60
SAGLIK YÖNETIMI ve EGITIMI DERGISI YIL:7 SAYI:71 UBAT 2014 KÖK HÜCRE GELECEKTE NELER VAAD EDİYOR? PROF. DR. ANTHONY ATALA Kök Hücre ile Ölümsüzlük Mümkün mü? PROF. DR. MELTEM ÖZGÜNER Kök Hücre AR-GE Çalışmaları ve Türkiye’de Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği PROF. DR. TANER DEMİRER Türkiye’de Kök Hücre Çalışma ve Uygulamalarında Mevcut Durum PROF. DR. UMBERTO GALDERISI Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi için Mevcut Politika

SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Embed Size (px)

DESCRIPTION

SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Citation preview

Page 1: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

Y IL:7 SAY I:71 UBAT 2014

KÖK HÜCREGELECEKTE NELER VAAD EDİYOR?

PROF. DR. ANTHONY ATALA Kök Hücre ile Ölümsüzlük Mümkün mü?

PROF. DR. MELTEM ÖZGÜNER Kök Hücre AR-GE Çalışmaları ve Türkiye’de Kök Hücre Merkezlerinin Geleceği

PROF. DR. TANER DEMİRERTürkiye’de Kök Hücre Çalışma ve Uygulamalarında Mevcut Durum

PROF. DR. UMBERTO GALDERISIAvrupa’da Kök Hücre Tedavisi için Mevcut Politika

Page 2: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

+90 312 866 19 74 (pbx) [email protected]

DOLSAN

Page 3: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 4: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 5: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 3

YIL 7 • SAYI 71 • ŞUBAT 2014www.sayeddergisi.org

YÖNETİM

SahibiFEYZULLAH AKBEN

Genel Yayın YönetmeniFUNDA ÇAMÖZÜ

[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSARE KUŞ

[email protected]

EditörSU ÖZGÜR

Yazı İşleriSERRA KUL - ÖMER DURAK

AYŞE YILMAZTÜRK

Grafik TasarımBİLAL AKGÜL

Fotoğraf EditörüAHMET FERHAT AKBEN

ReklamDİDEM GÜLKAÇ

[email protected]

Abone ve DağıtımSONGÜL KARADENİ[email protected]

Halkla İlişkilerYASEMİN KERİMİ

Yapım

Yönetim AdresiKore Şehitleri Cad. Yonca Apt. No:1/5

Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBULTel: (0212) 272 61 06 Faks: (0212) 272 61 07

[email protected]

BaskıŞAN OFSET

MATBAACILIK SAN. TİC. LTD. ŞTİ.Hamidiye Mah. Anadolu Cad.No:50 Kağıthane / İSTANBUL

Tel: (0212) 289 24 24

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

MERHABA...

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzi-noğlu, sağlıkta gelecek vizyonunu “Temel hedefimiz vatandaşımı-zın sağlık hizmetlerine erişimini daha da kolaylaştırmak, önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinde yepyeni bir dönem yürütmektir” şeklinde açıklarken 2013 yılında sağlık hizmetlerini hakkaniyetli, erişilebilir ve nitelikli kılmak için yoğun çaba sarf ettiklerinin altını çizdi. Sayın Müezzinoğlu’nun konu ile ilgili açıklamalarına dergimizin bu sayısında yer verdik.

Geçtiğimiz yıl sağlık alanındaki ge-lişmeler sadece vatandaşa hizmet ile de sınırlı kalmadı. 2013 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 18 ar-tış gösteren medikal ürün ihracatı 775 milyon dolara ulaştı. Sektörün kısa vadede ihracat hedefi ise 1 milyar dolar.

Kaliteli ve katma değeri yüksek ürün portföyüne sahip Türk firma-larının ihracattaki kozları ise kaliteli ürünü rakiplerinden daha uygun fiyatla satıyor olmaları. Ancak Ar-

Ge konusunda daha fazla yatırım ve gelişmiş ürün üretme zorunlu-luğu da sektörün önündeki engel-lerden…

Uluslararası rekabetçiliği geliştir-me projeleri (UR-GE Projesi) kapsa-mında çalışmalara başlayan İKMİB, bu anlamda 2014 yılında stratejik yol haritasının detaylandırılması ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi konularına odaklana-cak. Haberin detaylarını dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.

Dosyamızda ise kök hücre ko-nusunu masaya yatırarak değişik açılardan sunmaya çalıştık. Bu konuda haber ve makaleleri ile Amerika’dan Prof. Dr. Anthony Ata-la, Avrupa’dan Prof. Dr. Umberto Galderisi, Türkiye’den ise Prof. Dr. Taner Demirer ve Prof. Dr. Meltem Özgüner sayfalarımıza konuk oldu.

Dergimizin sayfalarında her zaman olduğu gibi gündemdeki haber-leri, etkinlikleri ve sektörel yenilik-leri bulabilirsiniz. Mutlu ve sağlıklı günler dileklerimizle…

F U N D A Ç A M Ö Z Ü

Page 6: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 7: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 5

BAŞKANDAN

Merhaba…

2014 yılının ilk çeyreğini yaşadığımız şu günlerde, Mas-

low’un ihtiyaçlar teorisindeki piramidin üst kısmı önem

kazandıkça, artan yaşam beklentisine paralel olarak insan-

lığın hayata bakış açısı da değişiyor.

Ülkemiz maalesef zorlu bir süreçten geçiyor. Sağlık sek-

töründe görev alan bir yönetici, bir akademisyen ve en

önemlisi bu ülkede yaşayan bir birey olarak yaşananlar kar-

şısında duyarsız ve sessiz kalmamız beklenemez. İnşallah

birlik ve kardeşlik duygusu içerisinde, daha önceki örnek-

lerinde olduğu gibi en kısa sürede bu sıkıntılı günleri atla-

tır, halkımızın beklentilerine uygun olarak sürekli büyüyen

bir Türkiye yolunda hızlı adımlarda koşmaya devam ederiz.

Geride bıraktığımız aya baktığımızda, sağlık alanındaki

değişim ve yenileşim olağan hızı ile devam ediyor. Sağlık

Bakanımız Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun ısrarla üze-

rinde durduğu, sağlıklı bir hayat için yürüyüş ve spor ya-

pılmasına yönelik çalışmaları halkımız ve sağlık çalışanları

arasında büyük ilgi görüyor.

Sevgili dostlar; Dergimizde bu ay, son dönemlerin en po-

püler konularından birisi olan kök hücre çalışmalarını bula-

caksınız. Dünyanın sayılı akademisyenlerinin konuya ilişkin

görüşlerini, ülkemizde devam eden faaliyetleri ilgi ile takip

edeceğinizden eminim. Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanı-

mız Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun gösterdiği yakın

ilgiyi basından takip etmekteyiz.

Erciyes Üniversitesi ev sahipliğinde 27-28 Aralık 2013 ta-

rihinde düzenlenen “Ulusal Kök Hücre Politikaları Çalış-

tayı”nda, konunun tüm taraflarının katılımıyla büyük bir

organizasyon gerçekleştirildi. Çalıştaya, TÜBA Kök Hücre

Çalışma Grubu Eş yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Zülfikar, TÜ-

BİTAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, Erciyes Üni-

versitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, TÜBA Baş-

kanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı

Prof. Dr. Nihat Tosun ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu katılımlarıyla

güç kattı.

Sizlere her zaman olduğu gibi ilgi ve zevkle okuyacağınız

bir dergiyi müjdeliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyor,

hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.

P R O F . D R . N U R U L L A H Z E N G İ NS A Y E D Y Ö N E T İ M K U R U L U B A Ş K A N I

Page 8: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

18 KÖK HÜCREKök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü? ➤ 18Türkiye’de Ar-Ge Çalışmaları veKök Hücre Merkezlerinin Geleceği ➤ 22Ülkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça Sınırlı ➤ 26Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut Politika ➤ 30Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak! ➤ 34

DOSYA

Prof. Dr. Anthony AtalaKök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü?

Prof. Dr. Umberto GalderisiAvrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut Politika

Prof. Dr. Mehmet ÖzgünerTürkiye’de Ar-Ge Çalışmaları veKök Hücre Merkezlerinin Geleceği

Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak!

Prof. Dr. Taner DemirerÜlkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça Sınırlı

18

30

22

34

26İÇİN

DEK

İLER

ŞUBAT 2014

H A B E R L E R

4445

5052

46

“Obezite ile Mücadele Platformu” kuruluyor

Finlandiyalı Bakan İşadamları İle Birlikte Müezzinoğlu’na Konuk Oldu

İKMİB Yurtdışı Pazarlama Takımı İle Destek VerecekEkspomed Fuarı Nisan’da

21. Kez kapılarını açıyor

Organ Bağışında Uyum

48 UZMAN GÖRÜŞÜ

Prof. Dr. Aydoğan ÖzcanMikro Cihazlar Makro Çözümler Sunuyor

53 ETKİNLİK TAKVİMİ■ OHSAD, Sektör Paydaşlarını 5. Kez Bir Araya Getiriyor■ Asyalı Tıbbi Laboratuvarcılar Bu Fuarda■ İlaççılar Duphat’ta Buluşuyor

Page 9: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

16

37

HABER

HABER

Sağlıkta Gelecek Vizyonu

Yerli Üretime Destek Çalışmaları Devam Ediyor

36HABER

Tam Gün Yasası Yürürlüğe Girdi

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

Yayın Kurulu BaşkanıProf. Dr. Nurullah ZENGİN(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)Op. Dr. Osman ACARFatma AKTAŞGökhan AKTÜRKDr. Ahmet CÖMERTArif ÇETİNDr. Elif Bor EKMEKÇİProf. Dr. Ali Metin ESENProf. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLUKamuran ÖZDENVeysel ÖZGENProf. Dr. Behzat ÖZKAN Muammer SATILMIŞNebi ŞAHİNLİYasin YAVUZProf. Dr. Hayreddin YEKELERAhmet ZENGİN

Danışma KuruluYrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOYProf. Dr. Selami AKKUŞProf. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDINProf. Dr. Metin AYDINProf. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLIProf. Dr. Sait BİLGİÇProf. Dr. Murat BOZKURTProf. Dr. Engin BOZKURTProf. Dr. Alper CİHANUz. Dr. Hasan ÇAĞILDoç. Dr. Kerim ÇAĞLIProf. Dr. Bekir ÇAKIRProf. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜDoç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLUProf. Dr. Ali DEMİRProf. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZProf. Dr. Orhan DENİZProf. Dr. Osman Nuri DİLEKProf. Dr. Metin DOĞANProf. Dr. Ali İhsan DOKUCUUzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİProf. Dr. Levent ELBEYLİProf. Dr. Cevdet ERDÖLProf. Dr. Canan HASANOĞLUDoç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLUProf. Dr. Abdullah İĞCİDoç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLUProf. Dr. Mehmet İŞLERProf. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLUProf. Dr. Murat KARAŞENYrd. Doç. Dr. Esra KESKİNProf. Dr. Muzaffer KİRİŞProf. Dr. Akın MARŞAPProf. Dr. Muzaffer METİNTAŞProf. Dr. Semih ÖNCELProf. Dr. Mustafa ÖZMENProf. Dr. Mustafa PAÇDoç. Dr. Sadrettin PENÇEProf. Dr. Mustafa SOLAKProf. Dr. Yunus SÖYLETProf. Dr. Haydar SURProf. Dr. Erol ŞENERProf. Dr. Mehmet Akın TAŞYARANProf. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLUProf. Dr. Bahattin TUNÇProf. Dr. Necdet ÜNÜVARProf. Dr. Yavuz YILMAZ

* İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

YILDIRSAĞLIK SEKTÖRÜNÜNİLETİŞİM PLATFORMU

38 HABER

Uluslararası Hasta En Çok İstanbul’a Geliyor

MeddahSürgün İnekDursun Çavuş

55 SİNEMA

Acayip SözlükKeçi: Zanlı, Kurban, CefakârDoktor Faustus

54 KİTAP

56HAYATIN İÇİNDEN

Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala

hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin

izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek

için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne

eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran

bir yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu

çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı

birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı

sihirli formülün ne olduğunu sordu.

Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının

kenarında bir gülümseme belirdi:

“Çok basit” dedi

“Ben o çocukları çok sevdim.”

Bizler de sizleri çok sevdik elleri öpülesi öğ-

retmenlerimiz. Ebediyete uğurladıklarımıza

Allah’tan rahmet, hayatta olanlara da sağlık ve

mutluluklar diliyoruz.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini

Baltimore şehrinin kenar mahallelerine gönder-

miş ve o bölgede yasayan 200 erkek çocuğunun

durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun

geleceği hakkında bir değerlendirme yapma-

larını istemişti.

Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte

hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.

Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyo-

loji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve

öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve

ayni çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi.

Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 ço-

cuk dışındaki 180 çocuktan 176′sinin olağanüstü

bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da işadamı

olduklarını ortaya çıkardılar.

Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye

karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların

hepsi o bölgede yasadıkları için, her biriyle

buluşma sansı oldu.

“O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?”

sorusuna verdikleri cevap hep ayniydi:

“Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde.”

Çok SevdimÇocukları

REKLAM SAYFALARI Dolsan ■ Tasarımmed 1 ■ Teknosite 2 ■ Olympus Mega 4 ■ Çapa Medikal 9 ■ Fujifilm 11

Bıçakçılar 13 ■ Kurt&Kurt 15 ■ Tüyap Fuarcılık 33-57 ■ OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları 5 58

Page 10: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

8 Ş U B A T 2 0 1 4

S P O T

Mustafa Nevzat İnovasyon Liderliği için Ar-Ge yatırımını artırıyorGeçtiğimiz yıl biyoteknoloji alanında dünya firmalarından Amerikalı Amgen ile güç birliği yaparak Ar-Ge faaliyetlerine hız veren ve 12 milyon TL yatırım gerçekleştiren Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, bu alandaki yatırımlarını 2014’te de artırarak inovasyon liderliğine oynayacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “Ar-Ge Merkezi” belgesini alan Mustafa Nevzat, böylelikle Türkiye’deki 5 firmadan biri oldu. 30 ülkede gerçekleştirdiği operasyonla 40 milyon dolarlık gelire ulaşıldığını belirten Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Genel Müdürü Levent Selamoğlu, “2014 bizim için yatırım ve büyümenin yılı olacak. Öncelikle teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artıracağız. Bu teknoloji dönüşüm için gerçekleştirmeyi planladığımız 20 milyon TL’lik yatırım AR-GE çalışmalarımızı hızlandıracak, yeni ürünlerimiz için önemli bir ivme kazandıracak” dedi.

Sanofi’den çağrıSanofi Türkiye, Türkiye çapında başlattığı “Ar-Ge Çağrısı” ile bilim insanlarını yeni ürünler geliştirerek insanlığın hizmetine sunmak için işbirliğine davet ediyor. AkademiKA Programı kapsamında hayata geçirilen “Ar-Ge Çağrısı” ile karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara cevap verebilecek yeni fikirleri olan bilim insanlarıyla birlikte ürün geliştirerek insanlığın hizmetine sunulması hedefleniyor. 31 Mayıs 2014 tarihine kadar başvuruların alınacağı Ar-Ge Çağrısı, başta Üniversitelerin Tıp ve Eczacılık Fakülteleri, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerindeki araştırmacılar olmak üzere tüm bilim insanlarına açık. Projeler, özgünlük, yapılabilirlik, yaygın etki ve hukuki anlamda fikri mülkiyet oluşturma niteliğine sahip olmak gibi temel kriterlere göre değerlendirilecek.

Kırşehir ADS hizmete açıldıSağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Kırşehir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Açılışta konuşan Bakan Dr. Müezzinoğlu, son yıllarda sağlık alanında yaşanan değişim kapsamında modern sağlık binaları inşa edildiğini belirterek, bu merkezlerde ileri teknoloji kullanıldığını vurguladı. Sağlık hizmet kalite ve standartlarının yükseltildiğini ifade eden Dr. Müezzinoğlu, bu hizmetin 24 saat kesintisiz bir şekilde devam ettiğini söyledi.

Sağlık çalışanları ile vatandaşlar arasındaki iletişimin önemine de değinen Dr. Müezzinoğlu, şöyle konuştu: “Hizmet alırken hizmet verenin de hak ve hukukuna riayet etme gibi bir bakış açımız olmalı ki çalışmalarımız size layık olduğu şekilde artarak devam etsin. Yoksa hekimlerimiz kırılır ve incinirse bir adım geri durduğu an yine vatandaşımıza, yani o anda çare bekleyen insanımıza yansıyacaktır. Özellikle vatandaşlarımızdan hekim, ebe, hemşire ve sağlık çalışanlarımıza sahip çıkmalarını istiyorum.”

Doğum kontrol hapı kılavuzuTürk Jinekoloji ve Obstetrik derneği (TJOD), Türkiye’de doğum kontrolüne yönelik farkındalığı arttırmak amacıyla ilk defa kadınlara yönelik doğum kontrol hapı kılavuzu yayınladı. Türkiye’de doğum kontrolünün önemini vurgulamak, doğum kontrol hapı kullanımı konusunda kadınları doğru ve detaylı olarak bilgilendirmek amacıyla hazırlanan Doğum Kontrol Hapı Kullanım Kılavuzu’nun yayın editörlüğünü TJOD Başkanı Prof. Dr. Cansun Demir gerçekleştirdi. Bayer Türk – Kadın Sağlığı Bölümü’nün desteği ile basımı gerçekleştirilen Doğum Kontrol Hapı Kullanım Kılavuzu, Prof. Dr. Cansun Demir’in editörlüğünde dört aylık bir süreçte hazırlandı. Kılavuz doğum kontrol hapları, ek yararları, kullanılamadığı durumlar ve yan etkileri gibi kadınların merak ettiği tüm konularda açıklayıcı bilgiler içeriyor.

www.akademika.org/Arge-Cagri-Projesi

Page 11: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

medikal eldivenler

Page 12: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

10 Ş U B A T 2 0 1 4

Dentistanbul’dan Bursa’ya 6.5 Milyon TL’lik Yatırım2001 yılında kurulan Dentistanbul, 2014 yılında 14 noktaya ulaşma hedefiyle bu yılki ilk atılımına Bursa’dan başladı. Bursa Nilüfer’de bulunan Dentatürk Diş Hastanesi’ni 6.5 milyon TL’ye satın alan Dentistanbul, şehir dışındaki ilk yatırımını yapmış oldu. 2009 yılında kurulan ve tüm diş hekimliği uzmanlık dallarıyla birlikte 3500 metrekarelik alanda hizmet veren Dentatürk, bundan sonra Dentistanbul markasıyla hizmet vermeye devam edecek. Hizmet kalitesini maksimum düzeyde tutmayı ilke edinen Dentistanbul, yeni hastanesinde 2 ameliyathane, 1 sterilizasyon bölümü, 22 tedavi ünitesi, 6’sı uzman 15 diş hekimi, 1 anestezi uzmanı başta olmak üzere toplam 80 personeli ile hizmet veriyor. Dentistanbul Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özel, 2014 yılında 14 lokasyonda olmayı hedeflediklerini belirtti.

S P O T

Analog Mamografi Segmentinde Yeni ÇözümlerSiemens, RSNA Kongresi’nde yüksek hasta kapasitesine sahip hastaneler ile daha küçük kliniklerde, bütçe kısıtlamalarından bağımsız olarak yüksek kalite sunan yeni modeli Mammomat Select’i duyurdu. Mammomat Select, basit ve sezgisel kullanım olanağı sayesinde tarama sürecinin tamamında klinik personele yön gösteren dokunmatik bir ekranla birlikte geliyor. İzosentrik hareketleri de destekleyen sistem, detektör yüksekliğinin her görüntüleme fazı arasında yeniden ayarlanmasına gerek bırakmıyor. Bu durum, hastaların taranması için gerekli süreyi kısaltıyor.

Radyasyon dozunun ayarlanmasında klinik personeli optimum bir şekilde destekleyen Mammomat Select, bunu, yüklü olarak gelen OpDose uygulamasıyla gerçekleştiriyor. Mükemmel görüntü kalitesinden ödün vermeden radyasyon dozunun her bir hasta için ayrı ayrı ayarlanmasını sağlayan OpDose ile uygun parametreler, hastanın meme yoğunluğu ve ebatlarına göre seçilebiliyor.

İlk olarak Kuzey Amerika Radyoloji Derneği – RSNA’de duyurulan Mammomat Select’in analog mamografi segmentinde geliştirilmiş tamamen yeni bir konsept olduğuna dikkat çeken Siemens Sağlık Sektörü X-Ray Ürünleri İş Birimi CEO’su Andre Hartung, hasta ve doktorlara mümkün olan en düşük radyasyon dozunda yüksek kaliteli ve düşük maliyetli mamografi taramalarının avantajlarını sunmayı amaçladıklarına vurgu yapıyor.

Yeni Mammomat Select ek yetenekleriyle de dikkat çekiyor. Bu yetenekler arasında, dijital mamografi cihazlarını depolama amaçlı fosfor plakaları ile güncelleme amacıyla ek bir arabirim aracılığıyla bir bilgisayarlı radyografi (CR) sistemine bağlanabiliyor.

İlaç Sektörü’nde kariyerini parlatmak isteyenlere…İlaç sektörünün sert rekabetinde rakiplerinin arasından sıyrılmak ve bu alandaki kariyer basamaklarını hızlı tırmanmak isteyenler için Bilgi Eğitim, “İlaç Sektörü Ürün Müdürü Sertifikasyon Programı” açtı. Program, katı kuralları, karışık iş süreçleri ve yoğun rekabet koşullarına rağmen sunduğu dinamik çalışma ortamı, sağladığı olanaklar ile yıldızı parlayan ilaç sektöründe çalışan ürün müdürleri, yönetici adayları, bölge müdürleri, kariyer değişikliği yapmak ya da ilaç sektöründe kendini geliştirmek isteyen marka müdürlerinin katılımına açık olacak.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santral Kampüsü’nde 15 Şubat-5 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek ve alanında uzman profesyonellerin, üst düzey yöneticilerin ders vereceği program; teori ile gerçek hayattaki deneyimleri birleştiren bir içerikle ilerleyecek.

Dört bölümden oluşan programda; ilaç sektöründe global, bölgesel ve lokal trendler, sektördeki kanun ve yönetmelikler, pazarlama ve satış kuralları ile ürün müdürü olmak için gereken yetkinlikler ele alınacak.

www.bilgi-egitim.com

www.facebook.com/ibu.bilgi.egitim

www.twitter.com/IBU_bilgiEgitim

www.ibu-bilgiegitim.blogspot.com/

[email protected]

+90 212 311 73 29

İlaç Endüstrisi katı kuralları, karışık iş süreçleri, çok çeşitli müşteri grupları ve sert rekabetine

rağmen, köklü geçmişi, yarattığı dinamik çalışma ortamı ve sağladığı olanaklar ile yıldızı parlayan

sektörlerin başında gelir. Ürün Müdürlüğü, bu sektördeki en kritik rollerden biridir; bu zorlu görevi

layıkıyla yerine getirenler kariyer basamaklarını daha hızla tırmanma fırsatına sahip olurlar.

Sektörün deneyimli üst düzey yöneticilerinin teori ile gerçek hayatın nasıl çalıştığını anlatacağı,

katılımcıları daha donanımlı kılmak ve kariyerlerinde daha avantajlı pozisyona getirmek için

tasarlanmış 48 saatlik program Şubat ayında Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde

başlayacaktır. Programı başarı ile bitiren katılımcılara Bilgi Üniversitesi Sertifikası verilecektir.

Kimler Katılabilir

Sektörde çalışan Ürün Müdürleri, Yönetici Adayları (Management Trainee),

Bölge Müdürleri. Kariyer Değişikliği yapmak veya ilaç sektörünü daha yakından tanımak isteyen

Ürün/Marka Müdürleri.

Yer

santralistanbul Kampüsü

Program Bedeli

1.950 TL (KDV Dahil)

İletişim

0212 311 73 29

[email protected]

Program Koordinatörü

Selim Giray

Eğitmenler

Müge Gizem Bıçakçı Akalın

Zeynep Yazgan Akıalp

Ömer Faruk Arslan

Beril Koparal Ayanoğlu

Cenk Balcı

_

Tuba Oytaç Balcı

Elif Sevim Elkin

Güliz Karcebaş

Ufuk Köse

Oğuz Mülazımoğlu

Esma Nalbantoğlu

Evren Özlü

Faik Somer

Selin Zalma Sanje

İstanbul Bilgi Üniversitesi

İlaç Sektörü Ürün Müdürü

Sertifikasyon Programı

Bölüm 1: İlaç Sektörünün Tanıtımı, Global, Bölgesel ve Lokal Trendler

Bölüm 2: İlaç Sektörünü Çevreleyen Kanun, Yönetmelikler ve Dernekler

Bölüm 3: İlaç Sektöründe Pazarlama ve Satış

Bölüm 4: Ürün Müdürü Olmak İçin Gereken Genel Yetkinlikler

15 Şubat – 5 Nisan 2014 (48 Saat)

Cumartesi 10.00 – 17.00 saatleri arası

www.ihc.com.tr

Page 13: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Çift mod tomosentez ve 3 boyutlu biyopsiyi içeren çözümler tek bir sistemde

Fujifilm’in devrimsel altgen piksel teknolojisi ile daha yüksek görüntü keskinliği

Akll otomatik ekspojür kontrolü

Ağry azaltan, göğüse uyumlu skştrma plakalar

Dünyann en yüksek çözünürlüğüne sahip 50 mikron piksel görüntü

Ç İF T M O D T O M O S E N T E Z

Page 14: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

12 Ş U B A T 2 0 1 4

Deva Holding 2014 hedefi yurtdışı pazarlarÜç üretim tesisi ve yaklaşık bin 800 çalışanıyla Deva Holding, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yurtiçi pazardaki başarılarını yurtdışında da sürdürmeyi hedefleyen Deva Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Philipp Haas, fabrikalarının Avrupa otoriteleri denetimlerinden başarıyla geçtiğini ve EU-GMP sertifikasına sahip olduğunu belirtti. Kalite yönetim sistemlerinin kendilerine tutarlılık ve iyi bir uygulama sağladığının altını çizen Haas, “2014 ve sonrasında en büyük hedefimiz Türkiye dışındaki tüm yabancı pazarlara ürünlerimizi satmaktır. Bunun ilk adımını, Almanya’da satış hakkı elde edeceğimiz kendi ürünlerimizin ruhsat onaylarının alınmasıyla atacağız” dedi.

Anadolu Sağlık Merkezi Moleküler Patologları bir araya getirdiAnadolu Sağlık Merkezi “Moleküler Patoloji Uygulamaları” ile ilgili standartların ve ülkemiz için yeni olan hasta güvenliğine yönelik kuralların belirlenmesi için tüm dünyadan uzmanların katılımıyla

uluslararası modellerin incelendiği bir uzlaşma toplantısı düzenledi. Toplantıda ayrıca yine ülkemizde ilk kez “Uluslararası Moleküler Patoloji Uygulamalı Temel Eğitim Programı” da gerçekleştirildi. Anadolu Sağlık Merkezi’nde ilki gerçekleştirilen uygulamalı temel eğitim programında, dünyanın dört bir yanından gelen patologlar hızla gelişen “Moleküler Patoloji”nin temel uygulamalarıyla tanıştı. Moleküler Patoloji konusunda Türkiye’de iyi bir bilgi birikimi oluşturulduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Patoloji Laboratuvarı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu, üniversitelerin ve Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastaneleri’nin bu disipline sahip çıkmaya ve önemini anlamaya başladığını vurguladı. Baloğlu, ayrıca Moleküler Patoloji Eğitimi’nin Tıbbi Patoloji Uzmanlık Eğitimi “Çekirdek Eğitim Programı”na (ÇEP) dahil edildiğini ve sistemin artık ulusal düzeyde standardizasyonuna geldiğini açıkladı.

S P O T

Emsey Hospital’den çocuklara hijyen eğitimiYeni neslin daha sağlıklı bir yaşam sürdürmesine katkı sağlamayı amaçlayan Emsey Hospital, “Sağlıklı Çocuklar, Sağlıklı Nesiller” projesi kapsamında, Doğa Koleji öğrencileri ile buluşarak uygulamalı hijyen eğitimi gerçekleştirdi. Seminer sonrasında sertifika alan minik katılımcılar, hijyen konusunda daha bilinçli ve duyarlı olmaya teşvik edildi. Özellikle anaokulu ve ilkokul çağındaki öğrencilere hediye edilen sağlıklı yaşam konulu boyama ve hikaye kitapları çocuklar tarafından büyük ilgi gördü.

İlko ilaç çalışanları ile yılsonunu değerlendirdiİlko İlaç Antalya’da düzenlediği bir toplantı ile merkez ve saha kadrosunu bir araya getirerek 2013 yılı değerlendirmesi yaptı. Keyifli etkinliklerle eğlenceli zamanların da geçirildiği toplantıda katılımcılar bütün bir yılın yorgunluğunu atarak 2014 yılı için motivasyon topladı.

Roche, Learning! 100 Award listesinde “Dünyada başarılı ilk 100 eğitim organizasyonu 2013” listesine giren Roche İlaç EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Eğitim Merkezi, “Learning! 100 Award” ödülü ile onurlandırıldı. E-Learning Media Group tarafından her yıl dağıtılan ödül; öğrenme ve gelişmede en iyi performans gösteren 100 kuruma veriliyor. Bu kurumların, 60’ını uluslararası kurumsal şirketler; 40’ını ise devlet organizasyonları oluşturuyor. Roche İlaç EEMEA Eğitim Merkezi, ödüle layık görülen 60 tane uluslararası kurumsal şirket arasında bu yıl 15. sırada yer aldı.

Page 15: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

İstiklal Mah., Atatürk Cad., No:21, Esenyurt 34522 İstanbul T: +90 (212) 689 02 20 • F: +90 (212) 689 02 29

[email protected] -

AMELİYATHANE VE TEMİZODA PARTİKÜL ÖLÇÜMLERİBıçakcılar Laboratuvarı Temizoda kontrolleri konusunda TÜRKAK’tan ISO 17025 akreditasyonuna sahip ilk ve tek özel laboratuvardır. Sağlık sektöründeki tecrübesini personel yetkinliği ile destekleyip, sadece test hizmeti vermek suretiyle tarafsız ve bağımsız kuruluşlar arasında ilk sıralarda yeralmaktadır.

Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Hastane Kalite standartlarına göre hastaneler yılda 1 veya 2 kez Sağlık Bakanlığı tarafından denetim görmektedir.

HEMODİYALİZ SEYRELTME SULARI TESTLERİBıçakcılar Laboratuvarı hemodiyaliz seyreltme sularının testleri konusunda TÜRKAK’tan ISO 17025 akreditasyonuna sahiptir.

Numune alma personel ve aracımızla hizmet verip, diyaliz merkezleri hakkında yönetmeliğe göre, suların 3 ayda bir bakteriyolojik, 6 ayda bir kimyasal analizlerini gerçekleştiriyoruz.

MEDİKAL CİHAZ VE BİYOUYUMLULUK TESTLERİBıçakcılar Laboratuvarı medikal cihaz testleri konusunda TÜRKAK’tan akredite edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Medikal Cihaz Yönetmeliği’ne göre uygulanması gereken testler;

TEST KAPSAMISitotoksisite TestiSterilite Testiİlaç Sterilite TestiLAL (Endotoksin) TestiBiyolojik Yük TestiBacteriostasis Fungustasis TestiBiyolojik İndikatör Sterilite TestiBiyolojik İndikatör Spor Sayısını Belirleme TestiKalıntı Etilenoksit TestiKalıntı Etilenklorhidrin TestiKorozyon Testi

TEST KAPSAMIPartikül SayımıHava Akış TestiHava Basınç FarkıHepa Filtre Kaçak TestiHava Akış Yönü Belirleme ve GörüntülemeSıcaklık ve Nem ÖlçümüHava Biyokontaminasyonu İzleme TestiEl Biyokontaminasyonu İzleme TestiYüzey Biyokontaminasyonu İzleme TestiHavadan Yüzeye Düşen Partikül Sayısı İzleme Testi

Page 16: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

14 Ş U B A T 2 0 1 4

S P O T

Hızlı ve pratikNovartis’in, hekimlerin yepyeni bir ortamda farklı bir deneyimle hem mesleki gelişimine katkı sağlıyor, hem de meslektaşları ve alanında uzman hekimlerle iletişime geçmelerini amaçlayarak hızlı, pratik ve kolay ulaşılabilir bir içerik sunuyor. İlk olarak 2011 yılında Solunum

Hastanesi ile başlayan proje, 2012 yılında Metabolizma Hastanesi ile devam etti. İnteraktif bir platform olan hastaneler sürekli güncellenen bilimsel içeriği ile alanında uzman fikir liderlerinden sunumlar, vakalar üzerinden poliklinik deneyimler, kongre ve toplantılardan canlı yayınlar, çeşitli dergi ve kılavuzlara bir tıkla erişim gibi solunum, diyabet, kardiyoloji ve metabolizma alanlarında çeşitli bilgi, eğitim ve imkan sunuyor.

www.metabolizmahastanesi.com www.solunumhastanesi.com

GE, “Küresel Etki” Raporunu YayınladıGE, son 5 yılda çevre ve sağlık hizmetleri için 8,5 milyar dolarlık yatırım yaptı; toplumsal projelere 219 milyon dolar bağışladı.

GE’nin Küresel Etki -2012 Raporuna göre, 2009 – 2012 yılları arasında sağlık alanında bakım kalitesini, maliyet açısından uygunluğu ve toplumun bu teknolojilere erişimini arttırmaya yönelik 66 ürün ve hizmet hayata geçirildi. GE, bu yeniliklerin araştırma ve geliştirilmesi için 3,5 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bunun yanı sıra, GE sağlık alanındaki iş ortaklıklarını da geliştirerek, yenilikçi ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve karşılanabilir hale getiren 10’dan fazla girişimciye ve firmaya yatırım yaptı.

Sağlık alanında dünya çapında müşteriler, hükümetler, üniversiteler ve endüstri liderleri ile birlikte çalışan GE, çalışan sağlığının iyileştirilmesine yönelik olarak HealthAhead adını verdiği bir sağlık programı geliştirdi. 2012 sonunda, GE’nin en büyük sağlık tesislerinden 450’den fazlası, çok sıkı sağlık normlarına uygunluğu onaylayan HealthAhead sertifikası aldı. Ayrıca kampüsleri de dumansız hava sahası haline getirmeyi başaran GE’nin “Çalışan Yaşam Tarzını Değiştirme Programları”na yaklaşık 30.000 çalışan katıldı.

Küresel Etki Raporu, GE’nin 60 civarında sosyal sorumluluk taahhüdünde elde ettiği sonuçları da ortaya koyuyor. Buna göre GE’nin yanı sıra firma çalışanları ve emeklileri de 2012 yılında, 2011’e göre yüzde 10 oranında artışla, toplumsal projeler ve eğitim organizasyonları için 219 milyon doların üzerinde bağışta bulundu. Bağış programı sayesinde firma ve çalışanları tarafından bağışlanan tutar toplamda 1 milyar doları aştı. 2012 yılında sponsorluğu GE tarafından yapılan 7 bin 400 girişim sayesinde yaklaşık 1,3 milyon saatlik gönüllü çalışma katkısı sağlandı.

www.ge.com/globalimpact

Pfizer Türkiye’ye 5 uluslararası ödül birden!

Her yıl verilen W.E. Upjohn Ödüllerine bu sene 5 ödülle Pfizer Türkiye damgasını vurdu. W.E. Upjohn Ödülü, Pfizer’in dünya çapında faaliyet gösterdiği 150’den fazla ülkedeki çalışanlar arasından, üstün katkılarıyla Pfizer’in hekim ve hastalara en iyi hizmeti sunma misyonuna

destek sağlayan Pfizer çalışanlara veriliyor. Pfizer Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya İnsan Kaynakları Direktörü Bahar Özen Şansal, “Ülkemizde bine yakın Pfizerli ile Türkiye’de daha sağlıklı bir yaşam için

birlikte çalışıyor ve Pfizerli olmaktan gurur duyuyoruz. Bu başarıyı elde etmemize yardımcı olan tüm arkadaşlarımızı ve birlikte çalıştıkları takımları tebrik eder, başarılarının devamını dilerim” dedi.

Dünya Göz Vakfı’ndan eğitime teknoloji desteğiGöz sağlığına halk sağlığı meselesi olarak eğilen ve bu alanda gerçekleştirdiği çalışmalarla toplumu bilinçlendiren, göz sağlığına ücretsiz muayeneler ile katkıda bulunan ve burslar veren Dünya Göz Vakfı, eğitime el attı. Erzincan’ın Üzümlü İlçesi’nde geçen yıl hizmete giren Geyikli İlk ve Ortaokulu’nun Bilgisayar Teknolojileri sınıfının ihtiyaçları Dünya Göz Vakfı tarafından karşılandı.

Vakıfın aldığı 15 adet masa üstü bilgisayar, 7 adet notebook bilgisayar, 7 adet projeksiyon cihazı ve perdesi ile 5 adet fotokopi, tarayıcı ve faks özelliği de bulunan yazıcı, okulun müdürü Fatih Şahin’e teslim edildi.

Tezsiz programa ise 25 öğrencinin alınacağı programa başvuru için yabancı dil ve ALES şartı aranmıyor. Bu programa 4 yıllık herhangi bir fakülte mezunları katılabilecek. Ayrıca her iki programa da 2’şer yabancı uyruklu öğrenci alınacak.

İstanbul Medeniyet Üniversitesine yakın zamanda uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, tıp hukuku alanında da uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programı da açılması planlanıyor.

Page 17: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 18: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

16 Ş U B A T 2 0 1 4

lerini attık. Ayrıca 750 yataklı Hatay Devlet Hastanesini, 400 yataklı Edirne, 300 yataklı Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni açtık. Acil Sağlık Hizmetlerinin yurdumuzun dört bir yanında en iyi şekil-de sunulmasını sağlamak adına 2013 Mart ayında 484 ambulans ve UMKE aracını hiz-met sunduk” şeklinde konuştu.

Aile Hekimliğinde yeni dönemAile Hekimliği uygulamasını yaygınlaştır-dıklarını anlatan Bakan Dr. Mehmet Mü-ezzinoğlu, Aile Hekimliği sayısının 2013 itibariyle 21 bin 200’e ulaştığının bilgisini verdi. Dr. Müezzinoğlu, “Aile Hekimi başına düşen nüfusu 2017’e kadar 3 binin altına düşüreceğiz. Aile Hekimliğinde yaşa özel

Sağlıkta 2013 yılını değerlendiren ve ge-lecek vizyonu hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, sağlık hizmetlerini hakkaniyetli, erişilebilir ve çok daha nitelikli kılmak için yoğun bir çaba sarf ettiklerini belirtti.

Türkiye’nin dört bir tarafına dev hastanelerİstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde 14 ilde kamu-özel işbirliği ile gerçekleştirilecek olan 15 Şehir Hastanesi ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Binası için toplu imza tö-reni yapıldığını ifade eden Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Bunların ardından; Ankara Bilkent, Adana, Ankara Etlik, Manisa, Elazığ ve Gaziantep Şehir Hastanelerinin temel-

İLACIN GEÇTİĞİ HER AŞAMAYI KONTROL

VE TAKİP EDEREK DENETİM ALTINA

ALDIKLARINI SÖYLEYEN SAĞLIK BAKANI DR. MÜEZZİNOĞLU, BU

SİSTEMİN, KAREKOD KULLANILAN VE

İZLEME YAPILABİLEN DÜNYADAKİ İLK YAYGIN UYGULAMA OLDUĞUNU

İFADE ETTİ.MÜEZZİNOĞLU,

YERLİ SANAYİ KATILIMI İLE İLAÇ

İHRAÇ EDEBİLEN BİR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN

TEMELLERİNİN ATILACAĞINI VURGULADI.

Sağlıkta Gelecek Vizyonu

H A B E R

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu: “Temel hedefimiz vatandaşımızın sağlık hizmetlerine erişimini daha da kolaylaştırmak, önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerinde yepyeni bir dönem yürütmektir”

Page 19: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 17

Taramaların kapsamı genişletildi Yenidoğan taramalarının kapsamının ge-nişletildiğini söyleyen Bakan Müezzinoğlu, Kistik Fibroz hastalığını da bu kapsama alın-dığını belirtti. Koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerini bütün vatandaşlara ulaştırmak için yoğun bir çaba sarf edildiğini belirten Dr. Müezzinoğlu şunları kaydetti: “İşitme taramasını okul çağı çocuklarında da baş-latıyoruz. Okul öncesi çocuklarda görme taraması yapıyoruz. Ergen Sağlığı Danışma Merkezlerimizi yaygınlaştırıyoruz. 55 ilde 85 sağlık tesisinde 600 yatakla Anne Oteli hiz-meti sunuyoruz.”

Her şey sağlıklı yaşam için Türkiye’de sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması için uygun çevre koşulları-nın hazırlanması amacıyla bir dizi program başlatıldığını ifade eden Bakan Müezzinoğ-lu, “Türkiye, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı dahilinde 2013 Ekim ayın-da Dünya Yürüyüş günüyle başlattığımız etkinliklerimizi, 2014 ‘Sağlıklı Yaşam ve Ha-reket Yılı’ ilan ederek taçlandırdık. Ekmekte kepek oranının artırılması, yüksek enerjili gıdaların ve tuzun azaltılması, toplu yemek tüketilen yerlerde sağlıklı menü uygulama-ları, okullarımızda sağlıklı beslenme bilinci faaliyetlerini başlattık” diye konuştu. ■

periyodik muayeneleri başlatıyoruz. Aile

Hekimlerini, diyetisyen, psikolog, sosyal

çalışmacı ve çocuk gelişimcisi personel

ile desteklemeyi planlıyoruz. Obezite İle

Mücadele Programını Uygulamaya aldık.

Bugün neredeyse yüzde 30-31’lerde olan

obez nüfus oranını 2017’ye kadar yüzde

25’e, yüzde 75’lerde olan egzersiz yapma-

yan nüfus oranı yüzde 50’ye indireceğiz”

ifadelerini kullandı.

Koruyucu sağlık hizmetleri ücretsiz Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine

dikkat çeken Dr. Müezzinoğlu, birinci ba-

samak koruyucu hekimlik hizmetlerinin

ücretsiz bir şekilde sunulduğunu söyledi.

Bugün itibariyle 13 hastalık dalında aşı yap-

tıklarını belirterek şunları kaydetti: “Aşılama

hizmetlerini tamamen ücretsiz sunuyoruz.

Erişkin aşılama programımızı geliştiriyoruz.

Dünyada ilk kez karekod destekli elektronik

aşı takip ve soğuk zincir izleme sistemini

uygulamaya başladık. Suriye’de çocuk felci

salgını olduğu bilgisi alındıktan sonra Bilim

Kurulumuzca ülkemize hastalık girişinin

engellenmesi amacıyla tedbirler aldık. Bu

kapsamda; Suriye ile sınırı olan illerimizde

ve Adana’da bulunan 5 yaş altı çocuklara

çocuk felci aşısı yaptık.”

H A B E R S U Ö Z G Ü R

ULAŞTIRMA FİLOSU GENİŞLİYOR…“AR- GE TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ OFF – SET UYGULAMALARINI HIZLANDIRIYORUZ. ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNİN DAHA HIZLI VE ETKİN SUNULMASI ADINA 2014 YILI İÇERİSİNDE 702 YENİ AMBULANSI İLLERİMİZE TESLİM EDECEĞİZ. AYRICA UÇAK AMBULANS FİLOMUZ AKTİF UÇAK SAYISINI DA NİSAN AYI İTİBARİ İLE ARTIRMIŞ OLACAĞIZ”

GEREKSİZ İLAÇ TÜKETİMİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2013 - 2017 programının hazırlan-dığını ifade eden Dr. Müezzinoğlu, “Aile hekimlerine reçeteleri ile ilgili olarak aylık bilgilendirmeler yapıyoruz. 2014’ün sonunda kadar hekimlerimi-zin sisteme dâhil olmasını ve internet ortamından bilgilendirilmesini hedefliyoruz. Amacımız, gereksiz ilaç tüketiminin önüne geçmektir.”

Page 20: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

18 Ş U B A T 2 0 1 4

D O S Y A K Ö K H Ü C R E

Kök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü?Dünyada her 30 saniyede bir doku yenilemesi ve nakli ile tedavi edilebilecek bir hasta ölüyor

P R O F. D R . A N T H O N Y ATA L AWAKE FOREST ENSTİTÜSÜ, REJENERETİF TIP BÖLÜMÜ DİREKTÖRÜ

WAKE FOREST ÜNİVERSİTESİ ÜROLOJİ BÖLÜMÜ BAŞKANI

Page 21: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 19

Kök Hücre İle Ölümsüzlük Mümkün mü?

KÖK HÜCRE İLE İLGİLİ TEDAVİ VE TERAPİ KONULARINDA ÇALIŞMALAR YAPAN PROF. DR. ANTHONY ATALA, 2004 YILINDA, BİR İNSANIN İÇ ORGANLARINA ENTEGRE EDİLEBİLECEK, İLK DEFA LABORATUARDA OLUŞTURULAN BİR ORGAN OLARAK, MESANEYİ GELİŞTİRDİ. LUKAS MASELLA KENDİ KÖK HÜCRESİ KULLANILARAK MÜHENDİSLİĞİ YAPILMIŞ BİR MESANEYİ 13 YILDIR KULLANIYOR. PROF. ATALA, GÜNÜMÜZDE İNSAN HÜCRESİ, DOKU VE ORGAN KONULARI ÜZERİNE ÇALIŞIYOR.

Bilim adamları geçtiğimiz 10 yıl içinde kök hücre konusunda hızlı bir ilerleme kaydetti. Sadece hücreleri, sadece scaf-fold denilen biomedikal malzemelerden yapılmış iskeleleri ya da hem hücre hem de scaffoldları birlikte kullanarak doku ve organ mühendisliği yapılıyor.

Organın hasar görmüş alanının yerine bu biomalzemeyi kullandıklarını ve bu mal-zemenin 12 hafta sonra adapte olarak or-ganın zarar görmüş kısmının yerine geçti-ğini ifade eden Prof. Atala, “Hasar görmüş dokuyu alıp onun yerine belirli bir mal-zeme koymuş oluyoruz. Bu malzeme bir köprü gibi kullanılarak doku yeniden oluşturuluyor. Bu rejenerasyon dediğimiz alanlardan biri ancak bu sadece küçük bölgelerde işe yarıyor. Bir diğer strateji de sadece hücrelerin kullanımı... Cildin 1.,2. ya da 3. derece yandığını düşünün. Eğer ki geniş bir yanığınız varsa, büyük bir yara dokusu oluşacak, cildin yapısı da çok bozulacaktır. O nedenle hastanın ken-di hücrelerini kullanarak rejenerasyonu başlatabiliyoruz. Hastadan küçük bir cilt alıp, T hücrelerini ayırarak yaranın üzerine spreylleme yöntemi ile yeni cilt veriliyor. Artık birçok hasta dünya çapında böyle bir teknikle tedavi görüyor ve birçok ülke-nin sağlık sistemi tarafından onaylanmış durumda” şeklinde konuşuyor.

Daha büyük deformasyonlarda hem bu scaffold denilen malzemenin hem de hücrelerin birlikte kullanılması konusu-na değinen Prof. Atala, “Küçük hasarlarda malzemeyi tek başına kullanmak yeterli olabiliyor. Ancak büyük deformasyonlar-da, organda köprü yapılabilecek temel malzeme kalmadığında hem biomalze-meye hem de hücreye ihtiyacınız var. Hastayı cerrahiden 6-8 hafta önce çağı-rıyoruz. Organının normal kısmından kü-çük dokular alıyoruz. T hücrelerini ayırıyo-ruz. Daha sonra büyütüyoruz, yeteri kadar çok hücre oluştuğunda biomedikal mal-zemeyi alıp onun içine hücre ekliyoruz. İki ayrı hücre tipini vücut sıcaklığına uygun bir ortamda katman katman oluşturarak organı tamamlıyoruz” diyor.

Rejeneratif tıp… Belirli doku ve organların mühendisliğiGünümüzde insanların daha uzun yaşa-dığı düşünüldüğünde birçok hastanın organ nakli listesine eklenmesi söz ko-nusu. Organ bekleme süresi ve bekleyen hasta sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Bun-larla birlikte organ yetmezliği ya da organ nakillerinde vücudun organı reddetmesi gibi birçok problem de var. Bu noktada karşımıza rejeneratif tıp çıkıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM’in gerçekleştirdiği Türkiye İnovasyon Haftasında konuşan Wake Forest Enstitüsü, Rejeneratif Tıp Bö-lümü Direktörü Prof. Dr. Anthony Atala, aslında vücudumuzun tıpkı kertenkeleler gibi kendini yenilediğinden bahsediyor. Cildin her üç haftada bir, kemiklerin 10 yıl-da bir, bağırsak zarının her hafta yenilen-diğini söyleyen Prof. Atala, ancak bir hasar, hastalık ya da yaşlanma olduğunda yeni-leme sürecinin yavaşladığını belirtiyor.

Rejeneratif tıpta sadece hücre, sadece biomedikal malzeme ya da her ikisi de birlikte kullanılabiliyor

H A B E R F U N D A Ç A M Ö Z Ü

SOLİD ORGANLARIN İMPLANTASYONU HENÜZ YAPILMADIŞimdiye kadar solid organ implan-tasyonu yapılmadı. Bunun sebebi bu organların karmaşık bir yapıya sahip olması. Bu nedenle Prof. Atala, birçok farklı strateji çerçevesinde solid organlar oluşturmaya çalışıyor. Şu anda küçük boyutlarda solid organlar oluşturulabiliyor. Gelecekte ise amaç bunları daha büyük hale getirip has-taya takabilmek.

Page 22: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

20 Ş U B A T 2 0 1 4

ABD’DE KÖK HÜCRE TEKNOLOJİSİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİşlev: Bu organları tek tek elle yap-mak yerine otomatik hale getirip çok sayıda organ yapabilmek.Maliyet: Bu pahalı teknolojileri kul-lanmada maliyet engelini aşabilmekDüzenleme: Ortalama olarak ABD’de hükümetin bir ilaç için örneğin dü-zenlemesi ve onaylaması yaklaşık ola-rak 15 yıl sürüyor. Yani ilacın ilk has-taya verildiği günden birçok hastaya verileceği güne kadar geçen zaman 15 yıl. Bir ilaçtan çok daha kompleks olan bu teknolojilerin düzenlemesi de çok daha kompleks.

Buna repopülasyon diyoruz. Kan damar-ları ağacını çoğaltıyoruz ve çevresindeki dokuda da karaciğer hücreleri kullanıyo-ruz ve minyatür, bir fonksiyonu olan orga-noid, küçük bir organ yaratmış oluyoruz ve daha sonra zaman içinde karaciğer belirli kimyasalları işlediği için o kimya-salları işler hale getiriyoruz. Daha büyük hale geldiğinde de hastaya takılabilecek. Solid organlar için yaptığımız en karmaşık çalışma bu.”

Organın çıktısının alınmasıPrinter teknolojisini 10 yıl önce labora-tuarda kullanmaya başladıklarını belirten Prof. Atala iki odacıklı kalbin çıktıklarını nasıl aldıklarından bahsediyor: “Bu bil-diğiniz gibi desktop ve ingjed printer. İki odacıklı bir kalp çıktısı aldık ve daha sonra üç boyutlu bir elevatörle modifiye ettik. Buradaki elevatör her seferinde minyatür organda bir katman oluşturuyor ve niha-yetinde 40 dakikada iki odacaklı bir kalp ortaya çıkıyor. Kalp 48 saat sonra atmaya başlıyor. Mikroskop altında baktığımızda kalp hücrelerinin birlikte attığı görülüyor. Bu kalp hücreleri belirli bir süre düzensiz şekilde atıyor ama daha sonra aynı dü-zende atıyor ve normal bir kalbin hızına ulaşıyor. Bu bahsedilen çok erken aşa-madaki bir çalışma ve printer teknolojisi. 10 yıl sonraya baktığımızda günümüzde çok daha sofistike printerlar oluşturulmuş oldu: Hastanın üzerinde röntgen cihazı gibi bir makine var ancak röntgen çek-mek yerine hastanın yaralanmış olan ala-nını tarıyor ve hastanın tam üzerinde bu printer işlemini yapabiliyorsunuz. Yakın gelecekte hastalarda bunu kullanabile-ceğimizi düşünüyoruz. Artık laboratuarda daha sofistike printerler da oluşturuluyor. Örneğin röntgenler için üç boyutlu re-konstrüksiyon yazılımı var. Organın mima-risini oluşturarak baskısını yapabilmek… Hastanın kendi organının röntgenini alı-yorsunuz, bilgi daha sonra bilgisayara ak-tarıyor ve printer ile bu yapıları oluştura-biliyoruz. Temel olarak yaptığımız şey artık bu yapıları oluşturmak. Mesela bir böbrek

Kan damarı ve kalp kapakçığı mühendisliğiBu teknolojiyi kullanarak bir kan damarı oluşturduklarını, boyundaki bir karotis ar-terin ve kalp kapakçığının mühendisliğini yaptıklarını ve bunlara şu aşamada labo-ratuarda egzersiz yaptırdıklarını kaydeden Atala, bu organlar yeterli olgunluğa ulaş-tığında hastaya takılma sürecine geçile-ceğini ifade ediyor. Bu organları henüz bir hastada denemediklerini söyleyen Atala, bu alıştırma yapılan kapakçıkları takabil-mek için düzenleme kurumlarının onayla-rını beklediklerini belirtiyor.

Organa benzeyen yapılar Cildin düz ve çoğu zaman bir hücre ti-pinden oluştuğu için en az karmaşık yapı olduğunu, kan damarları gibi tübüler ya-pıların ikinci düzeyde karmaşık olduğunu, mide ve mesane gibi yapıların ise daha karmaşık olduğunu söyleyen Prof. Atala şöyle devam ediyor: “Bunlar hakikaten üçüncü komplekstedir. Daha fazla organ-la etkileşimi olduğu ve hücre yapısı farklı olduğu için daha kompleks yapıları var. İki majör yapılı hücre tipi alınıyor, yine vü-cudun dışında geliştiriliyor ve daha sonra organın şekline benzer bir yapı oluşturu-luyor. Daha sonra iç tarafı başka, dış tarafı başka bir hücre tipi ile kaplıyoruz ve vücut koşullarına uygun bir cihaza koyuyoruz ve daha sonra hastaya takılabiliyor. Bunu de-neysel olarak 1990’lı yıllarda yaptık. İnsanlı çalışmaları o zaman başlattık ancak hasta-larda implantasyonunu yapamadık.”

Solid organlarla da çalışılıyorSolid organlarda kullandıkları bir diğer stratejinin çok hafif deterjanlarla orga-nı yıkamak olduğunu ifade eden Atala, şunları kaydediyor: “Transplantasyon için kullanılmayan artık bir karaciğer parçası-nı alıyor ve yıkıyoruz. Elimizde karaciğere benzer bir yapı oluyor. Vasküler yapısı var ama hücre yok içinde… Boya verildiğinde kan damarlarının orada olduğu görülebi-liyor. Bunu kullanarak hastanın kendi or-ganını kendi hücresi ile çoğaltabiliyoruz.

D O S Y A K Ö K H Ü C R E

YAŞAM ÖMRÜMÜZ UZUYOR VE

YAŞLANDIKÇA ORGANLARIMIZ UZAYAN

ÖMRÜMÜZE YETMEZ OLUYOR. ANCAK

KÖK HÜCRELERİNİ HASTALARA

ORGANLARINI TEDAVİ EDECEK ŞEKİLDE

AKTARABİLMEK İÇİN DAHA ÇOK ZAMAN VAR.

Page 23: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 21

ta kök hücreler b u l u n m a k t a d ı r . Bunlar, kanda bu-lunan yetişkin kök hücreler, kemik iliği ve yağ, vücudun hemen her orga-nında bulunan uzman hücreler, plasentada bu-lunan multipo-tent hücreleri ve pluripotent hücreleri olarak bilinen ve deri ve diğer hücrelerle laboratuarda program-lanabilen hücredir. Kemik iliğin-den alınan kök hücreleri yıllardır kemik ili-ği naklinde kullanılmaktadır. Günümüzde bilim insanları kök hücrelerinin çok farklı koşullarda kullanılmasını keşfetmektedir. Buna ek olarak, rejeneratif tip bilim insan-ları doku ve organ nakli çalışmalarında kök hücreleri kullanmaktadır. Bu alanlarda araştırmalar henüz başlangıç aşamasında olduğundan hangi tedavilerde başarılı olacağını tahmin etmek için henüz çok erken.

Geleceğin rejeneratif tıbbından bahsedebilir misiniz, Kök Hücre ile ölümsüzlük mümkün olacak mı?Dünyanın birçok yerindeki bilim insanları rejenaratif tıpla tedavi edilebilecek has-talıklar ve terapilerden faydalanan hasta sayısını artırabilmek için çalışıyor. Burada amaç, hastaların hayatlarını daha iyi hale getirebilmek ve onların normal bir ömür yaşamalarına yardımcı olmak. Tedavi ala-nındaki gelişmeler sayesinde, buna re-jenaratif tıp da dahil olmak üzere, insan ömrünü yavaş yavaş uzatabileceğimizi düşünüyorum ancak, aşırı bir yaşam uzat-ma veya ölümsüzlük beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. ■

Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye İnovasyon Haftası, Prof. Dr. Anthony Atala sunumu, 28-30 Kasım 2014

yapıları oluşturuluyor. Yani bu minyatür böbreklerin oluşturulması sonucunda bunları implante edebileceğiz ve zaman içinde küçük böbreklerin yaptığı gibi bir idrar sirkülasyonu yapabilecekler… Bu alanda çalışmalara devam ediyoruz ki ge-lecekte solit organları doğrudan hastaya implante edebilelim.”

Bu teknolojilerin insanların yaşam kalitesi-ni artıracağı gibi yaşamlarını da uzatabile-ceğini ifade eden Wake Forest Enstitüsü, Rejeneratif Tıp Bölümü Direktörü Prof. Dr. Anthony Atala, kök hücre konusunda so-rularımızı yanıtladı;

Rejeneratif tıp tüm dünyada artık bir sağlık trendi halini aldı? Bize rejeneratif tıp ve bu konudaki gerek teknolojik gerekse inovasyon anlamında gelişmelerden bahseder misiniz?Rejenaratif tıp, vücudun doğal iyileşme güçlerinden yararlanarak çalışan yeni bir tip ve bilim alanıdır. Bu arada ana fikir, or-gan fonksiyonlarını yenilemek... Hücre te-davileri geliştirerek zarar gürmüş dokula-rın ve organların değiştirilmesi veya doku ve organların laboratuarda geliştirilmesi... Günümüzde tüm dünyadaki bilim in-sanlarının bu alanda çalıştığını söylemek mümkün. Bilim insanları hastalara başarılı bir şekilde mesane, idrar tüpleri, kan da-marları ve nefes boruları implant etmişler-dir. Wake Forest Rejenaratif Enstitüsünde-ki ekibimiz vücudun 30’dan fazla bölümü için dokudan hücre tedavisinin geliştiril-mesi yönünde çalışmaktadır. Rejeratif tıp bazı hastalıkların tedavisinde potansiyel sahibidir. Örneğin, eğer araştırmacılar böbrek fonksiyonlarını geri getirmek için bir yol bulabilirlerse, bu milyonlarca diya-liz hastasına umut verecektir.

Kök Hücre en çok hangi hastalıklarda gündeme gelmekte ve gelecekte hangi hastalıklara çözüm olacağı öngörülmektedir?Açıkçası birçok farklı türde ve kaynak-

ABD’DE YARALANMIŞ ASKERLER İÇİN DÜŞÜNÜLMÜŞ BİR ÇALIŞMADA İNKÜBATÖR DENİLEN KULUÇKA CİHAZLARI İLE KİŞİNİN PARMAK YAPILARI OLUŞTURULMUŞ. KEMİK VE KIKIRDAK ORTAYA YERLEŞTİRİLİP ŞERİTLER HALİNDE KAS KONULMUŞ. BU ÇALIŞMA DENEYSEL OLUP HENÜZ HASTALARDA İMPLANTASYONU YAPILMAMIŞ.

Page 24: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

22 Ş U B A T 2 0 1 4

Türkiye’de Ar-Ge Çalışmaları veKök Hücre Merkezlerinin GeleceğiSağlık Bakanlığının kök hücre konusunda Ar-Ge çalışmaları ve Türkiye’de kök hücre merkezlerinin geleceği…

Kök hücre tanımı nedir?İnsan organizmasında yaklaşık 220 farklı tipte hücre mevcuttur. İnsan vücudunu oluşturan tüm bu hücre tiplerinin ana kaynağı ZİGOT (döllenmiş yumurta hüc-resi) adını verdiğimiz hayatın başlangıç hücresidir. Zigot embriyo gövdesini ve embriyonal döneme ait eklerin tümünü (plasenta, amniyon kesesi, vitellüs kese-si) oluşturabilme kapasitesine sahip ana kök hücredir (Totipotent). Zigottan köken alan hücreler gelişimin ileri evrelerinde farklılaşarak (differansiyasyon) farklı hüc-releri, dokuları ve organları oluşturmaya başlar. Farklanan her hücre olgun hücre adını alır. Kök hücreyi olgun hücreden ayıran farklılıklar vardır.

Gelişimin ilk basamaklarındaki embriyo-nal hücreler embriyonik kök hücreler ola-rak adlandırılır ve yaklaşık 220 farklı hücre tipini ve ardından dört ana (epitel, bağ ve destek, kas, sinir) dokuyu dolayısıyla insan organizmasının bütününü oluştur-ma kapasiteleri (Pluripotent) mevcuttur. Doğumdan sonra olgun hücrelerden oluşan insan organizmasında tüm doku ve organlarda da embriyonik kök hücre-ler kadar yüksek kapasitede olmasa da, aynı embriyonik germ yaprağından kö-

ken alan farklı hücreleri oluşturma kapa-sitesine sahip hücrelere rastlanmaktadır (Multipotent). Erişkin tip kök hücre adı ve-rilen bu hücrelere en iyi örnek Mezenki-mal Stromal/Kök Hücrelerdir. Bu hücreler tüm organların stromasında bulunur ve mezoderm kaynaklı tüm dokulara (kemik, kıkırdak, yağ, bağ doku) dönüşebilme ka-pasitesine sahiptir.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda labora-tuvar ortamında olgun somatik hücreler genetik yeniden programlama ile embri-yonik hücrelere özgü belirli transkripsiyon faktörlerini ifade eden hücrelere dönüştü-rülerek, indüklenmiş pluripotent kök hüc-re (iPS) adı verilen hücreleri elde etmek mümkün olmuştur.1

Kök Hücrenin Araştırma Amaçlı Kullanımı• Hücre biyolojisinin ve gelişimsel biyo-

lojinin temel mekanizmalarını aydınlat-mak amaçlı laboratuvar araştırmaların-da,

• Farmakolojik çalışmalarda, ilaç etkinliği ve kişiye özel hedeflenmiş tedavi (tar-geted therapy) stratejilerini belirlemek amaçlı araştırmalarda,

D O S Y A

P R O F. D R . M E LT E M Ö Z G Ü N E RANKARA ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARIHEMATOLOJİ ONKOLOJİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, PEDİATRİK KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYON ÜNİTESİ, KÖK HÜCRE İŞLEME VE SAKLAMA LABORATUVARI

K Ö K H Ü C R E

Page 25: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 23

ilgili çalışmalar mevcuttur.

Beyin ve sinir cerrahisi: Omurilik hasar-larında, dejeneratif sinir hastalıklarında kök hücre tedavileri deneme aşamasın-dadır.

Kalp-Damar cerrahisi: Akut miyokard enfarktüsü sonrası doku hasarını önlemek ve tamir etmek amaçlı mezenkimal stro-mal/kök hücre tedavisi denenmektedir.

Ayrıca, yine göz, üroloji, çocuk cerrahisi gibi pek çok bilim dalında kök hücrelerin klinikte kullanım alanlarıyla ilgili çalışma-lar devam etmektedir.

Sağlık Bakanlığının kök hücre konusundaki Ar-Ge çalışmalarıSağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü (SAGEM) 2010-2014 Strate-jik eylem planında AR-GE Çalışmalarında Hedefe Yönelik Stratejiler başlığı altında,

• Farmakogenomik, Gen tedavisi ile ilgili araştırmalar, Genetik tanı ile ilgili araştır-malar, Kök Hücre Araştırmaları / Hücre Tedavisi ile ilgili araştırmalar, Minimal invaziv cerrahi araştırmaları, Biyotek-noloji ve Gen teknolojileri, Mekatronik, Nanoteknoloji ve benzeri konularda ka-pasitenin geliştirilmesini,

• Kamu, üniversite ve özel sektör işbirli-

• Gen terapi amaçlı çalışmalarda,

• Doku ve organ mühendisliği alanların-da kök hücreler kullanılmaktadır.

Kök Hücrenin Klinik Amaçlı KullanımıHücresel tedavi ve rejeneratif tıpta kullanımı: Klinikte ilk kök hücre tedavisi kemik iliği transplantasyonlarında kulla-nılmış ve ilk kök hücre tanımı da hema-topoetik kök hücre için kullanılmıştır.2 Bu nedenle ülkemizde de kök hücre te-davilerine en çok ilgi duyan klinisyenler hematoloji uzmanlarıdır. Ve kök hücre tedavileri dendiğinde ilk akla gelen kemik iliği ve kordon kanı transplantasyonları olmaktadır. Oysa ki, kök hücre tanımı çok geniş bir hücre grubunu kapsamaktadır.

Kök hücre tedavilerinin deneme aşama-sında olduğu pek çok tıbbi bilim dalları ve araştırma alanları vardır.

Plastik Cerrahi: Özellikle estetik ve re-konstrüktif amaçlı hücresel ürünler kulla-nılmaktadır.

Ortopedi: Öncelikle kıkırdak doku hasar-larının tamirinde hücresel tedaviler de-nenmektedir.

Genel cerrahi: Yanık cerrahisinde ve da-marsal patolojilerde hücresel ürünlerle

SON YILLARDA YAPILAN ÇALIŞMALARDA LABORATUVAR ORTAMINDA OLGUN SOMATİK HÜCRELER GENETİK YENİDEN PROGRAMLAMA İLE EMBRİYONİK HÜCRELERE ÖZGÜ BELİRLİ TRANSKRİPSİYON FAKTÖRLERİNİ İFADE EDEN HÜCRELERE DÖNÜŞTÜRÜLEREK, İNDÜKLENMİŞ PLURİPOTENT KÖK HÜCRE (İPS) ADI VERİLEN HÜCRELERİ ELDE ETMEK MÜMKÜN OLMUŞTUR.

BİR HÜCREYİ KÖK HÜCRE OLARAK TANIMLAMAKBir hücreyi kök hücre olarak tanım-layabilmek için iki özelliğinin olması gereklidir: • Kendini yenileyebilme (self-re-

newal) kapasitesi, • Birden farklı tipte hücreye dönüşe-

bilme (differansiyasyon) kapasitesi.

Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Laboratuvarı

Page 26: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

24 Ş U B A T 2 0 1 4

hücre çalışmaları son yıllarda hız kazan-mıştır.

Kök hücreler her hastalık grubunda olma-makla birlikte endikasyonları iyi belirlen-miş belli hastalık gruplarının tedavisinde değer kazanacaktır.

Ülkemizin kök hücre merkezlerinin gele-ceğini belirlemek için 3 başlık altında ko-nuyu değerlendirmek faydalı olacaktır.

Kök hücre araştırma merkezleriKök hücrelerin tedavi protokollerine gir-meden önce temel özelliklerinin ve bi-yolojik aktivitelerinin tam ve net belirlen-mesi gerekmektedir. Örneğin embriyonik kök hücrelerle yapılan çalışmalarda bu hücrelerin teratom (embriyonik tümör) oluşturma potansiyellerinin yüksek ol-duğu gözlenmiş ve klinik kullanımından uzaklaşılmıştır. Embriyonik kök hücreler öncelikle gelişimsel biyoloji ve moleküler biyoloji alanında temel bilgileri derinleş-tirmek amaçlı kullanımda faydalı olacaktır. Bu amaçla öncelikle, donanımlı ve konu-da uzman ekiplerin görev alacağı AR-GE merkezlerinin kurulumu gereklidir. Hüc-relerin üretilip, dokuya dönüştürülmesi günümüzdeki teknolojilerle mümkün olmakla birlikte, dokuları biraraya getirip organ oluşturmak ileri teknoloji ve be-raberinde çeşitli zorluklar getirmektedir. Doku ve organ mühendisliği, pekçok fark-lı disiplinden araştırmacının biraraya gele-rek çalıştığı alanlardır. Bu alanda kapsamlı merkezlerin kurulumu devlet desteğine ihtiyaç duymaktadır.

ğiyle Ar-Ge projeleri geliştirilip, kurum-lar arası eşgüdümün sağlanmasını,

• Sağlık alanında görev yapan uluslararası kuruluşlarla işbirliği alanları ve projeler geliştirilmesini planlamıştır.

T.C. Kalkınma Bakanlığının desteklediği ve kurulumu tamamlanmış 17 adet Sağlık Sektöründeki Tematik Araştırma Merkez-lerinden kök hücre ile ilgili olan 2 mer-kezden Pankreas Adacık Hücre İzolasyon Merkezi Sağlık Bakanlığına, diğeri Pediat-rik Kök Hücre AR-GE ve Hücresel Tedavi Merkezi (PEDİSTEM) Hacettepe Üniver-sitesi bağlıdır. Kurulumu devam eden 7 merkezden bir tanesi kök hücre ile ilgili olup Rejeneratif Tıp ve Restoratif Tıp Araş-tırmaları Merkezi adıyla İstanbul Medipol Üniversitesi bünyesindedir.

T.C Sağlık Bakanlığı bünyesinde Hemato-poetik kök hücre nakli tedavisi gereken hastalara uygun verici bulabilmek için Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) oluşturmuş ve merkez ilk etap-ta gönüllü verici kayıt çalışmalarına baş-lamıştır.

Sağlık Bakanlığına bağlı tek kök hücre laboratuvarı 2009 yılında Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EA Hastanesi Pediatrik KİT ünitesinde kli-nik hizmet amacıyla kurulmuştur.

Türkiye’de kök hücre merkezlerinin geleceğiDünyada da yeni tedavi stratejilerinin hücresel tedavilere ve rejeneratif tıp ala-nına doğru yönelmesi ile ülkemizde kök

KLİNİKTE İLK KÖK HÜCRE TEDAVİSİ

KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTAS-

YONLARINDA KULLANILMIŞ VE İLK KÖK HÜCRE TANIMI DA HEMATOPOETİK

KÖK HÜCRE İÇİN KULLANILMIŞTIR. BU NEDENLE ÜLKEMİZDE

DE KÖK HÜCRE TEDAVİLERİNE EN

ÇOK İLGİ DUYAN KLİNİSYENLER

HEMATOLOJİ UZMANLARIDIR.

D O S Y A T Ü R K K I Z I L A Y I

Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hücre Laboratuvarında üretilen Kök Hücreler

KÖK HÜCRE KULLANIM AMAÇLARIGünümüzde kök hücreler çalışmaları; • Araştırma amaçlı, • Klinik kullanım amaçlı olmak üzere

iki yönlü devam etmektedir.

Page 27: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 25

düzenlemelerde öncelikli konulardan ola-caktır.

Kök hücre uygulama merkezleriGünümüzde Kemik İliği Nakil Üniteleri kök hücre tedavilerinin tek uygulayıcısı konumundadır. Hematopoetik kök hücre-ler kemik iliği, periferik kan veya kordon kanı kökenli elde edilmekte ve kullanıl-maktadır. Bu ürünlerin toplanmasında, saklanmasında ve kullanımında titizlikle uyulması gereken JACİE akreditasyon kuralları vardır. Ürünlerin kalitatif ve kan-titatif analizlerinin yapılması, serolojik testlerden geçirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla nakil ünitelerinde aferez ünitele-rinin yanı sıra, analizlerin yapılacağı kök hücre işleme ve saklama ünitelerinin bu-lunması zorunludur. Klinik kullanım ala-nında Hematopoetik Kök Hücre nakli gibi etkinliği kanıtlanmış tedavi yöntemlerinin uygulanmasında, kordon kanı bankacılığı gibi biyolojik bankaların kurulumunda, Sağlık Bakanlığının ilgili Kanun, mevzuat ve yönetmeliklerinin titizlikle hazırlanıp, uygulanması önem kazanmaktadır.

Günümüzde, Sağlık Bakanlığının Ekim 2010 tarihli ‘İnsan doku ve hücreleri ile bunlarla ilgili merkezlerin kalite ve güven-liği hakkında yönetmelik’ bu merkezlerin, kuruluş, işleyiş ve denetimini belirlemek-tedir. ■Kaynaklar:

1-Takahashi, K; Yamanaka, S (2006). “Induction of pluripotent stem cells from mouse embryonic and adult fibroblast cultures by de-fined factors”. Cell 126 (4): 663–76.

2-Maksimov, Alexander (1908). Congress of Hematologic Society, Berlin.

Kök hücre üretim merkezleriKlinik kullanım amaçlı iyi üretim koşul-

larında (GMP şartlarında) hücre üretimi

yapan merkezlerin sayısının ülke ihtiyaç-

larına göre belirlenip, desteklenmesi ge-

reklidir.

Halen ülkemizde GMP koşullarında üre-

tim yapan biri özel sektöre ait, diğeri

üniversite bünyesinde olmak üzere iki

merkez bulunmaktadır. Bu merkezlerde

klinik kullanım amaçlı mezenkimal stro-

mal/kök hücre, kondroblast ve fibroblast

hücre üretimi yapılabilmektedir. Dünyada

ve ülkemizde Mezenkimal Stromal/Kök

Hücre tedavisinin tek endikasyonu ke-

mik iliği nakli sonrası gelişen graft-versus

host (GVHD) hastalığıdır. Sağlık Bakanlığı

izniyle steroide dirençli GVHD olgularında

MKH tedavisi ülkemizde uygulanmakta-

dır. Öncelikle hücresel ürün kullanım en-

dikasyonlarının artması bu tip merkezlere

ihtiyacı attıracaktır. Bu merkezlerle ilgili

DÜNYADA DA YENİ TEDAVİ STRATEJİLERİNİN HÜCRESEL TEDAVİLERE VE REJENERATİF TIP ALANINA DOĞRU YÖNELMESİ İLE ÜLKEMİZDE KÖK HÜCRE ÇALIŞMALARI SON YILLARDA HIZ KAZANMIŞTIR. KÖK HÜCRELER HER HASTALIK GRUBUNDA OLMAMAKLA BİRLİKTE ENDİKASYONLARI İYİ BELİRLENMİŞ BELLİ HASTALIK GRUPLARININ TEDAVİSİNDE DEĞER KAZANACAKTIR.

Page 28: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

26 Ş U B A T 2 0 1 4

Ülkemizde Kök Hücre Çalışmaları Oldukça SınırlıTürkiye’de kök hücre çalışma ve uygulamalarında mevcut durum

Transplant merkezlerinin dağılımı, sayıları, yıllara göre artışlar, transplant türleri ve yıllara göre dağılımlar ile son toplam rakamlarSağlık Bakanlığına kayıtlı toplam 59 mer-kez var olup bunların 41’i erişkin, 18’i pediatrik kök hücre nakil ünitesidir. Ül-kemizde 2012 yılında toplam 2590 nakil yapılmış olup bu nakillerin yaklaşık yüzde 15’i akraba dışıdır. 2013 yılının ilk 6 ayında bin 400 nakil yapılmış olup yılsonunda 3 bini bulmuştur. Allojeneik verici durumu iki merkezde (TRAN-Ankara Tıp Fakültesi, TRİS-İstanbul Tıp Fakültesi) 35 bin civarın-da, kordon kanı sayısı ise dikkate alınma-yacak kadar azdır.

Ülkemiz verilerinin de dahil olduğu EBMT’nin 2011 verilerine bakıldığında tüm Avrupa genelinde yapılan transplan-tasyonların kök hücre kaynağı yüzde 73 periferik kök hücre, yüzde 22’si kemik iliği ve yaklaşık yüzde 6’sı kordon kanıdır. Bu transplantlarda donor tipleri yüzde 40 HLA doku uyumlu kardeş, yüzde 7’si di-ğer akrabalar ve yüzde 54’ü akraba dışı-dır. Ülkemizde ailelerde genellikle kardeş sayısının fazla olması nedeni ile akraba dışı donör kullanımı oranı Avrupa ülke-

lerine göre daha azdır. Toplam 59 nakil ünitesinin 36’sı üniversitelerde, 18’i özel sağlık kuruluşlarında ve 5 tanesi ise Sağ-lık Bakanlığına bağlı hastanelerde faaliyet göstermektedir.

Özellikle SGK paket ödeme programı-nın uygulamaya girmesi ile birlikte son birkaç yılda özel sağlık kuruluşlarındaki transplant ünitelerinin sayılarında hızlı bir artış görülmektedir. Özellikle son 10 yılda ülkemize kök hücre transplant yatak sayı-larında da ciddi bir artış gözlenmekte olup 2004 yılında toplam yatak sayısı 113 iken 2008 de bu sayı 206’ya, 2013’te ise 509’a ulaşmıştır. 2000 yılında ülkemizde yapılan toplam kök hücre nakli sayısı 293 iken bu sayı hemen hemen 10 katın üzerinde bir artışla 2012 yılında 2592’ye ulaşmıştır. Al-lojeneik (kardeş ya da akrabadan) 2008’de 390 iken 2012’de 881’e yükselmiştir. Aynı dönemde akraba dışı allojeneik nakil sayıları 26’dan 162’ye ulaşmıştır. Henüz standart olmayıp deneysel bir transplant metodu olan haploidentik (yarı uyumlu) nakillerin sayısı 2011’de 30 iken 2012’se 133’e ulaşmıştır. Bu son durum SGK pake-tinin haploidentik nakillerde cazip oluşu ve özel hastanelerin artan şekilde bu naki-le ilgilerinin artması ile açıklanabilir.

D O S Y A

P R O F. D R . TA N E R D E M İ R E RTÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (TÜBA) ASLİ ÜYESİ, AVRUPA BİLİMLER AKADEMİSİ (EASA) ÜYESİ, ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HEMATOLOJİ BD ÖĞRETİM ÜYESİ

K Ö K H Ü C R E

Page 29: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 27

Tablo: Avrupa’da yıllara göre kordon kanı nakillerinde artış

Doku Bilgi Bankaları ve Kordon Kanı Bankalarının durumuDünya Doku Bilgi Bankası veritabanın-da kayıtlı gönüllü verici sayısı 22 milyon 51 bin 386’ya ulaşmıştır. Kordon kanı bankalarında saklanan toplam 597 bin 190 kordon kanı ünitesi mevcuttur. 518 organizasyondan toplam 861 kullanıcı, online dünya doku bilgi bankası hizme-tini kullanma yetkisine sahiptir. Allojeneik kordon kanı bankaları Kamusal kuruluşlar olup ücretsiz saklama yapmaktadır. Ulusal araştırma fonları tarafından desteklenen bu bankalar herhangi bir hastaya gerekti-ğinde kullanılması amaçlı yabancı kordon kanı temin etmektedir. Otolog amaçlı kor-don kanı bankaları özel kuruluşlar olup ücretli saklama yapmaktadır. Ücret aile tarafından karşılanmakta olup gerektiğin-de çocuğun kendisine kullanılması amaç-lıdır. Avrupa Birliği Sağlık Bakanları Konseyi

Gerek akraba dışı allojeneik gerekse hap-loidentik nakiller gibi özellikle akademik ortamda ve akademik bir ilgi bazında ya-pılması gereken nakillerin sadece üniver-site ve kamu hastanelerinde yapılmasının uygun olacağını belirtmek isterim. Hatta haploidentik ve akraba dışı nakillerde SGK paketi içerisindeki transplant sonrası ba-kım sürelerinin 100 günden 200 güne çı-karılması daha uygun olacaktır.

Türkiye’de çocuklarda akraba dışı kordon kanı transplantasyonuYaklaşık 1997 yılında aktif olarak başla-yan çocuk hasta grubunda akraba dışı kordon kanı nakilleri son 10 yılda bütün dünyada dikkate değer bir artış göster-miştir. 1997’de onlar dolayında olan bu tip transplantların sayısı 2010’lara doğru dünya genelinde 900 dolayına ulaşmış-tır. Bugün kordon kanı bankalarının yüz-de 40’ı Kuzey Amerika’da, yüzde 35’i Av-rupa’da ve yüzde 20’si Asya ülkelerinde bulunmaktadır. Ülkemizde sadece 6 adet kordon kanı bankası olup bu sayı yetersiz kalmaktadır. Türk Pediatri Derneği’nin ve-rilerine göre akraba dışı kordon kanı nakil-leri çocuklarda yapılan nakillerin sadece yüzde 3’ünü oluşturmaktadır. Bu zamana kadar ülkemizde çocuklarda yapılan akra-ba dışı kordon kanı nakilleri 97’ye ulaşmış olup 2009 yılından itibaren değişik mer-kezlerde yapılan akraba dışı kordon kanı nakli sayıları 10 ve üzerindedir.

TAM UYGUN KEMİK İLİĞİ DONÖRÜ BULUNAMAYAN HASTALAR İÇİN UYGUN KORDON KANI BULUNMASI HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR. KORDON KANININ ALLOJENİK AMAÇLI OLARAK ALLOJENİK KORDON KANI BANKALARINDA SAKLANMASI BİLİMSEL AÇIDAN DESTEKLENMELİDİR.

Grafik; Türkiye’de yıllara göre transplant sayıları Kemik İliği Nakil Sayıları Değişimi 2000 - 2012

Page 30: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

28 Ş U B A T 2 0 1 4

doku bilgi bankalarına gönüllü vericilerin HLA bilgileri kaydedilmektedir.

Ülkemizde ruhsatlı 2 tane devlet üniver-sitesi bünyesinde, 4 tane özel sektöre ait toplam 6 kordon kanı bankası bulunmak-ta ve mevcut bankalar ülkemizin allojenik amaçlı saklanan kordon kanı ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Bu nedenle yurt dı-şından kordon kanı temin edilme yoluna gidilmektedir. Bu sorunun giderilmesi amacıyla sadece allojenik amaçlı ulusal kordon kanı bankası kurulması gerekmek-tedir.

Transplant sonrası atılım reaksiyonlarının (GVHD, Graft versus Host Disease) Mezankimal Kök Hücre (MKH) kullanımı ile tedavisiSon yıllarda MKH infüzyonlarının transplant sonrası atılım reaksiyonlarının önlenmesi ve tedavisinde başarılı sonuç-lar verdiği artan şekilde gözlenmektedir.

kordon kanının otolog amaçlı saklanmasını tavsiye etmemiştir. Otolog amaçlı saklanan kordon kanının ilgili çocuk için kullanım şansı 1/100.000’dir. Otolog kordon kanı sak-lı çocuğun ileride lösemi olması halinde en uygun yöntem kardeşinden veya yabancı-dan allojeneik kök hücre veya kordon kanı naklidir. Bu nedenle otolog amaçlı kordon kanı saklanması özendirilmemelidir.

Sonuç olarak tam uygun kemik iliği donö-rü bulunamayan hastalar için uygun kor-don kanı bulunması hayati öneme sahip-tir. Kordon kanının allojenik amaçlı olarak allojenik kordon kanı bankalarında sak-lanması bilimsel açıdan desteklenmelidir.

TÜRKÖK ProjesiSağlık Bakanlığınca başlatılan ve özellikle son 2 yılda hız verilen TÜRKÖK projesinin en önemli hedefi ülkemizde kısa zaman-da büyük bir ulusal doku bilgi bankasını Türk Kızılayı ile işbirliği içerisinde oluştur-maktır. Ülkemizde şu anda gönüllü verici merkezleri bulunmamaktadır. Doku bilgi bankalarındaki kayıtlı gönüllü verici sayısı ülkemizin ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bankaların bu amaç için ay-rılan ödenekleri kısıtlı olduğu için bütün başvurular değerlendirilmemektedir. Gö-nüllü vericilerin eğitilmesi amacıyla ka-nun ve yönetmeliklere uygun olarak gö-nüllü verici merkezi açılması ve gönüllü vericilerin verici olarak seçildikten sonra verici olma işlemleri sırasındaki tüm mas-raflarının karşılanması gerekmektedir. Bu merkezlerin hayata geçirilmesiyle gönül-lü verici sayısının en az 1 milyona çıkarıl-ması hedeflenmektedir.

Ülkemizde 43 ruhsatlı doku tipleme la-boratuvarı bulunmaktadır. Bu laboratu-varlardan sadece iki tanesi uluslararası akreditasyona sahiptir. Doku tipleme la-boratuvarlarının kapasitesi ve kullanılan teknik ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bilindiği üzere, ülke-mizde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi bünye-sinde olmak üzere toplam iki adet doku bilgi bankası hizmet vermektedir. Bu

D O S Y A K Ö K H Ü C R E

GENEL DEĞERLENDİRME• Ülkemizde kök hücre çalışma ve

uygulamalarının çok büyük bir kıs-mını erişkin ve pediatrik kök hücre transplantasyonları oluşturmaktadır.

• Ülke nüfusumuz göz önüne alındığında ve benzer nüfusu olan Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere) ile kıyaslandığında gerek allojeneik, gerekse de otolog nakil sayıları olması gerekenin yüzde 40’ları dolayındadır.

• Ülkemizdeki kök hücre transplant merkezlerinin hemen hemen tamamı EBMT tarafından akredite edilmiştir. Ancak sadece 2 Merkezin JACIE akredistasyonu vardır.

• Akraba dışı nakiller ile haploidentik nakiller gibi akademik kapsamlı nakillerin özel hastanelerde yapıl-masına müsaade edilmemelidir.

• Haploidentik ve akraba dışı nakillerde SGK paketi içerisindeki transplant sonrası bakım süreleri kesinlikle 100 günden 200 güne çıkarılmalıdır.

• Sağlık Bakanlığımız JACIE akre-diatasyonunu özendirmeli, hatta zorunlu kılmalıdır.

• Ülkemizde kök hücre çalışmaları (Erişkin, pediatrik, rejenerative, mezankimal) oldukça sınırlı ve az sayıdadır. Bu çalışmaların önündeki bürokratik engeller mümkün oldu-ğunca azaltılmalıdır.

• Sağlık Bakanlığımızın Embriyonik kök hücre çalışmaları konusundaki duruşunu günümüzün şartlarına göre yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.

• Kök hücre ve Rejenerative Tıp alanındaki çalışmalar özendirilmeli ve artan şekilde desteklenmelidir.

• Başbakanlığımıza bağlı Yüksek Bilim Kurulunun son yıllardaki perfor-mansı ve sağlık projelerine öncelik ve ağırlık vermesi takdire şayandır.

• TÜBİTAK’ın son yıllarda artarak de-vam eden ve özellikle ilaç üretimi, kök hücre ve diğer sağlık alanla-rındaki çağrı programları ülkemiz araştırıcıları için çok iyi bir fırsat olup iyi kullanılmalıdır.

Page 31: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 29

ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN KÖK HÜCRE TRANSPLANT MERKEZLERİNİN JACIE AKREDİTASYONU SAĞLIK BAKANLIĞI TARAFINDAN TEŞVİK EDİLMELİ HATTA ZORUNLU HALE GETİRİLMELİDİR.

JACIE akreditasyon işlemlerini tamamla-ma süresi yaklaşık 16 aydır. Hücresel te-davilerde JACIE’nin amacı ürün toplama, işleme ve nakil işlemlerinde kalitenin yük-seltilmesidir. Kordon Kanı için JACIE’nin amacı ürün toplama, bankalama ve nakil için bankadan dağıtım işlemlerinde kalite ve standartların yükseltilmesidir.

JACIE’nin en temel amacı hastalar için mümkün olan en iyi sonuçların elde edil-mesini sağlamaktır. JACIE bazı ülkelerde kanuni zorunluluk olup sağlık sigorta şir-ketleri veya sosyal sigorta şirketleri ihtiyaç duyabilmektedir. Ülkemizde faaliyet gös-teren kök hücre transplant merkezlerinin JACIE akreditasyonu Sağlık Bakanlığı tara-fından teşvik edilmeli hatta zorunlu hale getirilmelidir. ■

Referanslar:

1) Korbling M, Freireich EJ. 25 years of Peripheral blood stem cell transplantation. Blood, 2011;117, pp 6411-6416.

2)BaldomeroH, Gratwohl M, Gratwohl A et al. The EBMT acti-vity survey 2009: Trends over the past 5 years. Bone Marrow Transplant 2011, 46, pp 485-501

3) Gluckman E. History of cord blood transplantation. Bone Mar-row Transplant 2009, 44: pp 621-626.

4) Samson D, S Cortenbach I, Pamphilon D et al. Current status of JACIE accreditation in Europe: A special report from Joint accredi-tation committee of the ISCT and the EBMT (JACIE). Bone Marrow Transplant 2007;39, pp 133-141

*Veriler Sağlık Bakanlığı, Türk Hematoloji Derneği (THD) ve kısa adı EBMT olan Avrupa Kemik İliği Transplantasyon Grubundan temin edilmiştir.

Bu nedenle ülkemizde de transplant son-rası gerek akut gerekse de kronik atılım reaksiyonları (GVHD)’nin tedavisi için 104 hastada toplam 153 işlem yapılarak MKH infüzyonları gerçekleştirilmiştir. Dünyada birçok ülke bu hücreleri dış ülkelerden temin ederken MKH’nın ülkemizde üretil-mesi ve hastalarımıza kullanılması önemli bir gelişmedir.

Sonuç olarak 81 hastaya 123 kez akut GVHD için ve 20 hastaya 26 kez kronik GVHD için MKH kullanılmış ve yüzde 60 üzerinde tam ve kısmi cevap elde edil-miştir.

Ülkemizde kök hücre çalışmalarına genel bakışSağlık Bakanlığı Doku ve Kök Hücre Bilim Kurulu bu zamana kadar 36 projeye onay vermiştir. Bunlar: GATA 10, Erciyes Üniver-sitesi 4, Ankara Üniversitesi 4, Acıbadem Üniversitesi 3, Istanbul Üniversitesi 2, Di-ğer Üniversiteler 13. Son olarak Erciyes Üniversitesi 3 yeni proje ile başvurmuştur. Toplam 39 proje mevcut olup proje sayı-ları beklenenin çok altında kalmaktadır. Proje hazırlık ve başvuru aşamaları ile etik kurullardaki bürokratik engellerin hızla azaltılması proje sayılarını ciddi şekilde arttıracak ve ülkemizin diğer ülkelerle bu alanda bilimsel rekabetine hız katacaktır.

Akreditasyonun önemi ve EBMT merkezli JACIE (Joint Accreditation Committee of EBMT) Akreditasyonunun değerlendirilmesiAvrupa ülkelerindeki kök hücre transplant ünitelerinin yüzde 55’i JACIE akreditasyo-nuna sahiptir. Ülkemizde JACIE sertifikas-yonu olan 22 müfettiş olmasına rağmen ne yazık ki sadece 2 kök hücre transplant merkezinin JACIE akreditasyonu vardır, bunlar Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Adana Başkent Üniversitesi Tıp Fakülte-leridir. EBMT merkezli bu akreditasyonun amacı, kök hücre transplant ünitelerinde verilen hizmetin kalitesinin arttırılması ve standartların yükseltilmesidir. Bir ünitenin

Page 32: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

30 Ş U B A T 2 0 1 4

Avrupa’da Kök Hücre Tedavisi İçin Mevcut PolitikaTemel kök hücre araştırmalarının rutin tedavilere dönüştürülmesi karmaşık ve çok aşamalı bir süreçtir

Kök hücre tabanlı tedaviler terapötik amaçlı olarak hücrelerin toplanması, saf-laştırılması, manipülasyonu, karakterizas-yonu ve aktarılmasını kapsamaktadır. Kli-nik ve ticari amaçlı hücre ve doku tabanlı tedaviler hazırlanırken dikkate alınması gereken Kök Hücre tabanlı ürünlerin gü-venlik, etkinlik ve kalitesi ile ilgili birçok düzenleyici unsur mevcuttur.

Avrupa Birliği (AB) yönetmelikleri ve dü-zenlemelerine göre kök hücre tedavi protokollerini oluşturan araştırmacı ve doktorlara yardımcı bazı Avrupa kuruluş-ları vardır. Bu kuruluşlar arasında Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Avrupa Birliği’nde kulla-nım için farmasötik şirketlerce geliştirilmiş ilaçların bilimsel değerlendirmesinden sorumludur. İleri Tedaviler Komitesi (CAT), EMA’da ileri tedavi tıbbi ilaçların (ATMPler) kalite, güvenlik ve etkinliğini değerlendir-mekten sorumlu komitedir ve alandaki bilimsel gelişmeleri takip etmektedir.

ATMPler nelerdir? ATMPler gen ve hücrelerden oluşturulan ilaçlardır. Birçok hastalık ve yaralanma için çığır açıcı yeni tedavi fırsatları sunabil-mektedir. Önemli manipülasyonlara tabi, amaçlanan terapötik uygulama ile ilişkili

biyolojik özelliklerinde, fizyolojik fonk-siyonlarında veya yapısal özelliklerinde değişikliğe yol açıldığı durumlarda kök hücreler bu düzenlemeye tabidir.

EMA uygulama zamanındaki farklılaşma durumlarından bağımsız olarak başlangıç malzemesi olarak kök hücreleri kullanan tüm ATMPlerle ilgili olarak bir Yansıma Belgesi hazırlamıştır.

Kök hücre tedavisi uygulamak için düşünülmesi gereken ana noktalar nelerdir?EMA yansıma belgesine göre, kök hüc-reler örneğin yavru hücreler oluşturma kapasitesi ve çoklu-soy farklılaşma kapa-sitesi gibi kendini yenileme kapasitesine sahip hücreler olarak tanımlanabilir. Kök hücreler farklılaşmamış bir formdaki kök hücreler olarak çoğalma kapasitesine sa-hiptir. Kök hücreler şunlardan oluşmakta-dır.

• Blastokistlerden üretilen embriyonik kök hücreler (hESCler)

• Aşağıdakilerden oluşan yetişkin veya somatik kök hücreler

- Hematopoietik progenitor / kök hücreler (HSCler)

D O S Y A

P R O F. D R . U M B E R T O G A L D E R I S IDENEYSEL İLAÇ BÖLÜMÜ, SECOND UNİVERSİTY OF NAPLES, İTALYASBARRO ENSTİTÜSÜ KANSER ARAŞTIRMALARI VE MOLEKÜLER TIP, TEMPLE ÜNİVERSİTESİ, PHİLADELPHİA, PA - AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİGENKÖK GENOM VE KÖK HÜCRE MERKEZİ, ERCİYES ÜNİVERSİTESİ, KAYSERİ - TÜRKİYE

K Ö K H Ü C R E

Page 33: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 31

ÜÇ TEMEL YÖNETMELİKAvrupa Birliği (AB) hücre tedavilerinin güvenlik, etkinlik ve kalitesi ile ilgili tüm unsurlarla ilgili özel bir düzen-leme çıkarmıştır. Avrupa’da hücre tedavisi konusundaki düzenleme temel olarak üç yönetmeliğe dayan-maktadır: • Tıbbi ürünü ve tıbbi ürün veya hüc-

re tedavisi ürünlerini ihtiva eden hücreyi tanımlayan Yönetmelik 2003/63/AB (Yönetmelik 2001/83/AB’ye ek).

• Bu tür hücre tedavi ürünleri için Klinik Vakaların zorunluluğuna vurgu yapan ve bu vakaların onayı için özel gereklilikleri tanımlayan Yönetmelik 2001/20/AB.

• İnsan dokuları ve hücrelerinin stan-dart kalitesini, bağışlama güvenli-ğini, yerleştirilmesini, kontrolünü, işlenmesini, korunmasını, saklan-masını ve dağıtımını belirleyen Yönetmelik 2004/23/AB.

kapasitesine ve çoklu farklılaşma safhala-rına sahip hücreler veya hücre tiplerinin karmaşık bir karışımından oluşabilir. In vivo farklılaşma kapasitesi ve etki şekli ço-ğunlukla in vitro kültürdeki işlenme yön-temleri, koşulları ve sürelerine bağlıdır. Medya kompozisyonu (örneğin büyüme faktörleri veya serum kullanımı gibi) ayrıl-ma yöntemleri ve hücre konflüansı hücre kompozisyonu ve biyolojiyi etkileyebilir.

Plastisitesi ve ürün farklılaşması nedeniyle klinik olmayan ve klinik çalışmaların iyi ta-nımlanmış ve özellikleri belirlenmiş ürün-lerle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Özdeşlikİdeal olarak kullanılacak marker kombi-nasyonu, hücre tipleri ve farklılaşma du-rumlarını birbirinden ayırabilmelidir.

SaflıkSaflık mutlaka homojenlik anlamına gel-memektedir. Örneğin tanımlanmış seçici hücre yüzeyi markerlerinin yokluğu ne-deniyle kök hücrelerin hücre ayrılması/zenginleştirilmesine yatkın olmayabilece-ği kabul edilmiştir. Bununla birlikte, ürün uyumu için minimum şartlar uygulanma-lıdır.

- Mesenkimal stromal / kök hücreler (MSCler)

Dokuya özgü progenitor hücreler• İndüklenmiş pluripotent kök hücreler

(iPSCler).Tüm bu hücre tipleri için bazı anahtar noktalar dikkate alınmalıdır:• Başlangıç malzemeleri• Üretim süreci• Süreç değerlendirmesi• Vasıflandırma ve kalite kontrol:

- Özdeşlik - Saflık - Potans - Tümör oluşturma ve genomik stabilite

• Klinik olmayan Değerlendirmeler:- Hayvan modelleri - Biyo dağılım ve

niş - in vivo farklılaşma -immün red-detme ve direnç

• Klinik Değerlendirmeler:- Farmakodinamikler - Farmakokine-

tikler - Doz bulma araştırmaları - Kli-nik etkinlik ve güvenlik -Farmakoviji-lans.

Bu noktalardan bazılarına göz atalım…

Kalite Değerlendirmeleri: Başlangıç malzemesiKök hücre preparatları klonlanmış bir popülasyondan veya çeşitli farklılaşma

ATMPLER GEN VE HÜCRELERDEN OLUŞTURULAN İLAÇLARDIR. BİRÇOK HASTALIK VE YARALANMA İÇİN ÇIĞIR AÇICI YENİ TEDAVİ FIRSATLARI SUNABİLMEKTEDİR.

Page 34: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

32 Ş U B A T 2 0 1 4

mevcuttur. Teratoma oluşumu anatomik olarak duyarlı bölgelerde (örneğin mer-kezi sinir sistemi) oluştuğunda güvenlik sorunları oluşturan, pluripotent kök hüc-relerin (örneğin iPSCler ve hESCler) asıl özelliğidir. Farklılaşmamış pluripotent kök hücreler malignant teratokarsinomalar oluşturabilir

FarmakokinetikKabul edildiği üzere, günümüzde uygun tekniklerin bulunmaması nedeniyle in-sanlarda biyodağılım çalışmaları (vücutta kök hücre transplantının kaderi) gerçek-leştirmek kolay olmayacaktır. Bununla birlikte, ürünün risk profiline ve uygulama yöntemi ile bölgesine göre bu çalışmalar önemli olabilir ve şu an gerçekleştirilme-meleri doğru olabilir.

SonuçlarTemel kök hücre araştırmalarının rutin tedavilere dönüştürülmesi karmaşık çok aşamalı bir süreçtir, mevcut düzenleme ve rehberlerle uyumlu olsa bile potan-siyel riskler nedeniyle tahmini terapötik etkilerini kontrol etmekle ilgili zorluklar oluşturmaktadır. ■Bibliyografya:

• AB Yönetmelik 2003/63/AB (Yönetmelik 2001/83/AB’ye ek)

• AB Yönetmelik 2001/20/AB

• AB Yönetmelik 2004/23/AB

• Avrupa İlaç Ajansı www.ema.europa.eu/ema

Avrupa İlaç Ajansı. Kök hücre tabanlı tibbi ürünler hakkında Yansı-ma belgesi. 14 Ocak 2011 EMA/CAT/571134/2009 İleri Tedaviler Komitesi (CAT)

PotansBir potans testinin tasarımı ürüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve fonksiyo-nel testler ile marker tabanlı testleri içere-bilir. İdeal olarak test en azından yarı-kan-tatif olmalı ve istenen terapötik etkiyle korelasyon göstermelidir.

Biyodağılım ve nişMevcut metodolojilerin sınırlılığı nede-niyle, insan çalışmaları için biyodağılımla alakalı tam bilgi sağlanamamaktadır. Bu nedenle, kök hücrelerin klinik olmayan biyodağılım çalışmaları çok önemli ola-rak kabul edilmektedir. Biyodağılım çalış-malarının tasarımı kök hücre ölümünün çok basamaklı bir süreç (örneğin göç, niş, engraftment, farklılaşma ve süreklilik gibi) olduğunu dikkate almalıdır.

Tümör oluşturmaPluripotent kök hücre (örneğin iPSCler ve hESCler) ve somatik kök hücreler (örneğin MSCler, HSCler) arasında tümör oluşu-munun doğal riski ile ilgili tam bir farklılık

D O S Y A K Ö K H Ü C R E

EMA YANSIMA BELGESİNE GÖRE,

KÖK HÜCRELER ÖRNEĞİN YAVRU

HÜCRELER OLUŞTURMA

KAPASİTESİ VE ÇOKLU-SOY

FARKLILAŞMA KAPASİTESİ GİBİ

KENDİNİ YENİLEME KAPASİTESİNE SAHİP

HÜCRELER OLARAK TANIMLANABİLİR.

Page 35: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 36: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

34 Ş U B A T 2 0 1 4

Vücudun Yapay Organı Reddetmesi Tarih Olacak!‘Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi’ kapsamında 3B Biyo-Yazıcı ile canlı hücreler kullanılarak doku yapısı üretildi

Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygu-lama ve Araştırma Merkezi’nde (SUNUM), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç ve ekibi canlı hücreler kulla-narak üç boyutlu biyo-basım yöntemi ile yapay doku üretmeyi başardı.

Bahattin Koç liderliğindeki 3B doku ve organ basımı proje grubunun nihai he-defi, laboratuvar ortamında bir doku veya organının bir bölümünü, anatomik yapısına uygun olarak üç boyutlu biyoya-zıcı ile canlı hücreler kullanarak basmak. Projenin ileriye dönük en önemli hedefi, 3B Biyo-yazıcı ile hastanın kendi normal hücrelerini veya kök hücrelerini kullana-rak, gereken doku hatta organının bire bir kopyasını üretebilmek. Böylelikle has-tanın kendi hücreleri ile üretilen yapay doku veya organı hastanın vücudunun reddetmesi gibi bir durumu ortadan kal-dırmak.

Ekip MR datalarını kullanarak, MR’daki anatomik yapıya uygun olarak Aort da-marı doku örneğini, hücreleri ve destek yapılarını kat-kat üç boyutlu basarak oluş-turuldu. Proje ekibi, canlı hücreler kullana-rak 3B bio-basım yöntemi ile aort benzeri, anatomik yapısına uygun, büyük damar dokusu üretti.

Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi ekibi, aort doku örneğini 3B olarak basmak için canlı insan fibroblast hücrele-rini biyo-mürekkep olarak kullandı. İnsan damar dokusu genel olarak üç farklı hücre tipinden oluşmaktadır: Fibroblast, endotel ve düz kas hücreleri. Fibroblast hücreleri bağ dokusunun ana hücreleridir. Dokular için gerekli olan ekstraselüler matriks yapı-sının ve kolojen proteinin oluşumunu sağ-lar. Endotel hücreleri ise damarların ince iç tabakasını oluşturan hücrelerdir. Düz kas hücreleri damar, yemek borusu, bağırsak gibi iç organlarda bulunan kas hücreleri-dir. Bir sonraki aşama olarak fibroblastların yanı sıra endotel ve düz kas hücrelerini de kullanarak oluşturulacak damar doku-sunu biyoreaktörde güçlendirmek için ça-lışmalar devam ediyor.

D O S Y A

PROJE EKİBİ, CANLI HÜCRELER KULLANARAK 3B

BİO-BASIM YÖNTEMİ İLE AORT BENZERİ,

ANATOMİK YAPISINA UYGUN, BÜYÜK

DAMAR DOKUSU ÜRETTİ.

K Ö K H Ü C R E

Page 37: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 35

Daha önce yapılmış doku mühendisli-ği çalışmalarından farklı olarak, biz, 3B basımda canlı hücreleri biyo-mürekkep olarak kullanıyoruz Geliştirdiğimiz algorit-maları kullanarak üreteceğimiz dokunun anatomisine göre hücrelerin basım yol-larını en optimum şekilde hesaplıyoruz. Aynı zamanda hücreleri desteklemek için, destek yapılarını belirliyoruz. Yine diğer çalışmalardan en büyük farkımız, tüm hücreler tamamen birbirini desteklemiş şekilde dokunun üç boyutlu anatomisi-ne uygun olarak belirliyoruz. Biyoyazıcıyı kontrol etmek için komutlar dosyaya kay-dediliyor. Daha sonra bu komutları kulla-narak biyo-yazıcının nereye hücre, nereye destek yapısı basacağını kontrol ediyoruz.

Sonuçta ana hedefimiz anatomik yapıya yakın ve fizyolojik gereksinimleri karşıla-yabilecek yapay aort damar dokusunun elde edilmesini hedefliyoruz. Projede fonksiyonel organ veya doku yapmıyoruz ama birebir doku veya organın bir par-çasını, geliştirdiğimiz algoritma ve prog-ramlar ile tasarlıyoruz. Daha sonra 3B bi-yoyazıcıyı kontrol edecek komutlar haline getirip, kat-kat canlı hücre ve biyomal-zemeler ile basımını gerçekleştiriyoruz. Şu anda tam fonksiyonlu bir yapay doku üretme aşamasında değiliz ama bunun için çalışmalarımız devam ediyor.

Bahattin Koç’un 3B Doku ve Organ Basımı Projesindeki çalışmalarıSabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği Programı Öğretim Üyesi Bahattin Koç’un 3B yazıcı ile üretim araş-tırmalarına yaklaşık 16 yıl önce başladı. Doku mühendisliği ile ilgili çalışmalarına Amerika’da University at Buffalo (SUNY) de yaklaşık 7 sene önce başladı. Amerikan Savunma Sanayi (U.S. Department of De-fense) tarafından desteklenen yapay deri ve yaraların iyileşmesi için scaffold adı verilen 3B destek yapılarının tasarımı ve üretimi üzerinde çalışmalar yaptı. Yaklaşık 2 yıldır da bu proje üzerinde, doğrudan canlı hücreleri 3B basımı ile yapay doku ve organ üretimi üzerinde çalışıyor. ■

Disiplinlerarası bir çalışmanın sonucu ola-rak üretim sistemleri, biyoloji, nanotekno-loji, malzeme, gibi konularda çalışan yük-sek lisans öğrencileri ile araştırmacıların yer aldığı dört kişilik ekip, projede ayrıca biyoloji konusunda Yeditepe Üniversitesi ve tıbbi konularda GATA’daki danışmanla-rından destek alıyor.

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sis-temleri Programı öğretim üyesi Bahat-tin Koç 3B Doku ve Organ Basımı Pro-jesini anlatıyor:

Bu çalışmaya öncelik vermemizin iki te-mel sebebi var: Birincisi, Aort insandaki en büyük ve tek damar olduğu için, bunun otolog greft ile tedavisi maalesef müm-kün değil. Bunun tedavisi için şu anda plastikden (dacron) yapılmış sentetik da-marlar kullanılıyor ve bunlar hiçbir zaman normal insan damarı gibi olmuyor. İkinci sebep, eğer 3B yapay doku veya organ üretecek isek, bu doku veya organların beslenmesi için öncelikle damar doku-sunun oluşturulması gerekiyor. Bu arada birçok insanın bilmediği bir gerçek: Eins-tein’ın ölüm sebebi abdominal aort anev-rizmasıdır. Anevrizma demek bir damarın balon gibi genişlemesidir. İleriki aşamada damar yırtılması ile iç kanamaya ve ölüme neden olabilir. Bizim çalışmamız sonu-cunda, abdominal aort damarı hastanın kendi hücre veya kök hücrelerini kullana-rak üretilebilecek ve yapay damar bu tür hastalara nakil edilecek. Şu anda bu çalış-maların başlangıç aşamasındayız ve klinik uygulamaları uzun yıllar alabilir.

“PROJEDE FONKSİYONEL ORGAN VEYA DOKU YAPMIYORUZ AMA BİREBİR DOKU VEYA ORGANIN BİR PARÇASINI, GELİŞTİRDİĞİMİZ ALGORİTMA VE PROGRAMLAR İLE TASARLIYORUZ.”

H A B E R Ö M E R D U R A K

Page 38: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

36 Ş U B A T 2 0 1 4

Tam Gün Yasası’ndan sonra 370 akademisyen emekliye ayrıldıTam Gün Çalışma Yasası’yla yeterli ücret alamayacakları için birçok önemli aka-demisyenin üniversiteden ayrılacağı ileri sürülmüştü. Sağlık Bakanı Mehmet Müez-zinoğlu’na “Tam Gün Çalışma başladıktan sonra önemli bir insan gücü kaybı oldu mu? Sizin önünüze gelen raporlar neler söylüyor? Kaç akademisyen ayrıldı?” diye sorduk:

“Biliyorsunuz akademisyenlerin iki yıllık üc-retsiz izin hakkı vardı ve bin 200 civarında öğretim üyesi iki yıl ücretsiz izin almıştı. Bunların yüzde 50-60’ı dönüyor. Bu süreç dolayısıyla 370-400 civarında emekliliği is-teyen hak etmiş hoca da vardı. Onlar emek-liliğini istedi. Onların artık geri dönmesini beklemiyoruz. Emekliye ayrılan ve dönme-yen hocalardan da üniversite yönetimleri sözleşmeli olarak istifade edecek.” ■

Kamu hastaneleri, üniversite ve özel hasta-nelerdeki çalışma düzenini değiştiren Tam Gün Yasasının yürürlüğe girmesinin ardın-dan hekimlerin üç ay içinde muayeneha-nelerini kapatmaları ve özel sağlık kuruluş-larıyla bağlantılarını kesmeleri bekleniyor. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Tam Gün Çalışma Yasası’nın en önemli mis-yonunun sağlığı bir bütün haline getirmesi olduğunu söyledi:

“Tam Gün ile ne getirdik? Birinci derecede üniversite hastanelerine, hocalarına ge-rek eğitim, gerek uygulama dinamiklerini güçlendirmeyi hedefledik. Üniversitede hocalar gündüz mesailerinin yüzde 50’sini akademik çalışma, araştırmaya ayıracak. Di-ğer yüzde 50’si de uygulama üzerine ola-cak. YÖK ve Sağlık Bakanlığı olarak 15 gün içinde bu çalışmaya son şeklini vereceğiz. Hocalarımız saat 17.00’den sonra kendi ku-rumlarında mesai yapabilir. Özel hastaları-na sağlık hizmeti sunabilir. Özel hastaların SGK haklarından da hem hasta, hem de kurum istifade edebilir. Bir taraftan SGK o hastanın taahhüdünü devam ettirebilir.”

Üniversitede özel muayene ve ameliyat için alınacak ücretlerVatandaşın üniversite hastanelerinde saat 17.00’den sonra alacağı sağlık hizmetinde ödeyeceği ekstra ücret, bir muayene ücreti kadar olacak. Bakan Müezzinoğlu, en cid-di ameliyatlarda bile iki brüt asgari ücreti geçmeyecek kadar ücret alınmasının plan-landığını söyledi. Alınacak ücretlerin yüzde 50-60’ının da üniversite hocalarına verilme-si planlanıyor.

H A B E R

Tam Gün Yasası Yürürlüğe Girdi Al Jazeera’nin sağlık gündemiyle ilgili sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu Tam Gün Çalışma Yasası’nın getirdiklerini anlattı.

SAĞLIK BAKANI MEHMET

MÜEZZİNOĞLU: ÜNİVERSİTEDE

HOCALAR GÜNDÜZ MESAİLERİNİN YÜZDE 50’SİNİ

AKADEMİK ÇALIŞMA VE ARAŞTIRMAYA AYIRACAK; DİĞER

YÜZDE 50’Sİ DE UYGULAMA ÜZERİNE

OLACAK. YÖK VE SAĞLIK BAKANLIĞI

OLARAK 15 GÜN İÇİNDE BU ÇALIŞMAYA

SON ŞEKLİNİ VERECEĞİZ.

Kaynak: Al Jazeera Turk (El Cezire Türk), Sibel Güneş haberinden

H A B E R A Y Ş E Y I L M A Z T Ü R K

Page 39: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 37

H A B E R

ğız. Ülke genelinde hastane yatak kapasi-temiz toplam 122 bin civarında. Bunu 130 binlere çıkarmayı hedefliyoruz. 130 bin ya-tak kapasitesinin 90 bini önümüzdeki 4 yıl içinde sıfırdan yenilenmiş ileri teknolojili hastaneler konumuna dönüşecek.”

Sağlık turizmi geliri dörde katlanacak Yakın coğrafyasındaki 1 milyar nüfusa Türkiye’nin sağlıktaki marka değeri göste-rilerek önümüzdeki 5 yılda sağlık turizmi gelirlerinin 2,5 milyar dolardan 10 milyar dolarlara çıkabileceğini anlatan Dr. Müez-zinoğlu, şöyle devam etti: “Ama 2023’ler-de 20-25 milyar dolara çıkartacak hedef-leri inşallah hep birlikte başaracağız. Ama bütün bunlarda 2 tane sağlıklı yürümemiz için sağlıklı güçlü ayağa ihtiyacımız var. Bi-rincisi milli iradenin hak ve hukuku zede-lenmeden güçlü bir şekilde yere basması onun getirdiği ekonomik istikrarı kaybet-

meden yolculuğumuzu yapmamız. Son 1,5 ayda ekonomik istikrarımızı bozmak veya milli iradeyi zedeleyerek yürüyüşü-müzü bozmak isteyenler bakınız dövizde, faizlerde, borsada yine bizim bu planları-mızı zora sokacak bazı adımları atmayı ba-şardılar. Bütün buna rağmen milletle be-raber milli iradenin hukukundan yana bir tavırla onun hukukuna dokundurmayacak onun hak ve hukukuna helal getirmeye-cek anlayışla inşallah bu süreçleri hep bir-likte aşacağız. İnanıyorum ki ülkemizin ve sağlık sektörümüzün yarınları bugünden daha güzel olacak.”

Bürokraside ön açan bir anlayışÜreticilerin KDV ve diğer alanlarla ilgili beklentileri ile ilgili olarak şubat ayında çalışmalara başlanacağının bilgisini ve-ren Müezzinoğlu şunları söyledi: “Alandan sorumlu müsteşar yardımcısı ve kurum başkanımızın ve arkadaşlarımızın olacağı ekiplerle aylık olabilir veya 2 ayda bir ola-bilir belirli değerlendirme komisyonları kuracağız. Sorunları azaltarak sağlık bir yürüyüşü ama marka değeri olacak 5-10 yıl sonra burada şu 10-20 alanda bölgede söz sahibi olduk, tıbbi donanımda, ilaçta ve tıbbi cihazda markamız kendi üretimi-miz patentimiz oldu diyebilecek stratejile-ri bizden bekleyin. Diğer detaylarla sorun yaşadığınız alanlarda bürokraside engel olan değil tam aksine bürokraside yardım eden, ön açan, kolaylaştıran bir anlayışı oturtturmaya çalışacağız.” ■

4 yılda 90 bin yatak yenilenecekOSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölge-si’nde (OSB) medikal sektöründe üretim yapan temsilcilerle bir araya gelen Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Türki-ye'deki hastane yatağı kapasitesinin 122 bin olduğunu belirterek, bunun 90 bini-nin önümüzdeki 4 yıl içinde yenileceğini açıkladı.

Yaklaşık 50 bin yatak kapasiteli kamu özel işbirliği ile yapılacak hastanelerin 4 yıl içinde tamamlanacağını anlatan Bakan Dr. Müezzinoğlu, şunları söyledi: “24 bin yatağın imzası atıldı, ihaleleri bitti ve söz-leşmeleri yapılıyor. Yine 24-25 bin yatak kapasiteli yeni şehir hastanelerinin kamu özel işbirliği ile 1 yıl içinde ihale sürecini tamamlamayı hedefliyoruz. Bu şekilde 2018 yılında 45-50 bin yatak arasında ye-nilenmiş, nitelikli, ileri teknolojili hastane ve hastane donanımlarını tamamlayaca-

Yerli Üretime Destek Çalışmaları Devam Ediyor Yerli üretimin önemine dikkat çeken Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, üreticilerin KDV ve diğer alanlarla ilgili taleplerini Şubat ayında yapacakları çalışmalarla ele alacaklarının bilgisini verdi.

H A B E R S U Ö Z G Ü R

Page 40: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

38 Ş U B A T 2 0 1 4

sağlık hizmetlerinin pahalı olması ve sigor-ta kapsamlarının daralmaya başlaması bu alanda Türkiye’yi cazip ve avantajlı konuma taşımıştır. Afrika ve doğu bölgelerde bulu-nan komşu ülkelerimizin birçoğunda kali-teli sağlık hizmeti, yetişmiş insan kaynağı ve ileri teknoloji kullanımı açısından daha ileri durumdayız. Bu sebeplerle ülkemize sözünü ettiğimiz yakın coğrafyadan birçok hasta tedavi amaçlı olarak gelmektedir” ifa-desini kullanıyor.

Raporun önsözünde sağlık turizmi ve ulus-lararası hastaya sunulan sağlık hizmeti kapsamında Türkiye’nin bir görüntüsünü çıkarmayı hedeflediklerini belirten Prof. Şencan, kamu sektörünün sağlık turizmi alanında yeni açılımlara ihtiyaç duyduğunu vurguluyor: “Sağlık Bakanlığı’nın bazı illerde oluşturacağı Şehir Hastaneleri Projesi çer-çevesinde, dev sağlık kampüsleri faaliyete geçtiğinde sağlık turizmi kapsamında, sağ-lık hizmeti sunumunda kamunun görevi daha da artacaktır. Kamu hastanelerinin uluslararası hastalara sağlık hizmeti ver-mesi uzun vadede özel hastanelere özel-likle sağlık turizminin tanıtımı açısından da olumlu yönde etki edecektir.”

Türkiye’deki sağlık turizminin stratejik po-litikalarını oluşturmak ve medikal turizmin gelişimini yansıtmak amacı ile hazırlanan Sağlık Bakanlığı, Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013’e göre, ilerle-yen yıllarda önemli düzeyde küresel reka-bet ortamı oluşacak. Türkiye’ye gelen sağlık turistlerinin tedavi amaçlı geldiği klinikler, bu kliniklerin toplam içinde aldığı oranlar, hangi ülkelerin daha çok Türkiye’yi tercih ettikleri gibi çalışmaların yapıldığı raporda ayrıca, medikal turizm sektörü içinde kamu sektörünün ve özel kesimin toplam içinde aldıkları paylar analiz ediliyor.

Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013’ün önsözünde yazan Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, ülkemizde her yıl 300.000’e yakın uluslararası hastanın kamu ve özel sağlık kuruluşlarında tedavi olduğunu belirtiyor. Ülkemize gelen medikal turistlerin daha çok Göz Hastalıkları, Ortopedi ve Travma-toloji, İç Hastalıkları, Kulak, Burun ve Bo-ğaz Hastalıkları ve Kadın Hastalıkları ve 14 Doğum ile Genel Cerrahi kliniklerini ve Onkoloji branşını tercih ettiklerini kayde-den Prof. Dr. İrfan Şencan, “Batı ülkelerinde hasta bekleme süresinin çok uzun olması,

H A B E R

Uluslararası Hasta En Çok İstanbul’a GeliyorTürkiye medikal turizm değerlendirme raporu 2013 yayınlandı

TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNDE İSTANBUL LİDERLİĞİNİ KORUYOR

P R O F. D R . İ R FA N Ş E N C A NSAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ

Page 41: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 39

H A B E R S E R R A K U L

Türkiye Sağlık Turizmi Stratejisi amaç ve hedefleriSağlık Bakanlığı Stratejik Eylem Planı 2013-2017: Sağlık Turizmine İlişkin Türki-ye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına ve küresel sağlığa katkı aracı olarak sağlık sistemini geliştirmeye devam etme amacı ile Türkiye’de sağlık turizmini güçlendirmek hedeflenmektedir.

Hedefe Yönelik Stratejiler: Sağlık turiz-mi kapsamında tanıtım yapmak ve cazibe oluşturmak; Sağlık turizmi kapsamında verilen hizmet sunumunun kalitesini iyi-leştirmek; Sağlık turizmi hizmet kapsamını genişletmek; Sağlık turizmi yönetimini iyi-leştirmek.

Türkiye Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018: Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Tıbbi tedavinin alınması, termal kaynakların kullanılması, rehabilitasyon hizmetlerinin ve kişilerin kendilerini iyi ve sağlıklı hisset-mesini sağlayan hizmetlerin giderek artma-sına paralel olarak sağlık turizmi, ülkemizin potansiyeli dikkate alındığında önemli bir fırsat sunuyor. Bu programla, Türkiye’nin dünyada yükselen pazar konumunda ol-

duğu medikal turizm, termal turizm ve ileri yaş-engelli turizmi alanlarındaki hizmet kalitesinin yükseltilerek rekabet gücünün artırılması amaçlanıyor.

SAĞLIK BAKANI DR. MEHMET MÜEZZİNOĞLUSağlıkta Dönüşüm Programı ile son 10 yılda sağlık alanında önemli bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdik. Bu kapsamda, kamu sağlık kuruluşlarının yanı sıra özel sektör ve üniversite hastanelerimiz, yetişmiş insan gücümüz, alanında uzman doktorlarımız, teknolojik altyapı ve tecrübe birikimimiz ile birçok Avrupa ülkesinden daha iyi sağlık hizmeti sunmaya başladık.

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ülkemizi bölgesinde sağlık alanında cazibe merkezi haline getirdik. Önceki yıllarda yurtdışına hasta gönderen ülkemiz artık başta çevre ülkelerden olmak üzere birçok ülkeden hasta kabul eden, şifa dağıtan bir ülke oldu.

Bir yandan halkımıza kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunan sağlık sistemimiz, diğer taraftan da her yıl 300 bine yakın uluslararası hastayı tedavi amaçlı kabul etmektedir. İnşasına başlanan şehir hastaneleri ve sağlık serbest bölgeleri ile ülkemizin sağlık turizminde lider ülke konumuna gelmesini planlıyoruz.

Medikal turizm, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye için de yeni bir kavram ve çalışma alanıdır, ülkemiz için de döviz kazandırıcı önemli bir ihracat kalemi olmaya başlamıştır. Kısa bir geçmişi olmasına rağmen, sektörün tüm paydaşlarının dikkatini çeken medikal turizm, Türkiye’nin önüne yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatların değerlendirilmesi ve ülke ekonomisine kazandırabileceklerini göz ardı etmeden, bu alanda gerek akademik gerekse kamu ve özel sektörün ilgisini canlı tutmayı önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Ülkemizdeki sağlık kuruluşlarının sunduğu sağlık hizmetlerinin dünyadaki medikal turizm hareketinde payını artırmak ve geliştirmek için devlet kuruluşları, sivil toplum örgütleri, aracı kuruluşlar ve medikal turizmin geliştirilmesinde rol oynayacak tüm kuruluşlar ile ortak bir çalışma yürüterek başarı için aralarında koordinasyon sağlamayı hedefliyoruz.

ULUSLARARASI HASTALARIN GELDİKLERİ TÜM ÜLKELER ARASINDA İLK SIRADA ALMANYA YER ALIYOR.

Page 42: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

40 Ş U B A T 2 0 1 4

SAĞLIK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI PROF. DR. NİHAT TOSUNÜlkemizde; Sağlıkta Dönüşüm Programı’na paralel olarak sağlık turizmi hızla gelişmeye başlamıştır. Bugün özel ve kamu hastanelerimizde, batıyla rekabet edebilecek seviyede kaliteli sağlık hizmeti sunulmaktadır. Birçok hastanemiz yüksek teknoloji ve nitelikli insan gücüyle hizmet vermektedir. Ülkemizde özellikle Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir, Muğla, Kocaeli ve Adana gibi illerimizdeki sağlık kurumlarımız yurtdışından çok sayıda yabancı hasta kabul etmekte ve tedavileri yapılmaktadır. Özel sağlık sektörü son yıllarda hızla gelişmiş ve ileri teknolojiye sahip, donanımlı tesisler açılmıştır. Bugün 50’ye yakın sağlık kuruluşumuz uluslararası akreditasyona sahiptir. Ülkemizde her yıl 300.000’e yakın uluslararası hasta hastanelerimizde tedavi olmaktadır.

Sağlık Bakanlığımızın başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na paralel olarak kaliteli, uzmanlaşmış, hızlı ve ekonomik sağlık hizmetlerimiz sınırlarımızı aşmış, farklı ülkelerdeki doktor ve hastaların dikkatini çeker hale gelmiş ve dünyadaki tüm hastaların hizmetine sunulmaya başlanmıştır. Özellikle özel sağlık sektörü, medikal turizmde önemli bir rol oynamaktadır. Medikal turizm hizmetlerinin yüzde 91’ini özel sağlık sektörü sunarken, yüzde 9’unu kamu hastaneleri sunmaktadır. Bu çalışmadaki sonuçlara ve süreçlere baktığımızda ülkemizde medikal turizmin hızla geliştiğini görüyoruz. Sağlık Bakanlığı olarak gerekli her türlü altyapı ve mevzuat çalışmalarımızı gelişen bu yapıya uygun hale getirmek için çalışmalara devam etmekteyiz. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sonrasında hem kendi vatandaşlarımıza hem de dünyanın her yerindeki hastalara en mükemmel ve ekonomik sağlık hizmetini sunarak Türkiye’yi medikal turizminde ilk sıralara taşıyacağız.

Bakanlığımızca yabancı hastalara sunulan sağlık hizmetlerinin kayıtları düzenli bir şekilde tutulmaya başlanmıştır. Sağlık turizmi ülkemizin 10. kalkınma planında geniş olarak yer almıştır. Ayrıca Bakanlığımızın 2013-2017 stratejik eylem planında önemli hedeflerden birine konu olmuştur. 2023 yılında 2 milyon yabancı hasta, 20 milyar USD döviz girdisi hedeflenmiştir.

• Termal, medikal ve ileri yaş turizminde turist sayısı

• Termal, medikal ve ileri yaş turizminde turizm geliri

• Medikal turizmde Türkiye’nin dünyadaki sırası

Sağlık turizminde öne çıkan destinasyonlar Global ölçekte değerlendirildiğinde son 10-15 yılda Türkiye, ABD, Hindistan, Sin-gapur, Malezya, Güney Kore, Tayland, Ma-caristan, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Küba, Meksika, Almanya, İtalya, Fransa, Po-lonya, İspanya, Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler öne çıkıyor.

Dünya Turizm Destinasyonları

Program Hedefleri;• Termal turizmde 100.000 yatak kapasite-

sinin oluşturulması • Termal turizmde 1.500.000 (600.000 te-

davi amaçlı) yabancı termal turiste hiz-met sunulması

• Termal turizmde 3 milyar dolar gelir elde edilmesi

• Medikal turizmde dünyanın ilk 5 desti-nasyonu içerisinde olunması

• 750.000 medikal yabancı hastanın tedavi edilmesi

• Medikal turizmde 5,6 milyar dolar gelir elde edilmesi

• İleri yaş turizminde 10 bin yatak kapasite-si oluşturulması

• İleri yaş turizminde 150.000 yabancı tu-ristin ülkemizi ziyaret etmesi

• İleri yaş turizminde 750 milyon dolar ge-lir elde edilmesi

Performans Göstergeleri;• Termal, medikal ve ileri yaş turizminde

yatak kapasitesi

Ülkeler Milyon Turist Değişim %

2010 2011 2011/2010

Fransa 77,1 79,5 3,0

ABD 59,8 62,3 4,2

Çin 55,7 57,6 3,4

İspanya 52,7 56,7 7,6

İtalya 43,6 46,1 5,7

Türkiye 27,0 29,3 8,7

İngiltere 28,3 29,2 3,2

Almanya 26,9 28,4 5,5

Malesya 24,6 24,7 0,6

Meksika 23,3 23,4 0,5

Kaynak: UNWTO (2012)

H A B E R

ÖZELLİKLE ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ,

MEDİKAL TURİZMDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNAMAKTADIR. MEDİKAL TURİZM

HİZMETLERİNİN YÜZDE 91’İNİ ÖZEL

SAĞLIK SEKTÖRÜ SUNARKEN, YÜZDE

9’UNU KAMU HASTANELERİ

SUNMAKTADIR.

Page 43: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 41

2012 2011

İller Sayı İller Sayı

İstanbul 61309 İstanbul 25073

Antalya 52147 Kocaeli 10947

Ankara 17357 Ankara 7708

Kocaeli 13354 Antalya 6579

İzmir 9981 Muğla 1941

Muğla 5570 Samsun 1938

Karaman 4062 Adana 1048

Aydın 3719 Karaman 658

Adana 3517 Aksaray 573

Bursa 1998 İzmir 308

2012 2011

İller Sayı İller Sayı

Antalya 35020 Antalya 46583

Muğla 7613 İstanbul 14735

İstanbul 7533 Muğla 8434

İzmir 3944 İzmir 4479

Aydın 3409 Ankara 3207

Ankara 1569 Aydın 2824

Bursa 992 Trabzon 1250

Sakarya 834 Bursa 1087

Mersin 812 Nevşehir 914

Kocaeli 747 Konya 859

Gelen hasta sayısı artıyorKamu Sağlık Kuruluşlarına gelen hasta sayı-sı 2011 yılında 41 bin 847 iken bu sayı 2012 yılında 43 bin 904’e ulaştı. Özel Sağlık Kuru-luşlarına gelen hasta sayısı ise 2011’de 114 bin 329 iken 2012 yılında yaklaşık olarak 2 katı arttı ve 218 bin 095’e ulaştı. 2012 yılın-da toplam uluslararası hasta sayısı 261 bin 999 olarak gerçekleşti.

Medikal hastalar İstanbul’da 2011 ve 2012 yılındaki medikal hasta sayı-larına bakıldığında, İstanbul’un her iki yılda da liderliğini koruduğu 2012 yılında gelen hasta sayılarında 2 kattan fazla artış gerçek-leştiği görülüyor. Turistin sağlığı denildiği zaman ise Antalya başı çekerken onu Muğ-la ve İstanbul izliyor.

Medikal turizm, ikili anlaşmalar ve SGK anlaşmaları ile gelen hastaların en fazla tercih ettikleri iller

Turistin sağlığı - hastaların en fazla tercih ettikleri ilk 10 il

En çok hasta Almanya’danUluslararası hastaların geldikleri tüm ülke-ler arasında ilk sırada Almanya yer alıyor. Almanya’dan gelen hasta sayısının fazla ol-masının, Almanya’da yaşayan gurbetçiler-den kaynaklandığı söylenebilir. Diğer ülke-ler ise sırasıyla Libya, Rusya, Irak, Hollanda, Azerbaycan, İngiltere, Romanya, Norveç ve Bulgaristan.

Türkiye’de sağlık hizmeti alan uluslar arası hasaların dağılımları

Yıllar Kamu Sağlık Kuruluşları Özel Sağlık Kuruluşları Toplam

Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde

2008 17.817 24,1 56.276 76,0 74.093 100,0

2009 21.442 23,3 70.519 76,7 91.961 100,0

2010 32.675 29,8 77.003 70,2 109.678 100,0

2011 41.847 26,8 114.329 73,2 156.176 100,0

2012 43.904 16,8 218.095 83,2 261.999 100,0

SAĞLIK TURİZMİNE VERGİ MUAFİYETİ Sağlık turizmi kapsamında elde edilen gelirlere vergi muafiyeti ge-tirildiğini belirten Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu, 6 dilde hizmet veren yurtdışı hasta danışma hattının hayata geçirildiğini söyledi. Türki-ye’de Serbest Sağlık Bölgelerinin kurulabilmesinin önünü açtıklarını anlatan Dr. Müezzinoğlu, “Konak-lama tesislerinde sağlık kuruluşu işletme imkânı sağladık. Türkiye’nin sağlık potansiyelini geliştirme, kat-ma değere dönüştürme ve hizmet sunumunu iyileştirme çalışmaları-mız devam ediyor” dedi.

Uluslar arası hastalarıngeldiği ülkeler, 2012

Ülke Sayı

Almanya 43259

Libya 38898

Rusya 27604

Irak 16926

Hollanda 14959

Azerbaycan 13023

İngiltere 12456

Romanya 5685

Norveç 5554

Bulgaristan 5511

Page 44: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

42 Ş U B A T 2 0 1 4

Turistler hangi kurumları tercih etmiş?Turistin sağlığı kapsamında özel sağlık ku-rumlarından hizmet alan hastaların çoğu Rusya, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Lib-ya’dan gelen hastalardan oluşurken kamu hastanelerine en çok başvuru Almanya, İn-giltere ve Gürcistan’dan olmuştur.

Sağlık alanında ikili anlaşmalı ülkelerden gelen hastalar Uluslararası ilişkilerin önemli bir uygulama alanı ve mekanizması Sağlık Alanında Mil-letlerarası İkili Anlaşmalardır. Bu anlamda T.C. Sağlık Bakanlığının da bazı ülkelerle sağlıkla ilgili birçok alanda yapmış olduğu ikili anlaşmalar var. Bu ülkelerden belirli sayıda hasta Türkiye’ye ilgili protokol kap-samında gelmekte olup, tedavisi Sağlık Bakanlığınca planlanır. Bu hastalar Kamu Hastanelerine veya Üniversite Hastanele-rine Genel Müdürlükten resmi bir yazı ile gönderilir. Türkiye’nin Sudan, Afganistan, Yemen, Arnavutluk, KKTC, Kosova, Azer-baycan ile bu kapsamda ikili anlaşmaları var. İkili Anlaşma kapsamındaki hastaların ne-redeyse tamamı (534 hasta) ise Eğitim ve Araştırma Hastanelerine başvurmaktadır. Bunlardan büyük çoğunluğunu Afganis-tan’dan gelen hastalar oluşturuyor.

Hangi ülke vatandaşı hangi kuruma başvurmuş?2012 yılında medikal turistler en çok Libya, Almanya, Irak, Azerbaycan ve Rusya’dan özel hastanelere başvururken kamu has-tanelerine en çok Azerbaycan, Suriye ve Irak’tan başvuru olmuştur. Suriye’den gelen hastaların büyük çoğunluğunun mülteci-lerden oluşması nedeniyle Suriye üst sıra-larda yer almaktadır.

H A B E R

Ülkelere göre medikal turizm kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar, 2012

Ülkelere göre turistin sağlığı kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar, 2012

Ülkelere Göre Medikal Turizm KapsamındaKamu Hastanelerine Başvuran hastalar, 2012

Ülkelere göre turistin sağlığı kapsamında kamu hastanelerine başvuran hastalar, 2012

Page 45: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 43

Sosyal Güvenlik Kurumuyla Anlaşmalı Ülkelerden Gelen Hastalar Ülkeler sosyal güvenlik kuruluşları arası an-laşma kapsamında birbirlerinin sağlık hiz-metleri olanaklarından yararlanma yoluna gidebiliyor. Bu bağlamda Türkiye de imza-lamış olduğu Sosyal Güvenlik Sözleşme-leri kapsamında sağlık yardımı alma hakkı olan anlaşma yapılan ülke vatandaşlarına ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarına (di-aspora/gurbetçiler) ihtiyaç halinde sağlık hizmetleri sunuyor. Türkiye’nin Sosyal Gü-venlik Sözleşmeleri yaptığı ülkeler 2012 yılsonu itibariyle; Almanya, Avusturya, Hol-landa, Belçika, Fransa, KKTC, Makedonya, Romanya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Azerbaycan, Lüksemburg ve Hırvatistan’dır. Bu kapsamda sağlık hizmeti alan uluslararası hastaların tedavi yardım-ları öncelikle ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenir. Sosyal Güvenlik Kurumu daha sonra sözleşme şartları çerçevesin-de kişilerin sosyal güvenlik kurumlarından bu yardımları tahsil eder. Sosyal Güvenlik kapsamında özel hastanelere gelen hasta-lar çoğunlukla Almanya ve Hollanda’dan, kamu hastanelerine gelen hastaların ço-ğunluğu Almanya’dan geliyor.

Uluslararası Hasta Gelirleri2012 yılında medikal turizm ve turistin sağ-lığı kapsamında kamu ve özel sektör tara-fından elde edilen tahmini gelirler 2 Milyar 226 Milyon 116 bin dolardır.Gelirler, Sağlık Bakanlığının 2011/41 sayılı genelgesinde kamu sağlık kuruluşlarında sağlık turizmi ve turistin sağlığı çerçevesin-de sunulması planlanan seçilmiş işlemlerin fiyatlarından yararlanılarak ve kamu ile özel sektördeki gelirler göz önünde bulunduru-larak Sağlık Bakanlığı tarafından ortalama olarak hesaplanmıştır. T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırla-nan ve 6 Temmuz 2013 tarihli Resmi Ga-zete’de yayınlanan 10. Kalkınma Planı’nda 2018 yılı için 750.000 medikal turistin gele-ceği ve 5,6 milyar dolar gelir elde edileceği tahmin edilmiştir. Bu doğrultuda, 2018 yı-lında sağlık turizmi gelirlerin yaklaşık olarak 3 kat artacağı tahmin edilmiştir.

Ülkelere göre ikili anlaşma kapsamında kamu hastanelerine başvuran hastalar, 2012

Ülkelere göre sosyal güvenlik kurumuyla anlaşma kapsamında özel hastanelere başvuran hastalar 2012

Ülkelere göre sosyal güvenlik kurumuyla anlaşma kapsamında kamu hastanelerine başvuran, hastalar 2012

Hasta Sayısı Hasta Başına Gelir Toplam Gelir

Medikal Turizm

Kamu 14.766 9.000 132.894.000

Özel 154.696 12.000 1.856.352.000

Turistin Sağlığı

Kamu 22.491 2.000 44.982.000

Özel 47.972 4.000 191.888.000

TOPLAM 239.925 2.226.116.000

Medikal Turizm ve Turistin Sağlığı2012 Yılı Kamu ve Özel Sektör Tahmini Gelirleri (USD)

Kaynak:Sağlık Bakanlığı, Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu 2013 (Evaluation Report On Medical Tourism In Turkey 2013), http://www.saglik.gov.tr/SaglikTurizmi/dosya/1-83047/h/rapor.pdf(Bu çalışmada kullanılan veriler, Sağlık Bakanlığı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı’nın “Yabancı Uy-ruklu Hasta Takip Sistemi” adlı web tabanlı kayıt sistemine 81 ildeki tüm hastanelerin 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasında girdiği veriler kullanılarak elde edilmiştir.)

ULUSLARARASI HASTALAR• Tedavi amaçlı gelen hastaları

medikal turist, • Ülkemize turizm amaçlı gelip de

tatillerini geçirdikleri sırada sağlık hizmeti almak zorunda kalanları turistin sağlığı,

• Sağlık alanında ikili anlaşmalı ülke-lerden hizmet almak için gelenleri ikili anlaşma kapsamında hizmet alan hastalar,

• Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı ülkelerden gelenleri SGK kapsamında hizmet alan uluslara-rası hastalar.

Page 46: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

44 Ş U B A T 2 0 1 4

İstanbul Sanayi Odası (İSO) 6. Grup Endüst-riyel Yemek Sanayii Meslek Komitesi, üyele-ri ve ilgili dernek temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda sektör sorunları-nı ve çözüm önerilerini değerlendirdi. Top-lantıda konuşan İSO Meclis Üyesi ve Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ, kamu kurum ve sivil toplum kuruluşla-rı işbirliğiyle “YESİDEF Türkiye Obezite ile Mücadele Platformu” kurmak için harekete geçtiklerini bildirdi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile görüştüklerini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a projeye anlattıklarını belirten Hüseyin Boz-dağ, “Çocuklarımızı gıda mühendislerinin, diyetisyenlerin ve uzmanların kontrolün-de hazırlanmış sağlıklı gıda ve yemeklerle buluşturacak önemli bir proje hazırlıyoruz. Türkiye’de her yıl kalp, obezite, diyabet gibi hastalıklara 60 milyar TL harcanıyor. Bu büt-çenin yüzde 20’si ile çocukların sağlıksız beslenme kaynaklı sağlık sorunlarının önü-ne geçebileceğiz” dedi.

Tuz tüketimi azaltılmalıSağlık Bakanlığı tarafından 2011 yılının Ka-sım ayında açıklanan, “Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı”na göre; tuz, un, yağ ve şeker kullanımının yüzde 10 düşürülme-sinin Türkiye’nin sağlık harcamalarında yıllık bazda 6 milyar liralık bir azalma sağlayaca-ğına işaret eden Bozdağ, “Dünyada en çok

H A B E R

“Obezite ile Mücadele Platformu” kuruluyorİstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi ve İSO Endüstriyel Yemek Sanayisi Meslek Komitesi üyesi Hüseyin Bozdağ, “Obezite ile Mücadele Platformu” kurulacağını açıkladı.

İSO MECLİS ÜYESİ SEDAT ZİNCİRKIRAN,

“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE

OKULLARA YEMEK VERME KONUSUNU KONUŞACAĞIZ. BU

BİZLER İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR PAZAR

OLACAK” DEDİ.

tuz tüketen ülkeler arasında yer alan Tür-kiye’de; günlük tuz tüketimi, 18 gramdan 14’e düştü. Ancak uzmanlara göre, bu dü-şüş yeterli değil. Tuz tüketimi 5 gramın al-tına düşmeli” dedi. Bozdağ, günde 1 gram daha az tuz tüketilmesiyle, kalp krizi riskinin yüzde 3, felç riskinin ise yüzde 5 oranında azalacağını sözlerine ekledi.

Okullarda yemek sorunuİSO Meclis Üyesi ve İstanbul Yemek Sana-yicileri Derneği (İYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran da buradaki ko-nuşmasında İSO’da yeni dönem ile birlikte yapılan çalışmaların sektöre büyük katkısı olduğunu vurguladı.

Özellikle et fiyatlarıyla ilgili çalışmalara dik-kat çeken Zincirkıran, “Yönetim Kurulu Baş-kanımız Erdal Bahçıvan’ın yönlendirmesiyle ilk defa Türkiye tarihinde İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Borsası 3’lü bir konsorsiyumla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile büyük bir toplantı organize etmiştir. Bu girişim saye-sinde et fiyatlarındaki yükseliş durmuştur” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüşerek, kuruma bağlı okullara yemeğinin yemek sanayicileri tarafından verilmesini öne-receklerini söyleyen Zincirkıran, böylece okullarda sürekli şikayet konusu olan sağ-lıksız beslenmenin de önüne geçileceğini belirtti. ■

H A B E R S U Ö Z G Ü R

Page 47: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 45

H A B E R

cilerin yapacağı bilgilendirmeleri de bu kapsamda değerlendiriyoruz.”

Finlandiya Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Dr. Paula Bakan Dr. Risikko ise Türkiye ile Finlandiya Sağlık Bakanlıkları arasında tıb-bi teknoloji ve sağlık hizmetleri alanında geçmişte olduğu gibi bugün de ‘ne tür çalışmalar yapabiliriz’ sorusu üzerine bir araya geldiklerini söyledi. Bakan Dr. Risik-ko, “Sağlık alanında söz sahibi olan 5 bü-yük şirketin temsilcisi de heyetimizde yer alıyor. Sağlık bakım hizmetleri ve sağlık teknolojisini birleştiren iyi bir program ya-pıldı. Bunu sizlerle paylaşmak ve fikir alış-verişi yapmak istiyoruz” dedi.

Programın devamında, Finlandiyalı iş adamları, tıbbi teknoloji ve sağlık hizmet alanındaki çalışmaları hakkında bilgilen-dirme yaptı. ■

Finlandiya Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Dr. Paula Risikko, ülkenin sağlık sektöründen işadamlarından oluşan bir heyetle Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu ma-kamında ziyaret etti. Sağlık hizmet alanın-daki yenilikler ve tıbbi teknoloji konuları-nın ele alındığı görüşmede, Finlandiyalı iş adamları sektörleriyle ilgili bilgilendirme yaptı.

Heyeti ağırlamaktan duyduğu memnuni-yeti dile getiren Bakan Dr. Mehmet Müez-zinoğlu, iki ülke arasında geçmişe daya-nan önemli bir dostluk ilişkisi olduğunu hatırlattı. Heyetin yaptığı ziyaretin birçok yönüyle anlamlı olduğunu ifade eden Dr. Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Sağlık ala-nında yeniliklere daima açığız ve dünya genelindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bugün burada bu heyette yer alan sağlık alanında yatırım yapan girişim-

Finlandiyalı Bakan İşadamları İle Birlikte Müezzinoğlu’na Konuk OlduFinlandiya Sağlık Bakanı Dr. Risikko, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu ziyaret etti

H A B E R F U N D A Ç A M Ö Z Ü

FİNLANDİYA SOSYAL İŞLER VE SAĞLIK BAKANI DR. PAULA RİSİKKO, SAĞLIK ALANINDA SÖZ SAHİBİ OLAN 5 BÜYÜK ŞİRKETİN TEMSİLCİSİ DE HEYETİMİZDE YER ALIYOR. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ VE SAĞLIK TEKNOLOJİSİNİ BİRLEŞTİREN İYİ BİR PROGRAM YAPILDI. BUNU SİZLERLE PAYLAŞMAK VE FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPMAK İSTİYORUZ, DEDİ.

Page 48: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

46 Ş U B A T 2 0 1 4

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, organ bağışı konusunda kamuoyu bilinci-nin artırılması amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından ilki düzenlenen “Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi” bilgilendirme toplantısına katıldı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Baş-kanvekili Bela Szombatı ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük’ün de hazır bulunduğu programa, mahalle muh-tarları, din görevlileri ve organ nakli yapılan vatandaşlar katıldı.

Amaç kamuoyu oluşturmakOrgan bağışı konusunda Türkiye genelinde ciddi bir kamuoyu oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ettiklerini vurgulayan Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

H A B E R

Organ Bağışında UyumOrgan bağışı için ilk bilgilendirme toplantısı yapıldı

TEDAVİSİ SADECE ORGAN VE DOKU

NAKLİ İLE MÜMKÜN OLAN HASTALIKLAR DÜNYADA OLDUĞU

GİBİ, ÜLKEMİZDE DE ÖNEMLİ SAĞLIK

SORUNLARINDAN BİRİSİ. SAĞLIK BAKANLIĞINCA

RUHSATLANDIRILMIŞ TAM DONANIMLI 111 NAKİL MERKEZİNDE

ORGAN NAKLİ FAALİYETLERİ

GERÇEKLEŞİYOR.

“Bu anlamda özellikle muhtarlarımız gibi her köye ve her mahalleye ulaşabilen daha iyi, daha güzel işler yapma derdi olanlarla toplumsal duyarlılığı arttırabilmeyi istiyo-ruz. Aynı şekilde her mahalle ve köydeki imamlarımızın bu anlamdaki duyarlılığa öncülük etmelerini bekliyoruz. Beyin ölü-mü gerçekleştikten sonra ‘bütün organları-mı veya ne gerekiyorsa o organı bağışlıyo-rum’ diyebilme anlayışını toplumun bütün kesimlerine ulaştırmalıyız.”

24 bin hasta organ bekliyorOrgan bağışı ihtiyacının toplumun bütün kesimlerince bilinmesine rağmen yeteri kadar bağışçı sayısına ulaşılamadığını kay-deden Dr. Müezzinoğlu, bu önemli sağlık sorunu konusunda farkındalık düzeyinin

Page 49: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 47

noğlu, “Nakil sayısı bakımından Avrupa’da üst sıralarda yer alan ülkemizde, organ nakillerinin büyük çoğunluğu canlıdan ya-pılmaktadır. Organ nakli olmuş hastalarda başarı ve sağ kalım oranı Avrupa’da yüzde 85-96 olup, bu oran ülkemizde de Avrupa ile eşdeğer durumdadır” ifadelerini kullan-dı.

Toplantıda ayrıca Dr. Müezzinoğlu ile Diya-net İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in organ bağışının önemini konu alan bir mektup, katılımcılara dağıtıldı. Söz konusu mektup, Türkiye genelinde 1 milyon kişiye ulaştırıla-

cak. ■

yüksek ancak duyarlılığın düşük olduğu-nu söyledi. Bugün itibariyle organ nakli bekleyen yaklaşık 24 bin hastanın bulun-duğunun bilgisini veren Dr. Müezzinoğlu, “Bu insanlar, organ buldukları takdirde ha-yatlarını kaldıkları yerden sürdürebilecekler, bulamadıklarında ise maalesef daha zor bir yaşam onları bekliyor olacak” dedi.

Ülkemizde organ naklinin büyük çoğunluğu canlıdan yapılıyorÜlke genelinde Sağlık Bakanlığımızca ruh-satlandırılan tam donanımlı 111 nakil mer-kezi ile yeterli ve deneyimli nakil ekiplerinin bulunduğunu hatırlatan Bakan Dr. Müezzi-

ORGAN BAĞIŞINDA UYUM İÇİN TEKNİK YARDIM PROJESİNİN GENEL HEDEFİ TÜRKİYE’DE ÖZELLİKLE KADAVRADAN ORGAN BAĞIŞININ ARTIRILMASINA YOĞUNLAŞARAK, AVRUPA BİRLİĞİ MÜKTESEBATININ KAMU SAĞLIĞI ALANINDA UYUMLULUĞU VE UYGULAMASINA KATKIDA BULUNMAK. NİSAN 2015’TE TAMAMLANACAK PROJE, AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLİYOR.

H A B E R D E R Y A D E Ğ E R L İ

TÜRKİYE’DE 06 OCAK 2014 TARİHİ İTİBARİ İLE BEKLEME LİSTESİNDEKİ HASTA SAYISI Böbrek için 21.039Karaciğer için 2.086Kalp için 431 Pankreas için 242Akciğer için 41Kalp kapağı için 3Toplam 23.842

SAĞLIK BAKANLIĞI İSTATİSTİKLERİNE GÖRE 2013 YILINDA NAKİL YAPILANLARIN SAYISI 2.943 Hasta için böbrek 1.248 Hasta için karaciğer63 Hasta için kalp32 Hasta için akciğer4 Hasta için pankreas2 Hasta için ince bağırsak

Page 50: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

48 Ş U B A T 2 0 1 4

U Z M A N G Ö R Ü Ş Ü

uygulama yardımı ile telefon ekranında gösteriyor. Bir hayli hassas sayılabilecek bu yöntemle 5-10 mg/ml albümin bile ta-yin edilebiliyor.

Akıllı telefonlara takılarak kullanılabilecek bir floresan mikroskobu Prof. Özcan ve ekibinin bu alandaki diğer çalışması da yine akıllı telefonlara takılarak kullanılabilecek bir floresan mikroskobu. Çıplak gözle göremediğimiz virüslerin ve nanoparcaçıkların incelenmesine olanak sağlayan bu mikroskobun ağırlığı sadece 186 gram. Bu çalışmada, geliştirilen cihaz doğrudan akıllı telefonun kamera siste-

Akıllı telefonlara uyarlanarak çeşitli sağlık verilerine ulaşılabilen cihazlar tıp dünya-sında hayli dikkat çekiyor. Kan testi yapa-bilen veya besinlerdeki alerjen maddeleri tespit edebilen bu cihazlara bir yenisi daha eklendi. Kaliforniya Üniversitesinde görev yapan Prof. Dr. Aydoğan Özcan ve ekibi idrardaki albümini akıllı telefonla tes-pit edebilen yeni bir cihaz geliştirdi.

Böbrek hastalıklarının en önemli işareti olan albümini tespit edebilen bu cihazlar, akıllı telefonun kamerasına takılıyor. Sa-dece 148 gram olan cihaz, tek kullanımlık tüplere konulan idrar ile kontrol tüplerinin sonuçlarını karşılaştırarak albümin mikta-rının çok kısa sürede telefondaki bir akıllı

Mikro Cihazlar Makro Çözümler SunuyorAkıllı telefonlara bağlanan cihazlar ile sağlık cebe taşınıyor

P R O F. D R .AY D O Ğ A N Ö Z C A N

• Haberin içeriği ve resimleri TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Ekim 2013 sayısı Dr. Zeynep Bilgici’nin haberinden alınmıştır.

Page 51: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 49

mine bağlanarak tek bir sitomegalovirüs (HCMV) gözlenebildi. Bu gelişme cep tele-fonu bazlı görüntüleme sistemleri için bir milat niteliğinde.

HCMÖ virüsü organ nakli olmuş, HIV vi-rüsü kapmış veya bağışıklık sistemi zayıf-lamış hastalarda ölümcül tehlikelere yol açabiliyor. Bir HCMV virüsünün büyüklüğü 150 ile 300 nm arasında değişir. Bir ölçü ol-ması açısından belirtelim ki tek bir saç te-linin kalınlığı yaklaşık 100,000 nm’dir. Yine aynı çalışmaya göre, bu cihazla büyüklük-leri sadece 90-100 nm arasında değişen polistirenden yapılmış floresan parçacıklar da gözlemlenebildi.

AKILLI TELEFONLARA SAĞLIK ALANINDA YAPILABİLECEK UYGULAMALARA BİR YENİSİNİ DAHA EKLEYEN PROF. DR. AYDOĞAN ÖZCAN VE EKİBİ, İDRARDAKİ ALBÜMİNİ AKILLI TELEFONLA TESPİT EDEBİLEN YENİ BİR CİHAZ GELİŞTİRDİ.

PROF. DR. AYDOĞAN ÖZCAN KİMDİR?2000 yılında Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü’nden mezun olan Dr. Özcan, doktorasını Stanford Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölü-mü’nden 2005 yılında almış. 2006 yılında Harvard Tıp Fakültesi’ndeki Wellman Center for Photo-Medicine bölümünde çalıştıktan sonra, 2007 yılında UCLA Elektrik Mühen-disliği Bölümü’ne katılmış. UCLA Üniversite-si’nde profesör olarak çalış malarına devam eden Dr. Özcan, geniş alan görüntüleme ve fiber optik gibi konularda yaptığı çalışmala-rından dolayı pek çok ödül kazanmış. Bun-lar arasında Microscopy Today Innovation Ödülü (2013), Popular Science Brillant 10 Ödülü (2012), Genç Bilim İnsanları ve Mü-hendisler Başkanlık Kariyer Ödülü (2011), Rockefeller Vakfı Health Innovation Ödülü (2011), National Geographic Yılın Yükselen Mucidi Ödülü (2010) sayılabilir.

Üretim teknolojisinin kolaylığına bağlı ola-rak maliyeti de hayli düşük olan bu cihaz-ların en önemli ortak özelliklerinden biri her iki çalışmada da geliştirilen cihazların 3D yazıcı teknolojisi kullanılarak üretilmesi.

Bugün ancak laboratuar ortamında büyük cihazlar kullanarak yapılan testleri, hafif ve taşınabilen cihazlar ile kişinin kendisinin yapmasını mümkün kılan bu iki çalışma sayesinde, birçok hasta bu tip testler için tıp merkezine gitmek zorunda kalmaya-cak. Bunun yanı sıra dünyanın birçok ye-rinde doktorların yanlarında taşıyabileceği bu cihazlar, hastalık teşhisi için yeterli ola-cak gibi görünüyor. ■

Akıllı telefon ile elde edilen görüntü

Akıllı telefon ile elde edilen sonuçların doğruluğu Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) kullanılarak kontrol edildi.

SEM ile elde edilen görüntü

Page 52: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

50 Ş U B A T 2 0 1 4

Kimya sektörünün en önemli alt grupla-rından biri olan medikal ürünler sektörü, son yıllardaki ihracat performansıyla dik-kat çekiyor. Bu alanda üretim yapan yerli firmaların ihracat yaptığı ülkeleri çeşitlen-dirmesi ihracat artışında önemli bir rol oy-nuyor. Medikal sektörü geçtiğimiz yıl 775 milyon dolarlık ihracata imza atarken en çok ihracatı gerçekleştirilen ilk 10 ülke; Irak, Azerbaycan, İsrail, Almanya, Gürcistan, İran, Romanya, KKTC, Fransa ve Türkmenistan olarak sıralandı.

Kaliteli üretim yapabilen firmalara sahip olması Türkiye’nin medikal sektöründeki elini güçlendiriyor. Çoğu KOBİ düzeyindeki firmaların ihracat performanslarını ve ülke çeşitliliğini artırdıkları gözleniyor. Sektörde-ki katma değer oranının yüksekliği medikal ürünler pazarını cazip kılan faktörlerden bir tanesi. Türkiye’nin ithal kalemlerinde me-dikal ürünler ve cihazlar önemli bir paya sahip. Bununla birlikte Avrupa ve ABD ile eşdeğer kalitede üretim yapabilen yerli firmaların sayısı her geçen yıl artıyor ve bu firmalar başta Avrupa olmak üzere dünya medikal sektöründeki rüştünü ispatlıyor. Rakiplerine göre en büyük avantajları aynı kaliteyi daha uygun fiyatlarda sunabilmeleri. Ülke-

H A B E R

İKMİB Yurtdışı Pazarlama Takımı İle Destek VerecekMedikal ürünler sektörünün gözü 1 milyar dolarlık ihracatta

2013 YILINDA BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE

YÜZDE 18 ARTIŞ GÖSTEREN MEDİKAL ÜRÜNLER İHRACATI, 775 MİLYON DOLARA

ULAŞTI. SEKTÖRÜN KISA VADEDEKİ

İHRACAT HEDEFİ 1 MİLYAR DOLAR

M U R AT A K Y Ü ZİKMİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

mizde girişimcilik gücünün yüksek olması, sektördeki bilgi birikiminin fazlalığı ve lojis-tik sektörünün gelişmiş olması da önemli artıları arasında yer alıyor.

Türk medikal sektöründe üretim yapan yerli firmaların son yıllarda ihracat yaptıkla-rı ülkeleri çeşitlendirmelerinin yanı sıra Ar-Ge yatırımlarını artırdıklarını ve kalite stan-dartlarının yükselttiklerini belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçı Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mu-rat Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Al-manya, ABD gibi medikal teknolojisinde ileride olan ülkelerle rekabet edebil-mek için firmalarımızın teknoloji ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaları olduk-ça önemli. Nitekim beş yıldır milli katılım organizasyonu-nu düzenlediğimiz Alman-ya Medica Fuarı’na katı-lan firmalarımızın bu açıdan önemli bir mesafe aldık-larını gör-dük.

Page 53: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 51

H A B E R A Y Ş E Y I L M A Z T Ü R K

firmaları bir araya gelecek. Hedef pazar ve ihtiyaç analizlerinin tamamlanmasının ardından gidilecek ülkeler ve bölgeler be-lirlenerek bu ülkelere sektörel ticaret he-yetleri düzenlenecek. Böylece; sektörün önemli eksiklikleri arasında bulunan yurt-dışı pazarlamada güç birliği yapılarak sinerji yaratılacak. Yurtdışı Pazarlama Takımı ile yerli firmaların ortak he-def ve pazarlama faaliyetleri etrafında bir araya gelmeleri amaçlanıyor. ■

Almanya’nın ürettiği bir medikal cihazı üçte biri fiyatına aynı kalitede, aynı standartlar-da üreten firmalara sahibiz. Türk medikal sektörünü uluslararası alanda iyi tanıtabilir-sek firmalarımıza olan ilgi ve dolayısıyla bu alandaki ihracatımız da artacaktır.”

Beş yıl öncesine kadar ihracatı olmayan fir-maların, bugün 35 ülkeye ihracat yaptığına vurgu yapan Akyüz, medikal ihracatının kısa vadede 1 milyar dolara çıkarılmasının zor olmadığını, ithalatın çok yüksek olduğu bu sektörde yerli üretimin desteklenmesi sayesinde cari açığın azaltılmasına da bü-yük katkılar sağlanacağını dile getirdi.

Uluslararası rekabetçiliği geliştirme proje-leri kapsamında Medikal Sektöründe UR-GE Projesi için de çalışmalara başladıkla-rını söyleyen İKMİB Başkanı Murat Akyüz, medikal sektörünün 2014 yılında stratejik yol haritasının detaylandırılması, üretim kalitesini artıracak regülasyonların hayata geçirilmesi, özel sektör-üniversite-kamu arasında güvene dayalı işbirliği ve koor-dinasyon oluşturulması ile katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi konularına odaklanacağını da sözlerine ekledi.

Medikal Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı Projesi kapsamında, Türk medikal ürünler

SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜME MEDİKAL ÜRÜNLER PAZARINDAKİ YERLİ ÜRETİMİ ARTIRIYOR. İTHALATIN YÜKSEK OLDUĞU MEDİKAL ÜRÜNLER SEKTÖRÜNDE YÜKSEK KATMA DEĞERLİ YERLİ ÜRETİMİN ARTMASI CARİ AÇIK DERDİNE DE ÇARE OLACAK. SEKTÖRÜN İHRACAT CEPHESİNDEN GELEN HABERLER DE OLUMLU YÖNDE.

Ş U B A T 2 0 1 4 51

Page 54: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

52 Ş U B A T 2 0 1 4

Nitelikli ziyaretçi profili ile ekspoMED yine katılımcılarına kazandıracakKamu hastane birlikleri yetkilileri, üniversi-telerin satınalma komisyon başkanları, rek-törleri, dekanları, özel hastane sahipleri ve yatırımcıları, satınalma yöneticileri, medikal ürün ticareti ile ilgili profesyoneller ve Sağ-lık Bakanlığı yetkililerinden oluşan ziyaretçi profili 40’in üzerinde ülkenden gelecek ka-tılımcılarla buluşacak.

Türkiye’nin sağlık alanında ihracat da hedef ülkeler arasında yer alan ülkelerden alım heyetleri fuarlarda ağırlanacak. Avrasya bölgesindeki ülkelerle birebir sürdürülen pazarlama çalışmaları sonucunda Azerbay-can, Irak, Filistin, İran, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Libya başta olmak üzere 20 farklı ülkeden Reed Tüyap Tarafından alım heyetleri düzenlenecek.

ekspoMED her zamankinden daha uluslararası Fuara yoğun ilgi hem yurt içi hem de yurt dışı katılımlarla devam ediyor. Avusturya-Al-manya (Baden-Württemberg) Belçika-Fin-landiya-Hindistan-İngiltere-İtalya-Polonya milli katılımlarıyla ekspoMED’de bu yıl ilk kez yer alacaklar. Geçmiş yıllarda milli ka-tılımlarıyla yer alan Almanya(Bavaria), Çin, Fransa, İspanya, Kore, Malezya, Tayvan bu yılda ekspoMED 2014’e katılacaklar.■

Bilimsel etkinlikler, BAU TIP işbirliği ile ilk kez ekspoMED’deBu sene ekspoMED’ de ilk defa eğitici semi-nerlere yer verilecek. Bahçeşehir Üniversite-si Tıp Fakültesi ile yapılan anlaşma doğrul-tusunda, fuar süresince BAU Tıp tarafından, Beyin ve Ortopedi Cerrahisi, Rejeneratif tıp ve kök hücre konularında yurtiçinden ve yurtdışından gelecek dallarında öncü uz-manlar tarafından uygulamalı seminerler düzenlenecek. Programla ilgili detaylı bilgi-ye ulaşmak için ekspomedistanbul.com’u ziyaret edebilirsiniz.

H A B E R

Ekspomed Fuarı Nisan’da 21. Kez kapılarını açıyorAvrasya’nın en kapsamlı ve yenilikçi medikal fuarı ekspoMED, 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da 21. kez profesyonel medikal ziyaretçilerine kapılarını açacak.

EKSPOMED FUARI, AYNI TARİHTE DÜZENLENECEK

LABTEKMED FUARLARI İLE BİRLİKTE 1200’ÜN

ÜZERİNDE FİRMA VE FİRMA TEMSİLCİLİĞİ İLE

TÜYAP BÜYÜKÇEKMECE’DE SEKTÖRÜ BİR ARAYA

GETİRECEK.

Page 55: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 53

TARİH KONGRE YER WEB SİTESİ

4-7 Şubat EuroPCR 2014 Palais des Congrès Paris / Fransa www.escardio.org

20-22 Şubat Ulusal Aritmi Toplantısı 2014, Hilton Garden Inn

Mardin www.tkd.org.tr

21-23 Şubat 10. Başağrısı Kış Okulu Divan Otel İstanbul www.basagrisikisokulu.org

21-23 Şubat 13. Ege Diz Cerrahisi ve Artroskopi Günleri, Hilton

İzmir www.egediz2014.org

27 Şubat1 Mart

İstanbul Üniversitesi 4. Kadın Doğum Günleri 2014, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi

İstanbulwww. istanbulkadindogum-gunleri.org

TARİH FUAR KONUSU YER

18-20 Şubat MEDLAB Asia Pacific Laboratuvar

Laboratuvar SİNGAPUR

20-22 ŞubatPANACEA - Exhibition and Symposium on Complementary Medicin

İlaçBombayINDIA

22-24 Şubat

MEDIC EXPO - Int. Exhibition of Medical & Hospital Equipment, Laboratories Consumptions & Services

MedikalAtinaYUNANİSTAN

23-27 Şubat Healthcare Info & Mgmt Systems Society - HIMSS

SağlıkNew OrleansABD

28 Şubat1 Mart The Dentistry Show Dişçilik

BirminghamİNGİLTERE

KONGRELER FUARLAR

E T K İ N L İ K T A K V İ M İ

OHSAD, SEKTÖR PAYDAŞLARINI 5. KEZ BİR ARAYA GETİRİYORSağlıkta Ortak Çözüm Toplantılarının 5.’si 23-27 Nisan 2014 tarihleri arasında Antalya’da yapılacak. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmelerin tartışılacağı Kurultay, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK, Özel Hastaneler, Kamu Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Sağlık Kuruluşları ve Sigorta Şirketlerini bir araya getirecek.

Tüm sağlık yöneticilerini davet edildiği Kurultay, T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve T.C. İstanbul Üniversitesi’nin işbirliği ile Özel Hastaneler ve

Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından düzenleniyor.

Sağlık sektöründeki değişim ve yenilikleri değerlendirerek sektörün sorunlarını, tüm paydaşlarının ortak çözüm alternatifleri ile masaya yatırmanın amaçlandığı OHSAD Kurultayı’nda “Sağlıkta kalite için el ele” sloganı ile yola çıkılıyor.

Ajansfa tarafından organizasyonu gerçekleştirilen OHSAD Kurultayı ile ilgili yenilikleri ve gelişmeleri www.ohsadkurultayi.org adresinden takip edebilirsiniz.

23-27 NİSAN 2014

>>www.ohsadkurultayi.org

İLAÇÇILAR DUPHAT’TA BULUŞUYORDubai Uluslararası İlaç ve Teknolojileri Konferansı ve Sergisi DUPHAT, 10-12 Mart tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşecek. Yüksek kaliteli bir konferans ve geniş çaplı bir sergi amacı ile Dubai Sağlık Otoritelerinin desteklediği fuarın hedef kitlesi şunlar: Eczacılar, doktorlar, bilim adamları, pazarlama uzmanları, araştırmacılar, paramedikal uzmanları, uyuşturucu geliştiriciler, bayi, acente, imalatçı, distribütör, tıbbi mümessiller, klinisyenler, ilaç analistler ve danışmanlar, ürün uzmanları, anahtar

karar vericiler, eczane olarak hizmet vermektedir uygulayıcıları, ticaret ziyaretçi ve akademi.

Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkeleri ilaç sektörlerinin buluştuğu DUPHAT fuarında 2013 yılında 73 ülkeden 350 firma yer almıştır. Fuar 8.000 m2 alana kurulu olup 15.000’den fazla ziyaretçisi bulunmaktadır. Fuarla eşzamanlı olarak Avustralya Hastanesi Eczacılar Derneği ve Dubai Sağlık Otoritesi tarafından akredite edilen bir Konferans da düzenlenmektedir.

10-12 MART 2014

>>www.duphat.ae

ASYALI TIBBİ LABORATUVARCILAR BU FUARDATıbbi laboratuar teknolojisindeki gelişmeleri takip etmek ve paylaşmak amacıyla tıbbi laboratuar sektöründeki tüm çalışanları buluşturmayı hedefleyen Medlab Asya Pasifik 18-20 Şubat tarihleri arasında Singapur’da gerçekleşecek.

Sağlık sisteminin önemli bileşenleri, olan kalite, güvenlik, hasta bakımında fark yaratacak önemli bilgiler laboratuar teknikleri ile yakın

ilişkili. Doktorların bir hastalığın önlenmesi, tanı ve tedavisi gibi önemli kararları laboratuar sonuçlarına bakarak alıyor. Asya Pasifikteki gelişmelerin takip edileceği Medlab, 3000 metrekare alanda, Laboratuar Yönetimi, Klinik Kimya, Hematoloji, Anatomik Patoloji, Mikrobiyoloji, Moleküler / İleri Tanı konferansları ile eşzamanlı gerçekleşecek.

18-20 ŞUBAT 2014

>>www.medlabasia.com

Page 56: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

54 Ş U B A T 2 0 1 4

K İ T A P

ACAYİP SÖZLÜKEvrensel kültürün seçilmiş terimleri, deyişleri, kalıp sözleri… Bilimde, kültürde ve gündelik yaşamda ihtiyacınız olan sözcükler... Farklı dil ve kültürlerden beslenerek ‘farklı’ kitaplar yazan Prof. Dr. Zeki Tez’den tuhaf, sıra dışı ve eğlenceli bir eser daha…Acayip Sözlük kendini ‘dünya vatandaşı’ olarak tanımlayanların başucu ve başvuru kitabı olmaya aday. Çünkü Yunancadan Latinceye, Arapçadan İbraniceye, Osmanlıcadan Farsçaya, Türkçeden İngilizceye, Fransızcadan İspanyolcaya, Almancadan İtalyancaya, Hintçeden Hititçeye, Asurcadan Ermeniceye, Rumcadan Rusçaya pek çok sözcük artık elinizin altında... Yaşamınızın her alanında işinize yarayacak bu ‘çokdilli’ sözlük ile geçmiş, bugün ve gelecek arasında sözcüklerden köprüler kuracaksınız. Hem tarihsel bilgi düzeyinizi artıracaksınız, hem de kültürel hafızanızı güçlendirmiş olacaksınız. ‘Çokuluslu’ masalarda kendinizi eksik hissetmeyecek; kültür, tarih ve bilim sohbetlerine ‘Fransız’ kalmayacaksınız!

DOKTOR FAUSTUSThomas Mann, son eseri olarak tasarladığı Doktor Faustus’ta bizi mağrur bir sanatçının, besteci Adrian Leverkühn’ün gerilimli dünyasında dolaştırıyor. Ruhu, yaratma arzusuyla dolup taşsa da, akılcı ve duygusallıktan uzak mizacını dizginleyemeyen Leverkühn’ün gerilimi, yaratma gücünün önündeki en büyük engeldir. Şeytan, Le-verkühn’ü bu zayıf noktasından yakalar: Yaratıcı zihnin dışavurumu olmaksızın anlamsız kalmaya mahkûm bir varoluştan kurtulmanın bedelini, sanatçıyı zührevi bir hastalığın pençesine düşürerek ödetir. Ancak kötülüğün sağlayabileceği bir deha, bir yaratıcılıktır bu ve Thomas Mann’ın estetiğinde halkların faşizmle zehirlenmesini temsil eder. Dünya edebiyatının kültleri arasında yeri bulunan Mann’ın Faust miti ile bağlantılı bir sanatçı romanı, bir çağ ya da toplum romanı, müziği dil ile ifade etmeyi amaçlayan deneysel bir roman ya da epik anlatının bütün katmanlarına yayılan sanat kuramına dair bir deneme olarak farklı perspektiflerden okunabiliyor.

KEÇİ Zanlı, Kurban, CefakârKeçi… İnsanlığın en eski dostlarından biri. İlk evcilleştirilen hayvanlardan biri. Ancak keçinin gerçekten evcilleşip evcilleşmediğine karar vermek biraz zor. O hem biraz evcildir hem de değildir. Hem insanla iç içe bir yaşam sürer hem de aslında başına buyruktur. Keçi güdülemez, sürünün liderini izler o kadar. Tabii o da yaşlı bir tekedir. İnsana olan bu yakınlığa karşın daimi hissedilen uzaklık keçiyi hep kuşkulu kılar: İnatçı, başına buyruk, bazen de anlaşılmaz.Keçi… Anlaşılmazlık; zan altında olmak ve neredeyse “olağan şüpheli”liktir. Buna rağmen sevimlidir de... Hırçınlığının bir hoşluğu vardır. Bazen hınzır, bazen boynu bükük bir kurban; bazen karanlık tutkuların, şehvetin simgesi, bazen bütün günahlarımızı üzerine yüklediğimiz bir günahsız; bazen de düpedüz şeytan! Sebatkâr, dirençli ve cefakârdır da... Ömer F. Oyal’in yazdığı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Keçi – Zanlı, Kurban, Cefakâr kitabı, mitolojiden halk kültürüne, yetiştiricilikten sanata keçi hakkında herşeyi bir araya getiriyor.

Page 57: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

Ş U B A T 2 0 1 4 55

S İ N E M A

MEDDAHAziz, eskiden çok meşhur bir

tiyatro oyuncusuyken şimdilerde

yardımlarla yaşamaya çalışan yaşlı bir

adamdır. Arada sırada meddahlıktan

kazandığı üç beş kuruş parayla

ancak otel parasını karşılamaktadır.

Aziz, geçmişinde yaptığı bir hata

yüzünden çektiği vicdan azabını

dindirmek üzere son bir yolculuğuna

çıkar. Turne ekibi ile çıktığı bu

yolculuğun gerçek sebebini kimse

bilmemektedir. Film, Meddah

Aziz’in hayatından kesitler sunarken

izleyicilere farklı bir hayatın kapılarını

açıyor.

Yönetmen: Batur Emin Akyel

Oyuncular: Münir Canar, Tuğçe

Kumral, Evren Bingöl, Tolga Evren

21 Şubatta Vizyonda

SÜRGÜN İNEKŞevket ve Cemile kendi halinde

yaşayan, birbirlerini ve inekleri

Sarıkız’ı çok seven bir çifttir. Bu

çiftin hayatları ineklerinin Atatürk

büstünü kırmasıyla birden bire

içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu olayın

çığ gibi büyüdüğüne, hadisenin

köy sınırlarını aştığına, şaşkınlık ve

korkuyla şahit olurlar. Muhtarından,

ihtiyar heyetine, bürokratından,

askerine herkes bir ineğin peşine

düşer. Mesele büyüdükçe ilgili bütün

kişiler kendilerini trajikomik bir hal

içinde bulur.

Yönetmen: Ayhan Özen

Oyuncular: Hasan Kaçan, Şebnem

Sönmez, Fırat Tanış, Cezmi Baskın

28 Şubatta Vizyonda

DURSUN ÇAVUŞ1973 yıllarında Adıyaman’da

yaşayan Dursun Çavuş, postacılık

yaparak geçimini sağlayan sade

bir vatandaştır. Oğlu Abuzer’in

Belediye Başkanı Reşat Ağa’nın

kızına aşık olması ile işler karışır.

Ağayla ters düşen Dursun Çavuş,

karısı Server ve arkadaşlarının gazına

gelip emekliliğini ister ve belediye

başkanlığına adaylığını koyar. Dursun

Çavuş’un başkan olacağı kesin gibidir

ancak hiç beklenmeyen bir durumla

karşılaşılır ve 3 oyla sandıktan ayrılır.

Yönetmen: Ali Engin

Oyuncular: Turan Özdemir, Sinan

Bengier, Perihan Savaş, Seden

Kızıltunç

14 Martta Vizyonda

Page 58: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

56 Ş U B A T 2 0 1 4

H A Y A T I N İ Ç İ N D E N Y A Z I G Ö K H A N Ü M İ T L A L E L İ

> [email protected]> twitter@gullaleli

“Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun

sayesinde.”

Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala

hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin

izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek

için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne

eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir

yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocuk-

ları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer

yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli

formülün ne olduğunu sordu.

Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının

kenarında bir gülümseme belirdi:

“Çok basit” dedi

“Ben o çocukları çok sevdim.”

Bizler de sizleri çok sevdik elleri öpülesi öğret-

menlerimiz. Ebediyete uğurladıklarımıza Al-

lah’tan rahmet, hayatta olanlara da sağlık ve mut-

luluklar diliyoruz.

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini

Baltimore şehrinin kenar mahallelerine gönder-

miş ve o bölgede yasayan 200 erkek çocuğunun

durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun

geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını

istemişti.

Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte

hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.

Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji

profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğ-

rencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve ayni

çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi. Öğ-

renciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk

dışındaki 180 çocuktan 176′sinin olağanüstü bir

başarı gösterip, avukat, doktor ya da işadamı ol-

duklarını ortaya çıkardılar.

Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye

karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o

bölgede yasadıkları için, her biriyle buluşma sansı

oldu.

“O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?” so-

rusuna verdikleri cevap hep ayniydi:

Çok SevdimÇocukları

56 Ş U B A T 2 0 1 4

Page 59: SAYED Şubat 2014 Sayı:71
Page 60: SAYED Şubat 2014 Sayı:71

“Sağlıkta kalite için el ele”“Sağlıkta kalite için el ele”

ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIKKURULUŞLARI DERNEĞİ

www.ohsadkurultayi.org

OHSADÖzel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları DerneğiTel: (0212) 247 07 00 Faks: (0212) 247 07 05(Efecan ALTUNCU • [email protected])

AJANSFAOrganizasyon [email protected] • Tel: (0212) 272 61 06 Firma İlişkileri: Didem GÜLKAÇ[email protected] • Tel: (0212) 272 61 06 • (0541) 859 63 38Kayıt ve Rezervasyon içinwww.ohsadkurultayi.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.