http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
1/1384
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
2/1384
KL gün Ukrayna Cumhuriyeti snrlar içinde bulunan tarihî kale ve
ehir.
mence’de Chilia (Kilya) adyla anlr. Tuna nehrinin denize dökülürken
oluturduu üç koldan n en kuzeydeki Kili kolunun sol kysnda
bulunmaktadr. ehrin tarihi XII. yüzyla kadar iner
zans mparatorluu döneminde bir ticaret merkezi olarak gelien ehir
bir süre sonra
nevizliler’in hâkimiyeti altna girdi. Baltk denizinden Bizans’a
kadar uzanan “Bodan yolu”n radan geçmesi ehrin ticarî önemini
arttrd. Aydnolu Umur Bey, 1339-1341 yllarnda Kili’ dar gelerek bir
Ulah ordusunu malûp etti. Cenevizliler merkezi Kili olan Kuzey
Dobruca’da d takm imtiyazlar elde ettiler. 1371 ylndan beri
Osmanllar’a bal olan Dobruca Voyvodas
anko (Yuan Ku, Yanko) Cenevizliler’e burada ticarethane, kilise ve
konsolosluk açma hakk ta 387). Yldrm Bayezid’in Ankara yenilgisinin
ardndan ehir Eflak Beyi Mircea’nn eline geç kat bir süre sonra
Eflak’tan ayrlarak Bodan Voyvodal’na katld. Macaristan ile Polonya
snda 1412’de imzalanan gizli Lubnan (Lublin) Antlamas’nda Bodan
Prenslii’nin iki ülke snda paylalmas kararlatrld; Kili dahil
ülkenin bat kesimi Macaristan’a, Akkirman dah
u kesimi de Polonya’ya ait olacakt. Antlama hükümleri uygulamaya
konulmadan Osmanl liini tekrar salayan I. Mehmed (Çelebi), Lehistan
(Polonya) üzerine büyük bir sefer düzenle sefer srasnda Dobruca
kesin biçimde Osmanl topraklarna katlrken Eflak’a da
girilerek rcea’ya Osmanl hâkimiyeti kabul ettirildi
(822/1419). Osmanl ordular ilk defa bu sefer sra dan topraklarna da
girip Kili ve Akkirman kalelerini kuattlarsa da alamadlar.
li Kalesi 1448’den sonra tekrar Eflak Voyvodal’na geçti. Fâtih
Sultan Mehmed’in Eflak sef asnda (866/1462) Bodan Voyvodas Stefan
Cel Mare, Kili’yi Osmanllar’dan önce almak ediyse de
baaramad. Fakat ikinci kuatmann ardndan Kili Kalesi’ni ele geçirdi
(26 mâziyelevvel 869 / 24 Ocak 1465). Fâtih Sultan Mehmed’in Kili
ve Akkirman’da Osmanl kimiyetini salama teebbüsü baarl olmad. Bodan
Voyvodas Stefan yeni bir Osmanl drsna kar 1479’da Kili Kalesi’ni
tamir ettirdi. Tuna’nn sa kysnda (güney) bulunan esk enin yerine
nehrin sol kysnda yeni bir kale yaptrd.
Bazeyid saltanatnn ilk yllarnda Bodan meselesine arlk verdi ve
889’da (1484) sefere ç Cemâziyelâhir 889’da (5 Temmuz 1484) Kili
civarna geldi. Ertesi gün kale karadan ve Tuna
hrinden kuatld. On gün boyunca gece gündüz topa tutulan Kili
Kalesi’nin kumandan teslim mak zorunda kald (20 Cemâziyelâhir 889 /
15 Temmuz 1484). Böylece Aa Tuna havzasnn emli kalesi saylan Kili
kesin olarak Osmanl yönetimine geçti. Hemen ardndan Akkirman Ka
alnd. Böylece Karadeniz ve Aa Tuna havzas tamamen Osmanllar’n
kontrolüne geçmi o yük ticarî öneme sahip olan ve Karadeniz’i
Baltk’a balayan Bodan yolunun kontrolü salan tihten sonra Osmanl
idarî sistemine göre Kili sancak beylii haline getirildi. Kili’ye
kad, diz pudan, iskele ve gümrük emini, muhtesib ve dier devlet
görevlileri tayin edildi. Kili Kalesi v
man kesimindeki varoa kapkullar ve azebler yerletirildi.
manl döneminde birkaç defa tamir edilen Kili Kalesi, 1067’de (1657)
buray ziyaret eden Ev
lebi’nin anlattna göre yarm ay eklinde üç kaleden oluuyordu.
Yeillikler içinde düz bir aerine ina edilmi olan kalenin kble duvar
Tuna nehrine dayanmaktayd. Kara taraf 2000, ne
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
3/1384
af 1000 olmak üzere kalenin çevresi 3000 admd. Kara taraf üç,
hir taraf ise iki kat duvarla çevrilmiti. Kalenin 170 kulesinden en
önemli olanlar Tuna narndaki Gedik Ahmed Paa, dizdar, zindan, yass
ve fener kuleleriydi. Tuna kenarna Melek med Paa tarafndan
ina edilen kuleye yirmi adet top ve cephane yerletirilmiti. Kulenin
üze ri külâh eklinde tahta kubbelerle örtülüydü. D kalenin kara
tarafnda oldukça geni bir hend lunmaktayd ve dört kapsndan biri
batdaki varoa, dier üçü Tuna nehrine açlyordu. Kapl ksmnda üzerleri
tahta örtülerle kapatlm hendekler mevcuttu. Görenlerin sokak
zannettikler
anlarn ve hayvanlarn üzerinde kolayca dolat bu hendek sokaklarn
says 150 kadard. Denin en ilek kaplar kara tarafndaki varo kapsyla
nehir kenarndaki lonca kaps idi. Neh narndaki dier iki kapya küçük
su kaplar deniliyordu. D kalenin dou tarafnda ve Tuna k esinde bir
iç kale bulunuyordu. ç kale kare eklinde olup çevresi 500 admd. D
kaleye aç çük bir kaps olan iç kalenin etrafnda iki kat derin
hendekler vard. Kili Kalesi’nin varou d enin batsndaki düz vadide
yer almaktayd. Begen eklinde ve oldukça büyük olan varoun afnda
kale duvarlar yoktu. ç kalede kethüdâ, dizdar ve imam evleriyle
buday ambar, phanelik ve askerî barnak bulunuyordu (Seyahatnâme, V,
224-227).
manl yönetimi Kili’de yaayan halka baz kolaylklar salad. Kili
halknn emniyetini veonomik hayatn daha iyiye götürebilmek için eski
kanunlardan da yararlanarak yeni kanunlar arld. II. Bayezid
döneminde Kili Kalesi Bâc ve Gümrük Kanunnâmesi ile Kili’ye girip
çkan llardan alnacak vergiler tanzim edildi. Kili’nin en büyük
gelir kaynaklarndan biri olan balk
cln bir düzene sokmak için Yasaknâme-i Balklau-y Kili adyla bir
kanun konuldu. lkçlkla ilgili eski âdetler ve hükümler aynen kabul
edildi. Eskiden Bodan voyvodalarnn kçlktan alageldikleri 80.000
altnlk geliri bundan sonra Osmanl Devleti almaya balad. K arnda
bilhassa dalyanlarda avlanlan balklar, Avrupa’dan Polonya ve
Rusya’ya arap getire
micilere satlyordu. Bu yolla devlet önemli gelir elde ediyordu.
1505 tarihli bir belgeden
aldna göre 11 ubat - 6 Austos 1502 tarihleri arasndaki be ay yirmi
günlük dönemde kçlktan 64.962,5 akçe öür vergisi alnmt (BA, Bâb-
Âsafî Dîvân- Hümâyun, dosya 1,
sika 9).
li’de transit ticaretinden elde edilen gelir de önemliydi. Bata
arap olmak üzere Kili skelesi çen mallardan da vergi alnyordu. arap
geçi ticaretinin tekeli, XVI. yüzyl ortalarnda Nak ngin bir yahudi
olan Joseph Nasi’ye verilmiti. Osmanl yönetimi, Kili skelesi’nden
geçen milerden ylda 300.000 akçe transit vergisi alyordu. Kili
skelesi’nden transit geçen veya Kil zarlarnda satlan mallarn çeidi
65-120 arasnda deiiyordu. Bunlarn içinde hububat ve ha
ünleri bata geliyordu. Kili’deki esnafn ve askerî snflarn durumunu
düzenlemek üzere Knû kâkîn der Dâhil-i Kili adyla bir kanun daha
çkarld (Akgündüz, II, 433-442).
düzenlemeler sayesinde Kili, ksa zamanda geliti. Hem Balkan hem
Tuna-Karadeniz ticaretin emli bir merkezi, dier Tuna iskeleleri
için bir kavak noktas, stanbul’a gönderilecek mallar lanma yeri
oldu. Her çeit esnafn bulunduu Kili çarsnda hububat, peynir, bal,
sr, domuz
yun, pamuk ve kaneviçe bata olmak üzere çeitli mallarn alverii
yaplyordu. Evliya lebi’nin anlattna göre esnafn çou Eflak-Bodanl
idi. Bir miktar da Rus tüccar bulunuyor li çarsnda esir ve köleler
dier yerlere nazaran daha ucuzdu. Ba ve bahçeleri bol olan Kili
strmas mehurdu.
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
4/1384
VI. yüzyl sonuna ait bir tahrir defterinden anlaldna göre Kili’de
yirmi bir mahallede 1165 aklak 6000 kii) bulunuyordu. Kili kazasnda
ise 987’de (1579) sadece 150 hâneden (600-90 i) bahsedilmektedir
(BA, MD, nr. 32, s. 354, hk. 644). 1194 (1780) tarihli Bucak
defterine gö li kazasnda on sekiz Tatar köyü tesbit edilmitir.
Evliya Çelebi d kalede toplam 700 hâne lunduunu, buradaki evlerin
avlusuz, tek veya iki katl ve oldukça kasvetli olduunu yazar. Ayr
rada Bayezid Camii ile birlikte yedi mescid ve bir de mahkeme vard.
Varota on bir mahalled 00 hâne (10.000 kii) yayordu. Buradaki
evler, etraf tahta çitlerle çevrilmi avlulu ve bahçe
veya iki katlyd. On yedi cami, pek çok sbyan mektebi, 500 dükkân ve
bir de kubbeli çiftemam yer alyordu. Kalede görev yapan askerlerin
toplam says 700 kadard. Evliya Çelebi’ni aretinden on üç yl sonraki
bütçe defterinden anlaldna göre Kili Kalesi’nde atl, azeb,
top
mici olmak üzere toplam 248 hisar erine maa ödenmiti.
li sanca, XVI. yüzyln ikinci yarsnda gittikçe artan Kazak tehlikesi
tehdidinden dolay kaza ine getirilerek Rumeli beylerbeyliine tâbi
Akkirman sancana baland. XVII. yüzyl balar
baren Kili Kalesi ve ehri Silistre beylerbeyliine dahil edildi.
Bölge ile yakndan ilgilenen R
man zaman Kili’yi tehdit altnda bulundurdu. Rusya ile yaplan
savalarda bölgedeki dier iskbi Kili de askerî nakliyatta kullanld.
1184’te (1770) Tuna’nn sol sahilindeki kalelerle birlik sya’nn
igali altna girdiyse de Küçük Kaynarca Antlamas ile Osmanllar’a
iade edildi. 179 temkin tarafndan kuatld ve teslim alnd. 1792’deki
Ya Antlamas ile Osmanllar’a geri rildi. 1806’da yeniden igale urad.
1812 Bükre Antlamas ile iki devlet arasnda Prut nehr r kabul
edildi. Krm harbi sonunda imzalanan Paris Antlamas ile (1856)
Rusya, Besarabya li dahil Kahul (Cahul, Kahulu), smâil ve Bolgrad
kazalarndan mürekkep ksmn Osmanl kimiyeti altnda olmak artyla Bodan
beyliine terketti. Bu snr düzeltmesiyle Rusya, Edirne tlamas’yla
(1829) Tuna aznda elde ettii bir ksm topraklar iade etmi
oldu.
77-1878 Osmanl-Rus Sava sonunda imzalanan Berlin Antlamas ile (13
Temmuz 1878) manya bamszln kazand. 1856 Paris Antlamas ile
Rusya’dan ald Besarabya toprakl rar Rusya’ya verdi. Tuna deltasn
tekil eden adalarla Ylan adas, Kilya, Sünne, Mahmudiye kça, Tulç,
Maçin, Babada, Hrsava, Köstence ve Mecidiye kazalarn içine alan
Tulç sanc manya’ya ilhak edildi. Fakat 1878’den 1918’e kadar bu
bölge de bütün Besarabya gibi Rus i nda kald. 1918’de Kili dahil
Besarabya tekrar Romanya’ya verildi. 1940 ylna kadar manya’nn
idaresinde kalan Besarabya bu tarihte Stalin tarafndan tekrar igal
edildi ve rçaland. Kuzey ksm ile Kili dahil güney topraklar Ukrayna
Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne
rildi. Kili, bugün Ukrayna Cumhuriyeti’nde 25.000 dolaynda nüfusa
sahip, balca ekonomik liyeti balkçln ve gemi yapmnn tekil
ettii bir liman ehridir. ehrin tarihî kalesi günüm mamtr.
BLYOGRAFYA
A, MAD, nr. 15885; BA, KK, nr. 67/7, s. 964, 1081; nr. 2282/2; BA,
MD, nr. 32, s. 354, hk. 64
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
5/1384
A, Bâb- safî Dîvân- Hümâyun, dosya 1, vesika 9; BA, A.DVN, nr.
788/2, s. 3-4; BA, Bâb- fterî Büyük Rûznâmçe Defteri, nr. 20615;
TSMA, nr. E. 5861, E. 7675, E. 8568; bn Kemâl, vârîh-i Âl-i Osmân,
VIII. Defter, s. 68-70; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, V, 224-227;
Documen vind istoria Romaniei-B. Tara Romaneasca, veacul XIII, XIV
i XV (1247-1500), Bucureti 298; Selahattin Tansel, Sultan II.
Bâyezit’in Siyasî Hayat, stanbul 1966, s. 72-82; N. Beldice cherche
sur la ville ottomane au XVe siècle, Paris 1973, s. 163-172;
a.mlf., “La campagne omane de 1484; ses préparatifs militaires et
sa chronologie”, Revue des études roumaines, V-V ris 1960, s.
67-77; a.mlf., “La conquête des cités marchandes de Kilia et de
Cetatea Albâ par
yezid II”, Südost Forschungen, XXIII, München 1964, s. 36-90; A.
Ghiata, “Mircea cel-areaprtor al Integrittii teritoriale”, Marele
Mircea Voievod, Coordonator: Ion Patroiu, Buc 87, s. 230-245;
a.mlf., “Brila i tinutul înconjurator întrun registru de recensmnt
de la sfâr colului al XVI-lea”, Cairetul Seminarului Special de
itiinte Auxiliare, Bucureti 1993, s. 131 5; a.mlf., “Conditiile
instaurii dominatiei otomane in Dobrogea”, Studii istorice sudest
europ Bucureti 1974, s. 75; Ahmet Akgündüz, Osmanl Kanunnâmeleri ve
Hukukî Tahlilleri, stanbu 90-94, II, 135-136, 433-442; VII,
728-730; Romen Kaynak ve Eserlerinde Türk Tarihi I: Kron az. Mehmet
Ali Ekrem), Ankara 1993, s. 8-9; G. Hazai, “A Topkapu Szeray Muzeum
Leveltana aggar Vanathozású Török Iratai”, Levéltári Közlemények,
XXVI, Budapest 1955, s. 294-298; M
axim, “Le régime juridique des chrétiens dans les ports roumains
sous l’administration ottoman VIe-XVIIe siècles)”, Analele
Universitatii Bucureti. Istorie, XXIX, Bucharest 1980, s. 85-89
du-tefan Ciobanu, “A fost pierduta Dobrogea de Mircea cel batrân?”,
Revista de istorie,
XXIX/8 (1986), s. 764-774; Feridun M. Emecen, “Karadeniz’in
KuzeyBat Kesimi ile lgili manl Tahrirleri ve Özellikleri”, Ata
Dergisi, VI, Konya 1997, s. 83.
ha Maxm
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
6/1384
KLM reye göre çözgü veya ar denilen dikey ve atk, geçki, argaç,
arageçki ya da argeç denilen yat erle dokunan, iki taraf ayn, havsz
yayglara kilim ad verilir. Bazan iplerin dikey veya yatay ldan
ilerletilmesiyle yahut birkaç çözgü atlatlmasyla motif ilenmi cicim
(cecim), zili (sili), mak gibi dier düz dokuma yayglara da kilim
denilir. Nitekim Ahmed Vefik Paa kilimi “ince ysüz hal” olarak
tarif ederken uzun kllsna zilü denildiini belirtir (Lehçe-i Osmanî,
II, 1015
vânü lugti’t-Türk gibi eski kaynaklardan Türkler’in hal, kilim,
keçe benzeri yayglara keviz diz dedikleri örenilmekte (Clauson, s.
692, 707) ve bu kelimenin küçük telaffuz farklaryla adolu’nun baz
yörelerinde bugün de yaad görülmektedir (Derleme Sözlüü, VIII,
2951, 3 lim kelimesinin kökeni tartmaldr. Genelde aslnn Farsça
olduu ve bu dilden Urduca ile rkçe’ye, Türkçe’den de Moolca, Rusça
ve Arapça ile Kafkas ve Balkan dillerine geçtii kab lmektedir
(Doerfer, IV, 4-7, nr. 1718; kr. Rasonyi, IX/103 [1971], s.
622-623). Arapça’da k
rlnda daha çok bisât, firâ, namt, kisâ ve mârî gibi kelimeler
kullanlr.
eski yayglar dokunularndaki kolaylk ve basitlik sebebiyle kilim
türünde
maldr. Günümüze ulaan kilim teknii ile dokunmu en eski parça
firavunlar Msr’nn XVIII nedan dönemine aittir ve IV. Tuthmosis’in
(m.ö. 1425-1408) mezarndan çkarlmtr. Anadol Gordion (Yasshöyük)
kazlarnda Frigler’e ait (m.ö. 1200-600) yün, keçi kl, keten gibi
lzemeden yaplm sumak, cicim ve kilime benzer dokuma parçalar ele
geçirilmitir. Güney
birya’daki Pazrk’ta milâttan önce V-IV. yüzyllara tarihlenen ünlü
Hun halsyla birlikte keçe z dokuma yayglar, Kuzey Moolistan’da da
Noin-Ula’da atk yüzlü dokuma, atk atlamal ve mal cicim, zili ve
sumak örnekleri bulunmutur. Ayn ekilde Peru’da bulunan ve milâttan
ön II-II. yüzyllar arasna tarihlenen parçalar bu tür dokumalarn her
ktada eskiden beri bilindiin
stermektedir.
âmî döneme ait en eski kilim parçalar Fustat’ta bulunmutur ve halen
New York Metropolitan useum’da muhafaza edilmektedir. Desen ve
teknik yönleriyle Anadolu kilimlerine çok benzeye zlü bu parçalar
VIII ve IX. yüzyllara tarihlenmektedir (Acar, Kilim-Cicim, s. 14).
Türkler’in adolu’ya yerlemesinden sonra Konya, Kayseri, Sivas,
Aksaray gibi birçok merkez hallaryla
zanmtr. Hal sanatn bilen bir milletin kilimi bilmemesi mümkün
deildir. Selçuklu imlerinden günümüze örnek kalmam olmakla birlikte
dünyann en eski düümlü Türk hallar ylan XIII. yüzyl Selçuklu
hallarndaki karakteristik geometrik motifler, bugün dahi Anadolu’
itli yerlerinde dokunan kilimleri süslemektedir. Bu da yüzyllar
boyunca devam eden bir gele ret eder. Nitekim Mevlânâ Celâleddîn-i
Rûmî Menevî’de deersizlik örnei olarak sk sk “k ki) kilim gibi”
benzetmesini yapmaktadr (meselâ II, beyit 1581, 2815). Mevcut en
eski Türk kuma yayglarndan biri Washington Textile
Museum’dadr. Holbein hal grubu desenindeki kû rdürlü sumak türü bu
yayg parças XV veya XVI. yüzyllara tarihlenmektedir.
VI-XVIII. yüzyllara tarihlenen baz kilimler üslûplar bakmndan saray
kilimleri adyla anlr lkn dokuduu kilimlerde genellikle geometrik
stilize motifler yer ald halde bunlarda bitki tifleri tercih
edilmitir ve bu sebeple XVI. yüzyl saray hallarna yaknlk
gösterirler. Desen
odeli olmadan dokunmalar imkânsz görülen bu kilimlerde atklara yer
yer hafif, yer yer güçlü
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
7/1384
strlarak eri hatlar elde edilmi, baz yerlerde ise tek kenetleme ile
fardalar (a. bk.) patlmtr. Zor bir teknik uygulanan bu kilimlerin
en azndan bir ksmnn saray atölyelerinde kunduu tahmin edilmektedir.
Bu türün en eski örneklerinden biri Beyehir Erefolu Camii’n lunmu
olup Konya Mevlânâ Müzesi’nde muhafaza edilmektedir (Envanter nr.
857). XVI. yüzy nu ile XVII. yüzyl balarna tarihlenen kilim
(Yetkin, TTK Belleten, XXXV/138 [1971], s. 21 9; farkl tarihleme
için bk. Anatolian Kilims, I, nr. 1) 2,05 × 1,28 m. ebadndadr ve
baklava mas veren koyu mavi eritlerin meydana getirdii ovallerin
içine samanî beyaz zemin üzerine vi renkte iri palmet motifleriyle
süslenmitir.
nel olarak geometrik stilize motiflerin uyguland Anadolu
kilimlerinin müzelerde bulunan en nekleri XVIII. yüzyla aittir.
Anadolu kilimleri Türkmen, Yörük, Kürt kilimi gibi genel; Eme
anisa), Kayaba (Silifke), Emirda, Dazkr (Afyon), Pnarba, Bünyan,
Avar (Kayseri), rkla (Sivas) kilimi gibi dokunduklar yerlere ve
Dirian (Malatya), Kirkitli (Gaziantep), av emikezek), Beritan (Van)
kilimi gibi dokuyan airetlere göre deiik adlar alrlar; ayrca san
lu, börekli gibi adn motiflerinden alanlar da vardr. Dokunu
tarzndaki baz farkllklara gö imlerin çeitli tipleri bulunmaktadr.
Bunlardan önlü arkal çift sra dikey çözgü ipliklerinin b arkadan
geçen atk ipleriyle örüldüü kilimler en yaygn olanlardr. “Fardal
kilim” denilenle
sen bulunan yerlerinde renkli bir atk çözgülerin bir altndan, bir
üstünden geçerek bir baka nkteki desenin snrna kadar gider ve
buradan geri döner. Böylece ayr renklerdeki atklar, zgüler arasnda
kendi desen alanlarnda gidip gelerek birer motif meydana getirir.
Desenler kuyucunun arzusuna göre bölüm bölüm dokunabilir.
Belirli desen alanlarnda gidip gelen atkl er desenin snrnda kendi
bölgelerindeki en son çift çözgü grubuna dolanarak geri
döndükler
ayr renkteki atknn karlat dikey çizgilerde birer farda (ilik, yark)
meydana gelir. Bu klerin açk braklmas veya çeitli yollarla
kapatlmas ile farkl kilim türleri ortaya çkar.
k iliklerin uzunluu 1 santimetreyi geçmez; çünkü daha uzun ilikler
hem dokumay dayanksz
irir hem de kilime yrtk görüntüsü verir. Desenler bu teknik artlara
uydurulduundan çounlu ometrik ve daha çok enine, çapraz ve kesik
çizgilerden meydana gelmekte, dikey çizgiler ise samaklara
bölünmektedir. Bu tür kilimlere hemen hemen her bölgede rastlanr.
Anadolu’nun b resinde “çbk” (çubuk) denilen ince dar eritlerin
süsledii, ayn adla anlan kilimler dokunur z yörelerde siyah ve
bordo zeminli bu kilimler çadr gibi kanatlar halinde dokunup
birbirine enir; eklenen parçalarda çubuklarn uyumu önemlidir.
Bunlar daha çok battaniye, yatak örtüsü rak kullanlr. Ayn tarzda
küçük ebatta tek kiilik seccadeler de yaplmaktadr. Yakn
zamanl
dar her genç kzn çeyizinde bunlardan mutlaka birkaç tane bulunduu,
ayrca bunlarn düün vetlerinde kymetli bir davetiye kabul edildii
bilinmektedir.
cim denilen kilim benzeri dokumalarda çözgü ve atk iplerinden baka
renkli desen iplikleri lunur. Dokuma yaplrken atk atldktan sonra
desenin durumuna göre birkaç çözgü dierlerind rlarak arka yüzden
getirilen renkli iplik bu çözgü grubunun üzerinden atlatlp tekrar
arkaya çirilir ve araya bir sra atk atlmasndan sonra ayn ilem
tekrarlanarak motifler oluturulur. cimde deseni tekil eden ve
çözgüleri âdeta saran renkli iplerin uçlar sk sk kesilip serbest
akld için arkadan sarkar; bu bakmdan dokumann iki yüzü ayn
görüntüde deildir. Ciciml senlerinin uygulan bakmndan bez aya,
sarma motifli ve çözgü yüzlü denilen üç ayr tekni kunur. Bir tür
kilim kabul edilen zililer görünü olarak cicime benzer; ancak
dokunmalarnda f teknik uygulanr. Atk dndaki renkli motif ipleri
çözgülerin arasndan yatay yönde ilerletile
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
8/1384
zgü iplerinin belli sayda tutulup belli sayda braklmasyla dokunur.
Meselâ desene göre çözg eri üç tutulup üç braklr veya üç tutulup
bir braklabilir. Zilinin teknik açdan düz, çapraz, yrek, damal,
konturlu gibi türleri vardr. Yine kilim grubundan saylan sumak da
çözgü ipleri erine renkli desen iplerinin çeitli ekillerde
sarlmasyla elde edilen bir yayg çeididir. Dese larak yapld ve ayn
desen üzerinden tekrar ikinci bir renkli ip geçirildii için kat kat
ilen i bir görünüm verir. Suman atkl düz, atksz düz, atkl balksrt,
atksz balksrt ve ters
kuma türleri bulunmaktadr.
adolu kilimlerinde hayat aac, börek, çam, hamayl, ku, canavar izi,
kurt az, çengel, parmaç boynuzu, yldz, sandk, muska, buka, nazarlk,
haç, Türkmen gülü, göz, eli belinde, ptrak, kfelek, ejderha, tarak,
saç ba, küpe, ibrik, yaprak, çiçek, kandil, el, sinek, yaba, pençe,
üzü km, baak, su yolu gibi adlarla tannan çok zengin bir motif
çeidi vardr. Bazan daha zengin rüntü elde etmek için kuaklar
halinde veya dokuma aralarnda kilim, cicim ve zili desen niklerinin
birlikte uyguland görülür; bazan da ayn amaçla aralara boncuk, saç
teli, renkli ip
ya yün parçalar yerletirilir.
BLYOGRAFYA
mus Tercümesi, III, 928; Clauson, Dictionary, s. 692, 707; Doerfer,
TMEN, IV, 4-7, nr. 1718; rleme Sözlüü, Ankara 1975, VIII, 2951,
3056; Ebû Hayyân el-Endelüsî, Kitâbü’l-drâk (nr. Ahmet Caferolu),
stanbul 1931, s. 84; Ahmed Vefik Paa, Lehçe-i Osmânî, stanbul 1293,
I
15; Belks Acar, Kilim ve Düz Dokuma Yayglar, stanbul 1975, s.
15-40; a.mlf., Kilim-Cicim i-Sumak, stanbul 1983, s. 14; Yusuf
Durul, Anadolu Kilimlerinden Örnekler, stanbul 1985, I
1-50; Neriman Görgünay Krzolu, Eme Kilimleri, Ankara 1994, s. 8-17;
Anatolian Kilims hika Ünal), Ankara 1995, I, nr. 1; II, nr. 101,
102; Bekir Deniz, Ayvack (Çanakkale) Yöresi D kuma Yayglar
(Kilim-Cicim-Zili), Ankara 1998, s. 8-19, 70-71, 148-149; Bahaeddin
Ögel, ltür Tarihine Giri, Ankara 2000, III, 161-175; L. Rásonyi,
“Türklerde Halclk Terimleri ve lcln Menei” (trc. Öksel Göçmen), TK,
IX/103 (1971), s. 622-623; erare Yetkin, “Türk lim Sanatnda
Yeni Bir Grup Saray Kilimleri”, TTK Belleten, XXXV/138 (1971), s.
218-219
mlf., “Divrii Ulu Cami’inde Bulunan Osmanl Saray Sanat Uslûbundaki
Kilimler”, a.e., XLII 978), s. 53-63; a.mlf., “Osmanl Saray Sanat
Uslûbundaki Kilimlerden ki Yeni Örnek”, VD, X 981), s. 375-386;
Nebi Bozkurt, “Hal”, DA, XV, 251-252, 253-254.
bi Bozkurt
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
9/1384
KLS deniz bölgesinde ehir ve bu ehrin merkez olduu, bir kesimi
Güneydou Anadolu, bir kesim deniz bölgesinde bulunan il.
rkiye-Suriye snrna çok yakn bir noktada, ehirle ayn ad tayan bir
ovann kuzeybat köes fiz da eteinde, deniz seviyesinden 650 m.
yükseklikte yer alr. ehrin çevresinde çok sayd
yüün bulunmas yörenin çok eski bir yerleim alan olduunu gösterir.
lkça’larda Hitit kimiyeti altnda bulunuyordu. Asur Kral I.
Tiglatpileser zamannda milâttan önce 1100 ylnda ur Krall’nn
hâkimiyetine girdi. Bu kral dönemine ait Asur çiviyazsyla yazlm bir
belged çen Kilizi adl yerlemenin günümüzdeki Kilis olabilecei
belirtilirse de burann, kuruluunda nümüze kadar ayn mevkide varln
sürdürmü olabileceine ihtimal verilmemekte, Kilis’in itirmi bir
ehir olmas daha akla yakn görünmektedir. Martin Hartman, eski
Kilis’in bugün lis’in yerinde deil bunun güneybatsnda yer alan
Tarzimehan mevkiinde bulunabileceini öne er (A, VI, 806). Buna
karlk Richard Kiepert haritasnn Halep paftasnda Kilis’in 3 km. ka
neydousunda “lizi bahçesi” (llizi Baghtshesi) adl mevki eski ehrin
yeri olarak iaretlenmi
hrin 5 km. kadar güneydousunda Oylum köyündeki Oylumhöyük’te yaplan
kazlar, burada lâttan önce III. binyldan balayp slâm dönemini de
içine alacak ekilde sürekli bir yerleme rln ortaya koyarak Asur
ehri Kilizi’nin yeri konusunda üçüncü bir alternatifi gündeme
irmitir (Özgen, s. 4).
lis ve çevresi Asur döneminden sonra Persler’in, ardndan Büyük
skender’in mirasçlar olan lefkiler’in hâkimiyetinde
d. Selefki hâkimiyetine Romallar’n son vermesi üzerine (m.ö. 64)
yörede Roma egemenlii
lam oldu. Roma mparatorluu döneminde ehrin ad Ciliza sive
Urmagiganti eklinde çmektedir. Roma mparatorluu’nun ikiye
ayrlmasndan (395) sonra bu topraklar Dou Roma yna dütü. Bizans’n
idarî birimlerinden olan Suriye “tema”s Kilis ve çevresini de içine
aly
zans döneminde yöreye slâm aknlar balad. Bölge, Halife Ömer
zamannda Ebû Ubeyde b. rrâh tarafndan slâm topraklarna katld
(15/636). Kilis Avâsm denilen, Bizans’a kar teki len snr hatt
içinde yer ald. Araplar ehrin adn Killiz olarak telaffuz
ediyorlard. Snr lgesinde bulunuu sebebiyle sk sk el deitirdii
gibi yerinde de deimeler oldu. 375 Saferi emmuz 985) Bardas Phokas
Kilis’i alp Bizans topraklarna katt (Yahyâ b. Saîd el-Antâkî, s.
ndan on be yl önce de Kilis’i ilgilendiren bir snr tashihi
yaplmt.
taça kaynaklarnda Kilis’in ad pek geçmez. Yâkt Mucemü’l-büldân’da
Kilis’i Azaz’a ba köy olarak gösterir. Ku uçuu mesafe olarak Azaz’n
14 km. yaknnda bulunan Kilis’in tarih az’n tarihiyle özdelemi
saylarak Azaz’ ele geçirenlerin bu ehrin çok yaknnda bulunan lis’e
de hâkim olduklar kabul edilir. Ayn ekilde XI. yüzyln sonlarnda
yöre Haçllar’n lâsna urayp Urfa Haçl Kontluu topraklarna katldndan
Kilis bu kontluun snrlar için d. Haçllar’a kar savalaryla tannan
Artukoullar’ndan Belek Gazi 1124 ylnda Azaz ve
vresini, bu arada Kilis’i de Franklar’n elinden alarak yeniden slâm
topraklarna katt. Daha s yûbî ve Memlük idaresi altna giren
Kilis’in adna Timur’un Anadolu’yu istilâ ettii yllara ka
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
10/1384
tlanmaz.
az’n Timur istilâs srasnda tahribata uramas üzerine halkn yakndaki
Kilis’e gidip rlemesiyle ehir canlanmaya ve ad kaynaklarda yeniden
geçmeye balad. Eserini 1453 yln mamlayan Halîl b. âhin ez-Zâhirî,
Kilis’ten söz ederek burann bir köy durumunda olduunu
irtir (Zübdetü Kefi’l-memâlik, s. 50). Yavuz Sultan Selim döneminde
Osmanllar tarafndan hedildii zaman da henüz Azaz’a bal bir köy
durumundayd. 1519’da yaplan tahrire göre bu kasaba özellii gösteren
alt mahalleli (Kana, Kbeliye, Çukurfasl, Hacgökçe / Mehedler,
zlca, Sübbad), 314 hâne, yetmi dört bekârdan meydana gelen yaklak
1500 civarnda nüfusahip bir yerleme yeriydi (Konyal, s. 158-159).
Bu defterde ehrin ad “Killiz” imlâsyla geçer lis’in belirgin
gelimesi, Kanûnî Sultan Süleyman döneminde Canbolat ailesinin
buraya rletirilmesi ve Kilis’in bu aileye yurtluk-ocaklk olarak
verilmesiyle daha da hzland. Aileni si Canbolat Bey, Kilis’te imar
faaliyetine girierek burada bir cami (günümüzde Canbolat / T mii),
bir tekke, iki kervansaray, üç hamam, bir bezzâzistan ve iki pazar
yeri yaptrd. Bu eserl nümüzdeki Kilis ehrinin çekirdeini oluturur.
Canbolat Bey’in ölümünden sonra yerine geçe lu Canbolatolu Hüseyin
Paa zamannda da ehir gelimesini ve büyümesini sürdürdü.
VI. yüzyln sonlarna doru 1590 tarihli defterdeki bilgilere göre
Halep’e bal, kendisiyle ayn yan sancan merkezi durumunda bulunan
Kilis’te be mahallede (Kbeliye, Kana, Meata / lcyan, Kzlca, Sübbad)
576 hâne mevcuttu. Bu son tarihte ilk saymda görülmeyen krk dokuz
istiyann kaydedildii dikkati çekmektedir. Mahalle saysnda deime
olmamakla birlikte nüf 19’a göre iki kattan fazla art meydana gelmi
ve toplam nüfus 3500’e ulamtr (a.g.e., s. 14 4). 1590 tarihli
defterin banda yer alan bir kaytta Kilis’in daha önce köy olarak
geçtii, bir rde cuma klnd, ancak daha sonra buradaki imar
hareketleriyle alt yerde cuma klnr bir y ine gelip bir kasaba
özellii kazand ve bu sebeple yeni tahrirde burasnn “kasaba”
eklind
zld belirtilirse de aslnda Kilis 1519 ylnda köy deil kasaba olduunu
gösteren “nefs”
iriyle kaydedilmiti.
lis’in XVII. yüzyldaki durumuna temas eden Ayn Ali Efendi, buray
Halep eyaletine bal âlardan birinin merkezi olarak zikreder. Kâtib
Çelebi de ayn bilgiyi tekrarlar ve vâlide sultan s olarak
verildiini ekler. Evliya Çelebi ise ehrin yüksek duvarlarla çevrili
olduunu, bunun lâlî isyanlarnn korkusundan kaynaklandn, harap
durumdaki kalesinin önünde hendek lunmadn belirtir. Surlarda
“tedribe” ad verilen sekiz kap vardr, bunlardan dördü kbleye kan
tarafta (Büyük tedribe, Küçük tedribe, Ayn tedribesi ve Yûsuf
Çelebi tedribesi), dördü do kan tarafta (Nevverd Hüseyinzade
tedribesi, Akharan tedribesi, Alçak tedribe ve Çulha tedrib
lunuyordu. Bu sekiz kapl sur içinde be mahalle, 4660 ev ve otuz
camiden söz eden Evliya lebi, surun kaplar arasnda baz evlerin
dirsek eklinde ileriye doru yapldn söylemekte ileriye doru çknt
yapan evler birer kule fonksiyonu icra ederek savunma açsndan
kaleyi v
hri güçlendiriyordu. Evliya Çelebi’nin be olarak verdii mahalle
says III. Murad devrindek halle saysn aynen yanstmakta, bu da
yaklak yarm asrlk bir dönem içerisinde Kilis’te halle saysnda art
olmadn göstermektedir. Kilis, XVII. yüzyl ortalarndan XIX.
yüzyln
larna kadar zaman zaman mütegallibelerin ve mahallî derebeylerin
hükmü altna girmi, 115 738), 1222 (1807), 1236 (1821) yllarnda
sonuncusu daha iddetli olmak üzere depremlerle slm, 1831’de Msr
Valisi Mehmed Ali Paa’nn olu brâhim Paa tarafndan igal edilmi kiz
yl kadar süren bu igal srasnda halktan toplanan ar vergilerle ehrin
bat tarafnda büy
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
11/1384
kla yaplmtr. Msr kuvvetlerinin çekilmesinden sonra kla harap
olmutur.
X. yüzyln sonlarnda Kilis, Halep vilâyetinin merkez sancana bal bir
kazann merkeziydi 000’i Türk olmak üzere 20.000 nüfusa sahipti
(Cuinet, II, 186). Vital Cuinet’e göre ayn yllar
hirde krk yedi cami (Kmûsü’l-a‘lâm’da otuz yedi cami; V, 3880), on
iki mescid, dört tekke, y rt medrese
mûsü’l-a‘lâm’da sekiz medrese) ve üç kilise, be hamam, 740 dükkân
(Kmûsü’l-a‘lâm’da 1
kkân), yedi han, on bir frn, çeitli kumalar üreten 120 atölye, on
be kahvehane, bir eczahan00 ev bulunuyordu. Çevresinin en önemli
ürünlerinden olan zeytin ve hububat ileyen iki bunhane, zeytinya
mengeneleri ve un fabrikalar da vard. Bütün bunlar XIX. yüzyln
bitimin ru Kilis’in önemli bir kültür, ticaret ve sanayi merkezi
durumuna gelmi olduunu gösterir. B imede Kilis’in, Kuzey Suriye ile
Anadolu’nun kuzeydou ve güneydou kesimleriyle balant
layan önemli yol üzerinde bulunmas rol oynamtr. XIX. yüzyln sonlar
ve XX. yüzyln ilk larna ait Halep vilâyeti salnâmelerinde Kilis
hakknda verilen bilgilerde de ev saysnn hem men Evliya Çelebi ve
Cuinet’in verdii saylara yakn olduu dikkati çekmektedir. Ev saysnd
irgin bir art olmamakla birlikte XIX. yüzyln sonunda Kilis’te
mahalle saysnn otuz ikiye
kseldii görülmektedir (Kesici, Dou Corafya Dergisi, sy. 1 [1995],
s. 250). Bu durumda maysndaki art ehrin mekân üzerindeki
büyümesiyle deil mahallelerin bölünüp saylarnn almasyla izah
edilebilir.
lis, Mondros Mütarekesi’nin ardndan 6 Aralk 1918 tarihinde
ngilizler tarafndan igal edidi dan fazla bir süre devam eden bu
igalden sonra ngilizler buray 29 Ekim 1919’da Fransz vvetlerine
terkettiler. 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
hükümetiyle Fran snda imzalanan Ankara itilâfnâmesinin ilgili
hükümlerine göre Kilis geri alnd. 7 Aralk 21’den itibaren
Franszlar Kilis’i tahliye etmeye baladlar. Nihayet 23 Aralk 1921’de
Kilis
rtuluu gerçeklemi oldu. Yalnz söz konusu itilâfnâmenin 8.
maddesinin çizdii Türkiye-Suriy r Kilisliler’i memnun etmedi. Zira
bu snr, 8. maddedeki “Kilis ehrini Türkiye’ye brakma ere” ifadesini
esas alarak ehrin hemen güneyde bittii yerden geçiyordu. O günkü
Kilis nümüzdeki Mercidabk Bulvar’nn olduu yerde bitiyordu. Yani
1921’deki snr bugünkü ercidabk Bulvar’n izliyor, ehrin hemen
bitiiinde Suriye topraklar balyordu. ehrin aretinin ve tarma dayal
sanayiinin hayat kayna olan geni tarm topraklar bu arada Kilis’e
musa da ehre ürün gönderen çok sayda köy snr dnda kalm, Kilis ehri
corafî hinterlan irmiti. Bu da ehrin ekonomik hayatn önemli ölçüde
sarst. 30 Mays 1926 tarihinde imzalan rkiye-Fransa (Suriye) Dostluk
ve yi Komuluk Sözlemesi’nin ekli protokollerinden 1 sayl
otokolle Kilis ehrinin güneyindeki snr sadece 4-5 km. kadar daha
güneye çekerek 1921’e g rkiye yararna çok az deiiklik meydana
getirilmi oldu (Soysal, I, 283). Bu arada Kilis ehr yat kayna olan
üzüm balaryla zeytinliklerinden bir ksm ve birkaç Türk köyü de
Türkiye rlar içinde kald.
mhuriyet’in balarnda Kilis, Gaziantep iline bal bir kaza
merkeziydi. O dönemdeki Kilis hrinin snrlarn kuzeyde günümüzdeki
Cumhuriyet caddesi, güneyde Mercidabk Bulvar, do hitsakp soka,
batda Nemika caddesi oluturuyor ve bu snrlar içindeki ehir mekân
üzerind reye yakn bir elips biçimini koruyordu. Çap 1250 m. kadar
olan bu dairemsi biçimdeki ehi
klak 1,5 km²’ye yakn bir alan kaplyor ve 1927 ylnda 22.513 nüfus
barndryordu. Bu tar
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
12/1384
ku içinde oldukça skk bir yap, dar ve çkmaz sokaklarn çokluu dikkat
çeker.
lis’in nüfusu 1950 ylna gelinceye kadar yava bir art gösterdi.
1950’de nüfusu 27.550 olar bit edildi, mahalle says da XIX. yüzyln
sonundaki otuz iki saysn koruyordu. 1950’li ylla nra snr
ticaretinin önem kazanmas ve 1960’tan sonra bu tür ticaretin daha
da hzlanmas ehr ni bir ekonomik canllk getirdi. Bu durum krdan ehre
göçü de kamçlayarak nüfusun daha hz masn salad. 1955’te 30.000’e
(29.964), 1965’te 40.000’e (38.095) yaklaan nüfus 1975’te 000’i at
(54.055). 1980’de ise 60.000’e yaklat (58.335). 1980 ylndan sonra
snr ticaret
nemin yönetimi tarafndan sk kontrol altna alnmas bu tür ticarete
bal Kilis ekonomisiniküntüye uratt, bunun sonucunda ehir halk darya
göç etmeye balad. Bunun da etkisiyle 1 85 arasndaki dönemde nüfus
art çok azald. 1985 saymnda sadece 59.876 nüfus yazlmt 90 saymnda
nüfusun beklenmeyen bir artla 82.882’ye çkt görüldü. Normal
görülmeyen , muhtemelen Kilis’in il merkezi olmasn salamak için
suni olarak fazla yazm yaplm
masndan kaynaklanmt. Nitekim 3 Haziran 1995 tarihli kanun hükmünde
kararnâme ile Kilis a kurulan yeni bir ile merkez olmu ve bu
kararnâme 6 Haziran 1995 tarihli resmî gazetede
ymlanarak yürürlüe girmitir. l merkezi olduktan sonra 1997 ylnda
yaplan nüfus tesbitinde 472 nüfus kaydedilmi olmas da bir önceki
dönemde ar artn normal olmadn ortaya k
00 ylnda yaplan nüfus saymnn geçici sonuçlarna göre Kilis’in 70.670
nüfusa sahip oldu rülmütür. Bu nüfus, günümüzde eski mahallelerin
bölünmesi yoluyla saylar yetmii bulan hallelere dalmtr.
Cumhuriyet’in banda daireye yakn elips biçiminde olan ehir,
tarihî
kirdek etrafndaki genilemelerle günümüzde doubat dorultusundaki
uzunluu 3800 m., kuze ney dorultusunda genilii 2500 m. olan bir
dikdörtgen biçimini almtr. ehrin en önemli ddesi dou-bat
istikametinde uzanan Cumhuriyet caddesidir. Cadde ehri hemen hemen
ortada ye ayrmaktadr. Bu cadde ile onun kuzeybatya kvrlarak devamn
oluturan Murtaza caddes nlara açlan sokaklar üzerinde ehrin önemli
ticaret alanlar yer alr. ehrin merkezî i sahas uda Dolappazar,
güneyde Odunpazar, kuzeyde Cumhuriyet caddeleri ve batda
Cumhuriyet
eydan arasndaki alan kapsar.
leneksel olarak önemli bir ziraî ticaret merkezi olan Kilis ehri,
ayn zamanda ham maddesini mdan alan önemli bir sanayi merkezi
durumundadr. Pekmez, alkol, zeytinya, un, bulgur ve s hrin balca
sanayi ürünleridir. 1990 ylndaki verilere göre ehirde çalan nüfusun
% 18,5 ka nayi ile urayordu. Kilis tarihî ve mimari eserler
bakmndan zengindir. ehrin Osmanl
netimi öncesine ait önemli Memlük camileri ayakta durmaktadr.
Bunlardan ikisi 865 (1461) t acac ile 921 (1515) tarihli Akcusun
camileridir. Her ikisi de gerek Osmanl gerekse Cumhuri
neminde çeitli tamirler gördüünden orijinalliklerini koruyamamtr.
Bunlardan daha eski ol 0 (1339) tarihli Kilis Ulucamii de bir
Memlük eseridir. ehirdeki Osmanl eserlerinin band nûnî Sultan
Süleyman döneminde yaplm olan 960 (1553) tarihli Canbolat Camii
gelir. Bura nda cami, medrese ve türbeden oluan bir külliyedir.
Kilis’teki dier önemli camiler arasnd yh Camii (977/1569), eyhler
Camii (1065/1655), Hindiolu Camii (1075/1664), Çalk Cami 094/1683),
Kad Camii (XVII. yüzyl, onarm 1822), Cüneyne Camii (yapld tarih
bilinmiyo arm XIX. yüzylda), irazolu Camii (1006/1598) saylabilir.
Camiler dnda Kilis evlevîhânesi (931/1525), eyh Abdullah Efendi
Tekkesi (1858), Hoca Hamam (952/1545), E mam (969/1562), Paa Hamam
(975/1567), Hasan Bey Hamam (1008/1599), Tulu Hamam 99/1785), pir
Paa Çemesi (1064/1654), Kurtaa Çemesi (1045/1635), Fellâh
Çemesi
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
13/1384
032/1623, onarm 1787), Kavaf Çemesi (1844) ve çok sayda türbe dier
önemli mimari erlerdir.
lis ehrinin merkez olduu Kilis ili güneyden Suriye ile, öteki
yönlerden Gaziantep iliyle atlmtr. Merkez ilçeden baka Elbeyli,
Musabeyli ve Polateli adl üç ilçeye ayrlmtr. 15
m² geniliindeki Kilis ilinin 2000 saymnn geçici sonuçlarna göre
nüfusu 114.724, nüfus unluu ise yetmi be idi.
yanet leri Bakanl’na ait 2001 yl istatistiklerine göre il ve ilçe
merkezlerinde krk sekizsabalarda iki ve köylerde 131 olmak üzere
Kilis’te toplam 181 cami bulunmaktadr. l rkezindeki cami says krk
betir.
BLYOGRAFYA
hyâ b. Saîd el-Antâkî, Târîu’l-Anâkî (nr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî),
Trablus 1990, s. 20kt, Mucemü’l-büldân (Cündî), IV, 541; Halîl b.
âhin, Zübdetü Kefi’l-memâlik (nr. P. vaisse), Paris 1894, s. 50;
Ayn Ali, Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 26, 55; Kâtib Çelebi, Cihannüm 3;
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 360-361; Cuinet, II, 186, 187;
Kilisli Kadri, Kilis Tarihi, anbul 1932; Belediyeler Yll, Ankara
1949, II, 629, 630; . Hakk Konyal, Abideleri ve tabeleriyle Kilis
Tarihi, stanbul 1968; E. Honigmann, Bizans Devletinin Dou Snr (trc.
Fik ltan), stanbul 1970, s. 40, 94, 103; smail Soysal, Türkiye’nin
Siyasal Andlamalar, Ankara 48, 51, 281, 283; Utkan Kocatürk,
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi: 1918-1 kara
1983, s. 12, 113, 301, 304; Ramazan een, Salâhaddîn Devrinde
Eyyûbîler Devleti, sta
83, s. 44, 45, 191; Engin Özgen, “Bir Höyüün Ölümü: Oylumhöyük”,
Gaziantep Tarihi veltürel Deerleri Sempozyumu Bildirileri,
Gaziantep 1987, s. 4; Ökke Kesici, Kilis Yöresinin rafyas, Ankara
1994; a.mlf., “Kilis’in ehir Corafyas Özelliklerine Genel Bir Bak”,
Do rafya Dergisi, sy. 1, Erzurum 1995, s. 246-280; Abdülkadir
Dündar, Kilis’teki Osmanl Dev marî Eserleri, Ankara 1999;
Cumhuriyetin 75. Ylnda Kilis (Kilis Valilii Yayn), Ankara, t lç
Kökten, “Anadolu’da Prehistorik Yerleme Yerlerinin Dal Üzerine Bir
Aratrma”,
TCFD, X/3-4 (1952), s. 198, 199, 203; Ejder Kaleliolu, “Gaziantep
Yöresinde Yerleme, eskenler, Nüfus ve Ekonomik Faaliyetler”, a.e.,
XXVIII/3-4 (1977), s. 47, 49, 50; Ahmet Turan zar, “Ulema ve
Camileriyle Kilis Medreseleri”, VD, XXV (1995), s. 285-289; Orhan
Cezmi
ncer, “Kilis Mevlevihanesi”, Türkiyat Aratrmalar Dergisi, sy. 2,
Konya 1996, s. 259-281; mûsü’l-a‘lâm, V, 3880; Besim Darkot,
“Kilis”, A, VI, 806-808; M. Canard, “Killiz”, EI² (Fr 7-108.
etin Tuncel
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
14/1384
KLS MEVLEVÎHÂNES lis’te ina edilen ilk Osmanl mimari eserlerinden
biri.
kye mahallesinde Cumhuriyet Meydan’nn (eski Mevlevîhâne Meydan)
dousunda bulunmak evlevîhâneden artakalm en eski ünite olan 932
(1525-26) tarihli semâhânemescid, eski Beys rine ina edilen hükümet
konann tam karsnda yer alr. Semâhâne halk arasnda “mevlevîh
ya muntazam beyaz kesme tatan yapld için Ak Tekke olarak da
anlmaktadr. Antep-Halep tep-skenderun yolu üzerinde bulunan Kilis,
Suriye ve dolaysyla Arabistan ve Hicaz’a açlan emli çk kaplarndan
biri olduundan mevlevîhâne tarih boyunca bir menzil zâviyesi
olarak emli bir fonksiyon icra etmitir.
mle kaps üzerinde yer alan, air Râmiz tarafndan yazlm üç sütun
halindeki dört satrlk sü apça kitâbesinden, dergâhn 932 (1525-26)
ylnda vali olduu anlalan Abdülhamîd el-Murt afndan ina edildii
anlalmaktadr. Evliya Çelebi mevlevîhâneden -kitâbesinden söz etmede
âsitâne-i Hazreti Mevlânâ Kethüdâyeri Ali Aa’nn hayratdr” eklinde
bahseder. Kitâbede
çen Abdülhamîd el-Murtazâ ile Evliya Çelebi’nin mevlevîhânenin
bânisi olarak zikrettii thüdâyeri Ali Aa’nn ayn kii olup olmad
bilinmemektedir.
ustafa Sâkb Dede ve ondan naklen Esrar Dede’nin verdii bilgiye göre
mevlevîhânenin ilk ey ha sonra Halep Mevlevîhânesi kurulunca oraya
tayin edilen Kilisli Fakrî Ahmed Dede’dir (ö. 0/1543). 960’ta
(1553) Kilis sancak beyi Canbolat Bey mevlevîhânenin güneybatsna
cami, drese ve türbeden oluan bir külliye yaptrmtr. 1072 (1661)
tarihinde Ali Dede I. Abdülhal lebi tarafndan mevlevîhânenin
postniinliine ve mesnevîhanlna getirilmitir. Mevlevîhâne ruluundan
XIX. yüzyla kadar geçen dönem hakknda yeterli bilgi bulunmamaktadr.
XIX. yüz nci yarsnda Abdülganî Dede ile olu Ahmed Sabûhî Dede
postta oturmu, Sabûhî Dede vazi
üddetince mevlevîhânenin imar ve tamiriyle ilgilenmi, ei Aye Hanm
da dergâhn arsasna b a ettirmitir. I. Dünya Sava srasnda am’a giden
gönüllü Mevlevî alayna Ahmed Sabûhî D
uz bir dervile katlmtr. Mevlevîhânenin son eyhi Ahmed Sabûhî
Dede’nin olu Abdülganî evfik Gündüz) Dede Efendi’dir.
67 ylnda mevlevîhâne bahçesinde bulunan krmz mermer üzerine dokuz
satr ve iki sütun ha likle yazlm bir tamir kitâbesinden, 1293’te
(1876) Kilis Mevlevîhânesi’nde vekil bulunan bûhî Dede’nin Halep
Mevlevîhânesi postniini Abdülganî Dede’nin emri üzerine mevlevîhâne
mâhâne kapsndan mihrabna kadar tamir ettirdii anlalmaktadr.
ahim Hakk Konyal, II. Abdülhamid’in buraya yeni bir tekke kaps
yaptrdn, kubbe etein rdüü 1308 (1890) tarihinin o srada semâhânenin
geçirdii bir baka tamiri daha gösterdiini mektedir. Vakflar Genel
Müdürlüü Arivi’ndeki 1317 (1899) tarihli vakfiyeye göre Sabûhî
de’nin olu Abdülganî Efendi’yi 200 kuru vazife ile hâfz- kütüblüe
tayin etmi, vakfedilen hvehane, dükkânlar ve menzilin tevliyetini
ehrî 200 kurula vazife vermitir. Mevlânâ Müzes ivi’nde 1905-1913
yllar arasnda çou Kilis Mevlevîhânesi postniini Sabûhî Dede’den ge
kiz belge mevcuttur. Bunlardan biri, mevlevîhânenin yklm olan baz
yerlerinin tamiri için 1 nunusâni 1327 (1 ubat 1912) tarihli keif
belgesidir. Bu belgeden dergâhn güneyindeki
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
15/1384
crelerin tonozlu olduu, mescidin kuzey duvarnn da onarlmas gerektii
örenilmektedir. uhtemelen bu tamir gerçeklememitir. Ayn keif
belgesinden ve brahim Hakk Konyal’nn bitlerinden anlaldna göre
bugünkü semâhânenin güneyinde bir hâmûân ve açk bir türbe, inin
namaz klabilecei bir mescid, semâhânenin önünde de fskyeli havuzlu
bir bahçe, onun k afnda kaplar bahçeye açlan tonozlu hücreler
sralanmakta, dou tarafnda altta dükkânlar, ü sofa ile iki büyük
odal eyh dairesi, altta dükkânlar ve kahve oca, üstte bir sofa ve
iki büy
as olan bir eyh dairesi bulunmaktayd. Cumhuriyet Meydan açlrken
dervi hücreleri, eyh resi ve dükkânlar yktrlp semâhânenin güneyi
havuzlu bir park haline getirilmitir. Semâhân
iklâl Sava srasnda Atatürk tarafndan toplant yeri, 1972’ye kadar
zeytinya deposu, bir sütüphane, 1994’te ise bir ara mescid olarak
kullanlmtr.
72’de Vakflar Genel Müdürlüü tarafndan onarm gerçekletirilen kareye
yakn, merkezî ku gir semâhânenin dört cephesi farkl olup girii bat
cephesindedir. Bulunduu arsann kuzey-gü ikametinde aaya doru
meylinden dolay binann Cumhuriyet Meydan’na bakan bat giri phesiyle
arka sokaa bakan dou cephesi arsaya uyarak meyilli olup cephelerin
kuzey taraf gü afndan daha alçaktr. Bat, güney ve dou cephelerinin
üst taraflarnn ortasnda iki sra dili ofilli silmelerle çevrilmi
birer yuvarlak alç pencere yer alr. Dier pencereler altl-üstlü
iki
indedir. Giri cephesinde cümle kaps ile sa ve solundaki ikier
pencere, üzerlerinde tepe ncereleriyle birlikte bina yüksekliince
devam eden göçertmeler içine alnmtr ve cümle psnn bulunduu göçertme
dier dördünden daha genitir. Cepheye hem hareket hem zarafet iren
bu üstü mukarnasl dikdörtgen göçertmeler ve açk koyu renkli ta
örgüsü Memlük mimar
kisinin belirtileridir.
sk kemerli cümle kapsnn üzerindeki ksm, ikisi kemer üzerinde olduu
için kavisli, biri on erinde yatay olarak yer alan, gri ta eritle
çevrili üç panoya ayrlmtr. Bu panonun üstünde varlak bir tepe
penceresi vardr. Cümle kapsnn üstündeki yatay panonun ortasnda 0,45
× 1,
üsündeki ina kitâbesi yer almaktadr. Güney cephesi daha sade olup
ortadaki yuvarlak alç nceresinin iki yannda giri cephesine
benzeyen, 1,80 m. geniliinde, üstü mukarnasl, alt ncereli ve iki
renk tala örülmü iki düey dikdörtgen göçertme daha bulunur. Yan
duvarlarn mnda bask tahfif kemerli birer dikdörtgen pencere yer
alr. Bu duvarlarda mukarnaslar hizas k kuyruu eklinde dört zarif ta
çörten vardr. Dou cephesinin düz duvar ortasnda sivri at
klinde kemerli geni bir pencere, üstünde de yuvarlak bir alç
pencere mevcuttur. Cephenin iki nnda ise altta bask tahfif kemerli
birer dikdörtgen pencere ile üstlerinde sivri kemerli uzun te
ncereleri yer alr. Bu pencerelerle ortadaki yuvarlak tepe penceresi
arasnda bu sonuncuya da kn olmak üzere, birer çörten vard. Buna
karlk sadece bir çörtenle muhtemelen havalandrm
rayan ince bir delik bulunan kuzey cephesi sar braklmtr.
7 × 10,7 m. ölçüsündeki kare planl harim, “L” eklinde eit kollu 71
cm. kalnlkta bamsz yenin tad dört sivri kemer, yüksek kasnakl 6,10
m. çapnda merkezî bir kubbe kemerlerin snda kalan düz tavanlar ve
dört köede tuladan örülmü küçük birer kubbeyle örtülüdür. Yi
emlük etkisiyle ayaklarn oldukça alçak bir yerinden balayan,
baldaken gibi birbirine balanm ri kemerler, içbükey dilimli üçgen
pandantiflerle kasnakl ana kubbeye geçii salar. Kurun k snakl ana
kubbenin yüksek görünümü yannda nisbetsiz ölçüde alçak kalan dört
küçük köe bbeyle birlikte be kubbe üzerine Mevlevî dal sikkeli
alemler konulmutur. Son onarmda köe bbeleri daha yüksek yaplmtr. 1
m. kalnlndaki beden duvarlarnda 47 cm. derinlik ve yak
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
16/1384
cm. geniliinde “az açk” denilen kitap dolab (zâviyenin kütüphanesi)
vardr. Kuzey duva köesinde mutrip mahfiline ve sonra dama çkan bir
ta merdiven bulunmaktadr. Asma mutr hfili kbleye kar olup kuzey
duvaryla önündeki iki
ak arasndaki aynal tonozla örtülü dikdörtgen bölümün altna
yerletirilmi ve duvardan çkan böründelere tatlmtr. Bugün ise mahfil
kemer iç yüzleri hizasna kadar tarlm ve aha kmelere oturtulmutur.
Semâhânenin içi duvarlarda yirmi dört, kubbe kasnanda on iki,
toplam pencere ile aydnlatlarak ferah bir mekân elde edilmitir.
Cümle kapsnn ekseninde buluna
ri kemerli büyük dou penceresi ekil ve büyüklük bakmndan dier
pencerelerden farkldr.
mâhânenin güney duvarnn sa ve solundaki ikier pencere ortasnda
oldukça sade dikdörtgen hrap yer alr. Mihrap nii sütunçesiz,
yüzeysel, sivri atnal bir kemer eklinde olup alt ksm intisi dokuz
kenarldr. Kavsarann tepesinde ufak istiridye kabuuna benzeyen bir
taç motifi, rt sra iri mukarnas dizisi ve onlarn bitiminde kvrml
çiçek ve yaprakl dallardan oluan neb fifçe kabartmal bir friz
vardr. Kavsarann püskülsüz, yükseldikçe daralan üçgen planl dört s
ukarnas üst sra dnda birbirine eit olup kasnak eteindekilerle kemer
üzengilerindekilerden kldr. Mihrap mukarnaslar Osmanl’dan ziyade
Memlük mukarnaslarna benzer. Mihrabn
eliklerine önü iki sra iri örgülü, yanlar geometrik geçmeli
motifli, dili ve örgü motifli bordvrilmi birer ta konsol
yerletirilmitir. Mihrabn ta yüzeylerinin tamam renklendirilmi olu
vsara mukarnaslar, kenar silmeleri ve konsollar mavi tonlardadr.
Ancak bugün bunlarn bir k nmi ve bozulmutur. Kemer etraf ile
silmeler aras ise, sar zemin üzerine siyah kontur ve b gili rûmî ve
madalyon düümlü Memlük tarz geometrik a arasnda krmz ve mavi
çiçekli, y ve yaprakl canl nebat motifiyle süslenmitir. Kemerin
üstünde, sülüsle yazlm âyet ve
dislerin ortasna Mevlevî sikkesi resmedilmi olup tahminen
çkartlabilen sikke üzerindeki “Y zreti Mevlânâ” dnda büyük ölçüde
silinmi olduu için bugün okunamayan sülüs yazlar lunmaktadr.
brahim Hakk Konyal ana kubbe göbeinde bir “lafz- celâl”in
tekrarlandn v
k çevresinde güzel bir hatla yazlm 1308 (1890) tarihli otuz sekiz
msralk bir kitâbe lunduunu söyler. Ancak günümüzde bunlardan
hiçbiri yerinde deildir.
mâhâne, 1876’da Sabûhî Dede’nin yaptrd onarmda kapsndan mihrabna
kadar tamir lmitir. Konyal’nn kubbe eteinde gördüü 1308
(1890) tarihinden kubbenin bu tarihte bir arm geçirdii tahmin
edilebilir. Ancak tamir keifleri elde bulunmad için semâhânenin
orij marisinin bu onarmlarda ne derece deitirildii tam olarak
bilinmemektedir. Halep evlevîhânesi semâhânesinin plan emas ve
cephelerinin Kilis Mevlevîhânesi semâhânesininki nzemesi her iki
ite de ayn ustalarn çalm olabileceini düündürmektedir. Ayn durum
XI
zylda da tekrarlanm olabilir. Zira Halep Mevlevîhânesi’nin tamir ve
ihyâsnda büyük rol nayan eyh Abdülganî Dede’nin daha önce
postniinliinde bulunduu Kilis Mevlevîhânesi’ni armn kendisinden
sonra eyh olan olu Sabûhî Dede’ye yaptrm olmas iki semâhâne sndaki
mimari benzerliklerde rol oynam olmaldr.
vuz Sultan Selim’in Kilis’i Osmanl snrlarna katmasndan dokuzon yl
sonra yaplan vlevîhânenin semâhânesi, Kilis’teki Osmanl devri
eserlerine ait ilk deerli örneklerin arasn r almaktadr. Semâhânenin
simetrik plan, çok temiz ta içilii, sade, âhenkli ve dengeli
ukarnasl cephe tezyinatyla mevlevîhâneler arasnda daha önce benzeri
olmayan zarif bir mima hiptir. na edildii tarih dolaysyla
mimarisinde bir Memlük-Osmanl üslûp karm
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
17/1384
lis Mevlevîhânesi semâhânesinin gösterdii en önemli mimari özellik,
cami mimarisinde görü n emasnn bir semâhâne plannda kullanlm
olmasdr. Kare planl semâhânenin dört kaln ma ayak üzerine oturtulmu
merkezî kubbesiyle dikdörtgen tonozlu simetrik yan sahanlarn
elerine yerletirilmi dört küçük kubbe, XVI. yüzylda ayn bölgede
biraz farkl ve gelitirilm form uygulamasyla (tonozlar yerine yarm
kubbeler) Elbistan Ulucamii ile Diyarbekir Fâtih
mii’nde canlandrlp Mimar Sinan tarafndan stanbul ehzade Camii’nde
kemale eritirilmi
VII. yüzylda devam ettirilen bu ema günümüzdeki cami mimarisinde de
hâlâ yaatlmaktadr.inç olan, slâm öncesi Türk dinî mimarisinden (gök
tapnaklardan) kaynaklanan Türk-slâm marisinin ilk yaplarndan biri
olan Hezâre Dikkaruni Camii’nde (XI. yüzyl ortalar) uygulana mi
tipinin 500 yllk kopukluktan sonra Güneydou Anadolu bölgesinde
Kilis Mevlevîhânesi mâhânesinde yaatlm olmasdr. Söz konusu plan
emas, Horasan bölgesindeki ilk tarikat plarnda (ev-hankahlarda)
uygulanan ve XV. yüzyla kadar yaatlan kapal avlulu / dört eyvan
madan da türemi olabilir. Kilis Mevlevîhânesi semâhânesi, cami ve
tekke mimarisi arasnda kleri slâmöncesi Türk mimarisine kadar inen
bir ruh birliini yaatan önemli bir eser olarak
erlendirilmelidir. Hemen sonra ina edilen Halep (936/1530 civar) ve
113 yl sonra Antep
vlevîhâneleri (bk. GAZANTEP MEVLEVÎHÂNES) semâhânelerinin plan
emasnn Kilis evlevîhânesi semâhânesinden örnek alnarak yaplm olmas
bu semâhânenin önem ve etkisini stermektedir.
BLYOGRAFYA
A, MAD, nr. 21/29 (607), s. 5-307; nr. 2103, s. 272; BA, Hurûfat
Defterleri, nr. 552, s. 256; nr04, s. 79; nr. 1105, s. 24; nr.
1119, s. 312; BA, Ali Emîrî-brahim, nr. 41, s. 537, 542; TK, TD 1,
s. 536; VGMA, Halep Muhasebe Defteri, nr. 512, s. 626-627; nr. 747,
s. 178-181; nr. 1759, 3; VGMA, Gaziantep-Kilis Mevlevîhânesi, nr.
27.04.01/4; Konya Mevlânâ Müzesi Arivi, nr /7, nr. 90; Abdülhamid
Albümü, Ü Ktp., nr. 90762/42; Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme, IX, 362-
kb Dede, Sefîne, II, 178-181; Kilisli Kadri, Kilis Tarihi, stanbul
1933, s. 23, 60; Abdülbâki lpnarl, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik,
stanbul 1953, s. 121, 399; brahim Hakk Konyal, K rihi, stanbul
1968, s. 533-554; Abdülkadir Dündar, Kilis’teki Osmanl Devri Mimarî
Eserler kara 1999, s. 318-325; Sezai Küçük, XIX. Asrda Mevlevîlik
ve Mevlevîler (doktora tezi, 20
Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 259-261; Ara Altun, “Dört Yarm
Kubbeli Cami Plan emasn ynaklar Hakkndaki Görüler Üzerine”, TKA,
XXIV/1 (1986), s. 1-5; Orhan Cezmi Tuncer, “
evlevihanesi”, Türkiyat Aratrmalar Dergisi, II, Konya 1996, s.
259-281.
rihüda Tanrkorur
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
18/1384
ananlarn tekil ettii, Îsâ Mesîh tarafndan havâri Petrus’un
otoritesi altnda kurulan, havâriler derliinde oluturulan, Kutsal
Ruh tarafndan teyit edilen, görünmeyen lideri Mesîh ile birlem
elerini kurtarcnn doktrinini tasdikte, onun kanununu uygulamakta,
sakramentlerini kullanmak
letiren görünür bir topluluu ifade eden kilise kelimesi (DB, II/2,
s. 1601) “birini darya rmak, toplantya davet etmek, toplamak”
anlamndaki Grekçe ekkaleo fiilinden türetilen ve pluluk” mânasna
gelen ekklesia tabirinden gelmektedir. Modern Bat dillerinde kilise
karl ise (Fr.), church (ng.) kelimeleri kullanlmaktadr. Arapça karl
ise kenîsedir. Baz dilcil sânü’l-Arab, “kns” md.; Tâcü’l-arûs,
“kns” md.) bu kelimenin “topluluk” anlamndaki Bat âmîce kenîtâdan
(Dou Ârâmîce’de kenûtâ), bazlar ise (Hafâcî, Bustânî) Grekçe
ekklesiad diini kabul etmektedir (EI2 [Fr.], IV, 569). Kelime
Arapça’ya muhtemelen Grekçe ibarenin ryânîcelemi eklinden girmitir.
Türkçe’deki kilise kelimesi Arapça kenîsenin deimi ek lime klasik
Grekçe’de, seküler anlamda kamu ilerini görümek üzere çarlan
vatandalarn
uturduu topluluu ifade etmekte iken zamanla her tür topluluk için
kullanlmaya balanmtr.
klesia, Eski Ahid’in Grekçe tercümesi olan Septuagint’ta
brânîce’deki kahaln karl olara lanlmaktadr ki bu kelime bazan
herhangi bir topluluu (Mezmur, 26/5), bazan da semavî
ukaddesler meclisini (Mezmur, 89/7) ifade etmekle birlikte genelde
Tanr’nn halknn, âiloullar’nn oluturduu inananlar topluluunu
(Saylar, 19/20; 20/4; Tesniye, 23/1-3; ezmurlar, 82/1; Nehemya,
13/1) göstermektedir. brânîce’de “topluluk” mânasna gelen kahaln
nnda az saydaki topluluu ifade eden edah, Rabbinik literatürde yer
alan Ârâmîce kenitâdan en keneset kelimeleriyle Eski Ahid’in Grekçe
tercümesinde mevcut sunagoge kelimeleri de lunmaktadr. Gerek
ekklesia gerek sunagoge Helenistik Yahudilik’te srail halkn
gösteren e aml kelimeler olmakla birlikte birincisi ideal topluluu,
ikincisi mevcut topluluu ifade
mektedir.
klesia kelimesinin kökünde “seçilmilik ve üstünlük” anlam vardr.
Grekler için ekklesia, sad anda statüsündekilerden olutuu için
seçilmilik ve üstünlük ifade etmektedir. Kitâb-
ukaddes’te ise seçilmilik tabii ve sivil çerçeveden dinî düzene
geçmektedir; buna göre srâil r ile dier milletlerden seçilip
ayrlmtr. Öte yandan kelime dinî bir mahiyet arzetmektedir eal kabul
edilen, esas olarak dinî olduu için srâil ekklesias Tanr ve O’na
ibadetle ilgili ile gul olur. Kelime bazan din d toplantlar için
kullanlsa da artk Tanr’ya kulluk edenleri ifa
mektedir. Kelimede ayrca evrensellik fikri de söz konusudur.
Ekklesia, dindarlar topluluu ve maatlerden hareketle Tanr’nn halknn
tamamn kuatan bir mâna kazanmtr. Nihayet ekkles vramnda “otorite”
anlam da vardr. Grek ekklesias devlet ilerine karar vermektedir.
Hristi klesiasn kuran Îsâ Mesîh de havârilerini çeitli yetkilerle
donatmtr.
ni Ahid’de ekklesia kelimesi 114 yerde geçmektedir ve birkaç hariç
ister evrensel kilise iste el kiliseler isterse inananlarn
toplantlar eklinde olsun hep hristiyanî anlamda kullanlmt
ni Ahid’de ekklesiann kullanl tamamen teolojik kavramlar
çerçevesindedir ve büyük orannezdinde yaplan Yeni Ahid balamnda
kurtulmu olan cemaati (yeni inananlar topluluu) im
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
19/1384
er (Matta, 16/18; Korintoslular’a Birinci Mektup, 12/28;
Koloseliler’e Mektup, 1/18, 24; moteos’a Birinci Mektup, 3/15).
Kilise kelimesi, inananlar topluluunun tamamn ifade ettii zan tekil
ve çoul ekliyle mahallî cemaatler için de kullanlmtr.
iller’de skça geçen sinagog kelimesi ise Yâkub’un Mektubu (2/2)
dnda hep yahudi cemaat sis edilmitir. Matta ncili’ne göre (16/18)
Hz. Îsâ da Grekçe ekklesiann Ârâmîce karl o
dta, kenita” veya “kahala” kelimelerinden birini kullanmtr, ancak
hangisini kulland tam rak bilinmemektedir. ncil’den anlald ekliyle
Îsâ kiliseyi tek ve evrensel olarak takdim
mekte, göklerin melekûtu ile aynîletirmektedir (Matta,
16/19).
vlus’un mektuplarnda ekklesia “inananlar topluluu” (hristiyanî
topluluk), “belli bir bölgenin istiyan halk” (mahallî kiliseler),
“bütün Mesîh’e inananlarn oluturduu cemiyet” (evrensel ise)
anlamlarnda kullanlmakta, hakikatin direi ve esas, Allah’n evi
olarak takdim edilmek moteos’a Birinci Mektup, 3/15). Pavlus kilise
ile Mesîh arasndaki sk ilikiyi çeitli ekille
rgulamaktadr. Ona göre kilise Mesîh üzerine bina edilmi, Mesîh’in
köe ta olduu Allah’n bedidir (Korintoslular’a Birinci Mektup,
3/9-17; 6/19; Efesoslular’a Mektup, 2/20-22). Kilis
esîh’in mistik bedenidir (Efesoslular’a Mektup, 1/23; 5/23;
Koloseliler’e kinci Mektup, 1/18,
lise, Mesîh tarafndan sevilen ve kendisine tâbi klnan kadna
benzetilmektedir (Efesoslular’a ektup, 5/23-32).
ristiyan teolojisine göre Îsâ Mesîh tebli faaliyeti esnasnda
Allah’n melekûtu (göklerin melek erinde srarla durmu, kendisine
inananlar arasndan seçtii havârilerine bu melekûtun srlarn dirmi,
onlar çeitli yetkilerle donatarak görevler vermi ve zamann sonuna
kadar kendileriy likte olacan belirtmitir. Havârilerin ba olan
Petrus’a göklerin melekûtunun anahtarlarn rmi, ayn yetkiyle
havârileri de donatmtr (Matta, 16/18-19).
ristiyan inancna göre kilisenin douu Îsâ Mesîh’in diriliiyle
gerçeklemitir. Mesîh’in diril likte yeni bir insanlk ve yeni bir
yaratl söz konusu olmutur. Kilise babalarnn ifadesine g sl uyuyan
Âdem’in kaburga kemiinden birinci Havvâ yaratlmsa ölüm uykusundaki
Mesîh’i burga kemiinden de ikinci Havvâ (kilise) domutur. Kilisenin
resmî doum günü olan ntekost’la birlikte yaylma da balamtr.
r’an’da yer almayan kenîse kelimesi, slâm öncesi Arap edebiyatnda
ve fethedilen ülke klaryla yaplan antlamalarda geçmekte, hadislerde
hristiyanlarn yannda yahudilerin mâbe amnda da kullanlmaktadr
(Müsned, I, 416; II, 222; IV, 74; V, 320, 441, 442; VI, 25, 51;
Buh
alât”, 48, 54; “Cenâiz”, 71; “Menâbü’l-enâr”, 37; Müslim,
“Mesâcid”, 16, 18; Nesâî, Mesâcid”, 13). Kur’an’da yer alan ayn
anlamdaki bîa (çoulu biya‘) (el-Hac 22/40) Farsça’da
mi olabilecei nakledilmekle birlikte (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlik,
s. 81) kelime ryânîce’dir. Muhtemelen Süryânî kiliseleri Pers
topraklarnda bu isimle anld için Farsça’d dii yorumu yaplmtr. Bîa
Süryânîce’de “yumurta” mânasna gelmekte, mecazi olarak
bedlerin kubbeleri için kullanlmaktadr. Müfessir ve dilcilerden
bazlar kelimeyi hristiyanl
hudilerin, hatta kâfirlerin mâbedi olarak açklamaktadr
(Tâcü’l-arûs, “bya” md.; Mustafav 6; el-Muvaa, “Selâm”, 6; Ebû
Dâvûd, “mâre”, 30; Jeffery, s. 86-87).
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
20/1384
lise kelimesinin hristiyan gelenei içerisinde teorik balamda
birbiriyle ilikili, pratikte ise birinden ayr dört mânas vardr.
Bunlardan birincisi bütün bir hristiyan imann ve bizzat ktrinin
kendisini ifade etmektedir. Böylece hristiyan kilisesi denildiinde
ibadetten teolojiye tün Hristiyanlk imann tanmlayan geni bir anlam
kastedilmi olur. Kelime ikinci olarak ezhep” anlamna
gelmektedir. Bu durumda Katolik kilisesi, Ortodoks kilisesi ve
Protestan kil
nildiinde mezhep farkllklar anlalr. Kilisenin daha özellemi ve
hristiyan teolojisinde enmi üçüncü kullanm cemaat kavram ile
ilikilidir. Hristiyanlk bandan beri eriat vramndan ziyade ritüel
kavramna yönelmitir. Bundan dolay ritüelin yerine getirildii
mekân
rak kilise kavram Hristiyanlk’ta dier dinlerin çoundan daha önemli
olmu ve bu konudalojik çalmalara kaynaklk etmitir. Cemaat kavram
ilk hristiyanlarn Yahudilik’ten devrald rt temel anlam üzerine
oturur. a) Cemaat (kilise) rabbin halkn (seçilmi topluluk) temsil
eder oea, 1/10; 2/23; Romallar’a Mektup, 9/23; Levililer, 26/12;
Korintoslular’a kinci Mektup, 6 remya, 31/33; brânîler’e Mektup,
4/9; 8/10; Petrus’un Birinci Mektubu, 2/10; Vahiy, 18/4; 21 maat
Yahve’nin ahdine muhatap olan son halktr. b) Yahve nasl Eski Ahid
halkna (kiliseye) banlk yapmsa (Mezmurlar, 80/1; aya, 40/11;
Yeremya, 13/17; 23/1) Îsâ da seçilmi Yeni kna (kiliseye) çobanlk
yapmtr (Matta, 26/31-33; Luka, 12/32; Yuhanna, 10/11-16; Resull
eri, 20/28; brânîler’e Mektup, 13/20; Petrus’un Birinci Mektubu,
5/2). Kilise rabbin özel olar
ruyup gözettii, çobanlk yapt bir topluluktur. c) Kilise Tanr’nn
evidir. Bu evin temel tan esîh tekil eder (Timoteos’a Birinci
Mektup, 3/15; brânîler’e Mektup, 3/6; Petrus’un Birinci ektubu,
2/6; 4/17; Yâkub’un evi ve srâil’in evi mukayesesi için bk. aya,
2/2-6; 5/7). d) Yahv âil’in damat ve gelin birliktelii gibi
(Yeremya, 2/2, 32; Hoea, 2/19-20; aya, 49/18; 61/10) ise de damat
Îsâ’nn gelinidir (Korintoslular’a kinci Mektup, 11/2). Kiliseye
giren gelinle bir
mu olur.
maat konusunda Hristiyanln Yahudilik’ten ald, Pavlus tarafndan yeni
bir anlam çevesinde yorumlanan bu dört anlam kilise kavram üzerine
gelitirilen sonraki fikirlerin tem
uturur. Gerek Pavlus gerekse sonraki kilise babalarnn cemaat
konusunda yapt bu vurgu, phesiz hristiyanlarn Yahudilik’ten ald
etnik olmayan seçilmi halk kavramna verdii ar emden gelir. Çünkü
Pavlus, Yahudiliin evrensellemesinin ancak bu yolla mümkün
olabilece ünüyor olmalyd. Cemaat teolojisi, Hristiyanl sadece imana
dayal birliktelik olarak rumlayan Protestan kilisesince daha
ayrntl biçimde ilenmitir. Protestanlk için “yalnzca im cak cemaat
uurundan geçen bir ey olarak alglanmtr.
lise kelimesinin daha çok bilinen ve kullanlan anlam hristiyan
ibadetinin yapld yerle ilgi parator Konstantinos’un IV. yüzylda
Hristiyanla tand özgürlük ortamndan önce mimari
im olarak herhangi bir kilisenin varlna dair delil yoktur.
Hristiyanlar I. yüzyln sonuna ka agoglarda ibadet ediyorlard. Bu
tarihlerde yahudilerin onlar sinagoga sokmama kararndan
baren ilk hristiyanlarn evlerde toplanm olduklar düünülmektedir.
IV. yüzyldan itibaren o best ortamdan sonra hristiyanlarn toplu
ibadet için özel mimari birimler ina ettii bilinmekt
hristiyan kiliseleri, Roma mahkeme binalar olan bazilikalardan
esinlenilerek ina edilen inc un yaplard. Bazilika tipli kiliseler
günümüze kadar devam ettiyse de kilise içerisinde yaplan rntl
törenler yeni kilise mimari tiplerinin domasna sebebiyet verdi. Din
adamlarnn tören pmasn salayacak yeni alanlar hem iç hem d görünüm
itibariyle kilise biçimlerini çoaltt. uhtemelen bu ihtiyaca âbidevî
eser yapma kaygs da eklenmitir. Böylece haç ve kare planl k
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
21/1384
mari tipleri dodu. Kilisenin iç ksmna yönelik düzenlemelere göre d
görünüm düzenlemele ha çeitli olmutur. Dönemin revaçta olan sanat
akmlar kilisenin d yapsn alabildiince itlendirmitir.
zilikalar örnek alnarak yaplan ilk kiliselerin yannda dier bir
kilise türü de yatay ekseni lunmayan merkezî planl yaplard. Bu tür
kiliselerde çounlukla sekizgen ya da onaltgen gibi kgen planl bir
iç mekâna sekiz ayak yerletiriliyor, yapy örten kubbenin oturduu bu
ayaklar varlar arasnda çepeçevre bir koridor ortaya çkyordu.
erkezî planl (kare, çokgen ya da daire) ve tek kubbeli Roma
yaplarndan türeyen bir kilise pla daha çok Ortodoksluun hâkim olduu
bölgelerde rastlanan Yunan haç biçimindeki ema olup nun farkl
uygulamalar vardr. Dier taraftan bazilikada tavan örtüsü olan ahap
çatnn yerine da tuladan yaplan kubbe geçince kubbeli bazilika türü
ortaya çkmtr. Dou hristiyanlarn iseler ise dikdörtgen eklindedir ve
daima douya yöneliktir. Bat’da Ortaça’da bazilikaya o fi dikine
kesen bir çapraz nef eklenmi, böylece plan, kollar eit uzunlukta
olmayan Latin haç imini almtr. Avrupa’nn bütün romanesk ve gotik
kiliselerinde genelde bu plana uyulmutur
ristiyan tapnma biçimleri karmak hale geldikçe kilise planlar da
deimi, barok dönemind ise iç mekânlar, buna bal olarak da plan
emalar yeni deiikliklere uramtr. Bazilika v tin haç planlar XX.
yüzyln ortalarna kadar Bat Avrupa ve Amerika’daki kilise
tasarmlar
melini oluturmutur.
nümüzde ise hem geleneksel planlarn çeitli türleri hem de bütünüyle
yeni biçimler nenmektedir.
r kilisede ibadete yönelik üç ana birim vardr: Kilisenin ana
bölümüne geçmeden önce bu ksm
ii salayan narteks (giri sahn, son cemaat yeri), esas ibadetin
yapld ana mekân naos (nav vos, nef = sahn) ve daima ibadet
edenlerin yöneldii douya bakan en kutsal bölüm apsis. Sun lunduu
yer veya kutsallar kutsal da denilen apsis kilisenin en kutsal
bölgesidir, buraya yalnz n adamlar girebilir. Sahnlarn bitiminde
yer alan apsis yarm daire biçimindedir ve bir yarm bbe ile
örtülmütür. Apsiste rahiplerin sras, piskoposun kürsüsü ve kutsal
kitap okunan kürsü ada ise sunak bulunur. Sunan solunda diaconion,
sanda vaftiz küvetinin yer ald vaftiz ye rdr. Apsisin bulunduu ksm
bir bölme ile asl ibadet alanndan ayrlmtr ve dier mekânlar ha
yüksektir. Burann altnda mahzen mezar yer almaktadr.
sisle ibadetin yapld alan Keldânî ve Süryânîler’de iki kapl bir
duvar, Bizansllar ve ptîler’de ise üç kapl mermer veya aaç bir
parmaklkla ayrlmtr. Ortodoks kiliselerinde tolikler’den farkl
olarak apsisle bu alan ayran yerde yaklak IX. yüzyldan itibaren
ortaya maya balayan ve çounlukla ahaptan olan ikonastasis
bulunmakta, üzerinde de önemli
hsiyetlere ait ikonlar yer almaktadr (EI2 [Fr.], IV, 569; ayrca bk.
HIRSTYANLIK). Esas detin yapld ana mekân üç veya be sahndan meydana
gelmektedir. Orta sahnlar çapraz yah
n sahnlarla çok zaman haç biçiminde kesiir.
otestanlk’ta mimari birim olarak kilise fazla önemli deildir ve
cemaatin bulunduu her yer isedir. Bununla birlikte
Protestanlk dndaki bütün hristiyan mezheplerinde bina olarak
kilis
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
22/1384
ncn önemli bir payn oluturur. Katolik ve Ortodoks teolojisi kilise
binasn bizzat sâ’nn b rak görmütür. Bundan dolay kilisede ibadet
pazar günü, yani yeniden bedenlenme gününde lir. Kilisede ibadet
damat ve gelinin birlikte oluunu sembolize eder.
lisenin mahiyetiyle ilgili tartmalar I. znik Konsili’nde (325)
belirlenen dört özellik üzerinde unlamaktadr ki bunlar kilisenin
tek, kutsal, katolik (evrensel) ve apostolik (havârilere dayan
duudur. nciller’e göre bir tek kilise söz konusudur; Îsâ Mesîh,
“Ben kilisemi bu kayann üzer racam” diyerek (Matta, 16/18) tek bir
kiliseden bahsetmektedir. Kilisenin teklii savunulmak
likte daha ilk dönemlerden itibaren kilise içindeki bölünmeler
ortaya çkmtr; bu ise kilisenlii ya da teklii ilkesiyle badamayan
bir görünüm arzetmektedir. Kilisenin apostolik oluu mel
niteliklerden biridir. Îsâ Mesîh kiliseyi havâriler üzerine tesis
etmi ve onlar özel nitelikl natmtr. Kilisenin apostolik oluu gerek
kurum gerek hiyerari olarak havârilerle, dolaysyla ’nn yeryüzündeki
hayatyla tarihî bir süreklilik içinde olduunu göstermektedir. Çok
sayda zhebe bölünen hristiyan dünyasnda her kilise kendini otantik
saymaktadr. Katolik, Ortodoks
otestan, Süryânî, Ermeni vb. kiliselerin her biri kendi inancnn ve
uygulamasnn doru olduu dia etmekte, kendi tarih ve köklerini
havârilere kadar geri götürerek meruiyetini ispata maktadr.
Kilisenin bir dier vasf evrensel oluudur. Yahudilik belli bir rka
dayanrken on
sndan doan Hristiyanlk, özellikle Pavlus vastasyla yahudiler dndaki
insanlara da hitap erek mesaj evrensel boyuta tam, dolaysyla
inananlarn oluturduu kilise bütün insanl atr hale gelmitir.
Balangçta evrensel kiliseyi yerel cemaatlerden ayrt etmek için
kullanla olik terimi sonradan Roma kilisesiyle özdelemitir.
lisenin dier bir özellii dinî inanç konusunda yanlmaz oluudur.
Katolik yoruma göre Mesîh revini yeryüzünde sürdüren kilise ondan
bu ilâhî görevi hakkyla yerine getirecek vastalar da
mtr. Îsâ Mesîh dünyann sonuna kadar onlarla beraber olduunu
söylemitir (Matta, 28/20), laysyla onlar ve onlarn temsilcisi olan
kiliseyi hatadan korumaktadr. Böylece kilise ilâhî
riteyi temsil etmektedir ve daha ilk dönemlerden itibaren kendini
gösteren hiyerarik bir yap rdr.
lise üyelii vaftiz âyiniyle gerçeklemektedir. Kilisenin, bal
bulunduu cemaate baklmaksz bir cemaat oluturan vaftizli bütün
hristiyanlar içine ald öne sürülmektedir. Vaftiz yoluyl
esîh’te birbirine balanan inananlar birlii “kutlular topluluu”
(communio sanctorum) diye andrlmtr.
taça’da yaygnlaan bir yoruma göre Mesîh’in bedeni olan kilisenin
muhtelif safhalar vardr
nlar cennete ulam hristiyanlarn oluturduu muzaffer kilise,
yeryüzünde yaayanlarn uturduu faal kilise ve henüz kusurlarndan
bütünüyle arnamad için a‘râfta bulunan istiyanlarn oluturduu strap
kilisesidir. Semavî kilise (muzaffer kilise) dier ikisi için Tan
nda efaat etmektedir.
int Augustine gerçek kilisenin yalnzca Tanr’nn bildii görünmez bir
varlk olduunu söyler. tün hristiyanlar banda Îsâ’nn bulunduu tabiat
üstü bir topluluun, Îsâ’nn mistik bedeninin esidir. Kendi kusurlar
dndaki sebeplerle görünür kilisenin uzanda kalan insanlar da kilis
rünmez birer üyesi olabilir. Reform döneminde bu kurama bavuran
Martin Luther, üyeleri ristiyanln çeitli kollarna dalm bulunmakla
birlikte gerçek kilisenin yeryüzünde bilinen
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
23/1384
tün kurumlardan bamsz olduunu öne sürerek kilise içindeki
bölünmeleri savunmaya çalm Vatikan Konsili, Îsâ’nn esrarl bedeni
kavramnn yorumunu genileterek bütün insanlarn en ndan ilke
düzeyinde kilise
esi olduunu, zira Îsâ’nn bütün insanln kurtuluu için yeryüzüne
geldiini vurgulamtr. Di aftan Îsâ’nn tek kilisesini savunanlar
ekümenik hareket içinde kilisenin birliini yeniden kurm
maktadr.
BLYOGRAFYA
sânü’l-Arab, “kns” md.; Tâcü’l-arûs, “kns”, “bya” md.leri;
Mustafavî, et-Ta, I, 346; mus Tercümesi, II, 1005-1006; el-Muvaa,
“Selâm”, 6; Müsned, I, 416; II, 222; IV, 74; V, 3 1, 442; VI, 25,
51; Buhârî, “alât”, 48, 54, “Cenâiz”, 71, “Menâbü’l-enâr”, 37;
Müslim,
Mesâcid”, 16, 18; Ebû Dâvûd, “mâre”, 30; Nesâî, “Mesâcid”, 13;
Mevhûb b. Ahmed el-Cevâl
Muarreb (nr. Ahmed M. âkir), Tahran 1966, s. 81; A. Vacant,
“Eglise”, DB, II/2, s. 1599-01; A. Medebielle, “Eglise”, DBS, II,
487-691; P. S. Salaville, An Introduction to the Study o stern
Liturgies, London 1938, s. 101-103; A. Jeffery, The Foreign
Vocabulary of the Qur’n, roda 1938, s. 86-87; P. Ternant, “Eglise”,
Vocabulaire de théologie biblique, Paris 1962, s. 2 4; E. Benz, The
Eastern Ortodox Church, New York 1963, s. 8-10; G. Troupeau,
“Kansa”, EI .), IV, 569-570; M-J. le Guillou, “Eglise”,
Catholicisme, III, 1408-1430; P. S. Minear, “Chur B, I, 607-617; P.
H. Menoud, “Church”, a.e., I, 617-626; V. Warnach, “Church”,
Encyclopedia blical Theologs (ed. J. B. Bauer), London 1970, I,
101-105; Encyclopedia of Early Christianit d. E. Ferguson v.dr.),
London 1990, s. 208, 209, 210.
ehmet Aydn
LÂM TARH.
ristiyan mâbedleri Arapça kaynaklarda kenîse, bîa (çoulu biya‘),
deyr, umr, kalâye ve savma oulu savâmi‘) gibi kelimelerle ifade
edilmitir. Kur’ân- Kerîm’de geçen savâmi‘ ve biyan ( c 22/40)
müfessirler tarafndan farkl biçimlerde yorumlanm olmakla birlikte
genelde “man ise” anlamlarn tadklar kabul edilmektedir. Hz. Ebû
Bekir ve Ömer dönemi anlamalarnd rülen kenîse kelimesi herhangi bir
ayrm yapmakszn hristiyan mâbedlerinin tamamn rlamakta ve ilk dönem
rivayetlerinde ayrca deyr (manastr) kelimesine rastlanmamaktayd.
ristiyan kültürünün slâm toplumunda daha iyi tannd zamanlarda
yerleim merkezlerindeki bedlerin bîa ve kenîse, krsal alandakilerin
deyr olarak adlandrlmas belirginlik kazanmtr nlardan kilise karlnda
daha fazla kullanlan kenîse ayn zamanda “havra” ve “tapnak” nalarna
da gelmekte ve aslnn Ârâmîce kenîtâ (toplant yeri), Grekçe ekklesia
(toplant, me
ya Farsça künist / kenet (atekede) olduu ileri sürülmektedir (Lane,
VII, 2634; A, VI, 575-5 [ng.], IV, 545-546).
âmiyet’in ilk yllarnda müslümanlarn hâkimiyeti altna giren Ehl-i
kitap normal artlarda ken
8/12/2019 Islam Ansiklopedisi Cilt 26 - Komisyon.pdf
http://slidepdf.com/reader/full/islam-ansiklopedisi-cilt-26-komisyonpdf
24/1384
nçlarn yaama imkân buluyor, herhangi bir bask ile karlamyordu; bu
högörünün en açk nei de mâbedlerinin faaliyetlerini sürdürmesiydi.
Hz. Peygamber, kendileriyle bar yapt istiyanlar