151
T.C İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :25 CELSE TARİHİ :05.12.2008 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :BURAKHAN ERGİN 93829 05.12.2008 tarihli oturum, açıldı. Tutuklu sanıklardan Hüseyin Görüm, Hayrettin Ertekin, Mete Yalazangil, Semih Tufan Gülaltay, Murat Çağlar ve Sevgi Erenerol dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirtildi, Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Yusuf Görüm ile, Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu, sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen, sanık Veli Küçük müdafiileri Av. Zeynep Küçük, Av. Tacıser Ülkü Ilıca, Av.Tayfun Ilıca, sanık Kemal Kerinçsiz ve Asım Demir müdafii Av. Necip Yenişan, sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Gönül Kerinçsiz, sanık Ümit Oğuztan müdafii Av. Alper Yarımbıyık, sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili tutuklular müdafii Av. Hasan Basri Özbey, Av. Osman Aydın Şahin, Av. Hikmet Fırat Arslan, Cumhuriyet gazetesi vekili Av. Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün A.Ş vekili Av. Akın Atalay’ ın hazır oldukları görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Geçen oturumda sanık Mehmet Zekeriya Öztürk’ün sorgu ve savunmasının tespit edildiği, sanık müdafiinin savunması sırasında zamanın yetmediği ve duruşmanın bugüne talik edildiği anlaşıldı. SANIK MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK MÜDAFİİ AV. YAŞAR AĞSU : Teşekkür ederim sayın başkanım, dün kaldığım yerden devam edeceğim , iki tane çok küçük bir şeyi arz etmek isterim saygı değer başkanım, birincisi dün saygıdeğer heyetiniz sevgili duruşma

Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :25CELSE TARİHİ :05.12.2008

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :BURAKHAN ERGİN 93829

05.12.2008 tarihli oturum, açıldı.Tutuklu sanıklardan Hüseyin Görüm, Hayrettin Ertekin, Mete Yalazangil, Semih Tufan

Gülaltay, Murat Çağlar ve Sevgi Erenerol dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirtildi, Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Yusuf Görüm ile, Sanık Mehmet Zekeriya

Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu, sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen, sanık Veli Küçük müdafiileri Av. Zeynep Küçük, Av. Tacıser Ülkü Ilıca, Av.Tayfun Ilıca, sanık Kemal Kerinçsiz ve Asım Demir müdafii Av. Necip Yenişan, sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Gönül Kerinçsiz, sanık Ümit Oğuztan müdafii Av. Alper Yarımbıyık, sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili tutuklular müdafii Av. Hasan Basri Özbey, Av. Osman Aydın Şahin, Av. Hikmet Fırat Arslan, Cumhuriyet gazetesi vekili Av. Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı ve Yenigün A.Ş vekili Av. Akın Atalay’ ın hazır oldukları görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Geçen oturumda sanık Mehmet Zekeriya Öztürk’ün sorgu ve savunmasının tespit edildiği, sanık müdafiinin savunması sırasında zamanın yetmediği ve duruşmanın bugüne talik edildiği anlaşıldı.

SANIK MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK MÜDAFİİ AV. YAŞAR AĞSU : Teşekkür ederim sayın başkanım, dün kaldığım yerden devam edeceğim , iki tane çok

küçük bir şeyi arz etmek isterim saygı değer başkanım, birincisi dün saygıdeğer heyetiniz sevgili duruşma savcılarımızla birlikte sanıkların bu davadaki ve vekil arkadaşımla birlikte çabasına teşekkür etmeye gayret etmiştim, çok ciddi bir unutkanlığımı hatırladığım için tekrar etmek isterim, burada ciddi anlamda güvenliği ve salon dışındaki sistemi ayarlayan, çalışan, çabalayan sevgili askerlerimiz ve bunların komuta kademelerine ayrıca teşekkür ediyorum. Birde dün savunmamın başlangıcında bir yasal hata eksik yapmışım, hatayı görmek anlamak güzel bir şeydir, 35 ile ilgili söylediğim şeyi üzgünüm, özür diliyorum ama bir hususu da arz etmek istiyorum, dedi.

Mahkeme Başkanı “ Hepimiz hata yapabiliriz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu : Evet efendim hepimiz hata

yapabiliriz ve benim bu tavrımın sevgili duruşma savcılarıma şu anlamda hatırlatmak isterim, insan acayip kendi yaptığı hatayı bellemesi bunu da itiraf edebilmesi seviyesi ciddi bir keyif ve huzur veriyor, darısı sevgili savcılarımın başına teşekkür ediyorum, şimdi efendim ben dün iddianamedeki belirlediğim çelişkiler ve çatışmaları değerlendirmeye devam ediyordum yine aynı yerden devam ediyorum, şimdi bu çıkar amaçlı suç örgütleriyle ilgili bağlantılar bölümlerini biraz

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:2

irdelemek istiyorum, bugün Beşiktaş’daki 250 ile görevli mahkemelerimizde yargılaması devam eden bir kısmı bitmiş Yargıtay aşamasında olan çıkar amaçlı suç örgütü davaları var, bu davada çıkar amaçlı suç örgütü lideri sıfatı ile sanık olarak yer alan kişilerin bir kısmı mesela Sedat bey’in davası bitti ve Yargıtay’da bildiğim kadarıyla kısmi bozmalarla dönüyor herhalde, diğer adı geçenlerden Semih Tufan Gülaltay’ın 12. Ağır cezadaki davasında avukatı olarak yürütüyorum, şimdi bir şeyi anlayamıyorum ben yargının bütünlüğü diye bir konu var, şimdi siz savcınız elinizde de bir tahkikatınız var, ama o tahkikat yürüyen bir başka davaya gidiyor, kardeşim bu tahkikatın neresine koydun o davayı, o dava bu davanın bir delili midir, yani o çıkar amaçlı suç örgütü Ergenekon terör örgütünün yardımcısı ve yardakçısı sıfatı ile , para kaynağı sıfatıyla işlem yapıyorsa dosyayı uhdene al, en azından fotokopisini iste al bu dosyalara 450 klasör yapmışsın, gerçi klasörlerin içinde 8 sayfalık klasör bile var, klasör yapmışsın, o dosyalar bu dosyaların neresinde yok, peki o davalara ihbarın suç duyurun var mı çünkü orada mütalaa verme yetkisi olan bir savcı var , orada bir de heyet var ek savunma hakkı verebilir , yeni iddialarda bulunulabilir, hayır o davalarda bu davanın tahkikatı ile ilgili herhangi bir ihbar , birleştirme talebi başka bir şey yok, ama çıkar amaçlı suç örgütleri var bu örgütle ilişkili ama o davalarındaki eylemlerin dışındaki o davalarda da yine böyle gayri yasal fiziki ve teknik takipler var çünkü Ülkenin Başbakanı çeteleri içeri tıktım dedi, çeteleri içeri tıktım dediği gün saygıdeğer başkanım ben Beşiktaş’taki zatıalinizde dahil olmak üzere bütün Başkan’lardan şöyle bir karar bekledim, bizim verdiğimiz tutuklama kararının tamamını sen siyasi iradenin başı sıfatı ile sakatladın, senin emrinle tutuklama kararı vermişiz gibi çıkar amaçlı suç örgütlerini içeri tıktım dedin, ben bu mahkemenin başkanıyım, heyetiyim, tahliye ediyorum çünkü tutuklama kararlarımız şaibe altında kalmıştır, Beşiktaş’tan böyle bir ses yükselmedi, bu da tabi hukuk adına yine bizi inciten şeyler belki zamanını bekliyorsunuz hukuk bazen ağır işler ama güzel işler onu biliyorum, doğruya sonunda hukuk muhakkak ulaşır, şimdi bu çıkar amaçlı suç örgütleriyle bu dosyadaki ilintilinin bu kadar yüzeyde kalması ama dosyanın da en önemli bir ara gazeteler tamamen bu eylemleri yazdı ama iddianamede önemli bir bölüm ve bir de şeması da var, şimdi sadece iddia ederek olmaz hukukta olmamalı ama saldırmakla sadece hedefiniz yazabilirsiniz, hayali cümlelerde kurabilirsiniz çünkü Cumhuriyet Savcısı taraf ha taraf olduğu kurumda yanılıyorsa bunu da inşallah beraber yanıldığını göstereceğiz beraber, şimdi efendim iddianamenin bir başka çok önemli noktasına değinmek istiyorum , sizin hedefiniz ne sayın iddianame savcısı terör örgütü araştırması şimdi dosyada telefon tapesi var sayfa 282 iddianamede, avukat diyor ki ben Apo’yu temsil ediyorum, kime Oğuz’a , Oğuz’da diyor ki ben Genelkurmayı temsil ediyorum, şimdi saygıdeğer başkanım tüylerim diken diken oluyor, Apo’ya verilen ceza Apo’nun altında ihanetlerini ve hıyanetliklerini devam ettiren herkes için şamil ve tahkikat orada bitirilmiş mi , bu tahkikat orada son mu bulmuş, bir avukat ben Apo’yu temsil ediyorum diyor yani ben PKK örgütü adına görüşmeler yapmaya yetkiliyim diyor, bunun delili elinizde bu tahkikatın dışında bir tahkikat konusu yapacaksanız suç duyurusunda bulunun, bu tahkikatın parçası yapıyorsanız ki yapmışsınız PKK’yı bu terör örgütünün eylemlerini yaptırdığı kurduğu iddia ettiğiniz bir ar, o zaman bu dosyada o avukat nerede, çok ilginç olurdu o avukat burada olsaydı onun sorgusu, Apo’yu temsil yetkisinin sınırları ve diğer o şahsı temsil eden sempatizan arkadaşlarında sorguya çapraz sorguya katılmaları çok keyifli ve ilginç olurdu, ama bu davada yok ama adam diyor ki ben PKK’yı yani Apo’yu temsil ediyorum, ama bu davada PKK var, Ergenekon terör örgütünün ilişkisi bakımından var ama o avukat yok o da herhalde sayın savcının, savcılar demiyorum saygıdeğer başkanım ısrarla bu seçerek kullandığım bir şey çünkü huzurdaki savcılara sayın diye hitap etmem, ya bey derim ya saygıdeğer derim çünkü ben Başbakan’ın bebek katili Apo’ya sayın dediği Ankara savcılığının da takipsizlik kararı verdiği günden beri içinde sevgi dolu olan hiçbir hitabımda sayın’ı kullanmamaya gayret ediyorum, şimdi efendim bir de bu Ergenekon terör örgütünün Türk-Kürt ayrımını körüklemek gibi bir hedefi

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:3

olduğu iddia ediliyor sık sık, Hükümete karşı isyan maksatlı olduğu iddia olunuyor ancak ne var ki tahkikat sırasında savcıların tüm tespitlerinde , metinlerde, görüşme tutanaklarında , mektupların hepsinde Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısını korumak, PKK’nın tasfiye edilmesi şayet o delilleri muteber kabul edeceksek ancak PKK’nın Irak’ın kuzeyinde Barzani’ye karşı kullanılabileceği şeklinde bir görüş var şimdi diğer yandan da Üniter yapıyı korumak gibi iddianame savcısının sayın savcısının bir hedefi varsa burada bugün gazetelerin tümü yazıyor, her gün Korkut Özal o suçu işliyor bu Devletin adı değişmeli diye, Anayasa Mahkemesinin bir Üyesi ilk dört madde değiştirilebilir diyor, siz bu görüşün bir terör örgütü eylemi olduğuna inanıyorsanız o zaman ortada terör örgütü var, eylemi de sabit her gün manşetlerde, 300-301. sayfalarda yine bir yalana sarılmış sayın iddianame savcısı, Behiç Aşçı’yı ölüm orucu eyleminden kurtaran şahsın Veli Küçük olduğu , şimdi efendim Veli bey ifadesini verdiği zaman bu eylemle alakasının ne olduğunu anlatacaktır yetmezse sorularda sorulur, bu konuyu açıklığa kavuşturulmazsa bende soracağım ancak ben bir şeyi biliyorum, Behiç Aşçı’yı ölüm orucu eyleminden vazgeçirenin o zamanki meclis başkanı Bülent Arınç olduğunu biliyorum, buna karşılık Behiç Aşçı’nın DHKP/C ve PKK tutukluları için ve hükümlüleri için özel taleplerde bulunduğunu yazdı gazeteler, Bülent Arınç’da bunları kabul etti ve uygulamaya da konuldu, Tekirdağ F tipi cezaevinde müvekkil ziyaretine gidiyorum PKK ve DHKP/C tutuklu ve hükümlülerinin haftada on iki saat faaliyet süresi var ama diğer tutukluların ki bunların bir çoğu Tekirdağ’da da yattılar altı saat uygulamada dört saat nasıl iki saat bir hafta spor, iki saat bir hafta kütüphane diğer iki saati de sohbet bazılarında değişiyor altı saat, Tekirdağ infaz savcılığına bu konuda itiraz ettim , itirazımın reddedildi, Bülent Arınç kurtardı Behiç Aşçı’yı ölüm orucundan on iki saate çıkartarak, o on iki saatte ne yapıyor PKK ve DHKP/C’ler elleriyle dergi yazıyor, duvarların üstünden diğer koğuşlara diğer yerlere atıyorlar ya da avukatları aracılığı ile dışarıya gönderiyorlar, şayet, şimdi burada ihbar ediyorum şimdi şurada da duruşma savcılarımız saygıdeğer duruşma savcılarımız bunu dinliyorlar, Behiç Aşçı’yı ölüm orucundan kurtarma eylemi bir örgüt eylemi ise gazetelerde de suç duyusunun delilleri var, çalışmaya en azından bu konuyu başka savcılara suç duyurusunda bulundurmaya davet ediyorum, saygıdeğer mahkemeden böyle bir talebim yok, şimdi yine Özdemir Sabancı cinayetinin eylem tarihinden önceki bir tarihte not alınmış olmasını iddianame savcıları Aydınlık dergisinde bulunuşunun bağlantı olduğunu ısrarla vurgulayarak açıklamaktalar işte oradaki takvimde var o zaman Aydınlık dergisi ve Doğu Perinçek bu cinayeti de planladılar, o zaman Fehriye Erdal bu iddia ettiğiniz örgüt üyesi olmuş olmuyor mu, yani Özdemir Sabancı’nın öldürme planının yapıldığı yer bu örgüt, örgütte sahi,gerçek var öyle kabul edelim , Özdemir Sabancı’yı öldüren ortada, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iktidar gücüyle Belçika’dan almaya yetmedi, yargılayamadık bile, peki Fehriye Erdal bu iddianamenin neresinde, Fehriye Erdal bu eylemi yapan, bu örgütse yaptıran büyük ihtimalle gerçi askerliği bitenleri genelde seçiyorlar ama bu sefer dışarıdan sivil birilerini seçmişler o zaman Fehriye Erdal bu iddianamenin neresinde , Fehriye Erdal ile ilgili yürüyen bir tahkikat var, Fehriye Erdal ile ilgili Belçika’dan Fehriye Erdal’ın iadesi ile ilgili isteklerin olduğu dosya var , sayın iddianame savcısı bunu hiç istemeyi incelemeyi düşündü mü aynı ilginçlik devam ediyor, diyor ki gizli tanık diyor bunu; Mustafa Duyar hangi cezaevine giderse gitsin ardından Nuri Ergin ve adamlarının oraya sevkinin normal olmadığını açıklıyor. Evet doğru normal bir şey değil bu , ne demek Mustafa Duyar’ı nereye gönderiyorsan Nuri Ergin ve adamları kim o adamları bilemem ben öyle bir iddiada da bulunamam , Nuri Ergin ve adamları o gizli tanığın beyanıyla, oraya gidiyor, saygıdeğer başkanım bunların içerisinde Adalet Bakanlığı görevlisi yok, Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevlisi yok, 450 klasörde 1 tane Adalet Bakanlığın bir görevlisi ile yapılmış telefon tapesi yok, yok, birlikte arayalım yok, o zaman sayın savcım Adalet Bakanlığından Mustafa Duyar’ın peşine Nuri Ergin’in sürekli sevkini kim yapıyor o iradeyi bul, o imza sahibini bul, sorgula, bu davanın da sanığı yap, ortada bir şey

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:4

var şimdi Trabzon’da bir cinayet işleniyor peşine geliyor burada bir gazeteci Ermeni gazeteci öldürülüyor arkasında Ramazan soyadını unuttum istihbarat daire başkanı var, Akyürek, Ramazan Akyürek, şimdi burada Mustafa Duyar’ın peşine Nuri Ergin ve adamları sürekli gönderiliyor , şimdi o zaman burada Adalet Bakanlığının bir kısım görevlileri bu örgütün emrinde, o zaman onlar hem tahkikatın içerisinde olmalı, hem o bağlantıları bana göstermelisin, sen bana okuyayım diye hayallerini, suçlama yüreğindeki arzuları iddianame diye koyamazsın, koyarsın mahkeme ilk başta terör örgütü bu kadar gürültü koparıldı kabulde edebilir, ama sonunda hukuk tokadını size yapıştırır sesi de nereden duyulacak göreceğiz, 309. sayfada, Ergenekon’un DHKP/C yi kullandığını iddia ediyor yine bir gizli tanığın ifadesine dayanılarak , şimdi bu gizli tanık silah dolu tır’ların gelip gittiğini söylüyor, saygıdeğer başkanım şimdi bir kısım şeyler yazarsanız altını doldurmak zorundasınız, tır’lar dediğimiz araçlar var ya tamamında GPRS dedikleri elektronik bir sistem vardır, hangi lojistik şirketin tır’ı ise, 30 yıl önce de vardı, tır’ı ise o yol boyunca merkezden gözlenir, o tır yanlış bir kavşağa saptıysa tespit edilir anında telefon irtibatı kurulur, bir yerde durmaya başladıysa kaza yaptığı düşünülür, Tır’ların kamp yerlerine giriş çıkışları bile saatlidir, sayın savcı bu gizli tanıktan bunları öğrensenize, bütün bunları tespit edip dosyana koysana silah dolu Tır iddia ediliyor, silah dolu tır iddia edildiğinin peşine, senin emrinde çalışan kırk tane istihbaratçının olduğunu gazetelere bilgi olarak sızdırırsın bak ben böyle çalışıyorum diye ama ben şimdi senden maddi bir sonuç istiyorum, silah dolu Tır’lar nerede, nereye gitti, hangi güzergahları takip etti, Gebze’den hareket ediyormuş Tır’lar bu kolay, çıkış noktan var senin. 312. sayfada naylon terör örgütleri bahsine giriliyor, bu bölüm çok ilgimi çekti benim saygıdeğer başkanım, şimdi 314. sayfada Doğu Perinçek’in ifadesine atıf yapıyor, gizli tanığın kanaati ile kısmı bitiriyor, bakın şimdi bir olayı anlatıyor naylon örgütler, peşine Doğu Perinçek’e bir atıf var, hemen arkasına kel alaka gizli tanığın kanaatini anlatıyor, bağlantı yok psikolojik yönlendirme, şimdi burada o zaman iki tane seçenek iddiaya geliyor çünkü bu konuda Doğu Perinçek’in de yazılarını görüşlerini biliyorum, okuyorum çünkü, düşüncelerini de çok direk açıklayan bir kalem bir siyasetçi, şimdi , bir, ya Doğu Perinçek ciddi bir tespit yapıyor, o zaman sizin bu suni örgüt araştırması yerine Mit’in kurduğu naylon örgütlerle uğraşmanız lazım bunu araştırın çünkü Doğu Perinçek’in iddiası bu, ya da naylon örgütler diye iddia ettiği Ergenekon kurdu o zamanda buna naylon örgütlerin eylemlerinden Ergenekon sorumlu tutulması gerekçesinden hareket ederek bu bağlantıları koyman gerekir, bu bağlantıları bu da yok, şimdi bir de bombalarla alakalı olarak diyor ki benzerlikler gösterdi, farklı yerlerde bulundu, şimdi bu bombalarla alakalı efendim avukat arkadaşlarım anlatacak ben sadece bir cümleyle geçiyorum, parmak izi belgeleri ya Ali Yiğit’le Oktay Yıldırım’ın zannedersem Ali Yiğit’le Oktay Yıldırım’ın parmak izi belgeleri aynı numarayı taşıyor, bütün bunların hepsini sayın başkanım, saygıdeğer başkanım çok özür diliyorum,saygı değer başkanım muhakkak ve muhakkak emniyetin dışında ciddi kurum ya da kuruluşlardan rapor almanız gerekiyor ama muhakkak aksi halde önünüze koydukları bu dolmayı yiyoruz başka yolu yok, emniyetin dışında çünkü emniyet artık cemaatleşme kadrosunun zirvede olduğu bir yer, şimdi efendim benim müvekkilimle ilgili bölümler var bu bombalarla alakalı kısımlarda 320 ve 321. sayfalarda İhsan Tekin, İsmail Tekin, Hacı Demir diye üç kişiden bahsediliyor, bu bahsettiği kişilerle ilgili de değerlendirme yapıyor arkasına da benim müvekkilimin ismini yerleştiriyor, şimdi bu davanın o kişiler sanığı değildir, yani müvekkille bir irtibat ve koordine hesap ediyor ve yönlendiriyorsanız değiller, şimdi kaldı ki bu üç kişi Şırnak Ağır ceza mahkemesinden de ceza almışlar bunla da kesinleşmiş hüküm, şimdi müvekkilim Mehmet Zekeriya Öztürk’ün de o tarihte nerede nasıl çalışmalar yaptırdığı, şimdi burada bir çelişki var, müvekkilimin görevde olduğu tarih 98, operasyon 99, dava 2002 , bombalar 98’de verilmiş ama 99 patlamamış, ya siz bu bombalara tehlikeli dediğiniz için imha ettiniz, mahkemeden imha kararı aldınız, buna nasıl bir açıklama getirdi, bana bu teknik açıklamayı yapmak zorundasın, 304. sayfadan itibaren Cumhuriyete atılan ve patlamayan

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:5

bomba bahsi Genelkurmay’ın müvekkilimin de görev yaptığı dönem atıf yapılıyor yine psikolojik şartlandırma, nerede bomba adı geçiyorsa Veli Küçük, Muzaffer Tekin , Mehmet Zekeriya Öztürk adı bir şekilde yerleştiriliyor ve cümleyi salt okuduğunuz zamanda bir önceki cümlesiyle ve paragrafıyla da alakalı değil, ama getirip oraya bir şekilde monte ediliyor. Şimdi benim müvekkilimin görevi sırasında görev alanlarını belirlemeniz çok kolay, Genelkurmay’ya bir yazı yazarsınız, benim müvekkilimin ıcığını cıcığını öğrenirsiniz, hangi saatte nereye hangi adımı atmış öğrenirsiniz, Türk Silahlı Kuvvetlerinde her şey bellidir, her şey şeffaftır, her şey kurallardadır, Türk Silahlı Kuvvetler cemaat kadrosu mantığıyla yönetilmez, Türk Silahlı Kuvvetlerinde kimsenin babasının oğlu bir yere getirilmez çünkü bizim Türk Silahlı Kuvvetlerimizin öyle bir geleneksel disiplinli bir yapısı vardır, yazınız Mehmet Zekeriya Öztürk’ü o iddia ettiğiniz tarihlerde Cumhuriyete bomba atılan tarihte olsun o Mardin’deki dönemde olsun hangi günler hangi yerlere gitmiş, kimlerle irtibat kurmuş, kimlerle görüşmüş hepsini tespit edersiniz, bunları tespit edin somuta dayandırın bizde o somuta cevap verelim ama siz burada soyut bir kavramdan bahsedip alta da ismi yerleştirerek doğruyu yapmış olmazsınız, bu hukuku yaralar, bu hukuk hepimize lazım, bu hukuk’un emrine biat etmekten riayet etmekten başka çaremiz yok çünkü Ülkemizdeki sistemi biz hukukla koruruz ve üstelikte bi de müvekkilim için öyle bir cezalandırma da yok, istediği de yok, müvekkilim için bombalarla alakalı bir tane satır cezalandırma isteği yok, ama bomba bahsinin geçtiği her yerde Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Mehmet Zekeriya Öztürk, bunu orada bir logo haline getirmişler, kes yapıştır, kopyala tek tuşla. Biz müvekkilimi bu şekilde araştıralım bunun yanı sıra da bir şeyi daha araştıralım ben varım, hodri meydan, iddianame sayın savcısının bir de bu Danıştay’daki başrol Alpaslan Aslan’ın bütün hayatlarını bir dökelim, hangi yurtlarda kalmışlar, hangi okulları okumuşlar, hangi abilerinden nasihatlarını dinlemişler, risale derslerini kimlerden almışlar bir tespit edelim, bakalım ki yollarının kesiştiği yer var mı, ben onun için bu iddianameye Öz iddianame dedim, inşallah bu patent hakkı nedeniyle tarafınızdan reddedilecek bir kullanım olacak, şimdi sayfa 328’de bir satırda müvekkilimden örgüt yöneticilerinden derken, saygıdeğer başkanım, şimdi örgüt yöneticilerinden derken cezalandırılma isteğinde üye oluşumunu bahsediyorsunuz, Ceza isteğiniz üyelikten ama yöneticiler ama burada başka bir şey var. Üst düzey yöneticilik Saygıdeğer başkanım bu sayın iddianame savcısının, olayı tanımlamak için bir deyim bulursa, bu deyime hukuk diye sarılmak zorunda mı bizim kanunumuzda üst düzeyi yöneticilik diye bir kelime yok. Bizim kanunumuzda 220 de yönetici var örgüt lideri var, üyeler var, üye olmamakla birlikte üye gibi hizmet edenler var.bir de örgütü bir işlem yaptıran biri varsa, azmettiren var. Ama üst düzey yönetici yok. Ben koydum oldu olmaz. Üst düzey yöneticilik tabirini kullanman bile bu iddianamenin arkasının ne kadar boş olduğunu ve ne kadar sadece saldırı hedefini gösterir. Bu gün saldırabilirsiniz, bunu zaten zamanında Mustafa Kemal düşünmüş ona birazdan geleceğiz. Şimdi ama ilginç durum şu müvekkilime atfedilen eylemler benim müvekkilim Mehmet Zekeriya Öztürk bu örgütün denetleme mekanizmasında önemli bir eleman, Doğu Perinçek i denetlemiş. Doğu Perinçek in yanında çalışma maksadı Doğu Perinçek i denetlemek,Şimdi efendim, burada ama ilgimi çeken bir şey var, şimdi Doğu Perinçek bey gerçekten müthiş kapasite ve kalite biridir. Yıllardır çalışmalarını o istikrarlı duruşunu görürüz. Şimdi Doğu Perinçek te bir şey eksik o zaman. Kendisinin mensubu olduğu üst düzey yöneticisi olduğu örgütün kendisini denetlemekle ilgili görevlendirdiği elemana MİT ajanı, MOSSAD ajanı diye haber yapıyor, şimdi o zaman ya bu örgüt yöneticileri bu güne kadar Doğu bey bize kendini farklı tanıtmış ya, yada saygıdeğer başkanım biz yine o soyut sallamanın dışına çıkmamışız bu iddianamede, şimdi bir de bu rapordan bahsetmiyor musun evet, Mehmet Zekeriya Öztürk denetlemedi mi evet, sonunda da bir rapor yazmıştır, nerede bu rapor, kime sundu, hangi sistem sadece denetledi ya denetledi de, kime sundu, kime sunmak üzere denetledi, o kadar yazı ve not buldunuz, onların içerisinde bu anlama gelecek bir tek cümle var mı, bir tek cümle var mı, o

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:6

bulduğunuz gazeteciliğinden kaynaklanan notların, yazıların içerisinde bir cümle tek bir cümle var mı, yoktur, Doğu beyle ilgili bir satır var mı o notların içerisinde, Muzaffer Tekin’i de denetlemiştir başka yerlerde var mı yoktur, ha Muzaffer Tekin’le ilgili denetlemiş 2006 Haziran’da da iki tane ağır yazı yazmış, yolunu niye ayırdığını, niye onunla artık görüşmeyeceğini, beraber olmadığını. Şimdi burada o zaman, efendim, Doğu Perinçek örgüt arkadaşını Yasada belirlenen kriterlerinden habersiz, üst düzey yönetici olmuş, burada örgütün dışarıdaki bir numarasına durumu ihbar ediyorum bu konuda görev değişikliği yapması gerektiği düşüncesindeyim. Şimdi efendim de buradaki eylemli paylaşım unsurluğu, disiplinsel hiyerarşik yapı nerede onu bilmiyorum , müvekkilim rahat bir 8-10 tane dava açtı, o davalara cevap dilekçeleri geldiğinde kim bilir ne iddialar olacak, müvekkilim cevaba cevap verirken kim bilir ne karşı iddialar olacak, birbirlerine saldırı havada uçuşuyor, Bakırköy’de bir sürü yerde tazminat davası açtık, Aydınlık’a , Doğu beye bir sürü açtık, onlara da cevaplar verecekler, bizde onlara cevap vereceğiz, ya biz disiplinsel yapı içerisinde onu denetleyen örgüt şeyiz ama Doğu Perinçek üst düzey yönetici ama Doğu Perinçek böyle bir görevlendirmeden haberi yok, bir de görevlendirilen kişiyi MİT ajanı MOSSAD ajanı diye deşifre ediyor. Şimdi bir çelişki de 330. sayfa, saygıdeğer başkanım şimdi diyor ki örgütün yurt dışında eğitim görmüş elemanı bulundurulmamasından bahsediliyor, el insaf ya , ya Türkiye’de git kör, sağır hiç ilkokula gitmemiş bir adama sor Türk Silahlı Kuvvetlerinde belli kademeye gelen herkes yurt dışında birçok görev yerine gider, yine 80 sonrası iktidar olan Turgut Özel dönemi harçlar falan kaldırıldı, insanlarımızın çoğu yurtdışına gitti geldi, bu dosya şu dosyadaki 86 sanığın en az 50’si yurt dışını görmüştür, o zaman kendi iddianı inkar ediyorsun yani bir yandan diyorsun ki bunlar yurt dışına gidip gelenleri de seçmiyorlar hani kör sağır istiyoruz biz bomba patlayıp kendilerinde patlayacaklar ya kaos yaratıyoruz ama kaosu heykellerin önünde konuşma yaparak yapıyoruz bir de Türklüğe hakaret ettiğini ve kanunumuza göre suç işlediğini iddia ettiği kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunarak yapıyoruz, bu bölümü birazdan irdeleyeceğiz. Efendim, bu dosyada 500 klasöre yakın dosyanın tamamında tek bir tane şifreli metin var mı, biz örgütten bahsediyoruz pardon özür dilerim terör örgütünden bahsediyoruz, bir tane, bir tane şifreli metin var mı, yoktur saygıdeğer başkanım, ama bunlar ha bire birbirleriyle yazışıyorlar ya, ha bire telefonda birbirleriyle konuşuyorlar beni cepten arama kardeşim sabitten ara görüşelim, ya biliyorsun dinleniyor, aa al sana delil abi , bu güzel delil. Şimdi efendim 333. sayfada Muzaffer Tekin’den bahsederken Alpaslan Aslan ile defalarca konuştuğu halde serbest kaldığından bahsediliyor, aman tanrım, bir Cumhuriyet savcısı, sorgulanmış ifadesi alınmış ve bir başka Cumhuriyet savcısı tarafından bırakılmış bir adam için , burada adamı iyi anlamda kullanıyorum, bir adam için diyor ki ya Alpaslan Aslan ile defalarca konuştu bırakıldı, yok ya hu, buradan aynen yazdığım gibi okuyayım cümleyi karıştırmayayım, yapmayın sayın iddianame savcısı bu Ülke’de mahkemeler hep yargılamışlardır, onurlu yargıçlar bu işi yapmışlardır, başka mahkemelere çamur atma, mahkeme önüne gelen dosyayı objektif inceler ve mutlaka onun iddianame yazan, duruşmalara çıkan kamu adına, cemaat değil, kamu adına görev yaptığının bilincinde sav ileri süren savcıları vardır, sizin dışınızda Türkiye’de yargı, soruşturma devam ediyor, insanlar adliye kapısına adalete koşuyorlar, biz bağımsız yargıdan memnunuz, ama siz Ülke’de bir kısım Devlet olma kavgası veren siyasiler ve cemaatler memnun olmayabilirsiniz, halen daha bekliyorum bu Danıştay için Başbakan sayın Recep Tayip Erdoğan için ne zaman Danıştay davasında azmettirici sıfatı ile suç duyusunda bulunulacak diye, Meclisin konuşmasını yaptıktan bir hafta sonra öldürüldü Danıştay hakimlerimiz, şehitlerimiz, Meclisin konuşmasında Danıştay’a hakaretvari konuşma yaptıktan sonra oldu, ama halen daha kimse bu azmettirmenin farkında değil, Meclisin konuşmasından birkaç gün sonra bu olay oldu, mahkemeye saldırdı, tıpkı Anayasa mahkemesine saldırdığı gibi. Mahkemelerimiz birini tutuklamamış ya da bırakmışsa sonuçta verdiği karar Yargıtay aşamasından geçmişse ona artık hüküm deriz ve saygı duyarız,

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:7

sizde saygı duyun sayın iddianame savcısı, duymuyorum dersen bu suç olur ve o zaman beğenmediğin yargıyı görürsün, görecekte, 5. Ceza Dairesinde müdahil koltuğunda olacağım. Şimdi ilginç bir deyim ve mantık var, diyor ki, orijinali olduğuna karar verdiği evrak Veli Küçük’de bulunuyor, onun fotokopileri de üyelerinde bulunuyor, şimdi ben uzman değilim, hangisi asıl evrak, hangisi fotokopi bilmem, bu dosyada da bir uzman raporu yok, bir uzman raporu var ama iki tane Başkomiser, bir tane de Kurtlar Vadisi prodüksiyon grubundan birisi, o bölümü de arz edeceğim saygıdeğer başkanım, şimdi bu hangi evrak orijinal bilmem ama bu iddianame hakikaten orijinal onu biliyorum, 335-336-337-338-339. sayfalarda Ergenekon’un analizi ve yeniden yapılanma yönetim ve geliştirme projesi dokümanını irdeliyorsunuz, peki bu irdelemede, değerlendirmede atıf yaptığınız, birimlere yerleştirdiğiniz kişiler için ciddi, somut , kesin ve inandırıcı delilleriniz nerede, 455 klasöre koyduklarınızın tamamına yakın ya gayri yasal yollarla elde etmişsiniz ya da bu tahkikatın tarafı, kendisi savcısı olduğunu söyledi ama ben tarafı olarak diyorum, tarafı Başbakan’ın iktidar gücüyle sizlere sunduğu Bizans oyunlarıyla elde ettiğiniz deliller, suç ve suçluyla … tutmayacağını göreceksiniz ve bu tahkikatın tarafları kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları bu yargının sonunda kanıtlanacaktır. Çok ilginç bir iddianame cümlesi var Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon diyor, deyim bu, saygıdeğer başkanım Türk Silahlı Kuvvetleri yapı ve birimleri yasada yer almış bir kurumdur, bu kurumun yasada yer almayan oluşumlarını denetleme ve değerlendirme mekanizması da bellidir, bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerine suç duyusunda bulundunuz mu, hayır, Türk silahlı kuvvetlerinin bir bu işin soruşturmasını yapacak kadrosu var, şimdi Türk silahlı kuvvetleri gücünü nereden alır hatırlatalım, yeni iddianameyi hazırladığı için belki akşam bu tutanakları izler, Türk Silahlı Kuvvetleri gücünü önce kuruluş amacından alır, sonra hedefinden alır, kuruluş amacı Türkleri iç ve dış tehlikelere karşı korumaktır, hedefi de kızıl elmadır, çağlar geçer yüzyıllar akar , savaşlar olur , yıkımlar , kıyımlar olur, Devletler kurulur, Devletler yıkılır ama Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman koruma ve kollama görevini yerine getirir, kimseden emir almaz, kimse telkin edemez, içlerinden siyasi iktidarla hem fikir olmak ve gelecek telaşına düşen görev elemanları olursa süreç içerisinde bu kişiler tespit edilir, anlaşılır ve kadrolarıyla birlikte tasfiye edilir. Hedef milleti korumak ve kollamaktır,Millet Türk Milletidir. Turani kavime mensup olmak bu koruma kalkanın ardında olmak için yeterlidir, Yasal düzen milletin huzuru için elzem bir düzenlemedir, Zaman ve şartların ve kötü niyetlerin karşısında bu koruma kollama çabası devreye girer, geçmişte girdiği gibi, biz buna koruma kollama görevi diyoruz, bunun aksini düşünüyorsanız 1960 ve 1980 ihtilallerini bu dosyada irdeleyeceksiniz, inceleyeceksiniz ve bugün hüküm kurmaya çalıştığınız sizi bu iddianameyi hazırlamak için size görevi veren yetki yasaları 80 ihtilal danışma meclisi tarafından yapıldı bir kısım değişikler sonradan olmakla birlikte, bunu hangi mantığın içerisine oturtuyorsunuz, siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin 60’da ve 80’de son zamanda da 28 Şubat’daki hareketlerini gayri yasal mı buluyorsunuz, o zaman bunun bir başka usulünü ve yolunu yetkisini bulacaksınız, nasılsa siz yasalarda değil ansiklopedide arıyorsunuz terör örgütünün tanımını, nasılsa siz yasalarımızda yer almayan bugüne kadar örneği hiç görülmemiş terör örgütü diyorsunuz, ona da bir yol bulursunuz, onu da bir şekilde gösterirsiniz 60 ve 80’ i yargılayalım , 80 yargılanırsa çok da mutlu olurum, Marmaris ressamı bir sürü masum genci astırdı, şimdi efendim ister legal ister illegal bir oluşum hedefine Türk milletini onun özgürlüğünü ve kurumlarını alırsa , hedef o kurum ve kuruluş olur, bunun için yapması gerekeni Türk Silahlı Kuvvetleri yapar, bazen bazı şeyler yavaş olabilir, şimdi sonrada , şimdi ne oluyor şimdi şu oluyor Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki içte ve dışta ki bedhahları izliyoruz, izlemekle meşgulüz, bir de yargılanan arkadaşlar aslanlar gibi yargılanıyorlar bizde savunmaya gayret ediyoruz, gelecek nesillerimize not düşüyoruz, Türkiye’nin bugünkü geldiği noktaya tekrar gelmemesi için, bizim yapamadığımız şeyleri yapmaları için ders almaları için, şimdi efendim 340-341-342’de de Devletin yeniden yapılanması üzerine değerlendirme yapıyor ve örgütün

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:8

hedeflerini belirlemeye çalışıyorlar, şimdi yalnız bu yeniden yapılanmayı ben anlamadım, şimdi terör örgütü ile ilgili yüklediğiniz suçlar biraz sonra tek tek değineceğim yıkmak üzerine, burada yapılanmaktan bahsediyor, aksayan kurumların düzeltilmesinden bahsediyor, bir nevi bir makale gibi bir köşe yazısı gibi, geçende Amerikalı Fuller diye mi okunuyor Fuller, bu adam Bop projesinin ustalarından, proje sahiplerinden diyor ki Bop projesi bize yaramadı diyor, bölgede çok ciddi bir itibar kaybına uğradık ve Türkiye’yi kaybediyoruz diyor, Türkiye’yi hızla Rusya’ya ile ittifaka zorluyoruz diyor aynen bunun gibi bir yazı bir görüş bu burada kime ait bilmem, ya da kimse bu evrakın sahibi olduğunu kabul ediyor mu bilmem, nerede hazırlanmış çıkmış onu da bilmem, ama burada yapılanmadan bahsediyor, yapılanması, aksayanların düzeltilmesinden bahsediyor, aksi bir cümle bulsanıza, şu kurum yıkılmalıdır, Lenin dedi ki, İşçi hareketi ile durdurulacak, Mao dedi ki, hayır ben köylü hareketi ile yapacağım, bir başkası dedi ki hayır dedi genel grev günü şalterleri indireceğiz o gün yapacağız, ihtilalleri ya da darbeleri yapmanın metotlarını ve yollarını gösterdiler, burada böyle bir şey yok, bu örgüt ne yaparak bunları yapacak, o zaman bunları bana gösterin, şimdi bu belge şüphelilerden Doğu Perinçek ve Tuncay Güney’den elde edildiği söyleniyor, yani bir dış güç ajanı bir de Ülkemizde önemli bir siyasi parti genel başkanı ve aynı zamanda da gazetecilerden elde edildiği söyleniyor. İlginç bir bölümü de orada Doğu beyde böyle bir evrakın olmasının çok akla aykırılığı yok ama Tuncay Güney’in bugünkü konumu irdelendiği zaman niye bu belge ondaydı ve nasıl dağıldı o konu ciddi anlamda düşünmeyi gerektirir. Şimdi tespitler mesela orada o kadar doğru ki bu medya yapılanmasından bahsediyor mesela, bugün Başbakan bu yapılanmayı almış ezberlemiş, bir kısmına el koydu sattı, bir kısmını zaten yerleştirdi, paranın yetmediği yerde Deniz Fenerinden, Almanya’dan sağdan soldan topladı şükür Allaha medya yapılanmamızı sağladık ama Ergenekon terör örgütü sağlamadı, medya yapılanmasını sağlayan birebir her cümlesini sağlayan, üstelik bir de diyor ki benim aleyhime nasıl yazı yazar , kendi adamını bile geçende fırçaladı, kızdığı medya varsa zaten boykot edin diyor, boykot edin diyor, kanuna karşı olmayan kanunu hiçe sayan, kanunla hiç ilgisi olmayan bir örgüt lideri gibi ya da sizin tabirinizle üst düzey yöneticisi gibi davranan Başbakan, bunu iyi irdeleyin. Şimdi efendim müvekkilimden elde edildiği söylenen Octobus Mafya isimli belge, şimdi efendim burada bir şeyi söylemek istiyorum , biz, mafya bizim Türkçemize girmiş kelimelerdendir, yazarken de M,a,f,y,a ile yazarız, Mafia diye yazmayız, tıpkı Orijinal diye “j” ile yazıp Original diye yazmadığımız gibi, bu örgütün belgesi denilen belge bu mafya belgesinde bu başından sonuna 99 ve Saygılarımla diye bitiyor, aynı ifade tekniği var ama başından sonuna mafia diye yazıyor, başından sonuna, bu Ergenekon terör örgütü Türkçe’ye de karşı, böyle bir iddia yok ama öyle bir iddia için ek savunma hakkı verilmesi gerektiğini söylüyorum saygıdeğer başkanım. Şimdi efendim Ergenekon terör örgütünün hedeflerini ortaya koyuyorlar ve bu hedefler neler; 1, Cumhuriyet Hükümetini ıskata teşebbüs, 2, Darbe ortamı hazırlayarak halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, 3, üç bombalama eylemi, 4, Danıştay üyesinin öldürülmesi ve iki üyenin yaralanması, 5, yirmi yedi el bombası bulunması, 6, Fikret Emek’de ele geçen bomba,patlayıcılar, 7, Devlete ait belgelerin ele geçirilip amacı dışında kullanılması, nerede kullanılmış o yok, 8 , kişisel verileri kaydetme eylemleri, 9, silahlanma ve ruhsatsız silah, Bu terör örgütünün eylemleri bunlar. Şükür yolcu dolu otobüsü yakma eylemi yok, Devletin polisini , askerini taşlama eylemi yok, bir de çocuklarına da bu grubun tamamı neredeyse çocuklarına ha bire okusun okusun, bende çocuklarıma ha bire okusun okusun diye çırpınıyoruz, sokağa taş atmaya da yollamıyoruz. Şimdi ama bu suçlarla ilgili hepsini tek tek değerlendirdim ama şimdi hangi unsuru ortaya koyuyorsun , şimdi cebren ıskata teşebbüs diyorsun hangi eylem ıskata teşebbüs bu dosyada, saydığınız eylemlerin hangisi bu, yürüyüşler mi konferanslar mı , fikir açıklamaları mı, Türkiye’ye hakaret eden kişileri şikayet etmek mi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bunlar gizli belge dediği belgeleri bulundurmak mı , bunların hangisi ıskata teşebbüs ya da

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:9

silahlı isyana tahrik, silah kullanılan yer neresi, kaos ortamı yaratmanın gerçekten anlamını biliyor muydu bu iddianameyi hazırlayan terörle mücadele görevlileriyle sayın savcı, kaos ortamı yaratmak. Darbe yapmak için göreve çağırmak diyor, kimi Türk Silahlı Kuvvetlerini, nasıl çağırıyor askeri hiyerarşiye karşı çıkarak diyor, Askeri hiyerarşiye karşı çıkarak darbe yapın diyormuş Ergenekon terör örgütünün içerisinde bu örgüt varsa ve bu elemanlarda gerçekten Türk silahlı kuvvetlerinin içerisinde hiyerarşik yapıyı bozdun, yüzbaşı sen ihtilal yap tamam sen falan et komutanım şunu yapın bunu yapın, diyerek bir hedefe ulaşabileceklerine inanıyorlarsa hepinizden özür diliyorum hepinizi zeka testinden geçirmemiz gerekir, Türk silahlı kuvvetlerinden kimse böyle bir talepte bulunamaz , böyle bir ima da bulunamaz, Türk silahlı kuvvetlerinin gücü balyoz gücündedir, hattı müdafaa yoksa sathı müdafaa vardır o sathı vatanın kendisidir diyen yeri koruyan ve o emri alan ve uygulayan adamdır. Şimdi 17 numaralı gizli tanık Fikri Karadağ’dan duymuş ne duymuş, askerde hiyerarşiye karşı gelerek ihtilal için yapacaklarını, bulmuşta yalnız yaptıkları bir yürüyüşte kalpak takacaklar kalpak parası bulamamışlar. Hükümetler seçim dışında nasıl yıkılır ben bilmiyorum okuduklarımız var, o Güney Amerika ya da Afrika, kalkan erken kalkan ihtilal yapıyor başa geçiyor, ben bilmiyorum okuyorum ama bilmiyorum ama okuduklarımda biliyorum ki son dönem Gürcistan’dan gördük büyük Sorozlara ihtiyaç var, Sorozlarla işbirliği yapanlar da belli, Sorozlara Amerika randevularını aldıranlar belli, Sorozla işbirliği yapan güç belli, o sermaye grubu bunların içerisinde yok, bunların içerisinde iki tanesi sadece gelirini gösterdi öbürleri emekli maaşları kadar gösterdiler, bunlar telefon kontörleri yetmediği için sabitten konuşalım diyen kişiler, üstelikte Türkiye’de iki tane uyuşturucu hap atan adam gidiyor akşama kadar istediği yerden istediği parayı gasp ediyor, birçok davaya öyle baktınız sayın değerli başkanım, böyle bir gücünüz ve oluşumunuz olacak Türk Silahlı kuvvetleri de emekli olan herkesi size gönderecek bende para bulamayacağım, böyle bir terör örgütü olursa ve ben bu terör örgütünün kapıcısı bile olsam boruyla para akıtırım, böyle bir terör örgütü kurulursa, PKK uyuşturucudan para akıtıyor, dışarıdan para akıtıyor, adamlar Dünyanın her yerinde televizyon açıyorlar, mayınları İtalya’dan alıyorlar, her şeyi yapıyorlar. Bunlar ney silahlı kuvvette görev yaparken yanında silahını beraber getirmiş, üç-dört yıl tedavi görmüş, bir buçuk yıl makineye bağlanmış bir kahraman bir başka şeyde unuttum diyor bir uzun süre de tedavi görmüş hangi ilaçları kullandığını bile henüz bilmiyoruz, araştırsana sayın savcı, adam unuttum diyor ya, unuttum, Rabbim unutmayı mazeret kabul ediyor, orucunu unutarak bozuyorsun diyor ki hayır orucun devam ediyor, ama sayın savcı unutmayı mazeret kabul etmiyor, araştırsana hangi ilaçları kullanmış, bu ilaçlar onun unutma , üzerinde nasıl bir etki yaratmış, kimyayla her şeyi hallediyorlar, bu celp edildi mi, sordun mu, araştırdın mı , bu adam unutmamışsa bile orada yapmış almış , kafa derisinimi soymuş öldürdüğü PKK’lının kemerine mi asmış, oradaki elde edilen silahlardan birisini şeyde niye eylemlere giderken onu haricen alıyoruz diyor, Amerika Afganistan’da esrar tarlaları ekiyor, gayri meşru operasyonlarda parasını kullanmak için, Süper güç diyoruz dünyayı yönetiyor, Birleşmiş Milletleri de yönetiyor, Rusya’da dahil hepsi emrinde. Şimdi birde bu Fikri Karadağ’ın bana göre özel bir incelemeden geçmesi lazım efendim, 13500 tane haini tespit etmiş, 13500 tane hainin ismi belgelerde yok, ama Fikri Karadağ tespit etmiş, ya bu Fikri Karadağ’da özel bir zeka yapısı var tespit edelim Ülkenin başka birimlerinde kullanalım, ya bu lafı demişse Şizofren özür diliyorum kusura bakmayın, ya da sayın savcı atıyor, attıkça atıyor. Şimdi efendim bir şeyi bir bölümü daha okuyacağım ama hepsine cevap veriyorum da içimi acıtan yerleri de değerli heyetinizle paylaşıyorum, bu da içimi acıttı, o aynen iddianamedeki cümleyi aynen alıyorum efendim almak lazım, 385. sayfa saygı değer başkanım diyor ki, Ogün Samast’ın tutuklu bulunduğu cezaevinden geceleri sayın başkanım geceleri kullanıldığını söyleyerek bağırıp çağırdığı ve diğer koğuşlarda bulunanları da uyutmadığı, şimdi bu cümleye çok dikkat saygıdeğer başkanım , uyutmadığı, basından öğrenilen bilgiler arasındadır. vay be , Yargıtay Başsavcısı Parti kapatma davasında iki tane

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:10

gazete haberi kullandı diye Yargıtay Başsavcısını bir tek rejim cezası ile cezalandırmadığımız kaldı, Tekirdağ F Tip’yi bir numaralı cezaevini size anlatayım saygıdeğer başkanım, arabaları park ettiğiniz yerden sonra yürüyüşle on dakika, arada jandarmanın binaları var, sağda da F2 var, yürüyorsunuz,dönüyorsunuz F1 var, ön birimlerinin arkasında da koğuşların olduğu yer var, şimdi burada koğuşlarda gündüzleyin sadece park yerine kadar girebiliyorsunuz, onun haricinde ancak ziyarete girenler kimlik ibraz ediyor geçiyor, ben bazen bağırtı sesleri gündüz duyuyorum PKK’lılar marş söylüyorlar , bir de o DHKP/C’liler falan , bi de o Hizbullahçılar onlar işte hemen sloganlarından belli oluyor, çok zayıf geliyor koro ama zayıf geliyor , ama bu gece Ogün Samast bağırmış kullanılıyorum diye basında bunu yazmış, sayın savcı da buna sarılmış, nasıl bir cümle kurayım, hukuk olarak bunu nasıl tanımlayayım, 1, gece oraya kimseyi yaklaştırmaz asker alnının ortasından yere serer, 2, oradan bağırtı duymaz, 3 , ya sayın savcı Tekirdağ cezaevi savcısına bir yazı yaz sana kamera görüntülerini göndersin. Mahkemeden dinleme kararı al avukatı ile görüşmesini bile tutanağa geç, ne talep etmişsen kabul edilmiş, bombaları imha edin imha edilme kararına izin verilmiş, şurayı arayın arama kararına izin verilmiş, şu avukatı getirin getirmişler, getirmişler, ne istiyorsun Tekirdağ’dan bunları resmen alırsın, resmen ama basından öğrendim diye yazma içimizi acıtıyor. Hukuku zedeliyorsun hukuka hakaret ediyorsun, sen Cumhur Savcısının sav makamısın kamu adına bu beyanlarda bulunansın, böyle bir şey var mı basından öğrenilen bilgiler arasındadır. Basın ve sayın savcımız körler sağırlar birbirini ağırlar, ama ben Atatürk çocuğuyum canımı acıtıyor. 413. sayfa Osman Yıldırım diyor ki, bana bombaların verildiği sırada Mehmet Zekeriya Öztürk’de vardı, saygıdeğer başkanım bu ifade de savcı sormuyor ki o gün hangi gündü, hangi saatti, hepsinin cep telefonu var izliyorsun, teknik takiptesin, baz istasyonları belli ya şunu maddi bir delille sağlamlasana, gizli tanığı söylemiş, sizde bunu iddianamenin ciddi gizli tanığı ve delili yapmışsınız, tarih , saat , teknoloji artık bunu çözüyor, teknoloji bunu halledecek , siz sadece bunları sorun, hayır o bölüm sorulur mu o zaman iddianın safsata, safsata olduğu ortaya çıkar, safsata hukuki anlamda kullanılmıştır hakaret anlamında değil. 413. sayfadan başlamak üzere Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve Süleyman Esen’in ifadeleri ile ilgili klasörlerden de okunduğunda ve incelendiğinde müvekkilim Mehmet Zekeriya Öztürk’le alakalı tek satır yok, tek cümle yok, tek kelime yok, bu konuda iddia da yok ama iddianamede bir şekilde yer aldırıyorsunuz bu da ne işte psikolojik yapıştırma çabası. Dün müvekkilim Ulama kelimesini kullandı benimde hoşuma gitti çok cuk diye oturmuştu, Ulama çabası. Şimdi 428. sayfada Muzaffer Şenocak ile Şamil binbaşı , Aydın Yüksek birlikte güvenlik şirketleri var , gizli olduğu iddia edilen belgeleri veren Şamil binbaşı olarak tanıyor, gizli örgüt, gizli belge alışverişi yapıyorlar, ticaret yapıyorlar, birbirlerinin ismini bilmiyorlar ve bir de bunlar terör örgütünün üyeleri, koordinasyonlarını alkışlamak lazım, sadece kod adları olsa oradan anlarım, o Şamil bu da Kamil , Şamil’le Kamil beraber şunu yaptılar, burada da birbirlerini bir yemedikleri kaldı, bir yemedikleri kaldı birbirlerini, bunlar o disiplinsel hiyerarşik yapının elemanları, bunlar Hükümeti ıskata teşebbüs edenler, valla bana göre bunların hepsini gelecekteki terör örgütü kurmak isteyenlere ibret olsun diye böyle bir beceriksiz örgüt kuranları asmak lazım, samimi söylüyorum sayın başkanım ders olur, Taksim’de sallandıralım bunların üçünü beşini, böyle bir terör örgütü mü var ya, birbirlerinin adlarını bilmiyorlar, kim kimin çantasından ne almış, kim kiminle nasıl ilişkisi çoğunun da aralarında bir para ihtilafı oluyor genelde, bir birinden alacağı var diye bilgisayarına el koymuş, öbürü öbürünün bilmem şeyindeki disketini Cd’ye çekmiş, biz buna Halk tabiri ile Omlet taktiği deriz, yumurtaları birbirine çarp kırılsın, bunların kavgasından da, Vay be şu terör örgütüne bak, terör örgütü ile eylemi ile kanıtlayacaksınız bunu da ileride tartışacağız, şimdi diyor ki 430. sayfada , ha 429. sayfada bu Fikret Emek’in evinde arama yapılmış bir tutanak düzenlenmiş saygıdeğer başkanım, tutanağın sonundaki cümleyi sadece size arz etmek istiyorum, muhtelif örgüt dokümanı, ben savcı olsaydım terörle mücadele şube müdürünü o gün tutuklatır o makamda durmamasını sağlardım,

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:11

Muhtelif örgüt dokümanı diye cümle kuran emniyet görevlisini, tutanağı tutanların hepsini meslekten atardım, muhtelif örgüt dokümanı, örgüt terör örgütü ama muhtelif örgüt dokümanı, İthal olunan teröriste oturma izni alınıyor müdahale etmiyorlar, muhtelif örgüt dokümanı deniyor bunun detayı yok muhtelif örgüt dokümanı , suçlasın da ne olursa olsun, 430’da Eskişehir ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar anlatılıyor ve şimdi bağlama bölümü cümleye bakın, buna göre Cumhuriyet gazetesi saldırılarında kullanılan her üç el bombasının da Ergenekon terör örgütüne ait olduğu anlaşılmaktadır. Saygıdeğer başkanım bunun öncesini okuyun şu anlaşılmaktadır dediği kanaate gelmesini sağlayan hangi cümle var bana lütfen gösterin, acemiliğime verin, tecrübesizliğime verin, geri zekalılığıma verin neyime verirseniz verin ama şu cümleyle bağlantısını gösterin saygıdeğer başkanım, nasıl bir bağlantı var ki bu noktaya gelmiş, üstünde hangi açıklamayı buraya bağlamış, hangi açıklamayı buraya bağlamış. Muzaffer Tekin’in telefonla Ekim 2004 - Mayıs 2006 tarihleri arasında Alpaslan ile 27 konuşmasından bahsediyor, yani ben hukuk tanımam benim tahkikatımı sınırlayan hukuki kanun yok olamaz diye ifadesinin frenkçesi bu cümle. Ne kadar süre 19 aydan fazla , hangi kanun bu 19 ay izleme iznin vermiş, ya da 19 ay boyunca neyin gerçekleşmesini beklemiş, 19 ay boyunca Muzaffer tekin Alpaslan Aslan’la görüşmüşse ve sen takipteysen Alpaslan Aslan’da gidiyor bir yerde cinayet işliyorsa ve bugünde Muzaffer Tekin o suçtan yargılanıyorsa burada çok ciddi bir durum var demektir, ya siz Muzaffer Tekin ile birlikte bu operasyonu anlaştınız, yaptınız ve Muzaffer Tekin bunun diyetini ödüyor, oradan kurtulmanın diyetini, ya da siz o konuşmalardan ne elde ettiğinizi bilmiyorsunuz ve Alpaslan Aslan o cinayeti nasıl işler 27 konuşmasını 19 ay boyunca takip etmişsiniz ya Alpaslan Aslan’a buna rağmen , ya sizin suç önleme diye bir kriteriniz yok mu, suç önleme, suçluyu yakalama değil, suçu önleme yok mu böyle bir kriteriniz, yok mu, bunun izahı nedir, bunun mantığı nedir, 27 konuşmasını tespit ediyorum 19 ay ama Alpaslan Aslan gidiyor Danıştay’da adam öldürüyor, o zaman katili sizsiniz sayın savcı, sizsiniz, Terörle mücadaledekilerin katili , bir de yani bu kadar teknoloji ve yahutta mobese kameraları var her köşeyi buluyor, Hrant cinayetinin yarım saat sonrası bütün kamera görüntüleri bütün televizyonlardaydı. Siz Alpaslan Aslan’la burada bağlantı iddia ediyorsunuz, babası ile ilgili bir kısım iddialar var, paraydı, şuydu, buydu, bu babayı araştırmak niye aklınıza hiç gelmez, baba bu dosyanın neresinde , baba her işin içinde gözüküyor ama bu dosyada yok, oğlunun dindar olduğunu söylüyor, laik olduğunu söylüyor, milliyetçi olduğunu söylüyor her şeyi olduğunu söylüyor, kendisinin de cemaatçi olduğunu söylemiyor ilginç cemaatin has merkezinde ki o babanın cemaate mensubiyetini Çin’dekiler bile duydu, bizim terörle mücadele de duyacak ileride, tabi cemaat kadroları tasfiye edildikten sonra hukuk tarafından. 442-443. sayfalarda Muzaffer Tekin, Hüseyin Görüm, Fikri Karadağ ve Mehmet Zekeriya Öztürk’ün gizli toplantılarda bir araya geliyorlar cümle bu, kim diyor İbrahim Özcan, gizli toplantılar nerede Muzaffer Tekin’in ofisinde , ne zaman o yok, sorulsa o tarihte görüşmedikleri bile ortaya çıkacak bir arada olmadıkları bile belirlenecek , belki o görüşmenin olduğunu diyeceği zaman da Muzaffer Tekin bile ofisinde değildi, belki o bile ortaya çıkacaktı ancak iddianamede dikkat çekici bir yön sık sık bu tekrarlarla psikolojik şartlandırmayla sonuca gitmeye çalışmak.Şimdi birde 451’de diyor ki efendim yine iddianame savcısı sayın iddianame savcısı imajı zedelen örgütte tutulmuyor, şimdi birçok yerde suç tarihi 2008 gösteriyorsunuz, Muzaffer Tekin’in imajının zedeleneni 2 yıl olmuş, imaj mimaj yerlerde sürünüyor ama imajı zedelenen örgütte tutulmuyor. 453. sayfada müvekkilimin VKGBH ‘yi organize suç örgütü gibi gördüğünü beyanı var, şimdi bu beyan sizin terör örgütü iddianızın deliliyse Mehmet Zekeriya Öztürk burada olmamalıydı, ya açık tanık ya gizli tanık olmalıydı, Mehmet Zekeriya Öztürk VKGBH organize suç örgütü gibi görünüyor cümlesi sizin hareket noktasıysa o bu davanın sanığı olmamalıydı ama VKGBH’deki tarzı anlatımsa da bu kişinin serbest görüşüdür, omuz ağız alçakta yürüyene biz mafya gibi ne yürüyorsun demez miyiz, şöyle birazcık kalçasını sallayarak birine ne kırıtarak yürüyorsun

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:12

bilmem ney gibi demez miyiz, bu bir nitelemedir Mehmet Zekeriya Öztürk serbest düşünen, düşünce genişliği ve zenginliğiyle olan bir adam, değerlendirmesini öyle yapmış, bana organize suç örgütü gibi geldiler demiş , o zaman mademki bu cümleye dayanacaksın arkasını getirsene nasıl bir organize suç örgütü , hangi kriterlerinden dolayı bu tahminde bulunuyorsun, bu kanaatinin arkasındaki sebep ha böyle denilirse Mehmet Zekeriya Öztürk’ün cümlesi düzelecek, tabi saygıdeğer başkanım siz organizede ve terörle mücadelede ifadeler nasıl alınıyor o bölümü bilmiyorsunuz, o bekletme , psikolojik yıldırma, sonra oraya alıp işte avukat sen sadece oturacaksın deme işte görüştüğümüz yerde dinleme vesaireler var biz görüşme yaparken de kulağa konuşuyoruz ya da yazarak birbirimize gösteriyoruz avukat olarak çünkü müvekkille ilgili bir gizlilik alanı var, müvekkilimin dün burada bahsettiği o kabul etmiyorumun altındaki şey budur, oradaki sorgulamaları bir görmeniz lazım, en azından böyle görüntülü sorgulamaları var ya onları bir izleyin, onun kameranın bu tarafını tahayyül etmeye çalışın sadece tahayyül etmeye çalışın bulacaksınız, orada müvekkilime bu sorunun arkası sordurulsa anlatacak diyecek ki ya işte gittim Hüseyin Görüm böyle yürüyordu işte filanca falan ediyordu bende bunlara lan siz organize suç örgütü müsünüz dedim gittim, iyi abi tamam da gitmiş işte adam o zaman bu örgütün içine koyma adamı, o zaman bu denilen bu cümlene saygı duyarım yok o da örgüt üyesi, organize suç örgütü gibi görüyordum diyor ve kendiside üye, yani böyle bir ifade yok ki hukukta yok, cemaat dilinde var. Sayfa 463. Ergenekon terör örgütünün yapısı değerlendirmeleri, Lobi belgesi en önemli dayanak olarak kabul görmüş, kamu oyunda askeri bir müdahaleye zemin hazırlamak, tamamda askerle ilgili çalışmak yani askeri emir komuta zincirinin dışına çıkarmak suretiyle müdahale isteği var ve bunu da tespit ettin iddianamene de koymuşsun, peki bu konuda topladığın delil ve belgeleri yollasan Türk Silahlı Kuvvetlerine, senin bünyendeki şu yüzbaşıyı , şu teğmeni , şu binbaşıyı, şu yarbayı şu şu ilişkilerde gördük, yollasana , ya oranın savcıları var, sayın Zekeriya Öz sizin kadar en az sizin kadar vatanlarını ve milletlerini seviyorlar, üstelik milletlerini cemaatlerin hedeflerine peşkeş çekmeyecek kadar çok seviyorlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savcıları Hukuk Fakültesi mezunu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayları çok iyi bir eğitimden geçiriliyor, müvekkilim dedi ben Tapu kadastro okumadım dedi harp okulu okudum dedi, oradan özel bir eğitimden geçiyor, orada Metehan’ın ordusuna komuta kademesine getiriliyorsun, Dünya’da en iyi düşünen olacaksın en çok şey bilen olacaksın, dünyayı göreceksin , bir subayın yetişmesi hangi şartlarda nasıl oluyor biliyor musun sayın Zekeriya Öz, bu o kademedeki hangilerini o kademenin dışına çıkarmaya çalışarak bunu yapıyorlar, sadece bunu söyleyerek olmaz ki ,o zaman göz bebeğim TSK dediğin göz bebeğini kendin oyuyorsun , Türk Silahlı kuvvetlerinin içerisinde Ergenekon terör örgütü ile irtibata geçenler var , komuta kademesinin dışına çıkarak ihtilal yapmaya zemin hazırlıyorlar ama bunu Türk Silahlı kuvvetlerine bildirmiyorsun neyi bekliyorsun Türk silahlı kuvvetlerindeki bu kademeyi birbirleriyle çatıştırmayı mı bekliyorsun, ihtilal teşebbüsü olsun, tanklar, yakalasınlar içeri atsınlar birbirlerine, bunu mu bekliyorsun, hayır Türk silahlı kuvvetlerinde emri veren en yukarıdadır, emri verir herkeste put gibi o emre riayet eder, bu el böyle onun için geliyor, biz bir Rabbimizin karşısında eğiliriz bir de komutanımızın karşısında esas duruşa geçeriz esas duruştur bunun adı, ibadettir, komutanın karşısındaki esas duruş ibadettir, Türk askerinin ibadetidir onun için o ocak Peygamber ocağıdır, Türk silahlı kuvvetlerinde kademede bir bozulma varsa ve bu vatanın bir evladıysan , bu vatanın bir evladıysan bu milletin bir ferdi isen Ali Kemal ile akrabalığın yoksa Türk Silahlı kuvvetlerine yazmak zorundasın, senin kademende şu bozukluklar var. Yine aynı şekilde basından halkı silahlı ayaklanmaya çağırma basından okuduklarına ilişkin yorumlar var, şimdi 466 ve 467. sayfalarda Fikri Karadağ’ın Kürtlere bakış açısını yazıyor Fikri Karadağ’da bu tip deyimler kullanmış işte sevmediği tarzında aslında bu cümle gerçekten onun cümlesiyse muhtemelen Kürt diyerek bizim anladığımız anlamdaki Kürt’ü kastetmemiştir çünkü biz doğuda mesela yedinci dedesi Kürt’e çıkmıyorsa Ermeni’ye çıkar deriz öyle bir laf vardır, ben saçımın

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:13

telinden ayağımın tırnağına kadar her hücrem Türk, Turan kavmine mensubum ama o Kürt dediğiniz kişi gidin Güneydoğu’daki ilçe adlarına köy adlarına Uygur Bölgesindeki köy adlarıyla aynıdır, onun o Kürt’le kastettiği zannedersem Fransanın Mitterantı vardı ya, bir bayan Mitterant, onun sevgilisi ve onun sevgilisinin arkadaşı olan Kürtleri kastetmiştir, bir de şeyde ağırladığımız bebek katili, şimdi misafirde yolluyoruz. Ama önemli olan burada şu birisi geliyor Fikri Karadağ’a böyle bir delil var dosyada diyor ki ben DTP’yi bombalayacağım, 466-467’de yazmış iddianamede. O da diyor ki hayır diyor karşı çıkıyor, kaos ortamı yaratacağım, DTP’yi bombalamak en güzeli, kaos ortamı için en güzeli, hayır diyor, daha ne desin, hayır derken daha ne desin, bu hayırın şifreli bir konuşma olduğuna inanıyorsanız, o konuşmadaki diğer şifre kelimeler hangisi hangi şifre metodu ile bu konuşmayı çözdün, hayır diyor adam DTP’yi bombalayacağım diyor birisi , hayır, bana tamam avukat otur diyorsunuz evet diyorum, bu biatim hayır dersem de geçende bir heyecanlanmıştım kalkıp ayağa konuşmaya devam ediyorum o da hayır oluyor, hayır-evet farkı bu, Türkçe bir lügat mı koyalım, o konuşmayı yorumlarken iddianamene geçerken bir Türkçe lügat mı koyalım önünüze , Türkçe lügat’a bakarak mı anlamını yorumlayasınız. Büyükanıt’ın seyahat programı ele geçmiş nerede bu seyahat programının olması normal olan bir yerde, şimdi madem seyahat programı var bunun nedeni olabilir demek ki suikast düşünülüyor, iyi ki bu iddianamenin savcısı sayın Zekeriya Öz’e kimse bugün hava kapalı demiyor, bugün hava kapalı denirse , vay bana ördek dedin diye bir ceza davası açardı çünkü hava kapalı olunca yağmur yağar yağmur yağınca göl olur, gölde ördek olur. Fehmi Koru, Sebahat Tuncel ile alakalı olarak da öldürme arzusu için öldürme hazırlığı, saygıdeğer başkanım cümle aynen bu, aynen metini aynen almışım, öldürme arzusu için öldürme hazırlığı, öldürme arzusu için öldürme hazırlığı , ben daha bunun arkasına hangi cümleyi koyarak bu cümleyi irdeleyeyim ki , Sebahat’la Fehmi’yi öldürme arzusu için öldürme hazırlığı var örgütün eylemlerinden biri ama hep hazırlık, Büyükanıt’a hazırlık, Sebahat’a hazırlık ya bir tane de cinayet yapın be kardeş ya, bir yeri bombalayın ya, almak istedikleri Cumhuriyet’i bombalamışlardı pardon onu unuttum, şimdi efendim bir yerde bu da benim için üzücü okuduğum bir bölümdü, AKP’den bahsederken hep AK parti diye bahsediyor, aslında dernekler masasında ya da o İçişleri Bakanlığında AKP kısaltmasıdır açılımı da ney bilmiyorum Aydınlık bir şey neysi bilmem ne partisi, ama kısaltılması AKP’dir, kod adı AKP, ama burada Ak parti diye başlıyor, başlasın sempatizan, yapacak bir şey yok, Ak partiye kapatma davası açılması için ciddi girişimde bulundukları, iddianame cümlesi. Bu terör örgütü terör tarihinin utanç kaynağıdır, devirmek için silahlı ayaklanma hazırladığını hükümeti yıkamadın, askeri darbe çağırdın olmadı, iktidarlarının 7. yılındalar, şimdi partiyi kapattırmak için dava açtırmak maksadıyla ciddi girişimlerde bulunuyorsun, eylem yerine hukuku çalıştırmayı deniyorsun, eylem yerine hukuka sığınıyorsun, gerçekten yüz karası bir terör örgütüsünüz. Zaten yüz karası olmasaydınız milli güvenlik kurulunun listesinde terör örgütleri listesinde olurdunuz bu ayıpta size yeter, ama biliyor musun iddianame savcısı Anayasa mahkemesi AKP’nin kapatma davasında laik sistem karşıtı eylemlerin odağı olduğunu kabul etti, terör örgütünün AKP’yi kapatmak Recep Tayip Erdoğan’ı demokrasiden tasfiye etmek için çabaladığı bu amaca Yargıtay Başsavcısı hizmet etti, Anayasa mahkemesi de bu iddiaları kabul etti, yani bir tane oy daha böyle çıksaydı Recep Tayip Erdoğan gerçekten tasfiye edilmiş oluyordu, davanın konusu da kalmıyordu, iktidarı devirecektik ya, Anayasa Mahkemesi , buradaki irtibat olan kurumlara onu niye yazmamış onu da anlamıyorum, Yargıtay ve Anayasa mahkemesine yazmalıydı çünkü AKP ve cemaat henüz bu iki kurumda tam kadrolaşamadı,tam, Özal dönemi Anayasa mahkemesine biraz saldırıldığı ama henüz daha yıkılmadı, tam henüz bitirilmedi, bu iki kurumu da bu örgütün irtibatlı olduğu kurumlar arasına koyabilirdiniz , Yargıtay Başsavcısı AKP’yi kapatmak için ciddi girişimden etkilenmiş, ciddi girişimi hem de teşebbüs meşebbüsde değil tamamıyla yapmış geçmiş davasını açmış, Anayasa Mahkemesi de kararı vermiş evet bunlar laiklik karşıtı eylemin odağıdırlar, bir oy daha

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:14

bu tarafa çıksaydı Recep Tayip Erdoğan ve ekibi ve Abdullah Gül tasfiye edilmişti, müvekkilimin hani niye bomba attılar diye eleştirdiği Abdullah Gül’ün gelişi, tasfiye edilmiştir çünkü bunların laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar verdi Anayasa Mahkemesi, bugün bu iddianamede AKP ile ilgili karşı görüşe ne kadar eleştiri varsa hepsi çürüdü, çünkü AKP’nin gerçekten de o toplantılarda, mitinglerde, heykellerin önünde , konuşmalarda söylenilen Bunlar laikliğin karşıtıdır, Anayasaya karşıdırlar, Anayasayı yıkmak istiyorlar, cemaat kadrosuyla Devleti ele geçirmek istiyorlar, hepsi doğru çıktı. Devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belgeleri temin etme ve elinde bulundurma hususundaki değerlendirmelerin başladığı 490. sayfa ve devamında müvekkilimin Amerikalı olduğu anlaşılan yabancı şahıslarla enformasyon ve bilgi paylaşımında bulunduğu iddia olunuyor, internet ortamında dediğine göre el koydukları bilgisayar içeriğinden tespit ettikleri bilgi, kati, şüpheden uzak somut delille kanıtlanmış olması gerekir , hazırlık dosyasında biz bunu görmedik, dava klasörlerinin içerisinde de yok, 491. sayfada müvekkilimin hem medya yazarlığı yaptığı hem de kişilerle Ergenekonun istihbarı bilgileri örgüt silsilesi içerisinde birbirlerine iletip Ergenekon yapılanması içinde birbirlerine bir birimde toplanmasına yardımcı oldukları iddiasına yer veriyor, Şimdi birbirlerine ilettikleri, müvekkilimle ilgili 1,5 yıldır dinledikleri ortada, Muzaffer Tekin’i, Veli Küçük beyi, herkesi burada dinliyorlar, izliyorlar kanunla, mahkeme kararı almışsın , her ne kadar yasanın arkasından dolanarak da almışsan da 2,7,8 fıkrasındakileri de dinlemişsin çünkü, teknik takipte ediyorsun kardeş tamam, peki daha ne istiyorsun Mehmet Zekeriya Öztürk’ün kimden bilgi alıp kime götürdüğünü tespit etmek için , örgütün hangi biriminden hangi bilgiyi alıp nereye götürdü, takip ediyorsun, şayet bu kadar süre takip etmene rağmen bilgiyi kimden alıp kime götürdüğünü tespit edememişsen ya çekileceksin bu işten, bunu yapacak çok savcılarımız var, duruşma savcılarımızın bu işi çok detaylı yapacağına canı gönülden inanıyorum, siz organizeden ve terörle mücadelenin getirdiği iddianameyi imzalama o çok baştaki aşamadaydı, benim duyduğum hatamı anlayıp yanıldığım kısımda duruşma savcılarımızın aynı beyanda bulunacaklarına canı gönülden inanıyorum çünkü bu iddianamenin elle tutulur bir sayfası kalmamıştır. Şimdi müvekkilimin köşe yazarlığı yaptığı süreçteki iletileri , kimden kime hangi kişisel istihbarı bilgileri göndermiş belirtilmemiş, kati inandırıcı her türlü şüpheden uzak delil yok, 547. sayfada Muzaffer Tekin’in müvekkilimin VKGB’den ayrıldığına açıkça anlattığına göre, o zaman müvekkilimin eylemini suç ortaklığı , disiplinsel ve hiyerarşik yapı düzeninde yeri neresidir, şema çizdin diye örgüt olmuyor ki, şema bende çizerim, vatandaşın biri bir aşığa sormuş Ermeniler harita çizmişler Van’ı da Ermenistan’ın içerisinde göstermişler ne diyorsun aşık, aşık demiş ki cızsınlar bir kağıda sende bir harita cız, kağıt cızmaylan harita oluyorsa olur biz kanla çiziyoruz, aynen öyle şema çizmişsin ya o şema öyle çizilmiyor ki işte, Kanada’dan yardım alarak şema olmuyor. Rafet Aslan Danıştay saldırısı sonrası aralarının iyi olmadığını söylüyor Muzaffer Tekin beyle Mehmet Zekeriya Öztürk’ün, 12 ve 13 Haziran 2006 tarihli köşe yazılarına az önce değindim, Kuddusi Okkır, müvekkilim VKGB’ de tanıştıklarını samimi olmadığını ifade ediyor, müvekkilimin iki, üç aylık bir tanışma ve görüşme faslından sonra Muzaffer Tekin’le işte o olay sonrası araları açılıyor, Doğu Perinçek ile ciddi fikir ve dünya görüşü ayrılığının geldiği noktada açılmış tazminat istek , hukuk ve suç duyuruları var, terör örgütü arkadaşlığı içerisinde de bunu hiyerarşik, eylemin suç ortaklığı içinde ortak olarak gösteriyoruz , gösterelim. Ayşe Asuman Özdemir , Mehmet Zekeriya Öztürk’ü tanımadığını Nadide Altın’ın isteği üzerine kendisini araştırdığını söylüyor, Danıştay cinayetinin olduğu gün bir iş konusunda Muzaffer Tekin ofiste bulunduğu ifadeleriyle denetlendi, o iki tane hanıma ofis tutulması işi burada değerlendirildi.Mehmet Zekeriya Öztürk ‘ü sevmediğini, Mehmet Zekeriya Öztürk’ün kendisiyle röportaj yapmak istediğini Muzaffer Tekin devri bitti vesaire dediğini Halil Behiç Gürcihan diyor, Gazi Güder’i ise tanımamakla birlikte terslik yaparsa cevap vereceği söyleniyor, Behiç Gürcihan kızması sonucu Mehmet Zekeriya Öztürk yazılarını seçiyor, bunların her birini alt alta topla her birine de elli saat

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:15

bir izahat yazalım ama işin özeti bu, Türkçeye göre de bu Fransızcaya da göre bu, Alamancaya göre de bu başka yolu yok bunun, Şimdi efendim Fikret Emek’de müvekkilimi teyit ediyor, 20 yıldır birbirimizi görmüyoruz, alınmış adam diyor ki 20 yıldır görmüyorum , müvekkilim de diyor 20 yıldır birbirimizi görmüyoruz. 630. sayfada ibretlik bir bilginin kayda geçişi ama değerlendirmesinin doğru yapılmayışını görüyoruz, İsmail Yıldız diyor ki Mehmet Zekeriya Öztürk benden kendisine iş bulmamı söyledi, işte Hükümete karşı halkı silahlı ayaklanmaya ya da ordunun yönetime el koyması için ortam hazırlamaya ya da AKP aleyhinde kapatma davası açılması için ciddi çaba göstermeye çalışan terör örgütünün önemli bireyi olduğu iddia edilen kişisi iş arıyor, daha öncesi kapak parası bulamamışlardı şimdi işleri yok ve de bunlar örgüt, bakın 30 bin kişinin öldürülmesinden sorumlu bebek katili özel cezaevinde özel ve ihtimamlı bakımında halen sık sıkta Avrupa’ya hesap veriyoruz sağlıklı ve bakımı iyi diye, halen cinayetlerine devam eden gerçek terör örgüt üyeleri ise ciddi bütçelerle terörü devam ettiriyorlar, bir başka terör örgütü DHKP/C ise, Belçika’da bile üyesini Türkiye’ye verdirmiyor, bakıyor, halen o üyeleri kaçak ve maddi güçleri ortada, bu nasıl bir terör örgütlenmesidir ki Türkiye’de bu terör örgütünün finansını temin edemiyorlar, yurtdışından kendilerine bir destek bulamıyorlar, 754. sayfada müvekkilimin çatışma ortamı maksatlı dezenformasyon amaçlı fişleme mahiyetinde bilgiler topladığı, kaos ortamı ve darbe zemini hazırladığından bahsediliyor, 755 ise hizmete özel ve gizli belgelerin bilgisayarında Word dosyası Power paint sunumlarının bulunduğunu belirtiyor, GSM mesaj içerikli dosyalarda örgüt üyesi oldukları iddia olunan Güler Kömürcü, Kemal Kerinçsiz, Kuddusi Okkır, Muzaffer Tekin, Levent Temiz ve Emre Gülaltay iltisaklı olduğu tespitine yer veriyor. Kaos ortamı ve darbe zemini hazırlayan dezenformasyon amaçlı bilgi toplayan müvekkil bu ciddi istihbarat bilgilerini şahsi bilgisayarında saklıyor, açık kayıtlı GSM’lerle gönderiyor bu bilgileri, hele en etkili ise GSM’lerle gönderilen mesajların provakatif amaçlı olduğunu iddia etmesi, söz gelimi Şişli adliyesinde millete hakaret eden birinin duruşması mı duyuruluyor, al sana provakatif eylem, Ey başarılı İstanbul Terörle Mücadele ve Organize suçlar Şube müdürlükleri bu başarılı tespit ve takiplerinizi PKK ve DHKP/C isimli iki hakiki terör örgütü için harcasaydınız birçok bilgisayardan bu bilgileri toplasaydınız o zaman bir sürü engelleyemediğiniz terör eylemleri ve bombalı saldırılar olmazdı, ha diyorsanız ki ya ama bunlar gerçekten terör örgütü kardeşim, hiç orta yerde bilgisayarda tutarlar mı istihbarat bilgilerini , ona da ben bir şey diyemiyorum ne yapayım bunlarda böyle terör örgütü, böyle kabul edelim belki cezalandırırken indirim sebebi kabul ederiz, yetersiz ve yetenek oldukları için, ya da meslek ve sanatta acemilik maddesini uygular meslek ve sanattan men ederiz, 756 ve 757. sayfalarda müvekkilimin mesajları değerlendiriliyor şimdi orada bir mesaj var , bir GSM görüşmesi saygıdeğer başkanım, karşısındaki adam bir yazıdan heyecanlanmış konuşuyorlar bununla ilgili bilirkişinin 357. klasörde raporu var, ona çok geniş değineceğim, diyor ki işte ya diyor görüyor musun Irak’a adamlar idealleri için kendilerini yakıyorlar kendilerini ateşe atıyorlar , o da diyor ki bizde yapalım diyor, tamam mı , yok hayır diyor olur mu öyle şey, bekleyin, okuyun, şöyle edin, böyle edin, o zaman diyor ben bu resmi kıta görevimi erteleyeyim , saygıdeğer başkanım ben askerliğimi yaptım, sizlerde yapmışsınızdır, siz askere giderken resmi kıta görevime gidiyorum tabirini kullanmış olamazsınız, derseniz özür diliyorum çok özür diliyorum yalan söylüyorsunuz derim, resmi kıta görevini profesyonel biri kullanır, askere giden bir Türk genci kullanmaz, askere gidiyorum der, Peygamber ocağına gidiyorum der her şeyde ama resmi kıta görevine gidiyorum demez, ama öyleyse ben resmi kıta görevimi erteleyeyim, vay be ya. Şimdi Milliyetçi Hareket Partisinde bir genel başkanlık seçimi ve kongresi var bununla ilgili de müvekkilim oradaki aday biriyle ilgili ilişkileri ve irtibatları eleştiriliyor ve bir de MHP korumaya çalışılıyor imajı, şimdi birde bunlar MHP’de değiller ya niye MHP’ye el atıyorlar, terör örgütü ya MHP’yi de ele geçirecekler, saygıdeğer başkanım ben kendim bunu söylemek zorunda değilim ama Milliyetçi Hareket partisi ve Ülkü ocakları içerisinde yetişmiş biriyim, Ülkü ocakları terbiyesiyle yetişmiş biriyim, o

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:16

doğrultuda da Ülkemi severim, bugün Milliyetçi Hareket partisinde siyaset yapmıyorum, bir başka partide siyaset yapıyorum, ama MHP’nin adı geçtiği yerde müdahil oluyorum, muhakkak görüş belirtiyorum, bu bize hep o Ülkücülüğün o Milliyetçi Hareket Partililiğinin verdiği bir özellik, bu özellik biz ölene kadar atılmıyor.”

Mahkeme Başkanı “ Hiç belli olmuyor ama ”(Gülümseyerek )Belli etmemeye gayret ediyorum saygıdeğer başkanım, saygıdeğer

başkanım, Mehmet Zekeriya Öztürk’ün 25 Mayıs 2007 tarihinde saat dört’ de alınan ifadesi üzerine değerlendirmemi arz ediyorum, Doğu Perinçek, Ulusal kanal ve İşçi partisi ile yöneticileri hakkında görüşlerini açıklayan müvekkilim bu görüşlerini sayın savcılar ki bana göre bu iddianamede müvekkilimle alakalı en önemli bir bölümdür çünkü gerçekten sadece siyasi görüşleri yüzünden birbirinden ayrılan iki insanı birbirine hasım etmeyi başarmışlardır, İddianamede değerlendirilirken en önemli örgütsel bağlantının kanıtı sayıyorlar, bunların görüşü olduğuna ilişkin en önemli delil şudur, şimdi ben efendim işçi partisi kadrolarını bilmiyorum, tanımıyorum, mesela bir tanesi kimliğini söylerken hemşerim avukat ağabeyim, ama tanışmadım, tanımıyorum, tanısaydım gurur duyardım ama tanımıyorum, işçi parti saflarında da hiçbir zaman beraber olmadım, Ulusal kanalı zaman zaman izlerim çünkü çok ciddi tespitlerin yapıldığı yer olur, Doğu beyin burada bir yazısı var görüşlerini anlattığı bir mektubu, diyor ki bak şöyle şöyle olursa şöyle şöyle olur, aradan yıllar geçmiş o tespitlerinin hepsi gerçekleşmiş, ben Genelkurmay Başkanı olsaydım Doğu Perinçek’i danışmanım yapardım, Başbakan olsaydım yanımda isterdim, yıllar önce bu tespitleri yapıyorsun yıllar sonra da bu tespitler doğru çıkıyorsa dikkate alacaksın, ama diğer yandan Doğu beyin Suriye’de gidip Apo ile görüşmesini halen hazmedemiyorum, niçin çünkü ben rahmetli babasıyla da Ankara’da tanışma şerefine ermiştim, Adalet partili eski milletvekili ya da senatördü ve çok değerli bir muhterem beyefendiydi, çok güzelde bir sohbetimiz olmuştu o zaman Anap hükümetinde bir Bakanda masamızda beraberdi, değerli bir ailenin değerli bir evladı, bugüne kadarda söylemleri, lafları , her şeyleri ortada, ama bakın o şeyini de halen daha hazmedemiyorum, Doğu beyin orada oluşu, resmi bana halen daha şık, bana şık gelmiyor , hangi maksatla yaptı bilmem, şimdi bakın İşçi partisini tanımıyorum, onu da biliyorum, Ama görüşlerimi söylüyorum, bunlar benim görüşüm, müvekkilimin de görüşü, Doğu beyinde müvekkillimle ilgili iddiaları, görüşü, ya da tespitleri yada gazetesinin tespitleri, ama bunlar görüş, görüş dünyası diyoruz biz buna, görüş zenginliği diyoruz, Türkiye laz, kürt, çerkezdir biz mozaik iz derken görüş, biz bir milletiz derken Faşizm , Mehmet Zekeriya Öztürk’ün Doğu bey aleyhinde ben onun siyasi görüşlerini beğenmiyorum şu programı niye yayınladılar demesi örgüt üyelerinin çatışması, bunun mantık tutarlığını saygıdeğer mahkeme gerekçesine yazacaktır, inşallah Şişli Asliye ceza hakiminin yazdığı gibi. Şimdi Doğu beyin TBMM’de birkaç sandalyeyle bulunabilmesi için askeri darbeyi dört gözle beklediği görüşü müvekkilimin, Doğu bey çok iyi bilir ki Türkiye’de askeri ihtilal yapılırsa o askeri ihtilalin danışma meclisine yer verilmez çünkü sivridir, dediği şeyi söyler, kiminle beraber hangi yere yürüdüğü, menfaat adamı değil, duydunuz mu siz hiç herhangi bir Bakandan bir ihale istediği yakınına, Doğu bey hangi Bakanı ararsa istediği ihale verilir, siz duydunuz mu ben duymadım, geçmişte var mı Doğu bey böle bir isteğiniz hiç, olmamıştır, bakın tanımadığım bir hayatla ilgili söylüyorum, kefalet ederim, Şimdi Doğu beyin meclise, meclise girmeyi bende çok istiyorum, mesela İçişleri bakanı olmayı çok istiyorum, niçin çünkü Yüksek askeri şura gibi Yüksek polis şurası kurmak istiyorum, İçişleri bakanı olursam bunu yaparım ve poliste kimin başkomiser olacağına kendileri karar verirler, mesela Kültür ve Turizm bakanı olup , TRT’ninde o Bakanlığıma bağlı olmasını çok istiyorum, Sarıyer Belediye başkanı olmayı çok istiyorum ama istemek ayrı , adamın biri demiş ki gemide sarhoş , benim demiş karım benden günde iki bin lira istiyor ben bin lira kazanıyorum, demişler ki iki bin lira istiyor bin lira nasıl yetiştiriyorsun , o demiş istiyor ben vermiyorum ki, kimsenin Doğu beye yüzde on oy verdiği yok, kimse beni de

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:17

İçişleri bakanı ya da Sarıyer Belediye başkanı yapmıyor, en son altı bin oy aldım, girdim seçime altı bin oy o kadar, çapımız ona yetti, başkaları o makamda görevde seçilmişler saygı duyuyoruz, ama hareketlerini de eleştiriyoruz, mesela AKP’nin ve Recep Tayip Erdoğan’ın Türk demokrasisinden halk tarafından tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyorum, bu benim siyasi görüşüm, çünkü Türk sürekli Millettir , Türk milleti lafını duymuyorum, üzülüyorum, eleştiriyorum, kızıyorum, oy vermiyorum tamam, yıllar önce Sovyet döneminde bir yazarımız bir İngiliz yazar Kazakistan taraflarında günün o bozkır güneşinin altında orak biçen adamları görüyor, bir kısmı yoruluyor su içiyorlar , dinleniyorlar, mola veriyorlar , birisi yaşlı ama yorulmuyor, ha bire orak ha bire orak, ikindi üzeri artık dayanamıyor geliyor hoca diyor bu enerjinin bu kuvvetin sebebini bana söyle , oğul diyor bu gördüğün başakların her birini bir komünist kafası kabul ediyorum, ne kadar çok orak biçersem o kadar çok komünist kafası koparacağım diyor, ama o adam Sovyetler iktidarını devirmek için sanık yapılmıyor, Sovyetler yönetimine rağmen. Dolayısıyla müvekkilimin Doğu beyle ilgili görüşü öyleymiş, öyleymiş bende katılmıyorum o görüşüne, bu müvekkilimin suçunu mu pekiştirir suçsuzluğunu mu ya da müvekkilimin görüşünü mü anlatır, görüşünü anlatır. Buna hazımlı olacağız. Şimdi yine aynısında VKGBH’nin mafya tarzı yaklaşım benzer yapıda kişiler lafı , aynı şey biraz önce de anlattım, birazcık sallanarak giden birine ne falan gibi kırıtıyorsun deriz ne şimdi biz ona vesika mı çıkarmış olduk yada ne mafya gibi yürüyorsun deriz, futbolcular yürürken iki bacaklarını açarak yürürler sürekli futbol oynadıklarından dolayı, o da görürsün sen topcu musun dersin yürürken, bu bir görüştür benzetmedir, mesela Muzaffer Tekin bey oradan bakıp bana Corc Koloney’e ne kadar benziyorsun diyebilir, bu bir benzetme olur, hafifte hoşuma gider. Örgütün oluşumu ve yapısıyla ilgili konuşacak olursam iddianame savcısı kesinlikle siyasi şartlanmışlık içerisindedir bunun aksini düşünmek dahi yasayı inkar olur, iddianame yazılış üslup ve ifadelerinden de anlaşılmaktadır ki iddianame savcıları adliye ve adalet teşkilatı yerine bir tv dizisinde yaşamayı tercih etmişlerdir, bugün evli çift arasında geçen konuşmayı kurtlar vadisi dizisine bağlayan oradan da örgütün işte örgütteki görevlendirme ve yapıyı çözdüm mantığına ulaşan kişi ancak dizide yaşamını sürdürmeye devam edebilir, bize göre bunun yerine projeyi yürüten terör ve organize suçlar şube müdürlüklerinin üzerindeki siyasilerin baskısı ve konu şubelerde kadrolaşma var mı ona bakmalı, o zaman altı daha sağlam soruşturmalar yapılabilir, yakın zamanda görevden alınan ve bu dava operasyonda kilit elemanlardan biri olan emniyet amiri Muttalip Güney ki kendisi bu operasyonun beyin takımından olduğu iddia olunuyor, görev yeri değiştirilmiş fuhuş operasyonu sanığı ile yemek yeme gerekçe gösterilmiştir, örgüt yapısını tartıştığımız bu noktada iddia makamının dosyaya sunduğu örgüt şemasını da tartışmalıyız, örgütün adını kendileri Ergenekon koymuşlar yaklaşımı bir yalandır da, dosyanın hiçbir noktasında bu sonucu haklı kılacak ne bir görüşme, ne bir konuşma ne bir ima ne bir şifre bulunmamaktadır, bu şemayı birebir olmamakla birlikte Lobi belgesindeki organizasyon planı başlıklı kısımda dokuz birim ve üstünde beş sivil yönetici gösterilmesine dayandırmaktasınız ancak iddianame içeriğinizle bu belge ve şema arasında ciddi çelişkileri görememektesiniz, örgütün lideri kim, dünyada tüm terör örgütleri liderleri belirlenir ve örgüt oluşur, örgüt liderleriyle anılır ve şekillenir. Bu örgütün liderini belirlemeden diğer birimlerini belirleyip sorgulamak, kulağı tersten göstermekten dahi ters bir üsluptur, bunun nedeni de iddianame savcısının bu tahkikatı siyasal iktidarın baskı ve yönlendirmesiyle ve ortaklığıyla yapmasıdır, iddia terör örgütünün başına başkanlık makamı ihdas edilen bu şemada kontrol dairesi olduğunu iddia ettiği birimin başına Fikret Emek’i yerleştirmiş, burada şunun cevabını alman lazım, mesnediniz olan örgüt yazılı belgelerinin içeriğinden hareket ediyorsanız bu belgelerdeki kontrol dairesinin amaç ve görevleri içerisinde hangi eyleme dayanıyorsunuz, bu iddia eyleminin unsurları nelerdir, dosyada bunun cevabı yok, maalesef soyut ve delile dayandırma gereği hissedilmeyen iddialar arasında yerini almış, Muzaffer Tekin ve Doğu Perinçek’in yanına yerleştiği iddianız bu şemanın neresinde, bu şemadan hareketle anlıyoruz ki

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:18

istihbarat dairesi , istihbarat analiz ve değerlendirme dairesi , örgüt içi araştırma dairesi, teori tasarım ve planlama dairesi komutanlıkları henüz üzerinde çalışması devam eden örgüt birimleridir, burada ciddi bir çelişki mevcuttur, çünkü çözdüğünü söylediği operasyon dairesi komutanlığı ve finansman başkanlığının alt kademesinde köprü personeli olarak gösterdiğiniz Veli Küçük ve Muzaffer Tekin tahkikatını tamamladınız, bütün belgelerini ibraz ettiniz, bu iki kişinin telefon tapelerini deşifre edip sorguda cevap aldınız, bu bilgiler içerisinde operasyon dairesi komutanlığı ve finansman başkanlığı ile ilgili emare , bulgu, tespit , soru , iletişim tespit tutanağı, gizli tanık olmadığı gibi bu anlamda soru da sormadınız, nasıl bir durum bu anlamakta güçlük çekiyorum, bu iki insan tutuklu, tahkikatları tamamlandı, köprü olduklarını iddia et diyorsunuz ama köprünün bu tarafı anlattınız köprünün diğer tarafında kimlerle hangi ilişkileri var anlatmadınız, arkası yarın. Terör örgütü iddianızın terör tasarım ve planlama daire başkanlığını çözdüğünüzü iddia ettiğiniz birim, bu birimin sivil olarak düzenlediğinize göre diğer kısımlar sivil değil, bu konuyu sonra tartışırız ama bu sivil birimdeki görevlileri Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticisi kadrosu olarak gösteriyorsunuz, biraz önce bahsettiğimiz ve henüz çözmediğiniz ya da tahkikatını tamamlamadığınız birimler yani komutanlıklar ve başkanlıklar ne oluyor, bunlar Ultra üst düzey yönetici mi oluyor. Yasanın hangi metninde lider, yönetici, üst düzey yönetici tabiri var, yasada yer olmayan tanımlamayla suçlama yapılabilir mi , müvekkilimin de içinde gösterdiği sivil yapılanma yöneticiliği köprü personelin altında gösteriyor ama yönetici olarak lanse ediliyor, köprü personelin kendisini dahi yönetici olarak tanımlamak yanlış olması gerekirken Lobi sivil yöneticiliği değerlendirmesinde yine soyut iddianamenin soyut iddiasıdır. Müvekkilim bu şemaya göre lobi sivil yöneticisidir, lobi sivil yöneticisi sıfatı ile eylem atfedilmemiştir ve cezalandırılma talebi istenilmemiştir ama bu birimin eylem yapmadığından da bahsedilmemiştir, kurulmuş ama henüz eylem yapamamış yakaladık, böyle bir iddiada yok. Araştırma ve bilgi toplama departmanı yöneticisi denilmektedir, bu departmanda Ergün Poyraz, Feridun Refik Nuhoğlu, Mehmet Murat Yücel, Fuat Ermiş, Halil Behiç Gürcihan , Hayrullah Mahmut Özgür, Kemal Şahin bulunuyor, ekip başı olarak gösterildiği bu şema iddianame içeriğinde unutulmuş olsa gerek, çünkü iddianamede örgütün üyelerine araştırma görevini vermesi gerekçesine bağlı olarak Muzaffer Tekin ve Doğu Perinçek’in yanına yerleştirildiği iddia olunuyor, burada ise araştırma yapacak olan değil yapma görevini vermesi gereken olarak gösteriliyor, bu ekip isimlerinden Halil Behiç Gürcihan elemanken gerçek hayatta ise internet sitesinin sahibi ve görev veren konumunda, fiziki takip belgesinde bulunmuyor, bu nasıl bir örgüt birim yöneticiliği iddiasıdır ki alt kademeye koyduğunuz üyelere ilişkin kanıtınız yok, görev verme kanıtınız yok, bu üyeler hangi araştırmaları yapmışlar ve hangi bilgileri toplamışlardır tespitiniz yok, hücre yapılanmasında ikinci hücre yapılanması yöneticisi olarak gösteriyorsunuz, bu hücre bünyesinde suikast timi var, suikast timi üyeleri ise Oktay Yıldırım, Mete Yalazangil, Rafet Aslan, Zeki Yurdakul Çağman, İsmail Eksik, Tuncay Hacıbektaşoğlu, Saipir Debzlelvidze , bu hücrenin yazım şeklindeki beklenti suikast hedefleri ortaya koyulmasıdır, konulmalı ki bunların hangisi teşebbüs , eksik teşebbüs, tam teşebbüs aşamasında kalınmış, suikast timinin eylemleri belirlenebilsin, ne var ki müvekkilime böyle bir atfedilen eylem olmadığı gibi burada ismi bahsedilenlerle ilgili de böyle bir cezalandırma isteği bulunmamaktadır, Vedat Yenerer ile yaptığı görüşme tam bir medya yapılanması delili olabilirdi ama bunu dahi koymuyorsun çünkü Vedat Yenerer ile bir yazı ile ilgili bir Dünya görüşü ile ilgili bir tartışma yapıyorlar hiç olmazsa siz bu tartışmayı alın bir görüş alışverişi değil de bir örgüt haberleşmesi olarak kabul edin , hayır , halbuki müvekkilimi öyle bir noktada da incelemiyor, müvekkilimde ele geçirildiği delillerle ilgili efendim 9 tane hard disk ve bilgisayar var, şimdi bunlarla ilgili efendim incelemelerimi yaptım ama ben burada önemli olan bir birime geleceğim, burada efendim bilirkişiler onları biraz daha ilerideki incelemede evet 357. klasörde onu inceledim efendim, ancak burada o şeylerin içerisinde suç unsuru olabilecek karşılığında ceza istediğiniz hiçbir şey yok, yani o evinde ele

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:19

geçirilen bilgisayarlar ki bunların çoğu iade edildi, Mehmet Zekeriya Öztürk’ün değildi, bir tanesi Mehmet Zekeriya Öztürk’ün dü, o sadece duruyor, bunlarla ilgili suç iddianız yok, bir cezalandırma isteğiniz yok, ele geçirilen diyorsunuz , ele geçirilen dediğinize göre suç delili olmadığına göre bunu burada yazma maksadınız ne, ama terör örgütü yazıyorum ben onları mecburen yazacağım, bu mantıkla yazılmıştır, şimdi efendim Mit Müsteşarlığının Başbakanlığa hitaben yazdığı 8. Klasör 99. sayfada olan şeyin incelemesi çok önemli, şimdi medyada çıkanlarla ilgili bir değerlendirme ama ben bir yeri arz etmek istiyorum, 105 nolu sayfada bu raporun bir paragrafı altında Mit’in imzası var, çok önemli bir paragraf saygıdeğer başkanım, bu dava için çok önemli, Fethullah hocanın Çiller’in kara para aklama içinde gizli ortağı olduğu, Fethullah hocanın CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu iddiaları Maliye Bakanlığı müfettişlerinin Fethullah Gülen’in mali kayıtlarını incelemesi ile İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının ilgili kuruluşlara yapacakları koordine sonucunda çözülebileceği değerlendirilmektedir, ey Mit Müsteşarlığının değerli yöneticileri , bu mali iddia dediğiniz gibi incelensin Tansu Çiller’in kara parasını aklama ortağı ortaya çıksın gerçi onu inceleyecek mali şube var mı onu bilemem ama , incelensin tamam, ama Fethullah Gülen’in CIA’nın bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu iddiasını kim araştıracak, sizin görev alanınız değil mi, muhakkak ki bu iddianameye cevabımı ve bu dava duruşmalarını takip ediyorsunuz, o zaman soruma cevap isterim, bu cevabı da bir daha ki duruşma açıklarım ama cevap isterim, Atatürk Türkiyesinin istihbarat kurumu olduğunuzu unutmadan göğsümüzün kabardığı kuruluşlarımızdan biri olarak , çocuklarımın mensubunuz olmak için can attığı, çocukluğumda bir gün mensubu olsam hayalini kurduğum kurum olarak cevap isterim, yoksa sizi de mi ele geçirdiler. 9. Klasördeki delillere karşı değerlendirmelerim, şimdi klasörün 8. yalnız buradaki sayfa numarası olarak bahsettiklerim saygıdeğer başkanım, DVD’ deki sayfa numaraları yani kağıdın sağ üstünde yazılı olan sayfa numaraları değil, klasörün 8. sayfasında başlayan el yazmalı iki sayfadan ibaret olan yazı, Ulusal kanaldaki açılma dönemi hakkında bulunan değerlendirmelerdir, bunlar sizin yorumunda olsun objektif ya da subjektif bakış açısından yorum yapın, nasıl yorumlarsanız yorumlayın tek anlam çalışanın çalışma ortamı ve çalışanları ile iş kapsamını değerlendirmesidir, örgüt arkadaşlığının getireceği disiplinsel hiyerarşik yapı anlamında bir birlikteliğin olmadığının da en önemli kanıtıdır, bir başka el yazması 22 . sayfada Eve dönüş bir film senaryosu olduğunu müvekkilim arz etmiştir, şimdi burada bir de Uluslar arası insan kaçakçılığı raporu var, bir de Amerika mason locaları ile ilgili bir yazı var , şimdi saygıdeğer başkanım Uluslar arası insan kaçakçılığı raporu diye bir rapor var benim bilgisayarımda, sizde geliyorsunuz benim bilgisayarımdan bunu alıyorsunuz siz terörle mücadele ve organize şube görevlilerisiniz, böyle bir belge elinize geçti, sayın savcıda bu belgeyi gördü, şimdi bu belge için müvekkilime suç iddia ediyorsunuz , edin kardeşim, ben o suçlamanızı kabul edeceğim ama bu rapordaki içerik doğru mu araştırmayı düşündünüz mü, bir yere ihbarda bulundunuz mu, insan kaçakçılığı raporu diyor, siz dolaylı bir şekilde bir delile ulaştınız yani o gün ulaştığınız delillerden birisi bir cinayet planı olsaydı müdahale etmeyecek miydiniz, insan kaçakçılığı raporu, buna nasıl müdahale etmezsiniz, nasıl bir başka savcılığa suç duyurusu ekinde göndermezsiniz, siz yoğunsunuz, siz önemli bir terör örgütünü araştırıyorsunuz ama bunu yollayın, bunu bir makam incelesin, insan kaçakçılığından bahsediliyor. Şimdi kongretürk diye internet sitesi soruşturmada soru konusu olmuş, kongretürk.net, Türklerin kongresi anlamında düşünmüş, Türk’le ilgili kelime kurmak yasak mı , yasak mı, öyle lüzumsuz adamların soyadı olarak geçiyor ki bırak bir tane de internet sitesinin adı olarak geçsin, siz o kişiyi demokrasinin kahramanı olarak her yerde alkışlıyorsunuz, karşılıyorsunuz, bırakın da biz de kongretürk internette isim olarak kullanalım, Türklüğümüzle övünelim, bırakın da o kadar övünelim, anladık bu Ülke Türklerin değil, Lazlar, Çerkezler, Gürcüler, Abazalar,falanlar, falanlar falanların, anladık televizyonunuzda programda yapın, başka dillerle de konuşun, Türkçeye de

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:20

saldırın, Türk kültürüne de, türkülerimize de saldırın ama bırakında biz kendi işimizde kullanalım kardeşim, kongretürk.net bir internet sitesinin adıdır, bu bu kadar kolaydır, isim hakkı yasak değildir. 10. klasörde bulunan lobi belgesi, bu belgenin kim tarafından, nasıl belirlendiği, kime ait olduğu, tarihi, yazanları belirlenememiştir, bu bakımdan da suç belgesi olarak değerlendirilemez. Siz sadece fotokopisini bir yerde bularak bunu değerlendirebilir misiniz, kaldı ki bu belgelerin tamamında aynı üslup ve aynı saygılarımla diye bittiği söyleniyor, saygılarımla diye bitiyor, yani birey yazmış, nereye, bir yere rapor yazmış, o yeri tespit etmiş misin, hayır, belge bulunmuş, geçende sanıklardan biri Hayrettin bey’di zannedersem 97’de rızgari diye bir internet sitesinde yayınlandığını söyledi, gazetecilere bir evrak verdim o konuyla alakalı, ben gidip bakmadım, rızgari diye bir sitede o yayınlanmış 97’de, siz 99’dan bahsediyorsunuz, bu belgeleri birbirine altındaki saygılarımla cümlesiyle benzeştiriyorsunuz. Lobi gizli örgütsel çalışmasıdır mı, bu belge Atatürk resminin olduğu bir kapak altında Aralık 99 yazısı , 99’da örgütün sivillere yeni bir organizasyonla açılma kararları ve finalde biten saygılarımla cümlesinin tüm Ergenekon belgelerinde yer alan bir kelime olması örgütün en önemli delili olarak değerlendiriliyor, ancak saygılarımla diyen metin bir metnin başlangıcı için yanlış bir yazım üslubu yok mu ortada, burada bir kişi ya da kuruma hitap olmaz gerekmez mi, saygılarımla biteceği metnin başına hangi kurum ya da şahıs olduğu belli midir, biraz dikkat bile göstermek çabası aramaya gerek yok ki, bir kitapçık ya da risale , broşür tarzı bir yazı, saygılarımla diye bitenli duruşma salonunda bulunan herhangi biri hayatı boyunca gördü mü , bir örgüt belgesinin altında Saygılarımla, bir rapordan bahsetmiyorsunuz, bir örgüt üyesinin faaliyetini sonlandırdığına dair bir örgüt eylem raporundan bahsetmiyorsunuz siz, bir örgüt belgesinden bahsediyorsunuz, bir örgüt militanının eyleminin sonucu yazdığı rapor demiyorsunuz. TSK’ yı pentagon kurumu haline getirmeye çalışanların Türk kurumundan istediklerini elde edememesi ne tesadüftür ki BOP projesinin uygulanması anlamındaki bu uygulamanın yüzde yüz yanında yer almayan bir kuruma karşı saldırısı olduğunu görmek için kör olmamak yeterlidir, kör iseniz de anlamanız için bitkisel hayatta yaşamanız gerekir, kör bile anlar. TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon diye bir birim var mı, o zaman bu konunun birinci muhatabı Genelkurmay Başkanlığıdır, bu makama direk bu belgenin TSK bünyesinde var olup olmadığı, belgedeki iddia olunan Ergenekon ismiyle bir kurum ya da birim olup olmadığı sorulmalıdır, böyle bir şey varsa resmi belgedir, resmi belgeyse aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir, Türk silahlı kuvvetlerinin muhtevasında bir belgeyse bu resmi belgedir, buradan gelecek cevaba göre var-yok deniyorsa ona göre değerlendirme yapmanız gerekir ve ona göre Türk silahlı kuvvetlerinin ilgili birimlerine suç duyurusunda bulunmanız gerekir. Bir yandan TSK bünyesinde faaliyet gösteren cümlesinin içinde olduğu metni muteber bir örgüt delili sayacaksınız, fakat diğer yandan TSK kurumunun tüm birimlerini yasal görevlendirme çabalarını elinizin tersiyle iteceksiniz, bu iddianameyi hazırladığınıza göre siz iddianameyi hazırlayan savcı, sizin için örgüt net, şüphelileri de tanımladığınız görevdeler , o zaman bu görüş ve düşüncelerinizin iddianame değil suç duyurusu şeklinde Askeri savcılığa gönderilmesi hadi daha üst düzey takılacaksanız Genelkurmay ya da Başbakanlık ya da Cumhurbaşkanlığı makamlarının birinin görüşünü sorsaydınız ya ve onların görüşlerine de sunsaydınız ya, çıkış noktanız bu belge ise Ergenekon diye kendilerine ad koyan bu terör örgütünün TSK bünyesinde olduğunu kabul ediyorsunuz demektir çünkü TSK bünyesindeki Ergenekon yapılanması diyor, bu tartışmasız, buysa kanıtınız o zaman bu bir Türk silahlı kuvvetleri örgütüdür. O zaman bunun gereğini de doğru yapmanız gerekir, bu belgeyi hazırlayan iradeyle iddianamenin nasıl aynı amaçla buluştuğu bizzat bu belgenin alıntılara kanıtlamak mümkündür, belgenin 10 klasör 6. sayfasında yer alan cümleye bakalım, Türk toplumu gerçekte siyasi liderler ve yandaşlarının çıkarları adına kaynaklanan hatalardan ötürü Kemalizm’i sorumlu tutarak yargılamayı öğrenmişlerdir, Türk halkı toplumsal geri kalmışlığı mutsuzluk ve mutsuzluk kaynağı olarak Kemalizm’i sorumlu tutar hale gelmiştir, Deveye

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:21

sormuşlar neren eğri nerem düz ki demiş, şimdi ben yazının neresini düzelteyim ki, bunu Türk silahlı kuvvetleri bünyesinde bu Ergenekon oluşumundan bahsediyor, Ergenekon’un bu yapıdaki bir Ergenekon terör örgütünün görüşü de Türkiye’deki gelişmeler için Kemalizm’i sorumlu tutuyor, bu komik değil mi, bu çok net bir şekilde de göstermiyor mu, hedefi ve bunun saçmalığını ve yalanını, yalan oluşunu. Türk silahlı kuvvetleri ya da daha Türkçü bir mantıklığı Türk toplumu ya da Türk halkı tabiri kullanmaz, Türk silahlı kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının ötesinde adında direkt Türk yazan kurumdur, başında da T. C. Yoktur, Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri değildir, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir, Türk silahlı kuvvetlerinin hiçbir yazısında Türk toplumu yazısı bulamazsınız, Türk halkı deyimini bulamazsınız, Kuzey Irak cümlesini bulamazsınız, Irak’ın kuzeyidir orası, o kurum sorumluluğunun farkında bir kurumdur, o kurum hangi hedefe ve amaca hitap ettiğini bilen bir kurumdur, bu yazıyı siz Türk silahlı kuvvetleri bünyesinde Ergenekon diye başlayan bu yazıyı Türk Silahlı kuvvetleri menşeli bir örgütün ana belgesi kabul edemezsiniz, Mustafa Kemal’in sözleri orada ibadet derecesinde önemlidir, Mustafa Kemal’in adının geçtiği yerde rüzgar esemez, dal yaprağını kıpırtdatamaz, Mustafa Kemalle ilgili Türk silahlı kuvvetlerle ilişkisini anlatan örnekler mi anlatalım. Türk silahlı kuvvetleri marşlarında yıldırımlar yaratan bir ırkın afatıyız diye başlıyor, yıldırımlar yaratan, Mustafa Kemal Atatürk insanlığın tarihinin 3000 yıl denildiği yerde Türk tarihi 5000 yıldır diyor, Mustafa Kemal Atatürk Güney Amerika’da Türk toplumunun izlerini arıyor, Mustafa Kemal Atatürk yunanı denize döktüğü gün Truvanın intikamını aldık diyerek Truva’ya sahip çıkıyor, siz Mustafa Kemal Atatürk’ü Türkiye Cumhuriyetinde olan eksikliklerden sorumlu tutabilir misiniz, böyle bir haddiniz olabilir mi ve böyle bir mantığı Türk Silahlı kuvvetleri menşeli bir örgütün ana belgesi kabul edebilir misiniz, örgüt burada, bu belge burada kendini iflas ettirmiş, hazırlandığı anlaşılmış, Türk halkı Kemalizm’i sorumlu tutuyor, buna kargalar bile gülmez, sadece Amerika’da bir Gülen var o da neresinden güler bilmiyorum çünkü iki de bir ağlıyor başka bir halt yediği yok. Bu belgeye göre toplumu Kemalist rejimden kurtuluşun sinsi arayışlarına sürüklenmiştir, burada sinsi’yi denden içine almış saygı sunan isimsiz yazarı, sinsi arayışa giren kim toplum, toplum hem genel seçimde hem mali seçimlerde sinsi sinsi sandığa gidiyor ya, istediğine istediği dersi veriyordu, bakın mesela Genelkurmay’ın stratejik hata dolu açıklamaları Anayasa mahkemesinin bir yanlış değerlendirmeli kararı yüzde kırk yedi oy getirdi, ben o dönemde seçim için Kars’ı dağ dağ, köy köy dolaştım, siz Müslüman Cumhurbaşkanı’nı seçtirmediniz dedi, Müslüman Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cuma namazında imamlık kürsüsünde duran Mustafa Kemal Atatürk’ de Müslüman olmayan Cumhurbaşkanı, bu mantıkla yüzde kırk yedi oy aldınız, toplarda attı Genelkurmay Cumhurbaşkanlığınızı da kutladı, zimmet suçlarından henüz aklanmamışsınız ve laikliğin karşıtı eylemin odağındasınız ve benim Ülkemin Çankaya’sındasınız, irade ile geldiniz, sinsi sinsi gelişin sonucu bu, Ergenekon terör örgütü değil. Kadına ilk seçme hakkını veren Kemal Atatürk, ama asker kişiliği öne çıkarılmış bir diktatör deniyor , ben asker resimlerine bayılıyorum bir de kalpaklı resimlerine, başkası bayılmasın, ofisimdeki bir resminde de dans eden bir resmi var, masamın tam karşısında seyrediyorum, Mustafa Kemal’i sevmenin dinimle alakası yok haşa ama Millete ibadet etmek olduğu olarak biliyorum.Halk Bankasını esnafa, Ziraat Bankasını köylüye tahsis eden Atatürk, bir gün çok partili hayata geçilirde Emperyalistler partileri ele geçirirse diye partiyi ekonomik yönden zayıf tutmak için Cumhuriyet Halk Partisine İş Bankasını veren Atatürk, siz onun düşüncelerinin zekatıyla geçinseniz süper zeka kabul edilirsiniz, önce onun zekasının zekatından yararlanmaya çalışın, Mustafa Kemal Atatürk’e böyle bir şeyi Türk Milleti mal etmez, arada sırada yanıltırsınız, Mustafa Kemal Atatürk Kuvva olarak Anadoluya geçtiğinde İzmir’e çıkan yunanlıları törenle karşıladık, Çanakkale’den geçit vermediğimiz İngilizleri İstanbul’da törenle karşıladık niçin çünkü Halife efendimizin düşmanı olan Kuvva kafirlerini padişah efendimizi Kuvva kafirlerinden kurtarmak için gelen dost kuvvetlerdi ama o dost kuvvetler

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:22

giderlerken bebelerimizin bile ırzına geçti ve o Kuvva denilen azınlıkta Ülkeyi kurtardı, Kazım Karabekir’in rütbesi daha yukarda, Rauf Orbay yanlış hatırlamıyorsam, Kazım Karabekir’in İstiklal harbimiz tarihinden bir paragraf, Kazım Karabekir’in dışarıdan gelişini görüyor cebinde Mustafa Kemal’in tutuklanma kararı var hani Halife son Halifeye diyorlar ya şöyle mübarek , şöyle mübarek, Vatanı İngilizlere satan Halifeye, Mustafa Kemal diyor ki Rauf acaba şuanda Kazım Karabekir Türk milletinin geleceğini elinde tuttuğunu biliyor mu ve o rütbece daha yukarıda olan Kazım Karabekir içeriye giriyor, selam çakıyor, emrinizdeyim paşam diyor, biz bu Mustafa Kemal’i toplumun geri kalmışlığının sebebi göstereceğiz, o sebebi gösterenin ağzını yırtarım, bana da terör örgütü üyesi diyin. Belgenin kapsam başlıklı yeri 10. klasör 12. sayfada yer alıyor, burada Lobi’nin yapılanması ve tüm faaliyetleri mevcut hukuk platformuyla çerçevelenmiştir, örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içerisinde kalacaktır, lobinin her girişimi kendi içinde oluşturan hukuk birimi tarafından yasal koşullar uyumlu hale getirilecektir, burada emperyalist güçlerin sivil lobi faaliyetlerine karşı faaliyetlerinin yasal zeminde olması gerektiğinin anlatımında bir suç temeli aranmaz, yani bir oluşumdan bahsediyor ve yasal zemine de uyma mecburiyeti getiriyorsa siz burada gayri yasal ne arıyorsunuz, bu belgede hangi gayri yasal sonucu çıkarıyorsunuz. Lobinin Kemalist ideolojiye bağlılığı ve bağımsızlığını kendi içinde uygulamaya koyacağı ticari faaliyetler ile sağlanacaktır, bunlar örgütün belgesi olan cümleler saygıdeğer başkanım, örgüt resmen yasal ticaret yapacak, para kazanacak, faaliyetlerinin de kullanacak, bu güçte milyar dolarlar harcanan örgütlerle baş edecek, bu Nasrettin Hoca’nın borcunu ödemek için tel örgüyü çekip gelen geçen koyunlardan yün toplamasına benziyor, yalnız burada sağlanacaktır kelimesiyle bitiyor, yani bu tespit ve tavsiye makamından çok karar makamı ifadesi, hani biraz önce saygılarımla diye bitiyor ya ama cümleler sağlanacaktır tavsiye değil, sağlanmalıdır değil, sağlanacaktır, o zaman burada bir irade, saygılarımla diye bitiren irade değil çünkü o saygılarımla diyor, şimdi ben buranın amiriyim, bana yanımdaki elemanım getiriyor bir konuyla ilgili görüş veriyor, diyor ki şunu yap, bunu yap, sonra da diyor ki saygılarımla, ben o saygılarımla yazan kağıdı ona yediririm, patronsam, başsam, cümlenin içeriğine dikkat edeceksin, burada dahi bu belgenin düzmece olduğu anlaşılmıyor mu, sağlanacaktır saygılarımla, ifade, komplo, her şeyiyle komplo ve her şeyiyle hedef saldırı, Atatürk’e saldırı, Türk milletine saldırı. Üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş sahipsiz gençliğin örgütlenerek sözü edilen kitlenin üretime yönlendirilmesi bile pek çok sorunun kendiliğinden ortadan kalkması için yeterlidir, ya bu hükümetin beş yıllık kalkınma planı gibi bir belge ya, 99’da verilmişse şayet veriliş tarihi oysa 2004’e kadar o kalkınma planı bitti, şimdi başka planlar yapmak lazım, hâlbuki bunları yapacağına bizzat valilere kömür dağıttır, bir de televizyona çık de ki kömür dağıtımında bulunmayan valiyi görevinden alırım, sen de Kasımpaşalılık var. Mahallelere tırlar girsin, holdinglerden tehditle para al, özelleştirmeleri taraftarlarına dağıttır, mafia’yı da kontrol altında tutacağına, bugünkü Başbakanımızın dediğini yap, Başbakanımız bütün mafyayı içeri tıktım dedi, bu belge örgüte prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer alma, yasal düzenleme içinde kal, toplum prensiplerine saygılı ol , siyasetten uzak dur diyor, bir daha okuyun, duruşma savcılarım bu konuyu lütfen bir daha benim bu açıklamalarımın ışığında okuyun , ne olursunuz, eminim ki bayramdan sonraki ilk duruşmada sizde gelip diyeceksiniz ki biz o imzamızı geri çekiyoruz, ya da mütalaanızı değiştirerek bunu demiş olacaksınız, o belgeyi bir daha okuyun, tarihe geçmesine neden oldunuz o belgenin, Türk toplumunun Atatürk düşmanlığını anlatan kanaati belirten örgüt belgesinin tarihe geçmesine neden oldunuz. Organize sunum planı başlıklı bölüme gelince görüyoruz ki dokuz başlıkta verilen yapılanma tarzı iddianame savcılarının çizdiği örgüt şemasıdır, yalnız savcılar bu belgeyi net ve tartışmasız bir şekilde örgüt belgesi saymışlardır, belgede bu dokuz birimi sayıp altına da departman başkanları merkezdeki beş yöneticisi tarafından seçilecek ve yönlendirilecek demek

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:23

suretiyle şemanın diğer kalanını işaret etmiştir ancak müvekkilimi koyduğunuz departmanlarda seçen kısmında Muzaffer Tekin ve Doğu Perinçek’i gösteriyorsunuz ama onları denetleyen olarak görevlendirilen de müvekkilimi gösteriyorsunuz, seçen onlar , seçilen müvekkilim ama onları denetleyen de müvekkilim, hangi makama karşı denetleyen. Hatta o belgeyle yetinmemiş çoğu yerde de yorum katarak yapmıştır, Kürdistan nasıl kurulacak belgesi, Almanların tarihi üzerine yapılan inceleme sonucunda güçlü ulus, kültür ve bilinciyle , federatif yapıda merkez yönetim olabildiklerini, dinsel inanışın bir ulus, kültür ve bilinci karşısında etkin olamayacağını belirterek sonuca gidiyor, Almanların bu maksatla PKK şemsiyesi altında Kürt ulusçuluğu , Kürt kültürü oluşturmak çabasına destek verdiğini , bu ulus bilincinin Güneydoğu Anadolu da bağımsız Kürt devletine olanak sağlayacak temel taşı olacağını, Talabani ve Barzani ile PKK güçleri arasından sağlanacak ittifak ile federal Kürdistan yönetiminin kurulacağını, Avrupa birliği sürecinde Türkiye’den istenen taleplerde bulunan zeminin ayarlanabileceğini, Türk-iş adamlarının esnaflarının mafia oluşumlarının desteklendiğini, Alevi toplum içerisinde Cumhuriyet karşıtı siyasal sol muhalefetin terör örgütleri kurduğunu, çözmek içinde siyasi Alevilerden ekonomiyi Yahudilerden, siyaseti Alevilerden, ekonomiyi Yahudilerden geri almanın şart olduğunu vurgulayan belge, belge de Lobi ile aynı karakter harf kullanılmış ve sonucunda saygılarımla diye bitirmiş, belgenin herhangi bir yerinde tarih bulunmamakta , bu haliyle de Lobi belgesinin eki görünümünde olduğu intibaını uyandırmaktadır. Önce buradan yola çıkarsak 99’da yazıldığını kabul etmemiz gerekir çünkü bunda tarih yok, şimdi Türkçe karakteriyle yazarsanız mafya diye yazarsınız, İngilizce karakterle yazarsanız mafia diye yazarsınız, bu da terörle mücadeledeki soruların hangi merkezden hangi usta merkezden hazırlandığını gösterir, iddianamenin yazıldığı terörle mücadele biriminin iddianameyi nasıl yazdığını gösterir çünkü bunun delili dosyada var, bunun delili müdürlüğümüze, sevgili savcımda kabul etti, dedi ki fark etmez müdürlüğümüze gelen de diyebiliriz, terörle mücadelenin hazırladığı iddianamede ve eki belgelerde her yerde mafia olarak geçiyor, bu da yine önemli bir metin delilidir. Şimdi bu davanın şüphelisi yapılmaya çalışılan kurum ve tiniyet, Alevileri, Türkçenin, türkülerin, Türk kültürünün devamını Osmanlıcılık dejenerasyonuna rağmen sağlamış ve devam ettirmiş güç olarak görmekte olduğunu inkar edebilir misiniz, Pir Sultan Abdal döneminden itibaren ben Sünniyim ama Aleviler olmasaydı tamamız çarşaflı Osmanlıydık, Alevilerin sayesinde Türkçemiz, Alevilerimiz sayesinde de türkülerimiz korundu, halen daha da bu gurubumuzun inançları ile ilgili niçin gerekli düzenleme yapılmıyor aklımda almıyor bunu, adam şeytana tapmıyor ya, Muhammeden Resulullah Aliülveliyyüllah diyor ya, türkülerimiz onların sayesinde halen daha idam sehpasına gitmiş niye gitmiş onu da bilmiyoruz Yıldırım karar vermiş asmış abi, Pir Sultan’ı asmış, keyfine öyle gelmiş, kanat takanı da ihtilal yapacak diye asmış, o günün savcıları demişler ki bu kanat takan seni öldürebilir , halbuki Viyana’yı fethedebiliriz dememiş. İstanbul Eylül 2000 başlığı altında yazıldığı tarih olduğunu düşündüğüm Octobus Mafya belgeside yine saygılarımızla ibaresi bitiyor ve aynı noktadan hazırlandığı iddia ediliyor, belgeye göre özellikle ABD kontrolündeki bu oluşumlar her ülkenin devlet tarafından desteklenmekte ve bu oluşumdan elde ettiği gelirler Uluslar arası Entrika savaşlarında kullanılmaktadır, buna göre Türkiye’de biran önce Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede ve anlaşma masalarında kazandığı zaferi perçinlenmek için emperyalistlere karşıda bunu devam ettirmeli ve entrika oyunlarında olmalıdır, Mustafa Kemal olmamıştır, Mustafa Kemal Dışişleri bakanının dışarıda bir anlaşma yapacağını duyması üzerine hemen yurda çağırmış Dışişleri Bakanını görevden almıştır, biz Türkler Bizans oyunlarıyla hiçbir millete zulüm yapmamışızdır , biz Türkler adalet götürmüşüzdür, kültür götürmüşüzdür, Türklerin gittiği yerlerde gidin binaların haddi hesabı yoktur, şehirleri o zamanlar kurmuştur, sadece bizim Anadolu ya bakmamıştı, bizim Anadolu yu sadece savaşacak asker için bir depo olarak görmüştür o kadar, Türkün gittiği her yere bakın, Macaristan’a kadar gidin, Bosnaya kadar gidin, köprülerimizi bulun, binalarımızı , okullarımızı, medreselerimizi , Türk gittiği

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:24

yere refah götürür, kardeşlik götürür, dostluk götürür, Türk gittiği yere zulüm götürmez, emperyalist sömürme amacı götürmez, Türk dünyaya Sulhu ve Barışı yaymak için gider, Mustafa Kemal Atatürk’e milletler cemiyetine müracaat edelim denildiğinde Hayır, Türk müracaat etmez davet edilir demiştir, Milletler cemiyeti yani bugünkü Birleşmiş milletler kural değiştirmiş tarihte sadece ve sadece Türkiye için davet çıkarmıştır, davet üzerine üye olan Mustafa Kemal Atatürk Türkiyesi, daimi üye olamayanda Mustafa Kemal’den sonrakiler, Türkiye’nin adını değişik olsaymış iyi olurmuş adında Türk olmayacak ya, bizim adımızda Türk var, Mustafa Kemal’in dediği gibi bir gün unutursak onun resimlerini, yağmurlu bir havada çıkın ve yıldırıma bakın, o gördüğünüz yıldırım Atatürk’dür. Şimdi bu mafya örgütleri var bir de burayla ilgili şimdi Ali Yasak bu iki yöneticiyle nasıl koordine oldu, hangi eylemleri kimlerle birlikte yaptı, hangi masak raporunda hangi para transferleri var ve Ali Yasak için o eylemlerden dolayı hangi mafya davası var, çete davası var, Sami Hoştan kimlerin aracılığıyla kiminle irtibat kurdu, çünkü takiptesiniz, göremedik diyemezsiniz, gece karanlığında mı kayboluyoruz bunun sırrını öğrenin, çok önemli bir sır olur bu, Semih Tufan Gülaltay 12. Ağır cezada yargılanıyor, niye biliyor musunuz sayın başkanım avukatıyım o davada, Semih Tufan Gülaltay icra takibi yapmış, icra takibi yaptığı adam Uluslararası bir dolandırıcı, en son abdest makinesi yaptım diye ıslak mendiller satıyordu, icat yapmış, icraya koymuş, avukatı hacze gitmiş, bu arada bir başka elden de gelmiş eski karısı eşyaları almış, bu Feride Gökçimen deniliyor ya Feride Gökçimen mahkemeye geldi, dedi ki o ifadeyi kocam başımda durdu, bana beraber yazdırdılar yazmasaydım kocamı tutuklatacaklardı, bende yazdım, böyle bir şeyde görmedim, Alpaslan Aslan’ı da görmedim, tanımam, Muzaffer Tekin’i de görmedim, tanımam, kocamın baskısıyla yaptım ve kocam beni de dolandırdı, Semih Tufan Gülaltay şimdi buranın mafyası. Sedat Peker cezası döndü mü bilmiyorum bayağı bir ceza aldı, o ceza dosyasını açın bakın, kararını celp ettirin saygıdeğer başkanım, hangi mafya eylemlerini buraya taşımış, hangi mafya eylemlerinin sonucundaki parayı hangi birimin aracılığıyla yollamış ama belki Fikret Emek’le yollamıştır o sonradan unutmuştur, böyle bir şey var mı, böyle bir hukuki niteleme ile suçlama getirme var mı. Şimdi bir de şu hem MİT raporu DVD’sini inceledim, bu DHKP/C , PKK falan filan hepsi örgütler ekleniyor ya, şimdi burada getiriyor sözü Hizbullah’ı , DHPK/C’yi Devletin kurduğunu söylüyor, o zaman benim şimdi kafam karışıyor, şimdi bu oluşumların Ergenekon terör örgütü ile irtibatı var Hizbullah, DHKP/C, PKK , bunları Devlet kurdu, öküz nerede dağa kaçtı, şimdi o zaman Ergenekon Devlet mi, şu anda Devlet birimini tuttuk içerde, şuanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi karşımızda , yoksa Devlet onlara gidin Ergenekon diye bir terör örgütü var bizim Türk silahlı kuvvetlerindeki arkadaşlar kurdu idare edin, Mit böyle bir bağlantımı kurdu, ya bunu yazıyorsunuz da bağlantısını kurun, bağlantısını gösterin, teknik takibiniz var, telefon dinliyorsunuz, fiziken takip ediyorsunuz daha ne istiyorsunuz onu da yapalım, avukatları dinliyorsunuz, bizi izliyorsunuz, 24 saatimizi dinliyorsunuz, müvekkillerimiz bu yüzden sıkıntıya giriyor, kaç aydır yeni iş alamıyorum, gelmiyor artık çünkü izleniyoruz, buna devam ettir yakında hepimiz iflas ederiz Ergenekon diye bir şey kalmaz, sizin ceza vermenize de gerek kalmaz, hepimiz bitmek üzereyiz, hiç gelmiyor, birisi dedi ki tutuksuz sanık ya dedi nereye iş görüşmesine gitsem peşine polisler geliyor bunu burada ortaklığı var mı diye soruyorlar, sipariş alamıyorum günah, ne yapıyorsunuz , bakınız bunun Adalet yönü var biz buraya hesap veririz, yıldırımsız resmini görüyoruz, önünde de üç tane bağımsız yargının gücü var, biz o yumruğun gücünü de biliyoruz çünkü çoğu uyguladığınız yerde o gücü gördük, izledik, keyif aldık, zevk aldık, bize zararı olduğu zannedilen yerlerde de zevk aldık ve vallahi zevk aldım ve billahi zevk aldım. Burada Devlet kurdu ama Ergenekonla çalışıyorlar, Devlette operasyonu yapıyor, şimdi burada bir şey var o zaman bunu çözün mütalaa konusu bunu yapın, buna gerçek bir açıklama getirin, sizin bilginize burada ihtiyacımızı var, sizin araştırmanıza ihtiyacımız var, her ne kadar da dosya sizin dosyanız değilse de size ihtiyacımız var çok ihtiyacımız var, sizden sadece ve

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:25

sadece kuzumuzu istiyoruz, bulun o kuzu bizim adalet duygumuz, Devlet kurdu, bunlarında orayla ilişkisi var, bu bağlamı çözünüz, mahkemenin de buna ihtiyacı var, çünkü siz tez biz antitez makamıyız senteze ulaşacak, burada millet görevi yapıyoruz, siz kamu adına mütalaa verirsiniz doğru ama burası millet adına karar verir o milletin adı Türk Milletidir, Türkiye Milleti değil, Türkiye Halkı değil, Türkiye toplumu değil Türk Milleti adına verir bu kararı, yardımcı olalım, milletimize yardımcı oluyoruz, mülkümüze yardımcı oluyoruz, mülkümüzün bekası devam edecek, bu çelişkiyi hepimiz için giderin ihtiyacımız var, bu insanların çocukları ağlıyor, ben dışarıda çabalıyor, kolaylaştıralım, işi kolaylaştıralım , gelin kolay kılalım Yunus demiş, kolay kılalım. Masonik Bilderberg çetesi, AB katılım ortaklığı bölgesi, şirketler ve köstebekler belgesi, bunlar örgüt belgesi sayılabilecek lafsı metne dahi sahip değillerdir, şimdi efendim Lobi 99’da, Bilderberg 2000’de, Kürdistanın kuruluşu Eylül 2000’de, AB Katılım ortaklığı belgesi Kasım 2000’de hazırlandığı belgelerdeki tarihlere göre iddia olunmaktadır, bu silsileyi dikkatlice değerlendireceksek Lobi’de hitap edilen muhatap TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon, buradan yola çıkarak diğer tüm yazılarında muhatabının TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon olduğu iddiasında bulunulabilir, o zaman önce mantığını kuralım, Lobi’de hedef sivil yapılama amacı taşımakta, bu diğer belgelerde hedef ne, bu çekişmeyi de gidermeliyiz, çünkü siz hepsini birden işte örgütü belgeledim diyorsunuz , eylemlerini belgelemiyorsunuz çünkü eylem olarak yapılan mitingler, sohbetler, şehit cenazelerini gösteriyorsunuz. 12 numaralı klasörde de Sesar’ın bir yazışma ve çalışma örnekleri var, orayla ilgili ticari çalışmaları var Mehmet Zekeriya Öztürk’ün, 13 numaralı klasörde yine aynı şekilde o bağlantıda ele geçen belgeler vesaireler var, bu nedenle oraları öyle geçiyorum efendim, bir kısım röportaj metinlerini bilgisayarına almış. Şimdi efendim ben en son 13. ,337 nolu klasörle ilgili de değerlendirmelerimi yapmışım, burada da yine hiçbir gizlilik kaydı olmayan gizliliği olduğu kanıtlanmış hiçbir belge bulunmamaktadır, yine bir kısım yazışmalar, gazeteciliğinden kaynaklı şeyler ve bir kısım belgeler var, burada bir de şahsi veri olduğu iddia edilen ama Mehmet Eymür, Şenkal Atasagun, Sönmez Köksal’ın şikayet edildiği ile ilgili bir belgenin sureti var, bu Van’daki iddianame ile alakalı belgeler var, burada 307. sayfada bu 337. klasörün saygıdeğer başkanım 307. sayfasında bir internet konuşması var, şimdi burada nasıl gayri yasal yollarla delil hazırladıklarını kanıtlamış olacağım saygıdeğer başkanım, şimdi bir kısım GSM görüşmelerini şey mesenger görüşmelerini, bu bilgisayarı oyun oynamak ve yazı yazmaktan başka bir işte kullanamıyorum da şimdi bu mesenger görüşmelerini delil olarak almışlar saygıdeğer başkanım, şimdi bir konuşma almışlar bu bahsettiğim 307. sayfadan itibaren başlayan bir konuşma ve devam etmişler, ben bu konuşmaların olduğu klasörleri tek tek karıştırdım, üç tane ayrı konuşma, ikisinin arasında bir hafta birinde bir ay var, tarihleriyle arz edeceğim, aynı konuşma devam ediyor gibi koymuşlar, ya bu insafsızlık, böyle bir delil hazırlama mantığı yok, siz başkalarının hazırladığı sorgularla soruşturma yapacak seviyede olabilirsiniz, bizim zekamızla dalga geçmeyin, nasıl iki farklı görüşmeyi, üç farklı görüşmeyi bir görüşme olarak yazarsınız bu bir suçtur. Müvekkilimin harp akademileri ile ilgili müracaatının hazırlandığı bir belgeleri var, Güler Kömürcü ile mesenger görüşmeleri var, 338. nolu klasörde de yine aynı şekilde birkaç tane mektup vesaireler var bir tek bir şey var burada Adnan Akfırat’la Ümit Sayın görüşmeleri www.kirlihakikat.com isimli bir internet sitesinden alınmış bir görüşme, yani şahsi veri değil, gerçi şahsi verilerle ilgili değerlendirmeyi kanunlarla ilgili kısımda yapacağım ama bu şahsi veri değil, şimdi bunun haricinde Beyoğlu 2. Asliye cezasının Elif Şafak ile ilgili davanın katılım talebiyle ilgili dilekçesi var, 2003 Türkiye derneği tüzüğü var, kongretürknet isimli internet sitesiyle ilgili tanıtım çalışmalarının olduğu yazılar var, Ümit Sayın’ın Doğu Perinçek’e yazdığı yazı var bu da şahsi veri olarak kabul edilemez, yazı her ne kadar Doğu Perinçek ismiyle başlıyorsa da bu anlamda şahsi veri gibi düşünülebilirse de altındaki satırda Aydınlık dergisi demektedir, yani Aydınlık dergisi muhatabı alınmış olarak yazıldığını kabul etmek gerekir bu yazının, sonu da KS diye

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:26

bitiyor , bu Masonik kardeş sevgilerimle anlamı taşıdığı vurgulanıyor, bu bir kişisel veri değil ki, kaldı ki kişisel veri olsa bile işte suç tarihi itibariyle şikayetçiye ihtiyacımız var mı yok mu o noktayı aydınlatmak lazım o nokta da kimse sorgulanmamış, benim değer verdiğim 357 nolu klasör saygıdeğer başkanım, bu 357 nolu klasörde müvekkilimin evinden eski eşinin kayınbiraderinin evinden işte kardeşlerinin evlerinden toplanan bilgisayarlar ile ilgili çıktıları bilirkişiye vermişler, şimdi bu bilirkişilerin muhakkak ve muhakkak huzurda dinlenmeleri gerekir , kimler Kubilay Akgün, İbrahim Emre, Ahmet Uğurlu, Zafer Ketenci, Ahmet Zihni Manat, şimdi bir teknik bilirkişi var sekiz kişilik onlar işte bu sağlam mı bozuk mu onun raporunu veriyor, ama bu kişiler saygıdeğer başkanım suç incelemesi yapıyor ve kanaatlerini sunuyorlar, iddianamede bu rapor aynen kes yapıştır kopyala yapılmış aynen, harfleri, vurgulamaları , imla hataları dahi aynı, şimdi bu bilirkişilerden İbrahim Emre hem Cumhuriyet savcılığı katında yalan söylemiyorum değil mi saygıdeğer savcım , sorgulamalara katılıyor hatta Zekeriya Öz , sayın Zekeriya Öz benim işim var sorgulamanızı İbrahim Emre yapabilir mi diye sorduğu kişi hem rapor aldığınız kişi hem emniyette sorgulama yapan kişi, burada birisi daha başkomiser Ahmet Uğurlu olabilir, bir kişi de ben sadece google’den araştırabildim adamın kendi adına internet sitesi var, kurtlar vadisinin prodüksiyon gurubunda olduğu yazılıyor, sayın başkanım bunlar gerçekten dizide yaşıyorlar, böyle bir şey yok, bu bilirkişilere hangi bilirkişilik sıfatları, organize ve terörden iki tane polisi bilirkişi yapıyorsun onlardan rapor alıyorsun, o raporu da aynen iddianamene yazıyorsun, 357. klasördeki bu bilirkişiler muhakkak dinlenmeli, uzmanlık alanlarını görmeliyiz, bu rapordaki değerlendirmelerini huzurda dinlemeliyiz, ben birkaç tanesine de değineyim, bir tane imza da eksik o guruptan birisi imzalamamış, bu Zafer Ketenci ismini de avukat arkadaşlarım hatırlıyor mu İş hukuku bilirkişisi olarak hatırlıyorum, iş hukuku bilirkişisi olarak hatırlıyorum, örnek olabilecek orijinal verilerin bir kısım ekran çıktılarının alındığını söylüyor, diyor ki biz inceledik, önemsizlerini boş verdik, önemlilerini inceledik gerisi sana lazım değil, bu kişiler diyor bu bilirkişiler, biz diyor inceledik tamam bunlar yeter. Onların yeter dediğinden hareketle onların kriteri ne tabi onu bilmiyoruz burada huzurda soracağız ve öğreneceğiz inşallah muhakkak ama muhakkak dinlenmeleri gerekir çünkü iddianamenin temeli müvekkilimle ilgili bölümlerin tamamen temeli bu rapor 357. klasördeki bu rapor, şimdi diyor ki, Halk konuşacak, halk örgütlenecek isimli 9 Ekim 2005 tarihli gazete yazısını irdeliyor, müvekkilimin gazete yazısını, Türk’e küfür ettikleri için yargılanmaları gerektiği ileri sürülen yazar müsvettelerini Türk yargı makamlarına şikayet ettiği için burada terör örgütü suçlaması ile yargılanan insanlar var ama onlar bize küfür ediyorlar yani makbul bir düşünceleri var elbette ki yasama çoğunun elinde bulunduran irade 301’i kaldıracaktır ama bu iktidar karşıtı eleştiri yazanın ancak ve ancak iktidara karşı orduyu davet eden tarafı olur ki çok ama çok sakıncalı, resmen terör örgütünün dik alası. bu nasıl bir bilirkişi incelemesi ve raporu, hukuk ne zamandan beri yorumlarla sonuca gitmeye başladı, yoruma bakınız, gazetesinde köşe yazısının içeriği irdelenen ve mevcut siyasi iktidardan rahatsız olanların askerden medet umması gerektiği, halkın bu yönde irade koymasının ardında askerinde halkı yalnız bırakmayarak destek vereceğini belirttiği yorumunu bir terör eylemi olarak kabul etmiş, 357. klasörde bunu da rapora böyle yazmış. Darbe çağrıcıları ve karşı hamle isimli belge incelendiğinde, darbe karşıtı fikirleri yer almasına rağmen TSK’nın fiziken askeri müdahalenin gereklerini yerine getirme gücünün eskisinden çok daha fazla olduğunu şeklinde yorum getiriyor, saygıdeğer başkanım devamını okumuyorum ama çok önemli irdemeler var 357. klasörü muhakkak ve muhakkak çok ciddi bir şekilde incelemeli ve bu bilirkişileri, teknik bilirkişileri değil, çünkü onlar hangisi sağlam hangisi bozuk onun raporunu vermiş çok ta önemli değil, ama bunların hem raporları çok önemli, hem de bu kişiler burada meslekleri ne , uzmanlıkları ne bu İbrahim Emre’nin meziyetlerini öğrenelim, yararlanalım, Devletin ve dünyanın bütün kurumlarını tanıtalım, bu dava tarihe not düşüyor, bu çok önemli saygıdeğer başkanım dolayısıyla bu bölümü geçiyorum. Şimdi orada var mesela Şerafettin Elçi

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:27

yalnızca AKP kürt kökenli milletvekilleriyle görüşmedi ki mesela onunla ilgili bir görüşmenin TSK’yı rahatsız ettiği ile alakalı bir yazıya değiniyor, Cüneyt Zabsu ile ilgili işte onun marketi ile ilgili gitmeyin, gelmeyin. Bende gitmiyorum, Cüneyt Zabsu çölde susuz kalayım bana bir yudum su versin suyunu içmem, Cüneyt Zabsu’yu ben milletimin düşmanı biliyorum, Cüneyt Zabsu biz taraftarı olmasak da benim gibi düşünen siyasi düşünceleri diyorum , Ülkenin seçilmiş Başbakanını köpük gibi Amerika’ya anlatan adamdır benim gözümde, Cüneyt Zabsu İmralı canisinden Türk milleti için daha zararlı olduğuna inanıyorum, ben böyle inanıyorum, benim bu inancımı iddianameyle değiştiremezsiniz. Şimdi efendim hizmete özel olduğu, hizmete özel ve gizlilik dereceli belgelerden bahsediliyor, şimdi bu belgelerin adlarını tek tek Piyade Binbaşı Erol Görmen’in görev sonuç raporu, Deniz kurmay albay Süleyman Er’in genel plan ve prensipler başkanlığı Avrupa güvenlik savunma kimliği, Genelkurmay genel sekreterliği birleşik müşterek harekette basın halkla ilişkileri, bu belgelerin tamamı , 1,2,3, 9-10 tane hep askeri menşeli belge tamamı 357. klasörde var, bu belgelerin tamamının suretleri eklenmek suretiyle genelkurmaydan bu belgelerin gizlilik derecesi sorulmadır, bu çok önemlidir, bunun sorulmasını arz ediyorum saygıdeğer başkanımdan ve burayı da yine değerlendirmelerimi okumadan geçiyorum. Efendim müvekkilimin Veli Küçük’le Muzaffer Tekin’le , Oktay Yıldırım’la , Kuddusi Okkır’la , Mete Yalazangil’le , Tuncay Hacıbektaşoğlu, Saipir Debzlelvidze , Fikret Emek ve Alpaslan Aslan’la ilişkilerini Elif Ceyday’la ve Ali Kalkancı’yla ve Güler Kömürcü ki şimdi Güler Kömürcü Öztürk ile ilişkilerini anlattı, nereden başladığını benim izahımda onun anlattıklarının bire bir kopyası, çünkü onlarla ilişkileri örgütsel arkadaşlık değildir bunun örgütsel arkadaşlık olması halinde zaten bu fark edilirdi ve o haliyle de yazılırdı, böyle bir iddiadan bahsedilmeden sadece vurgulanmış, şimdi değerli başkanım, ben müvekkilimle ilgili istenen ceza maddelerini irdelemek istiyorum, TCK 135 , pardon TCK kod adlı Türk Ceza Kanunu Madde 135, şimdi buna göre kişisel verilerin kaydedilmesinin ele alınabilmesi için özel hayata ve hayatın gizlilik alanına karşı suçlar başlıklı 9. bölümde yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal başlığında 134/1’i hatırlamak gerekir, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse demektedir, yani burada suçun mağduru kişi yada kişiler için gerçek kişi olması gerekmektedir, korunan ise özel hayattır, şüpheli bakımından ise bu özelin ihlal edilmesi gerekmektedir, Gerçek kişi, özel hayatı, ihlal edeceksiniz. Bu sefer yanlış değil, hangi eylemler bu özelliğin ihlali sayılır, 2005 öncesi yürürlükteki 765 sayılı TCK’ya göre şikayete bağlı bir suç, şimdi siz bu belgelerin tarihlerine göre suç tarihi yapacaksanız 2005 öncesi o zaman bu gizliliği ihlal edilen kişileri tek tek çağırmalı şikayetçi olup olmadıklarını sormalısınız, yok iddianamemizdeki gibi 2008 sayacaksanız suçun tarihini o zamanda bugünkü Türk Ceza Kanununa göre inceleme gerekmektedir. Şimdi o zaman bilgisayardaki kayıtlara bakarsanız, 2005 öncesine ait olduğunu teknik bilirkişiler sizlere raporunda söylüyorlar. O zaman 2005 öncesi suç tarihi kabul etmeniz gerekir, bunu bir de zamanaşımı bakımından da incelemeniz ve irdelemeniz gerekecektir, yani burada suçun tarihini belirleyeceksiniz, 2005 öncesi olduğunu 357. klasördeki teknik bilirkişilerin raporlarına dayanarak kabul ediyorsanız, şikayet arayacaksınız, böyle bir şikayet aranmamış, değilse bu yasaya göre yargılayacaksınız ama zaman aşımı kriterini de göz önünde tutacaksınız ve hangilerinin gizlilik ihlali olduğunu da belirleyeceksiniz, Şimdi burada onu bütün fıkralarıyla tek tek detaylı bir şekilde arz etmeye çalıştım saygıdeğer mahkemeye, şimdi TCK 220’ ye gelince efendim, şimdi burada unsurlar bakımından hiyerarşik düzen, dosyamızın hiçbir noktasında yok, disiplinsel yapı dosyamızın hiçbir noktasında yok, süreklilik, burada süreklilik ilişki yok Muzaffer Tekin’le üç ay arkadaş kalmış, Veli Küçük beyle iki defa görüşmüş, Doğu Perinçek’in yanında bir iki ay zor çalışabilmiş, efendime söyleyeyim başka müvekkilimle ilişkisi olanlar Mete Yalazangil’le ne kadar bilmiyorum, yani burada süreklilik hangi sürekliliğe dayandıracaksınız, planlı ortaklık, bu dosyada bir tane bile planlı ortaklık belgesi ortaya konulmamıştır, eylemli paylaşım unsuru, bu huzurda birbiriyle irtibatlı olan eylemli paylaşımı unsuru taşıyan iki kişiyi

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:28

gösterin, Doğu Perinçek’le Veli Küçük’ü birlikte ele alalım, Muzaffer Tekin’le Ümit Sayın’ı beraber alalım işte Aydın’la Muzaffer’i beraber alalım, bunların hangi eylemli paylaşım unsurları devamlı etmiş ve süreklilik göstermiş bunu tespit etmek zor olacaktır, şimdi efendim bunu da geniş inceledim Türk Ceza Kanunun 313 ile ilgili de şimdi Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların düzenlendiği 5. bölüm suçlarındandır, bu anlamda da eylemin amacının her halükarda demokratik bir tavırdan ayıracak ana unsurdur, yani hedef Anayasal düzen olmalıdır, bu ister Anayasayı ihlal, ister Cumhurbaşkanına suikast, silahlı saldırı, yasama organına karşı olsun 5. kısım suçlarından kabul edilecektir ancak burada Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik eden kimseye diyor, sonrada silahlı isyanı idare eden kişi, isyana katılan diğer kişiler diyor, şimdi o zaman bu eylemi aramanız gerekecektir, bu eylem Atatürkçü Düşünce Derneğinin yürüyüşleri ise, Avrupa Birliği ile ilgili görüş toplantısıysa, bir heykel Pontus heykeli hazırlanması eylemi ise, bu eylemlerde bu tip bir eylem yok, şayet Cumhuriyet gazetesine atılan bombanın buranın eylemi olduğu kanaatine varsanız dahi Cumhuriyet gazetesine, Cumhuriyet gazetesini ele geçirme maksadından bahsediyorsunuz bu kişisel bir eylem gibi düşünülemez mi , buranın bir eylemi kabul ederseniz, orada dahi Hükümete ya da Devlete karşı bir eylem olarak değerlendiremezsiniz, şimdi bunu da geniş bir şekilde irdelemeye çalıştım saygıdeğer başkanım, 314 bakımından ise Anayasal düzeni ve işleyişine karşı bir suç konusudur, ama daha nitelikli bir hal söz konusu burada, eylem silahlı örgütlenerek yapmak söz konusudur, şimdi burada silahlı örgütlenme , kişilerin ruhsatlı silahlarının dışında iki kişi de bulunanların dışında da bir silah bulunmamaktadır bu anlamda da bunlarla da örgüt iddia ettiğiniz, yöneticiler iddia ettiğiniz kişiler arasında bir bağlantı kuramadınız, bağlantı kuramadıysanız bu silahları terör örgütünün silahı olarak kabul edemezsiniz, bu nedenle bu anlamda da irdelerseniz biraz önce geçtim saygıdeğer başkanım müvekkilimle ilgili gösterilen belgelerden biri Mayıs 2008 tarihini taşıyor, dosyayı tetkik ettiğinizde göreceksiniz, müvekkilim Ocak 2008’de tutuklandı, Mayıs 2008, insaf. Şimdi mesela müvekkilim suikast timindeki kişiler Oktay Yıldırım, Mete , Rafet, Zeki , İsmail, Tuncay, Saipir , bunlar için hiçbir suikast iddiası yok, teşebbüs iddiası yok, burada Terörle mücadele kanunundan sadece çok kısa bir bahsetmek istiyorum, Latince bir kavram korku manasına geliyor bunu arkadaşlarımızda söyledi, bir tanıma göre toplumun yapısını ve kamu otoritesini yıkmak , rejimin temel niteliğini değiştirmek için korkutma , sindirme, yıldırma ve şiddet eylemleri olarak gösterilirken bir başka tanıma göre belli bir amaç için toplumun bütününü veya bir kesimini yıldırmak, sindirmek ve gereksiz ortadan kaldırma maksadı gösteriliyor. Şimdi Ülkemizde amaç stratejilerine göre dört grup var, Marksist Leninistlere göre DHKP/C , bölücü bölgecilere göre PKK, diğer referanslara göre Hizbullah, yurt dışı terör örgütlerine göre Asala, bizdeki listede bulunanlarsa DHKP/C, TKPML ,DEVYOL , TDP, TKEP,TGİP ,MLKP, TİKKO, PKK, İBDA/C, HİZBULLAH ve ASALA. Ama Ergenekon terör örgütü diye listelerde bir örgüt yok, Milli Güvenlik kurulu listesinde yok, Emniyet Genel Müdürlüğünden son 2007 listesinde yok, yok yok yok. Siz o zaman bu şekilde cebir ve şiddet kullanacak burada cebir ve şiddet eylemi yok, mitingler, konuşmalar, yazarlar hakkında şikayetçi olmalarının dışında bir eylem yok. Cebir ve şiddetin yanında baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit kullanacak, burada kimin üzerinde baskı kurulduğunu çok merak ediyorum, dün Ümit Sayın iddia etti ama bir baskıdan, koğuşta bir baskı görmüş ama Ümit Sayın’ın bu konudaki konuşmalarına, beden hareketlerine bakarak bir sağlık raporu istemek gerekir diye de düşündüğümü hemen yeri gelmişken arz etmek isterim. Ve Cumhuriyetin niteliklerini değiştirecek, terör örgütünün belgesi olarak kabul ettiğiniz belgenin içeriğinde düzenin değiştirilmesinden bahsedilen bir yer yok ki, burada tamamen iktidarın eleştirilmesiyle alakalı şeyler var, iktidarın temsil ettiği fedaratif mantıkla, üniter yapı düşmanlığıyla mücadele etme düşüncesi var o belgelerde ve o belgelerinde belli bir mihrakta hazırlandığı ortada, çünkü Türk milletinden ve Kemal Atatürk’den bizim bildiğimiz

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:29

anlamda bahsedilmiyor ve en önemlisi de yazıdaki karakterlerin çoğu İngilizce karakterler, bu çok dikkat edilmesi gereken bir şeydir. Ve bunların temel hak ve hürriyetleri yok ettiği bir tek eylemi de yok. Devlet otoritesini zaafa uğrattıkları bir tek eylem iddiası da yok. Saygıdeğer başkanım bitiriyorum, bu dava Milli Güvenlik kurulunda terör örgütleri listesinde olmayan terör örgütünün soruşturması ve bugünün davasıdır, soruşturma daha devam etmektedir, terörle mücadele kanununda saydığı baskı ve yıldırmayı, cebir ve tehdit’i bugün tahkikatı yapan kurumlar kullanmakta ve yasalarımız önünde de suç işlemektedirler, cezaevlerinde iddianamesini görmeden ölüm yaşanmış, tutuklama mekanizması cezalandırma aracına dönüşmüştür, Devletine ciddi hizmet döneminden geçenler emekliliklerini cezaevinde geçirmeye başlamışlardır, bugüne kadar her seçime girmiş ve milletinden oy isteyerek demokrasi yaşamış ve yaşatılmasına çalışmış siyasi parti lideri ve yöneticileri terör örgütü yöneticisi ve üyesi olarak tutuklanmışlar cezaevlerine konulmuşlardır, gazetecilik mesleği en ağır saldırı dönemini yaşamaktadır, bir yandan kolluk kuvvetleri, diğer yandan iddianame savcısı Ülke iktidarı ile birlikte basının her önemli Kemalist kurumuna ve elamanlarına bu davanın sanığı yaparak saldırmışlardır, Laiklik karşıtı eylemlerin odağı partinin genel başkanı açıkça hiçbir çekince duymadan basını protesto edebilmekte Ben Başbakanım bana nasıl böyle denir diye her muhalife çatan ve mafyayı ben içeri tıktım diyen ifadesiyle bu kolluk kadrolarına cesaret vermekte , ben Ergenekon davasının savcısıyım beyanına dosyanın imza savcılarından bir cevap çıkmamakta bu da iddianamenin hedeflerini daha ürkütücü hale getirmektedir. Dava kısmi olarak huzurlarınızdadır, sizler bağımsız yargının teminatı sayın mahkeme heyeti bugün sizden başka umut kapımızda bulunmamaktadır, kuzuyu bize iddia makamı vermedi, bu davanın kararınızla kapanmayacağını, tarihe geçeceğini saygıdeğer heyete hatırlatmayı bir Cumhuriyet hukukçusu olarak vazife addediyorum, bu bilgi çağının tüm teknolojik aygıtları davanın her aşamasını söylenen, söylenmeyen, yazılan yazılmayan, her yönüyle nesillere ve dünyaya aktaracaktır, siz Mustafa Kemal duruşuyla bu iddianamenin her yönünü elbette ki araştıracaksınız ve isterim ki ve eminim ki, Mustafa Kemal duruşuyla da bu davanın son noktasını koyacaksınız, gelecek nesillerimizin okuduğu bir Yassıada kararı değil, hukukun zaferine imza atın, dilerim tutukluluğu uzunca süre iddianameyi bekleyen bu tüm şüpheliler için ceza ve zulüm olmaktan çıkaracaksınız, tabi müvekkilim içinde, saygılarımı sunuyorum, teşekkür ederim, dedi.

Sanık müdafiinin savunması sırasında tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol, tutuksuz sanıklar Rafet Arslan ve İbrahim Benli ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Filiz Esen, Av. Özgür Erbaş, Av. Mehmet Taşdelen, Av. Mehmet Tolga Akalın, Av.Yıldırım Çavuşovalı, Av. Cengiz Kurter, Av. Engin Kadıgil, Av. Sera Kadıgil, Av. Erkut Şahin, Av. Yusuf Utku Tekayak ve Av. Mehmet Özhabeş’in geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındılar.

Duruşmaya 13.30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK huzura alındı,Mahkeme Başkanı “ Mehmet Zekeriya Öztürk; Mehmet oğlu, Güngör’den olma, 07.02.1962

doğumlu, İstanbul Kadıköy Feneryolu Mah. Nüfusuna kayıtlı, sabıka yok, doğru mu bu kayıtlar “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğrudur”C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel “ Sayın başkanım müsaadenizle birkaç soru sormak

istiyorum”Mahkeme Başkanı “ Tabi, buyurun”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Mehmet Zekeriya Öztürk, bilgisayarlarınız ve

harddisklerin incelenmesinde,flash belleklerde, size cep telefonuyla mesaj gönderen kişilerin kayıtları yer almakta, bunlardan bir tanesi de onlarca mesaj gönderen Levent ismindeki bir

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:30

şahıs, bir mesajında da Türklüğün tek kurtuluş çaresi kalmıştır o da silahla mücadeledir, şeklinde ibarelerde bulunan Levent Temiz , bu şahısla tanışmanız ve ilişkileriniz ne boyuttadır “

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Bu şahsı avukat olarak tanıyorum, normal iki arkadaş benden yaşça küçüktür, iki arkadaş ilişkisi çerçevesindedir, burada vurgulamak istediğiniz Türklük ve arkasındaki devamındaki cümle mi, yoksa buradan yola çıkarak ilişkimizin içeriğini ve nezaman tanıştığımızı”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “İçeriğini, ne zaman tanıştığınız , ne tür faaliyetiniz oldu birlikte bir dernek bir çalışmanız oldu mu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ O bu şekilde, bir faaliyetimiz olmadı hayır dernek çalışmamız olmadı”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Büyük Hukukçular birliğine üye oldunuz mu veya herhangi bir toplantısına katıldınız mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır ben hiçbir derneğin üyesi değilim”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Toplantılarına katıldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır katılmadım”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Bilgisayarlarınızda yine birçok dernek tüzüğü ele

geçmiş, bunlardan biri Türkiye 2023 platformuyla ilgili, Türk Milli mücadele gençlik derneği şeklinde, bu derneklerle herhangi bir bağınız var mı yani bu kuruluş aşamasında veya diğer aşamalarda”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır bir bağım yok, kurulup kurulmadıklarını da bilmiyorum onların”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Vatansever Güç birliği hareketinin çalışmalarına katıldım diyorsunuz, birkaç tane toplantılarına katıldım, Maltepe’de diğer yerlerde”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğrudur”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Bu dernekle kuruluş aşamasında niye ayrıldınız yani

herhangi bir sebep var mı, somut bir olay yaşadınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Somut olay şu, dernek İstanbul şubesini oluşturmaya

çalışıyordu, çok nitelikli bir alt yapısı yoktu, dolayısıyla dernek İstanbul şubesini oluşturma aşamasında yetersiz kaldı, bende bu sebepten dolayı birkaç defa gidip geldikten sonra bir daha gitmedim, ayrıldım”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Biraz önceki soruma dönüyorum, Levent Temiz’le Danıştay olayından sonra Muzaffer Tekin’in intihar girişimi sonrası herhangi bir telefon görüşmeniz oldu mu, kendisine bir bilgi verdiniz mi bir şey söylediniz mi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bu çok geniş çok yuvarlak bir soru, daha netleştirebilir misiniz, yani sormanız gereken bir şey varsa çok açık net sorabilirsiniz sayın savcım”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Şöyle bir beyanı var, Zekeriya Öztürk beni aradı, yüzbaşı Muzaffer’i vurdular deniliyor beyanı, böyle bir beyanı var kendisinin”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır yok”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yani bunu niçin söylediniz onu soracaktım o nedenle”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır yok böyle bir beyanım yok, bu Danıştay”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yani intihar etti veya başka bir şey demedi diyor”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Muzaffer Tekin’in intiharından hemen sonra mı”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Hemen sonra”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hemen sonrasında zaten TEM şube müdürlüğü ile dirsek

temasındaydık, bütün telefon görüşmelerimi biliyor, televizyon kanalını aradığım sırada yanımdaydı, Levent Temiz’le böyle bir görüşmem yok, kendileri hani, Tem şubeyle siz beraber çalışıyorsunuz bunları sormadınız mı onlara sayın savcım”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Ben sadece sizden almak istediğim cevapları istiyorum”

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:31

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Teşekkür ediyorum”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Kemal Kerinçsiz’le bağlantınız ne şekilde başladı ve

Danıştay olayından sonra birçok görüşmeniz de var, hukuki açıdan bir danışma mı oldu başka bir şeyler mi paylaştınız”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Daha öncesinden tanıştım yani hukuki aşamadan öncesinde tanıştım, Danıştay olayında konu hukuki boyuta erişince Ankara’da avukatım olarak savunmamı yaptı, burada yine daha detaylı sormak istediğiniz aklınızda kalan bir şey varsa sorabilirsiniz bunları”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Bu Muzaffer Tekin’in olay günü 17 Mayıs 2006 günü cinayet işlendiği sıralarda veya sonrasında ofisinde olduğunu söylüyorsunuz orada bir kira kontantı işiyle uğraşılıyordu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Daha sonra dışarı çıktınız, bir tartışma oldu Rafet

Aslan’la aranızda”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır o zaman değil bu, yok böyle bir ifadem yok, siz

tam detaylı okumadığınız için o bu ifademde benim 1,5 ay öncesine ait bir tartışma, orada bir yemek sohbetindeki arkadaş şeklinde kendisi zaten benden büyüktür, ”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yani olayın olduğu gece Muzaffer Tekin ilk gün sizin evinizde kaldı, doğru mu ”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ İlk gece evet”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Daha sonra İsmail Paker’in evinde kaldı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Üçüncü günde Mahmut Öztürk’ün evinde kaldı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Siz oraya gittiğinizde, Mahmut Öztürk’ün evine

gittiğinizde , Mahmut Öztürk orada mıydı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Mahmut Öztürk oradaydı, sadece Mahmut Öztürk değil,

Yurdakul soyadını hatırlayamıyorum şimdi Yurdakul’da vardı”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Danıştay olayından sonra 25 Mayıs 2006 tarihinde

Ankara’da verdiğim ifade doğrudur diyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Doğru”C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada gittiğimizde biz 2-2,5 saat kadar bahçesinde

bekledik, Mahmut Öztürk daha sonra geldi şeklinde bir beyanınız var”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Şimdi bir dakika akşam itibariyle mi diyorsunuz yoksa

sabah Muzaffer Tekin’in kendisi yaraldığı saat itibariyle mi”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yok ilk götürdüğünüz zaman”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “İlk götürdüğümüz zaman, doğrudur, Mahmut Öztürk

bekledik sonra geldi, ben sabah itibariyle”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Sizin intihar girişiminden ne zaman haberiniz oldu, kim

aradı sizi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Beni Yurdakul Çağman aradı, Çağman zannediyorum,

hemen aradı herhalde ben olay yerinde değildim, dokuz buçuk sıraları falandı yani hatırladığım kadarıyla”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Siz kaçta aldınız o evden kendisini”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Zannediyorum bir saat sonra olay yerindeydim”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Hastane kayıtlarına göre saat 15.00’de hastaneye

girilmiş, bu kadar zamanda ne yaptınız , neredeydiniz”

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:32

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Danıştay ifademde bunları belirtmiştim, tekrar açık net olarak belirteyim, sayın başkanım Muzaffer Tekin kendisini yaraladıktan sonra ben telefonla çağrıldım ve eve gittik, evde ilk müdahalesini yaptık, zaten kanama durmuştu, vücudunda kuru kan vardı, belden yukarısı çıplak vaziyette oturur vaziyetteydi, sol göğüsün iç kısmında iki buçuk santim civarında dudak şeklinde açılmış bir kesi vardı, tampon yaptık, kendisiyle kısa bir konuşma yaptık, normaldi bütün fonksiyonları yani şu şekilde normaldi fonksiyonu derken şoka girmemişti, komaya girmemişti, kendisi bana notlarının olduğunu söyledi, notlarını aldım daha sonra arabayla biz hareket ettik, ilk başta Muzaffer Tekin hastaneye gitmek istemediği için ve tabi intihara kendisini götüren ve birkaç gündür tekrarlayan basın haberleri etkisiyle çok gergindi, kendisini önce sakinleştirmek gerekiyordu, biz her hafta kendisinin isteğiyle Maltepe’deki abisinin arkadaşının bir evine gitmek istediğini söylüyordu, diğer tarafta Rafet Aslan telefonla hastaneye götürmemizi söylüyordu, bu süre bu ikna süresi olarak geçti ve daha sonra Rafet Aslan geldi , kendisi ikna ettik, yani ikna içinde çağıran , siz devre arkadaşınız yakın arkadaşsınız gelin siz ikna edin hastaneye götürelim şeklindeki teklifim karşısında Rafet Aslan’da olay yerine geldi bizim bulunduğumuz yere geldi daha doğrusu düzeltiyorum, onun üzerine de hastaneye götürüldü”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Behiç Gürcihan’la yaptığınız bir toplantı var, görüşme var, bu görüşmede nüfus kağıdını önüne koyarak bazı sözler sarf ettiğiniz iddia ediliyor, onlarla ilgili ne diyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hangi sözlerden bahsediyorsunuz”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Muzaffer Tekin artık elimde, ipleri benim elimde şeklinde

bazı ibareler var”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bu mümkün değil, hayatın olağan akışına aykırı, siz sayın

hukukçuların çok kullandığı bir söylem bu, şöyle düşünün benden on yaş büyük ve aynı meslek erbabı iki kişiyiz ve askerlik mesleğinden geliyoruz, ikimizde subayız, Ordu ile ilişkimiz kalmamış siz tahmin edebiliyor musunuz böyle bir şey söyleyeceğimi ya da böyle bir görüntüm var mı bu tür konuşma yapabilecek, bu Behiç Gürcihan’ın dünde belirttim yani kendi hayal ürünü veya sohbet ettiği hanımefendinin hayal ürünü şeyler, Muzaffer Tekin’in nüfus cüzdanı bendeydi doğru, ancak böyle bir konuşma olmadı”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Olay sonrası bıçağı da size teslim ettiğini söylüyor Mahmut Öztürk”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır bıçak bana teslim edilmedi”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Bu konuda herhangi bir tartışmanız oldu mu Mahmut

Öztürk’le”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Nerede”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Cezaevinde veya başka bir yerde”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Konuyu etkileyecek mi”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yok”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Teşekkür ederim”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Şimdi Klasör 337 Dizi 30-31 sayfa 418-419’da m ve

çatal nik neyimlerini kullanan ve msn görüşmeleri var”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Anlayamadım bir daha”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “ M harfini kullanan bir de çatal, yıldız değil, çatal

kullanan”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Sayın başkanım ben bunu reddediyorum, bakın müsaade

ederseniz yanımda klasörler var getirdim o klasörlerin altında özgürdestap diye bir şey var bilgisayar kullanıcısı adı var, benim bilgisayarımda öyle bir kullanıcı adı yok, ben onları kabul etmiyorum, doğrudan soru da kabul etmiyorum ben”

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:33

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yani bu görüşmeleri siz yapmadın mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır, altını okur musunuz onun, o sayfanın altını”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Çıktı, bilgisayar çıktısı onlar, bilgisayar çıktısı olarak, ”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Mümkün değil, mümkün değil, zaten sayın başkanım bu

bilgisayar çıktısı değil, bu bilgisayardan alındığı söylenen dijital veri ve ben onun altındaki dosya uzantısının okunmasını istiyorum şu an, yoksa ben hemen sıramda getireyim”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Avukat Alpaslan Aslan’la tanışmanızı ne şekilde yani o kabul ettiğiniz Danıştay sonrası ifadenizde şöyle diyorsunuz Emin olmamakla birlikte Vatansever Kuvvetler Güç birliğinin bir toplantısında gördüğümü sanıyorum”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Sorunuzu en baştan bir daha alabilir miyim”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Şahsı isim olarak hatırlayamıyorum, ama buluşmalarda

bir avukattan bahsediliyordu, hatta bahsedilen bu avukat bahçenin önündeki yolun kenarında duran bir köpeğe gidip tekme atmıştı ve bende kim bu diye yanımdakilere sormuş ve cevap olarak da bizim avukat şeklinde cevap almıştım”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “İlk başta tanıştığımızı söylediniz değil mi”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Tanışıyor musunuz bu şahısla”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır tanışmıyorum”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yani bu şekilde yorum yapmışsınız uzun uzun Alpaslan

Aslan’ı anlatmışsınız”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bu Danıştay, bu Danıştay cevabım”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Danıştay ifadeniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Sayın savcım bakın Danıştay’daki”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Kabul ettiğiniz Danıştay ifadeniz bu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Tabi, oradaki tanışmakla ilgili bir şey var mı, yok,

tanıştığımı beyan ettiğime dair bir orada belirti var mı veya ifade var mı, Ankara Tem şube müdürlüğünün böyle bir yorumu var mı, analizi var mı , Yok.”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Fakat, fakat devamında şöyle diyorsunuz ifadenizin, Avukat Alpaslan Aslan’ın siyasi görüşü, Doğu Perinçek’in son dönem politik açılımlarına ters düşmemekte olup, Alpaslan Aslan ve benzeri şahısların Perinçek için profilleri ve eylemsel yapıları tercih sebebidir, yani tanımadığınız bir kişi hakkında böyle bir yoruma nasıl vardınız o zaman”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Sayın başkanım o zaman şöyle müsaade ederseniz şöyle yapayım, Ben Danıştay olayındaki geçen altı gün sürelik bütün sorgu ayrıntılarını anlatayım çünkü böyle anlayabileceğiz, bir anda ortaya çıkan bir soru değil veya bir konuşma değil, siz sorguda bulunuyorsunuz sanırım, Tem şubede aynı zamanda”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yok bulunmuyoruz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “O zaman büyük eksiklik”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Sayın başkanım bana Danıştay’da Hablemitoğlu

cinayetinin dosyasını bile getirdiler, Hablemitoğlu cinayetinin dosyasını bile konuştuk, altı gün ben gözaltında kaldım Danıştay’da”

Mahkeme Başkanı “ Size açık ve net bir soru soruldu, o bölümü sordu size, onu hatırlayabiliyor musunuz ,”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır hatırlıyorum ben , Danıştay’ın bütün ayrıntılarını hatırlıyorum ama”

Mahkeme Başkanı” Alpaslan Aslan’la ilgili bir bölüm okudu size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Ama bakın şimdi burada bir yorum var, sayın savcının

yorumu var, benim oradaki ifadem”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel :”Yorum değil sizin ifadenizin aynısını okudum”

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:34

Mahkeme Başkanı: “Aynı ifadenizi okuyor size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:” Tamam bende kabul ediyorum, benim değil demiyorum,

bu ifade doğru diyorum ancak buradan yapılan çıkarımlar doğru değil, ilk başta soruya başlarken tanışmak şeklinde bir ifade geçti, aynı soruyu ben 22 Ocak’ da gözaltına alındığımda sayın savcı Zekeriya Öz tarafından da hiç karşılaşmadığım soru olarak Alpaslan Aslan’la tanışıyor musun ve hatta sayın Üye’nin de öyle bir soru vardı, kartviziti varmış üzerinde diye ve şimdi de Danıştay’da 2,5 yıl önce vermiş olduğum çok açık net olarak vermiş olduğum ifadem bir yorum dahilinde tekrar soruluyor bana, ben bunun üzerine söylüyorum, altı gün sorgu ve bu sorgunun arkasında karşılıklı polislerle oturup konuşmanın ardında yapılan bir yorum bu, ben orada tanışmayı ifade eden hiçbir şey kullanmıyorum sadece diyorum ki olabilir, yani ben Alpaslan Aslan’ı tanımıyorum, görmüş olabilirim yani bunu da şöyle söylüyorum yani o kadar açık o kadar samimi bir şekilde söylüyorum ki, Alpaslan Aslan oraya gelmiş olabilir, bu şu demek Alpaslan Aslan’la ben Bostancı’dan Taksim’e giderken sarı dolmuşa da binip gitmiş olabilirim anlamında bir şey bu ve detayını da veriyorum, diyorum ki köpeği tekmeleyen birisi vardı, bir hayvan tekmeleyen insan dikkat çektiği için sordum, bizim avukat dediler orada da Alpaslan adı falan geçmiyor sayın savcım”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Aynen okudum , ifadenizi aynen okudum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bende aynen cevaplıyorum çok açık net ifade onlar”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Yine olaydan sonra Muzaffer Tekin’in ofisinde

oturduğunuz sırada yapılan yorumları anlatırken, Muzaffer Tekin saldırıyı gerçekleştiren avukat Alpaslan Aslan ile daha önce Vatansever Kuvvetler Güç birliğinde karşılaştığı, avukat olup olmadığı konusunda şüphe taşıdığını belirtti diyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bunu nerede söylüyorum”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Danıştay olayında verdiğiniz ifade, oradan okuyorum

aynen, kabul ettiğiniz ifade bu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Bir daha okur musunuz”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel : “Muzaffer Tekin saldırıyı gerçekleştiren avukat Alpaslan

Aslan ile daha önce VKGB’ de karşılaştığı, avukat olup olmadığı konusunda şüphe taşıdığını belirtti diyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “Hayır”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizin ifadenizi okuyorum yani, Muzaffer Tekin böyle bir

şey söyledi mi size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır, hayır , hayır”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu söz istedi, verildi: Şimdi sayın

başkanım, sayın savcı, o ifadeyi iddianame ya da bir başka yerde geçtiği metni gibi okuyor yani yorumlayarak”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Hayır asla, aynen ifadeyi okuyorum”Av. Yaşar Ağsu :” Şöyle yaparsa bana göre çok daha doğru ve arzuladığı cevaba da daha

kolay ulaşacak, müvekkilime orada sorduğu soruyu ve aldığı cevabı beraber okuyarak sorarsa o daha doğru olacak diye düşünüyorum, yani nasıl bir soru şekliyle bu cevabı almış sorarsa müvekkilimde aydınlatmak için elinden gelen bütün çabayı gösteriyor, teşekkür ederim”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ İfadesi sırasında sorulmuş, bunları anlatmış, olay olarak anlatmış”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım böyle bir şey hiç olmadı, çok iyi hatırlıyorum ben”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Özel bir soru sorulmamış, normal ifadesinin akışı içerisinde bunları anlatmış, ben onun için soruyorum”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Yine bu ifadeniz içerisinde”

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:35

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben o ifadeyi görebilir miyim, şu an görme şansım var mı”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Tabi görebilirsiniz “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O klasörü söylerseniz, klasör ve sayfa”Mahkeme Başkanı “ 8. Klasör 39. sayfa”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kaçıncı sayfada, sayın savcım sorunuz”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Oradan bakabilirsiniz yani şuanda ben şeyi açmadım

sizin”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O zaman ben bir okumak istiyorum”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Tabi buyurun, bunu kabul ediyorum dediğiniz için

sadece buradan soruyorum, diğer yerlerden sormuyorum” Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama kabul ediyorum da şunu çok iyi hatırlıyorum yani

Muzaffer Tekin’in VKGB’de Alpaslan Aslan’ı hatırladığına dair bir ifadede bulunmadım böyle bir şeyi de ilk defa burada duyuyorum, Muzaffer Tekin’le aramızda böyle bir konuşmada da geçmedi, orada bir yanlış hatırlama var bence sizin için”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel “ Emniyet ifadesi, Danıştay’daki emniyet ifadesi, 25 Mayıs 2006 tarihinde, 6. sayfa, ”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ 6. sayfa mı sayın savcım”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “4. sayfada da olabilir, 1. sorumdaki yer orası 4 ve 6 ‘da

Alpaslan Aslan’ın siyasi görüşü Doğu Perinçek diye bahsettiğiniz yer”Mehmet Zekeriya Öztürk. “Muzaffer Tekin Danıştay olayı günü kendisini VKGB’de gördüm

veya ben onu gördüğünü bana söylediğini belirten ifadem 4. sayfada mı 6. sayfada mı”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Onu da vereyim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk “ Zaten polemik olan soru oydu, sayın savcım”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ 6. sayfanın son, soru şöyle Muzaffer Tekin’in 20.05.2006

tarihinde silahla yaralanması olayı ile ilgili bildiklerinizi anlatınız demişler, sayfanın son cümlelerinde Muzaffer Tekin saldırıyı gerçekleştiren avukat Alpaslan Aslan ile daha önce VKGB’de karşılaştığı, avukat olup olmadığı konusunda şüphe taşıdığını belirtti, ben isim hatırlamıyorum ama VKGB’nin İstanbul’da yaptığı toplantılarda bir avukat hatırladığımı söyledim, Muzaffer Tekin soyadı neydi diye sorarak düşündü ve arayıp kendisine sorayım mı şeklinde bir soru sordu. Yani bu cümleyi soruyorum, yani saldırıyı gerçekleştiren avukat Alpaslan Aslan ile daha önce VKGB’de karşılaştığını söyledi mi size Muzaffer Tekin onu sormak istiyorum”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bunu şuan hatırlayamıyorum”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu ifade sizin ifadeniz onu söylüyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru benim ifadem, benim ifadem”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Hüseyin Görüm ve İbrahim Özcan’la ilgili bir takım

değerlendirmeleriniz var ve bu değerlendirmeler sonunda diyorsunuz ki komutan sizin eğitiminizi verecek şeklinde Hüseyin Görüm bana bir VKGB toplantısında bir şey söyledi diyorsunuz, ne eğiti miymiş bu diye sordum , ne olacak komutan sen daha iyi bilirsin asker olan ben değilim sensin şeklinde bir mülakattan bahsediyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu mülakat ne zaman gerçekleşti, hatırlıyor musunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu 2005 yılında bahar aylarında falandı gerçekleştiği

tarih”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani sizden silahlı eğitim vermenizi mi istediler”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Çok net olarak değil, sayın başkanım o da böyle değil

şimdi bunu burada tek başına cümleler alıp böyle anlatırsak olay başka yere gidecek, bunu Danıştay ifadesi ile ilgili olarak açıklanması gereken daha doğrusu izahı gereken hususlardan bir tanesi de bu, konu da şu, Danıştay cinayeti işlenmiş Alpaslan Aslan yakalanmış, Alpaslan

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:36

Aslan’ın üzerinden bir televizyon kimlik kartı çıkmış, Ulusal kanal olduğu söyleniyor, VKGB derneğinin kartviziti çıkmış, polis İstanbul’daki gözaltım sonrasında beni sorguluyor ve bu sorguda Alpaslan Aslan’ın profilini çıkartıyor ortaya ve çok açık net görülen bir şey var yani Ankara Tem şube müdürlüğü ciddi bir çaresizlik içerisinde olayı çözme aciliyeti içerisinde, bu arada ilk başta konuşulan konu Muzaffer Tekin’in nasıl biri olduğu profili anlatılmam isteniyor, daha sonra bu konuya giriliyor, zaten günlerce devam eden konu bu, sıra Vatansever Kuvvetler Güç Birliğine geliyor, Vatansever Kuvvetler Güç Birliğine gelince emniyet tarafında kalın bir klasör Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketinin kuruluşu, üyeleri, kuruluş aşamasından önceki faaliyetleri ile ilgili bütün aşamaları içeren bir klasör getiriliyor önüme, çünkü ben kuruluş tarihini bilmiyorum, bunun üzerinden konuşuyoruz ve yorumlar yapılıyor orada polisçe, tabi şunun hemen altını çizerek belirteyim ben tarafım, ben Cumhuriyet kurumlarının tarafıyım, Danıştay gibi bir kuruma saldırı yapılmış, yakalandığı söylenen bir adam var, polisin bu şahsı yakalaması lazım ve arkasında kimse varsa bu gurubun, ekibin, terör örgütünün neyse çökertilmesi lazım bu anlamda yaptığımız konuşmalar ve bu eksende olay Vatansever Kuvvetler Güç birliğinin yapısına kayıyor, bende kendim diyorum ki profil olarak orası dernek kurulabilecek vasıfta değil ve şunu da hemen açıklıkla söyleyeyim Hüseyin Görüm’ün kendisi bizzat şunu söylerdi Ben dernek kuramam, ben sadece imkanlar yaratmaya çalışırım kendi imkanım nispetinde derneği sizin gibi insanlar kurmalı derdi, benim de oraya gidiş gayem zaten davet edildim oraya gazeteci olduğum için köşe yazarı olduğum için dernek kurulacak bizim derneğimizden bahsedin diye bir tane de Türkeli dergisi verildi, bu eksende bir Vatansever Kuvvetler Güç Birliği tanışma arifesinde daha sonrasında bir yıl sonrasında Danıştay olayının olması ve oranın niye dernek olamadığı niye kurulamadığı problemler işte Alpaslan Aslan gibi tip ki orada bana Hüseyin Görüm’ün böyle bir şey söylediğini söyleyen zaten polis, orada görüntülü kayıtların olması lazım diye düşünüyorum ben Ankara Tem’de bu anlamda, benim sorgum sırasında, onun üzerine ben bunu onaylıyorum evet böyle bir şey oldu diyorum ve Danıştay’daki düzeltiyorum Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketindeki kurucu amaçlı kişilerin profilini çıkartıyorum ve diyorum ki bu insanlar bunu kuramazlar ve gerçekten de kanaatim olumsuz yönde Vatansever Kuvvetler Güç Birliği eğer bir dernek olacaksa o dergide yazan o tüzüğünde yazan şeyleri yerine getirecekse bu kişilerle bunun yapılması imkansız diyorum ve bu olay sorulduğunda evet bu söylendi diyorum ancak bunu ciddiye almadığımı söylüyorum çünkü Kurtlar Vadisi Irak denen dizi toplumun genç kesimini ve hatta kırk yaşlardaki kesimini sayın başkanım bu böyle iğfal etmiş durumda beynini ve sokakta herkes o dizideki kişilerin kahramanların isimleriyle unvanlarıyla dolaşıyor dışarıda”

Mahkeme Başkanı: “ Sorduğu sorunun cevabını”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben de işte sorduğu soruya bu şekilde cevap veriyorum

sayın başkanım”Mahkeme Başkanı: “ Ama orada öyle vermemişsiniz, orada başka bir cevap var”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Başka cevap yok, aynen bu cevap var benim bu

anlattığım Ankara Tem şube müdürlüğündeki anlattığım şeyler sayın başkanım, onun üzerine alınan bir ifade ve sonuçta o zaten onayladığımı söylüyorum şimdi de evet diyorum ama bunu sadece alır buraya böyle taşırsak altı çok başka yerlere gidecek açılımları olduğunu anlatmaya çalışıyorum”

Mahkeme Başkanı: “ Gitmez, sorgunuzun ifadenizin tamamı burada gitmez, hiçbir yere gitmez meraklanmayın, hiçbir yere gitmez”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Hayır sayın başkanım şundan anlatıyorum , hayır o değil benim anlattığım o değil, benim anlatmaya çalıştığım şu 2,5 yıl önce işlenmiş bir cinayetin sorgulaması yapılmış, ifadesi alınmış , mahkeme aşaması bitmiş, burada eğer onu tekrar yeniden konuşuyorsak ve bu mahkemeye esas bir konu haline geliyorsa ben Tem şube

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:37

müdürlüğündeki bütün ruhu anlatmak zorundayım buradaki sonuç başka yere gitmesin, sayın başkanım bu olmadığı takdirde o tek başına iki gün sonra başka bir cevap şeklinde lanse olacak veya böyle algılanacak bu ruhu anlatmadıktan sonra o zaman şunu da söyleyeyim ben neden bana Hablemitoğlu cinayeti Danıştay’da gözaltına alındığım halde soruldu, bunların hepsinin burada açılması lazım ki net ve kesin bir sonuca ulaşabilelim aksi takdirde bir tek cümleyle sayın savcının sorusuna cevap vermek yeterli olmayacak kanaatindeyim, çünkü bu davaya yüklenen bir Danıştay cinayeti var tekrar”

Mahkeme Başkanı: “ Savcı bey başka var mı sorunuz”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Vedat Yenerer ifadesinde hatırladığı kadarıyla Zekeriya

Öztürk’ün Sevgi Erenerol’dan bahsettiğini ve Ortodoks kilisesinde bazı toplantılar yaptıklarını söylediği kendisinin de toplantılara davet ettiğini, ne tür toplantılar yaptınız Sevgi Erenerol’la”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Soruyu bir daha alabilir miyim, ben mi söylüyorum Vedat Yenerer mi söylüyor”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Vedat Yenerer, sizin kendisini Sevgi Erenerol’la tanıştığınızı ve onun kilisede toplantı yaptığınız ,onu da davet ettiğinizi söylüyor”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Vedat Yenerer”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, ne tür toplantılar yapıyordunuz, bu toplantıların

mahiyeti neydi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Valla toplantılar yapmadık, ben Türk Ortodoks kilisesine

bir kere gittim o da zannediyorum bir kutlama günüydü bahara denk gelen veya baharın başlangıcına onun dışında da bir toplantıya katılmadım ben sayın başkanım ve Vedat Yenerer ile de böyle müteaddit defalar toplantılar veya periyodik toplantılar olduğu hadi sende gel şeklinde bir davetim de olmadı, orada zannediyorum yönlendirmeli bir soru sorulmuş Tem şube müdürlüğünde veya savcılıkta tahminim o çünkü buradan o çıkıyor başkanım , Vedat Yenerer’le ben ne konuştuğumu ve telefon konuşma sıklığımı biliyorum , hafızamda çok iyi, isim hafızam kötüdür de şekil, resim ve konu hafızam oldukça iyidir sayın başkanım”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veli Küçük’le bağlantınız nedir, evine gittiniz mi Veli Küçük’ün”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Veli Küçük’ün evine gittim, Veli Küçük’le bağlantım, belli kesimleri rahatsız emekli iki asker, bir birinden yaşça ve rütbece büyük iki asker ilişkisidir, kendisiyle bir sivil toplum etkinliğinde tanıştım, 4-5 defa da telefonla görüşmüşümdür en fazla , birkaç defa da bayram ve tebrik mesajı atmışımdır, yeterli mi”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğu Perinçek’le ilişkilerinizi anlattığınız o ifadenizde şöyle bir ibare yer alıyor, 2003 yılından itibaren parti bir askeri darbeyi dört gözle bekler duruma gelmişti, bu açıkça söylenmiyor daha doğrusu söylenemiyor ama bir diğer yandan bu darbeyi yapmadığı için Türk Silahlı Kuvvetlerini parti içinde ağır bir dille eleştiriyordu “

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hangi tarihli ifadem bu”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Danıştay’da verdiğiniz ifade, oradan soruyorum başka

hiçbir yerden soru sormuyorum size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tamam”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu değerlendirmelerinizi neye dayanarak yapıyorsunuz

yani somut elinizde bir delil bir şey var mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Aslında çok özür dileyerek bir gerçeği söylemek

zorundayım, Doğu Perinçek dört gözle darbeyi bekliyor ifadem çok affedersiniz sayın başkanım artık bunaldım, daraldım ve orada dalga geçmek şeklindeydi, bir baskıydı konu başka bir yerden bir yere geldi , o kadar çok şey oluştu ki onun üzerine kurulmuş esprili bir konuşmaydı ve bunu da kaydettiler orada bende hiç oralı olmadım yani çünkü çok asal eksenler oluşturan bir söylem benim bu söylediğim ama altı gün gözaltında kaldıktan sonra o yoğun psikolojik baskıyla bir şey

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:38

anı ama bunun devamı var o gelecek onu biliyorum burası o halk arasında denir ya dalga geçmek o anlamda söylenmiş bir şey”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ederim”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Bu konuda çeşitli ifade, beyan ve yazılar bulunduğu için size şu

soruyu sormak istiyorum, diğer tutuklu veya tutuksuz sanıklardan aranızda husumet bulunan var mıdır”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Husumetten kastınız ve derecesi”C. Savcısı Nihat Taşkın : “ Biraz önce sayın meslektaşımın bahsettiği gibi bir başkasını

suçlayıcı şekilde anlaşılabilecek bir ifadeden dolayı veya bir olay sonrasındaki çeşitli yorumlardan dolayı buradaki tutuklu veya tutuksuz sanıklardan aranızda husumet olan var mıdır”

Mahkeme Başkanı” Yani Kızgınlık mı, husumet çok ilerili aşamadır yani husumet”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Evet o şekilde soruyorum”Mahkeme Başkanı” Husumet, o ağır aşaması”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım bende onu soruyorum yani husumet

vardır adam öldürecek niteliktedir”Mahkeme Başkanı: “Evet, onu o ağır aşaması diye tarif etti, onu açıkladık”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Hayır, adam öldürecek kadar husumet olduğum

hayatımda kimse yok, PKK terör örgütü hariç”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Tabi bu adam öldürme bir örnek verildi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben verdim örneği”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Evet, Mesela birisinin sizin hakkınızda, sizin yapmadığınız bir

şeyi size yüklemesi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bunu yaşadım evet, bunu yaşadım doğrudur, bu

haksızlığa uğradım”C. Savcısı Nihat Taşkın : “İsim verebilir misiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Biliyorsunuz, hatta burada da ben itiraz ettim, insanlar

arasındaki ikili ilişkilerdeki arkadaşlık bozukluklarını, arkadaş ilişkileri bozukluklarını, birbirine kırgınlıkları, küskünlükleri baz alarak bu iddianame çatışma yaratmak istiyor diye söyledim, sayın başkanım da burada kimse gerginlik yaratamaz diye beni uyardı, Behiç Gürcihan hakkımda aleyhimde yazı yazmıştır doğrudur”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “Biraz önce sayın meslektaşımın sorduğu soruyu biraz daha genişleterek size sormak istiyorum, size ait telefon ve sim kartı rehberlerindeki kişilerden Ümit Sayın ile bağlantınızı açıklar mısınız”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ümit Sayın ile bir kere tanıştım yani karşılaştım, tanışma-karşılaşmamızda Behiç Gürcihan vardı yanında tesadüfen bir karşılaşmaydı bunun dışında da olmadı”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “Kuddusi Okkır”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kuddusi Okkır’ı Vatansever Kuvvetler Güç Birliği

Hareketinden tanıyorum, geçen yıl yani 2007 Haziranında aynı zamanda gözaltına alınıp 9. Ağır ceza mahkemesine çıkarıldık o tutuklandı, rahmetliyi en son Nisan 11’inde gördüm, ondan sonra da bildiğiniz gibi zaten”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “Söz konusu dokümanı kendisi mi vermişti size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben onu kabul etmiyorum, sayın başkanım o doküman

bende yok, hangi şekilde doküman olduğunu sorabilir miyiz acaba ne şekilde o doküman bende var, bilgisayarımda mı var, compact diskte mi var, yoksa A4 kağıda basılmış şekilde mi var print ….çekiminde mi var”

Mahkeme Başkanı: “ Herhangi bir şeklini de kabul etmiyorsun değil mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama hangi şekilde olduğu söylenilsin sayın başkanım”

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:39

Mahkeme Başkanı” Herhangi bir şekilde olsa bile kabul etmiyorsunuz değil mi yani ama öyle ama böyle kabul etmiyorsunuz mu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Kabul etmiyorum ama benim için önemli bir cevap bu”Mahkeme Başkanı: “ Buyurun savcı bey buyurun”C. Savcısı Nihat Taşkın : “O zaman bu hususu biraz daha yani nereden çıktığı yönünde bir

açıklama getirip ancak şu anda değil ileriki aşamada sorayım sayın başkanım”Mahkeme Başkanı” Olabilir, olabilir”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama hep bu varsayımlar üzerine sayın başkanım yani, o,

bu, benim için 11. ay, 11. ayda bana bu soruluyorsa bu dokümanın hangi şekilde ve nasıl olduğu bana bu soruda sorulurken hazır olmalıydı, tezatlar kendi işlerinde sayın başkanım, polis ekspertiz raporu ile savcılık iddianamesinin yazdığı ifade arasında fark var ve bu bana soru olarak soruluyor şimdi”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “Turhan Çömez ile nereden ne şekilde tanışıyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Turhan Çömez emekli bir milletvekili, kendisiyle

tanışıyorum, Ankara’da hatırlamıyorum yani yine bir resepsiyon bir kokteyl bir yerden olabilir, kendisi Irak’a Türkmen bölgesine gidip gelen askeri konularla ilgilenen, şöyle askeri konularla ilgilenen Uluslar arası alanda askeri konular, savaşlar vesaire konularla ilgilenen bir milletvekili arkadaşımız, zaman zamanda kendisine bu konularda istişarelerde bulunuyordum, hatta bir kere kendisine DTP milletvekillerinin kaçak olanlarının maaş aldığına dair bir mail’de atmıştım, hak etmedikleri halde maaş aldıklarına dair de bir bilgi maili atmıştım”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “ Can Özaray”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Can Özaray, hatırlayamadım Can Özaray’ı”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Yurdakul Çağman”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yurdakul Çağman’ı biliyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Nereden tanışıyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yurdakul Çağman’la ben Muzaffer Tekin’in bürosunda

tanışmıştım zannediyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Aziz Ergen”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır tanımıyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Sizin telefon ve sim kart rehberinizdeki isimler”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğrudur, 2003 yılında kendisi”C. Savcısı Nihat Taşkın : “ Aziz Ergen, evet ”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “doğru doğru doğru , o zaman görevdeydi, görevdeydi, bir

karşı çuval harekatı söz konusuydu Türk Silahlı Kuvvetlerde Amerikalara karşı hatta Korucu anlatmıştı, Amerikalı albayı yakaladı Aziz Albay’ın çırılçıplak soydu bir tek külot kaldı diye, o olayda ismi geçen bir Albaydı zannediyorum herhalde bir kerede görüşmüş olabilirim telefonla, yakaladınız doğru”

C. Savcısı Nihat Taşkın : “Ergün Poyraz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ergün Poyraz’ı tanımıyorum, burada tanıdım”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Telefonunuza kaydetmişsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğrudur, kendisi bir köşe yazarı ilginç kitapları var,

telefon konuşmamız yoktur ama zannedersem”C. Savcısı Nihat Taşkın : “Nihat Gürkan”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Nihat Gürkan’ı da tanıyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Nereden tanıyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Danıştay’da tutuklandığım zaman, Danıştay kurgusunda

aynı arabada kelepçelenerek Ankara’ya götürüldüm”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Daha öncesinden”

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:40

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tanımıyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Sabri Sipahioğlu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sabri Sipahioğlu’nu tanıyorum, emekli bir asker”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Bu kişi Fikret Emek’e de sorulmuştu, kendisinin samimi arkadaşı

olduğunu söylemişti, birlikte görüştüğünüz oldu mu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sabri Sipahioğlu ile mi”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Evet, Fikret Emek, siz, Sabri Sipahioğlu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır daha önce ifademizde de ben de , Fikret Emek’de

komando kursundan bu yana yaklaşık 21 yıldır görüşmediğimizi beyan etmiştik, ben Sabri Sipahioğlu ile ayrıca tek başıma görüştüm Ankara’da”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Diğer tutuklu sanıklardan Veli Küçük ile birkaç görüşmeniz olduğunu söylemenize karşılık bunun aksini düşündürecek şekilde 32 adet telefon görüşmeniz , bu tespiti kabul ediyor musunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru değil, etmiyorum, bu kadar 37 görüşmem mümkün değil, Veli Küçük paşamla aramda olması mümkün değil”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “ 32 “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ 32, mümkün değil yani en fazla ben 10 defa aramışımdır

en fazla diyelim, buna bayram mesajları dahil”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Fikret Emek ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken devre

arkadaşı olduğunuzu söylediniz , bu neyi kapsıyor Kara Harp okulunda aynı sınıfta mıydınız”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi devre arkadaşı olmak demek, 4 yıl 24 saat beraber

Harp okulunda aynı binada yatıp-kalkıp, aynı yemekhanede yemek yiyip, aynı gazinoda eğlenip, aynı eğitim alanında eğitim yapmak demektir ve birlikte teğmen çıkmak demektir”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Hangi tarihte Kara Harp okuluna başladınız”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “1981 ve 85 yılları arasında Kara Harp okulundaydım,

bunu almış olmanız lazım Genelkurmay Başkanlığı bildirmiş olması lazım”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Evet, bu konuda bir soru soracağım için sizesoruyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Buyurun”C. Savcısı Nihat Taşkın: “O zaman Kara Harp okulundan sonra sınıf okuluna birlikte

gittiniz, nereye gittiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tuzla Piyade Okulu”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Hangi tarihte”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “86 yılında oradan ayrıldım, 85 yılında Harp okulundan

mezun oldum”C. Savcısı Nihat Taşkın: “ 5 yıl mı sürmektedir Kara Harp Okulu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır 1981-85 yılları arasında Harp okulundaydım, 1985

yılında Harp okulundan mezun oldum, Piyade okuluna gittim, 1986 yılından da oradan dediğim yer Piyade okuluydu ayrılarak Kıtaya katıldım”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Tabi bunu kendisine de sormak isteriz sayın başkanım müsaade ederseniz, Fikret Emek’in dosyada bulunan terhis belgesinde 1980 olarak Kara Harp okuluna başladığı gözüküyor, oysa siz 81 olarak söylüyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Çok basit sayın başkanım, Fikret Emek 1 yıl devre kaybetmiştir, ben ona yetişmişimdir, o ikinci sene harp okulundayken ben ilk sene çömez öğrenciyimdir yani, olamaz mı”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Olabilir ama, bunu hemen baştan söylemeniz gerekirdi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ama bu benim adıma soru değil ki, bu Fikret Emek adına

soru, Fikret Emek adına soruyu bana nasıl yöneltebiliyorsunuz ki, yine ben cevapladım bunu”C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Yani siz başladığınızda Fikret Emek sınıf mı tekrar ediyordu”

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:41

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Öyleymiş yani bunu da ben yeni öğrendim, burada öğrendim”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Fikret Emek ile hangi tarihten itibaren görüşmüyorsunuz, 20 yıl telefon irtibatı da dahil mi buna”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Fikret Emek ile hiç telefon görüşmesi yapmadım, 1980 yılında komando kursunda beraberdik, oradan sonra da görüşmedik kendisiyle, ama aynı bölgelerde görev yapmış olabiliriz”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Diğer tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin ile aranızdaki ilişkinin ağabey-kardeş derecesinde olduğunu söylediniz savunmasında, ancak özellikle Danıştay saldırısı olayından sonra aranızdaki ilişkinin bozulduğu, hatta husumet derecesine vardığı size ait ele geçen bilgisayarlardaki bazı dokümanlardan da anlaşılmaktadır, fotoğrafların altına yazdığınız notlardan, Danıştay eylemi niçin sizin aranızdaki ağabey-kardeş ilişkisini bozmuştur, buna sebep olacak şey nedir”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hemen açıklayayım, sayın başkanım, Muzaffer Tekin’le dünde açıkladım, ağabey-kardeşlik bizde bir gelenektir, Harp okulunda başlar, ast-üst ilişkisi eğer amir memur ilişkisi değilse kıtada yine ağabey-kardeş şeklinde gider, amir memurluk ilişkisi bir otoriteyi gerektirdiğinden mutlak erki gerektirdiğinden orada kullanamazsınız, ayrıca Muzaffer Tekin artık sivil hayata geçmiş bende sivil hayata geçmiş eski bir askerim, ancak bu ağabey-kardeş ilişkisi bugün bir takım düşük seviyedeki toplumların bahsettiği ağabey-kardeş ilişkisi değil burada algılanabileceğini zannetmiyorum ben bu ağabey-kardeş ilişkisinin, bir kutsiyeti var benim bahsettiğim ağabey-kardeş ilişkisinin, ama aynı zamanda bir arkadaşlık ilişkisi var Muzaffer Tekin’le aramızda bütün bunlara rağmen, aynı zamanda Muzaffer Tekin’le bir silah arkadaşlığı ilişkimiz var, aynı zamanda kıtada görev yapmasak da ama aynı zamanda üniformayı giydiğimiz için, aynı zamanda Türk ordusuna aynı zamanda olmasa bile Türk ordusuna hizmet ettiğimiz için, yani çok kenarlı köşeli olan geniş tabanlı bir ilişki, bu çok samimiyet anlamında değil, dolayısıyla böyle bir tebaa , tabi olmak, bir kul, büyüklük, astlık üstülüğe emir komutaya dönüştürülmüş bir ilişki değil bu ağabey-kardeşlik ilişkisi onu ben açıklayayım, ama daha sonra bozulma sebebi de şu, sizler çok iyi biliyorsunuz, Behiç Gürcihan’ın o bahsetmiş olduğu ve arkasından da bahsetmiş olduğu geçen gün kendisinin anlattığı ifadesinde arkasından da benim hakkımda aleyhimde yazı yazmasından sonra Muzaffer Tekin’e giderek böyle bir yazı olduğunu, Behiç Gürcihan’ın bana haksızlık yaptığını çünkü Muzaffer Tekin’e yardım eden ilk kişi benim, hastaneye götüren kişiyim, hastaneye götürdükten sonra Tem şube müdürüyle yoğun bakımın önünde kapısında konuşan kişi benim Muzaffer Tekin adına, dolayısıyla Muzaffer Tekin’in bunu umursamadığını düşünerek ben kendisiyle görüşmeyi kestim, husumet yok, husumeti demin söyledik ya başkanımda tasdikledi, çok ileri derecede bir kindarlık, öyle bir şey aramızda sayın savcım”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Muzaffer Tekin’in intihara teşebbüs olayında kullandığı bıçağın akıbeti net bir şekilde ortaya çıkmamıştır çünkü bu konuda Mahmut Öztürk , İsmail Eksik ve siz değişik beyanlarda bulunuyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Telefon konuşmamız var, Samanyolu tv ve Kanal 7 televizyonlarında yayınlanan telefon konuşmalarım var sayın savcım, orada avukatımla bir görüşmem var, İsmail Paker’de diyor bıçak arabasının bagajına koymuş olabilir onu söyleyin getirsin burada durum gerginleşiyor, adamlar gerginleşiyorlar diye bahsettiğim bir şey var o sırada Tem şube müdürünün yardımcısı ile Beykoz ilçe emniyet pardon İlçe jandarma komutanı yanımızda, onların yanından ben bu telefon görüşmesini yapıyorum avukatım Ertaç Giray’la ve bu benim telefon görüşmem Samanyolu tv, Kanal 7 ‘de yayınlanıyor defalarca, sayın başkanım, içeriğinin ne olduğu biliniyor, kimde olduğu biliniyor veya ben kimde olduğuna yönelik bir araştırma içerisindeyim, daha o tarihte gözaltına alınmadan önceki dakikalar, yeterli mi”

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:42

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Dosyada tanık olarak dinlenilen Mehmet Eymür ifadesinde şöyle bahsetmiştir, Mehmet Zekeriya Öztürk ile Güler Kömürcü isimli bayanla birlikte Maslak Prenses otelde karşılaştım, yanıma geldiler, lobide görüştük, bu şekilde tanıştık, Muzaffer Tekin’in Doğu Perinçek’in doldurmasıyla çok kızdığını, Perinçek’in bu operasyonları Mehmet Eymür yaptırıyor dediğini söyledi, ayrıca bir web sayfası konusunda bir çalışma yaptığını anlattığı şeklinde bir beyanı var , siz Mehmet Eymür’le görüştünüz mü bu sözler doğru mudur”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğrudur, eşim Güler Kömürcü Öztürk’le birlikte Prenses otelde görüştük”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Sizden aktardığını söylediği sözler de doğru mudur”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ İşte onu hemen göstereceğim, hangi klasörde olduğunu

hatırlayamadım sayın başkan, ama bu konuda Doğu Perinçek ve işçi partisinin aleyhimde Aydınlık’da yazmış olduğu yazılarda mevcut, kendisiyle de bu konuda mahkemelik yani hukuka intikal etmiş bir durumumuz var, dolayısıyla sayın savcımın sorduğu soruyu hemen hemen bu salondaki herkes kadar neredeyse bütün Türkiye biliyor, Doğu Perinçek ve işçi partisi Aydınlık dergisi vasıtasıyla benim, avukat Ertaç Giray’ın ve İsmail Paker’in Mit üçlüsü olarak lanse etmiş ve Mehmet Eymür’le beraber çalıştığımızı söylemiştir, bunu da ben Mehmet Eymür’e bizzat kendim aktardım doğru, sorunuzun cevabı oldu mu bu”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Burada şöyle geçiyor yalnız, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin’e bu şekilde telkinde bulunduğu için Muzaffer Tekin”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu benim kanaatim doğru çünkü Muzaffer Tekin benim yakın dostum, ağabey dediğim, meslektaşım dediğim bir insanın bu kadar bana kayıtsız kalması karşısında bu yayınların Muzaffer Tekin üzerine etkisi olduğunu inanıyorum ve Mehmet Eymür’e aktarıyorum bunu”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Bu beyanınıza göre Muzaffer Tekin’e Doğu Perinçek’in bir telkine olanak verecek şekilde görüştükleri anlaşılıyor, nereden biliyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım buna ben bir şey diyemiyorum”C. Savcısı Nihat Taşkın : “ Nereden bu şekilde doldurmuş yani bu şekilde“Mahkeme Başkanı” Efendim o yorum o savcı bey onu bilemez, o soru değil o”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu : Efendim yorumundan ötesinde

saygıdeğer başkanım, gazete yazdı diyor” Mahkeme Başkanı: “ Tamam efendim, buyurun, lütfen, buyurun”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Muzaffer Tekin’in Doğu Perinçek’in doldurmasıyla çok kızdığını

bu şekilde size sordum sizde kabul ettiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet ama ben söylüyorum bunu , ben Mehmet Eymür’e

söyledim diyorum ancak Muzaffer Tekin’le de görüşmüyorum, Doğu Perinçek’le de görüşmüyorum, bu benim kanaatim diyorum çünkü basın yoluyla bu yapılmış ve Muzaffer Tekin ben kendisiyle görüşmeme rağmen dönüm beni aramıyor aramızda bir kırgınlık var bunu zaten vurguluyorum ben bunun üzerine de böyle bir kanaat oluştu diyorum”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Doğu Perinçek , Muzaffer Tekin ilişkisi konusunda bir bilginiz yok onu mu demek istiyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Zaten bunun ötesinde sayın savcım her şeyi çok iyi biliyoruz yapmayın sayın savcım lütfen, Behiç Gürcihan yazmış, Mahir Kaynak yazdı sayın başkanım benim Muzaffer Tekin’i öldürmek istediğimi adımı vermeden, bunu herkes biliyor Türkiye’deki bütün medya basın biliyor bunu, o kadar çok lanse edildik ki yani her şeyimiz dışarıda”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Örgüt dokümanı olduğu iddia edilen Masonik Bilderberg çetesi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru ben de çıktı”C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Bir de Mafya isimli dokümanın posta yoluyla geldiğini”

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:43

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır bunları dün reddettim, yani bunlar benim çantamda çıkan dökümanlar, poliste hangi gerekçeleri reddettiğimi de dün size aktarmıştım sayın başkanım hatırlarsanız”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Yani çantanızda çıktı, nereden temin ettiğiniz konusunda”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ha nereden temin ettiğim konusunda”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Evet”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bunu yine savcılıkta beyan etmiştim, son gözaltı sırasında

Ulusal kanalda çalıştığım sırada bir gazeteci arkadaşım bana verdi”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Yani söylemenizde bir sakınca yoksa “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kaynağımı neden söyleyeyim ki”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Gazi Güder’i tanıyor musunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Burada tanıdım”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Burada tanıdınız. Bu kişiden almış olduğunuz bir e-mail var”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Gazi Güder’den almış olduğum mail”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Evet”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani istenmeyen spam mail şeklinde gelmiştir

zannediyorum bana”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Köy kütüphaneleri, Ulusal köy kütüphaneleri ile ilgili bir mail”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “İstenmeyen mailler şeklindedir sayın başkanım çünkü

Gazi Güder’le mail adreslerini dahi bilmiyoruz, onu hemen belirteyim”C. Savcısı Nihat Taşkın: “Oktay Yıldırımla nereden, ne şekilde tanışıyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tanıyorum, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketinin

ilk bu İstanbul şubesi oluşturulurken zannediyorum Şile tarafındaki bir yerde bir gezi vardı, oraya davet edilmiştim, o sırada Muzaffer Tekin tarafından tanıştırıldım”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Sayın başkan bu soru sorulduğu için eğer uygun görürseniz bu konunun Fikret Emek’e de sorulmasını istiyorum, Kara harp okulunda devre arkadaşı mı kendisi, devre mi kaybetti”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Yan yana getirmek sayın savcım bu, müdahil avukatların huzurunda aynı devre olan, aynı görev alt yapısına sahip olan iki arkadaşı yan yana getirmek burada”

C. Savcısı Nihat Taşkın: “Yani Fikret Emek’in savunması ve sorgusu geçtiği için ben bu hususu sordum, tabiî ki takdir yüce mahkemenin”

Mahkeme Başkanı:”Başka sorunuz varsa alalım”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yan yana getirmek sayın başkanım bence”C. Savcısı Nihat Taşkın: “ Peki teşekkür ederim”Sanık Vedat Yenerer : “ Emniyet sorgusunda böyle bir ifade yazılmıştı aslında ifade değil

söylediği gibi bir yönlendirmeydi, o da şuydu, Mehmet Zekeriya Öztürk’le olan samimiyetim soruldu, bir kez ofisime geldiğini söyledim, onun dışında hiçbir şekilde hiçbir ortamda kendisiyle bulunmadığımı ve gazeteci olarak zaman zaman olaylarla ilgili değerlendirme yaptığımızı söyledim telefonla birkaç kez konuştuğumuzu, onun dışında bir yere davet edilip edilmediğimi sordu mu kendisi, tam hatırlamıyorum dedim, bir iki yere davet etmişti, biraz düşünün dediler, şuraya buraya olabilir mi filan diye, ben dedim ki bir kere galiba bir avukatının bürosu vardı Şişli’de oraya davet etmişti tam hatırlayamıyorum, dediğim zaman polisler acaba Sevgi Erenerol’un toplantılarına vs. davet etmiş olabilirler mi, bilemiyorum dedim olabilir tam hatırlamıyorum dedim, yani burada olabilir derken de herhangi bir suç unsuru olan bir yerde yada bir suçun işlendiği bir ortama davet etmiş gibi hava yaratılmasının sakıncalı olduğunu

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:44

düşünüyorum o yüzden müdahale etmek istedim, dolayısıyla Zekeriya Öztürk’ün söylediği doğrudur, hiçbir şekilde beni Sevgi Erenerol’un bulunduğu yere davet etmedi” dedi.

Sanık Behiç Gürcihan : Efendim bir konuyu netleştirmem gerekiyor, savcı beylerin sorusunda ortaya çıkan bir konu, bende iki kere gözaltına alındım, 4’er gün gözaltında kaldım, savcılıkta bir 7 saat bir de 5 saat olmak üzere ayakta sorgulandım ve bugüne kadar verdiğim her ifadenin arkasında durdum, hiçbirini reddetmedim, Muzaffer Tekin intihar etmeden bir gece önce bir gece başlıklı yazıdaki her türlü ayrıntının da arkasındayım fakat savcı beyler iki nokta da hata yapıyorlar, o yazılarda Muzaffer, Zekeriya Öztürk’ün söylediği iddia edilen Muzaffer Tekin benim elimde tarzı bir ifade yok, Asuman Özdemir’in o yöndeki ifadesini de zaten reddettim, zaten Asuman Özdemir’de buradaki ifadesinde öyle bir şey söylemediğini de kendisi de beyan etti, onu özellikle vurgulamak istiyorum, ama yazının diğer tarafının hepsinin arkasındayım’dedi.

Sanık Muzaffer Tekin :Sayın başkanım soru sormam yönünde belki ikaz edeceksiniz ama direk beni ilgilendirdiği için arz etmek istiyorum, savcımız benim Doğu bey tarafından, benim Doğu beyi yönlendirdiğim konusunda bir tereddüdünü şey yaptı belirtti, şimdi sayın Doğu beyle ben bir defa görüştüm, ama burada çok daha sık görüşme imkanım oldu, şöyle arz edeyim, gerek yazdığı kitaplar gerek kendi tavrı, kişiliği, ben diyor Silahlı Kuvvetler, kimse beni yönlendiremez, belli bir ilkesi var ki benim böyle Doğu beye etki edecek veya yönlendirecek hiçbir konu olamaz, onu da burada size arz ediyorum yani bir görüşmemde olmadı Danıştay’dan sonra kendisiyle,dedi.

Sanık Fikret Emek : Ben 1980 yılında Kara Harp okuluna girdim, 1 yıl devre kaybettim, 1985 yılında mezun oldum, dedi.

Sanık Kemal Kerinçsiz : “ Değerli başkanım, öncelikle bu sual sorma konusunda sual sorulmuyor, sorgu yapılıyor burada değerli savcılarımız halen kendini Beşiktaş adliyesinde ve emniyette hissediyorlar, o şekilde tavır alıyorlar, bakın Levent Temiz’in ifadesinden bahsettiler, Levent Temiz’in ifadesi 2008/1756 soruşturma dosyasından alınmış, Levent Temiz’in ifadesi bizde yok, ama kendileri çok rahatlıkla açıyorlar o ifadelerden istedikleri gibi sual hazırlıyorlar ve oraya da malzeme taşıyorlar, bu yanlış, 216. madde açık, hakimin huzuruna getirmediğiniz bir delili burada lütfen tartışmayın ve sual olarak sormayın, değerli başkanım daha önce sizleri ikaz etti, ama o ikaza rağmen devam ediyorlar öncelikle bu hususu düzelteyim, ikincisi efendi sual şöyle sorulur bakın lütfen değerli savcılarım, iddianamede kendisini bazı basın açıklamalarına ve açık hava toplantılarına iştirak ettiği tespit edilmiştir, bu toplantılara katılmasının sebebi nedir”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Sorunuzu tekrar alabilir miyim”Sanık Kemal Kerinçsiz : “ Tabi, İddianamede sizin bazı basın açıklamalarına ve açık hava

toplantılarına iştirak ettiğiniz tespit edilmiştir, bu toplantılara katılmanızın sebebi nedir”Mahkeme Başkanı: “ Hangi toplantılar onlar”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım çeşitli basın açıklamaları zannediyorum

kastettiği veya kısa mesafeli yürüyüş şeklindeki mitingler, ben bir köşe yazarıyım, bu konuları takip ediyorum, diğer sivil toplum örgütlerinin hatta Tesev’ in bile bende irtibatları var, onlarda faaliyetlerine davet ediyorlar oraya bile katılıyorum ben, köşe yazarı olmam gerekçesi, gazete odaklı olmam gerekçesiyle bu etkinliklere faaliyetlere katılıyorum”

Sanık Kemal Kerinçsiz”Toplantılara katılma konusunda sözde örgüt yöneticilerinden herhangi bir talimat veya yönlendirme aldınız mı, böyle bir yönlendirme oldu mu size”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hangi örgüt”Sanık Kemal Kerinçsiz” Katılma konusunda, sözde örgüt”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok hayır, böyle bir şey olmadı”Sanık Kemal Kerinçsiz”Toplantılara iştiraki bireysel midir efendim, yoksa bir dernek adına

mı, kalabalık mı katılıyor, nasıl katılıyor”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bireysel, hür irademle katılıyorum”

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:45

Sanık Kemal Kerinçsiz” Peki, katıldığı toplantılarda herhangi bir olay olmuş mudur”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır herhangi bir olay olmadı, polisin bir iki tartaklaması

dışında”Sanık Kemal Kerinçsiz”Kimi tartakladı, sizi mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Şehit anneleri derneği başkanı Şencan Bayramoğlu’nun ,

Ceyda Bayramolu diye telefonu konu edilen şehit aileleri yardımlaşma derneği başkanını tartakladı, Pontus rum soykırım anıtını eleştiren mitingte”

Sanık Kemal Kerinçsiz” Kendisi hakkında gerek emniyetçe gerek savcılıkça bu toplantılara katıldığından ötürü herhangi bir soruşturma açılmış mı?”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır herhangi bir soruşturma açılmadı”Sanık Kemal Kerinçsiz” Toplantılara kendisi veya başkaları tarafından herhangi bir şekilde

halk silahlı veya silahsız şekilde isyana teşvik edilmiş mi, bu tür tahrik dolu konuşmalar yapılmış mı, duymuş mu ?”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır silahlı halkta görmedim, böyle bir konuşma da görmedim”

Sanık Kemal Kerinçsiz”Herhangi bir tahrik”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır tahrik de olmadı”Sanık Kemal Kerinçsiz”Osman Yıldırım’ın Ankara Cumhuriyet Savcılığına 17.04.2008

tarihinde verdiği ifade de bombaların teslim edildiği ve paranın taahhüt edildiği toplantılarda Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Mehmet Fikri Karadağ, Kuddusi Okkır, Oktay Yıldırım ile Alpaslan Aslan’ın birlikte bulunduklarını iddia etmiştir, böyle bir toplantı yapılmış mıdır”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Böyle bir toplantı yapılıp yapılmadığını bilmiyorum çünkü ben yoktum, katılmadım böyle bir toplantıya”

Sanık Kemal Kerinçsiz”Yani böyle bir toplantıya siz iştirak etmediniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben iştirak etmedim”Sanık Kemal Kerinçsiz”Duydunuz mu yapılıp yapılmadığını”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır duymadım, burada iddianamede okudum, bunu”Sanık Kemal Kerinçsiz”Osman Yıldırım’ı tanıyor mu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır tanımıyorum”Sanık Kemal Kerinçsiz”Alpaslan Aslan ile herhangi bir yerde ya da bahsedilen herhangi bir

toplantı da bir araya gelmiş mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır”Sanık Kemal Kerinçsiz”Danıştayda sorgu ve ifade sırasında avukatı olarak ben kendisi

tarafından temsil edildin mi, ücretleri mi aldım mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğrudur”Sanık Kemal Kerinçsiz”Sizde Ergenekon Lobi’si çıktı mı, Lobi belgesi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Lobi belgesi çıktı”Sanık Kemal Kerinçsiz”Nereden ve ne amaçla temin ettiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Az önce sayın savcımda sorduğu gibi Masonik Bilderberg

çetesi dokümanı ile birlikte Ulusal kanalda çalıştığım sırada gazeteci arkadaşımdan elde etti, ben köşe yazarıyım, birçok örgütsel doküman var bende, Giap’ın bile, Kızıl tugayların bile bende dokümanları var, hatta PKK terör örgütünün Kongrelere ait notları bile var”

Sanık Kemal Kerinçsiz”Sözde örgüt belgesi Ergenekon Lobi belgesine örgüt belgesi deniliyor, bu Ergenekon Lobi belgesine uygun bir davranışınız, tavrınız oldu mu hiç”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Hayır o belge beni hiç etkilemedi, onu ben , o belgeleri tüm samimiyetimle söylüyorum bir şeyi bir yapıyı deşifre etmek amacıyla bir dönem hazırlanmış belgeler olarak kabul ettim ben onu, zaten bana da bu şekilde verilmişti”

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:46

Sanık Kemal Kerinçsiz” İddianamenin 756. sayfasında karşıdaki şahsa telefonla şunu söylüyorsunuz, Sevgi hanım Kemal görüştü mü , beyanındaki Kemal kimdir, Sevgi hanım kimdir, Sevgi hanım Kemal’le ne görüşecekti”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hatırlıyorum sayın başkanım, o dönem bahsedilen kişi Sevgi Erenerol ile Kemal Kerinçsiz’in kendileridir, Kemal Kerinçsiz ile aramızda bir ABD konsolosluğunun herhalde bir daveti vardı zannediyorum, onunla ilgili olarak bir fax çekilmişti, bunun basın yoluyla yayınlanması konusunu konuşmuştuk Kemal Kerinçsiz’le, daha sonra hatırlamıyorum bunu kimle görüşüyorum, yine bu çevreden bir arkadaş, bu konuyu önemsediğim için yani çünkü yarın şaibe altında kalabiliriz, kalınabilir anlamında Sevgi hanımla görüştüler mi o konuyu basın yoluyla o Büyükelçilik davetini, duyurdular mı anlamında bir konuşma o telefondaki”

Sanık Kemal Kerinçsiz” İddianamenin 756 ve 757. sayfasında, Mehmet Zekeriya Öztürk’ün sözde Ergenekon örgütünde önemli bir konuma sahip olduğu, sivil toplum örgütlerini kontrol altında tutan Ergenekon terör örgütü üyeleri Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz’in görevlerini yapıp yapmadığı konusunda bilgi edinmek istediği belirtilmiştir, bu kişileri kontrol görevleriniz mi vardı sizin”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır böyle bir görevim olmadı hiç”Sanık Kemal Kerinçsiz”Bu kişilerin üye oldukları derneklerde ve bulundukları etkinliklerde

talimat verme, yönlendirme gibi girişimleriniz oldu mu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır”Sanık Kemal Kerinçsiz” 27.10.2006 tarihli Hukukçular Birliğinin yönetim kurulu toplantı

gündemine kendisinde neden bulunmaktadır, çünkü deliller arasında bizim hukukçular birliğinin bir toplantı gündemi çıkmış, çünkü bu gündem ancak yönetim kurulu üyelerinde olabilir tabi yanlarına alıp taşıyabilirler, götürebilirler ama sizde neden çıktı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O yönetim kurulunuzdakilerden birisinden almış olabilirim veya almama gerek yok onu ama ben bir şekilde benim evraklarıma karışmış olabilir o arkadaşlardan birisiyle”

Sanık Kemal Kerinçsiz” Kim olabilir yönetim kurulu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Levent Temiz olabilir büyük bir ihtimalle”Sanık Kemal Kerinçsiz”Peki, benimle tanıştığınız tarih 2006’nın yılı başı mıdır”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru, 2005 sonu 2006 başı gibi”Sanık Kemal Kerinçsiz”Büyük Güç birliğine üye misiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır değilim”Sanık Kemal Kerinçsiz”Kuruluş çalışmalarına katıldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır katılmadım”Sanık Kemal Kerinçsiz”Üyelerinin kim olduğunu biliyor musunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır bilmiyorum”Sanık Kemal Kerinçsiz”Peki Büyük Güç birliği tüzüğü neden sizde çıktı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “O da aynı şekilde diğer belge gibi karışmış olabilir”Sanık Kemal Kerinçsiz” 23.11.2007 tarihli telefon görüşmesinde Kemal isimli bir kişiyle

görüştüğünüz belirtiliyor, iddianamede var sizin bölümünüzde de var, bu Kemal kimdir”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “İçerik ne telefon görüşmesinin”Sanık Kemal Kerinçsiz” Bir subayla alakalı, bir binbaşıyı birbirinize soruyorsunuz, Kemal

isimli biri”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O siz değilsiniz, sizle hiç böyle bir konuşmam olmadı, o

kişiyi de hatırlamıyorum”Sanık Kemal Kerinçsiz”Yani Kemal Kerinçsiz değil”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok, değil, değil, sizle hiç böyle bir konuşmam olmadı”

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:47

Sanık Kemal Kerinçsiz” Çünkü sayın savcılarımız hep bu Kemalleri, Kemal olarak geçiyor asla ne telefon numarası belirtiyor ne x şahıs diyor, Kerinçsiz’de demiyor ama böyle bir bilgi hatasına düşülmesine sebebiyet veriyorlar”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok sizinle böyle bir konuşmamız olmadı”Sanık Kemal Kerinçsiz” Şahsımla yapmış olduğunuz telefon görüşmelerinizin sayı itibariyle

adedi fazla, bu kadar kabul ediyor musunuz bu iletişim bilgisini”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ne kadar sayı ne kadar”Sanık Kemal Kerinçsiz” 253 vermişler”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Çok yüksek bir rakam sayın başkanım, bu kadar

görüşmediğime eminim, mesajlarda dahil yani buna, bu kadar görüşmediğime eminim”Sanık Kemal Kerinçsiz” Son bir sualim efendim, 07.06.2006 tarihinde şehit annelerinin

düzenlediği vicdani ret konusunda Sultanahmet adliyesinde bir basın açıklaması yapılmış, siz bu basın açıklamasına hangi sıfatla katıldınız”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben oraya tamamen vicdani ret karşısında Genelkurmay Başkanlığının Perihan Maden’e karşı açmış olduğu davayı desteklemek amacıyla ve en önemlisi eski bir asker ve bir köşe yazarı olarak durumu tahlil etmek, analiz etmek amacıyla katıldım ancak suiistimal edildi, Derya Sazak ve Perihan Maden Milliyet gazetesinin ilk sayfasından manşetten konuyu haber yaparak bu adam buraya boşuna gelmedi diye haber şeklinde verdiler, ama katılış amacım o değildi, köşe yazarıyım o amaçla katılmıştım”

Sanık Kemal Kerinçsiz” Evet, şehit annelerinin müdahil olarak vicdani ret konusunda müdahil olarak katılmak istedikleri bu olayda herhangi bir olay çıktı mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır herhangi bir olay hiçbir olay çıkmadı, herhangi bir olay çıkmadı , hayır”

Sanık Kemal Kerinçsiz” Teşekkür ederim efendim”Sanık Kahraman Şahin: “Sayın Öztürk Kuvayi Milliye 1919 Derneği ile herhangi bir

bağlantınız var mı, bağınız var mı, üyeliğiniz, herhangi bir toplantısına katıldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk” Hiçbir bağlantım yok, üyeliğim yok, hiçbir toplantısına

katılmadım”Sanık Kahraman Şahin” Teşekkür ederim”Sanık Rasim Görüm : “ Ataşehir denilen, Osman Yıldırım’ın ifadelerine göre Ataşehir’deki

toplantılarda benimde olduğum söyleniyor, beni tanıyor musunuz, böyle bir yerde bulunduk mu bir arada,

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sizi burada tanıdım, daha önce hiç görmedim, Ataşehir’deki toplantılara da ben hiç katılmadım”

Sanık Hayrettin Ertekin: “ Kara Harp okulu mezunusunuz, silahlı kuvvetlerde kısa bir dönem subaylık yaptınız ve daha sonra gazetecilik yapıyorsunuz,”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ 16 Yıl” Sanık Hayrettin Ertekin :” Ve daha sonra çeşitli gazetelerde ve köşe yazılarınızı okuyorduk,

eşinizde gazeteci sanıyorum uzun yıllar tanışıyorsunuz, hiç bugüne kadar silahlı kuvvetlerde ve araştırmalarınızda Ergenekon terör örgütü veya Ergenekon yapılanması veya Gladyo gibi Türkiye Cumhuriyetinin kabul etmediği böyle bir şeyi siz duydunuz mu, gördünüz mü, biliyor musunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk : “ Hayır hiç duymadım, görmedim, TSK tahammüllerine de aykırı bir yaklaşımdır bu hiç karşılaşmadım”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Şimdi sorgudaki sanığa birkaç ana başlık altında bir kısım sorular soracağım, şimdi çeşitli ifadelerinde, ifadelerinizde Doğu Perinçek ile çalışmam olduğu sözüyle neyi kastediyorsunuz”

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:48

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben Ulusal kanalda haber merkezinin danışmanlığını yaptım”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Haber merkezinin danışmanlığı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Doğu

Perinçek’in danışmanlığını yaptığınızı söylüyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Bir süre sonra da Doğu Perinçek’in kendisi de biliyor

Doğu Perinçek’in de partisinde danışman olarak görev yaptım, aramızdaki bir görüşmeydi bu ama parti üyesi falan değilim, yani kollektif ve kurumsal bir çalışmaya dönüşmedi bu”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Yani parti üyesi değildiniz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Parti üyesi değildim, doğru”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Resmen

danışmanı değildiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :

“Danışmanlığınızın kapsamı nedir , ne hususta danıştılar size”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğu Perinçek bunları biliyor, konuştuğumuz belli konular

vardı yani Irak, Amerika ordusu, Irak’ın işgali, çuval hadisesi ve benzeri konular”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “İşçi

partisinin Çin ve Rusya başta olmak üzere birçok sosyalist Ülkenin etkisi ve kontrolü altında olduğunu, Doğu Perinçek sayın Perinçek’in Rusya ve Çin istihbaratı ile yakın bilgi alışverişi içinde olup onlar tarafından yönlendirildiğini, ayrıca Alman ve İngiliz istihbaratı ile de diyalogları olduğunu söylüyorsunuz ve bu kanaatinizin de bu kanaatinizi oluşturan faktörün partide görevli olduğunuz süreç içinde elde ettiğiniz izlenimler olduğunu söylüyorsunuz, bu izlenimlerinizi somut anlatımlarla hangi olgulara dayanarak söylüyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Hayır bu kanaatimi sadece tekrar söylüyorum parti değil ben önce Ulusal kanal danış…”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “İfadenizde öyle ifade ediyorsunuz partide çalıştığım süre”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben etmedim onu ben etmedim hayır”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Öyle

yazıyor ifade de “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Düzeltiyoruz o zaman onu, Ulusal kanalda çalıştığım

zaman oluşan kanaat değil, öncesinde de 2000’e doğru dergisi sürecinde de oluşan bir kanaat ve devam edip gelen bir kanaat”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Kanaat, bilgiye mi dayanıyor”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Benim Mit ajanı olduğum ve orada kaset doldurduğum bilgiye mi dayanıyor”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Şimdi soruyu soran benim”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım böyle soruyorum, başka cevap vermem bu soruya”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki sayın başkanım ben şöyle diyeyim, herhangi burada duran jandarma eri hakkında CIA ile bağlantılı

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:49

olduğuna dair bir kanaatin var, şapkasına bakıp bu kanaate varıyorum, ayakkabısına mı bakıyorum, nedir, şimdi yenir yutulur bir iddia değil deniliyor ki”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Benimki de yenir yutulur iddia değil, MİT ajanı olduğu, Mit Türkiyenin seçtiği istihbarat teşkilatı ve kaset doldurduğumu söylüyorsunuz bu yenir kabul edilir bir şey mi”

Mahkeme Başkanı: “ Sadece soruya cevap verin veya vermeyebilirsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben cevabı verdim başkanım, benimki kabul edilebilirse o

da kabul edilebilir, Ayrıca Ulusal kanalda çalıştığıma dair o zaman bana verilen basın pres kartı sayın başkanım , takdim ediyorum”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sayın Doğu Perinçek’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve sayın Denktaş’a desteğinin samimi olmadığını ve benzeri söylüyorsunuz, bunu hangi somut olgulara dayandırıyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kanaatim bu yöndeydi, somut verim var, açıklamak istemiyorum burada”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, işçi partisine üye olmadığınızı söylediniz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :” Peki sayın

iddia heyetinin üyesi de sordular size, Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe yapmasını dört gözle beklediğini, yapmadığı için eleştirdiğini söylemişsiniz, demin ki ifadenizde artık sorgunun gidişatı karşısında dalga geçmek gibi ifade ettiniz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru aynen altını çizerek söyledim”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Dalga

geçmek için niye darbe konusunu tercih ettiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Çünkü konu oydu da, o yüzden”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki ,

buna ilişkin başkaca bir gözleminiz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Cevap vermeyeceğim”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :

“Vermeyeceksiniz peki, İstanbul Valiliğine verdiğiniz 8 Aralık 2006 tarihli dilekçede sayın Doğu Perinçek’i eleştirdiğiniz gerekçesiyle koruma talep ediyorsunuz, İşçi partisinden veya sayın Perinçek’den tehdit aldınız mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben Ulusal kanalda çalıştığım zaman tehdit almaya başlamıştım, orada ayrılma sebebim bu, Ön cephe adlı bir televizyon programı yapıyordum benden önce Türkmenler bir program yapıyordu sayın başkan, bu Türkmen programında sürekli Türkmenler Barzani ve Talabani aleyhine konuşuyordu, ilginç bir şey santralde sürekli sanki o programın sorumlusu benmişim gibi ama beklemek zorunda olduğum için bütün küfür, günah telefonlarını bana bağlıyordu, bunu kasti olarak görüyordum ve bunu ikaz etmeme rağmen değişmiyordu, sayın Doğu Perinçek ve kanalda çalışan Serhan Bolluk, Ferit İlsever burada yok, Adnan bey, şunu çok iyi biliyorlar oradaki genç kadroyla aramdaki pozisyonu çok iyi biliyorlar kendileriyle bir problemim yoktu, bunlar benim şu klasörlere de kaydedilmiş geçmiş ajandam da var lider kadroyla bir problemim yok ama genç kadro bir kontrgerilla muamelesi yapıyor diye orada da notum var ama daha sonra o benim müracaatımın sebebi yine bu dosyaya konu olan hatta savcılıkta hazırlamış olduğu iddianamede aynen şöyle söylüyor şunu aktarmam lazım, 757. sayfa, ilk paragraf, 5 satır, virgülden sonra edinmek istediğinde sonra, MT ve ağabeyinden kasıt Muzaffer Tekin’le Veli Küçük olduğu Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alpaslan Aslan’la irtibatının anlaşılmaması için savcılığa ve polise tehdit aldığına dair dilekçe verdiği anlaşılmıştır. Danıştay olayından sonra Aralık 2006 veya Ocak 2007 olabilir, tam emin değilim, bir telefon

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:50

şöyle söylüyor Ben, Muzaffer Tekin ve Rıza Tekin adına arıyorum, dinliyorum, diyorum ve yemekteyim, yalnızda değilim misafirlerim var Sende bir emaneti varmış, onu istiyor diyo, ben de dedim ya bir kere emanet ne demek yani inanın bu kavramı yani argo bana göre bir şey değil bir kurgu değil dilimde argo alışkanlığı yok ki kendisine diyorum ki daha sonra konuşalım, daha sonra konuşmada yine aynı şeyi söylüyor Muzaffer Tekin’in sende bir emaneti varmış abisi Rıza Tekin ve Muzaffer Tekin’i aramamı söyledi deyince ben diyorum ki Muzaffer Tekin ve abisi Rıza Tekin sizi aracı kullanmaz doğrudan bir şey isterse benden kendisi ister diyorum ve konu karşı tarafın kaba ve küfürlü konuşmasına dönüşüyor ve gece birkaç defa arıyor, Danıştay olayı da olduktan sonra tabi daha önceki sefahatte de benzer tehditleri mail yoluyla eposta yolu ve telefonlarla aldığım için ve Muzaffer Tekin’in abisi Rıza Tekin’in kendileriyle görüşmeme rağmen adının bu şekilde geçirildiği, geçirilmesi, beni olaylara bir şekilde farklı bir anlamda irtibatlandırılmak istendiğimi düşüncesiyle savcılığa müracaat ediyorum “

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Sayın başkan benim sorum basit, sayın Perinçek veya işçi partisince tehdit edildi mi diyorum ama”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Müsaade edin ama, müsaade edin lütfen, olayın dizgecini ben biliyorum siz bilmiyorsunuz ki, Bunun üzerine savcılığa müracaat ediyorum ve şikayette bulunuyorum halen bu şikayetimiz geçerli ve arkasından da tabi devam eden süreç şu, sürekli işçi partisinin internet sitesinden Mit’çi olduğum, Mit’de 3,5 saat işçi partisi hakkında kaset doldurduğum, Muzaffer Tekin’i kandırdığım şeklinde söylemler yayınlanıyor ve bunu olayla ilişkilendiriyorum ve bu diyorum bir şekilde de bu olabilir ve gidip Valilikten güvenlik anlamında da müracaatta bulunuyorum, doğru, bu kadar , bu konuya cevabım bu kadar”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Medya ve basında Doğu Perinçek’le görüntü vermek istediniz mi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Tam tersi istemedim çünkü siyasi parti üyesi olmak istemiyordum, siyasi bir görüntüm de olsun istemiyordum”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki iddianame 749. sayfada el yazması notlarınız var”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru o notu, Doğu Perinçek’in arka tarafta”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sorumu

bitireyim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben biliyorum sorunuzu”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sizin

bilmeniz yetmez, sizin bilmeniz yetmez, mahkeme heyeti bilecek. Orada Doğu Perinçek’le görüntü verilmesi, birlikte fotoğraf verilmesi biçiminde notunuz var”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Evet

doğru”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu kadar mı, cevap vereyim mi”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :

“Soruyorum işte neden, bununla birlikte cevap verin bu notları ne zaman kaleme aldınız hangi tarihte”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ 2003-2004 olması lazım o notların, 2003 sonu 2004, yani Ulusal kanalda çalıştığım sırada”

Mahkeme Başkanı” Neden”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Şunun için sayın başkanım, bir çadır nöbeti başlatmışlardı

işçi partililer, farklı görüşten kişilerde geliyordu, Doğu beyle görüşmemizde kendisi oraya benimde iştirak etmemi söyledi birlikte gidelim dedi, ben bir şekilde kendisini kırmadım ama gitmedim de, daha sonra bir iki defa daha böyle bir konuşma olunca ben oraya not aldım, Birlikte

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:51

görünmek şeklinde hatırlatmak amacıyla ben görünmek istemedim hatta kendileri beni üye olmam yolunda da bana öneride bulundular veya talepte bulundular veya nazikçe tabi bunlar o dönem böyle kaba saba şekilde değil, bakmayın yani şimdiki bu tartışma boyutuna da gelmiş olduğu nokta itibariyle böyle geriliyor burada o zaman böyle koşullar yoktu, o zaman ben kendim yani bu görüntüyü vermemek anlamında kendisine iletmek üzere almış olduğum bir nottu”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, şimdi bu notlara ilişkin bir şey daha soracağım yalnız şunu hatırlatalım, medya ve basında sizinle görüneceğim, notu böyle”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet, gidersem görüneceğim, bunu istemiyorum yani doğru”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Bu notları ifadelerine bakıyorum örneğin İlhan Selçuk ziyaret edilmeli, meli, yapılmalı ve benzeri, şimdi kişisel bir not tutarken yapacağım, edeceğim, yapayım gibi ifadeler ama bir dikte dili var, size dikte mi ettirildi bu notlar”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır benim kendi notlarım, bir kısım benim kendi yani”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Kendi

kendinize talimat mı veriyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Siz kendi kendinize talimat verecek kadar zihin

probleminiz var mı,”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Yok ama,

notlardan hareket ederek söylüyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Benim hiç yok, hiç de olmadı Talimatla dikte de vermeyi

çok iyi biliyorum”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Sayın

başkanım lütfen, bana karşı sorma hakları yok”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım, şimdi benim satır satır mı soracak,

yoksa açayım ben o sayfayı sayfaların tümünü cevaplayalım”Mahkeme Başkanı: “ Sorusu bitti, sorusu bitti”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk” Ama ben de cevaplıyorum”Mahkeme Başkanı: “ Bekliyoruz cevabınızı, bana doğru cevap verin”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Soruyu tekrar alayım, o zaman sayın başkanım”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Bu notlar

size dikte mi ettirildi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Şimdi

birden çok ve farklı kimlik taşıdınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Ulusal

kanal ve işçi partisi binasına silahla girmek istediniz mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben Ulusal Kanala silahla girdim, her defasında girdim

oraya ben, her defasında silahımla girdim, ruhsatlı silahımla girdim, Ulusal kanalda kanalın olduğu haber merkezinde de silahımla oturdum, iki ay sonra üç ay sonra ta ki bana silahınızı bizim kasamıza koyalım, anahtarı bende dedikleri zaman hayır olmaz dedim, bunu da benimle konuşan Serhan Bolluk’dur, Kanalın üst katındaki terasta konuştuk bu konuyu da , kendisi rica etti bunu, bende kabul etmedim ama çünkü güvenlik problemi olabileceğini söyledim, gece geç vakitte çıkıyordum kanaldan , bir süre sonra da bende ikna oldum yani şahısları zorlamayayım diye televizyona silahla girilmez diye silahımı getirmemeye başladım”

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:52

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, kapıda görevli olan güvenlik görevlisi sizi tanımayarak cihazın, güvenlik cihazının ses vermesi üzerine, üzerinizdekileri boşaltması istediğinde üzerinizden 10’a yakın 9-10 adet farklı kimlikler çıktı mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sizin Ulusal kanalın bu kontrolü yapabilecek yetenekte kapıda hiç adamı olmadı ki”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Hakim bey lütfen, hakaret etmeye hakkı yok”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hakaret değil, ama doğru”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Düzgün

cevap verin, çıktı, çıkmadı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama doğru, o yetenekte adamınız hiç olmadı ki o kapıda”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Ben size

düzgün soruyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama bende gerçeği söylüyorum, benim çantamda orada

hiç aranmadı, hep saygı gördüm, itibar gördüm orada, cevabım bu benim bu şekilde sayın başkanım”

Mahkeme Başkanı: “ Her aklınıza gelen cevabı veremezsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk” sayın başkanım nasıl ifade edebilirim o zaman kendimi”Mahkeme Başkanı: “ Size soru soruyor o soruya cevap verirsiniz, vermezsiniz ama o tarz

cevap verilmez”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama olmadı, o kapıda o nitelikte adamı olmadığını

vurguluyorum, sayın başkanım bu benim tasarrufumda olan bir şey değil mi ama sayın başkanım”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av.Yaşar Ağsu: Saygıdeğer başkanım, şimdi sevgili meslektaşım, bu soruyu sorarken bu dosyada ismi geçmeyen bir görevlinin kendilerine arz ettiği bir beyanını soru haline getiriyor, şimdi dosyada olmayan bir şeyle alakalı burada yeni bir durum yaratarak soruyor, ben anlıyorum ki sevgili meslektaşımız bu tazminat davalarına temel teşkil edebilmek ve cevap verebilmek için oradaki iddialarını hukuk önünde ama bunu bunun için yapmamak lazım, yani sizin oradaki kapıcınızın ne gördüğü bu davanın konusu değil, ama onu tanık gösterirseniz, saygıdeğer başkanım dinler”

Mahkeme Başkanı:” Avukat bey konu anlaşıldı”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Bunu

varsayan o tazminat davaları görüldüğü Asliye Hukuk mahkemesi, Sulh Hukuk orada meslektaşım söyler, orada bunun yanıtını veririz”

Mahkeme Başkanı: “ Efendim başka sorunuz var mı”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Ulusal

kanaldan neden uzaklaştırıldınız ve nasıl uzaklaştırıldınız”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ulusal kanaldan ben uzaklaştırılmadım sayın başkanım,

Ulusal kanaldan uzaklaşma sebebim şu, ben Ulusal kanalda size de arz ettiğim kart içeriğine göre kanalın danışmanlığını yapıyordum, ardından ulusal kanalda ben Ön cephe adlı strateji programı yapıp, hazırlayıp, sunuyordum, saat 9’da başlıyordu programım benim, 1 saat 1,5 saat süreliydi, bir süre sonra benden önceki Türkmen Programı Barzani ve Talabani’ye çok saldırıyoruz gerekçesiyle kaldırılınca ilkelerime uymadı, ben Barzani ve Talabani’ye saldırdım kimse kusura bakmasın, ilkelerime uymadığı içinde oradan ayrıldım”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Efendim, tazminatın, meslektaşım takip eden meslektaşım söylüyor, sayın Perinçek ve İşçi partisinin

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:53

Zekeriya bey hakkında aleyhine açtığı tazminat davası sonuçlanmış mı ne kadar tazminat ödemeye mahkum olmuş, ”

Mahkeme Başkanı:” Efendim olayla ilgili değil , lütfen”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Konu

dışında ama bir bilgi olsun diye , meslektaşım da en azından haberdar olsun”Mahkeme Başkanı: “ Lütfen, lütfen, tazminatı da buraya taşırsak işin içinden çıkamayız”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :

“İfadelerinizde sık sık Danıştay saldırısının Ulusalcılar tarafından yapıldığını ileri sürüyorsunuz, bu kanaatiniz halen devam ediyor mu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır aslında oradaki konuşma da o polisteki konuşmanın içeriği de öyle değildi, daha sonra şahsıma karşı yapılan saldırıdan tavır ve bilemiyorum kaynağını Mit’le ilişkiniz varsa bilebilirsiniz veya Mit’deki kaynağın sizi yanıltıyor olabilir, benim Mit’de 3,5 saat 5 saat “

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “ Sayın hakimim bakın, Mit’le ilişkiniz varsa, bir avukatla konuştuğunun farkına varsın”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım yani nasıl anlatayım başka yani avukat kimliği ile geçmişte başka siyasi alt yapılara sahip olan konuları konuşuluyor yani, burada dayak yiyeceğim ses mi çıkartmayacağım, sayın başkanım olur mu, içeriği başka bunun”

Mahkeme Başkanı: “ Soruyu anladınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Çok net ama, Mit’çidir, şeycidir diye siz cevap

veremezsiniz öyle”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ama alt yapısında bunlar var, sayın başkanım”Mahkeme Başkanı: “ Siz kendiniz konuşun, onu, şahsını suçlamayın”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Şahsı suçlamıyorum ki ben, İşçi partisi adına konuşmuyor

mu sayın başkanım, sayın başkanım işçi partisi adına konuşmuyor mu”Mahkeme Başkanı: “ Lütfen cevap verin sorusuna”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Evet, bende söylüyorum”Mahkeme Başkanı : “ Devam edin”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Oradaki kanaatlerimi ben kendilerinin düşmanlık yarattığı

şekilde farklı bir şekilde aktarmıştım, burada da şimdi açıklamak istemiyorum onları”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Ulusal

kanaldan kendi istekleriyle ayrıldıklarını söylediler, peki demin gösterdikleri Ulusal kanal kimlik kartını neden iade etmemişler”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ya ben bir saatte çektim gittim zaten oradan, bir de dönüp kartımı şey yapacağım bırakacağım oraya”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, Alpaslan Aslan’ın siyasi görüşü Doğu Perinçek’in açılımlarına ters düşmüyor ve devam ediyorsunuz, Doğu Perinçek’i bu benzeri insanları yönlendirdiğini söylüyorsunuz, bununla neyi kastediyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “O zaman kastettiğim şeyi şuan hatırlamıyorum, detaya girmek istemiyorum şimdi”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Danıştay saldırısı sonrasında ifadeniz alınırken size Doğu Perinçek’i sordular mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sordular”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Muzaffer

Tekin, İşçi Partisi Genel Başkanı sayın Doğu Perinçek ile aynı görüşleri paylaşır diyorsunuz, bunu neye dayandırıyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani bir tahmin öngörü olabilir”

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:54

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Muzaffer Tekin ile Doğu Perinçek’in Çağlayan mitingine yan yana katıldıklarını söylemişsiniz, gördünüz mü neredelerdi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Resimlerini gördük”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey :

“Fotoğraflarını gördünüz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi televizyondan verdiniz görmediniz mi”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Beraber

mi katıldılar, beraber mi gittiler”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben orada değildim ki”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Yoksa on

binlerce insanın olduğu mitingte yan yana tesadüfen bulunmuş olabilirler mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “sayın başkanım, bu ne yani televizyon gösterdi”Mahkeme Başkanı: “ Televizyonda gördüm diyor”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Tamam

anlaşıldı, gördüm diyor”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani polemik devam edecek yoksa”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Tamam,

şimdi efendim Mehmet Eymür’ün ifadesinden hareketle sayın iddia heyeti üyesinin sorusu üzerine görüştüklerini kabul ettiler, hangi tarihte görüştüler ve kaç kez görüştüler”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hiç hatırlamıyorum hangi tarihte görüştüğümü, kaç kere görüştüğümü de hatırlamıyorum”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Yılını hatırlıyor musunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “onu da hiç hatırlamıyorum”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sayısını”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Onu da hatırlamıyorum, sempati duyuyorum Mehmet

Eymür’e görüşmüşümdür”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Telefon

defterinizde Eymür’ün telefonu mu var mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Olabilir”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, kaç

kez görüştüğünüzü hatırlamıyorsunuz, Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Cevap verenler biliyorlar, sayın başkanım”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Biliyoruz

tabi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Siz değil, sizin dışınızdakileri söylüyorum”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Bende

biliyorum tabi dosyayı inceledim çünkü dosyada var”Mahkeme Başkanı:” Lütfen, ahengi bozmayalım lütfen”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki,

Eymür’le görüşmenizde Doğu Perinçek’den söz edildi mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Demin bunlar okundu savcılık tarafından”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Ben size

soruyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Okundu, duydunuz”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sayın

hakimim”

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:55

Mahkeme Başkanı” O cevap geçerli mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Geçerli sayın başkanım, duydular”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki,

Mehmet Eymür size Doğu Perinçek’in Rusya ve Çin’le ilişkili olduğuna dair bir bilgi verdi mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Aramızda söyleyemem bunları size”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki”Gürültüler oldu.Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben milli bir ajan olurum, Merkez kaç kuvvetli bir ajan

olmam, Perinçek bey, alt yapımda da ajanlık yok ayrıca ”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki,

Mehmet Eymür size herhangi bir teklifte bulundu mu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Size bulunuldu mu, daha önce, Mit’le ilgili bilgiler 2000’e

doğur dergisini Aydınlık dergisinde yayınladığınız zaman Eymür size bir teklifte bulundu mu”Mahkeme Başkanı: “ Cevap vermeyebilirsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Cevabım bu, kabul etmiyorlarsa kayda geçmez”Mahkeme Başkanı: “ Cevap vermeyebilirsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ İşte bu, o zaman yok”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Efendim,

uyarır mısınız lütfen, cevap vermeyecekse cevap vermeyecek”Mahkeme Başkanı: “ Cevap vermeyebilirsiniz”Mahkeme Başkanı” sustu ,cevap vermiyor”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Evet, Milli

İstihbarat teşkilatına kendi isteğinizle giderek sayın Perinçek hakkında işçi partisi hakkında 5,5 saat süreli ifade verdiniz mi ve neler ifade ettiniz”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Cevap vermiyor”

Mahkeme Başkanı: “ Susma hakkını kullanıyor”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki, peki

efendim, müstafi yüzbaşı olduğunuz halde niçin kendinizi emekli binbaşı olarak tanıtıyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Temmuz ve Ağustos ayları ana haber bültenlerinize bakın

orada ben nasıl takdim ediliyorum, hatta spikeriniz müstafi demeyi de bilmiyordu da müstafiden müstafi demeyi ben öğrettim onlara”

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Sorumun tam cevabı olmadı”

Mahkeme Başkanı: “ Bu kadar ifade etti”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Müstefi diyordu müstafi demeyi bile bilmiyordu, sizin

kanalınız beni müstağfi subay olarak tanımlıyordu, daha ne cevap olacak”Mahkeme Başkanı: “ Tamam anlaşıldı”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Peki

efendim, Ulusal kanalda çalıştığınızı söylediniz ne kadar maaş alıyordunuz, maaş alıyor muydunuz, kaç lira alıyordunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım, emek sömürüsü yapan bir kanal, açlıktan geberiyor bu çalışanları neredeyse , on milyon lira alamıyorlardı çalışanları, yol parası alamıyorlardı,”

Mahkeme Başkanı: “Siz aldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Alacağımın hepsini bıraktım gittim, para konusu da olmadı

aramızda, alamadım çünkü”

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:56

Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Mehmet Eymür’le görüşmesinde sayın Muzaffer Tekin’in dolduruşu veya tersi sayın Perinçek’in dolduruşuyla aleyhine yayın yapıldığını söyledi, Aydınlık dergisinin aleyhinde yayın yaptığı tarihi hatırlıyor mu, buradan belki Eymür’le görüştüğü tarihleri hatırlama imkanına kavuşur”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hiç hatırlamıyorum valla hiç kafa da yormayacağım, çok ayrıntı çünkü, çok daha fazla farklı işlerim var benim, bu ayrıntılarla uğraşmayacağım”

Mahkeme Başkanı: “ Tamam, tamam”Sanık Doğu Perinçek ve diğer işçi partili sanıklar vekili Av. Hasan Basri Özbey : “Teşekkür

ediyorum efendim, sağ olun”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Efendim ben dört ardışık soru

soracağım, bir tanesi Ankara Emniyet Müdürlüğüne verdiği ifadenin 6. sayfasında şöyle diyor efendim, Ben Alpaslan Aslan’ı VKGBH’nin İstanbul Maltepe’deki yerinde bir defa gördüğümü hatırlıyorum, şimdi aynı zamanda Hüseyin Görüm’ün benden askeri eğitim vermemi istemiş olması ve silahımız her şeyimiz var demesi gibi devam ediyor, şimdi yukarıdaki bir paragrafta Alpaslan Aslan’ı hiç tanımadığını söylüyor, burada bir deyim var bunu kabul edip etmediğini önce ben bir sormak istiyorum efendim”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hangisi”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Ben Alpaslan Aslan’ı VKGB’nin

İstanbul Maltepe’deki yerinde gördüm”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Gördüm demedim, görmüş olabilirim dedim”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Gördüğümü hatırlıyorum diyor

burada”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır yani böyle bir ifadem olamaz yani benim, yani

görmüş olabilirim, yani çok iyi hatırlıyorum yani temelde evet yani anlatmak istediğim orada oydu yani çünkü”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Yani bunun yanlış olduğunu söylüyorsunuz, doğru mu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet evet yani hayır görmüş olabilirim tanımıyorum çünkü Alpaslan Aslan’ı, resimlerinden de belki, yani bana gösterilen resimlerinden gelenlerden birisi olabilir anlamında bu”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Tamam, peki bu toplantı kaç kere yapıldı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hangi toplantı”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Bu Maltepe’deki toplantı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben üç defa katıldım, aynı zamanda zaten Muzaffer

Tekin’de üç veya dört defa katıldıktan sonra ayrıldık oradan”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Şu kuru fasulye yediğiniz yemekli

toplantı mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben gitmedim o, kuru fasulye yemedim ben”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Peki, başka sorumda yine Daha

sonra VKGB ile Muzaffer Tekin ve bana VKGBH hakkında soru sormak için gelenler olmuş ve bunlar bizden hep bu Vatansever Kuvvetler GB hakkında olumsuz yanıtlar almışlardır diyorsunuz, zaten 2004 yaz ayları içinde VKGBH ile Muzaffer Tekin ve Ben tamamen ilişkimizi kesmiştik, bunu biraz açar mısınız ben çok iyi anlayamadım”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru bu ifade, neresini açayım”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Şimdi burada bu Vatansever

Kuvvetler derneği ile siz ve Muzaffer Tekin ilişkinizi kesip farklı düşünüyorduk derken ne anlatıyorsunuz”

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:57

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Şöyle demin de söyledim, yani oranın dernek olma vasfı yoktu, zaten öncülüğünü eden Hüseyin Görüm’de şöyle diyordu, Ben dernek kuramam, ama kurulmasında her türlü malzeme, yeri temin etme ve size yardımcı olurum, ama bu derneği kuracak donanımlı insanlar diyordu, zaten benim orada oluş sebebim, köşe yazarı olmam vesilesiyleydi, davet edilip gitmiştim ve orayı derneği kuramayacağını kendisi söyleyen şahısın etrafında da bunu kurabilecek kişiler yoktu, bir süre sonra bunu anladık ve konuştuk, daha sonra gelenlere de kastettiğimiz bu, Ankara’da kurulmuş, yayılmış, bir çok kişi bunu soruyor, dedik ki yani buradan böyle bir dernek çıkmaz”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Muzaffer Tekin ve ben diyorsun tamamen ilişkimizi kesmiştik”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kestik doğru, onu biliyorum”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Peki efendim bir başka sorum,

ifadenizde şöyle bir yer geçiyordu, Muzaffer Tekin’e bağlı ekip benim aleyhimde konuşuyormuş falan diye sizin ifadelerinizde böyle bir deyim geçiyor”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hangi ifade”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Birkaç yerde geçiyor”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani tarih”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Tarihi şu anda hatırlayamıyorum,

ben sadece bu deyim size ait olup olmadığını sormak istiyorum, Muzaffer Tekin’e bağlı ekip diye bir deyim kullandınız mı, böyle bir ekip var mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır ben böyle bir şey kullandığımı hatırlamıyorum”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Böyle bir ekip mi var mı bildiğiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok hayır Muzaffer Tekin’in arkadaş çevresi var”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Peki efendim, bir tek sorum daha

kaldı, İfadenizde takip edebildiğim kadarıyla sizin, sayın Zekeriya Öztürk olarak Muzaffer Tekin’le aranızda bazı sorunlar yaşadınız doğru mu efendim, Doğu Perinçek’le yaşadınız, sorumu anlatabildiniz mi, şimdi efendim, baştan beri sorguya alınan sanıkların kimlerle ne gibi çelişkileri olduğunu yani sözde bu Ergenekon terör örgütünün bir röntgenini çekmeye çalışılıyorum, kendi kafama göre, şimdi burada da zaten Bekir Öztürk’ün yığınla ihtilaflı insanlar var, Zekeriya Öztürk’ün de ifadelerinde işte sayın müvekkilim Muzaffer Tekin’le sorunları olduğunu, Sorun, husumet demiyorum, sayın iddia makamı gibi, sorunları, Doğu Perinçek’le sorunu olduğunu şu anda zaten vekili aracılığı ile öğreniyoruz,

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Tanık oldunuz”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Behiç Gürcihan’la var mıydı

efendim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “O tabi bu Danıştay olayında Muzaffer Tekin ……………..

evet o oldu”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Sadece var-yok efendim, ayrıntısını

istemiyorum, ayrıntısını………. anlattınız”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Oktay Yıldırım’la”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Behiç Gürcihan vasıtasıyla dolaylı olarak oldu, yani çok

somut aşırı bir şey olmadı yani”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Husumet demiyorum, ihtilaf

diyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet, ihtilaf da değildi, yani”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Rafet Aslan’la”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Rafet Aslan’la olmadı, hiçbir zaman ama şey genelde ben

uzaklaştım”

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:58

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Tartışmanız olup, uzaklaştınız, peki diğer işçi partilerin hepsiyle var zaten , peki efendim başka bir şey yok, teşekkür ederim”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır yok, Rafet Aslan’la bir tartışmam yok, Muzaffer Tekin’le bir tartışmam yok, Rafet Aslan’la yemek yiyoruz, Danıştay günü sayın avukatım,

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Engin Çelik Kadıgil: “Biliyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ha tamam altını çizelim kendisi de burada çünkü ayıp

olmasın”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Yoruldunuz biliyorum ama,

çok az bir sorumda benim olacak size, Bu menfur Danıştay saldırısından geriye dönük Muzaffer Tekin ile ne zaman tanıştığınızı hatırlıyor musunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Atatürk Kültür Merkezindeki bir konferanstan çıkışta 2005 Bahar aylarıydı”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “1 sene, 1,5 sene”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Evet , evet 1-1,5 sene kadar önce en fazla”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Şimdi bu Vatansever

Kuvvetler Güç Birliği Hareketi oluşumundan koptuğunuzu söylediniz ki, üyesi değildiniz zaten, takip ettiğinizi, şimdi biraz önceki ifadelerinizden onu anladım”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Doğru”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Bu oluşumu kaç ay takip

ettiniz veya yıl”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Ben hatırladığım kadarıyla en fazla 3 ay yani olmamıştır

bile”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Peki bu süreçten sonra

koptuktan sonra ki Muzaffer Tekin ile ilişkiniz devam ediyordu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Tabi”Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Bu İbrahim Özcan veya

Hüseyin Görüm’ü bu koptuktan sonra, bu Vatansever Güç Birliği Hareketi oluşumundan hiç Muzaffer Tekin’in bürosunda gördünüz mü, bu şahısları”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Hayır, dünde söyledim İbrahim Özcan’ı, Hüseyin Görüm’ü ve Fikri Karadağ’ı ben o ofiste hiç görmedim”

Sanık Muzaffer Tekin müdafii Av. Selin Deviren Tahtabiçen: “Teşekkür ederim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Rica ederim”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Taciser Ülkü Ilıca : “Az önce savcılık makamı üstünden

geçmiş olsa da netleştiğini düşünmüyorum, o yüzden tekrar sorma gereği duydum, 0532 341 29 02 numaralı telefon size mi ait”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tacıser Ülkü Ilıca : “İddianamenin 886. sayfasında

müvekkilim Veli Küçük ile 39 defa konuştuğunuz zikrediliyor, doğru mudur”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok, çok fazla bir rakam, ben o kadar görüşmedim”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tacıser Ülkü Ilıca : “İlişkinizin boyutlarını detaylandırır

mısınız, tekrar”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “İlişkimin boyutları kendisini bir miting veya basın

açıklaması esnasında tanıdım, dışarıda, kalabalık bir ortamda, birkaç defa görüştüm, bir kere de eşimle evine sosyal amaçlı ziyarette bulundum”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tacıser Ülkü Ilıca : “Bir de onu soracağım evet, yemek amacı nedir”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Evet, Veli Küçük ve eşi hanımefendinin olduğu bir ortamda, eşimle beraber sosyal amaçlı, sosyal içerikli bir ziyarette bulundum, bu kadar”

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:59

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tacıser Ülkü Ilıca :“Peki efendim, iddianamenin 931. sayfasında çok kısa üç satır, karışık bir cümle olmakla birlikte, bütün iddianamede olduğu gibi , bu faaliyetler içinde zaman zaman mafya ile ilişkilerini kullanıp istediği yöneticileri parti başkanı yapmayı amaçladığı, bazen de Mehmet Zekeriya Öztürk’den elde edilen MHP kongresinde kavga ve kargaşa meydana getirip, kongrelerde meydana gelecek kaos ortamından kendi adaylarını tehditle partinin genel başkanı yapmayı amaçladıkları anlaşılmaktadır, şeklinde bir ifade var, Müvekkil Veli Küçük’ den hiçbir belge aldınız mı, verdiniz mi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır, hayır o bahsi edilen o belge, bir dakika çok önemli burası, bahsi edilen o belge bana aktarılan bir not, sayın başkanım o belge MHP kongresi olacağı zaman sayın MHP genel başkan yardımcısı Oktay Vural’ a tarafımdan partinizin kongresinde kargaşa çıkartılmak amaçlı bir hareket olabilir şeklinde bana iletilen notu size iletiyorum dedik , kendisine ilettim ve telefonla da bunu görüştüm, el konulan bilgisayarlarım içerisinde ve mail adreslerimde, mail adreslerimin şifreleri alınmıştır Tem şube müdürlüğünce, bu mail ve telefon görüşmelerimde çok açık ortadadır, ama ortaya çıkartılmamıştır, iddianame ek klasörlerinde”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tacıser Ülkü Ilıca : “Teşekkür ederim efendim”Sanıklar Orhan Tunç ve Emin Gürses müdafii Av. Mehmet Taşdelen:”Sayın sanığa sormak

istediğim Oktay Vural’a ilettiği yani, kongrede MHP kongresinde karışıklık çıkacağına dair bilgi ve belgeyi kim iletti acaba, MİT’den mi aldı, CIA’dan mı aldı, MOSSAD’dan mı aldı nereden aldı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Cevap, benim geleneğimde alt yapımdaki eğitimde sizin gibi, CIA , MOSSAD geçmişi yoktur, ben en fazla milli eksenli bir ajan olurum olursam, bu benim köşe yazarı olmam itibariyle haber kaynağımdır, haber kaynağının açıklanmayacağı, açıklanma zorunluluğu olmadığını avukat olarak bilmiyor musunuz?”

Sanıklar Orhan Tunç ve Emin Gürses müdafii Av. Mehmet Taşdelen:” Efendim, şöyle diyeyim, Milliyetçi Hareket Partisinin kongrelerinde tehditle genel başkan değişmez, buradaki bilgiler bir manipülasyona yöneliktir, niye manipülasyon yapma ihtiyacı duyuyor Oktay Vural nezdinde açıklayabilir mi acaba”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Oktay Vural avukatı mı sayın başkanım”Sanıklar Orhan Tunç ve Emin Gürses müdafii Av. Mehmet Taşdelen:”Hayır, ben aynı

zamanda Milliyetçi Hareket Partisinin üyesiyim, merak ettiğim için soruyorum”Mahkeme Başkanı: “ Avukat bey, başka bir sorunuz var mı”Sanıklar Orhan Tunç ve Emin Gürses müdafii Av. Mehmet Taşdelen:”Yok bu kadar

efendim”Mahkeme Başkanı: “ Buyurun, buyurun oturun”Sanık Doğu Perinçek :Sayın başkanım, sayın heyet, iddianamenin 750. sayfasında sanık

Zekeriya Öztürk’den elde edilen deliller arasında, ajandasında bulunan el yazısı notlardan söz ediliyor, bu notlarda tire halinde şunlar var, TSK’ nın gözde birimleri emniyet tarafından dinleniyor, daha on kadar dosya var, - Sivil Toplum örgütlerini toplamalı, - Hareketin adı Toplumsal alanı kucaklayacak isim olmalı, - Ulusal Tv dışında programa katılmalı, - İlhan Selçuk ziyaret edilmeli, - Gürbüz Çapan katılımcı olmak istiyor, izin verilmesini istiyor, Mit birçok işe bulaştırdı , tedbir kararları kaldırılırsa daha rahat hareket edebilir, - Devlet Kademesi ile başka irtibat var mı, - İlişkimiz başka birileri tarafından biliniyor mu, - Mevcut ilişkiler bizimkiler ile ilişkilendirilmeyecek, bu ilişkiler normal seyrinde devam ettirilecek, bizim ilişkilerimizdeki içerik kesinlikle diğer ilişkilere dahil edilmeyecek, - Ben yüzde yüz buranın çalışanı ve belli revizyonda bulunan insanı olacağım,- Kanal artı Derginin danışmanlığını yapacağım, - Medya ve basında sizinle görüneceğim, bu siz kim, bu soruyu soruyorum şimdi, bu siz kim, sizinle derken kiminle görünmek istiyor medya ve basında”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:”Tümlerine mi cevap vereceğim yoksa”

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:60

Mahkeme Başkanı” O siz kelimesinin bir açar mısınız”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Evet, az önce avukatının da sorduğu o, bizzat kendisi

Doğu Perinçek’in kendisi bahsettiğim kişi”Sanık Doğu Perinçek: “ Yani şu var, ben görünmek istemiyordum, ama sonradan şu oldu,

bu oldu dendi, halbuki not alınmış ve görünme”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğu bey diğerleri de var, hatırladıysanız bazılarını

beraber almıştık”Sanık Doğu Perinçek: “ Devam ediyorum müsaadenizle, son derece gizlilik prensibi

içerisinde konuşmalar yapılacak, bu konuşmalar direkt irtibatmış gibi yansıtılmayacak, iç ilişkilerde, - Platforma emekli orgeneral-korgeneral katılımı sağlansın, - Halkçılık sempozyumundan neden asker çekildi, - KM karargahının oluşturulması, KM karargahı, - Karargah işlevlerinin belirlenmesi,Karargah işlevleri, -Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer organizasyonlar ile koordine, - Kuvayi Milliye, - Uluslararası platform ( Rusya), - Türkiye yürütme konseyi Necat Özgen’le görüş, - Rauf Denktaş konuşmacı, - Rus heyeti 11 Aralık’da geliyor generaller ile toplantı yapmak istiyorlar, - Slav ve Türk milletleri birlikte ortak bir strateji oluşturuyordu, - Rusya , Avrasya Devleti globazisyon demiş, globalizasyon olacak hareketi uyarısı bir strateji, - Slav birlikteliği, bu notları sanık niçin kimle görüşme öncesinde ve hangi amaçla almıştır, tarih 30 Kasım 2003”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Sayın başkanım, bunların hepsi aynı zamandaki notlar değil, mesela TSK’nın gözde birimleri, emniyet tarafından dinleniyor daha on kadar dosya var, polis ifademde de bana sorulan soru, Danıştay’da gözaltına alınıp, bırakılıp aradan birkaç gün sonra Atabeyler operasyonunun üzerine, Ankara’daki bir bilgi kaynağımdan, Atabeyler gibi daha on kadar dosya var denmiş, onun notu, İdeoloji vurgulanmamalı ve halk ideolojisiyle birleştirilmeye çalışıl, bilmiyorum yani bunu bir konferanstan almışımdır bir konuşmacıdan, Apo Hadep konular üzerinde durulmamalı, yine aynı şekilde. Ama hatırladıklarım var, mesela Ulusal tv dışında programa katılmalı, Doğu bey’in kendisi Ulusal kanal dışında bir televizyona çıkartılmadığından yakınmıştı, çıkmak istiyorum demişti, onu ben bu şekilde not almıştım çok net hatırlıyorum. Devlet kademesi ile başka irtibat var, bilmiyorum yani bunu, benim ayrıca klasörlerimde 99 yılı, 98 yılı Irak’da görev yaptığım sıradaki not defterim de var, oradan da olabilecekler var, burada yani belli bir şeyde dizgelenmemiş burası. Bunun yine hatırladıklarımdan kanal ve derginin danışmanlığını yapacağım, bunu iş teklifi yapıldığı zaman Serhan Bolluk ve Ferit İlsever’in odasında bunu söylemişlerdi, kanalda çalışacaktım, bununla ilgili, Medya basında sizinle görüneceğim, yani bu benim için bir şey sorun olur anlamında, görünmek istemiyorum anlamında, Adamlarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki, aynı ortamda, ha bu şey bunu çok iyi hatırlıyorum Ulusal kanalda çalışırken genç kadronun benim için fısıltı halinde veya bir başka şekilde kontrgerilla veya benzer şeyler söylemleri karşısında, adamlarınıza çok iyi talimat verin, yani her şeye tahammülüm olmaz, yani hem yaşça gençler hem de bu tarz bir şeyi kabul edemem anlamında, almış olduğum bir not, kendileri çok iyi hatırlıyorlar bunları. Mesela, ikinci Avrasya konferansı 2000, Doğu beyin kendisi bana bu dokümanları vererek, kendi orijinal resimlerini de vererek bir çalışma yapmamı istemişti Avrasya konferansı ile ilgili. Arkadan ,Gürbüz Çapan almış olduğum bir not olabilir. Formül CHP, DSP, MHP yine defterimde buna benzer notlar çok var. Platforma emekli orgeneral-korgeneral katılımı sağlansın, Doğu Perinçek’in isteğidir, Avrasya Platformu adı altında bir faaliyeti vardı, benden bu konuda destek istemişti bu. ………….tek tek cevaplayabilirim. Katıldığım konferanslar, KM karargahlarının oluşturulması bilemiyorum, ama Kuvayi Milliye karargahlarının oluşturulması gibi bir not anlaşılıyor buradan zannediyorum ya da ona işaret edilmek isteniyor. Karargah işlevlerinin belirlenmesi, bunları hatırlamıyorum, yani belki orijinal ek klasörü görürsem hatırlayabilirim. Hatırlayabildiklerim bunlar yeter mi”

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:61

Sanık Doğu Perinçek: “ Şimdi efendim, bu bir kere bir not defterinin bir sayfasıdır, yani çeşitli zamanlarda alınmış notlar değil, iddianame ve dava dosyasından bunun bir not defterinin bir sayfası olduğu apaçık anlaşılıyor. Benimle yaptığı görüşmedeki bana yaptığı tekliflerin toplamıdır. Ben eğer böyle bir belge ele geçirilmeseydi bu konuşmayı burada yapamayacaktım, yapamazdım. Ama arkadaşlarıma bu konuşmadan sonra şunu söyledim, bu şahıs benimle ısrarla miting alanlarında fotoğraf çektirmek istiyor, yanımda gözükmek istiyor, efendim ben sizin danışmanınız olmam istiyorum diyor, halbuki benim danışmanlarım genel başkan yardımcılarımın, korgeneral genel başkan yardımcısı Yaşar Müjdeci, Harp akademilerinde uzun yıllar ders veren general Servet Cömert, hazine kambiyo genel müdürü Ali Kocatürk, sanayi genel müdürü Bülent bey, eski gelirler genel müdürü Şefik Çakmak ve saire,ve saire, yani benim danışmanlarımın belli bir birikim ve düzeyleri vardır. Ben bu görüşmeden sonra böyle karargah evleri, kuvayi milliye karargahları, platformlara emekli korgeneraller katılsın, Gürbüz Çapan’la görüş, İlhan Selçuk’la görüş, bunlar o zaman bana yapılan hep önerilerdir. Efendim Kanal artı Derginin danışmanlığı, partinin danışmanlığı, fakat en çok da fotoğraf çektirme dikkatimi çekti, bu Alpaslan Aslan’ın fotoğrafı biliyorsunuz destan oldu Veli Küçük … uydurma bir fotoğraf, demek ki, ben o fotoğrafı yanlışlıkla çektirseydim, dava dosyasına o fotoğrafta girecekti. Bu iddianamenin ilk şablon şemalarından biridir, bakın burada söylenen her şey alınan bu notlar benim kanaatime göre, o Mehmet Eymür görüşmelerinde dikte edilen notlardır, çok açık, çünkü buradan iddianame ve bana karşı suçlamalar çıkıyor, efendim Doğu Perinçek’in Rusya ile Çin’le ilişkileri var, Doğu Perinçek’in İlhan Selçuk’la ilişkileri var, Gürbüz Çapan, 2001 yılında şema yapılmış, isimler yazılmış, ondan sonra Tuncay Güney’lere görev verilmiş ve o Tuncay Güney’ler de o şemanın doldurulması için harekete geçmişler, yakalanınca da derhal işten atılmışlar olay bundan ibarettir, işten bu görüşmeden sonra atılmıştır kendisi ayrılmamıştır, işten bu görüşmeden sonra atılmıştır”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru değil, doğru değil, sayın başkanım, benim konuşma hakkım olmayacak mı”

Mahkeme Başkanı: “ Bir dakika , bir soru daha var size”Sanık İbrahim Benli : “ Zekeriya Öztürk, Mehmet Eymür’le Prenses otelde görüştüğünü

söyledi, hangi semtteki prenses otel , onu öğrenmek istiyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Çalıştığı prenses otel, ofisinin olduğu prenses otel”Sanık İbrahim Benli : “Semt olarak hangi semt”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Maslak’da”Sanık İbrahim Benli : “Hangi yıl”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Demin de söyledim hatırlamıyorum, benim için öyle

kıymet ifade etmiyor”Sanık İbrahim Benli : “Şimdi sözünü ettiğiniz otelin adı şuanda shereton ‘dır, sanıyorum son

iki yıldan beri de shereton’dur, ondan önce de bir müddet tadilattaydı, yani tarihi hatırlamanız için yardımcı olmak istedim, size, Prenses mi Shereton otel miydi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Prenses olması lazım hatırladığım kadarıyla kendisi öyle söylemiş herhalde not, hatırlamıyorum sayın başkanım yani, bunu niye tarih önemli , yani 2001’e denk getirip şey mi”

Sanık İbrahim Benli : “Şimdi efendim, benim Nisan ayı 2007 Nisan ayında Mehmet Eymür’le bir karşılaşmam oldu, bunu sizinle paylaşmak istiyorum, bu da bir fotoğraf çekilme olayıdır”

Mahkeme Başkanı: “ Soracağınız bir şey var mı, burada sorguladığımız kişiye soracağınız bir şey var mı, o paylaşacağınızı daha sonra sorgunuzda paylaşırız”

Sanık İbrahim Benli: “ İzin verirseniz”Mahkeme Başkanı: “ Soracağınız bir şey var mı lütfen”

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:62

Sanık İbrahim Benli: Peki sormak istiyorum, Mehmet Eymür’ün bu davanın sanıkları ya da daha önce Danıştay konusuyla ilgili sorgulanan, kovuşturulan, takip edilen insanlarla fotoğraf çektirmek, onlarla görüşmek gibi özel bir gayreti oldu mu, sizinle Mehmet bey”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Mehmet Eymür’ün mü”Sanık İbrahim Benli: “ Evet”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Bir defa görüştüm, bir defa görüştüğünüz bir kişiye

hemen teklif eder misiniz fotoğraf çektirelim diye, bana olmadı şahsen “Sanık İbrahim Benli: “ Bana oldu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O zaman dikkat edin yani ben diyorum”Mahkeme Başkanı: “ Soracağınız başka bir şey var mı”Sanık İbrahim Benli : “ Yok efendim”Bu arada tutuklu sanık Hayrettin Ertekin ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Taner Uzun,

Av. Hasan Gürbüz, Av. Yılmaz Yatman, Av. Mehmet Nuri Aytekin, Av. Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Av. Vural Ergül ile katılan Şebnem Korur Fincancı vekilleri Av. Ayşe Batumlu, Av. Özkan Yücel’in geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Muzaffer Tekin’le tanışıklığınız ile ilgili olarak 2004 yılında Asef’den çıkarken tanıştım şeklinde bir beyanınız oldu müdafiinin sorusu üzerine”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O tarih yanlış 2005”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ 2005 şeklinde”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fakat sizin Danıştay olayından sonra verdiğinizi ve

ifadeyi kabul ettiğiniz ifade de Muzaffer Tekin’i size sormuşlar, sizde orada demişsiniz ki 85-86 yıllarından beri tanır ve bilirim”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Bilirim, Tanırım değil,bilirim”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “90 yılında yaptığım evlilikten sonra Muzaffer Tekin’le bir

hısımlık oluştu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Evet, doğru”C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şeklinde beyanlarınız olmuş, yani bu beyanınız mı doğru

yoksa şimdi ki beyanınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “85’den beri bilirim, sayın başkanım şöyle, biz Tuzla piyade

okuluna geldiğimiz zaman teğmen olarak kursiyer teğmen olarak bir sene öncesinde, Muzaffer Tekin orada bölük komutanıydı, biz gittiğimiz zaman kendisi yoktu, daha önce kendisinin de bahsetmiş olduğu hadise çok popüler bir konuydu, bahsediyordu, oradan şahsen değil, gıyaben kendisini biliyordum, bahsettiğim o, 90 yılında da yapmış olduğum evlilikte bir uzak hısımlık ortaya çıkmıştı, daha sonra bu evliliğimde bitti zaten”

C. Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Teşekkür ederim”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Çok soruldu, ben yine el yazısı

notlarınızdan yola çıktık birkaç soru soracağım, Devlet kademesi ile başka irtibat var mı “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu: “Yönlendirici soru, hangi irtibattan

sonra başka irtibat var mı, hangi irtibatları sayıyor da, ayrıca başka irtibatları soruyor”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın yargıcım ben daha soru

sormadım nottaki şeyi okudum, yani bu böyle olmasın lütfen”Mahkeme Başkanı: “ iddianamede o kadar ibare var”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yani iddianamede var olan notu

okudum , kendi el yazısıyla yazılmış notu”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru benim el yazım, doğru”,Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Ben onu okudum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Daha soru sormadınız değil mi”

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:63

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Henüz sormadım”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tamam bekliyorum”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”İlişkimiz başka birileri tarafından

biliniyor mu? , Şimdi bu kanalla ilgili tutmuş olduğunuz notlar olduğunu söylediniz, Doğu bey’de biraz evvel aynı şeyi söyledi, kanalla ilgili toplantıda yapılmış bir görüşme, hangi ilişkiden söz ediyorsunuz, kanalda çalışan biri olarak başka bir ilişki mi olması”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Hatırlamıyorum” Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Başka bir ilişki, yani başkalarının

bilemeyeceği bir ilişki mi var ortada”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi özel ilişkimde olabilir o benim, sizin olamaz mı öyle

bir notunuz, hatırlamıyorum yani şu anda “Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır , Doğu beyle birlikte

çalışırken aldığınız notlar olduğu söylendi de o yüzden diyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ya orada öyle bir kayıt var mı araya özel bir ilişkimi de

koymuş olabilirim”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hatırlamıyorum diyorsunuz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, Mevcut ilişkiler bizimkiler ile

ilişkilendirilmeyecek, bu ilişkiler normal seyrinde devam ettirilecek, bizim ilişkimizdeki içerik kesinlikle diğer ilişkilere dahil edilmeyecek, Bu cümlenin sizin için yani diğer ilişkilerle karıştırılmayacak, onun dışında başka bir yerde seyrettirilecek, bu yine özel yaşamınıza ilişkin bir not mudur, yoksa”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Şimdi notumu görmem lazım, kendi klasörümde görmem lazım”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”İddianamede okumuşsunuzdur”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır iddianamede okudum da yani orada şimdi ilk

baştaki not, başka tarihli not onu çok iyi hatırlıyorum, yani Teneues ya da Combrıdge marka defterde olduğu onu şeyde yazıyor sayın başkanım, polis ifadesinde dünde size cevapladım ayrı bir tarih”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır, ben anlamı nedir onu merak ediyorum sayın başkanım”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben şeyleri göremediğim için bilemiyorum ajandanın tümünü göremediğim için bilemiyorum, varsa bulamadım, burada ek klasör haline de getirmedim, başka zaman görsem cevaplarım hiç endişe etmeyin siz bütün sorularınızı cevaplarım sizin”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Adamlarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Demin söyledim ya ama bunu”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bir saniye ben başka bir şey

soracağım, cümleyi okuyayım, soruyu ondan sonra”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Peki sorun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Cümleyi yanlış okumamak için

özellikle bundan okuyorum, yanlış bir şey söylemiş olmayayım”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Buyurun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Çok iyi talimat vermelisiniz ki aynı

ortamda kazaya sebep olmasınlar, bu kazadan kastınız nedir”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani trafik kazası olmadığı kesin”

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:64

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Nedir merak ettiğim şey o zaten, mahkemeye açıklamak yani nasıl bir kaza, hani kim adamlarına nasıl bir talimat verecek, aynı ortamda nasıl bir kazaya sebebiyet verebilecek, nedir bu kaza”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Binanın köşesinden iki kişi hızla gelebilir, burun burun çarpışıp burnu kırılabilir birisinin bu da kaza olur, sayın başkanım”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yani bu cümleden kastettiğiniz şey bu mudur”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu da olabilir”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bu da olabilir peki. Kendimi bir

insan olarak yıpratamam buna izin veremem ve yukarısı da bunu hiç istemez”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:” Ha, bu Ulusal kanaldı, doğru”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bu yukarısı kimdir”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hatırlamıyorum valla yukarısını, ya siz şeyi anlıyorsunuz

değil mi hemen”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır, ben merak ediyorum, bu

sizin yazınız, ben bu yukarısı kimdir, onu merak ediyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tamam müsaade edin cevap vereyim sevgili kardeşim,

siz silah altı görevini Kandil’de yaptığınız için ben biliyorum, sizin sıkıntınızı yukarıya çıkacaksınız siz, hemen Genelkurmaya gidecek”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım lütfen müdahale edin”

Mahkeme Başkanı: “ Soruya cevap verin”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Verdim sayın başkanım, yani yukarısı aps değil damıs

değil yani İngilizcesi ve alt şeyi, ne diyeyim yani hatırlamıyorum ki sayın başkanım”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır , yukarı diyince gitmek istediği yer belli onu ben

hatırlatmak istedim kendisine”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım birkez daha aynı

şeyi tekrar ederse lütfen bunun bir müeyyidesi olmalı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Başka tekrar olmayacak böyle olacak zaten , siz o

merkezde olduğunuz sürece benden başka bir şey çıkmayacak sayın avukat”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Ben bir avukat olarak soru

soruyorum bana soru sormaya hakkı yok, ben sanığı sorguluyorum sanık beni değil, sorumu ben soruyorum, bunu da sağlamak sizin göreviniz”

Mahkeme Başkanı: “ Buyurun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Gürbüz Çapan katılımcı olmak

istiyor, izin verilmesini istiyor, Mit birçok neyse nokta nokta olarak geçmiş ulaştırdı, tedbir kararları kaldırılırsa daha rahat hareket edebilir. Bu tedbir kararlarından kastınız nedir, olmayacağını da hemen belirttim diyorsunuz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hiç hatırlamıyorum dedim ya, siz ısrarla oradasınız, o benim bir ajandam zannediyorum, siz ısrarla oradasınız, onun içinden görmediklerimi yani o notu el yazımı görmedikten sonra olmaz, ben yazımla duygusal ilişki kuruyorum, ruhsal ilişki kuruyorum sevgili arkadaşım bunu nasıl anlatayım, daktilosundan çıkartamıyorum”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Böyle geçsin, zabta sayın başkanım “

Mahkeme Başkanı: “ Geçti bile, geçti bile ”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Tamam mesele yok”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yani bu kadar mı zeka yani bütün sorular buradan mı ya

başka bir soru bulamıyor musunuz buradan”

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:65

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel: “ Sayın Başkanım”Mahkeme Başkanı: “ Siz bana dönsenize lütfen, soruyu sorma durumu ona ait, siz de

cevap verme veya vermeme hakkına sahipsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Haklısınız sayın başkanım”Mahkeme Başkanı: “ Bu kadar basit, yani bu ortamı germenin birbirinize şey yapmanın bir

anlamı yok burada”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ama oraya gidecek zaten sayın başkanım, Perşembenin

gelişi Çarşambadan belli”Mahkeme Başkanı: “ Var mı başka sorunuz”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”KM karargahının

oluşturulmasından kastınız nedir, bu KM karargahları nedir”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Demin söyledim, aynı yerde ısrar ediyorsunuz, o notu

hatırlayamayacağım, o sayfadaki, onu hatırlayamayacağım bir ajandanın dökümü herhalde”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım lütfen sanığa şu

hususu hatırlatın, daha önce sorulmuşsa ya da anlamsızsa ya da hatırlamıyorsa tek bir yanıtı vardır, Hatırlamıyorum ya da Yanıt vermek istemiyorum der ve geçer, birincisi bana soru sormaya hakkı yoktur, bana yönelen herhangi bir sataşmada bulunmaya hakkı yoktur, lütfen bunu hatırlatın”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım hiç içimden gelmiyor, arkadaşa öyle demek yani hatırlamıyorum, torpil gibi oluyor”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu söz istedi verildi: Saygıdeğer başkanım, sayın avukat, saygıdeğer mahkemeye hatırlatın, şeklinde talepte bulunamaz, hatırlatılmasını talep ediyorum diyebilir, konumunu bilmesinde yarar var”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun avukat bey”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Şimdi not defterinizde yine

Danıştay , Şemdinli, Cem , Bitlis, Hakkari, Mit şeklinde bir not düşmüşsünüz, not defterinizde var, Bu not için size sorulduğunda kabul ettiniz, emniyet ifadesinde var, internet sitesinden gelen bir dizgeydi demişsiniz, bu notla ilgili kullandığınız internet sitesini hatırlıyor musunuz, eğer şu anda bu isimleri biz girersek, google’de bir arama yaparsak, aynı şekilde sizin defterinizde bulunan notlar, bizim elimize de ulaşır mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi siz ifade verirken veya bizim dışımızda kişisel ifade verirken arkada hummalı çalışma yapıp, soru sırasında teşvik ve şevkle buraya koşarak geldiğiniz için bu soruyu bana sorarsınız, dün açıklamıştım ben bunu size, bu konuda sınıfta kaldınız ama söyleyeyim, internette bulamazsınız bunu, bu benim almış olduğum el yazım not, yeterli mi”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Tabi ki yeterli, cevabınız benim için her zaman yeterlidir”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Onları evlerinden merkezlerinden çıkardık, öldürdük, sonra sahip çıkmadık, şeklindeki yine el yazısı notlarınız arasında bulunan yazı neyi ifade etmektedir”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu şey, kaçıncı sayfa da, polis ifadesinin”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Ben size iddianameden yerini

bulup söyleyeyim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “İddianameden söylemeyin, şimdi ona göre kodlamadım

ifade mi, ben polis ifadesine göre kodladım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bende polis ifadenize göre

kodlamadım, iddianameden alarak bunu size soruyorum,”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ O zaman bekleyeceksiniz”

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:66

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Eğer iddianamedeki bu hususu kabul etmiyorsanız”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “İddianamedekini kabul ediyorum, sadece pratik zekalı davranıp silsile yoluyla, sıra yoluyla götürdüm soruların cevaplarını o kadar, yardımcı olacağınız konu buydu yine cevap veririm buyurun”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sorduğum soru bu, bunun anlamını bize açıklayabilir misiniz, mahkemeye açıklayabilir misiniz, bu not size mi aittir, siz mi yazdınız”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Valla şimdi şöyle söyleyeyim, öldürme olaylarını ben Güneydoğu’da yaşadım sayın başkan, terörist öldürdüm, insan öldürmedim, insan öldüren teröristleri öldürdüm, belki evdeki teröristleri Irak’da basıp öldürmüşümdür, evlerinden çıkarttıktan sonra, ama daha yeni tarihli bir notsa , arkadaşın yürekleri sızladı bunu söyleyince biliyorum, ama daha yeni tarihli bir notsa bir internet sitesinden, arkadaşların internet sitesi var veratperescom veya kürdistancom, kürdistanposcom diye internet siteleri var arkadaşların oradan almış olduğum onların değilde, bir leş şey terörist notu olabilir”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Dün mahkemeye bir askerinizin sizinle ilgili olarak yazdığı bir notu…………….”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Çok sevindiniz değil mi biliyordum ……………”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Söylemiştiniz ifadenizde, biz o

sırada dinliyorduk siz dinlemediğimizi sanıyordunuz ama, mahkemeye sundunuz, daha evvel iddianamede ya da evrak içeriğinde olmayan bir belgeydi, delil olarak siz sunduğunuz için bu soruyu sorabilmek hakkını kendimizde buluyoruz, bir askeriniz yazmış, böyle söylemiştiniz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Öyle iddia ediyor”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki öyle iddia ediyor, askeriniz

olduğunu iddia eden bir kişinin yazdığını söylediniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ama tarihi geç, bunu Avrupa ceza mahkemesine

götüremeyeceksiniz biliyorsunuz değil mi, 2002’den önceki tarih”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hiç böyle bir derdimiz olmadı,

rahat olun, hiç böyle bir derdimiz olmadı biz Türkiye Cumhuriyetindeki mahkemelerde sorulacak sorular, bizim için yeterli”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Başka alt yapınız yok ki sizin”Mahkeme Başkanı: “ Buyurun,buyurun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Eğer bu laflar size söylenmiş

olsaydı sayın yargıç ya da mahkeme üyelerinden birine ya da sayın savcılara bu kadar rahat, bu kadar sakin buyurun demezdiniz”

Mahkeme Başkanı: “ Buyurun, buyurun ikaz ettim, buyurun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Gönümlü köyünü bilir misiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Çok iyi biliyorum, görev yaptım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Burada altı köy korucusunun

öldürüldüğü bir olaya ilişkin bir bilginiz var mı”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım ilgisi şudur, dün

sanık kendisi bu belgeyi sundu ve bu belge üzerinden savunma yaptı, ben söylemedim, ben getirmiş olsam haklı meslektaşım itiraz etmekte, ama savunmasına temel olmak üzere bu belgeyi kullandı, kendi kullandığı belge üzerinden soruyorum, kendi savunmasını kurduğu belge üzerinden soruyorum”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu: “Efendim, savunma sırasında geçen ifade ve ifadenin anlatımıyla ilgili geçen detaylar bu davadaki bir başka avukat tarafından soru konusu olamaz, bahsettiği köy ya da orada yaşanmış geçmişte bir olay bu davanın konusu

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:67

değil, müvekkilimin görev yaptığı yıllardaki ne yaptıkları ile ilgilenilmiyor, müvekkilimin daha sonra böyle bir terör örgütüne girip girmediği, üye olup olmadığı, örgüt adına denetleme yapıp yapmadığı gibi suçlamalarla suçlanıyor, bu nedenle bu soru sorulamaz itiraz ediyorum”

Mahkeme Başkanı: “ Efendim, talep kabul edildi”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki sayın başkanım, bu soruyu

sormaktaki dediğim gibi …………bu olay gerçek midir bunu öğrenmek istemiştik, yanıt verilmeyebilir , en doğal hakkıdır sanığın”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Niye derslerinize çalışmıyorsunuz daha başka kaynaklar var sayın avukat”

Mahkeme Başkanı: “ Lütfen, lütfen ortalığı germeyin”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Benim getirdiklerime kaynak alıyor sayın başkanım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Düzenek, bomba, Hakkari

Emniyet müdürlüğü, Şemdinli Emniyet müdürlüğü polisleri dışında tuttular şeklinde bir beyan var yine notlarınız arasında, bu notun ne olduğu konusunda bir bilgi verebilir misiniz mahkemeye”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tabi vereyim, Şemdinli olayında köşe yazımı takdim ettim dün size başkanım, haber odaklı köşe yazısı, Seferi Yılmaz’ın PKK terör örgütü üyeleriyle yapmış olduğu toplantı resmi de vardı, üç tane teröristin resmi de vardı orada, o gazetede, kendi kitapevini bombalattırmadan önce, kendi arkadaşını öldürtmeden önce, bu olaylar sonrasında bölgeye olay tarihinden bir ay önce, Ankara Emniyet Müdürlüğünden iki tane polis özel hareket timi gönderiyor sayın başkan, Şemdinli kitapevi bombalama olayının olduğu tarih Kasım, Kasım 9’du zannediyorum, bizim terörle mücadele geleneğimizde böyle bir tarihte batıdan doğuya birlik kaydırma, tim kaydırma durumu söz konusu olamaz, eğer varsa çok özel bir durum vardır, onun üzerine gönderilmiş demektir, nitekim Ankara’dan giden iki timinde orada bulunduğu sırada Şemdinli olayları patlak veriyor ve Emniyet müdürü, bana kaynağımın aktardığına göre, aldığım notu aktarıyorum çok da açık, orada polislerin üzerine özel hareketçi polislerin üzerine kapıyı kilitliyor ve dışarıda olaylar yatışana kadar dışarıya çıkartmıyor ve yarım saat sonra da dışarıya çıkartıyor ve yapmış olduğu telsiz yada telefon görüşmesinde amirin olaylara biz karışmadık, olaylar yatıştı diyor, halbuki yatışmamıştı olaylar, onunla ilgili bir not, terörist Seferi Yılmaz’ın daha sonra İstanbul’da gelip arkadaşlarının da desteği ile Mezopotamya Kültür Merkezinde verdiği konferanslarda da tam tersini anlatmıştı”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Şöyle söylüyorsunuz notta, Emniyet müdürü, Şemdinli Emniyet müdürü, polisleri dışında tuttular”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Evet işte, söyledim ya”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yani hayır neyin dışında tuttular”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Olayın dışında söyledim ya dışarıya çıkartmadık, kapıyı

üstüne kilitledik diyor”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, dün bir evrak üzerinde çok

durdunuz, savcılar yanlış bilgi veriyor, mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor dediniz, sarem’le ilgili bir belgeydi bu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Kimle ilgili”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sarem”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Sarem , ha ben mi yanıltmaya çalıştım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır hayır, savcılık yanıltamaya

çalışıyor mahkemeyi demiştiniz bu belge için , Sarem’le bir bağlantınız var mıdır”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu sizi ilgilendirmez ki”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Niye her şeyi bilmek istiyorsunuz siz “

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:68

Mahkeme Başkanı: “ Bana dönsenize lütfen, niye sinirleniyorsunuz, sorulara cevap vermek durumundasınız ve yahut cevap vermiyorum diyeceksiniz”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk:” Yani haki kaynaklı bir şey odlumu arkadaşlar iliti oluyorlar bende onun altını çiziyorum sayın başkanım”

Mahkeme Başkanı: “ Ne olursa olsun, bağırmakla olmaz o”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır estağfurullah bağırmıyorum sayın başkanım, altını

çizdiğimi söylüyorum, haki renk alerjisinin altını çiziyorum”Mahkeme Başkanı: “ Sorduğu soruya cevap verecek misiniz “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ İlgilendirmiyor ki kendisini, söyledim”Mahkeme Başkanı: “ Tamam, buyurun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sarem’in yapmış olduğu herhangi

bir çalışmaya Eğitim çalışması, tanıtım çalışması yada başka bir şeye katıldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Hayır katılmadım, Saren ’e gittim iki defa”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Gittiğinizde herhangi bir şey

aldınız mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Ben orada yüksek lisansa başlayacaktım, Ulusal ve

Uluslar arası güvenlik konusunda İstanbul Saren’de, daha sonra Danıştay olayı arkasından bu Ümraniye olayı ve bu olay olunca ertelemek zorunda kaldım”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Gittiğinizde herhangi bir şey aldınız mı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bu sizi ilgilendirmiyor”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, Saren filigranlı kağıttakinin

şema olmadığını, bu Sarem zaten oradan çıkıyor”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Orasi Sarem, filigram, antetli değil”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Evet , filigranlı kağıt diye söyledim

zaten, antet demedim”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Pardon,Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Ben savcılığın yaptığı hataya

düşmedim sizin deyiminizle , filigranlı kağıttaki şeklin şema olmadığını söylediniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Ve açıklamanızda şöyle

söylüyorsunuz, toplantı veya konuşmaları unutmamak için not almıştım, diyorsunuz, doğru mu dur”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru, şimdi Tayip Erdoğan popüler”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Doğru mudur”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Cevap veriyorum başkanım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır sorum çok basit, bunun için

mi not aldınız diyorum, evet ya da hayır ‘dır bunun yanıtı, sayın başkan”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Verdiğim cevabı bir daha sorarsan ben bunu bir daha

açıklarım sayın avukat, Tayip Erdoğan popüler bir insan, bu Ülkenin Başbakanı, yapacağı bir demeci hatırlamak için yazmışım kağıda, öbür tarafta emekli bir paşa Osman Pamukoğlu yazmışım bir kenara, diğer tarafta Ümit Özdağ bir profesör, yani buradan gösterelim sayın başkanım o şemayı da”

Mahkeme Başkanı: “ Tamam anlaşıldı konu”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bu not üzerine tarih koymuş

muydunuz, bu toplantılara ya da bu konuşmalara ya da bu mitinglere her neyse takibini ettiğiniz şey hangi tarihte olacağına ilişkin bir notunuz var mıydı hatırlayabilmek için tarihi”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Heyecanlanmayın sayın avukat “

68

Page 69: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:69

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yok canım ben niye heyecanlanayım soru soruyorum”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Tarih falan koymadım, günlük müspette çalışması o”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, bu durumda şey miydi yani

bu kişiler tümü aynı gün konuşma yapacak ya da aynı gün yapacakları toplantıya ilişkin notlar mıydı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Belki birisi sabah yaptı, birisi ertesi gün yapacağı, akşam almışımdır notu, ertesi günü hatırlayabiliyorum”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki tarih koymadan bunları nasıl hatırlamayı düşünüyordunuz, hatırlatmak için tuttuğunuz bir notsa ve toplantılar aynı günde yapılmayacaksa”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sizin hafızanız eksikse ben ne yapayım sayın avukat, siz tutamıyorsanız ben sizi gibi olmak zorunda mıyım, not tutuyorum, bir haftalık not alıyorum, bir hafta tutuyorum”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hatırlamak için not tutan sizsiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu: Saygıdeğer başkanım, bu davada

müvekkilimle iddia edilen eylemlere yönelik bile değil, bırakın kendi temsil ettiği müdahil makamındaki asili, müvekkilimle ilgili iddialara yönelik bile değil, bu nedenle itiraz ediyorum, bu sorunun reddini istiyorum”

Mahkeme Başkanı: “ İtirazınız kabul edildi”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım itirazı kabul

etmenize bir itirazım yok tabi ki, bu sizin yetkinizde daha evvel konuşmuştuk ama şunu özellikle yeniden istirham ediyorum, yeniden talep ediyorum sayın mahkemenizden, özellikle de karar mercii siz olduğunuz için sizden, Anayasa 141 bütün kararların gerekçeli olması gerektiğini söyler, CMK keza, mahkemelerin ve hakimlerin vereceği bütün kararlarda gerekçe arar, ben de neye itiraz edebileceğimi bilmek açısından sizin bu kabul kararını”

Mahkeme Başkanı: “ Yapılan itirazın kabulü avukat beyin gerekçesine göre yapılmıştır”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki o zaman şunu”Mahkeme Başkanı: “ Buyurun devam edin, devam edin tartışma yok, tartışmaya girmek

istemiyorum, buyurun lütfen sorunuzu sorun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki o zaman, bu tür sorular

herkes açısından engellenmiş olsa çok daha rahat olurdu, yalnız bize yönelik olmasaydı, çok daha rahat olurdu”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yine el yazmalarınızda Liste, Bingöl, Alevi, Şafi hedefe destek veriyor, bu hedeften kastınız nedir”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “O zannediyorum Komacivan veya veletperez falan gibi internet sitelerinden olsa gerek, çok şeye bizim eksendeki sitelere uymuyor o yaz,ı fark ederseniz yani o eksende”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yani sizin yazınız değil öyle mi”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Benim yazım aldığım yeri söylüyorum internet sitesi”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Not olarak aldığınızı

söylüyorsunuz peki, Bu hedeften bilginiz yok yani”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Not olarak aldım tabi”Yok, hedeflerim benim her zaman

açıktır zaten, zamanında da belliydi hedeflerimin ne olduğu, halende belli”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”İddianamenin 741. sayfasında ,

amaç Muzaffer Tekin’i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi, amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı, diye bir not var, size mi aittir”

69

Page 70: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:70

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Benim el yazım olabilir, o evet”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, bu amaç, kimin amacı acaba

yani, burada sorgulanan bir şey var yanlış anlamadıysam”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Doğru, doğru”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” yanlış anladıysam lütfen düzeltin,

amaç Muzaffer Tekin’i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi, amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Doğru benim notumdur”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Şimdi siz savcılık, yani sorgu

mercii misiniz , bu aydınlatma mercilerinden biri misiniz”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Anlamadım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Niçin sorduğumu söyleyeyim sayın

yargıcım, bu itirazın bir anlamı kalmadığı anlaşılacak üç gün boyunca saklanan bir kişiden söz ediyoruz, yaralandıktan sonra herhangi bir normal insanın yapacağı şeyin, doğrudan acil servisi arayıp doğrudan ambulansı arayıp hastaneye kaldırmak olması gereken bir kişiden söz ediyoruz, araca alınıp biraz evvel sanıyorum iddia makamı sormuştu, araca alıp saatlerce dolaştırılan bir kişiden söz ediyoruz ve bu dolaştırmanın amacını açıklamak üzere, böyle bir not düşülmüş buraya, şimdi bu notun ne amaca hizmet ettiğini sormak yanlış bir şey mi olur, bu iddianamedeki konularla ya da bu dava ile ilgili konularla bağlantısız bir şey mi olur”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: müdafii Av. Yaşar Ağsu: Efendim, bu soruyla daha önceki ifade sürecinde cevaplandırdı, Muzaffer Tekin’le olan arkadaşlığının temelinde ve o kurmuş şeyden, durumunun iyi olduğundan , şoka girmediğinden bahsetti, dolayısıyla böyle bir mükerrer bir konuda tekrar soru sormak, olayın açıklanmasını sağlamaya değil, kendisinin olmadığı anlardaki konuşmaları bir daha kendisi için özel ifade etme anlamına yönelik olur ki, biz avukatların görevi takip ettiğimiz işi süreklilik içerisinde takip etmektir ve bu nedenle soruya itiraz ediyorum”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”sayın meslektaşım bu duruşma salonu L şeklinde gidiyor ve bu duruşma salonun arka tarafı da var, sizin burada bulunduğunuz her saniyede biz de buradaydık, o yüzden bu duruşma salonunun dışında değildik, o yüzden sanığın söylediği bütün şeyleri”

Mahkeme Başkanı: “ Buyurun cevaplayın”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Avukatımın söylediği gibi daha önce de buna cevap

verdim, sayın başkanım”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hekimlik eğitiminiz var mı”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Yok ama şoka giren, şoktan çıkan, komaya giren, ben

askerimin kafatasının arkasından baş parmağımı üç boğum soktum ölüp ölmediğini anlamak için sayın avukatım, tabi doktor değilim, asker olduğu mu biliyorsunuz”

Mahkeme Başkanı: “ Bana karşı konuşun”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Bilmiyor mu asker olduğumu sayın başkanım, ama iyi bir

tıp eğitimim var, ama ilk yardım anlamında”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Notlarını aldım, arabayla hareket

ettik, çok gergindi, bıçakla ilgili ”Mahkeme Başkanı: “ Aynı konu”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Aynı konu tabi ki sayın yargıcım,

ortaya çıkmayan bir şeyi soracağım”Mahkeme Başkanı:” O konulara cevap verildi”

70

Page 71: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:71

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Hayır efendim, hiç cevap verilmeyen o zaman notları ne yaptığını ya da niçin notları polise teslim etmediğini ya da ne zaman teslim ettiğini mahkemenize söyledi mi”

Mahkeme Başkanı: “ Avukat bey vermeme de bir cevaptır”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım, vermemek bir

cevaptır, ama ne zaman ulaştırdı ya da ulaştırmadığı ya da bu notları ne yaptığı, veya niçin en başta yanına aldığı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım, bu notların TEM şube müdürlüğünde olduğunu sayın savcılarda biliyor sayın başkanım”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Sayın başkanım, bir yaralı var evden alınıyor, kimseye haber verilmiyor, hastaneye götürülmüyor, saatlerce dolaştırılıyor ve daha sonra saat 3 civarında hastaneye ulaştırılıyor, bu süre zarfında yakınlar aranıyor, 112 yerine başka biri aranıyor, başka gidecek ev aranıyor, şimdi bu ilişkiler normal bir insanın ilişkileri midir, bu ilişkileri sorgulamak bizim işimiz değil mi, bu sorulara yanıt verildi mi, verildi mi sayın başkan”

Mahkeme Başkanı: “ Verdi, bir çoğuna verdi cevap”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bir çoğuna”Mahkeme Başkanı: “ Bir çoğuna verdi, bazılarına vermedi, Vermemek de bir cevaptır

diyorum “Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Anlıyorum ama, vermiyorum cevap

demesi gerekir bunun için de”Mahkeme Başkanı: “ Susmakta bir cevaptır”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bunun için vermiyorum cevap

demesi gerekir”Mahkeme Başkanı: “ Efendim susmak da bir cevaptır”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, Ben sorumu geri aldım sayın

başkanım”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım notlar Tem şube müdürlüğünde, savcılık

bunu biliyor”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Ben sorumu geri aldım nasıl olsa

yanıt verilmeyecek anlaşıldı, şimdi yine iddianamenin 742. sayfasından bir bölüm okuyorum, bıçak başlığı altında İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi “Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk” ya da mutfakta eşyaların arasına koyduk. Eşyaların arasındaki kastı Muzaffer TEKİN’in eşyaları olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalarım torbanın içinde. Bu nedir bu konuşma neyin konuşmasıdır ya da nereden alınmış notlardır “

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “Sayın başkanım çok tekrar düştü, bundan sonraki sorularına cevap vermeyeceğim, kayda değer görmüyorum, sayın avukatın sorularını”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki, Lobi belgesine ilişkin açıklamada bulunurken biraz evvel, lobi belgesine ilişkin biraz evvel size bir soru soruldu gördünüz mü bu belgeyi diye evet gördüm dediniz ve dediniz ki, lobi belgesinin bir örgütü deşifre etmek için hazırlandığını sandım, doğru mu anlamışım, Yanıt vermeyeceksiniz peki”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Bu durumda bir örgütü deşifre etmek üzere hazırlandığını düşündüğünüze göre, lobi belgesinin aslında bir örgütle ilgili bir örgüte ilişkin bir belge olduğunu kabul ediyorsunuz demektir”

Mahkeme Başkanı: “ Avukat bey, yorumsuz soru olarak neyiniz varsa sorun”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Sayın başkanım yorum

yapmıyorum, ben iddianamedeki ilgili bölümlere ulaşmaya çalışıyorum, benim söylediğim bir şey yok”

71

Page 72: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:72

Mahkeme Başkanı: “ Avukat bey lütfen devam edin”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Ergenekon terör örgütü

operasyonu kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan örgüt üyesinin Mehmet Zekeriya Öztürk 22.06.2007 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde, 2001 yılı Nisan ayında kendi isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden istifa ettiğini beyan etmesine rağmen, 2001 yılı Nisan ayından sonra oluşturulan ve yukarıda örnekleri verilen hizmete özel ve gizli, gizlilik derecesine sahip birçok askeri word dosyası ve power paint sunumlarının bulunduğu görülmüştür, sizde böyle belgeler var mıydı, bu belgeleri nereden , kimden temin ettiniz var ise”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bir msn görüşmesinden söz

edeceğim, iddianame 756. sayfa, aynen okuyorum iddianameden Mehmet Zekeriya Öztürk tarafından vatanın işgal altında olduğu, bu vatanın bu insanlarla kurtarılamayacağı”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Bunları kabul etmediğimi söylemiştim daha önce”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Bu msn görüşmesini kabul

etmiyorsunuz, peki”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :” Şunu da kabul etmiyorsunuz

herhalde, Bak küçük kız böyle şeyler gizlenir yoksa başka amcalar duyar, şeklinde bir beyanınız var, bu da herhalde size ait değil”

Mahkeme Başkanı: “ Cevap yok”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Peki”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Kullanıma müsait belli sayıda ve

belli bazı özelliklerde kişilerle suç işlemeye eğilimli, kaybedecek değeri olmayan, eskiden Devlet güvenlik güçleri içerisinde görev almış ve çeşitli suçlardan dolayı görevden el çektirilmiş, 758’den okuyorum, hala bazı gayri meşru yapılar içerisinde faaliyet gösteren, silah kullanmaya eğilimli , kongre salonu önünde suni olaylar yaratmak, bunu MHP’ye ilişkin bir yazıdan söylediniz size gelen bir yazıyı ilettiğinizi söylediniz. Bu yazıyı size gönderen kişi bu eylemleri gerçekleştirecek olanların kimliği konusunda ya da kim oldukları konusunda herhangi bir bilgi verdi mi, siz bunu kime ilettiniz, onlarla bu eylemler konusunda ya da kimin gerçekleştireceği konusunda bir görüşmeniz oldu mu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Sayın başkanım, yani bu bir ızdırap artık, savcılık bilgisayarıma el koyuyor, Tem şube müdürü alıyor, bunlar lehimdeki deliller, Oktay Vural’a gönderdiğim mail benim bilgisayarımda kayıtlı artı mail adresimde de kayıtlı, nedir bu işkence önüne gelen sorguluyor bu konuda, çıkartsınlar, sayın savcılar bunları”

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Dün ifade verirken dediniz ki askerler arasındaki ilişki biz bir ahlakla bu işle başlarız, bir ilişki vardır ve askerliğimiz bittiğinde abi kardeş oluruz, böyle bir ilişki vardır ağabeylik ilişkilerimiz sona ermez, biz bir tarzla büyürüz ama eğer emekliye ayrılmışsak askeriyeden ayrılmışsak artık komutan değilizdir, abiyizdir kardeşizdir böyle bir ilişki devam eder. 29 11 2007 tarihli görüşmenizde, halen görevde olan bir binbaşı size komutanım diye hitap ediyor”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Siz gerçekten silah altı eğitimini ya Zab’da almışsınız ya da Kandil’de kardeşim”

Mahkeme Başkanı: “ Bana bakar mısınız”Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Komutanım diyen kendisi değil

sayın başkanım, dün kendi anlattıklarından yola çıkarak bunu söyledim, bu acaba aranızda hiyerarşik bir ilişkiyi ortaya koyar mı”

Mahkeme Başkanı: “ Sorunuz kabul edilmedi”Mahkeme Başkanı: “ Avukat bey var mı başka”

72

Page 73: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:73

Katılan Şebnem Korur Fincancı vekili Av. Özkan Yücel :”Yok sayın başkanım şimdilik bu kadar”

Sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin : “Şimdi iddianamenin 749. sayfasında telefon ajandasında, sanığın, Mehmet Eymür’ün telefonu dışında, Hanefi Avcı, Mahir Kaynak ve Abdulkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu’nun telefonları da yer alıyor, bu kişilerle bir konuşması var mıdır ve varsa ne zaman ne kadar olduğu konusunda”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Konuyla ne ilgisi var sayın başkanım, ona kalırsa herkesi sorsunlar bana”

Sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin : “Konuyla ilgisi şu, bu konuda mahkemenize de delil olarak sunulan Gladyo ve Ergenekon kitabında tertibin önde gelen tertipçiler olarak isimlendirilen kişiler olması nedeniyle bu isimleri”

Mahkeme Başkanı: “ Başka var mı”Sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Osman Aydın Şahin : “Yok bu kadar”Sanık Güler Kömürcü Öztürk : “ Şimdi öncelikle benim sanık ve diğer kimliklerimden

önemlisi bir vatandaş olarak sizin, güvenliğim buradaki mahkemeden sorumlu, bilemediğim bir nedenden, önce bu son on, on beş gün içerisinde avukat Mehmet Nuri Aytekin daha sonra adını bilmediğim orada oturan beyefendi sözlü saldırılarına uğruyorum ve önce beyefendi sözlü saldırılarına uğradım, kendi avukatıma Metin Çetinbaş’a söyledim, ben beyefendiyi tanımıyorum mübaşire sordum adı ne diye, fakat burada tatsızlık çıkmasın huzursuzluk çıkmasın genel gidişatı bozmamak için sakin sakin durdum, şimdi beyefendinin adını bilmediğim için adınız ne dedikten sonra, yanındaki oturanlarda şahittir yani bunu reddedebilirler şahitliklerini, son derece ağza alınmayacak ki ben tarz olarak üç aşağı beş yukarı anlamış olmanız lazım, hakaret edecek ya da o üslubu kullanacak bir kişi değilim, dolayısıyla her ikisinden de şikayetçiyim, bunu bu şekilde dile getirmek de beni çok üzüyor, çünkü genel konuyla hiçbir alakası yok, nedenini de bilemiyorum, üç aşağı beş yukarı nedenini tahmin edebiliyorum çünkü burada normal gidişatı bir şekliyle engellemek bir şekilde kulis yaratmak, bir şekliyle amaç dışı hoş olmayan girişimlerde bulunanlar var, ama ben bunlara malzeme olmak istemiyorum ve güvenliğim lütfen güvenliğin ötesinde de bu sükunetin bozulmasından da üzerimden bozulmasından da çok rahatsızım lütfen gereğinin yapılmasını şahsınıza sunuyorum”

Av. Mehmet Taşdelen : Sayın başkanım, kimseyi tehdit etmek”Mahkeme Başkanı: “ Bahsettiği avukat siz misiniz”Av. Mehmet Taşdelen: “Evet benim efendim, demin tartışma yaşayan biziz, Güler hanım

otuz saniyeye aşkın kırk beş saniyeye aşkın uzun süre ısrarla baktı, bende böyle yaptım niye bakıyorsunuz, sizin adınız ne, dedim sizi ne ilgilendirir benim adım sabahtan akşama kadar burada söylüyoruz niye soruyorsunuz, ondan sonra biz burada aramızda arkadaşlarla farklı bir yorum yapıyorduk, rahatsız olmuş olabilir, yani ajan provokatörlük ile ilgili her yaptığımız yorum üzerlerine alınmalarına gerek yok, onları kast etmiyorduk, gerçekten kastetmiyorduk yani, sen bana dışarıda görüşürüz falan diyemezsiniz yani”

Mahkeme Başkanı: “ Tamam, lütfen “Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk: “ Ben bir açıklık getirmek istediğim bir konu var, sayın

başkanım o da şudur, dün zannediyorum çok net anlaşılmadı, size ifademde siz tekrar ettiniz nüans‘ lar dediniz ama ben tekrar bir şeyin altını çizmek istiyorum, emniyetteki ifademi belgelerim gösterilmemesi gerekçesiyle tamamen kabul etmediğimi , savcılık ifademi de ana gövde olduğu gibi kabul ancak kullanılan kelimeler değiştirilerek kullanıldığı ifade edildiği için kısmen bunları reddettiğimi söylemiştim, sizde nüans farklılıklarından dolayı demiştiniz, bu konuda tekrar size mutabık olduğumu burada altını çizerek ifade etmek istiyorum teşekkürler sayın başkanım”

Mahkeme Başkanı: “ Buyurun oturun”

73

Page 74: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:74

Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi ;Başkanım daha öncede de bu talepte bulundum zatıaliniz yoktunuz burada, sizden istirham ediyorum 18 aydır tutukluyuz, 19 aydır daha hiçbir sanığa terör örgütü üyesi misin, nereyi bombaladın, nereyi uçurdun, nereyi patlattın, hangi silahı çatlattın diye bir soru sorulmadı aha delil budur, bununla adamı vurmuşsun diye bir şey konmadı ortaya biz burada 1 ayı aşkın süredir geçen söylediğim gibi mütebessim savcı suratlarının önünde, bu vekillerin savcı yardımcısı edasıyla, muhalefetvari ve akamete uğratan sorularıyla bu zamanları geçiştiriyoruz, bakın burada saygıdeğer başkanım burada ben hukuk losyonu almamış bir adam olarak Türk hukuk fakültelerinin yeterliliğinden bahsetmiyorum, hukukun özelliğinden dolayı her türlü amaca ve niyete alet edilebilir esnekliğinden da bahsetmiyorum ben burada yargılamanın yoluna döşenen mayınlardan bahsediyorum, kurulan tuzaklamalardan bahsediyorum bir adam aksadığı zaman araya 2 gün girdiği zaman benim 2 yıldır göremediğim kendi başına büyüyen 3 yaşında büyüyen bir oğlum var, kızım büyüdüğünde ben dağdaydım oğlum büyüyor hapisteyim ikisini de görmedim, bu sabırla bekliyorum, sorulan sorulara cevap veriyorum sanık çıksın açıklamasını yapsın, sorulara bir şey getirilsin, bir sistem getirilsin ve bu insanlar lütfen itirazı mucip sorular sormasınlar, bunun bir şeyi olmalı bir standardı olmalı biz her gün bu tartışmayı yaşayacaksak ve eğer siz bütün sanıkların bütün tanıkların, bütün tevzi tahkikat taleplerinin, bütün delillerin incelemesini bekleyecekseniz, sayın başkanım, her halde biz oğlumuzu askere gittiği zaman asker uğurlarken göreceğiz, saygılar sunuyorum, sabrınız için teşekkür ederim”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi ; sayın başkanım iki kavram arz edeceğim bir karanlık ikincisi aydınlık, şimdi karanlık başlangıçta gizemli, gizli, karanlık adam, esasında karanlığı iyi eğitilmiş, iyi yetiştirilmiş iseniz kendi lehinize kullandığınız takdirde çok büyük faydalar sağlarsınız, ben görev yaptığım esnada derdim ki, çok az kuvvette çok küçük sayıda birlikte karanlıkta iyi eğitilmişseniz büyük başarılar elde edersiniz, ama terside olur kötü zihniyet niyette olanlarda sıvışır, şimdi nereye geleceğim, ben şayet aldığım eğitim mesleki eğitimle o bilgilerle, çünkü hep karanlık adam olarak lanse edildim 2,5 senedir onu uygulasaydım, ben burda olamazdım başkanım ben aydınlıkta yürüdüğüm için buradayım, niçin şimdi sorulara geliyoruz mesela çağlayan mitingi, Tuncay Özkan la sarıldı veya bir başka enstantane, şimdi ben hep kendimden emin olduğum için başkanım manevi değerlerimle inandığım doğrularla üzerine basarak söylüyorum, tek başıma yürüdüm, sene 99 dediler ki bürona, İbrahim Şahin’i getireceğiz, onu eğiten Kıbrıs harekatında ve benim hayatta olmama sebep olan bir komutanım açtım ne ben dedi ne başka isim verdi Güneydoğuda onun yaptığı hizmeti kimse yapmadı o zaman dedim bende elimden geldiğince ona dostluk ve arkadaşlık yaparım, en kötü zamanında sayın başkanım hastane, hapishane peşindeyim Ankara terörde soruyorlar anlatıyorum, polisler ya komutanım hepsini de mi anlatacaksın, evet yaşadıklarımı anlatıyorum dedim, olaylar oldu susurluk koluna girmiş ben kendimden emindim başkanım geldik, bu hadiseler Danıştay oldu bitti şimdi o çok zor durumda bana karşılıksız destek çıkan insanlar oldu ki, hiçbir hususiyetim samimiyetim yoktu daha önce arz ettim Emin Gürses böyle böyle dedi eşime anlattı çeşitli şeylerden ulaştım, teşekkür etmek istiyorum dedim, Aydın Osman Şahin’i avukat sayın başkanım 87 yılından beri tanırım aynı handayız hem esas konusu ticaret hukukuydu şirketimizin avukatıydı, hem de çok yakın dost olduk, arkadaşlıktan öte, Ankara da olaylar olduğu zaman o zamandan verdiğim vekaletle atlamış geldi, büyük bir şey oldu, motivasyon oldu destek oldu bitti, hadise Aydın beyden Doğu beyin o zamanki sayın Doğu beyin katkılarını duyunca lütfen dedim, bir randevu alıp gideyim teşekkür edeyim kendilerine o esnada araştırıldı ulaşamadık çağlayan mitingine bireysel olarak gittim, hatta eşim var, Doğu beyi gördüm gittim sayın Doğu bey dedim burası yeri değil, ama beni affedin maruz görün teşekkür ederim. bu katkılarınızdan ve verdiğiniz destekten sağ olsun, kendileri çok iltifat kar sözler söylediler ayrıldılar o esnada da Tuncay Özkan’ı hayatımda ilk defa gördüm. sayın başkanım, o da benle

74

Page 75: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:75

çok röportaj yapmak istemişti o dönemde çıkmak istemedim ona da dedim ki böyle böyle evet çok aradım ama dönmediniz dedi ona da sarıldım şimdi ben bu örgüte selam verdim, borçlu çıktım örgütü diyorum başkanım ben kime selam verdiysem, onların hepsi bu örgütün içine soruldu. siz şimdi şu mahkemenin verdiği kararlara attınız, imzaları reddedebilir misiniz mümkün değil çünkü sizin burada bulunmanızın sebebi hikmeti o inanın ben bir örgüt lideri olsam örgütümün hepsini huzurda reddetmek bana zuldür, bu örgütü reddetmek zuldür, bu örgüt varsa ben onu reddediyorsam bu zamana kadar yaşadığımı inkar ediyorum anlamına gelir, bunu arz etmek istedim saygılarımla dedi,

Sanık İsmail Yıldız söz istedi verildi ; sayın başkanım, aslında durum giderek bir hukuki komediye dönüşüyor zaten öyle müdahil avukat bir cümle kullandı çok önemli bir cümleydi Mehmet Zekeriya Öztürk bir not almış, durum aydınlanıncaya kadar Muzaffer Tekin’in saklanılması gerektiği yönünde ben analistim, yani bir cümlenin nereye gidip geleceğini hangi amaçla söylendiğini analiz eden bir mesleğim var, dolayısıyla aslında müdahil sanığa sorduğu soruda, şu iki davayı çok meşgul eden hem Danıştay saldırısını Ankara’daki, hem de buradaki saldırının arka planını aydınlatabilecek tek cümle çıktı. Şu ana kadarki galiba en güzel cümle buydu Muzaffer Tekin’in yada bu olayın içerisinde bizleri de dahil edenler Danıştay saldırısıyla ilgili şuradan anlamaları gereken hadise şu, buradaki sanık olarak oturtulan Muzaffer Tekin’in bu olayla hiçbir ilgisinin olmadığının müdahil avukatın kendi cümlesinden de anlıyoruz. ben hukuki bir analist değilim, ama siyasi analistim. buradaki iddianameyle ilgili aşağı yukarı 700 sayfa civarında analiz yaptım dedim ki, tam bir komediye dönüştü. Türk hukuk sisteminin tüm çirkinliklerini benim ortaya dökmem yakışmaz, ben bu Türkiye Cumhuriyeti devletini seviyorum sayın başkanım burada artık, hukuki komediye belirli bir düzene sokmak gerekiyor. birilerini karalarken merdi kıptı cümlesinde olduğu gibi seceda arz ederken, farklı şeylerde söylenebiliyor çok açık ve net bir şekilde o cümle, burada Muzaffer Tekin’in yada diğerlerinin Danıştay saldırısıyla hiçbir bağlantısının olmadığını net bir şekilde ifade ediyor. durum aydınlanıncaya kadar Muzaffer Tekin’i saklayalım eğer orda bir suç işlenme kastı olsaydı Muzaffer Tekin’in o olayın içerisinde olduğuna dair bir kanaat olsa idi, durumun aydınlanması ifadesi kullanılmazdı hiçbir şekilde durumun aydınlanılması ifadesi suçsuzluğun oradaki en önemli karinelerinden birisidir durum aydınlanıncaya kadar ifadesi suçsuzluğun en önemli karinelerinden birisidir çünkü başka bir kanaate sahip olsalardı ya bu hadiseyi örtene kadar biz “

Mahkeme Başkanı " kendisi açıkladı zaten kendisi açıkladı yani siz kendi adınıza bir şey söyleyecek misiniz “

Sanık İsmail Yıldız “ hayır teşekkür ediyorum”Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi ; efendim bir not, çağlayan mitingine sayın Muzaffer

Tekin ile beraber gitmedik, orda beraberde durmadık, benim o miting ten sonra çok fotoğraflarım yayınlamıştır o yanımda duran insanla hepsi bellidir, ama bundan sonraki bütün mitinglere Muzaffer Tekin beyde kabul ederse, beraberde gideceğim, beraberde duracağım. onu da söyleyeyim Danıştay olayından sonra doğru dürüst hiç tanımadığım halde ulusalcıların üzerine bir tertiple olayın yıkıldığını anlayarak, çeşitli basın toplantılarıyla bir sayasal parti başkanı olarak bu Danıştay tertibini açığa çıkarmaya çalıştım ve Muzaffer Tekin daha serbest bırakılmadan onun suçsuz olduğunu da bilgilerime dayanarak yani, şuradan burada gelen bilgilere değil olayı analiz ederek ve yapan kuvvetleri tespit ederek, basın toplantılarıyla açıkladım ve 3 gün sonrada sayın Muzaffer Tekin serbest bırakıldı ve takipsizlik kararı verildi ve haklı olduğumda ortaya çıktı. ben daima hakikatin yanındayım cesaretle dururum, korkmam, efendim beni suçlayacaklar yok Muzaffer Tekin’e sahip çıkarsam bende okkanın altına giderim bundan korkmam ben Namık Kemal, Mustafa Kemal, Tevfik Fikret kuşaklarından gelen Türk devrimci aydınının bugünkü temsilcilerindenim. korkmam bunlardan. onu söyleyelim şimdi ikinci talebim efendim sayın başkanım sayın heyet özü şudur, MİT’in gönderdiği bu 9 mayıs 2008 tarihli yazının 7’inci

75

Page 76: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:76

ekindeki şemanın isimlerinin sanıklara ve avukatlarına bildirilmesini talep ediyorum özü, gerekçesi, bu şema gizli değildir MİT tarafından da bu şema gizlenmemiştir. MİT bu şemayı açık olara yollamıştır savcılığa, eğer bu şemanın gizlenmesi gerekseydi bir devlet sırrı olsaydı onun MİT gizlerdi. kaldı ki, bu şemadaki bütün isimler artık açığa çıkmıştır. çünkü milli istihbarat teşkilatı şemayı nasıl yaptığını belirtiyor diyor ki, ben şemayı kendim kendi bilgilerime istihbaratıma göre yapmıyorum, neye göre yapıyorum Tuncay Güney’in mülakatı ve Tuncay Güney’den ele geçirilen belgelerdeki isimlere göre yapıyorum ve biz bu şemanın, 2007 yılında yapıldığını sanıyorduk fakat dosyayı incelediğimiz zaman bu şemanın daha 2003 yılında 10 temmuz 2003 de, kitapçık halde Genelkurmay başkanlığına, Hilmi Özkök’e o zaman gönderildiği dava dosyasından anlaşılıyor, bu da çok ilginç bu şudur, Kuzey Irak’ta Türk ordusunun kafasına çuval geçirilmiştir. kuzey Irak’taki Türk askeri varlığının tavsiyesi 2 nisan 2003 tarihinde Abdullah Gül ile Powel arasındaki 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşmayla kararlaştırılmıştır. bu anlaşmayı ağzından kaçırarak 24 mayıs 2003 tarihinde Abdullah Gül Vatan gazetesine açıklamıştır demiştir ki, 2 sayfa 9 maddelik Pawel ile gizli anlaşma yaptık. Büyük Orta Doğu projesi gereği, yani gizli bir hizmet sözleşmesi yapmış ve Türkiye’yi sözleşmeli personel yönetiyor bu ortaya çıkmıştır ve burada problem nedir. Irak’ın kuzeyinde Türk askeri var. özellikle özel kuvvetler var bunların oradan tavsiye edilmesi lazım, zaten Ramsberke’te bir mektup yazarak Tayyip Erdoğan’a demiştir ki, bunlar sizin denetiminizde değil, Türk ordusu orda bulunduruyor bunları oradan çekin, bunun çekilmesi için bu şema 10 temmuz günü Hilmi Özkök’ün önüne konmuştur. Genelkurmay başkanının önüne konmuştur, 2003’de yapılmıştır. Şimdi ikinci nokta, şema devletin sırrı değil, şema neyin şeması MİT’in şeması mı veya Türk silahlı kuvvetlerine ait gizli bir faaliyetin şeması mı, iddiaya göre bir terör örgütünün şeması, yani iddia makamı bu terör örgütünün taraftarı mıdır ki o şemayı gizlemektedir. o terör örgütünün ortaya çıkmasını önleme makamımıdır iddia makamı, açığa çıkarma makamıdır, devlet sırrı değil bunu da tespit edilmesi gerekiyor. Üçüncüsü, Tuncay Güney Ergenekon örgütünün merkezinde ki kişileri açıklıyor. fakat çok daha önemli nokta var, mülakat okuduğumuz zaman açıkladığı şahılar şunlardır ki, şemada bunlar çıkacak çünkü mülakattan yapılıyor, o şema yani mülakat ortada olduğu için şema gizli değil, bir, Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, eski Genelkurmay başkanı, yani 1994’ten 98’e kadar ki Genelkurmay başkanı Çelik harekatını yapan Amerika ya karşı dik duran Genelkurmay başkanı iki, Orgeneral Hüseyin Kırıkoğlu, 98-2002 tarihlerinde Amerika ya karşı Amerika’nın Irak’ın kuzeyindeki bölme faaliyetine karşı direnen Genelkurmay başkanı aynı zamanda Amerika buraya gelirse çamura batar yenilir diyen, Genelkurmay başkanı üç, Orgeneral Necip Toruntay 1987 -90 Genelkurmay başkanı, o ne yapmış Turgut Özal’ın Amerika’nın emriyle Türk ordusunun bir kara harekatıyla Irak’ın kuzeyine girmesine direnmiş, bu emir’i kabul etmemiş, istifa etmiş, yani Cumhurbaşkanının emrini kabul etmemiş o genelkurmay başkanı dört, Orgeneral Eşref Bitlis, zaten MİT’ten gelen yazıda öldüğü için onun adı açıkça veriliyor, Eşref Bitlis kim Amerikan’ın Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerine direndiği için uçağı düşürülerek, önce bazı tacizlerden sonra açıkça uçağı düşürtülerek Şehit edilen Jandarma Genel komutanı ondan sonraki isim nedir Teoman Koman, Jandarma genel komutanı, Rasim Betir, jandarma Genel komutanı, Osman Özbek, Emerli jandarma genel komutanlığı harekat dairesi başkanı burada temiz çekerken yanlış yapılmış tümgeneral harekat dairesi başkanı burada Genel komutanı diye yanlış temize çekilmiş ve gene tümgeneral sayın Nejat Müldür, emekli 1’inci ordu kurmay başkanı şimdi bu isimler ne Tuncay Güney diyor ki, bu isimleri yani Ergenekon’un merkezini çekirdek örgütlenmesini bana Doğu Perinçek söyledi. Tuncay Güney bunu mülakatın iki yerinde söylüyor. çekirdek kadro merkez kadro ben bunu diyor, Veli Küçük’ten öğrenmedim Doğu Perinçek’ten öğrendim diyor. peki Tuncay Güney Doğu Perinçek ile hiç görüşmüş mü bir kez dahi görüşmemiş, ben Tuncay güney ile bir kez dahi yüz yüze gelmedim görüşmedim. zaten Tuncay Güney’de mülakatı okuduğumuz zaman şunu söylüyor biz ben 1995-96 yıllarında

76

Page 77: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:77

aydınlığa falan gitmeye başladığım zaman, benim kim olduğumu bizim kim olduğumuzu çözmüşlerdi. benim kim olduğumu biliyorlardı. bağlantılarımı biliyorlardı. yani karanlık faaliyetlerini bizim arkadaşlarımız saptamışlar, şimdi bu karanlık faaliyetleri olan kim olduğu bilinen bağlantıları bilinen yalnız bizim tarafımızdan değil, bütün babıali de bilinen oralarda dolaşan elaman herkes tarafından bilene ben o elamana neyi anlatıyorum sözde Ergenekon terör örgütünün merkezindeki genelkurmay başkanları ve Jandarma genel komutanlarından oluşan çekirdek merkez kadrosunu veriyorum. Tuncay Güney’e sorguda soruyor. sorgucuların hepsi istihbarattan değil, bir kısmı da Ahmet İhtiyaroğlu gibi gerçekten gerçeği aramaya çalışanlar soruyor diyor ki, bu aydınlığın haber kaynakları ne Tuncay Güney lafı çeviriyor başka yerlere gidiyor biraz sonra bir daha soruyor ya sana diyor haber kaynaklarını sorduk niye söylemiyorsun gene çeviriyor en sonunda ısrarlı sorgulardan sonra şunu söylüyor diyor ki onların arasında 5 yıl 6 yıl istediğiniz kadar kalın, onların haber kaynaklarını öğrenemezsiniz onlar hücre usulü çalışlar. şimdi bu tabi aydınlığı iftiharıdır nedir haber kaynaklarını kimse onun öğrenemez öğrenememiştir ve kimse öğrenemez şimdi kaynağını bile öğrenemediğiniz aydınlıktan hiç kendisiyle görüşmediğiniz konuşmadığınız işçi partisi genel başkanından bir gizli terör örgütünün bütün merkezini öğreniyorsunuz. o nedenle, bu şemanın açılması bir tertibin ortaya çıkmasıdır. başka bir delil yok, bu şemayla ne yapmaktadır eş başkanlık ve eş savcılık, büyük Ortadoğu projesi eş başkanlığı birde İstanbul da eş savcılık oluşturuldu bakınız gelen yazının altında başsavcının imzası yok, Zekeriya Öz imzalıyor başsavcılık makamından bir yazı geliyor, sayın başsavcı Aykut Cengiz onu imzalamıyor imzalamaz, ben de olsam onu imzalama çünkü devlet güvenlik mahkemesi başsavcısı iken, bu soruşturma önüne gelmiş. bunların hepsinin mücerret delili olmayan uydurmalar olduğunu kabul etmiş ve soruşturma açmamış o insanın bunları imzalaması mümkün mü, şimdi bu bir tertip savcılar bu tertibin içinde veya en azından Zekeriya Öz, bu tertibin içinde, Mehmet Eymür, Hanefi Avcı efendim Tuncay Güney vs. Bülent Arıkoğlu, bu tertibin arkasında kim CIA ve MOSAT bu ilişkileri olan bu CIA, MOSAD bağlantılar Türkiye de devriye sokarak Tuncay Güney’de 10 senelik 1999 yılı şubat ayında daha vize veriyor. Cumhurbaşkanlarına ve krallara bile verilmez Amerika kendi devrilen krallara bile 10 yıllık vize vermiyor, grin kart götürülüyor Temmuz ayında grin karta eline verildikten sonra bu tertip sahneleniyor bu tertibin ortaya çıkmasından korkuyorlar bu bir ikinci nokta bir terör yapılıyor bakın bu kağıdın üzerinin kaldırılmamasıyla şemanın Türkiye de bir terör yürütülmektedir bütün gazeteler sürekli 1 numara 1 numara 69 isim var, bunun 11’i çıkmış 58 isimle kapalı üzeri 58 bin insan tehdit ediliyor insanlar kapı çaldığı zaman acaba sütçü mü diye kapıyı açıyor, 58 bin isim ben diyorum ki iyi ki açığa çıkmış isimlerdenim geceleri rahat rahat uyuyorum, 58 bin isim tehdit ediliyor, koca koca genelkurmaya başkanları Türkiye’nin üniversite rektörleri politikacıları vs. mahkeme bu tertibata alet olamaz, siz bu şemanın getirilmesine karar verdiniz, karar verdikten sonra niçin bu şemayı getirttiniz , açmamak için mi eğer açmamak için bu kararı verdiyseniz, zaten açılmamış hali vardı niçin bu kararı verdiniz sayın mahkememiz, bu şemanın açılması Türk milletinin bu tertipten kurtulması ve bu terörün Türkiye üzerindeki sonlandırılması için hakiki doğru hukuka uygun bir karar verdiniz ve geçen kararınızda hukuken benim kanaatime göre çok yerindeydi. yani bir kere daha başsavcılıktan sordunuz, bunun soruşturmayla yürüttüğünüz soruşturmayla soruşturmada gizlilikle falan ilgisi var mı diye, o da ancak mahkemece istenildiği takdirde, isminin deşifre olma ihtimaline binaen diye cevap verdi. şimdi gelinen noktada bütün gerekli işlemler yapılmıştır mahkemeniz tarafından doğru kararlar alınmıştır. bu şemanın kalması gerekir bakını teröre birkaç örnek vereceğim son sözler bunlar, Fehmi Koru bu tertibin 2001’den beri içinde Ergenekon belgelerini daha bütün kamuoyu görmeden kimsinin bilmediği koşullarda önce onun elinde altındaki imzasıyla Fehmi Koru 28 Kasım günü yani 3-4 gün önce veya 9 gün önce bir yazı yayınlıyor diyor ki, bu Ergenekon’un 1 nolu adamı işadamıdır diyor işadamıdır diyor bakın siz namussuzluğa işadamıdır diyor. şimdi

77

Page 78: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:78

bütün işadamları telaşa düşüyor ve gazetelerde sayın Rahmi Koç’u üstü kapalı anlatan çeşitli yazılar patladı çıkmaya başladı. 1 numara Rahmi Koç Karadayı, Kıvrıkoğlu’nun üzerinde aldılar. bu sefer götürdüler. Rahmi Koç’un omuzlarına 1 numarayı vurdular ve Serpil Yılmaz dün Milliyet gazetesinde 4 Aralık Milliyette bir yazı yazıyor diyor ki iş alemi terör halinde diyor terörize ediliyor. kim iş alemine bu yıldırmayı yapıyor bizzat Tayyip Erdoğan diyor bu 1 numara tartışmalarıyla ve Fehmi Koru’nun yazısıyla Tayyip Erdoğan Tusiat’ı ve iş alemini kontrol ediyor. baskı altına alıyor. terör yapıyor işadamları üzerinde diye Serpil Yılmaz dün yazıyor. Bugün, bugün yine köşe yazılarına bakıyoruz. gene bugün köşe yazılarında 1 numara 1 numara terörü devam ediyor ve Zekeriya Öz’ün basın kaleminde olan Zaman gazetesinin başlığını size arz ediyorum. mahkemeye ulaşan şemada 1 numaranın üzeri kapalı siz kendisini savunacak sanıklardan yoksun bırakamazsınız bu şemayı, bakın siz bizden bunu diyelim henüz gizlemediniz öyle bir kararınız yok, ama bir karar alma arifesindesiniz bu şema gitmiş eline Fethullah hocacıların Fethullahçıların elinde şema, siz hangi milleten gizleyeceksiniz Fethullahçıların elinde,

Mahkeme Başkanı " efendim yanlış yazmışlar orasını”Sanık Doğu Perinçek” yanlış yazmışlar bende yanlış yazdıklarını biliyorum zaten yanlış

yazmışlar ama bu spekülasyonları düzeltiyorum, bu laf dolandırmaları bu laf dolaştırmaları Türk milleti üzerindeki bu terörü kaldırmanız şarttır, bir ikincisi benim savunmamı yapmam için bu şemayı bana vermek zorundasınız, çünkü ben bu örgütün lider kadrosu içerisinde hatta bu iddianameye göre 5-6 liderin içinde gösteriliyorum ve bu iddianameye göre, merkezi bilen merkezini tamamını Tuncay Güney’e açıklamış, konumda gösteriliyorum, ben savunmamı nasıl yapacağım, eğer bu şemayı bana vermezseniz, ama bunun önemi yok , Türk milletine karşı bir tertibi ve terörü sonlandırmak için bu şemayı açmanızı talep ediyorum ve bekliyorum şemayı avukatlarıma ve bize vermeniz için yüksek mahkemenizden yüce adil karar bekliyorum, arz ederim dedi,

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi :Efendim Büyük Hukukçular Birliğinin ABD başkonsolosluğunun yapmış olduğu görüşme teklifini reddettiğimize ilişkin yönetim kurulu toplantısına hiçbir Sivil Toplum Kuruluşunun katılmadığına ilişkin fotoğrafı takdim ediyorum. delil olarak dosyamıza bazı arkadaşlarımız Sivil Toplum Kuruluşları olarak bu toplantıya katıldığımızı iddia etmişlerdi zaten bu fotoğraflarda gazete yayınlanmıştı efendim, dosyaya delil olarak sunuyorum efendim gizli tanık 9’un cd’nin geldiği söylendi. sizin bir ara kararınız vardı zaten bu konuda tarih itibariyle 14.11.2008 tarihli ara kararınızın 14 numaralı bent uyarınca, doğrudan doğruya şahsıma ve Veli Küçük müdafiine verilmesine karar vermiştiniz. bu kararın ifasını arz ediyorum efendim, üçüncü hadise efendim, yine dün gelen evraklar arasında emniyet müdürlüğünden sizlerin bir sual resen sualiniz vardı. söz konusu sözde örgütün terör listesine silahlı veya silahsız olarak terör listesinde olup olmadığı konusunda emniyet genel müdürlüğünden sormuştunuz efendim, bu soruya da cevap olarak şu şekilde gelmiş efendim böyle bir resmi liste tutmuyoruz, ancak doğrudan örgütün ismini verdiğinizde, bilgi mahiyetinde sizlere gerekli olan inceleme sonuçların bildireceğiz. aslında emniyet genel müdürlüğünün efendim bu beyanların doğru olmadığını, öncelikle beyan etmek istiyorum, çünkü birincisi sizleri yine sunuyorum, değerli bir savcımızın hazırlamış olduğu kitapta resmi liste var, açıkça söylemiş resmi liste budur diye, ben o resmi listeyi sunuyorum, yine bir başka liste daha var zaten onları da sundum emniyet genel müdürlüğünde böyle bir liste var ve yine örgüt suçlarıyla ilgili mahkemelerde devam eden davalara bu listeler gönderiliyor bir örnek vereyim efendim sizlere, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki Fethullah Gülen terör örgütünün davasına aynı şekilde bu listeden bahsedilmiş Fethullah Gülen terör örgütünün bu listede olmadığı beyan edilmiştir. ben söz konusu mahkeme kararında delil listemde ve delillerimin arasında size sunmuştum, kaldı ki efendim bu güne kadar terör örgütü davaları şeklinde muhtelif mahkemelerde devam

78

Page 79: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:79

eden muhtelif davalar söz konusudur ve emniyet genel müdürlüğü Yargıtay uygulamasına uygun olarak buraya yargılanan örgütün terör örgütü silahlı veya silahsız olup olmadığı konusunda bilgiler aktarmaktadır ve muhtelif örgütlerin bu bilgileri zaten emniyet genel müdürlüğünde depolanmaktadır. bunun bir çizelge şekline getirilmesinde çok büyük zorluk yoktur. kaldı ki bunun aksini savunmakta mantıken mümkün değildir. böyle bir liste vardır. benim sunmuş olduğum resmi listenin fotokopisinin eklenerek yeniden sorulmasını arz ediyorum efendim diğer taraftan değerli başkanım, Tuncay Güney ile yapılan mülakatımız vardı. bizlerin değil tabi değerli emniyet mensuplarının yapmış olduğu mülakat siz, bu mülakatın ibrazını savcılıktan 7.11.2008 tarihli celsenin 1 nolu bendinde istemiştiniz ve aynen şöyle demiştiniz, iddianame ve beyanlarda ismi geçen Tuncay Güney’e ati 2001 yılı mart ayında gözaltına alındığında kendisinden alındığı söylenen mülakatın tamamının gönderilmesi, tarih hemen hemen 1 ay geçiyor efendim, biz kesintisiz yargılamayı sürdürüyoruz, değerli savcılarımız ne kadar güzel söylüyor diyor ki tutuklu sona ermesi taleplerimiz reddederken gerekçelerden bir tanesi 100’üncü madde yoktur, kesintisiz yargılama olduğundan ötürü tahliye taleplerinin reddine diyor o zaman aynı savcılık makamının da delillerin toplanması sırasında yargılamanın kesintisiz olduğunu bilakis kendilerinin burada bulunduğunu ve sizlerin ara kararlarını tefim ederken bu kesintisiz ilkesini ki kesintisizlikte gerek sizlerin gerek bizlerin yargılamayı doğru ve saate yapabilmemiz bizlerinde aynı şekilde savunma görevlerini yerine getirebilmemiz için, evrakların biran önce dosyaya girmesinde zaruret var, biz bu konuda iddia makamının uyarılmasını ve 1 aya yaklaşık neden mülakatın gönderilmediğinin yeniden tekiden sorulmasını talep ediyoruz efendim, değerli başkanım daha önce iki talepte bulunmuştum değerli mahkemenizden, bu konudaki taleplerimle bir tanesini önce reddettiniz sonra rücu ettiniz ve rücuda da şunu söylemiştiniz gelecek oturumda karar verilmesine bu taleplerinden ki birincisi, Ümraniye bombalarıyla ilgili yapılacak bilirkişi incelemesiydi. ben 4 sual sorulmasını istemiştim bilirkişiden ve bilirkişinin de özellikle jandarma krıminal laboratuar Ankara da tam teknik donanımlı konusunda uzman bir laboratuara götürülmesini istemiştim ve bunu gönderdiğimizde de, sorgunun yargılamanın kesinlikle herhangi bir şekilde kesintiye uğramayacağını, zaman kaybına yol açmayacağını bilakis tam tersine buradan gelebilecek bir raporun, bizim tutukluluk sebebimiz ortadan kaldırabileceğini çünkü ortada silah olmadığı takdirde, böyle bir rapor gelirse katalog suçtan çıkacağını, 314 kapsamında bir suç yorumlanmasına gidilemeyeceğini, yine 312, 313’ün yorumlanmayacağını bahsetmiştim ki kafile numarasındaki sorunlar hali hazırda devam ediyor, her sorgu özellikle bu konuyla alakalı nitekim sayın Fikret Emek’in sorgulanmasında da aynı problemler çıktı, yine kafile numaraları aynı mıdır değil midir, seri numarası nedir, kafile numarası nedir, bu problemlerin hem basında hem burada tartışmalarda yaşıyoruz, oysa benim söylediğim şekliyle bir rapor gelse, bütün bu problemler aşılacak ve bence konunun çok önemli bir kısmı aydınlanacak, sizlerden bu konudaki arzım, söz konusu ara karar doğrultusunda ki döndünüz rücu ettiniz vakit geçirmeksizin böyle bir raporun temininin sağlanması efendim, diğer taraftan yine MİT ile ilgili bir kısım taleplerim vardı yaklaşık 11-12 talebim vardı, bu taleplerimi sizler benden yazılı olarak istediniz, ben sizlere yazılı olarak bu taleplerimi arz ettim, bu konuda dediniz ki bilahare karar verilecektir diye bir ret olayınızda yoktur, oradaki taleplerimizde davanın aydınlanması konusunda gerekçeli olarak sunmuştum, neden istediğimi bu konunun da hüküm altına alınmasını arz ediyorum efendim, efendim bir diğer talebim değerli sayın Doğu Perinçek beyefendi bu konuda bazı açıklamalar yaptı özellikle şema konusunda şema konusunda 27.11.2008 tarihinde 1’inci bentte karar vermiştiniz, bu karar doğru bir karardı, savcılıkta şemada ismi geçen kişiler hakkında soruşturmanın yapılmış olması ve bu sebeple gönderilemeyeceğini gizlilik ilkesine uyularak gönderilemeyeceğini beyan etmişti, ancak ben o kanaate değilim gizlilikle alakalı burada sorun yoktur, kesinlikle soruşturmanın devam etmesi o şemada yer alan bazı isimleri hakkında soruşturmanın devam etmesi asla bu belgenin tarafımıza verilmesini

79

Page 80: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:80

engellemez. çünkü her şeyden önce söz konusu şema gizli belge değildir. ceza muhakemeleri kanunumuz 125’inci maddesi, açık bir şekilde hangi belgelerin gizli olduğu ve gizli belgeler konusunda neler yapabileceğini belirtmiştir 125’inci maddede, eğer belge gizliyse, elbette ki mahkeme heyeti tarafından incelenecektir. ama gizli belge konusunu da tarifte, ceza muhakemeleri kanunun 47’inci maddesi tarif etmiştir. devlet sırrı belgeyi, söz konusu maddeyi okuduğumuzda efendim bir paragraf çok kısa, derki efendim 47’inci maddenin 2’inci maddesi tanıklar konusunda açıklanması, devletin dış ilişkilerine milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler devlet sırrı sayılır, biz bu şemaya baktığımızda, söz konusu bu tarife uymadığını görüyoruz bu bakımdan ortada gizli belge olmadığından öncelikle, bu şemanın açılarak tarafımıza teslimini talep ediyoruz kaldı ki efendim söz konusu belge soruşturmanın bu kovuşturmanın da en önemli delilidir. çünkü bağlantı o şemayla kurulacaktır. savunmalar bu şemanın üzerine tesis edilecektir eğer siz bu şemayı açmazsanız, öncelikle aleniyet ilkesini ortadan kaldırmış olacaksınız, onun ötesinde 217’inci maddenin 1’inci fıkrası bu konuda, çok açık sizin huzurunuza getirilmeyen bir belgenin tartışılmayan bir belgenin delil olma değeri de olmayacaktır, siz hem bunu delil kabul edeceksiniz, burada ve bu delile dayanarak burada bir takım ismi geçen kişileri sözde örgütün lideri olarak yargılayacaksınız. aynı belgeyi soruşturma dosyasında delil olarak kabul edeceksiniz ama sanıklar bu belgeden istifade edemeyecek bu silahların denkliği ilkesine aykırıdır. adil yargılamaya aykırıdır, madde son derece açıktır, sizin huzurunuzda tartışılmayan hiçbir belge hükme esas olamayacaktır. kaldı ki efendim bu konuda ceza muhakemeleri kanununun 252’inci maddesi özel Ağır Ceza Mahkemelerinin kovuşturması esasını düzenleyen özel hükümler getiren maddeye baktığımızda, asla böyle bir engel yoktur, yine terörle mücadele yasasının 10’uncu maddesinin d bendinde herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir bu belgenin tarafımıza verilmesi konusunda, yine 157’inci maddemiz ceza muhakemeleri kanunu savunma hakkına kesinlikle ihlal edilmeksizin gizlilik kuralının uygulanacağını belirtir, bakın orada ön plana alınan mutlak suretle savunma hakkıdır, yine 153’üncü maddedeki bu gizlilik ve kısıtlama kararında, mutlak suretle alenilik ilkesini ön planda tutarak tatbik edilmesi gerektiği kanaatindeyim. değerli başkamın, kaldı ki birde bizim elimizde dosyada da var, 8-10 tane şema var bu şemalarda bakıyoruz, misal işçi partisinin karargah evleri şeması, burada saya bildiğim kadar efendim 35-40 tane isim var, bu isimlerden bir kısım hakkında burada 6-7 kişi hakkında dava açılmış, diğer isimler son derece açık, toplumda bilenen isimler ve bunlar hakkında soruşturma açılmamış ama hiçbir gizlilik problemi olmaksızın bu şema hem iddianamenin ekinde hem de basında günlerce yayınlanan bir şema olmuştur. yine benzer şemalardan bir tanesi efendim, Kuvvai Milliye 1919 derneğinin şeması burada da yine kaç kişi hakkında efendim, 36 kişinin ismi var 14 kişi hakkında dava açılmış, 22 kişi hakkında açılmamış ama gizlilik açısından hiçbir sıkıntı duyulmadan iddianamenin ekine eklenmiş bu sebeple de efendim bunlarında dikkate alındığında ben sanıyorum ki bu şemanın açılmasında hiçbir engel görmüyorum son olarak efendim işleyeceğim bir konuda yine Tuncay Güney’in 3.11.2008 tarihli celsenin 9 nolu ara karında şöyle dediniz efendim 9 nolu ara kararında, beyanlarda ve dosyada sık sık ismi geçen sizde tabi değerli başkanım zaruretten bunu kullanıyorsunuz, bakın şüphelide diyemiyorsunuz sizinde bilgilinizin itilalında değil size de sunulmuyor maalesef iddia makamı her şeyi kapatmış bilgili istediği şekilde çeşmeyi açıyor istemediğini de açmıyor sizde mecburen çok ilginç bir deyim kullanıyorsunuz ama onlar farkında değil, bakın kullandığınızı diyeyim de benim çok dikkatimi çekti beyanlarda ve dosyada sık sık ismi geçen Tuncay Güney’in hale hazır konumunun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasına, dinlenip dinlenmeyeceği ve dinlenme şekli konusunun gelecek oturumlarda düşünülmesine, dediniz savcılık kişinin sadece şüpheli firarı olduğunu açıkladı. tabi sizi de tatmin etmedi, bizleri de tatmin etmedi. bizde haliyle söz konusu açıklamaya itiraz ettik dedik ki benim birçok talebim oldu ancak bunlardan ikisini

80

Page 81: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:81

kabul ettiniz efendim peki dediniz ki sayın savcılığa sordunuz bu kişi şüpheli firari ama hangi suçtan mütevellit soruşturması sürüyor iki bugüne kadar yapmış olduğunuz soruşturma işlemleri neler dediniz iki sual sordunuz fakat savcılık maalesef orda da çeşmeyi kapadı sadece dedi ki efenim örgüt üyeliği suçundan soruşturma devam ediyor fakat yapılan işlemler konusunda tek bir açıklama yapmadı, yani hep bugüne kadar uygulamış olduğu bir taktiktir efendim yani iddia makamı aslında mahkemenin ara kararlarını yerine getirmemekte, eksik getirmekte veya kasıtlı olarak geciktirerek yargılamayı yanlış yönlendirmektedir. mahkemenin bu yazı cevabını yetersiz bulacağı kanaatindeyim. bu bapta da öncelikle mahkeme ne gibi yasal işlemler yapıldığının sorulmasının yanı sıra savcılık makamı itimadı tamamen yitirmiş olduğundan yasal işlemler konusunda hangi işlemler yapılmışsa onunda celbinin talep edilmesine özellikle arz ediyorum efendim, çünkü hangi yasal işlemleri sorduğumuzda o bilgilerin bile doğru geleceği kanaatinde değilim mutlak yasal işlem dosyasının da celbini özellikle yapılmasını sizlerden arz ediyorum birde efendim bu kişi hakkında bu davada yargılanan sanıklarla birlikte neden kamu davasının açılmadığının da aydınlığa kavuşması gerekir, hepimiz hakkında açıldı bazı firariler hakkında devam ediyor onlar hakkında Interpol’e tamamen kaçak ve gıyabi tutuklama kararları belki istendi biz öyle duyduk basından, ama kesin konuşmak mümkün değil ama bu kişi hakkında bizlerle beraber kamu davasının açılmasına engel husus yoktur, mutlaka bu hususun netleştirilmesi ve iddia makamından sorulması gerektiği kanaatindeyim yine savcılıkça 98’inci madde uyarınca, mademki soruşturmada bu kişi firaridir, neden yakalama kararı hakimlikten istenmedi bu konu tamamen es geçilmiş efendim, pekala eğer iyi niyetli bir iddia makamı olsaydı 98’inci maddenin 1’inci fıkrasının 2’inci cümlesi uyarınca doğrudan doğruya hakimliğe müracaat eder, yakalama emri çıkartırdı böyle bir yakalama emri de çıkartılmamış olması, savcığın bu konuda iyi niyetli davranmadığı kanaatindeyiz, yine efendim, sanığın özellikle ceza muhakemeleri kanunun 37’inci maddesi dikkate alınarak 2’inci fıkrasında, çünkü burada tebligatın ne şekilde yapılacağı son iletişim teknikleri dikkate alınarak değiştirildi, bu zatı muhteremin ki her gün televizyonlarda görüyoruz mail adresi buradaki savunma avukatlarında dahi var, telefonlar var, her şey belli evin adresi belli acaba soruyoruz savcılık makamı bilmemesi mümkün değil, bu adresleri bir tebligat çıkardılar mı, telefon açtılar mı, mail aynı şekilde geçtiler mi, herhangi bir iletişimle tebligat yaptılar mı, bu konuda da bilgi yok, ikinci yazılarında zannediyorum bunların hiç birini de yapmadılar yapmaları da mümkün değil çünkü doğrudan doğruya ortada bir anlaşma olduğu kanaatindeyiz. yine efendim, Tuncay Güney’in savcılığın 11.1.2008 tarihli bir yazısı var efendim, bu yazısında diyor ki Tuncay Güney’in uhdesinde gizli belgeler çıkmıştır bu gizli belgeler sahtedir, şimdi burada iki suç gündeme geliyor biri gizli belgeler sebebiyle bize hemen açıyorlar. çünkü 326, 327, 334 sahte belgeler diyor sahte belgelerde, 204, 205 buradan soralım, neden bu maddelerden mütevellit acaba Tuncay Güney hakkında soruşturma yürütülmemiştir, bizzat sayın savcının kendi yazsıdır, bunu da sizlere takdim ediyorum efendim, ben sayın savcının bu suçlardan mütevellit soruşturma yürüttüğünü zannetmiyorum, ama değerli mahkemeden bu suçlarda özellikle o belgelerin celp edilerek sahte belgelerin, gizli belgelerin celp edilerek bu kişi hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulmasını arz ediyorum efendim, Tuncay Güney hakkında efendim yine İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/64 esas sayılı dosyasında sahtecilik suçundan mütevellit yürüyen bir dosya var, bu dosyayı sizler istediniz , bu dosyadan bir arama kararı çıkmış, bu arama kararının akıbetinin sorulmasında fayda var o dosyadan ne işlemler yapılmış, bu konuda da değerli mahkemeden bilgi sunulmasını arz ediyorum efendim, en son olarak efendim Tuncay Güney’in davadaki rolü belli Tuncay Güney bugün iddianamenin hemen hemen her sayfasında ismi var, bu davanın temeli Tuncay Güney’dir bu kişinin dinlenmeden bu davanın çözümlenmesi mümkün değildir, ancak bu şekliyle eğer böyle devam ederse bizim bu şahsa ulaşmamız mümkün olamayacaktır. açık bir şekilde savcılık ve Tuncay Güney arasında biz bir anlaşma olduğu

81

Page 82: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:82

kanaatini taşıyoruz. çünkü bugüne kadar yapılan bütün işlemler bunu gösteriyor değerli mahkemenizin bu duyguyu ortadan kaldırmak bunu kırmak davada mutlak suretle bir aşama kat etmesi için bu zinciri parçalamamız lazım bunun içinde yapabileceğiniz hadise bugün bu sorgu devam ediyor bu sorgunun devamına bakmaksızın özellikle az önce söyledim ceza muhakemeleri kanunun 37’inci maddesindeki iletişim tebligat usulleri dikkate alınarak, ceza muhakemeleri yine 43, 44 ve 50’inci maddeleri de dikkate alınarak bu kişinin bu mahkememizde tanık olarak dinlenmesini ve tanık olarak dinlenirken de bu aşamanın efendim ileri bir süreye atılmamasını, çünkü kişinin yurtdışında olduğu dikkate alınarak zaten zamanda geçecektir bu bapta biran önce bu olayın çözümlenmesi için tanık dinlenmesini arz ediyorum teşekkür ederim efendim dedi,

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz istedi verildi ; sayın başkanım az önce tartışmaya neden olan bu MHP kongresiyle ilgili konu savcılık kontrolünde olan mail adresimden MHP kongre tarihinden 1-2 gün önceki tarihe aittir, savcılık tarafından bir yazıcı çıktısını alınıp tarafıma verilmesini talep ediyorum, bu konuda dilekçem size ulaştırılacak, dün itibariyle yapmış olduğum savunmama esas olarak 4 adet dilekçe vermiştim sayın başkanım, onların birer fotokopisinin talep ediyorum, mahkemenizden ayrıca bugün savunmamın son bölümünde soru kısmında ortaya çıkan ve kısmen de anlaşılamayan hususlarla ilgili olarak yüksek müsaadenize bayramdan sonraki ilk mesai günü yapılacak duruşmada söz hakkı istiyorum, ilgili konularda kısa bir açıklama yapmak için bunu mahkemenizden talep ediyorum, saygılarımla dedi,

Sanık Hayrettin Ertekin müdafii Av. Taner Uzun söz istedi verildi ; Sayın başkanım müvekkil Hayrettin Ertekin ayın 26’sında kardiyoloji merkezinde anjiyo olacaktır, belki de o gün ameliyat olacaktır bilemiyoruz dün yine dün itibarıyla mahkememizin belki haberi var belki haberi yok belki de iletilmedi iletilmediğinden haberi olmayabilir dün yine müvekkilimizin tansiyonu 16’ya çıkmış 112 acil ambulansla müdahale edilmiştir, bugünde doktora sevk edilmiştir zat üre başlangıcı teşhisi konulmuştur gerekli ilaçlar verilmiş fakat mevcut şeker ve yüksek tansiyon hastalığı kalp kapakçığını bozmuştur, nefes alıp vermekte zorlanmaktadır, tedavisi bu uygun olmayan şartlarda yapılamadığı kanaati düşüncesindeyiz. müvekkilimizin bu itibarla kendi imkanlarıyla dışarıda tutuksuz yargılanmak suretiyle dışarıda kendi imkanlarıyla tedavisini yaptırabilmek için tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz bu bir, sağlık sebepleriyle tahliye talep ediyoruz, ikincisi, müvekkilimize iddianame ve deliller bu deliller 450 klasör cd’leri verilmiş olup buyurun inceleyin denmiş, fakat gerek müvekkilime, gerekse buradaki yargılanmakta olan tüm şüphelilere bu cd’leri açıp okuyacakları bilgisayar tahsis edilememiştir, cezaevi idaresi ile bu konuyu görüştük. bir tane bilgisayar olduğunu bununda haftada bir gün yarım saat yarım saatte de iki kişiye tahsis edildiğini haftada bir gün yarım saat iki kişiye tahsis edildiğini bize bildirdi o bilgisayarda 10 dakikada açılıyormuş geriye kalıyor, 20 dakika 20 dakikanın birini bir şüpheli birini bir şüpheli kullanmak zorunda kalıyormuş, dolayısıyla gerekli savunma için ne zaman ne de 450 klasörü inceleyebilmek imkanı müvekkilimizin bulamamaktadır. bunun için idare ile görüştük idarenin verdiği cevap maalesef dedi sizin böyle bir hakkınız yok, biz bu buradaki yarım saatlik verdiğimiz süreyi de bilin ki savunma hakkı veya şunun için bunun için değil, öğrenme gereği yani bir kurs gibi bir bilgisayar öğrenme için bunla ilgili yönetmeliğe dayandırıyoruz. o yüzden sunabiliyoruz yani sanki bir lütufmuş gibi bize sundular. biz lütuf istemiyoruz, eğer adil bir yargılanma yapılacaksa müvekkillerimiz delillere ulaşabilmelidir, savunma kısıtlanmamalıdır 450 klasöre müvekkilimiz nerden ulaşacak elinde sayfalar var, ne bir şey cd’ler verilmiş, herkes bekliyor eğer kara kalem bir şeyler yazarlarsa yazıyorlar, ama cd’lerin içeriğine erişemiyorlar, biz bu sebeple ya sayın mahkeme tarafından müvekkilimize ve burada tüm şüpheli sanıklara ama bakanlıkça ama başka bir şekilde sınırsız, süresiz olarak her birine ayrı bir bilgisayar verilmek suretiyle çünkü 450 klasör var bunu biz dahi incelemek günlerce incelemekte zorlanıyoruz evimizde büromuzda ve arabalarımızda özel bilgisayarlar olmasına rağmen biz dahi savunma

82

Page 83: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:83

vekili olarak zorlanıyoruz her şüpheli müvekkilimde dahil olmak üzere her şüpheliye ayrı ayrı kendi odasında savunmalarını hazırlayabilmeleri için ve 450 klasör delillere 450 klasör olan o delillere ulaşabilmeleri için özel bilgisayar verilmesi veya tahsis edilmesi konusunda karar çıkarılması talebinde bulunuyoruz, eğer öyle bir karar çıkmayacaksa bu bilgisayar verilmeyecekse müvekkillerimizin savunmasını yapabilmesi için tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz, çünkü tahliye oluğu zaman kaçacak hali yok, göçecek hali yok, zaten suçsuz bizde öyle inanıyoruz, kendi de öyle biz suçsuz olduğuna ve buradakilerin hepsinin suçsuz olduğuna inanıyoruz, ama maalesef bugün buradalar, yarı yüce mahkeme nasıl bir karar verecekse ileride bunu verecektir, ama biz bu yönüyle tahliye kararı istiyoruz, pardon tahliye talebinde bulunuyoruz, çünkü müvekkilimiz 450 klasörün 1 klasörüne dahi ulaşamamaktadır bilgisayar yok, savunması kısıtlanıyor ve deniyor ki, buraya buyurun savunma yapın bir kara kara böyle kara düzen savunma hazırlıyorlar, e biz hazırlayıp getireceğiz, bizde vaktimiz olmuyor sadece bir bu değil davamız, yüzlerce dosyamız var, bizde yeterli zamanı bulamıyoruz hal böyle iken “

Mahkeme Başkanı " ama sizde bilgisayar istemeyin yani, bunlar var “Av. Taner Uzun “efendim yok, bilgisayar verilmiyor ”Mahkeme Başkanı " yani bunları yokta, sizde istemeyin yani “Av. Taner Uzun” biz istemiyoruz, bizim var ama bize yeterli zamanı bizde bulamıyoruz ama

müvekkilimizin de diğer şüphelilerin yeterli vakti var, bilgisayara verilmiyor, sınırsız olarak süre sınırı olmaksızın ve odalarında olmak üzere her birine bilgisayar verilmesini talep ediyoruz eğer bu yerine getirilmeyecekse, bakanlık tarafından veya mahkememiz tarafından veya bakanlık tarafından yerine getirilmeyecek ise, bu gerekçeyle savunmalarının kısıtlanmaması kendi imkanlarıyla dışarıda evlerinde veyahut bürolarında savunmalarını yapabilmesi için tahliyelerine karar verilmesini, özellikle de müvekkilimizin gerek sağlık, gerek bu yönüyle tahliyesini karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz efendim dedi,

Sanık Muzaffer Şenocak müdafii Av. Kenan Aşık söz istedi verildi; şimdi efendim ben daha öncede müvekkilin tahliyesini karar verilmesini talep etmiştim, sayın mahkemeniz dosya kapsamı delil durumu, sevk maddeleri ve sanıkların atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmekte oluşu ve atılı suçun CMK’nun 100/3 ve devamı maddelerinden olması gerekçesiyle talebi reddetti, kısa bir açıklama yapmak istiyorum, sanık müvekkil Muzaffer Şenocak 21.06.2007 tarihinde tutuklandı, tutuklama gerekçesi yazılı sözlü defalarca ifade ettim, adaletin tecellisi ve müvekkilimin mağduriyetinin önlenmesi için bir kez daha tekrar ediyorum, tutuklama nedeni, devletin güvenine ilişkin bilgileri elde etme, bulundurma şimdi iddianame, 1818 ayrıca ek klasörler 69,179 sayfa ve genelkurmay başkanlığından, kara kuvvetleri komutanlığından gelen tüm cd’ler ve bilişim iletişimlerle ilgili delillerin değerlendirildiği ve raporlamaların yapıldığı 441 nolu klasörü detaylı bir şekilde inceledim, teferruatlı bir şekilde inceledim ve şunu gördüm, yazılı ve sözlü daha öncede ifade ettiğim gibi, birincisi müvekkilden elde edilen bir cd yok, ama müvekkil her ne şekilde olursa olsun, bir cd ile irtibatlandırıldı. bu irtibatlandırıldığı cd içerisinde devletin güvenliğine ilişkin yada devletin iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgi ve belgelerin olmadığı, genelkurmay başkanlığı kara kuvvetleri komutanlığı adil müşavirlikten gelen , 14 aralık 2007 tarihli 2007/2458 sayılı evrak ve 516867 sayılı yazı ile çok açık bir şekilde anlaşıldı. bir belgenin devlete ait gizli bilgi belge olup olmadığını en iyi anlayacak en iyi değerlendirecek kurum takdir edersiniz ki genelkurmay başkanlığıdır. diğer evrakların belgelerin de taklit edildiği benzetilmeye çalışıldığı gerçekte böyle bir belge olmadığı yine gelen yazıdan anlaşılıyor. şimdi maddi olay ve hukuki gerçek bu kadar açık seçik ortadayken ve dosya içeriği dosya önünüzdeki dosyada bu mevcutken, müvekkilin ve benzeri durumdaki diğer sanıkların belirtilen gerekçelerle tahliyelerinin gerçekleştirilmemesi bizde kuşku yaratmakta, şüphe yaratmakta, hukuka ve adil yargılamaya olan inancımızı

83

Page 84: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:84

zayıflatmaktadır. öncelikle hiçbir zaman hiçbir şekilde biz bu suçları kabul etmememize rağmen bir an için bu cd’deki belgelerin gizli olduğunu, yani raporu da devre dışı bırakalım onunda kabullenmeyelim bunu böyle düşünsek dahi müvekkilin yattığı süreyi dikkate aldığımızda ceza verilebilecek ceza zaten infaz edilmiş, bu aşamadan sonra müvekkil ile ilgili toplanacak yeni bir delil dinlenilecek yeni bir tanık soruşturmada müvekkili ilgilendirecek bir husus yada diğer dinlenecek sanıkların savunmaları müvekkil ile alakalandırılacak herhangi bir durum yoktur. biz bu nedenle daha fazla mağduriyetine sebebiyet verilmemesi için adaletin tecellisi müvekkilin mağduriyetinin önlenebilmesi için, hukukun zedelenmemesi için müvekkilim tahliyesine karar verilmesini saygıyla talep ediyorum dedi,

Sanık Ümit Sayın müdafii Av. Mehmet Nuri Aytekin söz istedi verildi; sayın başkan adımı ikinci kez tekrar etmek istiyorum, şu bakımıyla az önce burada değerli meslektaşımı Mehmet Taşdelen ile tutuksuz sanık Güler Kömürcü arasında biraz önce burada bir tartışma yaşandı bende buradan izliyorum, bu olumsuzluğu fakat şikayet babında tutuksuz sanık size yönelik olarak bu şikayetini dile getirirken, birden bire adımı da zikretti, şimdi ben tabi şu istemde bulunmayacağım, tutuksuz sanık benimle ilgili ne gibi şikayeti var, bu şikayetinin temelleri nedir vs., gibi taleplerde bulunmayacağım bunun yeri var, makamı var, ancak şunu hatırlatacağım anayasanın hak arama özgürlüğüyle ilgili maddesi açıktır, benim adresim Taksim’dedir Beyoğlu adliyeleri de oradadır, giderler dava açarlar, şikayette bulunurlar, aksi halde ben kendileri hakkında dava açarım, sayın başkanım sizden ve burada bu cümlelerle zamanını aldığım diğer kişilerden bu bakımıyla özür dilerim. kendi adıma kurmak zorunda kaldığım bu cümleler nedeniyle, şimdi müvekkilim Ümit Sayın ile ilgili birkaç söz sarf etmek istiyorum. şu bakımıyla, daha evvelki celselerde müvekkilim Ümit Sayın ile yazmış olduğu iddia edilen bazı yazılar burada elden ele dolandı, dosyaya da girdi, sayın mahkemenizi bu konuda bir karar verdi iade edilmemesine itiraz etmişti çünkü iade edilmemesine karar verdi bir suretinin istenildiği takdirde alınması yönünde bir kararınız var şimdi efendim iki noktadan iki kişi üzerinden müvekkilime yönelik saldırı sözcüğünü kullanmayacağım ama buna yakın düzeyde olaylar gelişmekte, birincisi tutuklu sanıklardan Behiç Gürcihan bütün savunma argümanlarının özünü şu noktada topluyor, biz bunlara tabi sıramız geldiğinde ve söz geldiğinde, beyanda bulunacaktık, fakat son günlerdeki gelişmeler bu konuda bizim daha evvel bu sözü alma ihtiyacımızı doğurdu, Behiç Gürcihan savunmasında şöyle diyor, ama ekseni ben diyor, asılında bu Ergenekon soruşturmasında iki defa gözaltına alındım, birinci de tutuksuz serbest kaldım, salıverildim ikincisinde ise, Ümit Sayın’ın aleyhime vermiş olduğu ifadeler nedeniyle tutuklandım tutuklanmama sebep olan kişi Ümit Sayın’dır, bunu da şöyle temellendiriyor diyor ki, aramızda bir geçimsizlik vardı bir geçimsizlik demeyim özür dileyim bir niza vardı, bir mahkemeleşmemiz vardı bu mahkemeleşmemiz Kadıköy asliye ceza mahkemesinde 13 mayıs ta sona erdi Ümit Sayın’da 23 mayıs ta 23 mayıs 2008’de geldi ek ifade de bulundu ve o ifadesinde de hakkımda iftiralar yarattı, iftiralara dayalı olarak da ben tutuklandım diyor , şimdi efendim, bizde şunu ifade edelim ki çok net bizde Ümit sayın adına konuşuyorum, iki kez bu soruşturma kapsamında ifade verdik, birincisinde beyan sahibi sıfatıyla gittik. çağrıldık çağrıldığımız emniyet müdürlüğünde beyan sahibi sıfatıyla ifade verdik. soruşturma yürüten savcı Zekeriya Öz, aynı şu şekilde bize ifade etti dedi ki, biz bu internet sitesinde doktor şerefsiz ödlek olarak kafası kuma gömülü şahıs fotoğrafını ölümle tehdit olarak algılıyoruz dedi, biz dedik aman estağfurullah savcım, ne alakası var bu sıradan basit bir hakaret ve bu konuyla ilgili biz şikayetimizi yaptık, belgi Behiç Gürcihan biz öyle algılasaydık, sayın savcı bey gibi belki o gün tutuklanacaktı, şimdi bunu savunmasında da yazılı olarak yeni edindim, bunları savunmasında da aynen bu biçimde işliyor, avukatı meslektaşımız Ercan Birol bey den bakıyorum onun savunmasında da aynı cümleler mevcut bunların Behiç Gürcihan’ın Ümit Sayın’ın ifadesi sonucu bir tutuklanmaya sebebiyet verilmeyeceğini, dosya önünüzde sizde bunu çok rahat değerlendirebilecek durumdasınız, bu

84

Page 85: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:85

tarih sıralamasına dayılı olarak müvekkilime yönelik bazı ağır hakaretamiz yaklaşımlar doğru ve sağlıklı değildir. biz bunları süreç içerisinde yeri geldiğinde, daha ayrıntılı anlatacağız, bu hususu sayın mahkememiz bilgisine sunuyorum. ikinci olarak, şimdi efendim evet müvekkilim bazı yazılar yazmıştır bu yazıları irade dışı yazdığını da burada huzurda ifade etmiştir. irade dışı yazmış olduğu bu yazılardan da, bu dilekçelerden sarfınazar ettiğini de ifade etmiştir. şimdi burada birazdan mahkemenize ibraz edeceğim bunu, bir cezaevinden gönderilmiş telgraf var faks metni, bu faks müvekkilin ablasına gönderilmiş bir faks, çok özür dileyerek birkaç cümleyi buradan sizlere aktaracağım, tutanaklara da geçmesi bakımıyla, Türkçe yanlışları da dahil olmak üzere birinci Türkçe yanlışı, her sözcük büyük harfle başlamış durumda, müvekkilim kesinlikle ve kesinlikle ve ben daha önce almış olduğum faks metinlerinden de bilirim, böyle bir Türkçe yanlışı yapmaz sevgili ablacığım diye başlıyor cezaevindeyim ziyaret günlerim şu günler vs. cep telefonla yeni numarası alın, yeni numara demiyor yeni numarası alın sizi o numaradan ararım Kandıra’dan geldik sevgilerimle, benim merak etmeyin iyim iyiyim demiyor efendim, iyim sağlığım iyi kardeşin Ümit Sayın, saat yazmış şu tarihler arasında görüşebiliriz diyor, saat a harflerinin üzerinde iki tana şapka var ve saygılar sunarım ellerinden öperim, ben şimdi düzelterek okudum, yine yanlış okudum sayğılar sunarım diyor, oradaki g hayatta yumuşamaz ellerinden öperim az önce müvekkilime sordum dedim ki müvekkilimin yine tarzı değildir ablasının ellerinden öpmek tarzı değildir yanaklarından öper ama ellerinden öpmez bu imza sana mı ait diye sordum, evet bu bana ait imza bana ait dedi, ama yazı kendisine ait değil, şimdi ben bu yazıya ek bir yazı mahkemenize sunuyorum, bunun altında ki imza sahibi ikinci yazı sunacağım yazının sahibi yine yumuşak g’si yumuşamış saygılarımla diye biten bir dilekçe ama sayğılarımla diyen Doktor Hayrettin Ertekin, bu iki belgeyi ,sayın mahkemenize sunuyoruz, bu belgelerin arasında inceleme yapılmasını, bu yazıların karakteristik olarak da diğer anlamlarda da ayın el ürünü mahsulü olup olmadığının araştırılmasını ve müvekkilimin rıza dışı, irade dışı elinden bu yazıları çıkmış olduğunu belirlenmesini istiyorum efendim, sözüm bitmedi, şimdi müvekkilim evet doçent doktor titri vardır, o titri de devam etmektedir, adli tıb enstitüsündeki görevi de devam etmektedir yalnız şubat ayından itibaren 2008 şubat ayından itibaren kendisi tutukludur, malumunuz tutukluluk sürece boyunca psikolojisi olumsuz anlamda bu tutukluluktan etkilenmiştir, klinik servislerden hastanede çeşitli ilaçlar ile bozulan psikolojisinin düzelmesi sağlanmaya çalışılmaktadır çeşitli ilaçlar denenmektedir hastaneye defalarca gitmiştir Kandıra da bulunduğu dönemde burada henüz bir hastane görmemiştir, doktorlar psikologlar psikiyatrlar bu konuda çeşitli ilaçlar denemektedirler ve son olarak yaklaşık 3 haftadır ayrı bulunduğu koğuşta son kullandığı ilaçlara olumlu yanıtlar olumlu tedavi olumu yanıtlar cevaplar verebilmektedir. bu bakımıyla tamda Kandıra dan Silivri ye getirildiği o günlerde doğru ilacın bulunamamış olması nedeniyle iradesi zayıfladığı bir anda, bu yazılar kimisi kendi elinden çıkmıştır kimisi de az önce sunduğum belge gibi başkaları elinden çıkmıştır. bu bakımıyla irade zayıflığını da eğer cezaevi dosyası getirtildiğinde görülecektir. psikiyatrislerden alınacak o raporlar görülecektir ki dönemsel olarak dönemsel olarak bu irade zayıflığı oluşmuştur benim talebim sunduğu iki belgenin incelenmesi ve araştırılmasıdır efendim, saygılar sunuyorum dedi,

Sanık Halil Behiç Gürcihan söz istedi verildi ; efendim, avukat Aytekin’e teşekkür ediyorum beni bir sene önce tutuklatmadıkları için orda bir basiret göstermişler, zaten burada sorun Ümit Sayın’ı o yazdıklarının doğru yada doğru olmaması değildir, avukatında belirttiği gibi hapishaneye girdiği andan itibaren aldığı ilaçlar olsun, kendi psikolojisi olsun iyice ne dediğine güvenilmeyecek hale alın Ümit Sayın’ın savcı Pekgüzel tarafından huzura çağrılarak, benim hakkımda yalan ve iftiralara dolu bir ifade vermeye zorlanması ki, kendi ifadesi bana söylendi beni 30 yıl hapisle tehdit ettiler, psikolojik baskı altında tuttular, o yüzden vermek zorundaydım dedi, bunun konu budur avukatı da kabul ediyor psikolojik olarak dengesi bozuk ruh hali götü

85

Page 86: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:86

benim burada 6 yadır böyle bir şahsın hey azanları yüzünden ifadesiyle içerde tutulmamdır sorun bunu beyan etmek istiyorum dedi,

Sanık Hayrettin Ertekin söz istedi verildi ; avukat beye o belgeleri ben verdim 3 gün önce avukatların önünde beyefendinin önünde dedim ki bunu ben yazdım ablası arayanı soranı yok 6 aydır kimse gelmiyormuş kendiside söyledi bende çok hastaydım, o gün Türkçe bozukluğumdan değildir onu böyle masamız gelmediği için duvarda karalama vaktiyle yazdım ve bu belgeleri ben verdim öyle değil mi avukat bey ben vermedin mi, size de daha önce o belgeyi çıkardım fotokopisini bu yazıyı ben yazdım, diğer yazılarla farkı yoktur, çünkü ayın 7 sinde yazdığı yazıyı ben görmedim elinde böyle kalın yazı vardı hakaret ve küfür dolu bunları çıkar bunlar yakışmaz bir insana doçent doktor olmuşun dedim ve kendisi o kadar edep dışı davranışlarda bulunuyordu ki, orada yazı yazacak durumda da değildi yani bir ablasına telefon numarasını, çünkü cezaevinin yönetimini gelip telefon görüşmemiz gerekiyor, bunu yazın dediğimde kendisi o kağıt bırakın kağıt tutmayı kalem tutamıyordu, o günlerde ben ilacını kontrol ettirerek psikiyatr çağırarak doktor çağırarak buna Orhan Tunç bey, Gazi bey , Vedat bey sayın profesör herkes, bu koğuşta bulunan 9 kişi şahittir, ben ona ağabeylik yaptım, acıdığım için vicdanım için yaptım bundan da üşenmedim yemeğini bile hazırladım Allah rızası için yaptım bunu ama o yazıları yazdığı yazıları ne ben tanığıyım, ne şahidiyim, ne görgüsüyüm, ne yazdığı yazıların içeriğini biliyorum ne savcıya gittiğini biliyorum ne hiçbir şeyini bilmiyorum çünkü yazacak zaten benim ilgim yok ki niye yazayım öyle bir şeyi bir menfaatim yok sayın başkanım o dilekçeleri ben kendim verdim bakın ablasına haber verin, bunun durumu iyi değil ablası geldiğinde açık görüşte de gittim dedim ki sayın hocam lütfen ilgilenin durumu kötü hastaneye yatırın ben de hastayım hastanın durumundan anlarım üzülüyoruz inanın üzülüyoruz ve benim ne kadar insani davrandığımı lütfen diğer 9 arkadaşımın söylemesini istiyorum öyle değil mi avukat bey size de açık görüşte avukat görüşünde gelip söylemedim mi yazık bu insana

Mahkeme Başkanı " tamam anlaşıldı konu konu anlaşıldı”Sanık Hayrettin Ertekin” ama üzülüyorum efendim suçlanıyorum üzülüyorum”Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk müdafii Av. Yaşar Ağsu söz istedi verildi ; saygıdeğer

başkanım birincisi değerli meslektaşımızın söylediği konular bizim duruşma konumuzu ilgilendiren konular değildir cezaevinde geçtiği iddia olunan eylemlerin araştırma yeri de Silivri Cumhuriyet savcılıklarıdır birde saygıdeğer başkanım, CMK 201 gereği biz bu katılan Şebnem Korur Fincancı’nın dinlenmesi ve bizim kendisine soru sorma imkanının tanınmasını arz ve talep ediyorum”dedi.

Sanık Muzaffer Tekin müdafi Av. Engin Çelik Kadıgil söz istedi verildi;efendim müvekkilim 19 aydan beri tutuklu olarak bulunuyor biliyorsunuz kendisi huzurda sorgusunu verdi bizde savunmamızı yaptık, iddianamedeki atılı suçların tamamı iddianamedeki atılı suçların tamamı huzurda belgeleriyle hem de iddianame ve eklerindeki belgelerle suç olmadığını ortada iftiradan başka hiçbir şey olmadığını huzurda kanıtlamış bulunuyoruz, şimdi efendim tam 19 aydan beri tutuklu ve onla beraber sorgusu yapılan 10-15 tane sanık var, hiçbir sanığa herhangi bir eylemi nerede yaptın, nasıl yaptın kiminle yaptın, diye sorulmuyor kimi nerden tanıyorsun lokantada hamsi mi yediniz, palamut mu yediniz ne kadar zamandır tanıyorsun kaç kere konuşuldu sayın başkanım sayın başkanım artık insanların hakkeden yani artık kemik bıçağa dayandı o hale gelmiş durumdalar sinirler gerilmiş durumda sayın başkanım bizim tahliye taleplerimizin hemen hemen tamamına sayın iddia makamı yoğun suç şüphesi ve duruşmanın sürekliliğini gerekçe göstererek tahliye taleplerinin reddini talep ettiler. şimdi öncelikle yoğun suç şüphesi biz diyoruz ki ortada bir suç yok, lütfen şu suçumuzu ne olduğunu bize anlatında bizde ona göre savunalım, diğer taraftan duruşmaların kesintisiz devamını, burada tutukluluğu bir gerekçe olarak huzura getiriyorlar, biz yargılanmak için bir suç işlemeye müvekkilim buraya gönüllü olarak gelmedi devlet getirdi ve ortada bir suç, yok suçlu yok, ama müvekkilim ve diğer insanlar burada nahak

86

Page 87: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:87

yere tutuklu olarak bulunuyorlar, efendim şimdi 100’üncü maddedeki tutuklama nedenlerinin hiç biri ortada yok, delilleri karartması mümkün değil, müvekkilim 19 aydan beri tutuklu, bir tek kez aleyhine bir kanıt toplanmış değil, ifadesine başvuruşmuş değil, şu konuda ne düşünüyorsun diye sorulmuş değil, e nasıl karartacak hangi delilleri karartacak diğer taraftan, kaçma şüphesinden söz ediliyor kaçması maddeten imkansız almış olduğu devlet terbiyesi gereği zaten bunu yapması da mümkün değil efendim, şimdi efendim katalog suçlardan işte yasa gereği tutuklanması gerekiyormuş, eğer bu atılı suçtan bu iftiranameden insanlar tutuklanacaksa 41 tane sanık neden dışarıda yani biz mahkemede hiç değilse bir dosya içinde adalet istiyoruz bu adil değil efenim müvekkilim 35 yıllık dün evlilik yıldönümü kutladılar ya eşini içeri alın ya onu lütfen dışarı bırakın ben gerçekten bizar oldum efendim ve mahkemenizin 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyelerinin hukuka, TCK’ya CMK’ya özellikle anayasamıza sahip bu mağduriyete son vermelerini talep ediyorum efendim teşekkür ediyorum efendim teşekkür ederim dedi,

Bu arada bir kısım sanık müdafileri Avukat Ahmet Ülger, Av.Yusuf Çolak, Av.Özbay Demirel ve Av.Kenan Aşık’ın geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Mehmet Demirtaş müdafii Av. Yusuf Çolak söz istedi verildi; sayın Başkanım öncelikle toplumsal kardeşliğin en önemli günlenirinden olan bir bayram arifesindeyiz, sayın heyetinizin iddia makamının buradaki meslektaşlarım ve tüm sanıkların bayramını kutluyorum çok fazla konuşmak istemiyorum, tabi ilerleyen bir saat şuanda müvekkilimizin tutukluluk durumunu da tekrar değerlendirilmesini istiyorum efendim dedi,

Sanık Bekir Öztürk, Oktay Yıldırım müdafii Av. Ahmet Ülger söz istedi verildi : evvelemirde müvekkillerime atfedilen hükümete karşı halkı silahlı isyana teşvik etmek suçlamasından iddianamenin İstanbul üniversitesi hukuk fakültesi ceza ve usul profesörlerinden oluşacak bir heyete, hükümete karşı silahlı isyan suçunun, kast, hukuka aykırılık, illiyet ve sonuçları bakımından bir suçun oluşup oluşmadığı, iki, terör örgütü suçlamasında terör örgütünü Türk Ceza kanunundaki unsurlar dikkate alınarak, böyle bir oluşumda böyle bir eylemde terör örgütünün oluşup oluşmayacağının, aynı zamanda bu teknik hukukçu bir heyete incelettirilmesi müvekkillerim burada sizinde bildiğiniz dünya kamuoyunun da bildiği bir küresel ve ulusal savaşın suçları olarak bulunduğunu efendim devletin savcısının koruduğu değerleri korumak durumunda kalma sonucu burada huzurunuzda bulunduğunu, sayın hazineden sorumla devlet bakanı Mehmet Şimşek çok uzak değil, Türkiye de küreselciler milliyetçi ve ulusalcılar arasında bir savaş var demişti. küreselciler gerçekten Türkiye de siyasi ekonomik bir çok kazanımlar elde etmiş, mevzilerini sağlamlaştırmak ve stratejik amaçlarına varmak için önünde engel gördükleri Türkiye de siyasi partilerin dahi kontrol altına aldığı bir ortamda, bu kişilerin onların önünde engel görmesi ve halkı uyandırması, halkı bilinçlendirmesi ve halkı bilinçlendirecek anayasanın 24, 25 ve 22 maddelerinde olduğu gibi, düşünce ifade ve siyasi hakları kullanma açısından ve bu yayma hürriyeti içerisinde anayasanın başlangıç ilkesinde olduğu gibi, Cumhuriyet savcılarının ihmal ettiği, ancak bu şahısların burada huzurunuzda bulunan şahısların siyasi haklar ve ödevler başlığı altında vatandaşlık hakkını gereği, millet iradesinin mutlak üstünlüğünü sağlamak için, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu hatırlatmak için, bir mücadele başlatmışlardır. Ancak bu mücadele savcıların iddia ettiği, gibi silahla değil, halkı uyandırmak, halkı bilindirmek noktasındadır. Aslında bunu Türkiye de Cumhuriyet savcıları yapması gerekirken, burada bulunan sanıklar yapmıştır. müvekkillerim bir CIA projesi doğrultusunda buradadır. Bunun ülkeyle bir yararı yoktur. Türkiye her gün çıkmaza gitmektedir. Ergenekon davası üzerinden bu milleti bu ülkeyi parçalamaya yönelik oluşumlar devam ettirilmek istenmektedir. Sayın mahkeme heyetimizin buna bir son vermesini talep ediyorum. Müvekkillerimin her ikisinin tahliyesini talep ediyorum. Saygılar sunuyorum dedi.

87

Page 88: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:88

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Tayfun ılıca söz istedi verildi: delillerin toplanmasının başladığı tarih belli, bu güne kadar geçen süreçte tüm deliller toplandı ve klasörler halinde huzurunuzda. Bu aşamadan sonra, bu delillerin değiştirilmesi karartılması, kesinlikle söz konusu değildir. Diğer yapılan soruşturmada iddia makamı, başka sanıklar ve başka delilleri ayrıca toplamaktadır. Ancak bu güne gelinen aşamada, bu güne kadar dinlenen sanıklar sanık beyanları ve saygıdeğer meslektaşlarımın yaptığı açıklamalar ve iddia makamından bu açıklamalara ilişkin alınan cevaplar göz önüne alındığında, sayın heyetinizin mesleki tecrübesi ve geçmişteki davalardaki durumu çok açık ortada olduğundan, ben tutuklama konusunun gözden geçirilmesini, sayın heyetinizin takdirine bırakarak talep ediyorum, efendim. Dedi.

Sanık Hüseyin Gazi Oğuz müdafii Av. Yılmaz Yatman söz istedi, verildi: sayın başkanım, iddianamenin 2367. sayfasında müvekkilimin Yusuf Karlıoğlu ile yapmış olduğu bir telefon görüşmesinden bahsediliyor ve bu telefon görüşmesi sonucunda, sayın iddia makamı da müvekkilimin mafyavari hareketlerine oluşum içersine katıldığını ifade ediyor. Halbuki bu telefon konuşmalarındaki kayıtlar, müvekkilimin arkadaşı olan bir galericiden alınan bir araba ile ilgili. Ve orda şu ifade geçiyor, sayın başkanım, benim müvekkilimin ağzından. O iş bitti, abi onlar ordan daha kıpırdayamaz. Çok sağlam adamlara teslim edilmiş iş, gibi bir ifade sanki benim müvekkilim işte mafyavari hareketlerle hareket eden bir insan gibi değerlendirilmiş. Halbuki bu telefon konuşmasının içeriği şudur. Efendim. Mersin iline gitmiş olan bir araç, 34 TA 0937 sayılı bir araç, müvekkilimin adı kullanılarak satın alınmış bir araç. Orda mersin emniyeti ile işbirliği sonucunda yakalanıyor. çok sağlam adamlara teslim edilmiş bu iş, sözü esasen emniyet kuvvetlerini kast ediyor. Ben bu nedenden dolayı mersin il emniyet müdürlüğüne 34 TA 0937 plakalı araçla 2007 yılı içersinde ne gibi işlem yapıldığının sorulmasını talep ediyorum. Ayrıca efendim müvekkilim onbir aydan beri tutuklu bulunmaktadır. Kendisi hakkında tüm deliller toplanmıştır. Ne zaman ifade vereceği de belli değildir. huzurunuzda ancak gerek savcılıkta gerek hakim huzurunda ifadesini vermiştir. Mağdur durumdadır. Bu nedenle tahliyesini talep ediyorum sayın başkanım dedi.

Sanık Gazi Güder müdafii Av. Özbay Demirel söz istedi verildi: şimdi sayın başkanım inanın ben artık savunma yapmaktan sıkıldım. Çünkü hep aynı şeyleri söyleyip söyleyip duruyoruz. Bu günde efendim bir hukuken yapacağım, bir de artık vicdan ve hukuk dışı bir şekilde yapacağım bu savunmayı. Şimdi ben müvekkilime diyorum ki, şimdi sayın başkanım, ben geçen gün sizden tahliye bekliyordum. Ve ben Şoktayım, çünkü dosyaya bakıyoruz, usul hocalarımızda hepsi görüyorlar, yani böyle bir şeyin olması imkansız ve bu bizi çok büyük derecede kuşkuya düşürüyor, nereye gidiyor bu mahkeme diye. Şimdi ben geçen günlerde müvekkilimle görüştüm. Ve kendisine biraz kızdım, bağırdım. Tabi ya dedim, sen niye ayağa kalkmıyorsun, niye konuşmuyorsun, niye tahliye istemiyorsun, ya Özbay dedi ben her şeyi konuştum. Ya dedim, hani savunman az sürdü senin. Ya benim yok ki bir şeyim diyor. Yani neyi söyleyeyim artık sana diyor, olan belli diyor. Her şeyi söyledim diyor. Ve ben diyor, yüce Türk adaletine güveniyorum diyor. Şimdi ben de geçen gün tahliye çıkmayınca, ağabey dedim güvenmeye devam et. Şu hareketi yaptım, inanın yani. Çünkü bir kuşkuya düştük, İster istemez efendim, şimdi hukuken gireceğim, bir de normal işte avukatların dediği vardır ya yoksuldur, ölüyordur, falan onlara gireceğim. Şimdi birincisi burada bir örgüt yoktur. Dikkat ederseniz şemaların hiçbirinde müvekkilin adı geçmemektedir. Dört tane şema idi, sekiz tane şemaya çıktı. Burada tamamen polis tarafından ve gladyo dediğimiz kesim tarafından bir örgüt oluşturmaya çalışmaktadırlar. O kadar uğraşıyorlar, o kadar kişi dinleniyor ve hala örgütün ucunu bulamadılar. Bir örgütün yarısı dışarıda, örgüt tarafı oraya gitmiş, herkes bir yere girmiş, bir kere burada Yargıtay kararlarını çünkü, genelde ben hep kanunla konuşurum. Yargıtay kararları ile konuşurum. Her dilekçemde de, burada Yargıtay ımızın ve ceza genel kurulunun aradığı örgüt şartının hiçbirisinin oluşmamıştır. Biz burada kendimiz örgüt oluşturmaya çalışıyoruz. O örgütte

88

Page 89: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:89

asla oluşmayacaktır. Bir diğeri şimdi 100. maddeye geldik. Yok işte 100 deki kuvvetli suç şüphesi, delillerin toplanmamış olması, birde şey çıktı, üstadımızın dediği gibi yargılama kesintisiz devam etmesi, şimdi adam dışarı çıkınca gelmeyecek mi buraya. Gelecek mecburen gelecek, çünkü 18 ay içeride kalmış, hesap soracak, birilerine gelecek ,yani bunun bir şeyi yok. Bir kere bakın kaçma şüphesi yok. Niye derseniz müvekkil 26 sında serbest bırakılıyor. TRT 1 diyor ki Gazi Güder ve Ayşe Asuman Özdemir hakkında yakalama emri çıktı diyor. Tabi müvekkilim televizyonun karşısında izliyor, ama müvekkil ne yapıyor, kaçmıyor, 30 haziran günü polisin tuttuğu tutanak dosyadadır. 15.30’da polislere buyurun diyor ve birer çay içiyorlar. Bu tutanakta var, bunların hepsi ve oradan gidiyorlar. Zaten direkt yol tutuklaması olay bitiyor. Bu birincisi dolayısıyla 100. maddedeki kaçma şüphesi erimiştir. İkincisi efendim, delilleri karartmadan bahsediliyor. Deliller toplandı efendim. Bu güne kadar hiçbir delil ortaya konulmadı. Bütün dosyalar tamamlandı. Ve delil diye sunulan bir tek şey. Türkan Saylan diye bir şey. O kadar başka hiçbir şey yok. Bu da gitti. Efendim. Şimdi şu da bir garip, şimdi madde diyor ki örgüt yöneticisi veya kurucusu, üyeliğinden bahsetmiyor, hadi biz diyelim sözde örgüt var, kabul ettik. Müvekkilim üyelikle sonuçta suçlanıyor, fakat hiçbir şekilde üyeliği yok. Hiçbir şekilde ispatlanmadı. Bir hafta boyunca 3-4 kişi dinlendi. Ondan önce gene dinlenecek, adı bile geçmiyor, bırakın ben G harfini bulamadım, daha geçen. Hakikaten acı bir g harfi bile bulamadım. Bir diğer efendim, hukuken 134. madde çok önemli çünkü bakın, bilgisayarla ilgili orda çok büyük bir şüphe vardır ve ben şunu söyleyeyim, gelen bilirkişi çağırdığınız zaman mahkemeye diyeceği laf şu, bun önceki mahkemelerde gördük, bunu da gazetede görmüşsünüzdür diyeceği laf şu, bilgisayarlar üzerinde oynanıp oynanmadığı anlaşılamamıştır şimdi bu ne demek şüphe var ortada, şüpheden kim yararlanır sanık yararlanır bitti. bütün bilgisayar şeyleri bitti. çünkü 134’ üncü madde çok açık, yakaladığın anda vereceksin, başka şansın yok vermediğin anda delil olmaktan çıktı 206 olarak dosyaya koyamazsın buda hukuken bur nevi savunmamız bir diğer husus şimdi çok genel öbür tarafa çünkü hukuken yapacak başka bir şey kalmadı kanunen ki Yargıtay kararını da sunduk ki, Yargıtay’ın kişisel verileri kaydetme suçlamasıyla ilgili olarak hangi kişilerin veya hangi kayıtların belirlediği olarak unsurda oluşmamıştır yani, suçun maddi ve manevi unsurda oluşmadı, bununla ilgili biliyoruz efendim şimdi Ayşe Asuman Özdemir geldi, biz soru bile sormadık, soracak bir sorumuz yok, aynısını teyit etti dedi ki evet o mail magazinseldi dedi, o maili ben size gösterdim okudunuz demi onu yani nasıl bir şey olduğunu ondan insan geziyor, işte maili ben gönderdim diyor, tamam bizim müvekkilimizin maili kime gönderdiği belli değil, müvekkil diyor ki bana geldi mi gelmedi mi bilmiyorum bende öyle salmış olabilirim diyor, bu yok, ikincisi bu bahse konu mailin Ayşe Asuman Özdemir den müvekkilime geldiğine dair belge yok, o belge dikkat ettiyseniz from ve tu yani kimden kime olduğu olayı yok, sadece Asumancığım yazıyor başka bir şey yok ve Gaziciğim yanı hani bir mail gibi değil, yazı gibi bu şekilde mail olmaz, bu olmasa bile onun ekine sizin onu kodları vardır o kodları koymanız lazım o kodlar olmadığı sürece onları kullanamazsınız, maili gönderen dışarıda, maile alan görmeyen, o mailden haberi dahi olmayan bir kişi suç unsuru içermeyen, kişisel verileri kaydetmek suçu oluşturmayan, mailden dolayı müvekkilim içerde, aynı zamanda bu şeyde sözde örgütte dışarıda örgüt lideri olarak iddianamede suçlanan fakat tutuksuz yargılanan kişiler var, örgüt lideri tutuksuz dışarıda, ama suçlaması örgüt lideri, benim müvekkilim örgüt üyeliği, bir de kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek, hem örgüt lideri olanlar tutuksuz olarak dışarıda yargılanıyorlar, hem de 22 kişi kadar kişide aynı suçlamayla aynı konuyla tutuksuz olarak geziyorlar, fakat müvekkilim savcılık, karakol, hakimlik sorgu ifadesi aynı, hepsi aralarında çelişki olmadığı halde, burada huzurunuzda tutukludur, bu tarafımızca anlaşılamamıştır. bundan sonraki yine bir hafta daha dinlediniz. 3-4 kişi daha dinlediniz burda, hiç birinin adı geçmemektedir. hiçbir şekilde olaylarda adı dahi geçmemektedir. dosyanın hiç birinde adları bile mevcut değildir ki, bunu biz hep

89

Page 90: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:90

söylüyoruz ama, ben inanır mısınız buna uygulayan sadece bir tane hakim gördüm, Türkiye Cumhuriyetinde oda Konya 7’inci Asliye ceza hakimidir, kendisi cidden hakim, sağlam bir hakimdir ,kendisinin dediği tek laf şu oldu efendim, ceza hukukunun dedim temel ilkelerinden olan dedim, burada dedim şüpheden sanık yararlanır ilkesini kullanmamız lazım, ortada dedim bunun düşen belgelerin dedim o başka bir suçtu, müvekkile ait olup olmadığı belli değil diye ortaya bir savunma yaptım ve efendim gerekçeli kararında mahkeme bunu Yargıtay kararıyla birleştirmiş, dedi ki, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan dosyanın düşen evrakın ona ait olup olmadığı bilinemediğinden ve ortada büyük bir şüphe olduğundan dolayı şüpheli sayılı gereğince beraatına diye bunu hakim belirti ve ilk defa şeyi orda gördüm, uygulayan hakimi ve sizden de bunu istiyorum, Ayşe Asuman Özdemir dinlendi, Kuddusi bey dinlenmedi, ama gene ifadeleri aynı, 19 aya giriyoruz, müvekkil hep burada, konuş diyorum konuşmuyor, derdini anlat diyorum anlatmıyor,,

Mahkeme Başkanı " siz yerine konuşuyorsunuz “Av. Özbay Demirel “konuşuyorum ama konuşmakta bir işe yaramıyor ki artık tutukluluk

burada bir tedbir mahiyetinden cezaya dönüşmüştür, artık yani ben vicdanınıza bırakıyorum, başka hiçbir şey diyemiyorum, tahliyesini talep ediyorum efendim “

Sanık Vedat Yenerer müdafii Av. Vural Ergül söz istedi verildi ; değerli başkanım, değerli üyeler, 14 temmuz 2008 günü iddianame sayın mahkemenize sunulduğu gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcımız sayın Aykut Cengiz Engin yaptığı açıklamayı basın açıklamasını bende takip etmiştim, o açıklamasında Cumhuriyet Başsavcımız demişti ki, bu ne bir şahsına münhasır terör örgütü, bizim bildiğimiz terör örgütleri ya yıkıcı terör örgütüdür ya bölücü terör örgütüdür. bu terör örgütüne sözde terör örgütüne bir ad bulalım diye biz düşündük düşündük, bir ad bulamadık bulabildiğimiz tek ad yorucu terör örgütü, ziyadesiyle yorulduk ve hakikaten yargılamanın geldiği bugün ki nokta itibariyle artık herhangi bir suretle delil toplanılması söz konusu olmadığı gibi, müvekkilimde yaşadığı hukuksuzluğun yaşadığı haksızlığın hesabını sormakta sonuna kadar kararlı olduğu için, hiçbir yere kaçmayacak dolayısı ile biz bütün bu koşullarla birlikte yargılamanın bu noktasında ilk kez tahliye talebinde bulunuyoruz, lütfen bizi tahliye edin artık, hakikaten yorulduk, diğer yanda efendim iki de talebim olacak bu taleplerim az önce sayın Doğu Perinçek ile sayın Kemal Kerinçsiz’in talepleriyle birlikte uyumlu talepler, bu taleplerden biri şu efendim, MİT’in gönderdiği bu 9 mayıs 2008 tarihli yazının 7 numaralı eki şimdi bu 7 numaralı ekin gazeteciler mafya mensupları yazarlar vs gibi isimlerinin olduğu bölüm, zaten hepimizin malumu ben savcılarla bahse girerim bugün o üstünü örttükleri isimleri pekala yazıp notere tasdik ettirdikten sonra o şema açıklandığı gün, ben bu şemanın açık halini tıpkı salonda bulunan diğer arkadaşlarım gibi, bildiğimi böylelikle kanıtlamış olacağım, bu şema zaten açık bilenen bir şema, zaten MİT de bunu az önce sayın Perinçek’in söylediği gibi gizli saklı bir belge olarak göndermemiş, bunu sayın mahkemenize ve bu mahkeme huzurunda Türk milleti adına yapılan açık yargılamada kamuoyunun da bilgisine sunmuş, buna rağmen savcıların bunu gizlemeye çalışmalarının yegane sebebi kamuoyunun terörize edilemeye çalışılması, çünkü bakın efendim orda yer alan isimler gazeteci isimleri sadece baş harflerini koymuşlar, biz orda kastedilenin Bekir Coşkun olduğunu, Enis Berber olduğunu, Ertuğrul Özkök olduğunu açık açık biliyoruz, diğer isimleri da sayabilirim, o noktada bizim bu isimler konusunda hiçbir merakımız yok efendim, bu şemanın üstünde Tuncay Güney anlatımlarında yer almayan ve cd’de daha sonra bir polis daha sonra bir asker tarafından yine posta zarfını bulamadığınız benim o merak ettiğim ve Mehmet Eymür’ün elden verdiğini iddia ettiğim cd’ler gibi vakti zamanında bu tertibin bir parçası olarak gönderilmiş cd’ler içerisinde yer alan bir takım Sivil Toplum örgütleri, bir takım Sivil Toplum Kuruluşları var, burada amaç hakikaten toplumu terörize etmek amaç hakikaten AKP’nin yargı eliyle muhalefeti sindirmek terbiye etmek kendisi için bir dikensiz bahçe yaratmak gayretinden başka bir şey değil, efendim bakın ancak bu öylesine beceriksizce, öylesine baştan

90

Page 91: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:91

sağma bir suretle yapılmış ki, Usiad danışma kongre üyeliği yapmıştır 18.12.2002 günü suikast sonucunda öldürülmüştür diye merhum Hablemitoğlu’ndan bahsettiği satırların üstünde siz açığını gördünüz, bu salonda savunmanlık görevini yapan avukatlık görevini ifa eden bir avukat arkadaşımızın adı geçiyor onu okuyabiliyoruz, şimdi buna kadar bu dosyanın bu şemanın buna kadar biz açık anlaşılır şema olduğunu biliyoruz, bunu bizden saklamanın “

Mahkeme Başkanı " kimdir o”Av. Vural Ergül “efendim Hanefi Atlaş, Hanefi Atlaş sizin önünüzdeki açık nüshadan

okuyabilirsiniz, yanlışım varsa, düzeltin efendim, ek 8 evet “Mahkeme Başkanı " okuma şansımız yok şu anda “Av. Vural Ergül” yok ama biliyoruz efendim, biliyoruz, şimdi bunu okumamanızın nedeni ne

efendim, bunu okumamanızın nedeni ne”Mahkeme Başkanı " şu anda yok “Av. Vural Ergül”efendim yani artık bu şemanın saklanılmasında hiçbir anlam yok bu

şemanın saklanılmasının tek sebebi, kamuoyunun bu yargılama bu soruşturma süreciyle terörize edilme gayretinden başka bir şey değil, dolayısıyla efendim biran önce biz bu şemaların açık haliyle sayın mahkememiz huzurunda kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz, bir diğer talebim olacak bu da bugünkü yeniçağ gazetesinde Behiç Kılıç, gazeteci Behiç Kılıç’ın bir haberi şimdi biz bu tertip den ibaret olduğunu başından beri iddia ettiğimiz ve her geçen günde kanıtladığımız soruşturma sürecinde kimi tanık olarak andı isek, o bir biçimde dosyaya dahil olunup tutuklandı, ben şimdi Behiç Kılıç’ın da o listede ismi geçen gazetecilerden biri olduğunu eminim dolayısıyla muhtemel operasyonda Behiç Kılıç’ı da alacaklar, ama Behiç Kılıç’ı almadan mümkünse efendim biz onu tanık olarak ifadesini alalım, olmaz ise şimdiden bugünün yeniçağ gazetesini davamızın dosyası içerisine alalım bakın efendim Behiç Kılıç bugünkü yazısında Tuncay Güney’in Akşam gazetesinde kendisiyle çalıştığı dönemde getirdiği bir takım haberlere ilişkin bilgiler sıralamış, bu haberlerin kendice çok önemli olarak gördüğü bir kaçından sadece bende bir kaçını okumak istiyorum, 1 ağustos 95 tarihli haber DEP’liler kaçak Mehdi, Zana Zübeyir Haydar ABD’li senatörlerle görüştü 7 ağustos 95 çok gizli bir ABD belgesi Türkiye’deki tersanelerin özelleştirilmesi için ABD ekonomik işleri müsteşarı Conmik imzalı rapor, 9 ağustos Kuzey Irak’ta PKK kamplarının etrafında kalkan görevi yapan ABD’li çekiç güç, 10 ağustos 95 Barzani ve Talabani İrlanda’ya götürülmüş, CIA tarafından CIA başkanı Con Dach aşiret reisleriyle görüşmüş görüşmede Irak, İran, Suriye, Türkiye topraklarını bir Kürt devleti tartışmaya açılmış, 23 ağustos Clontın’ın danışmanı Türkiye ye gelen Kıbrıs danışmanının Rum lobisiyle yakınlarını deşifre edilmiş böyle sürekli Amerika ile Kuzey Irak deki istihbarat ve askeri faaliyetlerle ilgili bir takım haberler Tuncay Güney imzalı haberler olarak sıralanmış, Tuncay Güney’in son verdiği haber 12 eylül 1995 tarihli haber o haberde Fethullah Gülen’in o günlerde çok konuşulan muhtıra hazırlığı var, açıklamasının perde arkası nihayetinde bu haberde ordudan atılması için hazırlanan 210 kişilik subay, astsubay listesinde ile ilişkili bilgiler getirmiş Tuncay Güney ve nitekim bu haberin arkası da 28 şubat’ı gerçekleştiği günler olarak şekillenmiş şimdi bu Tuncay Güney imzası taşıyan haberler dahi Tuncay Güney’in, Amerika, CIA, MOSAT Fethullah Gülen cemaati bağlantısını ortaya koymaya rahatlıkla yetiyor, dün meslektaşım Tolga talepte bulundu MİT’e yazılacak yazıya ilişkin, ben şundan da eminim, cevap gelecek olan cevap yazısında Tuncay Güney’in bir MİT ajanı değil, MİT’in kontr terör merkezinde Eymür tarafından kullanılan bir şüpheli bir yabancı servis elemanı olarak takipte olduğu husus sayın mahkemenize arz olunacak dolayısıyla ben geçtiğimiz günlerde de sayın mahkemenizden talepte bulunmuştum şu emekli sandığında Tuncay Güney’in usule aykırı olarak kayıtlanıp, kendisine güvence verildiğine ilişkin iddiamı da nihayetinde ben huzurda dile getirdikten sonra Saygı Öztürk yazdı, emekli sandığı kayıtları kapatılmış dendi, şimdi o kayıtların imha edilmesinden de ben endişe ediyorum. çünkü MİT’ten gelecek yazı sayın mahkemeniz huzurunda yeni bir

91

Page 92: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:92

polemiği de beraberinde başlatacak dolayısıyla emekli sandığından şimdiden yargılama hız elde edebilmek için yeniden Tuncay Güney’e ilişkin dosyayı da istemekte çok büyük yarar görüyorum. bu yüzden hem Behiç Kılıç’ın tanık olarak dinlenilmesini, sanıkların ifadeleri tamamlandıktan sonra hem de şimdiden emekli sandığındaki dosyanın istenmesini talep ediyorum efendim teşekkür ediyorum dedi,

Sanık Emin Gürses ve Orhan Tunç müdafii Av. Mehmet Taşdelen söz istedi verildi geldiğimiz bu aşamada suç şüphesinin azaldığı kanaatiyle ben müvekkillerimin tahliyesini talep ediyorum, saygılar sunuyorum dedi,

Sanık Kemal Kerinçsiz müdafii Av. Tolga Akalın söz istedi verildi ;dün mahkememizden bir içtihat oluşturmasını içtihadi nitelikte bir ara karar vermesini ve bir çerçeve çizmesini talep etmiştik sanırım yine mevcut yargılamanın genişliği ve ceza muhakemeleri usulü kanunun bu yargılamaya yetmezliği dikkate alınarak, işleyen süreç dikkate alınarak mahkememiz şu meşhur açıklanılması istenen belge konusunda da içtihadi bir yaklaşım getirmek zorunda şöyle ki bir taraftan soruşturmanın gizliliği ilkesi ve bu gizliliği prensibi uyarınca, soruşturma makamları tarafından gizlenmesinin elzem olduğu iddia edilen bir belge, diğer taraftan sanıkların yasal savunma hakları noktasında açıklanmasını istedikleri bir belge var, yani bir tarafından yasal savunma hakkı bir değer diğer taraftan soruşturmanın gizliliği bir değer esasen biz mahkememize 7’inci celsede bir talepte bulunurken, bugünü aslında bugünü işaret ederek bu talepte bulunmuştuk bir kısaca hatırlatmak gerekirse ceza muhakemeleri usulünde delil değerlendirme yönteminin tüme varım olduğunu bütün ilişkilerin en alt kadrodan yatay ve dikey olarak yukarı doğru sorgulanmak suretiyle, ancak bir örgütün varlığının veya yokluğunu tartışılabileceğini söylemiştik. halihazırdaki örgüt şeması ve halihazırdaki örgütün münhal kadroları dikkate alındığında, burada bir örgütün varlığı veya yokluğu tartışmasının afaki bir tartışma olacağını, tüm yapılmış sorgu işlemlerinde esasen eksik sorgu işlemler olacağını hatırlatmıştık, bugün itibariyle de efendim, mahkememiz bu iki değer arasında bir tartışma yaparak yeniden bir işti adi çok uygulamada çıkabilecek yöntem değil, bu bir taraftan kovuşturma bir taraftan soruşturmanın sürdüğü bir hal, bir içtihadi mevcut durumdan kaynaklanan bir içtihadi pozisyon olmak zorunda ve bu pozisyonu alırken ceza muhakemeleri kanunun 47’inci maddesinde devlet sırrı niteliğinde belgelerin dahi mahkemeye karşı yasak niteliğinde olamayacağına ilişkin temel ilkeye, yine 157’inci maddedeki soruşturmanın gizliliği prensibinin savunma hakkını esasen ihlal edemeyeceğine ilişkin ilkeyi soruşturma makamlarının kısıt kararına üstün tutmak suretiyle bu her iki hali dikkate alınarak bu mevcut belgenin ilgililerine tevdi konusunda bir karar vermesi gerektiğini öncelikle arz ve talep ediyoruz efendim, ikinci bir belirteceğimiz nokta şu, bugün huzurunuzda yargılamanın bugünkü aldığı ceryan itibariyle bugünkü aldığı hal itibariyle mevcut gelişen şartlar dikkate alındığında, bir örgütün varlığını veya yokluğunu tartışırken mahkemenizce oldukça malum olduğu üzere Yargıtay ceza dairesinin 1985 yılında ilk işti adi oluşturduğu 8 maddelik temel standartları konuşuyoruz, bu dünyada gelişen örgüt mantaliteleri veya örgüt şekilleri çerçevesinde Amerikan federal mahkemesi tarafından 13 standart benimsenmiş, Alman federal mahkemesi tarafından 11 standart benimsenmiş, bizim yasamıza dayanak olan İtalyan ceza yasasının 406 ve 415’inci maddelerine dayanarak İtalyan Yargıtay’ı tarafından mevcut 8’inci dairedeki prensipler aynen kabul edilmiş orda da zaten ilave omerta kuralı konulmuş yani bu suskunluk kuralı, ben şimdi yüksek müsaadenize sığınak bu başlıkları teker teker bir tekrarlayacağım ve bugünkü duruşma seyrini dikkate alarak, bu başlıkları tekrar hatırlatmakta fayda olduğuna inanıyorum efendim, bunlar nedir bir örgütün varlığı veya yokluğu ilgili kısaslar süreklilik, düzenli ve planlı ortaklık, yönetim ve hiyerarşik yapı, eylemli paylaşma, önceden anlaşma, iş bölümü tesisi, belirlenmemişse de suç işleme amacında birleşme, dayanışma ve disiplin, halihazırdaki sözde Ergenekon örgütü Yargıtay 8’inci ceza dairesinin temel bir örgütün varlığıyla ilgili temel ilkeler noktası dikkate

92

Page 93: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:93

alındığında, düzenli ve planlı ortaklık, yönetim ve hiyerarşik yapı, dayanışma ve disiplin öğeleri itibariyle sınıfta kalmıştır, eğer 8’inci dairenin kısaslarını doğru kabul ediyorsak, burada bir topluluk vardır, eğer bu topluluğun beşeri ilişkilerini artan tutuklamalarla gün geldikçe paranoyak noktaya varan yorum ve tavırları, paranoyaklaşan yorum ve tavırları dikkate alarak, bu topluluktan bir örgütü ihdas etmek çalışıyorsak da bu işti adı geleneğin tamamını terk etmek durumundayız sayın başkanım ve muhterem heyet dünya tarihinde belki ilk defa soruşturma makamlarının uyguladıkları yeni usulü prensipler dikkate alınarak, yargılama makamları eliyle bir örgüt ihdas edilmek isteniyor ve mahkememizin tahliye konusundaki genel ketumluğu sanıklarda gün geçtikçe paranoya varan davranışların oluşmasına sebebiyet veriyor, gün gelip tahliye koşulları mahkememizin vicdanında da ve elbette uygulamalarında daha netleştiği gün ortada sağlık ve sıhhat noktasında özgür bir yaşama dahil olabilecek sanık sayısı oldukça azalacak ve buradan başka bir koşul oluşacak, mahkememiz eliyle yargılama eliyle mahkememizin dar anlamda yargılama eliyle yargılama eliyle bir örgüt ihdas edilmiş olarak bir işbirliği çıkacak, bu işbirliği içeri girdikleri gün tutuklandıkları gün ve bugün yok, ancak bu tutukluluğun devamı adli vicdanı yaraladığı gibi, haleti ruhiyede de bir düşüşe sebebiyet vermekte, muvazeneyi bozmakta ve buradan sağlıklı insanlar tahliye etmek konusunda oldukça zorlanacağımız yeni bir dönem açacaktır, yoku ispat altında yoku ispat mükellefiyeti altında kalmanın paranoyası ve histerisi gün geçtikçe duruşmaya hakim olmaktadır, bu anlamdaki adli zulmü belge kaosu yaratılmak suretiyle meselenin geç anlaşılmasına sebebiyet veren bu kaosu biran önce durdurmanız ve müdafisi olduğu sanığı tahliye etmenizi arz ve talep ediyorum efendim dedi,

Sanık İbrahim Benli söz istedi verildi; çok kısa bir talebim olacak sayın başkan, davayı izliyorum duruşmalara başından beri gelmeye çalışıyorum, ben bu davayı anladım, şayet hiçbir tahliye çıkmayacaksa, tutuksuz sanık olarak uygun göreceğiniz bir tutuklu sanıkla yerimi değiştirmek istiyorum dedi,

İddia makamından soruldu:(C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel );Tutuklu sanık Ümit SAYIN’ın, bir önceki duruşmada da talep ettiği, kendisine diğer Tutuklu

sanıklardan Hayrettin ERTEKİN tarafından zorla yazdırıldığını iddia ettiği dilekçesinin iadesi konusunda, bir önceki duruşmada verilen mütalaamızın dikkate alınmasına,Aynı dilekçedeki, bir önceki duruşmada diğer tutuklu sanıklardan Halil Behiç GÜRCİHAN müdafiinin okuduğu trakya.net isimli internet sitesindeki yazının kendisine ait olmadığı şeklindeki yazısı esas hakkında savunma niteliğinde olduğundan dosyaya eklenilmesine,Tutuklu sanık Aydın YÜKSEK’in, Dilekçesindeki taleplerinin, Bir kısmının resen dikkate alınması gereken hususlar olduğu, bir kısmının da yasal dayanağı olmadığından reddine,Tutuklu sanık Muammer KARABULUT , 2 Aralık 2008 tarihli mahkeme ara kararının dilekçesinde yazdığı açıklamalar ile birlikte yerine getirilmesi talebinin kabulü ile, Dilekçede yazılı açıklamalar uyarınca ilgili yerlere yazı yazılmasına,Tutuklu sanık Hayrettin ERTEKİN’in, Savunması sırasında delillerin nelerden ibaret olduğunun slayt olarak gösterilmesi, esas hakkındaki savunma niteliğindeki dilekçesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, dosyaya eklenilmesine,Bir önceki duruşmada gündeme gelen Ümit SAYIN’ın dilekçesi konusundaki dilekçesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, dosyaya eklenilmesine, Önceki celselerde ve bu celse talepte bulunan tutuklu sanıklar Doğu Perinçek, Kemal Kerinçsiz ve diğer sanıkların talepleri ile ilgili olarak, önceki celselerde konuya dair vermiş olduğumuz mütalaalarımızın esas alınmasına, Talepler sırasında Doğu Perinçek tarafından ifade edilen Cumhuriyet savcılığına yazılan yazılara bizzat İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sayın Aykut Cengiz Engin tarafından cevap verilmediği şeklindeki hususa kısa bir açıklama getirmek istiyoruz, soruşturma dosyalarıyla ilgili mahkemelerin yazışmalarında soruşturma dosyası hangi Cumhuriyet savcısında ise, o Cumhuriyet savcısı tarafından taleplere cevap verilmektedir, bizzat Cumhuriyet Başsavcısı bu yazışmalara imza atmamaktadır.Tutuklu Sanıkların, kendilerine yüklenen terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak

93

Page 94: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:94

ile buna bağlı suçları işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi bulunan delillerin bulunması, Yüklenen suçun Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3a maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması, savunması alınan sanıkların huzurda dinlenen beyanları dahil olmak üzere tutuklama nedenlerinde değişiklik olmaması hususları gözetilerek, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi,Kamu adına iddia ve talep olunur.

Bu arada Tuncay Güney ile ilgili eski kom şube müdür yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan dilekçe örneğinin geldiği görüldü

Dosyasına konuldu.Duruşmaya kısa bir ara verildi,Duruşmaya kaldığı yerden davam olundu,Dosya incelendi,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1-Bir kısım tutuklu sanıkların zapt olunan bilgisayarların ve cep telefonlarının iadesi

yönündeki talepleri değerlendirildiğinde, bu bilgisayarlar içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin iddianameye konu edilmiş olması,bu bilgi ve belgelerin kimisinin ilgili kurumlarca gizli nitelikte olarak değerlendirilmesi ve bunların içeriği dikkate alındığında ileride yapılacak vaki itirazların incelenmesi ve imaj ile zapt olunan bilgisayarların mukayesesi bakımından bu bilgisayarların emanette muhafaza edilmesinin bir zorunluluk arz etmesi dikkate alındığında bu yöndeki taleplerin bu aşamada REDDİNE,hükümle birlikte değerlendirilmesine,

2-Mazeret sunan bir kısım sanıklar müdafilerinin mazeretlerinin Kabulü ile duruşma gününü kalemden öğrenmelerine,

3-a)Sanık ERKUT ERSOY’un iddianamede ve delil klasörlerinde bulunan tüm telefonları tespit edilerek 2006 yılından bu yana Düzce ili dışına çıkıp-çıkmadığının tespiti bakımından Düzce ili dışındaki sinyal veren Baz istasyonlarının tarihleri itibariyle tespit edilmesine,

b) Sanık ERKUT ERSOY’un kolluk tutanağındaki adli kaydı ile ilgili idari yargı mercilerinde dava açma konusunda muhtariyetine,

4-Sanık MAHMUT ÖZTÜRK’ün emekli bir asker olması ve kendisine ait zapt olunan silahın ruhsatlı olması, bu silahla ilgili herhangi bir eyleme iddianamede yer verilmemiş olması da dikkate alındığında sanık MAHMUT ÖZTÜRK’e ruhsatlı silahının İADESİNE,

5-Sanık ÜMİT SAYIN’ın tehdit edildiği yönündeki şikayeti konusunda ilgili yerlerine müracaat etmekte muhtariyetine,

6-Müdahale hususunda ve müdahillerin soru sorma yetkisi konusunda daha önceki celselerde kararlar verildiğinden aynı gerekçeler dikkate alınarak bu konuda kararımızdan dönülmesi yönündeki taleplerin REDDİNE,

7-Sanık ABDULMUTTALİP TONÇER’in taleplerinin dosyamız ile ilgili olmaması dikkate alındığında bu konuda mahkememizce bir karar verilmesine Yer Olmadığına,dilekçesinin ilgili yer C. Başsavcılığına gönderilmesine ve ailesinin can güvenliği ile ilgili dilekçesinde daha önce belirtmiş olduğu ikamet adresi yer C. Başsavcılığına gönderilmesine,

8-Sanık VEDAT YENERER müdafii Av. VURAL ERGÜL’ün C. Başsavcısı ZEKERİYA ÖZ ile MEHMET EYMÜR arasında vaki olduğunu iddia ettiği telefon görüşmelerinin kayıtlarının istenmesi yönündeki talebinin dosyamızla bir ilgisinin olmaması ve bu aşamada kovuşturmaya olumlu veya olumsuz bir katkı sağlamayacağı dikkate alınarak REDDİNE,

9-a)Sanık MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’ün ŞEMDİN SAKIK’ın hükümlü bulunduğu yerde Bilgisayar kullanıp-kullanmadığının tespit edilmesi,BÜLENT ORAKOĞLU ve ŞAMİL TAYYAR hakkındaki istihbarat raporlarının istenmesi ve Emniyet Genel Müdürlüğünün, ABD ordu birimleriyle koordineli çalışıp-çalışmadığının tespit edilmesi yönündeki taleplerinin dosyamızla bir ilgisinin olmaması ve bu aşamada kovuşturmaya olumlu veya olumsuz bir katkı sağlamayacağı dikkate alınarak REDDİNE,

94

Page 95: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:95

b) Sanık MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’ün Diyarbakır Cezaevinde hükümlü ŞEMDİN SAKIK’ın iddianameye konu örgütle ilgili beyanlarının istenmesi yönündeki talebinin KABULÜ ile , Diyarbakır C. Başsavcılığına müzekkere yazılarak var ise hükümlünün bu yöndeki tüm beyanlarının gönderilmesinin istenilmesine,

c) Sanık MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’ün 05.12.2008 havale tarihli dilekçesinde belirttiği e-posta çıktısının kendisine verilmesine,

10-Sanıkların 2455 sayfalık iddianame ve yaklaşık 450 klasör tutan delillere göre yargılandığı , savunma hakkının kutsallığı , eğitim amaçlı bilgisayarla çalışma olanağı verilmesinden çok daha öncelikli hak olması dikkate alındığında sanıklar tarafından Cezaevi İdaresine teslim edilecek bilgisayarların gerekli güvenlik incelemeleri yapıldıktan ve cezaevi şartlarına uygunluğu sağlandıktan sonra sanıkların kullanımına tahsis edilmesine, bu konuda yer ve saat yönünden gerekli ortamın sağlanmasına bunun için Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne,Bakırköy Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanlığına ve Silivri Cezaevi 4 ve 5 Nolu Cezaevi ve Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi müdürlüklerine yazı yazılmasına,

Sanık KEMAL KERİNÇSİZ, Delil klasörlerinin yazılı olarak kendisine mahkeme tarafından verilmesi yönünde talepte bulunmuş ise de, bu klasörlerdeki belgeler müdafisi tarafından fotokopi halinde çektirebileceğinden sanığın bu talebinin yukarıdaki ara kararımızda dikkate alınarak REDDİNE,

11-Sanık HAYRETTİN ERTEKİN’in delillerinin slayt olarak gösterilmesi talebinin delillerin okunması aşamasında Düşünülmesine,

12-Bir kısım sanıklar müdafii Av. AHMET ÜLGER’in talep ettiği Bilirkişi incelemesi, hukuki konuları içerdiğinden bu konuların irdelenmesi de mahkemeyi ilgilendirdiğinden vaki talebinin CMK’nun 63/1. maddesi de dikkate alınarak REDDİNE,

13-Sanık HÜSEYİN GAZİ OĞUZ müdafiinin talebinin KABULÜ ile 34 TA 0937 plaka sayılı araçla ilgili 2007 yılı içerisinde ne gibi işlem yapıldığının Mersin İl Emniyet müdürlüğünden sorulmasına,

14-İddianamede belirtilen Ergenekon Terör örgütü ile ve var ise bu örgüte bağlı başka oluşumlar ile ilgili İç İşleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünden bilgi istenilmesine, iddianamenin yazı ekinde gönderilmesine,

15-Sanık MUAMMER KARABULUT’un 05.12.2008 havale tarihli dilekçesinde belirttiği yazıların internetten indirilmesine, bu mümkün değil ise ilgili basın yayın organından istenilmesine,

16-Sanık MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’de ele geçen askeri belgelerin Genel Kurmay Başkanlığına gönderilerek bu belgelerin gizli olup-olmadığı yönünde bilgi sorulmasına,

17-a)Sanık VEDAT YENERER müdafii Av. VURAL ERGÜL’ün Emekli Sandığı ile ilgili talebi konusunda önceki ara kararımızın yerine getirilmesinin beklenilmesine,

b) Yeniçağ Gazetesi yazarı BEHİÇ KILIÇ’ın tanık olarak dinlenmesi yönündeki vaki talebinin savunmalar alındıktan sonra Düşünülmesine,

18-Sanık AYDIN YÜKSEK’in dilekçesi savunma kapsamında kabul edilerek dosyasına konulmasına,

19-Sanık KEMAL KERİNÇSİZ’in talepleri ile ilgili olarak,a) Gizli Tanık ( 9 )’un beyanı mahkememiz tarafından okunup incelendikten sonra tümünün

verilip-verilmeyeceği konusunda karar verilmesine,b) Sanık KEMAL KERİNÇSİZ müdafii Av. M.TOLGA AKALIN’ın 28.11.2008 havale tarihli

dilekçesi dikkate alındığında;

95

Page 96: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/25... · Web view2008/12/05  · İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 05.12.2008 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:25 Sayfa:96

aa) Sabah gazetesinde 26.11.2008 tarihinde yayınlanan 07.02.1997 tarih 10.251.01.011 sayılı yazının MİT’e ait olup-olmadığı ait ise bu yazının onaylı bir suretinin gönderilmesinin istenilmesine,

bb) MİT Müsteşarlığına müzekkere yazılarak TUNCAY GÜNEY’in MİT müsteşarlığında hangi konumda ve hangi zaman dilimlerinde çalıştığının sorulmasına,

cc)Bu dilekçedeki 3,4,7,8 nolu taleplerin bu aşamada davaya bir katkısı olmadığından REDDİNE,

dd)Bu dilekçedeki 5 ve 6 nolu taleplerin bilahare karar bağlanmasınaee) www.atin.org sitesinden MEHMET EYMÜR tarafından İşçi Partisi ve Ceyhan Mumcu’ya

yazılan yazının indirilerek dosyaya konulmasına,c) Ümraniye bombaları ile ilgili bilirkişi incelemesi talebi konusunda ileriki celselerde karar

verilmesine,d)Kemal Kerinçsiz’e ait delil klasörlerinde bulunan ve Muzaffer Tekin’de çıkan 16 nolu Cd

‘deki bilgi ve belgeler ile ilgili soruşturma aşamasında yapılan yazışma dikkate alındığında bu aşamada sanığın talebinin REDDİNE,

e) (CMK 250 Maddesi ile Yetkili Birimi ) İstanbul C. Başsavcılığına yazı yazılarak sadece TUNCAY GÜNEY’e ait bu kişi ile ilgili yapılan işlemleri içeren soruşturma dosyasının gizlilik kuralları da dikkate alınarak tetkik ve iade edilmek üzere istenilmesine,

20-Başbakanlık MİT Müsteşarlığına ilgili evrak ve ekli belgelerin eklenerek yazı yazılıp ,a) Bu belgeye dayanak yapılan bilgi ve dokümanların müsteşarlığınızca ne şekilde bir

değerlendirmeye alındığı , bunlar üzerinde nasıl bir çalışma yapılarak bahse konu yazı ve şemaların düzenlendiği ,

b) Devlet Sırrı Niteliğinde Olmadığı açık olan bu belgenin her ne kadar düzenlendiği tarihte üzerine Çok Gizli kaşesi vurulmuş ise de bu belgenin halen gönderildiği makamlar ve de aradan geçen bunca süre dikkate alındığında halen Gizlilik niteliğini taşıyıp-taşımadığının en kısa sürede bildirilmesinin istenilmesine, yazı cevabı geldikten sonra bir kısım sanıklar ve müdafilerinin bu belgelerin açıklanması konusunda vaki talepleri ile ilgili karar verilmesine,

21-Klasör 16 Dizi 257’de ve Klasör 16 Dizi 254’de bulunan FİKRET EMEK’e ait Terhis belgesi ve Hizmet Belgeleri eklenerek sanığın savunmasındaki 1980 yılında Harp okuluna girdiği yönündeki beyanı da dikkate alınarak Genelkurmay Başkanlığına müzekkere yazılarak sanığın hangi tarihler arasında Kara Harp Okulunda okuduğu , hangi tarihler arasında Tuzla Piyade Okulunda bulunduğu hususunun sorulmasına,

22-Dosya kapsamı, sevk maddeleri , delil durumu , yatılan süre ve sorgu ve savunmanın tespit edilmiş olması dikkate alınarak sanık GAZİ GÜDER’in atılı suçlardan BİHAKKIN TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise tahliyesi konusunda yazı yazılmasına,

23-Dosya kapsamı, atılı suçların işlendikleri hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmekte olması ve bu suçların CMK’nun 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması dikkate alınarak diğer tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine,

Mevcut hallerinin sürdürülmesine dair verilen ara kararımıza İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır sanıklar ve müdafilere ihtarat yapıldı )

Bu nedenle duruşmanın 15.12.2008 günü saat 09.30’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.05.12.2008

BAŞKAN 20909 ÜYE 28298 ÜYE 37266 KATİP 93829

96