128
Đmam Gazali - Ölüm ve Ötesi Tashih: ALĐ RIZA KAŞELĐ FURKAN YAYINLARI ĐÇĐNDEKĐLER DÜNYAYI TERKETMEK CENAZE VE KABĐR SURA ÜFÜRMEK, ÜRKMEK VE MEZARLARDAN KALKMAK MAHLUKAT ARASINDA VERĐLECEK HÜKÜM AMELLER, MĐZAN VE CEHENNEM AZABI ÖLÜMÜN ATEŞĐNĐN BEYANI KABĐR KORKUSU CEHENNEM MEYDANI VE CEHENNEM AZABI KIYAMETĐN DEHŞETLERĐ CENNETĐN VASIFLARI CEHENNEM AZABINDAN KURTULMAK KÜRSĐ, ARŞ, MUKARREB MELEKLER, RIZIKLAR ALLAH KORKUSU SABIR VE HASTALIK RĐYAZET VE NEFSANĐ ŞEHVET NEFSĐ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK GAFLET ALLAH'I UNUTMAK VE NĐFAK TEVBE SEVGĐ ALLAH'A ĐTAAT O'NU VE RASÛLÜNÜ SEVMEK ĐBLĐS VE AZABINI BEYAN ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI EMÂNET VE TEVBE DÜNYAYI TERKETMEK ONU KÖTÜLEMEK Dünyayı zem hakkında inen âyetler ve emsali pek çoktur. Denilebilir ki, Kur'ân-ı Kerim'in ekserisi dünyayı aşağılamak, onu insanların gözünden düşürmek ve Ahirete yönelmelerini sağlamayı telkin eder. Hattâ peygamberlerin umacı da budur, onlar insanlığa ancak bunun için gönderilmişlerdir. E-J cihet açık olduğu için bu konuda âyet nakletmeyi yersiz gürdük, yalnız bu mesele ile ilgili olan hadislerin bir kısmını nakledeceğiz. Rivayete göre Peygamber'imiz (s.a.s.) bir gün yolda yüniıken bir koyun leşine rastlar, yanındakilere: -"Bu l-.oyun leşine, sahibinin önem vermediğini kabul eder misiniz?" diye sordu. ş Sahâbiler: "Evet kabul ederiz, önem vermediği için onu l çöpe attılar" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygam- ber'imiz sahâhilere buyurdu ki: "Nefsimi kudreti elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah katmda dünya, şu koyun leşinin sahibinin gözünde Ölüm ve Ötesi Imam Gazali 1

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Ölüm ve Ötesi Imam GazaliImam Gazali - Ölüm ve ÖtesiTashih: ALI RIZA KAŞELIFURKAN YAYINLARIIÇINDEKILERDÜNYAYI TERKETMEK CENAZE VE KABĐR SURA ÜFÜRMEK, ÜRKMEK VE MEZARLARDAN KALKMAK MAHLUKAT ARASINDA VERILECEK HÜKÜM AMELLER, MIZAN VE CEHENNEM AZABI ÖLÜMÜN ATEŞININ BEYANI KABIR KORKUSU CEHENNEM MEYDANI VE CEHENNEM AZABI KIYAMETIN DEHŞETLERI CENNETIN VASIFLARI CEHENNEM AZABINDAN KURTULMAK KÜRSI, ARŞ, MUKARREB MELEKLER, RIZIKLAR ALLAH KORKUSU SABIR VE HASTALIK RIYAZET VE NEFSANI ŞEHVET NEFSI Y

Citation preview

Page 1: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Đmam Gazali - Ölüm ve Ötesi

Tashih: ALĐ RIZA KAŞELĐ

FURKAN YAYINLARI

ĐÇĐNDEKĐLER

DÜNYAYI TERKETMEKCENAZE VE KABĐRSURA ÜFÜRMEK, ÜRKMEK VE MEZARLARDAN KALKMAKMAHLUKAT ARASINDA VERĐLECEK HÜKÜMAMELLER, MĐZAN VE CEHENNEM AZABIÖLÜMÜN ATEŞĐNĐN BEYANIKABĐR KORKUSUCEHENNEM MEYDANI VE CEHENNEM AZABIKIYAMETĐN DEHŞETLERĐCENNETĐN VASIFLARICEHENNEM AZABINDAN KURTULMAKKÜRSĐ, ARŞ, MUKARREB MELEKLER, RIZIKLARALLAH KORKUSUSABIR VE HASTALIKRĐYAZET VE NEFSANĐ ŞEHVETNEFSĐ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAKGAFLETALLAH'I UNUTMAK VE NĐFAKTEVBESEVGĐALLAH'A ĐTAAT O'NU VE RASÛLÜNÜ SEVMEKĐBLĐS VE AZABINI BEYANŞEYTANIN DÜŞMANLIĞIEMÂNET VE TEVBE

DÜNYAYI TERKETMEKONU KÖTÜLEMEKDünyayı zem hakkında inen âyetler ve emsali pekçoktur. Denilebilir ki, Kur'ân-ı Kerim'in ekserisi dünyayıaşağılamak, onu insanların gözünden düşürmek ve Ahirete yönelmelerini sağlamayı telkineder. Hattâ peygamberlerin umacı da budur, onlar insanlığa ancak bunun içingönderilmişlerdir.E-J cihet açık olduğu için bu konuda âyet nakletmeyiyersiz gürdük, yalnız bu mesele ile ilgili olan hadislerin birkısmını nakledeceğiz.Rivayete göre Peygamber'imiz (s.a.s.) bir gün yoldayüniıken bir koyun leşine rastlar, yanındakilere:-"Bu l-.oyun leşine, sahibinin önem vermediğini kabuleder misiniz?" diye sordu.ş Sahâbiler: "Evet kabul ederiz, önem vermediği için onul çöpe attılar" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygam-ber'imiz sahâhilere buyurdu ki:"Nefsimi kudreti elinde tutan Allah'a yemin ederim ki,Allah katmda dünya, şu koyun leşinin sahibinin gözünde

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

1

Page 2: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

olduğundan daha değersizdir. Eğer Allah katmda dünya bir ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET sivri sinek kanadı kadar değer taşısaydı, ondan kâfirlere biriçim su bile vermezdi."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:''Dünya mü'minin zindanı ve kâfirin cennetidir."Peygamber'imiz (s.P.s.) buyuruyor ki:"Dünya lanete uğramıştır. Allah rızası için olan-lar dışında dünyadaki her şey de lanete uğramıştır."Ebû Musa el-Eş'arî'nin bildirdiğine göre; Peygam-ber'imiz (s.a.s.) söyle buyuruyor:"Dünyayı seven, Ahiretine zarar verir, Ahireti sevendünyasına zarar verir. Buna göre kalıcı (baki) olanı geçici(fani) olana tercih ediniz."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Dünyaya, gönül vermek, bütün günahların ba-şıdır.Sahâbilerden Zeyd Đbni Erkam (r.a.) buyurur: "Bir gün,Hz. Ebû Bekr'in (r.a.) yanında oturuyordum. Bir ara su is-teyince ona bal ile tatlandırılmış su getirdiler. Şerbeti ağzınagötürürken bir anda vazgeçerek ağlamaya başladı, onungözyaşları yanındakileri de ağlattı. Yanındakiler sustu, fakatonun gözyaşları bir türlü dinmedi. Bir ara ağlamasınınşiddeti daha da arttı. Devamlı hüngür hüngür ağladığı içinyanındakiler, neden gözyaşı döktüğünü ona sormaya fırsatbulamayacaklarını sandılar. Fakat bir müddet sonra ağlamayı kesti ve gözlerini şi-lince yanındakiler ona: "Ey Allah'ın Rasûlü'nün halifesi! Seniağlatan nedir?" diye sordular, O da şöyle cevap buyurdu:"Bir gün Peygamber'imiz ile birlikte idim, O'nu ken-dinden bir şeyi kovarken gördüm, yanında başka kimseyoktu: "Ey Allah'ın Rasûlü! Kendinden uzaklaştırmakistediğin şey nedir?" diye sordum, bana şu cevabı verdi:-"Şu dünya gözümün önüne dikildi, ona:-"Defol! Uzaklaş benden!" dedim, sonra bana dönerek:Sen beni başından savdın, ama senden sonra gelenlerelimden yakalarını kurtaramayacaklardır, dedi."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki: -"Ebedilik yurdu-nun varlığına inandıktan sonra aldatma yurdunun peşindenkoşan kimse, ne kadar şaşkındır!"Rivayet edildiğine göre, bir gün Peygamber'imiz(s.a.s.), bir çöplüğün başında durarak sahâbilere: -"Gelindünyâyı görün" diye seslendi; sonra çöplükten çürük bir bezparçası ile kararmış bir kemik parçası aldı ve sahâ-bilereşöyle dedi: "Çöplük dünyayı temsil eder, şu paçavra dünyagü-zelliklerinin bir gün çürüyüp onun gib olacağını gösterir,dünyada gördüğüm canlı vücutlar da bir gün çürük kemiğedönüşecektir."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:-"Dünya tatlı bir yeşilliktir, Allah yeryüzünü şimdi sizedevretti; ne yapacağınızı gözlüyor. Dünya israiloğullannın ö- ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET -ÂH Đ RET

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

2

Page 3: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

nüne yayılınca ve üzerindeki hakimiyetleri pekişince şaşı-rarak süslere, elbiselere, tatlı kokulara ve kadınlara daldılar.Hz. Đsa, onlara: "Dünyayı ilâh tutmayınız ki o da siziköleleştirmesin. Hazinelerinizi, onlan kaybetmeyecek olanAllah'ın katında biriktiriniz. Çünki dünyada biriktirilenhazinelerin başına bir kaza geleceğinden her zaman endişeedilir. Oysa ki, Allah'ın katında hazine sahibi olanın kazadankor-kusu yoktur.Yine Hz. Đsa (a.s.) buyurur ki:-Ey Havarilerim! Dünyayı sizin için yüzüstü yereyatırdım, benden sonra bir daha belini doğrultmasına imkânvermeyiniz. Zira dünyanın çirkin taraflarından biri, oradaAllah'a karşı gelinmesidir. Yine onun diğer bir çirkin yönü,ona yüz çevirmeden Ahiretin ele geçirilmemesidir.Ey havarilerim! Dünyayı üzerinde geçilip gidilecekbir köprü kabul ediniz, onu kalıcı bir yurt sayıp imar etmeyekalkışmayınız. Biliniz ki, her günahın kaynağı dünya sevgisi-dir. Nice bir anlık azgın arzular sahiplerine uzun acılara malolmuştur.Dünyayı önünüzde çökerttim ve söz de sırtına bindiniz.Sakın orada krallar ile ve kadınlar ile çatışmaya girişmeyiniz.Krallar ile dünya üzerindeki çekişmeye kalkışmayınız, çünküonları dünyâları ile başbaşa bıraktıkça size dokunmazlar. Ka-dınlara gelince onlara tutulmaktan namaz ve oruç sayesindekaçınınız. Dünya hem isteyen, hem de istenen bir şeydir. Dün-yadaki azıklarını tamamlasınlar diye, âhireti gaye edinenlerindünya, peşlerinden koşar. Buna karşılık dünya düşkünlerinide âhiret arar, ölüm gelip de yakalayıncaya kadar.Musa Bin Yesar'ın rivayetine göre: Peygamber'imiz(s.a.s.) buyuruyor ki:"Yüce Allah'ın, yarattıkları içinde en nefret ettiği varlık,dünyadır, yarattığından beri onun hiçbir tarafına bakma-mıştır."Rivayet edildiğine göre, bir gün Hz. Süleyman BinDavud (a.s.) üzerini gölgeleyen kuşlar, sağında ve solundainsanlar ve cinlerden meydana gelmiş maiyyet kıtası ara-sında yürürken Đsrailoğullarından bir abid ile karşılaşır.Đsrailoğlu âbid ona der ki: "Yâ Süleyman Đbni Dâvud,yemin ederim ki; Allah sana gerçekten muhteşem birsaltanat bağışladı."Hz. Süleyman bunu işitti ve Đsrailoğlu âbide şu cevabıverdi: "Mü'minin amel defterine yazılan bir teşbih SüleymanĐbni Davud'a verilen parlak saltanattan daha hayırlıdır.Çünkü Süleyman'a verilen saltanat geçicidir, ama mü'-minin teşbih sevabı kalıcıdır."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:-"Servet biriktirme hırsı sizi baştan çıkardı. Ademoğlu:"Malım, malım" der durur. Oysa ki, yiyip tükettiğinden, giyip 10

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

3

Page 4: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

11 ÖLÜM-KIY AMET- AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET eskittiğinden ve sadaka olarak verip geri kalanını bırak-tığından başka ne malın var ki?!"Peygamber'imiz (s.a.s.) buyurur ki:"Dünya yurtsuzların yurdudur ve züğürtlerin servetidir.Dünya için aklı olmayanlar, varlık biriktirir, onun uğruna câ-hiller çatışmaya girişir, ondan dolayı anlayışsızlar kıskançlığakapılır, onun peşinden ancak kesin imana sahip olmayanlarkoşar."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Birinci derecede dünyaya önem veren kimsenin, Al-lâh'dan hiç bir şey beklemeye yüzü olamaz. Ulu Allah dörthasleti onun kalbinden hiç çıkarmaz:1- Kurtuluşu olmayan bir endişe,2- Hiç boş vakit bırakmayan kesintisiz bir meşguliyet,3- Hiçbir zenginliğe varamayan fakirlik,4- Hedefine varması imkânsız bir ihtiras.Sahâbilerden Ebû Hureyre (r.a.) buyurur: f.-"Bir gün Peygamber'imiz bana: "Yâ Ebâ Hureyre!Sana bütün içyüzü ile dünyayı göstereyim, ister misin?" dedi,ben de "Evet isterim, yâ Rasûlallah" diye cevap verdim.Bunun üzerine elimden tutarak beni Medine'nin kuruderelerinden birine götürdü, karşımızda insan başları, insantersi, paçavralar ve kemik parçalarından ibaret bir çöp yığınıduruyordu.12 Bu manzara karşısında Peygamber'imiz şöyle buyurdu:"Yâ Ebâ Hureyre! Şu başlar da sizin gibi muhteris ve sizinqibi uzak vadeli emeller peşinden koşan insanların başlanidi şimdi çıplak kemik haline geldiler, daha sonra darüzgârda uçuşan toza dönüşeceklerdir.Şu tersler de onların çeşit çeşit yiyecekleri idi, neredenkazanmışlar ise kazanmışlar ve midelerine indirmişlerdi,şimdi insanların, yanlarından tiksinti ile kaçıştığı pisliklerhaline girdiler.Şu paçavralar onların nişan takıntıları ve elbiseleri idi,şimdi rüzgârda uçuşuyorlar. Şu kemik parçaları da onlarınbinek hayvanlarına ait idi, onların sırtında belde belde do-laşırlardı. Binaen aleyh dünya üzerine ağlamak isteyen ağ-layabilir."Önce sessizce dökülmeye başlayan gözyaşlanmız, git-gide yerini hüngür hüngür ağlamaya bıraktı.Rivayet olunur ki; Allah (c.c.) Hz. Adem(a.s.)'i yeryü-züne indirdiği zaman ona: 'Yıkılmak üzere bina yükselt veölmek için doğur" buyurmuştur.Davud Đbni Hilâl (r.a.) der ki: "Hz. Đbrahim'e indirilensayfalarda şöyle yazar: "Ey dünya! Sen gözlerine girmek içinsüslenip püslendiğin iyi kullarımın gözünde ne kadarönemsizsin! Çünkü ben onların kalbine sana karşı nefret vesenden yüz çevirme duygusu koydum.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

4

Page 5: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Yarattığım varlıklar içinde nazarımda en önemsizi sen-sin, gelişmelerin cücedir ve yokluğa varır. Çünkü seni yarat-13 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET tığın gün devamlı kalmamana ve yok oluncaya kadar birelde devamlı bulunmamana hüküm verdim, sana sahipolanların bütün cimrilik ve pintiliğine rağmen böyledir bu!Yürek-lerinden hoşnutluk doyarak kalblerini bağlılıkistikameti üzerinde tutarak bana ibadet edenlere ne mutlu!Onlara müjdeler olsun ki, yaptıklarına vereceğim karşılık,kabirlerini üzerine dikilip huzuruma gelirlerken önlerindeyayılan göz kamaştırıcı bir nur, çevrelerini kuşatmış meleklerkafilesi olacaktır, tâ ki dilekleri olan rahmetime ulaşmalarınısağlayıncaya kadar."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Allah dünyayı yarattığından beri O, yer ile gök ara-sında kendi halinde bırakılmıştır, Allah onun tarafına hiçbakmaz. Kıyamet günü, dünya: 'Yâ Rabb'i! Bu gün benidostlarının en küçük rütbelisine ver" der, Yüce Allah: "Eyhiçlik, Sus! Ben seni onlara, dünyada lâyık görmemiştim,şimdi hiç lâyık görür müyüm?"Rivayete göre, Hz. Adem (a.s.) yasaklanmış ağacınmeyvesini yediği zaman, midesi içindeki ağırlığı çıkarmaküzere guruldamağa başladı. Oysa ki yasak meyveyegelinceye kadar hiç bir cennet yiyeceği midesini böylebozmamıştı, za-ten o ağacın meyvesini yemeleri bu yüzdenyasaklanmıştı.Midesi rahatsızlanan Hz. Adem Cennet içinde dolaş-maya başladı. Allah meleklerden birini onun ile konuşmaya,gönderdi, gelen melek ona:14 -"Ne istiyorsun?" diye sordu. Hz. Adem meleğe: "Mide-me çöken ağırlığı boşaltmak istiyorum" diye cevap verdi.Allah'ın talimatı üzerine Melek Adem'e şöyle dedi: "Mi-dene çöken ağırlığı nereye boşaltmak istiyorsun? Döşeğinemi, yaygılara mı, nehirlere mi yoksa ağaçların altlarına mı?!Burada böyle bir şey için uygun bir yer görüyor musun hiç?Doğruca dünyaya in!"Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu:- "Kıyamet günü Allah'ın huzuruna öyleleri gelecektir ki"Tıhame" dağı kadar amelleri olduğu halde cehennemeatılmaları emrolunacaktır."Dinleyen sahâbiler: "Yâ Rasûlallah! Bu kimseler namazda kılıyorlar mıydı?" diye sordular. Peygamberimiz sahâ-bilere şöyle cevap verdi: "Evet, bunlar, namaz kılarlar, oruçtutarlar, hattâ gecenin bir bölümünü de ibadetle geçirirlerdi.Fakat karşılarına bir dünya varlığı çıktığı zaman üzerineçullanırlardı."Peygamberimiz bir hutbesinde şöyle buyurdu:-"Mü'min iki korku arasındadır. Biri geçip giden ömür-dür ki,'onun hakkında Allah'ın ne yaptığını bilmez, diğerikalan ömürdür ki onun hakkında .Allah'ın ne hüküm vere-ceğini bilmez.""O halde herkes kendi kendine, dünyasından âhiretine,hayatından ölümüne ve gençliğinden yaşlılığına azık hazır-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

5

Page 6: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

15 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET lamalıdır. Zira dünya sizler için yaratıldı, siz ise âhiret için ya-ratıldınız.Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki:ölümden sonra suâli gerektiren bir şey yoktur. Dünyadansonra da ya cennet, ya cehennemden başka bir diyar yok-tur."Hz. Đsa (a.s.) der ki: "Su ile ateş aynı kabda nasıl ba-rmamazsa, dünya sevgisi ile âhiret sevgisi bir mü'minin kal-binde öyle bağdaşmaz."Rivayet edildiğine göre, Cebrail (a.s.) Hz. Nuh'a (a.s.):"Ey peygamberlerin en uzun ömürlüsü, dünyayı nasıl bul-dun?" diye sorar.Hz. Nuh da:-"Karşılıklı iki kapısı olan bir ev gibi, birinden girdimöbüründen çıktım." der.Hz. Đsa'ya "içinde devamlı barınacağın bir ev tutsana"derler. Hz. Đsa da "Bizden öncekilerin bıraktıkları yıkıntılaryeter bize" diye cevap verir.Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Dünyadan sakının, çünkü, o Hârut ile Mâruf-dan daha büyüleyicidir."Hasan el-Basrî (r.a.) buyurur: "Peygamber'imiz (s.a.s.)bir gün sahabilerin karşısına geçerek onlara şöyle hitap etti: "Aranızda Allah'ın kendisini körlükten kurtararak görürhale getirmesini isteyen var mı? Beni dinleyiniz. Dünyayatutulanların ve dünya ile ilgili uzak vadeli emeller besleyen-lere tutkunluk vermiştir ve emelleri ölçüsünde Allah (c.c.)kalblerini kör etmiştir.Buna karşılık dünyada gözü olmayanlara, ondan fazlabir şey beklemeyenlere Allah, ders görmeden ilim ve kılavuz-suz hidâyet vermiştir.Beni dinleyiniz! Sizden sonra öyle bir kavim gelecektirki, saltanatları cinayet ve zulümsüz yürümeyecek, zengin-likleri cimrilik ve böbürlenmeden hali olmayacaktır. Sevgilerimutlaka azgın nefsi arzulara dayanacaktır.Beni iyi dinleyiniz! O günlere kalanlarınızdan zengin ol-mak ellerinde iken fakirliğe katlananlar, sevgiye layık ikennefrete karşı tahammül edenler, şöhret ve mevki elde ede-bilecekleri halde itilmeye kakılmaya hoşnutlukla dayananlarve bütün bunları sırf Allah rızası için yapanlara Allah elli sıd-dık sevabı verir."Rivayet edildiğine göre bir gün Hz. Đsa (a.s.) şimşekli,Sök gürültülü, sağnak bir yağmura tutulur, sığınacak bir yerarar, uzakta gözüne bir çadır ilişir, yanına varınca içerde birkadının oturduğunu görür, bu yüzden oraya sığınmak iste-mez.Sağanak altında yürümeye devam ederken az sonra birdağda bir mağaraya rastlar, kapısından içeri girmek üzere

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

6

Page 7: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

16 17 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETiken yerde bir arslanm yattığını görür, eli ile arslanın tüyleriniokşayarak Allah'a şöyle seslenir:"Allah'ım! Her canlıya bir yuva verdin, tek bana biryuva nasip eylemedin." Bunun üzerine Yüce Allah (c.c.)vahiy yolu ile O'na şöyle bildirir:"Senin yuvan benim rahmetimin karargâhıdır. Seni Kı-yamet Günü kendi kudretimden yarattığım yüz huri ile ev-lendireceğim, düğününde her bir yılı dünya ömrü kadaruzun olan dört bin yıl ziyafet vereceğim. Bir tellâla, emir ve-receğim, şöyle seslenecek: Dünyaya yüz vermeyenler ne-rede? Dünyadan el-etek çekmiş olan Meryem oğlu Đsa'nın(a.s.) düğününe buyurun." Bu vahiy üzerine Hz. Isa şöyleder: "Vay, dünyaya tapanların başlarına gelene! Nasıl ölecek,dünyayı ve dünyadaki yaratıkları nasıl bırakacaklar? Dünyaonları aldatıp durduğu halde onlar yine de ona hiç bir tered-düde kapılmadan güveniyorlar.O aldanmışlara yazıklar olsun! Nasıl dünya onlara hoş-lanmadıkları şeyleri göstermiş, onları sevdiklerinden ayırmışve korktuklarını başlarına getirmiştir.Ana hedefi dünya ve işledikleri hep günah olanlarınvay başlarına gelene! Yarın günahları yüzünden nasıl rezilola-caklardır."Söylendiğine göre ulu Allah (c.c.) Hz. Musa'ya (s.a.s.)şöyle vahyetti: ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET-"Yâ Musa! Zâlimler yurdu (dünya) ile senin işin ne?Orası sana göre bir yurt değildir. Onunla Đlgini kes, onuaklından çıkar, o ne körü bir yurttur!Yalnız orada iyi amel işleyenlere göre, o, ne güzel biryurttur. Ya Musa, mazlumun hakkını alasıya kadar, ben zâli-min peşini katiyyen bırakmam."Rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz Ebû Ubey-de'yi (r-a-) Bahreyn'e gönderir, o da seferden mal getirir.Đnsanlar, Ebû Ubeyde'nin döndüğünü duyunca sabah nama-zını Peygamberimiz ile birlikte kılmaya koşarlar. Pey-gamber'imiz (s.a.s.) namazdan sonra Mescid'den çıkarkensahabiler önüne diklirler. Onları böyle gören Peygamber'imizgülümseyerek: "Sanıyorum ki, Ebû Ubeyde'nin bir şeylergetirdiğini duydunuz" der.Ensar: "Evet, yâ Rasûlallah" diye cevap verirler. Bununüzerine Peygamber'imiz onlara şöyle buyurur:"Sevinin ve mutluluk emellerine kaptırın kendinizi ba-kalım! Allah'a yemin ederim ki, sizden yana korkum, fa-kirlikten değildir. Tersine dünyanın sizden öncekilere oldu-ğuSibi sizin de önünüze bolluk yaymasından korkarım, geç-mişmilletler gibi ondan daha yüksek pay alma yarışınaSirişirsiniz de Allah onları helak ettiği gibi sizi de helak eder."Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) der ki:'Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden yanaen büyük korkum, Allah'ın sizin için yerden çıkardığı

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

7

Page 8: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

18 19 ÖLÜM-KIYAMET;ÂHĐRET_ _ _bereketler ile ilgilidir" Sahâbiler O'na sordu: "Yâ Rasû-lallah, yerin bereketleri nedir?"Peygamber'imiz: "Her türlü dünya varlığı" diyecevap verdi.Peygamber'imiz (s.a.s.) bir hadiste: "Dünya düşün-cesi ve sözü ile kalbinizi oyalamayınız" buyuruyor.Görülüyor ki, Peygamber'imiz dünyaya, değil göz koy-mayı onu anmayı bile yasaklamıştır.Ammar ibni Said der ki: "Hz. Đsa havarileri ile birliktegezide iken bir köye uğrar, köyün halkını yollara, öteyeberiye serilmiş, ölüler olarak bulur. Arkadaşlarına: "Ey hava-riler cemaati bu köyün halkı Allah'ın gazabına uğrayarakölmüş olmalıdır, böyle olmasaydı biribirlerini gömerlerdi"der.Havariler ona: "Ey Rûhullah, biz onların başlarına ge-lenleri bilmek isterdik" derler. Bunun üzerine Hz. Đsa Allah'ayalvarır Allah da ona: "Karanlık basınca onlara seslen, sanacevap verirler" diye vahyeder.\Akşam olunca Hz. Isa bir tümseğin üzerine çıkarak: "Eyköy halkı" diye seslenir. Bir ses ona: "Buyur ya Rûhullah"-diye cevap verir.Hz. Đsa:- "Ne durumdasınız, başınızdan neler geçti?" diye sorar,"Akşam tasasız ve endişesiz uykuya yattık, sabah olunca ce-henneme yuvarlandık" diye cevap verir.20 Hz. Đsa: "Başınıza bu hal neden geldi?" diye sorar,"Dünya'ya tapmamızdan ve Allah'ın emirlerine karşı gelen-lere boyun eğmemizden dolayı" diye cevap verir.Hz. Đsa: "Dünya sevginiz nasıldı?" diye sorar, "Bebeğinannesini sevdiği gibi, yüzünü bize doğru döndüğü zamansevinir, arkasını döndüğü zaman (işlerimiz ters gidince)üzülür, ağlardık" diye cevap verir,Hz. Đsa: "Niye arkadaşların bana cevap vermiyor?"diye sorar, gizli ses: "Çünkü onların ağızlarına ateşten gemlervurulmuş ve gemlerin öbür ucu kaba ve sert meleklerinelinde" diye cevap verir.Hz. Đsa: "Sen bana nasıl cevap verebiliyorsun" diyesorar, gizli ses; "Çünkü ben onların arasındaydım, amaonlardan değildim. "Senin yuvan benim rahmetimin karar-gâhıdır. Seni Kıyamet Günü kendi kudretimden yarattığımyüz huri ile evlendireceğim, düğününde her bir yılı dünyaömrü kadar uzun olan dört bin yıl ziyafet vereceğim. Birtellâla, emir vereceğim, şöyle seslenecek: Dünyaya yüz ver-meyenler nerede? Dünyadan el-etek çekmiş olan Meryemoğlu Đsa'nın (a.s.) düğününe buyurun." Bu vahiy üzerine Hz.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

8

Page 9: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Isa şöyle der: "Vay, dünyaya tapanların başlarına gelene!Nasıl ölecek, dünyayı ve dünyadaki yaratıkları nasıl bıra-kacaklar? Dünya onları aldatıp durduğu halde onlar yine deona hiç bir tereddüde kapılmadan güveniyorlar.Havariler ona: "Ey Rûhullah, biz onların başlarınaSelenleri bilmek isterdik" derler. Bunun üzerine Hz. Đsa Al-21 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET lah'a yalvarır Allah da ona: "Karanlık basınca onlara seslensana cevap verirler" diye vahyeder.Akşam olunca Hz. Đsa bir tümseğin üzerine çıkarak: "Eyköy halkı" diye seslenir. Bîr ses ona: "Buyur ya Rûhullah"diye cevap verir. Hz. Đsa:- "Ne durumdasınız, başınızdan neler geçti?" diye sorar,"Akşam tasasız ve endişesiz uykuya yattık, sabah olunca ce-henneme yuvarlandık" diye cevap verir.Hz. Isa: "Başınıza bu hal neden geldi?" diye sorar,"Dünya'ya tapmamızdan ve Allah'ın emirlerine karşı gelen-lere boyun eğmemizden dolayı" diye cevap verir.Hz. Đsa: "Dünya" sevginiz nasıldı?" diye sorar, "Be-beğin annesini sevdiği gibi, yüzünü bize doğru döndüğü za-man sevinir, arkasını döndüğü zaman (işlerimiz ters gidince)üzülür, ağlardık" diye cevap verir.Hz. Đsa: "Niye arkadaşların bana cevap vermiyor?'diye sorar, gizli ses: "Çünkü onların ağızlarına ateşten gemlervurulmuş ve gemlerin öbür ucu kaba ve sert meleklerinelinde" diye cevap verir.Hz. Đsa: "Sen bana nasıl cevap verebiliyorsun" diyesorar, gizli ses; "Çünkü ben onların arasındaydım, ama on-lardan değildim.Fakat onlara gazap inince beni de içine aldı, şimdicehennemin ağzına ellerim ile tutunmuş sarkık vaziyette du-22 ruyorum, kurtulur muyum, yoksa içine mi yuvarlanırım, bil-miyorum" der.Bunun üzerine Hz. Đsa havarilere der ki: "Acı tuzabatırılmış arpa ekmeği yiyerek kaba işlemeden elbise giymekve çöplükte yatmak, dünya ve Ahiret afiyeti olunca çokturbile."Sahabilerden Enes (r.a.) der ki: Peygamber'imiz(s.a.s.) Adila isminde bir devesi vardı, hiç bir deve onunlayarışamazdı. Fakat bir gün taşralı bir Arap devesi ile geldi,yapılan yarış sonunda onun devesi Peygamber'imizin deve-sini geçti, bu durum müslümanlara (sahabilere) dokundu.Durumun farkına varan Peygamber'imiz bize şöyle buyurdu:"Dünyada Allah bir şeyi yükseltince bir gün onudüşürmek O'nun kaçınılmaz hükmüdür."Hz. Đsa şöyle der: "Denizin dalgalan üzerinde kim evyapabilir? Đşte sizin dünyanız da böyledir, o halde onu yurt

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

9

Page 10: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

edinmeyin."Hz. Đsa'ya: "Bize Allah'ın sevgisin kazandıracak bir ilimöğret" derler, Hz. Đsa da: "Dünyadan nefret ediniz ki, Allahsizi sevsin" diye cevap verir.Ebû'd-Derdâ der ki: "Peygamberimiz bir gün bize,benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız. Dün-ya gözünüzde önemini kaybeder, Ahireti tercih ederdiniz"buyurdu, sonra Ebu'd-Derdâ kendisinden şunları söylemiştir:Şimdi de eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, başınızı alıptepelere çıkar, halinize hüngür hüngür ağlayarak Allah'a23 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET yakanrdınız. Yanınıza yalnız zaruri ihtiyaçları alır kimseyeemanet etmeksizin ve bir daha dönmemek üzere mallarınızıterkedip giderdiniz.Fakat uzun vadeli emeller kalbinizden Ahiret fikrinisildi, bütün emeklerinizin hedefi dünya oldu, bu yüzden hiç-bir şey bilmeyenler gibi oldunuz. Bazılarınız başına gelecek-lerden korktuğu için iç güdülerine körü körüne uyan hay-vanlardan daha kötü duruma geldi.Niye biribirinizi sevmiyorsunuz? Niye biribirinize doğruyolu tavsiye etmiyorsunuz? Oysa ki sizler Allah'ın dinindeortak olan kardeşlersiniz.Arzularınızın birbirlerinden ayrılmasının sebebi, içinizinbozukluğudur, oysa iyilikte birleşseniz biribirinizi severdiniz.Size ne oluyor ki, dünya işleri ile ilgili birbirinize nasihatverdiğiniz halde Ahiret konusunda birbirinize nasihat etmi-yorsunuz?! Hatta hiç biriniz sevdiği ve desteklediği kimseyebile Ahiret konusunda nasihat vermiyor.Bu durum, kalblerinizde iman zayıflığı olduğunu gös-terir. Ahiretin kâr ve zararına dünyanmki kadar yürekteninansanız, Ahiretin peşinden koşmayı, dünyaya tercih eder-diniz.Çünkü orası sizi daha çok ilgilendirir. Eğer: "Yakınmenfaati sevmek kaçınılmaz bir insani temayüldür" derseniz,biz sizin dünyanın bir çok yakın vadeli menfaatlerinden,uzak vadeli hedefler uğruna fedakârlık ettiğinizi görüyoruz. Hatta belki de hiç bir zaman ulaşamayacağınız hedefleruğruna kendinizi türlü türlü sıkıntılara düşürüyor, değişikçarelere baş vuruyorsunuz. Ne fena kimselersiniz ki, içiniz-deki imanın tesir derecesinin bilinmesini sağlayacak derece-de imanınızı tatbiki hayatta gerçekleştirmiş değilsiniz.Eğer Muhammed'in (s.a.s.) getirdikleri hakkında birşüpheniz varsa bize geliniz, size her şeyi açıklayalım, kalbleri-nizdeki kuşkuyu giderecek aydınlığı size gösterelim. Allah'ayemin ederim ki, siz akıldan yana eksik kimseler değilsiniz ki,sizi mazur görelim.Çünki dünyanızla ilgili konularda eğriyi doğrudan ayı-rabiliyor ve işleriniz karşısında isabetli tavır takınabiliyor-sunuz.Size ne oluyor ki, dünyanın elde ettiğiniz ufak bir ka-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

10

Page 11: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

zancına seviniyor ve elden kaçırdığınız küçük kârlarına üzü-lüyorsunuz, budurum yüz ifadelerinizden belli olduğu gibisözlü olarak da açığa çıkıyor, hoşunuza gitmeyen gelişmeleri"musibet" diye adlandırarak üzüntü sebebi yapıyorsunuz.Öte yandan çoğunuz dininde ağır kayıplara uğradığıhalde hiç birinizin kılı kıpırdamıyor, bu alandaki kayıplarınüzüntüsü hiç kimsenin yüzünde belirmiyor.Yemin ederim ki, Allah'ın sizin ile ilgisini kestiğikanatindeyim. Neden derseniz, çünkü hepiniz tanıdıklarınıgüleryüz ile karşılar, hiç biriniz dostunu, hoş görmeyeceğişekilde karşılamak istemez, "Aynı muameleyi de ben ondangörürüm" korkusu ile "Đnsanlar arasındaki münasebetlerde 24 25 rÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETbu inceliğin farkındasınız da Allah ile olan münasebet-lerinizde ayni hassasiyeti göstermemenin akıbetini bilmektenâciz misiniz?Đşi gücü sahtekârlığa döktünüz, mer'alarınızda uzunvadeli ihtiraslardan dolayı hiçbir yeşillik bitmiyor! Ölümü in-kâr etmek üzere saf tutmuşsunuz. Allah'ın beni sizden kutra-rıp görmek istediğime (Peygamber'imize) kavuşturmasını neka-dar istiyorum!Eğer O sağ olsaydı, bu gidişinize katiyyen göz yum-mazdı.Eğer sizde hayra dönme temayülü varsa, ben size herşeyi duyurdum, Allah katmdakini (Ahiret sevabını) isterseniz,ona kolaylıkla kavuşursunuz. Gerek kendi hesabıma vegerek sizin için Allah'ın yardımını diliyorum."Hz. Đsa havarilerine der ki: "Ey havariler dünyayagönül verenlerin dünya selâmeti uğruna din perişanlığınıgöze aldıkları gibi siz de din selâmeti uğruna dünyaperişanlığını göze alın."Nitekim buna dair Abdullah Đbni Mübarek, şöylebuyurur: "Çoklarını görüyorum ki, gayet zayıf bir dini .yeterligörüyorlar.Oysa dünya hayatında onları aza kanaat edergöremiyorum...O halde kırallar dünyaları uğruna dinden nasıl biganekaldılarsa, ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETSen de din uğruna kırallann dünyasından bigane kal."Hz. Đsa şöyle der: "Ey kendi iyiliğini görerek dünyapeşinde koşan kimse, bilesin ki, senin hesabına en hayırlıolan dünyayı terketmektir."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Benden sonra öyle bir dünya ile yüzyüze geleceksinizki, ateş odunu nasıl yakarsa o da sizin imanınızı öyle yiye-cektir."Allah, Hz. Musa'ya şöyle vahyetti: "Sakın dünya sev-gisine meyletme, çünkü huzuruma getirebileceğin en ağır gü-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

11

Page 12: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

nah odur."Bir gün Hz. Musa yolda yürürken ağlayan bir adamarastlar, biraz sonra aynı yoldan dönerken adamı yine ağlarvaziyette bulur, gördüğü manzara karşısında duygulanan Hz.Musa, Allah'a: "Yâ Rabb'i, kulun senin korkundan ağlıyor"diye yakarır. Allah Musa'ya şöyle bildirir:-"Yâ Đmranoğlu Musa, o gördüğün adamın ağlamaktanbeyni göz yaşlan ile birlikte aksa, ellerini kaldırsa da yeredüşünceye kadar dua etse yine onu affetmem, çünkü odünyayı seviyor."Hz. Ali (k.v.) buyurur ki: "Şu altı meziyeti nefsindebiraraya getiren kimse cennet için isteyecek bir şey, cehen-nemden de kaçacak bir yer bırakmamış olur.l- Allah'ı tanıyıp O'nun emirlerine uymak ve yasak-larından kaçınmak, 26 27 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHIRET 2- Şeytanı tanıyıp onun arzularına karşı çıkmak,3- Hakkı tanıyıp ona bağlanmak,4- Batılı tanıyıp ondan sakınmak,5- Dünyây'ı tanıyıp ondan yüz çevirmek6- Ahireti tanıyıp ona tâlib olmakHasan el-Basrî (rahimehullah) buyurur ki: "Allaho kullarına rahmet etsin ki, dünyayı bir emanet bilmişler onugüvendikleri kimselere teslim ederek mesuliyet yükü taşı-maksızın göçüp gitmişlerdir. Dinin hakkında seninle yarış-maya girişen ile sen de yarış. Dünya konusunda senin ileyarışa girenin dünyayı yüzüne fırlat."Hz. Lokman oğluna verdiği nasihatlerde şöyle der:'Yavrum, dünya derin bir denizdir, içinde çokları boğul-muştur. Buna göre ona açılırken bineceğin gemi, Allahkorkusu, geminin yükü Allah'a iman ve yelkeni Allah'a te-vekkül etmek olsun.Böylelikle belki, boğulmaktan kurtulursun, başka türlükurtulacağını sanmıyorum."Fudayl (r. a.) buyurur ki: "Şu âyet beni çok düşün-dürdü:"Biz kullardan hangisinin daha iyi amel işleyeceğini de-nemek için yeryüzü üzerindeki her şeyi zinet halinde yarattık.Hiç şüphesiz, biz onun üzerindeki her şeyi kupkuru birtoprak parçasına çevireceğiz." Kehf sûresi, 7-8 Ehl-i hikmetten biri şöyle der: "Dünyada karşılaştığınher şey ile senden önce biri karşılaşmış ve senden sonra dabaşkası karşılaşacaktır. Senin dünyadan nasibin sadece birakşam yemeği ile bir günlük gıdadır. O halde bir kaç öğünyemek uğruna kendini mahvetme. Dünyaya karşı oruçlu ve

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

12

Page 13: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Ahiret ile ilgili olarak iftar etmiş davran. Çünkü dünyanınsermayesi hiçlik, kazancı cehennemdir."Bir keşişe: "Zamanı nasıl görüyorsun?" diye sorarlar,keşiş şöyle cevap verir: "Vücudları eskitirken, emelleriyeniler. Ölümü yaklaştırırken arzulanan hedefleri uzağakaçırır" Yine ona: "Peki, dünya halkı hakkında görüşünnedir?" diye sorarlar, cevabı şöyle olur "Dünya kimin elinegeçiyorsa yorgun düşer, kim ona ulaşamazsa var gücü ilepeşinden koşar,"Nitekim aynı düşünceyi ,bir şâir şöyle ifade ediyor:'Yüzünü güldüren bir yaşayış için dünyayı öven kimse,Ömrün hakkı için çok geçmeden onu kınayacaktır. Dünyaarkasını dönük tutunca insan özlem içindedir. Yüz verdiğizaman da sıkıntıları artar."Ehli hikmetten biri der ki: "Üzerinde ben yokkenbu dünya vardı. O yok olurken de ben üzerindebulunmayacağım. Burada kalmaktan da hoşnut değilim.Çünkü hayatı pintilik, durusu bulanıktır. Dünyalılar nimetininelden kaçacağından, ya başa gelecek beklenmedik bir belâ-sından veya günü dolacak ömürden devamlı endişeiçindedirler." 28 29 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Başka bir ehli hikmet de şöyle der: "Dünyanın enbüyük kusuru, herkese hak ettiğini değil, ya fazlasını, yaeksiğini vermesidir."Süfyan es-Sevri (r.a.) buyurur ki: Dünya nimet-lerini görmüyor musun, sanki Allah'ın gazabına uğramışlargibi hep ehil olmayan ellere düşmüşlerdir."Ebû Süleyman ed-Daranî (r.a.) şöyle buyurur:"Dünyaya tutkunluk ile talip olan bir kimseye ondan birşeyverilirse daha çoğunu ister. Ahirete de aşk ile talip olanondan bir şey verilse daha çoğunu ister. Ne bunun ve ne deöbürünün sonu yoktur."Adamın biri Ebû Hazım'a (r.a.) dedi ki: "Benimyurdum olmadığı halde dünyayı sevdiğim için halimi beğen-miyorum, sana kendimi şikâyet ediyorum" der. Ebû Hazımadama şöyle cevap verir: "Allah'ın sana dünyadan ayırmışolduğu pay hakkında dikkatli ol, onu ona helâl yollardankazanarak yerinde harca, o zaman dünya sevgisinin sana hiçbir zararı olmaz."Ebû Hazım'm adama böyle cevap vermesinin sebebişudur: Çünkü eğer dünya sevgisinden dolayı onu kınayacakolsaydı, adamı o derece üzebilirdi ki, adamı dünyadan iyicesoğuyarak ölmeyi isteyebilirdi.Yahya Đbni Muâz (r.a.) şöyle buyurur: "Dünya şey-tanın ticârethanesidir. Şeytanın ticarethanesinden hiçbir şey

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

13

Page 14: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

çalmayasın, sonra onu aramaya çıkarak seni yakalar." Fudayl (r.a.) buyurur ki: "Dünya geçici bir altındanve Ahiret de kalıcı boncuktan olsa bize kalıcı boncuğu geçicialtına tercih etmek gerekirdi."Biz geçici boncuğu kalıcı altına tercih ediyoruz; halimizne olacak!Ebû Hazım (r.a.) der ki, "Aman dünyaya tutul-mayınız. Çünki bilenlerden, öğrendiğime göre dünyayı gö-zünde ululaştıran kimse, Kıyamet günü Allah'ın huzuruna ge-tirilince ona: "Đşte bu adam, Allah'ın önemsiz ilan ettiğini yü-ce kabul etti" denecektir.Đbni Mes'ûd (r.a.) der ki: "Dünyada bulunan herkesbir misafir ve rnalı da emanettir. Misafir göçücüdür ve ema-net de geri verilecektir."Şu beyit bu gerçeği dile getiriyor:"Ma/ ve çoluk-çocuk birer emanetten başka bir şeydeğildir.Oysa ki, emanetleri bir gün mutlaka geri vermekgerekir."Hz. Râbiâ (r.a.) bir gün dostlarını ziyaret etmeğe varır,dostları sözü dünyaya getirerek onun kötülüklerini dile ge-tirirler. Hz. Râbiâ buyurur ki: "Dünyadan bahsettiğiniz ye-ter, susun. Eğer o kalbinizde yer etmiş olmasaydı, ondan bukadar çok bahsetmezdiniz.Söyleyeceğim söze kulak verin. Bir şeyi çok seven, onus'k sık anar." 30 31 ÖLÜMJÜYAMET^JRET Đbrahim Đbni Edhem'e (r.a.) "Nasılsın?" diye sordular,aşağıdaki şiirle cevap verdi:"Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden Sonunda dinde gitti, dünya da gitti elimizden..."Başka bir beyit de şöyledir:"Dünya peşinde koşanı şöyle görüyorum:Ömrü ne kadar uzun olursa olsunDünyanın nimet ve sefasına nerede ulaşırsa ulaşsın,Bir dülger gibidir ki, binasını yapar yapısını yükseltirFakat çatısını çatınca kurduğu bina yıkılıuerir."Diğer bir beyitde de şöyle anlatılır:"Farzet ki,dünya sana bağış olarak sunuldu,Onun akıbeti yok olmak değil midir?Senin dünyan ancak bir gölge gibidir,Seni gölgelendirir bir müddet, sonra kayıp geçer."Lokman-ı Hekim, oğluna der ki: "Yavrum! Ahiretinuğruna dünyanı feda et, her ikisini de kazanırsın. Amadünyan uğruna Ahiretini feda etme her ikisini de kay-bedersin."Mutarrıf Đbni Srttıy (r.a.) der ki: "Kralların bollukiçinde geçen hayatlarına ve parlak kıyafetlerine bakma lâkinonların çabuk göçüşüne ve kötü akıbetine bak."32

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

14

Page 15: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Đbni Abbâs (r.a.) buyurur: "Allah dünyayı üçeayırdı: Bir parçası mü'minin, bir parçası münafığın ve diğerparçası da kafirindir. Mü'min kendi payına düşeni azıkyapar, münâfik hissesi ile süslenir, gösteriş yapar. Kâfir dekendine düşenden habire yararlanır."Ehli hikmetten biri der ki: "Dünya "bir leştir, bunagöre ondan pay almak isteyenler, köpekler ile geçinmeyekatlanmalıdırlar."Bu hususta şu beyit söylenmiştir:"Ey dünyayı kendisine eş olarak isteyen kişi,Onu, kendine istemekten vaz geç ki, selâmete eresin.Çünki kendine eş olarak talip olduğun gaddar birdişidir.'Onunla yapacağın eulilik töreni yas törenine pekyakındır."Ebû'd-Derda (Rahimehullah) der ki: Allah katındadünyanın hor görülmesi sebeblerinden biri Allah'a ancakorada isyan edilmesidir.Diğer bir sebep de Allah katındaki derecelere ancakdünyadan yüz çevrilerek ulaşılabilmesidir."Bir şâirin bir beyti şöyledir:"Dünyayı, basiretli bir kimse ince/ediği zamanKarşısına dost elbisesi giymiş bir düşman çıkar."33 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETDiğer bir şair de şöyle der:"Ey gecenin ilk saatlerindeHalinden memnun uykuya dalan kişiGelişmeler çoğunlukla tan yeri ağarırken kapıyı çalar,Nice bolluk ve saadet deuirîerini sona erdirmiştir,Talih yıldızlarının bazan yararlı ve bazan ters dönmesiDünya olaylarının akışı nice mülkü yok etmiştir.Ki, o mülk uzun bir dönem /ayda ve zarar sağlamıştır.Ey dünyaya yanak yanağa sokulan kişi, o baki değildir.Akşamdan sabaha,Onun hayatından bir çok misafirler gelip geçer.Dünyaya yanak yanağa sokulmaktan vazgeçer misin?Ta ki, cennette bakireler ile yanak yanağa gelebilesin.Eğer ebedi cennet bahçelerine konmak istiyorsanSana gereken cehennemden emin olmamaktır."Ebû Ümam el-Bahilî (r.a.) der ki. "Hz. Muhammed'e (s.a.s.) Peygamberlik verildiği zaman, şeytanın yar-dakçıları iblise gelerek "Yeni bir peygamber gönderildi, yenibir ümmet ortaya çıkıyor" diye haber verdiler.Đblis yardakçılarına: "Bu ümmet dünyayı seviyor mu?"diye sorar. Yardakçıları ona "Evet" diye cevap verirler. Bu-nun üzerine şeytan yardakçılarına şunları söyler: "Eğer dün-34 uayı seviyorlarsa putlara tapmamaları benim için önemlideğil- Ben gece gündüz onlara sokulur ve ayartma gay-retlerimi şu üç nokta üzerinde yoğunlaştırırım:1- Malı haksız yollardan kazanmak,2- Haksız ve günah yerlerde harcamak,3- Haklı yerlere yapılması gereken harcamanın önünegeçmek, Zaten bütün kötülüklerin kaynağı da bu üç davra-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

15

Page 16: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

nıştır."Adamın biri Hz. Ali'ye (r.a.) "Yâ emiralmü'minin, bizedünyayı anlat" der. Hz. Ali, adama şu cevabı verir, "Sanadünya hakkında ne söyleyeyim? Burada sıhhatli olan has-talanır, güvene Hasan el-Basrî: "Hayır, doğru olmaz. Bütündünya onun olsa yine de zarurî ihtiyaçlarını karşılayacakşekilde hesaplı harcayarak biriken servetini fakirlik günlerinesaklaması gerekir." dedi.Fudayl (r.a.) buyurur ki: "Eğer bütün dünya helâlolarak bana bağışlansa ve Ahirette ondan dolayı hesaba çe-kilmeyeceğim bana bildirilse yine de sizden biriniz önüneçıkan leşin elbisesine bulaşmasından nasıl tiksinip kaçınırsaben de dünyadan öyle tiksinerek kaçınırdım."Bildirildiğine göre Hz. Ömer (r.a.) Şam'a gelince EbûUbeyde (r.a.) kendisini sade bir iple yularlanan bir deveninsırtında karşıladı.Hz. Ömer Ubeyde'ye selâm verdikten sonra halini sor-du. Sonra kaldığı eve vardı. Ortalıkta kılıcından, kalkanından35 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETve binek takımından başka bir şey göremedi. Bunun üzerineHz. Ömer, Ebû Ubeyde'ye: "Biraz mal edinseydin" der.Ebû Ubeyde'nin cevabı şu olur: "Ey Emiralmü'minin,bunlar bizi mezara ulaştırır."Süfyan es-Sevrî (rahimehullah) der ki: "Dünyadanbe-denin için, Ahiretten de kalbin için al."Hasan el-Basrî buyurdu ki: "Allah'a yemin ederim,Đsrailoğulları önce Allah'a kullak ettikleri halde dünyaya tu-tuldukları için sonradan puta tapmaya yöneldiler."Vehb (r.a.) der ki; "Bir kitapta okuduğuma göre dün-ya aklı başında kimseler için ganimet, cahiller için gafletyeridir, oradan ayrılıncaya kadar onu tanıyamazlar, ayrıl-dıktan sonra yeniden oraya dönmek isterler, fakat döne-mezler.Lokman-ı Hekim oğluna şöyle nasihat eder:"Yavrum, dünyaya geldiğin ilk günden itibaren her ge-çirdiğin gün ile dünyayı arkada bırakıyor ve Ahireti karşı-lıyorsun. Her gün adım adım yaklaştığın bir ev, adım adımuzaklaştığın evden sana daha yakındır."Suayd Đbni Mas'ud (r.a.) der ki: '!Dünyadan yanaişleri gelişirken Ahiret konusundaki amelleri günden güneeksildiği halde bu durumdan hoşnut olan birini görürsen, bilki, bu adam yüzüstü süründüğü halde farkında olmayan birialdanmıştır."36 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETAmr Đbni As (r.a.) bir gün hutbede cemaate şöyleseslendi: "Allah'a yemin ederim ki, Peygamberimizin uzakdurduğu şeylere sizin kadar düşkün başka bir kavim görmüşdeğilim- Allah'a yemin ederim ki, Peygamberimiz (s.a.s.) ya-nında üç kişi varsa, bir şey almak için gelen, bir şey verme-ye gelenden çok olurdu."Bir gün Hasan el-Basrî:"Ey insanlar, hiç şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir. Ohalde dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. Ayartıcı şeytan daAllah'ın bağışlayıcılığını ileri sürerek sizi aldatmasın" âyetini

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

16

Page 17: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

okuduktan sonra dedi ki, "Dünya sizi aldatmasın" diye kimbuyuruyor?Dünyayı yaratan ve buna göre onu herkesten daha iyitanıyan Allah buyuruyor. Sakın dünya meşguliyetlerine ken-dinizi kaptırmayınız. Çünkü dünya o kadar oyalayıcıdır ki,insan kendisine bir meşguliyet kapısı açsa arkasından ken-diliğinden nerede ise on meşguliyet kapısı daha açılır.Zavallı ademoğlu, helâlinin hesabı ve haramının azabıolan bir yurttan hoşnut görünüyor. Oysaki, kazancını he-lâldan sağlasa hesaba çekilecek, haram yollardan sağlasaazaba çarpılacaktır.Ademoğlu malını az görür, ama amelini az görmez.Dinine gelen musibeti umursamaz da dünyasına gelen mu-sibete üzülür."Hasan el-Basri (r.a.) halife Ömer ĐbniAbdulâziz'e (r.a.) bir mektup yazdı, mektupta şöyle37 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET diyordu: "Selâm üzerine olsun, sanki sen üzerine ölümyazılıp da ölen son nesnesin."Ömer Đbni Abdülâziz de ona şöyle cevap yazdı: "Selâmüzerine olsun. Sanki sen dünyadasın ama hiç bir zamanvarolmamışsın ve sanki sen Ahirettesin ve halen oradasın."Fudayl ibni Đyâz (r.a.) buyurur ki: "Dünyanın girişikolay, fakat çıkışı zordur."Ehli halden biri der ki: "Ölümü gerçek bilen kimseyeşaşarım, nasıl sevinebilir? Cehennemi gerçek bilene de şaşa-rım, nasıl gülebilir? Dünyanın insanlan nasıl değiştirdiğinigörenlere şaşarım, ona nasıl güvenebilirler? Kaderi gerçek bi-lenlere dahi şaşarım, niye hırsla didinirler?"Bir gün iki yüz yaşında Necrân'ı bir ihtiyar Hz. Muâviye(r.a.)'yi ziyaret etmeye gelir. Hz. Muâviye ona dünyayı nasılbulduğunu sorar. Đhtiyar şu cevabı verir: "Afet ve kıtlık yılları,bolluk yıllarını, gün günü, gece geceyi kovaladı, kimi do-ğuyor, kimi ölüyor. Doğanlar olmasa insan soyu tükenecek.Ölen de olmasa dünya insanlara dar gelecek."Bunun üzerine Hz. muâviye ihtiyara: "Ne dileğin varsasöyle" der. Đhtiyar Hz. Muâviye'ye der ki: "Geçen ömrü gerigetirebilir yahut yaklaşan eceli savabilir misin?"Hz. Muâviye: "Bunlara gücüm yetmez" diye cevapverir. Bunun üzerine ihtiyar Muâyiye'ye: "O halde senden hiçbir isteğim yok" der. Dâvud ct-Taî (r.a.) şöyle buyurdu: "Ey ademoğlu!Emeline kavuştun diye seviniyorsun, ama ona ölümünebiraz daha yaklaşmak pahasına ulaşabildin. Sonra amelinierteledin, sanki o başkasının yaranna imiş gibi"Bişr (r.a.) buyurdu ki: "Allah'tan dünyayı isteyenkimse Kıyamet günü O'nün huzurunda uzun zaman dikilikalmayı istemiş demektir."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

17

Page 18: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Ebû Hazım (r.a.) buyurdu ki: "Dünyada seni sevin-diren her şeye Allah seni üzecek bir şey bitiştirmiştir."Hasan cl-Basrî buyurur: "Đnsanın ruhu dünyadan üçhasretle ayrılır:1- Biriktirdiklerine doymaz,2- Arzu ettiklerine kavuşamaz,3- Varmakta olduğu yere yeterince azık hazırlayamaz."Ehli Ma'rifetten birine: "Zenginliğe kavuştun" derler, oda: "Zenginliğe kavuşanlar, ancak dünya köleliğinden azadolunabilenlerdir" diye cevap verir.Ebû Süleyman (r.a.) buyurur ki: "Kalbini Ahiret dü-şüncesi ile meşgul etmeyenler, dünyaya yönelen azgın ar-zulara karşı direnemezler."Mâlik Đbni Dinar (r.a.) bir gün şöyle dedi: "Dünyasevgisi üzerine hepimiz uyuştuk. Ne biribirimize iyiliği emre-diyor ve ne de biribirimizi kötülükten alıkoyuyoruz. Allah bizi 38 39 ÖLÜM-KIYAMET-AHÎRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET bu durumda olduğumuz gibi bırakmaz. Allah'ın bize ne azabindireceğini keşke bilseydim!"Ebû Hazım der ki: "Azıcık dünyalık, insanı bir çokAhiret emelinden alıkoyar."Hasan el-Basrî der ki: "Dünyaya önem vermeyiniz.Allah'a yemin ederim ki, dünya yalnız ona önem vermeyen-lere yaramıştır. Allah bir kulun iyiliğini dilerse ona önce birmiktar dünyalık verir, sonra bir müddet arkasını keser. Veri-len bitince yine verir. Kul dünyalığa önem vermez olunca ozaman ona bol bol verir."Ariflerden biri Allah'a şöyle dua ederdi: "Ey senin izninolmadan yere düşmesin diye göğü tutan Allah! Dünyayı tutki, üzerime gelmesin."Muhammed Đbni Münkedir (r.a.) buyurdu ki. "Đn-san hiç bozmadan bütün günler oruç tutsa, hiç uyumadangeceleri ibadet ile geçirse, bütün malını sadaka olarakdağıtsa, Allah yolunda cihad etse ve Allah'ın haramlarındankaçınsa, fakat Kıyamet günü Allah'ın huzuruna getirilinceonun için: "Bu adam Allah'ın hor gördüğünü gözündeyüceltti ve Allah'ın önem verdiğin gözünde küçümsedi"denirse durumu ne olur biliyor musun? Hangimiz öyledeğiliz ki! Hepimiz işlediği kusur ve günahlar ile birlikte dün-yayı yüce görüyoruz."Ebû Hazım (r.a.) buyurdu ki: "Hem dünya ve hemde Ahiret kazancı çetinleşti. Ahiret kazancının zorluğu şun-dandır. O konuda yardım edecek kimse bulamıyorsun. Dünya kazancının çetinleşmesine gelince bu konuda nereyeel atarsan senden daha önce konmuş bir eğri adam gö-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

18

Page 19: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

rürsün."Ebû Hüreyre (r.a.) buyuruyor ki: "Dünya, gök ileyer arasında eski bir torba gibi asılıdır. Allah onu yarattığıgünden onu yok edeceği güne kadar:-"Yâ Rabb'i, Ya Rabbi niye beni hor görüyor, tarafımabakmıyorsun?" diye devinil olarak Allah'a seslenir. Allah daona: "Sus, ey hiçlik" diye cevap verir."Abdullah Đbni Mübarek (r.a.) buyurdu ki: "Bir ta-raftan dünya sevgisi, öbür yandan işlenen günâhlar kalbi ku-şatmışlardır, iyilik ona nereden sızabilsin ki!"Vehb Đbni Münebbih (r.a.) der ki: "Dünyanın her-hangi bir şeyin kalbi sevinen kimse hikmetten sapmıştır.Azgın arzularını ayak altına alabilen kimse şeytanı gölge-sinden ayırmış olur. Ameli, havaî arzularına baskın çıkankimse galiptir.Bişr'e: "Falan adam öldü" derler. O da: "Dünyada-birik-tirdi, Ahirete göçtü, kendine yazık etti" diye cevap verir. "OŞunu şunu yapardı" deyip adam hesabına birkaç kalem iyiliksayarlar. Bişr der ki, "dünyalık biriktirme peşinde koştuğunaSöre onların hiç bir faydası yok."Ariflerden biri der ki: "Dünya bizden nefret ettiğihalde biz onu seviyoruz. Bir de bizi sevseydi o zaman neyapardık acaba?" 40 41 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Ehli hikmetten bir zata: "Dünya kimindir?" diyesorarlar. O da: "Onun peşinden koşmayanlarındır" der."Peki Ahiret kimindir?" diye sorarlar, o da. "Ona talipolanlarındır" diye cevap verir.Yine ehli hikmetten bir zat der ki: "Dünya bir yıkıntıyeridir. Onu onaranın kalbi daha köhne bir harabedir.Cennet bakımlı bir evdir. Onu arayan kalb ise daha alımlı birma'muredir."Cüneyd el-Bağdadi (r.a.) buyurdu ki: "Đmam-ı Şafii(r.a.) dünyada hak dili ile konuşan müritlerden idi. Birmü'min kardeşine Allah hakkında vaaz etti ve onu Allâhlakorkutarak şunları söyledi:"Ey kardeşim! Dünya kaygan bir bataklık ve bir zilletyurdudur. Gösterişli yapıları yıkılışa doğru gider. Onun sa-kinleri mezarlık yolcularıdır. Düzeni dağınıklığa varır. Zen-ginliği fakirliğe çıkar. Oradaki bolluk kıtlıktır, kıtlığında isebolluk vardır. Allâh'dan kork. O'nun sana ayırdığı rızka razıol. Geçici yurdundan devamlı yurduna hazırlıksız göçme.Çünkü senin hayatın geçici bir gölge, yıkılmaya yüz tutmuşbir duvardır. Amelini çok ve emelini az eyle."ibrahim Đbni Edhem (r.a.) adamın birine: "Rüyada birdirhem parayı mı, yoksa uyanık iken eline geçen bir dinar

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

19

Page 20: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

parayı mı tercih edersin?" diye sorar.Adam: "Tabii, uyanık iken elime geçen dinarı tercihederim" diye cevap verir. Đbni Edhem adama der ki: "Doğrusöylemedin Çünkü dünyada elde etmek istediğin her şey, rüyada elde etmek istediğin şey gibidir. Buna karşılık tercihetmediğin Ahiret ameli, uyanıkken ele geçecek şeyiistememen gibidir."Đsmail Đbni Ayyaş (r.a.) buyurdu ki: "Dostlarımızdünyaya dişi domuz adını verirler de: "Bizden ırak ol ey dişidomuz" derlerdi. Bundan daha çirkin bir isim bulsalardı,dünyaya onu takarlardı."Kâ'b Đbni Ahbar (r.a.) der ki: "Dünyaya öyle tutu-lacaksınız ki, ona ve halkına köle olacaksınız."Yahya Đbni Muaz er-Razî (r.a.) der ki: "Şu üçkimse akıllıdır:1- Dünya ona yüz çevirmeden önce kendisi ona yüzçeviren,2- Đçine girmeden önce mezarını hazırlayan,3- Huzuruna varmadan önce yaradanının hoşnutlu-ğunu kazanan kimse.Dünya öyle uğursuzdur ki, içine dalman surda dursun,onun özlemi bile seni Allah'a ibadet etmekten ahkoyar."Bekir Đbni Abdillah (r.a.) der ki: "Dünyaya yinedünya ile karşı koymak isteyenler, saman ile ateşi söndür-meye kalkışanlar gibidirler."Bindar (r.a.) der ki: "Dünya düşkünlerini dünyaPeşine düşmemekten bahsederken gördüğüm zaman bilesin 42 43 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETki, onlar şeytanın maskaraları arasındadır. Dünyaya yöne-lenleri ihtiras ateşi yakar, küle çevirir.Ahirete yönelenleri Ahiret aşkı arıtıp yararlanılabilir sik-ke haline getirir. Allah'a yönelenleri Tevhit ateşi yakar, pahabiçilmez bir cevher haline getirir."Hz. Ali (k.v.) buyurur ki:"Dünya şu altı şeyden ibarettir:l-Yiyecekler,2- Đçecekler,3- Giyecekler,4- Binekler,5- Nikâhlıklar,6- Güzel kokular.Yiyeceklerin en değerlisi baldır. Halbuki o bir sineğinyiyeceğidir.Đçeceklerin en değerlisi sudur, ama onda iyi kötüherkes müsavidir.Giyeceklerin en değerlisi ipekdir oda bir böcekdokumasıdır.Bineklerin en değerlisi attır, onunda sırtında adamöldürülür.44

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

20

Page 21: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETNikâhlılıkların en değerlisi kadındır. O da çiş yeri içindeçiş yeridir.Kadın en güzel yerini ziynetler; halbuki onun en çirkinyeri arzu edilir.Güzel kokuların en değerlisi misk'dir. O ise kandır." CENAZE VE KABĐRBilesin ki, cenazeler basiret sahipleri için ibarettir. Ce-naze uyancı ve hatırlatıcıdır. Fakat bu uyancılık ve hatır-latıcılık gafiller için değildir. Çünkü cenazeleri görmek gafille-rin sadece gönül katılığını artırır. Çünkü onlar her zamanbaşkalarının cenazelerine bakacaklarını sanırlar ve kaçınıl-maz olarak bir gün kendi cenazelerinin de eller üstündetaşınacağını hesap etmezler. Ya da cenazelerinin taşınmasınıyakın görmezler ve o anda cenazeleri taşınanların da öyledüşündüklerini, fakat hesaplarının tutmadığını ve sürelerininçok erken dolduğunu göz önünde tutmazlar.Kendini bilen kimse, cenazeye, tabuta kendisi konmuşgibi bakmalıdır. Çünkü çok geçmeden, belki ertesi ve belkiiki gün sonra tabuta girebilir.Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre (r.a.) bir cenazegörün ve: "Uğurlar olsun. Biz de peşindeyiz" derdi.Mekhul cd-Dimeşkî (r.a.) bir cenaze gördüğüzaman: "Önce siz geçiniz biz arkanızdayız. Bir yanda manâlıbir nasihat, öbür yanda kısa ömürlü bir gaflet. Biri gidiyor veötekinin ise aklı başında değil" derdi.46 Üseyd Đbni-Hudeyr (r.a.) buyurur ki: "Her cenazeaördüğümde içimden sadece gerçekleşen hâdise mahiyetininne olduğu ile nereye varılacak olduğunu düşünürüm."Kardeşi ölen Mâlik Đbni Dinar (r.a.) cenaze törenindeqöz yaşı dökerken "Nereye varacağımı bilmeden, yüzüm gü-lemez. Yaşadıkça da bunu öğrenemem." diyordu.A'meş (r.a.) buyurur ki: "Cenaze törenlerinekatıldığımızda hepimiz yaslı olduğunuz için hangimiz hangi-mizi teselli edeceğini bilmezdim."Sabit el-Bünânî (r.a.) buyurur ki: "Cenaze tören-lerine katıldığımızda başı önde olarak ağlamayan kimsegöremezdik."Đlk müslümanlar ölümden böyle korkarlardı. Şimdi isecenazelerde çoğunluğu, gülen, eğlenen ve sadece ölününgeriye ne miras bıraktığı ve mirasının nasıl bölüşüleceği ko-nusunda konuşan kalabalıklar görüyoruz Günümüzün tö-renlerinde ölünün yakınları ve akrabaları sırf hangi yoldangiderek kalan mirastan pay alacaklarını düşünmekte, hiçbirikendi cenaze töreni ile tabuta konunca başına neler geleceğikonusunda kafa yormaktadır.Bu gafil hâlin, günah ve isyanlarla katılaşan kalplerdenbaşka bir sebebi yoktur. Bu yüzden Yüce Allah'ı, ahiretSununu ve önümüzdeki korkunç merhaleleri unutarak bizefaydası olmayan şeylerle ilgilenir, oyalanır olduk.Allah'tan bizi bu gafletten uyandırmasını dileriz. Cenazetörenine katılanlardan baklenen en yerinde davranış, ölü için

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

21

Page 22: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

47 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET gözyaşı dökmektir. Aslında işin için yüzünü idrakölüye değil, kendilerine ağlarlar.ibrahim ez-Zeyyad (r.a.) ölüye acıyanları görünceonlara "Kendinize acısanız size daha yararlı olur. Çünkü üçkorkunç safhadan geçmiş bulunuyor. Birincisi ölüm meleği-nin yüzünü gördü, ikincisi ölüm acısını tattı. Üçüncüsü sonnefesteki endişeden kurtuldu."• AEbû Amr Ibni Âlâ der ki: " Birgün ünlü şair Cerir ilebirlikte oturuyorduk. Kâtibine şiir yazdırıyordu. Bu sırada bircenaze göründü. Cerir sustu. Sonra da: "Vallahi bu cenazelerbeni kocalttı." dedi ve o anda şu beyitleri inşad etti:"Cenazeler bize doğru gelirken ürküyoruz. Onlargeçtikten sonra da eğlenceye dalıyoruz. Üzerine kurt düsenbir koyun sürüsü gibiyiz. Kurt sürüden uzaklaşır uzaklaşmazKoyunlar yine otlamaya dalarlar."Düşünceli olmak, ibret almak ve fıkıh kitablarındakicenazenin sünnet ve edeplerine uyarak alçak gönüllü bir edaile cenazenin arkasından gitmeye hazırlanmak, cenaze tören-lerine katılmanın edeplerindendir. Yine kişinin ölü hakkındafasık da olsa iyi düşünmesi ve görünüşü iyi olsa bile kendisihakkında kötümser olması cenaze edeplerindendir. Çünküson nefesi verme ânı tehlikedir, nasıl geçeceği bilinmez.Nitekim Ömer Đbni Zerr'in (r.a.) günahkâr tanınan birkomşusu ölür. Herkes cenazesine katılmaktan kaçınır. Bunakarşılık Ömer komşusunun cenazesine katılır ve namazınıkıldırır. Ölü toprağa verilince Ömer mezann başına dikilir ve öyle der: Ey Ebû Filan, Allah sana rahmet etsin. Ömrünboyunca Kelime-i Tevhid'den ayrılmadın, yüzünü secdeyletoprakladın. Senin için "Günahkâr ve kusurlu" diyorlar. Han-qimiz günahsız ve kusursuzuz ki?!"Söylendiğine göre Basra kasabalarından birindequnaha düşkün biri bir gün ölür. Karısı cenazesini taşımaktakendisine yardım edecek hiç kimse bulunmaz. Çünkü gü-nahkârlığı ile tanındığından hiç kimse cenazesine katılmaz.Kadın ölüyü iki ücretli hamal ile musalla taşma taşır. Fakathiç kimse namazını kılmak istemez.Bunun üzerine kadın, toprağa vermek üzere ölüyü sah-raya taşıtır. Yakınlardaki dağda büyük bir zâhid barı-nırmış.Kadın onu karşısında görür. Sanki cenazeyi bekliyor gibidir.Sonra da cenazenin namazını kılmaya hazırlanır.Kasabanın her yanına: "Zahid falan kişinin cenaze na-mazını kılmak üzere dağdan indi1 diye haber yayılır. Bununüzerine bütün kasaba halkı da oraya toplanır ve zahidinimamlığı altında cenaze namazını kılarlar.Halk, zahidin bu cenazenin namazını kılmasına şaşar-lar. Bir soru üzerine davranışın sebebini şöyle açıklar: Rü-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

22

Page 23: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

yamda bana falan yere in. Orada yanında bir kadındanbaşka hiç kimsenin bulunmadığı bir cenaze göreceksin.Onun namazını kıl. Onun günahlan affedilmiştir." diye bil-dirildi.Bu sözleri duyan halkın şaşkınlığı daha da artar. 48 49 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Bunun üzerine zâhid, ölünün eşini yanına çağırır. Onakocasının nasıl bir hayat yaşadığını ve ne gibi özellikleriolduğunu sorar. Kadın: "Herkesin bildiği gibi gününün çoğukısmını meyhanede içki içerek geçirirdi" diye cevap verir.Zâhid kadına: "Düşün bakalım, hiçbir iyi amelini biliyormusun" diye ısrar eder.Kadın bu defa şu cevabı verir: "Evet, onun üç iyi hu-yunu hatırlıyorum: Birincisi sabahleyin ayılınca üstünü de-ğiştirir, abdest alır ve sabah namazını cemâatle kılar. Sonrayine meyhane döner, içki içmeye başlardı.Đkincisi evinde her zaman bir veya iki yetim barın-dırırdı. Onlara çocuklarından da daha iyi davranırdı. Onlarınüzerine çok titrerdi. Üçüncüsü gece ortasında ayrılır vegözyaşları arasında: 'Ya Rabb'i, bu murdar bedenimle hangicehennem köşesini doldurmak istiyorsun?" derdi.Bunun üzerine zâhid ortadan kayboldu ve halkınadamı hakkındaki şaşkınlığı ve kararsızlığı da dağılmış olur.Dahhak şöyle der:"Adam'ın biri Peygamber'imize: "Đn-sanların en zahidikimdir, ya Rasûlallah?" diye sorar.Peygamberimiz adama şöyle cevap verir:-"Kabri ve çürümeyi hatırından çıkarmayan, dünyaziynetinin fazlasından uzak durup baki olanı fâni olana terciheden, yarını ömründen saymayan ve kendini ölülerden birisayan kimsedir."i 50 Evini mezarlığa yakın seçen Hz. Ali'ye (k.v.):."Niye mezarlığa yakın oturuyorsun?" diye sorulunca.. je cevap verir; "Ben onları en iyi ve en doğru komşu o-I rak kabul ediyorum. Çünkü konuşmaktan kaçınıyor ve âhi-reti düşünüyorlar."Hz. Osman (r.a.) bir kabrin başına varınca sakalııslanacak derecede ağlardı. Kendisine: "Sen cenneti vecehennemi anınca ağlamıyorsun da kabrin başında duruncaniye ağlıyorsun?" diye sorarlar. Hz. Osman şu cevabı verir:Ben Peygamber'imizin şöyle dediğini duydum: "Kabir, âhi-retin ilk konağıdır. Ölü bu safhadan kolay geçerse sonrasıdaha kolay olur. Fakat bu safha çetin geçtiği takdirde arkasıdaha zor gelir. Söylendiğine göre Amir Đbni' As (r.a.) bir gün

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

23

Page 24: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

mezarlığın yanında atından inerek iki rek'at namaz kılar.Kendisine:-"Daha önce böyle yapmazdın, şimdiki davranışınınsebebi nedir?" diye sorarlar. Bunun üzerine şu cevabı verir:-"Kabir halkını ve onlar ile kabir arasında nelerSeçtiğini düşündüm de bu ikisi vesilesi ile Allah'a yaklaşmakistedim."Mücâhid (r.a.) der ki: "Ölü ile ilk önce kabri konuşurVe der ki: "Ben böcek, yalnızlık, gariplik ve karanlık yuvası-pm. Đşte senin için hazırladıklarım bunlardır, sen benim için!ne hazırladın?"Ebû Zerr (r.a.) buyurur ki: "Size fakirlik gününü''direyim mi? Kabre konulduğun gündür.51 O sırada bütün vahşî hayvanlar, başları öne eğik ola-rak, daha önce mahlûkattan kaçtıkları halde bu defa onlarınbütün canlılar, kırk yıl öylece berzahta kalırlar. Kırk yıl sonra arasına karışarak ve hiç birgünaha bulaşık olmadıkları haldeAniden diriliş emrine boyun eğerek dağlardan ve çöllerden^ahşer'e doğru yönelirler.

SÛR'A ÜFÜRMEK, ÜRKMEK VE MEZARLARDAN KALKMAK

Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: |"Nasıl rahat olayım ki, Sûr sahibi (Hz. Đsrafil) boruyuağzına almış, cepheye dönmüş ve kulak kesilmiş, ne zamanüfürme emri geleceğini beklemektedir."Mukatil'e (r.a.) göre: "Sûr" bir boynuzdur. Hz. Đsrafilağzını boru şeklindeki bu boynuzun üzerine koymuştur.Boynuzun başının çevresi yerle gök arası genişliğindedir. Đs-rafil, gözünü Arş'a dikmiş ne zaman ona ilk üfleme emri ge-leceğini beklemektedir.Đsrafil ilk defa Sûr'a üfleyince yerde ve göklerdebulunan her canlı, yere baygın düşer. Yani Allah'ın canlıkalmalannı diledikleri dışında bütün canlılar, şiddetli korkuyüzünden oluverirler. Canlı kalacak olanlar Cebrail, Azrail,Mikâil ve Đsrafil'dir. (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun.)Bundan sonra Azrail, alacağı emir uyarınca sırasiykCebrail, Mikâil ve Đsrafil'in canını alır, en sonunda yine emiruyannca kendisi ölür. Đlk sûr üflemesinin arkasından OLUM-KIYAMET-AHIRETAllah (c.c.) Đsrafil'i dirilterek ona Sûr'a ikinci sefer üflemesinirnreder. Bu durumu Kur'ân şöyle bildirir:"Sonra ona (Sûr'a) bir defa daha üflenir, o za-man onların (canlıların) hepsi ayaküstü dikilmiş bek-ler duruma gelirler." Zümer Sûresi, 68.Peygamber'imiz (s.a.s.) aynı bahisde şöyle buyuruyor:"Bana peygamberlik verildiği zaman Sûr'un sahibigeldi, Sûr'u ağzına aldı bir adımım öne, öbür adımını geriyedoğru açtı, her an ne zaman üfleme emri alacağını bekliyor,aman Sûr'a üflemeden çekininiz."Şimdi kabirlerden doğrulurken ilk baygınlığın korkusu-nu hâlâ üzerlerinden atamamış olan ve haklarında verilecekolan hükmün iyi mi kötü mü olduğunun endişesine kapılancanlı-ların zavallılığını, hayal kırıklığını ve çaresizliğini düşün.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

24

Page 25: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Sen de aralarında olsan onlar gibi gönül kırıklığınauğrar, onlar gibi hayrette kalırsın. Hattâ yeryüzünün varlık-larından ve ileri gelenlerinden biri de olsan, aynı başkalarıSĐbi şaşkınlık ve hayal kırıklığı içinde olacaksın, yeryüzününkıralları o gün herkesten daha zavallı, daha cüce ve dahaönemsiz olacak, tohum tanesi gibi kalabalığın ayaklan al-fanda ezileceklerdir. ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLUM-KIYAMET-AHĐRET Sûr üfürüğünün ürküntüsünün doğurduğuşiddeti onlan da Mahşer'e sürükleyerek daha öncelardan kaçtıklarını ve canlılardan ürktüklerini onlara unuttrur. Nitekim Yüce Allah (c.c.) bu hususta şöyle buyuruyor."Vahşî hayvanlar diriltilip biraraya toplandığızaman..." Tekvîr Sûresi, 5Sonra manzaranın dehşeti karşısında ürpererek duru-lmun farkına varacak olan inatçı kâfir ile şeytanlar, Allah'ın ^|âyetini doğru çıkarmak üzere, belirirler."Rabb'in hakkı için biz onları şeytanlar ilebirlikte toplayacak ve cehennemin çevresinde dizüstu çökmüş halde bekleteceğiz." Meryem Sûresi, 68.O zaman gerek kendi halini ve gerekse kalbininoradaki halini düşün. Daha sonra bütün diriltilen canlılar çı-rılçıplak, yalın ayak ve başı kabak olarak Maşher yerine nasıisevkediklerini düşün. Bir bakarsın ki Mahşer yeri dümdüz.bembeyaz, engebesiz ve apaçık bir yerdir. Üzerinde ne arka-sına saklanacak bir tümsek ve ne de içine girip saklanacalbir çukur var!Birinci sefer Sûr'a üflendikten sonraki ikinci Sûr üfle-mesi ile bütün canlı türlerini, aralarındaki bütün farklılıklararağ-men biraraya getirip Mahşer yerine sevkeden Allahnoksan sıfatlardan ne kadar uzaktır! Bu manzara karşısındabütün kalblerin ürkerek çarpması ve bütün gözlerin korkudan fal taşı gibi açılması gayet tabiidir. Nitekim Peygambe1(s. a. s.) şöyle buyuruyor ki:54 "Kıyamet günü bütün insanlar, bitkisiz, örtüsüz, sığınakye işaretsiz, dümdüz ve bembeyaz bir alanda toplanırlar."Zaten bu alanı yeryüzü alanları gibi sanma, aralarındasadece isim ortaklığı var. Nitekim Yüce Allah (c.c.) şöyle bu-yuruyor:"Yerin ve göklerin olduklarından başka bir du-ruma çevrildikleri o gün onlar (insanlar) tek ve hük-münde ortaksız olan Allah'ın huzuruna dikilirler" Đb-rahim Sûresi, 48.Đbni Abbas (r.a.) der ki: "Bu değişiklik şöyle gerçek-leşir: Yeryüzünün bazı yerleri kırpılır, bazı yerlerine eklemeleryapılır. Ağaçları, dalları, vadileri ve bunlara benzer engebe-leri ortadan kalkarak, tabaklanmış deri yüzeyi ve kan damla-mamış bembeyaz bir yumurta kabuğu ve üzerinde hiç birgünah işlenmemiş bir alan olarak yayılır. Göklerin de güneşi,ayı ve yıldızlan ortadan kalkar."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

25

Page 26: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Ey zavallı insan, bu günün dehşet ve fevkalâdeliğinedikkat et. Bütün canlılar bu alanda toplandığı zaman göktekiyıldızlar kayıp, başlarına düşer, güneş ve ay kararır, bu aradabütün ışık kaynaklan söneceği için yeryüzü koyu bir karan-lığa gömülür.insanlar bu durumda iken diğer taraftan gökyüzümeleklerin kimi eteklerinde ve kimi de doruğunda dururkenbeş yüz yıl bovunca tepelerinde dönerek bütün katılık ve ka-lınhğma rağmen paramparça olur.55 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Kimbilir, gökyüzü parçalanırken kulaklarına ne korkunçbir ses gelir. Gök o kadar iri ve sert gök cisimlerinin param,parça olarak boşluğa düşmeleri ve yer yer sararmış sıvı gy.muş halinde akıp inmesi, göklerin sıvı bir maden haritasınadağların hallaç pamuğuna dönüşmesi, insanların pervanelergibi öteye bireyi serpilmesi ve hepsinin yalın ayak çırılçıplakyürümesi kimbilir, ne korkunçtur!Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Đnsanlar yalınayak, çırılçıplak, sünnetsiz ola-rak ve kulak memelerine kadar tere batmış olarakyeniden dirilip biraraya getirilir."Bu hadisi rivayet eden Peygamber'imizin eşi Hz. Sevdaşöyle diyor: Bu sözleri işitince Peygamberimize: "Ne çirkinşey!" Birbirimizin her tarafını göreceğiz" dedim. Bana şucevabı verdi, "O gün herkesin kendi derdi, onlarıbirbirine bakmaktan alıkoyar. Herkes başka şey ileilgilenemeyecek derecede kendi basınının derdinedüşer."Ne dehşetli bir gün ki, herkesin edep yeri açıkta olduğuhalde kimse kimseye başını çevirip bakmaz. Nasıl baksın ki,insanların bir kısmı kann üstü ve yüz üstü sürünmekten takatbulup başkasına dönüp bakamaz bile!Sahâbilerden Ebû Hureyre (r.a.) der ki: Bir günPeygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kıyamet günü insan-lar üç gurup halinde Mahşer yerine doğru giderler. Binek-liler, yayalar ve yüzüstü sürünenler."56 Aramazdan biri: "Yâ Rasûlallah, üçüncü gurup"ızüstü sürüne sürüne nasıl yol alabilecek?" diyerdu, Peygamber'imiz ona: "O kimseleri ayaklan ile yürüten/Ulah yüzüstü süründürerek yol almalarını sağlamaya damuktedirdir."Gözleriyle görmediği, alışkanlık haline getirmediği şeyiinkâr etmek insanın değişmez huyudur. Eğer insanoğlu,yılanın karın üstü sürünerek şimşek hızı ile yol aldığını göz-leriyle görmese, ayaksız yol almayı tasavvur etmeye bile ya-naşmazdı.Aslında ayak üstü yürümeyi görmeyen bir kimse için oda olacak bir şey değildir.Buna göre dünya ölçülerine uymuyor diye Kıyamet

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

26

Page 27: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

günü hakkında bildirilen şaşırtıcı gelişmelerden herhangi bi-rini inkâr etmekten sakınmalısın. Çünkü eğer sen daha öncegözlerinle görmemiş olsaydın, sana sunulacak olan bir takımşaşırtıcı dünya gelişmelerini de şiddetle inkâr ederdin.O halde kendini çırılçıplak, perişan, zavallı, şaşkın, apı-şıp kalmış bir durumda hakkında verilecek hükmün iyi mi,fena mı olduğunu beklerken ayak üstü dikilmiş olarak göz-lerini önüne getir, kafanda kendini böyle canlandır ve bumanzarayı hiç bir zaman hafızandan silme, çünkü durum,her türlü tarifin üstünde kalan bir önem taşımaktadır.Sonra tasavvur etmeye devam ederek şu gerçekleri deSözlerinin önüne getir: Đnsan, melek, cin, şeytan, vahşî veyırtıcı hayvan ve kuşlar, yerlerin ve göklerin bütün canlıları57 ÖLÜM-KIY AMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET toplanıp biraraya yığılıyor. Bilinegelen hafifliği giderilmiş veısısı kat kat yükseltilmiş olan güneş, canlı yığının neredeysetepesine değecek şekilde yakınına indiriliyor. Arş'ın gölgesin,den başka hiçbir gölge kalmıyor ve bu gölgenin altına belirliibadetleri işleyerek Allah'a yakın olma şerefini kazananlardanbaşkası alınmıyor.Arş'ın gölgesi altına alınanlar ile dışarıda kalanlar ara-sındaki fark, korkunç güneş ısısı altında başlananların baygınhali ve yüzlerinden okunacak olan ızdıraplarının şiddeti ilederhal farkediliyor.Bunlar yanında o günkü canlılar kalabalığını tasavvuret. Bir yandan tarife sığmaz kalabalık yüzünden öte yandankimi yürürken kimi süründüğünden ötürü her canlı birbiriniitip kakıyor. Bütün bu sıkıntılara bir de Allah'ın huzurunadikilince içine düşülecek perişanlık ve rezilliğin doğuracağıkorku, utanç ve mahcubiyet ekleniyor.Güneş alevi, nefeslerin yalazı, utanç ve endişenin hara-reti ile yükselen kalb ateşi bir araya geliyor. Teker teker herkıl dibinden boşanıp yere akarak denizleşen ter deryası canlıvücudlar boyunca yükseliyor. Her canlı Allah katındaki dere-cesine göre kimi diz kapaklarına kimi bellerine, kimi kulakmemelerine ve kimi de nerdeyse içinde kaybolacak derecedebu ter deryasına batıyor.Đbni Ömer'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygambe-rimiz buyuruyor ki: • «V-îoo "Kıyamet Günü insanlar Allah'ın huzuruna diki-lince yarı kulak hizasına kadar tere batar."Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz(s.a.s.) şöyle buyuruyor:"Kıyamet Günü insanlar, öylesine terler ki, ter-leri bir yandan yetmiş kulaç yerin dibine sızarken biryandan da kulak hizalanna yükselecek kadar her-kesi içine alır."Başka bir badiste Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Đnsanlar, Kıyamet günü kırk yıl gözlerini semayadikmiş olarak ayakta dururlar ve çektikleri sıkıntıdan dolayı

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

27

Page 28: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

içinde gömülesiye ter akıtırlar."Ukbe bin Amir'in rivayetine göre Peygamberimiz(s.a.s.) şöyle buyurmuştur:"Kıyamet Günü güneş yere öyle yaklaşır ve insanlaröyle terler ki, kiminin teri topuğuna, kimininki ayak bileğine,kimininki dizlerine, kimininki kalçasına, kimininki böğrüne,kimininki ağzına varacaktır. Peygamber'imiz böyle derken eliile ağzına gem vurdu, kimisi de terine tamamen gömülür (busırada da eli ile şöyle başına vurdu)"Ey zavallı insan, Mahşer yerinde toplanacak olanla-nn karşılaşacakları sıkıntıları ve dökecekleri terleri düşün. Buağır sıkıntılara dayanamayanların bir kısmı Allah'a seslenerekl "Yâ Rabb'i, cehenneme gönderecek bile olsan beni bu sıkıntıI ve bekleme azabından kurtar." diye yalvarırlar. 58 59 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETBütün bunlar, henüz hesaplaşmaya çekilmeden ve a,zaba çarpılmadan çekilecek olan sıkıntılardır. Sen de bu sı-kıntılar ile yüzyüze geleceklerden birisin. Terinin nerene ka-dar çıkacağını şimdiden bilmiyorsun.Bilmezsin malûmun olsun ki, hac, cihad, oruç, namaz,müslümanların sıkıntısını gidermeye koşmak, iyiliği emrede-rek kötülükten alıkoymak uğruna yorulmak gibi Allah yo-lunda gayretler vererek dökülmeyen terler, Kıyamet alanındakorku ve utançtan dökülecek ve orada daha uzun müddetsıkıntıya katlanmaya yol açacaktır.Đnsanoğlu cehalet ile aldanmadan kurtulsa, ibadetuğruna sıkıntı çekerek terlemenin doğuracağı yorgunluğunKıyamet günü çekilecek sıkıntılarla bekleme azabının yolaçacağı terlemenin yorgunluğundan hem daha kısa ve hemde daha kolay olduğunu anlamakta güçlük çekmez. Çünkü ogün hem pek çetin ve hem de çok uzundur!

MAHLUKAT ARASINDA VERĐLECEK HÜKÜM

Sahabilerden olan Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet edil-diğine göre; Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: "Müf-lis, kimdir, bilir misiniz?" Biz: "Aramızda müflis, parası,pulu ve malı kalmamış kimsedir yâ Rasûlellah diye cevapverdik. Bunun üzerine Peygamber'imiz şöyle buyurdu:"Ümmetimin asıl müflisi, Kıyamet günü Allah'ınhuzuruna namaz, oruç ve zekât ile geldiği halde fa-lana küfrettiği, filâna iftira ettiği, berikinin malınıyediği, ötekinin kanını döktüğü, bir başkasını döv-düğü ortaya çıktığı için yaptığı iyiliklerin bir kısmıfalana, öbür kısmı filâna verilen ve borçları karşı-lanmadan iyiliği bittiği takdirde hak sahiplerinin gü-nahları kendisine devredilerek böylelikle cehennemeatılan kimsedir."Böyle bir hesaplaşma gününde başına gelecekleri şöylebir düşün. Çünkü riyadan ve şeytanın öbür tuzaklarından

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

28

Page 29: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

kurtulmuş bir iyiliğin pek yok. Buna rağmen uzun bir süreiçinde şeytan tuzaklarından ve riyadan kurtarılabilmiş bir iyi-liğin sahibi olursan onun başına da haksızlık ettiğin kimselerüşüşür ve onu bir anda elinden alırlar. 60 61 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Çünkü kul, Kıyamet günü dağ kadar ibadet ile Allah'ınhuzuruna varır ve bu ibâdetlerin kendisini cehennemlik Q\.maktan kurtarmaya yeterli olduğunu, fakat çırada biri çıl^.gelerek:-"Yâ Rabb'i, bu adam bana karşı falan haksızlığı işledi"deyince Allah da: "O halde ondan şu iyiliği sil" diye buyurur.Böyle böyle defteri silinerek sonunda hiç bir iyiliği kalmaz.Bu durum şuna benzer. Bir yolcu kafilesi düşünün,kıraç bir yerde konaklamışlar, yanların da yakacak bir şeyleriyok. Fakat yolcular dört bir yana dağılarak odun toplamışlarve çok geçmeden biraraya gelince ortaya bir yığın odunçıkarak ateş yakmışlar. Đşte günahların birikmesi de böyleolur.""Sen de onlar da öleceksiniz. Sonra hepiniz Kı-yamet günü aranızdaki davalar ile ilgili olarak duruş-maya çıkacaksınız" Zümer Sûresi, 30-31. mealindeki âyetinindiği zaman sahâbilerden Zübeyr (r.a.):-"Yâ Rasûlallah, biribirimizi ilgilendiren günahlaryeniden dâva konusu mu edilecek?" diye sordu. Peygam-ber'imiz (s.a.s.) ona "Kesinlikle, her haklıya hakkı geri ve-rilmek üzere aranızdaki meseleler yemden dâva konusu edi-lecek" diye cevap verdi. Bunun üzerine Zübeyr: "Vallahi, çokçetin iş dedi.Sen de yanlış atılan bir tek adıma bile göz yumulma-yan, haksız yere atılan bir tek tokata veya söylenen bir kelimelik söze bile müsamaha gösterilmeyerek mazlumunhakkı zalimden alınan günün önemini iyi kavra.Sahâbilerden Hz. Enes (r.a.) der ki: Bir gün Pey-garnber'imiz şöyle dediğini duydum: "Allah bütün insanlarıçırılçıplak ve toprağa bulaşmış halde yenide dirilterek Mah-şer'de toplar. Sonra hem yakından ve hem de uzaktan duyu-lan bir ses ile şöyle seslenir:"Ben hem sultan hem de hâkimim! Cennetlik bir kimse,üzerinde cehennemlik birinin hakkı varsa, bu hak cehen-nemliğe verilmeden kendisi cennete giremez. Buna karşılıkcehennemlik birinde cennetlik birinin hakkı varsa ben de buhakkı cehennemlikten alıp cennetliğe vermedikçe o cehen-neme girmez. Bu haksızlık isterse bir tokat olsun."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

29

Page 30: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Biz Peygamberimize:-"Nasıl olur? Hani bizler çırılçıplak ve toz-toprak içinde,yani başka hiç bir şeyimiz olmaksızın Mahşer'e gideceğiz"diye sorduk. Peygamber'imiz bize:-"Hak alış-verişi iyilikler ve kötülükler ile olacak" diyecevap verdi.Ey Allah'ın kullan, başkalarının mallarına el koyarak,ırzlarına saldırarak, kalblerini kırarak ve onlarla kurduğunuzmünasebetler sırasında körü huyluluk göstererek kullarahaksızlık etmekten sakınınız. Çünkü sırf Allah ile kul arasındaKalan günahların affedilmesi çabuk olur. 64 65 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Üzerinde kul hakkı bulunup yaptıklarına tevbe etme-sine rağmen hak sahiplerinden helâllik olmak imkânı bula.mayanlar, hakların sahiplerine verileceği güne hazırlık olmaküzere iyi amel işlemeyi artırmalı, sırf Allah'ın bileceği, Allahile kul arasında kalan iyilikler işlemeye eksiksiz bir ihlâs iledevam etmelidir. Böylelikle o kimsenin Allah'ın yakınlığınıkazanarak O'nun haksızlığa uğrayanların isteklerini karşıla-mak üzere sevdiği kullar hesabına ayırdığı bağışlardan payalmaya nail olması umulabilir.Nitekim sahâbilerden Hz. Enes (r.a.) der ki:"Bir gün Peygamber'imiz ile birlikte otururken bir araazı dişleri görünecek şekilde O'nun güldüğünü gördük. Hz.Ömer: "Ya Rasûlallah, anam-babam sana feda olsun, neyegüldün?" diye sordu. Peygamber'imiz şu cevabı verdi:"Ümmetimden iki kişi Allah'ın huzurunda dizçöktü, biri "Yâ Rabb'i, bu kardeşimden hakkımı al"dedi. Allah da ötesine "Kardeşinin hakkını kendisinever" diye buyurdu. Verecekli adam "hiç bir iyiamelim kalmadı" dedi.Bunun üzerine Allah alacaklıya: "Ne yapacaksın,arkadaşının sana verecek hiç bir iyi ameli kalmadı" diyebuyurdu. Alacaklı: "O halde hakkım kadar günahımı üzerinealsın" dedi. Böyle derken Peygamber'imiz yaşlı gözlerle: "Ogün öyle yaman bir gündür ki, her günahını sırtına yük-leyeceği birini arar" diye buyurdu ve sözlerine şöyle devametti: "Bu arada Allah alacaklı tarafa: "Kaldır başını dacennet bahçelerine bak" diye buyurdu. Adam başınıkaldırarak: "Yâ Rabb'i, altından bir takım yüksek evler ileincilerle bezenmiş şehirler görüyorum. Bunlar acaba hangipeygambere veya hangi sıddıka yahut hangi şehide ayrıldı?"dedi.Yüce Allah: "Bu gördüğün ev ve köşkler bana bedelini

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

30

Page 31: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ödeyenlere verilecek" diye buyurdu. Alacaklı adam "YâRabb'i, onların bedelini sana kim ödeyebilir?" dedi. Allah"sen verebilirsin" diye buyurdu. Adam; "Nedir o bedel?" diyesor-du.Allah: "Arkadaşına hakkına bağışlaman" diye buyurdu.Bunun üzerine alacaklı Adam: "Yâ Rabb'i ona hakkımıbağışladım" dedi. Allah da alacaklıya: "O halde onun elindentut ve onu cennete götür" diye buyurdu.Sonra Peygamber'imiz (s.a.s) bize dönerek: "Allah'tankorkun ve aranızda doğan anlaşmazlıkları barışçı yollardanhalledin. Görüyorsunuz ki, Allah mü'minlerin arasınıbulmak-tadır" diye buyurdu.Yukardaki hadis, helâlliği alınmamış hak sahipleri ileAllah'ın arabuluculuğu sayesinde hesaplaşmanın ancak in-sanlar arasında uzlaştırıcı olmak ve benzeri gibi ilâhî huylanbenimsemekle mümkün olabileceğine dâir bir uyan mahiye-tindedir.Şimdi kendi kendine düşün. Eğer Kıyamet Günü, amelhaksızlıklardan yana bos/ çıkarsa veya Allah'ın lüt-. 66 67 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET funa mazhar olup affa uğrar da ebedi saadete erişmen kesinleşirse muhakeme yerinden benzersiz bir sevinç ile ay.rılırsm. Artık "rıza" elbisesini giymiş, sonrası bedbahtlık olma-yan bir saadete ve her an sona erme tehlikesi ile karsıkarşıya olmayan bir rahata ulaşmış olacaksın!Đşte o zaman sevincinden kalbin yuvasından uçacakgibi atar, yüzün ayın on dördü gibi ak ve parlak bir gö-rünüme bürünüverir!O sırada her türlü yükü sırtından indirmiş olmanınrahatlığı içinde diğer canlılar arasında başı dik olarak yürü-yerek çalım satmana, alnında panldayacak olan mutlulukrüzgârı ile "hoşnutluk" serinliğinin tazeliğini tasavvur et.Dünyanın başından sonuna kadar gelmiş ve gelecek olanbütün canlılar sana ve haline bakar, güzellik ve saadetine im-renirler.Melekler etrafında dolaşarak şehidler huzurunda: "Bufalan oğlu filândır. Allah ondan razı oldu ve onu hoşnut etti.O artık sonrası bedbahtlık olmayan bir saadete kavuştu"derler. Bu mertebeyi dünyada iki yüzlülük, yaltakçılık, yap-macıklık ve süslenip püslenerek insanların kalbinde kazan-dığın itibardan daha üstün görmüyor musun? Eğer bu met-rebenin daha yararlı olduğunun farkında isen, daha doğrusuikisini birbiri ile mukayese etmenin bile yersiz olduğunukabul ediyorsan Allah ile aranda olan münâsebetlerini ka-tıksız samimiyet ve iyi niyete dayandırarak o mertebeye ubŞmaya çalış. Đyi bilesin ki, bu mertebeye ulaşmanın başk3çaresi asla yoktur.68 Maazallah! Bir de öbür türlü olur da, amel defterinde

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

31

Page 32: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ana önemsiz gelen, fakat Allah katında ağır kabul edilen biraünahmın varlığı ortaya çıkarsa ve bu günah yüzünden Al-lah'ın gazabına uğrar da O sana: "Ey kötü kul, lanet sana,senin ibadetini kabul etmiyorum" derse bu azan duyar duy-maz hemen yüzün kararır, Allah'ın gazabına uğradığın içinmelekler de sana gazab edederek "Bizim ve bütün canlılarınlaneti üzerine olsun" derler. O zaman zebaniler (azabmelekleri) Allah'ın -gazabına uğradığından dolayı sana karşıduyacakları öfke ile üzerine yürürler, bütün kabalık, korkunç-luk ve ürkütücü görüntüleri ile üstüne çullanırlar, alnındanyakalayarak herkesin gözü önünde seni yüzüstü sürüklemeyebaşlarlar, bütün kalabalık yüzünün kararmasına ve perişan-lığına seyirci olur. Bu arada sen feryadı basarak:-"Ah, ölsem, yok olsam da kurtulsam" dersin. Zebanilersenin bu feryadına: "Bugün bir defa ölüp yok olmayı değil,bir çok ölümü imdada çağır" diye cevap verirler.Bu arada melekler senin için: "Bu adam falan oğlufilândır. Allah bunun rezilliklerini ve çirkin işlerini ortaya dö-kerek kirli işleri yüzünden ona lanet etti. Artık o, sonrasısaadet olmayan bir bedbahtlığa ebediyyen mahkum olmuş-tur" diye herkesin duyacağı bir şekilde seslenirler.Bu acı âkibet, dünyada insanlardan gizli olarak yahutbaşkalarının gözüne girmek için veya onlar, kullar nazanndakibarını yitirmekten çekindiğinden dolayı işlediğin bir günahyüzünden başına gelmiş olabilir. Dünyanın geçici ve Ahiret-göre çok daha az olan kalabalığı karşısında utanç69 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AH1RET verici bir duruma düşmekten çekinip Ahiretin korkunç kala,balığı huzurunda rezil olmaktan korkmaman ne büy\jicehalet! Üstelik işin sonunda Allah'ın gazabına maruz kal.mak, acı bir azaba çarpılarak zebanilerin elinde cehennemiboylamak da var! Đşte Ahirette karşılaşacağın durumlar bun-lar, fakat sen tehlikenin farkında bile değilsin!

AMELLER, MĐZAN VE CEHENNEM AZABI Kardeşim, amellerin tartılması ve amelleri kaydedendefter sayfalarının sağa-sola uçuşması bahislerini hiç bir anj-i hatırından çıkarma.Çünkü; insanların sorguya çekilme işleri bittikten sonraüç kısma ayrılırlar:1- Hiç bir ameli olmayanlar. Cehennemden simsiyahbir boyun çıkarak böylelerini kuşun taneleri devşirdiği gibikapar, boyunlarına dolanarak onları ateşin içine atar, ateş deonlan hemen yu-tuverir. Kendilerine, sonu saadet olmayanbedbahtlığa uğradıkları yüksek ses ile duyurur.2- Hiçbir kötülüğü olmayanlar. Meleklerden biri yükseksesle: "Her durumda Allah'a hamdedenler ayağa kalksın"diye ilân verir. Bu zümre böylece cennete yolcu edilir. Sonraaynı işlem gecelerini ibadet ile geçirenler için, arkasından

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

32

Page 33: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

alış-veriş ve ticaretin Allah'ı zikretmekten (namazdan)alıkoymadığı kimseler için tekrarlanır ve zümrelerin hepsinesonunda bedbahtlık olmayan bir saadete kavuştuklarıyüksek ses ile duyurulur. 70 71 ÖLUM-KIYAMET-AHĐRET T ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET 3- Hem iyiliği ve hem de kötülüğü olanlar. Çoğunlukbu kısma girer. Onlar bilmeseler bile iyiliklerinin mi, yoksakötülüklerinin mi baskın olduğunu, hiç şüphesiz, Yüce Allahonları bilir. Fakat affettiği takdirde fazileti ve cezalandırdı^takdirde adaletinin titizliği açıkça ortaya çıksın diye YüceAllah, amelleri hakkındaki kesin bilgisini mutlaka onlara dagöstermek ister.Đşte bunun için iyilik ve kötülüklerin kayıtlı olduğu ameldefterlerinin durulmuş yapraklan rüzgârda uçuşur gibi hızlauçuşur ve terazi kurulur. "Sağ yüzünde mi, yoksa solyüzünde mi kayıt var" diye gözler amel defterine dikilir. a^manda "Acaba sağ kefesi mi, yoksa sol kefesi mi baskınçıkıyor" diye bakışlar terazinin diline dikilir.Bu sahne, insanların beynini kaynatacak derecede kor-kunçtur!Hasan el-Basrî'nin (r.a.) bildirdiğine göre bir günPeygamber'imiz (s.a.s.) başını Hz. Ayşe'nin dizine koyarakuyuklar. Bu arada Ahireti hatırlayan Hz. Ayşe'nin gözleriyaşarır, yanağından süzülen damlalardan biri Peygamber'i-mizin yanağına düşünce uyanır ve: "Neye ağlıyorsun yâAyşe?" diye sorar.Hz. Ayşe de: "Ahiret aklıma geldi de ondan ağladım.Acaba siz erkekler kıyamet gününde eşlerinizi hatırınızagetirir misiniz?" diye sorar. Peygamber'imiz (s.a.s.) ona şöylecevap verir:72 ,—-~"Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki,Ahiretin şu üç safhasında herkes sırf kendini düşünür:1- Teraziler kurulup ameller tartılırken, herkes amelininqır mı yoksa hafif mi geldiğini görünceye kadar sadecekendisini düşünür.2- Amel defterleri dağıtılırken herkes defterinin sağdanmı yoksa soldan mı verildiğini görmeden başkasınıdüşünmez.3- Sırattan geçileceği zaman da herkes yalnız kendisinidüşünür."Encs Đbni Mâlik (r.a.) der ki: "Kıyamet günü,

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

33

Page 34: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ademoğlu Allah'ın huzuruna getirilerek terazinin iki kefesiarasında ayak üstü durdurulur, başına da bir melek dikilir.Tartıda sevapları ağır bastığı takdirde başındaki melek her-kesin duyabileceği yüksek bir sesle: "Falan kimse sonundabedbahtlık olmayan ebedi bir saadete kavuştu" diye seslenir.Buna karşılık tartıda sevapları hafif geldiği takdirdeaynı melek bu defa: "Falan kimse, sonu saadet olmayanebedi bir bedbahtlığa uğramıştır" diye seslenir. Sevap kefesihafif kalınca elleri demir topuzlu ve ateşten elbiseli zebanilerileri çıkarak cehennem yolcusunu cehenneme götürmeküzere teslim alırlar.Peygamber'imiz (s.a.s.) bir gün Kıyamet günü hakkındakonuşurken buyurdu ki: "Kıyamet günü gelince Yüce AllahHz. Adem'e: "Yâ Adem, yerinden doğrul da cehennem kafi-lesini cehenneme gönder" buyurur... 73. ,- : ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Hz. Adem: "Cehennem kafilesi ne kadardır?" diyesorar. Yüce Allah ona: "Her bin kişide dokuz yüz doksan do-kuz kişi" diye cevap verir.Peygamberimizin son cümlesi sahâbileri öyle derin birüzüntüye sürükledi ki, ağızlarını bıçak açmaz oldu. Pey.gamber'imiz onların üzerine çöken bu ağır kederi farkedinccbuyurdu ki:-"Siz iyi amel işlemeye devam ediniz vesevininiz. Muhammed'in (s.a.v.) nefsini kudret elindetutan Allah'a yemin ederim ki, sizinle birlikte ikihalk. kesimi var ki, bunlar hangi ümmetin devrindeyaşasalar o ümmetin sayısını bütün insan ve şeytanölüleri kadar yükseltirler."Sahâbiler: "Bu iki halk kesimi kimlerdir?" diyesorunca Peygamber'imiz: "Ye'cüc ve Me'cüc'dür," dedi.Bunun üzerine ashap biraz ferahlamışlar. Peygamber (s.a.s.)sözlerine şöyle devam eder: "Đyi amel işlemeye devamediniz, sevininiz. Muhammed'in nefsini kudret elinde 'tutanAllah'a yemin ederim ki, Kıyamet günü siz, insanlar içindedevenin karnındaki benek yahut atın bacağındaki yara izikadar kalacaksınız."Ey nefsi farkında olmayarak zevale ve son bulmayamahkûm olan şu dünyanın oyalayıcı yanlarına aldanan kişi!Göçüp gideceğin yer hakkında kafa yormaktan vazgeçerekaklını varacağın yere yönelt. Çünkü cehennemin herkesin ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET\~f »_( 1^ l , _varacağı bir yer olduğu sana bildirilmiştir. Nitekim Yüce Al-lah (c.c.) Şöyle buyuruyor:"Her biriniz oraya (cehenneme) mutlaka varır-sınız- Bu Rabb'inin kesin karara bağlanmış bir hük-müdür. Sonra takva sahiplerini kurtarırız da zâlim-leri Orada dĐZÜStÜ bekletiriz" Meryem Sûresi, 71-72.Buna göre senin cehenneme varacağın kesin olmasınarağmen geri çıkacağın şüphelidir. O halde oraya girmeninkorkunçluğunu kalbinde duy ki, belki oradan kurtulup çık-mak için şimdiden tedbir alırsın.Mahlukatın halini düşün; insanlar Ahiret sıkıntıları al-tında inlerken o gün korku ve endişeler içinde ayak üstü di-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

34

Page 35: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

kilmiş başlarına neler geleceğini öğrenmeyi ve kurtarıcılarınışefaat etmesini bekler, bu arada günahkârları kavurucu bu-lutlar kaplar, yalazlı ateş onları gölgesi altına alır, bu ateşinhorlamaları herkes tarafından duyulur, öfke ve kin saçan çı-tırtıları apaçık belirirken o anda günahkârlar başlarına çökenfelâketi kesinlikle onlar, bütün ümmetler dizüstü yere çök-türülür. Öyle ki, iyiler bile durumlarının bir anda kötüyedönüşmesinden korkuya düşer, bu arada zebanilerden biri:"Dünyada iken uzak vadeli emeller peşinden koşarakömrünü kötü işler uğruna harcayan falan oğlu filân nerede?"diye seslenir; azap melekleri (zebaniler) demir topuzlar ileadamın üzerine yürürler, ağır tehditler ile karşısına dikilerekonu çetin azaba sürüklerler, başını cehennemin derinliklerine, doğru çe-virirler ona Kur'an-ı Kerim'in dili ile: 74 75 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET "Tat bu azabı, hani sen (ileri sürdüğüne göre)çok güçlü ve her işi yerli yerinde olan biri idin" diyeSeslenirler" Duhân Sûresi, 49Sonra adam dar, çıkış yolu görünmeyen tehlikeleri be-lirsiz bir yere kapatılır, burası esirlerin devamlı barınağıdır,orada ateş yakılır, cehennemliklerin oradaki içecekleri kay-namış sudur, barınakları da câhim (cehennemin katlarındanbiri)dir. Cehennemlikleri bir yandan zebaniler topuzlarken, 'öte yandan Haviye (harlı ateş) onlan bir noktada toplar.Bütün ümitleri helaktir. Oradan hiç bir yere kımıl-dayamazlar, ayaklan alınlarına bağlanmıştır. Günahlar yüz-lerini karartmıştır, cehennemin yanlarından seslenirler,oranın ötesinden-berisinden:"Ya Malik, korkunç akibet üzerimizde gerçekleşti. YaMalik, demir topuzlara artık katlanamaz olduk. Ya Malik,derilerimiz pişti. Ya Malik, bizi buradan çıkar, bir daha yap-mıyacağız, diye feryad ederler.Zebaniler bu feryadlara şöyle cevap verirler: "Heyhat,geçmiş olsun. Bu zillet yuvasından size çıkış yok, susun;orada konuşmayın ve gevezelik edip durmayın. Eğer bura-dan çıkarılsanız, yine size yasaklanan şeylere dönerdiniz."Zebanilerin bu cevaplan üzerine cehennemlikler kurtul-maktan ümitlerini iyice keserler, dünyada Allah'a karşı iş-ledikleri aşırı günahlara hayıflanırlar. Fakat onları ne pişman-lık kurtarır ve ne de bu hayıflanma onların acılarına çareolur. Tersine zincirlere vurulmuş olarak yüzüstü yere kapa-76 .... nirlar altlarından, üstlerinden, sağlarından ve sollarından a-tes üe kuşatılmışlar, ateş deryası içinde boğulmuşlardır.Yedikleri ateş, içtikleri ateş, giydikleri ateş ve yatacakyerleri ateştir. Onlar ateş kümeleri, katrandan elbiseler,demir topuzu darbeleri ve zincirlerin yükü altında ezilirler.Cehennemin sıkıntılarında kıvranır, bataklarında parçalanır,biribirini kovalayan acılar altında kıvranırlar, ateş onları

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

35

Page 36: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ocaktaki kazan gibi kaynatır."Ah, eyvah" gibi acı sözler ile feryad ederler, fakat nezaman ahûzar etseler başlarından aşağı iç organları ile deri-lerini eritip akıtan kaynar sular dökülür. Onlar için oradayüz-lerinde yarıklar açan demir topuzlar vardır, ağızlarındanirin kaynar, susuzluktan ciğerleri doğranır, göz bebeklerieriyip yuvalarından yanaklarına akar, şakaklarının etleri dü-şer, etraftan saçlan hatta derileri dökülür.Derileri her yandıkça eskisinin yerine yeni deri tabakasıile kaplanırlar, etleri döküldüğü için kemikleri çıplak kalır;ruhları sadece damarlara tutunmuş ve sinirlere asılmıştır. Buateşlerin yalazası içinde, fıkır fıkır kaynarlar, ölmek isterler fa-kat ölçmezler.Onları bu durumda görsen acaba ne hale düşersin.Baş-larından aşağı dökülen kaynar sular yüzlerini kapkaraetrniş, gözleri kör olmuş, dilleri tutulmuş, belleri kırılmış,kemikleri dağılmış, kulakları kesilmiş, derileri param parçaolmuş; elleri, boyunlarına bukalı, ayaklan alınlarına yapışık,yüzüstü ateş üzerinde sürünürler, göz bebekleriyle demirden77 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET oklar üzerine basarlar ateşin yalazı için organlarını sarmışcehennemin yılanları ve akrepleri dış azalarına yapışmıştır.Bu tasvir ettiğimiz manzara cehennemliklerin acıklıdurumunun bazı görüntülerini aksettiriyor, şimdi onların kor-kunç hallerinin tafsilatına bak, bu arada cehennemin vadi-lerini ve kollarını da düşün.Peygambcr'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemin yetmiş bin vadisi ve her vadinin yetmişbin kolu vardır. Her vadi kolunda yetmiş bin yılan ve yetmişbin akrep bulunur. Kâfir ve münafıklar bu kolların herbi-rinden ayrı ayrı geçmedikçe yerlerine ulaşamazlar.Hz. Ali'nin (k.v.) rivayet ettiğine göre Peygamber'imiz(s.a.s.) buyuruyor ki:"Hüzün kuyusu veya vadisinden Allah'a sığınınız"Dinleyenlerden biri O'na: Yâ Rasûlallah, hüzün vadisi veyakuyusu nedir?" diye sordu. Peygamber'imiz ona şöyle cevapverdi: "O, cehennemde öyle bir vadidir ki, cehenneminkendisi günde yetmiş kere ondan Allah'a sığınır, Allah onuriyakâr Kur'an okuyucuları için hazırlamıştır."Đşte yedi kat cehennem ile onun vadileri ve her vadininkollan bunlardır. Bu vadi ve kolların sayısı yeryüzündekivadiler ile vadi kollan sayısı ile günaha sürükleyen azgınnefsî arzuların sayısına denktir. Cehennem kapıları ise günahişlerken kullanılan yedi azanın sayısıncadır (yedi azayakarşılık yedi kapı). Cehennem kapı ve katlan üstüstedir. En üstekinin adı:»Cehennem ", sonrasının: "Sakar", sonrasının: "Lczza" dahaalttakinin: "Hutamc", daha alttakinin: "Sair", dahaalttakinin: "Câhim", ve en alttakinin adı ise: "Haviye"dir.Şimdi cehennemin derinliğini bir düşün, dünya ile ilgili

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

36

Page 37: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

azgın arzuların nasıl dibi bulunmaz ise ve yine dünyada herulaşılan amaç daha uzak bir hedefe kavuşma arzusunukörüklüyorsa, cehennem çukurlarının derinliği de ölçüsüz-dür, her aşılan dipsiz derinlik daha dibi bulunmaz derinlik-lere ulaştırır.Nitekim Sahâbilerden Hz. Ebû Hureyre (r.a.) der ki:"Bir gün Peygamber'imiz ile birlikte iken kulağımıza derin biryankı sesi geldi. Peygamber'imiz bize: "Bu sesin ne olduğunubiliyor musunuz?" diye sordu. Biz de: "Allah ve Rasûlübilir" diye cevap verdik.Bunun üzerine Peygamber'imiz buyurdu ki: "Duyduğu-nuz bu yankılı ses, cehennemin dibine şu anda varan birtaşın sesidir, bu taş cehenneme yetmiş sene önce atılmıştı."Ayrıca cehennemdeki kat farklılıklarına da dikkat et.Hiç şüphesiz ki Ahiret, en ince ve detavlı derecefarklılıklarına sa-hiptir. Đnsanların dünyaya dalışı nasıl farklılıkgösteriyorsa, yani kimi boğulurcasma içine batarken kimi denasıl belirli bir derinliğe kadar dalarsa cehenneminSünahkârlan kapması da öyle farklıdır.Çünkü Allah zerre ağırlığı kadar bile hiç kimseye hak-s»zlık etmez. 78 79 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Cehennemliklere uygulanacak azâb şekilleri rastgeletekrarlanıp durmaz, tersine her bir azabın günahların dere-cesine göre değişen belirli bir ölçüsü vardır. Ancak cehen-nemin azabı genel olarak öyle şiddetlidir ki, en hafif azabçeken cehennemliğe dünya ile birlikte onun bütün varlığbağışlansa, bunları çektiği azabtan kurtulmak için fidye ola-rak verirdi.Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü cehennemlikler içinde en hafif azap çe-kecek olanlar, ateşten iki nalınla gezinecek olanlardır ki, ta-banlarından giren ateşin harareti beyinlerini kaynatacaktır."Şimdi sen, hafif azaba çarpılanın çekeceğine bak daağır azaba çarpılacakların başına neler geleceğini hesap et.Ce-hennem azabının ağırlığı konusunda ne zaman şüpheyedü-şersen parmağını ateşe yaklaştır ve çekeceğin acıyıcehennem ile kiyaset. Hem unutma ki sen, bu kıyaslamadayanılıyorsun. Çünkü dünya ateşi ile cehennem ateşi birbi-rinden çok ayndır. Fakat dünyanın en ağır acısı bu ateşteyanma acısı olduğu için cehennem azabı onunla tarif edilir.Yoksa cehennemin en üst tabakasında azap çekenlerbile dünyadaki ateş gibi ateş bulsalar, çektikleri ağır acıdankurtulmak için bu ateşe gönüllü olarak katlanırlardı.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

37

Page 38: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Bundan dolayıdır ki bazı haberler de dünya ateşi can-lıların katlanabileceği bir dereceye düşürülünceye kadar, yet-miş kere rahmet suyundan geçirildi" denilmiştir. Peygamber'imiz (s.a.s.) cehennemi tanıtırken: "Allahcehennem ateşinin bin sene boyunca devamlı yakıl-masını emretti, sonunda kıpkırmızı kesildi. Arkasın-dan bin yıl daha yakılmasını emretti, sonunda bem-beyaz kesildi; arkasından bin yıl daha yakılmasınıemretti, sonunda simsiyah oldu. Şu anda cehennemateşi gayet koyu kara renklidir."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennem ateşi Rabbine şikayet etti: "Ya Rabbi içim-deki soğuk ve sıcak bölümleri biribirini yiyor" Bunun üzerineYüce Allah (c.c.) cehenneme biri yazın, öbürü kışın olmak ü-zere senede iki defa nefes almaya izin verdi. Yazın duy-duğunuz en şiddetli sıcaklık cehennemin hararetinden ilerigeldiği gibi kışın geçirdiğiniz en şiddetli soğuk da cehen-nemin zemherisindendir.Enes Đbni Mâlik (r.a.) der ki: "Dünyanın en yüksekrefahı içinde yaşayan kâfir, Allah'ın huzuruna getirilince "onubir kere cehennem ateşine daldırın" diye buyurulur. Çıkarı-lınca ona:"Hiç refah gördün mü?" diye sorulur, kâfir: "hayır" diyecevap verir.Buna karşılık dünyada en çok maddî sıkıntı çekenmü'min Allah'ın huzuruna getirilince onun hakkında:'Kendisini bir sefer cennete koyup geri getirin" diye bu-r. Çıkarılınca mü'min de: 80 81 TÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET"Dünyada hiç geçim darlığı çektin mi?" sorusuna-"Hayır" diye cevâb verir."Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: "Şu bizim mescitte yüzbin veya daha fazla kişi toplansa da bunların üzerine bircehennemliğin nefesi salınsa hepsi yanarak ölürdü."Alimlerden biri Kur'an'ın "Yüzlerini cehennemyalazı yalar, onlar orada kavrulur" Mü'minûn sûresi, 104mealindeki âyeti hakkında der ki; "Cehennem yalazı cehen-nemlikleri bir kere yalayınca kemiklerini çırılçıplak bırakarakbütün etlerini eritip ayak topuklarının yanına akıtıverir."Şimdi de cehennemliklerin vücûdlanndan akacak olanve içinde boğulacakları "gassak" adını taşıyan irinin koku-suna dikkat et. Nitekim Ebû Said el-Hudrî (r.a.)'nin rivayetettiğine göre, Peygamber'imiz buyuruyor ki:"Gassak" adlı cehennem irininden bir kova dünyayadökülse yeryüzünün bütün canlılarını kokuştururdu."Đşte cehennemliklerin içeceği budur. Onlar susuzluktanyanarak: "Su, su" diye yalvarmca içlerinden birine bu kanlıirin sunulur. Adam irini ağzına alır, fakat bir türlü yutamaz.Her yönden üzerine ölüm acıları üşüşür, ama ölmesi asla

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

38

Page 39: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

mümkün değildir! Nitekim şöyle rivayet edilmiştir:"Cehennemlikler: "Su, su" diye yalvardıklan zamankendilerine kızgın katran gibi bir sıvı "unulur. O ne kötü bitiçecek ve orası ne fena bir barınaktır." ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETBir de cehennemliklerin yiyeceğine bak, onun adı:"Zakkum" dur. Nitekim Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Sonra ey hakkı inkâr eden sapıklar, hiç şüp-hesiz, siz "zakkum" ağacından yiyeceksiniz. Mideleri-nizi onunla dolduracaksınız. Onun üzerine de, susa-mış develerin içişi gibi, kaynar su içeceksiniz" vakıaSûresi, 51-55.Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Zakkum" kökü "cahim"in dibinde olan ve to-murcukları şeytan başlarına benzeyen bir ağaçtır.Hiç şüphesiz onlar (cehennemlikler) bundan yiyecek-ler ve onunla midelerini dolduracaklardır." Sonra on-lara, bunun üzerine kaynar bir içecek vardır. Sonrada, hiç şüphesiz varacakları yer "cahim" olacaktır."Sâffât Sûresi, 64-68.Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"O gün onlar 'kızgın ateşin alevlerine girerler. Ken-dilerine kaynar bir pınardan su verilir." Gâşiye Sûresi, 45.Yine Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Hiç şüphesiz, bizim katımızda bukağılar, kız-ateş, boğazdan bir türlü geçmeyen yiyecek ve acıVardir." Müzzemmil Sûresi, 12-13. 82 83 ÖLÜM-KIY AMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIY AMET-ÂHĐRET Đbni Abbas'ın (r.a.) rivayet ettiğine göre, Peygarnber'imiz buyuruyor ki:"Zakkum'"un bir damlası dünya denizlerine dökülsebütün canlıların sağlığını bozardı, yiyeceği bu maddedenibaret olanların halini düşünün."Enes Đbni Mâlik'in (r.a.) rivayet ettiğine göre; Pey,gamber'imiz buyuruyor ki:"Allah'ın sizi talip olmaya teşvik ettiği şeylerin peşindekoşunuz, sizi korkuttuğu azapdan, işkenceden ve cehennem-den korkup kaçınınız; zira içinde yaşadığınız dünyayacennetten bir damla düşürüise tatlı kokular sarardı Bunakarşılık dünyaya cehhennemden bir damla akıtılsa dünyanızıbaştanbaşa berbat ederdi."Ebû'd-Derdâ'nm (r.a.) rivayet ettiğine göre Pey-gamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemlikler öyle bir açlığa mahkûm edilirler ki, buaçlığın azabı, çektikleri diğer bütün azaba denk gelir. "Ye-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

39

Page 40: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

mek, yemek" diye yalvardıkları zaman kendilerine ne karındoyuran ve ne de açlıklarını gideren kaynatila kaynatila piş-memiş bir yemek verilir.Yine: 'Yemek, yemek" diye yalvarırlar, bu defa dakendilerine gırtlaklarından geçmeyen bir yiyecek verilir, dün-yada gırtlaklarına tıkanan lokmaları içecek sayesinde boğaz-larından geçirdiklerini hatırlayarak: "Su, su" diye yalvarırlar.Kendilerine su yerine demir kıskaçlar ile kaynar katran nlllur, yüzlerine yaklaşınca çehrelerini kavurur,, boğazla-dan geçer geçmez bütün sindirim sistemlerini parçalar.""Bize cehennem bekçilerini çağırın" diye yalvarırlar,bekçiler gelince onlara: "Rabb'inize dua edin de bir gün-lüğüne üzerimizdeki azabı hafifletsin" derler. Cehennem bek-çileri onlara: "Size açık açık delillerim ortaya seren peygam-berleriniz gelmedi mi?" diye sorarlar.Cehennemlikler bu soruya: "Evet, geldiler" diye cevapverirler. Bunun üzerine bekçiler onlara: "O zaman kendinizAllah'a dua edin. Ama kâfirlerin duası, hiç şüphesiz boşu-nadır" diye cevap verirler.Bekçilerden de bir fayda göremeyen cehennemlikler:"Bize Mâlik'i çağırın" derler. Mâlik gelince hep birlikte onayalvararak: "Yâ Mâlik, Rabb'in şu azabımıza son versin" der-ler, Mâlik de onlara: "Siz burada kalacaksınız" diye cevapverir. (A'meş'in söylediğine göre cehennemlikler Mâlik'i ça-ğırdıktan ancak bin yıl sonra ondan cevap alabilirler.)Başka çare kalmayınca cehennemlikler biribirine: "Rab-b'inize dua edin, Allah'dan başka hiç kimseden hayır yok"derler. Bunun üzerine hep birlikte: "Ey Rabb'ımız, bizi bu-radan çıkar, eğer yine küfre dönersek biz kendi kendimizezulmetmiş oluruz" diye Allah'a yalvarırlar, Allah (c. c.) onlara:"Kalın olduğunuz yerde ve gevezelik etmeyin" diye cevapbuyurur. 84 85 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Bu son cevabı aldıktan sonra her türlü kurtuluş ümidiniyitirerek: "Vay başımıza gelenlere, keşke şöyle keşke böyle.,yapsaydık." diye acı acı feryad etmeye koyulurlar."Ebû Ümame'mh riva'yet ettiğine göre; "Onun içinölümün sonrası cehennemdir. Orada kendisine içecek olarakirinli su verilir, onu ağzına alır, fakat bir türlü bo-ğazmdangeçmez. Her yönden üzerine ölüm üşüşür, ama artık ölecekdeğildir. Önünde çetin bir azab vardır ibrahim Sûresi, ıs-ıv,mealindeki âyet hakkında Peygamber'imiz (s.a.s.) şöylebuyuruyor:"Cehennemliğe irinli kaynar su yaklaştırılınca ondantiksinir. Đyice önüne getirildiği zaman yüzü kavrulur ve

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

40

Page 41: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

başının derisi eriyip düşer, ondan içince de bağırsaklarıparçalanıp akar dübüründen çıkar."Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Takva sahiplerine vadedilen (cennetin hâli şu): Oradatabii özellikleri bozulmamış su ırmakları, tadı bozulmamış sütırmakları, lezzeti içenlerin damağında kalan içki ırmakları,süzülmüş bal ırmakları vardır. Onlara orada her çeşit yemişve Allah'ın bağışlayıcıhğı vardır. Bunların durumu ile ebedicehennem azabına mahkûm edilen ve yerine kendilerineverilen irinli sıvı ile parçalananların durumu bir olur mu?"Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Deki, hak Rabb'inizden gelendir, dileyen inanır, is-teyen inkâr eder. Biz zâlimlere, duvarları arasında sıkışıpkalacakları bir cehennem hazırladık. "Su" diye yalvardıklan86 zaman onlara kaynar katranı andıran, çehreleri kavurucu birsıvı verilir. O ne kötü bir içecektir ve orası ne fena birbarınaktır!"Đşte acıktıkları ve susadıkları zaman cehennemliklerinyiyecekleri ve içecekleri bunlardır. Şimdi de cehennemdekiyılanlara ve akreplere, akıttıkları zehirin şiddetine, iriliklerine,görünüşlerinin korkunçluğuna gelelim. Bunlar cehennem-liklerin üzerine kışkırtılarak salınır, biran bile aman verme-den, durmadan cehennemlikleri ısırır ve sokarlar.Ebû Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz(s. a. s.) buyuruyor ki: "Allah'ın kendilerine bağışladığı malınzekâtını vermeyenlerin serveti Kıyamet günü, kudurgan biryılan kılığına girerek boynuna sarılır ve avurtlarından tutarakona: "Ben senin malınım, ben senin biriktirdiğin servetim"der."Bu sözlerden sonra Peygamberimiz şu âyeti okur:"Allah'ın kendilerine bağışladığı varlığı cimrilikle ellerin-de tutanlar, bu pintiliklerinin kendilerine fayda sağlayacağınısakın sanmasınlar, bu tutum kendi hesaplarına kötüdür.Kıyamet günü, o cimrilikle ellerinde tuttukları mal (yılanolup) boyunlanna dolanır. Hiç şüphesiz, yeryüzünün mirası,yalnız Allah'ındır. Allah işlediklerinizden (inceden inceye)haberdardır." ÂM imrân Sûresi, ıso.Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemde deve boynu kalınlığında öyle yılanlarvardır ki, bir ısırıklarının acısı kırk yıl sürer. Yine cehennem-87 de semerli katır iriliğinde öyle akrepler vardır ki, bir keresoktular mı, acısı kırk yıl sürer." (Bu yılanlar ve akrepler, dünyadaki pintilerin, ahlâk-sızların ve başkalarına zarar verenlerin üzerine salınır. Saydı-ğımız kötülüklerden uzak duranlar, oranın yılan ve akreple-rinden de kendilerini korumuş olur, onlar ile karşılaşmazlarbile.Bütün bunlar yanında bir de cehennemliklerin vücûd-larının irileştirilip boylarının uzatılacağını hesaba kat. Allah,cehennemlikleri, bu yoldan azabın acısını artırmak için, vü-cûdlarım irileştirip boylarını uzatır. Böylece ateş yalazınındağlayışını, yılan ve akrepleri sokusunu irileşecek olan vü-cûdlarmın her tarafından aynı anda ve devamlı olarak duy-maları mümkün olur.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

41

Page 42: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Ebû Hüreyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre, Peygam-berimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemde kâfirin azı dişi Uhud dağı kadar, de-risinin kalınlığı ise üç günlük yol kadardır."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemde kâfirin alt dudağı, göğsünü örtecek şe-kilde sarkık ve üst dudağı da yüzünü kaplayacak şekildekalkık olur."Yine Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü kâfirin dili o kadar uzar ki, yerlerde sü-rüklenerek halkın ayaklan altında kalır."88 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRETCehennemlik vücûdlar, bütün iriliklerine rağmen dur-madan ateşte yanıp erirler, fakat her eriyişten sonra derilerive etleri yenilenir.Yüce Allah'ın:"Ayetlerimizi inkâr edenleri öyle bir ateşe atacağız ki,daha çok acı çeksinler diye, derilerini her eriyip dökül-düklerinde yenisi ile değiştireceğiz. Şüphesiz ki, Allah herşeye kadir ve bütün yaptıkları yerli yerindedir" Nisa Sûresi, 56âyeti hakkında Hasan el-Basrî (r.a.) der ki: Cehennemlikleriateş, günde yetmiş bin kerre yiyip eritir, fakat her seferindeonlara: "Eski durumlarınıza dönün" diye emir verilince he-men daha önceki gibi olurlar."Şimdi de cehennemliklerin ağlamalarını, feryad etmele-rini: "Ah, vah, keşke ölüp yok olsak da kurtulsak" diye sız-lanmalarını düşün. Bu durum onlarda cehenneme girer gir-mez başlar.Nitekim Peygamber'imiz (s. a. s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü cehennem, her birini yetmiş bin me-leğin çektiği yetmiş urgan ile çekilerek yerine kurulur.Enes Đbni Mâlik'in (r.a.) rivayet ettiğine göre, Peygam-ber'imiz (s. a. s.) buyuruyor ki:"Cehennemliklere ağlama gönderilir, onlar da gözyaşlan kuruyuncaya kadar ağlarlar, göz yaşlan kalmayıncakan ağlamaya başlarlar; öyle ki yüzleri, içine gemi salıncayüzecek kadar derin bir kan çanağına döner."89 Ağlayabildikleri, feryad edebildikleri: "Ah, eyvah, keşKeölsem de bu azabdan kurtulsam" diye bağırıp çağırabildiklerimüddetçe biraz ferahlık duyarlar, fakat bir müddet sonra budavranışlar da kendilerine yasak edilir.Muhammed Đbni Kâ'b'ın söylediğine göre, cehennem-liklerin yapacağı dört çağrının Yüce Allah dördünü de ce-vaplandıracak, arkasından bir beşinci çağrıda bulunmayadilleri varmayacaktır.Cehennemliklerin bu çağrıları ile Yüce Allah'ın onlaravereceği cevaplar Kur'an'da şöyle bildirilmektedir:Đlk çağrıda cehennemlikler diyecekler ki:"Onlar, Rabbimiz bizi iki defa öldürdün, iki defa di-rilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten)çıkmaya yol var mıdır? derler." Mümin Sûresi, ııAllah (c. c.) onlara şöyle cevap verir:"Onlara, Bir Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr ettiniz,O'na ortak koşulunca inanıp tasdik ediyorsunuz. Artık

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

42

Page 43: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır (denir.)" Mümin sûresi, 12Đkinci çağrıda cehennemlikler diyecek ki:"Ey Rabb'imiz, artık gördük ve duyduk. Şimdi bizi gerigönder de iyi amel işleyelim. Çünkü artık kesin inanç sahibiOlduk bĐZ..." Secde Sûresi. 12Allah (c. c.) onlara şöyle cevap verir: "Size hiç bir zevalyoktur" diye yemin etmemiş miydiniz?!" ibrahim sûresi, 4490 _____ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETÜçüncü çağrıda cehennemlikler diyecek ki:"Ey Rabb'imiz, bizi buradan çıkar da daha önce işle-diklerimizin tersine iyi ameller işleyelim." Fâtır sûresi, 37.Allah (c,c.) onlara şöyle cevap verir:"Size dünyada düşünenin düşüncesine yetecek kadarömür vermedik mi? Size kötü akıbeti bildiren elçi de geldi. Ohalde şimdi çekin azabın acısını! Zâlimlerin hiçbir koruyu-cusu yoktur.." Fâtır Sûresi, 37Dördüncü çağrıda cehennemlikler diyecek ki:"Kötülük üzerimizde baskın çıktı da sapık bir kavimolduk. Ey Rabb'imiz, bizi buradan çıkar, eğer bir daha küfredönersek hiç şüphesiz, bizler zâlimiz." Muminûn Sûresi, ıoe-107Allah (c.c.) onlara şöyle cevap verir:"Kalın orada ve hiç sesinizi çıkarmayın!" Mü'minûn Sûresi, ıosişte o zaman çektikleri azabın şiddeti, doruğuna varır. Artıkebediyen konuşamazlar.Mâlik Đbni Enes'in söylediğine göre; Zeyd Đbni Eşlem,Yüce Allah'ın: "Şimdi artık sızlansak da, katiansak da, bizimi-çin farketmez, bizim için kurtuluş yoktur" mealindeki âyetihakkında der ki:"Cehennemlikler, önce yüz sene azaba ses çıkarmadanKatlanırlar, arkasından yüz sene kadar sızlanıp feryad eder-'er, daha sonra da yine bir yüz sene daha ses çıkarmadançekerler ve bunun üzerine:91 OLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET5izıaıibar\ da sabretsek de bizim için farketmezkurtuluşumuz yok" derler." ibrahim Sûresi, 21Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet" günü ölüm semiz bir koç şeklinde huzuragetirilerek cennet ve cehennem arasında boğazlanır ve gerekcennetliklere ve gerekse cehennenemliklere "Ebedî barına-ğınız burasıdır, artık size ölüm yok!" diye seslenilir."Hasan el-Basrî (r,a.) der ki:"Đlk salıverilen cehennemlik, bin yıllık azabdan sonraçıkar. O adam keşke ben olsam."Yine Hasan el-Basrî'yi bir köşede ağlarken gördüler.Ona: "Neye ağlıyorsun?" diye sordular. O da: "O'nun (Al-lah'ın) beni cehenneme atıp da artık benim ile ilgilenmeme-sinden korkuyorum' dedi.Deminden beri belirttiklerimiz genel olarak cehennem-de çekilecek azablarm çeşitleridir. Oradaki acıları, kederleri,sıkıntıları ve pişmanlıkları inceden inceye sayıp bitirmekmümkün değildir.Karşılaştıkları azabın çetinliği ile birlikte cehennemliklerhesabına en acı gerçek, cennet saadetini, Allah'a kavuşma

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

43

Page 44: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

imkânını ve O'nun hoşnutluğunu kazanma mazhariyetinikaçırmaktır; üstelik bütün bu kayıpların sayıya vurulabilir,ucuz karşılıklar pahasına olduğunu bile bile. Çünkü bu de-ğerli nimetleri, kısa süreli, arıtılmamış, acı ile karışık, yarımyamalak ve basit dünya arzuları uğruna kaybetmişlerdir.92T-""""Sı Bu yüzden o gün içlerinden: "Eyvah, 'Allah'ın emir-ı rjne karşı gelerek niye kendi kendimizi mahvettik. Niyeefsimizi bir kaç günlüğüne sabretmeye zorlayamadık? Eğersabretseydik, o günler şimdi arkada kalacak ve bugün Al-lah'ın hoşnutluk ve bağışına kavuşmanın saadeti içindeO'nun yakınlığını kazanmış olacaktık."Oysa ki, o anda artık her fırsatı kaçırmışlar, başlannatürlü belâların çökmesine yol açmışlardır ve dünya sade-tininhiçbir nimeti de yanlarında kalmamıştır. Eğer cennet saa-detini görmeseler, hayıflanmaları o kadar acı olmayabilirdi.Oysa ki, cennet onlara sunulur.Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü cehennemlik bir grup, cenneti görmeyegetirilir. Bunlar cennete yaklaşıp bayıltıcı kokusunu burunla-nna çeker çekmez köşklerine bakıp Allah'ın cennetlikleresunduğu nimetleri görür görmez onlara:"Gidin, uzaklasın buradan, sizin orada hiçbir payınızyok" diye ses gelir. Bu ses üzerine eşi ne daha önce duy-ulmuş ve ne de daha sonra duyulabilecek bir hayıflanmaduygusu içinde geri dönerler.Bu sırada: "Ey Rabb'imiz! Eğer cennetini ve dostlannaorada sunduğun nimetleri göstermeden bizi cehennemekayşaydın, daha kolay gelirdi" derler. Yüce Allah (c.c.) daonlara: "Bunun böyle olmasını ben istedim. Çünkü dünyadaşınıza kalınca bana ululuk taslayarak kafa tuttunuz.93 ^ Yemin ederim ki, âyet-i kerime Kıyamet gününe, dahaA örusu ezelin ezelinde verilerek, Kıyamet günü açıklananhükme işaret etmektedir.Ezelde seninle ilgili olarak ne hüküm verildiğini bilme-ı- _.--,uv>;imnr eğlenebiliyor ve basilOysa insanlar karşısında duygularınızın tersine wgörünüşe bürünerek gerçek kimliğinizi saklıyordunuz. Benden değil, insanlardan çekindiniz, beni değil, insanları sa\ıdmız. Đnsanları düşünerek bazı davranışlardan kaçındığın,halde benim yasaklanma uymadınız."Şimdi ben sizi bitmez mükâfattan mahrum tuttuğumgibi; acı bir azaba da çarptırıyorum" diye buyurur."Ahmed Đbni Harb (r.a.) der ki: "Gölgeyi güneşe tercih ederiz de cenneti cehenneme tercih etmeyiz."Hz. Đsa (a.s.) der ki: "Nice sağlam vücûd, sağlıklıçehre ve tatlı sözlü dil, yarın cehennem katlan arasında fer-yad edecektir."Dâvud Tâi (r.a.) der ki: "Allah'ım! Ben senin güne-şinin sıcaklığına dayanamıyorum da cehennemin ısısına nasılkatlanabileyim? Ben senin rahmetinin sesine dayanmazkenazabının gürleyişine nasıl takat getireyim?"Ey zavallı! Kıyametin belirttiğimiz korkunç gerçekleriniĐyi düşün. Bilesin ki, Yüce Allah bütün korkunç gerçekleri ile

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

44

Page 45: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

cehennemi yarattığı gibi kesin sayısı ile mahlûkatı da yarat-mıştır. Bu gerçek hükme bağlanarak kesinleştirilmiştir.Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:"Sen onları hesap görüldüğü zamanın dehşetiile, pişmanlık günü ile korkut. Onlar hâlâ gafletiçindedirler ve hâlâ inanmıyorlar." Meryem Sûresi, 3994Ezelde seninle ilgili oıaicm no ,.^diğin halde nasıl böyle gülebiliyor, eğlenebiliyor ve basitdünya nimetleri ile oyalanabiliyorsun, şaşılır sana doğrusu?!"Keşke gideceğim yeri, durağımı, sığınağımı ve ezeldehakkımda verilen hükmü bilseydim" diyorsan, elinin altındabulunan ve isteğini cevaplandırmana yardımcı olabilecek ö-nemli alâmet vardır.Bu alâmet iş ve davranışlarım gözetlemektir. Herkese,uğrunda yaşatıldığı davranış ve iş çeşidi nasip olur. Eğeriyilik yolu, önüne açılıyor, iyilikleri işlemek sana nasip olu-yorsa sana müjdeler olsun. Sen cehennemden uzaksın de-mektir.Fakat giriştiğin her iyiliğin önüne bir engel dikiliveriyorve seni o iyiliği işlemekten alıkoyuyorsa, buna karşılık yap-mayı tasarladığın her kötülüğü, hiçbir terslik önüne çıkma-dan rahat rahat gerçekleştirebiliyorsan bil ki, aleyhinde kesinhüküm verilmiştir. Verdiğim bu ip ucunun akıbetini belirt-mesi, yağmurun yeşilliğe ve dumanın ateşe delil olması gibikesindir.Yüce Allah. "Hiç şüphesiz, iyiler cennette vekötüler de cehennemdedir" buyuruyor, infitâr Sûresi, ıs-u.Kendini bu iki âyete arzet, her iki dünyada yerini tespitüş olursun. Doğrusunu Allah bilir.95

ÖLÜMÜN ŞĐDDETĐNĐN BEYANI

Hasan el-Basrî'nin (r.a.) bildirdiğine göre Peygamberi-miz (s.a.s.) ölümü, onun sıkıntı ve acısını anlatırken: "Onunyol açtığı acı üçyüz kılıç darbesininkine bedeldir"buyurdu.Peygamber'imiz (s.a.s.)'e bir gün ölüm acısı hakkındasormuşlar. O da buyurmuş ki: "En kolay ölüm, yünlü kuma-şa batmış dikene benzer. Yünlü kumaşa batmış diken, ya-nında yün lifleri söküp almadan çıkar mı?"Yine Peygamber'imiz (s.a.s.) bir gün ağır bir hastayıziyaret ederken buyurur ki:"Ben bunun ne çektiğini biliyorum. Tek tek bütün da-marları aynı anda ölüm sancısı içindedir."Hz. Ali (k.v.) mücâhidleri savaşa teşvik ederken der ki:"Eğer öldürmezseniz, ölürsünüz. Nefsimi kudret elinde tutanAllah'a yemin ederek söylüyorum ki, bin kılıç darbesi in-dirmek, bana göre, yatakta ölmekten daha kolaydır."Evzaî (r.a.) der ki: "Duyduğumuza göre; ölü tekra*dirilip mezarından doğruluncaya kadar, ölüm acısı çekmeVedevam eder." Şeddat Đbni Evs (r.a.) der ki: "Mü'min için dünyae âhiretin en korkunç olayı ölümdür. Onun acısı, testere ilebiçilmekten, makas ile doğranmaktan ve kazanda kayna-vnaktan daha şiddetlidir. Eğer ölü diriltilerek yaşayanlara ba-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

45

Page 46: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

şından geçenleri anlatsa, dünyalılar ne yiyip içip eğlenebilirve ne de uykudan tad alabilirdi."Zeyd Đbni Eslem'den, o da babasından naklenrivayet eder ki:"Mü'min dünyadaki ameli ile ulaşabileceği dereceler-den birisine ulaşamamışsa kendisine şiddetli ölüm acısı çek-tirilir de ölümün sarsıntı ve acısı sayesinde cennetteki de-recesini elde eder.Kâfirin de karşılığı verilmemiş bir iyiliği varsa canı kolayalınır da iyiliğin sevabını tüketerek cehenneme gönderilir."Bir çok ağır hastalara ölmek üzere iken neler hisset-tiklerini sormayı alışkanlık haline getiren bir ma'rifet ehlinekomada iken "Sen ölümü nasıl buluyorsun?" diye sorarlar.Cevabı şöyle olur: "Sanki gökler yere kapaklar\mış ve sankicanım iğnenin deliğinden çıkıyor."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Anî ölüm, mü'min için rahata kavuşma ve ağır9ünahkâr için de hayıflanma vesilesidir."Mekhul'den rivayet olunduğuna göre: Peygamber-lrniz (s.a.s.) buyuruyor ki: "Ölünün bir tek kılı gök ve yer halkı arasına düşse hep.si, Allah'ın izni ile ölürdü. Çünkü ölünün her kılında ayn birölüm vardır, ölümün değdiği her canlı da ölür."Rivayet edildiğine göre ölüm acısının bir damlası yet-yüzü dağlanna düşse hepsi erirdi.Rivayet edildiğine göre Hz. Đbrahim (a.s.) ölünce YüceAllah (c.c.) ona: "Ey dostum, ölümü nasıl buldun?" diyesordu.Hz. Đbrahim de:- "Yaş yüne batırılmış geri çekilen şiş gibi" diye cevapverdi. Bunun üzerine Allah ona:-"Üstelik biz onu senin için kolaylaştırdık" buyurdu.Yine rivayet edildiğine göre ruhunu Allah'a teslim ettiğizaman Rabbi Hz. Musa'ya (a.s.):-"Yâ Musa, ölümü nasıl buldun?" diye sorar. Musa daşu cevabı verir:- "Kızartılmak üzere canlı canlı tavaya konmuş ne ölüphuzura kavuşan ve ne de uçup kurtulabilen bir serçe gibihissettim."Başka bir rivayete göre de: "Kendimi kasabın elialtında canlı canlı yüzülen bir koyun gibi hissettim" diyecevap verir. Rivayet edildiğine göre Peygamber'imiz (s.a.s.)ölmek üzere iken sonra alnını silerek: "Allah'ım! Ölüm krizini" benim için kolay kıl" diye dua ederdi. Hz. Fâtıma (r. anha) bu arada:-"Ah babacığım, acı çekiyor" diye ağlamaya başlayıncapgygamber'imiz ona:-"Bu günden sonra babana acı yok" diyerek tesellietmişti.Hz. Ömer (r.a.) bir gün Kâ'b el-Ahbar'a (r.anhuma):-"Bize ölümden bahset" dedi. Kâb da:-"Peki, yâ Emirelmü'minin. Ölüm çok dikenli bir ağaçdalı gibidir, bu dal insanın karın boşluğuna sokulmuş, herdiken bir damara takılmış. Arkasından güçlü kuvvetli biradam bu dalı geri çekmiş, böylece dal aldığını almış, bırak-tığını bırakmış dedi.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

46

Page 47: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Mü'min kul, ölümün sıkıntı ve krizine karşı çare bulur.Onun eklemleri: "Selâm sana, Kıyamet günü yeniden buluş-mak üzere birbirimizden ayrılıyoruz" diye birbirleri ile selâm-laşırlar."Buraya kadar Allah dostları ve O'nun yakınlığını kaza-nanlar hesabına ölüm krizinin ve acısının keyfiyetini anlat-maya çalıştık. Ölüm onlar için bile böyle olunca bizim gibigünahkârların hali acaba nice olur? Ölüm krizi ile birliktePe§peşe başka felâketlerle de yüzyüze gelinir. Ölüme eşlikbaşlıca felâketler üçtür: Birincisi, yukarıdan beri anlattığımız gibi şiddetli c^çekişmedir, ikincisi, ölüm meleğini (Azrail'i) apaçık görmekve bu görmenin kalbe salacağı korku ve ürpertidir. Ölümmeleğini günahkâr bir insanın ruhunu alırken büründüöükılık içinde, en dayanıklı kimseler bile görse buna tahammüledemez.Rivayet edildiğine göre Hz. Đbrahim (a.s.) bir günAzrail'e. "Günahkâr insanın canını alırken büründüğünkılığı bana gösterebilir misin?" diye sorar. Azrail (a.s)ona: "Bunu görmeye dayanamazsın" diye cevap verir.Hz. Đbrahim: "Dayanırım, sen göster" diye ısrar edinceAzrail ona: "Başını çevir" der. Bir müddet arkasınıdöndükten sonra tekrar yüzünü dönünce Hz. Đbrahim, kap-kara yüzlü, saçlan diken diken, kötü kokulu, siyahlarabürünmüş, ağzından ve burun deliklerinden ateş ve dumançıkan bir adam ile karşılaşarak yere baygın düşer.Ayılmca Azrail ilk kılığına dönmüştür. Hz. Đbrahim onader ki: "Ey ölüm meleği, günahkâr insan ölüm anında seninbu kılığınla yüzyüze gelmekten başka bir felâket ile karşı-laşmasaydı, bu ona yeterdi" der.Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Peygam-ber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Hz. Dâvûd (a.s.) eşine karşı kıskanç bir erkek olduğuiçin kendisi evden çıkarken karısının üzerine kapıyı kilitlerdi.Bir gün kapıyı kilitleyip gittikten sonra kansı başını kaldırıncayabancı biri ile yüzyüze gelir. Bunun üzerine kadın hizmetcj-100 ,• "Bu adamı kim içeri aldı, eğer Dâvud gelirse ondançekeceği var" der.Bu arada Hz. dâvud çıkagelir, yabancıyı görür, ona:<en kimsin?" diye sorar. Yabancı da ona:-"Ben krallardan korkmayan ve onlann koyduğuperdelerle yolu engellenemeyen bir kimseyim" diye cevapverir. Bu cevabı alan Hz. Dâvud:-"Vallahi, o halde sen ölüm meleğisin" diyerek olduğuyere yığılıp kalır."Rivayet edildiğine göre Hz. Đsa (a.s.) bir gün yoldayürürken bir kafatasına rastlar, ayağı ile ona vurarak:"Allah'ın izni ile konuş" der. Bunun üzerine dile gelen kafa-tası şöyle konuşur: "Yâ Rûhullah! Ben falan zamanda kral-dım. Bir gün başımda tacım, çevremde muhafızlarım vedevlet adamlarım bulunduğu halde tahtımda oturuyorkenansızın karşıma ölüm meleği çıktı.Böylece bütün canlı uzuvlarım üzerimden aynlarak

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

47

Page 48: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

canımla birlikte ona gitti. Keşke bütün o kalabalık çevremolmasaydı. Keşke o kadar ha-hareketli münâsebetler içindedeğil de yalnız başıma yaşasaydım." "Đşte âsilerin başına ge-len musibet budur. Bu musibet itaatkârların başına gelme-yecektir."Peygamberler ölüm meleğini görenin içine düştüğüdehşeti değil sadece ölüm krizini anlatmışlardır. Oysa ki,insan ölüm meleğini rüyasında görse ölünceye kadar yeme-101 . ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET den içmeden kesilir. Ölüm anında ve o korkunçlukta gör_menin dehşetini var hesap et.Allah'a kulluk görevine bağlı kalanlar ise ölüm meleğinien güzel ve alımlı görüntüsü ile görürler.Đkrime'nin Đbni Abbas'dan (r.anhuma) rivayet ettiğinegöre Hz. Đbrahim titiz bir zât idi. Evinde müstakil bir ibadetodası vardı. Çıkarken bu odanın kapısını kilitlerdi. Bir güniçeri girince odanın ortasında bir yabancı ile karşılaşır.Yabancıya:-"Seni evine kim aldı?" diye sorar. Yabancı:-"Sahibi içeri aldı" diye cevap verir. Hz. Đbrahim:-"Sahibi benim" der. Yabancı:-"Senden de benden de daha önce evin mülkiyetinielinde tutan beni içeri aldı" diye karşılık verir. Bunun üzerineHz. Đbrahim ona:-"Bana müminlerin ruhlarını alırken büründüğünkılığın ile görünür müsün" die rica eder. Ölüm meleği:-"Peki, o zaman arkanı dön" der. Hz. Đbrahim dearkasını döner. Bir müddet sonra yüzünü dönünce bir gençile karşılaşır. Hz. Đbrahim hadiseyi naklederken yüzyüzegeldiği delikanlının yüz güzelliğini, elbisesinin alımlılığını vegüzel kokusunu zikretmişti. Gördükleri karşısında ölümmeleğine: l1 -"Mü'min ölüm anında sadece senin yüzünle karşılaşsabu mükâfat ona yeterdi." der.Ölüm sırasında karşı karşıya gelinecek bir diğer gelişmede iki muhafız meleğim görmektir. Bu konuda Süheyb (r.a.)der ki:-"Duyduğumuza göre hiçbir kimse amellerini yazan ikimuhafız meleğini görmeden can vermez. Eğer adam kullukgörevine bağlı kalmış biri ise melekler ona:-"Allah bizden yana sana hayır versin. Bizi nice iyimecliste oturttun ve nice iyi amelin işlenişine şahit eyledin"derler.Eğer adam günahkâr biri ise ona: "Allah bizden sanakötülük versin. Bizi nice kötü yerlerde oturmak zorundabıraktın, nice kötü işleri ister istemez görmemize sebep oldunve nice kötü sözü duymamıza yol açtın. Bu yüzden Allahhayrını vermesin" derler.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

48

Page 49: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Đşte bu anda ölmek üzere olan kimsenin gözleri sırf omeleklere dikilir ve artık bir daha dünyayı göremez.Ölüm anında karşılaşılan felâketlerin üçüncüsü ise gü-nahkârların cehennemdeki yerlerini görmeleri ve bu görme-den önce korkmalarıdır. Çünkü onların ölüm krizi esnasındabütün enerjileri boşalmış ve kendileri canlarının çıkışına bo-yun eğmişlerdir.Fakat insanlar ölüm meleğinin yüksek sesli bildirisiniDuymadıkça ölmezler. Ölüm meleğinin bu bildirisi ya: 102 103 ÖLÜM-KIY AMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET -Ey Allah'ın düşmanı, cehennem olarak sana müjdeletolsun" veya: "Ey Allah'ın dostu, cennet olarak sana müjdeletolsun" şeklindedir.işte derin akıl sahiplerinin ölüm korkusu bu sebepleredayanır. Nitekim Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki;"Hiç biriniz akıbetini öğrenmedikçe, Cennet veya ce-hennemdeki yerini görmedikçe dünyadan ayrılmaz."***

KABĐR KORKUSU

Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Đçine ölü gömüldüğü zaman kabir ona der ki:-"Ey Ademoğlu! Yazık sana, beni ne kadar hesaptançıkardın. Benim sıkıntı, karanlık, yalnızlık ve böcek yurdu11 olduğumu bilmiyor muydun? Yolun bana düştüğünde ayak-ı -ir lann geri geri giderken beni ne kadar hesap dışı bıraktın."Eğer ölü iyi amel işlemiş biri ise onun adına kabredenir ki: "Peki, ya bu adam iyiliği emreden ve kötülüktenalakoyan biri ise o zaman ona karşı tutumun ne olur?" Kabirder ki, "O zaman ben onun için yeşil bir bahçe olurum, onunvücudu nurlanır ve ruhu Allah'a yücelir."Ubeyd Đbni Umcyr cl-Leysî (r.a.) der ki:-"Kabir, içine giren herkese seslenerek der ki: "Benkaranlık ve yapayalnızlık yurduyum. Eğer hayatta ikenAllah'a itaat halinde idiysen şimdi ben sana rahmet olurum.Eğer hayatta iken Allah'a karşı baş kaldırdıysan bu gün bensenin için felâketim. Allah'a itaatkâr olarak bana gelen birSun buradan memnun ayrılır. Allah'a karşı gelmiş biri olarakt>ana gelen biri ise bir gün buradan feryadu figan kopararakÇıkar."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

49

Page 50: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

104 105 Muhammed Đbni Şirin (r.a.) der ki: Öğrendiğimize götkişi mezara gömülerek azab çekmeye başlayınca veya bittakım acılar ile yüzyüze gelince diğer kabirlerde yatan ölükomşulan ona şöyle seslenir: "Ey dost ve komşularının ölü-münden sonra dünyada kalan kimse, bizden niye ibret alma-dm? Henüz fırsat elindeyken bizim amel defterimizin ölümlekapandığını görmedin mi? Dostlarının kaçırdığı fırsattan sendeğerlendiremez miydin?"Diğer yandan yer tabakalan da ona şöyle seslenir:-"Ey dünyanın görünüşlerine aldanan kişi: Ailendendünyaya aldanıp senden önce toprağın kamına gömülmüşolanlardan ibret alsaydın ya! Oysa ki senden öncekilerincenazelerinin sevdikleri tarafından bu kaçınılmaz durağa ta-şındığını görüyordun."Yezid er-Rekkaşî (r.a.) der ki:"Öğrendiğime göre ölü mezara girince amelleri üzerineüşüşür ve Allah'ın izni ile dile gelerek sahiplerine derler ki:"Ey çukurunda tek başına kalan kimse! Dostların ve ailensenden ayrıldı, bu gün bizden başka hiç bir yoldaşın yoksenin."Kâ'b el-Ahbar (r.a.) der ki:"Đyi kul mezara gömülünce namaz, oruç, hac, cihad vesadaka gibi iyi amelleri çevresine üşüşür. Bu arada azabmelekleri ona ayaklan tarafından sokulmak isteyince namazder ki: "Uzak durun ondan, ona sokulmanıza yol yok. Bu ^___ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETBaklan üzerinde uzun müddet dikilerek Allah Rızası içinbenikıldıydı."Bunun üzerine azab melekleri ona başı tarafındansokulmak isteyince oruç:-"Onun yanına girmenize yol yok. Dünyada Allah rızasıiçin uzun müddet susuz kaldıydı, bu yüzden yol yok sizeonun yanına sokulmaya" der. Azab melekleri bunun üzerineyan taraftan ona sokulmaya girişince hac ve cihad birliktederler ki:-"Uzak durun ondan. Nefsini feda ederek ve bedeniniyorgunluğuna katlanarak hacca gitti cihad etti. Bu yüzdenyanma girmeye yol yok size."Bu sefer azab melekleri ona elleri tarafından sokul-maya kalkışınca sadaka der ki: "Uzak durun efendimden. .Nice sadaka şu iki elden çıkarak Allah rızası uğruna yoksuluneline girdi. Bu yüzden size Ona varmaya yol yok."Bunun üzerine o ölüye: "Müjdeler olsun! Diriykensaadet içinde yaşadığın gibi ölüyken de saadete kavuşur"diye seslenilir. Arkasından rahmet melekleri gelerek onacennet yatağı sererler, cennet yaygıları yayarlar. Kabri,Sözünün alabileceği kadar genişletilir, kendisine bir cennetkandili sunularak bir daha dirileceği güne kadar kabrindeaydınlık içinde zaman geçirir."Ubeydullah Đbni Ubeyd Đbni Ömer (r.a.) bir cenazenamazında der ki:107

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

50

Page 51: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

106 -"Duyduğuma göre Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyjbuyurur:"Ölü mezara konulunca, kendisini toprağa verenlerinayak seslerini duyar oturur, kendisi ile konuşacak hiç kimseyoktur. Yalnız kabir ona seslenir ve der ki:-"Ey ademoğlu, yazıklar olsun sana! Dünyada benimhakkımda, darlığım hakkında, pis kokum hakkında, dehşe-tim ve kurtlarım hakkında korkunç şeyler duymadın mı? Be-nim için ne hazırlık yaptın?"Bera Đbn-i Azib (r.a.) der ki:"Bir gün Peygamber'imiz ile birlikte ensardan birinincenazesini toprağa vermiştik. Peygamber'imiz başını öne e-ğerek mezarın başına oturdu ve üç kere:"Allah'ım, kabir azabından sana sığınırım" dedi vesonra sözlerine şöyle devam etti:-"Mü'min Ahirete göçerken Allah ona yüzleri güneş gibiparlak bir grup melek gönderir. Ellerinde onun kefeni vekokusu vardı.Gözünün görebileceği yere kadar sıra halinde oturur-lar, mü'minin ruhu çıkınca gerek yer ile gök arasında bulu-nan ve gerekse gökteki bütün melekler ona dua ederler,göklerin bütün kapılan onun ruhuna açılır, her gök kapısı ru-huna geçit vermeye can atar.108 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETRuhu göğe yüceltilince: "Yâ Rabb'i, filân kulunu getir-dik" diye seslenilir. Allah: "Geri götürün ona hazırladığımyüksek dereceleri gösterin. Çünkü ben dünyada ona,-"Biz sizi topraktan yarattık, oraya döndürürüz ve yinesizi yeni baştan oradan çıkarırız" diye vaad etmiştim" diyebuyurur. Tâhâ Sûresi, 55 Kendisini mezara getirenlerin dönüpgiderken ayak seslerini işitir bir halde iken sorgu melekleriyanına giderek onu:-"Hey adam, Rabb'in kim, dinin nedir, Peygamber'inkim?" diye sorarlar,O da: "Rabb'im Allah, dinim Đslâm ve PeygamberimHz. Muhammed'dir" diye cevap verir. Sual sırasında ona ol-dukça sert davranırlar, ama bu onun karşılaşacağı son im-tihan olur. Soruların cevabını verince "Doğru söylüyorsun"diye bir ses işitilir, işte Yüce Allah:"Allah dünyada ve âhirette iman edenleri, sabit sözde(kelime-i şehadet) sebat ettirir, zalimleri de şaşırtır. Allah di-lediğini yapar" ibrahim sûresi, 27 âyeti ile bu hadiseye işaretetmektedir.Arkasından yanına güzel yüzlü has kokulu, alımlıelbiseli biri girerek ona: "Allah'ın rahmeti ve ebedî nimet-lerinin bulunduğu cenneti olarak sana müjdeler olsun!" der.Ölü olan:-"Allah seni de hayırla müjdelesin, kimsin sen?" diyesorar. Yeni gelen der ki:109 -"Senin iyi amelinim. Allah'a yemin ederek söylüyorumki, senin ibadet işlemeye nasıl can attığını, buna karşıl^günah işlememe karşı nasıl gönülsüz davrandığını iyi biliy0,

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

51

Page 52: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

rum. O yüzden Al'ah da sana iyilik verdi."Arkasından:-"Onun altına bir cennet yatağı serin ve mezarındancennete bir kapı açın" diye bir ses gelir. Gelen emir uyanncaaltına bir cennet yatağı serilerek yattığı yerden cennete birkapı açılır. Bunun üzerine o der ki:-"Allah'ım! Kıyamet Gününü çabuklaştır da bir an önceçoluk-çocuğuma kavuşayım."Kâfir ise dünyadan ayrılıp Ahirete göç etmeye yönelin-ce yanına kaba ve sert görünüşlü bir grup melek girer. Elle-rinde ateşten elbiseler ile katrandan iç çamaşırları vardır, he-men çevresini sararlar.Son nefesini verince gerek gökle yer arasında ve gerek-se gökteki bütün melekler ona lanet okurlar. Ruhuna karşıbütün gök kapılan kilitlenir. Hiçbir gök kapısı ruhuna yolvermek istemez, bu yüzden yukarıya çıkan ruhu, yarı yoldangeri çevrilir. Ve:-'Yâ Rabb'i, falan kulunu ne gök ve ne de yer kabulediyor" diye duyurulur.Bunun üzerine Yüce Allah: "Geri götürerek ona hazır-ladığım azabları gösterin. Çünkü ben ona: "Sizi topraktan ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETarattık, oraya döndürürüz ve yine yeni baştan oradan çıka-nrız" diye vaad etmiştim buyurur.Ölü, kendisini geri getirip mezanna bırakanların ayaksesleri henüz kaybolmadan sual meleklerinin: "Hey adam,Rabb'in kim, dînin nedir, peygamber'in kimdir?" sorulan ilekarşılaşır. Sorulara: "Bilmiyorum" diye karşılık verince sorgumeleklerinden: "Bilmen gerekirdi" diye karşılık alır.Arkasından yanına çirkin yüzlü, pis kokulu ve çirkinelbiseli biri girer, ona: "Allah'ın gazabını ve daimi acı azabınısana müjdelerim!" der.Bunun üzerine o yeni gelene:"Allah belânı versin kimsin sen?" diye sorar. Yeni gelender ki:"Senin kötü amelin. Allah'a ye min ederek söylüyorumki, sen günah işlemeye can atar, buna karşılık ibadet işle-meye karşı gönülsüz davranırdın. Şimdi Allah cezam verdi."O da: "Allah senin de belânı versin" diye cevap verir.Daha sonra karşısına sağır, kör ve dilsiz bir azab meleğidikilir. Elinde insanlarla cinler bir araya gelseler kaldırama-yacakları kadar ağır ve üzerine indirilebileceği bir dağı bilealtında ezip toprağa çevirebilecek olan demir bir topuz var-dır. Topuzla ona bir darbe indirince altında ufalanarak tozolur. Sonra yeniden can gelir. Alnına bir topuz darbesi dahaindirilir. Darbeler arasında kopardığı feryadı insanların veinlerin dışında kalan bütün yeryüzü canlılan duyar.111 110 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHIRET

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

52

Page 53: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Arkasından: "Onun altına iki ateş tabakası serin ve ya+tığı yerden cehenneme bir kapı açın" diye bir ses duyulurBunun üzerine altına iki ateş tabakası serilerek kabrindencehenneme bir kapı açılır."Muhammed Đbni Ali (r.a.) der ki: "Her ölüye, gerekiyi amelleri ve gerekse kötü amelleri mutlaka gösterilir, iyi,likleri karşısında gözleri dikilir, kötülükleri karşısına da başımöne eğer."Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Peygam-berimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Mü'min ölmek üzere iken bir grup melek, yanlarınamisk ve reyhanlı bir ipek parçası ile ona gelirler. Ruhuhamurdan kıl çeker gibi çıkarılır.Ona:-"Ey huzura ermiş, tatmin olmuş ruh! Sen Rabb'indenve Rabb'in de senden hoşnut olarak Allah'ın ululuk vekerametine çık" denir.Ruhu çıkarılınca meleklerin yanındaki misk ve reyhanakonarak ipek parçasına sarılır ve "Đlliyûn'"a gönderilir.Kâfir ölmek üzere iken bir grup melek, yanlarına içindeyanar ateş parçası bulunan bir bez parçası ile ona gelir, ruhuhoyratça çıkarılırken ona:-"Ey pis ruh! Sen Rabb'inden uzak ve Rabb'inin gazabıüzerinde olarak O'nun azab ve ezasına çık denir. Çıkarılan hu meleklerin getirdiği ve harıl harıl yanan bu ateş parçasıüzerine konarak bez parçasına sarılır ve "siccin"e gönderilir."Muhammed Đbni Kâ'b el-Kurâzî (r.a.)'den rivayet edil-diğine göre; şayet onlardan birine ölüm gelirse:"Nihayet onlardan birine ölüm gelince: Ey Rabb'im,beni geri gönder de terkettiğim konularda iyi amel işleyeyim"der, mealindeki âyeti yorumlarken der ki:-"Allah böyle diyen kula: "Ne istiyorsun, arzun neyedir?Mal biriktirmek, ağaç dikmek, bina yapmak ve nehir yatak-ları açmak için mi yeniden dünyaya dönmek istiyorsun?"diye sorar.Kul, "Hayır, ihmal ettiğim hususta da iyi amel işlemekiçin geri dönmek istiyorum" diye cevap verir.Fakat Yüce Allah bu dileğe karşılık:"Hayır, hayır. O sadece kendinin söylediği boş bir söz-dür" diye cevap verir.Yani bu kimseler, bu sözü ölmek üzere iken mutlakasöylerler, fakat reddedilirler.Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Peygambe-rimiz (s. a. s.) buyuruyor ki:"Mü'minin mezarı yeşil bir bahçedir ve yetmiş arşınu genişliğindedir. Ayın ondördüncü gecesi gibi aydınla-tılır. 112 113 "Onun için sıkıntı bir hayat vardır" âyeti kim hakkındaindirildi, biliyor musunuz? Oradakiler: "Allah ile O'nunRâsûl'ü bilir" deyince Peygamber'imiz şöyle buyurdu:

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

53

Page 54: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

"Bu âyet kabirdeki kâfirin çekeceği azabı anlatmak-tadır. Üzerine doksan dokuz musallat edilir. Tinriîn nedemektir bilir misiniz? Doksan dokuz yılan (ejderha) demek-tir. Her yılanın yedi başı vardır hepsi onu ısırır, yalar vevücûduna nefes üfler. Bu hal kabirden kalkıncaya kadar de-vam eder. Sayının doksan dokuz olarak belirtilmesineşaşmamalı. Çünkü bu yılan ve akreplerin sayısı kibir, riya,kıskançlık, dargınlık, kin ve benzeri kötü huyların sayısınca-dır. Çünkü bunların sayılı asılları vardır. Sonra kötü huylarbu asıllardan sayılı dallara ve her daldan çeşitli budaklaraayrılırlar. Đşte bu sıfatlar asıl mahvolma sebebidir. Ki (bunlaramühlikât denilir.) Bunlar aynen akrep ve yılanlara dönü-şürler. Kuvvetlileri yedi başlı doksan dokuz yılan kadar ısırır,zayıfı da akrep gibi sokar, ikisi arasında kalanlar da bildiği-miz yılan gibi ısırır.Kalb gözü açık, basiret sahipleri gerek bu mahvediciana gövdeleri ve gerekse bu gövdelerden çıkan dallan görür-ler. Fakat bunların sayısı ancak Nübüvvet Nuru ile bilinirBu çeşit haberlerin gerçek bir dış yüzü ve gizli bir iç yüzübasiret sahiplerine açıktır. Bu çeşit haberlerin mahiyetini kav-ramakta güçlük çekenler, bunların dış yüzünü inkâr etme-melidirler. Tersine imanın en alt basamağı, doğrulayıp teslimolmaktır.114

CEHENNEM MEYDANI VE CEHENNEM AZABI

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:"Onun (cehennemin) yedi kapısı vardır. Her ka-pıya bir grup ayrılmıştır." Hicr, 44Ayetteki cüz, "zümre, fırka" demektir. "Kapılardanmaksat, üstüste yükselen katlardınĐbni Güreye (rahimehüîlâh) der ki: "Cehennem yeditabakadır. Đsimleri üstten aşağıya doğru şöyledir:1) Cehennem,2) Lazza,3) Hutâme,4)Saîr, 5) Sakar,6) Cahîm,7) Hâviye."Đlk tabaka iman eden günahkârlar için, ikinci tabakaVahudiler için, üçüncü tabaka hıristiyanlar için, dördüncüyıldızlara tapanlar için, beşinci tabaka ateşperestler115 inıu«ı unu. w.v-._.,"Cehennemin yedi kapısı vardır, bunlardan birisi, üm-metime karşı kılıç çekenlere mahsustur."Taberanî'nin rivayetine göre bir gün Cebrail (a.s.) hetzamankinden başka bir saatte Peygamber'imize gelir, Pey-gamber'imiz onu karşılayarak: "Ya Cebrail, niye senin çehre-ni solgun görüyorum?" diye sorar Cebrail: "Eğer Alla116nafıklar içindir. Görülüyor KÎ usuen..^... ~_üsi katıdır. Sonra sırayla diğerleri gelmektedir.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

54

Page 55: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Buna göre âyette Yüce Allah'ın şeytana uyanlarını ye(jjkısma ayırıp, her kısmı cehennemin bir katına yerleştireceöibelirtilmek istenmektedir. Sebep de şudur: Küfür ve günahla-rın derecesi değişik olduğu için onlan işleyenlerin cehennem-deki durumları da değişik olmuştur.Bir görüşe göre: "Göz, kulak, dil, karın, edep yeri, el veayaktan ibaret yedi vücut azasına karşılık cehennem de yedikat olarak yaratılmıştır. Çünkü günahlar bu organlardan çık-maktadır, o yüzden onlann varacağı yer de yedi katlı olarakyaratılmıştır."Bu konuda Hazret-i Ali (k.v.) der ki:"Cehennem, üstüste yedi kattan meydana gelmiştir. Đlkönce birincisi, sonra ikincisi, sonra üçüncüsü sırayla bütünkatlar dolar."Buharı ve Timnizî'nin Đbni Ömer'den rivayetin görePeygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki: •1 __ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐREThennemin körükleri hakkında sana bilgi vermemi emret-meseydi, gelecek değildim" der.Peygamber'imiz ona: 'Yâ Cebrail, bana cehennemi an-\at" der. Cebrail şöyle cevap verir, "Allah, cehennemin bin yılboyunca yakılmasını emretti. Bin yıl yakıldı, sonunda ağardı.Arkasından bin yıl daha yanmasını emretti, sonunda kap-kara kesildi.Şimdi o kapkaradır, ne kıvılcımı ışık saçar ve ne de ya-lazı söner.Seni hak üzere elçi olarak gönderen Allah'a yemin ede-rim ki, cehennemde iğne deliği kadar bir delik açılsa dağı-lacak olan yüksek hararetten dolayı yeryüzünün bütün can-lıları kavrularak ölürdü.Seni hak üzere elçi gönderen Allah'a yemin ederim ki,cehennem bekçilerinden biri dünya halkına görünse yü-zünün çirkinliği ve kokusunun ağırlığı yüzünden bütün yer-yüzü halkı ölürdü. Seni hak üzere elçi gönderen Allah'ayemin ederim ki, Allah'ın (Kuran'in) tanıttığı cehennem zin-cirinin bir halkası yeryüzü dağlarına konsa dağ yarılır veyerin merkezine ininceye kadar durmazdı.Bunun üzerine Peygamber'imiz: "Yeter, ya Cebrail!Yoksa kalbim duracak ve öleceğim" der.Bu sırada Peygamber'imiz, Cebrail'in ağladığını görür.Ona "Ya Cebrail, Allah katında sahip olduğun mertebeyerağmen sen de ağlıyorsun" der. Cebrail O'na şöyle cevapverir:117 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRET"Niye ağlamayayım. Asıl benim ağlamam lâzımÇünkü belki Allah'ın bilgisine göre bu günkü tnev-kiimden başka bir mertebedeyim. Belki meleklerdenbiri iken Đblisin tâbi tutulduğu imtihanın bir ben-zerine ben de tâbi tutulurum. Bilmiyorum, belki deHamt ile Marufun başlarına gelenler benim de başı-ma gelir."Bunun üzerine ikisi de ağlamaya başlarlar, göz yaşlarıakarken: 'Ya Cebrail ve ya Muhammedi Yüce Allah her iki-nizi âsi olmak tehlikesinden emin kılmıştır" diyen gizli bir ses

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

55

Page 56: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

duyarlar.Sesi duyunca Cebrail göğe yücelir Peygamber'imiz dedışarıya çıkar. Yolda Ensardan eğlenceye dalan bir gurup ilekarşılaşır.Onlara der ki: "Cehennem ardınızda iken gülüyormusunuz! Benim bildiklerimi bilseniz, az güler, çok ağlar-dınız. Gırtlağınızdan ne yemek ve ne de su geçerdi. Yüksektepelere çıkarak yüksek sesle Allah'a yakarırdınız."Bu sırada; 'Ya Muhammed, kullarımı umutsuzluğa dü-şürme. Ben seni zorluk gösterici olarak değil, müjdeleyiciolarak gönderdim" diye bir nida gelir.Bu nidayı duyunca Peygamber'imiz: "Doğru olun veAllah'a yaklaşın" diye buyurur.Đmam Ahmed'in rivayetine göre Peygamber'imiz Ceb-rail'e: "Niye hiçbir zaman Mikâil'i gülerkengörmüyorum?" diye sorar.118 Cebrail de O'na: "Mikâil, cehennem yaratılalıberihiç gülmüş değil" diye cevap verir.Müslim'in rivayetine göre Peygamber'imiz (s.a.s.)birhadiste şöyle buyuruyor :•Kıyamet günü cehennem, her biri yetmiş binmclek tarafmdan çekilen yetmiş bin yedekle geti-rilir."***119

CEHENNEM AZABI

Ebu Dâvud, Nesâî ve Tirmizî'nin rivayetine göre; Pey-gamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor:-"Yüce Allah cennet ve cehennemi yaratıncaCebrail'i cennete gönderdi ve git orayı ve*oraya gire-cek olanlara neler hazırladığımı gör" dedi. Cebrail decennete vararak onu ve Allah'ın cennetliklere neler hazırla-dığını görüp dönünce Allah'a: "Ululuğun hakkı için oranınadını duyan herkes içeri dalar" der.Arkasından cennet Allah'ın emri üzerine günahlar ilekuşatılır. Bunun üzerine Allah Cebrail'e: "Bir daha cennetedön ve cennetlikler için neler hazırladığımı gör" diye emirbuyurur. Cebrail yeniden cennete varınca günahlar ile çevre-lendiğini görür, geri dönünce: "Ululuğun hakkına yeminederim ki oraya hiç kimsenin girmeyeceğinden korktum"der.Bu sefer Allah Cebrail'e: "Var, git cehennemi ziya-ret et ve'orada cehennemlikler için neler hazırladığı-mı gör" diye -buyurur. Cebrail oraya varınca cehennemebakar, ateş dalgalarının üstüste yuvarlanıp yükseldiğinigörür. Allah'ın huzuruna dönünce "Ululuğun hakkınayemin ederim ki, adını duyan hiç kimse oraya gif-120 ______ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETmez" der. Bu sırada Allah'ın emri üzerine cehennem azgınnefsî arzular tarafından kuşatılır. Allah Cebrail'e "Oraya«eniden git, gör" diye buyurur. Cebrail de bir daha

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

56

Page 57: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

cehennemi görünce "Ululuğun hakkına yemin ederimki, oraya girmeyen tek kimse kalmayacağından kork-tum" der.Beyhakînin uygun bir senetle Đbni Mes'ut'tan rivayetinegöre. "Hiç şüphesiz o, (cehennem) köşk iriliğindekıvılcımlar saçar" Murseiât sûresi, 32 mealindeki âyet hakkındaĐbni Mes'ud (r.a.) "Ben bu kıvılcımlar için "ağaçlar gibi"değil, "kaleler ve şehirler gibi" tâbirini kullanıyorum de-miştir.Ahmed Đbni Hanbel, Đbni Mâce, Đbni Hıbban ve Hâ-kim'e göre Peygamberimiz buyuruyor ki:"Veyl, öyle bir cehennem vadisidir ki, kâfir di-bine varıncaya kadar içinde kırk yıl batmaya devameder."Tirmizî'ye göre ise aynı hadis şöyledir:"Veyl iki dağ arasında o kadar derin bir vadidir ki kâfirdibine ulaşıncaya kadar içinde yetmiş yıl batmaya devameder."Tirmizî ve Đbni Mâce'nin rivayetine göre bir günPeygamber'imiz (s.a.s.) sahabilerine: "Hüzün kuyusundanAllah'a sığının" buyurur. Sahabiler. 'Yâ Rasûlallah, hüzünkuyusu nedir?" diye sorarlar.121 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET VÜ2Peygamber'imiz: "Bizzat cehhennemin günde dörtkere kendisinden Allah'a sığındığı bir cehennem vadisini >diye cevap verir.Sahabiler: "Oraya kimler girer, yâ Rasûlallah" diyesorarlar. Peygamber'imiz onlara şu cevâbı verir: "Orasıamellerini gösteriş için işleyen Kur'an okuyucularıiçin hazırlanmıştır. Hiç şüphesiz, Allah'ın gazabınaen çok hedef olan Kur'an okuyucuları, zorba devletadamlarını ziyaret edenlerdir."Taberanî'de yazdığına göre: "Cehennemde bizzat ce-hennemin günde dört yüz kere Allah'a sığındığı bir vadivardır ki, orası Muhammed ümmetinin iki yüzlüleri için ha-zırlanmıştır."•Ibni Ebî Dünya der ki: "Cehennemin yetmiş bin va-disi, her vadinin yetmiş bin kolu, ve her vadi kolunun yetmişbin taşı vardır, her taşta, cehennemlikleri yüzlerinden sokanbirer yılan barınır."Buharı Tarihinde senedi zayıf şöyle bir hadis vardır:"Cehennemin yetmiş bin vadisi, her vadinin yetmiş bin kolu,her vadi kolunun yetmiş bin hanesi ve her hanenin yetmişbin evi, her evde yetmiş bin kuyu, her kuyuda yetmiş binyılan bulunur ve her yılan da ağzında yetmiş bin akrep taşır.Gerek kâfir ve gerekse münafık, vadinin dibini boylayıncayakadar bunların her biri ile ayrı ayrı karşılaşır."Tirmizî'nin rivayet ettiği münkati bir hadise görePeygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

57

Page 58: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

122 "Cehenneme atılan büyük bir kaya yetmiş yıldüşmesine rağmen dibine varamaz."Hz. Ömer (r.a.) der ki: "Cehennemi sık sık hatırla.Çünkü harareti yüksek, dibi derin ve topuzları demirdendir."Bezzar, Ebû Ya'la, Đbni Hıbban ve Beyhakî'nin rivaye-tine göre Peygamber'imiz: "Cehenneme bir' kaya salınsayetmiş yıl düşerek ancak dibine ulaşabilir" diye buyuruyor.Müslim'in rivayetine göre Ebû Hureyre (r.a.) der ki:-"Bir gün Peygamber'imiz: "Bu duyduğunuz nedir,biliyor musunuz?" diye sordu. "Allah ve O'nun Rasûl'ü bilir"diye cevap verdik. Bunun üzerine Peygamber'imiz şöyle bu-yurdu: "Allah yetmiş yıl önce cehenneme bir kaya salmıştı,işte şimdi onun cehennemin dibine varışının yankısınıduydunuz."Taberanî'nin rivayetine göre Said el-Hudrî (r.a.) der ki:"Peygamber'imiz bir gün şiddetli bir yankı sesi duyarakirkildi. Bu sırada yanına Cebrail geldi, Peygamber'imiz O'na:-'Ya Cebrail, bu duyduğum ses nedir?" diye sordu.Cebrail de ona şu cevabı verdi:-"Yetmiş sene önce cehenneme bir kaya salınmıştı,fakat ancak şimdi dibine ulaştı. Đşte onun sesini Allah sanaduyurmak istedi."Peygamber'imizin bu olaydan sonra, ruhunu Allah'ateslim edinceye kadar ağzını açarak güldüğü görülmemiştir."123 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETAhmed Đbni Hanbel ve Tirmizî'nin rivayetine göre Pev,gamber'imiz buyuruyor ki:"Eğer şunun gibi (kafaiasım işaret ederek) yuvarlak birkaya parçası gökten salınsa oradaki mesafe beş yüz senelikyol kadar olduğu halde akşam olmadan yere iner. Fakataynı kaya cehennemin ağzına salınsa dibine varabilmesi içinkırk yıl geceli-gündüzlü düşmeye devam etmesi lâzımdır."Ahmed Ibni Hanbel, Ebû Ya'la ve Hâkim'in rivayetle-rine göre Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemin demir topuzlanndan biri yere indirilse,insanlarla cinler bir araya gelerek onu yerden kaldıramaz-lardı."Hâkim'in rivayetine göre Peygamber'imiz: "Cehenne-min demir topuzlarından biri dağa indirilse, ufalanarak külolurdu" buyuruyor.Đbni Ebu Dünya'nın rivayetine göre Peygamber'imiz:"Cehennem kayalarından biri dünya dağlanndan birinintepesine düşse, dağ eriyerek kül olur. Her cehennemliğinyanında böyle bir cehennem taşı ile bir şeytan bulunur"buyurmuştur.Hâkim'in rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.s.)buyuruyor ki:"Yer yedi kattır. Her iki kat arası beş yüz yıllıkmesafedir. En üst kat, başı ve kuyruğu havaya kalkmış bir ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETbalığm sırü üzerindedir, balık kaya üzerinde ve kaya da birmeleğin elindedir.Đkinci kat rüzgârın mahfesidir. Yüce Allah "Ad" kavmini

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

58

Page 59: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

yok etmek istediği zaman rüzgâr koruyucusuna, üzerlerinemahvedici bir rüzgâr estirmesini emretti. Rüzgâr koruyucusuolan melek: 'Ya Rabbi, onlann üzerine öküzün burun de-liklerinden çıkan yel kadar rüzgâr salayım mı?" diye sorar.Yüce Allah: "O kadarla bütün yer yüzünün ve bütüncanlıların hakkından gelirsin. Sen onlann üzerine yüzük taşıkadar rüzgâr sal" buyurdu. Đşte "Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi,çürümüş kemik döküntüsü gibi yapmadan bırakmaz" mealin-deki âyet bu rüzgâra işaret eder.Üçüncü kat yerde cehennem taşları, dördüncü katyerde cehennem kibriti vardır."Sahabîler: "Yâ Rasûlallah, cehennemin kibriti mi var?diye sordular. Peygamberimiz onlara: "Evet var, nefsimikudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, o katta öyle kib-rit vadileri vardır ki içlerine yüce dağlar salınsa, eriyerek sugibi akarlardı" diye cevap verdi.Beşinci kat yerde cehennem yılanları bulunur, ağızlarıvadi gibi geniştir.Altıncı kat yerde cehennemin akrepleri bulunur, en kü-Çüğü semerli katır iriliğindedir, bir darbe indirince kâfire ce-hennem ateşinin hararetini unuttururlar. 124 125 ÖLÜM-KIYAMETj^HĐRFLYedinci kat yerde bir eli önde, bir eli arkada olmak üzere demir kelepçeye vurulmuş olarak Đblis vardır. Yüce /\[,lah onu bir kulun üzerine salmak isteyince çözer."Ahmed Đbni Hanbel, Taberanî ve Đbni Hıbban veHâkim'in rivayetine göre Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyorki:"Cehennemde deve boynu kalınlığında yılanlarvardır. Her biri bir kere sokunca yakıcı acısı yetmişyıl devam eder. Yine cehennemde semerli katır irili-ğinde akrepler vardır, her biri insanı bir kere ısıtıncaateşi kırk yıl boyunca duyulur."Tirmizî, Đbni Hıbban ve Hâkim'in rivayetlerine görePeygamber'imiz:"Cehennemlikler "su" diye yalvarınca kendilerineyüzleri kavuran katran gibi bir sıvı verilir. O ne fena biriçecek ve orası ne kötü bir yerdir" mealindeki âyet hakkında"bu sıvı zeytinyağı tortusu gibidir, cehennemlikkimse ona yaklaşınca yüzünün derisi eriyerek içinedökülür" buyuruyor. Kehf sûresi. 29.Tirmizî'nin rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (s.a.s.)şöyle buyuruyor:"Cehennemliklerin başlarına dökülen kaynar su içle-rine sızarak karın boşluklarm eritir ve içlerinde ne varsa eri-yerek tabanlarından dışarıya akar. Sonra yeniden eski hal-lerine döndürülürler."126 ____ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETDahhak (rahimehullah) der ki: "Hamım, Allah'ın yeri

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

59

Page 60: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ööqü yarattığından beri cehennemliklere içirileceği ve başla-rından aşağı döküleceği ana kadar durmadan kaynamak-tadır."Bir görüşe göre cehennemliklere sunulacak olankaynar su, onların akan göz yaşlarını cehennem havuzla-rında biriktirerek elde edilir ve kendilerine sunulur.Đşte "Onlara (cehennemliklere) bağırsaklarınıparçalayan kaynar bir sıvı verilir" mealindeki âyet, busıvıya işaret etmektedir. Muhammed Sûresi, ıs.Bu hususta daha başka sözler de söylenmiştir. AhmedĐbni Hanbel, Tirmizî ve Hâkim'in rivayetine göre Peygam-ber'imiz (s.a.s.), "Ötesinde cehennem vardır vekendisine irinleşmiş su verilir. Onu ağzına alır, fakatyutamaz, ona her türlü azab vardır" ibrahim sûresi, ıs-iemealindeki âyet hakkında şöyle buyurmuştur: "Đrinli su ağ-zına yaklaştırılınca tiksinir, daha yakına getirilince yüzünükavurur, başının derisi eriyip akar, içince de bağırsaklarınıparçalar. Nihayet dübüründen çıkar."Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:"Onlara (cehennemliklere) bağırsaklarını parça-layan kaynar bir SIVI ĐÇĐnlĐr." Muhammed Sûresi. 15Yine Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:"Cehennemlikler "su" diye yalvarınca kendileri-ne yüzleri kavuran, kaynar katran gibi bir sıvı verilir.127 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET O ne fena bir içecek ve orası ne kötü bir yerdir."KehfSûresi, 29.Ahmed Đbni Hanbel ve Hâkim'in rivayetine göre P6y.gamber'imiz buyuruyor ki:"Gassak'dan yeryüzüne bir hava dökülse, bütün dünyahalkını kokuştururdu."Buradaki "gassak" "O azabı tatsınlar ki: o kaynarsu ve gassaktır" âyeti ile "sadece kaynar su ve iriniçerler" mealindeki âyette 'adı geçen irindir. Şad Sûresi, 57, NebeSûresi, 25.Bu irin hakkında çeşitli görüşler vardır. Đbni Abbas'a(r.a.) göre o, kâfirin cildinden süzülen san su, başkalarınagöre de yine kâfirlerin kokmuş irinleridir. Kâ'b-el Ahbar'agöre o bir cehennem pınarıdır ki, oraya yılan, akrep vebenzeri gibi zehirli hayvanların zehirleri sızarak birikir. Sonrada âdemoğlu getirilip bu sıvıya batırılır. Çıkarken derisieriyerek akar, etleri de kemiklerinden ayrılarak oylukların-dan ve diz kapaklarından yerlere sarkar, o da insan elbise-sini sürükler gibi etlerini sürükler.Tirmizî'nin rivayetine göre bir gün Peygamberimiz:"Ey Mü'minler, Allah'tan gerektiği gibi korkunve mutlaka müslüman olarak ölün" MĐ imrân sûresi, 102mealindeki âyeti okuduktan sonra şöyle buyurdu: "EğerZakkum'un bir parçası dünyaya damlasaydı, dünya halkınınbütün yiyecek ve içeceklerini bozardı, yiyeceği yalnız bu

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

60

Page 61: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

olanın hali nice olur, vann siz düşünün."\ 128 ^-^Başka bir rivayete göre hadisin son kısmı: "Bundanska yiyeceği olmayanın hali nice olur, varın siz düşünün"^eklindedir."Takıntılı bir yiyecek" mealindeki âyet ifadesini ĐbniAbbas (r.anhuma): "Yani, gırtlağa takılıp ne içeri giren ve nede geri Çıkan bir yiyecek" şeklinde açıklamıştır.Buharı ve Müslim'in rivayet ettikleri bir hadiste Pey-gamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kâfirin iki omuz başının arası hızlı giden bir atlı hesabıile üç günlük yo/ geniş/igindedir."Ahmed Đbni Hanbel'in rivayetine göre Peygamberimiz(s.a.s.) buyuruyor ki:"Kâfirin azı dişi Uhud dağı, uyluğu Beyza tepe-si, cehennemde kapladığı yer Kadid ile Mekke arası(yani takriben üç günlük yolculuk mesafesi) kadarderisi de Yemen kralı Cebbar'ın arşını ile kırk arşınboyu kalınlığındadır."Füdayl Bin Yezid'den Tirmizî'nin rivayetine göre Pey-gamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü kâfirin dili bir veya iki fersah kadarVere sarkar ve insanların ayakları altında çiğnenir:"Füdayl bin Yezid'in Ebû Aclan'dan rivayetine görekıyamet gününde kâfir, dilini iki fersah sürükleyecek insanlar°nu çiğneyecektir. Bu hadisi Beyhakî ve başkaları rivayet et-miştir. Doğru olanı bu rivayettir.129 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cehennemliklerin gövdesi, cehennemde o kadar irjleştirilir ki kulak memeleri ile omuz başlan arası yedi yüz y^lık bir yolculuk mesafesinde, derilerinin kalınlığı yetmiş arşınboyu kadar ve azı dişleri Uhud dağı boyunda olur."Ahmed Đbni Hanbel ile Hâkimin rivayetlerinegöre Mücahid (r.a.) der ki: "Bir gün Đbni Abbas bana:"Cehennem ne kadar geniştir, biliyörmüşün?" diye sordu,-"Hayır, bilmiyorum" diye cevap verdim. Bunun üzeri-ne o şöyle dedi:-"Evet, vallahi bilmiyorsun! Cehennemlik bir adamınkulak memesi ile omuz başı arası yetmiş yıllık yol kadardır.Orada kan ve irin nehirleri akar."Ben: "Kan ve irin nehirleri mi dedin?" diye sordum,Đbni Abbas: "Hayır hayır, kan ve irin vadileri" diyecevap verdi.***

KIYAMETĐN DEHŞETLERĐ

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

61

Page 62: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Rivayete göre Hz. Ayşe (r. anha) buyurur ki:"Peygamberimize: 'Yâ Rasûlallah, Kıyamet günü se-venler birbirlerini hatırlarlar mı" diye sordum. Bana şu ce-vâbı verdi:"Üç yerde hayır. Birincisi, Mizan karşısında, iyiliklerinağır mı, yoksa hafif mi geleceği belli oluncaya kadar; ikincisiamel defterleri uçuşurken. Herkes amel defterim acabasağımdan mı, yoksa solundan mı verilecek diye beklerken.Üçüncüsü de cehenmden uzun bir boyun çıkarak bir takımkimselerin boyunlarına dolanarak şu üç kimseye musallatedildim: Allah ile birlikte başka bir ilâha tapana bütün zâlimve zorbalara ve hesaplaşma gününe inanmayanlara derken,bu kimseleri kıskaca alarak cehennemin derinliklerine atar.Cehennemde kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüvardır. Üzerinde sivri demirden çengeller ve dikenler vardır.Bu köprüden insanlar, kimi çakan şimşek, kimi, esen rüzgârS'bi geçeceklerdir."Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: Peygamber'imiz (s.a.s.)Şöyle buyurdu: "Yüce Allah gökleri ve yeri yaratınca Sûr'uyaratıp Đsrafil'in eline verdi, o da onu ağzına koyarak: "Ne 130 131 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETzaman üfleme emri alacağım" diye bakışlarını Arş'a dikmişbeklemektedir.Ben O'na: 'Ya Rasûlallah, "Sûr nedir" diye sordumBana "Nurdan bir boynuzdur" diye cevap verdi. BenO'na: "Yâ Rasûlallah, nasıl bir şeydir?" diye sordum. Oda bana: "Geniş çaplı bir daire şeklindedir. Beni Hakdin ile Peygamber olarak gönderen Allah adınayemin ederek söylüyorum ki, çapı yerle gök arasıgenişliğindedir. Đsrafil bu sûra üç kere üfler: Birinciüfleme ürkütmek, ikinci üfleme canlıların hepsiniöldürmek, üçüncü üfleme de yeniden diriliş içindir.Üçüncü üfleyişten sonra ruhlar ortaya çıkarak gökile yer arasını arılar gibi doldururlar ve genizlerdencesedlere girerler. Toprağı yarılarak yerden ilk çıka-cak olan benim."Başka bir hadiste bildirildiğine göre Yüce Allah, Ceb-rail, Mikâil ve Đsrail'i yeniden diriltince bunlar hemenyanlarına Burak'ı ve bir kat cennet elbisesi alarak Peygam-ber'imizin kabri başına inerler. O sırada kabrin toprağı ya-rılarak derhal açılır. Peygamber'imiz Cebrail'e bakar ve:-"Bu hangi gündür?" diye sorar. Cebrail de O'na:"Bugün Kıyamet günü'dür, bugün haşir günüdür; bu-gün karar günüdür" diye cevap verir. Peygamber'imiz:-'Yâ Cebrail, Allah ümmetime ne yaptı" diye sorar.Cebrail de "Müjdeler olsun, sana üzerindeki toprak ilk açılansensin." diye cevap verir.132 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETEbû Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Peygamber'imiz

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

62

Page 63: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

buyurmuştur ki:"Yüce Allah buyurur ki: "Ey insanlar ve cinler!gen size gereken nasihati vermiştim. Đşte şimdiamelleriniz defterlerinizde yazılı. Đyilik bulan Allah'ahamd etsin. Başka türlüsünü bulan da kendindenbaşkasını kınamasın."Anlatıldığına göre bir gün Yahya Đbni Muaz el-Razî'nin(r.a.) bulunduğu mecliste:"O gün takva sahiplerini Allah huzuruna toplar ve gü-nahkârları cehenneme yaya ve susuz olarak sevkederiz" me-alindeki âyetler okununca o şöyle der:"Ey insanlar! Bir dakika, bir dakika! Yann mahşerindurak yerinde hep biraraya geleceksiniz. Her yönden gurupgurup gelerek Allah'ın huzuruna tek tek dikileceksiniz. Ke-lime kelime yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz. ErmişlerAllah'a binekli olarak, günahkârlar da Allah'ın azabına yayave susuz olarak götürülecek. Ve bölük bölük cehennemegireceklerdir!Kardeşlerim! Önünüzde sizin hesabınıza göre elli binsene uzunluğunda bir gün var, o gün "sarsıntı günü",''yaklaşan gün"dür. "Bütün insanlar o gün Allah'ın hu-zurunda dikileceklerdir", "O gün, hayıflanma ve piş-manlık günü", "tartışma ve hesaplaşma günü", "he-saplaşma günü", "feryad günü", "geleceği kesin bir9ün", "kalb çarpıntısı günü", "yeniden dirilme günü",133 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET "herkesin kendi elleri ile işlediklerine bakacağı birgün", "aldanma günü", "kimi yüzlerin ağardığı Vekimisinin de karardığı gün", "Allah'ın Huzûru'na te-miz kalble gelenlerden başka malın, çoluk-çocuğunfayda sağlamadığı bir gün", "zâlimlere mazeretlerininfayda vermediği, kendileri için fena yerleşme yerihazırlanan bir gün" dür.Mukatil Đbni Süleyman (r.a.) der ki:"insanlar Kıyamet günü, hiç konuşmadan yüz yıl bek-lerler, yüz yıl da karanlıkta şaşkınlık içinde geçer, yüz yıl dadalga dalga birbirine sürtünerek Allah'ın huzurunda çeki-şirler. Kıyamet günü, sizin hesabınıza göre elli bin yıl uzun-luğuna olmasına rağmen ihlâslı bir mü'mine en kısa bir na-maz süresi gibi gelir."Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Şu dört şeyden hesaba çekilmeden kulun ayaklankaymaz:1- Ömrünü nerede harcadığından,2- Vücûdunu nerede yıprattığından,\3- Đlmi ile nasıl amel ettiğinden,4-Malını nereden kazanıp, nerede harcadığından"Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki: "Her peygambe-rin mutlaka kabul olan bir duası vardır, hepsi bu haklarını

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

63

Page 64: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

dünyada kullandı. Ben dua hakkımı Kıyamet günü ümmeti-e şefaat etmek için sakladım."Allah'ımız! Rasûlullah'm, Kaü'ndaki itibâr hakkı için biziO'nun şefaatine eriştir!.*#* 134 135 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRETCEHENNEMVE MĐZANIN SIFATLARIBu mevzuda bazı noktalarına daha önce temas etmişolmamıza rağmen, faydayı tamamlamak için yeniden elealmakta mahzur görmedik. Ola ki, bozulmuş ve gafil gönül-lere tekrarlanan nasihatler kâr eder.Bu husus Yüce Allah (c.c.) Kur'ân'ın bir çok yerindecehennemin korkunçluğu ile Kıyamet şiddetli sıkıntılarınabüyük önem vermiştir. Öyle ki Allah Teâla'nın bu beyanatıaklı başında insanların kalplerine en büyük tesiri yapmış,âhiretin faydalı ve kalıcılığını; onun dışındaki her şeyinhiçliğine tercih etmiştir.Cehennemin nasıl bir yer olduğu konusuna gelinceAllah cümlemizi bağış ve keremi ile oradan korusun. Hadis-te bildirildiğine göre orası simsiyah ve karanlıktır, ışığı vealevi yoktur. Cehennemin yedi kapısı vardır. Her kapınınüzerinde yetmiş bin dağ vardır, her dağın üzerinde yetmişbin ateşten tepe vardır, her ateşli tepe üzerinde yetmiş bmateş çukuru vardır. Her ateş çukurunda yetmiş bin ateşvadisi bulunur. Her vadide yetmiş bin ateşten köşk, her köşkte yetmişbin ateş evi, her evde yetmiş bin yılan ile yetmiş bin akrepher akrebin yetmiş bin kuyruğu vardır. Her kuyrukta yetmişbin boğumu, her boğumda da yetmiş bin testi dolusu zehirbulunur.Kıyamet günü olunca cehennemin örtüsü açılır veondan insanlarla cinlerin sağından solundan, önünden, ar-kasından ve tepeleri üzerinden uçuşan birtakım çadırlar çı-kar. Đnsanlar ile cinler bu manzarayı görünce dizüstü çökerekhep birlikte: "Allah'ım, bizi kurtar" diye çığlık atarlar.Müslim'in rivayet ettiğine göre, Peygamber'imiz(s.a.s.) buyurur:"Kıyamet günü cehennem her birinden yetmiş binmeleğin tuttuğu yetmiş bin yedek ile çekilerek getirilir."Bir hadiste Peygamber'imiz (s.a.s.):"Cehennemde iri, sert, Allah'ın kendilerine ver-diği enirine isyan etmeyen, verilen emri olduğu gibiuygulayan melekler görevlendirilmiştir" TaMm sotesi e,mealindeki âyette iri kıyımlıkları belirtilen cehennem zeba-nileri hakkında buyurur ki:"Bu meleklerden her birinin iki omuz başı bir yıllık yolmesafesi kadardır. Her birinin öyle bir kuvveti var ki,elindeki demir topuz ile bir dağa vursa onu paramparçaeder. Her darbesi ile yetmiş bin kişiyi cehennemin derinlik-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

64

Page 65: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

lerine atar." 136 137 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET"Cehennemde ondokuz melek görevlidir" MüdSûresi so, mealindeki âyet, zebanilerin ileri gelenlerininsayısını belirtir, yoksa cehennemdeki bütün görevli melek-lerin sayısını Allah'tan başka kimse bilmez.Nitekim Yüce Allah: "Rabb'inin askerlerinin sayı-sim yalnız O bilir Müddesir Suresi; 3i, buyurur.Đbni Abbas'a (r.a.) cehennemin genişliği sorulunca:"Vallahi, genişliğinin ne kadar olduğunu bilmiyorum.Fakat öğrendiğimize göre her cehennem zebanisinin kulakmemesi ile ensesinin arası yetmiş yıllık yol mesafesindedir,cehennemde kan ve irin ırmakları akar" diye cevap vermiş-tir:Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadise göre cehennemçadırlarının duvar kalınlığı kırk yıllık yol mesafesindedir.Müslim'in rivayet ettiğine göre Peygamber'imiz (s.a.s.)buyuruyor ki: "Sizin şu ateşiniz, cehennem ateşinin yetmiştebiri şiddetindedir.Sahâbiler: "Ya tam olsaydı nasıl olacaktı?" diyesordular. Peygamberimiz: "Bu ateşin ısısı altmış dokuz katarttırılmıştır." Her katın sıcaklığı dünya ateşi kadardır." diyecevap verdi.Peygamberimiz (s. a. s.) buyuruyor ki:"Cehennemliklerin biri avucunu dünyalılara uzatsahararetinden bütün dünya yanardı. Cehennem zebanile-rinden biri dışan çıksa da insanlar onu görse, Allah'ın onun138 üzerinde beliren gazabı yüzünden bütün insanlar derhalölürlerdi."Peygamber'imiz bir gün sahâbileri ile birlikte otururkenderin bir gürültü duyuldu. Peygamber'imiz "Bu gürültününne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu.Sahâbiler: "Allah ve Rasûlü bilir" diye cevap verincePeygamber'imiz: 'Yetmiş sene önce cehennejne bir taşatılmıştı, şu ana kadar yol alıyordu, duyduğunuz bu gürültüo taşın dibe vurma sesidir" diye buyurdu.Hz. Ömer (r.a.) de: "Cehennemi sık sık hatırlayın.Çünkü harareti çok yüksek, dibi çok derin ve topuzlarıdemirdendir." buyurur.Đbni Abbas'a göre:"Cehennem kendilerini uzaktan görünce (cehennem-likler) onun uğultu ve homurtusunu duyarlar Furkân Sûresi 12,mealindeki âyet hatırlatılarak kendisine: "Cehennemin göz-leri mi var?" diye soruldu.O da dedi ki: "Evet Peygamber'imizin "Bile bile banayalan söz isnad eden kimse, cehennemin iki gözü arasındakendisine yer ayırsın" şeklindeki hadisini duymadınız mı? Ozaman Peygamberimize:-'Yâ Rasûlallah, cehennemin gözleri mi var?" diye

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

65

Page 66: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

sorulmuştu. Peygamber'imiz: -'Yoksa kendilerini uzaktangördüğü zaman (cehennemlikler) onun uğultu ve homur-139 tuşunu duyarlar" mealin-deki âyeti duymadınız mı?"cevap vermişti.Aşağıdaki hadis bu gerçeği teyid eder:"Cehennemden bir boyun çıkar, onun gören ikive konuşan bir dili vardır,": Bu gün ben Allah'a başka birilâhı ortak koşanlar üzerine musallat edildim" der, o ce-hennemlikleri susam tanelerini görüp kapan kuştan daha iyigörür."Mizân'ın nasıl olduğuna gelince; Hadîs-i şerif de bil-dirildiğine göre onun iyilikler kefesi nurdan ve günahlar ke-fesi karanlıktandır.Tirmizî'nin rivayet ettiğine göre, Peygamberi-miz şöyle buyuruyor:"Cennet Arş'm sağında, cehennem de solunda kurulur.Mizân'ın iyilikler kefesi Arş'ın sağında, günahlar kefesiysesolunda bulunur. Böylece cennet iyilikler kefesi karşısına,cehennem de kötülükler kefesi karşısına düşer."#**

CENNETĐN VASIFLARI VE CENNETLĐKLERĐN DERECELERĐ

Bilesin ki, keder ve sıkıntılarını daha önceki bölümler-de öğrendiğin şu yurdun -ki bu yurt cehennemdir- karşılığıolarak başka bir yurd vardır. Şimdi de o yurdun nimet vebazları üzerine düşün. Çünkü bu yurdlarım birinden uzakkalan, hiç şüphesiz, öbürüne yerleşir.Cehennemin korkunç yönleri üzerinde uzun uzundüşünerek kalbinde korkuyu tercih et, cennetliklere adanankalıcı nimetler hakkında uzun uzun düşünerek de kalbindeumudu tercih et. Nefsini korku kırbacı ile kamçılayıp umutdizgini ile Sırat-ı Müstakim'e sür. Böylelikle acı azabdankurtularak büyük mülke nail olursun.Şimdi cennetlikleri düşün. Yüzlerinde mutluluk parıl-dar, tıpası mühürlü bir kaptan cennet suları içerler. Taşı akinciden yapılmış çadırlarda, kırmızı yakut sedirlerde oturur-tar, yer yaygıları yeşil ipeklidendir, bal ve şarap akan ır-makların kenarlarına dizilmiş koltuklara kurulurlar, bu ırmakkenarları huriler ve hizmetçilerle dolup taşmış. 140 141 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETBunlar sanki yakut ve mercandır, daha önce onlara neinsan, ne cin el değinmemiştir. Cennet makamlarında dola.şırlar, içlerinden biri yürüyüşünde kırıtırsa eteklerini yetmişbin gılman taşır, giydikleri ak ipek elbiseleri gözleri ka-maştırır, başlarında ince ve mercan taçlar vardır, alımlı, ağır-başlı ve hoş kokuludurlar. Đhtiyarlamaları, yıpranmaları söz

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

66

Page 67: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

konusu değildir.Cennet bahçelerinin ortalarında kurulmuş yakut köşk-lerin içindeki çadırlarda kalırlar, iri gözleri efendilerindenbaşkasına kaymaz.Cennetliklere ve hurilere testiler, ibrikler ve kâselerleiçenlerin tadına doyamayacaklan ak renkli su ikram edilir,hizmetlerini göz değmemiş inciler gibi hizmetçiler ve gençleryapar. Đşlediklerinin mükâfatı olarak emin bir barınağa ka-vuşmuşlardır, bahçeler ve pınarlar içinde yeşillikler ve akarsular arasındadırlar.Her şeye Kudretli bir Melik'in katında sadakat kol-tuğundadırlar. Orada kerem sahibi Melik'in yüzüne bakarlar.Nimetlerin parlaklığı yüzlerine vurmuştur. Darlık ve sıkıntınedir bilmezler, tersine Rabb'lerinin çeşit çeşit hediyelerinemazhar olurlar.Onlar canlarının istediği ile ebediyyen başbaşadırlar,orada ne korkarlar ve ne de üzülürler, ölüm endişesindenuzaktırlar.Onlar orada her türlü nimeti;i tadarlar, oranın ye-meklerini yerler, sütlü, ballı, içkili ve arı sulu akarsulanndan142 verier. Oranın zemini gümüş, çakılı mercan, toprağı hasmjsk, bitkisi zaferan, Kâfur kumullarında bitmiş gülsuyutaşıyan bulutlardan yağmur alırlar. Bu su kendilerine çeşitçeşit kaplar ile sunulur. Kaplar inci, yakut ve mercan süs-lerneli, havalanmamış içki ile karışık tatlı su ile dolu, made-ninin sadeliğinden dolayı üzerine düşen ışığı yansıtarak için-deki içkiyi bütün allık ve inceliği ile gösteren, insan elindenbenzeri çıkmamış, işleme ve süslemesini insanın başara-mayacağı kaplardır.Bu kaplara cennetliklere yüz parlaklığı, güneş ışığınıhatırlatan hizmetçilerin elinden sunulur. Fakat nerede onla-rın tatlı görünüşü, yanak güzelliği ve çene alımlılığı ve ne-rede güneş ışığı!Bu sıfatta bir âleme inanan, oraya girenlerin ölüm-süzlüğe kavuştuğuna, hiçbir felâketle yüzyüze gelme-yeceğine ve olayların değiştiriciliğine maruz olmadığına dâirkesin kanaat besleyen bir kimseye şaşılır. Allah'ın yıkımınaizin vermiş olduğu bu dünyaya nasıl ısınır ve onun sunduğuyaşayışla tatmin olur. Allah'a yemin edirim ki, Ahirette ölüm,açlık, susuzluk ve diğer gelişmelerin yokluğu yanında vücûdsağlığından başka bir şey olmasa sırf bu yüzden ona göredünyadan soğumak ve dünyayı oraya tercih etmemek lâyıkolur. Kaldı ki, cennette ne sıkıntı ve ne de keder söz konu-sudur.Nasıl söz konusu olabilir ki, cennetlikler emniyet içindebirer meliktirler. Sevincin her türlüsünü tadarlar, orada heristedikleri kendilere verilir, her gün Arş'ın çevresine varırlar143 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETve kerim olan Allah'ın yüzünü görürler. Allah'ın yüzünügörmekle diğer cennet nimetlerine bakarak elde edemedik-leri büyük bir nimete nail olurlar ve gözlerini başka tarafaçevirmezler. Onlar devamlı şekilde bu nimetler arasında do-laşırlar ve yok olacaklar diye korkmazlar.Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Peygam-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

67

Page 68: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Cennette şöyle bir ses gelir: Ey cennetlikler! Sizlereöyle bir sıhhat veriyorum ki, ondan sonra ebediyen hastaolmayacaksınız. Ölümsüz bir hayat bulacaksınız. Ardın dayaşlılık olmayan bir gençliğe ereceksiniz. Arkasından ümit-sizlik gelmeceyek bir mutluluğa ulaşacaksınız."Yüce Allah'ın şu âyeti, bu gerçeği ifâde eder:"Cennetliklere: "Đşlediğiniz iyi ameller sayesin-de nail olduğunuz cennet işte budur" diye seslenilir."A'râf Sûresi, 43.Cennetin nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsan, Kur'ân'ıoku, çünkü Allah'ın açıklamasının ötesinde açıklama yoktur.Meselâ "Rabb'imin huzuruna dikilmekten korkan için ikicennet vardır" âyetinden itibaren "Rahman" sûresini, "Vakıa"sûresi ile diğer ilgili sûreleri oku. Eğer cennetin nasıl olduğuhakkında Peygamber'imizin verdiği tafsilâtlı bilgileri öğren-mek istiyorsan, ana hatlarının bilgisini edindikten sonra şim-di de iç yönünü tanımaya yönelerek, önce cennetlerin sa-yısından başla. Peygamber'imiz "Rabb'inin huzurana dikilmekten kor-jki cennet vardır" mealindeki âyet hakkında buyuruyorki:"Đki cennetin bütün kap ve eşyası gümüşten, diğer biriki cennetin bütün eşyası altındandır. "Adn" cennetindecennetlikler Rabb'lerini görürken, onlar ile Allah arasındasadece "Kibriya Perdesi" bulunur."Sonra cennetin kapılarına bak, bunlar ibadetlerin asıl-larına göredir. Nitekim cehennemin kapıları da günahlarınasıllarına göredir.Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Peygamber'imiz(s.a.s.) buyuruyor:"Kim malından iki birimlik bir sadaka verirse, cennetinbütün kapılarından içeri girmeye çağrılır.Cennetin sekiz kapısı vardır. Namaz ehli olanlar na-maz kapısından içeri girmeye çağrılır. Oruç ehli olanlar oruçkapısından içeri girmeye çağrılır. Sadaka ehli olanlar sadakakapısında içeri girmeye çağrılırlar. Cihâd ehli olanlar cihadkapısından içeri girmeye çağrılır."Bu arada Ebû Bekir (r.a.): "Vallahi bir kimsenin bukapılardan birinden çağrılma zarureti yoktur. Acaba bir kim-se hepsinden aynı anda içeri girmeye çağırıhrsa olur mu?"diye sorar. Peygamber'imiz ona: "Evet, böyleleri de var-^r. Senin de onlardan olmanı dilerim" diye cevap ve-rir. 144 145 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

68

Page 69: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Asım Đbni Zamüre (r.a.) der ki: "Hz. Ali bir gün cehennemden bahsetti, bu konuda şimdi hepsi hatırımda kalmayan çok önemli açıklamalarda bulundu, arkasındanCennete getirerek dedi ki:"Rabb'lerinden korkanlar bölük bölük Cennete sevke-dilirler. Onun kapılarından birine varınca, kapının yanıba-şında köklerinin arasından iki ayrı pınar kaynayan bir ağaçgörürler. Aldıkları emir uyarınca pınarlardan birine sokulur-lar, suyundan içince karınlarmdaki pislikler kaybolur.Arkasından öbür pınara sokularak içinde yıkanıncayüzlerine Cennet tazeliği gelir, artık saç renkleri ebediyyendeğişmez başları yağla yıkanmış gibi hep parlak kalır. SonraCennete girerler, içeri girerken Cennet korucuları onlara:"Selâm size, ne mutlu size, oraya ebedî kalmak üzere giriniz"derler.Arkasından Cennet çocukları etraflarını sarar, dünyadasevilen birinin ansızın çıkıp gelişi karşısında çocuklar onunetrafını nasıl çevirirse öyle çevirirler, ona: "Müjdeler olsun!Allah sana şu şu nimet ve dereceleri bağışladı" der-ler, içlerinden biri o kimsenin Cennet hurilerinden olan eşle-rinden birine koşarak dünyadaki adı ile: "Falan kişi geldi"diye haber verir. Huri: "Sen kendin onu gördün mü?"diye sorar. Çocuk: "Tabiî gözümle gördüm, peşimdengeliyor" der.Bu haber üzerine huri sevincinden âdeta kuş Suçarak kapının eşiğine vanr. Adam makamına varınca yapısına göz atar, yuvarlak• cj pareleri üzerinde birer kırmızı, yeşil ve sarı köşküngeldiğini görür. Sonra başını kaldırarak çatısına bakar,şimşek gibi göz kamaştırıcı olduğunu görür. Öyle ki, YüceAjlah ona güç vermese gözleri karşısındaki manzarayabakarken kör olurdu. Başını indirince görür ki eşleri, kullan-maya hazır kaplar, sıra sıra dizilmiş yastıklar, yere yayılmışsaçaklı halılar, yüksek sedirler hazır duruyor. Sonra sırtını biryere dayayıp: "Bizi bu nimetlere yönelten Allah'a hamdolsun, eğer kılavuzumuz o olmasaydı, biz bu duruma kendi-liğimizden ulaşamazdık" diye hamdeder.Bu arada kulağına gizli bir ses şöyle seslenir:"Yaşayın, size ebediyen ölüm yoktur. Oraya yerleşin,hiç göçmeyeceksiniz. Sıhhate kavuşunuz, artık size hastalıkgelmeyecektir.Peygamber 'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Kıyamet günü Cennet kapısına varır, kapının açıl-masını isterim. Hazin (Cennet kapıcısı): "Kim o?" der. "Mu-hammed" diye cevap veririm. Bunun üzerine bana "Sen-den önce hiç kimseyi içeri almamam emredildi" der.Şimdi de Cennetin odaları ile bu odalar arasındakiyükseklik farklarını düşün. Çünkü en büyük derecelerle enyüce faziletler âhirettedir. Đnsanlar arasında bariz ibadetfarklılıkları ve iyi huy dereceleri kesin bir şekilde var olduğuSibi kavuşacakları mükâfatlar arasında da açık farklılıklarOcaktır. 146

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

69

Page 70: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

147 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Eğer en yüksek derecelere ulaşmak istiyorsan, Allah'aibadet hususunda seni hiç kimsenin geçmemesine çalış, 2a,ten Yüce Allah bu konuda yarışmayı emretmiştir. Yüce Allah(c. c.) buyuruyor ki:"Rabb'inizden bir mağfirete ve genişliği yer ile gökarası kadar olan Cennete kavuşmak için yarışın."Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"O'nun mührü misktir. Yarışçılar bunun için yarışsın."Şaşırtıcıdır ki, yakınlarından veya komşulanndan birisenden daha çok para sahibi olsa veyahut evi seninkindendaha yüksek olsa, sana ağır gelir, canın sıkılır, duyduğunhased yüzünden keyfin bozulur.Oysa ki, senin hesabına en güzel şey, dünyadaki bü-tün alımlı şeylerin denk olmayacağını bağışlar açısından sen-den ilerde olanların bulunmasına rağmen Cennete yer-leşmektir.Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğen göre, Peygam-berimiz şöyle buyuruyor:"Cennetlikler, üst katlanndakileri, aralarındaki derecefarklılığı yüzünden, sizin doğudan batıya kadar ufukta dağıl-mış gördüğünüz yıldızlar gibi görürler."Sahâbiler: "Yâ Rasûlallah! Bunlar başka hiç kimseninulaşmayacağı peygamberlerin dereceleri midir?" diye sordu-lar. Peygamber'imiz: -"Hayır, nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yeminederek söylüyorum ki, Allah'a inanan ve Peygamberlerineuyan kimseler de bunlara nail olacaklardır."Yüksek derece sahiplerine aşağıdan bakanlar, sizin gökufuklarından birinde doğmuş gördüğünüz bir yıldızabaktığınız gibi görürler. Hiçbiri şüphesiz, Ebû Bekr (r.a.) veÖmer (r.a.) o zümredendir ve o yüce nimete kavuşacaklar-dır" buyurdu."Sahâbilerden Câbir (r.a.) der ki:"Peygamber'imiz bize buyurdu ki, "Size Cennetköşklerini anlatayım mı?" Ben de O'na:-"Evet ya Rasûlallah, anamız babamız sana feda olsun"diye cevap verdim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:-"Cennette som cevherden köşkler vardır, dışları içle-rinden ve içleri dışardan görülebilir. Orada hiç bir gözüngörmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç kimsenin haya-linden geçmemiş nimetler, tatlar ve sevinçler vardır."Bunun üzerine ben: "Bu köşkler kimler içindir?"diye sordum. Bana şöyle cevap verdi:-"Bu köşkler selâmı yayan, yemek yediren, devamlıoruç tutan ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir" dedi.Hep birlikte O'na: "Bunları kim yapabilir?" dedik.Peygamber'imiz: -"Ümmetim bunları başarabilir. Şimdi

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

70

Page 71: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

size anlataca-ğım. Kirn müslüman kardeşi ile karşılaşınca 148 149 ÖLÜM^YAMKT^HĐRET ona selâm verirse selâmı yaygmlaştırmış olur. Çoluk-ç0cuğunu doyurasıya yediren "Yemek yedirmişler" zümresingirer. Ramazan ile birlikte her ayda üç gün oruç tutandevamlı oruç tutmuş gibi olur. Yatsı ve sabah namazlarımcemaatle kılanlar, herkes (yani yahudiler, hristiyanlar veateşperestler) uykuda iken namaz kılmış olurlar." buyurduPeygamber'imiz:"O, sizin günahlarınızı bağışlayarak altlarındanırmaklar akan cennetlere ve "Adn" cennetindeki gü-zel köşklere yerleştirir" Saf,i2, mealindeki âyet hakkındasorulan bir soruyu şöyle cevaplandırdı:"Đnciden köşklerdir, her köşkte kırmızı yakuttan yetmişdaire vardır. Her dairenin yeşil zümrütten yetmiş odasıvardır. Her odada yetmiş sedir, her sedirde her renktenyetmiş döşek, her döşekte iri gözlü hurilerden bir eş bulu-nur. Her odada yetmiş sofra, her sofrada yetmiş türlü yemekvardır ve her odada yetmiş hizmetçi bulunur. Her sabahmü'mine bunlar yeniden tazelenerek verilir."***150 CEHENNEMAZABINDAN KURTULMAKBuhârî'ye göre Peygamberimiz sık sık:"Ey Rabb'imiz! Bize dünyada ve âhirette iyilik ver. Biz-leri cehennem azabından koru" diye dua ederdi.Ebû Ya'lâ ya göre Peygamber'imiz bir gün sahâbilerehitap ederken: "Đki önemli konu olan cennetle cehennemihiçbir zaman hatırınızdan çıkarmayınız" buyurdu, bu aradagözlerinden süzülen yaşlar sakalının her iki yanını da ıslattı.Sonra sözlerine şöyle devam etti: Nefsim kudret elinde olanAllah'a yemin ederim ki, âhiret ile ilgili olarak benim bildik-lerimi bilseniz, toprak üzerinde gezinir ve başınıza toprakserperdiniz."Taberânî'ye göre bir gün Cebrail, alışılmamış bir za-manda Peygamberimize geldi. Peygamber'imiz ona:-"Niye senin rengini değişik görüyorum?" diye sordu.Cebrail: "Yüce Allah şu sırada cehennem cehennemkörüklerine işlesinler diye emir verdi de sana onun için gel-dim" dedi.Peygamber'imiz ona: "Yâ Cebrail, bana cehennemianlat" dedi. Bunun üzerine Cebrail şöyle dedi:151 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

71

Page 72: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

"Yüce Allah emir verdi de cehennem bin yıl yancjSonunda bembeyaz oldu. Arkasından yine ona emir verH1de bin yıl daha yandı. Bu defa kıpkırmızı oldu. Daha sonraona yine emir verdi de bin yıl daha yandı. Sonunda sim-siyah oldu. Şimdi o kapkaradır, ne kıvılcımı ışık verir ve nede yalazı söner.Seni, hakkı bildirmek üzere Peygamber olarak gönde-ren Allah'ın adına yemin ederim ki, eğer cehennemden iğneburnu girecek kadar bir delik açılsa hararetinin yüksekli-ğinden dolayı bütün canlılar ölürdü.Seni, hakkı bildirmek üzere Peygamber olarak gönde-ren Allah'a yemin ederim ki, eğer cehennem korucularındanbiri yeryüzü halkına görünse, yüzünün korkunçluğunun vebayıltıcı kokusunun tesiri ile hepsi ölürdü.Seni, hakkı bildirmek üzere Peygamber olarak gönde-ren Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah'ın kitabında bah-settiği cehennem zincirlerinin bir halkası yeryüzü dağlanüzerine indirilse, dağlar çöker ve bu halka yerin en alt taba-kasına inerdi."Peygamber'imiz duyduklarının bu noktasında:'Yâ Cebrail, yeter. Yoksa kalbim yuvasından fırlaya-cak ve öleceğim" dedi.Bu sırada Peygamber'imiz Cebrail'in ağlamakta oldu-ğunu gördü. Bunun üzerine Peygamber'imiz ona: "Yâ Ceb-rail, Allah katında bu kadar yüce bir mertebenin sahibi ol-duğun halde sen de mi ağlıyorsun?" dedi.152 Cebrail Peygamber'imize şu cevabı verdi: "Niye ağla-Asıl benim ağlamam gerekir. Belki de Allah'ınbilgisine göre durumum bu günkünden değişiktir. Bilmiyo-rum, belki de önceleri meleklerden biri olan şeytanın başınagelen felaket, benim de başıma gelir. Bilmiyorum, belki deHârut ile Mârufun başına gelenler, benim başıma gelir."Bunun üzerine Cebrail ile Peygamber'imiz birlikte ağ-lamaya başladılar. Nihayet şöyle bir ses geldi:-"Ey Cebrail ve Muhammed (s.a.s) Allah sizleri ken-disine âsi olmaktan korumuştur."Bu sesin arkasından Cebrail tekrar göğe yücelir. Pey-gamber'imiz de biraz sonra dışarı çıkınca gülen ve eğlenenbir Ensâr gurubuna rastlar.. Onlara şöyle buyurur:"Önünüzde cehennem varken nasıl gülebiliyorsunuz?Benim bildiklerimi bilseniz, az güler çok ağlardınız. Gırtlağı-nızdan ne bir lokma yemek ve ne de bir yudum su geçerdi.Yüksek dağlara çıkarak Allah'a yalvarırdınız." Bu sıradaşöyle bir ses geldi:-"Yâ Muhammed! Kullarımı umutsuzluğa düşürme.Ben seni çetin gösterici olarak değil, ancak müjdeleyici ola-rak gösterdim." Bunun üzerine Peygamber'imiz: "Doğruluk-tan ayrılmayınız, Allah'a yakın olunuz" buyurdu.Đleri sürüldüğüne göre bir gün Peygamber'imiz Ceb-rail'e: "Mikail'i hiç gülerken görmedin mi?" diye so-runca Cebrail de ona: "Mikail cehennem yaratılahberih*Ç gülmedi" diye cevap verdi.153

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

72

Page 73: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

_ ÖLÜM-KLYAMET^HĐRĐI;^m^ç -£** ££££»r^^^^"**-**""onaIbni Mâce ve Hakim'e göre Peygamber'imiz (s.a.s) şö\,le buyuruyor: "Sizin kullandığınız bu ateş, cehennem ateşi-nin yetmişte bir derecesinde bir yakıcılığa sahiptir. Eğer sön-dürülmeseydi, ondan yararlanamayacaktınız. Bu ateş, tekrarcehenneme döndürülmesin diye Allah'a dua etmektedir.Beyhâkî'ye göre Hz. Ömer (r.a.) bir gün:"Derileri her eridiğinde azabı duysunlar diye onlarabaşka bir deri veririz" Nisa, 56, mealindeki âyeti okuyarak Ka'bIbni Ahbâr'a: "Bu âyeti tefsir et. Eğer doğru söylersen, söz-lerini tasdik ederim. Yanlış söylersen sana karşı çıkarı dedi.Bunun üzerine Kâ'b, âyeti tefsir etmeye girişerek: "Adem-oğlu cehennemde yanarken derisi ya bir saat içinde veya birgün içinde altı bin kere yeniden yaratılır" dedi. Hz. Ömer:"Doğru söylüyorsun" dedi.Yine Beyhâkî'ye göre Hasan el-Basrî (r.a.) bu âyetişöyle tefsir eder: "Cehennemlikleri ateş, her gün yetmiş bin- kere yakıp eritir. Her eriyişten sonra onlara: "Eski durumu-nuza dönünüz" denir ve hemen eskisi gibi oluverirler."Peygamber'imiz (s.a.s) buyuruyor ki:"Cehennemlikler arasında dünyada en mutlu yaşa-yanlardan biri getirilir. Cehenneme bir kere konup çıka-rıldıktan sonra ona: "Ey Ademoğlu, hiç hayır gördün mü?Hiç mutlulukla karşılaştın mı?" diye sorulur. Adam; "Vallahi,hayır, ya Rabb'i" diye cevap verir.Buna karşılık dünyada en çok sıkıntı çeken bir cen-netlik getirilir. Cennete bir kere konup çıkarıldıktan sonra154 Raouı. . görmedim" diye cevap verir."Đbni Mâce'ye göre Peygamber'imiz (s.a.s) buyu-rur ki:"Cehennemliklere ağlama gönderilir. Öyle çok ağlarlarki, sonunda yaşları kurur. Sonra yanaklarında, içine gemisalınsa yüzebilecek derinlikte çukurlar açılıncaya kadar kanağlarlar."Ebû Ya'lâ'ya göre Peygamber'imiz (s.a.s) buyu-ruyor ki:"Ey insanlar, ağlayınız. Ağlayamıyorsanız, hiç olmazsaağlamaklı olunuz. Çünkü Cehennemde cehennemlikler ya-naklarında kanal gibi yarıklar belirinceye kadar yaş dökerler.Sonunda yaşlar kuruyunca da gözleri irinleşinceye dek kanağlarlar."***155

KÜRSĐ, ARŞ, MUKARRER MELEKLER, RIZIKLAR VE TEVEKKÜL

Ulu Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Allah'ın Kürsî'si gökleri ve yeri kaplar." Bakara. 255Bazı tefsir âlimlerine göre "Kürsî" Allah'ın ilminden me-cazdır. Bazılarına göre O'nun mülkü kasdedilmektedir. Birkısım âlimlerin yorumuna göre ise burada bildiğimiz gök ci-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

73

Page 74: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

simleri kasdedilmektedir.Hz. Ali 'den (k.v.) rivayet edildiğine göre; "Kürsî" par-lak incidendir ve uzunluğunu Allâh'dan başka hiç kimsebilmez.Bir hadiste: "Göklerle yedi kat yer Kürsî ile birliktesahrada bir halka gibidir" buyurulmuştur.Đbni Mâce'den nakledildiğine göre, Peygamber'imiz (s.a. s.) şöyle buyuruyor:"Gökler, Kürsî boşluğundadır, Kürsî de Arş'ın önün-dedir."Đkrime (r.a.)'nm rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:156 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET"Güneş Kürsî nurunun yetmişde biri kadardır. Arş dap rdelerin, yani hicapların yetmişde biri kadardır."Yine Peygamber'imizden nakledildiğine göre; "Kürsî'yitaşıVan mele^er^e Arş'1 taşıyan melekler arasında yetmiştane karanlık hicap ve yetmiş tane aydınlık hicap vardır. Herhicap arasında beşyüz yıllık mesafe vardır.Eğer böyle olmasaydı, Kürsî'yi taşıyan melekler, onla-nn nurundan yanarlardı."Arş, Kürsî'den daha yüksekte tamamen ışıktan ibaretbir cisimdir ve Kürsî'den ayrı bir yapıdadır. Hasan el-Basrîbu görüşe katılmaz. Arş'ın kırmızı yakuttan, yeşil bir cev-herden ak inciden ve safî ışıktan olduğunu ileri süren çeşitligörüşler vardır. En doğrusu bu konuda kesin konuşmaktankaçın-maktır. Felek (astronomi) âlimleri Arş'a: "DokuzuncuFelek" "En Üst Felek ve. "Felekler Feleği" "AtlasFelek" yâni "Yıldızsız Felek" gibi çeşitli isimler verirler.Çünkü klâsik hey'et âlimlerine göre bütün Felekler"Burçlar Feleği" adını alan sekizinci Felekte sabittirler,Şeriat âlimlerine göre "Arş" ve "Kürsî" mahlûkatm üstsinindir, tavanıdır. Onun dışında hiçbir şey yoktur. Bu sınır,aynı zamanda kulların bilgi hududunu çizmektedir. Bu sı-nırın ötesini ne idrak etmeye imkân vardır ve ne de bununötesine taşan bir araştırmaya girişmek yerindedir.Ulu Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: "Eğer onlar sana yüzÇevirirler ise de ki: "Bana kendinden başka ilâh bulunmayan157 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETAllah yeter. Ben sırf O'na dayanıyorum. O, ulu Ars'ınSahibidir" Teube, 129Görüldüğü gibi Allah, Arş'ı "ulu"luk ile sıfatlandırmıştırÇünkü varlıkların en büyüğüdür.Öte yandan yukardaki âyette emredilen: "Tevekkül"ü(sırf Allah'a dayanıp güvenmeyi) Peygamber'imiz (s.a.s.)hayatında gerçekleştirmiştir. Bu yüzden gerek Tevrat'ta vegerekse diğer ilâhî kaynaklı kitaplarda Peygamber'imiz:"Mütevekkil (tevekkül eden, sırf Allah'a dayanıp güvenen)diye anılmaktadır. Neden? Çünkü tevekkül; Allah'ı tek bilipO'nu tanımanın tabiî bir neticesidir. Peygamber'imiz (s.a.s.)de Allah'ı tek bilenlerin efendisi ve O'nu tanıyanların (arif-lerin) başıdır.Zaman zaman sanıldığı gibi, tevekkül tedbirlere ve ne-ticeye götüren sebeplere sarılmaya engel değildir. Tersineböyle olmak emredilmiştir. Nitekim bir taşralı Arap Pey-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

74

Page 75: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

gamber'imize (s.a.s.): "Devemi bağlayayım mı, yoksa onuAllah'a tevekkül ederek salıvereyim mi?" diye sorar.Peygamber'imiz taşralı arab'a "deveni bağla, sonra tevekkület" diye'.buyurur.Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor:"Eğer Allah'a tam mânâsı ile tevekkületseydiniz, O, sabahleyin yola aç çıkarak yuvaya tokdönen kuşların rızkını nasıl veriyorsa sizinkini deöyle verirdi." ÖLÜM-KIY AMEJ-ÂHĐRILPeygamber'imiz burada: "Kuşların sabahleyin yola çık-tıklarını" belirterek tevekkülün netice sağlayıcı sebeplereyapışmakla birlikte olması gerektiğine işaret buyurmuştur.HĐKflYEĐbrahim Đbni Edhem ile Şakîk el-Belhî (rahmetuiiâhi aieyh)Mekke'de karşılaşırlar, ibrahim, Şakîk'e: "Seni bu durumagetirmeye sebep ne oldu?" diye sorar. Şakîk şöyle cevapverir:-"Günlerden bir gün çöle varmıştım. Kıraç bir yerdeyatan, kanatları kırık bir kuş gördüm. Kendi kendime: "Bura-da oturayım ve bu kuşun rızkının nereden geldiğini gözetle-yim" dedim. Kuşun karşısında yere çöktüm. O sırada gagasıarasında çekirge taşıyan başka bir kuş belirdi, kırık kanadlıkuşun yanına konarak gagası arasındaki çekirgeyi onun'gagasına baraktı.Bu durumu görünce içimden: "Bu kuşu öbürüne vasıtakılan Yüce Allaha nerede olursam olayım benim rızkımı dasağlamaya kadirdir" diyerek kazanç peşinden koşmaya sonverdim ve kendimi tamamen ibadete adadım."Đbrahim Đbni Edhem, O'na: "Peki neden sen o kırık ka-natlı kuşa yiyecek taşıyan sağlam kuş olup daha yüksek de-receli olmak istemiyorsun? Sen Peygamber'imizin 'Yüksek el(verenin eli) alçak elden (alanın elinden) daha hayırlıdır"diye buyurduğunu duymadın mı? 158 159 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETMü'minin alâmeti, iki dereceli olan her şeyde, dahaüstün olan derecenin peşinden koşmaktır. Böylelikle ancakiyilerin menziline ulaşabilir.Bu cevabı alan Şakîk, ibrahim'in elini tutarak öptü ve:'Yâ EbÛ Đshak, (Đbrahim Đbni Edhem'in lâkabı) Sen bĐZĐm ÜSta-dımızsın" dedi.Fakat insan bir dereceye ulaşmak üzere sebeplere elattığı zaman gözünü bunlara dikip onlara takılmamalı, ter-sine her zaman bakışlarının hedefi ve emeğinin amacı Allaholmalıdır. Bu husûsda, dilenciyi örnek almalı. Bilindiği gibi,dilenciler dilenirken bir kab kullanırlar. Fakat kab onun aracıolduğu için dilenirken gözlerini daha kaba değil, onlara birşey verecek olan insanlara dikerler.Pcygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Đnsanların en zengini olmak isteyen kimse, Allah'ın

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

75

Page 76: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

kaünda bulunan varlığa elindeki varlıktan daha çok gü-venmelidir."Uzun müddet Đbrahim ibni Edhem'in (r.a.) hizmetindebulunan Huzeyfe el-Meraşî'ye bir gün "Onun yanında bu-lunduğuna göre orada karşılaştığın en şaşırtıcı olay nedir?"diye sorarlar.Huzeyfe şu cevabı verir: "Mekke'ye giderken yoldagünlerce aç kaldık, sonunda Kûfe'ye vardık, yıkık bir camiyesığınmıştık.Bu sırada Đbrahim Đbni Edhem, yüzüme bakarak bana:160 UL.UiVi-1-»-* * . ^ -"Yâ Huzeyfe, seni acıkmış görüyorum, öyle mi?" diyesordu. Ben de ona: "Durum şeyhimin gördüğü gibidir"cevabını verdim.Bunun üzerine: "Bana kâğıt, kalem getir" dedi; iste-diklerini ona getirdim. Besmele'nin arkasından:-"Her durumda hedef sensin, her mânâda yönelişsanadır" diye yazarak şu manzumeyi kâğıda döktü:"Ben hamdeden'im, ben şükreden im, ben zikredenimBen açım, ben kayıbîm ve ben çıplak'im.'Altı durum saydım,Ben bunların ilk yansını üzerime almışım.Ya Rabb'i, diğer yarısında da sen kefil olSenden başkasını öumek,Benim için cehennem aleulerine dalmaktır.O halde zavallı kullarını cehenneme düşmekten koru!"Manzumeyi bitirince yazılı kâğıt parçasını elime uzattıve bana: "Dışarı çık ve sakın Allah'dan başkasına gönül bağ-lama, bu kâğıt parçasını da ilk karşılaştığın kimseye ver"dedi.Dışarı çıktım, ilk karşılaştığım insan katınna binmiş biriidi. Kâğıt parçasını adama uzattım. Adam onu elimden aldı,yazıyı okuyunca ağlamaya başladı: "Bu yazının sahibi neyapıyor?" diye sordu. "Falan camidedir" diye cevap verdim.161 ÖI.ÜM-K1YAMET-AHĐRET T ÖLÜM-K1YAMET-AHĐRET Bunun üzerine adam bana içinde altı yüz dinar bulunan birkese altın verdi ve geçip gitti. Arkasından birine daha rast-layınca ona: "Şu katırın sırtında giden adam kim?" diye sor-dum. Karşımdaki bana: "O bir hıristiyandır" diye cevap ver-di.Dönüp Đbrahim'in yanına vardım, olup bitenlerianlattım, bana: "O Keseye sakın dokunma, çünkü o adamşimdi gelir" dedi.' Biraz sonra keseyi bana veren hıristiyan,Đbrahim'in dediği gibi, içeri girdi, Đbrahim'in başucunda dizçöktü, onu öpmeye başladı ve arkasından Đslâmı kabul etti."Faydalı bir bilgi:Đbni Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Cenabı Allah. Arş'ı

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

76

Page 77: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

taşıyan melekleri yaratınca onlara: "Arş'ımı taşıyın" diyebuyurdu. Onlar, taşıyamadılar. Bunun üzerine Yüce Allah(c.c.) her birinin yanına bütün göklerdeki kadar melek verdive hepsine. "Arş'ımı taşıyın" diye buyurdu, yine taşıyama-dılar.Bu sefer her bir meleğin yanına göklerdeki bütün me-lekler ile yerdeki bütün canlıların sayısı kadar melek kat-tıktan sonra "Arş'ımı taşıyın" diye buyurdu, yine de taşıya-madılar.Bunun üzerine Yüce Allah onlara: "La havle ve la kuv-vete illâ billahi (bütün kımıldama ve kuvvet tezahürleri an-cak Allah'ın yardımı iledir) deyin" diye buyurdu, meleklerbunu söyleyince Arş'ı taşıyabildiler. Fakat rüzgârın sırtında meleklerin ayakları, yedinci katyere kadar battı. Tabanları hiç bir yere dayanamadığı içinArs'a tutunmak zorunda kaldılar.Bu arada içlerinden biri düşer de yuvarlanır ve nereyedüştüğünü bilmez korkusu ile durmadan ayni cümleleri tek-rar ediyorlardı.Onlar Arş'ı taşıyor. Arş da onları taşıyordu; ama hepsi-ni Allanın gücü taşıyordu.Rivayete göre: "Her sabah ve her akşam yedişer kere:"Hasbiye'llahu la ilahe illâ huve, aleyhi tevekkeltü vehüve Rabbül Arşil azim" (kendisinden başka ilâh bulun-mayan Allah bana yeter, ben yalnız O'nun desteğine güve-niyorum, O yüce Arş'm sahibidir) diyen kimsenin Allah, eğridoğru ne dileği varsa yerine getirmeyi üzerine almıştır."Başka bir rivayete göre, hadisin son kısmı şöyledir:"Allah, gerek dünya ile ilgili, gerek Ahiret ile ilgili ne dileğivarsa yerine getirmeyi üzerine alır."

ALLAH KORKUSU

Peygamber'imiz (s. a. s.) buyuruyor ki:"Yüce Allah (c.c.), kanatlarının biri doğuya, öbürübatıya uzanan ve ayaklan yedinci kat yere inen bir kuşyarattı. Kuşun üzerinde bütün varlıkların sayısı kadar tüyvardır.Ümmetimden kadın-erkek herhangi bir kimse banasalât-ü selâm getirdiği zaman Yüce Allah bu kuşa, Ars'ınaltında bulunan nurdan bir denize dalmasını emreder. Kuşdenize dalıp çıkararak kanatlarını silkeleyince her tüyündenbir damla akar. Yüce Allah akan her damladan, üzerimekıyamete kadar salât-ü selâm getiren kul hesabına istiğfaredecek bir melek yaratır."Ehl-i Hikmet'ten biri şöyle der:"Vücudun selâmeti az yemekte, ruhun selâmeti az gü-nah işlemekte ve dinin selâmeti de varlıkların en hayırlısına(Peygam-ber'imize) selât-ü selâm getirmektedir.Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki:"Ey iman edenler! Allah'dan korkunuz ve O'na itaatediniz ve herkes yarını için (kıyamet günü ne amel işlediğine)baksın (yani sadaka verin ve Allah'ın emrine uygun amellerişleyin ki, Kıyamet günü sevabım bulaşınız) Allah'tan korku-nuz, çünkü O, (iyilik olsun, kötülük olsun) yaptığınız her ha-reketten haberdardır. Haşr Sûresi, 18.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

77

Page 78: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Çünkü Kıyamet günü melekler, gökler, yeryüzü, gece,gündüz -iyilik olsun, kötülük olsun- insanoğullarmın işlediğiher şeye şahitlik edeceklerdir. Hatta vücudun azaları bileinsanoğluna karşı şahit tutulacaktır.Yeryüzü, günah işlemekten sakınarak iyiliğe koşan(zahid) ve mümin kulun lehine şahitlik ederek: "bu adamüzerimde namaz kıldı, oruç tuttu, hacca gitti, cihad etti" di- uecek, günahtan sakınarak iyiliğe koşan mü'min kul da buşahitliğe sevinecektir.Buna karşılık aynı yeryüzü, kâfir ve günahkârlarınaleyhinde de şahitlik ederek: "Bu adam üzerimde Allah'aşirk koştu, zina işledi, içki içti, haram yedi" diyecektir.Merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Allah (c.c.) kâfirve günahkârları inceden inceye sorguya çekerse vay hal-lerine!Mümin vücudunun bütün azaları ile Allah'dan korkan-dır. Nitekim büyük ahlâk ve fıkıh bilgini Ebû'1-Leys es-Semerkandî bu konuda der ki:Allah korkusunun, yedi alâmeti vardır:— Birinci alâmet dilde belirir: Allah korkusu taşıyankul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan veboş konuşmaktan alıkor, bunlar yerine onu zikirle, Kur'ânokumakla ve ilmî konuşmalarla meşgul eder.Đkinci alâmet kalpde belirir: Allah korkusu taşıyan kulbaşkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlıkbarındırmaz. Çünkü kıskançlık iyilikleri mahveder. NitekimPeygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyurur:"Ateş odunu nasıl yerse (yakarsa) kıskançlık daiyilikleri öyle yer" (yok eder)"Bilesin ki, kıskançlık, kalp hastalıklarının başlcaların-dan biridir ve bu hastalıklar da ancak ilimle ve iyi amellerişleyerek tedavi edilebilir. 164 165 ÖUJM-IOYAMET-ÂHĐRHT Üçüncü alâmet göz'de belirir: Allah korkusu taşıyankul, haram yiyeceğe, haram içeceğe, haram giyeceğe... (k,_sacası) haram olan hiçbir şeye bakmaz. Dünyaya aç \JQmuhteris gözlerle değil, ibret almak amacı ile bakar. Helâlolmayan şeylerden bakışlarını uzak tutar.Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:"Kim gözünü haramla doldurursa Allah da onun gö-zünü kıyamet günü ateşle doldurur."Dördüncü alâmet karın'da belirir: Allah korkusu taşı-yan kul, karnına haram lokma sokmaz, çünkü haram lokmayemek ağır günahlardan biridir. Nitekim Peygamberimiz(s.a.s.) şöyle buyuruyor:"Đnsanoğlunun karnına haram bir lokma inince, olokma midesinde kaldığı sürece yerde ve göklerde meleklertekrar tekrar o kimsenin üzerine lanet yağdırırlar. O lokmayıhazmederken öldüğü takdirde varacağı yer cehennemdir."— Beşinci alâmet, eller'de belirir: Allah korkusu taşı-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

78

Page 79: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

yan kimse, ellerini harama değil, Allah'ın rzasına uygun şey-lere doğru uzatır. Nitekim sahabîlerden Ka'bu'l-Ahbar'ın(r.a.) şöyle dediği rivayet edilir:"Yüce Allah, her bir bölümü yetmiş bin gözlü olan veher bölümü yetmiş bin yakuttan yapılma bir köşk yarat-mıştır. Kıyamet günü bu köşke ancak önlerine çıkan hararnşeylerden Allah korkusu ile uzak duranlar girebileceklerdir."166 ÖL^-KIYAMET-ÂHĐRET— Altıncı alâmet ayaklarda belirir: Allah korkusu taşı-yan kimse, günah işlemeye değil, Allah'ın emrine uygun veO'nun rızasını kazandıracak işlere doğru yürür, âlimlerle veiyi amel işleyenlerle buluşmak gayesi ile adım atar.— Yedinci alâmet amel'de belirir: Allah korkusu taşı-yan kimse ibadetini sırf Allah rızası için yapar, riyadan vemünafıklıktan kaçınır, böylelikle Allah'ın haklarında şöylebuyurduğu kimselerden biri olur:"Rabb'ının katında Ahiret, günahlardan kor-kanlar Đçindir," Zuhruf Sûresi, 35.Böyleleri için Yüce Allah başka bir âyette şöylebuyurur:"Günahlardan sakınanlar, hiç şüphesiz, cen-netlerde ve pınarlarının başların)dadırlar ZâriyatSûresi, 15.Büyük ve fıkıh âlimi Ebu'1-Leys es-Semerkandî(rahimehullah) şöyle der:Allah'ın yedinci kat semada birtakım melekleri var ki,yaratıldıkları andan beri secdededirler. Vücutları Allah kor-kusu ile devamlı titrer haldedir. Kıyamet günü başlarınısecdeden kaldırarak: "Ey noksanlıkların her türlüsünden beriolan Allah'ımız! Sana lâyık olduğunu derecede ibadet ede-bilmiş değiliz" diyeceklerdir.Kur'an-ı Kerim'in şu âyeti, onlann bu hallerine işareteder:167 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRET "Üstlerindeki Rabb'lerinden korkarlar ve errirolunduklarmı yaparlar (göz açıp kapayıncaya kadarbile Allah'ın emrinin dışına çıkmazlar.)"Nahl Sûresi, 50Peygamber 'imiz (s. a. s.) şöyle buyurur:"Kulun vücudu, Allah korkusu ile ürperdiği zamanyapraklan dökülen ağaç gibi günahlarından sıyrılır."HÎKfiYEAdamın biri bir kadına tutulur. Günün birinde kadınbir iş için yolculuğa çıkar. Adam da peşine takılır. Kafileninmola verdiği bir sırada yol arkadaşlarının uykuya dalma-larını fırsat bilerek kadınla başbaşa kalmayı başaran âşıkona sırrını açar.Kadın adama: "Bak bakalım herkes uyuyor mu?" der.Bu sözü, karşı tarafın arzusuna ram olmak üzere olduğuşeklinde yorumlayarak sevince kapılan âşık derhal yerindenfırlayarak kafilenin etrafından bir tur atar. Herkesin mışılmışıl uyuduğunu görür. Kadının yanına dönerek: "Evet, her-kes uyuyor" der. Bunun üzerine kadın adama: "Acaba Allahhakkında ne dersin, o da uyuyor mu?" diye sorar. Adam:•

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

79

Page 80: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

-"Allah uyumaz. O'nu hiçbir zaman ne uyku ne deuyuklama hali almaz" diye karşılık verir. O zaman kadın derki: "Đnsanlar bizi görmüyorsa da şu anda uykuda olmayanve hiçbir zaman uyumayan Allah bizi görüyor. Buna göreasıl O'ndan korkmalıyız!" ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETKadının bu sözleri üzerine adam Allah'tan korkarakttuğu kötü yoldan vaz geçer de kadının yanından ayrılır,evine döner.Öldüğü zaman bir tanıdığı onu rüyasında görür: "Allahsana nasıl muamele etti?" diye sorar. Adam: "Kendisindenkorkarak o günahı işlemediğim için Allah beni affetti." diyecevap verir.HĐKÂYEZamanın birinde Đsrailoğullarından biri kendini ibadetevermişti. Çoluk çocuk sahibiydi. Günün birinde ailece aç ka-lırlar. Tamamen çaresiz kaldığı için yiyecek bir şeyler bulupgetirsin diye karısını dışarıya gönderir.Kadın bir tüccarın evine varır, çoluk-çocuğuna yedi-recek bir şeyler ister. Tüccar, kadına: "Olur, fakat öncebana kendini teslim et" diye teklif eder. Kadın hiçbir cevapvermeden çıkar, evine döner. Yavrularını: "Anneciğim! Aç-lıktan öleceğiz, bize yiyecek bir şey ver" diye feryad ederdurumda bulur.Geri çıkarak tekrar tüccarın yanına varır, yavrularınınacıklı durumunu anlatır. Tüccar: "Đstediğim olacak mı?"diye sorar. Kadın: "Evet" der.Đkisi başbaşa kalınca kadının eklem yerleri öylesinetitremeye başlar ki, azaları yerlerinden çıkacak gibi olur. 168 169 ÖUJMJOYAMET^HĐRET _Tüccar: "Ne oluyor sana?" diye sorar. Kadın: "/\l_lah'tan korkuyorum" diye cevap verir.Aldığı cevap üzerine kendine gelen adam: "Sen şusıkışık durumuna rağmen bu günahtan dolayı Allah'tankorkuyorsun, oysa asıl benim korkmam gerekir" diyerek ya-pacağı işten vazgeçer. Đstediklerini vererek kadını gönderir.Kadın kucağındaki yiyecekler ile yavrularına döner. Çocuk-ların sevinci sonsuzdur.Bu sırada Yüce Allah'tan tüccar hakkında Hz. Musa'ya(a.s.) vahiy gelir. Allah: "Falan oğlu filana bütün günahlarınıaffettiğimi söyle" diye bildirir.Bunun üzerine Hz. Musa (a.s.) tüccarı bulur, ona:"Mutlaka Allah ile aranızda sır kalan bir hayır işlemişolmalısın" der. O zaman tüccar kendisine yoksul kadınlaarasında geçenleri anlatır. Hz. Musa (a. s.): "Đşte bu yüzdenAllah, geçmiş bütün günahlarını bağışladı" diyerek tüccaramüjdeyi verir.Rivayete göre Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle bu-yurmuştur:'Yüce Allah şöyle buyurur: Şu iki korkuyu iki gün aynı

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

80

Page 81: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

kulumda biraraya getirmem. Dünyada benden korkanınAhiretini emin kılarım.Buna karşılık dünyada iken benim korkumu yüreğindetaşımayanları Kıyamet günü korkuya düşürürüm."170 Yüce Allah (c. c.) buyuruyor ki:"Đnsanlardan değil, benden korkunuz." Mâide Sûresi, 44."Eğer mü'minseniz, onlardan değil, benden korkunuz."Sûresi, 175Hz. Ömer (r.a.) Kur'ân'dan bir âyet dinlediği zamanyere baygın düşerdi. Bir eline bir saman çöpü alarak şöyleder: "Keşke ben de bir saman çöpü olsaydım, adı anılmayadeğer bir şey olmasaydım. Keşke anam beni doğurmamışolsaydı."O çok ağlardı, hüngür hüngür yaş dökerdi. Bu yüzdenyanaklarından süzülen yaşların bıraktığı iki siyah iz herzaman yüzüde görülürdü.Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Sağılan süt memeye geri dönmedikçe Allah korkusuile ağlayan kimse de cehenneme girmez."Rivayet edilir ki, Kıyamet günü bir kul Allah katınaçıkarılacak ve günahların ağır bastığı görülerek cehennemeatılması emredilecektir. Bu sırada kirpiklerinden bir tel dilegelerek şöyle diyecektir. Ey Rabb'im! Senin Rasûl'ünMuhammed: "Kim Allah korkusu ile ağlarsa Allah onun yaşdöken gözlerini cehennemden saklar.".Bunun üzerine dünyada Allah korkusu ile ağlayan birkirpik teli sayesinde adam affedilecektir. Cebrail (a.s.):"Falan oğlu falan bir tel kirpik sayesinde kurtuldu" diyerekbu durumu ilân edecektir.171 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMEJ-ÂHĐREX Rivayet edilir ki, Kıyamet günü cehennem ortayaçıkınca öylesine kükreyecek ki, bütün ümmetler dehşetindendizüstü kapanacaklardır. Nitekim Yüce Allah (c.c.)buyuruyor ki:"... Ve sen her ümmeti dizüstü çökmüş (neolacağını endişe ile bekler) görürsün. Her ümmetamel defterini almaya çağırılır." Câsiye Sûresi, 28.Đnsanlar cehenneme yaklaştmldıklarında onun öfke vekükreyişini duyacaklar, bu kükreyiş beşyüz yıllık mesafedenduyulacaktır.O zaman peygamberler dahil herkes kendi derdinedüşerek: "Ben ne olacağım, ben ne olacağım?" diyecektir.Yalnız peygamberlerin Yücesu olan Hz. Muhammed (s.a.s.)müstesna, O: "Ümmetim ne olacak, ümmetim ne olacak?"diyecektir.O sırada cehennemden dağlar gibi bir ateş kütlesiçıkacaktır. Peygamber'imizin (s.a.s.) ümmeti: "Ey ateşkütlesi! Namaz kılanlar, doğruluktan ayrılmayanlar, Allah'tankorkanlar ve oruç tutanlar hakkı için geri döner misin?" diye

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

81

Page 82: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

yalvararak ateşi geldiği yere göndermeye çalışacaklar, fakatateş geri dönmeyecektir.Bu sırada Cebrail'in (a.s.): "Ateş kütlesi Muhammed'inümmeti üzerine yöneldi" diye seslendiği duyulacaktır. Bu-nun üzerine Cebrail, bir bardak su getirerek Peygam-berimize uzatacak ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bunu al, ateşinüzerine at" diyecektir. Peygamberimiz (s.a.s.) Cebrail'den aldığı bardağı ateşin üzerine boşaltır boşaltmaz ateş sö-necektir.Peygamber'imiz (s.a.s.): Bu su nedir? diye soracak veCebrail'den (a.s.) şu cevabı alacaktır: Bu senin ümmetinin,Allah korkusu ile ağlayan günahkârlarının gözyaşıdır. Şimdiateşin üzerine serpip onu -Allah'ın izne ile- söndüresin diyesana getirme emri aldım."Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle dua ederdi:"Allah'ım! Bana senin korkun ile ağlayan iki gözbağışla." Gözyaşı dökmek konusunda şu beyit ne kadardüşündürücüdür:Ey gözlerim, günahıma ağlar mısınız?Ömrüm ellerimden uçtu, gitti de farkında olmadım.Peygamber'imizin (s.a.s.) şöyle buyurduğu bildiriliyor:"Hiç bir mü'min düşünülemez ki, Allah korkusu ile gö-zünden sinek başı kadar yaş çıksın ve elmacık kemiğinekadan insin de o kula cehennem ateşi değsin."HĐKÂYEAnlatıldığına göre Muhammed Đbni Münzir (Rah-metullahi aleyh) ağladığı zaman gözyaşyları ile yüzünü,sakalını ovar: "duyduğuma göre gözyaşı değen yere cehen-nem ateşi değmez" derdi. 172 173 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETMü'min Allah'ın gazabından korkmalı ve kendini nefsinazgın arzularına uymaktan sakındırmalıdır. Nitekim All^K(c.c.) şöyle buyuruyor:"Nefsinin azgın arzularına uyan ve dünyahayatını (Ahirete) tercih edenlerin varacağı yer ce-hennemdir. Rabb'ınm makamından ve nefsini azgmarzulardan alıkoyanların varacağı yer ise cennettir."Nâziât Sûresi, 37-41.Allah'ın gazabından kurtularak sevap ve rahmetinenail olmak isteyenler, sıkıntılara sabırla katlanmalı, Allah'ınbuyruklarına uymakta ısrar etmeli ve günahlardan sakınma-lıdırlar."Cennetlikler cennete girdikleri zaman melekler onlarıtürlü türlü hayır ve nimetlerle karşılarlar, onlar için sedirlerkurularak döşenir. Kendilerine çeşit çeşit yemek ve meyvalarikram edilir. Bu nimetlere rağmen üzerlerinde bir durgunlukfarkedilir, bir şeyler bekledikleri görülür.O zaman Yüce Allah: "Ey Kullarım! Burası durgun vebekleyiş içinde olunacak bir yer olmadığı halde sizdeki budurgunluk ve bekleme hali nedir?" diye buyurur. Cennet-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

82

Page 83: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

likler: "Bize yapılmış bir vaad vardı, şimdi zamanı geldi" diyecevap verirler."Bu cevap üzerine Allah (c.c.) meleklere: "Perdeleriyüzlerinden kaldırın" diye emir buyurur. Melekler:"Ey Rabb'imiz! Bunlar seni nasıl görebilirler? Dünyadagünah işlemişlerdi" derler. Meleklerin bu sözlerine karşılık174 ÖLÜM^YAMET-ÂHĐRELyüce Allah emrini tekrar ederek şöyle buyurur: "Perdelerikaldırın, onlar dünyada iken bana kavuşmak azrusu ilezikretmişler, secde etmişler ve gözyaşı dökmüşlerdir."Perdeler kaldırılır ve bakarlar, ansızın Allah katındasecdeye kapanırlar. O zaman Allah onlara: "Kaldırın başınızı,zira burası amel yeri değil, bağış ve mükâfat yeridir" diyebuyurur. Başlarını kaldırınca keyfiyet ölçüleri dışında onlaracemalini gösterir.Arkasından sevinçlerini zirveye çıkarmak üzere onlaraşöyle seslenir: "Ey kullarım, selâm üzerinize olsun! Bensizden hoşnudum, siz de benden hoşnud oldunuz mu?"Cennetlikler şöyle karşılık verirler:-"Ey Rabb'imiz! Nasıl hoşnud olmayalım ki, sen bizehiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbirinsanın hayalinde canlandırmadığı nimetler verdin."Bu konuda Yüce Allah (c. c.) şöyle buyurur:"Allah onlardan hoşnud oldu, onlar da Al-lah'dan hoşnud oldular." Beyyine Sûresi, 8."Rahim olan Rabb'den selâm vardır (onlara.)"Yasin Sûresi, 53175

SABIR VE HASTALIK

Allah'ın azabından kurtulmak, O'nun sevab ve rahme-tine nail olarak cennetine girmek isteyenler, nefislerini dün-yaya ait azgın arzulara kapılmaktan alıkoymalı, hayatınsıkıntısı ve musibetlerine karşı sabırla katlanmalıdırlar.Nitekim Yüce Allah (c.c.):"Allah sabredenleri sever." buyuruyor. Ai-iimrân. ueSabır birkaç türlüdür: Allah'ın emirlerine uymakta sab-retmek (sebat), Allah'ın yasaklarından uzak durmada sabret-mek (direnmek), musibete bilhassa ilk şok anının sarsıntısınakarşı sabretmek (katlanmak) ...Allah'ın buyruklarına uymakta (itaatte) sabır gösteren-lere Allah, Kıyamet günü cennette, her biri yerle gök arasıkadar olan üçyüz derece verecektir. Allah'ın yasaklarındanuzak durmada sabır gösterenlere Allah, Kıyamet günü, herbiri yedinci yerle yedinci gök arası kadar olan altıyüz dereceverecektir. Allah'tan gelen musibetlere sabırla katlananlaraAllah, Kıyamet günü her biri Arş ile yeryüzü arası kadar olanyediyüz derece verecektir.HĐKfiYEAnlatıldığına göre Zekeriyya (a.s.) bir gün Yahudiler-den kaçar, onlar da ardına düşerler. Đz sürücüler kendisine176 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

83

Page 84: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

yaklaşınca kalın dallı bir ağaç görür: "Ey ağaç yarıl da beniiçine al" diye yalvarır. Bu sırada açılan ağaç Hz. Zekeriyya'yıgövdesine aldıktan sonra tekrar kapanır.Derken Đblis ortaya çıkar, iz sürücülerini iri gövdeli a-ğacın yanına getirir, bir testere ile ağacı keserek Hz. Zeke-riyya'nın ölmesini sağlamalarını söyler. Onlar da Đblisindediği gibi yaparlar. Hz. Zekerriya (a.s.) Allah'a değil, ağacasığındığı için bu yanlış tutum, helâkına yol açar ve testereyleikiye bölünür.Nitekim Peygamber'imizden (s.a.s.) gelen bir rivayette:Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurur:"Başına bir belâ geldiği zaman bana sığman kulun,daha o hiçbir istekte bulunmadan, dileğini yerine getirir vedaha yalvarmadan duasını kabul ederim. Buna karşılık ba-şına bir bela geldiği zaman bana değil de varlıklardan birinesığınan kulun yüzüne bütün gökyüzü kapılarını kilitlerim."demiştir.(Hikâyeye devam edelim): Testerenin dişleri beyninegeçince Hz. Zekeriyya (a.s.) feryadı koparır. Bunun üzerinekendisine şöyle seslenilir:— "Ey Zekeriyya! Allah sana şöyle buyuruyor: Niyebelâya sabretmiyorsun da «ah» diyorsun. Eğer bu sözü ikincisefer tekrar edersen adını peygamberler defterinden silerim."Bu ağır ihtar üzerine Hz. Zekerriyya ağzından hiçbirferyad ifadesi kaçmasın, diye dudaklarını ısırır, iki parçayabiçilinceye kadar sabreder.177 ^ ÖUJM-KIYAMET-ÂHlRET Ak : basında olan kimse şikâyetçi olmaksızın basmagelen belâya sabretmeli, dünya ve âhiret azabından kurtul-malıda. Zira belâların (imtihanların) en çetini ile peygamber-ler ve veliler karşılaşır.Cüneyd-i Bağdadî (Rahımehullahu Aleyh) der ki-"Belâ. ariflerin kandili, müridlerin uyarıcısı, müminlerinsilahı ve gafillerin helak olma sebebidir. Başına belâ gelip dehoşnutluk ve sabır göstermedikçe hiç kimse imanın tadınavaramaz."N'tekirriPeygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Bir gece .hastalanıp da Allah'tan gelen acıya gö-nülhoşnudluğu ile katlanan kimse, anasından doğduğu gün gibigünahlardan armır\O halde hasta olduğunuz zaman iyileş-meyi temenni etmeyiniz."Dahhâk der ki: "Her kırk gecede bir başına ya bir belâya bir keder veya bir musibet gelmeyen kimsenin hesabına,Allah katında hiçbir hayır yazılmaz."Muâz Đbni Cebel (r.a.) der ki: "Allah bir kulun başınabir hastalık verince sol yanındaki meleğe: "Çek ondankalemi", sağ yanındaki meleğe de: "Bu kulumun hesabına.vapageldiği amellerin en iyilerini yaz" diye talimat verir.Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor:— Bir kul hastalanınca Allah ona iki melek gönde-rerek: "Bakın bakalım, kulum ne diyor?" diye talimat verir.Eğer hasta: "Elhamdü lillah" derse bu sözü melekler ta-178 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRETrafından Allah'a ulaştırılır. - O zaten bilir ya!- O zaman Allah

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

84

Page 85: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Buyurur ki: "Bu kulumun eğer canını alırsam onu kesinliklecennete yerleştireceğim ve ona şifa verirsem etini daha se-miz etlerle, kanını daha daha yarayışlı bir kanla değişti-receğim gibi, günahlarını da muhakkak sileceğim."HĐKfiYEĐsrailoğullan arasında bir fasık vardı, fasıklıktan birtürlü vazgeçemiyordu; günün birinde beldesinin halkı ondaniyice bıktı, koyulduğu kötü yoldan onu vazgeçirmekten ü-mitleri kesilince ondan kurtulmak için Allah'a yalvardılar.Allah (c.c.) Hz. Musa'ya (a.s.) vahyetti ki: "Đsrail-oğulları arasında fasık bir delikanlı var, onu beldelerindensür ki, onun kötülüğü yüzünden üzerlerine ateş yağmasın."Hz. Musa da o beldeye vararak delikanlıyı sürdü. Deli-kanlı beldesinden çıkarak bir köye sığındı. Bunun üzerineAllah'tan o köyden de onu kovma emrini alan Hz. Musa,delikanlıyı yeni yurdundan da çıkardı.Đkinci sefer sürgüne çıkan delikanlı bu defa insansız,bitkisiz, vahşi hayvanların bile bulunmadığı, kuş uçmaz,kervan geçmez bir yerde bir mağaraya sığındı. Bu ıssızmağarada yapayalnız kalan delikanlı çok geçmeden hasta-landı, yanında bakacak hiç kimsesi yoktu.Toprağın üzerine yığıldı, başını da yere koydu. Bu a-cıklı durumda dudaklarından şöyle mırıldandı:179 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET "Annem başucumda olsaydı, halime acır ve zilletimeağlardı. Babam yanımda olsa yardımıma koşar, başımınçaresine bakardı. Karım burada olsa ayrılığımız acısınaağlardı... Çocuklarım yanımda olsalar, cenazemin arkasın-dan gözyaşı döker ve: "Allah'ımız! Garib, zavallı, günahkârbeldesinde yabancı bir köye sürülmüş, orada da barın-dırılmayarak ıssız bir mağaraya kovulmuş ve ıssız mağaradada dünyadan ayrılarak ümitsiz bir ahiret yolculuğuna çık-mak üzere olan babamızı sen af eyle" diye dua ederlerdi.Allah'ım! Beni ana-babamdan, evlâdımdan, karımdanayrı düşürdün, fakat rahmetinden mahrum etme. Onlarınacısı ile kalbimi yaktın, fakat günahıma karşılık beni ateşindeyakma.Delikanlının bu acıklı yalvarmaları üzerine Allah, deli-kanlıya anası ve karısı kılığında birer huri, çocuklarınınkılığına girmiş genç melekler ve babası kılığında da birmelek gönderdi. Gelen huri ve melekler yambaşına oturaraküzerine ağladılar. Delikanlı da: "Đşte ana-babam, karım veçocuklarım, sonunda bana gelmişler!" diyerek, ölçüsüz birsevince boğuldu, gönlü feraha kavuşarak günahtan arınmışve affa uğramış bir halde Allah'ın rahmetine kavuştu.Bunun üzerine Allah (c.c.) Hz. Musa'ya (a.s.) bildirdiki: "Filan yerdeki falan kuytu mağaraya git, orada velile-rimden bir veli öldü, yanına var, ona karşı yapılacak gö-revleri bizzat yürüterek cenazesini defnet."180

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

85

Page 86: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Allah'ın bu talimatına uyan Hz. Musa (a.s.) kuytumağaraya varınca Allah'ın emri ile önce kendi beldesindenve sonra sürgün olarak yaşadığı köyden kovduğu delikan-Imın ölüsü ile karşı karşıya olduğunu ve cenazenin çevresinimelekler ile hurilerin tuttuğunu görür.O zaman Hz. Musa (a.s.) Allah'a: "Allah'ım! Bu ölü,senin emrin uyarınca beldesinden ve sürgün yerinden kov-duğum delikanlı değil mi?" diye sorar.Yüce Allah Hz. Musa'ya cevap verir: "Evet ya Musa,fakat sonra ben onu rahmetimin şemsiyesi altına alarak af-fettim. Çünkü toprak üzerinde uzanmış, yatarken bana ya-kardı. Memleket, ana-baba, eş ve çocuk hasretine katlandı.Ona son nefesinde gurbetteki acıklı durumun elemine ka-tılsınlar diye anası ve eşi kılığında birer huri, babası veçocukları kılığında melekler gönderdim.Bilirsin ki, bir garip öldüğü zaman yer ve gök ehlininhepsi onun için yas tutarlar. Ben merhametlilerin en mer-hametlisi iken ona nasıl acımazdım."Garip bir kimse komaya girdiği zaman Allah melek-lerine buyurur ki: "Ey meleklerim! Bu adam gariptir,yolcudur, çoluk-çocuğundan, eşinden, ana-babasından ayrıdüştü. Ölünce arkasından ağlayacak, yasını tutacak hiçkimsesi yoktur."Arkasından Allah, meleklerden birini babası kılığına,bir diğerini çocuğu kılığına, bir diğerini yakın akrabası kı-hğına koyar.181 Bunlar son nefesinde yanına varırlar. Garip hastagözlerim açar. Ana-babasmı, eşini görür rahatlar, ruhunuhuzur ve sevinç içinde teslim eder.Daha sonra cenazesi yola çıkarıldığı zaman, melekleronu uğurlar ve mezarı başında Kıyamet gününe kadar duaederler.Đşte Yüce Allah'ın (c.c.): "Allah kullarına karşı lütuf sa-hibidir." âyet-i celilesinin tecellilerinden biri de budur.Đbni Ata (rahmetullahu aleyh) der ki: "Kulun gerçekmü'min olup olmadığı belâ ve ferahlıkla karşılaştığı anlardabelli olur. Ferahlık günlerinde şükredip belâ günlerindesızlanan kimse, (kulluk ve mü'minlik iddiasında) yalancıdır.Eğer bir kimse bütün insanların ve cinlerin bilgisini nefsindetoplamış olsa da, üzerine doğru belâ rüzgârı estiği zamanbaşına gelenlerden ötürü açıktan açığa şikâyet ederse,ilminin ve amelinin ona hiçbir faydası yoktur." Nitekim birHadis-i Kudsî'de şöyle buyurulur:"Benim takdirime razı olmayanlar ve benim verdiğimeşükretmeyenler benden başka bir Rab arasınlar."Vehb Đbni Munebbih (rahimehullah)'in anlattığına görepeygamberlerden biri elli yıl Allah'a ibadet etmiş. Allah daona: "Seni affettim diye bildirmiş. Peygamber de bu bildiriyekarşı: "Allahım hiçbir günah işlemedim ki, neyimi affe-diyorsun?" demiş. Bunun üzerine Allah, boyun damarların-dan birine hızla atmasını emretmiş. Peygamber o geceuyuyamamış. Gün ağardığı zaman sabah meleği yanına182 _ÖLÜM-KIYAMHT-ÂHĐRRTgelince boyun damarının hızlı atışından ötürü çektiği

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

86

Page 87: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

rahatsızlıktan ona yakınmış. O zaman melek ona şöyledemiş: "Allah'ın sana diyor ki, elli senelik ibadetinin sevabıboyun damarından şikâyet etmenin günahını bile karşılaya-maz. '

RĐYAZET ve NEFSANÎ ŞEHVET

Yüce Allah (c. c.) Hazreti Musa'ya (a. s.) bildirdi ki;"Ey Musa! Eğer benim Sana sözünün diline, içindengeçenlerle ruhunun bedenine, görme gücünün gözüne veişitme gücünün kulağına olan yakınlığından daha yakınolmamı istiyorsan Muhammed (s. a. s.) 'e çok salât-ü selâmgetir."Nitekim Yüce Allah (c. c.) şöyle buyurur:"Herkes yarın ne gönderdiğine (kıyamet günüiçin ne işlediğine) baksın." Haşr Sûresi. 18Ey insan! bilmelisin ki. kötülüğü ısrarla emreden nefis,sana Đblis'den daha düşmandır. Şeytan ancak nefsin heva veazgı istekleri yolu ile senin üzerinde baskı kurabilir. Nefsinseni aşın emellerle ve dayanaksız kuruntularla aldatmasın.Çünkü gamsızlık, gaflet, vurdumduymazlık, rehavet düşkün-lüğü, tembellik ve miskinlik nefsin karakteristik özelliklerin-dendir. Her zaman yanlış hedefleri ileri sürer, onun herşeyikof ve dayanaksızdır. Ondan hoşnut olup dediğine uyarsanmahvolursun, onu bir an kontrol ve hesabından kaçmrsanbatarsın, ona karşı gelmeyi başaramayıp arzularına boyuneğersen seni cehenneme götürür. Hayra yöneltilemez, belâ-ların başı, rezilliklerin kaynağı, şeytanın hazinesi, her türlükötülüğün sığınağıdır. Onu ancak yaratıcısı bilir.Allah (c. c.) şöyle buyurur:"Allah'dan korkunuz. Çünkü O, (iyi-kötü) yaptı-ğınız her şeyden haberdardır." Haşr Sûresi, 18Kul, ahiret hazırlığı yolunda kullanıp kullanmadığınokta-i nazarından ömrünün geride kalan kısmını değerlen-dirirse, bu düşünme ameliyesi kalp hesabına bir temizlemefırsatı olur.Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Bir saat düşünmek, bir yıllık (nafile ve cahilane olarakyapılan) ibadetten daha hayırlıdır."(Ebu'l-Leys'in Tefsirindeböyle beyan edilmiştir.)Aklı başında olanın geçmiş günahlarına tevbe etmesi,ahirette kendisini kurtarıp saadete ulaştıracak şeyler üzerinedüşünmesi, aşırı emelleri gemlemesi, zaman geçirmedentevbe etmesi, Allah'ı zikretmesi, yasaklardan kaçınması, nef-sine karşı direnmesi ve onun azgın arzularına boyun eğ-memesi gerekir.Nefis bir puttur, nefsine boyun eğen puta tapmış olur.Allah'a ihlâsla kul olanlar, sırf O'na kulluk etmeyi başaran venefislerini yenen kimselerdir.Rivayet edilir ki, Malik Đbni Dinar (rahimehullahu) birgün Basra çarşısında gezinirken gözü incire takılır, canı çe-ker. Yanında parası olmadığı için ayağındaki terliği çıka-rarak bakkala verir, karşılığında incir vermesini teklif eder.Terliği gözden geçiren bakkal: "Bu hiçbir şey etmez" der.Malik de geçer, gider.Bakkala: "Bu adamı tanıyor musun?" diye sorarlar.Bakkal: "Hayır" der. Ona "Bu adam Malik Đbni Dinar'dır."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

87

Page 88: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

derler. Bunun üzerine bakkal bir tabağa incir doldurarakkölesinin başı üzerine yerleştirir ve: "Şu ilerde yürüyen adambu tabağı senin elinden almayı kabul ederse seni azadedeceğim der. "Köle Malik'in peşinden koşar, ona :"Bu incirdolu tabağı benim elimden almayı kabul buyur." der. Malikreddeder. Bunun üzerine köle: "Kabul etmen benim azadedilmemi sağlayacaktır" der. Malik köleye: "Senin azad edil-meni sağlayacak ama benim de azaba çarpılmamın sebebiolacak." der. Kölenin daha da ısrar etmesi üzerine Malikona: "incir karşılığında dinimi satmamaya ve kıyamet günü-ne kadar incir yememeye yemin ettim." diye kişilik verir.Yine anlatıldığına göre Malik Đbni Dinar (rahimehullah)ölümü ile nihayetlenen son hastalığı sırasında canı, içine sı-cak çörek doğranmış bir bardak bal karışımı süt ister, hiz-metçi istediğini bulup getirir. Malik ballı sütü eline alır, birmüddet ona bakar ve: "Ey Nefs! Otuz sene sabrettin, şimdibir saatlik ömrün kaldı" diyerek bardağı yere atar. BöyleCenefsinin isteğine karşı direnerek can verir. Đşte peygamber-lerin, velilerin, doğruların, hak aşıklarının ve dünyaya aklan-mayanların hali budur.Süleyman ibni Dâvûd (a.s.): "Nefsine hakim olankimse, tek başına bir şehir fetheden bir komutandan dahakahramandır." der.Hz. Ali (kerremallahu vccheh) der ki: "Nefsimleben, koyun sürüsü ile çobana benzeriz. Çoban sürüyü hangitaraftan birleştirirse diğer taraftan dağılır. Nefsini öldürenkimse rahmet kefenine sarılarak şeref ve mükâfat toprağınagömülür. Bunun tersine kalbini öldüren kimse lanet kefe-nine sarılarak azab toprağına gömülür."Yahya Đbni Muaz Er-Razi (rahimehullah) der ki:"Allah'ın emirlerine uyarak ve nefsinin azgın arzularınakarşı koyarak nefsinle cihad eyle."Riyazet: az uyumak, az konuşmak, canlıları incitme-mek ve az yemektir. Çünkü az uyku, irade kararlılığı sağlar,az konuşmak birçok belâları önler, canlıları incitmemek, in-sanın amacına ulaşmasını kolaylaştırır, az uyku nefsin azgınarzularım öldürür.Çok yemek kalbi katılaştmr, nurunu giderir. Hikmetinnuru açlıkla bağdaşır. Oburluk Yüce Allah'tan uzaklaştırır.Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: "Kalplerinizi açlıkla aydınlatınız. Açlık ve susuzluklanefsinizin azgın isteklerine karşı koyunuz. Yine açlıkla cen-netin kapısını ısrarla çalınız. Bunun mükâfatı, Allah yolundacihad edenin mükâfatına denktir. Allah katında açlık vesusuzluk çekmekten daha sevimli bir ibadet yoktur. Karnınıtıka-basa doldurarak ibadet lezzetini kaybeden kimse, gök-lerdeki melekût alemine giremez."Hz. Ebubekir (r.a.) şöyle buyurur: "Allah'a ibadet et-menin tadına varayım diye müslüman olduğumdan beri do-yasıya yemedim.Allah'a kavuşmak şevki ile kanasıya içme-dim. Çünkü, çok yemek, az ibadete sebep olur. insan çokyeyince vücudu ağırlaşır, gözkapaklarma ağırlak çöker,azalan gevşer Böyle bir kimsenin elinden, kendini ne kadarzorlarsa zorlasın, uykudan başka birşey gelmez, çöplüğeatılmış bir leş gibi olur." Minhacül-Abidin de böyle demiştir.Lokman-ı Hakim oğluna şöyle demiştir:"Oğlum! Uykuda ve yemekte ölçüyü kaçırma. Çünkü

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

88

Page 89: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

çok yiyip çok uyuyanlar; kıyamet gününe, salih amel yö-nünden eli boş varırlar."Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Çok yeyip içerek kalbi öldürmeyin. Çünkü çok sulan-mış bitkinin kuruması gibi, oburluk da kalbi öldürür."Salihlerden biri mideyi, kalbin altında kaynayan vebuharı kalbi saran bir kazana benzetir, buharın çokluğu kalbilekeler, hatta karartır. Oburluk, anlayış ve bilgi azlığına yol açar. Mide sic5 Ş~kinliği, zekâ keskinliğini giderir.Anlatıldığına göre bir gün Yahya Đbn-i Zekeriyya (d s \şeytan ile karşılaşır. Đblisin kucağında bir ton yular vardır.Hz. Yahya ona: "Bunlar nedir?" diye sorar.Şeytan: "Bunlar insanoğullarını avlamama yarayanazgın nefsî arzulardır" diye cevap verir.Hz Yahya: "Aralarında bana ait birşey var mı?" diyesorar.Şeytan: "Hayır yok, yafanız sen bir gece yemeği fazlakaçirmıştın da seni namazdan alakoyduk" karşılığını verir.Bunun üzerine Hz. Yahya: "Öyleyse bundan sonrahiçbir zaman doyasıya yememeye kesinlikle karar veriyo-rum." der.Şeytan da: "O halde ben de bundan sonra hiçkimseye nasihat vermemeye kesin karar veriyorum." Karşılı-ğını verir.Bu durum ömründe bir gece yemeğinin ölçüsünükaçıran içindir, buna karşılık ömründe bir kere bile acıktığınıhissetmeyen ve buna rağmen kendini ibadet heveslisi sayankimsenin haline ne dersiniz?Yine anlatıldığına göre Yahya Đbn-i Zekeriyya (a.s.) birkeresinde karnını arpa ekmeği ile fazlaca doyurur, o geceher zamanki zikrini yapamadan uykuya dalar. Allah (c.c.)188 \~/A-s\^j..^ - O'nu vahiy yolu ile şöyle azarlar: "Ey Yahya! Benim evim-den daha hayırlı bir ev mi buldun, yoksa bana yakın ol-maktan sana daha faydalı bir muhit mi buldun? Đzzet vecelâlim hakkı için, eğer Firdevs ile cehennemin her ikisiniyakından görüp mukayese etsen, gözyaşı yerine irin ağlar vedikişli elbise yerine demir giyerdin."

NEFSĐ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK

Aklı başında olan kimsenin, nefsin azgın arzularınıaçlıkla sindirmesi gerekir. Çünkü Allah'ın (c.c.) düşmanını(nefsin azgın arzularını) ancak açlık gemleyebilir.Nefsin azgın arzuları, yemek ve içmek şeytanın vası-talarıdır. Nitekim Peygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyurur:"Şeytan, insan vücudunda kan damarları yolu iledolaşır. Binaenaleyh siz onun dolaşım yolunu açlıkla da-raltın. Kıyamet günü, insanların Allah'a en yakın olanı enuzun müddet aç ve susuz kalanıdır."Đnsanoğlu hesabına en büyük tehlike kaynağı, midenindoyumsuz arzulandır. Hz. Adem (a.s.) ile Hz. Havva'nın hu-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

89

Page 90: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

zur ve istikrar yurdundan (cennetten) çıkarılarak horluk veyokluk diyarına (dünyaya) gönderilmelerinin sebebi odur.189 Bilindiği gibi bir ağaç meyvesinden yemek, kendilerine Allahtarafından yasaklandığı halde azgın arzularına yenilerek sözkonusu ağacın meyvesinden yediler de çırılçıplak kalıver-diler.Tahkike göre mide, aşın arzuların kaynağıdır. Hikmetehlinden biri der ki: "Nefsinin kontrolü altına giren kimse,onun azgın arzularından hoşlanmaya mahkûm olmuş, onunyanılmalar zindanında tutuklanmış ve kalbini faydalı şey-lerden mahrum etmiş olur. Vücud azaları toprağını azgınarzularla sulayanlar, kalblerinde pişmanlık ağacını dikmişolurlar."Yüce Allah (c.c.) canlıları üç türlü yaratmıştır: Melekleriakıllı ve fakat azgın isteksiz yaratmıştır. Hayvanları azgın is-teklerle donatmış fakat onların yapısına akıl katmamıştır.Đnsanoğlunu ise akıl ve arzulan bir arada yapısına ka-tarak yaratmıştır. Buna göre aklını azgın arzularının kont-rolüne veren kimse hayvanlardan aşağıdadır. Bunun tersineazgın arzularını aklının- kontrolü altında tutan kimse demeleklerden üstündür.HÎKAYEĐbrahim Havvas (rahimehullah) anlatıyor: Bir günLikam dağında idim. Bir nar ağacı gördüm, canım çekti,ondan bir nar kopararak yardım, ekşiymiş, elimden attım veyoluma devam ettim. Az ileride birini gördüm, yere serilmiş190 _^_ve üzerine arılar üşüşmüştü. Adama selâm verince: "Aley-kürnselam, ya Đbrahim." diye cevap verdi. "Beni neredentanıyorsun?"diye sordum. "Allah'ı tanıyanlara hiç birşey saklıdeğildi""-" karşılığını verdi. Ona "Anlaşılan Allah ile münase-betin var, şu arılardan seni kurtarmasını O'ndan istesene."diye takıldım. Bana şu cevabı verdi:"Ben de senin Allah ile münasebetin olduğunu sanı-yordum. Asıl kendin, nar düşkünlüğünden seni kurtarmasınıistesene! Nar düşkünlüğünün acısını insan ahirette çeker,oysa arı sokmasının acısı dünyadadır. Öte yandan arı sok-ması vücudu incittiği halde azgın arzular, iğnelerini kalbebatırırlar." Bana ağır fakat faydalı bir ders veren adamı ken-di haline bırakarak yoluma devam ettim.Nefsin aşın arzuları padişahları köle yaptığı gibi sabırda köleleri padişahlığa yükseltir. Hz Yusuf (a.s.) sabrı sa-yesinde Mısır meliki oldu. Buna karşılık Züleyha, nefsininazgın arzusu yüzünden, Hz. Yusuf a (a.s.) karşı duyduğuaşkı gemleyemediği için zavallı, düşkün, yoksul ve gözlerin-den mahrum bir duruma düştü.Ebu'l-Hasan| Er-Razi'nin (rahimehullah) anlattığına gö-re, ölümünden iki yıl sonra babasını rüyasında görür, üze-rinde katrandan bir elbise vardır. Ona sorar: "Babacığım,niye seni cehennemliklerin kılığı içinde görüyorum? Babası:"Yavrum, nefsim beni cehenneme sürükledi! Sakın nefsinealdanma.'1 der.191

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

90

Page 91: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETŞairin biri bu konuda şöyle der:"Başıma dört belâ sarıldı.Sapıklığım ve iradesizliğim yüzünden düştüm pençe-lerine:Şeytan, dünya, ne/sim ve sonu olmayan arzular.Hepsi de düşmanım, acaba kurtuluş nasıl?Đhtiras ve kuruntuların karanlığındaNe/simin beni sonu olmayan arzulara çağırdığınıgörüyorum."Hatem'ül Asam (rahimehullah) der ki: "Nefsim ayak-bağım, ilmim silâhım, günahım hayal kırıklığım ve şeytan dadüşmanımdır. Nefsimin arzusuna, hiçbir zaman uymam."Ehli marifetten bir zatın şöyle dediği nakledilir: Cihadüç türlüdür. Birincisi kâfirlerle savaşmaktır ki, bu zahirî ci-haddır. Yüce Allah'ın "Allah yolunda cihad edenler..."âyet-i celilesinde, cihadın bu çeşidine işaret edilmiştir. MâideSûresi. 54.Đkinci çeşit cihad ilimle ve inandırıcı deliller ile batılıntaraftarlarına karşı verilen cihaddır. "En iyi usulle onlarakarşı koy." âyet-i kerimesi, bu çeşit cihada işaret eder. Nahi,Sûresi, 125.Üçüncü çeşit cihad, kötülüğü emreden nefse karşıverilen cihaddır. Bunun hakkında Allah şöyle buyurur:192 OLÜM-KIY AMET-ÂHÎRET "Bizim uğrumuzda cihad edenlere yollarımızıgösteririz." Ankebût Sûresi, 69.Peygamber'imiz (s.a.s.) de bu konuda şöyle buyurur:"En faziletli cihad, nefse karşı verilen cihaddır."Nitekim sahabiler (Allah onlardan razı olsun) kâfirlerekarşı verilen bir savaştan dönünce:" Küçük cihaddan büyükcihada döndük." derlerdi. Nefse, şeytana ve azgın isteklerekarşı verilen cihada "büyük cihad" ismini vermelerininsebebi şudur: Nefse ve azgın arzulara karşı verilen cihadaralıksızdır, oysa kâfire karşı arasıra savaş verilir. Öteyandan cephe savaşçısı düşmanı görür, fakat şeytan görün-mez, görünür düşmana karşı mücadele vermek görünmezdüşmanla cihad etmekten daha kolaydır.Bir de şeytana karşı savaşırken onun, senin nefsindebir destekçisi vardır. Bu destekçi nefsin azgın arzuları-dır.Oysa ki kâfirlerle yapılan savaşta onların senin nefsindeöyle bir yardımcıları yoktur. Bu yüzden şeytana karşı verilensavaş daha çetindir. Yine savaşta kâfir öldürürsen zafer veganimet elde edersin, kâfir seni öldürürse şehitlik rütbesi ile.cenneti kazanırsın. Halbuki şeytanı öldüremezsin, ama eğero seni öldürecek olursa Allah'ın cezasına çarpılırsın. Nitekinderler ki:"Savaşta atını elinden kaçıran kimse düşmanın elinedüşer, buna karşılık imanını yitiren kimse Allah'ın gazabınauğrar." Böyle bir şeyden Allah'a sığınırız!... Diğer yandan kâ-firlerin eline esir düşen kimsenin elleri boynuna bağlanmaz,193 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETayaklarına pranga vurulmaz, aç ve çıplak bırakılmaz. OysaAllah'ın öfkesine muhatap olan kimsenin yüzü kara olur, el-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

91

Page 92: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

leri boynuna kelepçelenir, ayaklan ateşten prangalara vuru-lur, yediği ateş, giydiği ateş ve içtiği ateş olur.

GAFLET

Gaflet pişmanlığa yol açar. Gaflet nimetin elden git-mesine sebep olur. Gaflet faydahlığı engeller. Gaflet kıs-kançlığı azdırır. Gaflet kınanmaya ve nedamete sebep olur.Hikâye edilir ki, salihlerden biri rüyasında hocasını gö-rür ve ona: "En çok neden pişmansınız? "diye sorar. Hocasıda ona: "En büyük pişmanlığım gafletimdendir." diye cevapverir.Yine anlatılır ki, salihlerden biri Zunnun-i Mısrî'yi (rahi-mehullah) rüyasında görür ve ona:"Allah sana ne yaptı? " diye sorar. Zunnun-i Mısrî de:"Beni karşısına dikerek seni gidi palavracı, seni gidi yalancı!Beni sevdiğini ileri sürdün, sonra da benden gaflete düştündiye beni azarladı." cevabını verdi.Şair bu konuda şöyle der:Kendin gaflettesin, kalbin yanılmadaÖmür olduğu gibi günahlarla geçti.194 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETAnlatıldığına göre salihlerden biri babasını rüyasındagörür, ona: "Babacığım! Nasılsın, durumun nasıl?" diye so-rar. Babası da "Yavrum! Dünyada gafil olarak yaşadık vegafil olarak öldük." diye cevap verir.Zelv.-ür-Riyaz'üa rivayet edildiğine göre Hz. Yakub(ci.s.) ölüm meleği Azrail ile dosttu. Bir gün Azrail Hz. Ya-kub . ziyarete gioe:. Hz Yakub O'na: 'Ya Azrail, görüşmeyemi ge din, yoksa canımı almaya mı? " diye sorar.Azrail: "Gelişim ziyaret içindir." cevabını verir.Hz Yakub: "Ölümümün yaklaştığını, canımı almayahazırlandığım bana önceden bildirmeni istiyorum." der.Azrail: "Hay hay, sana iki veya üç habercigönderirim" karşıl'ğını verir. Hz. Yakub'un ömrü dolunca birgün y .".ne ölüm meleği karşısına dikilir.Hz. Yakub yine sorar: "Ziyaretçi inisin, yoksa canımıalmaya mı geldin0'Azrail: " Canını almaya geldim." cevabını verir.Hz. Yakub: "Sen bana daha önce iki veya üç habercigöndereceğini söylemedin mi?" diye sorar. Azrail şu cevabıverir: "Söylediğimi yaparak sana üç haberci gönderdim:Önce siyah iken sonra ağaran saçın, güçlü iken halsizleşenvücudun ve dimdik iken kambur laşan vücudun, ey Yakub,'Şte bunlar benim Âdemoğullanna gönderdiğim ön haber-cidir."195 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETŞair bu durumu şöyle tasvir eder: Geçti yıllar, günlergünah/ar üremekte, Geldi ölüm habercisi, fakat kalbDünyadan nasibin aldanmak ve pişmanlık, Dünyadaise imkânsız ue boş kuruntu.Ebu Ali ed-Dakkak (rahimehullah) anlatıyor: Hastaolan salih bir dostumu ziyaret etmeye vardım. Büyük bir

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

92

Page 93: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

şeyh idi, etrafım talebeleri çevirmişti. Ağlıyordu. Đyice yaş-lanmıştı.-"Ey şeyh! Neye ağlıyorsun? Yoksa dünyaya mı? "diyesordum. "Asla! Kaçırdığım namazlara ağlıyorum." diye ce-vap verdi. "Nasıl olur, sen namazını kaçırmazdın." dedim.Bana şu cevabı verdi: "Şu günüme kadar geldim, negafletsiz secdeye vardığım oldu, ne de gafletsiz secdedenbaşımı kaldırdığım var. Đşte şimdi de gaflet içinde ölü-yorum." Arkasından derin bir nefes çekerek şu şiiri söyledi:Mezarımdan doğrulacağım günü ve mahşerevaracağımı düşündümDört köşelik çukurumdaki ikamet süremiYapayalnız ue tek başıma, nice izzet ve mevkidensonraGünahım ve toprağımın tutuklusu olarak, onunla başbaşa hesaplaşmam üzerinde eni boyu düşündüm.Ve amel defterim verildiği zamanki ha/im"1perişanlığını196 ÖLÜM-K l Y AMET-ÂHÎRETFakat ümidim sendedir, Rabb'im, Yaratıcım/Umarım ki ey Allah'ım sen bağışlarsın günahkârı/Uyûnu'l-Ahbar adlı eserde Şakık el-Belhî (rahimehul-(ah)'nin şu sözleri nakledilir:-"Đnsanlar şu üç sözü söylerler, ama davranışları söz-lerine ters düşer. Birincisi: "Biz Allah'ın kuluyuz." derler,fakat başıboşlar gibi davranırlar, bu durum sözlerine tersdüşer. "Allah bizim rızkımıza kefildir" derler, fakat kalpleriyalnız dünya ve dünya malı biriktirmekle tatmin olur. Budavranış da sözlerine ters düşer. "Ölümden kurtuluşumuzyoktur" derler, fakat hiç ölmeyecekmiş gibi hareket ederler.Bu davranış da hiç şüphesiz durumlarına ters düşer. Eykardeşim, sen kendine bak! Hangi vücudla Allah'ın huzuru-na dikileceksin, hangi dille ona cevap vereceksin, herşeyiinceden inceye sana sorduğunda ne cevap vereceksin.Sorulara cevap ve cevaplara doğruluk hazırla, Allah'tankork, çünkü "O, iyi kötü bütün davranışlarınızdan haberdardır." Şakık-ul Belhî sözlerine devam ederek mü'minlere,Allah'ın emrinden ayrılmamalarını, gizli-açık her durumdaO'nu tek ilâh olarak bilmelerini öğütlemiştir.Hadisi Şerifte varid olduğuna göre: Peygamberimiz(s.a.s.) şöyle buyurmuştur:"Arş'ın direğinde yazar ki, bana itaat edenin ben demükâfatım veririm, beni seveni ben de severim, bana yalva-ranın isteğini karşılarım, benden af dileyenin günahlarınıbağışlarım. "197 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETAklı başında olan kimsenin Allah'a korku içinde veibadetierini sırf O'na yönelterek, O'nun takdirinden hoşnutolarak, O'ndan gelen belâya sabırla katlanarak verdin;nimetlere şükreder ve verdiği ile yetinerek itaat etmesi ge-rekir.Nitekim Yüce Allah buyuruyor ki: "Benim takdiretti-ğimden hoşnut olmayanlar, gönderdiğim belâyasabırla katlanamayanlar, nimetlerime şükretmeyen-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

93

Page 94: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ler ve verdiğimi yeterli bulmayanlar, benden başkaAllah arasınlar."Biri Hasan el-Basrî (rahimehulk h)'ye: "Đbadetten zevkalamıyorum." der. Hasan el-Basrî de ona: Her halde senAllah'tan korkmayan birinin yüzüne bakmışsın1 Kulluk her-şeyden hakkıyla sıyrılarak Allah'a yönelmektir" cevabınıverir.Başka birisi de aynı konuyu Ebu Yezid el- Bestamî'ye(rahimehullah) açar. "ibadetten zevk alamıyorum." der. EbuYezid el-Bestami de ona şöyle cevap verir: "Çünkü senibadete tapıyorsun, Allah'a ibadet etmiyorsun! Allah'a ibadetet ki ibadetten lezzet alasın.""Anlatıldığına göre adamın biri namaza durur, "Fatiha"süresini okurken sıra "Đyyâke na'büdü (sadece sana kullukederiz) âyetine geldiği zaman içinden gerçekten sadeceAllah'a kulluk ettiğim geçirir. O sırada gizli bir ses ona:"Yalan söylüyorsun, sen insanlara kulluk ediyorsun" diye198 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETseslenir. Hemen tevbe eder, insanlarla münasebetlerinive yine namaza durur.Yine sıra: "Đyyâke na'büdü âyetine gelince aynı sesi birkere daha duyar: 'Yalan söylüyorsun, sen servetine tapı-yorsun." Bu azar üzerine bütün varlığını fakirlere dağıtır, yi-ne namaza durur, sıra yine aynı âyete gelince yine kulağınao ses gelir: "Yalan söylüyorsun, sen elbiselerinin kölesisin."Derhal vücudunu örtmek için gerekli olanlarının dışın-da kalan bütün elbiselerini fakirlere verir ve namaza durur.Sıra yine aynı âyete gelince bu defa aynı ses kulağına şöyleseslenir: "Şimdi doğru söylüyorsun, gerçekten şu anda sensırf Allah'a kulluk ediyorsun."Revnakul-Mücanis'de der ki: "Adamın biri heybesinikaybetmiş. Kime verdiğini bir türlü hatırlayamıyörmüş. Budüşünce içinde namaza durmuş. Namazda iken heybeyikime verdiğini hatırlamış. Selâm verince kölesini çağırmış:"Falan oğlu filana git, heybemizi geri al." demiş. Köle:-"O'nda olduğu ne zaman hatırına geldi?" diye sormuş.Adam: -"Namazda iken diye cevap vermiş. Bununüzerine köle ona şöyle demiş:-"Efendim, demek ki sen Allah'ın rızası peşinde değil,heybenin peşinde imişsin." Adam da sağlam itikadınahürmet ederek köleyi derhal azad etmiş. Bundan dolayı aklıbaşında olan kimsenin dünyadan gönül sıyırarak sırf Allah'akulluk etmesi, ilerisini düşünerek ahiret saadetini aramasıSerekir. Nitekim Yüce Allah (c. c.) şöyle buyuruyor:199 "Kim ki, Ahiret ecrini (sevabını) dilerse onunecrini artırırız. Buna karşılık dünya ürününe (elbiseyiyecek, içecek gibi dünya lezzetlerine) talip iseondan payını veririz, fakat onun ahirette hiç bir payıolmaz (ahiret sevgisi kalbinden çıkarılır)" Şuarâ, 20Böyle olduğu içindir ki, Hz Ebubekir (r.a.) Peygam-ber'imiz uğruna kırk bin dinar açıktan ve kırk bin dinargizlice harcamış ve sonunda kendisine hiçbirşey bırakma-mıştır. Peygamber'imizin (s.a.s.) kendisi olsun, yakınları ol-sun dünyadan ve dünyanın istek ve arzularından yüz çevir-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

94

Page 95: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

mişlerdi. Nitekim Hz. Fatma (r. anha)'nm Hz Ali (kere-mellahu vecheh) ile evlendiği zaman çeyizi debbağlanmışkoç derisi bir post ile içine ağaç kabuğu doldurulmuş deri biryastıktan ibaretti.

ALLAH'I UNUTMAK FASIKLIK VE NĐFAK

Kadının biri Hasan el-Basrî'ye (rahimehullah) gelir.-"Genç bir kızım vardı, öldü, onu rüyamda görmekistiyorum. Onu rüyamda görmemi sağlayacak bir duaöğretesin diye sana geldim." der. ___ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ı Hasan el-Basrî (rahimehullah) da kadının arzusunuyerine getirir. Kadın kızını rüyasında görür ki, aman Al-lah'ım'- Üzerinde katrandan bir elbise, boynunu bukağı veayaklarına prangalar vurulmuş. Durumu Hasan el- Basrî'yebildirir, veli de bu hale üzülür. Aradan zaman geçer, bu defakızı rüyasında Hasan el-Basrî görür. Kız cennettedir ve başıtaçlıdır.Kız veliye: -Beni hatırladın mı? Ben sana gelerek şöyleşöyle ricada bulunan kadının kızıyım." der. Hasan el-Basrîseni gördüğüm duruma getiren nedir?" diye sorar. Kız şucevabı verir:-"Adamın biri bizim mezarlığın yanından geçerkenPeygamber'imize (s.a.s.) bir defa selât-ü selâm getirdi. Me-zarlıkta azap çeken beşyüz elli ölü vardık. O adamın selât-selâmı sayesinde "Bunlardan azabı kaldırın" diye emir geldi."Şimdi düşünelim. Bir adamın Peygamber'imize (s.a.s.) ge-tirdiği selât-ü selâm hürmetine o kadar kişi affedilince elliyıllık ömrü boyunca O'na selât-ü selâm getiren kimsenin kı-yamet günü O'nün şefaatine nail olmaması düşünülebilirmi?Yüce Allah: (c.c.) "O kimseler gibi (yani münafıklargibi) olmayın (günaha dalmayın) ki, onlar Allah'ı unut-muşlardır (yani Allah'ın emrinden ayrılarak tersini yapmışlar,dünyalık azgın arzulardan, tad almışlar ve onun aldatıcı gö-rüntülerine gönül vermişlerdir). 200 201 ÖU'M-KIYAMEJ-ÂHĐRHT ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Peygamber'imize (s.a.s.) "Mü'min ve münafık kimdir?"diye sormuşlar, Peygamberimiz şu cevabı vermiştir:"Mü'minin gözü namazda, oruçta olur. Münafı-ğın gözü ise -hayvanlarda olduğu gibi- yemekte, iç.mekte, ibadet ve namazdan uzak durmakta olur.Mü'min eli vardıkça sadaka verir, Allah'dan günah-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

95

Page 96: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

larının affedilmesini diler. Münafık ise ihtiras ve boşkuruntular peşindedir. Mü'minin Allah'dan başkahiçbir kimsede umudu olmaz, münafık ise Allah'danbaşka herkese umut bağlar.Mü'min, dini yerine malını feda eder, münafıkise malı uğrunu dinini satar. Mü'min Allah'dan baş-ka hiç kimseden korkmaz. Münafık ise Allah'danbaşka herkesten çekinir. Mü'min iyilik işlemeklebirlikte ağlar, münafık ise kötülük işlediği haldegüler.Mü'min yalnızlıktan ve kendi başına kalmaktanhoşlanır. Münafık ise girişkenlikten ve kabalıktanhoşlanır.Mü'min tohum eker, (yapıcı ve üreticidir) karga-şalıktan hoşlanmaz. Münafık ise yıkıcıdır. Bununlabirlikte emeksiz ürün peşindedir. Mü'min dinininprensiplerine uygun bir idare uğruna emin verir veyasaklar koyar, düzelticidir. Münafık ise baş olmaihtirası uğruna emirler verir ve yasaklar koyar, yıkı- r. Daha doğrusi kötülüğü emrederken iyiliği vedoğruyu yasaklar."Nitekim Yüce Allah (c. c.) şöyle buyuruyor:"Münafık erkekler de münafık kadınlar da birbirlerininparçalarıdırlar (hepsi birbirine benzer). Onlar kötülüğü em-rederler, iyilikten vazgeçirmeye çalışırlar. Onlar avuçlarınıyumarlar (cimridirler). Onlar Allah'ı unutmuşlardır. Allah daonları terketti. Hiç şüphesiz münafıklar, fasıkların ta ken-dileridirler. Allah erkek münafıklara da kadın münafıklarada, kâfirlere de içinde ebediyyen kalmak üzere cehennemateşini va'd etmiştir. Bu onlara yeter. Ayrıca Allah onlarırahmetinden kovdu, onlar için tükenmez azap vardır." Tevbe,67-68.Yine Yüce Allah (c. c.) şöyle buyurur:"Allah münafıklar ile kâfirlerin hepsini (kâfir vemünafık olarak öldükleri takdirde) cehennemde biraraya getirecektir."Ayet-i celilede münafıkların daha önce zikredilme-lerinin sebebi, bunların kâfirlerden daha kötü olmaları yü-zündendir. Arkasından da her iki zümrenin birlikte varacağıyerin cehennem olduğu bildirilmiştir.Yine Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:"Hiç şüphesiz, münafıklar cehennemin en alt kalın-dadırlar. Onlar için hiç bir kurtarıcı bulamayacaksın." 202 203 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETMünafık, kelime manâsı bakımından: "Nafik-ul Yerbu"deyiminden türemiştir. Tarla faresinin yuvasında karşılıklı ikidelik bulunduğu söylenir. Birine "nafıka" diğerine "kasıa"denir. Tarla faresi birinin ucundan başını gösterir, öbürün-den çıkıp gider. Đşte münafığa o yüzden bu ad takılmıştır.Çünkü kendini müslümanmış gibi gösterir, öte yandan Đs-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

96

Page 97: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

lâmdan çıkarak kâfirliğe girer.Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Münafık, iki koyun sürüsü arasında gah sürünün bi-rinde, gah öbürüne katılan şaşkın bir koyun gibidir. O busürülerin hiç birinde devamlı barınmaz, çünkü her iki sürüyede yabancıdır. Münafık da tıpkı böyledir, ne tamamen Müs-lümanlarla kaynaşabilir ve ne de kâfirlerle."Yüce Allah (c.c.) cehennemi yedi kapılı olarak yarat-mıştır. Nitekim: "Cehennemin yedi kapısı vardır." HĐCT, 44,diye buyuruyor. Bu kapılar, lanetle kaplanmış demirdendir.Cehennem duvarlarının dış yüzü bakırdan ve iç yüzü kur-şundandır. Tabanında azap ve tavanında öfke ve acıraazlıkvardır. Zemini cam, kurşun, bakır ve demir karışımıdır. Ce-hennemlikler üstten, alttan, sağdan ve soldan ateşle kuşa-tılmışlardır. Birbiri üzerinde duran katlardan meydana gel-miştir. Đşte münafıklar için bu katların en altta olanı ayrıl-mıştır.Rivayete göre Cebrail'in (a.s.) gelişlerinden birindePeygamber'imiz (s.a.s.) O'na: "Ya Cebrail, bana cehennemive onun hararet derecesini tasvir et" der. Cebrail de Pey-204 ^__ ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETgamberimizin (s.a.s.) isteği üzerine şunları anlatır. "YüceAllah, cehennem ateşini yarattıktan sonra bin yıl boyuncayaktı. Sonunda kıpkırmızı oldu. Arkasından bin yıl dahayaktı, nihayet ağardı. Daha sonra onu koyu bir kara rengebürününceye kadar bin yıl daha yaktı.Seni hak dinle Peygamber olarak gönderen Allah adı-na yemin ederim ki cehennemliklerin üzerindeki elbise-lerden biri yeryüzü halkına gösterilecek olsa hepsi ölürlerdi.Yine eğer cehennem içeceğinin bir tek kovası yeryüzü su-larının tamamına katılsa tadanlar derhal ölürdü.Yüce Allah'ın: "Sonra onu boyu yetmiş arşın zincirevururuz." ayetinde belirttiği zincirden bir arşın kadarı -ki oarşının uzunluğu doğu ile batı arası kadardır- dünyadağlarına düşse, dağlar erirdi. Eğer aranızdan biri cehen-neme girdikten sonra çıkarılarak aranıza gönderilse yeryü-zündekiler, kokusunun keskinliğinden bayılarak ölürlerdi."Peygamberimiz (s.a.s.) Cebrail'in sözünün burasındaaraya girerek:-'Ya Cebrail, bana cehennemin kapılarını tarif et, şubildiğimiz kapılar gibimidirler? " diye sordu.Cebrail (a.s.):-"Hayır ya Rasulallah fakat birbiri üzerine katlar ha-lindedirler. Kapıdan kapıya yetmiş yıllık mesafe vardır. Herkapının ısı derecesi üzerindekinden yetmiş derece fazladır."Peygamberimiz (s.a.s.) Cebrail'e bu kapılara tekabül edenkatlara kimlerin gireceğini sordı*. Cebrail şöyle cevap verdi:205 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET"Đsmi "haviye" olan en alt katın kapısından münafıklar gjreçeklerdir. Nitekim Yüce Allah:"Hiç şüphesiz, münafıklar cehennemin en altkalındadırlar, buyuruyor. Nisa Sûresi, 145.Đsmi "Cafıim" olan ikinci katın kapısından Allah'aortak koşanlar gireceklerdir. Đsmi "Sakar" olan üçüncü

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

97

Page 98: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

katın kapısından yıldızlara tapan putperestler (sabiiler)girecek-lerdir.Adı "Lezza" olan dördüncü katın kapısından şeytan ilebirlikte ona uyan ateşperestler gireceklerdir. Adı "Hutame"olan beşinci katın kapısından yahudiler gireceklerdir. Đsmi"Sair" olan altıncı katın kapısından yahudiler gireceklerdir."Cebrail, sözünün burasında susunca Peygamberimiz(s.a.s.): "Hani yedinci katın kapısından girecek olaı lansöylemedin" diye sordu. Cebrail bu soruya:-'Ya Muhammed onu sorma" diye cevap v<_rdi.Peygamberimiz: "Söyle" diye ısrar edince Cebrail:-'Yedinci kapıdan da senin ümmetinden tevbesiz ölenbüyük günahkârlar gireceklerdir." diye sözünü tamamladı.Rivayete göre: "Hepiniz teker teker oraya(cehenneme) mutlaka gireceksiniz." Meryem Sûresi, 71mealindeki âyet-i kerime indiği zaman Peygamber'imizinümmeti hesabına duyduğu korku artmış ve hüngür hüngürağlamıştır. Allah'ı tanıyan, O'nun sillesinin ve hışmının şiddetinibilen kimse O'ndan olanca derecesi ile korkar. Anlatılansıkıntılarla henüz karşılaşmadan, o korkunç ve ürkütücü ev(cehennem) gözü önüne dikilmeden, perde: düşüp intikamıpek çetin olan Allah'ın (c.c.) huzuruna çıkarılmadan vecehenneme sevkedilmeden kendine ve sapıklıklarına gözyaşıdöker.Orada nice yaşlı kimse: "Hey gidi yaşlılığım" diye fer-yad eder, nice genç: "Eyvah gençliğime" diye bağırır. Nicekadın da "Eyvah rezilliklerime, yazık yırtılın sır perdelerime"diye figan eder. Orada herkesin yüzü ve vücudu kapkaradır,beli büyüktür.Ne büyüklere saygı gösterilir, ne de küçüklere acınır,kadınlar çırılçıplaktır.Allah'ım, ey bağışlayıcıların ulusu! Rahmetin sayesindebizi atehten ve ateşe yaklaştıracak ner türlü kötülükten koru,oizi iyilevle birlikte cennete koy.Allah'ım! Kusurlarımıza göz yum, basımızdakileri güve-ni.ı' 'il, ayak sürçmelerimizden sonra dengeye kavuşmamızınasit syle ve huzurunda bizi rezil eyleme, ey merhametli-lerin en merhametlisi.Salât ve selâm Peygamberimize, O'nun yakınları ilesahabileri üzerine olsun.

TEVBE

Tevbe her müslüman erkek ve kadına farzdır. NitekimYüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:"Ey iman edenler! Dönülmez bir tevbe ileAllah'a yÖnelĐnîz" Tahrim Sûresi. 8Emir vücup içindir.Yine Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:"Allah'ı unuttukları için Allah'ın kendilerinikendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayınız.Onlar, fasıkların ta kendileridir ." Haşr Sûresi, 19Ayet-i kerimedeki "Allah'ı unuttular" ifadesi, Allah'a da-ha önce söz vermiş oldukları halde O'nun kitabına uy-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

98

Page 99: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

maktan cayanlar demektir. "Allah da onlara kendi kendile-rini unutturdu" cümlesi de, kötülüklerden vazgeçip kendilerihesabına iyi davranışlara girişmek üzere kendi kendilerinideğerlendirmelerini hatırlarına getirmedi demektir. NitekimPeygamber'imiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor:"Allah'a kavuşmayı dileyen kimseye kavuşmaktan, Al-lah hoşnut olur. Buna karşılık Allah'a kavuşmaktan hoşlan-mayan kimseye kavuşmayı Allah da istemez. ""Ayetteki: "Onlar fasıkların ta kendileridir" ifadesi degünah işlemeyi tabiî bir yol haline getirenler, verdikleri söz- cayanlar. hidayet, rahmet ve mağfiret yolundan sa-panlar demektir."Fasık" iki türlüdür: Biri "kâfir fasık", diğeri "facir fasık""Kâfir fasık" Allah'a ve O'nun Resul'üne inanmayan, hidayetyolundan çıkararak sapıklık çıkmazına koyulan kimsedir.Nitekim Yüce Allah (c. c.) böylesi fasıklar hakkında söylebuyuruyor:"O, Rabb'inin emrinden çıkmıştır." Kchf soYani iman ederek Allah'ın emrine uyma yolundanayrılmıştır. "Facir fasık" a gelince içki içen, haram yiyen, zinaeden, çeşitli günahlar işleyerek ibadet yolundan sapıp isyanyoluna giren ve fakat Allah'a ortak koşmamış olan kimseler-dir. Aralarında fark şudur: Ölmeden önce tevbe edip kelime-i sehadet getirmedikçe kâfir fasığın affedilmesi umulmaz.Buna karşılık facir fasık, ölmeden önce sadece tevbe ederekişlediklerinden pişmanlık duyduğu taktirde affa uğramasıbeklenebilir.Bilinmelidir ki, sebebi nefsin azgın arzulan olan hergünahın affedilmesi beklenebilir. Buna karşılık sebebi nefsinkibir olan günahın affı beklenemez. Nitekim şeytanın başkaldırmasına sebep kibri olduğu için affedümemiştir. Bunagöre ölmeden önce günahlarından vazgeçip Allah'a tevbeetmen gerekir ki, Allah'ın dileğini kabul buyurmasını bek-lemeye haklı olasın. Nitekim Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurur:Kullarından gelen tevbeleri kabul ederek kötü-lükleri affeden O'dur." SuıaS.n^ı 2~> 208 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETDemek ki Yüce Allah, tevbeyi kabul ederek yapılmışolan kötülükleri bağışlıyor. Nitekim Peygamber'imiz (s.a.s)şöyle buyuruyor:"Günahlarından tevbe eden kimse, hiç günahişlememiş kimse gibidir."Anlatıldığına göre adamın biri her günah işlediğindegünahı bir deftere yazardı. Günün birinde yeni bir günahdaha işler, yazmak için defterini açar. Fakat günah listesininkayıtlı olduğu sayfalarda:"O kimseler ki Allah onların kötülüklerini iyi-liklerle değiştirir." mealindeki ayet-i kerimeden başka hiç-bir satır bulamaz. Ayetten murad Allah şirkin yerine imanı,zinanın yerine affi, günahın yerine ismet ve taatı değiştirir,demektir.Yine anlatıldığına göre Hz. Ömer (r.a.) bir gün Medinemahallelerinden birini dolaşırken bir delikanlı ile karşılaşır.Delikanlı, elbisesinin altında içki şişesi taşımaktadır. Hz.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

99

Page 100: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Ömer "Delikanlı, elbisenin altında ne var" diye sorar. Deli-kanlı "içki" diye cevap vermek üçere iken o anda içindenşöyle dua eder: "Allah'ım! Beni Ömer'in karşısında reziletme, rüsuay etme, ayıbımı gözünden sakla, bundan sonrabir daha içki içmeyeceğim."Arkasından "Ey Emirü'l- Mü'minîn, elbisemin altındataşıdığım sirke şişesidir." diye cevap verir.210 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETHz. Ömer: "Bir bakayım" der. Delikanlı elbisesini kal-j,nr. Hz Ömer bakar, gerçekten şişe sirke olmuştur! Demek|y içki sirkeye dönüşmüştür.Kul korkusu ile tevbe ettiği için samimiyetinden dolayıAllah'ın içkisini sirkeye değiştirdiğini görüyorsun. Bu böyleolunca kötülüğe batmış bir günahkâr, dönülmez bir tevbeederek işlediği kötülüklerden vazgeçecek olsa, Yüce Allahonun günah içkisini ibadet sirkesine dönüştürecektir.Ebu Hureyre (r. a) anlatıyor:"Bir gece yatsı namazını Allah Rasülü ile birlikte kıl-dıktan sonra yola çıktım, yürürken önüme bir kadın çıktı.-"Ey Ebu Hureyre, ben bir günah işledim, acabatevbem kabul olur mu?" diye sordu. "Đşlediğin günah nedir?"diye sordum. Kadın, "Zina yaptım ve zinadan peydahladığınçocuğu da öldürdüm." cevabını verdi. Kadına:-"Mahvoldun ve cana kıydın, yemin ederim ki, seninyapacağın tevbe kabul edilmez" karşılığını verdim. Benböyle derdemez kadın bayılarak yere düştü.Yoluma devamettim. Yürürken içimden: "Allah Rasul'ü henüz aramızdafen ben fetva veriyorum, bu doğru değil" dedim. Bu dü-Şünce ile geriye döndüm, Peygamberimize vardım, karşı-kştığım olayı O'na anlattım. Bana dedi ki:-"Mahvoldun ve mahvettin. Şu ayetler nerede, seninBurnun nerede! Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: "Onlarto, Allah'ın yanına başka bir ilâh katıp tapmazlar,*esin bir adalet hükmü olmaksızın Allah'ın haram211 ÖLÜM-KIY AM^T-ÂI IĐRET _kıldığı cana kıymazlar, zina etmezler (işte onlaAllah'ın gerçek kullarıdırlar). Kim bu haramları jslerse cezaya çarpılır. Kıyamet günü o kimsenin aza-bı kat kat olur ve perişanlık içinde azap ile ebediy.yen başbaşa bırakılır. Yalnız tevbe ederek salih a-meller işleyenler müstesna, Allah onların kötülük-lerini iyiliklerle değiştirir. Allah çok bağışlayıcı veçok merhametlidir." Furkân Sûrusi. 68-70Bunun üzerine Peygamber'imizin yanından hemençıktım. "Az önce benden bir konuda fetva isteyen kadınınyanına beni götürecek kimse var mı?" diye seslendim.Çocuklar: "Ebu Hureyre delirmiş" diye bağırmaya başladılar.Sonunda kadının yanına vararak Peygamber'imizin verdiğifetvayı ona bildirdim. Kadın sevinçten coşarak nara attı vebir bahçem var, onu Allah ve O'nun Rasul'ü uğruna sadakaolarak vereceğim" dedi.HĐKfiYEUtbetü'l-Gulâm şamatacılığı ve sarhoşluğu ile meşhur,günah ve kötülükte ileri gitmiş bir kimse idi. Bir gün Hasan

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

100

Page 101: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

el- Basrî 'nin (rahimehullah) toplantısına katıldı. Şeyh şuayet-i kerimenin tefsirini okuyup açıklıyordu. Ayet-i kerimede Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:"Allaha iman edenlerin, O'nun zikrinden dolayıkalplerinin ürpereceği zaman gelmedi mi?" ^ ıinlkalplerin korkacağı vakit gelmedi mi?212 Hasan el- Basrî âyetin tefsirini naklederken gayet etkilibir va'z yaptı, öyle ki, herkesi ağlattı. Bu sırada kalabalığınarasından bir delikanlı ayağa kalktı, "Ey mü'minlerinrnuttakisi! Allah benim gibi günahkârlık ve kötülüğe batmışbirinin tevbesini kabul eder mi?" diye sordu. Şeyh "tabii,tevbe edecek olsan Allah senin günahkârlık ve kötülüğedalmışlığını affeder." diye cevap verdi. Adı Utbetü'l-Gulâmolan delikanlının bu cevap üzerine benzi sarardı, bütünvücûdu titredi ve öylesine gür bir nâra attı ki, arkasındanbayılarak yere düştü. Ayılmca yanına yaklaşan Hasan el-Basrî ona şu beyitleri okudu:Ey Arş'ın Rabb'ine karşı gelen delikanlı, Bilir misin,nedir günahkârların cezası?Günahkârların alınlarının yakalandığı gün,Asiler için "sair" uar ki, onun yalazı gümbürtülü veöfkelidir.Eğer bu ateşe dayanabileceksen Allah'a isyan et,Değilse günah işlemekten kaçın,Kazandığın günahlar yüzünden,Ne/sini ipotek etmişsin, onu kurtarmayu çalış.Bu şiiri duyan delikanlı, bir kere daha gür bir nârasalarak baygın vaziyette yere düştü. Ayılmca Şeyhe yinesordu: "Ey Şeyh! Esirgeyici olan Allah, benim gibi bir alça-ğın tevbesini kabul eder mi?" Hasan El- Basrî delikanlıya;"Günahkâr kulun duasını bağışlayıcı olan Allah'dan başka213 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETkim kabul edebilir ki?" diye cevap verdi. Bu cevap üzerinkalbi biraz daha ferahlayan delikanlı, başını yerden kaldırarak Allah'a dua etti ve üç şey istedi.Birinci duası şuydu: "Allah'ım! Eğer tevbemi kabulederek günahlarımı affedersen, bana gerek Kur'an-ı Kerimve gerekse diğer ilimler ile ilgili olarak işittiğim her cümleyikavrayacak derecede kuvvetli bir zekâ ve hıfzetme gücüihsan eyle."Đkinci duası şuydu: "Allahım! Bana öylesine tatlı bir sesbağışla ki, benim dilimden Kur'an-ı Kerim duyan en katıkalpli kimselerin bile gönlü yumuşasın."Üçüncü duası da şu oldu: "Allah'ım! Bana helâl lokmanasibeyle, zaruri geçim kaynağımı ummadığım yerlerdentemin eyle."Yüce Allah (c.c.) delikanlının her üç duasını da kabuletti. Bunun üzerine zekâ ve hafızası gelişti, O Kur'an-ı Kerimokuyunca dinleyenler derhal günahlarına tevbe ediyorlardı,ayrıca hergün evine bir çömlek dolusu çorba ile iki çörekgelirdi, kimin getirdiğini hiç kimse bilmiyordu. Ölünceyekadar bu durum böylece devam etti. Đşte gönülden Allah'abağlı yönelen kimselerin hali budur. Çünkü Allah iyi amelişlemeye yönelenleri mükâfatsız bırakmaz.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

101

Page 102: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Alimlerden birine soruldu ki: "Kul, tevbe ettiğizaman tevbesinin kabul edilip edilmediğini bilebilir mi?"Alim bu soruya şu cevabı verdi:214 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET"Bu konuda kimse kesin bir hükme varamaz, fakattevbenin kabul edilip edilmediğine işaret eden bazı alâ-metler vardır. Başlıcaları şöyle sıralanabilir:1. Kulun kendisini günahtan uzak hissetmesi gerekir.2. Kalbinden sevincin silindiğini, her baktığı yerde Al-lah'ın varlığını hissetmesi gerekir. 3. Günahkârlardan uzak durarak iyilik işleyenlere ya-kınlık duyması gerekir.4. Dünya kazancının azını çok, ahiret amelinin çoc\. ı uaz görmesi gerekir. 5. Kalbini devamlı olarak Allah'ın farz kıldığı ibadeti y.e ilgili görmelidir.6. Az konuşması, aralıksız bir düşünce hali yaşama;;1daha evvel işlediği günahlardan dolayı devamlı olarak v.gün ve pişman görünmesi gerekir.

SEVGĐ

Anlatıldığına göre adamın bir; çöl ortasında yürürkengözünün önüne çirkin bir yüz dikilir.Adam: "Sen kimsin?"der. Çirkin yüz "Ben senin çirkinamellerinim" diye cevap verir. Adam: 'Senden kurtulmanınyolu nedir? " diye sorar. Çirkin yüz: "Feygamber'e salât-üselâm getirmektir." der. Nitekim Peygamber'imiz (s.a.s.)oöyle buyuruyor: "Bana getirilen selât-ü selâm, sırat köprüsü üzerindeışıktır. Cuma günü seksen kere salât-ü selâm getiren kim-senin geçmiş seksen yıllık günahı affedilir."Yine anlatıldığına göre adamın biri, PeygamberimizHz. Muhammed'e salât-ü selâm getirmezdi. Bir gece rüya-sında Peygamber'imizi (s.a.s.) görür, fakat Peygamber'imizyüzünü adama çevirmez. Adam:-"Ey Allah'ın Resul'ü! Yoksa bana kızgın mısın?" diyesorar. Peygamberi'imiz "Hayır" diye 'cevap verir. Adam: "Ohalde niye yüzüme bakmıyorsun?" diye sorar. Peygambe-rimiz: "Çünkü seni tanımıyorum" diye karşılık verir. Adam:"Beni nasıl tanımazsın, ben senin ümmetinden biriyim, alim-lerin anlattığına göre sen ümmetini ananın çocuğunu tanıdı-ğından daha iyi tanırsın." der.Peygamberimizin cevabı şöyle olur: "Alimler doğrusöylemişler, yalnız sen üzerime selât-ü selâm getirerek benihatırlamadın ki! Benim ümmetimi tanımam üzerime getire-cekleri salât-ü selâm ile ölçülüdür." Bu arada adam uyanırve her gün Peygamberimiz'e (s.a.s.) yüz kere selât-ü selâmgetirmeyi üzerine borç haline getirir ve bunu yapar. Birmüddet sonra Peygamber'imizi tekrar rüyasında görür. Pey-gamberimiz ona:"Şimdi seni tanıyorum ve sana şefaat edeceğim diye

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

102

Page 103: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

müjde verir. Çünkü adam Rasülüllahı sever olmuştur.Yüce Allah (c.c.) buyurur ki: "-Ey Rasul'üm! De ki, eğer Allah'ı seviyorsanız,bana uyunuz da Allah da sizi sevsin ve günahlarınızıaffetsin. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayıcı ve esirgeyi-cidir "Ayet-i kerimenin nüzul sebebi şöyle nakledilir:Peygamberimiz (s.a.s.) K'ab Đbni Eşref ile adamlarınıĐslâmı kabul etmeye davet ettiği zaman onlar da Peygam-berimize: "Biz Allah'n oğulları yerindeyiz, o yüzden biz Al-lah'ı daha çok severiz" diye cevap verdiler. Adamların bucevabına karşılık Yüce Allah (c.c.) Peygamberin onlara şumahiyette bir cevap vermesini murad etmiş olmalıdır: Eğersiz Allah'ı seviyorsanız tebliğ ettiğim dini kabul ederek banauyunuz. Çünkü ben O'nun bildirisini size ulaştıran ve sizinleilgili hükümleri açıklayan bir Allah rasülüyüm. Eğer, benimO'nun adına yaptığım davete uyarsanız, O sizi sever ve gü-nahınızı bağışlar. Hiç şüphesiz O bağışlayıcı ve esirgeyicidir.Mü'minlerin Allah'ı sevmesi, O'nun emrine uymakla,ibadetine koşmakta ve hoşnutluğunu aramakla olur.Allah'ın (c.c.) mü'minleri sevmesi, onlara merhametlemuamele etmesi, onları mükafatlandırması, günahlarını ba-ğışlaması, onlara rahmet, takva ve başarı ihsan etmesi de-mektir.Đmam-ı Gazali (rahimehullah) "Đhyâu ulumi'd-Dîn" adlı eserinde der ki: "Dört şeyi yapmaksızın dörtşeyi iddia eden kimse yalancıdır. Bunlar: 216 217 ÖLÜM-KIYAMET-Â11 ĐRE' ÖLÜM-KIYAMET-ÂHÎRET 1. Cenneti sevdiğini söylediği halde ibadet etmeyikimse yalancıdır.'en,2. Peygamberimizi (s.a.s.) sevdiğim ileri sürdüğü haldealimler ile fakirleri sevmeyen yalancıdır.3. Cehennemden korktuğunu iddia ettiği halde gü-nah işlemekten vazgeçmeyen kimse yalancıdır.Nitekim Rabia-i Adeviyye'nin (rahimehullah) şu ikibeyti, bu noktayı güzel izah eder:Allah'a isyan ediyorsun,oysa O'nü sever görünüyorsunHayatım hakkı için bu durum,mantık prensiplerini alt-üst eder.Eğer sevgin doğru olsaydı,O'nun emirlerimi uyardınÇünkü aşık, sevgilisinin sözünden çıkmazSevginin alâmeti, sevgilinin arzusuna uymak ve onun-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

103

Page 104: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

la ters düşmekten sakınmaktır.Anlatıldığına göre bir gün bir gurup Şibli'yi (rahi-mehullah) ziyarete gider. Büyük Veli "Siz kimsiniz?" diyesorar. Gelenler "Biz seni sevenleriz" diye cevap verirler.Bu sırada Şiblî yüzünü onlara döner, sonra onlan taşlamayabaşlar. Adamlar Veli'den kaçarlar. Veli onlara: "Benden niyekaçıyorsunuz, eğer gerçekten beni sevseydiniz, belâmdan kaçınmazdımz" diye azarlar. Arkasından sözlerine şöyle de-vam eder:Muhabbet ehli, sevgi kadehinden içtiler. Beldeler veyeryüzü onlara dar geldi, Allah'ı hakkı ile bildiler, O'nun u-luluk ve kudreti karşısında şaşkın kaldılar. O'nun sevgi ka-dehinden içtiler, O'nun ünsiyet denizinde boğuldular, yalnızO'na seslenmekten zevk alır oldular.Arkasından şu beyti söyledi:"Ey Meulâm! Sevgini hatırlamak sarhoş etti beni,Sen sarhoş olmayan hiç bir aşık gördün mü?"Söylendiğine göre deve sarhoş olduğu zaman kırk günyem yemez ve her zaman taşıdığının bir kaç katı kadar yüksırtına vurulsa yükleneni taşımamazlık etmez. Çünkü kal-binde sevgilisinin hatırasını kıpırdayınca artık ne yem yer vene de ağır yük taşımaktan kaçınır, sebep sevgilisine karşı _duyduğu şevktir.Deve deve iken sevgilisi uğruna nefsinin isteğini gem-leyerek ağır yük taşımaya katlandığı halde, siz Allah (c.c.);in üzerinize herhangi ağır bir yük aldınız mı? Bu sayılan iyiAmellerden hiç birini yapmamışsanız, sizin Allah sevgisi id-dianız ne dünyada ne de Ahire tte. ne insanlar gözünde neJlah katında hiç bir şeye yaramayan boş bir sözden iba-rettir.Hz. Ali (keremullahu vecheh) şöyle der: Cennetiseven kimse iyiliklere koşar. Cehennemde korkan kimse, 218 Ö]..rjM-KIYAMin;-ÂHĐRET... _.. ...__nefsini asm arzularından al.kor. Ölümün kaçmılmazhğmainanan kimsenin gözünde dünyalık hazlar önemsızleşır.Đbrahim el-Havvas'a (rahimehullah): "Muhabbet ne-dir?" diye sorarlar. Şu cevabı verir: "Đstekleri yok etmek,bütün hacet ve sıfatlan yakmak ve kulun kendisini işaretlerdenizine daldırmasıdır."

ALLAH'A ĐTAAT O'NU VE RASÛLÜNÜ SEVMEK

Yüce Allah (c.c.) buyuruyor: '"De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuzki, Allah da SĐZĐ SeVSĐn." Âl-i Imrân Sûresi. 31.Allah'ın rahmeti üzerinde olsun; bil ki, kulun Allah'ı veOnun Rasûl'ünü sevmesi, onlara boyun eğmekle, onlarınemrine uymakla olur. Allah'ın kullarını sevmesi de onlaramağfiret suretiyle ikramda bulunmasıdır.Denilir ki, kul gerçek kemâlin yalnız Allah'da olduğu-nu, kendisine veya başkasında gördüğü her kemâlin (gerçekkemalin) Allah'dan ve Allah sayesinde olduğunu bilince, neAllah'dan başkasını sevebilir ve ne de Allah'a dayanmayan

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

104

Page 105: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

bir sevgiye gönlünde yer verebilir.220 \u,<. ... ....Bu bilgi de, Allah'a ibadet etmek istediğini, O'na yak-laştıracak davranışları arzu etmeyi gerektirir. Böyle olduğuiçin Allah sevoısı, ibadet isteği ile yorumlanmış ve yine busevgi, ibadet ederken Peygamberimize (s.a.s.) uyma ve onaitaate teşvik şartına bağlanmıştır.Hasan el-Basri'den (rahimehullah) rivayet edil-diğine göre; Peygamberimizin (s.a.s.) zamanında bir takımkimseler. Ey Muhammed'. Biz Rabb'imizi çok severiz"demeleri üzerine yukarıdaki ayeti kerime inmiştir.Bişr el-Hafi (r.a.) diyor ki. "Bir gece Peygamber'i-mizi(s.a.s.) rüyamda gördüm, bana dedi ki; "Ey Bişr! Allahsenin dereceni arkadaşların arasında neden yüksek kıldı, bi-liyor musun? "Hayır, ya Rasulellah" diye cevap verdim.Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.), salihlere hizmet et-tiğin için, mümin kardeşlerine nasihat ettiğin için, dostlarınıve yolumdan ayrılmayanları sevdiğin için ve yolumdangittiğin için" diye kendi sorusuna cevap verdi.Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:-"Benim sünnetimi Đha eden beni sevmiş olur, benisevenler de Kıyamet günü cennette benimle birlikte olurlar."Bize kadar intikal eden butun meşhur islâm'ı eserlerdebelirtildiğine göre ahlâkın tutulduğu ve halkın çeşit çeşitmezheplere kapıldıoı zamanlarda Rasullerin efendisi olanPeygamberimizin sünnetine .ımsıkı sarılanlara yüz şehidsevabı verilecektir. Meşhur '^ir'at-ul islam" adlı kitabda daböyle yazar.221 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETYine Peygamberimiz, (s.a.s.) şöyle buyurur:"Bana yüz çevirenler müstesna, ümmetimin hepsicennete girecektir." Sahabiler sordular: "Ey Allah'ın Re-sul'ü! Yüz çevirenler, kimlerdir?" Peygamber'imiz söz-lerine şöyle devam etti: "Kim bana uyarsa cennetegirecek, bana isyan edenler, bana yüz çevirmişler,demektir. Sünnetime uygun olarak yapılmayan heriş, isyandır."Ehl-i tasavvuftan biri der ki: "Allah'ın farz kıldığı iba-detlerden birini bile bile terkeden veya sünnetlerden birinebilerek uymayan bir şeyhi havada uçarken, denizde yü-rürken, ateş yerken veya daha başka olağanüstü davranışlargösterirken görseniz, bütün bunlara rağmen adamın dava-sında yalancı olduğunu, gösterdiği olağanüstülüklerin "kera-met" değil, olsa olsa "istidrac" olduğunu biliniz. Allah böylekimselerden cümlemizi korusun."Cüneyd el-Bağdadî (rehimehullah) der ki: "Al-lah'a ancak yine Allah'ın sayesinde ulaşılabilir, Allah'a ulaş-manın yolu da Peygamber'inıizin (s.a.s.) yoludur."Ahmed el-Hıvârî (rehimehullah} der ki: "Sünneteuymaksızın işlenen her amel batıldır. Nitekim Peygam-ber'imiz (s.a.s.) şöyle buyurur: (Şir'atül-Đslâmda bildiril-miştir.)"Sünnetimi yozlaştıranîar şefaatimden mahrumkalırlar."

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

105

Page 106: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETHikâye edildiğine göre, adamın biri, bir delinin bil-mediği bir işini görür ve durumu Ma'ruf ul-Kerhî'ye (rahime-hullah) bildirir. Ma'ruf gülümseyerek der ki:-"Kardeşim! Allah'ı sevenler içinde küçüğü, büyüğü,akıllı51) delisi vardır. Senin gördüğün bu adam, onlanndelillerinden biridir."Cüneyd el-Bağdadi (rahimehullah) der ki:-"Bir gün şeyhimiz Sırrı (rahimehullah) hastalandı; has-talığının ne sebebini anlayabildik ve ne de nasıl tedavi edi-leceğini bilebildik.Bize mütehassis bir doktor tavsiye ettiler, şeyhin id-rarını bir şişeye koyarak ona götürdük, doktor idrara uzunuzadıya baktı. Sonra bize dönerek, "Zannederim bu idraraşık birine aittir" dedi. Ben bir nâra atarak bayılmışım, idrarşişesi de elimden düşmüş.Dönünce Sırrî'ye durumu anlattım, gülümseyerek "Al-lah canını almasın, nasıl da gördü!" diye cevap verdi. "Şey-him, demek ki, muhabbet idrardan bile belli olurmuş" de-dim, bana "tabii" karşılığını verdi."Fudayl (rehimehullah) der ki: "Sana, Allah'ı sevi-yor musun? diye sordukları zaman, sus, cevap verme. Çün-kü eğer, hayır, diyecek olsan imandan çıkarsın, buna kar-Şilık, evet, diyecek olsan ve Allah'ı sevenlere yakışmayacaktavsif de bulunsan Allah'ın gazabından kork." 222 223 ÖLÜM-KIYAMET-AHIRETSüfyan (rahimehullah) der ki: "Allah'ı sevenlerseven kimse, aslında Allah'ı seviyor, demektir. Allah'a ikrameden kimselere ikram eden kimse, aslında Allah'a ikramediyor, demektir."Sehl (rahimehullah) der ki: "Allah'ı sevmenin alâ-meti Kur'an-ı kerimi sevmektir. Allah ve Kur'an sevgisininalâmeti ise Peygamber'i (s.a.s.) sevmektir. Peygamber(s.a.s.)'in sevgisinin alâmeti ise sünneti sevmektir. Sünnetisevmenin alâmet ise, Ahireti sevmektir. Ahireti sevmeninalâmeti ise dünyadap hoşlanmamaktır. Dünyadan hoşlan-mamanın alâmeti de Ahiret azığı olabilecek kadarının dışın-da onun varlığından uzak durmaktır."Ebul Hasan ez-Zencanî (rahimehullah) der ki: "Đbadetbinasının temeli üç direk üzerinde oturur. Göz, kalb ve dil.Gözün ibadeti, ibret almakladır. Kalbin ibadeti, düşünmekve duymakladır. Dilin ibadeti ise doğru konuşmak ve Allah'ızikretmekle olur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurur:-"Ey iman edenler! Allah'ı çok çok zikrediniz.O'nu sabah-akşam noksan sıfatlardan tenzih ediniz."Ahzâb Sûresi. 41.Anlatıldığına göre; bir gün Abdullah ile Ahmed IbniHab bir yerde birlikte bulunuyorlardı. Bu arada Ahmed ĐbniHab yerden bir ot kopardı. Bunun üzerine Abdullah onadedi ki: "Bu hareket sana beş şeye mal oldu:

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

106

Page 107: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

l- Bu hareketle kalbini Allah'ı teşbih etmekten alı-koydun.224 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET2- Bu hareketle kendini Allah'ın zikrinden başka birişle oyalanmaya alıştırdın.3- Bu hareketinle başkalarının da aynı davranışta bu-lunmalarına önayak oldun.4- O ot parçasını Allah'ı teşbih etmekten alıkoydun.5- Bu hareketinle Kıyamet günü Allah'a kendi aley-hinde bir delil meydana getirdin." (Ravnak-ül-Mücanis'teböyle anlatılmıştır.)Sırrî (r.a.) der ki: "Bir gün Gürcanî'yi kavrulmuşunyutarken gördüm, "Neden başka bir şey yemiyorsun" diyesordum; bana şöyle dedi: "Yiyeceği çiğnemek ile yutmakarasında yetmiş tesbihlik bir zaman geçtiğini hesab ettim, oyüzden kırk yıldır hiç ekmek çiğnemedim."Nakledildiğine göre Sehl Đbni Abdillah onbeş günde biryemek yerdi. Bütün Ramazan ayı boyunca sadece bir kereyemek yerdi. Bazen yetmiş gün geçer de hiç yemek yeme-diği olurdu. Yemek yediği zaman zayıflar, aç kalınca kuvvet-lendiği görülürdü. Mescid-i Haram'da otuz yıl Ebû Hammâdel-Esved'e komşu oldu da yerken veya içerken hiç görül-medi, her an Allah'ı zikrederdi.Anlatıldığına göre Amr Đbni Ubeyd (rahimehullah) yal-nız şu üç şey için evinden dışarı çıkardı:1- Cemaatle namaz kılmak2- Hasta ziyaret etmek225 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET 3- Cenaze namazı kılmakO derdi ki: "Đnsanları hırsız ve yankesici olarak görü-yorum. Ömür, paha biçilmez bir nadide mücevherdir. On-dan Ahirete kalacak bir hazine doldurmak gerekir. Đyi bil-melisiniz ki, Ahirete talip olanların dünya hayatından el-etekçekmeleri gerekir. Ancak o zaman kulun ulaşmak istediğihedef tek olur ve içi ile dışı arasında uyumsuzluk kalmaz.Böyle bir hali muhafaza etmek, ancak kulun içini ve dışınıdevamlı kontrol altında tutması ile mümkündür.Đmam-ı Şiblî (rahimehullah) der ki:-"Đlk intisap ettiğim günlerde uykum bastınnca gözkapaklanma tuz sürerdim. Durum daha da ağırlaşınca milikızdırıp göz kapaklanma sürme çekerdim."ibrahim Đbni Hâkim der ki: "Babamın uykusugeldiği zaman, denize girer yüzmeye başlardı, o yüzerkendenizdeki balıklar etrafına üşüşür, onunla birlikte teşbihederlerdi."Anlatıldığına göre Vehb Đbni Münebbih (rahimehul-lah), geceleyin uyuma ihtiyacını üzerinden kaldırması içinAllah'a dua etmiş ve duası kabul edilerek kırk yıl hiç uykusugelmemiştir.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

107

Page 108: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Hasan el-Hallâc (rahimehullah), kendi kendine topu-ğundan dizine kadar onüç pranga vurur ve bu durumda hergün ve gece bin rekat namaz kılardı.226 Cüneyd ül-Bağdadî (rehimehullahu) ilk intisab ettiğioü de çarşıya gelir, dükkanım açar, içeri girer ve hemen na-rnaza rurdu. Dört yüz rek'at kıldıktan sonra evine dönerdi.Habeşî Đbni Davud'un (rahimehullah) kırk yıl yatsı ab-desti ile sabah namazı kıldığı bildirilmiştir.Mü'minin her zaman abdestli bulunması gerekir. Herabdest bozduğunda abdest tazeleyerek iki rek'at namaz kıl-malıdır. Nerede oturursa otursun, kıbleye yüzünün dönükbulunmasına dikkat etmesi gerekir. Kendisini daima Pey-gamber'imizin (s.a.s.) huzurunda oturuyormuş gibi farz e-derek ona göre kendisine çeki düzen vermelidir. Ta ki, budüşünce altında her hareketi vakar ve ağırbaşlı olsun, ka-balıklara katlanarak her çirkin harekete karşılık vermesin,kusurlarına karşılık hemen istiğfar etsin, kendini ve amelinibeğenip böbürlenmesin. Çünkü kendini beğenmek, şeytanınsıfatla-rmdandır. Tersine kendini küçümsesin, buna karşılıksalihlere hürmet ve mühimseme nazan ile baksın. Çünkü sa-lihlere hürmet etmeyi bilmeyenleri Allah (c.c.), onlarla bira-rada bulunma nimetinden mahrum eder. Đbadete hürmet et-meyi bilmeyenlerin de Allah, kalblerinden ibadet lezzetini çı-kanr.Anlatıldığına göre Ebu Ali, Fudayl Đbni Đyad'a(rahimehullah) sordular ki: "Ey Şeyh! Đnsan ne zamanSalih sıfatını kazanır?" O şöyle cevap verdi: "Kulun niyeti,başkalarına nasihat etmek, kalbinde Allah korkusu, dilindedoğru sözlülük bulunur ve bütün davranışları salih amelolduğu zaîman o kimse salih sıfatını taşımamaya hak227 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET kazanır. Yüce Allah Mi'rac'da Peygamberimize "Ey Ahmed!Eğer insanların günahlardan en kaçınanı ve dünyadan enel-etek çekeni olmak istiyorsan, Ahirete yönel!" diye buyur-du. Peygamber'imiz: "Dünyadan nasıl el-etek çekeyim" diyesordu. Yüce Allah, "Dünya varlığı olarak sadece yiyecekiçecek ve giyecek Kadar yanında bulundur. Yarın için hiçbhışey biriktirme, hiç durmadan beni zikret" diye buyurdu.Bunun üzerine Peygamber'imiz: "Allah'ım! Seni nasıldevamlı zikredeyim" diye sordu. Yüce Allah: "insanlardanuzak durmakla; uykunu namaz, yemeğini açlık yapmakla"diye buyurdu.Nitekim Peygamber'imiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Dünyadan uzak durmak hem bedeni ve hem de kalbihuzura kavuşturur. Buna karşılık dûna tutkunluğu keder veüzüntüyü artırır. Dünya sevgisi, her günahın başıdır, ondanuzak durmak da her iyilik ve ibadetin ilk adımıdır."Anlatıldığına göre salihlerden biri bir cemaatin yanın-dan geçiyordu. Baktı ki; bir doktor, hastalıkları sayıyor ve

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

108

Page 109: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

bahsettiği her hastalığın nasıl tedavi edileceğini tarif ediyor.Salih kişi doktora seslendi:-"Ey bedenlerin tedavi edicisi! Kalbleri de tedavi ede-bilir misin?" Doktor "Evet, hatalığını bana anlat" dedi. Salihkimse "Bahsettiğim kalbi, atışında da büzülüşünde de gü-nahlar karartmıştır. Onun tedavisi var mıdır?" dedi.Doktor şu cevabı verdi: "Böyle bir kalbin ilâcı, gece-gündüz Allah'a yalvarmak, yakarmak, O'ndan af dilemek,228 O'na ibadet etmeye koyulmak. O'ndan özür dilemektir,{(aiblerin tedavisi böyledir; şifa ise gayblerin bilicisi olanAllah'dandır."Doktordan bu cevabı alan salih kişi yüksek bir nâraatarak, ağlaya ağlaya yoluna devam etti. Yürürken şöylededi: "Sen ne iyi doktorsun, kalbimin tedavisini doğru bil-din" Doktor sözlerini şöyle bitirdi: "Bu tarifim, tevbe ederekkalbiyle tevbelerin kabul edicisi olan Allah'a yönelenlerintedavisidir."Anlatıldığına göre; adamın biri bir köle satın alır. Köleefendisine der ki: "Efendim, aramızda şu üç şart bulunacak.1- Vakit geldiğinde farz namazlan kılmama engel ol-mayacaksın,2- Gündüz bana ne iş buyurursan buyur, geceleri ba-na iş vermeyeceksin.3- Evinde bana, benden başka hiç kimsenin gireme-yeceği bir oda ayıracaksın."Adam köleye: "Bu şartlarını kabul ediyorum, kalkevleri gez, kendine bir oda seç" der.Evleri dolaşan köle orada yıkık bir ev bulunca "Burayıseçtim" der. Adam: "Oğlum, neden yıkık bir ev seçtin" der.Köle: "Efendim, Allah ile birlikte olunca yıkıntıların bakımlıbahçe gibi olduğunu bilmiyor musunuz?" der.Köle gündüzleri efendisine hizmet eder, geceleri Al-lah'a ibadete ayırırdı.229 ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRET ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRET Bu böyle devam edip giderken bir gece efendi ev'gezmeye çıkar, kölenin kapısı önüne varınca odayı apaydınlık içinde ve köleyi de secdeye kapanmış görür, başındanaşağı yerle gök arasına asılmış bir kandil göz amaştıncı birışık saçmaktadır. Köle Allah'a şu sözlerle yalvarıp seslen-mektedir: "Allah'ım! Efendimin hakkını omuzlarıma yükle -din, ben de ona gündüzleri hizmet ediyorum. Eğer böyleolmasaydı hem gecemi hem gündüzümü sadece sana ibadetederek geçirirdim. Beni mazur gör, ya Rabb'i."Köle secdeye kapanmış böyle dua ederken efendisiondan gözlerini ayırmıyor, nihayet tanyeri ağarır, kandil gerialınır ve odanın tavanı geriye kapanır.Adam geri döner, varıp olup bitenleri karısına anlatır.Ertesi gece olunca bu sefer karısının elinden tutarak odanınkapısı önüne ikisi gelirler. Köle yine secdeye kapanmıştır,

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

109

Page 110: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

kandil yine başından aşağı sarkmıştır.Karı-koca kapının önünde dikilip göyaşları içinde köle-ye bakarlar. Sonunda yine gün ağarır.Bunun üzerine efendi köleyi çağırarak ona der ki: "SenAllah rızası için azadsın, böylelikle kendini artık tamamenkendisine mazeret beyan ettiğinin (Allah'ın) ibadetine vere-bilesin."Köle ellerini havaya kaldırarak şu beyti söyler: "Ey sırsahibi! Artık o sır açığa çıktı.Halim başkalarına malum olduktan sonra artık yaşa-mak istemiyorum."230 Sonra Allah'a şöyle yalvarır: "Allah'ım! Senden Ölümistiyorum." Duası biter bitmez derhal yere düşer ve ölür.. Đşte salihlerin, Allah aşıklarının ve O'nun rızası peşindekoşanların hali!Zehrür-Riyaz'da rivayet edildiğine göre; Hz. Musa(a.s.)'nın samimi bir arkadaşı vardı, birlikte hoş vakit ge-çirirlerdi Bir gün dostu Hz. Musa'ya: "Allah'a yalvar, kendinibana iyice tanıtsın" der. Dostunun ricasına uyarak Allah'adua eden Hz. Musa'nın duası kabul edilir.Bir müddet sonra Hz. Musa'nın dostu dağlara düşer,vahşî hayvanlara karışır, Musa onu iyice kaybetmiştir. Al-lah'a şöyle yakarır: "Rabb'ım! O benim yakın dostum, kar-deşimdi. Şimdi onu kaybettim."Gizli bir ses ona der ki: "Ey Musa! Beni iyicetanıyan kimse artık hiç bir insanoğlu ile düşüpkalkmaz."Rivayete göre; bir gün Hz. Yahya (a.s.) ile Hz. Đsa(a.s,) çarşıda yürürken karşıdan gelen bir kadın aralarındançarparak geçer.Hz. Yahya:-"Vallahi ben bir şey anlamadım" der.Hz. Isa, Yahya'ya:-"Sübhanallah! Vücudun yanımda, ama kalbin nerededer.231 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETHz. Yahya şöyle karşılık verir:-"Ey Halamoğlu, göz kapayıp açasıya kadar bilekalbim Allah'ımdan başkası ile irtibat kursa Allah'ı tanıma-dığımı anlarım."Bildirildiğine göre; Allah'ı gerçekten tanımak, dünya veAhiretin her ikisinden sıyrılarak sırf Allah'a yönelmek, mu-habbet şarabı ile bir kere sarhoş olduktan sonra onun ce-malini görünceye kadar ayılmamaktır. O kimse, rabbininnuru içindedir.

ĐBLĐS VE AZABINI BEYAN

Yüce Allah (c. c.) şöyle buyuruyor:"Eğer dönerlerse (Allah'ın emrine uymaz veResulünün gösterdiği yoldan yüz çevirirlerse) bilsin-ler ki, Allah kâfirleri sevmez (onların ne tevbelerinikabul eder ve ne de günahlarını bağışlar.)" Âl ı imrân, 32

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

110

Page 111: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Nitekim Yüce Allah kendini büyük görüp Allah'ın ulu-luğunu kabul etmediği için iblisin tevbesini kabul etmemiştir.Buna karşılık Hz. Adem'e tevbe etmeyi ilham etmesi ve tev-besini kabul, etmesi; kendi dili ile günahını itiraf etmesi,pişmanlık duyması ve kendini suçlamasından dolayıdır.Üstelik Hz. Adem'in (a.s.) işlediği kusur, gerçek ma-nada günah sayılmaz. Çünkü peygamberler (Allah'ın selâmıüzerlerine olsun) masumdurlar. Alimler tarafından kabul edi-len sahih görüşe göre ne peygamber olmadan önce ve nede peygamberken günah işlemezler, günaha düşmekten ko-runmuşlardır. Hz. Adem'in (a.s.) kusuru, sadece görünüştegünahtır. Buna rağmen o ve Havva, Allah'a şöyle seslen-mişlerdir: (Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah bize onların yaka-rışını şöyle bildirmektedir: 232 233 ÖUJM^JYAMET^ÂHĐRET"Ey Rabb'imiz! Biz kendi kendimize zulmettikEğer sen bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsenhiç şüphesiz hüsrana uğrayanlardan olacağız." AVâfSûresi, 23.Görülüyor ki, Hz. Adem (a.s.) ve Havva yaptıklarınapişman olarak hemen tevbeye yönelmişler ve Allah'ın rah-metinden ümit kesmemişlerdir.Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Allah'ınrahmetinden sakın ümit kesmeyiniz! "zümer Sûresi, 53Đblise gelince, o ne günahını itiraf etmiş, ne yaptığınapişman olmuş, ne kendini suçlamış ve ne de tevbe etmeyeyönelmiş, üstelik de Allah'ın rahmetinden ümit kesmiş, ken-dini beğenmiştir.Her kim ki, tutumu şeytan gibi olursa tevbesi kabuledilmez. Buna karşılık günah işledikten sonraki tavrı Hz.Adem (a.s.) gibi olanların tevbelerini Allah kabul eder.Çünkü kaynağı nefsi arzulann azgınlığı olan her gü-nahın affedilmesi umulur; ama kendini beğenmişliğe da-yanan hiç bir günahın affedilmesi beklenemez. Hz. Adem'in(a.s.) kusuru nefsî arzulann azgınlığına dayanıyorken, şey-tanın günahı ise kendini beğenmişlikten ileri geliyordu.Anlatıldığına göre Đblis bir gün Hz. Musa'ya (a.s.) gelirve ona şöyle sorar: "Allah'ın kendisine elçi olarak seçtiği vezaman zaman konuştuğu kimse sen misin?" Hz. Musa:"Evet, fakat sen kimsin ve ne istiyorsun" diye karşılık verir.234 T ÖLÜM-KIYAMET-AHĐRETŞeytan kendini tanıtmadan Hz. Musa'ya (a.s.) şuteklifte bulunur: "Allah'ına bildir ki; yarattıklarından biri, sen-den tevbesinin kabul edilmesini diliyor."Bunun üzerine Allah'dan Hz. Musa'ya (a.s.) şu vahiygelir: "Ey Musa, ona de ki: Senin hatırın için dileğinikabul ediyorum. Yalnız ona Hz. Adem'in kabrine

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

111

Page 112: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

secde etmesini söyle. Eğer secde ederse tevbesinikabul ederek günahlannı bağışlayacağım."Hz. Musa (a.s.) durumu şeytana bildirince o küplerebiner, eski büyüklenme edasını yine takınarak şöyle der:-"Ey Musa! Ben ona cennette iken secde etmemişkende, şimdi ölüsüne mi secde edeceğim."Rivayete göre cehennemde Đblis'in azabı ağırlaştırılır veona "Allah'ın azabını nasıl buluyorsun?" diye sorulur, "Ola-bileceğinden daha ağır" diye cevap verir. Bunun üzerine o-na denir ki: "Adem, cennet bahçelerindedir. Ona secde et,özür dile de bağışlanasın." Fakat o bu teklifi kabul etmeyeyanaşmaz, bunun üzerine çektiği azab, bütün cehennemlik-lerin azabının yetmiş bin katı kadar ağırlaştırılır.Haberde bildirildiğine göre; Yüce Allah, her yüzbin se-nelik azab devresinden sonra şeytanı cehennemden çıkarırve Hz. Adem'i (a.s.) cennetten çıkararak şeytana ona secdeetmesini emreder, fakat şeytan bu emre uymaya yanaş-mayınca yeniden ateşe atılır.Kardeşlerim! Şeytan'dan kurtulmak istiyorsanız, Allah'asanlınız, O'na sığınınız.235 Kıyamet günü gelince meydana ateşten bir kürsi ku-rulur, üzerine iblis çıkar, bütün şeytanlar ve kâfirler çev-resinde toplanır, sesi anıran bir eşek sesi gibidir, şöylekonuşur: "Ey cehennemlikler! Allah'ın daha evvel va'-dettiklerin bugün nasıl buldunuz?" Etrafındakiler hep birağızdan: "Hepsi doğruymuş" derler.Şeytan da onlara der ki: "Bu gün merhametten umutkestiğim bir gündür." Bunun üzerine Allah meleklere onu veyardakçılarını ateşten topuzlarla dövmelerini emreder. Ebe-diyen çıkarma emri duymakızın kırk sene burada işkenceçekerler. Cehennem azabından Allah'a sığınırız..Anlatıldığına göre; Kıyamet günü iblis mahşere getirilir,daha önce kurulan ateşten bir koltuğa oturması emredilir.Boynunda lanet halkası vardır. Allah azab meleklerine onuoturduğu koltuktan sürükleyerek cehenneme atmalarım em-reder. Fakat boynundaki halkaya asılan melekler, onu sü-rüklemeyi başaramazlar.Bunun üzerine Allah Cebrail'e yanına seksen bin me-lek alarak onu cehenneme çekmelerini emreder, fakat o dabaşaramaz. Arkasından Allah Đsrafil ve Azrail'e de yanlarınaalacakları seksen biner kişi ile birlikte aynı emri verir, fakatbunlar da onu yerinden kıpırdatamaz. Bunun üzerine Allahbuyurur ki: "Boynunda o lanet halkası varken yaratmış ol-duğum bütün meleklerin bir kaç katı bile biraraya gelseler,onu cehenneme taşıyamazlar." Anlatıldığına göre; Đblis'in birinci kat gökte iken ismi"Abid", ikinci kat gökte iken ismi "Zahid"; üçüncü kat gökteiken ismi "Arif", dördüncü kat gökte iken ismi "Veli", beşincikat gökte iken adı "Takı", altıncı kat gökte iken adı "Hâzin",yedinci kat gökte iken adı "Azâzil" idi.Fakat Levh-ı Mahfuz'daki adı, "Đblis" idi, o sonundabaşına gelecek olanları bilmiyordu.Yüce Allah kendisine Hz. Adem'e (a.s.) secde etmesiniemredince Allah'a dedi ki: "Onu benden üstün mü tutu-yorsun? Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten onu ise

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

112

Page 113: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

çamurdan yarattın" Allah şeytana: "Ben dilediğimi yaparım"diye cevap verdi.Kendini daha şerefli gördüğü için burun kıvırarak vetepeden bakarak Hz. Adem'e (a.s.) secde edeceği yerdearkasını çevirdi, diğer bütün melekler bu emre uyarak ka-pandıkları secdede uzun bir müddet beklerken o sipsivriolarak ayakta kaldı.Melekler başlarını kaldırıp da onun kendileri ile birliktesecde etmemiş olduğunu görünce şükür maksadı ile ikincisefer secdeye kapandılar. O ise arkadaşlarına yan yan bak-mış, onlara katılmayı asla düşünmemiş ve Allah'ın emrineâsi oldum diye hiç bir pişmanlık duymamış yine tek başınaayakta kalmıştır.Bunun üzerine Allah yakışıklı vücudunu bozdu, onudomuz 'suretine çevirdi, başını deve başı ve göğsünü büyükdeve hörgüçü biçimine koydu, yüzü maymun yüzüne döndü, gözleri yüzü boyunca uzanan ikiyarık halini aldı, burundelikleri hacamet çanağı gibi açıldı, dudakları öküzünkileredöndü, azı dişleri domuzunkiler gibi ağzından dışarıya fırla-dı, sakalı yolunda, çenesinde sadece yedi seyrek tüy kaldı.Allah onu önce cennetten, sonra gökten ve daha sonrayeryüzünden kovarak adalara sürdü. Şimdi yeryüzününeancak gizli gizli ayak basabiliyor. Kâfirlerden biri olduğu içinAllah'ın laneti Kıyamet gününe kadar onunla birliktedir.Oysa ki, daha önce yakışıklı, dört kanadlı, bilgili, çokibadet işleyen, meleklerin Tavusu ve en büyüğü olan, dahabir çok imrenilir sıfatlar taşıyan bir kimse idi. Bunların hiçbirisinin ona faydası olmadı. Bundan herkesin ibret almasıgerekir.Söylendiğine göre; Đblis tuzağa düşürülünce Cebrail veMikâil ağlamaya başlarlar. Allah, onlara "Niye ağlıyorsu-nuz?" diye sorar. Onlar da: "Sana varan yolda tuzağa düş-meyeceğimizden emin değiliz" derler. Yüce Allah da onlara:"Đşte öyle olunuz, benim yolumda tuzağa düşmeyeceğinizehiç bir zaman güvenmeyiniz" buyurur.Anlatıldığına göre; Đblis Allah'ın katından kovuluncaYüce Allah'a der ki: "Ey Rabb'im! Adem yüzünden beni cen-netten kovdun. Ben ondan kendi başıma öç alamam, ancaksen beni üzerine salarsan öcümü alabilirim..."Allah ona: "Seni onun oğulları üzerine salıyorum, çün-kü peygamberler senin tuzağından korunmuşlardır" diyekarşılık verir.238 O: "Daha başka imkânlar istiyorum" der. Allah ona:"O'nun soyundan gelen her çocuğa karşılık senin soyun ikikat hızla üreyecek" diye cevap verir.Şeytan yine: "Daha da isterim" der. Allah ona: "O'nunsoyundan gelenlerin kalbleri senin yatağındır, onların da-marlannda dolaşabilirsin" diye karşılık verir.-Şeytan: "Bana da isterim" der. Allah ona, "Atlı, yayabütün yardakçılarını onun soyundan gelenlerin üzerine sal,mallarına ortak ol, yani haram yollardan kazanarak meşruolmayan yerlere sarf etmelerini sağlamaya çalış. Çocuklarınaoratak ol, yani onların haram yollardan veya günah olançiftleşme şekilleri ile çocuk peydahlamalarına çalış, çocuk-larına putperestlik inancını hortlatan isimler taktırmaya çalış,batıl dinlere ve gayrı meşru mesleklere yönlendirilmelerine

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

113

Page 114: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

sebep ol. Onları kandırabilmek için bol bol asılsız vaadlerdebulun.Meselâ putların koruyuculuğuna güvenmelerini sağ-lamaya çalış. Babalarının soyluluğundan medet ummayıtavsiye et, tevbeyi sonraya bırakabilecekleri hususunda on-ları kandırmaya çalış" diye cevap verdi. Ama, Allah'ın tav-siyesi tehdit yolu ile olmuştur. Nitekim, "Dilediğinizi yapın"âyetinde de durum böyledir.Şeytanın bu tuzağına karşı Hz. Adem (a.s.) de Allah'ader ki: "Ya Rabb'i! Onu benim üzerime saldın, eğer seninyardımın olmazsa ona karşı kendimi savunamam." Allah Hz.239 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETAdem'e: "Senin soyundan her yeni doğan çocuğun basmameleklerden bir koruyucu veriyorum" diye cevap verir.Hz. Adem: "Daha çok isterim" der. Allah ona: "Đyilik-lerin mükâfatı on kattır" diye karşılık verir. Hz. Adem:"Daha da isterim" der. Allah ona: "Zürriyetinin canlançıkmadıkça tevbe etme imkânını ellerinden almam" diyecevap verir. Hz. Adem: "Daha da isterim" der. NihayetAllah: "Đnce eleyip sık dokumadan onlan affederim" diyecevap verince Hz. Adem: "Bununla yetiniyorum" der.Bunun üzerine Đblis tekrar ortaya çıkarak der ki:-'Ya Rabb'i! Adem'in soyundan peygamberler yarattın,onlara kitaplar indirdin, hani benim elçilerim?"Allah (cc): "Kâhinler" diye cevap verir.Şeytan: "Kitaplarım ne olacak?" diye sorar.Allah (cc): "Vücudlara döğmeler yolu ile işlenen yazıve resimler" cevabını verir.Şeytan: "Sözüm ne olacak?" der.Allah (cc): "yalan" diye karşılık verir.Şeytan: "Kur'ân'ım ne olacak?" der.Allah (cc): "Şiir" diye cevap verir.Şeytan: "Müezzinim kim olacak?" der.Allah (cc): "Çalgı âletleri" diye cevap verir.Şeytan: "Mescidim neresi?" der.240 ÖLÜM-KIYAMET-ÂHĐRETAllah (cc): "Çarşı ve pazar" diye karşılık verir.Şeytan: "Evim neresi?" diye sorar.Allah (cc): "hamam" diye cevap verir.Şeytan: 'Yiyeceğim ne olacak?" der.Allah (cc): "Üzerinde adım anılmayan her türlü gıdamaddesi" diye karşılık verir.Şeytan: "Ne içeceğim" der.Allah (cc): "Sarhoşluk veren bütün içecekler senin"karşılığını verir.Şeytan: "Tuzaklarım neler olacak" der.Allah (cc): "Kadınlar" cevabını verir.

ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI

Her mü'minin, âlimleri ve salihleri sevmesi, onlar iledüşüp kalkmayı huy edinmesi, gereken bilgileri onlara sorupöğrenmesi, nasihatlerini tutması, çirkin davranışlardan ka-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

114

Page 115: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

çınması ve şeytanı düşman bilmesi gerekir.Nitemi Yüce Allah (c. c.) şöyle buyuruyor:"Şeytan size düşmandır, siz de onu kendinizedüşman edinin..." Fâtu c.Yani Allah'ın emrine uyarak şeytana karşı çıkın, yoksaAllah'ın emirlerine karşı gelerek ona uymayın. Bütün tutum-larınızda, "davranışlarınızda ve inançlarınızda samimiyetleondan sakının.Yaptığınız her işte şuurlu olun. Çünkü onun içinize riyasokması, çirkin davranışları gözünüzde süslemesi her zamanmümkündür. Ona karşı koyarken Allah'dan yardım dileyin.Abdullah Đbni Mes'ud (r.a.) der ki:"Bir gün Peygamber'imiz (s.a.s.) bize bir çizgi çizdi ve:"Đşte bu, Allah'ın yoludur" dedi. Sonra onun sağından vesolundan birkaç çizgi daha çizdi ve şöyle dedi, "Bunların herbiri de birer yanyoldur, her birinin üzerinde bu yan yollarasapmaya çağıran birer şeytan vardır." Arkasından bize şuâyet-i kerimeyi okudu:"Hiç şüphesiz, bu benim dosdoğru yolumdur,hep birlikte bunu takip ediniz. Yan yollara sapma-yınız ki, O'nun dosdoğru yolundan sizi ayırmasınlar.Allah bunları size, kötülükten sakmasmız diye em-retmektedir." En'âm Sûresi, 153.Ayeti okuduktan sonra, Peygamberimiz (s.a.s.) bizeşeytanın yollarının çokluğu hakkında açıklama yaptı.Peygamber'imizden naklen bildirildiğine göre; şöylebuyurmuştur: "Benî Đsrail zamanında bir rahip vardı. Şeytanbir genç kıza saldırarak onu boğmaya çalışır. Sonra da aile-sine kızlarını rahibin tedavi edebileceğini söyler; ailesi de kızırahibe götürür. Rahip önce kızı tedavi etmeye yanaşmaz, fakat aile-sinin ısrarlarına dayanamayarak kabul eder. Tedavi için kızrahibin yanında bulunduğu sırada şeytan hemen rahibekoşar. Onu kızın ırzına geçmeye teşvik eder. Rahip bir müd-det direnirse de sonunda şeytana yenilir ve hastasının ırzınageçer, genç kız gebe kalır.Bunun üzerine şeytan rahibe yeniden sokularak der ki;"Kızın ailesi yakında gelir, durumu öğrenirler ise rezil olur-sun. En iyisi onu öldür, ailesi sorarsa: "Kızınız öldü" dersin.Rahip şeytanın teklifini kabul eder, genç kızı öldürerekgizlice gömer.Bu sırada şeytan yine boş durmaz. Hemen genç kızınailesine koşar; "Rahip kızınızı önce gebe bıraktı, sonra daöldürüp gizlice gömdü" diye olup biteni anlatıp kalplerinevesvese verir.Bunun üzerine kızın yakınları, rahibe koşarlar; "Kıznerede?" diye sorarlar; rahip şeytanın öğrettiği cevabı verir:"Öldü" der. (Durumu gelmeden önce şeytandan öğrenen kızyakınları) rahibi yakalayıp götürürler, kızlarına karşılık onuöldürmeye karar verirler.Bu sırada şeytan hemen rahibe koşar: "Kızın hasta-lığına ben sebep oldum, onu sana getirmelerini tavsiye edende benim. Şimdi de benim dediklerimi yaparsan seni onla-nn ellerinden kurtarırım" der."Can korkusuna düşen rahip: "Ne yapmamı istiyor-sun?" diye sorar.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

115

Page 116: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Şeytan: "Bana iki kere secde edeceksin" der. Çaresizrahip şeytanın teklifini kabul ederek ona üstüste iki secdeyapar. Her şeyi istediği gibi sonuçlandıran şeytan ikincisecdeden başını kaldıran rahibe son sözlerini söyler:"Seninle artık hiç bir ilgim yok" der ve kaybolur.Yüce Allah (c.c.) bu kıssa hakkında şöyle buyuruyor:"Yahudileri savaşa kışkırtan münafıkların sözle-ri, tıpkı şeytanın tutumu gibidir. Hani şeytan insanaönce "küfret" demiş de insan küfredince ben sendenuzağım, çünkü ben âlemlerin Rabb'inden korkarım"demişti." Haşr, 16Rivayete göre Đblis bir gün Đmam-ı Şafiî'ye (rahime-hullah) sorar: "Ey Đmam! Beni dilediği gibi yaratan ve di-lediği yolda kullanan, sonra da dilerse cennete koyacak vedilerse cehenneme gönderecek olan Allah hakkında ne dü-şünüyorsun, tutumunda adil midir, yoksa zalim mi?"Şafiî onun bu sözünü düşünür sonra şöyle cevap verir:"Behey herif! Eğer seni senin arzuna uyarak yarattı ise sanazulmetmiştir, yok eğer kendi muradına binaen seni varettiise O, yaptığından mes'ul değildir."Şeytan aldığı cevabın karşısında öyle perişan oldu ki,nerede ise yerin dibine, geçecekti. Fakat çok geçmedenkendisini toparlayarak Şafiî'ye dedi ki:-"Ey Đmam! Ben bu soru ile yetmiş bin abidin zihninibulandırarak onları kulluk divanından çıkardım." lBilesin ki, kalb bir kale gibidir, şeytan da oraya girip „onu ele geçirmek, onu fethetmek isteyen bir düşman.Kaleyi düşmana karşı savunmak için onun kapıla-rından giriş yerlerinde ve gediklerinde nöbetçi bulundurmakgerekir. Bu nöbetçilik ve muhafızlık görevini kaleyi iyicetanımayanlar başaramaz.Kalbi şeytanın vesveselerine karşı korumak, gereklidir.Bu görev, her mükellefe yüklenmiş bir "farz-ı ayn"dır. Ge-rekli olan bir neticeye kendisi olmaksızın ulaşılmayan vasıtada gereklidir.Şeytanın sızma yollarını bilmeksizin kalbi ona karşısavunmakta başarıya ulaşılamaz.Demek ki, onun sızma yollarını bilmek farz oluyor.Şeytanın, kaleye benzettiğimiz kalbe girmek için kullanacağıyollar ve sızma yerleri kulun bir takım sıfatlarıdır. Bunlarçoktur. Bazıları şunlardır:l- Öfke ve Azgın ĐstekÖfke, aklı ürkütüp kaçıran bir canavardır, akıl zayıf-layınca şeytanın ordusu hücuma geçer. Đnsan öfkelendikçe,çocuğun topla oynadığı gibi şeytan onunla oynar.Anlatıldığına göre Allah'ın velilerinden biri iblise: "Ade-moğlunu nasıl yendiğini bana söyle" der.Şeytan da: "Öfke ve azgın arzulan kabardığı zamanonu ele alırım" diye cevab verir. 2- Kıskançlık ve ĐhtirasĐnsan bir şeye karşı ihtiras bağlayınca ihtirası, gözünükör ve kulağını sağır eder. Böyle olunca da şeytana aradığıfırsat verilmiş olur. Aslında kötü ve çirkin de olsa, arzusunaulaştıran her vasıta, muhterisin gözüne güzel gelir.Rivayete göre Hz. Nuh (a.s.) Allah'ın emrine uyarakher canlı türünden birer çift alarak gemiye bindiği zamantanımadığ bir ihtiyarın geminin bir köşesine sindiğini görür,

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

116

Page 117: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ona: "Gemiye niye girdin" diye sorar.Đhtiyar: "Adamlarının kalblerine sızmak için girdim,öylece kalbleri benim elimde kalırken senin yanında sadecevücudları kalacak" diye cevap verir.Bu cevap üzerine ihtiyarın kimliğini teşhiste gecik-meyen Hz. Nuh: "Defol buradan, ey Allah'ın düşmanı, senmel'un şeytandan başkası değilsin" diye onu kovmak ister.Bu sırada Đblis, Hz. Nuh'a: "Ben insanları beş şeyvasıtası ile helake sürüklerim, şimdi üçünü sana anlata-cağım. Fakat geri kalan ikisini söylemem" der.O anda Yüce Allah Hz. Nuh'a: "Bana ikisini söylesin,geriye kalan üç tanesi mühim değil" diye vahiy gönderir.Bunun üzerine Hz. Nuh şeytana:"Đkisini söyle yeter" der. Şeytan Hz. Nuh'a şu karşılığıverir:-"O ikisi öyle vasıtalardır ki, beni hiç yalancı çıkar-mamışlardır, hiçbir zaman beni hedefimden geri bırakmamışlardır, insanları bunlar sayesindemahvederim. Bunlarihtiras ve kıskançlıktır. Kıskançlık yüzünden ben kendim la-netlenerek kovuldum. Đhtirasa gelince, bir ağacın meyvasıdışında cennetteki her şey Adem'e mubah kılınmıştı, ihti-rasını alevlendirerek onu yasak ağacın meyvasmdan ye-meye ikna ettim."3- OburlukĐsterse yenen yemek sırf helâl olsun. Çünkü oburluknefsin aşın isteklerini güçlendirir, aşın arzular da şeytanınsilahlandır.Rivayete göre bir gün Đblis Hz. Yahya'ya (a.s.) gö-rünür, elinde çeşitli maddelerden yapılmış bir yular tomarıvardır.Hz. Yahya:- "Bu yularlar nedir?" diye sorar.Şeytan: -"Bunlar insanlan yakalamaya yarayan çeşitçeşit arzulardır" diye cevap verir.Hz. Yahya şeytana: "Đçlerinde bana ait olanı var mı?"diye sorar.Şeytan der ki: "Galiba bir keresinde karnını tıka-basadoyurmuştun da, seni böylelikle namazdan ve zikirden alı-koymuştuk."Hz. Yahya: "Başka bir şey var mı?," diye sorar.Şeytan: "Hayır" der.247 Bunun üzerine Hz. Yahya: "Bir daha karnımı tıka-basa" doldurmamak, bundan sonra boynumun borcu olsun"der.Şeytan da Hz. Yahya'ya: "Andolsun ki, bundan sonraben de hiç bir müslümana nasihat etmeyeceğim" diye kar-şılık verir.4- Elbise ve Mobilyada Süs DüşkünlüğüŞeytan insanın kalbinde süse düşkünlük olduğunu gö-rünce, bu yoldan tohum atar ve tohumlann yumurtlamasınısağlar. Şeytan böyle şeylere karşı zaafı olan kimseyi dur-madan yeni evler yapmaya, yapıların duvar ve tavanlarınıtürlü türlü geleneklere göre süslemeye ve odalarını ge-nişletmeye çağırır, çeşit çeşit kıyafetler ve binek hayvanlarıile bezenmeye davet eder ve insanı ömrü boyunca bu çeşitarzulann esiri halinde tutar.Zaten bu yolda şeytan insanı bir kere kandırdıktan

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

117

Page 118: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

sonra, ikinci bir sefer onu ele alması gerekmez, çünkü buzaafların biri diğerini çeker, kulun ömrü doluncaya kadar buyolda yürür, nihayet günün birinde şeytanın yolunda vedoyumsuz arzulann emrinde iken oluverir.Böyle kimselerin akibetinin körü olmasından korkulur.Allah hepimizi korusun!5- Đnsanlara Umut BağlamakSafvan Đbni Süleym der ki; "Bir gün Abdullah ĐbniHanzele'ye Đblis görünür ve der ki: 'Ya Ibni Hanzele! Sanabir şey Öğretmek istiyorum..." Đbni Hanzele: "Đhtiyacım yok"diye karşılık verir.Şeytan ona: "Bir dinle de bak, eğer yararlı ise kabuleder, değilse reddedersin. Ey Đbni Hanzele, Allah'dan başkahiç kimseden kesin ümid bağlayarak bir şey isteme. Eldeedemeyince kızmış olursun. Kızınca ne hale düştüğünü gör!Evet öfkelendiğin zaman seni kolayca ele geçiririm."6- Acelecilik ve SebatsızlıkPeygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:"Acelecilik şeytandan; ağır davranmak ise Al-lah'dandtr."Çünkü insan aceleye kapılınca, şeytan ona, hiç umma-dığı taraftan kötülüğünü benimsetir.Rivayete göre; Hz. Đsa (a.s.) doğduğu zaman, yandaş-ları derhal iblise koşup derler ki: 'Yeryüzünde bütün putlarınbaşı eğildi." Şeytan onlara: "Olan oldu, siz yerinizde kalın"diyerek hemen uçuşa geçer. Yeryüzünün altını üstüne ge-tirir, putların boyun eğmesine sebep olan olayı öğrenemez.Sonunda Hz. Đsa'nın (a.s.) doğduğunu tesbit eder, çev-resini bütün meleklerin kuşattığını görür. Bunun üzerine he-men yandaşlarının yanına döner ve onlara şöyle der: "Düngece dünyaya bir peygamber geldi, bu çocuk hariç, hiç birgebelik ve doğum hadisesi olmamıştır ki, ben yanında bu-lunmayayım. Bu geceden sonra artık putlara tapılmaz, bundan ümidinizi kesin. Bundan sonraademoğullanna acele-cilik ve densizlik yolu ile sokulmaya bakın."7- Para ve Mal DüşkünlüğüYiyecek-içecek ile diğer zarurî ihtiyaçların ötesindekalan bütün varlık, hayvanat ve akarat şeytanın konağıdır.Sabit el-Bünanî (r.a.) der ki: "Peygamber'imize (s.a.s.)peygamberlik görevi verildiği zaman iblis şeytanlarına şunusöyledi: "Bir şey oldu, ama nedir bilmiyorum, gidin iyiceöğrenin."Đblis'in adamları her tarafı araştırdılar, fakat ne ol-duğunu öğrenemeyerek geri döndüler ve: "Bir şey öğrene-medik" dediler. Bunun üzerine Đblis: "Ben size şimdi habergetiririm" diyerek kayboldu.Bir müddet sonra çıkageldi ve adamlarına: "Allah, Hz.Muhammed'i peygamber olarak görevlendirmiştir" dedi.Bundan sonra Đblis adamlarını Peygamber'imizin sa-habilerine (Allah onlardan razı olsun) göndermeye başladı,fakat her seferinde eli boş, ve hayal kınklığı içinde dönü-yorlardı; dönüşte sözleri şunlar oluyordu: "Hayatımızda birgün böyle adamlarla karşılaşmadık, tam yanlarına soku-luyoruz, namaza kalkıyorlar, böylece bütün gayretlerimiz bo-şa çıkıyor."Bu sözleri dinleyen Đblis adamlarına şöyle dedi: "Onlarıbir müddet kendi hallerine bırakın, Allah'ın izni ile yakında250

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

118

Page 119: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

bütün dünyayı fethedeceklerdir, o zaman biz de onlardanistediklerimizi sızdırırız."Rivayete göre Hz. Đsa (a.s.) bir gün bir taş parçasınıyastık edinerek yere yaslanır, bu sırada yanına gelen şeytanona: "Ya Đsa! Galiba dünyadan hoşlanıyorsun" der.Bunun üzerine Hz. Đsa (a.s.) taşı başının altından kal-dırıp atar ve şeytana: "Dünya ile birlikte bu da senin olsun"der.8- Cimrilik ve Yoksul Düşme KorkusuĐnsanı fakirlere yardım etmekten, sadaka vermektenalıkoyan, biriktirme ve varlık yığma hırsını kışkırtarak ne-ticede acı azaba sürükleyen bu huydur. Pintiliğin afet-lerinden biri mal biriktirmek için çarşı-pazar dolaşmaktır.Zaten böyle yerler şeytanların cirit attıkları yerlerdir.9- TaasssubTaassub, kendi görüşlerine körü körüne bağlanmak,karşı taraftakilere kin beslemek, onlara küçümseyen bakış-larla bakmaktır.Bu tutum, cemiyetin hem iyilerini ve hem de kötülerinibirlikte helake sürükler.Hasan el-Basrî der ki: Duyduğumuza göre Đblisşöyle demiş: "Muhammed'in ümmetim ayartarak bazı gü-nahlara soktuum, fakat Allah'dan af dileyip kusurlarını ba-ğışlatarak belimi kırdılar. Fakat ben onlara öyle günahlar iş-letiyorum ki, onlar için Allah'dan af dilemezler. Bunlar, boşarzu ve heveslere kapılarak burunlarının doğrusuna gitmeyedayanır."Şeytan doğru söylüyor. Böyleleri, saplantıları yüzün-den günahlara sürüklendiklerini bilmezler ki, tevbe etsinler.10- Müslümanlara Su-i Zânda BulunmakBundan, hatta kötüleri itham etmekten bile kaçınmakgerekir. Herkesin kusurunu okuyarak, onun-bunun hakkın-da kötü düşünceleri ileri süren kimse gördün mü; bilesin ki,onun, içi pistir ve kendi iç pisliği, dışına sızmaktadır.Şu halde insan şeytanın içeri girmesini önlemek içinkalbinin bu kapılarını kapatmalı. Bunlara karşılık Allah'ı zik-retmesine yardımcı olmalıdırIbni Đshak (rahimehullah) şöyle der: Kureyş kâfirleri sa-habîlerin Mekke'den Medine'ye hicret ettiğini görünce vePeygamber'imizin (s.a.s.) yeni taraftarlar kazandığını duyun-ca O'nun gücünden korkmaya başladılar, çünkü O'nunkendileri ile savaşmak üzere ordu toplayabileceğini anla-mışlardı.Bunun üzerine her zamanki toplantı yerleri olan KusayĐbni Kılâb'ın evi olan (Dar'ün-Nedve'de) durumu görüşmekiçin biraraya geldiler. Kabilenin bütün karârları bu evdeyapılan toplantılarda alındığı için ona bu isini verilmiştir.Kureyş herşeye mutlaka burada karar verirdi. Bu toplan-tılara kırk yaşını doldurmayan ve Kureyş'li olmayanlar alın-mazdı. Kureyşliler de bu şart aranmazdı, Ebû Cehil'in baş-kanlığında bir cumartesi günü toplanmışlardı. Bundan252 dolayıdır ki; "Cumartesi günü mekir ve hile günüdür" bu-yurulmuştur. Necd'li bir ihtiyar kılığına girmiş olan Đblis ara-larında bulunuyordu. Đblis'in aralarına girmesi şöyle oldu:Đpek bir cübbe veya taylasan giyerek alımlı bir ihtiyar kılı-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

119

Page 120: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ğında kapıda belirmişti.Kafirler: "Bu ihtiyar kimdir" diye sordular. Đblis cevapverdi: "Necd'liyim, ne için toplandığınızı duydum da söyle-yeceklerinizi dinlemeye geldim; bazı noktalarda size fikir ver-me ve nasihatlerde bulunma ihtimalim de vardır." Bununüzerine ona: "içeri gir" dediler, o da girdi ve konuşmalarakatıldı.Peygamber'imize (s.a.s.) ne yapılması gerektiği konu-sunda tartışıyorlardı, yüz kişi idiler, bir rivayete göre iseonbeş kişi idiler. Đleri gelenlerinden biri olan Ebul-Buhtüri -kikâfir olarak Bedr savaşında öldü- şu görüşü ileri sürdü:"O'nu zincire vurup hapsedin, kapıyı üzerine kitleyinve bundan sonra O'ndan evvel gelip geçmiş şair ve bü-yücülerin başına gelen akıbetin O'nun da başına gelmesinibekleyin (yani zindanda ölüme terkedin)."Necd'li ihtiyar (yani şeytan) bu fikre karşı çıkarak derki: "Bu fikir isabetli değildir, Allah'a yemin ederim ki, eğer sizO'nu zincire vurup hapsedecek olsanız, daha üzerine kapıyıkapatır-kapatmaz başına gelenleri adamları duyacak, hemenbaskın düzenleyip -O'nu elinizden alacaklar, sonra da karşı-nızda hindi gibi kabararak mukavemetinizi kıracaklardır, oyüzden bu fikir ir sabetli değildir, başka bir çare düşünün.Đleri gelenlerden bir diğeri olan Ebul Esved Rabia BinAmri'l-Amirî şu görüşü ileri sürer: "O'nu aramızdan çıkarıp,beldemizden sürelim nereye isterse gitsin, hiç ilgilenme-yelim."Necd'li (Allah'ın laneti üzerine olsun) bu görüşe dederhal karşı çıkar ve der ki: "Vallahi bu da çıkar yol değildir.Ne güzel konuştuğunu, ne kadar çekici bir mantığa sahip ol-duğunu ve ileri sürdüğü yeni görüşler ile herkesin kalbininasıl büyülediğini görmüyor musunuz?Eğer O'nu buradan kovacak olursanız, bir Arap kabi-lesine varıp aralarına yerleşebilir, onları tatlı dili ile kandıra-rak size karşı kışkırtabilir. Sonra da toplayacağı bir ordu ileüzerinize yürüyerek elinizden iktidarı alabilir ve size istediğiniyapabilir. O'nun hakkında başka bir çare düşünmelisiniz."Bunun üzerine meşhur Ebu Cehl söz alarak der ki:-"Vallahi, O'nun hakkında benim bir fikrim var, amasizin sözleriniz buna uzak kalıyor. Bana kalırsa her kabiledengözü pek, atılgan, becerikli birer delikanlı seçeceksiniz, elle-rine birer keskin kılıç vereceksiniz, üzerine çullanacaklar,hepsi bir adam vuruyormuş gibi, aynı anda kılıçlarını çekipüzerine indirecekler ve nefes almaya fırsat vermeden canınıalacaklar, böylece O'ndan kurtulmuş oluruz.Bütün kabileler suç ortağı olacağı için O'nun kabilesiolan Abdül-Menaf kabilesi, diğerlerinin tümüne karşı O'nunkan davasını gütmeye cesaret edemezler, hep birlikte diye-tini veririz, olur-biter." Necd'li ihtiyar, (Allah'ın laneti üzerine olsun) EbuCehl'in sözü bitince der ki: "Görüş budur, başka çare göre-miyorum."Böylece o toplantıda Peygamber'imizi (s.a.s.) öldürme-ye karar vererek dağıldılar. Fakat bu sırada Cebrail (a.s.)Peygamber'imize (s.a.s.) gelerek:-"Bu gece her zamanki yatağında yatma" diye talimatverir."Gece olunca Kureyş kâfirlerinin seçkin silâhşörleri

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

120

Page 121: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Peygamber'imizin evi önünde pusu kurdular, uyumasını gö-zetliyorlardı, uyuyunca üzerine çullanacaklardı.Öte yandan Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Ali'yi (kere-mallahu vecheh) o gece yatağında yatmakla görevlendirdi,Hz. Ali bu hadiseden sonra Peygamber'imizin cuma ve bay-ramlarda giyindiği yeşil bir paltoyu üstüne çekerek yatağauzandı. Böylelikle Hz. Ali (kerremallahu vecheh) kendiniAllah'a adayarak Peygamber'imizin hayatım kurtaran ilkmüslüman oldu. Bu konuda bizzat Hz. Ali'nin söylediği birşiir şöyledir:Kendini ileri sürerek toprağa ayak basanların enhayırlısını korudumBeytül Atık' a ve Hacerul Esved i tavaf edeni.O Allah'ın Rasul'üdür, O'na tuzak kurmalarından| çekinmişti.Kudret eli her yere uzanan Yüce Allah'ımSen O' nü her türlü tuzaktan korudu.Allah'ın Rasul'ü, mağarada güven içinde geceyi geçirdiAllah'ın örtü ve himayesi altında saklanarak,Ben ise onları ve bana yapabileceklerini bekleyerekgeceyi geçirdim.Kendimi ölüme ve esarete adamıştım.O gece Peygamberimiz (s.a.s.) silâhşörlerin önündeevden çıktı, Allah onların gözünü kararttığı için hiç biri O'nugöremedi, Peygamberimiz Yasin" suresinin şu kısmını oku-yarak onların her birinin başına daha önce avucuna almışolduğu toprağı saçmıştı. Peygamber'imizin okuduğu âyetlerşunlardır: Yüce Allah buyuruyor ki:"Yâsîn, Hikmet dolu Kur'an hakkı için, hiçşüphesiz, sen peygamberlerden birisin, dosdoğru yoluyarınca. O kitab (Kur1 an), gücü her şeye yeten,bağışlayıcı tara fından indirilmiştir, ataları ikazedilmemiş olan bir kavmi ikaz etmek için. Onlarınçoğu üzerinde söz (hüküm) gerçekleşti, onlar artıkiman etmezler. Biz onların boyunlarına, çenelerinekadar dayanan tasmalar taktık, bu yüzden başlarınısağa-sola çeviremezler. Ayrıca biz onların önlerineve arkalarına birer set çektik ve onları örttük,bundan dolayı göremezler." Yasin, 1-9.Böylece Peygamber'imiz (s.a.s.) evden ayrılarak dile-diği yere yolcu oldu. Bu sırada silâhşörlerin yanına, daha önce aralarındabulunmayan bir yabancı geldi, onlara:-"Burda ne bekliyorunuz?" diye sordu. Silâhşörler:-"Muhammed'i" diye cevap verdiler. Yabancı onlaradedi ki:-"Allah sizi hayal kırıklığına uğrattı. Vallahi O, sizinönünüzden geçip gitti. Giderken de her birinizin başına top-rak serpti ve dilediği yolu tuttu. Başınızın üstüne baksanıza!."Bunun üzerine herkes eli ile başını yokladı, tepelerinetoprağın serpildiğini gördüler. Hemen pusudan çıkarak Pey-gamber'imiz (s.a.s.)'ın odasına girdiler ve Hz. Ali'yi (kere-mallahu vec-heh) Peygamber'imizin paltosuna bürünmüşyatakta buldular: "Vallahi, bu Muhammed'dir, işte, pal-tosuna bürünmüş, uyuyor" dediler.Bu düşünce ile sabahladılar, fakat yataktan Hz. Ali(kerremallahu vecheh) kalktı. O zaman "Bizimle geceleyin

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

121

Page 122: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

konsan yabancı doğru söylemiş" dediler. Kur'an-ı Kerimin şuâyeti bu konuda inmiştir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:"Hani bir keresinde o kâfirler, ya öldürmek veyasürmek üzere seni tutuklamak için tuzak kurmuş-lardı. Onlar tuzak kurarlar, ama Allah onların tuza-ğını boşa çıkarır. Hiç şüphesiz Allah tuzakları enhayırlı şekilde boşa çıkarandır." En m 30.***

EMÂNET VE TEVBE

Rivayete göre Muhammed ibni Münhedir şöyle der:"Babamın bana şöyle anlattığını hatırlayorum:Bir defa Süfyan es-Sevri, Harem-i Şerifi tavaf ederkenher adım başında Peygamberimiz'e selatü selam getiren biradama der ki: "Behey adam! Sen teşbih ve tehlili bırak-mışsın, kendini tamamen Peygamberimize salatü selamgetirmeye vermişsin, bu hususta bir bildiğin mi var?"Adam ona: "Allah günahını bağışlasın sen kimsin?"diye sordu, ben ona: "Süfyan es-Sevri'yim" diye cevapverir. Bunun üzerine ona şunları söyler: "Eğer sen zama-nının en büyük zahidi olmasaydın sana durumumu anlat-maz, seni sırrıma ortak etmezdim. Şimdi dinle:Babamla birlikte hacc için yola çıkmıştık, bir konakyerinde babam hastalandı, yoluculuktan geri kalarak duru-mu ile ilgilendim. Fakat sonunda öldü, ruhu çıkınca yüzükapkara kesildi.Ben dehşete kapılarak: "Đnnâ lillâhi ve innâ ileyhirâciûn" dedim ve yüzünü örttüm.Bu sırada göz kapaklarım ağırlaştı, üzgün bir ruh haliiçinde uykuya daldım. Rüyümda, hayatta hiç okadar güzelyüzlüsünü o kadar temiz kılıklısını ve o dercede hoş |tkokulusunu görmediğim birini gördüm, ağır adımlar ileî yürüyerek babamın yanma sokuldu, kefeni yüzündenkaldırıp elini yüzünün üzerinden geçzirir geçirmez, babamın;yüzü bembeyaz oldu. Sonra yerinden kalkmış, gidiyordu,j elbisesinin ucuna asılarak: "Ey Allah'ın kulu, kimsin sen kiibu gurbet elinde Allah seni babama ihsan buyurduğul nimete vasıta kıldı, diye sordum, bana şöyle cevap verdi:-"Beni tanımadın mı? Ben Abdullah oğlu Muham-med'im, Kur'an'm sahibi. Baban günahkar bir kimse idi;fakat bana çok salatü selam getirirdi. Ölürken başına bu halgelince benden imdad istedi, ben ise üzerime salatü selamgetirenlerin imdadına hemen koşarım.Bu sırada uyandım, bir de baktım ki babamın yüzügerçekten bembeyaz olmuştu.Amr ibni Dinar'ın Ebu Cafer'den rivayete ettiğinegöre, Peygamberimiz şöyle buyuruyor:"Bana salatü selam getirmeyi unutanlar, cennetinyolunu bulamazlar."Bilesin ki emanet kelimesi, emin mastarından türe-miştir. Çünkü bu sıfatın varlığı, haksızlığın önlenmesinigüven altına alır.Emanetin zıddı olan hıyanet ise havn mastarındantüremiştir, kelime manası ile eksiklik demektir. Çünkü senbirine herhangi bir hususta hainlik ederken, o şeyde ona bir

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

122

Page 123: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

eksiklik bir yetersizlik gösteriyorsun demektir. Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:"Hile, aldatma ve emanete hıyanet, cehennemliktir"(bu sıfatları taşıtanlar cehenneme girecektir.)Yine Peygamberimiz buyuruyor ki:"Đnsanlar ile münasebet kurup onların hakkını yeme-yenler, başkaları ile konuşup onlara yalan söylemeyenler,mentliği kemale erdiren, adalete bağlılığını ortaya koyan vekardeşlik duyguları olgunlaşmış kimseler, kurtulmaları vacipolan kimselerdir."Bir gün bir çöl bedevisi, bir kavmi şu sözler ilemedhetmişti; "Emanete saygı hakkında son derce titizdirler,kendilerine teslim edilmiş olan hiçbir vazifede haktanayrılmazla. Hiçbir müslümanın temel haklarından biriniçiğnemezler. Onların omuzlarından hiç kimsenin mesuliyetikalmaz. Onlar, ümmetlerin en hayırlısıdır."Ben de diyorum ki, çöl bedevisinin övdüğü bir bu çeşitkimselerin artık soyu kurumuştur; biz şimdi bu zamandasaedce insan kılığında kurtlar görüyoruz.Huzeyfe'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamberimiz(sav) şöyle buyurmuştur:"Gün gelecek, güven öylesine ortadan kalkacaktır ki,insanlar birbirleri ile alış veriş yapacaklar. Fakat hiç biri e-maneti korumaya yanaşmayacak ve: "Filan oğullan arasın-da da güvenilir biri var" diye konuşulacaktır." Bilesin ki günahlardan tevbe etmek hem âyet ve hemde hadisler ile farz kılınmıştır. Nitekim Yüce Allah (cc) şöylebuyurur:"Ey iman edenler! Hepiniz Allah'a tevbe ediniz,ola ki felaha er es iniz Nur, 31Yine Ulu Allah buyuruyor:"Ey iman edenler! Günahlarınızdan tevbe-i nasuh iletevbe ediniz. Hiç şüphesiz Rabbiniz kusurlarınızı örter ve sizialtından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün Allah, Pey-gamberi ile iman edip Onunla beraber olanları rezil etme-yecek, bu kimselerin nurları sağlarında ve önlerinde koşa-cak, onlar: "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, günahları-mızı bağışla, hiç şüphesiz, sen her şeye kadirsin." diyecek-lerdir.Peygamberimiz buyuruyor ki:"Günahlarından tevbe eden, Allah'ın sevgilisidir.Günahlanndan tevbe eden, hiç günahı olmayan kimsegibidir."Yine Peygamberimiz buyuruyor ki:"Yüce Allah, mümin kulun, günahlarından tevbe et-mesine şu adamdan daha çok esvinir: Adam tehlikeli birçölde konaklamıştır, yanında yiyecek ve suyunu taşıyan birbinek hayvanı vardır, başını yere dayar ve bir müddet uyur,uyaınnca görür ki, binek hayvanı ortalıkta yoktur. Onu aramaya koyulur, fakat uzun dolaşmalarıesnasından açlıktan, ussuzluktan ve bunlara eklenen daahnice sıkıntıdan bunalmıştır; "Konak yerine döneyim, yatıpuyuyayım da öyle öleyim" der.Konak yerine varıp yere çöker, başını dizlerine dayar

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

123

Page 124: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ve "Öleyim" diye uyur. Fakat uyaınnca binek hayvanınıyanıbaşında görür, yiyecek ve suyu da hayvanın sırtındadır.Đşte, Yüce Allah tevbe eden kulu için karşısında binek hay-vanını, hiç ummadığı bir anda buluveren bu çöl yolcusununduyduğu sevinçten daha şiddetli bir sevinç ile sevinir."Hasan'dan (ra) naklen bildirildiğine göre, Hz. Adem(as) günahından tevbe edip te tevbesi Allah taarfından kabuledilince, melekler kendisen tebrik ettiler. Cebrail ile Mikailyanına inerek O'na: "Ey Adem! Gözün aydın, Allah tevbenikabul etti" dediler.Hz. Adem, Cebrail'e: "Ey Cebrail! Tevbem kabulbuyurulduğuna göre, bundan sonraki durumumu öğrenmekistiyorum" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah vahiy yolu ileHz. Adem'e şunları bildirdi:-"Ya Adem! Soyundan gelenlere, sen sıkıntı ve kederibiras bırakıyorsun. Ben de onlara etvbe miras sayıyorum.Onlar içinden hangisi bana dua ederse, senin dileğini nasılyerine getirdimse onun da udasını öylece kabul ederim. Kimbenden günahlarının, bağışlanmasını isterse, bağışımı ondanesirgemem. Çünkü ben, bana el açanların en yakını vedileklerinin karşılayıcısıyım. Günahlarından etvbe edenleri,262 duaları kabul edilmiş, sevinçli ve güleryüzlü olarak kabir-lerinden çıkarıp Mahşer'e yolcu ederim."Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:"Güneş battığı yerden doğuncaya (kıyamete) kadarYüce Allah, gece günah işleyenlere gündüz, gündüz günahişleyenlere de geceleyin elini uzatır."Buradaki "el uzatmak" ifadesi, tevbe etmeyi istemek-ten kinayedir. "Đsteyen, kabul edenden" daha önemli birmaan taşır, çünkü nice kabil var ki istemez. Oysa ki isteyenmutlaka kabul eder.Yine Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:"Üst üste yığılsa da göğe yükselcek kadar çok günahişleseniz bile, arkasından yaptıklarınıza karşı pişmanlıkduysanız, kuvvetle ümit edilir ki, Allah tevbenizi kabul eder.""Kul günah işler de o günahla cennete girer."Oradakiler: "Bu nasıl olur ya Resulallah! Diye sorarlar.Peygamberimiz onlara şöyle cevap verir. "Göz açıp kapa-yasıya günahından uzaklaşarak hemen tevbe eder, böylecennete girer."Yine Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:"Günahın kefareti, pişmanlık duygusudur."Yine Peygamberimiz buyuruyor ki:"Günahlarından tevbe edenler, hiç günahı olmayankimseler gibi olurlar."Rivayete göre bir Habeşli Peygamberimize gelereksordu. "Ya Resulallah! Eğer ben çirkin davranışlarda bulun-sam tevbem kabul olur mu?" Peygamberimiz ona: "Evet"diye cevap verdi. Bunun üzerine kalkıp gitti. Osnra geridönerek Peygamberimize yine sordu. "Ben o çirkin davra-nışları işlerken Allah beni görüyor mu?" Peygamberimiz:"Evet" diye cevap verince Habeşli öyle bir nara attı ki, ar-kasından hemen yeer düşerek can verdi.Rivayet edildiğine göre Yüce Allah, iblisi dergahındankovunca, o, Allah'dan uzun ömür istedi. Allah da dileğinikabul ederek ona kıyamet gününe kadar ömür tanıdı.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

124

Page 125: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

Bunun üzerine Đblis Allah'a: "Đzzetin ve celalin hakkıiçin, canlı kaldıkça ademoğlunun kalbinden çıkmam" dedi.Buna karşılık Yüce Allah da Şeytana: "Đzzet ve celalim hakkıiçin, can teninde durdukça ben de onun tevbesini reddet-mem" diye cevap verdi.Peygamberimiz (sav) buyurur ki:"Suyun kiri yıkayıp gidermesi gibi, iyilikler kötülüklerigiderir."Said ibni Müseyyib'in bildirdiğine göre, Yüce Allah:"Şüphesiz ki O, günahlarından dönenleri bağışlayıcıdır."Âyeti kerimisini, günah işleyip tevbe ettikten sonra tevbesinibozarak yine günah işledikten sonra tevbe eden bir adamhakkında indirmiştir.Fudayl der ki: "Yüce Allah şöyle buyurur: "Günahişleyenleri müjdele ki, eğer tevbe ederler ise, tevbelerini264 kabul ederim. Dosdoğru yoldan yürüyerek ibadet işleyen-lere bildir ki, eğer onlara sırf adaletime göre muameledebulunursam, onları azaba çarptırırım."Anlatıldığına göre, Đsrailoğullanndan bir delikanlı, yir-mi sene Allah'a ibadet ettikten sonra doğru yoldan sapmışarkasından yirmi sene de günah ve kötülük işlemiştir. Birgün aynaya bakarken sakalına ak düşürüğnü görür, bu du-ruma canı sıkılır ve Allah'a şöyle seslenir: "Allah'ım sanayirmi sene ibadet ettikten sonra sapıtarak yirmi yıl boyuncagünah işledim. Şimdi yine sana dönersem beni kabul edermisin?"Kulağına şöyle diyen gizli bir ses gelir: "Bizi sevdin, bizde seni sevdik. Bizi bıraktın, biz de seni bıraktık. Bize karşıgeldin, seni kendi haline bıraktık. Eğer şimdi bize dönersenseni yine kabul ederiz."ibni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Peygamberimizşöyle buyuruyor:"Kul günahından tevbe ettiği zaman, Allah tevbesinikabul ettiği gibi solundaki meleklere, onun aleyhinde yazmışoldukları kötü amellerinin unutturur. Vücudunun azalarına,yeryüzündeki ikametgahına ve gökteki makamına da gü-nahlarını unutturur. Böylece kıyamet günü Allah'ın huzuru-na gelince aleyhinde şahitlik yapacak hiçbir varlık bulun-maz."Hz. Ali'den (ra) rivayet edildiğine göre, Peygambe-rimiz (sas) şöyle buyurur:"Varlıkların yaratılışından dört bin yıl önce Arş'meteklerinde şu yazı vardı: Ben, tevbe eden, iman edip iyiamel işeleyen ve sonra da doğru yolda gidenlerin gü-nahlarını mutlaka bağışlayacağım."Allah Teala buyuruyor ki:"Allah'tan korkan kullar çirkin bir iş yaptıkları zaman,yahut nefislerine zulmettikleri vakit, Allah'ı hatırlayarak gü-nahlarını affedilmesini dilerler, zaten Allah'tan başkagünahları kim affedebilir ki? Aynca bu kimseler bile bileyapmış oldukları kötülüklerde ısrar etmezler." ÂI-Đ imran, 135"Nasuh Tevbesi" kulun hem dışından ve hem deiçin-den, bir daah günah işlemeye dönmemek için kesinkararlı olarak tevbe etmesidir.Sadece dıştan günahlarına tevbe edenlerin durumu,üzerine ipek örtü serilen bir çöplüğe benzer. Đnsanlar bu

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

125

Page 126: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

ipekle saklanmış yığına hoşalanarak bakarlar.ş, fakat örtükalkınca yüzlerini ondan çevirirler.Bunun gibi, insanlar görüşünüşte ibadet işleyenlereimrenerek bakarlar. Ama Kıyamet günü, sırların ortaya çıktğıgün, örtü kalkınca melekler onlardan yüz çevirir. NitekimPeygamberimiz (sas) şöyle buyurur."Allah sizin kalıblarınıza, dış görünüşlerinize değil,kalblerinize ve niyetlerinize bakar."Ibni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Peygamberimizibuyurur ki:266 "Nice tevbekar kimseler vardır ki, Kıyamet günükendilerini tevbe etmiş sanarak Allah'ın huzuruna gelirler.Oysa ki, gerçekte tevbe etmiş değildirler."Çünkü onlar tevbenin aşağıdaki esaslarını tamamla-mamışlardır. Tevbenin esaslan şunlardır:1. Pişmanlık duygusu.2. Terk ettiği günahı bir daha işlememeye kesin kararvermek.3. Mümkün ise haksızılığa uğratılanlar insanlara hak-larını geri verip bu hususta helalıklarını almak.4. Bu mümkün değilse tevbe eden kimsenin gerekkendi hesabına ve gerekse haksızlık ettiği kimseler namınaAllah'tan sık sık mağfiret dilemesidir. Böylelikle umulur kiAllah, haksızlığa uğrayanların kendisinden hoşnut olmalarınısağlar.Günahlan unutmak ise en çirkin musibetlerdendir. Bu-na göre, aklı başında olan herkesin kendisi ile her zamanhesaplaşması ve günahlarını unutmaması gerekir.Nitekim buna dair bir şair şöyle der:"Ey, cürümlerini sayan günahkar.Günahlanm unutma, geçmiştekileri de hatırlar.Ölmeden önce Allah'a tevbe et ve yenisindenkendi altkoyEy asi! Đtiraf edeceksen, günahını itiraf et."Fakih Ebul Leys (ra) şöyle buyurur: "Bir gün Hz.Ömer (ra) Peygamberimizin (sas) huzuruna ağlayarak girdi.Peygamberimiz ona: "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu.Hz. Ömer: "Kapıda bir delikanlı var, öylesine ağlıyorki, yüreğimi yaktı" diye cevap verdi.Peygamberimiz Hz. Ömer'e: "Onu içeri al" buyurdu.Delikanlı ağlayarak içeri girdi. Peygamberimiz ona: "Eydelikanlı niçin ağlıyorsun?" diye sordu. Delikanlı: "EyAllah'ın Resulü! Birçok günahıma ağlıyorum, banakızgın olan Allah'tan korkuyorum" diye cevap verdi.Peygamberimiz ona "Allah'a ortak koştun mu?"diye sordu. Delikanlı "Hayır" dedi. Peygamberimiz"Haksız yere adam öldürdün mü?" diye sordu, delikanlı"Hayır" dedi.Bunun üzerine Peygamberimiz Delikanlıya: "O haldeyedi kat gök, eydi kat yer ve dağlar kadar bile olsa,Allah günahlarını affeder" dedi. Delikanlı: "Ya Resulal-lah! Benim günahlarım bunlardan daha büyüktür"dedi. Peygamberimiz delikanlıya: "Senin günahlarınınKürsi'den daha mı büyük?" diye sordu. Delikanlı: "Evet,daha büyük" diye cevap verdi. Peygamberimiz delikanlıya"Senin günahların mı, yoksa Arş mı daha büyüktür?"

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

126

Page 127: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

diye sordu. Delikanlı: "Günahlarım daha büyük" __ diyecevap verdi.Peygamberimiz delikanlıya: "Senin günahların mıbüyük, yoksa Allah'ın affı mı?" diye sordu, Delikanlı: "Hiç şüphesiz Allah daha büyük ve yücedir" diyecevap verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz Delikanlıya:"Hiç şüphesiz, kocaman bir günah yığınını ancakj Yüce olan Allah affeder, O'nun yüce bağışlayıcığı buyoığını silebilir" dedi.Daha sonra Peygamberimiz Delikanlıya: "Đşlediğin gü-nahı bana söyle" dedi. Delikanlı: "Senden utanırım, yaResulallah" diye cevap verdi. Peygamberimiz gencin söy-lemesi için ısrar edince, genç şunları anlattı. "Ben yediyıldan beri kefen soyardım, geçenlerde Ensar'dan bir cariyeölmüştü, vardım kabrini açtım, kefenini soydum.Kalktım, henüz birkaç adım uzaklaşmıştım ki,, şeytanbeni dürttü, geri döndüm ve ölü cariyenin ırzına geçtim.Yien kalkmış gidiyordum. Hünz birkaç adım uzaklaşmıştımki, cariyeni ayakları üzerine dikildiğini gördüm, bana şöylesesleniyordu. "Ey delikanlı! Yazık sana! Mazlumun hakkınızalimden alan Allah'tan utanmıyor musun? Beni ölülerarasında çıplak ve Allah katında cünüp bıraktın."Bu itirafı duyan Peygamberimiz son derece teessür vehiddete kapılarak, genci huzurunda dışarı çıkarırlar.Peygamberimizin huzurundan kovulan genç, kırk geceAllah'a devamlı tevbe etti. Kırkıncı gece dolunca başını göğekaldırarak şöyle seslendi: "Ey Muhammed'in, Adem'in veĐbrahim'in Rabbi! Eğer beni affettiysen, bunu Hz. Muham-med'e ve O'nun sahabilerine bildir, değilsi gökten ateş indirve beni içinde yak, böylece beni Ahiret azabından kurtar." Bu sırada Cebrail (as) Peygamberimize inerek O'naşöyle dedi: "Ya Muhammedi Rabbin sana selam ediyor vevarlıkları sen mi yarattın, diye soruyor.Peygamberimiz Cebrail'e "Haşa, hem beni ve hem deonları yaratan, benim ve onların rızkını veren O'dur" diyecevap verdi. Bunun üzerine Cebrail, Peygamberimize:-"Allah sana bildiriyor ki, ben o delikanlınıntevbesini kabul ettim."Bunun üzerine Peygamberimiz hemen delikanlıyı ya-nına çağırır ve Allah'ın, tevbesini kabul ettiğini kendisinemüjdeler.Anlatıldığına göre; Hz. Musa (as) zamanında, tev-besinde durmayan, yaptığı her tevbeyi çok geçmeden bozanbir adam vardı. Böylece yirmi yıl geçti. Bir gün yüce Allah,bu adam hakkında Hz. Musa'ya: "Falan kuluma söyle ki,ona gazap ettim" diye vahyetti.Hz. Musa (as) kendisine bildirileni adama ulaştırdı.Adam üzüldü, çöle çıktı ve şöyle seslendi: "Allah'ım!Kullarını sen rahmetinden uzak tutarsan, onlar kimeyalvarsınlar! Sen onları kovarsan kime baş vursunlar!Allah'ım Eğer üzerimdeki rahmetin sona ermiş ve benimutlaka azaba çarptıracaksan, o zaman bütün kullarınıazabını bana yükle, ben nefsimi onlara feda ettim."Adam bu yakarışı üzerine Yüce Allah, Hz. Musa'yaşöyle vahyetti: "Ya Musa! O kuluma var, de ki: Kudretimin,bağışlayıcılığımın ve merhametimin kemali ile beni tanı-

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

127

Page 128: Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

dığına göre, günahları bütün yeryüzünü doldursa bile senibağışlıyorum."Nitekim Peygamberimiz (sas) buyurur:"Allah katında en sevimli ses, tevbekar birgünahkarın: "Ya Rabbi" diyen sesidir. Yüce Allah, busese şöyle cevap verir. "Buyur ya kulum? Ne istiyorsansöyle, sen benim katımda meleklerimden birigibisin. Ben senin hem sağında, hem solunda vehem de üstündeyim, içinden geçen duygularındansana daha yakınım! Ey meleklerim şahit olun, bukulumu affettim.

Ölüm ve Ötesi Imam Gazali

128