99
1950-1960 Döneminde 1950-1960 Döneminde Türkiye Ekonomisi Türkiye Ekonomisi Beşinci Bölüm Beşinci Bölüm http://www. http://www. yakupkucukkale yakupkucukkale .net .net adresinden adresinden indirebilirsiniz… indirebilirsiniz…

1950-1960 Döneminde Türkiye Ekonomisi

  • Upload
    ronni

  • View
    219

  • Download
    1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

1950-1960 Döneminde Türkiye Ekonomisi. Beşinci Bölüm http://www.yakupkucukkale.net adresinden indirebilirsiniz…. Dönemin Başbakanları. Ali Adnan Ertekin Menderes 1. hükümet: 22.05.1950-09.04.1951 2. hükümet: 09.04.1951-17.05.1954 3. hükümet: 17.05.1954-09.12.1955 - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

1950-1960 Döneminde 1950-1960 Döneminde Türkiye EkonomisiTürkiye Ekonomisi

Beşinci BölümBeşinci Bölüm

http://www.http://www.yakupkucukkaleyakupkucukkale.net.net adresinden adresinden indirebilirsiniz…indirebilirsiniz…

Dönemin BaşbakanlarıDönemin Başbakanları

Ali Adnan Ertekin Menderes1. hükümet: 22.05.1950-09.04.19512. hükümet: 09.04.1951-17.05.19543. hükümet: 17.05.1954-09.12.19554. hükümet: 09.12.1955-25.11.19575. hükümet: 25.11.1957-27.05.1960

Yeni İktisat Politikasının Yeni İktisat Politikasının Özellikleri ve BelirleyicileriÖzellikleri ve Belirleyicileri

Bu dönemde uygulanan iktisat Bu dönemde uygulanan iktisat politikaları, önceki dönemlerde politikaları, önceki dönemlerde uygulanan devletçi ve müdahaleci uygulanan devletçi ve müdahaleci politikalardan oldukça farklıdır.politikalardan oldukça farklıdır.

DP daha muhalefetteyken, devletçiliği DP daha muhalefetteyken, devletçiliği ve devletin iktisadi hayata ve devletin iktisadi hayata müdahalesini eleştirmiştir.müdahalesini eleştirmiştir.

Bu çerçevede, iktidarın ilk yıllarında, Bu çerçevede, iktidarın ilk yıllarında, liberasyonu artıracak önlemler almıştır.liberasyonu artıracak önlemler almıştır.

İthalat 1950’de %60-65 oranında İthalat 1950’de %60-65 oranında serbestleşmiş,serbestleşmiş,

Fiyat kontrolleri kaldırılmış,Fiyat kontrolleri kaldırılmış, Özel kesimin daha rahat kredi alabilmesi Özel kesimin daha rahat kredi alabilmesi

için banka kredi faizleri indirilmiştir.için banka kredi faizleri indirilmiştir. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu

(YSTK) 1951 ve 1954’te olmak üzere 2 (YSTK) 1951 ve 1954’te olmak üzere 2 defa düzeltilmiştir. Bundaki amaç, daha defa düzeltilmiştir. Bundaki amaç, daha liberal bir mevzuat oluşturmak ve bu liberal bir mevzuat oluşturmak ve bu yolla yabancı sermaye girişini yolla yabancı sermaye girişini hızlandırmaktır.hızlandırmaktır.

1954 yılında Petrol Kanunu ile 1954 yılında Petrol Kanunu ile yabancı sermayenin petrol araması yabancı sermayenin petrol araması teşvik edilmiştir.teşvik edilmiştir.

Yabancı sermayeyi Türkiye’ye Yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmek için oluşturulan bir diğer çekmek için oluşturulan bir diğer liberal kanun da “Ereğli Demir-Çelik liberal kanun da “Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları A.Ş. Kanunu”dur. Fabrikaları A.Ş. Kanunu”dur. (28.02.1960)(28.02.1960)

Liberalleşme adına verilen bir diğer Liberalleşme adına verilen bir diğer söz de KİT’lerin özelleştirilmesidir. söz de KİT’lerin özelleştirilmesidir. Ancak DP hükümetleri döneminde Ancak DP hükümetleri döneminde hiçbir KİT özelleştirilmemiştir.hiçbir KİT özelleştirilmemiştir.

Yine de, 1950-53 döneminde yeni bir Yine de, 1950-53 döneminde yeni bir KİT kurulmamış, mevcut KİT’lerin KİT kurulmamış, mevcut KİT’lerin sermayeleri artırılmamış, KİT’ler sermayeleri artırılmamış, KİT’ler aracılığı ile yatırım yapılmamış ve aracılığı ile yatırım yapılmamış ve KİT’lerin kullandıkları krediler KİT’lerin kullandıkları krediler sınırlandırılmıştır.sınırlandırılmıştır.

1954’ten sonra KİT’ler yeniden önem 1954’ten sonra KİT’ler yeniden önem kazanmıştır. Hükümet bu konudaki kazanmıştır. Hükümet bu konudaki fikrini değiştirmek zorunda kalmıştır. fikrini değiştirmek zorunda kalmıştır. Mevcut KİT’lerin sermayeleri Mevcut KİT’lerin sermayeleri artırılmış, yeni KİT’ler kurulmuştur.artırılmış, yeni KİT’ler kurulmuştur.

1954-59 döneminde KİT’ler, kamu 1954-59 döneminde KİT’ler, kamu kesimine açılan kredilerin %49.4’ünü kesimine açılan kredilerin %49.4’ünü kullanmıştır. Oysa bu oran 1950-53 kullanmıştır. Oysa bu oran 1950-53 döneminde sadece %4.7’dir.döneminde sadece %4.7’dir.

KİT’lerin yeniden önem kazanma KİT’lerin yeniden önem kazanma nedenleri şunlardır:nedenleri şunlardır:

1.1. Özel kesimde KİT’leri satın alacak kadar Özel kesimde KİT’leri satın alacak kadar sermaye bulunmamaktadır.sermaye bulunmamaktadır.

2.2. KİT’lerin ürünlerini ucuza almak, KİT’leri KİT’lerin ürünlerini ucuza almak, KİT’leri satın almaktan daha rasyoneldir.satın almaktan daha rasyoneldir.

3.3. Artan iç talebi karşılama konusunda özel Artan iç talebi karşılama konusunda özel kesim yetersiz kalmıştır.kesim yetersiz kalmıştır.

1950-60 döneminde özel kesimde 1950-60 döneminde özel kesimde küçümsenemeyecek gelişmeler küçümsenemeyecek gelişmeler olmuştur.olmuştur.

Ancak kamu kesimi de genişlediği için, Ancak kamu kesimi de genişlediği için, toplam ekonomik faaliyetler içerisinde toplam ekonomik faaliyetler içerisinde kamunun payında bir azalma kamunun payında bir azalma olmamıştır.olmamıştır.

Hatta dönemin sonunda ortaya çıkan Hatta dönemin sonunda ortaya çıkan ekonomik kriz, özel kesim yatırımlarının ekonomik kriz, özel kesim yatırımlarının spekülatif alanlara kayması nedeniyle, spekülatif alanlara kayması nedeniyle, kamu payının artması sonucunu kamu payının artması sonucunu doğurmuştur.doğurmuştur.

Kamunun sanayi sektöründeki sabit Kamunun sanayi sektöründeki sabit sermaye yatırım oranı, 1950-52’de sermaye yatırım oranı, 1950-52’de %49.75 iken %59.3’e yükselmiştir.%49.75 iken %59.3’e yükselmiştir.

Kamunun sanayide yarattığı katma Kamunun sanayide yarattığı katma değerin oranı %59.1’e yükselmiştir.değerin oranı %59.1’e yükselmiştir.

Özetle, ekonomik konjonktür gereği, Özetle, ekonomik konjonktür gereği, kamu kesimi payı azaltılamamış kamu kesimi payı azaltılamamış hatta tam tersine artırılmıştır. Ancak hatta tam tersine artırılmıştır. Ancak mevcut hükümet bunu kendi mevcut hükümet bunu kendi isteğiyle değil, dönemin koşulları isteğiyle değil, dönemin koşulları nedeniyle yapmıştır.nedeniyle yapmıştır.

1950-60 döneminde yatırımların 1950-60 döneminde yatırımların GSMH’ye oranı %14.1 olmuştur. Bunun GSMH’ye oranı %14.1 olmuştur. Bunun %6.8’i kamu ve %7.3’ü özel kesim %6.8’i kamu ve %7.3’ü özel kesim tarafından yapılmıştır.tarafından yapılmıştır.

Yatırımların sektörel dağılımında ciddi Yatırımların sektörel dağılımında ciddi bir dönüşüm vardır. Tarım, karayolu bir dönüşüm vardır. Tarım, karayolu yapımı, haberleşme ve enerji yapımı, haberleşme ve enerji sektörlerine daha fazla kaynak sektörlerine daha fazla kaynak ayrılmıştır.ayrılmıştır.

1930’lu yılarda tarıma ayrılan yatırımlar 1930’lu yılarda tarıma ayrılan yatırımlar %10 düzeyinde iken, 1950’lerde bu oran %10 düzeyinde iken, 1950’lerde bu oran %21.7’lere ulaşmıştır. Neredeyse sanayi %21.7’lere ulaşmıştır. Neredeyse sanayi sektörüne ayrılan paya yetişmiştir.sektörüne ayrılan paya yetişmiştir.

Toplam yatırımların %44’ü üretken sektörlere, Toplam yatırımların %44’ü üretken sektörlere, %56’sı alt yapı yatırımlarına ayrılmıştır.%56’sı alt yapı yatırımlarına ayrılmıştır.

Altyapı yatırımlarına bu kadar ağırlık Altyapı yatırımlarına bu kadar ağırlık verilmesi, sanayileşme konusunun gerçekten verilmesi, sanayileşme konusunun gerçekten de özel kesime bırakıldığını doğrulamaktadır.de özel kesime bırakıldığını doğrulamaktadır.

---- Tarım sektörüne gösterilen özen, Marshall Tarım sektörüne gösterilen özen, Marshall

yardımları çerçevesinde ülkeye gelen tarım yardımları çerçevesinde ülkeye gelen tarım makineleri ile birleşince, tarım sektöründe makineleri ile birleşince, tarım sektöründe ciddi artışlar olmuştur.ciddi artışlar olmuştur.

Makineleşme ile ekilen arazi miktarı artmıştır.Makineleşme ile ekilen arazi miktarı artmıştır.

Taban fiyat uygulaması, destekleme Taban fiyat uygulaması, destekleme alımları, tarım sektörüne verilen alımları, tarım sektörüne verilen kredilerin artması gibi nedenlerle kredilerin artması gibi nedenlerle tarımsal üretim artışa geçmiştir.tarımsal üretim artışa geçmiştir.

Tarım pazara açılmaya başlamış,Tarım pazara açılmaya başlamış, Köyden kente göç başlamış,Köyden kente göç başlamış, Tarımdaki işsizlik açık işsizliğe Tarımdaki işsizlik açık işsizliğe

dönüşmüş,dönüşmüş, Şehirlerde gecekondular oluşmaya Şehirlerde gecekondular oluşmaya

başlamıştır.başlamıştır.

J. Morris’e göre, sanayide fabrikaların J. Morris’e göre, sanayide fabrikaların kurulması, ekilen arazilerin kurulması, ekilen arazilerin genişletilmesi, tarımsal ürünün genişletilmesi, tarımsal ürünün artması, alt yapının gelişmesi ve enerji artması, alt yapının gelişmesi ve enerji üretiminin artması hep büyümeyi üretiminin artması hep büyümeyi uyarıcı etkiler yapmıştır.uyarıcı etkiler yapmıştır.

Ama bu gelişmelerin hiç birisi planlı Ama bu gelişmelerin hiç birisi planlı değildir ve aynı zamanda uyumsuzdur.değildir ve aynı zamanda uyumsuzdur.

Bu gelişmeler ne “Kendine Yeterli Bu gelişmeler ne “Kendine Yeterli Olma” ne de “Dengeli Büyüme” Olma” ne de “Dengeli Büyüme” teorileri ile açıklanamaz!...teorileri ile açıklanamaz!...

Yatırımların dağılımında, özellikle de Yatırımların dağılımında, özellikle de yer seçiminde politik tercihler ağırlık yer seçiminde politik tercihler ağırlık kazanmıştır.kazanmıştır.

KİT ürünlerinin fiyatlandırmasında KİT ürünlerinin fiyatlandırmasında politik ve keyfi davranılmıştır.politik ve keyfi davranılmıştır.

KİT’ler keyfi istihdam depoları haline KİT’ler keyfi istihdam depoları haline dönüştürülmüştür.dönüştürülmüştür.

KİT’lerin zararları bütçeden ve TCMB KİT’lerin zararları bütçeden ve TCMB kaynaklarından karşılanmış, bu da kaynaklarından karşılanmış, bu da enflasyonist baskılara yol açmıştır.enflasyonist baskılara yol açmıştır.

Bütçe denkliğine önem verilmemiştir. Bütçe denkliğine önem verilmemiştir. Genişlemeci para ve maliye politikaları Genişlemeci para ve maliye politikaları uygulanmıştır.uygulanmıştır.

İç borçlanma ve TCMB kaynaklarını kullanma İç borçlanma ve TCMB kaynaklarını kullanma olağan hale gelmiştir.olağan hale gelmiştir.

Dönemin başlarında üretimdeki hızlı artışlar Dönemin başlarında üretimdeki hızlı artışlar nedeniyle fiyat artışları pek hissedilmemiştir.nedeniyle fiyat artışları pek hissedilmemiştir.

Ancak dönemin sonlarında, iç talep artışıyla Ancak dönemin sonlarında, iç talep artışıyla birlikte, genişlemeci politikalar birleşince, birlikte, genişlemeci politikalar birleşince, yüksek enflasyon ortaya çıkmıştır.yüksek enflasyon ortaya çıkmıştır.

1954’de GSMH %3 oranında küçülmüştür.1954’de GSMH %3 oranında küçülmüştür.

Dönemin ilk yıllarında, söz verildiği gibi, Dönemin ilk yıllarında, söz verildiği gibi, dışa açık bir politika uygulanmıştır.dışa açık bir politika uygulanmıştır.

1950’de ithalat büyük ölçüde serbest 1950’de ithalat büyük ölçüde serbest bırakılmıştır.bırakılmıştır.

İkili antlaşmalardan ve clearing İkili antlaşmalardan ve clearing uygulamalarından vaz geçilmiştir.uygulamalarından vaz geçilmiştir.

Liberal bir yabancı sermaye mevzuatı Liberal bir yabancı sermaye mevzuatı oluşturulmuştur.oluşturulmuştur.

Bu liberasyonla birlikte dış ticaret açıkları Bu liberasyonla birlikte dış ticaret açıkları artmaya başlamıştır. Beklenildiği kadar artmaya başlamıştır. Beklenildiği kadar sermaye girişi olmadığı için, altın ve döviz sermaye girişi olmadığı için, altın ve döviz rezervleri kısa sürede erimeye başlamıştır.rezervleri kısa sürede erimeye başlamıştır.

Bu liberasyon fazla sürmemiştir. 1952’de Bu liberasyon fazla sürmemiştir. 1952’de dış ticaret yeniden kontrol altına alınmış, dış ticaret yeniden kontrol altına alınmış, 1953 yılında liberasyondan tamamen vaz 1953 yılında liberasyondan tamamen vaz geçilmiştir.geçilmiştir.

1950 öncesi müdahaleciliği eleştiren 1950 öncesi müdahaleciliği eleştiren hükümet, 1956 yılında “Milli Koruma hükümet, 1956 yılında “Milli Koruma Kanunu”nu yeniden yürürlüğe koymuştur.Kanunu”nu yeniden yürürlüğe koymuştur.

Bu kanunla birlikte;Bu kanunla birlikte;

1.1. İthalatta, toptan ve perakende ticarette İthalatta, toptan ve perakende ticarette kar marjlarını belirleme yetkisi hükümete kar marjlarını belirleme yetkisi hükümete verilmiştir,verilmiştir,

2.2. Fiyat kontrolleri yaygınlaşmıştırFiyat kontrolleri yaygınlaşmıştır

3.3. Plansız devlet müdahaleciliği ve polisiye Plansız devlet müdahaleciliği ve polisiye tedbirler ağırlık kazanmıştır.tedbirler ağırlık kazanmıştır.

4.4. İthalat; kambiyo kontrolleri, kontenjanlar, İthalat; kambiyo kontrolleri, kontenjanlar, ikili antlaşmalar ve gümrük tarifeleri ile ikili antlaşmalar ve gümrük tarifeleri ile sınırlandırılmaya çalışılmıştır.sınırlandırılmaya çalışılmıştır.

Bu gelişigüzel müdahalecilik, 1960’lı yıllarda Bu gelişigüzel müdahalecilik, 1960’lı yıllarda uygulamaya konulan “Planlı Kalkınma uygulamaya konulan “Planlı Kalkınma Dönemi”nin temelini oluşturmuştur.Dönemi”nin temelini oluşturmuştur.

İthalatın kontrol altına alınması, yerli sanayi İthalatın kontrol altına alınması, yerli sanayi için mutlak bir koruma anlamına gelmiştir.için mutlak bir koruma anlamına gelmiştir.

Maliyetler her ne kadar yüksek olsa da, Maliyetler her ne kadar yüksek olsa da, fiyatların da yüksek olması, sanayi fiyatların da yüksek olması, sanayi sektöründe karlılığın artması sonucunu sektöründe karlılığın artması sonucunu doğurmuştur.doğurmuştur.

Ancak ithalat kontrollerinin Ancak ithalat kontrollerinin abartılmasının bir sonucu olarak, abartılmasının bir sonucu olarak, 1956 yılından itibaren sanayi sektörü 1956 yılından itibaren sanayi sektörü hammadde ve ara mamul temininde hammadde ve ara mamul temininde zorlanmış, bu da sanayi sektörünü zorlanmış, bu da sanayi sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir.olumsuz yönde etkilemiştir.

---- Yabancı kaynak kullanımı bu Yabancı kaynak kullanımı bu

dönemde de politika belirleyicilerden dönemde de politika belirleyicilerden biri olmuştur. Yeniden yoğun bir biri olmuştur. Yeniden yoğun bir şekilde dış borçlanma başlamıştır. şekilde dış borçlanma başlamıştır. Başlıca borç kaynağı ABD olmuştur.Başlıca borç kaynağı ABD olmuştur.

Dış borçlanma ile dışa açılma politikası Dış borçlanma ile dışa açılma politikası birlikte yürütülmüş, yabancı özel birlikte yürütülmüş, yabancı özel sermayeye teşvikler verilmiş, bütün sermayeye teşvikler verilmiş, bütün bunlara rağmen, beklenildiği kadar bunlara rağmen, beklenildiği kadar yabancı sermaye girişi olmamıştır.yabancı sermaye girişi olmamıştır.

YSTK çerçevesinde 1954-60 YSTK çerçevesinde 1954-60 döneminde toplam 104 milyon $ döneminde toplam 104 milyon $ sermaye girişi olmuştur.sermaye girişi olmuştur.

Bu dönemde dışarıdan temin edilen Bu dönemde dışarıdan temin edilen kaynakların büyük bir bölümü resmi kaynakların büyük bir bölümü resmi krediler ve askeri yardımlar şeklinde krediler ve askeri yardımlar şeklinde olmuştur.olmuştur.

1946-50 döneminde, toplam 391 milyon 1946-50 döneminde, toplam 391 milyon $ dış kaynak kullanılmıştır.$ dış kaynak kullanılmıştır.

En çok dış kaynak ABD’den En çok dış kaynak ABD’den sağlanmıştır. ABD Türkiye’ye 177 sağlanmıştır. ABD Türkiye’ye 177 milyon doları bağış, 117 milyon doları milyon doları bağış, 117 milyon doları kredi şeklinde toplam 294 milyon dolar kredi şeklinde toplam 294 milyon dolar kaynak kullandırmıştır.kaynak kullandırmıştır.

Yabancı kaynakların toplam kaynaklar Yabancı kaynakların toplam kaynaklar içindeki payı; 1948’de %4.6, 1949’da içindeki payı; 1948’de %4.6, 1949’da %3.9 ve 1950’de %2.3 olmuştur.%3.9 ve 1950’de %2.3 olmuştur.

Yabancı kaynak girişi ile birlikte Yabancı kaynak girişi ile birlikte ekonomiye dışarıdan müdahaleler ekonomiye dışarıdan müdahaleler artmıştır.artmıştır.

Nitekim verilen krediler büyük ölçüde proje Nitekim verilen krediler büyük ölçüde proje kredileriydi ve serbestçe kullanımı olası kredileriydi ve serbestçe kullanımı olası değildi.değildi.

Yabancı sermaye girişi ile birlikte yabancı Yabancı sermaye girişi ile birlikte yabancı uzman girişi de hız kazanmıştır.uzman girişi de hız kazanmıştır.

Bu uzmanlar ABD veya temsil ettikleri Bu uzmanlar ABD veya temsil ettikleri sermayeye bağlı olarak Türkiye sermayeye bağlı olarak Türkiye ekonomisine yön vermek istemişler ve ekonomisine yön vermek istemişler ve kısmen başarılı da olmuşlardır.kısmen başarılı da olmuşlardır.

Yabancı uzmanların görüş ve önerileri Yabancı uzmanların görüş ve önerileri etkilidir, çünkü dış kaynağın devamlılığı bu etkilidir, çünkü dış kaynağın devamlılığı bu görüş ve önerilere uymaktan geçmektedir.görüş ve önerilere uymaktan geçmektedir.

1954 yılında bir Dünya Bankası uzmanı 1954 yılında bir Dünya Bankası uzmanı önerilerinde çok ileriye gidince, Dünya önerilerinde çok ileriye gidince, Dünya Bankası ile Türkiye ilişkileri Bankası ile Türkiye ilişkileri gerginleşmiş, 1966’ya kadar Dünya gerginleşmiş, 1966’ya kadar Dünya Bankası’ndan kredi alınamamıştır.Bankası’ndan kredi alınamamıştır.

Türkiye’ye kredi açan uluslararası Türkiye’ye kredi açan uluslararası kuruluşlar, 1956’dan sonra bir istikrar kuruluşlar, 1956’dan sonra bir istikrar programı uygulamamızı ve paramızı programı uygulamamızı ve paramızı devalüe etmemizi istemişlerdir.devalüe etmemizi istemişlerdir.

Mevcut hükümet bunu kabul Mevcut hükümet bunu kabul etmeyince, krediler düşürülmüş ve bu etmeyince, krediler düşürülmüş ve bu önerileri yapmaya mecbur önerileri yapmaya mecbur bırakılmıştır.bırakılmıştır.

Bu dönemde özel kesim ile kamu kesimi Bu dönemde özel kesim ile kamu kesimi arasında belli bir işbölümü ve arasında belli bir işbölümü ve bütünleşme ortaya çıkmıştır.bütünleşme ortaya çıkmıştır.

Hatta bazı sanayi dallarında özel kesim Hatta bazı sanayi dallarında özel kesim ile kamu kesimi ortak yatırımlar ile kamu kesimi ortak yatırımlar yapmıştır.yapmıştır.

1950-60 döneminde kamu kesimi 1950-60 döneminde kamu kesimi yatırımları; ulaştırma-haberleşme yatırımları; ulaştırma-haberleşme altyapısına, tarıma ve ara ve yatırım altyapısına, tarıma ve ara ve yatırım malları alt sanayine yönelmiştir.malları alt sanayine yönelmiştir.

Özel kesim ise tüketim mallarına, Özel kesim ise tüketim mallarına, özellikle de dayanıklı tüketim mallarına özellikle de dayanıklı tüketim mallarına yönelmiştir.yönelmiştir.

Özel kesim sanayi kuruluşları, ara ve yatırım Özel kesim sanayi kuruluşları, ara ve yatırım mallarını kamu kesiminden çok ucuza mallarını kamu kesiminden çok ucuza almışlardır. Hatta maliyetinden daha ucuza almışlardır. Hatta maliyetinden daha ucuza aldıkları da olmuştur.aldıkları da olmuştur.

Bu durum kamudan özel kesime kaynak Bu durum kamudan özel kesime kaynak aktarıldığı anlamına gelmektedir.aktarıldığı anlamına gelmektedir.

Kamudan yapılan tek kaynak aktarımı bu Kamudan yapılan tek kaynak aktarımı bu değildir.değildir.

Kurulan ortak kuruluşlarda, kamu söz verdiği Kurulan ortak kuruluşlarda, kamu söz verdiği %49’luk sermayenin tamamını ödemiş, %49’luk sermayenin tamamını ödemiş, ancak özel kesim söz verdiği %51’lik ancak özel kesim söz verdiği %51’lik sermayenin sadece %25’ini ödemiştir. Ancak sermayenin sadece %25’ini ödemiştir. Ancak yine de karın yarısını almıştır. Çünkü Ticaret yine de karın yarısını almıştır. Çünkü Ticaret Kanunu’na göre kar dağıtımı ödenmiş Kanunu’na göre kar dağıtımı ödenmiş sermayeye göre değil taahhüt edilen sermayeye göre değil taahhüt edilen sermayeye göre yapılmaktadır.sermayeye göre yapılmaktadır.

Özetlemek gerekirse, bu döneme Özetlemek gerekirse, bu döneme devletin ekonomideki ağırlığının devletin ekonomideki ağırlığının azaltılacağı vaadi ile başlanılmıştır.azaltılacağı vaadi ile başlanılmıştır.

İlk birkaç yıl boyunca uygulanan bu İlk birkaç yıl boyunca uygulanan bu liberal politikalar, iç ve dış etkenlerin liberal politikalar, iç ve dış etkenlerin devreye girmesiyle terk edilmek devreye girmesiyle terk edilmek zorunda kalınmıştır.zorunda kalınmıştır.

Müdahaleler ve kontroller artmıştır.Müdahaleler ve kontroller artmıştır. Devletin ekonomideki payı Devletin ekonomideki payı

küçülmemiş, tam tersine artmıştır.küçülmemiş, tam tersine artmıştır.

Bu dönemin belki de tek olumlu Bu dönemin belki de tek olumlu gelişmesi, özel kesimin artık ciddi gelişmesi, özel kesimin artık ciddi anlamda ayakları üstünde duracak kadar anlamda ayakları üstünde duracak kadar gelişmesi olmuştur.gelişmesi olmuştur.

1950-60 döneminde gerçekleştirilen sabit 1950-60 döneminde gerçekleştirilen sabit sermaye yatırımlarının yaklaşık %52.8’i sermaye yatırımlarının yaklaşık %52.8’i özel kesim tarafından, %47.2’si kamu özel kesim tarafından, %47.2’si kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir.kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Dönemin sonlarına doğru özel kesimin Dönemin sonlarına doğru özel kesimin yatırımlardaki payının azalma nedeni, yatırımlardaki payının azalma nedeni, yaşanan krizdir.yaşanan krizdir.

1950-60 Döneminde GSMH’de 1950-60 Döneminde GSMH’de Sektörel Hasılalarda ve Refah Sektörel Hasılalarda ve Refah

Düzeyinde GelişmelerDüzeyinde Gelişmeler Bu dönemde GSMH, yıllık ortalama %6.3 Bu dönemde GSMH, yıllık ortalama %6.3

artarak, 15867 milyon TL’den 26836 TL’ye artarak, 15867 milyon TL’den 26836 TL’ye yükselmiştir.yükselmiştir.

Bu dönemi aslında 2 alt döneme ayırarak Bu dönemi aslında 2 alt döneme ayırarak incelemek gerekmektedir.incelemek gerekmektedir.

1950-53 dönemini bazı iktisatçılar Türkiye 1950-53 dönemini bazı iktisatçılar Türkiye ekonomisinin altın çağı olarak ekonomisinin altın çağı olarak görmektedirler.görmektedirler.

Gerçekten de bu ilk alt dönemde GSMH Gerçekten de bu ilk alt dönemde GSMH sabit fiyatlarla yıllık ortalama %11.3 sabit fiyatlarla yıllık ortalama %11.3 oranında büyümüş, kişi başına gelir oranında büyümüş, kişi başına gelir %8-8.5 oranında yükselmiş, 4 yıl içinde %8-8.5 oranında yükselmiş, 4 yıl içinde ihracat %48.8 oranında artarak 263.4 ihracat %48.8 oranında artarak 263.4 milyon dolar’dan 392 milyon dolar’a milyon dolar’dan 392 milyon dolar’a yükselmiştir.yükselmiştir.

Bu gelişmenin nedenleri şunlardır:Bu gelişmenin nedenleri şunlardır:1.1. Üst üste 4 yıl boyunca iklim koşulları Üst üste 4 yıl boyunca iklim koşulları

çok iyi gitmiştir. Tarımsal ürün çok çok iyi gitmiştir. Tarımsal ürün çok olmuş, Türkiye dünyanın sayılı buğday, olmuş, Türkiye dünyanın sayılı buğday, pamuk ve tütün ihracatçılarından biri pamuk ve tütün ihracatçılarından biri olmuştur.olmuştur.

2.2. Kore Savaşı’nın yarattığı konjonktür Kore Savaşı’nın yarattığı konjonktür tarımsal ürünlerin fiyatlarını %50 tarımsal ürünlerin fiyatlarını %50 düzeyinde artırmıştır. Bu da bizim ihracat düzeyinde artırmıştır. Bu da bizim ihracat gelirlerimizi olumlu yönde etkilemiştir.gelirlerimizi olumlu yönde etkilemiştir.

3.3. Tarımsal gelirin ve ihracat gelirlerinin Tarımsal gelirin ve ihracat gelirlerinin artması, iç talebin ve yatırımların artması, iç talebin ve yatırımların artmasına yol açmış, ekonomi artmasına yol açmış, ekonomi canlanmıştır.canlanmıştır.

4.4. ABD’den sağlanan dış krediler de ABD’den sağlanan dış krediler de ekonomiyi canlandırmıştır. 1948-53 ekonomiyi canlandırmıştır. 1948-53 döneminde ABD’den 420 milyon dolar döneminde ABD’den 420 milyon dolar kredi alınmıştır. Bu rakam o zamanki kredi alınmıştır. Bu rakam o zamanki GSMH’nin %3’ü civarındadır. Yatırımlar ve GSMH’nin %3’ü civarındadır. Yatırımlar ve dış ticaret açıkları, büyük ölçüde bu dış ticaret açıkları, büyük ölçüde bu şekilde finanse edilmiştir.şekilde finanse edilmiştir.

Dönemin başında sektörlerin GSMH Dönemin başında sektörlerin GSMH içindeki payları şöyleydi: Tarım içindeki payları şöyleydi: Tarım %42.6, Sanayi %14.5 ve Hizmetler %42.6, Sanayi %14.5 ve Hizmetler %42.9%42.9

İlk 4 yıl devam eden olağanüstü iyi İlk 4 yıl devam eden olağanüstü iyi hava koşullarına rağmen, tarım hava koşullarına rağmen, tarım sektörü, sanayi ve hizmetler sektörü sektörü, sanayi ve hizmetler sektörü kadar artmamıştır. Yani sanayi ve kadar artmamıştır. Yani sanayi ve hizmetler daha hızlı artmıştır.hizmetler daha hızlı artmıştır.

Bunun bir sonucu olarak tarımın payı Bunun bir sonucu olarak tarımın payı %3.1 azalırken, sanayi %2.4 ve %3.1 azalırken, sanayi %2.4 ve hizmetler %0.7 oranında artmıştır.hizmetler %0.7 oranında artmıştır.

Bu yapısal değişime rağmen, tarım hala Bu yapısal değişime rağmen, tarım hala ekonomide ağırlık sahibidir. Dönemin ekonomide ağırlık sahibidir. Dönemin sonunda hala sanayi sektöründen elde sonunda hala sanayi sektöründen elde edilen hasıla tarımdan elde edilen edilen hasıla tarımdan elde edilen hasılanın yarısı kadardır.hasılanın yarısı kadardır.

Tarımın ekonomi üzerindeki etkisi o Tarımın ekonomi üzerindeki etkisi o kadar fazladır ki, kötü hava koşullarının kadar fazladır ki, kötü hava koşullarının yaşandığı 1954 yılında tarımsal hasıla yaşandığı 1954 yılında tarımsal hasıla %14 oranında azalmış, sanayi hasılası %14 oranında azalmış, sanayi hasılası %9.2 ve hizmetler hasılası %5.2 %9.2 ve hizmetler hasılası %5.2 artmasına rağmen, GSMH %3.2 oranında artmasına rağmen, GSMH %3.2 oranında küçülmüştür.küçülmüştür.

1950-60 döneminde tarım sektörü 1950-60 döneminde tarım sektörü GSMH’deki payı bakımından hizmetler GSMH’deki payı bakımından hizmetler sektörünün 4.8 puan gerisinde kalmıştır.sektörünün 4.8 puan gerisinde kalmıştır.

Ancak tarım sektörünün istihdamdaki payı Ancak tarım sektörünün istihdamdaki payı hala en büyüktür. 1950’de %85.7 olan hala en büyüktür. 1950’de %85.7 olan oran 1960’da %75’e düşmüştür.oran 1960’da %75’e düşmüştür.

Bu düşüşün nedeni; köyden kente göçün Bu düşüşün nedeni; köyden kente göçün hızlanması ve sanayi ve hizmetler hızlanması ve sanayi ve hizmetler sektörlerindeki istihdamın artmasıdır.sektörlerindeki istihdamın artmasıdır.

Tarım ve sanayi dışında kalan her alan Tarım ve sanayi dışında kalan her alan hizmetler sektörüne dahil edilmiştir (Örn: hizmetler sektörüne dahil edilmiştir (Örn: inşaat, ticaret, ulaştırma, haberleşme, mali inşaat, ticaret, ulaştırma, haberleşme, mali hizmetler, konut gelirleri, serbest hizmetler, konut gelirleri, serbest meslekler, bankacılık ve hükümet meslekler, bankacılık ve hükümet hizmetleri vs)hizmetleri vs)

Refah düzeyinde pek fazla veri bulunmasa Refah düzeyinde pek fazla veri bulunmasa da, elde edilen bazı verilerden yararlanarak da, elde edilen bazı verilerden yararlanarak uluslararası bir karşılaştırma yapılabilir.uluslararası bir karşılaştırma yapılabilir.

Y. S. Tezel’e göre Türkiye’de 1950’de kişi Y. S. Tezel’e göre Türkiye’de 1950’de kişi başına gelir 203 dolardır. ABD’de kişi başına başına gelir 203 dolardır. ABD’de kişi başına gelir 11.61 kat, Yunanistan’da 1.48 kat daha gelir 11.61 kat, Yunanistan’da 1.48 kat daha fazladır.fazladır.

DİE verilerine göre 1958 yılında kişi başına DİE verilerine göre 1958 yılında kişi başına gelir 265 dolardır. Aynı dönemde gelişmiş gelir 265 dolardır. Aynı dönemde gelişmiş ülkeler ortalaması 1930 dolar, Güney ülkeler ortalaması 1930 dolar, Güney Amerika ortalaması 210 dolar, Sovyet Amerika ortalaması 210 dolar, Sovyet Blokunda 410 dolar ve az gelişmiş ülkeler Blokunda 410 dolar ve az gelişmiş ülkeler ortalaması da 108 dolardır.ortalaması da 108 dolardır.

Bu dönemde Yunanistan’ın gerisinde Latin Bu dönemde Yunanistan’ın gerisinde Latin Amerika’nın ilerisinde olduğumuz açıktır.Amerika’nın ilerisinde olduğumuz açıktır.

Her ne kadar sağlıklı veriler olmasa da Her ne kadar sağlıklı veriler olmasa da 1950-60 döneminde kişi başına gelirin %35-1950-60 döneminde kişi başına gelirin %35-40 civarında arttığı söylenebilir.40 civarında arttığı söylenebilir.

Artan refahın nasıl paylaşıldığı konusunda Artan refahın nasıl paylaşıldığı konusunda açık bir kaynak mevcut değildir.açık bir kaynak mevcut değildir.

Kitabınızdaki Tablo 5.3, tarımın destekleme Kitabınızdaki Tablo 5.3, tarımın destekleme alımları ve banka kredileri ile birlikte çok alımları ve banka kredileri ile birlikte çok yoğun bir şekilde desteklenmesine rağmen, yoğun bir şekilde desteklenmesine rağmen, tarım sektöründeki büyümenin GSMH’deki tarım sektöründeki büyümenin GSMH’deki yüzde artışın gerisinde kaldığını yüzde artışın gerisinde kaldığını göstermektedir.göstermektedir.

Kırsal kesimdeki nüfus dönem Kırsal kesimdeki nüfus dönem sonunda hala %75 civarındadır.sonunda hala %75 civarındadır.

Reel ücret endeksindeki gelişme Reel ücret endeksindeki gelişme 1950 = 100 iken 1960 = 127 1950 = 100 iken 1960 = 127 olmuştur.olmuştur.

Geçinme endeksi ise 1950 = 100 Geçinme endeksi ise 1950 = 100 iken 1960 = 253 olmuştur.iken 1960 = 253 olmuştur.

Yani ücretlerdeki artış, geçinme Yani ücretlerdeki artış, geçinme endeksindeki artışın ancak yarısı endeksindeki artışın ancak yarısı kadar olmuştur…kadar olmuştur…

Ekonomide Yapısal DeğişmelerEkonomide Yapısal Değişmeler-- Sanayi Sektörü ---- Sanayi Sektörü --

İthal ikameci sanayileşme stratejisi İthal ikameci sanayileşme stratejisi devam etmiştir.devam etmiştir.

Sanayi sektörü 1950-60 arasında Sanayi sektörü 1950-60 arasında toplamda %119.6 ve yıllık ortalama toplamda %119.6 ve yıllık ortalama %8.3 büyümüştür.%8.3 büyümüştür.

Bu büyüme GSMH artış oranından Bu büyüme GSMH artış oranından daha büyük olduğu için, sanayi daha büyük olduğu için, sanayi sektörünün GSMH büyümesine nispi sektörünün GSMH büyümesine nispi katkısı artmıştır.katkısı artmıştır.

Dönem başında GSMH’ye olan katkısı Dönem başında GSMH’ye olan katkısı (1950-53) %13.7 iken dönem sonunda (1950-53) %13.7 iken dönem sonunda (1957-60) %16.9’a ulaşmıştır.(1957-60) %16.9’a ulaşmıştır.

---- Türkiye’deki sanayi sektörü o döneme Türkiye’deki sanayi sektörü o döneme

kadar 1930’lu yıllarda kurulan ve ithal kadar 1930’lu yıllarda kurulan ve ithal ikameci sanayileşme stratejisinin bir ikameci sanayileşme stratejisinin bir uzantısı olan temel tüketim malları uzantısı olan temel tüketim malları üretimine yönelikti.üretimine yönelikti.

Büyük ölçüde yerli tarımsal ve madeni Büyük ölçüde yerli tarımsal ve madeni hammaddeyi kullanmaya dayalıdır.hammaddeyi kullanmaya dayalıdır.

Sanayi sektörü 1950-60 arasında Sanayi sektörü 1950-60 arasında önemli bir gelişme göstermiştir.önemli bir gelişme göstermiştir.

Bu gelişmenin en önemli nedeni Bu gelişmenin en önemli nedeni 1957’ye kadar olan iç talep 1957’ye kadar olan iç talep genişlemesidir.genişlemesidir.

İç talep genişlemesinin nedenleri ise İç talep genişlemesinin nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:şu şekilde sıralanabilir:

1.1. Marshall yardımları ile tarımda hızlı Marshall yardımları ile tarımda hızlı makineleşmemakineleşme

2.2. Tarımın piyasaya yönelik üretime Tarımın piyasaya yönelik üretime başlamasıbaşlaması

3.3. 1950-53 arası iyi giden iklim koşulları 1950-53 arası iyi giden iklim koşulları nedeniyle tarımsal üretimin artmasınedeniyle tarımsal üretimin artması

4.4. Kore savaşı nedeniyle tarım ürünleri Kore savaşı nedeniyle tarım ürünleri fiyatlarının artmış olmasıfiyatlarının artmış olması

5.5. Tarım sektörüne verilen kredilerin Tarım sektörüne verilen kredilerin artmış olmasıartmış olması

6.6. Köylünün satın alma gücünün artmış Köylünün satın alma gücünün artmış olması veolması ve

7.7. Köyden kente göçün artması, iç Köyden kente göçün artması, iç talebi canlandırmıştır.talebi canlandırmıştır.

İç talebin artmasında hükümetin İç talebin artmasında hükümetin uyguladığı genişlemeci para ve uyguladığı genişlemeci para ve maliye politikaları da etkili olmuştur.maliye politikaları da etkili olmuştur.

1956’ya kadar ithalatta bir darboğaz 1956’ya kadar ithalatta bir darboğaz yaşanmaması da etkilidir. İhtiyaç yaşanmaması da etkilidir. İhtiyaç duyulan ara ve yatırım maddeleri duyulan ara ve yatırım maddeleri kolayca ithal edilebilmiştir.kolayca ithal edilebilmiştir.

Bu sayede sanayide arka arkaya Bu sayede sanayide arka arkaya ciddi büyüme rakamlarına ciddi büyüme rakamlarına ulaşılmıştır.ulaşılmıştır.

1950-57 arasında yıllık büyüme oranı 1950-57 arasında yıllık büyüme oranı ortalama olarak %9-10 civarındadır.ortalama olarak %9-10 civarındadır.

1954’te başlayıp 1956’da ciddi bir kriz 1954’te başlayıp 1956’da ciddi bir kriz halini alan istikrarsızlık ve döviz darboğazı, halini alan istikrarsızlık ve döviz darboğazı, dış ticareti zora sokmuş bu da sanayi dış ticareti zora sokmuş bu da sanayi sektörünü olumsuz etkilemiştir.sektörünü olumsuz etkilemiştir.

Ara ve yatırım malları ithal edilememiş,Ara ve yatırım malları ithal edilememiş, Enflasyonist baskılarla birlikte yatırımlar Enflasyonist baskılarla birlikte yatırımlar

üretken sektörlerden uzaklaşmıştır.üretken sektörlerden uzaklaşmıştır. ---- İthal ikameci politikanın amacı ekonomiyi İthal ikameci politikanın amacı ekonomiyi

dışa bağımlılıktan kurtarmaktır. Ancak bu dışa bağımlılıktan kurtarmaktır. Ancak bu amaca ulaşılamadığı görülmektedir. amaca ulaşılamadığı görülmektedir. Tüketim malları açısından bağımlılık Tüketim malları açısından bağımlılık azalmış olmakla birlikte, ara ve yatırım azalmış olmakla birlikte, ara ve yatırım malları açısından bağımlılık halen devam malları açısından bağımlılık halen devam etmektedir.etmektedir.

1950’lerin ikinci yarısında, ithalatın 1950’lerin ikinci yarısında, ithalatın %90’ı yatırım malları ve %90’ı yatırım malları ve hammaddeden oluşmaktadır.hammaddeden oluşmaktadır.

Bu rakam ithal ikameci sanayileşme Bu rakam ithal ikameci sanayileşme stratejisinin ve sanayileşme stratejisinin ve sanayileşme sürecindeki hızlanmanın doğal bir sürecindeki hızlanmanın doğal bir sonucudur.sonucudur.

Dönemin sonlarında tüketim malları Dönemin sonlarında tüketim malları neredeyse tamamen ikame edildiği neredeyse tamamen ikame edildiği için, tüketim malları ithalatı %10’a için, tüketim malları ithalatı %10’a kadar gerilemiştir.kadar gerilemiştir.

1950’li yıllarda özel kesim her ne 1950’li yıllarda özel kesim her ne kadar büyük ilerleme göstermiş olsa kadar büyük ilerleme göstermiş olsa da, artan iç talebi karşılama da, artan iç talebi karşılama konusunda yetersiz kalmıştır.konusunda yetersiz kalmıştır.

Bu yetersizlik kamu kesimi tarafından Bu yetersizlik kamu kesimi tarafından karşılanmıştır. Bu nedenle kamu karşılanmıştır. Bu nedenle kamu kesiminin payı küçültülememiştir.kesiminin payı küçültülememiştir.

Ancak kamu kesiminin varlığı özel Ancak kamu kesiminin varlığı özel kesimi olumsuz etkilememiş, tam kesimi olumsuz etkilememiş, tam tersine özel kesim ile kamu kesimi tersine özel kesim ile kamu kesimi arasında işbölümü ve bütünleşme arasında işbölümü ve bütünleşme sağlanmıştır.sağlanmıştır.

Özel kesim yatırımlarına iç talep yön vermiştir.Özel kesim yatırımlarına iç talep yön vermiştir. Özel kesim sanayileşmede öncü rol oynamak Özel kesim sanayileşmede öncü rol oynamak

yerine, genelde bilinen alanlara yatırım yerine, genelde bilinen alanlara yatırım yapmayı tercih etmiştir.yapmayı tercih etmiştir.

Bilinen alanlara (şeker, çimento, tekstil vs) aşırı Bilinen alanlara (şeker, çimento, tekstil vs) aşırı yatırım yapılması, bu alanlarda kapasite yatırım yapılması, bu alanlarda kapasite fazlalıklarının oluşmasına yol açmıştır.fazlalıklarının oluşmasına yol açmıştır.

İç pazarın korunuyor olması, kapasite fazlasına İç pazarın korunuyor olması, kapasite fazlasına rağmen karlılığı beraberinde getirmiştir.rağmen karlılığı beraberinde getirmiştir.

Sanayileşmenin ileri düzeylerini ifade eden Sanayileşmenin ileri düzeylerini ifade eden sınai tesisler daha çok kamu kesimi tarafından sınai tesisler daha çok kamu kesimi tarafından kurulmuştur.kurulmuştur.

Bu tespit şunlara dayanılarak Bu tespit şunlara dayanılarak yapılmaktadır:yapılmaktadır:

1.1. Ara ve yatırım malları üreten Ara ve yatırım malları üreten alanlarda kamu kesimi alanlarda kamu kesimi yatırımlarının oranı oldukça yatırımlarının oranı oldukça yüksektir,yüksektir,

2.2. Özel kesime ait işyerleri ise, Özel kesime ait işyerleri ise, genelde küçük ölçekli iş yerleridir.genelde küçük ölçekli iş yerleridir.

Kamu ile özel kesim arasındaki bu Kamu ile özel kesim arasındaki bu farklılık, işbölümü ve bütünleşme farklılık, işbölümü ve bütünleşme açısından yararlı bile olmuştur.açısından yararlı bile olmuştur.

Özel kesim, kamu kesiminin Özel kesim, kamu kesiminin ürünlerini satın alarak kamunun ürünlerini satın alarak kamunun pazarı haline gelmiştir.pazarı haline gelmiştir.

Kamu ise ürünlerini maliyetinin Kamu ise ürünlerini maliyetinin altında satarak özel kesime parasal altında satarak özel kesime parasal anlamda dışsal ekonomi sağlamıştır.anlamda dışsal ekonomi sağlamıştır.

---- 1950-58 döneminde toplam 1950-58 döneminde toplam

yatırımların %21.7’si sanayi yatırımların %21.7’si sanayi sektörüne tahsis edilmiştir.sektörüne tahsis edilmiştir.

Bu yatırımlar büyük ölçüde ara ve Bu yatırımlar büyük ölçüde ara ve tüketim malları üreten alanlara tüketim malları üreten alanlara yoğunlaşmıştır.yoğunlaşmıştır.

1956’dan sonraki dönemde özel 1956’dan sonraki dönemde özel kesim yatırımları hem tüketim hem kesim yatırımları hem tüketim hem de yatırım malları üreten alanlarda de yatırım malları üreten alanlarda azalmıştır.azalmıştır.

Bu azalmanın en büyük nedenleri:Bu azalmanın en büyük nedenleri:

1.1. %20’leri bulan fiyat artışları ve%20’leri bulan fiyat artışları ve

2.2. İthalatın zorlaşmasıdır.İthalatın zorlaşmasıdır.

Bu dönemin karakteristik Bu dönemin karakteristik özelliklerinden biri, tüketim malları özelliklerinden biri, tüketim malları üretiminin ağırlığını korumasıdır.üretiminin ağırlığını korumasıdır.

Tüketim malları üreten kuruluşların Tüketim malları üreten kuruluşların toplam sanayi kuruluşları içindeki toplam sanayi kuruluşları içindeki payı, 1960’lara gelindiğinde hala %65 payı, 1960’lara gelindiğinde hala %65 civarındadır.civarındadır.

Bu oran 1950’de %73 idi.Bu oran 1950’de %73 idi. Asıl önemli gelişme ara malları üreten Asıl önemli gelişme ara malları üreten

sanayi kuruluşlarında olmuştur.sanayi kuruluşlarında olmuştur. Bu alt grubun toplam içindeki payı Bu alt grubun toplam içindeki payı

artmıştır.artmıştır.

Buna karşılık, yatırım malları ve Buna karşılık, yatırım malları ve dayanıklı tüketim malları üreten alt dayanıklı tüketim malları üreten alt grupların payında önemli bir değişiklik grupların payında önemli bir değişiklik olmamıştır.olmamıştır.

Yani 1950-60 aralığında sınai Yani 1950-60 aralığında sınai üretimdeki genişleme, büyük ölçüde, üretimdeki genişleme, büyük ölçüde, temel tüketim malları ve ara malları temel tüketim malları ve ara malları üretimindeki artıştan kaynaklanmıştır.üretimindeki artıştan kaynaklanmıştır.

Yani özetlemek gerekirse, 1960’a Yani özetlemek gerekirse, 1960’a yaklaşıldığında Türkiye, temel tüketim yaklaşıldığında Türkiye, temel tüketim mallarının ikamesini tamamlamak mallarının ikamesini tamamlamak üzeredir. Bu önemli bir aşamadır.üzeredir. Bu önemli bir aşamadır.

Sanayi sektöründe dönem itibariyle Sanayi sektöründe dönem itibariyle etkinlik artışı olmamıştır. Bunun etkinlik artışı olmamıştır. Bunun nedenleri şu şekilde sıralanabilir:nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

1.1. Kamu kesimi kuruluş yerlerinin seçiminde Kamu kesimi kuruluş yerlerinin seçiminde rasyonel davranılmaması,rasyonel davranılmaması,

2.2. KİT ürünlerinin fiyatlandırılmasında politik KİT ürünlerinin fiyatlandırılmasında politik baskılara maruz kalınması,baskılara maruz kalınması,

3.3. Özel kesim işyerlerinde ölçeğin küçük Özel kesim işyerlerinde ölçeğin küçük olmasıolması

4.4. Özel kesim işyerlerinde teknolojinin geri Özel kesim işyerlerinde teknolojinin geri olması veolması ve

5.5. Özel kesim işyerlerinde sermayenin Özel kesim işyerlerinde sermayenin yetersiz olmasıdır.yetersiz olmasıdır.

Özel kesim yatırımları kapasite Özel kesim yatırımları kapasite fazlası yaratacak şekilde belirli fazlası yaratacak şekilde belirli alanlara yoğunlaştığı için marjinal alanlara yoğunlaştığı için marjinal sermaye/hasıla oranı yükselmiştir.sermaye/hasıla oranı yükselmiştir.

1951-53 arasında 1.96 olan bu rasyo, 1951-53 arasında 1.96 olan bu rasyo, 1955-60 arasında 4.56’ya 1955-60 arasında 4.56’ya yükselmiştir.yükselmiştir.

Tarım Sektöründe Tarım Sektöründe GelişmelerGelişmeler

Bu döneme kadar hızlı sanayileşme Bu döneme kadar hızlı sanayileşme tutkusu, tarıma verilmesi gereken önemin tutkusu, tarıma verilmesi gereken önemin önüne geçmiş, tarım ihmal edilmiştir.önüne geçmiş, tarım ihmal edilmiştir.

II. Dünya Savaşı yıllarında ise en büyük II. Dünya Savaşı yıllarında ise en büyük hasıla düşüşü bu sektörde olmuştur. hasıla düşüşü bu sektörde olmuştur. Tarımla uğraşanların hayat standartları Tarımla uğraşanların hayat standartları düşmüştür.düşmüştür.

Savaştan sonra Türkiye’nin tarımda çok Savaştan sonra Türkiye’nin tarımda çok büyük potansiyeli olduğu fark edilmiş ve büyük potansiyeli olduğu fark edilmiş ve bu alana yatırım yapılması gerektiği bu alana yatırım yapılması gerektiği belirtilmiştir (Marshall uzmanları)belirtilmiştir (Marshall uzmanları)

Hükümet (CHP) savaş sonrası Hükümet (CHP) savaş sonrası dönemde tarımı geliştirmek için bazı dönemde tarımı geliştirmek için bazı girişimler yapmıştır.girişimler yapmıştır.

1945 yılında çıkarılan Çiftçiyi 1945 yılında çıkarılan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, kısa sürede Topraklandırma Kanunu, kısa sürede dejenere edilmiş ve toprak reformu dejenere edilmiş ve toprak reformu olma özelliğini yitirmiştir.olma özelliğini yitirmiştir.

Bu kanunun tek fonksiyonu, kamu Bu kanunun tek fonksiyonu, kamu arazilerinin topraksız çiftçilere arazilerinin topraksız çiftçilere dağıtılması sonucu, ekim alanlarının dağıtılması sonucu, ekim alanlarının mera alanlarına göre daha fazla mera alanlarına göre daha fazla genişlemesine katkı sağlamak genişlemesine katkı sağlamak olmuştur.olmuştur.

Ekim alanlarının genişlemesi sadece bu Ekim alanlarının genişlemesi sadece bu kanunun bir etkisi değildir. Marshall kanunun bir etkisi değildir. Marshall yardımları ile tarım sektöründe artan yardımları ile tarım sektöründe artan makineleşmenin de bunda etkisi vardır.makineleşmenin de bunda etkisi vardır.

1948’de 1756 olan traktör sayısı, 1950’de 1948’de 1756 olan traktör sayısı, 1950’de 16 bin, 1955’te 40 binden fazla olmuştur.16 bin, 1955’te 40 binden fazla olmuştur.

Traktör sayısı, ekim alanı artışı ve traktörle Traktör sayısı, ekim alanı artışı ve traktörle işlenen arazi miktarındaki gelişmeler Tablo işlenen arazi miktarındaki gelişmeler Tablo 5.7’den takip edilebilir.5.7’den takip edilebilir.

1953’e kadar iyi giden hava koşulları 1953’e kadar iyi giden hava koşulları nedeniyle tarımsal ürün anormal şekilde nedeniyle tarımsal ürün anormal şekilde artmıştır. Bu konudaki bilgilere de Tablo artmıştır. Bu konudaki bilgilere de Tablo 5.8’den ulaşılabilir.5.8’den ulaşılabilir.

Bu dönemin tarım sektöründe en ilgi Bu dönemin tarım sektöründe en ilgi çekici gelişmelerinden biri de tarım çekici gelişmelerinden biri de tarım sektöründe sermaye kullanımının sektöründe sermaye kullanımının artmış olmasıdır.artmış olmasıdır.

Bu dönemde tarıma yapılan sabit Bu dönemde tarıma yapılan sabit sermaye yatırımlarının toplam sermaye yatırımlarının toplam içindeki payı %22’ye ulaşmıştır.içindeki payı %22’ye ulaşmıştır.

1956’daki krizin etkisi tarımda da 1956’daki krizin etkisi tarımda da hissedilmiş, tarım sektörüne yapılan hissedilmiş, tarım sektörüne yapılan yatırımlar yavaşlamıştır.yatırımlar yavaşlamıştır.

Tarımsal üretimin artmasına neden Tarımsal üretimin artmasına neden olan bir diğer etken ise, ortalama olan bir diğer etken ise, ortalama hektar verimindeki artıştır. (bkz: hektar verimindeki artıştır. (bkz: Tablo 5.8)Tablo 5.8)

Verimlilik artış nedenleri şu şekilde Verimlilik artış nedenleri şu şekilde sıralanabilir:sıralanabilir:

1.1. İyi hava koşulları,İyi hava koşulları,

2.2. Tarımda makineleşme,Tarımda makineleşme,

3.3. Gübre ve ilaç kullanımı,Gübre ve ilaç kullanımı,

4.4. Sulamanın yaygınlaşmasıSulamanın yaygınlaşması

Tarımda makineleşme çok hızlı Tarımda makineleşme çok hızlı artmış olmasına rağmen, diğer artmış olmasına rağmen, diğer girdilerdeki artış bu kadar olmamıştır.girdilerdeki artış bu kadar olmamıştır.

Köylünün teknik bilgi seviyesi aynı Köylünün teknik bilgi seviyesi aynı hızla gelişmemiştir.hızla gelişmemiştir.

Bu nedenle bu makinaların büyük Bu nedenle bu makinaların büyük kısmı etkin bir şekilde kısmı etkin bir şekilde kullanılamamış, büyük kısmı kısa kullanılamamış, büyük kısmı kısa süre içerisinde kullanılamaz duruma süre içerisinde kullanılamaz duruma gelmiştir.gelmiştir.

Bu dönemde tarım; taban fiyat Bu dönemde tarım; taban fiyat uygulaması ve destekleme alımları uygulaması ve destekleme alımları gibi politikalarla desteklenmiştir.gibi politikalarla desteklenmiştir.

Bir yandan destekleme alımı Bir yandan destekleme alımı kapsamına alınan ürün sayısı artmış, kapsamına alınan ürün sayısı artmış, bir yandan da bu ürünlere yüksek bir yandan da bu ürünlere yüksek taban fiyatlar uygulanmıştır.taban fiyatlar uygulanmıştır.

TMO alım yaparken çiftçinin kar TMO alım yaparken çiftçinin kar edebileceği bir fiyat belirlemeye özen edebileceği bir fiyat belirlemeye özen göstermiştir.göstermiştir.

Bu fiyatlar çoğu zaman ürünlerin Bu fiyatlar çoğu zaman ürünlerin dünya fiyatları üzerinde olduğundan, dünya fiyatları üzerinde olduğundan, kamu sık sık zarara uğramıştır.kamu sık sık zarara uğramıştır.

Bu zararlar hazineden ödenmiştir.Bu zararlar hazineden ödenmiştir. Dönem içinde görülen enflasyonist Dönem içinde görülen enflasyonist

baskının nedenlerinden biri de budur.baskının nedenlerinden biri de budur. ---- Bu konuda çok farklı görüşler Bu konuda çok farklı görüşler

bulunmakla birlikte, dönem içinde iç bulunmakla birlikte, dönem içinde iç ticaret hadlerinin tarım lehine ticaret hadlerinin tarım lehine değiştiği yönündeki bulgular daha değiştiği yönündeki bulgular daha ağırlıklıdır.ağırlıklıdır.

N. Keyder’in hesaplamalarına göre, N. Keyder’in hesaplamalarına göre, 1937-41 = 100 alınırsa, iç ticaret 1937-41 = 100 alınırsa, iç ticaret hadleri 1947-51’de 120.1, 1952-hadleri 1947-51’de 120.1, 1952-56’da 129.2, 1957-61’de 148.9’a 56’da 129.2, 1957-61’de 148.9’a yükselerek tarım sektörü lehine yükselerek tarım sektörü lehine değişmiştir.değişmiştir.

İç ticaret hadlerinin tarım aleyhine İç ticaret hadlerinin tarım aleyhine değiştiğini iddia eden yazarlar da değiştiğini iddia eden yazarlar da mevcuttur. Kitabınızın yazarı da mevcuttur. Kitabınızın yazarı da bunlardan biridir.bunlardan biridir.

Taban fiyatı uygulaması bazı olumsuz Taban fiyatı uygulaması bazı olumsuz gelişmelere neden olmuştur.gelişmelere neden olmuştur.

Bazı ürünlerin üretim alanları aşırı Bazı ürünlerin üretim alanları aşırı genişlemiş, marjinal ekim alanlarına genişlemiş, marjinal ekim alanlarına kaymıştır.kaymıştır.

Bu durum, meraların azalmasına, Bu durum, meraların azalmasına, ortalama verimin düşmesine ve ortalama verimin düşmesine ve maliyetlerin yükselmesine yol maliyetlerin yükselmesine yol açmıştır. Tarımda gelir dağılımını açmıştır. Tarımda gelir dağılımını bozmuştur.bozmuştur.

Tarımla uğraşan ekonomik birimlere Tarımla uğraşan ekonomik birimlere gelir transferi yapılmıştır.gelir transferi yapılmıştır.

Ekim alanı geniş olan çiftçiler taban Ekim alanı geniş olan çiftçiler taban fiyatından daha fazla yararlanmışlar, fiyatından daha fazla yararlanmışlar, küçük ölçekli üretim yapan çiftçiler küçük ölçekli üretim yapan çiftçiler (öztüketimin yüksekliği nedeniyle) (öztüketimin yüksekliği nedeniyle) taban fiyat uygulamasından pek fazla taban fiyat uygulamasından pek fazla yararlanamamışlardır.yararlanamamışlardır.

Bu durum tarım sektöründe gelir Bu durum tarım sektöründe gelir dağılımının bozulmasına yol açmıştır.dağılımının bozulmasına yol açmıştır.

Bu bozulmayı telafi edici artan oranlı Bu bozulmayı telafi edici artan oranlı bir vergi uygulanmamıştır. Halen de bir vergi uygulanmamıştır. Halen de uygulanmamaktadır.uygulanmamaktadır.

Bu dönemde her şeye rağmen, Bu dönemde her şeye rağmen, tarımsal üretim iklim şartlarının tarımsal üretim iklim şartlarının etkisinde kalmaya devam etmiş, iklim etkisinde kalmaya devam etmiş, iklim şartlarındaki değişmeler tarımsal şartlarındaki değişmeler tarımsal hasılada ve GSMH’de önemli hasılada ve GSMH’de önemli dalgalanmalara neden olmuştur.dalgalanmalara neden olmuştur.

Bu dalgalanmalar sınai hasılayı Bu dalgalanmalar sınai hasılayı etkilemiş ve ekonomide istikrarsızlığın etkilemiş ve ekonomide istikrarsızlığın önemli nedenlerinden biri olmuştur.önemli nedenlerinden biri olmuştur.

1954’deki %3.2’lik iktisadi küçülmenin 1954’deki %3.2’lik iktisadi küçülmenin en büyük nedeni iklim şartlarıdır ! ! ! ! !en büyük nedeni iklim şartlarıdır ! ! ! ! !

Dış Ekonomik İlişkilerde Dış Ekonomik İlişkilerde GelişmelerGelişmeler

1950-60 aralığında, iktisat 1950-60 aralığında, iktisat politikalarındaki en önemli değişim, dış politikalarındaki en önemli değişim, dış ticaret alanında olmuştur.ticaret alanında olmuştur.

DP iktidara gelir gelmez ithalatı %60-DP iktidara gelir gelmez ithalatı %60-65 oranında libere etmiştir.65 oranında libere etmiştir.

Bu nedenle ithalat hızlı bir şekilde Bu nedenle ithalat hızlı bir şekilde artmıştır.artmıştır.

Kore Savaşı’nın oluşturduğu Kore Savaşı’nın oluşturduğu konjonktür,konjonktür,

Ve tarımda yaşanan olağanüstü Ve tarımda yaşanan olağanüstü üretim artışı, ihracatı da artırmıştır.üretim artışı, ihracatı da artırmıştır.

Ancak ithalat ihracattan daha hızlı Ancak ithalat ihracattan daha hızlı arttığı için, dış ticaret açıkları 1956’ya arttığı için, dış ticaret açıkları 1956’ya kadar artarak devam etmiştir.kadar artarak devam etmiştir.

Başlangıçta ithalatın finansmanı döviz Başlangıçta ithalatın finansmanı döviz rezervleri kullanılarak karşılanmıştır.rezervleri kullanılarak karşılanmıştır.

Ancak rezervler kısa sürede Ancak rezervler kısa sürede tükenince, ithalatın liberasyonundan tükenince, ithalatın liberasyonundan vaz geçilmiş (Eylül 1953) ve Temmuz vaz geçilmiş (Eylül 1953) ve Temmuz 1954’de ithalata yeni kısıtlamalar ve 1954’de ithalata yeni kısıtlamalar ve kontroller getirilmiştir.kontroller getirilmiştir.

Oluşan dış açıklar bir süreliğine alınan dış Oluşan dış açıklar bir süreliğine alınan dış borçlarla kapatılmıştır.borçlarla kapatılmıştır.

Ancak 1953-54’den itibaren bazı ithalat Ancak 1953-54’den itibaren bazı ithalat bedelleri ödenemeyince, “Gecikmiş bedelleri ödenemeyince, “Gecikmiş Borçlar” veya “Satıcı Kredisi” adı altında Borçlar” veya “Satıcı Kredisi” adı altında yeni borçlanma yolları bulunmuştur.yeni borçlanma yolları bulunmuştur.

1951-60 arasında bu şekilde 584 milyon $ 1951-60 arasında bu şekilde 584 milyon $ borç alınmıştır.borç alınmıştır.

Bu borçlar ödenemeyince 1958 yılında Bu borçlar ödenemeyince 1958 yılında OECD’nin kurduğu bir konsorsiyum OECD’nin kurduğu bir konsorsiyum tarafından konsolide edilip takside tarafından konsolide edilip takside bağlanmıştır.bağlanmıştır.

Tablo 5.10’dan da görülebileceği gibi, Tablo 5.10’dan da görülebileceği gibi, 1956’dan itibaren dış ticaret hacmi 1956’dan itibaren dış ticaret hacmi daralmaya başlamıştır.daralmaya başlamıştır.

İç ve dış fiyatlar arasındaki farkın İç ve dış fiyatlar arasındaki farkın artması sonucu TL aşırı değerlenmiştir.artması sonucu TL aşırı değerlenmiştir.

TL’nin aşırı değerlenmiş olması TL’nin aşırı değerlenmiş olması ihracatımızı olumsuz yönde etkilemiştir. ihracatımızı olumsuz yönde etkilemiştir. İhracat yapamaz hale gelmişiz.İhracat yapamaz hale gelmişiz.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Bütün bu olumsuzluklara rağmen, hükümet devalüasyon yapmaya ve hükümet devalüasyon yapmaya ve istikrar tedbirleri uygulamaya istikrar tedbirleri uygulamaya yanaşmamıştır.yanaşmamıştır.

Türkiye’ye borç ve hibe veren ülkeler, Türkiye’ye borç ve hibe veren ülkeler, istikrar tedbirleri uygulansın ve istikrar tedbirleri uygulansın ve devalüasyon yapılsın diye, Türkiye’ye devalüasyon yapılsın diye, Türkiye’ye verdikleri kredi miktarını düşürmüşlerdir.verdikleri kredi miktarını düşürmüşlerdir.

Oluşan döviz darboğazı ithalatı azaltmıştır.Oluşan döviz darboğazı ithalatı azaltmıştır. İthalatın azalmış olması, ithal girdi İthalatın azalmış olması, ithal girdi

kullanan sanayi sektörünü olumsuz yönde kullanan sanayi sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir. Mal darlığı oluşmuştur.etkilemiştir. Mal darlığı oluşmuştur.

Mal darlığı zaten kendini hissettirmeye Mal darlığı zaten kendini hissettirmeye başlayan enflasyonu iyice körüklemiştir.başlayan enflasyonu iyice körüklemiştir.

Enflasyon 1956’da %13.2, 1957’de Enflasyon 1956’da %13.2, 1957’de %19.6 olmuştur. Bu rakamlar o %19.6 olmuştur. Bu rakamlar o dönemler için oldukça yüksek dönemler için oldukça yüksek rakamlardır ve ekonomide bir rakamlardır ve ekonomide bir istikrarsızlık olduğuna işaret istikrarsızlık olduğuna işaret etmektedir.etmektedir.

1956-58 Krizi ve 1958 1956-58 Krizi ve 1958 DevalüasyonuDevalüasyonu

1954’den başlayan bazı gelişmeler, 1954’den başlayan bazı gelişmeler, özellikle de dış ticaret alanında özellikle de dış ticaret alanında yaşanan gelişmeler, krizin yaşanan gelişmeler, krizin yaklaşmakta olduğunu göstermiştir.yaklaşmakta olduğunu göstermiştir.

Hızlı ekonomik büyüme sağlayabilmek Hızlı ekonomik büyüme sağlayabilmek için, genişlemeci para ve maliye için, genişlemeci para ve maliye politikaları uygulanmış, iç talep politikaları uygulanmış, iç talep körüklenmiştir.körüklenmiştir.

İthalatın libere edilmesi dış ticaret İthalatın libere edilmesi dış ticaret açıklarının artmasına yol açmıştır.açıklarının artmasına yol açmıştır.

Hollis Chenery gibi bazı uzmanlar, Hollis Chenery gibi bazı uzmanlar, ekonomiyi soğutmak ve istikrarı tekrar ekonomiyi soğutmak ve istikrarı tekrar sağlamak için bazı önlemler alınması sağlamak için bazı önlemler alınması gerektiğini söylemiş olsalar da, gerektiğini söylemiş olsalar da, hükümet bu uyarıları dinlememiştir.hükümet bu uyarıları dinlememiştir.

Ancak 1956 yılından sonra bazı Ancak 1956 yılından sonra bazı önlemler alınmaya başlanmıştır.önlemler alınmaya başlanmıştır.

1.1. İthalata miktar kısıtlamaları İthalata miktar kısıtlamaları getirilmiştir.getirilmiştir.

2.2. 1956 yılında “Milli Koruma Kanunu” 1956 yılında “Milli Koruma Kanunu” yeniden yürürlüğe konularak, iç yeniden yürürlüğe konularak, iç piyasada fiyat kontrollerine gidilmiştir.piyasada fiyat kontrollerine gidilmiştir.

3.3. Faiz oranları yükseltilmiştir.Faiz oranları yükseltilmiştir.

4.4. Ticari banka kredileri Ticari banka kredileri sınırlandırılmıştır.sınırlandırılmıştır.

5.5. İhracata ve döviz girişi sağlayan İhracata ve döviz girişi sağlayan işlemlere prim verilmiştir.işlemlere prim verilmiştir.

Son önlem fiili anlamda ikili kur Son önlem fiili anlamda ikili kur uygulamasının başlangıcı olarak uygulamasının başlangıcı olarak yorumlanır.yorumlanır.

Bu çoklu kur uygulaması 1958 istikrar Bu çoklu kur uygulaması 1958 istikrar tedbirlerinde de sürdürülmüş, tedbirlerinde de sürdürülmüş, Ağustos 1960’da kaldırılmıştır.Ağustos 1960’da kaldırılmıştır.

Bu tedbirler ekonomiyi düze Bu tedbirler ekonomiyi düze çıkaramayınca, hükümet uluslararası çıkaramayınca, hükümet uluslararası kuruluşlardan yardım istemiştir.kuruluşlardan yardım istemiştir.

IMF’nin güdümünde OECD ile yapılan IMF’nin güdümünde OECD ile yapılan görüşmeler sonucunda, Türkiye’nin görüşmeler sonucunda, Türkiye’nin ticari borçları konsolide edilmiş, ticari borçları konsolide edilmiş, vadesi gelen borçları ertelenmiş ve vadesi gelen borçları ertelenmiş ve yeni kredi açılmıştır.yeni kredi açılmıştır.

Bu desteğin gelmesiyle birlikte 4 Bu desteğin gelmesiyle birlikte 4 Ağustos 1958 istikrar tedbirleri Ağustos 1958 istikrar tedbirleri yürürlüğe konulabilmiştir.yürürlüğe konulabilmiştir.

4 Ağustos 1958 İstikrar 4 Ağustos 1958 İstikrar TedbirleriTedbirleri

1.1. Devalüasyon yapılmıştır.Devalüasyon yapılmıştır. En son Eylül 1946’da devalüe edilen En son Eylül 1946’da devalüe edilen

TL, döviz kıtlığı ve yurtiçi TL, döviz kıtlığı ve yurtiçi enflasyonun yurtdışı enflasyondan enflasyonun yurtdışı enflasyondan daha yüksek olması nedenleriyle, daha yüksek olması nedenleriyle, aşırı değerli hale gelmiştir.aşırı değerli hale gelmiştir.

Paranın dış değerini bir prestij Paranın dış değerini bir prestij meselesi haline getiren hükümet, meselesi haline getiren hükümet, ısrarla devalüasyon yapmamıştır.ısrarla devalüasyon yapmamıştır.

Sonunda Ağustos 1958’de çoklu kur Sonunda Ağustos 1958’de çoklu kur rejimi genelleştirilerek, paramız rejimi genelleştirilerek, paramız %68.9 oranında devalüe edilmiştir.%68.9 oranında devalüe edilmiştir.

Ancak bu devalüasyon “de Facto” Ancak bu devalüasyon “de Facto” olmuştur. Yani rakamlara olmuştur. Yani rakamlara yansımamıştır.yansımamıştır.

Resmi kur yine 1$ = 280 kuruş Resmi kur yine 1$ = 280 kuruş olarak kalmıştır.olarak kalmıştır.

Fakat döviz alım satımlarına prim Fakat döviz alım satımlarına prim ödeme ve vergi uygulama yoluyla ödeme ve vergi uygulama yoluyla kur sanki 1$ = 9 TL gibi olmuştur.kur sanki 1$ = 9 TL gibi olmuştur.

9 Ağustos 1960’da resmi kur da 9 Ağustos 1960’da resmi kur da değiştirilmiştir. Yani artık gerçekten değiştirilmiştir. Yani artık gerçekten de 1$ = 9 TL’dir.de 1$ = 9 TL’dir.

2.2. İthalata yeniden serbesti İthalata yeniden serbesti getirilmiştir. İthalat üçer aylık getirilmiştir. İthalat üçer aylık programlara bağlanmıştır. İthalat ve programlara bağlanmıştır. İthalat ve ihracat için gerekli olan bürokratik ihracat için gerekli olan bürokratik işlemler kolaylaştırılmıştır. Ara ve işlemler kolaylaştırılmıştır. Ara ve yatırım malları ithalatına öncelik yatırım malları ithalatına öncelik verilmiştir.verilmiştir.

3.3. Emisyon daraltılmış, banka kredilerine Emisyon daraltılmış, banka kredilerine tavan konulmuş, çeşitli kesimlere tavan konulmuş, çeşitli kesimlere açılacak krediler kotlarla belirlenmiştir.açılacak krediler kotlarla belirlenmiştir.

4.4. Kamu harcamalarının kısıtlanması ve Kamu harcamalarının kısıtlanması ve bütçe dengesinin sağlanması bütçe dengesinin sağlanması kararlaştırılmış, ancak bu amaca kararlaştırılmış, ancak bu amaca ulaşılamamıştır. İç borçlanmaya ulaşılamamıştır. İç borçlanmaya gidilmiştir.gidilmiştir.

5.5. 1956’dan beri uygulanmakta olan fiyat 1956’dan beri uygulanmakta olan fiyat kontrolleri kaldırılmış, KİT ürünlerine kontrolleri kaldırılmış, KİT ürünlerine yüklü zamlar yapılmıştır. Bundaki amaç yüklü zamlar yapılmıştır. Bundaki amaç KİT zararlarını ortadan kaldırmaktır.KİT zararlarını ortadan kaldırmaktır.

Bu tedbirlerle birlikte dış ekonomik Bu tedbirlerle birlikte dış ekonomik ilişkilerdeki tıkanıklıklar aşılmıştır. 420 ilişkilerdeki tıkanıklıklar aşılmıştır. 420 milyon$ borç ertelenmiş, 359 milyon $ milyon$ borç ertelenmiş, 359 milyon $ yeni kredi bulunmuştur.yeni kredi bulunmuştur.

Dış kredilerin alınması ve ithalatın Dış kredilerin alınması ve ithalatın yeniden artmasıyla ekonomi bir miktar yeniden artmasıyla ekonomi bir miktar canlanmıştır.canlanmıştır.

1959’dan itibaren ihracat artmaya 1959’dan itibaren ihracat artmaya başlayınca, dış ticaret hacmi yeniden başlayınca, dış ticaret hacmi yeniden artmaya başlamıştır. Ancak ithalattaki artmaya başlamıştır. Ancak ithalattaki artış ihracattaki artıştan daha fazla artış ihracattaki artıştan daha fazla olduğu için, dış ticaret açıkları olduğu için, dış ticaret açıkları sürmüştür.sürmüştür.

1948 yılından itibaren dış kaynak 1948 yılından itibaren dış kaynak kullanımı Türkiye ekonomisinin vaz kullanımı Türkiye ekonomisinin vaz geçilmez özelliklerinden biri haline geçilmez özelliklerinden biri haline gelmiştir.gelmiştir.

1923-47 aralığında kalkınmasını kendi 1923-47 aralığında kalkınmasını kendi kaynakları ile finanse eden Türkiye, kaynakları ile finanse eden Türkiye, bu tarihten sonra sürekli olarak dış bu tarihten sonra sürekli olarak dış kaynak kullanmaya başlamıştır.kaynak kullanmaya başlamıştır.

Her ne kadar alınan dış borçlar, Her ne kadar alınan dış borçlar, üretimi ve hasılayı artırmış olsa da, üretimi ve hasılayı artırmış olsa da, dışa bağımlılığın artması gibi bazı dışa bağımlılığın artması gibi bazı sakıncalara da yol açmıştır.sakıncalara da yol açmıştır.

1950-60 döneminde, borç ertelemeleri 1950-60 döneminde, borç ertelemeleri dışında, toplam 2311 milyon $ dış kaynak dışında, toplam 2311 milyon $ dış kaynak kullanımı söz konusudur.kullanımı söz konusudur.

Bunun 1416 milyon $’ı kredi ve bağış, 895 Bunun 1416 milyon $’ı kredi ve bağış, 895 milyon $’ı yabancı sermaye girişidir.milyon $’ı yabancı sermaye girişidir.

Kredi bağışların 1107 milyon $’ı ABD’den Kredi bağışların 1107 milyon $’ı ABD’den alınmıştır. Bunun 728.2 milyon $’ı bağıştır.alınmıştır. Bunun 728.2 milyon $’ı bağıştır.

---- Sanayileşmede ulaşılan nokta, dış ticaretin Sanayileşmede ulaşılan nokta, dış ticaretin

kompozisyonunu da etkilemiştir.kompozisyonunu da etkilemiştir.

1950-60 arasında toplam ithalatın 1950-60 arasında toplam ithalatın yaklaşık %85’i yatırım malları ve yaklaşık %85’i yatırım malları ve hammadde, %15’i tüketim hammadde, %15’i tüketim mallarından oluşmaktadır.mallarından oluşmaktadır.

Tüketim mallarının payı dönem Tüketim mallarının payı dönem başında %20-22 civarındadır. Bu oran başında %20-22 civarındadır. Bu oran daha sonraları %10’un altına doğru daha sonraları %10’un altına doğru inmeye başlamıştır.inmeye başlamıştır.

Tüketim malları ithalatındaki bu düşüş, Tüketim malları ithalatındaki bu düşüş, ithal ikameci strateji kadar döviz ithal ikameci strateji kadar döviz darboğazından da kaynaklanmıştır.darboğazından da kaynaklanmıştır.

Yatırım malları ithalatı toplam ithalatın Yatırım malları ithalatı toplam ithalatın %50’sini aşmaktadır. Bunun da %39’u %50’sini aşmaktadır. Bunun da %39’u makine, %12’si yapı malzemeleridir.makine, %12’si yapı malzemeleridir.

---- İthal ikameci sanayileşme politikası, İthal ikameci sanayileşme politikası,

düşünüldüğü gibi döviz tasarrufu düşünüldüğü gibi döviz tasarrufu sağlamamıştır.sağlamamıştır.

1950-60 arasında yatırımların dışa 1950-60 arasında yatırımların dışa bağımlılık katsayısı 0.284’tür. Yani bağımlılık katsayısı 0.284’tür. Yani 1000 TL’lik yatırım için 284 TL yatırım 1000 TL’lik yatırım için 284 TL yatırım malı ithal etmek gerekmektedir.malı ithal etmek gerekmektedir.

Döviz tasarrufu sağlamak için Döviz tasarrufu sağlamak için getirilen ithal kısıtlamaları ise, talebin getirilen ithal kısıtlamaları ise, talebin yerli ürünlere yönelmesi sonucunu yerli ürünlere yönelmesi sonucunu doğurmuştur.doğurmuştur.

Bu da yurtiçinde; etkin olmayan, Bu da yurtiçinde; etkin olmayan, yüksek maliyetle çalışan ve tekel yüksek maliyetle çalışan ve tekel karları elde eden bir sanayi yapısının karları elde eden bir sanayi yapısının oluşmasına yol açmıştır.oluşmasına yol açmıştır.

---- İhracat gelirleri halen tarım İhracat gelirleri halen tarım

sektörüne bağlıdır.sektörüne bağlıdır.

Toplam ihracat gelirlerinin %80-85’i, Toplam ihracat gelirlerinin %80-85’i, sayıları 5-6 civarında olan tarımsal sayıları 5-6 civarında olan tarımsal ürün ile elde edilmektedir.ürün ile elde edilmektedir.

Sanayi ürünleri ihracatının toplam Sanayi ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payı %5’i ihracat içindeki payı %5’i geçmemektedir. Hatta bu ürünler de geçmemektedir. Hatta bu ürünler de çoğu zaman basit dönüşümlerden çoğu zaman basit dönüşümlerden geçirilmiş tarımsal ürünlerdir.geçirilmiş tarımsal ürünlerdir.

Madencilik ihracatının toplam ihracat Madencilik ihracatının toplam ihracat içindeki payı %5 civarındadır.içindeki payı %5 civarındadır.

Para ve Maliye PolitikalarıPara ve Maliye Politikaları

Bu dönemde para ve maliye politikaları Bu dönemde para ve maliye politikaları çok önemli bir değişim göstermiştir.çok önemli bir değişim göstermiştir.

II. Dünya Savaşı yılları hariç, 1950’ye II. Dünya Savaşı yılları hariç, 1950’ye kadar sürekli olarak sıkı para ve denk kadar sürekli olarak sıkı para ve denk bütçe politikaları uygulanmıştır.bütçe politikaları uygulanmıştır.

Paranın miktarı ile değeri arasındaki klasik Paranın miktarı ile değeri arasındaki klasik görüşe sıkı sıkıya inanan dönemin para görüşe sıkı sıkıya inanan dönemin para otoriteleri, paranın değerini istikrarlı otoriteleri, paranın değerini istikrarlı tutmak için, para arzını da istikrarlı tutmak için, para arzını da istikrarlı tutmuşlar, sadece büyüme oranı kadar tutmuşlar, sadece büyüme oranı kadar para arzını artırmışlardır.para arzını artırmışlardır.

Para arzını sabit tutabilmek için kamu Para arzını sabit tutabilmek için kamu harcamalarına özen gösterilmiş, harcamalarına özen gösterilmiş, sadece elde edilen gelir kadar harcama sadece elde edilen gelir kadar harcama yapılmaya özen gösterilmiştir.yapılmaya özen gösterilmiştir.

1950’den sonra bu politikalar terk 1950’den sonra bu politikalar terk edilmiş, genişlemeci para ve maliye edilmiş, genişlemeci para ve maliye politikaları uygulanmıştır.politikaları uygulanmıştır.

Yüksek büyüme rakamları Yüksek büyüme rakamları tutturabilmek için, iç ve dış kaynaklara tutturabilmek için, iç ve dış kaynaklara baş vurulmuş, iç talep genişlemesine baş vurulmuş, iç talep genişlemesine izin verilmiştir.izin verilmiştir.

Marjinal tüketim eğilimi artmıştır.Marjinal tüketim eğilimi artmıştır.

1.1. Altyapı yatırımları artmıştır,Altyapı yatırımları artmıştır,

2.2. KİT zararları artmıştır,KİT zararları artmıştır,

3.3. Destekleme alımları artmıştır,Destekleme alımları artmıştır,

4.4. Destekleme alımlarının artması Destekleme alımlarının artması nedeniyle TMO zarar etmiş, (1950-60 nedeniyle TMO zarar etmiş, (1950-60 arasında toplam 312.3 milyon TL) ve arasında toplam 312.3 milyon TL) ve bu zararlar Merkez Bankası bu zararlar Merkez Bankası kaynaklarından karşılanmıştır,kaynaklarından karşılanmıştır,

5.5. Diğer KİT zararları da Merkez Bankası Diğer KİT zararları da Merkez Bankası kaynaklarından karşılanmıştır,kaynaklarından karşılanmıştır,

6.6. KİT’lerin zarar etmesini önlemek için KİT KİT’lerin zarar etmesini önlemek için KİT ürünlerine yüklü zamlar yapılmış, bu da ürünlerine yüklü zamlar yapılmış, bu da enflasyonu artırmıştır,enflasyonu artırmıştır,

7.7. Destekleme alımlarında yüksek taban Destekleme alımlarında yüksek taban fiyat belirlenmesi, TMO’nun zarar etmesi fiyat belirlenmesi, TMO’nun zarar etmesi ve bu zararların da MB kaynaklarından ve bu zararların da MB kaynaklarından karşılanması, enflasyonun daha da karşılanması, enflasyonun daha da artmasına yol açmıştır.artmasına yol açmıştır.

---- 1950-53 döneminde toplam krediler 1950-53 döneminde toplam krediler

içinde kamunun payı %10.6 iken özel içinde kamunun payı %10.6 iken özel kesimin payı %89.4’tür.kesimin payı %89.4’tür.

1954-60 döneminde kamunun 1954-60 döneminde kamunun toplam krediler içindeki payı artmış toplam krediler içindeki payı artmış ve %21.5 olmuştur.ve %21.5 olmuştur.

1950-53 döneminde kamunun aldığı 1950-53 döneminde kamunun aldığı kredilerin sadece %4.7’si KİT’lere kredilerin sadece %4.7’si KİT’lere giderken, 1954-60 döneminde giderken, 1954-60 döneminde KİT’lerin payı %49.4’e ulaşmıştır.KİT’lerin payı %49.4’e ulaşmıştır.

Bu artış KİT zararlarının banka Bu artış KİT zararlarının banka kredileri ile karşılanmak kredileri ile karşılanmak istenmesinden kaynaklanmıştır.istenmesinden kaynaklanmıştır.

Bu dönemde bankacılık sistemine Bu dönemde bankacılık sistemine kamu hakimdir.kamu hakimdir.

Bankacılık sistemi etkin Bankacılık sistemi etkin çalışmamaktadır ve hizmet maliyeti çalışmamaktadır ve hizmet maliyeti yüksektir.yüksektir.

---- Devletin ekonomiye müdahalesini Devletin ekonomiye müdahalesini

küçültmeyi vaat eden hükümet bunu küçültmeyi vaat eden hükümet bunu başaramamış, özel kesim üretimi iç başaramamış, özel kesim üretimi iç talebi karşılayamadığı için yeni talebi karşılayamadığı için yeni KİT’ler kurulmuştur.KİT’ler kurulmuştur.

Örneğin şeker, çimento, demir çelik Örneğin şeker, çimento, demir çelik tesisleri kurmak için devlet bütçesinden tesisleri kurmak için devlet bütçesinden pay ayrılmıştır.pay ayrılmıştır.

Yeni KİT’lerin kurulması kamu Yeni KİT’lerin kurulması kamu harcamalarının artmasına neden harcamalarının artmasına neden olmuştur.olmuştur.

Kamu harcamaları 1950-60 aralığında Kamu harcamaları 1950-60 aralığında %606 oranında artmış ve 1682.3 milyon %606 oranında artmış ve 1682.3 milyon TL’den 10190.4 milyon TL’ye TL’den 10190.4 milyon TL’ye yükselmiştir.yükselmiştir.

Kamu harcamalarının GSMH’ye oranı Kamu harcamalarının GSMH’ye oranı sürekli artmıştır. Dönem ortalaması sürekli artmıştır. Dönem ortalaması %21.4’tür.%21.4’tür.

Kamu gelirleri ise kamu Kamu gelirleri ise kamu harcamalarından daha az artmıştır.harcamalarından daha az artmıştır.

1952’den sonra bütçe açıkları sürekli 1952’den sonra bütçe açıkları sürekli olarak büyümüştür.olarak büyümüştür.

1950-60 aralığında toplam 15392.9 1950-60 aralığında toplam 15392.9 milyon TL kamu açığı oluşmuştur.milyon TL kamu açığı oluşmuştur.

Kamu gelirlerinin kamu harcamalarını Kamu gelirlerinin kamu harcamalarını karşılama oranı %70’dir.karşılama oranı %70’dir.

Bütçe açıkları MB kaynaklarından ve iç Bütçe açıkları MB kaynaklarından ve iç borçlanma yoluyla finanse edilmiştir.borçlanma yoluyla finanse edilmiştir.

Vergi sistemi (bugün de olduğu gibi) Vergi sistemi (bugün de olduğu gibi) etkin değildi.etkin değildi.

Bu dönemde artan oranlı vergi Bu dönemde artan oranlı vergi uygulamasına geçilmek istenmiş, uygulamasına geçilmek istenmiş, ancak bu başarılamamıştır.ancak bu başarılamamıştır.

Vergi tabanı oldukça küçüktür.Vergi tabanı oldukça küçüktür. 1955 yılı rakamlarına göre, 1955 yılı rakamlarına göre,

vergilendirilebilir gelirin %29’unu vergilendirilebilir gelirin %29’unu kazanan ücretli ve maaşlılar, kazanan ücretli ve maaşlılar, vasıtasız vergilerin %40’ını öderken,vasıtasız vergilerin %40’ını öderken,

Vergilendirilebilir gelirin %24’ünü Vergilendirilebilir gelirin %24’ünü kazanan zengin çiftçiler ve toprak kazanan zengin çiftçiler ve toprak ağaları vasıtasız vergilerin sadece ağaları vasıtasız vergilerin sadece %2’sini ödemişlerdir.%2’sini ödemişlerdir.

1950-60 döneminde kamu gelirlerinin 1950-60 döneminde kamu gelirlerinin %72’si vergilerden, %11.2’si tekel %72’si vergilerden, %11.2’si tekel kazançlarından oluşmuştur.kazançlarından oluşmuştur.

Vergi gelirlerinin %40.3’ü vasıtasız Vergi gelirlerinin %40.3’ü vasıtasız vergilerden oluşurken, %57’si vasıtalı vergilerden oluşurken, %57’si vasıtalı vergiler, gümrük vergisi ve vergiler, gümrük vergisi ve harçlardan oluşmaktadır.harçlardan oluşmaktadır.

Mevcut vergi sistemi, ne devletin Mevcut vergi sistemi, ne devletin ihtiyacı olan geliri temini etmiş ne de ihtiyacı olan geliri temini etmiş ne de vergi sonrası gelir dağılımında adaleti vergi sonrası gelir dağılımında adaleti tesis etmiştir.tesis etmiştir.

1950-60 döneminde kamu harcamaları 1950-60 döneminde kamu harcamaları kamu gelirlerini %29.3 oranında aşmış, kamu gelirlerini %29.3 oranında aşmış, bu açık MB kaynaklarından bu açık MB kaynaklarından karşılanmıştır.karşılanmıştır.

---- 1949-60 döneminde emisyon 3.1 kat, 1949-60 döneminde emisyon 3.1 kat,

banka mevduatları 4.4 kat, banka banka mevduatları 4.4 kat, banka kredileri 4.1 kat artmıştır.kredileri 4.1 kat artmıştır.

Parasal büyüme bu kadar büyükken, Parasal büyüme bu kadar büyükken, GSMH artışı sadece sadece 1.8 kat GSMH artışı sadece sadece 1.8 kat olmuştur.olmuştur.

Parasal büyüme ile reel büyüme Parasal büyüme ile reel büyüme arasındaki bu fark doğal olarak arasındaki bu fark doğal olarak enflasyonist baskı yaratmıştır.enflasyonist baskı yaratmıştır.

1951-53 döneminde enflasyon 1951-53 döneminde enflasyon %2.9’tur.%2.9’tur.

1954-56’da %11.71954-56’da %11.7 1957-59’da %17.8 olmuştur.1957-59’da %17.8 olmuştur. En yüksek yıllık enflasyon 1959’da En yüksek yıllık enflasyon 1959’da

%19.5 ve 1957’de %18.7 rakamlarıdır.%19.5 ve 1957’de %18.7 rakamlarıdır.

1958 İstikrar Önlemleri’nin uygulanması 1958 İstikrar Önlemleri’nin uygulanması sonucu, 1960 yılı enflasyon oranı %5.3’e sonucu, 1960 yılı enflasyon oranı %5.3’e düşmüştür.düşmüştür.

Bu dönemdeki enflasyon üzerinde hiç Bu dönemdeki enflasyon üzerinde hiç şüphesiz para arzı artışlarının etkisi vardır. şüphesiz para arzı artışlarının etkisi vardır. Ama tek neden tabii ki bu değildir.Ama tek neden tabii ki bu değildir.

GSMH’deki düşük reel büyüme ve ithalattaki GSMH’deki düşük reel büyüme ve ithalattaki tıkanıklıklar da enflasyona neden olmuştur.tıkanıklıklar da enflasyona neden olmuştur.

Örneğin dönemin ilk yıllarında para arzı Örneğin dönemin ilk yıllarında para arzı %16.5 oranında artmış olmasına rağmen, %16.5 oranında artmış olmasına rağmen, GSMH artışı %11’in üstünde olduğu için ve GSMH artışı %11’in üstünde olduğu için ve ithalatta tıkanıklık yaşanmadığı için enflasyon ithalatta tıkanıklık yaşanmadığı için enflasyon sadece %5.4 civarında kalmıştır.sadece %5.4 civarında kalmıştır.

1954’ten sonra GSMH artışı yavaşlamış, 1954’ten sonra GSMH artışı yavaşlamış, ithalatta tıkanıklıklar ortaya çıkmış, buna ithalatta tıkanıklıklar ortaya çıkmış, buna rağmen parasal büyüme sürmüştür. Bu da rağmen parasal büyüme sürmüştür. Bu da enflasyonun hız kazanmasına yol açmıştır.enflasyonun hız kazanmasına yol açmıştır.

Enflasyonla mücadele konusunda 1958 Enflasyonla mücadele konusunda 1958 yılına kadar sadece fiyat kontrolleri yılına kadar sadece fiyat kontrolleri uygulanmıştır. Oysa asıl çözüm para arzını uygulanmıştır. Oysa asıl çözüm para arzını kontrol etmektir.kontrol etmektir.

1958 İstikrar Önlemleri’nden sonra, para 1958 İstikrar Önlemleri’nden sonra, para arzı ve banka kredileri kontrol altına arzı ve banka kredileri kontrol altına alınmış, KİT ürünlerine zam yapılarak zarar alınmış, KİT ürünlerine zam yapılarak zarar etmeleri önlenmiş, dış kredi alınıp etmeleri önlenmiş, dış kredi alınıp ithalattaki tıkanıklıklar aşılmış ve böylece ithalattaki tıkanıklıklar aşılmış ve böylece enflasyon yeniden kontrol altına alınmıştır.enflasyon yeniden kontrol altına alınmıştır.