Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
16\~~~i H~~[]~
A~S[E~~ S·EMPOZYUMU
Bu sempozyum
AK.DENİZ ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESI ve
DİYANET İŞLERi BAŞKANLI CI ANTALYA İL MüFTÜLOCO
iş birliği ile düzenlenmiştir.
08-09 KASIM 2013
ANTALYA
DİYANET İŞLERi BAŞKANLIGI YAYINLARI: 1366 İ1mi Eserler: 214
Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel Salman
Yayın Koordinatörü Yunus Akkaya
Yayma Hazırlayanlar Prof. Dr. Ahmet ÖGKE Doç. Dr. Sabri YILMAZ
Tashih Mahir Kılınç
Grafik & Tasarım Ali Çınkı
Baskı
Epa-Mat Basım Yayın Ltd. Şti. (0.312) 394 48 63
2. Baskı. Ankara 2017
ISBN 978-975-19-6758-9 2017-06-Y-0003-1366
Sertifika No: 12931
Eser İnceleme Komisyon Kararı 12.04.2017/11
© Diyanet İşleri Başkanlığı
İletişim Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü Basılı Yayınlar Daire Başkanlığı
Tel: {0.312) 295 72 93-94 Faks: {0.312) 284 72 88
e-posta: diniyayirı[email protected]
Dağıtım ve Satış Döneı: Sermaye İşletme Müdürlüğü
Tel: (0.312) 295 7153-295 7156 Faks: {0.312) 285 18 54
e-posta: dosirrı@diyanet.gov.tr
AHMET HAMDİ AKSEKİ'NİN ENTELEKTÜEL YÖNÜ: AHMET HAMDİ AKSEKİ ÖRNEKLiGiNDE
CUMHURİYET DÖNEMİ DiN-SiYASET TARTIŞMALARI BAGLAMINDA GÜNDELİK
HAYAT-DiN İLİŞKİSİ
Yrd. Doç. Dr. Babset KARSLI Akdeniz Üniversitesi İliliiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Antalya
Özet
Bir kişiyi analiz etmekyaşadığı dönemin sosyolojik, tarihsel dinamiklerini irieelemek demektir. Dünya ölç!!ğirıde büyük hadiseleriri meydana geldiği döneme şahit olan ve bu hadiselere karşı fikirsel ve eylemsel olarak bağımsız kalmayan bir entelektüel kişiliği ve duruşu irlcelem€k, hem dönemin siyasal-sosyal dokusuna inineyi hem de daha geniş perspektifte küresel sorunlar çerçevesinde analiz etmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede tebliğe entelektüel kavramının analiziyle başlanacaktır. Daha sonra konumuz özelinde Ahmet Hamdi Akseki'nin özellikle din-siyaset tartışmaları bağlamında izlediği yöntem analiz edilecektir. Son olarak. zihinsel dılnyamıza deriri katkıları olan, gündelik hayat-din tartışmalar ma örnek olarak da sunulabilecek yazarlı ğı ve kitapları incelenecektir.
Giriş
Üzerinde birliğe varılan, kavramsal çerçevesi ve sınırlan belirlenmiş bir entelektüel kavramından bahsetmek mÜmkün değildir. Entelektüel kavramı bakış açınıza, beklentinizeve yüklediğiniz anlama göre tanımlana bilmektedir. Bundan dolayıdır ki kavram açıklanuken kişinin zekası, konuşması, yazması, diğer insanlarla aralarındaki farkı, rehberliği, savunmacılığı, eleştiriciliği, sembollere hilimiyeti, fikirsel-eylemsel tutarlılığı, bireysel-toplumsal fonksiyonu, eşyayla-alemle
- - 437 - -
AHMET HAMDi AKSE KI SEM!'OZYUMU
olan münasebeti, toplumsal meşruiyeti, toplumsallığa kattı ğı meşruluk derecesi gibi çok farklı açılar kullanılmaktadır.
Cemil Meriç'in yaklaşımıyla söylenecek olunursa kelimenin vatanı Fransa'dırı. Dreyfus davasıyla birlikte kavrama sağ ve sol boyutlarıyla tanımlar geliştirilmiştir. Sağ bakış, kavrama mesafeli olurken, sol bakış kavramı kendine daha yakın
görmektedir. Çok net olmamakla birlikte sağ, kişi merkezli ve birikim merkezli bakışla entelektüeli tarif etmiştir. Sol bakış ise en başta entelektüeli, işinin veya düşüncesinin mahiyetine göre tarif edemediklerini belirtmiştir. Buna mukabil toplumsal
fonksiyonuna veya t.oplumsal katkısına göre tarif edilmesi daha yaygın bir kanaat olarak benimsenmiştir. Bu noktad~ entelektüellerin geniş bir grup veya küçük ama seçkin bir grup mu oldukları tartışması açılmıştır.2
Antorıio Gramsci bütün insanlar entelektüeldir, ama toplumda herkes entelektüel işlevi görmez3 iddiasından sonra kendi bayatı örnekliğinden yola çıkarak entelektüel işlevi görenleri iki tipe ayırmaya çalışır. Birincisi geleneksel entelektüel:
iş devarnlılığı ve sürekliliğine dayalı olarak öğretmenler, din adamları ve idarecilerdir. İkincisi ise, organik entelektüeller ki, onları çıkarlarını örgütlemek, daha fazla iktidar, daha fazla denetim gücü elde etmek için kullanan sınıftarla veya
kuruluşlarla direk bağlantılı olanlardır.4 Kavrama ilişkin tartışmalar ve değerlendirmeler bununla sınırlı değildir. Ama mutlaka belirtilmelidir ki entelektüel kavramı modern zamanın kavramıdır. Bunun sonucunda da kamusallık-entelektüellik tartışması açılmıştır.5 Entelektüel, belli bir kamu için ve o kamu adına bir
mesajı. görüşü. tavrı.jelsefeyi ya da kanıyı temsil etme. cisimleştirme, ifade etme yetisine
Entelektüel. bugünkü manasını Dreyfus davasıyla kazanmıştır. 1889'da Fransa ordusunda kurmay yüzbaşılığa yükselen Yahudi olan Alfred Dreyfus, Paris Savaş Bakanlıgında çalışırken Alman askeri ataşesine askeri sırları saımakla suçlarur. Bu olayla başlayan sürecin bii tarafı ki-
., lisesi, ordusu. genelkurmayı ve bütün müesseseleriyle Frarısa, diğer tarafıru ise, bii avuç yazar oluşturmaktadır. 14 Ocak 1893 tarihli L'Aurore gazetesi En1elekffiellerin Beyannamesi'ni yayımlar. Gelenekle kalem arasındaki bu savaşın başkahramanı Zola, çağın en belirgin entelektüel tipini oluşturmaktadır. O tarihten sonra entelektüel, yazı veya söz aracılığı ile toplumun şu urlanmasına yardım eden kişi olur. Yol gösteren, aydınlatan. ilham eden kişi. Ki bu yönüyle kelime sol'un bayrağıdır artık. <Cemi! Meriç, Mağaradalciler. netişim Yay .. lstanbu12011, s_, 15-16.> Edwad Said, Enlelelctüel, Çev: Tuncay Biikan,lstanbu12009, s., 21. Said. s .. 21; bkz. (Hapishane Defterler. Çev: Adnan Cemgil. Belge Yay., 1997}; Antonio Gramsci. The Prison Notebooks: Selections, Ing. Çev. Quintin Hoare ve Geoffrey Nowel-Smith, <Londra: Lawrence and Wishart, 1973). Said, 21-23; ayrıca bkz. Şerif Mardin, Türlciye'de Din ve Siyaset, Makaleler J, netişim Yay., İstanbul 2007. Kemal H. Karpat, ·Aydınlar ve Kimlik". Doğu Balı, 9/35,2009, s. 61-86; Etyen Mahçupyan, "Hangi Entelektüel?" DoAu Balı, 9/35,2009. s.l1-26.
_ .... 438 - -
ALTINCI OTURUM
sahip olan bireydir.6 Bu başlık altında A. H. Akseki'nin entelektüelliği, kavramın
geniş anlam örgüsünde, toplumsal olaylara katkı sunan ve toplumsal olaylardan . kaçmayan, dolayısıyla da yöntem sahibi olmak şeklinde bütüncül bir perspektifle ele alınacaktır.
1. A. H. Akseki'nin Yaşadığı Dönemin Analizi ve Bu Süreçte Aldığı Pozisyonun Fikri Alt Yapısı '"
Bir kişinin entelektüelliğini tanımlarken olmazsa olmaz temellendirmelerin başında o kişinin yaşadığı t~ihsel şartların sosyo-ekonomik, sosyo-psikolojik,
psikolojik ve politik boyutları ve bu boyutlara ilişkin kişinin tavrı gelmektedir. Ahmet Harndi Akseki, siyasi çalkantılar ın ve savaşların h~m rejimleri değiştir
diği hem de derin zihinsel tartışmalarla fikirlerin dönüştılrüldüğü bir dönemde yaşamıştır. O, çocukluk döneminde Osmanlı Saltanatı'na, gençliğinde Meşrutiyet' e ve kemal yaşında Cumhuriyet' e şahit olmuştur? Yaşadığı dönemin zihinle
re dolayısıyla da geleceğe ilişkin oluşturacağı sıkıntılara karşın Aks eki, fikirsel
ve sorumluluk üstlenen eylemsel bir mücadele içinde bulurımuştur. Daha genel bir tanımlamayla söylenecek olursa, onun yönteminin özeti: lnzivaya çekilmek
veya akıntıya katılmak dışında altematifin kalmadığı bir dönemde üçüncü bir yol bulabilmekti. Akseki'nin izlediği bu yöntem hem tarihsel şartlardan hem de dirı-devlet-halifeliğe ilişkin fikrinden kaynaklanmaktadır.
a. Yaşadığı Dönemin Tarihsel Süreci
Ahmet H. Akseki 1887-1951 yılları arasında yaşamıştır. Zikredilen yıllar bu
günkü din-siyaset ilişkisinin alt yapısının çizildiği yıllardır. Akseki ise bu dönemde aktif olarak görev alarak önemli katkılarını sunmuştur. Bir diğer ifadeyle onun çocukluk yılları savaş sürçleridir aynı zamanda. Yine Akseki'nin hayatına tekabül
eden tartışma konuları şunlardır: geri kalmışlık-Batıcılık, Modemleşme-lsl~m. laiklik-din-cumhuriyet ve demokrasi-laiklik-din.8 Her ne kadar tarafırnızca böyle sadece döneminin daha iyi analizine matuf olarak kategorileştirilme yapılmışsa da bu
kavrarrılar hep iç içe tartışılmış ve ele alınmıştır.
Said. S.27: Enielektüel kavramının tarihsel analizine ve sınıfsal ideolojisine ilişkin ayrıca bkz. Alvin W. Gouldner, Entelektiielin Geleceği, Eti Kitapları, Çevirenler: Ahmet Ozden-Nway Tunalı, lstanbul1993: Samir Amin. Enteleletüel Yolculuğum, Çev: U~ Günsün, Ütopya Yayın evi, Ankara 2000. Hayrettin Karaman, "Fıkıhçı Olarak Aksekili Ahmet Harndi Efendi", Ahmet Harndi Ak~eki Sempozyumu, Yayma Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDV Yay., Ankara 2005, s.39-45. Bu tasnif tarafımızca yapılmış olup esasmda bu kavramlar 19 ve 20. y(izyılda hep iç içe tartışılmıştır. Böyle bir tasnif yapmadaki amaç ise. Ahmet Harndi Akseki'nin yaşadığı dönemin siyasal ve zihinsel zorluklarını belirtmeye matuftur.
- - 439
AHMET HAMDi AKSEKI SEMPOZYUMU
Akseki'nin yaşadığı dönem bu tartışmaların doğurduğu siyasal kutuplaşma dÖnemidir. Bu noktada önceliğin vatan savunmasına verildiği Kurtuluş Savaşı yılları istisna olarak zikredilebilir. Akseki bu süreçte savaş muhabiri olarak Bulgaristan'da bulunmuştur.9 Din-devlet ilişkilerİilin tartışıldığı, hakimiyetin hangi tarafta olması gerektiği hususunda süregelen tartışmalar, savaş sonrası kurulan/ kurgusal devletle daha da alevlenmiş tir.
Ana başWar hillnde onun hayatımn önemli noktalarına bakıldığında oynadığı rol daha iyi anlaşılacaktır. Beş yaş gibi çok erken dönemde Kur'an-ı Kerim' i babasından, tecvidi köy hocası Hatip Ali Efendi' den öğrenmiş tir. On dört yaşında geldiğinde mühür kazarak para bir~tirir. Eğitim için Odemiş'e gider. Daha sonraki yıllarda İstanbul-medrese süreci başlar. Devrin önemli alimlerinden dersler alu. Balkanlarda savaş muhabirliği yapar ve "Bulgaristan Mektupları" adı altında dergide neşreder. Akseki bir taraftan eğimine devam ederken diğer taraftan Sebilürreşad dergisinde yazılar yazmıştır. Bu dergi dönemiri meşhur siyasal referanslı dergisi olup Akseki'nin dirı-siyaset ilişkisine yönelik görüşlerinin sırurlarım çizmesi açısından bu derginin yazarları arasında zikredilmesi önemlidir. İstanbul'un muhtelif camilerinde "kürsü şeyhliği" yapar. Medreselerde tarih felsefesi ve ilm-i nefs (psikoloji) müderrisliğinde bulunur. 1 Mart 1922'de Şer'iye ve Evkaf Vekaletinde Tedrisat Umu?l Müdürlüğünde bulunur. Medreselerin ıslahı üzerine en kapsamlı çalışma onun döneminde gerçekleşmiştir. 1924 medreselerin kapatılması üzerine Daru'l-Fürıun ilahiyat Fakültesine tayini yapılır. 26 Nisan 1924'te Diyanet İşleri Başkanlık teşkilatı süreci başlar. 21 Temmuz 1939 yılında ilk
Diyanet İşleri Reis Muavini olur. 30 Nisan 1947'de Diyanet İşleri Reisi olur ve bu görevi 8 Ocak 1951'e kadar sürdürmüşrur.ıo Teferruatlı ve kronolojik bir biyografiden ziyade, konu açısından önemirle binaen ana hatlarıyla verilen bu kısa hayat öyküsünde de görüldüğü üzere Akseki, zor dönemde hep sorumluluk üstlenerek sorunlara çare üretmeye çalışmıştır.
I. Meclis'in feshi, Cumhuriyet'in ilanı, Lozan Anlaşması'mn Meclis'te onaylanması ve 3 Mart 1924'te çıkartılan Hilafetin llgası, Medreselerin Kapatılması ve Şer'iye ve EvkafVekaleti'nin lağvedilerek Diyanet İşleri Başkanlığının·kurulması,
dönemiri önde gelen mütefekkirlerinde hayal kırıklıkları yaşatmıştiL M. AkifMısır'a gider, Mustafa Sabri Efendi mernleketi terk eder, Said Nursi'nin ise sürgün
Veli Ertan, Ahmet Harndi Ak:seki. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., lstanbul1988, sJ-4. 10 Niyazi Baloğlu, "Diyanet Işleri Reisi Olarak Ahmet Harndi Akseki", Ahmet Harndi Akseki
Sempozyumu, Yayma Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDV Yay., Ankara, s.7-14; Ethem Alimoğlu, ·Ahmet Harndi Akseki'nin Hayatı •. Ahmet Harndi Akseki Sempozyumu, Yayma Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDV Yay., Ankara, 3-6; Bkz. Ertan, Ahmet Harndi Ak:seki.
-- 440 - -
ALTI N CI OTURUM
hayatı başlar. Tabiri caizse inzivaya çeldimeie veya alantıya katılmak (kapılmalc) dışında alternatijin kalmadığı bir dönemde o köşesine çek:ilmemiştir. Diyanet İşleri Başkanı olduktan sonra yapılan eleştirilere "Ben bu makama. dahafazla kötülüğe ma ni olmak için katlanıyorum." cevabı, onun yaşanan sıkıntılara karşı bir farkındalığının olduğunu göstermektedir. Nitekim o, Cumhuriyet Dönemi din politikalan çerçevesinde yazdırılmak istenilen mealin M. Akif. tefsirin Elmalılı Harndi Yazır ve Buhari tercümesinin Babanzade Ahmet Nairn Bey gibi ehil kfmselere verilmesinde her iki tarafı da ikna etrniştir.U Kısacası o, hayatının her döneminde, olaylara gücü yettiğince müdahil olmayı yeğleyen bir eylem adamıdır.
b. Din, Devlet ve Hükümetle İlgili Görüşleri
Akseki'nin din-siyaset ilişkisinde oynadığı üstlendiği ·hayati rolü, onun İslam'da devlet, rejim ve hükümet konularındaki fikirleri açıklamaktadır. O. Dini Dersler adlı eserinde şöyle demektedir:
Müslümanlık hem din hem şeriat (dünya hayatına ait düzen) olduğu için sınırlar (hudut) vazetmiş. hukuk tayin eylemiş. herkesi bunlara riayet etmeicle mükellef tutmuştur . ... Hudu-t şer'iyi ikame ve idame edecek, hükm-ü hakimi tenfiz, nizam-ı cem'i)ryeti ikame eyleyecek.bir kuvvet (hükümet) bulunmadıkça ahicam-ı şer'iyyenin teşriindeld hikmet tamam olamaz .... Binaenaleyh nazar-ı Islam'da hükümet ahicam-ı şer'iyyeyi ikame ve idameye, hükm-ü hakimi tenjize, nizam-ı cem'iyyeti siyanete memur bir lcuwettir. Müslümanlar nazarında halife ne masumdur ne de Allah tarafından vahye mazhardır. Kitabullahı, hadis-i Rasulü istediği gibi tefsir imtiyazına da malilc değildir. Halife masum olmadığı içindir ld. ona itaat de mutlak değildir. Kur'an'ın, sünnetin gösterdiği doğru yolu takip ettikçe, adaletten ayrılmı;ıdıkça kendisine itaat vadptir. Bu yolu bırakınca itaat lcafiyyen caiz değildir. Bundan dolayıdır Id Müslümanlar b(r taraftan itaatle, diğer taraftan da onun harekatını tetldlc ile memurdurlar. Kur'an-ı Kerim' e, sünnet-i nebeviyyeye muhalafette bulunan bir halifeyi indirip yerine başkasını çıkarmak Müslümanlar üzerine vadptir. Meğer Id hal'i (indirme) meselesi büyük bir fitne ve kargaşalığa mudp ola! Müslümanltieta halifeyi naspedecelc oları ya bizzat millet yahut milletin veldlleri olduğu için halifenin millet üzerinde değil, milletin halife üzerinde hakk-ı halcimiyen vardır.12
11 !smail Kara,· Ahmet Harndi Akseki'nin Basındaki Gı1ncelliği",Ahmet Harndi Akseki (SempozyumJ. Yayma Hazırlayanlar: H. Arslan- M. Erdoğan, Ankara 2005, TDV Yay., s.t23-29.
u Ahmet Harndi Aks eki. Dini Dersler, Evkaf-ı ls lamiye Matbaası, 1336, sJ45-346.
- -- 441 ..-.-
AHMET HAı\\O i AKSEKi SEMrOZYUMU
. Akseki'nin bu metni, devletin gerekliliği. adalet merkezli yönetim oluştur
manın önemi ve toplumu hukuk merkezli yönetmenin önemini göstermektedir.
Bu noktada dikkat çeken husus hilafet e, toplum (seçim) merkezli bakıp milletin
vekaletine hamledilmiş olmasıdır. Yine Kur'an'dan ve sünnet-i nebeviyyeden ay
rılan halifeyi indirme hakkın, üzerinde vekaleti bulunan millete ait olarak tanım
lanması dikkat çeken bir diğer önemli nokta olarak görülebilir. Zor zamanlarda
sorumluluk üstlenmesi gibi yine toplum menfaatine hamlen halifeyi indirme
meselesinin fitneye sebep olmaması kaydını eklemesi onun düşünsel arka pla
nının yansıması dır.
Akseki, teokrasi ilehilafetide kı yas etmiŞtir. Bu iki yönetim tarzının farklı ol
duklarını, İslam'ın siyasi sisteminin teokrasi ile benzerliğinin olmadığını ayrıntılı
olarak açıklamıştu. O rneğin teokraside yönetimin mutlak otoritesi ve teşr'i hakkı
vardır. Teokraside yöneticinin helal dediği helal, haram dediği haramdır. Sonra
sözü dini sul ta ve otoriteye getirerek şu tespitlerde bulunmuştur:
Müslümanlıkta mev'ıza-i haseneden, hayra davetten başka bir saltanat-ı
dini;rye yoktur. Bu ise öyle bir kuvvet, öyle bir selahi;ryettir ki Cenab-ı Hak onu, yalnız sultana, şeyhiiiislama değil, Müslüman'ın en acizine de vermiştir, en ka visine del En aciz bir lv.füslüman, en kavi bir di ndaşma karşı bu selahiyeti istimal edebildiği gibi en kavisi de en acıini yine bu kuvvet sayesinde ıslah edebilir. •n
Kur'an'ın takrir eylediği mebadi-i essasi;ryeye nazaran bir devletin, bir hükümetin esası ikidir: Emaneti, vezaifi ehline tevdi etmek, beyne'n-nas adi ile hüküm. Bu iki esas hangi şekl-i hükümetle temin edilirse o şekil meşrudur. Bunları temin etmeyen şekl-i hükümet her ne olsa gayr-i meşrudur. Bunun içindir ki Islô.m, asr-ı hazırda hak olmak üzere kabul olunan şekl-i hülcümetin mehasinini, esasını tamamı ile göstermiş vefakat şeklini tayin
... etmemiş. onu asrın icabına göre ehl-i hô.l ve akdi n tayinine terk etmiştir... Mesela siyaset ve kazaya müteallılc umur-u dünyevi;ryede şüranın lüzumun bildirmiş vefakat şüra için bir lcaide, bir nizarn vazetmemiştir. Çünkü bunun şekli her zaman ve mekana göre ümmetin ahval- i ictimaiY.)Iesi ile muhtelif olacağı bedihidir. Kezalik vücub-u şüra, hürriyet-i kelam, hürriyet-i içti ma, hiicciyet- i icma (Avrupalıların meclis- i nüvvap, parlemanto dedikleri manada) gibi mebnay-ı hükümet, medar-ı kıvam-ı saltanat olacak esasları vazı ile iktifa ederek hükümet-i İslô.mi;ryenin tarz-ı teşekkülünü tahdit, cüz'i;ryat-ı ahicamını yegan yegan tayin etmiştir. Çünlcü adalet
u Akseki, Dini Dersler, s.346- 349.
- - 442 - -
ALTINCI OTURUM
ve müsavata riayet, zarar ve zırarı defi hangi şekilde ise o şeklin meşru olduğunu bize bildirmiş oluyor.14
c. Ahmet Hameli Akseki'nin Eserlerini Dinsellik Açısından Değerlendirilmesi
Akseki'nin yaşadığı devrin sosyolojik ve politik ortamı, dinin yapısına ilişkin reforma gayretlerinin görece başarısızlığın yaşandığı, dolayısıyla da daha yoğun olarak zihniyet temelinde dinin bireysel. toplumsal görünümleri ve sadece siyasal olarak değil gündelik hayat temelinde de sınırlarının çizilmeye çalışıldığı bir atmosfere sahipti.
Hangi temele dayanırsa dayansın din, insanın gündelik b'aşamındaki belirleyici unsurların başında gelmektedir. Dirıler, hiyerarşi, teoloj.i ve davranış bilgisirıi ihmal etmeksizin kişi ile Tanrı arasında gerçekleşen karşılıklı ilişkiyi koordine edecek şekilde tarif edilmektedir. Bu yönüyle din yalnızca inanç sistemi ve metafizik duygu olmayıp birtakım davranış örüntüleriyle de kulluğun görünümlerine işaret etmektedir. ibadetler hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak uygulanır ve uygulanmasına ilişkin örneklik vurgusu güçlerıdirilir. Dini temelli inanç ve ritüeller, gündelik hayat tecrübelerine ve ilgilerine ilişkin güvenlik enjekte etmektedir. Gündelik hayat açısından bakıldığında da dirıler, yoğun bir şekilde güvenlik sağlayıcı roller üstlenerek oluşturulan güvenlik ortamının simgesi bağlamında kişisel ve toplumsal yaşanl!n ahlaki ve davranış kalıplarını sağlamaktadır.15
Dinsellik kavramı ise, daha çok bireysel ve sosyal tezahürleri ifade eder Şu bir gerçek ki. her din, teolojik bir yapıya ve bu yapıyı koruyan bir çembere yani ibadetler toplamına sahiptir. Dinsellik, söz konusu ibadet ve inanç ekseninde sosyal hayatla buluşmaktadır. Genel anlamda sosyaloğu ilgilendiren bir dinin teolojik yapısı veya fiili görüntülere siı.hip olduğu değil, aksine bu bağdaşık unsurların toplumsal alana yaydığı etkinin, varsa ne gibi işaret, im ve göstergelere sahip olduğudur. Bu yönüyle din değil dinselliktir. Dinsellikte, kişilerin dini tutum ve davranışla_rını tek tek özetleyen dindarlıktan öteye gidilerek elde edilebilecek genel anlama vurgu yapılır. Dinirı ve dindarlığın, biri Tanrı-insan diğeri de insan-Tanrı ilişkisi içinde somutlaşan pratikleri, dinselliğin de, toplumsal yapının gündelik hayata sızan ve onun evrenini oluşturan bir atmosfer·olduğu görülmektedir.16
Ahmet Harndi Akseki'nin yaşadığı dönem dinin görünür kılınan yönlerinin tartışıldığı görece de yasaklandığı, modem elitist bakışın. geleneksek kabulle.re
1• Aks eki, Dini Dersler, s.358-362. 15 Anthony Giddens, Modemli~in Sonuçları, Çev. Ersin Kuşdil, Ayrıntı Yay., lstanbul1994, s.95. 16 Necdet Subaşı. GOndelilc Hayat ve Dinsellilc, Iz Yay .. lstanbul2004, s. 43-44.
- - 443 - -
AHMET HAMDi AKSEKI SEMPOZYUMU
dayalı değer, davranış ve arzulardan vazgeçmekle kalmadığı, yeni yaşam tarzlarinın da seküler bir temelde oluşmasını arzu ettiği bir dönemdir. Tanzimat'la başlayan Batılılaşma, modernleşme, sekülerleşme, laiklik tartışmalatı dinin otantik kaynağından ziyade gündelik yaşam alanlarını dönüştürmeye ve dini yalnızca özel hayata daraltmaya çalışmayıp bireylerin anlam dünyalarında da oluşturulan pratiklerin görünümlerirıe müdahale etmek hedeflenmiştir. Zira dinin otantik kaynakları var olduğu müddetçe doğrudan hedef alınması hem kaynağın yapısal muhalefetiyle hem de müntesiplerinin sert karşı koyuşlarıyla yüzleşmektedir. Dinsel referanslı devlet yönetimi ve meşruiyetini dinden alan kurumsallaşmalardan vazgeçilmiş olunmasına rağmen dinin iç bütünlüğü, kaynaksal temellenişi ve irıanç-ibadete dayalı yapısal varlığı devam etmiştir. İşte bu noktada dinden ziyade dinsellik üzerinden, gündelik yaşam pratikleriyle toplumun geleceği dönemirı zihniyet algısıyla oluşturulmak istenmiştir. Teknik ve bürokratik Batılılaşma, modernleşme, ilerleme kavramlarıyla hem İslam eleştirisi hedeflenmiş hem de gündelik hayat pratikleri sekülerleştirilmeye çalışılmıştır.
Akseki'nin eserleri iktisattan psikoloji ye, sosyolojiden fıkha çok yönlü ve çeşitlidir. Ama Dini Dersler, Ahlak Dersleri, İlmihdl,lslam gibi eserler, dini pratikler ve bireyin din dünyasının, zihniyet yapısının dinsellik temelinde irışasına yardım etmek üzere kaleme alı~ş eserlerdir. İlmihal. halin bilgisi, hattı zatında yaşamı, gündelik hayat pratiklerini dirısel bir temelde ele almak anlamına gelmektedir. Dine dayalı bir ahlaktansa laik ve dünyevi temelli bir ahiakın savunulduğu ve bunun da kurumlar eliyle uygulamaya konulduğu bir dönemde Akseki, ahlak-din ilişkisini incelemiş ve alılakin dinsel-kutsal-metafizik temeline vurgu yapmıştır. Dirıden bağımsız alılakin bir işe yar amadiğını ifade etmiştir. "Bazı aydınlarm ileri sürdükleri dinden bağımsız ahiakın aklıselim sahipleri indinde pek kıymeti-yoktur, hatta böyle bir ahlak mevcut bile değildir. Esasendinden ayrı bir ahlak aslında ahiakın yok oluşu anlamına gelmektedir." Ahmet Harndi Akseki Ahlak: Dersleri (1924) eseriyle
- bireysel ve toplumsal hayatın düzeninde metafizik duygunun önemini işlerniştir. 17
Diğerlaraftan Akseki'nin ls lam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir eseri birey-din ilişkisinde ve dinselliğin toplumsal davranışın belirleyici unsuru olmasında son derece önem arz etmektedir. Böylesi tartışmaların olduğu bir dönemde İslam'ın fıtriliğini yazmak, önemli bir karar olsa gerek. Din olmadan birey ve toplum hayatının olmayacağını zımnında barındıran bu eserde Akseki, dinin yaşamsal gerekliliğini vurgular18 ve gündelik hayat içerisinde bireyin vicdanma/varlığına
17 Ahmet Ham di Alcseld. Ahlak Dersleri. DlB Yay., Ankara 1924. s.32-49. 18 Ahmet Harndi A.kseki.lslam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, Matbaai Ebüziyye.,lstanbul 1943.
s.XXX. Eserin giriş kısmında Islam dinini birçok alt başiılda inceler ve bu çerçevede bir alt başlığı
- - 444 ---
ALT INCI OTU RUM
indirgenen bir dinselliğin yapısal ve zihinsel boyutlarını analiz eder. Eserine ilk önce dinin kavramsal boyutundan başlar, kavrama ilişkin klasik tanımları analiz . eder ve dinin kökenine/varlığına ilişkinakli ve nakli deliller getirir.19 Dinin hem bireysel hem de toplumsal önemini işlediği ikinci b ölümün başlığını "Beşeri yete, Hem Ferdi Hem lçtimai_Bakımdan Dini n Lazumu" şeklinde atmıştır. Din, birey, toplum ilişkilerini analiz ettiği bu bölümde dinin bireysel ve toplumsal temeline ilişkin vurgusunu "Din, yalnızferdi bir ihtiyaç değil, aynı .. zamanda içti ma i bir zarurettir."20 ifadesiyle dile getirmişti. Vicdanı, fıtriliğe indirgeyip hayrı şerden ayırmaya ilahi bir hakime mililc olarak doğan insana bu lütfu, kudret- i fatıra 'nın verdiğini ifade eder.21
Dolayısıyla insan, varlık temelinde eline yatkın bir şe~de doğar. Din-fıtrat ilişkisi, dinin ontolojik temelini de içine alan bir boyutta incelenmiştir. Akseki'nin şu ifadeleri o dönemin politik/laik/sekiller bakış açısına cevap niteliğinde anlaşılabilir: "Din,fertleri mukaddes duygu ve itiyadlarla birleştirerek milli vicdanı vücuda getiren bir d mil olduğu gibi, cemiyetleri n itild ve tekdmıilü için de elzem bir müessesedir. Çunkü dini hak.jazileti ahldkiyedir, dini hak, mahzı adalettir. "22 Dinin menşeinin kutsiliğini vurguladıktan sonra onun toplum üzerinde en mükemmel kanunlardan daha kavi ve daha nafiz bir hakim23 olduğunu belirtmiştir. Bireyin yaşamında dinin önemini vurgulamak için din-insan birlikteliğirıi "Dinle insan ikizdir. "24 şek
linde dile getirmiştir. Di nin menşei nedir? Aklın Vazifesi, Dinlerin Tekamulü, Batıl Din ve ltikatlar Ne Suretle Çıkmıştır? gibi başlıklarla konuyu birçok yönden ele almıştır.25
Akseki, dinin gündelik hayatla ilişkisirıi, insanın dinle ilişkisirıi ve toplumun dinsellikle bağlantısını Islam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir eseriyle bireyin/toplumun ontolojisine hamlederek açıklamıştır.26
Sonuç
A. H. Akseki, çok yörılü bir kişiliğe sahip olup hem ülkenin o günkü yıllarında üstlendiği sorumluluk hem de bugüne etki eden zihniyet temelli çab~arı onu
19
:ıo
ll
n
D
14
25
16
·tslam Hayat Dini dir" şeklindediL Akseki .ls lam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, s. 1-36. Aks eki, ls lam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, sJ7-96. Akseki, lslamFıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir. s.99. Akseki,lslam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, s.136. Akseki,lslam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, s.137. Akseki,lslam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, s.155. Akseki,lslam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, s.345-655. Akseki başka eserlerinde de öncelikle din konusunu ele almış ve din-insanidin-toplum ilişkisini analiz e~tir. Bu açıklamaya örnek olmak üzere bkz. A. Hamıli Akseki,lslam Dini, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1975.
- - 445 - -
AHMET HAMDI AKSEKi SEMPOZYUMU
farklı kılan özelliğidir. Onun entelektüelliğini, toplumsal olaylara katkı sunan
ve toplumsal olaylardan kaçma yan, dolayısıyla da yöntem sahibi olmak şeklinde tanımlamak mümkündür.
Akseki din ve siyaset ilişkisindeki yönteminin özeti: İnzivaya çekilmek veya
akıntıya katılmak dışında alternati:fin kalmadığı bir dönemde üçüncü bir yol bulabilmekti. Din-fıtrat ilişkisine, dinin ontolojik temelini de içine alan bir boyutta inceleyerek katkı sunmuş tur.
Yıne Akseki, dirıin gündelik hayatla ilişkisini, insanın dinle ilişkisini ve toplumun dinsellikle bağlantısını, Islam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir vb. eserleriyle
bireyin/toplumun ontolojisine ha~ederek açıklamıştır.
Kaynakça Akseki, A. H .. Ahldk Dersleri, DlB Yay:. Ankara 1924.
Aksek:i, A. H., Dini Dersler, Evkaf-ı lslcimiye Matbaası, 1336.
Aksek:i, A. H.,Islam Dini, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1975.
Aks eki, A. H.,Islam Fıtri, Tabii ve Umumi Bir Dindir, Matbaai Ebüziyye, İstanbul19~ 3.
Alimoğlu, E., »Ahmet Hamdi Akseki'nin Hayatı", Ahmet Harndi Akseki (Sempozyumu), Yayına Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDV Yay., Ankara, 3-6; Bkz. Ertan. Ahmet Harndi Akseki.
Aınin, S., Entelektüel Yolculu~um, Çev: Uğur Günsün, ütopya Yayınevi. Ankara 2000.
Baloğlu, N., »Diyanet İşleri Reisi Olarak Ahmet Hamdi Akseki", Ahmet Harndi Akseki (Sempoz-yumu), Yayma Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDVYay., Ankara, s.7-14.
Ertan, V., Ahmet Harndi Akseki, Kültür ve Thrizm Bakanlığı Yay., lstanbul-1988.
Giddens, A., Modemlig in Sonuçları, Çev. Ersin Kuşdil, Ayrıntı Yay., lstanbul1994, s.95.
Gouldner, A. W., Entelektüelin Geleceği, Eti Kitapları, Çevirenler: Ahmet Özden-Nuray 1\ı-nalı, lstanbul1993.
Kara. 1.. »Ahmet Harndi Akseki'nin Basındaki Güncelliği", Ahmet Hamdi Akseki (Sempozyum), Yayma Hazrrlayarılar: H. Arslan-M. Erdoğan, Ankara 2005, TDV Yay., s.123-29.
- Kara.Q!an, H., afıkıhçı Olarak Aksekili Ahmet Ha md i Efendi", Ahmet Ham di Akseki Sempoz-yumu, Yayma Haz: H. Arslan-M. Erdoğan, TDV Yay., Ankara 2005.
Karpat, H. K., "Aydınlar ve Kimlik", Doğu Batı, 9/35, istanbul2009, s. 61-86.
Mahçupyan, E., "Hangi Entelektüel?" Doğu Batı, 9/35, 1stanbul2009, s.ll-26.
Mardin, Ş., Türkiye'de Din ve Siyaset, Makaleler 3, lletişim Yay., !stanbul2007.
Meriç, C.. Mağaradakiler, İletişim Yay., İstanbul2001.
Said, E .. Ente.lektüel, Çev: Tuncay Birkan, İstanbul2009.
Su başı. N., Gündelik Hayat ve Dinsellik, iz Yay., 1stanbul2004.
- - 446 - -