Upload
ramazan-erol
View
100
Download
3
Embed Size (px)
DESCRIPTION
SUNUŞ"Ermeni Belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı" dizisine Erme-ni tarihçisi A.A. Lalayan'ın çalışmalarıyla devam ediyoruz.Dizimizin birinci kitabında, Ermenistan'ın ilk başbakanı OvanesKaçaznuni'nin 1923 yılında Taşnak Partisi Yurtdışı Konferansı'nasunduğu raporu yayımlamıştık.
Citation preview
Bu kitabın yayın hakları Analiz Basım
Yayın Tasarım Gıda Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.nindir
Birinci Basım: Şubat 2006
İkinci Basım: Şubat 2006
Üçüncü Basım: Mart 2006
Çeviri: Kayhan Yükseler
Redaksiyon: Arif Acaloğlu
Teknik Hazırlık: Analiz Basım Yayın
Baskı: Yön Matbaacılık
KAYNAK YAYINLARI: 440
A.A. Lalayan
TAŞNAK PARTİSİ'NİN
KARŞIDEVRİMCİ ROLÜ
(1914-1923)
Çeviri: Kayhan Yükseler
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ 7
KARŞIDEVRİMCİ TAŞNAKSUTYUN
VE EMPERYALİST SAVAŞ 1914-1918 23
Taşnaksutyun'un Emperyalist Savaş Üzerine Hesabı 23
Ulusal Maske Altında Çarlığın ve
Batı Emperyalizminin Ajanı 27
Dünya Savaşı Arifesinde Emperyalist Devletler ve
"Ermeni Sorunu" 29
Sözlerden Eyleme Geçiş 37
Taşnaklar; Çarlığın Uysal Uşakları 42
Gönüllü Hareketinin İki Bilançosu 45
Gönüllü Hareketi ve Ermeni Sermayesinin Hesapları 49
TAŞNAKSUTYUN PARTİSİ'NİN
KARŞIDEVRİMCİ ROLÜ 57
1917 Şubat Devrimi ve Taşnaksutyun 61
Büyük Ekim Sosyalist Devrimi ve Taşnaksutyun 66
Güney Kafkas Komiserliği'nde ve
Seyminde Karşıdevrimci Taşnaksutyun 69
Karşıdevrimci Taşnaksutyun ve Bakû Komünü 77
Taşnak Hükümeti'nin Gerici Eylemleri 82
SUNUŞ
"Ermeni Belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı" dizisine Erme-
ni tarihçisi A.A. Lalayan'ın çalışmalarıyla devam ediyoruz.
Dizimizin birinci kitabında, Ermenistan'ın ilk başbakanı Ovanes
Kaçaznuni'nin 1923 yılında Taşnak Partisi Yurtdışı Konferansı'na
sunduğu raporu yayımlamıştık.1
Lalayan'ın Birbirini Tamamlayan İki İncelemesi
Lalayan'ın elinizdeki kitapta yer alan iki uzun çalışmasını, Rus-
ya'da Ermeni Meselesi üzerine çalışmalarım sırasında buldum.
Lalayan da, bu incelemelerinde, Taşnaksutyun gerçeğini ve ken-
di ifadesiyle "Sözde Ermeni Meselesi"nin içyüzünü gözler önüne
seriyor.
İlk çalışma, "Karşıdevrimci 'Taşnaksutyun' ve Emperyalist Sa-
vaş 1914-1918" başlığını taşıyor ve 1936 yılında Milli ve Sömürge
Meselelerini İnceleme Bilimsel Araştırma Kuruluşu'nun yayın or-
ganı Revolyutsionnıy Vostok (Devrimci Doğu) dergisinin 2-3. sayı-
sında yayımlanmış.
Diğeri ise, 1938 yılında SSCB Bilimler Akademisi Tarih Ensti-
tüsü'nün yayın organı İstroriçeskie Zapiski (Tarih Notları) dergisi-
1 Bkz. Ovanes Kaçaznuni, Taşnak Partisi'nin Yapacağı Bir Şey Yok, Kaynak Yayın-ları, Kasım 2005.
7
nin 2. sayısında yer alıyor. Bu yazının başlığı şöyle: "Taşnaksutyun
Partisi'nin Karşıdevrimci Rolü."
Lalayan, ilk yazısında Taşnakların ve onların yönlendirdiği Er-
meni kitlelerinin Birinci Dünya Savaşı yıllarında oynadığı rolü ince-
liyor. İkinci yazısında ise, yine Taşnak Partisi'nin Şubat ve Ekim
Devrimi sırasında ve daha sonra Ermenistan'ın kurulduğu dönemdeki
faaliyetini ele alıyor. Bu nedenle Lalayan'ın bu ikinci yazısı, birin-
cinin devamı özelliğindedir ve iki yazı birbirini tamamlamaktadır.
Lalayan'ın bu kitabıyla, bir bakıma Ermenistan Devlet Arşivle-
ri'ni açmış oluyoruz. Çünkü Lalayan, 1915-23 yılları arasındaki
Türk-Ermeni ilişkilerini, çoğu Ermenistan Devlet Arşivlerinde bu-
lunan belgelere dayanarak açıklıyor. 1915-23 tarihleri önemli. Çün-
kü başta ABD eyaletleri olmak üzere, bugün Batı parlamentolarında
kabul kararlarda, o yıllarda Ermenilere karşı soykırım uygulandığı
iddia edilmektedir.
Lalayan'ın Saptamaları
A.A. Lalayan, Sovyet Ermenistanı tarihçilerindendir.
Lalayan, her iki incelemesini de, İkinci Dünya Savaşı'nın eşiğin-
de, Taşnakların Alman ve Japon faşizminin yayılmacı politikalarına
gösterdikleri destekten yola çıkarak kaleme almıştır. Bu desteği "Bü-
yük Ermenistan" hayaline bağlayan Lalayan, Taşnakların savaş çı-
ğırtkanlığının Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki köklerini inceli-
yor. Lalayan, özellikle şu önemli saptamalarda bulunuyor:
- Taşnaksutyun Partisi, Birinci Dünya Savaşı'nın çok öncesinde
büyük Ermeni ticaret ve sanayi burjuvazisi için pazar yaratmak ama-
cıyla Türkiye topraklarının bir kısmını işgal etme ve "Denizden de-
nize büyük Ermenistan" projesini gerçekleştirme hayallerine kapıldı.
- Taşnaklar, Ermeni kitlelerini milli maskeyle aldatarak Türkle-
ri imha etmeye çağırdı.
8
- Çarlık hükümeti, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir
dayanak yaratarak boğazları ele geçirmek ve Akdeniz'e inmek için,
Ermenileri kullandı.
- Ermeni gönüllü birlikleri, bu amaçla Çarlık makamları tarafın-
dan örgütlendi.
- Taşnak gönüllü hareketi, on binlerce Türk köylüsünü Orta-
çağ'dan kalma yöntemlerle katletti.
- Taşnaklar, bu uygulamalarıyla karşılıklı kırımı ateşlediler ve
kendi gerici amaçlan uğruna Ermeni halkını feda ettiler.
- Taşnaklar, Müslüman köylüleri katletmekle kalmadı, onların
varlıklarını da yağmaladı.
- "Bağımsız" Ermenistan döneminde de Taşnaklar, gerek Güney
Kafkas'ta gerek Türkiye topraklarında İngiliz, Fransız ve Amerikan
emperyalizmine alet oldular.
- Bu dönemde Taşnaklar, "Müslümanlar bizim düşmanımızdır"
sloganı altında bugünkü Ermenistan topraklarında yaşayan yüz bin-
lerce insanı katlettiler. 30 aylık Taşnak iktidarı sonunda Ermenis-
tan'daki Türk nüfus yüzde 77, Kürt nüfus yüzde 98, Yezidiler ise
yüzde 40 azaldı.
- Taşnaklar, yüzlerce yıldır birlikte yaşadıkları Türklere karşı sa-
vaşmak istemeyen Ermenilere inanılmaz işkencelerde bulundular.
Sovyet Ermenistanı Kaynaklarında
Taşnak Gerçeği ve Soykırım Yalanı
Bu saptamalar, o tarihlerde Lalayan'a özgü değildir. Denebilir
ki, Lalayan'ın Ermenistan devlet belgelerine ve Taşnak kaynaklarına
dayanarak ortaya koyduğu bu gerçekleri, o dönemde Sovyet Er-
menistanı devlet adamları ve tarihçilerinin hepsi paylaşmaktadırlar.
Ermenistan'da Taşnak iktidarının yıkılıp yerine Sovyet yönetiminin
kurulmasından sonra Ermeni Bolşevikleri, Taşnakların politikala-
9
rıyla hesaplaştılar. Ülkede ve bölgede huzur ve barışın ancak bu
yoldan sağlanacağını gören Sovyet Ermenistanı yöneticileri ve ay-
dınları, Taşnakların Ezilen Dünya halkları karşısındaki konumunu
açıkça belirlediler. Sovyet Ermenistanı kaynaklarında Taşnakların
emperyalist işbirlikçisi, terörist ve komplocu karakteri vurgulan-
maktadır. Öte yandan Türkiye'nin haklı bir savaş verdiği kabul edil-
mekte ve yaşanan faciaların sorumluluğunu emperyalist devletler
ile Taşnakların paylaştığı tartışmasız olarak belirlenmektedir.
Ermeni meselesine ilişkin gerçekleri, özellikle Sovyet Ermenis-
tanı'nda Komünist Partisi ve devlet organlarında önemli görevler
üstlenen, ayrıca Ermenistan SSC Bilimler Akademisi'nde uzun yıl-
lar çalışan A.B. Karinyan, Sovyetler Birliği'nin ve Sovyet Ermenis-
tanı'nın önemli devlet adamlarından ve parti yöneticilerinden A.F.
Myasnikyan, Ermeni Sovyet tarihçilerinden B.A. Boryan, bütün
çıplaklığı ve çarpıcılığıyla ortaya koymuş ve tahlil etmişlerdir. Her
üçünün kitapları Kaynak Yayınlan tarafından önümüzdeki aylarda
okuyucunun bilgisine sunulacaktır. O nedenle bu önsözde, Karin-
yan, Myasnikyan ve Boryan'ın görüşlerine değinmeyeceğiz. Ancak
yalnız onlar değil, diğer Ermeni devlet adamları ve tarihçileri de,
aynı görüşleri cesaretle dile getirmişlerdir. Burada Önsöz sınırları
içinde, birkaç örnekle yetiniyoruz.
Ermenistan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Aşot İoannis-
yan,2 1924 yılında yazdığı "Taşnakutyun ve Savaş" adlı broşürde,
Taşnakların Birinci Dünya Savaşı'ndaki beklentilerini ortaya koy-
2 Aşot Gareginoviç İoannisyan, 5 Haziran 1887 tarihinde Azerbaycan'da Şuşa'da doğ-
du. Ermenistan SSC Bilimler Akademisi'nin önemli tarihçilerinde biri olan İoannis-
yan, 1906 yılında Komünist Parti'ye katıldı. Transkafkasya'daki devrim hareketinde
aktif bir şekilde yer aldı. Moskova'daki Lazarev Enstitüsü'nde (1918-19), Erivan
Üniversitesi'nde (1921-26), SSCB Milletler Enstitüsü'nde (1929-34) profesör olarak
görev yaptı. 1920-21 yıllarında Ermenistan Eğitim Halk Komiserliği (Bakanı), 1922-
27 yıllarında Ermenistan KP (b) Merkez Komitesi Birinci Sekreterliği görevlerinde
bulundu. 1936-37'de SSCB Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü'nde Müdür
Yardımcısı olarak çalıştı. 1954 yılından itibaren bu Enstitü'nün en yaşlı öğretim
üyesi unvanına sahip oldu. Ermenistan tarihi üzerine birçok eser verdi.
muştur. Emperyalistlerin "Ermeni Meselesi"ne müdahalelerini sağ-
lamak ve meseleyi onların gücüyle çözmek, Taşnakların temel si-
yasetidir. Oysa emperyalist savaş, başta Ermeni halkı olmak üzere
bütün halklara acı ve yoksulluk getirmiştir.3
Yazar V. Parsamyan ise, 1931 yılında yayımlanan "Eçmiadzin
ve Taşnaksutyun" başlıklı kitapçığında, Taşnakların milliyetçi-ma-
ceracı politikalarının Katolikos tarafından yönetilen Ermeni kilisesi
tarafından desteklendiğini ortaya koyar. Eçmiadzin, Birinci Dünya
Savaşı sırasında gönüllü birliklerin oluşturulmasında etkin rol
almış ve maceracı amaçlarını gerçekleştirmesi için hep Taşnak par-
tisi'nin arkasında olmuştur.4
Özellikle Çarlık Rusyası'nın yıkılmasının ardından Taşnakların,
Batılı emperyalistlerin güdümünde hareket ettiğine Sovyet Erme-
nistanı yetkilileri en yakından şahit olmuşlardır. Daha sonra Erme-
nistan Komünist Partisi'ne katılan Ermeni enternasyonalistlerinin
yayın organı Nor Nosk'ta. çıkan Taşnak komutanı Dro'yla ilgili ma-
kalede, Ermenistan'ı Türk nüfustan "temizlemesi" dolayısıyla
Dro'nun rütbesinin generalliğe yükseltildiği belirtilir.5 Türk katli-
amlarının sorumluları bu şekilde ödüllendirilmiştir.
Sovyet Ermenistanı Kızıl Ordusu'nun avcı tümeninin 10. yıldö-
nümü dolayısıyla Kızıl Ordu tarafından basılan kitapçıkta T. Haçı-
koglyan, Taşnak gönüllü birliklerinin Türk nüfusa karşı giriştiği
katliamlara şöyle değinir:
"Şerefsiz Taşnak 'cumhuriyetinin' kısa döneminde Azerbay-
can, Gürcistan ve Türkiye ile yapılan savaşlar, Taşnakların
kanlı elleriyle binlerce Türk'ü yok ettikleri ve köylerini yakıp
küle çevirdikleri Zengezur, Şarure, Daralagöz, Megrı, Arbaba,
3 Bkz. T.P. Agayan, Veliki Oktyabr i Borba Trudyaşihsya Armenii La Pobedu Sov-yelskoy Vlasti, İzdateistvo AN Armyanskoy SSR, Yerevan, 1962, s.29.
4 Bkz. age, s.32. 5 RGASPİ f. 80,1.4, d. 83, y. 137.
11
Zangibazar, Büyük Bedi'deki Türk köylerinde yaşanan vahşi-
likler, katliamlar, yağmalar hâlâ akıllarda. (...)"6
Haçikoglyan, Türklere karşı girişilen katliamları ele alırken gö-
nüllü birlik sistemini inceler ve yarattığı asker tipine de değinir:
"Askerlerde yaltaklık, dalkavukluk, keyfiyet, yağma psikolo-
jisi, başkasının hesabından yaşama, suçsuz ve çaresiz kişileri
öldürme psikolojisi kökleşmişti."7
Sadece Müslümanlar değil, Lalayan'ın belgelediği gibi Taşnak
rejiminden Ermeniler de nasibini almıştır. Ermenistan Komünist
Partisi, 1919 Mart'ındaki Komintern'in birinci kongresine sunduğu
raporda Taşnak Hükümeti'ni şöyle tanımlar:
"Ermenistan hükümeti, yağmacıların, şantajcıların ve cellâtla-
rın şakşakçı takımıdır.
'"Ermenistan'ın bakanları', Ermeni halkının döküntüleri, İngi-
liz-Amerikan emperyalizminin sadık uşakları, insan etiyle
beslenen çakallardır.
"Ermenistan Komünist Partisi, bu itleri yeryüzünden silmeye
halkları adına ant içmiştir."8
Raporda, Taşnakların Ermeni küçük burjuvazisini bile tasfiyeye
gittiği ve "kutsal aileleri" içinde bile teröre başvurdukları ifade edi-
lir. Bu uygulama kapsamında, Doğu Bürosu'nun başkanı Karçik-
yan'ın kendi arkadaşlarının kurşunlarıyla öldürülmesi örneğine de-
ğinilir.
Raporda saptandığı üzere, Taşnak iktidarında emperyalistlerin
himayesindeki büyük burjuvazinin hâkimiyeti sağlanmaktadır:
6 T. Haçikoglyan, 10 Let Armyanskoy Strelkovoy Divizii, İzdatelstvo Polit. Uprav. KKA, Tiflis, 1930,s.4.
7 Age, s.6. 8 RGASPİ f. 488,1. l,d. 10, y. 28.
12
"Bugün Ermenistan'ı İngiliz kumandanlığı aracılığıyla ve İn-
giliz generallerinin kırbacıyla para babası Pogos Nubar Paşa,
ünlü İngiliz uşağı ve sigara fabrikatörü Enfiancants yönetiyor.
"Şüphe yok ki, parıldayan İngiliz altınları, dalkavukların gö-
zünü kör ediyor.
"Ancak İngiliz emperyalistleri, Ermeni emekçilerinin son lok-
masını da elinden almaktan geri kalmıyor ve Ermeni halkını
açlığa ve hastalıklara terk ediyor. Bunu son gelen haberler ve
hatta milliyetçilerin kendi kaynakları doğruluyor.
"On binlerce Ermeni, açlıktan ve hastalıktan ölüyor.
"Ermenistan'da çocuklar, köpeklerin önlerindeki her yanı ke-
mirilmiş kemikleri çalıyor.
"Kendi kaderine bırakılmış cesetler, sokaklarda çürüyor. Ne
toplayan var ne gömen.
"Ama 'insancıl İngilizler', 'şanlı müttefiklerimiz', duymazlık-
tan görmezlikten geliyor."9
Ermenistan'da yayımlanan Ayyastani Dzayn gazetesinin 28
Kasım 1920 tarihli sayısında çıkan makalede anlatılanlar farklı
değildir:
"Eski Taşnak hükümetinin başarısızlığı, Ermenistan'ın Taş-
naksutyun'un çiftliğine dönmesiyle açıklanıyor. Devlet, Par-
ti'nin tekeli haline gelmişti. Çeşitli öğeler, sürü halinde Taşnak
rejimi tarafından sınandıktan sonra ceplerini dolduracak mev-
kilere yerleştiriliyordu."10
9 RGASPİ f. 488, 1. 1, d. 10, y. 25, 26. 10 RGASPİ f. 80,1. 4, d. 83, y. 137.
13
Sovyet Ermeni tarihçisi Vartanyan, Taşnak iktidarının rüşvetçi-
lere, şantajcılara ve yağmacılara dayandığını ifade eder.11
Vartan-
yan'ın Taşnakların kendi halkına ve Ermenistan'daki azınlıklara
yaptığı zulme dikkat çeker. Ayrıca Taşnaklar, kendi ülkelerinde de
ulusal bir boğazlaşma kışkırtmışlardır.12
Bu sebeplerle Rusya Ko-
münist Partisi (bolşevik) Tiflis Komitesi, "Taşnak vahşiliğini" sert
bir şekilde protesto ettiğini bildirmiş, Parti'nin yetkililerinden Er-
meni asıllı A. Mikoyan da Taşnakların "kanlı cinayetlerine" son ve-
rilmesi için bütün önlemlerin alınacağını belirtmiştir.13
Sovyet Ermenistanı yetkililerinin bütün bu saptamaları, Türki-
ye'nin Taşnaklara karşı verdiği savaşın haklılığını ortaya koymuş-
tur. Sovyet Ermenistanı kaynakları, yalnız Birinci Dünya Sava-
şı'nda değil, Türkiye'nin Taşnak Ermenistanı'na karşı Kurtuluş Sa-
vaşı yıllarındaki askeri harekâtını da haklı görmüşlerdir. Bugün
soykırım yapmakla suçlanan Türk ordusunun Ermeni halkı tarafın-
dan nasıl karşılandığı, Ermeni Komünist Partisi'nin raporlarına
yansımıştır. Bu raporlara göre, Gümrü Ermenileri Kemalistler! tuz
ve ekmekle, komünistleri ise kızıl bayraklarla karşılamışlardır.14
Gümrü komünistlerinin yayın organı Komünist gazetesinde yer alan
şu satirlar çok çarpıcıdır:
"Kemalist hareketin bugün Taşnaksutyun'a karşı savaşının
uluslararası karakteri şüphesiz bir iç savaş karakteri de taşı-
maktadır ve ezilen Ermeni kitlelerinin önünde yeni bir çığır
açmaktadır."15
11 S.A. Vartanyan, age, s. 17, 19, 29. 12 Age,s.17. 13 Ermenistan SSC Merkez Devlet Arşivi (TsGAArm. SSR) f. 66/200, d. 401/144,
1. 74 ten aktaran: Vartanyan, age, s.29. 14 RGASPİ f. 64,1. 1, d. 137, y. 27 arkası. 15 Kommunist (Aleksadropol), No. 1, 21 Kasım 1920'den aktaran: A. M. Elçibek-
yan, Velikaya Oklyabrskaya Sotsialisliçeskaya Revolyutsiya İ Pobeda Sovyets-koy Vlasti V Armenii, İzdatestvo AN Armyanskoy SSR, Ycrevan, 1957, s.208.
14
Türkiye, emperyalist işbirlikçisi, terörist ve komplocu Taşnaklara
karşı vatanını savunurken yaşanan acıların sorumluları emperyalist
devletlerle Taşnaklar olmaktadır. Sovyet Ermenistanı yetkilileri çe-
kinmeden bu tespiti yapmaktadır. Ermenistan Komünist Partisi'nin
III. Komünist Enternasyonalin 2-6 Mart 1919 tarihlerinde toplanan
Birinci Kurucu Kongresi'ne, Merkez Komitesi Üyesi ve Kongre De-
legesi Aykunin'in imzasıyla sunduğu raporda, Taşnaklardan "soysuz-
ların birliği" olarak söz edilmekte ve Türkiye Ermenilerinin Taşnak-
lar tarafından kurban edildiği açıkça saptanmaktadır. "Taşnakların
uzağı göremeyen ve maceracı politikaları sonucu" karşılıklı kırımlar-
da kurban giden Ermenilerin sayısının, bu raporda gerçeğe uygun
olarak, 300 ile 500 bin arasında olduğu belirtilmektedir. Orhan Pa-
muk'un bir buçuk milyon Ermeni'nin yok edildiği iddiasının bütünüy-
le uydurma olduğunu, Ermeni kaynaklarından da öğrenebiliyoruz.
"Taşnaklar, ne uğruna Ermenilerin temizlenmesine yol açtı.
Ermenilerin bedenen soysuzlaşmış partisi, Ermenistan'ın 'öz-
gür' maden ocaklarını ve zenginliklerini özgür Ermeni burju-
vazisinin malı haline getirmenin hayalini kurdu. (...) Ermeni
burjuvazisinin sermayesi, Avrupa devletlerinin himayesinde
oldukça güçlenmişti. Ermeni kapitalistlerinin fiziksel varlığı,
her şart altında tehlikede değildi."16
Komintern'in Birinci Kongresi'nde kürsüden okunan bu rapor,
emperyalizmin yol açtığı tabloyu şu acıklı cümlelerle özetliyor:
"Avrupa devletlerinin sırtlanlarının 'himayesi', Ermenistan
halklarının utanç verici köleliğine dönüşmüştür. Emperyalist
yağmacıların içişlerine karışması sonucu, Ermenistan nüfusu
kaybediliyor. On binlerce gömülmemiş ceset, şehirlerin ve
köylerin sokaklarında çürüyor. Köpekler, açlıktan ve hastalık-
tan ölmüş insanların cesetleriyle besleniyor. Ermenistan'ın aç-
16 RGASPİ f. 488, 1. 1, d. 10, y. 18.
15
lık çeken çocukları ise köpeklerin önlerinden kemirilmiş ke-
mikleri çalıyor. Milyonlarca kişi, umutsuz ve güçsüz bir şekil-
de açlıktan ölümü bekliyor.
"Ermenistan Komünist Partisi, İngiliz-Amerikan eniklerine
savaş ilan ediyor."17
Raporda sözde Ermeni sosyalistlerine ve onların oynadığı role
de değinilir:
"Wilson ve Loyd George'un Cemiyeti Akvamı'na boyun eğen
ve Bern Konferansı'nda onlarla paralel kararlar alan San En-
ternasyonalin Ermeni 'sosyalistleri', Ermeni proletaryasını ve
köylüsünü hiçbir şekilde temsil edemez.
"Bern'in 'Ermeni sosyalistleri', utanmadan elini suçsuz yüz
binlerce Ermeni emekçisinin kanına bulamış sosyal-hainlere
dâhildirler.
"Bern'in 'Ermeni sosyalistleri', Îngiliz-Amerikan emperyalist-
lerinin sadık paralı askerleridirler. (...)"18
Komünist Enternasyonal Kongresi'nde belirtilen bu saptamalar,
bugün "sosyalistlik" adına, Ermeni soykırımı yalanlarına alet olan-
ların cibilliyetini de ortaya koymaktadır.
Türkiye'yi haklı gören bu emperyalizm karşıtı tutum, daha son-
ra da devam etmiştir. Ermenistan'da Sovyet iktidarının kurulması-
nın ardı sıra İçişleri Halk Komiseri A.A. Bekzadyan, Sovyet Rus-
ya'nın Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin'e gönderdiği 10 Aralık 1920
tarihli mektupta, Türkiye'nin Sovyet iktidarından önce Ermenis-
tan'a karşı yürüttüğü düşmanca politikanın tamamen doğal olduğu-
nu belirtir ve iki halk arasındaki iyi ilişkilerin önündeki en büyük
engelin Taşnak iktidarı olduğunu saptar:
17 RGASPİ f. 488,1. 1, d. 10, y. 27.
18 RGASPİ f. 488,1. 1, d. 10, y. 27, 28.
16
"Ermenistan Sovyet hükümeti, Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin Ermenistan'daki devrimci ayaklanmayı ve bu zamana
kadar emperyalist İtilaf devletlerine bir silah olarak hizmet et-
miş olan bu ülkede Sovyet iktidarının kurulmasını içten bir
mutlulukla karşıladığına şüphe duymamaktadır. Sovyet hükü-
meti, bundan sonra Türkiye'nin ve Ermenistan'ın halkları ara-
sındaki her tür düşmanca çatışma zeminin ortadan kalktığına
kesin kanaat getirmektedir. İki halk arasındaki yeni ilişkiler,
karşılıklı olarak hakların adaletli bir şekilde tanınması ve her
iki halkın özgürce ve engeller olmadan kalkınması imkânının
sağlanması temelinde gelişecektir. Karanlık geçmiş, savaşın
ve kırımın kanlı izleriyle birlikte ortadan kalkmalı, yerini
halkların kardeşçe işbirliğine bırakmalıdır."19
Yine Sovyet Ermenistanı teorisyenlerinden Marents, Taşnakları
"faşist" olarak nitelendirirken Ermeni emekçilerinin maruz kaldığı
dramın suçlularını net bir şekilde gözler önüne serer:
"Burada yüz binlerce Ermeninin gurbet ellerde yaşamasında
kimin suçlu olduğu üzerinde durmayacağız. Ama her samimi
emekçi için çürütülemez bir gerçek vardır ki, o da Türk halkı-
nın ve de Ermeni emekçilerinin suçlu olmadığıdır. ('Bu onla-
rın acılarıdır, suçu değil' derdi Şaumyan Yoldaş.) Suçlular ise,
Batı Avrupa emperyalistleri ve birinci sırada onların sadık iti
Taşnaksutyun'dur."20
Vartanyan ise Amerikan ve İngiliz emperyalizminin, kardeş
Güney Kafkas halkları arasında karşılıklı kırımı ateşlediğini yazar-
ken, Taşnakların maceracı iç ve dış politikalarının Ermeni halkının
yaşadığı kırımın önemli bir sebebi olduğunu vurgular.21
19 RGASPİ f. 5,1. 1, d. 2178, y. 40. 20 Marents, "Litso Armyanskogo Smenohovstva", Bolşevik Zakavkazya, No. 3-4,
1928, s.94. 21 S.A. Vartanyan, age, s.20, 35.
17
Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri
A. İoannisyan, Erivan'dan 10 Ekim 1922 tarihinde Stalin'e yolladığı
çok gizli damgalı şifreli telgrafında, Ermeni halkının Ermeni burju-
vazisinin günahları ve milliyetçi emelleri yüzünden kurban verdiğini
ve bunun önüne geçilmesi ve Ermenistan Komünist Partisi'nin Erme-
ni kitleleri arasında itibarının yükseltilmesi için Ankara hükümetiyle
iyi ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.22
"Dünya Dönüyor"
Dizimizin ilk kitabı olarak yayımladığımız, Ermenistan'ın Taş-
nak Başbakanı Ovanes Kaçaznuni'nin raporundan sonra, Ermeni ta-
rihçisi A.A. Lalayan ve diğer Sovyet dönemi devlet adamları ve ta-
rihçileri de gerçekleri ortaya koymaktadır.
Bize tarihin tutanağını bırakan Lalayan'lara teşekkür borçlu-
yuz. Bu kitabı çeviren Sayın Emekli Kurmay Albay Kayhan Yük-
seler ve bu dizinin başarısı için değerli emeğini hiçbir zaman esir-
gemeyen Sayın Türkolog Arif Acaloğlu'nun katkıları da unutulma-
yacaktır.
Ermeni halkı, bağrından Kaçaznuni, Lalayan, Karinyan, Myas-
nikyan, Boryan, Vartanyan gibi, kendi milletlerini incitici bir ger-
çeği ortaya koyma cesaretine sahip, vicdanlı devlet ve bilim adam-
ları çıkardığı için de değerli bir halktır.
1914-23 arasında yaşanan olayları, onların eserlerinde adeta bir
sinema filmi gibi izleyebiliyoruz. Kaynak Yayınları'nın dizisi, biz-
lere, bu acıklı filmi geriye sarıp tekrar tekrar seyretme fırsatı ver-
mektedir. Ve filmin finalinde, her seferinde soykırımın uluslararası
bir yalan olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz.
22 RGASPİ f. 5,1. 2, d. 92, y. 43.
18
Şimdi sormak gerekir: Bu belgelere rağmen, soykırım yalanın-
da ısrar etmek, gerçekle savaşmak değil de nedir?
Evet, Ermeni soykırımı, uluslararası bir yalandır ve tarihsel bir
yalandır. Bu yalanı seslendirmeye devam edenlerin gerçeğe bağlı-
lık ve vicdan gibi değerlere ilgi duymadıkları apaçık ortadadır. Em-
peryalist amaçlar, demokratik devrimlerin bu değerlerini çoktan
çiğnemiş geçmiştir.
İngilizlerin Avam Kamarası için söyledikleri bir söz vardır: Bir
tek, erkeği kız ve kızı erkek yapamaz, bunun dışında her şeyi yapa-
bilir.
Biz de şöyle söyleyelim: Batı parlamentolarının Ermeni soykırı-
mı yalanını gerçeğe dönüştürme yetkileri de yoktur, yetenekleri de.
Ermeni soykırımı yalanı, düne kadar bir psikolojik savaş malze-
mesiydi. Ancak artık böyle bir değeri de kalmamıştır. O yalanın, o
yalanı imal edenleri vuracağı bir döneme giriyoruz.
Hesaplarını dünyanın dönmediği iddiası üzerine kuranları bü-
yük yenilgiler beklemektedir.
Mehmet Perinçek 26 Aralık 2005, ul. Generala
Tyuleneva/Moskova
¥
KARŞIDEVRİMCİ TAŞNAKSUTYUN
VE EMPERYALİST SAVAŞ
1914-1918*
Taşnaksutyun'un Emperyalist Savaş Üzerine Hesabı
Sovyet Ermenistanı işçi ve köylüleri, burjuva-ağa boyunduru-
ğundan kurtulalı 15 yılı geçti. Onlar şimdi SSCB'nin tüm emekçi-
leriyle birlikte yeni bir sosyalist düzenin, aydınlık ve gönençli bir
yaşamın başarılı biçimde kurulmasıyla meşguller. Bu yıllar süresin-
ce Sovyet ülkesinden kovulan "Taşnaksutyun"un Ermeni büyük
burjuvazisi ideologları, Ermenistan'da sermaye ve mavzer diktatör-
lüğünü yeniden kurmaya gayret ederek, sosyalizmin vatanına karşı
müdahale organizasyonunda emperyalistlere var güçleriyle yar-
dımcı oluyorlar.
Taşnaksutyun Partisi'nin 15 yıl boyunca uyguladığı ve uygula-
maya devam ettiği çeşitli taktik usuller1 üzerinde durmadan, ana
hatlarını kısaca şöyle özetleyebiliriz: Sovyet Rusya'ya karşı, karşı-
devrimci bir harekâtı örgütlemek ve Sovyet ülkesinin yenilgisinden
sonra Ermenistan topraklarında egemenliğini yeniden kurmak ama-
* 1936 yılında Milli ve Sömürge Meselelerini İnceleme Bilimsel Araştırma Kuru-luşu'nun yayın organı Revolyutsionnıy Vostok (Devrimci Doğu) dergisinin 2-3 nolu sayısında yayımlanmıştır.
1 Beyaz göçmen Menşevik-Taşnak-Musavatçı unsurların Güney Kafkas'ın "bağım-sızlığı" için birleştirilmesi ve bütünleştirilmesi taktiği; Taşnak-Kürt unsurların "bağımsız" Ermenistan ve Kürdistan mücadelesinde birleştirilmesi taktiği; nihayet Taşnaksutyun'un Sovyet düzenini ortadan kaldırmak amacıyla SSCB'ye karşı dün-ya emperyalizminin "Haçlı seferi" organizasyonları üzerine yaptığı hesapları.
23
cıyla, istilacı politikalarıyla Alman faşistlerine, Japon militaristleri-
ne ve diğer emperyalistlere her türlü destekte bulunmak; Nahçıvan,
Karabağ, Ahılkelek, Borçali vs. gibi ilçeleri işgal ederek, Azerbay-
can'dan ve Gürcistan'dan kopardığı topraklarla "bağımsız" Erme-
nistan topraklarını stratejik açıdan elverişli duruma getirmek; Doğu
Anadolu'dan Akdeniz kıyılarına kadar Türkiye'den toprak kopara-
rak -Ermenisiz de olsa- "Birleşik Ermenistan" ülküsünü gerçekleş-
tirmek.
Taşnak çetelerinin mücadelesinin özü ve amacı kısaca budur.
Taşnaksutyun'un Mısır yayın organı Droşak şöyle yazıyor:
"Kendi yüksek organında -XI. Parti Kongresinde- alınan ka-
rarların genel ruhuna uygun olarak Taşnaksutyun, ulusun tek
siyasi önderi (!) ve tek örgütlü gücü (!) sıfatıyla, ortak güçle-
riyle gelecekteki olaylara hazırlık yapmaktadır. Taşnaksutyun
hazırlanıyor, ama beklemiyor... Bu açıdan Taşnaksutyun'un,
gücü ve olanakları ölçüsünde hazırladığı istisnai durumlardan
söz etmeyi gereksiz buluyoruz."2
Demek, Taşnaksutyun hazırlanıyor, ama beklemiyor. Adama so-
rarlar, neye hazırlanıyor diye? Beyaz muhafızlara özgü karşıdev-
rimci amaçlarını gerçekleştirmesi konusunda Taşnaksutyun'un ön-
celikli ve ana hedefi ne? Bu soruya, Taşnaksutyun Partisi XI. Kong-
resi'nin savunduğu şu çağrı yeterli yanıtı vermektedir:
"Mücadelemiz yolunda karşı karşıya geldiğimiz asıl güç Sov-
yet Rusya'dır. Ermeni halkının siyasi, iktisadi ve manevi kur-
tuluşunun (!) en vazgeçilmez koşulu, Rusya'da Sovyet düze-
ninin alaşağı edilmesidir."3
Mesele gayet açık. Ermeni halkının cellatları Taşnaklar "olaylar
hazırlıyor", yani dünyada sosyalizmin zaferle çıktığı tek ülkeye
2 Aktaran Pirumov, Yurtdışında Taşnaksutyun, s.93.
3 Aynı eser, s.95.
24
karşı, karşıdevrimci, kanlı bir savaşı tezgâhlamak için, silahlı çete
faaliyetleriyle antisovyetik eylemlerini koordine etme çabası için-
deler. "Sovyet Rusya" onların karşıdevrimci planlarını bozuyor. Bu
nedenle "Rusya'da Sovyet düzeninin yıkılması" Taşnak çeteleri için
en öncelikli hedeftir.
Burada Taşnaksutyun Partisi'nin Ermenistan halkını "kurtarma"
meselesi üzerinde durmayacağız. Güney Kafkas emekçileri bu kur-
tuluşun gerçek hikâyesini çok iyi bilirler ve unutmazlar. Taşnaksut-
yun'un karşıdevrimci olduğuna ilişkin herhangi bir kanıta da kesin-
likle gereksinim duymazlar. Taşnaksutyun, karşıdevrimle ve Çer-
nosoten* gericiliğiyle, kardeşi kardeşe kırdıran katliamlarla ve em-
peryalizmin ülkeyi köle haline getirmesiyle, talanla, cinayetle, or-
taçağ engizisyonuyla ve emekçilere baskı uygulamakla, aralıksız
savaşlarla, açlıkla, salgın hastalıklarla ve ekonominin baştan sona
tahrip edilmesiyle eşdeğerdir.
Taşnak karşıdevrimi gece gündüz Sovyet iktidarının yıkılması-
nı, "Büyük Ermenistan'ın" kurulmasını vb. hayal eder durur. Beyaz
Taşnaksutyun eşkıyası böyle bir planı kendi kuvvetleriyle gerçek-
leştirebileceğine acaba inanıyor mu?
Kuşkusuz hayır. Taşnak'ın kalın kafalı kalemşorları bile, bu işin
onların harcı olmadığını anlarlar. Bu yüzden onlar, gelecekte em-
peryalist bir savaşa, emperyalistlerin SSCB'ye saldırmasına bel
bağlıyorlar; ki bu saldırı onların "yitirdikleri mevzileri" yeniden ele
geçirmelerine, diğer bir deyişle ülkede Ermeni büyük burjuva ve
ağa egemenliğini siyasal olarak yeniden kurabilme imkânı sağlaya-
caktır. Bu sebepledir ki, "Taşnak yayın organları ve yayın yönet-
menleri yalnızca barışın düşmanı olarak boy göstermiyorlar, tut-
kuyla savaş istiyorlar". Bu satırlar Amerikan komünist yayın orga-
nı Banvor'a ait.4
* Çernosotenets: Çarlık Rusyası'nda koyu gerici, şovenist, yağmalara ve katliamla-ra girişen suç örgütü üyesi. (Çevirenin notu.) 4 Aktaran Uysaber gazetesi (Taşnaksutyun'un Mısır yayın organı), 11 Kasım 1935.
25
Bir Taşnak yayın organı da başyazısında şöyle diyor: "Gelecekte
milletler arasında doğacak büyük bir silahlı çatışmaya doğrudan ya
da dolaylı istisnasız herkes katılacaktır. Biz ilk grup milletlerden
olacağız" (bu cümleyi ben vurguladım, diğerleri Taşnaksutyun ya-
yın yönetmenine ait -A. Lalayan). Başyazı şöyle devam ediyor.
"Hiç kuşkusuz bu fırtınanın yaklaşması durumunda, yankıları kaçı-
nılmaz olarak bizim (!) ülkemizde (Ermenistan'da -A.L.) duyulacak
ve doğrudan doğruya kaderimizi etkileyecek... Tarihsel olaylar, ka-
derimizi gelecekteki büyük çatışmaların ekseni olacak ülkeyle
(SSCB) bağlamıştır... Savaşan milletlerin Rusya'yı rahat bırakacak-
larını düşünmek saçmalıktır... Aksine, mücadele dünya toprakları-
nın bu altıda birlik bölümü üzerinde baş gösterecek." Daha sonra ga-
zete coşkulu bir üslupla, Hitler'in "Doğu'nun zenginliği" ve Rus-
ya'nın istilası üzerine malum müdahaleci demeçlerini göklere çıka-
rarak bir kez daha, Taşnaksutyun'un ileride Sovyetler'e karşı bir sa-
vaşa etkin olarak katılacak yeteneğe sahip olduğuna vurgu yapıyor.5
Taşnak yayın organı tamamen açık ve küstah bir üslupla Hitler'i
ve onun SSCB'yle ilgili "tarihsel misyonunu" savunarak, Komin-
tern'in VII. Kongresinde faşizme ve emperyalist savaşa karşı tek
cephe kararına karşı bir tavır sergiliyor.
Taşnaksutyun'un karşıdevrimci "ideologları" faşizmin savaş an-
lamına geldiğini gayet iyi biliyorlar. Bu yüzden iktidara gelen Hit-
ler faşizmine özel sempati duyuyorlar. Taşnaksutyun, İngiliz ve
Fransız emperyalizminin gerici çevreleriyle antisovyetik ilişkilerini
muhafaza etmekle beraber, aşağılık yayın organlarının sayfalarında
Alman faşistlerinin Doğu'yu istila tasarılarını gittikçe daha enerjik
biçimde savunuyor.
Emperyalist devletlerin doğrudan SSCB'ye saldırısı ya da em-
peryalist bir savaş ve bu savaşın Sovyetler'e karşı bir savaşa dönüş-
mesi (Taşnaksutyun'a göre bu daha olasılıklı)... işte ordusuz Taş-
nak generallerinin görüşlerine göre, "bugün hâlâ çözümlenmemiş
5 Aynı gazete, 26 Haziran 1936.
26
(!) Ermeni sorununun yarın kesin olarak nasıl çözüleceğinin reçe-
tesi..."6
Karşıdevrimci Taşnak'ın "yeni" planı -faşist Almanya'nın ve Ja-
ponya'nın askeri saldırganlığı üzerine yapılan hesaplar- Sovyet Er-
menistanı'na ve SSCB'nin tamamına yönelik tüm diğer karşıdev-
rimci müdahaleci planlar gibi, hatta daha esaslı biçimde tarumar
edilecektir.
Bilindiği gibi Taşnaksutyun Partisi emperyalist savaşa çok etkin
biçimde katılmıştı. Bu savaşta nasıl bir rol üstlendiğini ve Taşnak-
sutyun'un bu emperyalist savaşa katılması sonucu Ermenistan işçi
ve köylülerinin ellerine ne geçtiğini sormak gerekir.
Şimdi bunu incelemeyi deneyeceğiz.
Ulusal Maske Altında Çarlığın ve
Batı Emperyalizminin Ajanı
Bilindiği gibi, 1914-1918 Dünya Savaşı, Bolşevik Partisi ve
yoldaş Lenin tarafından, "açık biçimde burjuva emperyalist ve ha-
nedanlar savaşı özelliği taşıyan" bir savaş olarak değerlendirilmişti.
"Yabancı devletlerin pazar kapma ve talan mücadelesi; ülkelerin
dahilinde devrimci proleter ve demokrasi hareketlerini önleme ça-
balan; bir ülkenin ücretli kölelerini, burjuvanın çıkarları uğruna
başka ülkenin ücretli kölelerine karşı kullanarak her iki ülkenin
proleterlerini aptallaştırma, bölme ve birbirlerine kırdırma... evet,
savaşın hakiki yüzü ve anlamı budur."7 Bu yüzden savaşan ülkelerin
askerleri "silahlarını kendi kardeşlerine değil, ülkenin bütün gerici,
burjuva hükümetlerine ve partilerine yöneltmek zorundadırlar"
(Lenin).8 Emperyalist savaşı iç savaşa dönüştüren bir taktik... 1914-
1918 savaşı için Lenin nitelendirmesi budur.
6 Aynı gazete, sayı 67, 1936. 7 Lenin, Toplu Eserler, c.18, s.41. 8 Aynı eser, s.46.
27
Kendini uzun yıllar "devrimci", hatta sosyalist parti olarak tanı-
tan Taşnaksutyun'un bu savaşta nasıl bir tutum sergilediğine baka-
lım şimdi. 1914-1918 savaşından önce Taşnaksutyun Partisi, gerek
Güney Kafkas'ta, gerekse onun dışında var olan Ermeni büyük sa-
nayi ve ticaret burjuvazisi için pazar yaratma peşinde koşarak, Tür-
kiye'nin bir bölümünü işgal etmeyi ve denizden denize "Büyük Er-
menistan" şiarını gerçekleştirmeyi hayal etmişti. Taşnak çetelerine
göre lam zamanında baş gösteren bu emperyalist savaş, "Ermeni
sorununu" çözecek ve Ermeni sermayesine "güneş altında yer edin-
me" aracı olacaktı.
Taşnaksutyun Partisi'nin dışişleri sorumlusu Zavriyev, 1915 yı-
lında Londra ve Paris Rus elçilerine gönderdiği notlarında şöyle di-
yordu:
"Savaşın ilk günlerinden beri Rusya Ermenileri, Türkiye'nin
bu savaşa sürüklenmesini beklediler. Savaşın bitiminde Er-
meni sorununun yeniden ele alınacağını ve kesin olarak çözü-
leceğini düşünme umudu veriyordu bu. Ermeniler (!) bu geliş-
meler karşısında kayıtsız kalamazlardı, bu yüzden olaylara
heyecanla katıldılar."9
Taşnaksutyun'un usta, işini bilen adamı Zavriyev, 1914-1918
savaşında partisinin gerçek karşıdevrimci rolünü doğrudan söyle-
miyor. Tersine, Taşnaksutyun'un faaliyetlerine perde çekerek, Rus-
ya Ermenilerinin savaşa "heyecanla" katılmalarından söz ediyor.
1914-1918 savaşı döneminde Taşnaksutyun'un, eylemlerini Er-
meni emekçilere karşı yönelttiğini az sonra göreceğiz. Ancak bu
durum, Taşnak diplomasisinin, Taşnaksutyun'un gerici politikasına
genel bir halk hareketi görüntüsü vermesine engel olmuyor.
Zavriyev'in aktardığımız sözlerinden anlaşılmaktadır ki, emper-
yalist savaş Taşnaksutyun'un maksadına cevap veriyordu, çünkü
9 "Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler" (Çarlık ve Geçici Hükümet arşi-vinden belgeler), seri 3, cilt 7, kitap 2, s.45.
28
Ermeni büyük burjuvazisinin çıkarları bunu gerektiriyordu. Taş-
naklar da Ermeni emekçilerini, Çarlığın, Ermeni sermayesinin ve
yabancı sermayenin kurbanlık koyunu haline getirmek amacıyla
gücünün yettiği her şeyi yapmışlardı.
Gerici Taşnak Partisi'nin, her zaman olduğu gibi, özellikle savaş
döneminde emekçi yığınları aldattığını söylememiz gereksiz sanı-
yorum. Taşnaksutyun Partisi 1914-1918 savaşının emperyalist ka-
rakterini ve bu savaşa katılmasının asıl amacını özenle gizleyerek,
"Türkiye'deki kardeşlerinin kurtarılması", "Türkiye Ermenista-
nı'nın bağımsızlığı" sloganlarını öne çıkarmıştı. Taşnak çetesi, yı-
ğınları uyutmak için yayın organlarını devreye sokmuştur. Var gü-
cüyle emekçi Türk ve Ermeniler arasında etnik çatışmaları körük-
lemiş, Ermeni'ye, Türk'ü yok etme çağrıları yapmıştır. Burada kar-
şıdevrimci Taşnaksutyun bütün ulus adına konuşuyordu, çünkü
"ulusal bayrağın, milli burjuvazinin karşıdevrimci niyetlerini gizle-
meye uygun popüler bir bayrak olarak salt yığınları aldatmak için
dikildiğini"10
biliyordu.
Emperyalist savaş döneminde Taşnaksutyun'un oynadığı Erme-
nistan emekçilerinin celladı rolünü gözler önüne sermeden önce,
bazı konular üzerinde durmamız gerekiyor.
Dünya Savaşı Arifesinde Emperyalist Devletler ve
"Ermeni Sorunu"
Türkiye'yle savaş Güney Kafkas ve ona yakın topraklarda cere-
yan edecekti. Bu yüzden savaşan tarafları Güney Kafkas'ın durumu
"endişelendiriyordu." "Emperyalist devletlerin eski kurtlarının, üze-
rinde kafa yorduğu"11
sözde "Ermeni sorunu" yeniden hortlamıştı.
Dünya savaşının daha başında, gerek İtilaf devletleri, gerekse Üçlü
10 Stalin, Marksizm ve Milli Sömürgeler Meselesi, 1934.
11 Stalin, Pravda, 4 Aralık 1920.
29
İttifak, Ermenilerin "kaderiyle" ilgilenmişlerdi. Hem Güney Kaf-
kas'ta, hem Türkiye'de yaşayan Ermenilerin belli koşullarda kendile-
rine faydalı olacaklarını biliyorlardı. İşte bu nedenle emperyalistle-
rin düne kadar unuttukları "Ermeni sorunu" yeniden ortaya çıkmıştı.
Emperyalistler, Ermeni büyük burjuvazisine ve onun partisi olan
Taşnaksutyun'a "Büyük Ermenistan" kurma sözü verdiler. Amaçları,
bu vaatlerle Ermenileri kendi çıkarlarına hizmet ettirmekti.
İtilaf devletleri, Ermenileri iki yönden kullanmayı tasarlamıştı:
Birincisi, Antant hükümetleri Türkiye Ermenilerine "kurtuluş",
hat-ta "özerklik vaat ederek", onların (Türkiye Ermenilerinin
isyancı-gönüllü adı verilen müfrezelerin) bizzat Türkiye'de, Türk
iktidarına karşı eylem yapmalarını sağlamak. İkincisi, yedi vilayet
ve Kilikya vaatleriyle kandırılan Rusya Ermenilerini, Türkiye
cephesinde Çarlık Ordusu'nun tenkil, öncü, keşif vs.
harekâtlarında kullanmak. Rusya ve müttefiklerin, emperyalist
savaşın hemen öncesinde Ermenilerle ilgili olarak tasarıları buydu.
Bu sırada, savaşan ikinci grup ülkeler de -başını Almanya'nın
çektiği grup- "Ermenisever" (Armenofil) role soyunmuştu. Alman-
Türk tasarısı, Türkiye Ermenilerine "reform", durumlarını "iyileş-
tirme"; Rusya Ermenilerine de "özerklik" vaat ediyordu. Almanya
ve Türkiye bu yalan vaatleri verirken, Türkiye ve Rusya toprakla-
rında yaşayan Ermenilerin Üçlü İttifaktan yana olmalarını sağlama-
ya çalışıyorlardı.
Böylelikle İtilaf devletleri (esasen Rusya) ve Üçlü İttifak (esa-
sen Almanya) arasında o kendine özgü, Ermenileri kendi tarafları-
na çekme mücadelesi almış başını gidiyordu. Taraflardan her biri
Ermenileri kendi çıkarları için kullanmaya uğraşıyordu. İstan-
bul'daki Rus danışman Gulkeviç, Ermenilerin sempatisini kazanma
konusunda, daha savaşın başlarında şöyle diyordu:
".. .Rus Çarı'nın, Ermenileri yüzyıllar boyu maruz kaldıkları
baskıdan kurtarma (!) ve onlara özerklik bahşetme (!) niyetle-
rini Ermenilere törenle bildirmek gerekiyordu. Hiç kuşkusuz,
böyle bir bildirinin olmadığı Türkiye'de de, Almanya'da da
fark edilecek ve bize karşı genişçe kullanılacaktır."
Devam ediyor:
"Bildiğimiz gibi, Almanya son zamanlarda Ermenilerin sem-
patisini kazanmak için büyük çaba sarf ediyor ve manifesto-
lar yoluyla ilan edilmesi konusunda katolikos'a olumsuz yanıt
vereceğimiz özerkliği, Ermenilere bahşetmesi için Babıâli'yi
ikna edebilir.12
"Erzurum veya Van'da Seym'in (Milli Meclis) toplanmasıyla
ilgili beklenen Rus manifestosu yerine, bit- Türk manifestosu-
nun ortaya çıkması, Ermeniler arasında kargaşaya ve bütün
halkın gözünde Rus adının çekiciliğine zarar verebilir ve belki
de bir dereceye kadar, Ermenistan'daki birliklerimizin gö-
revini de zor duruma sokabilir."13
Taşnaksutyun bu durumda Antant bloğuna ya da tersine Türk-Al-
man ittifakına girme işinde ikilemle karşı karşıya kalmış oluyordu.
Taşnaksutyun da temsil ettiği sınıfın çıkarlarına tamamen uygun dü-
şen ilk seçenekten yana "sorunu" çözdü. Çarizmin Taşnaksutyun'un
suyuna gittiğini ve ona "hediye" şeklinde Doğu Anadolu'nun (Van,
Bitlis, Diyarbakır, Harput, Sivas, Erzincan ve Trabzon) ve Kilik-
ya'nın dört sancağının (Maraş, Sis [Kozan], Celal-Bereket, İskende-
run'la birlikte Adana) "özerk" yönetimi; keza Rusya Ermenistanı için
"reform" sözü verdiğini unutmamız mümkün değildir. Alman tasarısı
ise Rusya Ermenistanı'nın özerkliğini "öngörüyordu." Taşnaksut-
yun, kendine saha arayan Ermeni büyük burjuvazisinin sözcüsü ola-
rak, bir uşak gibi, Kanlı Nikolay'a hizmet sunmayı öneriyordu.
12 Bütün Ermenilerin katolikosu 5. Gevork, Taşnaksutyun'un görevlendirmesiyle Çar'a başvurmuş ve Türkiye Ermenistanı'nın "özerkliği" için ricada bulunmuştu.
13 Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler, c.6, kitap 2, s.216.
31
Taşnaksutyun, "Ermeni kardeşlerini kurtarma" maskesini taka-
rak, Ermeniler arasında Çarlık Rusya tarafında savaşa aktif olarak
katılma kampanyaları yürütüyordu.
Ancak Çarlığın Ermenistan ve Ermeni politikalarından ayrıntılı
olarak bilgi sahibi olmamız için, Çarlığın, "Ermeni sorununu çö-
züm" tasarısı üzerinde durmamız gerekiyor.
Yukarıda belirtildiği üzere, Çarlık Hükümeti, Ermenilerin "ka-
deriyle" ilgilenirken, askeri amaçlar gütmekteydi. Ama iş tabii ki
bununla bitmiyordu.
Bilindiği gibi, burjuva-toprak ağaları düzeninin egemen olduğu
Çarlık Rusya, Türk Boğazlarını, Doğu Anadolu'yu ve Kilikya'yı ele
geçirme peşindeydi.
Çarlık Hükümeti, Çanakkale ve İstanbul Boğazları'nı işgal et-
tikten sonra Doğu Anadolu vilayetlerinde -Kozak yerleşmecilerin
desteğiyle-14
kendine bir direnme noktası yaratabilir, Akdeniz'e çı-
kışını güvence altına alabilirdi. Türkiye Ermenilerinin "kurtarılma-
sı" meselesi de, Taşnaksutyun'un ve diğer karşıdevrimci Ermeni ör-
gütlerinin yardımıyla, arkasında Çarizmin kendi emperyalist tasarı-
larını hazırladığı ve uyguladığı bir paravanaydı.
"... Özerk Ermenistan'ın (Türkiye Ermenistanı'nın -A.L.)
Türkiye'nin egemenliğinde mi, yoksa Rusya'nın himayesinde
mi kurulacağının zamanı elbette daha gelmemişti. Ama şu ya
da bu durumda Ermenistan doğrudan nüfuzumuz alanında -
hem de müttefiklerimizin isteğine bağlı kalmadan- olmak
zorundaydı, aynı şekilde gelecekteki özerk bölgenin sınırları
yalnızca bizler tarafından, Rus devletinin çıkarları açısından
belirlenmeliydi.
14 Çarlık Bakanı Lobonov Rostovski, Çar'ın Ermenistan sorunu üzerine planından söz ederken hiç sapmadan, "Çarlığa Ermenisiz Ermenistan gerektiğini" vurgula-mıştı. Ermenilerin katledilmesi pahasına, Türkiye Ermenistanı'nın işgal edilme-sini ve burada Kozak yerleşimleri ve birlikleri kurulmasını amaçlıyordu.
32
"... Gelecekteki Ermenistan'ın, dolayısıyla bizim, Akdeniz'e çı-
kışımızın güvence altına alınmasına bütün gücümüzle gayret et-
meliyiz. Büyük ve Küçük Ermenistan olarak bölünme ve her-
hangi bir Avrupa devletinin Kilikya'ya yerleşme iddialarının
böyle bir bölünmeye bağlanma olasılığı kabul edilemez."15
İstanbul Rus Elçisi'nin danışmanı olan Gulkeviç, savaşın daha
başında, Çar'ın Kafkasya Genel Valisi'ne gönderdiği mektupta böy-
le yazıyordu.
Gerici Ermeni milliyetçilerin desteğiyle "özerk" bir Türkiye Er-
menistanı yaratmaya çalışmak; bu "özerk" bölgeyi Akdeniz'deki
Mersin limanıyla birlikte, Rusya Ermenistanı'nı örnek alarak Rus-
ya'nın sömürgesi haline getirmek; bu meselede müttefiklere danış-
madan sınır düzenlemek... evet, Gulkeviç'in mektubunun içeriği
aşağı yukarı budur ve Çarlığın "Ermeni sorununa" bakış açısını ve
politikasını doğru biçimde yansıtır.
İşte bu nedenle, Çarlık ve diplomatları, "Ermeni sorununu" Rus-
ya'nın tekelinde bir iş olarak görüyorlardı ve bütün enerjileriyle
"özerk" Türkiye Ermenistanı'nı savunuyorlardı.
Bilindiği gibi, Türkiye Ermenileri emekçileri sultanın baskıları-
na defalarca karşı çıkmışlardı. Ancak burada da Çarlık, ajanı Taş-
naksutyun ve diğer milliyetçi Ermeni örgütler (Hınçak16
vb.) aracı-
lığıyla, var gücüyle emekçi Ermeni yığınlarının ulusal kurtuluş ha-
reketlerine gem vurmaya ve Türkiye'ye karşı savaşında onları ken-
di çıkarları için dizginlemeye çalışıyordu.
15 Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler, c.6, kitap 2, s.215-216. 16 Hınçak: 1890'larda yurtdışında doğan Ermeni milliyetçi küçük burjuva partisi.
Söylemlerinde işçi sınıfı ve emperyalizm mücadelesini öngörüyor, ama uygula-mada milliyetçi gerici Ermeni çevrelerin çıkarlarını dile getiriyordu. Devrimci Ermeni işçi-köylü hareketini, Ermeni gerici burjuva milliyetçiliğine (Bund gibi) boyun eğdirmeye çalışıyordu. Hınçak, işçi örgütlerini ulusal kimliğe göre yapı-landırıyordu. Bu parti, dikkatini, sözde "Ermeni meselesi" üzerinde yoğunlaş-tırıyordu ve karşıdevrimci Taşnaksutyun'a çok etkin destek veriyordu.
33
Dışişleri Bakanı Sazonov, Bakanlar Kurulu Başkanı Goremıkin'e
gönderdiği 30 Ağustos 1914 tarihli mektubunda şöyle diyordu:
"Her halükârda Türkiye'yle aramızda çıkacak bir savaşa, bi-
zim herhangi bir hareketimizin değil, Türkiye'nin sebep olma-
sı, genel siyasal bakış açısından çok önemlidir. Siyasi duru-
mun tam bir tetkiki yapılmadan, Ermeniler arasında bir isya-
nı kışkırtmak bu nedenle hiç arzu edilmeyen bir durumdur,
hatta tehlikelidir.
"Ama öyle geliyor ki, Türkiye'yle mutabık kalma durumunda,
Ermenilere elle tutulur güvenceler vermek gerekir, bu muta-
bakat şimdi gerçekleşirse, neye mal olursa olsun Ermeni soru-
nu konusunda hiçbir ödün verilmeyecektir. Bununla birlikte
Türkiye'yle ilişkilerin kopması halinde her an onlardan yarar-
lanmak amacıyla, gerek Ermenilerle, gerekse Kürtlerle sıkı
ilişkilere girmek istenen bir durum olur. Bir anlaşmazlık baş
gösterdiği ya da kaçınılmaz hale geldiği zaman, silah, araç ve
gereci sınırdan süratle geçirmek ve oradaki halka dağıtmak
amacıyla hazırlık yapmak bu bakımdan yerinde olur."17
Böylelikle, Dışişleri Bakanı mektubunda şu üç konuya değin-
miş oluyor: 1) Türkiye Ermenilerinin isyanı meselesinin, Çarlık
Hükümetinin çıkarlarından hareket edilerek çözülmesi gerektiği;
2) Ermenilerin Çar'a bağlılığını sağlamak için aldatıcı bir yola baş-
vurmak; 3) Türkiye'yle savaşta Ermenilerden (hatta Kürtlerden) ya-
rarlanmak amacıyla, silah ve teçhizat vererek onları tetikte tutmak.
Benzer saptamaları, 19 Ağustos 1914 tarihinde Van'a telgraf çeke-
rek, Ermenilerin kendisiyle ön mutabakata varmadan eylemlere giriş-
melerini yasaklayan Rusya'nın İstanbul elçisi Girs de yapıyor. "Böyle
bir işe (isyana) kalkışmak" Girs'e göre, "şimdilik çok erken..."18
17 Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler, c.6, kitap 1, s. 181.
18 Aynı yerde, s. 184.
Türkiye Ermenilerinin "kurtarılması" meselesini Rus silahına,
çarlığın "desteğine" bağlayan Taşnaksutyun Partisinin düpedüz
çarlığın ajanı olduğu açık değil mi?
Çarlık Hükümeti'nin ve diplomatlarının, Taşnaksutyun temsilci-
lerine karşı çok kibar davranmalarının, onlara çok "sıcak" sözler
söylemelerinin, hatta "Ermeni sorunu" üzerine onlarla görüşmeler
yapmalarının nedeni şimdi anlaşılmaktadır.
Sözgelimi, "Bütün Ermenilerin Katolikos'u 5. Gevork'un, Milli
Büro19
ve Taşnaksutyun'un dilekleri doğrultusunda hareket ederek
Ağustos 1914'te, Çar'ın Kafkasya Genel Valisi Vorontsov-Daş-
kov'a, "savaşın kesilmesi halinde, Rusya'nın Türkiye Ermenis-
tan'ına, yine Rusya'nın himayesi altında bir sahayı ve özerk yöneti-
mi garanti etmesi"20
ricasında bulunmuştu. Genel vali cevabi mek-
tubunda, bütün Ermenilerin "en aziz katolikosuna" Rusya'nın bu ta-
lebi destekleyeceğini bildiriyordu.
Ayrıca Kanlı Nikolay Tiflis'te bulunurken, Kasım 1914'te kato-
likos Gevork'u kabul vermiş ve 15 dakika kadar süren bir sohbette
"Ermeni sorununun" savaş bittikten sonra, barış görüşmeleri sıra-
sında ve Ermenilerin beklentisi doğrultusunda çözüleceğini vurgu-
lamıştı.21
Rusya'nın himayesinde "özerk" bir Türkiye Ermenistanı görüş-
meleri sadece Güney Kafkas'ta yapılmıyordu. Taşnaksutyun Parti
temsilcileri "Ermeni sorununun" çözümü ve Ermenilerin savaşa ka-
tılmasıyla ilgili Petrograd'da görüşmeler yapmışlardı. Örneğin, Dı-
şişleri Bakanlığı'ndaki sohbetlerde Taşnaksutyun temsilcileri şu
öneriler üzerinde anlaşmaya varmışlardı:
19 Milli Büro: Sözde "Ermeni Ulusal Konseyi"nin yürütme organı. Taşnakların, "Ulusal Konsey"de büyük nüfuzları ve etkileri vardı. 1912 yılında Milli Büro, Taş-nakların talimatı ve yol göstericiliğinde kurulmuştu. Çarlık Yönetimiyle görüşme-lerde bulunması, gönüllü Ermeni birliklerinin kurulması Milli Büro'nun görevleri arasındaydı. Milli Büro'nun bütün üyeleri Taşnak ya da Taşnaklara yakın unsurlardı. Milli Büro'nun tüm faaliyetlerini tartışmasız Taşnaksutyun Partisi yönetiyordu.
20Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler, cilt 7, kitap 2, s.456. 21 Ayın yerde.
35
"1. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, özerklik ilkelerine
göre yönetilecek bir Ermenistan kurulması.
2. Türkiye egemenliğinin sürdürülmesi; ki sadece devletlerin
seçeceği bir genel valinin padişah onayından geçmesi ve bay-
rağının korunması biçiminde ifade edilecektir. Ermenistan'ın
iç işlerine karışılmasına ya da burada Türk Ordusu bulundu-
rulmasına meydan verilmemesi.
3. Rusya, İngiltere ve Fransa tarafından Ermenistan üzerinde
himaye tesis edilmesi.
4. Altı Ermeni vilayetini (batıda ve güneyde çoğunluğu Müs-
lümanların oluşturduğu kenar bölgeler hariç) ve Yumurtalık'la
birlikte İskenderun Körfezi dışında, Mersin limanı dahil Ki-
likya'yı içine alan bir Ermenistan."22
Sonuç olarak, "Ermeni sorunu" üzerine varılan bu anlaşmanın
özü, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde "özerk" bir Ermenistan
kurulmasına inhisar ediyordu. Bunun amacı, Çarlığın, "özerklik"
kılıfı içinde, Lobanov-Rostovski'nin "Ermenisiz Ermenistan'ı elde
etmek" biçimindeki kinik formülünde ifadesini bulan düşüncesini
hayata geçirerek, Türkiye'nin birçok bölgesini ele geçirmekti.
Çarlık Hükümeti "özerk" Türkiye Ermenistanı üzerinde, mütte-
fiklerin, en başta, Kilikya'da çıkarları olan Fransa'nın politikasına
ters düşen kendi protektorasını kurmayı amaçlıyordu. Çarlık diplo-
masisi bu nedenle kurnazca manevralara başvurdu.
Söz gelişi, Petrograd'daki Rus-Taşnak görüşmelerinden sonra,
Rusya Dışişleri Bakanlığı hazırlanan "Ermeni sorunu çözüm" tasa-
rısını İngiliz ve Fransız temsilcileri önünde doğrudan savunmayı
Taşnaklara "tavsiye ediyordu". Özellikle Doğu Anadolu vilayetleri-
ne Kilikya'nın da dahil edilmesine değinen bölümlere, Rus diplo-
matların görüşüne göre sadece Ermeni temsilciler katılmalıydı. İşte
bu sebeple, Dışişleri Bakan Yardımcısı Neratov, Benkendorfa
22 Aynı yerde, s.457.
36
(Londra Rus elçisi) ve Izvolski'ye (Paris Rus elçisi) Taşnak devlet
adamı Zavriyev'in, "Ermeni arzularının gerçekleşmesi için Fransa
ve İngiltere hükümetlerinin ve kamuoylarının sempatisini kazan-
mak amacıyla" Londra'ya ve Paris'e gidişini bildirerek, Zavriyev'in
kişiliğinden övgüyle söz ediyordu. Neratov mektubunda şöyle de-
vam ediyor: "Bakanlıkça mükemmel yanlarıyla bilinen Zavri-
yev'in, bu yüzden siyasi çevrelere sokulması ve ona himaye göste-
rilmesi gereklidir."23
"Ermeni beklentilerinin dikkate alınması ve Kilikya'nın gele-
cekte kurulacak Ermenistan'ın sınırlarına dahil edilmesi" ricasında
bulunan Zavriyev'in Paris'te perişan olduğunu belirtmemiz hiç de
gereksiz olmaz. Dışişleri Bakanlığı'nın bildirisinde ifade edildiği
gibi, "ona, Kilikya'da Fransa çıkarlarının hâkim olması nedeniyle
böyle bir durumu destekleyemeyeceğiz cevabı verildi".24
Sözlerden Eyleme Geçiş
Taşnaksutyun Partisi'nin daha 1912'de örgütlediği Ermeni Ulu-
sal Bürosu, 1914-1918 emperyalist savaş arifesinde, Ermenilerin
etkin olarak Rusya'nın yanında savaşa katılmaları için geniş bir
kampanya başlatmıştı. Milli Büro'nun kadrosu şöyleydi: Piskopos
Mesrop; Tiflis Ermeni burjuvazisinin lideri ve yöneticisi, Kafkasya
Genel Valisi Vorontsov-Daşkov'un karısının âşığı, Taşnaksutyun'un
etkin adamlarından biri; sonra Ermeni halkının celladı, 1918-
1920'de Taşnak Hükümeti'nin başkam olan ünlü A. Hatisov (Hatis-
yan); Taşnaksutyun dış işlerinden sorumlu Doktor Zavriyev; Sam-
son Arutünov (Arutünyan); sonraları Taşnaksutyun'un askeri dokto-
ru olan Hmbapet25
Dro ve maceracı Andranik.
23 Aynı yerde, s.455. 24 Aynı yerde, s.471-472. 25 Hmbapet: Kanlı "kahramanlıklarıyla" ünlü Taşnak silahlı eşkıya çetesinin başı.
37
Adı geçen kişileri bünyesinde bulunduran Milli Büro işe girişti.
Öncelikle bütün Ermenilerin "kudretli" katolikosu 5. Gevork'a baş-
vurarak, Ermenilerin "Çar'ın sadık evlatları" olduklarını ve Türkiye
topraklarında yaşayan kardeşlerimizin ıstıraplarına son vermesini
II. Nikolay'a iletmesini rica ettiler.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun ve organı Milli Büro daha sonra
Kafkasya Genel Valisi Vorontsov-Daşkov'la, Ermenilerin savaşa
katılma şekilleri üzerinde görüşmeler yaptılar.
Taşnaksutyun ve Milli Büro, birçok Ermeni subay ve askerin
imparatorluğun uyruğu olarak düzenli Çarlık birliklerinde artık
uzun zamandan beri görev yapmasından hiç kuşkusuz tatmin olmuş
değildi. Çar için daha geniş kampanyalara başladılar. Emekçi Er-
menilerin ceplerinden 2 milyondan fazla rubleyi sıka sıka çıkarmayı
ve bu parayı Kafkas Ordusu'nun emrine vermeyi başarmışlardı.
Bunun yanı sıra, Taşnaksutyun ve bazı Ermeni gerici örgütler Kaf-
kas Ordusu'nda sağlık hizmetleri görmek üzere Ermenileri seferber
ettiler. Milli Büro ayrıca emperyalist savaşın başında, Ermeniler-
den gönüllü birlikler kurulması için Çarlık Hükümeti'yle görüşme-
ler yapmıştı. Leo, "Geçmişten" başlıklı bir çalışmasında bu görüş-
meleri şöyle anlatır:
"Taşnaksutyun'un yabancı işler sorumlusu, her yerde olmayı
beceren Doktor Zavriyev, Tiflis'e gitmiş ve kendini Voront-
sov-Daşkov'a tanıtarak, ona çok anlamlı vaatler vermişti.
Doktor Zavriyev'in ifadesine göre Taşnaksutyun, kuvvetlerini
Vorontsov-Daşkov'un emrine tahsis ediyordu; Ermeni halkı
kendi hesabından gönüllü birlikler kurabiliyordu. Anlaşma
yüzde doksan sonuçlanmıştı. Ama Vorontsov-Daşkov bu gö-
rüşmelere daha geniş boyut kazandırmak istedi. Bu sebeple
doktor Zavriyev'den başka, Tiflis Meclisi yönetici çevresin-
den piskopos Mesrop'u, Samson Arutunov'u ve A. Hatisov'u
da davet etmişti. Burada hükümete -Vorontsov-Başkov'a-
38
Türkiye'yle savaş durumunda Ermenilerden 400'er askerden
oluşan dört gönüllü birliği kurulması önerildi, her biri Taşnak
'hmbapetlerin' komutası altında olacaktı. Bu birliklerin direkt
görevi, istihbarat hizmeti ve rehberlik, zorunluluk halinde de
öncü koruma görevi yapmak olacaktı."26
Taşnaksutyun toplantıdan sonra, satılmış basın organlarında gö-
nüllü hareketi için hemen geniş kampanyalar başlattı ve "Ulusal
Büro" aracılığıyla gönüllü birliklerin doğrudan kurulmasına girişti.
Görüşmelerde Ermeni Birliklerinin mevcudu 1 600 kişi olarak be-
lirlenmişken, Milli Büro'nun, Doğu Anadolu vilayetlerinin çok kı-
sa sürede işgal edilmesi amacıyla birliklerin sayısını 10 000'e çıkar-
dığını bu arada kaydedelim. Milli Büro kendi hmbapetlerini topla-
mış ve onlara Türk ahaliyi acımasızca yok etme ve böylece Kafkas
Ordusu'nda "nam" kazanma görevi vererek onları bu birliklerin ko-
mutanlığına getirmişti.
Hiç kuşkusuz Milli Büro'nun ve esin kaynağı Taşnaksutyun'un
bütün bu önlemleri Vorontsov-Daşkov tarafından büyük memnuni-
yetle kabul görmüştü. Vorontsov sık sık Taşnaksutyun'a minnettar-
lığını bildirmiş ve bir "Ermenisever" olduğunu dile getirmişti. Do-
ğu Anadolu ve Kilikya illerinden bir "özerk" Ermenistan kurulması
vaatlerini birkaç kez yinelemiş ve böylece Ermenilerden gönüllü
birliklerin kurulması konusunu sağlama almıştı.
Ancak Çarlık Ordusu'na yardım için Ermenilerden gönüllü bir-
likler kurulması, Güney Kafkas'la sınırlı değildi. Taşnaksutyun ve
bazı gerici Ermeni grupları Türkiye'de gönüllü Ermeni birlikleri
kurulması için büyük kampanyalar yürütüyorlardı. Onlar Jön Türk
iktidarının baskısından kurtulma mücadelesi veren Türkiye Ermeni
emekçilerin itirazlarını susturmayı ve kandırılmış yığınları Rus as-
keri feodal emperyalizmin hizmetine sokmayı başardılar. Taşnak-
26 G. Abov'un Geçmişle ve Günümüzde Taşnaksutyun adlı kitabından (Ermenistan Devlet Yayınları, s.72).
39
Hınçak elemanları Türkiye Ermenilerinden gönüllü birlikler kur-
maya başladılar ve bunu Çarlık iktidarına bildirdiler.
Örneğin, 1915 yılı başında Hınçak'ın görevlendirdiği Zeytun
Ermeni delegeleri Mavi Nahudyan, Mikail Yavordyan ve Gaspar-
yan, Kafkas Ordu Komutanlığı'na, Kilikya Ermenilerinden 15 000
savaşçının Türkiye'ye karşı harekete geçeceği sözü verdiler ve To-
hacyan, Yenidünyan, Surenyan, Yakupyan gibi Kilikya'da müttefik-
lerden yana Ermeni hareketinin lideri olabilecek kişileri de örnek
olarak gösterdiler.27
Zeytun Ermenilerinin Türkiye'ye karşı örgütlenmeleriyle ilgili
olarak Vorontsov-Daşkov 20 Şubat 1915 tarihinde Dışişleri Bakan-
lığı'na aşağıdaki telgraf haberini çekmişti:
"Şimdi Kafkas Ordu Karargâhı'na, ellerinde Türk ulaşım yol-
larına saldırmaya hazır 15 000'e yakın Ermeni olduğunu bil-
diren Zeytun Ermenileri heyeti geldi, ama silahları ve mermi-
leri yokmuş. Erzurum'da bulunan Türk Ordusu'ndan edinilen
bilgiye göre, Zeytun'un konumu nedeniyle, gerekli silah ve
cephanenin, Ermenilerin alabilecekleri İskenderun'a ulaştırıl-
ması çok iyi olur."28
Bu suretle karşıdevrimci Taşnaksutyun, gerici Hınçak Partisi'y-
le birlikte, hem Güney Kafkas'ta, hem de Türkiye'de Ermenilerden
gönüllü birlikler kurmayı başlattı. Üstelik, Çarlığa Amerika'daki
Ermenilerin hizmetini bile önermişlerdi, zira Taşnaksutyun'un öne-
risiyle, müttefikler bu Ermenileri silahlandırabiliyor ve Türkiye'ye
kaydırabiliyorlardı.29
Ermenilerin emperyalist savaşın burgacına sürüklenmesini, Taş-
naksutyun'un bütün halkın davası, "devrimci" dava olarak ilan et-
mesi ilginçtir. Taşnaklar emperyalist savaştan sonra bile, savaşa ka-
27 Emperyalizm Devrinde Uluslararası İlişkiler, c.7, kitap 2, s. 121. 28 Aynı eser, kitap 1, s.304-305. 29 Aynı eser, kitap 1, s.305.
40
tılmalarının "devrimsel bir kurtuluş mücadelesi anlamı taşıdığını"
söylemekte geri durmamışlardır.
Örneğin, Taşnaksutyun Partisi'nin manevi babası O. Kazaçnuni,
"Taşnaksutyun'un Başka Yapacak Hiçbir Şeyi Yok" adlı kitabında,
1914 sonbaharında Ermeni gönüllü birlikleri kurulmasını ve Türk-
lere karşı faaliyete geçişini değerlendirirken şöyle diyor: "Bu geliş-
me, Ermeni halkının hemen hemen çeyrek yüzyıl boyunca beslen-
miş olduğu psikolojik ortamın doğal ve kaçınılmaz bir sonucuydu.
Bu psikoloji kendine bir biçim bulmalıydı ve onu buldu."
Taşnaksutyun'un kanlı politikası Ermeni halkına mal ediliyor,
gerici gönüllü hareketi "halkın" psikolojisine bağlanıyordu.
Çoktandır bildiğimiz Uysaber gazetesi, emperyalist savaşta par-
tisinin rolünden söz ederken şu masalı düzüyor:
"Taşnaksutyun, gönüllü birlikler sayesinde Ermenilerin askeri
onurunu kurtardı (!) ve onların kalplerini ve beyinlerini tek
sorun (Ermeni sorunu -A.L.) etrafında birleştirdi. Ermeniler-
den, yaşama gücü olan unsurları tek bayrak altında topladı ve
onları özsavunma ve savaşımın yegâne kurtuluş yoluna (!)
yönlendirdi."30
Taşnak yalanlarının sınırı yoktur. Bilindiği gibi, gerçekten de
Taşnaklar, Türkiye'nin çok zengin bölgelerini ele geçirmek için 40
yıldan fazla mücadele vermişlerdir. Soruyorum; bu fetih, Ermeni ti-
caret ve sanayi burjuvazisine değil de, kime gerekiyordu?
Bu mücadele aşağıda görüleceği üzere, Ermeni emekçilerinin
çıkarlarına aykırı olması şöyle dursun, doğrudan onlara yönelikti.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun serüvenci politikasını Ermeni halk yı-
ğınlarına mal etmiştir.
Savaşla ve onun savunulmasıyla ilgili asıl gerçeği yığınlara yal-
nızca Lenin-Stalin Partisi, yalnızca Bolşevikler söylemişlerdi.
Evet, Bolşevikler, emperyalist savaşın sonuna doğru maskeleri dü-
30 Uysaber, 12 Kasım 1935.
41
şen Gürcü sosyal şovenistlerin, Ermeni burjuva gericilerin ve diğer
karşıdevrimcilerin, yığınlar önünde asıl yüzlerini bütün iğrençliyle
ortaya serdiler. Güney Kafkas Bolşevikleri, Lenin ve Stalin direk-
tifleri doğrultusunda, geleceğin devrimi için emekçi yığınları hazır-
ladılar. Emekçilere, kurtuluşa giden yolu gösterdiler. Emperyalist
savaşın kardeş savaşına dönüşmesine ilişkin Leninci temel sapta-
malar, "bozgunculuğa" ve "cephelerde askerlerin kardeş olmaları-
na" değgin Leninci şiarlar emperyalist savaş döneminde Bolşevik
faaliyetinin içeriğini oluşturur.
Yukarıda belirtildiği gibi, Taşnaklar, gönüllü birlikler kurarak
emperyalist savaşa etkin biçimde katılmışlardı.
Gönüllü organizasyonu üzerine Taşnak değerlendirilmesine bi-
raz sonra döneceğiz. Burada sadece, Taşnak satılmış basınının ve
yayın yönetmenlerinin, Kanlı Nikolay ve Batı emperyalistleri bağ-
lamında uzun yıllar oynadıkları uşaklık görevini bugün de yadsı-
maya giriştiklerini belirtelim.
Taşnaklar; Çarlığın Uysal Uşakları
Taşnaksutyun, emperyalist savaşın başlangıcında II. Nikolay'a
şöyle sesleniyordu:
"Sevgili yurdumuzun payına düşen sınavın, Rus silahının ye-
ni bir zaferiyle ve Rusya'nın Doğudaki tarihsel hedeflerinin
çözümüyle sonuçlanması için kalplerimiz sıcak arzularla do-
ludur. Rus bayrağı İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında öz-
gürce dalgalansın! Büyük hükümdar, sizin iradenizle, Türk
boyunduruğu altında yaşayan halklar özgürlüğüne kavuşsun!"
Hain Taşnaksutyun'un Çernosotenci dili tamamen belli ve bu
nedenle yorum yapmamız gerekmiyor. Ermeni burjuva partisinin
"kurtuluş" maskesiyle, yığınların kendi devrimci hareketini kırarak
Ermeni halkını Çarlığa boyun eğdirmeye kalkıştığı tartışmasız bir
olgu... Çarlığın, askeri-feodal emperyalizm politikasını paylaştı ve
hemen her zaman Çarlığın uşağı görevine soyundu.
Bilindiği üzere, 1915 yılında Kafkasya Genel Valisi Vorontsov-
Daşkov değiştirilmiş, onun yerine Büyük Prens Nikolay Nikolaye-
viç getirilmişti. Onun zamanında Taşnaksutyun, büyük ölçüde gö-
nüllü seferber etmeye başlamıştı. Savaş bölgesindeki Türk kadınla-
rının, çocuklarının, yaşlıların, sakatların katledilmesine daha yoğun
biçimde yardım ediyor, nihayet Çar'a ve onun müstebitlerine ilettiği
bildirilerine ve çağrılarına gitgide daha uşakça bir üslup katıyordu.
Bir Taşnak gazetesi şöyle yazıyor:
"Dün Tiflis'e, Çar'ın naibi Büyük Prens Nikolay Nikolayeviç
geldi. Derin inancımıza göre, bu kez Büyük Prens, sağlam ira-
desi ve kararlılığıyla Türk Hükümeti'nin varlığını ebediyen
sona erdirecektir. Bu inançla, 'hoş geldiniz!' diyerek, Rus Or-
dusu'nun sevilen eski başkomutanının Kafkasya'ya gelişini
selamlıyoruz!"31
İşçi ve köylülerin düşmanı, devrimin gelmiş geçmiş en gaddar
cellatlarından biri olan Nikolay Nikolayeviç'i, Taşnaksutyun Parti-
si bakın nasıl karşılıyor!
Taşnaksutyun'un 1905-1912 yılları arasında Çar'a yaptığı benzer
çağrılar üzerinde durmayarak dikkatlerimizi başka yöne çevirelim.
İşçi ve köylülerin, Bolşevik Partisi'nin önderliğinde Çarlığı ala-
şağı etmeye hazırlandığı 1917 Şubat Devrimi arifesinde, Ermeni
halkının celladı Taşnaksutyun ve sadık adamları, monarşinin sürdü-
rülmesi ve devrimin kötülenmesinden yana tavır aldılar. Taşnaksut-
yun ideologlarından Tiflis Şehir Duması Başkanı A. Hatisov anıla-
rında,32
itibarını kesin olarak kaybeden II. Nikolay yerine, Rus tah-
tına amcası Büyük Prens Nikolay Nikolayeviç'i geçirmek isteyen
31 Hayrenik (Taşnaksutyun yayın organı), sayı 2, 24 Eylül 1915.
32 Pirumov'un kitabından, s. 142.
43
Devlet Duması içindeki Çernosten grubunun mücadelesine katıldı-
ğını anlatıyordu. Üstelik Bay Hatisov, Kadetlerin görevlendirme-
siyle, ülkede iktidarı ele geçirmeye hazır olmayı önererek Nikolay
Nikolayeviç'e başvurmuştu.
Bunlar, adı üstünde gerçekler!..
Karşıdevrimci Tasnaksutyun ve bazen Çarlığa karşı "mücadele-
si" vb. konularda mırıldanan aşağılık basını, herkesin bildiği tarih-
sel gerçekleri yalanlasın dursun!
Yukarıda, Taşnakların gönüllü birlikler kurmasından ve Tas-
naksutyun siyasi haydutlarının sözlerine göre, "Türkiye'de yaşa-
yan kardeşlerini kurtarmak" için oluşturulmuş Taşnak birliklerinin
Türkiye'ye karşı eylemlerinden söz etmiştik. Gerçekten de bu böyle
olsaydı, hiç kuşkusuz Türkiye Ermenileri Tasnaksutyun Parti-
si'nin bu eylemlerini alkışlarlardı. Ama bilindiği gibi, bununla
uzaktan yakından ilgisi yoktu. Gerek Rusya Ermenileri emekçileri,
gerekse Türkiye Ermeni emekçileri gönüllü hareketine karşıydılar.
Van'da, Erzurum'da ve diğer şehirlerde düzenlenen toplantılarda
Ermeni emekçileri, gönüllü birliklerin kendilerine hayır ge-
tirmeyeceğini anlayarak, Taşnaksutyun'un gönüllü kampanyası
aleyhine karar almışlardı. Türkiye Ermenileri emekçileri, Tiflis'e
yolladıkları özel bir heyetle, Tasnaksutyun Partisi'ne ve organı
Milli Büro'ya, Ermenilerin Türklere karşı savaşa katılmasına mey-
dan verilmemesi ve gönüllü birliklerin dağıtılması dileklerini ilet-
tiler. Ancak Milli Büro ve Tasnaksutyun, Türkiye ve Rusya Erme-
nileri emekçilerinin görüşlerine aykırı olarak kendi politikalarını
izlemeyi sürdürdüler.
Tasnaksutyun Partisi, emekçilerin protestolarına aldırmadı, zira
Çarlığın, İngiliz-Fransız emperyalizminin, hatta Rusya'da ve dışın-
da yaşayan Ermeni kapitalistlerin çıkarları, Ermenilerin Türkiye'ye
karşı savaşa katılmalarını gerektiriyordu.
44
Gönüllü Hareketinin iki Bilançosu
Tabii ki emperyalist savaşla ilgili olarak Ermeni sermaye parti-
sinin politikası ile Ermeni emekçi yığınlarının Çarlık ve Türk des-
potizmine karşı verdikleri kurtuluş mücadelesi arasında hiçbir or-
tak nokta bulunmuyordu. Üstelik Taşnaksutyun, bütün etkinliğiyle
Ermeni emekçilerin devrimci hareketini frenleyerek, neye mal
olursa olsun kapitalist sermayeye karşı direnen Ermeni işçi ve köy-
lülerin mücadelesini ezmeye çabalamış, bugüne kadar da aynı tav-
rını sürdürmüştür (örneğin, Suriye'de, Filistin'de, diğer Yakındoğu
ülkelerinde, Amerika'da, Fransa'da ve diğer emperyalist ülkelerde).
Taşnaksutyun'un Dünya Savaşına katılması, hem halka karşı ve ge-
rici bir özellik taşıyor, hem de Taşnaksutyun bu savaşa katılmayla
sadece Ermeni burjuvazisinin iradesini dile getirmekte olup, Çarlı-
ğa, İngiliz-Fransız, keza Amerikan emperyalizmine uşaklık yapı-
yordu. Bunlar aşağıdaki şu verilerle doğrulanmaktadır:
1- Gönüllü hareketinin özelliği, başlarında kana susamış hmba-
petlerin (Andranik Paşa, Amazasp vs.) bulunduğu Taşnak birlikle-
rinin Türk kadınlarını, çocuklarını, yaşlıları, hastaları toptan katlet-
me işinde azami kahramanlık göstermesidir. Taşnak birliklerinin iş-
gal ettikleri Türk köyleri canlı insanlardan "temizlendi" ve enkaz
yığınına dönüştü. Aslen Varaam'dan (Yeni Beyazıt) olan bir Taşnak
"kahramanı" 1920'de yaptığı kahramanlıkları şöyle anlatıyor: "Ba-
sar-Geçer'de (Ermenistan ilçelerinden birisi -A.L.) Türk nüfusu
yok ettim; Hiçbir şeye aldırmadan" diye övünüyor Taşnak haydu-
du. "Bazen insan kurşuna acıyor. Bu köpeklere karşı en doğru ha-
reket; çatışmadan sonra sağ kalanları toplamak, kuyulara doldur-
mak ve dünyadan yok olmaları için yukandan üzerlerine iri taşlar
atarak öldürmek..." "Ben," diye devam ediyor haydut: "Ben de
böyle yaptım: Kadınları, erkekleri, çocukları topladım; onları bı-
raktığım kuyuları ağzına kadar taşla doldurarak icaplarına baktım!"
45
Böylelikle, Taşnak gönüllü hareketinin sonuçlarından biri, on
binlerce Türk emekçisinin katliama uğramasıdır.
2- Türk Hükümeti Taşnak "kahramanların" bu gibi eylemlerini
görünce ve "Ermeni sorununa" ilişkin Çarlık planından haberdar
olunca Ermeni emekçilerine karşı baskılarını yoğunlaştırdı ve Er-
meni emekçilerin katledilmesinde Taşnak haydutlarıyla sanki "ya-
rışır" hale geldi.
Daha 1915 yılı başında Türk Hükümeti, Erzurum, Van, Tercan,
Eğin, Bitlis, Muş, Sason, Zeytun ve Kilikya'nın her yerinde Erme-
ni kıyımları düzenledi. Aynı şeyler İstanbul'da da oldu.
Çarlığın yoksul Türkiye Ermenilerini etkin biçimde istismar
etmesi kayda değerdir. Çarlık elbette burada istilacı çıkarları yö-
nünde hareket ediyordu. Bilindiği üzere, Rus diplomasisi Türki-
ye'nin "Hıristiyanlar" üzerinde uyguladığı vahşete karşı, müttefik
devletlerin ortak bir bildiriyi kabul etmesini sağlamaya çalışıyor-
du. Ancak bu manevranın nedeni, Çarlığın Ermenileri koruma ar-
zusu değildi kuşkusuz. Aksine, Türkiye'nin "Hıristiyanlara ve uy-
garlığa karşı yeni cinayetler"33
konusunda yayımladıkları bildiri-
lerle, keza tüm politikalarıyla Ermeni kıyımını provoke eden Sa-
zonov ve Dışişleri Bakanlığı'nın diğer görevlileri, aslında farklı
bir amaç güdüyorlardı: Sağ kalan Ermenilerin güvenini kazan-
mak ve Türklere karşı savaşta onları kullanmak. Ayrıca Çarlık
diplomasisi, Türkiye Ermenilerinin katledilmesine tepki göster-
memeleri ve bu yüzden bir bildiri yayımlamamaları halinde, Al-
manya'nın fırsattan yararlanarak Ermenileri kendi taraflarına çe-
keceğini, bunun Çarlık için arzu edilmeyen bir durum olacağını
çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle Sazonov ve çalışma arkadaşları,
Türkiye'de Ermeni kıyımıyla ilgili olarak müttefiklerle ortak ya-
zılı bir bildiri yayımlamaları için Londra ve Paris elçilerine tali-
mat verdiler.
33 Emperyalizm Döneminde Uluslararası İlişkiler, cill 7, kitap 2, s.400-405.
46
Londra Rus Elçisi Benkendorf, daha 1915'te İngiliz resmi çev-
relerini, Türkiye'deki Ermeni kıyımım kınamaları konusunda ikna
ederek şöyle bildirmişti:
"Tüm Ermeni unsurlar arasında maneviyatın sağlam tutulma-
sı, bizim özel, hatta askeri çıkarlarımız için çok önemlidir.
Beklenen bir konuşmanın, bir bildirinin Ermeniler üzerinde
tartışmasız etkisi olur. Bu etkilenme, nice sınamalardan geç-
miş Ermeni ahaliye hızla nüfuz edecektir."34
Sazonov, Osmanlı iktidarının Ermenileri katletmesi hakkında
konuşurken, "Türkiye'nin kınanmasının, ona karşı mücadelede fay-
dalı olabilecek Ermenilerin moralini yükselteceğini" söylemişti.35
Çar Hükümeti'nin sağ kalan Ermenileri kullanmayı garanti et-
mek amacıyla, ölen on binlerce Türkiye Ermeni emekçisi için "ta-
ziyelerini" bildirmesi... Evet, Ermeni emekçilerin katledilmeleri
vesilesiyle Çarlık diplomasisinin takındığı tavrın asıl anlamı budur.
Çar iktidarının çapulcuları, Taşnaksutyun ajanları kanalıyla "Er-
menilerin maneviyatını yükselterek", onları Türkiye'ye karşı yeni
eylemlere çektiler ve bununla Türk iktidarının Ermeni emekçileri
toptan katletmesine zemin hazırladılar.
Çar Hükümeti'nin ve emrindeki Taşnak ajanlarının faaliyetleri
sonucunda, Jön Türk Hükümeti tek tek kıyımlardan, "Türkiye'yi Er-
menilerden temizleme" politikasına geçti. Yukarıda bahsettiğimiz
hmbapetler örnek alınırcasma, bu kez Ermeni katliamına girişildi;
malları yağmalandı, bütün Ermeniler yasadışı ilan edildi. Sağ kalan-
lar, "neresi olursa olsun" diyerek gittiler. Ne var ki aç, yoksul mül-
teciler kurtulmayı başaramadı. Büyük çoğunluğu (1,5 milyondan,
yaklaşık 1 milyonu) ya Türk makamlarınca yok edildi ya da açlık-
tan, soğuktan, salgın hastalıklardan kırıldı. Çeşitli ülkelere göç eden
500 binin üzerinde emekçi Türkiye Ermenisi uzun süre, çoğu bugü-
34 Aynı yerde, cilt 7, kitap 2, s.490-491.
35 Aynı yerde, s.460-461.
47
ne kadar bu açması mülteci konumundan kurtulamadı. Ermeni mül-
teci, toplum dışına itilmiş, sınıfsız, hem burjuva çevrelerinde, hem
de Taşnaksutyun'da vatandaştan sayılmayan bir tip olup çıkmıştır.
Hepimizin bildiği üzere, pek çok Ermeni mülteci hâlâ yurtdışın-
da yaşamaktadır. Taşnaksutyun -bu, Ermeni emekçilerinin celladı-
varlığını sürdürebilmek için, "mülteci" konumdaki Ermeni yığınla-
rını şimdi yaşatmaya ya da Suriye'de olduğu gibi yoksul Ermeni
yerleşimlerine yardım etmeye çalışıyor. Amacı, onları Türklerle ve
Araplarla mücadele eden Fransız sermayesinin "kurbanlıkları" ha-
line getirmek için burada bir "Ermeni Ocağı" kurmak...
Karşıdevrimci Taşnaksutyun artıklarının, "mülteciler sorunun-
da" asıl politikası, daha önce belirttiğimiz gibi, onları "mülteci" ko-
numunda muhafaza etmeyi kapsamaktadır. "İşin sırrı", var olmayan
bir "Ermenistan Cumhuriyeti"nin ve başıboş gezinen bakanlarının,
emperyalistlerin kapı eşiklerini mesken etmiş olmasındadır! Hatta
bu "cumhuriyetin", Taşnaksutyun Partisi'nin lideri Agaronyan adın-
da bir heyet başkanı da var. Halksız da olsa, işsiz de olsa, bakanları
olan böyle düzmece bir hükümetin paraya gereksinim duyması
doğaldır. Taşnak kırıntılarının alkollü içeceklere, kumara vb. düş-
künlüğü dikkate alındığında, yaşamlarını sürdürebilmek için ne ka-
dar paraya ihtiyaç duydukları apaçık ortadadır.
"Mültecileri" korumak... bu, Taşnaksutyun bütçesinin temel
kaynaklarından biri ve belki de en önemlisi demektir. Mesele şu ki,
Taşnaksutyun Partisi sistemli olarak kendi kurbanlıkları için bağış
toplamaktadır. Az bir süre önce Agaronyan, Amerika'da 15 milyon
mark gibi hayli büyük meblağda bağış toplamıştı. Elbette bu para-
nın Ermeni mültecilerin perişan durumunu düzeltmede zerre katkı-
sı olmadı. Agaronyan bu parayı aç yığınlara dağıtmadığı gibi, bu
ganimetin paylaşımında bile meslektaşlarına adil davranmamıştı.
Taşnaksutyun ideologlarının "mülteci" tipini yaşatmaya çalışma-
sının, "ölü canları" bile dahil etmek suretiyle mültecilerin sayısını
48
artırmasının ve "mülteci" sorununu çözen tek ülke olan SSCB'ye yö-
nelik iftira kampanyalarının nedeni şimdi anlaşılmaktadır.
Hain Taşnaksutyun'un başlattığı gerici "gönüllü" hareketinin
ikinci sonucu da, yaklaşık 1 milyon emekçi nüfusun katledilmesi
ve yüz binlerce Ermeninin toplumdan soyutlanmış, sınıfsız mülte-
ciler haline gelmesidir.
Yeri gelmişken, sadece Ermenistan'daki Sovyet iktidarının mül-
tecilere toplumsal ve faydalı iş olanağı yaratarak, onları sosyalist
yurdumuzun eşit yurttaşları haline getirdiğinin ve "mülteci" sözcü-
ğünü ülkede kesin olarak kaldırdığının altını çizelim. Yurtdışında
bulunan mültecilerin Sovyet ülkesine gelmek istemelerinin sebebi
gün gibi açık değil mi? Taşnak-Çar yöneticilerinin talihsiz kurban-
ları, tehcire tabi tutulmuş, burjuva ülkelerinde başıboş gezen on
binlerce yoksul ve talihsiz Ermeni emekçisine Sovyet Ermenistanı
artık sahip çıkabilmiştir. Ermeni emekçilerin yoldaş Stalin'e gön-
derdikleri mektupta söylendiği gibi, "eskiden toplumdan dışlanan-
lar, şimdi Sovyet iktidarının desteğiyle kendilerine güzel kasabalar
kurmuşlar."
Gönüllü Hareketi ve Ermeni Sermayesinin Hesapları
Yukarıda belirttiğimiz gibi, 1914 sonbaharından 1915 sonuna
kadar Taşnaksutyun, 10 000 gönüllü örgütlemiş ve onları Türki-
ye'ye karşı kullanmıştı. Ama bu askeri faaliyetle yetinmişler miydi?
Elbette hayır.
Taşnaksutyun Partisi'nin Kafkasya'daki Çarhk Ordusu'nu bu gö-
nüllü birliklerle takviye etmesi sadece 1915 yılında değil, 1916 ve
1917 yıllarında da sürdü. Çarlığın yıkılmasından sonra Taşnaksut-
yun, elinden geldiğince Geçici Hükümetin faaliyetlerine yardımcı
oldu ve artık bağımsız gönüllü birlikleri değil, neye mal olursa ol-
sun kendi "misyonunu" gerçekleştirmek-"Büyük Ermenistan')" ele
49
geçirmek- amacıyla tam bir kolorduyu Türkiye'nin karşısına sürdü.
1918'de Taşnaksutyun, 35 yaşın altındaki bütün Ermenilerin askere
alınması kararı çıkarmıştı. Taşnaksutyun basını, askerlik görevini
tamamlamış olsa da, "vicdan sahibi" herkese gönüllü yazılma ve
cepheye gitme çağrıları yaparak, buna uymayan "hainleri" ölüm ce-
zasıyla tehdit ediyordu.36
Ermeni Kolordu Komutanı Nazarbekov 1918 Haziran'ında "Er-
meni halkına" şöyle seslenmişti:
"Ey, Ermeni halkı, ailelerinizi kurtarmayı istiyorsanız, siz-
ler... silah kullanmayı bilen herkes bize katılsın!.. Silahları-
nızla, mermilerinizle, beş günlük erzakınızla gelin...
"Orduya ekmek, patates, gıda maddesi bağışında bulunun.. ."37
Taşnaksutyun eşkıyaları ne yapsa fayda etmez. Ermeni alayla-
rından firar edenleri, ne tehditler, ne zorlamalar, ne de şovenist pro-
pagandalar durdurabilir. Taşnaksutyun'un bütün çabaları boşunadır.
Yüz binlerce Ermeni emekçinin, "kurbanlık koyun haline" gelme-
si, Ermeni sermayesine "denizden denize Büyük Ermenistan'ı" kur-
ma imkânı vermedi. Taşnakların hazırladığı "yeni Ermenistan Ha-
ritası", Taşnaksutyun'un Türkiye'yle, Menşevik Gürcistan'la, Musa-
vatçı ve sonra da Sovyet Azerbaycanı'yla sürekli savaştığı ve beyaz
generallere Sovyet iktidarına karşı savaşta yardım ettiği diktatörlük
yıllarında da kâğıt üzerinde kalmıştı.
Ayrıca, bu partinin maceracı politikası Jön Türk Hükümeti'nin
istilacı politikasına yardımcı olmuştu. Türkiye, sözde Ermeni alay-
larının saldırılarını püskürtmekle kalmamış, Ermenistan'ın birçok
şehrini ve ilçelerini işgal etmişti. 1918'de dört-beş ay gibi kısa bir
süre içinde, Doğu Anadolu'yu fethetme çağrısı yapan "yenilmez"
T'aşnak Ordusu, Erzurum, Trabzon, Kars, Gümrü vb. şehirleri "düş-
manına" teslim etmek zorunda kalmıştı.
36 Arev gazetesi, sayı 46, 1 Mart 1918 (Taşnaksutyun Baku örgütü yayın organı).
37 Arev gazetesi, sayı 109, 11 Haziran 1918.
50
Türkiye, 1920'de "yenilmez" Taşnak Ordusu'nun saldırısını püs-
kürterek, Gümrü'den başka Karakilise, Hamamlı ve diğer ilçeleri
işgal ederek, Taşnak Ermenistanı'na sadece üç ilçe bırakmıştı.
Taşnaksutyun'un politikası sonucu Ermenistan halkının yarısı
kırılmış, geriye kalanı perişan durumda bir köşede kalakalmıştı.
Taşnaksutyun'un, yedi vilayet ve Kilikya, "Birleşik Büyük Erme-
nistan", "galip gelen müttefik ülke olarak Ermenistan'a ödenmesi
gereken" tazminat hayalleri; evet, hepsi yıkılmıştı. Gerçekte, yedi
Doğu Anadolu vilayeti ve Kilikya yerine, Ermenistan 1918- 1920'de
toprağının (Rusya Ermenistanı toprağının) büyük bir bölümünden
ve halkının yarısından olmuştu. Taşnakların, uğruna Bolşeviklerle
savaştığı; Ermeni ve Türk emekçilerini yok ettiği emperyalist efen-
dileri, bütün bir halkın tükenmesini ve ülke ekonomisinin harap ol-
masını soğukkanlılıkla izlediler.
Ve Taşnak Hükümeti 1919'da "müttefik" ülke sıfatıyla kayıpları
için tazminat talebinde bulunduğunda, İngiliz-Fransız emperya-
lizminden şamarı yemişti. 7 Mart 1919 talihinde Kafkasya mütte-
fik birlikleri başkomutanı General Forest Wocker'le, Taşnak Hükü-
meti'nin Başbakanı Kaçaznuni arasında geçen konuşma, İtilaf dev-
letlerinin "bağımsız" Ermenistan Hükümeti'ne karşı tutumunu çok
açık biçimde gözlerimizin önüne serer.
Kaçaznuni bu görüşmede çok ürkek ve uşakça bir ses tonuyla,
Ermeni halkının acılarını, İtilaf devletlerinin yanında savaşa katılan
Ermenilerin Almanlarla ve Türklerle Suriye'de, Mezopotamya'da,
Batı cephesinde, keza Kafkasya ve Rusya'da "kahramanca" savaş-
tıklarını, bu nedenle büyük ilgiyi hak ettiklerini dile getirmişti.
Sonra Kaçaznuni Ermenilere müttefik muamelesi yapılmasını Ge-
neral'den yalvar yakar talep etmiş ve Ermeniler arasında Antanta
karşı olan düşmanca havanın silinmesi için, İtilaf devletlerine hiz-
metleri karşılığında maddi yardım yapılmasını rica etmişti.
General Wocker, cevabi sözlerinde çok sert bir dille uşağına
başbakana "küstahlığı" nedeniyle yüklenmiş, konuşma üslubundan
"hiç hoşlanmadığını", maruzatın "kötü tarzını" gereken yerlere ra-
por edeceğini, bunun "Ermeni Cumhuriyeti için hiç de iyi olmaya-
cağını" bildirmişti. General, Taşnak Hükümeti Başbakanı'na, Erme-
nileri müttefik olarak görmediğini ve "bir halka yardım için (?) en
azından bir şeyler gönderildiği zaman" minnettar olmak gerektiğini
hissettirmişti.
"Bağımsız" Ermenistan Başbakanı Kaçaznuni, müttefik Gene-
rali'nin tehdidinden korkarak, halkın müttefikler üzerindeki kuşku-
larının "bir temele dayanmayabileceğim" söylemiş ve General'den
özür dilemişti.38
Ermenistan emekçilerinin, emperyalizm ve onun yardakçıları
olan Taşnakların, Taşnaksutyun artıklarının boyunduruğundan kur-
tuluşunun 16. yılı olan 1936 yılında, kitabımızın başında belirttiği-
miz gibi, gelecekte baş gösterecek bir emperyalist savaş için de
karşıdevrimci planlar yapılmaktadır. Taşnaklar 1914-1918 dönemi-
nin kanlı politikasını tekrarlamaya, bu suretle Kuzey Ermenistan
bölgesinde yeniden egemenlik kurmaya çalışıyorlar. Bu amaçla
Taşnaksutyun artıkları, "dudaklarında ölüm soğukluğu, yüzlerinde
alaycı bir gülümseme" (Kaçaznuni), Gürcü Menşeviklerin ve Azeri
Musavatçılann beyaz göçmenleriyle birlikte, Sovyet ülkesi aley-
hine görüşmeler yapıyorlar; "Güney Kafkas'ın bağımsızlığı" adına,
bu karşıdevrimci grupların aralarında var olan sürtüşmeyi ve hırgürü
"hafifletmeye" ve antisovyetik cephe kurmaya -başarısızlığa
mahkûm olsa da- gayret ediyorlar.
Bütün bu gruplar, silme barış düşmanlarının himayesinde bulu-
nuyorlar, flitler maiyetindeki Alman müdahalecileri onları kullanı-
yor, onlar Japon militaristlerine hizmet ediyorlar, onlardan silah alı-
yorlar, Polonya subayları vb. da onları kullanıyor. Kafkas'ın karşı-
devrimci göçmenlerini daha aktif biçimde himaye etmiş olan ve ha-
len himaye eden ingiliz emperyalizminden söz etmiyoruz bile. İn-
38 Ermenistan Merkez Devtel Arşivi, fon 65, dosya 12, s.44-50.
52
giliz gericileri, Taşnakların Birinci Dünya Savaşı'nda yerine getir-
dikleri görevi çok iyi bilirler. Bu yüzden İngilizler şimdi Taşnak ar-
tıklarını biraraya toplamaya, Kürt gerici gruplarla birleştirerek, be-
yaz göçmen Rus monarşistleri onların başına getirmeye ve "özgür
Ermenistan ve Kürdistan" adına, Sovyet ülkesine yöneltmek üzere
silahlandırmaya çalışıyorlar.
Taşnak çetesi 15 yıldan fazladır, dünya proletaryasının ve bütün
emekçilerin anayurduna karşı, büyük bir çabayla müdahaleciliği
örgütlemektedir. Her zamankinden daha yakın olan emperyalist sa-
vaş koşulları içinde Taşnaklar etkinleşiyor. Satılmış basın sayfala-
rında, geleceğin antisovyetik emperyalist savaşına Ermenileri çek-
mek için "kamuoyu" oluşturuyorlar. Görünen o ki, Çarlıkla ve Batı
emperyalistleriyle beraber yok ettikleri yüz binlerce işçi-köylü-nün
cesedi ve akıtılan kan onları doyurmamış. Anlaşılan, 30 aylık
egemenlikleri döneminde, Ermenistan ekonomisini tamamen çö-
kerterek geniş yığınların gözünde kesin olarak itibardan düşmeleri
onları tatmin etmemiş.
Peki, karşıdevrimci Taşnaksutyun bu faaliyetleriyle ne kazana-
bilir? Yalnızca kesin bir son... Ermeni halkının cellatlarının, onla-
rın "hamileri" olan İngiliz gericilerin, Japon militaristlerin, Alman
faşistlerin çabaları boşuna. Sosyalizmin vatanına üstün gelecek ve
burjuva-toprak ağalan düzenini yeniden kuracak bir güç dünya
üzerinde artık yok. Sosyalizm, yeryüzünün altıda birinde zaferi ka-
zandı; Bütün Birlik Komünist (Bolşevik) Partisi Merkez Komite-
si'nin Leninci bilge yönetimi ve halkın önderi sevgili Stalin saye-
sinde, Sovyetler Birliği -halkların kardeşliği ailesi- her bakımdan
kudretli bir devlet haline geldi; sosyalizmin kapitalizm üzerinde za-
feri önceden belli oldu. Bundan sonra bütün mesele, Stahanovcula-
rm ilk toplantısında yoldaş Voroşiîov'un söylediği gibi, sadece za-
feri çok ufak. kayıplarla kazanmak!ir. Çürük Taşnak ideologları,
karşıdevrimci tasarılarım hayata geçirmeyi başaramadılar. Yurtdı-
şındaki emekçi Ermeni yığınları arasında onların gerçek yüzü git-
gide açığa çıkıyor. Sovyet Ermenistanı'nın işçileri ve kolhozcuları
arasında Taşnaklar çoktan gözden düştüler. Bu kuşkusuz, Taşnak-
sutyun'un karşıdevrimci kırıntılaıının teslim olduğu, pis işlerine
son verdiği, cumhuriyette sosyalizmin inşasını baltalamaya kalkış-
mayacağı anlamına gelmez. Ancak tarihin çarkını geriye döndür-
meyi başaramazlar. Bütün Birlik Komünist (Bolşevik) Partisi ve
yoldaş Stalin'in kılavuzluğunda, Ermenistan Komünist Partisi,
emekçi yığınları seferber ederek, devrimci uyanıklığı yükselterek,
sınıf düşmanlarının ve onların ajanlarının son artıklarını temizleye-
rek sosyalizmi başarıyla kuracaktır. Milliyetçi ve her türlü karşı-
devrim girişimleri sonuna kadar yok edilecektir. Proletarya Dikta-
törlüğü, komünizmi zaferle kurarak, bütün halk düşmanlarını, en
ufak parçası kalmayana dek yeryüzünden silecektir.
54
TAŞNAKSUTYUN PARTİSI'NİN KARŞIDEVRİMCİ ROLÜ*
1890 yılında, Ermeni büyük sanayi ve ticaret burjuvazisinin çok
güçlü olduğu Tiflis, Baku, Şuşa ve diğer kentlerde, resmi olarak Er-
meni Devrimci Taşnaksutyun Partisi (ARPD) olarak adlandırılan
bir milliyetçi burjuva partisi doğmuştu.
Taşnaksutyun, siyasal mücadele sahnesine, burjuva liberal Artsruni
ve onun yayın organı Mşak'ın doğrudan devamı olarak girmişti. Parti-
nin önde gelenlerinden Malumyan, Topçıyan ve diğerleri burjuva ya-
yın organı Mşak'ın çalışanları kabul ediliyorlardı.
Taşnaksutyun, karşıdevrimci Ermeni burjuvazisinin çıkarlarını
ifade ederek, 40 yıl boyunca Ermeni halkını ulusal ve sosyal demo-
goji yoluyla aldattı. Doğuşundan itibaren Taşnaksutyun'un, "sınıfsal
mücadele" ve benzeri gibi söylemleri de içinde barındıran Narodnik
düşüncelerinin yansıdığı bir programı vardı. 1905-1906 Devrimi dö-
neminde Taşnaksutyun Partisi, devrimle mücadele için yığınları hare-
kete geçirmeye çalışarak, Viyana Kongresi'nde "sosyalist" (EsEr)**
nitelikli bir programı kabul etmiş ve kendini "sosyalist" parti olarak
ilan etmişti. Sonraki yıllarda Taşnaksutyun, "partiyi kurmuş olan iki
üç 'okur yazar' tarafından, şekline uysun diye, kopyalanmış... -parti-
nin başını çektiği hareketle ve güttüğü hedeflerle hiçbir alakası olma-
yan- bu kâğıt parçasına" zaman zaman atıf yapmıştır...1
* 1938 yılında SSCB Bilimler Akademisi Tarih Enstitiisü'nün yayın organı îstro riçeskie. Zapiski (Tarih Notlan) dergisinin 2. sayısında yayımlanmıştır. ** EsEr: Sosyalist Devrimciler. Rusçada kısaltılmışı "SR". (Çevirenin notu.) 1 Şaumyan, Makaleler ve Konuşmalar, Baku Raboçi Yayınları, 1924, s.90.
57
Karşıdevrimci Taşnaksutyun, 1905-1906 Devrimi sürecinde (ve
sonrasında) devrimci güçleri darmadağın etmek ve devrim müca-
delecilerini bölmek için, Karabağ, Baku ve Güney Kafkas'ın diğer
şehirlerinde Ermeni-Türk kıyımını kışkırtmıştır. Taşnaksutyun Par-
tisi, devrimci işçi gösterileri sırasında katılımcılara şiddet uygula-
maktan sakınmamış (Aleksandropol [Leninakan]* ve diğer şehir-
lerde), bu amaçla özel mavzerci birlikler kurmuştur.
Taşnaksutyun, Rus askeri-feodal emperyalizmin uşağıydı. "Tür-
kiye'de yaşayan kardeşlerinin kurtuluşu" vb. sloganlar kullanıp
emekçi yığınları aldatarak, kendi organı olan sözde Ermeni "Milli"
Şûrası yoluyla, 1914-1918 emperyalist savaş döneminde Ermeni-
lerden "gönüllü" milisler kurmuş ve Ermeni işçi köylülerini Çarlık,
İngiliz-Fransız ve Ermeni emperyalizminin çıkarları uğruna "kur-
banlık koyun" durumuna getirerek Kafkasya'da Çarlık Ordusu'nun
kadrosunu tamamlamıştı.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun, 1918 yılında Alman-Türk kuvvet-
lerinin yardımıyla Ermenistan'da egemen olduktan sonra, ülke eko-
nomisini temeline kadar tahrip etmiş, işçi ve köylülerin devrimci
hareketlerini kana bulamıştı. Taşnaksutyun, egemen olduğu 30 ay-
lık sürede (Mayıs 1918-Kasım 1920) Ermeni nüfusun yüzde 35'ini
ve Azerbaycan nüfusun da yüzde 65'ini yeryüzünden silmişti.
Taşnaksutyun, devrimci Ermeni işçi ve köylülerinin iradesiyle
Sovyet ülkesinden kovuldu ve onun ideologları yurtdışında, Erme-
nistan'da burjuva diktatörlüğünü yeniden kurabilmek adına 17 yıldır
iğrenç işler yapmaktadırlar. 17 yıldan beri Taşnaksutyun artıkları
yurtdışında, SSCB'ye karşı birlikte hareket etmek amacıyla, Gürcü
Menşevikler ve Azerbaycanlı Musavatçılardan oluşan beyaz göç-
menlerle sözde anlaşıyorlar. Alman ve Japon faşistleri ve diğer ge-
rici güçler onları yurtdışında antisovyetik amaçlarla kullanıyorlar.
İşte bu yüzden, Sovyet Ermenistan emekçileri, Taşnakları her zaman
Ermeni halkının can düşmanı olarak gördüler ve görüyorlar.
* Bugünkü Gümrü. (Çevirenin notu.)
58
Ne var ki, son zamanlara kadar Sovyet Ermenistanı'nda karşı-
devrimci Taşnaksutyun Partisi artıklarına karşı etkin bir mücadele
verilmemiş. Gerçek yüzünü Lenin'in daha 1905 yılında açığa çıkar-
dığı "spesifizm" unsurlarının kökleri ülkede hâlâ kazınamamıştır.
Lenin, 1905'te Bolşevik Merkez Komitesi'ne -temsilcilerinin
hile ve oyunlarla Parti Konferansına katılmaya çalıştığı- "spesi-
fizm" üzerine bir yazı göndermişti. Yazı şöyle:
'"Ermeni Sosyal Demokrasi Federasyonu' hakkında sizleri özel
olarak uyarıyorum. Bu federasyonun toplantıya katılmasına ra-
zı olursanız, ne pahasına olursa olsun düzeltilmesi gereken
meşum bir hata olur bu. Bunlar, Kafkasya'da hiçbir ciddi ilişki-
si olmayan, burada eften püften şeyler yayımlayan düzen bozu-
cu iki Cenevrelidir... Bu, Kafkasya bundizmini beslemek için
uydurulmuş Bundist bir kreaturdur, başka da bir şey değildir.
Bu gibileri Rus konferansına, yani Rusya'da faaliyet gösteren
örgütler konferansına sokarsanız, şapa oturursunuz. Kafkasyalı
yoldaşların hepsi, bu sözde yazar ve düzen bozucu çetesine
karşıdırlar (bunu birçoklarından duydum). Sizler sadece Kaf-
kasya'nın protestolarına ve 'birleşme' yerine, yeni hırgüre ne-
den olursunuz. Allah aşkına, Kafkas birliğini, Rusya'daki
emekçi yığınları görmezden gelmek ve Cenevre bataklığının
aşağılık serserileriyle düşüp kalkmak nasıl mümkün olur! Size
gözyaşları içinde yalvarıyorum: Bunu yapmayın!"2
İşte bu nedenle karşıdevrimci Taşnaksutyun, var gücüyle "spesi-
fistleri" himaye etmiş ve her zaman onlardan övgüyle söz etmiştir.
Büyük Stalin'in sadık dava arkadaşları ve öğrencileri S. Şaum-
yan, S. Spandariyan vb., karşıdevrimci Taşnaksutyun ajanları olan
"spesifistler"e karşı amansız mücadele veriyorlardı.
Sovyet Ermenistanı koşullarında, Ermeni milliyetçi "spesi-
fizm"in önderi, şimdi ipliği pazara çıkmış olan Aşot İvanisyan, yö-
2 V. Lenin, Toplu Eserleri, e.28, s.496-497.
59
netimde olduğu 1923-1927 yılları arasında "spesifizm" politikası
uyguladı. O ve dava arkadaşları Güney Kafkas'ta ve Ermenistan'da
-milliyetçi "spesifist" önderlere, ülkedeki Bolşevizmin organiza-
törleri rolü vererek- Bolşevik örgütlenmeler ve devrimci hareket
tarihini alçakça çarpılmışlardı. Hatta A. İoanisyan ve grubu da, Eri-
van'ın merkezine "spesifizm" liderlerinden biri olan Ruben için bir
anıt dikmişlerdi. Spesifistler ve Ermenistan milliyetçi-eğilimci yö-
netimi, 1923-1927 döneminde karşıdevrimci Taşnaksutyun'a karşı
uzlaşmacı tutum sergiledi ve halkın can düşmanı D. Ananuni'yi ve
bazı "spesifistler"i himaye etti.
Hain A. Hanciyan, sezdirmeden yönetime kurulduktan sonra,
milliyetçilere karşı mücadeleye girmedi ve Taşnak-Troçkist ve
"spesifist" artıkların kökünü kazımadı. Hanciyan 1934'te Harur-
dayn Ay-asran gazetesi çalışanlarına şöyle demişti: "Şimdiki koşul-
larda Taşnaksutyun Partisi'ne karşı bir makale koymaya gerek yok-
tur. Bu yersiz olur... Böyle bir şeye asla ihtiyaç yoktur."3
Burjuva milliyetçisi Hanciyan'ın bakış açısından, siyasal, eko-
nomik hayatımıza getirilen Taşnak eleştirisi bizlere çok yararlıdır,
Sovyet iktidarının başına bir felaket gelmesi durumunda, kuşkusuz
iktidara gelebilecek tek güç Taşnaksutyun'dur. Mesele böyle ko-
nunca, elbette Taşnaksutyun'un karşıdevrimci özünün açığa çıkması
çok zordur.
Hanciyan'ın maskesi düştükten sonra, Ermenistan Komünist
Parti Yürütme Kurulu Birinci Sekreterliği'ne Amatuni getirildi. Ye-
ni başkan sıkı sık, Hanciyan'ın gerçek yüzünü açığa çıkarmakla
övündü. Oysa Amatuni, Hanciyan politikasının azılı takipçisi ve
onun karşıdevrimci milliyetçi faaliyetlerinin sürdürücüsü; Troçki-
Buharin tayfasının ajanıydı.4 Yalancı Amatuni ve çetesi kendi ko-
numlarından yararlanarak sosyalizmin inşasına muazzam zararlar
verdiler.
3 Pravda, 19 Ağustos 1936, yoldaş Beria'nın yazısı.
4 Pravda, 28 Ağustos 1937.
İşte bu nedenle, Sovyet Ermenistanı basın sayfalarında karşı-
devrimci Taşnaklar ve onların "spesifist" uşakları, zamanında ye-
terli eleştiriye ve ifşaata hedef olmamış, ülkedeki Taşnak-Troçkist
çete artıkları temizlenmemiştir.
1917 Şubat Devrimi ve Taşnaksutyun
Bilindiği gibi, karşıdevrimci Taşnaksutyun, sözde "Ermeni so-
rununun" çözümünü Rus çarlığının gücüne bağlamıştı.5 Burjuva-
milliyetçi Taşnaksutyun Partisi, Rus çarizmiyle "mücadele" demo-
gojik söyleminin tersine, yıllarca çarlığın gizli ajanı rolünü oynadı.
Gerici Taşnaksutyun'u anlamamızı sağlayan ve Çarlık düzeniyle
"mücadelesinin" asıl yüzünü saptayan bazı tarihsel olguları görelim.
Taşnaksutyun, emperyalist savaşın başlangıcında II. Nikolay'a
şöyle sesleniyordu:
"Sevgili yurdumuzun payına düşen sınavın, Rus silahının ye-
ni bir zaferiyle ve Rusya'nın Doğudaki tarihsel hedeflerinin
çözümüyle sonuçlanması için, kalplerimiz sıcak arzularla do-
ludur. Rus bayrağı İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında öz-
gürce dalgalansın! Büyük hükümdar, sizin iradenizle, Türk
boyunduruğu altında yaşayan halklar özgürlüğüne kavuşsun!"
1915 yılında Kafkasya Genel Valisi Vorontsov-Daşkov'un gö-
revden alınması ve yerine acımasız çar cellatlarından birisi olan
Büyük Prens Nikolay Nikolayeviç'in gelmesi üzerine Taşnaksut-
yun, yine tam bir bağlılık bildirisi savurdu:
".. .Derin inancımıza göre, bu kez Büyük Prens, sağlam iradesi
ve kararlılığıyla Türk Hükümeti'nin varlığını ebediyen sona
erdirecektir. Bu inançla, Rus Ordusu'nun sevilen eski başko-
5 Konuyla ilgili ayrıntılar için bkz. Lalayan, Devrimci Doğu dergisi, sayı 2-3, 1936.
61
mutamnın Kafkasya'ya gelişini 'hoş geldiniz!' diyerek kutlu-
yoruz!"6
Çar celladı önünde bu yüz sürmeler Taşnaksutyun'un Çar'ın uşağı
olduğunu bir kez daha doğrulamaktadır. Yalnız bazen, yığınları
aldatmak amacıyla, Çarlıkla sözlü "polemik" yöntemine başvurdu-
ğu oluyordu. İşte bu yüzden Taşnaksutyun, Şubat Devrimi'ni düş-
manca karşılamış ve kanlı Nikolay iktidarının yaşatılmasına elin-
den geldiğince destek vermiştir. Çarlığın düşmesi tartışmasız bir
gerçek olduğu zaman, Taşnaksutyun, diğer gerici partilerle beraber
Nikolay'ın yerine başka bir çar getirmeye kalkıştı.
Taşnaksutyun ideologu, Tiflis Şehir Duması eski Başkanı,
emekçi halkın düşmanı A. Hatisyan, Romanovlar Hanedanı'nın de-
vam ettirilebilmesi için elinden geleni yaptı. Hatisyan'ın yurtdışın-
da yayınlanmış olan anılarından da açıkça görüldüğü üzere, kendisi
Şubat Devrimi arifesinde, II. Nikolay yerine Rus tahtına, onun
amcası Büyük Prens Nikolay Nikolayeviç'in geçmesi için, Tiflis
Şehir Duması içindeki Çernosoten grubunun mücadelesine çok et-
kin biçimde katıldı.
Menşeviklerin ve EsErlerin desteğiyle, kapitalist-toprak ağası
diktatoryasının kurulduğu 1917 Burjuva Demokratik Devrimi'nden
sonra Taşnaksutyun, Gürcü Menşeviklerle birlikte Güney Kafkas
Bolşeviklerine karşı mücadele etti ve Güney Kafkas'ta geçici hükü-
met organlarının kurulmasına ve güçlenmesine bütün gücüyle yar-
dımcı oldu.
Hatisyan, anılarında şöyle yazıyor:
"Devrim haberi (Şubat Devrimi -A.L.) Kafkasya'ya ulaştığın-
da, özellikle de genel vali Kafkasya'dan ayrıldığı zaman, ye-
rel iktidarın kurulması görüşmeleri başladı. Tiflis'te, başında
N. Jordaniya, Hatisyan ve Rus Popov olmak üzere bir organ
6 Hayrettik (Taşnaksutyun yayın organı), sayı 2, 24 Eylül 1915.
62
oluşturuldu, zaman içinde bu organ Geçici Hükümet tarafın-
dan Rusya'dan gönderilen Güney Kafkas Özel Komitesi'ne
(Ozakom) dönüştürüldü."7
Hatisyan, Ozakom yöneticilerinin Rusya'dan gelişiyle ilgili se-
vincini şöyle dile getiriyor:
"Prens Livov... Kafkasya'yı yönetmek amacıyla, başında
Harlamov olmak üzere Kafkasya'ya özel bir organ gönderme-
ye karar verdi. Bu organda Gürcü Çhankeli, Ermeni Papacan-
yan ve Azeri Cabbarov (Rus Devlet Duması üyeleri) çalışa-
caklardı."
Hatisyan devam ediyor:
"Kafkasyalılar bu iktidarı isteyerek kabul ettiler. Onların gelişini
selamladılar ve onları gardan Palata'ya kadar uğurladılar."8
Sonuçta Taşnaksutyun ideologlarından biri olarak Hatisyan, Ge-
çici Hükümetin ortaya çıktığı ilk günden itibaren, bu hükümetin
azılı bir yandaşı ve etkin faaliyet adamı olarak boy göstermiştir. O-
ve partisi, Türkiye'nin Doğu Anadolu illerinin ele geçirilmesinde,
kapitalist-toprak ağaları Geçici Hükümetinden destek beklemişti.
Bu nedenle karşıdevrimci Taşnaksutyun, Geçici Hükümetin var ol-
duğu bütün süre boyunca onun gizli ajanıydı. Geçici Hükümetin
başarılarıyla övünüyor, başarısızlığında da ağlayıp sızlıyordu. Böy-
lece, 1917 ortasında Geçici Hükümet Ordusu cephelerde ağır bir
bozguna uğradığı zaman, karşıdevrimci Taşnaksutyun bunu kendi
yenilgisi olarak kabul etti. Hatisyan, 1933 yılında yayımlanmış
olan anılarında açıkça şöyle yazıyor: "Rus Ordusunun (Geçici Hü-
kümet Ordusunun -A.L.) yenilgileri başladı, böylece, bu ordunun
zaferine bağladığımız umutlar da yok oldu."9
7Hayrenik, sayı 5, 1933, s.144. 8 Aynı yerde, s. 146. 9 Aynı yerde.
63
Taşnaklar, Geçici Hükümetle her konuda dayanışma içine gir-
mişler ve politikasını her zaman desteklemişlerdi.
Rus emperyalizminin temsilcileri Milyukov, Guçkov ve diğerle-
ri, "Zaferi kazanıncaya kadar savaş..." diye haykırıyorlardı. Taşnak-
lar da onların sözlerini tekrarlıyorlardı: "Cephelerde Rus Ordusunun
tam zaferine kadar hiçbir toplumsal ve ulusal talep olmayacaktır."
Taşnaksutyun'un "kuramcısı", satılmış kalemşor A. Çilingaryan,
Taşnak dergisi Gorts'ta, Geçici Hükümetin sürdürdüğü savaşı gerekli
ve ilerici bir tavır olarak "gösterirken" kendini adeta paralıyordu.
Aşağılık Çilingaryan haini ve Taşnaksutyun'un diğer "düşünür" tay-
fası, Lenin ve dava arkadaşlarını "Alman ajanları" adlandırarak, bu
çok iğrenç iftira karşısında bile tereddüt etmiyorlardı.
Taşnak satılık basını ve yol göstericileri (A. Çilingaryan, Camal-
yan, S. Vratsiyan vs.) Lenin'i ve Bolşevikleri çok ağır eleştiriyorlar-
dı. Çünkü bu satılmışlar, onları burjuva-toprak ağalığı düzeninin düş-
manları; Geçici Hükümete karşı verilen mücadelenin organizatörleri
ve yöneticileri, keza proletarya diktatörlüğü için savaşan işçi sınıfı-
nın önderleri olarak görüyorlardı. Büyük Lenin'in dava arkadaşı Sta-
lin'in titizlikle yetiştirip geliştirdiği Güney Kafkas Bolşevik örgütle-
riyle mücadelede Taşnaksutyun, en alçakça yolları -iftira, yalan, al-
datma, devrim savaşçılarını yok etme vb.- kullanmaya başladı.
Geçici Hükümet, devrimci işçilerle kurşun ve tutuklama diliyle
konuşuyordu, ama karşıdevrimci Taşnaksutyun yine de bu hükü-
meti Bolşeviklere "yumuşak" davranmakla suçluyordu. Taşnaksut-
yun, General Kornilov'u işte bu sebepten hayranlıkla selamlıyordu;
ona göre Geçici Hükümetin Bolşeviklerle mücadelesinde düştüğü
"hataları" sadece Kornilovluk düzeltebilirdi.10
Sevilen önderini ortadan kaldırarak proletaryayı başsız bırakma
çabası içinde olan diğer karşıdevrimci partilerle birlikte Taşnaksut-
yun, Geçici Hükümetten ısrarla Lenin'in hesabının görülmesini is-
10 Gorts, sayı 7-8, 1917.
64
tiyordu. Geçici Hükümetin bu kanlı planları, partinin ve Lenin'in en
sadık dava arkadaşı Stalin'in uyanıklığı sayesinde suya düşünce,
Taşnaksutyun'un bulvar gazeteleri bu konuda büyük üzüntülerini
bildiriyor ve yetersiz enerjisi nedeniyle hükümeti suçluyorlardı.
1917 Şubat-Ekim ayları arasında Taşnaksutyun, Menşeviklerle
ve EsErlerle birlikte, Güney Kafkas'ın Baku, Tiflis ve diğer şehir-
lerindeki Bolşevik örgütlerini yok etmeye ve işçi-köylü devrimci
hareketlerini tasfiye etmeye ve Geçici Hükümetin iktidarını pekiş-
tirmeye girişti. Ancak karşıdevrim hareketi, Bolşevikleri alt etmeyi
başaramadı.
"Yoldaş Stalin'in kılavuzluğunda Güney Kafkas Bolşevikleri,
devrimci hareketin her aşamasında, işçi sınıfının tüm düşman-
larına, en başta Menşeviklere, burjuva milliyetçilerine, 'uzlaş-
macılara' ve 'barıştırıcılara' karşı uzlaşmaz mücadele örneği
gösterdiler."11
Menşevikler ve Musavatçılarla birlikte Taşnaksutyun, Güney
Kafkas Özel Komitesi'ne etkin olarak katıldı. Bu komitenin yanın-
da, o zamanlar Güney Kafkas'ta egemen sınıfların çıkarlarını yan-
sıtan (Ermeni, Gürcü, Azeri) ulusal konseyleri (milli şûraları) ku-
ruldu. Karşıdevrimci Taşnaksutyun, gerek Ozakom'da, gerekse
onun dışında, "denenmiş" -işçi ve köylüleri aldatma ve demogoji-
yöntemleri uyguladı. Geçici Hükümetin yığınların karşısında göz-
den düştüğü; Menşeviklerin, EsErlerin ve diğer küçük burjuva par-
tilerin asıl yüzlerinin açığa çıktığı; Bolşevik partisinin de işçi sını-
fının çoğunluğunu gittikçe daha sağlam biçimde kendi saflarına
çektiği ve burjuva-toprak ağalığı düzenine karşı silahlı ayaklanma
hazırladığı dönemde (Ağustos-Eylül 1917), Taşnaksutyun, yığınları
kazanma ve devrimle mücadele amacıyla, programında bulunan
"sosyalist" bölümün propagandasını yapmaya başladı.
11 L. Beria, Güney Kafkas'ta Bolşevik Örgütlenmelerin Tarihine Dair, Komünist Parti Merkez Komitesi Yayınlan, 1936, s.114.
65
Yalan dolan, hile ve gerçekleri saptırma Taşnakların belli başlı
yöntemidir, her burjuva partisi gibi onlar da bu özellikler olmadan
yapamazlar. Devrimle etkin biçimde mücadele eden karşıdevrimci
Ermeni burjuvazisinin partisi, işte bu nedenle kendini "devrimci"
ve "halkın partisi" gibi göstermektedir.
Büyük Ekim Sosyalist Devrimi ve Taşnaksutyun
Stalin, "Sosyalizm Maskesi Altındaki Güney Kafkas Karşıdev-
rimcileri" başlıklı yazısında şöyle diyordu:
"Şubat Devrimi ve 'sosyalizm' maskesini yüzüne takan Güney
Kafkas karşıdevrimcileri, ülke emekçi sınıflarının durumunda
esaslı bir değişiklik getirmemişlerdir. Köyün en devrimci un-
surları olan askerler henüz cephedeydiler. Ülkenin geri kal-
mışlığı nedeniyle sınıf olarak genelde güçsüz olan ve örgütlü
bir birlik şeklinde hâlâ güçlenememiş işçiler de, elde edilen
siyasal özgürlükle esrime durumunda bulunarak, görünen o ki
daha ileri gitmeye hazırlanmıyorlardı. Bütün iktidar varlıklı
sınıfların elinde kalmıştı. Bunlar sıkıca iktidara tutunmuş ve
EsEr-Menşevik stratejilerine yol vererek, Rusya Devrimi'nin
burjuva karakterli ve sosyalist devrimin ham hayal olduğu vb.
üzerine bilgiç sözlerle işçi ve köylüleri uyutmayı beklemek-
teydiler. Ekim Devrimi durumu köklü biçimde değiştirdi. İk-
tidarın emekçi sınıfların eline geçmesini gündeme getirerek,
bir el hareketiyle bütün ilişkileri tersine çevirdi. 'İktidar işçi
ve köylülere!' çağrısı, ülkenin her yanında gürleyerek, ezilen
yığınları ayağa kaldırdı. Rusya'nın kuzeyinden yayılan bu
çağrı hayata geçirilmeye başladığı zaman, Güney Kafkas'ın
varlıklı sınıfları, Ekim Devrimi'nin ve Sovyet iktidarının ken-
66
dileri için kaçınılmaz bir son olacağını gördüler. Bu nedenle
Sovyet iktidarına karşı mücadele, onlar için ölüm kalım me-
selesi oldu."12
Güney Kafkas sömürücü sınıflarının çıkarlarını savunan Menşe-
vik, EsEr, Taşnak karşıdevrimci grupları, Büyük Ekim Devriminin
başından itibaren Sovyet iktidarına düşmanca bir tutum sergilediler.
Rusya'da iktidarın emekçi halk kitlelerine geçmesinin, eski Çarlık
İmparatorluğu kenar bölgelerindeki kapitalist, toprak ağası, bey ve
kulak* egemenliğinin de yıkımını beraberinde getireceğini çok iyi
anlıyorlardı. Çarlık sömürgelerinin burjuva-ağa boyunduruğundan
kurtulması ise, sırası geldiğinde Sovyet Rusya'nın mevzilerini güç-
lendirecek, iç ve dış karşıdevrimcileri kayba uğratacaktı.
Stalin 1920'de şöyle diyordu:
"Rusya'da devrimin ve iç savaşın üç yılı, Merkezi Rusya'nın
ve kenar bölgelerin karşılıklı desteği olmadan devrimin başa-
rıya ulaşmasının olanaksız olduğunu ve Rusya'nın emperya-
lizmin pençesinden kurtulamayacağını göstermiştir. Merkezi
Rusya; bu dünya devriminin ocağı, hammadde, yakıt ve besin
maddeleriyle zengin kenar bölgelerin yardımı olmadan uzun
süre dayanamaz. Rusya'nın bu bölgeleri de, gittikçe gelişen
merkezi Rusya'nın politik, askeri ve örgütsel desteği olmadan
zamanı gelince kaçınılmaz olarak emperyalizmin kölesi duru-
muna gelecektir."13
İşte bu yüzden, Güney Kafkas karşıdevrimi, satılmış basın say-
falarında kudurmuşçasına Sovyet karşıtı kampanyalara girişti.
Büyük Ekim Devrimi insanlık tarihinde ilk olarak, insanın insan
tarafından sömürülmesini tam anlamıyla ortadan kaldırdı.
12 Pravda, sayı 55-56, Mart 1918, yoldaş Stalin'in makalesinden, "Sosyalizm Mas kesine Bürünen Güney Kafkas Karşıdevrimcileri".
* Kulak: Zengin köylü, vurguncu. (Çevirenin notu.) 13 Stalin, Marksizm ve Milli-Sömürge Sorunu, 1936, s.58.
67
"Halkların tarihi birçok devrim bilir. Hepsi tek boyutlu dev-
rimler olmaları bakımından Ekim Devrimi'nden ayrılır.
Emekçileri sömürme biçimi, yerini başka bir sömürme biçi-
mine bıraktı, ama sömürücüler ve ezenler kaldı. Sömürücüler
ve ezenler başka sömürücü ve ezenle yer değişti, ama sömü-
rücü ve ezen aynı kaldı. Yalnız Ekim Devrimi, her türlü sömü-
rüyü yok etmeyi, her türlü sömürücü ve ezeni ortadan kaldır-
mayı hedef bildi."14
Asıl bu nedenle, Güney Kafkas sömürücü sınıflarının siyasal
partileri silaha sarılarak muzaffer sosyalist devrime karşı harekete
geçti. Aşağılık Taşnaksutyun, "ne pahasına olursa olsun Bolşevik
iktidarın devrilmesini hızlandırmak ve Kurucu Meclisi toplamak
için karşıdevrimci partilere çağrı yaptı".15
Şimdi bile Taşnaklar,
Rusya'da sözde hiçbir zaman devrim olmadığını, "çarlığın kendili-
ğinden devrildiğini, onu kimsenin yıkmadığını" söyleyip durmak-
tadırlar.16
Karşıdevrimci Taşnaksutyun, Ekim Devrimi'nin kazanımlarına
karşı mücadele ederken, Ermenistan toprağında, Ermenistan büyük
sanayi-ticaret burjuvazisi diktatörlüğü kurma ve Türkiye'den (Do-
ğu Anadolu'nun 7 ili), Gürcistan'dan (Ahilkelek, Borçalı vs.) ve
Azerbaycan'dan (Karabağ, Nahçıvan vs.) toprak kopararak, "ba-
ğımsız" Taşnak Cumhuriyeti'nin sınırlarını genişletme sevdasına
soyundu. Karşıdevrimci Taşnaksutyun, burjuva devletinin kurul-
ması mücadelesini, ulus ve milli iktidar mücadelesi paravanasıyla
gizledi. Kendisine ait satılık basın sayfalarında, burjuva milliyetçi
Taşnak Hükümeti'ni bile "sosyalist hükümet" olarak ilan etti.17
14 Stalin, Öncü Kolhoz Çalışanları Birinci Kongresi'nde yaptığı konuşmasından. Leninizm Meselesi, 10. basım, s.527.
15 Aşhatavar, (Taşnaksutyun'un merkez ve Tiflis Komiteleri yayın organı), 22 Şu-bat 1918.
16 Hayrenik, sayı 5, 1933, s. 143. 17 Gorts, sayı 56, 1917, s.216; Arev (Taşnaksutyun Baku yayın organı), 1918, s.106.
68
S. Şaumyan 1906'da Taşnak Partisi'nden şöyle söz ediyor:
"O, sosyalizm maskesini yüzüne takarak, Kafkas'ın işçi hare-
ketine karşı en kararlı bir savaşım vermektedir. Devrime karşı
15 yıl savaşmak için, şimdiye kadar kendini 'devrimci' parti
olarak adlandırmıştır; şimdi devrime ve sosyalizme karşı sa-
vaşmak için, kendini 'devrimci' ve 'sosyalist' parti olarak ad-
landırmaktadır."18
Güney Kafkas Komiserliği'nde ve
Seyminde Karşıdevrimci Taşnaksutyun
Büyük Ekim Sosyalist Devrimi zaferinden sonra, karşıdevrimci
Taşnaksutyun'un giriştiği gerçek "eylemlere" geçelim şimdi.
Ozakom'un, ülkenin varlıklı sınıfları için büyük tehdit olan, ge-
lişen devrimci işçi ve köylü hareketini destekleyecek gücü yoktu.
Güney Kafkas'ın Bakû, Tiflis, Batum ve diğer kentlerinde, Stalin'in
kurduğu ve güçlendirdiği Bolşevik örgütlenmeler, yığınları derinli-
ğine etkilemişti. Onlar ülkenin işçi ve köylülerini, ağalar ile, kapi-
talistlerin boyunduruğundan ve yabancı emperyalistlerin tahakkü-
münden kurtarmak için Kafkas karşıdevrimine yıkıcı bir darbe vur-
maya hazırlanıyorlardı.
Bolşeviklerle mücadelede Güney Kafkas karşıdevrimine bir ka-
le gerekliydi. Menşevikler, Taşnaklar ve Musavatçılar, Özel Komi-
tenin yeniden yapılanması üzerine anlaştılar. 15 Kasım 1917 tari-
hinde milli şûraların (Ermeni, Gürcü ve Türk milli şûraları... Bun-
ları sırasıyla Taşnaklar, Menşevikler ve Musavatçılar yönetiyordu)
aldıkları karara göre, Tiflis'te Güney Kafkas Komiserliği kuruldu
ve başına Menşevik Gegeçkori getirildi.
Güney Kafkas Komiserliği, kurulduğu günden itibaren, Sovyet
Rusya ve Güney Kafkas devrimci işçi ve köylülerine karşı alçakça
18 S. Şaumyan, Makaleler ve Konuşmalar, s.91.
69
karşıdevrim planlarını hayata geçirmeye başladı. Karşıdevrimci
Taşnak, Menşevik ve Müsavat partilerinde bu konuda bir fikir ay-
rılığı yoktu. Güney Kafkas Komiserliği, halka karşı faaliyetlerini,
Sovyet Rusya'yla bağlarını fiilen kopararak başlattı. Bunun ötesin-
de Kuzey Kafkas'ta Sovyet Rusya'ya karşı savaşan beyaz general-
lere etkin biçimde yardım vermekteydi.
".. .Bir tarafta devrimci işçi-köylü güçlerinin, öbür tarafta kar-
şıdevrimci Milyukovların, Kornilovların, Kaledinlerin, Kara-
ulovların seferber olduğu Rus devriminin en şiddetli anların-
da, Güney Kafkas Komiserliği devrimci Petrograd iktidarına
sırtını döndü ve Kuzey Kafkas karşıdevrimci hükümetleriyle
'temas' halinde hareket ederek Kaledin ve Karaulov'la fiilen
ittifaka girdi."19
Ülkenin devrimci işçi ve köylü hareketinin acımasızca bastırıl-
ması ve Bolşevik yığınların ardından gidenleri yıldırmak için Tif-
lis'in merkezinde idam sehpalarının kurulması, Güney Kafkas Ko-
miserliği'nin daha sonraki karşıdevrimci eylemleri oldu.
N. Jordaniya'nın doğrudan yönetimi altındaki Güney Kafkas
Komiserliği 22-25 Ocak 1918 tarihinde Şemkir köyünde, Türk cep-
hesinden Tiflis yoluyla Sovyet Rusya'ya dönmekte olan Rus asker-
lerine bir saldırı organize etti. 500 bin kişilik devrim ordusu, top ve
makineli tüfek ateşine tutuldu ve Tiflis'ten Yelizavetpol'e* (Kirovo-
bad) ulaşan yol üzerinde Rus askerlerinin silahları alındı. Demiryolu
hattı üzerinde birkaç bin ölü ve yaralı kaldı. Güney Kafkas Ko-
miserliği, tarihte bir eşi görülmemiş bu alçakça eylemini, Yeliza-
vetpol Müslüman Milli Şûrası'nın üyelerince yönetilen binlerce si-
lahlı Müslümanın desteğiyle ve N. Jordaniya'nın emriyle sevk edi-
len zırhlı trenle gerçekleştirmişti.
Stalin, Mart 1918'de bu konuda şöyle diyordu:
19 S. Saumyan, Makaleler ve Konuşmalar, s.120-121. * Yelizavetpol: Gence. (Çevirenin notu.)
70
"Barış görüşmelerinin başlamasından sonra, Türk cephesin-
den dönen devrim askerlerinden söz edelim. Bu askerler, an-
tisovyetik koalisyonun merkezi olan Tiflis'ten geçmek zorun-
daydılar. Onlar Bolşeviklerin elinde Güney Kafkas Komiser-
liği için ciddi tehdit olabilirlerdi. En gözle görülür tehlike. İşte
bu tehlike karşısında 'sosyalist' çıngırdaklar döküldü. Ko-
alisyonun karşıdevrimci karakteri su yüzüne çıktı. Komiserlik
ve 'milli' şûralar (Türk, Gürcü, Ermeni) cepheden dönen bir-
liklerin silahlarını aldıktan sonra haince kurşunladılar ve vah-
şi 'milli' sürüleri silahlandırdılar."20
Karşıdevrimci Güney Kafkas Hükümeti, devrimci askerleri kur-
şunlarken ve ellerinden silahları alırken, Türk "milli" sürülerini si-
lahlandırdı; Taşnaksutyun'un ve Menşeviklerin rızasıyla, devrimci
yığınların dikkatlerini başka yere çekmek amacıyla bir Ermeni-Ta-
tar* kıyımı tezgâhladı.
Güney Kafkas Komiserliği, Güney Kafkas'tan ayrılmayı başa-
ran ve Kuzey Kafkas bölgesinde bulunan Rus askerlerini de silah-
sızlandırmıştı. "İşin kalıcı olması ve kendini kuzeyden sağlama al-
mak için" diyen Stalin şöyle devam ediyor:
"Güney Kafkas Komiserliği, Karaulov ve Kaledin'le uzlaşma-
ya girdi, Kaledin'e vagonlar dolusu mühimmat gönderdi. Ka-
ledin'in silahsızlandırmaya zaman bulamadığı birliklerin elin-
den silahları almak için ona yardım etti ve Sovyet iktidarıyla
mücadelede ona her türlü araç gereç desteği sağladı."21
23 Şubat 1918 tarihinde Tiflis'te baş gösteren olay, Menşevik-
Taşnak-Musavatçı Güney Kafkas Komiserliği'nin karşıdevrimci
özünü tam anlamıyla su yüzüne çıkarmış oldu.
20 Pravda, sayı 56, 1918. * Türkler kastedilmektedir. (Çevirenin notu.)
21 Aynı yerde.
71
Şubat 1918'de Bolşevik örgütün yönetimi altındaki Tiflis prole-
taryası, Komiserliğin karşıdevrimci eylemlerine karşı protestolarda
bulunmuş ve Sovyet Rusya'yla dayanışma içinde olduğunu bildir-
mişti. Menşevik-Taşnak-Musavatçı "yöneticiler", devrimci işçi ve
köylülere karşı çılgınca bir mücadeleye girdiler. Devrimcileri tutuk-
ladılar, Kafkas İşçisi, Brdzola, Bankori Kriv gibi Bolşevik gazetele-
rini kapattılar. 23 Şubat 1918 günü Tiflis proletaryası, tutuklanan ar-
kadaşlarının serbest bırakılması ve Bolşevik gazetelerine uygulanan
yasağın kaldırılması talepleriyle, Güney Kafkas Komiserliği'nin ca-
navarca eylemlerine karşı Aleksandrovski Bahçesi'nde Bolşevikle-
rin yönetimi altında bir gösteri düzenledi. Birlikler sivil göstericile-
rin üzerine tüfek ve makineli tüfeklerle ateş açtılar; 15 dakika süren
ateş sonunda 8 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Bolşevik lideri sanılan
göstericilerden biri eşkıyalar tarafından kalbura çevrildi.
23 Şubat 1918 günü Aleksandrovski Bahçesi'nde meydana ge-
len bu olay, Güney Kafkas Komiserliği'nin karşıdevrimci yüzünü
açıkça gösterdi. Stalin devam ediyor:
"Bu sonuncu olay, Menşevik sosyal-karşıdevrimcilerin yüzle-
rinden sosyalizm maskesini çekip çıkarmıştır. Şimdi bütün
devrimci dünya, Güney Kafkas Komiserliği'nin ve onun 'Sey-
mi' (milli meclis) artıklarının şahsında, Güney Kafkas işçi ve
köylülerine karşı yönetilen en acımasız karşıdevrimci bir
blokla işimiz olduğuna kanaat getirir."22
Güney Kafkas Komiserliği'nin, yönetimin başında kaldığı 98
günde yapılan daha birçok antisovyetik karşıdevrimci eylemini
saymamız mümkündür. Ancak bu sömürücü sınıf organının, "anti-
sovyetik koalisyonun canlı timsali" olan bu organın asıl yüzünü an-
lamak için burada anlatılanlar yeterlidir.23
22 Pravda, sayı 56, 1918.
23 Aynı yerde.
72
Güney Kafkas Komiserliği yönetimde bulunduğu üç ayda ülke-
yi tam bir perişanlığa sürükledi. Tarımın harap olması, açlık, para-
nın aşırı değer kaybı, mali buhran, nihayet kardeşi kardeşe kırdıran
halklar arası çatışmalar, katliamlar, evet bütün bunlar Güney Kaf-
kas Komiserliği'nin karşıdevrimci siyasetinin sonucudur.
Ülkenin Bolşevikleri, Lenin ve Stalin'in sadık partilileri, karşı-
devrimci koalisyonun yıkılması ve Sovyet iktidarının kurulması
için dirençle mücadele verdiler. Güney Kafkas karşıdevrimci parti-
lerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için S. Şaumyan şöyle sesle-
niyordu:
"İşçi-köylü Hükümeti iktidarını -Halk Komiserliği Sovyeti-
ni- tanıyın, İşçi, Asker, Köylü Delegeleri Sovyeti kongresini
toplayın ve örgütlü devrimci sınıflar Kafkasya'da güçlü ve söz
sahibi enternasyonal bir iktidar kursunlar!"24
Ancak karşıdevrimci koalisyon bunun yerine Güney Kafkas
Seymini kurdu. 100 üyesinden 28'i Taşnaksutyun Partisi'ndendi.
Stalin Seymi değerlendirirken şöyle diyor:
"Ülke halkının, Sovyet iktidarına karşı mücadelede birleşmesi
için, Güney Kafkas Kurucu Meclisinin EsEr-Menşevik-
Taşnak-Han üyeleri, Güney Kafkas Seymi adı altında bir mec-
lis kurmaktadırlar. Burada hem 'sosyalizm', hem 'ulusların
kendi kaderlerini kendileri tayin etme' sloganı ve hem de eski
çıngırdaklardan daha hakiki bir şey vardır; yani varlıklı sınıf-
ların işçi-köylü iktidarına karşı hakiki birliği..."25
Seym, 23 Şubat 1918 tarihinde, Aleksandrovski Bahçesi'nde si-
vil göstericilerin kurşunlandığı gün açıldı ve makineli tüfek sesleri
altında gerçekleşti. Seym o gün toplantısını bitiremedi; Tiflis işçi-
leri çok öfkeliydi. Toplantı 26 Şubat'a ertelendi. Taşnaksutyun tem-
24 S. Şaumyan, Makaleler ve Konuşmalar, s. 123.
25 Pravda, sayı 55, 1918.
73
silcisinin önerisiyle Seym başkanlığına Menşevik Çheidze, birinci
yardımcılığına Musavatçı Agayev, ikinci yardımcılığa Taşnak S.
Tigranyan seçildi. Güney Kafkas Komiserliği başkanı karşıdevrimci
Gegeçkori toplantıda Komiserliğin faaliyetlerine ilişkin bir rapor
okudu. "Menşevik-Taşnak-Musavatçı Seym, Güney Kafkas'taki bu
gerici ocak, buradaki devrimin kalleşçe ortadan kaldırılması hare-
ketinin tezgâhlandığı bu kurum..."26
Komiserliğin aldığı tüm ön-
lemleri takdirle karşıladı. Sovyet Rusya'yla amansızca mücadele;
karşıdevrimci Kuzey Kafkas generallerine yardım; Şemkir'deki
katliam; Aleksandrovski Bahçesi'ndeki trajedi; devrim savaşçıları
için hazırlanan idam sehpaları; Sovyet Rusya temsilcisi yoldaş Şa-
umyan'ın tutuklanması emri... bütün bu kirli ve kanlı eylemler,
Menşevik-Taşnak-Musavatçı Seymin eksiksiz takdirini kazandı.
Seym, Güney Kafkas Komiserliği'nin politikalarını sürdürdü.
22 Nisan 1918 tarihinde Seym, Güney Kafkas'ın "bağımsızlığını"
ilan etti ve Sovyet Rusya'dan ülkeyi kopardı. Sovyet Rusya siyase-
tine, özellikle Brest-Litovsk Antlaşması'na karşı çıktı. Taşnaksut-
yun'un baskısı altındaki Seym (sözde Barış Komisyonuna girmiş
olan temsilcileri Hatisyan ve Tigranyan şahsında) Türkiye'yle savaş
başlattı ve Tiflis'i düpedüz tehdit altında bırakarak, Kars, Batum ve
diğer Güney Kafkas şehirlerini Türkiye'ye terk etti. Meclis Güney
Kafkas Bolşevikleriyle savaştı ve devrimci işçi-köylüleri kurşuna
dizdi. Şanlı Bakû Komünü'nün ezilmesine var gücüyle destek ver-
di. Seymde "...karşıdevrimci -bu sözün gerçek anlamında- burju-
va-milliyetçi politikalar yürütüldü."27
Seymde Menşeviklerle ve Musavatçılarla omuz omuza çarpışan
Taşnaksutyun, bütün bu karşıdevrimci kanlı faaliyetin tam anla-
mıyla suç ortağıydı.
Taşnaksutyun, Güney Kafkas'ın Rusya'dan ayrılmasına oy verdi.
Taşnaklar, Sovyet Rusya'ya karşı Türkiye'yle görüşmeler yapmak
26 S. Şaumyan, Makaleler ve Konuşmalar, s. 174.
27 Aynı yerde.
74
üzere Batum'a heyet gönderdi, ama bu Türkiye'yle savaşa girmesine
engel olamadı. Taşnaklar, Kafkasya'da devrimci hareketin ezilmesi
için, İngiliz-Alman ve Amerikan emperyalistlerini davet ettiler. Taş-
naklar Bakû Komünü'nün yok edilmesine etkin olarak katıldılar. Hiç
utanmadan, Seymi "sosyalist hükümet", "sosyalist düşüncelerin ve
yaratıların, sosyalist enternasyonalin merkezi olarak" nitelediler.28
Taşnak bulvar gazetesi Aşhatavar, "Bolşevizmle savaşmak zo-
runlu hale geldiği zaman, biz hükümetle (komiserlikle) ve Menşe-
viklerle beraber olduk" diye yazıyordu.29
Karşıdevrimci Taşnaksutyun'un ağır toplarından S. Vratsiyan,
partisinin satılmış yayın organı Araç'ın sayfalarında şöyle diyor
(Eylül 1918): "Taşnaksutyun, Ekim Devrimi'nin ilk günlerinden be-
ri antisovyetik bir tutum sergilemiştir."30
İşte bu sebeple Sovyet
Rusya'yla ve Güney Kafkas'ta devrimci işçi-köylülerle mücadelede
Menşevikler, "Musavatçılar ile Taşnaksutyun şahsında müttefik
buldular; bu üçlü mutabakatın resmi organı ise Güney Kafkas Ko-
miserliğiydi".31
Yalnız altını çizmek gerekir ki, Güney Kafkas Komiserliği'nin ve
ardından Seymin ilk günlerinden beri, Menşevik, Taşnak ve Musa-
vatçılar arasında "tam bir görüş birliği olmamıştı". Nefret, güvensiz-
lik, birbirinin kuyusunu kazma, oyunlar çevirme, bazen birbirine
yaltaklanma görünen olaylardandı.32
Sosyalizme karşı, karşıdevrimci
koalisyonu saymazsak, bu dönemde Güney Kafkas'ta iktidarın tek
elde olmadığını söyleyen yoldaş Şaumyan haklıydı. "İşçi ve köylü-
lere karşı, Güney Kafkas Komiserliği, Güney Kafkas Seymi ve milli
şûralar... işte 'yeni siyasal çizginin' anlamı budur." (Stalin)33
28 Aşhatavar, sayı 22, 1918. 29 Aynı yerde. 30 Araç, sayı 40, 1919. 31 Komünist (Moskova'daki Ermenistan İşleri Komiserliği'nin yayın organı), sayı 2,
1918. 32 S. Şaumyan, Makaleler ve Konuşmalar, s. 120. 33 Pravda, sayı 55-56, 1918.
75
Proletarya, Güney Kafkas Seyminin çalışma programını gerekti-
ği gibi değerlendirdi. Bakû kentinin seçkin insanları; işçi, asker, de-
nizci ve emekçi köylü temsilcileri, Temmuz 1918 başında düzenle-
dikleri toplantıda, Güney Kafkas'taki siyasal durumla ilgili raporu
dinlerlerken, hanların, beylerin ve onların "bağımsız" Güney Kafkas
ilan ederek "Sovyet Rusya'dan ayrılan ve Bakû'deki Sovyet iktidarı-
na karşı Alman-Türk kuvvetleriyle görüşmeler yapan" uşakları Men-
şeviklerin ve Taşnakların Seymde toplanmalarını protesto ettiler.34
Güney Kafkas Seymi uzun süre yaşayamadı, iç çatışmalar sonu-
nu hazırlamıştı. 26 Mayıs 1918 tarihli toplantıda Menşevik temsil-
ciler aşağıdaki bildiriyi okudular:
"Ulusal Hükümetler (Menşevikler, Taşnaklar ve Musavatçı-
lar) arasında savaş ve barış meselelerinde mutabakatın bulun-
madığını dikkatlerinize sunarken, artık Birleşik Güney Kaf-
kas Hükümeti adına ortaya çıkmak mümkün değildir, bu ne-
denle Seym kendini feshettiğini ilan etmektedir."35
Emperyalist devletlerin desteğiyle Seymin bu ani feshinden
sonra, Güney Kafkas'ta peş peşe "bağımsız cumhuriyetler" türedi.
Sırtını Alman işgalcilerine dayayan Taşnaksutyun, 28 Mayıs
1918'de, sözde Ermeni "Ulusal" Konseyi'nde, "bağımsız" bir Erme-
nistan cumhuriyetinin kurulmasıyla ilgili bir karar sundu. "Ulusal"
Konsey kendini "Ermeni kasabalarında" tek iktidar sayarak, Ov.
Kaçaznuni'yi, hükümeti kurmak üzere Ermenistan'da görevlendirdi.
Kaçaznuni, Taşnak Hükümeti'nin kabinesini kurdu. İçişleri Ba-
kanlığı'na haydut Aram Paşa, Dışişleri Bakanlığı'na Ermeni halkı-
nın celladı Hatisyan, Harp Bakanlığı'na maceracı Ahverdov getiril-
di. "Bağımsız" cumhuriyetin sözde parlamentosu da oluşturuldu.
Haziran 1918 ortalarında Taşnak Hükümeti Tiflis'ten Erivan'a nak-
ledildi. Komünist dergisinden okuyalım:
34 Komünist, sayı 3, Haziran 1918, s. 13-14.
35 Arev, sayı 111, 1918.
76
"Bağımsız Ermenistan sadece, halihazırda Ermeni halkının
yaşadığı bölgenin bir parçasında kuruldu. Novo Bayezid, Eri-
van ve Aleksandropol kazalarının belli bölümlerinden oluştu.
İşte Alman emperyalistleri, 'Böl ve Yönet!' politikasını hayata
geçiriyorlar. Gerçi 'bağımsız' Ermenistan yalnızca kâğıt
üzerinde kalacaktır, ama onun kurulması... gittikçe güçlenen
devrimci hareketi hazırlayacaktır."36
Karşıdevrimci Taşnaksutyun ve Bakû Komünü
Rusya'da proletarya diktatörlüğünün kurulması, eski Çarlık sö-
mürgeleri emekçilerinin feodalizm ve emperyalizm baskılardan
kurtuluş mücadelesinin imkânlarını genişletti. Büyük Ekim Devri-
mi dalgaları önce Bakû'ye vurdu.
"Yoldaş Stalin'in yönettiği Bakû Bolşevik örgütü, çok ağır ge-
çen gerici baskı yıllarında Leninist Partinin yıkılmaz kalesiy-
di. Yoldaş Stalin'in aşıladığı şanlı Bolşevik gelenekleri Bakû
işçi sınıfını, devrimin zaferi, proletarya diktatörlüğü ve sosya-
lizmin zaferi için savaşım veren öncü savaşçıların saflarına
sürdü."37
Kahraman Bakû işçi sınıfı, Güney Kafkas'taki Bolşevizmin bu
kalesi, yoldaş Stalin'in kurduğu Bolşevik örgütünün kılavuzluğun-
da, Büyük Ekim Devrimi'nden sonra, ülkenin Sovyetleştirilmesi
için burjuva-ağa tahakkümünün egemenliğine defalarca karşı çıktı.
1918 baharında Güney Kafkas karşıdevrimine yıkıcı bir darbe in-
dirdi ve karşıdevrimci koalisyon -Güney Kafkas Seymini devire-
rek Sovyet iktidarını- Bakû Komünü'nü kurdu.
36 Komünist, sayı 2, 1918.
37 L. Beria, Güney Kafkas'ta Bolşevik Örgütlenmelerin Tarihine Dair, s.114.
77
Bakû Komünü doğduğu ilk günden itibaren (Mart 1918) iç ve dış
karşıdevrimle yüz yüze geldi ve Azerbaycan'da Sovyet iktidarını
perçinlemek, Güney Kafkas'ın her tarafında Sovyet iktidarını kur-
mak için özveriyle ve kahramanca bir mücadeleye girdi. Bakû Ko-
münü'nün; Büyük Proletarya Devrimi'nin bu evladının büyük dev-
rimselleştirici önemini sadece Güney Kafkas emekçi yığınları kav-
ramakla kalmamıştı. Ülkenin bütün karşıdevrimcileri, Bakû Komü-
nü'nün, Büyük Ekim Devrimi iradesinin Güney Kafkas'a nüfuz et-
mesine ve ülkede burjuva-ağa egemenliğinin yıkılışına başlangıç
teşkil edeceğini haklı olarak düşünerek ondan korkuyorlardı.
İşte bu nedenle Güney Kafkas'ın sömürücü sınıfları ve onların çı-
karlarının sözcüleri olan karşıdevrimci partiler, Komünün varlığını
kabullenememiş ve ona karşı mücadelede her şeyi göze almışlardı.
Büyük Ekim Devrimi günlerinde Bakû'deki Sovyet hareketine
karşı açıktan mücadele eden partinin sözde "sol" kanadı Taşnaksut-
yun, komün örgütlenmesinin başlangıcında "Sovyet" yanlısı eğilim
gösterdi. Taşnaksutyun'un Bakû organı Arev, komün propagandası
yapmaya başladı. Bakû Taşnaklarının ve onların yayın organı
Arev'in bu eğiliminin özü, Komünist dergisinin sayfalarında gayet
doğru biçimde gözler önüne serilmiştir:
"Bakû'de Sovyet iktidarının kurulmasından sonra Ermeni iş-
çileri, Sovyet Rusya'nın gerçek dost ve koruyucu olduğunu
açıkça görünce, Taşnak karşıdevrimine sırt çevirdiler. Bu yüz-
den Bakû Taşnakları iğrenç yalanlara başvurmak zorunda ka-
larak... Sovyet iktidarı için mücadele etmeyi ve Alman-Türk
emperyalizmine karşı savaşmayı vaat ettiler."38
Komün günlerinin başından itibaren Taşnak liderleri Bakû'de,
Bolşevizmle mücadele etmek ve iktidarı kendi ellerine geçirmek
amacıyla Türkiye'yle gizli görüşmelere başladılar. Bunun yanı sıra,
38 Komünist, sayı 4, 1918.
78
Taşnaklar 1918 baharında, İran'daki İngiliz Komutanlığı'yla tema-
sa geçtiler ve İngiliz emperyalizmine Sovyet Bakû'yu teslim etmek
için zemin yokladılar (İngiliz ajanı Albay L. Biçerahov ve diğerle-
riyle Taşnakların yaptıkları gizli görüşmeleri). Böylelikle karşıdev-
rimci Taşnaksutyun "Sovyetçi" yönelim paravanası arkasına gizle-
nerek, cephede karışıklık yaratarak, nifak sokarak Komün birlikleri
arasında karşıdevrimci Sovyet karşıtı faaliyetlere girişti.
Taşnaksutyun, Menşevik, EsEr ve Musavatçılarla birlikte Bakû
Sovyeti'nde, Komünün -petrol sanayinin ve ulaşımın millileştirilme-
si, sınıfsal bir ordu kurulması gibi- çalışmalarına karşı oy kullandı.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun kızıl Bakû'ye karşı birliklerini Gü-
ney Kafkas üzerinden kaydırmak için Türk Hükümeti'ne yardım et-
ti. Türk Ordularının kızıl Bakû'ye yaklaştığı ve amansız bir savaşın
başladığı 30 Haziran 1918 tarihinde, Taşnak ajanları, birliklerin
düşmana teslim olmaları için direttiler. Bakû Ordusuna komuta
eden Taşnaksutyun ajanı Avetisyan, düşman saldırısı sırasında tes-
lim bayrağını kaldırmayı39
emretti ve Bakû'ye Türklerin savaş yap-
madan girmesini sağladı.40
Bakû Sovyet birliklerinin komutanları
Taşnak Amazasan, Kazaryan vs. Avetisyan'la işbirliğine girdiler. S.
Şaumyan, A. Mikoyan ve Halk Komiserleri Sovyeti'nin (SNK) di-
ğer üyeleri Stalin'in emirlerine uyarak bütün enerjileriyle teslimi-
yetçi karşıdevrimci gruba karşı koydu ve bütün Bakû işçilerini,
kanlarının son damlasına kadar sosyalizm davası ve Bakû'deki
Sovyet iktidarının korunması için savaşmaya çağırdılar. Ermeni
"Ulusal" Konseyi temsilcileri A. Gülhandanyan ve Albay Kazaryan
teslim bayrağı çekilmesini talep ettiler. Askeri komiser Mikoyan'ın
beyaz bayrak çekmeyi reddetmesinden sonra, cephe komutanı Ave-
39 Komünist, sayı 7, 1918, s.1-2. 40 Bakû Komünü'nün en büyük hatalarından biri Halk Komiserleri Sovyeti (SNK)
Ordusunun karşıdevrimci unsurlardan temizlenmemesiydi. Bu yüzden Kızıl ko-mutan olarak görevli -fırsatını bulduğu ilk anda Komün düşmanlarının safına geçen- çok sayıda Taşnak, EsEr ve Menşevik kalmıştı.
79
tisyan parlamentoyu silah zoruyla dağıttı. Şamhan cephesinde
Bakû Sovyeti birliklerine komuta eden hmbapet41
Amazasi cepheyi
açtı ve düşmana yol verdi. Amazasi, Türk birlikleriyle savaşacağı
yerde kendi askerlerine -Ermenilere-, sivil Türk halkın yağmalan-
ması emrini verdi. Bu arada düşman neredeyse hiç engelle karşılaş-
madan kızıl Bakû'ye ilerliyordu. Bakû Komünü'ne saldıran Türk
birlikleri saflarında Taşnaksutyun temsilcileri ve Tiflis Ermeni
"Ulusal" Konsey üyeleri de vardı; Arzumanyan, Arutünyan vs...42
Karşıdevrimci Taşnaksutyun, sağ EsErler ve Menşevikler cep-
heyi parçaladılar ve Bakû'ye saldıran Türk kuvvetlerinin önünü aç-
tılar; aynı zamanda iktidarın kendilerine teslim edilmesi amacıyla
İngilizlerin davet edilmesi propagandası yürüttüler. 25 Temmuz
1918 Bakû Sovyeti toplantısında Taşnaklar, Sağ EsErler ve Menşe-
vikler, Bolşeviklere karşı çıkarak, İngiliz kuvvetlerinin Bakû'ye da-
vet edilmesi konusunu gündeme getirdiler.
Bolşevikler haklı olarak bu öneriyi Sovyet Rusya'ya ihanet
olarak değerlendirdiler. Bakû Halk Komiserleri Sovyeti Başkanı
S. Şaumyan, yoldaş Stalin'in emrini hiç sapmadan uygulayarak,
İngilizlerin davet edilmesine kesin bir dille karşı koydu ve bu ko-
nunun gündemden çıkarılmasını talep etti. Fakat bu aşamaya ka-
dar "Bakû Sovyeti'nde çoğunlukta bulunan ve Sovyet iktidarına
bağlı olan üyelere karşı, Taşnaksutyun Partisi tarafına geçenler
sayesinde İngiliz-Fransız emperyalizmi fazladan 30 oy aldı.43
Böylece İngiliz birliklerinin Bakû'ye davet edilmesi kararı kabul
edilmiş oldu.
41 Karşıdevrimci Taşnak grubunun başı, hmbapet olarak adlandırıldı. Bu isim, ka-til, soyguncu, iktidara boyun eğmeyen ifadeleriyle eşanlamlıdır.
42 Taşnaksutyun'un talimatıyla Türk kuvvetlerinin saflarında bulunan ve Bakû'ye saldıran Taşnak ajanları M. Arzumanyan ve M. Arutünyan, Bakû Taşnaklarıyla görüşmeler yapmış ve Sovyet birliklerinin şehirden çıkarılması ve şehrin Türki-ye'ye teslimi konusunda, görüştükleri bu adamlar aracılığıyla kışkırtma kam-panyalarına girişmişlerdi. (Komünist, sayı 4, s.15.)
43 Lenin, Toplu Eserleri, c.23, s.153.
80
Karşıdevrimci Taşnak, EsEr, Menşevik partileri Bakû'de Sovyet
iktidarının devrilmesini sağladılar ve "Sentrokaspi diktatoryası"
diye adlandırılan oluşumu kurdular. 31 Temmuz 1918 tarihinden
itibaren iktidar, Sentrokaspi'nin eline geçti.
Komünist dergisinin bu konuda yazdıkları şöyle:
"Kızıl Bakû düştü, sağ EsErlerin, Menşeviklerin, Taşnakların
iktidarı -Bakû karşıdevrimci 'Sentrokaspi' iktidarı- kuruldu.
Onlar Bakû'yu İngilizlere satmakla, ülkede Sovyet iktidarını
boğmakla ve temsilcilerini tutuklamakla, henüz yeni geliş-
mekte olan Sovyet Rusya sanayiinin kalbine hançer saplamış
oldular."44
İngiliz emperyalizm ajanı L. Biçeharov, Sentrokaspi'nin deste-
ğiyle Derbent'i, Petrovosk'u vs. ele geçirdikten sonra kuzeye doğru
saldırıya geçti.
Sovyet iktidarına sadık olan birlikler Bakû Komün Hükümeti
üyeleriyle birlikte Astrahan'a göçme karan aldı.
Ne var ki, komiserlerin ve onlara bağlı birliklerin bindiği vapur-
lara, karşıdevrimcilerin kışkırtmasıyla İngiliz birlikleri top ateşi
açınca, bu vapurlar Bakû'ye geri dönmek zorunda kaldı. Menşevik,
Taşnak ve EsErler sırtlarını İngiliz emperyalistlerine dayayarak Kı-
zıl Ordu'yu silahsızlandırdılar ve Bakû Komün liderlerini tutukla-
dılar; Sentrokaspi Hükümeti bu liderleri kurşuna dizilmek suretiy-
le ölüm cezasına çarptırdı.
Cellatlar bu hükmü yerine getirecek zaman bulamadılar; şehri
işgal eden Türk birlikleri onlara engel oldu. O zaman Taşnak-Men-
şevik-EsEr tayfası, Bakû Komün yöneticilerini Türklere parçalat-
mak için hapishanede tutmaya karar verdi.
Ancak 12 Eylül 1918 tarihinde, İngiliz birliklerinin Bakû'den
ayrılmasından sonra, tutuklu bulunan komiserler komüncülerin yo-
44 Komünist, sayı 7, 1918, s.15.
81
ğun çabaları sayesinde serbest bırakıldılar.45
Yine Astrahan'a nakil
kararı alındı. Ama içlerinde Taşnak, Menşevik, EsEr ajanların ve
beyaz subayların kaynaştığı "Türkmenistan" vapuru mürettebatı,
"yakıt yetersizliği" bahanesiyle komiserleri, karşıdevrimci Sentro-
kaspi ile onların efendileri İngiliz emperyalistlerinin bulunduğu
Kranovodsk'a getirdi. Başlarında EsEr Funtikov olmak üzere Sent-
rokaspi Hükümeti üyelerinin düzenlediği ve İngiliz işgalcilerin de
katıldığı gizli bir toplantıda, tutuklu 26 Bakû komiserinin kurşuna
dizilmesi yönünde karar alındı. 20 Eylül 1918 gecesi, "Pereval" ve
"Akçakum" istasyonları arasındaki 297. kilometrede 26 Bakû ko-
miseri (S. Şaumyan, A. Caparidze vs.) hiç tahkikat yapılmadan,
mahkemeye çıkarılmadan vahşice öldürüldü.
Böylece Ermeni emekçi halkın celladı Taşnaksutyun, Güney
Kafkas'ın diğer karşıdevrimci partileriyle birlikte Bakû Komü-
nü'nün hakkından gelmiş oldu.
Taşnak Hükümeti'nin Gerici Eylemleri
Güney Kafkas Seymi'nin dağıtılmasından sonra Ermenistan
bölgesinde Alman emperyalistlerin desteğiyle Taşnaksutyun Parti-
si'nin yönetiminde Ermeni büyük sanayi ve ticaret burjuvazisinin
diktatörlüğü kuruldu.
Sözde "bağımsız" Ermeni Cumhuriyeti'nin karşıdevrimci anti-
sovyetik faaliyeti, Alman-Türk yardımı karşılığında ödenmesi ge-
reken "tazminatla" ilgili bir maddenin Taşnak Hükümeti'nin Türki-
ye'yle yapacağı anlaşmaya dahil edilmesiyle başladı. Bu maddeye
göre, Ermeni Ordusu Bakû'den çıkacak, Bakû'deki Taşnaklar da
şehrin Türklere teslimi için propaganda kampanyalarına girişecek-
45 Bakû Komüncülerinin, tutuklanan Bolşevikleri ilk kurtarma girişimlerinin ba-şarısızlıkla sonuçlandığını belirtelim. Deniz.cilerin, komiserleri kurtarma ta-lepleri karşısında, Bakû komüncülerinin kapatıldığı Bayii Hapishanesi'ni ko-ruyan Taşnak cellatları denizcileri tutukladılar. (Komünist, sayı 7, s.4.)
82
lerdi. Ayrıca bu anlaşma doğrultusunda Taşnaksutyun, devrimci ha-
reketin ezilmesi amacıyla birliklerini Kafkasya'ya kaydırma konu-
sunda Türk makamlarına yardımcı olacaktı.
Taşnak karşıdevrimci hükümet, burjuva-milliyetçi iç ve dış po-
litikalarını başarıyla uygulamak için,46
ilk görev olarak kuvvetlerini
Büyük Ekim Devrimi'nin kazanımlarına ve Ermenistan devrimci
güçlerine karşı yöneltti.
Taşnakların yardımıyla İngiliz işgalcileri, 1919 baharında
Kars'tan çok miktarda cephaneyi sevk etmeyi ve Bolşeviklere kar-
şı savaşan Denikin'e yollamayı başardılar. Yakındoğu'daki İngiliz
birliklerin başkomutanı Miller, Taşnak Hükümeti Başkanı Hatis-
yan'la 1919 baharında yaptığı bir sohbette, bu vesileyle memnuni-
yetlerini bildirmiş ve Taşnak Hükümeti Harp Bakanı'nın "Kars'taki
stokların ileride de adil şekilde bölüşülmesine imkân sağlayaca-
ğı",47
başka deyişle, General Denikin'e lojistik ikmali sürdüreceği
umudunu dile getirmişti. Denikin kendi temsilcisi aracılığıyla Taş-
nak Hükümeti'yle sıkı ilişkilerini sürdürmekteydi. "Yenilmez" Taş-
nak ordusunu kendi kolordusu gibi görmekte ve subaylarını oraya
yönlendirmekteydi. Taşnaklar da Sovyet Rusya'yla savaşan Deni-
kin Ordusu'nda görev yapmaktaydılar.
46 Taşnak Hükümeti'nin iç ve dış politikasının içyüzünü bu açıdan incelemeye gir-meden belirtelim ki, karşıdevrimci Taşnak Hükümeti'nin dış politikası "deniz-den denize bir Ermenistan'ın" -Gürcistan ve Azeri toprakları da dahil edilmek suretiyle- kurulması amacıyla, Doğu Anadolu ve Kilikya'daki vilayetlerin ele geçirilmesi için Türkiye'yle mücadeleye indirgenmiş durumdaydı. Taşnak Hü-kümeti dış politikasında kendi ajanları vasıtasıyla (O. Kaçaznuni ve Hatisyan İstanbul'da, Camalyan Berlin'de, Varandyan Paris'te ve Londra'da, yine Kaçaz-nuni Amerika'da) Ermenistan'ı satmak ve emekçi halkı emperyalistlerin kölesi durumuna getirmek için kendine emperyalist efendiler arıyordu. Karşıdevrimci Taşnaksutyun Hükümeti'nin iç politikasının özü de, ülkenin emekçileri arasında milli nefretin körüklenmesi; Ermeni topraklarında yaşayan Azeri nüfusun fizik-sel olarak yok edilmesi; devrimci işçi ve köylü hareketlerinin vahşice ezilmesi-dir. Karşıdevrimci hükümet Ermeni büyük burjuvazisinin çıkarlarına uygun po-litika izledi. Taşnaksutyun Hükümeti'nin iç ve dış politikası, 30 ay süresince ül-kede tam bir çöküşe ve yüz binlerce emekçi insanın katledilmesine yol açtı.
47 Ermeni devlet arşivi, fon 65, dosya 12, s.148-150.
83
Kızıl Ordu'nun Denikin'i bozguna uğratmasından sonra, karşı-
devrimci Taşnak Hükümeti Rusya'nın güneyinde Sovyet iktidarıyla
savaşan Baron Vrangel'le görüşmeler yaptı. Ekim 1920'de Taşnak
Hükümeti Vrangel'den bir milyona yakın mermi aldı. Vrangel
Taşnak Hükümeti'ne, Bolşeviklerle savaşında başarılı olabilmesi
için bir milyon daha mermi sözü verdi.
Gel gelelim, Batı emperyalistlerinin çabaları da, karşıdevrimci
Rus generallerinin desteği de, yığınların devrimci tırmanışını engel-
lemeye yetmedi ve Ermenistan'ı Büyük Ekim Devrimi'nin etkisin-
den koruyamadı. Bolşevik örgütünün önderliğinde emekçi halk kit-
leleri, gerici Taşnaksutyun Hükümeti'ni devirmeye ve iktidarı ele al-
maya hazırlanıyorlardı. 2,5 yıllık egemenlik süresinde, ülkede üre-
tim güçlerinin tam anlamıyla çökmesine ve nüfusun yarısının yok
olmasına yol açan Taşnaksutyun Hükümeti'nin serüvenci politikaları
buna yardımcı oldu. Ardı arkası kesilmeyen halklar arası savaşlar,
kardeşi kardeşe kırdıran çatışmalar ve katliamlar, iktidarı ellerinde
tutanların zulümleri, ortaçağdan kalma kölelik ve emekçi yığınların
yağmalanması, açlık, salgın hastalıklar, zorbalık, devrim savaşçıla-
rının idam edilmesi... Evet, yaşanan ortam buydu. İşte Ermenistan
Bolşevikleriyle işçi-köylü yığınlarını silahlı başkaldırıya ve burju-
va-ağa iktidarının devrilmesine hazırlayan etkenler bunlardı.
Mayıs 1920, Ermenistan devrimci hareketinde bir dönüm nok-
tası oldu. Bu günlerde yığınların öfkesi tüm ülkede genel devrimci
hareket seli haline gelmişti. İç savaş cephelerinde Sovyet Rusya'nın
zaferiyle ve Azerbaycan'ın Sovyetleştirilmesiyle coşan Ermenistan
emekçileri dünya proletaryasının dayanışma günü olan 1 Mayıs'ta,
Taşnak Hükümeti'ni şu sloganlarla protesto ettiler: "Taşnaksutyun
defol!", "Yaşasın Sovyet Rusya ve Azerbaycan!", "Müsavat iktida-
rı yıkıldı, şimdi sıra Taşnaksutyun'da!" vs...
10 Mayıs 1920 günü büyük bir isyan başladı. Armenkom'un
(Ermenistan Komünist Partisi) emriyle, Gümrü, Kars, Sarıkamış,
Novo Bayezid, Kazak, Dilican, Zengezur, Kirovakan (eski Karaki-
84
lise) ve diğer şehirlerde emekçi yığınlar Bolşevik sloganları eşli-
ğinde ve ellerinde silahlarla, ülkede Sovyet düzeninin kurulması
amacıyla kararlı bir mücadele başlattılar. Başkaldıranlar Taşnak ik-
tidarını devirdikten sonra Ermenistan'ın pek çok şehrinde Sovyet
iktidarını ilan ettiler. Taşnaksutyun, kendi kuvvetlerini seferber etti,
EsErlerin ve diğer karşıdevrimci grupların desteğiyle Ermenis-
tan'ın her yerinde, şanlı Mayıs ayaklanmasını işçi ve köylülerin ka-
nına bulayarak bastırdı. Birçok fedakâr kahraman bu amansız çar-
pışmalarda can verdi. Allaverdiyan, Musayelyan, Garipcanyan, Sa-
ruhanyan, Hukasyan ve birçok isim... Evet, Taşnak karşıdevrimci-
leriyle kahramanca çarpışan ve halkın can düşmanlarının elinde can
veren pek çok insan Ermenistan emekçi halkının belleğinde uzun
zaman yaşayacaktır!
Karşıdevrimci Taşnaksutyun'un dikatörlük döneminde (1918-
1920), Ermeni olmayan nüfusun tamamı yasadışı sayılıyordu. Taş-
naksutyun'un, -Ermenistan toprağında yaşayan Azerbaycan ve
Kürt ahalinin katledilmesi temeline dayalı- ülkenin "Ermenileşti-
rilmesi" ülküsü ve diğer etnik azınlıklara yönelik takip harekâtları
ülkede milli ayrımcılığı körüklemekteydi. Taşnak Hükümeti iktidara
geldiği ilk günden itibaren devlet görevlilerini "Ermenileştirme"
politikası izledi. Burada amaçlanan, devlet aygıtının yığınlara ya-
kınlaştırılması değildi. Bu, Ermeni ulusundan olmayan bütün işçi
ve memurların işten uzaklaştırılmasına ilişkin, Taşnak Hükümeti
Bakanlar Kurulu kararnamesinden anlaşılmaktadır. Bununla birlik-
te, Bakanlar Kurulu kararı, "Ermenice bilmeyen Ermenilerin işleri-
ne devam edeceklerini öngörüyordu".48
Böylelikle olayın tamamı
sadece "Ermeni olmayanların devlet aygıtından" uzaklaştırılması
biçiminde özetlenmektedir.
Taşnaksutyun, iktidarda kaldığı 2,5 yıl içinde Ermeni toprağın-
da yaşayan Azerilere karşı sivil ve asker ayrımı gözetmeksizin öl-
48 Ermeni devlet arşivi, Erivan, fon 67, dosya 2059, s.2; fon 65, dosya 174.
85
dürerek, yağmalayarak, köyleri kasabaları yakıp yıkarak silahlı
mücadele başlattı. 1918 ve 1919 yıllarında Taşnaksutyun Hüküme-
ti, "devletin isteklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle" silahsız
Azeri ve Kürt köylerini bombaladı (bu bombardımandan Ermeni
köyleri de nasibini almıştı). Taşnaksutyun, 1920 yılında Ermeni iş-
çi-köylülerin şanlı Mayıs ayaklanmasını bastırdıktan sonra, Azeri
ve Kürt köylerini bombardımana tabi tuttu ve "Müslümanlar bizim
düşmanımızdır!" sloganıyla sivil insanları katletti.
Baş Gerni Birliği Komutanı Yarbay Melik Şahnazarov, Bağımsız
Ermeni Tümen komutanına acele kaydıyla gönderdiği 7 Kasım
1918 tarihli raporunda, bu bölgedeki bütün köylerin bombalandığı-
nı, 30 Türk köyünün işgal edildiğini ve geri kalan 29 köyün bomba-
lanması amacıyla ileri harekâta geçildiğini bildiriyor, izin istiyordu.
Taşnak katiller merkezden onay alınca, Baş Gerni ilçesindeki
onlarca Azeri köyünü yerle bir ettiler, kadınları, çocukları, yaşlı
genç ayrım yapmadan pek çok insanı katlettiler, mallarını yağma-
ladılar.49
Baş Gerni ilçesinin kaderini, Azeri ve Kürtlerin yaşadığı Erme-
nistan'ın diğer bölgeleri de paylaştı. Taşnaksutyun iktidarı döne-
minde Baş Gerni, Büyük Vedi, Basar-Geçer, Şerur, Karabağ, Zen-
gezur vs... ilçeleri defalarca bombalandı.
Taşnaksutyun Hükümeti, politikasıyla iki amaç güdüyordu: Bir
taraftan Taşnak diktatörlüğüne karşı sürekli başkaldıran devrimci
işçi-köylülerin dikkatlerini, milli mücadele bayrağı altında çekmeyi
başarıyor; öbür taraftan yağmaladığı köylerin malıyla kasasını
dolduruyor, böylece çökmeye yüz tutmuş ekonomisini ve mali du-
rumunu bu yolla düzeltmeye çalışıyordu.
Devlet kademesinde görevli bir Taşnak, Taşnak Hükümeti Baş-
kanı A. Ohancanyan'a 21 Haziran 1920'de gönderdiği mektubunda
şöyle diyor:
49 Ermeni devlet arşivi, Erivan, fon 67, dosya 644, s.1-2, 17.
86
"Zengibasar'ı işgal ettik. Bu bölge o kadar zengin ki, borçları-
mızı birkaç defa karşılayacak durumdadır. Burada iki gündür
görülmemiş bir yağma yapılıyor; buğday, arpa, darı, semaver-
ler, halılar, altınlar, paralar götürülüyor. Maliye Bakanı iki
ajanını buraya ancak dün gönderdi. Yoksa bu büyük zenginlik
ellerimizden uçup gidecek..."50
Bu Taşnak çapulcusu, her türlü yolu mubah görerek, yağma edi-
len tüm zenginliğin hükümet elinde toplanmasını öneriyor.
Kars Valisi, eyaletteki Türk-Kürt ahalinin yok edilmesi ve onla-
ra ait malın mülkün yağma edilmesiyle ilgili Taşnak Hükümeti'ne
gönderdiği raporda, köylerin işgalinden sonra geride kalan serveti
Taşnak yönetiminin bazen tam olarak ele geçirememesine üzülü-
yor. Valinin sözleri şöyle: " Türklerin ve Kürtlerin yaşadıkları yer-
ler gerçekten bir hazine... Yazık ki bu hazineye sahip olacak du-
rumda değiliz..."51
G. Muradyan adlı birisi, Gökçe Göl'ün kuzey kıyılarındaki Azeri
köylerinin yakılıp yıkılmasıyla kendini gösteren Taşnak Hükü-
meti'nin vahşi eylemlerini coşkulu bir üslupla göklere çıkararak
şöyle diyor:
"...Hükümetimizin (Taşnak Hükümeti'nin) eylemleri saye-
sinde... bu köylerin sakinleri (Tohluca, Akbulak, Ardanış
vs.) Ermenistan topraklarını terk etti. Terk edilen köyleri gör-
düm, birkaç kedi, bir iki köpek kalmış. Köpekler bu mezar
sessizliğiyle şaşkınlığa düşmüş, alışılmadık şekilde ve hayret
verici seslerle havlıyorlar. Köylüler tarlalarda büyük miktar-
da patates, buğday, arpa bırakıp gitmişler. Hükümet bu köy-
lerde 30 bin tondan fazla buğday, 8 bin ton patates toplayabi-
lir... "52
50 Ermeni devlet arşivi, Erivan, fon 65, dosya 116, s.96. 51 Ermeni devlet arşivi, Erivan, fon 67, dosya 1769, s.25. 52 Jogovurd gazetesi (Ermeni büyük burjuva yayın organı), sayı 105, 1920.
87
Bir noktayı vurgulamak gerekiyor: Taşnak Hükümeti temsilcileri
yağmalardan elde edilen malı hükümetlerine ulaştıramıyorlardı,
nedeni ortadaydı; çünkü öncelikle kendileri için yağmalıyorlardı.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun çapulcuları çok kısa sürede Azeri
ve Kürt nüfusunu yok ederek, yerlerinden sürerek, mallarını gasp
ederek ülkeyi "Ermenileştirmeyi" başardı. Ermenistan'ın "Müslü-
manlardan temizlenmesi" faaliyetinin sonuncusu Azerilere ait evle-
rin yıkılması ve inşaat malzemelerinin çalınması oldu.
Taşnakların Ermenistan'daki Azeri nüfusa karşı barbarca davra-
nışları, Taşnak "kahramanların!" sözlerinde çok veciz biçimde ifa-
desini buluyor: "Hiçbir şeye aldırmadan Basar-Geçer'de (Ermenis-
tan'daki ilçelerden biri -A.L.) Tatar nüfusunu yok ettim. Bazen in-
san kurşuna acıyor. Bu köpeklere karşı en doğru hareket, çatışma-
dan sonra sağ kalanları toplamak, kuyulara doldurmak ve dünyadan
yok olmaları için yukarıdan üzerlerine iri taşlar atarak öldürmek..."
"Ben," diye devam ediyor haydut, "Ben de böyle yaptım: Kadınları,
erkekleri, çocukları topladım; onları bıraktığım kuyuları ağzına
kadar taşla doldurarak icaplarına baktım!"53
Taşnak iktidarları cezalandırma harekâtını aynı şekilde "asi" Er-
meni köylerine karşı da yürütüyorlardı (Paşakent ve diğer köyler).
Taşnak Hükümeti, "direnenleri" kurşuna dizerek, geri kalanları aç-
lığa ve ölüme mahkûm ederek, Ermeni emekçileri en acımasız bi-
çimde yok ediyordu.
Taşnak bölge komiserlerinin, eylemlerinde, ortaçağ engizisyon
yargıçlarından hiç de geri kalmadıkları Taşnak Hükümeti'nin arşiv
belgelerinden anlaşılmaktadır. Örneğin, bölge komiseri V. Agam-
yan kendi mıntıkasında (Karanuk, şimdiki Martuni) insanları sor-
gusuz sualsiz tutuklamış, mallarını gasp etmiş ve kurşuna dizmişti.
Agamyan asker kaçaklarıyla54
mücadele bahanesiyle, asker kaçağı
53 Lalayan, Devrimci Doğu dergisi, sayı 2-3, 1936. 54 Taşnak Hükümeti döneminde hemen her asker, "yenilmez" Taşnak Ordusu'ndan
birkaç kez firar etmiştir. 40 000 askerden firar etmeyen birkaç kişi zor bulunur.
88
saklamakla suçladığı kadınları, anneleri, genç kızları toplamış, çı-
rılçıplak soyundurmuş ve onları köyün ortasında daha önceden ha-
zırlanmış bir su birikintisine götürerek, milletin gözü önünde kaz
taklidi yapmalarını istemiş. Bu sadist herif kadınları suyun içinde
dövmüş, saatlerce çırılçıplak suda bekletmiş. Sonra kadınların tu-
tuklanmasını emretmiş ve geceleyin muhafızlarını göndererek ka-
dınları yanına getirtmiş, evli genç kadınların ve kızların ırzına geç-
miş. Hakaretler ettikten sonra kadınları muhafızların emrine ver-
miş. Agamyan kendi mıntıkasında hayasızca ve hiç kanun falan ta-
nımadan zorbalıklarına devam etmiş, o kadar ki, köylülerin daya-
nacak hali kalmamış. Martuni ilçesinin yoksulları ve orta halli köy-
lüleri bir araya gelerek bu vahşi canavarı öldürmeye karar vermiş-
ler, ancak Taşnak Hükümeti, ajan M. Azarapetov'dan durumu öğre-
nince, Agamyan'ı merkeze çekmiş.55
Karşıdevrimci Taşnak Hükümeti 1920 yılında, "uslanmaz" köy-
lüleri cezalandırmak amacıyla, Zengi Irmağı'nın bir kolunu kapattı.
Böylece, Gökçe Göl'den Zengibasar'a kadar pek çok köyle birlikte,
ırmağa bitişik sahayı susuz çöl haline getirmişti. Pek çok insan öl-
müş, hayvan ve ekin mahvolmuştu.56
Taşnaksutyun diktatörlüğünün yarattığı bu korkunç koşullar ül-
keyi son derece ağır bir ortama sürüklemişti. Ülkede açlık kol ge-
ziyor, on binlerce insanı yiyip bitiriyordu. Emekçi halkın dikkatini,
ekonomik perişanlıktan başka tarafa çekmek için Taşnaksutyun,
mallarını, ürünlerini ele geçirme çağrıları yaparak Ermenileri Aze-
rilere karşı saldırttı. Taşnaksutyun Hükümeti "çıkar yol" olarak
emekçi yığınlara yağmayı tavsiye ediyordu!..
Taşnak Hükümeti, milli mücadele söylemine gizlenerek yığın-
ları şovenizmle zehirliyor ve onları Gürcülere karşı kışkırtıyordu.
Taşnakların ve Menşeviklerin kışkırtmasıyla baş gösteren Gürcü-
Ermeni Savaşı, "tartışmalı" Ahılkelek, Borçali vs. bölgelerle ilgili
55 Ermeni devlet arşivi, Erivan, fon 67, dosya 1588, s.62, 63.
56 Jogovurd, sayı 102, 29 Haziran 1920.
89
sorunları çözecekti. Taşnaksutyun aynı yöntemden yararlanarak,
"tartışmalı" Karabağ, Nahçıvan vs. sorunlarını kuvvet zoruyla çöz-
mek üzere Ermenileri Musavatçı Azerbaycan'a saldırttı. Taşnak
Hükümeti milli mücadele bayrağı altında, bütün Doğu Anadolu'yu
işgal etmeye yeltenerek Türkiye'ye karşı silahını şakırdatmaya baş-
ladı. Stalin, "Ulusal bayrak, popüler bir bayrak olarak, bir davada
sadece yığınları aldatmak için takılır; zira milli burjuvazinin karşı-
devrimci planlarını örtmeye uygundur"57
demişti.
Çarlık tüm çabalarına rağmen, Güney Kafkas halklarının, kur-
tuluş mücadeleleriyle güçlenen enternasyonal bağlarını koparama-
mışken, karşıdevrimci burjuva milliyetçi partisi Taşnaksutyun,
Gürcü Menşevikleri ve Azerbaycan Musavatçıları, farklı milletlerin
işçi sınıfı ve emekçileri arasında kardeşçe güveni ve enternasyonal
dostluğu kuvvet zoruyla zayıflattılar. İşte bu nedenle, başında Sta-
lin'in bulunduğu partimizin, Güney Kafkas'ın Sovyetleştirilmeye
başlandığı ilk günden beri önüne koyduğu en belli başlı görevi; böl-
ge emekçileri arasında kardeşlik bağlarını yeniden tesis etmek ve
güçlendirmektir.
Yoldaş Stalin, 6 Ağustos 1921 tarihinde Tiflis Parti Örgütü top-
lantısında sunduğu "Gürcistan ve Güney Kafkas Komünistlerinin
Öncelikli Görevleri" başlıklı raporda, milliyetçilikle amansız mü-
cadelenin, komünistlerin en temel siyasal görevi olduğunu belirtti:
"Güney Kafkas işçi sınıfı ve genel olarak milletler arasında
tam bir kardeş dayanışmasının olduğu; kardeşlik bağlarının
Ermeni, Gürcü, Azeri ve Rus işçilerini sosyalist bir aileye per-
çinlediği 1905-1917 dönemini hatırlıyorum. Tiflis'e şimdiki
gelişimde ise Güney Kafkas uluslarının işçileri arasında bu
dayanışmanın olmayışı beni sarstı. İşçiler ve köylüler arasın-
da milliyetçilik gelişmiş, başka milletten yoldaşlara olan gü-
vensizlik duygusu artmış: Ermeni, Tatar, Rus, Gürcü karşıtı
57 Stalin, Marksizm ve Milli Sömürge Sorunu, 1936, s.54.
90
faaliyetler ve her çeşit milliyetçilik almış başını yürümüş. Es-
ki kardeşçe güven bağlan kopmuş ya da en azından çok gev-
şemiş. Görülüyor ki, Gürcistan'da (Menşevikler), Azerbay-
can'da (Musavatçılar), Ermenistan'da (Taşnaklar) milliyetçi
hükümetlerin üç yıllık egemenlik süreleri boşa geçmemiş. Bu
milliyetçi hükümetler ulusal politikalarını yürütürlerken,
emekçiler arasında saldırgan milliyetçilik ilkelerine uygun şe-
kilde faaliyetlerini sürdürürlerken, işi sonunda öyle bir nokta-
ya getirmişlerdir ki, bu küçük ülkelerden her biri düşmanca
milliyetçi bir atmosferin halkasıyla çevrelenmiş; bu halka
Gürcistan'ı ve Ermenistan'ı Rus buğdayından ve Azerbaycan
petrolünden; Azerbaycan'ı ve Rusya'yı da Batum'dan gelen
mallardan mahrum etmiş. Milliyetçi politikaların doğal sonu-
cu olan silahlı çatışmalardan (Gürcü-Ermeni Savaşı) ve (Er-
meni-Tatar) kıyımdan söz etmiyorum daha. Şaşırtıcı değil, bu
zehirli milliyetçi ortamda eski enternasyonal bağlar kopmuş,
işçi bilinci milliyetçilik zehriyle zehirlenmiş. Emekçi halk kit-
leleri arasında bu milliyetçilik kalıntılarının hâlâ kökü kazın-
mamışsa, bu durum (milliyetçilik) Güney Kafkas Sovyet
Cumhuriyetlerinin iktisadi ve askeri faaliyetlerini birleştirme
meselesinde çok büyük engel olur. Bu nedenle Gürcistan ko-
münistlerinin öncelikli görevi milliyetçilikle kıyasıya bir mü-
cadele; milliyetçi Menşevik Hükümeti'nden önce ülkeler ara-
sında var olan eski kardeşlik bağlarının yeniden tesisi ve böy-
lelikle Güney Kafkas Cumhuriyetlerinin iktisadi güçlerini bir-
leştirmek ve Gürcistan ekonomisini yeniden canlandırmak
için zorunlu olan sağlıklı güven ortamının kurulmasıdır."58
Taşnak Hükümeti'nin burjuva-milliyetçi politikası, egemenlik
döneminde Ermenistan'daki nüfusun neredeyse yarısının yok olma-
sına yol açtı; geri kalan yarısının da ölmelerine ramak kalmıştı.
58 L. Beria, Güney Kafkas'la Bolşevik Örgütlenmelerin Tarihine Dair.
91
Şimdiki Ermenistan topraklarında, Taşnakların iktidara gelme-
lerinden hemen önce 1 200 000 insan yaşıyordu.59
Oysa Ermenis-
tan'ın Sovyetleştirilmesi arifesinde 1920'ye doğru ülkenin nüfusu
770 000'e inmişti.
Aynı şekilde 1918-1920 yılları arasında nüfusun milli bileşimin-
de meydana gelen değişiklik son derece dikkat çekicidir.
Böylece, Taşnaksutyun diktatörlüğünün 2,5 yıllık egemenlik sü-
resinde Ermeni nüfus yüzde 35, Türk yüzde 77, Kürt yüzde 98 ve
Yezidi yüzde 40 azalmıştı.
1918-1920 Yıllarında Şimdiki Sınırlar İçinde
Ermenistan'ın Nüfusu (bin)
Yıllar Taşnakların diktatörlüğü
döneminde Azalma yüzdeleri
Milletler 1918 1920 _______________________
Ermeniler 885 690,5 22
Türkler 260 60 77
Kürtler 25 0,5 98
Yezidiler 8 5 40
Ruslar 15 14 7
Diğer milletler 7 4 43
TOPLAM 1 200 774 yüzde 35,5
59 Ermenistan'da (şimdiki sınırlar içinde) 1913 yılında 1 milyondan fazla insan ya-şıyordu. Emperyalist savaş yıllarında (1914-1918) Ermenistan'a 300 bine yakın mülteci geldi. Bu yıllarda Ermenistan'dan göç eden insan sayısını (100 bin), ke-za 1914-1918 yılları arasında doğal nüfus artışını (55 bin) ve savaş nedeniyle nüfusun azalmasını (46 bin) dikkate aldığımızda, Taşnakların iktidara gelmeleri arifesinde nüfusun yaklaşık 1 200 000 olması gerektiğini saplayabiliriz. 1914 yılı Kafkas yıllığı gösteriyor ki, Erivan eyaletinde (Nahçıvan ve Sürmeli kaza-ları hariç) yaklaşık 260 bin Türk, 25 bin Kürt, 8 bin Yezidi, 15 bin Rus ve 7 bin değişik milletlerden insan vardı.
92
Artık 1920 yılı sonuna gelindiğinde Bolşeviklerin yönettiği Er-
meni emekçi halkı, dış emperyalist güçler döneminde Taşnakların
yol açtığı bu korkunç koşullardan tek çıkış yolunun, sermaye dik-
tatörlüğünün alaşağı edilmesi ve ülkede Sovyet iktidarının kurul-
ması olduğunu açıkça gördü.
Ancak Taşnaklar devrimcilere karşı baskılarını gittikçe artırmaya
başladılar ve "bizim (Taşnakların -A.L.) tartışmasız haklarımızı
zorla kabul ettirmek için" Türkiye'yle savaşmayı sürdürdüler. Taş-
nak Hükümeti'nin resmi haydudu A. Ogancanyan'ın 2 Ağustos 1920
tarihinde sarf ettiği bu sözler boşa çıktı. Taşnak Hükümeti'nin "ye-
nilmez" ordusu, Ermenistan'ın Gümrü, Karakilise (Kirivokan) ve di-
ğer şehirlerini hemen hemen hiç savaşmadan Türklere teslim etti.
Türk Ordusu Ermenistan'ın başkenti Erivan'a doğru saldırıya geçti
ve bununla da Ermenistan'ın tamamının varlığı sorununu gündeme
getirmiş oldu. Ermenistan emekçi halkının yazgısı pamuk ipliğine
bağlı duruma gelmişti; çünkü Türk birliklerinin işgal ettiği ve zaten
önceden harap edilmiş şehirler, köyler, kasabalar tamamen perişan
edildi. Taşnak Hükümeti, taarruz eden düşmana karşı bir şey yapa-
mayacağına inanmış görünüyordu. Gümrü'nün düştüğü günlerde,
Taşnak Hükümeti'nin "bel bağladığı" İngiliz emperyalizmi, -Güney
Kafkas'taki askeri-siyasi temsilcisi Stoks aracılığıyla- Tiflis'teki
Taşnak elçisi T. Bekzadyan'a, Türkiye'yle savaşında Taşnak Hükü-
meti'ne İngiltere'nin yardım edemeyeceğini; Taşnaksutyun'un ülke-
de artan devrimci ayaklanmaları bastırmak için gereken desteği,
düşmanı olan Türklerden bulabileceğini bildirdi.
Karşıdevrimci Taşnaksutyun'un önünde iki yol kalmıştı; ya
Sovyet Rusya temsilcisi Legran'ın önerisini kabul etmek ve ülkeyi
müdahalecilerden kurtarmak ya da ülkede Sovyet iktidarı kurulma-
ması için Türkiye'yle anlaşarak ülkeyi onlara teslim etmek. Karşı-
devrimci Taşnaksutyun, komünizm hayaletinden ve bu dönemde
ülkenin emekçi yığınlarını saran ve gittikçe yoğunlaşan devrimci
krizden korkarak ikinci yolu seçti. İşçi ve köylülerin isteklerinin
aksine, emekçi halk kitlelerinin kurtarılmasına ilişkin Sovyet Rus-
93
ya temsilcisinin önerisini geri çevirdi ve "ezeli düşmanı" Türki-
ye'yle -tamamen Sovyet Rusya'ya ve Ermenistan devrimci hareke-
tine karşı- görüşmelere girdi.
17 Kasım 1920 tarihinde Taşnak Hükümeti, ajanı Hatisyan'ı,
Ankara Hükümeti temsilcisi Kâzım Bey'le görüşmelerde bulunmak
üzere Tiflis'e gönderdi. Hatisyan, efendileri İngiliz Stoks'a, Fransız
Albay Nonakurin'e ve İtalyan Albay Gobay'a vs. danıştıktan sonra
"işe" girişti. Bir Taşnak gazetesi bu konuda şöyle yazıyordu:
"Ermeni halkı hayatta kalmak ve devletinin yaşamsal varlığı-
nı güçlendirmek istiyorsa Rusya'ya değil, Türkiye'ye yönel-
melidir."60
Böylece, Ermenistan işçi-köylüleri, ülkeyi kaçınılmaz bir yıkım-
dan kurtarmak ve onu Sovyet ülkesi ilan etmek üzere Büyük Ekim
Devrimi bayrağı altında toplanırlarken, karşıdevrimci Taşnaksutyun,
Türkiye'nin kucağına atılıyordu. 2 Aralık 1920 tarihinde Taşnak Hü-
kümeti (ki ülkede fiilen yoktu) ve Türk delegasyonu arasında Güm-
rü'de imzalanan anlaşmaya göre, Taşnaksutyun Sevr Antlaşmasından
ve Türkiye'ye karşı iddialarından, Anadolu'da Ermenilerin yaşadıkları
bölgeler olmadığını var sayarak vazgeçiyordu. Taşnak-Türk anlaş-
ması uyarınca Ermenistan'a, sadece 1 500 jandarma, 8 top, 20 maki-
neli tüfeğe sahip olma izni veriliyordu. Zorunluluk halinde Türk ikti-
darı Ermenistan'a askeri "yardım" yapmayı taahhüt ediyordu.
Taşnaksutyun'un karşıdevrimci halka karşı politikası; İngiliz-
Fransız ve Amerikan emperyalizminin Ermenistan'da hayasızca sür-
dürdüğü keyfi tasarruflar; Ermeni olmayan ahaliye karşı burjuva-
milliyetçi imha politikası ve nihayet Türkiye önünde utanç verici tes-
limiyet; bütün bunlar hep birlikte ülkeyi felaketin eşiğine getirmişti.
***
Yoldaş Stalin 1920 sonunda Pravda muhabiriyle bir sohbetinde
şöyle diyordu:
60 Araç, sayı 255, Kasım 1920.
"Ermenistan'ın, Sovyet Rusya'yla ittifakından başka hiçbir
kurtuluş yolunun kalmadığı gerçeğinden kuşku duyulabilece-
ğini sanmam."61
Ermeni emekçi halk kitleleri, yok olmaktan, gerçekten de sadece
Sovyet Rusya'nın, Bakû ve Tiflis proletaryasının yardımı ve ülkenin
Sovyetleştirilmesi sayesinde kurtulmuştur. 1920 Mayıs ayak-
lanmasında yenilgiye uğradıktan sonra, bundan çıkardığı dersleri
dikkate alan Ermenistan işçileri ve emekçi köylüleri, 29 Kasım 1920
tarihinde Rus halkının desteğiyle, karşıdevrimci Taşnaksutyun'un -
bu yabancı emperyalizm ajanının- boyunduruğunu üzerinden attı
ve ülkede proletarya diktatörlüğünü ve Sovyet iktidarını kurdu.
Ülkenin emekçileri için yüzkarası olan, tamamıyla Sovyet Rusya'ya
yönelik Gümrü Anlaşması 1920 Kasım Devrimi'yle rafa kaldırıldı.
Ülkede Sovyet düzenine geçilmesi, Ermenistan'da yaşayan bü-
tün halkları yeniden hayata döndürdü. Sağ kalan ve karşıdevrimci
Taşnakların takibatından köşe bucak saklanan Azeriler, Kürtler, Ye-
zidiler bu yeni düzenden sonra köylerine döndüler ve Sovyet ikti-
darının yardımıyla işlerini yeniden kurdular. Ermenistan'da yaşa-
yan Ermeni, Azeri, Yezidi, Rus, Assuri ve Rum emekçileri için ye-
ni aydınlık bir yaşam başlamış oldu.
Basar-Geçer ilçesi Büyük Mezra Hayvan Çiftliği ekip başı olan
Veys Veysov, anılarında şöyle anlatıyor:
"Taşnaklar, bir kış vakti kurşun yağmuru altında bizleri köy-
den sürüp götürdüler. Bu 'faaliyeti' General Silikov ve Teva-
sov yönetiyordu. Bizim ilçedeki Türk köyleri baştan aşağıya
yakılıp yıkılmış, köylerin yerine geriye kararmış tepecikler
kalmıştı. Taşnaklar dünyada az rastlanır bir canavarlığı ger-
çekleştirmişlerdi! O kadar çok insan öldürmüşlerdi ki! Sekiz
nüfuslu ailemde sadece ben kalmıştım. Şu anda gezdiğimiz bu
dağlarda çok insan cesedi yatıyordu. Bu dağların kayaları ve
61 Pravda, 30 Kasım 1920.
suları o günler insanları çok korkutmuştu! Karanlık çöker
çökmez o alışıldık korkumuzla Taşnak soyguncularının ve ka-
tillerinin baskınını beklerdik.
"Ülkede Sovyet iktidarı kurulduktan sonra ben ve komşula-
rım, Taşnakların yakıp yıktığı köylerimize döndük ve her ai-
leden sadece tek insanın kaldığını gördük. Şimdi bir ailem,
ana dilinde okuyan çocuklarım var. Mutluyum, çünkü artık
savaş yok, şimdi Ermenilerle kolhozlarda yan yana çalışıyo-
ruz, kardeş gibi yaşıyoruz. Böyle parlak ve huzur dolu bir ha-
yat nedeniyle, anayasa taslağını alkışlıyorum ve enternasyo-
nal kardeşliğimizi pekiştiren Stalin yoldaşa uzun bir ömür di-
liyorum."62
Ermenistan'da yaşayan halklar yenilendi. Sovyet iktidarı döne-
minde Ermenistan'da nüfus yaklaşık yüzde 55 arttı. 1920'de 774 000
iken, 1936'da 1 200 000 oldu.
Bir zamanların geri kalmış sömürge ülkesi, halkların önderi yol-
daş Stalin sayesinde öncü endüstri-tarım ülkesi oldu.
Stalinci halklar dostluğu ilkesi, Birliğin her ülkesinde olduğu
gibi Sovyet Ermenistanı'nda da egemendir. Bu dostluğa, Sosyalist
ülkede uygulanan gerçek eşitlik ilkesi sayesinde ulaşabildik.
Ancak şunu belirtmeliyiz ki, eğer Ermenistan Bolşevikleri, kar-
şıdevrimci haydutların -Troçkist-Buharinci ve Taşnak-"spesifist"-
milliyetçi kampın- zararlı faaliyetlerini gözden kaçırmış olmasa-
lardı, sosyalizm inşasının bütün alanlarında elde edilen kazanımlar
hiç kuşkusuz daha büyük olacaktı.
Stalin Anayasası'na göre Birlik cumhuriyeti haline gelen Sovyet
Ermenistanı, komünizmin tam zaferi için Lenin-Stalin bayrağı altın-
da verdiği mücadelesinde Taşnak-Troçkist haydutları ve Ekim Dev-
rimi kazanımlarının diğer düşmanlarını ortadan kaldırmaktadır.
62 Hordayn Ayastan, 12 Temmuz 1936.
96