s. Ames, C., Archer, J., 2001. Achievement Goals in the Classroom: Students' Learning Strategies and Motivation Processes. University of Illinois at Urbana-Champaig, 4(2), 44- 54. Anonim, 1990. Apple Teaching in High-Tech Environments:ClassroomManagement. İnternet Adresi: http://images.apple.com/education/k12/leadership/acot/pdf/rpt10.pdf Erişim Tarihi: 05.03.2008 Anonim, National Council of Teachers of Mathematics (NCTM). 2000. Principles and Standards for School Mathematics. VA: Reston. Anonim, National Center for Education Statistics. 2001. Teacher quality: A report on the preparation and qualifications of public school teachers. Washington, DC: U.S. Department of Education . Anonim, Meb. 2004. PISA 2003 Projesi Ulusal Ön Rapor, Ankara. İnternet Adresi: http://earged.meb.gov.tr/pisa/dokuman/2003/rapor/PISA_RAPOR_2003.pdf Erişim Tarihi 1-5-2009
55
Anonim, 2005. Evaluation of Curriculum Online: Emerging Findings from the Third Survey of Schools. Becta and the National Centre for Social Research, Country. Armaner, T. , 2003. Kaygı kavramı. Kültür Yayınları. İstanbul, 234s. Armstrong, B., Sutherland, R., Curran, S., Mills, S., Thompson, I., 2005. Collaborative research methodology for investigating teaching and learning: the use of interactive whiteboard technology. Educational Review 7(4), 457-469. Atabek, E., 2000. Bizim duygusal zekamız. No:2. Altın Kitaplar Yayınevi. İstanbul Aydın, M., 1988. Eğitim Yönetimi. No:2. Hatiboğlu Yayınevi, Ankara. Baki, A., 2001. Bilişim Teknolojisi Işığı Altında Matematik Eğitiminin Değerlendirilmesi. Milli Eğitim Dergisi, 149, 26–31. Baki, A., 2002 Dinamik Geometri Yazılımı Cabri İle Keşfederek Öğrenme, V. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi Bildiriler Kitabı, 2(1),. 884-891, Ankara. Ball, D. L., 2001. Research On Teaching Mathematics: The Unsolved Problem of Teachers' Mathematical Knowledge. in V. Richardson (Ed.), Handbook of research on teaching (4th ed.). Washington, DC., American Educational Research Association. Bal, H., 2002. Eğitim teknolojisi kılavuzu. Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Yayınları, No:2, Ankara. Bandura, A., 1986. Social foundation of thought and action: A social cognitive
theory, Englewood Cliffs, Prentice Hall, New Jersey. Batumlu, D., Z., ve Erden, M. (2007). Yıldız teknik üniversitesi yabancı diller yüksek okulu hazırlık öğrencilerinin yabancı dil kaygıları ile ingilizce başarıları arasındaki ilişki. Eğitimde Kuram ve Uygulama, 3(1), 24- 38. Bell, M., A., 2002. Why use an interactive whiteboard ? A Baker’s dozen reasons! Teachers’ Net Gazette 3. İnternet adresi: http://teachers.net/gazette/JAN02/mabell.html. Erişim Tarihi, 19 Nisan 2007. Bindak, R., 2005. Matematik kaygı ölçeği.F.Ü.Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 17(2), 442-448. Büyüköztürk, Ş., 2002. Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi Elkitabı İstatistik Araştırma Deseni SPSS Uygulamaları ve Yorum, Pegem Yyıncılık,39s. Ankara.
56
Büyüköztürk, Ş., 2003. Veri Analizi El Kitabı, Pegem Yayınları, No:3, 195s, Ankara. Brophy, F., 1988, Educating Teachers About Managing Classroom and Students.Teaching and Teacher Education, 4(1), 1-18. Chiung, H., 2003. Exploring how primary school students function in computer supported collaborative learning. Inderscience, 3(2),7–12. Çağlayan, M.U., 2001. Bilgisayar Destekli Eğitimden Internet Destekli Eğitime, Bilişim Kültürü Dergisi, 79, 16-29. Chye, S., Walker, R.A., ve Smith, I. 1997. Self regulated learning in tertiary students: the role of culture and self efficacy on strategy use and academic achievement. Annual Conference of the Australian Association for Research inEducation. İnternet Adresi: http://www.aare.edu.au/97pap/chyes350.htm. Erişim Tarihi: 5.5.2008 Çilesiz, Ş., Duatepe, A., 1999. Matematik tutum ölçeğinin geliştirilmesi.Hacettepe üniversitesi eğitim fakültesi dergisi, 16, 45-52. Cogill, J., 2003. The Use Of İnteractive Whiteboards İn The Primary School: Effects on Pedagogy Research Bursary Reports Coventry, pp. 52-5. Becta. İnternet adresi: http://www.becta.org.uk/page_documents/research/bursary_projects02- 3_summary.pdf. Erişim tarihi: 12.03.2008 Çubukçu, Z., 2008. Öğretmenlerin Sınıf Yönetimi Becerilerine İlişkin Görüşleri . Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 1(44), 12–24. Daştan, İ., 2006. Eğitimde bilgi teknolojilerinden yararlanma düzeyi ve bir uygulama. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme ana bilim dalı, Yüksek lisans tezi, 112s,Erzurum. Dave, M., ve Derek, G., 2006. Enhanced secondary mathematics teaching: gesture and the interactive whiteboard, BERA: Warwick 2006 A Report Of Work In Progress, Kele University. Dede, Y., (2003). Arcs Motivasyon Modeli’nin Öğrencilerin Matematiğe Yönelik Motivasyonlarına Etkisi Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(14), 173. De Groot, E., Pintrich, P., 1990. Motivational And Self Regulated Learning Component Of Classroom Academic performance. Journal of educational psychology, 82(1), 33–40.
57
Demirkan, H., 1995. Eğitim Kalitesine Uygun Öğrenme Mekanları Tasarımı, 5. Ergonomi Kongresi, MPM Yayınları, No:570, 413-420, İsatnbul. Dursun, Ş., 2004. Öğrencilerin Matematikte Başarısını Etkileyen Faktörler: Matematik Öğretmenlerinin Görüşleri Bakımından. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24(2), 217–230. Doyle, W., 1986. Classroom Organisation and Management. Handbbok of Research on Teaching. ( Ed. Merlin C. Wittrock,), MaanUlan Pub. Comp. No:3, 392-431p, New York. Dwyer, D. C., 1990. The evolution of teachers’ instructional beliefs and practices in high-access-to-technology classrooms.The American Educational Research Association, Boston. Ergün, M., Duman, T., 1998, Kritik durumlarda öğretmen davranışları, Milli Eğitim Dergisi, 137, 45-58. Ersoy, Y., 2003. Teknoloji destekli Matematik Eğitimi Gelişmeler ,Stratejiler Ve Politikalar. 1–42. Evertson, C. M., Weinstein, C. S., 2006. Handbook of classroom management:
Research, practice, and contemporary issues. Lawrence Erlbaum Associates, Mahwah, NJ.
Fennema, E., 1996. A longitudinal study of learning to use children’s thinking in mathematics instruction. Journal for Research in Mathematics Education, 27(4), 403–434. Fried, C., B., 2008 . In-class laptop use and its efects on student learning Computers and Education, 50, 906–914. Goldenberg, E. P., Couco, A. A., 1998. What is Dynamic Geometry?. In Lehrer R., Chazan D. Edition, Designing Learning Environments For Developing Understanding Of Geometry and Space, Lawrence Erlbaum Associates Publishers, 234. London. Guttmann, J., 2001, Pupils’, teachers’, and parents’ causal attributions for problem behavior at school, Journal of Educational Research, 76(1), 12–17.
Haigh, G., 1990. Managing Classroom Problems in the Primary School. Paul Chapman , Pub. Ltd., London. Heddens, J,W., Speer, R.W., 1997. Today’s Mathematics, Merrill an Imprint of Prentice-Hall., No:9, 336 . New Jersey.
58
Hsing, K.W., Huang Y.L., 2007. Ninth-grade student engagement in teacher- centered and Student-centered Technology-enhanced learning Environments, Willey Periodicals, Inc.Sci. Ed. 91, 727-749. Hodge S. ve Anderson B., 2007. Teaching and learning with an interactive whiteboard: a teacher’s journey. Learning, Media and Technology, 32,4-7. İşman,A., 2001. Bilgisayar ve Eğitim. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Elekronik adres: www.ef.sakarya.edu.tr/dergi/efdergisayi3-1f.pdf Erişim Tarihi: 09.05.2008 Jinich, E., 1986. The Use Of Computers in Teaching Mathematics, EURIT’86, Pergamon Press, 181, NewYork Jones, K., 2004. Using Interactive Whiteboards in the Teaching and Learning of Mathematics: a research bibliography, MicroMath, 20(2), 5-6. Kaya, Z., 2001. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Pegem yayınları. No:1, 432s. Ankara. Kearney, A., 1985. Power in the Classroom. Teacher Communication Techniques and Messages. Communication Education, 34(1), s. 19-27. Kelley, L., ve Ringstaff, C., 2002. The Learning Return On Our Educational Technology Investment. Wested RTEC Improving Education Through Research, Development And Service. Research Report, 34s. San Francisco, U.S.A Kennewell S., 2004. The influence of interactive presentation tools on pedegogy. İnternet adresi: http://www.leads.ac.uk/educol/documents/151717.htm. ErişimTarihi: 19 Nisan 2008. Kent P., 2004. E-Teaching With İnteractive Whiteboards. Practising Administrator, 26(1), 21–25 Keskin, G., ve Orgun, F., 2006. Öğrencilerin öz etkililik-yeterlilik düzeyleri ile başa çıkma stratejilerinin incelenmesi Anadolu Psikiyatri Dergisi , 7, 92-99. Kısaç, İ., 2003. Öğretmen-Öğrenci İletişimi , Sınıf Yönetimi. Pegem A Yayıncılık, Ankara. Kunter M., 2007. Effective Classroom Management And The Development Of Subject-Related İnterest. Learning And Instruction 17, 494–509.
59
Kutluca ,T. ve Birgin, O., 2007. Doğru Denklemi Konusunda Geliştirilen Bilgisayar Destekli Öğretim Materyali Hakkında Matematik Öğretmeni Adaylarının Görüşlerinin Değerlendirilmesi. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27(2), 81–97. Koç, M., 2004. Öğrenme Teorilerinin Etkili Teknoloji Entegrasyonuna Ve Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimine Etkileri: Eleştirel Literatür Taraması. Türk Fen Eğitimi Dergisi, 2(1), 27–32. Lemlech, J. K., 1988. Classroom Management. Longman Inc. Second Ed. New York. Locke, E.A. ve Latham, G.P., 1990. A theory of goal setting and task performance.
Englewood Cliffs, Prentice Hall, New Jersey. Main, R., 1993. Integrating Motivation Into The Instructional Design Process.Educational Technology. 37-41. Malpass, J. R., O’Neil, J., Harold, F. ve Hocevar, D., 1999. Self regulation, goal orientation, self efficacy, worry and high stakes math achievement for mathematically gifted high school students. Roeper Review, 21(4), 281–290. Marzano, R., 2001. Classroom instruction that works: Research-based strategies for increasing student achievement. Alexandria, VA: Association for Supervision and Curriculum Development. McKeinze, J., 1997. Internet and information readness. From Now On: The Educational Technology Journal, 6 (7). Memişoğlu,B., 2005. Matematik öğretiminde bilişim teknolojilerinin kullanımı,Balıkesir üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek lisans tezi, 103 s. Balıkesir. Montero, S., 1989. Classroom Management: Instructional Strategies and the Allocation of Learning Resources. Bridges Research Report Series. Harvard Graduate School of Education. Noss R. , 1988. The Computer As a Cultural Influence On Mathematical Learning. Educational Studies In Mathematics, 19, 251-268. Qing, L., 2003. Would we teach without technology? A professors experience of teaching mathematics education incorporating the internet. Educational Research journal , 45(1), 61-77. Ök, M., O., Göde ve Alkan,V., 2000. İlköğretimde Öğretmen-Öğrenci Etkileşimine Sınıf Yönetimi Kurallarının Etkisi. Milli Eğitim Dergisi, 145, 20-24. Öncü, H., 2001.Sınıf Yönetimi, Nobel yayın dağıtım, no: 2 , Ankara.
60
Özden, Y., 2002. Sınıf içinde öğrenme öğretme ortamının düzenlenmesi. Sınıf yönetimi. Pegem A Yayıncılık, 273, Ankara. Özgüven, İ., E., 2002. Bireyi Tanıma Teknikleri. Problem Yayınları, no:1, Ankara. Özyürek, L., 1983. Öğretim İlke ve Yöntemleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, no:14. Ankara. Peker, Ö., 1985. Ortaöğretim Kurumlarında Matematik Öğretiminin Sorunları, Matematik Öğretimi ve Sorunları, TED Yayınları, 52,Ankara. Pintrich, P., ve De Groot, V., 1990. Motivational and Self-Regulated Learning Components of Classroom Academic Performance. Journal of Educational Psychology. 82(2), 33-40. Pintrich, P., Dale H., S., 1996. Motivation in education. Merill Prentice Hall, A Simon and Schuster Combany No: 3, 233, New Jersey. Şaban, A., 2002. Öğrenme Öğretme Süreci: Yeni Teori Ve Yaklaşımlar. Nobel Yayın Dağıtım, No:2, Ankara. Sadık, F., 2000. İlköğretim Birinci Aşama Sınıf Öğretmenlerinin Sınıfta Gözlemledikleri Problem Davranışlar. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 227s, Adana. Sadık, F., 2006. Öğrencilerin istenmeyen davranışları ve bu davranışlarla baş edilme stratejilerinin öğretmen, öğrenci ve veli görüşlerine Göre incelenmesi ve güvengen disiplin modeli temele alınarak uygulanan eğitim programının öğretmenlerin baş etme Stratejilerine etkisi. Ç.Ü. Sosyal bilimler Enstitüsü , Doktora Tezi, 538s, Adana. Sama, E., Tarım,K., 2007. Ögretmenler İn Başarısız Olarak Algıladıkları Örgencilere Yönelik Tutum Ve Davranışları. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 5(1), 135-154. Sayın, N., 2001. Sınıf Öğretmenlerinin karşılaştıkları istenmeyen öğrenci davranışları ve bu davranışların nedenlerine ilişkin görüşleri ile istenmeyen Davranışları önleme yöntemleri, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi, 119s., Eskişehir
Seah, T., Bishop, A., 2000. Values In Mathematics Textbooks: A View Through Two Australasian Regions. Paper Presented At The Annual Meeting of The American Educational Research Association, New Orleans.
61
Singleton, C. 2001. An evaluation of Wordshark in the classroom, Department of Psychology, University of Hull.
Simsek, A., Becit, G., Kılıcer, K., Özdamar, N., Akbulut, Y., Yıldırım, Y., 2008.
Türkiye’deki Eğitim Teknolojisi Araştırmalarında Güncel Eğilimler. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19, 439–458.
Schunk, D. H., 1991. Self-efficacy and academic motivation. Educational
Psychologist, 26, 207- 23. Smith, H., 2005. Interactive whiteboards: boon or bandwagon? A critical review of the literature. Journal of Computer Assisted Learning, 21, 91–101. Soung Y., K., 2001. Investigating the relationship between motivational factor and self regulatory strategies in the knowledge construct process.İnternet adresi: http://www.icce.2001.org/cd/pdf/poster3/KR019.pdf.Erişimtarihi: 2.05.2008. Spitzer, D., 1996. Motivation: The Neglected Factor in Instructional Design. Educational Technology, 5, 45-49. Stone, Nancy, J., 2000. Exploring the Relationship Between Calibration and Self- Regulated Learning, Educational Psychology Review, 12 (4), 437–473. Sutherland, R., 2004. Designs for learning: ICT and knowledge in the classroom. Computers and Education, 43(1), 5 -16. Türnüklü, A., 1999. İlköğretimde Sınıf İçi İstenmeyen Davranışlar Ve Nedenleri, Yaşadıkça Eğitim, 64, 30–34. Türnüklü, A., 2000. Sınıf içi davranış yönetimi, Eğitim Yönetimi Dergisi, 6(21), 141–153. Uluğ, F., 1993. Okulda Basarı. Remzi Kitabevi. Ankara. Uyar, A., 2007. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Endüstri Meslek Liseleri Birinci Sınıf Öğrencilerine Teknik Resim Dersinde Temel Kavramların Bilgisayar Destekli Çizim Programları (Cad) İle Anlatılmasının Akademik Başarıya ve Kalıcılığa Etkisi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 75s, Adana Üredi, I., Üredi, L., 2005. İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerinin Öz-düzenleme Stratejileri ve Motivasyonel İnançlarının Matematik Başarısını Yordama Gücü. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(2), 250–260
62
Üredi, I. (2005). Algılanan Anne Baba Tutumlarının İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerinin Öz-Düzenleyici Öğrenme Stratejileri ve Motivasyonel İnançları Üzerindeki Etkisi. Y.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Doktora Tezi, İstanbul. Walberg, H. J., ve Paik, S. J., 2000. Effective educational practices International Academy of Education/International Bureau of Education., 3(1) ,12-31. Waalen, J., Zywno M. S., 2001. Student Outcomes and Attitudes in Technology- enabled and Traditional Education: a Case Study. Global J. of Engineering Education, 5(1), 34–43. Wenglinsky, H., 1998. Does it compute? The Relationship Between Educational Technology And Student Achievement İn Mathematics.Educational Testing Service. Princeton, NJ. Wiest, L. R., 2001. The Role of Computers in Mathematics Teaching and Learning (Ed:Took, J&Handerson N.). Using Information Technology in Mathematics Education, The Howarth Press, 41-55. Wood, R ., Ashfield, J., 2008. The Use Of The İnteractive Whiteboard For Creative Teaching And Learning İn Literacy And Mathematics: A Case Study British Journal Of Educational Technology , 39(1), 84– 96. Yalın, H. İ., 2000. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, Nobel Yayın Dağıtım,No:2 ,Ankara. Yaşar, Ş., 1998. Yapısalcı kuram ve öğrenme-öğretme süreci. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8(1-2), 68-75. Yenilmez, K. ve Özabacı, N., Ş., 2003. Yatılı öğretmen okulu öğrencilerinin matematik ile ilgili tutumları ve matematik kaygı düzeyleri arasındaki ilişki üzerine bir araştırma. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(14), 132–146. Yin, Y., Shavelson, J.,Ayala, C., 2008. On the Impact of Formative Assessment On Student Motivation, Achievement,and Conceptual Change. Applıed Measurement In Educatıon, 21, 335–359. Young, S. H., ve Vrongistinos, K. 2002. In-service teachers’ self-regulated learning strategies related to their academic achievement. Journal of Instructional Psychology, 29(3), 147-154. Zimmerman, B. J., 1989. A social cognitive view of self-regulated academic learning. Journal of Educational Psychology, 81(3), 329- 339.
63
Zimmerman, B. J., 1990. Self-regulated learning and academic achievement: An overview. Educational Psychologist, 25(1), 3-7.
Zimmerman, B. J., Bandura, A., ve Martinez-Pons, M., 1992. Self-Motivation
Foracademic Attainment: The Role Of Self-Efficacy Beliefs And Personal Goal- Setting. American Educational Research Journal, 23, 614–628. Zimmerman, Barry. J., 2002. Becomining Self Regulated Learner, Theory into Practice, 41 (2).
64
EK–1
Sevgili Öğrenciler Bu anket sizlerin görüşlerine göre “Geleneksel ve Teknoloji Destekli Ortamlarda Ortaöğretim Matematik Eğitiminin Sınıf Yönetimi Boyutlarında Karşılaştırılması” hakkında bilgi edinmek amacıyla düzenlenmiştir. Sorulara vereceğiniz cevaplar yalnızca araştırma amacıyla kullanılacağından başka bir kişi ya da kurum tarafından görülmeyecektir. Verilen durumlarda gerçek görüşünüzü yansıtmanız, araştırma sonuçlarının geçerliliği bakımından çok önemlidir. Yardımlarınız için teşekkür ederim. Şenol Erginbaş Lütfen cinsiyetinizi belirtiniz? ( ) Erkek ( ) Kadın Lütfen yaşınızı belirtiniz? _________ Lütfen aşağıda belirtilen ifadelere ne derecede katıldığınızı veya katılmadığınızı aşağıdaki ölçeği kullanarak belirtiniz. Cevabınızı yuvarlak içine alınız.
1=Kesinlikle Katılmıyorum 2=Katılmıyorum 3=Tarafsızım 4=Katılıyorum 5=Kesinlikle Katılıyorum
1 Matematik denince aklıma karmaşık anlamsız şeyler gelir. 1 2 3 4 5 2 Matematik derslerinde tahtaya kalkmak bana zor geliyor. 1 2 3 4 5 3 Matematik derslerinde bana daima soru sorulacağından endişe ediyorum. 1 2 3 4 5 4 Şimdi matematiği anlıyorum fakat giderek zor olacağından endişe
duyuyorum. 1 2 3 4 5
5 Matematik sınavlarından korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmam. 1 2 3 4 5 6 Benim için matematik çok eğlencelidir. 1 2 3 4 5 7 Matematik yüzünden ÖSS’yi kazanamayacağımdan korkuyorum. 1 2 3 4 5 8 Matematik dersine girdiğimde kendimi korkudan büzülmüş hissederim. 1 2 3 4 5 9 Matematik sınavlarına nasıl çalışacağımı bilmiyorum. 1 2 3 4 5 10 Matematik dersinde soru sormaktan korkarım. 1 2 3 4 5 11 Başkalarıyla matematik hakkında konuşmaktan hoşlanmam 1 2 3 4 5 12 Matematik problemleri çözmek bana çekici gelir. 1 2 3 4 5 13 Matematik çalışırken sıra dışı bir soruyla karşılaşınca yanıt bulana kadar
uğraşırım. 1 2 3 4 5
14 İleriki eğitim hayatımda bir daha matematik dersi almak istemiyorum. 1 2 3 4 5 15 Derste çözümü yarım kalan matematik problemleriyle uğraşmak bana zevk
verir. 1 2 3 4 5
16 Karşılaştığım problemleri matematik kullanarak çözmek hoşuma gider. 1 2 3 4 5 17 Matematiğin her zaman işime yarayacağına inanırım. 1 2 3 4 5 18 Matematik dersinde sınıfımdaki diğer öğrencilerle karşılaştırıldığımda daha
iyisini yapacağımı umuyorum. 1 2 3 4 5
19 Matematik dersinde anlatılanları anlayabildiğimden eminim. 1 2 3 4 5 20 Matematik dersinde iyi performans sergileyeceğime inanıyorum. 1 2 3 4 5 21 Matematik dersinde sınıfımdaki diğer öğrenciler ile karşılaştırıldığımda
daha başarılı bir öğrenci olduğumu düşünüyorum. 1 2 3 4 5
22 Verilen matematik ödevlerini en iyi şekilde yapacağıma eminim. 1 2 3 4 5 23 Matematik dersinden iyi bir not alacağıma inanıyorum. 1 2 3 4 5 24 Matematik dersindeki çalışma kabiliyetimin arkadaşlarımdan daha iyi
olduğunu düşünüyorum. 1 2 3 4 5
65
25 Sınıfımdaki arkadaşlarıma göre matematik hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğumu düşünüyorum.
1 2 3 4 5
26 Matematik dersin de anlatılacak konuları öğrenebileceğime inanıyorum. 1 2 3 4 5 27 Verilen bir ödevi bitirmek benim için önemlidir. 1 2 3 4 5 28 Yapabildiğim kadarıyla ödevimi gösteririm. 1 2 3 4 5 29 Bu sınıfın amaçlarını biliyorum. 1 2 3 4 5 30 Derse zamanında başlamaya hazırım. 1 2 3 4 5 31 Bu sınıfta neleri başarmam gerektiğini biliyorum. 1 2 3 4 5 32 Ders sırasında dikkatliyim. 1 2 3 4 5 33 Sınıfta yapılması gerekenleri anlamaya çalışırım. 1 2 3 4 5 34 Ne kadar ödev yapmam gerektiğini bilirim. 1 2 3 4 5
Lütfen aşağıda belirtilen davranışları hangi sıklıkta yaptığınızı aşağıdaki ölçeği kullanarak belirtiniz. Cevabınızı yuvarlak içine alınız. 1 = Hiç 2 = Nadiren 3 = Bazen 4 = Sık Sık 5 = Çok sık
35 Matematik dersi sırasında sınıfta oturma biçimine dikkat edilmez. 1 2 3 4 5 36 Matematik dersi sırasında arkadaşlarımı rahatsız ederim. 1 2 3 4 5 37 Matematik dersi sırasında izin almadan konuşurum. 1 2 3 4 5 38 Matematik dersine girmemek için mazeretler ileri sürerim. 1 2 3 4 5 39 Matematik dersi sırasında Öğretmenimin uyarılarını dikkate almam. 1 2 3 4 5 40 Matematik dersine hazırlıksız gelirim. 1 2 3 4 5 41 Matematik dersinde gürültü yaparım. 1 2 3 4 5 42 Matematik dersi sırasında ders dışı şeylerle ilgilenirim. 1 2 3 4 5 43 Matematik dersi sırasında Arkadaşlarımla işbirliği yapmam. 1 2 3 4 5 44 Matematik dersine ait önceden belirlenen kurallara uymam. 1 2 3 4 5 45 Matematik dersinde not tutmam. 1 2 3 4 5 46 Matematik dersinin ev ödevlerini yapmam. 1 2 3 4 5
66
EK-2
1.
2.
3.
4.
5.
6.
TC
MEB 2008 -2009
EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL ALTINBAŞAK KOLEJİ
ADI SOYADI: ŞUBESİ
HER SORU 5 PUANDIR.
67
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
68
16.
17.
18.
19.
20.
Başarılar Dilerim.
69
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Şenol Erginbaş
Doğum Yeri ve Yılı : Almanya,1972
Medeni Hali : Evli
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu ( Kurum ve Yıl)
Lise : Denizli Cumhuriyet Lisesi, 1990
Lisans : Orta Doğu Teknik Üniversitesi,Eğitim Fakültesi Fen
Bilimleri Eğitimi, Matematik Öğretmenliği, 1995
Çalıştığı Kurum/ Kurumlar ve Yıl
1995 – 1999 : Özel Işık koleji, Matematik Öğretmeni
1999 -2000 : Özel Bosna- Sema Eğitim Kurumları, Matematik
Öğretmeni
2000 - : Özel Altınbaşak Bedri Ayhan Koleji, Matematik
Öğretmeni