86
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :29 CELSE TARİHİ :11.01.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KÂTİP :ALİ DOĞAN 128041 Mahkeme başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 11.01.2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar, cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan sanık Birol Başaran, sanık Emin Şirin, sanık Yalçın Küçük, sanık Ünal İnanç, Sanık Hüseyin Vural Vural, sanık İlyas Çınar, sanık Erol Mütercimler ile sanıkların müdafilerinden sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan Saçan, sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Adil Serdar Saçan, İlyas Çınar, Hüseyin Vural Vural vekili Av. Celal Ülgen, aynı sanıklar müdafi Av. Hüseyin Ersöz, sanıklar Tuncay Özkan, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul müdafi Av. Gizem Öcalan, sanık Tuncay Özkan vekili Av. Ahmet Çörtoğlu, sanıklar Adnan Bulut ve Ahmet Tuncay Özkan müdafi Av. Seçil Özdikmenli, sanık Adil Serdar Saçan vekili Av. Serhat Saçan, sanık Kemal Yavuz müdafi Av. Ziyşan Kasar, sanıklar Mehmet Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, Rıza Ferit Bernay müdafi Av. Zeki Aksoy, aynı sanıklar müdafi Av. Filiz Esen, sanık Mustafa Abbas Yurtkuran vekili Av. Yahya Şimşek, sanık Mustafa Özbek müdafi Av. Mustafa Hisar, sanık Osman Gürbüz müdafi Av. Savaş Kaya, sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı, sanıklar Tanju

Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :29CELSE TARİHİ :11.01.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KÂTİP :ALİ DOĞAN 128041

Mahkeme başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 11.01.2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar, cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan sanık Birol Başaran, sanık Emin Şirin, sanık Yalçın Küçük,

sanık Ünal İnanç, Sanık Hüseyin Vural Vural, sanık İlyas Çınar, sanık Erol Mütercimler ile sanıkların müdafilerinden sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan Saçan, sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Adil Serdar Saçan, İlyas Çınar, Hüseyin Vural Vural vekili Av. Celal Ülgen, aynı sanıklar müdafi Av. Hüseyin Ersöz, sanıklar Tuncay Özkan, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul müdafi Av. Gizem Öcalan, sanık Tuncay Özkan vekili Av. Ahmet Çörtoğlu, sanıklar Adnan Bulut ve Ahmet Tuncay Özkan müdafi Av. Seçil Özdikmenli, sanık Adil Serdar Saçan vekili Av. Serhat Saçan, sanık Kemal Yavuz müdafi Av. Ziyşan Kasar, sanıklar Mehmet Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, Rıza Ferit Bernay müdafi Av. Zeki Aksoy, aynı sanıklar müdafi Av. Filiz Esen, sanık Mustafa Abbas Yurtkuran vekili Av. Yahya Şimşek, sanık Mustafa Özbek müdafi Av. Mustafa Hisar, sanık Osman Gürbüz müdafi Av. Savaş Kaya, sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Erdal Fatih Çanakçı, sanıklar Tanju Güvendiren, Fatih Hilmioğlu müdafi Av. Tarık Kale, sanıklar Muhammet Sarıkaya, Taylan Özgür Kırmızı, Yalçın Küçük müdafi Av. Kazım Yiğit Akalın, aynı sanıklar müdafi Av. Hasan Fehmi Demir hazır açık, yargılamaya devam olundu.

Sanık Adil Serdar Saçan huzura alındı.CMK’nun 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi.Mahkeme Başkanı:" Avukatlarınız hazır.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hazır efendim.”Mahkeme Başkanı:" Suçlandığınız konularla ilgili susma hakkına her zaman

sahipsiniz. Lehinize olan tüm delilleri toplatma hakkına sahipsiniz. Savunmanızı hazırladınız mı hazır mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hazırım.”SANIK ADİL SERDAR SAÇAN SORGU VE SAVUNMASINDA:Sanık Adil Serdar Saçan:” Öncelikle günaydın efendim. Başkanım şu ceketi çıkarabilir

miyim? 2008 yılı 23 Eylülünden bu yana beni avukatlarımdan daha çok yalnız bırakmayan sayın Mehmet Ali Pekgüzel’e de günaydın diyorum. Bunu neden söyledim, avukat olduğum için ev aramama sayın Pekgüzel geldiler, işyeri aramamı yaptılar. Adliyede ifademi aldılar. Tutuklamaya

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:2

sevk ettiler. Tutuklandım ve duruşmaya da çıkıyorlar dolayısıyla bu arada tabi yine 2008’in Ocak ayında Veli Küçük’ler ile ilgili benim aleyhime haberler çıkınca sayın Pekgüzel’e bir dilekçe vererek ifademi almalarını istemiştim almadılar. Eylül ayında gözaltına alındım. İfadeyi almayan da sayın Pekgüzel olduğu için özellikle avukatlarımdan daha yakın bir savcı sanık ilişkisi oldu. Bunu savunmama başlarken özellikle belirtmek istiyorum sayın başkanım. Yani sayın savcı ne yazık ki bir tek cezaevinde benimle birlikte değil. Onun haricinde her safhada sayın Pekgüzel var bu da adil yargılamayı etkileyen en önemli unsurlardan biridir diye düşünüyorum. Efendim savunmama iki bölüm halinde başlayacağım. Tuncay Özkan burada daha önce çıktığında şunu söylemişti, şunu öğrenmek istiyorum ben suçumu biliyorum efendim ama terör örgütü üyeliği değil suçum neler olduğunu anlatacağım biraz sonra. Savcılık ifademin 55. sayfasını müsaade ederseniz bir bölüm okuyarak başlamak istiyorum sayın başkanım. Soruldu, İstanbul cumhuriyet başsavcılığına posta yoluyla gelen ve sayın savcım öncelikle ifadesiyle başlayan bir sayfa mektup ve beş sayfa ekleri içeriğiyle ilgili araştırma yapılmak üzere terörle mücadele şube müdürlüğüne gönderilmiştir. Mektubun içeriğinde şahıs sizin bir takım masum insanlara komplolar kurmak suretiyle haksız yere soruşturma açtığınızı bildiğini, sizin Fethullah Gülen grubu hakkında masa başında hazırlanmış basit ihbar mektubu ve sözde eleman görüşme tutanakları ile artık bunların köklerini kazıyacağınızı söylediğinizi hatta kendi el yazınız ile tuttuğunuz ve yazdığınız notları ihbar etmiştir. İhbarda geçen konular hakkında açıklamalarda bulununuz. Şimdi bu soruya ben orada cevap verdim burada da cevap vereceğim ama neden burada olduğumun kanıtı olan bu sorudur. İddianamenin hiçbir yerinde bu soruyla ilgili bir yanıt yok başkanım. Bu soruyla ilgili bir suçlama da yok sayın başkanım. Organize suçlar şube müdürüyken Fethullahçı emniyet örgütü içerisindeki Fethullahçı örgütlenmeyle ilgili DGM başsavcılığından aldığım bir proje çalışma iznini savcılık ifadesinin 55. sayfasında bu şekilde bana soruyorlar. Ve diyorlar ki niye bu izni aldın, bakın ne hukuki değerlendirmede var ne iddianamenin başka bir bölümü, hiçbir yerde yok sayın başkanım bu soru. Burada hemen parantezi açıyorum ha bu arada tabi biraz aşağı inerseniz biraz aşağı inerseniz lütfen biraz daha inin bakın efendim şurada bir soru var durun, durun. İstanbul organize suçlarla mücadele şube müdürlüğünün 26 Eylül 2008 tarih 2008/016 sayılı yazısı okundu. Bu yazıda şöyle diyor sayın başkanım. Siz yazı suretlerini yani DGM’den aldığınız Fethullahçılarla ilgili örgütlenme ile ilgili yazının suretlerini alıp götürmüşsünüz. Şubenin arşivine bırakmamışsınız diyor. İddia bu. Fakat iddianame eklerinde daha sonra anlatacağım 31 numaralı eki açabilirsek eğer 31 numaralı eki açabilir miyiz? 5 Mart 2003 de tüm evrakı DGM’ye gönderdiğim var yani organize suçlar şube müdürlüğü ne yazık ki organize suçlar şube müdürlüğü ne yazık ki, gerçeğe aykırı yazı yazıyor sayın başkanım bakın diyor ki, savcılık soru soruyor organize suçlar şube müdürlüğünün şu sayısına bakın şu yazının sonuna gelin lütfen bak durun. Konuyla ilgili olarak makamınızla ile ilgili yapılan ilgi yazı da kayıtların asılları ekte sunulmuş olup gereğini arz ederim. Bu yazı ellerinde olduğu halde sayın başkanım bana savcılığa gönderdikleri gerçeğe aykırı yazıda diyorlar ki, bu yazıların hiçbirisi dosya da yoktur arşivde yoktur savcılığa soru sorduruyorlar. Resmi elle, resmi yazıyla gerçeğe aykırı beyanın kanıtıdır haklarında birinci suç duyurusu bu şekilde başlıyor sayın başkanım. Şimdi parantezi açıyorum ve 1978 yılına gidiyorum. Burada, burada ne yazık ki benim yaşamım ve yapmış olduğum operasyonlar ve işler sorgulandığı için savunmamın birinci bölümünde özellikle yaşamımdan kesitler, bu iddianame eklerine konulmuş olan belgelerle birlikte sıkıcı olmasın diye bir yaşam öyküsü içerisinde anlatmaya çalışacağım ki söylediklerimin hiçbirisi havada değildir. Dosyayı eğer iyi okumuşsa ekleriyle birlikte iyi okunmuşsa benimle ilgili olarak özellikle Adnan hocacılar grubunun ve operasyon yaptığım diğer grupların ki onlara da operasyon yaptım Adnan hocacılara, diğer grupların hazırlayıp sunmuş oldukları birçok ek iddianame eklerinde mevcuttur. Birçok belge onların hepsine de bu yaşamımı anlatırken cevap vereceğim. 1978 yılında polis kolejine girdiğimde polis kolejinde 12 Eylül öncesinin atmosferi söz konusuydu ve ben emekli başçavuş Bedri Saçan’ın oğluyum. Benim iki

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:3

kardeşim var onlar da avukat. Ben de avukatım şu anda avukatım, daha öncesini anlatacağım. Yani üç kardeşiz babamız bizim üçümüzü de büyüttü ekmeğimizi elimize aldık, Allah’a şükür kimseye muhtaç olmadan yaşıyorduk buraya girene kadar. 78 de ben polis kolejine girdiğimde polis kolejinde sağ vardı, sol vardı bir de bu dinci gruplar yeni yeni oluşmaya başlamıştı Fethullahçı gruplar. 79 senesinde polis kolejindeki Atatürkçülük faaliyet kolunun kurucusuyum ben 1979 senesinde. Ben o kolu kurduğum zaman polis kolejinde dayak vardı. sağcı, solcu dinci bizi dövüyordu. Üç kişiydik Atatürkçülük faaliyet kolunu kuran. Bunların hepsi kanıtlıdır yani o tarihte benimle beraber olan 180 tane devre arkadaşım vardır. Her birine sorulabilir. 1980 senesi geldiğinde 12 Eylül 80’den birkaç ay önce polis kolejine üç tane komiser yardımcısı atandı. Bu atanan komiser yardımcılarının birisinin ismi Ramazan Akyürek’dir, birisinin Ali Osman Kahya, birisinin Mustafa Sağlam. Bu Ramazan Akyürek bu istihbarat başkanı olan Ramazan Akyürek’tir. 78 de bizim sınıf 80 de bizim sınıf komiserimiz oldu. Ali Osman Kahya ünlü zirve davasının görüldüğü Malatya’da ki o tarihteki o tarihte de emniyet müdürü olan kişidir şu anda orada emniyet müdürüdür. Tesadüflere bak hep üst üste geliyor. Mustafa Sağlam da yazdan bu yana Diyarbakır emniyet müdürüdür. Şimdi bu aç kişi 1974 yılında Korkut Özal döneminde emniyet örgütüne girmiş olan kişilerdir. Ve komiser yardımcısı olarak gelip polis kolejindeki Fethullahçı örgütlenmeyi başlatan kişilerdir. Işık evine giden, daha doğrusu devre arkadaşlarımızı ışık evlerine götüren kişilerdir. Burada o tarihte yaşayan şu anda yaşayan bir çok devre arkadaşımı şahit olarak gösterebilirim. Tabi korkmuyorlarsa gelir geri sorabilirsiniz. Şimdi 80’den itibaren polis kolejindeki bu yapıya karşı çıkan ciddi anlamda karşı çıkan Atatürkçülük faaliyet koludur ve başında ben varım. 1981 senesinde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün, doğumunun 100. yılında biz mezun olduk polis kolejinden ve polis akademisine geçtik. Polis akademisinde de Atatürkçülük faaliyet kolunu kuran benim. Yine sayımız 12 Eylül olmasına rağmen 4 kişiyiz sayın başkanım. 4 kişi kurduk Atatürkçülük faaliyet kolunu. Ve bu Atatürkçülük faaliyet kolunu kurduğumda el yazımla o tarihte böyle bilgisayar falan yok el yazımla nutku yayınlıyorum. Nutkun bir bölümünü yayınladığımda bir devre arkadaşım bana geldi beton Mustafa ile fazla uğraşma, bu sana fazla bir şey kazandırmaz dedi ışık evleri müdavimiydi bu arkadaşımız. Ve orada kavga ettik olay polis akademisinin tutanaklarında da vardır tanıklarda vardır o tarihe gidilirse. Bu şahsın adı Hulusi Çelik’tir. Hulusi Çelik bugün benim yargılandığım davanın 2007 yılında bu davayı başlatan İstanbul terörle mücadele şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısıdır. Yani 1981’den 2008’e kadar 27 yıl sonra intikamını almıştır. Şu anda Karabük il emniyet müdürüdür Hulusi Çelik. Yine o dönemde devre arkadaşlarımdan birisi çok olaylar olduğu için örnek veriyorum bunlarla birlikte olan şu anki Hakkari emniyet müdürüdür. Ve çok enteresan bir tesadüf Erzincan emniyet müdürüdür. En son Erzincan’da ki durumu farkındasınız bir tek emniyet müdürü kaldı içeriye alınmayan. O da ışık evleri müdavimlerindendir. Şimdi bizim polis koleji ve akademisindeki bu grupla mücadelemiz ta çocuk yaşta başlamıştır. Ve bu güne kadar da devam etmiştir. Benim gözaltına alınmama kadar da devam etmiştir. Aslında bu sorular sorulmasaydı ben bunları burada anlatmayacaktım. Ama bu soruyu sorup da bana bu sorunun cevabını söylemedikleri zaman daha doğrusu bu soruyu ne amaçla sorduklarını izah etmedikleri için 16 aydır bu sorunun cevabını vermek için bekliyorum. Neden sen Fethullahçılarla ilgili çalışma izni aldın Adil Serdar Saçan gel bakalım terör örgütü üyesisin. Söylenen budur ben mesajı aldım yani sayın Özkan gibi suçumu bilmiyor değilim biliyorum. 1979’dan beri ben suçumun ne olduğunu çok iyi biliyorum. 1985 yılında polis akademisini birinci olarak bitirdim ve yurtdışı hakkı elde ettim, yurtdışına gitme hakkı elde ettim. Polis akademisi yönetmeliğine göre fakat Fethullahçı olmadığım için yurtdışına gönderilmedim bakabilirsiniz. Doktora yapmak için yurtdışına gönderiyorlardı benim yerime gidenlerin hepsinin künyesini getirtebilirsiniz. Niye ben emekli başçavuş Bedri Saçan’ın çocuğuyum. Kimseyi tanımam etmem, Fethullahçı da değilim, Atatürkçüyüm 1985 senesinde devre birincisi oldum beni doktora yapmaya yurtdışına göndermediler. Benim yerime gönderdikleri benden sonra gönderdikleri de şimdi çıkıyorlar böyle

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:4

top sakal falan bırakmışlar. Çıkıyorlar televizyona efendim Fethullahçı örgütlenme yok falan diye konuşmalarda bulunuyorlar hepsi Fethullahçıdır. İddia ediyorum hepsi Fethullahçıdır. Hani çıkıyorlar ya polis akademisi öğretim üyesi x,y,z diye. Bunları okuyan insanlar, bunları dinleyen insanlar bilsin diye söylüyorum. Bu tarihe not düşme babında söylediğim bir şeydir sayın başkanım. Şimdi efendim ben size burada defalarca çıktım söyledim dedim ki, sayın başkanım benim biran önce ifademi alın aksi taktirde üzüleceksiniz. Ben de üzüleceğim, üzülüyorum siz de üzüleceksiniz dedim. Bu savunmadan sonra üzüleceğinize eminim. Bu savunma, bu savunmayı bu şekilde başladım aslında böyle başlamak istemiyordum ama gerçekten çok sıktılar beni. Bence üzüleceksiniz. Şimdi devam ediyorum 1985 senesinde birinci olduktan sonra İstanbul emniyet müdürlüğünü istedim İstanbul emniyet müdürlüğü cinayet büro amirliğinde göreve başladım ve üç sene İstanbul cinayet bürosunda görev yaptım. Polisliği de burada öğrendim. Benim akrabalarımın hiç birisi zengin değildir. Annem babam da zengin değildir. Kardeşlerim de zengin değildir. Eşim de zengin değildir. Eşimin akrabaları da zengin değildir. Ve arkam, sırtım hiçbir şeyim de yoktur Allah’tan başka da dayandığım bir nokta yoktur. Bir de Türkiye cumhuriyeti devletine ve milletine güvenirim. 1985 yılındaki mezuniyetimden gözaltına alınana kadar geçen süre içerisinde de hiç kimseden hiçbir şey istemedim. Sadece mahkemenizden haklı taleplerde bulundum. Bunun dışında hiç kimseden hiçbir şey istemedim. Hayatımda kimseye borçlu değilim. Alacağım çoktur ama tahsil etmem. Böyle bir yapıya sahibim. Bugüne kadar da dikkat etmişsinizdir eğilip bükülmeden adam gibi oturup, adam gibi kalkmaya özen gösteriyorum. Şimdi efendim cinayet bürosunda çalışırken çok sayıda mafya grubuna operasyon yaptık biz o tarihte. Belki siz neredeydiniz sayın başkan bilmiyorum ama 85’i hatırlarsanız, 85-86 yılları arasında 85-86-87 yılları arasında İstanbul o zaman organize suçlar şube müdürlüğü yoktu cinayet bürosu çok sayıda operasyon yapmıştır bu mafya gruplarına o tarihin işte Dündar Kılıç’larından tutunda Drej Ali’lerine kadar, Drej Ali’yi ilk orada almıştım 86 senesinde. Hepsine operasyon yapmışım içeriye almışızdır. Haklarında işlem yapmışızdır. Bu bir tesadüf daha sonra kader beni seneler sonra getirdi İstanbul da organize suçlar şube müdürlüğünün kurucu müdürü yaptı ve mafyaya karşı operasyonlara devam ettirme etme olanağı verdi. Burada bir parantez açıp iddianamede geçtiği için yine siyasal görüşümü de söylemek istiyorum. Sayın başkanım ben solcu değilim, sağcı da değilim ben Fethullahçı da değilim ben anamdan doğduğum günden beri Mustafa Kemal Atatürk’ü seven Mustafa Kemal Atatürk için canını verecek kadar ona bağlı olan bir vatandaşım. Bana Fethullahçı dediler, zamanı geldi bana sağcı dediler, solcu dediler ben hiçbirisi değilim. Solculuktan Atatürkçülüğe geçme de değilim, sağcılıktan Atatürkçülüğe geçme de değilim. Neden benim babam Buhara göçmenidir Elazığ’lıdır, Elazığ da oturur ikamet ederler. Annem Tiran göçmenidir Arnavut’tur ve ben Tiran’lıların arasında büyüdüm. Tiran’lılar Arnavutluğun baş kentidir biliyorsunuz. Tiran’lılar evlerinde Mustafa Kemal Paşanın resimleriyle büyürler. Biz de öyle büyüdük. O nedenle sol literatürü bilmem, sağ literatürü de bilmem bir tek örgütüm vardır, bir tek örgüte bağlıyım 13 yaşımda girdiğim Türkiye cumhuriyet devleti emniyet örgütüdür. Bu örgütün dışında hiçbir örgüte üyeliğim yoktur, olmamıştır, olamaz da. Neden 13 yaşında girdim çünkü. Babam da 10 yaşında astsubay okuluna girdi. Yani benim secerem elli senedir devlete kayıtlıdır. Bir tane yanlış hareketim görülmüşse bulunmuşsa bakılır. Mustafa Kemal paşanın altı ilkesini Atatürkçülüğün altı ilkesine sonuna kadar bağlıyım. Ve bu altı ilkenin bugün Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ilkeler olduğuna inanırım. Dünyadaki küreselleşme hareketine son derece karşıtım. Ne yazık ki Türkiye de küreselleşme karşıtları derneği diye bir dernek bile yok. Avrupa da konfederasyonu var. Küreselleşme karşıtıyım. Hatta o kadar karşıtım ki dünyanın küre şeklinde olmasına bile bazen kızıyorum. Küreselleşme adı altında Türkiye’nin biçiminin şeklinin değiştirilmesine, Türkiye’nin dininin değiştirilmesine, Türk dininin light yapılmasına islamın lihgt yumuşak yapılmasına karşıyım. Mustafa Kemal paşa neyi savunmuşsa onu savunurum. Mustafa Kemal Paşa neyi okumuşsa onu okurum. Bana dinsiz ateist de dediler. Kitaplarında, gazetelerinde hepsi yazdılar, televizyonlarında söylediler. Alevi dediler, alevi

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:5

değilim ama Aliciyim. Hz. Ali’yi çok severim. Gönülden bağlıyımdır ama Alevi değilim yani. Şimdi bunların ne alakası var diyeceksiniz bunların hepsi iddianamenin belirli bölümlerine eklerine serpiştirilmiş konular başkanım onun için anlatıyorum yoksa kendimi anlatmak için değil. Ne yazık ki işte Balbay’ın dediği gibi sayın Balbay’ın dediği gibi hayatımızın, hayatımızı burada anlatmak durumunda kalıyoruz. Karşı devrim karşıtıyım. Mustafa Kemal paşanın kurmuş olduğu cumhuriyete karşı yapılacak her türlü karşı devrime sağ, sol, dinci, irticai, bölücü, yıkıcı her türlü karşı devrime karşıyım. Ve karşı devrime karşı olmam zaten polisken ve ettiğim yemine bağlıdır. Türkiye cumhuriyeti kanunlarını, Türkiye kanunlarını ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma dair namusum ve şerefim üzerine yemin etmişimdir. Canımı vereceğime dair yemiş etmişimdir. Bugün de bu savunmayı onun için yapıyorum. Türkiye cumhuriyeti devletinin emniyet örgütü içerisinde ne gibi bir mikrop yuvasının olduğunu anlatmak için yapıyorum ve anlatıyorum. Sayın başkanım, daha sonra ben sırasıyla Ankara da istihbarat daire başkanlığında görev yaptım. Daha sonra güneydoğu Anadolu bölgesine gittim. Üç yıl Muş da terörle mücadele müdürlüğü yaptım. Bu terörle mücadele şube müdürlüğü döneminde 1994-95 yıllarında şu anda mensubu olduğumu iddia ettikleri örgütün kurduğu söylenen Hizbullah terör örgütüne karşı üç defa çok büyük operasyon gerçekleştirdim ve Hizbullah terör örgütünün nasıl tanımlanacağına dair kitapçık hazırlayıp olağanüstü hal bölge valiliğine gönderdim 1995 senesinde. Yine kayıtlardan bulunabilir. Muş da PKK ile mücadelede çok ciddi görev aldıktan sonra ve başarılı olduktan sonra çok sayıda taltifim vardır o bölgedeki görevim nedeniyle. Daha sonra İstanbul emniyet müdürlüğüne tayinim oldu. Şunu da söyleyim niye İstanbul’a gittik Muş’a geldik. İstanbul da asayiş şube müdürlüğünde çalışırken müdürüm Kemal Yazıcıoğlu idi. Beni istihbarat daire başkanlığına gönderen de Kemal Yazıcıoğlu’dur. Orada tanırım, siyasi görüşü şu bu hiç bilmem orada tanırım. Müdürüm olarak tanırım. Daha sonra İstanbul’a kendisi emniyet müdürü oldu Muş dönüşünde beni tekrar bir yazıyla İstanbul’a aldırdı. Yani ben oraya buraya bağlı birisi falan değilimdir. Kemal bey aldırmıştır o da yaşıyor. Daha sonra İstanbul da iki sene mali şube müdür yardımcılığı yaptım sayın başkanım. Başta TİTAN operasyonu olmak üzere çok sayıda yolsuzluk operasyonuna imza attım ondan sonra asayiş şubesi müdür yardımcısı oldum. Sekiz ay asayiş müdür yardımcılığı yaptım 1998 yılında. Ve 1998 de organize suçlar şube müdürlüğünün kurulma kararı alındı ve ben organize suçlar şube müdürü oldum. Kurucu müdürü oldum 98 de kurdum. Ben şubeyi kurduğumda içişleri bakanı o sene seçime gidileceği için tarafsız olan eski İstanbul valisi idi. İsmini hatırlayamıyorum şu anda. Erol Çakır’dan önceki İstanbul valisiydi yani tarafsız olan Kutlu Aktaş’dı. Kutlu Aktaş’dı. Ve o tarihte İstanbul valisi olan Erol Çakır’ın teklifiyle oraya geldim ben. Ve müdürüm olan Hasan Özdemir’in teklifiyle organize suçlar şube müdürü oldum. Yani oranın buranın telkiniyle değil çünkü gerçekten ben kimseyi tanımam. Hiçbir üst düzey kişiyle de bağlantım yok. Siyasi partilerle hele hiç bağlantım yok. Bu güne kadar hiç olmadı. Onu anlatacağım bu iddianameye de garip garip şeyler yazmışlar o konularla ilgili. Efendim İstanbul organize suçlar şube müdürlüğü yaptığım dönemde sağolsun Tuncay Özkan burada biraz anlattı zamanı gelince de anlatacağım. İstatistiği getirebilir misiniz. Evet, bugün Türkiye cumhuriyeti devleti hükümetinin başbakan yardımcısı yedi senede 55 çete çökerttik diyor bakın başkanım 5 senede kaç çete çökmüş 476 tane organize suç örgütüne operasyon yapmışız. 476 suç örgütüne, bugün hükümetin başbakan yardımcısı çıkmış diyor ki 55 tane örgüte operasyon yaptık bizden önce hiçbir şey yapmadılar al bakalım yapmış mıyız yapmamış mıyız. Bu bizim emeğimize saygısızlıktır. Siyasi anlamda konuşmuyorum. Bizim emeğimize saygısızlıktır. Ben tanımıyorum bir çoğunu kim olduğunu da ama 476 organize suç örgütüne işlem yapılmıştır. Gözaltına alınan toplam şahıs sayısı başkanım 9449 beş yıl içerisinde. Mahkemelerce tutuklanan 1683, adli mercilerce aranın 756, elde edilen tabanca sayısı 2096 sayın başkanım. Elde edilen tüfek sayısı 303, elde edilen uzun namlulu silah 75. Ergenekon operasyonunun toplamından fazla. Elde edilen el bombası 33 sayın başkanım. 33 tane el bombası ele geçirilmiş. Bunlar mafya örgütlerine yapılan operasyonlar. Burada hepsi var devam

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:6

ediyor. Ele geçirilen para 6.778.995 amerikan doları nakit. Ne diye verilmiş Ömer Lütfi Topal’ın çocukları tarafından bize rüşvet olarak verilmiş. ne yapmışız, paraya işlem yapmışız. Sayması beş gün sürdü sayın başkanım. Ondan sonra da bizi hırsızlıkla suçladılar bu ülkede. 6.778.995 dolar. Türkiye cumhuriyeti tarihinde adli operasyonlarda ele geçirilmiş en yüksek paradır. Bunun üzerine daha yok. Bunu veren teklif eden kadın da Bakırköy ikinci Ağır ceza mahkemesinde yargılanıyordu şu an durumu nedir bilmiyorum. Evet devam edersek aşağı doğru inersek, bakın bu dönem içerisinde aydınlatılan cinayet olayı sayısına bakar mısınız, 69 tane faili meçhul cinayet aydınlatılmış. 240 tane yaralama olayı, 84 tane adam kaçırma olayı, kurşunlama falan filan aşağı doğru gidiyor. Şimdi Türkiye’nin mafyasıyla uğraştık. Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker, Sedat Şahin, Ayvaz Korkmaz aklınıza kim geliyorsa. Bir tane dışarıda bıraktığımız grup yoktur zaten heyetiniz biliyordur sanıyorum yani benim gönderdiğim evraklarla çok sayıda yargılama yaptığınızı ben biliyorum. Eklere koymuşlar sağ olsunlar mesela Abdurrahman Yakup Veyisoğlu diye bir adamın sizin mahkemenizde uzun süre yargılanmış sayın başkanım. Onu da ben almıştım. O da şikayetçi olmuş benden. Beş defa yargılandım yine şikayetçi olmuş savcılar yine koymuş eke. Beş defa yargılandım. Evet, şimdi bu operasyonlar içerisinde üç tanesi hatta dört tanesi çok önemli burada olmama sebep olan operasyonlar veya çalışmalar. Bunlardan birisi 1999 yılında Adnan hocacılar operasyonu. 1999 senesinde birçok şikayet üzerine buraya özellikle dikkat çekmek istiyorum. İstihbarat şube müdürlüğünün yapmış olduğu uzun süreli çalışma sonunda hani iddianamede yazmışlar ya sayın savcılar istihbarat şube müdürünün adli görevi yoktur, peh var efendim. İstihbarat şube müdürünün adli görevi var siz de adli görevi olduğunu çok net biliyorsunuz heyet olarak. Nereden biliyorsunuz çünkü terörle mücadele şubesinin hiçbir izleme şeyi yoktur ünitesi yoktur. Biliyorsunuz, bütün terör operasyonunu istihbarat hazırlar, terör sadece gider operasyon yapar. Kararı kim alır istihbarat şubesi alır. Takibi kim yapar istihbarat şubesi yapar. Olgunlaştırır, ondan sonra teröre operasyon olarak devreder. Yani hazırlığı kim yapar istihbarat şubesi. Bu ileride de önümüze geleceği için açıklama yapma gereği duydum. Şimdi istihbarat şube müdürlüğü Adnan hocacıları hazırladı getirdi ve biz operasyon yaptık. Bu operasyon tamamıyla İstanbul DGM başsavcılığının yazılı emriyle gerçekleştirilmiş bir operasyondur. 1999 senesinde. Bunu niye söylüyorum. Geliyorsunuz iddianamenin hukuki değerlendirme bölümünde birinci sırada bunlardan bir üye, bu Adnan hocacılardın birisi efendim bizi gözaltına 99 da aldı bize dedi ki komutanım bak biz bunları aldık bunu Ergenekon adına yaptı. Ya emri veren İstanbul DGM başsavcılığı. Ve onu da koymuşlar şeye iddianameye. Oraya geleceğim daha sonra. Şimdi birinci operasyon bu. İkinci operasyon, ikinci önemli konu Bit ve Albayraklar operasyonları. İstanbul Büyükşehir iktisadi teşekküllerine bugünkü sayın başbakanın İstanbul Büyükşehir belediyesi başkanı olduğu dönem ve Ali Müfit Gürtuna’nın Büyükşehir belediyesi başkanı olduğu dönemde dönemi içeren İstanbul DGM başsavcılığının emir ve talimatıyla yine operasyonlar yapılmıştır. Ve bugün sayın başbakanın meclisteki dokunulmazlık dosyalarının hepsinin altında benim imzam vardır. Fezlekelerinin altında benim imzam vardır. Savcılar milletvekili olduğu için dosyaları ayırmışlardır mahkemeler ve savcılar dokunulmazlığın kalkması için göndermişlerdir. 3. büyük olay yine o dönemde Refah şu anda AKP’li olan Gebze belediyesine yapılan operasyondur. Yolsuzluklarla ilgili. Gebze belediyesine yolsuzluklarla ilgili yapılan operasyonda da çok sayıda şahıs gözaltına alınmıştır. Ve başkan da o tarihte tutuklanmıştır. 2000 yılında İstanbul da bilinen meşhur Hizbullah operasyonu, buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. 2000 yılında İstanbul da Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesidir, sayın başkanım bu Beykoz da hatırlarsınız. Olan operasyonu başlatan benim şubemdir. Bizzat benim. O iş adamlarının kaçırılmasıyla ilgili süreçte asayiş şubesi çalıştı, terörle mücadele şubesi çalıştı, başaramadılar. Ben benim şubem çalıştı dosyayı yani bunun Hizbullah örgütü işi olduğunu çünkü ben 94’de Muş da Hizbullah operasyonu yaptığım için örgütü tanıyordum. Hizbullah olduğunu tespit eden terörle mücadele şubesine veren benim. Kayıtlara bakınız ondan sonra ve zorla verdim başkanım. Hasan

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:7

Özdemir tanıktır, zorla verdim dedim ki kayıp vereceğiz bakın bunların hücresine giderse kayıp vereceğiz biz organize suçlar şubesiyiz zorla teröre verdim gittiler Hüseyin Velioğlu’nun işte o meşhur çatışma olayı yaşandı. 2000 de Hizbullah operasyonunu başlatan bizzat benim olaya teşhisi koyan benim. Zaten o yüzden taltif de vermişlerdir dosyayı getirtip incelerseniz eğer söylediklerime itimat edilmiyorsa görebilirsiniz efendim. 2001 senesi, 2001 senesi benim için gerçekten ciddi anlamda önemli bir sene. Buraya gelme, karşınıza bu pozisyonda gelmeme sebep olan bir sene. 2001 senesinde önce Mart ayında Veli Küçük ve grubuyla ilgili bugün Ergenekon olarak adlandırılıyor. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ile ilgili çalışma izninin alınması var. Temmuz ayında emniyet içerisindeki Fethullahçı örgütlenmeyle ilgili çalışma izninin alınması var. Ve Eylül ayında Bit ve Albayraklar operasyonunun ikinci perdesi var. Biz Bit ve Albayraklar’a yani İstanbul Büyükşehir iktisadi teşekkülleriyle Albayraklar’a iki operasyon yaptık. 1999 da ve 2001 de. Ondan sonra da başıma bir sürü olay geldi onları da özetle anlatacağım. Benim burada bulunmamın sebebi bunlardır sayın başkan. Bu operasyonlardır bunların şeylerini de sebeplerini de kısa bir süre içerisinde özetleyerek anlatmaya çalışacağım. Şimdi efendim parantez açmıştık bu Fethullahçılarla ilgili meseleye. Bu parantezi kapatıp devam ediyoruz yani parantezin devamında gelelim 2001 yılına, 2001 yılında Tuncay Güney ile ilgili izin alınması meselesine sanıyorum tutukluluğumun en büyük sebebi bu. Bu konuyu detaylarıyla bir anlatayım da hem siz birinci iddianame kapsamında bu konuyla sorguluyorsunuz yargılıyorsunuz daha doğrusu. Hem ondan bilgi sahibi olmuş olursunuz. Hem de ben en sonunda 16 ay sonunda derdimi anlatmış olurum. 2 Mart, 1 Mart 2001 tarihinde Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan isimli iki şahıs ve beraberindekilere asayiş şube müdürlüğü ekipleri tarafından bir operasyon yapıldı. Operasyonun gerekçesi Çeynç oto kullanma. Bu oto daha sonraki soruşturmalar sırasında ortaya çıkıyor ki, bu oto eski bir emniyet müdürü olan Ümit Bağbey’in bir arkadaşından alınıp Veli Küçük’e hediye edilmek isteniyor. Hediye etmek isteyen kişi Tuncay Güney. Fakat bu otoyu Veli Küçük kabul etmiyor. Bu bir jeep bunun üzerine Tuncay Güney bu Jeepe plakasını değiştiriyor yani sahte plaka düzenleyerek satmaya çalışıyor. Jeep’in sahibi de Ümit Bağbey’i arıyor eski bir, eski emniyet müdürüdür emekli diyor ki, arkadaş böyle böyle oldu ne yapalım. O da diyor ki, hadi bakalım polise gidelim ve polise geliniyor şikayetçi olunuyor. Süreç böyle başlıyor. Şimdi bu şey üzerine asayiş şube müdürlüğü bize bir yazı yazıyor 2 Mart 2001 yılında. Ve diyor ki, biz bakın şuradan aynen okuyum Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney isimli şahıslarla birlikte strateji araştırma grubu enstitüsü adı altında buraya dikkat edin strateji araştırma grubu enstitüsü adı altında. Birinci iddianame yargılamalarından bunu buna aşinasınızdır. İş yeri kurulduğu ancak faaliyete geçirilmediği, büroyu ofis olarak kullandıkları falan diye yazıp bize gönderiyorlar başkanım. Yani 1 Mart 2003 de bu şahıslar alınıp bize gönderiliyor. Peki asayiş şubesi bunları alıyor bir gece kalıyorlar asayişte bize 2 Martta geliyorlar. Arama yapıyor mu yapmıyor. Buraya dikkatinizi çekerim. Asayiş şube müdürlüğü bakın 46 adet tahkikat evrakı var ancak arama sonuçları yok. Arama tutanakları da yok bakabilirsiniz dosyaya. Bu dosya İstanbul 1. Ağır ceza mahkemesinde görülen dava dosyasıdır şeye de getirtmiştiniz birinci iddianameye. Şimdi bunlara cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan işlem yapılıyor ek4 de var adli tahkikat yapılıyor Fatih adliyesine Fatih cumhuriyet başsavcılığına 8 Mart 2001 de gönderiliyorlar. Bu Tuncay Güney Ümit Oğuztan çıkıyorlar efendim bizi on gün tuttular, yirmi gün tuttular böyle bir şey yok. Alınış tarihleri 1’idir, o tarihte biliyorsunuz 7 gündür gözaltı süresi mahkemeyle uzattığınızda 4 artı 3’tür bunu en iyi siz biliyorsunuz. 4 artı 3’tür 7 gündür hepsinin uzatmayla ilgili evrakları da dosyalarında mevcuttur. Hem Fatih’deki dosyasında vardır hem İstanbul 1 Ağır cezadaki dosyasında vardır. Yani gözaltı süresinin sarkması diye bir şey söz konusu değildir. Devam edelim şimdi bu 2 Mart tarihinde, 2 Mart tarihinde bizim ekiplerimiz bu şahısları gözaltına aldıktan sonra ev ve işyeri araması yapılıyor. Yani asayiş şubesi gözaltına aldığında arama yapmıyor. Kim yapıyor aramaları organize suçlar şubesi yapıyor. Bakın ele geçen malzemeler 7 koli malzeme başkanım bak 7 koli. Bunları ben bu evrakları nereden aldım

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:8

bunları birinci iddianame ek klasörü 165’den aldım efendim. Bakın 165 sayfa 28-31. hani çıkıyor ikide birde diyor ya Tuncay Güney 7 çuval eşyam alındı e burada işte başkanım. 7 koli eşyam alındı Adil Serdar Saçan aldı götürdü diyor ya, bakın hepsinin dökümünü yapmışız. 7 koli eşya, 7 çuval dedi ya o. 7’yi doğru söylüyor da ondan sonrasını yalan söylüyor. Evet, şimdi bu şahıs bize getirilirken bunlar bize getirilmeden önce istihbarat şubesinin içerisinde başkanım bir büro var bu büronun adı organize suçlar bürosu. Organize suçlar bürosu bizim organize suçlar şubesinin istihbarat içerisindeki karşılığıdır. Yani organize suçlar şube müdürlüğü ne görev yapıyorsa organize suçlar büro amirliği de o görevi yapar. Aynı terör istihbarat ilişkisinde olduğu gibi onlar da bir terör organize suç örgütüne rastladığında izlerler bize bildirirler. Arama izni alırlar, telefon dinleme izni alırlar, adli görevleri vardır yani. Sayın başkanım adli görev ne demektir. Adli görev savcının emrinde veya mahkemenin emrinde görev yapmak demektir. Siz biriyle ilgili dinleme izni aldığınızda telefon dinleme izni aldığınızda yaptığınız iş nedir adli iştir. Dolayısıyla istihbarat şubesinin bu bürolarının adli görevleri vardır ve bu olayla ilgili olarak da istihbarat şube müdürlüğü adli soruşturma izni almıştır. Ne almıştır telefon takip izni almıştır. Şimdi onun şeyine geleceğim efendim. Bir saniye bunların biraz sonra geleceğim ona. Adli çalışma izni alındığına dair, telefon dinleme izni aldıklarına dair belge var o belgede sorun var çünkü yine mahkemenizi yanıltacak cevaplar veriyorlar. Şimdi istihbarat şube müdürlüğünde görevli emniyet amiri Hakan Ünsal Yalçın bu büroya bakan istihbarattaki organize suçlar bürosuna bakan Hakan Ünsal Yalçın bana geldi. İstihbarat şube müdürü de benden bir sene önce bir abimiz o da telefon açtı dedi ki, biz uzun zamandır bir grubu takip ediyoruz. Tuncay Güney grubunu takip ediyoruz. Bu grup Veli Küçük ile ilişkilidir. Ancak biz bunları mafya örgütü olarak takip ediyoruz asayişe bunları aldırmak zorunda kaldık bunları alın ve siz sorgulayın. Bu şifai olan bir meseledir. Peki dedik biz onun üzerine yazsınlar asayiş bize yazıyı gelsin. Yazdı asayiş şubesi geldi Hakan Ünsal Yalçın da bir gün önce ekibiyle birlikte asayişte bunları sorguladı. Bunların sorgusuna girdi. Ek6 da, Ahmet İhtiyaroğlu’nun benim o tarihteki yardımcımdır başkanım ifadesi var. Şimdi bu Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesi çok enteresan. Ahmet İhtiyaroğlu ben tutuklandıktan sonra cumhuriyet savcılığına gidiyor özel yetkili savcılığa diyor ki benim tanık olarak ifademi alın. Benim avukatımla birlikte gidiyorlar Sekan ile birlikte almıyorlar. Aleyhimize bir şey olduğu zaman hemen tanıklar manıklar gizli tanıklar ama almıyorlar Ahmet’in ifadesini. Ahmet benim yardımcım o tarihte emniyet amiri çocuk. Onun üzerine yazılı ifade veriyor tanık ifadesi. Biliyorsunuz bu dosyaya da zorla taleple getirttik sizin taktirinizle getirttik. Ne zaman vermiş dilekçeyi bakıyorsunuz 31.10.2008 de 31 Ekim 2008 de ben 29 Eylül 27 Eylül de tutuklandım başkanım. 31 Ekim bir ay sonra veriyor. Bizim iddianame ne zaman çıkmış 15 Mart 2009 da altı ay boyunca bu ifadeyi savcılar görmezden geldiler. Neden bana bu şeydeki suçlamayı yapsınlar diye. İddianamedeki suçlamayı yapsınlar diye. Çünkü eğer bu ifadeyi okumuş olsalardı iddianamede bana yönelttikleri suçlamaların dörtte üçünü yapamayacaklardı. E bir gizli tanık var hemen gizli tanık a dedi b dedi c dedi başkanım bu bizim hakkımız değil mi yasal hakkımız değil mi. Dinlemek zorunda değiller mi? Ancak size talepte bulundurarak birinci iddianame eklerine girmiş bu oradan alıp birinci iddianame dosyasından alıp buraya getirttik. Ahmet orada çok net bir şekilde anlatıyor. Diyor ki, bir gün önce eke koydum okursanız göreceksiniz efendim. Bir gün önce asayiş şube müdürlüğüne bu şahısların alındığında Hakan Ünsal Yalçın’ın beraber gittiğini orada bunların sorgusuna girdiğini falan anlatıyor Ahmet. Çünkü sorguyu yapanlar biraz sonra anlatacağım birisi Ahmet İhtiyaroğlu birisi de Hakan Ünsal Yalçın yani istihbarat şube müdürlüğü organize suçlar büro amiri. Şimdi bunun üzerine biz iki şey yaptık sayın başkanım iki işlem yaptık. Bunlardan bir tanesi bu Çeynç otoyla ilgili Fatih cumhuriyet savcılığına yaptığımız işlemdir. Bir diğeri de bu şahsın iş yerinde bu 7 koli olarak saydığımız ve evinde bu şahısların evlerinde ve işyerlerinde geçen malzemelerin dökümünü ve sayımını yaptık şahısların ifadelerini videoya aldık, video görüntülü videoya aldık. Ve DGM başsavcısıyla görüştüm ben. Dedim ki, Aykut bey şu anda daha İstanbul başsavcısı.

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:9

Efendim böyle böyle bir şahsı biz bundan dolayı Çenç otodan dolayı işlem yapıyoruz ama bir takım iddialar var. O tarihte 4422 sayılı kanun yürürlükte ne yapalım. O da dedi ki beyanlarını tespit edin dikkat edin beyanlarını tespit edin ifadesini alın resmi işlem yapın demedi. Bize gönderin bir inceleyelim eğer gerekli görürsek bir ön çalışma izni veririz. Bunun üzerine ben kasete aldırdım çözümlerini yaptım Ahmet İhtiyaroğlu’yla birlikte çözümlerle birlikte evrakı DGM başsavcılığına önce gönderdim bir baktı başsavcı bey. İnceledi ondan sonra tekrar yazıyı geri gönderdi bir daha yazın bana gönderin dedi yazdık tekrar savcı beye gönderdik ve çalışma izni ön çalışma izni aldık. Şimdi bu süreçle ilgili bu süreçle ilgili belgelerin hepsi sayın başkanım birinci iddianame eklerinde var ikinci iddianame eklerinde de var. Şimdi burada zaten temel bir problem var benimle ilgili o da şu. Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesini eğer savcılar görmüş olsaydı. Birinci iddianame eklerinin de bu konularla ilgili bölümlerine bakmış olsalardı beni bırakın tutuklatmayı tanık olarak çağırırlardı. Ben 16 aydır burada yatıyorum. Bütün iddiaların hepsi burada zaman zaman anlatacağım hepsi de cevap birinci iddianame eklerinde var sayın başkanım. Böyle bir şey olabilir mi? İki dava birleşmedi diye ya Adil Serdar Saçan yat aşağı e yani bakın şu eklere bakın ek7 birinci iddianame ek klasör 363. şimdi Tuncay Güney’i Fatih başsavcılığına gönderiyoruz sayın başkanım buraya özellikle dikkat çekiyorum. Birinci iddianame için çok önemli bir şey bu konu çok önemli bir konu. Gönderiyoruz, bakın sanık müdafi Av. Yusuf Aydın’dan soruldu bu Tuncay Güney’in sorgu hakimliği zaptı. Sorgu hakimliği ifadesi. Sanık Tuncay Güney mesleği itibariyle yaptığı araştırmalar sebebiyle devlet hesabına çalışmıştır avukatı söylüyor. 2001 tarihli 8 Mart 2001 tarihli ifadesini okuyorum. Edindiği bilgileri emniyete ve ilgili kurumlara aktarmıştır. İfadesindeki samimiyet de bunu gösterir. Suç konusu olayda adı geçenlerle herhangi bir çıkar ilişkisi yoktur. Emniyet ve diğer devlet kurumları arasında çıkan sürtüşme sebebiyle Tuncay Güney harcanmak istenmiştir. Şimdi organize suçlar şube müdürüyüm, istihbarat şube müdürlüğünde 1978’den beri takip ettiğim bir grubun hakim olduğu onları anlatacağım biraz sonra onlarla ilgili izin almamı bir şube müdürünün büro amiri ki o yerden yetişmedir. Geliyor biz bir izin alacağız durum budur bunlar Veli Küçük ile irtibatlıdır diyor. Adamın ifadesini alıyoruz. Beyanlarını tutanağa şeye geçiyoruz videoya alıyoruz daha sonra çözümünü yapıyoruz. Ve bir bakıyoruz ki içerisinde adamın anlatımlarının içerisinde Veli Küçük ve grubunun dışındaki her şey var. Veli Küçük ve grubuyla ilgili soru soruyoruz. Biz organize suçlar şubesiyiz başkanım bizim görevimiz mafyayla mücadele biz terörle mücadele şubesi değiliz. Soru soruyoruz, soru sormuşlar arkadaşlarımız. Bize verilen cevaplar abuk subuk cevaplar yani ya Veli Küçük ile ilgili soruldu işte mafyanın uzantısıdır evet doğrudur Veli Küçük ve Sedat Peker ilişkisiyle ilgili bizde bilgi vardı. zaten biz bu işe bunun için girdik. Susurluğun askeri kanadını çökertmek için girdik. Doğrusu da budur. Bize zaten bunun için getirdiler dosyayı dediler ki Tuncay Güney’i biz izliyoruz susurluğun askeri kanadını çökerteceğiz. Ben Ergenekon mergenekon falan bir şey bilmiyorum ki, önüme gelen dosya susurluğun askeri kanadının çökertilmesiyle ilgilidir. E tamam çalışın o zaman. Hatta eklerde göreceksiniz Yeşil ile ilgili çalışmalar yaptık biz. Yeşil’in yakalanmasıyla ilgili. Yani eğer Yeşil yakalanmış olsaydı susurluğun askeri kanadını çözecektik. E bir bakıyoruz ki sayın başkanım adam diyor ki, Ergenekon vardır, Ergenekon demek TSK demektir bilmem ne bir takım ifadeler veriyor. 2001 senesinde. Peki güzel istihbarat şubesi sorguda yok diyor ısrarla istihbarat şubesi sorguda Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesi orada talep yazısı yazdım biliyorsunuz. Organize suçlar şube müdürlüğüne kabul buyurdunuz. Beş ay oldu beş aydır cevap gelmiyor. Sorguya kimler katılmıştır diye. O kaset var ya efendim görüntülü o görüntülü kasette sorguya kimler katılmış diye yazmıyor. Sordurdum mahkemenize cevap gelmiyor organize suçlar şubesinden. Niye gelmiyor çünkü iddianameyi çürütecek gelen cevap. Gelen cevapta o istihbarat şubesindeki organize suç büro amiri Hakan Ünsal Yalçın sorguda denilecek. İstihbarattan gizlediniz diye beni suçluyorlar ya. İddianame çürüyecek gelmiyor cevap. Hakan Ünsal Yalçın’ın sesi orada. Görüntülü şeyde soruyu soranlardan birisi Hakan Ünsal Yalçın yani istihbarat şube müdürlüğü

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:10

bize getiriyor bir dosya getirmiş olduğu dosya da başka hesaplar var. Bunu da en iyi avukatı açıklıyor Tuncay Güney’in. Devlet kurumları arasında bir çatışma var diyor. Bu çatışmadan dolayı Tuncay Güney gözaltına alınmıştır. Ben o çatışmanın taraftarı değilim. Tarafı değilim, o tarihte de değildim bu tarihte de değilim. Şu anda da değilim. Ne çatışması olduğunu bilmiyorum ama getiren bir grubun Fethullahçı grup olduğunu biliyorum. Diğer grubunda susurluğun askeri kanadı olarak nitelendireceğim bir grup olduğunu biliyorum. Ne yapmışım çalışma izni almışım. Gizlemiş miyim hayır. Saklamış mıyım hayır. Dökümleri yapmış mıyım yapmışım. DGM’ye yazı yazmış mıyım yazmışım. Şimdi gelelim, şimdi efendim 4 Mart 2001 bakın yazının tarihi aşağı iner misiniz? 4 Mart 2001 başkanım buraya özellikle heyetinizin dikkatini çekmek istiyorum bu konuda çünkü istihbarat şubesi en son gönderdiği yazıda yalan beyanda bulunuyor. Gerçeğe aykırı resmi yazı yazdı mahiyetinizi yanıltmak için. Şimdi bakın Haliç Atıkkaş 3. sınıf emniyet müdürü istihbarat şube müdürü. Ne diyor, konuyla ilgili çalışmalar devam etmekteyken ilimiz asayiş şube müdürlüğü tarafından 1.3.2001 günü yakalanarak gözaltına alınan ve bilahare organize suçlar şube müdürlüğüne teslim edilen Tuncay Güney isimli şahsın yukarıda belirtilen tarihler arasında yapmış olduğu telefon görüşmelerinin çözümü yazımız ekinde sunulmuştur. Yukarıya çıkın. Tarihlere bakın bakın aldıkları izin tarihine bakar mısınız sayın başkanım. İstihbarat 22.11.2000 tarihinden itibaren Tuncay Güney’i izliyor. 22.11.2000. 27 Şubat 2001 gününde de ayrıca tekrar izin alıyor. Devam edelim hangi numaralara izin almışlar. Devam edelim. Bakın sayın başkanım, inin aşağı in, gereği düşünüldü bakın 2-4-6-8-10-12-14-16-18 tane numaraya izin almışlar. 18 tane telefon numarasına izin almışlar. Buda ikinci izin burada da 20’ye yakın izin almışlar. Ve telefon çözümlerinde 8 sayfayı da bana göndermişler burada Tuncay Güney kardeşiyle konuşmuş ablasıyla konuşmuş falan. Bakın şimdi birinci sayfada Haliç Atıkkaş bunu bize göndermiş başkanım. Şimdi ben birinci iddianamede yargılama yapılırken Muzaffer Tekin tarafından bir talepte bulunulmuş mahkemenize. Denilmiş ki, Tuncay Güney ile ilgili istihbarat şubesi bir işlem yaptı mı eklerin en son eklerde olması lazım şey Hüseyin. Bu en son mesele var ya. Ve mahkemeniz kabul etmiş talebini. İstanbul emniyetine bir yazı yazmışsınız. Eklerin en sonunda olması lazım. Yazmış olduğunuz yazıya cevap gelmiş. Gelen cevapta İstanbul emniyeti diyor ki, istihbarat şubesi, eklerin en sonunda olması lazım. Diyor ki İstanbul emniyeti, efendim diyor biz o tarihte şeyleri yaptık dinlemeler yaptık yapmış olduğumuz dinlemelerle ilgili işte beş sayfa çözüm, 4 sayfa karar ektedir diyor. Bu tarih evet bakın 38. celsede siz şey yapmışsınız efendim birinci iddianamenin, bakın burada Muzaffer Tekin’in talebinin kabulüyle bu tarihler arasında diye. Buna cevap gelmiş bakın Hüseyin Işıldak cevap vermiş demiş ki, istihbarat şube müdürlüğü teknik takibe aldığı tespit edilmiş 2001 yılında ve 6 sayfa evrakla 8 sayfa evrak demiş sayın başkanım gönderilmiş demiş. Şimdi ben bunu bilmiyordum buradan ben de talepte bulundum aynı konuyla ilgili olarak en son gelen cevabı gösterir misiniz istihbarat şubesinin. İstihbarat şubesi en son cevap veriyor. Ek9 da, ek9 olarak belirtilen yazıdaki Tuncay Güney ve bağlı olduğu grupla ilgili olarak yapılan çalışmaları içeren bir dosyaya rastlanılmamıştır. Ek9 dediği de o yazı biraz önce gösterdiğim resmi yazı var ya şeyin Haliç Atıkkaş. Başkanım bu nasıl bir rezalettir Allah aşkına. Ya bir insanı öldürün yani şimdi bir önceki yazı resmi yazı mahkemenize gönderilmiş sayın başkanım diyor ki, bakın burada. Bir önceki resmi yazı yani şeydeki 38. celse ile ilgili olan yazı. Hüseyin Işıldak imzalı olan neyse karıştırdım birbirine soktum evet şimdi sayın başkanım resmi yazıda sahtekarlık yapıyorlar ya. Yani resmi yazıda bir organize suçlar şubesi diyor ki, Hüseyin Işıldak imzasıyla diyor ki, efendim ben bakın burada, bakın burada sayın başkanım 6 sayfa gönderdim 8 sayfa gönderdim diyor. Ama Ali Fuat Yılmazer imzalı suç duyurusunda bulunuyorum. Suç duyurusu iki sayın başkanım. Ali Fuat Yılmazer imzalı gelin en son Ali Fuat Yılmazer imzalı belgeye. En son belgeye. Orada orada bir dosyaya rastlanmamıştır diyor. Ek9, ek9 bu 2001 de bana şubeye gönderilen yazı ek9. ne demek rastlanmamış başkanım? Peki o kadar telefon numarasına izin aldınız kaç tane telefon numarasına izin aldınız nerede bunlarla ilgili dosya yok. Birileri dosyaları saklıyor. Niye,

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:11

Adil Serdar Saçan aldı götürdü. Birlikte üzüleceğiz başkanım daha çok üzüleceğiz. Ben size anlatacağım daha. Şimdi sayın başkanım biz çözümleri yapmışız ve İstanbul DGM başsavcılığına ek11’e geliniz, İstanbul DGM başsavcılığına göndermişiz yazıyla. Bakın, şimdi bu yazı orda (1 kelime anlaşılamadı) bulundu denilen yazı bu yazı sayın başkanım işte ben gizli belge veriyorum ya ileride geleceğim. Hep bu yazı yani DGM savcısına yazdığım adli tahkikat evrakı gizli oldu ve ben bunu verdiğim zaman da gizli belgeleri açıklama suçunu işledim. Bütün, bu yazı şu yazıdan bahsediyoruz. Şimdi bakın yazı şöyle bitiyor sayın başkanım. Şahıslardan Tuncay Güney ekteki zaptetme tutanaklarında yazılı belgelerin ve gözaltında bulunduğu süre içerisinde kendisiyle rızası dahilinde kameraya alınan mülhakatın kağıda dökülen çözümünden de anlaşılacağı üzere, tarihten 3-4 yıl kadar önce STV de çalışmaktayken yani Samanyolu televizyonunda çalışmakta iken 2000 yılı Ağustos ayında emekli olan tuğgeneral Veli Küçük ile tanıştığını Veli Küçük ile ilişkilerinin her geçen gün daha da artarak ilerlediğini Veli Küçük ile ilişkileri arttıkça adı geçenin çok geniş kapsamlı illegal bir oluşum içerisinde olduğunu fark ettiğini ve içerisinde bulunduğu illegal ortam ve çevresini tanımaya başladığını, zamanla adı geçenin istihbarat görevlisi olarak çalışmaya başlayarak yani Veli Küçük’ün istihbarat görevlisi olarak çalışmaya başlayarak şahsın talimatları doğrultusunda işlemiş olduğu bilgileri kendisine iletmeye başladığını, yine adı geçenin talimatları konusunda illegal işleri olan ve kamuoyu tarafından çok iyi tanınan iş adamları şahıslarla görüşmeler yaptığını ve bu şekilde kendisinin de Veli Küçük sözlülüğündeki oluşumun bir parçası olduğunu, şimdi Kasım ayından Mart ayına kadar dinliyorsunuz. Adam diyor ki ben Veli Küçük’ün mutemet elemanıyım bir tane Veli Küçük’ten Tuncay Güney görüşmesi yok dosyada. İstihbarat hepsini reddediyor zaten istihbarat dinlemiş ben dinlememişim. Devam ediyoruz. Veli Küçük’ün ekteki çözümlerde de anlatıldığı üzere uyuşturucudan akaryakıt kaçakçılığına, adam öldürmekten kaçak silah sevkiyatına kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bir yapılanmanın liderlerinden olduğu. Organize suç örgütü liderleri ve uyuşturucu mafyası olarak bilinen kişilerle irtibat kurduğuna dair emareler elde edilmiştir. Gerek elde edilen belge ve dokümanlar gerekse Tuncay Güney’in samimi beyanlarının kapsadığı iddiaların ciddiyetinden yola çıkılarak Veli Küçük liderliğindeki yapılanmanın araştırılarak ortaya çıkarılabilmesi oluşumun üyeleri eylem ve faaliyetlerinin tespit edilebilmesi amacıyla 4422 sayılı kanun kapsamında soruşturma izni verilmesini arz ederim. Şimdi benlen bu adam arasında irtibat kurmaya çalışıyorlar. İddianamenin ileriki bölümlerinde Veli Küçük’e götürüp bu belgeyi sen verdin diyorlar. Bir adamın aptal olması lazım, geri zekalı olması lazım. Veli Küçük’e demediğim kalmamış bu belgeyi benim götürüp verdiğimi iddia ediyorlar. Yani ben Veli Küçük’e diyorum ki, sen uyuşturucu kaçakçısısın ha bak belgeyi de getiriyorum sana. Böyle bir şey olabilir mi sayın başkanım? Bir insana bir laf söyleyin ama o insana hakkıyla söyleyin. O insana hakkıyla söyleyin. Şimdi bu yazı üzerine bakın notta düşmüşüm. Notta düşmüşüm bakın altına, belgeler hazırlık soruşturması hıfzedilmiştir hazırlık soruşturmasıyla gönderilecektir falan diye de not düşmüşüm. Bu bunlar, bunlar sayın başkanım birinci iddianame ek klasör 165 de var bunların hepsi. Ben bunları şeyden getirmedim yani. Şimdi lütfen 12. açın ek12. bakın dizi pusulası. Gidenler burada belli, kaset çözümü, savcılığa giden evrakın dizi pusulası. Savcılığa giden evrakın dizi pusulası. Tuncay Güney’e ait mülhakat kaset çözümü, Ümit Oğuztan’a ait mülhakat kaset çözümü, Ümit Oğuztan’ın işyeri arama ve zapt bunları ben niye vurgulayarak anlatıyorum sayın başkanım. Tuncay Güney’e ait VHS sorgu kaseti, Ümit Oğuztan’ın VHS sorgu kaseti, Adil Serdar Saçan aldı gitti deniliyor ya, soruyorum başkanım, heyetiniz çok net biliyor benim taleplerimden başkanım ben en az on defa burada söyledim ve yazdım dedim ki savcılık kendi arşivinde arşiv tetkiki yapmıyor dedim. Ben bu yazıyı kime yazmışım gelir misiniz lütfen İstanbul DGM başsavcılığına yazmışım. Şu anda o başsavcılık nedir 250 ile yetkili görevli savcılıktır. O başsavcılığın arşivinde bu çalışma izninin olması gerekmiyor mu sayın başkanım. Çalışma numarası da 890,700, 2000, 1997/804 sayın başkanım. İstedik talep ettik biliyorsunuz. Cumhuriyet savcılığı lütfedip beş aydır göndermiyor.

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:12

Ben bu yazıyı yazmışım ekine de bunları koymuşum diyorum ki, bunları ben ekine koydum o koymadığımı ispatlamak savcılığın görevi. Çıkartın dosyayı getirin ben sizden izin istemişim. Ondan sonra beni suçluyorlar kaseti aldı gitti diye. Niye gitti. Ya başkanım adli emanetten kasete bakmak zor bir şey mi? Dosya da iki satır yazıyor bizim adli emanetimizde bu yoktur diye, yoksa niye yok. Ben göndermişim sana. Haksız mıyım yani şimdi Allah aşkına bir de, bir de hak ve nafaset denilen bir olay var sayın başkanım. Buyurun devam edelim. Ek13 e gelin. Ek13 efendim İstanbul, İstanbul başsavcısı, İstanbul başsavcısı soruşturma izni veriyor o evraka daha sonra geleceğim. Kimi görevlendiriyor İstanbul DGM savcısı sayın Muzaffer Yalçın’ı görevlendiriyor. Bakın ne diyor yazıda. 15.3.2001 tarihli adli büro sayılı yazısı. Bu yazı ekinde Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan isimli kişilerin beyan ve iddialarına ilişkin kaset çözüm tutanakları, adı geçenlerin ikametlerinde yapılan arama ve zaptlara dair tutanaklar, İstanbul Devlet güvenlik cumhuriyet başsavcılığının 15.3.2001 tarihli ön çalışmaya dair yazı sureti ilişikte gönderilmiştir. Sizi proje çalışma savcısı yapıyorum. Ön çalışmaya savcı atıyorum demiş sayın başkanım. Bir insana iftira atın da bu ayıp yani. İddianamenin devam eden bölümlerinde bana diyorlar ki, sen belgeleri aldın gittin, çözümler dosyada yok, e savcılıktaki dosyada nerede. Savcılıktaki dosya nerede yok. Bakın DGM başsavcısı diyor ki ben çözümleri gördüm. Olay yeri arama tutanaklarını da gördüm çalış diyor baş savcısına. Şimdi devam ediyoruz bakın, bana verdiği cevabi yazı. Bu hangi ek bu, bu ek kaç 13’ün devamı devam edin. Bakın 16 Mart 2001 tarihli DGM’nin bana verdiği cevabi yazı başkanım. Bakın ne diyor başkanım, yani hemen bitiriyorum bu bölümü. İyi anlaşılsın diye söylüyorum. Bakın, bir şahsın Fatih cumhuriyet başsavcılığına şikayet dilekçesiyle başvurması iki ile sebebi ile 2 Mart 2001 de emniyet müdürlüğü tarafından alınan Tuncay Güney, Ümit Oğuztan aşağı inin ayrıca adı geçenlerin ikametinde yapılan aramalarda da bir kısım belge ve dokümanların ele geçirilerek zapt edildiği görüşmüştür. Zapt edildiği görülmüştür. Adı geçenlerin beyanlarına dair çözüm tutanaklarına, adı geçenlerin beyanlarına dair çözüm tutanaklarının incelenmesinde dikkat edin lütfen buraya dikkat edin sayın savcım siz de lütfen dikkat edin buraya. Önemli bir bölümünün duyumlara dayalı mücerret iddialar olduğu düşünülmektedir. Ya bunu DGM başsavcısı diyor başkanım Allah aşkına ya. Önemli bir bölümünün yani Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ın beyanlarının önemli bir bölümünün duyumlara dayalı mücerret iddialar olduğu düşünülmektedir diyor. Bu beyan ve iddialar dikkate alınarak olaylarla ilgili teknik ve fiziki takip, belge ve doküman toplama zapt edilenlerle ilgili olan çalışma grubu oluşturulmuştur. Devam ediyor. Bu çalışmalar sırasında lütfen başkanım bakın haklarında delil bulunmayan, ancak mücerret ve tahmine dayalı iddialara muhatap olan kişi ve kurumların yıpratılmaması yönünde gerekli titizliğin gösterilmesi uygun görülmüştür. Bir başsavcı polise bu emri veriyorsa ne anlama geliyor size bırakıyorum. Hadi çıkartın buradan anlam. Ahmet İhtiyaroğlu ek6’ya gelin ifadesinde ne diyor. Başsavcıya gittim, ek6’ya gelir misiniz ek6’ya. Neyse yani bir dakika evet bakın efendim, başsavcının proje çalışma talimatını verdiğini falan söylüyor şimdi buradan bulamıyorum ama bu ifadenin içerisinde var sayın başkanım. DGM başsavcısına gittiğini evet bakın ben de DGM başsavcımızın yanına gittim, konuyu anlattım, yazıyı verdim. Başsavcımız bana bağırıp hakaretler ederek, ya Ahmet ne yapmaya çalışıyorsun sizi ne ilgilendiriyor dedi. Ben de kendisine aynı fikirde olduğumu beyan ben bakmadığımı. Bakın bende kendisine aynı fikirde olduğumu, ben bakmadığımı sadece konuyu bildiğim için geldiğimi sadece elçi olduğumu söyledim. Başsavcı da dosyayı fırlattı ben de oradan ayrılarak şubeye geldim ve Adil beye çıkışarak beni niye eziyorsunuz. Başsavcım bana bağırdı, hakaretler etti, siz konuşmamış mıydınız yoksa dedim aslında başsavcım ile çok samimiydim benim yetişmemde çok emeği geçmiştir o nedenle fazla büyütmedim. Şimdi böyle bir tanığı dinlemiyorlar. Başsavcı bey bana böyle bir şey söylemedi. Ama, ama olay bizi ilgilendirmediği için yani terörle mücadele konusunda olduğu için belki de bu izni vermede gerçekten ciddi anlamda problem çıktı. Ama buna rağmen izni aldım. Şimdi bu izni bunu kapatmakla suçlanıyorum çok enteresan. Yani bu kapatmak mı oluyor acaba. Bu gereğini

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:13

yapmamak mı oluyor acaba. Ben savcıya götürdüm bir polis savcının emrini mi yerine getiriyor kendi başına mı hareket ediyor. Madem öyle savcı yazsaydı buyursun elli tane yere yazı yazsaydın. Savcı yazmıyor ama ben burada tutukluyum. E peki proje çalışması savcısının beyanına başvurulmuş mu sayın başkanım yok. DGM başsavcısının beyanına başvurulmuş mu bu konuda, yok. Ahmet İhtiyaroğlu dilekçe vermiş çağrılmış mı yok. Adil Serdar Saçan at içeriye niye, yatsın canım biraz. Adaletin iki yüzü, iki yüzünün bir yüzü. Sizi kandırıyorlar sayın başkanım. Heyetinize bakın şu ana kadar iki tane, iki tane gerçeğe aykırı yazı ispat ettim burada. İnceleyip taktiri size bırakıyorum suç duyurusunda bulunmanızı istiyorum. Resmen adli mercileri yanıltmak suçunu işliyorlar gerçeğe aykırı belge yazıyorlar. Resmi yazıyla Ali Fuat Yılmazer yazıyor. Şimdi bir başka mesele sayın başkanım. Bunu oraya gelince de anlatacağım ama 8’e gelir misiniz? 8 numaralı ek gelir misiniz? Evet şimdi bu 8 numaralı ek sayın başkanım ek klasör 165, birinci iddianame ek klasör 165 içerisinde Tuncay Güney ile sorgucuların yani bizim şubenin sorgucularının 2001 yılında yapmış oldukları çözümler. Yapmış oldukları videonun çözümleri. Bu ne demek biliyor musunuz sayın başkanım. Bu iddianamenin açıkça gerçeğe aykırı ithamda bulunduğunun kanıtı demek. Çünkü ek klasör 165 de, 165’e savcılık bunu 2008 yılında koyuyor onu yeri gelince anlatacağım. 2008 de ek klasör 165’e birinci iddianamenin ek klasör 165’ine bu kaç sayfadır Hüseyin bey bir bakarsanız 101 sayfa sanıyorum, 101 numara benim 2001 de aldığım ifadenin çözümlerini koyuyor. 121 sayfa. Ama iddianamede ne diyor biliyor musunuz? Kaset ve çözümleri yanında alıp götürmüştür. Buyurun, suç duyurusunda bulunuyorum efendim. Suç isnat ediyorlar bakın, suç uydurma bakın kendi belgeleriyle suç uydurma. Adil Serdar Saçan çözümleri aldı gitti. Gitmemiş efendim bakın duruyor. 165 numaralı klasörde Ümit Oğuztan’ın ve Tuncay Güney’in 2001 yılındaki çözümleri duruyor. Sayın başkanım ben burada böyle konuşuyorum biliyorsunuz irticalen zabıt katibi yok ne oluyor kasete alınıyor. Bu kasetler daha sonra çözülüyor değil mi efendim bize veriliyor. Yani Türk hukuku yazılı hukuk, sözlü hukuk değil. Dolayısıyla kasetin bir anlamı yok. Biz o kasete de zaten Tuncay Güney’in anlatımlarını bir yere gönderelim diye almadık ki, DGM’ye gönderdik geri gönderdi birçok daha sonraki olay da yer gösterme kasetlerini falan. Bize ne bu kasetlerden diyor. Gerçekten de öyle, çözümünü yaparsınız altına imzayı atarsınız, geçerli olan odur, kaset değildir. Savcılık bir kaset tutturmuş gidiyor. Kasette kaset ona da geleceğim yani. Ama bakın ek klasör birinci iddianame 165 de çözümler var. Şimdi ben bu çözümleri yapan görevlilerin aidiyet numaralarını verdim ve talepte bulundum dedim ki bunların isimlerini bize bildirsinler. Beş aydır onları da bildiremiyorlar. Bildiremiyorlar niye çünkü o memurları çağıracağım 2001 de çözümü yapan memurlar. O zaman iddianamede bana isnat edilen sen 2001 yılında aldın gittin Adil bey diyemeyecekler. Bundan daha iyi belge olur mu sayın başkanım. Kendi savcılığın kendi koyduğu ek klasör. Evet, ek 15’e gelebilirsek, ha onu söyleyeyim Sayın başkanım biz görüntü olarak almamızın sebebi şu bakın poliste iki yöntem kullanılır. Ya adamın eline kâğıdı kalemi verirsiniz buyur yaz dersiniz adam yazar ya da görüntüsünü alırsınız bu bizim işkence iddialarına karşı aldığımız tedbirdir. Bu biliyorsunuz Adli bir anlam taşımaz, ben adamı kasete aldığım zaman, video kâsede aldığım zaman görüntüsünü aldığım zaman benimle ilgili işkence iddiasında bulundu ki bulundu mahkemenize suç duyurusunda bulundu. Kaset orada inceleyecekler, bakacaklar. Bu tür şüpheli konularda yani bu tür tavır ve hareketlerinden hoşlanmadığımız, bize karşı düşmanca ilerde problem yaratabileceğine inandığımız kişilerle ilgili çok sayıda bu şekilde görüntü almışızdır mesela Adnan Oktar ve grubu ile ilgili de görüntü almışızdır, Adnan hocacılarla ilgili mesela Hüseyin Uzun daha sonra intihar etti. Hüseyin Uzun’la da ilgili görüntü almışızdır, Abdurrahman Yakup Reisoğlu’nun bütün konuşmaları, ifadeleri görüntü altına alınmıştır, neden? İşkence yapıldığı iddialarının önüne geçmek içindir yoksa siz daha iyi bilirsiniz efendim senelerdir yargıçlık yapıyorsunuz. Görüntünün, görüntülü ses kaydının Adli yargılamada hiçbir önemi yok. Delil niteliği de yok, alınan ifadenin çözümünü yap, tutanağa imza atmışsanız iş bitmiştir. Orada ek klasör 165’te ki aidiyet numaraları tutanağa imza atanların numarasıdır

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:14

zaten. Şimdi 22 Temmuz 2001’de ha ben bu izni alıyorum efendim izni aldıktan sonra İstihbarat Şube Müdürlüğüne aynı gün bir yazı yazıp, ek-14’e gelebilir misin Hüseyin Bey? Ek–14 Bir geride ki ek olacak. Evet Ek 14’de İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderiyorum bakın Sayın Başkanım, bu savcılık bunu da şey yapıyor onu da açıklayayım. Müdürlüğümüzün DGM Başsavcılığına muhatap ekteki fotokopisi gönderilen, 15.01 tarihli işte 97/894 sayılı talimat yazıları ekte gönderilmiştir. Gereğini arz ederim 4 sayfa, Bu 4 sayfa savcılığın benim savcılığa gönderdiğim ve Savcılığın da bana göndermiş olduğu yazı. Şimdi savcılık diyor ki siz ekleri şeyden sakladınız daha sonra şeylerde de var o iddialarda da var. Efendim İstihbarat Şube Müdürlüğü, Organize Suçlar Büro Amiri var zaten sorguda. Bir şeyi kimseden saklamış değiliz, ayın 2’sinde aramaları yapan biziz Sayın Başkanım, niye saklayacağım, saklayacaksam niye gedeyim, arama yapayım? Asayiş Şube Müdürlüğü arama yapmamış Sayın Başkanım ben yapmışım benim şubem yapmış aramayı, arama tutanakları eklerde var. İlerde belki onları da gösteririm yani benim arama yaptığım işte 7 koli içerisinde gösterdim size. Ben ortaya çıkarmışım e sonra ben bunu istihbarattan niye saklayacağım ki, istihbarattan, istihbarata yazı yazmışım, ha niye istihbarata bu yazıyı yazdım? Onu da söyleyeyim. Bakın Hakan Ünsal Yalçın’ı yanıma çağırdım dedim ki arkadaş siz bana dediniz ki bu şeyin ifadesi Tuncay Güney’in biraz evvel okuduğum avukatın ifadesinden sonra, siz bana biraz evvel dediniz ki daha doğrusu bu soruşturmayı yaparken dediniz ki abı işte Susurluk’un askeri kanadını çözeceğiz ama ben bakıyorum burada Susurluk’un askere kanadıyla ilgili bir şey yok. Sizin örgüt olarak, sizin cemaat olarak birileriyle probleminiz var. Bu probleminizi kendiniz halledeceksiniz, bana hallettirmeyeceksiniz, ben sizin aracınız değilim, ben devletin görevlisiyim. Onun için getirmiş olduğunuz evrakı aynen size gönderiyorum çalışmayı siz yapacaksınız bir. İki benim o tarihte bütün İstanbul’un mafyasıyla uğraşıyorum ben o tarihte, bütün mafyayla uğraşıyorum. Veli Küçük ve grubu ile ilgili çalışma yapabilirim ama adamın anlattıkları, tak bugün, dün çıktı yine, dün Yunan gazeteleri söyledi Allah’tan onu da dosyadan çıkartın Başkanım ayıp olacak yani, Kırıkkale silah fabrikasını Tuncay Güney’in dediğine göre Ergenekon bombalatmıştı. Demek ki Ergenekon Yunan Gizli Servisine de hâkim. İfadelerde var, ya böyle deli saçmalarını mı araştıracağız, ben Organize Suçlar Şubesiyim. Her gün İstanbul’da mafya bir yere haraç, bir yerden haraç alıyor, siz biliyorsunuz işte durumu yaşadınız. Onla mı uğraşacağım, bununla mı uğraşacağım zaten Sayın Başkanım 100 tane dinleme hattım var. 100 tane, 100 tane hak vermişler bana. Kaç tane operasyon yapmışım? 461 gruba operasyon yapmışım, sadece grup liderlerini dinlesem yine yetmiyor. Ne yapacaksınız gönderdim evrakı Adnan Hocacılarda da bu şekilde oldu. Adnan Öcal’ın öldürülmesi olayında da, bir sürü örnek verebilirim, Haluk Kırcı’nın yakalanmasında da bu şekilde oldu istihbarat şubesine alınıp gönderilmiştir izin istihbarat şubesi çalışıp sonuçta bize olayı getirmiştir. Gönderdim, belgeleri göndermedin, belgeleri gönderdim ne yapacağım belgeyi? Yazıya yazmam gerekmiyor ki Sayın Başsavcım, şimdi böyle bir yazı gelse istihbarat şube müdürüne, ya Adil bunun aslı, esası nedir diye sormaz mı? Bütün dökümü yapıp göndermenin bir anlamı yok ki zaten dökümü yapmamışsınız, yapamamışsınız. Kaç gün sürmüş onun dökümü, onlarda var eklerde sen bunu gönder ilerde söyleyeceğim, cevap vereceğim göndermedin diyorlar da haberiniz olsun şimdi lütfen ek- 15’e gelin. Ya bir adam bir sorar yani burada ne yazıyorsun diye. Bakın Ek-15’te 22 Temmuz 2001’de İstihbarat Şube Müdürü’ne tekit yazısı yazıyorum, diyorum ki; bakın şu tarihte ön çalışma izni alıp göndermiştim, konuyla ilgili olarak DGM Başsavcılığına bilgi vermek üzere bu güne kadar şube müdürlüğünüzce yapılan çalışmalar ve bu çalışmalar sonucu elde edilen bilgilerin derlenerek şube müdürlüğümüze gönderilmesini diyorum ve devamında, devamında şöyle diyorum; Şube Müdürlüğünüzce takip altında tutulan organize suç örgütleri ve bu örgütlerin yönetici yada elemanlarıyla bu örgütlerin faaliyetleri hakkında bakın Başkanım diyorum ki sizin tarafından İstihbarat tarafından takip altında tutulan diğer suç örgütleri hakkında da bana bilgi verin diyorum demek ki benim bilgim olmadan istihbarat şubesi, organize suç örgütlerini ne yapıyor? İzliyor, yoktur diyenlere istihbarat

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:15

şubesine yazdığım yazıyla kaç tarihli 22 Temmuz 2001 tarihli cevap veriyorum bakın buda, buda 1. iddianame ek klasör 165 sayfa 20’de var Sayın Başkanım. Yine savcılık tarafından konulmuş yazı. Devam edin, bir sonra ki şeye ek- 17 aynı yerde ek–17 bakın ek-17’de bana cevap veriyor 27 Temmuz’da İstihbarat Şube Müdürü ilgi sayılı yazınız ile İstanbul DGM Başsavcılığının hazırlık ön çalışma konulu talimatında belirtilen hususlarla ilgili olarak günümüze kadar yapılan çalışmalarda Başkanım dikkat edin yapılan çalışmalarda her hangi bilgi ve belge elde edilememiştir. Bilgilerinize arz ederim. Şimdi lütfen biraz önceki istihbarat şubesinin gönderdiği cevabı yazıyı oku, gelir misiniz Ali Fuat Yılmazer’in bakın yapılan çalışmalarda diyor Başkanım, neyse gelmeyelim tamam orada okumuştum, görmüştünüz diyordu ki bu konuda yani bu bahsettiğiniz konuda çalışma yapıldığına dair bir dosyaya rastlanmamıştır diyor başkanım. Şimdi kaybeden kim? Ortadan kaldıran kim belli? 19 Ağustos 2002 evet açın orayı açın 19 bir geri efendim, evet 19 Ağustos 2002 bu sefer istihbarat şube müdürü değişiyor. Ben yazı yazıyorum yine diyorum ki ilgi sayımız ekinde DGM Başsavcılığının alınan proje çalışması için gereği, gerekli çalışmaların yapılması için size gönderdik ne oldu istihbarat şubesi? Üçüncü defa tekit ediyorum, üçüncü defa yazı yazıyorum. Cevaba gelin bir sonra ki; Bana cevap veriyor. Her hangi bir bilgi ve belge elde ed, bu değil efendim bu değil bir sonra ki, bir sonra ki, bana cevap veriyor, her hangi bir bilgi ve belgeye elde edilememiştir diye gönderiyor şimdi Sayın Başkanım ben aylarca yandaş basın denilen basında bu soruşturmayı kapatmakla suçlandım. İstihbarata bilgi vermemekle, istihbarata talimat vermemekle suçlandım. Allah’tan reva mı Allah aşkına? Ya insanda birazcık vicdan olur yani şu yazıların hepsi ek klasörler de var. Beni bunlarla ilgili suçlarken birazcık insan, birazcık üzülür insan, ha bunlarda savcının günahı yok anlatacağım yani savcılara, savcılara bu konuda suçlama yöneltmiyorum. Bunu ne yazık ki benim meslektaşlarım yapıyor, niye? İşte biraz evvel bahsetmiş olduğum, girişte bahsettiğim operasyonlar nedeniyle yapıyorlar. Şimdi olay böyle olunca bu konu sanıyorum anlaşıldı ben nasıl izin aldığımı, nereye gönderdiğimi resmi yazılarıyla anlattım ama ilerde sorunuz olursa benim atladığım yerler olursa cevap veririm. 24. sayfaya devam edelim. Şimdi burada bu şey olunca ben bu sefer bir emniyet müdürünün yapması gereken işi yaptım. Ne yaptım? Bu hâkim sorgu hâkimliği ifadesi yaşadığımız süreç, olan olaylar yani iki grubun mücadelesi meselesi olduğunda grubun biriyle ilgili ön çalışma izni almışım, diğeriyle ilgili de ön çalışma izni alma kararı verdim ve tutum, tuttum emniyet örgütü içerisinde ki Fethullah’cı örgütlenme ile ilgili de izin aldım. Nereden? İstanbul DMG Başsavcılığından şimdi gelelim oraya işte en sonda ki soruyla burası bağlantılı hani ilk girişte söyledim ya savcılık sorusunu burası bağlantılı, evet şimdi ek–21 bunu şeye geçmeden önce bu Fethullah’çılara burayla ilgili bilgi vermek istiyorum. Burada Veli Küçük ve grubu efendim bunun şeması bizim şube devam edelim gösterelim hepsini, şubemiz tarafından yapılmış bakın tek, tek bunların dökümleri yapılmış, Tuncay Güney’den ele geçirilen tek tek dökümleri yapılmış ve bunların hepsi istihbarat şubesinin elinde yani göndermediniz diye bir şey yok, bunları tek tek göndermenin bir anlamı yok ki zaten birlikte çalışıyorlar bizimle ha onu da söyleyeyim Sayın Başkanım onu atladım ona da cevap gelmedi. Oda işlerine gelmiyor çünkü onunda talebi var. Video’yu biz çekemiyoruz bizim teknik imkanımız yok yani kamera kuracaksınız, kamerada v-8 o küçük kasetler var ya efendim, onlara çekeceksiniz, oradan da VH kasetleri büyük kasetlere aktarıp göndereceksiniz. Bizim şubemizde ki bütün görüntülü çözümler Adnan Oktar dâhil hepsini istihbarat şubesi yaptı. Yazı yazdık Organizeye kim çekti cevap vermiyorlar, veremiyor niye iddianamede çelişecek çünkü, yani iddianame savcılık tarafından yazılmış ayrı bir mekanizma değil efendim. Polis tarafından kontrol edilen bir mekanizma buradan bu sonuç çıkıyor e ver cevap organize suçlar benim kurduğum şube ver cevap niye vermiyorsun? Çünkü diyemeyecek çünkü o tarihte organize suçlar şube müdürü envanteri var bizde kamera yok, o şekilde sabit çekim yapacak kamera yok, envanter kayıtları var. E ondan sonra diyor ki o şeyin istihbarat şubesinin haberi yok nasıl yok ya yani bu düzeneği kuran sizsiniz, kaseti çeken sizsiniz, çoğaltıp bize gönderen bakın Başkanım bana

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:16

diyorlar ki yazmış olduğunuz resmi yazılarda ilerde de bu şey var suçlamalarda en çok bu olduğu için buranın üzerinde duruyorum, bana diyorlar ki istihbarat şubesinde Tuncay Güney’den elde edilen belgeleri göndermediniz e istihbarat şubesi çektiği kaseti bize hangi yazıyla göndermiş? İstihbarat şubesinin kaset çektiği belli, bütün şubeyi çağırın burda dinleriz Sayın Başkanım, inkâr edemezler peki onlar bana nasıl göndermişler? Onlarda yazıyla göndermemiş veya yine talepte bulundum, istihbarat şubesinin Mart 2001 ile soruşturmanın kapandığı Kasım 2002 yılları arasında ki Organize suçlar şube müdürlüğü ile yaptığı yazışmaları istedik Sayın Başkanım olur dediniz heyet olarak oda gelmedi 5 aydır ben şimdi savunma yapıyorum ama oda gelmedi. Bunlar gelmiş olsaydı takdir edensiniz ki burada ki durum çok daha kolay olacaktı savunma. Evet, bir sonra ki eke de, onu da gösterelim, sadece gösterelim, bakın Adli Tahkikat Büro Amirliği çalışma yapmış bununla ilgilide talebimiz var, inin aşağıya doğru bütün kasetlerin içerikleri dökülmüş. Bunları hep ben yapmışım Sayın Başkanım yani hiçbir şey yapmadılar falan diyor ya bunların hepsi yapılmış İstihbarat Şubesine de verilmiş, bunlar istihbarat şubesinin bilgisiyle dahilinde olan şeyler, çıkın şeye gelebiliriz şimdi 23 ek klasör 23 numaralı ek. Şimdi burası çok enteresan buraya da çok dikkatinizi çekmek istiyorum, bu şu andan itibaren vereceğim 10 sayfalık çok gizli ben vurmuşum kaşeyi de Başkanım, Savcılıktan aldığım proje izni 1. iddianame ek klasör 22’de Behiç Gürcihan’ın ek klasörlerinde mevcut, bunların hepsi var. Ne zaman yayınlanmış? Temmuz 2000, temmuz 2009 tarihinde, 2008 tarihinde şimdi Temmuz 2008’de yayınlanmış yani bunların hiçbir gizlilik değeri kalmamış ama Eylül 2008’de yapılan aramada bilmem nerede ele geçince vay Adil Serdar Saçan verdi oluyor ya iddianamenin ekinde var, ek klasör 22’de ve benden de, benden de ele geçtiği benden gerçi bu yok, Tuncay Özkan’dan ele geçtiği iddia ediyor veya Kanalbiz’de aynı belge, diyor bu diyor çok gizlidir kapatmış savcılık birde tutanak tutmuş buna Başkanım demiş ki gizli belge niteliğinde olduğundan emanete alınmıştır. Ya 22 klasörden aldım ben bunu. 1. iddianame ek klasör 22 ‘de var. Bakın şimdi bundan çok rahatsızlar bu çalışmadan, bu çalışma nereye gittiyse ben gizli belgeleri oraya, buraya vermekle suçlanıyorum. Bu Adli çalışma izni, Adli çalışma iznini gizliliği nedir yani, Adli çalışma izninin, sonuçta, sonucunda o ne oldu hala bulamadık Sayın Başkanım, yazdık bir yazı buda 2001/19 ön çalışma izni, DGM arşivden zahmet olup bakacaklarda bize söyleyecekler efendim yani ne oldu bu çalışmanın sonu arkadaş ne oldu ne yaptınız? Ha bunun sonunda ben durun orada bunun sonunda ben size söyleyeyim olan şey şudur bu çalışmanın sonunda. Bunu muhtemelen çalışma kapatıldı Ankara’da evrat takibi falan yaptık yine İstanbul Savcılığında düğümlendi konu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı lütfedip eğer iki satır yazarsa bu çalışma ne olduğunu belgelerin de gizli olup olmadığı konusunda karar vermek kolay olacak diye düşünüyorum ve benimle ilgili bütün gizli belge meselesi bu Fethullah Gülen grubu ile ilgili emniyette ki çöreklenmeleriyle ilgili yazdığım yazıdır, proje çalışma iznidir. Birde biraz evvel bahsettiğim DGM’ye yazdığım Tuncay Güney’le ilgili aldığım izin yazısı bunlar orada burada bulunuyor ve Adil Serdar Saçan verdi deniliyor. Şimdi bakın ben bu yazının altında ne yazıyorum? Buraya çok dikkat edin efendim bugün başıma gelenleri aslında orada o tarihte yazmışım, gelecekleri böyle habercisi olmuş bana. Bakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere esnaf, mıntıka, küçük esnaf, askerler, polisler, diğer kamu görevlileri, imamlarıyla üyelerinden her ay belirli miktarlarda para topladıkları ve bu paraların bölge imamı vasıtasıyla finans sorumlularına iletildiği, paraların özellikle istihbarat şubesinde görevli mensuplarınca, dikkat edin 2001 senesinde yazıyorum, İstihbarat şubesi neresi Emniyet İstihbarat Şubesi, İstihbarat şubesinde görevli mensuplarınca resmi arabalarla nakledildiği, para vermeyen veya gruptan ayrılmak isteyenlerin, isteyenlerin mensuplarının gerek özel yaşamlarıyla ilgili oluşturulan arşiv sayesinde şantaj yapmak suretiyle korkutularak gerekse tehdit yoluyla sindirilerek grupta kalmalarının veya para vermelerinin sağlandığı özellikle İstihbarat Daire Başkanlığı ve önemli illerin İstihbarat Şube Müdürlükleri ile Narkotik. Mali ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerinin teknik takip

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:17

birimlerini ellerine geçirdikleri, bu yolla düşman addettikleri kişiler hakkında arşiv çalışması yaparak bunu muhtemelen Zaman Gazetesinin arşivinde sakladıkları, grubun asıl amacının başlangıçta silahsız mensupları vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin 3 temel gücü olan Yasama, Yürütme ve Yargı eklerinin gizlice, yargı eklerine gizlice sızmak ve devlet rejimini değiştirerek, dine esaslara dayalı Saidi Nursi düşünceleri temelinde bir Kürt – İslam devleti kurmak olduğu yönünde ciddi istihbari bilgiler elde edilmiştir. Ha işte ben bu yüzden buradayım, bunu bugünde kimse söyleyemiyor, ben 2001 yılında bunu yazıyorum izin istiyorum veriyor, devam edelim, devam edelim. Ek-24 yine Asya finans ile ilgili izin istiyorum aynı tarihte 16 Temmuz’da devam edelim, yok, yok öteki şeye geçelim, başsavcı izin veriyor, başsavcı şimdi Aykut Cengiz Engin’in üzerine gitmelerinin sebebi de bu izindir onu da söyleyeyim size. Aykut Cengiz Engin izin veriyor, devam edelim, Bekir Raif Aldemir’i görevlendiriyor. Buraya çalışma izni yine, devam edelim, ek–26 şimdi bakın başkanım, bu, burası da çok önemli bu ek-26’da çok önemli, her şeyi yazan basın bunları yazmıyor bunlarda eklerde varda bunları görmüyorlar, işlerine gelmiyor çünkü. Biraz büyütebilir miyiz? Çok az bir şey. Bakın şimdi Başkanım ancak, ancak çalışma izninin alındığı 23.07.2001 tarihinden itibaren birkaç defa ilgili grubun izlenmesi için, takip ve tarassut faaliyeti icra edilmeye çalışılmış ve inanılmaz baskı ve engellemelerle karşılaşılmıştır. Ben yazı yazıyorum, savcıya yazıyorum. Örneğin Ahmet Karabey isimli Ahmet Karabey’in ikameti tespit edilmeye çalışılmış ancak bunun duyulması üzerine bizzat tarafıma konunun ne olduğunun öğrenilmesi için ilin en üst düzey yöneticilerinden baskılar yapılmıştır. Devam ediyorum, ilgili a yazımızda belirtildiği üzere Fethullah Gülen grubunun emniyet içerisinde ki etkinliği özellikle istihbarat şube müdürlüğü ve daire başkanlığının teknik takip birimlerinde odaklanmaktadır. Bu nedenle ilgili birimlerden habersiz dinleme ve izleme faaliyetlerinde bulunulması, başlangıçta planlanmış, ancak 30 Ekim 2001 tarihli ve ekte sunulan talimatnamenin 8 maddesinin H ve I bentlerine göre bu birimlerden habersiz yargı kararı da olsa tektik takip yada izleme faaliyetlerinin yapılması imkansız hale gelmiştir, Şimdi burayı açıklamak istiyorum, biz bunlarla ilgili izni aldıktan bir ay sonra, birkaç ay sonra yani Ekim ayında Hasan Özdemir imzalı bir şey çıktı talimatname çıktı. Talimatname söyle Emniyet Müdürlüğü bünyesinde teknik takip olanağı olan Asayiş Şubesi, Narkotik Şube, Mali Şube, Organize Suçlar şubesi bütün dinlemelerini istihbarat üzerinden yapacak diye bir şey çıktı, garip bir şekilde karar çıktı. Yani ben izni alacağım mahkemeden İstihbarat Şubesine göndereceğim, İstihbarat şubesi dinleyecek, e ben İstihbarat şubesinde ki adamları dinlemek için izin aldım yani adama diyecem ki seni dinliyorum, sana gönderiyorum. Bugün TİB’in ne işe yaradığını anlıyor musunuz Sayın Başkanım şimdi? Hani TİB var ya Ankara’da onu 2001 yılında bana yaptılar, diyor ki şimdi TİB dinleme yapmıyor evet yapmıyor orada da istihbarat dinleme yapmıyor ama TİB hadi sıkıysa bir devlet birimi bunlarla ilgili çalışma yapsın, hemen anında götürüp veriyorlar Ahmet’le ilgili izin aldı, Mehmet’le ilgili izin aldı, işte TİB demek bu demek. TİB’in küçük bir şeyini uygulamasını 2001 yılında bana karşı yaptılar. Bende DGM’ye yazdım dedim ki Başsavcım bakın izleyemiyorum bunlar bunun üzerinden geçiyor, teknik takibi emniyet dışı bir birimden yapın yani en azından İstanbul dışında bir birimde yapın daha sonra operasyona döndürmek için bana emir verin, ben operasyonu yapayım diyorum, devam edelim aşağıya inelim, devam edelim eke, ben uzatmayayım bunun üzerine bu çalışmalar devam ediyor ve en sonunda ek-31’e gelelim, başa dönüyoruz en başta söylediğim bana savcılıkta sorulan ifadede sen bu belgeleri ne yaptın diye soruyorlar, ben bu belgeleri güya emniyet yazı yazmış alıp götürmüşüm yani yokmuş şubede diye ama bir bakıyorsunuz 5 Mart 2003’de nereye göndermişim. İstanbul DGM Başsavcılığına göndermişim, böylece emniyetin savcılığı yanılttığı net olarak ortaya çıkıyor. Şimdi bu iki operasyondan sonra BİT ve Albayraklar operasyonu yapıldı, bu arada Sayın Başkanım bu Fethullahçılarla ilgili olarak Ankara’ya yazdığımız 2000/507 sayılı dosya geldi, tarafınızdan da incelendi, bu dosyanın orayla birleştiği ve orada takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı, dolayısıyla belgelerin gizli olduğuna dair konuda bu takipsizlik kararı ile birlikte ortadan kalkmış oldu. Şimdi

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:18

BİT ve Albayraklar operasyonlarını yaptık, daha sonra 2001 yılında Eylül ayında ve o BİT ve Albayrak operasyonlarında sanık olanların büyük bir bölümü AKP’yle ile birlikte iktidara geldi, biride başbakan oldu. Şimdi bu benim suçum değil Sayın Başkan. Siz şimdi şu anda beni yargılıyorsunuz, ben yarın tek başına bir iktidarın başbakanı olursam başınıza devlet kuşu konmuş oluyor. Bende o durumdayım o tarihte. Yani Recep Tayyip Erdoğan ben adamı tanımıyorum, tanımamda şimdi Başbakan tanımıyorum, bilmiyorum hakikatken o tarihte de tanımıyorum. Bir operasyon yapıyorum, bana emir veriyor, kim veriyor gene DGM Başsavcısı veriyor emri. Yazılı emir veriyor diyor ki buna ait operasyon yap iyi yapıyorum, niye yaptın kardeşim? Böyle bir şey olabilir mi Başkanım? Ne yapacağım yani DGM Başsavcısına ben yapmam kardeşim, sen git kendin yap mı diyeceğim? Öyle bir delikanlı varsa desin şimdi bugünde desin. E ondan sonra o operasyonun başında ki adam geliyor Başbakan oluyor. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı o tarihte Maliye Bakanlığından, Maliye Müfettişlerinin yazmış olduğu resmi rapor ile TCK 313. maddesi yani bugün ki 220. maddesinden fezleke bekliyor şu anda, dokunulmazlığının kaldırılmasını bekliyorlar. Nedir? Örgüt lideri olmak. Çete lideri olmak. Ben söylemiyorum, siyasette yapmıyorum Sayın Başkanım sadece yaptığım işlemi söylüyorum size, belediyeyi soyan çetenin lideri. Ne yapayım yani şimdi soymasaydın kardeşim, sorumlusu ben miyim yani? Ondan sonra başıma gelmedik kalmıyor şimdi bu 2001 yılında ki bu izinlerden sonra yani Veli Küçük ve grubu, Fethullah Gülen ve grubu BİT ve Albayraklar operasyonlarından sonra neler oldu Sayın Başkanım birde ona bakalım şöyle. Şimdi Fethullahçı’lara göre ben neyim? Ben alevi, kominist, imansız bir herifim, Fethullahçılar öyle diyor benim için, gazetelerinde de yazdılar, en son Yenişafak’ta kürt kökenli falan diyordu öyle de olduk. İyi ki PKK’lı falan demediler yani Allah’tan Tuncay Özkan’ı falan yazmışlarda, Atilla Uğur’u PKk’ya yardım ediyor diye Allah’tan bana onu demediler yani, çok teşekkür ediyorum, ayrıcalık tanımışlar bana evet. Şimdi ve hırsızım onlara göre hırsızım veya Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde 5 sene çalıştın, sen hırsızsın, başka çaren yok, çünkü hırsız karşısındakini hırsız bilir. Eğer siz hırsızsanız karşınızdakini hırsız bilirsiniz. Dürüstseniz karşınızda ki insanın Allah, Allah varsa eğer bir şeyi gözümle görmüşsem, inanıyor, elimle tutmuşsam, somutsa dersiniz. Şimdi Fethullahçılar o zaman beni ne gibi görüyorlar. 1 Hırsız olarak görüyorlar, 2 dinsiz, imansız, alevi olarak görüyorlar hâlbuki kolay Elazığ ili Baskil ilçesi Koçyolu köyü gider bakarsın alevi mi, Sünni mi? Ne olacak, alevi olsam ne olacak oda ayrı bir şey, diyorum ya Hz. Ali’yi çok seviyorum ne olacak yani şimdi, suç mu yani? Efendim en önemlisi şu Başkanım Ergenekoncu, Fethullahçılara göre ben 2001’de Veli Küçük ve çalışma grubu ile ilgili izin aldıktan sonra kendileriyle ilgili de izin alınca haaa bu adam bunlardan, o meşhur imam kafası yürürlüğe giriyor hemen. Delilsiz, hurafeyle adam suçlama kafası, bunlardan, Ergenekoncu, bu Ergenekonculuk orada başladı zaten. Şimdi yarın siz burada beraat kararı verin Başkanım bize. Kesin Ergenekoncusunuz. Mahkûmiyet kararı verin kesin Fethullahçısınız, kaçarınız yok, aynı şeyi yaşadığım için söylüyorum. Şimdi Fethullahçılarla ilgili izin aldım, ona da geleceğim şimdi Veli Küçük grubu beni ne diye görüyor diye. Veli Küçük’le ilgili izin aldım, Fethullahçılarla ilgili izin aldım, bunlar oldum, şimdi Veli Küçük’le ilgili izin aldım Veli küçük grubu beni ne olarak nitelendirdi, Fethullahçı. Gazetelere yazdılar, resmi yazılar yazdılar, e şimdi burada hemen Tuncay Güney’in avukatına gidiyorsunuz, Tuncay Güney’in avukatı diyor ki o tarihte 2 emniyet ve diğer devlet kurumları arasında ki çatışmanın ortasında kalmıştır müvekkilim diyor şimdi burada anlıyorsunuz hangi grupların çatıştığını bir yerde Veli küçük ve grubu var, bir yerde Fethullah Gülen ve grubu var. İki grup çatışıyor. Ortasında kalan Adil Serdar Saçan, birde siz. E şimdi ben ne yapmışım, devletin görevini yapmışım, devletin müdürü olarak, orada bir rahatsızlık görmüşüm izin almışım, burda bir rahatsızlık görmüşüm izin almışım. Sonucunu getirmişim, getirememişim, Getiremedim Fethullahçıların çalışması da akamete uğradı yani yarın öbür gün şimdi hükümet değişti. Bu Fethullahçılara operasyon yapıldı, beni birde Fethullahçı olarak alacaklar, F–12 koğuşunda yerimi ayırttım yani. O soruşturmayı niye tamamlamadın diyecekler

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:19

bana Başkanım. O soruşturmayı yarıda kestin, o soruşturmanın evrakını DGM’ye gönderdin, sen o zaman Fethullah Gülen’le irtibatlı mıydın? Başlayacaklardı, Fethullah Gülen’le ilişkisi anlamlı bulunmuştur, öyle yazıyorlar şimdi Veli Küçük’le anlamlı bir ilişkisi var falan diye yani garip garip durumlarla karşı karşıyayız Sayın Başkanım, bu kamu görevi yapmak kadar zor bir iş yoktur. Allah size de kolaylık versin, bana vermedi yani ben zorluk çekiyorum hala şimdi tabi ortak payda Veli Küçük ve grubu da hırsız olarak nitelendirdi bizi ve her iki grubun ortak paydası işkenceci, işkenceci, işkenceci. Mahkemenize de gelip gidip işkenceci deyip duruyorlar, örneğin, önce o konuya bir açıklık getireyim, şu işkence meselesine, ben bu güne kadar işkenceden hiç mahkûm olmadım. Hiçbir mahkûmiyetim yok, yargılandım, Şube Müdürüyüm ben hiç görmediğim insanlar şikâyet etti, yargılandım, mahkûm olmadım. Mahkûmiyetim yok dolayısıyla kimse bana işkenceci diyemez bu bir, ikincisi ben İstanbul ha o geçmişimi anlatırken orası yarım kaldı hemen oraya bir döneyim çok kısa, ben polis akademisini 1. olarak bitirdikten sonra Başkanım İstanbul’a geldim, İstanbul’da Kamu Yönetimi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetiminde yüksek lisans ve doktora yaptım, doktora tez konum burada Türk Kamu yönetiminde yeterlilik ilkesi ve uygulamasıdır. Neden yani liyakat ilkesi neden çünkü bizim teşkilatta ya imamcı olacaksın, yani o cemaatçi olacaksın ya bilmem neci olacaksın yükseliyorsun, ondan duyduğum ızdıraptan dolayı doktora tez konum bile bu yani. Yemin ediyorum Fethullahcı olsaydım şimdi İstanbul Emniyet Müdürüydüm. Atatürkçüyüm tutukluyum, yemin ediyorum başka hiçbir sebebi yok, bir gün göreceksiniz. Bu doğru söylediklerimin doğru olduğunu, bakın o kadar muzdarip olmuşum ki ızdırap çekmişim ki 92’de Türk Kamu yönetiminde yeterlilik ilkesi, bunun içerisinde o tarihte emniyet selamete emanet başlıkları atılıyordu gazetelerde. Onunla ilgili haberler var, ondan da soruşturma geçirdim. Neredeyse meslekten atılıyordum iktidar değişmeseydi 91 senesinde, 91’de iktidar değişti de ben kaldım o Abdulkadir Aksu’nun İç İşleri Bakanı olduğu dönemde yazıldı bu tez, vay efendim sen emniyet içerisinde ki cemaatlere laf söyledin, ya bu emniyet cemaate bağlı kalacağıma diye yemin etmiyor polis, Türk polisi. Atatürk ilkelerine bağlı kalacağım diye yemin ediyor. Ama üniformanın altında imam üniformasıyla gezenler ne yazık ki sizi de yanıltıyorlar, bizi de yanıltıyorlar, birde bu kadar ızdırap çekmemize sebebiyet veriyorlar. Sizi nasıl yanıtlıklarını anlatıyorum, daha, daha geleceğim daha o kadar somut şeyler var ki bunların yanıltmalarıyla ilgili. Şimdi Veli Küçük ve grubu, Fethullahcı diye bizi gündeme getirdikten sonra bunu aydınlık dergisi yazdı, hemen tabi orada soruda geldi, burda da gelecektir hemen baştan söyleyeyim, 2001 yılında Aydınlık yazdı dedi işte Adil Serdar saçan Gladio’nun, fetul, bilmem Amerikan, NATO Gladio’sunun bilmem neyin adamıdır falan isimlerini bile bilmiyorum. Ben tazminat davaları açtım, kazandım, daha sonra bu aydınlıkçılarla niye görüştünüz falan diye bir takım sorular geldi, ben aydınlıkçılarla görüşmedim, ben bir tek Emcet Olcayto’yla görüştüm. Emekli avukattır Emcet abı, kendisini severim, hala seviyorum, bundan sonra da seveceğim yani örgüt ilişkisi olsun olmasın beni ilgilendirmiyor, ne derseniz deyin. Bir röportaj yapmaya geldi dedim ki abı 2001’de böyle yazmıştınız. Benim haberim yok dedi bunlardan, çok özür dilerim dedi, gitti araştırdı geldi gerçekten sizden özür diliyoruz dedi, yanlış yapmışız dedi, iyi abı dedim yani hani 2001’de böyle demişlerde vay 2008’de bunlarla niye samimi oldun e sebebi bu, Emcet Olcayto’nun benle görüşmesidir başka hiçbir şey değil, onlara geleceğim zaten. Şimdi Sayın Başkanım bakın Aydınlık dergisinde bu şeyler çıktı Fethullahçı olduğuma dair bu yazılar çıkmaya başladı, ha işkenceyle ilgili mesele şu şey bitireyim efendim, daha sonra ben İstanbul Hukuk Fakültesini de bitirdim. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra işte ülkenin değişik yerlerinde görev yaptım, onlara anlattım, 3 tane de kitap yazdım. Doktora tezim ve yüksek lisans tezimin dışında, bunlardan bir tanesinin adı Ampuller vadisidir, bir tanesinin adı Akbabalar Örgütü Türkiye’de Mafyadır, tamamen bilimsel bir kitaptır, bir tanesinin adı da Küresel ve Yerel Mafya Kıskacında ki Son Kale Türkiye diye bir kitaptır. Ayrıca ben Gazi Osman Paşa’nın sesi, İlk Kurşun birçok yerde makalede yazdım 2003’te meslekten atıldıktan sonra orayı da anlatacağım, yazdım

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:20

burada iddianamede biz kaç kişiyiz comun yazarı demişler bilmiyorlar. Biz kaç kişiyiz. com’a hiç girmemişler belli zaten. Herhalde Sızıntı, Gazıntı dergilerinin sitelerine girmekten oraya şey gelmemiş sıra, Biz kaç kişiyiz. Com da yazar yok Sayın Başkan siz makale gönderirsiniz herkesin bir sayfası var. O sayfadan hangisi, hangi yazıyı editör uygun bulursa 1. sayfaya taşır, 1 hafta 10 gür kalır öyle mi Sayın Tuncay Özkan burada yani oranın yazarı demişler değilim olsam da ne olacak ayrı bir şeyde onu da suçlama örgüt irtibatı olarak koymuşlarda onu söylüyorum ve 2 işkence meselesinde bu işte ne yaptığımı anlatayım da ne olduğumu 2003’te atıldıktan sonra da, atılmayı da anlatacağım, Yeditepe Üniversitesinde Kamu Yönetimi Bölümünde ders verdim hemen Yeditepe deyince hemen Dalana bağlıyorlar falan oda yanlış, Ben 2000 senesinde Organize Suçlar müdürüyken pardon 2003’te atıldıktan sonra diyeyim Müdürüyken oranın Sosyal Bilimler Enstitüsü arkadaşımdı. Bana orada ders vermemi istedi, benim ders vermemi istedi Kamu Yönetimi doktoru olduğum için, Türkiye’de Kamu Yönetimi doktoru sayısı azdır. Özellikle İstanbul’da azdır, bilenler bilir ve bende orada gittim, Kamu Yönetimi konusunda dersler verdim. Dalan, sayan Dalan değil beni oraya Sosyal Bilgiler Enstitüsü müdür yardımcısı getirmiştir, Dalan ile 2003 senesinde tanıştım, atıldıktan sonra tanıştım yani, evet şimdi işkence meselesi şu; Ben Hukuk Mezunu da olduğum için gerek biraz evvel bahsettiğim, kameraya alma, sorguları kameraya alma, gerekse 24 saatte bir Başkanım buraya dikkat buyurunuz lütfen 24 saatte bir rapor alırdım ben bütün gözaltına aldığım suçlulardan, 1998’de Organizeyi kurdum resmi yazı yazdım, Şube içi emir vardır orda hala o uygulanıyor, yok organize şimdi değişmiş uygulanmıyor. Şimdi 2008’deyiz kaç saatte bir alıyorlar biliyor musunuz Başkanım 2010’dayız pardon, 48 saatte bir alıyorlar. Ben 1998’de yazılı emirle 24 saatte bir Adli tabipten rapor alma uygulaması getirdim, işkenceci bir adam bunu yapamaz, bu kadar yıllık yargıçsınız, kendisine güvenmeyen bir adam 24 saatte bir değişik hastanelerden suçlulara rapor aldıramaz, aldırmaz. Ne yazık ki neyle mücadele ettiysek karşımıza bunun suçlaması geldi. Gözaltında bir sürü adam öldür, ölmeler oldu, çatışmalar oldu, bilmem neler oldu. Hiç birisi işkenceci değil, Adil Serdar Saçan işkenceci, pes yani. Pes yani, 1993, 96 yılları arasında Muş terörle mücadele şube müdürlüğü yaptım, 1000’in üzerinde operasyon yaptım, 1000’in üzerinde şahsı gözaltına aldım. Muş gibi yerde bir tane işkence başvurusu yok hakkımda. Ama İstanbul organize suçlar şube müdürlüğünde var niye? Mafya hoşlanmıyor sizden, mafya sizi sevmiyor. Biliyorsunuz örgüt suçları uzmanısınız hepiniz örgüt suçları yargılıyorsunuz. Poliste bülbül gibi öter, ondan sonra gelir örgüt beni cezalandıracak diye işkence yaptılar abı der, mesele budur. Tuncay Güney’lerle ilgili olarak da, Ümit Oğuztan’la ilgili olarakta her gün alınmış, 24 saatte bir alınmış raporlar var, eklere koyduk şimdi burada hangi ekte olduğunu bilemiyorum ama bütün eklerde, bütün raporlar 24 saatte bir alınan raporlar eklerde var size yarın arz edilecek bu savunma. Evet, Veli Küçük ve grubunun beni bu şekilde görmesinden sonra ki süreçte birçok konu var burada ben yazdım şimdi geçmek istiyorum orayı önemli gördüğüm konular var, onlardan birkaç tanesinden bahsedeyim, bir kere Sedat Peker ve Veli Küçük’ün daha doğrusu biz şöyle bilirdik organizedeyken, Sedat Peker, Veli Küçük’le irtibatlıdır diye bilirdik ve bunun üzerine çalışma yaptık. Nitekim 2001 yılında yapılmıştır böyle bir çalışma Asayiş şubesi, Terörle Mücadele Şubesi, İstihbarat Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ortak bir çalışma grubu oluşturmuştur. Veli Küçük grubunun Peker, Peker’le daha doğrusu Sedat Peker grubu araştırılmıştır ama bütün şubelerin ortak şeyinde bir sonuca ulaşılamamıştır çünkü aldığımız her karar ne yazık ki örgüte sızmaktaydı. Bunu çağırın en ufak, en küçük memur bile bilir. Yani bu grupla aldığımız en ufak bir dinleme kararı DGM’den bunlara sızar, bunu herkes biliyor. Şimdi bu adamda da bir şey bulunduğu zaman, bu adamın evinde kalkılıyor Adil Serdar Saçan verdi şimdi mesele şu; bunlar iddiaydı biz bunların üzerine gittik, biz bunları araştırdık, bir şey çıktı, çıkmadı, çıkanına operasyon yapıldı, Sedat Peker bu kadar sene ceza aldı zaten yatıyor. Onun ceza almasını sağlayan operasyonların hepsi benim zamanımda, benim tarafımdan yapılmış operasyonlardır. 2004 yılında ki Kelebek operasyonunu başlatan kişi de

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:21

benim, Çalışma iznini alanda benim, bakın evraklara. O tarihte meslekte değilim ama 2003 yılında başlatan o operasyona başlatamıyor, adam benim yüzümden mahkûm olmuş, benimle aynı örgütte şuanda. 2 koğuş ileride yatıyor. Yani bunlar, bunlar gerçekten ilerde tarih açısından üzüntü verici şeyler, mafyayla mücadelenin bedelidir bunlar. Benle Sedat Peker aynı havayı nasıl solur? Aynı örgüttü nasıl üye olur? Çıktı burada anlattı size işte, bana işkence yaptı, bilmem ne yaptı. Böyle şey olur mu? Ya insan biraz, insana bir suçlama, tanık Sedat, Serhat İnce diye bir adam koymuşlar, onun için anlatıyorum yani bu grup bana zaten bir sürü şey yapıyor, birde üstüne tanık koymuşlar, burada bu iddianameye efendim ben karşıda bir gün dolaşırken lokantaya girdim bilmem ne lokantasına e Sedat Peker’le, Adil Serdar Saçan yemek yiyordu. Allah Allah ben salak mıyım yani lokantada Sedat Peker’le yemek yiyeceğim organize Suçlar Şube Müdürü olarak, niye yemek yiyeceğim? Ya Sayın Başkanım Allah askına çocuk muyuz ya böyle şey olabilir mi? Dediği ne lokantayı bilirim, ne yeri bilirim. Hiç gitmedim ama yazıyor tanık bir tane tanık e bizim tanık Ahmet İhtiyaroğlu nerede o yok, o benim aleyhime konuşmadı çünkü. Vedat Peker’in beni öldüreceğine dair ihbar mektuplarından tutun da burada var hepsi Aydınlık Dergisinin yayınlarına, tanık Sedat İnce’nin ifadelerine, emekli Jitem’ci Binbaşı Zahit Engin’in çıkıp televizyonlarda burada bakın Adli Raporları gösteriyor Ümit Oğuztan çünkü Ümit Oğuztan’da size mahkemede beni, bana işkence yaptı falan dedi, onu da söyleyeyim de Ümit Oğuztan’la, Tuncay Güney’i aldığımız Mart ayına bakarsanız Kurban Bayramına denk geliyor yani bir Şube Müdürünün işi gücü yok, Kurban Bayramı her sabah geliyor sen Fethullah hocamı niye dövdün bakiyim şak Ümit Oğuztan’ı duvara vuruyor. Onun anlatımından anlatıyorum size. Böyle bir saçmalık olabilir mi Sayın Başkanım? Ben Kurban Bayramı sabahı her sabah geleceğim, bayram sabahı işimi gücümü bırakacağım sen Fethullah hocamın aleyhine niye yazı yazdın? Ümit Oğuztan’ı tutup duvara vuracağım. Utanmadan söylüyorlar bunu burada. Ama bana cevap hakkı yok ta bu güne kadar beklemek zorundayım. Gazeteler yazıyor, Ümit Oğuztan’a işkence yaptı, buyurun raporları burada, raporlar burada bakın dur bir dakika sistem bulguları normal, darp ve cebir izi yok. Ben mi yazdım raporu yani. Bana itibar edilmiyor, resmi görüntüye itibar edilmiyor, doktor raporuna itibar edilmiyor, Tuncay Güney ile Ümit Oğuztan’ı Adil Serdar Saçan işkence yaptı e o zaman ifadeleri geçersiz, e ifadeleri geçersiz olunca da biz örgüt üyesi değiliz hadi güle güle size. Bir tek fiske vurulmadı Sayın Başkanım, bir tek fiske vurulmadı. Raporlar burada, bende buradayım. Ben sapık değilim, deli hiç değilim. Fethullah Gülen’in niye hakkında niye konuştun diye bir adama her bayram sabahı gelip duvara vuracak kadar aptalda değilim yani. Ya adamı da soyuyormuşum çıplak, zaten hepsinin ne olduğu da belli yani cinsel açıdan. 3gey örgütü gibi bir örgüt yani. Sisi orda Tuncay Güney orda öteki orda 3gey örgütü yani. Böyle bir örgüt organize suçlar müdürü işlem yapan adama giydiriyor da, giydiriyor televizyona çıkıyor giydiriyor, laf söylüyor ayıp denen bir şey var ya birde sabır var Başkanım Allah aşkına sabrın her türlünü gördük bu cezaevinde yani spiker diyor efendim Tuncay Güney’le bağlantıya geçtik, geç, bana işkence yaptı Adil Serdar Saçan o Adil müdür var ya o Adil müdür parmağını böyle, e yaptı ne oldu? Elimde sigara söndürdü, demiyor ki spiker uzat şu elini bir bakayım ya. Sigara sönüğü geçer mi efendim? Ömür boyu kalır, doktorlar var burada, göz atsın bakalım eline bakalım sigara söndürmüş, kim söndürmüş yani, evet şimdi 2003 yılında Ali İhsan Yıldırım diye bir emekli polis memuru bu önemli burayı da dinlemenizi istirham ediyorum. Ali İhsan Yıldırım isimli bir polis memuru, bu Ali İhsan Yıldırım’ı ben Organize Suçlar şube Müdürlüğünü kurduğumda yanıma almışım, daha doğrusu şubeye almışız ben tanımıyorum şubede çalışıyor birde Başkanım onu da söyleyeyim ben Şubenin Müdürüyüm Allah aşkına ben bekçi falan değilim orada. Yani beni aldı odasına, aldı sorguladı beni Tuncay bak Tuncay Güney’in sorgulandığı oda neresi biliyor musunuz Başkanım? Benim yardımcım Kemal Karademir’in odası. Adam her çıktığında diyor ki Adil Serdar Saçan odasında beni sorguladı, ona çay ısmarlayan Kemal Karademir ben adamı görmedim diyorum, görmedim. Yani görmek zorunda mıyım? Görmedim, o ben şubenin müdürüyüm, Allah aşkına başkan

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:22

mübaşirlik görevi yapar mı Başkanım? Yapmaz e müdürde polis memurunun görevini yapmaz. Ali ihsan Yıldırım diye bir polis memuru. Bu adam 1 sene bizde çalıştıktan sonra bizim teknik dinlemede ki arkadaşlar geldiler dediler ki bu Sedat Peker’le irtibatlı. Tamam dedim sicilini bozdum, siciline de yazdım Sedat Peker’le irtibatlıdır diye ve adamı tayinini şubeden çıkardım, hakkında da soruşturma açtırdım. Soruşturma sonucu 24 ay uzun süreli durdurma cezası aldı, şubeden de gitti. 2003 senesinde AKP iktidara geldikten sonra bu arkadaş bir dilekçe yazıyor. Vermiş olduğu dilekçede ben ve şubeyle ilgili 58 tane ayrı iddiada bulunuyor. Bunlardan 18 tanesi bizim rüşvet yediğimiz irtikap ve rüşvetle ilgili iddialar. 3 tane AKP iktidarı benle problemi olan AKP iktidarı 3 tane müfettiş yani bulunmaz fırsat hemen geliyorlar, gönderiyor. Müfettişler benim mal varlığımı, babamın mal varlığını, babamın dedesinin, babamın dedesinin dikkat edin 3628 sayılı yasayı hukukçusunuz sizde biliyorsunuz bende biliyorum dersini veriyorum okulda. Babamın dedesini eşimin dedesini yemin ediyorum size bakın dosyada göreceksiniz. Koydum eke. Bütün Türkiye Cumhuriyetinin Topraklarında her yere Trafik Tescil Dairelerine, koparatiflere yazı yazarak mal varlığımı araştırıyorlar. Şimdi bu savcılıkta yaptı, sağolsun çok teşekkür ediyorum. SPK’ya falan yazdı kardeşim, mardeşim çok güzel yani, ne yetkisi varsa kardeşimin SPK’ya yazmak için ne yetkisi var? İyi oldu bütün sülale ama biz, ben emekli başçavuşun çocuğuyum, gurur duyarım, beş kuruş param yok, babamın da yok, bulan varsa kabul edeceğim cezası 3 sene Adil Serdar Saçan senin 20 milyon doların var şu bankada vallahi makbul kabulüm. E yok öyle şırdandan atmakla olmuyor, her yerde söylüyorlar. Ben girdim Savcılığa Zekeriya Bey geldi, Mehmet Ali bey oradaydı. Bana hırsız diyemez kimse dedim. Biz demedik zaten dedi. Belli demediğiniz, evraklarda görüyorum. Gürbüz Çaban ev almış yok ya e oraya da geleceğim biraz sonra öyle bedavadan yok bakın Başkanım çok özür dilerim bazen şey oluyorum ama yaşadıklarımı dinledikçe siz benden daha çok sinirleneceksiniz, göreceğiz yani. Şimdi Ali İhsan Yıldırım efendim dün verdiği dilekçe inceleniyor, Sayın Özese Tuncay Özkan’a bir soru sordunuz efendim dediniz ki Tuncay onu hatırlayamadı. İşte Ayhan Mİmaroğlu. Adil Serdar Saçan ve sen bir örgüt oluşturmuşsunuz bu konuyla ilgili bir ihbar gelmiş, Ayhan Mimaroğlu’nu tanıyor musunuz diye sordunuz hatırlarsınız? Biz o soruyla ilgili soruşturma geçirdik efendim yani o Ali İhsan Yıldırım’ın iddiasıydı, demek ki biz alınınca onu da gene ihbarda bulunmuş, bakabilirsiniz Fatih Cumhuriyet Başsavcılığında biraz sonra yansıya vereceğim, orda da var ondan aklandık efendim merak etmeyin yani o soru orda daha başka insanlar da var. Mesut Yılmaz’da bizim örgütün üyesi, Turgut Yılmaz’da örgütün üyesi falan onları yazmış mı bilmiyorum da yani onlardan biz aklandık, hem müfettiş soruşturması geçirdik, hem Cumhuriyet Savcılığına gidip ifade verdik.”

Mahkeme Başkanı :” Bu bölümü tamamladınız mı? Tamamladıysanız ara verelim.”Sanık Adil Serdar Saçan: “Yok efendim. Şunu Ali İhsan Yıldırım’ı anlatayım bitiriyorum.”Mahkeme Başkanı :”Bitti zannettim, buyurun.”Sanık Adil Serdar Saçan: “Şimdi efendim Sağolun efendim, Ali İhsan Yıldırım’ın ifadesi

üzerine gelen müfettişler yaptığı incelemede ceza tayinine gerek yok dediler. Bunun peşinden Fatih Cumhuriyet Savcılığına gitti evrak ve Fatih Cumhuriyet Savcılığı da takipsizlik kararı verdi. Ek 39’u açar mısınız? Çok uzatmak istemiyorum, ek 39’u, bakın ek takipsizlik kararı, şimdi takipsizlik kararına gelin aşağıya doğru lütfen, bakın efendim bakın bir Dakka evet inin, inin, inin bakın, bak, inin, inin, inin bakın efendim 18 tane iddia,18 tane iddia. Bu 18 iddianın tamamıyla ilgili olarak savcılık araştırma yaptı, müfettişler araştırma yaptı ve ben aklandım. Bu 18 iddianın aynısı, birebir aynı kalemden çıkmışı Veli Küçük’ün evinde yapılan aramada çıkıyor not olarak. Ben ne zaman aklanmışım.05.05.2005 tarihinde. Bu garip değil mi? Ali İhsan Yıldırım’ın Sedat Peker’le bağlantılı diye sicilini bozup atıyorum. Aynı adamın 2005’te ki suçlamalarıyla ilgili bilgi notu, Veli Küçük’ün evinde çıkıyor. Soruyorlar Veli Küçük diyor ki bana posta yolu ile geldi ve biz Veli Küçük, Sedat Peker ilişkisini araştırıyoruz. Dikkat edin Sayın Başkanım bunların tesadüf olması mümkün mü? Şimdi bu Ali İhsan Yıldırım’la ilgili olarak müfettişlerin yaptığı, ek 35’i açar

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:23

mısınız Veli Küçük’te ki iddialarla aynı olduğuna dair onu da bir görsünler. Ek 35 bakın Başkanım biraz evvel açtırdım Fatih Savcılığının takipsizlik kararını bakın ek 35 aynısı, birebir aynı, Faruk Otay’dan Selim Tekdirlik’ten, Hakan Çillioğlu’ndan şunu aldı, bunu aldı. Birebir aynı soruşturma geçirdiğim konu zaten bu iddianame benim ne kadar yargılandığım, soruşturma geçip aklandığım konu varsa onların hepsini getirmiş buraya yeniden koymuş, onları da anlatacağım. Aynı, bire bir aynı tamam bakın ayrıca Mehmet Ali Sarı Alioğlu diyor bakın Mehmet Ali Sarıoğlu isimli şahıstan Adil Serdar Saçan şunu aldı, bunu aldı diyor bakın. Devam şimdi orayı kapatalım. Ek 36 müfettiş tevdi raporu ek 36 şimdi bunun en sonuna gelelim. Bu raporun en sonuna gelelim. Evet, bakın durun bir saniye, biraz yukarıya çıkabilir miyiz? Evet, neyse şimdi burda şeyde var, delil diyor ki burada bütün şeyleri inceledik, bunlar duyumdan ibarettir, ceza tayinine gerek yoktur ancak 3628 sayılı yasa gereği bu 18 kalem rüşvet bilmem ne ile ilgili Hak edişlerle ilgili konuyu Fatih Başsavcılığına göndereceğiz diyor. Burda da şeyler var, müfettişlerin isimleri var, yine bu raporda yukarıya başa doğru gelebilir miyiz, böyle devam edelim lütfen yukarıya doğru evet devam edelim devam, devam, devam, devam bakın bütün hepsiyle ilgili o 18 konu durun, durun, durun şimdi bakın efendim burada ne diyor tahkikat evrakının tenkitlerinden de anlaşılacağı üzere polis memuru Ali İhsan Yıldırım’ın Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevliyken organize suçlar şube müdürlüğünün kurulduğu şu tarihte bu şubeye geldiği, 14 ay sürreyle burada çalıştığı ve daha sonra şubesinin görevden alma yazısı 99 tarihinde alındığı, 99 yılına ait sicilinin idarece yani ben organize suç örgütlerinden olan Sedat Peker’le ilişki içinde olduğu duyumlarının alınması ve ayrıca çalışma gayreti ve azminin yetersiz bulunduğu gerekçesi ile olumsuz doldurulduğu, ben dolduruyorum olumsuz, polis memuru Ali ihsan Yıldırım’ın işte oraya gittiği, buraya gittiği diyo daha sonradan, daha sonradan Ali İhsan Yıldırım hakkında tekrar suç duyurusunda bulundu ve beni tehdit ettiği, söyleniyor benimle tehdidine ilişkin davada Fatih de devam ediyor, ayrıca Şişli’ye de başvuruda bulunuyorum. Ek 38 i açar mısınız? Bunu niye anlatıyorum, bu önemli. Çünkü bu Veli Küçük ve grubu bana hırsız diyor ya, işte hırsız dediklerinin belgesi bu güya onlara göre, ek–38 mi bu? Pardon ek–37 Başkanım oku sabrınıza sığınıyorum, bitiriyorum, bakın müşteki Ali İhsan Yıldırım ifadesi, deva et aşağıya, bakın ne diyor; benim dilekçede yazdığım konuların hiç biri hakkında görgüye dayalı bilgim yoktur, ancak bunları çeşitli yerlerden duymuşum, bana ispatlayın dense ben dense bu haliyle ispatlamam mümkün değildir. Ben bundan senelerdir hırsız ilan ediliyorum. Aynı şeyin size yapıldığını bir düşünür müsünüz lütfen. Sadece düşünün efendim sadece düşünün. Bu adamın bu ifadesiyle ben tam 5, kaçtı 2004 yılı, 2010, 6 senedir hırsızım Başkanım. Gazetelere çıkıyor, rüşvetçi müdür, rüşvetçi müdürün rüşvet belgeleri Veli Küçük’ün evinde bulundu. Bulunan bu işte, ama bununla iktifa etmedi Emniyet Genel Müdürlüğü, tuttular beni bu iddialardan biriyle ilgili olarak müfettişlerin aksi raporuna rağmen meslekten attılar. Dikkat edin 6 tane meslekten çıkarma kararımın 1 tanesi Sedat Peker’le irtibatlı olduğu için şubeden attığım polis memurunun müracaatı üzerine, müfettişlerin hayır atılmasın, gerek yok dedikleri halde raporu koydum oraya, İçişleri Bakanlığı müfettişler yanlış yapmış ya atıyorum dedi, attı beni. Meslekten çıkardı. Ne oldu? 6 sene mücadele ettim, 6 sene ve daha sonra Danıştay’ın İdari Mahkeme Kararını bozmasıyla, mahkemenin de buna uymasıyla ceza evindeyken yani 2009 senesinde aklandım idari olarak. 2004 senesinde attılar beni buradan 2009 senesinde geri döndüm. Ha pardon özür dilerim girmeden önce 2008 senesinde. Şey tutuklanmadan önce, şimdi Başkanım reva mı yani? Ve bu belgenin aynısı Veli Küçük’te bulunuyor, diyorlar ki bir daha sanki ben hiç bu soruşturmaları geçirmemişim, hiç yargılanmamışım, hiç atılmamışım, hiç takipsizlik kararı olmamış, bir daha hırsız yapılıyorum. Çift dikiş hırsızlık bizimki efendim, şimdi bundan sonra Hayrettin Ertekin’in burada da gördünüz e tehditle ilgili bana e_postası var, onu da sordular savcılar, efendim bununla ilgili neden müracaat etmediniz? Ettim yani Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde görevli, görevinin ismini burada deşifre etmek istemiyorum, eğer isterseniz size söyleyebilirim daha sonra benim mailimin şifresini bile verdim girin bakın burada mail var

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:24

çünkü ben kalp krizi geçirdim o sene 2006’da bakın lütfen bunlarla ilgilenin eğer bu adam gerçekten beni tehdit ediyorsa geleyim şikâyetçi olayım, bu mail ona aitse çocuk araştırdı yok müdürüm şu anda öyle bir problem dedi. İsimlerini verebilirim yani vay Hayrettin seni tehdit etti. Niye karşı gelmedin? Şey müracaat etmedin falan diyorlar. Vereceğim bir saniye bitiriyorum. Şimdi şurayı toparlayayım bitiriyorum. Başkanım görüldüğü üzere Veli Küçük ve grubu beni hırsızlıktan tutun meslek ya adamlar beni meslekten attırdı. Sedat Peker’i ben cezaevine attırdım. Yani olay çok net, çok açık. Sedat Peker’e 98’de, 99’da, 2000’de, 2002’de bir sürü operasyon yaptım. Her birinde de alındı tutuklandı. Bir tanesinde serbest kalmıştır oda Sadettin Tantan’ın emriyle yapılan bir operasyondur yani ısmarlama bir operasyondur, serbest kalmıştır. Şimdi bunlarla beni aynı şeye koyuyorlar, aynı kefeye koyuyorlar, aynı örgüte koyuyorlar. Asla aynı örgütte olmamız mümkün değildir. Ben devlet örgütünün mensubuyum. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin emniyet örgütünün mensubuyum. Atılmış olabilirim. Ama ben emniyet mensubuyum, emniyet örgütü mensubuyum ta ki şu Kürt şeyini yapana kadarda rozetlerini yakamda taşıyordum. Evet, efendim şimdi ben bu şeyi de bitireyim isterseniz daha sonra şey yaparız sağolun efendim.”

Duruşmaya saat 13.30’a kadar ara verildi Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu. Bu arada tutuksuz sanıklardan Merdan Yanardağ, Yüksel Dilsiz ve Adnan Bulut ile baro

gözlemcileri Av. Canan Arın ve Av. Ömer Yasa ve bir kısım sanıklar müdafileri Av. Dilek Helvacı, Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Av. İlkay Sezer, Av. Ali Rıza Dizdar, Av. Mustafa Karslı, Av. Erdem Olgun, Av. Hasan Gürbüz ve Av. Ceylan Türkoğlu’nun da geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Adil Serdar Saçan tekrar huzura alındı. Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.Sanık Adil Serdar Saçan: “Sayın Başkanım öncelikle öğleden önce ki konuşmam

sırasında bir takım isimler vermek suretiyle aslında daha önce alınan operasyonla ilgili çalışma izinleriyle ilgili isimlerden bahsettim. Fakat rahatsızlık duyulmuş, kimseyle her hangi bir problem olsun diye söylemiyorum, kimseye hitamda da bulunmak istemiyorum, doğru neyse yani burda sonuçta ben kendi görüşümü katmadım, Organize Suçlar Şube Müdürlüğü yaptım, Şube müdürü olduğum dönemde alınan proje çalışma izinleri ile ilgili konuşuyorum yoksa özel bir. Birilerini kötülemek, birilerine bir şey yapmak gibi amacım yok sonuçta biz orada adli görev yapıyorduk ve izin almışız şimdi aldığımız izin yazısını okumak ayrı bir şey, sübuta ermemiştir, mahkûm olmamışlardır o ayrı mesele zaten kimseyi peşin peşin suçlamıyorum. O konuya bir düzeltme getirdikten sonra sanıyorum birde problem şuradan kaynaklandı, ben bu bir an önce anlatma derdi içerisinde bu Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ilgili aldığımız çalışma izninin sonucuyla ilgili bölümü atladım. Ek- 19’da biz bu çalışmayı Mart, Mart 2001 yılında başlatmıştık. 16 Mart 2001’de Kasım 2002 tarihine kadar devam etti yani tam 21 ay bu ön çalışma izni cari oldu, geçerli oldu. Bu 21 ayın içerisinde yapılan iş istihbarat şube müdürlüğü tarafından yapılmak zorundaydı, eğer istihbarat şube müdürlüğü bir işi vermişseniz onlara yapmak için araya siz girerseniz o zaman işi öldürme yani onların hangi seviyede olduğunu bilmediğiniz için işi ortadan kaldırma, işi deşifre etme gibi bir suçlamayla, ithamla karşı karşıya kalabilirdiniz. Şimdi ben bunun için bakınız tarihine bir bakabil miyiz şu yazının? Yukarıya çıkabilir miyiz Hüseyin Bey? Evet bakın efendim 29 Ağustos 2002’de DGM Başsavcılığına projeden sorumlu Muzaffer Yalçın’a Sayın Muzaffer Yalçın’a bir yazı yazıyorum, lütfen aşağıya inelim, son bölüme gelelim, bakın efendim burada ne diyorum. Şube Müdürlüğünde istihbarat şube müdürlüğünde bu konuyla ilgili olarak ellerinde her hangi bir bilgi yada belgenin mevcut olmadığı bildirildiğinden, ilgi a sayılı yazımıza istinaden ilgi b sayılı yazı ile başlatılan ön çalışma konusu ile ilgili olarak buraya dikkatinizi çekiyorum, bu güne kadar her hangi bir telefonun iletişimi tespit edilerek dinleme altına alınmamış olup, konuyla ilgili çalışmalarımız devam etmektedir, yani ben

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:25

savcılığa her hangi bir çalışma yapılmadığını söylüyorum zaten. Bir şeyi kapattığım, gizlediğim falan yok. Gelelim, devamına gelin lütfen bir sonra ki eke gelin, bir sonra ki ek-20’ydi herhalde. Evet, 20, ek–20, bu çok önemli Başkanım, 14 Kasım 2002 tarihli yazı, DGM Başsavcılığına bakın buda ek klasör 165’te 1. iddianame ek klasör 165’ten hep bu alıntılar Başkanım yani bana bu suçlamaları getirmeden, 1. iddianame ek klasörlerine baksalardı zaten suçlama gelmesine gerek kalmayacaktı. Bakın devam ediyoruz şimdi, sonuca gelin lütfen son bölümüne, şimdi bir dakika, bir dakika durun burada öyle durun. Şimdi bakın efendim Tuncay Güney’den bakın şimdi burada diyorum ki herhangi bir telefon iletişim tespit edilerek dinleme altına alınmamış olup, konuyla ilgili çalışmalarımız devam ettiği bildirilmişti şu yazımızla, biraz önce okuduğum yazı çalışmalar sonucu her hangi bir suç unsuru durum tespit edilemediğinden, Tuncay Güney’den geçici zapt edilen dokümanların, adı geçene teslimi için ekiplerimizle, ekiplerimizce 13.11.2002 ve 14.11.2002 tarihlerinde Tuncay Güney’in ikametine malzemelerin kendisine teslim için gidilmiş ancak evinde kimseye ulaşılamadığından dokümanlar teslim edilememiştir şimdi bu dokümanlar hangileri Başkanım? Bu dokümanlar 1000, 2001 yılında bizim yaptığımız aramada ele geçen şu işte örgütün temel dokümanlarıdır, bilmem nedir dedikleri dokümanlardır. Bunları proje çalışması kapatılacağı için şahsın kendisine teslim ediyordunuz. 4422 sayılı yasanın ek yasaya uygun olarak çıkartılmış yöneltmeliğe göre eğer proje çalışması kapanırsa, çalışma da elde edilen veriler hazırlığa kaybedilmediği için, hazırlık soruşturmasına dönmediği için, şahsın kendisine teslim ediliyordu. Şimdi Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a teslim etmemiz gereken belgeleri, belgelerin bende biraz sonra anlatacağım, bende bir kısmı bulundu diye ben suçlu ilan ediliyorum, en fazla beni suçlayacakları nokta Tuncay Güney’e niye vermedin kardeşim? Onu da bulamadım vermedim, Tuncay Güney eğer şikâyetçi olursa bir suç oluşur burada, bunu savcılığa yazıyorum ben bakın devam ediyorum, evinde kimseye ulaşılamadığından kimseye temsil edilmemiş dokümanlar, komşusuna da durum izah edilerek tutanak tanzim edilmiş ve Tuncay Güney isimli şahıs ya da vekâlet verdiği bir kimse şube müdürlüğümüze gelerek dokümanları teslim alana kadar dokümanlar müdürlüğümüzde muhafaza altına alınmıştır diyoruz, şu an beni oraya geleceğim biraz sonra beni suçluyorlar ya aldı dokümanları gitti falan hayır o dokümanları zaten Tuncay Güney’e teslim etmem gerekiyor. Etmemişim ne yapmışım, muhafaza altına almışım. Muhafaza altından sonra ne yapmışım? Onu daha sonra anlatacağım. Söz konusu ön çalışmaya son verilmesi hususunda tensiplerinize arz ederim, kime diyorum? DGM Savcısına. Şimdi bakın efendim, bakın imza ben son verilmesi uygundur el yazıyla yazıyor 14.11.2002 DGM Savcısı 20840 Muzaffer Yalçın imza, mühür. Beni nasıl kapatmakla suçlarlar Sayın Başkanım? Hepimiz hukukçuyuz ve siz benim büyüklerimsiniz hukukta, mahkeme senelerdir yargılama yapıyorsunuz değerli Üyeler, nasıl birisi suçlarsınız, suçlarlar savcılık nasıl böyle belge ek klasör 165’teyken Sayın Başkanım bana sen onu kapattın diyebilir? Ve buradan biliyorsunuz yazı yazdırdım, talep ettirdik. Ben bu soruşturmada bir şey geçirdim mi? E bir savsama yaptım diye savcılık benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş mu? Soruşturma açmış mı? Diye o tarihte, açılmadığı ben biliyorum da hani delil olsun diye koydum, ona da cevap gelmedi savcılıktan. E şimdi bu savcı nerede? Bu sayın savcı, yani bu savcıya soru sorulmuyor, bana deniliyor ki sen niye kapattın? Ya niye kapatacağım, işte yazmışım, telefonu dinlemedim demişim, adamın evine gidip dokümanları veriyorum, bulamıyorum demişim, kapatıyorum demişim, oda demiş ki son verilmesi uygundur. İmza, mühür. Adil Serdar Saçan sen kapatın. Ben kapatmadım efendim buyurun, kapatan kişi orada eğer bu kapatmak dediğiniz olay örgüt üyeliği ise örgüt üyesi orada efendim ismi yazılı, ben değilim ama oda değil, yani o savcı beyinde bu konuda bir şeyi yok, onu da, onu da size söyleyeyim, Savcı Beyde bu konuda sıkıntı, suçlu değil. Ya gönderirsiniz istihbarata, istihbarat araştırma yapmış, o kadar telefon dökümü gitmiş, ta 2000 Kasım’dan beri izliyoruz bu grubu eğer bir şey varsa çıkardı söylerdi istihbarat yani bir şey gizlemiş değiliz, bir şeyi saklamış değiliz, evrakları almışız burada gösterdim tutanaklara geçmişiz, tutanakları adliyeye göndermişiz, daha ne olması gerekiyor

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:26

Sayın Başkanım ve 9 sene, 8 sene sonra sen bunları hatırlayacaksın ha suçlusun kapattın niye? Yandaş başının, basının bir takım yazarları yazı yazdı diye böyle insan suçlanır mı Sayın Başkanım? Yani ben 16 aydır tutukluyum Sayın Başkanım. 16 ay, kader deyip geçiyoruz ama yani ağır oluyor biraz, şimdi bunu, bu şekilde söyledikten sonra birde demin biz tanık Serhat İnce diye bir şeyden bahsetmiştim. Bu tanık Serhat İnce vermiş olduğu ifadesinde savcılık bunun tanık olarak ifadesini alıp hemen koymuş demiştim ya Sayın Başkanım. Vermiş olduğu ifadesinde diyor ki; Savcılığa efendim diyor Adil Serdar Saçan bir saniye, Adil Serdar Saçan’la, Sedat Peker arasında diyor, ilişkiyi, Ali İhsan Yıldırım sağlamaktaydı diyor. Bir okur musun? Bir okuya bilir mi efendim burada benim önümde yok, müsaade var mı tanık Serhat İnce’nin ekteki ifadesi buyurun.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi verildi : “2002 yılında Sedat Peker Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile gizliden gizliye bir menfaat birlikteliği içindeydiler. Ama görüntü olarak birbirlerinin düşmanı gibi görünüyorlardı. Eğer incelenecek olursa Sedat Peker’in en çok gayri meşru işlerini rahatça yürütebildiği dönem Adil Serdar Saçan’ın Organize Suçlar Şube Müdürü olduğu dönemdir. Aralarında ki ilişkiyi polis memuru olarak Samsunlu Ali İhsan Yıldırım yürütüyordu. Biz onu ek klasör 140, pdf sayfa 3, doküman sayfa 335.” Sanık Adil Serdar Saçan: “ Şimdi Sayın Başkanım Ali İhsan Yıldırım’ı neden attığım belli. Bakın ben Ali İhsan Yıldırım’ı 2000 yılında attım, bu şeye yazdım burada, gösterdim yansıda 2000 yılında sicilini Sedat Peker’in adamı bozmuş diye atılıyorum, adamın 2002 yılında benimle Sedat Peker arasında Ali İhsan Yıldırım’ı bulunduğu iddia ediyor. Bu sanık, bu tanık hakkında yalan beyanda, yalan tanıklık yapmaktan suç duyurusunda bulunuyorum efendim hem de bu şekilde tanıklık yaparak adaleti yanıltıyor. Belgesi de sabit Ali İhsan Yıldırım sayesinde meslekten atıldım, aleyhime ifade verdi. Sicilini bozduğum belli yani Sayın Savcılık bir istese bir isteseydi şu Ali İhsan Yıldırım’la ilgili bilgiyi sadece iki satır yazacak Sayın Başkanım insanları karalamaktansa iki satır yazı yazacaktır bu kadar. Ali İhsan Yıldırım kimdir diye sorsaydı, bu iş çözülmüş olacaktı. Kaldı ki Sedat Peker hakkında ki tüm operasyonları yapan benim Organize Suçlar Şube Müdürüne bir yazı yazın Sayın yazsa Sayın Mahkemeniz göreceksiniz Sedat Peker’le ilgili en az, en az adamlarıyla ilgili 30 tane operasyon yapmışım, 30 tane Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesinde yine ek-6’da vardı, göreceksiniz savcılıkta ki verdiği ifadede. Tanıklık ifadesinde her gün toplantı yapıyordum, bu adam İstanbul’da ben, biz eğer organize suçlar şubesiysek bu adam İstanbul’da mafyayım diye dolaşmayacak diye talimat veriyorum, her Allah’ın günü, ondan sonra getirip beni bu adamla aynı örgüte dahil ediyorlar. Adam iyidir, kötüdür, kişiyi kötülemek için konuşmuyorum ben görevim icabıdır yapmışım, yaptığım görevin bu şekilde sulandırılmasına karşı çıkıyorum, belgeleriyle karşı çıkıyorum. Bunlarda belgedir efendim yani adam resmen yalan tanıklık yapıyor ve belgeliyoruz işte buyurun. Evet, bu iki şeyden sonra Sayın Başkanım, bu Fethullahçılar daha sonra bizi biraz evvel dedim ki işte beni kötü gördüler, beni hangi gözle gördüler meselesi işkenceci olarak gördüler. Bunu gazetelerinde yazdılar, hala yazıyorlar, Adnan Hoca benim şu anda devam eden bir tane işkence davam var. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde Adnan Hocacılar tarafından aleyhime açılmış olan bir davadır, 5 senedir devam etmektedir, dosyasını da istettim, siz heyetiniz tensip buyurdu geldi, o dosyayı şunun için istetmiştim, o Emre Çalıkoğlu diye birisi gelip bunlardan Adnan Hocacılardan biri şikâyette bulunmuş, müşteki olarak işte bizi gözaltına altığında 99’da komutanım dedi falan bu hukuki değerlendirme bölümünde var. Onun yalan olduğunu beyan etmek için çünkü mahkemede bir sürü ifade var aleyhime, 40 tane hiç birisinde böyle bir ifade yok ama Ergenekon’dan ben gözaltına alındığımda dakika hemen adliyeye geliyorlar. Nöbetçi tanık ve nöbetçi şikâyetçi bunlar, yani Adil Serdar Saçan, Ası geçsin bakın dünkü Vakit, evvel ki günkü Yenişafak hepsinde benim resmimi vererek hala ben 99’da operasyon yapmışım başkanım bunlara 11 sene sonra hala resmimi vererek işkenceci diye ilan veriyor adamlar. Hukuk ayaklar altında ama bize gelince çok işliyor, tertemiz işliyor bize gelince, işlesin de zaten bu hesabı

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:27

vermem gerekiyordu benim yani hakikaten iyi oldu bu hesabı ben vereyim de bir daha da yakamdan düşsünler, hep aynı şeyi çift dikiş, çift dikiş gidiyoruz. Bak şimdi biraz sonra anlatacağım, şimdi Fethullahçılar ben bu izni aldıktan sonra İstihbarat Şube Müdürüne yemin ettiler Adil Serdar Saçan’ı yok edeceğiz diye yemin ettiler, Bu yemine dönemin benim benden sorumlu benim yardımcım olan Kemal Karademir, Ahmet İhtiyaroğlu, Vedat Mercan bir sürü kişi şahittir. 2001 yılının temmuz ayında yemin ettiler, dediler ki; bundan intikamımızı alacağız, nasıl alacaksınız? İşte aldılar buradayız. Aslında intikam alınan kişi 1979’ta 81’de kolej ve akademide Atatürkçülük Faaliyet Kolunu kuran kişidir. İntikam aldıkları kişi odur, benim nezdim de Atatürkçülerden intikam almaktadırlar. Emniyet teşkilatı içerisinde ki iç çekişmeyi, emniyet teşkilatı içerisinde ki cemaat, Atatürkçülük çekişmesini şu anda iktidarda olan siyasi iktidardan da güç almak suretiyle dengeyi aleyhimize bozmuş ve bizi içeriye attırmayı başarmışlardır. Olay aslında tamamı, tamamına budur. Şimdi ben size somut örneklerle anlatacağım. Bakın bu yemin ettikten sonra bunlar başıma neler geldi Sayın Başkanım, bir yazı yazalım buradan denemesi bedava izin aldığım 16 Temmuz 2001’den sonra istihbarat Şube Müdürlüğü, Organize Suçlar Şube Müdürünü ben 13 Mart 2003’te yani Recep Tayyip Erdoğan başbakan olduğu gün görevimden alındım. Başbakan oldu o gün emir verdi beni görevimden aldılar. O güne kadar görevdeydim, 98’den 2003’e kadar Organize Suçlar Müdürüydüm. Oda tesadüf, her şey tesadüf zaten bunlara gelince, şimdi ben 2001 tarihinden 16 Temmuz 2001 tarihine, görevden alındığım 13 mart 2003 tarihine kadar İstihbarat Şube Müdürlüğü bir tek olayda bize yardım etmemiştir. Çok enteresan. Bir tek olayda, yazı yazıp bunu sabitleyebilirim. Zaten yazdım, yazdırdım yazıyı, cevabını vermiyorlar, veremiyorlar. İşlerine geldiğinin cevabını veriyorlar, işlerine geldiğinin veremiyorlar. Verdikleri cevaplara da gerçeğe aykırı cevap veriyorlar görüyorsunuz. O cevabı verenler polis üniforması giymiş, üniformayı çıktığınızda altında Fethullahçı cemaatin üniforması çıkan cübbesi çıkan insanlardır. Karşınızdaki insanlar bunlardır. Sizi yanıltıyorlar. Savcılığı yanıltıyorlar, emniyet içerisinde ki cemaattir ve size ne yazık ki bakın 78’den beri bahsediyorum bunların hepsi şu anda İl Müdürü, hepsi İl Emniyet Müdürü şu anda, bu düzeye gelmiş olan bir örgütten bahsediyorum ve ben 30 sene bu teşkilata hizmet etmiş olan birisiyim emniyet teşkilatına. Size yalan bakın neye dayanarak bir kamu görevlisi bu şekilde biraz evvel örneklerini verdim, biraz sonra çok daha somut örnekler vereceğim. Sayın Başkanım, Sayın Üyeler neye dayanarak bir kamu görevlisi gerçeğe aykırı resmi yazı yazabilir, Allah aşkına bunu söyler misiniz bana? Bir tek şey olabilir; imamdan emir alırsan olur veya başka birinden sadece imamda değil, solcusundur devrimci abin emir vermiştir, ondan emir alarak yaparsın, kanuna, tüzüğe, nizama bağlı bir emniyet müdürü yapabilir mi böyle bir şey? Böyle bir yazı yazabilir mi? Yazdı işte biraz sonra göreceksiniz neler yazdığını, biraz sonra anlatacağım, çok az kaldı. Şimdi bunların gele, geleneksel şeyi geleneksel metodu, önce 2001 yılından itibaren e-posta göndermektir Sayın Başkanım, internette kimliği belirsiz e-postalar dolaşır. İnsanları karalarlar. E bu bunun, buyuydu da, bu bunun buyuydu da devamlı böyle dedikodu yayarlar. Nitekim benim bürom arandığı sırada da bulunan, bulunduğu iddia edilen bir şey var, belge var. Efendim orada bunların 2001 yılında şeye yaydıkları internete düşürdükleri Adil Serdar Saçan şuncudur, buncudur. Söyle hırsızdır, böyle kötüdür, işte İsmail Çalışkan’la eski emniyet müdürüdür. Şu anda emniyet genel müdür yardımcısı, Mustafa Gürcü’yle, Mustafa Gürcü’nün adamıdır falan diye bir belge var. Ondan da beni suçlamış savcılık kişisel verileri hukuku aykırı kayıt etmek ya adamlar benimle ilgili 2001’de internete e-posta atmışlar, benle ilgili kişisel verileri hukuka kaydetmek diye yazı yazıyor, böyle bir şey olabilir mi? Benimle ilgili kişisel verileri hukuka kaydetmek diye yazı yazıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu sende niye bulduk? E başkasında bulacak halin yok ya, Adil Serdar Saçan’la ilgili e-posta zaten. Orada öyle yazmışlar, ona geleceğim, böyle 2001’den itibaren böyle dolaşmaya başladı, e-postalar falan dolaşmaya başladı. Mesela 57, 57 numaralı eke gelirsek mesela bir hakkımda bir ihbar bakın. Aynı şeyler telefon ihbarı, e-posta ihbarı aynı yöntem devam ediyor şu anda, Ergenekon davasında

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:28

temelinde bu var, isimsiz, imzasız ihbar mektubu, isimsiz mail, isimsiz telefon, nereden geldiği belli olmayan telefon koy gitsin suikast olsun. Şimdi 7 Eylül 2001 tarihli bakın, aşağıya doğru iner misiniz? İstanbul’u bir Dakka organize suçlarla şube müdürüne getirilmeden önce istihbarat dairesinde çalıştığınız ve Fethullahçı düşünce yapınız nedeniyle İstihbarat dairesinden atıldığınız, ben Fethullahçıyım yani ihbarı yapan kendileri, şimdi kimin eli kimin cebinde belli değil. Niye değil? Böyle bulandırıyorlar, böyle bulandırıyorlar, böyle kuruntu kafaya sahip bu adamlar. Karşınızdakiler böyle bir örgüt yani, Organize çetelerle yapılan mücadeleyi kamu oyuna kendiniz yapmış gibi empoze edip çıkar sağlamaya çalıştınız, haydi buyur, bu yöntemlerle kendinizi emniyet müdüründen, validen, bakandan, savcılardan üstün gördüğünüz, Allah, Allah doktora yapmış hukuk fakültesi mezununa suçlamaya bakar mısınız? Birde altında adam yazıyor 2. sınıf emniyet müdürü Nizamettin Bayındır, devam ediyor. Kendinizi hiçbir gücün görevden alamayacağını, küçüklerle uğraşmadığınızı, büyüklerle uğraştığınızı, DGM Başsavcısını da kendinizin sayesinde Şişli Cumhuriyet Savcısını devre bırakarak seçtirdiğinizi, ben DGM Başsavcısını seçtirmişim. Nasıl seçildiğini Allah’tan biliyorsunuz yani. Ben organize suçlar müdürüyüm. Size vefa borcu olduğunu, DGM Başsavcısı bana vefa borcu varmış, 2001’de, teşkilat içerisinde de gücünüzü artırmak ve başkalarının üzerine baskı kurmak için özellikle rütbelileri hedef alan ihbar yaptığınız iddia edilmektedir. Şimdi bu gelen ihbar mektubu Başkanım, araştırma yapılıyor, sonuçta bir şey yok, yani araştırmayı yapan kişi muhakkik sonuçta bir ceza yok ama ama ortalığı bulandırıyorlar. Sadece bir örnek bunun gibi yüz tane soruşturma var bakın benim sicil dosyama göreceksiniz. 16 Temmuz 2001 Fethullahçılarla ilgili izni aldıktan sonra başlıyor bunlar. Şimdi bundan sonra daha enteresan şey kamuoyunda örümcek ağı olarak bilinen operasyona monte ediliyorum. Hatırlarsınız 2001 yılının Ekim, Kasım ayında Erol Kohen ve grubuna yönelik bir operasyon yapıyor, kaçakçılık daire başkanlığı ve istihbarat daire başkanlığının teknik şubesi, yazdığım yazıyı hatırlayınız ve beni Erol Kohen’le ilgili örümcek ağı operasyonuna monte ediyorlar. Sayın Başkanım bu konuyla ilgili olarak Ankara’ya mevcutlu olarak çağırıldım, DGM Başsavcılığına, DGM Başsavcılığı takipsizlik verdi. Hazine itiraz etti. İstanbul 2 nolu DGM’ye geldi. İner misiniz aşağıya doğru. İstanbul 2 nolu DGM, itirazı reddetti, ek-59’u açar mısınız? Yani takipsizlik kararı kesinleşti. Buyurun yani örnek olarak koydum, elinize gelecek. Ondan sonra, ondan sonra müfettişler geldi, 6 ay kıdem tenzili cezası verdiler bana, idare mahkemesine gittim, idare mahkemesi iptal etti. Yani davayı kazandım. Ondan sonra AKP iktidara geldi, 2002 Kasım oldu, soruşturma tekrar açıldı, tekrar aynı konuda müfettişlere ifade verdim. Ceza tayinine gerek yok çıktı ama müfettişler dedi ki burada rüşvet vardır haydi bir dava açıldı bu sefer şeyden görevi işte, görev için menfaat temininden falan neyse, ek-60.a gelir misiniz? Ek- 60’da Fatih’te beraat ettim, bakın, bakın. Fatih 2. Asliye ceza mahkemesi beraat ettim. Sayın Başkanım, Sayın Üyeler. Bir insana zulüm edilir de bu kadar edilmez. Şimdi bu adamla Erol Koyen’len trafik kazası geçirdim 25 Haziran 2008 ben o tarihte de bu benim arkadaşımdır dedim başkanım, şimdi de diyorum yani Ankara’ya savcılığa gittiğimde Erol Kohen benim arkadaşımdır dedim, adam hala yargılanıyor yani, naylon faturadan gözaltına alınmış bir adam, naylon fatura kesmeyen akrabamız var mı acaba? Kimsenin akrabası var mı? Veya vergi kaçırmayan? Adamı savunmuyorum da yani eğer adam suçluysa, suçludur ayrı bir şey ama çeteciliği falan naylon fatura hikayesi her neyse yani onu savunacak değilim ama ben adamı tanıdığımı söyledim şimdi burada iddianamede telefon görüşmeleri bölümünde Erol Kohen’le görüşme koymuşlar iki tane ne hukuki değerlendirmede bir şey var, ne tek kelime laf var, şimdi bunu savcı beyler koymadığına göre kim koydu onu oraya? Erol Kohen’le beni suçlayanlar koydu 2001 yılında örümcek ağına beni monte edenler, bu hırsızdır bak işte Fethullahçıların bana bakış açısı, bu hırsızdır bak dediler, iddianameye koydular bakın iddianamenin metninde telefon görüşmesi Erol Kohen’le 2 konuşmam var, 2’sinde de Erol 1 laptop bilgisayar lazım, veya araba lazım, 8 kaburgam kırık, elim ameliyatlı, bir araba gönderebilir misin? Göndereyim. Savcı bey soruyor; Niye gönderiyor? Allah Allah. Adam örgüt

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:29

üyesi değil, şu değil, bu değil. Şimdi 2008’de ki örümcek ağından bir türlü beni mahkum ettiremediler ya çünkü yok bir şey. Bu seferde bak Erol Kohen’le konuştu, yani telefon görüşmeleri nasıl önünüze getiriliyor onu anlatmaya çalışıyorum. Tak diye bağlantıyı kurup oraya getiriyorlar e bakıyorsunuz, örgüt üyesi mi yok, örgütle ne alakası var? Yok. Adil Serdar Saçan bu vur beline gitsin, Samanyolu, akis, Aksi Seda neyse Vakit bilmem ne Vakit yazmıyor Allah var bu Samanyolu işte Yenişafak hırsız müdür zaten örümcek ağından da atılmıştım Başkanım yüz tane haber yaptılar ya. Çoluk çocuk sahibiyiz, ben örümcek ağından atılmadım, işte beraat kararım, bakın efendim bakın ne diyor bakın. Yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle ayrı, ayrı beraatlarına ya Başkanım inanın bana hicap duyuyorum ya yani şu dururken gazetede adam diyor ki; Mahkum olmuştur hırsızlıktan, neyin mahkumu olmuşum ya. Çok özür diliyorum yani insan hakikaten bir insanın üzerine gelinirde daha bu başlangıcı, bu kadar gelinir, şimdi devam ediyoruz, buda iddianamede var, bunların kafasında Başkanım 4 tane şey var, bu Fethullahçıların kafasında 4 tane olay var. Birisi bu örümcek ağıdır hemen iddianameye bir şekilde monte etmişler, Erol Kohen’le konuşması demiş monte etmiş, birisi Duyusan’ın basılması şimdi anlatacağım, ikincisi, üçüncüsü Tuncay Özkan’a belge verme, bilgi, belge verme, dördüncüsü işkence yapma. Bunlardan adamlar bana kafayı takmış durumdalar. Bu dördünden ben defalarca yargılandım, defalarca işte bakın Kohen davasından bakın kaç tane karar koydum önünüze, adam hala iddianameye koyuyor ya, yani tabi ben Savcılık için konuşmuyorum, polis koyuyor onu polis savcı nereden bilecek savcı bey, nereden bilecek benim örümcek ağından beraat ettiğimi, örümcek ağına bulaştığımı, bilemez, polis koyuyor. Hangi polis? F tipi polis. Üzülerek söylüyorum yani o kadar sene o teşkilatın içerisinde kaldım, üzülerek söylüyorum, onun için yanınıza gelen polislerin bence üniformasının altını bir kontrol edin. Şimdi Şevki Duy’a ait Duyusan limitet şirketinde 12.12 ve 13.12’de yapılan aramalar. Ben bu olaydan dolayı meslekten çıkartıldım. Sayın Başkanım ben 2003’ten sonra buradan görevden alındım, Başbakan, Başbakan olduğu gün bugün ki Başbakan. Beni foto film şube müdürü yaptılar yani organize, 5 sene organize suçlar şube müdürlüğü yapmış adamı foto film şube müdürü yaptılar, hiçbir soruşturma falan yok. Ondan sonra beni Niğde’ye sürdüler. Niğde polis okuluna, gittik. Niğde polis okuluna gittim peşimden de 1. meslekten çıkarma kararım geldi. Altı defa meslekte çıkartılar beni, 6 defa üst üste. Gerekçe 1. çıkarma kararı; işkence, şube müdürü işkence yapmış, gitti 7. Ağır Ceza Mahkemesinde tanığım ama beni meslekten attılar. Mahkemeye gittik idare mahkemesine kazandık. 2. ve 3. çıkarmalarım Tuncay Özkan’a belge verme iddiası, bilgi verme iddiası 2 defa meslekten çıkartıldım onu yüzden anlatacağım biraz sonra örneklerini. Yine gittik şeye Danıştay’a, şeye idare mahkemesine, yine kazandık etti mi üç? Yani ben 2 defa bu Tuncay Özkan yüzünden ona belge vermek yüzünden meslekten çıkartıldım. Kim çıkarttı? Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı. Şimdi burada yine yazıyor Tuncay Özkan’a belge verdin. Devam ediyoruz bide yargılandım onunla onu anlatacağım Fatih’te Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandım ve beraat ettim Tuncay Özkan’a, aynı belgeleri gene çıkmış, yine yazmışlar Adil Serdar Saçan’dan aldı. E insaf yani, bir diğer konu bu Şevki Duyu’nun orada arama yapılıyor şimdi anlatacağım onu orda bir takım malzemeler ele geçti. Sen belgeleri, dosyaları kurumun dışına çıkartın diye bir daha attılar beni, etti mi 4 efendim. Bir daha işkenceden attılar, ondan da döndüm, bundan da döndüm, bundan da döndüm e birde işte Sedat Peker ve grubunun biraz evvel bahsettiğim aleyhime yani benim müfettişler cezalandırmayın dediği halde attılar beni ondan da geri döndüm. Tam mesleğe başlayacaktım, sürede geçmişti 15–20 gün tutuklandım bu sefer. Bu mücadeleyi ne kadar zamanda verdim? 2003–2008 arasında. Silahım, kimliğim alındı. Korumasız bırakıldım, koruma yani anlatacağım onu koruma vermediler adamlar bana. Emniyet Müdürlüğü yazıyor, bunu öldürecekler diye, koruma vermiyorlar. Danıştay’a gidiyorum, Danıştay haklıdır buna koruma verin diyor, yine vermediler, yine vermediler hala korumam yok. Şimdi Şevki Duyu denilen bir arkadaşım var benim. Bu, bunu özellikle anlatacağım önemli çünkü iddianamede bir kere bu

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:30

konuda yargılanmışsa bir daha yargılanmasına engel değildir falan diye yeni hukuk kuralları türemiş, şimdi bu arkadaşım buraya ben yazdım, detaylı anlatmayacağım. Olay şu, bakın Başkanım lütfen Sayın Heyet lütfen buraya dikkat edin lütfen bakın son dönemde ki olaylarla çok bağlantılı bir şey. 2004 senesinde şey 2003 senesinde biliyorsunuz El Kaide bombalama yaptı seri bir şekilde 2 defa İstanbul’da. Bir telefon ihbarı geliyor terörle mücadele şubesine. El Kaide terör örgütünün bombaları Duysan limitet şirketinde saklıdır. Terörle mücadelenin o gece ki ekibi bunu ciddiye alıyor, geliyor iş yerini basıyor. Bakıyor ki bir şey yok, bir torna fabrikası burası Gaziosmanpaşa’da gidiyor, giderken de iş yeri sahibi Şevki Duy benim arkadaşım bu diyor ki abı valla bir garip bir durum var herhalde müdürümün burada eşyaları var, benim orada gerçekten eşyalarım var, bunun için geldiler diyor, gidiyor. Ertesi sabah bu 12 Aralık 2003’te oluyor Sayın Başkanım. 13 Aralık 2003’te DGM’den alınmış olan mahkeme kararıyla aynı yer 30 kişi tarafından tekrar basılıyor. Bir kamyonet malzeme bulunuyor, malzeme dediğim organize suçlar şubesine ait evrak bulunuyor, bir kamyonet. Ben bununla ilgili meslekten atıldım. İdari davayı kaydettim, nasıl Danıştay onayladı karar düzeltme aşamasına kadar geldi. Birinci aramayı bir türlü ispat edemiyoruz. Adamlar 1. gün geldi arama yaptılar. 1 tane arama kararı var, bir türlü ispat edemiyoruz. En sonunda o gelen memurları polis olduğum için buldum, şikayet ettirdim, adamlar gittiler Gaziosmanpaşa Savcılığına usulsüz arama yapmaktan kurtarmak için kendilerini ek-66’ya gelir misiniz? Şu belgeyi ibraz ettiler Sayın Başkanım bakın. Ek-66’yı açar mısınız? Bakın inin aşağıya bakın Başkanım ne diyor? 12.12 günü geldik, yukarı çıkın, geldik bakın, 13.35 sıralarında 155 Polis imdatı arayan Duyusan limitet şirketinde işte dokümanlar ve patlayıcı maddeler bulunduğu üzerine geldik diyor, görüştük Şevki Duy’la, işyeri sahibiyle görüşmüşler, burası derin El Kaide’nin bomba imalathanesi denilen yer. İşyeri sahibiyle görüştük, Gürcan isimli şahısta yok, bu ihbar asılsızdır denildiği inin aşağıya, inin aşağıya. Her hangi bir işlem yapılmaya gerek duyulmadı deniliyor ve gidiliyor. Şimdi ben bu belgeyi bulup koyunca karar düzeltmeyi kazandım. Ama 5 sene emniyet bunu sakladı, 5 sene bize bu belgeyi vermediler. Niye? Biraz evvel ki sebepten ötürü, Şimdi bu bu konuyla ilgili olarak iddianameye yazmışlar efendim orda çıkan belgelerin bir bölümü Ergenekon’a ait yalan, yalan orda çıkan belgelerden Ergenekon’a ait dedikleri Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait görüntü kasetlerinin suretidir dedikleri. Zaten orada ben yargılanıyorum hala Başkanım. İstanbul, Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandım bu konuyla ilgili, hazırlık tahkikatının gizliliğini bozmaktan, görevini kötüye kullanmaktan mahkum etti beni yargıç. Yargıtay’a gittim usulden bozdu geldi bir daha mahkum etti bir daha gittim şu anda Yargıtay’da sadece çıkan bakın bu konuyla ilgili çıkan Ergenekon’la ilgili dokümanlar çıkmıştır diye yalan yazıyorlar Başkanım yalan, şimdi soruşturma dosyasını isteyin inceleyin, incelememişler, istememişler. Şimdi ben bunu ispat edeceğim burada şimdi bakın, bakın. Terörle mücadele şube müdürü de şey bulunuyor çok uzatmak istemiyorum bu konuyu. Evet, ek-72’yi açar mıyız? Açabilir miyiz? Ek–72, bakın Sayın Üyeler 22.12.2003 tarihinde tutulmuş olan aşağıya iner misiniz? İnin, inin, inin, inin, inin en, en sona gelin lütfen. Bir dakika, biraz yukarıya çıkın DGM Savcısı İsa Dalgıç, Zabıt Katibi Yolcu Aka, Bilirkişi Ömer Sarıaslan olduğu kişiler tarafından tutulmuş Duyusan’da yapılan aramada ele geçen tutanak. Yüzlerce doküman var, yukarı çıkar mısınız? Sadece ve sadece Tuncay Güney bakın, aşağıya inin lütfen biraz, aşağıya inin, aşağıya inin, durun. Tuncay Güney’e ait kaset, Tuncay Güney’e ait kaset şube müdürü yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu ve eski organize suçlar şube müdürü Kemal Karedemir’in Tuncay Güney isimli şahısla yapmış oldukları mülakata için kasetler bulunmuştur deniliyor, bunun dışında bu tahkikatla ilgili bir tek evrak yok Sayın Başkanım bir tek evrak yok, bunu da zaten, bunları da zaten orda olup olmadığı meselesi hala yargıda şu anda şimdi eğer savcılık ciddiyse, samimiyse bu konuda ben sizden talep ediyorum o dosyayı birleştirin burayla, birleştirin de orada nasıl mahkum olduğumu görün bir yargıç olarak. Bakın çok enteresan yani çünkü bunu hukuki değerlendirmeye koymuş, orda yok buradan okuyorum tanık Cahit Ünal; birde bunlarla ilgili yani soruşturma açın diyor ki iddianamenin

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:31

hukuki değerlendirmelerinde Adil Serdar Saçan bunların hepsini aldın, götürdün, götürmedim, götürmedim. Tuncay Güney’e ait kaset çözümleri şubenin arşivinde, kaset orda olmuş olmamış ne fark ediyor Başkanım, çözüm var çözüm arşivde duruyor, ek klasör 165’te size gösterdim burada tanık Cahit Ünal anlatıyor bunu mahkemenize ibraz ediyorum bu iki, Fatih’te yargılandığım asliye ceza mahkemesinden bunu verelim biz tanık Cahit bu çocuk bu yaz öldü. Eğer Savcılık çağırsaydı bu bizim arşivin, arşiv memuru. O belgelerin evraklarını oraya nasıl gittiğini yazıyor çocuk kendisi götürmüş, bende sonra ki şube müdürünün al bunları buradan götür demesiyle götür dediğini anlatıyor çocuk mahkeme huzurunda, hakim huzurunda şimdi Başkanım bir insana bir yani bir şey söylerken önce araştıracaksınız, ben bu iddianameyi eleştirirken söylemiştim. Hiçbir sağlama yok, hiçbir araştırma yok, iki satır yazı yok efendim diyor Duyusan’da yargılanmış olması burada da yargılanmasına engel değil. Ya Başkanım mahkum olmuşum mahkum beraat etmedim ki, mahkum oldum, daha ne ya, bir daha mahkum edin, bir daha edin, bir daha edin yani ne diyebilirim? Tabi gazetelerde yazılan yazılarda cabası. Adil Serdar Saçan’ın arşivi çıktı. Hepsi burada Sayın Başkanım bakın ben eke koydum, inceleme fırsatınız olursa fazla uzatmak istemiyorum, ekte var ve iki tane arama yapıldığına da şey yaptık, karar düzeltmeyle Danıştay’dan döndüm, işte en son dava buydu, ondan sonra da beni tutukladılar, sonra da yerel mahkeme direndi şimdi Danıştay Genel Kurulunda idari daireler genel kurulunda. Efendim bunlar Fethullahçılarla ilgili, Fethullahçıların bana bakış açısıyla ilgili meseleler şimdi burada bir şey daha söyleyeyim, gözaltında yapılanlarla ilgili oda önemli bir şey ben meslek hayatım boyunca gözaltına aldığım hiç kimseye iltimas geçmedim. Kanunlar ne diyorsa onu yaptım, zaten o yüzden de çok eleştirildim. Yani ben Halit Çıngıllıoğlu’nu da gözaltına aldım pardon Sema Cılgıllıoğlu’nu da gözaltına aldım, nezarete attım, İbrahim Tatlıses’i de gözaltına aldım, onu atamadım bir tek, bir tek onu atamadım çünkü kapalı yer fobisi var efendim herkesi nezakete attım beni de nezarete attılar tebrik ediyorum helal olsun iyi yaptılar ama ama Emniyet örgütüne 25 sene hizmet etmiş bir emniyet müdürünü nezarete atan terörle mücadele görevlileri, bu davanın yöneticisi sıfatında ki hiç kimseyi nezarethaneye atmadılar Sayın Başkanım ayıptır. Beni niye attınız demiyorum. Bu gördün mü Adil Serdar Saçan 2001 yemini buydu al sana nezaret dediler bana. Gördük, ben bunu yaşadım, 2006’da kalp krizi geçirdim, yüksek tansiyon ve panik atak hastasıyım, bildikleri halde götürdüler beni oraya 4 gün attılar. Başkanım 4 gün boyunca kamera görüntülerini istetin. Bir defa su bile istemedim, kendileri getirdiyse su içtim, ramazan diye, ramazan diye biz böyle yapmıyorduk Allah var işkenceciyiz biz böyle yapmıyorduk ama bir parça ekmek sabahleyin şu kadar peynir, 4 gün beni o şekilde yatırdılar, tebrik ediyorum, iyi yaptılar. Ama yapmadıklarına niye yapmadıklarını da savcılık makamına sormanızı istiyorum. Gazetelerde de okuduk burada nezarette yatmayan arkadaşlarda var. Ben niye yattım? Bu intikam operasyonudur. Buna mahkemenizin ve savcılığı ne yazık ki çok üzülerek söylüyorum yanıltarak alet etmeye çalışıyorlar, bu oyunu bozun Sayın Heyet, bu oyunu bozun Sayın Başkan. Aksiyon dergisiyle ile ilgili duruşmada size söyledim bakın ben bizim iddianame daha yayınlanmadan önce 12.01.2009’da buraya belgeleri ile verdim Başkanım suç duyurusunda bulunun dediniz muhtariyetine bulundum ama Hâkimler, Savcılar yüksek kurulu ne yazık ki müfettiş bile göndermedi şeye değer bulmadı herhalde biz söyleyince değerli olmuyor biliyorsunuz. Hâlbuki iddianemenin aynısı Sayın Başkanım ek-74’ü açar mısınız? İddianamede ki aynı mesele ne yazık ki daha iddianame yayınlanmadan Mart ayında bakın burada Mart ayında daha iddianame yayınlanıyor. Bu Ocak ayında birebir puntolarıyla aynı yayınlandı şimdi iddianameyi aksiyon mu yazıyor? Aksiyonun yazarları mı iddianameyi yazdılar polise verdiler? Savcılığı suçlamıyorum, benim savcılıkla işim yok. ben kimin yaptığını biliyorum bu işi yoksa, yoksa birileri yazıp aksiyona mı verdi? Savcılığın disketi bakın Başkanım Savcılığın disketini vermişler disket, disket veya CD kayıtlı CD’yi vermişler. Bunlar verince suç değil Adil Serdar Saçan verince suç oluyor. 2 defa meslekten atıyorlar beni Tuncay Özkan benden almış, evet ve savcılıkta ki Fethullahçılarla

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:32

ilgili sorular onu bir girişte anlattım 55. sayfada ki sorular, bunların bana bakış açısını net olarak göstermektedir. Efendim eklerde eski DGM Başsavcımız Erdal Gökçe’nin benimle ilgili yazdığı bir resmi yazıdan efendime söyleyeyim İstanbul Valisi Sayın Erol Çakır’ın benimle ilgili yazdığı resmi yazılardan bahsediliyor. Dilerseniz anlatırım ama çok fazla uzatmak istemiyorum, eklerde var benim onlarla ilgili yapmış olduğum mesela Sayın Erdal Gökçe’nin suç duyurusuyla ilgili yargılandım ve beraat ettim ben ama Aksiyona bakarsanız, Samanyolu’na bakarsanız, ben hala suçluyum, ben hala işte kötü adamım şu iddiaya bakar mısınız? Savcı yazmış, sadece bir şey, sadece bir şey söyleyeceğim o kadar; Adil Serdar Saçan, suçluları makamına alıp, makam masasının üstüne çıkıp oynuyor. Ya DGM Başsavcısına eğer öyle bir şey yapmışsam senin emrindeyim, yap işlemi al içeri beni. DGM Başsavcısının görevi şikâyette bulunmak mıdır? Kime bulunmuş biliyor musunuz? İçişleri Bakanlığına, Sayın Başkanım, Sayın Üyeler bunca yıllık hâkimsiniz Allah aşkını bir Başsavcı bir polis müdürünü İçişleri Bakanlığına şikayet eder mi ya? Hiç böyle bir şey duydunuz mu? Böyle bir usul var mı? Vali duruyor orada, Emniyet müdürü duruyor, İçişleri Bakanı neyse Erdal Beyi tanırım, severim daha sonra da bir problemimiz olmamıştır, ben görevde zaten o 2000’de yazmıştır, uzun süre kalmışımdır o nedenle konuyu fazla uzatmak istemiyorum eğer sorulursa ona da cevap veririm. Ama ama çarpıcı olması açısından neyse onu da geçiyorum yani Valiyle ilgilide suç duyurusunda bulundum Sayın Erol Çakır’la ilgili fakat Yargıtay Başsavcılığı validir ben izin vermiyorum dedi yargılanamadı adam yapacak bir şeyim yom yani ne yapabilirim? Benim aleyhime bir takım yazılar yazıyor, il dışına alın diyor ama ondan sonra da enteresan olsun bakın Sayın Vali bir yazı yazıyor, eklerde var bu, Adil Serdar Saçan söyle kötüdür, delidir, delidir diyor, psikolojik sorunları vardır diyor, ben organize müdürüyüm almıyor beni görevden, 2001 yılında yazıyor bu yazıyı. 2002 yılı sicilimi de peki veriyor, bakın şimdi onu da size burada şey yapayım, göstereyim efendim bir saniye ek-81’i açar mısınız? Sayın vali 2001’de suç duyurusunda bulunuyor bu hani çok özetlediği için geçeceğim burayı ek-81’de 2002 yılında aynı vali sicil veriyor bana açınız beni görevden almıyor 81, ek–81 evet. İndirir misiniz aşağıya doğru, birde çevirirseniz, evet yıl 2002 notu çok iyi görüyorsunuz dimi Sayın Başkan. Yani 2001 bunu atın Organizeden dolaştırmayın diyen vali 2002’de sicilimi çok iyi veriyor görevden de almıyor şimdi Adnan Hocacılarla ilgili yaptığımız operasyon neticesinde Adnan Hocacıların bizimle ilgili çok sayıda başvurusu var, bu davaya da geldi, o konuyu da uzatmak istemiyorum. Ancak Adnan hocacılar suç örgütü mensupları ile ilgili daha sonra eğer sorular aşamasında soru sorarsanız telefonlarımın dinlenmesi ile ilgili çünkü bir takım konuşmalar var benim telefonum dinleniyor falan diyorum kimin dinledikleri konusunda burda ispat ederim yani en azından kimlerin dinlediğinden şüphe ettiğim bu konunun içerisinde Adnan Hocacılar vardır, eğer sorarsanız merak edip sorarsanız ben size daha sonra izah ederim orayı da geçiyorum. Şimdi ben 2003 yılından sonra atıldığımı söyledim. 6 defa sadece atılmakla kalmadım bir veda konuşması yaptım, yapmış olduğum veda konuşmasını da eke koydum, burada okumak istemiyorum ama veda konuşmasının bir bölümü şöyleydi. Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu güne kadar ülkemiz ciddi terör sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunların üstesinden güvenlik güçlerimiz ve ordumuz layıkıyla gelmiştir esas amacı Cumhuriyet rejimini yıkmak olan her türlü terör hareketi gereken dersi bu ülkenin evlatlarından almıştır. İşte bu yolla rejimi değiştiremeyeceğini anlayan bazı irticai gruplar çıkar amaçlı suç örgütleri ve çeteler kurarak halkımızı dini motiflerle kandırarak, ele geçirdikleri yerel yönetimleri sömürmüş, bu alanda elde ettikleri maddi güçle ülke rejimini değiştirmeye gayret ve faaliyetleri içine girmişlerdir. Bu çete sanıkları şimdi rejimi yıkmak için planlı soygunlarına devam etmek istemektedirler diye devam eden bir konuşma bu konuşmadan dolayı da amir ve üstlerini eleştirmekten, dikkat edin amir ve üstlerini eleştirmekten 24 ay uzun süreli durdurma aldım, onu da dava ettim, o davayı da kazandım. İstanbul dışına tayinim konusunu da dava ettim, o davayı da kazandım. Burası enteresan korumayla ilgili mesele ek-90’ı açar mısınız lütfen? Bakın ek-90’da İstanbul idare, 2. idare mahkemesi siz açın sadece ben şey okuyorum ne diyor Sayın

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:33

Başkanım; devlete hizmet etmiş olan görevlilerin, kendi hallerine terk edilmeyip korunmasının devlete düşen bir görev olması karşısında idarenin işleminin bozulmasına diyor. Bana gene koruma vermediler. Peki, bu kadar meslekten çıkarma, bu kadar şey ben ne yaptım avukatlığımı aldım, onu da zar zor aldım çünkü hakkımda işkenceden dava var dediler, bilmem ne gitti, geldi falan, zar zor aldım. Daha doğrusu meslekten çıkartıldığımı öne sürerek avukat olamayacağımı söylediler. Onu avukatlığımı aldım ama ama herkesin söylediğinin ve bildiğinin aksine ben ceza avukatlığı yapabilirdim çok iyi fakat içeriye attığım adamları savunur pozisyona düşmemek için fiilen avukatlıkta yapmadım. Sadece üniversiteye gidip üniversitede de hocalık yaptım, ders verdim. Bunlara karşı bende çok ciddi bir mücadele verdim, onu göğsümü gere gere söyleyebilirim, onlardan da birkaç örnek verip ondan sonra sabrınıza teşekkür edip bu bölümü bitireceğim. Şimdi bakın 22 Eylül 2003 tarihinde daha doğrusu ben Sayın Başkanım ben Emniyet örgütünde hiç ikinci olmadım. Polis akademisi birincisiyim, terfi imtihanlarının hepsinin birincisiyim. Atılana kadar da birinciydim, atılmak ve cezaevine girmek konusunda da birinci oldum yani bir emniyet müdürü olup da terör örgütü üyesi olmaktan yatan adam yok şu ana kadar. Ben benden sonra da İbrahim Şahin’i aldılar. İbrahim Şahin’de kolej mezunudur, onu da burada tanıdık sağ olsun, kolej mezunu bir ağabeyimizdir, şimdi abı deyince örgüt ilişkisi kuruluyor diyor Ayhan’a öyle söylüyor Ayhan’ın bir sıkıntısı var Sayın Başkanım Ayhan burada sanıklardan Sayın Başkanım bizim polis kolejinde bir sene önceye abı deriz biz, adam terörist olabilir, adam hırsız olabilir, yolsuz olabilir, iyi adam olabilir fark etmez ağabeyimizdir, abı bize de abı derler onunu için bu örgüt ilişkisi değildir bunu izah edeyim de efendim. Bu bir saygı meselesidir, Şimdi Ben terfi imtihanında 1. oldum. 2003 yılının Nisan ayında gittim kursa kursta da birinci oldum. Sınava girdik sınavda da birinci oldum. Türkiye birincisiyim yani. Daha doğrusu şöyle oldu efendim bu biraz şey olsun diye anlatayım. Şimdi bilgisayar bu Fethullahçıların bilgisayarlarının da bana karşı alerjisi var. Şimdi şöyle bir şey. Emniyet genel müdürlüğünde imtihana giriyoruz yüz tane soru soruluyor. Ben kamu yönetimi doktoruyum yüz sorunun seksen tanesine yakını kamu yönetiminden geliyor. Sonuçlar bir açıklandı ben 19 puan almışım. Allah Allah. İkinci 79 puanla Ankara’dan bir arkadaş geçenlerde tutuklandı ya Sakarya müdürüydü çeteden içeride. Çeteden uyuşturucudan içeriye giden polis müdürleri için birileri çıkıp dikkatinizi çekiyor mu, biz buna kefiliz diyor bana hiç kimse kefil olmuyor olmasınlar da. Neyse girdim sınava sayın şey bir baktım olmaz itiraz ettim dedim ki yav ben kamu yönetimi doktoruyum yani 19 almam mümkün değil. Birkaç kişi daha itiraz edince mecbur incelediler bilgisayar benim ismimde hata yapmış meğerse ben 91 almışım. Birinci oldum. Ama ikincinin puanı 79 ve aynı adam. Neyse terfi ettirmediler beni. Niye işkence soruşturması var hakkında işte kazandığım davalardan biri. Oldu etmedik terfi edemedik. Onu da dava ettim onu da kazandım. Ancak beni terfi ettirmeyen idare başbakanlık tahkim kurulunun 19 tane irticacı müdürle ilgili bir sene önce vermiş olduğu terfi ettirmeme kararını bozdu onları terfi ettirdi. Ben bunun üzerine ek 91’e gelir misiniz? Suç duyurusunda bulundum. Ankara cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundum. Bakın efendim şimdi sanıklar Abdülkadir Aksu içişleri bakanı, ben daha atılmamışım ha sayın başkanım. Emniyet genel müdürlüğü yüksek değerlendirme kurulu üyeleri Emin Aslan ve Kamil Tecillioğlu hariç niye çünkü bunlar şerh koymuşlar. Gökhan Aydıner emniyet müdürü, içişleri bakanlığı yüksek disiplin kurulu başkan ve üyeleri. Suç, dur TCK 228, 240. maddelerine aykırılıkta bulunmak. Emniyet kadroları içerisinde irticai örgütlenme yapmak. Görevi suiistimal etmek, irticai kadroları sağlamak ve irticai tandanslı olmayan müdürleri terfi ettirmemek, memuriyet nüfusunu suiistimal etmek anayasanın 24/5 yani laiklikle ilgili fıkrasına açıkça aykırı faaliyetlerde bulunmak. Abdülkadir Aksu bakan diye çok enteresan Abdülkadir Aksu bakan diye o dosyasını tefrik ettiler diğer görevlilerle ilgili olarak yani Gökhan Aydıner ve diğer görevlilerle ilgili olarak da 4483 sayılı yasa kapsamında soruşturma izni vermesi için Abdülkadir Aksu’ya evrakı gönderdiler. Hadi buyurun şimdi. Abdülkadir Aksu da burda somut bir şey yok canım dedi. Evraka izin vermedi. Tam bir komedi. Ve yargılanamadı adamlar. 17 Eylül 2003 tarihinde

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:34

cumhurbaşkanına bir dilekçe yazdım dedim ki sayın cumhurbaşkanım bak bunlar beni atacaklar. Bunların beni atacağını ben biliyorum. Sebepte Fethullahçılarla ilgili aldığım izindir dedim. Fethullahçılarla ilgili hani şu anda deniliyor ya oraya verdi buraya verdi falan diye belgeleri o belgelerin bir nüshasını ek71 de lütfen pardon ek 99 da, ek99 da sayın cumhurbaşkanına ekte gönderdim. Dönemin cumhurbaşkanına. Dedim ki, emniyet içinde böyle bir örgüt var benle uğraşıyor bilginiz olsun. Burada ekinde var hatta bakın orada, orada bakın, bakın şimdi gizli bilgileri vermekle suçlanıyorum ya cumhurbaşkanına yazdığım dilekçeye bakın sayın başkanım, gizliliği olduğunu özellikle belirterek size arz etmek istediğim bir başka çalışmam da Fethullahçılarla ilgili çalışmadır. Fethullahçılarla ilgili çalışmadır. Ekte sunduğum bu konudaki resmi belgeler aslında benim ve benim gibi cumhuriyet taraftarı Atatürkçü insanların neden yok edilmek istendiğinin emniyet teşkilatının ne hale geldiğinin de ibret belgeleridir. Sayın cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili talimat veriyor iki tane müfettiş gönderdiler. Ben dedim size ifade vermem. Ben cumhurbaşkanlığı devlet denetleme kuruluna ifade veririm. Gelen müfettişlerde onlardan. Ve bunun üzerine benim hakkımda makam atlayarak cumhurbaşkanına başvurmaktan kınama cezası verdiler. İşe bakar mısınız? Kınama cezası aldım. Fakat onu da yargıya götürdüm. Fakat yasal mevzuat gereği biliyorsunuz kınama cezası iptal edilemiyor. Böylece o da öyle kaldı. Tuncay Özkan nedeniyle meslekten atılmama da buradaki şey nedeniyle açıklık getiriyorum. Yıl 2004 iddia, gazeteci Tuncay Özkan’a adliyeye gitmeden bir takım evrakları vererek köşesinde yazmasını sağlamak suretiyle hazırlık tahkikatının gizliliğini bozmak suçlaması. Susurluk hükümlüsü Ali Fevzi Bir şikayetçi, suçlanan organize suçlar müdürü Adil Serdar Saçan. Eski organize suçlar müdürü. Dayanak Ali Fevzi Bir’in ifadesi. Ali Fevzi Bir diyor ki Adil Serdar Saçan’a, Adil Serdar Saçan Tuncay Özkan’a bu evrakları verdi. Bu kadar. Hani bu iddianamede insanlar kalkıyor diyor ya efendim bir gizli tanık efendim bir itirafçıya inanıyorsunuz da bize niye inanmıyorsunuz. Valla bunu bana dört sene önce yaptılar. 6 sene önce yaptılar. Ali Fevzi Bir’e inandılar bana inanmadılar. Sonuç, sonuç meslekten çıkartıldım, bu kadar. Tuncay Özkan dilekçe verdi yav kardeşim ben bunu gittim Kadıköy savcılığından şu savcıdan aldım ismini de verdi. Savcı da şey yapmıyor yani. İnkar etmiyor. Attılar, fakat savunmam olmadan attılar. Zaman aşımı da girecek diye idari yargıya gittim bozuldu bu sefer savunmamı alıp bir daha attılar. Gene gittik, gene iptal edildi çünkü öyle bir şey yok ki yani evrak adliyeye gittikten 40 gün sonra yayınlanmış. Ya bu evrakın gidiş sayısı belli, sonucu belli. Şimdi aynı belgeler Tuncay da yine bulunmuş, vur abalıya Adil Serdar Saçan yine şey olacak. Bu da terör örgütü kapsamında. Efendim, ha belgeler de futbolda şike iddiası. Şu anda Almanya sarsılıyor. Türkiye de o savcı bey de Tuncay’a onu şey için veriyor. Yani ben bunu diyo, bir türlü davasını açamıyorum ordan oraya dolaşıyor siz bir söyleyince kamuoyu oluşur, kamuoyu oluşunca diyor bir dava mava açarız diyor. Bakın adalet basından yardım dileniyor o tarihte. Ve Tuncay da onun üzerine yayınlıyor. Şimdi benim ifademin birinci bölümü burada bitti efendim. Yani birinci bölüm dediğim. Bu şeyle ilgili, benim yaşamımla ilgili olan bölümü pardon birkaç yer daha kalmış onu da şey yapayım geçeyim. Şimdi bu ifadede tanıdığın insanlar falan diyor. Onunla ilgili şeyler. Tuncay Özkan’ı tanıyorum efendim. Tuncay Özkan’ı nasıl tanıdığımı o kendisi anlattı. Bana savcılıkta dediler ki, sen Tuncay Özkan ile bilmem 260 defa görüşmüşsün haaa samimisin. Evet dedim samimiyim. E birbirinize küfür ediyorsunuz, ediyoruz dedim. Örgüt üyesisiniz, değiliz dedim. Arkadaşım. Şimdi de koğuşta da 16 aydır koğuşta yaşıyoruz beraber adamla. Zoraki örgüt arkadaşı oldu şimdi. Güler Kömürcü’yü tanır mısın? Tanıyorum. E Güler Kömürcü ile ne ilişkin var? Ne ilişkim olacak Güler Kömürcü ile. Güler Kömürcü sağ görüşlü ben Atatürkçüyüm. Bir kere aramızda görüş farkı var. Aynı amaç ve idealleri paylaştıkları, zihniyet okuyor arkadaşlar. Ne zaman tanıdın? Organize suçlar müdürüyken tanıdım. Basında sadece Güler Kömürcü’yü tanımam ki ben. Basında tanımadığım insan yoktur. Beş sene İstanbul organize suçlar şube müdürlüğü yapmışım başkanım, sayın üyeler yani beş sene. Uğur Dündar’ı da tanırım, Reha Muhtar’ı da tanırım aklınıza kim geliyorsa. Taha Akyol’u da tanırım hepsini

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:35

tanırım. Fehmi Koru’yu da tanırım. Yenişafak’ı ararken karşımıza çıkmıştı arayamazsınız falan diye. Aradık. Yani Gürbüz Çapan’ı tanır mısın? Tanıyorum. Gürbüz Çapan buraya çok önemli başkanım burası, burası gerçekten çok sinirimi bozan bir yer sizden özellikle rica ediyorum sayın heyet, özellikle rica ediyorum. Bu adamaların hakkında lütfen işlem yapın bakın şimdi. Gürbüz Çapan bir kere ayağından vuruldu başkan 2000 yılında ayağından vurmuşlar. Faili bulunamıyor. Orga, jandarma bölgesinde olay benle alakası yok. Dedik ki gelsin bize teşhis şeyi var ya efendim teşhise baksın organize suçlarla ilgili bakalım mafya birisi yap. Baktı adam bir çayımızı içti. Çayımı içti Gürbüz Çapan gitti. Seneler sonra eşim bir yer açtı mağaza açtı Esenkent’te ben meslekten atılmışım aradan geçmiş 6-7 sene sonra 2006 falan herhalde veya 2007 tam girişte şeyin girişinde onu da problem yaptılar savcılıkta da alışveriş merkezinin girişinde iç çamaşırı falan satıyor. Gürbüz Çapan ile kapıda karşılaştım. Ya eşin mi açtı, iyi ya dedi bende şurdan bir siftah alıyım bir tane don aldı parayı verdi gitti. Örgüt üyeliği bu. Şimdi bakın başkanım 141, ek klasör 141 ek klasör 141 Hüseyin bey en sona koyun dedim ya hani Gürbüz Çapan ile ilgili, kaçakçılık daire başkanlığı neyse açarlar. Bir bilgi notu yazıyor sayın başkanım, diyor ki bilgi notunda, Adil Serdar Saçan’ın evini Gürbüz Çapan almıştır. Bürosunu da Gürbüz Çapan tefriş etmiştir. Ama dayandığı şey şu duyumu alınmıştır. Hay senin kulaklarına deyim başkanım yani. Senin kulağın başka şeyi duymuyor mu? Kaçakçılık daire başkanlığı yapıyor bunu başkanım Allah aşkına ya. Aynı bu şeye benziyor hani YÖK’e bir ara biri gönderilmişti ya rüyamda gördüm YÖK de şu katsayı uygulansın deyip başbakanlıkta havale etmişti ya aynı onun gibi bir şey. Siz bir emniyet müdürünün şerefli onurlu haysiyetli bir adamı duyum alınmıştır diye nasıl suçlarsınız? Sayın başkanım ben sokak çocuğu değilim, benim bütün al bir tane evim var, bir tane evim var almış olduğum evi de nasıl aldığım belli. Hepsiyle ilgili şeylerim var, mal bildirimlerim var. Önce Beylikdüzü’nde kooperatif aldım Muş da terör müdürüyken, ondan sonra onu sattım aynı para aynı parayla Bahçeşehir’den bir ev aldım ondan sonra onu sattım, Bahçeşehir’de bir başka ev aldım. Hepsinin şeylerini sayın Mehmet Ali bey evimde el koydu onları da geri vermediler bana vereceğiz dediler. Bu arada onu da söyleyim, söz söz önemli bir şey biliyorsunuz. Bakın burada bir dakika buldunuz mu onu? Neyse ya. Evet şimdi bir kaçakçılık daire başkanlığının böyle bir yazı yazmaya yetkisi yoktur başkanım. Ve savcılık ta bana bunu soru olarak sordu biliyor musunuz iddianamede. Siz yarın okuyacaksınız inşallah. Diyor ki bana savcılık, Adil Serdar Saçan seninle ilgili böyle bilgi notu var doğru mu? Ya neye dayandın kardeşim. Neye dayanarak sen beni suçluyorsun, Gürbüz Çapan bana bilmem ne vermiş, Gürbüz Çapan bana niye verecek bir şey. Gürbüz Çapan benim büromu bilmez büroma da geldi sayın savcı bey Allah aşkına tefriş edecek ne var benim büromda. Elli metre kare bir yer üç tane sandalye var bir tane masa var. Neyini tefriş edeceksin yani. Bir buçuk milyar tutar başkanım getiririm faturasını. Bir insanı böyle bir rapor yazıldı diye suçlamak en son vermiştim Hüseyin bey en son verdim ya numarasını. Neyse boş verin, böyle suçlamak ayıptır sayın başkanım. Gerçekten ayıptır yani. Ayrıca ben ayrıca ben polis müfettişlerinin raporlarıyla bütün mal varlığım benim şey yapıldı. Şimdi benim İstanbul emniyet müdürü Celalettin Cerrah ile ilgili suç duyurum var. Gelir misin ek110’a ek110. ben gözaltına alındığımda İstanbul emniyet müdürüydü bu şahıs. Pardon ek111 ha bu bir dakika 110 kalsın, 110 kalsın ben bir yazı yazdım sayın başkanım dedim ki emniyet içerisinde irticai örgütlenme vardır. Hani şimdi 301,302 hikayesi var ya izin vermiyorlar işte birisi çıkıyor Türk milleti şöyledir, birisi çıkıyor Atatürk böyledir falan onlara izin vermiyorlar ya, bana bir gecede izin verdiler. Efendim emniyet örgütü içerisinde irticai kadrolaşma var dediğim için hemen Celalettin Cerrah suç duyurusunda bulundu ben Bakırköy 2. Asliye ceza mahkemesinde yargılandım, emniyet kuvvetlerini, emniyeti muhafaza kuvvetlerini neşren tahrik ve tezyif suçundan tahkir ve tezyif suçundan berat ettim. Bu onun şeyi. Ek111’de de ben arkadaşlar hakkında suç duyurusunda bulundum bu önemli neden, neden çünkü hatırlarsınız şimdi bi de bu iddianamede biz onunla da suçlanıyoruz. Hizbuttahrir üyeleriyle Ergenekoncular ilişkili. Yani ben değilim bak şimdi anlatacağım burada. 2 Eylül 2005 tarihli suç

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:36

duyurum İstanbul cumhuriyet başsavcılığına üstte aşağı iner misiniz yani yukarı çıkar mısınız? Bakın orada da cumhuriyet savcısının ve hazırlık numarası yazılı efendim. 2005 Eylül ayında İstanbul fatih camiinde Atatürk ve cumhuriyet karşısı irticai örgüt gösterilerine müdahale etmemesi, bir saat boyunca cumhuriyet polisi önünde Atatürk’e ve Türkiye cumhuriyetine küfür edilmesine müsaade edilmesi ve basına verdiği demeçlerde biz yakalıyoruz adliye serbest bırakıyor büyük suç yoksa müdahale etmiyoruz beyanlarında bulunarak adli görevi suistimal etmesinden dolayı İstanbul emniyet müdürü hakkında suç duyurusunda bulundum. Yani Hizbuttahrir üyelerinin orada bağırtan onlar ben değilim sayın başkanım. Ama ben Ergenekon terör örgütü üyesi. Devam edelim, Hrant Dink davası nedeniyle yazdığım bir makale nedeniyle daha sonra görevden alındı ben alındığım zaman istihbarat daire başkanıydı daha önce de anlattım kolejde sınıf komiserimizdi 1991 yılında istihbarat başkanlığında ben çalışırken de benim başkomiserimdi. Ramazan Akyürek benim hakkımda dava açtı 112 tazminat davası o dava da devam ediyor. Bunlarla olan şeylerimi anlatıyorum sayın başkanım. Yani bana olan husumetlerini polis içerisinde bir sıkıntı olduğunu bahsettim ya onun delilleri olarak sunuyorum bunları. Şimdi burada daha önemli bir şey var. Bu Fethullahçılarla ilgili aldığımız çalışma izninde ben burada İstanbul da sıkıntı var bunları biz şey yapamıyoruz deyip Ankara’ya göndermiştim evrakı ve Ankara’da da, Ankara’da da ek30’da çok enteresan bir şey var bunu da anlatıp geçiyorum. Efendim aşağı inin, aşağı inin Nuh Mete Yüksel’e yazıyorum, telefonlarını dinleyin şunların diye, buradaki Basri Aktepe, Buradaki Basri Aktepe şu anda TİB de teknik daire başkanı. Başbakanın hastayken ziyaret ettiği kişi. Benim telefonlarımı da bunlar dinledi. Ne diyeyim başkanım ne diyebilirim yani organize suçlar müdürü olarak Fethullahçı olması gerekçesiyle telefonlarının dinlenmeye alınması için Ankara’ya yazı yazdığım adam TİB de teknik daire başkanı. Devam edelim, bu Ümit Sayın meselesi var gerçeği şimdi o şey olmuş herhalde itirafçı olmuş ama ben yine de anlatayım. Ümit Sayın’ı nereden tanıyorsunuz diye sormuş yani sadece şey bulduğum için anlatıyorum ben Adnan hocacılarla ilgili operasyon yapmıştım dediğimi anlattım. Tek tarihte operasyonu yapan benim 2005 veya 6 da, tam hatırlayamıyorum bu Ümit Sayın bir şekilde telefonla ulaştı bana. Yani biri aracılığıyla da değil telefonu açtı kendisini tanıttı adli tıp da doçent olduğunu söyledi ve bana karısının Adnan hocacılar tarafından işte ele geçirildiğini, kendisine komplolar kurduklarını yardım edip edemeyeceğimi sordu geldi böyle tanıştım. Adam birkaç defa büroma geldi, telefonum vardı bir de üniversiteden bunu atıyorlarmış, matıyorlarmış bir sürü şeyler söyledi. O konuyla ilgili hukuki destek istedi kendisi, vermedim veremedim çünkü yani anlatamıyordu derdini bir gün geldi karısıyla ilgili belgelerini getirdi bana hatta word dosyasıydı bilgisayarıma aktardı baktım yani eğer dava açarsan yardımcı olurum dedim gitti. Böyle bir ilişkim var başka bir ilişkim yok. Ne bir fikir alışverişim var ne bir şeyim var. Ama birden bire Ümit Sayın’ı tanır mısın, tanırım. İlişkin var mı, var moduna getirdiler işi. Tanıyorum telefonumun onda bulunması da normal bu yüzdendir. Kendisine de sorabilirsiniz zaten itirafçı olmuş söylesin yani. Sayın başbakanla ilgili de davalarım var. Yazmış olduğum iki kitap nedeniyle sayın başbakan benim hakkımda iki tane dava açtı ceza davalarım takipsizlikle sonuçlandı, tazminat davalarından birinden mahkum oldum Yargıtay da o da takip edemediğim için cezaevinde olduğum için diğeri de devam ediyor şu anda. Evet, sayın başkanım bu ana kadar şu ana kadar anlattıklarımın tamamı aslında benim burada neden olduğumu net bir şekilde ortaya koyuyor ama tabi iddianamede ki, somut somut suç duyurularına da daha doğrusu somut iddialara da cevap vermem gerekiyor. O nedenle çok fazla uzatmadan bugün bitirmek istiyorum arkadaşlarımızın sıkıntısını anlıyorum, çok fazla uzatmadan bu iddianamedeki şeylere de iddialara da cevap vermek istiyorum. Şimdi öncelikle, öncelikle iddianame ile ilgili genel eleştirilerimi söyleyim. Birincisi daha önce de söyledim yine söylüyorum yine de söyleyeceğim yani dilimin yettiği yere kadar bunu söyleyeceğim. Bir şeyi atladım ona da geçeyim. 25 Haziran 2008 tarihinde, 25 bir saniye efendim 25 Haziran başkanım 25 Haziran 2008 tarihinde oğlumla beraber ve dayımla beraber TEM otoyolu basın ekspres yolunda TEM

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:37

otoyolu bağlantısında seyrederken Bit operasyonlarında operasyon yaptığım Büyükşehir iktisadi teşekkülleri tarafından ihaleye çıkmış olan bir özel firmaya ait çöp konteynırı tarafından yolda giderken durup dururken, durup dururken kaza tutanağı var inceleyebilirsiniz eke koydum. Durup dururken araba üzerimize çıktı 33 metre bizi sürükledi bir tane fren izi yok sağa da kırmadı oğlum yedi tane ameliyat geçirdi 18 yaşında değildi o tarihte ben elimden defalarca ameliyat oldum kaburga kemiklerimiz kırıldı ve o olaydan 3 ay sonra da tutuklandık. O olayla ilgili olarak suç duyurum var. Cezaevindeyken de Cuma günü avukatım size yarın sunacak Cuma günü Sivas cezaevinden ismi doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum konuşursan öldürürüz möldürürüz diye tehdit mektupları geliyor ve devam ediyor bu. Şimdi o kazayla ilgili benim Küçükçekmece 6 Asliye ceza mahkemesinde davam devam ediyor. Orada anlattım bu bir tesadüf değildir kasten bizi öldürmek istediler raporları okuyun fakat ne emniyet teşkilatı, ne savcılık konunun üzerine düşmedi şimdi yargıç bey haklı gördü benimle ilgileniyor yani en azından bir soruşturma yapma gereği duyuyor. Neden kim öldürmeye çalıştı. Herhalde bu kadar operasyondan ve bu kadar sıkıntıdan sonra birilerinin benden hoşlanmaması normal. Çünkü 460 suç örgütüne operasyon yapmış birisiyim. Sayın başkanım şu Silivri 4 nolu cezaevinin hiç mahkum listesini heyet olarak inceleme olanağınız oldu mu bilmiyorum. Ama bir yazı yazarsanız cevabı gelir. 4 de 3’ü organize suçlar şeyi hükümlüsü veya tutuklusu 4 de 3’ü. Bir sorunun var mı yok ayrı bir şey. Ben giderken üç tane gardiyan geliyor falan filan ama, ama beni yolda veya işte arabayla giderken Adil abiiii el sallıyor. Buradayız yani tanıyoruz seni. Adamlarla birlikte yatıyoruz orada kuzu kuzu. Bir beş dakika ara verebilir miyiz efendim, (1-2 kelime anlaşılamadı)şeye geçmeden önce.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuklu Hüseyin Nazlıkul ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Mehmet İpek,

Nurperi Sancak, Deniz Asya ve Giyasettin Azaklı’nın geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Adil Serdar Saçan huzura alındı.Sorgu ve savunmasına devamla.Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet efendim bir önceki bölümde anlattığım yerlerden

görüleceği gibi aslında ben ne sayın başbakanla nede Fethullah Gülen ve cemaatiyle nede bir başkasıyla kişisel bir problemim yok. yani görev yapmayla ilgili başlamış, görevden dolayı devam eden bir süreç. İkisini de tanımam ikisinin şeyini de tanımam bilmem ne. hatta 1998 yılında bir ihbarı da emniyete veren Fethullah Gülen’in işte hava alanında öldürecekler diye gönderen kişi benim yani bana gelmişti ihbar gönderdim. Ben olaylara taraf değilim efendim ben olaylarda devletin görevini yaptığım için bu kişilerle daha doğrusu onlar beni, daha doğrusu onların içlerinden bazıları beni hasım olarak kabul edip hareket ediyorlar. Yoksa benim yine Veli Küçük ve gurubuyla da bir ilişkim yok hiç tanımam onu da anlatacağım burada yani bu şunun anlaşılmasını istiyorum, Sayın başkanım. Ben eğer organize suçlar şube müdürü olmasaydım beş yıl bu işi yapmaydım bunların hiçbirini tanımıyor olacaktım. Bu operasyonların hiçbirinin altına imzam olmuyor olacaktı. O zaman diliminde orada çalışmam nedeniyle görevimi iyi yapmam nedeniyle, bu kişiler tarafından hasım olarak, ya ben şimdi Albayrak’ı gözaltına almasaydım Yenişafak benim hakkımda bu kadar yazı yazabilecek miydi? Almadım arkadaş görevimi suiistimal ettim. Bitter’e operasyon yapmasaydım aa abiler sizde iyi abilersiniz Müslüman kardeşlersiniz deyip geçseydim bana bu kadar zülüm edilecek miydi? Veya Fethullah Gülen aa hocam bende seni çok severim bir elini öpseydim bana bu kadar istem yapılacak mıydı zannediyorsunuz? Hayır. Burada ki bütün dava görevini adam gibi yapmaktır. Yarın size de aynı sıkıntı olacak diye söylüyorum. Yani böyle, Türkiye’nin kaderi bu ne yazık ki. Onu bir irdeleyeyim de yoksa benim kişisel olarak kimseyle bir sıkıntım mıkıntım yok. ha bunu da söyleyeyim mesela bu başımıza gelen bu işler gelene kadar ki dönemde bu 1978’den sonraki dönemde aramızda sürtüşmeler olurdu bu Fethullahçı olan arkadaşlarımızla ama hiçbir zaman 2001 yılında izin

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:38

alana kadar ben yani benimle ilgili yemin edene kadar bunlar aramızda böyle bir şeye varan husumete varan veya birbirimizin ayağını kaydırmaya yönelik bir davranışlar olmamıştı. Allah var onlarda pek problem değildiler ama 2001 yılındaki bu izinden sonra gerçek yüzlerini gördüm yani Allah gerçekten bu takımın şerrinden Türkiye’yi korusun diyorum. Bu şekilde olduklarını ben 78’den beri bilmiyordum 2001’de anladım Türkiye’de yavaş yavaş anlıyor yani daha da anlayacak anlaşılacak çok şey var hep birlikte göreceğiz. Onun düzelteyim dedim efendim. Şimdi bir kere genel eleştiriler iddianameye sağlama yok dedim. Savcılık ne yazık ki, kendi arşivine bile bakmadan iki satır yazı yazıp cevap almadan, doğrudan suçlama yöneltmiş. Ya bunlar hoş şeyler değil Sayın başkanım, bende hukukçuyum. Yani şimdi bu ön çalışma izni 2001/19 Fethullahçılarla ilgili ne olduğunu kendi arşivinden bakıp cevabını vermiyor. Adil Serdar Saçan gizli belge verdi. E cumhurbaşkanlığına göndermişim 2004 yılında, 2007 yılının Nisan ayında Danıştay karar düzeltme evrakına da eklemiş yani Danıştay dosyasına da eklemiş aynı proje çalışma iznini. E neden yani Adil Serdar Saçan Behiç Gürcihan’a bunu verdi,Ahmet’e verdi Mehmet’e verdi o dedi bu demedi. Yani bu evraklar gizli değil zaten. Niteliği itibariyle gizli, üzerine gizli damgası vurulan evrak gizli midir? Mahkemenizin dosyasından şu anda getireyim yarısından fazlası gizli evrak, gizli damgalı yani. Aleniyet kazanmış evraklar mahkemeye gitmiş savcılığa gitmiş ben sayın başkanım ben istihbarat şube müdürlüğünde çalışmadım. Ben organize suçlar müdürlüğünde çalıştım bizde gizli evrak dediğiniz evrak tahkikat açılana kadar veya takipsizlikle sonuçlana kadar gizli olan evraktır. Bu evraklar illa yani gizli olmaz ki, en yenisi 2001 tarihli olan evraklar gizlidir bunu ona Adil verdi buna Adil verdi diye suçlama yöneltiyorlar. Yanlış işler yanlış. İki satır yazı yazıp sağlama yatmıyorlar. Bırakın onu mahkemenizi de hiç dikkate almıyorlar. Siz yazı yazıyorsunuz tekit yazıyorsunuz. Organize suçlar şubesi, istihbarat şubesi bir tane cevap verme gereği duymuyor. Biz titrerdik ya, mahkeme bize emir yazacak ya başımıza bela gelir diye derhal cevap verirdik. Vermiyor işte adamlar vermiyorlar yani. Beş ay önce 13 Ağustos’ta 13 Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak yazı yazmışız başkanım, gelmemiş cevapları. Poliste kendi içinde sağlama yapmamış. Yani terörle mücadele şubesi organize suçlar müdürlüğüne sorsa dese ki yav Adil Serdar Saçan’dan ele geçen evrak daha doğrusu Adil Serdar Saçan’ın Tuncay Güney ile ilgili evrakları ne yaptınız arkadaşlar diye sorsa, olay ortaya çıkacak bu kadar suçlamaya gerek kalmayacak. O da yapmamış yani kendi arşivlerine de bakmamışlar. Şimdi savcılık mesela suçlamalardan birine genel olarak şeyi söylüyorum. İki de bir diyor ki paraflı suretler paraflı suretler yani evrakın paraflı suretleri şubede kalması gereken suretlerini Adil Serdar Saçan oraya verdi buraya verdi çıktı. Sayın başkanım, paraflı suret meselesini daha doğru düzgün anlamamış bir iddianameyle karşı karşıyayız. Paraflı suret ne demektir? Şube bir yazı yazar üst yazıda paraf olmaz alt yazıda paraf olur. İyi de bu dosyayı siz alır organize suçlar daire başkanlığına gönderirseniz mecburen alttaki paraflı suretiyle beraber gönderirsiniz. İkinci bir savcılığa gönderirsiniz mecburen bir önceki dosya yani bir önceki üst yazıya bağlı olarak paraflı suret gider. Yani bu kadar basit bunu bile sorma gereği duyulmamış. Çünkü organize suçlar şube müdürlüğü her evrakı yedekleyip organize suçlar daire başkanlığına göndermek zorundadır. Nerede şu anda bilmiyorum ama hah, bakın kaçakçılık ve organize suçlarlar mücadele daire başkanlığı kuruluş çalışma yönetmenliğine bakıldığında, benim ne demek istediğim anlaşılır. Şu yönetmenliği okuma gereği bile duymadan paraflı suretler şubede kalması gerekirken Adil Serdar Saçan çıkarttı. Adil Serdar Saçan aptal mı? paraf nerde? Evrakın sol tarafında, kapatır çeker fotokopiyi verir eğer kötü niyetliyse. Yani bunu düşünemeyecek kadar aptal birisi değilim. Ben verdiğime verdim diyorum. Cumhurbaşkanlığına yazdım diyorum, bakın karar düzeltme dosyasına koydum diyorum. Yani vermediğim adama zorlan verdi olmaz ki bu böyle olmaz. Adnan Bulut konuştu, Adnan Bulut’un ifadesini almıyor, oraya şimdi geleceğim. Şimdi aleyhteki her konuda sinekten yağ çıkarırcasına bir şey yapılıyor işte Adnan’ın örneği. Adnan benden bir Hakan Coşkun’un kardeşini biz BİT operasyonundan almıştık şu yazar Hakan Coşkun’un kardeşini Hakan Coşkun’da ona üye şeydi o şirkete ortaktı.

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:39

Bizim başımız o kadar büyük ki Sayın başkanım, her gazeteden var birkaç tane sanığımız sahibi bilmem nesi. Şimdi onunla ilgili benden evrak istemiş 2006-2007 abi biliyor musun bende hayır bu dosyada bulabilirsin demişim, kısmen Adil Serdar Saçan’dan daha kolay bilgileri ulaşabiliyorduk lafını döndürüyorlar Tuncay Özkan’a bilgi vermeye kanıt olarak gösteriyorlar iddianamede. Yani denilebilecek hiçbir şey yok sadece takdiri heyete bırakıyorum yani okunduğu zaman aslında şöyle düz bir 20. 20 numaralı baştan sona okunduğunda aslında olay belli, hele sizler gibi senelerin yargıçları bir okumakta olayın ne olduğunu çok net anlar diye düşünüyorum. İyi de sinekten yağ çıkarılırken kim sayın Veli Küçük, ben görmedim kendisini Allah var görmedim, görsem gördüm derim bakın, Erol Koyun’u tanıyorum arkadaşımdır hala arkadaşım diyorum, ben böyle şeylerden korkan bir insan değilim yanlış yapıyorsam da cezasını çekerim ama Veli Küçük’ü görmedim şimdi Veli Küçük polis ifadesinde diyor ki ben Adil Serdar Saçan’ı Bedrettin Dalan’ın odasında gördüm, Bedrettin Dalan’la odasında baktık, oradan tanıyorum konuşmadık diyor. Savcılık ifadesinde ne diyor? Diyor ki, Adil Serdar Saçan’la bir seminerde karşılaştık, şimdi savcı kendi aldığı ifadeye mi itibar eder, polisin aldığı mı ifadeye itibar eder? İddianamede polisin ifadesine itibar etmiş sayın savcı. Çünkü iddianamenin benimle ilgili bölümünü polis yazdı. Bak çok net Sayın başkanım, sayın üyeler çok net bak Veli Küçük ben nerde görmüşüm? Veli Küçük’e sormuş polis, Bedrettin Dalan’ın odasında. Savcı sormuş, seminer çıkışında, iddianameye benle ilgili bölüme yazmışlar iddialar arasında benimle ilgili geçen iddialar arasında Bedrettin Dalan’ın odasında görüştü. Görüşmedim. Bedrettin Dalan’ın odasına giden var mı aranızda bilmiyorum. Halbuki savcılık çok iyi biliyor yani bir sürü savcının çocuğu onun okullarında okuyor burslu olarak, benimki okuyunca suç oluyor. Şimdi şöyle kocaman bir oda var başkanım, şöyle tarif edeyim şu avukatlık bölümünü şöyle alın ta buraya kadar bir oda, şurada adamın masası var, giriyorsunuz. Burada her zaman en az 30 kişi olur Sayın başkanım, en az 30 kişi olur. Belki o anda girmişimdir bir şey söyleyip çıkmışımdır. Adamda orada oturuyordur. Vallahi görmedim billahi görmedim. Görsem gördüm derim. Ne yani Veli Küçük’ten mi korkacağım ha niye korkayım sonra Veli Küçük’ten? Tutturdular bu burada gördü ee bununla örgütsel bağlantı var. Ya bir tane ilişkimi ispatlasınlar eğer taksim meydanında kendimi asmazsam Adil Serdar Saçan değilim. Tanımıyorum adamı, tanısam ne olacak ayrı bir sorun ama tanımıyorum hakkında işlem yaptığım hiç kimseyle oturup kalkmadım. Bir insana iftira atmanın bir boyutu var Sayın başkanım, sayın üyeler bakın, ya odasını gören varsa şurada gören varsa lütfen söylesin, orada oturabilir görmedim adamı, görsem ne olacak ayrı bir şey de. Yav bunu nereye kadar getirdiler biliyorsunuz değil mi basında? Odasında ben ona bu evrakları vermişim yok ona ben Tuncay Güney’in CD’lerini odasında vermişim buralara kadar yazı yazdılar. Görmedim, görsem bugün gördüm derim hiçte korkmam. Ben örgüt üyesi falan değilim her tanıdığımı da söylerim. Devlet örgütü üyesi olmamdan dolayı tanıdığım adamlarda var onları da söyledim zaten ifademde. Şimdi dediğim gibi, ifademin yedinci sayfasında savcılık ifademde efendim diyorum, ben organize suçlar şube müdürüyken bu Tuncay Güney ile ilgili operasyonla ilgili olarak iki tane CD getirdiler, getirmişlerdi evrakları çekip bilgilendirme amacıyla getirilmişti. Bu evde bulunan CD’ler onlar olabilir diyorum. 9. sayfada da birkaç tane CD’yi hatırlıyorum diyorum. Sonra bana diyor ki 4 tane CD bulundu vay çelişki var arada ya 14 tane olsun, 14 tane olsun başkanım ne olacak yani biraz evvel burada açıkladım burada gösterdim. Savcılığa yazdığım yazıda diyorum ki ön çalışmanın kapatılması, ele geçen bütün dokümanın Tuncay Güney’e teslimi için evine gittim bulamadım diyorum. 14 tane CD ele geçse ne olacak Sayın başkanım? Bunu bile çelişki var ifadesinde, bak terör örgütü üyesi. Allah aşkına 8 sene önce sakladığınız bir şeyi, size verilmiş olan bir şeyi evinize koyduğunuz bir şeyi veya göreviniz icabı alınmış bir şeyi her şey olabilir. Hatırlamazın mümkün müdür? 8 sene öncesini aldınız bir kenara koydunuz, saklamaktan onu kastediyorum. Para dışında hatırlamazsınız işiniz olmaz çünkü. Eğer işiniz varsa hatırlarsınız Sayın başkanım. Niye alacağım eğer onları ben alıp kökten götürseydim tamam o zaman haklıydılar, ama kökten götürmediğimi de ispat edeceğim şimdi

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:40

burada, biraz sonra ispat edeceğim. Herkesin gözünün önünde delilleriyle ispat edeceğim. O evrakları ben hiçbir yer götürmedim. Şimdi ya ona bile bakmıyorlar, ona bile bakmıyorlar birinci iddianamenin eklerine bakmıyorlar, Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesini hiç dikkate almıyorlar. Başka bir garabet durumu, beni 336. maddeyle suçluyorlar. Madde şu, kanunlara ve nizamlara, kanunlara ve yönetmenlikteki mevzuata göre, yetkili makamlarca yasaklanmış olan ve ve ve başkanım veya değil ve hukukta ve veyanın ne olduğunu ilk derste öğretiyorlardı bize hukuk başlangıcı dersinde burada bir sürü hukukçu var. Ve dedin mi ikisi birlikte olacak, veya dedin mi öyle de olur böyle de olur. Ve diyor kanunda. Niteliği itibariyle gizli kalması gereken belgeleri açıklayan kimse. Allah aşkına şu belgelerin hangisiyle ilgili yasaklama kararı var? Benim suçlandığım hangi belgeyle ilgili yetkili makamın yasaklama kararı var? Bir tane yok başkanım. 336’dan bide mükerrer suç işlenmiş diye on tane şey yapmışlar, ceza istemişler. Adli evrakın yasaklanma kararını kim verir efendim? Yargıç verir. Kısıtlama kararı verir, var mı? yok. takipsizlik verilmiş dosyanın kısıtlama kararı mı olur? Ben bundan dolayı 16 aydır istirahat buyuruyorum. Olmayan bir suç bakın yetkili makamların yasakladığı bir tane yasaklama belgesi yok, sadece sormuşlar başkanım, şeye maliye müfettişlerine demişler ki bu belge gizli belge bulundu bunda müfettiş raporu, onu da rahmetli Mehmet Bölük saygıyla anıyorum eski İstanbul CHP il başkanıydı, el Tayip diye bir kitap yazmıştı benim yaptığım BİT operasyonlarıyla ilgili olarak o müfettiş raporları onda vardı bana getirip bir suretini vermişti. Onu bulmuşlar hemen yazmışlar orası da göndermiş demiş ki ya 4 ağır ceza’daki dosyaya girdi aleniyet kazandı. E bir tek bu o da yasaklamamış dikkat ederseniz, aleniyet kazanmış. E neden beni suçluyorsunuz? Efendim gizli belgeleri verdiniz. E verdim de o suç iki basamaklı bir suç yasaklama kararı olması gerekiyor. Yasaklama kararı çıkartmadılar benim önüme hala bekliyorum 16 aydır. Olmaz çünkü mahkeme kısıtlama kararı vermemişse yasak bilgi diyemezsiniz ona anlatamıyorum, anlatamıyorum ama size anlattığımı umuyorum. Şimdi garabetin bir tanesi de telefon çözümlemelerinin benim evimde telefon çözümleri bulunduğu iddia ediliyor organize suçlar şubesine ait çok gizli telefon çözümleri bulunmuş deniliyor. Bu telefon çözümlerinin adliyeye gidip gitmediğini o şube arşivine bakıp söylemiyor başkanım. Bulunduğu gibi koyuyorlar iddianameye gizli belgeler bunda bulundu diyorlar. Ya bir sor mübarek geçen gün karar verdirdim, size talepte bulundum karar verdiniz Oğuz Korukır diye Sakarya da 6. filo denilen bir mafya gurubunun üyesi benimle ilgili konuşmalar var, Adil Serdar Saçan ile ilgili konuşmaları var. Bunlarla ilgili bir idari tahkikat yapılmış ekine konmuş 10 sayfa o idari soruşturma yani aleyhime olan, adam aleyhime konuşmuş lehime bir idari soruşturma ekine konulmuş olan 10 sayfa tape çözümünü vay evinde gizli çözümleri bulduk, gizli çözüm tutanakları bulduk. Ne buldunuz ? hiç bir şey bulmadınız, hepsi adliyeye gitmiş iki satır yazı yazıp sormuyorsunuz ki aleniyet kazanmış mı kazanmamış diye. Ama suçlamaya gelince suçla gitsin. Duyusan’da ele geçen malzemeler biraz evvel söyledim, hiç alakası yok Sayın başkanım, hiç alakası yok sadece o 4 tane kaset 4 tane kasetinde durumunu anlattım burada. Şimdi şubeden kimsenin ifadesine baş vurulmamış. İstihbarat şubesinden kimsenin ifadesine başvurulmamış. Benim üstüm var, ben organize suçlar müdürüyüm, müdür yardımcısı, şu emniyet müdürü var, cumhuriyet savcısı var, cumhuriyet savcısının görevlendirdiği proje çalışma savcısı var. Bunların hiçbirisinin ifadesi alınmamış yardımcımın bile ifadesi alınmamış adam gelmiş bir tane emniyet amiri dilekçe vermiş o ifade de işleme konulmamış. Beni şubeden evrak çıkarmakla, ona buna evrak vermekle suçluyorsunuz. Yani şubenin 110 kişilik şubenin bir müdürümüdür bu işleri yapan? Alttaki arşiv memuruna ya bu evrak kim verdi nerden çıktı, senden mi çıktı diye soruyor musunuz? Sormuyorsunuz. Sen at çamuru temizlesin mahkeme böyle şey olur mu sayın başkanım? Şimdi birde telefon irtibatları bölümüne gelince bakacağız, bir toplasın işte 600-700 tane irtibat kurmuşlar bunların zaten büyük bölümü Tuncay Özkan ve Adnan Bulut’la ee 2003’ten beri almışlar. 2003’ten beri ben kaç bin görüşme yapmışım ki bundan 600 tanesi örgütsel görüşme? Gene orayı da istedikleri gibi yontmuşlar. En az 15 bin görüşmem vardır başkanım. 15 binde

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:41

600 tane arkadaşlarımla görüştümse gördünüz mü ne kadar çok görüşmüş. Böyle olmaz. Koyun oraya kaç tane sayısal bazda koyun, baksın bakayım insanlar böyle örgüt üyeliği olur mu? o da yok, o da büyük bir hata. Yine sayın Veli Küçük’ün evinde belgeler ele geçmiş benle ilgili, bu belgelerden biri oraya da geleceğim Mahmut Tüylüoğlu diye bir şahsı yakalamışız adliyeye sevk etmişiz. El yazısıyla bir not düşülmüş, işte Mahmut Adil’in arkadaşı incelenmesi gerekir. Sayın Veli Küçük’e sormuşlar polis ifadesinde bu yazı size mi ait? Hatırlamıyorum demiş. Benle irtibatı kuruyorlar. Ya bir yazının kendisine ait olup olmadığını bir insan hatırlamıyorsa orada krimal laboratuarı var, niye göndermiyorsunuz? Göndermiyorlar ondan sonra diyorlar ki Veli Küçük ile Adil Serdar Saçan irtibatlıdır. Ne güzel, ne güzel iş yani ama Fethullahçılarla ilgili ihbar geldiğinde Adil Serdar Saçan ver bakayım el yazını, veriyorum. Ha bunu sen yazmışın. Yav el yazımı almana gerek yok ki ben zaten yazımı tanıyorum benim dedim. Ha sen mi yazdın? Ben yazdım sen mi izin aldın? E ben aldım, ne olmuş? Hımm nerde evraklar? E DGM’de. Ondan sonra iddianameye tek satır yazmıyorlar. Evet Sayın başkanım, yarın belki savcılık ifadem okunacak birde şunu arz edeyim. Savcılık ifademde bana sorulmayan ne varsa bu iddianameye koymuşlar hukuki değerlendirme bölümüne. Tuncay Özkan’dan 1691 Nolu CD çıkmış Cuma günü getirip koymuşlar bu arada söyleyeyim size ikide bir diyordum bu CD’nin içeriğini getirmiyorlar diye bu Cuma getirip koymuşlar şimdi haberim oldu. Bunu bana sormadılar. Adnan Bulut demiş ki, Tuncay Özkan’la şey kolaymış bunu bana sormadılar. Veli Küçük’le aranda ilişki var diyorlar, bunu bana sormadılar. Sen dosyayı kapatmışsın diyorlar, bunu bana sormadılar. Sadece durumdan vaziyet çıkarmışlar. Bana soruyor sen evrakları ne yaptın? Ne bileyim diyorum şubedeydi. Bu kadar, bana sorduğu bu kadar. İstihbarat şubesine gönderdin mi diyor evrakı? Evet diyorum istihbarat şubesine gönderdim. E içine dokümanları koymamışsın. E koymadım çünkü adamlar zaten dokümanını birlikte aldılar diyorum. Hımm gördünüz mü, inkar etti şey ikrar etti suçunu kabul etti. Öyle suç kabul olur mu sayın başkan? Sorgu hakimliği ifadesine bakıyorum, o tam bir garabet sonradan dilekçe verdim. Suçlamaları kabul ediyorum diye yazmış adam sorgu hakimi. Bize vermedi tutanağı gizli kısıtlama kararı var ya, işte burada Ahmet Çörtoğlu ve diğer avukatlar. Vermediler bize tutanağı. Daha sonra öğrendik, bir ay sonra ya biz suçlamaları kabul etmiyoruz dedik yanlış yazmışsınız arkadaş dedik yani. Böyle bir rezalet, böyle bir rezaletler zinciriyle tutuklandık biz. 28 Ocak 2008 günü, Veli Küçük ve gurubuna operasyon yapıldıktan sonra gazetelerde benimle ilgili olarak bir takım haberler çıktı işte bu Veli Küçük’te Adil Serdar Saçan ile ilgili notlar bulundu şunlar bulundu bunlar bulundu diye bir takım haberler çıktı ve bunun üzerine İstanbul cumhuriyet başsavcılığına müracaatta bulundum, özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe yazdım. Dedim ki, eğer benimle ilgili bir takım bir şeyler bulunmuşsa ben bu şahıslarla ilgili işlem yaptım, bana bildirin. Şimdi yerini bulmaya çalışıyorum. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dilekçemi aldı, ta gözaltına alınana kadar yani Eylül ayına kadar hiçbir işlem yapmadı. Böyle Eylül ayında beni gözaltına aldı. Şimdi Sayın başkanım hemen buluyorum pardon, şey yapıyorum affınıza sığınıyorum evet. Ek 48’e gelir misiniz? Buraya lütfen sayın üyeler lütfen buraya dikkat ediniz lütfen çok önemli bir şey, hayır bu değil pardon ek 46 özür dilerim. Bakın efendim şimdi, müvekkil İstanbul organize işler şube müdürü eski ve kurucu müdürüdür. Milliyet gazetesinin 28.01.2008 tarihli sayısında müvekkil hakkında basında Ergenekon operasyonu olarak bilinen soruşturmada zanlı sıfatıyla tutuklu bulunan emekli tuğgenerale bilgiler verdiği. Bu bilgileri Veli Küçük’ün dosyaladığına dair haberler yayınlanmıştır. Müvekkilin 2000’li yıllarda yaptığı operasyon sonucunda Tuncay Güney isimli şahsı sorgulaması sonucunda Ergenekon adlı örgütlenmenin ve bu örgütlenme içerisinde Veli Küçük’ün adının geçtiğini tespit edilmiş, bununla ilgili olarak o zaman ki DGM Cumhuriyet Başsavcılığı izniyle proje çalışması oluşturulmuştur. Söz konusu yazıda adı geçen bu kişinin müvekkil hakkında bilgi toplamasının sebebinin geçmişteki olay yada başka bir konu olup olmadığının tespiti açısından ve davaya müdahil olma veya şahsı dava açma ihtimali bulunduğundan tarafımızca Veli Küçük’ün müvekkil adına dosyaladığı konular hakkında bilgi

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:42

edinmesi zaruri olmuştur. Yukarıda açıklanan hususlara ilişkin talebimizin gereğinin yapılarak tarafımıza bilgi verilmesini arz ve talep ederiz. 29 Ocak 2008. efendim şu cumhuriyet savcısı kim? Mehmet Ali Pekgüzel. Dilekçeyi alan sayın Mehmet Ali Pekgüzel. Ne yapmış hiçbir işlem yapmamış. Ve bunun üzerine sayın Mehmet Ali Pekgüzel’i ek 47’ye gelir misiniz şikayet ettim HSYK’ya gözaltına alınmamıştım. Evet bakın burada şikayet ettim. Buna da daha gelmedi şeyi, şimdi Allah var ben Mehmet Ali bey olduğunu bilmiyordum. Arama yaparken şeyi bulunca yav bu benim sicilim dedi, kendisi söyledi yani. Ne diyeyim Sayın başkanım, sayın üyeler ne diyeyim? E gidiyorum diyorum ki arkadaş benimle ilgili bir şey çıkmış, müdahil olayım buraya beni çağırın ifademi alın diyorum yani, yok olmaz biz önce seni bir dinleyelim oradan buradan bir tutuşturalım, ondan sonra atarız içeriye. Böyle bir şey olur mu Sayın başkanım? Bakın aynı şey daha yine gözaltına alınmışım 21 Temmuz 2008 tarihinde ek 48’di herhalde Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına da müracaatım var. Yine çoğalıyor şeyler. Bu hakkımdaki Tuncay Güney televizyona çıkıyor öteki beriki falan, çoğalıyor şikayetler. Bakın sonuna gelir misiniz sonuna, bunun ekine de şeyi koyuyorum o bir telefon görüşmesi var ya efendim destansı mı diyoruz bilmem ne bunun ekine koyduğum şey, Tuncay Güney ile ilgili aldığım çalışma iznidir, onları koydum yani. Yukarıda açıklanan nedenlerle ek 9’da ki haberlerde yer alan konularla ilgili olarak hakkımda ayrı ayrı takibat yapılmasını dalaletlerinize arz ederim. İddialarda orada yazılı işte Küçük bana şantaj yapmış yok soruşturmayı kapatmışım yok bilmem ne olmuş, bakın bakın burada. Ben bu örgütün üyesi olsam savcılığa gidip 21 Temmuz’da niye ifade vereyim benim hakkımda işlem yapın diye? Bunu da dinlemediler, küt içeri güzel, güzel. Evet şimdi gelelim somut bunlar genel şeylerdi genel olarak hakkımdaki iddialardı gelelim somut şeylere iddianamedeki. Şimdi iddianamenin hemen hemen her tarafında özellikle 109, 1308 ve 1309. sayfalarında hemen hemen her yerde Adil Serdar Saçan’dan 4 tane CD çıktı, bu CD’nin içerikleriyle ilgili problem bu delildir, örgütsel CD’dir şudur budur diye yazmışlar. Hemen söyleyeyim, bu 4 tane CD’yi yani evden ele geçtiği iddia edilen 4 tane CD’yle ilgili konuya önce aramalardan başlayarak gideyim aramayı yapan kim? Yine Mehmet Ali bey. Yani sağ olsun Mehmet Ali bey beni çok seviyorlar efendim. Şimdi ben avukatım diye Mehmet Ali bey benim eve geliyor, ben evde yokum yani tanık olması açısından söylüyorum, Sayın başkanım. Ben evde yokum, eşimle beraber dışarıdayım evde 18 yaşında girmemiş oğlum var. İçeri giriyorlar emniyet amiriyle birlikte içeriye diğer polislerde giriyor oğlum burada isterseniz sorabilirsiniz, oğlum bana telefon açtı baba, evet polis amcalar geldi, savcı amca da var, ee seni göz altına alacaklarmış, gelir misin. Olur oğlum gelirim. Kaçma şüphesi yok bitti kafadan bitti mi? bitti. Eve gittim çünkü bitti. Telefonu dinliyorlar sorabilirsiniz, isteyebilirsiniz başkanım, onu koymamışlar özellikle. Neyse gittim baktım Mehmet Ali bey evde bir tane emniyet amiri, Mehmet Bört, Karabörtmü ne işte bir oğlan bizden sonra buyurun ee, evinizi arayacağız, e arayın ee evde 30 tane adam var. Arama zaptına bakın 28 tane adam var evde. Birinin elinde kamera birinin elinde gözlük, birinin elinde düdük neyse yani arıyorlar evi, bizde savcı beyle birlikte istedim kaseti savcı beyde tamam dedi. Gelsin izleyelim ama gelmedi, o da emniyetten buraya 3 aydır gelemiyor kaset, arama kasetini istedim, arama rezaletini görün diye istedim. Biz savcı beyle beraber salonda oturuyoruz. İçeriden elinde evrak alan geliyor. Yav ben avukatım, size anlattığım 100’ün üzerinde idari davam var. Birde onu da söylemedim 48-49 tane adli dava açtılar ben atıldıktan sonra 2003’ten sonra çoğu işkenceyle ilgili şunla ilgili bu. Bütün dava dosyalarının içerisindeki bakmış çok gizli yazana evrakı getirmiş koymuş, almış getirmiş koymuş. Dava dosyalarındaki evraklar, dava dosyalarım allak bullak oldu. Sorabilirsiniz kardeşime, kardeşim avukat. Yani bana sormuyor başkanım, getiriyor savcı beye diyor ki tamam tutanağı alın biz sonra size kopyasını veririz tutanağı alın size kopya, hala veriyorlar. Sağ olsun Allah’tan ek klasörler koymuşlarda indiriyoruz lazım olduğunda. Bir de Adnan hocacılar sağ olsunlar onlarda benim hiç elde edemediğim belgeleri koymuşlar benim hakkımda, onları da onların sayesinde iddianameden alıyorum. Ondan sonra çok gizli dokümanlar elde ettik. Ne elde

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:43

ettiniz? Bunların hepsi adliyeye gitmiş şeyler, sordunuz mu diyorum? Sormadık. Eh peki. Şimdi bu arada olay şu başkanım, CD var mı efendim orada CD istiyorum bir tane CD istiyorum, 3 tane CD verin bana ya. Olay şu başkanım bakın, olay bu geliyorum eve bunun olmadığını bana ispat etsin savcılık, bunu bir şekilde ispat eder içeriye giren adamların üstünü arar, dışarı çıkarken de arar üstüne üst arama tutanağı tutar. Onun haricinde ben bunu her yere koyarım. Ben bunun yazdım size, olaya bir yenilik katmayacağından sorulmaması dediniz. Savcının böyle bir tutanağı var mı diye yazdım, talepte bulundum. Bundan daha büyük yenilik olur mu Sayın başkanım? Avrupa’da refakate almadan bir insanı, bir insanı refakate almadan arama yapıyorsanız. Gerçi orada refakate aslanızda üzerlerinde cebi olmayan özel olay yeri inceleme elbisesiyle giriyor arama yapanlar. Bir kere arama kafadan sakat bir kere onu size söyleyeyim. Yani Sayın başkanım 4 tane CD bulundu ben onu inkar etmiyorum yani, ben burada bakın Sayın başkanım, ben burada doğru neyse onu söylerim samimi olarak konuşuyorum. Hiç problem değil benim için, ya ben hangi örgütün üyesi olduğum belli. Emniyet örgütünün üyesiydim attılar gene gireceğim oraya, başka örgüt tanımam, ben doğruyu söylerim hayatım boyunca da yalan söylemedim. Şimdi burada da savcı bey sordu ya Adil bey sizin orada CD ele geçmiş, ee geçmiştir. Vallahi bilmiyorum içeriklerini hatırlamıyorum. Dedi ki, size verildi. Evet verildi dedim, bana ben organize suçlar müdürüyken sadece bu değil, bir çok konuda sizde şimdi burada mesela ben konuşuyorum benim CD’im konuşma CD’im ya akşam şunun dediğini bir yere kafam takıldı bir alım eve götüreyim deseniz, evinizde kalsa atıyorum 5 sene sonra yakalansa örgüt üyesi mi olacaksınız? Adil Serdar Saçan ile beraber örgüt mü kuracaksınız? Dedim ki o tarihte ele geçen dokümanlarla ilgili olarak bizim şubemiz bir çalışma yapmıştı, bu çalışmada bir takım evraklar CD’ye atılmıştı olsa olsa düşünüyorum bana koyuyorlar önüme, birde öyle bir edayla koyuluyor ki hı yakaladık bak CD’ler, delil falan gibi konuluyor önüme böyle atılarak. İyi güzel, ne yakaladınız? CD yakaladık. E hayırlı uğurlu olsun savcılık ifadesinin son sayfası açar mısınız? Savcılık ifadesinin son sayfasında bir girelim de bu konuyu hemen çözelim efendim. En son sayfaya gelir misiniz? Ben Ergenekon terör örgütü soruşturmasını başlatan kişiyim bu konuda o günün şartlarında savcının gözetiminde ne gerekiyorsa yaptım hiçbir şekilde bu örgüte bir üyeliğim yada yardımım söz konusu değildir. Bana bu tür suçlamanın yapılması bile beni üzmektedir. Evimde çıktığı iddia edilen 58,59,65 ve 67 numaralı CD’lerin içeriklerinin daha önce 2001 yılında Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan zaptedilen CD içerikleriyle aynı olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığını bilmiyorum. Ancak savcılığınızın beyanı üzerine bu 4 CD’de bulunan 40 Word dosyasının 36’sının soruşturma dosyası içerisinde önceden savcılığınız uhtesinde bulunduğunu 4 tanesininse farklı olduğunu söylediniz oysa İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi Ümit Oğuztan ile Tuncay Güney’in yargılandığı dosya kapsamında, Ümit Oğuztan’a teslim edilen ve Ergenekon operasyonu kapsamında yeniden ele geçirilene kadar bizim zaptettiğimiz CD’lerin azalıp azalmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı gibi yine aynı mahkemenin, devam edin sonuca geleceğim. Bakın diyorum ki, ben yukarıdaki araştırma yapıldığı takdirde yani 1 Ağır Ceza Mahkemesi ve Tuncay Güney’in evrakları araştırıldığı takdirde savcılığınızın vakıf olmadığı 4 Word belgesinin de bulunacağına eminim diyorum, eminim diyorum. Bulduk mu? bulduk. Şimdi anlatacağım macerayı da anlatacağım. Şimdi olay şu başkanım 4 tane CD bulunuyor benim evde bu 4 CD’nin içeriği Tuncay Güney’in 2001 yılında ele geçirilen dokümanların büyük bir bölümünün tekrarı da var tekrar, tekrar özeti var. Ya o dokümanlar oraya atılmış peki, şimdi bu 4 CD’ye bakıyorsunuz, bu 4 CD’de 2001 yılından sonra yani 1 Mart 2001’de bunları gözaltına almışız 1 Mart 2001 yılından sonraya ait bir tane doküman yok. hepsi 1 Mart 2001 öncesi. Yine CD’lerdeki dosyaların hazırlanışlarına bakıyorsunuz, röntgenlerini çekip göndermişler 8 ay sonra Eylül’de geldi, bakıyorsunuz. Hepsi ya strateji dergi gurubu tarafından hani okudum ya buraya dikkat edin diye, hep ya Tuncay Güney tarafından ya Ümit Oğuztan tarafından hazırlanmış. Yani benim savcılığa verdiğim ifadeyi teyit ediyor. Ben diyorum ki birkaç tane CD’yi çıkartıp arkadaşlar getirdi onlardır bende kalmıştır. Ben Ergenekon

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:44

kapsamında gözaltına alınacağım biliyordum, televizyonlar bangır, bangır bağırıyor Tuncay Güney cangır cangır çıkıyor, evimde bu CD’ler olsa aptal mıyım tutayım, tutsam da ne olacak o da ayrı tutmadı mı, ya tutmazdım götürür en azından şubeye verirdim, şubedeki çocuklara verirdim. Yani bir şey değil, bir şey, bir şey yani bir şey anlatmaya çalışıyorum Sayın başkanım, bu bir şey değil. Bu CD’lerin hepsi bakın 2001’den sonra beni suçlamak için şu vardı, 2001’den sonra bir örgüt belgesi varsa orada, tamam ben suçluyum. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan yani örgüt üyeliği bağlantısı kurarken hayatın olağan akışına aykırı bir takım şeyler dönüyor burada. Ben neden dolayı bu CD’lerin bende olabilmiş olabileceğini izah ediyorum Sayın başkanım, bundan daha iyi izah olur mu? bağlantısı orda. Neden ortada? Sonuç ortada, illiyet bağı ortada beni nasıl suçlarlar 4 tane CD bulduk sende delildir diye 16 ay tıkarlar içeriye? İtiraz ediyorum çok ciddi anlamda sıkıntılı bir durum bu, ona cevap vermesi gereken savcılık makamıdır ben değilim. Şimdi bu 4 tane Word belgesiyle ilgili olarak aylarca araştırdık. Bu 4 tane CD’den de sayın başkanım, sayın üyeler, 4 tane Word belgesi ilk defa bende çıkmış diye iddia var. Yani önce 4 CD bulunuyor o 4 CD’yi de tarıyorlar güya 4 tane Word belgesi ilk önce bende çıkmış, bunların isimleri yazıyor panoda, en sonunda birleşik komin girişim o sadece dijital olarak ele geçmiş, diğerlerinin hiçbirisi daha önce ele geçmemiş diye yazıyorlar, peki. Şimdi Sayın başkanım, bakıyoruz ele geçen, ele geçtiği iddia edilen 4 tane Word CD’sinin nerde olduğuna, burada göreceksiniz verdim, çok çırpındık size talepler yazdım, MİT’teki 6 CD’yi MİT’ten gelen bana verin dedim, vermediniz hatırlarsanız önce sonra verdiniz. Bu 4 tane Word dosyası nereden çıktı biliyor musunuz? En son burada talepte bulundum Tuncay Güney’in 1 Ağır Ceza Mahkemesi kasasındaki evrakların bir içeriğini istedik başkanım hatırlarsanız, sizde heyet olarak sağ olun kabul ettiniz geldi, gösterir misiniz lütfen o isimleri, Word dosyası isimlerini? Tuncay Güney’in en son gelen cevabını gösterir misiniz, eklerde? Hüseyin bey eklerde. Burada değil Hüseyin bey, eklere en son eklediğimiz hani Tuncay Güney ile ilgili 1 ağır cezadan gelen liste. Şimdi burada bir suç duyurusunda bulunacağımda onun için oraya geçmek istiyorum. Afrodit değil efendim eklerde mahkemeden gelen yazı var ya 1 ağır cezadan, fatih değil İstanbul 1 ağır ceza. Hüseyin bey bu değil İstanbul 1 ağır ceza. İstanbul 1 ağır cezadan Tuncay Güney’in Savcı Fikret Seçen’e teslim tesellüm tutanağı 1 ağır cezaya yazdığımız yazıya cevap, evet efendim o bir ağır cezadan gelen cevabı istiyorum. Bir saniye efendim. 173’ten sonra olacak buradan devam edin, evet evet savunmaya ek taleplere bakar mısınız? Hayır hayır değil efendim değil. En son gelen Tuncay Güney’in 1 ağır cezada olduğu Hüseyin, en son ekle demiştim hani hatırlıyor musun onu istiyorum bu değil. 173’ten sonraki eklerden bir, değil efendim değil en son gelen liste ya, savcı Fikret Seçen’in teslim, sizde var efendim dosya var, neyse bulamıyorlar şimdi. O dosyada o listede Sayın başkanım, ek taleplerde evet. O dosyada bende ilk defa bulunduğu iddia edilen 4 Word dosyasının ne olduğunu görüyorsunuz. Savcı Fikret Seçen 29 Ocak 2009 da bu listeyi alıyor, Mart ayında iddianameye ilk defa Adil Serdar Saçan’de ele geçmiştir diye yazıyor, hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Yani Ocak ayında aldığı dosyanın içerisinde Tuncay Güney’in 1 Ağır Ceza Mahkemesi kasasında saklı, muhafaza edilen dosyanın içerisinde o 4 tane Word dosyası isim isim varken, bunu savcı bey teslim almışken Adil Serdar Saçan’da ilk defa bulundu diye şey yapıyor, iddianameye yazıyor. Yani bu resmen iddianamenin 108. sayfasında yazıyor. Bu resmen savcılık tarafından mahkemenin yanıltılması demektir. Hayır efendim 2009 tarihinde yav yeni gelen en son gelen belge, Hüseyin en son gelen belge. Evet neyse siz sanıyorum sayın üyemiz şey yaptı, dosyada evrakı. Birinci iddianame dosyasına geldi o,yani birinci dava dosyasına geldi biz oradan onu aldık, koyduk. Aynı dosya daha sonra arkadaşlarımız tarafından sunuyla belirtilecek aynı dosya Afrodit isimli belgede var. Nereye giden MİT’e giden CD içerisinde. MİT’e giden 6 CD içerisinde 2002 tarihinde 4 tane bende olmadığı söylenen ilk defa bende ele geçtiği iddia edilen 4 tane Word dosyası MİT’e giden 6 CD içerisinde mevcut onu da görüyoruz. Şimdi Sayın başkanım, eğer ben bu CD içeriklerinin hepsinin burada eklerde hepsini çözüp göndermiş arkadaşlar bu CD

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:45

içeriklerine göre eğer ben CD’leri içeriklerini alıp götürmüş olsaydım adliyeye göndermemiş olsaydım, dökümünü yapmamış olsaydım, o zaman suçlanabilirdim. Ama ben hem adliyeye göndermişim hem dökümünü yapmışım hem teslim edilmek üzere Tuncay Güney’e verilsin demişim. Verilmemiş muhafaza altına almışım ve muhafaza altına aldıktan sonra da muhafaza altına aldıktan sonra da bakın ne olmuş? Hep birlikte bir evrak takibi yapalım ve rezaletin boyutlarını görelim. Gerçekten büyük bir rezalet söz konusu burada bakın deniliyor ki, iddianamede de bu deniliyor. Adil Serdar Saçan aldı 4 tane CD’yi götürdü sakladı, işte Duyusana da götürdü, bunlarda evinden çıktı. 4 tanede yeni Word dosyası ki onlar işte şimdi söyledim. Efendim evet, Adil Serdar Saçan olayı kapattı peki. Şimdi,şimdi aslında ne olmuş ona bir bakalım. Sayın başkanım, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan 3 Mart 2001 ve 5 Mart 2001 günlerinde iki defa arama yapılmış ve ele geçen dijital malzemeler bir şeye sıraya sokulmuş yani bir çözümleri yapılmış, tutanaklara geçirilmiş ve bu tutanaklar daha sonra şubede muhafaza altına alınmış, ele geçen tüm dijital veriler şubenin arşivine konulmuş. Ben 13 Mart 2003 tarihinde şubeden ayrıldım. 13 Mart 2003 tarihinde şimdi bakın efendim, ek 117’ye gelir misiniz Hüseyin bey? Hüseyin bey ek 117’yi açar mısınız? E lütfen yani o dosyayı çoktan bulmaları gerekiyordu. Evet iddianame birinci iddianame ek klasör 362 sayfa 380 efendim. Bakın ne diyor sanıklar Tuncay Güney, Ümit Oğuztan ve haklarında açılmış bulunan kamu davasının mahkemenizce yapılmakta olan duruşmasında sanık Ümit Oğuztan ile ilgili olarak şubemiz müdürlüğünde görevli olarak ekte gönderilen geçici zaptetme tutanağı ismiyle belgelendirilmiş yakalama iş yeri ve arama ve geçici zaptetme tutanağında sanık Ümit Oğuztan’dan para dışında zapt edilmiş eşyaların müdürlüğünüzde olup olmadığının çok ivedi bildirilmesi diyor. İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi. Burası neresi? Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney’in Çeynç oto işinden dolayı yargılandıkları mahkeme. Tarih ne? 27 Şubat 2003 ben o tarihte şube müdürüyüm. Ek 118, ek 118, şeyden iddianameden gidersen Hüseyin iddianamede arka arkaya gidiyor Hüseyin benim 112. sayfa savunmanın 112. sayfası. Evet orayı tıklar mısın? Bakın efendim ben ayrılmışım şubeden, 13 Mart 2003’te ayrıldım ben 18 Mart 2003 Kemal Karademir bir yazı yazıyor. Şube müdür vekili, ilgi sayılı izniyle sorduğunuz Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait zaptetme tutanağına yazılı malzemeler, şahıslar bugüne kadar almak için müracaat etmediklerinden şubemiz deposunda muhafaza altında tutulmaktadır. Alıp götürdü denilen belgeleri takip ediyoruz bakın. Ek 119, bunun üzerine mahkeme bir yazı yazıyor efendim şeye organize suçlar şubesine. Aşağı iner misiniz? Ve diyor ki halen emniyet müdürlüğü organize suçlar şube müdürlüğünde olduğu anlaşılan eşyaların mahkememiz kalemine getirilip teslimi için müzekkere yazılmasına 25 Mart 2003. ek 120, bunun üzerine 26 Mart 2003 tarihinde organize suçlar şube müdürü İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesine bir yazı yazıyor Sayın başkanım, ve diyor ki ilgi a sayılı yazımız ile Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ve arkadaşları hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmakla ilgili olarak Fatih başsavcılığına dava açılmıştır. Ve en sonunda diyor ki Tuncay Güney isimli şimdi mahkeme Ümit Oğuztan’la ilgili belgeleri istiyor ya Sayın başkanım, bu organize suçlar şube müdürü diyor ki bizde Tuncay Güney ile ilgili belgelerde var. Onları ne yapalım? Bakın, Tuncay Güney isimli şahıstan zapt edilen ve halen şube müdürlüğümüz deposunda muhafaza altında tutulan eşyaların, müvekkiline teslim edilip edilmemesi avukatına yazacak yanlış yazmış ve Ümit Oğuztan isimli şahsın zapt edilip şahıstan zapt edilen 5 Mart 2001 tarihli tutanakta belirtilen eşyalarla ilgili gerekli talimatı istiyor. Yani sadece 3 Martta Ümit Oğuztan’dan zapt edilen eşyalar değil, 5 Martta Ümit Oğuztan’dan zapt edilenlerle Tuncay Güney’den zapt edilen bütün eşyanın şubede olduğunu söylüyor ve bunlarla ilgili ne yapacağım diyor mahkemeye, 26 Haziran 2003 tarih. Ek 121’e gelin, evet burada mahkeme yan çıkmış, hepsini bize gönderin diyor. Hepsini bize gönderin diyor, 27 Haziran da. 27 Haziran 2003. 4 Temmuz’a gelelim, şey yani 123’e gelelim Hüseyin. Bakın efendim 4 Temmuz 2003 İstanbul emniyet bir tutanak var, 1 Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyada bunu getirtiniz burada var. İstanbul emniyet müdürlüğünün tarih ve bilmem zapt olunan eşyalardan

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:46

sanık Ümit Oğuztan’a ait eşyalar sanık Ümit Oğuztan’a teslim edilmiştir, tutanak başkan,mahkeme başkanı. İnelim aşağıya bakın efendim sanık Ümit Oğuztan’a teslim edilen eşyalara bakar mısınız? 1 adet 48 x maks bilgisayar hard diski, 15 adet CD, 44 adet bilgisayar disketi, 11 adet sözleşme dosyası iniyor iniyor, mikroteyp kaseti falan filan. İnelim aşağıya inelim ek 124’e gelelim. Şimdi bakın efendim aynı mahkeme o dosya içerisinde göreceksiniz. Sanık Tuncay Güney’e ait eşyalar mahkeme kasasında diyor, aynı tutanağın devam bu. Ondan kalan malzemeleri de yazıyor.ne? 2 adet elekrtronik malzeme, 74 adet teyp kaseti, 4 adet video CD’si, 87 adet video kaseti nokta,nokta. Şimdi bunların hepsini zaptetme tutanaklarıyla karşılaştırdığınızda, ek 125 bire bir aynı ya bu kadar tutanak varken, evrakların nereye gittiği CD’lerin nereye gittiği belliyken Adil Serdar Saçan aldı yanında götürdü demek. Hangi vicdana, hangi akla, hangi inanca sığıyor? Benim işim kolay başkanım valla, mahkeme kayıtlarından çıkartıyorum getiriyorum. Bunlarda nerde biliyor musunuz? Birinci iddianamenin ek klasörü 362’si ve 363’ünde şey tarafından Ümit Oğuztan’ın avukatı tarafından savcılığa sunulmuş belgeler. Organize suçlar şubesi göndermiyor savcılığa onu da anlatacağım biraz sonra organize suçlar şubesi savcılığa göndermiyor bunları. Savcılık arşiv tetkiki istiyor, organize suçlar şubesi göndermiyor, oraya geleceğim. Evet 125’e gelir misiniz? Ek 125, bakın zaptetme tutanakları Sayın başkanım, görüyorsunuz 9 adet video kaseti, 2 adet normal teyp kaseti karşılaştırabilirsiniz efendim, yani çıplak gözle karşılaştırdığınızda 1 Ağır Ceza Mahkemesine gidenlerin hepsi o 7 koli eşya demiştik ya en başta hepsi burada efendim hepsi. Bütün dosyalar burada benim evde ele geçtiği iddia edilen 4 CD’nin içeriğindeki bütün dosyalar bunların içerisinde mevcut. Bu benim ifademin doğru olduğunu gösterir. Ben bana verilmiş olan okumam için incelemek için bana verilmiş olan CD’ler olabilir diyorum, gerçekten içini açıp bakmadım. Ha bu 4 CD’nin açıklaması, bu 4 CD’nin bundan daha net nasıl bir açıklaması olur onu da bilmiyorum. İçindeki 4 Word dosyası buldunuz mu o şeyi Hüseyin bey? Bulabildiniz mi o şeyi. Evet o da size gelen cevapta söz konusu. Şimdi efendim, dijital veri takibi konusundaki yaptığımız tespitler şunlar. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan 2001 yılında organize suçlar şube müdürlüğü personel tarafından zapt edilen tüm malzeme ve dokümanlar tutanaklara geçirilmiş ve dökümleri yapılmıştır. O birinin Kanada’dan çıkıp televizyonlara aldı yanında götürdü dediği falan 7 koli burada. Ön çalışma sürerken isimsiz bir ihbar mektubuyla MİT’e 6 CD gönderilmiştir. Bu da benim gönderdiğimi söylediler başkanım, bu 6 CD’yi bu Adil Serdar Saçan gönderdi dediler. Allah’tan mahkeme şikayette bulundu da bizim hakkımızda işkence yapılmış şunlara bir araştırın diye de ordan yırttık, yani o dedikodudan. Ön çalışma DGM savcılığı tarafından kapatılınca savcılığın bilgisi dahilinde ele geçen dokümanlar Tuncay Güney’e teslim edilmek üzere evine götürülmüş ancak şahıs evde bulunamamıştır, teslim edilememiştir. Bu dokümanların tamamı organize suçlar şubesinde emrim üzerine Sayın başkanım, emrim üzerine bu şubede muhafaza altına alınmıştır. Allah doğrunun yardımcısı eğer o 1 ağır cezanın kasasına gitmesiydi bunlar kim bilir nerelerden çıkacaktı, birde o var yani. Bunlar daha sonra şahısların yargılandığı 1 Ağır Ceza Mahkemesine götürülmüş. Şimdi başkanım burada ki karışıklık şunlarla kaynaklanmış olabilir, ben kasıt olduğun ispat edeceğim ama olay şu biz Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a bir Çenç otodan işlem yapıp adliyeye gönderdik, bir de diğer konularla ilgili arama zaptetme tutanaklarını proje çalışma iznine bağlı olarak zaptettik tuttuk. Şimdi, daha sonra mahkeme onları da isteyince bu Ümit Oğuztan’ın avukatı talebi üzerine bütün belgeler 1 ağır cezaya gitmiş oldu, yani çalışma izni kapatıldığı için oradaki belgeler aslında şahsa teslim edilmesi gerekirken oraya gitmiş oldu. Şimdi Ümit Oğuztan’a 4 Temmuz’da evraklar teslim ediliyor Sayın başkanım, Ümit Oğuztan 6 Şubat 2008’de yakalanıyor, sayın Pekgüzel yine ifadesini alıyor ve ifadesinde Ümit Oğuztan’a soruyor. Diyor ki, sizin 127 a’yı açar mısınız? Ek 127 a Hüseyin bey. 127 a’yı açar mısınız? Sayfa 114’te, 127 a, bulabildiniz mi? 127 a var. Peki, 127 a var daha sonra ekleme yaptığımız şey tamam peki. Evet, Oğuztan’dan 2008’de evraklar ele geçtiğinde sayın Mehmet Ali Pekgüzel soruyor bunların üzerinde silinti kazıntı yapmışsınız

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:47

diyor. Bu benim 1 ağır cezaya gönderdiğimiz bizim şubenin ondan sonra Ümit Oğuztan’a teslim edilen evraklar var ya onlar bir daha yakalanıyor 2008’de, örgüt dokümanı diye. Onların üstünde silinti kazıntı yapmışsınız diye Mehmet Ali bey soruyor. O da diyor ki, işte bir kısmına yaptım bir kısmına yapmadım cevap veriyor. Savcılık ifadesi Ümit Oğuztan’ın burada var. Oradan bakılabilir. Güney’e ait mahkeme kasasında muhafaza edilen dokümanlar, gözaltına alınmamdan 4 ay sonra savcılıkta incelemeye alınıyor. Ben ifade veriyorum, diyorum Tuncay Güney’in evrakları 1 Ağır Ceza Mahkemesi kasasındadır ben alıp götürmedim diyorum. 29 Ocak 2009 tarihine kadar savcılık oraya gidip almıyor, aldıktan sonra da kontrol etmiyor ve diyor ki 4 tane Word dosyası ilk defa Adil Serdar Saçan’da ele geçmiştir. Hayır efendim ilk defa o 4 Word dosyası Fikret Seçen’in 29 Ocak 2009’da mahkemeden birde 1 Ağır Ceza Mahkemesinden aldığı tek tek dökümünü yaptığı evrakta mevcuttur, bu belgedir. Ümit Oğuztan’a 2003 yılında teslim edilen belgeler içerisinde olup olmadığına da bakılmıyor. 1 ağır cezadaki belgelerde olup olmadığına da bakılmıyor ve sonuçta MİT’teki 6 CD içeriğine da bakılmıyor. Onlarla ilgili avukatlarım pano hazırladığı için ben şey yapmıyorum yani o MİT’teki 6 CD’nin Afrodit klasörünün içerisinde benden ele geçtiği iddia edilen 4 Word CD’sinin daha önce ele geçtiği belli başkanım. İşin özeti şu ben 4 tane CD’nin içerisinde ilk defa benden ele geçtiği iddia edilen 4 Word CD’sinin kaynağının nerden geldiğini söylüyorum. Bunun ne örgüt üyeliğiyle bir alakası vardır, nede bana yöneltilen diğer suçlamalarla alakası vardır. Şimdi bu 4 Word dosyasının bir tanesi de daha ilginç başkanım, birleşik komin girişimi diye bir dosya. Birleşik komin girişim her yerde ele geçmiş. Diyor ki dijital olarak sizde ele geçmiştir. E dijital olarak bende ele geçmemiş bakın, ek 115’i açar mısınız? Ek 115 sayfa 108. bakın security A.Ş ek 116’yı açın, bunlar birleşik komin adlı dosyanın alt dosyaları Sayın başkanım. Protokol A.Ş. bileşik komin dediğiniz şey iki satırlık bir şey. Biz bileşik komin dosyası adı altında security A.Ş ve protokol A.Ş’yi arz ediyoruz diyor. Ali Yasak’a gönderiyorlar, Ali Yasak tamam diyor. Bunlar iddianamede var varolan şeyler. E diyor ki ilk defa sende bulundu dijital olarak. Bende bulunmadı işte buyurun, birinci iddianame ek klasör 324 sayfa 506, 508’de not alın görün. Niye bende bulundu yazıyorsunuz? Niye gerçeğe aykırı iddianame düzenliyorsunuz? İnsanları suçlamak kolay. Bu dijital veri takibini anlatabildim mi bilmiyorum ama gördüğünüz gibi bütün dokümanlar bütün dijital veriler organize suçlar şube müdürlüğü arşivinde muhafaza edilmiş, 1 Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve daha sonra savcılık tarafından buradan alınmıştır. Onun için bu konudaki suçlamaların iddianamenin yarısından fazlasını bunlar oluşturuyor. Tamamını belgeli olarak çürütmüş bulunmaktayım. Tamamı belgeli olarak çürütmüş bulunuyorum. Tuncay Özkan’a bilgi belge verdiğim iddialarımla ilgili olarak hem Tuncay konuştu hem ben konuştum. Adnan Bulut’ta burada konuştu Sayın başkanım, onun için bu konuyu fazla konuşmak istemiyorum. Yani Tuncay Özkan’da her bulunan şeyi benim imzam olsun olmasın Adil Serdar Saçan verdi diye iddia edebilmek için benim verdiğime dair bir belge koymaları lazım. Efendim bu belgeyle o belge aynı. Olabilir, yani bir kişinin imzaladığı bir belge 80 yerde çıkıyorsa o adam mı veriyor demektir? Böyle bir mantık yok ki. Adnan Bulut söyledi, Adnan Bulut ne söyledi söylüyor, neyi ne söylediğini burada Tuncay Özkan’ın şeyinde kalktı mahkeme heyetine anlattı. Ben Adnan Bulut’la ne zaman görüştüğümü ilk sordum başkanım, o ad komik bir şey bunu da öğrenmiş oldum sayın üyeler bunu da öğrenmiş oldum. Adnan Bulut’la olan görüşmeler örgütle ilişkilidir diye birkaç tanesini çözüp göndermişler. Biz en son burada başvurduk ya efendim biz bunları ben Adnan’la meslekten ayrıldıktan sonra görüştüm. Ne alakası var falan dedim. TİB kayıtları gelsin dedim yani işte iletişim başkanlığından kayıtlar gelsin dedim. Savcılık ne yapmış biliyor musunuz o talebimize Adnan Bulut’la bütün görüşmelerimi çözdürüp göndermiş. Demek ki, örgüt ilişkisi kapsamında değerlendirilmeyen görüşmelerde halen saklıyorlar, imha etmeleri gerekirken. Bundan da o sonuç çıkıyor, o konuda da suç duyurusunda bulunuyorum. Saklayamazsın arkadaş, ceza kanunu açık CMK açık saklayamazsın. Ben diyorum ki Adnan Bulut’la ilk ne zaman görüşmüşüm? Ben Adnan Bulut’la 2004 yılında tanıştım Sayın başkanım

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:48

2003 yılının sonunda ben 2003 yılının 13 Mart’ında organize suçlar şubesinden ayrıldım, 2004 başıydı Adnan’la tanıştığım da yani öyle bir ifadeyi vermesi mümkün değil. Tuncay Özkan vasıtasıyla giderdik bize daha kolay bilgiye ulaşırdık, ulaşamazsın kardeşim ben o tarihte organize suçlar şube müdürü değilim. Bunun ispat etmek için TİB kayıtlarını istiyoruz. Bize çözümü yapıp gönderiyor. Hiç dikkate bile almıyor, sayın heyetinizin vermiş olduğu kararı savcılık. Dikkate bile almıyor. Bakın gelen cevabı göreceksin ne demek istediğimi. Halil Behiç Gürcihan polis ifadesi veriyor, göz altına alınıyor. Gözaltına alındıktan sonra Sultan Ahmet’e ben bir balık restorandın da oturuyorum, Cankurtaranda sokak kenarındadır, babamın arkadaşıdır rahmetli onun oğlu işletiyor devamlı orada beni buluyorlar gelen beni orada bulur. Orada Bekir Öztürk geldi, Bekir Öztürk’le oturuyoruz Halil Behiç Gürcihan’da geldi. Kendisinden Fethullahçılarla ilgili belgelerin suretlerinin çıktığını poliste bunu sorduklarını benden aldığını söylediğini söyledi. Yanımda da Volkan Ekler vardır yerin sahibi. Niye böyle söyledin? Seni nasıl olsa almazlar dedi bana. Onun için mi böyle söyledin? Onun için böyle söyledim. İyi o zaman dedim. Şimdi siz karar verin Halil Behiç Gürcihan’a ben vermişsem ben vermişimdir öyle diyorsa. Ama olay böyledir Volkan’ı çağırıp dinleyin, dinleyebiliriz tanık olarak. Buna da delil olarak koymuşlar, Halil Behiç Gürcihan’a çok gizli belge verdi. Ne belgesi verdim? Seninle belge biraz evvel okudum ya efendim, Fethullahçılara ait gizli belgeler. Ön çalışma izni aldığım belgeler. Versem ne olacak? Yani keşke basında yayınlasalar, keşke yayınlasar iddianame eklerinde duruyor. Yayınlamıyorlar sonra birileri çıkıyor efendim polis içerisinde Fethullahçı örgütlenme yok canım, a yok bizde uzaydan geldik zaten. İstesen de yayınlatamıyorsun ki Halil’e vereyim Behiç’e sonra Behiç’e niye vereceğim? Cumhurbaşkanlığına göndermişim, 2007 yılının Nisan ayında karar düzeltme talebine koymuşum, tutturtmuşlar bu belgeleri bu verdi, vermedim. Halil Behiç Gürcihan böyle söyledi. İyi yani içeriye aldığım 11 bin tutuklu gelsin Adil Serdar Saçan hiırt dedi curt dedi hepsi delil olsun olur mu Sayın başkanım, olur mu sayın üyeler? Ama bak gene söylüyorum, verdim yani eğer bu Behiç’in sıkıntısını giderecekse vermiş olayım yani problem değil çünkü orada bir suç unsuru yok. aldığım çalışma izni. Şimdi kuvayi milliye net sitesinde ben yazı yazdım. Bana diyorlar ki sen ben atıldıktan sonra anlattım ya efendim size burada işte biz kaç kişiyiz kom’da şurda burada yazılar yazdım. Biz kaç kişiyiz kom’da kendi adıma gönderdim orada editör isterse koydu ama ilk kurşunda esasen siz bilmiyorsunuz savcılarda tespit edememişler. Haber objektif diye bir Internet sitesinde de yazdım, orada meğerse Ümit Oğuztan’da yazıyormuş. Sonra fark ettim de bir daha yazmadım orada. Bunu da söylüyorum bunlar yok evraklarınızda falan. Yazdım haber objektif diye site, benim bacanağım eski bacanağım gazeteciydi burada yazar mısın? Yazarım. Ne yazarsın? Yolsuzluk yazıyorum, hırsızlık yazıyorum, memleketi niye soyuyorsunuz diyorum. Halt ediyorum yani özür dilerim ama işte yazdım. E şimdi kuvai milliye net sitesi, Bekir Öztürk’ün sitesi birinci iddianameden biliyorsunuz Sayın başkanım, bu site Veli Küçük’ün kontrolündeymiş. Sen diyor Veli Küçük’ün kontrolündeki sitede niye yazdın? E nerden bileceğim ben. Ben Bekir Öztürk’ü hayatımda 10 defa görmemişim, 10 defa görmemişim. Mersin’de çalışan bir çocuk, tanıyorsunuz kendisini gördünüz burada serbest bıraktınız. Evet işte o evet, o biraz evvel ki, iner misiniz aşağı. Sayın başkanım, sonunda buldular çok özür dilerim. İner misiniz aşağıya bakın size gönderilmiş 1 Ağır Ceza Mahkemesi. İnin aşağıya evet. Bakın burada listede bende ilk defa bulunduğu söylenen 4 Word dosyası burada ki listede mevcut Sayın başkanım. Belge ile iddianamenin gerçeğe aykırı tanzim edildiğinin kanıtı ve aşağı iner misiniz teslim tesellüm imza tutanağı bölümüne burada bakarsanız göreceksiniz efendim, 4 dosyanın 3’ü burada var diğerleri de disketlerin içerisinde bir tanesi disketlerin içerisinde. Evet bakın efendim. Teslim alan Fikret Seçen, teslim eden Mustafa Boz hakim. Cumhuriyet savcısı. Tarihe geçer misiniz lütfen tarihe aşağıya, 29 Ocak 2009 Sayın başkanım. Şimdi bu belge elimde sayın savcı bana diyor ki Adil Serdar Saçan bunlar ilk sende çıktı. Yav yok ilk önce Tuncay Güney’de çıkmış. Daha doğrusu Tuncay Güney’de çıktığını şey yapamamışsınız ki gidip zahmet edip 1. Ağır Ceza Mahkemesi şeyine bakamamışsınız ki. Ümit

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:49

Oğuztan’ın avukatı sunmuş size 362, 363’te. Ama Fikret beyin burada hatası var ama savcılığın iddianame düzenlerken hatası yok, onu biraz sonra anlatacağım. Emniyetin sizi nasıl yanılttığını biraz sonra belgesiyle anlatacağım. Şimdi kuvai milliye sitesi net sitesi Veli Küçük’ün denetimindeymiş sen orada yazıyorsun. Bilmiyorum Sayın başkanım, öyle bir şey çıktı mı onu da bilmiyorum Bekir’e sorun yani, bilsem uzağından geçmem. Bak Veli Küçük şu bu diye değil yanlış anlamayın. Ben hakkında işlem yaptığım hiç kimseyle ne oturmuşumdur ne konuşmuşumdur. Benim böyle bir prensibim var. Yazmam, sırf o yüzden yazmam. Bu itham çok ağır bir ithamdır. Efendim Veli Küçük’ün denetimindeki kuvai milliye net sitesinde yazı yazdı. Ayrıca ben bunu bilmiyorum birinci iddianameden bu gerçekten Veli Küçük’ün denetiminde mi, değil mi onu da bilmiyorum yani, hala da bilmiyorum yani. Ama Bekir böyle bir şey söylemedi. Oktay Yıldırım’ı övücü yazılar yazdı. Acar mısınız ek 132’yi? Sayın başkanım, Ergenekon denilen davanın operasyonu Haziran 2007 tarihinde yapılmıştır. Ben şeyde yazı yazarken kuvai milliye net sitesinde yazı yazarken o siteden Oktay Yıldırım isimli çocuk, malulen emekli gazi dediler, gazi malulen emekli astsubay, Bekir beni bununla tanıştırdı. Abi sen İstanbul’dasın bu adam televizyonlara çıkıyor abuk subuk konuşuyor. Yazık günah bu gazidir bununla bir konuş sana göndereyim dedi. Geldi bana baktım sordum, Oktay sen nasıl gazi oldun? Helikopter’den düştüm bacağım kırıldı, kolum kırıldı. Ya niye böyle oraya buraya çıkıp bağırıyorsun? Sen gariban bir adamsın. İşi gücü yok, gerçekten mali sıkıntısı var. Yani anlatıyor bana dinliyorum. Bir yerde çalışmıyorum diyor, gazi maaşıyla. Çapa’ya gidiyorum geliyorum diyor. Ya Oktay niye konuşuyorsun o zaman başını belaya sokacaksın diyorum. Sorabilirsiniz kendisine. Ondan sonra bir gün beni aradı dedi ki ya abi, bu da kuvai milliye nokta net sitesinde yazı yazıyor Sayın başkanım. Beni aradı ya abi dedi bir ne diyorlar işte bir toplantı gösteriyi, bu arada ben söyleyeyim ben o gün söyledim savcı beylere de bulun getirin kabul edeceğim diye. Ben hiçbir cumhuriyet mitingi dahil hiçbir toplantı gösteri yürüyüşü mitinge katılmadım. Korktuğum için değil, eski bir polisim meslektaşlarımla karşı karşıya gelirim ayıp olur diye. Teşkilatta 10 binin üzerinde talebem var benim yetiştirdiğim. Biri görür orada bizim müdür işte bilmem ne davasında yürüyor, ağzını burnunu. Olmaz, yakışmaz bana. Bundan dolayı başka bir şeyden dolayı değil. Yani girmedim hiçbirisine nasıl bu örgüte üye oldum onu bilmiyorum daha yani. Şimdi Oktay Yıldırım dedi ki ya abi beni dövdü dedi emniyet amiri. Ya nasıl döver? Vallahi böyle böyle oldu beni darp etti. Bende tuttum yazı yazdım, yazının şu bölümünü okuyayım. Bunu bu yazının tarihi Sayın başkanım, bakın 23 Eylül 2006’dır yani Ergenekon operasyonundan kaç ay önce, 10 ay önce mi? 10 ay önce. Yukarı çıkın. Yaklaşık 1 yıl önce. Sevgili kardeşim, Oktay Yıldırım aradı, sevgili kardeşim Oktay Yıldırım aradı geçende. Sizde de haber olarak yer alan konuyu anlattı. Bir emniyet amirinin kendi nezdinde Türk ordusuna hakaret ettiğini söyledi. Eski bir emniyet müdürü olarak dert yandı bana. Ben emekli bir astsubay çocuğuyum 1978-2003 yılı arasında polis koleji mezunu olarak emniyette görev yaptım. Şurada burada geçti. Oktay kardeşim kahraman bir başçavuş gazisidir, memlekete hizmet etmiştir ve gazi olmuştur. Bir çok arkadaşı kucağında şehit düşmüştür. Türk’tür, müslümandır, dürüsttür, milliyetçidir adam gibi adamdır. Ulusalcıdır, Atatürkçüdür yüzlerce terör operasyonunda aldığı üç kuruşluk parayla ailesini falan diye devam ediyorum. İnin aşağıya, üzülme sen Oktay kardeşim yukarıda çok özetle niteliklerini saydığım milyonlar seninledir ama hepimizin ortak kaderi cezalılar birliği oluşturmamızdır. Yukarıdaki hiçbir özellik emperyalist küreselci köpeklerin ve uşaklarının cezalandıramayacağı derecede önemsiz değildir. Yani ahde vefadan bahsediyorum ahde vefa. Gazisin seni niye itip kakıyorlar diyorum. Dediğim bu insanı insana köle yapanlar ve onlara hizmet edenler tarihin hiçbir döneminde kanlı ellerini yıkamaya fırsat bulamamıştır. Ömer Muhtar’ın dediği gibi bazıları cellatlarından uzun yaşar. Üzülme sen Oktay kardeşim bizim aklımız onların güçlerini yıkar yakar ezer ve geçer. Üzülme sen Oktay kardeşim gazinin dediği gibi, bu gazi Mustafa Kemal olan gazi. Geldikleri gibi giderler. Saygılarımla. Şimdi, bunu örgütsel ilişki olarak neye dayanarak sunuyorlar? Bir gaziyi, bir emniyet amiri tartaklıyor ve bende bu gazinin dürüst, düzgün bir insan

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:50

olduğuna inanarak yazıyorum daha ne bomba bulunmuş, ne Ergenekon var ortada, ne böyle bir örgüt var, ne Oktay Yıldırım’ın böyle bir ilişkisi olduğunu bilirim. Oktay Yıldırım’lan konuşmam belli şeyim belli. Mustafa kemal paşanın geldikleri gibi giderlerle ilgili dediğim söz bu Fethullahçı takımınadır. O emniyet amiri güvenlik şubesinde çalışan Fethullahçı bir (bir iki kelime anlaşılamadı) yazdığım yazı onlarla ilgili kast ettiğim mesele budur. Bunu da savcılık ifademde açıkladım. Vay efendim örgütsel irtibat, örgütsel ilişki, örgütsel bilmem ne Sayın başkanım, sayın üyeler, illa böyle örgütsel irtibat mı olması gerekir? Ha bu şu olur 2007’de operasyon yapılmış olur, ben ondan sonra yazırım o zaman bana hesap soracaksınız haklısınız sormakta. Ya ben geleceğe yönelik fal mı açacağım? Ben şimdi yarın öbür gün buradaki arkadaşlardan birinin suç işleyeceğini nereden bileceğim yani? O da suç işleyip işlemediği belli değil. Tamamen iyi niyetle yazılmış bir yazı. Bakın orada yazıyorum ahde vefa önemlidir diyorum, okumadım da orada Türk ve Müslüman evlatlarına evlatlarını savaşta bile bile ölüme gönderen milyonlarca vatan pervere bilhassa Gazi Osman paşaya, susuzlukla zulmedilip onlarca kılıç darbesiyle şehit şerbeti içmiş peygamber torununa yazmışım burada. Bu da ahde vefa demişim. Bu da gazidir buna da ahde vefa gösterin niye dövüyorsunuz üzülme sen Oktay kardeşim demişim. Buna ne tarihi uyuyor ne saçı uyuyor ne boyu uyuyor. Getirmişler Adil Serdar Saçan’a irtibat ne güzel, kur gitsin irtibatı. Bu Oktay Yıldırım’ı övücü yazı değildir Sayın başkanım, Oktay Yıldırım bu tarihte gözaltına alınmış değildir Sayın başkanım, sayın üyeler. Onun için bu yazının bu cümleden alınması sanki cezaevine girdikten sonra Oktay Yıldırım yazmışım gibi burada lanse edilmesi düzgün bir şey değildir. Aynı görüşteyim bir gaziye bir emniyet amiri aynı tartaklamayı yaparsa aynı görüşteyim, geride bir adım atmış falan değilim. Bununda örgüt üyeliğiyle bir alakası falan yok, bu namusla şerefle alakalı meseledir, dünya görüşünüzle alakalı bir meseledir. Bunu anlattım biz kaç kişiyiz kom’da ben yazı yazmadım. Kuvai milliye nokta nette de Bekir Öztürk’le tanışmam, Güler Kömürcü bana dedi ki bir site var kuvai milliye net sitesi buraya yazı yazar mısın? Bekir röntgen teknisyeni Bekir’e telefonu verebilir miyim? Ver dedim. Aradı abi bizde yazı yazar mısın? Yazarım, yazdım. 17-18 tane yazı yazdım. Bu yazıların hiçbiriyle dava açılmadı sadece Ramazan Akyürek’le Hrand Dink ile ilgili yazdığım yazıdan dolayı dava açıldı oda tazminat davası devam ediyor, zaten o yüzden de Ramazan Akyürek görevden alındı. Sayfa 251’de, Mustafa Balbay’a orada bir arama yapıldı sayın Balbay’ın cumhuriyet gazetesinde orada yine 66 sayfa bunu da talep ettik gelmedi. 66 sayfa içişleri bakanlığına diye bir dilekçe yazılmış Sayın başkanım, şey bir rapor yazılmış bu raporun iki sayfasında benim Fethullahçılarla ilgili aldığım biraz önce burada anlattım iznin iki sayfası çıkmış, bunu da ben vermiş oldum. Ya nerde Adil Serdar Saçan imzalı bir şey çıksa bu verdi oluyoruz yani. Balbay’ı tanımam söyledi. Yani tanısam ne olacaktı yine söyleyeceğim, tanımam, vermedim. Versem ne olacak? Vermedim. Yani nedense bir Fethullahçıları koruma refleksi devreye giriyor burada. Yazıları çıkarıyorlar eklerden bilmem ne yapıyorlar falan ama ek klasör 22’de unutmuşla birinci iddianamenin isteyen oradan bakabilir yani. Evet, şimdi aramalarla ilgili bir şeye daha dikkat çekmek istiyorum sayın ben iddianame sistematiğine göre gidiyorum Sayın başkanım, sayın üyeler. Aramalarda savcı bey yine burada tanıktır. Benim iş yerim olarak ara sıra gidip çay içtiğim otel ile yemek yediğim lokantayı yazmışlar, arama kararına. Sultan Ahmet’te bir otel ile bir lokanta. Kararları görünce savcı beye dedim ki, kendileri burada efendim benim orada bir bürom var, bunlar benim bürom falan değil dedim. Savcı bey ha öyle mi dedi. Evet dedim. E o zaman oraya karar alalım dedi. Benim büroya karar aldılar ve aradılar demi efendim? Yani kendileri oradaydı. Dolayısıyla ben delilleri hiç karartmadım aksine büromdan çıkan her doküman aleyhime burada yazılmış kendim aleyhime delil yaratmış oldum. Eklere de bakarsanız göreceksiniz, Sultan Ahmet’te bir restoran’la otele bunun iş yeridir diye izin almışlar. Ama, ama enteresandır aynı iddianame eklerinde benim büromu Gürbüz Çapan’ın tefriş ettiğine dair kaçakçılık daire başkanlığından not var Sayın başkanım, yani bürom olduğu biliniyor ama bürom yerine bir otel ve lokantaya izin alınıyor. Bende ha deyip kulağımın üstüne yatsaydım acaba benim büroda neler çıkacaktı çok

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:51

merak ediyorum. Hazin ama düşündürücü işler. 8 ay telefonlarını takip ettiğiniz bir emniyet müdürünün eski emniyet müdürünün ki organize suçlar şubesinde bende benim yanımda çalışmış çocuklarda o büroya gelip gittiler yani bu operasyonu yapanlarda o büroya gelip gittiler zamanında şimdi değil. Büroyu hepsi biliyor, büroya izin alınmıyor arama izni. Ben söylüyorum. E niye almadınız arkadaş büroya arama izni? Yoksa benim büromdan da planlar falan mı çıkacaktı sonra? Ben eğer orası benim bürom değil deseydim. Onun için delil karartma falan diye benim bir derdim yok efendim, tutukluluğumla ilgili her şey burada her şey çürüyüp gidiyor. Benim delil karartma diye bir şeyim yok, büromun adını veriyorum bakarsınız 23 Eylül’de 21 Eylül’de alınmış diğer kararlar 23 Eylül’de bürom aranıyor, savcı bey şahit savcı bey geldi beraber gittik. Bürom arandı oradan ele geçen dokümanlar güya işte onlarda söyleniyor aleyhime delil olarak burada yazılıyor. Ben elde edilen dokümanlarla ilgili olarak burada bir çok şeyi yazdım, efendim bunların hepsinin mantıklı açıklaması vardır, hepsini yazdım burada tekrarlamak istemiyorum soru sorulursa söylerim. Telefon görüşmelerimle ilgili olarak bir şey söyleyeceğim Sayın başkanım, bu Adnan Kılıçarslan diye memur var, polis memuru, bunu hakkında takipsizlik verdiler. Ankara da benim Danıştay da davalarım var, Danıştay’a gidip bir kere gittim başkan beni dinlemedi bile çıktım kapıda bir tane memur, dedim ki sen burada mı çalışıyorsun? Evet. Ya benim param yok ikide bir de Ankara’ya gidip gelemiyorum. Dosyalarımın durumun sorsan hani girdi mi çıktı mı, ne oldu, bana söyler misin? Söylerim dedi. Bu çocuğun adı Adnan Kılıçarslan orada tanıdım. Çıktım telefonda ettim var zaten dökümler dedi hep dosya numaralarımı sormuş, göz altına alındım başkanım. Bir baktım koridorda Adnan Kılıçarslan, yav seni niye aldılar dedim? Vallahi bilmiyorum müdürüm dedi, size bağlıymışım dedi. Allah Allah iyi, Mehmet Karabörk’ü çağırdım emniyet amirini gel arkadaş buraya gel bunu niye aldınız? E işte müdürüm Danıştay da çalışıyor falan filan. Kardeşim ne yapmaya çalışıyorsunuz? Beni o çocuk vasıtasıyla Danıştay cinayetine bağlamaya çalışıyorlar ama Allah bu doğrudan yana ya çocuk cinayetten üç ay sonra orada çalışmaya başlamış. Çocuğu serbest bıraktılar, takipsizlik kararı verdiler. Yuh diyorum yani, insaf diyorum yani, başkanım hakikaten insaf. Allah etmeye çocuk cinayet olduğunda orada çalışsa bana bağlayıp Danıştay cinayetine bağlayacaklar beni ya. Komplonun belgesidir başkanım o çocuğun alınması. Bir sorun bakayım niye aldılar o çocuğu? İnsaf, insaf el insaf Allah’tan korkun,bunu yazanlar Allah’tan korksun, kuldan zaten utanmıyorsunuz ama Allah’tan korkun demek lazım bunlara. Telefon görüşmemde Erol Koyun’u anlattım, Sayın başkanım burada yine bir suç duyurusu var. Benim telefon benim üzerime kayıtlı ama eşim kullanıyor, herhalde seslerimizden anlaşılıyordur benim sesim kalın yani. Eşimin yaptığı konuşmayı benim konuşmam gibi yazıp, çözümünü de yapıp iddianameye koymuşlar, koyamazsınız efendim. Dikkat edin benle konuşmuyor eşim, eşim başkasıyla konuşuyor, o telefonla ilgili dinleme kayıtlarını da bulamadık biz, iddianameye koymuş telefon irtibatları diye. Niye? Eşim telefonda demiş ki ya Ergenekon’dan bizimkini alacaklar herhalde. Ergenekon geçmiş ya hemen antenler çalışmış koymuşlar. Suç işliyorsunuz. Benle eşim arasındaki görüşmeyi değil sayın heyet, eşimin başkasıyla yaptığı görüşme. Neyse bunu pek önemsemiyorsunuz herhalde geçiyorum yani. Şu Tuncay Özkan’la ilgili olarak sayın Haşıloğlu sormuştu ben onu söyleyeyim bir tapu tahsis belgesiyle onun üzerinde çok durdunuz hemen açıklayayım, Ankara yeni mahalle Memlik köyünde inşallah o araziye de bir şeyler koymazlar yani onu da söyleyeyim bu arada da, korkuyorum çünkü. Bir orta okullar arası Türkiye birincisi olduğum için basın yayın enformasyon genel müdürlüğü bana 1978 yılında şey verdi, arsa verdi 250 metre kare. Bende paraya sıkıştım Tuncay’da Ankaralı olduğu için oraya gidiyorsun eğer o köyde muhtarla tapu tahsis belgeleri benim tapum var, dağıtıyorsa öğren de bunu satayım dedim. Şeyinde o belge olarak dediniz ya efendim belge vermiş size diye, doğrudur taponun fotokopisini kendisine verdim gitti her zaman olduğu gibi veya işte o zaman yapmadı. Bende kızdım ona o konuşma onunla ilgilidir. Bende Ankara’ya gidiyordum, dedim ki eğer konuştun mu diyorum? Konuştuğu kişi oradaki emlakçılardır veya akrabasıdır çünkü Ankaralı kendisi.

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:52

Konuştun mu diyorum, konuştum diyor. Geldik yine konuşmamış, hani Ankara ya gitmişken götüreyim bunu satayım matayım meselesi, orada bir şifre mifre yok. o diğer bir görüşme var o şifreli o şifreli tamam onu zaten savcılıkta kabul ettim. Efendim şifre kime karşı Adnan hocacılar örgütüne karşı. İki tane var hatta birincisinde yani müstehcen bir yerimden rahatsızım bununda bilinmesini istemiyorum bazı arkadaşlarım kullanmak için, telefonlarımın Adnan hocacılar tarafından dinlendiğine dair şüphem var ciddi şüphem var. Doktor için başka numara istiyorum onu örgütsel irtibat olarak koymuşlar. İkincisi de benden istediği belgeler var, destansı diyorum Ergenekon ismini kullanmıyorum Ergenekon ismini kullandınız mı hemen kulaklar dönüyor. Evet destansı dediğim Ergenekon’la ilgili alınan Veli Küçük’le ilgili alınan üç sayfalık çalışma iznidir, inkarda etmiyorum bunu da böyle şifreli kullandı mı? kullandım. Örgüt üyeliğiyle ne alakası var. Bugün olsa dışarı çıksam, vallahi tuvalete gideceğimi bile nasıl söylerim bilmiyorum yani, telefon kullanmaya niyetim yokta. Ha ora var ya oraya gideceğim falan derim yani. Sonra Tuncay Özkan’la bütün görüşmelerim bu mecrada devam ediyor Sayın başkanım, okumak istemiyorum gerçekten ahlakım el vermiyor. Öptüm öptüm, tamam tamam, konuşuruz konuşuruz ha toplanın toplanın örgütsel ilişki. Veli beyin Veli Küçük’ün emniyet ifadelerinde neden alındığımı falan söyledim bunlarda iddianamede var. Doğu Perinçek’in ifadesi de örgütsel irtibatlar bölümünde Doğu Perinçek’in bir ifadesi var. Onu da o ifadeyi tutmuşlar dönmüşler bana bağlamışlar bir kere şunu söyleyeyim ben size ben sayın Doğu Perinçek’i hiç tanımıyorum. Cezaevinde gördüm burada gördüm, buraya girene kadar ben sayın Doğu Perinçek ile hiç görüşmedim. Beni hiç aramadı daha doğrusu şöyle oldu bir keresinde ben Emcet beyle görüşüyordum, aydınlık dergisine röportaj verdim, onun ulusal kanaldaki programına da iki üç defa katıldım. Bu arada milli anayasa bildirgesi diye bir hikaye var, onu da bana orada gösterdiler. Bir kamu yönetimi doktoru olarak ya ben polislikten 7 sene oldu atılalı hala polis muamelesi yapıyorlar bana iddianamede. Hatta atılalı 7 sene olmuş, anayasa bildirgesi getirmiş, hukukçuyum baktım iyi güzelmiş dedim, yazabilir miyiz adını? Yazın dedim. Örgütsel ilişki. Ulusal kanala program için gittiğimde yapıyorum, program dediğim beni davet ediyorlar konuşmacı olarak katılıyorum. Bir gün şimdi şu metinden gideyim Doğu Perinçek’in ifadesinden, 1326. sayfa iddianamenin diyor ki 6.2.2008 günü Emcet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Adil Serdar Saçan’la yapılacak bir görüşmeden bahsettikleri Adil Serdar Saçan’ın bak şunu söyle diye devam eden bir bölüm vardır burada Adil Serdar Saçan’ın değil Doğu Perinçek’in yazılması gerekir. Yani 1326. sayfadaki 1326. sayfayı getirebilir miyiz şeye? 1326. sayfada Sayın başkanım, iddianameyle bir şey yazarken kimin ağzından çıktığını yazın. Benim ağzımdan çıkmamış ben ö söylememmişim Doğu Perinçek’in telefon konuşması kendisi Doğu Perinçek konuşmuş, iddianamenin evet, 1326. sayfa neyse oraya gelirsek şey yaparız. Geçtiniz yukarı. Doğu Perinçek’in yaptığı konuşmayı benim yaptığım gibi yazmışlar sayın başkanım, bakın burada bir saniye saat 10 (bir kelime anlaşılmıyor) Emcet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Adil Serdar Saçan’la yapılacak bir görüşmeden bahsettikleri Adil Serdar Saçan'ın bak şunu söyle, arkadaş bu Güler Kömürcü söylemiş bunu onu içeri alabilirler haber yolla diye göz altına aldıkları zaman çıksın aslanlar gibi olayı en iyi göğüslemek öyle olur akıllılık yapıp çatır falan bunları ben söylemişim gibi söylüyor. ben söylemiyorum. Doğu Perinçek şeye söylüyor Emcet Olcaytu’ya söylüyor. hiç olaydan haberim yok. yani bunun için ben dilekçede verdim düzetmediler sayın başkanım. Ben size söyleyeyim o ek klasör 127 bu görüşme ek klasör 127,yani birinci iddianame ek klasör 127 sayfa 349 ve 350’de var şöyle 6.2.2008 görüyor musunuz Sayın başkanım bir telefon görüşmesi için nereye gidiyorum? Kendi iddianamemde kendi eklere bakıyorum olmuyor birinci iddianameye gidiyorum, Doğu Perinçek’in eklerinden telefon görüşmelerini buluyorum. Levent Temiz bey burada, ha ben bir görüşme yapmaya gidiyorum. Ha Adil beyle mi evet. Bunu Emcet bey söylüyor Doğu beye, ben Adil beyle görüşme yapmaya gidiyorum. Adil beye selam söyle diyor Doğu bey, Levent Temiz’inde onunla görüşmek istediğini belirti ver diyor olur mu? Levent Temiz’in telefon numarasını bana vermesi için Emcet beye veriyor. Güler Kömürcü gözaltına

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:53

alındığında onu da gözaltına alabilirler dikkatli olsun demiş. Yani Güler Kömürcü Levent Temiz’e demiş ki, Adil’i de alacaklar dikkatli olsun. Doğu beyde Emcet beye söylüyor bunu Adil beye ilet diyor. Konuşmanın içeriği bu, bunlar iletmedi bana ileten Levent’in kendisi oldu, o da yok telefon irtibatlarında benim Levent Temiz’le görüşmelerim var yok. Levent Temiz’i tanıyorum. Eski İstanbul ülkü ocakları başkanıdır. Tanıdığımı da söylemişim onla görüşmelerim var, yok diyorlar. Yani ya Levent numarasını değiştirdi bilmiyorum. E şimdi Levent beni aradı senide alacaklarmış, benim verdiğim cevap çok net, alsınlar birader ne olacak yani, benim korkum yok dedim. Bu bunun örgütsel irtibatla bilmem neyle ne alakası olabilir? Birde benle ne alakası var? Güler Kömücü Levent’e söylüyor, Levent Doğu Perinçek’in yanına gidiyor, Doğu Perinçek Emcet beye söylüyor Emcet bey bana söyleyecek gerek yok, Levent aradı söyledi bende alırlarsa alsınlar dedim, bu kadar basit. Zaten 6 Şubat 2008’de oluyor bu konuşma bu 6 Şubat benimle ilgili dinleme kararı da 6 Şubat 2008’de alınıyor. Yani benle ilgili tüm dinleme kararları 6 Şubat 2008’den sonra. Yani onlar bana senide alabilirler dedikten sonra ama hepsi aleyhime delil olarak yazılmış. Tabi Tuncay Özkan’la kurnazlık konuşmam ayrı. Şimdi bu cezalar birliği isimli makale biraz evvel okudum bunu Bekir’in orada bulmuşlar örgütsel irtibat diyorlar ya Bekir sitenin sahibi ben Bekir’e gönderiyorum, Bekir köşemde yayınlıyor ne örgütsel irtibat, ben yazdım vallahi ben yazdım söyledim okudum biraz evvel ne yapabilirim başka? Bu örgütsel irtibat falan değil Oktay için neden yazıldı anlattım, Bekir’de bulunması da örgütsel irtibat değil. Mustafa Balbay’ın gene gelmişler o bürodaki arama 66 sayfa belge onun içinde iki sayfası bana aitmiş. Ümit Sayın’da telefon numaram çıkmış, açıkladım. Veli Küçük’le çıkan doküman ve yazılar bana atfediliyor sayın başkan, Veli Küçük’te çıkan doküman ve yazılar bana nasıl atfedilir? Ya adam benimle ilgili ya adamın evinde benimle ilgili aleyhime belgeler toplamış, onlar bulunmuş nasıl benle irtibat kurulur örgütsel irtibat. Adam Mahmut Tüylüoğlu’yla arkadaşmış, Mahmut Tüylüoğlu içeriye attığımız bir adam tutuklanan bir adam. Bunlar arkadaş diyor not almış, efendim çıkar ilişkileri Adil Serdar Saçan’ın diye iki sayfa not almış. Onları görmezden gelmişler ee proje çalışma izni bu Veli Küçük’le ilgili aldığımız çalışma izninin sureti onda çıkmış bunu sen verdin diyorlar ona, hadi buyrun bende ispat edin diyorum Veli Küçük’te orada bende buradayım. Vermedim ha niye vereceğim? Vermek için mantık yok ki. 2001 yılında 2002 yılında kapanmış bir izinle Mahmut Tüylüoğlu’nu ben Mart 2003’te göndermişim Sayın başkanım. Proje çalışma izni kapandıktan 4 ay sonra Mahmut Tüylüoğlu’nu almışım. Yani o gurup benle ilgili çalışma izni kapandıktan sonra da çalışmaya devam etmiş ve nitekim daha sonra da beni meslekten attırdılar. Bunların hiç birisi görülmüyor iddianamede. İşçi partisi genel merkezinde benim telefon numaram bulunmuş, ben işçi partili değilim işçi partisine üye değilim, işçi partisinden kimseyi tanımam. Bir tek Emcet Olcaytu’yu tanırım, diğerlerini oraya gittiğimde çay içtiğimde görmüşümdür. Fikri olarak ta işçi partili değilimdir yani o görüşte olmak zorunda da değilim. Genel merkezde telefonumun bulunması ulusal kanalla ilgilidir, oraya gittiğimde telefonumu vermiştim oradandır en fazla, genel merkezin nerde olduğunu bilmem, hiçbir merkez yerine gitmedim. Seçim öncesi bana üyelik teklif ettiler ben emniyet teşkilatına geri döneceğim siyasi partiye girmem dedim, girmedim. İlla Doğu Perinçek’le ilişkilidir, ya Doğu Perinçek’le ilişkim yok ne yapayım yani Veli Küçük gibi, illa bağlayacaklar ya birden yok. KanalBiz’de arama yapılmış Sayın başkanım, yine bu Fethullahçılarla ilgili belgeler bulunmuş Kanalbiz’de arama Eylül ayında yapılmış 2008’in Eylül ayında Fethullahçılarla ilgili belgeler 2008’in Temmuz ayında iddianamede birinci iddianame ek klasör 22’de yayınlanmış. Bunlar yayınlandıktan sonra artık gizli belge vasfını kaybetmiştir, burada ki suçlamalarla, buradan bana suçlama yapamazlar ve ben KanalBiz’e gitmedim yerini de bilmiyorum Kanaltürk’ü biliyorum ama kapanınca Tuncay’a da o yüzden kızmıştım KanalBiz’e falanda hiç gitmedim programına da çıkmadım. Şimdi irtibatlar bölümünde Hikmet Çiçek’le 8 görüşme diyor, ben Hikmet Çiçek’i hiç tanımıyorum. Burada gördüm sordum dedim ki ya Hikmet bey sizle 8 tane görüşme çıkıyor. Dedi ki Adil bey siz bir gün programa gelecektiniz gelmediniz ben sizi birkaç defa aradım geliyor musunuz diye bu kadar.

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewBakın malum olmuş veya bakın ne diyor anılan grubun yani Fethullah Gülen grubunun İstanbul merkezi olmak üzere

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 11.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:29 Sayfa:54

Gerçekten tanımıyorum, tanısam tanıdım derim, bak tanımadığım adamları söylüyorum. Yani burada olmayanları söylemişim. Şimdi Kemal Kerinçsiz hikayesi var, Kemal Kerinçsiz’i aradım bir kere aradım burada 8 görüşme görülüyor. Onlara bakarsanız detayına göreceksiniz. Mutlaka onların etkinlikleriyle ilgili bir şeydir. Mesajdır ben onu bir kere aradım o da idare mahkemesinde bir davayla ilgili bir soru sormak içindir. O arada müşterek dostumuz vardı hem de tanışmış oldum. Bende avukatım, hukukçular birliğine gelin beklerim dedi, gitmedim. Siz Sultan Ahmet’e gelirseniz bende beklerim dedim, o da gelmedi. Budur Kemal Kerinçsiz ile ilişki. Bunu hatırlamadım gerçekten hatırlamadım, bakınca hatırladım söylüyorum yani Kemal Kerinçsiz’de orada ona da sorabilirsiniz. Yani bunları neden benim şimdi Kemal Kerinçsiz gibi belki avukat olma münasebetiyle baroya kayıtlı olma münasebetiyle bin tane avukat tanıyorum yani Kemal Kerinçsiz olunca yaz irtibat örgütsel diye koyuluyor oraya. Başkanım bir 5 dakika daha ara verebilirsek son bölüme geçeceğim.”

Mahkeme Başkanı:" Ne kadar sürer o son bölüm?”Sanık Adil Serdar Saçan:”O da bu kadar falan sürer iki saat falan sürer.”Mahkeme Başkanı:" İki saat sürer.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani bugün bitirebilirim başkanım bunu.”Saatin 16:45 olması karşısında sanığın sorgu ve savunmasının alınması işlemine bu

oturuma mahsus olmak üzere son verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 12 Ocak 2009 günü saat 9:30’da kaldığı yerden devam edilmek üzere ara

verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 11.01.2010

Başkan -20909 Üye -28298 Üye -37266 Katip -128041

54