1388

Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf

  • Upload
    hilmi

  • View
    351

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 1/1384
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 2/1384
KL gün Ukrayna Cumhuriyeti snrlar içinde bulunan tarihî kale ve ehir.
mence’de Chilia (Kilya) adyla anlr. Tuna nehrinin denize dökülürken oluturduu üç koldan n en kuzeydeki Kili kolunun sol kysnda bulunmaktadr. ehrin tarihi XII. yüzyla kadar iner
zans mparatorluu döneminde bir ticaret merkezi olarak gelien ehir bir süre sonra
nevizliler’in hâkimiyeti altna girdi. Baltk denizinden Bizans’a kadar uzanan “Bodan yolu”n radan geçmesi ehrin ticarî önemini arttrd. Aydnolu Umur Bey, 1339-1341 yllarnda Kili’ dar gelerek bir Ulah ordusunu malûp etti. Cenevizliler merkezi Kili olan Kuzey Dobruca’da d takm imtiyazlar elde ettiler. 1371 ylndan beri Osmanllar’a bal olan Dobruca Voyvodas
anko (Yuan Ku, Yanko) Cenevizliler’e burada ticarethane, kilise ve konsolosluk açma hakk ta 387). Yldrm Bayezid’in Ankara yenilgisinin ardndan ehir Eflak Beyi Mircea’nn eline geç kat bir süre sonra Eflak’tan ayrlarak Bodan Voyvodal’na katld. Macaristan ile Polonya snda 1412’de imzalanan gizli Lubnan (Lublin) Antlamas’nda Bodan Prenslii’nin iki ülke snda paylalmas kararlatrld; Kili dahil ülkenin bat kesimi Macaristan’a, Akkirman dah
u kesimi de Polonya’ya ait olacakt. Antlama hükümleri uygulamaya konulmadan Osmanl liini tekrar salayan I. Mehmed (Çelebi), Lehistan (Polonya) üzerine büyük bir sefer düzenle sefer srasnda Dobruca kesin biçimde Osmanl topraklarna katlrken Eflak’a da girilerek  rcea’ya Osmanl hâkimiyeti kabul ettirildi (822/1419). Osmanl ordular ilk defa bu sefer sra dan topraklarna da girip Kili ve Akkirman kalelerini kuattlarsa da alamadlar.
li Kalesi 1448’den sonra tekrar Eflak Voyvodal’na geçti. Fâtih Sultan Mehmed’in Eflak sef asnda (866/1462) Bodan Voyvodas Stefan Cel Mare, Kili’yi Osmanllar’dan önce almak  ediyse de baaramad. Fakat ikinci kuatmann ardndan Kili Kalesi’ni ele geçirdi (26 mâziyelevvel 869 / 24 Ocak 1465). Fâtih Sultan Mehmed’in Kili ve Akkirman’da Osmanl kimiyetini salama teebbüsü baarl olmad. Bodan Voyvodas Stefan yeni bir Osmanl drsna kar 1479’da Kili Kalesi’ni tamir ettirdi. Tuna’nn sa kysnda (güney) bulunan esk enin yerine nehrin sol kysnda yeni bir kale yaptrd.
Bazeyid saltanatnn ilk yllarnda Bodan meselesine arlk verdi ve 889’da (1484) sefere ç Cemâziyelâhir 889’da (5 Temmuz 1484) Kili civarna geldi. Ertesi gün kale karadan ve Tuna
hrinden kuatld. On gün boyunca gece gündüz topa tutulan Kili Kalesi’nin kumandan teslim mak zorunda kald (20 Cemâziyelâhir 889 / 15 Temmuz 1484). Böylece Aa Tuna havzasnn emli kalesi saylan Kili kesin olarak Osmanl yönetimine geçti. Hemen ardndan Akkirman Ka alnd. Böylece Karadeniz ve Aa Tuna havzas tamamen Osmanllar’n kontrolüne geçmi o yük ticarî öneme sahip olan ve Karadeniz’i Baltk’a balayan Bodan yolunun kontrolü salan tihten sonra Osmanl idarî sistemine göre Kili sancak beylii haline getirildi. Kili’ye kad, diz pudan, iskele ve gümrük emini, muhtesib ve dier devlet görevlileri tayin edildi. Kili Kalesi v
man kesimindeki varoa kapkullar ve azebler yerletirildi.
manl döneminde birkaç defa tamir edilen Kili Kalesi, 1067’de (1657) buray ziyaret eden Ev
lebi’nin anlattna göre yarm ay eklinde üç kaleden oluuyordu. Yeillikler içinde düz bir aerine ina edilmi olan kalenin kble duvar Tuna nehrine dayanmaktayd. Kara taraf 2000, ne
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 3/1384
af 1000 olmak üzere kalenin çevresi 3000 admd. Kara taraf üç,
hir taraf ise iki kat duvarla çevrilmiti. Kalenin 170 kulesinden en önemli olanlar Tuna narndaki Gedik Ahmed Paa, dizdar, zindan, yass ve fener kuleleriydi. Tuna kenarna Melek  med Paa tarafndan ina edilen kuleye yirmi adet top ve cephane yerletirilmiti. Kulenin üze ri külâh eklinde tahta kubbelerle örtülüydü. D kalenin kara tarafnda oldukça geni bir hend lunmaktayd ve dört kapsndan biri batdaki varoa, dier üçü Tuna nehrine açlyordu. Kapl ksmnda üzerleri tahta örtülerle kapatlm hendekler mevcuttu. Görenlerin sokak zannettikler
anlarn ve hayvanlarn üzerinde kolayca dolat bu hendek sokaklarn says 150 kadard. Denin en ilek kaplar kara tarafndaki varo kapsyla nehir kenarndaki lonca kaps idi. Neh narndaki dier iki kapya küçük su kaplar deniliyordu. D kalenin dou tarafnda ve Tuna k esinde bir iç kale bulunuyordu. ç kale kare eklinde olup çevresi 500 admd. D kaleye aç çük bir kaps olan iç kalenin etrafnda iki kat derin hendekler vard. Kili Kalesi’nin varou d enin batsndaki düz vadide yer almaktayd. Begen eklinde ve oldukça büyük olan varoun afnda kale duvarlar yoktu. ç kalede kethüdâ, dizdar ve imam evleriyle buday ambar, phanelik ve askerî barnak bulunuyordu (Seyahatnâme, V, 224-227).
manl yönetimi Kili’de yaayan halka baz kolaylklar salad. Kili halknn emniyetini veonomik hayatn daha iyiye götürebilmek için eski kanunlardan da yararlanarak yeni kanunlar  arld. II. Bayezid döneminde Kili Kalesi Bâc ve Gümrük Kanunnâmesi ile Kili’ye girip çkan llardan alnacak vergiler tanzim edildi. Kili’nin en büyük gelir kaynaklarndan biri olan balk
cln bir düzene sokmak için Yasaknâme-i Balklau-y Kili adyla bir kanun konuldu. lkçlkla ilgili eski âdetler ve hükümler aynen kabul edildi. Eskiden Bodan voyvodalarnn kçlktan alageldikleri 80.000 altnlk geliri bundan sonra Osmanl Devleti almaya balad. K arnda bilhassa dalyanlarda avlanlan balklar, Avrupa’dan Polonya ve Rusya’ya arap getire
micilere satlyordu. Bu yolla devlet önemli gelir elde ediyordu. 1505 tarihli bir belgeden
aldna göre 11 ubat - 6 Austos 1502 tarihleri arasndaki be ay yirmi günlük dönemde kçlktan 64.962,5 akçe öür vergisi alnmt (BA, Bâb- Âsafî Dîvân- Hümâyun, dosya 1,
sika 9).
li’de transit ticaretinden elde edilen gelir de önemliydi. Bata arap olmak üzere Kili skelesi çen mallardan da vergi alnyordu. arap geçi ticaretinin tekeli, XVI. yüzyl ortalarnda Nak ngin bir yahudi olan Joseph Nasi’ye verilmiti. Osmanl yönetimi, Kili skelesi’nden geçen milerden ylda 300.000 akçe transit vergisi alyordu. Kili skelesi’nden transit geçen veya Kil zarlarnda satlan mallarn çeidi 65-120 arasnda deiiyordu. Bunlarn içinde hububat ve ha
ünleri bata geliyordu. Kili’deki esnafn ve askerî snflarn durumunu düzenlemek üzere Knû kâkîn der Dâhil-i Kili adyla bir kanun daha çkarld (Akgündüz, II, 433-442).
düzenlemeler sayesinde Kili, ksa zamanda geliti. Hem Balkan hem Tuna-Karadeniz ticaretin emli bir merkezi, dier Tuna iskeleleri için bir kavak noktas, stanbul’a gönderilecek mallar lanma yeri oldu. Her çeit esnafn bulunduu Kili çarsnda hububat, peynir, bal, sr, domuz
yun, pamuk ve kaneviçe bata olmak üzere çeitli mallarn alverii yaplyordu. Evliya lebi’nin anlattna göre esnafn çou Eflak-Bodanl idi. Bir miktar da Rus tüccar bulunuyor li çarsnda esir ve köleler dier yerlere nazaran daha ucuzdu. Ba ve bahçeleri bol olan Kili strmas mehurdu.
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 4/1384
VI. yüzyl sonuna ait bir tahrir defterinden anlaldna göre Kili’de yirmi bir mahallede 1165 aklak 6000 kii) bulunuyordu. Kili kazasnda ise 987’de (1579) sadece 150 hâneden (600-90 i) bahsedilmektedir (BA, MD, nr. 32, s. 354, hk. 644). 1194 (1780) tarihli Bucak defterine gö li kazasnda on sekiz Tatar köyü tesbit edilmitir. Evliya Çelebi d kalede toplam 700 hâne lunduunu, buradaki evlerin avlusuz, tek veya iki katl ve oldukça kasvetli olduunu yazar. Ayr rada Bayezid Camii ile birlikte yedi mescid ve bir de mahkeme vard. Varota on bir mahalled 00 hâne (10.000 kii) yayordu. Buradaki evler, etraf tahta çitlerle çevrilmi avlulu ve bahçe
veya iki katlyd. On yedi cami, pek çok sbyan mektebi, 500 dükkân ve bir de kubbeli çiftemam yer alyordu. Kalede görev yapan askerlerin toplam says 700 kadard. Evliya Çelebi’ni aretinden on üç yl sonraki bütçe defterinden anlaldna göre Kili Kalesi’nde atl, azeb, top
mici olmak üzere toplam 248 hisar erine maa ödenmiti.
li sanca, XVI. yüzyln ikinci yarsnda gittikçe artan Kazak tehlikesi tehdidinden dolay kaza ine getirilerek Rumeli beylerbeyliine tâbi Akkirman sancana baland. XVII. yüzyl balar
baren Kili Kalesi ve ehri Silistre beylerbeyliine dahil edildi. Bölge ile yakndan ilgilenen R
man zaman Kili’yi tehdit altnda bulundurdu. Rusya ile yaplan savalarda bölgedeki dier iskbi Kili de askerî nakliyatta kullanld. 1184’te (1770) Tuna’nn sol sahilindeki kalelerle birlik sya’nn igali altna girdiyse de Küçük Kaynarca Antlamas ile Osmanllar’a iade edildi. 179 temkin tarafndan kuatld ve teslim alnd. 1792’deki Ya Antlamas ile Osmanllar’a geri rildi. 1806’da yeniden igale urad. 1812 Bükre Antlamas ile iki devlet arasnda Prut nehr r kabul edildi. Krm harbi sonunda imzalanan Paris Antlamas ile (1856) Rusya, Besarabya li dahil Kahul (Cahul, Kahulu), smâil ve Bolgrad kazalarndan mürekkep ksmn Osmanl kimiyeti altnda olmak artyla Bodan beyliine terketti. Bu snr düzeltmesiyle Rusya, Edirne tlamas’yla (1829) Tuna aznda elde ettii bir ksm topraklar iade etmi oldu.
77-1878 Osmanl-Rus Sava sonunda imzalanan Berlin Antlamas ile (13 Temmuz 1878) manya bamszln kazand. 1856 Paris Antlamas ile Rusya’dan ald Besarabya toprakl rar Rusya’ya verdi. Tuna deltasn tekil eden adalarla Ylan adas, Kilya, Sünne, Mahmudiye kça, Tulç, Maçin, Babada, Hrsava, Köstence ve Mecidiye kazalarn içine alan Tulç sanc manya’ya ilhak edildi. Fakat 1878’den 1918’e kadar bu bölge de bütün Besarabya gibi Rus i nda kald. 1918’de Kili dahil Besarabya tekrar Romanya’ya verildi. 1940 ylna kadar  manya’nn idaresinde kalan Besarabya bu tarihte Stalin tarafndan tekrar igal edildi ve rçaland. Kuzey ksm ile Kili dahil güney topraklar Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne
rildi. Kili, bugün Ukrayna Cumhuriyeti’nde 25.000 dolaynda nüfusa sahip, balca ekonomik  liyeti balkçln ve gemi yapmnn tekil ettii bir liman ehridir. ehrin tarihî kalesi günüm mamtr.
BLYOGRAFYA
A, MAD, nr. 15885; BA, KK, nr. 67/7, s. 964, 1081; nr. 2282/2; BA, MD, nr. 32, s. 354, hk. 64
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 5/1384
A, Bâb- safî Dîvân- Hümâyun, dosya 1, vesika 9; BA, A.DVN, nr. 788/2, s. 3-4; BA, Bâb- fterî Büyük Rûznâmçe Defteri, nr. 20615; TSMA, nr. E. 5861, E. 7675, E. 8568; bn Kemâl, vârîh-i Âl-i Osmân, VIII. Defter, s. 68-70; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, V, 224-227; Documen vind istoria Romaniei-B. Tara Romaneasca, veacul XIII, XIV i XV (1247-1500), Bucureti 298; Selahattin Tansel, Sultan II. Bâyezit’in Siyasî Hayat, stanbul 1966, s. 72-82; N. Beldice cherche sur la ville ottomane au XVe siècle, Paris 1973, s. 163-172; a.mlf., “La campagne omane de 1484; ses préparatifs militaires et sa chronologie”, Revue des études roumaines, V-V ris 1960, s. 67-77; a.mlf., “La conquête des cités marchandes de Kilia et de Cetatea Albâ par 
yezid II”, Südost Forschungen, XXIII, München 1964, s. 36-90; A. Ghiata, “Mircea cel-areaprtor al Integrittii teritoriale”, Marele Mircea Voievod, Coordonator: Ion Patroiu, Buc 87, s. 230-245; a.mlf., “Brila i tinutul înconjurator întrun registru de recensmnt de la sfâr colului al XVI-lea”, Cairetul Seminarului Special de itiinte Auxiliare, Bucureti 1993, s. 131 5; a.mlf., “Conditiile instaurii dominatiei otomane in Dobrogea”, Studii istorice sudest europ Bucureti 1974, s. 75; Ahmet Akgündüz, Osmanl Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri, stanbu 90-94, II, 135-136, 433-442; VII, 728-730; Romen Kaynak ve Eserlerinde Türk Tarihi I: Kron az. Mehmet Ali Ekrem), Ankara 1993, s. 8-9; G. Hazai, “A Topkapu Szeray Muzeum Leveltana aggar Vanathozású Török Iratai”, Levéltári Közlemények, XXVI, Budapest 1955, s. 294-298; M
axim, “Le régime juridique des chrétiens dans les ports roumains sous l’administration ottoman VIe-XVIIe siècles)”, Analele Universitatii Bucureti. Istorie, XXIX, Bucharest 1980, s. 85-89 du-tefan Ciobanu, “A fost pierduta Dobrogea de Mircea cel batrân?”, Revista de istorie,
XXIX/8 (1986), s. 764-774; Feridun M. Emecen, “Karadeniz’in KuzeyBat Kesimi ile lgili manl Tahrirleri ve Özellikleri”, Ata Dergisi, VI, Konya 1997, s. 83.
ha Maxm
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 6/1384
KLM reye göre çözgü veya ar denilen dikey ve atk, geçki, argaç, arageçki ya da argeç denilen yat erle dokunan, iki taraf ayn, havsz yayglara kilim ad verilir. Bazan iplerin dikey veya yatay ldan ilerletilmesiyle yahut birkaç çözgü atlatlmasyla motif ilenmi cicim (cecim), zili (sili), mak gibi dier düz dokuma yayglara da kilim denilir. Nitekim Ahmed Vefik Paa kilimi “ince ysüz hal” olarak tarif ederken uzun kllsna zilü denildiini belirtir (Lehçe-i Osmanî, II, 1015
vânü lugti’t-Türk gibi eski kaynaklardan Türkler’in hal, kilim, keçe benzeri yayglara keviz diz dedikleri örenilmekte (Clauson, s. 692, 707) ve bu kelimenin küçük telaffuz farklaryla adolu’nun baz yörelerinde bugün de yaad görülmektedir (Derleme Sözlüü, VIII, 2951, 3 lim kelimesinin kökeni tartmaldr. Genelde aslnn Farsça olduu ve bu dilden Urduca ile rkçe’ye, Türkçe’den de Moolca, Rusça ve Arapça ile Kafkas ve Balkan dillerine geçtii kab lmektedir (Doerfer, IV, 4-7, nr. 1718; kr. Rasonyi, IX/103 [1971], s. 622-623). Arapça’da k
rlnda daha çok bisât, firâ, namt, kisâ ve mârî gibi kelimeler kullanlr.
eski yayglar dokunularndaki kolaylk ve basitlik sebebiyle kilim türünde
maldr. Günümüze ulaan kilim teknii ile dokunmu en eski parça firavunlar Msr’nn XVIII nedan dönemine aittir ve IV. Tuthmosis’in (m.ö. 1425-1408) mezarndan çkarlmtr. Anadol Gordion (Yasshöyük) kazlarnda Frigler’e ait (m.ö. 1200-600) yün, keçi kl, keten gibi lzemeden yaplm sumak, cicim ve kilime benzer dokuma parçalar ele geçirilmitir. Güney
birya’daki Pazrk’ta milâttan önce V-IV. yüzyllara tarihlenen ünlü Hun halsyla birlikte keçe z dokuma yayglar, Kuzey Moolistan’da da Noin-Ula’da atk yüzlü dokuma, atk atlamal ve mal cicim, zili ve sumak örnekleri bulunmutur. Ayn ekilde Peru’da bulunan ve milâttan ön II-II. yüzyllar arasna tarihlenen parçalar bu tür dokumalarn her ktada eskiden beri bilindiin
stermektedir.
âmî döneme ait en eski kilim parçalar Fustat’ta bulunmutur ve halen New York Metropolitan useum’da muhafaza edilmektedir. Desen ve teknik yönleriyle Anadolu kilimlerine çok benzeye zlü bu parçalar VIII ve IX. yüzyllara tarihlenmektedir (Acar, Kilim-Cicim, s. 14). Türkler’in adolu’ya yerlemesinden sonra Konya, Kayseri, Sivas, Aksaray gibi birçok merkez hallaryla
zanmtr. Hal sanatn bilen bir milletin kilimi bilmemesi mümkün deildir. Selçuklu imlerinden günümüze örnek kalmam olmakla birlikte dünyann en eski düümlü Türk hallar ylan XIII. yüzyl Selçuklu hallarndaki karakteristik geometrik motifler, bugün dahi Anadolu’ itli yerlerinde dokunan kilimleri süslemektedir. Bu da yüzyllar boyunca devam eden bir gele ret eder. Nitekim Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Menevî’de deersizlik örnei olarak sk sk “k ki) kilim gibi” benzetmesini yapmaktadr (meselâ II, beyit 1581, 2815). Mevcut en eski Türk  kuma yayglarndan biri Washington Textile Museum’dadr. Holbein hal grubu desenindeki kû rdürlü sumak türü bu yayg parças XV veya XVI. yüzyllara tarihlenmektedir.
VI-XVIII. yüzyllara tarihlenen baz kilimler üslûplar bakmndan saray kilimleri adyla anlr lkn dokuduu kilimlerde genellikle geometrik stilize motifler yer ald halde bunlarda bitki tifleri tercih edilmitir ve bu sebeple XVI. yüzyl saray hallarna yaknlk gösterirler. Desen
odeli olmadan dokunmalar imkânsz görülen bu kilimlerde atklara yer yer hafif, yer yer güçlü
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 7/1384
strlarak eri hatlar elde edilmi, baz yerlerde ise tek kenetleme ile fardalar (a. bk.) patlmtr. Zor bir teknik uygulanan bu kilimlerin en azndan bir ksmnn saray atölyelerinde kunduu tahmin edilmektedir. Bu türün en eski örneklerinden biri Beyehir Erefolu Camii’n lunmu olup Konya Mevlânâ Müzesi’nde muhafaza edilmektedir (Envanter nr. 857). XVI. yüzy nu ile XVII. yüzyl balarna tarihlenen kilim (Yetkin, TTK Belleten, XXXV/138 [1971], s. 21 9; farkl tarihleme için bk. Anatolian Kilims, I, nr. 1) 2,05 × 1,28 m. ebadndadr ve baklava mas veren koyu mavi eritlerin meydana getirdii ovallerin içine samanî beyaz zemin üzerine vi renkte iri palmet motifleriyle süslenmitir.
nel olarak geometrik stilize motiflerin uyguland Anadolu kilimlerinin müzelerde bulunan en nekleri XVIII. yüzyla aittir. Anadolu kilimleri Türkmen, Yörük, Kürt kilimi gibi genel; Eme anisa), Kayaba (Silifke), Emirda, Dazkr (Afyon), Pnarba, Bünyan, Avar (Kayseri), rkla (Sivas) kilimi gibi dokunduklar yerlere ve Dirian (Malatya), Kirkitli (Gaziantep), av emikezek), Beritan (Van) kilimi gibi dokuyan airetlere göre deiik adlar alrlar; ayrca san lu, börekli gibi adn motiflerinden alanlar da vardr. Dokunu tarzndaki baz farkllklara gö imlerin çeitli tipleri bulunmaktadr. Bunlardan önlü arkal çift sra dikey çözgü ipliklerinin b arkadan geçen atk ipleriyle örüldüü kilimler en yaygn olanlardr. “Fardal kilim” denilenle
sen bulunan yerlerinde renkli bir atk çözgülerin bir altndan, bir üstünden geçerek bir baka nkteki desenin snrna kadar gider ve buradan geri döner. Böylece ayr renklerdeki atklar, zgüler arasnda kendi desen alanlarnda gidip gelerek birer motif meydana getirir. Desenler  kuyucunun arzusuna göre bölüm bölüm dokunabilir. Belirli desen alanlarnda gidip gelen atkl er desenin snrnda kendi bölgelerindeki en son çift çözgü grubuna dolanarak geri döndükler
ayr renkteki atknn karlat dikey çizgilerde birer farda (ilik, yark) meydana gelir. Bu klerin açk braklmas veya çeitli yollarla kapatlmas ile farkl kilim türleri ortaya çkar.
k iliklerin uzunluu 1 santimetreyi geçmez; çünkü daha uzun ilikler hem dokumay dayanksz
irir hem de kilime yrtk görüntüsü verir. Desenler bu teknik artlara uydurulduundan çounlu ometrik ve daha çok enine, çapraz ve kesik çizgilerden meydana gelmekte, dikey çizgiler ise samaklara bölünmektedir. Bu tür kilimlere hemen hemen her bölgede rastlanr. Anadolu’nun b resinde “çbk” (çubuk) denilen ince dar eritlerin süsledii, ayn adla anlan kilimler dokunur z yörelerde siyah ve bordo zeminli bu kilimler çadr gibi kanatlar halinde dokunup birbirine enir; eklenen parçalarda çubuklarn uyumu önemlidir. Bunlar daha çok battaniye, yatak örtüsü rak kullanlr. Ayn tarzda küçük ebatta tek kiilik seccadeler de yaplmaktadr. Yakn zamanl
dar her genç kzn çeyizinde bunlardan mutlaka birkaç tane bulunduu, ayrca bunlarn düün vetlerinde kymetli bir davetiye kabul edildii bilinmektedir.
cim denilen kilim benzeri dokumalarda çözgü ve atk iplerinden baka renkli desen iplikleri lunur. Dokuma yaplrken atk atldktan sonra desenin durumuna göre birkaç çözgü dierlerind rlarak arka yüzden getirilen renkli iplik bu çözgü grubunun üzerinden atlatlp tekrar arkaya çirilir ve araya bir sra atk atlmasndan sonra ayn ilem tekrarlanarak motifler oluturulur. cimde deseni tekil eden ve çözgüleri âdeta saran renkli iplerin uçlar sk sk kesilip serbest akld için arkadan sarkar; bu bakmdan dokumann iki yüzü ayn görüntüde deildir. Ciciml senlerinin uygulan bakmndan bez aya, sarma motifli ve çözgü yüzlü denilen üç ayr tekni kunur. Bir tür kilim kabul edilen zililer görünü olarak cicime benzer; ancak dokunmalarnda f teknik uygulanr. Atk dndaki renkli motif ipleri çözgülerin arasndan yatay yönde ilerletile
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 8/1384
zgü iplerinin belli sayda tutulup belli sayda braklmasyla dokunur. Meselâ desene göre çözg eri üç tutulup üç braklr veya üç tutulup bir braklabilir. Zilinin teknik açdan düz, çapraz, yrek, damal, konturlu gibi türleri vardr. Yine kilim grubundan saylan sumak da çözgü ipleri erine renkli desen iplerinin çeitli ekillerde sarlmasyla elde edilen bir yayg çeididir. Dese larak yapld ve ayn desen üzerinden tekrar ikinci bir renkli ip geçirildii için kat kat ilen i bir görünüm verir. Suman atkl düz, atksz düz, atkl balksrt, atksz balksrt ve ters
kuma türleri bulunmaktadr.
adolu kilimlerinde hayat aac, börek, çam, hamayl, ku, canavar izi, kurt az, çengel, parmaç boynuzu, yldz, sandk, muska, buka, nazarlk, haç, Türkmen gülü, göz, eli belinde, ptrak, kfelek, ejderha, tarak, saç ba, küpe, ibrik, yaprak, çiçek, kandil, el, sinek, yaba, pençe, üzü km, baak, su yolu gibi adlarla tannan çok zengin bir motif çeidi vardr. Bazan daha zengin rüntü elde etmek için kuaklar halinde veya dokuma aralarnda kilim, cicim ve zili desen niklerinin birlikte uyguland görülür; bazan da ayn amaçla aralara boncuk, saç teli, renkli ip
ya yün parçalar yerletirilir.
BLYOGRAFYA
mus Tercümesi, III, 928; Clauson, Dictionary, s. 692, 707; Doerfer, TMEN, IV, 4-7, nr. 1718; rleme Sözlüü, Ankara 1975, VIII, 2951, 3056; Ebû Hayyân el-Endelüsî, Kitâbü’l-drâk (nr. Ahmet Caferolu), stanbul 1931, s. 84; Ahmed Vefik Paa, Lehçe-i Osmânî, stanbul 1293, I
15; Belks Acar, Kilim ve Düz Dokuma Yayglar, stanbul 1975, s. 15-40; a.mlf., Kilim-Cicim i-Sumak, stanbul 1983, s. 14; Yusuf Durul, Anadolu Kilimlerinden Örnekler, stanbul 1985, I
1-50; Neriman Görgünay Krzolu, Eme Kilimleri, Ankara 1994, s. 8-17; Anatolian Kilims hika Ünal), Ankara 1995, I, nr. 1; II, nr. 101, 102; Bekir Deniz, Ayvack (Çanakkale) Yöresi D kuma Yayglar (Kilim-Cicim-Zili), Ankara 1998, s. 8-19, 70-71, 148-149; Bahaeddin Ögel, ltür Tarihine Giri, Ankara 2000, III, 161-175; L. Rásonyi, “Türklerde Halclk Terimleri ve lcln Menei” (trc. Öksel Göçmen), TK, IX/103 (1971), s. 622-623; erare Yetkin, “Türk  lim Sanatnda Yeni Bir Grup Saray Kilimleri”, TTK Belleten, XXXV/138 (1971), s. 218-219
mlf., “Divrii Ulu Cami’inde Bulunan Osmanl Saray Sanat Uslûbundaki Kilimler”, a.e., XLII 978), s. 53-63; a.mlf., “Osmanl Saray Sanat Uslûbundaki Kilimlerden ki Yeni Örnek”, VD, X 981), s. 375-386; Nebi Bozkurt, “Hal”, DA, XV, 251-252, 253-254.
bi Bozkurt
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 9/1384
KLS deniz bölgesinde ehir ve bu ehrin merkez olduu, bir kesimi Güneydou Anadolu, bir kesim deniz bölgesinde bulunan il.
rkiye-Suriye snrna çok yakn bir noktada, ehirle ayn ad tayan bir ovann kuzeybat köes fiz da eteinde, deniz seviyesinden 650 m. yükseklikte yer alr. ehrin çevresinde çok sayd
yüün bulunmas yörenin çok eski bir yerleim alan olduunu gösterir. lkça’larda Hitit kimiyeti altnda bulunuyordu. Asur Kral I. Tiglatpileser zamannda milâttan önce 1100 ylnda ur Krall’nn hâkimiyetine girdi. Bu kral dönemine ait Asur çiviyazsyla yazlm bir belged çen Kilizi adl yerlemenin günümüzdeki Kilis olabilecei belirtilirse de burann, kuruluunda nümüze kadar ayn mevkide varln sürdürmü olabileceine ihtimal verilmemekte, Kilis’in itirmi bir ehir olmas daha akla yakn görünmektedir. Martin Hartman, eski Kilis’in bugün lis’in yerinde deil bunun güneybatsnda yer alan Tarzimehan mevkiinde bulunabileceini öne er (A, VI, 806). Buna karlk Richard Kiepert haritasnn Halep paftasnda Kilis’in 3 km. ka neydousunda “lizi bahçesi” (llizi Baghtshesi) adl mevki eski ehrin yeri olarak iaretlenmi
hrin 5 km. kadar güneydousunda Oylum köyündeki Oylumhöyük’te yaplan kazlar, burada lâttan önce III. binyldan balayp slâm dönemini de içine alacak ekilde sürekli bir yerleme rln ortaya koyarak Asur ehri Kilizi’nin yeri konusunda üçüncü bir alternatifi gündeme irmitir (Özgen, s. 4).
lis ve çevresi Asur döneminden sonra Persler’in, ardndan Büyük skender’in mirasçlar olan lefkiler’in hâkimiyetinde
d. Selefki hâkimiyetine Romallar’n son vermesi üzerine (m.ö. 64) yörede Roma egemenlii
lam oldu. Roma mparatorluu döneminde ehrin ad Ciliza sive Urmagiganti eklinde çmektedir. Roma mparatorluu’nun ikiye ayrlmasndan (395) sonra bu topraklar Dou Roma yna dütü. Bizans’n idarî birimlerinden olan Suriye “tema”s Kilis ve çevresini de içine aly
zans döneminde yöreye slâm aknlar balad. Bölge, Halife Ömer zamannda Ebû Ubeyde b. rrâh tarafndan slâm topraklarna katld (15/636). Kilis Avâsm denilen, Bizans’a kar teki len snr hatt içinde yer ald. Araplar ehrin adn Killiz olarak telaffuz ediyorlard. Snr  lgesinde bulunuu sebebiyle sk sk el deitirdii gibi yerinde de deimeler oldu. 375 Saferi emmuz 985) Bardas Phokas Kilis’i alp Bizans topraklarna katt (Yahyâ b. Saîd el-Antâkî, s. ndan on be yl önce de Kilis’i ilgilendiren bir snr tashihi yaplmt.
taça kaynaklarnda Kilis’in ad pek geçmez. Yâkt Mucemü’l-büldân’da Kilis’i Azaz’a ba köy olarak gösterir. Ku uçuu mesafe olarak Azaz’n 14 km. yaknnda bulunan Kilis’in tarih az’n tarihiyle özdelemi saylarak Azaz’ ele geçirenlerin bu ehrin çok yaknnda bulunan lis’e de hâkim olduklar kabul edilir. Ayn ekilde XI. yüzyln sonlarnda yöre Haçllar’n lâsna urayp Urfa Haçl Kontluu topraklarna katldndan Kilis bu kontluun snrlar için d. Haçllar’a kar savalaryla tannan Artukoullar’ndan Belek Gazi 1124 ylnda Azaz ve
vresini, bu arada Kilis’i de Franklar’n elinden alarak yeniden slâm topraklarna katt. Daha s yûbî ve Memlük idaresi altna giren Kilis’in adna Timur’un Anadolu’yu istilâ ettii yllara ka
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 10/1384
tlanmaz.
az’n Timur istilâs srasnda tahribata uramas üzerine halkn yakndaki Kilis’e gidip rlemesiyle ehir canlanmaya ve ad kaynaklarda yeniden geçmeye balad. Eserini 1453 yln mamlayan Halîl b. âhin ez-Zâhirî, Kilis’ten söz ederek burann bir köy durumunda olduunu
irtir (Zübdetü Kefi’l-memâlik, s. 50). Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanllar tarafndan hedildii zaman da henüz Azaz’a bal bir köy durumundayd. 1519’da yaplan tahrire göre bu kasaba özellii gösteren alt mahalleli (Kana, Kbeliye, Çukurfasl, Hacgökçe / Mehedler,
zlca, Sübbad), 314 hâne, yetmi dört bekârdan meydana gelen yaklak 1500 civarnda nüfusahip bir yerleme yeriydi (Konyal, s. 158-159). Bu defterde ehrin ad “Killiz” imlâsyla geçer lis’in belirgin gelimesi, Kanûnî Sultan Süleyman döneminde Canbolat ailesinin buraya rletirilmesi ve Kilis’in bu aileye yurtluk-ocaklk olarak verilmesiyle daha da hzland. Aileni si Canbolat Bey, Kilis’te imar faaliyetine girierek burada bir cami (günümüzde Canbolat / T mii), bir tekke, iki kervansaray, üç hamam, bir bezzâzistan ve iki pazar yeri yaptrd. Bu eserl nümüzdeki Kilis ehrinin çekirdeini oluturur. Canbolat Bey’in ölümünden sonra yerine geçe lu Canbolatolu Hüseyin Paa zamannda da ehir gelimesini ve büyümesini sürdürdü.
VI. yüzyln sonlarna doru 1590 tarihli defterdeki bilgilere göre Halep’e bal, kendisiyle ayn yan sancan merkezi durumunda bulunan Kilis’te be mahallede (Kbeliye, Kana, Meata / lcyan, Kzlca, Sübbad) 576 hâne mevcuttu. Bu son tarihte ilk saymda görülmeyen krk dokuz istiyann kaydedildii dikkati çekmektedir. Mahalle saysnda deime olmamakla birlikte nüf 19’a göre iki kattan fazla art meydana gelmi ve toplam nüfus 3500’e ulamtr (a.g.e., s. 14 4). 1590 tarihli defterin banda yer alan bir kaytta Kilis’in daha önce köy olarak geçtii, bir  rde cuma klnd, ancak daha sonra buradaki imar hareketleriyle alt yerde cuma klnr bir y ine gelip bir kasaba özellii kazand ve bu sebeple yeni tahrirde burasnn “kasaba” eklind
zld belirtilirse de aslnda Kilis 1519 ylnda köy deil kasaba olduunu gösteren “nefs”
iriyle kaydedilmiti.
lis’in XVII. yüzyldaki durumuna temas eden Ayn Ali Efendi, buray Halep eyaletine bal âlardan birinin merkezi olarak zikreder. Kâtib Çelebi de ayn bilgiyi tekrarlar ve vâlide sultan s olarak verildiini ekler. Evliya Çelebi ise ehrin yüksek duvarlarla çevrili olduunu, bunun lâlî isyanlarnn korkusundan kaynaklandn, harap durumdaki kalesinin önünde hendek  lunmadn belirtir. Surlarda “tedribe” ad verilen sekiz kap vardr, bunlardan dördü kbleye kan tarafta (Büyük tedribe, Küçük tedribe, Ayn tedribesi ve Yûsuf Çelebi tedribesi), dördü do kan tarafta (Nevverd Hüseyinzade tedribesi, Akharan tedribesi, Alçak tedribe ve Çulha tedrib
lunuyordu. Bu sekiz kapl sur içinde be mahalle, 4660 ev ve otuz camiden söz eden Evliya lebi, surun kaplar arasnda baz evlerin dirsek eklinde ileriye doru yapldn söylemekte ileriye doru çknt yapan evler birer kule fonksiyonu icra ederek savunma açsndan kaleyi v
hri güçlendiriyordu. Evliya Çelebi’nin be olarak verdii mahalle says III. Murad devrindek halle saysn aynen yanstmakta, bu da yaklak yarm asrlk bir dönem içerisinde Kilis’te halle saysnda art olmadn göstermektedir. Kilis, XVII. yüzyl ortalarndan XIX. yüzyln
larna kadar zaman zaman mütegallibelerin ve mahallî derebeylerin hükmü altna girmi, 115 738), 1222 (1807), 1236 (1821) yllarnda sonuncusu daha iddetli olmak üzere depremlerle slm, 1831’de Msr Valisi Mehmed Ali Paa’nn olu brâhim Paa tarafndan igal edilmi kiz yl kadar süren bu igal srasnda halktan toplanan ar vergilerle ehrin bat tarafnda büy
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 11/1384
kla yaplmtr. Msr kuvvetlerinin çekilmesinden sonra kla harap olmutur.
X. yüzyln sonlarnda Kilis, Halep vilâyetinin merkez sancana bal bir kazann merkeziydi 000’i Türk olmak üzere 20.000 nüfusa sahipti (Cuinet, II, 186). Vital Cuinet’e göre ayn yllar
hirde krk yedi cami (Kmûsü’l-a‘lâm’da otuz yedi cami; V, 3880), on iki mescid, dört tekke, y rt medrese
mûsü’l-a‘lâm’da sekiz medrese) ve üç kilise, be hamam, 740 dükkân (Kmûsü’l-a‘lâm’da 1
kkân), yedi han, on bir frn, çeitli kumalar üreten 120 atölye, on be kahvehane, bir eczahan00 ev bulunuyordu. Çevresinin en önemli ürünlerinden olan zeytin ve hububat ileyen iki bunhane, zeytinya mengeneleri ve un fabrikalar da vard. Bütün bunlar XIX. yüzyln bitimin ru Kilis’in önemli bir kültür, ticaret ve sanayi merkezi durumuna gelmi olduunu gösterir. B imede Kilis’in, Kuzey Suriye ile Anadolu’nun kuzeydou ve güneydou kesimleriyle balant
layan önemli yol üzerinde bulunmas rol oynamtr. XIX. yüzyln sonlar ve XX. yüzyln ilk larna ait Halep vilâyeti salnâmelerinde Kilis hakknda verilen bilgilerde de ev saysnn hem men Evliya Çelebi ve Cuinet’in verdii saylara yakn olduu dikkati çekmektedir. Ev saysnd irgin bir art olmamakla birlikte XIX. yüzyln sonunda Kilis’te mahalle saysnn otuz ikiye
kseldii görülmektedir (Kesici, Dou Corafya Dergisi, sy. 1 [1995], s. 250). Bu durumda maysndaki art ehrin mekân üzerindeki büyümesiyle deil mahallelerin bölünüp saylarnn almasyla izah edilebilir.
lis, Mondros Mütarekesi’nin ardndan 6 Aralk 1918 tarihinde ngilizler tarafndan igal edidi dan fazla bir süre devam eden bu igalden sonra ngilizler buray 29 Ekim 1919’da Fransz vvetlerine terkettiler. 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetiyle Fran snda imzalanan Ankara itilâfnâmesinin ilgili hükümlerine göre Kilis geri alnd. 7 Aralk  21’den itibaren Franszlar Kilis’i tahliye etmeye baladlar. Nihayet 23 Aralk 1921’de Kilis
rtuluu gerçeklemi oldu. Yalnz söz konusu itilâfnâmenin 8. maddesinin çizdii Türkiye-Suriy r Kilisliler’i memnun etmedi. Zira bu snr, 8. maddedeki “Kilis ehrini Türkiye’ye brakma ere” ifadesini esas alarak ehrin hemen güneyde bittii yerden geçiyordu. O günkü Kilis nümüzdeki Mercidabk Bulvar’nn olduu yerde bitiyordu. Yani 1921’deki snr bugünkü ercidabk Bulvar’n izliyor, ehrin hemen bitiiinde Suriye topraklar balyordu. ehrin aretinin ve tarma dayal sanayiinin hayat kayna olan geni tarm topraklar bu arada Kilis’e musa da ehre ürün gönderen çok sayda köy snr dnda kalm, Kilis ehri corafî hinterlan irmiti. Bu da ehrin ekonomik hayatn önemli ölçüde sarst. 30 Mays 1926 tarihinde imzalan rkiye-Fransa (Suriye) Dostluk ve yi Komuluk Sözlemesi’nin ekli protokollerinden 1 sayl
otokolle Kilis ehrinin güneyindeki snr sadece 4-5 km. kadar daha güneye çekerek 1921’e g rkiye yararna çok az deiiklik meydana getirilmi oldu (Soysal, I, 283). Bu arada Kilis ehr yat kayna olan üzüm balaryla zeytinliklerinden bir ksm ve birkaç Türk köyü de Türkiye rlar içinde kald.
mhuriyet’in balarnda Kilis, Gaziantep iline bal bir kaza merkeziydi. O dönemdeki Kilis hrinin snrlarn kuzeyde günümüzdeki Cumhuriyet caddesi, güneyde Mercidabk Bulvar, do hitsakp soka, batda Nemika caddesi oluturuyor ve bu snrlar içindeki ehir mekân üzerind reye yakn bir elips biçimini koruyordu. Çap 1250 m. kadar olan bu dairemsi biçimdeki ehi
klak 1,5 km²’ye yakn bir alan kaplyor ve 1927 ylnda 22.513 nüfus barndryordu. Bu tar
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 12/1384
ku içinde oldukça skk bir yap, dar ve çkmaz sokaklarn çokluu dikkat çeker.
lis’in nüfusu 1950 ylna gelinceye kadar yava bir art gösterdi. 1950’de nüfusu 27.550 olar bit edildi, mahalle says da XIX. yüzyln sonundaki otuz iki saysn koruyordu. 1950’li ylla nra snr ticaretinin önem kazanmas ve 1960’tan sonra bu tür ticaretin daha da hzlanmas ehr ni bir ekonomik canllk getirdi. Bu durum krdan ehre göçü de kamçlayarak nüfusun daha hz masn salad. 1955’te 30.000’e (29.964), 1965’te 40.000’e (38.095) yaklaan nüfus 1975’te 000’i at (54.055). 1980’de ise 60.000’e yaklat (58.335). 1980 ylndan sonra snr ticaret
nemin yönetimi tarafndan sk kontrol altna alnmas bu tür ticarete bal Kilis ekonomisiniküntüye uratt, bunun sonucunda ehir halk darya göç etmeye balad. Bunun da etkisiyle 1 85 arasndaki dönemde nüfus art çok azald. 1985 saymnda sadece 59.876 nüfus yazlmt 90 saymnda nüfusun beklenmeyen bir artla 82.882’ye çkt görüldü. Normal görülmeyen , muhtemelen Kilis’in il merkezi olmasn salamak için suni olarak fazla yazm yaplm
masndan kaynaklanmt. Nitekim 3 Haziran 1995 tarihli kanun hükmünde kararnâme ile Kilis a kurulan yeni bir ile merkez olmu ve bu kararnâme 6 Haziran 1995 tarihli resmî gazetede
ymlanarak yürürlüe girmitir. l merkezi olduktan sonra 1997 ylnda yaplan nüfus tesbitinde 472 nüfus kaydedilmi olmas da bir önceki dönemde ar artn normal olmadn ortaya k
00 ylnda yaplan nüfus saymnn geçici sonuçlarna göre Kilis’in 70.670 nüfusa sahip oldu rülmütür. Bu nüfus, günümüzde eski mahallelerin bölünmesi yoluyla saylar yetmii bulan hallelere dalmtr. Cumhuriyet’in banda daireye yakn elips biçiminde olan ehir, tarihî
kirdek etrafndaki genilemelerle günümüzde doubat dorultusundaki uzunluu 3800 m., kuze ney dorultusunda genilii 2500 m. olan bir dikdörtgen biçimini almtr. ehrin en önemli ddesi dou-bat istikametinde uzanan Cumhuriyet caddesidir. Cadde ehri hemen hemen ortada ye ayrmaktadr. Bu cadde ile onun kuzeybatya kvrlarak devamn oluturan Murtaza caddes nlara açlan sokaklar üzerinde ehrin önemli ticaret alanlar yer alr. ehrin merkezî i sahas uda Dolappazar, güneyde Odunpazar, kuzeyde Cumhuriyet caddeleri ve batda Cumhuriyet
eydan arasndaki alan kapsar.
leneksel olarak önemli bir ziraî ticaret merkezi olan Kilis ehri, ayn zamanda ham maddesini mdan alan önemli bir sanayi merkezi durumundadr. Pekmez, alkol, zeytinya, un, bulgur ve s hrin balca sanayi ürünleridir. 1990 ylndaki verilere göre ehirde çalan nüfusun % 18,5 ka nayi ile urayordu. Kilis tarihî ve mimari eserler bakmndan zengindir. ehrin Osmanl
netimi öncesine ait önemli Memlük camileri ayakta durmaktadr. Bunlardan ikisi 865 (1461) t acac ile 921 (1515) tarihli Akcusun camileridir. Her ikisi de gerek Osmanl gerekse Cumhuri
neminde çeitli tamirler gördüünden orijinalliklerini koruyamamtr. Bunlardan daha eski ol 0 (1339) tarihli Kilis Ulucamii de bir Memlük eseridir. ehirdeki Osmanl eserlerinin band nûnî Sultan Süleyman döneminde yaplm olan 960 (1553) tarihli Canbolat Camii gelir. Bura nda cami, medrese ve türbeden oluan bir külliyedir. Kilis’teki dier önemli camiler arasnd yh Camii (977/1569), eyhler Camii (1065/1655), Hindiolu Camii (1075/1664), Çalk Cami 094/1683), Kad Camii (XVII. yüzyl, onarm 1822), Cüneyne Camii (yapld tarih bilinmiyo arm XIX. yüzylda), irazolu Camii (1006/1598) saylabilir. Camiler dnda Kilis evlevîhânesi (931/1525), eyh Abdullah Efendi Tekkesi (1858), Hoca Hamam (952/1545), E mam (969/1562), Paa Hamam (975/1567), Hasan Bey Hamam (1008/1599), Tulu Hamam 99/1785), pir Paa Çemesi (1064/1654), Kurtaa Çemesi (1045/1635), Fellâh Çemesi
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 13/1384
032/1623, onarm 1787), Kavaf Çemesi (1844) ve çok sayda türbe dier önemli mimari erlerdir.
lis ehrinin merkez olduu Kilis ili güneyden Suriye ile, öteki yönlerden Gaziantep iliyle atlmtr. Merkez ilçeden baka Elbeyli, Musabeyli ve Polateli adl üç ilçeye ayrlmtr. 15
m² geniliindeki Kilis ilinin 2000 saymnn geçici sonuçlarna göre nüfusu 114.724, nüfus unluu ise yetmi be idi.
yanet leri Bakanl’na ait 2001 yl istatistiklerine göre il ve ilçe merkezlerinde krk sekizsabalarda iki ve köylerde 131 olmak üzere Kilis’te toplam 181 cami bulunmaktadr. l rkezindeki cami says krk betir.
BLYOGRAFYA
hyâ b. Saîd el-Antâkî, Târîu’l-Anâkî (nr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Trablus 1990, s. 20kt, Mucemü’l-büldân (Cündî), IV, 541; Halîl b. âhin, Zübdetü Kefi’l-memâlik (nr. P. vaisse), Paris 1894, s. 50; Ayn Ali, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 26, 55; Kâtib Çelebi, Cihannüm 3; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 360-361; Cuinet, II, 186, 187; Kilisli Kadri, Kilis Tarihi, anbul 1932; Belediyeler Yll, Ankara 1949, II, 629, 630; . Hakk Konyal, Abideleri ve tabeleriyle Kilis Tarihi, stanbul 1968; E. Honigmann, Bizans Devletinin Dou Snr (trc. Fik ltan), stanbul 1970, s. 40, 94, 103; smail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlamalar, Ankara 48, 51, 281, 283; Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi: 1918-1 kara 1983, s. 12, 113, 301, 304; Ramazan een, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti, sta
83, s. 44, 45, 191; Engin Özgen, “Bir Höyüün Ölümü: Oylumhöyük”, Gaziantep Tarihi veltürel Deerleri Sempozyumu Bildirileri, Gaziantep 1987, s. 4; Ökke Kesici, Kilis Yöresinin rafyas, Ankara 1994; a.mlf., “Kilis’in ehir Corafyas Özelliklerine Genel Bir Bak”, Do rafya Dergisi, sy. 1, Erzurum 1995, s. 246-280; Abdülkadir Dündar, Kilis’teki Osmanl Dev marî Eserleri, Ankara 1999; Cumhuriyetin 75. Ylnda Kilis (Kilis Valilii Yayn), Ankara, t lç Kökten, “Anadolu’da Prehistorik Yerleme Yerlerinin Dal Üzerine Bir Aratrma”,
TCFD, X/3-4 (1952), s. 198, 199, 203; Ejder Kaleliolu, “Gaziantep Yöresinde Yerleme, eskenler, Nüfus ve Ekonomik Faaliyetler”, a.e., XXVIII/3-4 (1977), s. 47, 49, 50; Ahmet Turan zar, “Ulema ve Camileriyle Kilis Medreseleri”, VD, XXV (1995), s. 285-289; Orhan Cezmi
ncer, “Kilis Mevlevihanesi”, Türkiyat Aratrmalar Dergisi, sy. 2, Konya 1996, s. 259-281; mûsü’l-a‘lâm, V, 3880; Besim Darkot, “Kilis”, A, VI, 806-808; M. Canard, “Killiz”, EI² (Fr 7-108.
etin Tuncel
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 14/1384
KLS MEVLEVÎHÂNES lis’te ina edilen ilk Osmanl mimari eserlerinden biri.
kye mahallesinde Cumhuriyet Meydan’nn (eski Mevlevîhâne Meydan) dousunda bulunmak evlevîhâneden artakalm en eski ünite olan 932 (1525-26) tarihli semâhânemescid, eski Beys rine ina edilen hükümet konann tam karsnda yer alr. Semâhâne halk arasnda “mevlevîh
ya muntazam beyaz kesme tatan yapld için Ak Tekke olarak da anlmaktadr. Antep-Halep tep-skenderun yolu üzerinde bulunan Kilis, Suriye ve dolaysyla Arabistan ve Hicaz’a açlan emli çk kaplarndan biri olduundan mevlevîhâne tarih boyunca bir menzil zâviyesi olarak  emli bir fonksiyon icra etmitir.
mle kaps üzerinde yer alan, air Râmiz tarafndan yazlm üç sütun halindeki dört satrlk sü apça kitâbesinden, dergâhn 932 (1525-26) ylnda vali olduu anlalan Abdülhamîd el-Murt afndan ina edildii anlalmaktadr. Evliya Çelebi mevlevîhâneden -kitâbesinden söz etmede âsitâne-i Hazreti Mevlânâ Kethüdâyeri Ali Aa’nn hayratdr” eklinde bahseder. Kitâbede
çen Abdülhamîd el-Murtazâ ile Evliya Çelebi’nin mevlevîhânenin bânisi olarak zikrettii thüdâyeri Ali Aa’nn ayn kii olup olmad bilinmemektedir.
ustafa Sâkb Dede ve ondan naklen Esrar Dede’nin verdii bilgiye göre mevlevîhânenin ilk ey ha sonra Halep Mevlevîhânesi kurulunca oraya tayin edilen Kilisli Fakrî Ahmed Dede’dir (ö. 0/1543). 960’ta (1553) Kilis sancak beyi Canbolat Bey mevlevîhânenin güneybatsna cami, drese ve türbeden oluan bir külliye yaptrmtr. 1072 (1661) tarihinde Ali Dede I. Abdülhal lebi tarafndan mevlevîhânenin postniinliine ve mesnevîhanlna getirilmitir. Mevlevîhâne ruluundan XIX. yüzyla kadar geçen dönem hakknda yeterli bilgi bulunmamaktadr. XIX. yüz nci yarsnda Abdülganî Dede ile olu Ahmed Sabûhî Dede postta oturmu, Sabûhî Dede vazi
üddetince mevlevîhânenin imar ve tamiriyle ilgilenmi, ei Aye Hanm da dergâhn arsasna b a ettirmitir. I. Dünya Sava srasnda am’a giden gönüllü Mevlevî alayna Ahmed Sabûhî D
uz bir dervile katlmtr. Mevlevîhânenin son eyhi Ahmed Sabûhî Dede’nin olu Abdülganî evfik Gündüz) Dede Efendi’dir.
67 ylnda mevlevîhâne bahçesinde bulunan krmz mermer üzerine dokuz satr ve iki sütun ha likle yazlm bir tamir kitâbesinden, 1293’te (1876) Kilis Mevlevîhânesi’nde vekil bulunan bûhî Dede’nin Halep Mevlevîhânesi postniini Abdülganî Dede’nin emri üzerine mevlevîhâne mâhâne kapsndan mihrabna kadar tamir ettirdii anlalmaktadr.
ahim Hakk Konyal, II. Abdülhamid’in buraya yeni bir tekke kaps yaptrdn, kubbe etein rdüü 1308 (1890) tarihinin o srada semâhânenin geçirdii bir baka tamiri daha gösterdiini mektedir. Vakflar Genel Müdürlüü Arivi’ndeki 1317 (1899) tarihli vakfiyeye göre Sabûhî de’nin olu Abdülganî Efendi’yi 200 kuru vazife ile hâfz- kütüblüe tayin etmi, vakfedilen hvehane, dükkânlar ve menzilin tevliyetini ehrî 200 kurula vazife vermitir. Mevlânâ Müzes ivi’nde 1905-1913 yllar arasnda çou Kilis Mevlevîhânesi postniini Sabûhî Dede’den ge kiz belge mevcuttur. Bunlardan biri, mevlevîhânenin yklm olan baz yerlerinin tamiri için 1 nunusâni 1327 (1 ubat 1912) tarihli keif belgesidir. Bu belgeden dergâhn güneyindeki
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 15/1384
crelerin tonozlu olduu, mescidin kuzey duvarnn da onarlmas gerektii örenilmektedir. uhtemelen bu tamir gerçeklememitir. Ayn keif belgesinden ve brahim Hakk Konyal’nn bitlerinden anlaldna göre bugünkü semâhânenin güneyinde bir hâmûân ve açk bir türbe, inin namaz klabilecei bir mescid, semâhânenin önünde de fskyeli havuzlu bir bahçe, onun k afnda kaplar bahçeye açlan tonozlu hücreler sralanmakta, dou tarafnda altta dükkânlar, ü sofa ile iki büyük odal eyh dairesi, altta dükkânlar ve kahve oca, üstte bir sofa ve iki büy
as olan bir eyh dairesi bulunmaktayd. Cumhuriyet Meydan açlrken dervi hücreleri, eyh resi ve dükkânlar yktrlp semâhânenin güneyi havuzlu bir park haline getirilmitir. Semâhân
iklâl Sava srasnda Atatürk tarafndan toplant yeri, 1972’ye kadar zeytinya deposu, bir sütüphane, 1994’te ise bir ara mescid olarak kullanlmtr.
72’de Vakflar Genel Müdürlüü tarafndan onarm gerçekletirilen kareye yakn, merkezî ku gir semâhânenin dört cephesi farkl olup girii bat cephesindedir. Bulunduu arsann kuzey-gü ikametinde aaya doru meylinden dolay binann Cumhuriyet Meydan’na bakan bat giri phesiyle arka sokaa bakan dou cephesi arsaya uyarak meyilli olup cephelerin kuzey taraf gü afndan daha alçaktr. Bat, güney ve dou cephelerinin üst taraflarnn ortasnda iki sra dili ofilli silmelerle çevrilmi birer yuvarlak alç pencere yer alr. Dier pencereler altl-üstlü iki
indedir. Giri cephesinde cümle kaps ile sa ve solundaki ikier pencere, üzerlerinde tepe ncereleriyle birlikte bina yüksekliince devam eden göçertmeler içine alnmtr ve cümle psnn bulunduu göçertme dier dördünden daha genitir. Cepheye hem hareket hem zarafet iren bu üstü mukarnasl dikdörtgen göçertmeler ve açk koyu renkli ta örgüsü Memlük mimar
kisinin belirtileridir.
sk kemerli cümle kapsnn üzerindeki ksm, ikisi kemer üzerinde olduu için kavisli, biri on erinde yatay olarak yer alan, gri ta eritle çevrili üç panoya ayrlmtr. Bu panonun üstünde varlak bir tepe penceresi vardr. Cümle kapsnn üstündeki yatay panonun ortasnda 0,45 × 1,
üsündeki ina kitâbesi yer almaktadr. Güney cephesi daha sade olup ortadaki yuvarlak alç nceresinin iki yannda giri cephesine benzeyen, 1,80 m. geniliinde, üstü mukarnasl, alt ncereli ve iki renk tala örülmü iki düey dikdörtgen göçertme daha bulunur. Yan duvarlarn mnda bask tahfif kemerli birer dikdörtgen pencere yer alr. Bu duvarlarda mukarnaslar hizas k kuyruu eklinde dört zarif ta çörten vardr. Dou cephesinin düz duvar ortasnda sivri at
klinde kemerli geni bir pencere, üstünde de yuvarlak bir alç pencere mevcuttur. Cephenin iki nnda ise altta bask tahfif kemerli birer dikdörtgen pencere ile üstlerinde sivri kemerli uzun te ncereleri yer alr. Bu pencerelerle ortadaki yuvarlak tepe penceresi arasnda bu sonuncuya da kn olmak üzere, birer çörten vard. Buna karlk sadece bir çörtenle muhtemelen havalandrm
rayan ince bir delik bulunan kuzey cephesi sar braklmtr.
7 × 10,7 m. ölçüsündeki kare planl harim, “L” eklinde eit kollu 71 cm. kalnlkta bamsz yenin tad dört sivri kemer, yüksek kasnakl 6,10 m. çapnda merkezî bir kubbe kemerlerin snda kalan düz tavanlar ve dört köede tuladan örülmü küçük birer kubbeyle örtülüdür. Yi
emlük etkisiyle ayaklarn oldukça alçak bir yerinden balayan, baldaken gibi birbirine balanm ri kemerler, içbükey dilimli üçgen pandantiflerle kasnakl ana kubbeye geçii salar. Kurun k snakl ana kubbenin yüksek görünümü yannda nisbetsiz ölçüde alçak kalan dört küçük köe bbeyle birlikte be kubbe üzerine Mevlevî dal sikkeli alemler konulmutur. Son onarmda köe bbeleri daha yüksek yaplmtr. 1 m. kalnlndaki beden duvarlarnda 47 cm. derinlik ve yak
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 16/1384
cm. geniliinde “az açk” denilen kitap dolab (zâviyenin kütüphanesi) vardr. Kuzey duva köesinde mutrip mahfiline ve sonra dama çkan bir ta merdiven bulunmaktadr. Asma mutr hfili kbleye kar olup kuzey duvaryla önündeki iki
ak arasndaki aynal tonozla örtülü dikdörtgen bölümün altna yerletirilmi ve duvardan çkan böründelere tatlmtr. Bugün ise mahfil kemer iç yüzleri hizasna kadar tarlm ve aha kmelere oturtulmutur. Semâhânenin içi duvarlarda yirmi dört, kubbe kasnanda on iki, toplam pencere ile aydnlatlarak ferah bir mekân elde edilmitir. Cümle kapsnn ekseninde buluna
ri kemerli büyük dou penceresi ekil ve büyüklük bakmndan dier pencerelerden farkldr.
mâhânenin güney duvarnn sa ve solundaki ikier pencere ortasnda oldukça sade dikdörtgen hrap yer alr. Mihrap nii sütunçesiz, yüzeysel, sivri atnal bir kemer eklinde olup alt ksm intisi dokuz kenarldr. Kavsarann tepesinde ufak istiridye kabuuna benzeyen bir taç motifi, rt sra iri mukarnas dizisi ve onlarn bitiminde kvrml çiçek ve yaprakl dallardan oluan neb fifçe kabartmal bir friz vardr. Kavsarann püskülsüz, yükseldikçe daralan üçgen planl dört s ukarnas üst sra dnda birbirine eit olup kasnak eteindekilerle kemer üzengilerindekilerden kldr. Mihrap mukarnaslar Osmanl’dan ziyade Memlük mukarnaslarna benzer. Mihrabn
eliklerine önü iki sra iri örgülü, yanlar geometrik geçmeli motifli, dili ve örgü motifli bordvrilmi birer ta konsol yerletirilmitir. Mihrabn ta yüzeylerinin tamam renklendirilmi olu vsara mukarnaslar, kenar silmeleri ve konsollar mavi tonlardadr. Ancak bugün bunlarn bir k nmi ve bozulmutur. Kemer etraf ile silmeler aras ise, sar zemin üzerine siyah kontur ve b gili rûmî ve madalyon düümlü Memlük tarz geometrik a arasnda krmz ve mavi çiçekli, y ve yaprakl canl nebat motifiyle süslenmitir. Kemerin üstünde, sülüsle yazlm âyet ve
dislerin ortasna Mevlevî sikkesi resmedilmi olup tahminen çkartlabilen sikke üzerindeki “Y zreti Mevlânâ” dnda büyük ölçüde silinmi olduu için bugün okunamayan sülüs yazlar  lunmaktadr. brahim Hakk Konyal ana kubbe göbeinde bir “lafz- celâl”in tekrarlandn v
k çevresinde güzel bir hatla yazlm 1308 (1890) tarihli otuz sekiz msralk bir kitâbe lunduunu söyler. Ancak günümüzde bunlardan hiçbiri yerinde deildir.
mâhâne, 1876’da Sabûhî Dede’nin yaptrd onarmda kapsndan mihrabna kadar tamir  lmitir. Konyal’nn kubbe eteinde gördüü 1308 (1890) tarihinden kubbenin bu tarihte bir  arm geçirdii tahmin edilebilir. Ancak tamir keifleri elde bulunmad için semâhânenin orij marisinin bu onarmlarda ne derece deitirildii tam olarak bilinmemektedir. Halep evlevîhânesi semâhânesinin plan emas ve cephelerinin Kilis Mevlevîhânesi semâhânesininki nzemesi her iki ite de ayn ustalarn çalm olabileceini düündürmektedir. Ayn durum XI
zylda da tekrarlanm olabilir. Zira Halep Mevlevîhânesi’nin tamir ve ihyâsnda büyük rol nayan eyh Abdülganî Dede’nin daha önce postniinliinde bulunduu Kilis Mevlevîhânesi’ni armn kendisinden sonra eyh olan olu Sabûhî Dede’ye yaptrm olmas iki semâhâne sndaki mimari benzerliklerde rol oynam olmaldr.
vuz Sultan Selim’in Kilis’i Osmanl snrlarna katmasndan dokuzon yl sonra yaplan vlevîhânenin semâhânesi, Kilis’teki Osmanl devri eserlerine ait ilk deerli örneklerin arasn r almaktadr. Semâhânenin simetrik plan, çok temiz ta içilii, sade, âhenkli ve dengeli ukarnasl cephe tezyinatyla mevlevîhâneler arasnda daha önce benzeri olmayan zarif bir mima hiptir. na edildii tarih dolaysyla mimarisinde bir Memlük-Osmanl üslûp karm
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 17/1384
lis Mevlevîhânesi semâhânesinin gösterdii en önemli mimari özellik, cami mimarisinde görü n emasnn bir semâhâne plannda kullanlm olmasdr. Kare planl semâhânenin dört kaln ma ayak üzerine oturtulmu merkezî kubbesiyle dikdörtgen tonozlu simetrik yan sahanlarn elerine yerletirilmi dört küçük kubbe, XVI. yüzylda ayn bölgede biraz farkl ve gelitirilm form uygulamasyla (tonozlar yerine yarm kubbeler) Elbistan Ulucamii ile Diyarbekir Fâtih
mii’nde canlandrlp Mimar Sinan tarafndan stanbul ehzade Camii’nde kemale eritirilmi
VII. yüzylda devam ettirilen bu ema günümüzdeki cami mimarisinde de hâlâ yaatlmaktadr.inç olan, slâm öncesi Türk dinî mimarisinden (gök tapnaklardan) kaynaklanan Türk-slâm marisinin ilk yaplarndan biri olan Hezâre Dikkaruni Camii’nde (XI. yüzyl ortalar) uygulana mi tipinin 500 yllk kopukluktan sonra Güneydou Anadolu bölgesinde Kilis Mevlevîhânesi mâhânesinde yaatlm olmasdr. Söz konusu plan emas, Horasan bölgesindeki ilk tarikat plarnda (ev-hankahlarda) uygulanan ve XV. yüzyla kadar yaatlan kapal avlulu / dört eyvan madan da türemi olabilir. Kilis Mevlevîhânesi semâhânesi, cami ve tekke mimarisi arasnda kleri slâmöncesi Türk mimarisine kadar inen bir ruh birliini yaatan önemli bir eser olarak  erlendirilmelidir. Hemen sonra ina edilen Halep (936/1530 civar) ve 113 yl sonra Antep
vlevîhâneleri (bk. GAZANTEP MEVLEVÎHÂNES) semâhânelerinin plan emasnn Kilis evlevîhânesi semâhânesinden örnek alnarak yaplm olmas bu semâhânenin önem ve etkisini stermektedir.
BLYOGRAFYA
A, MAD, nr. 21/29 (607), s. 5-307; nr. 2103, s. 272; BA, Hurûfat Defterleri, nr. 552, s. 256; nr04, s. 79; nr. 1105, s. 24; nr. 1119, s. 312; BA, Ali Emîrî-brahim, nr. 41, s. 537, 542; TK, TD 1, s. 536; VGMA, Halep Muhasebe Defteri, nr. 512, s. 626-627; nr. 747, s. 178-181; nr. 1759, 3; VGMA, Gaziantep-Kilis Mevlevîhânesi, nr. 27.04.01/4; Konya Mevlânâ Müzesi Arivi, nr /7, nr. 90; Abdülhamid Albümü, Ü Ktp., nr. 90762/42; Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme, IX, 362- kb Dede, Sefîne, II, 178-181; Kilisli Kadri, Kilis Tarihi, stanbul 1933, s. 23, 60; Abdülbâki lpnarl, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, stanbul 1953, s. 121, 399; brahim Hakk Konyal, K rihi, stanbul 1968, s. 533-554; Abdülkadir Dündar, Kilis’teki Osmanl Devri Mimarî Eserler kara 1999, s. 318-325; Sezai Küçük, XIX. Asrda Mevlevîlik ve Mevlevîler (doktora tezi, 20
Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 259-261; Ara Altun, “Dört Yarm Kubbeli Cami Plan emasn ynaklar Hakkndaki Görüler Üzerine”, TKA, XXIV/1 (1986), s. 1-5; Orhan Cezmi Tuncer, “
evlevihanesi”, Türkiyat Aratrmalar Dergisi, II, Konya 1996, s. 259-281.
rihüda Tanrkorur
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 18/1384
ananlarn tekil ettii, Îsâ Mesîh tarafndan havâri Petrus’un otoritesi altnda kurulan, havâriler derliinde oluturulan, Kutsal Ruh tarafndan teyit edilen, görünmeyen lideri Mesîh ile birlem elerini kurtarcnn doktrinini tasdikte, onun kanununu uygulamakta, sakramentlerini kullanmak
letiren görünür bir topluluu ifade eden kilise kelimesi (DB, II/2, s. 1601) “birini darya rmak, toplantya davet etmek, toplamak” anlamndaki Grekçe ekkaleo fiilinden türetilen ve pluluk” mânasna gelen ekklesia tabirinden gelmektedir. Modern Bat dillerinde kilise karl ise (Fr.), church (ng.) kelimeleri kullanlmaktadr. Arapça karl ise kenîsedir. Baz dilcil sânü’l-Arab, “kns” md.; Tâcü’l-arûs, “kns” md.) bu kelimenin “topluluk” anlamndaki Bat âmîce kenîtâdan (Dou Ârâmîce’de kenûtâ), bazlar ise (Hafâcî, Bustânî) Grekçe ekklesiad diini kabul etmektedir (EI2 [Fr.], IV, 569). Kelime Arapça’ya muhtemelen Grekçe ibarenin ryânîcelemi eklinden girmitir. Türkçe’deki kilise kelimesi Arapça kenîsenin deimi ek lime klasik Grekçe’de, seküler anlamda kamu ilerini görümek üzere çarlan vatandalarn
uturduu topluluu ifade etmekte iken zamanla her tür topluluk için kullanlmaya balanmtr.
klesia, Eski Ahid’in Grekçe tercümesi olan Septuagint’ta brânîce’deki kahaln karl olara lanlmaktadr ki bu kelime bazan herhangi bir topluluu (Mezmur, 26/5), bazan da semavî
ukaddesler meclisini (Mezmur, 89/7) ifade etmekle birlikte genelde Tanr’nn halknn, âiloullar’nn oluturduu inananlar topluluunu (Saylar, 19/20; 20/4; Tesniye, 23/1-3; ezmurlar, 82/1; Nehemya, 13/1) göstermektedir. brânîce’de “topluluk” mânasna gelen kahaln nnda az saydaki topluluu ifade eden edah, Rabbinik literatürde yer alan Ârâmîce kenitâdan en keneset kelimeleriyle Eski Ahid’in Grekçe tercümesinde mevcut sunagoge kelimeleri de lunmaktadr. Gerek ekklesia gerek sunagoge Helenistik Yahudilik’te srail halkn gösteren e aml kelimeler olmakla birlikte birincisi ideal topluluu, ikincisi mevcut topluluu ifade
mektedir.
klesia kelimesinin kökünde “seçilmilik ve üstünlük” anlam vardr. Grekler için ekklesia, sad anda statüsündekilerden olutuu için seçilmilik ve üstünlük ifade etmektedir. Kitâb-
ukaddes’te ise seçilmilik tabii ve sivil çerçeveden dinî düzene geçmektedir; buna göre srâil r ile dier milletlerden seçilip ayrlmtr. Öte yandan kelime dinî bir mahiyet arzetmektedir eal kabul edilen, esas olarak dinî olduu için srâil ekklesias Tanr ve O’na ibadetle ilgili ile gul olur. Kelime bazan din d toplantlar için kullanlsa da artk Tanr’ya kulluk edenleri ifa
mektedir. Kelimede ayrca evrensellik fikri de söz konusudur. Ekklesia, dindarlar topluluu ve maatlerden hareketle Tanr’nn halknn tamamn kuatan bir mâna kazanmtr. Nihayet ekkles vramnda “otorite” anlam da vardr. Grek ekklesias devlet ilerine karar vermektedir. Hristi klesiasn kuran Îsâ Mesîh de havârilerini çeitli yetkilerle donatmtr.
ni Ahid’de ekklesia kelimesi 114 yerde geçmektedir ve birkaç hariç ister evrensel kilise iste el kiliseler isterse inananlarn toplantlar eklinde olsun hep hristiyanî anlamda kullanlmt
ni Ahid’de ekklesiann kullanl tamamen teolojik kavramlar çerçevesindedir ve büyük orannezdinde yaplan Yeni Ahid balamnda kurtulmu olan cemaati (yeni inananlar topluluu) im
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 19/1384
er (Matta, 16/18; Korintoslular’a Birinci Mektup, 12/28; Koloseliler’e Mektup, 1/18, 24; moteos’a Birinci Mektup, 3/15). Kilise kelimesi, inananlar topluluunun tamamn ifade ettii zan tekil ve çoul ekliyle mahallî cemaatler için de kullanlmtr.
iller’de skça geçen sinagog kelimesi ise Yâkub’un Mektubu (2/2) dnda hep yahudi cemaat sis edilmitir. Matta ncili’ne göre (16/18) Hz. Îsâ da Grekçe ekklesiann Ârâmîce karl o
dta, kenita” veya “kahala” kelimelerinden birini kullanmtr, ancak hangisini kulland tam rak bilinmemektedir. ncil’den anlald ekliyle Îsâ kiliseyi tek ve evrensel olarak takdim
mekte, göklerin melekûtu ile aynîletirmektedir (Matta, 16/19).
vlus’un mektuplarnda ekklesia “inananlar topluluu” (hristiyanî topluluk), “belli bir bölgenin istiyan halk” (mahallî kiliseler), “bütün Mesîh’e inananlarn oluturduu cemiyet” (evrensel ise) anlamlarnda kullanlmakta, hakikatin direi ve esas, Allah’n evi olarak takdim edilmek moteos’a Birinci Mektup, 3/15). Pavlus kilise ile Mesîh arasndaki sk ilikiyi çeitli ekille
rgulamaktadr. Ona göre kilise Mesîh üzerine bina edilmi, Mesîh’in köe ta olduu Allah’n bedidir (Korintoslular’a Birinci Mektup, 3/9-17; 6/19; Efesoslular’a Mektup, 2/20-22). Kilis
esîh’in mistik bedenidir (Efesoslular’a Mektup, 1/23; 5/23; Koloseliler’e kinci Mektup, 1/18,
lise, Mesîh tarafndan sevilen ve kendisine tâbi klnan kadna benzetilmektedir (Efesoslular’a ektup, 5/23-32).
ristiyan teolojisine göre Îsâ Mesîh tebli faaliyeti esnasnda Allah’n melekûtu (göklerin melek erinde srarla durmu, kendisine inananlar arasndan seçtii havârilerine bu melekûtun srlarn dirmi, onlar çeitli yetkilerle donatarak görevler vermi ve zamann sonuna kadar kendileriy likte olacan belirtmitir. Havârilerin ba olan Petrus’a göklerin melekûtunun anahtarlarn rmi, ayn yetkiyle havârileri de donatmtr (Matta, 16/18-19).
ristiyan inancna göre kilisenin douu Îsâ Mesîh’in diriliiyle gerçeklemitir. Mesîh’in diril likte yeni bir insanlk ve yeni bir yaratl söz konusu olmutur. Kilise babalarnn ifadesine g sl uyuyan Âdem’in kaburga kemiinden birinci Havvâ yaratlmsa ölüm uykusundaki Mesîh’i burga kemiinden de ikinci Havvâ (kilise) domutur. Kilisenin resmî doum günü olan ntekost’la birlikte yaylma da balamtr.
r’an’da yer almayan kenîse kelimesi, slâm öncesi Arap edebiyatnda ve fethedilen ülke klaryla yaplan antlamalarda geçmekte, hadislerde hristiyanlarn yannda yahudilerin mâbe amnda da kullanlmaktadr (Müsned, I, 416; II, 222; IV, 74; V, 320, 441, 442; VI, 25, 51; Buh
alât”, 48, 54; “Cenâiz”, 71; “Menâbü’l-enâr”, 37; Müslim, “Mesâcid”, 16, 18; Nesâî, Mesâcid”, 13). Kur’an’da yer alan ayn anlamdaki bîa (çoulu biya‘) (el-Hac 22/40) Farsça’da
mi olabilecei nakledilmekle birlikte (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlik, s. 81) kelime ryânîce’dir. Muhtemelen Süryânî kiliseleri Pers topraklarnda bu isimle anld için Farsça’d dii yorumu yaplmtr. Bîa Süryânîce’de “yumurta” mânasna gelmekte, mecazi olarak  bedlerin kubbeleri için kullanlmaktadr. Müfessir ve dilcilerden bazlar kelimeyi hristiyanl
hudilerin, hatta kâfirlerin mâbedi olarak açklamaktadr (Tâcü’l-arûs, “bya” md.; Mustafav 6; el-Muvaa, “Selâm”, 6; Ebû Dâvûd, “mâre”, 30; Jeffery, s. 86-87).
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 20/1384
lise kelimesinin hristiyan gelenei içerisinde teorik balamda birbiriyle ilikili, pratikte ise birinden ayr dört mânas vardr. Bunlardan birincisi bütün bir hristiyan imann ve bizzat ktrinin kendisini ifade etmektedir. Böylece hristiyan kilisesi denildiinde ibadetten teolojiye tün Hristiyanlk imann tanmlayan geni bir anlam kastedilmi olur. Kelime ikinci olarak  ezhep” anlamna gelmektedir. Bu durumda Katolik kilisesi, Ortodoks kilisesi ve Protestan kil
nildiinde mezhep farkllklar anlalr. Kilisenin daha özellemi ve hristiyan teolojisinde enmi üçüncü kullanm cemaat kavram ile ilikilidir. Hristiyanlk bandan beri eriat vramndan ziyade ritüel kavramna yönelmitir. Bundan dolay ritüelin yerine getirildii mekân
rak kilise kavram Hristiyanlk’ta dier dinlerin çoundan daha önemli olmu ve bu konudalojik çalmalara kaynaklk etmitir. Cemaat kavram ilk hristiyanlarn Yahudilik’ten devrald rt temel anlam üzerine oturur. a) Cemaat (kilise) rabbin halkn (seçilmi topluluk) temsil eder oea, 1/10; 2/23; Romallar’a Mektup, 9/23; Levililer, 26/12; Korintoslular’a kinci Mektup, 6 remya, 31/33; brânîler’e Mektup, 4/9; 8/10; Petrus’un Birinci Mektubu, 2/10; Vahiy, 18/4; 21 maat Yahve’nin ahdine muhatap olan son halktr. b) Yahve nasl Eski Ahid halkna (kiliseye) banlk yapmsa (Mezmurlar, 80/1; aya, 40/11; Yeremya, 13/17; 23/1) Îsâ da seçilmi Yeni kna (kiliseye) çobanlk yapmtr (Matta, 26/31-33; Luka, 12/32; Yuhanna, 10/11-16; Resull eri, 20/28; brânîler’e Mektup, 13/20; Petrus’un Birinci Mektubu, 5/2). Kilise rabbin özel olar
ruyup gözettii, çobanlk yapt bir topluluktur. c) Kilise Tanr’nn evidir. Bu evin temel tan esîh tekil eder (Timoteos’a Birinci Mektup, 3/15; brânîler’e Mektup, 3/6; Petrus’un Birinci ektubu, 2/6; 4/17; Yâkub’un evi ve srâil’in evi mukayesesi için bk. aya, 2/2-6; 5/7). d) Yahv âil’in damat ve gelin birliktelii gibi (Yeremya, 2/2, 32; Hoea, 2/19-20; aya, 49/18; 61/10) ise de damat Îsâ’nn gelinidir (Korintoslular’a kinci Mektup, 11/2). Kiliseye giren gelinle bir
mu olur.
maat konusunda Hristiyanln Yahudilik’ten ald, Pavlus tarafndan yeni bir anlam çevesinde yorumlanan bu dört anlam kilise kavram üzerine gelitirilen sonraki fikirlerin tem
uturur. Gerek Pavlus gerekse sonraki kilise babalarnn cemaat konusunda yapt bu vurgu, phesiz hristiyanlarn Yahudilik’ten ald etnik olmayan seçilmi halk kavramna verdii ar emden gelir. Çünkü Pavlus, Yahudiliin evrensellemesinin ancak bu yolla mümkün olabilece ünüyor olmalyd. Cemaat teolojisi, Hristiyanl sadece imana dayal birliktelik olarak  rumlayan Protestan kilisesince daha ayrntl biçimde ilenmitir. Protestanlk için “yalnzca im cak cemaat uurundan geçen bir ey olarak alglanmtr.
lise kelimesinin daha çok bilinen ve kullanlan anlam hristiyan ibadetinin yapld yerle ilgi parator Konstantinos’un IV. yüzylda Hristiyanla tand özgürlük ortamndan önce mimari
im olarak herhangi bir kilisenin varlna dair delil yoktur. Hristiyanlar I. yüzyln sonuna ka agoglarda ibadet ediyorlard. Bu tarihlerde yahudilerin onlar sinagoga sokmama kararndan
baren ilk hristiyanlarn evlerde toplanm olduklar düünülmektedir. IV. yüzyldan itibaren o best ortamdan sonra hristiyanlarn toplu ibadet için özel mimari birimler ina ettii bilinmekt
hristiyan kiliseleri, Roma mahkeme binalar olan bazilikalardan esinlenilerek ina edilen inc un yaplard. Bazilika tipli kiliseler günümüze kadar devam ettiyse de kilise içerisinde yaplan rntl törenler yeni kilise mimari tiplerinin domasna sebebiyet verdi. Din adamlarnn tören pmasn salayacak yeni alanlar hem iç hem d görünüm itibariyle kilise biçimlerini çoaltt. uhtemelen bu ihtiyaca âbidevî eser yapma kaygs da eklenmitir. Böylece haç ve kare planl k
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 21/1384
mari tipleri dodu. Kilisenin iç ksmna yönelik düzenlemelere göre d görünüm düzenlemele ha çeitli olmutur. Dönemin revaçta olan sanat akmlar kilisenin d yapsn alabildiince itlendirmitir.
zilikalar örnek alnarak yaplan ilk kiliselerin yannda dier bir kilise türü de yatay ekseni lunmayan merkezî planl yaplard. Bu tür kiliselerde çounlukla sekizgen ya da onaltgen gibi kgen planl bir iç mekâna sekiz ayak yerletiriliyor, yapy örten kubbenin oturduu bu ayaklar varlar arasnda çepeçevre bir koridor ortaya çkyordu.
erkezî planl (kare, çokgen ya da daire) ve tek kubbeli Roma yaplarndan türeyen bir kilise pla daha çok Ortodoksluun hâkim olduu bölgelerde rastlanan Yunan haç biçimindeki ema olup nun farkl uygulamalar vardr. Dier taraftan bazilikada tavan örtüsü olan ahap çatnn yerine da tuladan yaplan kubbe geçince kubbeli bazilika türü ortaya çkmtr. Dou hristiyanlarn iseler ise dikdörtgen eklindedir ve daima douya yöneliktir. Bat’da Ortaça’da bazilikaya o fi dikine kesen bir çapraz nef eklenmi, böylece plan, kollar eit uzunlukta olmayan Latin haç imini almtr. Avrupa’nn bütün romanesk ve gotik kiliselerinde genelde bu plana uyulmutur
ristiyan tapnma biçimleri karmak hale geldikçe kilise planlar da deimi, barok dönemind ise iç mekânlar, buna bal olarak da plan emalar yeni deiikliklere uramtr. Bazilika v tin haç planlar XX. yüzyln ortalarna kadar Bat Avrupa ve Amerika’daki kilise tasarmlar
melini oluturmutur.
nümüzde ise hem geleneksel planlarn çeitli türleri hem de bütünüyle yeni biçimler  nenmektedir.
r kilisede ibadete yönelik üç ana birim vardr: Kilisenin ana bölümüne geçmeden önce bu ksm
ii salayan narteks (giri sahn, son cemaat yeri), esas ibadetin yapld ana mekân naos (nav vos, nef = sahn) ve daima ibadet edenlerin yöneldii douya bakan en kutsal bölüm apsis. Sun lunduu yer veya kutsallar kutsal da denilen apsis kilisenin en kutsal bölgesidir, buraya yalnz n adamlar girebilir. Sahnlarn bitiminde yer alan apsis yarm daire biçimindedir ve bir yarm bbe ile örtülmütür. Apsiste rahiplerin sras, piskoposun kürsüsü ve kutsal kitap okunan kürsü ada ise sunak bulunur. Sunan solunda diaconion, sanda vaftiz küvetinin yer ald vaftiz ye rdr. Apsisin bulunduu ksm bir bölme ile asl ibadet alanndan ayrlmtr ve dier mekânlar ha yüksektir. Burann altnda mahzen mezar yer almaktadr.
sisle ibadetin yapld alan Keldânî ve Süryânîler’de iki kapl bir duvar, Bizansllar ve ptîler’de ise üç kapl mermer veya aaç bir parmaklkla ayrlmtr. Ortodoks kiliselerinde tolikler’den farkl olarak apsisle bu alan ayran yerde yaklak IX. yüzyldan itibaren ortaya maya balayan ve çounlukla ahaptan olan ikonastasis bulunmakta, üzerinde de önemli
hsiyetlere ait ikonlar yer almaktadr (EI2 [Fr.], IV, 569; ayrca bk. HIRSTYANLIK). Esas detin yapld ana mekân üç veya be sahndan meydana gelmektedir. Orta sahnlar çapraz yah
n sahnlarla çok zaman haç biçiminde kesiir.
otestanlk’ta mimari birim olarak kilise fazla önemli deildir ve cemaatin bulunduu her yer  isedir. Bununla birlikte Protestanlk dndaki bütün hristiyan mezheplerinde bina olarak kilis
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 22/1384
ncn önemli bir payn oluturur. Katolik ve Ortodoks teolojisi kilise binasn bizzat sâ’nn b rak görmütür. Bundan dolay kilisede ibadet pazar günü, yani yeniden bedenlenme gününde lir. Kilisede ibadet damat ve gelinin birlikte oluunu sembolize eder.
lisenin mahiyetiyle ilgili tartmalar I. znik Konsili’nde (325) belirlenen dört özellik üzerinde unlamaktadr ki bunlar kilisenin tek, kutsal, katolik (evrensel) ve apostolik (havârilere dayan duudur. nciller’e göre bir tek kilise söz konusudur; Îsâ Mesîh, “Ben kilisemi bu kayann üzer racam” diyerek (Matta, 16/18) tek bir kiliseden bahsetmektedir. Kilisenin teklii savunulmak
likte daha ilk dönemlerden itibaren kilise içindeki bölünmeler ortaya çkmtr; bu ise kilisenlii ya da teklii ilkesiyle badamayan bir görünüm arzetmektedir. Kilisenin apostolik oluu mel niteliklerden biridir. Îsâ Mesîh kiliseyi havâriler üzerine tesis etmi ve onlar özel nitelikl natmtr. Kilisenin apostolik oluu gerek kurum gerek hiyerari olarak havârilerle, dolaysyla ’nn yeryüzündeki hayatyla tarihî bir süreklilik içinde olduunu göstermektedir. Çok sayda zhebe bölünen hristiyan dünyasnda her kilise kendini otantik saymaktadr. Katolik, Ortodoks
otestan, Süryânî, Ermeni vb. kiliselerin her biri kendi inancnn ve uygulamasnn doru olduu dia etmekte, kendi tarih ve köklerini havârilere kadar geri götürerek meruiyetini ispata maktadr. Kilisenin bir dier vasf evrensel oluudur. Yahudilik belli bir rka dayanrken on
sndan doan Hristiyanlk, özellikle Pavlus vastasyla yahudiler dndaki insanlara da hitap erek mesaj evrensel boyuta tam, dolaysyla inananlarn oluturduu kilise bütün insanl atr hale gelmitir. Balangçta evrensel kiliseyi yerel cemaatlerden ayrt etmek için kullanla olik terimi sonradan Roma kilisesiyle özdelemitir.
lisenin dier bir özellii dinî inanç konusunda yanlmaz oluudur. Katolik yoruma göre Mesîh revini yeryüzünde sürdüren kilise ondan bu ilâhî görevi hakkyla yerine getirecek vastalar da
mtr. Îsâ Mesîh dünyann sonuna kadar onlarla beraber olduunu söylemitir (Matta, 28/20), laysyla onlar ve onlarn temsilcisi olan kiliseyi hatadan korumaktadr. Böylece kilise ilâhî
riteyi temsil etmektedir ve daha ilk dönemlerden itibaren kendini gösteren hiyerarik bir yap rdr.
lise üyelii vaftiz âyiniyle gerçeklemektedir. Kilisenin, bal bulunduu cemaate baklmaksz bir cemaat oluturan vaftizli bütün hristiyanlar içine ald öne sürülmektedir. Vaftiz yoluyl
esîh’te birbirine balanan inananlar birlii “kutlular topluluu” (communio sanctorum) diye andrlmtr.
taça’da yaygnlaan bir yoruma göre Mesîh’in bedeni olan kilisenin muhtelif safhalar vardr
nlar cennete ulam hristiyanlarn oluturduu muzaffer kilise, yeryüzünde yaayanlarn uturduu faal kilise ve henüz kusurlarndan bütünüyle arnamad için a‘râfta bulunan istiyanlarn oluturduu strap kilisesidir. Semavî kilise (muzaffer kilise) dier ikisi için Tan nda efaat etmektedir.
int Augustine gerçek kilisenin yalnzca Tanr’nn bildii görünmez bir varlk olduunu söyler. tün hristiyanlar banda Îsâ’nn bulunduu tabiat üstü bir topluluun, Îsâ’nn mistik bedeninin esidir. Kendi kusurlar dndaki sebeplerle görünür kilisenin uzanda kalan insanlar da kilis rünmez birer üyesi olabilir. Reform döneminde bu kurama bavuran Martin Luther, üyeleri ristiyanln çeitli kollarna dalm bulunmakla birlikte gerçek kilisenin yeryüzünde bilinen
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 23/1384
tün kurumlardan bamsz olduunu öne sürerek kilise içindeki bölünmeleri savunmaya çalm Vatikan Konsili, Îsâ’nn esrarl bedeni kavramnn yorumunu genileterek bütün insanlarn en ndan ilke düzeyinde kilise
esi olduunu, zira Îsâ’nn bütün insanln kurtuluu için yeryüzüne geldiini vurgulamtr. Di aftan Îsâ’nn tek kilisesini savunanlar ekümenik hareket içinde kilisenin birliini yeniden kurm maktadr.
BLYOGRAFYA
sânü’l-Arab, “kns” md.; Tâcü’l-arûs, “kns”, “bya” md.leri; Mustafavî, et-Ta, I, 346; mus Tercümesi, II, 1005-1006; el-Muvaa, “Selâm”, 6; Müsned, I, 416; II, 222; IV, 74; V, 3 1, 442; VI, 25, 51; Buhârî, “alât”, 48, 54, “Cenâiz”, 71, “Menâbü’l-enâr”, 37; Müslim,
Mesâcid”, 16, 18; Ebû Dâvûd, “mâre”, 30; Nesâî, “Mesâcid”, 13; Mevhûb b. Ahmed el-Cevâl
Muarreb (nr. Ahmed M. âkir), Tahran 1966, s. 81; A. Vacant, “Eglise”, DB, II/2, s. 1599-01; A. Medebielle, “Eglise”, DBS, II, 487-691; P. S. Salaville, An Introduction to the Study o stern Liturgies, London 1938, s. 101-103; A. Jeffery, The Foreign Vocabulary of the Qur’n, roda 1938, s. 86-87; P. Ternant, “Eglise”, Vocabulaire de théologie biblique, Paris 1962, s. 2 4; E. Benz, The Eastern Ortodox Church, New York 1963, s. 8-10; G. Troupeau, “Kansa”, EI .), IV, 569-570; M-J. le Guillou, “Eglise”, Catholicisme, III, 1408-1430; P. S. Minear, “Chur B, I, 607-617; P. H. Menoud, “Church”, a.e., I, 617-626; V. Warnach, “Church”, Encyclopedia blical Theologs (ed. J. B. Bauer), London 1970, I, 101-105; Encyclopedia of Early Christianit d. E. Ferguson v.dr.), London 1990, s. 208, 209, 210.
ehmet Aydn
LÂM TARH.
ristiyan mâbedleri Arapça kaynaklarda kenîse, bîa (çoulu biya‘), deyr, umr, kalâye ve savma oulu savâmi‘) gibi kelimelerle ifade edilmitir. Kur’ân- Kerîm’de geçen savâmi‘ ve biyan ( c 22/40) müfessirler tarafndan farkl biçimlerde yorumlanm olmakla birlikte genelde “man ise” anlamlarn tadklar kabul edilmektedir. Hz. Ebû Bekir ve Ömer dönemi anlamalarnd rülen kenîse kelimesi herhangi bir ayrm yapmakszn hristiyan mâbedlerinin tamamn rlamakta ve ilk dönem rivayetlerinde ayrca deyr (manastr) kelimesine rastlanmamaktayd. ristiyan kültürünün slâm toplumunda daha iyi tannd zamanlarda yerleim merkezlerindeki bedlerin bîa ve kenîse, krsal alandakilerin deyr olarak adlandrlmas belirginlik kazanmtr nlardan kilise karlnda daha fazla kullanlan kenîse ayn zamanda “havra” ve “tapnak” nalarna da gelmekte ve aslnn Ârâmîce kenîtâ (toplant yeri), Grekçe ekklesia (toplant, me
ya Farsça künist / kenet (atekede) olduu ileri sürülmektedir (Lane, VII, 2634; A, VI, 575-5 [ng.], IV, 545-546).
âmiyet’in ilk yllarnda müslümanlarn hâkimiyeti altna giren Ehl-i kitap normal artlarda ken
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf 24/1384
nçlarn yaama imkân buluyor, herhangi bir bask ile karlamyordu; bu högörünün en açk nei de mâbedlerinin faaliyetlerini sürdürmesiydi. Hz. Peygamber, kendileriyle bar yapt istiyanlar