12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 328 20 Haziran 2008 2 YTL Brezilya Lula nereye gidiyor sayfa: 5 Frederich Engels Savaþçý ve teorisyen sayfa: 9 Antik Yunan’dan 1917 Ekim Devrimi’ne Sosyalistler ve demokrasi sayfa: 8 Darbeye karþý ses çýkar ÖZGÜRLÜK ÝSTÝYORUZ Türk Silahlý Kuvvetleri adýna Genel Kurmay durmadan muhtýralar veriyor. Çeþitli yüksek yargý organlarý yargýçlarý bildiriler yayýnlýyor. Memurlar, ücretlerini halkýn vergilerinden alanlar, halkýn seçtiði temsilcilerine kafa tutu- yor, tehdit ediyor. Asker-sivil bürokratlar “iktidar bizim”diyor ve ellerindeki silahlara güveniyor. Halkýn oylarý, halkýn iradesi ve demokrasi onlarýn umurunda deðil. En son Anayasa Mahkemesi kararý ile karþýlaþtýk. Parlamentonun büyük çoðun- lukla kabul ettiði Anayasa deðiþikliði Anayasa Mahkemesi tarafýndan esastan bozuldu. Oysa Mahkeme’nin böyle bir hakký, böyle bir yetkisi yok. Bu kararý ile Anayasa Mahkemesi önce Anayasa’yý sonra da halkýn iradesini çiðnedi. Parlamentodan üstün olduðunu ilan etti. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararý ile artýk parlamentonun, seçimlerin, seçmen olmanýn anlamý yok. Vatandaþlýk hak- larýmýz elimizden alýndý. Artýk her yasa için, her Anayasa deðiþikliði için Anayasa Mahkemesi’nin 11 yargýcýnýn izni gerekli. Üstelik geçenlerde ortaya çýktý ki Anayasa Mahkemesi yargýçlarý, en azýndan bir kýsmý, karar ver- meden önce generallerle görüþüyor, tartýþýyor ve izin alýyor. Yani bir kere daha bir askeri yönetim dönemine girdik. Bu kez tanklarla, toplarla gelmediler, hakim cüppleri ile ortaya çýktýlar. Daha “medeni” bir darbe yaþý- yoruz. Hatta darbeyi eleþtirebili- yoruz. Ama onlarýn asýl sorunu þu: Artýk açýktan darbe yapamýyorlar. Korkuyorlar. Böyle üstü örtülü yöntemler kullanýyorlar. Þimdi bu oyunlarý bozma, sokaða çýkýp darbeyi ve darbeci- leri teþhir etme zamaný. Tüm darbeciler yargýlanýncaya, tüm darbeciler cezalandýrýlýncaya kadar sokaklarý terk etmeye- ceðiz. Bu uzun süreli bir mücadele. Kazanan mutlaka, ama mutlaka biz olacaðýz. Çünkü onlar bir avuç, biz ise milyonlarýz. Bu ülkede yaþayanlarýn büyük, çok büyük çoðunluðu her türlü darbeye karþý. Ýþte bunu kanýtlayacaðýz.. Özgürlüklerimizi savunacaðýz. Sayfa 3-6-7 Mehmet Bal'a özgürlük! Vicdani retçi Mehmet Bal, Ýstan- bul'da gözaltýna alýndý. Götürüldüðü Jandarma karakolu- nda ve askeri cezaevinde iþkence gördü. Darp edildi, aþaðýlandý, üzerine kaynar su döküldü. Ýþkence günlerce sürdü. Þimdi Adana cezaevinde tutsak. Bütün bunlarýn tek bir nedeni var, silah tutmayý, üniforma giymeyi, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmesi. Mehmet Bal, 2002'den bu yana baský sürecini yaþýyor. Mehmet Bal'ýn iþkenceye maruz kalmasýný protesto eden arkadaþlarý gözaltýna alýndý. Halký askerliðe soðutmak suçun- dan haklarýnda dava açýlmasý bek- leniyor. Ýþkenciler hakkýnda ise hiç bir þey yapýlmadý. Savaþmayý ve asker olmayý vic- dani gerekçelerle reddedenler her zaman ayný akýbete uðradý. Vicdani reddini açýklayan Halil Savda da halký askerlikten soðut- tuðu gerekçesiyle beþ ay hapis cezasý almýþtý. Vicdani ret bir haktýr. Devlet bu hakký tanýmalýdýr. Halký askerlikten soðutma gerekçesiyle açýlan davalar düþme- lidir. Mehmet Bal bir an önce serbest býrakýlmalýdýr. Hiç kimse asker doðmaz! Jandarma kiþisel bilgilerin peþinde Jandarma Genel Komutanlýðý, özel nitelikteki kiþisel verilerin iþlenmesi yetkisinin tanýnmasýný istedi. Gerekçe suçu önlemek. Yasin Hayal ve arkadaþlarýnýn Hrant’ý öldürüceðini neredeyse bütün Trabzon biliyordu. Malatya- da ordu ve emniyetin yakýn tak- ibindeyken katledildiler. Demek ki kiþisel yani özel bilgilere sahip olmak suçu önlemiyor Türkiye’de milyonlarca insan fiþlenmiþ durumda. Buna son vermenin zamaný geldi. Özel hayatýmýzdan elinizi çekin. 21 Haziran saat: 17.00 Ýstanbul Darbeye karþý 70 milyon adým Tünel’den Taksim’e Gelirmisin? Mehmet Bal

Sosyalist İşçi 328

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 328

Citation preview

sosyalist isciDEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SAYI: 328 20 Haziran 2008 2 YTL

Brezilya

Lula nereyegidiyor

sayfa: 5

Frederich Engels

Savaþçý veteorisyen

sayfa: 9

Antik Yunan’dan 1917 EkimDevrimi’ne

Sosyalistler vedemokrasi

sayfa: 8

Darbeye karþý ses çýkar

ÖZGÜRLÜKÝSTÝYORUZ

Türk Silahlý Kuvvetleri adýna

Genel Kurmay durmadan

muhtýralar veriyor.

Çeþitli yüksek yargý organlarý

yargýçlarý bildiriler yayýnlýyor.

Memurlar, ücretlerini halkýn

vergilerinden alanlar, halkýn

seçtiði temsilcilerine kafa tutu-

yor, tehdit ediyor.

Asker-sivil bürokratlar “iktidar

bizim”diyor ve ellerindeki

silahlara güveniyor.

Halkýn oylarý, halkýn iradesi ve

demokrasi onlarýn umurunda

deðil.

En son Anayasa Mahkemesi

kararý ile karþýlaþtýk.

Parlamentonun büyük çoðun-

lukla kabul ettiði Anayasa

deðiþikliði Anayasa Mahkemesi

tarafýndan esastan bozuldu. Oysa

Mahkeme’nin böyle bir hakký,

böyle bir yetkisi yok.

Bu kararý ile Anayasa

Mahkemesi önce Anayasa’yý

sonra da halkýn iradesini çiðnedi.

Parlamentodan üstün olduðunu

ilan etti.

Anayasa Mahkemesi’nin bu

kararý ile artýk parlamentonun,

seçimlerin, seçmen olmanýn

anlamý yok. Vatandaþlýk hak-

larýmýz elimizden alýndý.

Artýk her yasa için, her Anayasa

deðiþikliði için Anayasa

Mahkemesi’nin 11 yargýcýnýn izni

gerekli.

Üstelik geçenlerde ortaya çýktý

ki Anayasa Mahkemesi yargýçlarý,

en azýndan bir kýsmý, karar ver-

meden önce generallerle

görüþüyor, tartýþýyor ve izin

alýyor.

Yani bir kere daha bir askeri

yönetim dönemine girdik. Bu kez

tanklarla, toplarla gelmediler,

hakim cüppleri ile ortaya çýktýlar.

Daha “medeni” bir darbe yaþý-

yoruz. Hatta darbeyi eleþtirebili-

yoruz.

Ama onlarýn asýl sorunu þu:

Artýk açýktan darbe yapamýyorlar.

Korkuyorlar. Böyle üstü örtülü

yöntemler kullanýyorlar.

Þimdi bu oyunlarý bozma,

sokaða çýkýp darbeyi ve darbeci-

leri teþhir etme zamaný.

Tüm darbeciler yargýlanýncaya,

tüm darbeciler cezalandýrýlýncaya

kadar sokaklarý terk etmeye-

ceðiz.

Bu uzun süreli bir mücadele.

Kazanan mutlaka, ama mutlaka

biz olacaðýz. Çünkü onlar bir

avuç, biz ise milyonlarýz.

Bu ülkede yaþayanlarýn büyük,

çok büyük çoðunluðu her türlü

darbeye karþý.

Ýþte bunu kanýtlayacaðýz..

Özgürlüklerimizi savunacaðýz.

Sayfa 3-6-7

Mehmet Bal'aözgürlük!

Vicdani retçi Mehmet Bal, Ýstan-bul'da gözaltýna alýndý.

Götürüldüðü Jandarma karakolu-nda ve askeri cezaevinde iþkencegördü.

Darp edildi, aþaðýlandý, üzerinekaynar su döküldü.

Ýþkence günlerce sürdü. Þimdi Adana cezaevinde tutsak. Bütün bunlarýn tek bir nedeni var,

silah tutmayý, üniforma giymeyi,ölmeyi ve öldürmeyi reddetmesi.

Mehmet Bal, 2002'den bu yanabaský sürecini yaþýyor.

Mehmet Bal'ýn iþkenceye maruzkalmasýný protesto eden

arkadaþlarý gözaltýna alýndý. Halký askerliðe soðutmak suçun-

dan haklarýnda dava açýlmasý bek-leniyor. Ýþkenciler hakkýnda ise hiçbir þey yapýlmadý.

Savaþmayý ve asker olmayý vic-dani gerekçelerle reddedenler herzaman ayný akýbete uðradý.

Vicdani reddini açýklayan HalilSavda da halký askerlikten soðut-tuðu gerekçesiyle beþ ay hapiscezasý almýþtý.

Vicdani ret bir haktýr.Devlet bu hakký tanýmalýdýr. Halký askerlikten soðutma

gerekçesiyle açýlan davalar düþme-lidir.

Mehmet Bal bir an önce serbestbýrakýlmalýdýr.

Hiç kimse asker doðmaz!

Jandarma kiþiselbilgilerin peþinde

Jandarma Genel Komutanlýðý,özel nitelikteki kiþisel verileriniþlenmesi yetkisinin tanýnmasýnýistedi. Gerekçe suçu önlemek.

Yasin Hayal ve arkadaþlarýnýnHrant’ý öldürüceðini neredeysebütün Trabzon biliyordu. Malatya-da ordu ve emniyetin yakýn tak-ibindeyken katledildiler. Demek kikiþisel yani özel bilgilere sahipolmak suçu önlemiyor

Türkiye’de milyonlarca insanfiþlenmiþ durumda.

Buna son vermenin zamaný geldi. Özel hayatýmýzdan elinizi çekin.

21 Haziransaat: 17.00

Ýstanbul

Darbeye karþý70 milyon

adým

Tünel’den Taksim’e

Gelirmisin?Mehmet Bal

2 sosyalist iþçi sayý: 327

ÝDO yönetimisendikadüþmaný

Ýstanbul BüyükþehirBelediyesi, þehirvapurlarý hattýndaçalýþan gemicilere soniki yýldýr baský uygu-luyor. Bu kapsamdabelediyenin ilk operasy-onu, iki yýl önce Ýstan-bul Deniz Otobüsleri-nde (ÝDO) çalýþan 285usta gemiciyi birtaþeron firmaya baðla-mak oldu. Bunun üzer-ine gemiciler de hak-larýný savunmak için,Türkiye DenizcilerSendikasý'na üyeolmaya çalýþtýlar.

Sendikalaþma çabasýbelediye yetkilileriniharekete geçirdi.Sendikalaþmakta ýsrarettikleri gerekçesiyleiþçiler tazminatsýz iþtenatýldýlar, sürgüne yol-landýlar, uzmanlýklarýolmaya alanlarda çalýþ-maya zorlandýlar ve fiilibaskýyla karþýlaþtýlar.

Ýþçilerin sendikalaþ-masýný hiçbir þekildeistemeyen ÝDO yöneti-mi, sendikanýn üyeyapmak için iþçilerinismini istemesi karþýsýn-da istenilen kiþileriniþyerinde çalýþmadýklarýyalanýný söyledi. Bugeliþme üzerinesendikada, ÝDO yöne-timine karþý dava açtý.

Dava üzerine ÝDOyönetimi tek tek iþçilerüzerinde sistematikbaský kurdu. Ýþçilerzorla sendikaya üyeolmayacaklarýna vedavadan vazgeçecekleriyönünde kuþatma altý-na alýndý.

Ýþten çýkarma tehdidikarþýsýnda geri adýmatmayan 10 iþçinin iþineson verildi. Dava halensürüyor ve iþten atýlaniþçiler iþe geri dönmemücadelesine devamediyorlar.

Þiddete ödülVan'da hak ihlalleri,

þiddet ve baský ödül-lendirildi. Van'danewroz olaylarýnýn ikisorumlusu valiÖzdemir Çakacak veemniyet müdürü SalihKesmez. Vali "Van'daterörle eksiksizmücadele ettiði, kentihuzur ve güven ortamý-na kavuþturduðu için"emniyet müdürüne'üstün baþarýtakdirnamesi' verdi.Huzur dolu Van'dapolis kurþunlarýyla ikikiþi öldürülmüþ, 70 kiþiyaralanmýþ, 134 kiþigözaltýna alýnmýþ ve 20kiþi de tutuklanmýþtý.Bakanlýk, DTP’ninsoruþturma taleplerinekulaklarýný kapatmasýyetmezmiþ gibi olaylar-dan sorumlu olanlarýödüllendirmekte hiçbirbeis görmüyor.

Türkiye, neredeyse bütündünyanýn uluslar arasýsözleþmelere baðlý olarakgörmezden gelemediðimülteci sorununu, görmez-den geliyor ve kapalýkapýlar ardýnda bu sorunuçözmeye çalýþýyor.Medyada dahil devletintüm katmanlarý, böl-gesinde açlýktan, savaþtankaçmýþ, her türden haktanmahrum bu insanlarý mül-teci olarak deðil, tehlikelikaçaklar olarak niteliyor.Bu nedenle BirleþmiþMilletler bünyesindekisözleþmelere taraf olmayanTürkiye, bu insanlarýtopladýðý kamplara hiçbiruluslar arasý kuruluþu sok-muyor.

Uyuþturucu satýcýsý vehýrsýz olarak lanse edilenbu insanlar, polisin günde-

lik hayattaki baskýsý ve þid-detiyle yan yana yaþýyor-lar. Beyoðlu EmniyetMüdürlüðü'nde kafasýn-dan vurularak öldürülenFestus Okey bu bakýþaçýsýnýn kurbaný oldu.

Türkiye'de birkaç yerdekamp var. Bu kamplardane olup bittiðine dair enufak ayrýntý dahikamuoyuyla paylaþýlmýy-or. Ama kokusu ister iste-mez çýkýyor. Kamplardadayak, taciz ve sistemlibaskýnýn olduðu zamanzaman ortaya dökülüyor.

Baský isyan ettirdiEn son Kýrklareli

Gaziosmanpaþa YabancýKabul ve BarýnmaMerkezi'nde yaþananlarbuna iyi bir örnek teþkilediyor. Daha önceki mülte-

ci raporlarýnda, bu kamptapolisin kötü muamelesi,falaka ve mültecileri çýrýlçý-plak soyma vakalarý kaydaalýnmýþ durumdaydý.Ýnsanlýk dýþý koþullarýnuygulandýðý kampta mül-teciler sonunda isyan ettil-er. Ve isyanlarý polisin

kanlý müdahalesiyle son-landýrýldý. Ýngiliz uyruklubir mülteci kafasýndanvurularak öldürüldü.Doðrudan kafaya niþanalarak öldürme, mültecilersöz konusu olunca, artýkpolisin uzmanlýk alanýoldu böylece.

Türkiye mültecilerini öldürüyor Lastik grevikazanýmlarlabitti

Lastik-Ýþ'in örgütlüolduðu Ýzmit veAdapazarý'ndakiGoodyear, Brisa vePirelli lastik fab-rikalarýnda 4000 iþçinin14 gün boyunca yürüt-tüðü grev anlaþmaylasonuçlandý. Grevinsonuçlanmasýyla iþçiler14 Haziran günü iþ baþýyaptýlar.

Toplu iþ sözleþmesigörüþmelerinde patron-lar, yýllýk yüzde 8oranýnda zam ve yenibaþlayan iþçilere asgariücret önerisinde bulu-nunca görüþmelertýkanmýþ ve iþçilergreve çýkma kararýalmýþlardý. Enflasyonoranýnda ücretlerdeartýþ, eþit iþe eþit ücretve sosyal haklarý içingreve çýkan iþçiler 14günün sonunda patron-lara geri adým attýrdýlar.Anlaþmaya göre iþçilerilk yýl için yüzde 14, 3.ve 4. altý aylýk dönem-ler içinse enflasyonoranýnda zam alacaklar.Ayrýca özel saðlýk sig-ortasý 1 Haziran'danitibaren geçerli olacak,sosyal haklarda daenflasyon oranýndaartýþ saðlanacak. Grevinönemli nedenlerindenbiri eþit iþe eþit ücrettalebi ise iþçilerin karar-lýlýðý sonucu elde edildi.Patronlar yeni iþçileriçin önerdikleri asgariücret ýsrarýndanvazgeçmek zorundakaldý. Sendikanýn haf-talýk izin günlerinin ikigüne çýkarýlmasý önerisiise anlaþmadançýkarýldý.

Askeriharcamalartýrmanýyor

2007 yýlýnda yapýlanaskeri harcamalar birönceki yýla göre yüzde6 artarak 1,339 trilyondolara yükseldi. Burakam dünyadaki gayrisafi milli hasýlalarýnýntoplamýnýn yüzde2,5'ine denk düþüyor.Kiþi baþýna da 202 dolarharcanmýþ oluyor.Dünyadaki harca-malarýn yüzde 45'iniyani 547 milyar dolarýnýABD tek baþýna yapýy-or. Rapora göre yineson 10 yýllýk dönemiçinde KuzeyAmerika'nýn harca-malarý 65,Ortadoðu'nun yüzde62, Güney Asya'nýnyüzde 57, Afrika veDoðu Asya'nýn iseyüzde 51 arttý. Raporumerkezi Stockholm'debulunan UluslararasýBarýþ AraþtýrmalarýEnstitüsünün (SÝPRÝ)yayýnladý.

Türkiye'de uzun süredirbir darbe süreci yaþýyoruz.Her türlü hukuksuzluðunyaþandýðý bu süreçte, bukadar da olmaz ki dedirtençok fazla geliþme yaþanýy-or. Yargýtay'ýn VeDanýþtay'ýn muhtýraniteliðindeki açýkla-malarýndan sonra, AnayasaMahkemesi'nin türbanlailgili aldýðý karar dilleredestan bir nitelik taþýyor.Sosyalist Ýþçi sayfalarýndayazdýðýmýz gibi bu kararladillerden düþürülmeyenmillet iradesi ayaklar altýnaalýndý. Mahkemenin 11üyesi, seçimle meclisegelmiþ olan siyasi iradeyibir çýrpýda yok saydý vetanýmadýðýný ilan etti.

Bu karar milyonlarcainsanýn oyuna hakaretolduðu gibi, onlarýnoylarýnýn hesabýný sormasýihtimalini de ortadankaldýrdý. Üst üste gelen buyargý darbelerinin, hiçtetesadüf olmadýðý planlý birgiriþimin adýmlarý olduðugün geçtikçe ortaya çýkýy-or.

27 Nisanbaþlangýç sayýlýr

Aslýnda düðmeye,genelkurmayýn 27 Nisantarihli muhtýrasýyla basýldý.Arkasýndan gelencumhuriyet mitingleriordunun müdahalesiniisteyen bir çizgiye çekildi.Bu mitinglerde demokrasive özgürlük ayaklar altýnaalýndý. Mitingler adeta kiþive kurumlarýn hedef gös-terildiði bir kürsü halinedönüþtü.

Hatýrlarsak misyonerlerhedef gösterildi ve ZirveYayýnevi'nde üç Hristiyankatledildi. Saða sola bom-balar konuldu ve linç den-emeleri yapýldý. Demokrasidüþmaný güçler, belki detarihlerinde ilk kez bukadar birlik oldular.Özgürlüðün kýrýntýsýnadahi tahammül edemeyenbu kesimler devletiErgenekon mantýðýyla

yürütmek için yoðun birmücadeleye giriþti. Bu kes-imlerin kimler olduðuþimdi yavaþ yavaþ ortayaçýkýyor. Bürokrasinin entepesine kadar sýzmýþvaziyetteler.

Muhabbet etmiþlerBürokrasinin en tepesin-

deki iki ismin gizlicegörüþtüðü ve bu görüþm-eye dair her türlü görüntüve belgenin engellendiðiortaya çýktý.

Baþörtüsüne dönükdüzenlemenin iptali içinaçýlan davadan 7 günsonra, AKP'ye kapatýlmadavasý açýlmasýndan ise 13gün önce AnayasaMahkemesi üyesi OsmanPaksüt ile Kara KuvvetleriKomutaný Ýlker Baþbuð'unkara kuvvetlerinin karar-gahýnda olaðanüstü güven-lik önlemleri altýndagörüþtüðü anlaþýldý.

Daha önce gazetelereverdiði demeçlerdegörüþmeyi kesin bir dillereddeden Paksüt sonundakomutanla 2-3 kezgörüþtüðünü itiraf etti.Hatta bir basýn açýklamasýdüzenleyerek görüþmeler-den birini hatýrlamadýðýný,

sözü edilen görüþmede iseKuzey Irak'a dönükharekatý konuþtuklarýnýifade etti.

Bir yargýcýn askeri konu-larda uzmanlýk dere-cesinde bilgi sahibiolduðunu da böyleceöðrenmiþ olduk.

Genelkurmaydan iseoldukça sert bir yanýtgeldi.

Yine her zaman bildiküslupla genelkurmaygücünü milletten aldýðýný,

bunu yazan hainlerdenhesap sorulacaðýný ifadeetti bildiride.

Bütün bu geliþmeler mily-onlarca seçmenin gözüönünde gerçekleþiyor. Vebu iki kurum görüþmesininmasum olduðunu anlat-maya çalýþýyor.

Bazýlarýnýn özgürlük düþ-maný olduðunu bilirdikama milyonlarca insanýaptal olacaðýný düþünecekkadar saf olduðunu düþün-mezdik.

Ne konuþtunuz, açýklayýn!

Mersin'in Mut ilçesi'n-deki A: Ü. MeslekYüksek Okulu'ndaokuyan üç öðrencininevini basan maskeli üçkiþi, öðrencileri el veayaklarýndan baðlayarakneþterle ve çakýylaiþkence yaptýlar. Ýþkenceseslerini duyan ev sahib-inin müdahale etmesiyleolasý katliam engellendi.Kaçanlardan biriniyakalayan ev sahibini deyaralayan saldýrganlar-dan ikisi kayýplarakarýþtý. Diðer saldýrganý

karakola götüren evsahibi saldýrýyý gerçek-leþtiren kiþinin polislerleçay içip sohbet ettiðinigörünce þoka uðradý.Saldýrganlarýn üçününde Mut Ülkü Ocaðýnakayýtlý faþistler olduðuortaya çýktý. Saldýrganfaþistlerin çok sayýdagasp ve yaralama olayý-na karýþmasýna raðmenkarakoldan sürekliserbest býrakýlmalarý dasaldýrýyý polisin bilgisidahilinde gerçek-leþtirdiklerini gösteriyor.

Mersin'de faþistlerden iþkence

sayý: 328 sosyalist iþçi 3

sosyalist isciDarbeye vedarbecilere hayýrdemek için...

Bu hafta Ýstanbul’da bir ilk gerçekleþecek.Binlerce darbe karþýtý Ýstiklal Caddesi’ndeTünel’den Taksim Gezi Parký’nda basýn açýk-lamasý yapmak için yürümeye baþlayacak. Ýlkdefa darbecilere sokakta karþý konulacak.

Yakýn zamanda darbeye karþý yapýlan bütüntoplantýlar oldukça kalabalýk bir þekildegerçekleþti. Bu toplantýlar darbeye karþý nekadar büyük bir güç olduðunu gösterdi.Ýnsanlar “ama” demeden, hedef þaþýrtmadantutum almaya baþladý.

21 Haziran gösterisinde de böyle olacak.Ellerimizde “darbeye karþý ses çýkar” döviz-leri olacak. Dövizlerimizin arkasýnda BeyazEller. Temiz bir baþlangýç için.

Dün Tuzla’daydýk. Yeni liberalizmin kur-banlarýnýn yanýnda. Ama 21 Temmuz’daTuzla’da beraber olduklarýmýzýn büyükçoðunluðu olmayacak.

Soldan SDP ve Sosyalist Parti Giriþimi ileberaber olacaðýz. DTP’de 21 Haziran’da bi-zimle birlikte olacak.

21 Haziran bir ilk adým. AnayasaMahkemesi kararý deðiþene kadar, vatan-daþlýk haklarýmýzý kazanana kadar, parla-mentoyu darbecilerin elinden kurtaranakadar sokaktayýz.

Ak Parti’nin kendisini demokrasi mücadele-si vererek savunmayacaðý ortada. Onlaruzlaþarak, taviz vererek bu süreci bitirmekistityor. Çünkü Ak Parti sonuç olarak bir bur-juva partisi. Bu nedenle sokaktaki harekettenkorkuyorlar. Sokaktaki hareketin nereye venasýl evrileceði belli olmaz.

Bizim darbeye karþý olmamýz darbe yanlýsýbasýnýn ve çeþitli solcularýn iddia ettiði gibiAk Parti’yi savunuyor olmamýzdan deðil,demokrasiyi, özgürlükleri savunuyorolmamýzdan. Bu nedenle Ak Parti ne yaparsayapsýn sosyalistlere düþen vatandaþlýk hak-larýmýzý elimizden alan, seçilmiþ organ-larýmýzýn haklarýný gasp eden AnayasaMahkemesi kararýna karþý çýkmak ve özgür-lükleri savunmaktýr.

Biliyoruz. Biz kazanacaðýz.Halkýn önünde, halka raðmen duramazlar.

Eþcinselleronur haftasý

Eþcinseller Onur Haftasý 23-29 Haziran ta-rihleri arasýnda gerçekleþecek. Bir çok etkin-lik var. Sosyalist yazarlarýndan MeltemOral’da 27 Haziran Cuma günü FransýzKültür Merkezi’nde 15.00-17.00 arasýnda“Dans Edemeyeceksek, Bu Bizim DevrimimizDegil!” adlý panel de Lale Akgun(Milletvekili, Sosyalist Demokrat Parti -Almanya), Ufuk Uras (Milletvekili, Ozgurlukve Dayanisma Partisi) , Elif Karan (EmekciHareket Partili LGBTT'ler) ve Ozan Ersan(Genc-Sen) ile birlikte konuþacak.

Taraf gazetesi Kara KuvvetleriKomutaný Ýlker Baþbuð ile AnayasaMahkemesi Baþkan yardýmcýsý OsmanPaksüt arasýnda Kara KuvvetleriKomutanlýðý binasýnda yapýlan gizli birgörüþmeyi açýkladý.

Bu habere karþý yapýlan bazý yorumlarve tepkiler çok ilginç.

Görüþenlerden Ýlker Baþbuð hementehditler savurdu. Taraf gazetesine veyazarlarýna hakaretler yaðdýrdý.Görüþmeyi reddetmedi, ama sadeceIrak’a yapýlan operasyonu kutlamakiçin Osman Paksüt’ün kendisini ziyaretettiðini ileri sürdü. Kara KuvvetleriKomutanlýðý’nýn neden karartýldýðýný,bir katýn neden boþaltýldýðýný, görüþ-menin neden gizli yapýldýðýný ise açýkla-madý. Çünkü açýklamasý mümkün deðil.

Osman Paksüt ise önce buluþmayýinkâr etti ardýndan kabul etti ama buhaberi kendisinin izlendiði iddiasýnakanýt yapmaya çalýþtý. O da aynenBaþbuð gibi görüþmenin içeriði üzerinehiçbir þey söylemedi.

Basýnda çýkan yorumlarýn önemli birkýsmý Baþbuð ve Paksüt’ü tamamlýyor.

Doðan Grubu ve Vatan gibi gazetelergizli gizli yapýlan görüþmeyi araþtýrmý-yor da bu haberi yayýnlayan taraf ileuðraþýyor.

Hürriyet’ten Enis Berberoðlu kendile-rine ayný haberin daha önce geldiðiniama Paksüt buluþmayý yalanladýðý içinbasmadýklarýný söyledi. Oysa Taraf’ýnhaberinden sonra Paksüt buluþmayýkabul etti!

Darbe mi deðil mi?Bir süredir Türkiye’de basýn kesin

çizgilerle ikiye bölünüyor. Bir tarafta biryýldýr açýktan süren darbe adýmlarýnýaklayan, onaylayan ya da gizlemeyeçalýþanlar var, diðer tarafta ise darbeyekarþý tutum alanlar var.

Darbeye þu ya da bu biçimde onay-layanlar esas olarak bu darbenin tank-larla, tüfeklerle gelmiyor olmasýnýnardýna gizleniyorlar ve darbe doðrul-tusundaki her adýmla uzlaþýyorlar.

Son büyük çatýþma alaný AnayasaMahkemesi’nin Anayasayý çiðneyerekaldýðý karar karþýsýndaki tutum.

Darbe yandaþlarý bu kararýsavunurken “Anayasa Mahkemesi'nindün türban düzenlemesini durdur-masýný, yanlýþ, siyasi hatta yargý darbesigibi nitelemelerle gölgelenmeye ve hak-sýz gösterilmeye çalýþýlmaktadýr” diyor-lar. Onlara göre türban takmak gerici-liktir ve bu nedenle yasaklanmalýdýr. Bunedenle de Anayasa Mahkemesi kararýdoðru ve haklýdýr!

Onlara göre “Anayasa Mahkemesikararý çok isabetli olmuþtur.”

Oysa 12 Eylül Anayasasý çok açýk.Anayasa Mahkemesi Anayasa deðiþik-liklerini sadece usul üzerinden tartýþýpkarara baðlayabilir. Oysa bu kez yaptýðýusul tartýþmasý deðil esas tartýþmasý veesas üzerinden karara varmaktýr.

Ýþte bu nedenle Anayasa Mahkemesibu kararý ile darbe yapmýþ, tepesinde 11kiþinin olduðu bir Anayasa MahkemesiRejimi kurmuþtur.

Anayasa Mahkemesi bu kararý ile par-lamentonun yetkilerini elinden almýþtýr.Artýk parlamentonun bütün yetkileriAnayasa Mahkemesi’nin elindedir. Onasormadan yasa yapýlamaz, Anayasadeðiþikliðine gidilemez.

Ya solda durum nedir?Solda durum burjuva basýnýnýn duru-

mu kadar olumsuzdur.Solun en büyük kesimi sessizdir.

Gazetelerinde ya da internet sitelerindeuzun bir süredir darbeler,Genelkurmay, Yargýtay, Danýþtay ya daAnayasa Mahkemesi adýmlarý üzerinetek satýr yazý çýkmamaktadýr. Darbeadýmlarý karþýsýnda sessizce beklenmek-teama bu arada AKP’ye karþý mücadeleiçin yýllarca oturup bekleyenler birdenkolarý sývadýlar. Þimdi her yerde AKPkarþýtý toplantýlar yapýlmakta.

Solun bazý gruplarý ise daha da ileri birtutum içinde. Örneðin Yurtsever TKP“Anayasa Mahkemesi kararý çok isabetliolmuþtur” diyor ve ekliyor “bu kararyanlýþ, siyasi hatta yargý darbesi gibinitelemelerle gölgelenmeye ve haksýzgösterilmeye çalýþýlmaktadýr.”

Radikal 2’de bazý yazarlarý veakademisyenleri sol liberallikle suçlayanSungur Savran da kendisini tanýmlarkendarbeye karþý olduðunu en baþtasöylemiþ. Ama yayýnlarýnda darbeyi elealmayý unutmuþ. Darbeyi ele almayýunutan bir baþka akým iseHalkevleri’nin sendika.org adlý websitesi. O da darbeyi ele almayý unutmuþdurumda. Ne Ergenekon, ne darbegiriþimleri ne generallerle yargýçlarýntoplantýlar yapmasý, ne basýna baský buörgütleri ilgilendirmiyor.

Benzer bir tutum Ufuk Uras SeçimKampanyasý mail grubunda da var. Bugrupta yapýlan tartýþmalar büyükçoðunlukla Anayasa Mahkemesi’nionaylýyor.

AKP’nin demokrat olmayan tutumlarýve yeni liberal politikalarý, TKP’den DÝPGiriþimi’ne kadar geniþ bir sol kesimibu partiye karþý sürdürlen ordu-yargýdarbesini onaylamaya itiyor.

Oysa darbeler her zaman solu hedefalýr. Ordu-yargý darbesi þimdilik AKParti ile uðraþýyor. Sol onlarýn enindesonunda tekmeyi atacaklarý kesimdir.

Bugün sessiz kalanlar, bugün darbeci-lerin arkasýna gizlenenler yarýn yaptýk-larý yanlýþý mutlaka görecekler ama çokgeç kalýnmýþ olacak.

Oysa direnmek için daha vaktimiz var.

DSiP’e üye olDarbeye karþýysan,Kürt sorununda

demokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Tuzla’da ve baþkayerlerde iþ cinayetleri-ne karþýysan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan

0536 - 3335 10 19

21 Haziran, Cumartesisaat: 17.00

Tünel’den Taksim’e

Hem suçlu hem güçlü

Darbeye karþý ses çýkar

DSÝP , “darbeye karþý ses çýkar” yürüyüþünü destekliyor

Darbeler herzaman solu hedef alýr.Ordu-yargý darbesi þimdilik AK Parti ileuðraþýyor. Sol onlarýn eninde sonun da

tekmeyi atacaklarý kesimdir.Bugün sessiz kalanlar, bugün darbeci-lerin arkasýna gizlenenler yarýn yaptýk-larý yanlýþý mutlaka görecekler ama çok

geç kalýnmýþ olacak.Oysa direnmek için daha vaktimiz var.

4 sosyalist iþçi sayý: 328

Google davasý"Sen iþini bilirsin, ama bu AKP'ye hak ettiðinden

çok itibar gösterme, aman ha...". Geçende birarkadaþýmdan aldýðým bir mail'in sonuna bu cümleeklenmiþti.

Bu kaygý solda, özellikle de örgütlü solda o kadaryaygýn ki, yargý darbesine karþý çýt çýkmýyor. Çýkar-mak isteyenler ise, sanki AKP'li olmuþ veyaAKP'nin ketemperesine gelmiþ gibi muamelegörüyor.

Ýþçi Partisi gibi darbeyi açýkça destekleyenler veTKP gibi çaktýrmamaya çalýþarak destekleyenlerdýþýnda, herkes "Elbette darbeye karþýyýz, ama..."diyor. Ama'yý izleyen üç nokta, "AKP gericiliði tem-sil ediyor, destekleyecek deðiliz ya!" anlamýnageliyor. Bu itiraz kýsmen Kemalistlikten (yaniKemalist devleti ve orduyu düþman görmemekten,Ýslam'ý en büyük tehlike olarak görmekten), kýsmendemokrasiye inanmamaktan (yani halkýn %47'sininoylarýna deðer vermemekten) kaynaklanýyor.

Kýsmen de, AKP'yi kapatmaya çalýþanlarýn kimolduðunu anlayamamaktan. Bu partiyi, laik ve çað-daþ güçler, hukukun üstünlüðüne inananlar, Ýslam-cý kadrolaþmadan kaygýlananlar, kadýnlarýn özgür-lüðüne deðer verenler filan fýstýk kapatmýyor.Kemalist devlet mekanizmasý kapatýyor. Halkýn üçkez üst üste seçtiði bir baþbakaný 1960'ta devirip ipeçeken mekanizma kapatýyor. Bu mekanizma daðýl-madan, bu mekanizmanýn her yaptýðýna karþý bizlersokaklara dökülmeden, yaptýðýmýz her þey boþ iþ.

Bu mekanizma kendine o kadar güveniyor ki,açtýðý kapatma davasý demokrasiyle de, hukuklada, "milletin kayýtsýz þartsýz egemenliði" ile de açýkaçýk dalga geçiyor.

AKP'nin savunmasý bugün verildi. Bilmem kaçklasör, yüzlerce sayfa. Okumamýþsýnýzdýr. Ben birazkarýþtýrdým. Ýddianamenin komikliði, hepimizledalga geçen niteliði, savunmanýn daha ilk say-falarýndan anlaþýlýyor. Bir iki örnek vereyim:

"Altýnda "YARSAV Yönetim Kurulu" yazan birkaðýdýn iddianamenin ekleri arasýnda çýkmasý,"toplama" delillerle þiþirilerek özensiz ve düzensizbir þekilde kaleme alýnan iddianamenin siyasimülahazalarý yansýtan bir metin niteliðinde olduðu-nun bir baþka göstergesidir. Ýddianamede Talim veTerbiye Kurulu'nda kadrolaþmaya gidildiði yönün-deki iddianýn delili olarak sunulan gazete haberinin"YARSAV Yönetim Kurulu" imzasýný taþýyan birkaðýdýn arka tarafýna yapýþtýrýlmýþ olmasýmanidardýr".

"Ýddia makamý, önyargýlý ve ideolojik tutumunumaalesef esas hakkýndaki görüþünde de ýsrarladevam ettirmiþtir. Týpký iddianame gibi, esashakkýndaki görüþ de baþtan sona "emperyalizm","ihanet", "irtica", "mürteci", "din tacirleri", "tertipçi","sömürgeci", "mandacý", "iþbirlikçi", "gerici", "iç vedýþ odaklar" ve "siyasi hegemonya projesi" gibihukuken tanýmlanmasý imkansýz ve fakat belli birsiyasi/ideolojik tavrý yansýtan kavramlarladoludur".

"Ek olarak sunulan dosyalarda yer alan gazetehaber ve yorumlarýnýn büyük bir kýsmý bunlarýnyayýnlanmasýndan yýllarca sonra internet yoluyladerlenmiþtir. Bu nedenle bu dava adeta bir "googledavasý"dýr. Baþsavcý, çok sayýda haber ve yorumudava açma tarihine yakýn bir zamanda anahtarkelime yazarak "google" arama motorundan aramayapmak suretiyle elde etmiþtir. Bu þekilde internet-ten elde edilen gazete haber ve yorumlarýnýn 2Þubat 2008 Cumartesi ve 3 Þubat 2008 Pazar günleriindirildiði görülmektedir".

AKP'ye itibar göstermek aklýmdan bile geçmez.Muhafazakâr, neoliberal, TÜSÝADcý partilerle neiþim olabilir ki? Benim derdim askerle, yargýyla,devletle. Bunlarý tökezletmeden bu memlekettebaþka hiçbir halt yapamayacaðýz.

Roni Margulies

GÖRÜÞ

2005 yýlýnýn en çoktartýþýlan isimlerinden biriÝlker Çýnar’dý.

15 yýl boyuncaTürkiye’nin bir çok yerindeHýristiyanlýðý yayan birmisyoner olarak çalýþtý.

Tarsus’ta papazlýkyaparken yardýmcýsý SinanYorulmaz ile birlikte tekrarÝslam’a döndüðünü açýk-ladý. “Þifre çözüldü” adlýkitapta yaþadýklarýný yazanÝlker Çýnar’a göre Türkiyehakkýnda gizli bir planvardý ve bu plan Hýristiyanmisyonerler tarafýndanadým adým uygulanmak-taydý. Son üç yýlýnýTürkiye’nin bir çok yerindemisyoner karþýtý toplan-týlara katýlarak geçirdi.

Ulusalcý Tuncay Özkan’ýnKanaltürk’ün de program-lara çýkýldý ve komplocufikirlerini burada da anlat-tý. Misyonerler hem “Türkmilletinin dininideðiþtirmek istiyor, hem de“Batý’nýn Türkiye iþgalplaný”ný uyguluyorlardý.

Sabýk misyoner, “yeni”Müslüman Çýnar’ýn KaraKuvvetleri Komutanlýðý(KKK) personeli olduðugeçen hafta açýða çýktý.

Toplummühendisiymiþ

Bugün Gazetesi Çýnar’ýnaskeri personel olduðunu,papazlýk yaptýðý dönemdeemeklilik primlerinin KKKtarafýndan ödendiðini açýk-ladý.

Çýnar haberin ertesindebu iddiayý kesin bir dillereddetti. Doðan Grubumedyasý Bugün’ünhaberinin yalan olduðunuilan etti. Ancak Bugün vebu bilgiyi paylaþtýðý bir çokyayýnýnýn elinde Çýnar’ýnuzman çavuþ olarak kayýtlýolduðu EmekliSandýðý’nýnýn numarasý vebilgileri vardý.

Çýnar önce tutarsýzcakonuþtu, ardýndanmuhteþem bir açýklamayaptý: “Ben toplummühendisiyim.”

Milliyet Gazetesi tavrýnýdeðiþtirdi ve misyonerpapazýn ordu mensubuolduðunu yazdý.

Ancak onun provokatifgörüþlerini veri olarakkabul edip, sunanlar ne

utandý, ne de özür diledi.2005-2008 döneminde

Türkiye’de büyük bir takipve av baþlamýþtý.

UBH ve JandarmaMisyoner papazýn iti-

raflarýný her yerde anlattýðýgünlerde ulusalcýlardahýzla örgütleniyordu.

Ulusal Birlik Hareketiçatýsý altýnda birleþen millisivili toplum örgütlerisahte bir anti-emperyal-izme bezenmiþ yabancýdüþmaný kampanyayýyaygýnlaþtýtýyordu. Sahtemisyoner Ýlker Çýnar’ýnsahte itiraflarý bu kesimtarafýndan bir silah olarakkullanýldý.

Bugün öðreniyoruz kiUBH bizzat jandarmatarafýndan örgütlenmiþti.Merkezinde Jandarmaistihbarat örgütü vardý.

Genelkurmay Türkiye’demisyoner ve yabancýfaaliyetlerini sýký bir izlem-eye almýþtý.

YÖK ve bir çok akademikpersonel misyonerleringizli planýný açýða çýkart-mak için orduyla birlikteçalýþmýþtý. Malatyakatliamýnda belirleyici birrol oynadýklarý anlaþýlan,2004’ten bu yana öðrencisialmayan Malatya Üniver-sitesi Ýlahiyat MeslekYükseokulu’nunun sýkýulusalcý hocalarý gibi.

Uzman çavuþun yalanlarý:"Türkiye'de 40 bin kilise ev var"

“Türkiye'yi bölmek isteyen misyoner teþkilatlar

bu iþ için 73 milyar dolar bütçe ayýrmýþlar”

“15 milyon 600 bin Ýncil daðýtýldý”

Ýçiþleri Bakanlýðý:6 yýlda din deðiþtirenlerin sayýsý 344

Adana'da TOKÝ inþaat-larýnda çalýþan Kürt iþçil-er iþ çýkýþý silahlý, kalaslý,demir çubuklu saldýrýyauðradý.

Ýþ çýkýþý yolda yürürkennedensiz saldýrýyauðrayan iþçilerinbarýndýklarý çadýrlarý dayaðmalandý, eþyalarýyakýldý. Linç giriþiminedönüþen saldýrý sýrasýndapolis olaylara müdahaleetmedi. Saldýrganlarýkoruyan bir tutum taký-nan polis gözaltýna aldýðý

iki kiþiyi de serbest býrak-tý. Ve Kürt iþçilerüzerinde uzlaþýn baskýsýyaptý. Saldýrýda biriþçinin parmaðýkoparken, çok sayýda iþçide kalaslarla aðýr yara-landýlar.

Ýþçilerin ifadesine göresaldýrganlar öldürmeküzere hareket ediyor-lardý. Kalaslarla ve demirçubuklarla kahveden veinternet kafeden çýkanfaþistlerin bunu öncedenplanlamýþtý.

Bu topraklarda doðdular,ama onlar da yabancý

Yýl 2005. AKP hüküme-tinin yabancýlarýn mülkedinmesini kolaylaþtýranyasa deðiþikliði AnayasaMahkemesi kararýyla red-dedilir. CHP'nin "vatantopraðýný satýyorlar" kam-panyasý tam da bu tarih-lerde baþlar. Örnek 3500Ýngiliz'in tatil merkeziDidim'den ev satýnalmalarýdýr. Çoðu emekliolan Ýngilizler yabancýiþgaline örnek gösterilir.

Ardýndan Ýsrail vatan-daþlarýnýn Güneydoðu- daçok sayýda topraðý satýnaldýðý haberi CHP ve 3,5milyon dolar aktardýðýKanaltürk tarafýndanyayýlýr. 2006 yýlý boyuncaayný kampanya Baykaltarafýndan sürdürülür.Kemalist kitle Türkiye'ninBatý iþgali altýnda olduðufikrine ikna edilir.

2007'de AKP yasadeðiþikliðini yeniden

önerir ve meclis çoðun-luðu bunu kabul eder.CHP yeniden AnayasaMahkemesi'ne baþvurur.Mahkeme bu yýlýn Martayýnda yabancýlarýn veyabancý þirketlerin taþýna-maz mallarý mülk edin-mesine iliþkin deðiþikliðiyeniden reddeder.

Basit bir kapitalistmülkiyet iliþkisi deðiþik-liði CHP tarafýndan 3yýldýr yabancý düþmanýkampanyanýn malzemesiolarak kullanýlýr.Cumhuriyet Gazetesi

sürekli gündemde tutar.Ulusalcýlarýn yayýn organýYeniçað Gazetesi ve ýrkçýTürk solu dergisi de.

Ýki faþist parti, MHP veBBP’nin oynadýðý rol isebaþkadýr. Bunu HrantDink cinayeti ve Malatyakatliamýnda gördük.

Zengin bir TürkÝngiltere'den ev satýn ala-bilir, ama emekli birÝngiliz buradan ev ala-maz. Bu ülkede “yabancý”olmak arkadan vurulmakya da boðazý kesilmekleanýlýr olur.

Düþmanlýðýný kim körükledi?

Nefret tek merkezden yayýldýProvokatör papaz meðer uzman çavuþmuþ

5 Þubat 2006:Rahip Santoro, öldürüldü19 Ocak 2007:Hrant Dink, arkasýndan vuruldu18 Nisan 2007:Malatya’da üç Hýristiyan kkatledildi

Uzman Çavuþ Ýlker Çýnar

Rahip Santoro

sayý: 328 sosyalist iþçi 5

Brezilya Latin Amerika'nýn enbüyük ve ekonomik olarak engüçlü ülkesi. Görünüþte birbaþarý hikâyesi var. Ýþçi Partisilideri Baþkan Lula halk arasýnda-ki popülerliðini hâlâ koruyor.Ekonomi görece istikrarlý ve Lula2010'da yapýlacak baþkanlýkseçimlerinde halefini seçeceðebenziyor. Ama Brezilya'dagidiþatýn gerçekte ne yöneolduðunu anlamak içinhükümetin ustaca yürüttüðühalkla iliþkilerinin ötesine bak-mamýz gerek.

Dünya pazarýnýn Brezilya'nýnçok geniþ tarýmsal ürünlerineduyduðu ihtiyaç belli bir derec-eye kadar istikrarý garantiliyorama çok ufak bir ekonomikbüyüme görülüyor. 2008'dekiekonomik büyüme -13 LatinAmerika ülkesinin ardýndan-sadece %5,3 olarak tahmin ediliy-or. Gelir daðýlýmýnda ve (çokdüþük ücretli iþlerde olmakla bir-likte) istihdamda küçük geliþmel-er var. Ama bu reformlar, Lulahükümeti yönetiminde Brezilyazenginlerinin elde ettiði zengin-likle karþýlaþtýrýldýðýnda, çoksoluk kalýyor. Kamu malý olanpetrol üretim ve rafinasyon þir-keti Petrobras, bu yýl Microsoft'ugeride býrakarak, Kuzey veGüney Amerika'daki üçüncü enbüyük þirket haline geldi.Brezilya bankalarý ardý ardýnarekorlar kýrdý. Geçen yýl bir mil-yon dolarýn üzerinde yatýrýmyapanlarýn oranýnda %46 artýþmeydana geldi. Ancak burasýayný zamanda nüfusun üçtebirinin yoksulluk sýnýrý altýndayaþadýðý bir ülke.

DireniþLula hidroelektrik santraller

gibi bir dizi büyük proje baþlattý.

Bu projelerin çevresel veekonomik etkilerini protestoeden yerel örgütlenmeler ise kar-alanýyor ve iftira ediliyor. ÇevreBakanlýðý bu yýkýcý projelereonay vermiþti. Bu ise mayýs ayýn-daki büyük protestolar sonucuÇevre Bakaný Marina Silva'nýnistifasýna yol açtý. SilvaAmazonlar'daki iþçi lideri ChicoMendes'in yoldaþýydý oysa.

Lula fosil yakýtlara alternatifgösterilen biodizel yakýtlarýn üre-timi konusunu ortaya atan kiþiolarak uluslararasý bir ün kazan-mýþtý. Hâlbuki Topraksýz TarýmÝþçileri Hareketi (MST) ve çevrecigruplar yoðun þekerkamýþý plan-tasyonlarýnýn yaratacaðý büyüktehlikeler konusunda Brezilya'dayaygýn bir tartýþma baþlat-mýþlardý. Bu plantasyonlaryüzünden, zaten tarýmý büyükoranda elinde tutan dev ulusal

ve uluslararasý þirketlerin, küçükve orta ölçekli üreticileri yok ede-cek olmasý tehditlerden biri.

Lula hassas bir uluslararasýdenge kurmuþ durumda.ABD'nin açýktan eleþtirilerindençekiniyor.

Asýl desteðini Venezüela lideriChavez ve Bolivya lideriMorales'den aldýðýný bilen Lulaýlýmlý bir duruþ sergiliyor. Hememperyalizmin bu ülkelerüzerindeki eleþtirilerine katýlmýy-or hem de bu ülkelerdekihareketlerle arasýna mesafekoyuyor.

Ama Brezilya'nýn Haiti'yemüdahalesi tarafsýzlýk konusun-daki yalaný ortaya serdi. Brezilya2004'ten beri Haiti'deki 'barýþgücü'ne bin askerle destek veri-yor. Buradaki 'barýþ' misyonubütünüyle baþarýsýz oldu.Brezilya birlikleri, ABD destekli

rejimin yolunu açmak için,protestolara vahþice saldýrdý.Brezilya'nýn Haiti'de oynadýðý rolÝþçi Partisi'nin anti emperyalistgeçmiþinde bir utanç tablosuoldu. Ancak muhalefet henüzvar olan hoþnutsuzluðu tümtopluma yaygýnlaþtýramadý.

Sosyalizm ve Özgürlük Partisi(PSOL) hâlâ çekim merkezihalinde ama parti aktivistleriPSOL'un sadece parlamenter birsol parti olmamasý için somutmücadeleler vermeye devametmek zorunda.

Sola ve toplumsal hareketleredüþen görevler ortada: Lula'nýnstratejisindeki çatlaklarý teþhiretmeye devam etmek, yerelmücadeleler inþa edip bunlarýbirleþik bir muhalefet içindegenelleþtirmek ve siyasi bir alter-natif yaratmak için PSOL içindeçalýþmak.

Lula'nýn Brezilyasýnereye gidiyor?Sola ve toplumsal hareketlere düþen görevler ortada: Lula'nýn stratejisindekiçatlaklarý teþhir etmeye devam etmek, yerel mücadeleler inþa edip bunlarý bir-leþik bir muhalefet içinde genelleþtirmek ve siyasi bir alternatif yaratmak içinPSOL içinde çalýþmak

Afganistan’a karþýaktivistlerinbuluþmasý

Geçtiðimiz hafta 10 deðiþikülkeden 500 savaþ karþýtý aktivistAlmanya’nýn Hannover kentindeAfganistan’da NATO’nunsürdürdüðü savaþa karþý nasýlkampanya yapacaklarýný tartýþ-mak için toplandýlar.

Alman hareketi için çeþitliülkelerden aktivistleri bir arayagetiren böylesi bir toplantý çokönemliydi.

Almanya’nýn yeni sol partisiDie Linke’den çok sayýdaaktivist toplantýya katýldý vetartþmalarda merkezi bir roloynadý.

Afganistan’a gönderilen Almanaskerleri 2. Dünya Savaþý’ndanbu yana ilk kez Alman asker-lerinin ülke dýþýna çýkýp savaþ-malarýydý. Bir çok konuþmacýhalkýn bu durumdan çok rahat-sýz olduðunu anlattý.

Hareket 20 Eylül’deAlmanya’da büyük bir gösteriçaðrýsý yaptý. 20 Eylül’de Almanparlamentosu Afganistan’a gön-derilmiþ olan Alman askerininsüresini uzatýp uzatmamayýtartýþacak.

Öte yandan bu toplantýdaAfganistan’da çatýþan NATOülkelerinden bir çok savaþkarþýtýný da bir araya getirdi.

Die Linke milletvekili NormanPaech ne önerilirse önerilsinAfganistan’daki bütün yabancýaskerlerin derhal çekilmesi nok-tasýndan iþe baþlanmasý gerek-tiðini söyledi.

Bu çaðrý Amerikanhareketinden Joseph Gerson’undestek konuþmasýný aldý.Ýngiltere’den Elaheh Povey’deAfganistan’da sürdürülensavaþýn bütün karþý iddialararaðmen Afgan kadýnlarýnýnözgürleþtirilmesinden fersah fer-sah uzak hedeflere sahipolduðunu anlattý.

Diðer konuþmacýlar teröre karþýsavaþýn nasýl Ýslam’a karþý savaþadönüþtüðünü ve Ýslam korkusu-nun nasýl Batý dünyasýna yer-leþtirilmeye çalýþýldýðýný anlat-týlar.

Gelecek sene NATO’nun kuru-luþunun 60. yýldönümü.Konferans NATO’nunFransa’nýn Strazburg kentindekizirvesini protesto etme ve birkarþý konferans düzenlemekararý aldý.

Fransa’dan gelen aktivistlerbüyük bir kitle eyleminingerçekleþebileceðinden eminolduklarýný belirttiler. Çünkü busýralar Fransa Devlet BaþkanýNicolas Sarkozy yenidenNATO’nun askeri kanadýna dön-mek ve Afganistan’daki savaþtabelirleyici bir rol oynamak iste-mekte.

Öte yandan Polonya ve ÇekCumhuriyeti’nde ABD’nin buülkelere kurmak istediði füzekalkanlarýna karþý bir hareketgeliþmeye baþladý.

Bütün Avrupa’da NATO’yakarþý bir hava var ve bu havasürekli yükseliyor.

Savaþ karþýtý hareket içinNATO’ya karþý güçlü bir kam-panya inþasý 2009 yýlýnýn gün-deminin en önemli maddesinioluþturuyor.

NATO’ya karþý çýkarkenNATO’nun Afgan savaþýna dakarþý çýkmak doðal olarak çokönde gelen bir hedef.

Ýrlanda’da AB antlaþmasýnýnonayý için yapýlan oylamada“hayýr” oylarý daha fazla çýktý.

Avrupa Birliði Anayasa’sýnýndaha önce Fransa veHollanda’da yapýlan referan-dumlarda reddedilmesi üzerinehazýrlanan ve yeni-liberalizmisavunan Lizbon AntlaþmasýÝrlandalý iþçi ve emekçilerinoylarý ile reddedildi.

Ýrlanda’da LizbonAntlaþmasý’na hayýr diyenleroylarýn yüzde 54’ünükazandýlar. Ýrlanda’nýn 43 yöne-tim bölgesinin 37’sinde hayýroylarý kazandý.

Ýrlanda Antlaþma üzerinereferandum yapan tek ülke.Seçim sýrasýnda yapýlan araþtýr-

malara göre en çok hayýr oyuiþçilerin yoðun olduðu bölgeler-den ve kýrsal alandan geldi.

Ýrlanda’daki bütün parla-menter partiler referandum’da“evet” oyu çaðrýsý yaptýlar.

Soldaki Ýþçi Partisi ve bazýsendikalar “evet” oyu çaðrýsýyaparken Ýrlanda yeþilleribölündü.

Patronlar ise Antlaþmaya“evet” oyu için milyonlar har-cadý.

Sol ve savaþ karþýtý aktivistlermilyonlarca eve ulaþan biþrkampanya ile “hayýr” oyuçaðrýsý yaptýlar.

“Hayýr” kampanyasýnýnsözcülerinden birisi “Ýrlandahalký konuþtu. Referandumun

yarattýðý karýþýklýðýn tam tersineAvrupa’da milyonlarca iþçi veemekçi bu sonucu sevinçlekarþýlayacaktýr” dedi.

“Demokrasinin daha da sýnýr-lanmasý, AB’nin militaristleþtir-ilmesi, özel sektörün kamuhiðzmetlerine sahip olmasý red-dedilmiþtir. Artýk Lizbonölmüþtür. Þimdi içinden çýktýðýAB Anayasasý ile birliktegömülme zamaný gelmiþtir.”

“Bu sonuç halk ile yöneticilerarasýndaki uçurumu gösteriyor.Daha önce Fransa veHollanda’da olduðu gibi ser-maye kazanmak için herþeyiyaptý, ama kaybetti.

Ýrlanda referandumu AB ege-men sýnýflarýný paniðe soktu.

Derhal toplanan AB DýþiþleriBakanlarý Ýrlanda’da bir keredaha referandum yapýlmasýn-dan Lizbon Antlaþmasý’na ekyapýlarak Ýrlanda oylamasýnýnetkisini silmeye kadar çeþitliöneriler görüþtüler.

Avrupa Birliði:

Ýrlanda halký referandumda Lizbon Antlaþmasý’ný reddetti

6 sosyalist iþçi sayý: 328

Darbe, AKP ve sosyalist tutum

Ara yol yokAðýr çekim darbeye karþý tepki büyüyor. 27 Mayýs’ta, 12Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Þubat’ta önlerinde ciddi birengel bulamayan darbeciler bugün meþruiyet bunalýmýyaþýyor. Darbelere karþý en önde mücadele edenlertarihte hep sosyalistler oldu. Demokrasinin savunucularýaskere vesayete karþý her zaman direndiler.

Ancak þimdiki aðýr çekim darbede sol sýnýfta kaldý.Yaygýn tutum “yesinler birbirlerini.” Bu tutumu redde-den Sosyalist Ýþçi, 28 Þubat’ta olduðu gibi bugün dedarbeye karþý çýkýyor. Bu tutumumuz soldan bir çokeleþtiri alýyor. Bu eleþtirilerin belli baþlýlarýný seçtik veyanýtlarýmýzý ekledik.

AKP demokrat deðil ki onuneden savunalým?

Darbeye hayýr diyerek AKP'yedestek vermiþ mi oluyoruz?

Sünni çoðunluk için inançözgürlüðü, peki ya Aleviler?

Her durumda askeri darbelerekarþý çýkmak doðru mu?

Darbeciler ve AKP karþýsýndaüçüncü bir yol olamaz mý?

Darbeye karþý Newroz'u,1 Mayýs'ý, Tuzla'yý, saðlýkve eðitimdeki yeni-liberalsaldýrganlýðý, sýnýr ötesisaldýrganlýðý unutuyormuyuz? Hayýr. AKP, Türkkapitalist sýnýfýnýn çýkar-larýný temsil eden birparti. Demokratlýðýnýnsýnýrlarýný da temsil ettiðisýnýfsal çýkarlar çizmekte.Yargý darbesine AKP'yidemokrat bir parti olarakgördüðümüz, onungerçekten demokrat adým-larýnýn önünün kesildiðinidüþündüðümüz için karþýçýkmýyoruz. Atanmýþlarýnseçilmiþlere karþý müda-

halesi her zaman emekçisýnýflar aleyhine sonuçlaryaratýr. 16 buçuk milyonoy almýþ ve ikinci kez tekbaþýna hükümet olmahakkýný kazanmýþ bir par-tinin baþýna bunlar geli-yorsa emekçi sýnýflar içindemokratik hak ve özgür-lüklerden bahsetmekimkansýzdýr. Sosyalistlertutarlý demokratlardýr.Her türlü devlet baskýsýnakarþý çýkarlar. Bugündemokrat olmayanAKP'ye karþý atanmýþlarýndarbesine herkes içindemokrasiyi savunduðu-muz için karþýyýz.

Þemdinli'de UmutKitabevi bombaladýðýndaAKP darbecilerle uzlaþtý.Karþý çýktýk ve darbeyehayýr dedik. AKP, saðlýðýve sosyal güvenliðiözelleþtirirken þimdi grevzamanýdýr dedik.Hükümet nükleer yasayýhalka sormadan geçirdi,sokaða döküldük ve yap-týrtmayacaðýz dedik.Baþbakan kadýnlara 3çocuk doðurmasýný öner-di, bu cinsiyetçi kafayahayýr dedik. Her seferindeTÜSÝAD ve IMF'yidinleyen hükümete karþý

çalýþanlarýn birleþikmücadelesini önerdik.Tüm bunlarý yaparkenayný zamanda AKP'ninkapatýlmasýna ve darbeyehayýr dedik. Darbecilerinyeni-liberal AKP'ye karþýgerçek muhalefetin önünükestiðini söyledik. AKP'yekarþý en büyük desteðibugün darbeciler vermek-te ve en baþta Baykal lideriðindeki devlet partisiCHP'dir. 70'lerde soluntabanýnda yer alan fakirlerKemalistler yüzündendün Erbakan'ý bugün deErdoðan'ý desteklemekte.

Alevilere karþý baský veayrýmcýlýk 84 yýllýk rejimintemel özelliklerinden birioldu. Aþaðýlandýlar,katliama uðradýlar vedevlet karþýsýnda hâlâ eþitolarak tanýnma mücadele-si veriyorlar. Bu mücade-leyi sonuna kadar destek-liyoruz. Ancak Alevilergibi Sünniler de herzaman ayrýmcýlýða maruzkaldý. CHP'nin tek partidiktatörlüðünde DiyanetÝþleri Baþkanlýðý kuruldu.Sünni Ýslam'ýn devletçiyorumu bu kurum veyine Kemalistler tarafýn-

dan açýlan Ýmam HatipLiseleri müfredatýylayýðýnlara empoze edildi.“Sünni olun ama Alevigibi yaþayýn” dediler. 5vakit namaz kýlan dindarinsanlara her zamankuþkuyla bakýldý, kamukuruluþlarýnda çalýþma-larý, inançlarýyla birliktetoplumsal hayatýn içindeolmalarý engellendi. Bizsahte laikliðe karþýyýz,herkes için inanç veibadet özgürlüðündenyanayýz. SünnileriAlevilere düþman kýlandarbecilerdir.

Hitler ve Nazi Partisiseçim yoluyla iktidaragelmiþ, demokrasiyi yokederek faþist diktatörlüðükurmuþtu. Alman egemensýnýfý devrim tehlikesinekarþý Nazileri destekledi veiktidara gelmesine izinverdi. Almanya'da Nazileridurduracak tek bir güçvardý, sosyal demokrat vekomünist iþçilerin birleþikcephesi. Alman burjuvademokrasisinin felç olmuþmekanizmalarý karþýsýndatek seçenek aþaðýdanmücadeleydi.Diktatörlükleri anayasalyöntemler deðil mücadeleengeller. Sosyalistler hertürlü darbeye karþýdýr.Yukarýdan her türlü müda-hale demokrasiyi

geliþtirmez, ayaklar altýnaalýr ki bu emekçi sýnýflarýmücadeleden alýkoyar. 28Þubat'ta da aynýsý olmuþ,Erbakan'ý deviren darbefaþist MHP'yi iktidarataþýmýþtý. Sosyalistlerhalkýn iradesinden, serbestseçimlerden ve oy hakkýn-dan korkmazlar.Demokratik hak ve özgür-lükleri geniþletilmesi içinmücadele ederler.Bugünkü tehdit bir çoðun-luk iktidarý tahakkümüdeðil, azýnlýðýn mevcutýrkçý ve militarist ikti-darýdýr. Darbenin “iyi”siolmaz. MGK’yý, OYAK’ý,Anayasa Mahkemesi’niyaratan “ilerici” darbe 27Mayýs bunun en barizörneðidir.

Karl Marx, burjuva devri-mi ve monarþiyi savunanPrusya ve Çarlýk Rusya'sýgibi gericilikler arasýnda 3.bir yol aramadý. Ýþçilerigerici ve militarist zor-balara karþý mücadele etm-eye çaðýrdý. Engels bizzatbir topçu subayý olarakPrusya gericiliðine karþýsavaþtý. Lenin veBolþevikler, 1917Aðustos'unda devrimiezmek için harekete geçenGeneral Kornilov'undarbesi ile yine proleterdevrimi bastýrmak içinelinden geleni yapanGeçici hükümete karþýüçüncü bir yol önermedi.Kornilov'a karþý iþçilerinbirleþik cephesini önerdi.Oysa Geçici hükümetin

önceliði Lenin vearkadaþlarýný kurþunudizmekti. Lenin'in tutumuEkim Devrimi'nin önünüaçtý. Sýnýf mücadelesinde"saf", "temiz" bir üçüncüyol yoktur. Ýþçi sýnýfý ege-men güçlerin kendi iççeliþkilerinin yarattýðý çat-laklardan yararlanmadanzafere ulaþamaz. Biz deLenin'in pusulasýna göreyönümüzü belirliyoruz:Toplumsal saflaþmalardaher zaman devlete bak,ona karþý çýk, devletingücünü ve baskýsýnýzayýflatmaya çalýþ.Saflaþmalara kendi dur-duklarý yerden bakanlar,devlete zarar vermedenyok olup gitmeyemahkumdur.

Kim ilerici, kim gerici?Sadece Aleviler, laik

Kürtler, “Batýlý” yaþamtarzýna sahip çýkanlar mýilerici?

Günde 5 vakit namazkýlan, baþýný örten, inancý-na göre yaþamak isteyenSünni çoðunluk gerici mi?

Ya da en iyisinden“aydýnlatýlmaya” ve “kur-tarýlmaya” muhtaçlar mý?

Ýlericilik ve gericilik sap-tamasýnda yaþam tarzýnýtemel alanlar çoðunluðubir sürü olarak görüyor.

Kemalizm teolojisinekapýlanlara göre dindar

insanlar gerici. Türbanlýkadýnlar ise zaten erkek-lerin basit bir oyuncaðýdeðil mi?

Bu kafa, halktan kopukelitist kafasdýr. Kendihalkýna yabancýdýr.Aleviler gibi dinsel birazýnlýk grubuna olmaya-cak roller atfeder. AncakAlevilik de Sünnilik gibibir dindir. Dindarlýk ger-

cilikse Alevilik de geri-cidir.

Sosyalistler, ilericilik vegericilik saptamasýndabasit bir yöntem kullanýr.

Kim devlet aygýtýnýgüçlendiriyor? Kimemekçi sýnýflarý bölüyor?Kim milyonlarý bir sürüolarak görüyor? Gericiodur. Bir halksa topyekungerici olamaz!

Kendi halkýna yabancý olmak

sayý: 328 sosyalist iþçi 7

Sadie Robinson

Geçen hafta dünya liderleri yükselen fiy-atlar ile oluþan gýda krizine çözüm bula-bilmek için Birleþmiþ Milletler’in Gýda veTarým Örgütü tarafýndan Roma’da örgütle-nen Dünya Gýda Zirvesinde buluþtu.

Temel gýda maddelerindeki büyük fiyatartýþlarý sonucu artýk kendilerini veailelerini besleyemeyeceklerini düþünenbüyük yýðýnlar son zamanlarda çeþitliülkelerde ayaklandýlar.

Zirve’nin kapanýþ bildirisi “2015 yýlýnakadar dünyanýn yetersiz beslenen nüfu-sunu yarý yarýya azaltmayý” hedefliyor.

Bu çok temelsiz bir iddia. Zirve buhedefe nasýl ulaþýlacaðý konusunda hiç birbilgi vermiyor.

Bir somut öneri acil gýda yardýmlarý için2.7 milyar dolar ayrýlmasý. Bu çok kötüdurumdaki bazý insanlar için bir katký olurama aslýnda okyanusta bir damla kadarküçük.

ABD 2006 yýlýnda askeri operasyonlara529 milyar dolar harcadý. Oysa BM GenelSekreteri Ban Ki-moon gýda krizi için yýlda20 milyar dolara gerek olduðunu söylüyor.

Tek baþýna gýda yardýmý sorunu çöze-mez. Hatta belki daha da kötü bir durumasokabilir, çünkü çok zaman gýda yardýmýsorunlarý daha da içinden çýkýlmaz halegetiren yeni-liberal politikalarýn kabulettirilmesi için kullanýlmakta.

Zirve gýda maddeleri üretiminin özellikleAfrika’da nasýl daha fazla arttýrýlacaðýnýtartýþtý. Zirve boyunca basýn tarýmýngeliþtirilmesi için yoksul ülkelerin nasýlzengin ülkelerin yardýmýna ihtiyaç duy-duðunu tartýþtý.

Yeni-lliberalizmBazý yoksul ülkelerde gýda maddesi üre-

timinde düþüþ var. Ne var ki politikacýlarbu düþüþün nedenlerini, küresel kapital-izmin ve yeni liberal politikalarýn etkisinitartýþmýyorlar.

Serbest ticaret ve serbest pazar dünyaüzerinde yayýldýkça ya da zorla kabul ettir-ildikçe yoksul çiftçiler giderek daha fazlaküresel gýda sanayisine baðlanýyorlar.Yoðun bir biçimde desteklenen zenginülkelerin çifçileri karþýsýnda çok çaresiz birduruma düþüyorlar.

Yoksul köylüler zaten tarým makinasý,gübre vs. alma, sulama tesisleri oluþturmaolanaðýna sahip deðiller. Oysa sanayidurumuna gelmiþ tarým bunlara sahip.

Yeni-liberal politikalar küçük çiftçileriüretimin dýþýna itiyor. Küresel pazardarekabet etme olanaklarý olmadýðýndan

baþka bir iþ bulmak için þehirleregeliyorlar.

Tarým artýk yerel ihtiyacý karþýlamak içindeðil, ihraç edilmek ve kâr elde etmek içinüretiliyor.

IMF’nin “Yapýsal Uyum Programý”tarýmýn içine düþtüðü bu durumun baþlýcasorumlusu. Yapýsal Uyum Programlarýkredi verilen ülkelere ticaret üzerine kotakonmasýný sýnýrlayan, hükümet harca-malarýný sýnýrlayan ve tarým destek alým-larýnýdurduran yeni liberal politikalarýndayatýlmasý anlamýna geliyor.

Dünya Bankasý Afrika’da IMD YapýsalUyum Programlarýný kabulk eden ülkelerintarýmsal geliþimlerinin kabul etmeyen ülk-erden daha yavaþ olduðunu kabul ediyor.

Bütün bunlardan sonra aslýnda açlýðýengelleyecek kadar gýda maddesi üretimivar. Gýda maddesi üretimi her yýl atýyor vebu sene rekor bir mahsul bekleniyor.

BM bile bugün dünyada yaþayan herinsan için 20 yýl öncesine göre insanlýðýnnüfusu 1.5 milyar artmýþ olmasýna raðmenyüzde 15 daha fazla gýda maddesiolduðunu kabul ediyor.

Bazý ülkelerde üretimin düþmesi ileridesorun olabilir ama zirve bu tür sorunlarlailgilenmedi. Ticaretin liberelizasyonu,destek alýmlarýnýn olmamasý, yoksulluk veeþitsizlik devam ediyor.

Daha da önemlisi gýda fiyatlarýnýnartýþýnda topraðýn kullanýmý ve tarýmdakideiþiklikler sadece problemin bir kýsmý.Daha birçok baþka sorun var.

Bioyakýt topraðýn ve ürünlerin baþka biralana yönlendirilmesi demek. Birçoklarýbioyakýtýn þu anda yaþadýðýmýz fiyatartýþlarýnýn asýl nedeni olduðunu düþü-nüyor.

Mali spekülasyonlar roket gibi fýrlayanfiyat artýþlarýnýn bir baþka nedeni. ABD’deev kredilerindeki çöküþün ardýndanspekülatörler gýda maddelerine yatýrýmýdaha güvenli buluyorlar. Ayrýca petrol fiy-atýnýnýn arýtýþý ve zayýf dolarda baþkanedenler.

Ne var ki zirve bu sorunlarýn hiçbirinitartýþmadý. Bulunan “çözümler” sadecekârlara ve küresel tarým þirketlerinedokunmayan önlemler.

Dolayýsýyla GDO’lu gýdalar, ve bu türgýda ürünlerini üreten Monsanto gibi þir-ketler çözüm olarak öne sürüldüler. OysaGDO’lu gidalar sorunu çözmedi aksinederinleþtirdi.

Artan gýda maddeleri fiyatlarýna veyaþanan krize tek çözüm yeni-lliberalönlemlere karþý alýnacak gerçek önlem-lerdir.

1 Mary 2003, Ankara. ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a girmesine izin vverentezkere AKP tarafýndan getirildiði meclis oylamasýnda reddedilmiþti. Meclisin 1 kilometreötesinde toplanan kadýn, erkek, yaþlý, genç, dindar, laik on binlerce savaþ karþýtý AKP’debir çatlak yaratarak hem Türkiye’yi Irak bataklýðýndan uzak tutumuþ, hem de Irak direniþhareketine muazzam bir destek vermiþti. Bize, þimddi, böyle bir karþý koyuþ gerekli.

Darbeye karþý net tutum almak iste-meyenler en çok yargý darbesininhareket nokttasý olan baþörtüsünetakýlýyor.

Baþörtüsü ya da türban takan dindarkadýnlar “karanllýða hapsedilmiþ.”“Yobaz” erkekler tarafýndan. Beyinleri“yýkanmýþ” ve özgür deðiller.. AKPbugün durdurulmazsa bütün kadýn-larýn baþý örütülecek, hepsi eve kap-atýlacak!

Bu fikirleri sahiplenenler kadýn hak-larý savunucusu gibi gözükseler de cin-ssiyetçidir.

Kadýnlarýn giyimine kuþamýna yasalarve devlet yoluyla müdahele etmeninneresi ilericilik?

Kamusal alanda baþörtüsüyle varol-mak isteyen kadýnlar, sýrf giyimmleriyüzünden bu haktan mahrum býrakýlý-yor. Bu ayrýmcýlýðýn ta kendisi deðilmi?

Oysa baþörtüsü dindar kadýnlarasosyal hayata katýlma þansý veriyor.Baþörtüsü sayeesinde sokaða çýkabiliyor,çalýþabiliyorlar. Kadýnlarýn özgürleþme-si buradan geçmiyor mu? Onlarýokullara almamak ya da baþörtülü birkadýnýn hakim, doktor ya da öððretmenolmasýný yasaklamak onu eve yolla-maktýr.

Türbanlý kadýnlar hep vardýlar. Ancakyakýn geçmiþe kadar kemalistlertarafýndan kurtarýlmak istenenevlerindeydiler. En þanslýlarý temizlikçi

ya da kapýcý oluyordu. Þimdi toplumsalhayatýn her alanýnda varlar. Bu geriyedönük bir gidiþ deðildir, aksinebaþörütülü kadýnlarýn varolma hakkýnýdesteklemek gerekir.

Kadýnlarý kurtarmaktan bahsediyorlar.Afganistan’a yaðdýrýlan bombalarýn

baþlýca gerekçelerinden biri kadýnlarýbir örütnme biçimi olan Burka’dan kkur-tarmaktý.

Irak’ýn iþgal edilmesiningerekçelerinden biri kadýnlarý özgür-leþtirmektti.

7 yýl sonra bugün Afganistan’da kadýnhaklarýndan söz etmek imkansýz.Irak’ta kadýnlarýn nasýl özgürleþtiðinibiliyoruz, canlarýný vererek.

Sosyalistler baþörütüsü yaasaðýnakarþýdýr.

Sadece üniversitelerde deðil, kamukuruluþlarýnda çalýþan kadýnlar daa iste-diði gibi giyinmeli, istediði gibiörtünebilmelidir.

Devlet kadýnlarýn giyiminddenkuþamýndan elini çekmelidir. Ayrýmcýyasalar kaldýrýlmalýdýr.

Baþörtüsüne özgürlük müücadelesibugün kadýnlarýn kurtuluþu mücade-lesinin bir parçasýdýr. Cinsiyetçiliðekarþýý mücadele eden sosyalistler bukavgayý desteklemelidir.

Darbeciler özellikle kadýnlaarý bölmekistiyor. Çünkü biliyorlar ki kadýnlarýnbirleþerek katýldýðý mücadelelerinönünü kesmek zordur.

Baþörtüsüne özgürlük!

BM gýda krizine çözüm bulamýyor

8 sosyalist iþçi sayý: 328

Onur Öztürk

Demokrasi, günlük siyasidilde belki de en çok sarfedilen kelimelerden birtanesi. Kavramýn etimolo-jik kökü, eski Yunancada"demos" ve "krasyas" veya"kratos" kelimelerindentüremiþtir ve halk iktidarýve halk yönetimi gibianlamlar içermektedir.

Çaðýmýzda da pek çokburjuva siyasi rejim dekendisini demokrasi olaraktanýmlamaktadýr. GerekAntik Yunan'da, gerekseburjuva demokrasisinde,halk kavramý hep tartýþ-malý olmuþtur. Örneðineski Yunan kent devlet-lerinde ancak "özgür" yurt-taþlar (köle sahipleri)doðrudan demokrasiyedahil olmuþlardý. Köleler,yabancýlar ve kadýnlarAgora demokrasisindendýþlandýlar.

Modern demokrasi (bur-juva demokrasisi) de aslýn-da pek çok yönüyle prob-lemlidir. Feodal sýnýfa karþýmücadele eden burjuvazi,feodalizmin eþitsiz siyasive hukuki iliþkilerine karþý,diðer sýnýflarý da yanýnaalarak, bireylerin hukuksaleþitliðine dayalý, biçimselbir demokrasi anlayýþýikame etti. Ancak burjuvademokrasisi baþtanitibaren ekonomik vesosyal eþitsizlik temelindeyükseldiði için, þeklin öte-sine geçemeyecekti.

Örneðin seyahat özgür-lüðünü ele alalým.Milyarlarca dolara sahipolan bir kimse emrindekiözel uçaðý sayesinde sabahkahvaltýsýný Paris'te yapa-

bilmekte, akþam yemeðiniise Pekin'de yiyebilmekte-dir. Oysa iþten atýlan birkiþi veya günde 10-12 saatçalýþan bir iþçinin bu hakkýkullanmasý ne kadarmümkündür? Ýþçinincebinde ancak iþten evegidip gelebilecek parasývardýr.

Diðer yandan modernburjuva demokrasisininerken döneminde siyasihaklar da oldukça sýnýrlýy-dý. Oy hakký sadece belirlioranda servet vergisi verenerkeklere tanýnmýþtý.Kýsacasý bugün en temelhak olarak görülebilen birolgu, cinsiyete ve sosyalsýnýfa göre belirlenmiþti.

Burjuva demokrasisinineden savunalým ?

Burjuva demokrasisi için,biçimsel, þarta baðlý vesýnýrlý özelliklere sahip birdemokrasi için nedenmücadele edelim ki?

Dünyada iþçi hareketleribaþlangýçta dile getirdiðitalepler arasýnda kimidemokratik istemler devardý. Genel ve eþit oyhakký bunlardan biriydi.Ýþçi ve kitle hareketleriningeliþebilmesi için kimihaklarýn elde edilebilmesigerekir. Ýþçiler bir arayagelebilmek için örgütlenmeve sendika hakký, üretim-den gelen kolektif gücünükullanabilmek için grevhakký, taleplerini sokaklar-da dile getirebilmek için detoplantý, gösteri veyürüyüþ hakký talep eder-ler. Bu konuda benzeri pekçok hak sýralanabilir.Demokratik reformlar içinmücadele, sýnýf ve kitleleraçýsýndan bir okuldur ve

onlara yüz elli metre koþ-masýný öðretir. Þurasý çokaçýktýr ki, bugün yüz ellimetreyi koþamayan birsýnýf, yarýnýn devrim mara-tonunu baþarýyla nokta-layamaz. Proletaryanýnhedefi kendi demokrasisinikurmaktýr.

Ýþçi demokrasisiProletaryanýn kendi ikti-

darýnýn nasýl þekilleneceðikonusunda aslýndaönceleri sosyalistler arasýn-da net fikirler yoktu.Hayatýn geliþtirdiði kimipratikler bir ölçüde bunacevap verdi.

Paris Komünü, Rusya'da1905 ve 1917 devrimleri vebir dizi devrimci durumdakendiliðinden oluþan özörgütlenmeler bu konudafikir verici oldu. KarlMarks'ýn, Komün’denhemen sonra ele aldýðýFransa'da Ýç Savaþ veLenin'in de Devlet veDevrim adlý çalýþmalarýndabu konuya netlik getir-

ilmiþti.Proletaryanýn iktidarý,

üretim ve denetiminiþçilere geçtiði iþ yerikomitelerine dayalý, bütüntemsilcilerin seçimlegeldiði, temsilcilerin heran görevden alýnabildiði vebir temsilcinin ortalamaiþçiden fazla maaþalmadýðý bir iktidar biçimiidi ve sönümlenmeye yüztutmuþ bir devlet biçiminiifade ediyordu. Ayrýcadüzenli ordu laðvedilmiþve onun yerinesilahlandýrýlmýþ milislerdenoluþturulmuþ ve gönül-lülüðe dayalý bir silahlý güçalacaktý.

Reformistler,DevrimciDemokratlar ve SolKomünistler

Mücadele sürecindereformlar konusuna yak-laþým, farklý uç eðilimleride beraberinde getirmiþtir.

19.yüzyýlýn sonundaortaya çýkan revizyonizmve 20.Yüzyýlýn reformisthareketleri bunlardan biri.Reformist anlayýþa görekapitalizm reformlararacýlýðýyla düzeltilebilir veböylece sosyalizme ulaþýla-bilir.

Günümüzde de pek çokörnek göstermiþtir ki, pekçok kazaným da aslýndagüvencede deðildir.. Onedenle sadece reformlaragüvenmek yeterli olmaz vebazen reformlar sisteminkendini yeniden üretme-sine yardýmcý olabilir.

Diðer uç örnek ise "solkomünistlerdir." Bu akým

da 1920'lerde ortaya çýk-mýþtýr. Sol komünistler hertürlü reformu ve sistemiçindeki kurumlarda taktikgereði çalýþýlmasýnýküçümserler ve reddeder-ler. Bu nedenle 3.Enternasyonal ile yollarýçok erken bir tarihteayrýlmýþtýr.

Bir üçüncü örnek ise yine20. Yüzyýl’da sýk sýkkarþýmýza çýkan devrimcidemokrasidir.

Bu tür yaklaþýmlar ide-olojik temelleri, Lenin'in1905'te yazdýðý Ýki Taktikkitabýna ve stalinizmin"zorunlu beþ aþama ve aþa-malý devrim" teorilerinedayanmaktadýr.

Erken döneminde Lenin,1905 için, iþçi veköylülüðün demokratikdiktatörlüðünü savun-masýný kendilerinedayanak yaparlar. OysaLenin 1917'de görüþleriniköklü olarak deðiþtir.Nisan Tezleri adlýyazýlarýnda iþçi sýnýfýnýniktidarý bir baþka sýnýflapaylaþamayacaðýný söyler.Ona göre demokrasi vesosyalizm mücadelesi içiiçe geçmiþti.

Stalinizme göre bütüntoplumlar, 5 aþamadangeçmelidir. Sosyalizmöncesi burjuva demokrasiside bunlardan biridir.

20.yüzyýlda ortaya çýkanpek çok baðýmsýz ülkedekimi çözülememiþdemokratik görevler(Toprak sorunu, kadýnsorunu, ulusal sorun, siyasiözgürlükler vb.) devrimcidemokrat akýmlarýn yeþer-mesi için uygun zemin

hazýrladý.Önce bir devrim aracýlýðý

ile ülkenin "tam baðýmsý-zlýðý" saðlanacak, bütündemokratik sorunlarçözülecek, böylece sosyal-izmin koþullarý oluþacak veböylece sosyalist aþamayageçilecekti.

Bu bakýþ açýsý, iþçi sýnýfýnýoldukça geri aþamalaraitmekle birlikte,demokratik devrimindeburjuvazinin çeþitli fraksi-yonlarý ile ittifakarayýþlarýný beraberindegetirir.

Oysa ki bugün çözüle-memiþ pek çok demokratiktaleplerin bir kýsmý, bizzatkapitalizmin doðasýndaolan ve bu sistemin çöze-meyeceði meselelerdir.

O nedenle sosyalistdevrimin gündemindedir.Nitekim 1917 EkimDevrimi de Rusya'daçözülememiþ pek çoksorunu ajandasýna almýþtýr.Köylülerin toprak isteði,ilhaksýz ve demokratikbarýþ, kadýn sorunu, ulusalsorun ilk akla gelen örnek-ler.

Devrimci sosyalistler,mücadele için reformlarýhiçbir zaman küçümseme-zler. Ancak reformlarý dakendi içinde nihai bir pro-gram haline getirmezler.

Demokratik kazanýmlarý,mücadelenin geliþmesineyardýmcý ve ilerletici birunsur olarak görürler.Ayrýca pek çok kazanýmýda darbe, askeri diktatör-lük, faþizm gibi olaðanüstüburjuva rejimlere karþýkorumak için en öndesavaþýrlar.

Sosyalistler ve demokrasiAntik Yunan’dan 1917 Ekim Devrimi’ne

Milyarlarca dolarasahip olan bir kimseemrindeki özel uçaðýsayesinde sabah kah-valtýsýný Paris'te yapa-bilmekte, akþamyemeðini ise Pekin'deyiyebilmektedir. Oysaiþten atýlan bir kiþiveya günde 10-12 saatçalýþan bir iþçinin buhakký kullanmasý nekadar mümkündür?

Rus Devrimi’nin kalbi olan Petrogad Sovyeti toplantý, 1917. Fabrikalardan seçilen temsilcilerin, her an geri çaðrýlabildiði vesabit görevlilerin ortalama iþçi ücrretini aldýðý Sovyet, Komün’den sonra en geliþmiþ doðrudan demokrasi organýydý.

sayý: 328 sosyalist iþçi 9

Kimi zaman Frederick Engelssadece Karl Marks'ýnyaveriymiþ gibi görülüyor.Simon Basketter tam aksineEngels'in kendi adýna önemli birsosyalist aktivist ve düþünürolduðunu aanlatýyor.

Frederick Engels iþçi sýnýfýnýnhaklarý için mücadele etmiþönemli bir aktivist ve düþünürolmasýna karþýn sosyalizmekatkýsý sýkça önemsizleþtirilmiþveya çarpýtýlmýþtýr.

1820'de Almanya'da varlýklýbir ailenin çocuðu olarakdünyaya gelen Engels çalkantýlýbir dönemde büyüdü. GençkenAlman felsefesinin fikirlerinden,özellikle de evreni sürekli birgeliþme ve deðiþim süreci ola-rak gören Hegel'den etkilendi.

Demek ki ilerleme için mevcutkurumlara karþý mücadelegerekiyordu. 1840'larýn baþlarýn-da Engels gazetelere edebiyatve politika hakkýnda yazýlaryazýyordu. Dil öðrenmeyeyeteneðini keþfetti ve düellolarakatýldý. Bu arada komünizmfikrini benimsedi.

Örgütlü iþçilerle temasýEngels'in fikirlerini þekil-lendiren faktörlerden biriydi.1842'de Manchester'da "Ermenve Engels" aile þirketinde çalýþtý.Ýngiliz iþçi sýnýfýnýn devrimcirolünü gördü ve onun örgütüolan Chartistlerle iliþkiye geçti.

1842 Chartist genel grevindenbirkaç hafta sonra Ýngiltere'yevarmýþtý. Bu grev sonundayenilse de iþçilerin potansiyelgücünü göstermiþti. Grevinmerkezi Manchester ileçevresindeki Lancashire veCheshire'dý ki bunlar tekstil üre-timinin merkeziydiler.

Engels Manchester'da tanýkolduðu yoksulluk ve sefaletkarþýsýnda dehþete düþtü. Þehirpamuklu dokuma sanayininetrafýnda büyümüþ sefilgecekondular kütlesiydi. Aþýrýkalabalýk çocuk ölümlerini vekolera tifüs gibi salgýnlarý dahada kötüleþtiriyor hayatýnsýradan olaylarýna çeviriyordu.

Geliþmekte olan kapitalist sis-temin barbarlýðý Engels'i ilkkitabý olan "Ýngiltere'de ÝþçiSýnýfýnýn Durumu"nu yazmayaitti.

Kitapta insanlarýn ne koþullar-da yaþadýklarýný belgelemeklekalmadý ama bu durumunneden deðiþtirilmesi gerektiðinive nasýl deðiþtirilebileceðini deanlattý.

Karl Marks ile 1844'de tanýþtý.Dostluklarý ve politik iliþkileriMarks'ýn ölümüne kadar yak-laþýk 40 yýl devam etti.

Engels hayatý boyunca Marksve ailesini hem madden hem deentelektüel olarak destekledi.

KapsamlýEngels "Kutsal Aile" ve

"Alman Ýdeolojisi" de dahilolmak üzere Marks'la beraberbirçok kitap ve makale yazdý."Komünizmin Ýlkeleri" olarakadlandýrýlan "KomünistManifesto"nun ilk taslaðýný daEngels yazdý.

Ýkisi birlikte en kapsamlýsosyalizm teorisini geliþtirdiler.Bu teorinin merkezinde,1840'larda geliþtirdikleri tarihselmateryalizm vardý.

Engels'e göre insan bilinci,içinden çýktýðý ekonomikkoþullarla iliþkiliydi ve onuntarafýndan þekillendiriliyordu.

Fakat bu kimi zaman suç-

landýðý gibi kaba bir teori deðil-di. Ýnsan eylemini dünyayýdeðiþtirmenin anahtarý olarakgörüyor ama bu eylemi geçerliekonomik iliþkilerin içindebuluyordu.

Diðer yandan dünyayý, günlükhayatýn çeliþkileri tarafýndanharekete geçirilen süreðen birdeðiþim içinde görüyordu -kapitalist toplumda bu çeliþkiher þeyden önce iþçiler vepatronlar arasýndaki mücadelel-erdi.

Engels ayný zamanda büyükbir örgütçü ve savaþçýydý.1848'de Marks's þöyle yazdý:"Almanya'da iþler gerçekten deçok iyi gidiyor, her yerde isyan-lar var." Avrupa'da devrim pat-lak verdiðinde Engels kendiniAlmanya'daki devrimciharekete verdi.

1849'da Engels Prusya ordu-suna karþý devrimci bir savaþtayer aldý. Asilerin yenilmesininardýndan hakkýnda tutuklamaemriyle resimleri daðýtýlýncaEngels sürgüne gitmek zorundakaldý. Hayatýnýn geri kalanýnýÝngiltere'de geçirdi.

Kendine Marksist diyenlerinbirçoðu Engelsin fikirlerini

eleþtirirler. Marks'la yakýn iþbir-liðine raðmen sýk sýkMarksizmin gerçek ruhunuçarpýtmakla suçlanýr.

Ancak iþçi sýnýfý eylemininmerkezi rolü Engels'in bütünyazýklarýnda vurgulanýr ve onudevrimci yapan da budur - hemfikirde hem de pratikte.

Son yýllarýnda Engels'in, ulus-lararasý iþçi hareketinde ortayaçýkmaya baþlayan reformizmin -yani sosyalizmin devrim yoluy-la deðil meclise vekiller seçerekkurulabileceði fikrinin- ilk iþa-retlerini savunduðu söylen-miþtir.

Engels'in "yavaþ propagandaçalýþmasý ve parlamenteraktivitenin" öneminde ýsrarettiði doðrudur. Ancak Engelsiçin sorun, sosyalist fikirlerin biravuç kararlý iþçi ve entelek-tüelden ibaret sol bir gettoyunasýl kýrýp dýþa açýlabileceðiydi.

Marksistlerin geniþ iþçi kat-manlarýnýn duygularýna tercü-man olmayý baþardýklarýAlmanya'daki hareketlere umutbaðlamýþtý.

Bu sayede Parlamentoda san-dalyeler kazanmýþlar ve ulusalsiyaset üzerinde etki etmiþlerdi.

Ama bu Engels'in devrimeihtiyaç olduðu fikrini terk ettiðianlamýna gelmiyor.

Alman sosyalist gazeteVorwärts'ýn editörleri, güyadava edilmekten kurtulmakiçin, Marks'ýn broþürü olan"Fransa'da Sýnýf Mücadeleleri"neEngels'in yazdýðý önsözdekidevrimci dili sansürlediklerindeEngels þiddetle protesto etti.

Engels þöyle yazdý: "BugünVorwärts'da hayretler içinde,benim yazdýðým önsözden birkýsým okudum, bilgim olmadanbasýlmýþ ve öyle bir kýrpýlmýþ ki,beni ne pahasýna olursa olsunyasallýða tapan bir barýþ-severolarak gösteriyor."

BilgiBir dizi konuda yazdýklarý;

bilim, askeriye ve tarih hakkýn-daki muazzam merak ve bilgisi-ni sergiliyor. Engels'in tarihselyazýlarý konunun gerçek birkavranýþýný ve herkesçe anlaþýla-bilmesini saðlayacak bir üslubuyansýtýyor.

1877'de "Anti-Dühring"'i yazdýve Marksist fikirlerin en önemlianlatýmlarýndan biri olan"Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm"

broþürü bu kitaptan üretildi.Engels burada kapitalizmin

yakasýný ilk ortaya çýktýðýndanberi býrakmayan ve tekrarlayankrizleri özlü bir biçimde anlattý:

"Her krizde toplum, kullana-madýðý kendi üretici güçleri veürünlerinin aðýrlýðý altýndaboðulur ve tüketiciler yoksulolduðu için üreticilerin tükete-cek hiçbir þeylerinin olmamasýþeklindeki abes çeliþki karþýsýn-da çaresiz kalýr."

"Maymun'dan Ýnsana GeçiþteEmeðin Rolü"nde Engels insan-larý hayvanlardan ayýranýn,bizim insan ihtiyaçlarýný karþýla-mak için kendimizi dünyayauyarlama ve onu þekillendirmeyönündeki bilinçli yetimizolduðunu öne sürdü.

Bu sürecin merkezinde kolek-tif emek yer alýr. Ýnsanlar içselolarak þiddet düþkünü ve reka-betçi deðildir.

Bu "insan doðasý" denilen þeysýnýflý toplumun ve devletinortaya çýkmasýyla þekillenmiþtir.

1884'de en çok bilinen kita-plarýndan birini "Ailenin, ÖzelMülkiyet'in ve DevletinKökeni"ni yayýmladý. Bu kitaptaantropolojik verileri inceleyereksýnýflý toplumlarda kadýnýnezilmesi sürecinin izini sürdü.Bu çýðýr açan bir kitaptý.

YapýlarAile biçimlerinin ve

yapýlarýnýn ortaya çýkýþýný,toplumdaki belirli bir sýnýfýnelinde tuttuðu özel mülkiyetinortaya çýkýþýna baðladý. Engelshayatý boyunca kadýnlarýnezilmesini mülkiyet iliþkilerinindoðal olmayan bir ürünü olarakgördü. Bu iliþkiler yok olduðun-da kadýnlarýn ezilmesi deortadan kalkacaktý.

Victoria dönemi Ýngiltere'sindeliberal yorumcular geneldekadýnlarý eþitleri olarak deðilzayýf varlýklar olarak görüyor-lardý. Engels'in görüþü onu çað-daþlarýnýn çok ilerisine yer-leþtiriyordu.

Kitaptaki antropolojik araþtýr-malarýn bir kýsmý zaman içindeyanlýþ çýksa da, Engels'in analizikadýnlarýn kurtuluþu içinmücadeleye önemli bir katkýdabulundu.

Engels bilim anlayýþýna dadikkate deðer katký yaptý."Doðanýn Diyalektiði" kitabý sýk-lýkla eleþtirildi ve çarpýtýldý.

Ancak kitaptaki temel tez olanbilimin geliþminin üretimingeliþmesine baðlanýþý materyal-ist tarih teorisininmerkezindedir.

Engels'e göre dünya sürekli birdeðiþim ve geliþme sürecindedirve bilimsel ilerlemeler dünyada-ki deðiþimlerde merkezi roloynar.

Engels'in aktivizmiChartistslerden modern kitleselsendikalarýn doðuþuna kadaruzun bir dönemi kapsar.Kapitalizmin geliþimindeki enönemli deðiþimlerden bazýlarýnýyaþamýþtýr.

1890'da 70 yaþýndayken halaaktifti, Londra'daki HydePark'ta 1 Mayýs gösterisinekatýlan yüz binlerce iþçiye hitapetmiþti.

Sosyalist hareket üzerindedünya çapýnda izler býraktý.Yaþamý ve fikirleri bugün halailham veren ve geçerliliðinikoruyan son derece yeteneklibir adamdý.

Çeviren: Betül Genç

Frederick Engels:

Teorisyenve savaþçý

10 sosyalist iþçi sayý: 328

Volkan Akyýldýrým

13 Haziran 1970'de grev,toplu sözleþme ve grevhakký yasalarýna deðiþik-likler yapan tasarý meclisegeldi. Tasarýda iþçilerinistedikleri sendikayaserbestçe üye olmalarýengelleniyor, beðenmedik-leri sendikalardan ayrýl-malarý zorlaþtýrýlýyor, toplusözleþme ve grev hakkýkýsýtlanýyordu. Amaç gençsendikal konfederasyonDÝSK'in önünü kesmekistiyordu.

Sendikalarýnkuruluþu

Türkiye'nin ilk sendikalkonfederasyonu Türk-Ýþ1942'de kuruldu. Ýþçilerinhem tabandan gelenörgütlenme isteði hem dedünyada iþçi sýnýfý örgüt-lerinin gücü ve tanýnýr halegelmesi Türk-Ýþ'i yarat-mýþtý. Ancak asýl mücadele60'larda geldi.

1950'ler boyunca toplamüretimin yüzde 40'ý büyükfabrikalarda yapýlýyordu.1960’lý yýllarda bu oranyüzde 75'e çýktý. Türkiye'desanayi üretimi hýzla artýy-ordu. Sanayi sermayesigüçlenirken kendi mezarkazýcýsýný da yaratacaktý.

1963'te ilk kez grev, toplusözleþme ve sendikal hak-lara serbestlik geldi. Bu birçok kiþi tarafýndan iþçileredevlet tarafýndan verilenbir armaðan olarak algý-landý. Oysa bu haklarýntanýnmasýný saðlayan git-tikçe belirginlik kazananmücadele dalgasýydý.

1963-1966 yýllarý arasýndaiþçiler bir çok kez grevhakkýný kullandýlar.

Saraçhane mitingi ve KavelFabrikasý direniþi gibi birmücadeleye atýldýlar.

Yükselen mücadele dal-gasý devletle uzlaþmak,grev ve kitle gösterilerigibi mücadele yöntem-lerinden inatla uzak Türk-Ýþ konfederasyonunu bir içtartýþmaya sürükleyecekti.

1967 Þubat'ýnda büyükfabrikalarda örgütlüsendikalarýn baþýný çektiðibir grup Türk-Ýþ'ten ayrýldýve DÝSK'i kurdu.

Dipten gelen dalgaDünyada 68 rüzgarý esi-

yordu. Mayýs 68'deFransa'da 10 milyon iþçitarafýndan tarihini enbüyük grevi gerçekleþtiril-miþti. Türkiye'de iþçiler desýnýf kardeþleriyle aynýyolu izlemekte gecikmedi.

DÝSK, 68 rüzgarýyla hýzlabüyüdü. Ýki yýl içindeüyesi sayýsýný iki katýnaçýkardý. Bu geliþme keskinkýzýl söylemlerden kaynak-lanmýyordu.

DÝSK'li sendikacýlarýnçoðu amatördü. Yani hemfabrikada çalýþýyor, hem desendikacýlýk yapýyorlardý.Bu DÝSK'in Türk-Ýþ'tentemel farklýlýðýydý.

Bir baþka etken ise döne-min solunun tutumudur.DÝSK'ýn doðuþu TürkiyeÝþçi Partisi'nin kuruluþu-nun da önünü açmýþtý.TÝP'in kurucularý bizzatDÝSK'i kuran amatörsendikacý iþçi militanlarýy-dý. Dönemin solu DÝSK'ikendine "adam" kazanacakbir araç olarak görmedi.Sosyalistler, devrimcigençler iþçi militanlarýylabirlikte DÝSK'i inþa etmek,her fabrikaya sendika

götürmek ve kitlesel biriþçi örgütü yaratmak içinmücadele etti. DÝSK'iyaratan ve güçlü kýlan bin-lerce aktivistin inatçýkolektif çabasýydý.

Hükümetin saldýrýsýBu kendisini ülkenin

sahibi olarak gören sanayisermayesini fazlasýylakorkuttu. Dünya zatendevrim sloganlarýylasarsýlýyordu. DÝSK'in önükesilmezse Türk kapitalist-lerinin geleceði oldukçakaranlýktý. 13 Haziran'dameclis gündemine gelenyasa bu amaca hizmetediyordu.

Fabrikalardan öfkelisesler hemen yükseldi.DÝSK ile giriþilen tümmücadeleler sonucundaiþçiler kazançlý çýkýyor-lardý. O yüzdensendikalarýný korumak içinhemen harekete geçtiler.

15 Haziran'da sanayi böl-gesi Ýzmit'te fabrikalardançýkan binlerce iþçi ÝstanbulValiliði'ne yürümeyebaþladý. Önünden geçtik-leri her fabrika boþalýyorve yürüyüþe katýlýyordu.Gebze, Kartal, Topkapý,Bakýrköy çalýþan iþçiler deharekete geçti. Direniþin ilkgün 70 bin, 16 Haziran'daise 168 fabrikadan 150 biniþçi yürüyordu.

Ýþçilerin önü polis veaskeri birliklerle kesilmekistendi. 5 kiþi öldü, 85’iaðýr olmak üzere 200’eyakýn kiþi de yaralandý.Ölenler arasýnda Türk-Ýþ'liiþçiler de vardý. Türk-Ýþüyesi iþçiler DÝSK'li sýnýfkardeþleriyle birliktedavranmýþ, Kadýköy'dekaymakamlýðý kuþatmýþ ve

karakolu yakmýþtý. Her yerde çatýþmalar

çýkýyordu. On binlerce iþçiinatla Valiliðe ulaþmakistedi. Hükümetin yanýtýsýkýyönetim ilan etmekoldu. Tüm gösterileryasaklandý.

Bu hareketin doruk nok-tasýydý. Dipten gelen dal-gadan ürkenler patronlardeðildi sadece. DÝSK yöne-timi kontrol edemediði buhareketi bizzat kendisibastýrmak istedi. 16Haziran akþamý radyodankonuþan DÝSK BaþkanýKemal Türkler iþçilereevinize dönün ve sýkýyöne-time uyun diyordu.Hareket sendika liderliðitarafýndan boðuluyordu.

DÝSK yönetimin gerekçesiilginçti: "Ýþçi sýnýfýnýnkendiliðinden eyleminedestek olmamak."

DÝSK yönetimi kendil-iðinden mücadeleyekuþkuyla bakan stalinist-reformist bu argümaný birsilah olarak kullandý. Oysaiþçi sýnýfý her zamankendiliðinden harekete

geçer ve devrimcidinamizm buradan doðar.DÝSK yönetimi kontroledemediði hareketi bastýr-maya canla baþla soyundu.Hareket yenilmiþti artýk.

Sonraki yýllarda dabüyük iþçi direniþleriyaþanacaktý. Ama hiçbiri15-16 Haziran gibi olmadý.

Dersler1) Güçlü bir sendikal

hareket iþyerleriyle güçlübaðlar sahip olmalý.Günümüzde sendika yöne-timleri ile taban arasýndabir uçurum var. Bu uçu-rum aþýlmadýkça yeni 15-16 Haziranlar yaratýlamaz.

2) Ýþçi hareketi kendiliðin-den mücadeleye atýlýr. Bumücadele özünde devrim-cidir.

3) Sosyalistler sendikalmücadeleye bir aktivistolarak katýlmalý, iþçihareketinin önündekiengellere karþý inatlasavaþarak, iþçileri birleþtir-erek harekete yardýmcýolmalýdýr.

15-16 Haziran 1970’te ne oldu?15-116 Haziran 1970. Ýlk gün 70 bin, ikinci gün 150 bin iþçi fab-rikalarý boþaltýp Ýstanbul sokaklarýna döküldü. Türkiye iþçisýnýfýnýn dosta düþmana gerçek gücünü gösterdiði büyük

direniþ bugün çoðunlukla bir efsane olarak anlatýlmakta.Ancak bugün Türkiye iþçi sýnýfýnýn efsanelere deðil gerçekmücadele derslerine fazlasýyla ihtiyacý var.

DÝSK'li sendikacýlarýn çoðu amatördü. Yanihem fabrikada çalýþýyor, hem de sendikacýlýkyapýyorlardý. Bu DÝSK'in Türk-ÝÝþ'ten temelfarklýlýðýydý.

Dönemin solu DÝSK'i kendine "adam"kazanacak bir araç olarak görmedi. Sosyalistler,devrimci gençler iþçi militanlarýyla birlikteDÝSK'i inþa etmek, her fabrikaya sendikagötürmek ve kitlesel bir iþçi örgütü yaratmakiçin mücadele etti. DÝSK'i yaratan ve güçlü kýlanbinlerce aktivistin inatçý kolektif çabasýydý.

Bugün neyapmalý?

Vahþi sömürüye,insanlýk dýþý çalýþmakoþullarýna, yeni-liberalsaldýrganlýða karþý yeni15-16 Haziran’laraihtiyacýmýzýn olduðuçok açýk.

Sayýsý bugün 20 mil-yonu bulan Türkiye iþçisýnýfý fazlasýyla bölün-müþ durumda.

Sendikalý iþçi sayýsý 3milyonu geçmiyor.Türk-iþ, Hak-Ýþ, DÝSK,KESK, T. Kamu-Senolmak üzere sendikalhareket parçalý.

Milyonlarca iþçi iseörgütsüz. Örgütsüz iþçiyýðýnlarý ve iþsizlerordusunun baskýsýsendikal mücadeleyiengelleyen bir baþkafaktör.

Bu tablo deðiþmek-tirmek 60’lardaki gibisendikal aktivizmlemümkündür.

Ýþyeri temsilcileri vegüçlü iþyeri örgütlen-meleri yaratýlmadansendika yönetimlerüzerinde baský kurmakve bölünmüþlüðe sonvermek olanaksýzdýr.

Sendikalar iþçilerinbütününü kapsayan vegörevi yaþamkoþullarýný iyileþtirmemücadelesi olan kitleörgütleridir. Sendikalarýpolitik amaçlarýn basitbir aracý olarak görmekharekete verilebileceken büyük zararý yaratýr.

Bunun açýk örneðiKESK’tir.

KESK de DÝSK gibiaþaðýdan mücadeleyleörüldü. 1980’lerinsonunda yüzlerce kamuemekçisinin aktivizmiKESK’i yarattý. AncakKESK yönetimine gelenpolitik gruplar güçlüiþyeri örgütlenmeleriyaratmak yerineharekete kendidamgalarýný vurmakiçin yarýþtý.

1991-1999 yýllarýarasýnda egemen sýnýflagöðüs göðüse savaþankamu emekçilerihareketi bu yüzdendibe vurdu. Bir zaman-lar örgütlendiði tümiþkolarýnda tartýþmasýzbirinci olan KESKüstünlüðünü bizzatdevlet tarafýndanhareketi bölmek içindesteklenen T. Kamu-Sen’e býraktý. KESKdibe vurunca harekettegeriye çekildi. KESK’inmücadelesiyle solukalan ve sokaða çýkmaþansý kazanan sol isedaha beter bir gerilemesürecine girdi.

Efsaneler karýn doyur-madýðý gibi dünyayý dadeðiþtirmiyor.

DÝSK ve KESK’indeneyimini doðrukavramak gerek.Aþaðýdan ve kolektif birsendikal aktivizmiyaratmak gerek.

sayý: 328 sosyalist iþçi 11

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tüm

zenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarý-na kolektif olarak el koyupüretimi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-

tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýna karþýsermaye sahiplerini, ege-men sýnýfý korumak içinoluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devlet ge-reklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin

iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketleri-ni desteklerler.

-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-

bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kes-imi devrimci sosyalist birpartide örgütlenmelidir.Böylesi bir parti iþçi sý-nýfýnýn yýðýnsal örgütleri vehareketi içindeki çalýþmaile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlere katýlanherkesi devrimci bir sosyal-ist iþçi partisinin inþasýçalýþmasýna omuz vermeyeçaðýrýyoruz.

sosyalist iþçine savunuyor?

haksýzlýklarý,mücadalenizi,yorumlarýnýzý

bize yazýn

[email protected]

16 yýlda 99 iþçininyaþamýný yitirdiði TuzlaTersaneleri'nde grev vardý.

6 Haziran sabahý Limter-Ýþ Sendikasý'nýn grevçaðrýsý patronlarýn tehdit-leri ve polis baskýsýylakarþýlaþtý. Tuzla patron-larýnýn örgütü GÝS-BÝR,DÝSK'e baðlý Limter-Ýþsendikasýný tanýmayý red-detmiþti. Greve katýlan iþçi-leri iþten atacaklarýný ilanetmiþlerdi. GÝS-BÝR'inimdadýna Ýstanbul polisiyetiþti.

Sabahýn erken saat-lerinden itibaren yüzlercepolis Tersanelerin çevre-sine yerleþti. Amaçlarý üre-timi devam ettirmek, iþçi-lerin greve çýkýp eylemekatýlmalarýnýn önünükesmekti. GÝS-BÝR'le iþbir-liði içindeki Dok Gemi-ÝþSendikasý yönetimi degrevi kýrmak için propa-ganda yürüttü. Grevin ter-saneleri kapattýracaðýný,iþçilerin böylece iþsiz kala-caklarýný anlattý.

DayanýþmaLimter-Ýþ üyeleri tersane

iþçilerini iþ býrakýp eylemekatýlmaya aralýksýz devamederken yaklaþýk 1500 kiþi

iþ cinayetlerine karþýdayanýþma için Tuzla'yageldi. Tuzla Tersanesiönünde kurulan eylemplatformunda buluþanlararasýnda direniþtekiArçelik iþçileri, taþeronlaþ-ma yüzünden iþinden olanCarrefour iþçileri,sendikalaþtýklarý için iþtenatýlan Desa iþçileri devardý. Güney Amerika'dangelen bir sendikal dele-gasyonda aralýksýz attýklarýsloganlarla insanlýk dýþýkoþullarda çalýþtýrýlan iþçil-

erle dayanýþtý. KESK Ýstanbul Þubeler

Platformu, Ýstanbul veKocaeli Tabipler Birliði,Birleþik Metal-Ýþ, Deri-Ýþgibi bir çok sendika vedemokratik kitle örgütüalanda yerini aldý.

"Tuzla'da ölümlere son"kampanyasý çaðrýsýyla çoksayýda dayanýþmacýTuzla'ya gelirken, DSÝP,Küresel Eylem Grubu,Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe, Küresel BAK,LambdaÝstanbul üyeleri de

Tuzla'daydý.

Grev ve sonrasýAðýr baský yüzünden bir

çok tersanede üretim dur-durulamadý.

Buna raðmen öðle saat-lerinde iþyerlerinden çýkanbirkaç yüz iþçi iþten atýl-mayý göze alarak eylemekatýldý.

Limter-Ýþ Sendikasý,insanca yaþam koþullarýsaðlanana kadar direniþedevam edeceklerini açýk-ladý.

16 Haziran: Tuzla iþçisi köle deðildir!

Greve karþý patron ve polis kolkola

Nergis Öztürk

Ýncirlik Üssü'nün, yak-laþýk 1,5 milyon Iraklýnýnöldürüldüðü Irak iþgaliboyunca 77 operasyondakullanýlan en önemli lojis-tik destek üssü olmasýnave kullaným hakkýylailgili olarak her yýl yenile-nen kararnamenin halkaaçýklanmamasýna karþýçýkan Küresel BAKaktivistleri, 14 HaziranCumartesi günü Ýncir-lik'teydi.

Çeþitli þehirlerdenAdana'ya gelen

aktivistler, Ýncirlik Üssüönünde toplanarak "Ýncir-lik kapatýlsýn, çocuk parkýyapýlsýn", "Katil Bushhesap ver, bugün kaççocuk öldürdün?", "KatilABD, iþbirlikçi AKP" slo-ganlarý eþliðinde basýnaçýklamasý yaptý.

Basýn açýklamasýndaIrak'ta beþ yýlý aþkýn birsüredir devam edeniþgalin sonuçlarý, ÝncirlikÜssü'nün iþgaldeoynadýðý rol ve üsttebulunan 90 adet nükleerbaþlýðýn oluþturduðutehtid üzerinde duruldu.

Grup adýna basýn açýkla-masýný okuyan KüreselBAK Adana sözcüsü AliDinigüzel þunlarý da:"Ýncirlik hiçbir þekildemasum deðil. ÝncirlikÜssü, 1,5 milyon Iraklýnýnöldürülmesinde çokönemli bir rol oynadý.Çoðumuzun aklýnaiþkence ve zulüm deyinceGuantanamo Üssü geliy-or, ama GuantanamoÜssü'ne açýlan kapýnýnÝncirlik Üssü olduðunuunutmamalýyýz.Guantanamo'yagötürülen esirlerin %

86'sýnýn Ýncirlik Üssü'n-den geçirildiðindenhaberiniz var mý?Türkiye'yi yönetenlerinbütün bunlara göz yum-duðunu ve ayný zamandakomþularýmýzla kardeþliknutuklarý attýðýný lütfenaklýmýzdan çýkarmay-alým." dedi.

Basýn açýklamasýnýnardýndan Adana EczacýlarOdasý'nda Askeri ÜslereKarþý Uluslararasý Forumdüzenlendi. Forumakatýlan konuþmacýlararasýnda Kyriakos Kiliaris(Kýbrýs Savaþý DurdurunKoalisyonu), MuratKanatlý (Kýbrýs SavaþýDurdurun Koalisyonu),Sotirios Kontogiannis(Yunanistan SavaþýDurdurun Koalisyonu) veNiilüfer Uður Dalay(Küresel BAK) vardý.

Ýncirlik Askeri Üssü'nünve Ýskenderun Limaný'nýnABD tarafýndan kullanýmsüresinin belirleneceðikararname önümüzdekigünlerde BakanlarKurulu'ndan geçecek.Küresel BAK aktivistleriAKP hükümetine seslen-di.

Binlerce masum Iraklýyýöldüren bombalarýn yük-lendiði, çocuklarýn korku-lu rüyasý olan savaþ uçak-larýnýn havalandýðý veiþkenceci ABD subay-larýnýn dinlendirildiðiÝncirlik Üssü'nün kul-lanýmýna dair imza-lanacak GizliKararname'nin içeriðininhalka açýklanmasýný veüssün kapatýlmasýný talepettiler.

Küresel BAK aktivistleri Ýncirlik'teydi!

Ýncirlik üssü kapatýlsýn!

Barýþarockson süratgeliyor

Barýþarock 2008'e azbir zaman kala aktivist-lerin çalýþmalarý hýzlýbir þekilde devam ediy-or. Önceki hafta yapýlanbasýn açýklamasýylakarþý festivalin bu sene-ki tarihi duyuruldu: 9-10 Aðustos. SarýyerMehmet Akif ErsoyPiknik ve FestivalAlaný'nda 6. Yaþýný kut-layacak olan "eylemce"savaþa, iþgale, ýrkçýlýða,milliyetçiliðe, homofo-biye, küresel ýsýnmaya,nükleere karþý sanatçý,aktivist ve sosyalhareketleri bir kez dahabiraraya getirecek.

Tüm bunlarýn duyu-rusu geçtiðimizCumartesi BeyoðluTünel Meydaný'ndaaçýlan stantla baþladý.Açýlan stant Barýþarockaktivistleri vemüzisyenlerininkatýlýmýyla renklienstantaneler oluþtur-du. Yeni basýlanbildiriler daðýtýldý,pankartlar yazýldý,küçük çaplý bir ritmatölyesi yapýldý vestanda gelenlerin imzave iletiþim bilgileri top-landý. Ertesi gün isegeleneksel Barýþarockpikniði için aktivistlerfestivalin yapýlacaðýalanda biraraya gelenaktivistler bir yandanBarýþarock 2008'itartýþtýrken, öteki yan-dan sohbet edip festivalalanýný gezdiler.

Kâr amaçlý birçok fes-tivalin iptalinin ardýn-dan bu sene yoðun birkatýlým bekleniyor.Gönüllüler bir çok yeni-likle gerçekleþecekBarýþarock için hazýrlýk-larý sürdürüyorlar.Yaþayan Kütüphane,Sosyal HaklarKýraathanesi gibiyaratýcý atölyelerinyanýsýra belgesel-filmgösterimleri, sergiler,söyleþiler ve dahabirçok etkinlik 9-10Aðustos 2008 tarih-lerinde Barýþarockalanýnda olacak.

BarýþaRock gönüllülertarafýndan örgütleniyor.Kararlar toplantýlardauzlaþýlarak alýnýyor.Bütün aktivistler eþitsöz hakkýna sahip vedileyen katýlabilir.Herhangi bir kurum-örgüt temsiliyetiüzerinden yürümüyor;katýlým tamamen birey-sel. Önerisi olan, katkýkoymak isteyen herkeseaçýk.

Çarþamba 19.30'dagenel toplantý, Cuma19.30'da atölyelertoplantýsý KarakediKültür Merkezi'nde(Ýstiklal Cad. Bekar Sok.San Han 16/2 Beyoðlu)

www.barisarock.org

sosyalist isciZ Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstanbul

Baský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul

Yerel süreli yayýn, haftada bir yayýnlanýrwww.sosyalistisci.org

Hükümetin imzalamayakarar verdiði ve Meclis'tegörüþülmekte olan KyotoProtokolü hakkýnda biraçýklama da gözü salt kârgören sermaye tarafýndangeldi.

Türkiye ÝþverenSendikalarýKonfederasyonu (TÝSK)Kyoto Protokolü'neTürkiye'nin kalkýnmahýzýný düþüreceði gerekçe-siyle karþý çýktý.

Yapýlan açýklamadaTürkiye'de kiþi baþýnadüþen sera gazý emisyonusalýnýmýnýn son derecedüþük olduðu görüþü yeralýyor.

Iþverenler Türkiye' nindünyayý en hýzlý kirletenülkesi olduðunu unutmuþolsa gerek.

Dünyanýn þu anda iklimdeðiþikliði yüzünden yaþa-makta olduðu susuzluk,salgýn hastalýklar, selfelaketleri gibi olaylarýdaha fazla büyüme, kalkýn-ma, kâr etme için görmez-likten gelebiliyorlar.

Kyoto ProtokolüTBMM'de de tartýþmalarakonu olmaya devam edi-yor.

Taraf olmak konusundaaceleci davranýldýðýný

söyleyen muhalefet parti-lerine AKP'liler tarafýndanverilen cevap oldukçaçarpýcý "nereye kadar kaça-caðýz?".

Iklim deðiþikliðiningetireceði sonuçlardankaçacak bir yer yok. Bukonuda hükümetlerdüzeyindeki tek giriþimolan bir protokole tarafolmadýkça atýlacak biradým yok. Kyoto hakkýndaitiraz edenlerin tek ve enbüyük çekinceleri kârlarýndüþmesi.

Tüm itirazlara karþýnTürkiye resmen KyotoProtokolü'ne taraf olacak.Lakin yýllardýr bunun içinmücadele verenler için evedönme vakti deðil.

Protokole taraf olacaðýnýayný zamanda da hiç biryükümlülüðün altýnagirmeyeceðini açýklayanhükümete "imzalamak yet-mez, sera gazlarýný indirin"demek için sokakta olmayadevam etmek gerekiyor.

Çevre ve Orman BakanýVeysel Eroðlu Kyoto'yuAB baskýsý yüzündenimzalayacaklarýna dairsöylenenlere karþý çýktý.Bakan okuduðu raporlar-dan etkilendiðini söyledi.Bu durumda hem

Kyoto'yu imzalayýp hemde termik ve nükleersantral yapmaya devamedemeyeceklerini, seragazlarýnýn indirilmesigerektiðini, yenilenebilir

enerji konusunda adýmatýlmasýnýn elzemolduðunu Çevre Bakanýgayet iyi biliyor.

Kârcýlar küresel ýsýn-manýn sorumlusu ve

Türkiye'nin KyotoProtokolü'nü imzalamasýnýistemiyorlar.

Açlýk ve salgýn hastalýk-larla boðuþan milyonlarasýrf kalkýnmak için hiç bir

yükümlülük altýnagirmeyeceklerini açýklamagafletine girecek kadar dacüretkarlar. Kyoto'yuimzalattýk, þimdi takipçisiolacaðýz.

Iklim deðiþikliðinedeniyle çeþitli rahatsý-zlýklarla da daha sýkkarþýlaþacaðýz.

Hava sýcaklýklarýnýn art-masý nedeniyle kalp,damar, akciðerhastalýkalarýnda artýþyaþanacak.

Mide ve baðýrsakhastalýkarýnýn yaný sýrasivrisineklerle bulaþanhastalýklarda da artýþmeydana gelecek.

Son zamanlarda adýnýsýkça duyduðumuz KýrýmKongo Kanamalý Ateþi

hala can almaya devamediyor.

Keneler tarafýndan taþý-nan virüsün tedavisikonusunda adýnlar atýlmýþolsa da ölümler halaengellenemiyor.Türkiye'de 2002-2007 yýl-larý arasýnda resmi rakam-lara göre 1820 KKKAvakasý görülmüþ. Buvakalardan 92'si her yýlartan bir oranla ölümlesonuçlanmýþ.

Diyarbakýr'da KKKAþüphesiyle hastaneyegiden 2 kiþinin tedavisinin

ardýndan tedaviyi gerçek-leþtiren doktorlar ve birhemþirede de hastalýkbelirtisi görüldü.

Ayný günlerdeAnkara'da da benzer olay-lar yaþandý. Sivas, Uþakve daha bir çok þehirdenvirüs nedeniyle hastaneyekaldýrýlanlarýn haberlerigeliyor.

Her geçen gün parahan-eye dönüþtürülen has-tanelerde çok basit önlem-ler alýnmasý gerekirkentüm önlemler virüsbulaþtýktan sonra alýnýyor.

Hastalar hastaheneodalarýna "baþka bir yeresevk edilecekeler"gerekçesiyle saatlerce kap-atýlýyor.

Virüsten þikayetçi hasta-larýn gittiði doktorlarvakalarý baþka yerleresevk etmekle meþgul.

Iklim deðiþikliði nedeniile karþýlaþtýðýmýz bu kenevakalarý yüzünden hergeçen gün ölümlerartarken çözüm konusun-da somut hiç bir adýmatýlmýyor.

Tedavi esnasýnda dok-torlara bile hastalýkbulaþabiliyor ancak kimsekorunma yöntemlerininyaygýnlaþtýrýlmasý,hastalýðýn tedavi edilmesiiçin bir giriþimde bulun-muyor.

KKKA hýzla yayýlýyor, ölümler artýyor

Sorumlu keneler deðil özelleþtirme

Patron örgütü TÝSK: Kyoto hedeflerini uygulamayýn

Kâr hýrsý için yaþamýhiçe sayýyorlar

Küresel Eylem Grubu, Kyoto Protokolü’nün uygulanmasýný takip edeceðini ve iklim ddeðiþikliðine karþý kampanyayýsürdüreceðini açýklamýþtý. DSÝP, KEG’i destekliyor.