296
T. C. ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ ĐŞLETME ANABĐLĐM DALI SAYISAL YÖNTEMLER BĐLĐM DALI DOKTORA TEZĐ TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ UYGULAMALARININ YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ĐLE ANALĐZĐ ERGÜN EROĞLU 2502980173 TEZ DANIŞMANI: PROF. DR. YILMAZ TULUNAY ĐSTANBUL, NĐSAN 2003

TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ UYGULAMALARININ YAPISAL …istanbulisletme.net/wp-content/uploads/Yayinlar/Toplam-Kalite-Yonetimi... · firmalarında uygulanmakta olan Toplam Kalite Yönetimi

  • Upload
    others

  • View
    39

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

T. C.

ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

ĐŞLETME ANABĐLĐM DALI

SAYISAL YÖNTEMLER BĐLĐM DALI

DOKTORA TEZĐ

TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ

UYGULAMALARININ

YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ĐLE ANALĐZĐ

ERGÜN EROĞLU

2502980173

TEZ DANIŞMANI:

PROF. DR. YILMAZ TULUNAY

ĐSTANBUL, NĐSAN 2003

ii

T. C.

ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

ĐŞLETME ANABĐLĐM DALI

SAYISAL YÖNTEMLER BĐLĐM DALI

DOKTORA TEZĐ

TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ

UYGULAMALARININ

YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ĐLE ANALĐZĐ

ERGÜN EROĞLU

2502980173

Bu tez 28 / 04 / 2003 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği / oyçokluğu ile

kabul edilmiştir.

Prof. Dr. Yılmaz Tulunay Prof. Dr. Öner ESEN Prof. Dr. M. Erdal Balaban

Jüri Başkanı Jüri Üyesi Jüri Üyesi

Prof. Dr. Neyran Orhunbilge Prof. Dr. Đbrahim Doğan

Jüri Üyesi Jüri Üyesi

iii

ÖZET

Bu tez çalışmasında, Toplam Kalite Yönetiminin (TKY) tanımı ve TKY sisteminin

kurulması, Genel Đşletme Performansı (GĐP) ve Türkiye imalat sektöründeki

işletmelerde uygulanan TKY uygulamaları incelenmiştir. Tezin amacı kritik TKY ve

GĐP öğelerinin belirlenmesi, TKY uygulamalarının Türkiye imalat sektöründeki

işletmelerin performansı üzerine etkilerini araştırmaktır. Bu amaç için bir model

önerilmiş, model doğrultusunda bir anket hazırlanmış ve üretici firmalardaki kalite

yöneticilerine uygulanmıştır. Kullanılan veriler 270 ISO belgeli üretim firmalarından

toplanmıştır. Geliştirilen modelde 10 TKY, 4 GĐP öğesi bulunmaktadır. Model

değişkenleri arasındaki ilişkileri analiz etmek için Yapısal Eşitlik Modeli (YEM)

kullanılmıştır. YEM analizlerinden sonra çıkan sonuçlar raporlanmıştır. Analiz

sonuçları; TKY uygulamalarının, üretim firmalarının performansı üzerine pozitif

etkilerinin olduğunu göstermiştir.

ABSTRACT

In this dissertation, definition of the Total Quality Management (TQM), the

implementation of the TQM system, General Business Performance (GBP) and TQM

practices in the Turkish manufacturing companies are explored. The aim of the thesis

is to determine the critical factors of TQM and GBP, to investigate the effects of

TQM practices on the performance of the Turkish manufacturing companies. For this

aim, a model was proposed, in the direction of model a survey was prepared and

applied to quality managers in the manufacturing companies. Using data collected

from a sample of 270 ISO certified companies. In the improved model, there are 10

TQM and 4 GBP factors. Structural Equation Modeling (SEM) was used to analyze

the relationships between these variables in the model. After the SEM analysis, the

results were reported. The results of the analysis show that TQM practices have

positive effects on the performance of the manufacturing companies.

iv

ÖNSÖZ

Bu çalışmanın amacı, Türkiye imalat sektöründe faaliyet gösteren üretim

firmalarında uygulanmakta olan Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygulamalarının

genel işletme performansını etkileyip etkilemediğinin incelenmesidir. Diğer bir ifade

ile bu çalışmada, TKY öğeleri ile Genel Đşletme Performansı (GĐP) öğeleri arasında

bir pozitif ilişkinin olup olmadığı araştırılmakta ve bulunan analiz sonuçlar

yorumlanmaktadır.

Son yıllarda bilim çevrelerinde, kalite konusunda bir çok çalışma yapılmıştır. Ancak,

TKY’nin işletme performansı üzerine etkilerini ortaya koyan modellerle ilgili olarak

ülkemizde yapılan çalışmaların sayısı yok denecek kadar azdır. Özellikle bu

çalışmada kullanılan Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) konusu ülkemizde yeni yeni

uygulama alanları bulmaya başlamıştır.

Tezin uygulama ve araştırma bölümünde bir anket çalışması yapılmış ve bu anket

ISO 9000 belgeli üretim firmalarında uygulanmıştır. Anketlerin gönderilmesi ve geri

alınması internet tabanlı elektronik posta aracılığı ile sağlanmıştır. Analiz için gerekli

örnek sayısının büyük olması ve modelde bulunan değişken sayısının fazla olması bu

çalışmanın zaman açısından uzun sürmesine neden olmuştur.

Bu çalışma sırasında her zaman yanımda olan, beni maddi ve manevi olarak

destekleyen sevgili eşime, anneme, babama ve yakın arkadaşlarıma; anketlerin

doldurulmasında katkıda bulunan işletme sahip, yönetici ve çalışanlarına teşekkür

ederim.

Teşekkürlerin en büyüğü ise, benim bu konu üzerinde çalışmamı sağlayan, tezin

başlangıcından sonlandırılmasına kadar geçen sürede beni her konuda destekleyen

sayın hocalarım; Prof. Dr. Yılmaz Tulunay’a, Prof. Dr. Erdal Balaban’a, Doç. Dr.

Erhan Özdemir’e, Anabilim Dalı’mızda bulunan diğer hocalarıma ve tüm Araştırma

Görevlisi arkadaşlarıma olacaktır.

v

ĐÇĐNDEKĐLER

ÖZET ...................................................................................................................... ĐĐĐ

ABSTRACT ........................................................................................................... ĐĐĐ

ÖNSÖZ ................................................................................................................... ĐV

ĐÇĐNDEKĐLER ........................................................................................................ V

TABLOLAR LĐSTESĐ ........................................................................................... XĐ

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ ........................................................................................... XĐĐĐ

KISALTMALAR ................................................................................................. XVĐ

GĐRĐŞ ................................................................................................................ 1

ÇALIŞMANIN AMACI ........................................................................................... 5

ÇALIŞMANIN ÖNEMĐ ........................................................................................... 6

ÇALIŞMANIN ĐÇERĐĞĐ ......................................................................................... 7

BÖLÜM 1. KALĐTE VE KALĐTE GELĐŞĐM SÜRECĐ ........................ 9

1.1. GĐRĐŞ ................................................................................................................. 9

1.2. KALĐTENĐN TANIMI .................................................................................... 10

1.3. KALĐTENĐN BOYUTLARI ............................................................................ 13

1.3.1. TASARIM KALĐTESĐ ........................................................................................ 16

1.3.2. UYGUNLUK KALĐTESĐ .................................................................................... 18

1.3.3. PERFORMANS KALĐTESĐ ................................................................................ 18

1.4. KABUL EDĐLEBĐLĐR KALĐTE DÜZEYĐ (KKD) ......................................... 19

1.5. KALĐTEYĐ ETKĐLEYEN FAKTÖRLER ....................................................... 22

1.6. KALĐTEDE SĐSTEM YAKLAŞIMI ............................................................... 23

1.7. KALĐTENĐN TARĐHÇESĐ .............................................................................. 24

1.7.1. MUAYENE ......................................................................................................... 26

1.7.2. ĐSTATĐSTĐKSEL KALĐTE KONTROL (ĐKK) .................................................. 28

1.7.3. KALĐTE KONTROL (KK) ................................................................................. 29

1.7.4. TOPLAM KALĐTE KONTROL (TKK) ............................................................. 30

BÖLÜM 2. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ ....................................... 34

2.1. GĐRĐŞ ............................................................................................................... 34

vi

2.2. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ’NĐN TANIMI ............................................. 37

2.3. TÜRKĐYE’DE TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ ........................................... 43

2.4. TKY’DE SÜREKLĐ ĐYĐLEŞTĐRME (KAIZEN) ............................................ 44

2.4.1. DEMING YAKLAŞIMI ...................................................................................... 51

2.4.2. JURAN YAKLAŞIMI ......................................................................................... 54

2.4.3. FEIGENBAUM YAKLAŞIMI ............................................................................ 56

2.4.4. CROSBY YAKLAŞIMI ...................................................................................... 57

2.4.5. ISHIKAWA YAKLAŞIMI .................................................................................. 59

2.4.6. TAGUCHI YAKLAŞIMI .................................................................................... 59

2.4.7. IMAI YAKLAŞIMI ............................................................................................. 60

2.4.8. HANDY YAKLAŞIMI ....................................................................................... 61

2.4.9. HUNT YAKLAŞIMI ........................................................................................... 62

2.4.10. PETERS YAKLAŞIMI ..................................................................................... 63

2.4.11. HOYLE YAKLAŞIMI ...................................................................................... 63

2.4.12. TOPLAM KALĐTE SĐSTEMĐNĐN YÖNETĐLMESĐ ........................................ 64

2.5. KALĐTE GELĐŞTĐRME TEKNĐKLERĐ VE ARAÇLARI ............................. 66

2.5.1. KIYASLAMA (BENCHMARKING) ................................................................. 67

2.5.1.1. Kıyaslama Türleri ......................................................................................... 70

2.5.2. KALĐTE FONKSĐYONU YAYILIMI - KALĐTE EVĐ ....................................... 71

2.5.3. HATA MODU VE ETKĐ ANALĐZĐ ................................................................... 73

2.5.4. KALĐTE ĐÇĐN DENEY TASARIMI ................................................................... 74

2.5.4.1. Ürün Tasarım Aşaması ................................................................................. 76

2.5.4.2. Süreç Tasarımı Aşaması ............................................................................... 77

2.5.5. TAGUCHI KALĐTE KAYBI FONKSĐYONU VE KALĐTE SEVĐYESĐ ........... 78

2.5.5.1. Kalite Kaybı Fonksiyonu ............................................................................. 79

2.5.6. ÜRETĐM VE MONTAJ ĐÇĐN TASARIM .......................................................... 81

2.5.6.1. Üretim ve Montaj Đçin Tasarımda Temel Đlkeler: ......................................... 82

2.5.7. HOSHĐN KANRĐ (HOSHIN PLANLAMA) ....................................................... 82

2.5.7.1. Hoshin Planlama Süreci ............................................................................... 83

2.5.7.2. Stratejik Planlama ve Hoshin ....................................................................... 84

2.5.8. POKA-YOKE ...................................................................................................... 86

2.6. ĐSTATĐSTĐKSEL SÜREÇ KONTROL TEKNĐKLERĐ .................................. 87

2.6.1. AKIŞ DĐYAGRAMI ............................................................................................ 89

2.6.2. ĐŞARET ÇĐZELGESĐ .......................................................................................... 90

vii

2.6.3. PARETO DĐYAGRAMI ..................................................................................... 91

2.6.4. NEDEN – SONUÇ DĐYAGRAMI ...................................................................... 93

2.6.5. HĐSTOGRAM ..................................................................................................... 94

2.6.6. DAĞILMA DĐYAGRAMI .................................................................................. 95

2.6.7. KONTROL GRAFĐKLERĐ ................................................................................. 96

2.6.8. DĐĞER YARDIMCI TEKNĐKLER .................................................................... 98

2.6.8.1. Beyin Fırtınası .............................................................................................. 98

2.6.8.2. Nominal Grup Çalışması .............................................................................. 99

2.6.9. YEDĐ YENĐ KALĐTE KONTROL ARACI ........................................................ 99

2.6.9.1. Đlişki Diyagramı (Relations Diagram) ........................................................ 100

2.6.9.2. Yakınlık Diyagramı (Affinity Diagram) .................................................... 101

2.6.9.3. Sistematik Diyagram (Systematic Diagram) .............................................. 102

2.6.9.4. Matris Diyagramı (Matrix Diagram) .......................................................... 103

2.6.9.5. Matris Veri Analiz Diyagramı (Matrix Data-Analysis) ............................. 103

2.6.9.6. Süreç Karar Program Kartları (Process Decision Program Chart) ............. 104

2.6.9.7. Ok Diyagramı (Arrow Diagram) ................................................................ 105

2.6.10. KALĐTE ÇEMBERLERĐ (QUALITY CIRCLES) .......................................... 106

2.7. ISO 9000 KALĐTE GÜVENCE SĐSTEM STANDARDI ............................. 108

2.7.1. ISO 9001 ............................................................................................................ 111

2.7.2. ISO 9002 ............................................................................................................ 111

2.7.3. ISO 9003, ISO 9004 VE ISO 9005 .................................................................... 112

2.7.4. ISO 9000: 2000 KALĐTE YÖNETĐM SĐSTEMĐ ............................................. 112

2.7.5. ISO 9000 STANDARTLARININ ÖNE SÜRDÜĞÜ KOŞULLAR ................. 113

2.8. TKY’DE KALĐTE ĐYĐLEŞTĐRME MODELLERĐ ....................................... 115

2.8.1. BALDRĐGE KALĐTE MÜKEMMELLĐK MODELĐ ........................................ 115

2.8.2. AVRUPA ĐŞ MÜKEMMELLĐK MODELĐ ..................................................... 117

2.8.3. TÜSĐAD-KALDER KALĐTE ÖDÜLÜ (MÜKEMMELLĐK MODELĐ) .......... 121

2.9. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐNĐN TEMEL ÖĞELERĐ ........................... 123

2.9.1. VĐZYON SAHĐBĐ VE PLANLI OLMA ........................................................... 123

2.9.2. KALĐTE SĐSTEM GELĐŞTĐRME ..................................................................... 123

2.9.3. TEDARĐKÇĐ KALĐTE YÖNETĐMĐ .................................................................. 125

2.9.4. SÜREÇ KONTROL VE GELĐŞTĐRME ........................................................... 125

2.9.5. ÜRÜN DĐZAYNI .............................................................................................. 126

2.9.6. LĐDERLĐK ......................................................................................................... 127

viii

2.9.7. ÇALIŞANLARIN KATILIMI........................................................................... 130

2.9.8. ÇALIŞANLARI FARK ETME VE ÖDÜLLENDĐRME .................................. 130

2.9.9. EĞĐTĐM VE ÖĞRETĐM .................................................................................... 131

2.9.10. MÜŞTERĐ ODAKLILIK ................................................................................. 132

2.10. KALĐTE MALĐYETLERĐ ........................................................................... 134

2.10.1. YATIRIM MALĐYETLERĐ ............................................................................ 137

2.10.2. FAALĐYET MALĐYETLERĐ .......................................................................... 137

BÖLÜM 3. GENEL ĐŞLETME PERFORMANSI .............................. 141

3.1. GĐRĐŞ ............................................................................................................. 141

3.2. PERFORMANSIN TANIMI ......................................................................... 142

3.3. TKY ÇERÇEVESĐNDE PERFORMANSIN BOYUTLARI ........................ 143

3.4. GENEL ĐŞLETME PERFORMANSI ÖĞELERĐ ......................................... 145

3.4.1. ÜRÜN KALĐTESĐ ............................................................................................. 145

3.4.2. ÇALIŞANLARIN TATMĐNĐ ............................................................................ 145

3.4.3. MÜŞTERĐ TATMĐNĐ ........................................................................................ 147

3.4.4. STRATEJĐK ĐŞLETME PERFORMANSI ........................................................ 148

BÖLÜM 4. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ......................................... 149

4.1. GĐRĐŞ ............................................................................................................. 149

4.2. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ GELĐŞĐM SÜRECĐ ..................................... 150

4.3. GENEL ĐSTATĐSTĐK BĐLGĐLER ................................................................ 151

4.4. FAKTÖR ANALĐZĐ ...................................................................................... 153

4.4.1. FAKTÖR ANALĐZĐNE ĐLĐŞKĐN TEMEL KAVRAMLAR ............................ 155

4.5. TEMEL BĐLEŞENLER ANALĐZĐ ................................................................ 156

4.5.1. ROTA DĐYAGRAMI ....................................................................................... 161

4.5.2. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ (YEM) ............................................................. 163

4.5.3. MODEL BELĐRLEME (MODEL SPEDIFICATION) .................................... 164

4.5.4. MODEL TANIMLAMA (MODEL IDENTIFICATION) ............................... 166

4.5.5. ÖRNEK UYGULAMA ..................................................................................... 168

4.5.6. MODEL TAHMĐNĐ VE MODEL TESTĐ ......................................................... 177

4.5.7. ÇIKARIM TEKNĐKLERĐ ................................................................................. 179

4.5.8. ÖRNEK HACMĐ ............................................................................................... 180

4.5.9. YEM VE DFA’NIN FARKLARI ..................................................................... 181

ix

4.5.10. MODELĐN ĐSTATĐSTĐKSEL UYGUNLUĞU ............................................... 182

BÖLÜM 5. ARAŞTIRMA MODELĐ VE METODOLOJĐSĐ ............ 187

5.1. ARAŞTIRMANIN AMACI .......................................................................... 187

5.2. ARAŞTIRMA MODELĐ VE MODEL DEĞĐŞKENLERĐ ............................ 187

5.2.1. ARAŞTIRMA MODELĐ ................................................................................... 187

5.2.2. MODEL DEĞĐŞKENLERĐ ............................................................................... 191

5.3. ARAŞTIRMA MODELĐ VE HĐPOTEZLER ................................................ 192

5.4. ARAŞTIRMA METODOLOJĐSĐ .................................................................. 200

5.4.1. ARAŞTIRMA VE ANKET TÜRÜ ................................................................... 200

5.4.2. ANKET TASARIMI ......................................................................................... 201

5.4.3. HEDEF KĐTLE VE ÖRNEKLEME .................................................................. 202

5.4.4. ÖRNEKLEME VE ÖRNEK HACMĐ ............................................................... 203

5.4.5. ARAŞTIRMANIN DEĞĐŞKENLERĐ ............................................................... 204

5.4.6. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE KISITLARI ............................................... 205

BÖLÜM 6. UYGULAMA VE VERĐLERĐN ANALĐZĐ ..................... 206

6.1. GĐRĐŞ ............................................................................................................. 206

6.2. DEMOGRAFĐK ÖZELLĐKLER ................................................................... 206

6.3. VERĐLERE AĐT GÜVENĐLĐRLĐK VE GEÇERLĐLĐK ANALĐZĐ ............... 209

6.4. GĐRDĐ MATRĐSĐNĐN SEÇĐMĐ ..................................................................... 227

6.5. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ANALĐZLERĐ ............................................. 229

6.6. ANALĐZ SONUÇLARI ................................................................................ 234

6.6.1. MODEL A’YA ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI ........................................... 234

6.6.2. MODEL B’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI ............................................ 239

6.6.3. MODEL C’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI ............................................ 241

6.6.4. MODEL D’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI ........................................... 242

6.6.5. DENEME UYGULAMASI ............................................................................... 243

SONUÇ VE ÖNERĐLER ............................................................................. 245

KAYNAKLAR.............................................................................................. 247

EKLER .......................................................................................................... 266

EK-1: ARAŞTIRMA ANKETĐ ............................................................................ 266

x

EK-2: ANKET VERĐLERĐNE ĐLĐŞKĐN FREKANS TABLOSU ....................... 273

EK-3: VERĐLERE ĐLĐŞKĐN TANIMLAYICI ĐSTATĐSTĐK DEĞERLERĐ ....... 276

ÖZGEÇMĐŞ .................................................................................................. 280

xi

TABLOLAR LĐSTESĐ

Tablo 1. Đşletme Fonksiyonları ve Bazı Görevleri ---------------------------------------- 33

Tablo 2. Klasik Yönetim Anlayışı ile TKY Anlayışının Karşılaştırılması ------------ 42

Tablo 3. Yönetim Fonksiyonları, ürün fazı, yapılacak girişim -------------------------- 66

Tablo 4. Đstatistiksel Süreç Kontrolü Tekniklerinin Kullanım Alanları ---------------- 88

Tablo 5. Đşaret Çizelgesi Tablosu ------------------------------------------------------------ 91

Tablo 6. Pareto Diyagramı Đçin Veri Tablosu ---------------------------------------------- 92

Tablo 7. TKY Ölçeklerine Đlişkin Güvenilirlik Analizleri ----------------------------- 212

Tablo 8. GĐP Ölçeklerine Đlişkin Güvenilirlik Analizleri ------------------------------- 213

Tablo 9. Değişken Çıkartıldıktan Sonra, Müşteri Tatmini ve Stratejik Đşletme

Performansı Ölçeklerine Ait Güvenilirlik Analizleri ----------------------------- 213

Tablo 10. Ölçek 1: Vizyon sahibi ve planlı olma ölçeği ile ilgili faktör analizi ---- 214

Tablo 11. Ölçek 1: Vizyon Sahibi ve Planlı Olma Ölçeğine Ait Yeni Faktör Analizi

-------------------------------------------------------------------------------------------- 215

Tablo 12. Ölçek 2: Kalite Sistem Geliştirme Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ------ 215

Tablo 13. Ölçek 3: Tedarikçi Kalite Yönetimi Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ---- 216

Tablo 14. Ölçek 3: Tedarikçi Kalite Yönetimi Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

-------------------------------------------------------------------------------------------- 217

Tablo 15. Ölçek 4: Süreç Kontrol ve Geliştirme Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi -- 217

Tablo 16. Ölçek 5: Ürün Dizaynı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi -------------------- 218

Tablo 17. Ölçek 5: Ürün Dizaynı Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi ------------- 218

Tablo 18. Ölçek 6: Müşteri Odaklılık Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi -------------- 219

Tablo 19. Ölçek 6: Müşteri Odaklılık Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi -------- 219

xii

Tablo 20. Ölçek 7: Liderlik Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi -------------------------- 220

Tablo 21. Ölçek 8: Çalışanların Katılımı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ----------- 220

Tablo 22. Ölçek 9: Eğitim ve Öğretim Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ------------- 221

Tablo 23. Ölçek 10: Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme Ölçeğine Đlişkin Faktör

Analizi ----------------------------------------------------------------------------------- 221

Tablo 24. Ölçek 10: Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme Ölçeğine Đlişkin Yeni

Faktör Analizi -------------------------------------------------------------------------- 222

Tablo 25. Ölçek 11: Çalışanların Tatmini Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ---------- 222

Tablo 26. Ölçek 11: Çalışanların Tatmini Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi --- 223

Tablo 27. Ölçek 12: Ürün Kalitesi Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi ------------------ 223

Tablo 28. Ölçek 12: Ürün Kalitesi Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi------------ 224

Tablo 29. Ölçek 13: Müşteri Tatmini Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi --------------- 224

Tablo 30. Ölçek 13: Müşteri Tatmini Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi -------- 225

Tablo 31. Ölçek 14: Stratejik Đşletme Performansı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi 225

Tablo 32. Ölçek 14: Stratejik Đşletme Performansı Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör

Analizi ----------------------------------------------------------------------------------- 226

Tablo 33. Geçerlilik Analizi Sonucu Değişken Çıkarımı Đşlemlerinin Yapılmasından

Sonra Ölçeğe Đlişkin Elde Edilen Güvenilirlik Analizi Sonuçları --------------- 226

xiii

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ

Şekil 1. Kalitenin Bileşenleri ----------------------------------------------------------------- 17

Şekil 2. Kalitenin sağlanmasında geçen aşamalar ----------------------------------------- 21

Şekil 3. Shewhart’ın “Đnsan-Sistem” ayrımı ----------------------------------------------- 23

Şekil 4. Kalite Anlayışının Tarihsel Gelişimi ---------------------------------------------- 26

Şekil 5. Kalite Kontrol Organizasyonunda Temel Fonksiyonların Geri Besleme

Sistemi Đçinde Düşünülmesi ------------------------------------------------------------ 32

Şekil 6. Toplam Kalite Süreci ---------------------------------------------------------------- 35

Şekil 7. Toplam Kalite Yönetimi’ne Ulaşmak Đçin Gerekli Olan Faaliyetler ve

Olgulara Đlişkin Akış Diyagramı ------------------------------------------------------- 36

Şekil 8. Buluş yaklaşımı ve Gelişme, Kaizen Yaklaşımı ve Sürekli Gelişme --------- 45

Şekil 9. Deming’in POKÖ (PDCA) Çevrimi ---------------------------------------------- 47

Şekil 10. Sürekli Đyileştirme Piramidi ------------------------------------------------------- 50

Şekil 11. Deming’in POKÖ (PDCA) Döngüsü -------------------------------------------- 53

Şekil 12. Kalite iyileştirmede Kaizen adımları -------------------------------------------- 60

Şekil 13. KAIZEN Şemsiyesi ---------------------------------------------------------------- 61

Şekil 14. Kıyaslama Aşamaları -------------------------------------------------------------- 69

Şekil 15. Kalite Evi – KFY Bileşenleri ----------------------------------------------------- 72

Şekil 16. Renk konsantrasyon dağılımı ----------------------------------------------------- 79

Şekil 17. Kalite kaybı ile hedeflenen kalite arasındaki ilişki ---------------------------- 81

Şekil 18. TV'de kaliteli görüntü elde etmek için izlenen akış diyagramı -------------- 90

Şekil 19. Pareto Diyagramı ------------------------------------------------------------------- 93

Şekil 20. Örnek Neden Sonuç Diyagramı -------------------------------------------------- 94

xiv

Şekil 21. Örnek Histogram Diyagramı ------------------------------------------------------ 95

Şekil 22. Dağılma Diyagramı ---------------------------------------------------------------- 96

Şekil 23. Kontrol Diyagramı, Kontrol Kartı------------------------------------------------ 97

Şekil 24. Đlişki Diyagramı ------------------------------------------------------------------- 100

Şekil 25. ISO 9000 ve Toplam Kalite Yönetimi Đlişkisi -------------------------------- 111

Şekil 26. Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü Kriterleri --------------------------- 117

Şekil 27. EFQM Avrupa Mükemmellik Modeli ----------------------------------------- 120

Şekil 28. RADAR Mantığı ------------------------------------------------------------------ 120

Şekil 29. TÜSĐAD-KalDer Ulusal Kalite Ödülü Modeli ------------------------------- 122

Şekil 30. Kalite Maliyetleri ----------------------------------------------------------------- 137

Şekil 31. TÜSĐAD-KalDer Kalite Modeli Kriterleri (Sonuçlar Bölümü) ------------ 144

Şekil 32. Açıklayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizlerine Đlişkin Grafik Gösterim-- 155

Şekil 33. Asal Bileşenlerde Eksen Döndürme ------------------------------------------- 157

Şekil 34. Rota Analizinde Değişken Tipleri ve Değişkenler Arası Đlişkilere Ait

Gösterimler ------------------------------------------------------------------------------ 162

Şekil 35. Yapısal Eşitlik Modelinin Aşamaları ------------------------------------------ 164

Şekil 36. Örnek Yapısal Eşitlik Modeli (Grafik Gösterim) ---------------------------- 169

Şekil 37. Yapısal Model --------------------------------------------------------------------- 170

Şekil 38. ξ1 Değişkenine Ait Ölçüm Modeli (Faktör Modeli). ------------------------ 170

Şekil 39. Gözlenen değişkenlerle oluşturulmuş örnek model ------------------------- 172

Şekil 40. Model -1: TKY'nin GĐP Üzerine Etkisi --------------------------------------- 193

Şekil 41. Model - 2: Toplam Kalite Yönetimi’nin Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi Aralarındaki Etkileşimleri --------- 194

xv

Şekil 42. Model -3: Toplam Kalite Yönetimi Unsurlarının Genel Đşletme Performansı

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Unsurlarının Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri ---------------------------------------------------------------------------- 197

Şekil 43. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Model (Yapısal Eşitlik Modeli) ------- 230

Şekil 44. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Model (Yapısal Model) ----------------- 231

Şekil 45. Toplam Kalite Yönetimi Öğelerinin, Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Öğelerinin Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri [Rota Analizi – Rota Diyagramı] ------------------------------------ 233

Şekil 46. TKY’nin GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimleri ------------------------------------------------------------ 233

Şekil 47. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), Genel Đşletme Performansı (GĐP)

Üzerine Etkisi --------------------------------------------------------------------------- 233

Şekil 48. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Analiz Sonuçları ------------------------- 235

Şekil 49. Toplam Kalite Yönetimi Öğelerinin, Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Öğelerinin Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri (Analiz Sonuçları) ----------------------------------------------------- 240

Şekil 50. TKY’nin GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimleri (Analiz Sonuçları) ------------------------------------- 242

Şekil 51. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), Genel Đşletme Performansı (GĐP)

Üzerine Etkisi (Analiz Sonuçları) --------------------------------------------------- 243

xvi

KISALTMALAR

ABD Amerika Birleşik Devletleri

ASA Amerikan Đstatistik Kurumu

ASQC Amerikan Kalite Kontrol Kurumu

EOQC Avrupa Kalite Kontrol Kurumu

MIS Yönetim Bilişim Sistemi

QIS Kalite Enformasyon Sistemi

KK Kalite Kontrol

QC Quality Control

TKY Toplam Kalite Yönetimi

TQM Total Quality Management

ISO Uluslararası Standardlar Organizasyonu

Kalder Kalite Derneği

KÇ Kalite Çemberi

SKĐ Sürekli Kalite Đyileştirme

KG Kalite Güvencesi

KGS Kalite Güvence Sistemi

EFQM Avrupa Kalite Modeli

QS Kalite Sistemi

CFA Confirmatory Factor Analysis

DFA Doğrulayıcı Faktör Analizi

SEM Structural Equation Modeling

YEM Yapısal Eşitlik Modeli

EFA Exploratory Factor Analysis

AFA Açıklayıcı Faktör Analizi

LISREL Linear Structural Relations

v.d. Ve diğerleri

Burada yazılmayan diğer kısaltmalar tez bölümleri içerisinde parantezle

verilmektedir.

GĐRĐŞ

Dünya nüfusunun gün geçtikçe artması ve yerküre kaynaklarının sınırlı olması;

kaynakların etkin ve verimli kullanılması, yönetilmesi ve israfın önlenmesi

gereksinimini doğurmuştur. Ülkemiz nüfusu için de benzer durum söz konusudur.

Nüfus artış hızı üst düzeyde seyreden ülkemiz, kaynakların etkin ve verimli

kullanılması, değerlendirilmesi ve yönetilmesi konusunda aynı başarıyı

yakalayamamakta ve bunun sonucu olarak, kaynak israfının yüksek olduğu ülkeler

arasında yer almaktadır.

Küreselleşme olgusunun hızla yayıldığı; bilim, teknoloji ve iletişimde baş döndürücü

gelişmelerin kaydedildiği 2000’li yıllarda, kaynak kullanımı ve yönetimi konusunda,

Dünya’da köklü yapısal değişikliklerin meydana geldiği görülmektedir.

Ülkelerin coğrafi ve siyasi sınırlarının değişmemesine karşın, ticari sınırların giderek

ortadan kalkması ve her isteyenin istediği ülkede veya istediği ülke ile iş yapabilir

duruma gelmesi, işletmelerin bu değişim ve gelişmelerden kendisini soyutlamasını

imkansız hale getirmiştir.

Đş hayatı ile ilgili alıştığımız her sürecin sorgulandığı, iş yapma biçimlerinin kökten

değişmeye başladığı ve giderek tek pazar olma özelliği taşımaya başlayan böylesi bir

Dünya’da, kurumlar olarak ayakta kalabilmek ve öncü olabilmek eskisinden çok

daha zor olmaktadır ve işletmelerin bu konuda çok daha farklı, yeni bakış açıları

geliştirmeleri gerekmektedir.

Kaynakların kıt oluşu, işletmeler tarafından da sürekli olarak değerlendirilmekte,

yeni kaynak arayışının yanında, eski kaynakların da daha verimli ve etkin

kullanımını amaçlayan ve sürekliliğini sağlayan bir anlayış ortaya koyma çabaları

devam etmektedir.

2

Yoğun rekabet ortamında ve giderek daralan pazarda; işletmeler, başarılı

olabilmeleri, yaşamlarını sürdürebilmeleri, kendilerini diğerlerine göre bir adım öne

çıkarabilecek yeni rekabet stratejileri geliştirme ve firmanın daha kurumsal kimlik

kazanması üzerinde sürekli bir çalışmaya girmişlerdir. Đşletmeler için artık önemli

olan rekabet gücünü elinde tutmaktır. Sürekli değişkenlik gösteren rekabet

ortamında; geleceği görebilmek, buna göre yenilik yapabilmek ve yaratıcılığını en

üst seviyede tutabilmek işletmelerimiz için çok büyük önem taşımaktadır. Değişen

düzene kısa sürede ayak uydurabilen, bilgiyi elinde tutabilen ve en önemlisi

kullanabilen işletmeler, gelecekte en iyi yerlerde olacaklardır [Yenersoy, 1997].

Đşletmelerin daha önceleri çok fazla ciddiye almadıkları, işletme ile ilgili kararları

verirken göz önünde bulundurmadıkları müşteri kitlesinin; bireyselliğini keşfetmesi,

haklarını çok ciddi olarak savunmaya başlaması, alacakları ürün veya hizmetteki

beklentilerinin gün geçtikçe artması, işletmelerin bu konuda yeni stratejiler

belirlemesini ve bu stratejileri doğru biçimde uygulamasını gerektirmiştir.

70’li yılların sonlarına doğru yukarıda saydığımız gereksinimler doğrultusunda,

işletme için rekabet gücü kazandıracak, Amerika ve Japonya’da daha önceden

temelleri atılmış olan yeni yönetim anlayışının farkına varmaya başlamışlardır. Bu

yönetim anlayışı işletmelerde Toplam Kalite Yönetimi anlayışının ta kendisidir.

Çok fazla değil, bundan 15-20 yıl öncesinde; bilgisayar teknolojisinin evlerin

içerisine kadar girmediği, Dünya’nın Internet ile global bir duruma getirilemediği

zamanlarda; üretici firmaların kaliteli ve ucuz mamul üretme, pazar kapma, ürün

pazarlama, kendini yenileme ve kaynaklarını verimli kullanma gibi bir sıkıntısı

bulunmamaktaydı. Tüketicilerin çok fazla seçim hakkı ve özgürlüğü yoktu. Tüketici

hakları yeterince korunamıyordu ve tüketicilik bilinci yerleşmemişti. 21. Yüzyıl'a

girilen şu sıralarda ise durum çok farklı. Tüketici, hangi seviyede olursa olsun, daha

bilinçli hareket etmektedir. Tüketiciler artık, en iyi malı, en uygun fiyata almayı ve

sürekli servis garantisini tercih etmektedirler. Bunu karşılayabilecek kurum ya da

kuruluşların da pazara arz ettiği malı, en kaliteli, en çabuk ve en ucuz bir biçimde

üretmesi gerektiği gibi, belirli bir süreç içerisinde ürettiği malın arkasında durabilme

3

zamanı gelmiştir. Ürün ya da hizmet üreten bir kuruluş; yönetiminden, işletmesinden,

felsefesinden tutun da, ürün işlem basamaklarına, makinelerine ve hatta işçisinin

motivasyonuna değin tüm organizasyonunun kalitesini artırmak zorunda ise; bu

ancak top yekun bir sistemin o organizasyona yerleştirilebilmesiyle mümkün

olmaktadır.

Toplam Kalite Yönetimi (TKY)’nin Đngilizce karşılığı, Total Quality Management

(TQM) olarak geçmektedir. Bununla birlikte Türkçe çevirinin tam anlamıyla

Đngilizce’deki karşılığı verip veremediği zaman zaman tartışılmaktadır. Đfadeyi ilk

kullanan, kalite olgusunun Türkiye’ye yerleşmesinde büyük emeği olan Prof. Dr.

Đbrahim Kavrakoğlu olmuştur. TQM ifadesindeki “Total” sözcüğü, aslında herkesin

katılımını, süreçlerin kalitesini ve bütünlüğünü çağrıştırmaktadır. Bu nedenle, nadir

de olsa “Bütünsel Kalite Yönetimi” [Atay, 1999: s.12] deyimini de kullananlar

bulunmaktadır. Bununla birlikte TKY açılımı içerisinde asıl altı çizilmesi gereken

kelime Yönetim’dir. Elbette ürün ve hizmet kalitesi elde edemeyen hiçbir kuruluş ya

da organizasyonun yaşaması mümkün değildir. Bunları elde edebilmek ise yönetim

mükemmelliği ile mümkün olabilir. Bu nedenle öne çıkan kalite arayışı “Yönetim”

anlayışında odaklanmaktadır. TKY’nin hedefi; üründe, hizmette, üretimde, fikirde,

iletişimde ve bunları kuşatan yönetimde mükemmelliği aramaktır. TKY’nin başarısı

Toplam Yönetim Kalitesi ile doğru orantılıdır.

TKY, uzun vadede; müşterinin tatmin olmasını, başarmayı, kendi personeli ve

toplum için avantajlar elde etmeyi amaçlayan, kalite üzerine yoğunlaşmış ve tüm

personelin katılımına dayanan çağdaş bir yönetim modelidir. TKY’nin özünü

oluşturan “Kalite”, sözcüğü günümüzde işletmelerin vazgeçilmez reklam

araçlarından biri olup temel kalite politikalarının oluşturulmasında başlıca kavramdır.

Kalite, günümüzde TKY anlayışı içerisinde ele alınmaktadır. TKY anlayışı; her

alanda, her düzeyde, her süreçte sürekli iyileştirmeyi ve sürekli eğitimi,

sorumlulukların paylaşılmasını, tüm işgücünün kalite geliştirme faaliyetlerine

katılmasını ve benzeri gibi çok sayıda faaliyetler zincirini kapsamaktadır. Zincirin en

zayıf noktası, en zayıf halkasıdır. Bu nedenle, TKY zincirinin her bir halkasının çok

4

iyi öğrenilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Başarı için bu şarttır. Çünkü TKY,

adı üstünde “Bütünsel” bir yaklaşımdır.

Toplam Kalite Yönetimi stratejisi her kurum ve kuruluşta, her düzeyde kalite yolu ile

verimliliğin artırılması ve tasarruf sağlanması için kullanılabilir ve uygulanabilir.

Uygulamada karşılaşılan en önemli darboğaz, kurum kültürünün ve her düzeyde

çalışanların kafa yapılarının değişime karşı gösterdikleri dirençtir. Bunu aşmak için,

en üst yönetimin kesin ve mutlak desteği sağlanmalı, çalışanların katılımı ve

güçlendirilmesi teşvik edilip desteklenmeli, eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmeli ve

başarıya ulaşmanın daha kolay olduğu alanlardan başlanıp, en küçük başarılar bile

ödüllendirilmelidir. Günümüzün evrensel rekabet kuralı, müşteri memnuniyetinin,

bunun da ötesinde müşteri bağlılığının sağlanmasıdır.

Toplam Kalite Yönetimi (TKY); işletmelerde kaliteyi artırmayı, maliyetleri

düşürmeyi ve sürekli gelişim ile müşteri tatminini amaçlayan bir sistemdir. Toplam

Kalite Yönetimi’nde; bilgi teknolojileri kullanılarak ve sürekli öğrenme ortamı

sağlanarak; müşteri tatmini, kalite ve müşteri odaklı olma temel amaçtır. Toplam

Kalite Yönetimi; girdi, süreç ve çıktıların kontrol edilebilir duruma getirilmesini,

doğru üretimi ilk defasında yapmayı ve bunu her defasında tekrarlamayı, işletmenin

bir bütün olarak etkinliğini sağlamayı, esnekliğe ulaşmasını ve rekabet gücünü

artırmayı amaçlayan bir yönetimdir. [ Peker, 1993: s.49]

TKY bir düşünce tarzı ve bir yönetim felsefesidir. TKY’nde önemli olan belli bir

takım teknikleri ele alıp peş peşe uygulamak değil, her şeyden önce tutum ve

inançlarda bir değişiklik oluşturarak müşteriyi ön plana almaktır. Bunun için de

işletmede çalışanların bir kısmı değil, hepsi bu amacın içine çekilmelidir. TKY,

tutum ve davranışlarda değişiklik gerektiren bir yaklaşımdır.

TKY, yalnızca bir kalite geliştirme programı olarak ele alınmamalıdır. Kalite

geliştirme uygulamalarının temelinde istatistiksel ve matematiksel yöntemler,

sorunların çözümünde ağırlık kazanmasına rağmen, TKY’nin sosyal ve psikolojik

yönü de işletmeler için çok önemlidir.

5

Buraya kadar yapılan genel tanımlardan görülüyor ki; TKY, bir sistem olarak

işletmenin teknik, sosyal ve finansal yönünü dikkate alıp, müşteri memnuniyetini ön

plana çıkaran ve değişimlere göre esnek bir yapıyı öngören bir yönetim tarzı olarak

karşımıza çıkmaktadır. TKY için, kalite anlayışındaki gelişmelere paralel olarak

işletmelerde insan ve yönetim konusundaki gelişmeleri dikkate alıp, bunları

birleştiren bir sistemdir, denilebilir. [Paksoy, 2002: s.3]

ÇALIŞMANIN AMACI

Yukarıda Toplam Kalite Yönetimi anlayışı hakkında genel bir giriş yapılmıştır. Bu

çalışmanın asıl amacı; sadece Toplam Kalite Yönetimi felsefesini tanıtmak değil,

işletmelerde yapılan Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları çerçevesinde bulunan

öğelerin, ülkemiz işletmelerinin performansına (iş sonuçlarına) etkilerinin ortaya

çıkarılması üzerine çeşitli istatistik araç ve programlar kullanılarak analiz edilmesi,

işletmelerin bu konudaki uygulamakta olduğu çalışmalara ilişkin farklı bir bakış

açısı geliştirebilmeleri ve bu konuda yeni stratejileri belirlerken önem verilmesi

gereken hususların ortaya çıkarılmasıdır.

Araştırmada,

• Toplam Kalite Yönetimi çerçevesindeki temel öğeler nelerdir?

• Ülkemiz işletmelerinde hangi Toplam Kalite Yönetimi öğeleri ön plana

çıkmaktadır?

• TKY çerçevesindeki Genel Đşletme Performansına ilişkin öğeler nelerdir?

• Ülkemiz işletmelerinde söz konusu Toplam Kalite Yönetimi (TKY)

Uygulamaları ile Genel Đşletme Performansı (GĐP) arasında bir ilişki (direkt

etki) var mıdır?

gibi sorulara yapılacak analiz sonuçlarına dayanarak cevap aranacaktır. Bu amaçlara

ulaşabilmek için ülkemizde Toplam Kalite Yönetimi anlayışına yönelmiş ve

başlangıç olarak bir kalite Standardına sahip firmalarda anket çalışması yapılacak,

6

elde edilecek verilerle, çeşitli istatistik yöntemler kullanılarak bu veriler analize tabi

tutulacaktır.

ÇALIŞMANIN ÖNEMĐ

Bize göre, hiçbir Standard mükemmel değildir. Kalite kavramının hiçbir Standardı

yeterli görmeyen, Toplam Kalite Yönetimi (TKY) anlayışı içerisinde ele alınması ve

kalitenin bir yaşam tarzı haline getirilmesi gereklidir. Çünkü, Toplam Kalite,

yaşamın ta kendisidir ve arkasında kalitesizliğin saklanabileceği bir perde değildir.

Kalite ülkemiz için iyi bir gelişme aracı olarak, söylem olarak kalmaktan

çıkarılmalıdır [Kavrakoğlu, 1996].

Son yıllarda bilim çevrelerinde de kalite konusunda bir çok çalışma yapılmıştır.

Sonuçta gelinen noktayı yeniden gözden geçirmenin faydalı olacağına inanıyoruz.

Bugün fabrikatöründen işçisine, mühendisinden siyasetçisine değin herkesin

üzerinde yorum yaptığı, “kalite” konusunda ne kadar yol alınabilmiştir, neler

değişmiştir? Artan kalite rüzgarlarıyla, duvarına bir kalite belgesi asan kuruluşlar

karlarını artırmışlar mıdır? Ya da bu şirketlerde çalışanların memnuniyetleri

artırılmış mıdır? Müşteriler aldıkları ürünlerden tatmin olmuşlar mıdır? Bunlar

ölçülebilmiş midir?

Bu tez çalışmasından, Toplam Kalite Yönetimi ve Đstatistik analiz konularında bilgi

toplumuna ve işletmelere aşağıda sayılan katkıların sağlanacağı beklenmektedir.

• Toplam Kalite Yönetimi anlayışının açıklanması ve ülkemizdeki

uygulamaları hakkında bilgi verilmesi,

• Ülkemiz işletmelerinin performans göstergeleri üzerine farklı bir bakış açısı

getirmesi,

7

• Toplam Kalite Yönetimi anlayışı ile ilgili olarak çok sayıda çalışma olmasına

rağmen, bu anlayışın ülkemiz işletmelerinde rekabet gücü kazandırması

açısından çıkan sonuçlarla yeni stratejilerin belirlenmesi,

• Ülkemizde henüz yeni yeni uygulanmakta olan, Đstatistikte henüz yeni

kullanıma sahip olan Yapısal Eşitlik Modeli teknikler dizisi hakkında sosyal

bilimcilere kaynak oluşturacak yeni bir çalışmanın ortaya çıkarılması.

ÇALIŞMANIN ĐÇERĐĞĐ

Bu tez çalışması giriş bölümü hariç yedi bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde

kısaca Toplam Kalite Yönetimi anlayışı tanıtılmış, tez çalışması hakkında genel

bilgiler verilmiş, tez çalışmasının amacı, önemi, kapsamı, araştırma problemi ve tez

çalışmasının genel yapısı ve tez bölümlerinin içeriği sunulmuştur.

Giriş bölümünden sonraki birinci bölümde; kalite, kalitenin ayrıntıları ve kalite

gelişim süreci anlatılacak, Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin yerleşmeye

başlamasına kadar geçen kalite süreçleri hakkında genel bilgiler verilmektedir.

Đkinci bölümde, Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin tanımı ve tarihsel gelişimi

anlatılacak, Toplam Kalite Yönetiminde sürekli gelişimi sağlayacak araç ve

yöntemler anlatılmaktadır. Dünya da uygulanan çeşitli kalite yönetimi modelleri

hakkında bilgi verilemektedir. Ayrıca Toplam Kalite Yönetimi öğeleri

açıklanmaktadır.

Üçüncü bölümde, ülkemiz işletmelerinde oluşan uygulamalar doğrultusunda genel

işletme performansı hakkında bilgiler verilmekte ve genel işletme performansı

öğeleri ile ilgili açıklamalar yapılmaktadır.

Dördüncü bölümde, tez çalışmasının araştırma metodolojisi bölümündeki

araştırmada bulunan modellerin analizinde kullanılacak olan istatistik yöntemler

8

hakkında bilgi verilmektedir. Tez çalışmasının Sayısal Yöntemler Bilim Dalı’nda

yapılması dolayısı ile sosyal bilimcilere kaynak oluşturması açısından yararlı

olacağını düşündüğüm bu bölümde araştırma sırasında kullanılacak matematik ve

istatistik teknikler hakkında teorik bilgi verilmekte, özellikle ülkemizde henüz

uygulaması yeni olan “Yapısal Eşitlik Modeli – YEM” ( Structural Equation

Modeling – SEM ) adlı istatistik metodlar dizisi tanıtılmaktadır.

Beşinci bölümde; araştırma modeli, araştırma metodolojisi, araştırma problemi ve

araştırma modeli çerçevesinde oluşturulacak temel ve alt hipotezler ortaya

konmaktadır. Ayrıca, araştırma modelinde bulunan değişkenler açıklanmakta,

araştırmanın türü, ölçme, anket tasarımı, anketin yapısı, anketin hazırlanması, hedef

kitle, örnekleme, örnek hacmi, veri toplama yöntemi ve verilerin düzenlenmesi

anlatılmaktadır.

Altıncı bölümde ise saha çalışmasında elde edilen verilerin analizi yapılmaktadır.

Analiz için SPSS 11.0 istatistik paket programı ve SPSS paketinin içerisinde çok

değişkenli analizleri modelleyebilmekte kullanılan AMOS 4.0 istatistik modülü

kullanılmaktadır. Analiz bölümünde, araştırma modeli olarak ortaya konan birbiri ile

ilgili olan üç farklı model değerlendirilmekte, ortaya konan hipotezler teker teker test

edilmektedir.

Sonuçlar ve öneriler bölümünde, analiz sonuçları raporlanmakta ve daha sonra

yorumlanmaktadır. Bu sonuçların işletme açısından önemleri açıklanmakta ve

işletmelerin bu sonuçlardan ne şekilde yeni stratejiler ortaya koymaları gerektiği

hakkında öneriler verilmektedir.

En son bölümde ise tez çalışmasında kullanılan kaynaklar (kitap, makale, dergi,

süreli yayın, internet dokümanları) bulunmaktadır. Arkasından da tez çalışması ile

ilgili olarak bazı tablo ve dokümanlar ekler başlığı ile verilmektedir.

9

BÖLÜM 1. KALĐTE VE KALĐTE GELĐŞĐM SÜRECĐ

1.1. GĐRĐŞ

Bu bölümde; kalite, kalitenin gelişimi ve Toplam Kalite Yönetimi anlayışı etkinlik

kazanıncaya kadar geçen kalite aşamaları hakkında bilgi verilmektedir.

Kalite, bir işletmenin kendi varlığını sürdürmede, tepe yönetimin sağlam liderliği

altında yüksek rekabet gücünü, çalışanların güvenliğini ve müşteri memnuniyetini

sağlamaya, sosyal sorumluluk görevlerini yerine getirmeye yönelik faaliyetlerin

tümüdür.

Müşterilere sunulan donanım, yazılım ve insan davranışının gerçek kalitesi,

müşterilerin algıladığı “kalite” dir. Bir başka deyişle, müşterilerin tam memnuniyeti

ile onların ihtiyaçlarını karşılayarak uygulamaya geçirilmeyen her türlü Kalite

Yönetimi kavramı, müşterilere değer verme kavramının atlanması veya göz ardı

edilmesi nedeniyle müşterilerin gözünde değer taşımayacak ve kabul görmeyecek,

böylece bir yana bırakılacak veya başarısızlıkla noktalanacaktır. Bu tür kalite

yönetimi uygulama planları, çıkmazın nedenlerine ilişkin kapsamlı bir analize

başvurmadan düşük verimli ve zaman tüketici olmakla suçlanacak ve sadece bir

geçici heves sayılacaktır. [Atay, 1999: s.1]

Gelişen teknoloji; modern endüstriyel sistemlerin doğmasına sebep olmuş,

karmaşıklaşan üretim ve yönetim süreçleri. bir çok zorluğu da beraberinde

getirmiştir. 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar bu gidişe ayak uydurma ve

gelişimin getirdiği zorlukları aşma adına çok sayıda çalışmalar yapılmış ve çok

sayıda yeni kuramlar geliştirilmiştir. Đş planlamasını, işçi ve nezaretçilerden alıp,

endüstri mühendisliğine vererek bilimsel yönetimin temellerini atan Frederic Taylor

tarafından ortaya konan, uzmanlığa önem veren katı bir yönetim anlayışıyla üretimin

10

artırılmasını amaçlayan süreç, ileriki evrede yerini verimliliğin artırılması çabalarına

bırakmış ve daha sonraki yıllar ise kalitenin hedeflenmesi ile geçirilmiştir. II. Dünya

savaşı kalite teknolojisinin gelişmesini hızlandırmıştır. Ürün kalitesinin

iyileştirilmesi gerekliliği kalite kontrol konusundaki çalışmaların artmasına ve

bilginin daha çok paylaşılmasına yol açmıştır. Özellikle II. Dünya savaşı ve

sonrasında artan kalite bilinci ve arayışı Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesini

doğurmuştur. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY) gelişmesinde en önemli rolü

üstlenen kişi olan Deming, kalitenin sadece sayısal teknik ve testlerin kullanıldığı bir

kontrol işlevi olmadığını vurgulamış, kalitenin yönetsel yönüne de eğilmiştir [Çetin,

Akın ve Erol, 2001].

1.2. KALĐTENĐN TANIMI

Kalite kavramı, son yıllarda sıkça kullanılıyor olmasına karşın, çok eski zamanlardan

beri önem verilen bir değerdir. Bu kavrama süreç içerisinde yüklenilmiş olan değişik

anlamlar ve spesifikasyonlar sayesinde kalite ile ilgili kullanılan birçok tanım ortaya

çıkmıştır. Her insanın farklı bir kalite anlayışı olmasına rağmen; kalite, kavramının

tanımında kalite anlayışına paralel olarak gelişen teknoloji ve günümüzün büyük

ölçüde rekabete dayanan ekonomik sistemi içerisinde bazı değişiklikler meydana

gelmiştir.

Kapsamlı bir tanımını oluşturmadan önce, kalitenin kesinlikle ne olmadığını,

belirtmek yerinde olacaktır. Kalite, pek çok kişinin bildiği gibi veyahut tanımlamaya

çalıştığı gibi “mutlak anlamda en iyi” demek değildir.

Kalite, konusunun önde gelen uzmanları ve çeşitli kalite organizasyonları tarafından

aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır.

En genel anlamı ile kalite, koşulların yerine getirilmesidir. Basit anlamda bir ürün

veya hizmetin istenen özelliklere uygunluğudur.

11

Kalite, bir ürünün veya hizmetin tüketici gereksinmelerini mümkün olan en

ekonomik düzeyde karşılamayı amaçlayan pazarlama, mühendislik, imalat ve

kalitenin devamı özelliklerinin bileşkesidir [Feigenbaum, 1991: s.7].

Kalite, gereksinimleri tatmin edebilme kapasitesidir. [Deming, 1968].

Kalite, insan ihtiyaçlarının karşılanması ve hatta aşılmasıdır. [Kano, 1993]

Kalite, kalite yaratmadır, müşterinin gerçek gereksinimini müşteriden de iyi bilip

karşılamaktır. [Kavrakoğlu, 1990]

Kalite, bir ürün veya hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama

kabiliyetine dayanan, özelliklerin toplamıdır. (DIN ISO 8402/04,1989) Bu

özelliklerin bazıları, boyut, biçim, kimyasal-fiziksel özellikler, ömür ve

güvenilirliktir [Ercan, 1987: s.7].

Kalite, bir mal ya da hizmetin belirli bir gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini

ortaya koyan karakteristiklerin tümüdür. (ASQC-Amerikan Kalite Kontrol Derneği)

Kalite, bir malın ya da hizmetin tüketicinin isteklerine uygunluk derecesidir.

(EOQC- Avrupa Kalite Kontrol Organizasyonu)

Kalite, kullanıma uygunluktur. (J. M. Juran)

Kalite, bir ürünün gerekliliklere uygunluk derecesidir. (P.Crosby)

Kalite, ürünün sevkiyattan sonra toplumda neden olduğu en küçük zarardır. (G.

Taguchi) [Bozkurt v.d., 1996: s.4]

Kalite, ürün tatmini sağlamak amacıyla bir ürünün müşteri gereksinimlerine uyum

koşullarını tanımlayan özelliklerdir. (Juran)

12

Kalite, kusur barındırmamaktır. (Juran)

Bir ülkenin ekonomik yapısını oluşturan bir çok faktörden en önemlisi, üretimdir.

Üretimde verimlilik ve kalitenin, ekonomik yapının oluşmasında çok önemli bir yeri

vardır [Bozkurt v.d., 1996: s.5].

Kalite, verilen koşullara uygunluk demektir.

Kalite, yapılan işin ilk defasında doğru yapılması ve bununda zamanında yapılması

gerekir.

Yukarıda görüldüğü gibi kalitenin bir çok tanımı yapılabilmektedir. Tanımların bu

kadar fazla olmasının nedeni kalite kavramının çok boyutlu olmasından dolayıdır. Bu

çok boyutluluğun nedeni ise kalite kavramının sektörlere göre, kalite kavramına

bakış açısına göre değişmesidir. Ancak genel olarak incelendiğinde kaynaklarda

bulunan bu kavramlar aşağıdaki gibi birkaç temel üstüne oturtulabilir.

Kalite,

• Uygunluktur,

• Đhtiyaçları karşılama becerisidir,

• Ekonomikliktir,

• Kusur barındırmamaktır.

1988 yılında Garvin, yapılmış olan kalite tanımlarını beş değişik yaklaşıma göre

kategorilere ayırmıştır. Garvin’in kalite yaklaşımları aşağıda verilmektedir.

Üstünlük yaklaşımı: Kalite, mümkün olabilecek en yüksek standartta oluştuğundan,

beraberinde üstünlüğü de getirmiş olacaktır.

13

Ürün bazlı yaklaşım: Kalitenin, kesin ve ölçülebilir bir değişken olarak ele

alınmasıdır. Kalitede farklılıklar, ürünün sahip olduğu bazı niteliklerin miktarındaki

farklılığı yansıtır.

Kullanıcı bazlı yaklaşım: kullanıcının gözünde, verilen sözlerin kaliteyle ne şekilde

ilişkilendirildiğinin belirtilmesidir.

Üretim bazlı yaklaşım: kalitenin üretim faaliyetleri ve mühendislikle

ilişkilendirilmesidir.

Değer bazlı yaklaşım: Kalite; performans, fiyat ve kalite arasındaki karşılıklı

alışveriş göz önünde tutularak yaratılan bir üstünlük olarak ele alınmasıdır.

Yönetim bazlı yaklaşım: Kalite yöneticilerinin algılamalarına ve beklentilerine

uyum sağlayacak ve yönetim sürecinin etkinliğini ve verimliliğini artıracak ürün

özellikleri veya nitelikleri olarak tanımlanmaktadır [Rao, Carr, Dambolena, Kopp

v.d., 1996: s. 26-29].

1.3. KALĐTENĐN BOYUTLARI

Kalitenin çeşitli açılardan incelenmesinde en kapsamlı çalışmalardan birini yapan

Garvin, 1984 Yılında tüketicinin algıladığı kalitenin sekiz boyutunu aşağıdaki gibi

tanımlamıştır [Garvin, 1988: s.217], [Garvin, 1996: s.15-23]:

Performans: Üründe bulunan birincil özelliklerdir. Bir ürünün temel işlevsel

özellikleri anlamına gelen performans, örneğin bir otomobil için hız, konfor; bir

televizyon için renk, ses, görüntü vb. özellikler olabilmektedir. Hizmet işletmelerinde

ise performans servis hızı ve bekleme zamanının azlığı ile ölçülebilir.

Ürünün performans özellikleri genellikle ölçülebilen özellikleri içerdiği için benzer

ürünler arasında performans açısından nesnel bir sınıflandırma yapılabilmektedir.

14

Đşlevsellik (Fonksiyonellik): Bir mamulün kendisinden beklenen fonksiyonları

eksiksiz ve aksaksız olarak yerine getirebilme kaabiliyeti, kalitenin işlevsellik

boyutunu göstermektedir.

Özellikler: “Özellik” kelimesi, bir ürünün temel fonksiyonunu tamamlayan kavram

olarak nitelendirilebilir. Kalitenin bu boyutu için, havayolu şirketinin uçuşlarda

verdiği ücretsiz ikramlar; çamaşır makinesinin pamuklu ya da yünlü programı örnek

olarak sayılabilir.

Güvenilirlik: Ürünün kullanım ömrü içinde performans özelliklerinin sürekliliği.

Önceden saptanan süre içinde mamulün arıza yapmadan çalışması.Ürünün kullanım

ömrü içersinde kendisinden beklenen tüm fonksiyonları tam olarak yerine getirip

getirmediğinin ölçütüdür. Ölçülebilen bir özellik olan güvenilirlik, ortalama ilk

bozulma zamanı, bozulma süreleri arasındaki dönem vb. olabilir. Kalitenin

güvenilirlik boyutu, bozulma sürecinde geçen zaman önem kazandıkça ve

bakım/onarım maliyetleri arttıkça daha belirleyici bir faktör olmaktadır.

Uygunluk: Spesifikasyonlara, belgelere ve Standardlara uygunluk. Uygunluk ürünün

tasarımının ve işleyiş özelliklerinin önceden belirlenmiş standartlara uyup uymama

derecesidir. Uygunluk, kalitenin teknik boyutu hakkında tüketici veya kullanıcıya

fikir vermektedir. Aynı zamanda uygunluk, istatistiksel kalite kontrolde ürünle ilgili

özelliklerin nominal değerden sapma oranıdır. Bu oran hedeflenen nominal değere ne

kadar yakın olursa ürün tasarım spesifikasyonlarını o derece iyi karşılar ve uygunluk

açısından kaliteli bir ürün olarak algılanır.

Dayanıklılık: Ürünün kullanılabilirlik özelliğidir. Mamulün şok, vibrasyon, sıcak,

soğuk,..vb. beklenmeyen koşullar altında kendisinden beklenen işlevi ne ölçüde

gerçekleştirdiğidir. Mamulün özellikleri dayanıklılığı etkilemektedir.

Bir ürün veya hizmetin kullanım ömrünün uzunluğu dayanıklılığını gösterir.

Genellikle alıcılar ürün dayanıklılığının belli koşullarda test edilmesini yazılı olarak

onaylanmasını istemektedirler. Teknolojik açıdan dayanıklılık, bir ürünün

15

deformasyona uğrayıncaya kadar olan kullanım süresini ifade etmektedir. Örneğin,

bir elektrik ampulünün lityum teli yandığında değiştirilmesi gerekmektedir. Tamiri

olanaksızdır.

Hizmet Görme Yeteneği: Kalitenin altıncı boyutu hizmet görme yeteneği, yani hız,

çabukluk, nezaket, yeterlilik, ehliyet ve tamir edebilme kolaylığı olarak ifade

edilmektedir. Tüketiciler ürünün bozulma olasılığı ile birlikte, ürünün serviste kaldığı

süreyi, servisin randevularına ne kadar sürede cevap verdiği, servis personelinin

ilgisi ve servisin sorunlara doğru çözümler bulabilme özelliklerine de önem

vermektedirler. Ürünle ilgili problemlere doğru cevaplar ve çözümler bulunamaması,

şirketin şikayetleri ele alma süreci, tüketicilerin ürün ve hizmet kalitesini

değerlendirmelerini etkilemektedir.

Estetik: Ürünün albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneğidir. Ürünün görünüşü ile

ilgili özellikleri, yüzey düzgünlüğü, simetri, parlaklık, renk, koku,..vb. özellikler, bir

mamulün estetiğini (görünüm kalitesini) belirlemektedir. Estetik, tüketicilerin beş

duyusuna hitap eden ürün özellikleridir. Başka bir deyişle, ürünün kullanıcının

beklentilerine uygun bir estetik yapıyı sağlayabilmesidir. Renk, ambalaj, biçim gibi

özellikler ürünün performansını doğrudan etkilememekle beraber, tüketici

beğenilerine yönelik estetik özellikler olarak nitelendirilebilir.

Algılanan Kalite: Tüketiciler her zaman ürünün tüm özellikleri ile ilgili ayrıntılı

bilgi sahibi değildirler ve böyle durumlarda dolaylı bir takım ölçütler karar

vermelerinde önemli rol oynamaktadır. Reklam faaliyetlerinde yaratılan ürün imajı,

marka imajı gibi faktörler ürün kalitesinin tüketici tarafından olumlu veya olumsuz

algılanmasında oldukça önemlidir. Örneğin; televizyon üretimi konusunda uzun

yıllar önderlik yapmış bir firmanın yeni çıkartacağı bir ürünün de, bu markaya

güvenen tüketicilerin büyük bir bölümü tarafından kaliteli olarak algılanması

kaçınılmaz bir gerçektir.

Đtibar: Ürünün ya da diğer üretim kalemlerinin geçmiş performansı [Gözlü, 1990:

s.2] , [Bozkurt v.d., 1995].

16

Güvenlik: Mamulü kullanan kimsenin güvenliğini tehdit edici bir durumun

bulunmamasıdır.

Kalitenin temel olarak üç ana unsuru bulunmaktadır; tasarım, uygunluk ve

performans. Tasarım, müşteri istek, arzu ve ihtiyaçlarının tatmin edecek şekilde ürün

ya da hizmetin planlanması ile ilgilidir. Tasarım kalitesi genellikle hedeflenen kalite

olarak algılanır. Tasarlanan ürün ya da hizmetin;

• Standartlara,

• Kullanıma,

• Ekonomik konjonktüre,

• Ve diğer belirli ya da henüz açığa çıkmamış gereksinimlere

göre uygunluğu önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar [Duffin, 1995: ss:35-41]

Genişletilmiş süreçte kaliteyi iyileştirmek arzusunda olan yöneticilerin, kalitenin

aşağıdaki üç unsurunu göz önüne almaları gerekir.

• Tasarım kalitesi,

• Uygunluk kalitesi,

• Performans kalitesi (Şekil 1)

1.3.1. TASARIM KALĐTESĐ

Tasarım kalitesi, müşteri araştırmaları ve hizmet/satış ziyaretleri ile başlar ve

müşteriyi tatmin edecek bir ürün (hizmet) kavramının belirlenmesi ile sürdürülür.

Ürün (hizmet) kavramı için spesifikasyonlar hazırlanır. Bir kuruluşta müşteri ve

tedarikçileri dış ve iç olarak iki grupta değerlendirmek gerekir.

17

KALĐTE

TASARIM

KALĐTESĐ

Üretim Öncesi

Faaliyetler

UYGUNLUK

KALĐTESĐ

Üretim Sürecindeki

Faaliyetler

PERFORMANS

KALĐTESĐ

Üretim Sonrası

Faaliyetler

Şekil 1. Kalitenin Bileşenleri

Bir ürün (hizmet) kavramının geliştirilmesi süreci; pazarlama, satış sonrası hizmetler,

tasarım mühendisliği ve üretimden sorumlu personel arasında tam bir işbirliğinin

bulunmasını gerektirir.

Bir işletmenin ürün veya hizmet politikası sürekli iyileştirme ise müşteri

araştırmalarına, satış sorası servis kalitesine ve analizlerine de özel bir önem

verilmesi gerekecektir.

Müşteri araştırması şimdi ve gelecekte müşteri gereksinimlerinin açıklığa

kavuşturulması için uygulanan çalışmalardır. Müşteri araştırmaları işletme içindeki iç

müşteriler içinde gerçekleştirilmelidir.

Satış analizleri, satış sırasında müşterilerden toplanan ve müşterinin bugünkü ve

yarınki gereksinimlerini içeren bilginin sistematik olarak toplanması ve

değerlendirilmesidir.

Satış sonrası hizmet analizleri, müşteri/kullanıcıların ürün/hizmet performansı ile

ilgili olarak sahip oldukları sorunların sistematik olarak araştırılmasıdır.

18

1.3.2. UYGUNLUK KALĐTESĐ

Yukarıdaki konularımızda da değinmiş olduğumuz gibi “Kalite nedir?” sorusuna

verilen yanıtların hepsinin özünde “uygunluk” kavramı bulunmaktadır. “Neye

uygunluk?” sorusuna verilen yanıt ise kalite sağlama yaklaşım ve yöntemlerinde

tarihsel süreç içinde yaşanan gelişmelere paralel olarak değişmiştir. Uygunluk

kavramının tarihsel gelişim sürecinde aşağıdaki dört boyut içinde karşımıza

çıkmıştır.

• Standardlara uygunluk,

• Kullanıma uygunluk,

• Maliyetin uygunluğu ve

• Açığa çıkmamış gereksinimlere uygunluk [Bozkurt v.d., 1995: s.7].

1.3.3. PERFORMANS KALĐTESĐ

Performans kalitesi, bir organizasyon tarafından üretilen ya da sunulan ürün veya

hizmetlerin, pazardaki performans düzeylerinin müşteri araştırmaları gibi metodlar

ile belirlenmesidir Bu çalışmalar, satış sonrası hizmet, bakım, güvenirlik ve lojistik

destek analizi ile müşterilerin neden işletmenin ürün ya da hizmetlerini satın

almadıklarının araştırılmasını içerir.

Performans kalitesi, işletmenin ürün veya hizmetlerinin pazardaki performans

düzeylerinin müşteri araştırmaları, satış ve analizleri ile belirlenmesidir. Bu

çalışmalar, satış sonrası hizmet, bakım, güvenirlik ve lojistik destek analizi ile

müşterilerin neden işletmenin ürününü/hizmetlerini satın almadıklarının

araştırılmasını içerir.

Performans kalitesi çalışmalarında kalite kaybı, iki kaynakta aranmalıdır. Birinci

olarak kalite kaybı ürünlerin veya hizmetlerin karakteristiklerinin pazarın

gereksinimlerinden farklı bir şekilde üretildiği; süreçlerde olur. Bu kayıp, pazar

19

bölümü sayısının artırılması ve ürünün müşteri gereklerini karşılayacak şekilde

düzeltilmesi ile önlenebilir. Đkinci olarak kalite kaybı, kalite karakteristikleri

değişiminin çok fazla olduğu ürün veya hizmet üreten süreçlerde ortaya çıkar. Bu iki

kalite kaybı genişletilmiş sürecin performans aşamasında aranmalıdır.

Ekip çalışması genişletilmiş sürecin sürekli iyileştirilmesinde bir önkoşuldur. Bundan

dolayı daha olumlu bir çalışma ortamının yaratılması için aşağıdaki hususlara dikkat

edilmelidir:

• Ekip çalışmasının önemi vurgulanmalıdır.

• Hatalı ürünlerin tespit edilmesi yerine, hatalı ürüne engel olma felsefesi

yerleştirilmelidir.

• Tüm çalışanlar için sürekli eğitim uygulanmalıdır.

• Çalışanlar, sürecin sürekli geliştirilmesi felsefesine katkıda bulunmak için

teşvik edilmelidir.

• Đşi yapan kişilere işin gerektirdiği yetki ve sorumluluk verilmelidir.

• Tüm çalışanlar için sağlıklı ve emniyetli bir iş ortamı temin edilmelidir.

• Đşletme amaç ve politikası çalışanlara düzenli olarak aktarılmalı, çalışanların

da sürekli katkıda bulunabilmeleri yönünde motive edilmelidir [Garvin,

1996].

1.4. KABUL EDĐLEBĐLĐR KALĐTE DÜZEYĐ (KKD)

Bir üretim ünitesinde yapım işlemleri belirli özelliklere sahip bir mamulün üretimi

amacına yöneltilmiş ve üretim programı buna göre düzenlenmiştir. Ancak üretilen

mamullerin istenilen kalitede olup olmadıklarının bilinmesi, hem kalite taleplerinin

karşılanma oranı ve hem de üretimin başarısını saptama veya hangi noktalarda

aksadığını aydınlatma bakımından gerekli olacaktır.

Mamullerin çeşitli özelliklerini saptamak üzere çok gelişmiş ölçme araç ve metodları

vardır. Eğer bu özelliklerden birinin ölçümünde güvenilir veya yeterince gelişmiş

araç ve metodları yoksa, büyük firmalar bizzat araç ve metodları geliştirmeye

20

çalışırlar. O halde kaliteyi ölçmek için ölçüm sonuçları ile istenilen standart değer

arasındaki farkların bulunarak önemlilik derecesinin saptanması gerekecektir.

Belirli bir özelliğin ölçülmesinde elde edilen değerlerle standart değer arasındaki fark

göz önüne alındığında şu problemler ortaya çıkmaktadır:

1. Fark çok küçükse, ölçme metod veya aracımız bu farkı saptayacak kadar

duyarlı mıdır?

2. Fark büyükse, ölçme metod veya aracımız bu farkı tespit edebilecek kadar

duyarlı ise, bu fark tesadüfen mi ortaya çıkmıştır, yoksa bu fark gerçek bir

fark mıdır?

Ölçme metodunun duyarlılığını saptarken, ölçme tekrar edildiğinde, aynı farkın

bulunup bulunmadığını araştırmak gerekir. Farkın rasgele bir fark olup olmadığını

ise, mamulün tek ünite iken çeşitli ölçme noktalarında veya birimler halinde ise

birden fazla ünite üzerinde yapacağımız ölçmelerde aynı farkın bulunup

bulunmadığını kontrolle anlayabiliriz [Tulunay, 1978: s.207-217].

Üretim, satış ve kontrol faaliyetleri içinde oldukça sık geçen bir ifade “Kabul

edilebilir Kalite Düzeyi (KKD)” dir. (AQL:Acceptible Quality Level). Günümüzde

bile geçerli fakat hızla geçerliliğini yitirmekte olan bu kavram ürünlerin yüzde

kaçının uygun olmasının müşterice tatminkar olacağı ile ilgilidir.

Rekabetin yoğunlaşması ve “Toplam Kalite” felsefesinin uygulamaya geçirilmesi ile

“Kabul edilebilir Kalite” anlayışı yerine “% 100 Kalite”, ya da “Sıfır Hata”

anlayışına terk etmektedir.

Müşteriler geçmişte % 1, % 2 hatta % 5 hatalı ürünleri kabul ederken, günümüzde

ppm (part per million-milyonda hata), ppb (part per billion -milyarda hata), ve “Sıfır

Hata” düzeyinde üretim yapan şirketlerle karşılaşmaktadırlar.

KKD kavramına dönük faaliyet gösteren şirketlerin de sıfır hatayı

benimsemelerinden başka bir seçenek kalmamış gibidir. Kaldı ki, Toplam Kalite

21

uygulamalarının kanıtlamış olduğu gibi, aslında sıfır hata üretimi, % X hatalı

üretime kıyasla üretilen ürüne bağlı olarak daha ekonomik de olabilmektedir. Bir

başka etkisi ise sıfır hata, süreçlerde zaman tasarrufunu, yeniden çalışmayı ve işletme

içi maliyetlerde sağlamaktadır. [Cartin, 1993: s.116].

Sıfır hatayı hedef seçmenin temelinde başka nedenler de vardır. Bunlardan biri,

özellikle düşük hata seviyelerinde (binde bir ve altı) istatistiksel analiz yapma

güçlüğüdür.

Đstatistiksel olarak anlamlı olabilecek örnek sayısı on binleri bulunca, bu yöntemler

ekonomik olmaktan çıkmaktadır. Çünkü çoğu sektörde ürüne hasar vermeden örnek

almak ya da test yapmak olanaksızdır.

Özetle, muayene yolu ile kaliteyi %100 güvence altına almak olanaksızdır. Bu

nedenle, üreticiler gün geçtikçe ürünü kontrol etmekten uzaklaşmakta, ürünü üreten

sistemi (süreçleri vs.) kontrol altına almayı tercih etmeye başlamışlardır. Hatta

bununla da yetinmeyip, ürünün tasarımında kaliteyi güvence altına alacak özelliklere

yer verilmektedir [Kavrakoğlu, 1996].

ustalıkla muayene ilesüreç

kontrolu ilesüreç

tasarımındaürünün

tasarımında

1800' ler 1900 - 1940 1940 - 1960 1960 - 1980 1980 -

Şekil 2. Kalitenin sağlanmasında geçen aşamalar [Kavrakoğlu, 1996].

22

1.5. KALĐTEYĐ ETKĐLEYEN FAKTÖRLER

Dün yalnızca “muayene” olarak anlaşılan kalite kontrolü, kaliteyi etkileyen

etmenlerin sistemli araştırılması ile çok geniş kapsamlı olan çağdaş anlayışına

erişmiştir. Bu faktörler şunlardır:

Kalite, alıcının beklediği, ödemeye hazır olduğu üründe olması gerekenin, pazar

araştırmacıları aracılığıyla belirlenen düzeyinden etkilenmektedir.

Kalite; araştırma, geliştirme, mühendislik girişimleri ve pazar araştırması ile ortaya

konan özelliklerin teknik resimlere dönüştürülme tekniklerinin uygulamalarından

etkilenmektedir.

• Kalite, satın almada seçilen, anlaşılmaya varılan, teslim alınan malzeme ve

dışarıda imal ettirilen parçalardan (girdi) etkilenmektedir.

• Kalite, teknik resimlerin imalata hazırlanış yöntemlerinden etkilenmektedir.

• Kalite, üretim içi ve üretim sonu muayene ve kontrollerin, işlevsel deneylerin

yapılış biçiminden, bu amaçla kullanılan ölçme ve denetim aygıtlarının

kalibrasyon durumlarından, kişilerin bilgi ve yeteneklerinden, kullanılan

yöntemlerden önemli oranda etkilenmektedir.

• Kalite, ambalajlama, depolama ve gönderme biçim ve yeteneklerinden

etkilenmektedir.

• Kalite, servis olanakları, ilgili servis elemanlarının davranışları, ürünün

yerine takılışı ve/veya kullanışının doğru biçimde gösterilişinden

etkilenmektedir.

• Kalite, ürünün kullanım yerinde karşılaştığı koşulların ölçülmesi,

kestirilmesi, bu koşullar içinde kullanılması süreci içindeki güvenilirliğin

araştırılmasından elde edilen verilerin ürün tasarım, üretim ve denetim

yöntem, planlama ve uygulamalarına yansıtılması biçiminden de

etkilenmektedir [Özevren, 1997: s.51].

23

1.6. KALĐTEDE SĐSTEM YAKLAŞIMI

Shewhart’tan Ishikawa’ya tüm kalite uzmanlarının sistem öğesi üzerinde

durmalarının çok önemli nedenleri vardır. Bunların başında; ölçülebilirlik,

izlenebilirlik, tutarlılık, kararlılık, geliştirme ve iyileştirme özelliklerinin

sağlanabilmesi gelir. Ancak sistemi oluşturan bir şeyi bilinçli bir şekilde geliştirmek

mümkündür. “Kalite Güvence Sistemi” kısmında ele alınacağı gibi, günümüzün

kalite anlayışında “sistem” yaklaşımı yatmaktadır.

Neden “sistem”? sorusunu yanıtlamak için herhangi bir işte başarının nasıl

sağlandığının düşünmemiz yeterli olacaktır. Bir sistemin başarılı olması için hemen

her zaman üç öğe söz konusudur. Bunlar:

• Donanım (Teknoloji, araç-gereç, ölçü aletleri, vs.),

• Đnsan (Operatör, usta, teknisyen, mühendis, yönetici, vs.),

• Yöntem (Politika ve stratejiler, prosedürler, iş talimatları, vs.).

Ancak;

Donanım + Yöntem = Sistem

diyecek olursak bu üç öğeyi ikiye indirebiliriz. Đşte Shewhart’ın “insan-sistem”

ayrımı bu iki temel unsuru kastetmektedir (Şekil 3.) [Kavrakoğlu, 1996: s. 22].

Şekil 3. Shewhart’ın “Đnsan-Sistem” ayrımı

24

1.7. KALĐTENĐN TARĐHÇESĐ

Kalite kavramının insanlık tarihi kadar eski olmasına karşın, bir mamulün kalitesine

karşı gösterilen ilgi imalat endüstrisinin ortaya çıkması ile başlar. Elde edilen

mamulün kalitesinin ölçülmesi ve ihtiyaca daha iyi cevap verecek bir hale

getirilmesine çalışılması doğaldır. Orta çağda esnaf loncalarının yaygın bulunduğu

dönemlerde kalite ile ilgili birçok kısıtlamaların uygulandığını görüyoruz. O

dönemde her sanat dalı için eğitim süresi oldukça uzun tutulmaktaydı. Her sanat

dalında yüksek derecede başarı gösteremeyen bir kimseye “usta” unvanı verilmez ve

kendi başına çalışmasına müsaade edilmezdi. Bu kısıtlamalarla kalitenin

muhafazasına ve ehliyetsiz kimseler tarafından düşük kaliteli malların pazara

sürülmesinin önlenmesine çalışılmaktaydı. Ayrıca belli başlı sanat dallarında kendi

hesabına çalışma izni almış bulunan sanatkarlar, ilgili meslek kuruluşu tarafından

sürekli bir kontrole tabi tutulmaktaydılar.

Pazara sunulan mamuller sık sık muayene edilerek, düşük kaliteli mallar imha

edilmekte ve bunları üretenler hakkında çeşitli cezalar uygulanmaktaydı. Bunlar orta

çağda bile kalitenin teminat altına alınması hususunda harcanan çabanın bir

işaretidir.

Kaliteye karşı gösterilen ilgi ile kalite kontrolü çok eski olmakla beraber, özellikle

orta çağda, imalat faaliyeti katı kurallara tabi tutulmuş olmasına rağmen istatistiksel

kalite kontrol metodlarının uygulanması oldukça yenidir [Tulunay, 1973].

Kalite 1700-1900’lerde daha çok zanaatkarların kişisel çabalarıyla belirlenmekteydi.

1875 yılında Frederick W. Taylor işleri daha küçük ve daha kolay yapılabilir

parçalara ayırarak, daha karmaşık ürünlerin ve proseslerin uygulanmasında ilk

denemeyi gerçekleştirmiştir. Daha sonra hedefleri üretkenlik olan Gilbreth ve Gannt

Taylor’un çalışmalarına katkıda bulunmuşlardır. 1900-1930 yılları arasında Henry

Ford - montaj fabrikası - üretkenlik ve kaliteyi geliştirmek için daha az karmaşık

çalışma metodları uygulayarak hatasız montaj, kendi kendini kontrol ve proses

25

muayenesi kavramlarını geliştirmiştir. Đlk Standardlar Laboratuarı 1901’de

Đngiltere’de kurulmuştur. AT&T ise 1907 ve 1908’de sistematik muayeneye ve

ürünlerle, malzemelerin testlerine başlamıştır. W.S. Gosset; (1908) Guiness

Biraları’ndaki çalışmasında “t-dağılımını” tanıtmıştır. 1915 - 1919 yıllarına

gelindiğinde Đngiliz hükümeti de “Tedarikçi Sertifika Programı”’na başlamıştır.

1919’da Teknik Muayene Kurumu (Bu kurum daha sonra adını Kalite Güvence

Enstitüsü olarak değiştirmiştir) Đngiltere’de kurulmuştur.

1920’lerde AT&T Bell Laboratuarları’nda, kalite kontrol testleri ile ürün

güvenilirliğini kanıtlamak için, kalite departmanları kuruldu. B.P. Dudding ise

General Elektrik (Đngiltere) de; elektrik ampullerinin kalite kontrolü için istatistiksel

metodlar kullandı. 1922-1923 yıllarında R.A. Fisher deneysel tasarım ve ziraat bilimi

uygulamaları üzerine bir seri temel yazılar yayınladı [Tulunay, 1973].

Đstatistiksel kalite kontrol metodu ilk defa bir Amerikalı istatistikçi tarafından ortaya

atılmıştır. Bir telefon şirketinde çalışmakta olan Dr. Walter A. Shewhart istatistiksel

kalite kontrolü ile ilgilenmeye başlamış ve 1924 yılında Bell Laboratuarları teknik

notlarında “Kontrol Diyagramları” kavramını tanıtmıştır. Bu nedenle kalite kontrol

diyagramlarına “Shewhart Grafiği” de denilmektedir [Tulunay, 1973]. H.F. Dodge ve

H.C. Romig tarafından 1928 yılında kabul edilir örnekleme metodolojisi, Bell

Laboratuarlarında geliştirilmiş ve hassaslaştırılmıştır [Montgomery, 1996].

Dr. W.A. Shewhart bu alandaki verimli çalışmalarına devam ederek 1931 yılında

yayınladığı “Economic Control of Quality of Manufactured” (Đmal edilmiş ürünlerin

ekonomik kalite kontrolü) adlı eseri ile üretim sürecinin sürekli olarak kontrol altına

alınmasını sağlayan istatistiksel metodların ilk modellerini vermiştir. Shewhart’ın

üretim faaliyetinin sürekli kontrol altında tutulmasını sağlayan metodu formüle

etmesi, kalite kontrol alanında çok önemli bir gelişme olmuştur.

Dr. W.A. Shewhart tarafından temelleri atılan ve geliştirilen istatistiksel kalite

kontrol metodu yine Amerika’da bir telefon şirketinde çalışan iki Amerikalı

istatistikçinin önderliğinde geniş ölçüde uygulanabilirliğe kavuşmuştur. Söz konusu

26

iki istatistikçi kendi isimleri ile adlandırılan “Dodge-Romig muayene tabloları” nı

uygulamak sureti ile kalite kontrolüne büyük hizmetleri geçen H.F. Dodge ile H.G.

Romig olmuştur.

Kalite Yönetimi’nin tarihsel gelişim süreci ve ayrıntıları ana başlıklarla aşağıda

anlatılmaktadır. (Şekil 4 ve sonrası)

Şekil 4. Kalite Anlayışının Tarihsel Gelişimi

1.7.1. MUAYENE

1900’lü yılların başında Taylor’un yaptığı bilimsel çalışmalar yönetim kavramının

bilimsel temeller üzerine oturması gerektiğini göstermiştir. Taylor’a göre insanları

harekete geçirebilecek tek güç bireysel ekonomik çıkarlardır. Taylor’un amacı verimi

maksimum kılmaktır [Demir, Gümüşoğlu, 1994:72]. Taylor, ekonomik kazancın

artırılmasının sadece sermaye ve işçilikle değil, aynı zamanda bilginin işe

uygulanması ile de sağlanacağını ilk gösteren kişi olmuştur. Taylor, iş planlamasını

işçilerin ve nezaretçilerin elinden alıp endüstri mühendisliğine vererek bilimsel

yönetimin öncülüğünü yapmıştır. Taylor’un bu dönemde gerçekleştirdiği çalışmalar

endüstri devriminin ateşleyici gücü olarak kabul edilmektedir.

27

Endüstri devrimi öncesi, üretimin atölyelerde yapıldığı yıllarda kalite o malı üreten

ustanın sorumluluğunun altındaydı. Endüstri devrimi sırasında, ilk takım

tezgahlarının ortaya çıkması ile üretim sistemi ve ürün yapısı karmaşık hale

gelmiştir. Đşletmelerin büyümesi ve çok sayıda ustanın istihdam edilmesi ürün

kalitesi sorumluluğunu ürünü üreten kişiye yüklemiştir.

20. yüzyıl, önemli teknolojik gelişmelerin yaşandığı ve bunun yarattığı zenginlik ve

refahın geniş toplum kesimlerine yayıldığı bir dönemi de başlatmıştır. Bu yüzyılın

başında, endüstriyel sistemlere önemli yenilikler getirmiş olan Henry Ford 1905

yılında Ford Motor şirketinde ilk kez montaj hattı uygulamasını başlatmış ve imalat

ortamındaki karmaşık süreçleri niteliksiz işgücü tarafından yapılabilecek basit

montaj işlemlerine ayırmıştır.

Ford’un modelinde kalite görevi montaj hattı sonunda mamullerin iyiler ve kötüler

biçiminde ayrımını sağlayan muayene elemanlarına devredilmiştir. Bu uygulamanın

miktar ve üretim terminlerine uygunluğu ön plana çıkartarak kaliteyi göz ardı

etmesinin yarattığı kalite kayıplarının önlenmesi amacı ile ürün kalitesinden üretim

nezaretçilerinin sorumlu olması uygulamasına geçilmiştir. Nezaretçiler kalitesiz

üretime neden olan işçilere yaptırım uygulayarak firma güvencesi sağlamaya

çalışmışlardır.

Bu uygulama I. Dünya Savaşı ile son bulmuştur. Savaş döneminde bozuk olan

ürünün maliyeti yaşamsal önem taşımaktaydı. Patlamayan bombalar, sık bozulan

araçlar savaşın kaybedilmesine neden oluyordu. Böylece son kontrol uygulaması

getirilerek, ürünler üretildikten sonra bir muayeneden geçirilerek kusurlular

ayıklanmaya başlanmıştır [Doğan, 1991: s.13].

Son ya da nihai muayene yönteminde üretilen ürünlerin tek tek veya örnekleme yolu

ile kontrol edilmesi amaçlanmaktadır. Kontrol sonucunda “iyiler” ile “kötüler”

birbirinden ayıklanarak, belirli bir kabul edilebilir kalite düzeyine ulaşılmaya

çalışılmıştır. Üretilen ya da sevk edilen parti içersindeki kabul edilebilir hatalı

ürünlerin sayısı yüzde, binde veya milyonda ifadeleri ile açıklanmaktadır. Üretilen

28

partilerden belli tekniklere göre örnekler alınır ve bu örnekler test edilerek tüm parti

hakkında genel bir fikir yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu uygulama ile yüzde yüz

kalite sağlanması mümkün olmamaktadır.

1.7.2. ĐSTATĐSTĐKSEL KALĐTE KONTROL (ĐKK)

1924 yılında matematikçi olan Walter Shewhart, seri üretim ortamında kalitenin

ekonomik olarak kontrolü için bir yöntem olan Đstatistiksel Kalite Kontrolü

kavramını gündeme getirip ilk defa kontrol kartlarını uygulayan kişi olmuştur

[Bozkurt, Odaman, 1996: s.2]. Shewhart, imalatın her aşamasında sapmaların ve

değişikliklerin var olduğunu, bu değişikliklerin yapı ve nedenlerinin araştırılması için

sürecin izlenmesi ve farklılıklarının kontrol edilmesi gerekliliğini gündeme

getirmiştir. Đlk olarak Shewhart tarafından geliştirilerek kullanılmaya başlayan

kontrol kartları, bugün çoğu işletmede üretimlerinin izlenmesi amacıyla yaygın

olarak kullanılmaktadır.

Đstatistiksel süreç kontrol uygulamalarının kalite kontrol alanındaki yenilikçi özelliği

II. Dünya Savaşı sonrasına kadar gelişerek devam etmiştir. Savaş sonrası yıllarda

Endüstri Mühendisliği ve üretim yönetimi tekniklerinin gelişmesi kalite sağlama

çalışmalarına da yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu dönemde toplumların kaliteli

ürünlere olan talebinin artmaya başlaması, bilgi paylaşımına dayalı kalite sağlama

uygulamalarının gelişmesine yol açmıştır. 1949 yılında ABD’de kurulan Amerikan

Kalite Kontrol Derneği (ASQC), izleyen yıllarda Dünya’nın çeşitli ülkelerinde

benzer amaçla kurulan ulusal organizasyonların ilk örneği olmuştur.

Bilgi paylaşımına dayalı kalite sağlama uygulamalarının yaygınlaştırılması amacı ile

kurulmuş olan bu dernek, yaptığı yayınlarda kalitenin maliyet, fiyat ve rekabet

üzerindeki önemli etkilerine dikkat çekmiştir. Kalite kontrol uzmanlığının giderek

geliştiği bu dönemde tedarikçi değerlendirme programları, hata analizi ve sorun

çözme teknikleri yardımı ile girdi temini, tasarım, üretim, sevkiyat ve satış sonrası

29

alanlara doğru bir kalite kontrol anlayışı ve buna bağlı uzmanlaşma gelişmeye

başlamıştır [Peşkircioğlu, 1997: s.4].

1949 yılında Japon Bilim adamları ve Mühendisleri Derneği (JUSE) kurularak kalite

kontrol konusunda faaliyetlere başlamış ve bu dönemde Japonya’da bulunan Dr.

Deming Đstatistiksel Kalite Kontrol konusunda seminerler vermiştir. Deming’in

verdiği seminerlerden derlenen notlar “Deming’in Đstatistiksel Kalite Kontrolü

Dersleri” olarak JUSE tarafından yayınlanmıştır. Deming’in seminerlerinin ardından

1954 yılında bir diğer kalite kontrol uzmanı Dr. Joseph M. JURAN, JUSE tarafından

seminerler vermek üzere Japonya’ya davet edilmiştir. Juran, kalitenin esas olarak

yönetimin sorumluluğu olduğu konusunda Japonları yönlendirmeye çalışmış ve

gerçekleştirdiği istatistiksel çalışmalara yönetsel bir kalite kontrol boyutu

kazandırmıştır. Juran’ın 1951’de yayınladığı “Kalite Kontrol El Kitabı” kalite

kontrol hareketinin önemli kaynağı olarak kabul edilmiştir [Garvin, 1988: s.101].

1956 yılında JUSE ve Japon Standartları Birliği tarafından Japonya’da kalite

bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla 17 seminer radyodan yayınlanmaya başlamış

ve günde 15 dakika olmak üzere 1962 yılına kadar bu yayınlar devam etmiştir

[Lemak, Reed, Satish, 1997: s.67-86].

1.7.3. KALĐTE KONTROL (KK)

Kalite Kontrol (KK), 1920’lerde endüstri alanında uygulanmaya başlamıştır. Kalite

anlayışının işletmelerde yerleştirilebilmesi için, kalitenin o işletme için ulaşılabilir

bir amaç olması ve dolayısıyla onun üzerinde yoğunlaşması, iyi bir kalite kontrol

sisteminin kurulmasını gerektirmektedir. Ancak burada bahsettiğimiz kalite kontrol

faaliyeti, üretim sonrası kusurlu ürünü veya prosesi ortaya çıkaran bir kontrol

faaliyeti olmamalı, daha geniş kapsamlı olmalı, işletme çapında ele alınmalı ve kalite

özelliklerinin hedeflenen şekilde başarılmasına kısaca kalite güvenliğine yönelik

olmalıdır [Pekdemir, 1992: s.6]. Çünkü kalite kontrol, herkesin aynı kuralları ve

prensipleri izlediği demokratik bir süreçtir [Mizuno, 1992: s.62].

30

1.7.4. TOPLAM KALĐTE KONTROL (TKK)

Toplam Kalite Kontrolü (TKK), Deming, Juran, Feigenbaum ve Japonya’da kalite

uygulamalarına katılan diğer kalite öncüleri tarafından 1950’li yıllarda geliştirilen bir

sistemdir.

Feigenbaum’a göre Toplam Kalite Kontrol, “bir organizasyondaki değişik grupların

kalite geliştirme, kaliteyi koruma ve kalite iyileştirme çabalarını müşteri tatminini de

göz önünde tutarak üretim ve hizmeti en ekonomik düzeyde gerçekleştirebilmek için

birleştiren etkili bir sistem” olarak tanımlanmaktadır. Toplam Kalite Kontrolü;

pazarlama, tasarım, üretim, kontrol ve sevkiyat bölümleri de dahil olmak üzere bütün

bölümlerin katılımını gerektirmektedir [Ishikawa, 1995: s.92].

Toplam Kalite Kontrolü çeşitli düzeylerdeki yöneticilere yol gösteren, daha doğru ve

etkin karar vermelerine yardımcı olan bir araçtır. Bu aracın işe yarayacak biçimde

tasarımlanması ve etkin uygulanabilmesi için, tüketici isteklerinin saptanması ve

değerlendirilmesi, gerekli teknolojik olanakların sağlanması, işletme içinde olumlu

beşeri ilişkilerin sürdürülmesi ve kalite ile ilgili kavramların tüm işgören tarafından

eksiksiz ve doğru anlaşılması gerekmektedir [Kobu, 1999: s.478-481].

Toplam Kalite Kontrolü’nün temel ilkelerini kısaca açıklarsak:

Önce kalite bilinci: Önce kaliteye önem veren bir işletmenin karları uzun vadede

artacaktır. Müşteri güveninin yavaş yavaş kazanılması hem şirket satışlarını artıracak

hem de işletmenin pazar payını koruyarak varlığını korumasını sağlayacaktır. Eğer

işletme kısa süreli kar elde etme amacını güderse, uluslararası piyasada rekabet

gücünü kaybedecek ve uzun vadede karı azalacaktır.

Tüketiciye yönelik kalite kontrolü: Toplam kalite kontrolde temel amaç müşteri

isteklerini karşılamak ve bunları aşmak için tüm işletme çalışanlarının istekli ve

kararlı olmalarını sağlamaktır. Müşteri isteklerine göre kalite kontrol dış müşteriye

31

yönelik olduğu kadar iç müşteriyi (çalışanları) de kapsamalıdır. Unutulmamalıdır ki

bir sonraki süreç müşterimizdir.

Đstatistiksel yöntemlerin kullanılması: Toplam kalite uygulamaları sırasında bir

çok istatistiksel yöntem uygulanarak işlemlerin akışı hakkında genel bir fikre sahip

olunabilir. Yedi temel araç, yedi yeni araç gibi yöntemler uygulamalarda yardımcı

araçlardır.

Yönetim felsefesi olarak insana saygı: Başarılı yönetimin temel ilkesi astların

bütün yeteneklerini kullanmalarına izin veren bir anlayışın benimsenmesidir.

Çalışanların kalite uygulamalarına gönüllü olarak katılımlarının sağlanması

isteniyorsa, çalışanlara bir araç ya da makine gibi davranılması düşünülemez.

Toplam Kalite Kontrol anlayışı da sürekli değişim ve iyileşme anlayışını

benimsemektedir. Toplam kalitenin önce kalite, tüketiciye yönelik kalite çalışmaları,

istatistiksel yöntemlerin kullanılması , insana saygı gibi son derece önemli yönetim

konularıyla ilgilenmesi, yönetimin, Toplam Kalite Kontrolü’nü işletmenin tümünün

performansını iyileştirmek üzere bir araç olarak görmesinden kaynaklanmaktadır.

Toplam Kalite Kontrolü’nün ortak amaçları ise şunlardır:

• Firmanın dinamizmini ve yapısını geliştirmek,

• Bütün çalışanların çabalarını birleştirmek, herkesin katılımını sağlamak ve

işbirliğine dayanan bir sistem kurmak,

• Kalite güvenliği sistemini kurmak ve müşterilerle tüketicilerin güvenini

kazanmak,

• Rakiplerine göre en yüksek kaliteye ulaşmayı arzu etme ve bu amaçla yeni

ürünler geliştirme,

• Yavaş kalkınma dönemlerinde karı güvence altına alabilecek ve çeşitli soru

ve sorunlara tatmin edici cevaplar verebilecek bir sistemi yerleştirmek,

• Çalışanlara güvenli bir çalışma ortamı yaratmak,

• Kalite kontrol tekniklerinden yararlanmaktır.

32

Toplam Kalite Kontrol anlayışı firma çapında kalite yaklaşımı olarak geliştirilmiş,

tüm firma ve kurum kültürüne yansımış: başta yönetim olmak üzere tüm çalışanların

paylaşılan vizyonu haline gelmiş ve bu hali ile "Toplam Kalite Yönetimi (TKY)”

olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Modern kalite anlayışının Toplam Kalite Kontrol'den Toplam Kalite Yönetimi’ne

geçirdiği evrimde en önemli etkiler yönetimin tanımında meydana getirdiği

etkilerdir. TKK’ün, TKY’ye doğru yaşadığı evrimde, yönetimin tanımından gelen

süreç ve insan odaklılık ön plana çıkmış, bu unsurların üzerinde özellikle durularak,

yönetim fonksiyonlarının bu yönde geliştirilmesi sağlanmıştır. Özellikle üzerinde

durulması gereken değişim ise, yönetim tanımlarında yer alan amaç ifadelerinin

giderek “müşteri mutluluğu”, “müşteri tatmini” ifadeleri ile özdeşleşmesidir [Toplam

Kalite Yönetimi Araştırma Komitesi (TKYAK), 1994: s.9].

Kalite Kontrol Organizasyonunda Yapılacak Đşler:

Kalite Kontrol organizasyonunda görev, yetki ve sorumluluklar saptanıp, birimlere

paylaştırılırken, önce üç temel fonksiyonun bir geri besleme sistemi içinde

aksamadan, etkin biçimde yürütülmesi amaçlanmaktadır.

Şekil 5. Kalite Kontrol Organizasyonunda Temel Fonksiyonların Geri Besleme

Sistemi Đçinde Düşünülmesi [Kobu, 1999: s.486]

33

Şekil 5’te görüldüğü üzere, “planlama ile ne yapılacak?, ölçme ile nasıl yapılıyor? ve

analiz ile nasıl geliştirilebilir?” sorularına cevap aranır. Bunlar arasında sürekli bir

geri besleme akışı mevcuttur. Organizasyon kurulurken temel fonksiyonlar

arasındaki bilgi akışının kesintisiz sürmesini sağlayacak önleyici tedbirlerin alınması

büyük önem taşır.

Kalite Kontrol ile departmanlar arasındaki ilişkilerde, görev ve sorumlulukların kesin

ve açık olarak belirlenmesi, geri besleme sisteminin verimli çalışmasını sağlar.

Toplam Kalite Kontrol çerçevesinde temel işletme fonksiyonlarının aktif görevleri,

yapması gerekli olan kontrol ve ölçümlerden bazıları aşağıda tablo ile verilmektedir.

Tablo 1. Đşletme Fonksiyonları ve Bazı Görevleri [Heizer and Render, 1999]

Pazarlama Talep tahminlerinin doğruluğu Sipariş alımında hata oranı Ürün alımında müşteriye doğru bilgi vermek Hazırlanan kullanım kılavuzlarının etkinliği

Ürün Geliştirme Yeni ürünlerle ilgili süreçlerin geliştirme hızı Değer analizinin doğruluğu Tasarımın verimlilik açısından hazırlanması Yeni teknolojilere uyum ve uygulama hızı Üretime geçildikten sonra teknik düzeltme sayısı

Üretim Üretim süresi, fire, maliyet Ara stoklar Tezgah bozukluk süreleri

Satın Alma Tedarik süresinde gecikme Satın alınan malzemede fire miktarı

Dağıtım Mamul stok miktarları, stokta kalma süresi Dağıtım güvenilirliği

Satış Teslim süresi güvenilirliği Teslim miktarı güvenilirliği

Satış Sonrası Hizmet Servis talebi, servis ekibinin yanıt süresi Servis randevularında zamanlı hareket

Đdari Hizmetler Finans ve diğer raporların doğruluğu Finans ve diğer raporların hazırlanma zamanı

Yönetim Alınan karaların uygulanma yüzdesi ve hızı Hedeflenen amaçlara ulaşma yüzdesi

34

BÖLÜM 2. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ

Bu bölümde, Toplam Kalite Yönetimi anlayışı tanıtılmakta, TKY içerisindeki konu

başlıkları hakkında genel bilgiler verilmektedir. Ayrıca Toplam Kalite anlayışının

Türkiye’deki uygulamalarından, Dünya’da uygulanmakta olan kalite modellerinden

ve kalite ödüllerinden bahsedilmekte, son olarak da Toplam Kalite Yönetimi

Uygulamalarında kullanılan araç ve teknikler ile Toplam Kalite Yönetiminin temel

öğeleri açıklanmaktadır.

2.1. GĐRĐŞ

Đşletmelerin başarılı olabilmeleri için temel unsur kardır. Bunun için de yeterli sayıda

müşterileri bulunmalıdır. Đşletmeler hem mevcut müşterilerini ellerinde tutmak, hem

de yeni müşteriler bulabilmek için gayret göstermektedirler.

Đşletmeler müşterilerini belirledikten sonra, onların gereksinim ve beklentilerini de

belirlemeli ve süreçlerini bu gereksinim ve beklentileri doğru ve tam zamanında

karşılayacak şekilde düzenlemelidirler.

Bir işletme karını maksimum yapabilmek için, verimliliğe ve etkinliğe önem

vermelidir. Ancak bu şekilde müşteriyi tatmin edecek mal veya hizmeti en düşük

maliyetle üretmek mümkün olabilir.

Maliyet etkinliği ve istenilen kalite düzeyinin belirlenebilmesi için, müşteri

gereksinimleri tasarım aşamasından itibaren göz önüne alınmalıdır. Ürün veya

hizmet üretirken hata, fire ve ıskartaları önleyerek, verimsizliği en az indirmeleri

gerekir [Özevren, 1997: s.4].

35

Son olarak bütün faaliyetlerin müşteri gereksinimlerine yönelik olduğunun kontrol

edilmesi, eğer öyle değilse üretimin durdurulup sürecin kontrol altına alınması

gerekir.

Aslında bu kavramlar ve bu süreç hemen hemen Taylor’dan beri bilinmektedir.

Ancak bir çok yönetim uzmanı bu temel kavramları kullanarak yeni yaklaşım ve

teorileri geliştirmişlerdir. Toplam Kalite Yönetimi de kıyasıya bir rekabetin olduğu

günümüzde işletmenin uzun zaman hayatta kalmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Bu

yaklaşımın en temel unsurları Feigenbaum, Deming ve Ishikawa gibi çeşitli kalite

yöneticileri tarafından Şekil 6’da olduğu gibi sıralanmıştır. [Bergman ve Klefsjo,

1994: s. 15-32].

Şekil 6. Toplam Kalite Süreci [Koç Holding Seminer Notları]

36

Şekil 7. Toplam Kalite Yönetimi’ne Ulaşmak Đçin Gerekli Olan Faaliyetler ve

Olgulara Đlişkin Akış Diyagramı [Heizer ve Render, 1996: s.79]

37

Toplam Kalite Yönetimi; sürekli gelişim ile müşteri mutluluğunu ve tatminini temel

alan bir yaşam tarzıdır. Mükemmelliğe uzanan bir yolculuktur [Çetin, Akın ve Erol,

2001]. Bir ürün veya hizmetin üretilmesi ve sunulmasında kaliteden bahsedebilmek

için bu sürece doğrudan veya dolaylı olarak etki eden tüm faktörlerin kaliteli olması

gereğini savunan ve bunun bir organizasyon sayesinde yönetsel bir işlev olmasını

öngören TKY yaklaşımı bazı prensipler üzerine oturmuştur. TKY’nin temellerini

oluşturan bu prensipler şunlardır;

• Üst yönetimin tam desteği,

• Müşteri odaklılık,

• Uzun dönem stratejik planlama (Vizyon ve misyon doğrultusunda),

• Çalışanların tam katılımı,

• Çalışanların okul ve işbaşı eğitimi (Eğitim ve öğretim),

• Çalışanları fark etme ve ödüllendirme,

• Çalışanlar yetki devri ve takım çalışması,

• Üretim sürecinde ölçme ve analizler yapma,

• Kalite odaklı olma (Kalite güvence sistemi - ISO, QS veya diğer),

• Sürekli gelişim,

• Hızlı ve sürekli bilgi akışı [Cartin, 1993].

2.2. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ’NĐN TANIMI

Bazı kalite uzmanlarının Toplam Kalite Kontrolü (TKK) olarak da ifade ettiği

Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY); T'si, toplamı, tüm çalışanların katılımını,

yapılan işlerin tüm yönlerini, müşterileri ve üretilen ürün ve hizmetlerin tümünü

kapsar. K'sı, kaliteyi, yani müşterilerin bugünkü beklenti ve ihtiyaçlarını tam

zamanında karşılayıp, onlara gelecekteki beklentilerini aşan ürün ve servisler sunmak

demektir. Y'si ise, yönetimin her konuda çalışanlara liderlik yapması, çalışanlara

örnek model oluşturması ve şirket çapında katılımcı yönetimin sağlanmasıdır.

38

Katılımcı yönetim, her seviyedeki çalışanların önerilerini rahatça sunma imkanının

ve şirket içinde verilecek kararlarda söz söyleme hakkının bulunmasıdır.

Toplam: Herkesin katılımı,

Kalite: Müşteri gereksinim ve beklentilerinin tamamen karşılanması,

Yönetim: Kaliteli ürün ve hizmet için bütün koşulların sağlanmasıdır.

Kaynaklarda konu ile ilgili yazarlar tarafından Toplam Kalite Yönetimi’nin çeşitli

tanımları yapılmıştır. Şaşırtıcı olmakla beraber, Đngiliz Standardları Enstitüsü kendi

Standardlarında bile iki farklı tanım yapmıştır.

Đlk tanımda [British Standards 4778, 1991] TKY; toplumun ve müşterilerin

gereksinimlerini, beklentilerini karşılayan ve işletme çalışanlarının tüm

potansiyellerini en üst düzeyde tutarak işletme hedeflerini, en az maliyetle en

verimli şekilde sağlayan tüm faaliyetleri içeren yönetim felsefesi olarak

tanımlanmaktadır.

Đkinci tanımda [British Standards 7850, 1992] ise, TKY bir işletmenin insan ve

malzeme kaynaklarını, hedeflerine ulaşmak için en verimli şekilde kullanmayı

amaçlayan yönetim felsefesi ve uygulamaları olarak tanımlanmıştır.

UMIST kalite yönetimi merkezi tarafından kullanılan TKY tanımı ise şöyledir:

TKY, müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmet kalitesinin

sağlanması için, bir işletme içindeki tüm bireylerin ortak çalışmasıdır [Dale ve

Plunkett, 1995: s.11].

Bir firmanın minimum maliyetle üretmeyi düşündüğü kalite düzeyini imkanlar

çerçevesinde en ekonomik şekilde karşılayacak çıktı üretimini amaçlayan kalite

güvencesinden günümüze kadar çok yol alınmıştır [Eriş, 1998]. Bu denli önemli olan

bir kavramın kuşkusuz yönetimi gerekmektedir. 1990’larla birlikte Toplam Kalite

Yönetimi (TKY) olarak ele alınan bu kavram, iç ve dış müşterilerin tatmin

39

edilmesinde işletmelerde bölüm bazında değil, bir bütün içerisinde uygulanan bir

felsefe olarak karşımıza çıkmaktadır. [Madu, Kuei, Lin, 1995: s.121-131]

Toplam Kalite Yönetimi, tüketici isteklerini en ekonomik düzeyde karşılamak amacı

ile işletme içindeki pazarlama, mühendislik, imalat ve müşteri hizmetleri gibi çeşitli

birimlerin; kalitenin yaratılması, yaşatılması ve geliştirilmesi yolundaki çabalarını

birleştirip, bu çabalar arasında eşgüdüm sağlayan etkili sistemdir [Feigenbaum, 1991:

s.6.].

Klasik yönetim anlayışında amaç, hedeflenen karı elde etmektir. Belli bir düzeyin

üzerindeki kaliteyi gerçekleştirmek, maliyetlerin yükselmesine neden olur. Yani

kalite yükseldikçe, maliyet de buna bağlı olarak yükselir. Çünkü kalite, kontrol

edilerek sağlanır. Dolayısıyla hataları önlemeye dönük yaklaşıma sahip değildir.

Hataların ölçülebilen maliyetleri (hurda, fire, KK maliyetleri) yanında, ölçülemeyen

maliyetler (pazar kaybı, müşteri kaybı, prestij kaybı,..) de söz konusudur. Bu

ölçülemeyen maliyetler, ölçülebilenlerden daha büyüktür ve etkisi uzun zamanda

ortaya çıkar. Bu nedenle kalitesizlik maliyeti belirlenirken mutlaka hataların, yani

kalitesizliğin ölçülemeyen maliyetleri de ele alınmalıdır.

TKY ise klasik yönetimin aksine hataları önlemeye dönük bir yaklaşıma sahiptir. Bu

da hataların daha ortaya çıkmadan önlenmesini sağlamaktadır. Bunun sonucunda da

hata maliyeti ile hataların değerlendirilmesine yönelik test ve muayene maliyeti de

azalmaktadır. Hata maliyetleri belirlenirken, hataların ölçülemeyen maliyetleri de ele

alınmıştır. TKY’de amaç hedeflenen karı sağlayacak ölçülebilen ve sürekli

geliştirilen bir kalite sistemine sahip olmaktır. Sonuçta TKY ile klasik yönetim

modeli karşılaştırıldığında; TKY, kalite maliyet ve hız üstünlüğü ile kuruluşlara daha

fazla rekabet olanağı sağlamaktadır

Toplam Kalite Yönetimi, hataların nedenlerini ortadan kaldırmaya ve hatalar

oluşmadan önlem almaya yöneliktir. Hatalı ürünlerin üretilmesi önlendiğinde,

maliyetlerde azalmaya başlayacaktır [Bozkurt ve Asil, 1995: s. 32-33.].

40

Uzun vade de müşterinin tatmin olması ve başarıyı elde etmesi için, toplum için elde

etmeyi amaçlayan kalite üzerinde yoğunlaştırılmış tüm personelin katılımına

dayanan bir yönetim modelidir. Yalnız üründe değil hizmette, iletişimde fikir

alanında toplam kalite yönetimi uygulanmalıdır. Müşteri beklentisini her şeyin

üstünde tutan müşteri tarafından tanımlanan kaliteyi tüm faaliyetlerin yürütülmesi

sırasında ürün ve hizmet bünyesinde oluşturulan bir yönetim biçimidir.

Toplam kalite yönetimi kaliteyi artırarak rekabet gücünü geliştirmenin çağdaş

yönetim biçimidir. Toplam kalite yönetimi biçimi aynı zamanda yaşam biçimidir.

Çağdaş yaşamın her aşamasında sürekli gelişmeyi ve birlikteliği ön görür Toplam

Kalite Yönetimi, sürekli gelişme, müşterinin tatmini, ilk defada ve her zaman

doğruyu yapma temeline dayanır. Maliyetler düşürülürken üretimin kalitesinin

artırılması ve müşterinin memnuniyet seviyelerinin yükseltilmesi hedeflenmektedir.

Bu anlayışa göre üretimin kalitesi ürün üretilirken sağlanır Toplam Kalite

Yönetimi’nin ana felsefesi her hangi bir kurumda çalışan herkesin katılımı ile

sürecin sürekli olarak iyileştirilmesi ve geliştirilmesi esasına dayanır.

Dr. Feigenbaum Toplam Kalite Kontrolü, “Müşterilerin ihtiyaçlarını en ekonomik

düzeyde karşılamak amacı ile işletmenin değişik bölümlerinin; kalitenin yaratılması,

yaşatılması ve geliştirilmesi yolundaki çabalarını birleştirip koordinasyonunu

sağlayan eden etkili bir yöntemdir” şeklinde tanımlamıştır [Akao, 1991: s.3].

Toplam Kalite Yönetimi değişim için dizayn edilmiştir. TKY kurallardan ve

araçlardan oluşan statik bir sistem değil, işin yapılması ile ilgili bir düşünce şekli ve

yönetim felsefesidir [Dobbins, 1995: s.31]

Toplam kalite yönetimi, iç ve dış müşteri beklentilerinin aşılmasını temel amaç

olarak alan, çalışanların bilgilendirilip yetkilendirilmesini ve takım çalışmalarıyla

tüm süreçlerin sürekli iyileştirilmesini hedefleyen bir yönetim felsefesi olarak

tanımlanmaktadır. Bu tanım içerisinde kalite, müşteri beklentilerinin karşılanması,

kalitesizlik ise topluma verilen toplam zararı ifade eder. Müşteri, işletmedeki

41

süreçlerin ürettiği ürün ya da servisi kullanan kimsedir. Bunlardan organizasyon

içinde yer alanlara iç müşteri, dışında olanlara ise dış müşteri diyoruz.

Uzun dönemde bir işin ilk defada doğru yapılarak sıfır hataya ulaşılması için

çalışanların gerekli eğitimlerden geçmesi, ihtiyaç duyulan araç ve gerecin sağlanması

Toplam Kalite Yönetimi’nin etkinliğini artırır. Bunu sağlamanın temel yolu müşteri

beklentisinin sağlıklı olarak belirlenmesidir. TS - ISO 9005 kalite sözlüğü

standardında kalite bir ürün ya da hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları

karşılama kabiliyetine dayanan özelliklerin toplamı şeklinde tanımlanabilir Toplam

Kalite Yönetimi’nin doğum yeri Amerika’dır. Đkinci Dünya savaşı sonunda

Amerikan endüstrisi hızla gelişti. Ancak kar anlayışları sistemin Amerika’da

başarısını engellemiştir. Japonlarda II. Dünya Savaşı yenilgisinden sonra Amerika’lı

Deming ülkeye davet edilmiş, onun yolundan gidilmiş, başarılı olunmuştur.

Başta Japon kuruluşları olmak üzere birçok Dünya kuruluşunun başarılarında temel

faktör olan Toplam Kalite Yönetimi, günümüzde en genel haliyle, bir kuruluştaki

tüm faaliyetlerin sürekli olarak iyileştirilmesi ve organizasyondaki tüm çalışanların

kesin aktif katılımıyla çalışanlar, müşteriler ve toplum memnun edilerek karlılığa

ulaşılması şeklinde ifade edilmektedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi Toplam

Kalite anlayışında, klasik yaklaşımdan farklı olarak çalışanlar ve yöneticilerden

beklenen rolde önemli bir değişim yaşanmaktadır. Yeni anlayışta, sorumluluklarını

eksiksiz olarak yerine getiren ancak bunun yanında yaptığı işin daha verimli

yapılması, iş süreçlerinin geliştirilmesi konusunda sürekli düşünen ve belirlenmiş

çeşitli sistematik katılım yöntemleri ile bu düşüncelerini ve becerilerini sisteme katan

yeni bir çalışan davranışı sergilenmesi gerekirken, yöneticilerin de çalışanları teşvik

edici, katılımı sağlayıcı, inisiyatif kullanmayı sorumluluk almayı ve yenilikler

yaratmayı teşvik eden bir insan kaynakları planlama sistemi kurması önemli bir

ihtiyaç haline gelmiştir.

Aşağıda, TKY felsefesi ile klasik yönetim anlayışının arasındaki farklılıklara ilişkin

bazı örnekler tablo şeklinde sunulmuştur [Kavrakoğlu, 1994: s.61-63].

42

Tablo 2. Klasik Yönetim Anlayışı ile TKY Anlayışının Karşılaştırılması

KLASĐK YÖNETĐM ANLAYIŞI TKY ANLAYIŞI

“Muayeneye” dayalı kalite “Önlemeye” dayalı kalite

Yüksek kalite ile artan maliyet Yüksek kalite ile düşen maliyet

Optimum stok seviyesi Sıfır stok

Spesifikasyon limitleri arası üretim Hedef değerde üretim

Sorunlar çıktıkça çözüm gerektiren

yönetim

Olası sorunları önceden düşünüp,

bunları önleyen yönetim

Hiyerarşiye dayalı öncelikler Müşteri tatminine dayalı öncelikler

Fonksiyonların kesin ayırımına dayalı

organizasyon

Đşin ideal biçimde yürütülmesine dayalı

esnek organizasyon

Azami ihtisaslaşma ile sistem

geliştirme yaklaşımı Đşbirliği ile sistem geliştirme yaklaşımı

“Kabul edilebilir hata düzeyi”ni

hedefleyen üretim “Sıfır hata”yı hedefleyen üretim

Ödül ve cezaya dayalı motivasyon Onurlu çalışmaya ve bunun takdir

edilmesine dayalı motivasyon

Kar maksimizasyonu hedefi Kalıcı performans hedefi

Kalite Kontrol fonksiyonunun

sorumluluğunda kalite güvencesi

Tüm çalışanların sorumluluğunda

kalite güvencesi

AR-GE ve pazarlamanın

sorumluluğunda ürün tasarımı

Üreten ve satış yapan herkesin katkısı

doğrultusunda ürün tasarımı

Yüksek verimli proseslerle sağlanan

verimlilik artışı

“Robust teknoloji” ürün tasarımı ile

sağlanan verimlilik artışı

Đşbaşı eğitimi ile sağlanan bilgi ve

beceri

Đşbaşı eğitimi kadar temel eğitimle de

geliştirilen bilgi ve beceri

Fayda - maliyet analizine dayalı

yatırım / işletme kararları

Kaliteyi geliştiren her uygulama ve

yatırımı benimseyen yönetim anlayışı

Tecrübe ve inisiyatife dayalı yönetim

kararları

Đstatistik ve Kantitatif analizlere dayalı

yönetim kararları

43

2.3. TÜRKĐYE’DE TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ

Daha birkaç yıl önce ülkemizin çoğu işletmesinde kalite ile ilgili insanlar ya yoktu,

veya birkaç kişilik gruplarla sınırlı idi. Ülkemizi düşündüğümüzde kalite ile ilgili

olarak, birkaç akademisyen, birkaç yönetici ve birkaç kamu görevlisi vardı. Kalite

konusu genellikle ürün kalitesine odaklanmış, yönetim kalitesinden bahsetmek

düşünülmeyen bir olguydu. Kalite denince akla genellikle ürün kalitesi gelmekteydi.

Ürünün dayanıklılığı dışındaki diğer özelliklerine önem verilmemekteydi.

Türkiye’de son yıllarda meydana gelen sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler;

ilgiyi, mamuller ve hizmetler üzerindeki kaliteye çekti. Son 20-30 yılda Dünya

kaynaklarının tüketilmesi konusundaki verimsizlik ve hızlı nüfus artışı, Dünya da ve

ülkemizde çeşitli krizlerin yaşanmasına neden olmuştu. Artan rekabet karşısında

işletmeler ürünü kaliteli üretmenin yeterli olmadığını, müşterilerin her şekilde

memnun edilmesi gerektiği olgusunu keşfetmeye başladılar. Özellikle ülkemiz dış

piyasaya mal satabilmek, ya da dış piyasadan satın alınan mallar karşısında rekabet

oluşturabilmek amacı ile kalite bilincinin, verimliliğin, Standardlaşmanın ve müşteri

gereksinimlerine önem vermenin gerekliliğini daha fazla hissetmeye başladılar.

Ülkemizde, iç piyasayı oluşturan ulusal şirketler, genellikle birleşme kartelleşme

yoluna giderken, bazıları ise ayakta kalma savaşı vermekteydiler. Gümrük duvarının

neredeyse kaldırıldığı son yıllarda iç müşteriler, alternatif mallar, ürünler tanıdılar.

Artık müşteri yıllar öncesinde olduğu gibi değildi. Soran, öğrenen, kıyaslayan ve

kaliteyi tercik eden müşteri kitlesinin hacmi gün geçtikçe artmaktaydı. Bazı

pazarlama araştırmaları yine de fiyat-kalite açmazına düşen müşterilerin üzerinde

dururken, kalitesizlik tuzağına düşen insanlar fiyatı ikinci plana atmaya başladılar,

Tüketicinin bilinçlenmesi; devleti, onların haklarını aramaları için yeni yatırımlar

uygulamaya, kanunlar çıkarmaya zorladı. Bütün bu gelişmeler tüketiciyi koruma

adına çeşitli kanunların çıkmasına ve tüketici mağduriyetini önleme amacı ile çeşitli

sivil toplum kuruluşlarının oluşmasına neden oldu. Örneğin doksanlı yıllarda çıkan

yeni yasa tasarısının getirdiği en önemli yenilik, “Hatalı maldan ve onun neden

44

olacağı zarardan sadece üretici ve ithalatçının değil, satıcının da ortak sorumluluk

taşıdığının benimsenmesi” idi [Polater, 1993: s.37]. Bilinçlenen tüketiciler organize

olmaya başlamışlardı.

Ortam böyle iken, TSE, TÜSĐAD ve akademisyenlerin öncülüğünde bazı faaliyetler

başlatıldı. Türk Standardları Enstitüsü (TSE) de 132 sayılı kuruluş yasası ile

kendisine verilen “Standardlara uygun ve kaliteli üretimi teşvik edecek her türlü

çalışmayı yapmak ve bunlarla ilgili belgeler düzenlemek” görevini yerine getirirken

Standardların yanı sıra kalite konusuna da eğilmiş ve bu alanda yürüttüğü çalışmalar

son yıllarda özel bir önem ve yoğunluk kazanmıştır. Avrupa Kalite Örgütü (EOQ)

üyesi olarak, kalite alanındaki uluslar arası gelişmeleri yakından izlemekte,

ülkemizin çağdaş kalite anlayışı açısından geri kalmaması için olanaklar dahilinde

her türlü çalışmayı göstermektedir [Peker, 1993: s.113].

2.4. TKY’DE SÜREKLĐ ĐYĐLEŞTĐRME (KAIZEN)

Japonca, Kai = değişim, Zen = iyi, daha iyi anlamına gelmektedir. Bu iki sözcüğün

bileşiminden oluşan Kaizen sözcüğü geliştirme, iyileştirme ve özellikle “sürekli

gelişme “ anlamlarında kullanılmaktadır. Bu sözcüğe esas önemini kazandıran

özellik, onun aynı zamanda bir felsefeyi, bir yaşam biçimini ifade etmesidir.

Tepe yönetimden en alt düzeydeki çalışana kadar herkesin katılımı ile, sürekli

gelişim felsefesi olan Kaizen, Japonya’nın rekabetteki başarısının en önemli

elemanlarından birisidir. Kaizen örgüt hiyerarşisi içinde tüm çalışanların fikirlerini

açıkça ortaya koyabildiği ve çalışanlar arasındaki iletişimin daha rahat sağlanabildiği

bir sistemdir. Ayrıca, yeni fikirlerin ortaya çıkartılması ve çalışanları araştırmaya

yönelmeleri konusunda özendirmektedir. [Keen, Knap, 1996: s.49]. Kaizen

yaklaşımının daha iyi anlaşılabilmesi için batılı ülkelerdeki gelişmeyi simgeleyen

“Buluş yaklaşımı” ile “Kaizen yaklaşımı”’nı karşılaştırmak gerekmektedir.

45

Batı yaklaşımına göre, üretim belirli standartlara göre sürerken, diğer yandan

araştırmacılar laboratuarlarda Ar-Ge çalışmalarını sürdürmektedir. Üretim yapan

kişilerle, araştırma yapan kişiler farklı kişiler olup, çalışmalar bittiğinde, buluş

uygulamaya konur ve Şekil 8.a ’da görüldüğü gibi gelişme düzeyinde bir sıçrama

sağlanır. Daha sonra yeni buluşa kadar üretim yeni standartlarda devam etmektedir

[Gür, 1996: s.24-26].

Şekil 8. Buluş yaklaşımı ve Gelişme, Kaizen Yaklaşımı ve Sürekli Gelişme

a) Buluş yaklaşımı ve gelişme

b) Kaizen yaklaşımı ve sürekli gelişme

Kaizen yaklaşımında ise belli bir zaman içinde çok sayıda küçük geliştirme

yapılabildiği takdirde, bu küçük gelişmelerin toplam etkisi Şekil 8. b ’de görüldüğü

gibi, klasik gelişme hızına yakın hatta daha da hızlı bir gelişme eğilimi sağlayacaktır.

Japon’lar Kaizen’i batının gelişme anlayışının alternatifi olarak değil, tamamlayıcısı

olarak kullanmışlardır.

Imai’ye göre, en kötü şirketler, koruma dışında hiçbir şey yapmayan, yani hiçbir

Kaizen ve yenilik girişiminde bulunmayan, değişikliklerin, ancak pazar koşulları ve

46

rekabet ile yönetimin zorlandığı zaman ele alındığı, yönetimin nereye gittiğini

bilmediği şirketlerdir.

Kaizeni gerçekleştirmek için üç temel koşulun sağlanması gerekmektedir:

Var olan durumu yetersiz bulmak: Đyileştirme için başlangıç noktası, iyileştirmeye

olan gereksinim, yani bir problemin varlığının fark edilmesidir. Mevcut durumla

yetinmek Kaizen’in baş düşmanıdır [Imai, 1994: s.8-9].

Đnsan unsurunu geliştirmek: Đnsan kaynakları bir işletmenin en değerli varlığıdır.

Geleneksel yönetim anlayışında , insan kaynaklarının ancak küçük bir bölümünden

yaralanılmaktadır. Oysa her çalışanın fiziksel ve zihinsel gücü yanında yaratıcılık

yeteneğinden de yararlanılmalıdır. Her çalışan geliştirme faaliyetlerinin bir üyesi

haline getirilmelidir.

Problem çözme tekniklerini yaygın biçimde kullanmak: Đşletmelerde problem

çözümlerinde kontrol çizelgeleri, histogramlar, neden-sonuç analizi, Pareto analizi,

gruplandırma, grafik ve kontrol çizelgeleri ve dağılım diyagramı gibi teknikler

kullanılmalıdır.

Dr. Deming 1950’de Đstatistiksel Kalite Kontrolün temellerini öğretirken, nasıl

çalışmaları gerektiğini de “Deming Döngüsü” denilen bir çevrimle açıklamıştır. Şekil

9’da görüldüğü gibi döngü devam ettikçe sürekli gelişme sağlanacaktır.

Deming döngüsü’nün kullanımı aşağıdaki biçimdedir :

• Sorunun teşhisi ve tanıtımı

• Sorunun incelenmesi, (PLANLA)

• Nedenlerin bulunması,

• Önlemlerin planlanması,

• Önlemlerin uygulanması, (UYGULA)

47

Şekil 9. Deming’in POKÖ (PDCA) Çevrimi [Rao, Carr, Dambolena ve Kopp, 1996]

• Önlemlerin sonuçlarının izlenmesi, (KONTROL ET, DENETLE)

• Sonuçlar olumsuz: Düzeltici önlem,

• Sonuçlar olumlu: Standart hale getir. (ÖNLEM AL, HAREKETE GEÇ)

Kalite bir işletme için nihai bir amaç değil, sadece yüksek rekabet gücünü sağlamaya

olanak veren bir araçtır. Çok yüksek, hatta herkesten yüksek bir kalite düzeyine

çıkmak işletmeler için yeterli olmayıp, amaç sürekli olarak rakiplerden ileri olmaktır.

Bunu sağlayan yöntem de sürekli gelişme sürecidir.

Uygulamada Kaizen programı üç bölüme ayrılmaktadır:

Yönetim Öncelikli Kaizen: Japon yönetim anlayışı, genel olarak bir yöneticinin

zamanının en az yarısını iyileştirmeye ayırması gerektiğine inanmaktadır. Yönetimin

üzerinde çalıştığı Kaizen konuları, meslek ve mühendislik bilgilerini, karmaşık

problem çözme yeteneği gerektirmekle birlikte, bazen basit istatistiksel araçlar (Yedi

48

araç) yardımıyla da çözümlenebilir. Burada Kaizen takımları, proje takımları ve

çalışma takımları gibi grup yaklaşımları kullanılmaktadır. Bununla birlikte bu

gruplar kalite kontrol çemberlerinden farklıdır: çünkü bunlar yönetim ve destek

personelinden oluşmaktadır ve faaliyetleri yönetim görevinin rutin bir parçası olarak

kabul edilmektedir [Imai, 1994: s.82-84].

Sürekli iyileştirme ancak, gerçek problemleri belirlemede, çözmede ve hataların

yinelenmesini önleyen uygun örgüt ile ilgili koşulları öngörebilen bir yönetim

kapasitesi mevcutsa olanaklı olmaktadır [Đpekgil, 1996: s.12].

Grup Öncelikli Kaizen: Grup çalışmasında Kaizen, kalıcı bir yaklaşım olarak,

kalite kontrol çemberleri (KKÇ) , gönüllü yönetim grupları ve problemleri çözmek

için çeşitli istatistiksel araçları kullanan küçük grup faaliyetleri ile geçekleştirilir. Bu

yaklaşım tam bir planla-yap-denetle-harekete geç döngüsünü gerektirmektedir.

Ekipteki üyelerce, sorun belirlemenin yanı sıra, nedenlerin belirlenip analiz edilmesi,

karşı önlemlerin alınması, geliştirilmesi ve yeni standartların oluşturulmasına ilişkin

çalışmalar gerçekleştirilmektedir.

Birey Öncelikli Kaizen: Birey öncelikli Kaizeni, destekleyici sistem öneri

sistemidir. Öneri sistemi, birey öncelikli Kaizenin gerçekleştirilmesine ve kişinin

daha çok değil, daha akıllıca çalışmasını sağlamaya yönelik bir araçtır.

Đkinci Dünya Savaşından sonra ABD’ne giden Japon yöneticiler öneri sistemini

öğrenip, kendi işletmelerinde uygulamaya başlamışlardır. Amerika’da uygulanan

öneri sistemi, ekonomik yararlar üzerinde odaklanarak, önemli teşvikler

sağlamaktadır. Japon sistemi ise, çalışanların olumlu katılımları ve moral kazandırıcı

yönü üzerinde durmaktadır.

Tüm bu uygulamaları ile Kaizen; topluluğun aynı amaç ve hedef doğrultusunda

çalışmasını sağlaması, karşılıklı ilişki içinde olan bölümler arasındaki sorunlara en

kısa zamanda ve kalıcı olarak çözümler getirmesi, çalışanların bilgi ve beceri

düzeyini yükselterek, motivasyonu artırması ve kuruluşun tüm faaliyetlerine canlılık

49

getirerek, işletmenin rekabet gücünün artmasına yardımcı olması gibi bir çok yararlar

sağlamaktadır.

Toplam Kalite Yönetimi’nde sürekli iyileştirme kavramı, her kademedeki yönetici ve

diğer çalışanları kapsayan bütün faaliyetleri içermektedir. Bu kavram Japonya’da

başlı başına bir kavramdır ve KAĐZEN olarak bilinir. KAĐZEN, sürekli iyileştirme

demektir. Sürekli iyileştirme; ev, özel ve sosyal yaşamı da kapsayan bir felsefedir.

Bu felsefe, mevcut durumla yetinmeyip, küçük küçük de olsa sürekli iyileştirme ile

daha iyisini yapmak ve “yeterince iyi yeterli değildir” yaklaşımından hareketle her

faaliyetin sürekli olarak iyileştirilmeye ihtiyacı olduğunu vurgulamaktır.

En genel anlamda kalitede sürekli iyileştirme ise; “standart kaliteden daha iyi

yapmanın yollarını bulmak, hataları minimumdan sıfır hataya götürebilecek

iyileştirme çalışmasının sürekli olarak yapılması” şeklinde tanımlanabilir. Kalite

iyileştirme veya kalite geliştirme ifadeleri zaten devam eden bir olgudur. Kalite

iyileştirme; maliyetlerin düşmesi, verimliliğin artması, kullanılan yöntemlerin

basitleştirilmesi, üründe standardizasyon ve ilk kademedeki çalışanların yaptığı işten

gurur duyması gibi olumlu sonuçlar doğurmaktadır [Akın, 1989: s.9].

Toplam Kalite Yönetimi’nin içerisindeki araçlardan bir olan hedeflerle yönetimin

gayesi de sürekli gelişim modelidir. Đşletmenin vizyonu doğrultusunda ortaya konan

amaçlara ulaşabilmek için her an var olan hedeflerin elde edilmesi ve sürekli yeni

hedeflerin konulması sürekli iyileştirmenin temelini oluşturmaktadır.

Sürekli iyileştirme, ruhunun yaşayabilmesi için yönetim, sürekli ve bilinçli çabalarla

bunu desteklemelidir. Bu destek, yönetimin başarılı kişileri gösterişli bir şekilde

ödüllendirmesinden daha fazlasını gerektirir. Çünkü sürekli iyileştirme, sonuçlardan

çok süreçlerle ilgilidir. Bu nedenle yönetim amaçları olduğu kadar, amaçlara

ulaşmayı sağlayan araçları da dikkate almalıdır. Oysa pek çok işletmede

uygulanmakta olan klasik yönetim anlayışında, çalışanların performansı ulaştıkları

sonuçlara göre değerlendirilmektedir.

50

Sürekli iyileştirmenin temeli, basitleştir-otomatikleştir-birleştir olduğu için TKY’ de

strateji, teknoloji, iletişim, yenilik, insan kaynakları ve diğerleri kendi aralarında bu

ana fikre göre yönlendirilmelidir [Spiker v.d., 1992: s.722]. TKY’ de başarıya

ulaşabilmek ve bunu sürekli kılabilmek için, hedeflerin %100 başarı standardına

ulaşıncaya kadar devamlı olarak yükseltilmesi gerekir. Şekil 10’da sürekli iyileştirme

piramidi görülmektedir.

Đşletmelerde sürekli iyileştirme her işe uygulandığında olgunluğa ulaşır. Đşimizi en

iyi şekilde yapıyor olsak bile, kimse gelişmek için başka bir alan kalmadığını

söyleyemez. Bir işletmenin bir şeyi iyi yapması demek onu daha iyi yapmayacağı

anlamına gelmez. Mevcut durumuyla yetinen ve gelişmek için hiçbir girişimde

bulunmayan işletmeler kısa zamanda kendini yerinde sayıyor bulur ve rekabetle başa

çıkamaz. Problemleri görmemek, başlı başına bir problem olacaktır [Mizuno, 1992:

s.29].

Şekil 10. Sürekli Đyileştirme Piramidi

51

Kalite gelişimi süreci çerisinde, kalite yönetimi uzmanları tarafından kalite

iyileştirme ile ilgili çok sayıda yaklaşım geliştirilmiştir. Yapılan bu yaklaşımlar artık

kendi isimleri ile anılmaktadır. Yapılan bu yaklaşımlar kalitenin bir yönetim felsefesi

durumuna gelmesinde etkili olmuştur.

Kalite guruları olarak da tanıdığımız Deming, Juran, Feigenbaum, Crosby, Ishikawa,

Taguchi, Imai ve diğer birkaç kalite uzmanının kalite geliştirme yaklaşımları aşağıda

anlatılmaktadır.

2.4.1. DEMING YAKLAŞIMI

Dr. Edwards Deming kalite kontrol üzerine çalışmaları ile tanınan bir istatistikçidir.

Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Japon hükümetinin isteği üzerine Japonya’ya

gitmiş, burada verimlilik ve kaliteyi artırıcı çalışmalarda bulunmuştur. Deming daha

yüksek kalitenin, daha yüksek verimlilik ve daha düşük maliyet demek olduğunu

savunmuştur. Kendi adıyla anılan Gelişim Đçin Deming Döngüsü’nü( planla, yap,

kontrol et, gerçekleştir) geliştirmiştir. Deming döngüsü boyunca problem tanımlanır,

veriler toplanarak analiz edilir, gelişim planı ortaya konur. Gelişim planının

uygulanması neticesinde ortaya çıkan prototipte oluşacak hatalar giderilir. Son

olarak da planın olduğu gibi veya değişiklikler ile kabulüne karar verilir [Monks,

1996: s.13].

W. Edward Deming tartışmasız kalitenin gurusu ve öncüsüdür. Üretimde

verimliliğin, insanların katı kurallar içerisinde miktar kaygısına bağlı olarak değil,

hedef pazarı ve müşteri taleplerini dikkate alan, sürekli iyileştirme anlayışına bağlı,

akılcı çalışma ortamında sağlanabileceğini savunmuştur. Başta ABD ile diğer batılı

sanayileşmiş ülkeler olmak üzere Deming’in kalite alanına getirmiş olduğu yenilikler

büyük ilgi görmüştür [Deming, 1986].

Deming, işletmede çalışanları yönetsel ve teknik kişiler olarak ikiye ayırmıştır.

Sistemden sorumlu kişileri yönetsel kişiler, sistemin içinde çalışanları da teknik

52

faaliyet yönetiminde çalışan kişiler olarak tanımlamıştır. Bu tanımlamalar ile

Deming, işletmede iki ayrı, fakat birbirleriyle sürekli alışverişte olan, sorumluluk

alanları ve bu alanların gerektirdiği nitelikteki kişiler ile değişime dikkat çekmiştir.

Yönetimin asıl işinin, genel ve özel değişim nedenlerini anlamak ve bunlar

arasındaki farkları belirlemek olduğunu vurgulamıştır. Sistemin süreçlerinde yer alan

değişkenler veya faktörlerden kaynaklanan nedenler; genel değişim nedenleridir. Đşi

yapanın fiziksel ve duygusal değişimleri, ortamın nemlilik yüzdesi, makine duruşları,

vb. genel değişim nedenlerine örneklerdir. Belirlenen spesifikasyonların dışındaki

hammaddeler, deneyimsiz işçi, kırık takım, vb. örnekler özel değişim nedenleri olup,

bunlar mevcut sistemdeki yapıdan değil, makine, malzeme, insan vb. faktörlerinden

kaynaklanır.Bunların ne zaman ortaya çıkacağı tahmin edilemese de sistemdeki

çalışan kişiler tarafından belirlenebilir ve giderilebilir. Oysa genel değişim nedenleri

sistemde kalırlar.

Deming sorunların belirlenmesinde, düzeltici faaliyetlerin ortaya konulmasında ve

kalitenin iyileştirilmesinde en önemli katkıyı; tüm yöneticilerin yani yönetimin

sağlayabileceğini ifade etmektedir [Çetin, 2001: s.186].

Deming bir şirketin yaşayabilmesi için hedeflerin devamlılığının şart olduğunu ileri

sürmüştür. Deming’e göre yönetim kademesince dikkatle incelenmesi gereken 14

ilke vardır [James, 1996: s.65-70].

Juran’a göre, sorunların çoğu sistemden gelir ve bunun sorumluluğu ise üst kademe

yönetime aittir. Deming’e göre ise, istatistiksel metodlar hataların fark edilmesini ve

ait oldukları yere göre sistemde, üretim hattında, ekipte, kişide hatanın teşhis

edilmesini mümkün kılar.

Deming’in Toplam Kalite Gelişimi için oluşturduğu 14 nokta:

1. Bir plan yaparak amacın tutarlılığını sağlayın.

2. Yeni kalite felsefesini benimseyin.

3. Kitle denetimine bağlı kalmayın.

53

4. Tedarikçileri yalnızca fiyata göre seçme alışkanlığından vazgeçin.

5. Problemi saptayın ve sistemi sürekli iyileştirmeye çalışın,

6. Modern işbaşında eğitim metodlarını benimseyin.

7. Üretim rakamlarına (miktar) değil, kaliteye ağırlık verin.

8. Endişelerden kurtulun, korkuyu uzaklaştırın.

9. Bölümler arası engelleri kırın.

10. Başarmak için yöntemler sağlamadan daha iyi verimlilik talep etmeyi bırakın.

11. Sayısal kotalar öngören iş standardlarını kaldırın.

12. Đş yapma onurunu engelleyen bariyerleri kaldırın.

13. Çok sıkı bir eğitim ve öğretim sistemi kurun.

14. Üst yönetimde, yukarıdaki bu on üç maddeyi her gün vurgulayacak bir yapı

oluşturun [Deming, 1986: s.39-42] , [Rosender, 1991: s.7-42].

Deming Döngüsü:

Deming döngüsü; (Planla - Uygula - Kontrol et - Önlem al - PUKÖ) sürekli bir

döngüdür ve sürekli çabalamanın, yeni bilgiler elde etmenin ve bu bilgileri de

stratejik çatıyı geliştirmek için kullanılmanın gerekliliğini gösterir. (Şekil 11)

Şekil 11. Deming’in POKÖ (PDCA) Döngüsü

54

2.4.2. JURAN YAKLAŞIMI

Joseph M. Juran , Deming gibi Japon üreticilere verimliliği artırma konusunda

yardımcı olmuştur. 1974 yılında Kalite Kontrol el kitabı’nda üst düzey yönetimin

projeyi desteklemesinin ve sürekli gelişimin önemini vurgulamıştır. Kaliteyi müşteri

gözüyle kalite ve üretici gözüyle kalite olarak ikiye ayırmış, kalite yönetiminde

Juran üçlüsü olarak bilinen kalite geliştirme, kalite planlama ve kalite kontrol

kavramlarını geliştirmiştir. Son olarak Juran kalite geliştirme için on adımdan oluşan

bir gelişim süreci önermiştir.

Joseph M. Juran, kalitenin öncülerinden bir tanesidir. Kalite Yönetimi felsefesinin

evrensel bir süreçten ibaret olduğunu ve bunun da kalite planlama, kontrol ve

iyileştirme olarak üç aşamadan oluştuğunu belirtmiştir [Tozluyurt ve Şenel, 1994].

Bir başka anlatımla, kaliteye ulaşmak için politikalarla ve hedeflerle beraber işletme

için vizyonu tespit etmek gerekmekte olduğu vurgulandı. Bu bağlamda hedeflerin

sonuçlara dönüşebilmesi ancak planlama, kontrol ve iyileştirme gibi yönetsel işlerin

kapsamlı kullanımından geçer.

Bir kalite planlaması;

• Kalite amaçlarının oluşturulmasını,

• Müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesini,

• Müşteri ihtiyaçlarına cevap verecek ürün özelliklerinin geliştirilmesini,

• Tedarikçi ihtiyaçlarını karşılayan kalite hedeflerinin oluşturulması ve

bunların minimum maliyetle sağlanmasına özen gösterilmesini,

• Süreçteki yeterliliğin ispat edilmesi, yeni sürecin işletim koşulları altında

kalite hedeflerini karşılayabilmesinin onaylanmasını,

Bir kalite kontrolün ise;

• Gerçek performansın ölçülmesini,

55

• Kalite hedefleriyle gerçekleşen arasındaki farkın belirlenip, sapmaların

yorumlanmasını,

• Sapmalardaki farkla ilgili düzeltici önlemlerin alınmasını,

• Nelerin kontrol edileceğinin belirlenmesini,

• Ölçüm birimlerinin seçimini,

• Ölçütlerin oluşturulmasını,

• Performans standartlarının belirlenmesini,

Bir kalite iyileştirmenin;

• Kalite iyileştirme ile ilgili olarak ihtiyaçların belirlenmesini ve

karşılanmasını,

• Kalite iyileştirme ile ilgili özel projelerin tanımlanmasını,

• Kalite iyileştirme ile ilgili proje ekiplerinin oluşturulmasını,

• Kalite iyileştirme sebeplerinin belirlenmesini,

• Sebepleri bulmak için teşhis hareketinin gerçekleştirilmesini,

• Đyileştirme ile ilgili tedavilerin gerçekleştirilmesi ve etkinliğinin onaylanması,

• Kalitenin iyileştirilmesi ile ilgili faydanın tespiti için gerekli kontrollerin

sağlanmasını kapsar [Juran, 1986: s.19-24].

Juran aşağıdaki 10 madde ile ifade edilen TKY Prensiplerinin Đşletmenin her bir

bölümünde oluşan görev grupları yardımıyla gerçekleştirebileceğini savunur. Daha

iyiye ulaşmak ve aşağıda belirtilen hedeflerin gerçekleştirilmesi için kalite

komitesinin kurulması gereklidir.

1. Đhtiyaçların belirlenmesi ve kalitenin geliştirilmesi için gerekli ortamın

oluşturulması,

2. Sürekli gelişim için hedeflerin belirlenmesi,

3. Kalite komitesinin belirlediği amaçlara ulaşabilmesi için görevlerin,

sorumlulukların, görev gruplarının uygun araç ve gereçlerin belirlenmesi ve

buna uygun olan bir organizasyonun oluşturulması,

56

4. Eğitim faaliyetlerinden işletmedeki tepeden tırnağa tüm çalışanların

yararlandırılması,

5. Sorunlara çözüm getirecek projelerin uygulanması,

6. Bütün faaliyetlerin raporlanması,

7. Onay alınması,

8. Sonuçlardan ilgililerin haberdar edilmesi,

9. Başarı kaydının tutulması,

10. Đyileştirmenin yıllık olarak dikkate alınması ve bunun işletmenin iyi

çalışmakta olan sistem ve süreçlerine uygulanabilmesi.

2.4.3. FEIGENBAUM YAKLAŞIMI

Feigenbaum Toplam Kalite Kontrol kavramının öncüsüdür. 1957’de yazdığı

makalesinde ilk defa bu terimi kullanmıştır. 1962’de Toplam Kalite Kontrol kitabı

yayınlanmıştır. Modern kalite yönetiminin önemli kavramlarından biri olan Toplam

Kalite Yönetimi ise 1983 yılında Feigenbaum tarafından geliştirilmiştir.

Kalite ve üretkenlik konusunda çalışmaları ile ünlenen Feigenbaum, kalite ve

üretkenliğe uluslar arası katkılarından dolayı Edwards Medal and Lancaster Award

ödülü almıştır. Harward Business Review ve International Management dergilerinde

yayınlanmış çok sayıda eseri vardır [Özevren, 1997: s.14].

Feigenbaum Kalite Kontrolünün, organizasyondaki bütün birimler arasında karşılıklı

olarak işbirliğinin sağlanmasıyla başarabileceğini ifade ederken, kalitenin önemli 9

kavramını şu şekilde sıralamıştır. Piyasa, para, yönetim, insan, motivasyon,

malzeme, makine, modern bilgi ve metodlar, artan ürün ve kurallar [Cafoğlu, 1996:

s.6]

Feigenbaum bütün yaklaşımların sinerjik olduğunu, bu nedenle kalite isteniyorsa

operasyonun her zincirinin kalite koşullarını sağlaması gerektiğini vurgulamıştır.

57

Feigenbaum kalite geliştirmede aşağıdaki yöntemlerin izlenmesi üzerinde önemle

durmuştur [Cafoğlu, 1996: s.8-9].

1. Đnsan ilişkilerinin geliştirilmesi,

2. Đstatistiksel veri toplama,

3. Bilgilendirme için istatistiksel gösterim ve tekniklerinin kullanılması,

4. Dalgalanmaları azaltmak için istatistiksel süreç kontrol ve ölçümlerin

kullanılması,

5. Đdeal yapının şekillendirilip gösterilmesi,

6. Gelişmeyi sağlamak için işin organize edilmesi.

2.4.4. CROSBY YAKLAŞIMI

Philip B. Crosby, kaliteye 40 yıl hizmeti geçmiş kalite öncülerindendir. Uluslar arası

kalite konusunda eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinde bulunmuştur. En önemli

eserleri “Quality is Free - Kalite Bedavadır” ve “Quality without Fears - Korkusuz

Kalite” dir [Crosby, 1979: s.1].

Philip B. Crosby, kalite liderlerinin izinden giderek Amerikan firmalarında “Önce

Kalite” eğitimlerini başlatmıştır.

Kalitenin üretim maliyetini artırdığını değil, azalttığı fikrinden hareketle “Kalite

bedavadır” isimli kitabında en iyi girdilerin kullanımıyla en üstün karın sağlanacağı

fikrini savunmuştur.

Crosby, “Sıfır Hata” yaklaşımını ilk defa uygulamaya geçirmesiyle tanınmış ve

gözden geçirme, test etme ile yapılan kalite kontrol yerine, önlemeye dayalı

yaklaşımı ön plana çıkarmıştır [Şimşek, 1996: s.2]. Organizasyonların sıfır hata için

çabaladıklarını, düşük kalitenin maliyetleri olağanüstü artırdığını vurgulamış,

organizasyonların bu şekilde oluşan maliyetleri kalite geliştirici faaliyetlere

harcamalarını önermiştir. Sıfır hata başlangıçta Amerika’da motivasyon aracı olarak

58

tanıtılmış, başarısız olmuştur. Ancak 1980’lerin ortalarında Motorola şirketi “Six

Sigma-Altı Sigma mekanik tasarım tolerans” başlığı altında bir teknik doküman

şeklinde mükemmelliğe yakınlık kavramını tekrar gündeme getirmiştir. Sıfır hata

ölçümünde 6 Sigma kullanımı imalat endüstrisinde başlamıştır.

Ana hatları ile 6 Sigma, bir firmanın herhangi ürün veya hizmeti sıfır hata ile üretme

ihtimalini ölçmede kullanılmaktadır. 6 Sigma sınıfında en iyiyi işaret eden bir

sıralamayı gösterir. Burada en iyi olma kriteri olarak milyon parçada 3-4 hataya

imkan verir [Behara v.d., 1995: s.9].

Crosby, kaliteye ihtiyaçlara uygunluk olarak tanımlamaktadır. Bunu anlamı ise

müşterinin tüm beklentilerini anlama, karşılama ve beklentilerinden daha iyi

olduğuna inanmasıdır. Crosby’ye göre müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan

tedarikçilerin kalite sistemi “ilk defada doğru yapmak” üzerine kurulmalı, kontrol ve

tasnif edici değil, önleyici olmalıdır [Crosby, 1979: s.3].

Üretimde yapılan hatalar, kaybedilen zaman, kar, müşteri, öğrenme ve büyüme

fırsatları ile birlikte değerlendirildiğinde çok daha masraflı iken, üretimin en

başından doğru olanı yapmak üzere yönlendirilmesi daha ucuzdu [Özevren, 1997:

s.15].

Crosby kaliteyi artırmak için 14 basamaktan oluşan bir süreç geliştirmiştir.

1. Yönetimin kendini adaması,

2. Kalite iyileştirme ekibinin oluşturulması,

3. Kalite ölçütlerinin geliştirilmesi ve ölçümlerin yapılması,

4. Kalite maliyetlerinin belirlenmesi,

5. Kalite bilinci fikrinin uyandırılması,

6. Düzeltici önlemlerin alınması,

7. Sıfır hat programının uygulanabilirliği ve başarıya ulaşması için bir

komitenin oluşturulması,

8. Yönetici eğitimi,

59

9. Sıfır hata günü,

10. Hedefleri belirleme,

11. Neden-sonuç çözüm programı,

12. Ödüllendirme,

13. Kalite konseyinin oluşturulması,

14. Programın sürekliliği [Çetin v.d.; 2001: s.194-198].

2.4.5. ISHIKAWA YAKLAŞIMI

Kaoru Ishikawa 1972 yılında yayınladığı “Kalite Kontrol Rehberi” isimli eseri ile

tanınmaktadır. Kalite çemberleri kavramını geliştirmiş ve balık kılçığı

diyagramlarının kullanılmasına öncülük etmiştir. Kalite çemberleri, sekiz ila on

çalışandan oluşan, iş veya kalite ile ilgili problemleri tanımlamak, analiz etmek ve

çözmek amacıyla gönüllü olarak bir araya gelmiş küçük gruplardır [Monks, 1996:

s.13]. Bir çok işletme kalite çemberlerini kullanarak katılımı artırmış, böylelikle de

verimlilik ve iş tatmininde gelişmeler sağlamıştır. Balık kılçığı diyagramları ise,

kalite konusundaki şikayetlerden yola çıkılarak problemin hangi nedenden

kaynaklandığının tespit edilmeye çalışıldığı diyagramlardır. Ishikawa çalışmaları

neticesinde Japon firmalarında yönetici ve çalışanların tümünün kaliteden sorumlu

olduklarını, ancak Amerikan şirketlerinde kalitenin sadece birkaç çalışanın

denetiminde olduğunu, aradaki kalite farkının da buradan kaynaklandığını

vurgulamıştır.

2.4.6. TAGUCHI YAKLAŞIMI

Genichi Taguchi ise mühendislikte araştırma süreçlerini optimize eden Taguchi

metodunu geliştirmiştir. Taguchi metodu ürün bileşenlerini en iyi biçimde temsil

edecek ürün ve süreç değişkenlerinin kombinasyonunu istatistiksel teknikler

yardımıyla elde eder.

60

Toplam Kalitenin gelişmesinde büyük katkıları olan Taguchi, kalitenin “üretim”

aşamasında sağlanabileceğini göstermiştir. Özellikle “Đstatistiksel Deney Tasarımı”

yöntemini yaygın biçimde kullanarak ürünlerin kalitesini yükseltirken, üretim

maliyetlerinin de düşeceğini kanıtlamıştır [Kavrakoğlu, 1996: s.50].

2.4.7. IMAI YAKLAŞIMI

Masaaki Imai, Toplam Kalite Yönetimi’ne kazandırdığı bir kavramla kalite

uzmanlarından biri olduğunu ispatlamıştır. Bu kavram sürekli gelişme anlamına

gelen “KAIZEN”’dir. Bu kelimeye esas önem kazandıran unsur aynı zamanda bir

felsefeyi, bir yaşam tarzını ifade etmesidir [Imai, 1986]. Kalite iyileştirmede Kaizen

adımları aşağıdaki gibidir [Shores, 1994: s.8].

Şekil 12. Kalite iyileştirmede Kaizen adımları

61

Sürekli gelişme sayesinde işletme hem kısa hem de uzun vadede başarısını

artıracaktır. Çünkü verimlilik artışı maliyetleri düşürüp karlılığı artıracak, karlılık

artışı da daha çok kaynak sağlamayı kolaylaştıracaktır. Bu kaynakların uygun

kullanımı tekrar verimliliği artıracak ve bu döngü sürekli olarak işletmenin

gelişmesini sağlayacaktır. Bu sayede işletmenin rekabet gücü gün geçtikçe artacaktır

[Özevren, 1997: s.15-16].

Japon yönetimine özgü, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının -üretimde

iyileştirme, TKK faaliyetleri, KK çemberleri, ve iş ilişkileri- özü tek bir sözcükle

ifade edilebilmektedir. KAĐZEN, artık Dünya’da tanınan “Japonlara özgü” çok

sayıda uygulamayı bir araya getiren şemsiye kavramı durumuna gelmiştir. (Şekil 13)

[Imai, 1986: s.4-5].

Şekil 13. KAIZEN Şemsiyesi

2.4.8. HANDY YAKLAŞIMI

Charles B. Handy, Đrlanda’lı bir ekonomisttir. Handy çalışmalarında; katılım

delegasyon ve yetki devrinin motivasyon ile ilgisini önemle vurgulamış kalitenin

62

sosyal yönünü ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Handy, kalite çalışmaları ve

organizasyondaki problemler çözüm bulmada da tüm çalışanların katılımı olması

gerekliliği üzerinde durmuştur [Handy, 1976: s.34-35].

Đşletmelerde ve hayatın içindeki bir çok organizasyonda uygulanan statükocu

yaklaşımın, ilerisi için iyi bir yol olmayacağını, sürekli gelişim içerisinde olmayan

işletmelerin uzun vadede pazar paylarını kaybedeceklerini belirtmiştir.

Müşteri odaklı olma konusunda işletmede herkesin sorumluluk alması gerektiğini

vurgulamış, bunun sonucunda organizasyonda olgun kültür felsefesinin oluşacağını

belirtmiştir. Yoğun olarak, kalite ekonomisi için, ilk seferde doğru olanın yapılması

her zaman tutarlı olunması, fireleri azaltarak firesiz çalışmanın hedef alınması ve

kuruma sürekli yeni değerler kazandırılması gereği üzerinde durmuştur [Gatis, 1996:

s.8].

2.4.9. HUNT YAKLAŞIMI

V. Daniel Hunt, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarında; kalite planlamasının

oluşturulmasıyla, kalite felsefesini yaşama geçiren, sonuçları değerlendiren ve analiz

eden, hedeflenen başarıya ulaşmak için sürekli iyileştirmenin gerekli olduğuna

inanan yedi aşamalı bir yaklaşım ortaya koymuştur [Hunt, 1998: s.268].

Bu yaklaşım, aşağıda gösterilen adımlarından oluşmaktadır:

1. Kalitenin planlanması,

2. Kalite felsefesinin uygulamaya geçirilmesi,

3. Ürün ve hizmet üretiminde ürün dizaynının önemsenmesi,

4. Süreçlerde, sürekli iyileştirmenin uygulanması,

5. Sonuçların değerlendirilmesi, analizi ve başarının belirlenmesi,

6. Kalite sürecinin gözden geçirilmesi,

7. Kalite iyileştirmenin devamlılığı

63

2.4.10. PETERS YAKLAŞIMI

Tom Peters, başarılı firmaların sadece sürekli gelişme ve sürekli değişmeye inanan

firmalar olacağını savunmuştur. Organizasyonların hiyerarşik yönetim piramidinden

kurtulup; yatay, hızlı, çapraz işlevli organizasyonlara dönmesi gerektiği kavramı

üzerinde durmuştur.

Kalite konusunda Tom Peters’in ortaya koymuş olduğu yaklaşım;

• Aktif olarak kalite devrimini yap,

• Yaptığın her işte müşteriyi ilk sıraya koy,

• Đnsanlara, eğitime ve öğretime yatırım yap,

• Üretkenlikle yenilikleri destekle,

• Her türlü kalite olayına tüm çalışanları dahil et,

• Basit ve anlaşılabilir ölçüler oluştur,

• Bürokrasiyi ortadan kaldır,

• Đşletmeye dışarıdan bir gözle bak,

• Kişiler arası ilişkileri artır,

• Takım çalışması yap ve çalışanlara güven ver,

• Gelişime destek veren çalışanları destekle,

• Tüm alanlarda sürekli çalışmaya önem ver [Gatis, 1996: s.11].

2.4.11. HOYLE YAKLAŞIMI

David Hoyle, kalite iyileştirmede başarının sağlanması için; amaçların belirlenmesi,

bu amaçlar doğrultusunda politikaların oluşturulması, planlanması, ortaya çıkan

problemlerin çözümlerinin ortaya konması, değişim ve gelişimi hedefleyen on

aşamalı bir yaklaşım sunmuştur [Hoyle, 1994: s.14].

1. Kalite iyileştirilmesi konusunda amaçların belirlenmesi,

64

2. Politikaların belirlenmesi,

3. Belirlenen amaçlar üzerinde olabilirlik çalışmalarının yapılması,

4. Plan yapılması,

5. Plana bağlı olarak kaynakların sağlanması,

6. Problemlerin çözümünde araştırma ve analizlerin kullanımı,

7. Optimum çözümün bulunması,

8. Değişme ve yeniliklere karşı oluşan engellerin ortadan kaldırılması,

9. Değişim programının oluşturulması,

10. Oluşturulan değişim programlarının sonuçlarının kontrol edilmesi.

2.4.12. TOPLAM KALĐTE SĐSTEMĐNĐN YÖNETĐLMESĐ

Toplam Kalite Sisteminin yönetilmesi, planlama, organize etme, yönetme ve kontrol

faaliyetleri vasıtasıyla gerçekleştirilir. Ana amacı; bir firmadaki tüm prosesleri ve

fonksiyonel amaçlarını karşılamak için birleştirmek, ürün veya hizmet için mümkün

olan en düşük faaliyetleri tasarlamak ve devamını sağlamaktır. Bu arada müşterilerin

tüm gereksinimlerinin karşılanması da söz konusudur.

Planla: Firmanın kalite misyonu ve amaçlarının dikkate alınması gerekir. Tüketici

tarafından kabul edilen temel kalitelerin bilinmesi, piyasaya verilen sözler, mevcut

insan kaynakları ve üretim vasıtaları, finansal kısıtlamalarda göz önüne alınır.

Planlama prosesinde formüle edilmiş amaçlara dayanan belirli amaçlar geliştirmiştir.

Organizasyon bir seviyesinde belirlenmiş amaçlar, daha düşük seviyedeki amaçlar

için sınırları oluştururlar. Üst yönetim tarafından geliştirilen stratejik planların, orta

kademe yönetimi tarafından taktik planlara dönüştürülmesi gerekir. Bu planlar, kalite

güvence sistemi tasarımını içerir. Orta kademe yönetiminin amaçlarının yönetimin

tüm seviyeleri tarafından kullanılması gereken operasyonel planlara çevrilmesi

gerekir.

Organize Et: Bir organizasyonel yapı yaratmanın sebepleri otorite yollarının ve

sorumluluklarının tespit edilmesi, iletişimin iyileştirilmesi ve prodüktivitenin

65

artırılmasıdır. Kalite organizasyonunda ilgili temel faaliyetler, kalite ile ilgili

faaliyetlerin tanımlanması ve bunlar arasındaki iç ilişkilerin belirlenmesi, her görev

için sorumluluğun verilmesi ve görevlerin işçi seviyesine kadar alt bölümlere

ayrılmasından ibarettir. Organizasyonel yapının spesifik şekli birçok faktör

tarafından etkilenir. Firmaya uymak için bir organizasyonel yapı yaratılır ve onun

için en iyi olan bir yapı başka biri için en iyi olmayabilir.

Eleman: Firma bazında bir kalite kontrolün başarısı kalite felsefesine inanmış tüm

personele bağlıdır. Herkesin kaliteli mamul üretiminde ilgilenme duygusuna sahip

olması veya geliştirilmesi gerekir. Kilit pozisyonlardaki personelin istatistiksel kalite

kontrol tekniklerinde uygun eğitimi almış olmaları kalite programının uygulanmasını

kolaylaştırır.

Yönetme: Kalite bir kere ürünün dizaynına dahil edildiğinde üretim fazı malın

tasarlanmış Spesifikasyonlara uyacak şekilde üretileceğini garanti edecek

tedbirlerden oluşur. Firmalar, satıcılardan istatistiksel kalite kontrol prosedürlerinin

kullanıldığının belgelerini isteyebilirler. Böyle bir kanıt ortaya koyamayan satıcılar

siparişlerini kaybedebilirler.

Kontrol: Üretim ve üretim sonrası aşamasında meydana gelir. Amaç, kontrol dışı

proses koşullarını belirlemek ve ürün uyuşmama durumlarını mümkün olduğu kadar

üretimin ilk safhalarında belirlemektir. Bunu gerçekleştirmek için, ilgili proses

bilgilerini zamana dayalı şekilde elde edecek proseslerin teşkil edilmesi gerekir.

Proses bilgilerine zamanında ulaşma imkanı proses problemlerinin tanımlanmasını

çabuklaştırır. Daha sonra muhtemel düzeltici girişimlerin setleri tanımlanır, eğer

proses kontrol dışında ise tanımlanan düzeltici faaliyetlerin uygulanması gerekir.

Tablo 3’de çeşitli yönetim fonksiyonlarındaki , ürün aşaması ve yapılacak girişimler

belirtilmektedir:

66

Tablo 3. Yönetim Fonksiyonları, ürün fazı, yapılacak girişim [Kavrakoğlu, 1994]

Yönetim Fonksiyonu Ürün Fazı Yapılacak Girişim

1.Planla Teklif Kalite politikasını geliştir

Kalite için planlama yap

Sistemin idaresi için kuralları koy

Ürün sorumluluğu, kullanıcı emniyeti hususlarını dikkate al

2.Organize et Planlama Bir organize yapısı geliştir.

ve Tasarım (dizayn) güvencesini sağla

Dizayn Dizayn değişiklik kontrolü

Üretim planlamasını geliştir.

3.Eleman Üretim öncesi Đş görenin seçilmesi

Đşçi sınıflandırması (üretimdeki memur, işçi vs.)

Đş görenin eğitimi

Đş görenin motivasyonu

4.Yönetme Üretim Safhası Satın alınmış malzemenin kalitesi yapılır

Proses kalite kontrol yapılır.

Son muayene yapılır.

Getirme, götürme, taksim muayenesinin yönetilmesi

5.Kontrol Üretim ve Kalite bilgisinin tatmin edilmesi

Üretim Sonrası Ürün performansının ölçülmesi

Datanın toplanması

Düzeltici girişimde bulunulması

Đstatistiksel kalite kontrolün yürütülmesi

Kalite maliyetlerinin yönetilmesi

2.5. KALĐTE GELĐŞTĐRME TEKNĐKLERĐ VE ARAÇLARI

Günümüzün en önemli rekabet unsuru, teknolojik yenilikleri ve pazardaki değişimi

dikkate alarak, yeni ürünün geliştirilmesi ya da mevcut ürünün iyileştirilmesidir.

Yeni bir ürünü geliştirmek, maliyet, kar ve pazara sunma zamanı gibi birbirleri ile

çelişkili görünen üç önemli faktörün dikkate alınmasını gerektirmektedir. Bu üç

faktörü en iyi biçimde bir arada değerlendirebilen işletmeler rekabet yarışında öne

geçebileceklerdir.

67

Yeni bir ürün ya da hizmet tasarımı ile ilgili temel çalışma konuları 3 ana başlık

altında toplanabilir [Moen, Nolan, Provost, 1991: s.284]:

1. Müşterilerin gereksinimlerini önceden saptama,

2. Bu gereksinimleri karşılayacak ürün ve hizmetleri tasarlama,

3. Ürün ya da hizmetlerin, üretim sürecinin tasarlanması.

Đşletmelerde kullanımı çok güncel olan kalite geliştirme teknikleri aşağıdakilerdir:

4. Kıyaslama

5. Kalite Fonksiyonu Yayılımı

6. Yeniden Yapılanma

7. Hata Modu Etki Analizi

8. Deneysel Tasarımı

9. Taguchi Kalite Kayıp Fonksiyonu

10. Üretim ve Montaj için Tasarım

11. Kalite Çemberleri

yöntemleridir.

2.5.1. KIYASLAMA (BENCHMARKING)

Kıyaslama (Benchmarking), kalite geliştirme sürecine katkıda bulunan kullanışlı

tekniklerden biridir. 1979 yılında, Xerox firmasının üretmekte olduğu fotokopi

makinelerinin özelliklerini ve üretim maliyetlerini rakiplerinin ürünleri ile

karşılaştırmaya karar vermesiyle ortaya çıkmış bir yönetim aracıdır.

Kıyaslama; yasal ve ahlaki yollardan ayrılmadan, başkalarının bazı işleri nasıl olup

da sizden daha iyi yaptığını bulma sanatıdır. Asıl amaç, onların kullandığı teknikleri

kullanmak, hatta bu teknikleri daha da geliştirmektir.

68

Kıyaslama, işletmenin ürünleri, hizmetleri uygulamalarının, rakipleri ya da içinde

bulunduğu endüstrinin liderleri olarak bilinen şirketlerin ürünleri, hizmetleri ve

uygulamalarıyla sürekli karşılaştırılıp ölçümlenmesidir [Scheving, 1993: s.38].

Daha geniş bir tanımla kıyaslama; örgütü geliştirmek amacıyla, en iyi uygulamalar

olarak kabul edilen organizasyonların; ürünlerinin ,hizmetlerinin ve iş süreçlerinin

değerlendirilmesine yönelik sürekli, sistematik bir yaklaşımdır [Spendolini, 1992:

s.9].

Xerox yönetimi, 1992 yılında Avrupa kalite ödülüne layık görülen ilk kuruluş

olmalarında kıyaslamanın rol oynadığını her fırsatta vurgulamaktadır. Kuruluş 1989

yılında 75 sektördeki müşterilerinin 9 tanesi tarafından en iyi tedarikçi seçilirken,

1992 yılında da tam 62 sektörde en iyi tedarikçi seçilmiştir. Aynı süre içinde, müşteri

tatmini %71'den %97'ye yükselmiştir [Xerox,1988; Onay,1993].

Ürünle ilgili özelliklerin ortaya çıkarılması aşamasında Kalite Fonksiyonu Yayılımı

ve Kıyaslama yöntemlerinin kullanılması müşteri tatminini sağlamak için çok

önemlidir. Proje aşamasında Hata Modu ve Etki Analizi, Deney Tasarımı ve Üretim

ve Montaj Đçin Tasarım yöntemleri kalite, maliyet, zaman açısından en uygun

çözümlerin bulunmasında yardımcı olmaktadır. Bu aşamada önemli olan bir konu

ise, eski ürünlerden yeni ürünlere aktarılan parçalarla ilgili kalite sorunlarının

bilinmesi ve bunların yeni ürünlere aktarılmasını önlemeye çalışmaktır.

Ürünün kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek sorunların ürün geliştirme sürecinde

belirlenip hızla çözümlenmesi, ürünün piyasaya girişinden üretiminin

durduruluncaya kadar geçen sürede ürünün kalite eğrisini yüksek tutacaktır.

Kıyaslama yöntemi genelde dört aşamada gerçekleştirilir [Brown, 1997: s.18]:

Planlama ve tasarım: Đnceleme için gereken temel süreçler tanımlanır ve

düzenlenir, bilgi gereksinimleri saptanır, veri toplama yöntemi oluşturulur ve kuruluş

içinden bilgi toplanır.

69

Toplama: Đkincil bilgiler toplanır, alan ziyaretleri yapılır, toplanan bilgiler bir araya

getirilir.

Analiz: Đç ve dış kaynaklardan toplanan bilgiler karşılaştırılır, farklılıklar ortaya

çıkarılır, kuruluşu başarıya götürecek olan gelişmelere öncelik verilir, kısa ve uzun

vadeli hedefler saptanır.

Uygulama ve geliştirme: Gelişme için çizilen yol izlenir, kaydedilen gelişmeler

gözden geçirilir ve yeni süreçler tanımlanır.

Kıyaslamayı gerçekleştirirken dört önemli soruya cevap bulunması gerekmektedir.

Neleri karşılaştıralım?, Biz nasıl yapıyoruz?, En iyi kim?, Onlar nasıl yapıyorlar?

[Xerox,1988; Onay,1993]. Aşağıda verilen şekilde, bir A işletmesinde uygulanmakta

olan kıyaslama süreci hakkında bilgi verilmektedir. (Şekil 14).

Şekil 14. Kıyaslama Aşamaları

70

2.5.1.1. Kıyaslama Türleri

Kıyaslama uygulamaları, genellikle süreç, performans ve stratejik kıyaslama

biçimindedir.

Süreç Kıyaslama: Bu tür kıyaslama birbirinden ayrı iş süreçleri veya işlemler

üzerine odaklanmayı ifade eder. Müşteri şikayet süreci, muhasebedeki faturalama

süreci, satın alma süreci ve insan kaynakları bölümünün eleman seçimi süreci gibi

farklı iş süreçleri ve işlem sistemleri konusunda odaklanmıştır.

Performans Kıyaslama: Yöneticilerin kendi ürün ve hizmetlerinin rekabet içindeki

durumunu belirlemek anlamına gelir. Genellikle bu tür kıyaslama, fiyat, teknik

özellikler, yan hizmetler ve diğer performans özellikleri üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Doğrudan ürünlerin veya hizmetlerin karşılaştırılması performans kıyaslamanın

temelini oluşturmaktadır.

Stratejik Kıyaslama: Bu kıyaslama daha çok işletmelerin nasıl rekabet ettiğini

inceler. Çok farklı pazarlarda lider işletmelerin başarılarının incelenmesi üzerinde

odaklanmaktadır.

Kıyaslamanın yararları ise;

1. Mükemmele ulaşmak amacıyla sürekli iyileştirmeye önem veren bir kültür

yaratılması,

2. Yaratıcılığın geliştirilmesi,

3. Dış çevredeki değişikliklere duyarlılığın artırılması,

4. Mevcut olanla yetinmek yerine sürekli iyileştirmek yönünde sabırsızlık

ortamı yaratılması,

5. Üzerinde çalışılacak alanların önceliklerinin belirlenmesi,

6. Đşletmeler arasında en iyi uygulamaların paylaşılması olarak sıralanabilir.

71

2.5.2. KALĐTE FONKSĐYONU YAYILIMI - KALĐTE EVĐ

Kalite Fonksiyonu Yayılımı - KFY (Quality Function Deployment - QFD),

tüketicinin satın almak istediği ürün ve hizmetlerin tasarımı, üretimi ve pazarlanması

amacıyla, organizasyon içindeki beceriler üzerinde yoğunlaşarak gerekli eşgüdümü

sağlayan bir dizi planlama ve iletişim süreçlerinden oluşan sistematik bir yaklaşımdır

[Acar, 1995: s.117].

KFY, yalnızca pazara ürün sunma süresini kısaltan bir teknik değil, aynı zamanda

müşteri beklentilerinin daha tasarım aşamasında ürün veya hizmetlere yansıtılmasını

sağlayan bir yöntemdir. KFY uygulaması süresince tasarım grubu müşterinin ne

istediğini tahmin ederek, daha sonra bunu başarmak için gerekli yöntemleri

saptamaya çalışmaktadır. KFY çalışmasında dört temel aşama vardır: tasarım, detay,

uygulama ve ürün. Bu aşamalar, tasarım bölümlerini müşteri tatminini

gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlere yönlendirmektedir [Crowe ve Cheng, 1996:

s.37-38].

Kalite Fonksiyonu Yayılımı - KFY (Quality Function Deployment - QFD) ilk olarak

1972 yılında Mitsubishi'nin Kobe tesislerinde, bir yönetim yaklaşımı aracı olarak

geliştirilmiştir. Digital Equipment, Hewlett Packard, AT&T ve ITT gibi firmalar bu

uygulamayı firmalarında başlatmışlar, Ford ve General Motors ise 50'den fazla

başarılı uygulama gerçekleştirmiştir. "Kalite Evi" (The House of Quality) ise bu yeni

yönetim yaklaşımının temel tasarım aracı olarak kullanılan sistematik bir

algoritmadır. Toyota, kalite evini çeşitli biçimlerde geliştirerek, yoğun bir biçimde

kullanmıştır [Hauser, Clausing, 1996: s.24].

Şekil 15’tekine benzer bir kalite evi matrisini oluşturabilmek için öncelikle müşteri

ve rakipler saptanmalıdır. Daha sonra müşteri ve rakipler arasındaki öncelikler

belirlenerek, işletme ve rakipler karşılaştırılmaktadır.

72

Şekil 15. Kalite Evi – KFY Bileşenleri [Bossert, 1991: s.7]

Müşteri beklentileri ve teknik özellikler bir matris içinde ilişkilendirilmelidir. Ayrıca

teknik özelliklerin birbiri arasındaki ilişki kalite evinin çatısını oluşturan üçgen bir

matris aracılığıyla incelenmeye çalışılmaktadır. Bu matris yardımıyla değiştirilmesi

planlanan teknik bir özelliğin diğer özellikleri etkileyip etkilemediği saptanmaktadır.

Rakip işletmelerin ürün özellikleri ile yapılan karşılaştırmalar ürünün pazardaki

yerini belirleyerek, ağırlık verilmesi gereken konular için yardımcı olmaktadır.

Müşteri beklentilerinin karşılanabilmesi için ürünün ilgili teknik özelliklerinin

saptanması gerekmektedir. Rakiplerin durumu da göz önüne alınarak bu teknik

özellikte istenecek bir iyileştirme teknik zorluk ve maliyet olarak puanlanır ve buna

göre bir hedef belirlenir [Day, 1998].

73

Kalite fonksiyon yayılımının;

• Gerekli tasarım değişikliklerinin sayısını azaltma,

• Yeni ürünlerin pazara giriş zamanlarını azaltma,

• Daha düşük ite başlama maliyeti,

• Daha fazla müşteri tatmini,

• Bölümler ve bireyler arası grup çalışması ve işbirliğini artırması,

• Müşteri istekleri ile ilgili sistematik bir veri tabanı oluşturması,

gibi bir çok yarar sağladığı uygulayan işletmeler tarafından belirtilmiştir [Gevirtz,

1994: s.101-103].

2.5.3. HATA MODU VE ETKĐ ANALĐZĐ

Hata Modu ve Etki Analizi-HMEA (Failure Mode and Effect Analysis-FMEA),

müşteri gereksinimlerinin sürekli karşılanması amacıyla hem tasarım hem de üretim

kalitesini güvence altına alan ürün ve süreçlerin tasarımında kullanılan önleyici bir

yaklaşımdır. HMEA, tasarlanan ürünün kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek

hataların önceden saptanmasını ve bu hatalardan müşteriye etkisi önemli olanların

tasarım aşamasında ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Ürün HMEA, ürün

tasarımında, üretim HMEA ise, üretim sürecinin tasarımında kullanılan yöntemlerdir.

Ürün tasarımında ve üretim sürecinde HMEA uygulaması, müşterilerin potansiyel

hata modlarını tanımlamaya yardımcı bir grup yaklaşımdan yararlanmayı

gerektirmektedir.

HMEA tasarımı, müşteri şikayetleri ve geçmiş dönem hata durumlarını yeniden

gözden geçirip, potansiyel tasarım problemlerini tanımlayarak, önleyici faaliyetlerin

geliştirilmesini amaçlamaktadır. HMEA sistemi, sistemin her bir parçası, hata

modları ve sistemdeki insan, araç-gereç ve çevrenin hataya neden olan etkilerini

toplayan bir sistemdir. Hata modu, basitçe hatanın kaynağını ve doğasını

74

tanımlarken, etki ise, hataya karşı sistemin bir yanıtı veya bu hataların bir sonucudur

[Kolarik, 1995: s.244].

Ürün HMEA yönteminde, ürünün işlevleri sorgulanır ve bu işlevlerin yerine

getirilmemesi durumunda müşteriye ne gibi bir hata olarak ulaşacağı, hatanın ortaya

çıkma olasılığı, hatanın farkına varılma olasılığı ve yaratacağı hasarın önemi

araştırılır. Tasarımı, negatif etkileyecek bileşenlerin öncelikle listesi hazırlanmalıdır.

Hata modu, uygunsuz kullanım koşullarından çıkabilecek hataları da öngörmelidir.

Örneğin, iç müşteri olan üretim mühendisi tarafından tasarım çizimlerinde kullandığı

araç ve gereçler tozlanabilir, yağlanabilir vb. sistemin çalışmasını engelleyebilir ve

bir takım problemlere neden olabilir. Hata modları, ürünün garanti bilgileri, kalite

problem raporları ve test sonuçlarının değerlendirilmesi ile tanımlanabilmektedir.

Tanımlanan hata modlarından sonra, hataların etkileri belirlenmelidir [Gevirtz, 1994:

s.120-121]. Tüm etkenler 1'den 5'e kadar puanlanır, puanların çarpımı bir puanlama

sistemi içinde değerlendirilir ve bu puan yüksekse puanın düşürülmesi için

alınabilecek önlemler araştırılır. Böylece önemli hatalar ortaya çıkmadan tasarım

aşamasında önlenmiş olmaktadır. Günümüzde HMEA, otomobil üreticileri olmak

üzere bir çok üretim işletmesinde, hatta hizmet işletmelerinde de başarılı olarak

uygulanmaktadır [Noori, Radford, 1995: s.169]

2.5.4. KALĐTE ĐÇĐN DENEY TASARIMI

Kalite için deney tasarımı (Design of Experiment) veya Taguchi yöntemi adıyla

bilinen bu yöntem, bir sürece etkisi olabilecek parametrelerin süreçteki göreceli

etkilerinin ağırlıklarını istatistiksel yollarla geliştirilmiş kontrollü denemeler

sonucunda saptamaktadır.

Japon mühendisleri hedeflenen kalitedeki ürünü üretebilmek için geleneksel süreç

kontrolünden başka yöntemler aramışlardır. Üretim süreci değişikliklerinden ve

çevre faktörlerinden etkilenmeden, hedeflenen kaliteyi sağlayabilmek için kalitenin

ürün ve süreç ile tasarımlanması gerektiğini savunmuşlardır. 1980 yılında

75

Amerika’da Dr.Genichi Taguchi tarafından önerilen tasarım yöntemleri kalite

mühendisliği, kalite kontrol ve istatistiki alanda en çok konuşulan konulardan biri

olmuştur [Barker, 1990: s.1-13]. Kalite kontrol yöntemleri online ve offline olarak

ikiye ayrılmaktadır. Online yöntemler, üretim sürecinde kullanılır ve istatistiksel

süreç kontrolü, kontrol şemaları gibi yöntemleri içermektedir. Offline yöntemler ise,

üretim süreci dışında kullanılmaktadırlar. Deney tasarımı ve güvenilirlik testleri gibi

yöntemleri kapsarlar. Kalite kontrolde ağırlık online yöntemlerde olmasına karşın,

son yıllarda offline yöntemler özellikle de deney tasarımı önem kazanmıştır.

Online kalite kontrol yöntemleri ile ancak üretim sırasında oluşacak kayıplar

önlenebilmektedir. Örneğin, üretim tekniğinden kaynaklanan kayıplar giderilemez.

Bunun için süreçte değişiklik yapmak gerekmektedir. Offline yöntemlerde ise, önce

ürün, sonra bu ürünün üretilebileceği, süreç tasarımlanmaktadır. Böylece bu gibi

kayıplar en başta önlenmiş olmaktadır. Taguchi’nin de kalite kontrolüne yaklaşımı

kayba neden olabilecek durumların baştan yok edilmesidir.

Offline yöntemler:

• Müşteri gereksinim ve beklentilerini tamamen tanımlama,

• Müşteri beklentilerini karşılayacak bir ürünü tasarımlama,

• Sürekli ve ekonomik olarak üretilebilir bir ürünü tasarımlama,

• Donanım, prosedürler, standartlar ve uygun özelliklerin açık bir biçimde

geliştirilmesini kapsamaktadır.

Offline kalite kontrol işlevlerinin amacı, üretilebilir ve güvenilir ürün geliştirmek ve

ayrıca ürün geliştirme ve ürün yaşam maliyetlerini azaltmaktır. Offline kalite

kontrolün iki aşaması üzerinde durulmaktadır: ürün tasarım aşaması ve süreç tasarım

aşaması.

76

2.5.4.1. Ürün Tasarım Aşaması

Ürün tasarım süreci aşamasında ya yeni bir ürün geliştirilmektedir, ya da mevcut

ürün üzerinde değişiklikler uygulanmaktadır. Burada amaç, müşteri beklentilerini

karşılayabilecek ya da üretilebilecek bir ürünün tasarımlanmasıdır. Süreç tasarım

aşamasında ise, üretim ve süreç mühendisleri, ürün tasarım süreci aşamasında

geliştirilen özelliklere uygun üretim sürecini geliştirirler. Yukarıda sıralanan a, b ve c

şıkları ürün tasarımı sırasında, d faaliyeti ise süreç tasarım aşamasında

gerçekleştirilmektedir. Taguchi, offline kalite kontrolünün her bir aşamasında kalite

güvencesini sağlamak için üç adım yaklaşımından bahsetmektedir: sistem tasarımı,

parametrik tasarım ve tolerans tasarımı.

Giriş kalite kontrol, süreç tasarımı sırasında geliştirilen süreçler, bu süreçlerde

kullanılan ürün tasarımları ve tasarıma uygun ürünlerin üretilmesi ile ilgilidir.

Taguchi, giriş kalite kontrolünü de iki aşamada tanımlamıştır: üretim kalite kontrol

ve müşteri ilişkileri [Logothetis, Wynn, 1989: s.241-249].

Sistem Tasarımı: Müşteri gereksinimlerini karşılayacak ilk ürün tasarımını

geliştirmek için bilgi ve mühendisliğin bir arada uygulanmasıdır. Başlangıçta,

parçaların, materyallerin ve üretim teknolojisinin seçimi ile işe başlanmaktadır.

Amaç, en düşük maliyetle müşteri gereksinimlerine cevap verebilen ürünün

üretilebilmesi için en uygun teknolojinin kullanılmasıdır. Taguchi yaklaşımındaki bu

adımla, batılı firmaların Ar-Ge bölümlerinin ilk ürün tasarımı adımı arasındaki

önemli fark, Taguchi yaklaşımının pahalı girdiler, en son teknolojiyi kullanmak

yerine, daha çok müşteri gereksinimleri, düşük maliyet ve gerekli teknoloji üzerinde

yoğunlaşmasıdır [Dehnad, 1989: s.22].

Parametrik Tasarım: Ürün parametreleri için optimal durumları tanımlamaktadır.

Amaç, performans değişikliklerini minimize ederek, üretim ve ürünle ilgili tüm

maliyetleri de minimuma indirmektir. Ayrıca, kalite için gerekli olan ve maliyeti

düşürme açısından da olası en geniş toleransları kullanmaktadır. Ürün üzerinde

77

sapmaya neden olan faktörler genelde kontrol edilebilir faktörler ve kontrol

edilemeyen faktörler olmak üzere iki’ye ayrılmaktadır. Örneğin bir bilgisayar

monitörünün tasarımında kontrol edilebilir faktörler, ekranın boyutları, biçimi ve

ağırlığıdır. Kontrol edilemeyen faktörler ise, ürünün performansını etkileyen

tasarımcının kontrolünde olmayan faktörlerdir. Müşterinin bilgisayar monitörünü

evinde kullanırken yaşanan titreşimler, uygunsuz ışıklandırma, voltaj düşmeleri gibi

durumlar ise kontrol edilemeyen faktörlere örnektir [Sarin, 1997: s.103].

Taguchi, ürünün gerçek performansında değişikliğe neden olan faktörlerin gücünü

azaltma konusunda yoğunlaşmıştır. Bu güçlü faktörler:

• Dışsal faktörler: ürünün kullanıldığı ya da dağıtımının gerçekleştiği çevre

• Đçsel faktörler: ürünün kullanılması ile değerindeki azalma

• Birebir faktörler: üretim sürecinde gerçekleten sapmalar

Ürünün performansında değişikliğe neden olan bu faktörler, ürünün tasarım aşaması

sırasında göz önüne alınmalıdır [Moen, Nolan, Provost, 1991: s.294-295].

Tolerans tasarımı: Parametrik tasarım sırasında gerçekleşen hedef ölçütleri için

toleranslar oluşturulmalıdır. Amaç, ürünün temel özelliklerini kaybetmeden

maliyetlerin azaltılması için geniş çaplı toleransların sağlanmasıdır.

2.5.4.2. Süreç Tasarımı Aşaması

Sistem tasarımı: Eş zamanlı mühendislik ve ürün özelliklerine dayalı olarak üretim

sürecinin tasarımlanmasıdır.

Parametrik tasarım: Kontrol edilebilir üretim süreç parametreleri için uygun

durumların tanımlanmasıdır. Amaç, ürün sürecini kontrol edilemeyen durumların

oluşumuna ilişkin güçlendirmektir.

78

Tolerans tasarımı: Süreç parametrik tasarımı sırasında, kritik olan durumlar için

toleranslar oluşturmaktır [Lochner, Mator, 1990].

2.5.5. TAGUCHI KALĐTE KAYBI FONKSĐYONU VE KALĐTE SEVĐYESĐ

Kalite seviyesinin ölçülmesinde kusurlu mamul yüzdesi uzun yıllar bir ölçüm aracı

olarak kullanılmıştır. Tüketici veya alıcıya yüklenen malların içerisindeki kusurlu

oranı genellikle düşük olmakla birlikte, üretim sistemi içerisindeki kalitenin

sağlanması açısından herhangi bir ek katkı sağlamamakta, kalite probleminden

ziyade bir maliyet problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Hedeflenen kaliteyi

karşılayamayan ürünler, siparişi veren firma tarafından kabul edilmemekte, bu ise

yeniden çalışma ve reklam giderlerinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Esas

olarak üzerinde durulması gereken nokta ise ürünlerin, siparişi veren firmaya

yüklenmeden üretimin her safhasında kalitenin denetlenmesidir.

Geçmişte yüklenen mamullerin kalite seviyesinin belirlenmesinde kusurlu oranı, Cp

indeksi (toleransın altı standart sapmaya oranlanması ile elde edilen süreç yeterliliği

indeksi) ve garanti maliyetleri yaygın olarak kullanılmaktaydı. Örneğin Japon ve

Amerikan firmaları uzun yıllar 1.00’ın üzerinde süreç yeterliliği indeksleri ile

yüklemelerini gerçekleştirmişlerdir. Ancak bu indeksin herhangi bir optimum

değerinin olmaması, toleransın veya kalite seviyesinin belirlenmesinde büyük

sıkıntılara yol açmıştır. Aynı zamanda indeksteki değişimlerin kalitede meydana

getirdiği gerçek değişimlerin yönetim ve mühendis kadrosu tarafından tam olarak

kavranamaması, Cp indeksini kalite seviyesinin ölçülmesinde zayıf bir araç olarak

tanımlamıştır. Bunun yanında parasal ölçülere dayandıklarından dolayı kusurlu oranı

ve garanti maliyetleri daha geniş kullanım alanı bulmuşlardır. Ancak pazar payındaki

kayıpları ölçememeleri ve zaman değişkeninden etkilenmeleri zayıf taraflarıdır.

Kalite kaybı fonksiyonu bu noktada uygun bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır

[Taguchi, Elsayed, ve Hsiang, 1989].

79

2.5.5.1. Kalite Kaybı Fonksiyonu

Aynı firmaya ait iki ayrı fabrikada renkli televizyon üretildiğini varsayalım. Fabrika

A Japonya’da, Fabrika B Amerika’da kurulmuş olsun. Üretilen televizyonlardaki

renk konsantrasyonu üzerine her iki fabrikadaki üretim karşılaştırıldığında, her iki

fabrikada aynı dizayn kullanılmasına rağmen Amerika’da gerçekleştirilen üretimin

daha düşük kaliteye sahip olduğu ve tüketicilerin Japonya’da üretilen televizyonları

tercih ettikleri görülmektedir.

Kalite kontrolünde daha önce yukarıda açıklanan süreç yeterliliği indeksinin (Process

Capability Index) kullanıldığını varsayalım. Süreç yeterliliği indeksi Cp, toleransın

standart sapmanın altı katına oranlanması ile elde edilecektir.

.s.s6

toleransCp ⋅

=

Aşağıda her iki fabrikada gerçekleştirilen üretimde televizyonların renk

konsantrasyonlarına ilişkin kalite karakteristik dağılımları verilmektedir.

Tolerans

DaraltılmışTolerans

Fabrika A

Fabrika B

∆−m ∆+mmC CB A B

Şekil 16. Renk konsantrasyon dağılımı

80

Kesiksiz çizgi ile temsil edilen Fabrika A, Japonya’da gerçekleştirilen üretimi temsil

etmekte olup merkezde (m) ile gösterilen hedef değer etrafında normal dağılım

göstermektedir. Grafikte de görüldüğü üzere tolerans 2∆ olmakla birlikte standart

sapma toleransın 1/6’sı ve tolerans 10 olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda Cp

indeksi,

00.1

6

106

10

..6=

⋅=

⋅=

ss

toleransC p

Diğer taraftan Amerika’da gerçekleştirilen üretim kesikli çizgi ile üretilmekte olup

daha az sayıda spesifikasyon dışı ürün üretilmektedir. Fabrika B’ de gerçekleştirilen

üretim Uniform dağılıma benzerliği ile dikkat çekmektedir. Standart sapmanın

tolerans.12

1 olması halinde Cp indeksi,

577.0

12

106

10

..6=

⋅=

⋅=

ss

toleransC p

ki bu değer Amerika’da üretilen televizyonların Japonya’ya göre daha düşük kalitede

olduklarını göstermektedir. Kalite kaybı mamulün kalite karakteristiğinin (y)

hedeflenen kaliteden (m) farkı (y-m) olarak tanımlanacaktır. Hedeflenen kalitenin

mamul karakteristiklerine eşit olması durumunda (y = m) kalite kaybı sıfır olacak,

aksi takdirde kalite kaybı her iki yönde de artacaktır. Kalite kaybı ile hedeflenen

kalite arasındaki ilişki aşağıda verilmektedir [Taguchi, Elsayed, ve Hsiang, 1989].

81

∆−m ∆+m

Sapmadankaynaklanankalite kaybı

y

ASpesifikasyon dışıürünün tamirinin

birim maliyeti

m

KaliteKaybı

FonksiyonelKarakteristikler

Şekil 17. Kalite kaybı ile hedeflenen kalite arasındaki ilişki [Rao, Carr, Dambolena,

Kopp v.d., 1995]

2.5.6. ÜRETĐM VE MONTAJ ĐÇĐN TASARIM

Eş zamanlı mühendislik çalışmalarının bir araya getirdiği önemli bölümler, tasarım

mühendisliği ve üretim mühendisliğidir. Geleneksel yöntemleri benimseyen bir

tasarımcı, tasarlanan bir ürünün işlevini yerine getirmesi için en uygun malzeme,

ölçü, görünüm ve çalışma biçimini bulmaya çalışırken genellikle üretim biçimini

değerlendirme dışı tutmaktadır. Eş zamanlı mühendislikle birlikte çalışan tasarım ve

üretim uzmanları, tasarım aşamasında üretim ve montaj süreçlerini de göz önüne

alarak en uygun çözümleri araştırmalıdır [Syan, Swift, 1994: s.118-137].

Üretim ve Montaj için Tasarım -ÜMT (Design for Manufacture and Assembly)

sistemi içinde yer alan değer analizi tekniği ürünün, parçalarının ve montajının

işlevlerini belirlemek ve bu işlevlerin maliyetini hesaplamak için kullanılmaktadır.

Değer analizi, tasarım aşamasında uygulandığında geriye dönüşü çok zor olan pahalı

hataların ortaya çıkması önlenebilmektedir.

82

2.5.6.1. Üretim ve Montaj Đçin Tasarımda Temel Đlkeler:

Minimum parça sayısı: Montaj maliyetlerinin düşürülmesi ve parça sayısının

azaltılmasıdır. Örneğin, Cadillac, Seville modelinin arka çamurluktaki parçalarını

azaltarak %57 zaman tasarrufu, 450.000$ maliyet tasarrufu sağlamıştır [Noori,

Radford, 1995: s.144].

Modüler tasarım: Değişik biçimlerde birleştirilebilecek parçalar ile minimum parça

sayısına ve geniş bir ürün yelpazesine ulaşmaktır. Hewlett- Packard yazıcılarında bu

yöntemi kullanarak, üstün performanslı, düşük maliyetli, rekabet gücü çok yüksek

yazıcılar üretmiştir.

ÜMT, ürünün ekonomik ve kolay üretiminin ve hataya meydan bırakmayan kolay

montajının tasarımla birlikte gerçekleşmesini hedeflemektedir. Douglas Aircraft

firmasında yapılan bir çalışma ile şu sonuçlar elde edilmiştir. ÜMT yaklaşımı ile 300

kişilik yolcu uçağı MD-11’de kullanılacak klima sistemi hava giriş kanalı bir eş

zamanlı mühendislik takımı tarafından tasarlanmıştır. Đki haftalık bir çalışma ile,

uzun yıllar DC-10 uçağında kullanılan hava kanalı tasarımı gözden geçirilmiş ve

toplam 2172 parça 4038 montaj işleminden oluşan tasarım, 1383 parça 2649 işleme

indirilmiştir. Ayrıca toplam ağırlık yaklaşık 40 kg. azaltılmış, güvenilirlik, bakım

kolaylığı ve işlevsellikte bu sayede artmıştır [Noori, Radford, 1995: s.145].

2.5.7. HOSHĐN KANRĐ (HOSHIN PLANLAMA)

Toplam kalite yönetimi, her yönetici ve çalışan tarafından süreç, örgüt ve araçlar

yardımıyla Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al (PUKÖ) döngüsünün uygulanması ve

firma çapında sürekli iyileştirmeye dayalı olarak, müşteri gereksinimi ve

beklentilerinin karşılandığı bir sistemdir. Hoshin planlama da bir sistem olup,

stratejik örgütsel hedeflerin yerine getirilmesi ve örgütsel planların gerçekleşmesini

sağlayan, Toplam Kalite sisteminin alt bileşenidir.

83

“Hoshin”, parlayan metal, sınırlar ya da yönlendirme noktası, “Kanri” ise, yönetim

ve kontrol anlamına gelmektedir [Akao, 1991]. Hoshin Kanri, gerçeklere doğru,

firmayı taşıma araçlarını geliştirmek ve gelecek hakkında en doğru stratejik amaçları

sabitleştirme ve yakalamak için tasarlanmış bir yöntemdir. Hoshin Kanri plana göre

işi yönetmek için örgütün her birimini ve tepe yönetimden çalışanlara kadar, ortak

yönetim yaklaşımlarıyla ortak amaçlara ulaşmayı yaymaktır. Hoshin Kanrinin en

büyük özelliği, örgütün vizyon ve amaçlarını, ölçülebilir ve uygulanabilir stratejilere

doğru dönüştürmesidir [Eureka, Ryan, 1990]. Ürünün kalitesi, onu üreten işletmenin

kalitesinin bir fonksiyonudur. Hoshin Kanri, örgütün kalite tasarımı için gerekli bir

araçtır ve kalite tasarımı da rekabet avantajı için oldukça önemlidir.

2.5.7.1. Hoshin Planlama Süreci

Đlk adım, örgütün uzun dönemli vizyonunu izleyen planlar ve gerçekleştirilebilir

amaçların değerlendirilmesini kapsamaktadır. 3-5 yıllık planlar ise vizyonun

gerçekleştirilmesi için belirlenen yöntemlerin bir analizine dayanmaktadır. Bir yıllık

planlar ise, planlanan yıl içersinde gerçekleştirilmesi gereken temel amaçların yer

aldığı tüm ayrıntılı faaliyetleri kapsamaktadır. Bir yıllık planların yapılması ile tüm

bölümler yıllık planların gerçekleştirilmesine yönelik araçları (Pareto analizi ,neden-

sonuç diyagramları vb.) belirlemelidir. Araçlar belirlendikten sonra aylık ya da üç

aylık performans değerlendirmeleri yapılmalıdır.

Hoshin Kanri’nin temel elemanları ise:

• Yıl içinde sürekli geliştirilen sürecin (Planla- Uygula-Kontrol et-Önlem al)

planlanması ve uygulanması,

• Yılık hedeflerin, planlanması, gelişimi ve gerçekleştirilmesi için, örgüt

içindeki tüm birimlerin ve çalışanların katılımının sağlanması,

• Gerçek verilere dayalı planlamalar ve bunların uygulanması,

• Đşletmenin gerçek kapasitesinin göz önüne alındığı faaliyet planların ve

amaçların oluşturulması.

84

Uygulama sonunda hedeflere ulaşılmışsa, yapılan Hoshin planlaması beklenen

sonucu vermiş olacaktır. Elde edilen hedef değerleri yüksek ya da düşük olabilir. Her

iki durumda da önemli olan hedeflerin nasıl ve niçin başarıldığını anlamaktır [Costin,

1994: s.287-289].

2.5.7.2. Stratejik Planlama ve Hoshin

Kalite Planlaması: Kalite planlaması sistemi şu safhaları izlemektedir;

1. Misyonun belirlenmesi

2. Müşterilerin ve müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesi

3. Vizyonun oluşturulması

4. Amaç ve hedeflerin ve belirlenmesi

5. Kritik süreçlerin ve ölçüm kriterlerinin belirlenmesi

6. Stratejik planlama sürecinin geliştirilmesi

7. Yıllık planların hazırlanması

8. Değişim stratejilerinin belirlenmesi

9. Yıllık gözden geçirme ve değerlendirme sisteminin kurulması.

Hoshin, stratejik planlama olarak sık sık tanımlanmasına karşın, Toplam Kalite

alanında daha farklı algılanmaktadır. Stratejik planlama, bir işletmenin vizyonu,

misyonu ve uzun dönemli planlamasını, Hoshin ise stratejik planlamaya göre daha

kısa dönemli (bir yıllık) ve ayrıntılı planları kapsamaktadır [Nakui, 1995].

Vizyon: Bir örgütün başarmak istedikleri konusundaki ortak ifadesidir. Bir vizyon şu

özellikleri taşımalıdır:

• Örgütün isteklerinin neler olduğunun ya da olmadığının anlatılması,

• Gelecekteki ürün ya da hizmetler,

• Gelecekteki pazar payı,

• Kısa bir açıklama,

85

• Tepe yönetimden hat yöneticilerine, tedarikçiden müşteriye herkesin

anlayabileceği biçimde olması.

Misyon: Ortak bir misyon, bir vizyonun nasıl başarılabileceğini açıklayan

ifadelerdir.Bazen misyon örgütün varoluş sebebini anlatan ifadeleri de içeren

değerler olabilir. Misyon işletmenin iç ve dış müşteri beklentileri ile işletmenin

eğilimini de kapsamaktadır.

Bir misyon şu ifadeleri içermektedir;

• Belirli bir zaman diliminde ortak bir vizyonun nasıl başarılabileceği,

• Ortak bir vizyonu başarmak için gerekli faaliyetler,

• Basit bir tanıtım,

• Üst yönetimden çalışanlarına, tedarikçiden müşteriye herkesin anlayabileceği

biçimde ifadelerin kullanılması.

Kalite devrimine yönelen birçok işletme, misyonlarını kaliteye öncelik verecek

biçimde değiştirmişlerdir [Kavrakoğlu, 1993: s.24].

Hoshin Planlamanın Sağladığı Yararlar

• Yıllık hedefleri geliştirme konusunda yardımcı olabilecek bir süreç oluşturur,

• Uygulama yöntemlerinin belirlenmesinde çalışanların katılımını sağlar,

• Bölümler arası eşgüdümü artırır,

• Aylık ya da üç aylık uygulamaların gözden geçirilmesi ile, Planla-Uygula-

Kontrol et-Önlem al döngüsünün düzenli olarak gerçekleşmesini sağlar,

• Esnek, sürekli gözden geçirilen bir planlama ve uygulama sistemi yaratır,

• Đşletmenin temel problemlerinin kolay anlaşılması konusunda yol gösterir,

• Hızlı ve hatasız geri bildirim döngüsünün geçekleşmesine yardımcı olur,

• Örgütün ortak amaçlar üzerinde odaklanmasını sağlar.

86

2.5.8. POKA-YOKE

Poka-Yoke, Japonca'da “hata önleyici” anlamına gelmektedir. 1970'li yıllarının

başında Shigeo SHINGO adlı mühendis tarafından geliştirilen Poka-Yoke yöntemi,

üretim bandında kalitenin sağlanmasında devrim yaratan buluşlardandır. Hata

önleyiciler genelde üretimin hata olma olasılığı yüksek olan süreçlerinde kullanılan

ölçüm cihaz veya aletleridir [Kavrakoğlu, 1993: s.99]. Đçeriği oldukça basittir.

Hataların üretim hattında gerçekleşmesine izin verilmediği takdirde, ürünler üzerinde

yeniden işlem yapma oranı düşük olacak ve böylece üretim kalitesi yükselecektir. Bu

durum beraberinde yüksek müşteri tatmini ve düşük üretim maliyetlerinin

gerçekleşmesini sağlamaktadır. Poka-Yoke'nin içeriği kadar uygulanması da oldukça

basittir [Shimbun, 1988].

Bir Poka-Yoke uygulaması, oluşmuş bir hatayı düzeltme ya da gerçekleşmesi olası

bir hatanın önlenmesine yönelik bir mekanizmadır. Kısa bir inceleme hataların

bulunmasına neden olacaktır. Kusurlu ürünlerin büyük bir çoğunluğu çalışanların

hatalarından kaynaklanmaktadır. Bu durum neden-sonuç ilişkisiyle süreklilik

kazanmaktadır. Eğer çalışanlardan kaynaklanan hatalar saptanıp elimine edilirse,

hatalar kusurlu ürünlerle sonuçlanmayacaktır [Shingo, 1986: s.50].

Poka-Yoke uygulamasına ilişkin basit bir örnek, hataların başta önlenmesinin

kusurlu ürünlerin oluşmamasına nasıl yadım edeceğini göstermektedir. Montaj

hattında çalışan bir işçinin altı düğmeli bir aletin montajını yaptığı varsayılsın. Her

bir düğmenin altına yay koyulması gerekmektedir. Bazen bu işçi yayları düğmelerin

altına yerleştirmeyi unutarak montajı tamamlayabilmektedir. Bu durum ise kusurlu

ürünlerin oluşmasına neden olacaktır. Bu problemi ortadan kaldırmak için basit bir

Poka-Yoke yöntemi geliştirilmiştir. Đşçi kasadan altı adet yayı sayarak alır ve küçük

bir tabağın içine yerleştirir. Montaj işlemi bittikten sonra tabakta hala yay mevcutsa,

yapılan son montaj işleminde bir hatanın olduğu ortaya çıkacaktır. Sadece tabağa

bakarak hatanın ortaya çıkartılmasının maliyeti oldukça düşüktür. Bu uygulama etkin

bir uygulama olup, yeniden işleme maliyetlerini minimum düzeye indirmektedir.

87

Hizmet işletmelerinde de bu tür uygulamalarla, örneğin, bir süper marketde barkod

ve optik okuyucular ile kasa kayıtlarında hata yapma olasılığı minimum düzeye

indirilmeye çalışılmaktadır.

Üretimden hemen sonra kalite problemlerine yol açan nedenleri belirlemek yeteri

kadar yarar sağlamayabilir, ancak gelecekteki hataların önlenmesini sağlayacaktır.

Bir sonraki süreçteki işçi bir önceki süreçteki işçinin gözlemcisi olursa kalite

konusundaki geri bildirimler çok önceden sağlanmış olacaktır. Böylece her çalışan

hem üretimi hem de kontrolü gerçekleştirebilir. Etkili bir Poka-Yoke uygulaması ile

muayene maliyetlerini ve zamanını sıfıra yaklaştıracak bir sistemin gerçekleştirilmesi

olasıdır. Eğer ara stoklar düşük tutulursa süreci geliştirmek için sağlanan kalite geri

bildirimleri daha hızlı sağlanabilecektir. Bu anlayışla Poka-Yoke, aynı zamanda tam

zamanında üretim (JIT) felsefesinin de bir parçasıdır [Shingo, 1986: s.57].

2.6. ĐSTATĐSTĐKSEL SÜREÇ KONTROL TEKNĐKLERĐ

Đstatistiksel yöntemler, üretim sürecinin iyileştirilmesi ve kusurlu üretimin

azaltılması için kullanılan oldukça etkili bir araçtır. Ancak istatistiksel yöntemlerin

yalnızca “araç” oldukları ve uygun biçimde kullanılmadıklarında amaca hizmet

etmeyecekleri unutulmamalıdır.

Đstatistiksel yöntemler Japonya'da 1949 yılında yoğun bir biçimde kullanılmaya

başlamıştır. Aynı yıl Japon Bilim adamları ve Mühendisleri Birliği (JUSE) bir kalite

kontrol araştırma grubu kurarak, istatistiksel kalite kontrol ve istatistiksel

yöntemlerin endüstride kullanımını araştırmaya başlamışlardır. Japonya'da kalite

çemberleri ve kalite yönetimi teknikleri konularında önemli çalışmalar yapan

Ishikawa'ya göre işletmede karşılaşılan sorunların %95'i basit istatistiksel teknikler

kullanılarak çözülebilmektedir. Đstatistiksel yöntemlerin, sağlayacağı yararlardan

bazıları şunlardır:

• Daha üst düzeyde kalite,

88

• Yeniden işleme ve hurdanın azaltılması ile daha az kayıp,

• Daha iyi planlama ve yönetim ile muayenenin iyileştirilmesi,

• Đş gücü-makine/saat için kusurlu üretimin en aza indirilmesi,

• Tasarım toleranslarının iyileştirilmesi,

• Eşgüdümlü çalışma sonucunda kuruluş içi ilişkilerin iyileştirilmesi.

Đstatistiksel süreç kontrolü: üretim (bakım, onarım, revizyon ve kalibre) faaliyetlerin

yürütülmesi sırasında ortaya çıkabilecek kusurları veya üretimin kontrol dışına

çıkması durumlarını hemen ortaya çıkartarak gerekli önlemlerin zamanında

alınmasını sağlayan tekniklerin uygulanmasıdır. Tablo 4’de karşılaşılan sorunların

farklı boyutları için hangi tekniklerin kullanılmakta olduğu gösterilmektedir.

Tekniklerin bazıları sorunların belirlenmesinde, bazıları sorunun analizinde, bazıları

ise her iki amaç için kullanılmaktadır.

Tablo 4. Đstatistiksel Süreç Kontrolü Tekniklerinin Kullanım Alanları

AMAÇ KULLANILACAK TEKNĐK

Sorunlarda öncelik sırasının

belirlenmesi

Akış Diyagramı

Đşaret Çizelgesi

Pareto Diyagramı

Beyin Fırtınası

Nominal Grup Tekniği

Sorunun ne olduğu, nerede meydana

geldiği, ne zaman meydana geldiği ve

etki alanının belirlenmesi

Đşaret Çizelgesi

Pareto Diyagramı

Histogram

Sorunun olası bütün nedenlerinin

saptanması.

Đşaret Çizelgesi

Pareto Diyagramı

Dağılım Diyagramı

Neden -Sonuç Diyagramı

Beyin Fırtınası

Sorunun ana nedenlerinin saptanması Đşaret Çizelgesi

89

Pareto Diyagramı

Dağılım Diyagramı

Nominal Grup Tekniği

Beyin Fırtınası

Etkin ve uygulanabilir çözümün

geliştirilmesi ve uygulama planının

hazırlanması.

Beyin Fırtınası

Çubuk Grafikleri

Yönetim Değerlendirmesi

Çözümün uygulamaya konması ve

gerekli prosedürlerle grafiklerin

düzenlenmesi

Pareto Diyagramı

Histogram

Kontrol Grafiği

2.6.1. AKIŞ DĐYAGRAMI

Akış diyagramı, herhangi bir süreç içersindeki sapmaları belirlemek amacıyla bir

ürün ya da hizmetin izlediği gerçek ve ideal yolları belirlemek için kullanılır. Akış

diyagramında, sürecin bütün aşamaları simgelerle gösterilir. Bu tür diyagramlar

incelenerek, sorunun potansiyel kaynağı olan çevrimler açığa çıkartılabilir. Akış

diyagramları, malzeme akışı ve üretim işlem basamakları gibi her türlü alana

uygulanabilir.

Akış diyagramının yararları:

• Süreçte çalışan kişiler, süreci anlar ve onu kontrol altında tutmaya başlarlar.

• Süreçte, geliştirilecek kısımlar kolaylıkla belirlenebilir.

• Çalışanlar, kendilerini sürecin bir parçası olarak görmeye başlar, motivasyon,

süreci sahiplenme ve bölümler arası iletişim artar.

• Akış diyagramı hazırlama toplantılarına katılan kişiler, kaliteye yönelik her

türlü çalışmanın birer destekleyicisi haline gelirler ve çeşitli öneriler sunarlar.

Aşağıda iyi kalitede görüntü kalitesine sahip olmak için geçen sürede yapılacak

işlerin gösterildiği akış diyagramı verilmektedir. (Şekil 18)

90

Şekil 18. TV'de kaliteli görüntü elde etmek için izlenen akış diyagramı

2.6.2. ĐŞARET ÇĐZELGESĐ

Đşaret çizelgesi, olayların ne kadar sıklıkta tekrarlandığına yanıt vermek için en basit

yöntemdir. Đşaret çizelgesi, aşağıdaki adımlar çerçevesinde oluşturulur.

• Gözlenecek olay ve sorunlar belirlenir. Her gözlemcinin aynı noktayı kontrol

etmesi sağlanır.

• Verilerin toplanacağı zamanlar (Gün, hafta, saat gibi) belirlenir.

• Gereksinime göre çizelge düzenlenir. Başlıklar açıkça yazılır ve işaretler için

yeterli yer ayrılır.

• Đçinden örnek alınan grupların homojen olmasına dikkat edilmelidir.

91

Bir otomobilin montajı sırasında ortaya çıkan uygunsuzluklara ilişkin işaret çizelgesi

Tablo 5’de gösterilmiştir.

Tablo 5. Đşaret Çizelgesi Tablosu

ĐŞARET ÇIZELGESĐ

Ürün No: Otomobil 405 Kontrol Sayısı: 1000 adet

Uygunsuzluk tipleri Çetele Toplam

Çatlak

Çizik

Leke

Gerilme

Aralık

Küçük delik

Diğerleri

///// /////

///// ///// ……….//

///// /

///// /////……….////

///// ///// ////

///// ///// ///// /////

////

10

42

6

104

14

20

4

TOPLAM 200

2.6.3. PARETO DĐYAGRAMI

Pareto ilkesi, Đtalyan ekonomistlerden Vilfredo Pareto tarafından servet dağılımını

açıklamak için geliştirilmiştir. 1950 yılında Joseph Juran bu yaklaşımın kalite

teknolojileri ile ilgili olduğunu savunmuştur. Ünlü iktisatçı Pareto, araştırmaları

sırasında işletmelerde stoklara bağlı paranın %80'inin ürünlerin sadece %20'sine

ilişkin olduğunu saptamıştır [Kavrakoğlu, 1993: s.37]. Pareto'nun bu saptaması

bugün 80:20 kuralı olarak bilinmekte ve problemlerin kaynaklarının %80'inin tüm

problemlerin %20'sini oluşturan basit nedenleri ortadan kaldırmakla

çözümlenebileceği öngörülmektedir. Pareto analizi problemlerin nedeni olan %80'in

belirlenebilmesi amacıyla kullanılmaktadır [Burr, 1994: s.217].

92

Đncelemeye alınan tüm olaylar, sonuca etkisi bakımından aynı şiddette değildir.

Olayların ve bulguların önemini göstermek için pareto diyagramı çizilmektedir.

Pareto diyagramı, az sayıdaki önemli sorunu, çok sayıdaki önemsiz sorundan ayırma

tekniğidir. Pareto diyagramını oluşturmanın adımları:

• Adım 1 :Hangi sorunların araştırılacağına ve verilerin toplanacağına karar

verilmelidir.

• Adım 2 :Bir veri toplama çizelgesi geliştirilmelidir.

• Adım 3 :Pareto diyagramı için veri çizelgesi hazırlanır.

• Adım 4 : Birimler miktarlarına göre sıralanır ve veri kağıdı doldurulur.

Büyüklüğüne bakılmaksızın, “diğerleri” en son sıraya yerleştirilir. Çünkü

diğerleri, bir çok az sayıdaki kusur nedenlerinden oluşmaktadır.

• Adım 5 : Pareto diyagramı verilere göre çizilir.

• Adım 6 : Diyagrama, gerekli olan bilgiler yazılmalıdır.

Tablo 6. Pareto Diyagramı Đçin Veri Tablosu

Aylar Defolu Ürün

Sayısı

Kümülatif

Toplam Yüzde ( % )

Kümülatif

Yüzde ( %)

Ocak

Şubat

Mart

Nisan

Mayıs

Haziran

8

5

3

2

1

1

8

13

16

18

19

20

8*100/20=40

5*100/20=25

3*100/20=15

2*100/20=10

1*100/20=5

1*100/20=5

40

65

80

90

95

100

TOPLAM 20 _ 100 _

Kusurlara ilişkin Pareto diyagramı aşağıda verilmektedir. (Şekil 19)

93

Şekil 19. Pareto Diyagramı

2.6.4. NEDEN – SONUÇ DĐYAGRAMI

Neden-sonuç diyagramları, ilk defa 1943 yılında Tokyo üniversitesinden Ishikawa

tarafından geliştirilmiştir. Belirli bir sorun veya sonucun nedenini araştırmak,

belirlemek ve göstermek için bu teknik kullanılmaktadır. Neden-sonuç diyagramı bir

sonuç ile sonuca etki eden bütün nedenleri bir arada göstermek için yapılmaktadır.

Sonuç veya sorun diyagramın sağ tarafına, bütün olası nedenler diyagramın sol

tarafına işaretlenir [Sarazen, 1994: s.177]. Diyagram bir balığın omurgasını andırdığı

için "Balık Kılçığı Diyagramı" da denilmektedir. Uygulaması oldukça basit olan bu

yöntem, sorunun nedenlerini sistemli bir biçimde araştırmaya yöneliktir.

Diyagramın çizimi için bir çalışma grubu oluşturulur. Grubun oluşturulmasında

işletmedeki tüm kişilerin katılımları istenmektedir. Dağılım analizinde, önce

geliştirilmesi amaçlanan sorun belirlenmelidir. Daha sonra hataya neden olan ana

nedenler ve ana nedenleri ortaya çıkaran alt nedenler beyin fırtınası yöntemi ile

94

saptanarak, aralarındaki ilişkiler belirlenmelidir. Diyagram oluşturulurken, çevresel

ve işletme içi faktörler ayrıntılı olarak incelenmelidir. Diyagram çiziminden sonra

yapılan çalışmalar tekrar gözden geçirilmeli ve kontrol edilmelidir [Çelikçapa,1993:

s.48-49].

Şekil 20. Örnek Neden Sonuç Diyagramı [Kartal, 1999: s.40]

Herhangi bir üretim gerçekleştiren bir firma neden-sonuç diyagramı (Şekil 20) ile

karmaşık problemlerin nedenlerini belirlemeye çalışmaktadır. Bu durum, bir proje

ekibi tarafından değerlendirilip ve beyin fırtınası yöntemiyle bir neden-sonuç

diyagramı oluşturulmaktadır.

2.6.5. HĐSTOGRAM

Histogram, veri grubunun genel durumunu bir bakışta verebilen kuvvetli bir araçtır.

Histogramlar verilerin, görsel olarak incelenebilmesine ve değerlendirilmesine

yarayan grafik araçlardır [Kavrakoğlu, 1993: s.39]. Histogram, Fransız istatistikçi

A.M. Guerry tarafından geliştirilmiştir. Pareto diyagramında bir ürünün çeşitli

özellikleri sıklık olarak gösterilir ve birbirleri ile karşılaştırılır. Histogramlarda ise,

ürünün yalnızca bir özelliğinin sayısal olarak sıklığı gösterilmektedir. Đlgilenilen

özellik değişken ve sayısal olmalıdır. Şekil 21’de bir histogram örneği

95

görülmektedir. Bu histogram, eğer frekans sayısı artırıldığında normal dağılıma (çan

eğrisini) yaklaşır [Bozkurt,1994].

Uygulamada çeşitli histogramlarla karşılaşılmaktadır. Çan eğrisi, çift tepe, plato,

tarak, birbirine paralel olmayan, kesikli, ayrılmış tepeli, keskin tepeli gibi.

Histogram çizimi için verilerin yeni ve doğru olması gerekmektedir. Analiz

yapılırken histogramların belirli bir ürün grubunu veya süreci temsil edip etmediği

araştırılmalıdır. Bu yaklaşım yöneticilerin daha doğru ve etkin sonuçlara ulaşmasını

sağlamaktadır [Çelikçapa, 1993: s.51].

Şekil 21. Örnek Histogram Diyagramı

2.6.6. DAĞILMA DĐYAGRAMI

Herhangi bir değişkenin, bir diğeri ile ne derece ilişkili olduğunu saptamak için,

değişkenlerden birisini değiştirerek diğerindeki değişimi gözlemek amacıyla dağılım

diyagramları kullanılmaktadır [Burr, 1994: s.223].

96

0

5

10

15

20

0 2 4 6 8

Şekil 22. Dağılma Diyagramı

Dağılma diyagramlarında değişkenlerden birisi yatay, diğeri düşey eksene işaretlenir.

Şekil 22, dağılma diyagramına bir örnektir.

Dağılma diyagramı üzerindeki noktaların birbirine yakınlığı ve dağılımın düz bir

çizgi oluşturması, değişkenler arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu gösterir.

2.6.7. KONTROL GRAFĐKLERĐ

Bir sürecin ne kadar değişim gösterdiğini ve bu değişimin ne kadarının belirlenebilir,

ne kadarının rasgele nedenlere bağlı olduğunu saptamak amacı ile kontrol

kullanılmaktadır (Şekil 22). Yani, sürecin istatistiksel olarak kontrol altında olup

olmadığının anlaşılması amacıyla oluşturulurlar. Kontrol grafikleri genellikle, yakın

zamanda süreçte ortaya çıkabilecek sorunları önceden haber verir [Mears, 1995:

s.67-70].

Veri cinsine göre uygun kontrol grafiklerinin seçilmesi, sonuca etkili ve çabuk bir

biçimde ulaşılması bakımından önem taşımaktadır. Süreç kontrol grafiklerinin

amaçları:

97

• Üretim sürecinin gerçek olanaklarını saptamak,

• Sürecin çıktı kalitesini değiştirecek ayarlamalar yapmak,

• Çıktıyı kontrol etmek şeklinde sıralanabilir [Gümüşoğlu, 1996: s.103].

X

Şekil 23. Kontrol Diyagramı, Kontrol Kartı

Kontrol grafikleri iki ana grupta incelenebilir:

Değişkenler için kontrol grafikleri: Bu grafiklerle ölçülebilen kalite özelliklerine

ait durumlar kontrol edilmektedir. Örneğin: uzunluk, yükseklik, ağırlık, sıcaklık, vb.]

Bu grafikler X ve R grafikleri olarak incelenmektedir. X grafikleri: bireysel ölçülerin

ya da örnek ortalamalarının, istenilen ortalamaya ya da genel ortalamaya göre nasıl

karşılaştırılacağını göstermektedir. R grafikleri ise, örnek içindeki bireysel

gözlemlerin değişikliğini kayıt etmektedir. Bu iki çizim birbirlerinin

tamamlayıcısıdır. Bir örnek ancak hem kabul edilebilir ortalamaya hem de

ölçümlerin uygun aralığına sahip olduğunda süreç kontrol altında olacaktır

[Gümüşoğlu, 1996: s.106].

Özellikler için kontrol grafikleri: Bir örneğe X grafikleri uygulanamadığı zaman

tipik olarak ve hatasız olarak sınıflandırılan örnek özellikleri ile ilgilenilmektedir.

Đyi/kötü, hatalı/hatasız, geçer/geçmez gibi özellikler dikkate alınmaktadır. Bu

98

grafikler: np, c, u, p grafikleri olarak incelenmektedir. Özellikler için kontrol

grafiklerinden şu bilgiler izlenmektedir;

• np grafiği ………. Toplam örnekteki kusurlu sayısı

• c grafiği………… Ünite başına kusur sayısı

• p grafiği………. .. Kusurlu oranı

• u grafiği…………. Ünite başına kusur oranı

2.6.8. DĐĞER YARDIMCI TEKNĐKLER

2.6.8.1. Beyin Fırtınası

Buraya kadar açıklanan analiz tekniklerinin hepsi sorunları ortaya koyarak

düşünmeyi gerektirmektedir. Beyin fırtınası oturumlarında bir grup çalışanın,

sorunun veya çözümün seçilen boyutları hakkında kısa zamanda çok fikir

üretebilmeleri sağlanmaktadır.

Beyin fırtınası oturum çeşitleri:

Düzenli oturum: Düzenli oturumda sıra ile fikirler bildirilir. Sırası gelen kişi

düşüncesini söyler veya farklı bir düşüncesi yoksa sıra diğer kişiye geçer. Bu tür

beyin fırtınasında amaç, en içine kapanık kişinin dahi konuşmasının sağlanmasıdır.

Düzensiz oturum: Bu tür oturumda grup üyeleri fikirlerini akıllarına geldiği gibi sıra

beklemeden söyler. Rahat bir ortam sağlamasına karşın, konuşmaların belli kişilerde

toplanması gibi bir riski vardır.

Her iki yöntemde de takip edilen yol aynıdır. Genellikle kabul edilen kurallar:

• Hiç bir fikir eleştirilmemelidir.

99

• Her söylenen fikir, herkesin görebileceği bir biçimde ve aynı ortamda kayda

alınmalıdır.

• Kayıtlar yorumlanmadan konuşmacının ifade ettiği biçimde tutulmalıdır.

• Tartışılan konu hakkında genel görüş sağlanmalıdır.

2.6.8.2. Nominal Grup Çalışması

Nominal grup çalışması herkesin eşit olarak görüşlerine yer verilen bir tekniktir.

Grup üyesi olan herkesten yazılı veya sözlü olarak kendilerince ”en önemli” olan

düşünceyi belirtmeleri istenmektedir. Belirtilen görüşler listelenerek herkesin

görebileceği bir yere asılır. Grup üyelerinden en önemli olanların sıralanması istenir.

En önemli soruna en yüksek puan, diğerlerine önem derecelerine göre daha düşük

puanlar verilmesi söylenir. Puanların değerlendirilmesine göre en önemli sorunlar

genel görüşler sonunda belirlenmiş olur.

2.6.9. YEDĐ YENĐ KALĐTE KONTROL ARACI

Yeni ürün geliştirmenin en ideal yolu müşteri taleplerini belirlemek, bu istekleri

mühendislik tanımlarına ve daha sonra bu mühendislik tanımlarını da üretim

tanımlarına çevirebilmektir. Her iki durumda da mevcut veriler yeterli olmayabilir.

Bazı mevcut veriler ise sadece yargısal değerleri kapsayabilir. Böyle yargısal

verilerin mantıklı bir karara esas oluşturulabilmesi için anlamlı bir formda yeniden

biçimlendirilmesi gerekmektedir.

Yönetimde problemlerin çözümü değişik bölümlerde çalışan insanların işbirliğini

gerektirmektedir. Burada kullanılan bilgiler ise objektif olmaktan çok sübjektif

bilgiler niteliğindedir. Kararların daha sağlıklı olması için problem çözme ile ilgili

bir tasarım yaklaşımı yolunu kullanmak gerekmektedir. Bu biçimde bir tasarım

yaklaşımında kullanılan yedi yeni kalite kontrol aracı, ürün kalitesinin

iyileştirilmesinde, maliyet azaltmada, yeni ürün geliştirilmesinde, fayda

100

sağlamaktadır [Imai, 1994: s.241]. Yedi Yeni Araç, kalite kontrol tekniklerinin

geliştirilmesi için Japon toplumunun bir ürünüdür [Mizuno, 1988]. Yedi yeni araç bir

çok yönetici, uzman ve mühendis tarafından kullanılmaktadır.

2.6.9.1. Đlişki Diyagramı (Relations Diagram)

Bu diyagram, karmaşık bir duruma uygun bir çözüm bulmak için karışık nedensel

ilişkileri sınıflamak amacıyla geliştirilmiş bir tekniktir. Faktörler arası neden-sonuç

bağlantılarının açıklık kazanmasına yardımcı olmaktadır. Çeşitli problemlerin

çözümünde kullanılan ilişki diyagram aracı, bir çok konu hakkında yöneticilere

karşılaştırma yapabilme konusunda yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda bu

diyagram, etkili bir çözüm elde etmek için yeni fikirlerin oluşmasını sağlamaktadır.

Bir ilişki diyagram taslağı Şekil 24’de verilmektedir.

Şekil 24. Đlişki Diyagramı [Mizuno, 1994: s.230]

Burada bir konuyu doğrudan ya da dolaylı ilgilendiren diğer konular D1’den D7’ye

kadar sıralanarak konular arasındaki neden sonuç ilişkileri oklarla gösterilmeye

çalışılmaktadır. Đlişki diyagramları aşağıdaki durumların varlığında kullanılmaktadır;

• Kalite güvence politikalarını tanımlama ve geliştirme,

101

• Toplam Kalite Kontrolü’nün oluşturulması için destekleyici planların

oluşturulması,

• Müşteri şikayetlerini önlemeye ilişkin yöntemlerin sıralanması,

• Üretim süreci kalitesinin geliştirilmesi,

• Alınan ya da sipariş edilen girdilerin kalite kontrolünün kolaylaştırılması,

• Süreç kontrol zorluklarına karşı önlemlerin alınması,

• Küçük grup faaliyetlerinin etkin olarak çalışmasını özendirmesi,

• Đdari bölümlerin yeniden düzenlenmesi, gibi konularda kullanılabilmektedir.

2.6.9.2. Yakınlık Diyagramı (Affinity Diagram)

Esas itibariyle bu bir beyin fırtınası yöntemidir. Her katılımcının kendi düşüncesini

yazdığı ve sonra bu düşüncelerin konu ile ilişkili olarak gruplandırıldığı ve yeniden

sıraya konduğu grup çalışması esasına dayanmaktadır. Yakınlık diyagramının

istatistiksel tekniklerden farkı ise:

• Hipotezleri test etmeye odaklı,

• Bir olayı sayısal verilerle nicelleştirir,

• Nedenlerle anlaşılabilir,

• Batı yaklaşımıyla düşünmeyi tercih eder.

Yakınlık Diyagramı

• Problemleri keşfetmeye odaklı,

• Nicel olmayan sembol ve basit bir dille verileri açıklar.

• Hissedilerek anlaşılabilir.

• Japon yaklaşımı ile düşünmeyi tercih eder.

• Yakınlık diyagramı;

• Yeni kurulmuş bir işletme için kalite kontrol politikalarının oluşturulması ve

planların uygulanması,

102

• Yeni ürün, yeni bir proje veya yeni tekniklerle ilgili kalite kontrol

politikalarını oluşturmak ve planların uygulanması,

• Yeni ürün ya da proje uygulamalarında kalite güvence pazar araştırmalarının

idare edilmesi,

• Çeşitli gruplar içinde proje takımlarının yaratılmasını sağlamak gibi

konuların gerçekleştirilmesinde yardımcı olmaktadır.

2.6.9.3. Sistematik Diyagram (Systematic Diagram)

Belirli amaçların başarılmasında etkili araçları inceleme yöntemidir. Sistematik

diyagramı iki boyutta incelemek mümkündür:

Bileşen analizi diyagramı: Amaçlara ulaşmak için gerekli araçları ve amaçlarla

araçlar arasındaki temel konuları listeler.

Plan geliştirme diyagramı: Belirli bir planı başarılı olarak uygulamak için gerekli

prosedürler ve araçları sistematik olarak göstermektedir [Mizuno, 1988].

Sistematik diyagram yöntemi;

• Yeni bir ürün geliştirmede bir tasarım-kalite planının yapılması,

• Doğru kalite güvence faaliyetlerini oluşturmak için, yaratılmış kalite düzeyini

onaylanması ve bir kalite kontrol üretim süreci kartı arasındaki ilişkinin

tanımlanması,

Bir neden-sonuç diyagramının oluşturulması,

• Yeni kurulan işletmelerde, kalite maliyet ve dağıtım ile ilgili ortaya çıkan

problemleri çözmek için fikirlerin geliştirilmesi,

• Amaçlar, politikalar ve uygulama adımlarının geliştirilmesi, konularında

yönetime yardımcı olmak amacıyla kullanılabilmektedir.

103

2.6.9.4. Matris Diyagramı (Matrix Diagram)

Mizuno’ya göre , matris diyagramı yöntemi, çok boyutlu düşünme yoluyla problem

yaratabilecek noktaların sınıflandırılmasıdır. Bu yöntem, problemli bir durum ya da

olay karşısında benzer elementlerin tanımlanmasıdır. Bu elementler, toplanan benzer

elementler arasındaki mevcut ya da olmayan ilişkinin gösterildiği bir kart üzerinde

sütun ve kolonlar yardımıyla sıralanmaktadır. Matris diyagramı, beş grup altında

gerçekleştirilebilmektedir: L-tipi matris, T-tipi matris, Y-tipi matris, X-tipi matris, C-

tipi matris.

Matris Diyagramı;

• Sistemin iyileştirilmesi ve gelitimi için fikirlerin oluşumunu sağlaması,

• Ürüne ilişkin kalite yayılımının başarılması,

• Çeşitli kontrol fonksiyonları ile kalite güvence sistemini kalitenin onaylandığı

seviyede kurulması ve sürekliliğinin sağlanması,

• Kalite değerleme sisteminin etkinliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi,

• Üretim sürecindeki uygunsuzluk nedenlerinin saptanması,

• Ürünler ve pazar durumları arasındaki ilişkileri değerlendirerek, ürün

karmasının pazarlanması konusunda stratejilerin geliştirilmesi ile ilgili

konularda kullanılmaktadır.

2.6.9.5. Matris Veri Analiz Diyagramı (Matrix Data-Analysis)

Bu diyagram, matris diyagramının yeterli ayrıntılı bilgi veremediği durumlarda

kullanılmaktadır ve yedi yeni araç içersinde veri analizine dayanan ve sayısal

sonuçlar veren tek yöntemdir [Imai, 1994: s.242].

Matris Veri Analiz Diyagramı;

104

• Faktörlerin çok karışık olduğu yerlerde üretim süreçlerinin analiz edilmesi,

• Verilerde karşılaşılan uygunsuzluk nedenlerinin analiz edilmesi,

• Pazar araştırması sonuçlarına dayanarak algılanan kalite düzeyinin

anlaşılması,

• Karmaşık kalite değerlemelerini gerçekleştirme konularında kullanılmaktadır.

2.6.9.6. Süreç Karar Program Kartları (Process Decision Program Chart)

Yöneylem araştırmalarında kullanılan süreç karar programının uygulanmasıdır.

Amaçlara ulaşmak için yapılan planlarla gerçekleşen durumlar her zaman istenen

sonucu vermeyebilir.

Süreç Karar Program Kartları-SKPK yöntemi çeşitli problemler karşısında, uygun

sonuçları önceden öngörerek, en iyi olası çözümleri sağlayabilecek karşıt önlemler

hazırlamaktır. SKPK yöntemi belirlenen amaçlara ulaşmak için yardımcı bir yöntem

olmakla kalmayıp, karşılaşılabilecek çeşitli sürprizlerin de ortaya çıkmasını

engellemektedir. Örneğin, bir kargo firmasının bir paketin adresine ulaştırılması

konusunda karşılaşabileceği sorunları (adresin doğru kaydedilmemiş olması, adresi

taşıma elemanın doğru algılamaması, taşıma görevlisinin yabancı dil bilmemesi,

paketin üzerindeki çeşitli işaretlerin ne anlama geldiğini bilmediği için taşıyıcının

paketin içindeki maddeye zarar vermesi gibi) önceden öngörerek , doğabilecek

sonuçlara ilişkin önlemleri önceden almaya çalışarak, olaylar ve ortaya çıkabilecek

sonuçları konusunda bir SKPK hazırlayabilir.

SKPK yöntemi;

• Amaçlarla yönetim için bir uygulama planının oluşturulması,

• Teknoloji geliştirmeye ilişkin bir uygulama planının kurulması,

• Öngörü politikasının oluşturulması,

• Üretim sürecindeki uygunsuzlukların minimizasyonuna yönelik önlemlerin

uygulanması, konularında kullanılmaktadır.

105

2.6.9.7. Ok Diyagramı (Arrow Diagram)

Uygun günlük planların oluşturulması ve planların izlenmesi yöntemidir. Günlük

planların kontrolü kalite kontrol faaliyetlerinin uygulanmasını özendirmesi açısından

önem taşımaktadır. Ok diyagramı özellikle hat yöneticilerinin faaliyetleri izlemesi

konusunda oldukça yardımcı olmaktadır. Bu yöntem genellikle Program

Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniğinde (PERT) ve Kritik Yol Metodunda

(CPM) kullanılmaktadır.

Ok diyagramı yöntemi;

• Yeni ürünün geliştirilmesi için planların uygulanması ve devamlılığının

sağlanması,

• Ürün geliştirme planlarının oluşturulması,

• Deney tasarımı için günlük planların kurulması ve sürekliliğinin sağlanması,

• Üretimdeki artışlar için günlük planların düzenlenmesi,

• Kalite kontrol faaliyetleri için planların hazırlanması,

• Periyodik bakım faaliyetleri için planların oluşturulması,

• Bir üretim süreci analizinin yapılması, alanlarında kullanılmaktadır.

Yedi Yeni Kalite Kontrol araçlarının pek çok uygulama alanı mevcuttur; Ar-Ge

faaliyetleri, yeni teknoloji geliştirme, yeni ürün geliştirme, kalite yayılımı, analiz ve

teşhis becerilerinin geliştirilmesi, üretim planlama, üretim yönetimi, verimliliğin

iyileştirilmesi, otomasyon, kalite iyileştirme, maliyeti azaltma ve enerji tasarrufu, iş

güvenliğinin iyileştirilmesi, rekabet analizi, şikayet analizi, kalite güvenliği sistemi

iyileştirilmesi, kirliliği önleme, satış yönetimi, pazar analizi, ikmal yönetimi, politika

yayılımı [Imai, 1994: s.243].

106

2.6.10. KALĐTE ÇEMBERLERĐ (QUALITY CIRCLES)

Kalite Çemberleri (Quality Circles) veya bir başka deyişle Kalite Kontrol Çemberleri

(Quality Control Circles) kavramı, ilk olarak 1945 yılında ABD ordusunda tartışılmış

olmasına rağmen, benimsenmesi ve uygulanması 1960’lı yıllarda Japonya’da

gerçekleştirilmiştir.

Kalite çemberleri, bir işletmenin verimlilik, etkinlik, kalite gibi çok çeşitli

problemlerini görüşmek, tartışmak ve çözümlemek amacı ile sayıları 4-15 [Evans ve

Lindsay, 1989: s.125] arasında değişen gönüllü kişilerin oluşturduğu küçük çalışma

gruplarıdır.

Toplam Kalite Yönetimi’nde uygulanması gereken önemli bir adım sürekli gelişimin

sağlanabilmesi açısından Kalite Çemberleri (Quality Circles), başka bir deyişle kalite

grupları çalışmaları önem taşır.

Çalışma gruplarının en önemli özelliği, grup çabalarının ürünü olan önerilerin

bilimsel verilere, istatistik ve analizlere dayanılarak hazırlanması ve uygulama

sonuçları bakımından yönetime somut kanıtlar getirmesidir. Bu özellik ve üst

yönetimin desteği, grup önerilerinin uygulanma oranının çok yüksek olmasını da

sağlamaktadır [Dicle, 1989: s.151].

1960’lı yıllarda Japon işletmeleri, üretim yapan ve dolayısıyla ürünle doğrudan

ilişkili olan atölye işçileri ve ustaları için , kalite anlayışı ve kalite kontrolü

kavramının yerleştirilmesi çalışmaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu gelişme kalite

kontrol çemberlerinin oluşturulmasında önemli rol oynamış, ilk kalite çemberi 1962

yılında Prof. Kaoru Ishikawa önderliğinde oluşturulmuştur. Japon Bilim Adamları ve

Mühendisleri Derneği (JUSE) bu ilk uygulamanın bir telefon ve telgraf şirketinde

yapıldığından bahsetmektedir [Düren, 1990: s.40].

107

Batı Dünyası, Japonya’da yüksek verimliliğin ve rekabet gücünün kaynağı olarak

otomasyon ve robotlaşmanın dışında kalite çemberlerini de benimseyerek buradaki

yöntemleri uygulamaya başlamıştır. 1970’lerin sonlarından itibaren Batı ülkelerince

de rağbet gören çember kurma faaliyetleri işletme yönetimleriyle bütünleşik olarak

yönetilmediğinden her zaman başarıyla sürdürülememiştir [Juran, 1987]. Kalite

çemberlerinin başarıyla yürütülebilmesi için tüm tarafların sorumluluk alması

gerekmekte, yönetimin ilgi ve desteği olmadan çalışmaların başarıya ulaşması

mümkün olmamaktadır. Bu nedenle yöneticilerin açık fikirli olmaları ve

çemberlerden gelen her öneriyi değerlendirmeleri gerekmektedir.

Japon Bilim Adamları ve Mühendisleri Birliği, kalite çemberlerinin amaçlarını şöyle

sıralamaktadır [JUSE, 1980: s.19]:

• Kuruluşun gelişmesine katkıda bulunmak,

• Đşyerini yaşanmaya değer, anlamlı bir ortam haline getirmek,

• Đnsana saygıyı artırmak ve işgücünün sonsuz yeteneklerinden tam olarak

yararlanmayı sağlamak,

• Ustabaşının önderlik ve atölye yönetimindeki yeteneklerini geliştirmek,

• Üretim sürecinin çeşitli aşamalarında görev alan tüm çalışanların

motivasyonunu yükseltmek ve sorunlara daha duyarlı hale getirmek,

• Tepe yönetimden, en alt düzeydeki çalışana kadar tüm örgütte kalite bilincini

yaygınlaştırmak.

JUSE’ye göre bir kalite çemberinin üyeleri faal olmalı, işletmenin genel kalite

yönetimi stratejisinde kendilerine düşen görevleri sürekli olarak yerine getirmeli,

üyelerini kişisel gelişimini ve işlerindeki performanslarının yükselmesini

hedeflemelidir. Grup, sorun çözme tekniklerinden pareto diyagramı, neden-sonuç

analizi, kontrol tabloları, beyin fırtınası vs. teknikleri öğrenip uygulayarak katkıda

bulunur [Charlene, 1991: s.67-69].

108

Japonya’da “Jishu Kanri” olarak adlandırılan, ve “kendini yöneten ve denetleyen”

anlamına gelen bu çalışma gruplarında tartışılan ve çözüm aranan sorunların sadece

%25 kadarı kaliteyle ilgilidir. Bunun dışında güvenilirlik, maliyet, verimlilik, iş

güvenliği, standardizasyon, iş basitleştirme eğitim, ücretler ve çevre gibi diğer

konularda da çözüm aranmaya çalışılmaktadır [Serarslan, 1983: s.83].

Bu çalışma gruplarından istenen ve beklenen başarıların sağlanabilmesi işletmelerde

ömür boyu istihdamın yönetim felsefesi olarak benimsenmesine, grup üyelerinin

eğitim ve kültür düzeylerinin yeterliliğine bağlıdır [Gözlü, 1987: s.17].

Kalite çemberlerinin, yönetimin desteği ve ilgisi olmadan çalışmaları mümkün

değildir. Bir çemberi yok etmenin en kolay yolu, çemberden gelen bir teklife önem

vermemektir. Eğer lider uygun eğitilmiş ise uygun çözümler önerilir ve bunlar

mümkün olduğunca çabuk uygulanır. Bu yöneticilerin açık fikirli olmasını gerektirir

[Doğan, 1991: s.37].

Japonya ve Amerika’daki uygulamalarından sonra, 1980 yıllarından itibaren

ülkemizdeki çeşitli firmalarda bu tür faaliyetlere rastlanmaktadır. Kalite çemberleri,

verimlilik ve kalite problemi konularına yeni yeni önem vermeye başlayan ülkemiz

işletmeleri için yararlı bir araç olmaktadır. Arzulanan durum, bu yaklaşımın birkaç

kalite çemberiyle sınırlı kalmaması ve zaman içinde kuruluşun diğer tüm

çalışanlarına yayılmasıdır. Bunun sonucunda kuruluşun toplam performansında

önemli değişikliklerin gerçekleşmesi mümkün olacaktır.

2.7. ISO 9000 KALĐTE GÜVENCE SĐSTEM STANDARDI

ISO 9000 Kalite Yönetimi ve Kalite Güvencesi Sistem Standardları (KGSS) ailesi,

bir ürün ya da hizmet üreten ve müşterilerine sunan sistemlere ilişkin kalite üzerine

doğrudan etkisi olan faaliyetlerin sistematik bir biçimde düzenlenerek

yapılandırılmasını ve etkin olarak da uygulanmasını amaçlayan Standardlar dizisidir

[Atilla, 2000: s.1].

109

ISO 9000 Standardları, işletmenin koşullarına uygun bir Kalite Güvence Sistemi

(KGS) geliştirilmesinde veya kurulmuş bir sistemin değerlendirilmesinde esas olarak

kullanılabilecek, Toplam Kalite Yönetimi felsefesine giden yolda, asgariden

uyulması gereken kuralların içerisinde bulunduğu bir standardlar kümesi, bir

modeldir.

Standardların ortaya koyduğu modeller, sözleşmeli koşullarda alıcıya kalite

güvencesi verirken, diğer yandan maliyet, etkililik ve performans gibi konularda

avantaj sağlanmasında ve alıcı firma için en uygun kalite yönetim modelinin

kurulmasında ve geliştirilmesinde yarımsı olmaktadır. Toplam Kalite Yönetimi

anlayışına giden yolda ilk ve büyük bir adımdır [Hung v.d., 1998].

ISO 9000, bir firmanın kalite sistemini geliştirmesini, belgelemesini ve

çalıştırılmasını ister. Yani firma içinde yönetimin kalite tetkik uygulamaları için

sahip olduğu sorumluluktan, satın alma politikalarından eğitime kadar uzanan kalite

yönetim uygulamalarının tümünü kapsar.

ISO 9000 Kalite Yönetimi ve Kalite Güvencesi Standardları’nın temeli 1963 yılında,

Amerika Birleşik Devletleri’nde savunma teknolojisindeki yüksek kalite isteği ile

hazırlanan MIL-Q-9858’e dayanır [Bozkurt, 1993: s.7-46] Nedeni, bitmiş ürünün

muayeneye tabii tutulması yerine üretim sisteminin muayeneye gerek bırakmayacak

şekilde güvenceye alınması esasına dayanır. 1968 yılında MIL-Q-9858’in yerini

ABD’nde NATO için hazırlanan ve tüm NATO üyesi ülkelerde askeri kalite güvence

standardı olarak kabul edilip yürürlüğe giren AQAP (Allied Quality Assurance

Publication – Müttefikler Kalite Güvencesi Yayınları) Standardları almıştır.

Savunma sanayinden sonra kalitede sistem yaklaşımı, enerji sektöründe de kendisini

göstermiştir.

Globalleşmenin etkisi ile uluslar arası ticari ilişkilerin gün geçtikçe artması ve daha

da karmaşıklaşması, ISO tarafından 1987 yılında ISO 9000 Kalite Yönetimi ve

Kalite Güvencesi Standardları’nın yayınlanmasına yol açmıştır. ISO 9000 serisi, ISO

üyesi ülkelerin katılımı ile oluşturulan teknik komite (ISO/TC 176) tarafından

110

geliştirilmiştir. Bu teknik komiteye beş ISO üyesi ülke temsilcileri aktif olarak

katılmış ve diğer üye ülkelerin görüşleri alınmak suretiyle standard hazırlama

sürecine katılmaları sağlanmıştır. Günümüzde Avrupa, ABD ve Japonya dahil

Dünya’nın hemen tüm ülkelerinde geçerli genel amaçlı kalite güvencesi standardı

olan ISO 9000’i değişik kodlar ile, ilgili ülkeler kendi dillerine çevirerek, Đngilizcesi

ile birlikte yayınlamışlardır (Almanya’da DIN ISO 9000, Fransa’da NF-X50 131-

133, Türkiye’de TS ISO 9000 ve diğerleri).

Bu standardlar, ISO tarafından belirlenen kabullere göre saptanan süreçler içerisinde

gözden geçirilerek güncelleştirilir, iptal edilir ya da aynı şekliyle kabul edilerek

sürdürülmesine karar verilir.

Đlk güncelleştirme işlemi 1994 yılında yapılmıştır. Aynı yıl ülkemizde (TSE-Aralık

1994) yürürlüğe girmiş ve hemen ardından da ikinci güncelleme çalışmalarına

başlamıştır. 1997 yılında 1 ve 1998 yılında 2 olmak üzere toplam 3 çalışma taslağı

(WD), 1998 ve 1999 yıllarında birer komite taslağı (CD1 ve CD2) ve 1999 yılının

son üç aylık döneminde de 1 taslak standard (DIS) hazırlanarak 2000 yılına

gelinmiştir.

Bu aşamalardan sonra 2000 yılının üçüncü ayında, ülke üyelerin görüşleri alınarak

son taslak standard (FDIS) ve son üç ayında da Uluslararası Standard (IS) olarak

yayınlanmıştır.

ISO Standardları, kolay anlaşılması ve kararsız durumlara düşülmesini önlemek

amaçlarına ulaşması için 3 farklı temel standard olarak güncelleştirilmiştir. [Atilla,

2000].

ISO 9000 Kalite Güvence Sistem Standardı, Toplam Kalite yönetimi anlayışına

doğru gidilen yolda, bir başlangıç, asgariden uyulması gereken şartların belirlendiği

prosedürler ve talimatlardan ibarettir. (Şekil 25)

111

Şekil 25. ISO 9000 ve Toplam Kalite Yönetimi Đlişkisi

2.7.1. ISO 9001

Bir işletmenin tasarım / geliştirme, imalat veya tesis kurma ile ilgili Standard’dır.

Ürünün geliştirilmesi ve tasarımından, ürünün kurulup çalıştırılması (tesisi) ve servis

işlemlerine kadar imalatın tüm hususları ile ilgili firmalar için geliştirilmiş kalite

güvence standardıdır. Đçerisinde ürün dizaynı yapan üretici firmalar bu firmalara

örnektir. Firmanın büyüklüğü, üretim miktarı veya çalışan sayısı ile ISO 9001

standardının ilişkisi yoktur.

Bu standard, tasarım/geliştirme, satış, üretim planlama, satın alma, üretim, montaj,

son muayene ve servis gibi bölümleri içeren şirketlerin yerine getirmesi gereken

koşulları vermektedir.

2.7.2. ISO 9002

Bir ürünün üretimi veya kurulması ile ilgilenen, özellikle uzun tek bir sürece uygun

Standard’dır.

Bu standart, içinde tasarım/geliştirme bölümü olmayan, fakat satış, üretim planlama,

satın alma, üretim, montaj, son muayene ve servis gibi bölümleri bulunan şirketlerin

yerine getirmesi gereken koşulları vermektedir.

112

2.7.3. ISO 9003, ISO 9004 VE ISO 9005

ISO 9003 Standardı, içinde son muayene ve deneyleri içeren işletmelerin yerine

getirmesi gereken koşulları vermektedir. ISO 9004 Standardı, kalite yönetimi ve

sitem elemanlarını içeren bir kılavuzdur. ISO 9005 Standardı ise, kalite sözlüğüdür.

Bunun dışında ISO 9000 serisi içerisinde birçok Standard bulunmaktadır. Örneğin

ISO 14001 Standard’ı, her büyüklükte kuruluş için oluşturulmuş bir çevre yönetim

Standard’ıdır.

2.7.4. ISO 9000: 2000 KALĐTE YÖNETĐM SĐSTEMĐ

Yeni Standard’ın başlığı “Kalite Yönetim Sistemi”dir. Kalite güvenceyi içeren

mevcut başlık değişmiştir. Bu değişikliğin ana nedeni müşteri memnuniyeti

kavramına büyük ölçüde yer verilmesidir. Kalite güvencenin ifade ettiği, ürün

kalitesinin devamının sağlanması artık yeterli olmamaktadır. Bu geniş kapsam,

Standard’ın ilk şart maddesinde açıklanmıştır.

Bu yeni Standard mevcut ISO 9001:1994’ün tüm ana başlıklarını içermektedir. ISO

9001, 9002 ve 9003’ü tek bir Standard’da toplar. Bu Standard genel koşulları

kapsamakta ve tüm organizasyonlara; çeşit, ölçek ve sağlanılan ürün düşünülmeden

uygulanabilirliği amaçlanmaktadır.1.2. Uygulama maddesinde, Standard’ın tüm

maddelerin organizasyonlara uygulanamadığı durumda, 7.maddenin kapsamında

uygulanamayan maddelerin kapsam dışı tutulabileceği açıklanmaktadır.

Bu uluslar arası Standard’ın metni içinde, “ürün” teriminin geçtiği yerlerde, “ürün”

aynı zamanda “hizmet” anlamına gelebilir. Ayrıca daha önceki “taşeron” kelimesi,

yeni Standard’da “tedarikçi” olarak yerini almıştır.

Kalite yönetim sistemi dokümantasyonu,

a) kalite politikası ve kalite hedeflerinin dokümante edilmiş beyanlarını,

113

b) kalite el kitabını,

c) bu uluslararası Standard’ın gerektirdiği dokümante edilmiş

prosedürleri,

d) organizasyonun proseslerinin etkin planlanmasının, operasyonun ve

kontrolünün güvence altına alınması için organizasyon tarafından,

ihtiyaç duyulan dokümanları,

e) bu uluslararası Standard’ın gerektirdiği kayıtları içermelidir [TSE-

ISO 9000:2000, 2000].

Daha önceden belge almış olan geçerlilik süresi 14 Aralık 2003 tarihine kadardır. Bu

firmaların yeni Standard’a geçiş sürecinde dikkate almaları gereken hususlar

şunlardır:

• Đç tetkikçilerin eski ve yeni Standard arasındaki farklar konusunda eğitimi,

• Yönetimin bilinçli olması,

• Genel personel bilinçlendirme programı,

• Proses yönetiminin anlaşılması,

• ISO 9001 : 2000 Standard’ının tüm gereklerinin organizasyona

uygulanamadığı durumlarda, kapsam dışı tutma konusunun ve gerekçelerinin

tam olarak anlaşılması.

ISO 9004:2000 Standard’ının ekinde EFQM iş mükemmelliği modelini referans alan

öz değerlendirme modelinin verilmesi dikkate alınırsa ISO 9000:2000 Standard

serisinin kalite yönetim prensiplerinin uygulanması konusunda 2000 yılı revizyonda

olduğu gibi gelecekteki revizyonlarda da temel unsur olacağı kesinlik kazanmıştır

[TSE-ISO 9000:2000, 2000].

2.7.5. ISO 9000 STANDARTLARININ ÖNE SÜRDÜĞÜ KOŞULLAR

• Kalite yönetim sistemi: Kalite yönetim siteminin sağlanması için ISO 9001'

in şu maddeleri kullanılmaktadır.

114

Madde 4.1: Yönetim Sorumluluğu

Madde 4.2: Kalite Sistemi

Madde 4.5: Kalite Dokümantasyonu ve Kayıtları

Madde 4.14: Düzeltici Faaliyetler

Madde 4.17: Kalite Sisteminin Tetkiki (Audit)

• Müşteri isteklerinin sağlanması: Müşteri isteklerini denetlemek amacı ile ISO

9001' in şu maddesi kullanılmaktadır.

Madde 4.3: Sözleşmenin Gözden Geçirilmesi

• Đç Faktörlerin Kontrolü: Đç Faktörlerin Kontrolünü denetlemek amacı ile ISO

9001' in şu maddeleri kullanılmaktadır.

Madde 4.4: Tasarım Kontrolü

Madde 4.8: Malzeme Kontrolü ve Đzlenebilirlik

Madde 4.9: Proses Kontrolü

Madde 4.13: Uygunsuzluk

Madde 4.18: Personel

• Dış Faktörlerin Kontrolü: Dış Faktörlerin Kontrolünü denetlemek amacı ile

ISO 9001' in şu maddeleri kullanılmaktadır.

Madde 4.6: Satın Almada Kalite

Madde 4.7: Alıcının Temin Ettiği Ürünler

• Uygunluğun Gösterilmesi: Uygunluğun Gösterilmesi için ISO 9001' in şu

maddeleri kullanılmaktadır.

Madde 4.10: Ürünün doğrulanması

Madde 4.11: Ölçme ve Deney Teçhizatının Kontrolü

115

Madde 4.12: Doğruluğun Kontrolü

Madde 4.16: Kalite Kayıtları

Madde 4.20: Đstatistik Teknikleri

• Mamul ve Servis Kalitesinin Korunması: Mamul ve Servis Kalitesinin

Korunması için ISO 9001' in şu maddesi kullanılmaktadır.

Madde 4.15: Taşıma, Depolama,Ambalajlama ve Dağıtım

• Satış sonrası hizmet: Satış sonrası hizmet için ISO 9001' in şu maddesi

kullanılmaktadır.

Madde 4.19: Servis

2.8. TKY’DE KALĐTE ĐYĐLEŞTĐRME MODELLERĐ

(MÜKEMMELLĐK MODELLERĐ)

2.8.1. BALDRĐGE KALĐTE MÜKEMMELLĐK MODELĐ

20 Ağustos 1987’de Başkan Reagan tarafından (Public Low) Kamu Kanunu 100-107

ile her yıl düzenlenecek olan Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü kuruldu. Ödülün

amacı, şirketlere kalite faaliyetlerini tanıtmak ve başarılı kalite stratejilerini

duyurmaktır. Ödülün geliştirilmesi, birlikte idaresi ve özel sektörden finansal destek

sağlanması sorumluluğu Ticaret Sekreterliği ve Ulusal Standardlar ve Teknoloji

Enstitüsüne verildi. 1988’den günümüze kadar her yıl verilmekte olan Malcolm

Baldrige Kalite Ödülleri üç kategoride verilmektedir.

• Üretim işletmeleri,

• Hizmet işletmeleri,

• Küçük işletmeler (kobiler).

116

Bir kategoride birden fazla işletmeye ödül verilebildiği gibi Standardlara

ulaşılmadığı takdirde o kategori de hiç ödül verilmez [Wachniak, 1992: s.79].

TKY uygulamalarını ölçmek ve işletmeler arasında değerlendirmelerde

bulunabilmek amacıyla, bazı kriterlerin geliştirilmesi gerekmektedir. TKY kavramı

ile ilgili kesin bir tanım birliğine varılamadığı için, değerlendirme kriterleri

konusunda da farklı ölçütlere rastlamak mümkündür. Bu ölçütlerden başlıcaları

Malcolm Baldrige Ödülü, Deming Ödülü ve ISO 9000 standardı olarak sayılabilir.

Çalışmamızın modeline esas oluşturduğundan, Malcolm Baldrige Ödülü hakkında

kısaca bilgi vermek istiyoruz.

Malcolm Baldrige Ödülü (MBÖ); Amerika Birleşik Devletleri'nde kalitenin önemini

vurgulamak, kalite bilincini artırmak ve kalite konusunda başarılar elde etmiş

Amerikan işletmelerini ödüllendirmek amacıyla, 1987 yılında bir yasa ile

oluşturulmuştur.

Ödül sadece belirli bir ürün ya da hizmet için verilmemektedir. Her yıl iki ödül

verilmekte ve ödüller üç ana kategoride dağıtılmaktadır. Bunlar üretim, hizmet ve

küçük işletme kategorileri olarak belirlenmiştir.

MBÖ temel yedi kritere göre verilmektedir. Bu kriterler sırasıyla;

1. Liderlik

2. Bilgi ve Analiz

3. Stratejik Planlama

4. Đnsan Kaynakları Geliştirme ve Yönetimi

5. Süreç Yönetimi

6. Faaliyet Sonuçları

7. Müşteri Odaklılığı ve Tatmini

Kriterler her yıl için yeniden belirlenmekte ve ilan edilmektedir. Her kriterin ölçümü

ile ilgili olarak da 24 adet ölçümleme yargısı geliştirilmiştir. Araştırmayı yaptığımız

117

dönemde 1995 yılının kriterleri esas alınarak çalışma yürütülmüştür. Đlgili yılın

kriterleri ve mükemmellik modeli aşağıda verilmektedir [NIST, 1995]. MBÖ'nün

değerlendirilmesi çalışmaları çok sıkı ve titiz bir denetimden geçmektedir.

Değerlendirme kurulu 400 saatten fazla çalışmakta [Evans ve Lindsay, 1996: s.50] ve

sayfalarca uzunlukta değerlendirme formları bütün işletmeler tarafından

doldurulmaktadır.

Şekil 26. Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü Kriterleri [Rao, Carr, Dambolena,

Kopp v.d., 1996: s.141], [MBNQA,1992]

2.8.2. AVRUPA ĐŞ MÜKEMMELLĐK MODELĐ

1980'li yıllarda ABD 'deki şirketler, güçlü ve çoğunlukla da başarılı bir dış rekabet

ile karşı karşıya kaldılar. Bu durumla başa çıkabilmek ve rekabet avantajı sağlamak

amacıyla; gücünü ve önemini çok önceden fark ettikleri kaliteyi korumak için 1988

yılında Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülünü (MBNQ) oluşturdular. Aynı

118

yıllarda, Avrupa'da, eski yıllarınkilerin aksine artık oldukça düşük fiyatlarla en üstün

kaliteli malları sunan, çoğu Asyalı rakiplerin yarattığı baskıyı hissedilmeye başladı.

Bu güç durum karşısında toplam kalite kavramının rekabet avantajlarını tekrar elde

etmeleri açısından taşıdığı potansiyeli fark eden önde gelen 14 Avrupalı şirket, 1988

yılında Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) 'in kurulmasıyla başı çektiler [Conti,

1988].

EFQM, "Avrupa'da sürdürülebilir iş mükemmelliğinin itici gücü olma" misyonu ve

"Avrupalı kuruluşların iş mükemmelliğine eriştikleri bir Dünya" vizyonu ile

kurulmuş, üyelik sistemine dayanan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. EFQM,

kuruluşlara performanslarını iyileştirme konusunda yardımcı olmak üzere 1991

yılında EFQM iş mükemmelliği modelini oluşturmuştur. Temel kavramların

yapılandırılmış bir yönetim sistemi biçiminde yaşama geçirilmesinin bir ifadesi olan

bu model bugünlerde Avrupa çapında ve başka ülkelerde on binlerce kuruluş

tarafından kullanılmaktadır. Şirketler, okullar, sağlık kuruluşları, polis örgütleri,

kamu hizmetleri kuruluşları ve devlet kuruluşları bu modeli kullanmaktadır. Model

ayrıca bu kuruluşlara ortak bir yönetim dili ve aracı da sunmakta olduğundan Avrupa

çapında farklı sektörlerdeki "iyi uygulamaların" paylaşılmasına olanak tanımaktadır.

EFQM, Avrupa ve dışındaki binlerce kuruluştan gelen geri bildirimler ve en iyi

uygulamalar doğrultusunda modelin sürekli geliştirilmesi ve güncellemesi konusunda

yoğun çalışmalar yapmaktadır. Bu yolla modelin dinamik ve güncel yönetim anlayışı

ile uyum içinde olması sağlanmaktadır [KalDer, 1999].

Ülkemizde 1993 yılından bu yana verilen ve kalite ödülleri süreci ile yoğunlaşan Đş

mükemmelliği uygulamaları, kuruluşlarımızda hızlı bir şekilde etkili olmaktadır.

Uygulamaların temelinde yer alan Avrupa Đş mükemmelliği Modeli doğrultusunda

yapılan özdeğerlendirme çalışmaları yapan kuruluşların, sistematik bir iyileştirme

sürecine girmiş olacakları açıktır.

Öz değerlendirmenin yararlarını şöyle sıralanabilir:

119

• Kuruluşun faaliyetlerinin iyileştirilmesi ve gelişmesine yönelik yapısal ve

kapsamlı yaklaşım,

• Bireysel algılamaları değil, gerçekleri göz önünde bulunduran bir

değerlendirme,

• Tutarlı bir yaklaşım ve uzlaşı sonucu, yapılması gerekenleri saptayan bir araç,

• Toplam Kalite Yönetimi’nin nasıl uygulamaları gerektiği konusunda

çalışanları eğitmek için bir araç,

• Çeşitli kalite girişimlerini günlük işlevlere entegre etmekte yol gösterici bir

araç,

• Güçlü bir teşhis aracı,

• Batı toplumlarında üzerinde uzlaşı sağlanmış birtakım kriterleri göz önünde

tutan objektif bir değerlendirme,

• Periyodik özdeğerlendirme uygulamaları sonucu zamana bağlı olarak

ilerlemeyi ölçen bir araç,

• Đyileştirmeye açık alanları saptayıp, iyileştirme çalışmalarını başlatan bir

süreç,

• Kuruluşun bütününde veya sadece bir biriminde ve her seviyede uygulamayı

öngören sistematik bir yaklaşım,

• Đşte mükemmelliğe ulaşmak için kuruluşa kan pompalayan bir araç,

• Kuruluş içindeki farklı bölümlerde veya daha geniş anlamda diğer

kuruluşlarda erişilen mükemmelliği paylaşmak ve yakalamak için yaratılan

fırsat,

• Đç ödüllendirmeler ile ilerleme sağlama ve elde edilen başarıların tanınması,

• Kuruluş içinde veya dışında kıyaslama için bir araç.

Özdeğerlendirme, bir kuruluşun faaliyetlerini ve iş sonuçlarını; iş mükemmelliğini

esas alan bir modelle kıyaslayarak, kapsamlı, sistematik ve düzenli olarak gözden

geçirilmesidir. Ülkemizde bu model, TÜSĐAD- KalDer Ulusal Kalite Ödülü (Toplam

Kalite Mükemmellik Modeli) olarak benimsenmiştir. Özdeğerlendirme süreci

uygulaması ile kuruluşlar kuvvetli yönlerini ve iyileştirmeye açık alanlarını belirler,

120

iyileştirme faaliyetlerini başlatır ve gelişmeleri sürekli izleyerek planlarını gözden

geçirirler.

Şekil 27. EFQM Avrupa Mükemmellik Modeli [EFQM, 1999]

Radar Mantığı:

Modelin kalbinde RADAR olarak tanımlanan bir mantık yer almaktadır. RADAR, 4

boyuttan oluşmaktadır.

Sonuçlar : Results R

Yaklaşım : Approach A

Yayılım : Deployment D

Değerlendirme : Assesment A

Gözden geçirme : Review R

Şekil 28. RADAR Mantığı [O’Neill, 1999: s.35-41]

121

Bu mantık bir kuruluşun aşağıdakileri yapmasını gerektirir:

• Hedeflenen sonuçlar ortaya koyulmalı, kuruluşun gösterdiği performansın

paydaşlar tarafından algılanması sağlanmalıdır.

• Ulaşılmamış hedefler için yeni planlamalar yapılmalı ve bunun yayılımını

gerçekleştirmelidir.

• Elde edilen sonuçların izlenmesi için uygulanan yaklaşımları değerlendirme

ve gözden geçirme,bu temelden hareketle iyileştirme gereken yerlere

iyileştirme çalışmaları başlatmak.

2.8.3. TÜSĐAD-KALDER KALĐTE ÖDÜLÜ (MÜKEMMELLĐK MODELĐ)

Dünya’daki gelişmelere paralel olarak, 1992 yılında TÜSĐAD ve KalDer tarafından

Toplam Kalite Yönetimi’ni başarı ile uygulayan kuruluşların örnek modeller olarak

ortaya çıkarılması ve daha yaygın bir biçimde Türkiye’de de uygulamasının teşvik

edilmesi amacı ile TÜSĐAD – KalDer Kalite Ödülü oluşturulmuştur.

Ulusal Kalite Ödülü’nün üç ana işlevi vardır:

1. Kalite bilincini ve Toplam Kalite Yönetimi’ni ülke çapında yaygınlaştırmak,

2. Kalite seviyemizin uluslar arası ortamda saygınlık kazanmasını sağlamak,

3. Toplam Kalite Yönetimi sistemlerini kurmuş olan firmaların tanıtımını ve

gündemde kalmalarını sağlayarak, Toplam Kalite Yönetimi’ne olan ilgiyi

artırmak.

Avrupa’da 1992 yılında verilmeye başlanan EFQM Kalite Ödül Modeli’nin bir

benzeri, KalDer ve TÜSĐAD işbirliği ile aynı yıl içinde Türkiye’ye uyarlanmıştır.

Söz konusu uyarlamada yerel ve kültürel özellikler dikkate alınmıştır.

TÜSĐAD – KalDer bünyesinde oluşturulan çalışma grubu bir farklılık yaratmak

düşüncesinden hareketle, bizde acaba hangi kriterlere daha çok önem vermeli, bu

122

yönde destekleyici bir yaklaşımla, birde Avrupa’daki benimsenmiş modelin yapısını

çok bozmadan bir ara çözüm bulmaya çalışmış ve liderlik kriterinin Türkiye’de daha

özendirici olması açısından yüzdesini artırmış, süreç yönetimini özendirmek

açısından süreç yönetimi yüzdesini artırmış ve bu şekilde modelin yüzdelerinde yine

toplam 100 tamamlanacak biçimde değişiklik yapılmıştır.

1997 yılından başlayan bir süreçle, 2000 yılı itibarıyla EFQM Đş Mükemmelliği

Modeli’ni, kriterlerini geliştirmiş ve EFQM Mükemmellik Modeli adını vermiştir.

TÜSĐAD – KalDer ise, Türk uzmanlarının da katkısı olan EFQM tarafından

geliştirilen yeni Mükemmellik Modeli’ni aynen almıştır. Bu değişikliklerle

Türkiye’de kullanılan Mükemmellik Modeli ve içeriği aşağıdaki gibidir.

Şekil 29. TÜSĐAD-KalDer Ulusal Kalite Ödülü Modeli

(2001 Yılı Đtibarıyla) [KalDer, 2001]

123

2.9. TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐNĐN TEMEL ÖĞELERĐ

2.9.1. VĐZYON SAHĐBĐ VE PLANLI OLMA

Vizyon, bir işletmenin gelecekte olmak istediği konumdur, yani bir anlamda, hak

sahiplerinin (patron, çalışanlar ve müşteriler) işletmenin kendisini ufukta görmek

istediği yerdir [Sinclair, Zairi, 2001: s.535-550]. Đşletmeler kendilerine belirledikleri

vizyon ve misyon doğrultusunda politika ve planlamalarını oluşturmaktadırlar.

Toplam Kalite Yönetimi felsefesi çerçevesinde; vizyon, çalışanların kalite geliştirme

faaliyetlerine katılımı için cesaret verir. Đşletme vizyonunu iyi değerlendiren

çalışanların etkinliği ve verimliliği olumlu olmaktadır. Vizyon doğrultusunda

oluşturulan kalite politikaları ve bu politikalarla ulaşılması istenen hedeflere doğru

sürekli bir ilerleme söz konusudur. Hedef koyma ve bu hedeflere ulaşma yönünde

gerekli planların oluşturulması ve bu planların işleyişinin sürekli kontrol edilmesi,

çalışanların motivasyonunu ve her işin açık ve net olmasını sağlar [Locke, Latham,

1990]. Yine bu vizyon doğrultusunda oluşturulmuş kalite geliştirme planları, ürün

kalitesini olumlu yönde etkilediği muhakkaktır.

Vizyonun ne olacağı, nasıl geliştirileceğinden daha önemlidir. Çünkü vizyon bir kez

oluşturuldu mu, bütün organizasyonel kaynaklar ve yönetim biçimi bu vizyon

doğrultusunda hazırlanacaktır. Vizyonu geliştirmenin ve paylaştırmanın en ideal

yolu, vizyonu çalışanlarla birlikte oluşturmaktır [Arat, 1998: s.122].

2.9.2. KALĐTE SĐSTEM GELĐŞTĐRME

Günümüzde en yüksek rekabet gücüne sahip kuruluşlarda kalite yönetiminin temeli

"sürekli gelişme"ye dayalıdır. Hedef belli bir standardı tutturmak değil, seviyeyi,

hedeflenen seviyeye ne olursa olsun sürekli ve hızlı bir tempoda geliştirmektir.

Orijinal fikirler ve yaratıcılık özendirilmeli ve desteklenmelidir.

124

Sürekli gelişme TKY’nin en temel faaliyetidir. Üst yönetimin liderliğinde eğitilmiş

personel takımlar halinde organize olacak ve 'müşteri odaklılık' sonucu belirlenen

hedefler doğrultusunda sürekli gelişme çalışmaları yapacaktır. Sürekli gelişme

uygulamasında "Deming Çemberi" adıyla anılan Planla, Yap, Doğrula, Karar Ver.

"PUKÖ (PDCA) Çemberi" genel çalışma çerçevesi olarak kullanılır. TKY'nde

kararlar kişilerin inanç düşünce ve varsayımlarına göre değil sağlıklı verilerden elde

edilen gerçeklere göre verilir [Şirvancı, 1992: s.14].

Sürekli gelişme bir dinamizm ve sürekli daha iyiyi aramayı ifade eder. Daha iyiyi

arama yolunda yapılan çabalar örgütü geliştirecektir. Gelişmelere ve yeniliklere

uyum hızlanacak rekabet avantajı elde edilecektir.

TKY uygulamalarının itici gücü olan sürekli iyileştirme durağanlığın karşısındadır.

Süreçlerin sürekli iyileştirilmesi, iyinin daha iyisini arama örgüte yeni bir dinamizm

katacaktır. Bu hızlı gelişimde elde edilecek yenilenme örgütü sürekli yeniliklere ve

gelişmelere açık tutacaktır. Çevre koşullarının değişmesi ve teknolojideki

gelişmelere karşı örgüt sürekli hazır olacak böylece rakiplerinden geri kalmayacaktır.

Yeniliklere uyum uzun dönemli aralar sonucu birden gerçekleşmeyecek zaman

içinde sürekli küçük adımlarla tekrarlayacaktır. Böylece çalışanların yeniliklere

adaptasyonu daha hızlı ve kolay olabilecektir.

Đşletmelerde sürekli gelişme ve daha iyiye doğru ilerlemek için bilgi ön koşuldur.

Her şeyden önce mevcut durumun ölçülmesi ve daha önce belirlenmiş hedeflerle

karşılaştırılması firma başarısını yansıtacaktır. Performans göstergeleri; verilen plan,

standart ve hedefler doğrultusunda, sistemi tümünün veya bir parçasının etkinliğini,

verimliliğini gösteren değişkenlerdir.

Kalite geliştirme programları her şeyden önce eğitimle başlar. En üst düzeyde, kalite

geliştirme gereksinimi üzerinde bilinçlenme sağlanır. Bu bilinçlenme yukarıdan

aşağıya doğru yayılarak teknik eğitimle desteklenir. Hedeflenen performans

standardına ulaşmak için takım çalışmalarına ağırlık verilir.

125

2.9.3. TEDARĐKÇĐ KALĐTE YÖNETĐMĐ

Tedarikçi kalite yönetimi; tedarikçinin ürün ve hizmet kalitesini geliştirmek için,

tedarikçi ile ilgili kalite yönetimi uygulamalarından oluşur [Zhang, 2000: s.129-137].

Değer zincirimiz tedarikçilerimizle başlar. Ürün ve hizmetlerimizin kalite ve

maliyetleri onlara da bağlıdır. Ürün ve hizmetlerimizin kalite ve maliyetlerinde

tedarikçinin çok büyük miktarda etkisi bulunmaktadır. Đşletme çıktılarının kalitesinin

iyi olması, girdilerin kalitesinin de mutlak kaliteli olmasını gerektirir. Tedarikçilerle

güvene dayalı bir işbirliği içinde, rekabet gücünü artıracak girdileri en kaliteli en

ekonomik ve en hızlı şekilde temin etmek amaç olmalıdır.

Tedarik zinciri üzerinde bulunan firmaların Toplam Kalite anlayışına sahip olmaları

işletmenin kaliteli üretim yapmasını kolaylaştırmaktadır. Tedarikçi kalite yönetimi,

performans öğelerinden özellikle ürün kalitesi üzerinde etkilidir.

2.9.4. SÜREÇ KONTROL VE GELĐŞTĐRME

Süreç, üretimde insan, makine, malzeme, araç ve metodların bir kombinasyonudur.

Süreç kontrol ve geliştirme, bazı kaynaklarda süreç yönetimi olarak da ifade

edilmektedir. Süreç kontrol ve geliştirme ise, ürün ve hizmetleri üretimini

geliştirmek ve kontrol etmek için ortay konan metodolojik ve davranışsal

uygulamalar kümesidir [Juran, Gryna, 1993].

Günümüzde en yüksek rekabet gücüne sahip şirketlerde kalite yönetiminin temeli

sürekli gelişmeye dayalıdır. En alt düzeydeki prosesten, tüm şirketi içine alan

hedeflerle yönetim sistemine kadar bütün ileriye dönük planlama ve uygulama

çalışmaları bu anlayışa göre düzenlenmiştir. Hedef belli bir standardı tutturmak

değil, sürekli ve hızlı bir tempoda geliştirmektir.

Bütün faaliyetler sistematik olarak süreçlerle yönetilmektedir. Süreçler anlaşılmış ve

sahipleri belirlenmiş olmalıdır. Önlemeye yönelik iyileştirme faaliyetleri ile ölçüm

126

ve istatistik tüm çalışanların günlük yaşamına entegre olmalıdır. Yönetim sisteminin

temelini veriler, ölçüm ve bilgi sistemi oluşturmaktadır.

Deming, üretim sırasında kaliteli üretim için kaliteli bir ortama sahip olunması

gerektiğini ve ortamın düzenli ve temiz olmasının, süreç kontrolü ve geliştirme

üzerine etkisi büyük olduğunu vurgulamıştır [Deming, 1986].

2.9.5. ÜRÜN DĐZAYNI

Ürün dizaynı, pazar araştırması ile başlar. Ürün dizaynı, kalite geliştirme

faaliyetlerinin başında gelen süreçtir. Ürün daha tasarım aşamasında iken müşteri

ihtiyaçları, müşteri talepleri, pazarlama verileri, tüm girdiler (makine, insan,

hammadde, üretim prosedürleri) gibi her süreç düşünülerek tasarım gerçekleştirilir.

Tasarımda, ürünün kullanışlılığı en önemli etkendir. Dayanıklılık, performans gibi

etkileri de önemlidir.

Ürün dizaynı Toplam Kalite Yönetimi çerçevesi içerisinde önemli bir yer

tutmaktadır. Ürün dizaynı konusunda TKY aracı geliştirilmiştir. Kalite Fonksiyonu

Yayılımı - KFY denen bu yaklaşım, tüketicinin satın almak istediği ürün ve

hizmetlerin tasarımı, üretimi ve pazarlanması amacıyla, organizasyon içindeki

beceriler üzerinde yoğunlaşarak gerekli eşgüdümü sağlayan bir dizi planlama ve

iletişim süreçlerinden oluşan sistematiktir [Juran, Gryna, 1993].

Ürün dizaynı sırasında, seri üretim başlamadan önce, üretim sırasında çıkabilecek

sorunların hepsi gözden geçirilmeli ve gerekirse laboratuar çalışmaları yapılmalı ve

daha sonra üretim başlatılmalıdır [ISO 8402, 1994].

Ürün dizaynı yapılırken hedef müşteri kitlesinin alım gücü de özellikle dikkate

alınmalı, marka imajı gözden geçirilmeli ve üretilen ürünün hayat eğrisi büyük

ölçüde belirlenmelidir. Çünkü global pazarda rekabet avantajını kazanmanın en

önemli yollarından biri ürüne biçilen fiyat olmaktadır.

127

Ürün dizaynının mükemmel olması ürün kalitesinde, dolayısıyla müşteri tatmini ve

işletme performansı üzerine etkileri bulunmaktadır.

2.9.6. LĐDERLĐK

Kurum kültürünü liderler geliştirmektedir. Her düzeyde yönetim fonksiyonunda

liderlik davranışları sergilenmektedir. Şirketin politika ve stratejileri sistematik ve

yapısal araçlarla bütün organizasyonda yaygınlaştırılmalı ve tüm faaliyetlerle uyum

sağlamalıdır.

Sürekli başarının sağlanması paydaşların tatminine ve menfaatlerin dengelenmesine

bağlıdır. Bu paydaşlar kuruluştan menfaat sağlayan müşteriler, tedarikçiler ve

hissedarların yanısıra toplumu da kapsar. Kuruluş ve çalışanları topluma karşı,

düzenleyici ve yasal gereklerin de ötesine geçecek örnek bir sorumluluk bilinci ve iyi

bir ahlaki yaklaşım sergilemelidirler.

Olumsuz şekilde söylenirse, "liderliğin amacı, kişilerin hatalarını bulmak ve onları

kaybetmek değil hatalarının nedenlerini ortadan kaldırmaktır; insanların daha az çaba

sarf ederek daha iyi iş yapmalarını sağlamaktır" diyebiliriz. Bir liderde bulunması

gereken özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür.

• Girişimci olur,

• Azimli olur,

• Vizyon sahibidir,

• Đnsanların yaşamının bir parçası olmaya açıktır,

• Gelişim içindedir,

• Hizmet etmeye önem verir,

• Đnsanların yapabileceğine inanır,

• Riske girmekten çekinmez (sorumluluk alır),

• Özgündür, gerçekçidir [George, 1994: s.27-28], [Cüceloğlu, 1997: s.221]

128

TKY'nin başarı ulaşması üst yönetimin liderliği ile mümkün olabilmektedir. Üst

yönetimin kararlılığı ve önderliği çalışanları olumlu motive edebilecektir. Mesleki

eğitimde de liderliğin önemi büyüktür eğitimciler öğrencilerini notla yada diğer

disiplin cezaları ile eğitmeye çalışmaz; bunun yerine onlara daha insancıl davranarak

kendi örnek tavırlarıyla gelişimlerinde kılavuz görevi görerek gelişimlerine yardımcı

olur.

Liderlik, organizasyon içerisinde özellikle insan ilişkileri ile ilgilidir. Lider, bir grup

insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilen, bu amaçlar için onları etkileme,

harekete geçirme yetenek ve bilgilerine sahip kişidir. Bu açıklamadan da

anlaşılabileceği gibi liderliğin esasını başkalarını etkileyebilme ve onları davranışa

yönlendirebilme oluşturmaktadır. Kısacası lider, başkalarını etkileyebilen, nereye,

nasıl gidileceğini gösteren, hedef ve misyon koyan yani yol gösteren bir kişidir.

Yönetici ise, başkaları tarafından o pozisyona getirilmiş, başkaları adına çalışan,

önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için çaba gösteren, işleri planlayan, uygulatan

ve denetleyen kişidir. Ödül ve cezaya dayalı yasal gücü vardır.

Đşletmelerde 5 türlü yönetim tarzı görülmektedir:

• Otokratik Yönetici

• Koruyucu Yönetici

• Birlikçi Yönetici

• Destekçi Yönetici

• Başıboş Yönetici

Lider ile yönetici eş anlamlı değildir. Her yöneticinin liderlik özelliklerine sahip

olması beklenmezken, her liderin yöneticilik özelliklerine sahip olması

eklenmektedir. Çünkü lider; iyi plan yapabilmeli, işleri yürütebilmeli ve kontrol

edebilmelidir. Bu durum ona güç kazandırır [Eren, 1998]. Lider,

129

• Takım üyelerinin eğitiminden sorumludur,

• Takım faaliyetlerinin düzgün ve etkin bir şekilde yürümesini sağlar,

• Takımın yaratıcı gücünü harekete geçirir,

• Takımın güvenini sağlamalıdır,

• Takımın yaratıcı gücünü, aynı yöne hareket ettirir,

• Takım üyelerinin bilgi ve becerilerine göre görevler dağıtır,

• Yönetime sunuşta aktif görev alır,

• Takım üyelerinin ilgi ve katılımını artırmak için çalışır,

• Diğer iyileştirme liderleri ile bilgi alışverişinde bulunur,

• Đyileştirme takımı ile; rehber, bölüm yöneticisi, toplam kalite sorumlusu

arasındaki iletişimi sağlar,

• Gerekli kayıtların tutulmasını sağlar,

• Toplantı süresini aşmamaya özen gösterir,

• Toplantıda fikir birliğini hedefler,

• Takım rehberine, takım çalışmaları ile ilgili bilgi verir,

• “Bir elin nesi var iki elin sesi var” yaklaşımı,

• Bir takım, tek kişiden daha fazla bilgi sahibidir,

• Çözümleri daha iyi görür,

• Đş bölümü ve görev dağılımı sayesinde sorumluluk bilinci gelişir,

• Bölümler ya da kişiler arası yaklaşımı sağlar,

• Herkesin katkıda bulunmasını,

• Kişisel gelişim ve dayanışmayı sağlar,

• Karşılıklı etkileşim ve bilgi alışverişini,

• Çalışmayı başarıyla tamamlama mücadelesini,

• Aynı amaç ve hedefler doğrultusunda çalışmasını,

• Ekip dinamizmi ve motivasyonu sağlar.

130

2.9.7. ÇALIŞANLARIN KATILIMI

Çalışanların potansiyeli, “kuruluşun değerleri” ve “güven ve yetkilendirmeye dayalı

kurum kültürü” ile ortaya çıkarılır. “Bir işi, en iyi, o işi yapan bilir” temel prensibini

esas alan bu anlayışta iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesinde bizzat o işi

yapan personelin katılımı çok önemlidir. Katılım ve iletişimi yaygın hale

getirebilmek amacıyla öğrenme ve beceri geliştirmeye yönelik olanaklar seferber

edilmelidir.

Günümüzde çalışanlar kendilerini ilgilendiren her türlü kararın görüşülmesine ve

sonuçlandırılmasına aktif olarak katılıp, düşüncelerin ifade etmek, bu konularda

fikirlerinin alınmasını talep etmektedir. Yönetilenlerin bu tutum değişikliğinin

başlıca sebebi kültür düzeyi ve bilgi seviyesi yükselen fertlerin “başkaları tarafından

yönetilen bir araç” durumda olmak istemeleridir.

Çalışanların TKY faaliyetlerin katılımı çalışma gruplarına girerek, sorumluluk alarak

veya problemlerin belirlenmesi ve çözümünde teklifler sunarak gerçekleştirilir. Tam

katılım için sorumluluk paylaşımının sağlanması şarttır. Tam katılım kesinlikle

yetkili kılınma ile karıştırılmamalıdır. Tam katılım bir istemi, gönüllülüğü ifade eder.

Tam katılım sorumluluğu ve katkıyı kapsar. Yönetimden ve yönetilenlerden “ben bu

örgüte nasıl katkıda bulunabilirim, bu organizasyonu nasıl geliştirebilirim” sorusunu

sormasını bekler. Toplam Kalite Yönetimi’nde tam katılımın hedefi, üstün düşünüp

astın bu düşüncelere katkıda bulunarak uygulaması değildir. Hedef örgütteki her

birey için hem “düşünmenin” hem de “uygulamanın” birleştirilmesidir [Juran, Gryna,

1993].

2.9.8. ÇALIŞANLARI FARK ETME VE ÖDÜLLENDĐRME

Toplam Kalite Yönetimi’nin önemli öğelerinden biri olan ödüllendirme, çalışanların

memnuniyeti açısından oldukça önemlidir [Naumann, Giel, 1995]. Bu ödüllendirme

maddi anlamda da olabilir, ancak maddi olmayan ödüllendirme şekilleri, örneğin

131

kariyer geliştirme, eğitim vb., genellikle daha etkili olduğu görülmektedir.

Çalışanların kalite konusundaki dikkati, etkinliği ve verimliliği işletme yöneticileri

tarafından fark edildiğinde, çalışanlar bundan büyük tatmin hissetmektedirler.

Başarılar zamanında ödüllendirilmelidir. Ödüllendirme stratejileri, müşteri

duyarlılığını ödüllendirecek şekilde olmalıdır. Çünkü personeli işletmeye çekmek,

seçmek, geliştirmek ve elde tutmak en önemli sorunlardan biridir. Bir şirket en

kaliteli insanları aramaz, eğitmez ve geliştirmezse, o zaman uzun dönemde başarılı

olması imkansız hale gelir. Güçlü bir şirket kültürünün yaratılmasındaki en önemli

engellerden biri, genellikle becerili çalışanlar sahip olmaktır.

Đşletmede çalışanların memnuniyetinin yüksek olması; ürün kalitesinde, müşteri

memnuniyetinde ve işletme performansının yükselmesinde etkisi görülmektedir.

2.9.9. EĞĐTĐM VE ÖĞRETĐM

Japon kalite uzmanı Ishikawa "kalite eğitimle başlar eğitimle biter" der. TKY’ de

eğitimin üst yönetimden alt düzeye kadar firmadaki bütün bireyleri kapsaması

gerekir. Kendilerini yenileyebilmeleri için çalışanları kendi isteği ile ilgili olarak

eğitmek gerekir. Bilgi bireyin kendilerine güvenmesi ve firmanın ilerlemesine

yönelik katkı potansiyellerini artıracaktır. Firmada TKY uygulamasının başlamasıyla

mevcut yönetim sisteminden çok farklı olarak başka bir yönetim sistemine

geçilecektir. TKY sistemine geçilebilmesi için firma mensuplarının davranışlarının

değişmesi gerekir [Efil, 1996: s.160-161]

Eğitimin amacı değişimi sağlamaktır. TKY’ ye ilişkin eğitim kişileri farkına varma

anlama tavır değiştirme sürecinden geçirecektir. [Şirvancı, 1992: s.13]

Çalışanları yaratıcı ve yapıcı kimseler haline getirebilmek için TKY’ de devamlı bir

eğitim programının bulunması gerekmektedir. Eğitim programlarının yanında sorun

132

çözme bilgi, beceri ve deneyime sahip bir danışmanlık organına da ihtiyaç vardır.

[Çoruh, 1997: s.6]

TKY’ de başarının sırrı eğitilmiş personelde yatmaktadır. Bir kurum kültürü yaratma

ve yeni bilgileri ve davranış değişimini sağlama eğitimle olmaktadır. Eğitiminde

sürekli yapılması ve iyileştirilmesi gerekir.

Eğitimde amaç, iş görenlere istenilen kalitenin en ekonomik şekilde üretebilmesine

sağlayacak bilinç, bilgi ve becerinin kazandırılmasıdır. Eğitim programları farklı

seviyelerdeki iş görenlerin kendi rollerini öğrenmelerini ve bu roller çerçevesinde

faaliyetlerini planlayabilmelerine imkan sağlar. Eğitim ihtiyaçları endüstri kollarına,

firmalara, görev ve sorumluluklara göre değişiklikler gösterdiği için eğitim

programlarının içeriği değişen ihtiyaçlara uygun olarak ortaya konmalıdır. Đhtiyaç

duyulan eğitimin kapsamı, mevcut bilgi ve yetenek dikkate alınarak yapılan görevin

özelliklerine göre belirlenebilmelidir.

Eğitim insanları nasıl öğreneceklerini öğrenmeleri ile başlamalıdır. Öğrenilen

konular tabi ki önemlidir ama kişinin öğrenmeye devam etme kapasitesini ve

motivasyonun önemi çok daha fazladır. Modern kuruluşlar eğitim için harcama

yaparlar, iş çevresini daha hoş hale getirmek için masraftan kaçınmazlar. Ancak

bunların karşılığında elemanlarından yalnız akıl ve mantık değil sezgi ve hayal

güçlerini de kullanmalarını beklerler.

2.9.10. MÜŞTERĐ ODAKLILIK

Müşteriler, bilançoda gösterilmese de bir işletmenin sahip olduğu en değerli

varlıklardır [Berry, 1991: s.6]. Müşteri, işin oluş nedenidir. Müşteri kavramı sadece

ürün satın alanları değil, işletmenin ürettiği mal ve hizmetlerden etkilenen herkesi

kapsamaktadır. Dolayısıyla; işletmenin bir bölümünün çıktılarını kullanan veya bu

çıktıların etkilediği insanlar, organizasyonlar, sistemler veya süreçler de birer

müşteridir. Bu durum dikkatlice düşünüldüğünde; çoğu işletme bölümlerinin, sadece

133

iç müşterilerinin olduğu görülecektir. TKY liderleri tüm çalışanlara iç müşterilerin

varlığını ve önemini vurgulamaya çaba göstermelidirler. Pek çok işletmede iç

müşteri kavramı ile ilgili kalite iyileştirme programlarının yürütülmesinde bazı

problemlerle karşılaşılır. Çoğu zaman nereden başlanacağı ve neye gereksinim

duyulduğunu belirlemek zordur. “Müşteri kimdir ve ürün nedir?” sorusuna her

zaman kolayca yanıt bulunamamaktadır [Sprague, Gopalakrishnan, ve Mcltyre,

1992: s.57].

Günümüzde yönetim anlayışı devrim niteliğinde sayılabilecek önemli bir değişim

yaşıyor. Klasik Yönetim Anlayışı'nda tepe yönetimin görüş ve düşünceleri

doğrultusunda tepeden aşağıya doğru inen hiyerarşi yapısı içinde şirketler

yönetilmekte, astlar amirlerinden aldıkları talimatlara göre işlerini görmektedirler.

Doğal olarak burada amaç amirlerin memnun edilmesidir.

Halbuki yeni anlayışta amaç; müşteri talepleri doğrultusunda şirketin tüm

birimlerinin yönlendirilmesi, desteklenmesi ve müşteri beklentilerini karşılayarak

müşteri tatminine ulaşılması, hatta beklentilerin de ötesine geçip, tam olarak müşteri

memnuniyetinin sağlanmasıdır. Kısacası müşteri artık "Kral" dır, ve tüm

organizasyonlar artık müşteri odaklı hale gelmek zorundadır.

Rekabetin karşısında fiyat avantajı kadar müşterinin isteğini karşılayacak, farklılığı

yaratacak stratejiler önem kazanmıştır. Toplumun refahı arttıkça belli bir mala sahip

olma isteğinin ötesinde, farklı bir mala sahip olma arzusu gelişir. Bu farklılık

arayışları renkte, tasarımda, kalitede, satış sonrası serviste, işletme giderlerindeki

avantajlarda, kullanım kolaylığında, hızlı teslim sürelerinde kendini gösterir.

Dinamik bir yapıya sahiptir. Hatta, yoğun rekabette şirket, müşterinin henüz talep

etmediği, fakat ihtiyacını duyduğu veya duyması gerekli farklılıkları bile

yakalayabilmelidir. Rekabetin ana hedefi müşteridir. Müşteriyi ele geçiren, tatmin

eden ve elinde tutan kuruluş piyasada kalıcıdır.

134

Toplam Kalite Yönetimi felsefesine göre, yapılacak her işte bütün çabalar müşteriye

odaklanmalıdır. Bu da müşteri ihtiyaçlarını bilmeyi ve bunları ilk defasında ve

izleyen her defada başarı ile karşılayabilmeyi gerektirmektedir.

Çalışmalar göstermiştir ki, bir müşteri kazanmanın maliyeti, kazanılmış bir müşteriyi

elde tutma maliyetinden dört ya da beş kat daha fazladır [Berry, 1991: s.9].

Müşterilerin memnuniyetini ürün ve hizmetlerin kalitesi belirlemektedir.

Müşterilerin en üst düzeyde memnuniyetini sağlamak amacı ile ihtiyaçlarını tespit

etmek ve olası beklentilerini karşılamak, müşteri memnuniyetini müşteri kalıcılığına

dönüştürmek gereklidir.

Müşteri tatmini için çeşitli öncü yaklaşımlar geliştirilmelidir. Müşteri şikayetleri ele

alınmalı, bunlar düzenli zaman aralıklarında gözden geçirilerek sürekli iyileştirmeler

sağlanması gereklidir. Yıllık planlı teknik ve ticari müşteri ziyaretleri yapılarak

müşterilerin beklenti ve istekleri alınmalıdır. Müşterilerle ortak tasarım, iyileştirme

etkinlikleri gerçekleştirilmeli, TKY uygulamalarına müşterilerin doğrudan katkısı

sağlanmalıdır. Üretim ve hizmet gerçekleşmeden yapılacak bu çalışmalar müşteri

beklenti ve isteklerinin daha iyi tespitine yardımcı olabilecektir.

Mesleki eğitimde müşteri odaklılıkta en önemli unsur "öğrenci "olmalıdır. Her şey

öğrencinin severek öğrenim görebileceği ortamı sağlamak olmalıdır. Öğrenciyi odak

noktası almayan bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir. Eğitimde

hedefin öğrenci odaklı olması çabaların boşa gitmesini de önleyecektir.

2.10. KALĐTE MALĐYETLERĐ

Hızla gelişen teknoloji, uluslar arası ticaret, finansman sorunları vb. faktörler

günümüz işletmelerinin rekabet kavramını sürekli gündemde tutması gerekliliğini

şart kılmıştır. Đşletmelerin amacı tüketicilerin satın alma gücünden daha fazla pay

135

almaktır. Bu da, daha iyi kalite düşük maliyet ve sürekli güvenilirliğin sağlanması ile

mümkündür.

Genel olarak kalite, kalite maliyetleri ile dengelenmelidir. Bugün için kalite

maliyetlerinin bilinmesi ve kalite maliyet verilerinin doğru toplanması gerekir.

Günümüz şirketlerinde, kalite maliyet verilerini doğru olarak toplamak güçtür.

Veriler çeşitli bölümlerde dağınıktır ve kolay tanımlanamaz. Bunun yanında,

Dünya’daki mevcut muhasebe sistemleri kalite maliyetlerini değerlendirmeye

yetecek kadar gelişmiş değildir.

Genelde kalite faaliyetlerinde ve kalite maliyet analizlerinde temel prensip, “bir işi

en ucuz yapmanın yolu, onu daha başlangıçta doğru yapmaktır” olduğudur.

Toplam Kalite anlayışına paralel bir düşünceyle, temel kalite problemlerinin %80-

90’ının kalite bölümünün ötesinde aranması düşünülmelidir. Kalitenin, tasarımından

satış sonrası hizmetlere kadar tüm bölümlerin katılımı ile oluştuğu unutulmamalıdır.

Đşletme yöneticilerinin temel amaçları arasında üretilen ürünün maliyetlerini

düşürerek karlılığı artırmak yer almaktadır. Kalite uygulamaları veya kalite

iyileştirme çabalarının temel hedeflerinden biri de bu maliyetleri en aza indirmeye

çalışmaktır. Müşterinin gereksinim duyduğu kaliteyi en ucuza sunan firmalar rekabet

yarışında avantajlı bir konuma gireceklerdir. Bu nedenle kalite ile ilgili maliyetlerin

iyi bilinmesi bu maliyetlerin engellenmesi için atılması gereken ilk adımdır.

Kalite ile ilgili maliyetlerin incelenmesinde göz önünde bulundurulması gereken

konu, maliyetlere materyalist açıdan sadece parasal kayıplar olarak bakılmaması;

zaman, işçilik, ve imaj zedelenmesi ve sosyal kayıpların da değerlendirmede göz

önünde bulundurulması gerekliliğidir.

Kalite maliyet verilerinin bir kısmı muhasebe kayıtlarından, personel devam

cetvellerinden, kusurlu ve yeniden işlenen ürün raporlarından, garanti ve servis

maliyetleri raporlarından somut olarak elde edilebileceği gibi, bazı kalite maliyetleri

136

öngörülere dayanmaktadır. Bununla birlikte, müşteri anketleri, şikayetleri, müşterinin

başka firmaya yönelmesi, işgücü anketleri, mühendislik öngörüleri ve pazar

araştırmasına ilişkin soyut ölçülemeyen kalite maliyetleri de göz önüne alınmalıdır.

Đşletmeler genellikle ıskarta ve garanti giderleri gibi gözle görülür maliyetleri

ölçerken müşteri tatminsizliği nedeniyle kaybedilen karları göz ardı etmektedirler

[Doğan ve Đpekgil, 1997: s.136].

Kalite maliyetleri hemen hemen diğer maliyetlerdeki sınıflamaya benzer olarak

aşağıdaki gibi gruplandırılır:

1. Yatırım Maliyetleri:

Kalite için oluşturulmuş; laboratuar, ölçme ve kontrol ekipmanları, bina ve ilgili

tesisata yapılan harcamaların faiz, amortisman ve fırsat maliyetleri yatırım

maliyetleridir.

2. Faaliyet Maliyetleri:

• Önleme maliyetleri,

• Değerlendirme maliyetleri,

• Kusurlu ürün maliyeti,

i. Đşletme içi kusurlu ürün (iç başarısızlık),

ii. Đşletme dışı kusurlu ürün (dış başarısızlık),

şeklinde sınıflandırılır [Özenci ve Cunbul, 1998: s.2-19].

137

Şekil 30. Kalite Maliyetleri [Juran ve Gyrna, 1993]

2.10.1. YATIRIM MALĐYETLERĐ

Laboratuar, ölçme ve kontrol cihazları, bina ve tesisat, makine ve ekipmana yapılan

harcamaların amortisman, faiz ve fırsat maliyetleridir.

2.10.2. FAALĐYET MALĐYETLERĐ

Faaliyet maliyetleri üç grupta incelenebilir:

1. Önleme Maliyetleri

Üretim öncesi ve üretim sırasında oluşan bu maliyetler; kalite sisteminin

tasarlanması, oluşturulması ve organizasyon içine yerleştirilmesine ilişkin

faaliyetlerin ortaya çıktığı maliyetlerdir.

138

Kalite sistemindeki başarısızlık nedeni ile ortaya çıkan içsel ve dışsal kalite

maliyetlerini yaratan faaliyetlerin tekrarını önlemek amacı ile teknik bilgi ve

beceriye dayanan önleyici faaliyetlerin maliyetleri de bir önleme maliyeti olarak

belirtilmektedir [Yükçü, 1999: s.94].

Ürünlerin tasarımlanması, geliştirilmesi, tedarik, üretim, planlama, yürütme ve

yönlendirme, satış ve satış sonrası servisler gibi üretim sisteminin tüm birimlerinde

kalitenin iyileştirilmesi için yapılan maliyetler önleme maliyetlerini oluşturmaktadır.

Önleme maliyetleri işletme içinde aşağıdaki faaliyetlerde farklı biçimlerde oluşur

[Özenci, Cunbul, 1993: s.3-4]:

1.1. Pazarlama Maliyetleri: Müşterinin kalite gereksinim ve algılarının, şirketin

ürün ve hizmetlerinden elde ettiği tatmini etkileyen faktörlerin toplanması,

değerlendirilmesi ve sürdürülmesi amacı ile yürütülen faaliyet maliyetleridir.

1.2. Tasarım Maliyetleri: Yeni ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarının kalitesinin

yönetimi için sürdürülen faaliyet maliyetleridir.

1.3. Satın alma Maliyetleri: Tedarikçilerden elde edilen parçaların, malzemelerin

veya işleme süreçlerinin uygunluğunu sağlamak ve piyasaya sunulan hizmet

veya ürünün kalitesi üzerinde tedarikçi uygunsuzluğunun etkisini en aza

indirmek için katlanılan maliyetlerdir.

1.4. Đşlemlerin Maliyetleri: Günlük işlemlerin gerçekleştirilmesi ile ilgili her türlü

planlama, yönlendirme, iletişim, test, ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinden

kaynaklanan maliyetlerdir.

1.5. Kalite Yönetimi Maliyetleri: Yönetimle ilgili maaşlar, idari harcamalar,

kuruluş dışı yönetici geliştirme ve kaliteye ilişkin alınan eğitimler, yönetimin

kalite izleme ve denetleme faaliyetlerinden kaynaklanan maliyetlerdir.

139

2. Değerlendirme Maliyetleri

Değerlendirme maliyetleri, ürün veya hizmetlerin gereksinimlere uygunluğunun

belirlenmesi için yapılan ölçme, yürütme ve denetleme masraflarıdır.

Girdi muayeneleri ve testleri, ölçüm cihaz ve ekipmanına yapılan harcamalar,

yapılan standardizasyon çalışmalarının içerdiği yeniden düzenleme ve

dokümantasyon giderleri, dışarıdan alınabilecek danışmanlıkla ilgili ücretler

standardizasyon ve akreditasyon kuruluşuna yapılan ödemeler, tedarikçi ziyaretleri,

tedarikçi değerlendirme çalışmaları, değerlendirme maliyetleri içersinde yer

almaktadır.

3. Kusurlu Ürün Maliyetleri

Ürünlerin tasarımındaki veya üretimindeki aksaklıklardan kaynaklanan maliyetlerdir.

Đç başarısızlık ve dış başarısızlık maliyetleri olmak üzere iki grupta incelenmektedir.

Đç Başarısızlık Maliyetleri: Bu maliyetler, ürünün kalitesinde, ürün daha

müşteriye ulaşmadan, işletme içinde ortaya çıkan uygunsuzlukların neden olduğu

maliyetleri kapsamaktadır. Ürün ya da hizmetin tasarımlanması aşamasında ortaya

çıkan hatalar ve bunların düzeltilmesi için katlanılan maliyetleri, satın alınan malın

istenen niteliklere uymamasından kaynaklanan hataları düzeltme maliyetleri,

işlemsel aksaklıklardan kaynaklanan hata maliyetleri ve yönetimin yanlış karar veya

yönlendirmeleri gibi nedenlerden oluşan maliyetleri kapsamaktadır.

Dış Başarısızlık maliyetleri: Ürünlerin üretim sisteminden çıktıktan sonra

sevkiyat, teslimat, satış sonrası, hizmetler ve servislerde meydana gelen

aksaklıklardan kaynaklanan maliyetlerdir. Dış başarısızlık maliyetlerinin müşterinin

öznel değer yargılarını da içerdiği için ölçülebilmeleri güçtür. Şikayet araştırmaları,

iade edilen mallar, düzeltme maliyetleri, garanti talepleri, müşteri kaybı gibi

maliyetleri kapsamaktadır [Tatikonda, 1996].

140

Klasik anlayışta yüksek kalite düzeyine ulaşmak, yüksek kalite maliyetlerine

katlanmak ile mümkün olabilmektedir. Bu anlayışa göre kalite maliyetlerinin her

zaman için ölçümlenemeyen kısımları olmaktadır. Bu nedenle %100 kalitenin elde

edilmesi ya da sıfır hata ile üretim yapılması olanaksız görülmektedir. Çağdaş

yaklaşıma göre ise, kalite ile ilgili her türlü sorunun kontrol edilebilir maliyetler

kapsamına alınabileceğinden yola çıkılarak, sıfır hata ile üretim yapılabileceği

öngörülmektedir.

141

BÖLÜM 3. GENEL ĐŞLETME PERFORMANSI

Bu bölümde, işletme performansı hakkında genel bilgiler verilecek, performans

boyutları açıklanacak ve bu çalışmada ortaya konacak genel işletme performansı

hakkında bilgiler verilecektir.

3.1. GĐRĐŞ

Đşletmelerin birincil amacı kar etmek olmasına rağmen; topluma hizmet, ülkeye

katma değer ve istihdam yaratma, faaliyetlerini sürdürme, uzun dönemde karlılık,

bulunduğu sektörde pazar payını artırma gibi görevleri bulunmaktadır. Uzun

dönemde varlıklarını sürdürebilmeleri, başarılı olabilmelerinde kaynakların etkin

kullanımı, etkin bir performans değerlendirme ve ölçme sisteminin bulunmasının

önemi büyüktür. Böyle bir sistem sürekli iyileştirilmenin gerçekleştirilmesinde etkili

olmaktadır.

Rekabetin ön plana çıktığı, sınırların ortadan kalktığı günümüzün değişen

Dünyasında bütün işletmeler ürün ve servis kalitesinde sürekli daha iyiyi arama ve

bulma çabası içinde olmaktadırlar.

Müşterilerin seçenek imkanları ve teknolojik beklentileri artmakta, hatalara karşı

hoşgörü giderek zayıflamaktadır. Müşterilerin ürün ve hizmetleri temin ederken;

topluma, çevreye saygılı müşteri için en iyisini yapmaya hazır, satış sonrasında da

rahat diyalog içinde olabileceği ve kendi çalışanını tatmin eden, güler yüzlü

işletmeleri tercih etmektedirler. Bu durum Toplam Kalite Yönetimi felsefesini

beraberinde getirmektedir.

142

Günümüzün iş Dünyasında gümrük duvarları ve korumacılığın kalkması sonucu

müşterilerin alternatifleri çoğalmakta ve uluslar arası kuruluşlar Dünya’nın her

yerinde rakip olarak birbirlerinin karşısına çıkmaktadır.

Toplam Kalite Yönetimi’ni zorunlu kılan bir diğer unsur da maliyettir. Memnun

olmayan müşteriler yüzünden kaybedilen satışlar, garanti giderleri, hataların

sonradan giderilmesi için ayrılan fonlar, verimsiz ve uzun süreçlerin getirdiği

gecikme ve maliyet artışları, işi bizzat yapanın önerilerinin dikkate alınmaması

çözüm olarak Toplam Kaliteyi gerektirmektedir.

Bu amaçla üst yönetimin kararlılığı ve taahhüdü ile müşterilerin ihtiyaçlarını

karşılarken sürekli iyileştirme mantığı kullanılarak, bütün çalışanların ilgi ve katılımı

ile iş süreçlerinde mükemmel bir performansı verecek bir sistematiğin kurulması ve

işlenmesi gerekmektedir [Benson, Saraph ve Schroeder, 1991: s.1107-1124].

Bu amaçla bu bölümde, işletme performansı kavramı ele alınıp, performans boyutları

ve göstergeleri incelenmiş, performans yönetimi ve sürekli iyileştirmede performans

değerlendirme ve ölçmenin önemine değinilmiştir.

3.2. PERFORMANSIN TANIMI

Performans işletmelerin başarısıdır. Başarının sürekli olarak değer yaratabilme

şeklinde gerçekleşmesidir. Başarıya hem doğru işin yapılması (strateji), hem de işin

doğru yapılması (TKY) ile ulaşılabilmektedir. [Agus ve Sagır, 2002: s.1018-1024].

Performans, işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için gösterilen tüm çabaların

değerlendirilmesidir [Akal, 2002]. Genel Đşletme Performansı, işletmeyi oluşturan

sistemin tüm bileşenlerinin etkileşimi ve ortak çabaları ile oluşan toplam sonuçların

algılanmasıdır.

143

Başarı, sürekli olarak “değer yaratabilmektir.” Başarı, hem “doğru işin yapılması”

(strateji), hem de “işin doğru yapılması” (Toplam Kalite Yönetimi) ile yakalanabilir.

3.3. TKY ÇERÇEVESĐNDE PERFORMANSIN BOYUTLARI

Đşletme performansı işletmenin mevcut durumunu, daha iyi olup olamayacağının ve

işletmenin nerede olması gerektiğinin belirlenmesinde her zaman yol gösterici

olmaktadır. Literatür incelendiğinde performans kavramının tek bir boyut altında

incelenmesinin işletme performansını yansıtmada yetersiz kaldığı görülmektedir

[Flynn ve Schroeder, 1995].

Performans analizi ile işletmede alınan kararların ve faaliyetlerin sonuçlarını

nedenleriyle birlikte görebilmek mümkün olmaktadır. Bu da işletmenin gelecekte

varmak istediği noktanın belirlenmesinde ve bu noktaya ulaşmada yapılması gereken

faaliyetler ve gerekli planların neler olacağı noktasında yönetime yol gösterici rol

oynayacaktır [Samson ve Terziovski, 1999: s.393-409].

Đşletme performansı dendiğinde genellikle finansal performans algılanmakta ve

finansal göstergeler öne çıkmaktadır. Ancak yoğun rekabetin yaşandığı ve Pazar

dinamiklerinin hızla değiştiği günümüz iş dünyasında finansal göstergelerin işletme

performansını yansıtmada yeterli olmamaktadır [Agus ve Sagır, 2002: s.1018-1024],

[Kim, Shim ve Kim, 2001: s.643-655]. Finansal performans göstergeleri yanında,

pazar odaklı göstergelerinde işletme performansının değerlendirilmesinde

kullanılması gerekliliği söz konusudur.

Bu çalışmada işletme performansı genelleştirilerek, Genel Đşletme Performansı (GĐP)

adı altında dört grupta toplanmıştır. Bunlardan birincisi kalite ile ilgili olarak çıktı

kalitesi düzeyi, yani ürün veya hizmet kalitesi, ikincisi ise işletmede çalışanların bu

işleri yapmaktan elde ettikleri memnuniyet, yani çalışanların tatmini; üçüncüsü,

müşterilerin bu işletme çıktılarından elde ettikleri memnuniyet düzeyi, yani müşteri

144

tatmini; son olarak da stratejik işletme performansı olarak adlandırılan pazar

odaklılık ve finansal göstergeler, yani stratejik işletme performansı.

1. Ürün veya hizmet kalitesi,

2. Çalışanların tatmini,

3. Müşteri tatmini,

4. Stratejik işletme performansı.

Örneğin, TÜSĐAD-KalDer Kalite Mükemmellik Modeli incelendiğinde, sonuçlar

bölümünde işletmenin performansı veya girdi ve süreç sonunda elde edilmesi istenen

unsurların yer aldığı görülmektedir. Bu tez çalışmasında Genel Đşletme Performansı

olarak adlandırılan ifade bir anlamda mükemmellik modellerinde bulunan sonuçlar

kısmına benzemektedir. Zaten yapılacak olan inceleme ve analizler bu modeller

içerisinde bulunan öğeler arası ilişkilerin tespit edilmesi ve buna göre önem verilmesi

gereken Toplam Kalite Yönetimi öğelerinin belirlenmesi olacaktır.

Şekil 31. TÜSĐAD-KalDer Kalite Modeli Kriterleri (Sonuçlar Bölümü)

Malezya’da yapılan bir Toplam Kalite Yönetimi çalışmasında, Agus, TKY’yi

bağımsız değişken olarak seçmiş, ve bağımlı değişkenler olarak da müşteri tatmini,

145

rekabet gücü ve işletme performansını belirleyerek bir model oluşturmuştur [Agus,

2001: s.561-573]. Yani Genel Đşletme Performansını bu üç bağımlı değişkenle

oluşturmuştur.

3.4. GENEL ĐŞLETME PERFORMANSI ÖĞELERĐ

3.4.1. ÜRÜN KALĐTESĐ

Ürün kalitesi de işletme performans göstergelerinden bir tanesidir. Ürün kalitesi,

özellikle üretim firmalarında global pazarda başarılı olmak için gerekli olan en

önemli faktörlerden biridir. Kalitenin yüksek olması rakiplere karşı en önemli

rekabet unsurunu kazandırmaktadır. Dikkat edilirse firmalar rekabet ederken

genellikle ürün veya hizmet kalitelerini reklam olarak ortaya koymaktadırlar. Ortaya

koydukları kalite düzeyi ile uzun dönemde firma imajını sağlamlaştırmaktadırlar

[Pfau, 1989].

3.4.2. ÇALIŞANLARIN TATMĐNĐ

Đşletmelerin, bir rekabet unsuru olan insan kaynağını en verimli şekilde

değerlendirebilmek amacıyla yaptığı çalışmalardan biri, çalışanlarının memnuniyet

düzeylerini belirleme ve iyileştirmedir. Bu çalışma doğrultusunda, çalışanlara bir

anket uygulaması düzenlenmektedir. Çalışan memnuniyeti araştırmaları ile

amaçlanan bazı konular şunlardır:

• Çalışanların motivasyon düzeylerini belirlemek,

• Đnsan Kaynakları uygulamalarının etkinliğini ölçmek,

• Çalışanların kurum kültürüne olan bağlılığını tespit etmek,

• Çalışanların çalışma koşulları, yönetim tarzı konularındaki görüşlerini elde

etmek,

146

• Gerek duyulan iyileştirme fırsatlarını belirlemek,

• Çalışanların değişime olan bakışlarını belirlemek,

• Daha önce yapılmış araştırma sonuçlarını karşılaştırmak,

Çalışan Memnuniyeti araştırmalarında, işletmenin istekleri doğrultusunda elde

edilmek istenen asıl amaçlar belirlendikten sonra araştırmanın kapsamı yani ankete

kimlerin katılacağı belirlenir. Bu belirleme; işe giriş tarihi, statü ya da lokasyon vs.

baz alınarak yapılabilir.

Ankete katılması beklenen toplam çalışan sayısı tespit edildikten sonra, bu

çalışanların anket uygulaması hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla,

işletme genelinde bir duyuru mektubu yayınlanabilir. Bu duyuru mektubunda anketin

amacı, uygulanacağı zaman ve uygulanacak yöntem ve sonuçların gizlilik içerisinde

değerlendirileceği açıkça belirtilmelidir. Böylelikle ankete katılacak tüm çalışanlar

anket hakkında bilgi sahibi olacaklardır.

Anket soru formları hazırlanırken, araştırmanın amaçlarına göre konu başlıkları

oluşturulmalıdır. Soru formu;

• Çalışma ortamı,

• Đşletme kültürü,

• Takım çalışması,

• Görev ve sorumluluklar,

• Đletişim,

• Ücrete ve diğer imkanlar,

• Đnsan Kaynakları sistemleri,

• Değişime uyum sağlama,

• Ödüllendirme ve takdir,

• Mesleki gelişim ve ilerleme,

• Bağlı olunan yönetici

147

gibi konu başlıklarını içeren sorulardan oluşmalıdır.

Đş ile ilgili memnuniyetin yanında, çalışanların genel memnuniyet düzeylerinin de

ölçülmesi yararlı olacaktır. Bu nedenle, ayrı bir bölümde, genel memnuniyet

düzeyini ölçen sorular da yer almalıdır. Yine, çalışanların anket uygulaması

hakkındaki görüşlerini almak amacıyla da ayrı bir bölüm oluşturulmalıdır. Son olarak

da çalışanların cinsiyeti, statüsü, çalışma yeri ve çalışma süresi gibi demografik

özelliklerinin yer aldığı sorular hazırlanmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken

nokta, bu demografik soruların çalışanlarının kimliklerini ortaya çıkarmayacak

şekilde hazırlanmasıdır.

Anket uygulaması, belirlenen zamanda ve belirlenen yöntemlerle tamamlandıktan

sonra elde edilen veriler, bilgisayara girilir, gerekli tablo ve grafikler çıkarılır ve

değerlendirilmesi yapılır.

Çalışanların tatmin olması, herhangi bir işletmenin anahtar performans

değerlendirme kriterlerinden biridir [Naumann ve Giel, 1995]. Çünkü işletmenin

fonksiyonlarının neredeyse tamamı çalışanlar tarafından yürütülmektedir.

Çalışanların işini yüksek moral ve yüksek tatmin duyguları ile gerçekleştirdiğinde

ortaya konacak çıktı kalitesi genellikle yüksek olmaktadır. Bu nedenledir ki, Toplam

Kalite Yönetimi’nde ve özellikle Deming Ödülü, Malcolm Baldrige Kalite Ödülü ve

Avrupa Temelli Kalite ödüllerinin tümünde çalışanların tatmini önemli bir unsur

olarak karşımıza çıkmaktadır.

3.4.3. MÜŞTERĐ TATMĐNĐ

Geçmişten günümüze kadar, Toplam Kalite Yönetimi anlayışının oluşumunun temel

alt yapısını oluşturan müşterinin memnun edilme olgusu genel işletme

performansının ve Toplam Kalite anlayışının en önemli göstergelerinden biridir.

148

Müşteri memnuniyeti, müşteri beklentilerinin karşılanması amacıyla ihtiyaçları

anlama, yönetme ve etki etmedir. Projeden beklenenlerin sağlanması ve son

kullanıcının ürün kullanımında problemler yaşamaması ana hedeftir.

Rekabetin gün geçtikçe artması nedeniyle, müşteri tatmininin önemi, önceki yıllara

göre her geçen artmaktadır. Artık işletmeler müşterisini tanımak ve onların

isteklerine göre üretimini yönlendirebilmek için sürekli olarak müşteri bilgileri

toplamaya ve onları değerlendirmeye başlamışlardır. Hatta çoğu işletmelerimiz her

yıl müşterilerinin ne oranda tatmin olduklarını belirleyebilmek için tüketici anketleri

yapmaktadır. Bu anlamda, işletmenin başarısı yani performansı müşterilerin tatmin

olup olmamasına da bağlıdır. Müşterilerin tatmin olması, herhangi bir işletmenin

anahtar performans değerlendirme kriterlerinden biri durumuna gelmiştir [Naumann

ve Giel, 1995]. Fornell v.d.’e göre müşteri tatmini, işletmelerin pazar tabanlı

performans ölçülerinden en önemlisi olmaya başlamıştır [Fornell, Johnson,

Anderson, Cha, Bryant, :1996: s.7-18.].

3.4.4. STRATEJĐK ĐŞLETME PERFORMANSI

Stratejik işletme performansı, çalışan bir işletmenin sonuçlarının ta kendisidir.

“Đşletmelerin amaçları nedir?” diye sorulduğunda hepimiz biliriz ki bu sorunun

yanıtlarından ilki “kar etmek, varlığını sürdürmektir”. Đşletmenin bu başarısı pazar

paylarının hesaplanmasında önemli rol oynamaktadır. Đşletmenin yaptığı satışlar

sayesinde elde ettiği gelir, buna bağlı olarak oluşan kar işletmenin finansal başarısını

göstermektedir. Hisse senedi piyasasında da üretimden satışlar ve net kar önem

kazanmaktadır. Bu nedenlerden dolayı işletme performansı dendiğinde, genellikle

finansal performans algılanmaktadır. Noumann ve Giel’e göre işletmenin stratejik

performansı, pazar payına, satışlardaki büyümeye, yıllık satışlara (satışlardan elde

edilen gelire), ihracat oranındaki artışa ve en önemlisi işletmenin karlılığındaki artışa

bağlıdır [Naumann ve Giel, 1995]. Lee’ye göre ise stratejik işletme performansı,

pazar payına, gelirdeki artışa ve işletmenin karındaki yükselişe bağlıdır [Lee, Kwak,

Han, 1995: s.343-357].

149

BÖLÜM 4. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ

4.1. GĐRĐŞ

Çalışmamızın sosyal bilimcilere de kaynak oluşturması açısından yararlı olacağını

umduğumuz bu bölümde, tez çalışmasındaki hipotezler doğrultusunda ortaya konan

modellerin analiz edilmesinde kullanılacak olan matematik ve istatistik teknikler

(faktör, rota ve regresyon analizleri) hakkında teorik bilgiler verilmekte, özellikle

ülkemizde henüz uygulaması yeni olan Yapısal Eşitlik Modeli – YEM” ( Structural

Equation Modeling – SEM ) bir örnek üzerinde tanıtılmaktadır.

Kaynaklarda Yapısal Eşitlik Modeli birkaç farklı isimle görülebilmektedir.

1. Yapısal Eşitlik Modeli (Structural Equation Modeling) [Anderson, Gerbing,

1988: s.411-423],

2. Gizli Değişken Analizi (Latent Variable Analysis) [Loehlin, 1992],

3. Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) (Confirmatory Factor Analysis)(CFA),

4. Kovaryans Yapı Analizi (Covariance Structure Analysis) gibi terimler daha

sıklıkla görülmeye başlanmıştır [Long, 1983].

5. LISREL∗ [Jöreskog, 1973]

Yapısal Eşitlik Modelleri (YEM), özellikle kuramsal bir temeli olan, nedensel

ilişkilerden oluşan modellerin test edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

(YEM) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA), LISREL dışında başta EQS, MPLUS,

PROC CALIS ve AMOS olmak üzere çok sayıda istatistik programıyla da

yapılabilmektedir.

∗ Çoğunluğun “LISREL” analizi olarak ifade ettiği bu analiz (LISREL, aslında bir istatistik tekniği değil, ticari bir istatistik paket programının adı, “LInear Structural RELations”’ın kısaltmasıdır, http://www.lisrel.com

150

4.2. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ GELĐŞĐM SÜRECĐ

Geçen yüzyıl boyunca, sosyal bilimciler ele aldıkları değişkenleri çok sayıda sayısal

ve istatistik tekniği kullanarak, oldukça karmaşık hesaplamalar yaparak incelemeye

çalışmışlardır. Ancak son 20 yılda, çok değişkenli veriler, güçlü bilgisayar

programlarıyla, daha az sayıda hesaplama yapılarak, daha basit tekniklerle ve sosyal

bilimcilerin asıl ilgilendikleri “herhangi bir olgunun kökeninde yatan süreçleri”

anlamaya yönelik istatistikler kullanarak analiz etmeye başlamışlardır.

Yaklaşık 30 yıl önce başta Jöreskog [Jöreskog, 1973] olmak üzere bir çok araştırmacı

tarafından sosyal bilim alanına uyarlanan Gizli Değişken analizi (GDA) (Latent

Variable Anlysis), çok sayıda gözlenen ya da ölçülen değişken tarafından temsil

edilen “gizli” yapıları içeren, çok değişkenli istatistik analizlerini tanımlamak için

kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA),

bu tür analizlerin özel uygulama alanlarına karşılık gelir. Gizli Değişken Analizinin,

en eski ve en yaygın uygulama alanı, faktör analizleridir (Factor Analysis - FA).

Ancak, model test etme geleneği daha çok değişkenler arasında öngörülen nedensel

ve yönlü ilişkilerin incelendiği ve “Rota Analizi (Path Analysis)” olarak bilinen

regresyon kökenli analizlere kadar uzanır. Rota analizi, modelde öngörülen tüm

ilişkileri temsil edecek sayıda regresyon eşitliğini hesaplamaya dayanan geleneksel

model test etme yaklaşımı, gelişmiş bilgisayar programlarıyla yapılan YEM

analizlerinin öncüsü kabul edilir. Bu anlamda YEM, regresyon modelindeki

değişkenler arasındaki nedensel yapısal ilişkiyle, faktör analizindeki gizli faktör

yapılarını kapsamlı tek bir analizde birleştirmektedir. Diğer bir deyişle “LISREL”

YEM, ortaya konan ilişkisel modellerin, faktör analizi ve regresyonun bir arada

kullanılarak test edilebilmesini kolaylaştıran bir metodlar dizisidir. Çok değişkenli

istatistik analizleri için geçerli olan temel varsayımlar bu teknikler için de geçerlidir.

151

4.3. GENEL ĐSTATĐSTĐK BĐLGĐLER

Eğer x herhangi bir rasgele değişken ve dağılımı kesikli ise, beklenen değer ve

toplam olasılık

∑ ⋅=x

)x(px)x(E

0.1)x(px

∑ =

olur. Eğer x, reel sayılar kümesinde sürekli bir fonksiyonsa, bu durumda beklenen

değer;

∫∞

∞−

⋅⋅= dx)x(fx)x(E

olur. Burada

0.1dx)x(f =⋅∫∞

∞−

dır. a bir sabit reel sayı ise;

a)a(E =

a bir sabit reel sayı, X bir rasgele değişken ise;

)X(Ea)aX(E ⋅=

∑=x

)ax(axp)aX(E

∑ ∑ ⋅===x x

)X(Ea)x(pa)x(axp)aX(E

152

a)X(E)aX(E +=+

∑ ∑ ∑ +++=++=+x x x

)ax(pa)ax(xp)ax(p)ax()aX(E

)X(p)aX(p =+

∑ +=+=+x

a)X(E)x(pa)X(E)aX(E

X, Y ve Z rasgele değişken, a ve b sabit sayılar olmak üzere;

Ortalama:

)X(Ortalamaba)Xba(Ortalama

)X(Ortalamab)Xb(Ortalama

)X(Ortalamaa)Xa(Ortalama

⋅+=⋅+⋅=⋅+=+

Varyans:

)Y,X(Covba2)Y(Varb)X(Vara)YbXa(Var

)Y,X(Cov2)Y(Var)X(Var)YX(Var

)Y,X(Cov2)Y(Var)X(Var)YX(Var

)X(Vara)Xa(Var

)X(Var)Xa(Var

22

2

⋅⋅+⋅+⋅=⋅+⋅

⋅−+=−⋅++=+

⋅=⋅

=+

X ve Y bağımsız değişkenler ise, varyans:

)Y(Var)X(Var)YX(Var

)Y(Var)X(Var)YX(Var

+=−+=+

Kovaryans:

153

)Z,x(Cov)Y,X(Cov)ZY,X(Cov

)Y,X(Covba)bY,aX(Cov

0)X,a(Cov

+=+⋅⋅=

=

Basit doğrusal regresyon denklemi,

eXbaY +⋅+=

olduğuna göre,

)X(Varb)X,Y(Cov

)X,E(Cov)X,Xb(Cov)X,a(Cov)X,eXba(Cov)X,Y(Cov

)e(Vara)eXba(Var)Y(Var

)X(Ortalamaa)Y(Ortalama2

⋅=+⋅+=+⋅+=

⋅=+⋅+=

+=

olacaktır [Dunn, Everitt ve Pickles, 1993: s.10-13].

4.4. FAKTÖR ANALĐZĐ

Đlk olarak 20. yüzyılın başlarında Spearman tarafından geliştirilen faktör analizinin

yaygın kullanımı, bilgisayar teknolojisinin 1970’li yıllardan sonra hızla gelişmesi ile

mümkün olabilmiştir [Kline, 1994].

Faktör Analizi (FA-Factor Analysis), başta sosyal bilimler olmak üzere pek çok

alanda sıkça kullanılan çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerinden biridir.

Analizin temel amacı birbiri ile ilişkili çok sayıda değişkenin bir araya getirilerek,

birbiri ile ilişkisiz daha az sayıda yeni ortak değişken (faktör, boyut) elde etmeyi,

keşfetmeyi amaçlayan çok değişkenli bir istatistik tekniktir. Faktör Analizi, temel

bileşenler analizi gibi bir boyut indirgeme ve bağımlılık yapısını yok etme

yöntemidir [Tatlıdil, 1996].

154

Daniel’e (1988) göre faktör analizi, bir grup değişkenin kovaryans yapısını

incelemek ve bu değişkenler arasındaki ilişkileri faktör olarak isimlendirilen çok az

sayıdaki gözlenemeyen gizli değişkenler bakımından açıklamayı sağlamak üzere

düzenlenmiş bir tekniktir [Stapleton, 1997]. Rennie’ye (1997) ise FA, maksimum

varyansı açıklayan az sayıda açıklayıcı faktöre (kavrama) ulaşmayı amaçlayan ve

gözlenen değişkenler arasındaki ilişkileri temel alan bir hesaplama mantığına sahip

analitik bir teknik olarak tanımlanmaktadır.

Faktör analizinin iki temel amacı bulunmaktadır:

1. Değişken sayısını azaltmak,

2. Değişkenler arası ilişkilerden yararlanarak bazı yeni yapılar ortaya

çıkarmaktır.

Bu son amaç değişkenleri sınıflayarak tek bir faktör adı altında birleştirmek ve yeni

açıklayıcı ortak faktör yapıları oluşturmaktır [Özdamar, 1999: s.233]

Faktör analizinin amacı dikkate alındığında açıklayıcı (keşfedici - exploratory) ve

doğrulayıcı (teyit edici - confirmatory) olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır.

Açıklayıcı faktör analizinde, değişkenler arası ilişkilerden hareketle faktör bulmaya,

teori üretmeye yönelik bir işlem, doğrulayıcı faktör analizinde ise, değişkenler

arasındaki ilişkiye dair daha önce saptanan hipotezlerin test edilmesi söz konusudur

[Tabachnick ve Fidell, 2001].

155

Şekil 32. Açıklayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizlerine Đlişkin Grafik Gösterim

[Kim, Mueller, 1987: s.23-25]

4.4.1. FAKTÖR ANALĐZĐNE ĐLĐŞKĐN TEMEL KAVRAMLAR

Korelasyon Matrisi: Gözlenen değişkenlerden elde edilen, korelasyon matrisine

gözlenen korelasyon matrisi (observed correlation matrix), faktörlerden üretilen

korelasyon matrisine üretilmiş korelasyon matrisi (reproduced correlation matrix) adı

verilir. Gözlenen ve üretilmiş korelasyon matrisinin arasındaki fark ise, hata (artık)

korelasyon matrisi (residual correlation matrix) olarak isimlendirilir. Hata korelasyon

matrisi, önemli faktörlerce açıklanamayan varyansa ilişkindir. Đyi bir FA’inde, artık

matrisindeki korelasyonlar küçüktür ve bu durum gözlenen ve üretilen matrisler

arasındaki yakınlığı, uyumu gösterir [Kline, 1994], [Tabachnick ve Fidell, 2001].

Faktör Yükleri (Factor Loadings): Faktör katsayısı olarak da isimlendirilen faktör

yükü, maddelerin (gözlenen değişkenlerin) faktörlerle olan ilişkisini açıklayan bir

katsayıdır. Maddelerin yer aldıkları faktördeki yük değerlerinin yüksek olması

beklenir. Bir faktörle yüksek düzeyde ilişkili olan maddelerin oluşturduğu bir küme

var ise bu bulgu, o maddelerin birlikte bir faktörü (yapıyı, kavramı) ölçtüğü anlamına

156

gelir. Bir değişkenin 0.3’lük faktör yükü, faktör tarafından açıklanan varyansın %9

olduğunu gösterir. Đşaretine bakılmaksızın 0.6 ve üstü yük değeri yüksek, 0.3-0.59

arası yük değeri orta düzeyde büyüklükler anlamına gelir ve bu değerle değişken

çıkartmada önem taşır.

Özdeğer (Eigenvalue): Özdeğer, her bir faktörün faktör yüklerinin karelerinin

toplamı olup, her bir faktör tarafından açıklanan varyans oranının hesaplanmasında

ve önemli faktör sayısına karar vermede kullanılan bir katsayıdır. Özdeğer

yükseldikçe, açıklanan varyans oranı da yükselir [Tatlıdil, 1992].

Faktörleştirme (Factoring): Faktörleştirmede kullanılan bir çok teknik vardır. Bu

teknikler klasik faktör türetme teknikleri ve temel bileşenler analizi olarak ikiye

ayrılır. Temel eksenler (principal axis), maksimum olasılık (Maksimum Likelihood)

ve çoklu gruplandırma (multiple grouping) klasik faktör türetme yöntemlerinden

bazılarıdır [Hair, Anderson, Tatham, Black, 1998: s.365-389].

4.5. TEMEL BĐLEŞENLER ANALĐZĐ

Sosyal bilimlerde araştırmacı çoğu zaman çok sayıda değişken ile çalışmak

durumundadır. Ve bir çok durumda da bu değişkenler birbirleri ile ilişki

içerisindedir. Tanım kümesi içerisindeki bu karmaşıklığı gidermek ve kimi

özellikleri ön plana çıkarmak araştırmacının hedeflerinden biri olmaktadır. Bu

noktada asal bileşenler analizi n sayıda değişkeni, bu değişkenlerden türetilen, tanım

kümesindeki değişkenliğin büyük bir kısmını açıklayacak biçimde k adet bağımsız

(k<n) değişkene dönüştürmektir. Özellikle çok değişkenli regresyonda büyük bir

problem olarak karşımıza çıkan çoklu doğrusal bağlantı asal bileşenler analizi ile

giderilebilmekte, aynı zamanda başka istatistik teknikler için de bir veri hazırlama

aracı olarak kullanılabilmektedir.

Çok sayıda gözlem değeri (örneğin m) n adet özellik açısından incelendiğinde

karşımıza nxm boyutlu bir veri matrisi çıkmaktadır. Bu veri matrisini n boyutlu

157

uzayda geometrik olarak incelemek istersek değişkenler arasında tam bağımsızlık söz

konusu olamayacağı için bulut biçiminde ifade edilen geometrik şeklin eksenleri

birbirine dik olmayacak ve tanımı da yapılamayacaktır [Tatlidil, 1996: s.138]. Bu

noktada asal bileşenler analizi eksenleri döndürmek suretiyle veri kümesinden,

toplam değişkenlik değişmeyecek biçimde daha açıklayıcı bilgi elde edilebilecektir.

Ayrıca dönüşüm sonucunda eksenler birbirine dik konuma gelecektir.

2x

1x

1z

2z

Şekil 33. Asal Bileşenlerde Eksen Döndürme [ Dunteman,1989: s.2]

x1 ve x2 standardize edilmiş iki değişken olsun. Grafikten de görüleceği üzere x1 ve

x2 arasında yüksek bir pozitif korelasyon vardır. Burada z1 ekseni birinci asal

bileşeni temsil etmek üzere değişkenliği maksimize edecek biçimde yeni koordinat

ekseni olarak çizilmiştir. z2 ‘nin ikinci asal bileşen olarak elde edilmesi ile birlikte,

x1 , x2 eksenleri incelendiğinde görülen pozitif yüksek korelasyon z1 , z2 ekseninde

rasgele bir dağılıma dönüşmektedir.

Hotelling tarafından önerilen teknikte ham veri matrisi doğrudan kullanılacağı gibi,

standartlaştırılmış değerler matrisi de kullanılabilmektedir. Ham veri matrisinin

kullanılması durumunda temel bileşenlerin bulunmasında varyans kovaryans

matrisinden, standartlaştırılmış veri matrisinin kullanılmasında korelasyon

matrisinden yararlanılmaktadır. Bu durum, bağımsız değişkenlerin birimlerinin

birbirine yakın olması durumunda varyans-kovaryans matrisinin kullanılması;

158

değişkenlerin birimlerinin farklı olması halinde standart hale dönüştürülerek

korelasyon matrisinin kullanılması biçiminde açıklanabilir.

Çok farklı notasyonlar kullanılabilmekle birlikte esas hedef y bağımlısını

açıklamakta kullanılan x1, x2, ... ,xn bağımsız değişkenleri arasında çoklu doğrusal

bağlantı varolması durumunda doğrusal dönüşüm aracılığıyla birbirleri ile ilişkisi

olmayan z1, z2, ... ,zn asal bileşenlerinin elde edilmesidir. Veri matrisi birbirinden

farklı ölçüde değişkenler içerdiğinden standart veri matrisinin kullanılması daha

mantıklıdır. Standartlaştırma aşağıda verilen biçimde gerçekleştirilir.

σµ−

=x

z

Bu durumda analizde korelasyon matrisi kullanılabilir. Amaç normalizasyon kısıtı

altında varyansı maksimize etmektir. Örneğin bu koşulu bir numaralı öz vektörün

sağladığını varsayalım.

0)IC(

02C2

)1(C

11

11

1

1

1T

11T

11

=αλ−

=λ−α=α∂θ∂

−ααλ−αα=θ

sonucu elde edilecektir. Bu bağıntıda λ1 değeri C korelasyon matrisinin özdeğeri;

α1 vektörü ise λ1 özdeğerine karşılık gelen öz vektör olarak adlandırılır.

Dikkat edilecek olursa özdeğer ve özvektörlerin elde edilmesi başlığı altında

anlatıldığı üzere benzer işlemler uygulanmaktadır. x1, x2, ... ,xn bağımsız

değişkenlerinin birbirleri ile karşılıklı ilişkilerinin oluşturduğu C korelasyon matrisi

αTα=1 normalizasyon koşulu göz önünde bulundurularak varyans maksimize

edilecek biçimde zi = αiTx biçiminde ifade edilen asal bileşenler elde edilir.

Burada αi ‘ler C ile temsil edilen korelasyon matrisinin özvektörleridir.

159

0IC =λ−

polinomunun kökleri λ1, λ2,..., λn özdeğerlerini verecektir.

1... 2n

22

21

T =α++α+α=αα

normalizasyon şartının sağlanması ile her bir λi özdeğerine karşılık gelen αi

özvektörü elde edilir. Burada elde edilecek zi vektörleri aynı zamanda asal

bileşenlerimizi de oluşturacaktır.

n,...2,1i;xz Tii =α=

ifadesinin hesaplanması ile birlikte z asal bileşenler elde edilecektir. z asal

bileşenlerinin varyansları var(z) ile gösterilmekle birlikte ilgili özdeğere eşittir ve

aşağıdaki biçimde elde edilir.

n,...2,1i;x)zvar( iiT

ii =λ=αα=

Đşleme devam edildiği sürece n adet asal bileşen elde edilebilir. Ancak burada amaç,

daha az sayıda değişken ile orijinal veri kümesindeki değişkenliği açıklamak

olduğundan toplam değişkenlik k adet asal bileşen ile tatmin edici miktarda

açıklandığında işleme son verilebilecektir. [Kline,1994]

Toplam Değişkenlikte i. Asal Bileşen

∑=

λ

λ= n

1ii

i Tarafından Açıklanabilen Kısım

160

Bazı kaynaklarda önemli bileşen sayısının elde edilmesinde λi > 1 ve

3

2p

m

1i

i ≥λ∑=

(m önemli özdeğer sayısı) koşulları gösterilmektedir [Tatlıdil,

1996: s.141].

Ancak bunun yanında kimi kaynaklarda asal bileşenler ifadesi yerine asıl temel

bileşenler ifadesi kullanılmakta ve değişkenlik açıklama yüzdesi asıl temel

bileşenler üzerinden açıklanmaktadır. Asıl temel bileşenler αi yerine αλ i’nin

kullanılması ile elde edilmektedir. Bu durumda asıl temel bileşenler,

n,...2,1i;z iii =αλ=

olarak elde edilecektir. x1, x2, ... ,xn bağımsız değişkenlerinin z1, z2, ... ,zn asal

bileşenleri ile açıklanabilir hale gelmesi ile birlikte,

nnn2n21n1n

n3n2231133

n2n2221122

n1n2211111

x...xxz

x...xxz

x...xxz

x...xxz

α++α+α=

α++α+α=α++α+α=

α++α+α=

LLLLLLL

asal bileşenleri elde edilir. Dikkat edilecek olursa her bir satır α özvektörlerinden

oluşan dönüşüm matrisinin ilgili satırının transpozesidir. Aynı zamanda

normalizasyon kısıtının sağlandığı,

1... 21n

221

211 =α++α+α

olması ile kontrol edilebilir. Burada dikkat edilecek bir diğer nokta toplam varyans

değişmemek üzere birinci asal bileşenin değişkenliğin en büyük miktarını açıkladığı

161

ve ikinci asal bileşenin toplam değişkenlik içerisinde en büyük ikinci miktarı

açıkladığıdır. Bu durum aşağıdaki biçimde ifade edilebilir.

)zvar(...)zvar()zvar(

)xvar(...)xvar()xvar()zvar(...)zvar()zvar(

n21

n21n21

>>>+++=+++

Böylelikle birbirleri ile yüksek ilişkiye sahip olan x değişkenleri yerine aralarındaki

ilişki düşük olmasına rağmen aynı miktarda değişkenliği açıklayabilen z asal

bileşenleri elde edilmiş olur. Asal bileşenler analizinin özellikleri ve sağladığı

faydalar aşağıdaki biçimde özetlenebilir [Tatlıdil, 1996:s.144] [Morrison, 1997: 267-

278]

4.5.1. ROTA DĐYAGRAMI

Yapısal eşitlikler sistemi kurulmuş bir modelde, değişkenler arasındaki ilişkilerin

görsel şekilde sunulmasını sağlayan grafik gösterime rota diyagramı (path diagram)

denir. Modelde bulunan değişkenler iki farklı grupta toplanırlar. Birinci tip

değişkenler; gizli değişkenler dediğimiz doğrudan ölçülemeyen veya gözlenemeyen

değişkenlerdir (latent variable - gizli değişken (faktör)). Bu değişkenler, modelin rota

diyagramı çizilirken daire veya elipsle temsil edilirler. Đkinci tip değişkenler ise açık

(belirleyici – indikatör) değişkenlerdir (manifest variable). Bu değişkenler, gizli

değişkenlerin birinci faktör olarak belirlenmesine yardımcı olan veya gizli

değişkenlerin ölçeklenmesine katkıda bulunan gözlenebilir değişkenlerdir. Bu

değişkenler rota diyagramında dikdörtgenlerle temsil edilir.

• Dış değişken, bağımsız değişken, (exogenous variable, independent variable)

• Đç değişken, bağımlı değişken, (endogenous variable, dependent variable)

Đki değişken arasındaki korelasyon bu iki değişken arasındaki ilişki hakkında tatmin

edici bilgiler vermez. Bu iki değişken arasındaki korelasyon aşağıdaki durumların

birinden kaynaklanır;

162

• Direkt etki: Bir değişkenin diğerine etkisi,

• Dolaylı etki: Bir değişken diğerini etkilerken, diğer değişken ise üçüncü bir

değişkeni etkiler, dolayısıyla birinci değişkenin ikinci değişken vasıtasıyla

üçüncü değişken üzerinde oluşturduğu etki.

Yaygın nedenler: X değişkeni hem Y’yi hem de Z’yi etkiler.

Đlişkisel nedenler: X, Z’nin bir nedenidir, aynı zamanda X ve Y kendi aralarında

ilişkilidir.

Karşılıklı nedensellik: Her bir değişken diğerinin nedenidir. Yani X değişkeni Y’yi

etkilerken Y de X’i etkiler.

Korelasyon değişkenler arasındaki ilişkinin yönü hakkında herhangi bir bilgi vermez.

Aynı zamanda bir değişkenin diğeri üzerine etkisi optimal olmayabilir. Direkt etki

diğer değişkenler sabit tutulması koşulu ile, X’deki bir birimlik değişimin Y’yi ne

kadar etkilediğini söyler.

Rota diyagramında, değişkenler arasındaki ilişkiler tek yönlü veya iki yönlü

doğrularla ifade edilirler. Tek yönlü doğru

Gizli Değişken (Latent Variable, Unobserved Variable)

Açık değişken, gösterge, gözlenen değişken

Tek yönlü doğru, Nedensel ilişki

Çift yönlü eğri, Korelasyonel ilişki

Şekil 34. Rota Analizinde Değişken Tipleri ve Değişkenler Arası Đlişkilere Ait

Gösterimler

163

4.5.2. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ (YEM)

Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) (Structural Equation Modeling-SEM), açık (gözlenen,

ölçülen) ve gizli (gözlenemeyen, ölçülemeyen) değişkenler arasındaki nedensel

(causal) (tek yönlü okla gösterilir) ve korelasyonel ilişkilerin (çift yönlü okla

gösterilir) bir arada bulunduğu modellerin test edilmesi için kullanılan kapsamlı bir

istatistik yaklaşımdır [Hoyle, 1995: s.158-177].

YEM, bir konu ile ilgili yapısal teorinin çok değişkenli analizine hipotez testi

yaklaşımı getiren istatistik metodlar dizisidir. Bu yapısal teori, birçok değişken

üzerinde gözlemlenen nedensel süreçleri (causal process) gösterir [Bentler, 1988].

Çalışmadaki nedensel süreçler bir takım yapısal eşitlikler (regresyon denklemleri)

yardımıyla gösterilir. Bu yapısal ilişkiler teorinin daha açık halde

kavramsallaştırılması için resimlerle modellenebilir.

Yapısal Eşitlik Modeli (YEM); çok değişkenli analizlere hipotez testi yaklaşımı

yapan istatistik metodolojisidir. (Byrne, 1994). YEM; regresyon, faktör analizi ve

varyans (kovaryans) analizi gibi çok değişkenli analiz yöntemlerini etkin olarak

içerisinde barındıran bir modelleme zinciridir.

Yapısal Eşitlik Modelinin Aşamaları:

1. Đlk olarak bir teorik model geliştirmek

2. Geliştirilen model için nedensel ilişkileri gösteren rota diyagramını çizmek

3. Çizilen rota diyagramına ait yapısal ve ölçüm modellerine çevirmek

4. Önerilen modeli tahmin etmek

5. Yapısal Modelin ne olduğunu değerlendirmek

6. Modeli değerlendirmek

7. Yeni modeli tahmin etmek

8. Yapısal modelin uygunluk ölçülerini hesaplamak

164

9. Sonuçları Yorumlama

H ipoteze B aşlangıç

V eri T oplam a ve Đşlem e

M odel B elirlem e

A naliz

M odel D eğerlendirm eU ygunluk T esti

Y orum lam a

Şekil 35. Yapısal Eşitlik Modelinin Aşamaları

4.5.3. MODEL BELĐRLEME (MODEL SPEDIFICATION)

Yapısal eşitlik modeli her zaman bir modelin belirlenmesiyle başlar. Yukarıda

belirtildiği gibi, YEM genellikle değişkenler arasındaki karmaşık ilişkilerden

oluşturulan modellerin test edilmesinde kullanılmaktadır. Yapısal eşitlik modelinde

rota analizi bölümünde anlatıldığı gibi iki tür değişken vardır.

Gizli değişken, faktör, boyut, gözlenemeyen değişken, (latent variable, construct,

factor, unobserved variable). Açık değişken, gösterge, indikatör, gözlenen değişken,

ölçülebilen değişken, madde (manifest variable, indicator, observed variable, item).

Gözlenen değişken, YEM dilinde göstergeler (indicators) olarak ifade edilir ve

bunlar araştırmacının doğrudan ölçtüğü ya da gözlediği değişkeni ifade ederler. Bir

gizli değişken en az iki gösterge tarafından tanımlanır. YEM’de model belirleme,

165

gizli değişkenler arasındaki ya da bir gizli değişkenin göstergesi olmayan gözlenen

değişkenlerle gizli değişkenler arasındaki ilişki ya da ilişkilerin açıklanması anlamına

gelir. Geleneksel YEM yaklaşımında modelde yer alan değişkenler arasındaki bütün

ilişkilerin doğrusal olduğu varsayılır. Bir modelde değişkenler arasında iki tür

doğrusal ilişki olabilir. Bunlar nedensel (causal) ilişkilerdir. Tek yönlü oklarla

gösterilen, bir değişkenin diğer değişken üzerindeki etkisini ifade eder (bu

regresyonel ilişki). Bu etki doğrudan ya da başka değişken(ler) aracılığıyla dolaylı

bir etki olabilir.

Đki yönlü oklarla gösterilen, nedensel olmayan yönsüz ilişkidir. Gizli değişkenler

arasısındaki korelasyonlara karşılık gelir ve bu durumda bir etkiden bahsedilemez

(korelasyonel ilişki). YEM’de egzojen değişkenler arasında, nedensel olmayan bu

türden bir ilişki olduğu varsayılır. Bir modelde yönü belirlenmiş olan ve olmayan

bütün ilişkilerin sayısal bir değeri vardır.

Model kurma aşamasında, bağımsız değişkenler arasında yönü olmayan (korelasyon)

ilişki, bağımlı değişkenler arasında doğrudan veya dolaylı olarak yönü belirli bir

ilişki önerilmektedir. YEM’de ara değişkenler, bağımsız değişkenler temel

alındığında bağımlı değişken, bağımlı değişkenler temel alındığında ise bağımsız

değişken olarak tanımlanır. Bir anlamda YEM’de model kurma, modeldeki

değişkenler arasındaki ilişkilere ilişkin bütün parametrelerin ayrıntılı olarak

açıklanması anlamında gelir. Bu parametreler kabaca sabit (fixed) ve serbest (free)

parametreler olarak ikiye ayrılırlar. Sabit parametre veriden hesaplanmaz ve bu

parametrenin sayısal değeri genellikle sıfıra eşitlenir. Bazı durumlarda parametrelere

sıfır dışında belirli değerler de atanabilir. Model belirleme sürecinde bütün bu

değerlerin açıklanması gerekir [MacCallum, 1995]. Serbest parametre ise veriden

hesaplanan ve değerinin “sıfır” olmadığına inandığı parametredir. Modelde tek ve

çift yönlü oklarla gösterilen bütün ilişkiler serbest parametreleri gösterir. Sabit ve

serbest parametreler, YEM’in iki temel unsuru olan “ölçüm modeli” ve “yapısal

modeli” belirlemek için de kullanılır. Ölçüm modeli gizli değişkenlerin tanımlandığı

ve bütün değişkenler arsındaki yönü tanımlanmamış ilişkilerin (korelasyonların)

hesaplandığı modeldir ve bu modelde bütün parametreler serbest bırakılmıştır. Đyi bir

166

YEM analizinin ölçüm modeliyle başlaması gerekir [Anderson, Gerbing, 1988:

s.411-423]. Yapısal model ise gizli değişkenler ve bir gizli değişkenin göstergesi

olamayan değişkenler arsındaki ilişkilerin yönünün betimlendiği ve bazı

parametrelerin sabitlendiği modeldir.

Modelinin Şekil Gösterimi: Rota analizi bölümünde kısaca anlatıldığı gibi, YEM

modelinin betimlenmesinde gizli değişkenler arasındaki ilişkilere ait parametrelerin

yanı sıra modelde yer alan bütün gösterge değişkenlerin ve hata varyanslarının

belirlenmesi gerekir. Geleneksel olarak YEM’de gizli değişkenler elipslerle ya da

köşeleri ovalleştirilmiş dikdörtgenlerle gösterilir, göstergeler ise kare ya da

dikdörtgenlerle gösterilir. Gizli değişkenler arasında tek yönlü ve çift yönlü oklarla

gösterilmiş parametrelerin yanı sıra, gizli değişkenlerden onların göstergelerine

uzanan tek yönlü oklarla gösterilen parametrelerin de hesaplanması gerekir. Bunlar

faktör analizindeki faktör ağırlıklarına karşılık gelen değerlerdir. YEM

terminolojisinde göstergeler gizli değişkenleri etkilemez, aksine her bir gizli

değişken kendi göstergelerini etkiler. Göstergelere dışarıdan uzanan tek yönlü oklar

ise bunların hata varyansını betimlemektedir. Hata varyansı doğal olarak bir

göstergenin açıklamadığı varyansı gösterir. Yanı bir gösterge ağırlığının karesinin

alınıp bunun birden çıkarılması, o göstergenin hata varyansına karşılık gelir. Gizli

değişkenlere yukarıdan (boşluktan) uzanan tek yönlü oklar ise o gizli değişkenlerdeki

ondan önce gelen bağımsız gizli değişkenler tarafından etkilenmeyen hata varyansına

karşılık gelir.

4.5.4. MODEL TANIMLAMA (MODEL IDENTIFICATION)

Bir modeldeki bütün parametrelerin belirlenmesinin ardından ve istenilen kovaryans

matrisinin hesaplanması ve modelin test edilmesi ancak önerilen modelin

tanımlanması ile mümkündür. Modeldeki her bir parametre için tek bir sayısal çözüm

varsa ya da sayısal bir değer verilebiliyorsa model tanımlanmış olarak kabul edilir.

Model tanımlamada ilk aşama veri matrisindeki bütün sayısal değerleri ve ölçülecek

parametre sayısını tespit etmektir. Bu sayı toplam varyans ve kovaryans sayısına

167

eşittir. Bir model “tam tanımlanmış” (just identified), “fazla tanımlanmış” (over

identified), ya da yetersiz tanımlanmış (under identified) olabilir. Tam tanımlanmış

bir modelde hesaplanan eşitlik sayısı, modeldeki olası bütün parametrelerin sayısına

eşittir. Örneğin bütün olası doğrudan ve dolaylı, tek yönlü nedensel ilişkilerin

oluşturduğu modeller tam tanımlanmış modellerdir ve bu modellerde ölçülmemiş

hiçbir parametre yoktur. Tam tanımlanmış modellerde bütün parametreler

hesaplandığı için bu parametreler genellikle örneğin kovaryans matrisini mükemmel

olarak yansıtır. Fazla tanımlanmış model, parametre hesaplanması için gerekli

olandan daha fazla eşitlik kullanılan modellerdir. Diğer bir deyişle fazla tanımlanmış

modeller araştırmacıların bazı parametrelere sınırlılıklar koydukları modellerdir.

Sınırlama, bir modeli test etmek için bazı parametreleri (örneğin iki gizli değişken

arasındaki ilişkiyi) sıfıra ya da önceden belirlenen bir değere eşitleyebilir ya da bazı

parametreleri hiç eşitliğe katmayabilir. YEM, en çok fazla tanımlanmış modellerin

sınandığı analizlerde kullanılır. Yetersiz tanımlanmış modeller ise parametre

hesaplanması için yeterli bilgiye, veriye sahip olmayan modellerdir. Bu modellerde

hesaplanacak parametre sayısı veriden elde edilebilecek eşitlik sayısından fazla

olduğu için modeli test etmek ve bir çözüm elde etmek mümkün değildir.

Üç farklı model tanımlaması arasındaki farklılıklardan da anlaşılacağı gibi model

tanımlamada en önemli iki unsur, veri değerleri ve hesaplanacak parametre

sayılarıdır. Hesaplanacak parametre sayısındaki farklılık ne tür bir modelin

tanımlandığını da gösterir. YEM’de kullanılan veri değerleri, gerçekte, bir örnek için

bulunan bütün varyans ve kovaryanslara karşılık gelir [Tabachnick ve Fidell, 2000].

Bu sayı “p(p+1)/2” (p, gözlenen değişken sayısı) formülü ile basitçe hesaplanabilir.

Örneğin, Şekil 36’da 9 gösterge değişken bulunduğundan, toplam veri değeri

bulunmaktadır (9 varyans, 36 kovaryans). Parametre sayısı ise bir modelde kaç adet

bağlantının (path) hesaplanacağına karşılık gelir. Örneğin, Şekil 36’de sunulan tam

tanımlanmış modelde hesaplanacak toplam parametre sayısı 22’dir (9 varyans ve 12

regresyon katsayısı). Hesaplanacak olan parametre sayısını bulmanın bir başka pratik

yolu da modelde gösterilen ve hesaplanan varyans ve kovaryanslara karşılık gelen

bütün tek uçlu ve çift uçlu okları saymaktır. Şekil 36’deki oklar sayıldığında bunun

da 22’ye eşit olduğu görülecektir. Bu durumda, özetle, bir modelde kaç adet varyans,

168

kovaryans ve bağlantının hesaplanacağının belirlenmesi model tanımlanması olarak

ifade edilebilir.

Model tanımlama, aynı zamanda, sonraki bölümlerde anlatılacak olan, model

anlamlılık testinde (χ2) kullanılacak olan serbestlik derecesinin hesaplanmasını da

kapsar. YEM’le model testinde kullanılan serbestlik derecesi, bir modelde

hesaplanması öngörülen (tanımlanan) parametre sayısının modeldeki bütün varyans

ve kovaryansların toplamından çıkarılmasından elde edilir. Örneğin, Şekil 36’daki

model için bu değer 24’tür ver 45 varyans ve kovaryanstan 21 adet hesap edilmesi

gereken parametrenin çıkarılmasıyla kolayca hesaplanabilir.

Bazı araştırmacılara göre ölçüm ve yapısal modellerin tanımlanabilmesi belirli

koşulları taşıması gerekir. Örneğin Kenny’ye (1998) göre ölçüm modelinin

tanımlanmasında öncelikli kuralların başında her bir gizli değişkenin yeterli sayıda

gösterge değişkenle (en az üç) ölçülmesi, en az iki göstergenin hatalarının

birbirinden bağımsız olması ve gizli değişken göstergelerinden en az birinin bir

başka gizli değişken göstergesi hiçbir ortak hata kovaryansı olmaması gelir. Yapısal

modelde ise tanımlamanın minimum kuralı bir modeldeki bilinen değerlerin sayısı

serbest parametrelerin sayısına en azından eşit olmalı ya da ondan fazla olmalıdır.

4.5.5. ÖRNEK UYGULAMA

Aşağıda, şimdiye kadar açıklanan bilgilerin ve daha sonra yapacağımız çeşitli

matematik işlemlerin daha iyi anlaşılabilmesi için, bir örnek model kurulmuş ve

ardından da bu modelle ilgili olarak yapısal eşitlik modeli teknikler dizisinin diğer

aşamaları anlatılmıştır.

169

Yapısal Eşitlik Modeli Örnek Uygulama:

X2

ξ1

δ3

X3

X1

δ2δ1

λx21

λx31

λx11

y2

η1

ε3

y3

y1

ε2ε1

λy21

λy31

λy11

y5

η2

ε6

y6

y4

ε5ε4

λy52

λy62

λy42

γ11

β21

γ21

ζ1

ζ2

Yapısal Model

Ölçüm Modeli

Şekil 36. Örnek Yapısal Eşitlik Modeli (Grafik Gösterim) [Sharma, 1996: s.427]

Şekil 36’da gösterilen modelde; biri bağımsız (egzojen), ikisi bağımlı (endojen) üç

gizli değişken bulunmaktadır. Egzojen gizli değişkeni ξ (ksi) ile, endojen gizli

değişkenler ise η (eta) harfi ile gösterilmektedir. Egzojen değişkene ilişkin açık

değişkenler (gözlenen değişkenler, gösterge) x ile endojen değişkene ilişkin y ile

gösterilmektedir. YEM, hiçbir gösterge değişkenin mükemmel olarak

ölçülemeyeceğini kabul eder ve göstergelerin hata varyanslarını da hesaplamalara

dahil eder. Egzojen değişkenlere ilişkin ölçüm hataları δ (delta) ile, endojen

değişkenlere ilişkin ölçüm hataları ise ε (epsilon) ile gösterilmektedir. Gizli

değişkenlerle açık değişkenler arasında çizilen faktör yükleri ise λx ve λy (lambda x

ve lambda y) ile gösterilmektedir. Ayrıca bağımlı değişkenle bağımsız değişken

arasındaki regresyon katsayıları γ (gamma) ile, endojen değişkenler arasındaki

regresyon katsayıları ise β (beta) ile gösterilmektedir. Endojen değişkenler için

konulmuş olan, yukarıdan (boşluktan) uzanan tek yönlü oklar ise o gizli

değişkenlerdeki ondan önce gelen bağımsız gizli değişkenler tarafından

170

etkilenmeyen hata varyansına karşılık gelir, ζ (zeta) ile gösterilir. Yapısal eşitlik

modeli iki kısımdan oluşmaktadır [Byrne, 1989: s.3-9].

1. Gizli değişkenler arasındaki ilişkilerin gösterildiği yapısal model,

2. Herhangi bir gizli değişkenin kendi açıklayıcı değişkenleri ile ilişkisinin

gösterildiği ölçüm modeli (mesurement model).

Aşağıda yapısal model ve ölçüm modelleri iki ayrı şekilde gösterilmektedir. Hem

yapısal modeldeki, hem de ölçüm modelindeki indislerin yazımında bir sıra kuralı

vardır. Bu kural ok yönünün tersine doğru işler.

ξ 1 η 1 η 2γ 11

β 21

γ 21

ζ1

ζ 2

Şekil 37. Yapısal Model

X2

ξ1

δ3

X3

X1

δ2δ1

λx21

λx31

λx11

Şekil 38. ξ1 Değişkenine Ait Ölçüm Modeli (Faktör Modeli) [Sharma, 1996: s.444].

171

Yapısal Eşitlik Modelinin Matematik Altyapısı:

Egzojen (dış) değişkenler için oluşturulan doğrusal eşitlikler:

3131x

3

2121x

2

1111x

1

.x

.x

.x

δ+ξλ=

δ+ξλ=

δ+ξλ=

δδδ

+ξ⋅

λλλ

=

3

2

1

1

31x

21x

11x

3

2

1

x

x

x

δ+ξΛ= .x x (D.1)

Endojen değişkenler için oluşturulan doğrusal eşitlikler:

62626

52525

42424

31313

21212

11111

.

.

.

.

.

.

εηλ

εηλ

εηλ

εηλ

εηλ

εηλ

+=

+=

+=

+=

+=

+=

y

y

y

y

y

y

y

y

y

y

y

y

εεεεεε

+

ηη

λλλ

λλλ

=

6

5

4

3

2

1

2

1

62

52

42

31

21

11

6

5

4

3

2

1

0

0

00

0

0

y

y

yy

y

y

ε+η⋅Λ= yy (D.2)

Yapısal Model için oluşturulan doğrusal eşitlikler:

+

+

=

2

1

2

1

211

21

11

2

1

0

00

ςς

ηη

βξ

γγ

ηη

ζ+η⋅Β+ξ⋅Γ=η (D.3)

172

Yukarıda verilen model, açık değişkenlerden oluşturulursa, Şekil 39’daki model

ortaya çıkar. Bu yeni oluşturulan modele ait kovaryans matrisini hesaplamak için,

bölüm 4.3.’de verilmiş olan genel istatistik bilgiler doğrultusunda aşağıdaki varyans

ve kovaryansların bulunması gerekir [Maruyama, 1997: s.179-183].

γ 11

β 21

γ 21

ζ1

ζ 2

η 1ξ 1 η 2

Şekil 39. Gözlenen değişkenlerle oluşturulmuş örnek model

Bu modele ait yapısal eşitlikleri aşağıda gösterildiği gibi olur.

ς+ξγ=η 1111

ς+ηβ+ξγ=η 1121212

Bu eşitliklerde bulunan değişkenlere ait varyans ve değişkenler arası kovaryansların

bulunması gerekir.

η1’in varyansı:

11112

11

11112

11

11112

12

12

11

11112

12

12

11

21111

211

0

)(E2)(E)(E

)2(E

])[(E

)(E)(Var

ψ+φ⋅γ=

+ψ+φ⋅γ=

ζ⋅ξ⋅γ⋅+ζ+ξ⋅γ=

ζ⋅ξ⋅γ⋅+ζ+ξ⋅γ=

ζ+ξ⋅γ=

η=η

173

ξ1 ile η1 arasındaki kovaryans:

1111

1111

112

111

112

11111

0

)(E)(E

][E),(Cov

φ⋅γ=+φ⋅γ=

ξ⋅ζ+ξ⋅γ=

ξ⋅ζ+ξ⋅γ=ηξ

η2 ’nin varyansı:

22111121211111112

212

11212

112121221212

11212

212121211121212

22

12

212

1212

212121211121212

22

12

212

12

21

22121121

222

2)(

00)(Cov2)(V

)(E2)(2)(E2)(E)(E)(E

]222[E

])[(E

)(E)(Var

ψ+φγβγ+ψ+φγβ+φγ=

++ηξβγ+ψ+ηβ+φγ=

ζηβ+ζξγ+ηξβγ+ζ+ηβ+ξγ=

ζηβ+ζξγ+ηξβγ+ζ+ηβ+ξγ=

ζ+η⋅β+ξ⋅γ=

η=η

ξ1 ile η2 arasındaki kovaryans:

1111211121

2111212

121

2111212

12121

)(E)(E)(E

][E),(Cov

φγβ+φ⋅γ=ζξ+ηξβ+ξ⋅γ=

ζξ+ηξβ+ξγ=ηξ

η1 ile η2 arasındaki kovaryans:

)(

0)(V

)(E)(E)(E

][E),(Cov

11112

1121111121

121111121

122

1211121

122

121112121

ψ+φγβ+φγγ=

+ηβ+φγγ=ηζ+ηβ+ηξ⋅γ=

ηζ+ηβ+ηξγ=ηη

174

D.3. eşitliği üzerinde aşağıdaki gibi matematik işlemler yapılırsa,

ζ⋅−+ξ⋅Γ⋅−=η

ζ+ξ⋅Γ=η⋅−ζ+ξ⋅Γ=η⋅β−η

ζ+η⋅Β+ξ⋅Γ=η

−− 11 )BI()BI(

)BI(

olacaktır. Burada bulduğumuz son ifadeyi kullanarak endojen değişkenler arasındaki

kovaryans matrisi aşağıda yapılan matris işlemleri ile bulunabilir.

])BI][([)BI(

)BI()BI(])BI[()BI(

)BI)((E)BI(])BI[()(E)BI(

])BI()BI][()BI()BI[(E

)(E

11

1111

1111

1111

′−Ψ+Γ′ΓΦ−=

−Ψ−+′−Γ′ΓΦ−=

−ζ′ζ−+′−Γ′ξ′ξΓ−=

′ζ⋅−+ξ⋅Γ⋅−ζ⋅−+ξ⋅Γ⋅−=

η′η=Σ

−−

−−−−

−−−−

−−−−

η′η

Egzojen değişkenler arasındaki kovaryans matrisi:

Φ=

ξξ=Σξξ

)(E //

Egzojen değişkenlerle endojen değişkenler arasındaki kovaryans matrisi:

Φ⋅Γ⋅−=

+Φ⋅Γ⋅−=

ξ′ζ⋅−+ξ′ξ⋅Γ⋅−=

ξ′⋅ζ⋅−+ξ′ξ⋅Γ⋅−=

ηξ=Σ

−−

−−

ξ′η

1

1

11

11

)BI(

0)BI(

)(E)BI()(E)BI(

])BI()BI[(E

)(E

175

Yukarıda bulduğumuz kovaryans matrislerini genel matriste yerine koyduğumuzda,

Modele ilişkin tahmini kovaryans matrisi (implied covariance matrix) aşağıdaki gibi

olur:

ΦΦ⋅′−⋅Γ′Φ⋅Γ⋅−′−Ψ+Γ′ΓΦ−

=

ΣΣΣΣ

=Σ−

−−−

ξξηξ

ξηηη

])BI[(

)BI(])BI][([)BI(1

111

Eğer model Şekil 36’daki gibi gizli değişkenlerden oluşturulmuş ise, modele ilişkin

yapısal eşitlikler aşağıdaki gibi olacaktır.

ζ+η⋅Β+ξ⋅Γ=η

δ+ξΛ= .x x

ε+η⋅Λ= yy

Bu modele ait kovaryans matrisini hesaplamak için, önceki işlemlere benzer şekilde

değişkenlere ait varyans ve değişkenler arası kovaryansların hesaplanması gerekir.

δ

δ

Θ+′ΛΦΛ=Σ

Θ+++′ΛΦΛ=

δ′δΛ+δξΛ+δ′ξΛ+′Λξ′ξΛ=

′δ+ξΛδ+ξΛ=

′==Σ

)(

00)(

)(E)(E)(E))((E

]))([(E

)xx(E)xx(Cov

xxxx

xx

xxxxx

xx

xx

ε−−

εη′η

Θ+′Λ′−Ψ+Γ′ΓΦ−Λ=Σ

Θ+′ΛΣΛ=

ε′εΛ+εηΛ+ε′ηΛ+′Λη′ηΛ=

′ε+ηΛε+ηΛ=

′==Σ

)]())BI)((()BI[(

)(

)(E)(E)(E))((E

]))([(E

)yx(E)yy(Cov

y11yyy

yy

yyyyy

yy

yy

176

)(])BI[(

000)(

)(E))((E)(E))((E

]))([(E

)yx(E)xy(Cov

y1xxy

yx

yxyx

yx

xy

′Λ′−Γ′ΦΛ=Σ

+++′ΛΣΛ=

ε′δ+′Λη′δ+ε′ξΛ+′Λη′ξΛ=

′ε+ηΛδ+ξΛ=

′==Σ

ξη

Yukarıda bulduğumuz kovaryans matrisleri tahmini kovaryans matrisinde yerine

yazılırsa, modele ilişkin tahmini kovaryans matrisi (implied covariance matrix)

aşağıda gösterildiği gibi çıkar [Sharma, 1996: s.448], [Kaplan, 2000: s. 40-56]:

Θ+′ΛΦΛ′Λ′−Γ′ΦΛ

′ΛΓΦ−ΛΘ+′Λ′−Ψ+Γ′ΓΦ−Λ=Σ

ΣΣΣΣ

δ−

−ε

−−

)()(])BI[(

)()BI()]())BI)((()BI[(xxy1x

y1yy11x

xxxy

yxyy

Eksiksiz bir YEM analizi sekiz temel matristen oluşur ve her bir matristeki

parametreler yukarıdaki matematiksel işlemlerde de görüleceği gibi çeşitli

sembollerle gösterilir. Aşağıda bunların standard Đngilizce kısaltmaları da

verilmektedir. Sırasıyla, bağımsız (egzojen) ve bağımlı (endojen) gizli değişkenlere

ilişkin parametreler farklı matrisleri temsil ederler ve farklı sembollerle gösterilirler.

BE - Β Gizli bağımlı değişkenler arasındaki etki (regresyon katsayıları

matrisi),

GA - Γ Gizli bağımsız değişkenlerin etkilediği bağımlı değişkenlerin

regresyon katsayıları matrisi,

LX - Λx Gizli bağımsız değişkenlerin etkilediği ölçülen bağımsız değişkenlere

(göstergelere) ilişkin katsayılar matrisi,

LY - Λy Gizli bağımlı değişkenlerin etkilediği ölçülen bağımlı değişkenlere

177

(göstergelere) ilişkin katsayılar matrisi,

PHI - Φ Gizli bağımsız değişkenler arasındaki kovaryans matrisi

PSI - ψ Bağımlı gizli değişkenlere ilişkin hataların kovaryans matris

TD - θδ Gizli bağımsız değişkenlerin etkilediği ölçülen bağımsız değişkenlerin

(göstergelerin) hatalarına ilişkin kovaryans matrisi

TE - θε Gizli bağımlı değişkenlerin etkilediği ölçülen bağımlı değişkenlerin

(göstergelerin) hatalarına ilişkin kovaryans matrisi [Mueller, 1996: s.3-

9], [Gefen, Straub, Boudreau, 2000: s.1-23]

4.5.6. MODEL TAHMĐNĐ VE MODEL TESTĐ

Modelin tanımlanmasının ardından eldeki veri üzerinden model parametreleri

hesaplanır. Bu hesaplama işleminde faktör analizlerine benzer şekilde yineleme

yöntemleri uygulanır. YEM’de veri ile model arasındaki fark “hata (residual)” olarak

tanımlanır.

Veri = Model + Hata

Veri, örnek olarak seçilmiş kişilerden alınan gözlenen değişkenlerle ilgili ölçüm

skorlarıdır. Model, gözlenen değişkenlerin gizli değişkenlerle bağlı olduğu varsayımı

yapılmış yapıyı gösterir. Bazı modellerde bir gizli değişken diğerine bağlanır. Hata,

gözlenen veri ile varsayımı yapılmış model arasındaki farkı (ayırımı) ifade eder

[Byrne, 1997: s.7].

YEM’de genellikle çıkarım tekniği maksimum olasılıktır (Maximum Likelihood-

ML). Ancak amaca göre en küçük kareler çıkarım tekniği de seçilebilir. Hangi

yöntem seçilirse seçilsin bakılan tek uyum ölçütü önerilen modelle eldeki verinin ne

oranda uyuştuğudur. Daha anlaşılır bir tanımla uyuşma, ölçülen değişkenler

arasındaki gözlenen kovaryans matrisi (S) ile modele ilişkin kovaryans (implied)

matrisinin (Σ) ne oranda benzeştiğine karşılık gelir. Burada modele ilişkin kovaryans

matrisi tanımlama sonucunda sabitlenen ve serbest bırakılan parametrelerin yapısal

178

eşitliğe sokularak model kovaryans matrisinin oluşturulması anlamına gelmektedir.

Faktör analizinde olduğu gibi her bir yinelemede gözlenen ve modele ilişkin

(implied) matris arasındaki fark hesap edilir. Bu farklardan oluşan matrise de kalan

(residual) kovaryans matrisi adı verilir. Kalan kovaryans matrisi maksimum düzeyde

küçülünceye kadar yineleme devam eder ve artık küçülmenin mümkün olmadığı

noktada çözüm elde edilir. Bu çözüm sonucunda elde edilen değer iki matrisin

(gözlenen ve modele ilişkin (implied)) ne oranda uyuştuğunu gösterir. Şayet tam bir

uyuşma söz konusu ise bu değerin “0” olması gerekir ve bu da mükemmel bir uyuma

işaret eder.

Modelin test edilmesi prosedüründeki birincil görev, model ile örnek veri arasındaki

uygunluk derecesinin belirlenmesidir. Buna bağlı olarak araştırmacı örnek veri

üzerinde varsayımı yapılmış modelin yapısını düzenler ve daha sonra gözlenen

verileri bu sınırlandırılmış yapı ile test eder. Model ile gözlenen veriler arasında

mükemmel uygunluk beklenemez.

Model tahmini araştırmacının elde ettiği verileri kullanarak örnek (sample)

kovaryans (korelasyon) matrisini bulması ile başlar. Bu matris aşağıda

gösterilmektedir.

ξξξηηξηη

=)(Cov)(Cov

)(Cov)(CovS

S = Örneğe ilişkin kovaryans matrisi (Verilere ilişkin kovaryans matrisi)

S =

Bağımlı değişkenler

arasındaki kovaryanslar

Bağımlı değişkenlerle

bağımsız değişkenler

arasındaki kovaryanslar

Bağımsız değişkenlerle

bağımlı değişkenler

arasındaki kovaryanslar

Bağımsız değişkenler

arasındaki kovaryanslar

179

4.5.7. ÇIKARIM TEKNĐKLERĐ

Yapısal katsayılar (Structural coefficients) bir çok yöntemle bulunabilmektedir.

YEM’de kullanılan çok sayıda çıkarım tekniği vardır. Bunla içerisin en fazla

kullanılan çıkarım tekniği Maksimum Olasılıktır.

Hangi çıkarım tekniğini kullanırsak kullanalım, YEM kapsamında hesaplama

genellikle birbirine benzer. AMOS, fark fonksiyonunu (discrepancy function)

minimize eder. Yani YEM’deki amaç, modele ilişkin tahmini kovaryans matrisi ile

gerçek verilere ilişkin kovaryans matrisi arasındaki farkın (fark matrisi) minimize

edilmesidir. Bu işlemler sırasında yineleme mantığı bulunmaktadır. Her yinelemede

bu fark küçülür. Ancak birkaç yineleme ardından bu fark daha da küçülmez. Program

yineleme işlemini durdurur bu aşamada çıkan sonuçlar raporlanır.

Aşağıda yapısal eşitlik modeli hesaplamalarında sıkça kullanılan çıkarım tekniklerine

ait fonksiyonlar verilmektedir. Bu fonksiyonlardaki bağımsız değişkenler yukarıda

belirtildiği gibi modele ilişkin tahmini kovaryans matrisi (implied) ve verilere ilişkin

elimizde bulunan kovaryans matrisidir ( Σ , S ).

Genelleştirilmiş En Küçük Kareler – Generalized Least Squares (GLS):

FGLS = ( S ; Σ* ) =(1/2) tr [ (S – Σ* ) S ] 2

Maksimum Olasılık – Maximum Likelihood (ML):

FML = ( S ; Σ* ) = tr [ ( Σ* )-1 S] + [ log Σ*– log S– (p + q)]

Ağırlıksız En Küçük Kareler – Unweighted Least Square (ULS):

FULS = ( S ; Σ* ) = tr [(S – Σ* )] 2

180

Burada,

F = Minimize edilmiş uygunluk fonksiyonu,

Σ*, Modele ilişkin tahmini kovaryans matrisi (implied covariance matrix),

S = Örneğe ait varyans - kovaryans matrisi,

log Σ*= Σ* matrisinin determinantının logaritması,

tr (trace) = Kare matriste, esas köşegen üzerinde bulunan elemanların toplamı,

(p + q) = Modelde bulunan bağımlı ve bağımsız gizli değişkenlere ait gözlenen

değişken sayısı yani araştırmadaki değişken sayısıdır [Long, 1983: s.43-46].

4.5.8. ÖRNEK HACMĐ

Merkezi limit teoremine göre, örnek hacmi büyüdükçe örnekleme dağılımı normal

dağılıma benzemekte ve değişkenlik azalmaktadır. YEM kullanılarak yapılan

analizlerde, anakütle için parametreleri için yapılan tahminlerin güvenilirliği,

geçerliliği ve model değerlendirme kriterlerinin uygun çıkabilmesi, örnek hacminin

büyüklüğüne önemli ölçüde bağlıdır. Bentler ve Chou’ya göre, analizde kullanılacak

model değişkenlerine ait verilerin normal dağılıma uyduğu ve kaybolan veri

olmadığı durumda, örnek hacmi, modelde hesaplanması gereken değişken sayısının

beş katı kadar olmalıdır [Bentler ve Chou, 1987: s.78-117]. Örnek hacmi için

söylenen diğer bir yargıya göre, yapısal eşitlik modeli kullanılarak yapılan çok

değişkenli analizlerde örnek hacmi 200-500 arasıda olmalıdır. Bu değer 500’e ne

kadar yakın ise modelin güvenilirliği o kadar iyi olmaktadır [Kline, 1995: s.111-

112], [Loehlin, 1992]. Bu değer 200’den 500’e doğru arttıkça, değerlendirme

kriterleri açısından uygunluğu ve modelin kabul edilme olasılığı yükselmektedir. Bir

diğer yargı da, Stevans “Applied Multivariate Statistics for Social Sciences, 1996”

adlı kitabında örnek hacminin araştırma modelinde bulunan değişken sayısının 8-15

katı olması gerektiğini belirtmiştir.

Yapısal eşitlik modeli için gerekli örnek hacmi, maksimum olasılık tahmini

kullanılacaksa en az 50 olmalıdır, ancak bu çok küçük bir değerdir. Bu değer

181

yükseldikçe maksimum olasılık veriler arasındaki farkın tespit edilebilmesi

duyarlılığı artmaktadır. Bu değer 500’e doğru artırıldıkça, maksimum olasılık tahmin

metodu çok duyarlı hale gelmektedir [Hair v.d., 1998: 637].

4.5.9. YEM VE DFA’NIN FARKLARI

YEM ve DFA temelde aynı mantığa ve hesaplama tekniğine dayanmasına karşın

kullanımda farklı kavramlar olarak ele alınmaktadır. YEM’le genellikle bir modelin

test edilmesi ya da bu bağlamda denemelerin (modele alternatif diğer modeller) test

edilmesi amaçlanmaktadır ve genellikle sonuçta birden fazla alternatif modelin

karşılaştırılması yoluyla veriyi en iyi tanımlayan modelin belirlenmesi amaçlanır. Bu

nedenle YEM, geleneksel regresyon modellerinin bir uzantısıdır. DFA ise sosyal

bilimlerde daha çok ölçek geliştirme ya da geçerlik analizlerinde kullanılmakta ve

önceden belirlenmiş ya da kurgulanmış bir yapının doğrulanması ya da teyit edilmesi

amacını taşımaktadır ve geleneksel kökeni genel faktör analizlerine dayanır.

Bilindiği gibi genel açıklayıcı (exploratory) faktör analizi çok sayıdaki değişkenin

altında yatan temel yapıları ya da boyutları (faktörleri) ortaya çıkarmak için yapılır.

Burada değişkenler arasındaki ilişkiye dayalı olarak bir değişken (ya da madde) her

hangi bir faktörle ilişkili olabilir ve ondan yük alabilir. Dolayısıyla geleneksel faktör

analizinde belirli bir ön beklenti ya da deneme olmaksızın faktör ağırlıkları temelinde

verinin faktör yapısı belirlenir. DFA ise, belirli değişkenlerin bir kuram temelinde

önceden belirlenmiş faktörler üzerinde ağırlıklı olarak yer alacağı şeklindeki bir ön

beklentinin test edilmesine dayanır. Bu nedenle, analizde yer alacak değişkenler

hipotezler doğrultusunda seçilir ve bu değişkenlerin istenilen faktörlerde ne oranda

yer aldıklarına bakılır. Genel faktör analizinde kaç adet faktörün beklendiği

bilinmezken, DFA’da faktör sayısı kesin olarak belirtilir ve bu test edilir. Bunun en

yaygın uygulama alanı, belirli maddelerin önceden belirlenmiş alt boyutlarda (gizli

değişkenlerde) yer alması beklenen ölçeklerin faktör yapısını incelemek ve

doğrulamaya çalışmaktır.

182

Geleneksel faktör analizi yöntemleriyle, başta SPSS olmak üzere bir çok istatistik

programında da farklı bir yöntem izlenerek DFA yapılabilir. Bu yaklaşımda faktör

çözümü beklenen faktör sayısına sınırlanarak, öngörülen değişkenlerin (maddelerin)

istenilen faktörlerde yüklenmesi beklenir. Ancak, bu yöntemde sadece faktör yapısı

ve ağırlıklar incelenebilir, model uygunluğunun test edilmesi mümkün değildir

[Sümer, 2000].

4.5.10. MODELĐN ĐSTATĐSTĐKSEL UYGUNLUĞU

En yaygın kullanılan ve bir anlamda başlangıç uyum değeri diyebileceğimiz

istatistik χ2 uyum testidir. YEM sınanmasında kullanılan farklı istatistik programları

farklı sayıda ve türde uyum istatistiği vermektedir. Bunlar üç grupta toplanabilir: Ki-

kare (χ2 ) uyum testi (Chi-square Goodness of Fit), iyilik uyum indeksi (Goodness of

fit) ve karşılaştırmalı uyum indeksidir (comparative fit indices).

Çoğu paket program başlangıçta en genel uyum istatistiği olan χ2 uyumu anlamlılık

testini verir. Bu test en basit anlamıyla örneğe ait kovaryans matrisi ile modele ilişkin

tahmini (implied) kovaryans matrisi arasındaki uyum değerinin, kullanılan veri sayısı

eksi bir ile çarpılmasından elde edilir. Elde edilen sonuç χ2 dağılımı olarak

hesaplanır. Bu hesaplamada verinin çok değişkenli istatistiklerin genel varsayımı

olan “çok değişkenli normallik” varsayımına uyup uymadığına bakılır [Chou ve

Bentler, 1995]. Eğer veri ile model arasında uyum mükemmel ise elde edilen değerin

“0”a yakın olması gerekir. Bu nedenle, elde edilen büyük χ2 değerleri elde edilen

uyumun ne kadar “kötü” olduğunu gösterir ve χ2 testine bir anlamda “kötülük uyumu

testi de” (badness-of-fit) denilebilir [Hoyle, 1995]. χ2 testi örneklem yeterince genişse

ve veri çok değişkenli istatistiğin temel varsayımlarını tam olarak karşılıyorsa doğru

bir ölçüm verir. Serbestlik derecesi de χ2 testinde önemli bir ölçüttür. SD’nin büyük

olduğu durumlarda da χ2 anlamlı sonuçlar verme eğilimdedir. Bu nedenle bazı

durumlarda, SD’nin χ2’ye oranı da uyum yeterliliği için bir ölçüt olarak kullanılabilir.

1/3 ve daha düşük oranlar iyi uyum, 1/5’e kadar olan oranlarda yeterli uyum olarak

kabul edilir [Marsh ve Hocevar, 1988: s.107-117].

183

Đkinci grup testler olarak adlandırılan çok sayıda uyum ve anlamlılık testi

geliştirilmiştir. Bunlara genel olarak iyilik uygunluk indeksi (Goodness of Fit Index;

GFI) ismi verilmiştir. Başta GFI olmak üzere, uyum indeksleri uluslararası

kaynaklarda Đngilizce kısaltmaları ile verilmektedir. Bu alandaki son çalışmalar

dikkate alınarak araştırmacılar uyum indekslerini amaçlarına göre üç grupta

toplamışlardır. Uyum indekslerini, mutlak ve artmalı (incremental) olmak üzere iki

genel kategoride toplamaktadır. Mutlak uyum indekslerinin başında LISREL

kullananlar için Jöreskog ve Sörbom’un [Jöreskog ve Sörbom, 1993] geliştirdiği GFI

ve AGFI (Adjusted Goodness-of-Fit Index) gelir.

GFI temelde uygunluğun örneklem genişliğinden bağımsız olarak

değerlendirilebilmesi için geliştirilmiştir. GFI modelin örneklemdeki varyans

kovaryans matrisini ne oranda ölçtüğünü gösterir ve modelin açıkladığı örneklem

varyansı olarak da kabul edilir. Bu nedenle regresyondaki R2 ‘ye benzer. GFI

değerleri 0 ile 1 arasında değişir ve örneklem genişliğine çok duyarlı olduğu için

büyük verilerde daha küçük değerler verir. GFI değeri 1.0’a ne kadar yakın olursa

uyum o kadar iyi demektir. AGFI ise örneklem genişliği dikkate alınarak düzeltilmiş

olan bir GFI değeridir. N’in özellikle büyük olduğu durumlarda AGFI daha temsili

bir uyum indeksidir. AGFI, SD ve GFI değerleri bilindiğinde kolayca hesaplanabilir.

Bunun için aşağıdaki formül kullanılabilir.

)GFI1(SD.2

)1k(k1AGFI −⋅

+⋅−=

burada, k = gösterge değişken sayısı, SD = serbestlik derecesi.

AGFI değerleri de doğal olarak 0 ve 1 arasında değişir ve bu değer “1” değerine ne

kadar yakınsa model uyumu o kadar iyi olur.

GIF ve AGFI dışında, gözlenen değişkenler arasındaki kovaryansla modelde önerilen

parametreler arasındaki kovaryans matrisi arasındaki farkın, diğer bir deyişle hatanın,

derecesi temelinde geliştirmiş olan mutlak uyum indeksleri de kullanılmaktadır.

184

Bunların başında ortalama hataların karekökü (Root Mean Square Residuals, RMS

Residuals) ve Yaklaşık Hataların Ortalama Karekökü (Root Mean Square Error of

Approximation, RMSEA) indeksleri gelir. Her iki değerin de GIF ve AGFI’nin

tersine “0” yakın değerler vermesi (gözlenen ve üretilen matrisler arasında minimum

hata olması) istenir. .05’e eşit ya da daha küçük olan değerler mükemmel bir uyuma

tekabül eder. .08 ve altındaki değerler de model karmaşıklığı dikkate alınarak kabul

edilir değerler olarak görülebilir.

Artmalı uyum indeksleri ise modelin uyumunu ya da yeterliğini genellikle,

bağımsızlık modeli ya da yokluk modeli (null) olarak adlandırılan ve değişkenler

arasında hiçbir ilişkinin olmadığını varsayan temel bir modelle karşılaştırarak verir.

Artmalı uyum indekslerinin başında Karşılaştırmalı Uyum Đndeksi (Comparative Fit

Index, CFI) gelir. CFI, bağımsızlık modelinin (gizli değişkenler arasında ilişkinin

olmadığını öngören model) ürettiği kovaryans matrisi ile önerilen YEM modelinin

ürettiği kovaryans matrisini karşılaştırır ve ikisi arasındaki oranı yansıtan “0” ile “1”

arasında bir değer verir. Değerler “1”değerine yaklaştıkça modelin daha iyi bir uyum

verdiği kabul edilir. 0,90 ve üzerindeki değerler iyi uyum olarak değerlendirilir.

Aynı anlayışa dayanarak Bentler tarafından Normlaştırılmış Uyum Đndeksi (Normed

Fit Index, NFI) ve Normlaştırılmamış Uyum Đndeksi (Non-normed Fit Index, NNFI)

geliştirilmiştir. CFI’a alternatif olarak geliştirilen NFI, karşılaştırdığı modeller

bakımından özünde CFI benzer, ancak Ki Kare dağılımının gerektirdiği varsayımlara

uyma zorunluluğu olmaksızın karşılaştırma yapar. NNFI (Tucker-Lewis Indeks, TLI

olarak da isimlendirilmiştir) ise NFI’ya benzer ancak model karmaşıklığını dikkate

alarak bir değer verir. Bunu da karşılaştırdığı modellerin (bağımsızlık ve önerilen

modeller) SD’lerini hesaba katarak yapar. Yine CFI benzer şeklide NFI ve NNFI

değerlerinin “0” ile “1” arasında değişir ve 0,95 ve üzeri mükemmel uyuma karşılık

gelir.

Yukarıda anlatılanların dışında genellikle raporlarda yer almayan ancak dikkate

alınmasında çok yarar olan başka indeksler de vardır. Bunların başında basitlik

(yalınlık) uyum indeksi (Parsimony Goodness of Fit Index, PGIF) gelir. PGIF bir

185

anlamda GFI’ yi, önerilen ve bağımsızlık modellerinin oranını dikkate alarak yeniden

yorumlar ve modelin ne ölçüde yalın bir model olduğu konusunda fikir verir. Burada

da değerler 1’e yaklaştıkça modelin yalın ve sade olduğu konusunda bir uygunluk

değeri verir.

Đyi bir YEM analizde Ki Kare değerine ek olarak mutlak ve artmalı uyum indeksleri

grubundan indekslerin verilmesi önerilmektedir (Hoyle ve Panter, 1995). YEM

analizinde kullanılan paket programlar farklı sayıda uyum indeksleri vermekte; bazen

de aynı indeks farklı bir isimle verilmektedir. LISREL kullanan araştırmacılar,

yayınlarında genellikle, Ki Kare değeri yanında sıklıkla GFI, AGFI, RMSEA, CFI ve

NNFI değerlerini de rapor etmektedirler.

YEM analizlerinde uyum indeksleri yanında en çok incelenen bir başka değerler

grubunu da Modifikasyon Đndeksleri (MI) oluşturur. MI, gösterge ve gizli

değişkenler arasındaki kovaryansa bakarak araştırmacıya modele ilişkin ayrıntılı

olarak modifikasyonlar önerir. Bu modifikasyonlar genellikle hata matrisleri

temelinde oluşturulur ve modelde orijinal olarak öngörülmeyen, ancak eklenmesi ya

da çıkarılması durumunda modelde kazanılacak Ki-kare miktarını gösterir.

Modifikasyonlar göstergeler ya da gizli değişkenler arasında önerilen yeni

bağlantılardan, bu değişkenler arasında eklenmesi önerilen hata kovaryanslarına

kadar bir çok parametreyi kapsar. MI’nın kullanılmasında çok dikkatli olunmalıdır.

MI tek başına modeli daha da geliştirmek ya da uyum indekslerini artırmak için bir

rehber olarak kullanıldığı durumlar YEM’in temel amaçlarına aykırıdır. MI

temelinde yapılacak her tür modifikasyon ya da revizyon mutlaka kuramsal bir

gerekçeye dayanmalıdır; aksi halde model test etmenin bir anlamı kalmaz. Özellikle,

MI tarafından önerilen bir değişiklik modelin χ2 değerinde çok büyük bir düşmeye

karşılık geliyorsa bu önerilen modifikasyonun model açısından çok kritik bir

değişiklik olduğunu gösterir [Sümer, 2000].

Jöreskog ve Sörbom (1993) model test etme sürecinde, uyumun ya da uyum

eksikliğinin kaynağını araştırmacılara açık bir şekilde gösterebilmek için analizin

aşağıdaki aşamalar izlenerek yapılmasını önermektedir.

186

Bir çok YEM araştırmacısına göre [Hoyle, 1995], [Jöreskog ve Sörbom, 1993] ölçüm

modelini test ederken izlenmesi gereken aşamalar aşağıda sıralanmaktadır.

Her bir gizli değişken ve onun göstergeleri için ayrı bir ölçüm modeli test edilir.

Gizli değişkenler ikili gruplar halinde test edilir. Bu kombinasyonlara yeni gizli

değişkenler eklenerek test edilir ve bu işlem modeldeki bütün gizli değişkenler

tamamlanıncaya kadar devam edilir. Her bir aşamada gerekiyorsa bir revizyon yapılır

ve bunun gerekçesi ayrıntılı olarak açıklanır.

Göstergelerin ağırlıkları ve gizli değişkenler arasındaki korelasyonların büyüklüğü

ve yönü incelenir. Yeterince ölçülemeyen (düşük gösterge ağırlıklarına sahip olan)

gizli değişkenler hakkında karar verilir. Gerekirse yeniden tanımlama yapılır.

• Bütün model, kovaryans matrisinde hiçbir sınırlama yapmadan, tam ölçüm

modeli olarak test edilir.

• Bütün gizli değişkenlerin yer aldığı önerilen yapısal model test edilir.

• Her bir aşamada modelin uyum indeksleri, özellikle başta χ2 olmak üzere

temel mutlak ve artmalı uyum indeksleri, χ2 in SD’ye oranı, anlamlılık için t

değerleri, standard hata değerleri ve modelde modifikasyon yapılmışsa, bu

değerlerin modifikasyondan önceki ve sonraki halleri ayrıntılı olarak

incelenir.

Önerilen model çok iyi bir uyum sağlamış olsa bile bunun en iyi model olduğu

anlamına gelmez. Đyi bir YEM analizinde kuramsal olarak “makul” olan alternatif

modeller de üretilmeli ve sınanmalıdır [Loehlin, 1992]. Araştırmacının öne sürdüğü

model bütün makul alternatiflerden daha iyi uyum değerlerine sahip olması

koşulunda veriyi en iyi açıklayan model olarak kabul edilebilir.

187

BÖLÜM 5. ARAŞTIRMA MODELĐ VE METODOLOJĐSĐ

Bu bölümde araştırmanın amacı, araştırma modelinin altyapısı, araştırma modeline

giren değişkenlerin (Toplam Kalite Yönetimi değişkenleri ve Genel Đşletme

Performansı (GĐP) değişkenleri) ve bu değişkenler arası ilişkilerin belirlenmesi,

araştırma modeli, araştırma hipotezleri, araştırma anketi, araştırma verileri, verilerin

dizaynı ve güvenilirliği hakkında genel bilgiler verilmektedir.

5.1. ARAŞTIRMANIN AMACI

Araştırmanın amacı, TKY anlayışı ve uygulamaları açısından Türkiye'nin imalat

sanayinde faaliyet gösteren ISO 9000 Kalite Güvence Sistem Standardı belgesine

sahip, Toplam Kalite Yönetimi anlayışına yönelik çalışmalarla yakından ilgili

işletmelerdeki TKY uygulamalarının, işletme performansına etkilerinin incelenmesi

ve bu ilişkilerden elde edilen sonuçlar doğrultusunda işletme stratejilerinin

belirlenmesinde yol gösterici olmak ve onları kalite ve kalite geliştirme detayları

konusunda bilgilendirmektir.

5.2. ARAŞTIRMA MODELĐ VE MODEL DEĞĐŞKENLERĐ

5.2.1. ARAŞTIRMA MODELĐ

Toplam Kalite Yönetimi; 1950'lerde Deming'in Japon işletmelerine verdiği

seminerler ile başlayan, Juran (1954), Feigenbaum (1956), Ishikawa (1962) ve

Crosby'nin (1961) geliştirmiş oldukları yenilikçi yaklaşımlar ile içeriğini

genişleterek, günümüzde işletmelerin uygulamaya çalıştığı bir yönetim anlayışıdır.

188

Toplam Kalite Yönetimi, tüketicinin mevcut ve gelecekteki beklentilerini tam ve

ekonomik biçimde karşılamak amacıyla tüm çalışanların katılımıyla işletmenin

sürekli gelişmeyi ve müşteri tatminini öngören, çevreye saygılı bir yönetim anlayışı

olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu sistem müşterinin ihtiyaçları odak noktası alınarak, işletmenin performansını her

alanda ve her düzeyde tüm çalışanların bütünleşmiş katkılarıyla sürekli olarak

geliştirilmesini hedeflemektedir.

Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesinin temel öğeleri (unsurları) hakkında

Bölüm 2.9 da genel bilgiler verilmektedir.

Bütün bu çalışmalar, TKY'nin Dünya üzerindeki uygulamalarının daha iyi

anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. TKY'nin sayısız tanımı olmasından dolayı,

uygulamalarını sağlıklı ölçebilmek ve karşılaştırmalar yapabilmek de

güçleşmektedir. Pannirselvam v.d. (1994), yapmış oldukları çalışma ile, Malcolm

Baldrige Ödülü'nün (MBÖ), TKY uygulamalarını ölçen en iyi kriterlere sahip

olduğunu belirlemişlerdir.

Kalite yönetimi ve TKY'nin önemi konusunda sayısız makale ve çalışmaya rastlamak

mümkündür. Ancak, TKY değişkenleri arasındaki ilişkilerin saptanması ve bu

değişkenler arası hipotezlerin belirlenip, test edilmesi konusunda genellikle referans

verilen üç çalışma göze çarpmaktadır. Bunlar; Benson, Saraph ve Schroeder (1989),

Flynn ve Schroeder (1994) ve Ahire, Golhar ve Waller (1996)’in yapmış olduğu

çalışmalardır.

Saraph, Benson ve Schroeder (1989)’in yapmış oldukları çalışmada oluşturulan

TKY çerçevesi içerisinde şu boyutlar bulunmaktadır:

1. Üst yönetimin rolü ve kalite politikası,

2. Kalite departmanının rolü,

3. Eğitim,

189

4. Ürün (servis) dizaynı,

5. Tedarikçi kalite yönetimi,

6. Süreç yönetimi ve işletimi,

7. Kaliteli veri toplama ve raporlama,

8. Çalışanların ilişkileri [Benson, Saraph, Schroeder, 1989: s.810-829].

Flynn ve Schroeder (1994)’in yapmış oldukları çalışmada oluşturulan TKY çerçevesi

içerisinde şu boyutlar bulunmaktadır:

1. Kalite liderliği,

2. Kalite geliştirme ödülleri,

3. Süreç kontrol,

4. Geri besleme,

5. Organizasyon,

6. Yeni ürün kalitesi,

7. Fonksiyonel dizayn süreci,

8. Çalışma takımlarının seçimi,

9. Takım çalışması,

10. Tedarikçi ilişkileri,

11. Müşterinin sisteme katılması [Flynn, Schroeder, 1994: s.339-366].

Ahire, Golhar ve Waller (1996)’in yapmış oldukları çalışmada oluşturulan TKY

çerçevesi içerisinde şu boyutlar bulunmaktadır:

1. Üst yönetimin bağlılığı,

2. Müşteri odaklılık,

3. Tedarikçi kalite yönetimi,

4. Dizayn kalite yönetimi,

5. Kıyaslama,

6. Đstatistiksel proses kontrolünün kullanımı,

7. Đşletme içi kalite bilgi akışı,

8. Çalışanlara yetki devri,

190

9. Çalışanların katılımı,

10. Çalışanların eğitimi,

11. Ürün kalitesi,

12. Tedarikçi performansı [Ahire, Golhar, Waller, 1996: s.23-56].

Toplam Kalite Yönetimi’nde mükemmellik modeli olarak özellikle Japonya’da

uygulaması çok yaygın olan Deming Kalite Ödülü (1996) içeriğinde şu boyutlar

bulunmaktadır.

1. Politikalar,

2. Organizasyon,

3. Bilgi,

4. Standardlaştırma,

5. Đnsan kaynakları,

6. Kalite güvence,

7. Bakım,

8. Gelişim,

9. Etkiler (Sonuçlar),

10. Gelecekteki planlar, vizyon.

Bu çalışmaların yanında günümüzde Toplam Kalite Yönetimi’nde mükemmellik

modeli olarak kullanılan Avrupa Kalite Ödülü (EFQM-1994) içeriğinde şu boyutlar

bulunmaktadır.

1. Liderlik,

2. Politika ve strateji,

3. Çalışanların yönetime katılımı,

4. Kaynaklar,

5. Süreçler,

6. Müşteri tatmini,

7. Çalışanların tatmini,

8. Sosyal etki,

191

9. Đş sonuçları.

Toplam Kalite Yönetimi’nde mükemmellik modeli olarak özellikle Amerika’da

uygulaması çok yaygın olan Malcolm Baldrige Kalite Ödülü (MBQA-1999)

içeriğinde şu boyutlar bulunmaktadır.

1. Liderlik,

2. Bilgi ve analiz,

3. Stratejik Planlama,

4. Müşteri odaklılık, pazar odaklılık ve müşteri tatmini,

5. Đnsan kaynakları geliştirme ve yönetimi,

6. Süreç yönetimi,

7. Đş sonuçları.

5.2.2. MODEL DEĞĐŞKENLERĐ

Daha önce yapılmış olan bu üç çalışma ve mükemmellik modelleri (kalite ödülleri)

dikkate alınarak; bu çalışmada incelenmek istenen Toplam Kalite Yönetimi ve

Toplam Kalite Yönetimi’nin Genel Đşletme Performansı üzerine etkilerini ortaya

çıkaracak araştırma modelinde aşağıdaki öğeler bulunacaktır. Bu öğeler hakkında

Bölüm 2.9.’da açıklamalar yapılmaktadır.

TKY Öğeleri:

1. Vizyon sahibi ve planlı olma (strateji odaklı),

2. Kalite sistem geliştirme,

3. Tedarikçi kalite yönetimi,

4. Süreç kontrol ve geliştirme,

5. Ürün dizaynı,

6. Liderlik,

7. Çalışanların katılımı,

192

8. Çalışanların eğitimi,

9. Çalışanların fark edilmesi ve ödüllendirilmesi,

10. Müşteri odaklılık.

Bu öğelerin dışında 4 öğe de performans öğeleri içerisinde tanıtılacaktır. Bu öğeler

hakkında bölüm 3.7.’de açıklamalar yapılmaktadır.

GĐP Öğeleri:

1. Çalışanların tatmini,

2. Ürün kalitesi,

3. Müşteri tatmini,

4. Đş sonuçları (Stratejik işletme performansı).

5.3. ARAŞTIRMA MODELĐ VE HĐPOTEZLER

Bu çalışmada toplam 14 boyut bulunmaktadır. Yapılmış olan çalışmalar ve yukarıda

bahsedilen mükemmellik modelleri doğrultusunda bu çalışmada aşağıdaki model

araştırma modeli olarak belirlenmiştir. Giriş bölümünde açıklandığı gibi, bu

çalışmada ülkemiz işletmelerinde uygulanmakta olan TKY’nin işletmelerimizin

performansı üzerine etkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Buna göre bu

amaç doğrultusunda en genel model ve hipotezimiz aşağıdaki gibi olmalıdır.

Şimdiye kadar yapılan çoğu araştırmada, Toplam Kalite Yönetimi Uygulamasının

işletme (organizasyon) performansı üzerine etkisinin olduğu görülmüştür. Bu etki;

sistem iyi kurulmadığı, üst yönetim desteğinin bulunmadığı veya tam katılımın

olmadığı vb. bazı durumlarda negatif yönde de olabileceği gelişebilir. Ancak bir çok

araştırmada bu etkinin pozitif etki yarattığı, hatta TKY sistemi için yapılan

yatırımların; maliyetlerin azalması, ürün kalitesinin artması, çalışanların

memnuniyetinin artması, müşteri memnuniyetinin pozitif yönde trend göstermesi ve

buna bağlı olarak iç ve dış pazarda pazar payının büyümesiyle oluşan stratejik

193

işletme performansındaki pozitif etkilerle geri döndüğü görülmüştür. Prof. Sohal ve

Prajogo, Avustralya’da 194 işletme ile yapmış oldukları araştırmalarında TKY’nin

kalite ve değişim gibi performans tiplerinin etkilediğini ortaya koymuşlardır [Sohal,

Prajogo, 2003: s.1-11].

Temel Hipotez:

H1G : TKY ile GĐP arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki vardır. Toplam

Kalite Yönetimi (TKY) uygulamalarının, Genel Đşletme Performansı (GĐP) üzerine

pozitif etkisi vardır. ( γ11 ≠ 0 )

Şekil 40. Model -1: TKY'nin GĐP Üzerine Etkisi

Eğer modelde bulunan Genel Đşletme Performansını genişletecek olursak aşağıdaki

gibi bir model ortaya çıkacaktır. Acaba TKY uygulamaları, Genel Đşletme

Performansı çerçevesinde bulunan,

1. Çalışanların tatmini,

2. Ürün kalitesi,

3. Müşteri tatmini,

4. Stratejik işletme performans (pazardaki durum ve finansal performans),

öğeleri üzerinde ne kadar etkilidir. Aynı zamanda Genel Đşletme Performansı

değişkenlerinin birbirleri arasında etki söz konusu mudur?

Yine bir çok çalışmada TKY’nin çalışanların tatmini, ürün kalitesi, müşteri tatmini

ve stratejik işletme performansı üzerine pozitif etkisinin bulunduğunu

194

araştırmalarında ifade etmişlerdir [Adam, 1994], [United States General Accounting

Office, 1991]. Raju ve Lonial USA Louisville’de yapısal eşitlik modeli kullanarak

yaptıkları bir ampirik çalışmada servis kalitesi ve pazarlamanın finansal performans

üzerine etkisinin bulunduğunu ortaya koymuşlardır [Raju, Lonial, 2002:335-348].

Yani bir anlamda ürün/servis kalitesinin işletme performansını üzerine etkisini

incelemişlerdir. Forza ve Filippini, Đtalya Vicenza’da üretim firmaları ile yaptıkları

bir ampirik çalışmada, TKY’nin müşteri tatmini ve rahatlığı üzerine etkilerini

incelemiş, kurdukları nedensel ilişkiye sahip modelin test edilmesi sonucu, TKY’nin

etkili olduğunu ortaya koymuşlardır [Forza, Filippini, 1998, s.1-20].

Daha önce yapılan; TKY’nin, Genel Đşletme Performansı üzerine etkilerini ortaya

çıkarmaya yönelik çalışmalar doğrultusunda, bu çalışmada ortaya konacak model ve

bu model için oluşan hipotezler aşağıdaki gibi belirlenmiştir. Kurulan bu hipotezler

Yapısal Eşitlik Modeli kullanılarak test edilecektir.

Şekil 41. Model - 2: Toplam Kalite Yönetimi’nin Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi Aralarındaki Etkileşimleri

195

H1-1 : TKY ile çalışanların tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki

vardır. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), çalışanların tatminine üzerine pozitif

etkisi vardır. ( γ11 ≠ 0 )

H1-2: TKY ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki vardır.

Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), ürün kalitesi üzerine pozitif etkisi vardır.

( γ21 ≠ 0 )

H1-3 : TKY ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki

vardır. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi

vardır. ( γ31 ≠ 0 )

H1-4 : TKY ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde

bir ilişki vardır. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), stratejik işletme performansı

üzerine pozitif etkisi vardır. ( γ41 ≠ 0 )

H1-5 : Çalışanların tatmini ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir

ilişki vardır.Çalışanların tatmin olmasının, ürün kalitesi üzerine pozitif etkisi

vardır. ( β21 ≠ 0 )

H1-6 : Çalışanların tatmini ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde

bir ilişki vardır. Çalışanların tatmin olmasının, müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi

vardır. ( β31 ≠ 0 )

H1-7 : Çalışanların tatmini ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05

anlamlılık düzeyinde bir ilişki vardır. Çalışanların tatmin olmasının, stratejik işletme

performansı üzerine pozitif etkisi vardır. ( β31 ≠ 0 )

H1-8 : Ürün kalitesi ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir

ilişki vardır. Ürün kalitesinin, müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi vardır. ( β32 ≠ 0 )

196

H1-9 : Ürün kalitesi ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Ürün kalitesinin, stratejik işletme performansı üzerine

pozitif etkisi vardır. ( β42 ≠ 0 )

H1-10 : Müşteri tatmini ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Müşteri tatmininin, stratejik işletme performansı üzerine

pozitif etkisi vardır. ( β43 ≠ 0 )

Modelde bulunan TKY ve GĐP öğeleri (değişkenleri) daha açık ifade edilerek

yukarıda oluşturulan model Şekil 42’deki gibi genişletilebilir.

Alt Hipotezler: (Şekil 42)

H1-1 : Vizyon sahibi ve planlı olma ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Vizyon sahibi ve planlı olmanın, ürün kalitesi üzerine

pozitif etkisi vardır. ( γ21 ≠ 0 )

H1-2 : Kalite sistem geliştirme ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Kalite sistem geliştirmenin, ürün kalitesi üzerine pozitif

etkisi vardır. ( γ22 ≠ 0 )

H1-3 : Tedarikçi kalite yönetimi ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Tedarikçi kalite yönetiminin, ürün kalitesi üzerine pozitif

etkisi vardır. ( γ23 ≠ 0 )

H1-4 : Süreç kontrol ve geliştirme ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Süreç kontrol ve geliştirmenin, ürün kalitesi üzerine

pozitif etkisi vardır. ( γ24 ≠ 0 )

H1-5 : Ürün dizaynı ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki

vardır. Ürün dizaynının, ürün kalitesi üzerine pozitif etkisi vardır. ( γ25 ≠ 0 )

197

Şekil 42. Model -3: Toplam Kalite Yönetimi Unsurlarının Genel Đşletme Performansı

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Unsurlarının Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri

198

H1-6 : Müşteri odaklılık ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir

ilişki vardır. Müşteri odaklı olmanın, müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi vardır.

( γ36 ≠ 0 )

H1-7 : Liderlik ile çalışanların tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir

ilişki vardır. Liderliğin, çalışanların tatmini üzerine pozitif etkisi vardır. ( γ17 ≠ 0 )

H1-8 : Çalışanların katılımı ile çalışanların tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Çalışanların katılımının, çalışanların tatmini üzerine

pozitif etkisi vardır. ( γ18 ≠ 0 )

H1-9 : Eğitim ve öğretim ile çalışanların tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Eğitim ve öğretimin, çalışanların tatmini üzerine pozitif

etkisi vardır. (γ19 ≠ 0)

H1-10 : Çalışanları fark etme ve ödüllendirme ile çalışanların tatmini arasında α =

0,05 anlamlılık düzeyinde bir ilişki vardır. Çalışanları fark etme ve ödüllendirmenin,

çalışanların tatmini üzerine pozitif etkisi vardır. ( γ110 ≠ 0 )

H1-11 : Liderlik ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Liderliğin, stratejik işletme performansı üzerine pozitif

etkisi vardır. (γ47 ≠ 0)

H1-12 : Çalışanların tatmini ile ürün kalitesi arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde

bir ilişki vardır. Çalışanların tatmin olmasının, ürün kalitesi üzerine pozitif etkisi

vardır. ( β21 ≠ 0 )

199

H1-13 : Çalışanların tatmini ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde

bir ilişki vardır. Çalışanların tatmin olmasının, müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi

vardır. ( β31 ≠ 0 )

H1-14 : Çalışanların tatmini ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05

anlamlılık düzeyinde bir ilişki vardır. Çalışanların tatmin olmasının, stratejik işletme

performansı üzerine pozitif etkisi vardır. ( β41 ≠ 0 )

H1-15 : Ürün kalitesi ile müşteri tatmini arasında α = 0,05 anlamlılık düzeyinde bir

ilişki vardır. Ürün kalitesinin, müşteri tatmini üzerine pozitif etkisi vardır. ( β32 ≠ 0 )

H1-16 : Ürün kalitesi ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Ürün kalitesinin, stratejik işletme performansı üzerine

pozitif etkisi vardır. ( β42 ≠ 0 )

H1-17 : Müşteri tatmini ile stratejik işletme performansı arasında α = 0,05 anlamlılık

düzeyinde bir ilişki vardır. Müşteri tatmininin, stratejik işletme performansı üzerine

pozitif etkisi vardır. (β43 ≠ 0 )

200

5.4. ARAŞTIRMA METODOLOJĐSĐ

Bu çalışmada araştırma hipotezlerinin test edilmesinde yardımcı olacak bilgilerin

toplanması için anket uygulaması yoluna gidilmiştir. Bu çalışma, inceleme türü bir

çalışma olarak da değerlendirilebilir. Çalışmanın inceleme olmasının birkaç nedeni

bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda bu

çalışmaya benzer henüz Türkiye’de yapılmış çalışmaların sayısı yok denecek kadar

azdır. Đkinci olarak, ülkemizde aynı amaca yönelik çalışmalar olmuş olsa bile,

TKY’nin GĐP üzerine etkilerini inceleyen ve bu incelemeyi yapısal eşitlik modeli

kullanarak uygulayan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Üçüncü olarak da, özellikle bu

çalışmada genel olarak tanıtılan yapısal eşitlik modeli istatistik analiz teknikler dizisi,

ülkemizde henüz yeni yeni uygulanmaya başlanan bir konu olmasıdır. Dolayısıyla bu

çalışmanın istatistik literatürüne de bir ölçüde katkıda bulunabileceği beklenebilir.

5.4.1. ARAŞTIRMA VE ANKET TÜRÜ

Sosyal bilimlerde genellikle uygulanan iki temel araştırma türü vardır. Bunlardan

birincisi deney düzeneklere dayanan laboratuar çalışmaları, diğeri ise, saha

çalışmasına dayanan araştırmalardır. Saha çalışmasına dayanan araştırmalar birkaç

farklı şekilde uygulanabilir. Yüz yüze görüşme veya anket uygulaması (mektup, faks

veya elektronik posta kullanımı, telefon kullanılarak vb.) ile yapılan araştırma

bunlardan bazılarıdır. Araştırma türünün seçiminde araştırıcının kontrol seviyesi

önemli bir etkendir.

Bu çalışma ülkemiz imalat sanayinde yapılması düşünüldüğünden saha çalışması

olarak bilgilerin toplanmasına karar verilmiştir. Anket uygulaması, işletmelere

elektronik posta ile ulaştırılmış ve cevaplar yine elektronik posta aracılığı ile geri

alınmıştır. Dolayısıyla yapılan araştırma Internet tabanlı bir anket çalışması olarak da

düşünülebilir.

201

5.4.2. ANKET TASARIMI

Bu çalışmada kullanılan anket MS Excel 8.0 programı kullanılarak hazırlanmış ve üç

sayfadan meydana gelmektedir. Birinci sayfada araştırma hakkında genel bilgiler

verilmiş ve işletmenin demografik yapısı hakkında genel bilgiler istenmiştir. Đkinci

sayfada Toplam Kalite Yönetimi öğelerine ilişkin 64 soru bulunmaktadır. Bu

soruların yanıtları için beş noktalı Likert ölçeği (1.Kesinlikle katılmıyorum,…,

5.Kesinlikle Katılıyorum) kullanılmıştır. Üçüncü sayfada ise Genel Đşletme

Performansı öğelerine ilişkin 19 soru bulunmaktadır. Bu soruların yanıtları için

Semantik farklar ölçeği (5.Çok Yüksek,…, 1.Çok Düşük) ve beş noktalı Likert ölçeği

(1.Kesinlikle katılmıyorum,…, 5.Kesinlikle Katılıyorum) kullanılmıştır.

Anket soruları mümkün olduğunca kısa ve öz tutulmaya çalışılmış, yazı tipi olarak

12 punto Times New Roman karakterleri kullanılmıştır. Anket hazırlanması sırasında

ve sonrasında anket sorularının açık, anlaşılır ve nitelikli olup olmadıkları bir grup

kişilerce teste tabi tutulmuş ve sorularda çeşitli düzeltmeler gerçekleştirilmiştir.

Anket çalışması firmalar gönderilmeden önce kalite kongresine katılmış olan bir

grup kalite yöneticisi ile pilot çalışması yapılmış ve anket soruları yeniden

değerlendirilerek ve yine çeşitli düzelmeler yapılarak son halini almıştır. Anket

formunun tasarımı sırasında soruların uyumluluğu ve araştırmanın amacına yönelik

olup olmadığına özellikle dikkat edilmiştir. Soruların sıralanması ve

anlaşılabilirliğinin sağlanması için imkan sınırları içerisinde konuyu spesifik olarak

anlatacak kelimelerin kullanılmasına özen gösterilmiştir. Bazı soruların daha iyi

anlaşılabilmesi için parantez içerisinde küçük açıklamalar yapılmıştır.

Ayrıca anketin amacı ve önemini vurgulayan ve söz konusu firmaların katılımını

sağlamaya yönelik cümleler yazılmış ve anket ciddiyetini vurgulamak amacı ile

anket ilk sayfasında Üniversite ve Fakülte logoları kullanılmıştır.

Anket saha çalışmasını uygulamaya geçirmeden önce akıcılık ve anlaşılırlık

açısından işletme doktora öğrencilerinden üç dört kişiye anket doldurtulmuş ve

202

anketin çeşitli açılardan değerlendirmesi alınmıştır ve bundan sonra belirlenen

işletmelere elektronik posta kanalı ile yollanmıştır.

Anketin Excel sayfasında ek dosya ile gönderilmesi sağlanmış, doldurulması istenen

hücreler dışındaki bütün hücreler herhangi bir değişime neden olacak işlemlere

kilitlenmiş ve geri dönen dosyalar çok kısa sürede yine diğer bir Excel sayfasına

otomatik olarak atılmıştır. Bazı maillerde zaman zaman sorunlar yaşanmış, ancak

Internet kullanımı aracılığı ile zaman açısından büyük tasarruf sağlanmıştır. Hatta

anket dolduran yöneticilerden bazıları bir iki soru için birkaç kez geri dönüş yapmış

ve bu yöneticinin soruları yanıtlandıktan sonra anket geri alınmıştır.

5.4.3. HEDEF KĐTLE VE ÖRNEKLEME

Bu çalışma bağlamında hedef anakütle olarak, ülkemizde faaliyet gösteren, Toplam

Kalite Yönetimi anlayışına, ISO veya bir başka kalite belgesi alarak adım atmış,

imalat sektöründe bulunan firmalar yer almaktadır. Ancak, konunun bir TKY

uygulaması olması, bu tanım kapsamında yer alan işletme sayısının çok sayıda

olması ve maddi olanakların sınırlı olması nedeni ile bu tanımın çerçevesini biraz

daha daraltarak hedef anakütle küçültülmeye çalışılmıştır. Ayrıca, saha çalışmasının

elektronik posta ile anket uygulaması olması nedeni ile yukarıda tanımlanan

Anakütlede bulunan bütün işletmelerin elektronik posta adresine ulaşılamayacağı

düşünüldüğünden anakütle tanımı aşağıdaki gibi yapılmıştır.

Ülkemizde 1991 yılından bu yana, TKY’nin etkinliğinin artırılması ve

yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapan, TKY uygulamalarını destekleyen,

takip eden, yol gösteren ve ülkemizde kalite bilincinin yerleştirilmesini amaçlayan

bir kalite derneği bulunmaktadır. Bu derneğin ismi Kalite Derneğidir (KalDer). Bu

dernek 11 yıldır ulusal kalite kongreleri düzenlemekte, kalite seminerleri vermekte,

özellikle kendilerine bağlı üye işletmelerle sürekli işbirliği yapmaktadır. Türkiye’de

verilen kalite ödüllerinin bir ayağı TÜSĐAD, diğer ayağı ise KalDer’dir [KalDer,

2001].

203

Bu çalışmada hedef anakütle olarak, Türkiye’de faaliyetini sürdürmekte olan,

Toplam Kalite Yönetimi anlayışına gönül vermiş, bunu ISO veya diğer bir kalite

belgesi ile başlatmış, kalite felsefesi için çeşitli girişimler yapmış, KalDer’le

bağlantılı imalat sektöründe bulunan işletmeler seçilmişlerdir. Bu işletmelerin listesi

kalite derneğinin çeşitli dokümanlarında, internet sayfalarında ve birçok kalite ile

ilgili danışmanlık veren kuruluşlar ve Đstanbul Sanayi Odasında bulunmaktadır. Bu

listede bulunan firmaların sayısı da çok fazla olduğundan anakütle içerisinden

rasgele seçilen bir grup işletme ile bu saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu

firmaların elektronik posta adreslerine Internet kanalı ve kalite kongrelerine katılımla

ve karşılıklı görüşmelerle elde edilmiştir. Bu çalışmada kullanılan örnek hacmi 270

işletmeden oluşmaktadır.

5.4.4. ÖRNEKLEME VE ÖRNEK HACMĐ

Örnek grubuna dahil olacak işletmelere anket formları hafta içi çalışma saatleri

içerisinde elektronik posta aracılığı ile gönderilmiştir. Örnek büyüklüğü e = 0,06 ve

α = 0,05 anlamlılık düzeyine göre;

n = ( p*q ) / ( e / z ) 2

n = ( 0,5 *0,5) / ( 0,06 / 1,96 ) 2

n ≅ 267 olacaktır [Green, Tool, Albaum, 1988: s.341].

Anakütlede incelenecek konu ve bu konular esas alındığında, anakütle homojen

olmaktan uzaksa, bu durumda anakütleyi bu nitelikleri esas alınarak kümelere veya

gruplara ayırarak incelemek örneğin güvenirliliğini arttıracaktır [Kurtuluş, 1996].

Yapısal eşitlik modeli bölümünün örnek hacmi kısmında örnek sayısının ne kadar

olması gerektiği hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu çalışmada güvenilir ve

geçerli olan 59 değişken bulunmaktadır. Bu değer 5’le çarpıldığında, örnek hacmi

295, 8’le çarpıldığında örnek hacmi 472 olarak bulunur. Bu araştırmanın verileri 270

üretim işletmesinden alınmıştır. Bu değerin analizin ilk bölümü (faktör modeli) için

204

yetersiz olduğu bir gerçektir. Ancak bu sayıyı artırabilmek için çok uzun zamana ve

maliyete katlanılması gerektiği muhakkaktır.

5.4.5. ARAŞTIRMANIN DEĞĐŞKENLERĐ

Toplam Kalite Yönetimi değişkenleri (boyutları): (Yargı şeklinde oluşturulmuş 5 li

Likert ölçeği)

1. Vizyon sahibi ve planlı olma (strateji odaklı) ( 7 Madde )

2. Kalite sistem geliştirme ( 5 Madde )

3. Tedarikçi kalite yönetimi ( 6 Madde )

4. Süreç kontrol ve geliştirme ( 7 Madde )

5. Ürün dizaynı ( 7 Madde )

6. Müşteri odaklılık ( 6 Madde )

7. Liderlik ( 7 Madde )

8. Çalışanların katılımı ( 7 Madde )

9. Eğitim ve Öğretim ( 6 Madde )

10. Çalışanları fark etme ve ödüllendirme ( 6 Madde )

Genel Đşletme Performansı değişkenleri (boyutları): (Semantik farklar ölçeği (5.Çok

Yüksek,…, 1.Çok Düşük) ve yargı şeklinde oluşturulmuş 5’li Likert ölçeği)

11. Çalışanların tatmini ( 4 Madde )

12. Ürün kalitesi ( 5 Madde )

13. Müşteri tatmini ( 5 Madde )

14. Stratejik işletme performansı ( 5 Madde )

205

5.4.6. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE KISITLARI

Araştırmamızda anakütlenin tamamına ulaşabilmek teknik ve ekonomik açıdan olası

olamadığından, analiz ve yorumlarımız seçilecek örnek kütle içerisinde bulunacak

işletmelerle sınırlanacaktır. Çalışmada ortaya konan hipotezler %95 güven

seviyesinde test edilecekler, çıkan sonuçlarla hedef kitle ile ilgili olarak Toplam

Kalite uygulamalarının Genel Đşletme Performansı üzerine kurulan hipotezler

değerlendirilecektir.

Bu araştırma, örnekte bulunan işletmelerin genellikle kalite yöneticililerinden

toplanan bilgilerle yapıldı. Eğer kalite yöneticileri yanında diğer departman

yöneticilerinden, çalışanlarından, ve her işletmenin kendi müşterilerinden bilgi

toplanabilmiş olsa idi, işletmenin TKY uygulamaları ve performansa etkisi üzerinde

daha anlamlı sonuçlar ortaya konabilirdi.

Bunun yanında, örnek hacminin 270 işletme ile sınırlı olması, analiz sonuçlarının

güvenilirliği ve geçerliliğini düşürmektedir.

206

BÖLÜM 6. UYGULAMA VE VERĐLERĐN ANALĐZĐ

6.1. GĐRĐŞ

Bu bölümde, örnek içerisinde bulunan işletmelere ilişkin demografik özellikler,

toplanan verilerin düzenlenmesi, frekans dağılımları, güvenilirlik ve geçerlilik

analizleri, önceki bölümde ortaya konan modellerin yapısal eşitlik modeli

kullanılarak yapılan analizleri ve analiz sonuçları hakkında bilgiler verilmektedir.

6.2. DEMOGRAFĐK ÖZELLĐKLER

Đşletmelerin, soru formuna cevap verenlerin pozisyonlarına ilişkin dağılımı:

Mutlak Frekans Yüzdesi

Kalite Güvence Müdürü 182 67,4

Teknik Müdür 28 10,4

Üretim Müdürü 23 8,5

Muhasebe Finans Müdürü 17 6,3

Planlama Müdürü 14 5,2

Araştırma Geliştirme Md. 6 2,2

Toplam 270 100.0

Đşletmelerde soru formuna cevap verenlerin %67,4'ü Kalite Güvence Müdürü,

%10,4'ü Teknik Müdür, %8,5'i Üretim Müdürü, %6.3'ü Muhasebe Finans Müdürü,

%5,2'si Planlama Müdürü ve %2,2'si Araştırma Geliştirme Müdürü olduklarını

belirtmişlerdir.

207

Đşletmelerin, soru formuna cevap verenlerin çalıştığı yıla ilişkin dağılımı:

Mutlak Frekans Yüzdesi

1-5 yıl arası 168 62,2

6-10 yıl arası 61 22,6

11-15 yıl arası 11 4,4

16 ve üstü 29 10,7

Toplam 270 100.0

Đşletmelerde soru formuna cevap verenlerin %62,2'si 1 - 5 yıl arasında, %22,6’sı 6 -

10 yıl arasında, %4,4'ü 11 - 15 yıl arasında ve %10,7'si ise 16 yıl ve üstü iş

deneyimine sahip olduklarını belirtmişlerdir.

Đşletmelerin, çalıştırdıkları kişi sayısına ilişkin dağılımı:

Mutlak Frekans Yüzdesi

250 kişiye kadar 73 27,0

251-500 kişi arası 98 36,3

501-1000 kişi arası 81 30,0

1001 kişi ve üstü 18 6,66

Toplam 270 100.0

Đşletmelerin %27,0'si 250’den az çalışana, %36,3'ü 501-1000 arasında çalışana,

%30,0'u 501-1000 arasında çalışana ve %6,66'sı ise 1001 ve daha fazla çalışana

sahip olduklarını belirtmişlerdir.

Đşletmelerin, yıllık cirolarına ilişkin dağılımı:

Yıllık Gelir - Ciro (Milyon$) Mutlak Frekans Yüzdesi

0 – 10,0 arası 61 22,6

10,1 – 30,0 arası 48 17,8

208

30,1 – 50,0 arası 127 47,0

50,1 ve üstü 34 12,6

Toplam 270 100.0

Đşletmelerin %22,6'sı 0-10 milyon dolar, %17,8'i 10,1-30,0 milyon dolar, %47,0'si

30,1-50,0 milyon dolar, %12,6'sı ise 50,1 ve üstü milyon dolar yıllık ciro yaptıklarını

belirtmişlerdir.

Đşletmelerin, faaliyette bulundukları sektörlere ilişkin dağılımı:

Mutlak Frekans Yüzdesi

Tekstil 72 26,7

Kimya 53 19,6

Elektrik - Elektronik 36 13,3

Gıda 33 12,2

Đlaç 21 7,8

Otomotiv 16 5,9

Dayanıklı Tüketim 12 4,4

Demir Çelik 9 3,3

Cam Seramik 7 2,6

Orman Ürünleri 7 2,6

Basın Yayın 4 1,5

Toplam 270 100,0

Đşletmelerin %26,7'si tekstil, %19,6'sı kimya, %13,3'ü elektrik elektronik, %12,2'si

gıda, %7,8'i ilaç, %5,9'u otomotiv, %4,4'ü dayanıklı tüketim ürünleri, %3,3'ü demir

çelik, %2,6'sı cam seramik, %2,6'sı orman ürünleri ve %1,5'i basın yayın

sektörlerinde faaliyette bulunduklarını belirtmişlerdir.

209

6.3. VERĐLERE AĐT GÜVENĐLĐRLĐK VE GEÇERLĐLĐK ANALĐZĐ

Çalışmada ortaya konan teorik modelde, Toplam Kalite Yönetimi öğelerine ilişkin

10, işletme performansı öğelerine ilişkin 4 ölçek bulunmaktadır. Bu ölçeklerin

güvenilirliği ve geçerliliği daha önce test edilmediği için, anket yardımı ile elde

edilen veriler kullanılarak, bu ölçeklerin güvenilir ve geçerli olup olmadıklarına

bakmamız gerekecektir. Çünkü teorik modelde bulunan bu ölçeklerin çoğu yeni

oluşturulmuştur.

Güvenilirlik : Güvenilirlik, bir ölçüm aracının, bir anketin neyi ölçüyorsa (örneğin iş

tatmini) bunu hep aynı şekilde ölçmesini belirtir. Anket geçici içsel koşullardan ve

dışsal koşullardan etkilenmeden tutarlı bir şekilde aynı tespitleri (iş tatmini

düzeyleri) yapabilmelidir.

Güvenilirlik testi, SPSS 11.0 istatistik paket programı kullanılarak yapılacaktır

(reliability test). Güvenilirlik analizi, herhangi bir olgunun ölçümünde kullanılan

anket sorusuna verilen cevapların birbirine yakın olup olmadığını test etmektedir.

Güvenilirlik testi yapabilmek için farklı metodlar vardır. Bunlar;

1. Test-tekrar test güvenilirliği, (test-retest method)

2. Yarıya bölüm güvenilirliği (split-half method)

3. Đç tutarlılık güvenilirliği (internal consistency method)

Bu çalışmada güvenilirlik analizleri yapılırken, iç tutarlılık metodu (the internal

consistency method) kullanılacaktır. Đç tutarlılık metodu, Cronbach Alpha katsayısı

denilen bir istatistikle ölçülmektedir. Bu istatistik ölçeğin homojenliğini

yansıtmaktadır. Cronbach alpha değeri, 0 ile 1 arasında değişen bir sayıdır ve bu sayı

1’e yaklaştıkça ölçeğin güvenilirliğinin yüksek olduğu düşünülmektedir. Bir ölçeğe

ilişkin iç tutarlılık katsayısı (Cronbach’s coefficient alpha) 0,70 ve üzerinde ise bu

ölçeğin iyi derecede güvenilirliğe sahip olduğunu gösterir [Nunnally, 1978]. Ölçeğe

ilişkin iç tutarlılık katsayısı 0,70 değerinin altında kaldığında ölçek maddeleri teker

210

teker incelenir. Güvenilirliğe en kötü etkisi olan herhangi bir ölçek maddesi (sorusu)

silindiğinde, ölçeğin alacağı iç tutarlılık katsayısı yükseliyor ve 0,70 değerinin

üzerine çıkılabiliyor ise bu madde ölçekten çıkartılarak, ölçek güvenilirliği yani iç

tutarlılık katsayısı artırılabilir. Modelde bulunan bütün ölçekler için bu analiz

yapılmaktadır.

Geçerlilik: Bir ölçüm aracının ya da ölçeğin geçerliliği, ölçmek istediği değişkeni ne

derece ölçtüğü anlamına gelir. Örneğin bir anketle iş tatmininin ölçüldüğü iddia

ediliyorsa, bunun bir yöntemle ispat edilmesi gerekir. Geçerlilik testinin, güvenilirlik

testinde olduğu gibi dayandığı bir sayı yoktur. Bu nedenle, geçerlilik testi daha çok

kuramsal analizlerle dört farklı yöntem kullanılarak yapılır. Bunlar;

1. Tahminsel geçerlilik

2. Eş zamanlı geçerlilik

3. Đçerik geçerliliği

4. Yapı geçerliliği

a) Faktör analizi

b) Madde analizi

Bu kuramsal analizlerden biri yapı geçerliliği (construct validity) olarak

adlandırılmakta ve bir değişkeni (construct) ölçmek üzere geliştirilen soruların, o

değişkeni ölçüp ölçmediğinin ya da o değişkenle ne derece ilişkili olduklarının

kuramsal analizini öngörmektedir. Bir ölçeğin kavramsal geçerliliğinin sınanmasında

en sık kullanılan yöntemlerden biri faktör analizidir [Carmines, Zeller, 1989: 62-63].

Faktör analizi, değişkenler arasındaki korelasyonların, gözlenemeyen ortak

faktörlerden kaynaklandığı varsayımına dayanmaktadır. Analiz, değişkenler

arasındaki sapmaların daha az sayıdaki ortak faktörler tarafından açıklanması

amacıyla geliştirilir. Analizde çoğunlukla korelasyon matrisi kullanılmakta,

değişkenler arasındaki korelasyonların yüksek olması durumunda, faktör sayısı az

olmakta ve toplam varyansın daha büyük bir ortak bölümü açıklanabilmektedir.

211

Bu çalışmada, ölçeklerin yapısal geçerliliğinin test edilmesinde Faktör Analizi (FA)

kullanılmaktadır. Ölçek maddelerinin aynı olguyu ölçüp ölçmedikleri, yani bu ölçeği

ne derecede temsil ettikleri faktör analizin bölümünde anlatılan teori doğrultusunda,

açıklanan varyansa göre yapılmaktadır. Bir ölçeğe ilişkin verilerle yapılan faktör

analizi sonucu, ölçeğin açıklanan varyansı %66,6 ve üzerinde ise, bu ölçeğin yapısal

geçerliliğinin (construct validity) iyi derecede olduğu söylenebilir. Eğer bu değer

% 66 değerinden çok küçük ise ölçek maddeleri, ölçeği iyi temsil etmiyor demektir.

Ayrıca AMOS analizi sonucu faktörlerle göstergeler arasında hesaplanan faktör

yüklerinin en az 0,50 olması gerekir [Kashyap, Bojanic, 2000: s.4]. Bu nedenle ölçek

varyansını kötü yönde en çok etkileyen madde yada maddeler (maddeler) ölçekten

çıkarılarak, açıklanan varyans ve faktör yük değerleri artırılır. Çıkarılacak olan bu

maddelerin ölçekle bağları zayıftır. SPSS programı dışında, AMOS programıyla,

yapısal eşitlik modeli kullanılarak analiz edilen bir ölçeğin herhangi bir maddesi ile

bağı 0,70 değerinden küçük ise bu madde ölçekten çıkarılabilir.

Hem güvenilirlik analizinde hem de faktör analizinde iç tutarlılık katsayısı ve

açıklanan varyans değerleri, örnek hacmi artırılarak yükseltilebilir. Bazı anket

sorularının çoğunluk tarafından doğru olarak algılanamaması veya doğru

değerlendirilememesi (bilgi eksikliği, soru yanlışlığı vb.) nedeni ile tutarlı cevaplar

alınamayabilmektedir. Bu nedenle bu maddeler ölçek güvenilirliği ve geçerliliğini

zayıflatmaktadır.

Bu uygulamaya ilişkin hazırlanmış ankette yer alan, Toplam Kalite Yönetimi’ne

ilişkin değişkenler (maddeler) toplam 69 adettir (10 ölçeğe ait). Vizyon sahibi ve

planlı olma: 7, kalite sistem geliştirme: 5, tedarikçi kalite yönetimi: 6, süreç kontrol

ve geliştirme: 7, ürün dizaynı: 7, müşteri odaklılık: 6, liderlik: 7, çalışanların

katılımı: 7, eğitim ve öğretim: 6, çalışanları fark etme ve ödüllendirme: 6

değişkenden oluşmaktadır. Genel işletme performansına ilişkin değişkenler toplam

19 adettir (4 ölçek). Ürün kalitesi: 5, çalışanların tatmini: 4, müşteri tatmini: 5,

işletme performansı: 5 değişkenden oluşmaktadır. Tüm bu değişken gruplarının

kendi içerisinde güvenilirlik analizi yapılacaktır. Cronbach alpha değerlerine

bakılarak ölçek güvenirliliği hakkında bilgi elde edilecektir.

212

Ölçeklere Đlişkin Güvenilirlik analizleri:

Araştırma kapsamında Toplam Kalite Yönetimi ve Genel Đşletme Performansı ile

ilgili olarak modelde bulunan 14 ölçeğe ilişkin güvenilirlik analizleri yapılmış ve

elde edilen iç tutarlılık katsayıları (Cronbach’s alpha değerleri) Tablo 7 ve Tablo

8’de gösterilmiştir.

Yapılan güvenilirlik analizi sonucu, müşteri tatmini ve stratejik işletme performansı

öğeleri (ölçekleri) dışında kalan bütün öğelere ilişkin iç tutarlılık katsayıları 0,70

değerinin üzerinde çıkmıştır. Bu nedenle bu ölçeklerin güvenilirliği iyi derecededir.

Ancak GĐP’e ait son iki ölçeğe ilişkin iç tutarlılık katsayıları, 0,6474 ve 0,4123

çıkmıştır. Müşteri tatmini için oluşturulan ölçekte bulunan R35 değişkeni, ölçekten

çıkarıldığında, iç tutarlılık katsayısı 0,8321’e yükselmektedir. Aynı şekilde stratejik

işletme performansı için oluşturulan R42 ve R45 değişkenleri, ölçekten

çıkarıldığında, iç tutarlılık katsayısı 0,6223’e yükselmektedir. Güvenilirlik analizi

sonucu üç değişken ölçeklerden çıkarılmıştır. Bu değişkenler R35, R42 ve R45

değişkenleridir.

Tablo 7. TKY Ölçeklerine Đlişkin Güvenilirlik Analizleri

TKY’ye Đlişkin Oluşturulmuş Ölçekler Orijinal

Madde Sayısı

Đç Tutarlılık Katsayıları

Cronbach Alpha

Ölçek 1. Vizyon Sahibi ve Planlı Olma 1 – 7 0,8093

Ölçek 2. Kalite Sistem Geliştirme 1 – 5 0,9183

Ölçek 3. Tedarikçi Kalite Yönetimi 1 – 6 0,8208

Ölçek 4. Süreç Kontrol ve Geliştirme 1 – 7 0,9213

Ölçek 5. Ürün Dizaynı 1 – 7 0,8582

Ölçek 6. Müşteri Odaklılık 1 – 6 0,8583

Ölçek 7. Liderlik 1 – 7 0,9185

Ölçek 8. Çalışanların Katılımı 1 – 7 0,9182

Ölçek 9. Eğitim ve Öğretim 1 – 6 0,8986

Ölçek 10. Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme 1 – 6 0,7957

213

Tablo 8. GĐP Ölçeklerine Đlişkin Güvenilirlik Analizleri

GĐP’e Đlişkin Oluşturulmuş Ölçekler Orijinal

Madde Sayısı

Đç Tutarlılık Katsayıları

Cronbach Alpha

Ölçek 11. Çalışanların Tatmini 1 – 4 0,7639

Ölçek 12. Ürün Kalitesi 1 – 5 0,7968

Ölçek 13. Müşteri Tatmini 1 – 5 0,6474

Ölçek 14. Stratejik Đşletme Performansı 1 – 5 0,4123

Tablo 9. Değişken Çıkartıldıktan Sonra, Müşteri Tatmini ve Stratejik Đşletme

Performansı Ölçeklerine Ait Güvenilirlik Analizleri

TKY ve GĐP Öğelerine Ait Oluşturulmuş Ölçekler

Ölçekten

Çıkarılan

Değişkenler

Yeni Đç Tutarlılık

Katsayıları

New Cronbach Alpha

Ölçek 13. Müşteri Tatmini R35 0,8321

Ölçek 14. Stratejik Đşletme Performansı R42, R45 0,6323

Dikkat edilirse, ölçek 14’e ilişkin R42 ve R45 değişkenleri çıkarıldıktan sonra

yapılan güvenilirlik analizi sonucunda, iç tutarlılık katsayısı 0,6323 olarak

bulunmuştur. Bu değer 0,70 değerinden küçük çıkmaktadır. Ancak Yapısal eşitlik

Modelleri konusunda anlatıldığı gibi, herhangi bir boyuta (ölçeğe) ilişkin en az üş

değişken analize sokulması gerektiğinden, bu ölçek 0,6323 güvenilirlik derecesi ile

analize sokulacaktır. Analize sokulan ölçeklerin iç tutarlılık katsayıları ne kadar

küçük olursa, modele ait uygunluk kriterleri de modelin uygunluğunu azaltacaktır.

Çalışmamızdaki bütün ölçek güvenilirlikleri 0.63-0.92 aralığında elde edilmiştir. Bu

sonuçlar, ölçüm aracımızın içsel tutarlılığının, dolayısıyla güvenilirliğinin yüksek

olduğunu ortaya koymaktadır.

214

Ölçeklere Đlişkin Geçerlilik Analizleri (Faktör Analizleri):

Araştırma kapsamında Toplam Kalite Yönetimi ve Genel Đşletme Performansı ile

ilgili olarak modelde bulunan 14 ölçeğe ilişkin faktör analizleri yapılmış ve elde

edilen sonuçlar aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.

Tablo 10. Ölçek 1: Vizyon sahibi ve planlı olma ölçeği ile ilgili faktör analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 3,531 50,449 50,449 3,531 50,449 50,449 2 1,083 15,472 65,921 1,083 15,472 65,921 3 0,625 8,930 74,851 4 0,599 8,561 83,412 5 0,446 6,372 89,784 6 0,398 5,680 95,464 7 0,318 4,536 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 2 V11 0,800 - 0,012 V12 0,702 - 0,264 V13 0,147 0,921 V14 0,846 0,045 V15 0,768 0,124 V16 0,800 0,179 V17 0,656 - 0,338

Çıkarılan Bileşen Adedi: 2

Ölçek 1’e ilişkin yapılan faktör analizi sonucu, iki faktörün bulunduğu

görülmektedir. Yapısal Eşitlik Modeli bölümünün doğrulayıcı faktör analizi

kısmında açıklandığı gibi her bir ölçeğe ilişkin tek faktör (boyut) belirlemek ve bunu

test etmek amaçlanmaktadır. Bu ölçeğe ilişkin faktör analizi sonucu iki faktör çıktığı

ve açıklanan varyans %67 değerinden küçük olduğu için ikinci faktörle bağı yüksek

olan V13 değişkeni ölçekten çıkarılmıştır. Bu değişken çıkarıldıktan sonra yapılan

faktör analizi sonucu, açıklanan varyans 0,67 değerinden küçük olduğu için V17 ve

V12 değişkenleri ölçekten çıkarılmış ve açıklanan varyans %69 değerine

215

yükselmiştir ve aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Geriye kalan değişkenlerle yeniden

bir faktör analizi yapılmıştır. Böylece ölçek maddelerine ilişkin tek faktör çıkmış ve

açıklanan varyans %69 olmuştur. (Tablo 11)

Ölçek 1’e benzer şekilde bütün ölçeklere ilişkin yapılan faktör analizleri, eğer istenen

koşulların sağlanmadığı durumda değişken çıkartılarak yapılan yeni faktör analizleri

aşağıdaki tablolarda sıra ile görülmektedir. (Bütün Faktör analizlerinde kullanılan

çıkarım yöntemi: Temel bileşen analizi)

Tablo 11. Ölçek 1: Vizyon Sahibi ve Planlı Olma Ölçeğine Ait Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,761 69,017 69,017 2,761 69,017 69,017 2 0,478 11,944 80,961 3 0,428 10,712 91,672 4 0,333 8,328 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1

V11 0,813 V14 0,859 V15 0,808 V16 0,842

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 12. Ölçek 2: Kalite Sistem Geliştirme Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 3,818 76,356 76,356 3,818 76,356 76,356 2 0,446 8,917 85,273 3 0,376 7,516 92,789 4 0,241 4,826 97,615 5 0,119 2,385 100,000

216

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V21 0,808 V22 0,878 V23 0,853 V24 0,918 V25 0,908

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 13. Ölçek 3: Tedarikçi Kalite Yönetimi Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) Özdeğer

(1 den büyük) Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) 1 3,464 57,736 57,736 3,464 57,736 57,736 2 1,031 17,191 74,927 1,031 17,191 74,927 3 ,562 9,358 84,286 4 ,393 6,545 90,831 5 ,318 5,296 96,126 6 ,232 3,874 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 2 V31 0,841 - 0,035 V32 0,699 - 0,259 V33 0,869 0,110 V34 0,864 0,033 V35 0,868 - 0,027 V36 0,113 0,974

Çıkarılan Bileşen Adedi: 2

217

Tablo 14. Ölçek 3: Tedarikçi Kalite Yönetimi Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) Özdeğer

(1 den büyük) Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) 1 3,455 69,101 69,101 3,455 69,101 69,101 2 0,589 11,789 80,890 3 0,393 7,861 88,751 4 0,329 6,584 95,335 5 0,233 4,665 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1

V31 ,842 V32 ,704 V33 ,866 V34 ,863 V35 ,869

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 15. Ölçek 4: Süreç Kontrol ve Geliştirme Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) Özdeğer

(1 den büyük) Varyans

( % ) Kümülatif

( % ) 1 4,804 68,632 68,632 4,804 68,632 68,632 2 0,577 8,242 76,874 3 0,559 7,992 84,866 4 0,348 4,970 89,836 5 0,286 4,084 93,920 6 0,255 3,636 97,556 7 0,171 2,444 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V41 0,830 V42 0,787 V43 0,852 V44 0,911 V45 0,864 V46 0,801 V47 0,744

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

218

Tablo 16. Ölçek 5: Ürün Dizaynı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 3,826 54,657 54,657 3,826 54,657 54,657 2 0,910 12,995 67,652 3 0,681 9,730 77,382 4 0,478 6,822 84,204 5 0,447 6,388 90,592 6 0,365 5,210 95,802 7 0,294 4,198 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V51 0,703 V52 0,735 V53 0,770 V54 0,822 V55 0,618 V56 0,835 V57 0,665

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 17. Ölçek 5: Ürün Dizaynı Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,724 68,088 68,088 2,724 68,088 68,088 2 0,584 14,606 82,694 3 0,397 9,936 92,630 4 0,295 7,370 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V52 0,774 V53 0,801 V54 0,859 V56 0,863

Çıkarılan Bileşen Adedi:1

219

Tablo 18. Ölçek 6: Müşteri Odaklılık Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 3,594 59,894 59,894 3,594 59,894 59,894 2 0,726 12,103 71,998 3 0,615 10,243 82,240 4 0,464 7,731 89,972 5 0,331 5,517 95,488 6 0,271 4,512 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V61 ,721 V62 ,789 V63 ,864 V64 ,787 V65 ,685 V66 ,785

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 19. Ölçek 6: Müşteri Odaklılık Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,741 68,518 68,518 2,741 68,518 68,518 2 0,559 13,977 82,495 3 0,405 10,130 92,625 4 0,295 7,375 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V62 0,769 V63 0,876 V64 0,827 V66 0,836

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

220

Tablo 20. Ölçek 7: Liderlik Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 4,760 67,999 67,999 4,760 67,999 67,999 2 0,661 9,448 77,447 3 0,441 6,302 83,749 4 0,363 5,181 88,929 5 0,298 4,251 93,180 6 0,282 4,023 97,203 7 0,196 2,797 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V71 0,874 V72 0,878 V73 0,859 V74 0,824 V75 0,795 V76 0,686 V77 0,840

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 21. Ölçek 8: Çalışanların Katılımı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 4,755 67,926 67,926 4,755 67,926 67,926 2 0,652 9,317 77,243 3 0,493 7,046 84,289 4 0,403 5,755 90,043 5 0,253 3,609 93,653 6 0,244 3,481 97,134 7 0,201 2,866 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V81 ,815 V82 ,861 V83 ,682 V84 ,852 V85 ,864 V86 ,855 V87 ,824

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

221

Tablo 22. Ölçek 9: Eğitim ve Öğretim Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 4,077 67,948 67,948 4,077 67,948 67,948 2 0,651 10,853 78,801 3 0,459 7,648 86,449 4 0,312 5,202 91,650 5 0,263 4,386 96,036 6 0,238 3,964 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V91 ,718 V92 ,827 V93 ,885 V94 ,879 V95 ,825 V96 ,801

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 23. Ölçek 10: Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme Ölçeğine Đlişkin Faktör

Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 3,032 50,528 50,528 3,032 50,528 50,528 2 1,291 21,512 72,041 1,291 21,512 72,041 3 0,557 9,277 81,318 4 0,463 7,718 89,036 5 0,361 6,017 95,053 6 0,297 4,947 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 2 V101 0,804 0,161 V102 0,778 - 0,332 V103 0,509 0,704 V104 0,767 - 0,416 V105 0,788 - 0,324 V106 0,559 0,618

Çıkarılan Bileşen Adedi: 2

222

Tablo 24. Ölçek 10: Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme Ölçeğine Đlişkin Yeni

Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,685 67,115 67,115 2,685 67,115 67,115 2 0,566 14,156 81,271 3 0,402 10,045 91,316 4 0,347 8,684 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 V101 0,747 V102 0,839 V104 0,847 V105 0,840

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 25. Ölçek 11: Çalışanların Tatmini Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,352 58,803 58,803 2,352 58,803 58,803 2 0,651 16,266 75,069 3 0,548 13,709 88,778 4 0,449 11,222 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R11 0,750 R12 0,775 R13 0,741 R14 0,800

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

223

Tablo 26. Ölçek 11: Çalışanların Tatmini Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 1,941 64,700 64,700 1,941 64,700 64,700 2 0,572 19,074 83,774 3 0,487 16,226 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R11 0,787 R12 0,827 R14 0,798

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 27. Ölçek 12: Ürün Kalitesi Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,779 55,572 55,572 2,779 55,572 55,572 2 0,791 15,820 71,392 3 0,566 11,330 82,722 4 0,509 10,179 92,901 5 0,355 7,099 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R21 0,764 R22 0,738 R23 0,697 R24 0,702 R25 0,820

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

224

Tablo 28. Ölçek 12: Ürün Kalitesi Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,007 66,906 66,906 2,007 66,906 66,906 2 0,528 17,597 84,503 3 0,465 15,497 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R21 0,807 R24 0,834 R25 0,812

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 29. Ölçek 13: Müşteri Tatmini Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,707 54,131 54,131 2,707 54,131 54,131 2 1,007 20,145 74,276 1,007 20,145 74,276 3 0,538 10,767 85,044 4 0,391 7,829 92,873 5 0,356 7,127 100,000

Çıkarım Yöntemi: Temel Bileşen Analizi.

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 2 R31 0,829 0,074 R32 0,833 - 0,016 R33 0,807 0,042 R34 0,820 - 0,085 R35 - 0,013 0,996

Çıkarılan Bileşen Adedi: 2

225

Tablo 30. Ölçek 13: Müşteri Tatmini Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 2,706 67,661 67,661 2,706 67,661 67,661 2 0,544 13,593 81,254 3 0,393 9,831 91,085 4 0,357 8,915 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R31 0,830 R32 0,833 R33 0,807 R34 0,820

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 31. Ölçek 14: Stratejik Đşletme Performansı Ölçeğine Đlişkin Faktör Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 1,898 37,963 37,963 1,898 37,963 37,963 2 1,134 22,689 60,652 1,134 22,689 60,652 3 0,806 16,124 76,776 4 0,645 12,904 89,680 5 0,516 10,320 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 2 R41 0,727 0,276 R42 0,469 0,633 R43 0,674 - 0,036 R44 0,787 - 0,069 R45 - 0,276 0,723

Çıkarılan Bileşen Adedi: 2

226

Tablo 32. Ölçek 14: Stratejik Đşletme Performansı Ölçeğine Đlişkin Yeni Faktör

Analizi

Bileşen Özdeğer Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

Özdeğer (1 den büyük)

Varyans ( % )

Kümülatif ( % )

1 1,724 57,475 57,475 1,724 57,475 57,475 2 0,755 25,180 82,654 3 0,520 17,346 100,000

Scree Testi ve Bileşenler Matrisi

Değişkenler

Bileşen

1 R41 0,714 R43 0,727 R44 0,829

Çıkarılan Bileşen Adedi: 1

Tablo 33. Geçerlilik Analizi Sonucu Değişken Çıkarımı Đşlemlerinin Yapılmasından

Sonra Ölçeğe Đlişkin Elde Edilen Güvenilirlik Analizi Sonuçları

TKY ve GĐP Öğeleri Cronbach Alpha

Önceki Değer

Cronbach Alpha 2

Sonraki Değer

Vizyon Sahibi ve Planlı Olma 0,8093 0,8485

Kalite Sistem Geliştirme 0,9183 0,9183

Tedarikçi Kalite Yönetimi 0,8208 0,8853

Süreç Kontrol ve Geliştirme 0,9213 0,9213

Ürün Dizaynı 0,8582 0,8361

Müşteri Odaklılık 0,8583 0,8437

Liderlik 0,9185 0,9185

Çalışanların Katılımı 0,9182 0,9182

Eğitim ve Öğretim 0,8986 0,8986

Çalışanları Fark Etme ve Ödüllendirme 0,7957 0,8353

Ürün Kalitesi 0,7968 0,7484

Çalışanların Tatmini 0,7639 0,7269

Müşteri Tatmini 0,6474 0,8321

Stratejik Đşletme Performansı 0,4023 0,6223

227

Verilere ilişkin güvenilirlik ve geçerlilik analizleri tamamlandıktan sonra artık bu

veriler analizde kullanılabilir duruma gelmiştir.

6.4. GĐRDĐ MATRĐSĐNĐN SEÇĐMĐ

Faktör analizi, rota analizi ve yapısal eşitlik modeli ile kullanılarak yapılan bütün

analizler girdi matrisi (Input matrix) olarak kovaryans veya korelasyon matrisi

kullanır. Girdi matrisinin seçimi özellikle veri tipine bağlıdır. Jöreskog ve Sörbom’a

göre kademeli değişkenler mesafeli (sürekli) değişken olarak varsayılamazlar.

Kademeli değişkenler metrik değildir. Onlara ait ortalama, varyans ve kovaryans

anlamsızdır. Model değişkenlerimizin her ikisi birden (bağımsız ve bağımlı)

kademeli ölçekte ise, bu durumda LISREL programı içerisinde yapılan analizlerde

polikorik korelasyon kullanılmaktadır. Bu korelasyonlar program içersindeki bir

makro ile hesap edilmektedir. Jöreskog ve Sörbom, bu korelasyonun kullanılmasıyla

yapılan analizlerin (model testinin) iyi sonuçlar verebilmesi için örnek hacminin

2000 ve daha fazla olması gerektiğini belirtmişlerdir [Jöreskog, Sörbom, 1993].

Fakat burada bahsedilen polikorik korelasyon henüz herkes tarafından kullanılan,

genel kabul görmüş bir teknik değildir. Bu çalışmada örnek hacmi 270 işletme ile

sınırlı olduğundan polikorik korelasyonun kullanılması mümkün olmamaktadır.

Sosyal bilimlerde araştırma yapmak için sayısal veri toplamak çoğu zaman

olanaksızdır. Dolayısıyla bu çalışmalarda genellikle nominal ve kademeli ölçekler

sıkça karşımıza gelmektedir. Likert ölçeği bir kademeli ölçektir. Ölçek maddesi 5

veya 7 kategoriye sahip, iki uçlu (bipolar - 1.ucu en olumsuzu, 2. ucu en olumluyu ve

orta noktası da nötr olma durumunu ifade ediyor, iki kademe arası her durum için eşit

varsayılıyor) olduğu durumda, Likert ölçeği için mesafeli ölçek prosedürleri

uygulanabilmektedir. 3 kategoriye sahip Likert ölçeği az sayıdaki örnek hacmi ile

normal dağılım varsayımına genellikle uymadığından dolayı araştırmacılar tarafından

pek kullanılmaz [Çevrimiçi, 2]. D.C. Scott, 2000 yılında yapmış olduğu bir

araştırmada beş ve yedi kategorili kademeli ölçeklerine sürekli değişken

prosedürlerinin uygulanabildiğini belirtmiştir [Scott, 2000: s.15].

228

Gizli Sınıf Analizinde (Latent Class Analysis) ve LISREL analizinde, bir ölçek 15 ve

daha fazla değere sahip ise bu değişken mesafeli ölçek olarak değerlendirilebilir1. Bu

çalışmadaki 14 ölçeğin her birinde, güvenilirlik ve geçerlilik analizleri doğrultusunda

değişken çıkarma işlemleri yapıldıktan sonra, beş kategoriye sahip en az üç,

genellikle üçten fazla, madde bulunmaktadır. Dolayısıyla her bir ölçeğe ilişkin en az

15 farklı değer söz konusudur. Bu nedenle bu ölçek değerleri analizlerde kademeli

ölçek olarak değil, mesafeli ölçek olarak kullanılmaktadır.

Yine bir ölçeğe ilişkin iç tutarlılık katsayısı güvenilir ve yapısal geçerliliği uygun ise

yani açıklayıcı faktör analizi uygulandığında tek boyut ortaya çıkmış ve açıklanan

varyans istenen düzeyde ise, bu durumda maddelere (göstergelere) ilişkin değerler

toplanarak daha geniş bir dağılım elde edilebilir. Daha açık bir ifade ile, 5 kategoriye

sahip 4 maddeli bir ölçek, 5 ile 25 arasında 20 farklı değerin oluşumunu sağlamakta

ve daha geniş bir dağılım oluşmaktadır. Bu durumda ölçek puanları mesafeli ölçek

olarak değerlendirilebilmektedir.

Her bir maddeye ilişkin verilerin basıklık ve çarpıklık değerleri normal dağılıma ve

diğer temel varsayımlara (normallikten sapmalar, eşit varyanslılık, otokotelasyon

olmaması gibi) uyması şarttır [Orhunbilge, 1996: s.13-14].

Bu çalışmada, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda anket sonucu elde edilen veriler

kademeli olarak değil, mesafeli ölçek prosedürleri uygulanmaktadır. Yani ortalama

ve standart sapma yardımıyla analizler yapılmakta ve korelasyonlar tespit

edilmektedir. Bu nedenlerden dolayı girdi matrisi olarak Pearson korelasyon matrisi

hesaplanmıştır. Kademeli (ordinal) değişkenlerle çalışılan verilerin korelasyon

matrisi için genellikle Spearman korelasyonu kullanılabilir. Ancak burada

kullanılacak ortalama değil, mod veya medyan değeri olacaktır.

[1] 5 Mart 1999’da, LISREL uygulamacısı Boomsma, LISREL notlarında, müşteri tatmini ölçeğini

mesafeli ölçek olarak kullanarak, bir çok denemelerle modeli test etmiş ve alternatif modelleri

kıyaslamıştır.

229

6.5. YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ANALĐZLERĐ

Daha önce de ifade edilmiş olduğu gibi, araştırma kapsamında bulunan, birbirinden

türetilmiş dört model, AMOS 4.0 modülü kullanılarak analiz edilecek ve araştırma

hipotezleri test edilecektir. Model testlerinin tümünde Maksimum Olasılık çıkarım

tekniği uygulanmaktadır.

Araştırma kapsamında dört model bulunmaktadır. Bu modellere ilişkin analiz

sıralaması şu şekilde olacaktır:

1. MODEL A: Toplam Kalite Yönetimi öğelerinin, Genel Đşletme Performansı

öğeleri üzerine etkileri ve Genel Đşletme Performansı öğelerinin kendi

aralarındaki etkileşimlerinin analiz edildiği model (Yapısal Eşitlik Model).

(Şekil 43)

2. MODEL B: Toplam Kalite Yönetimi öğelerinin, Genel Đşletme Performansı

öğeleri üzerine etkileri ve Genel Đşletme Performansı öğelerinin kendi

aralarındaki etkileşimlerinin analiz edildiği model (Rota Analizi Modeli). Bu

model faktörlü modelin benzeridir. Burada faktör maddelerinin toplamları

(ortalamaları) alınarak, Bölüm 6.4.’de açıklanan bilgiler doğrultusunda, gizli

değişkenler, gösterge değişken (açık değişken) durumuna getirilmiştir. (Şekil

44-45)

3. MODEL C: Üçüncü modelimiz de TKY’nin (toplam olarak), Genel Đşletme

Performansı öğeleri üzerine etkileri ve Genel Đşletme Performansı öğelerinin

kendi aralarındaki etkileşimlerinin analiz edildiği model. (Şekil 46)

4. MODEL D: Son olarak da TKY’nin (toplam), GĐP (toplam) üzerine etkisinin

analiz edildiği model. (Şekil 47)

Aşağıda bu dört modele ilişkin analizler ve sonuçları verilmektedir. Model B, Model

C ve Model D oluşturulurken kullanılan veriler, bir ölçeğe ilişkin güvenilir ve geçerli

olan değişkenlere ait veriler toplanarak (ortalaması da olabilir) elde edilmiştir.

230

Şekil 43. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Model (Yapısal Eşitlik Modeli)

231

Şekil 44. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Model (Yapısal Model)

232

233

Şekil 45. Toplam Kalite Yönetimi Öğelerinin, Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Öğelerinin Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri [Rota Analizi – Rota Diyagramı]

Şekil 46. TKY’nin GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimleri

Şekil 47. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), Genel Đşletme Performansı (GĐP)

Üzerine Etkisi

234

6.6. ANALĐZ SONUÇLARI

6.6.1. MODEL A’YA ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI

Model Değerlendirme Kriterleri Uygunluk Đndeksi Modelimiz Bağımsız Model Kısaltma

χ2 değeri 5366 17085 CMIN Serbestlik Derecesi 1648 1770 DF Parametre Sayısı 182 60 NPAR χ2 / df 3,26 9,6528 CMINDF RMR 0,0588 0,3251 RMR GFI 0,6071 0,0861 GFI Adjusted GFI 0,5637 0,0551 AGFI Normed fit index 0,6859 0 NFI Relative fit index 0,6627 0 RFI Incremental fit index 0,7592 0 IFI Parsimony ratio 0,9311 1 PRATIO Parsimony-adjusted NFI 0,6387 0 PNFI Parsimony-adjusted CFI 0,705 0 PCFI RMSEA 0,0916 0,1794 RMSEA Hoelter .05 index 88 30 HFIVE Hoelter .01 index 90 31 HONE

Yukarıda çıkan analiz sonuçlarına göre, χ2 = 5336 çıkmıştır. Bu değerin küçük

olması modelin geçerliliğini ifade etmektedir. χ2 değerinin tek başına model

değerlendirmede etkinliği yoktur. χ2 / sd = 3,25 >3 (model geçerli) çıkmıştır. Model

değerlendirmede en çok kullanılan uygunluk indeksi olan GFI = 0,61 çıkmıştır.

Yapısal eşitlik modeli konusunda anlatıldığı gibi bu değer 1’e yakın olduğu zaman

modelin uygunluk derecesi mükemmele yaklaşır. Burada çıkan değere göre modelin

veri ile mükemmel bir uyum sağlamadığını, 0,61 derecesinde uyum gösterdiğini

söyleyebiliriz. Yine bir diğer değerlendirme kriteri olan RMSEA = 0,09 çıkmıştır. Bu

değerin de 0,05’ten küçük olması durumunda model uygunluğu mükemmel

denilebilir. Çıkan rakam da, yine modelimizin mükemmel bir uyum göstermediğini,

orta seviyede uyum gösterdiğini onaylamaktadır..

235

Şekil 48. TKY Öğelerinin, GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimlerini Gösteren Analiz Sonuçları

236

Ancak araştırma verilerinin 270 gibi az sayıda olması bu modelin geçerliliğini

zayıflatmaktadır. Bu model için gerekli olan minimum örnek hacmini, Hoelter 0,05

indeksinde bulunan sayıya göre de söyleyebiliriz. Hoelter 0,05 indeksi = 88, Hoelter

0,01 indeksi = 90 çıkmıştır. Ancak yapısal eşitlik modeli ile ilgili istatistikçiler

genellikle 200-500 arası veri olması gerektiğini belirtmişlerdir. Araştırma veri sayısı

arttıkça, model uygunluğunun artacağı söylenebilir. Tabloda bulunan diğer model

değerlendirme kriterleri de modelimiz için yaklaşık aynı sonuçları ortaya

koymaktadır (Yapısal eşitlik modeli bölümünde değerlendirme kriterleri

anlatılmaktadır). Model mükemmel bir model olmamakla birlikte 12 hipotezimiz

kabul edilmiştir.

Analiz sonuçlarına göre, çok mükemmel uyum sağlanmayan bu modele göre bile,

model için yaptığımız 17 hipotezin 10 tanesi %5 anlamlılık seviyesinde kabul

edilmiştir. Ayrıca hipotezlerimizden 2 tanesi %90 güven seviyesinde kabul edilebilir

çıkmıştır. Bu kararlar, aşağıda listede verilen regresyon katsayılarının p-değerlerine

göre alınmaktadır.

Regresyon Katsayıları Tahmin Std. Hata t-değeri P-değeri Hipotez

Cal_Tatmi <-- Liderlikl 0,1817 0,0369 4,9206 0,0000 Kabul Cal_Tatmi <-- Cal_Kati -0,2211 0,188 -1,1763 0,2395 Red Cal_Tatmi <-- Egitimv 0,3672 0,1451 2,5302 0,0114 Kabul Cal_Tatmi <-- Odullendir 0,5508 0,0817 6,7433 0,0001 Kabul Ur_Kalit <-- Kalsisgeli 0,272 0,1491 1,8244 0,0681 %90 Ur_Kalit <-- Vizyonpla -0,0562 0,0439 -1,2797 0,2007 Red Ur_Kalit <-- Tedarikcik 0,1005 0,0428 2,3504 0,0188 Kabul Ur_Kalit <-- Urundizyn 0,2307 0,1387 1,6635 0,0962 %90 Ur_Kalit <-- Sureckont 0,3574 0,1353 2,642 0,0082 Kabul Ur_Kalit <-- Cal_Tatmi -0,0585 0,1000 -0,5854 0,5583 Red Mus_Tatmi <-- Ur_Kalit 0,4368 0,1105 3,953 0,0001 Kabul Mus_Tatmi <-- Must_Odak 0,3055 0,0888 3,4415 0,0006 Kabul Mus_Tatmi <-- Cal_Tatmi 0,5121 0,0861 5,9481 0,0001 Kabul Đs_Perfo <-- Ur_Kalit 0,2021 0,2464 0,8201 0,4122 Red Đs_Perfo <-- Liderlikl 0,1886 0,0497 3,7935 0,0001 Kabul Đs_Perfo <-- Mus_Tatmi 0,6683 0,3148 2,123 0,0338 Kabul Đs_Perfo <-- Cal_Tatmi -0,1536 0,2194 -0,6998 0,4840 Red

Ortaya çıkan analiz sonuçlarına göre, vizyon sahibi ve planlı olmanın ürün kalitesi

üzerine, çalışanların katılımının çalışanların tatmini üzerine, ürün kalitesinin işletme

237

performansı üzerine, çalışanların tatmininin ürün kalitesi ve işletme performansı

üzerine pozitif etkilerinin olduğu hipotezlerimiz bu modelde kabul edilmemiştir.

Şekil 48’de kesikli çizgilerle gösterilen regresyon katsayıları reddedilen

hipotezlerimizi göstermektedir.

Vizyon sahibi ve planlı olmanın, ürün kalitesi üzerine etkin çıkmaması, vizyonun

imalat sektöründe orta kademe yöneticileri tarafından iyi anlaşılamadığını veya

yapılan anket çalışmasında vizyonla ilgili soruların net olarak anlaşılamadığını ortaya

koymaktadır. Çalışanların katılımının, çalışanlarda bir tatmine yol açmadığı

görülmektedir. Bu da, çalışanların uygulanan kalite çalışmalarına gönüllü olarak

katılmadıklarını göstermektedir. Benzer şekilde ürün kalitesi doğrudan işletme

performansını (finansal performansı) etkilememektedir. Ayrıca çalışanların tatmin

olup olmaması, ürün kalitesi üzerinde pozitif bir etki yaratmamaktadır. Đmalat

sektöründe yoğun makine parkuru bulunduğu ve üretimde yoğun olarak otomasyon

teknolojisi kullanıldığı için, işletmede çıkan ürünlerin kalite açısından çalışanlara

bağlı olmadığı söylenebilir.

Faktör Yüklerine Đlişkin Sonuçlar:

Değişken Faktör Tahmin Std. Hata t-değeri p-değeri

V11 <-- Vizyonpla 1 0,0000 V14 <-- Vizyonpla 1,0699 0,0884 12,1087 0,0000 V15 <-- Vizyonpla 1,0772 0,0984 10,9428 0,0000 V16 <-- Vizyonpla 1,141 0,0962 11,8623 0,0000 V21 <-- Kalsisgeli 1 V22 <-- Kalsisgeli 1,3062 0,0837 15,6142 0,0000 V23 <-- Kalsisgeli 1,4122 0,0939 15,0379 0,0000 V24 <-- Kalsisgeli 1,3552 0,0782 17,3348 0,0000 V25 <-- Kalsisgeli 1,2002 0,0681 17,6171 0,0000 V31 <-- Tedarikcik 1 V32 <-- Tedarikcik 0,7007 0,0651 10,7564 0,0000 V33 <-- Tedarikcik 1,1468 0,0735 15,6087 0,0000 V34 <-- Tedarikcik 0,8854 0,0568 15,576 0,0000 V35 <-- Tedarikcik 0,9981 0,064 15,5896 0,0000 v41 <-- Sureckont 1 V43 <-- Sureckont 0,9009 0,0552 16,3204 0,0000 V44 <-- Sureckont 1,022 0,0585 17,4562 0,0000 V45 <-- Sureckont 1,0919 0,0653 16,728 0,0000 V46 <-- Sureckont 0,9152 0,068 13,4646 0,0000

238

Değişken Faktör Tahmin Std. Hata t-değeri p-değeri

V52 <-- Urundizyn 1 V53 <-- Urundizyn 1,5303 0,1353 11,3128 0,0000 V54 <-- Urundizyn 1,2817 0,1129 11,3518 0,0000 V56 <-- Urundizyn 1,8521 0,1527 12,1322 0,0000 V63 <-- Must_Odak 1 V64 <-- Must_Odak 0,9833 0,0662 14,8577 0,0000 V65 <-- Must_Odak 0,8275 0,0804 10,292 0,0000 V66 <-- Must_Odak 0,7758 0,0524 14,7992 0,0000 V71 <-- Liderlikl 1 V72 <-- Liderlikl 1,2429 0,067 18,5443 0,0000 V73 <-- Liderlikl 0,8962 0,0574 15,615 0,0000 V74 <-- Liderlikl 1,1846 0,0708 16,7333 0,0000 V77 <-- Liderlikl 1,1329 0,0672 16,8468 0,0000 V81 <-- Cal_Kati 1 V82 <-- Cal_Kati 0,9561 0,0581 16,4451 0,0000 V84 <-- Cal_Kati 0,764 0,0505 15,1185 0,0000 V85 <-- Cal_Kati 0,8775 0,0537 16,3356 0,0000 V86 <-- Cal_Kati 0,8161 0,0543 15,0312 0,0000 V87 <-- Cal_Kati 0,7914 0,0576 13,7422 0,0000 V92 <-- Egitimv 1 V93 <-- Egitimv 0,8725 0,0505 17,2825 0,0000 V94 <-- Egitimv 0,7597 0,0473 16,0447 0,0000 V95 <-- Egitimv 0,6412 0,0441 14,5272 0,0000 V96 <-- Egitimv 0,9417 0,0625 15,0757 0,0000 V101 <-- Odullendir 1 V102 <-- Odullendir 1,1907 0,0997 11,9405 0,0000 V104 <-- Odullendir 1,2156 0,0963 12,6293 0,0000 V105 <-- Odullendir 1,0089 0,0863 11,6906 0,0000 R11 <-- Cal_Tatmi 1 R12 <-- Cal_Tatmi 1,0823 0,0977 11,0795 0,0000 R14 <-- Cal_Tatmi 0,9366 0,0896 10,4557 0,0000 R21 <-- Ur_Kalit 1 R24 <-- Ur_Kalit 1,0367 0,1068 9,7024 0,0000 R25 <-- Ur_Kalit 1,3315 0,1076 12,3763 0,0000 R31 <-- Mus_Tatmi 1 R32 <-- Mus_Tatmi 0,7155 0,059 12,127 0,0000 R33 <-- Mus_Tatmi 1,0807 0,0752 14,3789 0,0000 R34 <-- Mus_Tatmi 0,6896 0,056 12,3177 0,0000 R41 <-- Đs_Perfo 1 R43 <-- Đs_Perfo 0,6875 0,0947 7,2601 0,0000 R44 <-- Đs_Perfo 0,7768 0,0817 9,5092 0,0000

239

6.6.2. MODEL B’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI

Değerlendirme Kriterleri Uygunluk Đndeksleri Modelimiz Bağımsız Model Kısaltma χ2 değeri 107,4422 3777,0865 CMIN Serbestlik Derecesi 30 91 DF Parametre Sayısı 0 0 P χ2 / df 75 14 NPAR χ2 değeri 3,5814 41,5064 CMINDF GFI 0,949 0,1946 GFI Adjusted GFI 0,8215 0,0706 AGFI Normed fit index 0,9716 0 NFI Parsimony ratio 0,3297 1 PRATIO RMSEA 0,098 0,388 RMSEA Hoelter .05 index 110 9 HFIVE

Model B’ ilişkin yapılan analizde, GFI değeri = 0,95 çıkmıştır. Burada çıkan değere

göre modelin veri ile mükemmel bir uyum gösterdiği ancak, RMSEA = 0,08

değerine göre ise, tam mükemmellik bulunmadığını söyleyebiliriz. Değerlendirme

kriterleri indekslerine göre, model mükemmel görünmesine rağmen; model için

yaptığımız 17 hipotezin 11 tanesi %5 anlamlılık seviyesinde kabul edilmiştir. Ayrıca

hipotezlerimizden 2 tanesi %90 güven seviyesinde kabul edilebilir çıkmıştır.

Hipotezlerimizden 4’ü %5 anlamlılık seviyesinde reddedilmiştir.

Standardize Regresyon Katsayıları Tahmin

Urkal <-- Vızyon -0,0692

Caltat <-- Calkat 0,0792

Caltat <-- Egıtım 0,3543

Caltat <-- Odullend 0,4681

Mustat <-- Musod 0,4614

Urkal <-- Tedarik 0,0699

Urkal <-- Surkont 0,3395

Urkal <-- Urundız 0,1085

Urkal <-- Kalsısge 0,3134

Caltat <-- Lıderlık 0,2175

Sısper <-- Lıderlık 0,2146

Sısper <-- Urkal 0,2137

Mustat <-- Urkal 0,1787

Mustat <-- Caltat 0,3800

240

Şekil 49. Toplam Kalite Yönetimi Öğelerinin, Genel Đşletme Performansı Öğeleri

Üzerine Etkileri ve Genel Đşletme Performansı Öğelerinin Kendi Aralarındaki

Etkileşimleri (Analiz Sonuçları)

241

Standardize Regresyon Katsayıları Tahmin

SISPER <-- MUSTAT 0,4800

CALTAT <-- SISPER -0,010

URKAL <-- CALTAT 0,0592

Ortaya çıkan analiz sonuçlarına göre, vizyon sahibi ve planlı olmanın ürün kalitesi

üzerine, çalışanların katılımının çalışanların tatmini üzerine, çalışanların tatmininin

ürün kalitesi ve işletme performansı üzerine etkilerinin olduğunu öne sürdüğümüz

hipotezlerimiz bu modelde kabul edilmemiştir. Şekil 49’de kesikli çizgilerle

gösterilen regresyon katsayıları reddedilen hipotezlerimizi göstermektedir.

6.6.3. MODEL C’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI

Model Değerlendirme Kriterleri

Uygunluk Đndeksleri Kısaltma Model

Ki-Kare CMIN 107,4

Serbestlik Derecesi DF 30

GFI (Goodness of Fit Index) 1,0000

RMSEA 0,0000

Model C’ ilişkin yapılan analizde, GFI değeri = 1 ve RMSEA = 0 çıkmıştır. Burada

çıkan değere göre model, veri ile mükemmel üstü bir uyum göstermektedir. Analiz

sonuçlarına göre, model mükemmel görünmesine rağmen, model için yaptığımız 10

hipotezden 2 tanesi %5 anlamlılık seviyesinde reddedilmiştir.

Ortaya çıkan analiz sonuçlarına göre, çalışanların tatmininin ürün kalitesi üzerine ve

işletme performansı üzerine pozitif etkilerinin olduğunu öne sürdüğümüz,

hipotezlerimiz bu modelde kabul edilmemiştir. Şekil 50’de kesikli çizgilerle

gösterilen regresyon katsayıları reddedilen hipotezlerimizi göstermektedir.

242

Regresyon Katsayıları Tahmin Std. Hata t-değeri p-değeri Hipotez CALTAT <-- TKY 0,0454 0,0025 18,5427 0,0000 Kabul URKAL <-- TKY 0,0604 0,0051 11,9433 0,0001 Kabul URKAL <-- CALTAT -0,0564 0,0833 -0,6771 0,4234 Red MUSTAT <-- CALTAT 0,3521 0,0704 5,0002 0,0000 Kabul MUSTAT <-- URKAL 0,2078 0,0515 4,0374 0,0001 Kabul MUSTAT <-- TKY 0,0479 0,0053 9,0731 0,0002 Kabul SISPER <-- TKY 0,0246 0,0056 4,4247 0,0003 Kabul SISPER <-- CALTAT 0,0276 0,0678 0,4069 0,3341 Red SISPER <-- MUSTAT 0,1869 0,0562 3,3268 0,0009 Kabul SISPER <-- URKAL 0,0931 0,0488 1,9057 0,0567 Kabul

Şekil 50. TKY’nin GĐP Öğeleri Üzerine Etkileri ve GĐP Öğelerinin Kendi

Aralarındaki Etkileşimleri (Analiz Sonuçları)

6.6.4. MODEL D’YE ĐLĐŞKĐN ANALĐZ SONUÇLARI

Model Değerlendirme Kriterleri Uygunluk Đndeksleri Kısaltma Model

Ki-Kare CMIN 0

Serbestlik Derecesi DF 0

GFI (Goodness of Fit Index) 1,0000

RMSEA 0,0000

243

Regresyon Katsayısı Tahmin Std. Hata t-değeri p-değeri Karar

GĐP <--- TKY 0,227 0,007 31,95 0,0000 KABUL

Model D’ ilişkin yapılan analizde, GFI değeri = 1 ve RMSEA = 0 çıkmıştır. Burada

çıkan değere göre model veri ile mükemmel üstü bir uyum göstermektedir. Analiz

sonuçlarına göre en genel hipotezimiz olan “Toplam Kalite Yönetimi uygulamaların

ülkemiz imalat sektöründe bulunan işletmelerin Genel Đşletme Performansı (iş

sonuçları) üzerinde pozitif etki yaratmaktadır” hipotezi doğrulanmaktadır. Yapılan

analiz sonucu, regresyon katsayısı 0,227 çıkmıştır. Bu değer Toplam Kalite Yönetimi

için yapılan bütün işlerde (yatırım, çaba, anlayış değişikliği), bir birimlik artışın,

işletme performansını, 0,227 kadar artıracağı görülmektedir. Kalite yöneticilerinin

negatiften pozitif ölçeğe doğru, anket sorularına bir birimlik yüksek cevaplar

vermesi, işletme performansı tarafında 0,227’lik bir artış sağlayacaktır. (Şekil 51)

Şekil 51. Toplam Kalite Yönetimi’nin (TKY), Genel Đşletme Performansı (GĐP)

Üzerine Etkisi (Analiz Sonuçları)

6.6.5. DENEME UYGULAMASI

Bu uygulamada, Model A (Yapısal Eşitlik Modeli) AMOS 4.0 kullanılarak yeniden

analiz edilmektedir. Modelde, girdi matrisi Pearson korelasyon matrisi yerine,

Spearman sıra korelasyonu, ortalama yerine de mod kullanılmıştır. Bu çalışma

sadece bir deneme çalışması olup, çıkan sonuçları aşağıda verilmektedir.

244

Değerlendirme Kriterleri Uygunluk Đndeksleri Kısaltma Model

Ki-Kare CMIN 5468

Serbestlik Derecesi DF 1591

Parametre sayısı NPAR 179

Ki-Kare / df CMINDF 3,43

GFI GFI 0,612

Adjusted GFI AGFI 0,568

Normed fit index NFI 0,683

Parsimony ratio PRATIO 0,93

RMSEA RMSEA 0,09

Hoelter .05 index HFIVE 83

Hoelter .01 index HONE 85

Regresyon Katsayıları Tahmin Std. Hata Kritik Oran P-değeri

Cal_Tatmini <-- Liderlik 0,194 0,038 5,1029 0,0001

Cal_Tatmini <-- Cal_Katılımı -0,3044 0,224 -1,3586 0,1743

Cal_Tatmini <-- Egitim 0,3786 0,1585 2,3884 0,0169

Cal_Tatmini <-- Odullendirme 0,6067 0,0934 6,4955 0,0002

Ur_Kalite <-- Kal. Sist. Gel. -0,0074 0,1287 -0,0574 0,9542

Ur_Kalite <-- Vizyonpla -0,0614 0,0432 -1,422 0,1552

Ur_Kalite <-- Tedarikci 0,053 0,0423 1,253 0,2102

Ur_Kalite <-- Urundizyn 0,4907 0,1442 3,4038 0,0007

Ur_Kalite <-- Sureckont 0,4288 0,1267 3,3844 0,0007

Ur_Kalite <-- Cal_Tatmini 0,0491 0,0968 0,5077 0,6117

Mus_Tatmi <-- Ur_Kalite 0,4189 0,1672 2,5051 0,0122

Mus_Tatmi <-- Must_Odak 0,2248 0,1342 1,6747 0,0943

Mus_Tatmi <-- Cal_Tatmini 0,6122 0,1039 5,89 0,0001

Đs_Perform <-- Ur_Kalite 0,5064 0,141 3,5905 0,0003

Đs_Perform <-- Liderlik 0,199 0,0467 4,2568 0,0001

Đs_Perform <-- Mus_Tatmini 0,2596 0,1213 2,1402 0,0323

Analiz sonuçlarına bakılırsa, GFI ve RMSEA değeri, A Modelindeki GFI ve

RMSEA değerlerine çok yakın çıkmıştır. Modelin kalitesi, A modeli ile benzerlik

göstermektedir. Bu analizde, A modelinden farklı olarak, Kalite sistem geliştirmenin

ürün kalitesi üzerine etkinliği hipotezinin reddedilmesi olmuştur, ayrıca p-değerleri

bu modelde biraz daha yüksek çıkmıştır.

245

SONUÇ VE ÖNERĐLER

Analiz sonuçları dikkate alındığında, en genel hipotezimiz olan “Toplam Kalite

Yönetimi uygulamalarının, Genel Đşletme Performansı üzerine pozitif etkisi vardır”

hipotez %1 anlamlılık seviyesinde kabul edilmektedir. Bu da gösteriyor ki, ülkemiz

üretim işletmeleri TKY, iş sonuçlarını doğrudan etkilemektedir.

Đncelemiş olduğumuz ilk üç modele ilişkin analiz sonuçları birbirine benzer sonuçlar

vermektedir. Örneğin, birinci ve ikinci model sonuçları gözden geçirilirse, ürün

kalitesini en çok etkileyen TKY öğesinin süreç kontrol ve geliştirme öğesi olduğunu

görecektir. Zaten süreç kontrol işlemleri genellikle üretim için geliştirilen

mühendislik çalışmalarıdır. Ürün kalitesi üzerinde önemli etkisi olan diğer değişken

kalite sistem geliştirme faaliyetleridir. Kalite sistem geliştirme faaliyeti aslında

doğrudan ürün odaklı değildir, işletmenin bütün fonksiyonlarını kapsar. Ancak

yinede analiz sonuçları ürün kalitesinin kalite sistem geliştirme faaliyetlerinden

etkilendiğini vurgulamaktadır. Ürün kalitesi üzerinde, ürün dizaynının etkisi çok

yüksek olmamasına rağmen etkili çıkmıştır. Bu sonuç doğal bir sonuçtur. Ürün

kalitesi üzerinde tedarikçinin (hammadde, yarı mamul) önemi büyüktür. Ancak

burada anlamlı olmasına rağmen etki biraz zayıf çıkmaktadır. Üretim firmalarının

genellikle makine ve otomasyon ağının güçlü olduğu bir sektördür. Üretim

girdilerinin kontrol ediliyor olması ve yoğun teknoloji kullanılıyor olması bu

sonuçları doğurmuş olabilir. Ürün kalitesi üzerine, vizyon ve planlı olma öğesi

etkisiz çıkmış, hatta küçük de olsa negatif etki olduğu görülmüştür. Burada çıkan

sonuçlar tabiki yapılan araştırmanın ve bu araştırmaya katılan yöneticilerin verdiği

cevaplar doğrultusunda bu sonuçlar oluşmuştur. Vizyon ile ilgili sorular katılımcı

tarafından net algılanamamış veya bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayabilir.

Müşteri tatmini üzerindeki en büyük etkiyi müşteri odaklı olma stratejisi

oluşturmaktadır. Bu da yine bilinen bir gerçektir ki, toplumumuzda “müşteri

velinimettir” ifadesi sıkça kullanılmaktadır. Bunun yanında çalışanların

246

memnuniyetinin yüksek olması da, müşteri memnuniyeti üzerine pozitif yönde

etkilemektedir. Müşterinin aldığı üründen kalite olarak memnun kalması da bir başka

faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çalışanların memnuniyetinin, fark edilme, ödüllendirilme ve eğitime bağlı olduğu

görülmüştür. Özellikle ödüllendirilme her iki analizde de yaklaşık olarak en yüksek

değerleri almaktadır. Reddedilmiş bir hipotezimize göre çalışanlar, TKY

faaliyetlerine katılmaktan çok da hoşnut değillerdir. Ancak anket katılımcıları

genellikle kalite yöneticileri olduğu için çalışanlar adına net bilgi verememiş

olabilirler.

Stratejik işletme performansı işletmenin (pazarlama, finansal performansı), büyük

oranda müşteri memnuniyetine bağlı çıkmıştır. Performansı etkileyen bir diğer

unsurlar da ürün kalitesi ve liderlik yaklaşımlarıdır.

Analiz sonuçları; ürün kalitesi üzerinde, çalışanların memnuniyetinin etkin

olmadığını göstermiş, bu durum istenmeyen bir sonuç doğurmuştur. Reddedilen

hipotezlerin çalışanlarla ilgili olması, düşünülmesi gereken bir konudur. Özellikle

son üç dört yıldır ülkemiz doğal felaketler ve ekonomik sarsıntılar yaşamıştır.

Çalışanların beklentilerini alamaması, ihtiyaçlarının tam olarak karşılayamaması bu

sonuçları doğurmuş olabilir.

Üçüncü model göstermiştir ki TKY bütün olarak ürün kalitesi müşteri tatmini ve

çalışanların tatmini üzerinde etkisi büyük olmaktadır. TKY’nin, finansal performansa

da etkisi anlamlı fakat bu etki diğerlerine göre biraz zayıf çıkmıştır.

TKY, işletme finansını doğrudan etkileyen bir yatırım değildir. Vizyonu geniş olan,

hedeflerine doğru emin adımlarla belirli bir sistem çerçevesinde ilerleyen kuruluşlar,

bu etkiyi uzun dönemde, ancak sürekli olarak hissetmeye başlayacaklardır. Bu

anlayışı içine sindiren, yönetim destekli, müşteriye ve aynı zamanda çalışanlarına

önem veren işletmeler için geleceğin işletmeleri olacak, TKY’yi, prosedürler zinciri

olarak uygulamaya çalışan işletmelerde, zincir koptuğunda çok geride kalacaklardır.

247

KAYNAKLAR

Acar, N. : “Kalite Fonksiyonu Yayılımı”, Milli Prodüktivite

Merkezi, Kalite Özel Sayısı, Ankara, 1995.

Adam, E.E. : “Alternative quality improvement practices and

organization performance”, Journal of Operations

Management, Vol. 12, 1994, s. 27-44.

Agus, A. : “A Linear Structural Modeling of Total Quality

Management Practices in Manufacturing Companies in

Malaysia”, Total Quality Management, Vol:12, No:5,

2001, s.561-573.

Agus, A., Sagır,

R.M.

: “The Structural Relations Between Total Quality

Management, Competitive Advantage and Bottom Line

Financial Performance: An Ampirical Study of Malaysian

Manufacturing Companies”, Journal of Total Quality

Management, Vol.12, No:7-8, 2001, s.1018-1024.

Ahire, S.L.,

Golhar, D.Y.

Waller, M.A.,

: “Development and Validation of TQM Implementation

Constructs”, Decision Sciences, Vol. 27 No. 1, 1996,

s.23-56.

Akal, Z. : “Đşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi, Çok

Yönlü Performans Göstergeleri”, MPM Yayınları,

No:473, Ankara, 2002.

Akao, Y. : “Hoshin Kanri, Policy Deployment for Successful

TQM”, Productivity Press Inc., Cambridge, USA, 1991.

Akın, B.

: “Kalite Geliştirme ve Sürekli Gelişim”, Kalite, Sayı: 4,

Türkiye Şişecam Fabrikaları A.Ş., Đstanbul, Nisan 1989.

Alankuş, B.O.,

Bengisu, M.,

: “Yeni Üründe Kalite”, V. Ulusal Kalite Kongresi,

Tebliğler ve Özgeçmişler, KalDer, Đstanbul, 1996.

248

Anderson, J.C.,

Gerbing, D.W.

: “Structural equation modeling in practice: A review and

recommended two step Approach” Psychological

Bulletin, 103, 1988, s.411-423.

Arat, M. : “Şirketlerin Mıknatısı, VĐZYON”, Power Dergisi,

Đstanbul, Ocak 1998, s.121-123.

Arbuckle, J.L. : “AMOS User’s Guide:AMOS Graphics and AMOS

Basics”, SmallWaters, Chicago,1997.

Atilla, A. : “2000 Yılında ISO 9000, 9001-9004 Kalite Yönetim

Sistemi Standardları”, Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası Yayını, Yayın No: 331, Ablak Matbaası, Mayıs

2000.

Atay, S. : “Japonya’da Kalite Yönetimi”, Seminer Notları, Çeviri,

BZD Yayıncılık, Đstanbul, Haziran 1999.

Barker, T. B. : “Engineering Quality By Design-Interpreting The

Taguchi Approach”, ASQC Quality Press, 1990.

Behara, S.R.,

Fontenot, G.F.,

Gresham, A.C.

: “Customer Satisfaction Measurement and Analysis Using

Six Sigma”, International Jurnal of Quality and

Reliability Management, Vol: 12, No: 3, 1995, s.9-18.

Benson, P. G.,

Saraph, J. V.,

Schroeder, R. G.

: “The Effect of Organizational Contex on Quality

Management: An Ampirical Investigation”, Management

Science, 31, 1991, s.1107-1124.

Bentler, P.M., : “Multivariate Analysis with Latent Variables: Causal

Modeling”, Annual Review of Psychology, Sayı:31,

1980, s.419-456.

Bentler, PM, Chou,

C.P.

: “Practical Issues in Structural Equation Modeling”,

Sociological Methods and Research, 16(1), 1987, s.78-

117.

249

Bergman, B. ve

Klefsjo, B.

: “Quality, From Customer Needs to Customer

Satisfaction”, McGraw-Hill Inc., Book Company, 1994.

Bernard, H.R. : “Social Research Methods: Qualitative and

Quantitative Approaches”, SAGE Publications,

Thousand Oaks, 2000.

Berry, T.H. : “Managing The Total Quality Transformation”, Mc-

Graw Hill Inc., USA, 1991.

Besterfıeld, D.H.,

Besterfıeld, C.,

Besterfıeld, G., v.d.

: “Total Quality Management”, Prentice Hall Comapany

Inc., U.S.A, 1995.

Bozkurt, R. : “Kalite Đyileştirmede Kullanılan Teknikler”, MPM

Yayınları, Ankara, 1994.

Bozkurt, R., Asil,

N.

: “Kalite Politikasını Oluşturma Süreci”, Verimlilik

Dergisi, MPM Yayınları, 1995/3, s.32-33.

Bozkurt, R.

Odaman, A.

: “ISO 9000 Kalite Güvence Sistemleri”, MPM Yayınları,

No: 549, Ankara 1996.

Bozkurt, R. : “ISO 9000 ve Belgelendirme”, Verimlilik Dergisi, MPM

Yayınları, Özel Sayı, Ankara, 1993, s.7-46.

British Standards,

BS 4778.

: “International Terms”, British Standards Institution,

London, 1991.

British Standards,

BS 7850.

: “Total Quality Management (Guide to Management

Principles)”, Part 1, BSI, London, 1992.

Brown, S. : “Kıyaslama ve Kalite”, Executive Exellence Dergisi,

Rota Yayınları, Đstanbul, 1997.

Burr, J.T. : “Going with The Flow Chart, Total Quality

Management”, The Dryden Pres, 1994.

250

Byrne, B.M. : “A Primer of LISREL: Basic Applications and

Programming for Confirmatory Factor Analytic

Modes”, Springer Verlag Inc., NewYork, 1989.

Byrne, B.M. : “Structural Equation Models, Using The EQS

Program”, SAGE Publications, NewYork, 1997.

Cafoğlu, Z. : “Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi”, Avni Akyol Ümit

Kültür ve Eğitim Vakfı, Đstanbul, 1996.

Carmines, E.G.,

Zeller, R.A.

“Reliability and Validity Assessment”, SAGE

Publications, Beverly Hills; California, 1989

Cartin, T.J. : “Principles and Practices of TQM”, ASQC Quality

Press, Milwaukee, Wisconsin, 1993.

Charlene, B. : “The Human Side of Just-In-Time. How to Make The

Techniques Really Work”, Rath and Strong Inc., Adair

Heeley, 1991.

Conti, T. : “Kurumsal Özdeğerlendirme”, KalDer Yayınları,

No:20, Đstanbul, Ekim 1988.

Costin, H. : “Total Quality Management”, The Dryden Press, 1994,

yy.

Crosby, P.B. : “Quality is Free”, McGraw-Hill Book Company Inc.,

NewYork, 1979.

Crowe, T.J., Cheng,

C.C.

: “Using Quality Function Deployment in Manufacturing

Strategic Planning”, International Journal of

Operations and Production Management, Vol.16,

No.4, 1996.

Çelikçapa, F. : “Toplam Kalite Kontrolü ve Bursa Bölgesindeki Kalite

Kontrol Uygulamalarına Đlişkin Bir Araştırma”,

BUSĐAD Yayınları, No:11, 1993.

251

Çetin, C., Akın, B.,

Erol, V.

: “Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Sistemi

ISO 9000 – 2000 Revizyonu”, 2.Baskı, Beta Basım

Yayın, Đstanbul, Şubat 2001.

Çevrimiçi, 1 : “Project Cost Management”, Project Management

Institute,“http://www.richlanza.com/infoarchive/articles

/projmgmt/ index.htm”, Internet, USA, 1996.

Çevrimiçi, 2 : “Data Levels and Measurement”, Structural Equation

Modeling, http://www.chas.ncsu.edu/garson/pa765/

datalevl.htm, Internet, USA.

Çoruh, M. : “Toplam Kalite Felsefesinin Yüksek Öğretimde

Uygulama Yaklaşımı”, Şahika Dergisi, Ankara Sanayici

ve Đş Adamları Der. Yay., Özel Sayı, Ankara, Ekim 1997,

s.6.

Dale B. G. ve

Plunkett, J. J.

: “Quality Costing”, Second Edition, Chapman and Hall,

London, 1995.

Day, R.G. : “Kalite Fonksiyon Yayılımı: Bir Şirketin Müşteri ile

Bütünleştirilmesi”, ASQC Quality Pres, Milwaukee,

Wisconsin, Çev: Enternasyonal Tercüme Hizm., Đstanbul,

Ocak 1998.

Dehnad, K. : “Quality Control, Robust Design and The Taguchi

Method”, AT&T Bell Laboratories, 1989.

Deming, W.E. : “Out of Crisis”, MIT Center for Advanced Engineering,

Cambridge, MA, 1986.

Deming, W.E. : “Quality and The Required Style of Management: The

Needs for Change”, Joel E. Ross, Total Quality 3.B, St.

Lucie Press, New York, 1986.

Dicle, Ü. : “Sorun Çözmede Grup Yaklaşımı”, QCC Semineri,

MPM Yayınları, Ankara, 1989.

252

Dinçer, Ö. : “Stratejik Yönetim ve Đşletme Politikası”, Beta Basım

Yayın Dağıtım, 5. Basım, 1998.

Dobbins, R.D. : “A Failure of Methods, Not Philosophy”, Quality

Progress, USA, July 1995.

Doğan, Ü. : “Kalite Yönetimi ve Kontrolü”, Đzmir, 1991.

Duffin, M. : “Guidelines to Total Quality Control”, The TQM

Magazine, Volume 7, Number 4, MCB University Press,

1995, s.35-41.

Dunn, G., Everitt,

W.B., Pickles, A.

: “Modelling Covariances and Latent Variables Using

EQS”, First Edition, Chapman and Hall, Cornwall,

1993.

Dunteman G.H. : “Principal Components Analysis”, SAGE Publications

Inc., 1989.

Düren, Z. : “Đşletmelerde Kalite Çemberleri”, Evrim Basın Yayın

Dağıtım, Đstanbul Matbaası, ĐÜ SBF Yayını, Bölüm 3, ty.

Efil, Đ. : “Toplam Kalite Yönetimi ve Toplam Kaliteye

Ulaşmada Önemli Bir Araç ISO 9000 Kalite Güvence

Sistemi”, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yay.,

No: 110, Bursa, 1996.

EFQM. : “The EFQM Excellence Model”, EFQM, Bruxelles,

1999.

Elizur, D., Shmuel,

S.

: “The Effects of Quality Management and Participation in

Decision-Making on Individual Performance”, Journal of

Quality Management, Elsevier Sciences, Vol:5, 2000,

s.53-65.

Eren, E. : “Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi”, Beta

Yayınları, Đstanbul, 1998.

253

Eriş, E.D. : “Benchmarking”, D.E.Ü Đ.Đ.B.F Đşletme Bölümü Ders

Projesi, Đzmir, 1998.

Eureka, W.E.,

Ryan, N.E.

: “The Process Driven Business: Managerial

Perspectives On Policy Management”, ASI Press,

Dearborn MI, 1990.

Evans, J.R.,

Lindsay, W.

: “Management and Control of Quality”, Third Edition,

West Publishing Company, St. Paul, 1996.

Feigenbaum, A.V. : “Total Quality Control”, , McGraw-Hill Inc., 3rd

Edition, NewYork, 1983.

Feigenbaum, A.V. : “Total Quality Control”, Third Edition, McGraw-Hill

Inc., Second Edition, Singapore, 1991.

Flynn, B. B.,

Schroeder, R. G.

: “The Impact Quality Management Practices On

Performance and Competitive Advantage”, Decision

Sciences, 26, 1995, s.659-691.

Flynn, B.B.,

Schroeder, R.G.,

Sakakibara, S.

: “A Framework for Quality Management Research and An

Associated Measurement Instrument”, Journal of

Operations Management, Vol:11, No:4, 1994, s.339-

366.

Forza, C., Filippini,

R.

: “TQM impact on Quality Conformance and Customer

Satisifaction, A Causal Model”, International Journal of

Production Economics, No:55, 1998, s.1-20.

Gatis, G.F. : “Total Quality Management”, Oxford Press, Basil

Blackwell,1986.

Gefen, D., Straub,

D.W., Boudreau,

M.C.

: “Structural Equation Modeling and Regression:

Guidelines for Research Practice”, Comminication of

Association for Information Systems, Vol:4, Article:7,

August 2000, s.1-23.

254

George, S.,

Weimerskirch A.

: “Total Quality Management”, John Wiley and Sons,

Inc, New York, 1994.

Gevirtz C. : “Developing New Products With TQM”, McGraw-Hill

Company Inc., International Editions, 1994, yy.

Gözlü, S. : “Endüstriyel Kalite Kontrolü”, Đstanbul Teknik

Üniversitesi Matbaası, Đstanbul, 1990.

Gözlü, S. : “Kalite Kontrol Çemberleri, Japoya, ABD ve Türkiye”,

Türkiye Sanayi Mühendisliği Dergisi, Sayı: 20, Ekim

1987, s.17.

Green, P.E, Tull,

D.S., Albaum, G.

: “Research for Marketing Decision”, Prentice Hall,

Englewood Cliffs, NewJersey, 1988.

Gümüşoğlu, Ş. : “Đstatistiksel Kalite Kontrolü”, Beta Basım Yayım

Dağıtım, Đstanbul, 1996.

Gür, J. : “Kalite Maratonu”, Kültür Matbaası, Ankara, 1996.

Hair, J.F.,

Anderson, R.E.,

Tatham,R.L.,

Black, W.C.

: “Multivariate Data Analysis”, Prentice-Hall, Fifth

edition, Upper Saddle River, NewJersey, 1998.

Handy, C.B. : “Understanding Organization”, Redwood Boks

Company Inc., NewYork, 1976.

Hauser, J.R.,

Clausing, D.

: ”The House of Quality”, IEEE Engineering Management

Review, USA, 1996.

Heizer, J.H.,

Render, B.

: “Operations Management”, Fifth Edition, A Simon and

Schuster Company Inc., New Jersey, 1996.

Hoyle, D. : “ISO 9000 Quality System Handbook”, Balterworth,

London, 1994.

255

Hoyle, R.H. : “Structural Equation Modeling: Concepts, Issues, and

Application”, SAGE Publications, London, 1995.

Hung, C.T., Lin,

C.D.

: “The Analysis of Accredited Condtuction Companies in

ISO 9000”, Proceedings of Public Engineering Quality,

1998, s.27-34.

Hunt, V.D. : “Quality in America, How to Implement a Competitive

Quality Program”, Business One Irwin, Homewood,

Illinois, November 1991.

Imai, M. : “Kaizen: Japonya'nın Rekabetteki Başarısının

Anahtarı”, Brisa Yayınları, Đstanbul, 1994.

Imai, M. : “Kaizen, The Key to Japan’s Competitive Success”,

The Kaizen Institute Inc., Japan, 1986, s.4.

Đpekgil, Ö. : “Yönetimde Sürekli Đyileştirme : Kaizen”, Mizan

Dergisi, Sayı No: 31, 1996.

Jaccard, J.R., Wan,

C.K.

: “Measurement Error in the Analysis of Interaction Effects

Between Continuous Predictors Using Multiple

Regression: Multiple Indicator and Structural Equation

Approaches”, Psychological Bulletin, 117 (2), 1995,

s.348-357.

James, P. : “Total Quality Management”, Prentice Hall Company

Inc., London, 1996.

Jöreskog, K. G. : “A General Method for Estimating a Linear Structural

Equation System, in A. S. Goldberger & O. D. Duncan

(Eds.), Structural Equation Models in Social Sciences,

Academic, New York, 1973, s.85-112..

Jöreskog, K.G.,

Sörbom, D.

: “LISREL 8: Structural Equation Model with The

SIMPLIS Command Language”, Lawrence Erlbaum

Associates Publishers, Hillside, NewJersey, 1993.

256

Juran, J.M. : “Quality Control Cirscles in The West”, Tokyo, 1987.

Juran, J.M. : “The Quality Triology: A Universal Approach to

Managing for Quality”, Quality Progress, August 1986,

s.19-24.

Juran, J.M., Gryna,

F.M.

: “Quality Planning and Analysis”, Third Edition,

McGraw-Hill Inc., New York, 1993.

JUSE : “Quality Control Circules”, Koryo -Tokyo. 1980.

KalDer : “Kalitenin Seyir Defteri”, KalDer Yayınları, No:32,

Birinci Basım, Đstanbul, Kasım 2001.

Kaplan, D. : “Structural Equation Modeling: Foundations and

Extensions”, Advanced Quantitattive Techniques in The

Social Sciences, SAGE Publications, California, 2000.

Kartal, M. : “Đstatistiksel Kalite Kontrolü”, Şafak Yayınevi, Sivas,

Ocak 1999.

Kashyap, R.,

Bojanic, D.C.

: “A Structural Analysis of Value, Quality and Price

Perceptions of Business and Lisure Research”, Journal of

Travel Research, Vol:39, August 2000, s.45-51.

Kavrakoğlu, Đ. : “Kalite Güvencesi, ISO 9000 ve Toplam Kalite”, Dünya

Yayıncılık, Đstanbul, 1993.

Kavrakoğlu, Đ. : “Kalite, Kalite Güvencesi ve ISO 9000”, 2.Basım,

KalDer Yayınları, Ağustos 1996.

Kavrakoğlu, Đ. : “Toplam Kalite Yönetimi”, KalDer Yayınları, No:2,

2.Basım, Nisan 1994.

Keen, G.W., Knap,

E.M.

: “Every Manager’s Guide to Business Processes”,

U.S.A, 1996.

257

Kelloway, E. K. : “Using Lısrel for Structural Equation Modeling: A

Researcher's Guide”, SAGE Publications, Thousand

Oaks, 1998.

Kim, J., Mueller,

C.W.

: “Introduction to Factor Analysis, What is it and How

to do it”, SAGE Publications, Beverlu Hills, London,

1987.

Kim, B., Shim, J.,

ve Kim, J.

: “Manageres Quality and Performance Perdeptions: The

Case of The Corean Semiconductor Industry”, Total

Quality Management, Vol:12, No:5, 2001, s.643-655.

Kline, P. : “An Easy Guide to Factor Analysis”, Routlegde Press,

London, 1994.

Kobu, B. : “Üretim Yönetimi”, Onuncu Baskı, Avcıol Basım Yayın,

ĐÜ Đşletme Fak. Yayın no:04, Đstanbul, 1999.

Kolarik, W.J. : “Creating Quality, Concepts, Systems, Strategies and

Tools”, McGraw-Hill Company Inc.,1995, yy.

Kurtuluş, K. : “Pazarlama Araştırmaları”, Avcıol Basım Yayın, 6.

baskı, ĐÜ Đşletme Fak. Yayın No: 274, Đstanbul, 1998.

Lee, H., Kwak, W.,

Han, I.

: “Developing a business performance evaluation system:

An Analytic Hierarchical Model”, The Engineering

Economist, Vol.40, No.4, 1995, s. 343-357.

Lemak D.J., Reed

R., Satish, P. K.

: “Commitment to Total Quality Management: Is There a

Relationship with Firm Performance?”, Journal of

Quality Management, Vol. 2, No. 1., 1997, s. 67-86.

Lochner, R.H.,

Mator, J.E.

: “Desining for Quality”, ASQC Quality Press, Wisconsin,

1990.

Locke, E.A.,

Latham, G.P.

: “A theory of goal setting and task performance”,

Prentice-Hall Inc., Englewood Cliffs, NJ, 1990.

258

Loehlin, J.C. : “Latent Variable Analysis, An Introduction to Factor,

Path, and Structural Analysis”, Hillsdale, Lawrence

Erlbaum Associates, NewJersey, 1992.

Logothetıs, N.I.,

Wynn, H.P.

: “Quality Through Design-Experimental Design, offline

Quality Control and Taguchi’s Contributions”, Oxford

Series Publication, 1989.

Long, J.S. : “Covariance Structure Models, An Introduction to

LISREL”, SAGE Publications, California, 1983.

MacCallum, R.C.,

Roznowski, M.,

Necowitz, L. B.

: “Model Modification in Covariance Structure Analysis:

The Problem of Capitalization on Chance”, Psychological

Bulletin, 111, 1992, s.490-504.

Madu, C.N.,

Kuei,C., Lin.C.

: “A Comparative Analysis of Quality Practice in

Manufacturing Firms in The U.S. and Taiwan”, Decision

Science, Vol:26, No:5, 1995.

Madu, C., ChuHua,

K.

: “Introducing Strategic Quality Management”, Long

Range Planning, Vol. 26, No. 6, Great Britain, 1993,

s.121-131.

Marsh, H.W.,

Hocevar, D.

: “A New, More Powerful Approach to Multitrait-

Multimethod Analyses: Application Of Second-Order

Confirmatory Factor Analysis, Journal of Applied

Psychology, 73, 1988, s.107-117.

Maruyama, G.M. : “Basics of Structural Equation Modeling”, SAGE

Publications, California, 1997.

MBNQA : “Malcolm Baldrige National Quality Award”,

Application Gidelines, NIST, Gaithersburg, USA, 1992.

Mears, P. : “Quality Improvement Tools and Techniques”,

McGraw-Hill Inc., 1995.

259

Mizuno, S. : “Relationship Diagram, Total Quality Management”,

The Dryden Press, 1994.

Mizuno, S. : “Management for Quality Improvement: The 7 New

QC Tools”, Productivity Press, Inc., Cambridge, MA,

1988.

Mizuno, S. : “Company - Wide Total Quality Control”, Asian

Productivity Organization, Sixth Printing, 1992.

Moen, R.D., Nolan,

W.T., Provost, L.P.

: “Improving Quality Through Planned

Experimentation”, McGraw-Hill Inc., 1991.

Monks, J.G. : “Schaum’s Outline of Theory and Problems of

Operations Management”, McGraw-Hill Company Inc.,

1996, yy.

Montgomery, D. : “Introduction to Statistical Quality Control”, Third

Edition, John Wiley and Sons Inc., Canada, 1996.

Morrison, D.F. : “Multivariate Statistical Methods”, McGraw-Hill

Company Inc., Second Edition, NewYork, 1976.

Mueller, R.O. : “Basic Principles of Structural Equation Modeling, An

Introduction to LISREL and EQS”, Springer Verlag,

NewYork, 1996.

Nakui, S. : “Introducing Hoshin Management”, TQM Class

Material for Chambridge University, 1995.

NIST : “1995 Award Criteria, Malcolm Baldrige National

Quality Award”, NIST, 1995.

Naumann, E. and

Giel, K.

: “Customer Satisfaction Measurement and

Management”, Thomson Executive Press, Boise, Idaho,

1995.

Nemlioğlu, S. : “Benchmarking (Kıyaslama)”, Arçelik Çayırova Kalite

Güvence Müdürlüğü Yayını, 1996.

260

Noorı, H., Radford,

R.,

: “Production and Operations Management Total

Quality and Responsiveness”, McGraw-Hill Company

Inc., 1995.

Nunnally, J.C. : “Psychometric Theory”, McGraw-Hill Company Inc.,

Second Edition, NewYork, 1978.

Onay, Đ. : “Sürekli Đyileştirme için Kıyaslama Yöntemi

Benchmarking”, Önce Kalite Dergisi, KalDer Yayınları,

Đstanbul, 1993.

O’Neill, P. : “Integration of ICBE, EFQM and CQM Practices”,

Center for Quality Management Journal, Vol:8, No:1,

1999, s.35-41]

Orhunbilge, N. : “Uygulamalı Regresyon ve Korelasyon Analizi”,

Avcıol Basım Yayın, ĐÜ Đşletme Fak. Yayın No:267,

Đstanbul, 1996.

Özdamar, K. : “Paket Programlar Đle Đstatistiksel veri Analizi”,

2.Baskı, Kaan Yayınevi, Eskişehir, 1999, s.233.

Özenci, T.,

Cumbul, Ö.L.

: “Kalite Ekonomisi”, KalDer Yayınları, No: 2, Đstanbul,

Nisan 1990, s.2-19.

Özevren, M. : “Toplam Kalite Yönetimi, Temel Kavramlar ve

Uygulamalar”, Alfa Basım Yayım Dağıtım, Đstanbul,

Haziran 1997.

Paksoy, M.

“Çalışma Ortamında Đnsan ve Toplam Kalite

Yönetimi”, Çantay Kitabevi, Đstanbul, 2002.

Peker, Ö. : “TS-ISO 9000 Serisi Standardlarının Türkiye’deki

Uygulaması”, TS-ISO 9000 Uluslar Arası ISO 9000

Forum Sempozyumu Bildirisi, Đstanbul, 23-24 Haziran

1993.

261

Peker, Ö. : “Toplam Kalite Yönetimi ve TS-ISO 9000

Standardları”, MPM Özel Sayı, Đstanbul, 1993.

Pfau, L.D. : “Total Quality Management Gives Companies a Way to

Enhance Position in Global Marketplace”, Industrial

Engineering, Vol. 21, April 1989, s. 21-27.

Polater, S. : “Tüketiciyi Koruma Yasasına Bir Bagış”, Önce Kalite

Dergisi, KalDer Yayını, Yıl : 1, Sayı : 3, Nisan 1993,

s.37.

Punch, K.F. : “Developing Effective Research Proposals”, Sage

Publications, London, 2000.

Raju, P.S., Lonial,

S.C.

: The Impact of Service Quality and Marketing on

Financial Performance in the Hospital Industry”, Journal

of Retailing and Consumer Services, Vol:9, No:6,

2002, s.335-348.

Rao, A., Carr, P.L.,

Dambolena, I.,

Kopp, R.J., v.d.

: “Total Quality Management: A Cross Functional

Perspective”, John Wiley and Sons Inc., NewYork,

1996.

Rosender, A.C. : “Deming’s 14 Points Applied to Services”, ASQC

Quality Press, Milwaukee Marcel Dekker Inc., NewYork,

1991.

Samson, D.,

Terziovski, M.

: “The Relationship Between Total Quality Management

Practices and Operational Performance”, Journal of

Operations Management, Vol:17, No:4, 1999, s.393-

409.

Saraph, J.V.,

Benson, G.P.,

Schroeder, R.G.

: “An Instrument for Measuring The Critical Factors of

Quality Management”, Decision Sciences, Vol. 20, 1989,

s.810-829.

262

Sarazen, J.S. : “Cause-and-Effect Diagrams”, Total Quality

Management (TQM) ”, The Dryden Press, 1994.

Sarın, S. : “Teaching Taguchi’s Approach to Parameter

Design”,Quality Press, 1997.

Scott, D.C. : “Do Inmate Survey Data Reflect Prison Conditions? Using Surveys to Assess Prison Conditions of Confinement”, Ph.D., Doktora Tezi, Office of Research and Evaluation, Washington, August 2000, s.1-33

Schwalbe, K. : “Information Technology Project Management”,

Course Technology Thomson Learning, Canada, 2000.

Scheving, E.E. : “The Service Quality Handbook”, Amacom Ltd.,

NewYork, 1993.

Serarslan, N. : “TKY Eğitim Seminerleri”, MESS Eğitim Kitapları

Dizisi, No:11, Đstanbul, ty.

Sharma, S. : “Applied Multivariate Techniques”, John Wiley and

Sons Inc., Toronto, 1996.

Shetty, Y.K.,

Behler,V.M.

: “Quality, Productivity and Innovation”, Elsevier

Science Publishing, New York, 1987.

Shimbun, K.S. : “Poka-Yoke : Improving Product Quality By

Preventing Defects”, Productivity Press, Portland, 1988.

Shingo, S. : “Zero Quality Control: Source inspection and The

Poka-Yoke System”, Trans A.P. Dillon Portland,

Oregan: Productivity Pres, 1986.

Sinklair, D., Zairi,

M.

: “An Ampirical Study of Key Elements of Total Quality-

Based Performance Measurement Systems: A Case Study

Approach in The Service Industry Sector”, Total Quality

Management, Vol:12, No:4, 2001, s.535-550.

Sohal, A.S., : “The Multidimentionality of TQM practices in

263

Prajogo, D.I. Determining Quality and Innovation Performance”,

Journal Of Technovation, Elsevier Science, No:23,

2003, s.1-11.

Spendolini, M. : “The Benchmarking Book”, Amacom Ltd, NewYork,

1992.

Spiker, B.K. : “Creating and Implementing The Total Quality

Pipeline”, ASQC Quality Cogress Transactions,

Nashvile, 1992.

Sprague, J.C.,

Gopalakrishnan,

K.N., Mcltyre, B.E.

: “Implementing Internal Quality Improvement With

The House of Quality”, Quality Progress, September

1992.

Stanton, W.J. : “Fundamentals of Marketing”, University of Colorado,

Mc Graw-Hill Series in Marketing, 7. Edition, ty.

Sümer, N. : “Yapısal Eşitlik Modelleri: Temel Kavramlar ve Örnek

Uygulamalar”, Türk Psikoloji Yazıları, , 3 (6), 2000,

s.49-74.

Syan, C., Swift,

K.G.

: “Design for Assembly”, Concurrent Engineering,

England, 1994.

Syan, C.S. : “Introduction to Concurrent Engineering”, Concurrent

Engineering, England, 1994.

Şimşek, M. : “Kalite Yönetimi”, MÜ Eğitim Fak. Yayınları, No: 584,

Đstanbul, 1996.

Şirvancı, M. : “Toplam Kalite Yönetimi’nin Temel Öğeleri”, Önce

Kalite Dergisi, KalDer Yayını, Yıl 2, Sayı 5, Đstanbul,

Ekim 1992, s.14.

Tabachnick, B.G.,

Fidell, L.S.

: “Using Multivariate Statistics”, Allyn Bacon Inc, Fourth

Edition, NewYork, 2000.

Taguchi, G., : “Quality Engineering in Production Systems”,

264

Elsayed, E.A.,

Hsiang, T.

McGraw-Hill Company Inc., 1989, yy.

Taptık, Y., Keleş,

Ö.

: “Kalite Savaş Araçları”, KalDer Yayınları, No: 23,

Đstanbul, Ekim 1998.

Tatlıdil, H. : “Uygulamalı Çok Değişkenli Đstatistiksel Analiz”,

Akademi Matbaası, Ankara, Eylül 1996, s. 167.

Telek, A. B., Akın,

B.

: “QFD Uygulaması”, 5. Ulusal Kalite Kongresi Tebliğler

ve Özgeçmişler, KalDer, Đstanbul, 1996.

TKYAK : “Toplam Kalite Yönetimi’nde Türkiye Perspektifi”,

TKYAK, Đstanbul, Eylül 1994.

Tozluyurt, E.,

Şenel, G.

: “Toplam Kalite Yönetimi”, Rota Yönetim Geliştirme

Hizm. Yayını, Yayın No:2, III.Baskı, Đstanbul, Temmuz,

1994.

TSE – ISO : “ISO 9000 : 2000 Revizyonu, Güncelleme Eğitimi”,

Türk Standardlar Enstitüsü, Đstanbul Kalite Müdürlüğü,

Đstanbul, Aralık 2000.

Tulunay, Y. : “Kalite Kontrolü, Kontrol Diyagramları ve Kontrol

Diyagramlarının Geliştirilmesi”, Yayınlanmamış

Doktora Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ĐÜ Đşletme

Fakültesi, Đstanbul, 1973.

Tulunay, Y. : “Kalite ve Kalite Geliştirme”, ĐÜ Đşletme Fakültesi

Dergisi, Cilt:7, Sayı: 2, Đstanbul, 1978, s.207-217.

Wachniak,R. : “An Examiner’s Bird’s Eye View”, Editor Frank

Caropreso, Making Total Quality Happen, A Report”

The Conference Board Inc., Report N: 972, NewYork, ty.

Velleman, P.F.,

Wilkinson, P.F.

: “Nominal, Ordinal, Interval and Ratio Typologies are

Misleading”, The American Statistician Journal, 47,

1993, s.65-72.

265

Yenersoy, G. : “Toplam Kalite Yönetimi: Mükemmel Arayış

Yolculuğuna Đlk Adım”, Rota Yayınları, Đstanbul, Mart

1997.

Zhang, Z.H. : “Developing a Model of Quality Management Methods

and Evaluating Their Effects on Business Performance”,

Total Quality Management, Vol.11, No.1, 2000, s.129-

137.

266

EKLER

EK-1: ARAŞTIRMA ANKETĐ

TOPLAM KALĐTE YÖNETĐMĐ UYGULAMALARININ GENEL ĐŞLETME

PERFORMANSINA ETKĐLERĐNĐN YAPISAL EŞĐTLĐK MODELĐ ĐLE ANALĐZĐ

Bu anket Đstanbul Üniversitesi Đşletme Fakültesi Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı Araştırma

Görevlilerinden Ergün EROĞLU’nun, Prof. Dr. Yılmaz TULUNAY yönetiminde yürütmekte olduğu

“Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarının Yapısal Eşitlik Modeli ile Analizi” adlı Doktora Tez

Çalışmasının araştırma bölümünde kullanılmak amacı ile hazırlanmıştır. Anketin amacı; ülkemiz

işletmelerinin genel performansının, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarından ne şekilde

etkilendiğinin tespit edilmesi; Toplam Kalite Yönetimi değişkenlerinin, Genel Đşletme Performansı

değişkenleri ile ilişkilerinin ortaya çıkarılması ve çıkan sonuçlarla işletmeler için yeni stratejilerin

belirlenmesidir.

Ankette işletmenizin ismi kesinlikle yer almayacak ve verdiğiniz cevaplar diğer işletme

katılımcılarının verdiği cevaplarla birleştirilerek analize tabi tutulacaktır. Firmanızla ilgili bilgiler

diğer kullanıcılar tarafından kesinlikle görülmeyecektir. Analiz sonuçları istediğiniz takdirde size

yollanacaktır.

Yapılan araştırmanın güvenilirliği, geçerliliği ve ülkemiz işletmelerine ışık tutacak sonuçları

doğurması açısından, her soruyu cevaplamadan önce lütfen dikkatlice okumanızı ve bütün soruları

cevaplamanızı rica ederim.

Bu bilimsel çalışmaya vakit ayırdığınız ve katkıda bulunduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.

Arş. Grv.Ergün EROĞLU

Đ.Ü. Đşletme Fakültesi Avcılar / ĐSTANBUL

267

1. Adınız Soyadınız :

2. Firma Adı :

3. Firmanızın bulunduğu sektör :

4. Firmanızın faaliyete başlama yılı :

5. Firmanızın hukuki açıdan Statüsü (A.Ş., Ltd .Ş., gibi) :

6. Firmanızdaki tüm çalışan sayısı :

7. Firmanızın kalite güvence belgesi var ise adı :

8. Firmadaki göreviniz :

9. E-Mailiniz :

10. Araştırma Sonuçlarının raporunu istiyor musunuz? : Evet Hayır

ANKET SORULARI:

Đşletmenizle ilgili olarak, lütfen aşağıdaki seçeneklerden

size uygun olanını işaretleyiniz.

Kes

inli

kle

K

atıl

mıy

oru

m

Kat

ılm

ıyor

um

Kar

arsı

zım

F

ikri

m Y

ok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

K

atıl

ıyor

um

1. Firmanızın; uzun dönemli, açık ve net bir vizyon ifadesi

vardır.

2. Vizyon, çalışanların kalite yönetimine bağlılığını artırır.

3. Firmamız, kısa dönem işletme performans planına sahiptir.

4. Firmanızın detaylı kalite hedefleri vardır.

5. Firmanızın etkin kalite geliştirme planları vardır.

6. Firmanızın net bir kalite politikası vardır.

7. Politika ve planların oluşumunda farklı seviyelerden

çalışanlarımız bulunmaktadır.

8. Firmamızdaki kalite sistemi sürekli olarak geliştirilir.

9. Firmamızda, kalite sisteminin yerleştirilmesi için, yol

gösterici olarak ISO 9000 Standardları kullanılır.

268

Đşletmenizle ilgili olarak, lütfen aşağıdaki seçeneklerden

size uygun olanını işaretleyiniz.

Kes

inli

kle

K

atıl

mıy

oru

m

Kat

ılm

ıyor

um

Kar

arsı

zım

F

ikri

m Y

ok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

K

atıl

ıyor

um

10. Firmanızın kalite el kitabını okuduğumda, çok zor

anlarım.

11. Firmamız prosedürleri için, anlaşılır ve net dokümanlar

bulunmaktadır.

12. Firmamızda anlaşılır ve net çalışma talimatları

bulunmaktadır.

13. Firmamız, tedarikçileri ile uzun dönemli ilişkiler kurar.

14. Firmamız, tedarikçilerinin seçiminde en önemli faktör

olarak ürün (girdi) kalitesine bakar.

15. Firmamız, tedarikçilerinin kalite ile ilgili faaliyetlerine

sürekli olarak katılır.

16. Firmamız, tedarikçilerinden sağladığı ürünlerin

performansı hakkında geri besleme verir.

17. Firmamız, tedarikçilerinin işletme performansı hakkında

detaylı bilgiye sahiptir.

18. Firmamız, tedarikçilerinin kalite denetimlerinde her

zaman yol gösterir.

19. Firmamız, üretim gereklerini yerine getirebilecek

donanıma ve süreçlere sahiptir.

20. Firmamız her zaman temiz, düzenli ve bakımlıdır.

21. Firmamız girdi, süreç ve çıktılarla ilgili çok sayıda

değişik gözlemler yapar.

22. Üretim süreci, çalışanların yapacağı hataları minimum

tutacak şekilde dizayn edilmiştir.

23. Firmamız, süreç kontrol ve geliştirme için, yoğun olarak

PUKÖ ( Planla, Uygula, Kontrol at, Önlem al ) kullanır.

24. Firmamız, süreç kontrol ve geliştirme için, SPK

( Stratejik Planlama ve Kontrol ) kullanır.

25. Firmamız, süreç kontrol ve geliştirme için, Kaizen’in yedi

kalite kontrol aracını kullanmaktadır.

26. Ürün dizayn mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz atölye

tecrübesine sahiptir.

269

Đşletmenizle ilgili olarak, lütfen aşağıdaki seçeneklerden

size uygun olanını işaretleyiniz.

Kes

inli

kle

K

atıl

mıy

oru

m

Kat

ılm

ıyor

um

Kar

arsı

zım

F

ikri

m Y

ok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

K

atıl

ıyor

um

27. Yeni ürün dizaynında, müşteri gereksinimlerine önem

verilir.

28. Yeni ürün geliştirmede, bölümler arası koordinasyon

eksikliği söz konusudur.

29. Yeni ürünler üretilmeden önce iyice denenir ve gözlenir.

30. Ürün dizaynında detaylı laboratuar çalışmaları yapılır.

31. Ürün dizaynı işleminde maliyet önemlidir.

32. Ürün dizaynında, Kalite Fonksiyon Göçerimi (Quality

Function Deployment - QFD) kullanılır.

33. Firmamız, her yıl müşteri tatmini için araştırmalar yapar.

34. Firmamız müşteri odaklı çalışmaktadır.

35. Firmamız, müşterilerinden sürekli olarak şikayet bilgileri

toplar.

36. Firmamız, ürün geliştirme fikirlerini toplamak için pazar

araştırmaları gerçekleştirir.

37. Firmamızda, kalite ile ilgili şikayetler değerlendirilmez.

38. Firmamızın ürünleri garantilidir.

39. Üst yönetim, kalite yönetimi faaliyetlerine aktif olarak

katılır.

40. Üst yönetim, kalite ile ilgili kavram ve teknikleri detaylı

olarak öğrenir.

41. Üst yönetim, çalışanların kalite yönetimine bağlılığını

artırmak için cesaret verir.

42. Üst yönetim, stratejik önemi olan toplantılarda kalite ile

ilgili konuları tartışır.

43. Bir çalışan olarak kalite problemlerinin çözümünde

yetkilerim oldukça azdır.

44. Üst yönetim, ürün kalitesine gerektiğinden daha fazla

odaklanır.

270

Đşletmenizle ilgili olarak, lütfen aşağıdaki seçeneklerden

size uygun olanını işaretleyiniz.

Kes

inli

kle

K

atıl

mıy

oru

m

Kat

ılm

ıyor

um

Kar

arsı

zım

F

ikri

m Y

ok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

K

atıl

ıyor

um

45. Üst yönetim, uzun dönem işletme başarısını gözetir.

46. Firmamız, birbirini kontrol eden (denetleyebilen)

takımlara (kalite çemberi) sahiptir.

47. Çalışanlarımız, kalite yönetimi faaliyetlerine aktif olarak

katılırlar.

48. Çalışanlar, firmanın başarısı için her türlü gayret ve

çabayı sarf ederler.

49. Çalışanların teklifleri değerlendirildikten sonra uygulanır.

50. Firmamız, çalışanlarının tekliflerini çok nadir olarak

değerlendirir.

51. Çalışanlar, işletmede karşılaştıkları problemleri çözmede

cesaretlidirler.

52. Firmamızda çalışanlar, iş problemlerinin rapor

edilmesinde cesaretlidir.

53. Đşletme içi eğitim ve öğretim faaliyetleri, benim için çoğu

zaman sıkıcı olmuştur.

54. Firmamızda, çalışanlarının eğitim ve öğretimi için yeterli

kaynaklar mevcuttur.

55. Çalışanlar, kalite yönetim metotlarının (araçlarının)

kullanımı konusunda eğitimlidirler.

56. Çalışanlara kalitenin farkında olunması için çeşitli

eğitimler verilmiştir.

57. Bütün çalışanlara özel işbaşı eğitimi verilmektedir.

58. Firmamız çalışanlarının, kariyerlerinin yükseltilmesinde

uzun dönemli eğitim faaliyetleri önemli bir kriterdir.

59. Firmamız; çalışanlarının, kalite yönetimi ile ilgili

çabalarını fark edebilmek için etkin çalışma koşulları

oluşturmuştur.

60. Firmamızda, çalışanların kalite yönetimine katılımlarını

artırmak için prim sistemi uygulanmaktadır.

271

Đşletmenizle ilgili olarak, lütfen aşağıdaki seçeneklerden

size uygun olanını işaretleyiniz.

Kes

inli

kle

K

atıl

mıy

oru

m

Kat

ılm

ıyor

um

Kar

arsı

zım

F

ikri

m Y

ok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

K

atıl

ıyor

um

61. Çalışanların fark edilmesi ve ödüllendirilmesi,

çalışanların kalite yönetimine sadakatini teşvik eder.

62. Çalışanların mükemmel teklifleri maddi olarak

ödüllendirilir.

63. Görev, yetki ve sorumlulukların artması; çalışanların iş

kalitesine bağlıdır.

64. Firmamızda, çalışanların mükafatları ve cezaları net

olarak belirlidir.

Đşletmenizle ilgili olarak, aşağıdaki ifadeleri ölçeklendiriniz.

Çok

şük

şük

Ort

a S

eviy

ede

kse

k

Çok

kse

k

1. Ürünlerinizin performans derecesi

2. Ürünlerinizin Türkiye’deki rakiplerinize göre satış başarısı

3. Ürünlerinizin güvenilirlik derecesi

4. Ürünlerinizin dayanıklılık seviyesi

5. Ürünlerinizin kullanışlılık derecesi

6. Firmanızın, maaş politikası ile ilgili tatmin dereceniz

7. Firmanızın, kariyer politikası ile ilgili tatmin dereceniz

8. Çalışanlarınızın istek ve önerilerinin değerlendirme

derecesi

9. Çalışanlarınızın firmanıza olan güven ve bağlılık derecesi

10. Müşterinizin ürün kalitenizle ilgili tatmin derecesi

11. Müşterinizin hizmet kalitenizle ilgili tatmin derecesi

12. Firmanızın müşteri isteklerini ön planda tutma derecesi

13. Müşterilerinizin firmanıza olan güveni ve bağlılık

derecesi

14. Müşterinizin fiyat politikanızla ilgili tatmin derecesi

272

15. Önceki yıla göre firmanızın pazar payı ne durumdadır?

5 Milyon $ ’dan az

5,1– 10 Milyon $

10,1 – 30 Milyon $

30,1 – 50 Milyon $

50 Milyon $ ’dan fazla

16. Firmanızın geçen yılda gerçekleştirmiş olduğu yıllık satış ne

kadardır?

Çok miktarda azaldı

Az miktarda azaldı

Aynı kaldı (değişmedi)

Az miktarda arttı

Çok miktarda arttı

17. Satışlarınız geçen yıla oranla ne durumdadır?

Çok miktarda zararda

Az miktarda zararda

Başa - baş noktasında

Az miktarda karda

Çok miktarda karda

18. Sizce firmanızın karlılığı geçen yıla göre ne durumdadır?

Çok miktarda azaldı

Az miktarda azaldı

Aynı kaldı (değişmedi)

Az miktarda arttı

Çok miktarda arttı

19. Yurt dışı satışlarınız geçen yıla oranla ne durumdadır?

Çok miktarda azaldı

Az miktarda azaldı

Aynı kaldı (değişmedi)

Az miktarda arttı

Çok miktarda arttı

273

EK-2: ANKET VERĐLERĐNE ĐLĐŞKĐN FREKANS TABLOSU D

ĐŞK

EN

KO

DU

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

RA

RS

IZIM

KA

TIL

IYO

RU

M

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

IYO

RU

M

TO

PL

AM

V11 2 20 73 134 41 270

V12 1 27 97 114 31 270

V13 1 22 62 138 47 270

V14 0 19 64 141 46 270

V15 2 49 85 109 25 270

V16 2 30 68 132 38 270

V17 7 61 115 69 18 270

V21 0 19 72 129 50 270

V22 6 43 57 111 53 270

V23 18 24 71 86 71 270

V24 4 31 67 102 66 270

V25 2 20 58 130 60 270

V31 0 28 62 108 72 270

V32 0 18 52 132 68 270

V33 11 54 85 92 28 270

V34 1 7 45 127 90 270

V35 0 38 68 127 37 270

V36 2 39 112 95 22 270

V41 2 21 60 121 66 270

V42 2 26 84 119 39 270

V43 0 6 41 127 96 270

V44 1 13 51 136 69 270

V45 0 32 75 116 47 270

V46 1 23 58 127 61 270

V47 8 62 120 64 16 270

V51 3 17 75 136 39 270

V52 2 2 49 136 81 270

V53 14 70 101 60 25 270

274

DE

ĞĐŞ

KE

N K

OD

U

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

RA

RS

IZIM

KA

TIL

IYO

RU

M

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

IYO

RU

M

TO

PL

AM

V54 5 14 80 129 42 270

V55 0 12 67 152 39 270

V56 18 56 95 55 46 270

V57 31 75 125 31 8 270

V61 2 21 75 116 56 270

V62 0 8 36 135 91 270

V63 4 29 96 107 34 270

V64 4 37 64 132 33 270

V65 6 28 63 100 73 270

V66 0 7 59 146 58 270

V71 0 12 47 111 100 270

V72 1 41 74 96 58 270

V73 1 6 49 121 93 270

V74 3 33 46 111 77 270

V75 1 11 28 133 97 270

V76 1 22 64 118 65 270

V77 0 20 58 80 112 270

V81 7 60 109 68 26 270

V82 1 27 117 94 31 270

V83 0 19 63 156 32 270

V84 0 14 102 132 22 270

V85 0 21 80 140 29 270

V86 2 15 92 135 26 270

V87 1 20 101 119 29 270

V91 2 23 60 138 47 270

V92 3 57 75 88 47 270

V93 1 52 116 81 20 270

V94 3 10 64 148 45 270

V95 1 3 56 150 60 270

V96 11 47 89 92 31 270

275

DE

ĞĐŞ

KE

N K

OD

U

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

TIL

MIY

OR

UM

KA

RA

RS

IZIM

KA

TIL

IYO

RU

M

KE

SĐN

LĐK

LE

KA

TIL

IYO

RU

M

TO

PL

AM

V101 4 21 101 116 28 270

V102 30 69 83 82 6 270

V103 1 53 103 83 30 270

V104 13 59 81 99 18 270

V105 9 53 103 95 10 270

V106 3 30 110 107 20 270

DE

ĞĐŞ

KE

N K

OD

U

ÇO

K D

ÜŞ

ÜK

ŞÜ

K

OR

TA

SE

VĐY

ED

E

KS

EK

ÇO

K Y

ÜK

SE

K

TO

PL

AM

R11 2 38 142 83 5 270

R12 5 60 145 56 4 270

R13 1 20 81 137 31 270

R14 1 3 34 154 78 270

R21 1 28 117 101 23 270

R22 0 12 51 119 88 270

R23 4 38 112 103 13 270

R24 8 82 94 65 21 270

R25 1 34 89 79 67 270

R31 0 21 68 112 69 270

R32 0 3 27 123 117 270

R33 1 22 96 94 57 270

R34 0 1 22 92 155 270

R35 21 14 37 107 91 270

R41 0 9 64 134 63 270

R42 2 91 98 55 24 270

R43 0 23 83 112 52 270

276

DE

ĞĐŞ

KE

N K

OD

U

ÇO

K D

ÜŞ

ÜK

ŞÜ

K

OR

TA

SE

VĐY

ED

E

KS

EK

ÇO

K Y

ÜK

SE

K

TO

PL

AM

R44 0 11 72 140 47 270

R45 7 10 151 47 55 270

EK-3: VERĐLERE ĐLĐŞKĐN TANIMLAYICI ĐSTATĐSTĐK DEĞERLERĐ

DE

ĞĐŞ

KE

N

KO

DU

OR

TA

LA

MA

MO

D

ST

AN

DA

RT

SA

PM

A

ÇA

RP

IKL

IK

BA

SIK

LIK

V11 3,71 4 0,839 - 0,477 0,125

V12 3,54 4 0,838 - 0,160 - 0,352

V13 3,77 4 0,844 - 0,514 - 0,007

V14 3,79 4 0,805 - 0,424 - 0,144

V15 3,39 4 0,913 - 0,180 - 0,665

V16 3,64 4 0,883 - 0,478 - 0,165

V17 3,11 3 0,918 0,097 - 0,334

V21 3,78 4 0,829 - 0,316 - 0,388

V22 3,60 4 1,043 - 0,466 - 0,564

V23 3,62 4 1,159 - 0,610 - 0,327

V24 3,72 4 1,006 - 0,458 - 0,482

V25 3,84 4 0,881 - 0,595 0,093

V31 3,83 4 0,941 - 0,409 - 0,714

V32 3,93 4 0,842 - 0,538 - 0,182

V33 3,27 4 1,025 - 0,199 - 0,595

V34 4,10 4 0,793 - 0,683 0,379

V35 3,60 4 0,893 - 0,331 - 0,620

277

DE

ĞĐŞ

KE

N

KO

DU

OR

TA

LA

MA

MO

D

ST

AN

DA

RT

SA

PM

A

ÇA

RP

IKL

IK

BA

SIK

LIK

V36 3,36 3 0,853 - 0,031 - 0,364

V41 3,84 4 0,907 - 0,560 - 0,105

V42 3,62 4 0,874 - 0,317 - 0,243

V43 4,16 4 0,757 - 0,585 - 0,111

V44 3,96 4 0,819 - 0,619 0,277

V45 3,66 4 0,902 - 0,255 - 0,674

V46 3,83 4 0,888 - 0,525 - 0,199

V47 3,07 3 0,906 0,110 - 0,222

V51 3,71 4 0,831 - 0,542 0,424

V52 4,08 4 0,757 - 0,654 0,929

V53 3,04 3 1,030 0,137 - 0,524

V54 3,70 4 0,859 - 0,583 0,609

V55 3,81 4 0,732 - 0,372 0,093

V56 3,20 3 1,150 0,008 - 0,767

V57 2,67 3 0,929 0,065 - 0,015

V61 3,75 4 0,897 - 0,393 - 0,256

V62 4,14 4 0,755 - 0,664 0,238

V63 3,51 4 0,899 - 0,265 - 0,184

V64 3,57 4 0,925 - 0,537 - 0,197

V65 3,76 4 1,033 - 0,573 - 0,316

V66 3,94 4 0,732 - 0,314 - 0,135

V71 4,11 4 0,845 - 0,654 - 0,263

V72 3,63 4 0,997 - 0,216 - 0,899

V73 4,11 4 0,799 - 0,636 0,172

V74 3,84 4 1,011 - 0,647 - 0,362

V75 4,16 4 0,797 - 0,967 1,111

V76 3,83 4 0,901 - 0,457 - 0,358

V77 4,05 5 0,963 - 0,608 - 0,749

V81 3,17 3 0,968 0,123 - 0,475

V82 3,47 3 0,839 0,075 - 0,375

278

DE

ĞĐŞ

KE

N

KO

DU

OR

TA

LA

MA

MO

D

ST

AN

DA

RT

SA

PM

A

ÇA

RP

IKL

IK

BA

SIK

LIK

V83 3,74 4 0,755 - 0,530 0,188

V84 3,60 4 0,713 - 0,109 - 0,199

V85 3,66 4 0,774 - 0,337 - 0,175

V86 3,62 4 0,765 - 0,393 0,390

V87 3,57 4 0,795 - 0,156 - 0,165

V91 3,76 4 0,865 - 0,589 0,142

V92 3,44 4 1,043 - 0,089 - 0,973

V93 3,25 3 0,863 0,161 - 0,523

V94 3,82 4 0,789 - 0,680 1,052

V95 3,98 4 0,713 - 0,406 0,515

V96 3,31 4 1,021 - 0,240 - 0,486

V101 3,53 4 0,839 - 0,342 0,216

V102 2,87 3 1,039 - 0,218 - 0,870

V103 3,33 3 0,927 0,124 - 0,736

V104 3,19 4 1,007 - 0,269 - 0,623

V105 3,16 3 0,898 - 0,296 - 0,374

V106 3,41 3 0,826 - 0,212 - 0,057

R11 3,43 3 0,805 0,003 - 0,260

R12 4,05 4 0,832 - 0,558 - 0,302

R13 3,31 3 0,826 - 0,266 - 0,127

R14 3,03 3 0,988 0,236 - 0,638

R21 3,66 3 1,000 - 0,120 - 0,974

R22 3,19 3 0,720 - 0,118 - 0,035

R23 2,98 3 0,751 - 0,017 0,060

R24 3,66 4 0,793 - 0,386 0,031

R25 4,13 4 0,691 - 0,653 1,263

R31 3,85 4 0,894 - 0,358 - 0,638

R32 4,31 4 0,695 - 0,707 0,112

R33 3,68 3 0,910 - 0,102 - 0,694

R34 4,49 5 0,661 - 0,997 0,181

279

DE

ĞĐŞ

KE

N

KO

DU

OR

TA

LA

MA

MO

D

ST

AN

DA

RT

SA

PM

A

ÇA

RP

IKL

IK

BA

SIK

LIK

R35 3,86 4 1,170 - 1,108 0,527

R41 3,93 4 0,775 - 0,312 - 0,347

R42 3,03 3 0,964 0,493 - 0,623

R43 3,71 4 0,873 - 0,187 - 0,658

R44 3,83 4 0,759 - 0,264 - 0,220

R45 3,49 3 0,944 0,155 - 0,080

280

ÖZGEÇMĐŞ

1970 yılında Niğde’de doğdu. Đlköğrenimini Adana ve Đstanbul’da tamamladı. 1988

yılında Deniz Lisesi’nden mezun oldu ve bir yıl sonra Đstanbul Teknik Üniversitesi

Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektrik Mühendisliği bölümünü kazandı. 1993

yılında elektrik mühendisi oldu. 1993-1996 yılları arasında iki özel firmada elektrik

mühendisi olarak çalıştı.

1996 yılında Đstanbul Üniversitesi Đşletme Fakültesi Sayısal Yöntemler Anabilim

Dalı’nda Araştırma Görevlisi oldu. Aynı yıl evlendi.

1996 yılında girdiği Đstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đşletme

Anabilim Dalı, Sayısal Yöntemler Bilim Dalı’nda, almış olduğu derslerini ve

“Elektrik Enerjisi Tüketiminde Reaktif Güç Kompanzasyonunun Ekonomik Açıdan

Đncelenmesi” konulu tezini tamamlayarak Yüksek Lisans mezunu oldu. 1998 yılında

Đstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đşletme Anabilim Dalı, Sayısal

Yöntemler Bilim Dalı’nda Doktora programına başladı. 1999-2000 eğitim öğretim

yılında Đstanbul Üniversitesi Đşletme Đktisadı Enstitüsü Đşletme Đhtisas Programı

Gece Bölümü’nde Lisansüstü eğitimi aldı.

Ergün Eroğlu, halen Đ.Ü. Đşletme Fakültesi Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı’ndaki

görevine devam etmektedir.