1
En Güzel ‹simler O’nundur ALTIN KÜPELER Allah Azze ve Celle, fleref ve izzet sa- hibi kald›¤› mü’minlerin etraf›na birçok dokunulmazl›k duvar› örmüfltür. Bunlar- dan biri de su-i zanda bulunma ve flüp- heyle hareket etmekten nehyetmek sure- tiyle, bu gibi düflüncelerin önünü almak; bu vesileyle mü’minlerin namus, fleref, haysiyet ve özgürlüklerine kastedecek duygulardan bizleri ar›nd›rmas›d›r. Hucu- rat sâresinde bizlere: “Ey iman edenler! Zandan çokça sak›n›n. Zira zann›n bir k›sm› günaht›r…”(Hucurat 12) buyuruyor. “Bu ifadenin insan ruhuna b›rakt›¤› il- ham, kötü zandan tamamen kaç›nmas›- d›r. Çünkü insan hangi zann›n günah ola- ca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanla- r›, kötü zanla kirletip de günaha girme- mesi için böylece temizler. Ve vicdan› her türlü düflünce ve kuflkudan temiz b›- rak›r. Böylece o vicdan›n sahibi, din kar- defllerine kötü zann›n y›pratamayaca¤› bir sevgi besler, flek ve flüphelerin kirlete- meyece¤i bir duruluk kazand›r›r, endifle ve beklentilerin buland›ramayaca¤› bir iç huzuru kazan›r. Kötü zanlardan ar›n- m›fl bir toplumda yaflamak ne kadar da huzurludur!” (Seyyid Kutup) Bu huzuru yakalamak için kendimiz- den bafllamal›y›z. “Müslüman kardeflinin a¤z›ndan ç›kan bir söze bak›nca hay›r- dan baflka bir zanda bulunma. Sen mut- laka o sözü hayra yorumlamak için bir ç›k›fl yolu bulursun” (Hz. Ömer) diyelim kendi kendimize. Zann›n bir k›sm› günah oldu¤una gö- re, günah olmayan k›sm› da var demektir. “ Kaç›n›lmas› gereken zanlar› di¤erlerin- den ay›rt eden ölçü fludur: Do¤ru bir emaresi oldu¤u bilinmeyen ve aç›k bir se- bebi olmayan her bir husus hakk›nda zanda bulunmak kaç›n›lmas› gerekli, ha- ram zand›r. Bu ise; hakk›nda zanda bulu- nulacak kiflinin kötü durumu bilinmeyen, salih kimse oldu¤u tespit olunan kimse- lerden olmas› halinde böyledir. Böyle bi- risi hakk›nda fasit zanda bulunmak ve ha- inli¤ini sanmak haramd›r. Oysa flüpheli iflleri yapmakla, kötü ve çirkin iflleri aç›k- tan ifllemekle insanlar aras›nda flöhret ka- zanm›fl kimsenin durumu böyle de¤ildir. (‹mam Kurtubi) Bazen kifli iflleyece¤i amelin iyi mi, kötü mü oldu¤u konusunda kesin kanaa- te sahip olamaz; zan ve flüphe denizinde dalgalarla bo¤uflur. “fiüphe etti¤in bir fley- le karfl›lafl›rsan, bir karar vermeden önce hakk›nda bir emir var m› bak. Yapmakla emrolunduysan, o ifli yap ve baflka bir fle- ye ald›rma. Yapmamakla emrolunduysan da, o ifli yapmaktan vazgeçip uzak dur ve böyle bir fleyle hiç karfl› karfl›ya kalma- m›fls›n ve böyle bir fley hiç olmam›fl gibi davran.” (fieyh Abdulkadir Geylani) Bazen de kifli, kendi hakk›nda ve sev- dikleri hakk›nda zanna kap›l›r. Kendini veya sevdiklerini mükemmel görmeye bafllar. “Velinin zann› felakettir. E¤er ken- disine beden perdesinin arkas›ndan bir fley keflf olur da içinde bir fley bulur, nere- den geldi¤ini bilmez, makam›n› bilir, bu- nun baflkas›na ait oldu¤unu fark eder; bu- nu konuflur ve baflkas›n›n hali olursa, iflte bu bizce zand›r. Büyüklerimiz de bu ma- kamda olabilirler. Onlar hakk›nda zanda bulunulmal›; fakat üzerinde bulundu¤u hali, Allah ona kendi(flahs›n›n) diliyle söyletir. Orada haz›r bulunan da, “fleyh kalbimdekini bildi”, der. Hâlbuki fleyhin onun kalbindeki ile hiçbir alakas› yoktur.” (Muhyiddin Arabî ) 15 06 - 12 Haziran 2008 02 - 08 C. Ahir 1429 ilim - irfan El-Aziz: Sözcük yap›s› olarak, mübala¤al› ismi fail si- ¤as›d›r. Yüce Allah(cc) flöyle buyurmaktad›r: “O, Aziz (üstün ve güçlü olan)d›r ve Hakim(hüküm ve hikmet sahibi)dir.” ‹bn-i Kayyim ise flunlar› söyler: “Aziz, diledi¤ine karar veren ve uygulayand›r. O, izzetinin eksiksiz ve mükem- mel olufluyla kullar›na hükmeden ve bu hükmü onlar üzerinde icra edendir.” Bütün varl›klar her fleyde Allah(cc)’›n zat›na, s›fatla- r›na, fiillerine ve bekas›na muhtaçt›rlar. Hiçbir kimse O’nun gücüne eriflemez. Ama O’nun her fleye gücü ye- ter. Ak›l, O’nun gücünü anlamaktan, gözler de O’nun azamet ve yüceli¤ini müflahede etmekten acizdir. Hiç- bir varl›k O’nun nimetlerini sayamaz ve flükrünü eda edemez. Bütün bu s›fatlar baflkas› için de¤il yaln›z Allah için geçerlidir. Elhamdulillahi Rabbil Alemin Esselatu ves- selamu Ala Resulina Muhammed “Bir musibetten çekininiz ki, geldi¤i vakit yaln›z zalimlere mahsus kalmay›p, masumlar› da yakar!” Muhterem kardefllerim! Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›- d›r. Madem öyledir, o zaman hakikatler perdeli kalmal› ki irade-i cüz’iyesiyle bizler ya melek- lerin bile ulaflamad›¤› Ala-y› illiyine terakki ya da afla¤›lar›n afla¤›s›na tedenni ederiz. ‹ki yol görünüyor. Allah (cc)’a yaklaflt›ran yol uzak- laflt›ran yollara nisbeten meflakkatli görünüyor. Bu yolda sabredenlere de azim mükâfat var. Muhterem kardefllerim! Bafl›m›za gelen her fleyi sab›r ve tevekkül ile karfl›lamal›y›z. Rabbimizin kudretine da- yanmal› ve hikmetlerini tefekkür etmeliyiz. Zi- ra fler olarak gördü¤ümüz baz› olaylar arkas›n- da nice hay›rlar vard›r. Aziz Kardefllerim! Bafl›m›za gelen musibetler hakikat nazar›n- da musibet de¤ildirler. Bu güne kadar yaflad›¤›- m›z musibetlere bakt›¤›m›zda hepsinin bir fle- kilde geçip gitti¤ini fark ederiz. Evet, biraz sa- b›rla karfl›lad›¤›m›z nice musibetler atlatt›k. Dönüp geriye bakt›¤›m›zda üzüntüyle de¤il, umutla bakar›z. Çünkü bize nice hay›rlar b›- rakm›fl gitmifllerdir. fiunu unutmayal›m ki as›l musibet ve en büyük musibet mukaddes dini- miz ‹slam’a gelen musibetlerdir. Dinimize ca- n›m›zla, mal›m›zla k›saca sahip oldu¤umuz her fleyimizle siper olmak zorunday›z. Dinimi- zi ve mukaddesatlar›m›z› koruma ad›na her fe- dakârl›¤› yapmal›, her musibete tahammül et- meliyiz. Muhterem Müslümanlar! fiahs›m›z›n, ailemizin ve dostlar›m›z›n ma- ruz kald›¤› musibetlere gelince; ina- n›n her bir musibet bir ilahi hediye mahiyetinde- dir. “Biz Rab- bimize do¤ru bir ad›m atar- sak O (cc) on ad›m atar” mealindeki hadis-i flerifi hat›rlayal›m. O (cc) bizi kendi yolunda muhafaza ediyor. Ayaklar›m›z›n kaymamas› için s›rat-› müstakimde yürümemizi istiyor. Kendimizi unutup gaflete dald›¤›m›z bir za- manda bir uyar›c›, peygamber misali önümüze bir imtihan ç›kar›yor. Teflbihte hata olmas›n, nas›l bir çoban baflkas›n›n tarlas›na girmekte olan koyunlar›na tafl atarak ihtar ediyor, ko- yunlar da yanl›fl bir yolda oldu¤unu anlay›p dönüyorlarsa biz de yanl›fl yollara dalmam›z› engelleyen musibetlerin yüzüne gülmeli ve sa- b›rla, metanetle karfl›lamal›y›z. Çünkü o ilahi bir ikaz, bir ihtard›r. Muhterem kardefllerim! Bafl›m›za gelen baz› musibetler de kefaret- üz zunuptur. Yani günahlar›m›z› temizliyor. Bizi tathir ediyor. fiükürler olsun Rabbimize ki bizi bu dünyada temizliyor, ceza- m›z› ahirette vermiyor. Cennetin taliplileri elbette bilmelidirler ki tam temizlenmeden cennete giril- mez. Cennette ancak temiz fley- ler vard›r. Evet kardefllerim! Bilirsiniz ki güzel gören güzel düflünür, güzel düflünen hayattan lezzet al›r. ‹flte Hayat Böyledir… ‹flte, ey hayat-› dünyeviyenin zevki- ne müptela ve endifle-i istikbal(gelecek endiflesi) ile istikbalini ve hayat›n› te- min için çabalayan biçareler! Dünyan›n lezzetini, zevkini, saadetini, rahat›n›, is- terseniz meflru dairedeki keyfe iktifa ediniz(yetininiz). O, keyfinize kafidir… Hayat ise e¤er iman olmazsa veya- hut isyan ile o iman tesir etmezse, ha- yat; zahiri ve k›sac›k bir zevk ve lezzet- le beraber, binler derece o zevk ve lez- zetten ziyade elemler, hüzünler, keder- ler verir. Çünkü insanda ak›l ve fikir ol- du¤u için, hayvan›n aksine olarak, ha- z›r zamanla beraber, geçmifl ve gelecek zamanlarla da alakadard›r. O zamanlar- dan dahi hem elem hem lezzet alabilir. Hayvan ise fikri olmad›¤› için haz›r lez- zetini, geçmiflten gelen hüzünler ve ge- lecekten gelen korkular, endifleler boz- muyor… E¤er mazi, yani geçmifl zaman›n ha- disat›n› sinema ile hali haz›rda göster- dikleri gibi, istikbaldeki ahval(gelecek- teki haller) dahi, mesela elli sene sonraki halleri bir sinema ile gösterilseydi, ehl-i sefahet(sefih- ler) yüz binlerce nefrin ve nefret edip a¤layacaklard›. ‹flte, hayat böyledir. Hayat›n lezzetini ve zevkini isterseniz, ha- yat›n›z› iman ile hayatland›r›n›z, ve feraizle(farzlarla) zinetlendiriniz(süsle- yiniz) ve günahlardan çekinmekle mu- hafaza ediniz. SÖZLER Nurdan Damlalar Kur’an Rayihas› Hadis ‹klimi Az›k YÖNET‹C‹L‹⁄‹N VEBALI A⁄IRDIR. Harun Reflit, Merve’den Sefa’ya do¤- ru gidiyordu ki Abdülaziz el-Umeri ona: -Ey Harun! Diye seslendi. O da ona yönelip: -Buyur Umeri, haydi Sefa’ya ç›k, de- di. O da ç›k›p Harun Reflit’e: -Göz ucuyla Beytullah’a bir bak ba- kal›m, dedi. Harun Reflit: -Bakt›m. -Kaç kifli var? -Onlar›n say›s›n› kim bilebilir ki? -‹nsanlar içinde bunlar gibi kaç grup vard›r dersin? -‹nsanlar›n say›s›n›n kaç oldu¤unu ancak Allah bilebilir. Daha sonra Umeri flöyle devam etti: -Ey Harun! fiunu iyi bil ki onlar›n her biri kendi nefsinden mesuldür; fakat sen tek bafl›na onlar›n hepsinden mesulsün. Art›k halin nas›l olur bir düflün! Bu olay› anlatan Said b. Süleyman diyor ki: bu sözler karfl›s›nda Harun Re- flid a¤lad› ve oraya oturuverdi. O kadar gözyafl› döktü ki, herkes mendil üstüne mendil uzat›yordu. Umeri dedi ki: -Daha söyleyeyim mi? Harun Reflit: -Söyle ey amcac›¤›m, dedi. O da: -Vallahi, kifli kendi mal›n› sorumsuz- ca israf edince, onun mal›na el konu- lur(haciz uygulan›r). Müslümanlar›n ma- l›n› israf edene nas›l muamele etmek ge- rekti¤ini var sen düflün, dedi ve geçti git- ti. Harun Reflid ise a¤l›yordu. Futuhat-› Mekkiye Gönül Erleri Rabbim! Bana hikmet ihsan buyur ve beni Salih kimseler aras›na kat! Sonrakiler içinde, benim için bir lisan-› s›dk(güzel bir metihle an›lmay›) nasip eyle! Ve beni Naim cennetinin varislerinden k›l! Ve insanlar›n diriltilecekleri gün beni utand›rma! O gün ki, ne mal fayda verir ne de evlat! Ancak Allah’a selim bir kalple gelen müstesna! (26/83-85,87-89) Rabbim! Beni, namaz› hakk›yla eda eden bir kimse eyle; zürriyetimden de( böyle kimseler yarat!) Rabbimiz! Duam› kabul buyur!(14/40) Kuran’›n Feyz’inden Dualar Allah’u Teala buyuruyor ki: “(Ey Habibim!) Bir zaman Rabbin meleklere: “fiüphesiz ki ben, yeryüzünde bir halife yara- taca¤›m” buyurmufltu da( melekler): “Orada fesad ç›karacak ve kanlar dökecek bir kimse mi yaratacaks›n? Halbuki biz, hamdin ile se- ni tesbih ediyoruz” dediler. (Rabbin de onla- ra) “fiüphesiz ki sizin bilemeyece¤iniz fleyle- ri ben bilirim!” buyurdu.” (Bakara-30) Efendimiz (SAV) buyuruyor ki: “Sizi neden men etti isem ondan uzak durun ve size neyi emretti isem elinizden geldi¤i kadar onu yap›n. Sizden önceki milletler çok sormalar›ndan ve peygam- berlerine karfl› çok tart›flmalar›ndan helak olmufllard›r.” (Buhari-Müslim) Cuma Hutbesi Alt›n Küpeler “Biz ölümün, tehlikelerle dolu bir hayattan ebedi nimet ve saadetlerle dolu gerçek bir hayata geçifl köprüsü oldu- ¤unu biliyoruz.”(Hasan El Benna) “Ömrün uzun yarat›lm›flsa, ne y›lan sokar seni ne de y›rt›c› bir aslan›n pençesi eriflir.” (Sadi-i fiirazi) “ Ölüm, ma¤lup düflerek yaflaman›zda, hayat ise galip gelerek ölmenizdedir.”(Hz. Ali-RA.) “Nefsine bak›p görmek istersen, bir avuç toprak al ve ona bak. Zira sen ondan yarat›ld›n, sonunda da ona gire- ceksin.”(‹mam fiibli) Abdülaziz el-Umeri DOKUNULMAZLIK DUVARI Hasbihal YERYÜZÜ HAL‹FES‹ ‹NSAN Nurullah GÜLSEVER ‹rfan Mektebi Çünkü insan hangi zann›n günah olaca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanlar›, kötü zanla kirletip de günaha girmemesi için böylece temizler. Ve vicdan› her tür- lü düflünce ve kuflkudan temiz b›rak›r. Kainat›n hiçbir yerinde ve olay›nda zerre-gram te- sadüfe yer yok malum. Dolay›s›yla insan da kainat›n bu köflesindeki bu flirin gezegene tesadüfen gelme- mifltir. Belki çok üstün ve mükemmel bir nizam›n bir parças› olarak çeflitli görevlerle mükellef tutularak bu dünyaya gönderilmifltir. ‹nsan›n bu dünyada iki asli görevinin oldu¤unu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, ay- n› zamanda asli olan› Allah’a kulluk görevidir. Di¤er tüm görev ve sorumluluklar bu görevin birer parças› ve yans›malar›d›r. Ayr›ca kulluk, hem dünya hem de ahiret hayat›na bakar ve alakadar olur. ‹nsano¤lunun bu dünyadaki ikinci ve en önemli görevi ise yeryüzü halifeli¤idir. Yani yeryüzü, düze- niyle, yaflant›s›yla, imar›yla, iskan›yla ve di¤er tüm dünyevi faaliyetleriyle insandan sorulur. ‹nsano¤lu bütün bunlardan Allah (cc)’a karfl› so- rumludur ve bu yönde att›¤› her ad›m›n hesab›n› ver- mekle mükelleftir. Allah (cc)’›n istedi¤i bir yaflay›fl, iflleyifl ve imar› gerçeklefltirmek zorundad›r. Çünkü varoluflunun ve yarat›lmas›n›n sebeplerinden bir tanesi de budur. Bu da kulluk görevinin parçalar›ndan bir tanesi- dir; ama yeryüzünde geçecek olan hayat›n bütününü kapsad›¤› için tek bafl›na ele al›n›p de¤erlendirilmesi mümkün bir görevdir. “Kulluk” görevi daha çok bireyi ilgilendirdi¤i ve sonuçlar›yla sadece bireyi etkilemesi aç›s›ndan “yer- yüzü halifeli¤i” görevine nispeten bireysel merkezde- dir. “Halifelik” vazifesi ise bütün insanlar› ilgilendirir ve sonuçlar› itibar›yla bütün insanlar› hatta hayvanla- r›, bitkileri belki da¤lar›, tafllar›, denizleri etkiler. Bu aç›dan “halifelik” vazifesi evrenseldir ve bu vazifenin kriterleri ve etki alanlar› da evrensel yararlar gözetile- rek düzenlenmifltir. ‹flte bu nedenle Allah’u Teala insanlar için din ola- rak ‹slam’› seçti¤ini ve onun d›fl›nda baflka hiçbir dav- ran›fl› insandan kabul etmeyece¤ini bildirmifltir. Çünkü ‹slam dini, yeryüzünün imar› ve ›slah› için tüm canl›-cans›z varl›klar›n haklar› ve ihtiyaçlar› göz önünde bulundurularak Allah taraf›ndan gönderilen kurallar ve kanunlar manzumesidir. Hz. Adem (as)’den son peygambere gelen tüm peygamberler bu görevleri hat›rlat›c› ve uygulay›c› olarak gönderilmifllerdir. Bu görevlerin niteli¤i ve niceli¤i aç›s›ndan hiçbir bilinmezlik, mu¤lakl›k veya soru iflareti bulunmamak- tad›r böylece. Hele ki Hz. Muhammed(s.a.v) ile beraber insanl›k bu konuda tam bir flekilde ayd›nlat›lm›fl ve daha önce hiç olmad›¤› kadar aç›k-seçik örnekleriyle beraber in- sanl›¤a gitmesi gereken yol gösterilmifltir. Yani itaat edip görevini yapan da, isyan edip yol- dan sapan da bilerek seçim yapmaktad›r. Allah’u Teala bu görevi insana emanet etmifltir. Bu emanet a¤›r bir emanettir, sorumlulu¤u büyüktür, ve- bali çoktur. Ama kazanc› da muazzamd›r. Hiçbir fley- de böylesi bir kazanç yoktur. Zira bu yolun ucunda ebedi bir saadet ve mutluluk beklemektedir insano¤- lunu. Ve tabi her ülfetin bir külfeti vard›r. ‹nsan, bu sorumlulu¤u görmezden gelerek bir ye- re varamaz. Kulaklar›n› t›kayarak, gözlerini kapatarak, kendini bofl vermiflli¤e ve sarhofllu¤a vurarak gerçek- lerden kaçamaz. Bir kere vazifeyi yüklenmifltir ve bundan sonra bir seçim flans›na sahip de¤ildir. Her ne kadar flimdilerde bir isyan furyas› bafl gös- termiflse de insano¤lunun kulluk ve itaat f›trat› üzeri- ne yarat›ld›¤›n› da unutmamam›z gerekir. Ve “her fley asl›na kalbeder (döner)” kaidesine bi- naen insan›n da asl›na bir an evvel dönece¤inin bek- lentisine girmek hayalperestlik olmasa gerek. Avrupa’dan, Amerika’dan ve dünyan›n dört bir yan›ndan bu dönüflün ayak sesi ta kulaklar›m›zda yank›lanmaktad›r. Günümüz insan›n›n y›k›c›, yak›c› sapk›nl›¤› ve bozulmufllu¤u, devletler ve toplumlar nezdinde sorgulamaya bafllanm›fl ve çareler arama yoluna gidilmifltir. Bu sorgulamalar ve araflt›rmalar e¤er samimice yap›l›yorsa (ki bunda hiç kuflkum yok) günün birinde er-geç “do¤ru” bulunacakt›r, Allah’›n izni ve yard›- m›yla… Bize de bu dünya gurbetinde yolunu flafl›rm›fl, ne- reden gelip nereye gitti¤ini unutmufl biçare insano¤lu- na do¤ruyu arama maceras›nda dua etmek düfler. Umar›z kaybetmiflli¤i ve y›k›lm›fll›¤› ebedi bir ka- dere çevirmez ve zerreden küreye, kar›ncadan file, kaktüsten güle her yarat›lm›fl›n sonsuz rahmet denizi- nin cömertli¤inden payidar oldu¤u alemde insano¤lu, baht›n› karart›p bipar kalmaz. Allah’›m! Yard›m et! Haz›rlayanlar: Sedat fiERAN - Nurullah GÜLSEVER - Mehmet Ç‹ÇEK - Feyzullah ZEREY Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›d›r.

dogruhaber gazetesi 10.sayı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

dogruhaber gazetesi haftalık siyasi gazete

Citation preview

Page 1: dogruhaber gazetesi 10.sayı

En Güzel ‹simler O’nundur

AALLTTIINN KKÜÜPPEELLEERR

Allah Azze ve Celle, fleref ve izzet sa-hibi kald›¤› mü’minlerin etraf›na birçokdokunulmazl›k duvar› örmüfltür. Bunlar-dan biri de su-i zanda bulunma ve flüp-heyle hareket etmekten nehyetmek sure-tiyle, bu gibi düflüncelerin önünü almak;bu vesileyle mü’minlerin namus, fleref,haysiyet ve özgürlüklerine kastedecekduygulardan bizleri ar›nd›rmas›d›r. Hucu-rat sâresinde bizlere: “Ey iman edenler!Zandan çokça sak›n›n. Zira zann›n birk›sm› günaht›r…”(Hucurat 12) buyuruyor.“Bu ifadenin insan ruhuna b›rakt›¤› il-ham, kötü zandan tamamen kaç›nmas›-d›r. Çünkü insan hangi zann›n günah ola-ca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanla-

r›, kötü zanla kirletip de günaha girme-mesi için böylece temizler. Ve vicdan›her türlü düflünce ve kuflkudan temiz b›-rak›r. Böylece o vicdan›n sahibi, din kar-defllerine kötü zann›n y›pratamayaca¤›bir sevgi besler, flek ve flüphelerin kirlete-meyece¤i bir duruluk kazand›r›r, endifleve beklentilerin buland›ramayaca¤› biriç huzuru kazan›r. Kötü zanlardan ar›n-m›fl bir toplumda yaflamak ne kadar dahuzurludur!” (Seyyid Kutup)

Bu huzuru yakalamak için kendimiz-den bafllamal›y›z. “Müslüman kardeflinina¤z›ndan ç›kan bir söze bak›nca hay›r-dan baflka bir zanda bulunma. Sen mut-laka o sözü hayra yorumlamak için bir

ç›k›fl yolu bulursun” (Hz. Ömer) diyelimkendi kendimize.

Zann›n bir k›sm› günah oldu¤una gö-re, günah olmayan k›sm› da var demektir.“ Kaç›n›lmas› gereken zanlar› di¤erlerin-den ay›rt eden ölçü fludur: Do¤ru biremaresi oldu¤u bilinmeyen ve aç›k bir se-bebi olmayan her bir husus hakk›ndazanda bulunmak kaç›n›lmas› gerekli, ha-ram zand›r. Bu ise; hakk›nda zanda bulu-nulacak kiflinin kötü durumu bilinmeyen,salih kimse oldu¤u tespit olunan kimse-lerden olmas› halinde böyledir. Böyle bi-risi hakk›nda fasit zanda bulunmak ve ha-inli¤ini sanmak haramd›r. Oysa flüpheliiflleri yapmakla, kötü ve çirkin iflleri aç›k-

tan ifllemekle insanlar aras›nda flöhret ka-zanm›fl kimsenin durumu böyle de¤ildir.(‹mam Kurtubi)

Bazen kifli iflleyece¤i amelin iyi mi,kötü mü oldu¤u konusunda kesin kanaa-te sahip olamaz; zan ve flüphe denizindedalgalarla bo¤uflur. “fiüphe etti¤in bir fley-le karfl›lafl›rsan, bir karar vermeden öncehakk›nda bir emir var m› bak. Yapmaklaemrolunduysan, o ifli yap ve baflka bir fle-ye ald›rma. Yapmamakla emrolunduysanda, o ifli yapmaktan vazgeçip uzak dur veböyle bir fleyle hiç karfl› karfl›ya kalma-m›fls›n ve böyle bir fley hiç olmam›fl gibidavran.” (fieyh Abdulkadir Geylani)

Bazen de kifli, kendi hakk›nda ve sev-dikleri hakk›nda zanna kap›l›r. Kendiniveya sevdiklerini mükemmel görmeyebafllar. “Velinin zann› felakettir. E¤er ken-disine beden perdesinin arkas›ndan birfley keflf olur da içinde bir fley bulur, nere-den geldi¤ini bilmez, makam›n› bilir, bu-nun baflkas›na ait oldu¤unu fark eder; bu-nu konuflur ve baflkas›n›n hali olursa, ifltebu bizce zand›r. Büyüklerimiz de bu ma-kamda olabilirler. Onlar hakk›nda zandabulunulmal›; fakat üzerinde bulundu¤uhali, Allah ona kendi(flahs›n›n) diliylesöyletir. Orada haz›r bulunan da, “fleyhkalbimdekini bildi”, der. Hâlbuki fleyhinonun kalbindeki ile hiçbir alakas› yoktur.”

(Muhyiddin Arabî )

1506 - 12 Haziran 2008 • 02 - 08 C. Ahir 1429i l im - i rfan

El-Aziz: Sözcük yap›s› olarak, mübala¤al› ismi fail si-¤as›d›r.

Yüce Allah(cc) flöyle buyurmaktad›r: “O, Aziz (üstünve güçlü olan)d›r ve Hakim(hüküm ve hikmet sahibi)dir.”

‹bn-i Kayyim ise flunlar› söyler: “Aziz, diledi¤ine kararveren ve uygulayand›r. O, izzetinin eksiksiz ve mükem-mel olufluyla kullar›na hükmeden ve bu hükmü onlarüzerinde icra edendir.”

Bütün varl›klar her fleyde Allah(cc)’›n zat›na, s›fatla-r›na, fiillerine ve bekas›na muhtaçt›rlar. Hiçbir kimseO’nun gücüne eriflemez. Ama O’nun her fleye gücü ye-ter. Ak›l, O’nun gücünü anlamaktan, gözler de O’nunazamet ve yüceli¤ini müflahede etmekten acizdir. Hiç-bir varl›k O’nun nimetlerini sayamaz ve flükrünü edaedemez. Bütün bu s›fatlar baflkas› için de¤il yaln›z Allahiçin geçerlidir.

Elhamdulillahi Rabbil Alemin Esselatu ves-selamu Ala Resulina Muhammed

“Bir musibetten çekininiz ki, geldi¤i vakityaln›z zalimlere mahsus kalmay›p, masumlar›da yakar!”

Muhterem kardefllerim!Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›-

d›r. Madem öyledir, o zaman hakikatler perdelikalmal› ki irade-i cüz’iyesiyle bizler ya melek-lerin bile ulaflamad›¤› Ala-y› illiyine terakki yada afla¤›lar›n afla¤›s›na tedenni ederiz. ‹ki yolgörünüyor. Allah (cc)’a yaklaflt›ran yol uzak-laflt›ran yollara nisbeten meflakkatli görünüyor.Bu yolda sabredenlere de azim mükâfat var.

Muhterem kardefllerim!Bafl›m›za gelen her fleyi sab›r ve tevekkül

ile karfl›lamal›y›z. Rabbimizin kudretine da-yanmal› ve hikmetlerini tefekkür etmeliyiz. Zi-ra fler olarak gördü¤ümüz baz› olaylar arkas›n-

da nice hay›rlar vard›r.Aziz Kardefllerim!Bafl›m›za gelen musibetler hakikat nazar›n-

da musibet de¤ildirler. Bu güne kadar yaflad›¤›-m›z musibetlere bakt›¤›m›zda hepsinin bir fle-kilde geçip gitti¤ini fark ederiz. Evet, biraz sa-b›rla karfl›lad›¤›m›z nice musibetler atlatt›k.Dönüp geriye bakt›¤›m›zda üzüntüyle de¤il,umutla bakar›z. Çünkü bize nice hay›rlar b›-rakm›fl gitmifllerdir. fiunu unutmayal›m ki as›lmusibet ve en büyük musibet mukaddes dini-miz ‹slam’a gelen musibetlerdir. Dinimize ca-n›m›zla, mal›m›zla k›saca sahip oldu¤umuzher fleyimizle siper olmak zorunday›z. Dinimi-zi ve mukaddesatlar›m›z› koruma ad›na her fe-dakârl›¤› yapmal›, her musibete tahammül et-meliyiz.

Muhterem Müslümanlar!fiahs›m›z›n, ailemizin ve dostlar›m›z›n ma-

ruz kald›¤›musibetleregelince; ina-n›n her birmusibet birilahi hediyemahiyetinde-dir. “Biz Rab-bimize do¤rubir ad›m atar-

sak O (cc) on ad›m atar” mealindeki hadis-iflerifi hat›rlayal›m. O (cc) bizi kendi yolundamuhafaza ediyor. Ayaklar›m›z›n kaymamas›için s›rat-› müstakimde yürümemizi istiyor.Kendimizi unutup gaflete dald›¤›m›z bir za-manda bir uyar›c›, peygamber misali önümüzebir imtihan ç›kar›yor. Teflbihte hata olmas›n,nas›l bir çoban baflkas›n›n tarlas›na girmekteolan koyunlar›na tafl atarak ihtar ediyor, ko-yunlar da yanl›fl bir yolda oldu¤unu anlay›pdönüyorlarsa biz de yanl›fl yollara dalmam›z›engelleyen musibetlerin yüzüne gülmeli ve sa-b›rla, metanetle karfl›lamal›y›z. Çünkü o ilahibir ikaz, bir ihtard›r.

Muhterem kardefllerim!Bafl›m›za gelen baz› musibetler de kefaret-

üz zunuptur. Yani günahlar›m›z› temizliyor.Bizi tathir ediyor. fiükürler olsun Rabbimize ki

bizi bu dünyada temizliyor, ceza-m›z› ahirette vermiyor. Cennetintaliplileri elbette bilmelidirler kitam temizlenmeden cennete giril-mez. Cennette ancak temiz fley-ler vard›r.

Evet kardefllerim! Bilirsinizki güzel gören güzel düflünür,güzel düflünen hayattan lezzetal›r.

‹flte Hayat Böyledir…‹flte, ey hayat-› dünyeviyenin zevki-

ne müptela ve endifle-i istikbal(gelecekendiflesi) ile istikbalini ve hayat›n› te-min için çabalayan biçareler! Dünyan›nlezzetini, zevkini, saadetini, rahat›n›, is-terseniz meflru dairedeki keyfe iktifaediniz(yetininiz). O, keyfinize kafidir…

Hayat ise e¤er iman olmazsa veya-hut isyan ile o iman tesir etmezse, ha-yat; zahiri ve k›sac›k bir zevk ve lezzet-le beraber, binler derece o zevk ve lez-zetten ziyade elemler, hüzünler, keder-ler verir. Çünkü insanda ak›l ve fikir ol-du¤u için, hayvan›n aksine olarak, ha-z›r zamanla beraber, geçmifl ve gelecekzamanlarla da alakadard›r. O zamanlar-

dan dahi hem elem hem lezzet alabilir.Hayvan ise fikri olmad›¤› için haz›r lez-zetini, geçmiflten gelen hüzünler ve ge-lecekten gelen korkular, endifleler boz-muyor…

E¤er mazi, yani geçmifl zaman›n ha-disat›n› sinema ile hali haz›rda göster-dikleri gibi, istikbaldeki ahval(gelecek-teki haller) dahi, mesela elli senesonraki halleri bir sinema ilegösterilseydi, ehl-i sefahet(sefih-ler) yüz binlerce nefrin ve nefretedip a¤layacaklard›.

‹flte, hayat böyledir. Hayat›nlezzetini ve zevkini isterseniz, ha-yat›n›z› iman ile hayatland›r›n›z, veferaizle(farzlarla) zinetlendiriniz(süsle-yiniz) ve günahlardan çekinmekle mu-hafaza ediniz. SÖZLER

Nurdan Damlalar

Kur’an Rayihas›

Hadis ‹klimi

Az›k

YÖNET‹C‹L‹⁄‹N VEBALI A⁄IRDIR.

Harun Reflit, Merve’den Sefa’ya do¤-ru gidiyordu ki Abdülaziz el-Umeri ona:

-Ey Harun! Diye seslendi. O da onayönelip:

-Buyur Umeri, haydi Sefa’ya ç›k, de-di. O da ç›k›p Harun Reflit’e:

-Göz ucuyla Beytullah’a bir bak ba-kal›m, dedi. Harun Reflit:

-Bakt›m.-Kaç kifli var?-Onlar›n say›s›n› kim bilebilir ki?-‹nsanlar içinde bunlar gibi kaç grup

vard›r dersin?-‹nsanlar›n say›s›n›n kaç oldu¤unu

ancak Allah bilebilir.Daha sonra Umeri flöyle devam etti:

-Ey Harun! fiunu iyi bil ki onlar›n herbiri kendi nefsinden mesuldür; fakat sentek bafl›na onlar›n hepsinden mesulsün.Art›k halin nas›l olur bir düflün!

Bu olay› anlatan Said b. Süleymandiyor ki: bu sözler karfl›s›nda Harun Re-flid a¤lad› ve oraya oturuverdi. O kadargözyafl› döktü ki, herkes mendil üstünemendil uzat›yordu.

Umeri dedi ki:-Daha söyleyeyim mi? Harun Reflit:-Söyle ey amcac›¤›m, dedi. O da:-Vallahi, kifli kendi mal›n› sorumsuz-

ca israf edince, onun mal›na el konu-lur(haciz uygulan›r). Müslümanlar›n ma-l›n› israf edene nas›l muamele etmek ge-rekti¤ini var sen düflün, dedi ve geçti git-ti. Harun Reflid ise a¤l›yordu.

Futuhat-› Mekkiye

Gönül Erleri

Rabbim! Bana hikmet ihsan buyur ve beni Salihkimseler aras›na kat! Sonrakiler içinde, benim için birlisan-› s›dk(güzel bir metihle an›lmay›) nasip eyle! Vebeni Naim cennetinin varislerinden k›l! Ve insanlar›ndiriltilecekleri gün beni utand›rma! O gün ki, ne malfayda verir ne de evlat! Ancak Allah’a selim bir kalplegelen müstesna! (26/83-85,87-89)

Rabbim! Beni, namaz› hakk›yla eda eden bir kimseeyle; zürriyetimden de( böyle kimseler yarat!)

Rabbimiz! Duam› kabul buyur!(14/40)

KKuurraann’’››nn FFeeyyzz’’iinnddeenn DDuuaallaarr

Allah’u Teala buyuruyor ki:“(Ey Habibim!) Bir zaman Rabbin meleklere:“fiüphesiz ki ben, yeryüzünde bir halife yara-taca¤›m” buyurmufltu da( melekler): “Oradafesad ç›karacak ve kanlar dökecek bir kimsemi yaratacaks›n? Halbuki biz, hamdin ile se-ni tesbih ediyoruz” dediler. (Rabbin de onla-ra) “fiüphesiz ki sizin bilemeyece¤iniz fleyle-ri ben bilirim!” buyurdu.”(Bakara-30)

Efendimiz (SAV) buyuruyor ki:“Sizi neden men etti isem ondan uzak

durun ve size neyi emretti isem elinizdengeldi¤i kadar onu yap›n. Sizden öncekimilletler çok sormalar›ndan ve peygam-berlerine karfl› çok tart›flmalar›ndan helakolmufllard›r.”

(Buhari-Müslim)

CCuummaa

HHuuttbbeessii

Alt›n Küpeler“Biz ölümün, tehlikelerle dolu bir hayattan ebedi nimet

ve saadetlerle dolu gerçek bir hayata geçifl köprüsü oldu-¤unu biliyoruz.”(Hasan El Benna)

“Ömrün uzun yarat›lm›flsa, ne y›lan sokar seni ne dey›rt›c› bir aslan›n pençesi eriflir.” (Sadi-i fiirazi)

“ Ölüm, ma¤lup düflerek yaflaman›zda, hayat ise galipgelerek ölmenizdedir.”(Hz. Ali-RA.)

“Nefsine bak›p görmek istersen, bir avuç toprak al veona bak. Zira sen ondan yarat›ld›n, sonunda da ona gire-ceksin.”(‹mam fiibli)

Abdülaziz el-Umeri

DOKUNULMAZLIK DUVARI

Hasbihal

YYEERRYYÜÜZZÜÜ HHAALL‹‹FFEESS‹‹ ‹‹NNSSAANN

Nurullah GÜLSEVER

‹rfan Mektebi

Çünkü insan hangi zann›n günah olaca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanlar›,kötü zanla kirletip de günaha girmemesi için böylece temizler. Ve vicdan› her tür-lü düflünce ve kuflkudan temiz b›rak›r.

Kainat›n hiçbir yerinde ve olay›nda zerre-gram te-sadüfe yer yok malum. Dolay›s›yla insan da kainat›nbu köflesindeki bu flirin gezegene tesadüfen gelme-mifltir. Belki çok üstün ve mükemmel bir nizam›n birparças› olarak çeflitli görevlerle mükellef tutularak budünyaya gönderilmifltir.

‹nsan›n bu dünyada iki asli görevinin oldu¤unusöyleyebiliriz. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, ay-n› zamanda asli olan› Allah’a kulluk görevidir. Di¤ertüm görev ve sorumluluklar bu görevin birer parças›ve yans›malar›d›r. Ayr›ca kulluk, hem dünya hem deahiret hayat›na bakar ve alakadar olur.

‹nsano¤lunun bu dünyadaki ikinci ve en önemligörevi ise yeryüzü halifeli¤idir. Yani yeryüzü, düze-niyle, yaflant›s›yla, imar›yla, iskan›yla ve di¤er tümdünyevi faaliyetleriyle insandan sorulur.

‹nsano¤lu bütün bunlardan Allah (cc)’a karfl› so-rumludur ve bu yönde att›¤› her ad›m›n hesab›n› ver-mekle mükelleftir.

Allah (cc)’›n istedi¤i bir yaflay›fl, iflleyifl ve imar›gerçeklefltirmek zorundad›r. Çünkü varoluflunun veyarat›lmas›n›n sebeplerinden bir tanesi de budur.

Bu da kulluk görevinin parçalar›ndan bir tanesi-dir; ama yeryüzünde geçecek olan hayat›n bütününükapsad›¤› için tek bafl›na ele al›n›p de¤erlendirilmesimümkün bir görevdir.

“Kulluk” görevi daha çok bireyi ilgilendirdi¤i vesonuçlar›yla sadece bireyi etkilemesi aç›s›ndan “yer-yüzü halifeli¤i” görevine nispeten bireysel merkezde-dir. “Halifelik” vazifesi ise bütün insanlar› ilgilendirirve sonuçlar› itibar›yla bütün insanlar› hatta hayvanla-r›, bitkileri belki da¤lar›, tafllar›, denizleri etkiler. Buaç›dan “halifelik” vazifesi evrenseldir ve bu vazifeninkriterleri ve etki alanlar› da evrensel yararlar gözetile-rek düzenlenmifltir.

‹flte bu nedenle Allah’u Teala insanlar için din ola-rak ‹slam’› seçti¤ini ve onun d›fl›nda baflka hiçbir dav-ran›fl› insandan kabul etmeyece¤ini bildirmifltir.

Çünkü ‹slam dini, yeryüzünün imar› ve ›slah› içintüm canl›-cans›z varl›klar›n haklar› ve ihtiyaçlar› gözönünde bulundurularak Allah taraf›ndan gönderilenkurallar ve kanunlar manzumesidir.

Hz. Adem (as)’den son peygambere gelen tümpeygamberler bu görevleri hat›rlat›c› ve uygulay›c›olarak gönderilmifllerdir.

Bu görevlerin niteli¤i ve niceli¤i aç›s›ndan hiçbirbilinmezlik, mu¤lakl›k veya soru iflareti bulunmamak-tad›r böylece.

Hele ki Hz. Muhammed(s.a.v) ile beraber insanl›kbu konuda tam bir flekilde ayd›nlat›lm›fl ve daha öncehiç olmad›¤› kadar aç›k-seçik örnekleriyle beraber in-sanl›¤a gitmesi gereken yol gösterilmifltir.

Yani itaat edip görevini yapan da, isyan edip yol-dan sapan da bilerek seçim yapmaktad›r.

Allah’u Teala bu görevi insana emanet etmifltir. Buemanet a¤›r bir emanettir, sorumlulu¤u büyüktür, ve-bali çoktur. Ama kazanc› da muazzamd›r. Hiçbir fley-de böylesi bir kazanç yoktur. Zira bu yolun ucundaebedi bir saadet ve mutluluk beklemektedir insano¤-lunu. Ve tabi her ülfetin bir külfeti vard›r.

‹nsan, bu sorumlulu¤u görmezden gelerek bir ye-re varamaz. Kulaklar›n› t›kayarak, gözlerini kapatarak,kendini bofl vermiflli¤e ve sarhofllu¤a vurarak gerçek-lerden kaçamaz. Bir kere vazifeyi yüklenmifltir vebundan sonra bir seçim flans›na sahip de¤ildir.

Her ne kadar flimdilerde bir isyan furyas› bafl gös-termiflse de insano¤lunun kulluk ve itaat f›trat› üzeri-ne yarat›ld›¤›n› da unutmamam›z gerekir.

Ve “her fley asl›na kalbeder (döner)” kaidesine bi-naen insan›n da asl›na bir an evvel dönece¤inin bek-lentisine girmek hayalperestlik olmasa gerek.

Avrupa’dan, Amerika’dan ve dünyan›n dört biryan›ndan bu dönüflün ayak sesi ta kulaklar›m›zdayank›lanmaktad›r. Günümüz insan›n›n y›k›c›, yak›c›sapk›nl›¤› ve bozulmufllu¤u, devletler ve toplumlarnezdinde sorgulamaya bafllanm›fl ve çareler aramayoluna gidilmifltir.

Bu sorgulamalar ve araflt›rmalar e¤er samimiceyap›l›yorsa (ki bunda hiç kuflkum yok) günün birindeer-geç “do¤ru” bulunacakt›r, Allah’›n izni ve yard›-m›yla…

Bize de bu dünya gurbetinde yolunu flafl›rm›fl, ne-reden gelip nereye gitti¤ini unutmufl biçare insano¤lu-na do¤ruyu arama maceras›nda dua etmek düfler.

Umar›z kaybetmiflli¤i ve y›k›lm›fll›¤› ebedi bir ka-dere çevirmez ve zerreden küreye, kar›ncadan file,kaktüsten güle her yarat›lm›fl›n sonsuz rahmet denizi-nin cömertli¤inden payidar oldu¤u alemde insano¤lu,baht›n› karart›p bipar kalmaz. Allah’›m! Yard›m et!

Haz›rlayanlar: Sedat fiERAN - Nurullah GÜLSEVER - Mehmet Ç‹ÇEK - Feyzullah ZEREY

Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›d›r.