6
Uluslararası Af Örgütü’nün yapmı ş olduğu çalı şmaya göre 2013 yılında Çin hariç tüm dünyada 778 idam cezası infazı uygulandı. İ dam sayılarını vermeyen Çin’de ise yılda binden fazla ki şinin idam edildi ği tahmin ediliyor... ÇAĞDAŞ GAZETECİ Eski şarkısı 2 Bir y ı lda 778 idam uyguland ı gençlerin sesi yirmi dokuz nisan iki bin on dört ikinci say› Mısır’da Müslüman Kardeşler üyesi 529 ki şiye verilen idam cezası tüm dünyada büyük bir tepkiyle kar- şılansa da i şin aslı öyle değil. Yaptı- ğımız araştırmalara göre, dünya da bir çok geli şmi ş ülke bu insanlık dışı cezayı hala uyguluyor. Dünya üzerin de 74 ülke idam cezasını aktif olarak uygularken, 25 ülkenin ise sadece yasalarında duruyor. Uluslararası Af Örgütü’nün veri- lerine göre 2013 yılında 22 ülkede 778 kişi idam edildi. 2012’ye göre 100 kişinin daha infaz edilmesiyle yüzde 15 artış olurken, en çok idam cezası uygulaması 369 infazıyla İ- ran’da yapıldı. İ ran’ı 169 infaz ile Irak ve 79 infaz ile Suudi Arabistan takip ediyor. Listede dikkat çeken ülkeler ise, ABD ve Japonya. 2013 yılında ABD- ’de 34, Japonya’da 8 infaz yapıldı. Örgütün verilerinde ise Çin yer almıyor. Çin’de her yıl binlerce in- sanın ölüm cezası alarak infaz edildği tahmin ediliyor. ÇAĞDAŞ GÖKBEL ÇAĞDAŞ GAZETECİ Anayasa Mahkemesine başvuru 4 GİZEM TÜRKMEN ÇAĞDAŞ GAZETECİ TSK, Balyoz ve kumpas 3 EREN YÜKSEL ÇAĞDAŞ GAZETECİ Türkiye’deki Ortadoğu 5 MALİK ALKAN ÇAĞDAŞ GAZETECİ İnsanlığı göreve çağırıyorum 2 KADİR ALİ ŞEKER Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse. Gabriel Garcia Marquez 6 Mart 1927 - 17 Nisan 2014 ABD Afganistan Bangledeş Belerus Birleşik Arap Emirlikleri Çin Dominik Cumhuriyeti Endonezya Jamaika Japonya Kamerun Katar Kazakistan Kırgısiztan Kuveyt Kuzey Kore Küba Libya Lübnan Malezya Mısır Pakistan Suriye Suudi Aabista Tacikistan Tayland Güney Kore Hindistan Irak İran İ dam cezası uygulayan ülkeler 3’de 3’de Medya Etik Konseyi tarafından medyada ciddi, seviyeli, ilkeli ve meslek eti ğine uygun olarak mesleğini icra eden gazetecileri ve basın kuruluşlarını teşvik etmek için bu yıl 4. düzenlenen 'Medya Etik Ödülleri' sahiplerini buldu. Habertürk Gazetesi Muhabiri Sultan Uçar, 'Sultanahmet'in Minaresi kaydı" başlıklı haberiyle Kültür Sanat Haberi Etik Ödülü'nü alan isim oldu. Habertürk TV'den Didem Arslan Yılmaz, "Türkiye'nin Nabzı" programıyla TV Haber Etik Ödülü'ne layık görüldü. Çemberlitaş Fırat Kültür Merkezi'nde (FKM) düzenlenen törende konuşan Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir, medyada etik değer- lerin her geçen gün azaldığını söyledi. Ödülünü Esendir'den alan Sultan Uçar, "Bir ülkede, 'Medya Etik Ödülleri' adı altında bir ödül veriliyorsa, bu durum o ülkede basında etik değerlerle ilgili ciddi bir sıkıntı olduğunu gösterir. Ödül için şahsım ve gazetem adına teşekkür ederim. Ancak mesleğim adına üzücü bulduğum bu ödül- lerin anlamını yitireceği günü görmeyi ümit ediyorum" diye Habertürk’e iki etik ödül Sosyal medya tart ışı ld ı Şehir Üniversitesi İ leti şim Kulübü ve Mad Informatics Sosyal Medya/PR Ajansı, 'Sosyal Medya' paneli gerçek- leştirerek Twitter ve Facebook’u masaya yatırdılar... Şehir Üniversitesi İ leti şim Kulübü ve Mad Informatics Sosyal Medya/PR ajansı tarafın- dan 'Sosyal Medya' paneli gerçekleştirildi ve sektörün sorunları tartışıldı. Panele Mad Informatics Ajans Başkanı Fırat Sayıcı, İnci Sözlük sahibi Serkan İnci ve Uludağ Sözlük sahibi İsmail Alpen katıldı. Pa- nelistler kendi deneyimlerinden yola çıkarak sosyal medyanın i ş ve özel hayatlarındaki ye- inden ve sektördeki öneminden bahsettiler. Sosyal medyadaki caps kültürünün yeni bir mizah anlayı şını başlattı ğını söyleyen İ nci Sözlük’ün sahibi Serkan İnci, "Facebook Türk kullanıcılarının mizahından faydala- nıyor. İçeri ği, mizahı biz üretiyoruz ama ek- meğini bu tip siteler yiyor. Caps kültürü yeni bir mizah tarzı yarattı ve bu tamamen Türk kullanıcılarının yaratıcılığından ortaya çıktı. İncicaps.com üzerinden tüm sosyal ağlara yayıldı. Kendi yaptığımız mizahın ekmeğini Twitter ve Facebook'a yedirmemiz çok tra- jikomik. Bu tarz sosyal ağ siteleri para hortu- munu kendilerine bağladılar ve rahat rahat hayatlarına devam ediyorlar. Aslında özgürlük çok da umurlarında değil. Biz Türkiye'de bir özgürlük mücadelesi veriyoruz ama Twitter, Youtube ve Facebook gibi siteler için vermiy- oruz bu mücadeleyi. Bizim mücadelemiz Türk sitelerinin özgür olması, Türk giri şimcilerin ko- rkmadan i şlerini yapabilmesi, hortumu kendi- mize bağlamayı öğrenmemiz gerekiyor" dedi. Üniversite gençlerinin kendilerini yeti ştir- melerini belirten Uldağ Sözlük’ün sahibi İs- mail Alpen ise, "Gençlerin duruma el atmaları gerekiyor. Özellikle üniversite 1. ve 2. sınıflarında okuyan gençlere tavsiyem kendilerini geliştirsinler. Ellerine bir yazılım kitabı alıp devamlı kendi kendilerine uygula- malar geli ş-tirsinler. İnternetten para kazan- mak çok kolay ve çok fazla kalifiye elemana ihtiyaç var. Türkiye’de internette çok büyük bir reklam payı var ve bu pay maalesef Türk şirketlerine dağılmıyor. Parsayı toplayan hep yabancılar. Kendi özgürlüğümüzü korumaya çalışmalıyız" diye konuştu. Mod Informatics’in başkanı Fırat Sayıcı ise, Dijital evrim sürecine ayak uydurulması gerekti ğini belirterek, "Dijital medya hızla ge- leneksel medyanın payından almaya devam ediyor. Bu dijital evrim sürecine ayak uydur- mak için markaların, firmaların, şahısların, ürünlerin bir an önce hız, teknolojik adapta- syon ve gelişim takibiyle içli dışlı olmaları gerek. Tüketiciyle direkt olarak interaktif bir ili şkiye girmeleri de mecburi bir sonuç. Hızlı olan ileri vadede kazanacaktır. Kısacası kazanmak isteyen elini çabuk tutmalı” diy- erek sözlerini tamamladı. Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kadir Eser ile birlikte ekonomi, üniver- site gençli ği ve gezi parkına dair sıcak bir söyleşi gerçekleştirdik. Eser ekonomiye dair ileriye dönük ipuçları verirken, “Özel sektöre borç krizi gelebilir” dedi. Eser, Türkiye ekonomi tarihine değinerek yaşanmış krizleri inleyerek, günümüzde yaşanabilecek krizin boyutunu ve niteli ğinian- lattı. Küreselleşen dünyada yaşanan krizlerin sadece ülkeler bazında olmayacağını belirten Eser, “Küreselleşmeye bağlı olarak yaşanan krizlerden Türkiye’de etkilenecektir. Ancak bu ülkemizde özel sektörü vurabilir” diye konuştu... Eser, “Özel sektöre borç krizi gelebilir” 4’de 4’de Melik ş ah’a ödülü Melikşah Üniversitesi öğrencileri, Dünya Ambalaj Örgütü’nün düzen- ledi ği Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarı şması’nda tasarım ödülünü aldı... Yarı şmada Melikşah Üni-versitesi En-düstri Ürünleri Tasarımı Bö-lümü öğrencileri büyük bir başarıya imza atarak 'Mansi-yon' ödülünü aldı. 3’de 3’de

Haykırış Gazetesi 2 Sayı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Gazetemizin 2.sayısı yayında. iyi okumalar...

Citation preview

Page 1: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

Uluslararası Af Örgütü’nün yapmış olduğu çalışmaya göre 2013 yılında Çin hariç tüm dünyada 778 idam cezasıinfazı uygulandı. İdam sayılarını vermeyen Çin’de ise yılda binden fazla kişinin idam edildiği tahmin ediliyor...

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

Eskişarkısı

2

Bir yılda 778 idam uygulandıgençlerin sesiyirmi dokuz nisan iki bin on dört ikinci say›

Mısır’da Müslüman Kardeşlerüyesi 529 kişiye verilen idam cezasıtüm dünyada büyük bir tepkiyle kar-şılansa da işin aslı öyle değil. Yaptı-ğımız araştırmalara göre, dünya dabir çok gelişmiş ülke bu insanlık dışıcezayı hala uyguluyor. Dünya üzerinde 74 ülke idam cezasını aktif olarakuygularken, 25 ülkenin ise sadeceyasalarında duruyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün veri-lerine göre 2013 yılında 22 ülkede778 kişi idam edildi. 2012’ye göre

100 kişinin daha infaz edilmesiyleyüzde 15 artış olurken, en çok idamcezası uygulaması 369 infazıyla İ-ran’da yapıldı. İran’ı 169 infaz ile Irakve 79 infaz ile Suudi Arabistan takipediyor.

Listede dikkat çeken ülkeler ise,ABD ve Japonya. 2013 yılında ABD-’de 34, Japonya’da 8 infaz yapıldı.Örgütün verilerinde ise Çin yeralmıyor. Çin’de her yıl binlerce in-sanın ölüm cezası alarak infazedildği tahmin ediliyor.

ÇAĞDAŞGÖKBEL

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

AnayasaMahkemesine

başvuru

4

GİZEMTÜRKMEN

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

TSK, Balyoz vekumpas

3

ERENYÜKSEL

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

Türkiye’dekiOrtadoğu

5

MALİKALKAN

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

İnsanlığı göreve

çağırıyorum

2

KADİR ALİŞEKER

Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.

Gabriel Garcia Marquez6 Mart 1927 - 17 Nisan 2014

ABDAfganistanBangledeşBelerusBirleşik Arap EmirlikleriÇinDominik CumhuriyetiEndonezyaJamaikaJaponyaKamerunKatarKazakistanKırgısiztanKuveyt

Kuzey KoreKübaLibyaLübnanMalezyaMısırPakistanSuriyeSuudi AabistaTacikistanTaylandGüney KoreHindistanIrakİran

İdam cezası uygulayan ülkeler

3’de3’de

Medya Etik Konseyi tarafından medyada ciddi, seviyeli, ilkelive meslek etiğine uygun olarak mesleğini icra eden gazetecileri vebasın kuruluşlarını teşvik etmek için bu yıl 4. düzenlenen 'MedyaEtik Ödülleri' sahiplerini buldu.

Habertürk Gazetesi Muhabiri Sultan Uçar, 'Sultanahmet'inMinaresi kaydı" başlıklı haberiyle Kültür Sanat Haberi Etik Ödülü'nüalan isim oldu.

Habertürk TV'den Didem Arslan Yılmaz, "Türkiye'nin Nabzı"programıyla TV Haber Etik Ödülü'ne layık görüldü. ÇemberlitaşFırat Kültür Merkezi'nde (FKM) düzenlenen törende konuşanMedya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir, medyada etik değer-lerin her geçen gün azaldığını söyledi. Ödülünü Esendir'den alanSultan Uçar, "Bir ülkede, 'Medya Etik Ödülleri' adı altında bir ödülveriliyorsa, bu durum o ülkede basında etik değerlerle ilgili ciddi birsıkıntı olduğunu gösterir. Ödül için şahsım ve gazetem adınateşekkür ederim. Ancak mesleğim adına üzücü bulduğum bu ödül-lerin anlamını yitireceği günü görmeyi ümit ediyorum" diye

Habertürk’e iki etik ödül

Sosyal medya tartışıldıŞehir Üniversitesi İletişim Kulübü ve Mad InformaticsSosyal Medya/PR Ajansı, 'Sosyal Medya' paneli gerçek-leştirerek Twitter ve Facebook’u masaya yatırdılar...

Şehir Üniversitesi İletişim Kulübü ve MadInformatics Sosyal Medya/PR ajansı tarafın-dan 'Sosyal Medya' paneli gerçekleştirildi vesektörün sorunları tartışıldı.

Panele Mad Informatics Ajans BaşkanıFırat Sayıcı, İnci Sözlük sahibi Serkan İnci veUludağ Sözlük sahibi İsmail Alpen katıldı. Pa-nelistler kendi deneyimlerinden yola çıkaraksosyal medyanın iş ve özel hayatlarındaki ye-inden ve sektördeki öneminden bahsettiler.

Sosyal medyadaki caps kültürünün yenibir mizah anlayışını başlattığını söyleyen İnciSözlük’ün sahibi Serkan İnci, "FacebookTürk kullanıcılarının mizahından faydala-nıyor. İçeriği, mizahı biz üretiyoruz ama ek-meğini bu tip siteler yiyor. Caps kültürü yenibir mizah tarzı yarattı ve bu tamamen Türkkullanıcılarının yaratıcılığından ortaya çıktı.İncicaps.com üzerinden tüm sosyal ağlarayayıldı. Kendi yaptığımız mizahın ekmeğiniTwitter ve Facebook'a yedirmemiz çok tra-jikomik. Bu tarz sosyal ağ siteleri para hortu-munu kendilerine bağladılar ve rahat rahathayatlarına devam ediyorlar. Aslında özgürlükçok da umurlarında değil. Biz Türkiye'de birözgürlük mücadelesi veriyoruz ama Twitter,Youtube ve Facebook gibi siteler için vermiy-oruz bu mücadeleyi. Bizim mücadelemiz Türksitelerinin özgür olması, Türk girişimcilerin ko-

rkmadan işlerini yapabilmesi, hortumu kendi-mize bağlamayı öğrenmemiz gerekiyor" dedi.

Üniversite gençlerinin kendilerini yetiştir-melerini belirten Uldağ Sözlük’ün sahibi İs-mail Alpen ise, "Gençlerin duruma elatmaları gerekiyor. Özellikle üniversite 1. ve2. sınıflarında okuyan gençlere tavsiyemkendilerini geliştirsinler. Ellerine bir yazılımkitabı alıp devamlı kendi kendilerine uygula-malar geliş-tirsinler. İnternetten para kazan-mak çok kolay ve çok fazla kalifiye elemanaihtiyaç var. Türkiye’de internette çok büyükbir reklam payı var ve bu pay maalesef Türkşirketlerine dağılmıyor. Parsayı toplayan hepyabancılar. Kendi özgürlüğümüzü korumayaçalışmalıyız" diye konuştu.

Mod Informatics’in başkanı Fırat Sayıcıise, Dijital evrim sürecine ayak uydurulmasıgerektiğini belirterek, "Dijital medya hızla ge-leneksel medyanın payından almaya devamediyor. Bu dijital evrim sürecine ayak uydur-mak için markaların, firmaların, şahısların,ürünlerin bir an önce hız, teknolojik adapta-syon ve gelişim takibiyle içli dışlı olmalarıgerek. Tüketiciyle direkt olarak interaktif birilişkiye girmeleri de mecburi bir sonuç. Hızlıolan ileri vadede kazanacaktır. Kısacasıkazanmak isteyen elini çabuk tutmalı” diy-erek sözlerini tamamladı.

Muğla Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf.Dr.Kadir Eser ile birlikte ekonomi, üniver-site gençliği ve gezi parkına dair sıcak birsöyleşi gerçekleştirdik. Eser ekonomiye dairileriye dönük ipuçları verirken, “Özel sektöreborç krizi gelebilir” dedi.

Eser, Türkiye ekonomi tarihine değinerekyaşanmış krizleri inleyerek, günümüzdeyaşanabilecek krizin boyutunu ve niteliğinian-lattı. Küreselleşen dünyada yaşanan krizlerinsadece ülkeler bazında olmayacağını belirtenEser, “Küreselleşmeye bağlı olarak yaşanankrizlerden Türkiye’de etkilenecektir. Ancak buülkemizde özel sektörü vurabilir” diye konuştu...

Eser, “Özelsektöre borçkrizi gelebilir”

4’de4’de

Melikşah’a ödülü

Melikşah Üniversitesi öğrencileri,Dünya Ambalaj Örgütü’nün düzen-lediği Ambalaj Tasarımı Ulusal ÖğrenciYarışması’nda tasarım ödülünü aldı...

Yarışmada Melikşah Üni-versitesiEn-düstri Ürünleri Tasarımı Bö-lümüöğrencileri büyük bir başarıya imzaatarak 'Mansi-yon' ödülünü aldı.

3’de3’de

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 1

Page 2: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

POLİTİKA22 POLİTİKA29 Nisan 2014

Sınavsız üniversiteMilli Eğitim Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurumu’nun ortaklaşa hazırladığı yenibir sisteme göre, 30 yaş üstü vatandaşlara sınavsız üniversite imkanı tanınacak.

Türkiye'de ilk kez eğitim ve yükseköğretim ku-rumlarını bir araya getiren 1. Eğitim Zirvesi (EDUSUMMIT) İstanbul’da yapıldı. MEB, YÖK ve eğitimkurumu yöneticilerini bir araya getiren zirveden yeniyasa sinyali çıktı. Ayrıntılarının 12 Mayıs’ta açık-lanacağı belirtilen yasa da, 30 yaş ve üstüne sı-navsız üniversitenin de yer alacağı yeni bir sistemkurgulandığı belirtiliyor.

Toplantının açılış konuşmasını yapan VakıfÜniversiteleri Birliği Başkanı Rifat Sarıcaoğlu, 2547sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun, yayımlandığı1981’den bu yana 27 kez değiştiğini hatırlattı. TBM-M’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ilk gün-

dem maddesi olarak hazırlanan yeni YÖK Ya-sası’nın görüşülmesini isteyen Başkan Sarıcaoğlu,“Öğrencinin üniversiteyi seçme hakkı olduğu kadar,üniversitenin de öğrenciyi seçme hakkı olmalıdır”diyerek taleplerini sıraladı. Yükseköğretimde reformyapılırken online eğitime çok önem verilmesi gerek-tiğinin altını çizen Sarıcaoğlu, 30 yaş üstüne sınavsızüniversite hakkı verilmesi gerektiğini söyledi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya iseSarıcaoğlu’na, “Açıklamalarının altına imzamı atarım” diyerek destek veririken, “27-30 üniversite, birkaç yüz bin öğrenci için kurgulanmış bir yapının,bugün 5,5 milyon öğrencinin, 150 bin öğretim üye

sinin, 180 üniversitenin oluşturduğu yapıda, küre-selleşme dinamiklerinin hızlı çalıştığı bir ortamda,mevcut haliyle yürüyebilmesi mümkün değil” dedi.

Yükseköğretim sistemindeki öğretim üyesi sıkın-tısına da değinen Çetinsaya, farklı finansman modeliarayışlarına girmek gerektiğini söyledi. Öte yandankulislerde Sarıcaoğlu’nun gündeme getirdiği 30 yaşüzerindeki kişilerin sınavsız üniversite alınmasıyla il-gili konunun üzerinde bir süredir durulduğu, pakettençıkacak sürprizlerden birinin de “30 yaş” olacağıkonuşuluyor. Öğretim üyesi maaşlarının dünya stan-dartlarına yükseltilerek, 80 bine çıkan akademisyenaçığının kapatılması de hedefler arasında yer alıyor.

ÇAĞDAŞ GÖ[email protected]

Genç ve güzel bir kız yerde uzan-mış, çevresindekiler telaş içeri-

sinde, kızın gözleri umutla açılıyor,bakışlar endişeli ve zor nefes alıyor.

O sıra bir kuş tüyü konuyor saçlarına,kızın kolunda A rh + yazıyor. Bir damlagözyaşı ve çıkmış bir ayakkabı. Görün-tüler Gezi olaylarına kadar sürüklüyorbizi.

Ağaçların arasına atıyor ruhsuz be-denlerimizi, elele tutuşup sevgiyle sarıl-mayı öğretiyor bize bir çadırın içinde.Sonra geliyor karanlığın şövalyeleri,sonra öldürmek için sevgiyi hareketegeçiyorlar.

Özel sandığımız hayatımız açılıyor biranda kamuya. Binlercesi yığılıyor or-mana, kaçacak yeriniz kalmıyor vedünyanın en doğal şeyini salgılıyor vü-cudunuz, “korkuyu”…

Güzel olan ağaçlar diyorsunuz belkide, karanlık içine çekiyor tüm kötülüğü.Gözlerinizi kapatıp hazırlanıyorsunuz enkötüsüne. Üzerinize boca edilen mil-yonlarca kuş tüyü ile hafifliyor ruhunuz.Grup üyeleri özgürce söyleyebiliyorlarşarkılarını, ama artık bir dehşetin içinde-siniz. Uyanmak için fazlası ile beklediği-niz bir dehşet.

Mor ve ötesi son çektiği klipte geziolaylarını ele alıyor. Bize yaşadığımız ha-diseleri hatırlatıyor. Unutma refleksinedirenmek adına, insanlık adına tarihenot düşüyor. Yaşadığımız heyecanları,korkuyu ve sevgi içinden çıkacak olanyeni hayatı düşürüyor yorgun bellekle-rimize. Şimdi hatırına geliyor insanın 1Mayıs gelirken o günlerden çıkardığımızdersler nelerdir diye?

Çocuklarımız ölürken, gözlerimizinönünde kendi arkadaşlarımız can ve-rirken. Ülkemizi sürüklendiği felakettenkurtarmak için belki de son çırpınışları-mızdır tüm bu olanlar. Bölünmüşlüğü-müzden yararlananlar var etrafımızda.

Seçimler kimseyi tatmin etmedi. So-kaklar henüz temizlenebilmiş değil, yüz-leri belli kimliği belirsiz katillerden.

Birileri elimizde kalan son gücü tüket-mek için harekete geçmiş durumdalar.Sevgi direnmektir, sevgi sarılmak, koş-mak ve savaşmaktır.

Şimdi tüm ruhumuzu korku duvarla-rına haps ediyorlar. Bencil güçler tara-fından ölüme sürükleniyor gençbedenler.

Öldüren kadar ölüme sürükleyenlerde suçludur. Yeni bir hayata açılma-yan her kapı ölüme çıkıyor. Ölümdensadece ölüm üretiliyor. Sakin olunamı-yor, güç toplamak için kendimizi gü-neşe bırakmak zorunluluğunu kimsegörmüyor. Doğaya dönüp sarılmavaktini, eskimiş kentlerimizde dövüşerektüketiyoruz.

Güçlenmek zorunda kitaplar, güç-lenmek zorunda sevgi ve yaşam yeni-den çıkmak zorunda papatyalarınarasından…

Eski şark›s›...

ÇAĞDAŞ GAZETECİ

KADİR ALİ ŞEKER

Koca dünyada bir Al-lah’ın kulu da çıkıp da

Arap ülkelerinde olan olay-ları engelleyemiyor. Herkeskendi çıkarından işin içine gi-riyor. Kimse birbirini öldürme-sin değil de, benim yakınımolan ölmesin derdine düş-müş bütün ülkeler...

Hatta durum o kadarvahim ki, bir çok ülkeninhalkları da ikiye bölünmüşdurumda. Tıpkı bizim gibi...

Bazıları Esad’ın, bazılarımuhaliflerin safında. Bazıları

idamları destekliyor bazılarısadece bu idamları lanetli-yor. Kısacası toptan benbütün olaylara karşıyımkimse diyemiyor.

Bence bütün insanlık psi-kologlardan destek almalı.Özeleştri yapabilmeli. Ay-naya sadece saçını düzelt-mek için bakmamalı...

Unutmamak gerek ki, engüzel ayna gözünü yumdu-ğunda gözlerinin önüne ge-lendir. Orada kendini görür-sün, en saf haliyle. Montaj

filan yoktur.

Umarım, artık herkes uzunzamandır yapmadığı şeyiyaparak düşünür ve bu in-sanlık dışı olayların önünegeçmek için ayağa kalkar.

En çok üzüldüğüm şeyler-den biri de, koca kocaadamların cahilce, bencil-likle yaptığı kavgalardan sa-vaşlardan dolayı, masum vetek kiri sokakta oyun oynar-ken yüzünde oluşan siyahlık-lar olan çocukların ölmesi...

Bütün insanlığın bu ölüm-

lerin önüne geçmesi içintüm insanlığı göreve çağırı-yorum...

***Son günlerde çocukların

kaybolması, öldürülmesi veşuan kalema alamayaca-ğım istismarların yapılmasıgittikçe arrttı. Bu haberleriartık okuyamaz hale geldik.Ne oluyor anlamıyorum. İn-sanlıktan çıkmaya başladık.Sanırım toplumsal bir cinnetsöz konusu.

Haykırış olarak önümüzdekisayı bu konuyu ele alacağız...

‹nsanl›ğ› göreve çağ›r›yorum...

MUHALEFET

Kürtçe eğitim verenüniversite kuruluyorDiyarbakır’da kurulacak olan Amed Üniversitesi, Türkiye’deeğitim dili Kürtçe olan ilk üniversite olacak. Üniversiteninkurucuları arasında ünlü sanatçı Şivan Perver’de var...

Mezopotamya Vakfı’nın yürüttüğü çalış-malar sonucunda, Diyarbakır’da Kürtçeeğitim verecek olan Amed Üniversitesi’nin,önümüzdeki dönemde eğitim ve öğretimdönemine yetişmesi planlanıyor.

Şivan Perver’in yanı sıra; İnsan HaklarıSavunucuları, iş adamları ve akademisyenlerde üniversitenin kurucuları arasında yer ala-cağı öğrenildi.

Merkezi Diyarbakır’da bulunan vakfın, ku-rulacak olan Üniversite’de Türkçe ve İngilizceeğitimleri de verecek. Ayrıca ileriki dönemdeErmenice ve Süryanice de eğitim verilmesiplanlanıyor.

Mezopotamya Vakfı Mütevelli HeyetiBaşkanı Dr. Selim Ölçer, kurulacak olanüniversiteyle ilgili açıklamalarda bulundu.Yaklaşık bir yıl önce 15 kişiyle çalışmalara

başladıklarını belirten Ölçer, “Şuanda 200'üaşkın kurucu üyeye ulaştık. Ayrıca vakfımızResmi Gazete’de yayınlanarak resmen kurulmuş oldu” dedi.

Ölçer, açıklamalarına şöyle devam etti:“Vakıf olarak bölgede çok dilli, başta üniver-site olmak üzere muhtelif seviyelerde eğitimkurumları oluşturmak için çaba içerisindeyiz.Yasalar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdü-rüyoruz. Yaptığımız işin barış sürecine para-lel bir biçimde gitmesi için emek sarf edi-yoruz. Önümüzdeki dönemde yapılacak iş-lerimiz var. 23 Haziran’da kongre yapacağız.Ardından, üniversitenin kurulması için YÖK’ebaşvuru yapacağız. Olumlu sonuçlandığıtaktirde, mülk edinmek için çalışmalarımızbaşlayacak. Bağış toplayarak, ihtiyaçlarımızıkarşılamayı düşünüyoruz”

Marksizmgünleriyapıldı

Her yıl geleneksel olarak yapılan, Marksizm Gün-leri bu yılda, Marksizm Günleri 2014 adıyla 16-20Nisan arası’nda Taksim Hill Otel’de yapıldı. İlgininyoğun olduğu buluşmada yurt içinden ve yurt dışın-dan 66 konuşmacı yer aldı.

Sırrı Süreyya Önder, Rıdvan Akar, Ahmet Ümit,Mete Çubukcu ve Ufuk Uras gibi önemli isimlerinyanında dünyaca ünlü marksist düşünürler Terry Ea-gleton ve Alex Callinicos da düzenlenen panellerdekonuşmacı olarak yer aldı.

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 2

Page 3: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

MEDYA 33MEDYA29 Nisan 2014

ERENYÜKSEL

20 Ocak 2010 günübir gazetede ilan

edilen “Balyoz GüvenlikHarekat Planı”na ilişkin ifa-delerin yer alması üzerineertesi gün GenelkurmayBaşkanlığı şu açıklamayıyaptı: “Birinci ordu sorum-luluk bölgesinde icra edi-len bu plan seminerindesavaş hali ve savaşı gös-terecek bir durumun başgöstermesi halinde uygu-lanacak sıkıyönetim vegeri bölge emniyeti ko-nuları üzerinde durulmuş-tur.”

Anayasa’nın 144.mad-desine göre; “Savaş halive savaşı gerektirecekdurumların baş göster-mesi halinde Bakanlarkurulu sıkıyönetim ilanedebilir bu derhal resmigazetede yayımlanır veaynı gün TBMM’nin ona-yına sunulur.”

Savaş hali ve savaşıgerektirecek bir durumdasıkıyönetim ve geri bölgekonularının oynanma-ması gerektiğini ileri sür-mek, konuları bilmemekveya saptırmaya çalış-maktan başka bir şey de-ğildir.

1. Ordu Savcılığı BalyozPlanı’na ilişkin haberlerinbasında yer alması üze-rine 26 Ocak 2010 tari-hinde soruşturma açtı.İstanbul Cumhuriyet Baş-savcılığı ise Balyoz Pla-nı’na ilişkin bir bavuldolusu dokümanın kendi-lerine ulaşması üzerine, 30Ocak 2010 tarihinde so-ruşturmanın başlamasınakarar verdi.

22 şubat 2010 tarihindebalyoz davası kapsamında ilk tutuklamalar baş-ladı 26 şubat ta tutukla-nan personel sayısı 28oldu 1.ordu savcılığı da 26şubatta şu açıklamayıyaptı.

“Askeri savcılığımız ko-nuya ilişkin soruşturmayadevam etmektedir bu-güne kadar yapılan ince-lemeler ve araştırmalarneticesinde adı geçeniddia edilen balyoz gü-venlik harekat planı varlı-ğıyla ilgili herhangi bir bilgiveya belgeye rastlanma-mıştır.”

Ertesi gün İstanbulcumhuriyet başsavcılığımerkez komutanlıklarınagönderdiği bir yazıda“ben ve yardımcılarımız

onaylamadığı sürecesavcıların talimatına ye-rine getirmeyin” dedi.

22 mart 2010 da ilk tah-liyeler başladı ancak 3nisan 2010 tarihinde bal-yoz davasında bir şok ya-şandı. Savcılar 97 kişihakkında yakalama ka-rarı aldı bu kararla yine İs-tanbul CumhuriyetBaşsavcılığı’nın kararı ileuygulanmadı.

Diğer bir şok ise 23 tem-muz 2010 tarihinde ya-şandı savcılar bu seferde102 kişi hakkında yaka-lama kararı çıkarttı. Huku-ken yanlış olan bukararlar da uygulanmadı.Mahkemede 6 ağustos2010’da bu kararı iptaletti

30 ağustos 2010 tari-hine gelindiğinde balyozdavasında tutuklu hiçbirpersonel bulunmuyordu.

2 mart 2012 tarihindegelindiğinde 10. AğırCeza Mahkemesi’in ta-lebi üzerine mahkemedetanık olarak İlker Başbuğifade verdi. Başbuğ ifa-desinde, mahkeme üye-leri basın mensuplarıtarafından pek anlaşıl-mayan olasılığı en yüksektehlikeli senaryonun ne ol-duğunu anlatmaya ça-lıştı. Bir çok kimsede şu algıoluştu, “bu bir suç belgesi-dir bunun oynanması yü-rürlüğe konması suçtur”

Türkiye CumhuriyetiBakanlar Kurulu tarafın-dan kabul edilen Milli gü-venlik siyaset belgesi vedokümana dayanarakhazırlanan Türkiye’nin milliAskeri stratejisi(TÜMAS)dokümanı vardır.

TÜMAS 2000 de OEYTSşu şekildegeçmektedir:“Bir ön şartolmamakla beraber Tür-kiye’nin iç tehdidine an-gaje olmasından istifadeederek Yunanistan’ınEge’de emrivakilerle veKıbrıs’ta KKTC ile GKRYarasında çatışmalaraneden olması ve KuzeyIrak’ta Kürt devleti’nin ku-rulması’’

Yunanistan’a karşı uy-gulanacak hareket plan-larının faraziyeleri, yani ile-ride olabileceklere ilişkinkabul edilebilecek durum-lar ise yazımızın ikinci bölü-münde yer alacaktır…

TSK, Balyoz ve kumpas...SİYASET

Yazı İşleri SorumlusuKadir Ali ŞEKER

EditörAli Askar DÜZGÜN

Eren YÜKSEL

Hukuk SorumlusuGizem TÜRKMENAtacan YILDIRIM

Haykırış Gazetesi’nde hiçbir yayın kuruluşundanhaber olduğu gibi alın-

mamıştır. Bütün haberler-imiz editörlerimiz

tarafından araştırılıpyayınlanmıştır. Köşe

yazarlarımızın yazıların-dan gazetemiz mesul

değildir.

[email protected]/haykirisgazetesi

https://twitter.com/gazetehaykiris

"Tanrı bir an için paçavradanbebek olduğumu unutup

can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getire-meyebilirdim, ama en azından di-le getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur,çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerseyaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim.Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı don-durmanın tadından zevk almayabakardım. Eğer Tanrı bana bi-razcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çı-plaklığıyla açardım.

Tanrım, eğer bir kalbim ol-saydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini bek-lerdim. Gökyüzündeki aya, yıldı-zlar boyunca Van Gogh resimleriçizer, Benedetti şiirleri okur veserenatlar söylerdim. Gözyaşla-rımla gülleri sular, vücuduma ba-tan dikenlerinin acısını hissede-

rek dudak kırmızısı taç yaprak-larından öpmek isterdim.

Tanrım bir yudumluk yaşamımolsaydı… Gün geçmesin ki, karşı-laştığım tüm insanlara onları sev-diğimi söylemeyeyim. Tüm kadınve erkekleri, en sevdiğim insanlaroldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşar-dım. Erkeklere, yaşlandıkları za-man aşkı bırakmalarının ne kadaryanlış olduğunu anlatırdım. Çün-kü insan aşkı bırakınca yaşlanr.Çocuklara kanat verirdim. Amauçmayı kendi başlarına öğrenme-lerine olanak sağlardım. Yaşlılaraise ölümün yaşlanma ile değil un-utma ile geldiğini öğretirdim.

Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey

öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklıolduğunu bilmeden, dağların zirve-sinde yaşamak istediğini öğrendim.Yeni doğan küçük bir bebeğin, ba-basının parmağını sıkarken aslındaonu kendisine sonsuza dek kelep-çeyle mahkûm ettiğini öğrendim.Sizlerden çok şey öğrendim. Amabu öğrendiklerim pek işe yaramay-acak. Çünkü hepsini bir çantayakilitledim. Mutsuz bir şekilde…Artık ölebilir miyim?"

Dünyaca ünlü Nobel Ödüllü yazar Gabriel Gar-cia Marquez 17 Nisan’da Meksika’nın baş

kenti Meksiko’da yaşadığı evde hayatını kaybetti. "Büyülü gerçekçilik" akımının en önemli isim-

lerinden olan 87 yaşında yazar, 31 Mart'ta has-taneye kaldırılmıştı. Ünlü yazara aşırı su kaybınınyanı sıra akciğer ve idrar yolları iltihabı teşhisikonulmuş, antibiyotik tedavisinin ardındantaburcu edilmişti.

"Yüzyıllık Yalnızlık", "Kolera Günlerinde Aşk","Kırmızı Pazartesi", "Albaya Mektup Yazan KimseYok", "Labirentteki General", "Aşk ve Öbür Cin-ler" ve "Bir Kayıp Denizci" gibi unutulmaz eser-lere imza atan Marquez, 1982'de Nobel EdebiyatÖdülü'ne layık görül dü. Yaklaşık 30 yıldır Mek-sika'da yaşayan Marquez, yaşam öyküsünü anlat-tığı "Anlatmak için Yaşamak" adlı son eserini2002'de yayımladı. Marquez'in, 1967'de yayım-lanan "Yüzyıllık Yalnızlık" adlı kült romanı 25'tenfazla dile çevrilmişti.

Marquez’in veda mektubu olarak yazdığı biryazı, internette okunma rekorları kırıyor.

İşte Marquez’in mektubu;Marquez, gözleriniyumdu

Melikşah’a tasarım ödülüMelikşah Üniversitesi öğrencileri, Dünya Ambalaj Örgütü’nün düzenlediğiAmbalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması’nda tasarım ödülünü aldı...

Yarışmada Melikşah Üni-versitesi En-düstri ÜrünleriTasarımı Bö-lümü öğrenci-leri büyük birbaşarıya imzaatarak 'Mansi-yon' ödülünüaldı. Bu ödülle

birlikte Dünya Ambalaj Örgütü(WPO) tarafından organizeedilen ve sadece öğrencilerinkatılımına açık olan dünyanınen prestijli tasarım yarışması'Worldstar Student' yarışması-na katılmaya hak kazandılar.

18 farklı ülkeden 161 pro-jenin katıldığı yarışmanın, A-merika’nın Virginia Tech Üni-versitesi’nde düzenlenen ödültöreninde Melikşah Üniversi-tesi Endüstri Ürünleri Tasarı-

mı Bölümü son sınıf öğrenci-lerinden Sümeyye Sarar veReyhan Çevik ''LOOP'' adlıprojesiyle ilk üç dereceye gir-erek, ''Worldstar Sudent Win-ner '' derecesini kazandı.

ABD’den ödüllerini alarakyurda dönen öğrenciler, En-düstri Ürünleri Tasarımı Bö-lüm Başkanı Yrd. Doç. Dr.Mustafa Yılmaz ile birlikte Me-likşah Üniversitesi RektörüProf. Dr. Mahmut D. Mat’a zi-yaret gerçekleştirdi.

Rektör Prof. Dr. MahmutD. Mat başarılarından dolayıdereceye giren öğrencileri tebrik ederek başarılarının devamını beklediğini ifade etti.Mat, “Öğrencilerimizle gerçekten çok gurur duyduk. Eminimki hayatlarında da bu başarıları devam ettirecekler” dedi.

Kıraç, Aydın’daklip çekti

Rock müziğin sevilen ismi Kıraç,yeni şarkısı için Aydın Üniversite-si’nde klip çekti. Keyifli geçen çekim-lerin ardından Aydın Üniversitesiöğrencilerine konser de veren Kıraç,üniversite öğrencilerine adeta baharşenliği havası yaşattı.

Haber ve Fotoğraf: Esra Duran

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 3

Page 4: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

TOPLUM44 TOPLUM29 Nisan 2014

GİZEM TÜRKMEN

Son dönemde Ana-yasa Mahkemesi’nin

adını çok sık duyar olduk.Anayasa Mahkemesi’nebireysel başvuru hakkınında doğmasıyla birlikte,gündemdeki önemli da-vaların mağdurları tek tekbaşvuru yapmaya baş-ladı. Peki, Anayasa Mah-kemesi’nin görevi nedir?Nasıl başvurulur? Bu ya-zımda bu sorulara cevapvereceğim...

Anayasa Mahkemesinintemel görevi, yasamanınkimi işlemlerinin Ana- ya-sa'ya uygunluğunu denet-lemek ve bireysel başvuru-ları karara bağlamaktır.

Anayasa Mahkemesi;Genel Kurul, iki Bölüm vealtı Komisyondan oluş-maktadır. Genel Kurul 17üyeden kuruludur, başkanve en az oniki üye ile top-lanır ve kural olarak katı-lanların salt çoğunluğu ilekarar alır.

Bireysel başvuru, temel

hak ve özgürlükleri kamugücünün işlem,eylem yada ihmali nedeniyle ihlaledilen bireylerin diğer baş-vuruyollarını tükettiktensonra başvurulan hakarama yolu olarak tanım-lanabilir.

Anayasa mahkeme-sine bireysel başvuru 4.bö-lümün 45. maddesindeşöyle açıklanmaktadır :

(1) Herkes, Anayasadagüvence altına alınmıştemel hak ve özgürlükle-rinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ekTürkiye’nin taraf olduğuprotokoller kapsamındakiherhangi birinin kamu gü-cü tarafından, ihlal edildi-ği iddiasıyla Anayasa Mah-kemesine başvurabilir.

(2) İhlale neden olduğuileri sürülen işlem, eylemya da ihmal için kanundaöngörülmüş idari ve yar-gısal başvuru yollarının ta-mamının bireysel başvuru

yapılmadan önce tüketil-miş olması gerekir.

(3) Yasama işlemleri iledüzenleyici idari işlemleraleyhine doğrudan birey-sel başvuru yapılamaya-cağı gibi Anayasa Mah-kemesi kararları ile Ana-yasanın yargı denetimi dı-şında bıraktığı işlemler debireysel başvurunun ko-nusu olamaz.

Bireysel başvuru 12 Eylül2010 tarihinde halkoyla-masıyla 1982 anayasası-nın 5982 sayılı kanun ilekabul edildi. Bireysel baş-vuru Avusturya, Almanya,İsviçre, Macaristan, İspan-ya ve Rusya gibi ülkelerbaşta olmak üzere birçokülkede uygulanmaktadır.

NEDEN BİREYSEL BAŞVURU?Ülkemizde insanlar yar-

gı yollarının istenildiği gibisonuç vermemesinden do-layı Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi’ne başvurmaktaydı. Bunun azaltılması i-

çin Anayasa Mahkeme-si’ne başvuru yolu açılmıştır.

HANGİ HAKLAR BİREY-SEL BAŞVURUNUN KONU-SUNU OLUŞTURUR?

Anayasa Mahkeme-si’ne bireysel başvurununkonularını anayasada bu-lunan temel hak ve özgür-lüklerin, Türkiye’nin tarafolduğu sözleşmelerin veAvrupa İnsan Hakları Söz-leşmesi’nin ihlalidir.

Kanun ,içtüzük gibi ya-sama işlemleri ve tüzük,yönetmelik gibi idarenindüzenleyici işlemleri doğ-rudan bireysel başvuruyakonu edilemez.

Yasama işlemi ya dadüzenleyici işlemin kişiyeuygulanması ve bunun dabir hak ihlaline yol açmasıhâlinde söz konus uygu-lama işlemi aleyhine birey-sel başvuru yapılmasınaengel oluşturmamaktadır.

Bireysel Başvuru Şekil

Şartları:Bireysel başvuru for-

munda istenilen bilgilerdoldurulup başvurucu ve-ya vekili tarafından imza-lanır. Forum Anayasa Mah-kemes’inin internet site-sinde(www.anayasa.gov.tr)bulunmaktadır.

Başvuru formuna aşa-ğıdaki belgelerin asılları yada onaylı örneklerinin ek-lenmesi gerekmektedir.

a. Kanuni temsilci veyaavukat vasıtasıyla takipedilen başvurularda baş-vurucuyu temsile yetkiliolunduğuna dair belge.

b. Harcın ödendiğinedair belge.

c. Nüfus cüzdanı ör-neği, başvurucu yabancıise geçerli kimlik belgesi.

ç. Tüzel kişilerde tüzel ki-şiliği temsile yetki belgesi.

d. Nihai karar ya da

işlem tebliğ edilmişse te-bellüğ belgesi.

e. Dayanılan belgelerinasılları ya da onaylı örnek-leri.

f. Tazminat talebi varsauğranılan zarar ve bunailişkin belgeler.

g. Başvuru süresindeyapılamamışsa mazeretiispatlayan belgeler.

Süre : Anayasa Mahke-mesi, 23 Eylül 2012 tarihin-den sonra kesinleşen nihaiişlem ve kararlar aleyhineyapılacak bireysel başvu-ruları inceleyebilecektir.

Bireysel başvurunun,kanunlarda zorunlu idarive yargısal başvuru yollarıöngörülmüşse, bu yollarıntamamının “tüketildiği ta-rihten”, “başvuru yolu ön-görülmemişse ihlâlin öğ-renildiği tarihten itibaren”30(otuz) gün içinde yapıl-ması gerekir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

BİR CEVAPTA HUKUK

Çağdaş Gökbel: Ülkemizde kısa vade-de ekonomik bir kriz bekliyor musunuz?

Prof.Dr.Kadir Eeser: Bu soruyu yanıt-larken, Türkiye’nin yaşadığı iktisadi kriz-lerin tarihsel sürecine bakmakta yarargörüyorum. Son 30 yıla bakacak olursaken büyük krizlerden biri 1979 krizidir.

80 Öncesi dönemde Türkiye’de dahaiçe dönük ve ithal ikameci bir ekonomikmodel uygulanıyordu.

80 Sonrası dönemin ise çok daha farklıolduğunu görmekteyiz. Bu dönemi Özallı yıl-lar diye nitelendirebiliriz ve günümüze deketkileri sürmüştür. 1979 krizi ödemeler dengesi krizidir. Bu dönemde büyüme negatiftir, enflasyon Türkiye tarihinde ilk defa üç haneli rakamlara ulaşmıştır. Sadece ekonomik olarakdeğil, siyasi olarak da çalkantıların yaşandığıbu dönemde, askeri darbe ve arkasından gelen 24 Ocak kararları, buna ek olarak IMF ileimzalanan stant-by anlaşması ve istikrar pro-gramı çok katı ekonomik düzenlemelereneden olmuştur.

80 sonrası dönemi on yıllık dönemlerhalinde inceleyebiliriz. 80 ve 90’lı yıllarıÖzallı yıllar olarak belirtmiştim. Bu dönem-de Türkiye de serbest piyasa ekonomisi,kuralları geçerli kılınmıştır. Bu dönemi fi-nansal liberalizasyon olarak nitelendirmekmümkündür. 90’lı ve 2000’li yıllar ise Türki-ye tarihinin en sancılı dönemleridir. Bu dö-nemde 79’dan sonraki en büyük kriz olan94 krizi yaşanmıştır. Kısaca bu krizi kamuborç krizi olarak adlandırmak mümkündür.1999’ Marmara depremi ise büyük bir eko-nomik yıkıma neden olmuştur.

2000’li yılların başına geldiğimizde,20001 yılında yaşanan kriz bir bankacılıkkrizidir. Bu krizle beraber 20-25 banka bat-mış ekonomi çıkmaza sürüklenmiştir. Büyüme oranları tarihin en düşük seviyelerine

gelmiştir. Bu dönemde öneçıkan gelişmeler ise KemalDerviş’in Türkiye’ye gelme-si, IMF ile yapılan anlaşma-lar ve BDDK-TMSF gibi dü-zenleyici kurumların aktif hale gelmesi sayılabilir.

2002’den sonra AKPhükümeti ile beraber yeni-den toparlanma sürecine girilmiştir. Bu yıllarda büyümenin hızlandığını, enflasyo-nun düşüşe geçtiğini iç vedış dengeyi sağlamaya dö-nük politikalar izlendiğini,mali disiplinin ön plana çık-tığını görüyoruz. Bankacılıksektörü artık daha sağlamtemellere oturtulmuş durumda.

Kısaca; beklenen krizödemeler dengesi açığı,bankacılık sektörü krizi ve-ya kamu borç açığı krizi ol-mayacaktır. Dünyadaki ge-lişmelere bağlı olarak, ülke-miz de küresel krizden etk-lenmiş durumdadır. Bu so-runların başında cari açıksorunu görünmektedir.

2012 ve bugüne bak-tığımızda büyümenin düş-tüğünü görüyoruz. Türk Li-rası’nın yüzde 30’a varandeğer kaybetmesi, enflas-yondaki gidişatı olumsuz etkilemektedir.Günümüzde yaşanan büyüme ise bir istih-dam yaratamamaktadır.

Buradan hareketle gelecek olan krizinbankacılık sektörü ve kamu alanının dı-şında olacağını düşünmekteyim.

Tüm bunları toparlayacak olursak; Tür-kiye’nin ekono-mik koşulları bundan önceki dö-nemlere hiç benzemiyor. Hanehalkının ve özelsektörün borç o-ranı çok yüksekve bir kriz olursabu özel sektörborç krizi olarakönümüze çıka-caktır.

ÇG: Kurda-ki yükselişin de-vam edeceğinidüşünüyor mu-sunuz?

KE: Dünyaekonomisindekidurgunluktan çıkma politikaları,faiz oranlarınınyükselmesineyol açmıştır. Bu

demek oluyor ki bundan sonra sıfıra yakınfaiz oranlarını görmek imkansız olacaktır.Faiz oranları kademeli olarak yükselecek,bu Türkiye’de olumsuz sonuçlara nedenolacak. Çünkü: Yüksek faiz büyümeyi o-lumsuz etkiler. Türkiye şu anda yüzde 3’lükdüşük sayılabilecek bir büyümeye sahip,Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle gelir farkınıkapatması yönünden yakalaması için uzunvadede yüzde 7-8’lik büyümeye sahip ol-ması gerekir. Doların güçlenmesi, Türk Li-rasının değer kaybetmesine neden ol-maktadır. Bu yükselişin devam edeceğinisöylemek ekonomik ve siyasi istikrara bağ-lıdır. İstikrar sağlanamaz ise öncelikle faizoranları ve döviz kuru etkilenecektir. Bu ikiolgu bozulur ise; kesinlikle Türk Lirasındakideğer kaybı devam edecektir.

ÇG: Sizce siyasi belirsizlik halendevam ediyor mu?

KE: Türkiye birden fazla seçimin yaşa-nacağı siyasi bir atmosfere girdi. Bu durummakroekonomik dengeleri olumsuz yöndeetkileyecektir. Yerel seçimlerde iktidar par-tisinin yüzde 44 civarındaki oyunun kendisiaçısından başarı olduğunu düşünüyorum.İktidarın başarısı demek ise, muhalefetinbaşarısızlığı demektir. Bu süreçten sonraCumhurbaşkanlığı ve tahminen erkengenel seçim bizleri bekliyor. Tüm bu ge-lişmelere baktığımızda siyasal arenada belirsizlikler artıyor.

ÇG: Ülkemizin ekonomik durumunuda göz önünde bulundurarak üniver-siteli gençlere önerileriniz nelerdir?

KE: Bu konuda gençlere birçok önerisunabilirim. Türkiye de 200’e yakın üniver-site mevcut. Türkiye’deki ve dünyadaki ekonomik, siyasal ve sosyal gelişmeler üniver-sitelerdeki akademisyenler ve öğrencileriçin aslında çok büyük araştırma imkanlarıdoğurmaktadır. Bu açıdan baktığımızda ü-niversitelerdeki öğrencilerimizin, diğer ü-niversitelerle yakın bir diyalog içerisindebaşarılı bir eğitim-öğretim sürecine katıl-

ması önemlidir. Üniversite öğrencisiolmak demek sadece derslere katılmakdeğil, sosyal faaliyetlere de katılmaktır.Üni-versite öğrencisinin entelektüelkaygıları olmalıdır. Örneğin: Ben yalnıziktisat ala nı ile sınırlı kalmayıp, siyaset,tarih, sos-yoloji ve felsefe alanlarına dailgi duymaktayım. Tüm bunlarınyanında sanat ve spor alanlarıyla da il-gilenmek sosyal alanlarda da kendimizigeliştirmek ö-nemlidir. Bugün artıköğrencilerimizin daha bilinçli olduğunugözlemekteyim. Türkiye toplumundaöğrenci kesiminin bilinç düzeyi,toplumun diğer kesimleri-ne nazarandaha fazladır. Yakın zaman-da bununen somut örneğini gezi olay- larındayaşadık. Dolayısı ile öğrencileri-miz es-kisine göre hem ülkesindeki, hemdünyadaki gelişmelere kayıtsız değil.Bu durum Türkiye’nin geleceği açısın-dan sevindiricidir. Gezi olayları demok-ratik bir bilincin oluşması, Türkiye’ninsiyasal bilincinin artması önündeki en-gelleri kaldırmıştır.

ÇD: Gezi olaylarından da birazbahsettiniz, sizce bu olaylarınekonomiye olumsuz etkisi olmuşmudur?

KE: Türkiye’deki gelişmelerin dün-yadaki gelişmelerden soyutlanamaya-cağını düşünüyorum. Bugün artık küresel bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısı iledünya Türkiye’yi yakından izliyor. Bu

açıdan bakıldığında gezi olaylarını bir tepkiolarak görmekteyim. Bu tepkinin dikkatealınması gerektiği kanaatindeyim. Şahsengezi olaylarının ekonomiyi olumsuz etk-ilediği yönündeki görüşleri irdele-medenönce, bu olayların neden çıktığını iyi tahliletmek gerektiğini düşünmekteyim. Buolayların çıkmasına neden olan hükü-metin sert tepkisine eleştirel bir gözle bakıl-ması kanaatini taşımaktayım. Hükümet buölçüde sert bir tepkide bulunmamış olsa idibu olaylar daha barışçıl düzeyde ve gerçekanlamına yakın bir ölçüde oluşmuş olurdu.

Özel sektöre “borç krizi” gelebilir!Muğla Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kadir Eser ile birlikte ekonomi, üniversite gençliği ve gezi parkına dair sıcakbir söyleşi gerçekleştirdik. Eser ekonomiye dair ileriye dönük ipuçları verirken, “Özel sektöre borç krizi gelebilir” dedi.

Röportaj: Çağdaş GökbelFotoğraf: Kıvılcım Yılmaz

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 4

Page 5: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

TEKNOLOJİ 55TEKNOLOJİ29 Nisan 2014

MALİK ALKAN

Yumurtaya can ve-ren Allah neden bü-

tün peygamberlerini vemucizelerini Ortadoğu’yagöndermiş gittikçe dahaiyi anlaşılıyor.

Ortadoğu Allah’ın kela-mına, elçilerine ve muci-zelerine en fazla muhtaçbölge çünkü.

Demokrasinin noksanolup, otoritenin yoğunlaş-tığı, insan canının ucuz ol-duğu, insan temel hak veözgürlüklerinin geri plandakaldığı, kadının edilgen birvarlık görüldüğü, sınıfsalstatünün gözle görüldüğü,kurşunun sözden önce ha-reket ettiği, medeniyetle-rin en ağır mekanı ve dün-ya haritasının kangren ol-muş bir bölgesi; Ortadoğu...

Bir hikaye anlatayım…

Bir gün bir araba seyirhalinde gidiyormuş. Yoluzun, hava güzel şoförünkeyfi yerinde…

Her şey çok güzel, şofö-rün keyfini, huzurunu boza-cak bir neden yok. Derkenansızın arkadan gelen kor-nanın sesiyle şoför rahatsızolur. Motosikletli bir kişi elkol hareketi yapıp hızlıcaarabayı geçerek uzaklaşır.

Bu duruma sinirlenenşoför gaza yüklenerekmotosikletle yarışa başlar,bir müddet sonra motosik-leti yakalar. Şoför derin birkahkaha ve el hareketleriyaparak motosikleti geçer.

Şoförün keyfi yine ye-rine gelir, ıslık çalar ve yük-sek sesle türkü söylemeyebaşlar. Aradan belli za-man geçtikten sonra tek-rar korna sesiyle irkilir, mo-tosikletli yine el kol hareke-tiyle şoföre bir şeyler anlat-maya çalışır, şoför tekrargaza yüklenip hızlıca mo-tosikleti geçer. Bu durumdefalarca tekrarlanır…

Motosikletli bu sefer hız-lıca el kol hareketi yapa-rak arabayı geçer veufukta kaybolur. Şoför bi-raz yol aldıktan sonra iler-de bir kazanın olduğunugörür. Biraz daha yakınlaş-tıkça kazayı yapanın ken-

disiyle yarışmaya çalışanmotosiklet olduğunu görür.

Şoför arabadan inerekyerde yatan motosikletligence yaklaşarak: “Yarışyaparsan sonun bu olur!Bu yaptığına değdi mi?”

Genç: ”Ne yarışı beabi, bu motosikletin freni-nin biliyor musun, nasıl frenyapacağım diyecektim”

Yaklaşık olarak 12 yıldıriktidarda olan AKP ve Tür-kiye Cumhuriyeti başba-kanı Recep Tayyip Erdo-ğan’ın gittikçe ben mer-kezciyetliğe bürünüp oto-riterleşen politikaları Türki-ye’yi hızlıca bir Ortadoğuülkesine çevirmektedir.

Başbakan kendisini uyaran, politikalarını eleştiren,ayna olmaya çalışan, yo-lun taşlarla dolu olduğunusöyleyen, haykıran, uyaranherkesi kendisine rakip gö-rüp düşman ilan ettiği birnefret politikası güdüyor.

Başbakanda kendi arabasında olmayan, yardımetmeye çalışan herkesikarşısına alıp rakip yaptı.

Türkiye’nin de gittikçeotoriterleştiği, insan temelhak ve özgürlükleri ihlaliningörmemezlikten geldiği, ay-kırı düşünen, muhalif ola nınsindirilip hedef gösterildiğizor şartlardan geçiyoruz.

Ortadoğu toplumları, yöneticilerinin rahatlıkla, “yol-da bulunmuş sahipsiz cüz-dan” muamelesi yapabi-ldiği, “bu benim oldu, iste-diğimi yaparım” diyebildiğitoplumlardır.

Türkiye de hızla bir Orta-doğu olma yolunda geriyedoğru otoriteleşen politika-lar yerine, temel insan hakve özgürlüklerinin olduğu,evrensel hukukun işlediğidemokratik bir ülke çatısıaltında, fikirlerinin ön planaçıktığı, kimsenin inancın-dan, mezhebinden, ırkın-dan ötürü ötekileştirilmedi-ği, düşüncenin her plat-formda tartışıldığı, herkesinkatılıp kendini temsil ede-bildiği şeffaf bir ülke yo-lunda adımlar atmasıgerekiyor.

Türkiye’deki Ortadoğu...

HAYATA DAİR

Bakan’dan uyarı:“www’dan çıkarız”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, sosyal med-yanın uluslararası hukuk kurallarına kavuşması gerektiğini söyleyerek,“Gerekli koşullar sağlanmadığı takdirde, www’dan çıkar, ttt’yi kurarız” dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve HaberleşmeBakanı Lütfi Elvan, TBMM’de gazete-

cilerle yapmış olduğu sohbettei, sosyal me-dyanın uluslararası hukuka uygun olarakyeniden dizayn edilmesi gerektiğini söyledi.Elvan bu konuda sadece Türkiye’nin değil, birçok Avrupa Birliği ülkesinin de çalışmasıolduğunu belirtti.

Yasal alt yapı eksiklikleri nedeniyle Twitteryönetimi ile Türkiye arasında yaşanan krizin,yeni tartışmaları da gündeme getirdiğini be-lirten Elvan, Türkiye’nin kendi alan adresinioluşturmasının da tartışılan konular arasındaolduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Sosyal medyanın denetimsizliğini gider-mek için uluslararası bir ortak konvansiyonoluşturulması durumunda, sorunlar da çözü-lecektir. Sosyal medyanın kaynak adresi sa-dece ABD şirketleri. Dolasıyla, Almanya veFransa’nın başını çektiği AB ülkelerinin debundan kaynaklı sorunları var. Bu ülkelerinABD ile sıkı görüşmeleri var. BM ilkeleri gibisosyal medyanın da tek bir uluslararası kuralmetni olması gerekir. Aksi durumda, ülkelerdaha güvenli olmaları nedeniyle kendi alanadreslerini oluşturabilirler. Bu uzun süredenberi tartışılıyor. “www” yerine “ttt” gibi bir sistemkurulur. Türkiye ve diğer ülkeler kendi alan sis-

temlerini kurabilir. Bu ülkelerin internet sistem-lerini birbirinden koparır. Ülkelerin birbirlerininsistemlerine ulaşmaları zorlaşır”

Edinilen bilgiye göre, Türkiye, sosyalmedya ile ilgili uluslararası bir konvansiyonoluşturulmasını istiyor. Bu konvansiyondasosyal medyaya ilişkin kuralların yer almasıgerekecek. Ülkelerin ve şirketlerin hangi ku-rallara uyacakları olacak. Bir nevi sosyal me-dyanın anayasası gibi olacak. Böylecefacebook, twitter gibi firmalar ile yaşanansorunlar ortadan kalkacak. Ülkeleri ve şirket-leri bağlayıcı kurallara herkes uymak duru-munda kalacak.

10 yaratıcı Türkgenci seçiliyor...

Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek yarışma, Massachusetts TeknolojiEnstitüsü’nün (MIT) bağımsız yayını MIT Technology Review Dergisiaracılığı ile teknolojideki gelişimlere en çok etki edecek Türk gençlerinibulmayı amaçlıyor. En yaratıcı 10 Türk genci arasına seçilenler, yarış-manın uluslararası ayağına katılmaya hak kazanacak.

Yarışma; enerji, internet-web, biyoteknoloji, telekomünikasyon ve diğertüm teknoloji katagorilerine ayrılıyor. MIT Innovators Under 35 Yarış-ması’nın önceki kazananları arasında Facebook’tan Mark Zuckerberg,Google’dan Sergei Brin ve Linux’tan Linus Torvald yer alıyor.

Türkiye’de Garanti Bankası’nın desteği ile ilk kez gerçekleştirilecekyarışmaya başvurular 21 Mayıs 2014 tarihine kadar tr35turkey.combağlantısı üzerinden yapılabiliyor. Sonuçları Eylül’de açıklanacak olanyarışmada adayları, uzmanlardan oluşan bir jüri heyeti değerlendirecekve kazanan 10 kişinin isimleri açıklayacak.

MIT Technology Review Innovators Under35(35 Yaş Altı Yenilikçiler Yarışması), güncelsorunları çözme ve geleceği şekillendirmeyeyönelik en yaratıcı 10 Türk genci seçecek.

10 yıldır düzenlenenyarışma Türkiye’deilk defa yapılacak.Yarışmanın sonucuise, Eylül ayındaduyrulacak.Kazanan genç, birüst yarışmadaTürkiye’yi temsiledecek...

Twitter daboyun eğdi

Twitter’ın erişime engellenmesinin ardından,Türkiye’ye gelen Twitter yöneticisi Colin Crowell,Türkiye’de gerekli görüşmeleri yaparak ülkesine geridöndü. Twitter yöneticilerinin dönüşünün ardından,17 Aralık Operasyonu’yla ilgili ses tapelerini yayın-layan Haramzade333 ve Başçalan hesapları gi-zlendi.

Geçtiğimiz hafta, Twitter’ın 2 numaralı yöneticisiColin Crowell başkanlığında bir heyet seçimsürecinde erişime engellenen Twitter ile ilgilitemaslarda bulunmak üzere BTK ve TİB yetkililerigörüşmek için Ankara’ya gelmişti.

Yapılan görüşmeler sonrasında Ulaştırma Deniz-cilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Zararlı vemahkeme kararına konu içeriklerin ‘buzlanarak’ etk-isizleştirilmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır”demişti.

Görüşmeleri yaptıktan sonra ülkesine dönenCrowell, beklemmedik bir şekilde Haramzade333 veBaşçalan hesaplarını gizletti. Böylece bu ikihesabada erişilemiyor.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı LütfiElvan’ın, “geçtiğimiz günlerde gerekirse kendialanımızı kurar ve onunla yola devam ederiz”demesi, Twitter yönetimini orta yolu bulmaya zorlağıbelirtiliyor.

Bu kararın ardından, Türkiye’de çok tartışılansosyal medya sansürü daha da büyüyerek devamedeceği bekleniyor. Şimdi ise, Twitter, Facebook veYoutube’nin Türkiye’de ofis kurup kurmayacağımerak konusu.

Twitter’ın aynı durumla ilgili olarak, Fransa ve Al-manya ile de problem yaşadığı bu yüzden uzlaşmacıbir tavır sergilediği belirtildi.

17 Aralık Süreci’nin ardından,Twitter’dan iktidarın ses kayıt-larını paylaşan iki hesap, Twittertarafından gizlenerek erişimekapatıldı.

Buzlanan iki hesaba sadece Türkiye’den erişilemiyor. DNS ayarlarını değiştiren-ler veya VPN programları kullananlar bu hesapları çok rahat takip edebilecek.

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 5

Page 6: Haykırış Gazetesi 2 Sayı

gençlerin sesiyirmi dokuz nisan iki bin on dört ikinci say›

Galaxy S5’lerdekamera sorunu çıktı

Samsung’un geçtiğimiz günlerde satışasunduğu ve kullanıcıları tarafından meraklabeklenen ürünü Galaxy S5 kameralarındaciddi sorunlar çıktığı belirtildi. 

Kullanıcıların forumlarda bahsettiklerinegöre, nedeni bilinmeyen bir hatadan dolayıkameraların çalışmadığı ve her ne olursaolsun düzelmediği gelen belirtildi.

The Verge sitesinin haberine göre, bazıGalaxy S5 cihazlarında ortaya çıkan sorunyüzünden kamera kullanılamıyor. Kullanı-cılar kamerayı açmaya çalıştıklarında ise,“Uyarı: Kamera Arızası” bildirimini alıyorlar.

Konuyla ilgili açıklama yapan Samsung, azsayıda kişinin bu sorunu yaşadığını belirterekkullanıcıları sorunlu cihazların değişimi içinkendileriyle iletişime geçmeye davet etti.Galaxy S5'te ortaya çıkan kamera arızasınınkaç kişiyi etkilediği bilinmiyor.

Samsung’un yeni amiral gemisi Galaxy S5’lerdekamera problemi çıktığı ve düzelmediği öğrenildi.Gediz’de “robot yarışması”

Gediz Üniversitesi, 26-27 Nisan tarihlerinde 1.Ulusal robotYarışması’na ev sahipliği yaptı. Teknoloji meraklısı öğrencileribuluşturan yarışmada İzmir Takev Koleji birinciliği kazandı.

Gediz Üniversitesi Robotik Kulübü tarafından düzen-lenen 1. Ulusal Robot Yarışması, teknolojiye mer-

aklı gençleri bir araya getirdi. Yarışmaya, Türkiye gene-linden 34 lise ve 17 üniversite katıldı. Çevresini gören, şart-lara göre karar verip uygulayabilen akıllı robotlarla kıyasıyamücadele edililirken, birinciliğe, İzmir’den Takev Koleji ulaştı.

Yaşları 14 ile 21 arasında değişen gençler akıllı robot-larıyla iki gün boyunca karşı karşıya geldi. Sensörleriaracılığıyla parkurdaki beyaz ve siyah çizgileri takip eden,kurulan tuzakları farkedip nereden gitmesi gerektiğine karar

verebilen esnek yapay zekaya sahip robotların mücadelesinefes kesti. Zorlu parkuru en hızlı tamamlayan “Tosuncuk”adlı robotun mimarı Takev Koleji birinciliğe ulaştı. İkinciliği,“Esnaf” isimli robotlarıyla İzmir Esnaf ve Sanatkarlar OdalarıBirliği Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi elde etti. ŞampiyonTakev Koleji, diğer robotları “Takev”le de üçüncü sırada yeraldı. Celal Bayar Üniversitesi öğrencileri, “Roadrummer” ilejüri özel ödülüne lâyık görüldü.

Dereceye giren ekipler, Gediz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Seyfullah Çevik tarafından ödüllendirildi.

Üniversite öğrencilerindenMısır ve Suriye’ye tepki

Atatürk Üniversitesi öğrencileri, son dönemdeMısır ve Suriye’de yaşanan insanlık dışı olaylarasokak tiyatrosu oyunu oynayarak tepki gösterdi.

Erzurum Rabia Platformu ve AtatürkÜniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi

öğrencileri, Mısır ve Suriye’de yaşanan insan-lık dışı olayları protesto etmek için, LalapaşaCamii’nin bahçesinde sokak tiyatrosu oyunusergilediler.

Varillerle geniş bir alanı çevirerek eylem-lerini gerçekleştiren öğrenciler, kimyasal gazkullanımının boyutuna dikkat çekti. Tiyatrogereği kimyasal gazdan hayatını kaybetmiş 4kişi yerde yatarken onların etrafında da bu zul-

mün durması için pankartlar asıldı.Yapılan insanlık dışı hareketlerin son bul-

masını isteyen Erzurum Rabia Platformu Ko-ordinatörü Emre Yaylalı, “Mısır’da, Suriye’deve dünyanın birçok yerinde insanlara yapılanzulümlerini artık son bulmasını istiyoruz” dedi.

Güzel Sanatlar Fakültesi Yüksek lisansöğrencisi Suat Korkmaz ise, “Sanatçılar olarakyapılanlara karşı tepkimizi bu şekilde ortayakoymak istedik. Artık bu tür harketler son bul-malı” diye konuştu...

1.Üniversite Kadın Araştırma Merkezi Kongresi:

Toplumsal cinsiyetdersleri verilmeli

Dokuz Eylül Üniversitesi KadınHakları ve Sorunları Araş-

tırma ve Uygulama Merkezi ile EgeÜniversitesi Kadın Sorunları Araştır-ma ve Uygulama Merkezi’nce dü-zenlenen, Türkiye’deki bir çok üni-versiteden öğretim üyelerinin katıl-dığı "I. Üniversite Kadın AraştırmaMerkezi Kongresi" iki gün süren otu-rumun ardından tamamlandı.

Kongrede kapanışında açıklanansonuç bildirgesinde, "Cinsel taciz veayrımcılığı önlemeye ilişkin yöner-geler" incelenerek hazırlanacak biryönerge önerisinin tüm devlet ve

vakıf üniversiteleri ile paylaşılması,üniversitelerin disiplin yönetmelik-lerinde gerekli değişikliklerin yapıl-ması istendi.

Sonuç bildirgesinde ayrıca şuifadelere yer verildi:

“Üniversitelerde toplumsal cin-siyet derslerinin tüm bölümlereseçmeli ders olarak konulup, açıl-ması, üniversitelerde toplumsal cin-siyet eşitliğini sağlayıcı her türlü ortakfaaliyette bulunulması, tüm üniver-sitelerde Kadın Araştırma Merkez-lerinin kurulmasının sağlanmasıkararı alınmıştır.”

Haykırış Sayı 2_Layout 1 30.04.2014 10:32 Page 6