Upload
ilker-toprak
View
218
Download
1
Embed Size (px)
DESCRIPTION
dogruhaber gazetesi haftalık siyasi gazete
Citation preview
En Güzel ‹simler O’nundur
AALLTTIINN KKÜÜPPEELLEERR
Allah Azze ve Celle, fleref ve izzet sa-hibi kald›¤› mü’minlerin etraf›na birçokdokunulmazl›k duvar› örmüfltür. Bunlar-dan biri de su-i zanda bulunma ve flüp-heyle hareket etmekten nehyetmek sure-tiyle, bu gibi düflüncelerin önünü almak;bu vesileyle mü’minlerin namus, fleref,haysiyet ve özgürlüklerine kastedecekduygulardan bizleri ar›nd›rmas›d›r. Hucu-rat sâresinde bizlere: “Ey iman edenler!Zandan çokça sak›n›n. Zira zann›n birk›sm› günaht›r…”(Hucurat 12) buyuruyor.“Bu ifadenin insan ruhuna b›rakt›¤› il-ham, kötü zandan tamamen kaç›nmas›-d›r. Çünkü insan hangi zann›n günah ola-ca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanla-
r›, kötü zanla kirletip de günaha girme-mesi için böylece temizler. Ve vicdan›her türlü düflünce ve kuflkudan temiz b›-rak›r. Böylece o vicdan›n sahibi, din kar-defllerine kötü zann›n y›pratamayaca¤›bir sevgi besler, flek ve flüphelerin kirlete-meyece¤i bir duruluk kazand›r›r, endifleve beklentilerin buland›ramayaca¤› biriç huzuru kazan›r. Kötü zanlardan ar›n-m›fl bir toplumda yaflamak ne kadar dahuzurludur!” (Seyyid Kutup)
Bu huzuru yakalamak için kendimiz-den bafllamal›y›z. “Müslüman kardeflinina¤z›ndan ç›kan bir söze bak›nca hay›r-dan baflka bir zanda bulunma. Sen mut-laka o sözü hayra yorumlamak için bir
ç›k›fl yolu bulursun” (Hz. Ömer) diyelimkendi kendimize.
Zann›n bir k›sm› günah oldu¤una gö-re, günah olmayan k›sm› da var demektir.“ Kaç›n›lmas› gereken zanlar› di¤erlerin-den ay›rt eden ölçü fludur: Do¤ru biremaresi oldu¤u bilinmeyen ve aç›k bir se-bebi olmayan her bir husus hakk›ndazanda bulunmak kaç›n›lmas› gerekli, ha-ram zand›r. Bu ise; hakk›nda zanda bulu-nulacak kiflinin kötü durumu bilinmeyen,salih kimse oldu¤u tespit olunan kimse-lerden olmas› halinde böyledir. Böyle bi-risi hakk›nda fasit zanda bulunmak ve ha-inli¤ini sanmak haramd›r. Oysa flüpheliiflleri yapmakla, kötü ve çirkin iflleri aç›k-
tan ifllemekle insanlar aras›nda flöhret ka-zanm›fl kimsenin durumu böyle de¤ildir.(‹mam Kurtubi)
Bazen kifli iflleyece¤i amelin iyi mi,kötü mü oldu¤u konusunda kesin kanaa-te sahip olamaz; zan ve flüphe denizindedalgalarla bo¤uflur. “fiüphe etti¤in bir fley-le karfl›lafl›rsan, bir karar vermeden öncehakk›nda bir emir var m› bak. Yapmaklaemrolunduysan, o ifli yap ve baflka bir fle-ye ald›rma. Yapmamakla emrolunduysanda, o ifli yapmaktan vazgeçip uzak dur veböyle bir fleyle hiç karfl› karfl›ya kalma-m›fls›n ve böyle bir fley hiç olmam›fl gibidavran.” (fieyh Abdulkadir Geylani)
Bazen de kifli, kendi hakk›nda ve sev-dikleri hakk›nda zanna kap›l›r. Kendiniveya sevdiklerini mükemmel görmeyebafllar. “Velinin zann› felakettir. E¤er ken-disine beden perdesinin arkas›ndan birfley keflf olur da içinde bir fley bulur, nere-den geldi¤ini bilmez, makam›n› bilir, bu-nun baflkas›na ait oldu¤unu fark eder; bu-nu konuflur ve baflkas›n›n hali olursa, ifltebu bizce zand›r. Büyüklerimiz de bu ma-kamda olabilirler. Onlar hakk›nda zandabulunulmal›; fakat üzerinde bulundu¤uhali, Allah ona kendi(flahs›n›n) diliylesöyletir. Orada haz›r bulunan da, “fleyhkalbimdekini bildi”, der. Hâlbuki fleyhinonun kalbindeki ile hiçbir alakas› yoktur.”
(Muhyiddin Arabî )
1506 - 12 Haziran 2008 • 02 - 08 C. Ahir 1429i l im - i rfan
El-Aziz: Sözcük yap›s› olarak, mübala¤al› ismi fail si-¤as›d›r.
Yüce Allah(cc) flöyle buyurmaktad›r: “O, Aziz (üstünve güçlü olan)d›r ve Hakim(hüküm ve hikmet sahibi)dir.”
‹bn-i Kayyim ise flunlar› söyler: “Aziz, diledi¤ine kararveren ve uygulayand›r. O, izzetinin eksiksiz ve mükem-mel olufluyla kullar›na hükmeden ve bu hükmü onlarüzerinde icra edendir.”
Bütün varl›klar her fleyde Allah(cc)’›n zat›na, s›fatla-r›na, fiillerine ve bekas›na muhtaçt›rlar. Hiçbir kimseO’nun gücüne eriflemez. Ama O’nun her fleye gücü ye-ter. Ak›l, O’nun gücünü anlamaktan, gözler de O’nunazamet ve yüceli¤ini müflahede etmekten acizdir. Hiç-bir varl›k O’nun nimetlerini sayamaz ve flükrünü edaedemez. Bütün bu s›fatlar baflkas› için de¤il yaln›z Allahiçin geçerlidir.
Elhamdulillahi Rabbil Alemin Esselatu ves-selamu Ala Resulina Muhammed
“Bir musibetten çekininiz ki, geldi¤i vakityaln›z zalimlere mahsus kalmay›p, masumlar›da yakar!”
Muhterem kardefllerim!Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›-
d›r. Madem öyledir, o zaman hakikatler perdelikalmal› ki irade-i cüz’iyesiyle bizler ya melek-lerin bile ulaflamad›¤› Ala-y› illiyine terakki yada afla¤›lar›n afla¤›s›na tedenni ederiz. ‹ki yolgörünüyor. Allah (cc)’a yaklaflt›ran yol uzak-laflt›ran yollara nisbeten meflakkatli görünüyor.Bu yolda sabredenlere de azim mükâfat var.
Muhterem kardefllerim!Bafl›m›za gelen her fleyi sab›r ve tevekkül
ile karfl›lamal›y›z. Rabbimizin kudretine da-yanmal› ve hikmetlerini tefekkür etmeliyiz. Zi-ra fler olarak gördü¤ümüz baz› olaylar arkas›n-
da nice hay›rlar vard›r.Aziz Kardefllerim!Bafl›m›za gelen musibetler hakikat nazar›n-
da musibet de¤ildirler. Bu güne kadar yaflad›¤›-m›z musibetlere bakt›¤›m›zda hepsinin bir fle-kilde geçip gitti¤ini fark ederiz. Evet, biraz sa-b›rla karfl›lad›¤›m›z nice musibetler atlatt›k.Dönüp geriye bakt›¤›m›zda üzüntüyle de¤il,umutla bakar›z. Çünkü bize nice hay›rlar b›-rakm›fl gitmifllerdir. fiunu unutmayal›m ki as›lmusibet ve en büyük musibet mukaddes dini-miz ‹slam’a gelen musibetlerdir. Dinimize ca-n›m›zla, mal›m›zla k›saca sahip oldu¤umuzher fleyimizle siper olmak zorunday›z. Dinimi-zi ve mukaddesatlar›m›z› koruma ad›na her fe-dakârl›¤› yapmal›, her musibete tahammül et-meliyiz.
Muhterem Müslümanlar!fiahs›m›z›n, ailemizin ve dostlar›m›z›n ma-
ruz kald›¤›musibetleregelince; ina-n›n her birmusibet birilahi hediyemahiyetinde-dir. “Biz Rab-bimize do¤rubir ad›m atar-
sak O (cc) on ad›m atar” mealindeki hadis-iflerifi hat›rlayal›m. O (cc) bizi kendi yolundamuhafaza ediyor. Ayaklar›m›z›n kaymamas›için s›rat-› müstakimde yürümemizi istiyor.Kendimizi unutup gaflete dald›¤›m›z bir za-manda bir uyar›c›, peygamber misali önümüzebir imtihan ç›kar›yor. Teflbihte hata olmas›n,nas›l bir çoban baflkas›n›n tarlas›na girmekteolan koyunlar›na tafl atarak ihtar ediyor, ko-yunlar da yanl›fl bir yolda oldu¤unu anlay›pdönüyorlarsa biz de yanl›fl yollara dalmam›z›engelleyen musibetlerin yüzüne gülmeli ve sa-b›rla, metanetle karfl›lamal›y›z. Çünkü o ilahibir ikaz, bir ihtard›r.
Muhterem kardefllerim!Bafl›m›za gelen baz› musibetler de kefaret-
üz zunuptur. Yani günahlar›m›z› temizliyor.Bizi tathir ediyor. fiükürler olsun Rabbimize ki
bizi bu dünyada temizliyor, ceza-m›z› ahirette vermiyor. Cennetintaliplileri elbette bilmelidirler kitam temizlenmeden cennete giril-mez. Cennette ancak temiz fley-ler vard›r.
Evet kardefllerim! Bilirsinizki güzel gören güzel düflünür,güzel düflünen hayattan lezzetal›r.
‹flte Hayat Böyledir…‹flte, ey hayat-› dünyeviyenin zevki-
ne müptela ve endifle-i istikbal(gelecekendiflesi) ile istikbalini ve hayat›n› te-min için çabalayan biçareler! Dünyan›nlezzetini, zevkini, saadetini, rahat›n›, is-terseniz meflru dairedeki keyfe iktifaediniz(yetininiz). O, keyfinize kafidir…
Hayat ise e¤er iman olmazsa veya-hut isyan ile o iman tesir etmezse, ha-yat; zahiri ve k›sac›k bir zevk ve lezzet-le beraber, binler derece o zevk ve lez-zetten ziyade elemler, hüzünler, keder-ler verir. Çünkü insanda ak›l ve fikir ol-du¤u için, hayvan›n aksine olarak, ha-z›r zamanla beraber, geçmifl ve gelecekzamanlarla da alakadard›r. O zamanlar-
dan dahi hem elem hem lezzet alabilir.Hayvan ise fikri olmad›¤› için haz›r lez-zetini, geçmiflten gelen hüzünler ve ge-lecekten gelen korkular, endifleler boz-muyor…
E¤er mazi, yani geçmifl zaman›n ha-disat›n› sinema ile hali haz›rda göster-dikleri gibi, istikbaldeki ahval(gelecek-teki haller) dahi, mesela elli senesonraki halleri bir sinema ilegösterilseydi, ehl-i sefahet(sefih-ler) yüz binlerce nefrin ve nefretedip a¤layacaklard›.
‹flte, hayat böyledir. Hayat›nlezzetini ve zevkini isterseniz, ha-yat›n›z› iman ile hayatland›r›n›z, veferaizle(farzlarla) zinetlendiriniz(süsle-yiniz) ve günahlardan çekinmekle mu-hafaza ediniz. SÖZLER
Nurdan Damlalar
Kur’an Rayihas›
Hadis ‹klimi
Az›k
YÖNET‹C‹L‹⁄‹N VEBALI A⁄IRDIR.
Harun Reflit, Merve’den Sefa’ya do¤-ru gidiyordu ki Abdülaziz el-Umeri ona:
-Ey Harun! Diye seslendi. O da onayönelip:
-Buyur Umeri, haydi Sefa’ya ç›k, de-di. O da ç›k›p Harun Reflit’e:
-Göz ucuyla Beytullah’a bir bak ba-kal›m, dedi. Harun Reflit:
-Bakt›m.-Kaç kifli var?-Onlar›n say›s›n› kim bilebilir ki?-‹nsanlar içinde bunlar gibi kaç grup
vard›r dersin?-‹nsanlar›n say›s›n›n kaç oldu¤unu
ancak Allah bilebilir.Daha sonra Umeri flöyle devam etti:
-Ey Harun! fiunu iyi bil ki onlar›n herbiri kendi nefsinden mesuldür; fakat sentek bafl›na onlar›n hepsinden mesulsün.Art›k halin nas›l olur bir düflün!
Bu olay› anlatan Said b. Süleymandiyor ki: bu sözler karfl›s›nda Harun Re-flid a¤lad› ve oraya oturuverdi. O kadargözyafl› döktü ki, herkes mendil üstünemendil uzat›yordu.
Umeri dedi ki:-Daha söyleyeyim mi? Harun Reflit:-Söyle ey amcac›¤›m, dedi. O da:-Vallahi, kifli kendi mal›n› sorumsuz-
ca israf edince, onun mal›na el konu-lur(haciz uygulan›r). Müslümanlar›n ma-l›n› israf edene nas›l muamele etmek ge-rekti¤ini var sen düflün, dedi ve geçti git-ti. Harun Reflid ise a¤l›yordu.
Futuhat-› Mekkiye
Gönül Erleri
Rabbim! Bana hikmet ihsan buyur ve beni Salihkimseler aras›na kat! Sonrakiler içinde, benim için birlisan-› s›dk(güzel bir metihle an›lmay›) nasip eyle! Vebeni Naim cennetinin varislerinden k›l! Ve insanlar›ndiriltilecekleri gün beni utand›rma! O gün ki, ne malfayda verir ne de evlat! Ancak Allah’a selim bir kalplegelen müstesna! (26/83-85,87-89)
Rabbim! Beni, namaz› hakk›yla eda eden bir kimseeyle; zürriyetimden de( böyle kimseler yarat!)
Rabbimiz! Duam› kabul buyur!(14/40)
KKuurraann’’››nn FFeeyyzz’’iinnddeenn DDuuaallaarr
Allah’u Teala buyuruyor ki:“(Ey Habibim!) Bir zaman Rabbin meleklere:“fiüphesiz ki ben, yeryüzünde bir halife yara-taca¤›m” buyurmufltu da( melekler): “Oradafesad ç›karacak ve kanlar dökecek bir kimsemi yaratacaks›n? Halbuki biz, hamdin ile se-ni tesbih ediyoruz” dediler. (Rabbin de onla-ra) “fiüphesiz ki sizin bilemeyece¤iniz fleyle-ri ben bilirim!” buyurdu.”(Bakara-30)
Efendimiz (SAV) buyuruyor ki:“Sizi neden men etti isem ondan uzak
durun ve size neyi emretti isem elinizdengeldi¤i kadar onu yap›n. Sizden öncekimilletler çok sormalar›ndan ve peygam-berlerine karfl› çok tart›flmalar›ndan helakolmufllard›r.”
(Buhari-Müslim)
CCuummaa
HHuuttbbeessii
Alt›n Küpeler“Biz ölümün, tehlikelerle dolu bir hayattan ebedi nimet
ve saadetlerle dolu gerçek bir hayata geçifl köprüsü oldu-¤unu biliyoruz.”(Hasan El Benna)
“Ömrün uzun yarat›lm›flsa, ne y›lan sokar seni ne dey›rt›c› bir aslan›n pençesi eriflir.” (Sadi-i fiirazi)
“ Ölüm, ma¤lup düflerek yaflaman›zda, hayat ise galipgelerek ölmenizdedir.”(Hz. Ali-RA.)
“Nefsine bak›p görmek istersen, bir avuç toprak al veona bak. Zira sen ondan yarat›ld›n, sonunda da ona gire-ceksin.”(‹mam fiibli)
Abdülaziz el-Umeri
DOKUNULMAZLIK DUVARI
Hasbihal
YYEERRYYÜÜZZÜÜ HHAALL‹‹FFEESS‹‹ ‹‹NNSSAANN
Nurullah GÜLSEVER
‹rfan Mektebi
Çünkü insan hangi zann›n günah olaca¤›n› bilemez. Kur’an-› Kerim vicdanlar›,kötü zanla kirletip de günaha girmemesi için böylece temizler. Ve vicdan› her tür-lü düflünce ve kuflkudan temiz b›rak›r.
Kainat›n hiçbir yerinde ve olay›nda zerre-gram te-sadüfe yer yok malum. Dolay›s›yla insan da kainat›nbu köflesindeki bu flirin gezegene tesadüfen gelme-mifltir. Belki çok üstün ve mükemmel bir nizam›n birparças› olarak çeflitli görevlerle mükellef tutularak budünyaya gönderilmifltir.
‹nsan›n bu dünyada iki asli görevinin oldu¤unusöyleyebiliriz. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, ay-n› zamanda asli olan› Allah’a kulluk görevidir. Di¤ertüm görev ve sorumluluklar bu görevin birer parças›ve yans›malar›d›r. Ayr›ca kulluk, hem dünya hem deahiret hayat›na bakar ve alakadar olur.
‹nsano¤lunun bu dünyadaki ikinci ve en önemligörevi ise yeryüzü halifeli¤idir. Yani yeryüzü, düze-niyle, yaflant›s›yla, imar›yla, iskan›yla ve di¤er tümdünyevi faaliyetleriyle insandan sorulur.
‹nsano¤lu bütün bunlardan Allah (cc)’a karfl› so-rumludur ve bu yönde att›¤› her ad›m›n hesab›n› ver-mekle mükelleftir.
Allah (cc)’›n istedi¤i bir yaflay›fl, iflleyifl ve imar›gerçeklefltirmek zorundad›r. Çünkü varoluflunun veyarat›lmas›n›n sebeplerinden bir tanesi de budur.
Bu da kulluk görevinin parçalar›ndan bir tanesi-dir; ama yeryüzünde geçecek olan hayat›n bütününükapsad›¤› için tek bafl›na ele al›n›p de¤erlendirilmesimümkün bir görevdir.
“Kulluk” görevi daha çok bireyi ilgilendirdi¤i vesonuçlar›yla sadece bireyi etkilemesi aç›s›ndan “yer-yüzü halifeli¤i” görevine nispeten bireysel merkezde-dir. “Halifelik” vazifesi ise bütün insanlar› ilgilendirirve sonuçlar› itibar›yla bütün insanlar› hatta hayvanla-r›, bitkileri belki da¤lar›, tafllar›, denizleri etkiler. Buaç›dan “halifelik” vazifesi evrenseldir ve bu vazifeninkriterleri ve etki alanlar› da evrensel yararlar gözetile-rek düzenlenmifltir.
‹flte bu nedenle Allah’u Teala insanlar için din ola-rak ‹slam’› seçti¤ini ve onun d›fl›nda baflka hiçbir dav-ran›fl› insandan kabul etmeyece¤ini bildirmifltir.
Çünkü ‹slam dini, yeryüzünün imar› ve ›slah› içintüm canl›-cans›z varl›klar›n haklar› ve ihtiyaçlar› gözönünde bulundurularak Allah taraf›ndan gönderilenkurallar ve kanunlar manzumesidir.
Hz. Adem (as)’den son peygambere gelen tümpeygamberler bu görevleri hat›rlat›c› ve uygulay›c›olarak gönderilmifllerdir.
Bu görevlerin niteli¤i ve niceli¤i aç›s›ndan hiçbirbilinmezlik, mu¤lakl›k veya soru iflareti bulunmamak-tad›r böylece.
Hele ki Hz. Muhammed(s.a.v) ile beraber insanl›kbu konuda tam bir flekilde ayd›nlat›lm›fl ve daha öncehiç olmad›¤› kadar aç›k-seçik örnekleriyle beraber in-sanl›¤a gitmesi gereken yol gösterilmifltir.
Yani itaat edip görevini yapan da, isyan edip yol-dan sapan da bilerek seçim yapmaktad›r.
Allah’u Teala bu görevi insana emanet etmifltir. Buemanet a¤›r bir emanettir, sorumlulu¤u büyüktür, ve-bali çoktur. Ama kazanc› da muazzamd›r. Hiçbir fley-de böylesi bir kazanç yoktur. Zira bu yolun ucundaebedi bir saadet ve mutluluk beklemektedir insano¤-lunu. Ve tabi her ülfetin bir külfeti vard›r.
‹nsan, bu sorumlulu¤u görmezden gelerek bir ye-re varamaz. Kulaklar›n› t›kayarak, gözlerini kapatarak,kendini bofl vermiflli¤e ve sarhofllu¤a vurarak gerçek-lerden kaçamaz. Bir kere vazifeyi yüklenmifltir vebundan sonra bir seçim flans›na sahip de¤ildir.
Her ne kadar flimdilerde bir isyan furyas› bafl gös-termiflse de insano¤lunun kulluk ve itaat f›trat› üzeri-ne yarat›ld›¤›n› da unutmamam›z gerekir.
Ve “her fley asl›na kalbeder (döner)” kaidesine bi-naen insan›n da asl›na bir an evvel dönece¤inin bek-lentisine girmek hayalperestlik olmasa gerek.
Avrupa’dan, Amerika’dan ve dünyan›n dört biryan›ndan bu dönüflün ayak sesi ta kulaklar›m›zdayank›lanmaktad›r. Günümüz insan›n›n y›k›c›, yak›c›sapk›nl›¤› ve bozulmufllu¤u, devletler ve toplumlarnezdinde sorgulamaya bafllanm›fl ve çareler aramayoluna gidilmifltir.
Bu sorgulamalar ve araflt›rmalar e¤er samimiceyap›l›yorsa (ki bunda hiç kuflkum yok) günün birindeer-geç “do¤ru” bulunacakt›r, Allah’›n izni ve yard›-m›yla…
Bize de bu dünya gurbetinde yolunu flafl›rm›fl, ne-reden gelip nereye gitti¤ini unutmufl biçare insano¤lu-na do¤ruyu arama maceras›nda dua etmek düfler.
Umar›z kaybetmiflli¤i ve y›k›lm›fll›¤› ebedi bir ka-dere çevirmez ve zerreden küreye, kar›ncadan file,kaktüsten güle her yarat›lm›fl›n sonsuz rahmet denizi-nin cömertli¤inden payidar oldu¤u alemde insano¤lu,baht›n› karart›p bipar kalmaz. Allah’›m! Yard›m et!
Haz›rlayanlar: Sedat fiERAN - Nurullah GÜLSEVER - Mehmet Ç‹ÇEK - Feyzullah ZEREY
Bu dünya bir imtihan ve tecrübe meydan›d›r.