50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 158 10 A¤ustos 2008 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Ergenekon’uyla, Susurluk’uyla, Kontrgerillas›yla Veli Küçükleri, Mehmet A¤arlar› ve ‘Deflifre Olmam›fl’lar›yla Onlar› Halka Karfl› Savaflt›ran Genelkurmay›, Hükümetleri ve Tekelleriyle P‹SL‹⁄‹ D DEVR‹M TEM‹ZLER Ormanlar›m›z yan›yor... Çürük ve kaçak binalar çocuklar›m›z›n üstüne çöküyor... Bebekler sinekler gibi ölüyor... Ülkemizi böyle yönetiyorlar! B B Ö Ö Y Y L L E E Y Y Ö Ö N N E E T T L L M M E E Y Y E E L L A A Y Y I I K K D D E E L L Z Z ! ! B B Ö Ö Y Y L L E E Y Y Ö Ö N N E E T T L L M M E E Y Y E E R R A A Z Z I I D D E E L L Z Z ! ! B B Ö Ö Y Y L L E E Y Y Ö Ö N N E E T T L L M M E E Y Y E E L L A A Y Y I I K K D D E E L L Z Z ! ! B B Ö Ö Y Y L L E E Y Y Ö Ö N N E E T T L L M M E E Y Y E E R R A A Z Z I I D D E E L L Z Z ! ! www.yuruyus.com Say›:158 [email protected] I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 P‹SL‹⁄‹ D DEVR‹M TEM‹ZLER

 · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 158

10 A¤ustos 2008

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

Ergenekon’uyla, Susurluk’uyla, Kontrgerillas›ylaVeli Küçükleri, Mehmet A¤arlar›

ve ‘Deflifre Olmam›fl’lar›ylaOnlar› Halka Karfl› Savaflt›ran

Genelkurmay›, Hükümetleri ve Tekelleriyle

P‹SL‹⁄‹ DDEVR‹MTEM‹ZLER

� Ormanlar›m›z yan›yor...

� Çürük ve kaçak binalar çocuklar›m›z›n

üstüne çöküyor...

� Bebekler sinekler gibi ölüyor...

Ülkemizi böyle yönetiyorlar!

BBÖÖYYLLEE

YYÖÖNNEETT‹‹LLMMEEYYEE LLAAYYIIKK

DDEE⁄⁄‹‹LL‹‹ZZ!!

BBÖÖYYLLEE YYÖÖNNEETT‹‹LLMMEEYYEE

RRAAZZII DDEE⁄⁄‹‹LL‹‹ZZ!!

BBÖÖYYLLEE

YYÖÖNNEETT‹‹LLMMEEYYEE LLAAYYIIKK

DDEE⁄⁄‹‹LL‹‹ZZ!!

BBÖÖYYLLEE YYÖÖNNEETT‹‹LLMMEEYYEE

RRAAZZII DDEE⁄⁄‹‹LL‹‹ZZ!!

www.yuruyus.com Say›:158 [email protected] 1133000055 -- 77994444

P‹SL‹⁄‹ DDEVR‹MTEM‹ZLER

Page 2:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz15 AA¤ustos-21 AA¤ustos

Aslen Malatya’l› olanElif, 1981’de ‹zmit’tedo¤du. ‹zmit Demok-ratik Lise ‹çin Mücade-le Komiteleri sorumlu-su, ayn› zamanda Kur-tulufl Dergisi da¤›t›mc›-s›yd›. Ayd›n ise Ka-

ranfiller Kültür Merkezi müzik toplulu¤u üyesiydi. Gelecek mü-cadelesinde yeralan iki genç devrimciydi onlar. Onlar›, 17A¤ustos 1999’da meydana gelen Marmara depreminde kaybettik.

AAyydd››nn YYIILLDDIIRRIIMMEElliiff KKAARRAAMMAANN

Senem Adal›, infaz-lara, kaybetmelerekarfl› say›s›z eyleminörgütleyicisiydi.OKM, TAYAD ve Öz-gür-Der çal›flmala-r›nda yerald›. Mu-hammed mahalli

alanda faaliyet sürdürüyordu. Bulunduklar› semtte Kurtulufl da-¤›t›mc›l›¤›n› yap›yorlard›.

Senem ve Muhammed 20 A¤ustos 1996’da ‹stanbul Alibey-köy’de kald›klar› evde silahs›z, savunmas›z durumda, polis tara-f›ndan infaz edildiler.

MMuuhhaammmmeedd KKAAYYAASSeenneemm AADDAALLII

A¤ustos1980’de flehit

düfltü.

MMeehhmmeett AAKKfifiEERR

A¤ustos1980’de Kon-ya’da faflistler

taraf›ndankatledildi.

fifiüükkrraann KKUURRUU

Devrimci bir ö¤ret-mendi. A¤ustos1980’de K›rfle-

hir’de polis ve jan-darman›n açt›¤›ateflle katledildi.

BBaarrbbaarrooss KKAADDIIOO⁄⁄LLUU

A¤ustos 1991’deYozgat Akda¤ma-deni’nde geçirdi¤i

bir trafik kazas›ndakaybettik.

KKaass››mm YYIILLMMAAZZ

Devletin Susurluk’tan Kurtulma Çabalar›, Sald›r›lar

ve Solun Duruflu

Susurluk devlet için büyük birsars›nt›yd›. Sars›nt› sürmektedir.Ancak devletin Susurluk'ta ortayaç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤idevrimciler için bir s›r de¤ildir.Bakt›¤›m›zda sürecin bafl›ndanitibaren bu yönde bir çaba ve ge-liflme oldu¤unu da görürüz. Bur-juva medyan›n ve baz› sol kesim-lerin sorunu Tansu Çiller, SedatBucak ve Mehmet A¤ar eksenin-de ele almas›, "Susurluk'taki dev-lettir" tespitini bulan›klaflt›r›p,devlet içerisinde devlete ra¤menoluflmufl bir tak›m çetelerin orta-dan kald›r›lmas› boyutuna indir-mesi, devletin aklanmas› operas-yonu anlam›na geliyordu.

Oligarfli bafllang›çta herhangibir operasyona gerek duymadansorunu geçifltirmeye ve terörlemücadele demagojisi içerisindebo¤maya çal›flt›ysa da bafl›n›medyan›n ve ANAP'›n çekti¤i

burjuva muhalefetin ve de halk›ntepkileri sonucu bunu baflarama-d›lar. Geldi¤imiz noktada ise oli-garfli birkaç bürokrat›n› ve polisi-ni flimdilik geri plana itip, göster-melik soruflturmalarla olay› ka-patmak istiyor. Oligarfli kurbanvermek zorundad›r. Çünkü bu sü-reçte, oligarflinin engel olamad›¤›bir geliflme yaflanm›flt›r. Devrim-cilerin ony›llard›r sürdürdü¤ümücadelelere ra¤men s›n›rl› halkkesimlerinde bilince ç›kan devle-tin niteli¤i, Susurluk'la birlikteçok daha genifl halk kitleleri nez-dinde anlafl›lm›flt›r. Ve halk›ndevlete karfl› olan tepkileri büyükölçüde yükselmifltir. ‹flte bu gelifl-me iktidar›n ve çeflitli burjuvamuhalif güçlerin olaya yöneliktutumlar›n› da yeniden flekillen-dirmifltir.

(...)

Bugün bütün ulus, milliyet vemezheplerden, bütün meslek vekesimlerden halk güçlerinin ba-

¤›ms›zl›¤›, halk demokrasisini,uluslar›n kendi kaderini tayinhakk›n› esas alan bir anayasa is-temi etraf›nda, demokratik bütüngüçleri birlefltirmek ve bu müca-dele içerisinde örgütlülükler ya-ratmak kaç›n›lmaz bir görevdir.Bu tür bir mücadele ve örgütlen-me hiç kimsenin "ben yap›yorumarkamdan gelin" demesiyle bafla-r›lamaz. Sorun bütün demokratikgüçlerin s›n›rl› da olsa bir prog-ram etraf›nda birlefltirilmesi veörgütlenmesi kapsam›nda eleal›nmad›kça, ortak noktalarda bu-luflmad›kça halk güçlerinin yeni-den ve yeniden parçalanmas› zorolmayacakt›r. (...) Küçük hesaplarbir tarafa b›rak›l›rsa, en az›ndandemokratik mücadele mevzisindeolumlu örnekler yarat›larak dahaileri birlikler ve mücadelelerin or-tam› haz›rlanabilir.

Bu istem etraf›nda gelifltirile-cek halk hareketi, iktidar›n, bur-juva muhalefetin manevralar›n›

bozacak devrimci,demokratik güçlereyeni ad›mlar att›ra-cak, halk›n örgütlen-mesini ve mücadele-sini yayg›nlaflt›rarakdevrimi gelifltirmeimkan› sa¤layacakt›r.

M. AAli BBaran(Halk ‹çin Kurtulufl,Say›:14, 18 Ocak 1997)

Eski BBirYaz›dan BBugüne Devrimci BBak›fl:

SSeenneemm AAddaall››BBiirr yyoollddaaflfl››aannllaatt››yyoorr::

‹‹nnaattçç››,, ››ssrraarrll››,, ssüürreekkllii ggeelliiflfleenn......

95’in bafllar›nda tan›flt›k. Mücadele etmek için Ça-nakkale’den ‹stanbul’a gelmifllerdi. Türk ve Ale-vi’ydi. ‹kinci karfl›laflmam›z doksanbeflin 16-17 Ni-san anmas›nda oldu. Topkap› Suriçinden tuttu¤u-muz arabalarla Karacaahmet’e gitmifltik.T‹YAD’dan birkaç arkadafl vard›, ama ayn› saatler-de bir baflka iflleri ç›kt›¤› için bizden ayr›ld›lar.T‹YAD’› temsilen Senem tek kalm›flt›. Gözalt› oldu-¤unu ö¤rendik ve toplu olarak gözalt› olay›n› önle-mek için önce mezarl›¤› bilen iki arkadafl girdi me-zarl›¤a, biz de Cemevinde bekledik. Senem sab›r-s›zd›, gözü sürekli d›flardayd›, arkadafllar geri gel-medi, biz de toplu olarak mezarl›¤a girmeye kararverdik. Senem beline bir pankart sarm›fl ilerlerkenanalardan biri pankart› yere atmas›n› istiyor, o bafl-ta çok ›srarl›, nihayetinde mezarl›kta bir yere sak-lad›, çevik kuvvet otosu görüldü ve ilk giden arka-dafllar›n gözalt›na al›nd›¤› söyleniyordu. Hala gözal-t›lar›n sürdü¤ü söylendi, geri dönüyorduk, tam ç›-k›fla gelecektik ki Senem birden geri döndü. Pan-kart› almay› unutmufltu, ald› ve geri döndü.

Cezaevi ziyareti gözalt›lar› yeni bafllam›flt›. ‹lk olarak12 Temmuz 95’de olmufltu; 14 Temmuz’da yine sa-bahtan gözalt›lar oldu; bunu protesto etmek için ö¤-leden sonraki ziyaretçiler akflam 17’den sonra kabin-leri terketmeyerek bir eylem yapt›lar. Annem de o ey-lemdeydi ve asker kad›n erkek genç yafll› ay›rt etme-den sald›rm›flt› azg›nca. Annem de dövülmüfltü vedört günlük gözalt›ndan sonra Senem için çok üzüldü-¤ünü, çünkü onun sürekli tav›r gösterdi¤ini ve bununiçin çok h›rpaland›¤›n› söylüyordu. Birkaç kez Senembize gelip kalm›flt›. Annem eylem ve gözalt› arkadafl›-n› zorla banyoya sokuyor, zorla yemek yediriyordu.

Bir sohbetimizde kendi aile yap›s›n› anlatm›flt›...Gördü¤üm kadar› ile Senem annesini de de¤ifltirmifl-ti. Hapishanede de pek konuflmayan ama inatç› ya-p›s› ayn›yd›. Sa¤malc›lar’dan onu tan›yan arkadafllarkareli siyah pantolonunu hat›rlayacakt›r, üniformamdiyordu. Hapishanede kansere yakalanan ve d›flar›-da flehit düflen Kalender Kayap›nar’› d›flar›ya gönde-rirken çok etkilenmiflti, Çanakkale Hapishanesi’ndentan›fl›yordu ve Senem’in a¤lad›¤›n› ilk kez ve sonkez o zaman görmüfltüm.

4 Ocak barikat direniflinde nöbet tutuyordu, öylebir direnifl an›nda görevinden befl gün boyunca hiçyak›nmay›fl›n› takdir etmifltik.

D›flar›da bir kez görüflmüfltük, han›m han›mc›k gö-rünüyordu, bu durum için “ee.. süreç” demiflti. Es-kiye göre daha inisiyatifli olmufltu, bunun için de“ee süreç” demiflti.

D›flar›da olan son görüflmemde, birlikte faaliyetsürdürece¤imiz için bölgeyi anlatm›flt›, yöneticiydi,kendi anlat›m› ile zaman› Kurtulufl da¤›tmakla, ‹r-fan’›n anmalar›, cumartesi eylemleri ile geçiyordu.O kesik kesik konuflmalar› yerini daha net, dahauzun ve tereddütsüz konuflmalara b›rakm›flt›.

Tarih yazanlar

1924'te ‹tal-yan KomünistPartisi GenelSekreterli¤i'niüstlendi. Ko-münist Enter-nasyonal'degörevler ald›.1920-30’l› y›l-larda komünist hareketin uluslararas›çapta önderlerindendi. Hitler faflizmi-ne karfl› mücadelede teorik-pratikkatk›larda bulundu. 21 A¤ustos1964’de aram›zdan ayr›ld›.

PPaallmmiirroo TTOOGGLL‹‹AATTTT‹‹

2000 ÖlümOrucu direniflçi-si Semra Baflyi-¤it, 2 A¤ustos'taSemra Baflyi¤itHalk Sahnesi Tiyatro Salonu'ndaan›ld›. Semra Baflyi¤it’in ailesininde kat›ld›¤› anma tüm devrim fle-hitleri ad›na sayg› duruflu ile bafl-lad› ve Semra’n›n hayat›n›n anla-

t›lmas›, fliirlerokunmas›yladevam etti.

‘84'ten2007'ye ölüm

oruçlar› ve verilen mücadele birkez daha anlat›ld›, Grup Yar›n’›ndinleti verdi¤i, sinevizyon gösteri-minin yap›ld›¤› anma söylenenmarfllar›n ard›ndan sona erdirildi.

Semra BBaşyiğitBursa'da AAnıldıSemra BBaşyiğitBursa'da AAnıldı

Page 3:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Neden Devrim? 44

Susurluk’tan Ergenekon’a her fley ayn›

gerçe¤i iflaret ediyor 66

AKP; emperyalizm ve tekellerin

reformcusudur 99

Düzen içi çat›flmada devrimci politika 1122

GGeennççlliikk:: Egemenlerin boy hedefi

Devrimci Gençlik 1155

Halk Cephesi uyar›yor; “Ergenekon diyerekaldat›yorlar; Kontrgerilla görevinin... 1166

Öldüren; kapitalizmin kar ve gericili¤in

iktidar h›rs›d›r 2200

Öldüren; sa¤l›¤› ticaret malzemesi

hastaneyi ticarethane yapanlard›r 2211

Yakan ve öldüren ya¤mac›, talanc› zihniyettir 2222

Yokeden, gericilefltiren, öldüren; tahripkar

bir düzen 2244

17 A¤ustos’tan ne ders ç›kard›k? 2266

Sesimi Duyan Var m›? 2288

Katliamc›lar›n, faflist diktatörlerin,

Naziler’in hamisi Amerika 3300

Lahey Adalet Divan› Balkanlar’daki tüm

suçlar› ve suçlular› yarg›layabilecek mi? 3322

Kanl› tarihlere özür makyaj› 3344

Mülkiyetçi anlay›fllar çat›fl›yor

‹srail katlediyor 3355

8. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali yap›ld› 3366

Karatafl Bölge Kad›n Hapishanesi’nde

keyfilikler devam ediyor 3399

Ferhatlar’› vuran hala serbest,

Demokratik mücadele yasak 4400

Yürüyüfl halk›n dergisi 4422

Polisin elini bofl b›rakmay›n 4444

Devrimci Demokratik Yap›lar Aras›

Çözüm ve Diyalog Platformu’ndan 4455

Stammheim 129b Davas› protesto edildi 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

BBiillggii 1199Ekonomizm

HHaaff››zzaa 4466Ehli Cehennem

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 2233Yaflananlar›n Sorumlusu Yok!

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488Belli ki Bu Dalda Ustalar!

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Bask›: Ezgi Matbaac›l›k-Sanayi Cad.Altay Sokak No:10 Çobançeflme/Yenibosna / ‹ST. Tel: 0 212 452 23 02

Da¤›t›m: Turkuvaz Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Adana’da KeyfiTutuklamalara Karfl›Dayan›flmaya Ça¤r›

YYeerr:: Adana Adliyesi Arka

Girifli Önü

TTaarriihh:: 20 A¤ustos Çarflamba

SSaaaatt::10.00

KültürSanat

Yaflam›ndaTav›r

Dergisi’ninA¤ustos2008say›s›ÇIKTI!

FilmGösterimleri...

Armutlu Cemevi

zz 15 A¤ustos Cuma CCeezzaayyiirr ÇÇ››kkmmaazz››

zz 16 A¤ustos CumartesiBBüüyyüükk AAddaamm KKüüççüükkAAflflkk Saat: 20.30’da

zz Çocuklar ‹çin:16 A¤ustos Cumartesi

NNaarrnniiaa GGüünnllüükklleerrii

Saat:16.00’da

‹dil Kültür Merkezi

zz 17 A¤ustos Saat: 21.00’da Okmeydan› Sibel Yalç›n Park'›ndaTTaattaarr RRaammaazzaann

‹dil Kültür Merkezi’nin düzenledi¤i““YYYOOOKKKSSSUUULLLLLLUUU⁄⁄⁄AAA KKKAAARRRfififiIII GGGÜÜÜCCCÜÜÜMMMÜÜÜZZZ

BBB‹‹‹RRRLLL‹‹‹⁄⁄⁄‹‹‹MMM‹‹‹ZZZ‹‹‹RRR”” Konseri

Tarih: 16 A¤ustos Cumartesi saat: 19.00Yer: Okmeydan› Sibel Yalç›n Park›‹letiflim: (0212) 238 81 46PP rrooggrraamm:: Grup Yorum, ErdalBayrako¤lu, Özlem Taner, TiyatroKonuk Sanatç›lar

Page 4:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Gitti¤i yere kadar git-meli; Susurluk döne-

minde adeta bir deyim hali-ne dönüflmüfltü bu söz. Bu-gün de Ergenekon’a ilifl-kin olarak s›k s›k söyleni-yor. AKP’den Ergenekon operasyo-nunu “yar›m b›rakmay›p”, devamettirmesi isteniyor; gitti¤i yere ka-dar!... Peki nereye kadar gidebilir?

Bu soruya çeflitli cevaplar verile-bilir. Sorunun cevab›, dönemle-

re göre de de¤iflebilir; mesela bazenbir kaç özel timci tetikçiyle bir kaçmafyac›ya kadar gidilebilirken, bafl-ka bir zaman bir generale kadar gi-debilir. Bunlar zamana zemine görede¤iflebilir; ama biz flunu kesin ola-rak biliyoruz: gitti¤i yere kadar G‹-DEMEZ!.. Çünkü, Susurluk’un,kontrgerillan›n, Ergenekon’un gitti-¤i yer, sistemin kendisidir. Sistemkendisini mi tasfiye edecek?

Hiçbirfley eskisi gibi olmayacakdiye iddia etmiflti baz› kesim-

ler. Biz ise, hay›r, bu düzen Susur-luk’u çözemez, tasfiye edemez de-mifltik. Art›k kontrgerilla türü örgüt-lenmelerin zaman› doldu, diye te-oriler yapm›fllard› “dünyan›n veemperyalizmin de¤iflti¤i”ne çokinananlar. Onlara karfl› emperyaliz-min özde ayn› kald›¤›n› ve ülkemiz-de de faflizmin sürdü¤ünü söyleye-rek cevap vermifltik. Susurluk’unüzerinden 12 y›l geçti, bofl beklenti-ler ve subjektif teoriler iflas etti. Bi-zim öngörülerimiz ve görüfllerimizise, hala geçerlili¤ini korumakta.

Bu düzen içinde karfl› karfl›yakald›¤›m›z bir çok sorunun çö-

zümüne iliflkin görüfllerimizi ortayakoyarken, ççöözzüümmüünn ddeevvrriimmddee ooll-dduu¤¤uunnuu belirtiyoruz. Susurluk içinde ayn› fleyi söyledik, bugüngüncelleflen adland›rma itiba-r›yla Ergenekon için de ayn› fle-yi söylüyoruz. Bu, sadece sub-jektif bir istek ve niyet meseleside¤ildir. Bu, nesnel bir zorunlu-luk, nesnel bir sonuçtur.

Her düzen, “istikrar›n›” sür-dürebilmek, kitleleri düze-

nin içinde tutabilmek için, fluveya bu ölçüde kitlelerin talep-

lerini cevapl›yor görünmek zorun-dad›r. Bu çerçevede de düzenin ken-di içinde manevra alanlar› vard›r.Bu s›n›rlar dahilinde zaman zamançeflitli “reformlar” yapar. Fakate¤er, belli bafll› sorunlar›n çözü-münden söz ediyorsak, düzenin re-formlar›n›n “gidebilece¤i yer”, hiç-bir zaman o sorunun köklü ve kap-saml› çözümüne kadar ulaflamaz.

Faflizmde “demokrasicilik oyu-nu”nun s›n›rlar›, uluslararas› ve

ülke içi koflullara göre daral›r veyageniflleyebilir. Demokrasicilik oyu-nunun nisbeten geniflledi¤i koflullar-da, hak ve özgürlüklerde de nisbi ge-nifllemeler olur. Fakat bu hiçbir za-man, burjuva anlamda dahi tam birdemokrasinin s›n›rlar›na ulaflamaz.Çünkü o s›n›rlara ulaflabilmesi için,faflizmin kendini, kendili¤inden tas-fiye etmesi gerekir ki, örne¤i yoktur.Faflizm kendini tasfiye etmez.

Demokrasi sorunu d›fl›nda di¤ersorunlarda da esas olarak ayn›

özellik geçerlidir. Mesela KKüürrtt ssoo-rr uunnuu;; sistem içinde bir yere kadarçözülebilir, o yer, ulusal hak k›r›nt›-lar›yla s›n›rl›d›r. Bu yüzden de so-run sistem içinde hiçbir zaman tamolarak çözülmüfl olamaz... ‘ÇÇeettee-lleerr’’ ssoorr uunnuunnaa bakt›¤›m›zda da gö-rürüz ki, sistem, ifli bitmifl veya sis-temin denetimi d›fl›na ç›km›fl baz›çeteleri tasfiye edebilir, ama fafliz-min kontrgerillaya ihtiyac› süreklioldu¤u için, yap› ve zihniyet olarakkontrgerillay› tasfiye edemez... Hal-

k›n en temel sorunlar› olarak ssaa¤¤ll››kk,,ee¤¤iittiimm ssoorruunnllaarr›› konusunda da ay-n› fleyi söylüyoruz. Çünkü bu sorun-lar›n tamamen halk›n ç›karlar›, ta-lep ve refah› do¤rultusunda çözül-mesi demek, sistemin ““kkaarr ”” teme-linde bakan mant›¤›n›n de¤iflmesigerekir ki, bu da kapitalizmin ken-dili¤inden kapitalizm olmaktan vaz-geçmesi demektir. Ve böyle bir fleyde mümkün de¤ildir.

Bütün bunlarda ülkemizdeki sos-yo-ekonomik yap›n›n temel

özelliklerinden hareket ediyoruz.Bu temel özellikler, ülkemizin em-peryalizme ba¤›ml› olmas›, yeni-sö-mürge olmas›, çarp›k bir kapitaliz-min hakim olmas› ve oligarflik birdiktatörlükle yönetilmesidir. Ülke-mizde 1945’lerden bu yana yukar›-dan afla¤›ya faflizmin infla edilmifloldu¤udur. Bunlar temel nitelikteözellikler oldu¤u için de ifl bafl›naflu veya bu partinin, hükümetin gel-mesiyle de¤iflmiyor. Bugüne kadarde¤iflmemifltir.

De¤ifltirmek için mücadele edi-yoruz. De¤ifltirmenin iki biçimi

ve yolu var; birincisi düzen içindek›smi de¤ifliklikler; ikincisi köktenbir de¤ifliklik. Birinci biçim, aç›k kisorunlar›m›z› gerçek anlamda çöz-meyecektir. Bu k›smi çözümleri detamamen yads›m›yoruz elbette. Fa-kat bu k›smi çözümleri talep eder-ken bile, bizim as›l arzumuz, hede-fimiz sorunlar›m›z köklü çözümle-ridir. Bize, k›smi çözümlerle yetin-

meyi önerenler, hhaallkk››nn ddoossttllaarr››de¤illerdir. Halk›n dostlar›, hal-k›n sorunlar›n›n tam ve gerçekçözümünü savunur, halka buköklü çözümlere ulaflman›n yolve yöntemlerini gösterirler çün-kü.

Pisli¤i devrim temizler” diye-rek, Ergenekon operasyonu

karfl›s›nda “bize ne” mi diyece-¤iz? Elbette hay›r. Adalet tale-

4 GÜNDEM 10 AA¤ustos 22008

Neden Devrim?

fiunu kesin olarak biliyoruz:gitti¤i yere kadar G‹DEMEZ!..

Çünkü, Susurluk’un,kontrgerillan›n, Ergenekon’ungitti¤i yer, sistemin kendisi-

dir. Sistem kendisini mitasfiye edecek?

Page 5:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

bimizi yükseltece¤iz. Hesap sorul-mas›n› isteyece¤iz. Sadece Veli Kü-çükler’i de¤il, bütün olarak kontr-gerillay› hedefimize koyarak, ba-¤›ms›z, demokratik bir ülke müca-delemizi öne ç›karaca¤›z. Bu nokta-da halk›, AKP’ye veya Ergenekon-culara yedeklemeye çal›flan her tür-lü anlay›fl› ve politikay› reddetmeli-yiz.

Adalet sorununu da bu çerçevedeele al›yoruz. Adalet için müca-

dele, halklar için her zaman vazge-çilmez bir mücadeledir. Devrimmücadelesinin kendisi de adalet içinbir mücadele olmakla birlikte, ada-let mücadelesi ayn› zamanda güncelolarak ekonomik-demokratik müca-delenin bir konusu ve parças›d›r. Bumücadelenin flekillendirilmesi de,hassas bir ayr›m› gerektiriyor.

Kitlelerin adalet özlemleri tama-men devrim sonras›na havale

edilemeyece¤i gibi, kitlelerde ada-let sorununun mevcut sistem içindeçözülebilece¤i gibi bir beklentiyaratmaktan da uzak durulmal›-d›r. ‹kinci olarak, kitlelerin ada-let talebini, mücadelenin itici birdinami¤i olarak de¤erlendirir-ken, adaletin salt bir ““yyaarrgg››””meselesi olmay›p, ekonomik, si-yasi, sosyal, kültürel bir çok bo-yutunun oldu¤unun gösterilmesiihmal edilmemelidir.

Pisli¤i devrim temizler” slo-gan›, kkiittlleelleerree ttaaflfl››dd››¤¤›› bbiilliinnçç

vvee ggöösstteerrddii¤¤ii hheeddeeffllee,, iflte yuka-r›da iflaret edilen olumsuzluklaradüflülmesi ihtimalini bertarafeden bir muhtevaya sahiptir. Su-surluk deyince, kontrgerilla de-yince, Ergenekon deyince, halkakarfl› kirli ve kanl› ifllerden, hal-k›n mücadelesini sindirmek içinbaflvurulan her türlü ahlaks›zl›ktan,alçakl›ktan söz ediyoruz; devlet içinkurflun atma karfl›l›¤›nda uyuflturu-cu ticaretinden fuhufla, h›rs›zl›ktanflantajc›l›¤a kadar her türlü adili¤ebaflvurulmas›ndan sözediyoruz;karfl›m›zda bütün bunlar›n toplam›olan bir pislik var ve biz bu pisli¤i,bu düzenin asla temizleyemeyece-¤ini iddia etmeye devam ediyoruz.

Kontrgerillan›n, yani bu pisli¤insistem taraf›ndan, sistem için-

deki herhangi bir hükümet taraf›n-dan temizlenmesini istemek, siyasiolarak tutars›z ve temelsiz bir istek-tir. Çünkü bu pisli¤i üreten bizzatbu sistemden baflkas› de¤ildir.

Sistemin faflist niteli¤i ve bu nite-li¤inden dolay› zulüm mekaniz-

malar›na olan ihtiyac›, bu tür meka-nizmalar›n tasfiyesinin önündeki te-mel engellerden biridir. Zaman za-man k›smi tasfiyeler yapabilirler,zulüm mekanizmalar›n›n örgütlen-mesinde de¤iflikliklere gidebilirler,ama kontrgerillan›n yönetme anla-y›fl› ve bu anlay›fl› uygulayacak ya-p›lanmalar, sistemle birlikte var ol-maya devam eder.

Ony›llard›r süren kontrgerilla po-litikalar› ve örgütlenmesi bu-

nun kan›t› oldu¤u gibi, güncel an-lamda AKP politikalar› da bununbir kan›t›d›r. Bakan göz görür ki,

kontrgerilla politikalar›, AKP'yle desürmektedir. Meselenin özü budur.Bunun hangi yap›lanmayla, hangikadrolarla gerçeklefltirildi¤i mesele-nin tali yan›d›r, çünkü yap›lanmalarve kadrolar zaman içinde de¤iflir.Bugün AKP kendi kontrgerilla ör-gütlenmesini de oluflturabilir, amauygulayaca¤› politika, oligarflinin6600 yy››lldd››rr uygulad›¤› kontrgerillapolitikas›d›r.

‹flkenceler, bask›lar, komplolar,psikolojik savafl tüm yo¤unlu¤uy-

la sürmüyor mu? Sürüyor. Kontrge-rilla AKP’nin örtbas etti¤i fiemdin-li'yle sürüyor. Trabzon'dan Sakar-ya'ya uzanan linç sald›r›lar›yla sü-rüyor. Az›nl›k milliyetlere ve inanç-lara yönelik (Hrant Dink, rahip San-toro vb.) sald›r›larla sürüyor. AKPiktidar›n›n 8 Martlar'da, 1 May›s-lar'da halk›n mücadelesine, muhale-fetine karfl› baflvurdu¤u yöntemlerebak›ld›¤›nda, demokratik örgütlen-melerin sindirilmesinde, demokra-tik taleplerin susturulmas›nda, dev-rimci demokratik muhalefete karfl›yo¤un biçimde baflvurulan gözalt›,tutuklama terörü gözönüne al›nd›-¤›nda, psikolojik savafl için olufltur-du¤u kurumlaflmalara, Diyarba-k›r'dan Ankara'ya gerçeklefltirdi¤ikatliam ve infazlara, ç›kard›¤› faflistbask› yasalar›na, halka karfl› savafl›yayg›nlaflt›rmas›na bak›ld›¤›nda,Susurluk'un, kontrgerilla politikala-

r› ve örgütlenmelerinin AKP dö-neminde de sürdü¤ü görülecek-tir.

Katleden, kaybeden devlettir.Baflka türlü olmas› da

mümkün de¤ildir. Baflka türlüolmas› durumunda, bine yak›nkay›b›n, KAYIP olarak kalmas›,onbini aflk›n faili meçhulün halaMEÇHUL olarak kalmas› müm-kün de¤ildir. Mehmet A¤ar’›nSusurluk sonras› bir sözü vard›:“Ne yapt›ysak devlet için yap-t›k.”

Sonras›nda yap›lanlar için deayn› fley geçerlidir. Bugün

Ergenekon operasyonu için deayn› fley geçerlidir. AKP iktida-r›, Ergenekon operasyonunu

adalet için veya demokrasi için yap-m›yor; amac› oligarfli içi çat›flmadamevzi kazan›rken, faflist devletinbekas›n› sa¤lamakt›r. Onun içinoperasyon devleti aklayarak sürdü-rülüyor. ‹flte bu yüzden, iktidarlarde¤iflse de ülkemizde ""SSuussuurrlluukkDDeevvlleettttiirr"" tan›m›yla, ""PPiissllii¤¤ii DDeevv-rriimm TTeemmiizzlleerr"" slogan› hep güncel,do¤ru ve yol gösterici tan›m ve slo-ganlar olmaya devam ediyor.

Say›: 158 5GÜNDEM

AKP, Ergenekon operasyonunuadalet veya demokrasi için yap-m›yor; amac› oligarfli içi çat›fl-mada mevzi kazan›rken, faflistdevletin bekas›n› sa¤lamakt›r.

‹ktidarlar de¤iflse de ülkemizde"Susurluk Devlettir" tan›m›yla,

"Pisli¤i Devrim Temizler"slogan› hep güncel, do¤ru ve

yol gösterici tan›m ve sloganlarolmaya devam ediyor.

Page 6:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

6 SUSURLUK / ERGENEKON 10 AA¤ustos 22008

Ergenekon Davas›, AKP’liler veAKP sözcüsü gibi davranan burju-va, islamc› bas›n taraf›ndan büyükbir demokratikleflme ve “Susur-luk’un tasfiyesi” olarak sunulmak-tad›r. Fakat bunun d›fl›nda, Ergene-kon Davas›’ndan hareketle, küçük-burjuva ayd›nlardan bafllay›p refor-mizme ve hatta solun di¤er baz› ke-simlerine kadar uzanabilen bir bek-lenti de söz konusudur. Tam bu nok-tada SSuussuurrlluukk ssüürreecciinnii hat›rlat-makta yarar oldu¤u kan›s›nday›z.Çünkü o zaman da yanl›fl ve boflbeklentiler yayg›nd›. Üstelik o za-man beklentilerin dayanaklar›, enaz›ndan biçimsel olarak bugünkün-den daha fazlayd›.

Ergenekon soruflturmas›n›n ül-kemizdeki kontrgerillan›n tasfiyesi-ni sa¤layabilece¤ini iddia etmek,hem ülkemizin siyasi yap›s›n›, dev-let yap›s›n› tan›mamak, hem haf›za-s›zl›kt›r. Susurluk süreci, ülkemizdeböyle bir davan›n, soruflturman›nnereye kadar gidip gidemeyece¤iniaz çok göstermiflti.

Susurluk dönemine dair sorulmas› gereken bir soru: Niye temizlik olmad›?O zaman çok daha genifl kesim-

ler “temizlikten” yana bir tutumiçindeymifl gibi görünüyorlard›.Egemen s›n›flar›n bir çok kesiminina¤z›nda “gitti¤i yere kadar gitsin”söylemleri eksik olmuyordu. Birka-ç› hariç, düzen partilerinin bir ço¤u“temizlikten” yanayd›. Susurluk’untemizlenmesi için yap›lan eylemlereGenelkurmay’dan Sabanc›lar’a ka-dar kat›lmayan kalmam›flt› neredey-se... K›sacas›, sanki, tteemmiizzllii¤¤iinnkkaarrflfl››ss››nnaa çç››kkaann hhiiççbbiirr ggüüçç yyookk gi-biydi.

Peki ne oldu? Kimse karfl› ç›k-mamas›na ra¤men, herkes temizlik-ten yana olmas›na ra¤men, ne olduda temizlik olmad›?

Bu soruyu sormak, sorunun te-meline do¤ru inmeye bafllamak de-mektir. fiunu düflünelim öncelikle:Tekeller, Genelkurmay, hükümetler,Susurluk’un tamamen a盤a ç›kar›l-mas›ndan yana olduklar›n› aç›kla-d›klar›na göre, onlara kim engel ol-du veya olabildi? Veya sorunun ce-vab› baflka bir yerde mi?

TBMM Faili Meçhul CinayetleriAraflt›rma Komisyonu Üyesi Mus-tafa Y›lmaz, 1999 Kas›m’›nda flöylebir aç›klama yapm›flt›.

“Komisyon araflt›rmalar› s›ra-s›nda kontrgerillan›n cinayet iflledi-¤i sonucuna ulaflt›k ve Genelkur-may Baflkanl›¤›'na yapt›¤›m›z bafl-vuruya yan›t verilmedi. DöneminGenelkurmay Baflkan› Do¤an Gü-refl TBMM Baflkan› Cindoruk'u ara-yarak, ‘‘BBeenn eelleemmaannllaarr››mm›› ddeeflfliiffrreeeettttiirrmmeemm,, vvaazzggeeççiinn’’ dedi. ‘Failimeçhul’ cinayetlerin a盤a ç›kmas›devlet içinden engelleniyor,DGM'de bekletilen dosyalar› iste-memize ra¤men alamad›k.”

Bu, yukar›daki sorumuzun ceva-b›n›n bir yan›n› gösteriyor. Halk›nkarfl›s›nda “gitti¤i yere kadar gitsin”diyenler, temizlikten yana oldukla-r›n› söyleyenler, fiilen farkl› dav-ranm›fllard›r. Fakat bu yine de biryerde sonuçtur. Genelkurmay’›n ve-ya hükümetin bu soruflturmalara biryerde s›n›r koymas›, bir sonuçtur.

TBMM Faili Meçhul CinayetleriAraflt›rma Komisyonu’nun bafl›nagelen, Susurluk Araflt›rma Komis-yonu’nun bafl›na da gelmifltir.

Susurluk’ta a盤a ç›kan gerçek-ler, kitleleri oldukça sarsm›fl ve bu-nun sonucunda yayg›n, kitlesel ey-lemler geliflmiflti. Halk›n eylemleri-

nin yaratt›¤› ortam ve burjuvazi içiçeliflkiler çerçevesinde burjuva mu-halefetin de bast›rmas› sonucunda,kurulmak zorunda kal›nan SusurlukAraflt›rma Komisyonu, bizzat Ge-nelkurmay’›n, düzen partilerininmüdahaleleriyle etkisizlefltirilmifltir.Sistem kontrgerilla yap›s›nda aç›landeli¤i ittifak halinde kapatm›flt›r.

A盤a ç›km›flt›r ki, sistem Susur-luk’u (kontrgerillay›), de¤il tasfiyeetmek, tam manas›yla soruflturamazbile. Çünkü ssoorruuflflttuurruullaaccaakk ffaaaallii--yyeettlleerrii ggeerrççeekklleeflflttiirreennlleerrllee,, bbuu ffaa--aalliiyyeettlleerrii ssoorruuflflttuurraaccaakk oollaannllaarraayynn››dd››rr.. Bu mekanizma bize, Su-surluk’un ve baflka deyiflle, Ada-let’in neden bir devrim sorunu oldu-¤unu da gösteren bir baflka kan›tt›r.

Kontrgerilla eylemleri vekontrgerilla örgütlenmeleri, belli birnoktada sistem üzerinde a¤›r biryük oluflturmaya da bafllayabilirler.Nitekim Susurluk sonras› geliflensüreç bir yan›yla da böyledir. Bunoktada komisyonlarla, soruflturma-larla hatta yeni yasal düzenlemeler-le, devlet aklanmaya çal›fl›l›r. Dev-letin aklanmas›n›n yolu ise, önce-likle deflifre olan kontrgerilla terö-rüyle, kontrgerilla yap›lanmalar›yladevletin birbirinden ba¤›ms›z gibigösterilmesinden geçer. Gerek Su-surluk, gerekse de Ergenekon sorufl-turmalar›n›, -elbette baflka hesap veamaçlar› da içermekle birlikte- buyan›yla da görmek gerekir. O zamanbofl beklentilerin önüne de ilk setçekilmifl olur.

Devletin yap›s›, zihniyeti, iflleyifliDemirel kontrgerilla politikalar›-

n› izah etmek ve savunmak için flöy-le demiflti vakti zaman›nda: ““YYüükk--sseekk mmeennffaaaattlleerrii iiccaapp eettttiirrddii¤¤ii zzaa--mmaann,, ddeevvlleett rruuttiinn dd››flfl››nnaa çç››kkaabbiilliirr..””

Susurluk’tan Ergenekon’a

Her fiey Ayn› Gerçe¤e

‹flaret Ediyor

Page 7:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Peki bugün devlet, “rutin d›fl›naç›kma” politikas›n› terk mi etti? Ol-gular bunun her dönem sürdü¤ünügösteriyor. Peki bugün devlet, rutind›fl›na ç›kmas› gerekti¤inde ne ya-pacak? VVeellii KKüüççüükklleerr ttuuttuukkllaanndd››ddiiyyee rutin d›fl›na ç›kmayacak m›?

Oligarfli belli bir tarz içinde yö-netmektedir; bu tarz› belirleyen em-peryalizmin ve oligarflinin ç›karlar›-d›r. Bu ç›karlar, “rutin d›fl›na ç›k›l-mas›n›”, baflka deyiflle kontrgerillapolitikalar›na ve yöntemlerine bafl-vurulmas›n› gerektiriyorsa, ona uy-gun yap›lar ya vard›r veya oluflturu-lur. Devlet yönetiminde boflluk ol-maz.

Kurumlaflmalar›n biçimi de¤ifle-bilir fakat düzen aç›s›ndan gereklili-¤i süren iiflfllleevvlleerrii de¤iflmez. Bir ku-rumun ortadan tamamen kalkmas›,oligarfli aç›s›ndan ona ihtiyaç kal-mamas›yla mümkün olur.

Hanefi Avc›, 1997’de TBMMSusurluk Komisyonu'na verdi¤i ifa-dede bu kurumlaflmalara dair flöylebir aç›klama getiriyordu:

"Terörle mücadelede hukuk için-de kal›narak bir yerlere gidilmedi¤igörüldü. Bunun için hukuk d›fl› biryap›lanmaya gidildi. Bu devletin üstkademelerinde al›nan bir karard›.Bu yöntemi ilk olarak J‹TEM kul-lanmaya bafllad›.”

Hanefi Avc›, olguyu do¤ru orta-ya koymakla birlikte, dönemsel ola-rak kendi tan›k olduklar›yla s›n›rl›-yor. Onu flöyle tamamlayal›m.

6-7 Eylül’de mesela; ›rkç›, flove-nist bir provokasyonu alenen tertipetmek, ve az›nl›klar› yyaassaall olarakkovup yine yasal olarak onlar›n

mallar›na el koyma imkanlar› yok-tu. Baflka bir deyiflle “hukuk içindekal›narak” bu amaç gerçeklefltirile-mezdi. ‹flte o noktada devletin, oli-garflinin “rutin” d›fl›na ç›kmas› ge-rekiyordu. Rutin d›fl›na ç›k›lmas›n›örgütleyecek kurumlar vard›, M‹Tve Seferberlik Tetkik Dairesi (ÖzelHarp Dairesi) bunlar›n bafl›nda geli-yordu. Nitekim, 6-7 Eylül ya¤ma vekatliam› bu kurumlar taraf›ndan or-ganize edildi. Yani kontrgerilla poli-tikalar›n› uygulayacak kurumlar›noluflturulmas›, J‹TEM’le bafllama-m›flt›r.

Halk›n geliflen devrim mücade-lesine, ““hhuukkuukk dd››flfl››nnaa çç››kkaarraakk”” kar-fl› koyma anlay›fl›, oligarfli aç›s›n-dan 1970’lerin bafl›nda çok dahaacil bir sorun haline geldi, bunaba¤l› olarak da kontrgerilla politika-lar› yo¤unlaflt›r›l›rken, kontrgerilla-n›n kurumlaflt›r›lmas› da güçlendi-rildi.

Sonras›nda, 1970’ler, 80’ler,90’lar boyunca bu “kurumlaflt›rma”hep sürdü. Kontrgerillan›n a¤›rl›¤,belirleyicili¤i sürekli pekiflen birgeliflim gösterdi.

Baz› kesimler, 2000’lerin baflla-r›ndan itibaren yaflanan “AB’yeüyelik ve uyum süreci”nin bu süre-ci kesintiye u¤ratt›¤› yan›lg›s›nadüfltüler. Oysa, yukar›da dedi¤imizgibi, sistem kontrgerilla politikalar›-na ihtiyaç duydu¤u sürece, ona uy-gun mekanizmalar› da olacakt›r, bukurumlar›n biçimlerinin, adlar›n›nfarkl› olmas› önemli de¤ildir. Mese-la, ony›llard›r halka karfl› psikolojiksavafl› yürüten MGK Genel Sekre-terli¤i’ne ba¤l› Toplumla ‹liflkilerBaflkanl›¤› (T‹B) la¤vedilmifl, fakatbu kurum, hemen hemen ayn› kuru-lufl modeli ve amac›yla, ‹çiflleri Ba-kanl›¤› ve valiliklere ba¤l› Toplum-la ‹liflkiler Daire Baflkanl›¤›'na dö-nüfltürülmüfltü. ÇÇüünnkküü ddüüzzeenniinn,,ppssiikkoolloojjiikk ssaavvaaflfl iihhttiiyyaacc›› ssüürrmmeekk--tteeddiirr.. Kontrgerilla politikalar›n›nuygulayac›s› olan tüm di¤er siyasi,askeri, bürokratik kurumlar aç›s›n-dan da geçerlidir bu.

Devletin yap›s›n› ve zihniyetinisomut bir aç›dan görmek için flunu

hat›rlayal›m mesela: MMGGKK GGeenneellSSeekkrreetteerrllii¤¤ii,, ““Cumhurbaflkan›,MGK, Baflbakan ve Bakanlar ad›natalimat ve yönergeler haz›rlama”yetkisine sahipti. Böyle bir yönetimbiçiminde, do¤al ki, sistemi olufltu-ran yasama, yürütme ve yarg›n›n ifl-levleri asgariye indirilmifl ve bunlar,MGK’ye tabi k›l›nm›flt›.

Oligarfli içi çeliflkilerin yo¤un-laflmas› veya AB’ye paralel yap›lande¤ifliklikler bu kurumlar›n iflleyi-flinde dönemsel farkl›l›klar yaratm›flolabilir. Keza, MGK Genel Sekre-terli¤i’nin “sivil”lefltirilmesi, mese-la bu iflleyiflte de¤iflime yol açm›flolabilir. Fakat devletin bu kurumla-r› ad›na “gerekti¤inde yetki kulla-nan” mekanizmalar› düzen kendiiçinde üretir. Burada as›l kavranma-s› gereken devletin temel yap›s› vedevlet yönetme zihniyetidir.

San›yor musunuz ki, Veli Kü-çükler, Muzaffer Tekinler tutuklan-d› diye, art›k böyle ifller yapacakkimse, böyle mekanizmalar yoktur.Bu düflünülemez. Halka karfl› katli-amlar›n, infazlar›n, provokasyonla-r›n hayata geçirilmesine karar vere-cek mekanizmalar hep vard›r veMehmet A¤ar’›n deyimiyle söyler-sek, “deflifre olmam›fl elemanlargörevinin bafl›ndad›r. ”

‘Susurluk Devlettir’ ne anlat›yordu; ‘Derin Devlet’ ne anlat›yor?

“Susurluk Devlettir” slogan›,sadece Susurluk kazas›n›n göster-dikleriyle yetinmeyip, devletiMarksist-Leninist bir tahlille bütünolarak gören, faflizmi do¤ru tahlileden bir bak›fl aç›s›n›n özetiydi.

Susurluk sonras› yaflanan her ge-liflme, bu tan›m› do¤rulad›. “Susur-luk devlettir” tan›m› bu dönemdegiderek daha genifl kesimlerin gözü-nü açmaya bafllayan bir slogan iflle-vi yüklendi.

“Derin devlet”, bir anlamda bu-nun karfl›l›¤›nda ortaya at›lm›fl bir ta-n›md› ve “Susurluk devlettir” gerçe-¤ini örtbas etme görevini üstlenmifl-ti. “Derin devlet” tan›m›na göre, san-

Say›: 158 7SUSURLUK / ERGENEKON

Page 8:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

8 10 AA¤ustos 22008

ki devletin içinde ayr› bir devlet var-d› ve as›l devletin ortaya saç›lan pis-liklerde hiçbir sorumlulu¤u yoktu!

Diyebiliriz ki, bugün Ergenekonda ayn› rolü üstlenmektedir. Erge-nekon ‹ddianamesi’ne göre,kontrgerillan›n bir, devletle iki,AKP iktidar›yla bir ilgisi yoktur.Keza, kontrgerillan›n M‹T’le, Polis-le, TSK’yla da ilgisi yoktur. AKPsavc›lar›n›n haz›rlad›¤› Ergenekon‹ddianamesi böyle söylüyor.

Emniyet Genel Müdürlü¤ü veBakanl›k yapm›fl ama sistem içinde-ki önemi esas olarak “Kontrgerillaflefi” olmas›ndan gelen MehmetA¤ar çok aç›k söylemifltir: “Her fleydevletin zirvesinde kararlaflt›r›lm›fl-t›r. E¤er konuflulacaksa, toplay›ndevlet zirvesini, orada konuflal›m.”

Kontrgerillan›n devletle içiçelik-ten de öte, devletin kendisi oldu¤u-na dair yap›lan en üst düzeyde ve enaç›k, somut itiraflardan biridir bu.

Fakat böyle bir itirafa ra¤men,ülkemizde burjuvazinin çeflitli ke-simleri, baz› ayd›nlar, reformist solkesimler, ›srarla Susurluk’la devletiflu veya bu biçimde birbirindenay›rmaya devam ettiler. Bu ayr›m›yapanlar, oligarflinin “derin devlet”tan›m›n› ortaya atmaktaki amac›na,yani “Susurluk devlettir” gerçe¤iningizlenmesine hizmet etmifl oldular.

AAyynn›› ““hhiizzmmeettii””,, EErrggeenneekkoonnssaavvcc››llaarr›› vvee AAKKPP iikkttiiddaarr›› da sür-dürüyor. Ergenekon güya yarg›la-n›rken, devlet, devletin belli bafll›kurumlar›, iktidarlar aklan›yor. Bu-nun bir baflka kan›t›, “Bin operas-yon yapt›k” diyen ve bu operasyon-lar›n nerede nas›l karar alt›na al›nd›-¤›n› aç›klayan Mehmet A¤ar’a buoperasyonlar›n ve karar yerinin so-rulmamas›d›r. A¤ar’a bu sorular›nsorulmad›¤› yerde, kontrgerillan›na盤a ç›kar›lmas›ndan, tasfiyesin-den söz edilemez. Gerçek anlamdabir hesap sormadan söz edilemez.

Susurluk’tan bu yana a盤a ç›-kan bilgiler, devletin hemen tüm ku-rumlar›n›n ve hükümetlerin bu ko-nulardaki inand›r›c›l›¤›n› büyük öl-çüde sarsm›flt›r. O günden bu yanakitüm hükümetler, bunu bir ölçüde ol-

sun telafi edebilmek için, bitmeztükenmez bir operasyonlar zincirisürdürüyorlar. 1996’dan bu yanaiflbafl›na gelen tüm hükümetler, fluveya bu ölçüde sürekli “çete ope-rasyonlar›” yapt›lar. "Devleti çete-lerden temizliyoruz" iddias›nda bu-lundular. MGK’da “çetelerin üzeri-ne kararl›l›kla gidilmesi için” tavsi-ye kararlar› al›nd›. Fakat bu operas-yonlar› yaparlarken de sorun fluydu:Susurluk'u, çeteleri, devlet içine, ve-ya polisin M‹T'in içine s›zm›fl birkaçkifliye, üç befl mafyaya indirgiyor vedevleti, devletin kurumlar›n› yyiinneeakl›yorlard›. Böyle oldu¤u için deülkemizin gündemini aylarca iflgaleden garip isimli onlarca operasyo-nun, “temizli¤e” hiçbir katk›s› ol-mam›fl, herfley boflluklar doldurula-rak aynen sürmüfltür.

Nas›l bir pislik içinde olduklar›,halka karfl› nas›l örgütlenmeler ku-rup, nas›l yöntemlere baflvurdukla-r›n›n az çok teflhir olmas›ndan buyana, hükümetler, polis, M‹T, Ordu,adeta hiç bitmeyen bir "temizlik"operasyonu sürdürüyorlar. AKP, buoperasyonu yeni bir boyuta tafl›d›.AKP’nin Ergenekon operasyonu bi-raz daha çapl› ve çok yönlü oldu.Bir yandan devlet aklan›rken, biryandan da AKP oligarfli içi iktidarsavafl›nda mevzi kazan›yor bu ope-rasyonlarla.

Susurluk’tan sonra, düzenin sa-hiplerinin ve tüm düzen güçlerinintek kayg›s› vard›: ""DDeevvlleett ttööhhmmeettaalltt››nnddaa kkaall››yyoorr.. ""

Dolay›s›yla ilk yap›lmas› gere-ken devleti töhmet alt›nda kalmak-tan kurtarmakt›.

Herfleyin “Yeflil” adl› bir kontraeleman›na y›k›lmas›; siyasi meka-nizman›n Çiller-A¤ar-Bucak’la s›-n›rland›r›lmas›, TBMM’de sorufl-turma komisyonlar› kurulup, Bafl-bakanl›k taraf›ndan raporlar haz›r-latt›r›lmas›, tüm bunlar iflte bunayönelik manevralar olarak uzun sü-re gündemde kald›. Peki kapsam veyöntem olarak Ergenekon’da yap›-lan farkl› m›?.. Yukar›da belirtildi¤igibi, M‹T’ten TSK’ya kadar bellibafll› kurumlar›n, tekellerin, tüm hü-

kümetlerin ve burjuva politikac›la-r›n “soruflturma d›fl›” b›rak›ld›¤›yerde, bu davan›n pisli¤i temizleye-ce¤i beklenebilir mi?

AKP’nin savc›lar› da, güya Gla-dio-kontrgerilla suçlar›n› sorufltu-rurken, devleti töhmet alt›nda b›rak-mamak için ellerinden geleni yap›-yorlar. Fakat devleti, düzeni töhmetalt›nda b›rakmamak demek, asl›ndagerçek suçlunun, suçlar›n nas›l ifl-lendi¤inin ve nas›l cezas›z b›rak›ld›-¤›n›n da üstünü örtmek demektir.

Ergenekon’da bugün olan budur.Ergenekon’da eekkssiikk oollaann ssaaddeecceebbiirr ““üüsstt rrüüttbbeeddee””kkiilleerr mmii?? Hay›r.

Biz sadece Veli Küçük’ün veyaHurflit Tolon’un üstündeki komu-tanlar veya birkaç yüzbafl›n›n, bin-bafl›n›n komutanlar› da, bir iki poli-sin flefleri de davaya kat›ls›n de-mekle yetinmiyoruz. Ki, san›klar›naras›na bir kaç üst rütbeli generalindaha dahil edilmesi gibi bir olgu da-van›n niteli¤ini de¤ifltirmez esasolarak.

Gerçek anlamda bir kontrgerillayarg›lamas› ve davas›nda, oorrdduunnuunneenn üüsstt kkaaddeemmeessii olmal›d›r; yetmez;gelmifl geçmifl ttüümm hhüükküümmeettlleerr -baflbakanlar› ve bakanlar›yla- olma-l›d›r; yetmez; bakanl›k müsteflarla-r›ndan, genel müdürlerden bafllaya-rak ttüümm bbüürrookkrraassiinniinn üüsstt yyöönneettii--mmii olmal›d›r; yetmez; bu düzeninhalka karfl› uygulad›¤› kontrgerillapolitikalar› sayesinde karlar›na karkatan ttüümm tteekkeellccii bbuurrjjuuvvaallaarr daolmal›d›r.

AKP böyle bir Ergenekon Dava-s› açabilir mi?

AKP, bu pisliklerin hepsine kar-fl› savafl açabilir mi?

Yoksa defter, Veli Küçükler,Hurflit Tolanlarla kapat›l›r m›?

Biz, pisli¤in Ergenekon sorufl-turmas›yla da temizlenmeyece¤inisöylüyoruz. Yaflayan görecek; aksi-ni iddia edenler, yan›lacak!

SUSURLUK / ERGENEKON

Page 9:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Anayasa Mahkemesi’nin“AKP’nin kapat›lmamas›” karar›vermesi, çeflitli kesimler taraf›ndan“AKP flimdi demokratikleflmeye, re-formlara devam etmeli” fleklindeözetlenebilecek de¤erlendirmelerlekarfl›land›. ‹lginç olan fluydu ki,AKP’nin kapat›lmamas›n› böyle de-¤erlendirenler içinde emperyalistlerve iflbirlikçi tekeller de, “sol” birkimlik tafl›yanlar da yeral›yor.

Emperyalizm ve iflbirlikçi tekel-lerin, böyle bir beklenti içinde ol-malar›nda flafl›racak bir fley yoktur.Çünkü AKP onlar›n partisidir. Bi-lindi¤i gibi, emperyalizm AKP’ninkapatma davas›yla yak›ndan ilgiliy-di. Çünkü AKP, 6 y›ll›k iktidar›ndaonlara hizmet etti ve hizmetini sür-dürece¤i de aç›k. Karar üzerine yap-t›klar›, ““AAKKPP rreeffoorrmmllaarraa ddeevvaamm eett--mmeelliiddiirr”” içeri¤indeki aç›klamalarda karardan duyduklar› sevinci venedenlerini içeriyor.

Fakat, yanl›fl olan, “sol”danAKP’nin halk›n yarar›na ““ rreeffoorrmm--llaarr”” yapaca¤›n› beklentisini dilegetirmek, bunun propagandas›n› ya-parak halk› beklenti içine sokmakve AKP’yi desteklemesine vesileolmakt›r. Bu tavr›n anlam›, halk› al-datmakt›r.

Bu kesimler, gerçeklerle ilgisi ol-mayan bir hayal dünyas›ndad›rlar. Veuyarmakta yarar var ki; daha öncele-ri çok kez oldu¤u gibi, yine hayal k›-r›kl›klar›yla baflbafla kalacaklard›r.

“Rafta BBekleyen”Reformlar

Öncelikle, TBMM’de bir “sos-yalist”, Uras’›n söz konusu kararüzerine, yapt›¤› aç›klamaya baka-l›m. Uras flöyle diyor; “Türkiye’deddeemmookkrraattiikklleeflflmmeenniinn ssüürrmmeessii ve si-yasetin normalleflmesi aç›s›ndan

önemli bir f›rsat yaratm›flt›r... kapa-t›lan partiler mezarl›¤›na bir parti-nin daha yat›r›lmamas› aç›s›ndanönemli bir bafllang›çt›r.”.

Uras, sadece gelece¤e iliflkin birbeklentiyi de¤il, varoldu¤unu iddiaetti¤i demokratikleflmenin ““ssüürrmmee--ssii”” beklentisini ifade ediyor. Uras’agöre, ““fifiiimmddii gelece¤e yönelik ddee--mmookkrraattiikklleeflflmmee aadd››mmllaarr››nn›› aattmmaa zzaa--mmaann››” imifl. Demek ki, kapatmamakarar› ile, ülkemizde demokratik-leflmenin güvencesi olan partininkap›s›na kilit vurulmas›ndan da kur-tulmufluz. AKP’ye olmad›k rollerbiçen Uras aç›klayabilir mi; AKP 6y›ld›r halk›n yarar›na hangi reform-lar› yapt› da, bu reformlar›na devamedecek? 6 y›ld›r AKP’nin önünde““kkaappaattmmaa ddaavvaass›› eennggeellii”” mi var-d›?

““DDeemmookkrraattiikklleeflflmmeenniinn ssüürrmmee--ssiinnii”” isteyenlerden birisi de, Radi-kal yazarlar›ndan Perihan Ma¤-den’di. Ma¤den flöyle diyor; “Ülke-miz için hay›rl› bir havadis... Erge-nekon, statükonun güç gösterisininüzerine gidilmesi anlam›nda, Türki-ye tarihindeki en önemli olay. Üze-rine gidilmeye devam edilmeli.Bundan sonra tek dile¤im, AK Par-ti’nin iillkk ddöönneemmiinnddeekkii ggiibbii ddeemmookk--rraattiikklleeflflmmee ççaabbaallaarr››nn›› sürdürmesi.”

AKP politikalar› sadece dinin et-kisindeki halk› kand›rm›yor, halk›ngücüne dayanmak yerine ““bbiirr ddee--mmookkrraattiikklleeflflttiirriiccii”” beklentisi için-deki ayd›nlar› da kand›r›yor.

Yine, Birgün yazarlar›ndan Ad-nan Bostanc› diyor ki; “... kapatmahalinde ortaya ç›kacak kaos ve ar-d›ndan gelmesi çok muhtemel otori-ter siyasal ortam... emekten yanakesimlerin, yeniden gerilemesi vedibe vurmas›na yol açacakt›. Butehlike flimdilik ortadan kalkt›.”

Öyle ya, AKP iktidar›nda öylebir demokratik ortam var ki, maa-zallah AKP kapat›l›rsa, bunu kaybe-dece¤iz!!! ‹nsan bu sat›rlar›n yazar-lar› nerede yafl›yorlar acaba diyesormadan edemiyor. Oysa, AKP ik-tidar›nda da, devrimcilere, demok-ratlara, emekçilere, muhalif kesim-lere yönelik bask›lar, kendisindenönceki herhangi bir iktidar dönemi-ni aratmayacak kadar fazla, fakatdemokrasicilik oyunu, gözlerini öy-lesine kör ediyor ki, yaflananlar›görmüyor. En az›ndan, 1 May›s’taÖDP binas›nda kendi yaflad›klar›n›bile hat›rlamak istemiyorlar.

Bir örnek de Milliyet gazetesin-den verelim. Meral Tamer de yaz-d›klar›yla AKP’den reform bekle-yen kesimlerin ortak ruh halini yan-s›t›yor. Diyor ki; “...‘AKP kapat›l-mam›flt›r’ dedi¤inde, omuzlar›mdanbüyük bir yük kalkm›fl gibi bir andahafifleyiverdim... Umar›m Ergene-kon davas›nda da ayn› cesaretle ye-ni dosyalar aç›l›r, daha derinlereinebilmek mümkün olur. Art›k her-kes ifline baks›n; rraaffaa kkaalldd››rr››llmm››flflrreeffoorrmmllaarr yyaapp››llss››nn..”

Öyle ya, AKP demokratikleflmepaketlerini bir biri ard›na s›ralam›fl-t›, fakat flu kapatma davas› bu süre-ci engelledi, “reformlar” rafa kald›-r›ld›. fiimdi raftan indirmenin önün-de bir engel kalmad›!!! Gerçektenböyle bir somutluk var m›? Olmad›-¤›n› bu sayfalarda defalarca örnek-lerle, belgelerle anlatt›k, anlatmayadevam ediyoruz.

AKP’den demokratikleflme ve““ rreeffoorrmm”” beklentisi içinde olanlarburaya aktard›klar›m›zdan ibaretde¤il. Fakat, aktard›klar›m›z bu ke-simlerin mant›¤›n› ortaya koymakiçin yeterlidir. Hepsinin ortak özel-li¤ini, demokrasi için mücadele et-

Say›: 158 9AKP

AKP; Emperyalizm

ve Tekellerin

Reformcusudur

Page 10:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

mek yerine, demokrasicilik oyunuile yetinmek ve burjuvazinin çizdi¤is›n›rlarda düflünmek oluflturuyor.

De¤ilse, AKP yönetimi ile burju-va anlamda bile olsa, demokrasiyiyan yana getirmek söz konusu ola-maz. AKP iktidar› döneminde yafla-nanlara bakmak, bu yal›n gerçe¤igörmek için yeterlidir.

‹‹flflttee AAKKPP’’nniinn iikkttiiddaarr›› ssüürreessiinn--ccee ggüünnddeemmee ggeettiirrddii¤¤ii ““rreeffoorrmm””ppaakkeettlleerriinnddeenn bbaazz››llaarr››;;

‹ktidara geldiklerinde, IMF’niniste¤iyle 57. hükümet dönemindegündeme getirilen ““SSoossyyaall GGüüvveenn--lliikk RReeffoorrmmuu”” önlerindeydi. AKPiktidar› döneminde bu yasa ad›mad›m ç›kar›ld› ve hayata geçirildi.Yasa, sürekli olarak emekçilerin vehalk›n protestolar›yla karfl›land›.Çünkü, reform, TEKELLER ‹Ç‹Nbir reform, emekçiler için YI-KIM’d›.

Bir baflka reform ““KKaammuu RReeffoorr--mmuu YYaassaass››”” idi. Meclisten geçirilenbu reformun yap›lmas›n› dayatan daemperyalizmdi, gündeme getirildi-¤inde kamu emekçileri taraf›ndanprotestolarla karfl›land›... AKP yasa-y› protesto eden memurlara joplar-la, gaz bombalar›yla sald›rd›.Emekçilere joplarla, gaz bombala-r›yla dayat›lan reformun nas›l birreform oldu¤unu anlatmak da ge-reksizdir.

‹ktidara gelir gelmez ““bbüüyyüükk bbiirrYYÖÖKK rreeffoorrmmuu”” yapacaklar› vaadin-de bulundular. Fakat, yapt›klar›kendi YÖK’lerini yaratmak ve üni-versitelere türbanl› ö¤rencilerinal›nmamas› sorununu iktidar ç›kar-lar› için kullanmak oldu. Üniversi-telerin ticarethane gibi iflletilmesinekarfl› olmad›, tersine kendileri dahafazla ticarethane haline getirdiler.Üniversiteler onlar›n dönemindedaha fazla halk çocuklar›na kapat›l-d›, e¤itimde adaletsizlik büyüdü vebask›lar ço¤ald›.

KKüürrtt ssoorruunnuunnddaa reform diyegündeme getirdikleri, TRT’de birsaatlik Kürtçe yay›n yap›lmas› oldu,ki buna reform demek de abestir.Di¤er yandan, ““KKüürrtt ssoorruunnuu yyookk--ttuurr,, tteerröörr ssoorruunnuu vvaarrdd››rr””, ““TTeekk mmiill--lleett,, tteekk ddiill,, tteekk bbaayyrraakk,, tteekk ddiinn”” söy-lemlerinde ifadesini bulan imha po-litikalar›n›n s›n›r ötesi ve s›n›r için-deki operasyonlarla, katliamlarlasürdürülmesi, korucular›n say›s›n›nart›r›lmas› AKP politikas› olmufltur.

Bas›na ““AAKKPP AAlleevviilleerrllee iillggiillii rree--ffoorrmm ppaakkeettii hhaazz››rrll››yyoorr”” haberi ser-vis edildi, Alevi halka yönelik oyavc›l›¤›na ç›k›ld›, fakat kendi mil-letvekilleri Reha Çamuro¤lu bile,‘‘AAlleevvii rreeffoorrmmuu’’nun alt›n›n bofl ç›k-t›¤›n› itiraf ederek, baflbakanl›k da-n›flmanl›¤›ndan istifa etti.

Hapishanelerde F tipi ve tecrit

politikas›n› sürdürdüler, gündemegetirdikleri ““cceezzaa rreeffoorrmmuu””,, mev-cut infaz sistemine ek olarak tümtutuklular› zorla çal›flt›rmay› içeri-yordu.

Çal›flma yaflam›nda reform diyekölelik yasalar›n› ç›kard›lar; ssaa¤¤ll››kkrreeffoorrmmuu dediler, iflitme engellileriniflitme cihaz› al›m›n› bile durdurdu-lar; ttaarr››mm rreeffoorrmmuu dendi, tar›m› bi-tirecek, çiftçileri isyan ettiren karar-lar al›nd›, ““hhuukkuukk rreeffoorrmmuu”” dendi,TCK, C‹K, CMUK’ta daha fazlabask›c› düzenlemeler yap›ld›. Vergireformu, trafikte reform, konut re-formu, bürokraside reform, beledi-yelerde reform... bunlar›n hangisin-de halk›n lehine bir düzenleme ya-p›ld›? K›sacas› ortada bir reformyoktu.

AKP’den reformlar›na devam et-mesini isteyenler, hhaannggii rreeffoorrmmllaa--rr››nn ddeevvaamm››nn›› iissttiiyyoorrllaarr?? Aç›klas›n-lar, AKP bugüne kadar halk›n yarar›-na hangi reformlar› yapt› da, halkbunlar›n devam›ndan mahrum kal-mas›n diye aç›klamalar yap›l›yor.

Emperyalizm vve TTekellerinGerçekçi BBeklentileri

Emperyalizmin temsilcileri de“reformlar›n devam›n›” istiyorlard›.AKP’nin kapat›lmamas› karar›n›nard›ndan yapt›klar› aç›klamada flun-lar› söylediler:

10 AKP 10 AA¤ustos 22008

Reform beklentileri kadar yanl›flbir yaklafl›m da, AKP’nin kapat›l-mamas› karar›n›, ““ddeemmookkrraassii””ninbir göstergesi saymakt›r.

Böyle de¤erlendirenlerden birisiRadikal’de yazmaya bafllayan OralÇal›fllar’d›r. Çal›fllar demokratiklefl-me beklentilerini de ifade etti¤i ya-z›s›nda flöyle diyor; “fiimdi her za-mankinden daha çok demokratiklefl-me çabas›na, örgütlenmesine, irade-sine ihtiyaç oldu¤u bir döneme gir-dik. Demokrasiye ve AB’ye yolculukdaha akla uygun flekilde devam ede-

cek. DDeemmookkrraassii kkaazzaanndd››......” .

Murat Belge de, AKP’nin kapa-t›lmamas›ndan, gelece¤e iliflkinumutlananlar içinde. Karar›n huku-ki de¤il, siyasi bir karar oldu¤unubelirttikten sonra flöyle diyor;“...bundan böyle hukuku üstün k›l-ma yönünde verilmifl bir siyasi ka-rar olarak görülüyor –ve bu niteli-¤iyle, bbeennccee,, öönneemmllii bbiirr iimmkkaann,, bbiirryyooll aaçç››yyoorr..”

Maalesef bu çerçevedeki de¤er-lendirmeler de, hiç az say›da de¤il-dir. Oysa, AKP’nin kapat›lmamas›

bu ülkede partilerin kapat›lmas›

devrinin bitti¤i ve demokrasinin

kazand›¤›n›, geliflti¤ini göstermez.

Bu sonuç oligarfli içi iktidar kavga-

s›ndaki güç dengelerinin ortaya ç›-

kard›¤› bir sonuçtur. AKP kapat›l-

mam›flt›r, çünkü o, emperyalizme

ve tekellere mevcut koflullar içinde

en iyi hizmeti veren partidir. De¤il-

se, oligarflik düzenin politikalar›

gerektirdi¤inde partiler de, dernek-

ler de, gazeteler, dergiler, televizy-

on ve radyolar da kapat›lmaya de-

vam edecektir. Yine halk bask› ve

yasaklarla yönetilecektir. Üstelik

tüm bunlar› uygulamaya devam

edecek olan da AKP iktidar› ola-

cakt›r.

AKP’nin Kapat›lmamas›n› Demokrasinin Göstergesi Saymak, Aldanmakt›r

Page 11:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

‹‹nnggiilltteerree DD››flfliiflfllleerrii BBaakkaann›› DDaa--vviidd MMiilliibbaanndd:: Dava, Türkiye’nindikkatini... reformlardan sapt›rd›...art›k öncelik bu rreeffoorrmmllaarr üzerineodaklanmak olmal›d›r.

AAllmmaannyyaa DD››flfliiflfllleerrii BBaakkaann››WWaalltteerr SStteeiinnmmeeiieerr:: fiimdi, önemliolan.. rreeffoorrmm sürecini kararl›l›klasürdürmesidir.

AAvvuussttuurryyaa DD››flfliiflfllleerrii BBaakkaann››UUrrssuullaa PPllaassssnniikk:: Art›k rreeffoorrmm tak-vimini enerjik flekilde yeniden elealmak için hiç bir engel kalmad›.

FFrraannssaa,, Yunanistan, ‹talya ad›nayap›lan aç›klamalarda da AnayasaMahkemesi’nin kapatmama kara-r›ndan duyulan sevinç dile getirildi.

Onlar›n isteklerinde bir mant›k-s›zl›k yoktur. AKP 6 y›la yaklaflaniktidar›nda onlara hizmet etmifltir.Aç›klamalar bunlar›n devam etmesiiçindir. Ki, reform dendi¤inde de,emperyalizmin dayatmalar›n›n yeri-ne getirilmesi akla gelir.

Reform dedikleri Türkiye’yiAB’ye daha fazla ba¤lamak için ç›-kar›lan yasalard›. Reform dedikleri,halk›n elinden al›p, emperyalizmeve iflbirlikçi tekellere vermekti.Özellefltirmeler, ülkenin zenginlik-lerini peflkefl çekmek için ç›kar›lanyasalar, sosyal hak gasp› yasalar›,sa¤l›kta, emeklilikte, çal›flma koflul-lar›nda yap›lan düzenlemeler, hepsibuna hizmet ediyordu.

IMF’ye verilen her niyet mektu-bunda emperyalizme ve iflbirlikçitekellere nas›l hizmet edilece¤i ya-z›l›yd›.

Örne¤in May›s 2005 tarihli niyetmektubunda, AKP’nin 3 y›ll›k süreçiçinde uygulayaca¤› politikalardanbir k›sm› flöyle ifade ediliyordu;““KKaammuuyyaa ppeerrssoonneell aall››mm›› iiflfltteenn çç››--kkaarr››llaannllaarr››nn yyüüzzddee 1100’’uunnuu ggeeççmmee--

yyeecceekk,, Emeklilik Reformu Kanunu,Sosyal Güvenlik Reformu onaylana-cak, YYüüzzddee 66..55’’lliikk ffaaiizz dd››flfl›› ffaazzllaa iilleeyyaabbaanncc››llaarr››nn aallaaccaakkllaarr›› ggaarraannttii aall--tt››nnaa aall››nnaaccaakk,, ee¤¤eerr aaçç››kk oolluurrssaa eekkvveerrggiilleerr kkoonnuullaaccaakk,, Mali disiplinkorunacak (kemer s›kma sürecek!)Ücret ve istihdam politikalar› yeni-den düzenlenecek (ücretler düflürü-lüp iflten ç›karmalar artacak!).

AKP, belirtilen 3 y›ll›k süre için-de bu sözlerinin gereklerini büyükoranda yerine getirdi. (Bu arada,halka verdikleri sözlerin hiç biriniyerine getirmediklerini de hat›rlata-l›m). Ve May›s 2008’de yeniden ve-rilen niyet mektubunda ise flu sözleryer al›yordu; ““PPeerrssoonneell hhaarrccaammaa--llaarr›› oorraann›› aazzaalltt››llaaccaakk,, elektrikteotomatik fiyatland›rma sistemi yü-rürlü¤e girecek, ssoossyyaall ggüüvveennlliikk yyaa--ssaass›› yyüürrüürrllüü¤¤ee ggiirreecceekk,, girdi mali-yetlerindeki art›fl tüketiciye yans›t›-lacak, aakkaarryyaakk››tt üürrüünnlleerriinnddeenn aall››--nnaann vveerrggii aarrtt››rr››llaaccaakk.

Halktan almak ve tekellere ak-tarmak... ““NNiiyyeettlleerriinnddee”” hep buyaz›l› oldu.

Fakat, elbette emperyalizme hiz-metleri salt bununla, yani ekonomikhizmetle s›n›rl› de¤ildir. Türkiye’yiAmerikan islamc›l›¤› çerçevesindeyeniden biçimlendirdiler, AKP ikti-dar›nda da Türkiye emperyalizminhalklara sald›r› için s›kl›kla kullan-d›¤› bir üs olmaya devam etti,BOP’ta emperyalizmin tafleronlu-¤unu yapt›lar.

AKP’nin kapat›lmamas›na sevi-nenler içinde, iflbirlikçi patronlar davard› do¤al olarak.

Çünkü AKP’nin “reformlar›” so-nucunda, açl›k ve yoksulluk oran›yüzde 74’leri bulurken, tekeller kar-lar›n› bir kaç kat›na ç›kard›lar. Ka-patma davas› sürecinde AKP’yedesteklerini emperyalizm kadar aç›-¤a vurmasalar da, onlar da AKP’ninkendilerine hizmetinden memnun-dular ve kapat›lmas›n› istemiyorlar-d›. Dolay›s›yla, onlar›n sözcüleride, karardan duyduklar› sevinci ifa-de ederek, AKP’nin hizmetlerinisürdürmesini istediler.

TTÜÜSS‹‹AADD bbaaflflkkaann›› AArrzzuuhhaann DDoo--

¤¤aann YYaallçç››nnddaa¤¤ flflööyyllee ddeeddii öörrnnee¤¤iinn::Türk demokrasisi önemli bir olgun-luk s›nav›n› baflar›yla tamamlad›...Ülkemizin ihtiyaçlar›na uygun ge-nifl kapsaml› ve genifl kat›l›ml› biranayasa de¤iflikli¤i bafllat›lmal›d›r.

TTOOBBBB bbaaflflkkaann›› RR››ffaatt HHiissaarrcc››kk--ll››oo¤¤lluu ddaa kkaatt››ll››yyoorrdduu oonnaa:: ...karar,milletimizin demokrasiye olan inan-c›n›n tezahürü olarak kabul edilme-lidir. Art›k ifle yeniden koyulma za-man›d›r.

AKP’nin, daha büyük flevkle,““iiflflee kkooyyuullaaccaa¤¤››””na iliflkin bir te-reddütleri oldu¤unu da sanm›yoruz.

AKP’den HHalk YYarar›na Reform BBeklemek ‹‹çin Herhangi BBir Neden YYoktur

AKP iktidar›n›n bundan sonra neyapaca¤›n› tahmin etmek zor de¤il-dir. Sadece gerçekçi ve bilimsel dü-flünmek yeterlidir.

AKP’den halk›n yarar›na bir fleybeklemek için bir neden yoktur, fa-kat halka yönelik daha fazla sald›r›politikalar› beklemek için, bir çokneden vard›r.

Bu nedenlerin bafl›nda, ifade etti-¤imiz gibi AKP’nin emperyalizminve tekellerin partisi olmas› gelir. On-lar›n, deste¤iyle iktidar olmufltur veonlar›n deste¤iyle yönetmektedir.Dolay›s›yla, onlara hizmet etmifltirve hizmetini sürdürüyor.

Bugüne kadar onlarca yasa ç›-karm›flt›r, onlarca “reform” paketigündeme getirmifl, bir ço¤unu ç›-karm›flt›r. Fakat, bunlar›n içindehalk›n sevinçle karfl›lad›¤› tek birreform paketi olmam›flt›r. Fakat, he-men tümü halk taraf›ndan protestoedilmifl, tepkiyle karfl›lanm›flt›r.Çünkü, hepsi halka karfl› yasalard›.

AKP’nin yar›n da farkl› olmas›için bir neden yoktur. Tersine, ka-patma davas› sürecinde emperyaliz-min yo¤un deste¤ini alm›flt›r, bun-dan sonraki süreçte bunun da diyeti-ni ödeyecektir. Dolay›s›yla, halkiçin birfley bekleyemeyiz, fakat geç-miflte oldu¤undan daha fazla em-peryalizme hizmet etmesini bekle-yebiliriz.

Say›: 158 11AKP

Page 12:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

12 ALTERNAT‹F 10 AA¤ustos 22008

Oligarfli içi çat›flmalar›n yayg›n-laflmas› ve derinleflmesi, sisteminteflhirini ve devrimci mücadeleyi ge-lifltirme aç›s›ndan uygun ortamlar-d›r. Ama bu ortamlar ayn› zamandayedeklenmenin, kullan›lman›n, aletolman›n ortamlar›na da dönüflebi-lir... ‹ktidar ufku ve iddias› olmayan-lar için bu yak›n bir ihtimaldir. Ör-ne¤in içinde AKP paralelindeki güç-lerle birlikte çeflitli sol kesimlerin deyer ald›¤› ““DDaarrbbeeyyee KKaarrflfl›› 7700 MMiill--yyoonn AAdd››mm KKooaalliissyyoonnuu””, AKP’ye ye-deklenmenin, oligarfli içi çat›flmadayanl›fl saf tutman›n günümüzdekiörneklerinden biri olmufltur.

Bu koalisyon içinde, AdaletA¤ao¤lu’ndan Eren Keskin’e, Ha-kan Tahmaz’a... EHP’den DS‹P’e,Bar›fl Meclisi’nden ÖDP’lilere ka-dar uzanan baz› sol kesimler yer al›-yor. Keza, DTP, SDP gibi “koalis-yon”un eylemlerine kat›lan kesim-ler de var. Peki neyin koalisyonubu? Bu koalisyon, en k›sa tan›m›y-la, AKP’ye yedeklenmenin ve dü-zen içi politikan›n koalisyonudur.Solun bu kesimleri, oligarfli içi ça-t›flma ve demokrasi mücadelesi ko-nusunda yanl›fl ve çarp›k bak›fl aç›-lar› nedeniyle oligarflinin iç çat›fl-mas›nda AKP’ye yedeklenmektenkurtulamam›fllard›r.

Bu kesimler, tam bir siyasi kör-lük içinde, demokrasi ad›na, de-mokrat tav›r ad›na, AKP politikala-r›n›n yede¤ine düflmüfl, AKP’nin“sivil güçleri”nin ittifak› olarak,halka yanl›fl hedef gösterip, yanl›flpolitika önermektedirler.

Ayn› süreçte, sahte laikçilerinçizgisine yedeklenenler de var;AKP’ye karfl› ç›kma ad›na Genel-kurmaya yedeklenen bu çizgi de enaz birincisi kadar yanl›flt›r. Birincikesim, teorik g›das›n› “Tehlike AKP

de¤il darbe" diyen teori yapanTroçkistler’den al›rken, di¤er kesimise, “tehlike genelkurmay de¤il,AKP” çizgisiyle, kontrgerillayakarfl› mücadeleyi es geçiyor, bütün-lüklü bir tav›r gelifltiremiyor.

Troçkistler, tarihsel çizgilerineuygun olarak, halka kendi iktidar›hedefini göstermiyorlar. Tarihseliktidars›zl›k çizgilerine uygun ola-rak, baflka güçlere yedeklenmeninpolitikas›n› yap›yorlar. Bu teorilerlehareket etmek, ülkemiz solununteorik birikimine, siyasal tecrübesi-ne sayg›s›zl›kt›r.

Bu çizgiler sonuçta, solu düzeniçi çat›flmalara angaje ediyorlar. Solkendi talep ve hedefleriyle mücade-le etmeli...

Oligarfli içi çeliflkilerin keskin-leflti¤i ortamlarda, devrimci, ilericigüçler, bu çeliflkileri de¤erlendire-rek sistemin asl›nda nas›l bir ç›karçark› üzerinde durdu¤unu, nas›l birhukuksuzluk ve adaletsizlik içindeoldu¤unu gösterebilir, kitlelerin so-runlar›n›n çözümü için düzenin fluveya bu gücüne yönelik beklentile-rinin bofla oldu¤unu çok daha somutbiçimde anlatabilirler.

Keza, egemen s›n›flar aras›ndakifliddetli çat›flmalar, ço¤unlukla dü-zenin belli ölçülerde zaafa düflmesive güç kaybetmesi anlam›na da ge-lir. Örgütlü halk güçlerinin bunu de-¤erlendirip de¤erlendiremeyece¤in-den ba¤›ms›z olarak bu böyledir.Düzenin bu zaafl› durumunu de¤er-lendirebilmek ise, birincisi, güç ol-maya, ikincisi do¤ru bir politikaylasürece müdahale etmeye ba¤l›d›r.

Düzen, iç çat›flman›n kendisinibelli ölçülerde zay›f düflürdü¤ününbilincinde olarak, böylesi dönem-lerde, iç çat›flmay› de¤erlendirmeihtimali olan ilerici, sol güçlere kar-fl› da dönemine göre ideolojik veyapolisiye sald›r›lar›n› art›r›r. Nitekimbugün sola karfl› yöneltilen psikolo-jik savafl›n bir nedeni de budur.

Devrimci, demokratik güçler, el-bette oligarfli içindeki çeliflkileri de-¤erlendireceklerdir. Ancak bu sonderece hassas bir politik çizgiyi ge-rektirir. Baflta ifleret etti¤imiz gibi,bu hassasiyet gözetilmez, pragma-tik tav›rlar gelifltirilirse, ideolojikçizgide tutarl› olunmazsa, kendini-zi, bir anda de¤erlendirmek istedi-¤iniz çeliflki ve çat›flman›n bir par-ças› durumunda bulabilirsiniz.

Sözünü etti¤imiz koalisyon için-de yeralan sol güçler, iflte böyle birkonumdad›rlar.

2211 HHaazziirraann VVee 33 AA¤¤uussttooss;;YYeeddeekklleennmmeekk VVeeyyaa AAlltteerrnnaattiiff OOllmmaakk

21 Haziran’da ‹stanbul ‹stiklalCaddesi’nde bir yürüyüfl vard›:““DDaarrbbeeyyee DDuurr DDee”” diye yürüyordukat›l›mc›lar.

3 A¤ustos’ta yine ayn› güzergah-ta bir yürüyüfl vard›: Bu kez yürü-yenlerin önünde aç›lan pankartta““BBuu PPiissllii¤¤ii DDeevvrriimm TTeemmiizzlleerr”” ya-z›yordu.

Kuflku yok ki, yürüyüfllerin anasloganlar›ndan anlafl›laca¤› üzere,birbirinden tamamen farkl› muhte-vadaki yürüyüfllerdir bunlar. Biridüzen içi, biri düzene karfl›d›r; biridüzen güçlerine yedeklenmeyedenk düflerken, di¤eri oligarfli içiçat›flmaya karfl› bir alternatif olufl-turma anlay›fl›n› ifade eder. Fakat il-ginç olan, baz› reformist kesimler,bu yürüyüfllerin her ikisinde de ye-rald›lar. Bu, sözünü etti¤imiz ke-simlerdeki kafa ve politika kar›fl›k-l›¤›n›n da bir yans›mas›d›r. ‹flte bu-rada, bu kar›fl›kl›k üzerinde de dur-mufl olaca¤›z.

AKP’nin iktidar koltu¤una yenioturdu¤u süreçte, AArraall››kk 22000022’deflunu vurgulam›flt›k:

“Önümüzdeki süreçte, AKP ikti-dar›yla genelkurmay ve sermayeninde¤iflik kesimleri aras›nda çeflitli

DDüüzzeenn ‹‹ççii ÇÇaatt››flflmmaaddaaDDeevvrriimmccii PPoolliittiikkaa

Page 13:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

çeliflkiler yaflanmas› da muhtemel-dir. ... Egemen s›n›flar aras›ndakihemen her çat›flmada oldu¤u gibi,tarafla r, kitleleri, güncel deyimle‘kamuoyunu’ kendi yanlar›na çeke-bilmek için bu ç›kar çat›flmas›n› çe-flitli ideolojik motiflerle gerekçelen-direcekler, faflizm, ‘cumhuriyeti ko-ruma kollama’, islamc›lar ‘hak veözgürlükler’ noktas›nda bir mevzioluflturmaya çal›flacaklard›r. Bunoktada çeliflki, laiklik-fleriat kav-gas› görünümünü alacakt›r.”

Nitekim süreç bu temelde gelifl-mifl ve bugün de oligarfli içi çat›flmaesas olarak ayn› noktalarda flekil-lenmektedir. Yukar›daki sözlerindevam› olarak da, solun tavr›na ilifl-kin de flu uyar›y› yapm›flt›k:

“Ne MGK’n›n ‘anti-fleriat’, nede islamc›lar›n ‘anti-laik’politikala-r›na yedeklenilmesi sözkonusu ola-maz. Biz oligarfliye, faflizme karfl›haklar ve özgürlükler mücadelesinigelifltirdi¤imizde, tüm çeliflkiler bi-zim mücadelemize tabi olacakt›r. Bunedenle bizim as›l yo¤unlaflmam›zve hedeflememiz gereken budur.”

Reformizm, iktidar bak›fl aç›s›nasahip olmad›¤› için, düzen içi çat›fl-man›n bir yan›na savruluyor. "Nefleriat, Ne darbe", “Ne refahyol, nehaz›rol”, “Ne postal ne takunya”vs. diyor ama bir tarafa yedeklen-mekten de kurtulam›yor.

Susurluk sürecinde, oligarfli içiçat›flman›n “laiklik” cephesine ye-deklenmifllerdi. Reformizmin ufkudard›; sonraki seçimde oyunu art›r-maktan baflka bir fley düflünmüyor-du. Bu yüzden de ne sloganlar›nda,ne hareket tarz›nda devrimci bir çiz-gi yoktur. Bugün de ayn› küçük he-saplar ve dar ufukla bakmalar›n›n

sonucudur ki, çat›flmaya, gerici ke-simlerle yanyana AKP saf›ndan ka-t›lmakta siyasi olarak bir yanl›fll›kgörmemifllerdir.

Oportünizm de Susurluk süreci-nin belli bir noktas›na kadar politi-kas›zd›. Susurluk’un halk hareketi-nin gelifltirilebilece¤i bir zemin, kit-lelerin e¤itilip örgütlenmesinde birkalk›fl noktas› olabilece¤ini öngör-mekten uzakt›. Geliflmeyi s›radanbir olay olarak gördüler uzun süre.Ve buna uygun olarak da s›radanprotesto gösterilerinin, klasik slo-ganlar›n›n ötesinde bir fley düflün-mediler. Bugün Ergenekon mesele-sinde ise, tam tersine olarak, baz›gruplar, Ergenekon soruflturmas›n›nhem amac›n› yeterince tahlil ede-meyen, hem de “Art›k yolun sonunageldiler. Suçüstü yakaland›lar. fiim-di yakt›klar› köylerin, bombalad›k-lar› gazetelerin, öldürdükleri ayd›n-lar›n hesab›n› verecekler” diyerekmuhtevas›n› abartan bir yaklafl›miçindedirler. (Bu yaz›m›zda bu ke-simlere sadece dikkat çekmekle ye-tinip, as›l olarak AKP’ye do¤rudanyedeklenen reformizmin elefltirisiy-le devam ediyoruz.)

MMGGKK SSoollccuulluu¤¤uu’’nnuunn YYeennii BBiiççiimmii:: AAKKPP DDeemmookkrraattll››¤¤››

Susurluk sürecinde sol ad›na enönemli sapma olarak karfl›m›za‘‘MMGGKK ssoollccuulluu¤¤uu’’ ç›km›flt›; as›lelefltirimiz ona yönelikti. Bugün de‘‘AAKKPP ddeemmookkrraattll››¤¤››’’ ç›kt› karfl›m›za.

AAKKPP ddeemmookkrraattll››¤¤››,, AB’yeuyum sürecini ilerletiyor diyeAKP’yi destekleyen, uyum yasala-r›n› görüp AKP’nin zulmünü, sö-mürüsünü görmezden gelen, AKP,Ergenekon soruflturmas› açt› diye,

“AKP kontrgerillan›n üzerine gidi-yor” diyen ama ayn› dönemdeAKP’nin devrimcilere karfl› uygula-d›¤› infazdan keyfi tutuklamalarakadar uzanan faflist terörü görmez-den gelen bir solculuk türüdür.

Bu kesimler, adeta bütün politi-kalar›n› AKP politikalar› paralelin-de oluflturuyorlar. Avrupa Birli¤ikonusunda da ayn› fleyi yapt›lar,AKP’nin ssoollddaakkii ddeesstteekkççiissii oldu-lar.

MGK solculu¤uyla AKP de-mokratl›¤› birbirine uzak gibi gö-rünse de, ayn› olgunun de¤iflik gö-rünümleridir. Her ikisi de düzeneyedeklenmenin biçimleridir.

Kitlelere ulaflma ad›na, güç top-lama ad›na, oligarflinin flu veya bukesimine yedeklenerek sol politikayap›lamaz; bu flekilde yap›lan poli-tikan›n ssoolluu ggüüççlleennddiirreenn sonuçlar›olmaz.

Oligarfli içi it dalafl›nda, demok-rasi temelinde oligarflinin bir kesi-minden güç almay›, ona yaslan›pkendini öne ç›karmay› düflünenler,güç alamayacaklar› gibi, oligarflininbir kesimine ggüüçç vveerrmmiiflfl olurlar.Bu, Susurluk sürecinde, 28 fiubat’taböyle oldu, bugün de böyle oluyor.Oligarfli içi it dalafl› dün de vard›,yar›n da olacak; bu noktada do¤rubir politika, do¤ru ilkeler gelifltire-meyenler, flu ya da bu kesime ye-deklenmeye devam ederler.

Düzen içi bak›fl aç›s›, her çat›fl-ma sürecinde, yanl›fl saflara savur-du¤u gibi, somut taleplerin ve slo-ganlar›n da yanl›fl olmas›n› berabe-rinde getirir. Mesela, Susurluk süre-cinde oldu¤u gibi, demokratik an-lamda dahi çok daha genifl kapsam-l› ele al›nmas› gereken talepler,“dokunulmazl›klar kald›r›ls›n” gibilokal taleplere hapsedilir veya, gü-nümüzde oldu¤u gibi, iflbirlikçili-¤in, faflizmin, kontgerillan›n karfl›-s›na bütünlüklü olarak ç›k›lmas› ge-reken noktada, “darbeye dur de”gibi somut gerçekli¤e denk düflme-yen sloganlar›n ve gerici kesimlerinkuyru¤una tak›l›n›r.

Düzen içi bak›fl, dün TÜS‹AD’›ndemokratikleflme program›n› “yeni-

Say›: 158 13ALTERNAT‹F

Biri ddüzen iiçi, bbiridüzene kkarfl›d›r; bi-ri ddüzen ggüçlerineyedeklenmeye ddenkdüflerken, ddi¤eri ooli-garfli iiçi ççat›flmayakarfl› bbir alternatifoluflturma aanlay›fl›-n› iifade eeder.

Page 14:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

14 ALTERNAT‹F 10 AA¤ustos 22008

likçi, ilerici ve çözücü” buluyor,hatta Mesut Y›lmaz gibi tescilli birtekelci temsilcisinin hükümet kur-mas›na destek veriyordu. Bugün deAKP’nin program›nda, politikala-r›nda ““iilleerriiccii,, ddeemmookkrraattiikklleeflflmmeeyyiiggeelliiflflttiirreenn yyaannllaarr!!”” buluyor.

Ergenekon davas›n›, AKP’ninkapat›lmamas›n› demokratiklefl-meyle özdefllefltirebiliyor. PekiAKP gibi iflbirlikçi ve faflist bir par-tide ilerici, demokratik yanlar› nas›l“buluyor” reformizm? Mesela niyeo programlara, politikalara devrim-ciler bakt›¤›nda bunlar› göremiyor-lar da, reformistler görüyor? Çünküonlar, bbööyyllee ggöörrmmeekk iissttiiyyoorrllaarr.. Dü-zen içi politikalar›n› meflrulaflt›ra-cak, en az›ndan düzenin baz› kesim-leriyle paralellik kurabilecekleri birfleyler görmek istiyorlar. Bu düzeniçi bak›fl öyle bir fleydir ki, hiçbirkesimde bir fley bulamasa, Genel-kurmay’da dahi iilleerriicciilliikk görür.

As›l tehlike darbedir; ilericilikönce darbeye karfl› ç›kmakt›r... te-orilerini yapanlar, AKP’nin AB veErgenekon politikalar›n› alm›fl, slo-ganlaflt›r›p kendi politikalar›na dö-nüfltürmüfllerdir. Taktik ad›na, sis-tem içinde meflrulaflma ve sistemiçinde kabul görme ad›na, bu burju-va politikac›l›¤› meflru ve mazur gö-rülemez.

AKP’ye veya sahte laikçilere ye-deklenmifl bir politik hat, sol, ilericibir politik hat olarak kabul edile-mez. Böyle olmad›¤› bugüne kadartekrar tekrar tan›k olunan siyasalsonuçlardan da görülmektedir.

Bu sol, esas olarak gelece¤e,devrime inanc›n› kaybetmifl, siyasiiradesi büyük ölçüde yok olmufl,ideolojisi belirsizliklerle dolmufl birsoldur. Böyle bir politikay› “sol”kabul etmek, sol devrimci politi-kayla burjuva politikas›, devrimciideolojiyle burjuva ideolojisi ara-s›ndaki farklar› belirsizlefltirmektir.

SSooll,, KKeennddii ‹‹ddeeoolloojjiissii,, ‹‹ddddiiaass›› VVee TTaalleepplleerriiyyllee VVaa rroollaabbiilliirr!!

Ergenekon veya kontrgerilla ›s-rarla, Hrant Dink, Necip Hablemi-

to¤lu, Dan›fltay cinayeti gibi bir kaçolay etraf›na hapsediliyor. Neden?Üstelik bunu yapanlar sadece AKPyalakalar› da de¤il, baz› sol kesim-lerde de var ayn› yaklafl›m.

Bu yaklafl›m›n Susurluk sürecin-deki tezahürü, A¤arlar "Bin operas-yon yapt›k" diye ortada dolafl›rken,sadece burjuva bas›n yay›n kurum-lar›n›n de¤il, reformist sol kesimle-rin, ayd›nlar›n da U¤ur Mumcu, Ab-di ‹pekçi, Çetin Emeç cinayetlerin-den ötesini a¤›zlar›na pek almak is-tememesiydi. Özellikle silahl› mü-cadele yürüten sol güçlere karfl› ger-çeklefltirilen infazlar, kay›plar, ade-ta meflru görülmektedir... Oysa sol,bu zeminde, TTüürrkkiiyyee’’nniinn kkaannll›› ttaa--rriihhiinnii koymal›d›r ortaya cüretle.Bunun hesab›n› istemelidir. Elbettebunun için de düzenin ttüümm kkeessiimm--lleerriinnii hheeddeeffee kkooyymmaass›› gerekir;AKP’yi de, TÜS‹AD’c›lar› da...Baflka deyiflle, ddüüzzeenniinn ttüümm kkeessiimm--lleerriiyyllee ççaatt››flflmmaayy›› göze almas› gere-kir.

Tersi, yani Ergenekon’un belliolaylarla ve belli “fail”lerle s›n›r-lanmas›n› kabul etmek, oligarflinin“devleti koruma” manevralar›na,burjuva politikac›l›¤›na "sol"dandestek vermektir. Ki bu politikalar,devrimci bak›fl aç›s›ndan uzaklafl›l-d›¤›nda nas›l düzen içi politikalarasavrulundu¤unu göstermesi bak›-m›ndan çarp›c› örneklerdir.

Oligarfli, y›llard›r solu, düzeninicazeti d›fl›na ç›kmayan bir konumaçekmeye çal›fl›yor.

Solda düzen güçlerine yedeklen-menin ideolojik, maddi nedenleribulunup yokedilmelidir. Bu neden-ler bulunup mahkum edilmedi¤indedüzeni güçlendiren bu tür politika-lar devam edecektir. Baflkalar›n›npolitikalar›na yedeklenenlerin ken-

disinin bir alternatif olamayaca¤›aç›kt›r. O halde, böyle bir muhase-benin kaç›n›lmazl›¤› da ortadad›r.

Baflka güçlere yaslanarak varol-maya çal›flmak, solun kkeennddii iiddddii--aass››nn››,, iiddeeoolloojjiissiinnii yads›makt›r. So-lun çeflitli kesimlerinin tarihi asl›n-da bu konuda ibretliktir. Güç olma-y›, çeflitli sosyalist ülkelere dayan-makta bulmufl hareketler, bu daya-naklar›ndan yoksun kal›nca, herke-sin bildi¤i gibi, politik ve ideolojikolarak da ayakta kalamam›fllard›r.

Baflka güçlere yaslanma anlay›-fl›, her koflulda ayn› siyasal sonucuüretecektir. Düzen içi güçlere yasla-narak politika yapmaya çal›flanlar›bekleyen ak›bet ayn›d›r.

Düzen içi güçlere, düzen içi po-litikalara yedeklenilerek politikayapmak, belki baz›lar› için geçicigüç ve imkanlar sa¤layabilir. Örne-¤in “Darbeye dur de” platformuna,eylemlerine kat›ld›klar›, AKP’ninkapat›lmamas› konusunda ola¤a-nüstü bir aktiflik gösterdikleri nok-tadan itibaren AKP’ci bas›n yay›nkurulufllar›nda ÖDP’nin genel bafl-kan›na cömertçe yer verilmesi böy-le bir fleydir. Ama bu tür “imkan-lar”, geldikleri gibi giderler ve geri-de de pek bir fley b›rakmazlar.

Örgütsel, ideolojik ve politik ba-¤›ms›zl›¤›n›, ilkelerini korumayan-lar, siyaseten güç olamazlar. ‹ktidaraalltteerrnnaattiiffii bir güç haline gelemez-ler. Güçlenmeleri hep geçici kalma-ya mahkumdur.

Oligarflik iktidara, Genelkurma-y› ve AKP’siyle emperyalizme ba-¤›ml›l›¤› ve faflizmi sürdüren tümgüçlere yönelmeyip, düzen içi güç-ler yan›nda saf tutan politika ve tak-tikler, düzeni güçlendirip devrimcidemokrat güçleri zay›flat›r.

Devrimci, demokrat, ilerici güç-lerin, kontrgerillaya karfl› olan güç-lerin çizgisi AKP paralelinde olma-mal›d›r. Kontrgerillaya karfl› izlene-cek tek devrimci çizgi, hiç kuflkuyok ki devrimcilerin çizgisidir;kontrgerillaya karfl› adalet ve de-mokrasi için yürünecekse, devrim-cilerle birlikte yürünülecektir.

KKoonnttrrggeerriillllaayyaa kkaarrflfl›› iizzllee--nneecceekk tteekk ddeevvrriimmccii ççiizzggii,, hhiiççkkuuflflkkuu yyookk kkii ddeevvrriimmcciilleerriinnççiizzggiissiiddiirr;; kkoonntt rrggeerr ii ll llaayyaakkaarrflfl›› aaddaalleett vvee ddeemmookkrraassiiiiççiinn yyüürrüünneecceekkssee,, ddeevvrriimmccii--lleerrllee bbiirrlliikkttee yyüürrüünnüülleecceekkttiirr..

Page 15:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Say›: 158 15GENÇL‹K

“Dev-Gençad›yla örgüt-lenen, Dev-Sol’a ba¤l› bu

yap›, lise ve üniversitedeki gençleri organize etmek-le görevlidir. Ö¤renci olaylar›na öncülük eden bu ka-nat ‘kaos’ oluflturmak için 12 Eylül öncesi önemligösteriler düzenler. Ankara ve ‹stanbul’daki eylem-lerin merkezinde hep bu yap› vard›r. Bugün ayn› ya-p› Genç-Der olarak eylemlerini sürdürüyor. Lise veüniversite yap›lar› da bu gençlik çat›s› alt›nda topla-n›yor. Mesela örgüt, liselerde eylem yapaca¤› s›radaLiseli Dev-Genç (LDG) imzas›n› kullan›rken, üniversi-telerde DHKC Dev-Genç ismini öne ç›kar›yor.” (HaflimSöylemez, Aksiyon Dergisi, say› 711, 21.07.2008)

Emperyalizmin savunucular›, Amerikan ‹slamc›-lar›n›n dergisi Aksiyon’un kontra kalemlerinden Ha-flim Söylemez, yaz›s›nda devrimci gençli¤e böylesald›r›yor. Tabi ki bu yaz›da ifade edilen zihniyet, sa-dece Söylemez’le s›n›rl› de¤ildir. Bu yaz› devrimcile-re sald›rmak için en küçük bir f›rsat› bile kaç›rma-yan zihniyetin ortak ürünüdür. Bir bölümünü aktar-d›¤›m›z bu yaz›, bafl›ndan sonuna devrimci gençli¤eve devrimcilere sald›r›larla doludur.

Oligarfli içi güçler iktidar çat›flmas› yürütüyor.AKP halk› kand›rarak, kontrgerillaya karfl› mücade-le etti¤ine inand›rmaya çal›fl›yor. Ama bunu yapar-ken, devrimcilere sald›rmay› da ihmal etmiyorlar.Bunun aksini de beklemiyoruz zaten. Çünkü AKP’li-lerin de, Ergenekoncular›n da ç›karlar› bu sistemiçindedir ve birbirleriyle iktidar pastas›ndan dahafazla pay almak için çat›flsalar da, as›l çeliflkileri dev-rimcilerledir.

Devrimci gençli¤i illegal örgütmüfl gibi gösterme-ye çal›flmalar›n›n temelinde de bu vard›r. Ellerindebir belgesi olmayan “ba¤lant›lar›, iliflkileri,olaylar›”, tek kelime do¤ru bir cümle kurmayan vevarl›klar› bile halk için tart›flmal› olan ‘gizli tan›k-larla’ inand›r›c› k›lmaya çal›fl›yorlar. Ama anlatt›kla-r› masallarla inand›r›c› olam›yorlar, olamazlar da...

Çal›flmalar›m›z, mücadelemiz illegal de¤ildir, ille-gal örgütlerle ba¤lant› kurulmaya çal›fl›lmas›, gençli-¤in mücadelesini bask› alt›na almaya yöneliktir.Evet, devrimci gençlik, ony›llard›r ülkemizde onurlubir mücadelenin sürdürücüsüdür. Emperyalizmekarfl› ba¤›ms›zl›k bayra¤›n›n tafl›y›c›s›d›r. Üniversite-lerin bir avuç tekelin hizmetinde ticarethaneleredönüfltürülmesinin karfl›s›nda onurlu bir mücadele-nin sahibidir. ‹flçilerin, köylülerin tüm emekçi halk›-m›z›n sorunlar›na sahip ç›kan, eylemlerinde yeralan, birlikte mücadele eden bir geçmifle sahiptir.

Gençli¤in mücadelesinin öncüsü olma iddias›ndad›r.Bu görevini onurla yerine getirmifltir, getirmektedir.Ve ülkesine sahip ç›kan bu gelenek devam etmek-tedir. Bunlar s›r olmayan fleylerdir. Ve ne yaparlarsayaps›nlar, ucuz propagandalar›yla sonuç almay› ba-flaramayacaklar, halk›m›z devrimci gençli¤i sahip-lenmeye devam edecektir.

Evet, devrimci gençlik, liselerde de, üniversiteler-de de, gençli¤i örgütlüyordu, bugün de örgütlüyor.Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için örgütlenmekten, kit-leleri örgütleyip mücadeleye katmaktan daha do¤alve meflru birfley yoktur. Bu yüzden okullarda, mey-danlarda, grevlerde halk›n bilinçlenmesini sa¤lam›fl-lard›r. Onlar iflgallerde, boykotlarda, grevlerde hepen öndeydiler, çünkü halk›n öncüleriydiler. Ve buülkenin gerçek devrimcileri burada örgütlenmiflti.Devrimci gençli¤in bu yan›yla aln› akt›r, as›l sorun,ba¤›ms›zl›k için örgütlenmek ve mücadele etmektede¤il, emperyalizmin kuca¤›nda oturup, vatan›, dini,iman› herfleyi emperyalizmin hizmetine sunmakta-d›r. Kirli iliflki arayacaklarsa, kendi iliflkilerine ve hiz-metinde olduklar› Amerika’ya bakmal›d›rlar.

Haflim Söylemez, devrimcilerin eylemlerine de-vam etti¤ini söylüyor. Do¤rudur, devrimciler müca-deleye aral›ks›z devam ediyor. Devrimci gençlik üni-versitelerde, liselerde örgütlenmeye, gençli¤e bilinçtafl›maya, onlar› mücadeleye katmaya devam edi-yor. Ne yaparlarsa yaps›nlar, devrimciler onlar gibiolmayacak, bu ülkeyi büyük patronlarla masa bafl-lar›nda satmayacak, devrimciler de¤erlerine sahipç›kmaya devam edecekler. ‹flte onlar›n katlanama-d›¤› budur.

Korkuyorlar. Çünkü y›llard›r devrimci gençlik cü-retiyle, kararl›l›¤›yla, geleneklerinden ald›¤› güçle,prati¤iyle gençli¤i düzene karfl› mücadeleye kat›yor.Bu düzenin alternatifini devrimciler sunuyor. Dünde bugün de sömürü ve zulüm düzenleri ad›na kor-kulu rüyalar görmelerine neden olan gelenek, bu-gün de gençli¤in mücadelesinde devam ediyor.Korkmakla s›n›rl› de¤ildir tepkileri, ayn› zamandasald›r›yorlar. Okullardan atmalarla, komplolarla, tu-tuklamalarla bu mücadeleyi engellemeye çal›fl›yor-lar.

Dün Susurluk vard›, bugün Ergenekon var, yar›nbaflka bir isimle kontrgerillaya karfl› mücadele pa-lavralar› sürer. Fakat, kontrgerilladan hiç birisi devazgeçemezler.

Kontrgerilla bu sistemin parças›d›r. Halka ve dev-rimcilere karfl› savafl› kontrgerillalar›yla sürdürmeyede devam edeceklerdir. Fakat bu ayn› zamanda ken-di mezar›n› kazmakt›r. Gençli¤in görevi de, onlar›nyalanlar›n› a盤a ç›karmak, teflhir etmektir. Bu sald›-r›lar, iftiralar gençli¤in örgütlenmesini engelleye-mez. Gençlik örgütlenmeye ve onurlu mücadelesinedevam edecektir.

Egemenlerin Boy HedefiDevrimci Gençlik

Gençlik Federasyonu

Page 16:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

16 KONTRGER‹LLA 10 AA¤ustos 22008

‹stanbul’un yoksul gecekondula-r›nda Halk Cephesi üyeleri taraf›n-dan yap›lan meflaleli yürüyüfllerleAKP’nin kontrgerillay› tasfiye etti-¤i yalanlar› teflhir edilerek halka ba-¤›ms›zl›k demokrasi mücadelesinekat›lma ça¤r›s› yap›ld›.

6 A¤ustos günü Gazi, ‹kitelli,Okmeydan›, 1 May›s mahallelerin-de ayn› saatlerde yap›lan yürüyüfl-lerle “AKP Yalan SöylüyorKontrgerilla Görevi Bafl›nda” yaz›l›pankartlar aç›ld›.

GGaazzii MMaahhaalllleessii’’nnddee gerçekle-flen yürüyüfl öncesinde halkada¤›t›lan bildirilerle eyleme kat›l›mça¤r›s› yap›ld›.

Gazi Temel Haklar ve Özgürlük-ler Derne¤i önünde bafllayan mefla-leli yürüyüfl s›ras›nda mahalleninara sokaklar› dolafl›larak ana cadde-ye ç›k›ld›. Cadde boyunca yap›lanyürüyüfl s›ras›nda “Kahrolsun M‹TC‹A Kontrgerilla” sloganlar› at›ld›.Yürüyüfl s›ras›nda ayr›ca Ergene-kon devletini teflhir eden konuflma-lar yap›l›rken çevrede bulunan halk-tan insanlar da alk›fllarla eylemedestek verdiler. Yaklafl›k 300 kiflininkat›ld›¤› eylem Gazi Cemevi önün-de yap›lan bas›n aç›klamas›yla biti-rildi.

‹‹kkiitteellllii Halk Cephesi üyeleri deAtatürk Mahallesi 2. Sokak’tan“Kontrgerilla Halka Karfl› Savafl›nAd›” sloganlar›yla bafllad›klar› yü-rüyüfl boyunca halka yapt›klar› ça¤-r›larla egemenler aras›ndaki bu itdalafl›n› teflhir ettiler. Mahalle hal-k›ndan insanlar›n evlerinin camla-r›ndan alk›fllayarak destek verdi¤iyürüyüfl sonunda Cemevi önündebas›n aç›klamas› yap›ld›. Eylem“Kurtulufl Kavgada, Zafer Cephe-de” sloganlar› ve söylenen marfllar-la bitirildi.

OOkkmmeeyyddaann››’nda Dikilitafl Par-k›’nda biraraya gelen Halk Cephesiüyeleri meflaleler ve dövizlerle ma-

halle içinde yürüyüfl yapt›lar. “BiriSivas’ta yakt›, di¤eri Gazi’yi tez-gahlad›. Biri Marafl’ta a¤açlara çivi-ledi, biri bin operasyonun alt›na im-za att›. Biri baflörtümüze söz söyle-di, di¤eri demokrat kesildi. ‹kisi debirleflip vatan› satt›, ikisi de kolkolagirip halk› aç b›rakt›” fleklindeki du-yurularla mahalle halk›na seslenenHalk Cephesi üyeleri AKP’nin de-mokratl›k masallar›n› teflhir ettiler.

“Kontrgerilla Görevinin Bafl›n-da, Kurtulufl Kavgada Zafer Cephe-de” sloganlar›yla mahalleyi inletenHalk Cepheliler Zafer Yak›nda veGündo¤du marfllar›n› hep bir a¤›z-dan hayk›rd›lar. fiark Kahvesindengeçerken önlerine kurulan çevikkuvvet barikat›n›n önünden slogan-larla geçen Halk Cepheliler yürüyüflyapt›klar› yolu kapatan panzerlerinaras›ndan sloganlarla geçtiler. Yü-rüyüfl sonunda Sa¤l›k Oca¤› önündebas›n aç›klamas› yap›lmas›yla ey-lem sona erdi.

11 MMaayy››ss MMaahhaalllleessii’’nnddeePPoolliiss SSaalldd››rr››ss››

ÜÜmmrr aanniiyyee 11 MMaayy››ss MMaahhaallllee--ssii’nde yap›lan meflaleli yürüyüflepolis sald›rd›. AKP’nin yalanlar›n›nteflhir edilmesini hazmedemeyenAKP’nin polisi Halk Cephelileregaz bombalar›, joplarla sald›rd›. Ka-rakol Dura¤›’da bafllayan yürüyüflte

Halk Cephesi Uyar›yor:“Ergenekon DiyerekAldat›yorlar; KontrgerillaGörevinin Bafl›ndad›r!”

Halk Cephesi Dört Bir Yanda Ayn› Ça¤r›yla Meydanlardayd›: “Ba¤›ms›zDemokratik Türkiye MücadelesiniYükseltelim!”

AAnnkkaarraa’’ddaann MMeerrssiinn’’ee,, HHaa--ttaayy’’ddaann ‹‹zzmmiirr’’ee ‹‹ssttaannbbuull’’uunnggeecceekkoonndduu sseemmttlleerriinnee kkaa--

ddaarr bbiirrççookk yyeerrddee HHaallkk CCeepp--hheessii ““KKoonnttrrggeerriillllaayyaa kkaarrflfl››””eeyylleemmlleerr yyaapptt››......

HHaallkk CCeepphheessii,, kkeennddii aarraallaa--rr››nnddaa iikkttiiddaarr kkaavvggaass›› vveerreennAAKKPP vvee GGeenneellkkuurrmmaayy’’››nn aall--

ddaattmmaallaarr››nnaa kkaarrflfl››,, hhaallkk›› kkeenn--ddii cceepphheessiinnddee mmüüccaaddeelleeyyeeççaa¤¤››rr››yyoorr....

MMeeflflaalleellii yyüürrüüyyüüflfllleerrddee,, ggööss--tteerriilleerrddee,, ppaanneelllleerrddee,,ddaa¤¤››tt››llaann bbiillddiirriilleerrddee,, ppaann--

kkaarrttllaarrddaa EErrggeenneekkoonn ooppeerraass--yyoonnuunnuunn,, ddaarrbbee--flfleerriiaatt iikkiillee--mmiinniinn iiçç yyüüzzüü aaçç››kkllaann››yyoorr......

t

t

t

Page 17:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

halka yönelik duyurularla AKP’ninErgenekon yalanlar› teflhir edildi.Halk›n yo¤un ilgi gösterdi¤i ve ka-t›l›m sa¤lad›¤› yürüyüflte Çeflme du-ra¤›na var›ld›¤›nda polis hiçbir uya-r› yapmadan panzer, akrep ve çevikkuvvet ile birlikte sald›r›ya geçti.Tazyikli su ile bafllayan sald›r› gazbombalar› ile devam etti. Tazyiklisu ve gaz bombalar› ile kitleyi da-¤›tmaya çal›flan polis bunda baflar›l›olamad›. Saat 23.30’a kadar sürençat›flmada halk AKP’lilerden, Erge-nekonculardan de¤il devrimcilerdenyana oldu¤unu gösterdi. 23.30’daM. Kemal dura¤›nda birleflen HalkCepheliler bas›n aç›klamas› yaparakeylemi bitirdiler.

‹‹ssttaannbbuull MMaahhaalllleelleerriinnddeePPaanneelllleerr

Halk Cephesi meflaleli yürüyüfl-lerin d›fl›nda paneller, bildiri da¤›-t›mlar› çal›flmalar›yla da egemenle-rin iktidar savafl›n› teflhir ediyor.

1 A¤ustos günü Sar›gazi TemelHaklar’da yap›lan bir panelde, Er-genekon ve AKP aras›ndaki ç›karçat›flmas› anlat›ld›. Erdo¤an Çobanve Serdar Polat’›n konuflmac› oldu-¤u panelde, “kontrgerillan›n iflba-fl›nda oldu¤una, tasfiyesinin bu sis-tem içinde mümkün olmad›¤›na,bunun iktidar sorunu oldu¤una vefaflist iktidar›n kontrgerilla ihtiyac›-n›n bitmeyece¤ine” de¤inildi. Dev-rimcilere yönelik kontra haberlerin

amaçlar›n›n da anlat›ld›¤›panel halka ba¤›ms›zl›k de-mokrasi mücadelesine kat›-l›m ça¤r›s›yla son buldu.

2 A¤ustos günü ise Sul-tanbeyli Cemevi bahçesin-de “Ergenekon ve AKP”konulu panel düzenlendi.Nurettin Kaya ve Erdo¤anÇoban’›n konuflmac› ola-rak kat›ld›¤› panelde; "AKP ve Ergenekon ara-s›ndaki saflaflma halk›n

saflaflmas› olamaz. Her ikiside halka karfl› birdir ve halkakarfl› savafl›n sömürünün sür-dürücüleridir. Egemen güçle-rin ç›kar savafllar› süreklidir.Ancak, ç›karlar› ve iktidarla-r› tehlikeye düfltü¤ünde bir-leflirler. AKP de kontrgeril-lan›n gönüllü sürdürücüsü-dür. Kontrgerillay› tasfiyeetme sözleri yaland›r. AKPsadece kendi önünü temiz-

liyor ama kontrgerilla ifl bafl›n-dad›r ve bu sistemde de böyleolacakt›r. Kontrgerilla devlet-tir. Bu bir iktidar sorunu-dur”denildi.

AAKKPP’’nniinn HHaallkkaa YYaallaannSSööyylleeddii¤¤ii AAnnaaddoolluu’’ddaaDDaa HHaayykk››rr››lldd››

HHaattaayy’’da Halk Cephesikontrgerillan›n halen iflbafl›nda ol-

du¤unu teflhir etmek için Ulus mey-dan›nda bir eylem düzenledi. “AKPYalan Söylüyor Kontrgerilla ‹flba-fl›nda” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› ey-lemde “Zalimlerin, ‹flbirlikçilerinBizi Kullanmas›na ‹zin Vermeye-lim!" dövizleri de tafl›nd›. Eylemdeyap›lan aç›klamada “Bu savafl bi-zim savafl›m›z de¤ildir. Bizim sava-fl›m›z sömürüye, zulme karfl› insan-ca bir yaflam savafl›d›r. Bizim sava-fl›m›z ba¤›ms›z, demokratik Türkiyesavafl›d›r. Ba¤›ms›z, demokratik birTürkiye için birleflelim!” denilerekhalka adil bir düzen için örgütlenmeça¤r›s› yap›ld›. Eylemin ard›ndanda¤›t›lan 750 bildiriyle AKP’nin Er-genekon aldatmacas› teflhir edildi.

Halk Cephesi AAddaannaa Temsilcili-¤i de 4 A¤ustos günü Adana ‹nönüPark›’nda yapt›¤› eylemle AKP’ninErgenekon Operasyonu ile bürün-meye çal›flt›¤› demokratl›k maskesi-ni teflhir etti. “AKP Yalan Söylüyor,Kontrgerilla Görev Bafl›nda! Ba-¤›ms›zl›k ve Demokrasi Mücadele-sini Yükseltelim!” pankart›n›n aç›l-d›¤› eylemde Halk Cephesi ad›naaç›klama yapan fiemsettin Kalkan“Ergenekoncular›n da, onlar› tasfiyeediyorum diyen AKP’nin de elleritemiz de¤ildir. Onlar›n elleri halkla-r›n kanlar›yla kirlenmifltir. Emper-yalizm iflbirlikçisi ve katliamc›d›r-lar. On y›llard›r kontrgerilla politi-kalar›yla bizim kan›m›z› döktüler.Hesap soracak olan da biziz” dedi.Eylem sonunda 500 bildiri Adanahalk›na ulaflt›r›ld›.

Ergenekon operasyonu diyerekkendini aklama çabas›nda olan AKPiktidar›n›n yalanlar› ‹‹zzmmiirr’de yap›-lan bir eylemle halka aç›kland›. 4Temmuz günü Kemeralt› Girifli’ndetoplanan Halk Cepheliler ad›naaç›klamay› Yurdagül Gümüfl okudu.Gümüfl aç›klamada, AKP’nin kont-rgerilladan ayr› olmad›¤›n›, “kont-rgerillay› tasfiye ediyorum” aç›kla-malar›n›n, “laiklik-ulusalc›l›k” k›l›-f› alt›nda süren tart›flmalar›n yalanoldu¤unu her iki taraf›n emperya-lizm ile iflbirli¤inde birbiri ile yar›-fl›rken halka karfl› sald›r› ve katli-amlarda omuz omuza hareket etti¤ibelirtildi. “Emperyalizmin ç›kar ve

Say›: 1158 17KONTRGER‹LLA

Okmeydan›

Gazi

‹kitelli

Page 18:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

18 KONTRGER‹LLA 10 AA¤ustos 22008

sömürü için ben daha iyi iktidarolurum diye girdikleri iktidarkavgalar›n›n taraf› olmayal›m.Yaln›z ezen ve ezilen olmaküzere iki taraf oldu¤unu bilerekkendi iktidar›m›z için örgütle-nelim” denilen aç›klamada em-peryalizm ve iflbirlikçilerinekarfl› ba¤›ms›zl›k, demokrasimücadelesine kat›lma ve yük-seltme ça¤r›s› yap›ld›. Eyleminard›ndan megafonla AKP’ninyalanlar› anlat›l›rken bildiri da-¤›t›m› yap›ld›. Yar›m saat sürenbildiri da¤›t›m›nda halka 1000adet bildiri ulaflt›r›ld›.

Halk Cephesi AAnnkkaarraa Tem-silcili¤i ise 5 A¤ustos YükselCaddesi ‹nsan Haklar› An›t›önünde bir eylem gerçeklefltir-di. AKP’nin iktidar savafl›n›kontrgerillay› tasfiye ediyorumdiyerek pazarlad›¤›n›n ve halkademokrat görünmeye çal›flt›¤›-n›n aç›kland›¤› eylemde “Hal-k›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z” slo-ganlar› at›ld›. ESP veBDSP’nin de destek verdi¤ieylem sonunda yar›m saat için-

de 500 bildiri da¤›t›ld›. 5 A¤ustos günü AKP’nin

kontrgerilladan ba¤›ms›z olma-d›¤› gerçe¤i Halk Cephesi AAnn--ttaallyyaa Temsilcili¤i taraf›ndan dadile getirildi. K›fllahan Meyda-n›’nda yap›lan bir eylemle Er-genekon operasyonunun ege-menler aras› iktidar savafl› ol-du¤u halka anlat›larak kontrge-rillan›n bir devlet politikas› ol-du¤u söylendi.

Polisin eylemde ismiyle hi-tap etti¤i bir faflist taraf›ndanprovokasyon yaratma çabalar›Halk Cepheliler taraf›ndan bo-fla ç›kar›l›rken eylem sonundabildiri da¤›t›ld›.

MMeerrssiinn’de yap›lan eylemde

de “Zalimlerin ‹flbirlikçilerin

Bizi Kullanmalar›na ‹zin Ver-

meyelim”yaz›l› dövizler tafl›n-

d›. 6 A¤ustos günü Tafl bina

önünde yap›lan “AKP Halka

Yalan Söylüyor”sloganlar›n›n

at›ld›¤› eylem sonunda halka

AKP’yi teflhir eden 750 adet

bildiri da¤›t›ld›.

3 A¤ustos günü devrimciler, Demokratik Kitle Örgüt-leri, Taksim Tünel’den Galatasaray Lisesi önüne kadaryürüyerek kontrgerillan›n Güngören’de yapt›¤› katliam›ve kontrgerilla sald›r›lar›n› kitlesel bir eylemle protestoetti.

Saat 13.00’den itibaren Tünelde toplanmaya bafllayankitle “Bu Pisli¤i Devrim Temizler” pankart›n› açt›lar. Ay-n› zamanda “Kontrgerilla Marafltayd›, Sivastayd›, 6-7 Ey-lül’deydi, fiemdinli’deydi, 77 de Taksim’deydi, Güngö-ren’deydi, Kenan Evren ve Di¤er Cuntac›lar Da Yarg›lan-s›n, Emperyalizme AKP’ye Kontrgerillaya Karfl› Yürüyo-ruz, 1000 Operasyon Aç›klans›n Sorumlular› Yarg›lans›n”dövizlerini tafl›yan kitle Tünel’den Galatasaray Lisesi’nedo¤ru yürüyüfle geçti.

Galatasaray Lisesi önünde yap›lan aç›klamada; “Biryandan Ergenekon operasyonu ile darbecilerin ve çetele-rin üzerine gidiyoruz propagandas› yap›l›rken, di¤er yan-dan Güngören’de katliam düzenleniyor....” denildi. Med-yan›n da yalan politikas›na ortak oldu¤u dile getirilirken,

yap›lan aç›klamada“Bu pisli¤i devrim te-mizleyecektir. Güngö-ren katliam›n›n hesa-b›n› sormak, halk›m›-z›n ac›lar›n› paylafl-

mak, kontrgerilla düzenini yaratan devlet anlay›fl›yla he-saplaflmaktan geçiyor!” vurgusu yap›ld›.

Anti-Kapitalist, BDSP, DTP, EHP, EMEP, ESP, HalkCephesi, HKM, KALDIRAÇ, KÖZ, ODAK, ÖDP, SO-DAP, Sosyalist Parti Giriflimi, Toplumsal ÖzgürlüklerPlatformu KESK ‹stanbul fiubeler Platformu, D‹SK Lim-ter-‹fl, D‹SK Sine-Sen, Tekstil-Sen taraf›ndan düzenleneneyleme yaklafl›k 1500 kifli kat›ld›.

Ankara

Antakya

‹zmir

Kontrgerillan›n Sald›r›lar›na Karfl› Kitlesel Yürüyüfl;

BU P‹SL‹⁄‹ DEVR‹M TEM‹ZLER!

Page 19:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Ekonomizm, iflçi s›n›f›n›n iktidarmücadelesine karfl› ç›kan siyasalak›mlar›n baflta gelenlerinden biri-dir. ‹flçi s›n›f›n›n mücadelesini; ifl-gününün k›salt›lmas›, ücretlerin ar-t›r›lmas›, iflçi sa¤l›¤›, ifl güvenli¤i,ve sosyal haklarla ilgili yasalardabelli de¤ifliklikler yap›lmas› gibiekonomik taleplerle s›n›rlarlar.

Onlara göre, iflçi s›n›f›n›n siya-sal örgüt kurmas›na gerek yoktur.Siyaset, yaln›z burjuvazinin partile-ri aras›nda sürmelidir. Bunun içinsiyaset alan›nda, sadece burjuvazi-nin partilerine yer vard›r. ‹flçi s›n›f›-na düflen de, bu partiler içinden ifl-çi s›n›f›na daha fazla hak vaat ede-nini desteklemektir.

Ekonomizme göre, toplumsalolaylar› belirleyen sadece ekono-mik nedenlerdir. Tarihsel geliflim,siyasal bir örgüte ve iktidar müca-delesine gerek kalmadan kendili-¤inden sosyalizme varacakt›r vebunda belirleyici olan ekonomiknedenler olacakt›r. Toplumlar›n ge-lifliminde, devrimci eylemin rolünüreddeden bu anlay›fl, devrimci ey-lemin örgütlenmesine de karfl› ç›-kar.

Ekonomizm, burjuva-reformistkarakterdedir ve proletaryan›n dik-katini s›n›fsal zemindeki mücadele-den uzaklaflt›rmaya hizmet eder.Proletaryan›n s›n›fsal zeminde ör-gütlenmesi önünde engel oluflturur.

‹flçi s›n›f›n›n mücadelesini eko-nomik taleplerle s›n›rlad›klar› için,örgütlenmesini de buna uygun ola-rak, sendikalarla s›n›rlarlar. Bu ne-denle ekonomizme, “sendikalizm”de denilir. Bu sendikalist anlay›fl›ndo¤du¤u yerlerden birisi ‹ngilte-re’dir. Ve ismi Trade Unionculuktur.(Trade Union: Mesleki birlik-sendi-ka)

Marksizm; emekçilerin ekono-mik talepler için de mücadele et-meleri gerekti¤ini, ancak mücade-leyi salt ekonomik taleplerle s›n›r-layarak kurtulufllar›n› sa¤layama-yacaklar›n› söyler.

Marks, ““SSeennddiikkaallaarr.. GGeeççmmiiflflllee--rrii,, bbuuggüünnlleerrii vvee ggeelleecceekklleerrii”” bafl-l›kl› makalesinde; “Sermaye ileolan yerel ve günlük mücadeleye

çok fazla e¤ilmifl olduklar›ndan,sendiikkaallaarr,, ücretli kölelik sistemi-nin kendisine karfl› harekete geç-mekte sahip olduklar› gücü henüztam olarak kavram›fl de¤illerdir. Buyüzden, ggeenneell ttoopplluummssaall vvee ssiiyyaa--ssaal hhaarreekketllerrdenn ççookk uuzzaakk kkaal--mm›fllard›r.” der ve ekler; “Çabalar›-nn›n, ddar vve bbencil oolman›n ççoköötteessiinnddee,, mmaazzlluumm mmiillyyoonnllaarr››nnkkuurrttuulluuflfluunnuu aammaaççllaadd››¤¤››nnaa ddüünn--yyaayy›› bbüüyyüükk ççaappttaa iinnaanndd››rrmmaall››dd››r--llaarr..”” Milyonlar›n kurtuluflunu he-deflemek, ekonomizmin dar s›n›r-lar›n› aflmak demektir.

Lenin de; ““SSeennddiikkaalliizzmm,, eemmeekk--ççiilleerriinn bbuurrjjuuvvaa ss››nn››ff››nnaa iiddeeoolloojjiikkkköölleellii¤¤ii ddeemmeekkttiirr..”” sözleriyle eko-nomizmi mahkum eder.

Ekonomizm, özü iflçi s›n›f›n› ik-tidar mücadelesinden uzak tutmakolan bir anlay›flt›r. Bu anlay›fl, dö-nemlere ve koflullara göre kendisi-ni farkl› biçimlerde ifade etmifltir.

Örne¤in, II. Enternasyonal re-vizyonist partilerinde ortaya ç›kanekonomist bak›fl aç›s›; mücadeleyiparlamenterist biçimlerle s›n›rlaya-rak, iflçi s›n›f›n› iktidar mücadele-sinden uzaklaflt›rm›flt›r.

Ekonomizmin Çarl›k Rusya-s›’ndaki savunucular› da, iflçi s›n›f›-n›n iktidar› almak için örgütlenme-sine ve iktidar mücadelesi yürüt-mesine karfl›yd›lar. Bunun için, iflçis›n›f› partisinin illegal örgütlenme-sine, kadro yap›s›n›n profesyoneldevrimcilerden oluflmas›na, de-mokratik merkeziyetçilik ilkesi veparti kararlar›n›n ba¤lay›c› olmas›-na, ideolojik birli¤e, parti disiplini-ne ve k›sacas› Leninist Parti anlay›-fl›na karfl› ç›kt›lar.

Denilebilir ki, hemen tüm konu-larda, düflüncelerini belirleyen, iflçis›n›f›n›n mücadelesini ekonomiktaleplerle s›n›rlamak ve burjuvazi-

ye yedeklemekti. Ekonomistleregöre, iflçi s›n›f› iktidar› alamaz veyönetemezdi. Yapmas› gereken,“liberal bburjuvaziyi” desteklemekve onlar›n iktidar› için çal›flmakt›.

Ekonomizm, “uluslar›n kkendikkaddeerrleerrinnii ttaayyiinn hhaakkkk›””na dakarfl› ç›k›yordu. Lenin, bu anlay›fl›,emperyalist eekonomizm diye isim-lendirir. Onlara göre, emperyalistegemenli¤in temeli ekonomiktir veemperyalizmin varl›¤› koflullar›nda,halklar›n kendi kaderini tayin et-mesi mümkün de¤ildir.

Sadece kendi kaderini tayinhakk› de¤il, tüm demokratik haklariçin mücadele, “sosyalist ddeevrim”hedefinden sapmad›r.

Burada ise görülece¤i gibi, ön-ceki örneklerden farkl› olarak eko-nomist bak›fl aç›s›, ““ssooll”” bir söy-lemle ortaya ç›kmaktad›r. ‹flçi s›n›-f›n›n kurtuluflu “sosyalizmdedir”diyerek sözde iktidar mücadelesinireddetmemekte, fakat kitlelerin ik-tidar mücadelesinin salt ekonomiktalepler zemininde geliflece¤ini sa-vunarak, halklar›n emperyalizmekarfl› devrim ve emekçilerin iktida-r› hedefli mücadelesinin örgütlen-mesine karfl› ç›kmaktad›r.

Ekonomist anlay›fl›n, iktidarmücadelesine karfl› ç›karken,emekçilerin ekonomik talepli mü-cadelesine gerekti¤i gibi önderliketti¤i de düflünülmemelidir.

Ekonomizmin uzlaflmac› çizgisi,emekçilerin ekonomik talepleri içinmücadelesine de önderlik edeme-mesini beraberinde getirir. Ekono-mik talepler için mücadele de, du-ruma göre burjuvaziyle difle difl birçat›flmay› göze almay› gerektirir.Ekonomist bak›fl aç›s›, burjuvazi ileçat›flmama üzerine kurdu¤u anla-y›fl› nedeniyle, iflçilerin ekonomikhaklar›ndan da, çal›flma koflullar›n›iyilefltirme taleplerinden de sürekliolarak taviz vermesine neden olur.

‹flçi s›n›f›n›n mücadelesini eko-nomik taleplere s›k›flt›rmak isteyenburjuvazidir. Dolay›s›yla ekonomistanlay›fl burjuva partilere ya da ni-hayetinde burjuvaziye hizmet edenbir anlay›flt›r.

B‹LG‹

EKONOM‹ZM

Page 20:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

20 KATL‹AM 10 AA¤ustos 22008

H a l kiçin, ölümucuz, ya-fl a m a kzordur buü l k e d e .

Yurt binas› çöker, hastanelerde be-bekler ölür, yang›nlar, depremler,kazalar halka ölüm tafl›r. Çünkü, yö-netenler için halk›n can›n›n de¤eriyoktur, onlar sadece rant› ve kendiiktidarlar›n› düflünürler.

KKoonnyyaa BBaallcc››llaarr’da yat›l› KuranKursu Yurdu olarak kullan›lan bina,1 A¤ustos’ta gaz kaça¤› sonucu ya-flanan patlamada çöktü. 1188 ççooccuukkööllddüü,, 2277’’ssii yyaarraallaanndd››..

BBiinnaann››nn kkuurraann kkuurrssuu oollaarraakkiiflfllleettiillmmeessiinnee iilliiflflkkiinn iizziinn yyookk.. BBii--nnaann››nn ddeepprreemm,, iittffaaiiyyee rraappoorruu yyookk..Ama, güvenliksiz bir binaya doldu-rulmufl 45 çocu¤a kuran kursu ve-ren bir anlay›fl ve oorrttaaddaa 1188 ççooccuu--¤¤uunn cceennaazzeessii vvaarr..

Bunun ad› kaza sonucu ölüm de-¤ildir, bu ölümlerin kaderle, ilahitakdirle aç›klanmas› da mümkünde¤ildir, bbuunnuunn aadd›› kkaattlliiaammdd››rr..

Devlet oluflan tepki nedeniyle,yurt müdürü, müdür yard›mc›s› veKuran kursunu açan Balc›lar Kursve Okul Talebelerine Yard›m Der-ne¤i Baflkan›’n› tutuklad›. Söz ko-nusu kiflilerin katliamdaki sorumlu-luklar› araflt›r›labilir, fakat katlia-m›n sorumlulu¤unu onlarla s›n›rl›tutmak, as›l sorumlular› gizlemeyehizmet eder.

Katliam›n sorumlular›, çürük bi-nay› yapt›ran ve yapanlar oldu¤ukadar, o binan›n ö¤renci yurdu ola-rak iflletilmesine onay verenler, giz-li olarak kuran kursu olarak kulla-n›lmas›na denetimlerde göz yuman-lar ve dincili¤i gelifltiriyor diye tari-katlar›n bu tür yap›lanmalar›n› tefl-vik eden iktidard›r.

Dolay›s›yla failler; ddiizzggiinnssiizzkkaarr hh››rrss›› vvee iikkttiiddaarr hh››rrss›› iillee ggöözzüükkaarraarrmm››flfl ggeerriicciilliikkttiirr.. Bu sonucu

taammüden haz›rlam›fllard›r.

KKuurraann KKuurrssllaarr›› ÖÖrrggüüttlleennmmee AArraacc››

Onlar için önemli olan, tarikatla-r›n yay›lmas› ve islamc› örgütlen-melerin büyümesidir. Çünkü iktidarolmalar›n›n yolu buradan geçiyor.Bunun için, Süleymanc›lar tarikat›-na ba¤l› Kurs ve Okul TalebelerineYard›m Derne¤i’nin kaçak kurslar›-na göz yumulmufltur. Derne¤in ülkegenelinde 22 bbiinn 550000 ppaannssiiyyoonn vefarkl› isimlerde oluflumu bulundu¤ubelirtiliyor.

Bu yöntemlerle örgütlenen tari-katlar, salt Süleymanc›lar’la s›n›rl›da de¤il elbette. Kaçak kurslar›ntoplam say›s›n›n 6600 bbiinn civar›ndaoldu¤u tahmin ediliyor.

Kuran kurslar›n›n artmas›n›, ik-tidar güçlerinin artmas› olarak görü-yorlar. Bunun için, çürük binalaraonlarca çocu¤un doldurulmas›nagöz yumuyorlar. Kuran kursunadoldurduklar› çocuklar›m›z›n ya-flamlar›n› umursamazlar bile. Aile-lerini avutmak için, ““flfleehhiitt oolldduullaarr””ya da ““ttaannrr›› sseevvddii¤¤ii kkuullllaarr››nn›› yyaa--nn››nnaa eerrkkeenn aall››rr”” der geçerler. Ol-mad›, Balc›lar’da oldu¤u gibi so-rumluyu ‹‹pprraaggaazz ilan ederler, dahaolmad›, alt kademeden bir iki kifliyigeçici olarak tutuklarlar ve sorununüzeri örtülür. Fakat sistem ifllemeyedevam eder.

Balc›lar’da y›k›lan bina ve ölençocuklar›m›z, iktidar›n zihniyetinigösteren bir örnek olmufltur. Bu zih-niyet iktidarda iken, ülkenin bir çokyerinde, baflka çürük binalara dol-durulmufl çocuklar›m›z›n oldu¤unutahmin etmek de zor de¤il.

DDüüflflüükk MMaalliiyyeettllii KKuurrss BBiinnaallaarr››

OOnnllaarr iiççiinn öönneemmllii oollaann kkaarrdd››rr..Çürük bir binan›n içine doldurduk-lar› çocuklar›m›z›n yaflamlar›n›

umursamazlar bile. Cana önem ver-meyen bir zihniyetin sahibidirler.Onlarca kiflinin yaflayaca¤› bir binayaparken, sa¤l›kl› bir ortamolmas›n›, içinde yaflayacak kiflilerincan güvenli¤ini sa¤lamas›n› de¤il, obinan›n inflaat›ndan nas›l çalacakla-r›n›, nas›l daha ucuz malzeme kulla-nacaklar›n›, özcesi maliyeti nas›ldüflürüp de, kar edeceklerini düflü-nürler.

Bunun içindir ki, bir patlama ilebina adeta bir toz y›¤›n› haline gel-mifltir. Kullan›lan malzemenin çü-rük oldu¤u aç›klan›yor. Konya Mil-li E¤itim Müdürü, binan›n k›z yurduolarak kullan›lmak istendi¤ini, an-cak incelemelerde deprem ve itfaiyeraporu olmad›¤› için izin verilmedi-¤ini belirtiyor.

Deprem ve itfaiye raporu olma-yan binaya k›z yurdu izni verilmi-yor, oysa ayn› bina resmi olarak er-kek yurdu olarak kullan›l›yor. Bunada kar›fl›lm›yor. Dahas› binan›n ka-çak olarak Kuran kursu olarak kul-lan›ld›¤›, denetimlerde nas›l oluyor-sa ““ggöörrüüllmmüüyyoorr!!””

Elbette as›l sorumlu olan iktidar-d›r. Bunun fark›nda olduklar› için,aaiillee bbaaflfl››nnaa 2200 bbiinn YYTTLL ööddeenneeccee¤¤ii--nnii aaçç››kkllaadd››llaarr..

Bundan önce hangi olayda böylebir ödeme yap›ld›¤› sorusu bir yana,çocuklar› katledilen ailelere yard›m,AKP iktidar›n›n zihniyetini göste-riyor. Yoksul ve çaresiz b›rakt›klar›insanlar›m›z›n çocuklar›n› kurslaradolduruyor ve canlar›n› bile önem-semeden kullan›yorlar. Öldüklerin-de de para verip susturuyorlar. Bu-nun ad›na, yoksullar› sahiplenmediyorlar. ‹lgisi yoktur. Sadakakültürü bir baflka alanda, bir baflkabiçimde sürdürülüyor. Yoksullar›sahiplenmek onlar› kullanmak,sadakayla susturmak, sadakaylahaklar›n› aramaktan vazgeçirmekde¤il, onlar› yoksullaflt›ran politika-lara son vermektir.

Öldüren; Kapitalizmin Kar veGericili¤in ‹ktidar H›rs›d›r

Katliam 1

Page 21:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Sa¤l›k veSosyalHizmetEmekçile-ri Sendi-kas› (SES)Ankara

fiube Baflkan› ‹brahim Kara aç›kla-d›; Ankara Dr. Zekai Tahir BurakKad›n Sa¤l›¤› Hastanesi’nde 31Temmuz-2 A¤ustos aras›nda, yani3 gün içinde 27 bebek enfeksiyonkapt›¤› için öldü.

Aç›klamaya göre; hastanenindo¤um salonu tadilatta ve bir ku-vözde 2-3 bebek kal›yor.

Hastane yöneticileri, önlem al-mak yerine hasta sahiplerine bu ko-flullar› ““rr››zzaallaarr››yyllaa kkaabbuulllleennddiikklleerrii--nnee”” dair belge imzalat›yor.

SES ad›na konuflan Kara, ““ppeerr--flfleemmbbee 1144,, ccuummaa 55,, ccuummaarrtteessii 88 ççoo--ccuu¤¤uunn ööllüümm hhaabbeerriinnii aalldd››kkllaarr››nn››””ve bunun üzerine hastane yönetimiile görüflmek istediklerini ancak yö-netimden kimsenin kendilerineaç›klama yapmad›¤›n› söyledi.

Ayn› soru gündemde; kkiimm bbuuööllüümmlleerriinn ssoorruummlluullaarr››?? TTeekk bbaaflfl››--nnaa ssöözzkkoonnuussuu hhaassttaanneenniinn yyeettkkiillii--lleerrii mmii?? Evet onlar›n sorumlulu¤uaç›kt›r. Fakat, onlardan önce AKPiktidar› sorumludur.

Sadece bu koflullarda çal›flt›r›lanhastanelere gözyumduklar› için de-¤il, insan yaflam›na, sa¤l›¤a de¤ervermeyen sistemin yarat›c›lar›ndanolduklar› için sorumludurlar.

Bebek ölümlerinin görünür ne-deni enfeksiyondur, fakat gerçekneden, hastaneyi ttiiccaarreetthhaannee olarakgören zihniyettir.

CCaannaa ddee¤¤iill,, ppaarraayyaa ddee¤¤eerrvveerreenn zziihhnniiyyeett kkiimmee aaiitt??

Söz konusu hastane, bu zihniye-tin ilk görüldü¤ü yer de¤ildir. Buzihniyet, paras› olmayan insanlar›ölüme terk eden, yan›k ac›s›yla k›v-ranan çocuklara peflin para almadan

müdahale etmeyen, para ödenmedi-¤i için yeni do¤mufl çocuklar›, has-talar› hastanede rehin tutan zihni-yettir.

Fakat, bu zihniyete sahip olan-lar, sadece ortaya ç›kan kimi örnek-lerdeki hastane yetkilileri de¤ildir,bu zihniyet hepsinden önce düzeninve iktidardaki AKP’nin ““ppaarraass››oollaannaa ssaa¤¤ll››kk”” zihniyetidir.

Zaten o hastaneler, halk›n sa¤l›ksorunlar›n› çözmek için de¤il, o me-kanlar ticaret yapmak için, bir kapi-talist iflletme olarak kuruluyor. Ti-carethane mant›¤›na uygun olarakiflletiliyor.

Sa¤l›kl› koflullarda do¤um yap›l-mas›n› ve bebeklerin bu koflullardatutulmas›n› önemsemiyor. Kuvözyetersizse 2-3 bebe¤i birlikte yat›r›-yor, sedye yetersizse 2-3 hastay› tekbir sedyede bekletiyor.

Bu koflullarda 3 gün içinde has-taneden 27 bebek ölüsü ç›k›yor, birbaba bebeklerinin ölüsünün kartonkutuda verilmesine tepki gösteriyor.Fakat hastane baflhekimi operatörDr. Leyla Mollamahmuto¤lu, ““ttiiccaa--rreetthhaanneenniinn”” ad›n› kurtarmaya çal›-fl›yor. Bafllang›çta ölümleri gizle-meye çal›fl›yor, sonra 4 bebe¤in öl-dü¤ünü söylüyor, olmuyor 15 gün-de 20 bebe¤in öldü¤ünü aç›kl›yor,fakat tüm ölümlerin eennffeekkssiiyyoonnddaannolmad›¤›n› söyleyerek, ölümlerinnormal karfl›lanmas›n› istiyor.Ölümlerin yafland›¤› ünitenin Kli-nik fiefi Prof. Dr. U¤ur Dilmen de““KKlliinnii¤¤iinn ddüünnyyaa ssttaannddaarrttllaarr››nnddaaoolldduu¤¤uunnuu vvee hhiijjyyeenn kkuurraallllaarr››nnaahhaarrffiiyyeenn uuyyuulldduu¤¤uunnuu”” söylüyor.

S›fatlar› doktor, fakat meslekle-rinin gere¤ini de¤il, ticaretin gere-¤ini yerine getiriyorlar.

SES taraf›ndan 5 A¤ustos’taSa¤l›k Bakanl›¤› önünde bir aç›kla-ma daha yap›larak, ölümlerden butablonun yarat›c›s› AKP iktidar›n›nsorumlu oldu¤u belirtildi. Aç›kla-mada; ““ssaa¤¤ll››kkttaa ddöönnüüflflüümm pprroojjeessii

aadd›› aalltt››nnddaa hhaallkk››nn ssaa¤¤ll››¤¤›› bboozzuull--mmaakkttaadd››rr.. SSoonn yy››llllaarrddaa ggiittttiikkççee aazzaa--llaann ssaa¤¤ll››kk bbüüttççeessii iinnssaann ssaa¤¤ll››¤¤››nn››tteehhddiitt eettmmeekktteeddiirr”” denildi.

KKaaçç ÖÖllüümm UUyygguunndduurr??

Ölümleri normal karfl›lay›n di-yen sadece hastane yetkilileri de¤il,Sa¤l›k Bakanl›¤› Tedavi HizmetleriGenel Müdürü Öner Odabafl da, ““1155ggüünnddee 2277 ööllüümm,, hhaassttaannee yyaapp››ss›› ggöözzöönnüünnee aall››nndd››¤¤››nnddaa ffaazzllaa oollaarraakk ggöö--rrüülleemmeezz..”” dedi.

Demek ki, bu say›daki ölüm so-run de¤ilmifl. Tepki göstermek için,say›n›n artmas›n› beklemek gereki-yormufl. Fakat sormak gerekir;AAccaabbaa kkaaçç bbeebbeekk ddaahhaa ööllddüü¤¤üünnddeessoorruunn hhaalliinnee ggeelleecceekk??

Örne¤in, hastane yetkilileriTemmuz ay› içinde hastaneye 504bebe¤in yatt›¤›n› aç›kl›yorlar. Bunagöre, hastanede bebek ölüm oran›yüzde 10.7 demektir. Demek buoran yüksek de¤il. Oysa ülkemizdebebek ölüm oran› bbiinnddee 2288..77’’ddiirr..Ki bu oran da birçok ülkeye göreyüksek bir orand›r. Demek ki, Sa¤-l›k Bakanl›¤› bu rakam› yüzde10’lar›n da üzerine do¤ru ç›karmak-ta kararl›! Bu kafa yap›s›n›n yöneti-minde bebek ölüm oranlar›n›n düfl-mesi beklenebilir mi?

Sa¤l›k Bakanl›¤›, bir hastaneiçin sa¤l›ks›z koflullar nedeniyleölüm iddias› gündeme getirildi¤in-de, ilk ifl olarak ““ööllüümm oorraann›› yyüükk--sseekk ggöörrüülleemmeezz”” aç›klamas› m› yap-mal›d›r? Bu aç›klama, ancak halk›ncan›na de¤er verilmeyen bir ülkedeyap›labilir.

Belirtti¤imiz gibi, ülkemizdekisa¤l›k anlay›fl›n›n yeni bir örne¤i ol-mufltur. Ülkemizdeki hastanelerbenzer örneklerle s›kl›kla gündemegelmektedir. Çünkü, birçok hastanebu mant›kla yönetilmektedir ve busistem içinde giderek tersi örnekle-re rastlamak istisna haline gelecek-tir.

Say›: 158 21KATL‹AM

Katliam 2Öldüren; Sa¤l›¤› Ticaret MalzemesiHastaneyi Ticarethane Yapanlard›r

Page 22:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

22 KATL‹AM 10 AA¤ustos 22008

3 1T e m -m u z ’ d aA n t a l -y a ’ n › nManavgat

ile Serik ilçeleri aras›nda; bir günsonra da Kumluca Beldesi’nde or-man yang›n› ç›kt›. Yang›n, ancak 66ggüünn ssoonnrraa ““kkoonnttrrooll aalltt››nnaa aall››nnaa--bbiillddii””.

66 ggüünnddee;; 12 bin hektarl›k or-manda etkili olan yang›nda, en az 55bbiinn hheekkttaarr verimli orman›n yand›¤›aç›kland›.

Yang›nda kay›p olduklar› belirti-len Ali Deniz ve Osman Kahyaisimli iki köylüden birinin cesedineulafl›ld›.

Tüm bölgedeki yaflam yok oldu.Bizzat devlet yetkililerinin, yang›-n›n etkisine iliflkin aç›klamas›,““bbööllggeeyyee aattoomm bboommbbaass›› aatt››llmm››flfl”” et-kisi yaratt›¤› fleklinde idi. Bitki ör-tüsünü yok etmenin yan›nda tümcanl›lar›, alt yap›y›, halk›n yaflamalanlar›n› küle çevirdi. Bölgenin ye-niden eski halini almas› en az 5500--6600yy››ll alacak. Orman›n büyük bölümüde, yar›m as›r› aflk›n bir zamandaoluflmufltu zaten.

YYaapp››llaaccaakk bbiirr flfleeyy yyookk mmuuyydduu??

‹ktidar yetkililerinin ve devletinkurumlar›n›n aç›klamalar›nda, birorman yang›n›n›n nas›l bu kadar ge-nifl bir alan› yok etti¤inin cevab›yok! 6 gün boyunca bir yang›n›nneden denetim alt›na al›namad›¤›-n›n cevab› da yok!

Daha do¤rusu cevap diye yapt›k-lar› aç›klamalar, bu sorulara cevapde¤il, sorumlulu¤u üzerlerinden at-maya çal›flmaktan ibaret.

Aç›klamalarda, “orman›n h›zl›yanma özelli¤ine sahip oldu¤u”var, “rüzgar›n yang›n› h›zla yayd›-¤›” var, “yang›n karfl›s›nda çaresiz-

likleri” var, fakat yang›n karfl›s›ndakoca bir ülkenin çaresizli¤inin ne-denleri yok.

Oysa bu çaresizli¤in nedenleribellidir ve bu nedenler, ssiisstteemmiinnyyaapp››ss››nnddaa vvee iikkttiiddaarrllaarr››nn yyaa¤¤mmaacc››vvee ttaallaanncc›› zziihhnniiyyeettiinnddeeddiirr..

Örne¤in, yang›n ç›kt›ktan çoksonra müdahale edilmifltir. Gerekliönlemleri almamak, ciddiyetsizlik,beceriksizlik vard›r.

Halk zaman›nda uyar›lmad›¤›için, yang›nla aniden karfl›laflm›fl,traktörler bile yang›ndan kaç›r›la-may›p kül olmufltur. Eflyalar›n›,canl› hayvanlar›n›, araçlar›n› kurta-ramad›¤› yang›n›n önünden, kaçabi-lenler can›n› zor kurtarm›flt›r. Ki ca-n›n› kurtaramayanlar da var.

Yang›na müdahale edilecek yyee--tteerrllii ddoonnaann››mm yok. Çünkü devletinonlara yat›racak paras› yok. Olmazelbette. Emperyalist tekeller yiyor,iflbirlikçiler yiyor, iktidardakiler veonlar›n yandafllar› yiyor, mafyas›,kontrgerillas›, ya¤mac›s›, soygun-cusu, hortumcusu... hepsini besle-yen bir ülkede yang›n için donan›-ma yat›racak para kal›r m›?

Ormanl›k alanlar içine yang›nhavuzlar› yap›lmas› gerekti¤i aç›k-lan›yor. Fakat, yang›n havuzlar› rantgetirmiyor, onun için iktidar yang›nhavuzlar› yapmak yerine, ormanl›kalanlar› kesip golf sahalar› yap›yor,otel konduruyor.

Yang›n söndürmek için paletliaraçlar›n ço¤alt›lmas› gerekiyor;ona bütçe yok, fakat tank al›m iha-lesi için s›n›rs›z bütçe var. Türk Ha-va Kurumu’nun, yang›nlarda kul-lanmak için 16 amfibik uça¤a ihti-yac› var. Ona da bütçe yok, oysaKuzey Irak’› gözetlemek için ‹sra-il’den insans›z uçak kiralamaya, jet-lere yine s›n›rs›z bütçe var.

Söndürülen alanlarda, so¤utmaçal›flmas› yap›lmas› gerekiyor, ele-man olmad›¤› aç›klan›yor. Bu ne-

denle söndürülen yerlerde, alevleryeniden canlan›yor. Niye elemanyok? Niye eleman al›nm›yor? Bun-lar›n cevab› aç›klamalarda yok.

Ormanl›k alanlar› talan eden, or-manlar› kesip ortaya ç›kan arazilerizenginlere peflkefl çeken, ormanalanlar›n› çok çeflitli biçimlerde yokedip rant alanlar› yaratanlar›n, yan-g›nlar› önlemek ve müdahale etmekiçin politika gelifltirmeleri, yat›r›myapmalar› beklenebilir mi?

Beklenemeyece¤i yaflanan ör-neklerle görülmektedir.

VVaallii,, BBeelleeddiiyyee BBaaflflkkaann›› ttaattiillddee,, mmüüddüürr ddee ddiiyyoorrkkii;; ‘‘yyaanngg››nnddaa tteekk bbiirr kkeennee bbiillee kkaallmmaadd››’’

Yang›n ç›km›fl, ormanlar yanar-ken, Antalya Belediye Baflkan›AKP’li Menderes Türel Çeflme’detatilde. Antalya Valisi de tatilde vedördüncü günü dönmüfl, bunu bü-yük bir fedakarl›k gibi aç›kl›yor.

Bu tabloya bak›n ve baflka birfley dinlemeye, araflt›rmaya gerekolmadan, bu ülkeyi yönetenlerin ül-kenin zenginliklerini ya¤malamak-tan, har vurup harman savurmaktanve e¤lenceden baflka bir fley düflün-mediklerini görün.

Vali Vekili Hasan Özhan, ““fifiuu aannyyaanngg››nnaa yyaappaaccaakk bbiirr flfleeyy yyookk.. YYaarr››nnssaabbaahh rrüüzzggaarr››nn aazzaallaaccaa¤¤››nn›› ttaahhmmiinneeddiiyyoorruuzz,, MMeetteeoorroolloojjii BBööllggee MMüü--ddüürrllüü¤¤üü ppaazzaarr ggüünnüü ttaammaammeenn rrüüzz--ggaarr››nn eettkkiissiinnii kkaayybbeeddeeccee¤¤iinnii bbeelliirr--ttiiyyoorr”” dedi. K›sacas›, ifl tanr›ya ha-vale edilmifl durumda.

Bu sözlerin üzerine söz konusuyang›n›n neden söndürülemedi¤initart›flmaya bile gerek var m›? Rüz-gar yön de¤ifltirirse iyi, kurtulduk,ola ki de¤ifltirmezse, gitti¤i yere ka-dar yanacak!

Ciddiyetsizlik, sorumsuzluk bu-nunla s›n›rl› da de¤il, Orman Genel

Katliam 3Yakan ve Öldüren Ya¤mac›, Talanc› Zihniyettir

Page 23:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Müdür Yard›mc›s› Mustafa Kurtul-

mufllu’nun aç›klamas›ndan ise, yan-

g›n›n ““iiyyii ttaarraaff››nn››nn”” da oldu¤unu

ö¤rendik. Kurtulmufllu yanan böl-

gede ““tteekk bbiirr kkeennee bbiillee kkaallmmaadd››¤¤››--

nn››”” müjdeledi!!!

Ayr›ca 1950-60’l› y›llarda halk›n

keneden kurtulmak için bilinçli ola-

rak ormanlar› kendisinin tutuflturdu-

¤unu aç›klam›fl. Bu söz üzerine,

halk› orman yakmaya teflvik etti¤i

bile söylenebilir.

Bu ülkede yaflananlardan, ikti-

dardakiler sorumlu de¤il, yönetici

konumlarda yer alanlar sorumlu de-¤il. Orman yang›nlar›n›n sorumlusuyok! AKP iktidar›, onu da tanr›n›nüzerine atarsa, sorun kalmaz.

Fakat, iktidar›n hiçbir fley yap-mad›¤›n› sanmay›n, yang›n üzerinetoplant› yapt›lar, talimat verildi, or-man yang›nlar›na gece de müdahaleedebilecek 8-10 uçaktan oluflacak300 milyon dolar maliyetle filo ku-rulaca¤› aç›kland›.. Yani, 85 y›ll›kcumhuriyetin hala böyle bir filosuda yok... Halka, bugüne kadar ne-den olmad›¤›n›n aç›klamas›n› yap-mak yok, hesap vermek yok. Filo

kuraca¤›z dendi¤inde herkesin ta-mam art›k önlem alacaklarm›fl diyedüflünerek susmas› bekleniyor.

Halk› avutma politikas› bununla

bitmedi, Tayyip Erdo¤an yang›n

bölgesinde boy göstererek halka ev

sözü verdi. Yerine getirilmeyen söz-

ler memleketinde, bu sözün yerine

getirilip getirilmeyece¤inin de meç-

hul olmas› bir yana, as›l sorun bu

sözler aras›nda yok ediliyor. Halka

yaflatt›¤›n›z›n hesab›n› verin. Ölüm-

lerin hesab›n› verin. Zenginlikleri-

mizi yoketmenin hesab›n› verin.

Say›: 158 23SORUN/ÇÖZÜM

Yang›nlar olur, depremlerolur, binalar y›k›l›r, tren kaza-lar›nda, uçak kazalar›nda, ifl-yerlerindeki kazalarda... on-larca insan›m›z ölür; sa¤l›ks›zsulardan salg›n hastal›klarç›kar...

Gerçekte hepsinin nedenle-ri ve sorumlular› vard›r. Fa-kat, devlet yetkililerinin aç›k-lamalar›nda adeta kimseninbir suçu yoktur. Ülkeyi yöne-tenler, yaflananlar› halka ka-n›ksatmaya çal›fl›rlar.

Kimi zaman yaflananlar›nnedeni “kader”dir. Depremler-de ya da bazen kendili¤indençürük binalar y›k›lm›flt›r. So-rumlusu o çürük binalar› ya-panlar, buna göz yumanlar,k›sacas› çürümüfl düzendir.Fakat, halk›n kader diye ka-bul etmesi istenir. Suçlular›belli olan olaylar “kader” de-nilerek üzeri örtülür. T›pk›,Konya’da çöken yurt binas›gibi...

Kimi zaman, suç birkaç altdüzeydeki yöneticinin, hatta

iflçilerin üzerineat›larak sorum-luluktan kaç›l›r.

Ölümlerin nor-mal kabul edil-mesi istenir. T›p-

k›, Ankara’da bebeklerin öldü-¤ü hastaneye iliflkin Sa¤l›kBakanl›¤› yetkilisinin aç›kla-mas›nda oldu¤u gibi, t›pk›Tuzla’da iflçilerin ölümlerindeoldu¤u gibi...

Kimi zaman, ““hheerr yyeerrddeebbööyyllee flfleeyylleerr oolluuyyoorr”” denile-rek, di¤er ülkeler örnek göste-rilir. Örne¤in Antalya’da or-manlar›m›z›n yak›lmas› üzeri-ne ““zzaatteenn ttüümm üüllkkeelleerrddee oolluu--yyoorr bbööyyllee flfleeyylleerr”” aç›klamas›n-da oldu¤u gibi... Hat›rlan›rsa,tersanelerdeki ölümlerde deayn› sözü tekrarlay›p dur-mufllard›...

‹çme sular›na kanalizasyonkar›fl›r, hastaneler dolar, birbelediye baflkan› ç›kar ekran-lar›n karfl›s›nda su içerek flovyapar. Sorumlulu¤u üzerindenatmaya çal›flt›¤› gibi, o aflama-da bile önlem almay› düflün-mez... H›zl› tren kazas›ndasuçlu makinisttir, uçak kaza-s›nda pilot hatas› vard›r, tra-fik kazalar›nda suç floförler-de, ifl kazalar›nda da iflçiler

suçludur.

Bu durum, sadece AKP ikti-dar›na özgü de de¤ildir. Oli-garflik düzenin tüm iktidarlar›böyle yönettiler. Demireller,Özallar, Ecevitler iktidar›ndada durum farkl› olmam›flt›r.

Sellerde, depremlerde, De-mireller’in, Ecevitler’in, Bah-çeliler’in, Kutanlar’›n ve di¤eryetkililerin sorumluluklar›örtbas etmek için yapt›klar›;““ttaakkddiirr--ii iillaahhii””,, ““ddeevvlleettiimmiizzbbüüyyüükkttüürr””,, ““ttüümm öönnlleemmlleerraall››nndd››¤¤›› hhaallddee oolluuyyoorr””,, ““yyaarraa--llaarr›› ssaarraaccaa¤¤››zz”” aç›klamalar›n›ve olaylar› örtbas ettiktensonra bu aç›klamalar›n› unut-malar›n› hat›rlayal›m.

DDeemmiirreell’’iinn depremler içinsöyledi¤i; ““KKiimmddeenn ddaavvaacc››oolluunnaaccaakktt››rr?? DDeepprreemmddeenn......ÇÇüünnkküü yy››kkaann ddeepprreemmddiirr.. SSaann--kkii ddeepprreemmii bbiirr yyaannaa bb››rraakk››pp,,ddeevvlleetttteenn ddaavvaacc›› oollmmaann››nn bbiirryyaarraarr›› yyookkttuurr..”” sözlerini ha-t›rlayal›m.

Ayn› ““ssoorruummssuuzzlluukk”” anla-y›fl›n› AKP sürdürüyor. Ne-denler yok, sorumlular›n aç›-¤a ç›kar›lmas›, hesap sorul-mas› yok. Sorunu küçültmeye,normallefltirmeye ve halkakabul ettirmeye çal›flmak var.

Bu ülkeyi yönetenler, ken-dilerinin yönetimleri alt›ndayaflananlardan sorumlu de¤il-ler. Kim peki bu olanlar›n so-rumlusu? ““TTaakkddiirr --ii ‹‹llaahhii”” !!!

Sorunlar // ÇÇözümler

Yaflananlar›nSorumlusu YYok!

Page 24:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

24 DÜZEN 10 AA¤ustos 22008

Yaflad›¤›m›z ülkenin tablosunabakt›¤›m›zda, karfl›m›zda düzeninhayat›n her alan›nda yaratt›¤› birçok sonucu görürüz.

Çevremizde karfl›laflt›¤›m›z sa-y›s›z olumsuzlu¤un, bu düzendenkaynakland›¤›n› günlük yaflam için-de pek de farketmeyebiliriz. Fakat,fark›nda olsak da olmasak da, budüzen sürekli olarak bu sonuçlar›üretmeye devam ediyor. Yeralt›ndave yer üstünde tahrip edilmemifl, ör-selenmemifl, yak›l›p y›k›lmam›fl birfley b›rakm›yor.

Yaflad›¤›m›z düzen, sömürü vezulüm düzenidir. Yukar›dan afla¤›-ya, tüm kurumlar› buna göre düzen-lenmifltir. Ekonomisi, yasalar›, hu-kuku, e¤itimi, kültürü, ahlak› herfle-yi sömürü ve zulme göre flekillendi-rilmifltir.

Bu yap›, ony›llar içinde hemkendisini örgütlerken, hem de top-lumu biçimlendirmifltir. Ve ayn›karfl›l›kl› etkileflim içinde, ony›llariçinde kendisi çürürken, bu çürüme-yi de topluma bulaflt›rmay› “baflar-m›flt›r”!

Yaflad›¤›m›z sorunlar›n temelin-de de, bu düzen ve düzenin yaratt›-¤› bu sonuçlar vard›r.

YYookkssuulllluukkllaa ÖÖllddüürreenn VVee ÇÇüürrüütteenn DDüüzzeenn

Açl›k ve yoksulluk halk›n yafla-m›n›n ayr›lmaz parçalar› halinegetirilmifltir.

Açl›k ve yoksulluk sadece çeflit-li olanaklardan mahrum kalmak de-¤ildir. Ayn› zamanda çürümeninbeslendi¤i zemindir. Fuhufl, uyufltu-rucu, h›rs›zl›k, kapkaçç›l›k, bir bile-zik için, üç kurufl para için ac›ma-dan insan öldürmek, efllerini, ço-cuklar›n› fuhufla zorlamak yoksulkitlelerin içinde geliflme olana¤› bu-lur. Bunlar da, düzenin yaratt›¤›meflru görülemeyecek olan sonuç-

lard›r.

Yoksulluk ayn› zamanda ölüm-dür. Örne¤in, bu ülkede sadece2001-2005 y›llar› aras›nda ifl kaza-lar›nda ölenlerin say›s› 4 bin 597 ki-flidir. Bunun ad› yoksul ölümüdür.Bu düzenin yaratt›¤› ölümdür. Gözegörünmeyen, e¤er toplu ölmemifl-lerse bas›nda haberleri bile yap›l-maya de¤er görülmeyen ölümlerdir.

Yoksulluk, hastal›klardan, inti-harlardan, bunal›mdan ve baflka birçok sorunlardan, olaylardan kay-nakl› ölümler demektir.

‹‹lleerriiccii TTüümm DDüüflflüünnccee VVee DDee¤¤eerrlleerree DDüüflflmmaann OOllaann DDüüzzeenn

Gericilik dendi¤inde, kimi ke-simlerin akl›na genellikle “dini ge-ricilik” gelir. Oysa gericilik, sadecedini gericilikle s›n›rlanamaz. Top-lumsal geliflimin karfl›s›nda olantüm düflünce ak›mlar›, koflullara gö-re kimi zaman ilerici tav›rlar alsalarda tarihsel olarak gericidirler.

Sömürü ve zulüm düzeni de, bugericili¤i yaymaktad›r. Bunu kimizaman, ““kkoommüünniizzmm ddüüflflmmaannll››¤¤››””çerçevesinde, kimi zaman ““AAlleevviiddüüflflmmaannll››¤¤››””,, kimi zaman ““KKüürrttddüüflflmmaannll››¤¤››”” çerçevesinde veyadaha genel anlamda her türlü muha-lefete düflmanl›k fleklinde yapt›.

Düzene karfl› olan düflüncelere,hak ve özgürlük istemlerine, ilericiideolojilere karfl›, yalanlarla, karala-malarla, demagojilerle halk› flart-land›r›rken, kendi gerici ideolojisinihalka pompalad›. ‹nsanl›¤a ve halk-lara düflman ›rkç›l›k, dini gericilikdüzen taraf›ndan iradi olarak gelifl-tirildi. Halk› okumaya, e¤itime düfl-manlaflt›racak propagandalar yapt›.

Tarihsel olarak gelen gerici yap›-lar› daha da güçlendirdi. Ülkemiz-deki okuma yazma, e¤itim oranla-r›ndaki düflüklük, yoksulluk ve eko-

nomik nedenlerin yan›nda böyle birnedenden de kaynaklanmaktad›r.

Halk okumamal›, bilinçlenme-meli, düzenin verdi¤i ile yetinmeli,her türlü geri ideolojiye, düflünceyeaç›k hale gelmeliydi. Bunun için ça-l›fl›ld›. Marafllar›, Çorumlar›, Mad›-maklar› yaratan gericilik bu düzeninortam› içinde yetifltirildi.

Ezilen, haklar›n› isteyen halklarakarfl› düflmanl›¤› gelifltirmek için›rkç›l›¤› körükledi. Bugün ortal›¤asald›klar› Yasin Hayaller, Ogün Sa-mastlar gibi psikopatlar› ›rkç› ide-olojiyle yetifltiren bu düzendir. Geç-miflte, Abdullah Çatl›lar, MehmetAli A¤ca’lar› vard›.

Toplumsal yap›y› en fazla tahripeden olgulardan birisi olan ›rkç›l›k,tekil kiflilerde de¤il, genifl kesimleriçinde gelifltirildi. Linç sald›r›lar›örgütleyen güruhlar›n hiç de az sa-y›da olmamas›, bu düzenin toplum-sal yap›da yaratt›¤› sonuçlardand›r.

Irkç›l›k, halklara düflman, insan-

l›¤a düflman bir ideolojidir, fakat

ayn› zamanda bu ideolojinin etkisi

alt›ndaki kesimler için de tahrip edi-

cidir. Oligarflik düzen, halk içinde

düflmanl›k ve ölüm eken bir düzen-

dir.

KKüüllttüürrüümmüüzzüü TTaahhrriipp EEddeenn DDüüzzeenn

Düzenin tahrip etti¤i en önemliyanlardan birisi kültürümüzdür.Kültürümüz, tarihsel süreç içindeoluflmufltur. ‹çinde flu ya da bu dü-zeyde, paylafl›m, dayan›flma, sevgi,sayg› gibi çeflitli de¤erler vard›r.

Fakat, halk›n bu kültürü de, oli-garflik düzenin ifline gelmez. Halk›nkültürünü yok ederek, yerine kapi-talizmin, yyoozz,, bbiirreeyyccii,, bbeenncciill kültü-rünü koyar.

Yok Eden, Gericilefltiren, Öldüren,

Tahripkar Bir Düzen

Page 25:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Kimi zaman bas›nda, yan›ndaölen insanlar› bile umursamadan,kendi keyfine bakan, yan›nda cesetigörmezden gelerek denize giren,e¤lenen, günefllenen insanlar›n ha-berleri ç›kar.

Benzer görüntülere, çeflitli yer-lerde rastlamak mümkündür.

Ya da örne¤in, birisi zor durum-da iken, görmezden gelen, yard›metmek istemeyen insanlar görürüz.““AAmmaann bbaannaa nnee,, bbeenn bbuullaaflflmmaayyaa--yy››mm”” düflüncesiyle hareket edenlerolur. Oysa, birbirine karfl› böylesineduyars›zlaflt›r›lan, bencillefltirilenbir toplumun ayakta kalmas›n›n ko-flullar› da ortadan kald›r›l›yor, teme-line dinamit at›l›yor demektir.

Düzen de, zaten bunu yapmakta-d›r. Toplumsal duyarl›l›klar›, sevgi-yi, güveni, dayan›flmay› öldürerek,halk›n ortak sorunlar›na birlikte çö-züm aramas›n›n, dolay›s›yla düzenekarfl› örgütlenmesinin koflullar›n› or-tadan kald›rmak için çal›flmaktad›r.

Bunun için, düzenin tüm yozlafl-t›rma araçlar› devrededir. Fuhufl,uyuflturucu, kumar bu yozlaflt›rmaaraçlar›n›n ilk akla gelenleridir. Fa-kat onlarla s›n›rl› de¤ildir, TV ek-ranlar›ndan, bas›n yay›n araçlar›na,çeflitli e¤lence mekanlar›na kadaryozlaflt›rman›n araçlar› olarak kul-lan›l›r.

Düzenin gelifltirdi¤i kültürelözelliklerden birisi de, tüketimdir.Kapitalizm, yaflamak için tüketimeihtiyaç duyar. Herfleyi yok etmeli, tü-ketmelidir. Maddi, manevi ne varsa,tüketim malzemesi haline getirilir.

De¤erleri tüketir. ‹nsanlar›n ac›-lar›, yaflamlar›, kiflilikleri ekranlar›nkarfl›s›nda piyasa malzemesi halinegetirilerek tüketilir. Aile iliflkileritahrip edilir, insanlar›n özel yaflam-lar› reyting malzemesi haline getiri-lir. Sayg›, sevgi, de¤erler, reytingiçin harcan›r, yok edilir.

Para için, herfleyini piyasaya sü-ren kiflilikler yarat›l›r, yayg›nlaflt›r›-l›r. Ve giderek bu durum toplumsalyap› içinde yad›rganmaz hale gelir.

Do¤ay› yok eder, do¤al zengin-likleri hoyratça kullanarak tüketir,

ormanlar, sular, deniz k›y›lar›, ma-denler, yeralt› yerüstü tüm zengin-lik, kapitalist sistemin kar h›rs› ileh›zla tüketilir ve yok edilir.

Tüketime göre kurulmufl olansistem, toplum içinde de kendineuygun kültürü ve de¤er yarg›lar›n›yarat›r.

ÜÜrreettiilleennii HHaallkkaa VVeerrmmeekkYYeerriinnee ‹‹mmhhaa EEddeenn DDüüzzeenn

Ülkemizde, bir yanda açl›k veyoksulluk oran› yüzde 74’lerdeiken, kimi zaman, çiftçilerin ürünle-rinin tarlalarda çürütüldü¤ünü, yada çeflitli ürünlerin toplu olarak im-ha edildi¤ine tan›k oluruz.

Bir yanda açl›k, bir yanda üreti-lenlerin yok edilmesi. ‹flte, tam dabu kapitalist düzene uygun oland›r.Çünkü, bu düzen üretimin halk›n ih-tiyaçlar›n› karfl›lamak için de¤il, karetmek için yap›ld›¤› bir düzendir.

Üretilenler imha edilmeli amahalka verilmemelidir ki, halk, siste-min uygun gördü¤ü fiyatlardan sa-t›n almaya devam etsin. Paras› ol-may›p alamayanlar da gerekirse öl-sünler, sistemin umurunda olmaz.

Böyle bir mant›ks›zl›k da ancakkar etmek üzerine kurulu düzenler-de görülebilir, normal karfl›lanabilir.

YYaassaallaarr››yyllaa,, HHuukkuukkuuyyllaa HHaallkkaa DDüüflflmmaann BBiirr DDüüzzeenn

Bu düzen, adaletsizlik üzerinekurulu bir düzendir.

Haks›zl›k, adaletsizlik düzeninüzerinde durdu¤u çürük direktir.Düzenin tüm adaletsizlikleri, bu“adalet mekanizmas›” ile toplumakabul ettirilir.

Fakat, di¤er özelliklerinde oldu-¤u gibi, düzen kendi adaletsizli¤inide topluma yans›t›r. Toplumun ada-

let anlay›fl›n› yok eder. Haks›zl›¤›n,baflkalar›n›n haklar›n›n yenilmesinido¤al karfl›lan›r hale getirir.

Düzenin biçimlendirdi¤i koflul-

lar içinde yaflamaya çal›flan her kifli,

flu ya da bu flekilde düzene uyum

sa¤lamaya çal›flacakt›r. Düzenden

etkilenecektir.

DDee¤¤eerrlleerriimmiizzii SSaavvuunnmmaakkHHaallkk››nn ‹‹kkttiiddaarr OOlldduu¤¤uu BBiirr DDüüzzeennii SSaavvuunnmmaakktt››rr

Düzenin bu yap›s›na karfl› birey-

sel olarak direnmenin koflulu yok-

tur. Ancak düzene karfl› örgütlene-

rek, mücadele ederek, düzene karfl›

de¤erlerimizi koruyabilmek, tahrip

eden etkisinden kurtulabilmek

mümkün olur.

Ayn› flekilde bu düzeni savunup,

düzenin yaratt›¤› sonuçlara itiraz et-

mek de mant›ks›zd›r. E¤er, düzenin

yaratt›¤› dejenerasyona karfl› isek,

adaletsizli¤e, ›rkç›l›¤a, gericili¤e,

zenginliklerimizin ya¤malanmas›na

karfl› isek, bu düzene de karfl› olmak

ve bu düzenin alternatifini savun-

mak durumunday›z.

Elbette, sadece savunmak da ye-

terli de¤ildir, ayn› zamanda alterna-

tifi olan düzeni yaratmak için müca-

dele etmeliyiz.

Bu sömürü ve soygun düzeninin

tek alternatifi vard›r, o da halk›n ik-

tidarda oldu¤u düzendir. Yani Halk

‹ktidar›d›r.

Ancak, halk iktidar›, sömürü ve

sömürü sistemini korumak için ör-

gütlenmifl düzeni ortadan kald›rabi-

lir. Ancak, bu yap› ortadan kalkt›¤›

zaman, onun her alanda toplumsal

yap›y› ve ülkemizi tahrip eden so-

nuçlar› ortadan kald›r›labilir.

Say›: 158 25DÜZEN

Page 26:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

26 17 A⁄USTOS 10 AA¤ustos 22008

17 A¤ustos’un 9. y›ldönümünde-

yiz. Y›llard›r unutulmayan ve kuflku-

suz unutulmas› da mümkün olmayan

bu büyük felaketten ne ö¤rendik aca-

ba? Nas›l bir ders ç›kar›ld›. Devlet ne

ders ç›kard›, halk ne ders ç›kard›?..

Devletin ç›kard›¤› bir ders yok;ç›karaca¤› da yok; ama ya halk... Ya-flad›klar›ndan ö¤renmezse bir halk,afetine, felaketine kendisi davetiyeç›karm›fl olmaz m›?... Geçmifl fela-ketin hesab›n› sormaktaki yetersiz-lik, beklenen depremler karfl›s›ndakiduyars›zl›k ve kan›ksama, hiç kuflku-suz görmezden gelinemeyecek birolumsuzluktur.

Oysa, yaflad›¤›m›z olay, bir çok

flehri büyük bir fliddetle sarsman›n

ötesinde, beyinleri sarsacak büyük-

lükte bir deprem di.

17 A¤ustos 1999, ülkemiz tarihi-

nin en büyük ac›lar›ndan birini yafla-

d›¤›m›z bir tarihtir.

Resmi inkarc›l›k, kay›plar›m›z›nboyutunu örtbas etse de, 40 bin insa-n›m›z can verdi çöken binalar›n al-t›nda.

Ülkemizi yöneten iflbirlikçi ikti-darlar›n tek derdi, emperyalist tekel-lerin ve ifllirlikçilerinin taleplerinecevap vermektir. Bu taleplere cevapveren politikalar ise, zengini dahazengin yaparken, yoksulu daha dayoksullaflt›r›r. Ya¤may›, talan›, soy-gunculu¤u yyaayygg››nnllaaflfltt››rr››rr,, ddoo¤¤aallllaaflfl--tt››rr››rr ve kan›ksat›r..

Enkaz alt›nda onbinlerce ölü ver-memiz de iflte esas olarak bunun so-nucudur. ‹flte bunun için ülkemizdeher do¤a olay›, bir kkaattlliiaammaa dönüflü-yor. ‹flte bunun için, kader de¤ildiyaflad›klar›m›z.

Dokuz y›l geçti büyük felaketinüzerinden. O günden bu yana göster-melik törenler yap›yor olsalar da,sistemli bir flekilde uunnuuttttuurrmmaa poli-tikas› izlediler. Unutturman›n iki ne-deni vard›; bbiirriinncciissii,, 17 A¤ustos‘unnedenlerinin, neden o kadar büyükkay›plar verdi¤imizin sorgulanmas›-n› ve elbette bu tablonun sorumlula-r›n›n a盤a ç›kmas›n› istemiyorlard›.‹‹kkiinncciissii;; asl›nda bu ülke y›llard›r ye-ni 17 A¤ustoslarla yüzyüze, iç içeyafl›yor ve sömürücü iktidarlar, hiç-bir fley yapmay›p, önlem almay›p, 17A¤ustos gibi bir katliam› taammü-den haz›rl›yorlar.

DDüünnüünn uunnuuttuullmmaammaass›› ggeerreekkeennlleerrii

l 17 A¤ustos’un hemen ertesi,kelimenin gerçek anlam›yla bir ka-ostu. ““NNeerrddee bbuu ddeevvlleett??”” 盤l›klar›yank›lan›p durmufltu enkazlar›n ya-n›bafl›nda. Ülkenin baflbakan› dep-rem bölgesiyle “iletiflim” bile kura-mam›flt›.

l Devlet, deprem bölgesinegünler sonra ulaflabildi. Ulaflt›ktansonra yapt›¤› ilk fleylerden biri dehalka yard›m etmek yerine, halkayard›m için deprem bölgesine gelendevrimcileri gözalt›na almak oldu.

l Deprem sonras›nda, deprem-zedeler adeta kendi kaderlerine ter-kedildiler. ÇÇaadd››rrkkeenntt‘lerde sorun-lar y›llarca bitmedi. Ve bu devlet,ddeepprreemmzzeeddeeddiirr demeden, hakk›n›arayan, uygulamalar› elefltiren dep-remzedeleri coplad›.

l Depremzedelerin sorunlar›n›çözmek ve deprem bölgesinin imar›için konulan öözzeell ddeepprreemm vveerrggiissiiyy--

llee tüm halktan toplanan paralar,depremzedeler için de¤il, bütçe aç›-¤›n› kapatmak, IMF borçlar›n› öde-mek için kullan›ld›. Alenen ve res-men depremzedeler için toplananparay› çalm›flt› devlet.

l Depremin gerçek sorumlula-r›n› gizlemek için onbinlerce bina-n›n çöktü¤ü, 40 bin insan›n öldü¤üdepremde, bir kaç bina ve birkaçmüteahhit öne ç›kar›ld›. “Sorumlu-lar›n üstüne gidiyoruz” havas› için-de sorumlular kurtar›ld›.

l 40 bin kiflinin öldü¤ü depre-min günah keçisi ilan edilen VeliGöçer gibi sahtekarlar elbette suç-luydular. Ama bu büyük katliam›haz›rlayan mekanizman›n içindeonlar en son s›ralarda geliyorlard›.

l Devletin halk›n sorunlar›na,ihtiyaçlar›na göre örgütlenmifl birkurum olmad›¤› aç›kça ortaya ç›kt›.

l Dirimize de¤er vermeyenler,ölülerimize de sayg› göstermediler.Ölülerimiz, dozerlerle, kepçelerletoplu mezarlara üst üste gömüldü.

BBuuggüünnüünn ssoorruullmmaass›› ggeerreekkeenn ssoorruullaarr››

Bilim insanlar›, neredeyse 17A¤ustos 1999’dan bu yana ‹stanbulmerkezli ve tüm Marmara Bölgesi-ni etkileyecek büyük bir depreminolaca¤›n› bilimsel olarak söylüyor-lar. Böyle bir depremin ne zamanolaca¤› ve tahribat›n›n boyutlar›konusunda rivayetler muhtelif olsada, felaket ad›m ad›m geliyor.

Kimi tahminlerde 3300--4400 bbiinn kifliölece¤i söylenirken, kimilerinde burakam 80 binlere kadar ç›k›yor.

Dinmeyen

Ac›m›z

17 A¤ustos’tan Ne Ders Ç›kard›k?

Devletin ç›kard›¤› bir dersyok; ç›karaca¤› da yok; amaya halk... Yaflad›klar›ndan

ö¤renmezse bir halk, afetine, felaketine kendisi

davetiye ç›karm›fl olmaz m›?

Page 27:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Yorum farkl›l›klar›, asl›nda depremiçin yap›lmas› gerekenler aç›s›ndanhiçbir fley de¤ifltirmiyor.

Peki, 9 y›l boyunca al›nan ciddibir önlem var m›? HHaayy››rr!!

Güçlendirilmesi gereken okullarbaflta olmak üzere, tüm kamu ku-rumlar›n›n büyük bölümü duruyor.

Binalar›n yyüüzzddee 7700’’iinniinn ddeepprree--mmee ddaayyaann››kkss››zz oldu¤u söylenensemtlerde bile binalar gözden geçi-rilmifl de¤il. Belediyeler, bakanlar,hala konu gündeme geldi¤indeutanmadan, sorumsuzca “flu kadarmilyon dolar laz›m” türünden de-meçler verip k›llar›n› k›p›rdatm›-yorlar.

Göstermelik “deprem kontey-nerleri”, (ki onlar› bile yerlefltiripmuhafaza etmeyi baflaramad›lar),göstermelik deprem tatbikatlar›ylaoyalama sürüyor.

Sadece ‹stanbul’da 10 ilçe,“yyüükksseekk ddeepprreemm rriisskkii” tafl›yor. Builçelerde bulunan 182 bin 527 bina,yüksek deprem riski gösteriyor vebunlar›n içinde yaflayanlar›n büyükbölümünün bir depremde öölleeccee¤¤iikesin! Peki bu 182 bin bina içindekaç kifli yafl›yor? Bunun da cevab›belli: 658 bin 125.

Yani bir yyöönneettiimm düflünün ki,yar›m milyonu aflk›n insan›n› göz-den ç›karm›fl durumda.

Baz› rakamlara bakmay› sürdü-relim: ‹stanbul’da binalar›n yyüüzzddee7711..44’’üü çürük. fiehirdeki 11..66 mmiillyyoonnbinan›n 880000 bbiinnii tamamen ya dak›smen kkaaççaakk!!

fiimdi böyle bir fleyin nas›lmümkün olabildi¤i sorusunu sora-l›m. Yani bir flehirde nnaass››ll olabiliyorda, binalar›n yüzde 71.4’ü çürükolabiliyor. Ve o flehrin binalar›n›nneredeyse yar›s› nnaass››ll kaçak olabili-yor?

Bu soru bizi, en baflta vurgulad›-¤›m›z ülke gerçe¤imize götürüyor.Böyle bir tablo ancak soyguncu, ta-lanc› bir sistemde mümkün olabilir.

Neticede yukar›da aktard›¤›m›zrakamlar da gösteriyor ki, biliminsanlar›n›n önünde sonunda olaca-¤›na iflaret etti¤i depremde, 17

A¤ustos’ta, 12 Kas›m’da oldu¤ugibi, onbinlerce insan›m›z ölecek.

Yukar›daki rakamlar› ddeevvlleettbbiillmmiiyyoorr mmuu,, bbeelleeddiiyyeelleerr bbiillmmii--yyoorr mmuu?? Bildiklerine kuflku yok.Rakamlar›n ço¤u onlar›n kurumla-r›na ait zaten.

Gerçe¤in bilinmemesi, fark›ndaolunmamas› gibi bir fley söz konusude¤il. Fakat buna ra¤men birfleyyapm›yorlar ve bu konuda toplumu,devleti, belediyeleri uyaran biliminsanlar›n› halk› korkutmakla, pa-nik yaratmakla suçlay›p ssuussttuurrmmaa--yyaa çal›fl›yorlar.

‹flte bu nedenle yaz›m›z›n bafl›n-da “taammüden” bir katliam›n ha-z›rland›¤›ndan söz ettik.

BBeekklleemmeeyyeelliimm!! ÖÖrrggüüttlleenneelliimm!!

“Beklenen” depreme karfl› yap›l-mas› gerekenleri içeren bir raporda,‹stanbul genelindeki a¤›r hasarl› bi-nalar›n yeniden yap›land›r›lmas›için (y›k›m, enkaz kald›rma ve na-kil, tahliye edilecek ailelerin geçiciiskan›, kal›c› konut maliyeti olarak)1177 mmiillyyaarr 333311 mmiillyyoonn ddoollaarr gerek-ti¤i belirtiliyor.

Herkes bilir ki, bu para devlette

de, büyükflehir belediyesinde de

vard›r. Yok diyorlarsa yaland›r. Nitekim yok diyorlar.

17 A¤ustos 1999’dan bu yana bu

kadar zaman geçmifl olmas›na ra¤-

men, a¤›r hasarl› binalar›n yeniden

yap›land›r›lmas› bile sa¤lanmad›.

Sa¤lanamad› de¤il, ssaa¤¤llaannmmaadd››.

NNiiyyee?? Çünkü bu miktarda bir

paray›, tekellere finans olarak akta-

racaklar, kendilerine ekonomik ve

siyasi rant getirecek baflka flekiller-

de kullanacaklard›r. Hasarl› binalar sorunu sadece ‹s-

tanbul’un sorunu de¤il. ‹stanbul onmilyonu aflk›n bir nüfusu bar›nd›r-d›¤› için do¤al olarak öne ç›k›yor.Fakat Kocaeli, Sakarya, Yalova veDüzce’de de “hasarl› binalar soru-nu” hala ciddi bir sorundur.

Bir baflka nokta; yak›n ve y›k›c›bir deprem beklentisi de sadece ‹s-

tanbul’la s›n›rl› de¤il. Bilim insan-lar›, BBuurrssaa bölgesindeki yüksek ris-ke, keza Do¤u’da baz› bölgelerdekiyak›n tehlikelere de dikkat çekiyor-lar.

Ama kkiimmiinn ddiikkkkaattiinnii??

‹flbirlikçi, sömürücü iktidar›ndikkati hiç bu soruna dönmüyor.

Devlet ne ders ç›karm›flt›r, neuyar›lar› dinlemekte, ne ça¤r›larakulak vermektedir. Bunlar›n hepsiniyapacak olan yine halkt›r.

Beklemekle, uyarmakla, yetkili-lere seslenmekle gerekenlerin yap›l-mayaca¤› geçen y›llar içinde yete-rince görüldü.

Tekelci burjuvalar için “bekle-

nen deprem” diye bir sorun yoktur.

Çünkü onlar›n depreme dayan›kl›

villalar›nda, lüks konutlar›nda böy-

le bir tehlike söz konusu de¤ildir.

Olan halka olacakt›r. Halk›n ccaann ggüüvveennllii¤¤ii yoktur.

Ç›plak gerçek budur. Can güvenli-¤imiz soyguncu kapitalizm ve fafliz-min insana de¤er vermeyen devletitaraf›ndan yok edilmektedir.

Dün, 17 A¤ustos’ta ölen bizdik.Bugün can güvenli¤i olmayan dabiziz. Göz göre göre gelen, bize y›-k›m, ölüm getiren büyük depremisessizce beklemeyelim. Hepimiz bi-liyoruz ki, deprem bizi bekleyen fe-laketlerden sadece biridir; ifl kazala-r›ndan bebek ölümlerine, trafik ka-zalar›na, keneye kadar ölüm ucuz-dur bu ülkede. Ve halk› vurur hep.El ele verirsek, örgütlenirsek, örgüt-lü olarak birlikte mücadele edersek,böyle büyük ac›lar› önleyebiliriz.Güçlendikçe daha fazlas›n› da önle-yebiliriz. Bekleyecek zaman›m›zyok.

Yar›nlar›m›z, enkaz›n alt›ndakalmas›n. “Gelecek büyük deprem”deyip duruyoruz, o halde; ggeelleeccee¤¤iinnddee ssoonnuuççttaa mmuuttllaakkaa ggeelleeccee¤¤iinniiuunnuuttmmaayyaall››mm..

Say›: 158 2717 A⁄USTOS

BBeekklleenneenn ddeepprreemm’’iibbeekklleemmeeyyeelliimm!! ÖÖrr--ggüüttlleennmmeellii,, ggüüççlleenn--

mmeellii,, kkeennddii ssoorruu--nnuummuuzzaa kkeennddiimmiizzssaahhiipp çç››kkmmaall››yy››zz!!

Page 28:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Her y›l buraya gelip uzun uzun de-nize bak›yorum. Sessizce ve uzak-lara do¤ru. Tek de¤ilim. Baflkalar›da oluyor. Kimileriyle tan›fl›yoruz.Kimileriyle ac›lar›m›z kardefl olduçoktan. Anl›yoruz birbirimizi. Çün-kü ayn› hasret bizi buraya getiriyorher 17 A¤ustos’ta.

Deprem ile an›lmaya bafllanana ka-dar, zaman›n s›radan bir günüydü17 A¤ustos. En az›ndan bizim içinöyleydi. Ama o günden sonra, hiçöyle olmad›. Olmaz da zaten. Çün-kü o gün kaybettim sevdiklerimi.Anam›, babam›, eflimi ve çocu¤u-mu... Hepsini kaybettim. Yafl›n› he-nüz doldurmufltu nar tanesi, nur ta-nesi bebe¤im. Onu da kaybettim.

O katliam oca¤›m›z› söndürene ka-dar, maiflet koflturmacas› içindemutlu olmaya çal›flan insanlard›k ifl-te biz de. Azla yetinmeyi bilen, pay-laflmay› seven ve çal›flmaktan ka-ç›nmayan emekçi insanlard›k. Öyleterbiye alm›flt›k anam›zdan baba-m›zdan... Eflimle birlikte bir kamu kuruluflun-da çal›fl›yorduk. Malum hayat zor.Ama yine de idare etmesini biliyor-duk. Mutlu say›yorduk hatta kendi-mizi. Ne de olsa seviyorduk birbiri-mizi. O y›l annemlere ziyarete gel-mifltik. Emekli olduktan sonra ora-ya yerleflmiflti babam. Annem daimiev kad›n›yd› zaten. Ah benim güzelanam, “hele bir getirin torunumu”diyordu. “Burnumda tütüyorsunuz”diyordu telefonda. ‹zin al›p gelmifl-tik nihayet. Babam biraz daha yafl-lanm›flt› ama torununu görüncegençleflti adeta. Ne diller döküyor,ne oyunlar ediyordu öyle. Hele an-nem, “torunum” derken gözlerininiçi nas›l da gülüyordu. Ta ki o gece-

ye kadar...

Sonras›, malum zaten. Neyi nas›lanlatay›m ki... Kapanacak bir yarade¤il bu. Kaybettim iflte hepsini. Yada asl›nda katlettiler demeliyim.Bunu anlamam zaman ald› elbette.Öyle ya, bütün bir ömür çal›fl›p güçbela alabildi¤i ev, mezar› oldu baba-m›n. Hepsinin mezar› oldu. Sonraanlad›m ki, bafl›ndan beri mezarolarak yap›lm›fl evlerimiz..

Ama beni daha da flafl›rtan flu oldu;o evleri yapan müteahhitler, denet-leyen belediyeler, onlar› da denetle-mekle yükümlü devlet, hepsi bizimbir mezarda oturdu¤umuzu zatenbiliyorlarm›fl...

Yanisi flu ki; taammüden ifllenen bircinayetin kurban› olmufluz. Bu ger-çe¤i gördü¤ümde ikinci bir depremdaha yaflad›m içimde. Hepsine gü-venimi kaybettim. Sonras›nda bileal›nmayan tedbirler, deprem hak-k›nda söylenen yalanlar ve göz göregöre gelen bir depreme karfl› halk›ortada b›rakmalar› güvensizli¤imidaha da büyüttü.

Her fley zamanla oldu. Deprem son-ras›n›n ilk zamanlar›nda gözüm birfley görecek durumda de¤ildi. Tekkelimeyle, y›k›lm›flt›m. ‹nsan yafla-d›¤›na kahrolur mu? Ben kahrolu-yordum. Emekçi babam, kanaatkaranam, sevdi¤im kad›n ve bebe¤i-miz... Sevdi¤im herkes birden yok-tu art›k ve bir daha olmayacaklard›.Bu kadar›, kald›rabilece¤imden faz-layd›.

O ilk günlerin ac›s›n›, y›k›lm›fll›¤›-m› nas›l tarif etsem ki.... Anam›n bircümlesiyle “Allah düflman›m›n ba-fl›na bile vermesin”... Yere uzanankökleri ve gö¤e uzanan dallar› ke-silmifl bir a¤aç gibi kalakalm›flt›myeryüzünde.

‹flte o günlerde kulaktan kula¤a birsöylenti yay›ld›¤›n› duydum. Duy-dum ve kahroldum. Ac›lar›m›z dahatazeli¤iyle dururken, bir de böylekirli yaygaralar iflitmek iyice karart-t› içimi. Ama o yobaz a¤›zlar torbade¤ildi ve habire konufluyorlard›.Depremin nedeni hakk›nda öyle pissöylentiler yay›yorlard› ki... Yobazdudaklar›n kör vicdanlar›n›n sak›z›

olan bu yaygaralara göre, o büyükdepremin nedeni bölgede yaflayanhalk›n dinden, imandan ç›km›fl ol-mas›ym›fl. Öyle anlat›yorlard› ki buçirkin iddialar›n›, duyunca yüzünüzk›zar›rd›... Ve en yak›nlar›n›z› kay-betmifl olman›n ac›s›na kar›fl›yordubu söylentilerin yaratt›¤› k›zg›nl›k...

Ne ülkemizdeki fay hatlar›n›n nere-den geldi¤i umurlar›ndayd›, ne debinalar›n kar h›rs› yüzünden çürükyap›l›p denetlenmemesi... Olancabilim düflmanl›klar›yla gerçek ne-denlere s›rtlar›n› dönüp imal ettikle-ri yalanlar› üfürüyorlard›...

Bu bölgedeki halk ahlaks›zd›, iman›

zay›ft›, depremle toplumu islah et-

mek için ilahi bir ikaz gelmiflti...

Arada masumlar da ölmüfltü ama

onlar›n yeri de cennetti zaten.. Se-

naryosunu yazd›klar› “sebep-so-

nuç” iliflkisi öyle hofllar›na gidiyor-

du ki, konuflurken ““iiyyii ddee oolldduu flfluuddeepprreemm”” havas› süzülüyordu edala-

r›ndan. Hurafelerine yönelik kutsal

bir onay gibi görüyorlard› depremi. “‹lahi bir ceza”yd›; takdir-i ilahiydi.Yanisi, böyle olunca, bunca canamalolan sorumsuzlu¤un sorumlula-r›n› aramaya da gerek kalm›yordu.

*

Haliyle bu gerici zihniyetin halk›nac›lar›n› paylaflma, yaralar›n› sarmadiye bir kayg›s› da yoktu. “Oh ol-sun” havas› vard› daha çok. Ac›lar›-m›z› suistimal ederek, hurafelerinidayat›yorlard›... Nerde benim kad›nanam›n “Allah düflman›m›n bafl›nabile vermesin” dedi¤i ac› tarifinde-ki ahlak. Nerde bu yobazlar›n “sa-ç›n›z› bafl›n›z› açt›n›z, cezan›z› bul-dunuz” ahlaks›zl›¤›...

CCüüppppeellii HHooccaa denilen bir mürteci,o zihniyetin en tipik temsilcisiydi.A¤z›n› her açt›¤›nda yaralar›m›z›yeniden kanat›yordu. Örümceklibeyninin kurdu¤u cümleler aras›naenkaz alt›nda can verenlere ya daonlar›n geride kalan yak›nlar›na yö-

28 17 A⁄USTOS 10 AA¤ustos 22008

Sesimi

Duyan

Var Mı?

AAnnllaadd››mm kkii,, bbaaflfl››nnddaann bbeerrii mmeezzaarr oollaarraakk yyaa--pp››llmm››flfl eevvlleerriimmiizz.... AAmmaa bbeennii ddaahhaa ddaa flflaaflfl››rr--ttaann flfluu oolldduu;; oo eevvlleerrii yyaappaann mmüütteeaahhhhiittlleerr,,ddeenneettlleeyyeenn bbeelleeddiiyyeelleerr,, oonnllaarr›› ddaa ddeenneettllee--mmeekkllee yyüükküümmllüü ddeevvlleett,, hheeppssii bbiizziimm bbiirr mmee--zzaarrddaa oottuurrdduu¤¤uummuuzzuu zzaatteenn bbiilliiyyoorrllaarrmm››flfl......

Page 29:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

nelik alayc› ifadeler yerlefltirmektenbile çekinmiyordu. “Bu halk azm›fl-t›, imandan ç›km›flt›... Bu azg›nl›¤›n›slah› için ilahi bir takdirle depremsar›lm›flt› bafllar›na. Herkes görsünibret als›nd›..”

Ama ne hikmetse, as›l azg›nlaflansömürücülere, pervas›zca soyupzulmedenlere bir fley olmam›flt›.Onlar›n villalar› hem birkaç kat sa¤-lam, hem de zaten fay hatt›n›n uzak-lar›ndayd›... Ve lakin, dönemleri veadlar› de¤iflse de zihniyetleri hepayn› olan Cüppelilerin bu durumadair söyledikleri tek bir kelime dahiyoktu.

Cüppeli tek de de¤ildi. Üniversite-lere sokulmad›klar› için mazlumdiye bildi¤imiz türbanl›lar, bir gün““77..44 yyeettmmeeddii mmii??”” diye gösteriyap›p bir de onlar ac›tm›flt›can›m›z›. Yetmedi mi diye sorankaranl›k bir beyin, kapkara biryürek olmal›yd›..

Asl›nda söyledikleri yeni bir fley dede¤ildi. Kalabal›klar› dinle, tanr›cezas›yla korkutarak saltanat süren-ler, ayn› cümleleri, fleyhleri, fl›hlar›,cüppelileri arac›l›¤›yla yüzy›llard›rkurup duruyorlar. Ne kadar da çokörnek var bu konuda geçmiflte vegünümüzde.. Hatta “h›zl› tren!” fa-cias›ndan keneden ölümlere, çöken

Kuran kursu binas›na kadar güncelörneklerini hergün duyuyoruz za-ten. Adeta alay edilir gibi “takdir-iilahi” denilip ç›k›l›yor iflin içinden.Halk›n yaflam›na de¤er verilmeme-sinin, sömürü ve soygun mekaniz-malar›n›n sonucu oldu¤u, takdir,ilahi denilip perdeleniyor.

*

Dedim ya, ayn› köhne zihniyet bu-gün de varl›¤›n› koruyor. Aç›k aç›kdile getiriliyor zaten. Geçenlerde,kene ›s›rmas›ndan sonra ölenler içinde, buna benzer fleyler söylendi¤in-de hiç flafl›rmad›m. Ki yang›nlar›,depremi, salg›n› böyle aç›klayan ozihniyet, hayat›m›z› karartmaya de-vam ediyor iflte. Bilim insanlar›n›nonca uyar›s›na ra¤men, deprem ile›slah edilmeyi bekler gibi bekleni-yor hala o büyük ‹stanbul depremi...Ne de olsa tuzu kuru ve kasalar› do-larlarla dolu olanlara de¤il, olan yi-ne halka olacak. Sonra da bbiirr ffööttrrflflaappkkaall›› ppoolliittiikkaacc››yyllaa bbiirr ccüüppppeelliiç›k›p ayn› a¤›zdan “takdir-i ilahi”diyecektir...

Lakin benim flimdi merak etti¤im,kaza da, deprem de, ölüm de Allah-tansa ve Allah›n kullar›n› cezaland›r-ma araçlar› ise; velev ki, 17 A¤ustosdepremi, bölgedeki halk›n dindenimandan ç›kmas›na ceza olsun diye

takdir buyurulmuflsa, flu yurt, KonyaBalc›lar’daki Kuran kursu yurdu, ne-den çöktü sabi sübyan›n bafl›na? Negünahlar› vard› ki?..

Dönüp dolafl›p yine o güne gide-ce¤im; 17 A¤ustos’a. O günden buyana epey zaman geçti.

Zaman her fleyin ilac›d›r derler amado¤rusu, zaman›n ilaç olmad›¤› za-manlar da varm›fl. Yaflayan bilir.Ben de ö¤rendim. Bir gün bitecek,dinecek gibi bir fley de¤il bu. Kad›nanam›n “Allah düflman›m›n bile ba-fl›na vermesin” diyen insanl›¤› ner-de; nerde “Tanr› Teala ya deprem,ya salg›n ile terbiye eder” diyenle-rin ölümseverli¤i, felaket tellall›¤›...

Ama elbette, siz de hakl›s›n›z, so-nuçta hayat devam ediyor. Art›k obüyük ac›y› tafl›may› ö¤rendim sa-y›l›r. Ama istiyorum ki, baflka in-sanlar böylesi bir ac› yaflamak zo-runda kalmas›n. Yak›nlar›n›, sev-diklerini, sevenlerini o beton y›¤›n-lar› alt›nda kaybetmesin kimse.. Oyüzden, daha enkaz alt›nda kalma-m›flken hayat, ba¤›r›yorum iflte her-kese: Sesimi duyan var m›?

Say›: 158 29‹SLAMCI

Hat›rlanaca¤› gibi, islamc›lar, halklar›n bafl›na gelendo¤al afetleri, “insanl›¤›n ahlaktan uzaklaflmas›na”ba¤larlar. 17 A¤ustos’ta bunun çeflitli biçimlerine tan›kolmufltuk.

Fakat son Kuran Kursu Yurdu’nun çökmesi olay› buteorileri iflas ettirmifl bulunuyor. Öyle ya, hani afetler,dinden imandan uzaklaflman›n sonucuydu. Din e¤itimialan çocuklar›n suçu neydi öyleyse?

‹slamc› “ulema” da bu sorunun sorulaca¤›n› farket-mifl ki, hemen yeni bir teori yapmaya soyunmufllar.

Bak›n ne diyorlar flimdi de:

“Belalar›n en fliddetlisine Allah’›n en sevdi¤i kulla-r› olan -baflta efendimiz (ASM) olmak üzere- peygam-berler ve salih kullar maruz kalm›flt›r.

E¤er zannedildi¤i gibi, musibet mutlaka kötü bir fleyolsayd›, o zaman allah en sevdi¤i kullar›na bela ve mu-sibetleri vermezdi. Çünkü hadis-i flerifte ifade edildi¤i

gibi: “En ziyade musibet ve zorluklara maruz kalanlar,insanlar›n en iyisi, en kamilleridir. ” (Kaynak: El Mu-navi, Feyzu’l-Kadir)

Bela ve musibetlerin daha çok müslümanlar›n bafl›-na gelmesinin nedeni ise, bu dünyada yapm›fl oldukla-r› hatalar›n ve ifllemifl olduklar› cezalar›n karfl›l›¤›n›çekip, Haflir meydan›’na [k›saca öteki dünyaya] b›ra-k›lmamas›d›r. ... ancak hatalar› büyük olan küfür ehli-nin cezalar›na, bu dünyan›n bela ve musibetleri az ge-lece¤inden büyük mahkemeye, ebedi ceza yurdu olancehenneme ertelenmektedir.” (Aktaran Güngör Uras, 3A¤ustos 2008, Milliyet)

Demek ki neymifl?

Ulema bir aç›klama getirmifl ama pek de inand›r›c›olmam›fl. Buna polemik dilinde “ ççeevviirr kkaazz›› yyaannmmaass››nn”denir. “Ulema” da öyle yapm›fl. Cüppeli’nin eski teori-leriyle durumu izah edemeyince teoriyi çevirmifl.Yar›n, diyelim ki, KKuurraann kkuurrssuu de¤il de mesela birggeenneelleevv çökerse, o zaman da ona göre bir fetva verirulema art›k.

‹slamc› oportünizm:

Page 30:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

30 EMPERYAL‹ZM 10 AA¤ustos 22008

Geçen hafta yakalanan ve Soyk›-r›m suçlamas›yla yarg›lanmak üzereLahey’e gönderilen Bosnal› S›rpla-r›n eski liderlerinden Radovan Ka-radziç, Lahey’de ç›kar›ld›¤› ilk du-ruflmada, ABD’yle daha önce anlafl-ma yapt›klar›n›, ABD’nin anlaflma-y› bozdu¤unu söyledi.

Karadziç, flöyle diyordu: "Hol-brooke ortadan kaybolmam koflu-luyla asla Lahey'e teslim edilmeye-ce¤imin sözünü verdi. Dayton an-laflmas› s›ras›nda bu konuda da gö-rüfltük ve anlaflt›k.”

RRiicchhaarrdd HHoollbbrrooookkee, AABBDD DD››--flfliiflfllleerrii BBaakkaannll››¤¤›› MMüüsstteeflflaarr›› s›fat›n›tafl›yan ve 1995‘te imzalanan veBosna savafl›n› bitiren Dayton an-laflmas›n›n mimar› olarak bilinenbir Amerikal›.

Holbrooke, Karadziç'in aç›kla-malar› üzerine bir aç›klama yaparakonu yalanlad›. Ama Amerikal›yainanmam›z için bir neden yok. Fa-kat inanmamam›z için birçok nede-nimiz var.

‹ddiay› yalanlayan Holbrooke"Karadziç'in sözlerindeki do¤rulukpay›n›n s›f›r. Kendisiyle böyle biranlaflma yapmam ahlak d›fl› olurdu"diyordu fakat, Dayton anlaflmas›ndayeralanlar farkl› fleyler söylediler:

Bosna-Hersek eski D›fliflleri Ba-kan› Muhammed Sacirbey: "Karad-ziç'in söyledikleri do¤ru. Anlaflma-dan ABD kaynaklar› bizi de haber-dar etti. Karadziç partisini, siyasethayat›n› b›rakt› ve baflka bir kimlik-le yeni bir hayata bafllad›.”

Eski S›rbistan D›fliflleri Bakan›Alexa Buha: "Evet bu anlaflma ya-p›ld›. Holbrooke anlaflmay› bana dagösterdi."

Diyelim ki bu tan›klar da yalan

söylüyor. O zaman tarihin tan›kl›¤›-na baflvurabiliriz. Tarih bize,ABD’nin katilleri, katliamc›lar› ko-ruma konusunda genifl bir dosyas›-n›n oldu¤unu söylüyor.

Karadziç-Holbrooke anlaflmas›do¤rudur veya yanl›flt›r, amaABD’nin zihniyetine ters de¤ildir...Bu tarihte en baflta Naziler’in ko-runmas› vard›r. Bu tarihte LatinAmerika’n›n faflist diktatörlükleri-nin himayesi vard›r....

SSaavvaaflfl SSuuççlluussuu NNaazziilleerr’’iinn ““iiflflvveerreennii”” AAmmeerriikkaa

2001’de 50 y›ll›k süreyi doldur-du¤u için aç›lan CIA belgeleri, çe-flitli konularda uzmanlaflm›fl birçokNazi’nin ABD taraf›ndan korumayaal›n›p istihdam edildi¤ini ortaya ç›-karm›flt›. ABD’nin “ifle ald›¤›” Na-ziler’in birço¤u ““ssaavvaaflfl ssuuççuu iiflflllee--ddiikklleerrii”” gerekçesiyle aran›yordugüya. Kiminin suç dosyalar›n› ha-z›rlayan, onlar› aray›p bulmak içinekipler oluflturan ülkelerden biri deAmerika’yd›. Görünürde böyleydi.

Ancak, Almanya ve Japonya'da-ki savafl suçlar›n›n belgelerini arafl-t›ran ABD Kongresi komisyonu ta-raf›ndan haz›rlanan belgeler, Ame-rika’n›n ifline yarayabilece¤ini dü-flündü¤ü Naziler’i istihdam etti¤iniortaya koyuyordu. CIA özellikle“Sovyet uzman›” Naziler’i seçipkendi eleman› yapm›flt›.

Bu raporun aç›klanmas›n›n ar-d›ndan ABD Adalet Bakanl›¤› Söz-cüsü üzerinde araflt›rma yap›lan 20Nazi savafl suçlusundan ““eenn aazz aalltt››--ss››nn››nn kkeennddiilleerrii iiççiinn ççaall››flfltt››¤¤››nn››”” ka-bul etti. Naziler’in Fransa’da ger-çeklefltirdi¤i en büyük katliamlardanbiri olan Lyon katliam›n› gerçeklefl-

tiren Klaus Barbie'yi kaç›r›p GüneyAmerika’da himaye alt›na alan daAmerika’dan baflkas› de¤ildi.

O dönem, ABD-Nazi iflbirli¤ininbu flekilde a盤a ç›kmas› üzerineteflhir olan ABD ad›na yap›lan biraç›klamada “Barbie gibilerin ken-dilerine çal›flmas›ndan üzüntü duy-duklar›... so¤uk Savafl'tan as›l galipç›kan›n suçlular oldu¤u” belirtili-yordu.

Göz boyama.

Giderek daha fazla kullan›lanözürlerden, üzüntü belirtmelerdenbiri daha. Ama pratik karfl›l›¤› yok.

Pratikte olan ne? Nazi savafl suç-lular›n› himaye.

‹nsanl›k suçlusu diye aranan ki-flileri ABD’ye götürüp gizleyen birülke, bir katliamc›yla neden anlafl-mas›n...

BBiirr TTeerröörriissttiinn SS››¤¤››nndd››¤¤›› LLiimmaann:: BBeeyyaazz SSaarraayy

Denilebilir ki, bunlar geçmiflte“so¤uk savafl” koflullar›nda yap›l-m›flt›r, geçmiflte kalm›flt›r, art›k em-peryalistler öyle kiflileri himaye et-mez... Öyle mi? O zaman güncel birörnekle devam edelim.

1976'da bir Küba uça¤›na yerlefl-tirilen bombalar›n Barbados aç›kla-r›nda patlamas› sonucu 73 kifli öl-müfltü. Bu katliam›n planlay›c›s›Luis Posada Carriles adl› Kübal› birmülteciydi.

Posada’n›n tek suçu da de¤ildibu; Latin Amerika bölgesindeki sa-y›s›z kontrgerilla sald›r›s›n›n için-deydi. Eski fiili D›fliflleri Bakan› Or-lando Letelier 'e suikast düzenlen-mesi, 1997'de Havana'da bir ‹talyanturistin ölümüne neden olan sald›r›-lar ve 2000'de Panama'da Fidel Cas-tro'ya düzenlenen suikast giriflimi,bunlardan baz›lar›d›r.

Posada, 1976'da Venezüella'dacezaevine konuldu, kaçt›, 2000'dede Panama'da 8 y›l hapse mahkûmedildi ama sonra 2004’de PanamaDevlet Baflkan› taraf›ndan affedile-rek serbest b›rak›ld›. Posada, solu¤unerede ald› dersiniz?

Katliamc›lar›n, faflist ddiktatörlerin, Naziler’in hhamisi

AAmmeerriikkaa

Page 31:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Amerika’da.

Posada, hemen Amerika’dan s›-¤›nma hakk› istedi

24 May›s günü ise ABD Kongre-si'nin 20 üyesi, George Bush'tan Po-sada Carriles'in s›¤›nma baflvurusu-nu reddetmesini ve Venezüella'yaiade etmesini istediler.

Bush’un, bu talebe cevab›, Posa-da Carriles'in kontra eylemlerini veVenezüella'da cezaevinden kaç›fl›n›finanse eden Küba Kökenli Ameri-kal›lar Ulusal Vakf› (KAUV) yöne-ticilerini Beyaz Saray'daki OvalOfisi'nde a¤›rlamak oldu.

Bush’un 20 May›s 2005’te Be-yaz Saray’da a¤›rlad›¤› heyetiniçinde Küba'ya sald›r› planlarkensuçüstü yakalanan kontra flefleri,Nikaragua, Küba ve Angola'dakikontrgerillalara mali destek sa¤la-yan çeflitli ülkelerden ifladamlar› dayeral›yordu.

Amerikan yönetimi, Posada’y›himayesine alm›flt› k›sacas›. Bu du-rum Amerikan politikalar›na hiç tersde¤ildi, çünkü Amerikan ç›karlar›na

uygundu. Bu durumda uluslararas›hukukun sözü bile edilemezdi.

Posada, baflta Küba olmak üzerehemen tüm Latin Amerika ülkeleri-nin elefltirilerine, iade taleplerinera¤men hala Amerika’n›n himaye-sinde.

AAmmeerriikkaa iiççiinn bbuu ddüünnyyaaddaa öönneemmllii oollaann tteekk flfleeyy vvaarrdd››rr::

O Amerikaki, birçok Latin Ame-rika diktatörünün, Latin Ameri-ka’daki ulusal ve sosyal kurtulufl sa-vafllar›na, devrimlere karfl› kullan›-lan kontrgerillac›lar›n son s›¤›na¤›olmufl hep. Fazla teflhir olmufl kimidiktatörleri do¤rudan Beyaz Sa-ray’da a¤›rlayamasalar da, farkl› bi-çimlerde onlar› himaye etmeyi sür-dürmüfl Amerika.

30 y›l› aflk›n bir süre, Endenoz-ya'y› cinayetlerle, katliamlarla yö-neten ve 10 bin kiflinin ölümünden“do¤rudan” sorumlu tutulan Suhar-to ailesi mesela, Amerika’ya s›¤›-nanlardan biriydi.

Amerika’n›n himaye yelpazesi

de genifl. Yine bir örnek olsun; do-land›r›c›l›k, zimmete para geçirmegibi suçlardan hakk›nda dava aç›lan1996-1997 dönemi Ukranya Baflba-kan› da milyon dolarlar›yla ABD’yes›¤›nd› ve orada yafl›yor. Hakk›ndadava aç›lan ve ‹nterpol taraf›ndanbir dönem aranan Fethullah hoca damalum, ABD’ye s›¤›nm›flt›.

Dolay›s›yla, Karadziç meselesi-ne gelirsek tekrar; ABD bir “soyk›-r›mc›”yla anlafl›r m›, anlaflmaz m›?Hiç düflünmeye bile gerek yok:E¤er Amerika’n›n bunda ç›karlar›varsa, anlafl›r. Bu kadar basit. Ame-rika için bunun d›fl›nda, hukuk, ah-lak, uluslararas› anlaflmalar veyabaflka herhangi bir fleyin önemiyoktur. Yugoslavya özelinde sürdü-rülen operasyonun devam ettirilme-si için Karadziç ve teslim etti¤i ke-simlerin siyasi arenadan tasfiyeedilmesi gerekmiflse, bunun için ge-rekeni yapar emperyalist mant›k; iflibitince, operasyon tamamlan›ncada, elbette bugüne kadar anlaflt›¤›,kulland›¤› hemen herkese yapt›¤›gibi, buruflturup bir kenara atabilir..

Say›: 158 31EMPERYAL‹ZM

R u a n d aAraflt›rma Ko-misyonu, 5A¤ustos’ta aç›k-

lad›¤› raporunda, Fransa’y› ülkele-rinde 1994’te gerçeklefltirilen soyk›-r›ma kat›lmakla suçlad›.

1994’te, Afrika ülkelerinden Ru-

anda’da gerçeklefltirilen soyk›r›mda

800 bin Tutsi ve ›l›ml› Hutu katle-

dilmiflti. Soyk›r›m›, Hutu kabilesi

ve emperyalistlerin askeri güçleri

yapm›flt›. Katliam›n as›l planlay›c›-

lar› ise emperyalistlerdi. Emperya-

list tekeller, ç›karlar› için Ruanda’l›

halklar› parçalam›fl ve çat›flt›r›yor-

lard›.Geçti¤imiz y›l, o güne kadar ger-

çekleri inkar eden Fransa’n›n soyk›-r›mdaki sorumlulu¤u, Fransa’n›n

kendi gizli belgeleriyle ilk kez ka-n›tlanm›flt›. Frans›z ‘Le Monde’ Ga-zetesi, Cumhurbaflkanl›¤› arflivleri-ne dayand›rarak yapt›¤› haberde,““rreessmmii ssööyylleemmlleerriinn aakkssiinnee FFrraann--ssaa’’nn››nn,, 880000 bbiinn TTuuttssii vvee ››ll››mmll›› HHuu--ttuu’’nnuunn kkaattlleeddiillddii¤¤ii oollaayyllaarraa ssuuçç oorr--ttaa¤¤›› oolldduu¤¤uu”” yaz›lm›flt›.

fiimdi bu gerçek, hükümet tara-f›ndan kurulan ve olaylar› araflt›ran,Ruanda Araflt›rma Komisyonu tara-f›ndan rapor haline getirildi. Komis-yon araflt›rma ve sorgulamalar sonu-cunda 5 A¤ustos’ta aç›klad›¤› rapo-runda, Fransa’y› resmen soyk›r›makat›lmakla suçlad›. Komisyonun ra-porunda flu tespitlere yer verildi;

* Bölgedeki Frans›z askeri bi-rimleri, soyk›r›ma do¤rudan destekverdi. Haz›rl›klara kat›ld›, cinayet-

lerde faal rol oynad›.

* Fransa Cumhur-baflkan› FrançoisMitterand ve zama-n›n D›fliflleri Müflte-flar› eski Baflbakan

Dominique de Villepin soyk›r›m ha-z›rl›klar›ndan haberdard›.

* Frans›z askerleri soyk›r›mc›la-ra istihbarat, strateji, askeri e¤itimdeste¤i sa¤lad›. Katliam listelerininbelirlenmesine katk›da bulundu, si-lah temin etti.

Tüm emperyalistlerin tarihi,halklara karfl› yap›lan katliamlar vesoyk›r›mlarla doludur. Özellikle Af-rika halklar›, emperyalist sömürge-cili¤in sonuçlar›n› en a¤›r yaflayanhalklardand›r.

Emperyalistler, bu kanl› tarihle-rini unutturup, insan haklar› savu-nuculu¤una soyunuyorlar. Bu onla-r›n karakterine uygundur, fakat dün-ya halklar› emperyalistlerin suçlar›-n› unutmuyor.

Ruanda Araflt›rma Komisyonu:‘Fransa Soyk›r›ma Kat›ld›’

Page 32:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

32 ADALET 10 AA¤ustos 22008

S›rp lider Radovan Karadziç,Bosna’da iflledi¤i suçlardan dolay›Hollanda’daki Lahey Adalet Diva-n›’nda yarg›lanacak.

Emperyalizm Yugoslavya lideriMiloseviç’i de bu mahkemeye ç›-karm›fl, ancak Miloseviç’in hapis-hanede ölmesi nedeniyle yarg›lamasonuçlanamam›flt›.

Bugün art›k “Bosna facias›” diyean›lan halklar›n birbirine düflürülüpbirbirine katlettirildi¤i Bosna katli-am›nda 230 binden fazla insan öldü.230 bin!

Dolay›s›yla bu hesab›n sadeceKaradziç’ten sorulmas› mümkünde¤ildir.

Bu katliam›n bir çok faili vard›r.

Bosna-Hersek, nüfusunun yüzde33’ünü S›rplar›n, ço¤unlu¤unu daBoflnaklar›n oluflturdu¤u bir cum-huriyetti. Bosna’da 1992 Mart’›ndaemperyalizmin teflvikiyle ba¤›ms›z-l›k ilan edildi. Bunun üzerine Bos-na-Hersek S›rbistan güçleri taraf›n-dan adeta kuflat›ld›. Topraklar›n›nbir bölümü iflgal edildi, insanlar›göçe zorland›, Sloven, H›rvat veMakedonlar›n da kat›lmas›yla halk-lar aras›ndaki savafl, bütün Yugos-lavya’ya yay›ld›. Ve halklar aras›n-daki bu savafl, 4 y›lda, 230 bini afl-k›n insan›n yaflam›na maloldu.

Emperyalizmin aleni provokas-yonlar›, bu provokasyonlar› düzen-leyen emperyalist karargahlar yoksay›larak, 230 bin kiflinin hesab› birkaç kifliden nas›l sorulacak?

Sonras› da var üstelik.

1995’te Dayton anlaflmas›ylaBosna’da savafl bir ölçüde durulu-yor ama Yugoslavya genelinde sal-d›r›lar sürüyordu.

Yugoslavya parçalan›rken, em-peryalistler, dayatt›klar› flartlar›n tü-münü henüz kabul ettirememifllerdi;bu nedenle de 1997’de, 1999’da sal-

d›r›lar sürdürülmüfltü.

Balkanlar›n ve elbette en bafltada Yugoslavya’n›n teslim al›nmas›sürecinin temel politikas› böl parça-la, birbirine düflür politikas› olmufl-tur. Emperyalizm, bu politikay› des-teklemek üzere de Balkanlar’da birçok askeri müdahale ve sald›r› ger-çeklefltirdi.

Bu askeri müdahalelerin zatengayri-meflru olmas› bir yana, bu as-keri sald›r›lar› “hakl›, gerekli” gö-renlerin yasalar›na göre bile say›s›z““ssaavvaaflfl ssuuççuu”” ifllendi.

Lahey Adalet Divan›, bunlar›yarg›layabilir mi?

Karadziç’in yan›nda Srebrenicakatliam›na onay ve izin veren Hol-landa’y› yarg›layabilir mi?.. Ve as›lbafl suçlu olarak ABD’nin Yugos-lavya suçlar›n› yarg›layabilir mi?

Elbette yapamaz ve yapamaya-cakt›r. Çünkü bu savafl suçlar›n› ifl-leyenler, Karadziç gibi ellerini ke-lepçeleyip getirebilecekleri bir du-rumda de¤ildir. Misal; Bush’u elle-rini kelepçeleyip Lahey’e getire-mezler de¤il mi?

Oysa en baflta getirilmesi gere-ken odur. Çünkü:

- Bafl›n› ABD'nin çekti¤i NATOharekat›nda, Yugoslavya'ya, halkla-r›n tepesine tam 7788 ggüünn bbooyyuunnccaatonlarca bomba ya¤d›r›ld›. Ülkeninalt yap›s› yak›l›p y›k›l›rken, öldürü-lenlerin toplam say›s› belirsiz kald›.

- Belgrad-Soloka seferini yapanyyoollccuu ttrreennii füzeyle vurulup 10 kifliöldürüldü, 16 kifli yaraland›.

- Makedonya'ya geçmek isteyenKosoval› mmüülltteeccii kkoonnvvooyyuu vurul-du, 70 kifli öldürüldü.

- Kosova'n›n baflkenti Prifltine'dekkööpprrüüddeenn ggeeççeenn yyoollccuu oottoobbüüssüü fü-zeyle vuruldu, 20 kifli öldürüldü.

- Kosova'da bbiirr kkööyy bombalan-

d›, 100 kifli öldürüldü.

- Nifl kentinde bir misket bomba-s› hhaassttaannee vvee ppaazzaarr yyeerriinnee düfltü,15 kifli öldü, onlarca kifli yaraland›.

- Belgrad'da bbiirr hhaappiisshhaanneebombaland›, 9 mahkum öldürüldü...

“Savafl suçlar›” ortadad›r. Do¤-rudan halk› hedefleyen, uluslararas›anlaflmalar›n yasaklad›¤› hedeflereyönelen sald›r›lar söz konusuydu.Fabrikalar, yollar, köprüler, tar›malanlar› yak›l›p y›k›ld›. Savafl sonra-s› haz›rlanan raporlarda, Yugoslav-ya halklar›n›n yyüüzzddee 6644''üünnüünn NA-TO bombard›man› yüzünden evleri-ni geçici veya kal›c› terk etmek zo-runda kald›klar›, yyüüzzddee 5533''üünnüünn

iflini kaybetti¤i tesbit edilmiflti. O dönemler, Amerikan yetkilile-

ri s›k s›k yapt›klar› aç›klamalarda“askeri hedeflerin vuruldu¤unu, si-villerin kesinlikle hedef olmad›¤›n›”aç›kl›yorlar, gizlenemez sald›r›larise, ““bboommbbaallaarr››nn ssaappmmaass››”” gibi ko-mik gerekçelerle “münferit olaylar-d›r” denilerek geçifltiriliyordu.

Her hedef bilinçliydi ve Yugos-lavya halklar›n› ve yönetimini sin-dirmeyi amaçl›yordu. Ki Yugoslav-ya yönetimi nezdinde o sonuç dabüyük ölçüde al›nd›.

NATO flemsiyesi alt›ndaki sald›-r›lara kat›lan bir ‹spanyol pilotunyine o dönem gazetelere yans›yanitiraflar› da emperyalistlerin savaflsuçlar›n›n baflka bir kan›t›yd›. Pilotflunlar› anlat›yordu:

"Gazetecilerin hiçbiri Yugoslav-ya'da ne oldu¤unu bilmiyor. ABDbu ülkeyi yok ediyor. YYeennii ssiillaahhllaarr››--nn›› ddeenniiyyoorr.. Zehirli sinir gazlar›, pa-raflütlü yüzey mmaayy››nnllaarr››,, uurraannyyuumm--lluu bombalar, nnaappaallmm bombalar›,kkiimmyyaassaall sstteerriilliizzaassyyoonn maddelerikulland›lar. Tarladaki ürünleri yoketmek için gökten zehir s›kt›lar.Bunlar›n d›fl›nda nnee oolldduu¤¤uunnuu bbiill--

Lahey Adalet Divan›Balkanlar’daki Tüm Suçlar› veSuçlular› Yarg›layabilecek Mi?

Page 33:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

mmeeddii¤¤iimmiizz silahlar› da kulland›k." Suç aç›k.

Suçlu da belli.

Suçlular çok kalabal›k üstelik:Tüm Nato üyeleri.

Suçun ve suçlular›n bu kadar aç›kolmas›na ra¤men, dünyada flu an içinonlar› yarg›layacak tek bir mahkemeolmamas›, “uulluussllaarraarraass›› hhuukkuukk”kavram›n›n alt›n›n ne kadar bofl ve La-hey Adalet Divan›’ndan UUlluussllaarraarraass››CCeezzaa MMaahhkkeemmeessii’’ne, Birleflmifl Mil-letler’in hukuki birimlerine kadar“uulluussllaarraarraass›› hhuukkuukk kkuurruummllaarr››”n›nne kadar tek yanl› oldu¤unu göster-mektedir.

Emperyalistleri, emperyalizmin zu-lüm, katliam, iflgal kararlar›n› veren yö-neticilerini yarg›layamayan hiçbir mah-kemenin meflrulu¤u yoktur, o mahke-menin adil olmas›ndan da söz edile-mez. Lahey Adalet Divan› da bu an-lamda mmeeflflrruu bir yarg› kurumu de¤ildir.

Lahey Adalet Divan›’na ç›kar›lanKaradziçler kuflku yok ki suçludurlar.Fakat, bu Adalet Divan›’n›n adaleti te-celli ettirmek için kuruldu¤unu düflün-memelidir kimse. Buras› esas olarakemperyalizme boyun e¤meyenler içindüflünülmüfl bir mahkemedir. Dahas›,hakim kürsüsünde hukukçular de¤il,emperyalizm vard›r hep. Öyle oldu¤uiçin, bu yüksek “divan”›n hakimlerisadece emperyalizm onlar›n önüne ki-mi getirirse onu yarg›layabilirler. Öy-le oldu¤u için, Lahey Adalet Diva-n›’na eemmppeerryyaalliisstt ssuuççlluullaarr ç›kar›la-mazlar.

Emperyalistler yak›p y›kacak, yüz-binlerce kifliyi katledecekler, ülkeleriönce yerle bir edip, sonra yeralt›nda veüstünde ne varsa talan edecekler, enöldürücü silahlar› halklar üzerinde de-neyecekler, bütün bir ülkeyi iflkence-haneye, hapishaneye çevirecekler veonlar hiçbir biçimde Adalet Divanla-r›nda, Uluslararas› Ceza Mahkemele-rinde yarg›lanmayacak. Böyle bir dün-ya elbette adaletsiz bir dünyad›r. Veadalet için, bu yüzden Karadziçler’inyarg›lanmas› yetmez. Daha fazla vedaha ötesi gerekir. Ki onu da ancakhalklar›n kuraca¤› uluslararas› mahke-meler gerçeklefltirecektir. Ve elbet butür bir yarg›lama da gerçekleflecektir.

Say›: 158 33ADALET

Mehmet Altan, Star gazetesin-deki bir yaz›s›nda Karadziç’in La-hey’de “yarg›lanmas›”yla Ergene-kon davas›n› birlefltirmifl ve flöyleyaz›yor:

“Radovan Karadziç’in macera-lar› size Ergenekon’u an›msatm›-yor mu? Yakalan›fl süreci de asl›n-da Ergenekon’dan pek farkl› olma-yabilir.

‘Dünya de¤ifliyor’ dedi¤imizbu... Dünya, ‘Temizleniyor ve ar›-n›yor’ da diyebilirsiniz... Çünkügelmekte olan ça¤da, Karadziç’le-re yer yok... Sadece ve sadece ‘in-san› kutsayan’ yeni bir dönem çün-kü bu.

S›rbistan’da Karadziç, Türki-ye’de Ergenekon...

‹kisine de yeni ça¤da yer yok.”(2 A¤ustos 2008)

Mehmet Altan’›n dünyas›yla,halklar›n yaflad›¤› dünya birbirin-den çok farkl› anlafl›lan.

Onun dünyas› temizleniyor, ar›-n›yormufl!!! Çünkü, insan› kutsa-yan’ bir dönemdeymifliz.

Acaba Guantanamo, Ebu Garip,F Tipleri de insan› kutsamak içinyap›lm›fl yerler mi?

Peki ya iflgaller, katliamlar, dar-beler.... Mesela Irak, bu dünyada,bu ça¤da de¤il mi acaba? Irak’›n,Afganistan’›n iflgal edilmesi de in-san›n kutsanmas› amac›yla m›?

Veya flöyle soral›m: Yugoslav-ya’daki Karadziçler, Türkiye’dekiifli bitmifl Veli Küçükler tutuklan›-yor, fakat Irak’ta ayn› ifli yapanAmerikan üniformal›lar ne olacak?Yoksa, bir katliamc›n›n, soyk›r›m-c›n›n s›rt›nda Amerikan üniformas›olunca, o zaman “dünyan›n ar›nd›-r›lmas›, temizlenmesi” rafa m› kal-d›r›l›yor?

Ya, “insan› kutsayan” bu ça¤da-ki, 44 mmiillyyaarr insan›n yoksullu¤u;keza, Asya’da Afrika’da açl›ktaninsanlar›n sinekler gibi ölmesi.. Bumu insan›n kutsanmas›?.. ‹flgaller-de ya da açl›ktan öldürerek mi kut-

san›yor insanl›k?

Tekellerin kutsanmas›olmas›n sak›n bu!?

Mehmet Altan kendinebir sorsun mesela. Dünya-n›n temizlenip, ar›nd›r›l-maya çal›fl›ld›¤› do¤ruolabilir; fakat bu temiz-lenme ve ar›nma, yeryüzünde te-kellere karfl› ç›kan güçlerin temiz-lenmesi do¤rultusunda olmas›n sa-k›n...

Küçükler, Karadziçler, tarih

önünde, empreyalistlerin ve iflbir-

likçilerin kendi katliamc›l›klar›n›,

soyk›r›mc›l›klar›n›, kontrgerillac›-

l›klar›n› örtbas etmek için yarg›la-

d›klar› isimler olman›n ötesinde

öneme sahip de¤illerdir. Mehmet

Altan, dünyay› yanl›fl isimler, yan-

l›fl olaylar üzerinden tahlil ediyor.

Kendine gösterilenle yetiniyor. Sa-

vafl suçlusu Radovan Karadziç’in

yarg›lanmas› üzerine emperyaliz-

me övgüler düzerken, savafl suçlu-

su emperyalistlerin yarg›lanmama-

s› karfl›s›nda gözlerini kapat›yor.

Oysa emperyalistler bu suçlar›n›alenen savunuyorlar da; yani görül-meyecek, haberdar olunmayacakbir durum da söz konusu de¤ildir.Mesela Yugoslavya sald›r›s›ndahastanelerin, hapishanelerin vurul-mas›, köprüde yürüyen insanlar›nkatledilmesi gibi suçlar elefltirildi-¤inde emperyalizmin sözcüleri ay-nen flu cümleyi kullanm›fllard›:""OOmmlleett yyaappaarrkkeenn yyuummuurrttaallaarr›› kk››rr--mmaakk ggeerreekkiiyyoorr.. YYuummuurrttaa kk››rr››llmmaa--ddaann oommlleett oollmmaazz..""

Amerikan emperyalizmininIrak’a uygulad›¤› ambargo’nun 500bin çocu¤un ölümüne yol açmas›-n›n elefltirilmesi karfl›s›nda ABDD›fliflleri Bakan› Madelaine Al-bright iki kelimelik bir cevap ver-miflti: ““BBuunnaa ddee¤¤eerr””..

“Bu” dedi¤i, Amerikan emper-yalizmin ç›kalar›ndan baflka bir fleyde¤ildi. Altanlar’›n görmek vegöstermek istemedi¤i de bu.

‹flah olmaz bir küçük-burjuvan›n bofl hayalleriVeya bir iflbirlikçinin baya¤› yalanlar›

Page 34:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

34 KANLI TAR‹H 10 AA¤ustos 22008

Amerika tarih içindeki suçlar›n-dan dolay›, bir özür daha diledi. Bukez ““kkeennddii vvaattaannddaaflflllaarr››””ndan.

Devletlerin iflgaller, soyk›r›mlaryapt›¤› halklardan özür dilemesi öy-lesine “ucuzlad› ve anlams›zlaflt› ki,burjuva bas›nda bile ABD’nin özrümesela flöyle bir bafll›kla yans›t›ld›:

““SSiizzii kkööllee yyaapptt››kk öözzüürr ddiilleerriizz..””

ABD Temsilciler Meclisi, geçenhafta, atalar› Afrika’dan getirilerekkölelefltirilen siyahlar›n torunlar›olan siyah Amerikal›lar’dan özürdiledi.

ABD Temsilciler Meclisi'nin al-d›¤› bu karar› “tarihi karar” olaraknitelendirenler de oldu; ki bir yan›y-la do¤rudur. Düflünün, neredeyseyüzy›ld›r dünyaya demokrasi, öz-gürlük, adalet, hukuk dersi verenler,insanl›¤a karfl› ifllenmifl en büyüksuçlardan biri olan kölelefltirme su-çunu ifllemifller; ama bunu bugünekadar gündemlerine bile almam›fllar.

ABD Temsilciler Meclisi’ninkarar›nda, “siyahlar›n zzoorr kkuullllaann››--llaarraakk kölelefltirildi¤i, küçük düflü-rüldü¤ü, zulme ve insanl›k d›fl› dav-ran›fllara u¤rat›ld›¤›, gaddarcadavran›ld›¤›, isimleri ve geçmiflle-rinden kopart›ld›¤›” vurgulanarak,

“'Temsilciler Meclisinin, Afrika-l›-Amerikal›lar ve köleli¤in çilesiniçekmifl atalar›na karfl› ifllenen suç-lardan dolay› Birleflik Devletlerhalk› ad›na özür diledi¤i” belirtili-yor.

Bütün bunlar› yapt›klar› aç›k.Fazlas› var. Ama daha önemli olanfludur: Amerika’da bugün siyahlarayönelik ayr›mc›l›klar, küçük düflü-rücü uygulamalar ortadan kalkm›flm›?

Hay›r!

Peki, Amerikan toplumunun birk›sm›nda bu ›rkç› anlay›fl nas›l ze-min bulmufl, Amerikan yönetimi bukölelefltirme uygulamalar›n› nas›lonaylam›fl, bu politikalar, kimlerinç›karlar›na denk düflmüfl, bunlar tar-t›fl›l›yor mu?

Hay›r!

‹ki sorunun da cevab› hay›r ol-du¤u için, ne “Özür”ün anlam› var,ne de “Özür”ün herhangi bir fleyide¤ifltirmesi ihtimali...

*

‹flte size yak›n dönemden birözürler özeti:

‹ngiltere’nin, tam 312 y›l boyun-ca, Güney Afrika’y› sömürgesi ola-rak boyunduruk alt›nda tutmas›, sö-mürgecili¤e karfl› mücadele edenle-re zulmetmesinin “özrü” olarakLondra’ya Winston Churchill hey-kelinin yan›na Nelson Mandela'n›nheykelinin dikilmesi kararlaflt›r›ld›.

‹srail Cumhurbaflkan› Peres, ‹s-rail’in, Arap köyü KKffaarr KKaasseemm’de1956’da gerçeklefltirdi¤i ve 47 kifli-nin öldü¤ü katliamla ilgili özür dile-di.

‹ktidarda oldu¤u 1990-2000 ara-s›ndaki suçlardan dolay› yarg›lananeski Peru Devlet Baflkan› AAllbbeerrttooFFuujjiimmoorrii,, Lima’da yap›lan durufl-mada ""BBüüttüünn kkuurrbbaannllaarrddaann vvee aaii--lleelleerriinnddeenn ggeerrççeekktteenn öözzüürr ddiilliiyyoo--rruumm"" dedi. FFuujjiimmoorrii’’nniinn kurban-lar›n›n say›s›, bilindi¤i kadar›yla 70bin kadard›!

Fransa 1950’lerde Paris'te Ceza-yirli protestocular›n eylemine poli-sin sald›rmas› sonucunda ç›kanolaylarda 220000 kiflinin öldürülmesin-den dolay› Cezayir’den özür diledi.

(200 kifli için özür dileyenFransa, 1956-60 y›llar› ara-s›nda katletti¤i bbiirr bbuuççuukk

mmiillyyoonn Cezayirli için özür dilemeyiise reddediyor.)

AABBDD BBaaflflkkaann›› Clinton, Yunanis-tan’da AAllbbaayyllaarr CCuunnttaass››’’nn›› destek-leyip, tezgahlad›klar›n› aç›klayarakYunanistan’dan özür diledi.

ABD D›fliflleri Bakan› MadleineAlbright ‹ran’dan, “1953 y›l›ndadönemin ‹ran Baflbakan› Muham-med Musadd›k’› deviren darbedeCIA’n›n rolü ve ‹ran-Irak savafl› s›-ras›nda Saddam Hüseyin’e verilendestekden dolay›” özür diledi.

ABD D›fliflleri Bakanl›¤›, “Pi-nochet'in ve çeflitli, ülkelerdeki as-keri yönetimlerin ABD okullar›nda,CIA taraf›ndan e¤itilmifl olmas› ne-deniyle özür dilediklerini” aç›klad›.

Avustralya hükümeti, 10 fiubat2008’de düzenlenen bir törenle,yüzbinlercesini yoketti¤i Avustralyak›tas›n›n as›l sahibi olan Aborjin-ler’den özür diledi.

*

Oldukça dikkat çekici olan bir

yan da, bütün bu özürlerde, emper-

yalistlerin ne yap›p edip, özür dile-

dikleri olaylardan ma¤dur olanlara

“tazminat” ödenmesinden yana ol-

mamalar›, özürlerini, ma¤dur halk-

lar›n tazminat taleplerinin önünü ke-

secek flekilde biçimlendirmeleridir. Özür dileyelim, ama tazminat

vermeyelim diyor sermaye.

Özür ucuz ve maliyetsiz nas›l ol-sa, bol bol özür dile.

Özür, bugün, emperyalistlerin veiflbirlikçilerin halklar›n gözünü bo-yamak, her gün, her saat hukuku,insanl›¤› çi¤nemeye devam ettikle-rini örtbas etmek için baflvurduklar›bir yöntemdir. ÖÖzzüürr ddiillee,, aayynn›› ppoollii--ttiikkaayy›› bbaaflflkkaa bbiiççiimmlleerrddee ssüürrddüürr,,aayynn›› ssuuççllaarr›› iiflfllleemmeeyyee ddeevvaamm eett!!Özür dilensin, fakat, ayn› politikalarsürüyorsa, ne anlam› var.. Yar›n,NNeeoo NNaazzii gruplar da ç›k›p, dünyay›yeniden kana bo¤abilmek için “Hit-ler zaman›nda yapt›klar›m›zdan do-lay› özür diliyoruz” diyebilirler ve ozaman onlara kim ne diyebilir?

Kanl› Tarihlere Özür Makyaj›

Irak

Page 35:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Filistin’de bir yandan ‹srail zul-mü sürerken, di¤er taraftan Filistinlidirenifl örgütlerinden El Fetih veHamas, ‹srail’e karfl› halk›n ortakdireniflini örgütlemeleri gerekirken,birbirleriyle çat›flmay› sürdürüyor.

Ortado¤u ülkelerindeki etkili di-renifl güçlerinin en temel zaaf›n› dabu oluflturuyor. Kimisi milliyetçi,kimisi islamc› olan bu örgütlerin,ortak yönlerini mülkiyetçilik olufl-turuyor. Yani, iissllaammcc››ll››kkllaa mmiilllliiyyeett--ççiilliikk,, mmüüllkkiiyyeettççiilliikkttee bbuulluuflfluuyyoorr vveebu mülkiyetçilik, iç çat›flman›n ze-minini oluflturuyor.

Mülkiyetçilik; bu direnifl güçleri-nin, bir yandan iflgalciye karfl› mü-cadele ederken, di¤er yandan kendiiçlerinde halk›n genel ç›karlar›n›,emperyalizme ve iflbirlikçilere karfl›kurtulufl savafl›n›n gereklerini dikka-te almayan bir iktidar kavgas› yürüt-melerine neden oluyor. Mülkiyetçi-lik, iç sorunlar›n› demokratik yollar-dan çözmelerini, halka dayanarakçözümler üretmelerini engelliyor.Çözümü birbirleriyle çat›flmakta bu-luyorlar. Emperyalistler ve iflgalcilerde bunu de¤erlendiriyorlar.

Irak direnifl güçlerinin de, iflgalekarfl› mücadelesini zay›flatan bu du-rum, Filistin direniflinin de halen enönemli zaaflar›ndan biri durumun-dad›r.

FFiilliissttiinnllii ÖÖllddüürrmmeekk fifiaakkaa

30 Temmuz’da iflgal alt›ndakiBat›-fieria’da, bir ““ggüüvveennlliikk dduuvvaa--rr››”” inflaat›n› protesto eden Filistinliköylüler, ‹srail askerleri taraf›ndankurflunland›, 10 yafl›ndaki AhmetMusa yaflam›n› yitirdi, 15 Filistin-li’de yaraland›.

‹srail’in ördü¤ü duvar, hem köy-lülerin arazilerinin üzerine inflaaediliyor, hem de köyü bir hapishanehaline getiriyordu. Göstericilerinkurflunlanmas› emrini veren, ‹sraillikomutan, emrin bir ‘flaka’ oldu¤u-nu, amaçlar›n›n Filistinlileri korkut-

mak oldu¤unu söyleyerek, ““EEmm--rriimmddeekkii aasskkeerrlleerree ‘‘OOnnllaarr›› ççaabbuukkvvuurruunn’’ ddiiyyeerreekk ss››kk ss››kk flflaakkaa yyaappaa--rr››mm”” dedi. Emri yerine getiren as-kerler ise, ifadelerinde ““fifiaakkaa ddee¤¤iill--ddii.. KKoommuuttaann››nn eemmrriinnii ddiinnlleeddiikk””dedi.

Katillerin gerekçeleri de, ülkefark› gözetmeksizin birbirine benzi-yor. ‹srailli katiller, Filistinlileri kat-leden kurflunlar›n, flaka oldu¤unuiddia ederek, kendilerini savunabili-yorlar. Katliam emri veren komutanönce ““1100 ggüünnllüükk ggöörreevvddeenn uuzzaakk--llaaflfltt››rrmmaa cceezzaass››”” al›rken, fazla tefl-hir olmalar›ndan olsa gerek, sonratamamen görevinden al›nd›¤› aç›k-land›. Filistinli halka yönelik katli-am emri vermenin, en üst boyuttakicezas› da bu olsa gerek.

GGüünnddee 7700 FFiilliissttiinnllii CCeesseeddii

‹srailli iki gazetecinin yazd›klar›“Bumerang” isimli kitaba göre, ‹s-rail Baflbakan Yard›mc›s› fiaul Mo-faz, Genelkurmay Baflkan› oldu¤udönemde, “günde 70 Filistinli’nincesedini” istemifl. Bu söz, ‹srail’inFilistin halk›na karfl› nas›l bir savaflsürdürdü¤ünü anlatmaktad›r. Mo-faz’›n sözü bir faraza de¤ildir, ‹sra-il, iflgalini katliamlar üzerine oturt-mufltur, bu söz de katliamc›l›¤›n öz-lü bir ifadesidir.

‹‹flflggaallccii,, KKaattiill ‹‹ssrraaiill‹‹çç ÇÇaatt››flflmmaaddaa ‘‘KKuurrttaarr››cc››’’

Gazze’de Hamas, El Fetih’lileresald›r›yor, Bat› fieria’da ise El-Fe-tih’liler Hamas üyelerine...

Gazze’de meydana gelen ve Ha-mas üyelerinin ölümlerine nedenolan patlamalardan El Fetih üyeleri-ni sorumlu tutan Hamas, çok say›daEl Fetih üyesini tutuklam›flt›. Tu-tuklananlar aras›nda, FKÖ yönetimkurulu üyeleri de bulunuyor.

Sald›r›lardan sorumlu olduklar›-na iliflkin iddialar› reddeden El Fe-

tih’in, tutuklananlar›n serbest b›ra-k›lmas› ça¤r›s›na karfl›l›k verilmedive iki örgüt aras›ndaki çat›flmalarsürdü. Bat› fieria’da ise, El Fetihmilitanlar›, Hamas’›n liderlerinden,Dr. Muhammed Gazal’› kaç›rd› veHamas’›, Gazze’de El Fetih’e yöne-lik sald›r›lar›n› hemen durdurma-mas› halinde, Dr. Gazal’› öldürmek-le tehdit etti.

Gazze’de çeflitli bölgelerde ope-rasyonlar yapan Hamas’l›lar ile ElFetih üyeleri aras›nda yaflanan ça-t›flmalarda, 2 Filistinli yaflam›n› yi-tirdi, Hamas taraf›ndan kuflat›lan birmahallenin elektrik ve suyunun dakesildi¤i belirtildi.

Bu tablo, ‹srail için kullan›lacakbir f›rsat yarat›yor. Filistinliler ara-s›ndaki çat›flmadan yararlanan ‹sra-il, ayn› zamanda da, Hamas’tan ka-çan El Fetih taraftarlar› için ““ggüü--vveennlliikk kkoorriiddoorruu”” oluflturarak,‘‘kkuurrttaarr››cc›› rroollüünnee’’ soyunuyor.

Tablo, çat›flan her iki taraf›n,mülkiyet ve iktidar h›rs›yla gözleri-nin ne kadar kör oldu¤unu da göste-riyor. Ony›llardan bu yana, Filistinhalk›n›n kan›n› döken iflgalci gücünbu konumu kabullenilebiliyor.

Günde 70 Filistinli’nin cesediniisteyen, kitlenin üzerine atefl aç›pkatleden, yapt›klar› katliamlar›n ya-n›nda Filistin halk›na her zulmü uy-gulayan ‹srail, bir yandan katleder-ken, di¤er yandan ‘kurtar›c›’ olabili-yor.

Aç›k ki, Filistin halk›n›n kurtu-lufl mücadelesi, ayn› zamanda dire-niflinin birli¤ini yaratmakla baflar›yaulaflacakt›r. Filistin halk›n›n, direni-fle zarar veren bu mülkiyetçi anla-y›fllar› da mahkum etmesi gereki-yor.

Say›: 158 35F‹L‹ST‹N

Mülkiyetçi Anlay›fllar Çat›fl›yor‹srail Katlediyor

Page 36:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

36 MUNZUR FEST‹VAL‹ 10 AA¤ustos 22008

“Da¤lar›n yücesinde atefl ya-nar”... der ya flark›da. ‹flte o ateflinyand›¤› yerdir Dersim. Yanan ateflisyanlar›n ateflidir. Ve Dersim isyan-lar›n yurdudur. Zulme, zalime isyaneden bir halkt›r Dersim halk›. Bu-nun için, devrimcilerin yata¤›d›rDersim.

Bask›n›n en yo¤un oldu¤u ko-flullarda da, Dersim’de binler, on-binler toplan›r. Zulmün en yo¤unoldu¤u dönemlerde de Dersim halk›devrimi sahiplenir, devrim umudu-nu büyütür.

Dersim halk›, 8. Munzur Festi-vali’nde bir kez daha bu düzenekarfl› mücadelenin, birli¤in, daya-n›flman›n, kültürüne, geleneklerinesahip ç›kman›n coflkusunu yaflad›,yaflatt›.

31 Temmuz-3 A¤ustos tarihleriaras›nda çeflitli sanatç›lar, paneller,söylefliler ve konserlerle gerçekle-flen festivalde alana festivaldengünler önce standlar›n kurulmas›ylaDersim, festival coflkusunu yaflama-ya bafllad›.

Halk Cephesi de standlar›na as-t›klar› ““AAddaalleettssiizzlliikklleerree,, SSiiyyaannüürrllüüAAlltt››nn AArraammaayyaa,, BBaarraajjllaarraa,, YYoozzllaaflfl-mmaayyaa KKaarrflfl›› GGüüccüümmüüzz BBiirrllii¤¤iimmiizz-ddiirr”” pankart›yla ve festivaldeki özü-ne uygun eylem etkinlikleriyle buy›lda coflkulu bir flekilde yerini ald›.

31 Temmuz’da Demir Köprü’yeyürüyüfl yap›larak festival meflalesi-nin yak›lmas›yla resmi aç›l›fl›n ya-p›ld›¤› Dersim Festivali’nde TA-YAD’l› Aileler 30 Temmuz günü“TAYAD’l› Aileler Onurumuzdur”yaz›l› pankartla Mavi Köprü’ye biryürüyüfl gerçeklefltirerek buradaMunzur Nehri’ne karanfil b›rakt›lar.“Tecrite Son, Genelge Uygulans›n,Bedel Ödedik Bedel Ödetece¤iz”sloganlar›yla yap›lan yürüyüflteAdalet Bakanl›¤›’n›n söyledi¤i ya-lanlar teflhir edilerek genelgenin uy-gulanmas› talebi yinelendi.

Festivalin 1. Günü olan 31 Tem-muz’da TAYAD’l› Aileler bir resimsergisi açt›. Dersim Sanat Soka¤›’n-da aç›lan sergide ölüm orucu direni-flini, hak ihlallerini ve TAYAD’l›Aileler’in d›flar›da sürdürdüklerimücadeleleri konu alan direnifl fo-to¤raflar› sergilendi. Festivalin ilkgünü fiehir Stadyumunda Seyit R›zaan›s›na gerçekleflen Ayfer Düzdafl,Grup Vardiya, ‹lkay Akkaya konser-lerini yaklafl›k 20 bin Dersimli izle-di. Coflkulu geçen konserde Yürü-yüfl Dergisi’nin da¤›t›m› da yap›ld›.

Festivalin 2. Günü Dersim Bele-diyesi konferans salonunda gerçek-lefltirilen “Anayasa ve Demokratik-leflme Paneli”yle devam etti. PaneleDiyarbak›r Barosu Bflk. Sezgin Tan-

r›kulu ve Halk›n Hukuk BürosuAvukatlar›ndan Taylan Tanay’›n daaralar›nda oldu¤u hukukçular kat›l-d›. Panelde AKP politikalar› eleflti-rilerek bugün halen anayasan›n de-mokratikleflti¤inden bahsedenlerinriyakar olduklar› vurguland›. Av.Tanay panelde yapt›¤› konuflmada‘’fiemdinli halk›n›n üstüne bombaatanlar elini kolunu sallayarak adli-ye binalar›ndan ç›k›yorlarsa ülke-mizde adaletten, hukuktan, insanhaklar›ndan ve demokrasiden bah-setmek mümkün de¤ildir” dedi. Pa-

nelin ard›ndanFrik Dede an›-s›na belgeselgösterimi vefliir dinletileri-nin yap›ld›¤›gün ayr›ca“Kad›n, Top-

lum, Siyaset” konulu bir söylefli ya-p›ld›. Belediye konferans salonundayap›lan panelde direnen kad›nlar-dan ve Canan-Zehra’dan bahsedil-memesine tepki gösteren dinleyici-ler olurken, yine dinleyicilerden sözalanlar Avrupa’daki kad›n örgütlen-melerinin örnek olarak gösterilme-sinin do¤ru olmad›¤›n› ve kapitaliz-min kad›n için kurtulufl olmad›¤›n›vurgulad›lar.

FFeerrhhaattllaarr DDeerrssiimmSSookkaakkllaarr››nnddaa

Yürüyüfl da¤›t›rken vurularak

felç b›rak›lan Ferhat Gerçek için bir

adalet talebi de Dersim’den yüksel-

di. Dersim Halk Cephesi üyeleri 1

A¤ustos’ta festival standlar›n›n bu-

lundu¤u K›flla Meydan›’nda yapt›¤›

eylemle Ferhat’›n sesini Dersim so-

kaklar›na tafl›d›. Eylemden yar›m saat önce davul

ve megafonla Dersim CumhuriyetCaddesi ve ara sokaklar›nda yürü-yüfl önlükleri ve TAYAD yazmala-r›yla duyurular yapan Halk Cephesiüyeleri eyleme kat›l›m ça¤r›s› yapt›-lar. ‘’Bu Nas›l Bir Adalet, Hem Sa-kat B›rakt›lar Hemde 15 Y›l Hapis‹stiyorlar’’ yaz›l› pankart açarak slo-ganlar ve z›lg›tlar eflli¤inde HalkCephesi stand›n› önünden meydana

8. Munzur Kültür Ve Do¤a Festivali Yap›ld›

Gücümüz Birli¤imizdir

Page 37:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

do¤ru yürüyen Halk Cepheliler“Adalet ‹stiyoruz” sloganlar› att›lar.Halk›n da destek verdi¤i eyleme 300kifli kat›ld›. Eylemin ard›ndan Yürü-yüfl Dergisi’nin da¤›t›m› yap›ld›.

‹dil Tiyatro Atölyesi de festiva-lin ilk günü Halk Cepheliler’instand›n›n önünde “Onuncu KöyünFidanlar›” oyununu sergilediler. Ti-yatro gösterisinin sonunda “Yaflas›nÖlüm Orucu Direniflimiz” sloganla-r› aras›nda Canan ve Zehra’n›n ba-bas› Ahmet Kulaks›z k›sa bir konufl-ma yapt›.

‹kinci gün akflam›nda MehmetUzun an›s›na düzenlenen konserdeErdal Bayrako¤lu, Koma Agire Ji-yan ve Efkan fieflen sahne ald›.

Festivalin üçüncü gününde Bele-diye konferans salonunda Ça¤daflHukukçular Derne¤i taraf›ndan 1May›s 2008 ve ülkemizdeki hak ih-lallerini konu alan foto¤raf sergisiaç›ld›. Festivalin 3. Günü’nde deHalk Cepheliler’in etkinlikleri detüm coflkusuyla sürerken, HalkCephesi stand›n›n önünde davul vezurnayla coflkulu halaylar çekildi.K›flla Meydan›’na as›lan Seyit R›zapankart›n›n polis taraf›ndan indiril-mesine yo¤un tepki gösterilirkenHalk Cepheliler de standlar›na Se-yit R›za’n›n resminin oldu¤u ve al-t›nda “Dersime Sefer Olur Zafer Ol-maz’’ Halk Cephesi imzal› büyükbir pankart ast›lar. Festivalin 3. Günkonseri ise Ahmet Arif an›s›na ya-p›ld›. Konserde Metin Kahraman,Mahabad, Grup Munzur, FerhatTunç ve Wenzel sahne ald›.

Festivalin son gününde de HalkCephesi taraf›ndan AKP’nin Erge-nekon yalanlar›n› teflhir eden bir ey-lem düzenlendi. “AKP Yalan Söylü-yor Kontgerilla Görevi Bafl›nda”yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylem ön-cesi davul ve megafon eflli¤inde ey-leme ça¤r› yap›ld›. Halk Cephesistand› önünden K›flla Meydan›’nado¤ru “Kahrolsun Faflizm Yaflas›nMücadelemiz” sloganlar›yla yürü-yen Halk Cepheliler yapt›klar› aç›k-lamada “Bizim savafl›m›z ba¤›ms›z-l›k ve demokrasi savafl›d›r” dediler.Eyleme 200 kifli kat›ld›.

Munzur’a yap›lmas› düflünülenve yap›m› tamamlanm›fl barajlarakarfl› Munzur için pedal çeviren bi-sikletçiler, festival öncesi Anka-ra’dan yola ç›karak bisikletli olarakÇorum, Amasya, Erzincan illerin-den geçerek Dersim’ e geldiler. Der-sim Temel Haklar Derne¤i’ni de zi-yaret eden Munzur dostlar› “her za-man mücadele edenlerin, direnenle-rin yan›nday›z” dediler.

FFeessttiivvaallddee UUmmuudduunn PPaannkkaarrtt››Festivalin son günü flehir stadyu-

munda Frik Dede an›s›na düzenle-nen konserde Grup Yorum, Rojdave Yeni Türkü sahne ald›. KonserdeDersimliler’in coflkulu alk›fllar›ylasahne alan Grup Yorum yapt›¤› ko-nuflmada Munzur’da yap›lmas› dü-flünülen barajlara de¤inerek “bu ül-kenin da¤lar›nda, ovalar›nda, gece-kondular›nda, sokaklar›nda insanla-r›m›z vuruluyor. T›pk› 17 yafl›ndaYürüyüfl Dergisi da¤›t›rken s›rt›n-dan vurulan Ferhat Gerçek gibi amasizler Dersimliler devrimcileri tan›-yorsunuz. Saf›n›z devrimcilerin sa-f›nda olsun” dedi. Yorum konseri s›-ras›nda k›z›l bayraklar ve devrimflehitlerinin resimleri ile yürüyüflyaparak alana giren Cepheliler,Cephe pankart› açt›lar. Cephe pan-kart› konser alan›nda bulunan Der-simliler taraf›ndan dakikalarcaayakta alk›flland›. Dersim halk›Cephelileri sahiplenerek, Cephepankart› açanlar› korumaya alarakalandan güvenli flekilde ayr›lmalar›-n› sa¤lad›. Pankart›n aç›lmas› s›ra-s›nda alanda umudun sloganlar›coflkuyla hep bir a¤›zdan at›ld›. Fes-tival etkinliklerinin son gününeyaklafl›k 25 bin kifli kat›ld›.

DDeerrssiimm ‹‹llççeelleerriinnddeeFFeessttiivvaalllleerr

8. Munzur Kültür ve Do¤a

Festivali, tüm bask›lara ra¤men

Dersim Merkez’in yan› s›ra ilçe-

lerinde de gerçekleflti.PPEERRTTEEKK:: Munzur Festiva-

li’nin birinci ve ikinci günündePPeerrtteekk’te de festival yap›ld›.

Festival keyfi gözalt›larla baflla-d›. Dersim merkezden Pertek ilçe-sinde düzenlenecek olan etkinlikleriçin Pertek’e giden Dersim TemelHaklar Derne¤i üyeleri Adem Y›l-d›z, Zeynep Karademir ve NurcanHanbayat keyfi bir flekilde Pertekgiriflinde bulunan polis noktas›ndazorla gözalt›na al›nd›lar. Gözalt›naal›n›rken iflkence gören dernek üye-lerinden Nurcan Hanbayat’›n burnuk›r›l›rken di¤er dernek üyelerinin devücutlar›nda morluklar ve darp izle-ri oldu¤u saptand›. Saatlerce PertekEmniyeti’nde tutulan dernek üyele-ri savc›l›¤a ç›kar›ld›ktan sonra ser-best b›rak›ld›lar.

Buna ra¤men Temel Haklar çal›-flanlar› kitap, dergi ve tutsak ürünle-ri stand› açarak festivaldeki yerleri-ni ald›lar. Polisin engelleme çal›fl-malar›na ra¤men halk standlara veetkinliklere yo¤un ilgi gösterdi.

Pertek Belediye Garaj›’nda ‹dilTiyatro Atölyesi, Büyük ÖlümOrucu Direnifli flehitleri Canan VeZehra Kulaks›z’›n ölüm orucu süre-cini ve o süreçte yan› bafllar›nda bu-lunan babalar› Ahmet Kulaks›z’›nyaflad›klar›n› anlatan “Onuncu Kö-yün Fidanlar›” isimli oyununu ser-giledi. fiavakl› Ayfle, Grup Göç veFeramuz fiahin’in müzik dinletisiverdi¤i festivale 2000 kifli kat›ld›.

Say›: 158 37MUNZUR FEST‹VAL‹

Page 38:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

38 MUNZUR FEST‹VAL‹ 10 AA¤ustos 22008

‹kinci gününde, “Çevre Sorunuve Kentleflme” üzerine panel yap›l-d›. Panelin ard›ndan konser alan›olan fielale Çay Bahçesi’nde yap›la-cak olan konser alan›na geçildi.Alanda yap›lan konuflmada Per-tek’te birahaneler sorununa dikkatçekilerek bu sorunun birliktemücadeleyle çözülece¤i vurguland›.3000 kiflinin kat›ld›¤› festivalde ya-p›lan konuflmalar›n ard›ndan Musta-fa Özarslan, Günefle Yolculuk, AliAsker, Serdar Hay›r, Seyfi Do¤anay,Sabahat Akkiraz konser verdiler.

HHOOZZAATT:: 2 A¤ustos günüMunzur Festivali’nin üçüncü gü-nünde ise festival, Hozat’ta yap›ld›.Temel Haklar çal›flanlar›n›n kitap,dergi ve tutsak ürünleri stand›n›açt›¤› festivalde Yürüyüfl okurlar›dergilerinin tan›t›m› ve da¤›t›m›n›yapt›lar.

Belediye Aile Çay Bahçesi’ndefliirler ve müzik dinletisiyle bafllayanfestivalde ‹dil Tiyatro Atölyesi Ho-zat’›n Boydafl Köyü’nde kontrgerillataraf›ndan katledilen Bülent Kara-tafl’› anlatan “Balc›” isimli oyunusergiledi. 200 kiflinin izledi¤i tiyatrooyununda Bülent Karatafl’›n yak›n-lar› ve Hozatl›lar, oyunu izlerkenduyguland›lar. Tiyatronun ard›ndan‘Dersim Tarihi ve Sorunlar›’ üzerinepanel düzenlendi.

2 saat süren panelin ard›ndanakflam saatlerinde CumhuriyetMeydan›’nda konser düzenlendi.Konserde Grup Yorum, konuk sa-natç› olarak sahne ald›. Sadece “Ce-mo” flark›s› ile insanlara seslenenYorum kitlede büyük bir coflkuyaratt›. Festival konserlerine 12 binkifli kat›ld›.

OOVVAACCIIKK:: 3 A¤ustos günü ise

Ovac›k’ta festival yap›ld›. TemelHaklar çal›flanlar› burada da standla-r›n› açt›lar. Yürüyüfl okurlar›, dergi-lerinin tan›t›m ve sat›fl›n› yapt›lar.

Munzur Baba Cemevi KültürDayan›flma Derne¤i temel atma tö-reni ile bafllayan festival daha sonraMunzur Gözeleri’nde devam etti.Belediye salonunda “Barajlar Soru-nu-Siyanürle Alt›n Ç›karma-Göç veYoksulluk” üzerine düzenlenen ve 3saat süren panelin ard›ndan Hükü-met Kona¤› önünde ‹dil TiyatroAtölyesi “Amerika’ya Çüfl De”isimli oyunu sergiledi. Oyundan ön-ce yap›lan konuflmada “Her yerinher halk›n farkl› bir sorunu vard›r.Fakat bugün Ovac›kl›lar’›n da Orta-do¤u’daki tüm halklar›n da sorunubafl düflman› Amerika’d›r” denildi.1000 kiflinin ilgiyle izledi¤i Tiyatro-nun ard›ndan konser yap›ld›.

22 AA¤¤uuss--ttooss’’ddaa ‹zmirÇ i ¤ l i ’ d e““SSaammeett DDee--ddee CCeemmeevviiYYaa pp tt ›› rr mm aaDD ee rr nn ee ¤¤ ii ””aç›ld›.

S ö z k o -nusu dernek, ‹zmir’de bulunan Sa-met Dede Cemevleri’nin bir flubesiolarak aç›ld›. Derne¤in genel baflka-n› VVeellii GGüülleerr ise,, AKP’nin Alevihalk›, sistem içine çekme politikala-r›na destek veren bir kiflidir.

ÇÇii¤¤llii PPiirr SSuullttaann AAbbddaall KKüüllttüürrvvee DDaayyaann››flflmmaa DDeerrnnee¤¤ii ((PPSSAAKKDD))taraf›ndan yap›lan aç›klamada, sözkonusu derne¤in, AKP çizgisinde,halk› sistem içine çekmek için aç›l-m›fl bir dernek oldu¤u belirtilerek,derne¤in aç›l›fl›na halk›n kat›lmad›-¤› belirtildi.

Derne¤in aç›l›fl›na da, niteli¤ineuygun olarak Kütahya AKP Millet-vekili Hüseyin TURCU, KemalpaflaAKP Belediye Baflkan› Yakup KA-

RACA gibi isimler protokolün öns›ras›nda kat›ld›lar. Ki, bu derne¤in‹zmir’de daha önceki flube aç›l›flla-r›nda da AAKKPP''llii MMiillllii SSaavvuunnmmaaBBaakkaann›› VVeeccddii GGöönnüüll kkuurrddeelleelleerriinniikkeessmmiiflflttii..

Cemevlerinin, Alevi halk›n iba-dethaneleri olma statüsüne bile kar-fl› ç›kan AKP’lileri protokollerinedavet eden, AKP’nin Alevilere yö-nelik politikalar›n›n halk›n içindekitafl›y›c›lar› olan bu “k›nal› keklikle-rin” Alevili¤i ve Alevi halk›n› tem-sil etmeleri söz konusu de¤il.

Onlar, Alevili¤i AKP’den edin-di¤i bir koltu¤a satan Reha Çamu-ro¤lu ile birlikte, AKP çizgisindeAlevili¤i yok etmeye soyunmufl ki-flilerdir.

ÇÇii¤¤llii PPSSAAKKDD aç›klamas›nda, buAlevi düflmanlar›n›n gerçek yüzleriteflhir edilerek, Alevili¤in ““DDüüzzeenniinnssöömmüürrüü vvee zzuullmmüünnee kkaarrflfl›› ttaavv››rr aall--mmaakk,, eeggeemmeennlleerrllee eezziilleennlleerr aarraass››nn--ddaakkii ççaatt››flflmmaallaarrddaa eezziilleennlleerrddeenn yyaa--nnaa ttaavv››rr aallmmaakk”” oldu¤u belirtildi.

Oysa, Samet Dede Derne¤i, en

sonuncusu Mad›mak’ta Alevilerin

yak›lmas› olmak üzere, eli defalarca

Alevilerin kan›na bulanm›fl AKP

üzerinden Alevi halk› düzene ye-

deklemeye çal›fl›yor.

Bu Yezit’e biat etmifl olan, zu-

lüm düzeni iflbirlikçilerinin, Alevi-

likle, Kerbela’yla, Pir Sultanlarla,

ilgileri yoktur.

Kurduklar› derne¤in isminde

“cemevi” yazan bu k›nal› keklikle-

rin ‘cem’le de ilgilerinin olamaya-

ca¤› Çi¤li PSAKD aç›klamas›nda

flöyle ifade ediliyor; ‘‘““EErreennlleerr ccee--

mmiinnee kkiimmssee ggiirreemmeezz,, EEddeepp iillee EErr--

kkaann bbiirr oollmmaayy››nnccaa’’ demifl bir Alevi

ozan›. Alevi kültürümüzden nasip

almam›fl edep erkan› olmayanlar

b›rak ceme girmeyi efli¤inden atla-

may› bile hak etmiyorlar.”

Alevi halk›m›z, AKP’nin Alevi

inanc›na yönelik sald›r› ve Alevili¤i

istismar etme politikalar›na pirim

vermeyecektir.

Çi¤li’de ‘K›nal› Keklikler’

Page 39:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Adana Karatafl’daki Bölge Kad›nHapishanesi tutsaklara yönelik keyfiuygulamalarla gündemde.

Tutsaklar dayat›lan terörist kimli¤i--ni kabul etmedikleri için aç›k görüfllerihapishane idaresi taraf›ndan keyfi birflekilde gasbedilmifl durumda.

Karatafl Hapishanesi’nde tutuklubulunan Hazal K›lavuz’un babas›, H›--d›r K›lavuz yaflad›klar›n› anlatt›.

YYüürrüüyyüüflfl:: K›z›n›z ne zamandan be--ri tutuklu?

HH››dd››rr KK››llaavvuuzz:: 30 Nisan’da tutuk--land›.

YY:: Tutuklanma sebebi nedir?

HH.. KK:: Çukurova Üniversitesi’nde 1May›s afifl--lemesi dola--y›s›yla gö--zalt›na al›n--m›fl. Ertesigün savc›l›--¤a ç›kar›ld›.O gün ser--best b›rak›l--d›. Fakat 8Mart Dünya

Emekçi Kad›nlar Günü’ne kat›ld›¤›n--dan dolay› arand›¤› söylenerek tekrargözalt›na al›nd› ve tutukland›.

YY:: K›z›n›zla aç›k görüfl yapman›zengellendi. Yaflad›klar›n›z› anlat›r m›s›--n›z?

HH.. KK:: 31 Temmuz sabah› Karatafl’ageçtim. Cezaevinin önünde yetkililerlegörüfltüm. Aramadan sonra içeri ald›lar.Girifl kabininin oldu¤u bölüme geldi--¤imde oradaki görevli gardiyan, k›z›--m›n cezaevi kimli¤ini (terör kimli¤i)kabul etmedi¤inden görüflme yapama--yaca¤›n› söyledi. Ankara’dan geldi¤imimutlaka görüflmek istedi¤imi söyledim.Kimli¤i kabul etmedi¤i sürece görüfle--meyece¤ini söyledi. Ben de oldu¤umyere oturarak protesto ettim. Cezaevisavc›s› geldi, azarlayarak “ Beni iyi din--le, bir daha sorma” diyerek afla¤›lay›c›ve tehdit vari bir üslup kulland›. K›z›m--la görüflmeden buradan gitmeyece¤imive buraya oturaca¤›m› söyledim. Sonra

iki asker sürükleyerek d›flar› ç›kard›lar.O esnada k›z›m›n iç k›s›mdan sesi geli--yordu. “Aç›k Görüfl Hakk›m›z Engelle--nemez” diyerek slogan at›yordu.

Ben de bunun üzerine “Siz TürkiyeCumhuriyeti savc›s› m›s›n›z Ameri--ka’n›n savc›s› m›s›n›z? Beni dinlemekzorundas›n›z. Ben vatandafl›m. Ayn› za--manda bir babay›m. K›z›m› görmedengitmeyece¤im” dedim. Askerler kolu--ma girince, bende “Yaflas›n Ba¤›ms›zDemokratik Türkiye, Kahrolsun Ameri--kan Uflaklar› gücünüz yetiyorsa çeteci--leri yarg›lay›n” dedim ve zorla d›flar›ç›kar›ld›m.

YY:: Size ve k›z›n›za yap›lanlardansonra yapt›¤›n›z giriflimleri anlat›r m›--s›n›z?

HH.. KK:: Yaflad›klar›m üzerine dilekçeverdim, dilekçemi cezaevi almad›. Sav--c› da ‘biz sana olanlar› sözlü olaraksöyledik yaz›l› olarak veremeyiz’ dedi.Müdür ve savc›n›n ismini sormamara¤men vermediler. Saatlerce güneflinalt›nda savc›n›n d›flar› ç›kmas›n› bekle--dim. Savc› d›flar› ç›kt›¤› esnada kendi--mi araban›n önüne att›m. Beni dinleye--ce¤ini düflünerek araban›n önünde otur--dum. Savc› arabadan ç›kmad›¤› gibi,orada bulunan askerler koluma girerekbeni araban›n önünden çektiler. Ben dearaban›n arkas›ndan “bu dilekçe benimmeflru hakk›md›r, almak zorundas›n”diye ba¤›rd›m. Adana’ya geldim, su--çüstü savc›s›na dilekçe ile baflvurdum.Cezaevi yetkilileri ve müdürü hakk›ndasuç duyurusunda bulundum.

YY:: Son olarak söylemek istedi¤inizbir fley var m›?

HH.. KK:: Benim k›z›m adaletsizli¤ekarfl› duyarl›d›r. K›z›m e¤er buradahaks›zl›klara karfl› ç›k›yorsa, do¤ru bil--di¤ini yap›yor demektir. Cezaevi uygu--lamalar›n›n ac›mas›zl›¤› onu buna it--mifltir. Çocuklar›m›z onurlu bir ülkedeyaflamak istiyorlar. O da bunlar›n tabihakk›d›r. Kötü bir fley yapt›klar›nainanm›yorum. Her zaman çocu¤umunarkas›nday›m, sonuna kadar yan›nda--y›m.

Say›: 158 39TECR‹T

KARATAfi BÖLGE KADIN HAP‹SHANES‹’NDEKEYF‹ UYGULAMALAR DEVAM ED‹YOR

HapishanelerBir Can Daha Ald›

2 ay önce tutuklanarak, Te-kirda¤ E Tipi Hapishanesi’nekonan Abdullah Ekinci, henüzmahkemeye bile ç›kmam›fl-ken, kald›r›ld›¤› Bak›rköy Ruhve Sinir Hastal›klar› Hastane-si’nde, 2 A¤ustos’ta öldü.

Abdullah Ekinci’nin inti-har ederek öldü¤ü iddia edildi.Ekinci’nin babas›, MustafaEkinci ise, o¤lunun öldürüldü-¤ünden flüphelendi¤ini söylü-yor. Mustafa Ekinci, o¤lununson görüflmesinde kendisine““bbeennii bbuurraaddaa ööllddüürreecceekklleerr””dedi¤ini belirtti. Cenazenin y›-kanma ifllemleri s›ras›nda,Ekincinin vücudunda soyulmave darp izlerine rastland›.

Abdullah Ekinci’nin nas›löldü¤ü belirsiz olsa da, düze-nin hapishaneler politikas›n›nöldürdü¤ü tart›flmas›zd›r.

S‹VAS HAP‹SHANES‹NDESALDIRI

Sivas’ta “Ortak DüflmanAmerika’d›r” karikatür sergisiaçt›klar› için Gençlik Dernekli4 ö¤renci tutuklan›p Sivas Ka-pal› Hapishanesi’ne konul-mufltu. Tutsaklar 2 ayd›r idare-nin keyfi uygulamalar›na ma-ruz kal›yor. ‹dare, 4 ö¤renciyihavaland›rmas› olmayan birhücrede tutuyor. Tutuklu ‹lkerEkiz, müdür ile görüflmeye gi-derken gardiyanlar taraf›ndanbir depoya çekilerek dövüldü.‹lker Ekiz’in yüzünde kollar›n-da morluklar oluflmas›na ra¤-men doktora ç›kart›lmad›. Ay-r›ca ‹lker Ekiz’in arkadafl gö-rüflü için verdi¤i dilekçe idaretaraf›ndan keyfi olarak 2 ayd›riflleme konulmuyor.

Page 40:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

40 FERHATLAR 10 AA¤ustos 22008

Temel Haklar derneklerinin gün-deminde bulunan konulardan üçü-nü; FFeerrhhaatt’’›› vvuurraann ppoolliisslleerriinn ttuu-ttuukkllaannmmaammaass››,, Ankara’da demok-ratik mücadele yürüttükleri için tu-tuklananlar›n mahkemesi ve EEggeeTTeemmeell HHaakkllaarr DDeerrnnee¤¤ii’’nniinn kkaappaa-tt››llmmaass›› ddaavvaass›› oluflturuyor.

Ferhat’› vuran polis hala tutuklude¤il, Temel Haklar dernekleri ada-let için, polisin tutuklanmas› içineylemlerini sürdürüyor. Düzeninadaleti, katil polisin yakas›na yap›fl-m›yor, Ferhat’a ceza istiyor.

Temel Haklar Dernekleri Ferhat-lar› vurmakla, düflüncelerimizinhalka ulaflmas›n›n engellenemeye-ce¤ini dergi sat›fl ve tan›t›m faaliye-tini sürdürerek gösterdiler. Sokakortas›nda insanlar› vuran polisleritutuklamayan mahkemeler, yasaldernekler için kapatma davalar› aç›-yor, kap›lar›na kilit vuruyor. ‹z-mir’de Ege Temel Haklar Derne-¤i’nin kapatma davas›na da bu haf-ta devam edildi.

Ege Temel Haklar Derne¤i, de-mokratik mücadele yürüttü¤ü içinkapat›lmak isteniyor. Söz konusudavayla, demokratik mücadele en-gellenmeye çal›fl›l›yor.

Ferhat’› YYa rg›layanKimin HHukuku?

3 A¤ustos günü Yenibosna-ZaferMahallesi Pazar Pazar› Caddesi’ndeTemel Haklar Federasyonu üyeleri,Ferhat Gerçek davas›ndaki hukuk-suzluklar› dile getiren bir eylemyapt›lar. “Ferhat Gerçek’i Vuran Po-

lis Tutuklanmal›d›r” pankart›n›naç›ld›¤› eylemde aç›klamay› okuyanU¤ur ‹lbay; Ferhat’›n 15 y›l 4 ay ha-pis istemiyle yarg›lanaca¤›n› söyle-yerek “Bu ülkede hukuk nas›l iflli-yor? Bu iddianameyi haz›rlayan na-s›l bir zihniyettir?” sorular›n› sordu.“Bu hukuk sistemi, ülkemizde katil-lerin ödüllendirilip, ma¤durlar›n ce-zaland›r›lmas›n› yasal bir uygulamahaline getirdi. Ferhat Gerçek davas›-n›n iddianamesi de bu amaca uygunflekilde haz›rland›” denilen aç›kla-man›n ard›ndan megafonla duyuru-lar yap›larak toplu dergi sat›fl› yap›l-d›. Kontrgerillan›n görevi bafl›ndaoldu¤u, Ergenekon operasyonu ad›alt›nda devrimcilerin karalanmayaçal›fl›ld›¤› ve Türkiye’de adaletinnas›l iflledi¤i anlat›ld›. 1,5 saat sürendergi sat›fl›nda 40 dergi sat›ld›.

Ferhat ‹‹çin AAdalet ‹‹ste¤i-miz HHer Gün BBüyüyor

3 A¤ustos günü Nurtepe DilanKafe önünde bir eylem gerçekleflti-rilerek polis taraf›ndan sakat b›rak›-lan Ferhat’a de¤il, kurflunlar›yla sa-kat b›rakan polise ceza verilmesi vetutuklanmas› istendi. “ Ferhat’› Vu-ran Polis Hala Tutuklanmad›” pan-kart›n›n aç›ld›¤› ve Ferhat’›n resim-lerinin tafl›nd›¤› eylemde aç›klama-y› Gözde Buldu okudu. Ferhat Ger-çek için adalet talebini yinelemeyedevam edece¤iz ve Ferhat ‹çin ada-let ‹steyelim denilen eylem “Yürü-yüfl Susturulamaz, Ferhat’› VuranPolis Tutuklans›n” sloganlar›yla so-na erdi. Eylemden sonra Çayan ma-hallesinde Yürüyüfl da¤›t›m›na ç›k›-larak 1.5 saat içinde halka 135 der-gi halka ulaflt›r›ld›.

Ferhatlar›Durdur amayacaks›n›z!

3 A¤ustos günü Kartal-Topsel-vi’de Temel Haklar Federasyonuüyeleri, polisler taraf›ndan s›rt›ndanvurularak felç edilen Ferhat Gerçek

hakk›nda 15 y›l4 ay hapis iste-miyle davaaç›lmas›n› yap-t›klar› eylemleprotesto etti.

Bu ülkedekatilleri koru-yan, ma¤durlar›ceza land › ranbir hukuk siste-minin hükümsürdü¤üne vur-gu yap›lanaç›klamada; buzihniyetin 19Aral›k’ta katliamdan kurtulanlar›cezaland›rmak için dava açt›¤›,fiemdinli’de bombalanan kitapevi-nin sahibini tutuklad›¤›n›, Der-sim’de katliamdan yaral› kurtulanR›za Çiçek’i tutuklad›¤›n›, BaranTursun’un katillerinin cezas›z kal-mas›na isyan eden babas›na davaaçt›¤› söylendi.

Aç›klamadan sonra Federasyonüyeleri Yürüyüfl önlükleri giyerekdergi sat›fl›na bafllarken, eylem ön-cesi "burada Yürüyüfl Dergisi da¤›-t›lacak dergileri almay›n ve tepkigösterin" diyerek halk› k›flk›rtmayaçal›flan polisin provokasyon girifli-mi sonuçsuz kald›. Polisin k›flk›rt-mas›yla Elaz›¤ Köyleri Derne-¤i’nden ç›kan bir grup faflist yürü-yüfl da¤›t›mc›lar›na sald›rmak iste-di. Yürüyüflçülerin kararl›l›¤› vehalk›n sahiplenmesi karfl›s›nda geriçekilen faflistlerin hevesleri kursak-lar›nda kald›. Bu durum dergiyeolan ilgiyi ie art›rd›. ‹ki saat sürensat›flta 50 dergi sat›ld›.

Ferhatlar› Vuran Hala Serbest

Demokratik Mücadele Yasak

Page 41:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Say›: 158 41HUKUKSUZLUK

AAnnkkaarraa:: 8 Ocak’ta birdevrimcinin cenazesine

kat›ld›klar› için... 28 Mart’ta 8Mart mitingine kat›ld›klar›için... 27 May›s’ta Mahir Ça-yan’› mezar› bafl›nda and›klar›,

yasal bir geceye kat›ld›klar›iddias› ile... 26 Haziran’da 1May›s’a kat›ld›klar› gerek-çesiyle... onlarca kifli

gözalt›na al›nd›; 19 kifli halatutuklu!

AAddaannaa:: 22 Ocak ve izleyengünlerde bir devrimcinin katle-dilmesini protesto ettikleri, 8

Mart’a kat›ld›klar›, anma yap-t›klar› gibi gerekçelerle 3300 kkiiflfliitutukland›; halen tutuklu say›-s›, 1133..

SSiivvaass:: Bas›n aç›klamas› ya-p›p bir karikatür sergisi açt›k-lar› için 2233 MMaayy››ss’’ttaa 29 kifligözalt›na al›nd›; 44 kkiiflflii hhaalleennttuuttuukklluu!!

Ankara’da 8 Mart Dünya Emek-çi Kad›nlar Günü’ne kat›ld›klar›için 4 ayd›r tutuklu bulunan befl

devrimcinin mahke-mesi 7 A¤ustos’ta gö-rüldü.

Halk Cephesi An-kara Temsilcili¤i hu-kuksuzlu¤u gözlerönüne sermek ve tu-tuklu bulunanlarladayan›flmak için An-kara adliyesi önündebir eylem gerçeklefl-tirdi.

“Demokratik Hak-lar›n› Kullananlar Tu-tuklan›yor Türkiye’deAdalet Nas›l ‹flliyor”

pankart›n›n aç›ld›¤› aç›klamadaHalk Cephesi ad›na bas›n aç›kla-mas›n› Hakan Y›lmaz okudu.

Y›lmaz, AKP’nin hukuksuzluk-

lar›n›n, hak gasplar›n›n her alanda

sürdü¤ünü söyledi. Hastanelerde

yaflanan çocuk ölümlerinin bunun

son halkas› oldu¤unu belirtti, 8

Mart’ta tutuklanan devrimcilerin

yan›nda olduklar›n› ifade etti.

25 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›kla-

mas›nda “Adalet ‹stiyoruz, Tutuk-

lanalar Serbest B›rak›ls›n, Kahrol-

sun Faflizm Yaflas›n Mücadelemiz,

Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z” slo-

ganlar› at›ld›.

Görülen duruflma sonucunda

Murat Korkut, Bilgehan Karpat,

Didem Akman, Tuncer Gümüfl, Er-

dinç Ero¤lu tutuksuz yarg›lanmak

üzere tahliye edildiler.

Ankara’da 8 MartDavas› Görüldü

Mahkemeye ÇÇa¤r›: ““GGeelliinn!! AAddaalleett GGeerrççee¤¤iinnii GGöörrüünn!!””AADDII SSUUÇÇUUSSeevvddaa YYaavvuuzz KK››rrmm››zz›› AAll››nn BBaanndd›› ttaakkmmaakk,, ssllooggaann aattmmaakkBBiillggeenn GGeeççggiill KK››rrmm››zz›› TTiiflflöörrtt GGiiyymmeekk,, ssllooggaann aattmmaakkHHaazzaall KK››llaavvuuzz KK››rrmm››zz›› TTiiflflöörrtt GGiiyymmeekk,, ssllooggaann aattmmaakkRRaammaazzaann IIflfl››kk SSllooggaann aattmmaakk,, DDöövviizz TTaaflfl››mmaakkMMeehhmmeett PPeekkiinnoo¤¤lluu NNaazz››mm HHiikkmmeett’’iinn fifiiiiirriinnii ookkuummaakkMMiinnee KKaayynnaakk KK››rrmm››zz›› TTiiflflöörrtt GGiiyymmeekk,, ssllooggaann aattmmaakk

Hepsi 8 Mart 2008 tarihinde 5 Ocak Meydan›’ndan ‹nönü Park›’na kadar yap›lan yasal ‘Dünya EmekçiKad›nlar Günü’ yürüyüflüne kat›ld›¤› ve yukar›da sayd›¤›m›z gerekçelerle 29 Nisan’dan beri keyfi bir flekildetutuklu. Bu yürüyüfl 100’ün üzerinde insan›n kat›ld›¤› ve tamamen yasal s›n›rlar içinde yap›lan, demokratiktaleplerin dile getirildi¤i bir yürüyüfltü. En temel demokratik haklar›m›za sald›r›l›yor, demokratik haklar›m›zkullan›lamaz hale getirilmeye çal›fl›l›yor.

ÇÇAA⁄⁄RRIIMMIIZZDDIIRRBu hukuksuzluklara karfl› herkesi k›rm›z› tiflört giyerek mahkeme öncesinde yapaca¤›m›z aç›klamaya destek

vermeye, mahkemeye kat›lmaya ça¤›r›yoruz!

YER :: AADANA ADL‹YES‹ AARKA G‹R‹fi‹ ÖÖNÜTAR‹H :: 220 AA⁄USTOS ÇÇARfiAMBA SAAT : 110.00

HUKUKSUZLU⁄UN B‹LANÇOSU:

Adana TTemel HHaklar ve Özgürlükler Derne¤i

Page 42:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

42 HABER 10 AA¤ustos 22008

Avc›lar’da bulunan Marport Li-man ‹flletmeleri’nde sendikalaflmaçal›flmas› yürüttükleri için 57 arka-dafllar› iflten at›lan ve direnifle geçeniflçilere 3 A¤ustos günü tafleron fir-ma sahipleri taraf›ndan sald›r› dü-zenlendi. Marport patronu taraf›n-dan haklar›nda suç duyurusunda bu-lunulan iflçiler Büyükçekmece Adli-yesi’nde ifade vermek için bekler-ken Kalkavan Nakliyat isimli tafle-ron flirketin adamlar› taraf›ndan teh-dit edildiler. Bunun üzerine adliye-ye suç duyurusunda bulunan iflçiler-den Liman ‹fl Genel E¤itim ve Tefl-kilatlanma Sekreteri Haydar Özcanve iflçiler Ferhat Terzi, Fatih Boz-kurt ve Mehmet Do¤an sendikayageri dönerlerken Yakuplu yolunado¤ru Beylikdüzü Migros karfl›s›n-da araçlar› durdurularak levye vedemir çubuklarla sald›r›ya u¤rad›-lar.

Liman ‹fl Genel Yönetim Kurulu

5 A¤ustos günü yapt›¤› yaz›l› aç›kla-mayla sald›r›y› nefretle k›nad›klar›n›belirtti. Aç›klamada sald›r›y› gerçek-lefltirenlerin isimleri de aç›klan›rken“En temel hak olan örgütlenme hak-k›n› kullanan üyelerimize yap›lan busald›r›y› nefretle k›n›yoruz! Ormankanunlar›yla sendikal örgütlenmemi-zi engelleyece¤ini zannedenler bil-sinler ki sendikam›z mücadelesinedaha büyük bir güçle devam edecek-tir! Sendikam›z Liman-‹fl, her zamanoldu¤u gibi hukuktan ve demokrasi-den ödün vermeden örgütlenme mü-cadelesine devam edecektir. Sendi-kalaflma hakk›m›z engellenemez!”denildi. Aç›klamada iflçilerden Fa-tih Bozkurt ve Ferhat Terzi’nin du-rumunun a¤›r oldu¤u aç›klan›rkenHaydar Özcan ile Mehmet Do-¤an’›n çeflitli yerlerinden yaralan-d›klar› aç›kland›.

YYÜÜRRÜÜYYÜÜŞŞ

HHAALLKKIINN

DDEERRGGİİSSİİ!!Yürüyüfl Dergisi’nin birçok il-

de yoksul halk›m›z›n yaflad›¤› ma-hallelerde yap›lan tan›t›m ve sat›fl-lar› sürüyor. 30 Temmuz günü Ga-zi Mahallesi’nde yap›lan da¤›t›m-da 80 dergi halka ulaflt›r›ld›. Me-gafonla duyurular yap›larak ger-çeklefltirilen sat›fl 2 saat sürdü.

‹zmir'de 2 Temmuz’da GGüü--mmüüflflppaallaa''ddaa,, YYaammaannllaarr MMaahhaallllee--ssii’’nnddee,, BBoorrnnoovvaa AAttaattüürrkk MMaahhaall--lleessii''nnddee,, DDoo¤¤aannççaayy’’ddaa toplu sa-t›fllar gerçekleflti. Dört mahallede71 Yürüyüfl Dergisi sat›ld›.

AAnnttaakkyyaa Yürüyüfl okurlar› da1 A¤ustos günü Harbiye’nin Dar-

m a fl t aMahal-lesi’nded e r g i -nin ta-n › t › mve sat›-fl›na de-vam et-tiler.

Uluda¤ Üniversitesi’nde 10 Mart tarihinde faflistsald›r›ya u¤rayan ö¤renciler hakk›nda aç›lan dava 31Temmuz’da Bursa Adliyesi’nde bafllad›. Hat›rlanaca¤›gibi 10 Mart’ta 60 civar›nda sivil faflist dört ö¤renciyesald›rm›fl, devrimci ö¤renciler arkadafllar›n› sahiplen-mek isteyince ard›ndan jandarma sald›rm›flt› ve 60 ö¤-renci gözalt›na al›nm›flt›. Davada tam bir hukuksuzlukörne¤i sergilenerek 25 ö¤renci hakk›nda 900 y›l hapiscezas› istendi. Mahkemeden sonra Bursa Adliyesi giri-flinde Bursa Gençlik Derne¤i Giriflimi taraf›ndan birbas›n aç›klamas› yap›larak bu hukuksuzluk teflhir edil-di. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› eylemde aç›klamay›okuyan Ulafl Do¤ru, Türkiye’de “Adalet Nas›l ‹flliyor?”

diye sordu.

Aç›klamada “Bugün burada buülkenin gerçek vatansever, devrim-ci- demokrat ö¤rencileri yarg›lan›-yor. Bizler arkadafllar›m›z› yarg›la-yan adalet sistemini tan›yoruz vebiliyoruz ki bu sistem gerçek adale-

ti sa¤layamaz. Bu yüzden sonuç ne olursa olsun, bizlerakademik-demokratik üniversite talebimizden, ba¤›m-s›z-demok-ratik bir ül-ke mücade-l e m i z d e nasla vaz-geçmeye -ce¤iz” de-nildi. At›lansloganlarlaeylem sonaerdi.

Bursa GGençlik DDerne¤i GGiriflimi:“SSaalldd››rraann FFaaflfliizzmm,, YYaarrgg››llaannaannDDeevvrriimmcciilleerr”

SSeennddiikkaallaaflflmmaaHHaakkkk››nnaa KKaarrflfl››BB››ççaakkll›› SSaalldd››rr››::DDöörrtt ‹‹flflççii YYaarraall››

Page 43:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Say›: 158 43HABER

Trabzon PPolisi ‹‹flbafl›ndaTrabzon Temel Haklar Derne¤i 4 A¤ustos

günü yapt›¤› yaz›l› aç›klamayla derneklerineyönelik polis terörünün teflhir ettiler.

“Trabzon Polisi Yine ‹flbafl›nda” bafll›-¤›yla yay›nlanan aç›klamada A¤ustos ay›bafl›nda yeni bir yere tafl›nmak istedikleriniancak polisin tafl›nacaklar› yerin sahibini veçevredeki halk› tehdit ederek tafl›nmalar›n›engelledi¤ini söyleyen Temel Haklar aç›k-lamas›nda Trabzon polisinin provokasyonpeflinde oldu¤u belirtilerek “Trabzon’daderne¤imize yönelik gerçekleflecek her tür-lü sald›r›dan ve komplodan Trabzon polisisorumludur” denildi.

,Edirne Gençlik Derne¤i Edirne’de dolmufla yap›lan% 100 zamla ilgili 31 Temmuz tarihinde bir aç›klamayapt›. AKP iktidar›n›n bafla geldi¤i 5,5 y›ll›k süre bo-yunca yaln›zca daha fazla açl›k, yoksulluk ve adaletsiz-lik getirdi¤i, gelen üst üste zamlarla halk›n daha fazlasefalete sürüklendi¤inin söylendi¤i aç›klamada bununson örne¤inin Edirne’de dolmufl fiyatlar›na yap›lan %100 zamm›n oldu¤u söylendi. Dolmufl fiyatlar›n›n 50YKR’den 1 YTL’ye ç›kt›¤›n›n belirtildi¤i aç›klamada5.5 y›lda benzine % 106, ekme¤e % 166 zam geldi¤i,

d›fl borcun 2 kat›na ç›kt›¤›, cari a盤›n artt›¤›, AKP ikti-dar›n›n halka yoksulluk, sefalet, iflsizlik, açl›k, iflkenceve adaletsizlik getirdi¤i söylendi.

******

Do¤algaz fiyatlar› da 1 A¤ustos tarihinden itibarenkonutlara yüzde 17, sanayiye yüzde 18,77 oran›ndaolmak üzere zamland›.

BOTAfi Genel Müdürlü¤ü'nden yap›lan yaz›l› aç›k-lamada, Yüksek Planlama Kurulu karar› ile yeni bir uy-gulama olarak enerji K‹T'lerinde 1 Temmuz 2008 tari-hinden itibaren Maliyet Bazl› Fiyatland›rma Mekaniz-mas›'na geçilmesinin kararlaflt›r›ld›¤› hat›rlat›ld›. Aç›k-lamada, bu çerçevede yap›lan hesaplamalar neticesindedo¤algaz sat›fl fiyatlar›n›n artt›r›ld›¤› söylendi.

38.si düzenlenen ve alt› günsürecek olan Babaeski Tar›mFestivali 4 A¤ustos’ta bafllad›.

Trakya Kültür Merkezi fes-tivale stand açarak kat›l›rken,festival program› içinde yeralan TKM müzik toplulu¤ukonserler kapsam›nda sahnealarak Babaeskililer’le bulufl-tu. TKM müzik toplulu¤u ad›-na Sevilay Balmumcu yapm›floldu¤u hoflgeldiniz konuflma-

s›nda Babaeskililer’i selamlar-ken yozlaflmaya karfl› Trakyahalk kültürüne ait de¤erlere sa-hip ç›kman›n önemine dikkatçekti.

Ayn› zamanda TKM müzikatölyesi ö¤rencilerinin de k›sabir dinleti verdi¤i konserleriyaklafl›k 2000 kifli dinledi. Ta-r›m Festivali 9 A¤ustos akflam›sona erecek, TKM stand› festi-val bitene kadar aç›k kalacak.

EEddiirrnnee’’ddee DDoollmmuuflflFFiiyyaattllaarr››nnaa YYüüzzddee 110000 ZZaamm!!

Babaeski Tar›mFestivali BBafllad›

Gazi Temel Haklar veAnadolu Temel Haklardernekleri taraf›ndan dü-zenlenen Futbol turnuvala-r› sona erdi. Gazi Temel Haklar’›n dü-zenledi¤i “YozlaflmayaKarfl› Futbol Turnuvas›” final ma-ç›n›n oynand›¤› 3 A¤ustos günüdüzenlenen bir flenlikle sona erdi.Turnuva sonunda mahalledekigençlerin oluflturduklar› Nalbur-Li-verno tak›m› kazand›. Maç›n ard›n-dan düzenlenen flenlik s›ras›ndasahne arkas›na Gazi’de yozlaflmasonucu öldürülen “Cengiz Duygu-lu, Esat Atmaca, Erkan Bayer”inresimlerinin bulundu¤u ve “Yozlafl-ma Sonucu Öldürüldüler! S›raKimde?” yazan bir pankart as›ld›.Gazi Park›’nda yap›lan Divri¤i

Kültür Derne¤i Folklor ekibininsahne ald›¤› flenlikte K›smet Y›ld›zKürtçe türküleriyle, Grup Entu Ka-radeniz türküleriyle birer konserverdiler. 1000 kiflinin kat›ld›¤›flenlik ödül töreninin ard›ndanHakan Yeflilyurt ve Grup Yorumkorosu konserleriyle sona erdi. Anadolu Temel Haklar Derne-¤i’nin 1 May›s Mahallesi’nde20 Temmuz günü bafllatt›¤› tur-nuva ise 2 A¤ustos günü oyna-nan final maç›yla sona erdi.Birlik, beraberlik ve dayan›flmaiçin düzenlenen turnuvaya 16

tak›m kat›l›rken B›zd›kcantak›m› flampiyon oldu. Fi-nal maç›n›n bafl›nda ve so-nunda yap›lan havai fiflekgösterileri ile renklilik kat›-lan turnuvaya halk›n ilgisiyo¤undu. Final maç›ndan

sonra ilk üç tak›ma kupalar› ve he-diyeleri verildi.

GAZ‹ VE 1 MAYIS’TAFUTBOL TURNUVALARI

Page 44:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

44 POL‹S 10 AA¤ustos 22008

Emniyet Genel Müdürlü¤ü’nünhaz›rlayarak, ‹çiflleri Bakanl›¤›'nasundu¤u yeni düzenlemeye göre,““TTeerröörrllee MMüüccaaddeellee,, ‹‹ssttiihhbbaarraatt,, KKaa--ççaakkçç››ll››kk vvee OOrrggaanniizzee SSuuççllaarrllaa MMüü--ccaaddeellee,, ÖÖzzeell HHaarreekkaatt”” gibi bölüm-lerdeki polislerin beylik silahlar›a盤a al›nd›klar›nda da üzerlerindenal›nmayacak.

Aman ellerini bofl b›rakmay›n.A盤a al›nm›fl bile olsalar, siz yan-lar›nda silah bulundurmalar›n› sa¤-lay›n, onlar a盤a al›nm›fl bile olsa-lar, kurflunlamaya devam etsinler.

Önlerine ç›kan Ferhatlar› vur-sunlar. Öyle ya, sokaklarda Ferhat-larla karfl›laflt›klar›nda silahs›z neyaps›nlar, tafl atacak de¤iller ya! Ta-bancalar› olsun ki, kurflun ya¤d›ra-

bilsinler!

Silahs›z b›rakmay›n onlar›, so-kaklarda tart›flt›klar› insanlar› vur-sunlar, flüphelendiklerini vursunlar,yan bakan›, h›zl› koflan›, sayg›dakusur edeni vursunlar. Siz a盤aal›nm›fl bile olsalar, onlar› sahiple-nip mahkemelerden serbest b›rakt›-r›n. Onlar, flu ya da bu nedenle aç›-¤a al›nmak durumunda kal›nm›fl bi-le olsalar, biz biliriz ki, aç›kta de¤il-ler, ellerinde silah insan av›ndad›r-lar!

Oysa, polislerin bu kadar rahatsokaklarda insanlar› vurdu¤u, iste-di¤i gibi silah kullanabildi¤i bir ül-kede, buna önlem düflünmeleri ge-rekmez mi? Hay›r onlar, halk› polis-ten korumak için de¤il, polisin elini

bofl b›rakmamak, ““ööllddüürrmmee öözzggüürr--llüü¤¤üünnüü”” kesintisiz sürdürebilmesiiçin düzenleme yap›yorlar.

AKP’nin “Emniyet teflkilat›”nada olsa olsa bu yak›fl›rd›. AKP’ninçok say›daki “reformu” içine, bu“reformu” da eklemekte fayda var-d›r. Ve bizce, kapatma davas›yla ak-sayan reformlar›na ““ppoolliissiinn eelliinniibbooflfl bb››rraakkmmaammaa rreeffoorrmmuu””ndanbafllamalar› da uygundur. Hatta bureformlar›n›, “flimdi reformlara de-vam etmenin tam s›ras›” diyen ay-d›nlar›m›za, demokratlar›m›za ar-ma¤an edebilirler. Yak›fl›r!!!

Polisin Elini Bofl B›rakmay›n!

MMuussttaaffaa AAkkssooyy,, devletin eli bofl olma-yan bir polisidir. Bahçelievler’de CCeemm ‹‹nncciiisimli genci, üstelik ortada polisin psikopat-l›¤› d›fl›nda bir neden yokken vurup öldürdü.

‹nci’yi karn›ndan ve kolundan vuran polis, silah›ylatehdit ederek ‹nci’nin arkad›fl›n›n müdahale etmesini deengelledi. ‹nci yaral› halde sokak ortas›nda yatt›. Tele-fonla ““BBiirriinnii vvuurrdduumm,, kkaallaabbaall››kk ggeelliinn”” diyerek kara-koldan ““mmeesslleekkttaaflflllaarr››nn››”” ça¤›rd›. Karakoldan gelen100 kiflilik güruh, katillerini korumaya alarak bölgedenç›kard›lar.

Bu arada geçen bir saat içinde, Cem ‹nci yaflam›n›yitirdi. Kimi burjuva bas›n, ““ccaannii ppoolliiss”” diye haberyapt›. Oysa, Cem ‹nci polisler taraf›ndan katledilen ilk

kifli mi? Dergi da¤›tt›¤› için vurulan Ferhat Gerçek, Av-c›lar’da parkta tart›flt›¤› polis taraf›ndan vurulan Fey-zullah Ete, ‹zmir’de vurulan Baran Tursun, karakoldaöldürülen Festus Okey, Kad›köy’de vurularak felç olanYasin K›rbafl yak›n zamanda polisler taraf›ndan vuru-lanlardan ilk akla gelenlerdir.

Polislerin nas›l bu kadar rahat silahlar›na sar›ld›kla-r›, as›l üzerinde durulmas› gereken konudur.

Ferhat Gerçek’i vuran polis serbesttir, Baran Tur-

sun’u vuran polis ilk duruflmada tahliye edildi, Yasin

K›rbafl’› vuranlar tutuklanmad›, Festus Okey’i öldüren-

ler serbest... Bu tabloda polislerin önüne geleni vurma-

lar› için teflvik yok mu?Cem ‹nci’yi vuran polis güya tutuklanm›fl. Yüz polis

sahiplenmeye geliyor, hapishaneye di¤er polisler tara-f›ndan u¤urlan›yor. Bir genci katletmemifl de sanki kah-raman. Bunlar› örgütleyen Emniyet Müdürlü¤ü de¤ilmi?... Polislerin elini so¤utmayan, silahs›z b›rakmayandüzende, insanlar›m›z›n can güvenli¤ini polisler tehditediyor.

Eli Dolu Bir PolisNe Yapar?

Meclis ‹nsan Haklar› Komisyo-nu’nda Hrant Dink cinayeti ile ilgilihaz›rlanan Alt Komisyon raporu ka-bul edildi.

Dink’in öldürülmesinden sonrahalk›n tepkisi nedeniyle üç-befltetikçisini yarg› önüne ç›kartan ve

s ö z d eyarg›layacakolan iktidar,

halk› aldatmaya ve tüm adaletsiz-li¤iyle adalet da¤›tma oyunu oyna-maya devam ediyor.

Meclis ‹nsan Haklar› Komisyo-

nu, Hrant Dink cinayetiyle ilgili

araflt›rmas›n› tamamlay›p alt komis-

yon raporunu aç›klam›flt›.

Hrant Dink raporunu haz›rlayanAlt Komisyon’un Baflkan› MehmetOcaktan, ‹stanbul Emniyet Müdürüve Vali’sinin bir ihmali olmad›¤›n›savundu.

Ancak tarihi gerçekler ortadad›r,Meclisin ‹nsan Haklar›Komisyonu’ndan bu güne dek halkiçin, insanl›k için yararl› hiç bir fleyç›kmam›flt›r.

D‹NK RAPORU KABUL ED‹LD‹!

Cem ‹nci

Page 45:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Yaklafl›k 1,5 y›l önce DevrimciDönüflüm'ün, Partizan'dan ayr›flmasürecinin ard›ndan, Partizan taraf›n-dan kendilerine yönelik uygulananfliddet ve devam eden tehditler dola-y›s›yla platformumuza baflvuruda bu-lunmufltu. Platformumuz konuyugündemine alm›fl ve sorunlar›n diya-log yoluyla çözülmesi için giriflimler-de bulunmufltu.

Bu çerçevede platformumuza ba¤-l› komisyon oluflturulup Partizan’lagörüflme yap›larak sorunlar›n arkaperdesinde yatan nedenler ö¤renil-mek istenmiflti. Platformumuz bu-nunla da yetinmeyip, Partizan’› Plat-form toplant›s›na davet ederek yafla-nanlar›n detayl› aktar›lmas›n› ve so-runlar›n diyalog yoluyla çözülmesinezemin sunmufltu. Partizan ise kat›ld›-¤› toplant›da ‘bu çevreyi karfl› dev-rimci görmediklerini, genifl toplant›-larda Devrimci Dönüflüm yüzündenkalk›p gitmeyeceklerini, fakat Dev-rimci Dönüflüm’ü siyaseten tan›ma-yacaklar›ndan ikili iliflki gelifltirme-yeceklerini ifade etmiflti. Ancak so-runlar›n kayna¤›nda gösterdikleri vesuçlu olarak gördükleri iki üç kifliyeyönelik fliddet uygulayacaklar›n›, buaç›dan platformun iradesini tan›ma-yacaklar›n›, yanlar›nda kim olursa ol-sun tutumlar›n›n de¤iflmeyece¤iniifade etmifllerdi. Platformumuz Parti-zan’›n çözüm yöntemini yanl›fl bul-du¤undan devrimci demokratik ka-muoyuna zorunlu bir aç›klama yap-m›flt›.

Geçen zaman zarf›nda Partizan'›nDevrimci Dönüflüm'e uygulad›¤› flid-dette art›fl gözlenirken, bahsettikleriiki üç kifliden ziyade derginin genelyay›n yönetmeni, çal›flanlar› ve da¤›-t›mc›lar› da hedef al›nm›flt›r. Bu du-rum üzerine Devrimci Dönüflüm so-runlar›n tekrar ele al›nmas› için plat-formumuza baflvurmufltur. Yap›lanbaflvuru üzerinden Partizan'la tekrar-dan bir görüflmenin yap›lmas› içinça¤r›da bulunulmufl, ancak Partizanise “görüflülecek bir fley yok” gibigayri ciddi yaklafl›mlar sergilemifltir.

Bu durum üzerine son geliflmeleride¤erlendiren platformumuz, Parti-

zan’›n bizlere sorunun ifade etti¤i gi-bi iki üç kiflilik bir mesele olmad›¤›,derginin genel yay›n yönetmeni, çal›-flanlar› ve da¤›t›mc›lar›na yönelik defliddet kulland›¤›n› tespit etmifltir.Platformumuz, edindi¤i bilgiler, yap-t›¤› gözlemler ve Partizan'›n söylem-lerinden, elde etti¤i verilere dayana-rak, sorunun Devrimci Dönüflüm'ünfaaliyetini engellemeye dönük oldu-¤unu düflünmektedir. Platformumuzaç›s›ndan sorun gelifltirilen fliddetinkendisidir. Ümraniye'de Pir SultanAbdal Kültür Derne¤i’nde devrimcidemokratik yap›lar›n ortak organizeettikleri etkinlikte Devrimci Dönü-flüm’ün kendi yay›nlar›n› da¤›tmas›üzerine Partizan taraf›ndan müdahaleedilerek dövülmüfllerdir. Etkinliktebulunan dost kurumlar›n araya girme-siyle daha büyük sorunlar›n ç›kmas›-na engel olunsa da, detay›na girmedi-¤imiz bu sald›r›, Partizan'›n sorum-suzca davrand›¤›n›n en bariz örne¤i-dir. Bu tutum ayn› zamanda etkinli¤iorganize eden kurumlara yap›lan birsayg›s›zl›kt›r. Büyük emeklerle orga-nize edilen bir çal›flmay› bofla düflü-ren her kim olursa olsun, bizlerin bu-na seyirci kalmas›n› bekleyemez. Par-tizan’›n Devrimci Dönüflüm’e ald›¤›bu tutum, bizlerin ortak etkinliklerin-de geliflti¤inden, bir bütünü içine çe-kecek veya ortak edecektir. Yine ku-rumlar›m›za kimlerin gelip gidece¤ive kimlerin protokolünü al›p almaya-ca¤›m›z noktas›nda, belirleyici olanher bir kurumun siyasal iradesidir.

Hiç kimsenin o irade üzerine ipotekkoyma hakk› olamaz.

Platformumuz devrimci demokra-tik kamuoyuna yapt›¤› ilk aç›klama-dan sonra, Partizan'›n cevap niteli¤in-de yapt›¤› aç›klama gerçekleri yans›t-mamaktad›r. Dost kurumlar›n elefltiri-lerini dikkate almak yerine samimi-yetlerini ve iradelerini tart›flmak iste-mifltir. Bu yaklafl›m do¤ru de¤ildir.

Gelinen aflamada Partizan'›n Plat-formumuza yapt›¤› ilk aç›klamayla,pratikte yaflananlar aras›nda ciddi birfark›n oldu¤u görülmektedir. Geliflenolumsuzluk öncelikle Partizan’› ba¤-lasa da, ülkenin gelece¤i için müca-dele eden devrimci demokratik yap›-lar›n kitleler nezdinde yanl›fl alg›lan-mas›na zemin sunacakt›r. Bundan do-lay› Partizan'›n sald›r›lara bir an önceson vermesini ve sorunlar›n diyalogyoluyla çözmesini bir kez daha yine-lerken, sorunlar›n çözümünde diya-log yolu yerine fliddetin kullan›lmas›-n› k›namaktay›z. Partizan’›n uygula-d›¤› fliddet ayn› zamanda giderekdevrimci demokratik yap›lar› içineçekecek boyutlara ulaflm›flt›r. Kayg›verici bu duruma, Partizan bir an ön-ce son vermelidir. Aksi taktirde plat-formumuz ilkeleri çerçevesinde tu-tum almak zorunda kalacakt›r.

24.7.2008

Devrimci DDemokratikYap›lar Aras› DDiyalogve ÇÇözüm PPlatformu

Say›: 158 45HUKUK PLATFORMU

Devrimci Demokratik Yap›lar Aras› Diyalog ve Çözüm Platformu’ndan

DDeevvrriimmccii vvee DDeemmookkrraattiikk KKaammuuooyyuunnaa

Türkiye Körler Federasyonu, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n, Ni¤de CemilMeriç Görme Engelliler ‹lkö¤retim Okulu’nu “yeterli ilgi olmad›¤›” gerek-çesiyle kapatmas›na tepki gösterdi.

Federasyon baflkan› Hasan Tatar, aç›klamas›nda Çanakkale ve KonyaSelçuklu’daki okullar›n da ö¤renci s›y›s›n›n yetersizli¤i gerekçesiyle kapa-t›laca¤›n› iddia ederek, bakanl›¤›n görme engellilerin okullar›na yönelik po-litikas›n› elefltirdi. Tatar, görme engellilerin okullar›ndaki e¤itim kalitesininbilerek düflürüldü¤ünü, müzik, elbecerisi gibi derslerin kald›r›ld›¤›n›, gör-me engellilerin normal okullara kaydedildi¤ini söyledi.

Ni¤de’deki okula üç y›ld›r ö¤renci kabul edilmedi¤ini, ö¤rencilerin bafl-ka illere yönlendirildi¤ini belirten Tatar, kapatman›n zeminin oluflturuldu¤u-nu ve bakanl›k nezdindeki giriflimlerinden bir sonuç alamad›klar›n› belirtti.

Körlerin Okullar›n› Kapatan AKP

Page 46:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Dilimize yerleflmifl bir deyimvard›r: Ortaça¤ karanl›¤›. Bununtüm dünya için geçerli bir dönemtan›mlamas› oldu¤u düflünülür. Oy-sa bu tan›m daha çok Bat›’daki birdönemi dile getirir.

Sözü edilen dönemde, islamc›l›-¤›n sonraki zamanlarda “z›nd›kl›k”sayaca¤›, “tanr›n›n ifline kar›flmak”diye lanetleyece¤i t›p, astronomi gi-bi alanlarda Do¤u toplumlar›ndaciddi araflt›rmalar vard›.

Matematik ve astronomi bilginiEEll BBiirruunnii, Matematikçi EEll HHaarreezz--mmii (ki s›f›r› bulan, san›ld›¤›n›n ak-sine Bat›l› bilim adamlar› de¤il,odur), astronomi ve fizik bilginiUUlluu¤¤ BBeeyy, yine astronomi, fizik vematematikte önemli baflar›lara imzaatm›fl ÖÖmmeerr HHaayyyyaamm, ça¤›n›n enünlü t›p bilgini ‹‹bbnn--ii SSiinnaa; (ki Av-rupa ülkelerinde yüzlerce y›l onunt›p kitaplar› okutulmufltur), bu co¤-rafyalarda, islami nitelikli iktidarla-r›n yönetti¤i ülkelerde yetiflmifl bi-lim adamlar›d›r.

Sonra? Sonras› karanl›kt›r.

14. yüzy›ldan sonra Avrupa'daRönesans (yani baflka deyiflle ay-d›nlanma bafllarken) islam ülkele-ri’nde, gerici, iflbirlikçi iktidarlar,kendilerini koruman›n en kestirmeyolunun kitleleri cahil b›rakmak ol-du¤unu iyi biliyorlard› ve bununiçin en elveriflli araç da din olacak-t›.

*

1500’lü y›llarda, dünyan›n enbüyük rasathanelerinden biri, ‹stan-bul’dad›r. 1570’li y›llarda Cihan-gir'de Takuyiddin taraf›ndan kuru-lan bu büyük rasathane, o y›llardaç›kan bir salg›n hastal›¤›n ard›ndany›k›ld›. Halk aras›nda salg›n hastal›-¤›n ““rraassaatthhaanneeddeekkiilleerr AAllllaahh''››nn ss››rr--llaarr››nn›› aarraaflfltt››rr››yyoorr,, mmeelleekklleerriinn bbaa--ccaakkllaarr››nn›› sseeyyrreeddiiyyoorr”” olmalar› ne-deniyle yap›lan bir “ikaz” oldu¤usöylentisi yay›lm›flt›. Bunun üzerinefieyhülislam’›n fetvas› ve padiflah›nemriyle rasathane K›l›ç Ali Pafla ta-

raf›ndan yerle bir edildi.Art›k kimse Allah’›n s›r-lar›n› araflt›ramayacak,meleklerin bacaklar›n›seyredemeyecekti!

*

Bir kuyumcu olan 1400 y›l› do-¤umlu Alman Johann Gutenberg,1440’lar›n bafllar›nda matbaay› icatetti.

Yüzy›llard›r elle ço¤alt›lan vedolay›s›yla fazla nüshas› yap›lama-yan dini veya bilimsel veya edebikitaplar art›k bol bol ço¤alt›labili-cekti. Müthifl bir bulufltu bu.

Gutenberg, 1445'te memleketiMainz'ta ilk olarak 42 sat›rl›k birmetni, matbas›nda bas›p ço¤altt›.

Bas›mevi, çok de¤il, 3300--4400 yy››lliiççiinnddee tüm Avrupa ülkelerineyay›ld›. ‹lk matbaa ‹talya’da1465’de, Fransa’da 1470’de,‹spanya 1471’de, Hollanda,Polonya ve Macaristan’da1473’de, ‹ngiltere’de1476’da, ‹skandinavya’da1482’de, H›rvatistan’da1494’de kuruldu.

Matbaa, Türkiye'yeise, 11772277''ddee geldi. Nere-deyse 330000 yy››ll ssoonnrraa!!....

300 y›l kim engelledimatbaay› derseniz?

Rasathaneyi y›kanlarderiz. Rasathanenin y›k›l-mas› için fetva veren fiey-hülislam, matbaan›n ku-rulmas› için fetva vermi-yordu. Elbette fieyhülis-lam’›n izin vermemesi,Osmanl› saltanat›n›n izinvermemesi demekti.

Matbaa öylece kald›.

Kurulamayan sadeceMatbaa m›yd›? Yo, hay›r,mesela Osmanl›’da birdönem itfaiye de kurula-mad› biliyor musunuz?

Yine ayn› nedenle.

‹tfaiyenin ilk ad› TTuu--lluummbbaacc››llaarr OOccaa¤¤››’yd›.Tulumbac›lar oca¤›na ni-ye ve kim karfl› ç›km›flt›r

diyeceksiniz, anlatal›m.

Ama Tulumbac›lar Oca¤› mese-lesine geçmeden fieyhülislam’›nmatbaaya karfl› neden fetva verdi¤i-ne dair bir not düflmüfl olal›m:

“Kendi kuruntular›na ba¤l› din-dar adam flu ya da bu biçimde, ilkeolarak, flfleeyyttaann iiflflii sayd›¤› bilimedüflmand›r. Bu özellik, kendi sömü-rülerini y›¤›nlar›n gözünden gizle-mekte ç›kar› olan ssöömmüürrüüccüü ss››nn››ff--llaarr ttaarraaff››nnddaann,, ssoonnuunnaa kkaaddaarr kul-lan›lmaktan geri kalm›yordu. Kendis›n›f bask›lar›n› sonsuzlaflt›rmakiçin y›¤›nlar›n edilgenli¤ine, eylem-sizli¤ine, onlar›n tteevveekkkküüllüünnee,, yyuu--mmuuflflaakkbbaaflflll››ll››¤¤››nnaa,, mmuuttssuuzzlluu¤¤uunnkkaaddeerrddee yyaazz››ll›› oolldduu¤¤uu inanc›namuhtaçt›rlar...”(1)

*

46 TAR‹H 10 AA¤ustos 22008

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

EhliEhliCehennemCehennem

Page 47:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Evvel zaman içinde, ‹stanbul ev-leri ço¤unlukla ahflap oldu¤u için,bir yang›n bafllay›nca h›zla yay›l›-yormufl. “Bir yerden atefl ç›k›p da oanda orada bast›r›lamaz ise ve flid-detli bir rüzgar da esiyor ise, yan-g›n derhal cehennemi bir felaketoluyor, flehrin dörtte birini, üçte bi-rini, yar›s›n› ve hatta 1660’da oldu-¤u gibi dörtte üçünü yak›p mahvedi-yordu.” (2)

‹flte bu durumu engellemek içinve hayli gecikmeli olarak 11772200 y›-l›nda YYaanngg››nn TTuulluummbbaacc››llaarr›› OOccaa¤¤››kuruldu. Görevleri, ‹stanbul’u saranyang›nlar› engellemekti. Gelin gö-rün ki, o yobaz a¤›zlardan saç›lma-ya bafllad› o malum hurafeler. Onla-ra göre, yang›nlar› söndürmeyekalkmak, ttaannrr››nn››nn iiflfliinnee kkaarr››flflmmaakkdemekti. Ve bu ifle kalk›flan da kafirsay›l›rd›.

Yaklafl›k 279 y›l sonras›n›n Tür-kiye’sinde “7.4 Yetmedi mi?” diyedöviz açacak olan anlay›fl, o zamanyang›nlar› nas›l yorumlam›flt› ba-k›n.

““AAtteeflfl nnâârrdd››rr vvee nnâârr cceehheennnneemm--ddiirr,, cceehheennnneemm eehhllii,, eehhllii nnâârrdd››rr,, ttuu--lluummbbaacc›› ddaa aatteeflfl aaddaamm››dd››rr,, eehhllii nnâârr--dd››rr,, nneeüüzzüübbiillllaahh kkaaffiirrddiirr,, eehhllii ccee--hheennnneemmddiirr.. ZZiirraa kkuullllaarr›› aazzdd››kkççaaTTaannrr›› TTeeââllââ oonnllaarr›› yyaa zzeellzzeellee iillee,, yyaattuuffaann iillee,, yyaa ssaallgg››nn iillee,, yyaa yyaanngg››nniillee tteerrbbiiyyee eeddeerr,, yyaanngg››nn ttuulluummbbaacc››ss››ooccaa¤¤›› kkuurrmmaakk,, ddiinn vvee iimmaann ooccaa¤¤››nn››ssöönnddüürrmmeekkttiirr,, zziirraa aatteeflfl kkuullllaarr››nntteerrbbiiyyeessii iiççiinn oollmmuuflfldduurr..

YYaanngg››nn ttuulluummbbaacc››ss›› kkii yyaanngg››nn››ssöönnddüürree,, TTaannrr››yyaa kkaarrflfl›› ggeellmmeekkddiirr......OOnnuunn iiççiinnddiirr kkii ttuulluummbbaacc››llaarr FFiirraa--vvuunnddaann vvee NNeemmrruuddddaann eeflfleedd kkaaffiirr--lleerrddiirr.. fifiuu kkaaddaarr yy››llddaann bbeerrii yyaanngg››nnttuulluummbbaacc››ss›› vvaarr mm››yydd››?? YYookk iiddii!! YYaannee oolldduu?? BBuu ‹‹ssttaannbbuull flfleehhrrii hhaallkk››aazzaarrdd››,, aazzdd››kkççaa aammeellii kkaarrflfl››ll››¤¤›› yyaa--nnaarrdd››,, ssoonnrraa ››ssllaahh›› nneeffss iillee flfleehhiirr yyii--nnee mmaammuurr oolluurrdduu......”” (3)

*

Bu fetvan›n sahibi, e¤er 20. yüz-y›lda yaflam›fl olsayd›, 4 bin dekarorman›m›z›n yand›¤› Antalya’dakiorman yang›n›ndan sonra, hem yan-g›n› söndüren itfaiyecileri ve köylü-leri kkaaffiirr diye adland›r›r, hem de “4

bin hektar yetmedi mi?” diye de birpankart açard›.

Fetva sahibine göre, Antalya veköylerindeki halk azd›¤› için aammeelliikkaarrflfl››ll››¤¤›› yyaannmm››flfltt››......

*

Yine bir not düflerek devam ede-lim:

"... din -diyor bir bilim adam›-bilimsel aç›klamalar›n yerine haya-li aç›klamalar› koydu¤u ölçüde, bü-yük bir bölümüyle, ggeerrççee¤¤ii mmaasskkee--lleemmeeyyee,, olaylar›n nesnel aç›klama-s›n› gizlemeye yard›m eder” (4)

*

Halklar, bilimin henüz pek gelifl-medi¤i yüzy›llar boyunca, aç›klaya-mad›klar› olaylar› dini, felsefi veyakendi yaflamlar›yla do¤asal olaylaraayn›laflt›ran örneklerle izah etmeyeçal›flt›lar: Mesela, Litvanya halk›nagöre deprem flöyle meydana geli-yordu: Drebkuhls isimli bir Tanr›,cehennemde yürürken dünyay› dakollar›nda tafl›r. Drebkuhls, ne za-man kötü bir gün geçirirse o zamanTanr›’n›n elleri yorulur ve Tanr›’n›ntafl›ma gücü azald›¤› için dünya sal-lan›r.

Do¤u Afrika’daki söylence iseflöyleydi. Büyük bir bal›k, üzerindebir tafl tafl›maktad›r. Bir inek de otafl›n üzerine oturmufltur ve dünyada ine¤in bir boynuzunun üzerindedengelenmifltir. ‹ne¤in boynu a¤r›-d›¤› zaman, dünyay› boynuzu ile f›r-lat›p di¤er boynuzunda tutuyor.Böylelikle de yer sallan›yor.

Çok mu saçma geldi? Belki öy-le, fakat unutmay›n›z ki dinler, yüz-lerce y›l, böyle aç›klad›lar dünyay›.Dünyan›n bir ine¤in boynuzlar›ndadurdu¤una, tepsi gibi düz oldu¤unainand›r›ld› yüzlerce y›l boyu insan-lar. Dünya yuvarlakt›r diyeni ast›lar,ya¤mur flu do¤asal nedenlerle olu-fluyor diyeni kestiler... Bugün fetvaveren ulemalar›n kulland›¤› telefon-lardan televizyonlara kadar nelerekafir ifli demediler ki... Sonra hayataltetti onlar›n hurafelerini.

Fakat yobaz hala soruyor “7.4yetmedi mi?” diye! Hala yang›n›,yurdun çökmesini, “Allah cezalan-

d›rd›, ödüllendirdi” diye aç›klama-ya çal›fl›rken, biz ne yapt›¤›n› iyi bi-liyoruz. Yukar›da aktard›¤›m›z al›n-t›da söylendi¤i gibi, o gerçe¤i mas-kelemeye, iflbirli¤i içinde oldu¤usuçlular› gizlemeye çal›fl›yor. Neyapt›¤›n› iyi biliyoruz. ‹nançlar› de-¤il, alçakça dünyevi ç›karlar› öylegerektirdi¤i için veriyor o fetvalar›..

(1) (Georges Politzer, FelsefeninTemel ‹lkeleri,s.l93 194)

(2),(3): Patrona Halil, R. EkremKoçu, syf. 42, syf. 74

(4) (Georges Politzer, Felsefe-nin Temel ‹lkeleri,s.l93 194)

KK››ssaa TTaarriihh10 A¤ustos - 16 A¤ustos

10 A¤ustos 1978Ankara Balgat'ta befl kahvehaneyi

tarayan faflistler 5 kifliyi öldürdü, 14 ki-fliyi yaralad›. Ayn› gün Pol-Bir üyesi po-lisler üç devrimciyi sokak ortas›nda kat-lettiler.

11 A¤ustos 196127 May›s 1960 darbesinden sonra

Demokrat Parti yöneticilerinin yarg›lan-d›¤› Yass› Ada duruflmalar› sona erdi.

12 A¤ustos 1999 Can Yücel öldü

13 A¤ustos 1956Ortaokullarda din ö¤renimi bafllad›.

13 A¤ustos 1961 Berlin Duvar› örülmeye baflland›

14 A¤ustos 1956

Bertolt Brecht Do¤u Berlin’de öldü.

Say›: 1158 47TAR‹H

Page 48:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

48 DE⁄‹NMELER 10 AA¤ustos 22008

Baflbakan ile Büyükan›taras›nda geçti¤i öne sürü-len bir konuflma metniningazetelerde yay›nlanmas›-na iliflkin Baflbakanl›kaç›klamas›nda flöyle deni-yor:

“Dezenformasyon faali-

y e t i n i nürünü buhezeyan-lar›n nemaksatlasayfalaratafl›nd›¤›

hususunu kamuoyu takdiri-ne b›rak›yoruz.”

Onlar uzman, hemenyap›lan›n dezenformasyonoldu¤unu anlam›fllar... Öy-le ya, onlar anlamayacakda kim anlayacak? Günler-dir hakk›nda dezenformas-yon tefrikalar› yay›nlama-d›klar› kimse kalmad›!!!

Herkes hakk›nda dezen-formasyon faaliyeti yürü-türken iyi... Fakat kendile-rine dokununca bafll›yorlarba¤›rmaya!!!

değin elerm Babahan’›n referanslar›Ergun Babahan, yeni bir anayasa ihtiyac› oldu¤una

karar vermifl... Bu ihtiyac›n kaç›n›lmaz oldu¤unu flöyleanlat›yor, “TÜS‹AD’dan TOBB’a, AB’den ABD’ye ka-dar, her kesim yeni bir anayasan›n kaç›n›lmazl›¤› konu-sunda hemfikir.” Bu ülkeye neyin gerekti¤ini onlardandaha iyi bilecek kimse olmaz ya! Demokrasi dedi¤in dezaten, egemenli¤in “TÜS‹AD’dan TOBB’a, AB’denABD’ye” uzanan kesimlerin egemenli¤i demek ya!!!Feyzini bu dörtlüden alan anayasan›n nas›l bir ““yyeenniiaannaayyaassaa”” olaca¤› da elbette malumdur!!!

Ya KKene

Olmasaydı?OOrrdduu VVaalliissii AAllii KKaabbaann;;

F›nd›k toplamaya gelen iflçilerin ile sokul-mamas›n›n gerekçesini aç›klam›fl; “bu sene et-kili olan kene tehditi nedeniyle ayn› alanlardakonaklamaya izin verilmedi”.

Kim demifl kene zararl› diye... o halk için ge-çerli, ama valiler, müdürler için çok yararl›... or-man yang›n›nda Orman Müdür Yard›mc›s› “se-vinin keneler öldü” diyordu, flimdi Ordu Valisizor durumdan kurtulmak için yap›flm›fl keneye...Tanr› keneyi bunlar›n elinden kurtars›n!!!

ZZeeyyttiinn YYaa¤¤››Konya’da yurt binas›n›n çökmesi üzerine,

Ertu¤rul Günay bu kuran kurslar› için, ““CCaahhii--lliiyyee ddöönneemmii kkuurruummllaarr››”” dedi.

Zeytin ya¤› buna denir... Her koflulda o üst-tedir...

Peki Günay efendi, kim bu kurslar› teflvikediyor, kim bu kaçak kuran kurslar›n›n cezalar›-n› kald›rd›... Senin partin yapmad› m› bunlar›?

Peki sen kimi elefltiriyorsun?

Cahiliye kelimesinin anlam›n› biliyorsan,dön dört yan›na ve sonra da aynaya bak!!!

Kendine Hukukçu!!!Adalet Bakanl›¤› eski müsteflar› Fahri Kas›rga da “Ve-

li Küçük ve Hurflit Tolon’la yapt›¤›m ‘kiflisel” telefon ko-nuflmalar›n›n iddianameye konulmas›n›n hukuki bir gerek-çesi yoktur” demifl.

Hakk› çi¤nenen kendileri olunca nas›l da hukukuhat›rl›yorlar. Ama baflkalar›na gelince, “hukuk de¤il,gukuk”!

BAM TELİ çizgiler

Belli kki,bu ddaldaustalar!!!

Page 49:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

Say›: 158 49DE⁄‹NMELER

“Kendi kusurlar›n› affetmeyen

adam›n bütün kkusurlar›affedilebilir.”

Konfüçyus

VatanSevmeninUstas›

Naz›m’›n Esen-yurt’taki heykeliniparçalam›fl ve çal-m›fllar. Kimlerinyapt›¤› tespit edile-memifl!!!

Gerçekten öylemi?

Bak›n çevrenize,kim vatan› çiftli¤isan›yor, kim vatan›polis jopu, Amerikan donanmas› san›yor, kim vatan› kasa-lar›, çek defterleri san›yor... Bak›n çevrenize, kim Naz›m’aVatan Haini diyor da, kendini vatansever ilan ediyor... Ya-p›fl›n yakas›na, h›rs›z odur!!!

Her Koflulda AKPNefle Düzel soruyor, Bask›n Oran

cevapl›yor:

AKP’ye muhalefet etmek sol ol-maya yeter mi?

Oran’›n cevab› flöyle; fiu andaTürkiye’de tek sorun, darbe yanl›la-r›n› tasfiye etmek. Ben bir solcu ola-rak darbecileri tasfiye etmek içinAKP dahil gereken yerlerle koalisyon yapar›m.

Bu Bask›n Oran, milletvekilli¤ine adayl›¤›n› koydu¤un-da da, AKP saflar›nda demokrat milletvekilleri oldu¤unusöylüyor ve onlara güvenlerini ifade ediyordu. Süreç vekoflullar ne olursa olsun, o AKP’ye destek olmak için biryol buluyor mutlaka... Gizli AKP’ci!!! Yoksa aç›k m›?!!

TSK’ya, Yoksullar›nCebinden 50 MilyarDolar Daha...

Türk Silahl› Kuvvetleri(TSK)’nin yeni araçlarla dona-t›lmas› için, 50 milyar dolar›nüzerinde bir yat›r›m yap›l›yor.

Önümüzdeki 5-10 y›ll›ksüreçte gerçeklefltirilecek vearalar›nda dünyan›n en gelifl-mifl helikopteri ile denizalt›la-r›, z›rhl› kara araçlar›, tankla-r›n üretimleri ve kimyasal la-boratuvarlar›n da bulundu¤uprojeler için 50 milyar dolarharcanacak...

TSK’ya aktar›lan bu kadarpara, elbette tekellerin kasalar›ndan ç›kmayacak, ter-sine halk›n cebinden ç›kacak. Yani TSK’n›n güçlen-dirilmesi diye sunulan, ayn› zamanda halk›n yoksul-laflmas› olacak.

Halk›n açl›¤› yoksullu¤u artarken, halk›n sa¤l›¤›n-dan e¤itimine, herhangi bir ihtiyac›n› karfl›lamak içinkaynak ayr›lmazken, TSK’ya bunca paran›n aktar›l-mas›nda halk›n yarar›na bir düflünce olamaz. Olsa ol-sa, TSK’n›n emperyalist politikalarda kullan›lmakiçin daha etkili hale getirilmesi vard›r.

Ki, TSK halka hizmet eden bir ordu de¤il, tersinehalka karfl› savaflan bir ordudur.

Bugüne kadar, TSK’n›n hiç bir faaliyetinin belir-lenmesinde halk›n iradesi veya kat›l›m› olmam›flt›r.Ama örne¤in, TSK’n›n Amerikan emperyalizmininemirlerini ikiletmeden yerine getirdi¤ini, Kuzey Irak’agirifl ç›k›fllar›ndan, Afganistan’da, Balkanlar’da em-peryalist iflgalde ald›klar› görevlerden biliyoruz.

Dolay›s›yla, TSK’ya 50 milyar dolar kaynak akta-r›lmas› ve daha fazla güçlendirilmesinde, halk›n sevi-nece¤i, övünece¤i bir fley yoktur.

Biliyoruz ki, TSK’n›n güçlendirilmesi demek, ül-kemizdeki emperyalist iflgalin ve halka karfl› savafl›ngüçlendirilmesi demektir. Kontrgerilla faaliyetlerinin,katliamlar›n, kay›plar›n, infazlar›n, iflkencelerin art-mas› demektir.

Çünkü, TSK elindeki gücü, emperyalizme, iflgal-cilere karfl› de¤il, onlar›n elindeki mafla olarak halkakarfl› kullanan bir güçtür.

TSK’n›n askeri olarak güçlendirilmesinden önce,emperyalizmin iflgal ordusu olma konumuna son ver-mek gerekir. Halk›n ihtiyac› olan budur.

Page 50:  · Sars›nt› sürmektedir. Ancak devletin Susurluk'ta ortaya ç›kan sars›nt›y› büyük yaralar al-sa da bir noktada atlatabilece¤i devrimciler için bir s›r de¤ildir

50 DÜNYA 10 AA¤ustos 22008

Almanya'n›n Hamburg flehrinde2 A¤ustos’ta stand aç›larak 129. ya-sa maddesine karfl› bildiri da¤›t›m›yap›ld›. 5 A¤ustos’ta da Damtor Ha-pishanesi önünde yap›lan eylemle,Almanya ve di¤er Avrupa ülkelerin-deki hapishanelerde açl›k grevindeolan 500 kadar tutuklu ve hükümlü-nün eylemlerine destek verildi.

““112299 YYaassaa PPaarraaggrraaffllaarr››yyllaa MMüü--ccaaddeellee KKoommiitteessii”” ve ““SSiiyyaassii TTuutt--ssaakkllaarraa ÖÖzzggüürrllüükk AA¤¤››”” taraf›ndanbafllat›lan kampanya çerçevesindeHamburg-Altona’da yap›lan eylem-de, Stuttgart-Stammheim'da 17Mart’tan bu yana devam edenDHKP-C davas› protesto edildi.

Link-Sol, Netzwerk Freiheit FürAlle Politischen Gefangenen ve Ta-yad Komite taraf›ndan aç›lan stand-ta, baflta Almanya olmak üzere sondönemlerde Avrupa’n›n çeflitli ülke-lerinde yaflanan hak ve özgürlük ih-lalleri anlat›l›rken yine ayn› içerikliçok say›da bildiri da¤›t›m› yap›ld›.

““BBiizz TTeerröörriisstt MMiiyyiizz??”” bafll›kl›bildiride; “Alman devleti, iflkenceciTürkiye devletinin iflbirli¤i ile poli-

tik s›¤›nmac›lar› takip ve taciz edi-yor” denilerek, Almanya’n›n 129/byasa maddesi kapsam›nda, 5 Türki-yeli devrimciyi tutuklad›¤› vurgu-land›. 5 devrimcinin tutuklanma ge-rekçesinin, Türkiye’de s›n›f müca-delesi yürüten devrimci bir örgütünüyeli¤i oldu¤u belirtildi.

Türkiye’de düzene karfl› müca-dele eden bir örgütün üyesi olma-n›n, Alman yasalar›nda suç olufltu-ramayaca¤› belirtilen aç›klamada,Stammheim'da yarg›lanan ve 5 tu-tukludan birisi olan gazeteci Musta-fa Atalay'›n kalp hastas› olmas› veileri derecede rahats›zl›klar›na ra¤-men hapishanede tutuldu¤una dik-kat çekildi. ““AAssll››nnddaa bbuu aannllaayy››flfl,, bbii--lliinnççllii oollaarraakk iinnssaannllaarr››nn hhaayyaatt››yyllaaooyynnaammaakk vvee bbiirr cciinnaayyeettee oorrttaakk ooll--mmaakktt››rr”” denildi.

Da¤›t›lan bildiride, 129 a ve byasa maddelerinin nas›l ortaya ç›k-t›¤›; içeri¤i ile kimleri nas›l kapsa-d›¤› anlat›ld› ve bu yasayla yarg›la-nan Türkiyeli devrimcilerin sahiple-nilmesi ve yasaya karfl› mücadeleedilmesi ça¤r›s› yap›ld›.

““AAççll››kk GGrreevvcciilleerriinnii

SSeellaammll››yyoorruuzz!!””

Baflta Almanya olmak üzere Av-rupa’n›n pekçok ülkesinde 500’eyak›n tutuklu ve hükümlünün bafl-latm›fl oldu¤u bir haftal›k açl›k gre-vini desteklemek amac›yla 5 A¤us-tos’ta Damtor Hapishanesi önündebir eylem düzenlendi.

Aralar›nda Tayad Komite'nin deyerald›¤› ve yaklafl›k 80 kiflinin ka-t›ld›¤› eylem Hamburg Sol Platformve K›z›l Yard›m taraf›ndan düzen-lendi. Eylemde çok say›da bildiri deda¤›t›ld›.

Eylemde yap›lan aç›klamada,açl›k grevindeki tutuklular selamla-narak, “Hapishanelerde insani ko-flullar sa¤lanmal›. Tecrite hay›r,cinsel tacize, psikolojik bask›ya,zorla çal›flt›rmaya hay›r” denildi veaçl›k grevindeki eylemcilerin talep-lerinin desteklendi¤i belirtildi. Dev-lete bu politikalar›na son vermeça¤r›s› yap›ld›.

Stammheim 129b Davas› Protesto Edildi

Devrimcilik Suç De¤ildir

AFA YYAZ TTAT‹L KKAMPIAvusturya Anadolu Federasyonu’nun her y›l düzenle-

mifl oldu¤u geleneksel yaz tatil kamp›n›n 5.’si bu y›l 25Temmuz -3 A¤ustos tarihleri aras›nda Attersee’ de yap›ld›.

AFA kamplar› paylafl›m›n, dostlu¤un, kardeflli¤in,kolektif yaflam›n ete kemi¤e büründü¤ü kamplar olmufl-tur hep. Ve alternatif olmas›n›n nedeni kolektif yaflam›ö¤retmesi kadar bir çok konunun konuflulup tart›fl›ld›¤›e¤itici bir kamp olmas›d›r.

Kamp boyunca hep birlikte yemekler yendi, yak›lankamp atefli etraf›nda hep bir a¤›zdan söylendi türküler,marfllar.

Kamp kapsam›nda eski bir Nazi toplama kamp› olanMauthausen Toplama Kamp› ziyaret edildi.

Kamp boyunca sabah ve akflam yap›lan sohbet ve se-minerlerde, Avrupa ve Türkiye’deki demokratik mücade-le, devrim mücadelesi ve sorunlar› tart›fl›ld›.

Gelecek y›l bir daha buluflmak ümidiyle, pazar sabah›yap›lan kahvalt›n›n ard›ndan kamp sona erdi.

SUDAN ve F‹L‹P‹NLER’DEKOLERA SALGINI

Sudan'da yaflanan kolera salg›n›nda iki günde 20

kiflinin öldü¤ü aç›kland›.

Yetkililer; Aweyl'de afl›r› ya¤›fllar›n yol açt›¤› sel-ler nedeniyle ortaya ç›kan salg›nda yüzlerce kiflininhastal›¤a yakaland›¤›n›, 250 bin kiflinin evsizkald›¤›n›, bölgede g›da ve bar›nak s›k›nt›s›n›nyafland›¤›n› belirtti.

Sudan'da 2006 y›l›nda bafl gösteren kolerasalg›n›nda 700 kifli ölmüfl, yaklafl›k 25 bin kifli has-tal›¤a yakalanm›flt›.

Filipinler’de ise bir kasabada yaflanan kolera

salg›n› nedeniyle flu ana dek 18 kiflinin öldü¤ü ve enaz 50 kiflinin mikrop kapt›¤› aç›kland›.

Kolera salg›n› sonucu hayat›n› kaybedenlerinbüyük ço¤unlu¤unu çocuklar olufltururken, salg›n›nç›kmas›nda su s›k›nt›s› ile yetersiz temizlikkoflullar›n›n etkili olabilece¤i belirtildi.